Şebap Teker - şiirler - Yayın Tarihi: 5.1.2012 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.
288
Embed
Şebap Teker - Antoloji.comimg.antoloji.com/i/sair/pdf/0/sebap_teker_31900_10781.pdf · Şebap Teker - şiirler - Yayın Tarihi: 5.1.2012 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Şebap Teker
- şiirler -
Yayın Tarihi:
5.1.2012
Yayınlayan:
Antoloji.Com Kültür ve Sanat
Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerineaittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyetiyasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Budoküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veyatemsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılmasıkopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu vetaraf değildir.
Şebap Teker (1962 yılında Diyarbakır ili, Lice Doğumlu)1962 yılında Diyarbakır İli, Lice İlçasi, Delvan Mahallesinde Düyaya geldim,İlk ve orta okul birinci sınıfı Lice'de, ikinci sınıfı İstanbul Üsküdar lisesinde,Liseyi ise Lice lisesinde bitirdim.
Evli yim 2 kız, 3 Erkek babasıyım. Emekli Polis memuruyum, Şu anda Bursailinde Bay ve bayan Terzisiyim
Eserleri:
basılmış eserim yok ama çalışmalarım var,
1- Licenin Tarihini hazırlamaktayım ve yaklaşık 500 sayfalık olup, 4.500 yılıkbir tarihini bitirmek üzereyim,
2- İslamda meshep İmamları, Hadis imamları'nın Hayat ikayeleri ve 72 taneSapkın Fıkıh ile ilgili yaklaşık 5 yılık bir çalışmamı da bitirmiş bulunmaktayım,emekli olduktan sonra kitaplaştırmak istiyorum, çünkü şu anda bazısakıncalar ve riskler içere bilir, çünkü insanlarımız çok ön yargılı olurlar.
3- Şu ana kadar toplam 1100 cıvarında şiir Yazdım, ancak kayıt altına aldığımşiirlerim yaklşık 350 cıvarındadır. ve artık emekliyim, bundan sonra buşiirlerimi kitaphaline getirme zamanı geldi diye güşünerek, bu konudaçalışmalara başladım.
Bak geldi geçti dost, koca bir zamanAnlayın artık siz, bu Dünya yalanBir tek insanlıktır, tek bize kalanFanidir bu Dünya, fanidir faniKimi insan olmuş, kimisi cani
Uyanın dostlarım, uynın artıkZulümün sonu yok, neden hep yatıkHelal aşımıza, hep haram katıkFanidir bu Dünya, fanidir faniKimi insan olmuş, kimisi cani
Dünya geçicidir, olmuyor bakiNeden düşman olduk, biz bize sankiHepimiz kardeşiz, artık anlakiFanidir bu Dünya, fanidir faniKimi insan olmuş, kimisi cani
Taktık peşimize, başı boşlarıYollara dizdirdik, mezar taşlarıHer gün akıtırdık, gözden yaşlarıFanidir bu Dünya, fanidir faniKimi insan olmuş, kimisi cani
Yaşayıp gidiyor, dinden habersizİnsanlar ölüyor, inan sebepsizNamaza dururlar, ama niyetsizFanidir bu Dünya, fanidir faniKimi insan olmuş, kimisi cani
Her türlü yanlışta, ortak ararızÇıkar için her gün, hatır sorarızBizi soyanlara, yine kanarızFanidir bu Dünya, fanidir faniKimi insan olmuş, kimisi cani
Yalvarırım size, Cana kıymayınHaram lokma ile asla doymayınGarip Can Dostuna, gönül koymayınFanidir bu Dünya, fanidir faniKimi insan olmuş, kimisi cani16.03.2009
Çalışırsın ama kıymet bilen yokNeden halinize derman olan yokBu Dünyada düşmanınız inan çokCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
Kimse caydıramaz seni yolundanNeden kimse tutma senin kolundanBirgün sende patlayacan sonundaCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
Sizden başka çalışanlar varmı kiÇektiğiniz bir cezamı hakmı kiHakınıza sahip çıkan varmı kiCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
Sanmayın siz bu düzen yok olmazmıHak yiyenin hayatı son bulmazmıYüce mevlam bu hesabı sormazmıCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
Kimseye kul olma dön se özüneİnanmayın siz bunların sözüneHiç bakmazlar endamına GözüneCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
Medet beklemeyin soldan ne sağdanKöca bir ömür geçiyor yaşamdanTek bir dostun varsa o da YaradanCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
Görevinde asla İnsan ayırmaBu dostumdur bu akraba kayırmaBir zümrenin sesi olup bağırmaCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
Hukuksuzca işlerini yaparsanEl uzatıp sonra başa kakarsanOlur olmaz gönülleri yıkarsanCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
Giden gitmiş, sakın düşme peşineBir bakarsın her şey dönmüş tersineAkıl ermez gayri felek işineCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin
164 yıl oldu asla çıkmadık düzeÖlen öldü yine kaldık biz bizeCan Dostu karıştı yine bu sözeCan Polisin söyle kardaş neylersinAcep kader sana gülermi dersin09.04.2009
Bir yakamos yansımasındaBir ışık cismindeVe karanlığın en zifirisinde bileHep seni düşünür, seni ararım
Sen canımdan canGözümde mercanDilimde lisanBir yudum insanSeni nasıl unuta bilirim ki
Bedenimi zindana atsalar,Elerime kelepçe, ağzıma gem vursalarVe sana gelmesin diye ayaklarıma palangalar vursalar daYine seni düşünür, seni ararım
Ruhum hep seninle yeşermekteKülünden doğar sevdanaBaş koymuyum bu davamaVe dayanamam ağlamana
Bir kez olsun tuta bilsem elindenVe his edebilsem tenini tenimdeVarsın ulüm bile senden gelsinYine seni düşünür, seni ararım
Hayallerim yıkılsada hep sendeAcılara, vefasızlığa ve düşmanlığa yenilsemde gam etmemSadeceBedenime can veren sevdanınKahpeliğini yaşamıyayım bu bana yeter
Hani çıplak ayaklarla sokaklarda seni ararkenHaykırışların sensizleğinde seni yaşarkenVe bir mut içinde bana döneceğini düşünürkenHep seni düşünür, seni ararım
Kirpiklerinde hüzün damlaları akarken tenimeYüreğimdeki sevdanla yaşarımGözlerinde umudu ararımBozkırların serinliğini bulurumVe bir umutla bana döneceğini beklerim sevgilimHep seni düşünür, seni ararım
Hasretin dilimde, gönlüm viraneSevdanı yaşarken etmem bahaneBana döneceğin umuduyla yoluna bakarımİnan senin için, bu Dünyayı yakrım
Sana olan sevdamın yoktur tarifiBazen bir sonbaharın soluk yüzüBazen yaz ayında dağlara yağan kara benzer
Kadın ağlarken dönüşü olmaz bir sebeptir ağlaması,ve mümkünü olmaz telafisiGün kararırken gecede, tekrar ağarır sabahındaAğlarken sebepsiz de olsa bir çocuk,Ergeç susar durur ve olur telafisi mümkünü
Şayet ağlarsa bir kadınTabiat yüreğinde duyar sızısıVe düşü verir aile yüreğine kor ateşi
Ağlarken bir kadın sebepsiz değildir ağlaması,Ağır bir yüktür çeker bedeniİş te o an, işte o an onu susturmaya ne bu gün ben,nede yarın senin gücün yeter
Onu yıkılası törelerden kurtarmadıkça,Herifi kahvede keyif çaterken, onun ırgat gibi tarlaya sürülüşü son bulmadıkçaVe onun Anne olduğu hatırlanmadıkça,Nasıl sustura biliriz ki onu
Feryadına daynmak zordur ağlıyan kadınınFeryadına hangi yürek dayanırDüşünce toprağa bedeni, tüm umutlar kana boyanır
O kadın değilmiydi ki Ulusların çekirdeği,Uygarlığın topumu ve geleceğe uzanan soy
Tanrının buyruğu gibi görünse de erkek,Doğaya mimardır kadın.Ve kutsalığı baş verir kollarındaVe her derde kalkan iken sinesiNasıl duyarsız oluna bilir ki
Ağlarken bir kadınYok oluştur dünyada sevdanınAğlarken bir kadın En büyük ayıp değimlidir ki deryanınAğlarken bir kadın dönüşü olmaz bir yoldur mervanın
Varıp giden hayatlar sol bulsada,Naçar bedenler toprak olsadaOnun Anne olduğu unutulmamalıve asla ağlatılmamalı bir kadın. 04.02.2009
Ah Dünya fani DünyaKimine cenet ikenKimine Azap Dünya
Nice Canlar geldi geçti tahtındanGonca güller gibi kopardılar bağrından
Doğuşlar sevince boğarken yürekleriGidişler bir ölüm gibi çöker gecelere
Ve meçhuller çoğalır yanıtsız sorulardaAnlaması zor gelir kör gidişlerin yollardaMeçhullere başlarken yürüyüşlerMani olamıyor naçar bedenim
Çaresizlikler içerisinde belirlenir dönüm noktalarıVe duyarsızlıklar çığ gibi büyürken içimizdeKimseler el uzatamıyor kayan ümitlere
Zaman bazen durgun, bazen kayganBu kahrolası zaman ile uğraşmaya ne gücüm kaldı, ne de dayanacak taakatım var
Keşmekeş sesler ormanıda kaybolan bir çağ gibi yok olmaktayızO Çağ ki iyiliklerin yok olduğu ve dövünüldüğü bir harmanVe kimseler insanlık uğruna olamaz iken dermanHala neden anlamak istemiyoruz bilemiyorum.
Ah Dünya,Kalbürü kırık DünyaÇarkı bozuk DünyaDoğmadan ölüme yöneldik, gerisi boş diyenlerin olduğu Dünyü
Ne günlere kalmışız kardaşlarNe kötü bir zamanUmutsuz gidişler mezarlıkların karanlık çağına dayanmaktaDuyarsızlıklar içerisinde sesizlik kalesine sığınıyoruzBu gidişle nasıl varabilir ki aydınlıklaraKaranlık ötelerine sürüklenmekteyiz adeta
Sırtımızda insan yüklü bir yük varBu yükü taşımaya kalmamış mecalimHayallerimi asla sormayın bana
Hayalerim Mor ötesiMor ötesi dünyanın duvarları çatlakTavanı dökülmeye yüz tutmuşTemelini ise Karıncalar eşelemekte
Tüm hayatlar kaygan zeminlerdeBu kaygan zeminde insanlık unutulmakta.
Boskırlarda açar çiçeklerSalar dört bir yana kokusuVe umutlarıyla yaşarken insanlarBir yandan da kaderlerine inatça direnen yürekler
Tarlalarında boy boy başakYüreklere kök salar İnsanlık çağıGün be gün akarken zamanGökyüzüne kanat gererUmut çiçekleri açılırken göğsündeVe hasret türküleri dökülürken dillerdeKaranlıklara ışık olur nurlu yüzüSonsuz kaderlerine ağlayan gözlere çekilirken perdeDağlarda yankılanır avazıBEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE
Gökyüzünde bir alev yanarkenKaderine biçilmişken işkencelerAfakta hor görülmekteyken hürriyetiToprağında fışkırmışken uygarlıkSonsuz bir sabırla beklemekteyken umutlar
Bir akış olur deryaya çığıl çığılOrmanlarında bir tatlı yüz, yemyeşilRuhunu okşarken bir serin rüzgârGün doğumunda Rüzgârla bulut dolanırRahmet şarkıları ile mırıldanır yağmurlarGök gürültüsü susar, göler dururSevgi tohumları başlar patlamaya
Ve bir Kürt kadını doğurganlığıylaSözleri bereket tanesiYüz Çizgilerinde saklıdır hayatlarNefesi boz kırlarına yelKara yazgısına inatçasına Garba seslenir.BEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE
Yüreğinde tutkusu en yücesindenGözlerinde umut saçan kadınlarTarlada elinde orağıylaSabırla biçer ekinini
Dağlarda Çağlayan şelaledeSülveti yansır Ay ışığınaRuh güzelliği düşer suyaGündüz erkeğine destekAkşam yuvasına himayeVe çocuklarını sarar şefkatli kollarıKervan yürür, yel direnir, Semaya kanat gererVe sevgi çiçeklerini taşırken göğsündeKaranlık ormanlarına aydınlıktır yüzüYüreklere ise tesellidir sözleri
Direnir haksızlıklara çelikten bedeniDurmadan haykırır dünyayaBEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE
Serhat ta rahmet bulutları toplanırkenBotan da sımsıcak bir yel esmekteAmed pay tahtında bulunur sultan konağıSiirt’te dokunur kilimler ilmik ilmik, nakış nakışO Rahmettir,O Sabırdır sonsuz deryayaToprağın derinliklerinde saklıdır mazisiTarihi türkülere yansır Ozan dilindeKarlı yoları kapanır, sular donarNehirler akmaz DenizeBilmem neden geldik bu hale Kardaş, biz bize
Yeter artık ağlamasın AnalarGözyaşları akmasın ÇocuklarınMedeniyet zuhur etsin, taşlar yarılsın artık, orta yerindenGök gürlesin, toprak başkaldırsın artık derinden
Tabiat yeşersin dalarındaAçılsın Çiçekler, koku salsın baharaHuzur versin ÂlemeRüzgârlar savrulsun polenleriYeniden döl tutsun umut çiçekleriVe duyursun artık sesini İnsanlığaBEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE
Tarlada al gelincikler açtığındaMor menekşeler boy gösterdiğindeKarlı dağlardan süzülürken zelal derelerSular Şarkın dört bir yanını
Rüzgâr saçları okşarkenTozlu patikaları süsler kırma taşlarVe duyulu verir Çocukların sevinç çığlıkları baharında
Bir yandan da olumsuzluklar zuhur eylerYok, olmaya yüz tutar zamanKader imgesi okunurken satır satırCoşkular kapalı kapılar ardında yetikSevinçler ise, sadece beyaz dişlerde yansır dışarıya
Bu keşmekeş içerisinde sorarlar,Bu sevdiğin kim diyeO bir semboldür sabrıylaO bir rahmettir, pak ruhuylaO bir yaşamdır ter temiz kanıylaO bir namustur, el değmemiş toprağıylaOnu anlatmaya yetmez kelimeler,O sevda başka sevdadır memleketimin
Ve o var gücüyle haykırır dünyayaBEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE
Söylenen her türkünün namesindeHavsını soluyan her bedenin körpesindeO medeniyet ki, korkusu sararken insanlığıKülünden yeşerirken şarkVe Uygarlığa yaklaştıkça bu MilletSarar Garbı Mezopotamya korkusu
Bir yandan da yoksulluk çığ gibi büyümekteBir yandan da ocak başlarında aş bekleyen çocuklarSiper eder o an ana yürekleri en sağlamındanBir volkan gibi patlar durur kahrındanOlumsuzluklar içinde Dünyada işitilince sesiElbet kırılacak o gün ihanet kelepçesi
Hasreti bir dağ gibi kabarınca yüreğindeVe ölüm zılgıtları yükselirken seherindeBirde ansızın cansız bedenler düşünce bir bir toprağaVe Sonbaharda dökülürken yapraklar birer birerPoyrazında semaya yükselir, savrulur sesiBEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE
Acıları hiç bitmedi coğrafyasındaÖzlemleri hep gözlerinde olmuştur ışıkO en öksüz köşesine sığındığımız yalnızlığıYanlızlığı Aslan yüreği gibi hiddetliBir serçe yüreği kadar ürkekVe bir köçer kadını kadar gezgin
Gezer coğrafyasını diyar diyar, memleket memleketBastığı her yere umut taşırGöçmen kuşların sedef gagalarında dökülürken sevdalarYalnızlıklar mahşer misali, içimizde ölürVe sesizlik bir ölüm gibi çöker geceye
Ölüm yolculuğu gibi karanlığın ürpertisine girerkenÖter Bülbüller, umut olur gün doğumunaMinarelerden yükselirken ezan sesleriCamilerde okunurken Kuranlar
O ses ki yücelerden his edilir duygusuVe rahmet yağmurları boşalır meçhullereUlu bir ses dokununca çarkaÜrpertir tabiatı,Üfleyince rüzgâr derin gök soğuğunaDüşer yüreğine ölüm korkusuVe başlar hareketlilik ötelere geçmeyeSıyrılır beşeriyet giysisindenYakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini
Sonra bir umut, bir ses, bir haykırış olurYükselir arşa avazıBEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE
Gözlerinde Mas mavi göğün sancısıYüreğinde İş, Aş ve EmekBaharın gelişiyle başlar telaşı köçerinYükletir yükletini,Yükletin de kıl çadır, kap kaçakYol alır Beri ovasından, Seryat yaylalarınaÖnünde binlerce koyun,Bazen yolu, Bingöl, bazen Muş, bazen de Ağrı yaylalarıKat eder yüzlerce kilometreyiAğır ağır, omzunda abası, ayağında kara lastiğiyleYetişince bereket topraklarınaSalar koyunları,Alsın kısmetlerini doğadan ve başlar kuzuların doğumlarıBire bir katar sürüsüne köçerim
Toplar tabiattan nimetlerini aylarcaSolar tertemiz havasınıSatar Sütünü, Peynirini, YününüVe bir bakar ki geçmiş koca bir mevsimKapıya dayanmış güz dönüşüTekrar yolara düşer yükletiyleVe önlerinde bir kat daha artmış koyunuylaYol alır güneye, yol alır Beri ovalarına
Sarp dağlarını bilirim memleketime hasUçsuz bucaksız yaylalarını bilirim, 2000 metre rakımdaVe rahmet yağmurlarıyla kabaran ırmaklarını bilirim, Herekol, Zagros dağların dan,Munzur danBereket taşır memleketimin ovalarınaAkar denizlere mevce gelir,Aktığı yerlerde mermerler şekillenirSanki yeni bir dünyaya umuda yol alır kalbimUçsuz dağlarından uzanır yalnızlıklar
Asla yorumlamak değildir yaptığımSürekli bir hüzün yağmurunda ıslanmaktır belkiBir birine paralel uzanır Şarktan garba doğru DağlarDağlarında benVe tüm dünyada olmadığı kadarBağrında saklar madenleriHayata kastımsa yaşamaktır sadeceYaşamak Aşkı, Izdırabı, Vefayı ve isyanı anlatır ÜlkemdeVe avazı çıktığında bağırır tüm dünyayaBEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE
Bir girdabın derinliklerine doğru sürükleniyor ZamanVe bu zaman içerisinde İnsanlık yetirilmekteBiz ise çaresiz ve yapa yalnız bakmaktayız yok oluşlara
Gel Arkadaş bize bir nefes ver Ümüğünde Şark olsunGel bizim için bir tohum ek bereketle, adı Mezopotamya olsunGel bizim için bir türkü söyle adı Anadolu olsunOlsun ki yürekler huzur bulsunVarsın susuz Dudaklar gibi istersen çatlak olsunVe nihayetinde İnsanlık ve huzur bulunsun arkadaş
İçimizde kaynayan bir Mahşer telaşıylaO Mahşer ki Ana yüreğini sızlatanVe alınca ansızın bir kara haberDüşerken topraklara gencecik bedenlerCan verdir oğullar
Karanlık Şehir sokaklarında yükselirken şehit zılgıtlarıBeton ormanlarının duvarları hırsla dövünülmekte
Her köşesinde Hayatı bilirim Anadolu bozkırlarındaŞehirden köye doğru yol alırken döner tekerleklerYol alır Yamalı asfaltlardaYol alır Temmuz’un kavurucu sıcaklığındaGözetir Otobüs penceresinden dışarıya doğru Çocuk bakışlarıTarlalarda toprakla boğuşan kadınlar, beleri iki büklümVe yanlarında Çıplak ayaklarıyla toprağa basan, ırgat çocuklarBir elinde çapası, bir elinde ekmek ve soğanYinede Şükrederler yaradana, isyankâr değildir halineO kuş kadar ürkek yüreklerine dayanmaz dağlar taşlarVe yankılanır dağlarda haykırışlarBEN ŞARKIM, BEN MEZOPOTAMYAYIM, BEN ANADOLUYUM DİYE16.01.2009
ZELAL : BerakZUHUR : Doğuş, Baş göstermeAFAK : Dürt bir ylan, etrafKÖÇER : YörükAVAZ : SesBERİ : Güney bölgesiSÜLVET : GörüntüGÜZ : SonbaharSERHAT : Doğu AnadoluÜMÜK : Gırtlak, dil ucuBOTAN : Şırnak BölgesiAMED : Diyarbakır
Sibêda Seet 09.20 tan da lêkir tek û rek û hûm û gûma topan eEz nizanin ev çi ecêb û tofn eHavêtibun ser Licê eskerê romê bi topu, tifîngan eBi elikopter û firfirok û teyaran eHirab kirin Licê bi topan e, şewatin bi kîmyasal eEskeran berya şewatê kiribûn dizi û talan e
Sibê lêkirin heta rojavan e,Ecêp hatibûn serê Licê, ecêp kê giraneTû kes tinebûn bê Licê hilas bike jivê tofanêTop û gülê eskeran dibarîya ser me wek mîna baran eDijmin xerab dike Licê bi çavnebar eLê em çi bikin dijmin êrîş dikê, mîna gurê har e.Li heremê Licê şewitandin gîya û gulü rihan eŞewatin 250 dikanu,400 heb mal e
Li jor dehatin himû guma bavu roku teyaran eLi jor dehatin kîra kîra zarukan, hewara daik û baban eWekê Helepçê, Dêrsimê, Şirnakê û wekê Ğerzan eDijmin dişewitan Licê, bê eman e.Em iro ketine bindestan eHerem û çiyayê Licê berêda, evîna evîndaran e,Ma em çi bikin evîndar jî, iro êsîr û zindan e.
Gördüğüm manzara karşısında, İçim burkulduÇekilenleri anlatmaya, dilim tutulduŞaşıyorum insanlar, bundan nasıl kurtulduŞoktayım dostlarım, Hala şokta
İnsanlar perişan, Çocuklar yalın ayaklıAnalar duygusal, anlatınca ağlamaklıSevinci Hüzünü, hep içinde saklıŞoktayım dostlarım, Hala şokta
Zemheri kışı var, evinde odunu yokKilerine baktım, hem yağı, hem unu yokHer şey karışık, çözecek kimse yokŞoktayım dostlarım, Hala şokta
Ne çalışacak işleri var, ne ceplerinde paraBoyunları hep bökülmüş, bağırında yaraBilmem yazgıları, neden bu Kadar KaraŞoktayım dostlarım, Hala şokta
Bölge hasret kalmış, bir gerçek dostaHer günü geçerken, acılarla ve yastaDulu Yetimi bişare, hemide hastaŞoktayım dostlarım, Hala şokta
Çözüm olmadıkça, bu zulüm sürecekGeleceğin sahipleri çocuklar, nasıl gülecekŞebap der bu ataş, elbet birgün sönecekŞoktayım dostlarım, Hala şokta27.01.1994<img border='0'src='http://www.antoloji.com/siir/media/60/www_antoloji_com_457260_964.JPG'width='600' height='300'>
Kimi terk eylemiş, bahçe bağlarıKimi mesken tutmuş, koca dağlarıKimi derten çalar, Gayri sazlarıAdaletin bumu, söyle be dünyaDerinden yanıyor, çiğerim dünya
Ufukta yok olmuş, barışın feriKardaş değilmiydik, bin yıldan beriDört yanım feryata, Cenaze yeriAdaletin bumu, söyle be dünyaDerinden yanıyor, çiğerim dünya
İnsanlar aç iken, nasıl güleyimHalimiz nolacak, Bari söyleyinNe olur bırakın, rahat öleyimAdaletin bumu, söyle be dünyaDerinden yanıyor, çiğerim dünya
Şu koca deryada, Bülbül ötmüyorÜlkemde çekilen çile bitmiyorOcakta aşı yok, gücü yetmiyorAdaletin bumu, söyle be dünyaDerinden yanıyor, çiğerim dünya
Kimi zefk sefada, kimi bakıyorGüzelim dünyada, kanlar akıyorŞehit anaları, ağıt yakıyorAdaletin bumu, söyle be dünyaDerinden yanıyor, çiğerim dünya
Can Dostu söylüyor, sözü satıdanYürekler daralmış, gayet katıdanMedet beklemeyin, rezil batıdanAdaletin bumu, söyle be dünyaDerinden yanıyor, çiğerim dünya04.03.2008
Bir bilsen ağlamanın, insana nedensi huzur verdiğiniBir bilsen ağlamanın, insanı nedensi, rahatlatığınıBir bilsen ki ağlamanın, insanı nedensi ferahlattığınıİnan sende ağlardın, hıçkırırcasına be anne
Neden ağlıyorsun, çocukmusun diye sorarsınŞükrederim rabime, her an, her dakika,her saniyeGöz pınarları kurumuş, merhamet fukaralarındanEylemedi diye,Göz pınarları kuruyunca insanın, ne iman kalır içinde,Ne insanlyık kalır yüreğinde, zor gelir anne zor gelir
Ağlamak bazen sevinçten olur, bazen kederden, bazenzordan gelir, bazende içinde bir iman uhtesiyle irkiltirinsanı, en zoruda bu gelir, döner insan alemine,yaptıklarına pişmanlık duymaya başlar ve de kahr olurEn zoruda bu ya anne, zor gelir zor
Şebap der, Ağlamakta çeşitlidir be anneKimi ağlar avazı çıktıkça bağırır, feryad figan eylerKimi ağlar sesiz sedasız ve derinden, ağlamaksadüğümlenir boğazına, yutkunmakta zor gelir zorgelir anne, zor gelir
Bu dünyanın sonu, gelmeyecek miSanki insane oğlu, ölmeyecek miYürekte acılar, dinmeyecek miAcının dermanı, Dursun kardaşımCanım kardaşım, ah benim kardaşım
Bu dünya fanidir, gelip geçecekÖmür kandilimiz, bir gün sönecekKendini bilmezler, ahlar çekecekAllah şaşırtmasın, Dursun kardaşımCanım kardaşım, ah benim kardaşım
Kimisi uyuyor, kimisi düşteKimisi pısırık, ki senzenişteİnsanlar olmuyor, aynı görüşteÖzümüz bir işte, Dursun kardaşımCanım kardaşım, ah benim kardaşım
Dipsiz kuyuya daş, atmış delisiÇıkartamıyorlar, bunun gerisiKapansın eskiler, şimdi yenisiYaraya melhem ol, Dursun kardaşımCanım kardaşım, ah benim kardaşım
Bin yıldır birlikte, yaşamadık mıBu vatan uğruna, hep ölmedik miHep birlikte sevip, sevilmedik miİnadın sonu yok, Dursun kardaşımCanım kardaşım, ah benim kardaşım
Kimi ezilirken, kimi gülüşteBiri dur demeli, böyle gidişeİnan şaşıyorum, ben böyle işeHalımız nolacak, Dursun kardaşımCanım kardaşım, ah benim kardaşım
Şebap hiç bir işe, katmadı hileAh bu koca millet, bir gelse dileFeleğe atardı, koca bir sileHepimiz kardaşız, Dursun kardaşımCanım kardaşım, ah benim kardaşım28.11.2006
Umut zemheriye sarılmış Ar ve namus, köle pazarında Değerler haraç mezat İnsanlar ise sindirilmiş, Kimisi tırsak Kimi duyarsız Kimi biçare, kimisi de ahmak cinsinden
Cesaret sahipleri kayıp, esir ve tutsak Kaybolmaya yüz tutmuşlar, sistemin dişlilerinde
Zaman hırsızların, namussuzların zamanı Dürüstlük enayiye çalmış tarifleri İş bilmez olmuş adları Ne duyan var, nede duyarlı bir tek insan
Hırsızı, namerdi iş bilire çıkmış adları Ayılmıyor damarındaki sarhoş kanları Her gün biraz daha batmaktayız Olumsuzluklar dört bir koldan kuşatmış insanları
Ülkemde de aynı nakarat
SİYASET:
Siyaset sahnesi savaş alanı - Beş koldan saldırır olmuş bir inatçı keçi Ve yaptığını da bilmez bir halde - Güvercinler meçhule kanat çırpar durur, pervasız ve gücü yetmez bir halde - Hilaller sönmüş sanki, karanlıklara çalmış rengini, olup bitenden sanki bi haber. - Zeytin dalları barıştan uzak, meçhule uzanmış dalları - Kimileri de kendi dişlileri arasında erimekte aynı kalıp aynı nakarat, Gelişmekte olandünyayı görmezde, ve geçmişlerinden de ders çıkartmadan - Güller de her gün kan damlamakta, tükenmekte olan bedenleriyle, ve isteklerinianlatmaktan uzak, her gün biraz daha karanlığın kuytusuna sürüklenmekte, Yahu kalmadı mı bir duyarlı insan Kalmadı mı anlata bilecek bir lisan
EĞİTİM:
Eğitim yuvaları birer rant tekesi sanki Eğitimcilerin kimi duyarsız Kime çabasız Kimi ay başını düşünürken Kimi gününü gün etmekte Ve geleceğe olan umutlar tükenmekte
Öğrenciler hayal aleminde Dünyayı görmekteler tozpembe Sorumluluğun zerresi yok Kime emanet bu vatan bu ülke
Yargıyı sorarsanız, yargısız infazda Kimine yağlı ilmik, kimine gül Kimine şirinlik, kimine kul köle Kimine de Aslandan bir paça sanki
Bir yanda suçsuzca bir hüküm ve neticesinde Pardon kusura bakma ile biten son Bir yandan da bir Kğ, Baklava uğruna dokuz yılık bir hüküm Bir yandan da bankaları soyanların dışarıda cirit atıkları ve kendilerine taktire şayan
BASIN:
Televizyon kanallarına bakamaz olduk Ahlaksızız lığın biri bin, hangi kanala bakarsan bak, hepsi aynı telden, Kim kime, dumduma Tele vale ve magazin, Kimin eli kimin cebinde Kimin kime bilmem ne…? Gazeteler muhabbet telalığına soyunmuş Pazarlanmakta sanki bedenleri çarşaf, çarşaf Yalan haberlerin hadi hesabı yok Ne ahlak bıraktılar toplumda ne de ar Sazlar aynı telde, aynı nakarat, Makarası sarılmış kaset misali
UMUT:
Umut hasret söküyor en derinden ve melul melul, kaderine terk-i hal bak meçhule sürüklenmekteyiz dostlar Karalığın zifirisine doğru
Muhalefet yersiz yurtsuz ve yetik, bilinçsizce bir uğraş Kimileri bilmem ne ister insanların Giyiminden Kuşamından Fikrinden Zikrinden Hani özgürlük vardı? Kimi mini etektli, kimi donsuz, ki üryan Kimi erkekliği ayaklar altında, gezinir küpesiyle Kimi renga renge bürümüş saçlarını Ama ne gören var, nede haklarında söylenecek tek bir kelam
Yalnız tüm bakışlar başlardaki bez parçasına odaklanmış Sanki yok sayılmakta inançlar Üç beş bilmeze inat, kurban vermekteyiz mazlumları
Bense her gün kahroluyorum öylece durdukça Elim kolum bağlanmış, sanki elden bir şey gelmez oldu. Sadece yazmaktayım ben
Dostluğunu dost bildik,ayrılması zor.Dostluğun ayrılığı, yüreğimizde korBu sebeple görmezler. bizi inşallah horSeni dost bildim ezelden. Ahire gayri
Sen hastalandığında. inan pek üzüldükDostluğündan ayrı kalınca inan süzüldükAlaha. iyileşmen için. Dualara düzüldükSeni dost bildim ezelden. Ahire gayri
Şebap'ın dostluğu. değil pazaraİnan dostluğumuz. sürer mezaraBu dostluk.uğramaz inşalah. nazaraSeni dost bildim ezelden. Ahire gayri
<img border='0' src='http://www.resimmax.com/data/media/48/Manzara_306.jpg'width='600' height='300'>Güzel eyledin, bir yer kurdun gönlümeSonunda bir tekmenle, hep gitti gümeBıraktığı harabe, Bari benimdir demeYiğitlik senin olsun, insanlık benimdirGezerim garip gibi, bu benim kaderimdir
Sevindirdin üstüme, bir şeyler giydirerekSonunda geri aldın, hem de hakir görerekİyilik yapan susmalı, konuşmaya ne gerekAl kaftan senin olsun, yırtık abba benimdirÇıplak doğmuşum zaten, bu benim kaderimdir.
Hayatın cilvesinden, alınmış payımKahkahayla inleyen, bağrı yanık bir nayımHiç değilse bırak ki, rahatça ağlayayımSevinçler senin olsun, gözyaşları benimdirDoğarken ağlamışım, bu benim kaderimdir
İstemen iyiliğini, haktan olsun inayetRazıyım şu helime, neme gerek şikâyetSoframda kuru ekmek, zeytin de varsa şayetBal kaymak senin olsun, yavan ekmek benimdirŞükrederim halime, bu benim kaderimdir
Şebap der alay edip, küçümseme halimiUzakta durup, yakından seyretme ahvalimiYıksan dahi ne çıkar, sanki istikbalimiDünyalar senin olsun mevlam bana kerimdirTecelli hak neyse, bu benim kaderimdir.
<img border='0' src='http://www.resimmax.com/data/media/48/ay_ve_tekne.jpg'width='600' height='300'>Halime dokunma, çek git yanımdanSevmani istemem, hal senin olsunBen bezmişim zaten, naçar canımdanDokunman istemem, his senin olsun
Pervasız bu gönül, onsuz olmuyorBülbül hep küsmüş, güle konmuyorDermansız yaram,derman bulmuyorAcıman istemem, can senin olsun
Dilin hak söyler, gönlün kap karaLafların gönlüme, açmış bir yaraBak geldik biz yine, bir ahu zaraSarmanı istemem, kol senin olsun
Son pişmanlık, olmuyor faydaİnan çıkmışsın, sen artık raydanBir savaş varmış, doğduğun aydaGelmeni istemem, yol senin olsun
Adımı ağzına, bir daha anmaİstemem seni, halime yanmaİçindekini kus, haydi utanmaKonuşman istemem, dil senin olsun
Rabimin rahmeti, yeterdir banaSağlık ve sıhat, olsun bu canaŞebap’ın sitemi, inan hep sanaDermanın istemem, can senin olsun08.01.2003<imgsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/28/www_antoloji_com_580828_841.GIF'></p>
Bir yanda zulüm, bir yanda işkenceFikir yasaklanmış, suç sayılmış düşünceKıymetin anlarlar, ancak sen ölünceGiden geri gelmez inan arkadaş
İçimiz kan ağlar, dıştan hoş göründükHak istedik, hırpalandık, dövüldükYanlış hesap ile parçalara bölündükBöyle gidiş, hayra değil arkadaş
Çaresiz kalmışlar, şimdiki aydınlarPatlar olmuş, etrafta, fikirden mayınlarBugün sahip çıktıklarımızı, dünden astılarBu nasıl iş, böyle olmaz arkadaş
İnsanın hakkıdır, insanca yaşamakBir yere varamayız, böyle yaparakHaksızlığa göz yumup, sesiz kalarakİlerleyemeyiz böyle inan arkadaş
Şebap der bu nasıl iş, nasıl adaletZaman çok kötü, böyle ortam rezaletAtamızı unuttuk, etmiyoruz bile ziyaretAkıbetimiz nasıl iyi olur ki arkadaş24.08.2006
<img border='0' src='http://www.resimturkey.com/data/media/44/676cv.jpg'width='600' height='300'>Diyarbakır ehlin nimetYolun pervaz, güven askerDerya der güçlen direnYolun uzun, diren asker
İster kara, ister denizGarip asker olma kerizSen türksün kanın temizGözün pektir, sevin asker
Nöbet tutar, garip erlerMantık yoktur, kime neylerDonsa kalsa, kime söylerYolun uzun, diren asker
Elin açık, gözün seçikGururlan sen, göklerseninSemalanmış, gök çemberinBen bekçisin, sevin asker
Asken şebap, basen söylerFeryat etse, dünya inlerŞu bağrında, olmasın kinlerBiter birgün, sevin asker
<img border='0' src='http://www.resimturkey.com/data/media/44/660qx.jpg'width='600' height='300'>Uzun saç, hele de bıyık bırakmayıKot pantolonla, kur yapmayıBunların hayalini, bile kurmayıAsker olmda, gör arkadaş
Yağmur altında durmayıSırıl sıklam, ıslanmayıAdım adım, kar ezmeyiAsker olmda, gör arkadaş
Akşamları, erken yatmayıSabahları erken kalkmayıKadın gibi yatak yapmayıAsker olmda, gör arkadaş
Sıla hasreti ile yanmayıŞebap sevdiklerini özlemeyiHele yardan ayrı olmayıAsker olmda, gör arkadaş
<img border='0'src='http://www.antoloji.com/siir/media/85/www_antoloji_com_470985_615.GIF'width='500' height='400'>Aşk dediğin, dilde baldır dökülenBir yarendir, boyun olup bükülenBir ışıktır, her seherde, sökülenAdı aşk, Cismi Aşk, Kendi aşk
O var idi, ebed ile ezeldenGönüllere melhem olur, tezeldenBülbül Olur söyler, gayri gazeldenAdı aşk, Cismi Aşk, Kendi aşk
Bilmeyenler düşer, ardı peşineZor rastlanır, bu sevdanın eşineAkıl ermez, bu kaderin işineAdı aşk, Cismi Aşk, Kendi aşk
Fırtınada gönüllerin limanıTüter durur, yananların dumanıBeşer değil, yaradanın fermanıAdı aşk, Cismi Aşk, Kendi aşk
Gönüllerde pınar olup, akarsınBir sevdaki, Şebabı da yakarsınYakın olup, uzaklara atarsınAdı aşk, Cismi Aşk, Kendi aşk01.08.2006<br><img src='http://content3.bigoo.ws/content/gif/flowers/flowers_221.gif' width='364'height='134'><br><br><html><head><center><embedsrc='http://www.antoloji.com/siir/media/33/www_antoloji_com_580733_659.MP3'2'hidden ='false' loop='true'>
<img border='0'src='http://www.resimmax.com/data/media/1/www.resimmax.com_iek_resimleri_8_2.jpg' width='600' height='300'>Aşk dile gelir, döner BülbüleKalp gözü açılır, benzer bir GüleBoynu bükük, gayri döner sümbüleÖyle bir sevdaki, adı Aşk
Gözel sözler dökülüyor dilindeAklar dolar, saçının her telindeSevda eser olmuş, gönül yelindeÖyle bir sevdaki, adı Aşk
Aşık isen, ver sevdanın hakkınıSevenler sizden, alsın akımıCan bilmezse, helal etmez hakkınıÖyle bir sevdaki, adı Aşk
Sevdiğini, hiç ayırma yanındanAziz bil, sen, hiç ayırma canındanŞebap Büyüklük, senin şanındanÖyle bir sevdaki, adı Aşk02.05.1998
Bak oğul, ömrünce nasihatımdır sanaKulağın aç, dinle beni
Bak oğul! Cahil ile dost olma…………İlim bilmez, İrfan bilmez…………Söz bilmez, Üzülürsün
Bak Oğul! Saygısızla dost olma…………Usul bilmez, Adap bilmez…………Sınır bilmez Üzülürsün
Bak oğul! Aç gözlü ile dost olma…………İkram bilmez, Kayde bilmez…………Doymak bilmez, Üzülürsün
Bak oğul! Görgüsüzle dost olma………… Yol bilmez, Yordam bilmez…………Kayde bilmez, Üzülürsün
Bak oğul! Kibirliyle dost olma………… Hal bilmez, Ahval bilmez………… Gönül bilmez, Üzülürsün.
Bak oğul! Ukalayla dost olma………… Çok konuşur, Boş konuşur………… Kem konuşur, Üzülürsün.
Bak oğul! Namertle dost olma………… Mertlik bilmez, Yürek bilmez………… Dost bilmez, Üzülürsün.
Bak oğul! Sen seni bil yeter sana
- İlim bil, İrfan bil, Söz bil- İkram bil, Kayde bil, Doyum bil- Usul bil, Adap bil, Sınır bil- Yol bil; Yordam bil, Kayde bil- Hal bil, Ahval bil, Gönül bil- Çok konuşma, Boş konuşma, Kem konuşma- Mert ol, Yürek ol, Dost....Ömrünce yeter sana.02.07.2006
Bir kaçakçılık öyküsüdür benimMemleketimden bir manzaraYaşanılmış gerçek olaylardan bir kesitHepside bir birine benzerBazen Ahmettin öyküsü olu verirBazen Ali, bazen de Galip oluverir işte,
Buda bunlardan sadece biriKaçak yolundan yetik, canlardan bir canHepsi de bizim canlar
Yıl 1970 li yıllar,Ama hangi yıl bilemiyorumMevsimlerden bir bahar mevsimi,Yer Diyarbakır’ın en meşhur, Lice ilçesi,İlçenin dörtte üçü, kaçakçıBu yoldan geçinir desem,Abartılmış sayılmam sanırımHemen Hemen her kapıda bir atAmma bildiğiniz yarış atı değil bunlarBunlar kaçak atlarıHem yüke dayanır,Hem de koşmakta hızlıdır bunlar.
Kaçakçılar ise üç kola bölünmüş.Kimi Afyonculuk yapar,Kimi silah mermiKimiyse adına Cıncıkçı dedikleri cinsinden
Bazen Yükleri Acem halısı olur bunların,Bazen tavşan kanından Kaçak çayBazen Kahve, bazen inci boncuk olur,Bazen de Sigara kağıdı Vesaire, ve saire
İlçede eskiden beri süre gelen bir lafTabi ki Kürtçe“Wez Lıcime Lıcime, ez bavu kalı xeda tev kaçakçine”Ben Liceliyim Liceli, babadan dededen beri kaçakçıyımdiye söylene dudur halk arasında
Kaçakçılık zor zanat dostlar,Uzaktan görüldüğü kadar kolay değil bu işBazen mayın tarasında yürümek vardır,Bazende Jandarmalarla sınırdaGiri vediği bir ölüm çatışması
Konuşmalar arasında telafuz edildiği kadar dakolay değildir bu iş.Bir pamuk ipliğine bağlıdır bütün hayatı.
Verdiği uğraş ne bilirmisinizVe onu bu yola iten ne…?Canı yok sayarcasına, bir çırpıda,Tehlikenin kucağına atığı bu can…Nedir onu bu işe zorlayan ne…?
Her işte bir hayır olduğu gibi,Her olumsuzlukta da vardır elbet bir nedenOnu bu keşmekeşe iten neden neHiç düşündünüz mü?
Tahmini bile zor gelir bilmeyeneNe şöhret peşinde koşmaktır onunNede bir zenginlik hevesinin peşindedir koştuğu,Nede bir macera tutkusudur onu zorlayan
Sadece ve ama sadece bir lokma ekmektir onu bu yola koyanVe bakmakla mükellef olduğu,Bilinçsizce yaptığı bir düzine çocuk,Birde anne ile Babası ve kardeşlerBirde aynı yolda kaybettiği kardeş çocuklarıNasıl bakacak ki bunca nüfus?
Ne bağı var, ne bostanıNede bir karış toprakBölge beylik, Ağalık bölgesiKiminde var üç beş köyKiminde ise mezar yeri bile yok
Licelinin önünde iki seçenekYa Bey'e boyun eğer, Bey'e çalışır, yari açve onursuzca bir yaşam sürerYa da ölümeOnuruyla ölüme gider kaçak yoluna.İşte Licelinin de seçtiği bu ikinci yolOnuruyla ölüme gittiği kaçak yolu
Koskoca bir tarihi eski ilçeTamı tamına 4500 yılıkAmma sahipsiz bırakılmışİlçelerden bir ilçe.Kader se, aynı kader,Güneydoğulunun kaderiSadece devleti tarafındanAskerlik günü gelince hatırlana bilen.Ama hiç bir zaman küsmediler devletine,Taki bıçak kemiğe dayanıncaya kadar misali işte.Hep sabretti,Hep şükretti kaderine Liceli.Asla Umutlarını kaybetmedikleri gibi,
Yılar bir birini kovalar, gidense ömürden bir gün,Kaçıyor sanki yıllarYılmadı Liceli,Her zorluğa rağmenOkutulan çocuklarını birer birer,Yıl 1990 lı yılara gelinceye kadarNe bey kalmıştı Lice de, ne de AğalıkToprak reformdu değildi bu olanlara nedenGün geçtikçe bilinçlenmiş bu halk,Boyun eğmediler artık beye,Ve kaçaktan kazınılanlarlaBir bir satın alınmıştı o köylerSabır ve inanç,Birde hırsıydı onu bu buruma getiren,Zaman geldi, kimi sanayici olmuştu,kimi Baron, kimiyse okumuştu,Kimi avukat olmuştu, kimi doktor,Kimide tanınmış bürokrat,
Yıl 2006 Yüzyılın beyin cerrahı çıkmıştı bu ilçeden,Prof. Dr. Gazi YAŞARGİL gibi,kimide Afganistanda, NATO temsilcisi olmuştu,Hikmet ÇETİEN gibiİşte bir kaçak yolundan bu güne bir yolİnanç ve hırstı insanlığı bu güne getiren
Şebap der değişmeyen iki şey vardı Lice de,Ne kaçakçılık isminden kurtula bildi,Nede haksızlığa karşı kayıtsız kalmayan, yüreğinden01.07.2006
Şimşekler vurmuştu erciyeseEteğinde sen vardınBir şey yoktu gerçi aramızdaAcep nedendirki uyandımPir hayatı mı yaşıyordum yoksa
Ve bir daha düşündümEvvelâ seni, sonrü kendim
Müşkül bir şey yaşıyordum, sorma sakınUtansam dahi, dargınlık nedenKadehler boşalmış, garsonlar bakınAyrılık tak dedi canıma, kime nedem
Dünyam kararmış, bir bulutlan bakınDertlenmiş gönlüm, halime bakınEzilmekte ben, dertlenmekte benSabır eyleyin dostar, ecelmi yakın
Tükeniyor ömrüm, canıma yetmezEcel insandan her an istenmezKaderden vurgunum, yolum bilinmezElimden tutsana, ey deli gönülRabime yalvarsam, afım görülmez
Kendini Aslan sanıyor, meydanı boş buluncaHa bire konuşuyor, dil kemiksiz oluncaBir anda feryad eder, kendine dokununcaBaşkasını tanımaz, bizin köyün EŞEĞİ
Ona herşey mübahtır, biz yapınca hep ayıpHiç kimseyi dinlemez, bilmez ne büyük kayıpGitiği yanlış yolda, kendini adam sayıpBilmez ki değeri yok, bizin köyün EŞEĞİ
O kimseyi dinlemez, Hep kendine inanırKendisi çalışmadan, başkasına dayanırYürüdüğü yolarda, dört bir renge boyanırO kendini kandırır, bizin köyün EŞEĞİ
İnsanlar çalışırken, O avare dolaşırBeleş bir yer gördümü, hemencecik yanaşırKargaşayı çok sever, her yarayı o kaşırFitnede pek ustadır, bizin köyün EŞEĞİ
Can dostu söylüyor, olmaz böyle adaletHelal Haram demeden, etmiş koca bir servetDost düşman ayırmadan, hep ediyor ihanetHesabını veremez, bizin köyün EŞEĞİ01.07.2008
[center][img src=http://www.sitem.gen.tr/wp-content/uploads/2006/10/hereke_1.jpgHasretin gönlümde, sane ararımGelip geçenden seni sorarımHer dört Mevsimde, Seni anarımGusletin gözümde tüter bu Akşam
Bu nasıl iştir, nasıl basiretSevdan gönlümün, lâfzına hasretÇekerim sevdanı, sevene bahs etHasretin başımda, tüter Bu akşam
Bu sevda neden,bu karad acıBir tebesümdür, Aşkın ilacıHayat fanidir, Zaman yalancıSözlerin canıma, batar bu akşam
Fani dünyada, sağırı sultanİnsanlar çok konuşur, ederler bühtanSonu gelmez lafların, hepside yoktanLafların bağrımı, yakar bu akşam
Kimi candan sever, ömür boyuncaKimi sevgiyi his etmez doya doyuncaHayalin gözümde, kayıp oluncaYokluğu bağrıma, çöker bu akşam
Sensiz neler geldi, bilsen başımaYaşların akınca, mezar taşımaŞebap der ölüm, bakmaz yaşınaBir ömür geldi, geçti bu akşam29.10.2006
<img border='0' src=' http://www.resimmax.com/data/media/473/2.jpg' width='600'height='300'>Bu ne garip hal, yürekler yastaSen gideli kimiler, bayram ettilerUmutlar yok olmuş, bedenim hastaSen gideli ortamı, yine gerdiler
Bizlere dost oldun, ağırdı başınBeraber ağladık, döktün ğöz yaşınDostlar uğruna, düştü naaşınBu canlar seni, kardeş bildiler
Sen gitin ama, gönlümüzdesinBaşımızda taç, pakı gözdesinBizler var oldukça, sen bizimlesinSeni unutacağımızı zanettiler
Seni Unutmanın imkanı varmıGönül dostan, asla koparmıDostu dost bilen, dostu satarmıSenden kopacağımızı, biat ettiler
Dost Düşmanıyla, dost olmayızDostu kaybetmeyi, göze almayızŞebap der, dostuğu, asla bozmayızDostuğu bozmayı, çok beklediler27.11.2003
Topkapı, saraylar, Kız kulesi ne hoşTaşı toprağı altın dediler, Koş arkadaş koşNe umutlar taşırdı gelenler, Maalesef eler hep boşNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Çık Ayasofya yı gör, ne muhteşem bir yapıBazen Cami oldu, bazen kilise, bazen de yapıTarihini bilmeyenlere, açılmak kapıNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Sana has olan beyefendilerin artık gezmiyorDört bir yanın Hergele dolmuş, seni özlüyomUnutma Fatihin Ruhu, hep seni izliyorNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Nerede kaldı, Kum kapıdaki o eski barlarSaray burnunda kaybolan o eski canlarTarihinde kim bilir ne sırlar saklarNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Bağlar başından çıkardık yolaÜsküdar sahilinde verirdik molaO günler kaldı anılarda, bir rüyaNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Altın boynuz, bir gelin gibi Süzülürİhtişamın karşısında, herkes büzülürBu halini gören canlar üzülürNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Ne güzeldi o tarihi evleriTop kapıda Şehitliği görmeliBirde o lale zarları gezmeliNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Selimiye kışlasında, Asker nöbette beklerTeneffüs edemez oldu havanı, Kalpler teklerBuda dertlerime bin dert eklerNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Kadı köy diyince, Şaşırıp kalmaBeşiktaş’ta, volta, aşıklar turnaBey oğlunda, Sarhoşlar çekerler naraNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Bağlar başında var Ermeni MezarlıkÇamlıca bakar sana, sanki nazarlıkSenin üzerine asla etmem pazarlık
Ne güzeldi, Velodromdaki at çiftliğiOralarda avlanırdı, yaban kekliğiHele birde attırdınmı, bir tekliğiNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Uğruna ne canlar gitti, hep yere serdinBir bir yükseldi camiler, hep arşa erdinSahipsiz bıraktılar, bak ne hale geldinNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Beykoz sırtlarına gittim, şaşırdım kaldımDiz çöktüm o an eskiye daldımYak olan ormanlara, koylara yandımNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Bir masal misali, az gittim uz gittimSurları gezdim, sağa sola göz etimBu gününe, sitem ettim, ah etimNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Kız kulesi, nini gibi inlerdiKüçükler, hep büyükleri dinlerdiSepetçi kasrında, Beyler fasıl dinlerdiNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Ne güzeldi, insanların kibarlığın hoşluğuMeskûn kılardı, kalplerdeki, boşluğuNerde o kandillerin, loşluğuNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Neden bu hale geldin, şaşırdım kaldımElimde olmadan, maziye daldımUğruna her şeyimi, öylece saldımNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
Güzelliğini anlatmaya yetmiyor sözümBu sözler alındı deyim benim can özümSöylediklerim yalansa kör olsun gözümNe hale getirdiler seni Canım İstanbul
<img border='0'src='http://www.resimmax.com/data/media/48/www.resimmax.com_manzara_resimleri_0004.jpg' width='600' height='300'>Dostum Davulun sesi, uzaktan hoş gelirUzaktan ahkâm kesmek, ne kolay gelirBu damlarda yaşam, çok zor gelir, ar gelirİz bırakı verir insanda, dost yana yana
Kan kokarken yaşam, bak her yer olmuş harapİnsanlar acılarıyla kavrulmuş, düşmüşken bitapGüzeliklerden söz etmek, nasıl bir adapAdabı muaşereti bilmek gerek, dost yana yana
Etraftan yükselmiş feryatlar, anayla bacıBu acılarına kim olacak derman ve de ilacıHaber eyleyin dört yana, gelsinler olsunlar aracıYeter artık çekilen acılar, dost yana yana
Can bizin canımız,, ne anlar vefasız canlarNereye kadar sürer, bu zulüm, bu akan kanlarGün doğumu var ise, umuztuz değildir yarınlarBu derde çözüm ol, melhem eyle, dost yana yana
Bu feryadımı, arzuhaleyin, duysunlar dağlarYetmedimi bu milletin başına örülen ağlarBizden olmayanlar, Bizleri nasıl anlarBizim bizden başka dostumuz yok, dost yana yana
Bu garip Şebap’a kulak verin ey canlarBak bozuldu hem bahçeler, hem bağlarBu duyarsızlıklar yüreğime kan damlarÇözüm eyleyin ey ahali, Dost yana yana
Duyarsızlığa isyanım var arkadaşZorluyor vicdanımın sınırlarını, yoksulluk ve duyarsızlıklar,Ne bir çare var, nede çareyi arayan,Yüreklerdeyse sesiz bir bekleyiş var,Dalgalanıyor göklerde, ay yıldızlı bayrağım,O bile melul melul ve hüzünlü,Dalgalanışında bile bir başka hüzün var,Yok olmuş gündüzler, akşamları da aynı,Mutluluk kalmadı insanlarda, hele de o çocuklar,Sofralar boş, bomboş kalmış umutlarBir bir sarardı yüzlerde bakışlar, döküldü birer birer yapraklarHani dört mevsimi yaşardı yurdum,İnsanlar hep sonbaharı, kışı yaşadılar,Yürekler katılaşmış, gülmeyi unuttuk,Hiçbir şeyin tadı bile yok artık,Çorbasında bırak yağı, tuzunu bile çaldılarHani üç öğün yemeği? .. bir öğüne bile muhtaç kaldılar,Hadi söyleyin, dediklerim doğrumu yoksa yalanmı,Yoksa bir politikacı edasıyla mı konuşuyorum,Yoksa bir ideoloji mi satıyorum ben,Yoksa yaptığım siyasetmi, adını siz koyun,Utanmayın, çalmaya devam edin yalan sazınzı,Daha ne kadar inleyecek bu millet, bu vatanNerede sosyal demokratlar, nerede sağcısı, Nerede solcular.Nerede muhafazakarlar, nerede milliyetçi diye geçinenO yobazlar, o riyakarlarSiz mi yalan söylediniz, yoksa yalancı olan dilleriniz miBu mu benim ülkem, bu mu vatanımSancı çeker olmuş toprağım, yerindeyse rahat değil şehit yatanımNe sevgi kaldı nede aşk, denizleri doldurur olmuş riyakarlık seliHey gidi Mustafa Kemal, sen gittin gideli hala perişan bu milletDüzelmedi halli, gülmedi yüzü, ne kudreti kaldı, nede dayanacak taakatAh bir ayıltıla bilse, o damarlardaki sarhoş kanıNamerde muhtaç olma dedin, koyma yurduna düşman,Biz dışarıda beklerken, içerden yıktılar menfaat ve ihtiras düşmanlarıHani yeni bir dünya kurulsa, kim yürütecek bu gemiyi,Kim yönetecek senin gibi bu ülkeyi kimYuvalar mutsuz, insanı mutsuz, mevsimler mutsuzYazan Şebap mutsuz okuyanı mutsuzBoyun bükmüş ağaçlar, her köşesine örmüş örümcek, ağınıSesiz kaldıkça bu millet, bitmez bu eziyet ve zulüm,Köstebeklerse yine üreyecek, kervanını yürütecek bir bir
<img border='0' src='http://www.resimmax.com/data/media/454/ata112lo.jpg'width='600' height='300'>Sen kurmuştun, cumhurriyetiBize verdin sen, bu emanetiAf ediyorlar şimdi, ihanetiGel gör atam, ne haldeyiz
Senden sonra, İsmet tahtaKıtlık oldu, ekmek kartlaOlumsuzluklar, hep bir hattaGel gör atam, ne haldeyiz
Kimi sizi kalkan kılmış,can yakarKimi din üzerinden,siyaset yaparKimi miliyetçilikle, rant yaparGel gör atam, ne haldeyiz
Herkes meydanda konuşur, gelin duyunÜstümüze oynanıyor, bin bir oyunİnsanlar tırsak, sinmiş, sanki koyunGel gör atam, ne haldeyiz
Efendilik kalmadı köydeYaşamak çok zordur, şehirdeBilmem huzur, hangi eldeGel gör atam, ne haldeyiz
Zanatkara kalmadı kıymetEğitimciye verilmez, oldu hürmetNe halkçılık kalmış, ne de ümmetGel gör atam, ne haldeyiz
Milliyetçilik olmuş, kafa tasçıDini kendince yorumluyor, ilahiyatçıKimi hırsız olmuş, kimiy se tokatçıGel gör atam, ne haldeyiz
Şebap derki, bu nasıl kafaKimi sürer olmuş, zevkü sefaNe ahde kalmış, nede vefaGel gör atam, ne haldeyiz
Ülkenin geleceği, sağlam gençliktirDünyada, en güzel, sıhhat dinçliktirGeri kalan her şey, inan hiçliktirSıhhatli gençlere, ihtiyaç var arkadaş
Sağlam gençlik, bizlere gururVatan ona emanettir, Vatanı korurSiper eder sineyi, Hep kalkan olurSağlam gençliğe, İhtiyaç var arkadaş
Hak yolunda, öğüt vermiş dedemizGünler geçer,bir gün dolar vademizHuzur icap içinde, olsun hanemizMutlu gençliğe, ihtiyaç var arkadaş
Onlar görür, ülkesinin haliniSahip çıkıp korumalılar, dilleriniÖğretmek gerekir, onlara, dinleriniDindar gençliğe, ihtiyaç var arkadaş
Şebap der, gençlik uğraş ederseHep sevilirler,doğru yolda giderseVatan için Can canandan geçerseDuyarlı gençliğe, ihtiyaç var arkadaş14.08.2006Sine : Göğüs
İçeri gireli bir kaç yıl oldu, alışamadın halaHayalini bile kuramayacağım bir meçhuldeyim şimdiHaksızca özgürlüğüm kısıtlanmış,Hırsımdan bazen de ağlıyorumRuhumda sanki bir şeyler çekiliyor düşündükçe
İlk insan kadan masum ve Ölüm kadar utangaç,Yüreğime çarpar, sesizliğin yüzüSanki celatlar üstüme yürüyor, dört bir taraftat ölüm kokan nefesleriyle
Umut içinde, Umutsuzluğa yeniliyorumKanım çekiliyor, damarlarımda sankiSesizlik her geçen gün, beni biraz daha kahrediyor.
Sevdalarım bile cam misali, kırılıyor, batıyor sinemeHayallerim dört duvar ardasına sıkışmık,Mengeneye dönmüş etrafım
Zifiri karanlık geceler içinde susmuyor çıplak adımların iziDışarda sesizliği bozuyor rüzgarın sesiBazende tel örgü boyunda yürüyen Jandarma devriyelerinin ayak sesleriBu sesizlik içerisinde isyan ediyorum,Çığlığım, haykırışım, nefretim kimseye değil, Sistemedir arkadaş
Hani kokuşmaya yüz tutmuş ortamda,Yüreği temiz kalmış üç beş kişi kalmışlar da olmasa ya, ne yapardım bilemiyorum
Sanırım bir gece yarısı sesizliğinde hislerime yenik düşüp hayatımna son verirdim.
Ben yaradan değilim ki sonsuz sabra dayanayımHer beşer gibi, eten kemikten var edilmişim, beşerim şaşarım işte
Yine de içimde filizlenmeye bekleyen umutlar varKan revan içinde yüreğimde açar kardelenlerDağ yamacında akan berak dereler misali,Nereya akıyor bilmem, ben se akmaktayım umut denizine ve meçhule
Tebesümüm kimsenin bilmediği bir lisan olmuş şimdi. ve akibetimi düşünmekten,karanlıklar çökmüş üstüme
Umudunu yetirmiş, uzamış sakalım, bazende dört duvar arasında semaya yükseliyorsesimDeler gök kubeyi, inliyor arşı alem
Sanki gün hesaba gelmiş, Mizan kurulmuş mahşerimeDört bir taraftan mızraplar saplanıyor yüreğimeVe bedenimden akan her bir damla kan, kara bir leke gibi işleniyor tarih sayfalarına.
Aciz bedenim delik deşik olmuş haksızlıklara.Dertlerimi anlatmaya ne bir insan bula bildim şu ana kadar, nede bir makamAylar yıları kovalar sanki, gidense ömürden bir gün.
Nefesim bile titrer olmuş,Hayatım için verilen son karar sankiUmutlar zemheriye sarılmış ve ipi boynuma geçirmek istiyor kahpe cesaret
Bir köşede unutulmuşum,Anlımda kötü yazgı, elden bir şey gelmiyorÇürüyeceğim, küf tutmuş ranzalar arasında,Ruhum gibi dökülmeye başlamış küflü duvarlar
Umut sevişmeyi bekliyor, cölde kalmış bir bedevi kadar aç, ve bir ar kadar utangaç,
Bastığım koridorlar benle inliyor sankiHaksızlığa hala alışamadımHangi kervanın güvencesiyim ki benHangi bir gence umut olabilirim ki
Kahrolası gururum ve haksızlığa kayıtsız kalamayan yüreğimin cezasını çekiyoruNe geldiyse basıma bunlardan geldi halada peşimi bırakmıyor olumsuzluklar.
Göçebeye döndü yaşamım, içeride bile rahat duramıyorumHaksızlığa kayıtsız kalamıyorum işte TATAR RAMAZAN misali sürgünleri yasıyorummapus damlarında.Dışarıda isyan ediyordum haksızlıklarHalbuki içeride daha buyuk haksızlıklar var.
Dışarıda tiphinle boğuşurken, içeride çığ var tufan var sanki, hele de haksızcadüşmüsen dört duvar arasına işte isyanların o an şafaklara karışır.
Bir gün ansızısın volta atarken, birde ne göreyim, karşımda bir aşina yüz, eskı bır dostbır yaren SEYDO kardaşım can dostumu görüsverdım.Kucaklaştık ardından üç beş kelam.
Öğrendim ki oda benim gibi haksızlığa kayıtsız kalmayan yüreğinin cezasını çekiyordu.ve o da savrulu veriyordu bir diyardan bir diyaraMesken tutmuştu mahpustu damlarını.
Haksızlıklara baş kaldırmak nasıl suç sayılabilir ki, anlamakta güçlük çekiyorum.
Aslında yaptıklarım bir insanlık gereği.Ama: kokuşmaya yüz tutmuş ortamda üç maymunu oynamak gerekıyormuş.Üç maymunu oynamadığım için muhpus damındayım şimdi.
Şu üç maymunu oynamak ne kadar ayıp, ne kadar abes arkadaş.Varsın savursunlar beni bir diyardan bir diyara.Beni susturmaya ne guç yeter ne yasa..
Ben şartlanmışım bir defa insanlık onurunu savunmaya, varsın bu yolda öleyım..Sonu gelmez SEYDO ' ların, MEHMET ' lerın ve nıcelerı..
Ölüm bile susturamaz beni, hele yazılarım, Şiirlerım tarıh içerisinde yargılar niceleri.
Susmak kabullenmek değilmi ki arkadas, nasıl kabullenebilirm ki haksızlıkları, değmezüç günlük ömür için değmez ne şan ne,şöhret. ne de bir makam için..
İçerde tamı tamı yedi yılım dolmuştu, bir son bahar hüzün sabahı, gardiyanın sesiyleuyandım.
Beni idareden çağırıyorlardı, vardım gittim bir de ne göreyimElime tutuşturdular bir yazı, vardım okudum. okuduğumda tamı tamına yedi yılınsonunda suçsuzluğum ispatlanmış. ve dip notuna PARDON, KUSURA BAKMA yazıyordu..İşte o an bir daha yıkıdım...
Yedı yılın sonunda gelen özgurluğe sevineyim mi üzüleyim mi bilemiyorum..Çünkü bir ömür tükenmişti mahpus damında..
Ama tek tesellım, üç yılımı doldırduğum yıllarda..AKİF adlı mahpuslunlun on bir yıl dörtayın sonunda suçsuzluğunun ıspatı ıle salıverilişi gözlerimin önüne geldi. ve bır ohhçektım..Çünkü ben AKİF' den daha da şanslıydım..buda benim tek tesellim oldu arkadaş..tektesellim..
Ey hasretine kurban olduğumBülbülün bile yokluğunda figan ettiğiMezopotamyaya hayat verenYem yeşil vadilerinden süzülenİnsanlığa ve doğaya hayat verenSevdam DİCLEM
Özlemini çekiyorum inanSensiz geçen her günümdeVe gecemdeSenden uzak kaldığımdaSevdanla tutuşurum.Bazende özleminin bana verdiğiO Sitemkarlığı anlatmayaNe kelimeler yeterNede tarifini gösterir bir resmin var
Öyle bir sevdaki benimRuhumun ta derinliklerindenBir fırtınasın sankiBazen kopu verirsin bedenimdenBazen serin bir rüzgarBazen de çiseleyen bir yağmur misaliKor ataşları söndürürsün
Kalbimde hüzün, yüreğimde sevdanBir hayal diyerında, uçuyorum sankiVe yokluğun;Kıyamektler koparıyor yüreğimdeBir deli rüzgar misali, savruldumBir diyardan, bir diyaraBir de sensizliğin yüreğime verdiğiO yorgunlukVe özleminde duyduğum sızıGün güne artar oldu,Unutmak istiyorum sensizliğiSenden uzak karanlıklar,İhanet kokuyor sankiÖyle bağlanmışım ki sanaUğrunda ölmeyi bileKabullenebilen bir yüreğim varHer sonun başlangıcındaHer gecenin sabahındaHer olumsuzluğun sevince dönüştüğündeSeni düşünüyorum
…Ey Özlemine, sevdasına ve hasretine kurban olduğum DİCLEM
Sevdan şiir oldu, döküldü dilimdeBazen Sümbül, Basen menekşeBazende Gül oldun açıldı yüreğimde
Hasretinle gönlüme konan bulutlar kalktığındaİçim Maviliğine boyandıSensizliğin yüreğime verdiği işkenceler uyandıSeni ölümüne sevmişimSevdam benzemez, başka sevdalaraBazen sitem ediyorum sanaSitemim sensizliğinedir
Her gün doğumunda, Değişen doğanın rengiSevgim yeşerecek izlerindeCanımdan cansın, savdam, sevdiceğim
….Ey rengine, akışına ve bereketineKurban olduğum DİCLEM
Kumsalında yetişen, O evsaneKarpuzların yok olmasınamıYoksa bostanlarına kurulanÇardakların yok olmasınamı üzüleyimYoksa Masmavi rengininBozulduğuna mı yanayım
Senki uğruna savaşların olduğuVe halen uğruna, savaş sanaryolarınınYazıldığı, bahtsızım, çaresizimBu sana kadermi bilmemYoksa sana biçilen kefenmi
Senin için kim de düşünürse düşünsünDeğiştiremezler, sevdamı sana
Sende tüm olumsuzluklara inatYüreğindeki o coşku, o rahmetVe Berektle akmaktasınNe seni yoldıra bilirlerNede sana olan sevdamı, DİCLEM26.08.2006
Hayat nedir bilirmisin oğulAç kulağını da dinle beniHayat bir nefesten ibaretKısa bir zaman çizgisi
Bazen düz bir yolBazen de engebeli bir süreçUzun görünsede, uzun değilDaim değilSonsuz değilHele kimseye de baki değil, bunu bilesin oğul
Çocukluğun kıymetini bilBu günleri çok ararsınÇıkar tadını doya doyaOyna, gül güle bildiğinceBağır avazın yetiğince
Hayata biç bir şey kolay değildir oğulDüşe kalka büyürsünBu süreçte aç kalmayıTok olmayı daCefa çekmei de,Sefasını sürmesini de öğreneceksinYeterki aceleci olmaSabır ile yol al oğul.
Gün gelecek hayaller kuracaksın geleceğeGün gelecek şaşacaksın her olup bitene
Hani derler ya,Düşenin dostu olmazBu sözede fazla kapılmaDostlarının çokça değilm, az olsunAz olsun da, öz olsunÖz olsun ki, tüşünce uzanacak dalın olsun
Dostun dostluğunu sınıyarak öğrenBolluğunda geğil, darlığında yanında olsunHer çığlığında sana koşan olsun oğul
Hayat çetin bir sırat köprüsüBir sınav dünyasıSonsuzluk deryasına uzanan bir yol
Yola çıktım hüzünlü Lice yeAğır ağır, daha iyi görüyüm diyeSevgiyle atım adımlarımı, Lice yeHer gerçeği görüyüm diye
Yıkılmış yakılmış her yer, gördüğümde içim ürperdiHer yer yıkılmış, insanlar solmuşSavaştan çıkmışçasına sankiHüzün çökmüş, köşesine Licemin
Ne oldu diye sormak istedim, SodurtmadılarAnlatmak isteyen çıktı, anlatırmadılarNe duyan var, nededuyarlı bir insanNerede insanım diyenler, nerede o haklar
Çağ gelmiş uzay çağınaAma hangi yüz yıl bilemiyorumİleriyemi gidiyoruz, yoksa geriye miDüşündükçe kahr oluyorum, öylece durdukça
Bir savaş görüyorum, yok denen yerdeBir zulum görüyorum, şefaf bir yerdeNede hoşanalata dururlar bu zülmüTek taraflı, düşündükçe
Şebap der nasıl bir yapı sorarım sizeDüşünün kalmıyacakmıyız, yine biz bizeBir gün gelir, hep döneriz özeSelam olsun dostlar hepinize.
Başarılarınla övünme, yapma sen gururHiçbir zaman bulma, kimsede kusurİnsan beşerdir, şaşar hata olurSen gönlünü aç, sevgiler içindeKal sevgilerle, maabet içinde
Doğruluktan ders al, eğri söylemeKendini yalan ile, cunup eylemeDoğruysa yolun, mevla seninleOlmasın yalan, doğuru içindeBir eğri kelam, cunuptur doğru içinde
Kimsenin hakkı, kimsede kalmazHak yiyenin hayatı, kendine lezet vermezÇıkar aheste, aheste, bir teki kalmazVerir hesabı, zorluklar içindeGeçirir mahşeri, hesap kitap içinde
Zalimin zulmünden sakın, gidersin gümeCehalet şerrinden korun, olma hercümeSevsin herkes seni, sen ol herkese tercübeKoru kendini, doğrular ile akıl içindeVar ise sende doğru, ol ferah içinde
Kendini beğenip, yüksekten uçma sakınAlçak dur, gönüllerde olmaktır hakkınEtme kimseye haset, sen ol hakka yakınKırma gönülleri, kal güzel gönül içindeKal hizmetinle sen, ebedi alem içinde
Dostunun düşmanı ile, sakın dost olmaDostunu da kaybedersin, sakın yakınmaHatayı kendinde ara, kimsede bulmaHatalar üzer seni, dostlar içindeKalırsın dostsuz, tek baş içinde
Yeşili koru, kirletme dünyayı sakınSağlıklı günler bulursun, pek yakınTemiz tut çevreni, kalmasın merakınRahat ol sen, temiz dünya içindeKalmışasın kurak dünyada, pislik içinde
Kul hakkı yeme, olsadan baldanVebala girme, olursun haktanGir üstüne bir çul, bin bir yamadanKimsenin hakkı olmasın, yama içindeKalmasın kimsenin hakı, o çul içindeAnne baba kimetini, bilmeyenlerHizmet ile ihtiyaçlarını görmeyenlerOnları saymayıp, onlara yüç çevirenlerÖmrünce yüzleri gülmez, kalır darlık içindeÇekerler yokluğu, ömür bilah içinde
İnsanın en kutsalı, Anne BabadırYaptıkları sanılmasın, hepsi hebadırOnlara hizmet, görevi edadırKabuldur duaları, her an içindeBedualarını alan, incinir ömür içinde
Cahil ile olma, zarardır sanaKamil ile ol, görevin edadır SanaSen sende seni bil, kafidir SanaZarar görmezsin, yaşam içindeGünün ferah geçer, huzur ile icap içinde
Yanlışı gör, akkılı ol, olma serseriBilir ol, yanlış eyleme, fazla gitme ileriYanlış dille söyletme, incitme kimseyiSızlamasın vicdanın yanlış içindeGönüllerde kur saray, otur rahat içinde
Kim almış felekten meramını, bakma kemBırakırsın mal ile mülkü, kalır sana bir tek kefenYarın ölecekmiş gibi, düşün her demBoş giti dedirtme, laflar içindeYolculasınlar seni, namaz ile niyaz içinde
Gidenlerden al, birazcık ibretMürşidin kamil olsun, haberdar ol sen sendenBir cümle sohbete, lafın geçerkenOlmayasan, haset yalan içindeMezarında rahat yatasınki, huzur içinde
Et muhtaca yardım, elinle gizleKimse görmesin verdiğini, sende söylemeSakın ha bekleme, verdiklerin geri gelir diyeYüzler gönüller gülsün, sevgiler içindeCenabıhak bilir, kaybolmaz hesab içinde
Tok olmazsın, komşun olursa açYetiş komyuna, ol rahmet ışıklar saçYardım et komşuna, olmasın başkasına muhtaçSana etsin dualar, o an içindeGöresin mahşerde, mükafatı hesap içinde
İyi ahlak doğrudur, her şeyden üstünİnsan olmak marifet ister, olursa bütünOlmayınca icraat, boşlaftır özünBoş laf yürümez, bilgi içindeBilgisizlik zordur, cehalet içinde
Verdiğin sözü, her zaman yerine getirAldığın her şeyi, yerinde yetirAlmışsan borç, öde hesabı bitir
Almaya yüzün olsun, sevgiler içindeDüşme gönülden gözden, kal muhabbet içinde
Boş ver diyerek, boşa yaşamaYarın geç olur, düşüp ağlamaÇalış bugünden, zamana kanmaOlmayasın sefil, dostlar içindeKalırsın perişan, yaşam isinde
Göz açıp kapanıncaya kadar, biter yaşamınKıymetini bil, gidişe yetmez zamanınZikirlerini eda eyle, bugünden kıl namazınDeğsin yaptıkların, güzelikler içindeEyvah eyleme, dar zaman içinde
Ahmaktlar çekerler, cef ile cefaDünyalan onun olsa, kendinde yoktur kafaAlmaz nasihatları, duyduklarını da kaldırır rafaHazineler onun olsa, Kalmaz içindeNe yapsan anlamaz, kafası boşluk içinde
Sen sen ol, kötülükten sakın, günah işlemeHelalı helal bil, mundarda bilmeİnsanları hoş eyla, itibarını yetirmeYetirirsen itibarı, kalırsın zorluklar içindeDüşersin gönülden, kalırsın vebal içinde
Tanlı vermiştir sana, iki el iki ayakSağlam isen ayıptır, başkasına el açmakKutsaldır çalışmak, boş kalma ahmakAlırsın isteklerini, çalışma içindeVarırsın hedefine, sabır içinde
Yaşa bir eş ile, nikahsız değilBirlik olsun sevgiler, ikilik değilHer şeyi güzel eyle, çarpık sa değilGüzeldir yaşam, doğrular içindeSakınmak lazım, kalmayasın günah içinde
Sağlıktan başka, dünyada varmı tatlıBenzemez bala, evlattan da tatlıKimetini bilmek lazım, sağlam hayatıÇok bakmak lazım, sağlığa, zaman içindeYok sağlıktan başka, güzel alem içinde
Şebap der nevsine kul olma, verme o nefse amanKullan aklını, sendedir doğru, sendedir imanSabır eyle, vasil ol Cana, can ile cananİnsan kendi bir cenet, cehenemdir yaşam içindeYeterdir anlayana bu öğütler, ömür içinde
Kulağınızı açın, dinleyin sesimiBak ne hale gelmiş dostlar, MemleketimBoşamı tüketiyorum, nefesimiPerişan olmuş dostlar, Memleketim
Bak feleğin, esiri oldukBir birimizin, Düşmanı oldukElde ne umduk, bak neler buldukNereye gidiyor dostlar, memleketim
İnsanımızın çektiği, hakkımı söyleHalkım hak etmiyor, bunu böyleKendini bilmeyenlerin, sonudur böyleBöylemiydi dostlar, Memleketim
Mahpuslunun bitmez, voltası -1Akılsız başın, budur Sultası–2Bağrıma inmiş, düşman baltasıNe hale düşmüş dostlar, Memleketim
Düşmanın çoktu, her gelen vurduİçeriden yediler, bu koca yurduNe destanlar yazmıştı, bu koca orduYıkılmaz inşallah dostlar, Memleketim
Halkın geçmişine olmalı, Bütün hürmetiKürdün, Türkten kopmaya, yoktur niyetiBu yurdun sonu olur, bunun diyetiBir cennettir dostlar, memleketim
Kâfirin dermanı, olmaz yarayaDost Düşman bilmeyen, tapar parayaAllah nifak düşürmesin, inşallah arayaSonu kötü olur dostlar, Memleketin
Birlik olunca aydınlanır, Tüm yurtta şafak–3İnşallah bölünmeyiz, biz ufak ufakEkilmesin kalplere, bir kötü nifak–4Toparlanması zor dostlar, memleketin
Bilmem ne ister bizden, dinsiz kâfirlerHep aynı şeyi gösterir, bütün tariflerBunu bilsin Ülkemde, Bütün Arifler–5Hap sahibiyiz dostlar, Memleketin
Bir birini sevmeyen milletin, yoktur sonuSevdamız çok yüce, bilsin herkes bunuŞebap der kaldımı, bilmem başka konuUğruna ne canlar gitti dostlar, Memleketin08.07.2006
Kimi sevdasının özlemini çekerKimi Anaya, BabasınınKimni can dostunun özlemini çekerKimiyse bir kelam edecek dost arar meçhuldeBense seni düşünürümSevdanla yanar yanar, tutuşurumSeni sayıklarım her düşümdeSenden gayrı yoktur özlemimHasretin yakar yüreğim
Bilmem kaç yıl, kaç zaman oldu seni görmeyeliSevdanla yatar, hasretinle kalkarımHer an ufukta, sana bakarımUnutmanın mümkünatı varmı ki seniSen yüreğimde bir canGözümde ışıkDizimde dermenDilimde hecemSensiz tadı olmuyor, hiç bir gecem
Sana olan özlemkimderin ve yakıcıTapınacak maabet misalisin sen
Bak gelip geçiyor, bir bir yıllarDüşenlerden ders, almıyor kullarBoşa savrulur, paralar pullarSen kendini bil, Mustafa Kardaş
Zaman Geçiyor, dökülüyor yapraklarAkılsız başın cezasını, çeker ayaklarHayat fanidir, olur bazen aksaklarHatalardan ders çıkar, Mustafa Kardaş
Acılar insanı düşürür gamaKırılan gönülle olmuyor yamaZaman kötü, insan beşerdir ammaDostunu dost bil, Mustafa Kardaş
Bedenin zamana, boyunmu eğdiBilmem vücudun, vurgunmu yediSana ne oldu bilmem, nazarmı değdiRabim korusun seni, Mustafa Kardaş
Dostun dosta yüreği, her an atıyorBu topraklarda, ne canlar yatıyorBoş durmaz düşman, aşa zehir katıyorHer şeye dikkat et, Mustafa Kardaş
Dost ayrı düşünce, akar gözlerde yaşDostluğu daim kıl, ver biraz uğraşGönülde kur saray, otur rahat ve yavaşSonsuzluğa tahtın olsun, Mustafa Kardaş
Şebap’ın dostluğu bakidir, ta ki mezaraDostluğumuz gelmesin, inşallah nazaraOlur ya ağzımdan bir laf, çıkmışsa kazaraKusuruma bakma, Mustafa Kardaş07.07.2006
İnançlıysan, engelleri hep aşarsınUmut ile geleceğe koşarsınİçinde huzur ile, sen yaşarsınTutunacak tek dalın var oda imandır oğul
Doğrulardan ayrılıp,yanlış yolu izlersenAtaistlen dost olup, onlarla gezersenBir mazluma acımayıp, hep ezersenMahşeri kübreda, hesap veremen oğul
Kumar kötü, sonu mezarını kazarlarHem malını alırlar, hemde sana kızarlarBu da yetmez miş gibi, moralını bozarlarBunları iyi bele, uyma bunlara oğul
Aç gözünü, haram sarmış her mevkiyiKalpleri taş olmuş, bunlar bilmez sevgiyiYüreği sağlam olanlar, hak ederler övgüyüSende övgüyü hak, edenlenden ol oğul
Yaşı getmişe gelmiş, gözü hala haramdaBurda namertler çokmuş, doğru insan aramaİnsanlık bitsede, gerçek insane var ammaBu insanı iyi ara, buluncada dost ol oğul
Her yerde Rüşvetin adı, olmuş hediyeVijdanlar yok olmuş, olan yüklü KediyeBilmem neden böyle oldu, bilmem ne diyeHer yanlışta inan, bir ders var oğul
Şebap der sen yine gez, doğruyu araAramazsan inan,sönar azar bu yaraKursağına dikat et, inmesin haram paraOlan helal lokmanıda, alır götürür oğul09.08.2006
Güzel Dünya hepimizin düşündeBeklemeye zamanımız, yok oğulFakiri aş, Zengini rant peşindeBu oyunu, bozmak gerek be oğul
Keşme keşte baygın bakıyor gözlerİnsanlar usanmış, hep huzuru özlerAma hep boş nutuklar, boş sözlerSözlere inat, sen hakkını al oğul
Ahireti olmaz, inan cana kıyanınGece gündüz, ülkemi hep soyanınMenfaati uğruna, kendine kılıf bulanınKarşısına kale gibi, sağlam dur oğul
Kimi Kan üzerinde yapar siyasetiKiminin de dürüst değildir niyettiHarama bulanmış, tüm servettiBunlarıda iyi tanı, iyi bil oğul
Şebap der bunları iyi bil, amma uymaVatanı satanları iyi tanı, fırsat koymaBunlara uyupta, sende vatanı soymaHelal lokman, sana yeter de artar oğul09.08.2006
Yillar yılı çekemen, El kahrınıEl kahrını çekmek, inan zordur OğulÇile ile Yutkunaman, el zehriniBu zehirin, dermanı yok be Oğul
Ele çalışmanın, hiç kazancı olmadıKazancından hiç bir fayda bulmadıHastalandı,dışlandı, sahip çıkan olmadıSahipsizlik zu samanda zordur oğul
Hasret yürek yakar, ciğerlerde kor olurİnsan için böyle yaşak, inan pek zor olurDoğduğun değil, doyduğun yer sana yurt olurDoyduğun mekanı, kendine yurt bil Oğul
Hak yolunda içim yanar, hardayımHayinlerle savaştayım,ahu zardayımUmulmadık Ortamlarda, dardayımAllah seni dara komasın Oğul
Garip Şebap hayallere dalıncaKurd koyunla, kardaş bacı oluncaİnsan olup, birgün darda kalıncaİnan öğüdümü o gün anlarsın Oğul29.10.2006
Yil bin dokuzyüz doksan üçAylardan ekimYirmi ikinci günüydü sanirimBir kiyamat kopmustu LicemdeNe bir sebep vardi olanlaraNe de açıklamaya yetecek bir sözNe de dayanacak bir taakat, kalmisti bu zulümeYine yapacagini yapti, katil Licede
Bir çıglık yükseliyor, keşmekeş bir ortamYükseliyor dört bir yandan mermi sesleriBir yandan da yükselen ölüm zılgitlarıBir mahşer gününe dönmüstü sanki LicemÇınlar olmustu, o an kulaklar,Ne bir araç sesi, nede bir insan sesiydiyanlızlıgını bozan.Top sesleri ile irkilmisti, tüm bedenlerGelecekten umutzuzcasına, ufukta bir perdeVe ümitlerini kaybetmeye baslamisti, Lice
O günükü mahseri unutamıyorum,Ne aklimdan çıkarta bildim, nede düsündenBir iz bırakmıştı, Bedenimin her guslesindeBedenim hala irkilir, Lice’yi andığımda
Burunumda tüter olmustu, Barut kokusu,Kulaklarında, çınlıyordu mermi sesiBedeninde iz birakti, Askeri, PolisiNasıl unuta bilir ki, bunu Liceli
O günü yasıyanlar, halen tedirginNerede bir resmi ünüformalıyı görseler,Hemen eleri uzanir gömleginin cebine,Elinde hazir kuvet bekler, yırtılmış kimliğiyle,Ve sesiz, sedasiz, kaderine sitemkarNasil kurtulacak bu, durumdan Liceli
Bense Uzaklardayim, Lice yani basimdaBir yaşıyanı bilir o günu, O kesmekeşi,Ruhunda korku var, ve hala tedirginHatirladikça, Titremeye başlar Tüm bedeni
Uzaklardan Yükselse, bir ağıt,Yâda duyu verse, Yüksekçe bir ses,Yâda ansızın patlıyı verse, yanı başındaBir maytap tabancası,Yâda seyrederken, bir filim sahnesiniGeçmişi hatirlamaya başlar,Ve o günü yine yaşamaya baslar,Bedeninin her karesinde Liceli,
Insanlar halen Sesiz ve Duyarsız kalıyor bu olanlara
Yetmedimi akan kanlar, Yetmedimi, Düsen canlarYetmedimi, Bağrı yanan o eleri öpülesi Annalarİste Buna dır sitemim, Sitemim işte buna,Sitemim haksizliğadır arkadasNe duyan var, nede duyarli insan,
Insanlik bumu, bumu AdaletHani İslamdı dinimiz,Hani Insana kıymak günahtı dinimizde,Ne tez unutunuz, yoksa işinize mi gelmiyorYoksa Menfaatlerinize mi dokunur oldu, sözlerim.
Beni susturmaya yetmez gücünüzBen bir şaiirim, Yazar durur kalemimÖn yargisiz ve incitmeden kimseyi,Kimseye yoktur kinimÇünkü ben bir şairim ve Liceliyim.
Ah Ortadoğu AhNedir senin KaderinSenki, Medeniyetin doğduğu yer,Tüm dünyaya dal verenBir koca ÇınarTomurcuğun ilkiGonganın en güzeli,En anlamlısı işte..
Bu olmamalı sana kaderBu olmamalı sana biçilen Kefen
Senki en güzel Coğrafyaya sahip,En güzel atlasToprakların el değmemişBakire kız misali
Neden her gün, her köşende KavgaHer gün Bir köşende Ölümİrandan, SuriyeyeFilistinden, Beyruta ve Güney doğuHelede IRAKHangi köşenden,Hangi yerinden anrlatıyımki,Her gün üzerine bir sanaryo,Her gün bir pazarlmık işte
Bu kadermi bilmem sana,Yoksa Üzerine oynanan, bir kumar,Dört bir yanın Açık MahpusOrtasında ataştan bir alevKavurur durur seniNe Gecen beli, ne gündüzün
Uyanmak istemem SabahındaPatlamış, bir bombanın,Şarapneline döndü, bedenin
Bedenin yanın kokuyor,Ve ben, Kap karanlığa gömülmüşüm,Karalara bağlanmış başımSensizliğin intifade!
Biçare Kucaklanmayı bekleyen çocuklarHepside, yetim ve öksüzBakışlarında sanki kimyasal kilahlar gizliDoğduklarına bile sitemkarGöz pınarları kurumuş,Boğazlar kurakİnsanlardan uzak kalmış,Biçare ve ırak
Hep aynı sanaryo, Aktörlerde aynıZaman ve mekan farklı sadeceVe adına konulan isimO Kahreden umursamazlıklarBeni kahreder dururKusmamak elde değil işte
Her köşene ağ kurmuş örümcek ağınıPençeseni takmış seni hoyratçaÜrüyorlar Köstebek misali, birer birer
Dün Kardeşlik adına sığınanBugün sırtından vuruyor diyorlar
Birazda sensin sanırım buna sebepSen sevmedin ki kendiniNasıl sevsin seni elGözlerin sus pus olmuşBedenin Vurgun,
Hani insanlık onuru haniHani İnsan hakları ve demokrasi
Hiç olmadıki Sana hak,Sana hep TeokrasiSöylemler hep boş,
Gün be gün kimyasal silahlara kurban verilmişİnsanlık denilen o şeyKurumaya yüz tutmuş nadide çiçekSeyretmekmiş sanırım İsrail Zülmünüİnsanlık dedikleri bu olmak gerek
Terör, Terörle Mücadele diyeAd koydular isminiYaptıkları Terörün ta kendisiHata soy kırım demekDaha doğru sanırım,Daha bir anlam kazanır olmuş yaptıkları
Acaba değermi bilmemDüşünün biraz,Topu topu üç günlük ömür
Şebap der! ne Nebilere kaldı,ne Azizlere bu hayatSultan Süleymana yar olmadı ki,Bunlara olsun,Rabim sonumuzu Hayıra yorsun01.08.2006
Bir sigara yaktım, senin içinArdından bir dahaİç çektim, içim içimTa sabaha kadar, sabaha
Sensiz geçen günler sabah olmuyurKurduğum hayaler düş, düş hayal oluyorMasamdaki kadehler, boşalıyor dolmuyorTa sabaha kadar, sabaha
Vefasız olsanda, gönül yalnız seni soruyur, seni istiyorSigaramın dumanında, boş içki kadehimdeGönül yanlız seni soruyor, seni istiyorTa sabaha kadar, sabaha
Sevda bahçesinden, bir gülden gayrıGül derdimi anladı, sen anlamadın yarNeyim kaldı, canımdan gayrıDiken derdimi anlatı, sen anlamadın yar,
Kutsal sevdalar, hayra yorulurSavda yollarına, canlar koyulurBu cihanda benim, ahım duyulurCihan derdimi anladı, sen anlamadın yar
Seni kimse anlamaz, benim gibi anlayanDayanmaz kimse sana, benim gibi dayananHasretinde elime, alırdım kalemi inanKalem derdimi anladı, sen anlamadın yar
Kapına dayanacak, bir gün ölümYaptıkların bir değil, bu nasıl zulümSanki eline, bir şeymi geçti, gülümEler beni anladı, sen anlamadın yar
Yapma artık, bu kadar inatBak eridim artık, düşmüşüm bitapArtık sana, nasıl edeyim hitapDil derdimi anladı, sen anlamadın yar
Bu sevdam çok yüce, bulunmaz eşiFitneciler Severler, çokça bir leşiDört bir yanımı sardı, aşkın ateşiKor derdimi anladı, sen anlamadın yar
Sevenler bu dünyadan, göçtü. TaşındıBühtan etiler, çok yaralar kaşındıÂşıkların yolunda, ne yolar aşındıYol derdimi anladı, sen anlamadın yar
Nereye baktımsa, hep seni gördümAşkından bir mum gibi, eridim söndümBahçende gül idim, dikene döndümBülbüller derdimi anladı, sen anlamadın yar
Böyle geldi geçti, Şabap’ın dünyasıBu kazanda yoğruldu, sevenlerin sevdasıHayra yorun artık, Aşıkların rüyasıHerkes anladı beni, sen anlamadın yar
Yapayalnız bir sahil yolunda benÇaresizliğime yanmaz oldu, ay ve yıldızlarKapkaranlığa gömülmüşüm sanki,Ne senin sitemin, nede sahile vurup kırılan o dalgalarNede sevenlerin sevdası kaldı, yalnızlığımı bozanAnlatamıyorum sitemimi kimseyeYalnızım yine, yapa yalnız bir sahil yolunda
Hep sıradan, sıra dışı akıyor bak hayatSensizliğine bir sır olmuş, bir karalık geçeVe sensizliğin ruhuma verdiği, işkenceTek kalan yanı başımda, boş bir şarap şişesiOda mahzun ve mutsuz, yalnız bakıyor banaVe sensizliğin hahrını yudumluyorum bir birÇaresizliğime kahrediyorum, bazen de küfürVe bu arada yavaş yavaş sarhoş oluyorum galiba
Bir mahkeme kurdum o an içimdeHakim oldum, mahkum ettim hayatıSavcı oldum amma, savunamadım kendimiVe bir daha sensizliğin sesizliğine itmiş oldum kendimi
Tam bu arada, sanki bir kıvılcım çakılmıştı,Sahil lambalarının yandığını fark ettimBununla birlikte ruhumun ta derinliklerindenBir şeylerin kıpırdadığını his ettimSanki Sensizliğin sesizliğine uzanmış bir dalVe Umutsuzluğumu kırıyorum bir birTekrar sevmeye, hayata bağlanmaya karar veriyorumHer şeye rağmenYaşamanın güzel olduğuna, karar veriyorum tek celsedeİdama mahkü ediyorum ümittsizliklerimiYelken açıyorum tekrar yaşamaya ve hayataVe karar verdim O gece sahil yolundaHer şeyden azar azar, ders çıkartım geçen yaşamdanŞimdi oturmuş, umutsuzlara ışık, bir mum yakıyorumNasihat la, karınca kararınca
Kaleslige yer yoktur sevdamizdaÖzümüzde yoktur riyakarlikAnlik degildir sevdamiz, Ömürlüktür kardasSolmuz pazara sevdamizBiz bir sevdikmi, sonuna kadar severiz,Sevdamiz sürer sonsuza,Mezarda noktalanir sevdamiz bizim
- Sevdamız benzemez başka sevdalara LoooooSip sevdi sevdalar degil sevdamizSevgimiz sevene gül misaliSevmeyene kursuna benzerNamerde hançer olurMertlere cen olur, can be can
Canlar feda edilir bir kuru sözeInsanlari mertligin kendisidir, ta özeBilmem neresinden basliyayim ki ben söze
Dogruluktan ödün vermez sevdamizKaleslige, kahpelige, ortak olmayızYalakalığa da asla kanmayız
- Sevdamız benzemez başka sevdalara LoooooSevdikmi tam severiz,Sevdikmi yürekten severiz biz kardasSevdamiz nadide çiçek misaliKarli daglarda açan, Berivan çiçegine benzerSevdamiz nadide açan Kardelenlere benzerSevdamiz berak suda filizlenen Nilüfer çiçegine benzerSevdamiz bazen yumusak esen yel misaliBasende kopu veren bir firtinaya,Bazende kor ataslarin harina benzer
- Sevdamız benzemez başka sevdalara LoooooSevdamiz asikar degil, yüregimizde sakliFirtinali havanin koynunda gizli,Kuytularda isinlanir, isik olur karanligaBazen Günesin piriltisinda olu verirBazen de rüzgarin sesinde görülür
Sevda atesten gömlek olsa da, yine giyerizKorkuyu bilmez yüragimiz
- Sevdamiz benzemez baska sevdalara LoooooSevdamiz Mezopotamyanin kaderine benzerKanla sulanmis, cefayla yogrulmus malesefDiyarbekir surlarinda yetikBu nasıl hal,nasıl is kardas, biz kime ne ettik
- Sevdamız benzemez başka sevdalara LoooooSevdamiz yedi verene benzerGülistanin gülüdür solmazSülveti kutsaldir, daylindan kopulmazÇenet bahçesinin en nadide çiçegiBenzeri yoktur kardas
- Sevdamız benzemez başka sevdalara LoooooSevdamiz Sirat köprüsüne benzerSevdamizi hak edene gönül köprümüz genişler,Geçi verir yüreğimizeSevdamızı hak etmeyen ise uzar gönül köprümüzKılıçtan keskinKıldan ince bir hal alırGömülü verirler karanlığın kuytusuna,Yüreğimiz kapalıdir namerde
<img border='0' src=' http://www.dram.gov.tr/diyar/resimler/2xdiyarb7.jpg 'width='700' height='500'>Yıl bin dokuzyüz yetmiş bir, ne muhteşem bir şehirDolaşırken içinde, o günkü yaşım henüz on birGezindim zaman zaman, bitmiyor şehr-i kebirSurlarla kaplı çevreden, seyrettim Diyarbekir-i
Hz.Süleymanın yadigarı, peygamberler diyarıÇiçekler açmış gönlünde, mertliğinle baharıHer küçe başında bulunur, binlerce cilvekarıKalbe huzur verirken, seyrettim Diyarbekir-i
Kapalı çarşıları, o nadide saraylarHeybetli görkemi var, o güzelim surlarDurmadan şarıldar,çeşmeler şadırvanlarRuhlarıbüyülerken, seyrettim Diyarbekir-i
Gazi köşk hanları, kubeli hamamlarıMuhabetle selamlar, o güzelim insanlarıDört bi ryanı kanıtlar, tarihi olaylarıHayran hayran izlerken, seyrettim Diyarbekir-i
Görenleri bir hoş eyler, camilerin heybetiİnsanlara bir zevk verir, yaşlıların sohbetiRuhları mest eyler, olunca sükunetiDiyarı meth eylerken, seyrettim Diyarbekir-i
On gözlü köprüsü, helede o beni senİnsanlarda ne dert bırakırdı, ne ahu elemBirlik içinde yaşardı, o gün cümle alemSevgiyle bakınırken, seyrettim Diyarbekir-i
Ah o bağlardaki, köşklerin güzelim haliDamlarda kurulu tezgahlarda ytardı,cümle ahaliÇalardı gramafonlarda, celal güzelsesin eserleriDinlerken mest ile, seyrettim Diyarbekir-i
<img border='0' src=' http://www.dram.gov.tr/diyar/resimler/2xdiyar46.jpg'width='600' height='300'>Fakat şimdi; dengbejleri susmuş, sazbendi çalmazŞairler hep küsmüş, bir kıta şiir yazmazŞebap yazdı sanmayın, oda yorulmazArgın yorgun yazarken, seyrettim Diyarbekir-i
Hevsel bahzeleri yok olmuş, uçmuyor kelebeklerArılar göç eylemiş, balsız kalmış peteklerBaşı boş gezer olymuş, sokaklarda köpeklerElyi sopalı gezerken, seyrettim Diyarbekir-i
Kendine has şivesi yok olmuş, yavaş yavaşGülistanlar bozulmuş, bağ bahçe dolmuş taşFigan eyler bülbüller, gönüllerde yaşy
Ciğer kebabı kokmaz oldu, küçelerin başındaYetişmez oyldu, 75 lik karpuzu bostanlarındaNeler çektin bilmezmiyim, sen şu bağrındaDamlarken için için, seyrettim Diyarbekir-i
Nerede kaldı,sur kapıları, hlede bağlarBoşuna dememişler, ağlarsa anam ağlarSorarı size bu başı boşluğa, kemler yanarYanaren yüreğim, seyrettim Diyarbekir-I
Diyarbekir haline, baktıkça yanarımYanar yanar,ben bu derten ağlarımAkar gözlerimde yaş, sel olup çağlarımTaşarken yüreğim, seyrettim Diyarbekir-i
Taş yığını binalar, yükselirken çoğalmışGece kondu almış başını, dört bir yanı sarmışGöçe maruz kalan, gelkmiş şehir hercüme olmuşBu hengame içinde, seyrettim Diyarbekir-i
Bir hüzün vardır, senin o akışındaHer dört mevsimin, yazla Kara kışında
Kıvrım kıvrım, denize akmaktasınSen aktıkça büyür, sen aktıkça coşarsın
Durduramaz akışını, ters yönden esen rüzgarHızla akmana bak sen, mavi denize Kadar
Belli değildir yerin, yangınlarda olursunBu mavilik sende değil, onu gökte bulmuşsunRüzgar essin ötelere, denize mevce gelsinHep aynı yerde sız, mermerler şekillensin
Coştuğunda hiç etrafın duymazsınBoyna akar, gürler acep neden durmazsın
Şebap sevinmezmi sanırsın, senin şu halineYaşam için bereketsin, içim içim bal ile
Bir gün ansızın, çağırıldım, makam sahiplerinceBende bir varıyım dedimHele bakayım ne derler gibisindenGittiğimde, ensesi kalın, Gılağı sarkık bir zat çıktı karşımaVe bana dönerek - Bak kardeşim yeter artık yeterince okumuşsun,Al sana bir masa,Al sana bir makamAl sana bir de kalem dediler. - Ne yapacağım dedim, - Yaz artık yaza bildiğince dediler - Ne yazayım dedim, - Şurdan buradan, açık yaz duru yaz sağa sola mürekebin sıçramasın dediler - Havadan bahsedeyim mi dedim - Yo o iş barometrenin, onu ona bırak dediler - Memur maaşlarından bahsedeyim mi dedim - Bordroyu herkesten önce imzala dedilerKarşı bankta melul melul bakmakta olan adamı gösterdim,-Öyleyse şurda duran adama, bir şirinlik not yazayım da, bari gönlü hoş olsun diye - Ona şirinlik notu kar etmez dediler -Solumda beni dikizlemekte olan uzun boylu bir adam vardı, - Ya şu uzun boyluya bir yazı yazayım dedim -Boylar var ki, yerden kurşun sıksan, boşa varmaz dedilerBende kızmaya başladım yahu neden çağırdınız, bunu yazma şunu yazma ne yazacağınıbari söyleyin dedim - Sen her şeyi gülük, gülistanlık göster ki, seninde günün aydınlık olsun dediler.Ben böyle yazamam dedim - Benim elimde kalemim kılıçtan keskin olmalı dedim? - Senin Kılıca, Kargıya, keskiye ihtiyacın yok, Kalkana ihtiyacı olan bir zavallısındediler - Bari Trafikten bahsedeyim dedim - Çok karışık, çözemezsin dediler - Siyasetten bahsedeyim dedim - Haddini bil, o işe sakın bulaşma dediler - Sağlık tan bahsedeyim dedim - Sen doktormusun dedilerBunun üzerine sinirlendim. - Ben istediğim yazarım dedim - Kalemini geri alırız dediler - Vermem dedim. - O zaman kaleminizi iğdiş ederiz dediler Ben saydıkça, o bir mana gösterdi, bende dayanamadım ve hafif bir tebessümgösterdim kendi kendime, fark eti ensesi kalın.Niye gülümsedin dedi. Bende - Sizin yazmaya yarıyan kaleme değil - Halkı uyutmaya yarıyacak Şırıngaya ihtiyacınız var dedimBu sefer kendisi gülümsedi, be bana dönerek - AFERİN dedi, işte nihayet anladın - Okuyucuyu morfinleki, rahat uyusun, kendine bir kinin iğnesi yap ki sıtman geçsindediler.Bunun üzerine, Kalemi usulca yerine bırakarak, bir çift söz etim. Alın kalem sizin olsun, Ben ne makam ne şöhret ne de işinizi isterim, bana Vicdanım
Tabiat ve İnsanİkisi de aynı, yok birbinden farkıNe kadarda bir birine benzer
…………………………İşte İLKBAHAR İlkbahar hayatın başlangıcıdırİnsanın doğumuna benzerKupkuru daların, üzerlerindetomurcukların birer birer açıldığıAçılan tomurcukların çiçekleredönüştüğünü görür gibiyimİnsanın bir garip damladanHulk eylediğive ruhun bedenine zuhuru ileRaba kul eylediğine benzerHepside yaradanın eseri işte
Hiçbir şeyin kendiliğinden var olamayacağın,Düşünecek kadar bir akıla kâmil isekBu evreninde bir yaradanı olduğunu bilmek gerek
……………………….İşte YAZBaharın peşinde geli verirVe başlar akabinde bir olgunluk çağıAçıldıkça, değişir,Değiştikçe gelişir yaşamTomurcukların çiçeğe,Çiçeğinde yemişeVe meyve dönüşür işte,İsanın da evrimi misaliİkinci baharına giriverirÇocukluktan, gençliğe,Gençlikten olgunluğa eriştiği gibiVe başlar yaşam çilesiBir çağı da kapatı verir,Başlar bir diğeriVe yazı biti verir bir çırpıda.
…………………………İşte SON BAHARSonbaharda başlar yaprak dökümüMeyveleri birer birer koparılmış,Dalarından bir boşluk,Bir yalnızlık kokmaya başlarMeyvesi kopmuş,Kim bilir hangi canlının kursağındaVe nerede,Hangi topraktaYeniden filizlenmeyi bekler İnsanda aynı,Çocuklar birer birer Yuvadan uçmuş,Yeni bir yolculuk başlamış kendince,Yuvasından uçan her çocuğun
Kim bilir hangi Hatunun?Kim bilir hagi yiğidin kollarında,Yeniden filizlenmeyiYeniden yeşermeyive Üremeyi becerecek,Başka bedendeVe biti verir bir devir işte.
………………… …İşte KIŞKapıya dayanı verir Ölüm,Kış misali, evrimin son durağı işteAğaçlar Kurumaya yüz tutmuşTırtırlar kovalarına çekilmişKimide larvasında uykusuna dalmışAç ve susuz, yemeden içmeden kesilmiş,Bir hikmet işteİnsanda yolculuğunu bitirmiş, başka birÂleme hazırlanmış,Dalar artık, sonsuz uykusuna,Ve toprağa giriverir, cansız ve Üryan
Geldi geçti bir evrim ve tabiattan uzakVe Kudret KalemindenÖmür Mürekkebi tükeniverir,Sonra da sırası gelirEktiğini biçmeyeYüzleşir tüm, geçmişiyle……..Ve onu işte budur diğer canlıdan ayıranBitkiler, kurur e yeşerir, İnsan sa ölür ve başlayıverirTüm sevinci ve çilesiHasattını toplamaya başlar bir bir.Yüzleşiverir tüm, yaşamışla
Şebap der Girdin işte bir Âleme,Bakılmaz kimsenin haline,Her şey kalmış Ameline. Ve selam17.07.2006
<img alt='Tabiat Ana'src='http://www.antoloji.com/siir/media/33/www_antoloji_com_676833_29.JPG'border='0' width='490' height='395'></p>Bilmem kaç gün kaç gece oldu ve kaç ayUykuya yatmıştı, pervasızcaYeniden yeşermeyi bekliyordu, o usulcaBir uzun kış uykusu, bir uzun istirahat safhası anlaşılan,gün gelip çatı işte
Cemreler birer birer düşmeye başladıÖnce havaya, sonra suya, sonra toprağaFilizleni verir artık yüreği ve bahar işteYağmurlar çiseliyorduDışarda toprak kokusu,İnsanın iliklerine kadar kokluyası gelir işte
Tabiat anna göz kırpmaya başlamıştı bizlereİşte yaşam belirtileri görülmeye başladıBir sevinç edasıyla, coşası gelir insanınArkasında gülücükler dağıtırcasına,Çiçek açı verir koca yüreği
İşte o anda şad olyur yüreğim,Binlerce kez teşekür edesim gelir HÜDA’yaBizlere bağışlamıştı yine, tabiat anayıSevdası ise, ilmik ilmik işlenmiş yüreğime
Bereket saçar ufkunda,Yine dağıtır İsteklerimizive nimetlerini minetsizce
İnsanlarsa Şükürsüz,koruyamıyorlar kendisini,Her geçen gün, yine damarlarınaEnjekte eterler pis zehiriniVe kandilerine döneceğini de bile bile
Kışında yazı yaşar olduk, Yazında kışıCanıyla oynadık, yalan misaliSavururuz yorgun bedeninini, hoyratçaNasıl dayana bilsinki, bu fırtınayaTabiat ana, solar endamı yavaş yavaş
Kurutu veriyoruz her geçen gün Tabiat anayıOysa İyilik yap ta gör, belayı gibiYaptığı iyiliğin bedelini çekiyordu gün be gün
Biti veriyor güzelikler birer birer,Kıyametler kopuyor yüreğindeBiz ne zaman uyanacağız ki, ölüm uykusundan
Bitsin ihanetler, bitsin bu zulümSonun başlangıcına ramak var
Zararın neresinden dönsek kar var bizlereUmuz var, ışık var, ve bütün olumsuzluklara inatGelin canlar bir olalım, omuz verelim yaşatalım,Koca tabyat Ana’yı
Bu garip Şebap’ın yakarışı iste.Yokse yok olacağız hepimiz, bu gidişte28.02.2007
Sen sabisi koynunda, susturulmuş kadınKimsesizimBiçaremSen ki umuda merhaba diyecekGenç filizAçılmamız, gül tomurcuğu ve hayalerine gem vurulmuş,Bastırılmış bacım
Çığlıgın yırtar durur, bir şimşek gibiArşı almemiÇığlığını duyan yok,Sesizliğin,Sensizliğin kahreder beni ve duyarsızlıklar çürütüyor bedenimi
Gün doğacak, düşecek insanlığın kucağına,Bir kara leke gibi,Bastırılmış feryadın.
Umut çiçekleri, Geceyi, Karanlığı deliyor bak!Sevgiler ekilecek bir gün ana kucağına
Olumsuz törelere nağlet okuyacaklar,Biçare cehaletten kurtulunca Babalar
Anelerin akan göz yaşları yürek dağlatırBiçareleri umudu arartırSabilerin çığlığı, taşı ağlatırGöz yaşlarına boğulur bedenler
Sen ki yüzüne kaderin gülmediği,Yıkılası, törelerin kurbanı olmuşEli öpülesi, Cefakar Bacım
Sana gülmedi bir günSen se gülemedin bir günTebesümünü bile biçtilerBoğazına tıktılar gülmeyiKatletiler koynunda, yavrunlaNamus adınaYıkılası törelerle, Karartılar, bitirdiler dünyanı.
Gün senin için doğacak lir günYok edecek olumsuzluklarıHoş görü ve sevgi kar taneleri misali,İnece semadan
Çiçekler açacak, kanıyan yüreğinYüreğin bembeyaz ve temizHasretin sevdan, yüreğinde gizli bilirim,Sevgiler saracak yüreğini, tıpkı bir Melek gibiSenden doğacaklar, yarınları kuracaklar.Olumsuz töreliri bir bir yıkacaklarBunu bilesin
Medeniyet mi yoksa vahşet mi bilemiyorumYoksa bendemi bir şeyler varYoksa ayrı bir gözle mi görüyorumYoksa Vuslata mıyım ben
Düşünürüm kendi kendimeBir anlam veremiyorum şu dünyanın gidişinezamanın gidişinemi yanayım,Yoksa insanlığın yok olmasınamıBir türlü karar veremiyorum işte
İnsanlık kör kuyuda, sağıra sultan olmuşUmut ise zemheriye çalmış kendiniÇırpınır durur kendi kendine, veçırpındıkça biraz daha batmakta karanlığın en kuytusuna
İnsanlık ve haklar, hele demokrasi söylemleri,Ağızlara sakız olmuş sanki,her söylemlerinde, biraz daha kargaşa,biraz daha kan, işkence ve ölümBoy boy göstermekte renginiPekte uzak değil, görmesini bileneİşte yanı başımızda patlayan bombalarİşte yanı başımızda, atılan ölü zılgıtları
Bazen Irak, bazen Filistin, Bazen de Afganistan olu verir ismi,Bazen de Ülkemin doğusunda
ve her gün hunharca katledilen biçare sabilerkoynunda Anneleriyle can vermekteNe duyan var nede, duyarlı kimsebuda kahreder beni, her gördüğüm vahşette
İnsanlık buysa? insan değilimMedeniyet buysa şayet?Ben barbar olmayı yeğlerim gardaşNeme lazım, böyle medeniyet, böyle insanlık
Varsın kabullenmesinler beni,Bense çoktan terk eylemişim, böyle düşünceleri
Ben bana yeterim, Birimiz hepimizeBir tek eksikliğimiz var gardaş,Yabancı olmuşuz biz bize
Gün gelecek, yeniden yeşerecek, umut tomurcukları,Yeniden kucaklayacak canlar canlarıve Külünden yeşerecek Anka kuşları
Kimseler yıkamaz Ne benliğimizi ne de birlikterliğimizKimseler kopartamaz, Candan Yüreğimizi,Biz bize küskünsek, Düşmana ne hacet
Umudum o ki, Yüreğimiz bir olaUmudum o ki, Cennet yurdum şen olaUmudum o ki, Düşman gözünde kem ola
Ya korkum yok mu?İşte bunu anlatmaya dilim varmıyor gardaşGeç kalmaktan korkarım,Bu duyarsızlıklar ile,Uçurum kenarından bakarım, bir garip meçhule
Gözler kör bakarken, kulaklar sağır kalırken,Tükenmeye ramak var, Düşmanlarsa çalmaya devam eder sazlarınıUyan gözlerim uyanUyan be gafletten gözlerim uyanUyan Nur-i Muhabbet olam Dilerim uyan gayri, uyan uyan16.03.2008
Ey hasreti sinemde gizliEy hasretine yandığım sevdamEy kaderi benim olan ülkem… Senki yarım ada parçası… Senki dağları sarp kartal yuvası… Senki uçsuz bucaksır uzanan, bereket fışkıran toprağım.
Çektiğin kadermi bilmem, yoksa sana biçilen bir aht mıYoksa tarih boyu sana olan bir kin mi
Bildiğim tek şey varki, o da sana olan Sevdam, Hasretim, Yüreğim, Adanmışlığım vekaderim
Yem yeşil doğan, Bem beyaz dağlarınRabimin lutfu olan ırmaklarınEşit olan dört mevsimin ve Bakire kız misali, el değmemiş toprağınUğrunadır bunca oyun, bunca uğraş
Bastığımız topraklarda var ejdat kanıBaşı dik tutarsan masvavi tepende,Ve ufkunda uçsuz bucaksız denizHer zeresinde iman uhtesi gizli,Acısı sinemizde saklı Ülkem
Böylemi yazılmış kaderinTanrıyı anıp ta olmaz kötülükten yana RuhKimi ölmekten korkarcasına duyarsızKimi şeytanın varisi, ölümden ve öldürmeden yana saf tutmuş
Yılarca unutulmuşluğun bedelidir güney doğunBugün se savaş alanı, 85 yıldan beridir bir inada kurban verildi milyonlarca insan veinsenlık,
Hala aynı inat aynı nakarat.Halkımın mutluluğu adına, zamanı gelmedi mi, her şeyi yüreğimize bastırmanınEy hasretine yandığım ülken insanımGafleten uyanda görsün gözlerinDuysun kulakların, his etsin teninKalk ayağa da, duy feryatlarıOluk oluk akan kanları görGör Anaların göz yaşlarını,O mahsun çocukların ağlamalarını işit
Yoksa bin yıldır içimizde mi saklıydı melun ŞeytanHer zaman aşımıza zehir katan değilmiyti ki o düşmanYoksa üstümüze serpilen bir yaban tozmu, geçtiği her yeri kavurup kurutan
Kan kokmaya başladı ehvalim.Yüreğim çiçeklerin, papatyaların, gelinciklerin açılmasını bekliyor bir umutla
Kızgın ataşın yakıyor ruhumun kanatlarınıAy ışığına inat olmuş sanki siyah matmin
<img border='0' src=http://i25.photobucket.com/albums/c66/bilhan/10.jpg 'width='600' height='300'>Yolun sonu, kabir elbetÇokça uçun, bir yoldayızRabim olsun, bize medetİmtihanlı, bir yoldayız
Rabim versin, bize şefahatDoğru yolda, hep nasihatDünyada yok, huzur rahatSorgu dolu, bir yoldayız
Hak ile hukuk, tartıdadırTorpil, Rüşvet yasaktadırÇok sağlam bir, hukuk vardırÇok zahmetli, bir yoldayız
Hak ile hukuku, bilmezTelaştan, can akla gelmezHaktan gayri, yardım gelmezSual dolu, bir yoldayız
Dövün tevhid, tokmağıylaÖzün insan, mahsuluylaÇok yoğurun, gözyaşıylaDoğru giden bir yoldayız
Şebap yolun, haktan olsunKalbine hep, iman dolsunYol hak bilen, huzur bulsunAkib huzur, bir yoldayız