Top Banner

of 172

Doktor Moro'nun Adası Rnkli.pdf

Nov 02, 2015

Download

Documents

uzay

Herbert George Wells
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
  • Tarayan ve Dzenleyen ZamanGezgini

  • ANKARA KTPIIANES

    H. G. WELLS den tercme eden HAMDI VARO

  • Btiln baklar Kanaat Kitabevinlndir

    .'\HMET SAiT MATIMSI 194!

  • I

    GEMDE VAHi HAYVANLAR

    Nekadar zamandanberi bu kk kayn iinde: serili yattn bilmiyordum. Bir para kuvvetim olsa deli olmak ve biran evvel lmek iin deniz suyu imek istiyordum. Bu vaziyette yatarken ufuktan bana doru ileriiyen bir yelken grdm. Fakat alelade: bir manzara imi gibi lakayt kaldun. Zihnim her halde darmadand. Bununla beraber olan biten btn vuzuhile aklmdadr. Kay mthi surette sallyan dalgalarn bam dndrdn, ufukta grdm yelkenin mtemadi kmldayn hatrlyorum. Ayni zamanda da lm bulunduwna kat'iyyen kanaatim vard. Beni hayatta bulmak midile, fakat i iten ge- tikten sonra gelen bu imdadn beyhudeliini, ac bir istihza ile dnyordum.

    Bana, hi bitmiyecek kadar uzun grnen bir mddet, bam kayn bardasna yasl, yelkenli geminin sarsla sallana yaklatn seyrettim. Bu, latin yelkenli, ufak bir gcmiydi. Rzgara kar yrd iin, geni voltalar vurarak ilerliyordu. Gemidekilerin nazan-

    3

  • dikkatini celbetmee almak bir dakika bile aklmdan gemedi ve onu vazhan grdm dakika ile kendimi bir k karnarasnda bulduurn an arasnda geen rnddete ait batralarm pek rnphern ve siliktir.

    Geminin gvertesine kadar kaldnlarak gtrldrn, gverteden bana bakan, krmz sa ve krmz bir sakalla erevelenni, illi, koca bir knn:z. surat grdm ; sonra gzlerimin ta iine bakan barikulade bir ift gzle gayet esrner bir ehreyi daha hayal rneyal hatrlyorum ; fakat ayni ehreleri tekrar grneiye kadar bunlan bir kabus zannediyordum. Biraz sonra, kslan dilerimin arasndan bir ila aktldn da hatrlyorum. Hepsi o kadar!

    Uzun mddet kendimi bilmeden yatnum. Gzlerimi atm zaman ok ufak ve pis bir karnaradet idim. Olduka gen, kumral sal, dik ve sar bykl, alt duda sarkk bir adam baucurna oturmu, nabzrn tutuyordu. Bir mddet konumadan baktk. Gzleri ela, nemli ve ifadesizdi.

    O esnada, tam bamn stnde, bir demir karyolann yerinden oynatlmas gibi bir grlt ve byk bir hayvann hiddetle hornurdanrnasn andran bouk bir ses iittim. Ayni zamanda adam konumaa balad. Biraz evvel sorduu suali tekrar etti :

    - imdi naslsnz ?

    Galiba, iyiyim'> diye cevap verdim. Oraya nasl geldiimi anlyamyordum. fadeye muktedir olamad suali, adam, glerirnden ozkrnu olacak ki :

    Sizi bir kayn iinde, alktan lmek zere

    4

  • iken bulduk, dedi. Dame Altiere. [1] isminde bir geminin kay imi, kpetesinde garip birtakm lekeler vard.

    Bu srada gzro ellerime iliti. Ellerim o kadar zayfuim ki adeta ii kemik dolu deri bir torbay ondryordu. Bu manzara, bamdan geen btn vekayii gzlerimin nnde canlandrd.

    Yanmdaki adam bana buzlu ve krmz renkli bir .ila uzatarak:

    - Biraz bundan iiniz, dedi. Talihiniz varm ki iinde doktor bulunan bir gemiye rasgeldiniz.

    Adamn dilinde bir nevi pelteklik, bir teliHfuz noksan vard. Uzun mddet sz sylemediim iin ksln olan sesirole ve ar ar telaffuz ederek sordum :

    - Bu gemi nedir ?

    - Arika ile Kallo arasnda sefer yapan bir kabotaj gemisi. smi Kzl baht. Hangi memleketten geldiini sormadm. Deliler diyarndan gelse gerek. Ben de yolcuyum. Arika'dan bindim.

    Bamn zerinde, deminkd grlt, hrn hr.n homurtularla insan sesleri kark bir patrd balad. Sonra bir ses Aptal mikab diye birisine karak susturdu. Mu.hatabm sze .. devam, ediyordu :

    - Olmek zere idiniz. Dar kurtardk. Fakat imdi darrarlarnza biraz kan zerkettim. Kollanmzda ar hissediyor muksun uz? rnga yerleridir. Otuz saate yakn bir zaman kendinizi bilmediniz.

    [1] Mtekebbir kadn manasma gelen franszca bir isim.

    5

  • Ar, ar dnyordum. Birdenbire, bir sr kpek havlamalarile daldm dnceden uyandm.

    - Biraz kuvvetli bir gda alabilir miyim? diye sordum.

    - Bereket versin bana ! Size koyun piirtiyorum. - Tamam, de_dim. Biraz koyun eti yerim. Muhatabm biraz tereddt eder gibi durduktan

    sonra dedi ki: - Peki, merak ettiim bir nokta var. Ne mna

    sebetle bu sandaim iinde yapyalnz bulunuyordunuz? Gzlerinin iinde benden phe ettiini gsteren

    bir ifade sezdirn. - Hay Allah belasm versin bu havlamalarn !

    diyerek kamaradan dar frlad. Gvertede birisile -iddetli bir kavgaya giritiini ve o adann da anlalmaz bir lisanla cevaplar verdiini iittim. Bana, kavga, dvle neticelendi gibi geldi, fakat yanl iittiime zahip oldum. Sonra doktor kpeklere bard ve karnaraya avdet etti.

    Daha kamara eiinden sordu : - Maceranz anlatyordunuz, devam ediniz ! Kendisine evvela, ismimin Edward Frendik ol-

    duunu, nisbeten zengin ve serbest olduumdan, vaktin ho geirmek iin tabiatle ok megul olduumu syledim .. Bu, onu alakadar eder gibi grnd :

    - Ben de ilimle itigal ettim, dedi. Londra niversitesinde solucanlarm yumurtalklarn, yok bilmem smklbceklerin barsaklarn kararak tetkikatta bulundum. Evet ! Bundan tam on sene evvel. Devam edin, devam edin. O kayn iinde ne iiniz vard?

    6

  • Dame Altiere gemsnn nasl battn, Konstans ve Helmra isminde iki kiile beraber filikaya atlayp nasl kaabildiimi, gndelik tayini paylama yznden kan kavgay ve nihayet iki arkadann drken kayktan nasl denize yuvarlandklarn anlattm.

    Hi kay Imi ak ve samimi bir lisanla naklediim doktoru tatmin etmiti. Kendimde mthi bir zM hissediyordum ; vazh, fakat ksa cmlelerle konuabildim. Szm bitirdiiin zaman o gene tarihi tabiiden ve biyoloji tetebblerinden bahis at. Onun alelade bir tp tahsili yapm olduunu tahmin ettim. Sz dndre dolatra Londraya, Londrann elence llemlerine getirdi ve hatta bir iki macera anlatt :

    - Btn bu,nlar bundan on :Sene evvel artk terkettim, dedi. O zaman serde genlik vard, eleniyorduk. Fakat ok budalaca hareket ettim... Yirmi bir yamda iken nekadar servetim varsa yemi bitirmitim. imdi ise bsbtn baka trl dnyorum ... Gideyim bakaym u sersem ah sizin koyunu ne yapt?

    Bu esnada, tepemdeki homurtu, o kadar ani bir surette ve o kadar vahi bir tehevvrle tekrar balad ki gayriihtiyari titredim.

    - Ne oluyoruz ? diye haykrdm. Fakat doktor bu srada kanaradan kn ve ka

    py kapamt. Biraz sonra geldi ve koyun balamasn getirdi.

    Mis gibi et kokusu, iittiim hayvan seslerinin ne olduuna dair sormak istediim suali bana unutturdu. Yemek ve uyku ile geen bir gn, bana, sekiz gnlk

    7

  • alk ve humma neticesinde kaybettiim .kuvvetten bir miktarn iade etmiti. Yatamdan kalkarak !ombar deliine kadar yrmee ve gemi ile yan eden yeil dalgalar seyretmee muvaffak oldum. Geminin rzgaralt gittiini tahmin ettim. Mongomeri - doktorun ismi - bu esnada ieri girdi. Esvaplarm istedim.

    Beni denizde kurtardklar zaman arkarndaki esvaplar gverteden denize attklarn syledi ve bana kendi esvaplanndan birini verdi. Bu, dirniden .yaplm bir kostmd. Fakat doktorun kollar ve baeaklar ok uzun, gvdesi de biraz kalnca olduu iin elbise bana fazla byk geldi.

    teden beriden konutuk, bu meyanda kaptann, karnarasnda krktk sarho bir halde yattn haber verdi. Giyinirken, geminin hedefi hakknda bir sual sordum. Havay adasna gitmekte olduunu, fakat kendisinin daha evvel baka yerde karaya kacagn syledi.

    - Nerede? diye sordum. - karnet ettiim bir adada, dedi, isimsiz bir ada!

    Bu cevab verirken sarkk rluda ve birdenbire aptallaan suratile yziline yle bir bak bakt ki sualimin, cann sktn anladm.

    - Hazrm, dedim. O nde, ben arkada kamaradan ktk. Merciive

    nin stbanda bir adam yolumuza mfui olacak ekllde duruyor, en st basamaklarda olduu iin ba ambar azndan darda bulunuyordu.

    Bu, biimsiz, ksa boylu, kaln yapl, kaba saha tavrl, srt yuvarlak, ensesi kll ve ba omuzlarnn

    8

  • arasna gmlm bir mahlfktu. Arkasnda koyu mavi kumatan bir kostm vard.

    Kpeklerin hiddetli hiddetli homurdandn iittim, bu ses zerine adam derhal merciivenden geri geri inmee balad ; yuvarlanmamak iin elimle ittim, hayvani bir iddetle geri dnd.

    Birdenbire karmda beliren siyah ehresi beni korkudan titretti.

    nsana, hayvan suratn hatrlatan bir tarzda ileri doru uzyan bu ehreyi, yar ak duran kocaman aznda grdm iki sra beyaz diler kadar iri dii hi bir. insann aznda grdm hatrlamyorum. Kane:na gibi gzlerinin ak gayet az, bebekleri iri ve kzl renkte idi. Bu ehrenin heyeti umumiyesinde garip bir endie ve teheyy adesi dolayordu.

    Mongomeri: - Hay Allah kahretsin ! Her zaman ortada dola

    r, dedi. Adam hibir ey sylemeden yana ekildi. Bu

    acip ehreyi gayriihtiyari seyrederek ambar azna kadar kmtm. Mongomeri bir J.ahza aada kald. Amirane bir sesle u szleri sylediini iittim:

    - Senin burada ne iin var ? Yerin ba tarafta, bilmiyor musun ?

    Siyah yzl adam titriyerek, kekeler gibi cevap verdi:

    -O . .. 0 .. . Onlar beni ba tarafta istemiyorlar. Ar ar sz sylyordu. Sesinde. bir ksklk, bir

    boukluk vard. Mongomeri tehdidamiz bir tavr taknd:

    9

  • - Seni ba tarafta istemiyorlar m? Ben emrediyorum. Gideceksin !

    Bir ey daha syliyecekti zannederim, fakat gz bana iliti. Beni takiben merciivenden yukan kt.

    Ben, vcudrn ambar azndan yar danda, durmu, byk bir hayretle .bu acayip mahlUkun irkinliini seyrediyordum. Hayatmda bu kadar barikulide menfur ehre grmemitim. Bununla beraber, imdi beni artan bu ehredeki hatlar ve bu vcuttaki hareketleri herhalde bundan evvel bir yerde grmm gibi tuhaf. bir hisse de kaplyordum.

    Bilalara bu surat beni gemiye kardklar esnada gnn olmaklm ihtimali aklma geldi, lakin bu dnce onu daha evvel, daha baka bir yerde, imdi tayin edemediim bir yerde grdm kanaatini deitiremedi. Fakat byle bir ehreyi bir defa gren insann, nerede grm olursa olsun, onu unutmasna ihtimal var myd ?

    Mongomeri'nin beni takiben merciivenden kmas zerine gverteye dndm ve gzlerim oradaki manzaraya tesadf etti. O dakikaya kadar iittiim grltler nazariarnn maruz kald bu manzaraya beni ksmen altnn, hazrlamt. mrmde bu dexece pis bir gverte grmedim. Her taraf batanbaa tarife smaz bir p ve pislik ynile dolu idi. Seren direine bir s.r kpek zincirlerle balanm havlayp duruyarlard ; beni grnce havlyarak zerime sramaa baladlar. Mizena direinin yarunda bir demir kafes iinde byk bir puma [1] uzanm, yat-

    fl) Yeni dnya asian denilen hayvan.

    10

  • yordu. Demir kafes o kadar ufakt ki, hayvann, ieride, rahata dnmesine imkan yoktu.

    Biraz tede, geminin sancak tarafnda koca koca tel kafeslerin iinde bir sr tavan duruyor, daha ileride, dar bir kafese hapsedilmi bir lama grlyordu. Kpeklere kay gemler vurulmutu. Gvertede, dmenin banda, sessiz sadasz oturan zayf bi:r 'bahriyeliden baka kimse yoktu.

    Para para bir halde olan pis randa yelkenleri rzgarla iiyor ve kk gemi, btn yelkenleri akm gibi sr'atle ilerliyordu. Sema pariakt ; gne guruba yaklayorrlu; rzgar arptka beyaz kpkler saan byk dalgalar, gemi ile yar ediyorlard.

    Dmencinin yanndan geerek geminin k tarafna gittik ve orada yanyana kpeteye dayanarak bir mddet, gemiye arpp dalan dalgalarn beyaz kpklerini seyrettik. Hayvanlarla ve pislikle dolu gverteyi gstererek doktora :

    - Bu gemi sabih bir hayvanat vahiye terbiyehanesi mi ? diye sordum.

    - Grn yle gsteriyor. - Acaba bu hayvanlar ne yapacaklar? Tccar

    mal m dersiniz? Yoksa kaptan bunlar Bahrimuhit vahilerine mi satmak niyetinde ?

    Mongomeri: - nsan ona hkmediyor deil mi ? dedi ve tek

    rar ban teye evirerek dalgalar seyre devam etti. Birdenbire ambardan doru ince bir havlama, o

    nu mteakip tehditle kark bir kfr iittik ve o siyah yzl ekilsiz adam telala gverteye frlad. Bana havlya havlya yorulan ve susan kpekler,

    . onu

    ll

  • go!'unce gene azdlar ve zincirlerini iddetle sarsarak ulunaa baladlar. Siyah yzl adam bir anlk bir tereddt geirdi, onu takiben gverteye frhyan krmz sal bir herif, bu tereddtten istifade ederek onun omuzlar ortasna mthi bir yumruk indirdi. Zavall siyah, ldrlen bir kz gibi yere dt ve yerdeki pisliklerio zerine, azgn kpeklerin ortasna kadar yuvarland.

    Bereket versin ki kpeklerin aznda gem vard. ayaktan mamul pis bir elbise giymi olan kzl sal adam sevinle haykrarak olduu yerde durdu. Fakat yle saliamyordu ki iki byk tehlikeden birine, yani ya arkasndaki ambar azndan aaya yahut ileriye yumruklad adamn stne dmek zereydi.

    Kzl sal adam ambardan dar kt zaman, Mongomeri'nin iddetle tirperdiini grmtm. Sert bir sesle:

    - Hey ! Buraya bakn ! diye bard. leriden iki tayfa grld. Siyah suratl adam, ga

    rip f. sesler kararak feryat ediyor, kpeklerin ayaklar altnda kvranyordu. mdadna gelen yoktu. Azgn hayvanlar, azlarndaki gemierin kay arasndan onu srahilrnek iin btn gayretlerini sarfediyorlard. Yerde yuvarlanan, kvranan biarenin vcud zerinde karmakark bir boumya girimilerdi. Gelen iki tayfa, sanki hi grlmemi elenceli bir sahne seyrediyorlarm gibi bu mcadeleyi temaBu srada siyah ytizl adam da ayaa kalkm, sallanarak ba tarafa doru yrmt. Kpeteye

    12

  • dayanarak, ban arkaya evirdi ve kpeklere bakt. Kzl sal adam kaba bir glle memnun memnun ghyordu.

    Mongomeri onun kolunu tutarak sarst : - Bana bak kaptan, dedi. Ben byle eylerda

    holanmam. Ben daktorun arkasnda duruyordum. Kaptan,

    dnd, ve donuk, sarho gzlerile muhatabna bakt:

    - Ne ? Neymi o ... hounuza gitmiyen? Pis ikk sen de ! Pis cerrah !

    Sonra bir saniye uyuklar gibi onun yzne bakt ve ilave etti :

    - Kemik kesici ! Kolunu kurtarmak iin iki defa silkeledf. muvaf..

    fak olamaynca. koca penelerini ceketinin cebine soktu. Doktor szne devam etti :

    -Bu adam gemide bir yolcudur. Bir daha el kaldrnarnanz tavsiye ederim.

    Kaptan bararak cevap verdi : - Haydi oradan ! Ben gemimde istedi yapa

    rm. Yrmek iin geri dnrnee teebbs etti. Mon

    gomeri, onun sarho olduunu gorunce, brakacak zannettim ; fakat o sadece biraz daha sarard ve kaptann arkasindan yrd:

    - itiyor musun kaptan? Bu adama fena muamele yapilinasm istemiyorum. Gemiye girdii dakikadanberi mtemadiyen hrpalanyor.

    Kaptan, spirtonun tesirile, bir mddet cevap veremedi. Sonra baka sz sylernee lzum g;myormu gibi, sadece :

    13

  • - Pis kk ! dedi. Mongomeri'nin d olduu anlalyordu,

    bu kavgann da oktanberi iin iin hazrland belliydi.

    -- Bu adam, sarho, beyhude urayorsunuz, dedim.

    Mongomeri, rludan nefretle bkt : - O her zaman sarhotur. Sarho olmak, yolcu

    lan dmee sebep tekil eder mi? Kaptan, demir kafesleri gstererek, gene sylen

    nee balad : - Benim gemim tertemizdi... Bir de imdi bakn !

    (Hakikaten gemide temizlikten eser yoktu) tayfalarm da temiz ve namuskard. ..

    - Bu hayvanlar gemiye yklemei siz kabul ettiniz.

    - Hay o sizin menhus adanz gremez olaydm. yle bir adada hayvaniara ne lzum var bilmem ki?. Sonra da bu hiznetini... Evvela onu adam zannediyordum ... Deliymi neerse... Geminin knda ne Ji var? Gemi babanzn mal n zannediyorsunuz?

    - llk gndenberi tayfalarniZ biareyi tartaklayp duruyorlar.

    - Biare mi? Hangi biare... eytan... Menhus bir eytan o herif... Adamiarm onun yzn gnnee tahamml edemiyorlar. Ben hele hi istemiyorum. Kimse ondan hobnmy

  • takviye ediyordu. Fakat bu sefer de kaptan kavgaya devam etmek istediini gsterir bir tavrla sesini yUkseltti:

    - Bir daha bu tarafa gelirse ikembesini deerim keratann! Hem siz kim oluyorsunuz? Bana ne bakla emir verrnee kalkyorsun uz? Kaptan benim ve gemi bana aittir. Burada kanun benim. Kanun ve peygamber ! Ben Arika'ya kadar bir adam, bir de hizmetisini gtrmei, sonra da onlan birka hayvanla beraber geri getirmei kabul ettim. Bu yolda bir mukavele yaptm. Yoksa Allahn belas bir budalay, bir de kemi kesici, pis kk, murdar . . .

    Kaptann doktora hitaben savurduu kfrlerbylece devam ederken doktor-un bir adm attn grdm. Derhal nledim :

    - Sarhotur, ilimeyin, dedim. Kaptan gittike aztyor, kfrlerini daha ar

    latryordu. Mongomeri'nin gzlerinde ve solgun yznde

    yakn bir tehlike iareti sezdiim iin birdenbire kap -tana dnerek :

    - E artk yeter ! diye bardm. Bu hareketimin kfr sanan kendime evir

    mekten baka faydas olmad. Fakat ne olursa olsun memnundum. Zira kaptann dmanln kazanmama ramen dn nn alm oluyordum.

    Yaptm bunca seyahatler esnasnda, ok muhtelif snflar-a mensup insanlarla dp kalktm halde, bu kadar baya ve bu kadar kaba kfrler-in bir insan azndan, mtemadiyen akan bir sel halinde tap dkldn hi iitmemitim. Kfrler bazan

    15

  • o kadar hakaretfuniz bir ekil alyordu ki, tab'an ok sakin bir adam olduum halde kendimi glkle zaptedebiliyordurn.

    Kaptana susmasn ihtar ederek k.tm vakit, kendimin her trl vastadan mahrum bir insan enkaz olduumu galiba unitmutum. stelik seyahat creti de vermi deildim. Kaptann merhametine, ulfrvvcenabna iltica etmi, yahut da icabmda omm hasis menfaatlerine hizmet etmek mecburiyetinde kalm bir vaziyette idim. Bu vaziyetimi sert ve barit tavrlarla bana ak ak hatrlatmaktan ekinmedi.

    Ne olursa olsun de mani olmutum ya !

    HI

  • n

    MONGOMER'NN SZLER

    O akam gne batarken, kara gzkt ve gemi yanama hazrlna balad. Mongomeri bu adann, isimsiz ada olduunu ve kendisinin buraya kacan haber verdi. Henz adann sahillerini gzle farkedemiyecek kadar uzaktaydk ; gzrnle seebildiim ey denizin solgun mavilii arasnda beliren bulank mavi bir eritten ibaretti. Dmdz bir duman stunu semaya doru ykseliyordu. Karann grndn haber verdikleri vakit, kaptan gvertede deildi. Hiddetini tamamile yendikten sonra sallana sallana kamarasna inmi ve deme tahtas zei-inde szmt. Kumanda mevkiine ikinci kaptan gemiti !

    Bu, dmen banda grdmz zayf ve skuti adamd ; onun da Mongomeri ile arasnn iyi olmad anlalyordu. Bize dikkat bile etmiyordu. Yemei onunla beraber yedik. Benim, konumak iin yaptm btn gayretiere ramen yemek esnasnda derin, samurtkan bir skftt hkm srd. Tayfalann da

    Doktor Moro'nun Adas : :! 17

  • arkadama ve hayvanlarna kar garip bir tarzda ve dmanca baktklarn grdm.

    Nereye gittiini, bu hayvanlar ne yapacan sorduum vakit Mongomeri daima sk1t ediyordu. Ben de, bu hal karsnda merakm a:-tnakla beraber, srar etmiyordum.

    Gkyz yldzlarla doluncya kadar gvertede o-1urduk.

    ok sakin bir gece idi. Arasra geminin ba tarafnda iitilen grltlerden ve bazan hayvanlarn yaptklar hareketlerden baka, ;kutu ihlal eden hibir ey yoktu. Kafesinin iinde bzlm yatan pma parlak gzlerile bizi seyrediyor, kpekler uyeyordu. Birer sigara yaktk.

    Mongomeri Londradan bahsetmee balad. Oradaki son havadislerden malumat istedi. Sesinde nedamete benzer bir hal sezdim. Yaad hayattan memnun iken o hayat birdenbire ve nir daha kavumamak zere terketmi bir adam gibi konuuyordu. Suallerine, uradan buradan bahsederek elimden geldii kadar cevap verdim ve bu mddet zarfnda onun halindeki btn garabetleri bariz bir surette grrnee baladm. Hem konuuyor, hem de puslay aydnlatan +enerin hafif altnda onun solgun ve herkese benzcmiyen yzn tetkik ediyordum. Sonra nazariarm karanlk denizin stnde onun karanlklarda sakl kk adasn arad.

    Bana yle geliyor ki bu adam Allah tarafndan srf benim hayatm kurtarmak iin gnderilmiti. Yarn gemiden ayrlacak ve benim muhitimden kaybolacakt. Daha eherrimiyetsiz ahvalde bile bu hadise beni

    18

  • azok dndrecek mahiyette bir eydi ; imdi ise kar-" mda, bu ssz ve mehul adada yayan mnevver bir adamn garabetle dolu tarz hayat ve bilhassa eya-snn barikulade bakal vard. Bittabi merakm gittike artyordu.

    Kaptann sualini kendikendime dnii.yor, zihnimde tekrarlyordum. Doktor bu hayvanlar ne yapacakt? Bu hayvanlar hakknda ilk defa sorduum suale cevaben niin onlarn kendisine ait olmadn iddia et- miti? Sonra uann halinde yle garip bir ey vard ki, beni tuhaf bir tesir altmda brakyordu. Btn b u teferruat, b u adam esrarengiz bir mahiyete sokuyor,. muhayyilemi kurcalyordu.

    Onu istintak etmekten ekiniyordum. Gece yarsna doru, Londra hakkndaki mba

    hasemiz tkendi. Kpeteye dirsek dirsee abanm. gzlerimizi sakin ve yldzla dolu denize dikmi, bulyaya dalmtk. Onun hissiyatn okamann tam zaman olduunu dnerek, ona kar minnettarlmdan babsetrnee baladm.

    - Hayatm kurtardnz sylememe msaade edersinh deil mi?

    - Tesadf, sadece tesadf! - yle de oba, t.-:.s;(Hife alet olduunuz iin yine

    size teekkr etmek ::ce:.,,,

    - Hi kimseye te;ekkr etmeyiniz. Sizin yardma ihtiyacnz vard, ben de :-: .-: Y"dr.. edecek mevkide idim. Mesela nadir bir bcek bulduum zaman onu nasl muhafazaya alrsam, sizi de ayni ekilde r:uhafaza ve tedavi ettim. Burada fena halde canm sklyordu, bir eyle megul olnak ihtiyacn duyuyor-

    19

  • dum. ayet atl bir gunum olsayd, yahut da simanz beni alakadar etmeseydi, ite o zaman haliniz yaman olurdu.

    Bu szler minnettarlm ifade hususundaki ar-zum u biraz dindirdi. Tekrar sze baladm:

    -Ne de olsa ... Szm kesti : - Sizi ternin ederim ki bir insann hayatta tesadf

    ettii her ey gibi bu da anstan ibaret. Bunu anlamyan aptallardr. Mesela ben Londrann btn zevklerinden istifade eden mes'ut bir adam gibi yayacau:n yerde, neden imdi medeniyet dnyasndan kovulmu bir malluk ..qlinde burada bulunuyorum? nk bundan on bi:- sene evvel sisli bir gecede on dakika iin aklm kaybettim.

    Sustu. -S ahi mi? diye sordum. - O kadar ite ! Tekrar sustuk. Birdenbire glnee balad. - Bu yldzl gecede insann enesini geveten bir

    hal var, dedi. Manaszlk olduunu biliyorum. Fakat yine iimde anlatmak arzusu var ...

    -Aniatacanz ne olursa olsun, bende kalacana emin olabilirsiniz. Eer teredddnz bu ise ...

    Balamak zere iken durdu, pheli bir tavrla ban sallad.

    Ben szme devam ettim : -sterseniz sylemeyin, bana ne! Hem mademki

    bir srdr, saklamanz daha doru olur. Bana bu srn tevdi etmekle kazanacanz ey zayf bir teselliden baka bir ey deildir ...

    20

  • Anlalmaz birka sz mrldarid. Herhalde onu, derdini dkmek istedii bir zamanda ele geirmi bU'lunuyordum. Fakat dorusu, bir tp talebesinin Lond radan bu kadar uzak . bir yere: gelmesindeki sebebi aratrnay ve renmeyi de hi merak etmiyordum. Bunu ben kendim de tahayyl edebilirdim. Omuzlarm silkerek oradan uzaklatun.

    Geninin knda, kpeteden denize doru sarkm, dalgalar seyreden sessiz ve siyah bir ekil gzme iliti. Mongomeri'nin hizmetisi olduunu anladun. Yaklatm zaman omuzlar zerinden bam evirerek bana bakt, sonra yine denizi temaaya devam etti.

    Bu size belki de manasz bir ey gibi gelecektir. Fakat benim iddetle nazandikkatimi celbetti. O srada civarda bulunan yegane k, puslamn feneri idi. Siyah yzl uan ehresi, gvertenin karanl iinde fenerin ziyasna doru dnd bir saniyelik zaman zarfnda, bana bakan gzlerinin, soluk yeil bir prlt ile parldadn grdm.

    Baz insanlarn gznde krmzmtrak bir ziya nereden hassa mevcut olduundan o zamana kadar malilmatm yoktu. Onun iin bu yeil parlt bana tamamile gayritabii grnd. Bu siyah ehrenin zerindeki ate gibi yanan gzler zihnimi altst etti, ocukluumun unutulmu korkular bir an iin iimde tekrar canland. Sonra bu tesir, geldii gibi geti. imdi gzmn nnde sade, kpeteye dayanm siyah bir glge duruyordu.

    Mongomeri'nin bana hitap eden sesini iittim : - Artk kafi deil mi? Gidip ya talm, diyordu.

    21

  • Aa indik. Kanarann kapsnda bana, Allah rahatlk versin, dedikten sonra aynld.

    Uykuda kt kt ryalar grdm. Ge kan aym ziyas iine solgun ve bulyal bir huzme halinde szlyor, duvarlarda korkun glgeler yapyordu. Sonra kpekler uyand, havlamaa ve uluroaa baladlar. Uykum bsbtn kabuslarla doldu. Ancak sabaha .kar biraz. rahat uyuyabildin.

    22

  • III

    ADAYA lKl

    Hayata avdetimin ikinci gn, yani denizden kur'tanldnn drdnc gn sabah, alacakaranlkta. :lop sesleri ve klabalklarla dolu bir ryadan uyandm.

    Tepemden bouk ve ksk sesler geliyordu. Gzlerimi outurarak bu grltty dinledim, nerede bulunduumu glkle hatrladm.

    O esnada yine tepemde plak ayak grltleri oldu. Ar bir takm eyann yerinden oynatldn hissettim. Daha sonra sert bir atrt ve bir zincir akrts iittim. Olduu yerde dnen geminin yanlarna

  • sallanan kafesi grnyordu. Biare hayvan, fena halde korkmu, kk kafesinin bir kesine bzlmt.

    Kaptan avaz kt kadar baryor: - Defedin, defedin bu musibetleri, diyordu. He-

    1e kr gemi temizleniyor, gemi temizlerriyor artk r Y olurnun zerinde durduu iin, ekilsin diye, e

    limi omuzuna koydum. Sryarak geri dnd ve yzm iyice grebilmek iin, sallanarak birka adm geri ekildi. Sarho olduunu anlamak iin yzne bakmak kafiydi. Aptal aptal bana bakarak :

    - Vay, bu kim? Ha! ey ... Mister ... Mister? Ben: - Prendik, dedi. - Frendik mi? Haydi efendim isine! Senin ismin

    enen Prt! alyr uun ? Miste enen Prt ! Bu hayvan he,rife cevap verrnee demezdi. Fakat

    bana oynamak istedii fena oyunu da tahmin edemezdim. Mongomeri, va pura yeni girdii anlalan uzun boylu, beyaz sal, arkasnda mavi renkte kirli bir fanila bulunan bir adamW., iskelenin yanmda ayakta. konuuyordu. Kaptan elini o tarafa uzatarak bana bard:

    - O tarafa, e n en. Prt, o tarafa ! Mongomeri ve . arkada, kaptann sesini iitince,

    bizim olduumuz tarafa dndler. Ben kaptana : -Ne demek istiyorsunuz? diye sordum. -"- O tarafa diyorum, enen Prt efendi! Dan,

    gemiden dar; ite bunu demek istiyorum, aniadn m? Ortal temizliyoruz! Sevgili genimi tahliye ediyorum, sizler de dan,. haydi bakalm!

    24

  • Hayretle yzne baktm. Sonra dndm ki herifin teklifi benim de arzuma muvafkt. Bu fkeci. kaba adamla tek bama bir gemide seyahat etmek hi iime gelmiyordu. Mongomeri'ye dndm. Ar-kada souk bir eda ile :

    - Sizi alamayz, dedi. Y eis iinde : - Beni a !anaz msnz? dedim. Nii.u : Bu adam, o zamana kadar tesadf ettiim en azim

    kar, en metin ehreye malikti. Bu sefer kaptana dndm:

    -- Bana bakn kaptan ... Diye sze balarken, sarho herif, szm kesti:

    - Dar... Benim gemim ne hayvanlara, ne de hayvanlardan daha beter sizin gibi adamlara mahsus deildir. Gemiden kacaksmz. Mademki sizi istemiyorlar, ben de sizi ortada brakrm. Ne yaparsanz yapn, arkadalarnzla beraber gemiden kn. Bir daha da bu adaya ayak basacak deilim! Bu kadar kafi!

    Mongomeri'ye yalvarmak istedim. Dudan bkt, ban sallad, uzln boylu ihtiyar iaret ederek, kendi elinden bir ey gelmiyeceini anlatmak istedi.

    Kaptan bana : -. Durun, ben icabna bakarm, dedi.

    c arasnda bir mnakaa balad. Ben her ne de yalvarmya baladm. Evvela beyaz sal adama yalvararak karaya knama msaade etmesini rica ettim; sonra gemide alkoymas iin sarho kaptaia yalvardm; hatta tayfalara bile. Mongomeri azn bile

    25

  • aruyor, ban sallamakla iktifa ediyordu. Kaptan ntcmadiyen :

    - Gemiden dar kacaksnz, diyorum size. Ben kanm manun tanman. B urann hakimi benim! diyordu.

    Kaptan tehditlerini- aztnnya balaynca susmaa mecbur oldum, ve ne yapacaun bilmez bir halde geminin kna sndm.

    Bu mddet zarfnna tayfalar sratle, sandklar, kafesleri ve hayvanat kannakla meguldler.

    Adeta bir gemi gibi tehiz edilmi geni bir mavna, geminin yanna yanam, eyay yklyordu. Sandklar mavnaya ykliyenleri gremiyordun. nk bizim geminin karn aay grmiye mfuiydi. Ne Mongomeri, ne de arkada bana dikkat bile etmiyorlar, eyay boaltan tayfaya yardm etmek, onu idare etnekle ok megul bulunuyorlard. Kaptan da onlara yardm ediyordu, fakat gayet acemice.

    Bir iki defa aklndan ok nevmidane ve ok cesurane har:ketler geti. Akibetimin ne olacan beklerken, u akn halimi dnerek gayriihtiyarl gldm. Sabahtanberi bir ey yemenitim. Bu, beni bsbtn fena ediyordu.

    Alk ve kandaki zerrattan bir ksmnn azalmas, insann btri cesaretini knnaa kafi geliyor. B kovmak istiyen kaptana mukavemet edecek, yahut doktora ve arkadana kafa tutacak kuvvetim olmadn hissediyordum. Binaenaleyh, bir kenara ekilerek hadisata intizar etmee baladm.

    Mongomeri'nin eyas, ben orada mevcut deil-

    26

  • mm gibi, harl hani gemiden mavnaya yklenmekte berdevamd.

    Nihayet tahmil ii bitti. Beni zorla srkliye srkliye iskeleye kadar getirdiler. Ben de pek gevek mukavemet ediyordum. te o zaman, Mongomeri ile beraber mavnann iinde bulunan insanlarn garip ekillerini grebildim. Fakat, artk gemide baka eya kalmad iin, mavna sratle almaya balad. nmde alan yeil girdaba dmernek iin, kendimi btn kuvvetirole geriye attm.

    Mavnadaki adamlarn halime gldklerini, Mongomeri'nin de onlara ktn iittim. Sonra kaptan, ikinci kaptan ve bir tayfa beni geminin kna doru srklediler. Batan Dame Altiere gemisinin filikas iple gemiye bal duruyordu. Yarsna kadar su dolu idi. Krekleri olmadktan baka iinde yiyenek nanuna da hibir ey yoktu. Binrnek istemedim ve kendini, upuzun, gverteye attm. Bir mddet uratktan sonra - kta merdiven bulunmad iin - beni belimden bir ip balyarak zorla iilikaya indirdiler ve gemiye bal olan halat kestiler.

    Filika yava yava gemiden uzaklat. Btn tayfann i bana koutuunu, ve geminin yava yava olduu yerde dndn bir nevi aknlk iinde seyrettim.

    Rzgarn tazyiki altnda yelkenler rpnarak iti, dalgalarn dvd teknesinin ban doru alabanda ettiini grdm. Sonra gemi sratle uzaklamaa la d.

    Onun gidiini grmek iin bam evirmedim ; uradm bu hale inanamyordum. Bitkin bir halde

    27

  • :fililcann iine ktm, dalgm dalgn bo ve sakin denize baknaa baladm.

    Nihayet, ikini defa olarak bu kk ehennemde nahpus ve denizin dibine gitmek zere olduumu dnebildim . Bam uzatp baktm zaman nihayetsiz denizin ortasnda mtt:;madiyen uzaklaan gemiyi, ve geminin knda da benimle alay eden kaptann bam grdm.

    Adaya doru dndm, karaya yaklaan navna gittike ufalyordu. Birdenbire beni byle terkeden adamlarn yaptklar hareketin alakl gzmn nnde canland. Akntnn yardm olmadka, adaya yaklanama kat'iyyen imkan yoktu.

    Henz birka gn evvel geirdiim bulranlar ve alk neticesinde ok zayf dmtm. Byle olmasa belki biraz daha cesaret gsterebilecektim. ocukh.undanberi yapmadm bir ekilde hkra hkra alanya baladm. Yanaklarndan yalar akyordu. Byk bir mitsizlik iinde idim. Filikay dolduran suya yumruklar indiriyor, kaburga tahtalarn iddetie tekmeliyordum. Canm almas iin, bara bara, Allaha yalvannaa baladm.

    Filika gayet ar bir surette arka doru ilerliyor ve adaya yaklayordu. O esnada mavnann geri dndn ve bana doru gelnee baladn grdm. Adamakll yklyd. Yaklat zaman, mavnann arka tarafnda sandklarn ve kpeklerin arasna yerlemi olan Mongomeri'nin arkadann beyaz sal ban ve geni omuzlarn grdm.

    Hibir hareket yapmadan ve hibir sz sylemeden sabit bir bakla bana bakyordu. Siyah yzl sa-

    28

  • kat adam da, pmann kafesinin yanna melni, vahi gzlerile beni szyordu.

    Mavnada vahi klkl kii, garip mahlO.k daha vard. Kpekler imdi de onlara hrlyor, azgn azgm havhyorlard.

    Dmende duran Mongomeri, mavnay benim filikann yanna kadar getirdi ve filikay mavnann arkasnda yedee balad. Mavnanm iinde beni sdracak yer kalmamt.

    Deminki yeis ve inkisarmdan imdi eser yoktu. Bana yaklatklar zaman seslendiler, cesaetle cevap verdim. Filikann yarya kadar su dolu olduunu syledim. Bana bir marapa uzattlar. Filikann suyunun boaltmaa baladm. Bu i epeyce srd.

    Filikada hibir sakatlk yoktu. indeki suyun, kpetelerden aan sudan ibaret olduunu anladm. Suyu tamamile boalttktan sonra mavnadaki adanlar rahat rahat tetkik etmee baladm.

    Beyaz sal adam el'an beni dikkatle szyordu. Fakat halinde, deminkine nazaran bir mahcubiyet griir gibi oldum. Gzlerimiz karlanca ban edi ve hacaklar arasnda yatan kpee baknaa koyuldu.

    ri yapl, gzel alnl ve ehresinin hatlar kalnca bir adamd, gzlerinin altnda, ekseriya ya ilerledike hasl olan buruukluklar vard. ri aznn aa doru den kenarlar yuzune azinkar bir ifade veriyordu. Mongomeri ile konuuyordu, fakat b kadar yava sylyordu ki iitemiyordum. Nazarlarn ondan ayrarak mavnadaki tayfay tetkik etitm. ok tuhaf insanlard. Yalnz yzlerini grebili-

    29

  • yordum, ve bu yzlerde yle tarife smaz bir ey vard ki bir nevi tiksinme duydum.

    Bu ehreleri daha dikkatle tetkik ettim. Fakat ne o tiksinme hissi geti, ne de o hissi tevlit eden sebebi kefcdebildim. O anda bunlar, siyah renkli insanlar zannetmitim ; . fakat el ve ayak parmaklanna varncya kadar vcutlerinin btn azas kirli beyaz renkte ince bir nevi kumala sk sk sanlmt. arkta grdm baz kadnlar mstesna olmak zere, bu derece sk surette kapal insan nmunesine hibir yerde tesadf etmemitim. Balarndaki sarkiarn altndan, gzlerilc beni tecesss ediyorlard. Alt eneleri ileri doru kk, salar siyah, uzun ve yamyass idi. Oturmu olduklar halde, vcutlan, o zamana kadar gr.dm muhtelif rktaki insaniann hepsinin vcudUnden daha iri grnyordu. Beyaz sal adann boyu en aa alt kadem olduu halde, bunlar onun tepesinden bakyorlard. Biraz sonra iin farkna vardn. Boylan hakikatte benim boyumdan farkl deildi. Yalnz gvdeleri gayritabii bir uzunlukta ve vcutlerinin aa ksm ok ksa, hacaklar acibekil ve eri br idi. Herhalde barikulade irkin eylerdi. Mavnann banda da gece karanlmda gzleri parlyan siyah yzl adam oturmutu.

    Ben onlar tetkik ederken, gzleri benim kendilerine doru bakan gzlerime tesadf ettike balarn evirerek nazariarn benden kardlar. Bir yandan da gizli gizli bana bakmakta devam ettiler. Baklanmn, canlarn sktn tahmin ederek ba-

    30

  • n evirdim ve btn dikkatimi gittike yaklatmz adaya tevcih ettim.

    Adann sahili alakt ve birtakm kaln nebaiatla dolu idi. Bilhassa bir nPvi palmiye fazla miktarda mevcutt'l. Adann bir noktasndan semaya doru ince bir b-11ar stunu ykseliyor ve byk bir irtifaa kadar ktktan sonra orada ty halinde dalyordu. imdi, iki burun arasnda geni bir koya giri;rorduk. Sahil donuk kl renginde bir kumluktan ibaretti. Sert bir myil halinde deniz satbndan altm, yetmi kadem irtifaa kadar ykseliyor ve orada aalar ve allklarla dolu gayrimuntazam bir nntakaya mntehi oluyordu.

    Sahilin bir tarafnda, etraf ksmen lavlardan, ksmen de sngerta ve mercanlardan rlm bir duvarla evrili drt ke bir mahal vard. Bu duvarla l;evrili mahallin stnde saman rtl iki dam grnyordu.

    shilde bizi ayakta duran bir adam bekliyordu. Uzaktan yokutaki allklara doru, acayip klkl malluklarn katklarn grr gibi oldum. Yakma geldiimio: zaman meydanda bir eyler yoktu.

    Ayakta bekliyen adam orta boylu, zenciye benzpr renkliydi. Dudaksz gibi duran gayet geni bir Prl".t, fcvkalade uzun ve sska kollan vard. Ayaklar bihlik ve ensiz, hacaklar arpkt.

    Hayvan kafasn andran ban nne doru u;o,t.r:s, elisimizi seyrediyordu. Mongomeri ve arkada gibi. onun da arkasnda ve ayaklarnda mavi ayaktan ceket ve pnntalon vard.

    Biz sahile yaklanca bu adam btn azasn aca-

    31

  • yip bir ekilde oyuatarak teye beriye komaa balad. Mongomeri'nin verdii emir zerine, mavnadaki tayfa, fevkaHide beceriksiz hareketlerle ayaa kalkarak yelkenleri indirdiler. Mongomeri, mavnay mahirane bir manevra ile sahile yaklatrd ve kumsalda yaplm olan bir nevi kaykhaneye soktu.

    Omurgalann karaya srtndn hissettim ve benim filikann, mavnann dmenine arpmasna elimdeki tahta marapay dayyarak mfui olduktan sonra ipi zdm ve karaya atladm.

    Sarglara sarl olan adam, mavnarlan atladlar, derhal onlara yardma koan sahildeki adamla birlikte ve vcutlar alelacayip kvrntlarla erile brle, mavnay boaltnaa baladlar.

    Sargl adamlarn vcutlerinde en fazla nazar dikkatimi eelbeden nokta bacaklannn garip tarzdaki hareketleriydi. Bu baeaklann hareketi dik, sert veya zorluklu deil, fakat tarif edilenyecek tarzda ekilsizlendirilmi, mafsallar tersine dnm gibi bir hale getirilmiti.

    Beyaz sal adam kpekleri zincirlerinden tutarak sahile inerken, hayvanlar hala tayfalara bamyor, zincirlerini koparacak gibi ekitiriyorlard.

    Uzun bedenli adam grtlaklarndan gelen tuhaf bir sesle aralarnda konuuyorlard. Mavnann arkasnda ykl bulunan birka dengi indirecekleri valdt, sahilde bekliyen adam onlara hitaben, mfuasn anlyamadm bir lisanla telal teHil bir eyler syledi. Buna benzer sesleri baka bir yerde daha iittiin hatrlyor, fakat nerede iittiin bulamyordum. Beyaz sal adam hem azgn kpekleri zap-

    32

  • tetmee alyor, hem de onlarn havlamalan arasnda bararak emirler veriyordu.

    Mongomeri, mavnanm dmenini kardktaa sonra yere atlad ve eyann boalmasna nezaret etrnee balad. Uzun mddet ektiim aln verdii halsizlik, ve plak bam kavuran gne, bende yardm edecek takat brakmamt.

    O ralk, beyaz sal adam benim mevcudiyetimi ha:trlam gibi birdenbire bana doru ile'rledi ve :

    - Hali1izden yemek yemedinizi anlyorum, dedi.

    Ufak kara gzleri kaln kalarnn altmda parhyordu.

    - Daha evvel dnmediim iin beni mazur grnz . . . imdi misafirimizsiniz. Sizin istirahatinizi temin etmekle mkellefiz. Vaka davetli misafir deilsiniz amma . . .

    Keskin nazariar gzlerimin t a iine nfuz ediyordu.

    - Msy Prendik, sizin mnevver bir zat olduunuzu, fenle itigal ettiinizi Mongomeri bana syledi. Bu hususta sizden biraz daha tafsilat rica edebilir miyim ?

    Kendisine birka sene fen kolejine devam eti;,rimi ve sonra bir alimin nezareti altmda muhtelif biyoloji tetkikat yaptm anlattm.

    -

    Bu szlerim zerine kalarn hafife kaldrd ve szlerine, mahsus bir hrmet edas katarak dedi ki :

    - imdi meselenin rengi deiti Msy Prendik. Tesadille baknz ki biz de biyoloji mtehasssyz. Buras baz cihetlerden bir nevi biyoloji istasyonudur.

    Doktor Moro'nun Adas : 3 !3

  • Gzlerile pmanm kafesi.ni duvarla rtl mahalle doru sridiyen beyaz elbiseli insanlarn harekatn takip ederek :

    - Evet, dedi, biz de Biyoloji mtehasssyz, yani daha dorusu Mongomeri ile ben.

    Bir mddet sustu, sonra devam etti : - Buradan ne zaman gidebileceimizi tayin ede

    mem. Bu ada, malum olan yollarn hepsine uzak bir noktadadr. On iki ayda, on be ayda bir ancak vapur yz grebiliyoruz.

    Bu sz syledikten sonra birdenbire benden aynld, yokuu trmanarak kafesi tayan adamlara yetiti ve zannederim onlarla beraber duvarla rtl mahalle geti.

    teki iki adam Mongomeri'nin yannda kalmlar, onunla beraber alak tekerlekli bir arabaya ufak birtakm denkler yerletiriyorlard. Lama, tavan kafeslerile beraber daha mavnarun iinde duruyordu. Mavnada bir kpek srs daha vard. Arabann yklenmesi bitince onu da ekerek gtrdler.

    Biraz sonra Mongomeri dnd, yanma geldi ve elini uzatarak :

    - Kendi hesabma ok mernnunwn, dedi. O kaptan fena bir adamd. Kimbilir elinden neler ekecektiniz ?

    - Hayaturu gene siz kurtardruz. - O cihet belli olmaz. Bu adann ne cehennemt

    bir yer olduunu yaknda anlarsnz. Beni dinlerseniz ok hesapl ve mteyakkz hareket ediniz. nk o . . .

    Tereddtle durdu, ve sylemek istedii szden vaz geti.

    34

  • - u kafesleri boaltalm, dedi. Tavan kafeslerini indinnee baladk. Birinci

    kafesi indirir indirnez kapan at ve kafesi tepe aa evirerek btn tavanlar karmakark yere bott. Tavanlar stste teker meker yere yuvarIandlar. Ellerini birbirine vurdu, hayvancklar, snyarak yokuu btn sratlerile trrnanmaa baladlar.

    Mongomeri tavanlara baryordu : - oaln, aaln evlatlarm, u aday doldurun.

    Son gnlerde et bulamaz olduktu. Ben kaan tavanlar seyrederken beyaz sal

    adam, elinde bir ie iki ve biskviler olduu halde geldi. Evvelkine nazaran ok daha sanint bir tavrla bunlar bana uzatarak :

    - Size biraz vakit geirecek kadar ey getirdim Prendik, dedi.

    Ben teklifsizce biskvileri aldm ve yemee baladm. Bu srada beyaz sal adam Mongomeri ile birlikte yirmi kadar daha tavan kafesten kard.

    Fakat kafeslerin hepsini boaltmadlar, geri kalan dolu kafes, duvarl tarafa gtrld.

    Biskvileri yedim. Fakat ikiye dokunmadm. nk kat'iyyen alkol kullanmam.

    35

  • IV

    SVR KULAK

    Etrafmda grdm her ey bana garip grnyordu. Vaziyetim o kadar nagehani maceralarn mahsul idi ki, her grdm eyin brnd gayritabiilii, ayr ayr ve vazl bir surette tefrik etmee muktedir deildim. Duvarl mahalle doru gtrlen lamann kafesini takiben o tarafa yrdm. Mangoneri yanma gelerek ta duvarlardan te tarafa gememekliimi rica etti. O zaman grdm ki pmann kafesi ve dier eyalar tamamen kapnn dnda braklmt.

    Arkama baktm zaman tamamen boaltlm olan mavnann karaya ekilmi olduunu grdm. Beyaz sal adam bize doru geldi ve Mongomeri'ye hitaben :

    - imdi bu kendi gelen misafirle megul olmak lazm. Onu ne yapacaz? dedi.

    Mongomeri : - Misafirimizin fennt maillinat ok salam,

    ye cevap verdi.

    36

  • teki, gzlerinde ant bir pnlt ile bakarak, baile duvarlar iaret etti ve :

    - Bu yeni gelen vesait zerinde almak iin fena halde sabrszlanyorum, dedi.

    - Hakisnz ! - Kendisini oraya nderemeyiz, yeni bir kul-

    be yapnaa da vaktimiz msait deil. Hemen imdiden esrarmz da retemeyiz.

    Ben sze kararak : - Elinizdeyim, nasl isterseniz yle yapnz, de

    dim. Beyaz sal adam benden bahsederken coraya

    gnderemeyiz dedii vakit ne demek istediini anlyamanutm. Mongomeri :

    - Ben bunlar hep dndm, dedi. Benim oda-mm kaps harice alyor, orasn verelim . . .

    - Mkemmel !

    mz birlikte duvarl mahalle doru yrdk. - Bu esrardan dolay bizi mazur grmenizi rica

    ederim Msy Prendik. Fakat terifinize muntazr deildik. Kk messesenzin ufak tefek baz srlan vardr. Mavi sakaln odas gibi bir ey. Fakat hakikatte . . . makul dnen bir insan iin . . . hi de mthi saylacak bir ey yok. Yalnz imdilik . . . sizi henz tanunadmz iin . . .

    Cevaben : - Elbet, dedim, bu tedbirlerinizden . dolay ama

    cak olursam mnasebetsizlik etmi olurum. Beyaz sal adamn kocaman a hafif bir tebes

    rumle kvrld ve bu cenilekArlma mukabeleten

    37

  • ban sallad. Glerken sade dudaklarnn kenan aa doru kvrlan skuti insanlardan biriydi.

    Duvarla evrili mahallin cmle kaps yanndan getik. Bu, gayet kaln, demir emberlerle takviye edilmi, smsk kapal bir kapyd. Mavnadan kan eyalar bu kapnn nne ylmt. Kede baka bir kap daha vard ki, henz grmemitim. Beyaz sal adam, mavi ceketinin yal cebinden bir yn anahtar kard, kapy at ve ieri girdi. Bu anahtarlar ve bu mulak kilit tertibat bilhassa nazardikkatimi celbetti.

    Adamn arkasindan ben de girdim. Girdiimiz yer, basit bir tarzda, fakat konfirlu denmi kk bir odayd. Ta deli bir avluya alan dahi bir kaps vard. Aralk duran bu kapy Mongomeri derhal kapad.

    Odann en kuytu kesinde tavana asl bir hamak duruyor. Oda, deniz tarafna alan camsz ve demir parmaklkl dar bir pencereden ziya alyordu.

    Beyaz sal adam bu odann bana tahsis edildiini ve bir kazaya meydan vermemek iin br taraftan kilitliyecei dahill kapnn almamas ve geilme-mesi icap eden bir hudut olduunu izah etti. Pencere-nin nne konulmu olan rahat bir koltuu, ve hamakn yanndaki rafta duran eski kitap dizilerini gs- terdi. Bu kitaplarn ekserisi cerrahi kitaplar ve yunanca yahut latince klasik eski eserlerdi. Glkle okuyabUdim.

    Dahill kapy bir defa daha amak zahmetine katianmamak ister gibi harice alan kapdan kt gitti.

    38

  • Mongomeri : - Y emeklerimizi daima bu odada yeriz, dedi. Sonra aklna birdenbire bir ey gelmi gibi fr-

    lad. tekinin arkasndan kotu : - Moro ! Diye seslendiini iittim. Fakat bu kelime, o da-:

    kika iin fazla nazardikkatimi celbetmedi. Biraz sonra, kitaplar gzden geirirken, bu hi

    tap tekrar aklma geldi. Bu ismi acaba nerede iitmitim ?

    Pencerenin onune oturarak kalan biskvilerini itahla yemee baladm. ittiim isim hep kulaklanmda :

    - Moro ? . . . Gene o beyazlar gynmi harikulade malluklar

    dan birini pencereden grdm. Kurnun zerinde bir sand ekerek gtryordu. Biraz sonra gzden kaybettim. Sonra dahili kapnn kilidine bir anahtar sokuldu ve kap dardan kilitlendi. Bir mddet daha geti. Kapanan kapnn arkasnda mavnadan g:a- tirilen kpeklerin grltsn iittim. Havlamyorlar, fakat sert sert soluyorlar ve homurdanyor!ard. Durmadan dolatklarn ve Mongomeri"nin onlan teskine altn iitiyordum.

    Bu iki adamn, u drt duvar arasndaki esrar gizlemek iin ittihaz ettikleri tedbirler, zerinde kuvvetli bir tesir yapnaa balamt. Uzun mddet bunlar ve Moro isminin bana yabanc gelmemesi csbabn bir trl tayin ederneden dndm. Fakat insan hafzas ok garip bir ey. Herkese malCtm 0-lan bu ismin mahiyeti hakknda, o dakikada . hi bit

    39

  • eY hatrlyanadm. Sonra zihnim gene sahilde grdm beyaz sarglara sarl biimsiz mahlfrkun gayrikabili izah garabetine sapland.

    Bu mahlfrkun sand srklerken yapt hareketler kadar garip ve biimsiz harekete hibir kimsede tesadf etmemitim. Bu adamlarn hepsi bana mteaddit defalar ve vahilere has olan dik ve ak baklara tamarnile zt kaarnakl nazarlarla baktklar halde hibirisi bana bir tek sz sylememiti. Acaba ne lisanla konuuyorlard. Hepsinin halinde ayaru hayret bir skutilik eseri vard, konutuklar zaman da sesleri ok gayritabii idi. Acaba bu adamlarn nesi vard? Son-a gzmn nne lVlongorneri'nin biimsiz hizmetisi geldi.

    Tam zihnim onunla megulken o ieri girdi. imdi arh.asmua oeyaz elPise vard. Elinde bir tepsi tutuyordu, tepsinin iinde halanm sebze ve kahve vard. Zarif bir reverans yaparak tepsiyi nmdeki ma::ann zerine brakt zaman gayriihtiyari rperdim.

    Y amyass, uzun salarrun arasndan kula g:me iliti, hayretten donakaldm. ok yakndan grdm bu kulaklar sipsivri idi ve stleri gayet ince esmer bir tyle rtl idi. Tepsiyi brakrken :

    - Kahvaltnz getirdim, mesye [1] dedi. Cevap vermei dnmeden ehresini tetkik edi

    yordum. 1-\.rkasn dnerek kapya doru yrd ve ban omuzlar zerinden evirerek garip gerip beni szd.

    Gzlerim onun harekatn takip ederken zihnime, hafzam on sene geriye dndren bir cmle mihanild

    [1] Msy demek istiyor.

  • hir tarzda hcum etti. Bu cmle dimamda bir lahza silik ve bulank bir ekilde dolatktan sonra yava ;:rava tecessm etmee balad O tarihte okuduum sar kapl bir kitab, onun, insann ttiylerini rperten tecrbelerin tarifile dolu sahifelerini, ve kitabn kab nzerinde krmz harflerle baslm Doktor Morm> erlevhasn imdi gzmn nndeymi gibi gr- yDrdum. Hatralarm gittike vuzuh kesbetti ve oktanberi unuttuum o risale olduu gibi gzmn nne geldi.

    O tarihte ben henz pek gentim ve doktor Moro herhalde ellisinde vard. Bu adam, muhayyile.,:nin harikuladelii ve fikirlerini izah ediindeki pervaszlkla ilmi ve fenni mehafilde hret kazanm maruf ve birinci derecede bir fizyoloji alimi idi.

    imdi burada grdm adam acaba ayni Mom mu idi ? Kan alama arneliyesi hakknda hayt'etbah birtakm iddialar yrterek tecrbeler gstermi mesaisile byk bir hret kazanmt. Fakat bu erefle clolu vaziyeti birdenbire bozularak tngiltered(n ayrlmak mecburiyetinde kald.

    Bir gazete muhbiri, doktorun heyecan verc estarm renerek neretmek kararile onun laboratuvarma yarclmc sfatile girmiti. Hakikaten de bu esra

    - r ihtiva eden bir risale neretti. Tam risalenin intiar ettii gn, diri diri derisi yzlm, vcudnn muhtelif yerleri kesilmi bir kpek, - g1ya tesadf eseri

    . '3larak - doktorurt laboratuvarndan kurtulup sokaa kat.

    Havadisin kt mevsimi idi. Laboratuvara yardm-

    41

  • c giden muhbirin akrabasndan, mahir bir gazeteci bu hadiseyi ssliyerek gazetesine yazd ve halkn hissiyat ve vicdann tahrike urat. Bittabi her zaman olduu gibi, efkar umumiye, bu fenni tecrbenin de alyhine kyam etmekte tereddt gstermedi Bu mesele etrafnda yle grltler koytu ki doktor memleketi terketrnee mecbur oldu.

    Doktor belki de bu akibete laykt. Fakat ben meslekdalarmn kendisini himaye hususunda gster. dikleri geveklii ve ilim adamlarnn bu zavall alimi silkip atm alnalarn byk bir ayp telakki etmekte hala musrrm. Gazeteci, doktorun yapt tecrbelerden birounun lzumsuz yere yaplan ikencelerden ibaret olduunu iddia ediyordu.

    Doktor o zaman tecrbelerine nihayet vermek suretile belki de vaziyetini muhafazaya devam edebilirdi. Demek oluyor ki, mesaisine devam etmei tercih etmi. Fenni keiflerin zevkini tatm olan her insan bu gibi ahvalde daima bzyle hareket eder. Esasen doktor bekard, ve nihayetlemir kendi ahsndan ba:>.ka kimseyi dnmekle mkellef deildi.

    O doktor Moro ile bu adamn ayni als oldu. una tamamile kani olmutum. Her ey bunu

    ' gsteri

    yordu. Oturduum odann arkasna istif edilen eyann, iayvanla:::-n ve pmann ne gibi bir maksatla getirildiini ite o zaman kavradm. Burnuma hafif bir iwku arpt . Bu koku bana yabanc gelmiyordu. Bi dayette ne olduunu anlyamadm, dikkat .edince buL dum. Ameliyat salonlarna has olan antiseptik ila kokusuydu. Duvann arka tarafnda pmann homur

    42

  • dn iittim ve kpeklerden biri, bir yerinden yaralanm gibi ac ac uludu.

    Hayvanlar zerinde diri diri terih ameliyat yapmak - bilhassa bir fen adan noktainazarndan - o kadar korkun bir ey olmad iin, bu doktorun ittihaz ettii bu esrarengiz tedbirlere hibir mana veremiyordum. Zihnim ani bir hareketle gene Mong meri'nin uann sivri kulaklarna ve parlak gzlerine gitti. Gzlerimi, serin bir rzgarla dalgalanan, kpren denize dikerek, son gnlerde yaadm garaip dolu gnleri dndm.

    Btn bu grdklerim ne idi? Bu hali ada zerindeki drt duvarla evrili yerde bu ok mehur terih aliminin ve bir sr ekli bozuk sakat mallUklarn ne manas vard ?

    Saat bire doru Mongomeri, odama geldii zaman ben hala bu muammalarn iinde rpnp duryordum. Sakil hizmeti arkasndan geliyordu ; elinde bfr tepsi, tepsinin iinde halanm muhtelif sebzeler, bir ie viski, bir srahi su, bardak, bak vard.

    Bu garip mahluku gzmn ucuyla tetkik ediyordum. O da bana kaarnakl nazarlarla bakyordu. Mongomeri, yemei benimle beraber yiyeceini, fakat Moro'nun ok megul olduu iin yemee geleniyeceini haber verdi.

    - Moro mu? dedim, ben bu ismi tanyorum. - N asl? Eyvah! Haltettim. Bu ismi sizin yannz-

    da sylememeliydim. Neyse, olan oldu. imdi esran:mza birdenbire vakf oldunuz demektir. Biraz viski ier misiniz?

    - Hayr, teekkr ederim. Alkol kullanmam.

    43

  • - ok iyi ediyorsunuz. Ben de yle yapmalydm amma ne are olmad. imdi de artk i iten geti. Hrsz katktan sonra kapy kapamak faydaszdr. . . . Becl buraya getiren ey bu menhus ikidiv . . . Sisli bir gecede itiim bu hnzr iki! Moro, bana buraya beraber gelmei teklif ettii zaman bu tekli kendim iin ok istadeli telakki etmi'?tim . . .

    - Mongomeri. uann kulaklar niin siv-ri ?

    Mongomeri bir kfr savurdu, bir Hihza yzme dikkatli dikkatli bakt :

    - Kulaklar sivri mi ? Heyecandan boazn kslm olduu halde, s

    i?;ukkanllm kabil olduu kadar muhafaza eder.ek : - Evet, dedim, kulaklarnn ucu sipsivri ve -

    zerleri siyah ve ince tyle kapl. Yapma bir itidalle, bardana viski koydu. : - Salar kulaklarn kapatyor zannediyordum. - Tabii kapatyor, fakat buna ramen grdm ..

    Bu sabah bana gnderdiiniz kahveyi masann zerine brakmak iin eildii zaman gzme ilit. Sade o kadar deil, karanlkta da gzleri parlyor.

    Mlongomeri, sualimin verdii aknlktan biraz kurtulmutu ; . imdi serbest konuuyordu:

    - Evet, kulaklarnn ekli benim de nazardikkatimi celbetmiti . . . Salarile rtmesi tuhafma gidiyordu. . . Kulaklarm neye benzettiniz?

    Bu szleri yle bir tarzda syledi ki, tecahl ettiini hissettim. Fakat, yalan sylyorsun, dernee imkan yoktu.

    Kulaklan sivriydi, diye tekrar ettim . . . Sivri

    44

  • ve ufak . . . Tyleri gzle grlecek derecede fazla. Bu adam imdiye kadar hi grmediim bir tip

    Duvarn te tarafndan, can acsiyle baran bir hayvann, sert ve bouk homurtusunu iittik. Sesin dolguuluuna ve derinliine nazaran bu pmann sesiydi. Mongomeri, tela eseri gsterdi. Ben yine szme devam ettim:

    - Bu garip yapl adam nerede buldunuz? - eyde. . . San Fransisko'da. . . Hayvan gibi bir

    herif . . . Hem de aptal. Nereden geldiini sylediydi ama unuttum. Fakat artk bana alt, ben de ona altm. Sizde nasl bir tesir brakt?

    - Tabii bir insan tesiri brakmyor. Alay ediyorum zannetmeyin. Fakat onda yle bir ey var ki. . . Nasl anlataym bilmem. . . Yanma yaklat zaman naho bir tesir yapyor. . . Siniderim geriliyor gibi bir hal. . . Hulasa souk bir cisimle temas eder gibi bir ey ..

    Ben sylerken, Mongomeri, yemei braknt - Garip ey, dedi, ben bunlarn hibirini hisset.

    miyorum. Sonra tabaa tekrar sebze doldurdu. Hem yiyor,

    hem anlatyordu : - Bu syledikleriniz benim aklmdan bile ge

    medi. Bindiimiz geminin tayfalar da galiba ayni eyleri duyuyo!lard. Hepsi zavally dvyorlard. Kaptann halini kendi gznzle grdnz.

    Birdenbire pma deminkinden daha muztarip bir sesle barnaa . balad. Mor{gomeri bir sr kfr S?VUI'du. Biare hayvan, duvarn tesinde keskin ve ksa feryatlada barmakta berdevamd. Mavnaclakl .adamlar hakknda nal1mat istemei dndm :

    45

  • - Mavnadaki eyay boaltan adamlar hangi rk-tan ? diye sordum.

    Kalarn atarak batan savma bir cevap v.erdi: - Demir gibi adamlar deil mi ? dedi Pma ieride mtemadiyen baryordu. Baka bit

    ey sormadm. O, donuk gzlerile bir mddet bana bakt, bardana viski doldurdu. Alkole dair bahisler anaa alt. Benim hayatm bu alkol sayesinde kurtardndan bahsetti. Hayatm kendisine medyun oluuma byk bir ehemmiyet veriyor gibiydi. Suallerini yle byle cevaplada geitirdim, yemek de bitti. Sivri kulakl, biimsiz herif sofray toplad. Sonra Mongomeri beni tekrar odada yalnz brakarak ekildi, gitti.

    Yemein sonlarnda, belki de diri diri ameliyat edilen pmann feryatlarndan mtevellit ve gizlemee muvaffak olamad bir asabiyet ve heyecan iinde idi.

    Hayvann feryatlan hakikaten insamn asabn bozuyordu. Saatler getike bu feryatlar fazlalat ve derinleti. tk ne bu seslerden mteessir oldum, sonra bunlarn bilMasla devam beynini bsbtn altst etti.

    Okumaa altm kitab bir tarafa attm, yumruklarm skarak, dudaklarm srarak odann iinde bir aa, bir yukan dolamaa baladm.

    Nilayet kulaklarm tkarnaa mecbur oldum. hndat ister gibi ykselen bu feryatlar beni gitgide daha mteessir ediyordu. Nilayet yle mthi bir strap ifade etmee balad ki, a:ntk bu kapal odada daha

    46

  • fazla kalamadm. Kapdan ktm ve kzgn le sca altmda yrrnee baladm.

    Aka, pmann feryatlar daha kuvvetli iitiliyordu. Dnyann btn straplar bir tek ses halinde ykseliyor gibiydi. ayet bu ses olmasayd, hayvann, yanmda strap ektiini bilmek beni o kadar fazla mteessir etmiyecek ve bu strabn mevcudiyetine bile bile tahamml edecektim. Merhametimizi tahrik eden ey, acy ifade eden sesin kulaklarmz tahri etmesi dir. Gnein parlak ziyasna, hafif bir deniz rzgarile sallanan aalarn yeilliklerine ramen etrafmdaki eyay vuzuhla gremiyordum, sesin intiar sahasndan kurtuluncya kadar gzlerimin nnde krnuzl, siyahl hayaller dolat, durdu . . .

    41

  • V

    OR MANDA

    Sathmaili kaplyan allklarn arasndan, nereye gittiimi dnmeden, ilerliyordum. Dik gvdeli aalarn koyu glgeleri altnda bir mddet yrdkten sonra kendimi mukabil taraftaki dier sathmailde buldum. Aada dar bir vadi ve bu vadide bir dere grnyordu. Durdum, etrafn dinledim. Bina ile aramdaki mesafe veyahut aradaki al ynlar, ses gelmesine tamamile maniydi. Hava sakindi. Hafif bir grlt oldu, bir tavan grnd ve yokuun br tarafna doru kat. imde bir tereddt girdi, bir aa cn glgesine oturdun.

    Bulunduum mevki ok latifti. Sahilini batan baa kaplyan bol miktarda otlar, dereyi grmeme maru oluyordu; yalnz bir nktasndan, sulannn prltsn gre biliyordum.

    Derenin kar salilindeki aa' ve sarmak ynlar, mavimtrak bir ses tabakas arasndan grnyordu. Yer yer seilen beyaz. ve pembe lekeler, kr ieklerinin mevcudiyetini gsteriyordu. Gzlerim bir

    48

  • mddet bu manzara zerinde dolat, sonra aklma yine Mongomeri'nin ua ve onun garip evza geldi. Hava, insanda uzun uzadya dnrnee takat brakmyacak derecede scakt ; yava yava vcudm bir rehfivet, uyku ile uyanklk aras bir nevi arlk kaplad

    Aradan nekadar zaman geti bilmiyorum. Birdenbire derenin kar tarafndaki yeilliklerden doru gelen bir hrt ile uyandm.

    Evvela, Szlklarn ve kan:arn rzgarla sallanan tepelerinden baka gzme bir ey ilimedi. Sonra, birdenbire, derenin kenannda bir ey peyda oldu, ilk bakta ne olduunu anlyamadm. Bir ba, suya doru uzand ve imee balad. O zaman bunun hayvan gibi drt ayak yryen bir insan olduunu grdm. Arkasnda mavi kumatan yaplm bir esvap vard. Cildi bakr renginde, \Salan siyaht. :irkinliin bu ada halk iin deimez bir vasf olduuna hkmettim. Suyu ierken kard grlt benim olduum yere kadar geliyordu.

    Daha iyi grmek iin biraz eildim. Elimin altndan bir lav paras koparak grlt ile yokutan yuvarland. ikin malluk rkerek ban yukan kaldrd, gzleri benim gzlerime tesadf edince birdenbire ayaa kalkt, nazariarlll benden aynnarlan elile azn silrnee balad. Bacaklar gvdesinin yans ksalnda idi. Bir dakika kadar bu vaziyette, karkarya, akn akn birbirimizi seyettik, sonra, allklarr. arasna dalarak sa tarafa doru kat, gitti. Kaarken bir iki defa al'kasna dnp bana bakt;

    Doktor Moro'nun Adas : 4

  • Kat istikametteki aa dallarnn ve allarn hrts tedricen azald.

    O, gzden kaybolduktan sonra aradan uzun bir zaman getii halde ben hala ayakta, dalgn dalgn onun gittii tarafa bakyordurn. Biraz evvelki skunetime tekrar kavuanac.1m.

    O srada arkamda bir ptrt iiterek irkildin. Arkama dnnce, tepeyi trmanan beyaz bir tavamn kuyruunu grdm. Yerimden sradn.

    O irkin ve yar hayvan nahlukun nanzaras muhayyilemi datm, rahatm bozmutu. Etrafma endie ile bakndn. Yanma silah almadna piman olmutum.

    Sonra kendikendime, bu adamn arkasnda mavi elbise bulunduunu, ayet bir vahi olsayd aplak olmas lazn geleceini dndm. Bu hale nazaran ebli bir malluk olduunu, harici eklindeki vahet manzarasnn grnten ibaret bulunduunu tahmin ettim.

    Buunla beraber yine endieli idim. Etrafn dikkatle kollyarak satrumailin boyunca ilerlemee baladm. Eer grdm mahluk insan ise niin drtayai yryor ve niin dereden iilerek su iiyorrlu? Bir para daha ilerleyince, yeniden birtakm iniltiler iittim. PUmann feryad1 olduunu tahmin ederek tersyz dndm. Bu sefer takip ettiim yol beni dereye kadar getirdi, dereyi atm ve kar salilin allklan arasndan yol aarak ileri doru gitrnee baladm.

    Yerde, kpkrmz byk bir J.eke nzardikkatimi celbetti, yaklat]n zaman bunun sngerta gibi

    50

  • sert damarl, mantara benzer bir ey olduunu grdm. Dokununca lzuci bir hal alyordu.

    Daha ileride, irkin bir manzarayla karlatm. nmde ba koparln, henz scak bir tavan lsit duruyordu. zeri parlak kanatl sineklerle doluydu. Bu kanl manzara beni rktt, olduum yerde kaldm.

    Etrafta iddet eseri grlnyordu. Hayvanca ani surette yakalanm ve ldrln olacakt. Bir yandan tavann lsn seyrederken bir yandan da bu vak'ann tarz cereyamn tahmine alyordum .. nsana pek az benziyen o garip mahlUkun, dereden su iiini grdm andan itibaren yreiini kaplyan omphem korku azar azar vuzuh kesbetmee balad.

    Tanmadm insanlar arasnda, tekbama byle bir gezintiye kmann nekadar byk bir tedbirsizlik olduunu ar ar hissetrnee balamtm. Civarmdaki allklar, hayalimde baka baka ekiller ald. Her glge bir pusu mahiyetine brnd, her ptrt bir tehdit yerine gernee balad. Gze grmniyen birtakm malluklarn beni tarassut ettiklerini tevehhm. ediyordum.

    Binaya dnrnee karar verdim. Derhal geri dndm. allklarn arasndan komaa, kendimi emin. bir yere atmak iin deli gibi komaa baladm.

    Sr'atini azaltarak, tam aalarn seyrek bir noktasna yakn bir yerde durdum. BurdSI byk bir aacn devrilmesinden hasl olnu bir aklkt. Bunun biraz ilerisinde yine sk aalar, birbirine dolam sarmaklar, tufeyli nebatat ve iekler balyordu. Durdur. nitmde, devrilen aacn mantariam ha-

    51

  • kiyeleri zerinde, henz benim mevcudiyetimden bi:.. haber kii oturuyordu, gln birer insan taklidine benziyen kii!

    V aziyetlerinden, ikisinin erkek, dierinin de kadm olduunu tahmin ettim. Kalalarnn etrafna sanh krmz renkt paavradan maada zerlerinde hi bir rt yoktu, plaktlar. CUtlerinin o zamana kadar hibir vahide grmediim donuk, pembe bir rengi vard. Yzleri yal, eneleri yok gibiydi. Arkaya doru kak alnlarnn stndeki salar seyrek ve dikti. Hayvana bu . kadar fazla benziyen malluka hibir yerde tesadf ettiimi hatrlamyorum.

    Konuuyorlard. Daha dorusu erkeklerden bir tanesi sylyor, dierleri benim yaklatn iiteniyecek kadar derinden alakadar olduklar bu konumay dinliyorlard. Balarn ve omuzlann soldan saa sallyorlard. Kelimeler mphem bir tarzda. kulama kadar geliyordu. yi iitiyordum, fakat m anlamak imkan yoktu. L. ..

    Sz syliyen adam anlalmaz bir lisanla, ezberden bir ey okuyar gibiydi. Bir aralk, daha yksek sesle bir eyler okudu ve ellerini uzatarak ayaa kalkt.

    O zaman tekiler de kalktlar, ellerini ileriye doru uzatarak okumaa ve okurluklan eyin ahengine uygun hareketlerle saliannaa baladlar. Bacaklannn gayritabii ksal ve biimsiz ayaklannn uzunluu nazar dikkatimi celbetti.

    Her de ayaklarn yere vurarak, kollanri oynatarak, ar ar bir daire etrafnda dnyorlar, bir nevi melodiyi andran muttarit namelerinin ara-

    52

  • snda Alula yahut Balula gibi bir .sz mtemadiyen tekrarlyorlard.

    Derken gzleri parldamaa balad. Sakil suratlar garip bir zevkin tesirile canland. Dudaksz az,. larnn kenanndan salyalar akyordu.

    ehelerinde peyda olan irkin ve tarifi imkansz hareketleri tetkik ederken, hallerinde benim asabma dokunan, onlar bana hem hi grmediim, hem d e o k iyi tandm nahluklar gibi gsteren, bende bu iki zt hissi birden tevlit eden eyin ne olduunu, zihnimde birdenbire buldum. badete benziyen bu esrarengiz hareketleri yapan mahlukun ekilleri insan ekliydi, fakat heyeti umumiyelerinde hayvani bir ey vard.

    Bu . canavar klkl rnahluklarn hoerbirisi, harici ekillerinin insana benzemesine ramen, arkalanndaki paavralara, azasnm kabataslak bir tarzda insan azasn andrmsma ramen, yine kendisinde, hareketlerinde, hututunun ifadelerinde, yabandomuzunu hatrlatan bir ey gizliyordu.

    Bu hakikate erince olduum yerde kaldm. Dimama bir sr mthi sualler hcmn ediyordu. Garip rrahluklar bara ara, olduklan yerde sramaa baladlar. lerinden birinin aya kayd, bir lahza yerde drt ayakst durduktan sonra derhal toparIand kalkt. Fakat bu acibelerin hayvanlklarn isbat eden u arzi hareket bana kafi gelmiti.

    Kabil olduu kadar az grlt ederek geldiim tarafa doru avciete baladm ; bir aa dal, yahut bir yaprak ezerek grlt etmemek iin iki, admda bir, dura dura uzun mddet yrdm.

    53

  • Bu iren malluklardan bir an evvel u.zaklamaktan baka bir ey dnmyordun. Nereye gittiimi hesap etmeden, aalarn arasnda bellibelirsiz bir patikay takip ettim.

    Bir aralk, bana ancak otuz metre kadar mesafede allklar arasnciart grnen alelacayip iki bacan, benimle beraber ve benim yrdm istikamete doru sessiz sadasz yrdn grdm.

    Tylerim rperdi. Gvde ve ba bir sarnak kmesinin arkasnda gizliydi Belki beni grmemitir midile, durdum. Bacaklar da derhal durdu.

    Sinirlerim o kadar bozulnutu ki, iimdeki, btn kuvvetirole komak arzusunu ok mkHltla yendim.

    Bir an orada durdum. Gzlerimi sabit bir bakla ve dikkatle o noktaya tevcih ettim, nihayet dallarn arasndan, derede su ien mahl1kun ban ve gvdesini tefrik ettim. Ban oynatt. Gzleri bana tesadf ettii zaman, onlarn yar ziyadar yeilimsi bir pa-1aklkta olduunu grdm. Ban tekrar kmldatt zaman bu parlaklk kayboldu. Bir miidilet h

  • dm. liklerimi donduran korkuyu ne pahasna olursa olsun, ona gstermernee azmetmitim. Byk bir alln iinden kendime yol aarak ilerledim. O garip malluk yirmi ad'm tede karnda duruyor, ban omuzunun stnden evirmi, tereddtle bana bakyordu. Gzlerinin iine dik dik bakarak iki, adun yri.idm.

    - Sen kimsin? diye bardm. Evvela baklarma kar kotymak istedi, sonret

    birdenbire: - Hayr! diyerek tabanlar kaldrd, srya s

    nya kat. Bir mddet kotuktan sonra durdu. Yine beni tarassut etmee balad. Gzleri, sk aa dallarnn glgelikleri arasndan prltlar sayordu.

    Yegane kurtulu aresinin, tehlikeye kar cesu_rane yrmekte olduunu hissettim ve btn cesaretimi toplyarak onun zerine doru gittim. Beni grnce tekrar geri dnd ve karanlkta kayboldu. Gzlerinin prltsn bir defa daha grr gibi oldum, o

    kadar. '"

    Vaktin getiini ve bunun hakkmda pek hayrl olmadn ancak o zaman dnebildim. Gne, birka dakikadanberi ufuktan ekilmiti. Medar nntatakalarmda gurubun ziyas pek az devam ettii iin ufuktaki kzllk kaybolmak zere idi. Gurupla beraber meydana kan bir pervane bamn zerinde sessiz dolayordu. Geceyi, esrarengiz ormarun saklad mehul tehlikelerin ortasnda geirmernek iin acele etmek, binaya bir an evvel girmek icap ediyordu. O strap yuvasna avdet mecburiyeti beni fevkalade skyordu; fakat karanla kalmak ve karanln douraca thlikelerle karlamak ihtimali daha feciydi.

    55

  • Garip mahlukun, iinde kaybolduu koyu glgelere son br nazar daha atfettikten sonra, geldiim yoldan vdet ediyorum zarinile, dereye doru . yokuaa inrnee baladm.

    Grdm nanzaralada zihnim kark bir halde acele acele yryordum. Birdenbire, kesilmi ve devriimi aa ktklerile dolu dz bir meydana geldim. Guruptan sonra bir mddet devam eden mphem aydnlk da kararyordu. Semann mavilii gitgide daha koyulat ve yldzlar birer birer yannaa balad. Gndz sisli bir mavilikte grnen aalarn aralar ve nebatlarn arasndaki boluklar yava yava kararyur, esrara brnyordu.

    lerledin. Her ey rengini kaybediyordu. Aalarn tepesi berrak semaya koyu ve keskin glgeler halinde kuvvetle irtisam ediyor, dipleri ekilsiz karanlklar tekil ederek birbirine karyordu. Biraz sonra aalar seyrekleti ve allk artmaa balad. Sonra beyaz kunla rtl kasvetli bir sahaya geldim. Onu mteakip yine allk.

    Sa tarafta hafif bir grlt iitiyordum. Bu beni kukulandryordu. Evvela bunu evham zannettim, nk arasra durduum zaman, etrafm skO.neti iinde, aalarn tepelerini sallyan akam rzgarlarnn J:urtsndan baka ses iitmiyorum. Yrrnee baladm zaman, her adm banda, aksisada gibi bir ayak sesi duyuyordum.

    allklardan uzaklatn. Hep aklk yerlerden yryor, arasra birdenbire geri dnerek, iittiim bu ayak sesinin ne olduunu anlamaa alyordum. Hibir ey gremedim. Fakat civarmda benden . baka bir

    56

  • nahlukun mevcudiyeti gittike daha . ziyade belli oluyordu. Daha hzl yrm,ee baladm. Biraz sonra bir tepecie rasgeldim, onu da geince birdenbire arkama dndm, katettiim yola dikkatle baknaa baladm. Yakn, uzak etraftaki her ey karanlk semaya teressm ediyor, vazihan grnyordu. Bir an, ufuktan, belli belirsiz bir glgE) grnd ve kayboldu. Dmannn beni hala takip etmekte olduunu artk kat'lyyetle anlamtm. Bu fena sahneye daha kt ikinci bir hakikat inzimam etti:

    Yollmu kaybetmitim. Bu gizli takipten yakarn kurtarmak endiesiyle,

  • Yolumun zerinde aalar seyrekleti ve iki dakika sonra denizin karanlk sulanna doru uzyaa bir buruna geldim.

    Gece sakin ve berrakt. Yldzlar, denizin hafif dalgalar zerinde akisler yapyordu. Biraz akta, dalgalar s bir kaya kmesi etrafnda rpntlar yapyor, beyaz kpkler sayordu. O zaman, Moronun evinin adann dier ksnunda olduunu hatrladm.

    Arkamdan, bir dal atrts iittim. Karanla doru dndm, hibir ey grmek kabil deildi. Daha dorusu lzumundan fazla gryordum. Karanlkta, mphen her cisin, beni tehdit eden, bana pusu kuran bir malluk hissini veriyordu.

    Bu vaziyette, belki bir dakika kadar bekledim. Sonra, aalardan gzn ayrnadan, garbe doru dndm. Bu esnada karanlklardan, beni takibe hazrlanan bir glgenin syrldn grdm.

    Kalhim hzl hzl arpyordu. Uzaktan, garp istikametine doru geniiiyen bir koy grnd, durdum. Arkamdan gelen glge de, benden on be adm geride durdu. Koyun br ucunda hafif bir aydnlk grnyor, k\tmlu salilin gm! rengi, yldzlarn altnda hafife seilebiliyordu. Uzaktan grnen aydnlk takriben iki rnil mesafedeydi. Sahile inmek iin. pheli glgelerin beni bekledii ormandan geme\. ve sk allklada dolu bir yokutan inmek lazm. geliyordu.

    imdi dmamm biraz daha iyi gryordum. Hayvan deildi, nk ayakta yryordu.

    - Kimdir o? diye bardm.

    58

  • Cevap yok. Bir adm attm, glge kmldamad, yalruz toplarur gibi bir hareket yapt. O esnada ayama taklan bir ta.) bana iyi bir fikir verdi. Gz!.im glgeden

    ' ayrmadan eilerek ta aldm. Bu hareketn zerine glge, tpk bir kpek gibi tersyz dnerek karanlklara dald. O zaman, mektep ocuklarmn kpeklere kar kullandklar bir usul aklrna geldi. Ta mendilimin ucuna baladm ve mendili simsk bilei-me sardm.

    Dmannun uzaklaan ayak sesleri heyecanm birdenbire gidermiti. O kaarken ben beyhude yere hazrlad:m silahm elimde, souk souk ter dkerek titrernee baladm. Uzun bir mddet hibir karar verneden olduum yerde kaldm. Neden sonra, orman ve allktan geerek sahile doru inmee baladm. Bir nefeste bu mesafeleri am ve kumlua dahil ()lmutum ki berikinin yine arkarndan beni takip ettiini, koa koa geldiini duydum.

    Korkudan aklm bsbtn bamdan gitti Olanca hzmla komaa baladm. Arkamdakinin de ayni sr'atle beni kovaladm grdm. Deli gibi bararak sr'atini arttrdm. Yolumun stnde, tavann drt, be byklnde siyah siyah bir eyler, koarak ve zplyarak yokuu trmandlar.

    Yaadm mddete bu korku takibi unutmyacam. . . Koarken, arkarndan gelen dmannn a-

    59

  • dmlarnn bana yaklamakta olduunu hissediyo;dum. O sar aydnlk uzakta, beni nevmit edecek kadar uzakta hafif hafif yanyor. Etrafrm gecenin sessiz ve zifirl karanl ile dolu. Dmannn mtemadiyen arkamdan gelen ayak seslerini iitiyorum. Hamiam olduum iin artk nefesnefese kalmtm. Her admda nefesim biraz daha kesiliyordu. Sa tarafmda bir bak sokulur gibi keskin bir ac vard.

    60

  • VI

    KNC DEFA FRAR

    Bylece yldzlarn altnda, evden g0mn a, sar ve hafif a doru boyuna kouyorduk Nihayet, evden kanama ve bu esrarengiz aday dolamama sebep olan pmamn ac feryadn, ve strap eninini hakiki bir hasretle iittim. O zaman, yorgunluuma ve zayffma ramen, btn kuvvetimi toplyarak, a doru atldm. Arkarndaki ayak .sesi arlat, istikanetini deitirdi ve geriledi.

    Binaya iyice yaklatn zaman, aydnln, kaps ak kalan benim odamdan geldiini grdm ve Mongomeri'nin avaz kt kadar bararak beni ardm iittim.

    Komaa devam ettim, zayf bir sesle kendisine mukabele ettim ve nefes nefese, artk decek gibi sallanarak yanna yetitim. Kolunn yakalad, yzm tamamile aydnla gelecek ekilde beni durdurdu :

    - Nereden geliyorsunuz? dedi. Moro ile ben o kadar meguldk .ki sizi unutmutuk. Biraz evvel aklmza geldiniz ve aramaa baladk.

    61

  • Beni odaya gtrd, alr kapanr bir koltua oturttu. Odann aydnl bir mddet gzlerimi kanatrd.

    - Bize haber vermeden aday dolamaa kacamza hi ihtimal vermiyorduk, dedi. ok korktum . . . Ey? . . . Ne oluyorsunuz? . . .

    Son kalan metanetimi d e artk kaybettin, baun gsmn zerine dt. Kendime gelmekliim iin Mongomeri bana konyak iirdi:

    - Allah akna u kapy kapaynz, diye yalvardm.

    - Garip bir eye, bir mahl1ka filan m tesadf ettiniz ?

    Kapy kapad, yanma geldi. Baka sual sormarlan bana tekrar su katlm konyak verdi ve yemek yemee icbar etti. Bitkin bir haldeydim. Binadan ne zaman ktm, ve ne grdm sordu. Ksaca anlattun. Tarife smaz bir asabiyet iindeydim :

    - Bu grdklerimin manas nedir? diye bararak sordum.

    - O kadar mthi bir ey deil, fakat herhalde bugnlk size kafi.

    Birdenbire pmann canhra bir feryad tekrar kulaklarm trmalad, Mongomeri gene bir kfr savurdu :

    - Hay Allah kahretsin ! Bu cenabet yer, Londradaki kedili laboratuvardan daha berbat ! .

    Szn keserek sordu;n : - Mongomeri, beni takip eden o mallUk neydi ?

    Hayvan n, yoksa insan m ? Dik dik gzlerimin iine bakt, rludaklar tekal-

    62

  • ls etti, sonra nazariarndaki o parlaklk birdenbire snkleerek, dedi ki:

    - Tarifinize baklrsa, hayal olacak. Mthi surette hiddetlendim. Fakat bu hiddetim

    birdenbire geti. Bir koltua kercesine oturdum. bamn ellerimin iine aldm. Puma yeniden inlemee balad. Mongomeri, arkama geti, ve elini omuzuma koyarak dedi ki:

    - Dinleyiniz, Prendik, sizi bu musibet adada ba bo braktma hata ettim . . . Fakat azizim, grdnz eyler, zannettiiniz kadar mthi deildir. Sizin sinirleriniz bozulmu. Size bir uyku ilac vereyim mi? Bu ses, daha uzun mddet devam edecektir. Uyumanza bakn, yoksa karmam.

    Cevap vermedim, dirseklerim dizierime dayal, yzm ellerimin arasnda, ylece duruyordum. Biraz sonra bir ie iinde siyahms bir mayi getirerek bana iirdi.

    Bu i.lac itiraz etmeden itim ve Mongoneri"nin yardmyla hamaka uzandm.

    Uyandm . zaman ortalk tamamile aydnlanmt. Uzun mddet kmldamadan, yattm yerde tavan seyrettim. Kirilerin bir gemi enkazndan yaplnu dduunu grdm. Bam evirdim, masann r ::! nde yemek hazrlanm.t. Karnm a olduu iin, hanaktan kalkmak istedim. Hamakn bir taraf birderbir altmdan kayd ve ben drt ayak st yere dtm.

    Kalktm, masann bana getim. Bam kurun gibi ard. Bir gn evvelki vakay hayalmeyal hatnlyordum. Camsz pencereden hafif hafif esen sa 1

  • di. Birdenbire, odanun, avluya alan dahili kaps araland. Dndm, Mongomeri'yi grdm:

    - Naslsnz? dedi, ben fevkalade megulm! Bu sz mteakip kapy tekrar ekerek gitti,

    kilitiemei unuttu. Bir akam evvel ehresinde grdm ifadeleri hatrladm, geirdiim vakann safahat teker teker gzmn nnde canland. Yeniden bir nevi korku, btn mevcudiyetimi kaplamaa balanut, ve tam o anda ac bir feryat daha iitildi. Fakat bu sefer, feryat eden ey, puma deildi.

    Azma atmak iin hazrladm lokmay taban kenarna braktm ve dinledim. Etraf essizdi, sabah rzgarnn hrtsndan baka hibir grlt iitilmiyordu.

    Yanl iittiiine zahip oldum. Uzun bir mddet bekledikten sonra tekrar yeme

    e baladm. Fakat kulaklarm kiriteydi. Bu aralk, ok hafif bir grlt daha oldu. Bu grlt ok hafifti ve derinden geliyordu. Lakin, beni o dakikaya kadar bu duvarn arkasndan iittiim seslerin hepsinden daha fazla mteessir etti, dona kaldm.

    Artk imdi bu faslal seslerin ne sesi olduunu tamanile anlamtm. Bunlar hkrk ve strap sarsitlarile faslanan bu iniltiler, insan iniltisi idi. pheye mahal yoktu. ikence edilen malluk bir insand.

    Bunu anlar anlamaz yerimden frladm, kapya kotum. Tokma evirerek kapy ardna kadar atm.

    Mongomeri, bana doru ilerliyerek bard: - Dur! Prendik! N e yapyorsun? Grlty iiten koca bir kpek havlamaa ba-

    64

  • lad. Yerdeki oluun iinde ksmen phtlam, bsmen henz taze kanlar grdm, bumuma asidfenik kokular arpt. Avluya alan ilerideki kapmn aralndan avlunun loluu iinde, gzme, kanl bezlere sanlm, vcud muhtelif yerlerinden kesil.n.i. ereve eklinde bir tahtaya bal bir ey iliti ve bu manzarann ortasnda birdenbire sapsar ehresi ve tehditkar baklarile ihtiyar Moro belirdi.

    Bir an iinde, kanl ellerile omuzurodan ya. kalyarak, ufack bir ocuk gibi beni yerden kaldrdd ve odaya frlatt. Arkarndan kap iddetle kapand, Moro'nun hiddetten mo:rann suratm gremedim. Anahtar kilidin iinde iddetle dnd. Aralannclald mnakaann baz ksnlar kularna geldi. .M:oro :

    . . . . btn bir .nre bedel olan eseri mal-vedecek !

    Diyordu. Mongomeri, anlyamadm bir cnlenil. arasnda :

    - Anlamyor . . . diye bir eyler sylyor, teki : - Daha zaman deil.. diye cevap veriyordu.

    Szlerinin alt tarafn iitemedim. Dimam korkun dii.ncelerle dolu, titriyerek ayaa kalktm. c:Bu mmkn m yarabbi diye dnyo:rdum. Bir insana diri diri terih arneliyesi yaplr m? Frtnal bir semada imek akar gibi sr'atle dimam dolaan bu fikir, korkunun dehetile dalan zihnimde birdenbire bir akslamel husule getirdi ve bizzat kendi hayatnn ne korkun bir tehlikeye maruz bulunduunu dndm.

    Odann kaps . henz ak duruyordu. Bu yega-

    Doktor Moro'nun Adas :5

  • ne kurtulu midi idi.. Artk, Moro'nun diri diri ameliyat ettii mahlfikun bir nisan olduuna kat'iyyen emindim. Buraya geldikten sonra, onun ismini ilk defa iittiim dakikadan itibaren, ada halknn gln hayvana benziyen ekillerile, doktorun bu va.hiyane meguliyetleri arasnda miltemadiyen bir milnasebet aramakta idim ; imdi ii anlamtm. Onun bir zamanlar naklidem hakknda yapt tecrbeler aklma geldi. Bu adada grdm mahlt1klar demek oluyor ki bu adarnn o menfur tecrbelerinin kurbanlaryd.

    Moro ve Mongomeri'nin maksatlar beni esrarlarna vakf etmek vadUe burada a11koymaktan ibaretti. Sonra bir srasna getirip beni lmden daha beter bir akbete uratacaklard, ikence! ikenceden sonra tasavvuru mmkn olabilecek sukutlarn en feciine maruz brakacaklar, yani, beni hayvanlarn bir halde aday dolduran yan insan, yan hayvan canavarlarn yann gndereceklerdi.

    Gzlerile bir silah aratrdm, hibir ey bulan;.adm. Aklma bir are geldi. Alr kapanr koltuu devirdim, ayarola basarak kollanndan en salarnn kopardm. Tesadfen, bu kola mhl olan bir ivi beraber skld ve tahtay batanbaa delerek zerinde kald. Bu suretle elime tehlikeli bir silah geir'mi bulunuyordum. Dardan bir ayak sesi iiterek derhal kapy atm. Mongomeri'yi karmda buldum. Harice alan kapy kaparnaa geldiini anladm.

    Bana vurmak zere elimdeki sopay havaya kaldrdm. Fakat o geri srad. Bir saniye tereddt C'ttim. Sonra hacaklarnn btn kuvvetile kornaa

    66

  • h!lladm. Duvarn kesini dndm. Mongomeri, hayret iinde arkarndan baryordu :

    - Prendik dur !. .. Ne yapyorsun ? . . . Aptallk etme ! Prendik !

    Bir dakika daha gecikseydim, odada kilitli kalacaktm ve tecrbe iin laboratuvara kapatlnu bir hayvan gibi akbetime intizardan baka yapacak bir eyim kalmyacakt. Mongomeri de duvarn kenarnt dnd ve arkarndan bir daha seslendi. Sonra peirr.den komaa balad. Bara bara bir eyler sylyordu. Fakat anlamyordum.

    Bu sefer imaliark istikametinde nereye gittiil.i bilmeden var kuvvetirole kouyordum. YokuU tnnamrken arkama baktm, Mongomeri ve hizmet eisi beraber geliyorlard. Yokuun tepesine kadar h:r:la kotum ve almaz allklar ve akllarla dolu bir sahaya daldm. Bu suretle nefes nefese, kalbirn ..;arparak bir mil kadar bir mesafe atm, artk ne Mongomeri'yi, ne de hizmetisini gremiyecek kadar uzakta idim. Daha ileri gitrnee kudretim kalmad iin sahil istikameti diye tahmin ettiim tarafa dn- dm ve bir sazln kenarna yldm.

    Uzun bir mddet bu vaziyette kaldm. Korkudan yerimden kmldyamyordum. Herhangi bir hatt hareket dilnemiyecek kadar armtm. inde bulunduum vahi manzaral saha, gnein altnda .sessiz, uyukluyor gibiydi. Etrafta birka bcein vzlts.ndan baka ses yoktu. Biraz sonra denizin, kumlarn zerinde nefes alr gibi hafif hafif kard muntazam hrty iitmee baladm.

    Aradan bir saat kadar gemiti ki, Mongo--

    67

  • men nn beni ardm;, tekrar iittim ., Sesi uzak tan, imal istikametinden geliyordu. Bu ses beni, bir karar vermek mecburiyetinde brakt. O zamanki dncelerim, adada bu iki terihi ile, hayvanlatrdklar kurbanlarndan baka kimse . bulunmad yolunda idi. Hi phesiz, icabnda, bu canavarlar benila alyhimde kulanabileceklerdi. Gerek Moro'nun, gerek Mongomeri'nin rovelverleri vard, benim elimde ise, ucundaki ufack ivisile, bir sopa msveddesinde. baka bir ey olmyan bir tahta paras vard. Kendimi mdafaa edecek halde deildin.

    A ve susuz olduumu hissedinciye kadar, bulunduum yerde ylece kaldm ; vaziyetinin nekadar mitsiz olduunu ancak o zaman anladm. Yiyecek tedariki iin ne yapmak lazm geldiini bilmiyordua. Ne civarmda bir ot veya yemi tedarik edebilecek derecede nebatat ilmine vakftm, ne de adada l:a bo gezen tektk tavanlar yakalyabilecek bir vastam vard. Halimi dndke cesaretim krlyordu. Nihayet, kar yolu olmyan bu vaziyet karsnda, aklma, o tesadf ettiim hayvanlatrlm insanlar geldi. Bunlar hakknda hatrlyabildiim eyleri . dnerek kendime esaret verrnee altm. Grdm malluklarn herbirini ayr ayr gzmn nne getiriyor, yardm midine delalet edecek iyi alametler tasavvur etmee yelteniyordum.

    Birdenbire bir kpek havlamas iittim, bu bana yeni bir tehlike hatrlatt. Dnmekle vakit geir_ meden, sopam yakaladm ve deniz grltsnn geldii tarafa, kabil olduu kadar hzla seirltin. Dikenleri ak gibi keskin bir allktan getim, v-

    68

  • cudm kan iinde, esvaplarm para para bir halde bu allktan syrldm zaman keridimi, imale do:.. ri. alan uzun bir krfezin kenarnda buldum. Bir .dakika bile tereddt etmeden suya yrdm. Birka adm atnca su dizierin'le kt. Nihayet kar sahile ulatm ve kalhim atlyacak gibi arparak bir sarAlak kmesine daldm. Takibin sonu nereye vara can beklernee karar verdim. Kpein yaklatn ve dikenierin iinden geerken havladm iittim, sonra grlt kesildi, kurtulduumu zannediyordum.

    Dakikalar geiyor, sessizlik devam ediyordu. Aradan bir saat geince, cesaretim geri geldi.

    O anda ne pek fazla korku hissediyor, ne de ken-' dimi pek fazla sefil buluyordum. nk korkunun ve tl

    .mitsizliin hudutlarn oktan amtm.

    Artk hayatmaan tamamile midimi kesmi olduum iin, bu inan, bana, her eyi gze alacak bir cesaret vermiti. Hatta Moro'ya tesadf etmeyi ve onunla karlamay iin iin istiyordum bile ! imdi guyu am olduum iin, pek f

  • elreye iliti. Yeilliklerin ortasndan birdenbire frlanu gibi, orada, gzmn nnde belinniti.

    Bu ehreyi tandm. Mavnay karlamak zere sahile gelen maymun suratl mahHlktu. Mail bir pall_ miyenin gvdesine aslnu duruyordu. Saparn sb sk kavryarak ayaa kalktm. Yzyze geldik. O, anlalmaz bir eyler mrldanyordu. Anlyabildil'im:

    - Siz . . . Siz . . . Siz . . . , hecelerinden ibaretti. Birdenbire atlad ve aa dallann aralyara"k

    dikkatle beni szd. Hayvanlatrlm insanlara tesadf ettiim :!la

    man duyduum nefret his.sini, bu mahluka kar duymu:v,ordun.

    - Siz . . . , dedi, gemide . . . Mademki lllkrd sylyordu, demek insandksik olduunu grdm. Fakat, o dakikada onun bu hareketini bir selln

    70

  • teHikki ederek. ben de ayni hareketle mukabelede bulundum. Suratn byk bir memnuniyet iladesile buruturdu. Kaarnakl baklarile beni tekrar szd, sert bir hareketle geriledi ve kayboldu. Elile aynk tuttuu dallar birlemi ve kapanmt.

    Ben de arkasndan alla girdim. O, yksek dallardan aa sarkan bir sarmak demetine, sska, uzun kolile aslm, ne'eli, ne'eli sallanyordu. Srt hana dnkt:

    - Ne yapyorsun? diye sordum. Olduu yerde dnerek, aa atlad ve yziirii

    bana evirdi. - Bana bak, dedim, buralarda yiyecek bulu

    nur mu? - Yemek . . . diye cevap verdi. nsanlarn yedii

    yemek, imdi . . . kulbelerde! Gzleri, gene sarmaklardayd. - Peki amma kulbeler nerede? diye sordum. - Aaa! - Yeni geldim malfun ya, bilmiyorum. Bu sz zerine yarm saa dnd, hzl luzl y

    mee balad. Btn hareketleri, garip bir ekilde sr'atli idi.

    . - Arkarndan gelin, dedi. Maceray sonuna kadar gtrmeye azmetmitim,

    .dmlarn takibe baladm. Kulbeler dedii eyin, kendisi gibi iki ayakl dier mahlO.klarla beraber oturduu kaba saba bir snak olduunu tahmin ediyordum. Kimbilir belki de bu malHUdardan iyi bir muamele grecektim, belki de onlar kendi lehime evirebilecektim. Bu mahlO.klarm, kendilerine izafe

    'll

  • ettiim insanlk hislerine nekadar yabanc olduklarn henz bilmiyordum.

    Maymun suratl .arkadam, . kollarn sallyarak, alt enesi ileri doru fk, . yanmda yrd. Ha trlama k;abiliyetine ne dereceye kadar malik olduunu . aruamak . iin sordum: -

    - Ne zamandanberi bu adada bulunuyorsun?

    - Ne zamandanberL. . , dedi.

    Sualimi tekrar edince elinin parman at. Bu. iaetin manasm anlamaa altm, fakat srarn karsnda can skldn grdm. Sorduur. birka stalden sonra; birdenbire yanmdan ayrld ve bir aacn dalnda sallanan yemilerin yanna gitti. Bii a\Tu dikenli meyva kopard ve yemee koyuldu. Bu hareketini memnuniyetle seyrettim. nk, hi olmazsa bu civarda, yiye..--ek bir : ey bulabileceimi anlamtn.

    Ona daha baka sualler sormaa teebbs ettim, fakat gayet sr'atli ve zevzek zevzek cevaplannn ekserisi yersiz ve sama idi. Nadiren mnasebetli szler sylyor, lakrdsnn geri kalan ksm papaan szlerini andryordu.

    Btn bu teferratla zihnim o kadar meguld ki, takip ettiimiz patikaya dikkat bile etmiyordum. Biraz sonra yanln, siyahmtrak aa ktklerinin yanndan, daha sona, sarya alan beyaz renkte bir.:. takm kabuklada . dolu bir meydandan getik. Buradan insann bumunu ve genzini tkayan keskin bir koku kyor, etrafa yaylyordu. Sada, plak bir kayann stnden denizin mavilii gze arpyordu.

    72

  • Patika, birdenbire, dar ve ukur bir sel yata halinde bir krvrnt yapyordu. Buradan indik.

    Kkrtl topraklarn gz kamatnc parlaklndan sonra, bu geit ok karanlk grnyordu. Etrafnda ykselen duvarlar dimdik yukar kyor, ve tepeleri birbirine yaklayordu. Gzmn nnde fumzl yeilli bir eyler uumaa balad. Arkada.:. m birdenbire durdu;

    -- Benim evim, dedi:

    nce, tamamile. karanlk gibi gorunen bir yarn nihayetinde idim. Birtakm garip grltler iittirn ve sol elimin tersile gzlerimi hzla uuturdum. Bakmsz kalm bir maymun kafesinin. kokusunu andran pis bir koku yayld. Yarn ilerisi gene ge,.. !l.liyor . '73

  • VD

    KANUN DERS

    O zaman, elim e souk bir ey dokundu. iddetle titredin ve burnumun dibinde, derisi yzlm bir ocua benziyen pembemsi, belli belirsiz bir ekil grdm. Bu mahlilkun yzndeki izgiler tpk, (ati) denilen Amerika hayvannn irkin izgilerine ben ziyordu. A1m ayn darlkta, hareketleri ayni arlkta :di. Gn aydnlndan birdenbire karanla girmekten hasl olan gz kamamas geince, etrafn daha iyi grrnee baladm. Elime dokunan kk mallUk imdi karmda ayakta duruyor, beni seyrediyordu. Delilim ortada yoktu.

    Bulunduum yer, lavlardan hasl olan yi.ij.:sek. duvarlann arasnda kazlnu dar bir

    geitti Bu ... de>ri.n ukurun iki tarafndaki kayalara sanlm sarmaklar, sazlar ve otlar, iine girHemiyecek kadar karanlk inierin methalini tekil ediyordu. Sel yata boyunca yukar kan ve geide gtren dolambai yol ancak metre geniliinde idi. O iren koku,

  • bu yolu kaplyan yemlj sprnttilerinden, trl trH.i plerden, dkntlerden hasl oluyordu.

    Pembe, kk mahl1k gzlerini krptra k:rptra hala beni seyrediyordu. O esnada, ma:;"mun adam bu inierden en yakinindekinin kapsnda grnd ve bana, girmemi iaret etti. Ayni zarnr.nda, ar vcutl, acemi yryl bir aclbe inlerla birinden, kvnla kvrla ilediyerek kt ve biimsiz vlicudile, yapraklarn parlak yeillii ortasnda dildldi. Bana bakyordu. Geldiim yoldan geri dnmek niyetile ufak bir tereddt geirdim. Fakat nihayet, .gene kararm vererek, sopam sk sk kavradm ve delilimin arkasndan, pis kokulu ine girdim. Buras yarm daire eklinde bir meydand. duvar vazilesini gren kayaln dibinde, Hindistan cevizi vesak meyvalardm mrekkep bir erzak yn duruyordu. Yerde Hivdan ve tahtadan yapln kaba bir takm aletler vard. Bunlardan biri de bir nevi kt iskem}enin stne konmutu. eride ate yoktu. nin en karanlk kesinde, ekilsiz bir kitle oturuyordu. Beni grnce homurdand. Beni getiren maymun adam methalden gelen hafif aydnln ortasnda ayakta durdu ve bana, kabuu knln bir hindistan cevizi uzatt. Ben kar keye ekildin ve yere meldim. Uzatlan Hindistan cevizini aldm, keminnee baladm.

    imdeki byk korkuya ve kulbenin iindeki tahamml edilmez havaszla ramen, skunetimi kabil olduu kadar muhafaza ediyordum. Kk pembe malluk kapnn nnde gene grnd, arkasndan, iki ayakl, esmer suratl, parlak gzl ka

  • bir' malluk daha geldi ve onun omuzunun stnden ieriyi seyretti.

    Kar kedeki ekilsiz kitle : ---,-- Ey ? diye seslendi. Delilim cevap verdi : nsan, insan, benim gibi insan, canl insan ! Kararilktan kan o . ses, homurtu halinde gene

    iJitildi : - Yeter ! Heyecan verici bir sessizlik ortasnda

    yemekle meguldm. Karanlkta ne olup heyhude yere anlamaa . alyordum.

    SP.s tekrar iitildi :

    cevizimi bittiini

    - Bu adam, bizim aramzda m yayacak ? Bu ses kuVvetli, bir para ekingen ifadeli bir

    sesti. Garip, slkl gibi bir ahengi vard. Fakat ive ok dzgnd.

    Maymun adam, benden bir ey bekler gibi yziline bakt. Hasl olan skutun bir sual sessizlii olduunu anladm.

    - Evet, sizin aranzda yayacak, dedim. - Bu da adam, kanunu rensin. imdi gzlerim karanlkta, daha karanlk bir e

    yin, ba omuzlarna gml gibi grilnen, yere .:. melni bir mahlukun nphem eklini semee balyordu. KUlbenin kapsnda iki ba daha peyda oldu. Elimdeki sopay daha sk kavradm. Karanlkta oturan glge daha kuvvetli bir sesle :

    - Emirleri syleyin, dedi ve bir ilahi ahengile okumaa balad :

    Drt ayakla Yrmiyeceksin. Kanun budur . . .

    76

  • akn akn bakyordum. Maymun adam : - Emirleri syleyin, diye mrldandktan s
  • lerin yasaklna ait hiikmleri saynaa baladk Hepimiz fihenkli birfaaliyet iinde, gittike artan bir sallanma ile, bu garip kanunun maddelerini tekrarlyorduk.

    Zahiren bu kaba mahlftklann tesirine kaplyor grnmekle beraber, iin iin glmekle irenme arasnda hisler duyuyordum. Bitmez tkenmez bir yasak listesini okuduktan sonra, ilahi, baka bir slt1pla de vam etti :

    - Istrap evi onundur. - Yaratan el onundur. - Yaralyan el onundur. - yi eden el onundur. Ve bu tarzda bir sr (onundur) la biten cmle

    ler, (o) dedikleri her kimse, onun hakknda ekseri.si anlyamadm manalar tayan uzun uzun szler syilediler. Ryada hibir zaman ark sylendiini iitmediim iin, rya grdm de zannetmiyordum.

    - ldren nur onundur. - Derin denizler onundur. Miltemadiyen okuyorduk. Bu srada aklma korkun bir ey geldi :

    Moro, bu adamlan hayvanlatrdktan sonra, kavruk kalan dimalarna, kendi allahln telkin etmek suretile bunlan ifsat ediyordu. Fakat bunu d;ndkten sonra bile, okumaa itirakten kendimi menedemedirn. Etrafmdaki mahlt1klann beyaz dileri ve kuvvetli peueleri gzmn nnde idi. Okuyorduk :

    - Gkyznn yldzlar onundur. Nihayet, ilfihi bitti. Maymun adamn yz ter

    78

  • iindeydi. Gzlerim imdi karanla alt iin, se-sin geldii kede oturan mahlftku daha iyi gryordum. Vcud insan vucudne benziyordu. Fakat zaar tyn hatrlatan gri ve donuk bir tyle kaplyd. Bu mahl1k neydi ? Etraftaki br mihlftklar neydi acaba '!

    Kendinizi, tasavvuru mmkn olabilen en mtb ir sr sakat ve aptaln ortasnda farzederseniz, benim, bu gln insan taslaklarnn arasnda bulunduwn esnada duyduum hislerin bazlarn anlyabiHrsiniz.

    Maymun adam : - Bu da benim gibi be parmakl bir adam, be

    p.armakl, be parmakl ! diyordu. Ellerimi uzattm. Kedeki kl renkli mahlftk ne

    doru eildi :

    - Drt ayak yrmiyeceksin. Kanun budur. Biz 'nsan deil miyiz? dedi.

    Sonra, garip ekilde biimsizletirilmi, ele benzer bir uzuv uzatarak parmaklarm tuttu. Hayretten ve :4cdan barrr.amak iin kendimi g tuttum. Parmaklarm muayene etmek iin eildi ; methalden szan a d0i:{ru ilerledi. imden bir tiksinme ykseldi.

    Bu mahlJkun yz n