Top Banner
DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI Version 0.1 AraziNotları Biyoloji
112

DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI V01

Apr 24, 2023

Download

Documents

Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI

Version 0.1

Arazi Notları

Biyoloji

Page 2: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

T R A K Y A Ü N İ VE R Sİ T ES İ

Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü

Utku Güner Kod adı:Pegasus Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü 22030 Edirne

Edirne 41° 39.0' 26° 33.0

Page 3: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

İ ç i n d e k i l e r

TREKKING ÇEŞİTLERİ .................................................................. 2

GEREKLİ MALZEMELER ......................................................... 4

FAYDALI BİLGİLER ........................................................................ 5

PRATİK BİLGİLER .......................................................................... 7

YÖN BULMA ............................................................................ 9

Pusula ........................................................................................... 10

Kutup Yıldızı İle ............................................................................. 10

Saat Yardımı İle Yön Tayini: .......................................................... 11

GPS Kullanımı GPS (Global Positioning System)-Küresel Yer Belirleme Sistemi cihazları ............................................................ 12

ARAZİDE KAYBOLMAMAK .......................................................... 13

ARAZİDE SU BULMA ............................................................ 15

SU ARITMA VE SU BULMA TEKNİKLERİ ............................. 16

DOĞADA TUVALET ............................................................... 19

TEMIZLIK MALZEMELERI ..................................................... 19

BİTKİ FOTOĞRAFLARININ ÇEKİMİNDE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR ............................................................................ 21

YANINIZDA BULUNMASI GEREKEN MALZEMELER: ................ 21

FOTOĞRAF ÇEKERKEN DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR : ....... 22

Boy/yükseklik/ölçü: ........................................................................ 22

Form/biçim: ................................................................................... 22

Strüktür/yapı: ................................................................................. 23

Tekstür/doku: ................................................................................ 23

Renk ve ton: .................................................................................. 23

FOTOĞRAF ÇEKTİKTEN SONRA VERİLERİN KAYDEDİLMESİ ..................................................................... 23

RİSK ANALİZİ: STANDART BEŞ AŞAMA .............................. 28

Birinci Aşama ............................................................................. 29

İkinci Aşama .............................................................................. 30

Beşinci Aşama ........................................................................... 33

ARAZI EKIPMANLARI ............................................................ 34

Page 4: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

BITKISEL MATERYAL TOPLAMA ......................................... 35

Toplamada Gerekli Olan Malzemeler ............................................ 35

Toplamada Bilinmesi Gereken Bilgiler ve Teknikler ...................... 35

Presleme ve Kurutma .................................................................... 35

Arazide Gerekli Notları Alma ve Etiketleme ................................... 36

Bitkilerin Korunması ve Saklanması .............................................. 36

BÖCEKLERIN TOPLAMASI VE PREPARASYONU ............... 37

KARASAL BÖCEKLERI TOPLAMADA KULLANILAN BAŞLICA EKIPMANLAR ........................................................................ 40

ARAZIDE KORUMA VE DEPOLAMA ..................................... 43

Preparasyon .................................................................................. 43

BÖCEKLERİ ÖLDÜRME YÖNTEMLERİ VE KULLANILAN KİMYASALLAR ...................................................................... 45

ÖLDÜRME VE MUHAFAZA AMAÇLI KULLANILAN SOLÜSYONLAR .................................................................... 47

OMURGASIZLARIIN TOPLANMASI ...................................... 48

1.PORİFERA’NIN TOPLANMASI (SÜNGERLER) .................. 49

2.CNİDARİA (COELENTERATA)’NIN TOPLANMASI: ............ 49

HİDROZOA: .................................................................................. 49

SCYPHOZOA: ............................................................................... 49

ANTHOZOA: ................................................................................. 50

3. CTENOFORA’NIN TOPLANMASI: ..................................... 50

4. PLATHELMINTHES‘IN TOPLANMASI: .............................. 50

TURBELLARİA .............................................................................. 51

TREMATODA ................................................................................ 51

CESTODA (ŞERİTLER) ................................................................ 51

5. ROTİFERA’NIN TOPLANMASI: ......................................... 51

6.NEMATODA’NIN TOPLANMASI: ........................................ 52

7.MOLLUSCA’NIN TOPLANMASI (YUMUŞAKÇALAR): ........ 52

8.ANNELİDA’NIN TOPLANMASI: ........................................... 53

9. ARTHROPODA‘NIN TOPLANMASI ................................... 54

Myriapoda: .................................................................................... 54

Crustacea: ..................................................................................... 54

Arachnida: ..................................................................................... 55

HASTA/YARALININ VE OLAY YERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ .......................................................... 62

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ ..................................................... 67

KANAMALARDA İLKYARDIM ................................................ 72

BOĞUCU SARGI (TURNİKE) UYGULAMA TEKNİĞİ ............. 75

Page 5: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

SICAK ÇARPMASINDA İLKYARDIM ..................................... 83

KIRIK, ÇIKIK VE BURKULMALARDA İLKYARDIM ................ 86

BİLİNÇ BOZUKLUKLARINDA İLKYARDIM ............................ 91

ZEHİRLENMELERDE İLKYARDIM ........................................ 96

HAYVAN ISIRMALARINDA İLKYARDIM ................................ 98

GÖZ, KULAK VE BURUNA YABANCI CİSİM KAÇMASINDA İLKYARDIM .......................................................................... 100

BOĞULMALARDA İLKYARDIM ........................................... 100

HASTA/ YARALI TAŞIMA TEKNİKLERİ ............................... 102

Page 6: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

1

Arazi çalışması

Arazi çalışmlarında yürüş yapma teknikleri.

rekking, doğada yapılan yürüyüşlere genel olarak verilen isimdir. İngilizce kökenlidir. Esası motorsuz araçlarla ve yük hayvanları ile yapılan iz sürme, patika takibi, dağ ve doğa doğa geçişleri ve yürüyüşleridir. Trekking bir eğlence turu değildir. Belirli zorluklar içerir, konforlu değildir, daha çok spora dayalıdır. Bu sebeple trekkingi turizm turları ile karıştırmamak gerekir. Tur daha geniş

kapsamlı bir faaliyettir. Tarihine de bakıldığında 19. y.y' da beliren naturalist akımla birlikte insanlar özellikle keşfetmek ve öğrenmek için doğaya gitmeye başlamış, bununla da beraber trekking grupları, hatta kulüpler oluşmuştur. Şehir ve insan hayatının her açıdan gittikçe kirlenmekte olduğu bir gerçektir. Trekking ya da doğa yürüyüşleri insana doğayı ve kendini keşfettiren, tanıtan ve öğreten bir eğiticidir. Doğa yürüyüşleri işte bu ihtiyaçlarımızı karşılamak için en güzel adımları sağlar bize.

Genelde; • temiz hava almak, • spor yapmak, • sağlığımızı korumak, • fotoğraflamak, • keşfetmek, • arazi materal toplama ; • doğayı anlamaya çalışmak, • doğa ile iç içe yaşamayı öğrenmek gibi türlü sebeplerle doğada yürüyüşler yaparız.

Bu yürüyüşleri doğa ile uyum içinde yapılan geziler olarak algılamalı ve yeni bölgeleri keşfetmek için yapmaya devam etmeliyiz. Temelde sadece bir hedefe varmak için yapılan yarış gibi değerlendirmek, trekking ruhuna uymamaktadır.Trekking özellikle, doğanın yakından görülerek, detaylı incelenerek, sürekli güç sarf edilerek, irade gösterilerek yapılan bir yürüyüş ve keşif aracı olduğu için, araçlarla yapılan doğa turlarına göre daha üstündür. En önemli özelliği de kişinin iradesini ve dayanıklılığını kuvvetlendirmesidir. İnsanın sağlığını

Bölüm

1

T

Page 7: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

2

korumak, kendine olan güvenini kaybetmemek, doğaya olan sevgisini artırmak için uzun seneler zevkle yapacağı yegâne spordur. Araştırmalar düzenli, tempolu ve devamlı bir yürüyüş yaşantısının önce fizyolojik ve akabinde psikolojik değerinin olduğunu kesin olarak göstermektedir.

Ortalama 1 saatlik bir doğa yürüyüşü 500 kalori yaktırmaktadır. Kasları güçlendirir ve endorfin miktarını çoğaltıp strestesin azalmasını sağlar.Trekking özel bir yetenek gerektirmez. Yediden yetmişe sağlıklı olan herkes yapabilir. Batı ülkelerinde ihtiyarlar tarafından daha fazla rağbet görmektedir. Trekking arazi bilgisi olan kişilerce yada kampçılık deneyimi olan ve bölgeyi bilen bir kişinin rehberlik ve liderlik yapması doğru olur ( Yine de trekking eğitimi almak doğru olanıdır ). Çeşitli trekking tipleri ve bunlara bağlı zorluk dereceleri vardır.

TREKKING ÇEŞİTLERİ

Trekking ismi genel olarak kullanılsa da farklı çeşitleri ve yan stilleri vardır. Klasik ve asıl trekking

yürüyüşünün içinde rehberin yanı sıra yardımcı rehber, yük hayvanları veya dağcılıktaki sherpa gibi taşıyıcı insanlar ve aşçı bulunur. Burada yürüyüşçüler sadece yürümektedir. Bu tip doğa yürüyüşleri dünyada ve ülkemizde bazı yerlerde halen yapılmaktadır. Ama daha çok yapılmakta olan ( bence de olması gerektiği gibi ) trekking, yürüyüşçünün yükünü tamamen kendisinin taşıdığı, meşakkatine de kendisinin katlandığı türdür. Çok yapılmayan iki trekking türünün de birincisi keşif/macera yürüyüşleri, ikincisi de daha çok zorlu çıkışları içeren devamlı yükselerek yapılan dağcılık gibi olan trekkingdir.

ŞEKİL 1. Arazi çalışmasının yapılacağı Enez ve çevresi

Page 8: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

3

Dayhiking : Günübirlik doğa yürüyüşleri. Genelde orman patikalarında yapılmaktadır. Hiking : Genelde yaylalarda yapılan, gerektiğinde konaklama da yapılan sırt çantalı orta yürüyüşler. Backpacking: Konaklamalı, genelde dağcılık maksatlı sırt çantalı uzun yürüyüşlerdir.

Ormanda Trekking Ormanda yapılan trekkingler çoğunlukla vadi tabanına yakın yerlerde ve patikalarda yapılırlar. En çok yapılan trekking yeridir. Ormanda dikkat edilmesi gereken en önemli şey sık bitki örtüsü içinde kaybolmamaya çalışmaktır. Patika veya izleri kaybetmeden gitmeye dikkat etmek gerekir. Sık ve alçak bitki örtülerinin içine girmemeli ve önde giden yürüyüşçü ile aradaki mesafeyi 2 m .nin üstüne çıkarmamalıdır.

Çölde Trekking Çölde trekking sık yapılmamaktadır. Özellikle ülkemizde çöl trekkingi olarak yapılacak bir bölge mevcut değildir. Yüksek gelir grubu genelde Afrika kıtasındaki çöllerde safari tarzı trekkingler düzenletmekte veya olan organizasyonlara katılmaktadırlar. Çöl trekkinginin temel ulaşım vasıtası genelde deve ve at olmaktadır. Nadiren çöl araçları kullanılmaktadır. Çöl trekkingini en çok düzenleyen ülke Fransa’dır. Çölde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, sıcak çarpması, su kaybı ( dehidrasyon ) ve kondisyondur. Çölü iyi tanıyan rehberler gerekmektedir.

Dağlık Alanda Trekking Zaten genelde dağcılığa girmektedir. Kondisyona ve malzemeye dayalı bir spordur. Kayalara, çarşak bölgelere, yükseklerdeki soğuğa, hipotermiye ve düşmemeye dikkat etmek gerekir. Rota ve bölgeyi iyi bilen bir dağcının veya mihmandarın rehberliğinde yapılmaktadır.

Açık Alanda ( geniş yayla ve ovalarda ) Trekking Yaylalar arası geçişler ve yürüyüşlerdir. Çoğunlukla kamplıdır. Dikkat edilmesi gerekenler genelde çoban köpekleri ve açık hava şartlarıdır.

Kanyon veya Dere Yatağında Trekking Oldukça zorlu, özellikle kanyon geçişlerinde daha fazla teknik bilgi gerektiren, kondisyon ve efor sarf ettiren, malzemeye dayalı bir aktivitedir. Dikkat edilmesi gerekenler düşebilecek kayalar, suların sürükleyip sıkıştırdığı kütükler, ıslak kaya ve zeminler, çatlaklar, yarıklar ve uzun süre ıslak kalma durumunda oluşabilecek üşütmedir.

Rotalı Yürüyüşler Belirli bir güzergâhı ve rotası olan, harita, pusula, GPS gibi navigasyon malzemelerinin kullanıldığı, uzun, konaklamalı, keşif maksadı da taşıyan, ormanlık ve dağlık arazide yapılan yürüyüş tipidir. Dikkat edilmesi gerekenler kaybolmamak, rotayı doğru okumak ve kondisyondur. Harita ve arazi bilgisi yüksek bir rehberin olması gerekir.

Rotasız Keşif / Macera Yürüyüşleri Özellikle ormanlık ve dağlık alanlarda yapılan, belli bir rotası olmayan, keşfe dayalı, kamp donanımı gerektiren süresi sınırlandırılmamış, yüksek dikkat, efor ve kondisyon isteyen yürüyüşlerdir. Rehber bile nelerle karşılaşacağını bilmez. Dikkat edilmesi gerekenler yaralanmamak ve malzeme kaybına neden olmamaktır. Hazırlığın çok iyi yapılması ve ruhen hazırlanılması gerekir. İlkyardım kiti her yürüyüşçüde ayrı ayrı olmalıdır. Rehberin orman bilgisi, hayatta kalma ve avcılık deneyimlerinin olması faydalıdır.

Kış ( kar ) Yürüyüşleri Kış yürüyüşleri biraz daha fazla efor ve malzeme gerektirir. Kışın vücut, kar üzerinde yürüyüşte daha çok yorulur, bunun nedeni taşınan malzemelerin ağırlığının artması ve soğuğun vücudu daha çok zorlamasıdır. Soğuk, ıslak ve kar kışın yapılan doğa yürüyüşlerine en fazla etki eden etmenlerdir. Kalorisi yüksek karbonhidratlı yiyecekler yemeli ve terleme olayına çok daha fazla dikkat etmelidir. Kışın yapılan yürüyüşler çok daha iyi plânlama ve zamanlama gerektirir.

Page 9: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

4

GEREKLİ MALZEMELER Bu malzemeleri mevsim ve bölge gözetmeden olmazsa olmazlar, mevsim ve yere göre de gerekecek

malzemeler olarak ayırarak kullanırız. Malzeme seçiminde dikkate alınması gereken en önemli husus; malzemelerin maksada uygunlukları, çok amaçlılıkları, sağlamlıkları ve hafifliklerinin göz önünde bulundurulmasıdır. Malzemelerde doğru olanı kullanmak kadar akılcı olarak da seçim yapmak gerekir. Trekkingde öncelikli malzeme giyimdir. Bunun nedeni yürüyüşte en önemli şeyin vücut sağlığı olduğudur. Vücut sağlığını bozmayacak rahatlıkta ve ferahlıkta giyim malzemeleri gereklidir. Trekking de konaklama, yani kampta yapabileceğimiz için kamp malzemeleri de gerekmektedir. Açıklamasını yaptığımız tüm kamp malzemeleri kampçılığın temel ABC malzemeleridir. Standart malzemeler olarak ele aldık ancak konfor isteğinize ve şartlarınıza göre çeşitlendirmek sizin elinizde. Kitabın sonunda tam liste verdik faydalı olacaktır. Şimdi önem sırasına göre malzemelerimizi tanıyalım.

Standart ( Olmazsa Olmaz ) Malzemeler : * Aşağıda listesi bulunan malzemeler olmadan doğada yürüyüşe çıkmayın ve bu malzemeleri kullanmakta ustalaşın.

Yürüyüş için ortopedik, ayağa ve yere iyi tutunan yürüyüş botu (mevsime göre bot seçilmelidir. ) Yazlık botun çok iyi havalandırma sağlaması, bileği koruması ama hafif ve yumuşak olması gerekir. Gore-Tex botlar yazın uygun değildir, botun tozdan ve kirden özel membranı zarar görür. Güneşin zararlı ışınları da Gore-Tex astar için zararlıdır. En iyi yazlık trekking botları cordura kumaş ve süet deri olarak üretilenlerdir. Kışın yapılacak yürüyüşlerde kullanılacak botların da suya dayanıklı, tabanları sağlam ve dişli olması tercih edilmelidir. Gore-Tex botlar tercih edilmelidir. Pahalı bulanlar deri botlarını Wax’layarak su geçirmez hale getirebilirler.

Su şişesi veya matarası ( alüminyum olmalı ) Yanınızda taşıdığınız su bitebilir, temiz bir su kaynağı bulduğunuzda sağlam bir su kabına ihtiyacınız olacaktır. Her zaman bir matara sahibi olmak pet şişe ile su götürmekten daha iyidir. Pet şişenin kendini çöp gibi göstermek ve attırmak özelliği bilinen bir gerçektir. Size tavsiyem plâstik veya alüminyum askeri mataraları kullanmayın. Boş halde bile ağır olurlar. En iyi seçim, SIGG marka veya muadili alüminyum su şişeleri ile NALGENE marka koku yapmayan ve extreme ısı farklılıklarına dayanıklı Lexan plâstikten yapılmış geniş ağızlı su mataraları olacaktır.

Düdük Gruptan kopabilirsiniz, kaybolabilirsiniz, bir yere yuvarlanıp bir yerinizi yaralayabilirsiniz. Ne ile diğer yürüyüşçüleri uyarıp, yerinizi belli edeceksiniz? Düdüğün tiz sesi sizin sesinizden üstündür ve daha uzaklardan duyulabilir. Bulabilirseniz bir tarafı termometreli bir tarafı pusulalı modelleri tercih edin ve düdüğünüzü kesinlikle bir iple boynunuza veya gömleğinizin düğmesine asın, asla da kaybetmeyin.

Çakı Her zaman gerekli olmaktadır. Hayatta kalma durumuna girildiğinde bir çakı ile barınak yapılabilmekte ve bir geyik bile avlanabilmektedir. Tercihiniz daima av çakısından veya bir doğa sporcusu için daha da iyisi çok maksatlı penselerden yana olsun.

Pusula ( büyük veya küçük fark etmez ) Basit bir yürüyüşte yürüyüşe hangi istikametten başladığınızı bilmeniz gerekir. Yönünüzü muhafaza etmek için gereklidir. Tam bir pusula almak istiyorsanız, tercihiniz her zaman SILVA tip veya mercekli askeri pusulalar olmalıdır.

Şapka Yaz/Kış gereklidir. Bir şapka ile güneşin altında en az iki saat daha fazla kalabilirsiniz. Çok soğuk bir ortamda da ısı kaybınızı asgari düzeyde tutabilirsiniz. Geniş kenarlı şapkalar Yaz/Kış idealdir.

Ateş başlatıcı malzeme ( kibrit, çakmak, varsa magnezyum çubuğu v.b. ) Yürüyüşte suya düştünüz, hava güneşli ama esinti fazla veya akşam karanlığında kayboldunuz. Ateş en büyük

Page 10: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

5

kurtarıcıların başında gelir. Suya dayanıklı veya ıslanmaya karşı önlem alınmış malzemeler kullanın. Normal bir kibriti balmumuyla veya üzerine mum eriterek su geçirmez hale getirebilirsiniz.

Rüzgârlık veya yağmurluk Molalarda terli halde esintide kalabilirsiniz, böyle bir durumda bir rüzgârlık hayat kurtarıcı olacaktır. Hava bir anda döner ve sağanak verebilir, yanınızda getirdiğiniz yağmurluk hele hele en iyisi bir panço sizi koruyacaktır. Pançolar çadır olarak bile işlem görebilir. Doğada garanti diye bir kelime yoktur. Garantinizi siz sağlamaya çalışın.

Sırt çantası Yazın daha ufak, kışın biraz daha büyük çanta kullanılır. Yazın içine koyulacak malzeme miktarı kışa göre biraz daha az olduğu için 35 Lt. lik bir çanta yeterlidir. Kışın ise 40 Lt. den başlayan çantalar sağlıklıdır. Çantalarınızın yanlarında mutlaka su şişesi veya matara cebi olmalıdır. ( Kamp malzemeleri bölümünde biraz daha detaylı açıklanmıştır )

Ek gıda ve İlk yardım kiti Dönüş yoluna kadar yemeyi en sona bırakacağınız küçük bir konserve yeterlidir. Ufak sıyrıklarda bile doğada enfeksiyon kapmak mümkündür. Mutlaka ufak bir ilk yardım paketi taşıyın. Yara bandı ve sargı bezi dahi kâfi gelmektedir.

Mevsim ve Bölgeye Göre ( Gerekecek ) Malzemeler: ( Duruma ve ihtiyaca göre kullanılan malzemelerdir. ) Bere, eldiven, balaklava ( maske )

• İç giyim • Orta giyim • Dış giyim • Baton • Tozluk • Mayo, şort • Spor ayakkabısı, sandalet • Dudak kremi, güneş kremi • Güneş gözlüğü • Alın veya el feneri FAYDALI BİLGİLER

• Trekking sporu özel yetenek gerektirmese de, yediden yetmişe sağlıklı herkesin yapabildiği bir spor da olsa yinede bilgi edinilmeli, eğitim veya seminer alınmalıdır.

• Profesyonel rehberlerin bile bu sporu keşif dışında tek başlarına yaptıkları pek görülmez. En az üç kişi giderler. Grup halinde gidin, düzen içinde hareket edin.

• Ekip düzenini asla bozmayın. • “En kestirme yol en iyi bilinen yoldur” gerçeğini rehberler bile unutmamalı ve kestirme diye

bilinmeyen yerlerden gidilmemelidir. Grubun geri kalanını tehlikeye sokmak hakkına kimse sahip değildir.

• Yürüyüş sırası; “Rehber - en yavaş ve acemi kişi - grubun geri kalanı - en deneyimli veya artçı rehber” sıralaması şeklindedir. Bu sıra bozulmamalıdır. Rehberin hemen ardından en deneyimsiz yürüyüşçüsünün gelmesinden maksat grubun yürüyüşünü bu kişiye göre ayarlayabilmesi ve doğru hızın, doğru temponun sağlanabilmesidir. Yoksa rehber hariç en deneyimli kişi önden giderse aralarda kopmalar yaşanır. En deneyimli kişi veya artçı rehberin en arkada bulunması da geride kalanların güvenliğini sağlamak ve kopmaları önlemektir.

• Yürüyüş rehberini kesinlikle geçmeye dikkat edin. Bu rehber açısından dikkat dağıtıcı ve sinir bozucu bir durumdur.

• Tek sırayı ve tempoyu bozmayın, tempoyu rehber bile bozsa kibarca ve gizlice uyarın. • İlk mola en az bir saat sonra verilmeli ve mola süreleri kısa tutulmalı, vücudun soğumasına

izin vermemelidir.

Page 11: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

6

• Yemek molasından sonra tempo biraz düşürülmeli ve dik eğim çıkmamalıdır. • Dikkat ve düşünceler yürüyüşe ve bulunulan ortama odaklanmalıdır. Yürüyüşe zaten şehir

stresinden uzaklaşmak için gelinmiştir. • Yürüyüş boyunca etrafa dikkat etmeli, doğru rotada ilerlendiğinden emin olunmalı, çeşitli

nirengiler alarak yola devam edilmelidir. Bu davranış rotadan sapıldığında sapılan noktaya geri gelinmesine yardımcı olacaktır.

• Doğada arkadaşınızla veya gizli rakibinizle yarışmayın. Kazalar meydana gelebilir, kendinizle de yarışmamaya çalışın bir yere kadar ilerleyebilirsiniz. Doğayla ise asla yarışmamak gerekir. Kazanmak doğa izin vermediği sürece imkânsızdır.

• Plân yapmadan, hazırlık yapmadan ve etrafa bilgi bırakmadan yürüyüşe çıkmayın. • Yürüyüş veya kamp yapılacak bölgenin jandarma karakoluna ve muhtarlığına mutlaka bilgi

bırakılması ve izin alınması gerekir. Kimseyi sorumluluk altına sokmamalısınız. Onların kaza geçirmeniz durumunda yardım edebilmeleri için yürüyüşçülerden veya kampçılardan haberdar olmaları gerekecektir.

• Kamplı bir yürüyüş yapılacaksanız etkinlik formu hazırlayın ve dönüş gününün saatini gecikmeleri hesaba katarak 1-2 saat sonrasını bildirin. Kimseyi gereksiz yere meraklandırmamış olursunuz.

• Doğada paylaşımcı olmak gerekir. • Gruptan kopup kaybolursanız, kaybolduğunuzu anladığınız noktaya gidin. Aramalara

kaybolan kişinin en son görüldüğü noktadan başlanacaktır. • Kamp haricinde, yürüyüşte oluşan çöpleri atmamalı, yakılmayacak olanlar, hatta tümü geri

getirilmelidir. • Yürüyüş sırasında yamaç veya uçurumdan aşağı taş atmayın ve yuvarlamayın. Aşağıdan

başka bir grup geçiyor olabilir. • Gidiş dönüş saatinin iyi ayarlanması gerekmektedir. Güç ekonomik kullanılmalıdır.

Kazaların çoğu dönüşte meydana gelmektedir. • Mümkünse gidilecek bölgenin bir haritasını veya en azından bir krokisini bulun. Hiçbiri

yoksa bölge halkından gidilecek yer hakkında bilgi toplamaya çalışın. • Devamlı surette yolun sonunu ve hedefi düşünmeyin. Yürüyüş yapmaya bakın, çünkü

önemli olan yürüyüşten ve bölgeden tat almanız. Devamlı olarak yürüyüşün varacağı yeri veya bir an önce varmayı düşünürseniz bu sizin isteksiz olduğunuzu gösterdiği gibi, bunalmanıza da neden olacaktır.

• Özenli ve dikkatli adımlar atın. Dengeli, kararlı ve kısa olsun. Vücudunuzu yormamış, yürüyüş sürenizi ve isteğinizi uzatmış olursunuz.

• Kar şartlarında yürüyüş yapıyorsanız, kaya yanlarından geçişte dikkatli olun kar yumuşaktır ve ufakta olsa gizli çukurlar olabilir. Sonra ayak bileğiniz zarar görebilir.

• Kayalık bölgeden geçerken dikkatli olmalı, bağırmamalıdır. Ses çığa etki ettiği gibi, taşlara ve hatta kayalara da etki edebilir.

• Vadi tabanı yerine sırtlardan gidin, görüş açınız daha geniş olacaktır. • El ele tutuşarak veya birbirine sarılarak yapılan yürümeler son derece tehlikeli

olabilmektedir. Birincisi yürüyüşçüler birbirlerinin dengelerini bozabilmekte, en kötüsü de düşme anında birbirlerini çekebilmektedirler.

• Arı sokmalarında herhangi bir tedavi uygulamadan önce bölgeyi sabun ve bol suyla yıkamak önemlidir. Bu sayede enfeksiyona neden olabilecek bakteriler uzaklaştırılabilir. İşte arı sokmasına iyi gelen doğal yöntemler. Sarımsak oldukça popüler olan bu yöntem özellikle ağrının geçmesini sağlar. Bir diş sarımsağı ezin ve arının soktuğu yere sürün.

Page 12: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

7

PRATİK BİLGİLER

• Yanınızda büyük boy çöp torbası taşıyın. Yağmurluktan tenteye kadar birçok işe yarar. • Terden veya sudan ıslanan giysinizi, yürüyüş süresince kuruması için iyice sıktıktan sonra

çantanızın üzerine gererek asın. • Yanınızda tuz tabletleri veya film kutusu içinde tuz bulundurun. Vücudunuzun tuz kaybına

dikkat etmeniz gerekir. • Mutlaka bandana taşıyın, geniş kenarlı şapkanız yoksa çöl lejyonerleri gibi kepinizin altından

ense ve kulağınızı kapatmak için kullanacaksınız. Yoğun ve kızgın güneş altında çok gereklidir. • Güneşi yansıtsın diye sırf beyaz giymeyin, bu sefer gözünüzü alacaktır. En iyi renk güneş

altında bej veya çöl kumu rengidir. • Kışında siyah giyinin, hem güneş ışınlarının ısısını toplar, hem de kar üzerinde iseniz

yansımaların az da olsa bir kısmını emer. Bir doğa yürüyüşü sırasında seçilecek giyecekler yünlü ya da yün-sentetik karışımı olmalıdır.

Pamuklu giyecekleri kullanmamakta yarar vardır. Bunun nedeni pamuklu giyeceklerin çabuk ıslanması ve ıslandığında geç kurumasıdır. Yünlü giyecekler giyildiğinde bu tip sorunlarla karşılaşılmaz. Çok kalın ve az kat giymek yerine, ince ve çok kat giyilmelidir. Böylece terlendiği zaman soyunup, üşündüğü zaman giyinilerek belli bir vücut sıcaklığı korunmaya çalışılır. Doğada ne üşümek ne de terlemek iyidir. Ayrıca seçilen giyeceklerin düğmeli ya da fermuarlı olmasına dikkat edilmelidir. İnsan, vücut sıcaklığının %70’ini başından kaybeder.

Bu nedenle, gerektiğinde bere giymeyi de ihmal etmemelidir. Kot pantolon yerine kadife yada yünlü pantolonlar- tercih edilmelidir. Kot pantolon vücudu soğuk tutar ve ıslandığında kurumaz. Ayakkabı olarak da postal yada bot türü ayakkabılar giyilmelidir. Spor ayakkabı ya da su geçirebilecek herhangi boğazsız bir ayakkabı kişiyi her an zor bir durumda bırakabilir. Güneşli havalarda güneş çarpmasından, cilt yanıklarından ve güneş körlüğünden korunmak için şapka, güneş kremi ve güneş gözlüğü kullanmakta yarar vardır.

Yürüyüş sırasında belli bir tempo yakalanmasına ve nefesin düzenlenmesine çalışılır. Yürüyüş temposu mümkün olduğunca sabit tutulmalıdır. Genelde 50 dakikalık bir yürüyüşten sonra 10 dakikalık uzun bir mola verilmelidir. Çok dik ve zorlu etaplarda yarım saatte bir, 2 dakikalık bir nefes molası da verilebilir. 10 dakikalık uzun molalarda, ekiptekiler gerekli ihtiyaçlarını karşılarlar (su içmek, besin almak, tuvalet, vb.), yorgunluklarını gidermeye çalışırlar. Bu tür molalar sırasında terin soğumaması için gerekli giyeceklerin giyilmesi ihmal edilmemelidir. 2 dakikalık kısa molalarda ise amaç oturmak ve ihtiyaç gidermek değil, sadece nefesi düzenlemektir. Bunun dışında gelişigüzel mola verilmemelidir çünkü devamlı durup hareket etmek kişiyi dinlendirmekten çok, fiziksel ve psikolojik konsantrasyonu bozarak daha fazla yorgunluğa neden olur.

Yürüyüş sırasında gereksiz iniş-çıkışlardan kaçınmak gerekir. Rota seçimi yapılırken mümkün olduğu kadar az yükseklik kaybetmeye çalışılır. 25 dereceyi geçen eğimlerde, eğimin etkisini azaltmak için zigzag çizerek ilerlemek daha avantajlıdır. Zigzagların keskinliği eğimin dikliğine, ekibin kondisyonuna göre arttırılır yada azaltılır. Yamaçlarda yan geçiş yapılırken ayakların zemine göre ayarlanması gerekir. Sert bir zeminde en fazla sürtünmeyi sağlayabilmek için ayak tabanlarının tümünün yere basmasına gayret edilmelidir. Ayrıca yamaç tarafındaki ayak bir miktar yamaca döndürülerek burkulma tehlikesi azaltılır. Yürünülen zemin yumuşak ise kestirme denilen yürüyüş şekli uygulanır. Bunda, ayakların kenarları ile zeminde bir basamak oluşturularak yürünür.

Page 13: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

8

Özellikle dik yerlerde düşürülebilecek taşlar, arkadaki ekip elemanlarına zarar verebilir. Bu nedenle, taş düşürüldüğü takdirde arkaya “TAŞ!” diye bağırarak tehlikeyi haber vermek gerekir. Bu uyarıyı alan ekip elemanları ise taşın düşüş yönünü bir an önce anlamaya çalışarak, kendilerine çarpmasını engellemeye çalışırlar.

Yürüyüş sırasında devamlı etrafa bakarak doğru yönde ilerlenip ilerlenilmediği kontrol edilmeli, referans ya da nirengi noktası adı verilen belirleyici noktalar gözlenmelidir. Değişik biçimli bir kaya, bozkırın ortasında bir ağaç nirengi noktası olarak seçilebilir. Böylece geri dönüş yada kaybolma gibi durumlarda bu noktalar sayesinde doğru yol bulunabilir.

Yürüyüş sırasında enerji sağlamak için molalar sırasında çeşitli yiyecekler yenebilir. Bu yiyeceklerin karbonhidrat, özelliklede kana karışmasının çabuk olması bakımından glikoz yönünden zengin olmasına özen gösterilmelidir. Bunun yanında çeşitli mineral ve elektrolit yönünden de zengin olmalıdırlar. Kuru üzüm, kuru kayısı, fındık, çikolata gibi yiyecekler ve limonlu, şekerli içecekler bu tip besinler arasında sayılabilir. Yürüyüş sırasında terlemeyle sıvı kaybedildiği için sıvı alımına da önem verilmelidir. Özellikle kış koşullarında susuzluk hissi az olmaktadır. Böyle durumlarda dahi kişinin kendisini zorlayarak sıvı alması gerekmektedir.

Doğada alkol alımının yararlı olduğu düşüncesi son derece yanlıştır. Alkol, kan dolaşımını arttırıp başta bir sıcaklık verirken, damarların genişlemesine neden olarak ısı kaybını arttırır ve daha sonra üşümeye neden olur. Bunun dışında su kaybına neden olur ve dikkati azaltır.

Doğa yürüyüşleri sırasında yörenin çoban köpekleri tedirginlik yaratabilmektedir. Bu tedirginliğin yaşanmaması için mümkünse sürürlerden uzak durulmalıdır. Köpeklerle karşılaşıldığı takdirde ise soğukkanlılığı yitirmemek ve kaçmaya çalışmamak gerekir. Ani hareketlerden ve özellikle de köpeğe taş atmaktan kaçınılmalıdır. Bu durumda yapılacak en iyi iş yavaşçana yön değiştirip sürünün uzağından geçmektir.

Page 14: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

9

Arazide Yön Saptama Yöntemleri

Arazi şartlarında nasıl yön bulunur.

YÖN BULMA Dünya üzerinde bulunduğumuz yeri harita ve aletler kullanarak belirleyebiliriz. Bulunduğumuz

noktadan diğer bir noktaya giderken, yürüdüğümüz yönü rota olarak adlandırırız. İki nokta arasında birçok engeller, tepeler, ormanlar, göller ve nehirler yer alabilir. Önemli olan bir yerden diğerine giderken, saydığımız bu engelleri aşarken rota dediğimiz yönümüzü kaybetmememizdir.

Yapılan araştırmalarda bir kişi bilmediği bir arazide hareket ediyorsa bir müddet sonra yön duygusunu kaybettiği görülmektedir. Yürüyüş sırasında, yaşamlarında sağ ayağını kullanan insanların kuvvetli olan bu ayakları ile sola göre daha uzun adım attıkları görülmektedir. Bu nedenle düz bir doğru üzerinde yürüdüklerini zanneden kişilerin rotalarından sola doğru saptıkları ve zaman içinde sola doğru çok geniş bir yay çizdikleri görülmektedir. Sonuçta umdukları yere ulaşamadıkları gibi nerede olduklarını bilememektedirler. Yön saptama çok kesin ve net bir hadisedir.Doğada yürüyen bir kişi net olarak nerede olduğunu bilmeli veya kaybolduğunu kabul etmelidir.

Pusula ve şimdi öğreneceğimiz yöntemlerle yer yüzeyinde ancak yön saptaması yapılabilir. Yani ancak istenen rotada yürümek mümkün olabilir. Yeryüzü üzerinde nerede olduğumuz sorusunun cevabı farklı aletler gerektirir. Bu aletlerden elde ettiğimiz sonuç ile enlem ve boylamımızı derece, dakika ve saniye cinsinden öğrenebiliriz.Bu bilgi ancak bir haritaya aktarıldıktan sonra o anki haritadaki yerimizi bilebiliriz.

Sonuç olarak doğada yönümüzü belirlemeden önce kabaca nerede olduğumuzu bilmek zorundayız. Ancak bundan sonra nereye gideceğimizi düşünüp sonra yönümüzü saptamalıyız.

Bölüm

2

Page 15: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

10

Pusula Yardımı İle: Yönümüzü en kolay pusula yardımı ile saptayabiliriz. Pusula ibresinin

koyu renkli ucu manyetik kuzeyi gösterir. Kuzeyinin nerede olduğunu belirledikten sonra, hangi yöne gidecek isek o yönde yer alan bir cismi (örneğin ağaç, iri kayalar gibi)hedef alıp oraya kadar gitmek ve o noktada gitmek istediğimiz yönde yeni bir cisim saptamak gerekir. Bu yöntemle mümkün olduğu kadar düz bir çizgide yol alınabilir.

Pusula

Doğada gidilecek yön için belirli cisim ve işaretleri hedef alıp yürüyün.

ŞEKİL 2 Pusula Kutup Yıldızı İle

Dünyamızın kutup noktalarından geçen hayali eksen çizgisi kutup yıldızının çok yakınından geçmektedir. Bu nedenle geceleyin yıldızlar ve gezegenler hareket halinde iken(dünyanın kendi etrafında dönüşünden dolayı)kutup yıldızı sabit kalır. Doğada herhangi bir yıldızı hedef alıp yürür iseniz, yıldızın hareketinden dolayı düz bir çizgide yürüyemezsiniz. Bu nedenle gökyüzünde yalnızca kutup yıldızını bularak onun kuzeyi gösterdiğini bilerek, amaçladığınız yönde yürüyebilirsiniz. Kutup yıldızını bulmak için belirgin bazı yıldız guruplarını bilmek zorundasınız.(Bu bilgiler kuzey yarım küresinde geçerlidir)

Page 16: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

11

ŞEKİL 3 Kutup yıldızın bulunması Büyük Ayı yıldız gurubu 7 yıldızdan oluşur. Görünümü eğik duran kahve cezvesine benzer.

Sapın karşısında yer alan kenarın uzunluğunu 5 le çarptığımızda ve kenar yönünde kutup yıldızını buluruz. Kutup yıldızını doğru bulduğumuzdan emin olmak için yan yatmış ve beş yıldızdan oluşan bir W harfine benzeyen Cassiopeia yıldız gurubunu kullanırız. Büyük W nun ortasındaki yıldız, kutup yıldızı doğrultusundadır.

Güneş İle Yön Bulma: Parlak güneşli bir günde bir sopa ve gölgesi yardımı ile yön tayini yapılabilir. Sopanın gölgesi işaretlenir. Bir süre sonra yer değiştiren gölge ucu tekrar işaretlenir. Bu iki işareti birleştiren çizgiye dik doğru S – N eksenidir. Birinci işareti sola ve ikinci işareti sağınıza aldığınızda yüzünüz kuzeye bakmaktadır.

Saat Yardımı İle Yön Tayini:

Güneşli bir günde bileğimizdeki saat yardımı ile yön tayin edebiliriz. Saatin akrebi güneşe döndürülür. Saatin 12 rakamı ile akrebin oluşturduğu açının açıortayı Güney-Kuzey Hattıdır. Güneş tarafı güney yönüdür.

Page 17: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

12

GPS Kullanımı GPS (Global Positioning System)-Küresel Yer Belirleme Sistemi cihazları

Uydulara gönderdiği sinyallere göre yeryüzündeki konumu tesbit etmeye yararlar. Yer belirlemede farklı koordinat sistemleri kullanılabilir. 1/25.000 ölçekli topoğrafik haritalar UTM sistemine göre Enlem ve Boylam bilgileri yer alır. Her bir kare 1000mx1000m ebatlarındadır. Arazi çalışmalarında yer belirlemede GPS'in pratik kullanımı kontrol noktaları tesbiti ile yapılır. Bu işlemler aşağıdaki sıra ile gerçekleştirilir;

1. GPS açma kapama düğmesi ile açılır . 2. Ekranda uydu kanalları ve ölçüm için hazır olduğunu gösteren uyarı gelene kadar beklenir. 3. Giriş – Enter (kontrol noktası işaretleme) tuşuna basılı tutulur. 4. Ekranda “kontrol noktası işaretle” ibaresi ve altında “IRTIFA XXXm” 3X S 1234567 UTM

1234567” şeklinde konum bilgisi görüntülenir. IRTIFA XXXm- Yükseklik bilgisi 3X S 1234567 – Boylam bilgisi UTM 1234567- Enlem bilgisi'dir. Bu bilgilerle harita üzerinde yer işaretlenir (E).

5. Exit tuşuna tekrar basılarak ölçüm ekranına dönülür. 6. Kontrol noktaları GPS hafızasına numara ile kaydedilir ve istenirse GPS üzerinde enter tuşuna

basılarak izlenen yol, çizgiler halinde ekranda görüntülenebilir. Haritadaki yuvarlak ile işaretli noktanın (E) GPS deki konum bilgisi şu şekildedir IRTIFA 1630 m. 36 S 0280500 m. boylam UTM 4178850 m. enlem dir.

• Derece, dakika ve saniye (DMS): 41°24'12.2"N 2°10'26.5"E

• Derece ve ondalık dakika (DMM): 41 24.2028, 2 10.4418

• Ondalık derece (DD): 41.40338, 2.17403

Enlem (kısaltması: φ, phi ya da Lat.) yeryüzündeki bir noktanın yerküre merkezinden ölçülmek üzere ekvatora olan açısıdır. Aynı enlem açılarını birleştiren paralel çizgilere Enlem çizgileri ya da paralel denir. Kuzey Kutbu 90°N; Güney Kutbu 90°S olup 0° paraleli ya da enlemi de ekvator olarak adlandırılır. Böylece ekvator yerküreyi kuzey ve güney yarıkürelerine böler.

Boylam (kısaltması: λ, lambda ya da Lon.) yeryüzündeki bir noktadan geçerek iki kutbu birleştiren boylam çizgisi ya da meridyenin, Greenwich'den geçen referans ya da başlangıç meridyeni ile açısıdır. Tüm meridyenler yarım çember şeklinde, 0 referans meridyeninin batısında 180 (W) ve doğusunda 180 (E) olmak üzere 360 adet yarım çemberdirler, yani referans meridyenin tam karşısındaki simetriği, aynı zamanda 180°W ve 180°E meridyenidir. Paralel değildirler, kuzey ve güney kutup noktalarında birleşirler.

Page 18: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

13

Diğer Usullerle Yön Tayini Nasıl Yapılır? 1. Camilerin minarelerinin şerefe kapıları güneyi gösterir. 2. Ağaçların kuzey tarafı yosun tutar. 3. Karınca yuvalarının kuzey tarafında yığıntı bulunur. 4. Rüzgardan yararlanılır. Rüzgarların Yardımı ile Nasıl Yön Tayini Yapılır? 1. Yıldız : Kuzeydoğudan, Poyraz : Kuzeyden, Karayel : Kuzeybatıdan, 2. Kıble : Güneyden, Keşişleme : Güneydoğudan,

ARAZİDE KAYBOLMAMAK Kaybolmamak için, ya da kaybolma ihtimali olanlara anlatılması için sizlere aşağıdaki bilgileri

veriyoruz. Kaybolduğunuzu anladıysanız, sıra ile aşağıdakileri yapmaya çalışın. • Paniğe kapılmayın, Durun, oturun, düşünün, • Bulunduğunuz yere, geldiğiniz yönü anlayabileceğiniz bir işaret koyun • İşaretli noktayı kaybetmeden, geldiğiniz yolu bulmaya çalışın • Başaramazsanız işaretli noktaya geri dönün O anki şartları göz önünde bulundurun ve düşünün, sizi kısa zamanda bulabilecek arkadaşlarınız var mı? Gece olmadan bulunma ve ya yolu bulma ihtimaliniz var mı? Eğer bu sorulara cevap “yok” ise, • Gece için bir barınak hazırlayın, • Hava kararmadan önce, bir gecelik yakacağınızı toplayın. • Hava kararmaya başlarken ateşinizi yakın Geceyi geçirince korkunuz azalacaktır. Moralinizin iyice düzelmesi için bir şeyler yemeniz lâzımdır. • Yüksek bir yere çıkarak, duman, deniz, akarsu, yol, patika benzeri işaretler görmeyi çalışın • Bulunduğunuz noktadan arazinin krokisini çizmeye veya hafızanıza kaydetmeye çalışın • Eğer yukarıda bahsettiğimiz işaretlerden birini görürseniz, buna doğru en kısa yoldan yürüyüşe geçiniz. • Eğer sizi arayacaklarına eminseniz ve yiyecekle suyunuz yeterliyse, bir süre daha bulunduğunuz yeri terk etmeyin • Akar suları akış istikametinin altına doğru, yani aşağılara doğru takip ederseniz, sonunda bir yerleşim yerine varırsınız. Çünkü yerleşmeler genellikle akarsu kenarlarındadır• Duyulup, görüleceğinizi anladığınız zaman işaret veriniz • Kaybolmadan önce hareket ettiğiniz noktayı, ya da kaybolduğunuzu anladığınız noktayı devamlı hatırınızda tutmaya çalışınız. • Kaybolduğunuz noktadan itibaren, belli aralarla, dal, taş gibi malzemelerle yere oklar çizin. Okların ucu gittiğiniz yönü göstersin • Hep aynı doğrultuda yürüyün, bunu başarabilmek için tabiatta düz yürüme kuralını mutlaka uygulayın, bu kuralı uygulamazsanız, mutlaka daire çizip aynı noktaya dönersiniz. • Durduğunuz zaman yönünüzü kaybetmemek için yere, gideceğiniz yönü gösteren işaretler koyun • Mesafe tahminleri yanıltıcıdır, tahmininizi 3 ile çarpın, Mesafeye küçümseyerek bakın • Unutmayın ki insan, düz bir arazide yaklaşık olarak saatte 4 kilometre yürür. • Saatte 7 kilometre de yürüyebilirsiniz ama hızlı yürümek yerine ağır ve devamlı yürümeyi tercih edin • Engebeli arazi, göl, bataklık gibi bir alan ile karşılaşınca, etrafını dolaşmanız gerekebilir. Böyle

Page 19: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

14

durumlarda gittiğiniz yönü unutmamak için alanın karşısında belirgin arka arkaya iki nokta tespit edin. Bulunduğunuz yerde de arka arkaya iki işaret tespit ettikten sonra alanı dolaşın. • Dikkat edin, bu işaretlerin tamamı gideceğiniz istikameti göstersin • Dinlenirken yüzünüz, gideceğiniz yöne dönük olsun • Karlı bir arazide ilerliyorsanız, sis ya da tipi bastırmışsa uygun bir barınak bularak geçmesini bekleyin • Böyle havalarda arazi engebeleri, uçurumlar, büyük birer tuzaktır ve siz bunu göremezsiniz. Düz yürüme kurallarını bilmek demek, kaybolmamak, bilmediği bir araziden kolayca çıkabilmek demektir. Yaradılışı gereği, insan görmeden yürümesi halinde mutlaka daire çizer. Orman, sis ve tipide yürümek de görmeden yürümek demektir.

Page 20: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

15

DOĞADA SU BULA YÖNTEMLERİ

Arazi şartlarında nasıl su bulunur.

ARAZİDE SU BULMA

Hayatta kalma mücadelesinde, bir ihtiyaç durumunda, su kadar önemli başka bir şey yoktur. Vücudumuzun % 70’ i sudur. Bir insan düzenli ve minimum oranda su almaz ise, o insanın hızlı ve verimli olması beklenemez. Bir insanın iklime, doğadaki aktivitesine ve ortam ısısına bağlı olarak her gün en az 2.5 lt. su içmesi gerekmektedir. Yemek yemeden 30 gün dayanabilen insanlar su içmeden 7-10 gün ancak dayanabilmektedir. Bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır. Susuz bir ortamda, vücudumuzdaki var olan suyu korumak için : 1- Su kaybını önlemek ve güneşten yanmamak için vücut derisi örtülmeli, 2- Sıcak saatlerde aşırı çalışmaktan kaçınmalı, yürümeniz zorunlu ise acele etmeden yürünmelidir.

3- Su yoksa yemek yenmemeli, konuşarak ağız ve boğazın kurumasına neden olunmamalıdır. 4- Var olan su akşam serinliğinde veya gece küçük yudumlarla içilmeli, 5- Çevrede bulunan deniz suyu veya içilmez su ile yalnız giysiler ıslatılmalı, 6- Alkol ve sigara içilmemelidir. Susuzluk nedeniyle durgun ve pis yüzey sularını arındırmadan asla içmeyiniz. Bu sular sizde

hastalık yapacak bakterileri içerir. Suyun kalitesini bilmeden kullanmak daha büyük problemlere yol açabilir. Arazi çalışmalarında, doğa yürüşlerinde ihtiyaç kadar suyun sürekli taşınması en uygun yoldur. Bilinmeyen bir yerde içilen suyun riskleri yalnız patojenlerden değil kimyasal kirlilikten(İlaçlama, atık suyun karışması, sulama suyunun bulaşması vb.) kaynaklanır.

Bölüm

2

Page 21: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

16

SU ARITMA VE SU BULMA TEKNİKLERİ Suyu arıtmak için şekil de görülen sistemi kurmamız gerekmektedir. Şekilde bir kolu bağlanmış bir giysi görülmektedir. Aynı amaçla bir çorap da kullanılabilir. Suyun süzülmesi için kum ve otları giysi veya çorap içine koymamız yeterli olacaktır. Varsa yanmış odun kömürü de konularak suyun kokusunu alması sağlanır(Kimyasal arıtma). Süzülen su bir kapta veya içi oyulan bir ağaç parçası içinde toplanır. Su 5 dak. Kadar kaynatılmalıdır(biyolojik arıtma). Eğer ağaçtan bir kap elde edilmişse, daha önce ateşte ısıtılmış temiz taşları suyun içine atarak ve bu işlemi taşlar soğudukça yineleyerek suyu kaynatabiliriz. Aynı amaçla şekil verilmiş ve güneşte kurutulmuş kil kapta kullanılabilir. Pek çok yerde yüzey suyu bulmak mümkün değildir. Doğada su ararken memeli hayvanlara ve kuşlar izlenmelidir. Vahşi hayvanların ayak izlerinin yoğunlaşması suya giden hayvanlar hakkında ip ucu olabilir. Düz araziden yükselen kayalıkların yamaçlarında su olma olasılığı fazladır. Bu gibi yerlerde bulunan yeşil bitkiler ve onların dibindeki nemli toprak kazıldığında bulanık bir suya ulaşmak mümkündür. Bulunan su önce bulanık olacak, suyun bulanık kısmı atıldıktan sonra gelen su temiz olacaktır.

Sabahları güneş doğmadan çimenler üzerinde biriken çiğ damlaları ince bir bezle toplanarak ve yeterince ıslanan bez sıkılarak içilecek su temin edilebilir. Doğada dar ve güneş almayan derin kaya yarıklarında su bulunabilir.

Kurumuş görünen dere yataklarının zemininde, kum altında su olabilir. Dere yatağının bir

engel veya bir kaya ile karşılaştığı bölümünün ön tarafı kazılarak su bulunabilir.

Page 22: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

17

Kurumuş dere yataklarının tam tersine arazi çok ıslak ve bulunduğumuz yer bataklık olabilir.

Suyun az ötesine kazacağımız çukura dolan su başlangıçta bulanık olacak ancak beklenildiğinde su berraklaşacaktır.

Deniz kıyısında ve geniş kumsalda isek, denizden karaya doğru en az 100 m. ileride kumu kazdığımızda az tuzlu ama içilebilecek suyu bulabiliriz. Eğer deniz kenarında isek ve elimizde su kaynatacak bir kap varsa şekilde görüldüğü gibi bir sistem oluşturarak ve kabın üzerine konulan kumaş parçası buhardan ıslandıkça sıkarak su elde edebiliriz.

Deniz kıyısında isek ve elimizde büyük bir naylon torba varsa, deniz suyunu kaynatarak

buhardan su elde eden bir imbik yapabiliriz. Tencereden çıkan buhar naylon torba içinde yoğunlaşarak su haline gelecek ve içeri kıvırdığımız naylon torbanın kenarında toplanacaktır.

Page 23: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

18

Kar olan bir ortamda ise, yandaki şekilde hazırlanan sistemdeki bezin içine doldurduğumuz

kar, aynı zamanda ısınmak amacıyla yaktığımız ateşin ısısı ile eriyerek alttaki kapta toplanacaktır. Yenen kar susuzluğu gidermemekte aksine artırmaktadır. Bu nedenle kar yenmemeli, avuç içinde sıkılarak şekildeki gibi içilmelidir.

Bir bitkinin yaprakları üzerine geçirilen naylon torba içinde yapraklardan çıkan nem yoğunlaşarak toplanacak ve susuzluğumuzu giderebilecektir. Bir bitkinin üzerine geçirilen ve yanda oluşturulan kanallarda kıvrılan naylon içinde yapraklardan ve zeminden çıkan nem yoğunlaşarak kenarlarda toplanacaktır.

Page 24: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

19

Su imbiği en kurak ortamlarda bile çalışan bir sistemdir. Bunun için 180x 180 plastik örtü, bir kap ve ince bir hortum gereklidir. Ağız genişliği 100 cm. ve derinliği 70 cm. olan bir çukur kazılır. Çukur dibine bir kova ve kovanın içinden gelen yaklaşık 150 cm. boyunda hortumun ucu çukur dışına alınır. Çukurun üstüne örtülen naylon Torbanın kenarlarına toprak örtülür ve tam ortasına taş konur. Güneş doğup hava ısındığında henüz serin olan topraktan çıkan buhar yoğunlaşarak aşağıdaki kaba damlar. Gece ise hava soğurken henüz sıcak olan topraktan çıkan buhar yoğunlaşarak kaba damlar. Böylece gece ve gündüz su toplamak mümkündür. Gündüz geceye oranla daha çok su toplanır. Biriken su plastik hortum aracılığı ile emilerek alınır. Plastik hortum konulmasındaki amaç sistemi bozmadan su elde etmektir.

DOĞADA TUVALET

• Tuvalet ihtiyacınızı gidermek için su kaynaklarından uzaklaşın.

• Uzun süreli kamplarda gaitanızı hazırlayacağınız bir kedi deliği çukura bırakarak üzerini örtün ve birden çok kulanın.

• Ortak tuvalet yerine bireysel tuvaletler oluşturarak çevresel etkiyi azaltın.

• Dağ aşma yürüyüşleri yapıyorsanız çukur kazmadan tuvalet yapmak için güneşli bir alanı kullanın. Güneş, ısı, bakteriler dışkınızın hızla ayrışmasını ve etkisizleşmesini sağlar.

• Tuvalet sonrası, temizlik kâğıtları ve ıslak mendillerinizi asla açıkta bırakmayın, mutlaka çöp olarak taşıyın. Büyük baş hayvanların tuvalet kâğıtlarını selüloz temelli olmaları nedeniyle yedikleri bilin.

• Bakterilerin hızla çoğalabileceği nemli ve ıslak alanları tuvalet ihtiyacınız için kullanmayın.

• Eğimin olduğu bölgelerde, yağmurun atığınızı su kaynaklarına taşıyabileceğini düşünerek uygun yer seçimi yapın.

• Yukarıdaki seçeneklerden hiç birini yapamıyorsanız, gaitanızın üzerine toprak atın bir değnekle karıştırarak parçalayın. Küçük parçalar daha hızlı ayrışacaktır.

• İdrarınızı bitkilerin üzerine yapmayın, yapıyorsanız böğürtlen yemeden önce bir daha düşünün

TEMIZLIK MALZEMELERI Temizlik için hangi malzemeleri yanımızda taşımalıyız?

• Kalıp sabunu alın, bıçakla üçe bölün. Faaliyetin uzunluğuna göre birini, ikisini veya üçünü birden yanınızda taşıyın, bittikçe kullanırsınız.

• Eller için dezenfektan jeller satılıyor. Eczane ve marketlerde bulunabilir. Su bulamadığınız durumlarda çok işinize yarar.

Page 25: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

20

• Esanssız ıslak mendil. Su bulamadığınız durumlarda ve tuvalet sonrası temizlikte çok işinize yarar.

• Havlu. Feda edebileceğiniz eski bir havlunuzu makasla iki veya üçe bölün. Koca havluyu bir kerede kirletmek yerine, kirletebilecek 3 havluya sahip olursunuz.

• Tuvalet kağıdı.

• Çöp torbası. Atıkları doğada bırakmıyoruz.

İpuçları

• Sabun bulunmadığında At kestanesi yaprakları ılık suda ezilip sabun olarak kullanılabilir. Antiseptik etkisi de vardır.

• Odun külü hem diş macunu hem de sabun yerine kullanılabilir.

• Çilek ile dişlerinizi ovuşturarak diş temizliğinizi yapabilirsiniz.

Page 26: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

21

Arazide Fotorafçılık

Arazi fotorafları nasıl çekilir.

BİTKİ FOTOĞRAFLARININ ÇEKİMİNDE DİKKAT

EDİLECEK NOKTALAR Günün birinde çalışmalarını yayınlamayı düşünen doğa gezgini arkadaşlarımız, gelişigüzel fotoğraf

çekerlerse, çektikleri fotoğrafların pek de işe yaramadığını sonradan farkedebilirler. Çekmiş olduğunuz bitki fotoğraflarının bilimsel açıdan amaca hizmet etmesi adına, sizlere yardımcı olmak için aşağıdaki yazıyı yazıyorum. Hangi bitkiyi, hangi tarih ve saatte, nerede, nasıl ve hangi yöntem ile çekeceğinizle ilgili genel bilgi vereceğim.

Bu bölümde fotoğrafçılık tekniklerini değil, bitkiyi en doğru anlatacak fotoğrafın özelliklerini içereceğini verilecektir. Öncelikle fotoğraf çekimini yapacağınız bölgeyi tanımanız, oraya nasıl ulaşacağınızı ve kaybolmadan geri döneceğinizi harita üzerinde çalışma yaparak planlamanız gerekir. Özellikle zorlu kış şartlarında yapılacak çekimlerde (kardelen, çöpleme gibi bazı bitkilerimiz kışın çiçek açarlar) her tür olumsuz hava şartlarını göz önünde bulundurarak, çevreye haber vererek yola çıkmalısınız. Gideceğiniz bölge doğal veya tarihi sit alanı, orman, milli park, yayla, dağlık veya tepelik bir yer, ören yerleri, deniz kenarı vb. olabilir. Öncelikle giyiminiz, ulaşım şekliniz, almanız gereken izinler, hijyenik ve tıbbi tedarikler, su ve erzak ile teknik malzemeler bu yönde olmalıdır.

YANINIZDA BULUNMASI GEREKEN MALZEMELER: • Arazide kolay not alabilmek için • kareli defter, • kurşun ve tükenmez kalem, silgi, • büyüteç, • harita, • saat, • dürbün, • rakım ölçer, varsa navigasyon aleti, • makro çekime uygun fotoğraf makinası,

Bölüm

4

Page 27: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

22

• karton ve koşullarla rahatça başa çıkabilmek için ip, • dikiş seti, • bez, su, çakı, eldiven, budama makası bulundurmanızı tavsiye ederim.

FOTOĞRAF ÇEKERKEN DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR :

İncelediğimiz obje bitki, konumuz ise bitkinin toprak üstünde kalan, görünen kısımlarıdır. Biliyoruz

ki, bitkiler çevrenin parçasıdırlar. Bitkiyi tanımak ve tanıtmak aynı zamanda o çevreyi, o araziyi tanımak ve tanıtmak demektir. İncelemede ele alınacak koşulsuz ve bağımsız değişkenler çevresel verilerdir. Çevresel veriler deyince aklımıza

• yer (şehir-ilçe-kaza-köy), • bölge özelliği (doğal veya tarihi sit alanı, orman, milli park, yayla, dağlık veya tepelik bir yer, ören yerleri, deniz kenarı, yol kenarı, tarla, bahçe vb.),

• rakım, koordinatlar, • arazi yapısı (düz-eğimli, sulak-kurak, toprak-taşlık, dağlık-ovalık, kırlık, ormanlık, kayalık, göl ve dere kenarı, sahil vb.) gelir.

Koşullu ve bağımlı değişken ise zamandır. Fotoğrafını çekmek istediğimiz belki sadece akşamları açacaktır, ya da kar yağdığında açacaktır, yaprakları belki sonbaharda daha belirgin hale gelecektir. Bu nedenle zamanlama bitki ile birlikte düşünülmelidir. Bu değişkenleri düşünerek bitkiyi uzak (genel), yakın ve detay çekimle fotoğraflamak doğru bir yöntemdir. Bitkiyi incelemeye başladığımızda şu verilere dikkat etmemiz gerekir:

Boy/yükseklik/ölçü:

Genel olarak fotoğrafı çekilen bitkinin tüm boyu görünecek şekilde kadraj ayarlaması yapılmalı ve uzaktan bakıldığında bitkinin nasıl göründüğü vurgulanmalıdır. Bazı ağaçlar tepe formları (uç noktaları) ile daha net tanınabilirler. Özellikle iğne yapraklı türlerde ladin, göknar, selvi, yalancı selviyi buna örnek verebiliriz. Genel fotoğraf olmadan yapılmış makro çekim yanıltıcı sonuçlara bizi götürür. Boy/yükseklik/ölçü faktörü, çok yıllık tüm bitkilerde yıl boyu sabit kalır. Tek yıllık ve iki yıllık dediğimiz annual ve biannual yer örtücüler bunun dışındadır. Boy/yükseklik/ölçü, uzak çekimle vurgulanmalıdır.

Form/biçim: (köşeli-yuvarlak, yatay-dikey oranı, dik-sarkık oluşu) Fotoğrafı çekilen bitkinin genel olarak yatay mı yoksa dikey mi büyüme gösterdiği, karşıdan

bakıldığında en/boy oranı, geometrik bir bütünlük mü arzettiği, eğer geometrik ise küre mi, diğer çokgen prizmalardan mı, yoksa amorf; yani şekilsiz veya organik bir büyüme mi gösterdiği vurgulanmalıdır. Dallar dik olarak merkezden uzaklaşarak mı büyüyorlar, yoksa yay çizerek etrafa mı sarkıyorlar, gibi soruları cevaplayacak şekilde fotoğraf çekimine dikkat etmeliyiz. Bazı bitkiler tek gövdeli, bazı bitkiler ise çok gövdelidirler. Gövdenin tekli ve çoğul oluşu bitkinin formunu çok etkiler. Bu nedenle fotoğrafta gövde özelliklerine yer vermek önemlidir. Her bir gövdeden çıkan formu genel olarak değerlendirmek bizi hatalardan uzaklaştırır.

Form/biçim faktörü, yaprak dökmeyen bitkilerde yıl boyu sabit kalırken, yaprak dökenlerde değişir.

Yaprak dökenlerde yeşil yapraklar dökülmüş, geriye ince bir dal kalmış olabilir. Form/biçim, uzak çekimle vurgulanmalıdır.

Page 28: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

23

Strüktür/yapı: (boşluk-doluluk, sık-gevşek, az-çok, küçüklük-büyüklük) Yaprakların açık yeşil olması, dalların ayrık olması, az yapraklanma, az dallanma, az çiçek verme,

küçük yapraklar, geniş açıda dallanma, dal formlarının aşağı doğru olması bitkinin zayıf bir yapı arzettiğini bize gösterir. Bunun tersi olan koyu yeşil ve büyük yapraklar, sık yapraklanma, sık dallanma, dar açıda dallanma, yukarı doğru gelişme ise dolgun bir yapı arzeder. İşte bunları fotoğraflamak bitki tanınması için önemli kıstaslardandır. Örneğin incir ağacı güçlü bir strüktüre sahiptir. Salkım söğüt ağacı ise zayıf bir strüktüre sahiptir.Strüktür/yapı faktörü, yaprak dökmeyenlerde yıl boyu sabit kalırken, yaprak dökenlerde değişir. Strüktür/yapı, uzak çekimle birlikte yapılan, dalların gövdeye bağlanma açısını gösterecek olan yakın çekimlerle vurgulanmalıdır.

Tekstür/doku: (ince-kalın, zarif-kaba, düz-pütürlü, dikenli-dikensiz, parlaklık-matlık, açıklık-koyuluk) Tekstür strüktürün detayıdır diyebiliriz. Yakın çekim gerektirir. Yaprak yüzeyinde, gövde yüzeyinde,

dal yüzeyinde, çiçek yüzeyinde ve meyve yüzeyinde tekstürü yakalayabiliriz. Kabartılı gövdeye sahip olan mantar meşesi, kabartılı ve iri yapraklı olan malta eriği, tüylü çiçekleri olan geveni, meyvası tüylü olan şeftali, geniş yaprak ayasına sahip manolya ağacı, dikenli dallara sahip gül çalısı kaba tekstüre örnektir. Kelebek çalısının ince, uzunlamasına, aşağı sarkık dal ve yaprakları açık renkli ve mat yeşilliği ile oldukça zayıf tekstürlüdür. Tekstür/doku faktörü, yaprak dökmeyenlerde yıl boyu genel olarak sabit kalırken (sadece kozalak, meyve, tohum döneminde değişebilir), yaprak dökenlerde ise tüm sene boyunca değişir. Tekstür/doku, detay çekimlerle her bitki bölümü için ayrı ayrı vurgulanmalıdır.

Renk ve ton: Bitkilerin farklı bölümlerinde farklı renkler vardır. Detaya inilmediğinde gövde kabuğu, dallar, yeşil

yapraklar, çiçek yaprakları, çiçekler, meyveler, kozalaklar farklı zamanlarda farklı renkler arzederler. Bunları ayrı ayrı vurgulamak ve dolayısıyla zamanlamayı iyi ayarlamak gerekir. Sonbaharda kızıla dönen kayın veya meşe yaprağını yazın arayarak zamanınızı boşa harcamış olursunuz. Fotoğraf çekiminde, bitkilerin tanınmasında kolaylık sağlayan renk faktörü, fazla güneş ışığından etkilenerek yanıltıcı da olabilir. Özellikle sarı ve uçuk beyaz renkli çiçekler çekim hatası nedeniyle beyaz çiçekli gibi görünebilir. Bu şekilde açık ve uçuk renkli çiçeklerin çekiminde ışığı iyi ayarlamak, gerekirse gölge yapıcı bir düzen kurmak gerekebilir. Bazen bir bitkinin, faklı bitkilerde farklı tonlarda çiçek açtığı durumlarla da karşılaşabiliriz. Veya tam tersi aynı renkte çiçek açan farklı bitkiler olabilir. Yanlış kanaate varmamak için fotoğraf çekiminde rengi doğru saptamak çok önemelidir. Renk/ton faktörü, genel olarak tüm yıl boyunca değişir. Sadece yaprak dökmeyen bitkilerin yaprak, dal, gövde bölümleri aynı kalır. Renk ve ton, dördüncü detay çekimlerde her bitki bölümü için ayrı ayrı vurgulanmalıdır.

.

FOTOĞRAF ÇEKTİKTEN SONRA VERİLERİN

KAYDEDİLMESİ Defterinize, yaptığınız çekimlerle ilgili verileri ne kadar ayrıntıyla kaydederseniz hem bitki bilginiz o

kadar derinleşir, hem de fotoğrafçılığınız gelişir. Şu verileri kaydetmenizi öneririm:

Page 29: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

24

• Yıl-ay-gün-saat • Şehir-ilçe-kaza-köy • Bölge özelliği • Hava durumu (güneşli-kapalı, sıcak-soğuk, rüzgarlı-sakin, karlı-yağmurlu-dolu

yağışlı). • Rakım • Coğrafi koordinatlar • Arazi yapısı • Özel bir teknikle çekim yapıldıysa bu tekniğin özellikleri (renkli filtre kullanıldıysa

vb.). • Bitkinin yaprak veya çiçeğine ait koku olup olmadığı bilgisi • Çevrede göze çarpan diğer bitkiler (ve mükünse fotoğrafları) • Fotoğraf numarası: Fotoğraf çekiminde fotoğrafa verilen numara önceden

belirlenmeli, bu numara aynen deftere aktarılmalıdır ki veriler karışmasın. Bir fotoğraf çekimine ilaveten yardımcı fotoğraf çekimleri yapıldıysa, sıraya dikkat edilmeli; detay ve yakın çekimden uzak çekime doğru sıralanmalıdır. Fotoğraf numarası detay çekimde 0001 ise mümkünse buna yardımcı uzak çekimlere sırası ile 0001-a, 0001-b, 0001-c gibi isimler verilebilir. Çevrede göze çarpan ve sıklıkla rastlanan diğer bitkiler için de genel fotoğraf çekimi yapılarak bunlar da ilgili bitki fotoğrafına 0001-1, 0001-2, 0001-3... olarak eklenmelidir.

Örnek: Boyu 50 cm. olan çan çiçeği, çevresindeki üçgül ve atkuyruğu bitkisi ile bir yaşam birlikteliği

kurmuş olsunlar. Çan çiçeğininin 50 cm. boyunu komple gösterecek şekilde yapılacak olan genel çekime 0001 diyelim. 2. çekimi daha yakından yapıyoruz. Çiçek ve yaprak bağlantısınız görünecek şekilde çekiyoruz ; 0001-a numarasını veriyoruz. 3. çekimde sadece yapraklarını çekiyoruz ; 0001-b numarasını veriyoruz. 4. çekimde sadece çiçek çekiyoruz ; 0001-c numarasını veriyoruz. Sıra üçgül çekimine geliyor. Buna da 0001-1 diyoruz. Atkuyruğu çekimine de 0001-2 diyoruz.

Kuşbakışı (tepeden) çekim yapmamanızı öneririm. Derinlik ve profil bitki hizasında eğilerek yandan

yapılan çekimlerde netlik kazanır. Sapın ucunda çiçek varsa, çiçeğin iç tablasını göstermeniz gerekiyorsa uzak çekimlerde 1/4 oranında buna izin verecek şekilde çekin. Zaten uzak çekimlerde bu noktalar ayrıca verilecektir.

Ayrıca: • Mümkün olduğunca ışığı yandan alacak şekilde çekim yapın. • Birbirine karışmış bitkileri ayırın, gerekirse sahadan uzaklaştırarak çekim yapın. • Tek bir bitkiye odaklanacak şekilde netlik ayarı yapın. • Zayıf strüktür ve tekstürlü küçük boy bitkilerde zemine siyah renk karton koyun. • Doğru zamanı önceden saptayın. • Yapraklar üzerinde birkmiş toz ve kir, yaprakların donuk görünmesine neden olur.

Bunu gidermek için yanınızda taşıyacağınız su ile bitkiyi temizleyebilir, kuruduktan sonra fotoğraflayabilirsiniz.

Page 30: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

25

ARAZİ ÇALIŞMASININ PLANLAMASI

UYGULAMASI

Arazi çalıışması nasıl yapılır.

Arazi çalışmaları, biyoplojinin kullandığı temel yöntemlerden biridir. Biyolojinin , neredeyse kendisi kadar eski olan “arazi çalışmaları” hakkında farklı tanımlar bulunmaktadır. Arazi çalışmaları “öğrencilerin, öğretilen konu ve alanı doğrudan gözlemleyebileceği, fonksiyonel bir ortamda dolaysız olarak çalışabilecekleri yerlerde düzenlenen eğitim çalışmaları; örneğin, fabrika, su kanalı, kütüphane, müze gibi yerlere düzenlen geziler” olarak tanımlamaktadır Başka bir şekilde arazi çalışmaları "sınıf içi çalışmalarını tamamlamak ve daha anlamlı kılmak amacıyla, bir olayı veya varlığı bulunduğu yerde doğal şartları içinde planlı bir şekilde inceleme yaptırarak öğretme yoludur" .

Bir araştrımacı arazi çalışmalarını “bir öğretici tarafından denetlenen öğrenmenin, sınıfın dört duvarının dışında birinci elden deneyimler aracılığıyla gerçekleştirilebileceği” uygulamalar olarak

tanımlamaktadırlar Biyolojide araştırmalarında olduğu gibi, coğrafya eğitiminin de önemli bir parçası olan arazi

çalışmaları, öğrencilerin sınıf ortamında öğrendiği kavram ve becerilerin, gerçek koşullardaki etkinlik ve deneyimlerle desteklenip, geliştirilmesine dayanmaktadır. Bununla beraber, arazide kazanılabilecek bilgi ve becerileri kapsayan konular için, sadece arazi uygulamalarını içeren dersler de düzenlenebilmektedir.

Yeni araştırma yöntem ve teknikleri bazı geleneksel arazi uygulaması tiplerini önemli oranda geçersiz kılmış ve yeni uygulamaları gündeme getirmiştir. Kent vd. Biyolojide öğretiminde arazi çalışmalarını konu aldıkları ve bu çalışmaların günümüzdeki durumunu eleştirel bir yaklaşımla değerlendirdikleri çalışmalarında 1950’li yıllardan günümüze, Biyolojide kapsamındaki arazi çalışmalarının önemli bir değişime uğradığını belirtmişlerdir. 1950-1960 yılları arasında, öğrencilerin pasif olarak katıldıkları arazi çalışmalarında, coğrafi açıdan ilginç yerler veyayer şekillerinin bulunduğu yerlere düzenlenen gezilerin, gözlem etkinlikleriyle sınırlı bir amaca yönelik olduğunu belirtmektedirler. 1960 sonrasında proje tabanlı ve problem çözmeye yönelik arazi çalışmaları gündeme gelmeye başlamıştır. 1970-1980 yılları arasında, öğrencilerin daha aktif olarak katıldığı, dar alanlı fakat ayrıntılı, çeşitli hipotezlerin, önceden belirlenmiş konuların araştırıldığı ve test edildiği arazi çalışmalarının gündeme geldiği vurgulanmaktadır.

Bölüm

5

Page 31: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

26

Bu aşamada veri toplama, istatistiksel analizler, bunların yorumlanması ve raporlaştırılması da gerçekleştirilmiştir. 1980-1990 yılları arasında ise, arazi çalışmalarında öğrencilerin, sorumluluğunun daha fazlalaştığı, grup içinde çalışma, liderlik, proje tasarlama, organizasyon gibi dönüştürülebilir becerilerin de arazi çalışmalarındaki diğer tekniklerle birlikte geliştiği kaydedilmektedir. 1990’lı yılların sonrasında, özellikle bilgisayar teknolojilerindeki gelişmelerle, arazi çalışmaları daha karmaşık hale gelmiş fakat bu sayede sorunların daha kolay tanımlanabildiği, çeşitli çözüm önerileriyle birlikte ileriye dönük yansıtımların da öne çıkarıldığı çalışmaların yoğunlaştığı gözlenmiştir .

Günümüzde ise, biyolojikiçerikli arazi çalışmaları, geniş bir çevre tarafından lisans eğitiminin temel unsurlarından biri olarak algılanmaktadır. Gerek öğretim elemanları gerekse öğrenciler, arazi çalışmalarının, öğrenme ve öğretme süreçlerinin en etkili, keyifli yöntemlerinden biri olduğu konusunda hemfikirdir. Arazi çalışmalarıyla, derslerin geniş bir kapsamda araştırılmasına olanak sağlandığı ve coğrafya programı içindeki pek çok kuramsal ve uygulamalı kavramın bütüncül bir yapıda ortaya konmasında çok değerli bir role sahip olduğu kabul edilmektedir . Seçilen bir konu üzerindeki araştırmanın, büyük oranda arazi çalışmalarına dayanıyor olması durumunda, kazanılan arazi deneyimleri biyolojinin bütün alt kollarında, öğrencilerin nitelikli birer uygulamacı olarak yetişmesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Arazi çalışmalarının ne kadar önemli olduğunun hemen her platformda vurgulanmasına rağmen, Biyolojide bölümlerinde, öğrencilerin arazide geçirdikleri gün sayısı oldukça düşüktür. Bu sayı, Birleşik Krallıkta yılda ortalama on beş gündür .

Biyolojide eğitiminin vazgeçilmez bir parçası olan arazi çalışmaları, günümüzde hiç olmadığı kadar büyük bir baskı altındadır. Bilimin ve eğitimin doğası gereği ortaya çıkan değişimlerin yanı sıra aşağıda belirtilen bu baskılardan dolayı, günümüzdeki arazi çalışmaları, geçmişten farklı özellikler sergilemektedir. Bu değişimin nedenleri şu şekilde sıralanabilir;

• 1980’lerin ortalarından itibaren başlayan, yüksek öğrenimde arazi çalışmalarıyla kazanılan yeteneklerin daha ilerlemeci ve bütünlüklü bir şekilde değerlendirilmesi .

• Öğrencilerin kazanması gereken beceri ve yeterliliklerin daha geniş bir kapsama ulaşması ve öğrenci sayısının giderek artması .

• Arazi çalışmalarının maliyetlerini üniversitelerden, öğrenciler veya onların ailelerine havale eden bütçe kısıtlamaları .

• Gerek grup gerekse bireysel olarak gerçekleştirilen arazi çalışmalarının, çalışma ortamı açısından bir takım sağlık ve güvenlik riskleri içermesi .

Görüldüğü üzere arazi çalışmalarının, beklentileri karşılayacak nitelik ve nicelikte gerçekleşmesi giderek zorlaşmaktadır. Yapısal ve ekonomik sorunların yanında bir de güvenlik ve sağlıkla ilgili sorunların varlığı, bu çalışmaların yapılmaması için adeta bir bahane olarak kullanılabilmektedir. Güvenlik ve sağlık risklerinin aşırı ve yönetilemez boyutlarda olması durumunda arazi çalışmalarının yapılması kuşkusuz büyük sorunlara yol açabilir. Ancak, bu konuları hiç dikkate almadan yapılacak arazi çalışmalarında da, nerede olursa olsun, önemli sorunlarla karşı karşıya kalınabilmektedir. Bu nedenle, arazi çalışmalarının çok iyi planlanıp-gerçekleştirilmesi son derece önemlidir.

Page 32: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

27

Hangi amaç ve kapsama yönelik olarak gerçekleştirilmiş olursa olsun, arazi çalışmaları günümüzde genel olarak beş aşama halinde değerlendirilmektedir.

Birincisi, araziye gidilmeden önce düzenlenen, araştırma ekibi ile öğrencilere konu, arazi ve donanım hakkında genel bilgilerin verildiği, hazırlık aşamasıdır.

İkincisi, gezi-gözlem, yap-öğren ve araştır-bul gibi yöntemlerle gerçekleştirilen arazi gezisi-çalışmasıdır.

Üçüncüsü, gezi sonrasında, araştırma ekibi ya da öğrencilerin yeniden bilgilendirilmesini, toplanan verilerin ve gözlem sonuçlarının değerlendirilmesini kapsayan aşamadır.

Dördüncüsü, öğrencilerin arazi çalışması ile uygulamanın diğer aşamalarında edindiği bilgileri kullanarak oluşturdukları bir sunum, rapor ya da tez gibi ürünlerin hazırlanmasıdır.

Son aşama, ortaya çıkan bu ürünlerin değerlendirilmesi ve geri bildirimlerin ekibe-öğrenciye ulaştırılmasıdır.

İlk iki aşama, arazi çalışmalarının hazırlık ve uygulama aşamalarını içeren, dolayısıyla arazide karşılaşılabilecek potansiyel sorunları önceden belirleme ve gerçekleşmeleri durumunda, doğru

hareket stratejilerini uygulayabilmek açısından son derece önemlidir. Geçmişten günümüze, arazi çalışmalarındaki temel sorunlardan biri, arazi koşullarının bir takım

tehlikeleri barındırması, diğer çalışma alanlarından (derslik, laboratuar, vb) daha az güvenli olmasıdır. Biyolojide eğitiminin bir parçası olarak gerçekleştirilen arazi dersleri veya öğrencilerin bireysel katılımıyla düzenlenen arazi gezileri öncesinde, öğretim elemanları, katılımcıları güvenlik donanımları ve önlemleri konusunda ciddi bir şekilde uyarmaktadır.

Ancak, öğrencilerin çeşitli sebeplerden dolayı kendi başlarına gerçekleştirecekleri arazi çalışmalarında sağlık ve güvenlik risklerini analiz etmesi ve bu riskleri giderici önlemleri alması oldukça zordur. Arazi gezilerinde gerekli güvenlik donanımlarının ve oluşabilecek tehditlere karşı alınacak önlemlerin belirlenmesi deneyim gerektirmektedir. Özellikle öğrencilerin, tez çalışması gereği olarak gerçekleştirilen arazi araştırmalarında, karşılaşabilecekleri riskleri önceden belirlemeleri ve buna uygun hazırlıkları yapmaları son derece önemlidir. Bu aşamadaki deneyim eksikliği, en çok sıkıntı yaratan durumlardan birini oluşturmaktadır. Avrupa’da birçok üniversite, bu tür çalışmalarda, yapılacak araştırmanın konusu ve kapsamını ortaya koyan dokümanlarla birlikte, güvenlik önlemlerini kapsayan risk-analiz belgeleri de istemektedir. Ülkemizde ise risk analizi, genellikle önemsenmeyen ve çoğu kez, zaman kaybı olarak algılanan, bu nedenle de uygulanmayan bir yöntemdir. Bu genel bakış, arazi çalışmaları öncesinde de risk analizinin, nerdeyse hiçbir zaman gündeme gelmemesinde etkili olmuştur. Pek çok ülkede olduğu gibi, Türkiye’de de yasal düzenlemeleraracılığıyla çalışma ortamındaki mevcut veya potansiyel riskler ortayakonmuş ve gerekli önlemler tanımlanmıştır. Arazi etkinlikleri göz önünde bulundurulduğunda, çalışma ortamı, arazinin kendisi olarak algılanmalı ve ortaya çıkabilecek riskler bu ortam düşünülerek analiz edilmelidir. Bununla beraber, her bir araştırma çeşidi ve yöresi için farklı risklerin bulunacağı da gözden kaçırılmamalıdır. Temel olarak yapılması gereken, açık havada gerekleştirilen bir çalışmada doğabilecek sorunların belirlenmesi ve kişisel güvenliğin sağlanması için ne gibi önlemlerin alınması gerektiğine karar verilmesidir.

Çalışmanın; araştırmacıya, araştırmaya konu olan alana (mekâna) ve diğer insanlara zarar vermeden, nasıl organize edilmesi gerektiği sorusuna verilecek yanıtların belirlenmesi, arazi çalışmalarındaki risk analizinin temel gereksinimi ortaya koymaktadır. Arazi çalışmalarında risk analizinin gereklilikleri açıklanmadan önce ‘risk’, ‘tehdit’ ve ‘risk analizi’ kavramlarının

Page 33: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

28

açıklığakavuşturulması gerekmektedir. Arazi çalışmaları bağlamında tehdit; çalışmanın gerçekleştirildiği ortamlardaki potansiyel tehlikelerdir.

Risk ise tehdit sonucunda herhangi bir kimsenin zarar görebilme olasılığı olarak tanımlanmaktadır Kendine has koşulları olan alanlarda gerçekleştirilecek etkinlikler sırasında potansiyel tehditlerin (tehlikelerin) açığa çıkarılması, bu alandaki risklerin yönetilebilir olup olmadığının değerlendirilmesi risk analizinin özünü oluşturmaktadır. Arazi çalışmalarındaki risk analizi, temelde araştırmacının sağlık ve güvenliğini korumaya yönelik olmakla birlikte, gerçekleştirilen araştırmalar sonucunda, doğal çevre ile halkın sağlık ve güvenliğinin de tehlikeye girmesi engellenebilmektedir. Bu nedenle arazi çalışmaları öncesinde yapılan güvenlik-sağlık risk analizleri büyük önem taşımaktadır. Birleşik Krallık üniversitelerinin ders program ve içerikleri gereği, arazi çalışmalarını bir yöntem olarak kullanan bölümlerinde (Biyolojide, jeoloji, arkeoloji, biyoloji…), bu etkinlik öncesinde yasal bir aşama olarak risk analizi yapmak ve bunu belgelemek zorunludur. Arazi çalışmalarında, risk analizi için her bölüm genellikle kendine özgü, hazır bir şablon kullanmaktadır . Bu şablon üzerinde gerçekleştirilen hazırlık çalışmaları iki temel işleve hizmet etmektedir. Birincisi araştırmacıyı arazi çalışması sırasında karşısına çıkabilecek tehditler konusunda düşünmeye yönlendirmek ve ikinci olarak, bu tehditlerin potansiyel risklerine karşı ne gibi önlemlerin alınabileceğini ortaya koyabilmektir. Bu belgenin hazırlanma aşamasında bile araştırmacı arazide oluşabilecek olumsuz durum ve koşullara karşı zihinsel olarak hazırlanmaktadır. Bu konuda dikkate değer bir referans luşturan;

Health and Safety Executive (HSE), risk analizinin pratik bir şekilde gerçekleştirilmesi için beş

aşamalı bir modelin uygulanması gerektiğini ileri sürmektedir . Arazide gerçekleştirilmesi düşünülen etkinlikler öncesinde bu beş aşamalı model, herhangi bir konuya özgü olmayıp, genel olarak tüm konularda risk değerlendirmesi ve yönetimi açısından oldukça etkili sonuçlar verebilmektedir.

RİSK ANALİZİ: STANDART BEŞ AŞAMA Çalışma ortamında doğabilecek tehlikelere karşı etkin ve sağlıklı bir risk analizi için HSE’nin

önerdiği modelde standart beş aşama bulunmaktadır . Bunlar; 1. Aşama: Tehditlerin tanımlanması 2. Aşama: Kimin ve nasıl zarar görebileceğinin kararlaştırılması 3. Aşama: Risklerin ve bu risklere karşı alınabilecek önlemlerin belirlenmesi 4. Aşama: Bulguların kaydedilmesi ve uygulanması 5. Aşama: Kaydedilen değerlendirmelerin düzenli bir şekilde gözden geçirilmesi ve gerekli

güncellemelerin yapılmasıdır. Bunun yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu “5 Adımda Risk

Değerlendirmesi” kitapçığı da HSE’nin risk değerlendirme modeline benzer önermelerde bulunmaktadır . Özellikle, çalışılan ortamlardaki tehlikelere karşı iş sağlığı ve güvenliği esas alınarak hazırlanan bu beş aşamalı modelin, arazi çalışmalarında da kullanılması, gerek araştırmacılara gerekse fazla deneyim sahibi olmayan öğrencilere büyük kolaylıklar sağlayacağı açıktır. Arazi çalışmalarında sağlık ve güvenlik risklerinin değerlendirilmesi açısından önemli olan bu aşamaların ayrıntıları aşağıda verilmiştir.

Page 34: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

29

Birinci Aşama

Biyolojide araştırmalarının bir parçası olarak gerçekleştirilen arazi çalışmalarında,

insanlarınkarşılaşabileceği temel dört tip tehdit bulunmaktadır. Bunlar fiziksel, biyolojik, kimyasal ve antropojen tehditler olarak sıralanabilir. Araştırmanın konusu, yapılacağı ortam, araştırmacı grubunun nitelik veya niceliğine göre farklı yoğunluk ve öneme sahip olmasına karşın, bu tehditleritanımlanması risk değerlendirmesinin birinci aşamasını oluşturmaktadır. Fiziki tehditleri, araştırma yapılan ortamın fiziki koşullarından dolayı ortaya çıkabilecek tehditler olarak tanımlamak doğru olacaktır. Arazi çalışması sırasında zarar verme potansiyeline sahip fiziki tehditlere, şu örnekler verilebilir;

• Olağandışı hava koşulları (aşırı _____sıcak, aşırı soğuk, şiddetli fırtına vb… havanın yol açabileceği rahatsızlıklar),

• Yüksek dağlık alanlardaki farklı hava-iklim ve topografya koşulları (basınç farklılığı ve oksijen azlığının yol açabileceği sağlık sorunları, bilinç kayıpları, tırmanış sırasında ortaya çıkabilecek kazalar),

• Kayalık ya da dengesiz-sarp yamaçlar (kütlesel kayma ve kaya düşmeleri, araştırmacıların yürüyüş sırasında karşılaşacağı zorluklar),

• Sık ormanlık alanların fiziki zorlukları (yürüme güçlükleri, dal düşme ve çarpmaları, orman yangınları…)

• Sulak alanlardaki arazi şartları (bataklık ya da suya düşme). Arazi çalışmalarında karşılaşılabilecek biyolojik tehditler ise etkinliğin gerçekleştirileceği alanlardaki canlı yaşamının yol açabileceği sorunlar şeklinde tanımlanabilir. Araştırma alanının barındırdığı biyolojik tehditlerin belirlenmesi için, ilgili yerin Biyolojisinın çok iyi araştırılması gerekmektedir. Biyolojiktehditlere örnek olarak;

• Zehirli hayvanlar (yılan, akrep…) • Zehirli ve alerjik bitkiler (bazı sarmaşıklar, orman gülleri, mantarlar, polenler…) • Vahşi hayvanlar (ayı, kurt saldırıları) • Asalak böcekler (sivrisinek sokması, sülük ve kene…) • Mikrobiyolojik tehditler (çeşitli hastalıklara yol açabilecek mikrop ve bakteriler) sıralanabilir. • Kimyasal tehditler; araştırmaya konu olan sahada insan sağlığı açısından tehdit oluşturabilecek gazlar, kimyasal atık ya da kirleticilerin saptanması ile risk analizinin birinci aşamasındakiyerini almaktadır.

Bu tehditlere örnek olarak • Mağara, kuyu ve kömür ocaklarındaki zehirli-patlayıcı gaz çıkışları • Tarım faaliyetlerinin yoğun bir şekilde yapıldığı yerlerde aşırı suni gübre kullanımının ve tarımsal ilaçların yol açtığı kimyasal kirlilik, suların zehirlenmesi…

• Sanayi üretimin sağlıksız koşullarda gerçekleştiği alanlardaki kimyasal kirleticiler verilebilir. • Coğrafya araştırmalarında, arazi çalışması öncesinde belirlenmesi gereken en önemli tehditlerden biri ve belki de en önemlisi insan kökenli tehditlerdir. Çalışma sırasında, katılımcılar dışındaki insanların sebep olabileceği tehlikeler olarak tanımlanabilecek antropojen tehditler, gerek risk analizinin gerekse araştırmanın önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Bu tip tehditlere aitbazı örnekler aşağıda sıralanmıştır.

Page 35: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

30

• İşlek cadde ve yollarda yaşanabilecek trafik kazaları, • Askeri güvenlik bölgelerinde, atış eğitiminin yapıldığı ya da girişin yasaklandığı alanlarda karşılaşılabilecek riskler,

• Terör saldırıları, • Doğal park veya sit alanlarında güvenlik görevlileri ya da diğer yetkililerle yaşanabilecek sorunlar,

• Çalışma amacının yerel ahaliye iyi anlatılamaması ya da onların ikna edilememesi nedeniyle karşılaşılabilecek sorunlar,

• Özel mülklerde, yanlış anlamalardan kaynaklanabilecek tehlikeler… İkinci Aşama

Arazi çalışmaları öncesinde gerçekleştirilmesi gereken risk analizinin ikinci aşamasını, potansiyel tehditler sonucunda kimlerin, nasıl zarar görebileceğinin belirlenmesi oluşturmaktadır. Bir önceki aşamada ortaya konan tehditlerden kim ya da kimlerin zarar görebileceği ve ortaya çıkan bu zararın hangi koşulların sonucunda oluşup, nasıl bir etki yapacağının kararlaştırılmasıdır. Arazi çalışmalarındaki tehditler sonucunda zarar görebilecek insanların başında, doğrudan araştırmacıların kendisi gelmektedir. Buna karşılık, örnek almak için açılan bir çukurun, sondaj kuyusunun vs. kapatılmaması ya da hassas bir yerdeki kamp ateşinin iyice söndürülmemesi durumunda başka insanların da zarar görebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Üçüncü Aşama Arazi çalışmalarındaki tehditlerden kimlerin nasıl zarar görebileceği saptandıktan sonra, önemli olan tehditlerin doğurabileceği risklerin belirlenmesi, bunların ortadan kaldırılması ya da engellenmesi için ne gibi önlemlerin alınabileceğinin kararlaştırılmasıdır. Daha önceki aşamalarda öngörülen tehditlerin, zarara yol açma potansiyelinin belirlenmesi iki şekilde yapılabilmektedir. Bunlardan ilki, kapsamlı bir araştırma gerçekleştirerek, tahminler yürütmektir.

Örneğin dik eğimlerin olduğu bir rotada yürümek sadece fizikselgüç gerektirirken, yağmurlu bir havada yürümek, sağlam botlar ve yağmurluk da gerektirecektir. Bunun dışında risklerin belirlenmesi için ikinci ve en uygun yöntem, sırf bu amaçla arazi çalışmalarının yapılacağı alana bir ön ziyarette bulunmaktır. Böylelikle hem tehditler hem de yol açabileceği riskler yerinde ve canlı olarak gözlenmiş olacaktır.

Tehdit ve risklerin tanımlanmasından sonra, araştırmacıların ellerindeki listeye göre kendilerine dört soru sormaları gerekmektedir. Birincisi; çalışmada yapılacak değişiklikler ve alınacak önlemlerle tehditler ve dolayısıyla olası zararlar ortadan kaldırılabilir mi?

İkincisi; eğer bu olası değilse tehditlerin kontrolü için ne gibi önlemler alınmalıdır? Üçüncüsü; risklerin ortaya çıkma olasılığı ve çalışma sırasında tekrarlanma sıklığı hangi düzeyde

olabilir? Dördüncüsü; potansiyel risklerin gerçekleşmesi durumunda oluşabilecek zararlarla baş etme

yöntemi ne olmalıdır? Bu sorulara verilecek yanıtların önceden belirlenmiş olması son derece önemlidir. Sağlık ve güvenlik açısından başarılı bir arazi çalışmasının gerçekleştirilebilmesi için risklerin ciddiyetinin belirlenmesi de bir hayli önemlidir. Arazi etkinlikleri öncesinde gerçekleştirilen risk analizi çalışmaları sırasında kullanılmak üzere Thomas ve Holmes tarafından yarı niceliksel bir tablo hazırlanmış ve bu tablo Field Studies Council tarafından geliştirilerek hemen hemen her konuda ortaya çıkabilecek riskler ve önlemlerinin bulunduğu hazır formlar haline getirilmiştir

Yarı niceliksel risk değerlendirme formlarının kullanılması, araştırmacıya ne ile karşılaşabileceği konusunda sayısal bir değer vermek için tasarlanmıştır. Tablo 1’de arazide kimlerin zarar görebileceği ayrı bir bölümde değerlendirilmekte, risklerin ortaya çıkma olasılıkları ve yol

Page 36: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

31

açacakları zarar 1’den 5’e kadar bir değer verilerek saptanmaya çalışılmaktadır. Her hangi bir riskin ortaya çıkma olasılığı ve yol açabileceği zarar, aldıkları sayısal değerle çarpılarak risk oranı bulunmaktadır. Eğer bu değer 10’dan büyük ise tanımlanan tehdit aşırı riskli olduğu için önlenemeyeceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Tablo 2’de çapraz taramalı alanlar aktif bir risk yönetimini gerektiren 10’un üzerindeki tehditleri, verve taramalı alanlar; risk değeri 10’dan küçük olan ve ek önlemler alınmasını gerektiren tehditleri, boş hücreler ise önemli bir riskin olmadığı tehditleri göstermektedir.

Page 37: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

32

Tablo 1. Yarı-niceliksel risk analizi için hazırlanmış bir olasılıkşiddet tablosu (Field Studies Council web sayfasından değiştirilerek alınmıştır)

başlarına düzenleyecekleri etkinlikleri sağlıklı ve güvenli bir şekilde sonuçlandırmaları için büyük

önem taşır. Öğrenciler için, tez çalışmaları gibi, eğitimlerinin bir parçası olarak yapılması gereken arazi çalışmalarında, hem karşılaşabilecekleri zorluk ve tehditleri anlamaları hem de bu tehditler karşısında gerekli önlemlerin ne olabileceğini ortaya koyması bakımından yazılı olarak kaydedilmiş bu belgeler son derece önemlidir.Bunların yanı sıra arazi çalışması öncesinde yapılacak hazırlık aşamasının bir parçası olarak gidilmesi planlanan alanın fiziki ve beşeri coğrafya koşullarının yakından ve ayrıntılı olarak incelenmesi de gerektiğinden, bu analizlerin yapılması akademik ve kişisel gelişime de katkıda bulunacaktır. Yukarıda belirtilen ve giderek daha fazla ülkede arazi çalışmaları öncesinde yasal olarak yapılması bir zorunlu olan risk analizi çalışmaları ve bunlara ait formlar ilgili ülkelerin koşullarına göre belirlenmelidir. Bu çerçevede ülkemizin arazi koşulları ve idari yapılanması göz önünde bulundurularak risk analizi araştırma ve değerlendirme belgeleri hazırlanmalıdır. Tablo 3’de risk analizi formunun bir örneği verilmiştir.

Page 38: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

33

Tablo 3. Bir akarsuyun yukarı çığırında gerçekleştirilecek, arazi çalışması için yapılan risk analizi. Acil durum ve iletişim bağlantıları gibi detaylar da belirtilmektedir.

Beşinci Aşama

Uzun süreli ve yerleşik arazi çalışmalarında önceden hazırlanmış olan risk analiz bulguları ve ilgili diğer formlar günlük olarak gözden geçirilmelidir. Daha sonra yapılacak çalışmalar açısından son derece kıymetli olan bu gözlem ve bulgular dikkatlice kayıtlara geçirilmelidir. Gerek hava koşullarının değişimi gerekse arazinin farklılaşması gibi nedenlerden dolayı risklerin çeşitlenmesi de gündeme gelebilmektedir. Dolayısıyla değişen risklere karşı alınacak önlemlerin de yeni duruma uyarlanması gerekmektedir. Risklerin en aza indirilebilmesi için, birtakım günlük ve basit önlemler almak olasıdır. Günün ne zaman karardığı ve tahminlere bağlı olarak, havanın nasıl olacağı önceden belirlenmelidir. Acil durum rotaları, korunma alanları ve varsa telefon kulübelerinin yeri, GSM şebekelerinin aktif olduğu yerler, güvenlik güçleri ve sivil savunma birimleri gibi acil durum ekiplerinin telefon numaraları not edilmelidir. Araştırmanın doğası gereği gidilmesi zorunlu olan ve yasalarla korunan alanlara ziyaret öncesinde gerekli izinler alınmalı, yetkililerle önceden iletişim kurulmalıdır. Çalışma sahası, kullanılacak rota, gidiş-dönüş yolu ve arazide gerçekleştirilecek etkinlikler kayıt altına alınmalıdır. Belirtilen tarih ve saatte dönülmediği takdirde yapılması gerekenler açık bir şekilde belirtilerek yazılı ve sözlü olarak yetkili birimlere ve konuyla ilgili güvenilir, sorumluluk sahibi kişilere teslim edilmelidir.

Arazi çalışmaları pek çok bilim dalı gibi, coğrafyanın da kullandığı önemli eğitim ve araştırma yöntemlerinden biridir. Son yıllarda çeşitli nedenlerle giderek daha az gerçekleştirilen arazi çalışmalarının, risk faktörleri nedeniyle de kısıtlanmaması için bu analizlerin önceden yapılması büyük önem taşımaktadır. Açık havada gerçekleştirilen pek çok etkinlik gibi arazi çalışmaları sırasında potansiyel riskler taşıyan tehditlerle karşılaşılabilmektedir.

Fiziksel, biyolojik, kimyasal ve antropojen kökenli tehditler, gerek arazi çalışmalarına katılan araştırmacıların, gerek diğer insanların ve aynı zamanda doğal ortamın zarar görmemesi açısından özenli bir şekilde tanımlanmalıdır. Kimlerin, nasıl zarar görebileceği belirlenmeli, sebep olabileceği riskler ortaya konmalıdır.

Gerçekleşmesi olası riskleri yok edecek ya da en azından hafifletecek önlemlerin neler olabileceği önceden belirlenmelidir. Oluşturulan risk analizleri mutlaka sistemli ve düzenli bir biçimde kayıt altına alınmalı, özellikle sık gidilen riskli alanlar için çalışma sırasında kaydı tutulan bulgular ile periyodik bir şekilde gözden geçirilmeli ve gerekli görülen değişiklikler yapılmalıdır.

Page 39: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

34

ARAZİDE MAKRO PREPARASYON

Arazi canlı toplama preparasyon nasıl yapılır.

ARAZI EKIPMANLARI Arazi çalışmaları, biyoplojinin kullandığı temel yöntemlerden biridir. Biyolojinin , neredeyse kendisi

kadar eski olan “arazi çalışmaları” hakkında farklı tanımlar bulunmaktadır. Arazi çalışmaları

Bölüm

6

Page 40: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

35

BITKISEL MATERYAL TOPLAMA Doğayı korumak iyi bir koleksiyoncu için en başta gelen yasa olmalıdır. Bu amaçla bitkiler özenle toplanmalıdır. Toplama esnasında bitkinin korunması zorunludur. Bitkilerin, gelecekte yapılacak bilimsel çalışmalara yararlı olabilmesi için toplanması, kurutulması ve etiketlenmesi aşamalarını aşağıdaki başlıklar altında inceleyebiliriz. Toplamada Gerekli Olan Malzemeler

• Not defteri, kurşun kalem ve silgi, etiket, standart bilgi formları • Plastik veya kağıt torbalar • Tahtadan veya metalden yapılmış değişik tipte presler, presleri sıkmak için örgü veya deri kayışlar

• Bitkileri topraktan sökmek için çelikten yapılmış zıpkın, çapa ve ya kazma • Preste bitkiyi kurutmak amacıyla kullanılan kurutma kağıdı (gazete kağıdı da olabilir) • Altimetre: Bitkilerin toplandığı yüksekliği saptamak için kullanılır. • Toplanan tohumları koyabileceğimiz kağıt zarflar • Çalışılacak bölgenin haritası • Pusula • GPS: Bitkinin tam adresinin (enlem, boylam, habitatı, lokalitesi, vb) bulunmasında kullanılır. Altimetre ve pusulanın işlevini de gördüğünden günümüzde GPS tercih edilmektedir.

• Fotoğraf makinesi Toplamada Bilinmesi Gereken Bilgiler ve Teknikler

Bitki toplama sırasında hangi familyada hangi bitki kısımlarının toplanacağının bilinmesi ve bitki örneklerinin bu bilgilerin ışığı altında toplanması gerekmektedir. Bu nedenle bitki toplayan kişinin bu bilgileri bilmesi veya yanında bu bilgileri kapsayan bir el kitabını bulundurması çok yaralıdır. Toplanacak örneklerde kök, gövde, çiçek ve meyvenin bulunması çok önemlidir. Ancak bir bitki üzerinde aynı anda çiçek ve meyve bulunmayabilir. Bu durumda çiçekli ve meyveli bitkiler ayrı ayrı toplanırlar. Toplanacak bitkinin sağlam, yapraklarının tam, çiçeklerinin açmış ve zarar görmemiş, meyvelerinin ve tohumlarının olgunlaşmış olması gerekmektedir. Presleme ve Kurutma

Pres yapılacak bitkinin temiz, yabancı maddelerden arınmış ve kökündeki toprakları temizlenmiş olmalıdır. Preslenecek bitkinin tüm parçaları düzgün ve kolayca görülebilecek bir şekilde gazete kağıtları arasına yerleştirilmelidir. Bitkinin boyu kullandığımız gazete kağıdından daha uzun ise V veya N şeklinde kıvrılarak yerleştirilir. Küçük bitkiler topraktan kolaylıkla sökülerek preslenir. Büyük bitkiler ise prese konamayacakları için bu bitkilerin karakteristik kısımları toplanır ve preslenir. Toplanan bitkiler hemen preslenmeyecekse kağıt veya naylon torbalar içerisinde tutulurlar ve fazla zaman kaybetmeden preslenirler. Kurutma kağıtları (gazete kağıtları) her gün bir kez değiştirilir ve bu

Page 41: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

36

işlem bitkiler kuruyuncaya kadar tekrarlanır. Etli ve sucul bitkilerin kurutma kağıtları çok çabuk ıslanacağından ilk günler günde 2 kez değiştirilir. Arazide Gerekli Notları Alma ve Etiketleme

Arazide gerekli notları almak için her toplayıcının kendine ait bir toplama formu olması gerekir. Toplama sırasında bazı bilgilerin toplama formlarına ya da not defterlerine kaydedilmesi gerekmektedir. Bunlar; toplama tarihi, toplayanın adı, toplama yeri (il, ilçe, köy vb.), habitatı (yol kenarı, kayalık, çayır, step, su içi, tarla içi, tarla kenarı gibi), deniz seviyesine göre yükseklik, enlem, boylam, bakı, yükseklik, bitki teşhis edilmişse cins ve tür adı, teşhis edenin adı ve teşhis tarihi gibi bilgilerdir. Olanaklıysa bitkinin bulunduğu yerin (habitatının) birkaç bölümünü alabilen bir fotoğraf makinesi ile büyük bitkilerin fotoğrafı çekilebilir. Bitkilerin Korunması ve Saklanması

Toplanan bitkilerden uzun yıllar bunlardan yararlanılması ve varlıklarının sürekliliğinin sağlanması amacıyla, örnekler belli teknikler kullanılarak herbaryum kartonuna yapıştırılır ve saklanır. Herbaryumların sıcaklık ve nemi kontrollü odalar olması önemlidir. Herbaryum için ayrılan odaların rutubetli olmaması örneklerin bozulmadan saklanması açısından gereklidir. Bitkiler tamamen kuruduktan sonra uzman kişilerce teşhis edilir. Teşhisi tamamlanmış bitkiler özel olarak kesilmiş 30-43 cm uzunluğunda, 26-28 cm genişliğindeki kartonlar üzerine, gövde, dal ve çiçek sapı üzerinden kağıt bantlar ile yapıştırılır. Yapıştırma kesinlikle çiçek ve yaprak üzerinden yapılmamalıdır. Bu kartonlar bitkinin iyi görülebilmesi için beyaz renkte olmalıdır. Kartonun sağ alt köşesine bitkinin toplama bilgilerinin kaydedildiği etiket yapıştırılır. Herbaryum kartonunun üst köşesine küçük bir zarf içerisine bitkinin tohum, meyve gibi teşhiste rol oynayabilecek kısımları konarak saklanabilir. Böylece materyal herbaryum örneği haline gelmiş olur. Herbaryumda bulunan tüm bitkilerin etiket bilgileri herbaryum listesi oluşturularak kayıt altına alınır. Herbaryumlarda bulunan bitki örnekleri bazen böcekler tarafından yenilerek bozulabilir. Bunu önlemek için araziden toplanan bitki örnekleri derin dondurucularda iki gün kadar bekletilebilir. Böcek yumurtaları, larvaları vb. parazitlerin yok edilmesi için kullanılan diğer yöntemler ise ısı şoku, mikrodalga şoku, siyanür gazı vb. ile zehirleme sayılabilir

Page 42: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

37

BÖCEKLERIN TOPLAMASI VE PREPARASYONU Böcek toplamak için çok çeşitli aletler geliştirilmiştir. Bunların en yaygın olanı, Atrap ya da

Böcek Kepçesi olarak bilinen bir sap ve uçta çapı 20–30 cm olabilen bir çembere geçirilmiş tül, naylon ya da bez torbadan oluşan alettir. Çembere geçirilen malzemeye göre çeşitli tiplere ayrılır: Tül atraplar (uçan böcekler için kullanılır), Bez atraplar (daha az hareketli böcekler için kullanılır)… vd. Atrapın kullanımında amaca uygun hareket etmek gerekir. Uçan böceğin yakalanması için atrapın tek bir kere savrulması yeterli iken, otlar üzerinden rasgele örneklem almak için ise atrapın bir süre savrulması gerekir. Bu son işleme aynı zamanda süpürme (sweeping) de denir. Ufak yapılı böceklerin ve özellikle uçan böceklerin (Hymenoptera, Diptera) kondukları bir yerden doğrudan yakalanmasında “Emgi tüpü” de denen Aspiratörlerden yararlanılır. Geniş ağızlı bir şişenin mantarından geçirilen iki borudan birisi emmek diğeri böceği yaklaştırarak meydana gelen hava akıntısından yararlanarak şişe içerisine alınması sağlanır. Hava akımını otomatik olarak üreten tipler (elektrikli süpürgeye benzer biçimde) olmasının yanında nefes yardımıyla çalışan tipler en yaygın olanlarıdır. Böceklerin direk görerek yakalanması yanında tuzak kurup bu tuzağa gelmelerini sağlamak da toplama işlemlerinde yapılabilecek bir yoldur. Böceklerin gece ışığa gelmelerinden yararlanarak onları yakalamak amacı ile “ışık tuzakları" kullanılır. Hepsinde esas olan böcekleri çekici bir ışık (mümkünse UV-Morötesi) ile böcek 3 tuzağın içine çekilir ve oraya hapsolur. Ayrıca tuzak içinde içeri girenleri öldürecek bir sistem vardır. Uçucu ve anthofil (bitkileri tercih eden) böceklerin yakalanması için fosforlu mavi, sarı ve beyaz renklerdeki plastik kaplar kullanılabilir. Bu tuzaklara “renkli kap tuzağı” ya da “pan-trap” denir. Bu kaplar çiçek renklerini taklit etmektedir ve böylece böcekler kandırılır. Böcekler kabın içine konduğunda burada

Page 43: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

38

hapsolması için kabın içi çeşitli sıvılar ile doldurulabilir. Ancak burada en genel ve pratik yöntem kapların içine deterjanlı su koymaktır. Uçucu böceklerin yakalamasında diğer bir yöntem “Malezya tuzağı”dır. Kuş araştırmalarında da benzer bir düzenek ile kullanılan bu tuzaklar özellikle iyi uçucu böceklerin (Hymenoptera ve Diptera gibi) güneşten kaçıp, gölgede dinlenme davranışından faydalanılarak geliştirilmiştir. Malezya tuzağı tülden bir çadır şeklinde tasarlamıştır ve yaklaşık olarak 165cm uzunluğunda, 110cm genişliğinde, ön yüksekliği 180cm, arka yüksekliği ise 90cm olacak şekilde tasarlanabilir. Böceklerin yakalanmasında diğer bir etkin ve çok kullanışlı tuzak “Feromon tuzakları”dır. Feromonlar, böceklerde çiftleşme için eşeylerin birbirini bulmasına yardımcı olan küçük bileşiklerdir. Bu bileşiklerin sentetik olarak üretilerek havaya salınması karşı cinsi o bölgeye çeker. Tuzak bu mantıktan yola çıkarak böceklerin feromonlu kaplarda toplanabilmesini ve buradan kaçamamasını sağlar. Bunların yanında genelde Coleoptera gibi toprakta çok dolanan ve çok uçmayan böceklerin toprakta dolaşırken tuzağa rasgele düşmesi mantığı ile çalışan “çukur tuzaklar” da bu konuda çalışan bilim adamları tarafından oldukça yaygın biçimde kullanılır. Son olarak, şekerli ve kokulu maddeler tarafından çekilen böcekler için basitçe geliştirilmiş “Şeker veya Melas tuzaklar”da bu tatlı besin hafif sulandırılıp teneke veya cam kaplara koyulup ağaçlara asılır. Tuzak böceklerin bu besine geldiklerinde tuzağın yapısındaki yapışkan yere yapışarak hareket edememesi prensibi ile çalışır. Toplama yapıldıktan sonra örnekler hem koleksiyon uygun şekilde saklanarak laboratuvara getirilmeli, hem de etiket yazılmalıdır. Etiketlerin yazımında mümkün olan en kısa ama en çok bilgi verici kodlar kullanılmalıdır. Etiketi yazarken üzerindeki bilgilerin su, alkol gibi sıvılarla kazara karşılaşıp silinmemesi için kurşun kalem kullanılmalı. Bu etiketlerde, ilk olarak GPS ile elde edilen böceğin toplandığı yerin koordinatları yazılmalı ardından etiketlere o bölgenin adı, tarihi, yüksekliği, iklim koşulları, örneğin toplanma saati gibi pek çok bilgi eklenmelidir. Bunun yanında eğer biliniyorsa üzerinde yaşadığı bitkinin ismi, bilinmiyorsa da olanaklar dâhilinde bitkinin bizzat örneği alınıp sistematik inceleme için gerekli yapılarına zarar gelmeden uygun şekilde paketlenmeli ve her birinin üzerine bu bilgileri içeren etiket iliştirilmelidir.

Böceklerin günün değişik zamanlarındaki aktivitelerinin farklı olması sebebiyle toplama için farklı metotlar uygulanır. Ancak toplama metotları iki ayrı gurupta ele alınır:

1. Toplayıcının atrap, aspirator, böcek gurubuna uygun benzeri toplama ekipmanları kullanarak aktif toplama yapması,

2. Toplayıcının genellikle belirli periyotlar ile kurup kontrol ettigi tuzaklar (tuzak çukurları, gübre tuzakları, ışık tuzakları vb.) yardımıyıa pasif toplama yapması. Bu metotlar ayrı ayrı uygulanabilecegi gibi aynı anda da uygulanabilir. Ayrıca farklı tip çalışma metotları iıe toplama yapabilmek için gerekli alet ve edevatlar da farklı olacaktır.

Örnekler toplandıktan sonra her örneğin toplandığı: • Yerin adı (İl, ilçe, köy, vs.) (Toplama yerinin yada en yakın yerleşim yerinin adı) • Toplayıcı adı • Tarih (gün, ay, yıl), • Enlem boylam ve yükseklik (GPS Bilgileri) • Toplama numarası (bu numara bir günlüğün sayısını göstermeli ve bu günlük daha detaylı bilgiler taşımalı)

Page 44: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

39

Habitati; Biliniyorsa üzerinde yaşadığı bitki, bilinmiyorsa ileride teşhisi yapılmak üzere bitkiden

bir örnek • Habitat (toprak yapısı, nem, iklim, sıcaklık, ağaçlık veya otsu alanlardan, gölgeli veya güneşli alanlardan vs…)

• Arazi yapısı (taşlık, kayalık, akarsu kenarı, göl kenarı vs…) • Toplama metodu • Meteorolojik notlar • Araştırıcı tarafından önemli ve ilgili olduğu düşünülen notlar. Bilgiler arazi defterine not edilir Arazi bilgilerinin doğru olarak kaydedilmesi gerekir.

• Yanlış veri bilim için hiçbirşey ifade etmez • Bütün koleksiyonu mahvedebilir

Araziye çıkarken alınması gereken ekipmanlar: λ Arazi defteri, harita, kalem, silgi vs… λ

Atrap, aspiratör, öldürme kavanozları vs… λ Alkol kavanozları, boş kavanozlar, λ Pens, iğne, böcek zarfları λ Gps veya nemölçer, yükseklikölçer gibi aletler λ Bitki örnekleri için pres malzemeleri yada gazete kağıtları

Page 45: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

40

KARASAL BÖCEKLERI TOPLAMADA KULLANILAN

BAŞLICA EKIPMANLAR • Atrap • Aspiratör ve Emme tüpü • Elekler • Tarama ve Daldırma Ağı • Işık Tuzakları • Pens • Tuzak Hayvanları

Page 46: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

41

Page 47: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

42

Page 48: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

43

ARAZIDE KORUMA VE DEPOLAMA Preparasyon

Araziden getirildikten sonra kurumuş bir durumda olan örnekler, altına kum konmuş üzerine filtre kâğıdı serilmiş, ağzı sıkıca kapalı bir kavanozda, kuma verilmiş suyun nemi ile 6 saatten 2 güne kadar değişe bilen sürede yumuşatılır. Ayrıca mantarlaşmayı engellemek için kavanozun içine karbonik asit veya glo konur. Yumuşayan örnekler 000-7 numara arasında değişen böcek iğnelerinden birine geçirilmek suretiyle gerilir. İğneleme 1/3'ü üste gelecek şekilde Lepidoptera, Hymenoptera, Diptera'larda ön kanatlar arasından thoraxtan, Hemiptera'larda scutellumun sağ yukurı kısmından, Coleoptera'larda sağ elytronun yukarısından ve Orthoptera'larda ise pronotumun sağ arka kısmından yapılır. Çok küçük örnekler, üçgen etiketlere abdomenlerinden yapıştırılarak, iğneye geçirilir.

1. Örneklerin geçici olarak stoklanması • İğneleyerek depolama • Örneklerin taşıma kutularında kuru olarak stoklanması • Zarflar ve zarflayarak depolama

2. Koruma ve depolama sıvılarında saklama

Page 49: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

44

Öldürme işlemi: Daha önceden hazırlanmış olan böcek öldürme şişelerinde örnekler

öldürülmeli. Bunun için daha sonraki çalışmalarda dikkate alınarak uygun öldürme ajanları (KCN, NaCN, etil asetat, kloroform, eter, vs) kullanılır. Çalışılan grubun morfolojik yapısına uygun olarak alkol içinde de öldürme yapılabilir Taksonomik amaçlı çalışma yapılacaksa mutlaka arazide yakalanan böceklerin öldürülmesi gerekir. Bunun içinde de

Page 50: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

45

arazide öldürme kavanozları kullanılır. Ağzı kapaklı olan bir cam kavanozun dip kısmına alçı yerleştirilir. Alçı, içine konulan sıvı öldürme ajanını emer ve bu uçucu maddenin yavaş yavaş kavanoz içine verilmesini sağlar. Katı ajanlar ise alçı tabakasının altına veya içine gömülebilir. Siyanürlü öldürme kavanozlarında siyanür alçıdan yavaş yavaş kavanozun içindeki hava ile dolu kısma doğru çözünür. Siyanür ile çalışırken mutlaka maske kullanmalı ve direk temastan kaçınmalıdır. Etilasetatlı öldürme kavanozunda daha çok narin böcekler öldürülür. Üzerinde pul vb… yapılar olan iri vücutlu böcekler (örneğin lepidoptera örnekleri) öldürme işlemi sırasında çırpınarak bu yapılara zarar vereceğinden siyanürlü öldürme kavanozları kullanılır. Bu şekilde hazırlanmış kavanozlar içine alınan örnekler kısa bir süre sonra ölecektir. Öldürme amaçlı kullanılan bu maddelerin insan sağlığına da zararının olmaması veya zararlıysa gerekli korunma önlemlerinin alınması gerekir

Bazı iri türlerde ise vücut örtüsü çok kalın olduğu için bu yöntemle öldürmek imkansızdır.

Bunları direk olarak alkole atmak daha çabuk sonuç verebilir.

BÖCEKLERİ ÖLDÜRME YÖNTEMLERİ VE KULLANILAN

KİMYASALLAR 1. Katı ve granül kimyasal ajanlar ile öldürme • Potasyum siyanür ve sodyum siyanür •

Kalsiyum siyanid (siyanür) 2. Sıvı kimyasal ajanlar ile öldürme • Etil asetat • Benzol • Karbontetraklorid • Eter ve

Kloroform • Amonyak solüsyonu ve amonyum karbonat • Etanol (etil alkol) 3. Enjeksiyon yolu ile öldürme 4. Nikotin ile öldürme 5. Ateş veya Kaynayan suda öldürme

Page 51: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

46

Page 52: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

47

ÖLDÜRME VE MUHAFAZA AMAÇLI KULLANILAN

SOLÜSYONLAR Genel amaçlı öldürme maddelerinin yanında çeşitli böcek takımlarına ait örneklerin

öldürülmesi amacıyla kullanılan çeşitli solüsyonlar vardır. Bunlar çeşitli araştırıcılar tarafından geliştirilmiş olup, ilgili taksonlara ait örneklerin bilimsel materyal olarak toplanıp saklanması isteniyorsa, kullanılmaları tavsiye edilmektedir. Çünkü toplamadan kastedilen genellikle bu örneklerin müze materyali halinde daimi (uzun süreli) ve teşhisli örnek olarak saklanmasıdır. Bu nedenle uygun öldürme ya da muhafaza solüsyonlarıyla işlem görmemiş örneklerde; çürüme, deformasyon, rengini kaybetme veya renk değişikliği gibi arzu edilmeyen problemler ortaya çıkmaktadır. Bu ise hem örneklerin teşhisini imkânsızlaştırmakta hem de bilimsel değerini düşürmektedir. Hatta yanlış metot ve öldürme solüsyonu ile öldürülmüş ya da korunması düşünülmüş örneklerde doku çürümelerinin olması toplama için ayrılan zaman, mali bütçe ve zahmetleri boşa çıkarmaktadır. Hiç bir araştırıcı bu kadar lükse sahip değildir.

1. Alkol Endüstriyel amaçlı üretilmiş sıvı metilen veya metil alkol böcekleri öldürmek için çok kullanılışlıdır Eldeki saf veya % 99'luk alkol, su ile seyreltilerek elde edilen % 70-80'lik alkol, toplanan böcekleri hem öldürmek hem de preparasyona başlayana kadar depolamak için kullanılabilir.

2. Lakto Alkol (LA) Bazı homopter'ler (aphidler ve coccoidler ve bunlardan özellikle koşniller, diaspidler margarodidler) için öldürme ve muhafaza (depo) solüsyonu kullanılır. Gerekli maddeler Miktar %87,5'luk laktik asit 80 mi %95'lik alkol 74 mi Su 46 mi

3. Çarnoy'un Sıvısı (AKA solüsyonu) Farklı takımlara ait larvaların (örneğin; Neuroptera, Mecoptera, Lepidoptera Hymenoptera ye Coleoptera)öldürülmesinde ve depolanmasında genellikle bu solüsyon kullanılır Gerekli maddeler Miktar %95'lik alkol 60 mi Kloroform 30 mi Glasiyal asetik asit 10 mi

Page 53: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

48

4.Oudeman Sıvısı (AGA solüsyonu) Thrips'ler ve bir çok güveler alkol-gliserin-asetik asit içerisinde depolanabilirler. Odonat nimflerinj öldürmek için bu solüsyon kullanılır ve nimfler yine bu sıvıda depolanabilirler. Gerekli maddeler Miktar %70'lik alkol 88 mi Gliserin 4 mi Glasiyal asetik asit 8 mi

5.Peterson'un KAA Solüsyonu KAA bir çok larva ve özellikle Diptera larvaları için çok iyi bir öldürücü ve aynı zamanda depolama sıyısıdır. Gerekli maddeler Miktar Kerosene 10 m! %95'lik alkol 100 mi Glasiyal asetik asit 20 mi

6. Huffaker'in XA Karışımı Bu karışım Lepidoptexa larvalarının öldürülmesinde kullanılabilecek iyi bir ajandır. XA karışımı örneklerin büzüşmesini engelleyici bir karışımdır. Örnekler öldükten sonra % 95'lik alkol içerisinde muhafaza edilip depolanmalıdırlar. Gerekli maddeler Miktar Ksilol 100 mi Alkol 100 mi

7. DornistropheVıin Sıvısı (SAAB) Bu sıvının orijinali absolu alkol veya saf alkoldür. Karıncalar, bu öldürücü sıvıya konulduklarında hemen ölürler. Bu sıvı içerisinde yumuşak ve gevşemiş bir durumda (relaks) kalırlar. Gerekli maddeler Miktar Distile su 58 mi %95'lik alkol 37 mi Glasiyal asetik asit 5 ml Biklorit (korozif süblime) 0.12 g

8. Kahle'nin Sıvısı (AGF) İçerisindeki alkolden dolayı bu karışım kolaylıkla vücuda nüfuz eder eder. Ancak formalin örneğim dokuları sertleştirerek katılaştırabilir. Gerekli maddeler Miktar %95'lik alkol 100 ml Glasiyal asetik asit 7 ml Formalin 40 ml

9. Pampl'ın Sıvısı (ASFA) Özellikle Trichoptera larvalarını öldürmek için kullanılır. Gerekli maddeler mlktar Glasiyal asetik asit 4 ml Distile su 30 ml Formalin 6 ml %95'lik alkol 15 ml 10. Van Emden Sıvısı (ASFA) Bu sıvı Pampl sıvısından modifiye edilerek hazırlanmıştır. Coleoptera larvalarını Öldürmek ve tespit etmek için kullanılır. Gerekli maddeler Miktar Glasiyal asetik asit 2 ml Distile su 30 ml Formalin 5 ml %95'lik alkol 15 ml 11. Bles Sıvısı (AFA) Coleoptera larvalarının öldürülmesi ve tespit edilmesinde kullanılır. Gerekli maddeler Miktar Glasiyal asetik asit 3 ml Formalin 7 ml %70'lik alkol 90 ml

OMURGASIZLARIIN TOPLANMASI Tek hücreli veya çok hücreli bir organizma olsun, organizmanın herhangi bir kısmının içyapısının araştırılmasında o organizmanın mümkün olduğu kadar canlı duruma, başka bir ifadeyle tabiî durumuna yakın bir yapıda incelenmesi istenir. Canlı organizmayı örnek alındığı duruma mümkün olduğu kadar benzer halde tutmak ve mikroskop altında inceleme esnasında sonraki parçalanma ve değişimleri durdurabilmek için derhal öldürmek gerekir. Organizmayı cansız duruma geçirmek aynı zamanda tutmuş olduğu suyun büyük bir kısmını ayırmak gerekir. Bu gibi amaçlar için organizmayı istenen duruma getirmeye tespit etmek (fiksasyon) denir. Tespit için kullanılan çözeltilere de tespit çözeltileri adı verilir.

Aşağıda Phyllum’lara göre omurgasız numuneleri hakkında bilgi verilmiştir.

Page 54: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

49

1.PORİFERA’NIN TOPLANMASI (SÜNGERLER) Süngerlerin tümü suda yaşar. Yaşamlarını sudaki kayalara, kabuklara ve kendileri için uygun bir yüzeye tutunarak sürdürürler. Az sayıdaki bazı türler dışında genellikle çoğunluğu denizlerde yaşar.

Toplanması: Gelgit yapan sularda ve sığ sularda süngerler herhangi bir cihaza gerek olmadan elle toplanır. Derinde olan sünger türleri suya dalarak ve bulundukları yerden bir keski yardımı ile sökülerek toplanır.

Saklanması: Tatlı su süngerlerini kurutmaya gerek yoktur. Denizden toplanan örnek kurutulur. Deniz örneklerini kurutmadan önce deniz tuzunun alınması için tatlı su ile yıkama yapılması gerekir. Kurutma esnasında iyi havalanabilen ve soğuk yerler kullanılmalıdır. Süngerler çok çabuk bozuldukları için toplanır toplanmaz hemen muhafaza altına alınmalıdır. Bu işlem için etil alkol en iyi koruyucudur. Saklanacak örnekler kavanoz içerisinde %50’lik etil alkole gömülmeli ve 12 saat sonra yeni hazırlanmış % 50’likbir başka etil alkole alınmalıdırlar. 12 saat sonra örnekler %70’lik etil alkole alınmalıdır. % 70’lik etil alkol muhafaza çözeltisidir.

2.CNİDARİA (COELENTERATA)’NIN TOPLANMASI: Coelenterata; Hidraitleri, denizanalarım, denizşakayıklarını ve diğer bazı gurupları içerir.

HİDROZOA:

Çoğu denizde deniz kabuklan üzerinde, kayalar üzerinde ve iskele direklerine tutunmuş olarak yaygınca bulunurlar. Çoğu sesil halde olup bazılarının da serbest yüzen medüzleri vardır.

Toplanması: Sessil olan denizel (marin) türler elle toplanır. Derin sulardaki sessil formlar diğer denizel guruplarla birlikte drej ile toplanır. Serbest yüzen medüzler kayıkla arkadan çekilen bir ağ vasıtası ile toplanır. Hidralar su bitkilerinin yaprakları altında asılı halde bulunurlar. Bunların toplanması pipetle veya kepçe ile olur.

Saklanması: hidrozoa fikse edilmeden önce anesteziye maruz bırakılmalıdır. En çok kullanılan anestezik madde mentoldür. Genel taksonomik amaçlar için hidrozoan %20’lik tamponlanmış formalin solüsyonunda fıkse edilir. Fiksasyonu takiben muhafaza için %10 formalin veya %70’lik etil alkol kullanılır.

SCYPHOZOA:

Büyük denizanalarını içerir. Denizeldir. Genellikle denizin kıyı sularında bulunur.

Toplanması: Küçük pelajik türler plankton kepçesi ile, büyük denizanaları derin kepçe veya bir kova yardımı ile toplanır. Büyük formlar toplanırken tentaküllerdeki nematosistlere temas etmemek için dikkat edilmelidir.

Page 55: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

50

Saklanması: Pelajik Scyphozoa %20’lik tamponlanmış formalin çözeltisinde fikse edilir. Daha sonra %10’luk formalin içinde muhafaza edilir.

ANTHOZOA:

Soliter veya koloni halinde yaşayan, medüzoit formları tamamen kaybolmuştur. Her zaman polip olarak kalırlar. Deniz gülleri, deniz şakayıkları, deniz yelpazeleri, deniz tüyleri (telek), taşsı mercanlar ve boynuzsu mercanlar bu gruba dahildir. Anthozoa Ekvatorun Kuzey ve Güneyindeki 30 enlem derecesi arasında mercan riflerini (resifleri, atolleri, sahil riflerini) meydana getirirler. Gemiler için tehlike teşkil edebilir. Kalsiyum karbonattan sert dış iskelet salgılarlar. Her bir polip dölü, daha önceki dölün iskelet kalıntıları üzerine kurulur ve türün karakteristiği olan “kayalar” inşa edilir. Mercan denilen yapı bu hayvanların iskeletleridir. Denizdeki çok çeşitli omurgasız hayvanlara ve balıklara habitat oluşturur. Günümüzde mercan rifleri çevre problemlerinden zarar görmektedir.

Toplanması: Koloni oluşturan büyük türler elle toplanır. Kendilerini bir yere tespit edenler bir keski yardımı ile bulundukları yerden alınırlar.

Saklanması: Kalkerli iskeleti bulunan türler %70’lik etil alkolde muhafaza edilir. Kalker formalin içerisinde eridiği için muhafazasında formalin tavsiye edilmez.

3. CTENOFORA’NIN TOPLANMASI: Denizel hayvanlardır. Vücutları jelâtinimsi ve tipik bir şekilde küreseldir.

Çapları 3-50 mm arasında değişir. Bazı türler 1.5 metre boya kadar ulaşır.

Toplanması: Planktonik Ctenophora plankton kepçesi ile toplanırlar. Toplamanın gece yapılmasında yarar vardır; çünkü geceleyin yüzeye yakın yerlerde bol miktarlarda bulunurlar.

Saklanması: Büyük türleri muhafaza etmek çok zordur. Fiksasyon öncesi anestezi yapılması gerekmektedir. Anestezi sırasında kloral hidrat kristalleri Ctenophor’un bulunduğu suya katılır. En iyi fıksatif kromik asit-ozmik asit karışımıdır. Bu karşımda bir saat bekletilir. Fiksasyondan sonra %30-40-50-60- 70 etil alkol serilerinden geçirilerek %70’lik etil alkolde muhafaza altına alınır.

4. PLATHELMINTHES‘IN TOPLANMASI: Bu phyllum Turbellaria, Trematoda, Cestoda sınıflarını içerir. Sünger ve sölenterlerden daha yüksek düzeyde organizasyon gösteren yassı ve yumuşak vücutlu hayvanları içerir.

Page 56: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

51

TURBELLARİA

Vücutları oval şekilden uzun şekle doğru değişim gösterir. Baş şeklinde bir çıkıntı içerir. Çoğu türler gri siyahımsı ya da kahverengimsidir. Büyük bir kısmı suculdur. Karasal olan türler de vardır. Karasal olan orman tabanlarında, nemli habitatlarda, yosunlar arasında ve ölü ağaçların alt kısmında bulunur. Sucul (akuatik) formların büyük bir kısmı dipte yaşar. Denizel formlar sığ kıyı sularda bulunur.

Toplanması: Pens yardımı ile elle toplanır. Boya fırçası ile veya çoğu tatlı su türleri ince göz ağı olan kepçelerle su bitkilerinin taranması yöntemi ile toplanır. Deniz sularının dibinde yaşayanlar drej vasıtası ile toplanır.

Saklanması: %70-90 etil alkolde korunur. Yeni yakalanmış örnekler direk muhafaza kabına konulabilir.

TREMATODA

Yassılaşmış oval şekilli, segmentsiz parazitleridir. Ergin halde çeşitli omurgalılarda bulunurlar.

Toplanması: Ektoparazitler konaktan pens yardımı ile toplanır. Genellikle konağın ağzında bulunurlar. Balıklarda yüzgeç ve solungaçlarda bulunurlar. Endoparazitler omurgalıların karaciğerinde bulunur.

Saklanması: Canlı Fasciola hepatica (karaciğer kelebekleri) öncelikle %1’lik tuz çözeltisinde (NaCl) temizlenmelidir. Daha sonra %10’luk formalinde fıkse edilmeli, %5-10’luk formalinde koruma altına alınmalıdır. Tıbbî sülük, benzer şekilde muamele edilir ve saklanır.

CESTODA (ŞERİTLER)

Ergin şeritler genellikle vantuz ya da çengel bulunduran yuvarlak bir başa sahiptir.

Toplanması: Bağırsaktan toplanması esnasında bağırsak duvarına tutunmuş halde bulunan başın kopartmamasına dikkat edilmelidir. Şeritler toplama esnasında bir süre tuz çözeltisinde tutulursa kendiliğinden bağırsaktan ayrılır.

Saklanması: %1’lik tuz çözeltisinde yıkanır. Fiksasyon %50-10 formalin ile yapılır, %3-5’lik formalinde saklanır.

5. ROTİFERA’NIN TOPLANMASI: Silindirik veya silindirik şekle yakın vücuda sahip olup; anteriorda bir sil çelengi taşır. Türlerin çoğunda bu sillerin titreşimi dönen bir tekerlek görünümü verir. Bu nedenle tekerlekli hayvanlar olarak adlandırılır. Çoğunlukla tatlı sularda yaşarlar. Bazıları nemli karasal habitatlarda ve yosunlar arasında yaşar. Birkaç tür de denizde yaşar. Büyük çoğunluğu soliter ve serbest hareketli hayvanlardır.

Page 57: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

52

Toplanması: Pelajik formlar plankton toplanmasındaki yöntemler ile toplanır. Kendilerine sucul bitkilere tespit ederek yaşayanlar toplanırken bitkilerin bir tarafı ışık alabilecek şekilde hazırlanmış cam kavanozlara konur. Üzeri su ile doldurulur. Kavanozlar iki üç saat sakin bir yerde tutulur. Organizmalar yavaş-yavaş ışık alan yüzeye doğru suyun içerisinde toplanırlar. Buradan da pipetler yardımı ile toplanırlar.

Saklanması: Taksonomik amaçlar için zırhlı rotiferler %10’luk formalin çözeltisinde öldürülür ve fikse edilir. Zırhsız olanlar fiksasyondan önce dikkatli bir şekilde anesteziye tabi tutulur. Anestetik madde olarak benzamin hidroklorit kullanılır.

6.NEMATODA’NIN TOPLANMASI: Her iki uç tarafı sivrilmiş silindir şeklinde yuvarlak kurtlardır. Bu gruba ait hayvanlar çoğu sabit olarak yaşamakla beraber bir kısmı da hayvan ve bitkilerde parazit olarak yaşar. Tüm karasal ve sucul habitatlarda bulunurlar.

Toplanması: Toprakta, tatlı suda, kumda ve su yosunları arasında yaşayan serbest türlerin bir kısmı kolayca görülebildikleri için pens veya yağlı boya fırçasıyla toplanabilir. Çamur veya kum içerisinde yaşayanlar yıkama/eleme yöntemiyle toplanabilir. Özellikle organik madde bakımından zengin topraktaki türleri toplamak için Baerman huni tekniği iyi sonuç verir. Serbest yaşayan nematodları toplamak ve organik atıklardan izole etmede ve bitki paraziti nematodları enfekte ettikleri küçük dokulardan izole etmede kullanılır.

Saklanması: Serbest olarak yaşayan büyük nematodlar soğuk ya da sıcak olarak %3-5 formalin veya %70-80 etil alkolde öldürülebilir. Hayvanlarda parazit olarak yaşayan nematodlar vücut dışındaki kutikulanın sert oluşundan dolayı fıksasyonda sıcak suyun kullanılması gerekir. Nematodlar önce %1’lik tuz çözeltisinde çalkalandıktan sonra %70-90’lık sıcak etil alkolde veya %3-5’lik formalinde öldürülüp fikse edilirler. Daha sonra %3 formalin, %70-90’lık etil alkolde uzun süre korunur.

7.MOLLUSCA’NIN TOPLANMASI (YUMUŞAKÇALAR): Deniz, tatlı su ve karada yaşarlar. Bir kısmında gelişim metamorfozludur. Vücut baş, kaslı ayak ve iç organlar kitlesinden oluşur. İç organlar kitlesi, manto adı verilen bir örtü ile örtülüdür. Ağızda radula denilen dişler bulunur. Sölom çok küçülmüştür. Dolaşım sistemleri açıktır. Kanda hemosiyanin bulunur.

Toplanması: Mollusca örneklerinin denizlerde yaşayanlarının toplanması için dalışlar yapılabilir. Örnekler dip kepçesi kullanılarak toplanabilir. Alınan örneklerin bulunduğu derinlikler kaydedilir. Karada yaşayanlar genellikle nemli alanları tercih eder ve elle ya da kepçe yardımıyla toplanabilirler.

Page 58: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

53

Saklanması: Çalışmalarda toplanan örnekler, saklama çözeltisine alınmadan önce 72 g/L magnezyum klorür (MgCl2) çözeltisinde anestezi uygulanırsa büzüşmeden tam şekilleriyle saklanabilir. Formaldehitli saklama çözeltisine canlı olarak giren örneklerin kasılarak kalmaları teşhis için önemli morfolojik özelliklerinin görülmemesine yol açmaktadır. Anesteziden sonra örnekler, %5 formalin saklama çözeltisine alınır. Saklama çözeltisine alınan örneklerin bo-zulmaması için güneş ışığı ve yüksek sıcaklıktan uzak bir yerde tutulmalarına dikkat edilmelidir.

8.ANNELİDA’NIN TOPLANMASI: Bu gruptaki hayvanların vücudu bir seri segmentten oluşmuştur. Metamerik segmantasyon olarak adlandırılan bu durum sadece dıştan görünmeyip aynı zamanda içyapılarda hatta solomda görülür.

Annelida üç sınıfta incelenir:

1. Polychaete: Poliketlerin büyük bir kısmının her bir segmentinde paropod adı verilen ve seta olarak bilinen kıl şeklinde yapıları taşıyan çift haldeki loplu ekstremiteleri vardır. Çoğunlukla denizlerde yaşarlar. Birkaç türü tatlı suda bulunur. Sığ kıyı sularında çamur ve kumda bolca bulunur.

Toplanması: Kayalık sahillerde kaya yarıklarında, deniz yosunları arasında, kabuklu hayvanların üzerinde ve kaya oyuklarında yaygındır. Yosunlar ve kabuklu hayvanlar kayalar üzerinden sökülüp bir kovadaki deniz suyu içerisine bırakıldığında poliketlerin çoğu saklandığı yerden çıkar. Ayrıca kovadaki deniz suyuna magnezyum sülfat ilâve edilirse poliketler saklandıkları yerden rahatlıkla çıkarılabilir. Türler küçüktür. 1 mm gözenekli elekle su içerisine toplanırlar.

Saklanması: Poliketlerin muhafazası çabuk olacaksa %5’lik tamponlanmış formalin ya da %10’luk tamponlanmış dowicil çözeltisi içerisine konur. Her iki çözelti deniz suyu ile hazırlanır. Pelajik olmayan formlar temiz deniz suyunda yıkandıktan sonra %1 ’lik propilen fenoksetole alınmalıdır. Yaklaşık 48 saat fikse edildikten sonra %70-90’lık etil alkolde muhafazaya alınır.

2. Oligochaeta: Bunlarda parapotlar tamamen yok olmuş bazı türlerin vücut duvarında çıkan lateral setalar mevcuttur.

Toplanması: Topraktan yosunlardan yaprak döküntülerinden ve her türlü bitki vejetasyonundan elle toplanır. Ayrıca toprağa potasyum permanganat ve formalin vererek topraktan kendiliğinden çıkarlar.

Saklanması: Fiksasyon işleminden önce anasteziye tabi tutulur. En etkili uyuşturucu %5-10’luk etil alkol veya %1’lik propilen fenoksetol’dur. Uyuşturmayı takiben %4’lük formalin veya %10’luk dowicil çözeltisinde fikse edilir. 24 saat fîksasyona tabi tutulduktan sonra yıkanarak %70-90’lık etil alkolde veya % 1 Tik propilen fenoksetol çözeltisinde karışım altına alınır.

Page 59: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

54

3. Hirudinae (Sülükler): Silindirik ve yassı Annelidler olup; çoğunda seta bulunmaz ve vücutları segmentlidir.

Toplanması: Sucul türler çoğunlukla sığ sularda taş altlarında ve organik madde artıkları arasında bulunurlar. Hızlı yüzen türler kepçe ile toplanır, karasal türler pensle toplanır.

Saklanması: Öldürülmeden önce vücut gevşek hale getirilmelidir. Arazide kullanılan anestezik maddeler %5-10’luk formalin çözeltisi veya % 1 Tik propilen fenoksetoldur. Genellikle %4’lük formalin çözeltisinde öldürülür, %4’lük formalin ve %10’luk dowicil çözeltisinde saklanır. Etil alkol ve propilen fenok- sit hayvanın rengini bozacağından saklama çözeltisi olarak kullanılmaz.

Şekil : Hirudo medicinalis (Tıbbî sülük).

9. ARTHROPODA‘NIN TOPLANMASI: Myriapoda:

Çıyanlar ve kırkayaklar bu gruptadır. Çoğunlukla ölü çürümüş bitkisel materyallerle beslenirler. Toprakta yaprak parçaları arasında ve taş altlarında bulunurlar. Çok küçük olanlar Baerman hunisi ile toplanır. Saklanması: Çıyan ve kırkayaklar saklama çözeltisine alınmadan önce etil asetat buharı ile uyuşturulmaları ve daha sonrada öldürülmeleri gerekir. Bunu takiben %70-90’hk etil alkolde korunur. Saklanmasında formalin kullanılmaz.

Şekil : Lithobius (Taşa akan, Çiyan). Crustacea:

Çoğunlukla sucul olan, solungaçla veya deri ile solunum yapan formlardır. Başlarının ön tarafında iki çift anten vardır. Çok değişken özellikte larval formları vardır. Toplanması: Sesil ya da dip türlerinin larvaları (larval safhaları) dâhil serbest yaşayan tüm formlar plankton toplamada kullanılan genel metotlarla yapılır. Normal örnek alma tekniğine uygun olmayan yerlerde, örneğin kayalardaki ve mercanlar arasındaki türler toplayıcının suya dalmasıyla toplanabilir. Dipte yaşayan ostropotları toplamak için en etkili yol sahil boyunca dalgaya maruz kum tabakasının kazınmasıyla olur. Sığ sularda yaşayan büyük türler balıkçılar

Page 60: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

55

tarafından kullanılan çeşitli ölçülerdeki ağ, sepet ve farklı tuzaklarla yakalanırlar. Nehir ağzındaki veya kıyıya yakın yerlerdeki yengeçlerdeki naylon çorabın ayak kısmına balık artıkları içeren düğümler atılarak su içerisine bir ip yardımıyla bırakılır. Çoraptaki balık artıklarını yemek isteyen yengeçlerin naylon bir çorabın naylon ipliklere takılarak tutulmaları sağlanır. Göl ve havuzdaki küçük Crustacae örnekleri el kepçesi veya etrafı telden geniş ağ gözü içeren ve içi ince gözenekli ağla döşeli kepçelerle toplanabilir. Karasal formlar nemli topraklarda taş altlarında ve bitkisel maddeler arasında pensle ve elle toplanabilir.

Saklanması: Saklanmadan önce özellikle renkleri ile ilgili not alınması gerekir. Renkler kısa sürede kaybolur. İnce gözlü ağlarla toplanan formlar deniz suyuna, az yoğunluktaki formalin ilâvesi ile öldürülebilir. Bunu takiben deniz suyu ve tatlı suda hazırlanmış %5’lik tamponlanmış formalin ile fıkse edilirler. Deniz dibinden alınan örnekler %5’lik formalin içeren dar tüpler içerisinde saklanır.

Şekil : Crustacea, Potamobius (İstakoz)

Şekil : Potamon (Yengeç) Arachnida:

Örümcekler ve akrabaları (Arachnida), Chelicerata alt şubesine ait omurgasız eklembacaklıları kapsayan bir sınıftır. Keliserli eklembacaklılar, örümcekler, akrepler, opalinidler, keneler ve maytlar olarak bilinen 65,000 den 73,000’ e kadar türe sahiptirler. Toplanması: Arachnida örneklerinin toplanmasında aspiratör, atrap, şemsiye, çukur tuzak ve maşa kullanılabilir. Arazide yakalanan örnekler, içinde %70 etilen glikol bulunan tüp veya

Page 61: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

56

kavanozlara konulabilir.Saklanması: Arachnid’ler %70’lik etil alkolde öldürülerek bu ortamda uzun süre saklanabilir. Toplama sırasında örnekler genellikle elle tutulmaz. Uygun ağızlı bir pens bu iş için yeterlidir. Ayrıca kapalı sürekli kutularda, kurutularak da saklanabilir.

Şekil. Scorpion (Akrep)

Page 62: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

57

Page 63: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

58

Page 64: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

A R A Z İ Ç A L I Ş M A S I

59

TEMEL İLKYARDIM UYGULAMALARI İlkyardımn nasıl yapılır.

İlkyardım nedir?

Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini önleyebilmek amacı ile olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın, mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.

Acil tedavi nedir?

Acil tedavi ünitelerinde, hasta/yaralılara doktor ve sağlık personeli tarafından yapılan tıbbi müdahalelerdir.

İlkyardım ve acil tedavi arasındaki fark nedir?

Acil tedavi bu konuda ehliyetli kişilerce gerekli donanımla yapılan müdahale olmasına karşın, ilkyardım bu konuda eğitim almış herkesin olayın olduğu yerde bulabildiği malzemeleri kullanarak yaptığı hayat kurtarıcı müdahaledir.

İlkyardımcı kimdir?

İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan eğitim almış kişi ya da kişilerdir.

Bölüm

7

Page 65: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

60

İlkyardımın öncelikli amaçları nelerdir?

� Hayati tehlikenin ortadan kaldırılması,

� Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesinin sağlanması,

� Hasta/yaralının durumunun kötüleşmesinin önlenmesi,

� İyileşmenin kolaylaştırılması.

İlkyardımın temel uygulamaları nelerdir?

İlkyardım temel uygulamaları Koruma, Bildirme, Kurtarma (KBK) olarak ifade edilir.

Koruma:

Kaza sonuçlarının ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesini kapsar. En önemli işlem olay yerinde oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır.

Bildirme:

Olay / kaza mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde telefon veya diğer kişiler aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Türkiye'de ilkyardım gerektiren her durumda telefon iletişimleri, 112 acil telefon numarası üzerinden gerçekleştirilir.

112’nin aranması sırasında nelere dikkat edilmelidir?

� Sakin olunmalı ya da sakin olan bir kişinin araması sağlanmalı,

� 112 merkezi tarafından sorulan sorulara net bir şekilde cevap verilmeli,

� Kesin yer ve adres bilgileri verilirken, olayın olduğu yere yakın bir caddenin ya da çok bilinen bir yerin adı verilmeli,

� Kimin, hangi numaradan aradığı bildirilmeli,

� Hasta/yaralı(lar)ın adı ve olayın tanımı yapılmalı,

� Hasta/yaralı sayısı ve durumu bildirilmeli,

� Eğer herhangi bir ilkyardım uygulaması yapıldıysa nasıl bir yardım verildiği belirtilmeli,

� 112 hattında bilgi alan kişi, gerekli olan tüm bilgileri aldığını söyleyinceye kadar telefon kapatılmamalıdır.

Kurtarma (Müdahale):

Olay yerinde hasta / yaralılara müdahale hızlı ancak sakin bir şekilde yapılmalıdır.

İlkyardımcının müdahale ile ilgili öncelikli yapması gerekenler nelerdir?

� Hasta / yaralıların durumu değerlendirilir (ABC) ve öncelikli müdahale edilecekler belirlenir,

� Hasta/yaralının korku ve endişeleri giderilir,

� Hasta/yaralıya müdahalede yardımcı olacak kişiler organize edilir,

Page 66: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

61

� Hasta/yaralının durumunun ağırlaşmasını önlemek için kendi kişisel olanakları ile gerekli müdahalelerde bulunulur,

� Kırıklara yerinde müdahale edilir,

� Hasta/yaralı sıcak tutulur,

� Hasta/yaralının yarasını görmesine izin verilmez,

� Hasta/yaralıyı hareket ettirmeden müdahale yapılır,

� Hasta/yaralının en uygun yöntemlerle en yakın sağlık kuruluşuna sevki sağlanır (112) (Ancak, ağır hasta/yaralı bir kişi hayati tehlikede olmadığı sürece asla yerinden kıpırdatılmamalıdır).

İlkyardımcının özellikleri nasıl olmalıdır?

Olay yeri genellikle insanların telaşlı ve heyecanlı oldukları ortamlardır. Bu durumda ilkyardımcı sakin ve kararlı bir şekilde olayın sorumluluğunu alarak gerekli müdahaleleri doğru olarak yapmalıdır. Bunun için bir ilkyardımcıda aşağıdaki özelliklerin olması gerekmektedir:

� İnsan vücudu ile ilgili temel bilgilere sahip olmalı,

� Önce kendi can güvenliğini korumalı,

� Sakin, kendine güvenli ve pratik olmalı,

� Eldeki olanakları değerlendirebilmeli,

� Olayı anında ve doğru olarak haber vermeli (112’yi aramak),

� Çevredeki kişileri organize edebilmeli ve onlardan yararlanabilmeli,

� İyi bir iletişim becerisine sahip olmalıdır.

Hayat kurtarma zinciri nedir?

Hayat kurtarma zinciri 4 halkadan oluşur. Son iki halka ileri yaşam desteğine aittir ve ilkyardımcının görevi değildir.

1.Halka - Sağlık kuruluşuna haber verilmesi

2.Halka - Olay yerinde Temel Yaşam Desteği yapılması

3.Halka - Ambulans ekiplerince müdahaleler yapılması

4.Halka - Hastane acil servislerinde müdahale yapılmasıdır.

İlkyardımın ABC si nedir?

Bilinç kontrol edilmeli, bilinç kapalı ise aşağıdakiler hızla değerlendirilmelidir: A. Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi B. Solunumun değerlendirilmesi ( Bak-Dinle-Hisset)

C. Dolaşımın değerlendirilmesi (Şah damarından 5 saniye nabız alınarak yapılır)

Page 67: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

62

HASTA/YARALININ VE OLAY YERİNİN

DEĞERLENDİRİLMESİ

İlkyardımcının bilmesi gereken ve vücudu oluşturan sistemler nelerdir?

İlkyardımcının insan vücudu, yapısı ve işleyişi konusunda bazı temel kavramları bilmesi, ilkyardımcı olarak yapacağı müdahalelerde bilinçli olmasını kolaylaştırır.

Hareket sistemi: Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve koruyucu görev yapar. Hareket sistemi şu yapılardan oluşur:

� Kemikler

� Eklemler

� Kaslar

Dolaşım sistemi: Vücut dokularının oksijen, besin, hormon, bağışıklık elemanı ve benzeri elemanları taşır ve yeniden geriye toplar. Dolaşım sistemi şu yapılardan oluşur:

� Kalp

� Kan damarları

� Kan

Sinir sistemi: Bilinç, anlama, düşünme, algılama, hareketlerinin uyumu, dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi şu yapılardan oluşur:

� Beyin

� Beyincik

� Omurilik

� Omurilik soğanı

Solunum sistemi: Vücuda gerekli olan gaz alışverişi görevini yaparak hücre ve dokuların oksijenlenmesini sağlar. Solunum sistemi şu organlardan oluşur:

� Solunum yolları

� Akciğerler

Boşaltım sistemi: Kanı süzerek gerekli maddelerin vücutta tutulması, zararlı olanların atılması görevlerini yaparak vücutta iç dengeyi korur. Boşaltım sistemi şu organlardan oluşur:

� İdrar borusu

� İdrar kesesi

� İdrar kanalları

� Böbrekler

Sindirim sistemi: Ağızdan alınan besinlerin öğütülerek sindirilmesi ve kan dolaşımı vasıtasıyla vücuda dağıtılmasını sağlar. Sindirim sistemi şu organlardan oluşur:

Page 68: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

63

� Dil ve dişler

� Yemek borusu

� Mide

� Safra kesesi

� Pankreas

� Bağırsaklar

Yaşam Bulguları İle İlgili Önemli Göstergeler Nelerdir?

Hasta/yaralıyı değerlendirmeden önce yaşam bulgularının anlamlarının bilinmesi gerekmektedir. Çünkü; bu bulguların var veya yok olması yapılacak müdahaleler için önem taşımaktadır.Yaşam bulguları dediğimizde, hasta/yaralının;

—Bilinci,

—Solunumu,

—Dolaşımı,

—Vücut Isısı,

—Kan Basıncından söz edilmektedir.

Bilinç Durumunun Değerlendirilmesi:

Öncelikle, hasta/yaralının bilinç durumu değerlendirilir.

Normal bir kişi kendine yöneltilen tüm uyarılara cevap verir. Bilinç düzeyi yaralanmanın ağırlığını gösterir. Bilinç düzeyleri;

Kişinin bilinci yerinde ise= Tüm uyarılara cevap verir.

1 Derece Bilinç Kaybı = Sözlü ve gürültülü uyaranlara cevap verir.

2 Derece Bilinç Kaybı = Ağrılı uyaranlara cevap verir.

3 Derece Bilinç Kaybı = Tüm uyaranlara karşı tepkisizdir, cevap vermez,

Solunum Değerlendirilmesi:

Hasta/yaralının solunumu değerlendirilirken;

—solunum sıklığına,

—Solunum aralıklarının eşitliğine,

—Solunum derinliği’ne bakılır.

Kişinin 1 dakika içinde nefes alma ve verme sayısı solunum sıklığıdır.

—Sağlıklı yetişkin bir kişide dakikada solunum sayısı 12–20,

—Çocuklarda 16–22,

—Bebeklerde 18-24’dür.

Kan Basıncının Değerlendirilmesi:

Page 69: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

64

Hasta/yaralı değerlendirilirken kan basıncı kontrol edilmez. Ancak, kan basıncının anlamının bilinmesi önemlidir.

Kalbin kasılma ve gevşeme anında damar duvarına yaptığı basınçtır. Kalbin kanı pompalama gücünü gösterir. Normal değeri 100/50- 140/100 mm Hg’dir.

Nabız Değerlendirilmesi:

Kalp atımlarının atardamar duvarına yaptığı basıncın damar duvarında parmak uçlarıyla hissedilmesine nabız denmektedir.

—Yetişkin bir kişide normal nabız sayısı dakikada 60–100,

—Çocuklarda 100–120,

—Bebeklerde 100-140’dır.

Vücutta nabız alınabilen bölgeler nelerdir?

� Şah damarı (adem elmasının her iki yanında)

� Ön-kol damarı (Bileğin iç yüzü, başparmağın üst hizası)

� Bacak damarı (Ayak sırtının merkezinde)

� Kol damarı (Kolun iç yüzü, dirseğin üstü)

Hasta/yaralıların dolaşımını değerlendirirken, çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından nabız alınır.

Vücut Isısının Değerlendirilmesi:

İlkyardımda vücut ısısı koltuk altından ölçülmelidir.

Normal vücut ısısı 36,5 C’dir. Normal değerin üstünde olması yüksek ateş, altında olması düşük ateş olarak belirtilir. 41–42 C üstü ve 34,5 C tehlike olduğunu ifade eder. 31.0 C ve altı ölümcüldür.

Hasta/yaralının değerlendirilmesinin amacı nedir?

� Hastalık ya da yaralanmanın ciddiyetinin değerlendirmesi,

� İlkyardım önceliklerinin belirlenmesi,

� Yapılacak ilkyardım yönteminin belirlenmesi,

� Güvenli bir müdahale sağlanması.

Hasta/yaralının ilk değerlendirilme aşamaları nelerdir?

Hasta/yaralıya sözlü uyaranla ya da hafifçe omzuna dokunarak “iyi misiniz?” diye sorularak bilinç durumu değerlendirmesi yapılır. Bilinç durumunun değerlendirilmesi daha sonraki aşamalar için önemlidir. Buna göre hasta/yaralının ilk değerlendirilme aşamaları şunlardır:

A. Havayolu açıklığının değerlendirilmesi:

� Özellikle bilinç kaybı olanlarda dil geri kaçarak solunum yolunu tıkayabilir ya da kusmuk, yabancı cisimlerle solunum yolu tıkanabilir. Havanın akciğerlere ulaşabilmesi için hava yolunun açık olması gerekir.

Page 70: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

65

� Hava yolu açıklığı sağlanırken hasta/yaralı baş, boyun, gövde ekseni düz olacak şekilde yatırılmalıdır.

� Bilinç kaybı belirlenmiş kişide; ağız içine önce göz ile bakılmalı, eğer yabancı cisim var ise işaret parmağı yandan ağız içine sokularak cisim çıkartılmalıdır.

� Daha sonra bir el hasta/yaralının alnına, diğer elin 2 parmağı çene kemiğinin üzerine koyulur, alından bastırılıp çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilip Baş-Çene pozisyonu verilir. Bu işlemler sırasında sert hareketlerden kaçınılmalıdır.

B. Solunumun değerlendirilmesi:

İlkyardımcı, başını hasta/yaralının göğsüne bakacak şekilde yan çevirerek yüzünü hasta/yaralının ağzına yaklaştırır, Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile solunum yapıp yapmadığını 5 saniye süre ile değerlendirir.

� Göğüs kafesinin solunum hareketine bakılır,

� Eğilip kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenir ve hastanın soluğunu yanağında hissetmeye çalışılır,

Solunum yoksa derhal yapay solunuma başlanır.

C. Dolaşımın değerlendirilmesi:

Dolaşımın değerlendirilmesi için ilkyardımcı; çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından 3 parmakla 5 saniye süre ile nabız almaya çalışılır.

İlk değerlendirme sonucu hasta/yaralının bilinci kapalı fakat solunum ve nabzı varsa derhal koma pozisyonuna getirerek diğer yaralılar değerlendirilir.

Hasta/yaralının ikinci değerlendirmesi nasıl olmalıdır?

İlk muayene ile hasta/yaralının yaşam belirtilerinin varlığı güvence altına alındıktan sonra ilkyardımcı ikinci muayene aşamasına geçerek baştan aşağı muayene yapar.

İkinci değerlendirme aşamaları şunlardır:

Görüşerek bilgi edinme:

� Kendini tanıtır,

� Hasta/yaralının ismini öğrenir ve adıyla hitap eder,

� Hoşgörülü ve nazik davranarak güven sağlar,

� Hasta/yaralının endişelerini gidererek rahatlatır,

� Olayın mahiyeti, koşulları, kişisel özgeçmişleri, sonuç olarak ne yedikleri, kullanılan ilaçlar ve alerjinin varlığı sorularak öğrenilir.

Baştan aşağı kontrol yapılır:

� Bilinç düzeyi, anlama, algılama,

� Solunum sayısı, ritmi, derinliği,

� Nabız sayısı, ritmi, şiddeti,

Page 71: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

66

� Vücut veya cilt ısısı, nemi, rengi

Baş: Saç, saçlı deri, baş ve yüzde yaralanma, morluk olup olmadığı, kulak ya da burundan sıvı veya kan gelip gelmediği değerlendirilir, ağız içi kontrol edilir.

Boyun: Ağrı, hassasiyet, şişlik, şekil bozukluğu araştırılır. Aksi ispat edilinceye kadar boyun zedelenmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir.

Göğüs kafesi: Saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu ya da morarma olup olmadığı, hafif baskı ile ağrı oluşup oluşmadığı, kanama olup olmadığı değerlendirilmelidir. Göğüs kafesi genişlemesinin normal olup olmadığı araştırılmalıdır. Göğüs muayenesinde eller arkaya kaydırılarak hasta/yaralının sırtı da kontrol edilmelidir.

Karın boşluğu: Saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu, şişlik, morarma, ağrı ya da duyarlılık olup olmadığı ve karnın yumuşaklığı değerlendirilmelidir. Eller bel tarafına kaydırılarak muayene edilmeli, ardından kalça kemiklerinde de aynı araştırma yapılarak kırık veya yara olup olmadığı araştırılmalıdır.

Kol ve bacaklar: Kuvvet, his kaybı varlığı, ağrı, şişlik, şekil bozukluğu, işlev kaybı ve kırık olup olmadığı, nabız noktalarından nabız alınıp alınmadığı değerlendirilmelidir.

İkinci değerlendirmeden sonra mevcut duruma göre yapılacak müdahale yöntemi seçilir.

Olay yerini değerlendirmenin amacı nedir?

� Olay yerinde tekrar kaza olma riskinin ortadan kaldırılması,

� Olay yerindeki hasta/yaralı sayısının ve türlerinin belirlenmesidir.

Olay yerinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesinin ardından yapılacak müdahaleler planlanır.

Olay yerinin değerlendirilmesinde yapılacak işler nelerdir?

Herhangi bir olay yerinin değerlendirilmesinde aşağıdakiler mutlaka yapılmalıdır:

� Kazaya uğrayan araç mümkünse yolun dışına ve güvenli bir alana alınmalı, kontağı kapatılmalı, el freni çekilmeli, araç LPG’li ise aracın bagajında bulunan tüpün vanası kapatılmalıdır,

� Olay yeri yeterince görünebilir biçimde işaretlenmelidir. Kaza noktasının önüne ve arkasına gelebilecek araç sürücülerini yavaşlatmak ve olası bir kaza tehlikesini önlemek için uyarı işaretleri yerleştirilmeli; bunun için üçgen reflektörler kullanılmalıdır,

� Olay yerinde hasta/yaralıya yapılacak yardımı güçleştirebilecek veya engelleyebilecek meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır,

� Olası patlama ve yangın riskini önlemek için olay yerinde sigara içilmemelidir,

� Gaz varlığı söz konusu ise oluşabilecek zehirlenmelerin önlenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır,

� Ortam havalandırılmalıdır,

� Kıvılcım oluşturabilecek ışıklandırma veya çağrı araçlarının kullanılmasına izin verilmemelidir,

Page 72: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

67

� Hasta/yaralı yerinden oynatılmamalıdır,

� Hasta/yaralı hızla yaşam bulguları yönünden (ABC) değerlendirilmelidir,

� Hasta/yaralı kırık ve kanama yönünden değerlendirilmelidir,

� Hasta/yaralı sıcak tutulmalıdır,

� Hasta/yaralının bilinci kapalı ise ağızdan hiçbir şey verilmemelidir,

� Tıbbi yardım istenmelidir (112),

� Hasta/yaralının endişeleri giderilmeli, nazik ve hoşgörülü olmalıdır,

� Hasta/yaralının paniğe kapılmasını engellemek için yarasını görmesine izin verilmemelidir,

� Hasta/yaralı ve olay hakkındaki bilgiler kaydedilmelidir,

� Yardım ekibi gelene kadar olay yerinde kalınmalıdır.

TEMEL YAŞAM DESTEĞİ

Solunum ve kalp durması nedir?

Solunum durması: Solunum hareketlerinin durması nedeniyle vücudun yaşamak için ihtiyacı olan oksijenden yoksun kalmasıdır. Hemen yapay solunuma başlanmaz ise bir süre sonra kalp durması meydana gelir.

Kalp durması: Bilinci kapalı kişide kalp atımının olmaması durumudur. Kalp durmasına en kısa sürede müdahale edilmezse dokuların oksijenlenmesi bozulacağı için beyin hasarı oluşur.

Kişide solunumun olmaması, bilincin kapalı olması, hiç hareket etmemesi ve uyaranlara cevap vermemesi kalp durmasının belirtisidir.

Temel Yaşam Desteği nedir?

Yaşam kurtarmak amacı ile hava yolu açıklığı sağlandıktan sonra, solunumu ve/veya kalbi durmuş kişiye yapay solunum ile akciğerlerine oksijen gitmesini, dış kalp masajı ile de kalpten kan pompalanmasını sağlamak üzere yapılan ilaçsız müdahalelerdir.

Hava yolunu açmak için baş geri çene yukarı pozisyonu nasıl verilir?

Bilinci kapalı bütün hasta/yaralılarda solunum yolu kontrol edilmelidir. Çünkü dil geriye kayabilir ya da herhangi bir yabancı madde solunum yolunu tıkayabilir. Önce ağız içine gözle bakılır, eğer yabancı cisim var ise çıkarıldıktan sonra hastaya baş geri çene yukarı pozisyonu verilir.

Bunun için;

� Bir el alına yerleştirilir,

Page 73: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

68

� Diğer elin iki parmağı çene kemiğinin üzerine yerleştirilir,

� Alından bastırılıp, çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilir,

� Böylece dil yerinden oynatılarak hava yolu açıklığı sağlanmış olur.

Yapay solunum nasıl yapılır?

� Hasta/yaralının hava yolu açıldıktan sonra, solunum Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile değerlendirilir,

� Normal solunum yoksa( solunum yoksa veya yetersiz ve düzensiz ise) hemen yapay solunuma başlanır.

YETİŞKİNLERDE DIŞ KALP MASAJI VE YAPAY SOLUNUMUN BİRLİKTE UYGULANMASI 1- Kendisinin ve hasta/yaralının güvenliğinden emin olunur, 2- Hasta/yaralının omuzlarına dokunup “iyi misiniz?” diye sorularak bilinci kontrol edilir; eğer bilinci yok ise: 3- Çevreden yüksek sesle yardım çağrılır; 112 aratılır; 4- Hasta/yaralı sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılır, 5- Hasta/yaralının yanına diz çökülür, 6- Hasta/yaralının boynunu ve göğsünü saran giysiler açılır,

7- Hasta/yaralının ağız içi kontrol edilir; görünen yabancı cisim var ise çıkartılır, 8- Hava yolunu açmak için bir el hasta/yaralının alnına, diğer elin iki parmağı çene kemiğinin üzerine yerleştirilir,

9- Çene kemiğinin uzun kenarı yere dik gelecek şekilde alından bastırılıp, çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilir; hastaya baş geri çene yukarı pozisyonu verilir, 10- Hasta/yaralının solunum yapıp yapmadığı bak-dinle-hisset yöntemiyle 10 saniye süre ile kontrol edilir:

• Göğüs kafesinin solunum hareketlerine bakılır, • Eğilip, kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenirken diğer el göğüs üzerine hafifçe yerleştirilerek hissedilir.

11- Hasta/ yaralının solunumu yok ise, 12- Çevrede başka kimse yok ve ilkyardımcı yalnız ise, kendisi 112’yi arar, 13- Kalp basısı uygulamak için göğüs kemiğinin alt ve üst ucu tespit edilerek alt yarısına bir elin topuğu yerleştirilir, 14- Diğer el bu elin üzerine yerleştirilir, 15- Her iki elin parmakları birbirine kenetlenir, 16- Ellerin parmakları göğüs kafesiyle temas ettirilmeden, dirsekler bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde tutulur, 17- Göğüs kemiği 5 cm aşağı inecek şekilde ( yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır, 18- Baş geri çene yukarı pozisyonu tekrar verilerek hava yolu açıklığı sağlanır, 19- Alnın üzerine konulan elin baş ve işaret parmağını kullanarak hasta/ yaralının burnu kapatılır,

Page 74: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

69

20- Normal bir soluk alınır, baş geri çene yukarı pozisyonunda iken hasta/yaralının ağzını içine alacak şekilde ağız yerleştirilir, 21- Hasta /yaralının göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 kurtarıcı nefes verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir, 22- Hasta/ yaralıya 30 kalp masajından sonra 2 solunum yaptırılır, (30;2) 23- Temel yaşam desteğine hasta/yaralının yaşamsal refleksleri veya tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam edilir. ÇOCUKLARDA (1-8 YAŞ) DIŞ KALP MASAJI VE YAPAY SOLUNUMUN BİRLİKTE UYGULANMASI 1- Kendisinin ve çocuğun güvenliğinden emin olunur, 2- Çocuğun omuzlarına dokunup “iyi misiniz?” diye sorularak bilinci kontrol edilir; eğer bilinci yok ise: 3- Çevreden yüksek sesle yardım çağrılır; 112 aratılır; 4- Çocuk sert bir zemin üzerine sırt üstü yatırılır, 5- Çocuğun yanına diz çökülür, 6- Çocuğun boynunu ve göğsünü saran giysiler açılır, 7- Ağız içi gözle kontrol edilir; hava yolu tıkanıklığına neden olan yabancı cisim var ise çıkartılır, 8- Hava yolunu açmak için bir el hasta/yaralının alnına, diğer elin iki parmağı çene kemiğinin üzerine yerleştirilir,

9- Çene kemiğinin uzun kenarı yere dik gelecek şekilde alından bastırılıp, çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilir; çocuğa baş geri çene yukarı pozisyonu verilir, 10- Hasta/yaralının solunum yapıp yapmadığı bak-dinle-hisset yöntemiyle 10 saniye süre ile kontrol edilir:

• Göğüs kafesinin solunum hareketlerine bakılır, • Eğilip, kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenirken diğer el göğüs üzerine hafifçe yerleştirilerek hissedilir.

11- Solunum yok ise; alnın üzerine konulan elin baş ve işaret parmağını kullanarak çocuğun burnu kapatılır, 12-Baş geri çene yukarı pozisyonunda iken çocuğun ağzını içine alacak şekilde ağız yerleştirilir, 13- Çocuğun göğsünü yükseltmeye yarayacak kadar her biri 1 saniye süren 2 nefes verilir, havanın geriye çıkması için zaman verilir, 14- Kalp basısı uygulamak için göğüs kemiğinin alt ve üst ucu tespit edilerek alt yarısına bir elin topuğu yerleştirilir, (çocuk yetişkin görünümündeyse yetişkinlerde olduğu gibi iki el ile kalp basısı uygulanır ) , 15- Elin parmakları göğüs kafesiyle temas ettirilmeden, dirsek bükülmeden, göğüs kemiği üzerine vücuda dik olacak şekilde tutulur, 16- Göğüs kemiği 5 cm aşağı inecek şekilde ( yandan bakıldığında göğüs yüksekliğinin 1/3’ü kadar) 30 kalp basısı uygulanır, bu işlemin hızı dakikada 100 bası olacak şekilde ayarlanır, 17- Çocuğa 30 kalp masajından sonra 2 solunum yaptırılır (30;2) , 18- İlkyardımcı yalnız ise; 30;2 göğüs basısının 5 tur tekrarından sonra 112’yi kendisi arar, 19- Temel yaşam desteğine çocuğun yaşamsal refleksleri veya tıbbi yardım gelene kadar kesintisiz devam edilir. Hava yolu tıkanıklığı nedir?

Page 75: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

70

Hava yolunun, solunumu gerçekleştirmek için gerekli havanın geçişine engel olacak şekilde tıkanmasıdır. Tıkanma tam tıkanma ya da kısmi tıkanma şeklinde olabilir.

Hava yolu tıkanıklığı belirtileri nelerdir?

Kısmi tıkanma belirtileri:

� Öksürür,

� Nefes alabilir,

� Konuşabilir.

� Bu durumda hastaya dokunulmaz, öksürmeye teşvik edilir.

Tam tıkanma belirtileri:

� Nefes alamaz,

� Acı çeker, ellerini boynuna götürür,

� Konuşamaz,

� Rengi morarmıştır. Bu durumda Heimlich Manevrası (=Karına bası uygulama) yapılır.

Bilinci yerinde tam tıkanıklık olan kişilerde Heimlich Manevrası (=Karına bası uygulama) nasıl uygulanır?

� Hasta ayakta ya da oturur pozisyonda olabilir,

� Hastanın yanında veya arkasında durulur,

� Bir elle göğsü desteklenerek öne eğilmesi sağlanır,

� Diğer elin topuğu ile hızla 5 kez sırtına ( kürek kemikleri arasına) süpürür tarzda vurulur,

� Tıkanıklığın açılıp açılmadığına bakılır, açıldıysa işlem durdurulur,

� Tıkanıklık açılmadıysa heimlich manevrası yapılır;

� Hastanın arkasına geçip sarılarak gövdesi kavranır,

� Bir elin başparmağı midenin üst kısmına, göğüs kemiği altına gelecek şekilde yumruk yaparak konur. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır,

� Kuvvetle arkaya ve yukarı doğru bastırılır,

� Bu hareket 5 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar tekrarlanır,

� Tıkanıklık açılmadıysa tekrar sırtına vurulur,

� Bu işlemler 5’er kez olacak şekilde dönüşümlü olarak tekrarlanır,

� Hastanın bilinci kapanırsa, sert zemin üzerine yatırılır,

� Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir,

� Tıbbi yardım istenir (112),

Page 76: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

71

� Temel yaşam desteği uygulanır.

Bilincini kaybetmiş(=bilinci kapalı) kişilerde Heimlich Manevrası:

� Hasta yere yatırılır, yan pozisyonda sırtına 5 kez vurulur,

� Tıkanma açılmadığı takdirde hasta düz bir zeminde başı yana çevrilir,

� Hastanın bacakları üzerine ata biner şekilde oturulur,

� Bir elin topuğunu göbek ile göğüs kemiği arasına yerleştirilir, diğer el üzerine konur,

� Göbeğin üzerinden kürek kemiklerine doğru eğik bir baskı uygulanır,

� Şah damarından nabız ve solunum değerlendirilir,

� İşleme yabancı cisim çıkıncaya kadar devam edilir,

� Tıbbi yardım istenir (112),

� Bu hareketi 5–7 kez yabancı cisim çıkıncaya kadar ya da yardım gelinceye kadar devam edin,

� Bu tür olgularda havayolu tıkanıklığından şüphelenildiğinde, ilkyardımcılar Temel Yaşam Desteği uygulamalarını yapacaklardır. Kurtarıcı nefes verdikten sonra hava gitmiyorsa tıkanıklık olduğu düşünülür, ilkyardımcı ağız içinde yabancı cisim olup olmadığını kontrol etmeli, yabancı cisim görüyorsa çıkarmalıdır.

Bebeklerde tam tıkanıklık olan hava yolunun açılması (*):

� Bebek ilkyardımcının bir kolu üzerine ters olarak yatırılır,

� Başparmak ve diğer parmakların yardımıyla bebeğin çenesi kavranarak boynundan tutulur ve yüzüstü pozisyonda öne doğru eğilir,

� Baş gergin ve gövdesinden aşağıda bir pozisyonda tutulur,

� 5 kez el bileğinin iç kısmı ile bebeğin sırtına kürek kemiklerinin arasına hafifçe vurulur,

� Diğer kolun üzerine başı elle kavranarak sırtüstü çevrilir,

� Yabancı cismin çıkıp çıkmadığına bakılır,

� Çıkmadıysa başı gövdesinden aşağıda olacak sırtüstü şekilde tutulur,

� 5 kez iki parmakla göğüs kemiğinin alt kısmından karnın üs kısmına baskı uygulanır,

� Yabancı cisim çıkana kadar devam edilir,

� Tıbbi yardım istenir (112)

(*)Bebek çok küçük ise ve karından baskı uygulanamıyorsa bebekler için yukarıda anlatılan uygulamalar yapılır. Ancak diğer hallerde bebeklerde yapılan uygulamalar, bilinci kapalı erişkinlerde yapılan Heimlich Manevrası uygulamaları ile aynıdır.

Kısmi tıkanıklık olan kişilerde nasıl ilkyardım uygulanır? Eğer kişinin hava yolunda yeterli hava giriş çıkışı mevcutsa, kazazede öksürmeye teşvik edilmeli, yakından izlenmeli ve başka bir girişimde bulunulmamalıdır. Kazazedenin henüz ayakta durabildiği bu dönemde onun arka tarafında yer alınmalıdır,

Page 77: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

72

� Bu durumda, kazazede öncelikle bulunduğu pozisyonda bırakılmalıdır,

� Kazazedenin solunum ve öksürüğü zayıflarsa ya da kaybolursa ve morarma saptanırsa derhal girişimde bulunulmalıdır,

� Belirgin bir yabancı cisim, yerinden çıkmış veya gevşemiş takma dişleri varsa bunlar yerinden çıkarılır,

� Eğer yabancı cisim görülemiyorsa ve hastanın durumu kötüye gidiyorsa yukarıda tam tıkanmada anlatılan uygulamalara başlanır.

KANAMALARDA İLKYARDIM

Kanama nedir?

Damar bütünlüğünün bozulması sonucu kanın damar dışına (vücudun içine veya dışına doğru) doğru akmasıdır. Kanamanın ciddiyeti aşağıdaki durumlara bağlıdır:

� Kanamanın hızı,

� Vücutta kanın aktığı bölge,

� Kanama miktarı,

� Kişinin fiziksel durumu ve yaşı.

Kaç çeşit kanama vardır?

Vücutta kanın aktığı bölgeye göre 3 çeşit kanama vardır:

Dış kanamalar: Kanama yaradan vücut dışına doğru olur.

İç kanamalar: Kanama vücut içine olduğu için gözle görülemez.

Doğal deliklerden olan kanamalar: Kulak, burun, ağız, anüs, üreme organlarından olan kanamalardır.

Damar tipine göre ise: Kanama arter (atardamar), ven (toplardamar) ya da kılcal damar kanaması olabilir. Atar damar kanamaları kalp atımları ile uyumlu olarak kesik kesik akar ve açık renklidir. Toplardamar kanamaları ise koyu renkli ve sızıntı şeklindedir. Kılcal damar kanaması küçük kabarcıklar şeklindedir.

Kanamanın değerlendirilmesinde, şok belirtilerinin izlenmesi çok önemlidir.

Vücutta baskı uygulanacak noktalar nelerdir?

Ataradamar kanamalarında kan basınç ile fışkırır tarzda olur. Bu nedenle, kısa zamanda çok kan kaybedilir. Bu tür kanamalarda asıl yapılması gereken, kanayan yer üzerine veya kanayan yere yakın olan bir üst atardamar bölgesine baskı uygulanmasıdır. Vücutta bu amaç için belirlenmiş baskı noktaları şunlardır:

1-Boyun : Boyun atardamarı (şah damarı) baskı yeri

2-Köprücük kemiği üzeri : Kol atardamarı baskı yeri

3-Koltukaltı : Kol atardamarı baskı yeri

Page 78: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

73

4-Kolun üst bölümü : Kol atardamarı baskı yeri

5-Kasık : Bacak atardamarı baskı yeri

6-Uyluk : Bacak atardamarı baskı yeri

Kanamalarda ilkyardım uygulamaları nelerdir?

Dış kanamalarda ilkyardım:

� İlkyardımcı kendini tanıtır ve hasta yaralı sakinleştirilir,

� Hasta/ yaralı sırt üstü yatırılır,

� Hasta/yaralının durumu değerlendirilir (ABC),

� Tıbbi yardım istenir (112),

� Yara ya da kanama değerlendirilir,

� Kanayan yer üzerine temiz bir bezle bastırılır,

� Kanama durmazsa ikinci bir bez koyarak basıncı arttırılır,

� Gerekirse bandaj ile sararak basınç uygulanır,

� Kanayan yere en yakın basınç noktasına baskı uygulanır,

� Kanayan bölge yukarı kaldırılır,

� Çok sayıda yaralının bulunduğu bir ortamda tek ilkyardımcı varsa, yaralı güç koşullarda bir yere taşınacaksa, uzuv kopması varsa ve/veya baskı noktalarına baskı uygulamak yeterli olmuyorsa boğucu sargı (turnike) uygulanır,

� Kanayan bölge dışarıda kalacak şekilde hasta/yaralının üstü örtülür,

� Şok pozisyonu verilir,

� Yapılan uygulamalar ile ilgili bilgiler (boğucu sargı uygulaması gibi) hasta/yaralının üzerine yazılır,

� Yaşam bulguları sık aralıklarla (2-3dakikada bir) değerlendirilir

� Hızla sevk edilmesi sağlanır.

İç kanamalarda ilkyardım:

İç kanamalar, şiddetli travma, darbe, kırık, silahla yaralanma nedeniyle oluşabilir. Hasta/yaralıda şok belirtileri vardır. İç kanama şüphesi olanlarda aşağıdaki uygulamalar yapılmalıdır:

� Hasta/yaralının bilinci ve ABC si değerlendirilir,

� Tıbbi yardım istenir (112)

� Üzeri örtülerek ayakları 30 cm yukarı kaldırılır,

� Asla yiyecek ve içecek verilmez,

Page 79: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

74

� Hareket ettirilmez (özellikle kırık varsa),

� Yaşamsal bulguları incelenir,

� Sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.

Hangi durumlarda boğucu sargı (turnike) uygulanmalıdır?

� Çok sayıda yaralının bulunduğu bir ortamda tek ilkyardımcı varsa (kanamayı durdurmak ve daha sonra da diğer yaralılarla ilgilenebilmek için),

� Yaralı güç koşullarda bir yere taşınacaksa,

� Uzuv kopması varsa,

� Baskı noktalarına baskı uygulamak yeterli olmuyorsa

Boğucu sargı uygulaması kanamanın durdurulamadığı durumlarda başvurulacak en son uygulamadır. Ancak eskisi kadar sık uygulanmamaktadır. Çünkü uzun süreli turnike uygulanması sonucu doku harabiyeti meydana gelebilir ya da uzvun tamamen kaybına neden olunabilir.

Boğucu Sargı (turnike) uygulamasında dikkat edilecek hususlar neler olmalıdır?

� Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8–10 cm olmalı,

� Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalı,

� Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir,

� Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz,

� Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez,

� Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalı,

� Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-20 dakikada bir turnike gevşetilmeli,

� Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.

� Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak önkol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, önkol ve bacağa da turnike uygulanabilir.

Page 80: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

75

BOĞUCU SARGI (TURNİKE) UYGULAMA TEKNİĞİ 1- İlkyardımcı eline geniş, kuvvetli ve esnemeyen bir sargı alır, 2- Şerit yarı uzunluğunda katlanır, uzuv etrafına sarılır, 3- Bir ucu halkadan geçirip çekilir ve iki ucu bir araya getirilir, 4- Kanamayı tamamen durduracak yeterlikte sıkı bir bağ atılır, • Sargının içinden sert cisim (kalem gibi) geçirilir ve uzva paralel konuma getirilir, • Kanama durana kadar sert cisim döndürülür,

5- Sert cisim uzva dik konuma getirilerek sargı çözülmeyecek şekilde tespit edilir, 6- Hasta/yaralının elbisesinin üzerine, adı ve turnikenin uygulandığı zaman (saat ve dakika) yazılı bir kart iğnelenir, 7- Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla veya sabit kalemle “turnike” veya “T” harfi yazılır, 8- Hasta/yaralı pansuman ve turnikesi görülecek şekilde battaniye ile sarılır, 9- Turnike 15-20 dakika aralıklarla gevşetilir, sonra tekrar sıkılır. Eğer; uzuv kopması var ise; 1- Kopan parça temiz su geçirmez ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirilir,

2- Kopan parçanın konduğu torba buz içeren ikinci bir torbanın içine konur,

3- Kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba ağzı kapatıldıktan sonra, içerisinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya konulur. Bu şekilde, kopmuş uzuv parçasının buz ile direkt teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur. 4- Torba hasta/yaralı ile aynı vasıtaya konur, üzerine hastanın adı ve soyadını yazılır, en geç 6 saat içinde sağlık kuruluşuna sevk edilir, 5- Tıbbi birimler haberdar edilir (112).

Şok nedir?

Kalp-damar sisteminin yaşamsal organlara uygun oranda kanlanma yapamaması nedeniyle ortaya çıkan ve tansiyon düşüklüğü ile seyreden bir akut dolaşım yetmezliğidir.

Kaç çeşit şok vardır?

Nedenlerine göre 4 çeşit şok vardır:

� Kardiyojenik şok (Kalp kökenli)

� Hipovolemik şok (Sıvı eksikliği)

� Toksik şok (Zehirlenme ile ilgili)

� Anaflaktik şok (Alerjik)

Şok belirtileri nelerdir?

Page 81: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

76

� Kan basıncında düşme

� Hızlı ve zayıf nabız

� Hızlı ve yüzeysel solunum

� Ciltte soğukluk, solukluk ve nemlilik

� Endişe, huzursuzluk

� Baş dönmesi,

� Dudak çevresinde solukluk ya da morarma

� Susuzluk hissi

� Bilinç seviyesinde azalma

Şokta ilkyardım uygulamaları nelerdir?

� Kendinin ve çevrenin güvenliği sağlanır,

� Hasta/yaralı sırt üstü yatırılır,

� Hava yolunun açıklığı sağlanır,

� Hasta/yaralının mümkün olduğunca temiz hava soluması sağlanır,

� Varsa kanama hemen durdurulur,

� Şok pozisyonu verilir,

� Hasta/yaralı sıcak tutulur,

� Hareket ettirilmez,

� Hızlı bir şekilde sağlık kuruluşuna sevki sağlanır (112),

� Hasta/yaralının endişe ve korkuları giderilerek psikolojik destek sağlanır.

Şok pozisyonu nasıl verilir?

� Hasta/yaralı düz olarak sırt üstü yatırılır,

� Hasta/yaralının bacakları 30cm kadar yukarı kaldırılarak, bacakların altına destek konulur (Çarşaf, battaniye yastık, kıvrılmış giysi vb.),

� Üzeri örtülerek ısıtılır,

� Yardım gelinceye kadar hasta / yaralının yanında kalınır,

� Belli aralıklarla (2–3 dakikada bir) yaşam bulguları değerlendirilir.

Doğal deliklerden çıkan kanamalarda ilkyardım:

Burun kanaması:

� Hasta/yaralı sakinleştirilir, endişeleri giderilir,

Page 82: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

77

� Oturtulur,

� Başı hafifçe öne eğilir,

� Burun kanatları 5 dakika süre ile sıkılır,

� Uzman bir doktora gitmesi sağlanır.

Kulak kanaması:

� Hasta/yaralı sakinleştirilir, endişeleri giderilir,

� Kanama hafifse kulak temiz bir bezle temizlenir,

� Kanama ciddi ise, kulağı tıkamadan temiz bezlerle kapanır,

� Bilinci yerinde ise hareket ettirmeden sırt üstü yatırılır, bilinçsiz ise kanayan kulak üzerine yan yatırılır,

� Kulak kanaması, kan kusma, anüs, üreme organlarından gelen kanamalarda hasta/yaralı kanama örnekleri ile uzman bir doktora sevk edilir.

Kanamalarda üçgen bandaj uygulaması nasıl yapılmalıdır?

Üçgen bandaj, vücudun değişik bölümlerinde bandaj ve/veya askı olarak kullanılabilir. Üçgen bezin tepesi tabanına doğru getirilip yerleştirilir, sonra bir ya da iki kez daha bunun üzerine katlanarak istenilen genişlikte bir sargı bezi elde edilmiş olur.

Elde üçgen bandaj uygulama:

Parmaklar, üçgenin tepesine gelecek şekilde el üçgen sargının üzerine yerleştirilir. Üçgenin tepesi bileğe doğru katlanır. Elin sırtında, üçgenin uçları karşı karşıya getirilir ve çaprazlanır, bilek seviyesinde düğümlenir.

Ayağa üçgen bandaj uygulama:

Ayak, üçgenin üzerine düz olarak, parmaklar üçgenin tepesine bakacak şekilde yerleştirilir. Üçgen bandajın tepesini ayağın üzerinde çaprazlayacak şekilde öne doğru getirilir. İki ucu ayak bileği etrafında düğümlenir.

Dize üçgen bandaj uygulama:

Üçgenin tabanı dizin 3–4 parmak altında ve ucu dizin üzerine gelecek şekilde yerleştirilir. Dizin arkasından uçları çaprazlanır, dizin üstünde uçları düğümlenir.

Göğse üçgen bandaj uygulama:

Üçgenin tepesi omuza yerleştirilir ve tabanı göğsü saracak şekilde sırtta düğümlenir. Bu düğüm ile üçgenin tepesi, bir başka bez kullanılarak birbirine yaklaştırılarak bağlanır.

Kalçaya üçgen bandaj uygulama:

Üçgenin tabanı uyluğun alt kısmının etrafında düğümlenir, tepesi ise belin etrafını saran bir kemer ya da beze bağlanır.

Page 83: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

78

(5)

YARALANMALARDA İLKYARDIM

Yara nedir?

Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon riski artar.

Kaç çeşit yara vardır?

Kesik yaralar:

Bıçak, çakı, cam gibi kesici aletlerle oluşur. Genellikle basit yaralardır. Derinlikleri kolay belirlenir.

Ezikli yaralar:

Taş yumruk ya da sopa gibi etkenlerin şiddetli olarak çarpması ile oluşan yaralardır. Yara kenarları eziktir. Çok fazla kanama olmaz, ancak doku zedelenmesi ve hassasiyet vardır.

Delici yaralar:

Uzun ve sivri aletlerle oluşan yaralardır. Yüzey üzerinde derinlik hakimdir. Aldatıcı olabilir tetanos tehlikesi vardır.

Parçalı yaralar:

Dokular üzerinde bir çekme etkisi ile meydana gelir. Doku ile ilgili tüm organ, saçlı deride zarar görebilir.

Kirli (enfekte) yaralar:

Mikrop kapma ihtimali olan yaralardır. Enfeksiyon riski yüksek yaralar şunlardır:

� Gecikmiş yaralar (6 saatten fazla),

� Dikişleri ayrılmış yaralar,

� Kenarları muntazam olmayan yaralar,

� Çok kirli ve derin yaralar,

� Ateşli silah yaraları,

� Isırma ve sokma ile oluşan yaralar.

Yaraların ortak belirtileri nelerdir?

� Ağrı � Kanama

Page 84: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

79

� Yara kenarının ayrılması

Yaralanmalarda ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Yaşam bulguları değerlendirilir (ABC),

� Yara yeri değerlendirilir,

- Oluş şekli

- Süresi

- Yabancı cisim varlığı

- Kanama vb.

� Kanama durdurulur,

� Üzeri kapatılır,

� Sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır,

� Tetanos konusunda uyarıda bulunulur,

� Yaradaki yabancı cisimlere dokunulmamalıdır!

Ciddi yaralanmalar nelerdir?

� Kenarları birleşmeyen veya 2-3 cm olan yaralar,

� Kanaması durdurulamayan yaralar,

� Kas veya kemiğin göründüğü yaralar,

� Delici aletlerle oluşan yaralar,

� Yabancı cisim saplanmış olan yaralar,

� İnsan veya hayvan ısırıkları,

� Görünürde iz bırakma ihtimali olan yaralar.

Ciddi yaralanmalarda ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Yaraya saplanan yabancı cisimler çıkarılmaz,

� Yarada kanama varsa durdurulur,

� Yara içi kurcalanmamalıdır,

� Yara temiz bir bezle örtülür (nemli bir bez),

� Yara üzerine bandaj uygulanır,

� Tıbbi yardım istenir (112).

Delici göğüs yaralanmalarında ne gibi sorunlar görülebilir?

Göğsün içine giren cisim, akciğer zarı ve akciğeri yaralar. Bunun sonucunda şu belirtiler görülebilir:

Page 85: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

80

� Yoğun ağrı

� Solunum zorluğu

� Morarma

� Kan tükürme

� Açık pnömotoraks (Göğüsteki yarada nefes alıyor görüntüsü)

Delici göğüs yaralanmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hasta/yaralının bilinç kontrolü yapılır,

� Hasta/yaralının yaşam bulguları değerlendirilir (ABC),

� Yara üzerine plastik poşet naylon vb. sarılmış bir bezle kapatılır,

� Nefes alma sırasında yaraya hava girmesini engellemek, nefes verme sırasında havanın dışarı çıkmasını sağlamak için yara üzerine konan bezin bir ucu açık bırakılır,

� Hasta/yaralı bilinci açık ise yarı oturur pozisyonda oturtulur,

� Ağızdan hiçbir şey verilmez,

� Yaşam bulguları sık sık kontrol edilir,

� Açık pnömotoraksta şok ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle şok önlemleri alınmalıdır,

� Tıbbi yardım istenir (112).

Delici karın yaralanmalarında ne gibi sorunlar olabilir?

� Karın bölgesindeki organlar zarar görebilir,

� İç ve dış kanama ve buna bağlı şok oluşabilir,

� Karın tahta gibi sert ve çok ağrılı ise durum ciddidir,

� Bağırsaklar dışarı çıkabilir.

Delici karın yaralanmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hasta/yaralının bilinç kontrolü yapılır,

� Hasta/yaralının yaşam bulguları kontrol edilir,

� Dışarı çıkan organlar içeri sokulmaya çalışılmaz, üzerine geniş ve nemli temiz bir bez örtülür,

� Bilinç yerinde ise sırt üstü pozisyonda bacaklar bükülmüş olarak yatırılır, ısı kaybını önlemek için üzeri örtülür,

� Ağızdan yiyecek ya da içecek bir şey verilmez,

� Yaşam bulguları sık sık izlenir,

� Tıbbi yardım istenir (112).

Kafatası ve omurga yaralanmaları neden önemlidir?

Page 86: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

81

Darbenin şiddetine bağlı olarak kafatası boşluğunda yer alan merkezi sinir sistemi etkilenebilir. Bel kemiğindeki yaralanmalarda omurgada ani sıkışma ya da ayrılma meydana gelebilir. Bunun sonucunda sinir sistemi etkilenerek bazı olumsuz sonuçlar oluşabilir. Trafik kazalarında ölümlerin % 80’i kafatası ve omurga yaralanmalarından olmaktadır.

Kafatası yaralanmaları çeşitleri nelerdir?

Saçlı deride yaralanmalar: Saç derisi kafatası yüzeyi üzerinde kolaylıkla yer değiştirebilir ve herhangi bir darbe sonucu kolayca ayrılabilir. Bu durumda çok fazla miktarda kanama olur, bu nedenle öncelikle kanamanın durdurulması gereklidir.

KAFATAS I , BEYİN YARALANMALARI :

Kafatası kırıkları: Kafatası kırıklarında beyin zedelenmesi, kemiğin kırılmasından daha önemlidir. Bu nedenle beyin hasarı bulguları değerlendirilmelidir.

Yüz yaralanmaları: Ağız ve burun yaralanmalarında solunum ciddi şekilde etkilenebilir ve duyu organları zarar görebilir. Bir yüz yaralanması sonucunda burun, çene kemiği kemiklerinde yaralanma görülebilir.

Omurga (bel kemiği) yaralanmaları: En çok zarar gören bölge bel ve boyun bölgesidir ve çok ağrılıdır. Kazalarda en çok boyun etkilenir.

Kafatası ve omurga yaralanmalarının nedenleri nelerdir?

� Yüksek bir yerden düşme,

� Baş ve gövde yaralanması,

� Otomobil ya da motosiklet kazaları,

� Spor ve iş kazaları,

� Yıkıntı altında kalma,

Kafatası ve omurga yaralanmalarında belirtiler nelerdir?

� Bilinç düzeyinde değişmeler, hafıza değişiklikleri ya da hafıza kaybı,

� Başta, boyunda ve sırtta ağrı,

� Elde ve parmaklarda karıncalanma ya da his kaybı,

� Vücudun herhangi bir yerinde tam ya da kısmi hareket kaybı,

� Baş ya da bel kemiğinde şekil bozukluğu,

� Burun ve kulaktan beyin omurilik sıvısı ve kan gelmesi,

� Baş, boyun ve sırtta dış kanama,

� Sarsıntı,

� Denge kaybı,

� Kulak ve göz çevresinde morluk,

Page 87: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

82

Ancak, hastada hiçbir belirti yoksa bile;

� Yüz ve köprücük kemiği yaralanmaları,

� Tüm düşme vakaları,

� Trafik kazaları,

� Bilinci kapalı tüm hasta / yaralılar kafa ve omurga yaralanması olarak var sayılmalıdır.

Kafatası ve omurga yaralanmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır? � Bilinç kontrolü yapılır,

� Yaşam bulguları değerlendirilir,

� Hemen tıbbi yardım istenir (112),

� Bilinci açıksa hareket etmemesi sağlanır,

� Her hangi bir tehlike söz konusu ise düz pozisyonda sürüklenir,

� Baş-boyun-gövde ekseni bozulmamalıdır,

� Yardım geldiğinde sedyeye baş-boyun-gövde ekseni bozulmadan alınmalıdır,

� Taşınma ve sevk sırasında sarsıntıya maruz kalmaması gerekir,

� Tüm yapılanlar ve hasta/yaralı hakkındaki bilgiler kaydedilmeli ve gelen ekibe bildirilmelidir,

� Asla yalnız bırakılmamalıdır.

Page 88: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

83

SICAK ÇARPMASINDA İLKYARDIM

Sıcak çarpması belirtileri nelerdir?

Yüksek derece ısı ve nem sonucu vücut ısısının ayarlanamaması sonucu ortaya bazı bozukluklar çıkar. Sıcak çarpmasının belirtileri şunlardır:

� Adale krampları,

� Güçsüzlük, yorgunluk,

� Baş dönmesi,

� Davranış bozukluğu, sinirlilik,

� Solgun ve sıcak deri,

� Bol terleme (daha sonra azalır),

� Mide krampları, kusma, bulantı,

� Bilinç kaybı, hayal görme,

� Hızlı nabız.

Sıcak çarpmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hasta serin ve havadar bir yere alınır,

� Giysiler çıkarılır,

� Sırt üstü yatırılarak, kol ve bacaklar yükseltilir,

� Bulantısı yoksa ve bilinci açıksa su ve tuz kaybını gidermek için 1 litre su -1 çay kaşığı karbonat -1 çay kaşığı tuz karışımı sıvı ya da soda içirilir.

Sıcak çarpmasında risk grupları var mıdır?

Sıcak çarpması için özel bir risk grubu bulunmamakla beraber, diğer hastalık ya da yaralanmalar için hassas olan kişiler, sıcaktan da diğer kişilere göre daha çok etkilenirler. Bu kişiler;

� Kalp hastaları,

� Tansiyon hastaları,

� Diyabet hastaları,

� Kanser hastaları,

� Normal kilosunun çok altında ve çok üzerinde olanlar,

� Psikolojik ya da psikiyatrik rahatsızlığı olanlar,

� Böbrek hastaları,

Page 89: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

84

� 65 yaş üzeri kişiler,

� 5 yaş altı çocuklar,

� Hamileler,

� Sürekli ve bilinçsiz diyet uygulayanlar,

� Yeterli miktarda su içmeyenler.

Sıcak yaz günlerinde sıcak çarpmasından korunmak için alınması gereken önlemler nelerdir?

� Özellikle şapka, güneş gözlüğü ve şemsiye gibi güneş ışığından koruyacak aksesuarlar kullanılmalıdır,

� Mevsim şartlarına uygun, terletmeyen, açık renkli ve hafif giysiler giyilmelidir,

� Bol miktarda sıvı tüketilmelidir,

� Vücut temiz tutulmalıdır,

� Her öğünde yeteri miktarda gıda alınmalıdır,

� Gereksiz ve bilinçsiz ilaç kullanılmamalıdır,

� Direk güneş ışığında kalınmamalıdır,

� Kapalı mekanların düzenli aralıklarla havalandırılmasına özen gösterilmelidir.

DONMALARDA İLKYARDIM

Donuk belirtileri nelerdir?

Aşırı soğuk nedeni ile soğuğa maruz kalan bölgeye yeterince kan gitmemesi ve dokularda kanın pıhtılaşması ile dokuda hasar oluşur. Donuklar şu şekilde derecelendirilir;

Birinci derece: En hafif şeklidir. Erken müdahale edilirse hızla iyileşir.

� Deride solukluk, soğukluk hissi olur,

� Uyuşukluk ve halsizlik görülür,

� Daha sonra kızarıklık ve iğnelenme hissi oluşur.

İkinci derece: Soğuğun sürekli olması ile belirtiler belirginleşir.

� Zarar gören bölgede gerginlik hissi olur,

� Ödem, şişkinlik, ağrı ve içi su dolu kabarcıklar (bül) meydana gelir,

� Su toplanması iyileşirken siyah kabuklara dönüşür.

Üçüncü derece: Dokuların geriye dönülmez biçimde hasara uğramasıdır.

� Canlı ve sağlıklı deriden kesin hatları ile ayrılan siyah bir bölge oluşur.

Donukta ilkyardım nasıl olmalıdır?

Page 90: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

85

� Hasta/yaralı ılık bir ortama alınarak soğukla teması kesilir,

� Sakinleştirilir,

� Kesin istirahata alınır ve hareket ettirilmez,

� Kuru giysiler giydirilir,

� Sıcak içecekler verilir,

� Su toplamış bölgeler patlatılmaz, bu bölgelerin üstü temiz bir bez ile örtülür,

� Donuk bölge ovulmaz, kendi kendine ısınması sağlanır,

� El ve ayak doğal pozisyonda tutulur ( eller yumruk yapılmışsa ve ayaklar büzülmüş ise açılmaya çalışılmaz),

� Isınma işleminden sonra hala hissizlik varsa bezle bandaj yapılır,

� El ve ayaklar yukarı kaldırılır,

� Tıbbi yardım istenir (112)

Page 91: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

86

KIRIK, ÇIKIK VE BURKULMALARDA İLKYARDIM

Kırık nedir?

Kırık, kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırıklar darbe sonucu ya da kendiliğinden oluşabilir. Yaşlılık ile birlikte kendiliğinden kırık oluşma riski de artar.

Kaç çeşit kırık vardır?

Kapalı kırık: Kemik bütünlüğü bozulmuştur. Ancak deri sağlamdır.

Açık kırık: Deri bütünlüğü bozulmuştur. Kırık uçları dışarı çıkabilir. Beraberinde kanama ve enfeksiyon tehlikesi taşırlar.

Kırık belirtileri neler olabilir?

� Hareket ile artan ağrı,

� Şekil bozukluğu,

� Hareket kaybı,

� Ödem ve kanama nedeniyle morarma.

Ağrılı bölgelerin tespiti için elle muayene gereklidir.

Kırığın yol açabileceği olumsuz durumlar nelerdir?

� Kırık yakınındaki damar, sinir, kaslarda yaralanma ve sıkışma (Kırık bölgede nabız alınamaması, solukluk, soğukluk),

� Parçalı kırıklarda kanamaya bağlı şok.

Kırıklarda ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hayatı tehdit eden yaralanmalara öncelik verilir,

� Hasta/yaralı hareket ettirilmez, sıcak tutulur,

� Kol etkilenmişse yüzük ve saat gibi eşyalar çıkarılır (aksi takdirde gelişebilecek öden doku hasarına yol açacaktır,)

� Tespit ve sargı yapılırken parmaklar görünecek şekilde açıkta bırakılır. Böylece parmaklardaki renk, hareket ve duyarlılık kontrol edilir),

� Kırık şüphesi olan bölge, ani hareketlerden kaçınılarak bir alt ve bir üst eklemleri de içine alacak şekilde tespit edilir. Tespit malzemeleri, sopa, tahta, karton gibi sert malzemelerden yapılmış olmalı ve kırık kemiğin alt ve üst eklemlerini içine alacak uzunlukta olmalıdır,

� Açık kırıklarda, tespitten önce yara temiz bir bezle kapatılmalıdır,

� Kırık bölgede sık aralıklarla nabız, derinin rengi ve ısısı kontrol edilir,

� Kol ve bacaklar yukarıda tutulur,

Page 92: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

87

� Tıbbi yardım istenir (112)

Burkulma nedir?

Eklem yüzeylerinin anlık olarak ayrılmasıdır. Zorlamalar sonucu oluşur.

Burkulma belirtileri nelerdir?

� Burkulan bölgede ağrı,

� Kızarma, şişlik,

� İşlev kaybı.

Burkulmada ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Sıkıştırıcı bir bandajla burkulan eklem tespit edilir,

� Şişliği azaltmak için bölge yukarı kaldırılır,

� Hareket ettirilmez,

� Tıbbi yardım istenir (112).

Çıkık nedir?

Eklem yüzeylerinin kalıcı olarak ayrılmasıdır. Kendiliğinden normal konumuna dönemez.

Çıkık belirtileri nelerdir?

� Yoğun ağrı,

� Şişlik ve kızarıklık,

� İşlev kaybı,

� Eklem Bozukluğu,

Çıkıkta ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Eklem aynen bulunduğu şekilde tespit edilir,

� Çıkık yerine oturtulmaya çalışılmaz,

� Hasta / yaralıya ağızdan hiçbir şey verilmez,

� Bölgede nabız, deri rengi ve ısısı kontrol edilir,

� Tıbbi yardım istenir (112).

Kırık çıkık ve burkulmalarda tespit nasıl olmalıdır?

Tespit için ilkyardımcı elde olan malzemeleri kullanır. Bunlar üçgen sargı, rulo sargı, battaniye, hırka, eşarp, kravat, vb. tahta, karton vb. malzemeler olabilir.

Tespit sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar nelerdir?

� Tespit yapılırken yaralı bölge sabit tutulmalıdır,

Page 93: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

88

� Yara varsa üzeri temiz bir bezle kapatılmalıdır,

� Tespit edilecek bölge önce yumuşak malzeme ile kaplanmalıdır,

� Yaralı bölge nasıl bulunduysa öyle tespit edilmelidir, düzeltilmeye çalışılmamalıdır,

� Tespit; kırık, çıkık ve burkulmanın üstündeki ve altında kalan eklemleri de içerecek şekilde yapılmalıdır.

TESPİT YÖNTEMLERİ NELERDİR?

Kol ve köprücük kemiği kırığı tespiti: � Koltuk altına yumuşak malzeme yerleştirilir,

� Kol askısı yerleştirilir,

� Üçgen bandaj yaralının gövdesinin üzerinde, üçgenin tepesi dirsek tarafına, tabanı gövdeyle aynı hizada olacak şekilde yerleştirilir,

� El dirsek hizasında bükülü olarak göğsün alt kısmına yerleştirilir. Üçgen bandajın iki ucu yaralının boynuna düğümlenir, tespit edilen elin parmakları görülebilir şekilde olmalıdır,

� Kol askısı desteği, göğüs boşluğu ve yaralı kol üzerine yerleştirilir (geniş dış bandajda yerleştirilebilir.), böylelikle vücuda yapışık bir şekilde yaralı kol ve omuz eklemi sabitlenmiş olur.

Pazı kemiği kırığı tespiti: � Sert tespit malzemesiyle yapılır,

� Kırık kemiği tespit edecek olan malzemeler yerleştirilmeden önce, kolun altına (koltuk boşluğundan yararlanılarak) iki şerit yerleştirilir,

� Malzemelerden kısa olanı koltuk altından itibaren dirseği içine alacak şekilde yerleştirilir,

� Uzun olanı omuzla dirseği içine alacak şekilde yerleştirilir,

� Daha önceden yerleştirilen şeritlerle bağlanarak tespit edilir. Şeritler çok kısa bağlanmamalıdır,

� Dirseği tespit için kol askısı takılır,

� Omur tespiti için, göğüs ve yaralı kol üzerinden geniş kumaş şerit veya üçgen bandaj uygulanır.

Dirsek kırığı tespiti:

� Kol gergin vaziyette bulunduysa, hastanın vücudu boyunca gergin ve deri ile arası yumuşak malzemeyle doldurulmuş tespit malzemeleri yardımıyla tespit edilir,

� Eğer bükülmüş vaziyette bulunduysa, bir kol askısı desteği yardımıyla tespit edilir.

Kol askısıyla ön kol, bilek ve el tespiti:

Page 94: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

89

� Kırık dirsek ve bilek ekleminin hareketini önlemek için yaralı ön kolun altına üçgen kol askısı yerleştirilir. Hasta/yaralının boynunun arkasına üçgenin iki ucu düğümlenir,

� Aşırı hareket etmesini engellemek için, geniş bir bandaj yardımıyla gövdeye bağlanır.

Dirsek kemiği ve/veya ön kol kemiği kırığında sert malzemelerle tespit:

� Ön kolun altına 2 şerit yerleştirilir,

� Yumuşak maddeyle desteklenmiş sert tespit malzemelerinden biri parmak diplerinden dirseğe kadar içe, diğeri elin dış yüzünden dirseğe gelecek şekilde dışa konarak tespit edilir,

� Daha önceden yerleştirilen şeritlerle bağlanır, fazla sıkılmamalıdır,

� Dirsek eklemini tespit için kol askısı takılır,

� Bilek kemiklerinde veya el tarak kemiğinde, bölgeyi bir kol askısı ile tespit yeterlidir,

� Parmak kemiği kırıkları ile çıkığı ayırt etmek zordur. Tespit için, bir tespit malzemesi ile yaralı parmak, yanındaki sağlıklı parmakla bandaj yapılabilir.

Pelvis kemiği kırığı tespiti:

� Her iki bacak arasına bir dolgu malzemesi konur,

� Sekiz şeklindeki bir bandajla bilekler tespit edilir,

� Doğal boşlukların altından (dizler ve bilekler) bandajları kaydırmak ve iki tanesi kalça ve dizler arasında diğer ikisi dizler ve bilekler arasında olacak şekilde düğümlenerek tespit edilir. Bütün düğümler aynı tarafta olmalıdır.

Uyluk kemiği kırığının tespiti:

Sert tespit malzemesi ve sağlam bacağı (ikinci bir tespit malzemesi gibi) kullanarak tespit etme:

� Bir el ayağın üst kısmına, diğeri bileğe konularak yaralı bacak tutulur ve sağlam bacakla bir hizaya getirmek için yavaşça çekilir. Aynı zamanda hafif bir döndürmede uygulanır,

� Her iki bacak arasına (dizler ve bilekler) bir dolgu malzemesi konur,

� Sekiz şeklinde bir bandajla bilekler sabitlenir,

� Yaralının vücudunun altından, kımıldatmaksızın doğal boşlukları kullanarak bel, diz ve bileklerin arkasına 7 kumaş şerit (veya benzeri) geçirilir,

� Yumuşak malzemeyle desteklenmiş sert tespit malzemesi, koltuk altından ayağa kadar yerleştirilir ve ayaklardan yukarı doğru bağlanır,

� Düğümler tespit malzemesi üzerine atılarak bandajlar bağlanır,

� Bilek hizasındaki bandaj öncekinin üzerine sekiz şeklinde bağlanır,

� Sert tespit malzemesi bulunmaması halinde, sağlam bacağı tek destek olarak kullanarak, geniş bandajlarla tespit edilir.

Page 95: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

90

Diz kapağı kırığı tespiti:

� Geniş bandajlar yardımı ile iki bacağı birleştirerek dizkapağı tespit edilir. Dizin üst ve altında kalan bandajları sıkarken dikkatli olunmalıdır,

� Geniş ve sert tespit malzemesi (tabla) varsa, kalçadan ayağa kadar yaralı bacağın altına yerleştirilir ve iki tane kalça ve diz arasında, iki tanede diz ile bilek arasında olmak üzere geniş bandajlarla bağlanabilir. Bunun üzerine eklemi sabitlemek amacıyla, sekiz şeklinde bir bandaj sarılır.

Kaval kemiğinin tespiti:

Uyluk kemiği kırığı tespitindeki gibidir;

� Bacaklar tutulur ve yavaşça çekilir,

� Doğal boşluklar kullanılarak (dizlerin altı, bileklerin altı) yaralı bacağın altından kumaş şeritler geçirilir,

� Uygun bir şekilde yumuşak dolgu malzemesiyle desteklenmiş tespit malzemelerinden biri iç tarafta kasıktan ayağa kadar, diğer tarafta kalçadan ayağa kadar yerleştirilir,

� Ayaklardan başlanarak şeritler dış tespit malzemesi üzerinde düğümlenerek bağlanır. Bilek hizasındaki bandaj ayak tabanı üzerine sekiz şeklinde düğümlenir.

Bileğin / ayağın tespiti:

� Yaralının ayakkabıları çıkarılmadan bağları çözülür,

� Bilek seviyesinde sarılmış sekiz şeklinde bir bandajla her iki ayak birlikte tespit edilir ve yumuşak malzemelerle iyice kaplanmış (rulo yapılmış bir battaniye) bir yüzeye dayamak suretiyle bacakları yukarıda tutmak gerekir.

Page 96: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

91

BİLİNÇ BOZUKLUKLARINDA İLKYARDIM

Bilinç bozukluğu/ bilinç kaybı nedir?

Beynin normal faaliyetlerindeki bir aksama nedeni ile uyku halinden başlayarak (=bilinç bozukluğu), hiçbir uyarıya cevap vermeme haline kadar giden (=bilinç kaybı) bilincin kısmen ya da tamamen kaybolması halidir.

Bayılma (Senkop): Kısa süreli, yüzeysel ve geçici bilinç kaybıdır. Beyne giden kan akışının azalması sonucu oluşur.

Koma: Yutkunma ve öksürük gibi reflekslerin ve dışarıdan gelen uyarılara karşı tepkinin azalması ya da yok olması ile ortaya çıkan uzun süreli bilinç kaybıdır.

Bilinç kaybı nedenleri ve belirtileri nelerdir?

Bayılma nedenleri:

� Korku, aşırı heyecan,

� Sıcak, yorgunluk,

� Kapalı ortam, kirli hava,

� Aniden ayağa kalkma,

� Kan şekerinin düşmesi,

� Şiddetli enfeksiyonlar.

Bayılma ( Senkop) Belirtileri:

� Baş dönmesi, baygınlık, yere düşme

� Bacaklarda uyuşma

� Bilinçte bulanıklık

� Yüzde solgunluk

� Üşüme, terleme

� Hızlı ve zayıf nabız

Koma nedenleri:

� Düşme veya şiddetli darbe,

� Özellikle kafa travmaları,

� Zehirlenmeler,

� Aşırı alkol, uyuşturucu kullanımı,

� Şeker hastalığı,

� Karaciğer hastalıkları,

Page 97: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

92

� Havale gibi ateşli hastalıklar.

Koma belirtileri:

� Yutkunma, öksürük gibi tepkilerin kaybolması,

� Sesli ve ağrılı dürtülere tepki olmaması,

� İdrar ve gaita kaçırma.

Bilinç bozukluğu durumunda ilkyardım nasıl olmalıdır?

Kişi başının döneceğini hissederse;

� Sırt üstü yatırılır, ayakları 30 cm. kaldırılır,

� Sıkan giysiler gevşetilir,

� Kendini iyi hissedinceye kadar dinlenmesi sağlanır.

Eğer kişi bayıldıysa;

� Sırt üstü yatırılarak ayakları 30 cm kaldırılır,

� Solunum yolu açıklığı kontrol edilir ve açıklığın korunması sağlanır,

� Sıkan giysiler gevşetilir,

� Kusma varsa yan pozisyonda tutulur,

� Solunum kontrol edilir,

� Etraftaki meraklılar uzaklaştırılır.

B İL İNÇ KAPALI İSE :

� Hasta/yaralının yaşam bulguları değerlendirilir (ABC),

� Hasta/yaralıya koma pozisyonu verilir,

� Yardım çağrılır (112),

� Sık sık solunum ve nabız kontrol edilir,

� Yardım gelinceye kadar yanında beklenir.

Koma pozisyonu (yarı yüzükoyun-yan pozisyon) nasıl verilir?

� Sesli veya omzundan hafif sarsarak, uyarı verilerek bilinç kontrol edilir,

� Sıkan giysiler gevşetilir,

� Ağız içinde yabancı cisim olup olmadığı kontrol edilir,

� Bak, dinle, hisset yöntemi ile solunum kontrol edilir,

� Şah damarından nabız kontrol edilir,

Page 98: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

93

� Hasta/yaralının döndürüleceği tarafa diz çökülür,

� Hasta/yaralının karşı tarafta kalan kolu karşı omzunun üzerine konur,

� Karşı taraftaki bacağı dik açı yapacak şekilde kıvrılır,

� İlkyardımcıya yakın kolu baş hizasında omuzdan yukarı uzatılır,

� Karşı taraf omuz ve kalçasından tutularak bir hamlede çevrilir,

� Üstteki bacak kalça ve dizden bükülerek öne doğru destek yapılır,

� Alttaki bacak hafif dizden bükülerek arkaya destek yapılır,

� Başı uzatılan kolun üzerine yan pozisyonda hafif öne eğik konur,

� Tıbbi yardım (112) gelinceye kadar bu pozisyonda tutulur,

� 3–5 dakika ara ile solunum ve nabız kontrol edilir.

Kan şekeri düşüklüğü nedir?

Herhangi bir nedenle vücutta glikoz eksildiği zaman ortaya çıkan belirtilerdir.

Kan şekeri düşmesinin nedenleri nelerdir?

� Şeker hastalığı tedavisine bağlı,

� Uzun egzersizler sonrası,

� Uzun süre aç kalma,

� Barsak ameliyatı geçirenlerde yemek sonrası.

Kan şekeri aniden düştüğünde hangi belirtiler görülür?

� Korku,

� Terleme,

� Hızlı nabız,

� Titreme,

� Aniden acıkma,

� Yorgunluk,

� Bulantı.

Kan şekeri düşüklüğü yavaş ve uzun sürede oluşursa hangi belirtiler görülür?

� Baş ağrısı,

� Görme bozukluğu,

� Uyuşukluk,

� Zayıflık,

� Konuşma güçlüğü,

Page 99: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

94

� Kafa karışıklığı,

� Sarsıntı ve şuur kaybı.

Kan şekeri düşmesinde ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hastanın ABC’si değerlendirilir,

� Hastanın bilinci yerinde ve kusmuyorsa ağızdan şeker, şekerli içecekler verilir, fazla şekerin bir zararı olmaz (Ayrıca belirtiler fazla şekerden meydana gelmiş ise bile fazladan şeker verilmesi, hastanın düşük kan şekeri düzeyinde kalmasından daha az zararlı olacaktır. Çünkü düşük kan şekeri, beyinde ve diğer hayati organlarda kalıcı zararlara neden olabilir.),

� 15–20 dakikada belirtiler geçmiyorsa sağlık kuruluşuna gitmesi için yardım çağırılır,

� Hastanın bilinci yerinde değilse koma pozisyonu verilerek tıbbi yardım çağırılır(112).

Göğüste kuvvetli ağrı nedenleri nelerdir?

Göğüste kuvvetli ağrı nedenleri arasında en sık kalp spazmı (angina pektoris) ve kalp krizi (miyokart enfarktüsü) görülür. Her ikisi de kalp kasının belli bir yerine gönderilen kanın azalması sonucu oluşur.

Göğüste kuvvetli ağrı belirtileri nelerdir?

Kalp Spazmı (Angina Pektoris) belirtileri:

� Sıkıntı veya nefes darlığı olur,

� Ağrı hissi; genellikle göğüs ortasında başlar, kollara, boyuna, sırta ve çeneye doğru ilerler,

� Sıklıkla fiziksel hareket, fiziksel zorlanma, heyecan, üzüntü ya da fazla yemek yeme sonucu ortaya çıkar,

� Kısa sürelidir, ağrı yaklaşık 5–10 dakika kadar sürer,

� Ağrı, istirahat ile durur, istirahat halindeyken görülmesi ciddi bir durumu gösterir,

� Nefes alıp vermekle ağrının şekli ve şiddeti değişmez.

Kalp Krizi (Miyokart Enfarktüsü) belirtileri:

� Hasta ciddi bir ölüm korkusu ve yoğun sıkıntı hisseder, terleme, mide bulantısı, kusma gibi bulgular görülür,

� Ağrı; göğüs ya da mide boşluğunun herhangi bir yerinde, sıklıkla kravat bölgesinde görülür, omuzlara, boyuna, çeneye ve sol kola yayılır,

� Süre ve yoğunluk olarak kalp spazmı (angina pektoris) ağrısına benzemekle birlikte daha şiddetli ve uzun sürelidir,

Page 100: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

95

� En çok hazımsızlık, gaz sancısı veya kas ağrısı şeklinde belirti verir ve bu nedenle bu tür rahatsızlıklarla karıştırılır (Bu tür gaz ya da kas ağrıları, aksi ispat edilinceye kadar kalp krizi olarak düşünülmelidir),

� Nefes alıp vermekle ağrının şekli ve şiddeti değişmez.

Göğüs ağrısında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hastanın yaşamsal bulguları kontrol edilir (ABC),

� Hasta hemen dinlenmeye alınır, sakinleştirilir,

� Yarı oturur pozisyon verilir,

� Kullandığı ilaçları varsa almasına yardım edilir,

� Yardım istenerek (112) sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır,

� Yol boyunca yaşam bulguları izlenir.

Page 101: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

96

ZEHİRLENMELERDE İLKYARDIM

Zehirlenme nedir?

Vücuda zehirli (toksik) bir maddenin girmesi sonucu normal fonksiyonların bozulmasıdır. Vücuda dışarıdan giren bazı yabancı maddeler, vücudun yaşamsal fonksiyonlarına zarar verebileceğinden zehirli (toksik) olarak kabul edilirler.

Zehirlenme hangi yollarla meydana gelir?

Zehirlenme yolları üç grupta toplanır.

� Sindirim yoluyla: En sık rastlanan zehirlenme yoludur. Sindirim yoluyla alınan zehirler genellikle ev ya da bahçede kullanılan kimyasal maddeler, zehirli mantarlar, bozuk besinler, ilaç ve aşırı alkoldür.

� Solunum yoluyla: Zehirli maddenin solunum yolu ile alınmasıyla oluşur. Genellikle karbon monoksit (tüp kaçakları, şofben, bütan gaz sobaları), lağım çukuru veya kayalarda biriken karbondioksit, havuz hijyeninde kullanılan klor, yapıştırıcılar, boyalar ev temizleyicileri gibi maddeler ile oluşur.

� Cilt yoluyla: Zehirli madde vücuda direk deri aracılığı ile girer. Bu yolla olan zehirlenmeler böcek sokmaları, hayvan ısırıkları, ilaç enjeksiyonları, saç boyaları, zirai ilaçlar gibi zehirli maddelerin deriden emilmesi ile oluşur.

Zehirlenmelerde genel belirtiler nelerdir?

� Sindirim sistemi bozuklukları: Bulantı, kusma, karın ağrısı, gaz, şişkinlik, ishal

� Sinir sistemi bozuklukları: Bilinç kaybı, havale, rahatsızlık hissi, kaslarda ağrı, kasılma, hareketlerde uyumsuzluk, şok belirtileri

� Solunum sistemi bozuklukları: Nefes darlığı, solunum durması, baş ağrısı, baş dönmesi, kulak çınlaması, oksijen yetmezliği nedeni ile ciltte kızarıklık, morarma

� Dolaşım sistemi bozuklukları: Nabız bozukluğu, baş ağrısı, soğuk terleme, kalp durması

Sindirim yoluyla zehirlenmede ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Bilinç kontrolü yapılır,

� Ağız zehirli madde ile temas etmişse su ile çalkalanır, zehirli madde ele temas etmişse el sabunlu su ile yıkanır,

� Yaşam bulguları değerlendirilir,

� Kusma, bulantı, ishal gibi belirtiler değerlendirilir,

� Kusturulmaya çalışılmaz, özellikle yakıcı maddelerin alındığı durumlarda hasta asla kusturulmaz,

� Bilinç kaybı varsa koma pozisyonu verilir,

� Üstü örtülür,

Page 102: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

97

� Tıbbi yardım istenir (112),

olayla ilgili bilgiler toplanarak kaydedilir; Sindirim yolu ile olan zehirlenmelerde tıbbi müdahaleye yardımcı olmak için

—Zehirli maddenin türü nedir?

—İlaç ya da uyuşturucu alıyor mu?

—Hasta saat kaçta bulundu?

—Evde ne tip ilaçlar var?

Solunum yolu ile zehirlenmelerde ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hasta temiz havaya çıkarılır ya da cam ve kapı açılarak ortam havalandırılır,

� Yaşamsal belirtiler değerlendirilir (ABC),

� Yarı oturur pozisyonda tutulur,

� Bilinç kapalı ise koma pozisyonu verilir,

� Tıbbi yardım istenir (112),

� İlkyardımcı müdahale sırasında kendini ve çevresini korumak için gerekli önlemleri almalıdır,

� Solunumu korumak için maske veya ıslak bez kullanılır,

� Elektrik düğmeleri ve diğer elektrikli aletler ve ışıklandırma cihazları kullanılmaz,

� Yoğun duman varsa hastayı dışarı çıkarmak için ip kullanılmalıdır,

� Derhal itfaiyeye haber verilir (110).

Cilt yolu ile zehirlenmelerde ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Yaşam bulguları değerlendirilir,

� Ellerin zehirli madde ile teması önlenmelidir,

� Zehir bulaşmış giysiler çıkartılır,

� 15–20 dakika boyunca deri bol suyla yıkanmalıdır,

� Tıbbi yardım istenir (112).

Zehirlenmelerde genel ilkyardım kuralları nelerdir?

� Zehirlenmeye neden olan maddenin uzaklaştırılması (Kirli madde vücuttan ne kadar çabuk uzaklaştırılırsa o kadar az miktarda emilir),

� Hayati fonksiyonların devamının sağlanması,

� Sağlık kuruluşuna bildirilmesi (112).

Page 103: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

98

HAYVAN ISIRMALARINDA İLKYARDIM

Kedi- köpek gibi hayvan ısırmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hasta/yaralı yaşamsal bulgular yönünden değerlendirilir (ABC),

� Hafif yaralanmalarda yara 5 dakika süreyle sabun ve soğuk suyla yıkanır,

� Yaranın üstü temiz bir bezle kapatılır,

� Ciddi yaralanma ve kanama varsa yaraya temiz bir bezle basınç uygulanarak kanama durdurulmalıdır,

� Derhal tıbbi yardım istenmeli (112),

� Hasta kuduz ve/veya tetanos aşısı için uyarılmalıdır,

Arı sokmalarının belirtileri nelerdir?

Belirtiler kısa sürer. Acı, şişme, kızarıklık gibi lokal belirtiler olur. Arı birkaç yerden soktuysa, nefes borusuna yakın bir yerden soktuysa ya da kişi alerjik bünyeli ise tehlikeli olabilir.

Arı sokmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Yaralı bölge yıkanır,

� Derinin üzerinden görülüyorsa arının iğnesi çıkarılır,

� Soğuk uygulama yapılır,

� Eğer ağızdan sokmuşsa ve solunumu güçleştiriyorsa buz emmesi sağlanır,

� Ağız içi sokmalarında ve alerji hikayesi olanlarda tıbbi yardım istenir (112).

Akrep sokmalarının belirtileri nelerdir?

Kuvvetli bir lokal reaksiyon oluşturur.

� Ağrı,

� Ödem,

� İltihaplanma, kızarma, morarma,

� Adale krampları, titreme ve karıncalanma,

� Huzursuzluk, havale gözlenebilir.

Akrep sokmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Sokmanın olduğu bölge hareket ettirilmez,

� Yatar pozisyonda tutulur,

� Yaraya soğuk uygulama yapılır,

� Kan dolaşımını engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır,

� Yara üzerine hiçbir girişim yapılmaz.

Page 104: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

99

Yılan sokmalarının belirtileri nelerdir?

Lokal ve genel belirtiler verir:

� Bölgede morluk, iltihaplanma (1–2 hafta sürer),

� Kusma, karın arısı, ishal gibi sindirim sistemi bozuklukları,

� Aşırı susuzluk,

� Şok, kanama,

� Psikolojik bozukluklar,

� Kalpte ritim bozukluğu, baş ağrısı ve solunum düzensizliği.

Yılan sokmalarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Hasta sakinleştirilip, dinlenmesi sağlanır,

� Yara su ile yıkanır,

� Yaraya yakın bölgede baskı yapabilecek eşyalar (yüzük, bilezik vb.) çıkarılır,

� Yasa baş ve boyunda ise yara çevresine baskı uygulanır,

� Kol ve bacaklarda ise yara üstünden dolaşımı engellemeyecek şekilde bandaj uygulanır (Turnike uygulanmaz),

� Soğuk uygulama yapılır,

� Yara üzerine herhangi bir girişimde bulunulmaz (yara emilmez),

� Yaşamsal bulgular izlenir,

� Tıbbi yardım istenir (112).

Deniz canlıları sokmasında belirtiler nelerdir?

Çok ciddi değildir. Lokal ve genel belirtiler görülür:

� Kızarma,

� Şişme,

� İltihaplanma,

� Sıkıntı hissi,

� Huzursuzluk,

� Havale,

� Baş ağrısı.

Deniz canlıları sokmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Yaralı bölge hareket ettirilmez,

� Batan diken varsa ve görünüyorsa çıkartılır,

� Etkilenen bölge ovulmamalı,

Page 105: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

100

� Sıcak uygulama yapılmalıdır.

GÖZ, KULAK VE BURUNA YABANCI CİSİM KAÇMASINDA

İLKYARDIM

Göze yabancı cisim kaçmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

Toz gibi küçük madde ise;

� Göz ışığa doğru çevrilir ve alt göz kapağı içine bakılır,

� Gerekirse üst göz kapağı açık tutulur,

� Nemli temiz bir bezle çıkarılmaya çalışılır,

� Hastaya gözünü kırpıştırması söylenir,

� Göz ovulmamalıdır,

� Çıkmıyorsa sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır.

Bir cisim batması varsa ya da metal cisim kaçmışsa;

� Gerekmedikçe hasta yerinden oynatılmaz,

� Göze hiçbir şekilde dokunulmaz,

� Tıbbi yardım istenir (112),

� Hastanın göz uzmanı olan bir sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır.

Kulağa yabancı cisim kaçmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Kesinlikle sivri ve delici bir cisimle müdahale edilmez,

� Su değdirilmez,

� Tıbbi yardım istenir (112).

Buruna yabancı cisim kaçmasında ilkyardım nasıl olmalıdır?

� Burun duvarına bastırarak kuvvetli bir nefes verme ile cismin atılması sağlanır,

� Çıkmazsa tıbbi yardım istenir (112).

BOĞULMALARDA İLKYARDIM

Boğulma nedir?

Boğulma, vücuttaki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesidir.

Boğulma nedenleri nelerdir?

� Bayılma ve bilinç kaybı sonucu dilin geriye kayması,

Page 106: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

101

� Nefes borusuna sıvı dolması,

� Nefes borusuna yabancı cisim kaçması,

� Asılma,

� Akciğerlerin zedelenmesi,

� Gazla zehirlenme,

� Suda boğulma (*).

(*) Suda boğulmalarda, boğulma sırasında nefes borusu girişinin kasılmasına bağlı olarak çok az miktarda su akciğerlere girer. Suda boğulanlarda özellikle soğuk havalarda 20–30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp mesajına başlanmalıdır.

Suda boğulmalarda, ağızdan ağza ya da ağızdan buruna solunumun suda yaptırılması mümkündür ve bu uygulamaya su içerisinde iken başlanmalıdır. Bu uygulama derin sularda mümkün olmayabilir, bu nedenle hasta/yaralının hızla sığ suya doğru çekilmesi gerekir.

Suya atlama sonucu, boğulma riskinin yanı sıra genel vücut travması ya da omurga kırıkları da akla gelmelidir. Bu nedenle suda, başın çok fazla arkaya itilmemesi gereklidir.

Boğulmalarda genel belirtiler nelerdir?

� Nefes almada güçlük,

� Gürültülü, hızlı ve derin solunum,

� Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme,

� Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma,

� Genel sıkıntı hali, cevaplarda isabetsizlik ve kararsızlık,

� Bayılma.

Boğulmalarda genel ilkyardım işlemleri ne olmalıdır?

� Boğulma nedeni ortadan kaldırılır,

� Bilinç kontrolü yapılır,

� Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir,

� Temel yaşam desteği sağlanır,

� Derhal tıbbi yardım istenir (112),

� Yaşam bulguları izlenir.

Page 107: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

102

HASTA/ YARALI TAŞIMA TEKNİKLERİ

Hasta/yaralı taşınmasında genel kurallar nelerdir?

Hasta/yaralı taşınmasında ilkyardımcı kendi sağlığını riske sokmamalıdır,

Gereksiz zorlama ve yaralanmalara engel olmak için aşağıdaki kurallara uygun davranmalıdır;

� Hasta/yaralıya yakın mesafede çalışılmalı,

� Daha uzun ve kuvvetli kas grupları kullanılmalı,

� Sırtın gerginliğini korumak için dizler ve kalçalar bükülmeli (Omurilik yaralanmaları riskini azaltır),

� Yerden destek alacak şekilde her iki ayağı da kullanarak biri diğerinden biraz öne yerleştirilmeli,

� Kalkarken, ağırlığı kalça kaslarına vererek dizler en uygun biçimde doğrultulmalı,

� Baş her zaman düz tutulmalı, homojen ve düzgün bir şekilde hareket ettirilmeli,

� Yavaş ve düzgün adımlarla yürünmeli ve adımlar omuzdan daha geniş olmamalı,

� Ağırlık kaldırırken karın muntazam tutulup kalça kasılmalı,

� Omuzlar, leğen kemiğinin ve omuriliğin hizasında tutulmalı,

� Yön değiştirirken ani dönme ve bükülmelerden kaçınılmalı,

� Hasta/yaralı mümkün olduğunca az hareket ettirilmeli,

� Hasta/yaralı baş-boyun-gövde ekseni esas alınarak en az 6 destek noktasından kavranmalı,

� Tüm hareketleri yönlendirecek sorumlu bir kişi olmalı, bu kişi hareketler için gereken komutları (dikkat, kaldırıyoruz gibi) vermelidir. Bu kişi genellikle ağırlığın en fazla olduğu ve en fazla dikkat edilmesi gereken bölge olan baş ve boyun kısmını tutan kişi olmalı,

Hasta/yaralı taşınırken mükemmel bir ekip çalışması gerekmektedir.

Acil taşıma teknikleri nelerdir?

� Genel bir kural olarak, hasta/yaralının yeri değiştirilmemeli ve dokunulmamalıdır. Olağanüstü bir tehlike söz konusuysa, taşıdığı her türlü riske rağmen acil taşıma zorunludur.

� En kısa sürede yaralılar güvenli bir yere taşınmalıdır.

Sürükleme yöntemleri nelerdir?

Page 108: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

103

Hasta/yaralının sürüklenmesi, oldukça faydalı bir yöntemdir. Özellikle, çok kilolu ve iriyarı kişilerin taşınması gerekiyorsa; dar, basık ve geçiş güçlüğü olan bir yerden çıkarmalarda herhangi bir yaralanmaya neden olmamak için seçilebilecek bir yöntemdir. İlkyardımcının fiziksel kapasitesi göz önünde bulundurulmalıdır. Mümkünse battaniye kullanılmalıdır.

Sürükleme yöntemleri şunlardır;

� Ayak bileklerinden sürükleme,

� Koltuk altından tutarak sürükleme.

ARAÇ İÇİNDEKİ YARALIYI (RENTEK) TAŞIMA YÖNTEMİ DİKKAT: Araç içindeki yaralıyı (Rentek Manevrası) taşıma; kaza geçirmiş yaralı bir kişiyi eğer bir tehlike söz konusu ise omuriliğe zarar vermeden çıkarmada kullanılır. Bu uygulama solunum durması; yangın tehlikesi, patlama gibi tehlikeli durumlarda uygulanacaktır.

1- Kaza ortamı değerlendirilir; patlama, yangın tehlikesi belirlenir, çevre ve ilkyardımcının kendi güvenliği sağlanır,

2- Hasta/yaralının omuzlarına hafifçe dokunarak ve “iyi misiniz?” diye sorarak bilinci kontrol edilir, çevrede birileri varsa 112’yi araması istenir,

3- Hasta/yaralının solunum yapıp yapmadığı gözlemlenir (göğüs hareketleri izlenir). Eğer solunum yok ise,

4- Hasta/yaralının ayaklarının pedala sıkışmadığından emin olunur; emniyet kemeri açılır,

5- Hasta/yaralıya yan tarafından yaklaşılır ve bir elle kolu diğer elle de çenesi kavranarak boynu tespit edilir ( Hafif hareketle),

6- Baş-boyun-gövde hizasını bozmadan araçtan dışarı çekilir,

7- Hasta/yaralı yavaşça yere veya sedyeye yerleştirilir.

Kısa mesafede süratli taşıma teknikleri nelerdir?

1-Kucakta taşıma:

Bilinci açık olan çocuklar ve hafif yetişkinler için kullanışlı bir yöntemdir. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır.

� Bir elle yaralı dizlerinin altından tutularak destek alınır,

� Diğer elle gövdenin ağırlığı yüklenerek sırtından kavranır,

� Yaralıya kollarını ilkyardımcının boynuna dolaması söylenebilir. Bu yaralının kendini güvende hissetmesini sağlar,

� Ağırlık dizlere verilerek kalkılır.

2-İlkyardımcının omzundan destek alma:

Hafif yaralı ve yürüyebilecek durumdaki hasta/yaralıların taşınmasında kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır. Bu yöntem iki kişi ile de uygulanabilir.

� Yaralının bir kolu ilkyardımcının boynuna dolanarak destek verilir,

Page 109: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

104

� İlkyardımcı boşta kalan kolu ile hasta/yaralının belini tutarak yardım eder.

3-Sırtta taşıma:

Bilinçli hastaları taşımada kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır.

� İlkyardımcı hasta/yaralıya sırtı dönük olarak çömelir ve bacaklarını kavrar,

� Hasta/yaralının kolları ilkyardımcının göğsünde birleştirilir,

� Ağırlık dizlere verilerek hasta/yaralı kaldırılır.

4-Omuzda taşıma ( İtfaiyeci yöntemi) :

Yürüyemeyen ya da bilinci kapalı olan kişiler için kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır. İlkyardımcının bir kolu boşta olacağından merdiven ya da bir yerden rahatlıkla destek alınabilir.

� İlkyardımcı sol kolu ile omzundan tutarak hasta/yaralıyı oturur duruma getirir,

� Çömelerek sağ kolunu hasta/yaralının bacaklarının arasından geçirir,

� Hasta/yaralının vücudunu sağ omzuna alır,

� Sol el ile hasta/yaralının sağ elini tutar, ağırlığı dizlerine vererek kalkar,

� Hasta/yaralının önde boşta kalan bileği kavranarak hızla olay yerinden uzaklaştırılır.

5-İki ilkyardımcı ile ellerin üzerinde taşıma (Altın Beşik Yöntemi) :

Hasta/yaralının ciddi bir yaralanması yoksa ve yardım edebiliyorsa iki, üç, dört elle altın beşik yapılarak taşınır.

İki elle: İki ilkyardımcının birer eli boşta kalır, bu elleri birbirlerinin omzuna koyarlar, diğer elleri ile bileklerinden kavrayarak hasta/yaralıyı oturturlar.

Üç elle: Birinci ilkyardımcı bir eli ile ikinci ilkyardımcının omzunu kavrar, diğer eli ile ikinci ilkyardımcının el bileğini kavrar. İkinci ilkyardımcı bir el ile birinci ilkyardımcının bileğini, diğer eli ile de kendi bileğini kavrar.

Dört elle: İlkyardımcılar bir elleri ile diğer el bileklerini, öbür elleri ile de birbirlerinin bileklerini kavrarlar.

6-Kollar ve bacaklardan tutarak taşıma:

Hasta/yaralı bir yerden kaldırılarak hemen başka bir yere aktarılacaksa kullanılır. İki ilkyardımcı tarafından uygulanır.

� İlkyardımcılardan biri sırtı hasta/yaralıya dönük olacak şekilde bacakları arasına çömelir ve elleri ile hasta/yaralının dizleri altından kavrar. İkinci ilkyardımcı hasta/yaralının baş tarafına geçerek kolları ile koltuk altlarından kavrar. Bu şekilde kaldırarak taşırlar.

7-Sandalye ile taşıma:

Page 110: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

105

Hasta/yaralının bilinçli olması gereklidir. Özellikle merdiven inip çıkarken çok kullanışlı bir yöntemdir. İki ilkyardımcı tarafından uygulanır.

� Bir ilkyardımcı sandalyeyi arka taraftan, oturulacak kısma yakın bir yerden, diğer ilkyardımcı sandalyenin ön bacaklarını aşağı kısmından kavrayarak taşırlar.

Sedye üzerine yerleştirme teknikleri nelerdir?

1-Kaşık tekniği:

Bu teknik hasta/yaralıya sadece bir taraftan ulaşılması durumunda üç ilkyardımcı tarafından uygulanır.

� İlkyardımcılar hasta/yaralının tek bir yanında bir dizleri yerde olacak şekilde diz çökerler,

� Hasta/yaralının elleri göğsünde birleştirilir,

� Birinci ilkyardımcı baş ve omzundan, ikinci ilkyardımcı sırtının alt kısmı ve uyluğundan, üçüncü ilkyardımcı dizlerinin altından ve bileklerinden kavrar. Daha sonra kendi ellerini hasta/yaralının vücudun altından geçirerek kavrarlar,

� Başını ve omzunu tutan birinci ilkyardımcının komutu ile tüm ilkyardımcılar aynı anda hasta/yaralıyı kaldırarak dizlerinin üzerine koyarlar,

� Aynı anda tek bir hareketle hasta/yaralıyı göğüslerine doğru çevirirler,

� Sonra uyumlu bir şekilde ayağa kalkar ve aynı anda düzgün bir şekilde sedyeye koyarlar.

2-Köprü tekniği:

Hasta/yaralıya iki taraftan ulaşılması durumunda dört ilkyardımcı tarafından yapılır.

� İlkyardımcılar bacaklarını açıp, hasta/yaralının üzerine hafifçe çömelerek yerleşirler,

� Birinci ilkyardımcı başı koruyacak şekilde omuz ve ensesinden, ikinci ilkyardımcı kalçalarından, üçüncü ilkyardımcı da dizlerinin altından tutar,

� Birinci ilkyardımcının komutu ile her üç ilkyardımcı hastayı kaldırırlar,

� Dördüncü ilkyardımcı sedyeyi arkadaşlarının bacakları arasına iterek yerleştirir ve hasta/yaralı sedyenin üzerine konulur.

3-Karşılıklı durarak kaldırma:

Omurilik yaralanmalarında ve şüphesinde kullanılır. Üç ilkyardımcı tarafından uygulanır.

� İki ilkyardımcı hasta/yaralının göğüs hizasında karşılıklı diz çökerler,

� Üçüncü ilkyardımcı hasta/yaralının dizleri hizasında diz çöker,

� Hasta/yaralının kolları göğsünün üzerinde birleştirerek, düz yatması sağlanır,

Page 111: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

106

� Baş kısımdaki ilkyardımcılar kollarını baş-boyun eksenini koruyacak şekilde hasta/yaralının sırtına yerleştirirler,

� Hasta/yaralının dizleri hizasındaki üçüncü ilkyardımcı kollarını açarak hasta/yaralının bacaklarını düz olacak şekilde kavrar. Verilen komutla, tüm ilkyardımcılar hasta/yaralıyı düz olarak kaldırarak sedyeye yerleştirirler.

Sedye ile taşıma teknikleri nelerdir?

Sedye ile taşımada genel kurallar şunlardır;

� Hasta/yaralı battaniye ya da çarşaf gibi bir malzeme ile sarılmalıdır,

� Düşmesini önlemek için sedyeye bağlanmalıdır,

� Başı gidiş yönünde olmalıdır,

� Sedye daima yatay konumda olmalıdır,

� Öndeki ilkyardımcı sağ, arkadaki ilkyardımcı sol ayağı ile yürümeye başlamalıdır (Sürekli değiştirilen adımlar sedyeye sağlam taşıma sağlar),

� Daima sedye hareketlerini yönlendiren bir sorumlu olmalı ve komut vermelidir,

� Güçlü olan ilkyardımcı hasta /yaralının baş kısmında olmalıdır.

1-Sedyenin iki kişi tarafından taşınması:

� Her iki ilkyardımcı çömelirler, sırtları düz, bacakları kıvrık olacak şekilde sedyenin iki ucundaki iç kısımlarda dururlar,

� Komutla birlikte sedyeyi kaldırırlar ve yine komutla dönüşümlü adımla yürümeye başlarlar,

� Önde yürüyen yoldaki olası engelleri haber vermekle sorumludur.

2-Sedyenin dört kişi tarafından taşınması:

Yaralının durumu ağır ise ya da yol uzun, zor ve engelli ise sedye 4 kişi ile taşınmalıdır.

� İlkyardımcıların ikisi hasta/yaralının baş, diğer ikisi ayak kısmında sırtları dik, bacakları bükülü olarak sedyenin yan kısımlarında çömelirler. Sedyenin sapından tutarlar ve yukarı komutu ile sedyeyi kaldırırlar,

� Sedyenin sol tarafından tutan ilkyardımcılar sol, sağ tarafındakiler sağ adımlarıyla yürümeye başlarlar,

� Dar bölgeden yürürken ilkyardımcılar sırtlarını sedyenin iç kısmına vererek yerleşirler,

� Merdiven, yokuş inip çıkarken sedye mümkün olabilecek en yatay pozisyonda tutulmalıdır. Bunun için ayak tarafındakiler sedyeyi omuz hizasında, baş tarafındakiler uyluk hizasında tutmalıdır.

3-Bir battaniye ile geçici sedye oluşturma:

Page 112: DOĞA EĞİTİMİ NOTLARI  V01

107

� Tek bir battaniye ile sedye oluşturmada ise battaniye yere serilir kenarları rulo yapılır. Yaralı üzerine yatırılarak kısa mesafede güvenle taşınabilir.

4-Bir battaniye ve iki kirişle geçici sedye oluşturma:

Yeterli uzunlukta iki kiriş ile sedye oluşturmak mümkündür.

� Bir battaniye yere serilir,

� Battaniyenin 1/3'üne birinci kiriş yerleştirilir ve battaniye bu kirişin üzerine katlanır,

� Katlanan kısmın bittiği yere yakın bir noktaya ikinci kiriş yerleştirilir,

� Battaniyede kalan kısım bu kirişin üzerini kaplayacak şekilde kirişin üzerine doğru getirilir,

� Hasta/yaralı bu iki kirişin arasında oluşturulan bölgeye yatırılır.

KAYNAKLAR

• H. Fazıl İNAN ,Zülfinaz KURT, İlknur KUBİLAY, TEMEL İLKYARDIM UYGULAMALARI

• EĞİTİM KİTABI, ANKARA 2010

• Gürgen, G. ve Çalışkan, O. ,e-Journal of New World Sciences Academy ,Nature Sciences, 4A0005,

4, (3), 70-82.

• HSE (Health and Safety Executive) (1994.) 5 Steps To Risk Assessment. London: HSE Books,

HMSO.

• Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, (2007), 5 Adımda Risk Değerlendirmesi, Ankara; ÇSGB Yayın

No: 140. Thomas, A. ve Holmes, D., (1999).Risky Work. Geography Review, C. 12 S. 4, ss: 33-35.