Top Banner
DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? Doğa bilimleri hayatımızı -özellikle son birkaç yüzyılda- inanılmaz derecede değiştiren ve gerek teorik gerekse pratik değeri çok yüksek olan bir alan. Bu yazıda din-bilim arasındaki çatışma iddiasına dair birtakım yorumlar yapacağız. Yazının içeriği şu şekildedir: 1. Tarihsel Yalanlar ve Doğrular Din ile Bilimin Çatıştığına Dair Tarihsel Örnekler 1. Bilim İnsanları Din ve Bilimin Çatışması Hakkında Ne 2. Diyor? 2. Felsefi Açıdan Değerlendirme 3. Teolojik Açıdan Değerlendirme 4. Bilim ve Din İlişkisi Modelleri 1. TARİHSEL YALANLAR VE DOĞRULAR 1. Din ile Bilimin Çatıştığına Dair Tarihsel Örnekler Galileo’nun, Dünya’nın dönmesi konusunda kiliseyle çatıştığı ve sonrasında asıldığı masalını; geçmişte Dünya’nın yuvarlak olduğu biliniyordu fakat sonrasında din adamları bu bilgiyi yok edip Dünya’nın düz olduğu görüşünü yaygınlaştırdılar masalını; Ortaçağ’da ve Yeniçağ’da din herkesi esir etmişti ve
39

DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Oct 25, 2021

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI?

Doğa bilimleri hayatımızı -özellikle son birkaç yüzyılda-inanılmaz derecede değiştiren ve gerek teorik gerekse pratikdeğeri çok yüksek olan bir alan. Bu yazıda din-bilimarasındaki çatışma iddiasına dair birtakım yorumlar yapacağız.Yazının içeriği şu şekildedir:

1. Tarihsel Yalanlar ve Doğrular

Din ile Bilimin Çatıştığına Dair Tarihsel Örnekler1.Bilim İnsanları Din ve Bilimin Çatışması Hakkında Ne2.Diyor?

2. Felsefi Açıdan Değerlendirme

3. Teolojik Açıdan Değerlendirme

4. Bilim ve Din İlişkisi Modelleri

1. TARİHSEL YALANLAR VE DOĞRULAR

1. Din ile Bilimin Çatıştığına Dair Tarihsel Örnekler

Galileo’nun, Dünya’nın dönmesi konusunda kiliseyle çatıştığıve sonrasında asıldığı masalını; geçmişte Dünya’nın yuvarlakolduğu biliniyordu fakat sonrasında din adamları bu bilgiyiyok edip Dünya’nın düz olduğu görüşünü yaygınlaştırdılarmasalını; Ortaçağ’da ve Yeniçağ’da din herkesi esir etmişti ve

Page 2: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

bilime karşıtlık vardı masalını çoğunuz duymuştur. İşin ilginçyanı “pozitif bilimlere” bakmayı öneren ve kendilerinin“sorgulayan” olduğunu söyleyen kimseler bu konulara gelince(ki muhtemelen dine ve dindarlara karşı olan peşinhükümlerinden dolayı) bilimi pek de önemsemiyorlar ve okonudaki -kendi işlerine yarayan- genel kabulleri direktolarak kabul ediyorlar. Bu masallara karşılık tarih biliminebaktığınızda Galileo’nun ne yargılandığını ne de asıldığınıgörürsünüz. Tarihte Dünya’nın yuvarlak olduğu da inkar edilenbir bilgi değildi. Malum dönemlerde bu ilmi açıdan tartışılanbir görüştü. Dünya’nın düz olduğunu savunanlar kendi ilmigerekçelerini ortaya koyarken karşıt görüştekiler de aynısınıyapıyorlardı. Benzer şekilde, Güneş Merkezli Evren Modeli(GMEM) ve Dünya Merkezli Evren Modeli (DMEM) de bilimselolarak tartışılan görüşlerdi. Oysa insanlar Galileo’nun,ortaya attığı iddiaları çok açık bir şekilde kanıtladığınıfakat yine de o zamanki insanların dini inançlardan ötürüGalileo’ya karşı çıktığını zannetmektedir.

Gelelim Galileo Galilei’ye. Galileo hiçbir zaman bilimseldüşüncelerinden dolayı işkence görmemiş ve kötü bir şekildehapsedilmemiştir. Pek çok insan (ne kadar entelektüel olursaolsun fark etmez) GMEM’in doğruluğunun neredeyse tamamenkanıtlandığını ama kilisenin sadece ve sadece KutsalKitap’taki pasajlardan ötürü o hipotezi savunan biliminsanlarına karşı çıktığını zannetmektedir. Oysa o dönemdeGMEM ve DMEM gibi hipotezlerin -zannedildiği gibi- çok büyük

Page 3: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

ölçüde kanıtlanması olası değildir, teleskop gibi önemli birgözlem aracı dahi henüz icat edilmişti. Üstelik GMEM ile DMEMtek bir biçimde savunulmuyordu. Örneğin o dönemde Galileo’nunsavunduğu GMEM farklı bir içeriğe sahipken Kepler’in savunduğuGMEM farklı bir içeriğe sahipti. Ve bugün bildiğimiz üzere,Galileo GMEM’i savunurken hatalı pek çok şeyi de beraberindesavunuyordu. Anlayacağınız üzere, bu iki evren modeli odönemde bilimsel olarak tartışılıyordu, yani hangi modelindoğru olduğu konusunda bilimsel bir anlaşmazlık vardı. Birörnek olarak, Christoph Scheiner ve Orazio Grassi Galileo’yakarşı sunduğu kanıtlarda dini metinlere atıfta bulunmamıştırve DMEM’in doğruluğunu bilimsel gerekçelerlesavunmuşlardır.[1] Tüm bu söylediklerimizin yanında yüzlercesenedir DMEM’in savunulduğunu ve doğa felsefecilerinin vebilim insanlarının önemli bir kısmının DMEM’i desteklediğiniunutmayın. Yani, bu kadar uzun zamandır bilim insanlarınınaklında doğru olarak yer eden bir evren modelini birkaçgözlemle yıkmaya çalışmak o bilim insanlarının hemenkabulleneceği bir şey değildir. Hele Kutsal Kitap’ın DMEM’isavunacak şekilde yorumlanması bunu daha da zorlaştırmıştır.

Dönelim Galileo’nun yargılanma sürecine. Hikayemiz Galileo’nun1609 yılında, teleskobun icadından kısa bir süre sonra,birtakım gözlemler yapmasıyla başlıyor. Galileo gözlemleriniThe Sidereal Messenger (1610) ve Sunspots Letters (1613)kitaplarında dile getiriyor. Her ne kadar daha önceleri GMEM’ikabul etmese de yaptığı keşiflerden sonra GMEM’in daha makulolduğu sonucuna varıyor. Galileo GMEM’in doğru olduğu görüşünüve Kutsal Kitap’taki ilgili pasajlar hakkındaki görüşünüBenedetto Castelli’ye ve Düşes Christina’ya yazdığımektuplarda dile getiriyor. Galileo’nun bu düşünceleri bilimcamiasında tartışma yarattığı gibi din adamları arasında datartışma yaratıyor.

Page 4: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

1615 yılında Galileo Papa V. Paul’u görmek için Roma’yagidiyor. Papa tartışmadan kaçınmak için meseleyi başkagörevlilere havale ediyor ve bu görevliler Galileo’nun ortayaattığı fikirlere bir kınama yayımlıyorlar. Ancak burada önemliolan şey kilisenin resmi olarak Galileo’nun fikirlerinireddetmemiş olması. 1616 yılında ise Kardinal RobertBellarmine, Galileo’ya Kopernikçi sistemi (GMEM’i) savunmasınıyasaklıyor. Ve yine aynı yılda kilise GMEM’in bilimsel anlamdayanlış olduğunu ve Kutsal Kitap ile uyuşmadığını bildiren birkararname çıkarıyor. Galileo ise 1623 yılına kadar pek sesçıkarmamayı tercih ediyor. 1623 yılında ise Galileo’nun eskidostu Kardinal Maffeo Barberini Papa VIII. Urban oluyor,dolayısıyla Galileo Papa ile aralarındaki dostluk nedeniylekendini daha özgür hissediyor ve içinde DMEM’i ve GMEM’isavunacak kişilerin yer aldığı bir diyalog yazmayı düşünüyor.Nihayet 1632’de ünlü kitabı Dialogue Concerning the Two ChiefWorld Systems yayımlanıyor. İşte tüm olay da burada kopuyor.Galileo’nun 1616’daki yasağı çiğnediği düşünülüyor, fakatGalileo bu kitapta GMEM’i savunmadığını sadece GMEM ile DMEM’itartışan kişileri kaleme aldığını söylüyor. Ama burada asılsorun şu ki Papa VIII. Urban zamanında Galileo’ya eğer GMEM’iele alırsa DMEM’i de ele almasını ve ikisini adil bir şekildekarşılaştırmasını söylemişti. Oysa Galileo bu karşılaştırmayısert bir dille, DMEM’i savunanlarla bir ölçüde alay ederekyapmıştır. Galileo’nun eserinde Simplicio(Ahmak) adlı birkarakter yer alıyor ve bu karakter kilisenin savunduğu görüşü,Aristotelesci ve Batlamyuscu modeli (DMEM’i) savunuyor.[2]Şimdi burada Galileo’yu ceza almaya iten önemli nokta şu gibiduruyor: On altıncı yüzyıl ve on yedinci yüzyıl zaten kiliseaçısından çok karışık bir dönemdir. Papa, Protestanlık ilebaşa çıkmaya çalışırken Galileo gibi önemli bir biliminsanının kendisini böyle küçük düşürmesine katlanamıyor. Ayrıca da hatırlatmakta fayda var: Galileo sıkı birHristiyandı.[3] Ve Katolik Kilisesi’nin itibarını -hele ki odönemde- düşürebilecek şu fikri savunuyordu:

Kutsal metin yanılmaz, ama kutsal metinlerin yorumu

Page 5: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

yanılabilir. Bu yorumu düzgün yapmak için bilimsel araştırmagerekir.[4]

Sonuçta Galileo yargılandı ve sapkınlık şüphesiyle ev hapsinemahkum edildi; kilisenin onu sapkın olarak nitelendirmediğigözden kaçmamalı. Sapkınlık şüphesiyle yargılandı çünkü kilisehiçbir zaman GMEM’i tamamıyla reddetmemişti ve GMEM’isavunanları kafir ilan etmemişti. Galileo’nun yargılanmasıkonusunda ortaya çıkan birtakım mitler var, onlara dadeğinelim: 1) Galileo mahkemede büyük olasılıkla hiçbir zaman“Ama yine de Dünya dönüyor.” demedi. Galileo’nun böyledediğine dair hikayeler ilgili olaydan bir yüzyıl sonra ortayaçıkıyor ve daha önceki metinlerde hiç yer almıyor. 2) Galileoyargılanıyor ve ev hapsine mahkum ediliyor, evet. Fakat evhapsi dediğimiz şey bugün bizim zannettiğimiz gibi bir hapisdeğil. Bir kere, Galileo muhtemelen kaldığı villadan yaklaşıkolarak iki kilometre öteye kadar hareket etme hakkınasahipti. Bunun dışında, bir önceki cümlede villa ifadesinikullandık fark ettiğiniz üzere. Çünkü Galileo’nun kaldığı evgayet büyüktü ve güzel bir bahçesi vardı. Ayrıca kendisineileride bir rahibe olacak kızını görme, kendi yemeğini kendiseçme, yemeğini kimle yiyeceğini seçme gibi daha birçok haktanınmıştı. 3) Bir önceki maddeyle bağlantılı olarak, Galileobüyük olasılıkla hiçbir zaman işkence de görmedi.[5]

Öyle gözüküyor ki Galileo’nun yargılanmasının sebebi KutsalKitap’ın aksini savunması değildi. Dönemin siyasi şartlarıPapa’nın otoritesini sarsıyordu ve dolayısıyla Galileo gibisaygın birsinin kilisenin tersine gitmesi onun yargılanmasınasebebiyet verdi. Bugün bir yönetici “Şu adam otoritemisarsıyor.” diye bir dava açsa pek çoğumuza absürt gelir ama odönemde kişisel özgürlüklere günümüzdeki kadar değerverilmediğini unutmamak gerekiyor. Bununla birlikte

Page 6: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Galileo’nun yargılanmasında kilisenin Kutsal Kitap yorumununhiçbir ilgisinin olmadığını savunuyor değiliz fakat işlerin buraddeye gelmesinin sebebi kilisenin Kutsal Kitap yorumu gibidurmuyor. Çünkü Galileo’dan daha önce Kopernik de bu sistemisavunmuştu (ki zaten bu nedenle GMEM’in bir diğer ismiKopernikçi Evren Modeli) ve kilise “Bu sistem dinle çelişiyor,bunu savunamazsın.” gibi bir şey söylemedi de ve Kopernik’iGMEM’i savunuyor diye yargılamadı da. Hatta KardinalSchoenberg ve Piskopos Giese gibi önemli din adamlarıkiliseyi, Kopernik’in bu sistemi savunan kitabının basılmasınateşvik etmişti.[6] Sonuç olarak, Galileo’nun yargılanmasınınsebebi büyük oranda dönemin siyasi şartlarına bağlı. EğerGalileo Papa’nın otoritesinin devrilmeye başladığı bir dönemdeyaşamasaydı muhtemelen hiç yargılanmayacaktı.

Gelelim Giordano Bruno’ya. Giordano Bruno olayı da Galileo’nunhikayesine benzer bir şekilde savunulur. İddiaya göre Brunobilim yaptığı için dine inanan kimseler tarafından suçlubulunmuştur, tabii bu hangi tarihsel metinde yazıyorsa. Brunoolayı din-bilim çatışması olarak örnek gösterilebilecek türdenbir olay değildir. Çünkü Bruno bir bilim insanı değil filozofve din adamıdır.[7] Bruno’nun yargılanma sebebi ise teslisinancını reddetmesi ve Antik Mısır’ın sihir tanrısı olanThoth’a inanıyor olmasıydı; herhangi bir kozmolojik modelifalan savunduğundan dolayı yakılmadı.[8] Konumuz din-bilimilişkisi olduğu için bu olayı ayrıntılı bir şekildeanlatmayacağız.

Page 7: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Her nasılsa bilimsel verileri takip ettiğini ve olaylaraeleştirel bir gözle baktığını söyleyenler Orta Çağ’da ve YeniÇağ’da bilime değer verilmediği, din adamlarının biliminsanlarına kötü davrandığını iddia etmektedir. Hattaengizisyon mahkemelerinin tek yaptığı şeyin din ile çatışankişileri öldürmekten başka bir şey olmadığını iddia edenleribile gördüm. Neyse ki konumuz şimdilik engizisyonlar değil.Fakat bu tür söylemler insanların o dönem hakkında ne kadarbilgisiz olduğunu ve kulaktan dolma bilgilere fazlasıylainandığını gözler önüne seriyor. Öncelikle Orta Çağ’daki veYeni Çağ’daki genel sahneyi İslam dünyası ve Hristiyan dünyasıolarak ayıracağım. Gelelim İslam dünyasına. İslam dünyasındabilimsel keşfin çok önemli bir basamağı olan Beytü’l Hikme(Hikmet Evi) din adamları tarafından kurulmuş ve yine bir dinadamı olan İbni Mansûr ile yeni bir boyut kazanmıştır.[9]Özellikle sekizinci ve on üçüncü yüzyıllar arasında İslamdünyası bilimsel gelişmişlik açısından oldukça ilerideydi.Evreni Tanrı’nın ikinci kitabı olarak tanıtan bir kutsalkitaba inanan kişinin bilimsel verilere ilgi duyması gayetnormal bir şeydir. Bilimsel bilgimize pek çok şey katmış malumbilim insanlarını (Allah hepsinden razı olsun) internette kısabir araştırmayla kolayca bulabilirsiniz; hatta burada göreceünlü olan birkaç ismi sayacağım, daha fazlası için MuslimHeritage sitesine göz atabilirsiniz. İslam dünyası çok değerlibilim insanları yetiştirmiştir. Kimya ve simya adlarınınyaratıcısı olan ve bu alanlarda önemli çalışmaları olan Cabirbin Hayyan bunlardan biridir. Kabul edilen hakim görüşgözlerimizden çıkan ışınlarla çevreyi gördüğümüz iken

Page 8: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

yüzyıllardır kabul edilen bu yargıyı deneyleriyle yıkan, optikalanında çok büyük bir adım atarak görme ile ilgili temelprensipleri ortaya çıkaran, deneysel bilim metoduyla dabilinen ve bilime katkılarından dolayı Ay’daki bir kratereismi verilen – Hevelius’un Selenographia eserinde ise aklıntemsilcisi olarak gösterilen İbni Heysem bunlardanbiridir.[10] Cerrahi aletleri icat edip günümüzdeki ameliyataletlerinin temelini atan el-Zehravi bunlardan biridir.Özellikle el-Kânûn fi’t-Tıb (القـــانون فـــي الطـــب) eseriyleyaşadığı dönemin gözde bir tabibi olan ve Avrupalılarınyaptığı bir tasvirde “Hekimlerin Üç Büyük Hükümdarı” arasındaanılan İbni Sina bunlardan biridir.[11] Matematik, astronomi,kimya, jeoloji gibi daha pek çok bilim dalına verdiğikatkılardan dolayı ismi Ay’da bir kratere verilen Birunibunlardan biridir. Bugün hayatımızda çok önemli yeri olanalgoritma ve cebir alanına adını veren Hârizmî bunlardanbiridir. Özellikle kimya ve fizik alanlarında büyükyeniliklere imza aten Ebû Bekir er-Râzî bunlardan biridir.Sayılabilecek yüzlerce isim ve örnek verilebilecek yüzlerceönemli keşif ve icat vardır. Ortadoğu tarihçisi olan James L.Gelvin Arapların bilim dünyasına katkılarını daha iyianlayabilmemiz adına cebir, algoritma, kablo, şeker, atlas,alkol, averaj, sıfır gibi kelimeleri örnek verir ve bukelimelerin ya Arap kökenli olduğunu ya da Araplararacılığıyla dünyaya yayıldığını söyler.[12] Rasathanelerintarihine bakarsak rasathanelerin İslam dünyasında oldukçagelişmiş bir hâle dönüştürüldüğünü ve bu tür rasathanelerinBatı’ya Müslüman bilim insanları tarafından özellikle TychoBrahe aracılığıyla ulaştığını görürüz. Uzun lafın kısası İslamdünyasının bilimsel gelişmeye katkısı fazlasıyla olmuştur.

İslam dünyası adına bilim ve dinin çatıştığına dair tarihselbirkaç örneğe bakacaksak, bunlardan bir tanesi İskenderiyeKütüphanesi’nin yakılması olayıdır. 642 yılında Hz. Ömerİskenderiye’yi fethetmiştir. İddiaya göre John Philoponus, Hz.

Page 9: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Ömer’e “Ganimetlerimizi zaten aldınız. Bari kitaplarımızıbırakın.” demiştir. Fakat Hz. Ömer “Kitaplar Kur’an ileçelişkili şeyler söylüyorsa zararlıdır ve yakılmalıdır. EğerKur’an ile aynı şeyleri söylüyorlarsa da ihtiyacımız yoktur veyine yakılmalıdır.” deyip buradaki kitapları dört bin fırında,hamamların ısınması için altı ay boyunca yaktırmıştır. Buiddiada şöyle bir sorun var ki bu olaydan bahseden İbnü’l-Kıftî’nin eseri olayın gerçekleştiği yıldan yaklaşık 600 senesonra yazılmıştır.[13] Böylesine büyük bir olay gerçektengerçekleştiyse neden hiçbir Kıpti, Yahudi, Hristiyan veyaMüslüman kişi bu olaydan asırlarca bahsetmedi? Ve olayda adıgeçen John Philoponus, Hz. Ömer’den bir asır önce yaşamıştır.Bu iddia görüldüğü üzere hiçbir kanıta dayanmamakta veçelişkiler barındırmaktadır. Bernard Lewis, Fr. EusèbeRenaudot, Alfred J. Butler, Victor Chauvin, Paul Casanova,Gustave Le Bon Eugenio Griffini gibi tarihçiler de bu iddiayıaçıkça reddetmiştir. Hatta ünlü ateist Bertrand Russell da odönemde yaşayan Müslümanların açık fikirli olduğunu ve böylebir olayın efsaneden ibaret olduğunu söylemiştir.[14] Benzeriiddialar Hristiyanları karalamak için kullanılır ki o iddialarda tutarsız ve kanıtsızdır. Peki bu kütüphaneye ne oldu? Bukütüphane en büyük zararı MÖ 48 yıllarında Julius Sezar’ınşehri fethetmesiyle aldı. MS 389 yıllarında İmparatorTheodosius’un emriyle de kütüphane çok büyük zarar görmüştü.Anlayacağınız üzere, Hz. Ömer orayı fethettiğinde zatenkütüphane çok küçülmüş ve oldukça zarar görmüştü.

İslam dünyasında din-bilim çatışması söz konusu oluncabahsedilmeden geçilmeyecek bir olay vardır: Astronom vematematikçi olan Takiyüddin’in rasathanesinin yıkılması.Aslına bakarsanız bu konuda durumlar biraz karışık. Şöylebaşlayalım: Rasathanenin açılmasının nedeni sadece astronomikgözlemler değildi. Geleceği tahmin etme, astrolojiaraştırmaları ve astronomi araştırmaları önem arz etmekteydi.Hoca Sadettin Efendi, Uluğ Bey’in yaptığı hesaplamaların

Page 10: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

tekrar yapılması için III. Murad’ı bir rasathanenin açılmasıkonusunda ikna etti ve bu konuda Takiyüddin’e görev verildi.İşte bundan sonrası için farklı farklı yorumlar var. Örneğinbir yoruma göre Sadettin Efendi dönemin Şehyülislam’ı olanAhmet Şemsettin Efendi ile bozuşuyor. Bunun üstüne ŞemsettinEfendi, bazı bahaneler bularak III. Murad’a rasathaneninyıkılmasını öneriyor. Yani anlayacağınız üzere bu yoruma göretamamen siyasi sebeplerden dolayı rasathane yıkılıyor. Diğerbir yoruma göre Takiyüddin tamamen kendi istekleri sonucundarasathaneyi yıktırıyor. Bunun sebebi geçen bir kuyrukluyıldızın İran’ın fethini müjdelemesi ve Takiyüddin’in İran ileOsmanlı’nın arasının bozulmasını istemediği için rasathaneyiyıktırması olarak veriliyor. Bu yoruma göre Takiyüddinrasathaneyi toplarla yıktırmıştır ki İran’a daha fazla güvenversin. Tarihçi Paul Lunde’ye göreyse dönemin biliminsanlarının geçeceğini hesapladığı bir kuyruklu yıldızdandolayı III. Murad’ın Takiyüddin’den bir kehanette bulunmasınıtalep etmiştir. Takiyüddin de bu kuyruklu yıldızın barış vemutluluk getireceği kehanetinde bulunmuştur. Fakat bu kuyrukluyıldızın dünyanın yakınından geçtiği dönemde veba salgınınınartmasıyla birlikte Takiyüddin’in kehaneti yanlış çıkmış ve bunedenle rasathaneye muhalif olanların sayısı artmıştır.[15]Bunun gibi sebeplerle üst rütbeli kişiler halkı kışkırtmış verasathanenin yıkımına sebep olmuştur. Fakat dediğimiz gibi bukonuda düzgün bir kanıt yok.

Gelelim Hristiyan dünyasına… Bilinenin aksine Hristiyandünyasında da herhangi bir bilim insanının bilim yaptığındandolayı yargılandığına dair herhangi bir tarihsel kanıt yoktur.Hatta Katolik Kilisesi bilim kitaplarının basımı ve dağıtımıile uğraşıyor bu dönemde. Hristiyan camiası için Orta Çağ veYeni Çağ kötü bir çağ değildir. Sonraki döneme göre dahadurgun olsa da bilimin küçümsendiği bir çağ falan değildir.Hristiyan bilim insanlarının yazdığı kitaplar da hiç mi hiçilkel değildir. Bilim felsefesinde önemi büyük olan Pierre

Page 11: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Maurice Duhem de bu kişilerin kitaplarını okuyarak hiç deilkel olmadığını savunmuştur. Hristiyan bilim insanlarını vebilime katkılarını birer birer yazıp yazıyı uzatmaya gerek yokdiye düşünüyorum. Kısacası: Orta Çağ’da ve Yeni Çağ’da yaşayanMüslüman bilim insanları dışında bilime büyük katkısıylapopülerleşmiş isimlerden birini getirin aklınıza, o kişi çokyüksek ihtimalle Hristiyandır. G. Galilei, N. Kopernik, J.Kepler, T. Brahe, W. Gilbert, C. Huygens, C. Linnaeus, J. Ray,A. Lavoisier, B. Pascal, F. Bacon, R. Boyle, I. Newton, P.Gassendi… Aklınıza kim geldi? Bu isimlerden bazılarıilahiyatla da ilgilenmiş isimlerdir, hatta gelmiş geçmiş enbüyük bilimsel devrimi yapan Newton ilahiyat konusunda pek çokkitap yazmıştır.[16]

Şimdi din ve bilim arasındaki çatışmaya dair tarihseliddiaların gerçekten de iddia edildiği gibi gerçekleştiğinivarsayalım. Yani Takiyüddin’in rasathanesini Şeyhülislam’ınyıktırdığını, İskenderiye Kütüphanesi’ni Hz. Ömer’in talanettiğini, Galileo’nun Kutsal Kitap’ın yorumu nedeniyle Papatarafından yargılanıp asıldığını, Bruno’nun bilim yaptığı içinyakıldığını varsayalım. Bu olaylar böyle gerçekleşmiş olsaydıdin ile bilimin çatıştığını söyleyebilir miydik? Hayır. Eğerolaylar öyle gerçekleşmiş olsaydı, bu durum sadece ve sadecetarihsel anlamda belirli din yorumlarının bilimle çatıştığınıkanıtlardı. Yani bu tür tarihsel olaylarlardan yola çıkarak enfazla o dinin belirli bir kolunun belirli ölçüde bilime karşıtolduğu sonucuna varabiliriz, daha fazlasına değil. Dininbelirli bir kolunun dahi tam anlamıyla bilimle çatıştığınısöylemek için birkaç tarihsel olaydan daha fazlasına (teolojikve felsefi tahlile) ihtiyaç vardır. Bu yazıda bizi de daha çokilgilendiren şey tarihsel çelişki iddialarındansa felsefiitirazlardır.

2. Bilim İnsanları Din ve Bilimin Çatışması Hakkında Ne Diyor?

Page 12: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Gelin bir de bilim insanlarının din-bilim konusunda nedüşündüğüne göz gezdirelim. Tabii araştırmalara geçmeden önceşunu söylemek gerekiyor: Bilim insanlarının ister hepsi teistolsun isterse de ateist olsun, din-bilim çatışması mevzusufelsefi bir mevzudur ve bilim insanlarının savunduğu görüşsırf onlar bilim insanı diye değerli olmayacaktır. Din-bilimilişkisine dair inançlar felsefi olarak savunulmadığı süreceen zeki bilim insanının görüşü dahi hiçbir şey ifade etmez.Bilim insanlarını hayatın her alanında söz sahibi olarakgörmekten kaçınmalıyız, çünkü pek çoğu kendi alanı dışındakialanlarda pek de araştırma yapmıyor (her insan gibi).

Günümüzde bazı insanlar bilim insanlarının tamamıyla ateistolduğunu, Tanrı inancına sahip çok az ismin olduğunusöylemektedir. Gelin bu konudaki araştırmalara bir bakalım.Nature dergisinde yayımlanan, 1000 bilim insanı arasındayapılan araştırmaya göre ateist olan bilim insanlarının sayısıdaha fazla çıkmıştır.[17] Prof. Elaine Howard Ecklund’ın veChristopher Scheitle’ın 2198 adet fakültede görev alan biliminsanlarının dini görüşlerine dair yaptığı araştırmaya görebilim insanlarının çoğu ateist değildir, hatta çoğunluğuteisttir.[18][19] Bu araştırma oldukça kapsamlıdır ve birçokfarklı meslek grubundan birçok bilim insanının görüşlerialınmıştır. Araştırma birçok ülkede gerçekleştirilmiştir,sadece Amerika’da yapılmamıştır. Amerika’nın en önemli 21üniversitesinde bilim insanları arasında yapılan biraraştırmaya göreyse bilim insanlarının çok az bir kısmı bilimile dinin çatışmakta olduğunu düşünüyor, yani genellikle bilimile dinin çatışmadığına dair görüşte hemfikirler.[20] Kaldıki, din ve bilimin çatıştığını düşünenlerin büyük birçoğunluğu da zaten seküler ailede yetişmiş ve din eğitimialmamışlar.[21] İşte burada çok önemli bir bilgi yatıyor.Önemli bir kesim insan bilim insanlarının çoğu konuda rasyonelkararlar verdiğini düşünüyor. Fakat görüyoruz ki ateist olanbilim insanlarının önemli bir kısmı bu kararı ergenlik

Page 13: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

döneminde vermiş ve çoğu çağdaş din felsefesine dair hiçbirşey bilmiyor. Bu konuda ülkemizden de bariz bir örnekverebiliriz: Celâl Şengör. Bilim camiasında ve üstelik halkarasında oldukça popüler olan Şengör, henüz bir çocukkenateist olduğunu söylüyor.[22] Ve çıktığı programlardakikonuşmalarına bakılırsa, çağdaş din felsefesi literatürünedair bir bilgisi yok. Fakat yine de, bazı insanlara göre, obir bilim insanı olduğu için -ve tabii ateizmi seçtiği için-rasyonel bir karar vermiştir. Oysa din ile ilgili konuştuğuzamanlar Şengör açıkça saçmalıyor. Eğer dindar bir biliminsanı ateizm hakkında konuşurken saçmalasaydı herkes onunladalga geçerdi – fakat o kişi bir ateist olunca bazı insanlaronun rasyonel bir karar verdiğini düşünüyor. Bu entelektüelkeyfiliktir, ayıptır, haksızlıktır.

İngiliz tarihçi Frank Turner İngiltere’de sekülerleşmenin enhızlı yaşandığı dönemi incelediğinde insanların dindensoğumasının altındaki en önemli nedenin bilim değil, dinikurumların baskısı olduğunu tespit etmiştir.[23] Bana öylegeliyor ki çoğu kişi ya çevresinden etkilenerek ateist oluyor(nasıl ki dindarlar doğdukları çevre dindar diye dineinanıyorsa ateistler de fazlasıyla seküler bir ortamdayetişerek ateist oluyor) ya dindar insanların belirliirrasyonel hareketlerinden ötürü ateist oluyor (örneğin evrimedair hiçbir bilgi sahibi olmadan “Bize şimdi maymun mudiyorsun?” diyen dindarlardan kötü yönde etkileniyorlarve/veya IŞİD gibi terör örgütlerinden etkileniyorlar) ya dabazı dini pasajlardan ötürü ateist oluyorlar (bunlardanbazıları Turan Dursun gibi neredeyse “Kur’an-ı Kerim Güneşdoğuyor diyor, oysa Güneş insan değil ki doğamaz.” şeklindedüşük seviyeli eleştiri getiren kimselerden etkilenirkenbazıları da gerçekten İslam tarihine dair birtakım şeyleriaraştırıyor ve geniş bir bilgi havuzunda kafaları karışıyor).Bu insanların asla kötü düşünceli insanlar olduğunudüşünmüyor. Fakat ne yazık ki çoğunluğu yeni ateizmin

Page 14: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

pençesine düşüyor ve yozlaşmış kişilere dönüşüyor. Açıkfikirli olduklarında, hoşgörülü olduklarında, bilimsel bilgiyeönem verdiklerinde, fazlasıyla akıllı olduklarında ısrarediyorlar ama tam tersi bir tavır takınıyorlar. Yeni ateizmdediğimiz ateizm türü insanlığa saldırgan din yorumları kadarzarar verici; aralarındaki tek fark, yeni ateizm insanlarızihinsel olarak yozlaşmış bir etkide bırakıp -onlar farkınavaramasa da- onları çekilmez bir insan hâline çevirirkensaldırgan din yorumları insanları direkt olarak öldürüyor.Yeni ateizm literatürü konusunda yaptığımız eleştiriyi burayatıklayarak okuyabilirsiniz, şimdi yazımızın diğer başlığınageçelim.

Darwin’den J. Brodie Innes’e mektup, 27 Kasım 1878.[24]

Genel anlamda bilim insanlarının ne düşündüğü konusunu birkenara bırakarak özellikle de Charles Robert Darwin konusunagelmek istiyorum. Çünkü Darwin’in bilimsel nedenlerden dolayıdini inancını kaybettiği fikri çokça savunuluyor ve bununüzerinden bilim-din ilişkisi hakkında bir fikre varılıyor.Tabii tekrar ve tekrar şunu söyleyelim: Darwin din felsefesikonusuyla ilgilenmiş bir isim değildir, istiyorsa bilimselgerekçelerden ötürü dini inancını kaybetmiş olsun – yine de bukararı irrasyonel olabilir. Önemli bir bilim insanı diye onupek çok konuda karar merci görmenin hiçbir makul yanı yok.

Page 15: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Charles Darwin -birtakım iddiaların aksine- dinlere karşıçıkan, dinin saçma olduğunu savunan ve evrim iddiasındandolayı din adamları tarafından fazlasıyla aşağılanmış birateist mi? Her şeyden önce, anlaşıldığı kadarıyla CharlesDarwin bir ateist değil agnostiktir.[25] Ve Darwin’in agnostikolmasına da doğrudan doğruya evrim teorisi sebep olmamıştır.Desmond ve Moore’un ünlü Darwin biyografisinde Darwin’inTanrı’dan uzaklaşmasının nedeninin daha çok psikolojiknedenler olduğuna dikkat çekilmiştir.[26] Hatta TürlerinKökeni adlı kitapta Darwin’in Tanrı’nın yaratmasına atıfyaptığını da görürüz.[27] Bazen Türlerin Kökeni kitabındaTanrı’ya atıf yapılması o dönemde kilisenin saldırgan olmasınabağlıyor. Buna göre Darwin kilisenin tepkisini çekmemek içinkitabında Tanrı’ya atıf yapmıştır. Fakat bu iddia Darwin’dençok Darwin olmak oluyor. Çünkü Darwin otobiyografisinde odönemlerde bir teist olduğuna ve Tanrı’nın evrimi yarattığınıdüşündüğüne inandığını söylemektedir, yani bu tür bir iddiazaten Darwin tarafından yalanlanmaktadır.[28] Ve o dönemdekilise Darwin’e karşı saldırgan bir tutum sergiliyor değil.

2. FELSEFİ AÇIDAN DEĞERLENDİRME

Einstein’dan bilim insanlarının felsefe konusunda çok hatalıolduğuna dair eleştiri içeren bir söz. Einstein’dan Robert A.Thornton’a mektup. 7 Aralık 1944.[29] Bugünlerde de manzara

pek farklı değil.

Din ile bilimin çatıştığına dair bazı iddialar var, bu

Page 16: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

iddialardan özellikle de internet ortamında çok popülerolanlarına cevap vereceğiz. İddialar şöyledir:

1. “Din ile bilim yöntemsel açıdan çelişmektedir. Bilimdeneylerle ilerler fakat din dogmatiktir. Din araştırmayıkabul etmezken bilim araştırmalarla ayakta durur.”

Bilim ile dinin yöntemsel açıdan farklılıklar içerdiğidoğrudur. Fakat bu, bilim ile dinin çeliştiği anlamına gelmez.Örneğin doğa bilimleri ile sosyal bilimlerin metodu aynıdeğildir, doğa bilimleri ile felsefenin metodu da aynıdeğildir, doğa bilimleri ile hukukun metodu da aynı değildir.Ancak bu durum, o alanların bilim ile çeliştiğini göstermez.Farklı yöntemlere sahip olmaları ancak birtakım sorularafarklı açılardan baktıklarını ifade eder. Örneğin bir doğabilimi olan biyoloji ahlâk dediğimiz şeyin insan vücuduylailgisini araştırır; bir sosyal bilim olan sosyoloji ise ahlâkkonusunda toplumların bakış açısını ele alır; oysa felsefeahlâk konusunda daha temel sorular sorar ve ahlâkın neredengeldiği, neden ahlâklı olmamız gerektiği, ahlâkın tanım olarakneyi kapsadığını tartışır. Buradaki basit örnekte de görüldüğüüzere, tüm bu alanlar ahlâk olgusunu farklı açılardan ele alırve yöntemleri birbirlerinden oldukça farklıdır. Fakatbiyolojinin verilerinin sırf yöntemleri farklı diye tarihleçelişmesi, felsefeyle çelişmesi gibi bir durum söz konusudeğildir.

Birisi daha da ileri gidip bilimcilik görüşünü, yani doğabilimleri hayatımızdaki kararlar konusunda başvurulacak yegânealandır görüşünü, savunursa verilebilecek cevaplar şunlardır:1) “Bilimsel bilgi doğruya ulaşmada yegâne alandır.” inancınınkendisi bilimsel bir inanç değil, felsefi bir inançtır.Dolayısıyla bunu savunan kişi kendiyle çelişmiş olur. 2)Bilimin imkânı, yöntemi, nasıl ilerleme kaydettiği gibiaraştırmalar doğa bilimleri tarafından belirlenemez – hepsifelsefenin alanına girer. Buradan bilimin belirli oranda

Page 17: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

felsefeye bağlı olduğu anlaşılmaktadır. 3) Doğa bilimleriahlâk, politika, din gibi konularda herhangi bir şekildedoğrudan söz sahibi değildir. Öyleyse bilimin doğruya ulaşmadayegâne yol olduğunu söyleyen birisi ahlâk, politika, din gibialanlarla ilgili normatif hiçbir şey iddia edemez. Aslınabakarsanız burada pek çok kişinin atladığı bir sorun vardır.Bilimcilik görüşünü kabul eden birisi, genellikle, ateistolduğunu söyleyecektir. Bilimsel bilginin Tanrı’nın var olupolmadığı konusunda diyecek herhangi bir şeyi olmadığına göre,eğer bilim yegâne karar merci ise o kişi Tanrı’nın varolmadığı sonucuna nasıl ulaşmıştır? O kişinin kendisiyleçelişip bilimsel alan dışında bir şeyler iddia ettiği kolaycagörülebilir.

Gelelim iddianın diğer bir kanadına: Dinin dogmatik olduğu vebilimle ilgilenmediği konusu. Bilimle ilgilenmemekten kasıteğer ki “Bilim önemli bir konu, din ise bilimin iyiliğindenbahsetmiyor. Mesela önemli bilimsel teorilerden ve kanunlardansöz etmiyor.” ise bu iddiaya şöyle cevap verilebilir: Bilimözellikle de son birkaç yüzyıldır tüm insanlığın açıkçafarkına vardığı önemli bir alandır fakat Tanrı’nın şu andayaşayan bizler için önemli bir alandan 1400 sene öncekibambaşka bir sosyolojide bahsedeceğini düşünmek saçmaolacaktır. Dönemin sosyolojisine göre, Kur’an-ı Kerim zorşartlarda inmiştir ve indiği kesim de bilim insanı yahutfilozof değil, baskı ve zulüm gören bir halktır. Dolayısıylabilime, hele ki bilimsel teorilere ve kanunlara doğrudan vurguyapmaması gayet normaldir. Dinin görevi ilgili sosyolojiyi

Page 18: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

ahlâki olarak şekillendirmek ve Tanrı’nın varlığının farkınavarmış bir yaşam biçimi oluşturmaktır. Bilim, özellikle de odönemde, bu konuda çok büyük bir rol sahibi değildir. Hele kiinsanların hiç anlamayacağı bilimsel teorilerden vekanunlardan bahsedilmesi beklenebilecek bir şey değildir. PekiKur’an-ı Kerim bilime hiçbir vurgu yapmamakta mıdır? AçıkçasıKur’an-ı Kerim’in doğayı araştırmayı fazlasıyla övdüğünüdüşünüyorum, bu konudaki kanıtlarımızı yazımızın üçüncübaşlığında vereceğiz zaten. Gelelim dinin dogmatik olmasına.Dogmatiklik kötü bir şey midir? İlk önce, dogmatiklik nedir?Bizim için burada önemli olan şey dogmatikliğin sözlük anlamıdeğil, insanların dini dogmatiklikle suçlarken ne kastettiği.Bir şeyin dogmatik olmasını şöyle tanımlayalım o halde: “Kesinbir bilgi olduğunu öne süren ve deney-gözlem gibi yöntemlerledeğişme göstermeyen düşünce.” Bu tanıma göre, dogmatiklik kötübir şey mi? Öyle görünüyor ki hayır. Evet din örneğin biyolojigibi deneylerle, gözlemlerle ilerleyen bir alan değildir. Din,üzerinden 1400 sene geçse de 2500 sene geçse de aynı şekildekalan inançları içinde barındırır. Fakat dinin böyle olmasıbeklenmez mi? Eğer din insanlığa belirli bir hayat şeklinisunuyor ve hayatlarımız konusunda çok temel bir iddiadabulunuyorsa dogmatik olması gayet normaldir.

Kutsal Kitap’a ve Kur’an-ı Kerim’e baktığımızda iman etmekiçin kanıtın pek vurgulanmadığını görürüz, yani inanca dairkanıt dinin üzerinde durduğu bir konu değildir. Dinin buyönünün bilimle, bilimsel yöntemle çeliştiği söylenebilir mi?Dini inanç bakımından kanıtın açıkça vurgulanmadığı aşikarfakat bu dinin bilimle çeliştiği anlamına gelmez. Çünkü dinnasıl ki kanıtın büyük bir gereklilik olduğunu vurgulamıyorsakanıta bir karşı çıkış da göstermiyor. Kanıta vurgu yapmasınıbeklemenin de gereksiz olduğunu düşünüyorum açıkçası. Birkanıta ulaşmak, kanıt dediğimiz şeyin ölçütlerini belirlemekbizim sorunumuz, Tanrı’nın sorunu değil.

Page 19: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

En nihayetinde şunu tekrarlamak istiyorum: Bilim, bilgi üretmekonusundaki tek yolun deney ve gözlem olduğunu söylemez –kendi metodunun deney ve gözlem olduğunu söyler. Ne yazık kiözellikle son iki yüzyıldır bilimin teoride ve pratiktefazlasıyla ilerlemesi insanların bilimi doğru bilgi veren tekalan olarak görmesine sebebiyet verdi. İnsanlar bilimin sahipolduğu kanıt kıstaslarını her alana uygulamaya çalıştı. Hattapek çok insan, farkına varmasa da, kanıt vermenin ölçütünüöyle bir sıkılaştırdı ki bilim dahi onların ölçütüne uymazoldu. Evet, bilim en açık kanıtları veren alan. Fakat bu,diğer alanların makul kanıtlar üretemediği hele ki diğeralanların gereksiz olduğu sonucunu kesinlikle doğurmaz.Yazının en üst kısmında, bilimciliği eleştirirken, belirttiğimgibi: Bilimin herhangi bir şekilde söz sahibi olmadığı vehayatımızın vazgeçilmezi olan pek çok alan var. Bunun dışında,bilimin duygusal dürtüleri olan insanlar tarafındanyapıldığını da unutmayın. Bilimin de diğer entelektüel alanlargibi zorluklar içerdiğini unutmayalım. Örneğin kozmolojikonusunda evrenin başlangıcından öncesi bir çıkmaz içindedir.Veya mesela pek çok bilim insanı genel görelilik ve kuantumfiziği konusunda net bir karara varmış değildir. Hattatarihsel bir örnek vermek gerekirse, evrenin neredeyse tümişleyişini açıkladığı zannedilen Newton fiziği zamanla büyükoranda değişmiştir ve bilim insanları için bu değişim anlıkolmamıştır; yani Newton fiziği konusundaki ön yargıları yeniteorileri ve kanunları benimsemelerini zorlaştırmıştır. Newtonfiziğinin temelinde bulunan evrensel nedensellik ilkesinekarşı Heisenberg’in belirsizlik ilkesi ortaya çıkmıştır.Newton’un ısıyla ışık teorisi Planck’in kuantum teorisi iledeğişime uğramış ve söz konusu fiziğin kendisi Einstein’ıngenel göreliliğiyle revize edilmiştir. Yani bilimi ve biliminsanlarını tanrısallaştırmanın bir anlamı yoktur. Diğer tümentelektüel alanlar nasıl ki belirli tartışmalara sahipsebilim de tartışmalara sahiptir. İnsanlar bilim insanlarınındeney ve gözlem yaptıktan sonra fikirlerini hemendeğiştirdiğini, bilimsel teorilere ve kanunlara dair tümkanıtların kesin olduğunu ve hiçbir tartışma olmadığını

Page 20: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

zannetmektedir. Oysa durum bundan çok farklı. Bilim elbettefelsefeye göre daha kesin bilgiler üretir ama mutlak anlamdatartışmasız ve kesin bilgiler üretmez, üretemez. Bilimi bugünsahip olduğu entelektüel ve teknolojik değerinden ötürü arşaçıkarmanın bir anlamı yok, insanlar bilimi arşa çıkardıkçabilimi istismar ediyor ve bilimi bilimle alâkası olmayan biryöne sürüklüyor. Bu da bilimin asıl değerinin yok edilmesinesebebiyet veriyor. Ve toplumun bir kısmı bilimitanrısallaştırmışken diğer kısmı da (tanrısallaştıraninsanlardan ötürü) bilimi yermeye başlıyor; insanlarkutuplaşıyor. Bu rant kavgası hepimize zarar veriyor.

2. “Din adamları ancak be ancak inanırken, araştırma yapmazkenbilim insanları araştırır ve inanmaz, bilir.”

Din adamları Tanrı’nın varlığı konusundaki sorularıcevaplamıyor iken bilim insanları da bilimin yapılabilirliğikonusundaki soruları cevaplamaz. Çünkü bu alanlar o sorularlailgilenmez. Bu açıdan bakarsak, din de bilim de aynıdır. Böylebir iddia ortaya atan kişi din adamlarının gerçeği ve doğruyuaraştırma konusunda pratikte bir eylemlerinin olmadığınıkastediyor olabilir. Böyle bir iddia din adamlarını haksızcaküçümsemektedir. Her ne kadar üstteki paragraflarda birkaçbilimi insanını örnek vermiş olsak da yeri gelmişken özellikleYakın Çağ’dan birkaç kişiden daha söz edelim: K. Gödel, A.Salam, R. Wallace, A. Sancar, J. S. Henslow, J. Dalton, G.Cuvier, M. Faraday, A. Zewail, M. Mirzahani, W. Röntgen gibibilimsel gelişmeye katkı sağlamış isimler dindardı hattaaralarından bazıları ilahiyatla ve/veya din felsefesiyle deuğraşıyordu. Bu gösteriyor ki bilim insanı olmak ve aynızamanda dindar olmak insanı araştırmaktan alıkoymuyor.

Page 21: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Dindarların dine inanma konusunda belirli bir duygusal bağasahip olduğu dolayısıyla olaylara duygusuz bir şeklidebakmamızı öğütleyen bilimsel bakış açısıyla çeliştiğiiddiasına bakalım. Bir kere, dininin manevi yönünün çok önemliolduğu reddedilemez. Bilim her ne kadar duygularımızı birkenara bırakmamızı öğütlese de din açısından duygular önemlibir araçtır. Bu durum bilim ile dinin çelişmesine, biliminsanının bir dindar olamamasına sebebiyet verir mi? Aslınabakarsanız bilimin sahip olduğu duygusuzluk, nesnellik fikrisadece bir idealdir. Ve dünyadaki hiçbir insan bunu tam olarakuygulayamaz gibi duruyor. Sadece dindarlar değil pek çokateist, pek çok bilim insanı hayatındaki birtakım konularaduygularla yön veriyor. En ünlü bilim insanlarını düşünün,illaki hepsinin makul bir araştırmaya sahip olmadan duygusalolarak kabul ettikleri inançları vardır. Fakat bu durumonların bir bilim insanı olmasını, iyi bir bilim insanıolmasını engellememektedir. Demek ki belirli alanlardaduygular aracılığıyla karar vermek bilim insanı olmaklaçelişmemektedir. Üstte belirttiğimiz gibi, bilimsel bilgidoğru bir sonuca varma konusunda yegâne seçenek değildir. Birkişi bilim yaparken duygusunu minimum seviyeye indirse de (kibilim insanları bunu ne ölçüde yapıyor tartışmalı) diğeralanlarda böyle yapması gerektiğini söyleyebilir miyiz? Meselaerkek bir bilim insanını düşünün. Eve gittiğinde karısı onuniçin yemek hazırlamış olsun. Bu bilim insanı masayaoturduğunda “Acaba karım beni öldürecek mi, acaba yemeğimezehir koydu mu?” gibi soruları aklının ucundan dahi geçirmezve büyük oranda duygusal olarak karısına güvenir. Bu demekoluyor ki doğru bir bilgi için duygularımızı kesinlikle bir

Page 22: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

kenara bırakmamız gerekmez ve bilim de hayatın her alanındaduyguyu bir kenara bırakmayı gerektirmez.

Bu noktada bilim insanlarının sürekli doğrunun peşinden koşan,nesnel bakış açısına sahip insanlar olarak kabul edilmesininbüyük bir hata olduğunu düşünüyorum. Thomas Kuhn BilimselDevrimlerin Yapısı adlı eserinde, özetle, bilim insanlarınınsanıldığı kadar özgür düşün(e)mediklerini, içinde bulunduklarıparadigmanın ve aldıkları eğitimin etkisi ile bilimselteorileri sorgulamadan kabul ettiklerini; sadece devrimzamanlarında bilimsel teorileri gerçek bir sorgulamaya tabituttuklarını belirtmiştir. En azından “Bilim insanlarıbilimsel bulguları çok nesnel bir biçimde kontrol eder ve onagöre karar verir.” fikrine tarihsel anlamda birçok örnekverilebilir. Mesela bugünlerden bir örnek verelim. Evreninbaşlangıcı varsa Tanrı fikrinin daha mantıklı olacağınıdüşünen Celal Şengör, evrenin başlangıcına dair önemlikozmolojik fikirleri kabul etmemekte hatta onlara karşılıkmilattan önce yaşamış olan Anaksimandros’un “apeiron” fikrinisavunmaktadır.[30] Kaldı ki Şengör, “apeiron” derken nedediğini bilmemekte. Zira, apeiron, Şengör’ün tanımladığı şeyolmaktan çok Tanrısal vasıflara sahip bir varlıktır, örneğinAristo da Anaksimandros’un fikrindeki bu noktaya vurguyapmıştır.[31] Diğer bir örnek Einstein’dır. O kendi teorisinibırakmak istememiş ve daha fazla kanıta sahip olan görüşüreddetmiştir. Bir bilim yazarı olan John Maddox ise dinlerinsavunduğu bir görüş olduğundan ötürü Büyük Patlama Teorisi’nikabul etmemiştir.[32] Bilim insanları da normal, psikolojikolarak birçok şeyin etkisi altında kalan insanlardır vesanıldığı gibi sürekli doğrunun peşinde koşan, çok iyi kalplive sürekli kanıtlara bakan insanlar değillerdir.

3. “Evrim ve Tanrı görüşü çelişmektedir. Dindar kimseler deevrim gibi bilimsel bir bulguyu reddederler ki dinleri zarar

Page 23: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

görmesin.”

Bazı dindarlar gerçekten evrim konusunda oldukça anlamsızdavranmaktadır. Hiçbir bilgileri olmamasına rağmen “Bizmaymundan gelemeyiz.” demektedirler. Böyle bilgisiz yorumlarönemli bir kısım insanları dinden ve dindarlardansoğutmaktadır. Evrim konusundan bağımsız olarak, dindarkimselerin bilimsel bulguyu reddettiğini söylemek dininbilimsel bir bulguyu reddettiği anlamına gelmez. Dolayısıylabu durum dinin bilimsel bir gerçekle çeliştiğini göstermez.

Üstteki kitap el-Cahiz’in yazdığı Kitâbü’l-Hayevân‘dan ikisayfadır. Orijinal kitabı buradan inceleyebilirsiniz.

Öncelikle tarihsel bağlamda bir bakalım: Drapler’ın dediğigibi, diğer coğrafyalarda bu görüş yokken İslam’ın AltınÇağ’ında yaşayan el-Cahiz gibi bilim insanları evrim teorisiöne sürmüşlerdi. Hatta, cansız varlıklardan canlı varlıklarınoluştuğu düşüncesi de vardır bu görüşte. Örneğin İbni Haldun

Page 24: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

evrim ile ilgili görüşlerini, bu görüşler el-Cahiz’inki kadarbilimsel gerçeklere dayanmasa da, Mukaddime eserinde şöylebildirmiştir:

Yaratılış dünyasına bakmak gerekir. Önce madde oluşmuştur.Dereceli bir şekilde ilerlemiş, bitki ve hayvan oluşmuştur.Minerallerin son basamağı, bitkilerin ilk basamağıdır, tıpkıçimen ve tohumsuz bitkiler gibi. Üzüm ve hurma gibibitkilerin son basamağı da hayvanların ilk basamağınıoluşturur, tıpkı yılanlar ve kabuklu deniz hayvanları gibi.Buradaki “bağlantı” son basamaktaki her grubun bir üstbasamağa geçmek için hazır olma durumudur. Daha sonrahayvanlar alemi sürekli genişler, çoğalır, yaratılışbasamağında son olarak, düşünen ve ifade eden “insan” oluşur.İnsanların en üst basamağına, zeka ve idrakın olduğu ancakaktif düşünme ve ifadenin olmadığı maymunlar alemindenulaşılmıştır.[33]

Darwin’in de etkilendiği jeolog ve evrim felsefecisi olanRobert Chambers, Tanrı’nın evrimle yaratmasını daha üstün biryaratma olarak görmüş ve bu fikri savunmuştur. Dawkinstarafından Darwin’in en önemli halefi olarak anılan RonaldAylmer Fisher, evrim ve Tanrı fikrinin çelişmediği savunmuşbirisidir. Hatta Theodosius Dobzhansky, Francisco Ayala, SimonMorris gibi evrim teorisine çok büyük katkıda bulunmuş isimlerde evrimin Tanrı fikriyle çelişmediği savunan ve bunu dilegetiren kişilerdir. Charles Kingsley ve daha sonraİngiltere’nin en önemli iki din adamlarından biri(Canterburybaşpiskoposu) olacak olan Frederick Temple, Darwin’inteorisini dinen sakıncalı bulmadığı gibi dinle uyumuna davurgu yapmıştır. Darwin’in en yakın dostlarından birisi olanve Darwin’in okul yıllarında çokça konuştuğu botanikçi AsaGray de Darwin’in teorisinde dinen bir sakınca görmemiş veteorinin insanlar arasında yayılması için Darwin’e destekolmuştur. Darwin ile eş zamanlı olarak evrim teorisini ortaya

Page 25: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

atmış olan Russel Wallace da dine ve Tanrı’ya inanmayıbırakmamıştır.

İslam dünyasında da biyolojik evrim ve evrim teorisi hiçbirzaman Tanrı’yı reddeden bir bulgu olarak görülmemiştir. SeyyidAhmed Han, Hasan el-Attar, el-Tahtavi ve Muhammed Abduh gibi19. yüzyıl İslam düşünürleri de evrim teorisinin İslam ileuyumlu olduğunu düşünmüştür.[34] İsmail Fenni Ertuğrul, evrimteorisinin bilimle desteklenmediğini düşünse de İslam ileçelişmediğini de dile getirmiştir. Hatta Fenni, o dönemdeAmerikan okullarında evrimin yasaklanmasına karşı çıkmış vebilimi bilim dışı otoritelere değil, bilim insanlarınabırakılması gerektiğine vurgu yapmıştır.[35] Darwin’inyaşadığı dönemlerde yaşamış olan Ahmet Midhat Efendi de evrimteorisinin doğruluğundan şüphe duyduğunu belirtmiş fakat İslamile evrimin çelişmediğine vurgu yapmıştır.

Yukarıdaki tüm örnekler gösteriyor ki evrimi reddetmeyenteistler de var. Ve bu isimler arasında evrim teorisinefazlasıyla katkı yapmış isimler de var. Evrim bizi doğrudanateizme iten bir görüşmüş gibi gösteriliyor, aslında biliminbu şekilde istismar edilmesi pek çok dindarın dahaaraştırmadan evrime karşı çıkmasına sebebiyet veriyor. Evriminbilimsel olarak tanrısız bir teori olduğunun düşünülmesihatalıdır, evrim sadece canlılığın ortaya çıkması konusundabelirli önermelere sahiptir, Tanrı’nın var olup olmadığı ya daO’nun var olup olmadığının bilinmeyeceği gibi konularda hiçbirşey söylemez. Özellikle internet ortamında rahatçakarşılaşabileceğimiz, evrimden bilimsel olarak Tanrı’nın varolmadığını çıkaran görüş bariz hatalar içermektedir: 1)Bilimsel veriler felsefi konularda doğrudan bir sonucavarmamızı sağlayamaz. Bu bağlamda Prof. John Lennox bilim veTanrı arasında seçim yapmamızı söyleyenleri “Jetlerin varlığıfizik yasalarına mı yoksa jet motorunun mucidi Frank Whittle’a

Page 26: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

mı bağlı?” şeklinde soru soran bir insana benzetir.[36]

Plantinga evrimin 5 temel iddiasını aktarır ve bu iddialarınhiçbirinin Tanrı görüşüyle çelişmediğini, dolayısıyla evrimikabul eden birisinin Tanrı’yı da kabul edebileceğinisöyler.[37] Evrimle Tanrı arasında bir gerilimin olmadığınıdüşünenlerdeniz biz de. Tanrı, her nasıl yağmurun yağmasınıbelirli fiziki şartlara bağlamışsa bizlerin varoluşunu dabelirli şartlara bağlamıştır. Mutasyonlar aracılığıyla bizimgibi varlıkların oluşması bizim gözümüzden rastlantısal olsada Tanrı’nın gözünden öyle değildir. Hele ki bazılarının“İnsanların varoluşunu evrimle açıkladık, Tanrı’ya ihtiyacımızkalmadı.” demesi bir kategori hatasıdır. Bu aynı “Ben annem vebabamla varoluşumu açıklayabiliyorum, o halde evrime ihtiyacımyok.” demek gibidir. Anne ve babamız bizim varoluşumuzu bireyolarak açıklarken evrim tür olarak varoluşumuzu açıklar. Tanrıise, evrimden daha temel bir açıklama olarak, evriminvaroluşunun şartlarının ve diğer her şeyin nasıl var olduğunuaçıklar. Bizi tür olarak açıklayan bir teoriden bütüncül biraçıklama olan Tanrı konusuna doğrudan atlayıp da “Demek kiTanrı yok.” demek oldukça saçmadır. Tanrı’nın bizi aşamalıolarak yaratmasında ne gibi bir sorun vardır? Öyle görünüyorki evrimle tanrının çeliştiğini söyleyen pek çok insan aslındakutsal kitaplar nedeniyle böyle düşünüyor. Bu konudan buradabahsetmeyeceğiz, detaylı bir inceleme için buraya tıklayarakilgili yazımızı okuyabilirsiniz. Ayrıca şunu da belirtelim,evrimin felsefi imalarına dair güzel tartışmalar yok değil.Fakat bizim bu yazıdaki amacımız zaten basit birkaç iddiayadeğinmek, dolayısıyla henüz “Körelmiş organlarımız varsa Tanrıen başında o organları neden yarattı?”, “Ateist bir dünyagörüşü açısından evrimin işleyişi tam da beklenen tarzda birvaroluş sürecidir. Teizm için çok daha çeşitli varoluşlaruygun olurdu ama ateizmle de gayet uyuşan bir süreçgerçekleşmiş. Bu durum ateizmi daha makul kılmıyor mu?” gibisoruları bir kenara bırakacağız. Bu konuda daha detaylı bir

Page 27: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

yazı yazabilir.

4. “Hz. Nuh’un gemiye o kadar hayvanı alması, Hz. Meryem’inbakire iken hamile kalması gibi olaylara inanmak akılyoksunluğudur. Dindarlar salak kimselerdir.”

Bu konuda en basit ve net cevap şudur: Hristiyanların veMüslümanların kabul ettiği üzere Hz. Meryem normal bir insandeğildir ve bu olay Tanrı aracılığıyla gerçekleşmiştir.Evrendeki tüm bilimsel fenomenleri, fiziksel-kimyasal-biyolojik şartları yaratan Tanrı bu şartlara müdahale ederekmucizelerin gerçekleşmesini sağlamaktadır. Yani elimizdekibilimsel verilerin bu tür olaylarla örtüşmemesi dini yanlış,irrasyonel yapmaz. Bu tür olaylara Tanrı doğrudan mücadeleetmiştir, dolayısıyla elimizdeki bilimsel verilerin bumucizelerin (zaten o yüzden mucizelerdir) açıklayamaması gayetnormal. Evreni bütünüyle yaratmış bir Tanrı’nın birtakımşartları belirli bir zaman için değiştirmesinde bir sorungözükmemektedir. Bu tür mucizelere inanmanın irrasyonelolduğunu iddia edip de dini inancın saçma olduğunu kanıtlamayaçalışanların yanlış sularda yüzdüğünü söyleyebiliriz. Çünkübizim verdiğimiz cevaba karşı “Tanrı’nın müdahalesiyle böylebir olay gerçekleşemez.” gibi bir cümleyi kanıtlamalarıgerekir ki bu konudaki argümanlarını merak ediyorum. Üsttekiiddiaya dar bir çerçeveden bakarsak bu cevap yeterlidir.Felsefe camiasında Tanrı’nın zamana müdahale etmesinin mümkünolup olmadığı tartışılmaktadır fakat üstteki iddiayı belirtenbirisinin sorunu zaten bunlar değildir; mucize fikrinin direktolarak saçma görmektedirler. Bizim üstteki cevabımız işte bubakımdan yeterlidir.

Page 28: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Dindarların salak bir kimse olduğu fakat ateistlerin araştıranve sorgulayan kimseler olduğu iddiasına gelelim. Böyle birinanç kesinlikle yanlıştır ve saldırgandır. İnsanların dilindebir retorik oluşmuş, “Ateistler sorgulayan kimselerdir.” diyedüşünüyorlar. Oysa çevremde gördüğüm ve internettegözlemlediğim pek çok ateist ne din felsefesine dair okumayapmış ne de ilahiyat konusunda doğru düzgün bir bilgiyesahip. Evrim hakkında birkaç şey söyleyebilmek, medeni birinsan olduğunu iddia etmek, bir miktar genel kültüre sahipolmak sizi araştıran ve sorgulayan bir kişi yapmaz. Gördüğümkadarıyla pek çok ateist (her nasıl teistler ateistlerkonusunda öyleyse) teistlere karşı oldukça hoşgörüsüz vekonuştuğu konularda da bilgisiz. İnsanların birbirine karşı buhoşgörüsüzlüğü bırakmasını ve birbirini anlamaya çalışmasınıtemenni ediyorum. Dindarların salak ve saldırgan kimselerolduğu inancı özellikle de yeni ateistler arasında yaygın.Yeni ateist literatürü eleştirdiğimiz yazımızı burayatıklayarak okuyabilirsiniz. Ateist bir din felsefecisi olanWielenberg’in bu konudaki itirafı size belki bir fikir verir:

O zamana kadar, diyebilirim ki, Dawkins benzeri diyebileceğineğilimler sergiliyordum. Dawkins, senin de farkında olduğungibi, dini inançları sadece reddetmiyor, insanların buinançlara sahip olmasını da aptalca buluyor. Bu tavrını dakimseden saklamıyor. Diyebilirim ki daha bilgisiz ve gençbiriyken ben de bu fikirlere sahiptim. Ama din felsefesikonusunda çalışmak bu eğilimleri benden çekip çıkardı, vebunun kesinlikle iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. Aquinas,C.S. Lewis ve daha çağdaş olanlardan Alvin Plantinga gibidüşünürleri okuduğum zaman teizmin aptallar için doğru olan,

Page 29: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

saçma bir görüş olmadığını ve bu düşünürlerin çoğumuzdan -vekesinlikle benden!- daha zeki olduklarını düşündüm. Ateizmisavunmaya devam etmeme rağmen, Dawkins benzeri eğilimlerimdin felsefesi çalıştıkça ortadan kayboldu.[38]

3. TEOLOJİK AÇIDAN DEĞERLENDİRME

Elbette Kur’an-ı Kerim indiği dönemin halkının sosyolojiksorunlarını ele almıştır. Ve din dediğimiz Allah’ın birliği,ahiret gibi konulardan da bahsetmiştir. Kur’an-ı Kerimfilozofların veyahut bilim insanlarının olduğu bir çevreyeinmediği için; hatta aralarında pek çok masallar dolaşan,savaşçı bir millete indiğinden dolayı ve indiği dönemdeyaşanan şeylerden dolayı Kur’an-ı Kerim’in dili vesöyledikleri de o çerçevede gelişmiştir. Bizler ise buradadoğayı araştırmaya yönlendiren ayetlerden bazılarınadeğineceğiz: Kur’an-ı Kerim pek çok konuda yaratılanfenomenlere dikkat çekmiş bir kitaptır. Örneğin sırasıylaGaşiye Sûresi’nin 17-20. ayetleri ve Kaf Sûresi’nin 6. ayetişöyle söyler:

O kafirler devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasılyükseltildiğine, dağların nasıl sapasağlam dikildiğine,yeryüzünün nasıl halı gibi ayaklarının altına serildiğinebakıp da ibret almazlar mı?

O kafirler/müşrikler üstlerindeki gökyüzüne bakıp hiçdüşünmezler mi? İbret nazarıyla bakıp da bizim onu nasılkusursuz şekilde meydana getirip yıldızlarla süslediğimizigörmezler mi?

Şüphesiz bu ayetlerde evreni incelemeye yönelik imalarbulunmaktadır. Kur’an-ı Kerim başka birçok ayette de göklerinve yerin yaratılışından ibret alınması gerektiğini

Page 30: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

vurgulamıştır. Sırasıyla En’am Sûresi’nin 99. ayeti ve NahlSûresi’nin 66-67. ayeti ise şöyledir:

Gökten yağmur yağdıran da O’dur. Nitekim biz bu yağmurla hertürlü bitkiyi filizlendirir, filizlenmiş ekinden de üst üstedizili daneler çıkarırız. Hurma ağacının tomurcuklarından dakolayca ulaşılıp devşirilebilen salkım saçak hurmalar meydanagetiririz. Yine biz renk ve tat bakımından birbirinebenzeyen-benzemeyen üzüm bağları, zeytin ve nar ağaçlarıyetiştiririz. Bütün bu bitkilere hem oluşup gelişirken hem deolgunlaştıklarında ibret nazarıyla bakın. Nitekim bütünbunlarda nice ibretler vardır, fakat ibret alacak olanlarAllah’ın ibadete layık yegâne tanrı olduğuna inananlardır.

(Koyun, keçi, deve, sığır gibi) Çiftlik hayvanlarında daibret alacağınız şeyler var. Nitekim biz size bu hayvanlarınkarınlarındaki besin artıklarıyla kan arasından süzülüp gelenve içenlere lezzet, afiyet veren tertemiz saf süt içiririz.Öte yandan hurma ağaçlarının meyvelerinden ve asmalarınüzümlerinden hem sirke, şıra gibi içecekler hem de güzelyiyecekler elde edersiniz. Şüphesiz bunda da Allah’ınkudretine ve rahmetine işaret eden bir delil var; fakat bunuaklıselimle düşünen kimseler anlar.

Kur’an-ı Kerim yaratılmış hayvanlara, bitkilere ve onlarınbize sağladıkları birtakım yararlara defalarca vurgu yapmışbir kitaptır ve bunlardan ibret alınmasını öğütlemiştir.Sırasıyla Rahman Sûresi’nin 1-7. ayetleri ve ZariyatSûresi’nin 21. ayeti ise şöyledir:

Rahman! Kur’an’ı O öğretti. İnsanı O yarattı. İnsanadüşünmeyi, düşündüğünü ifade etmeyi de yine O öğretti. Güneşve Ay, O’nun belirlediği hesaba/kanuna göre hareket eder.Bitkiler ve ağaçlar da O’nun kanunu uyarınca hayatlarınıidame ettirir. O gökyüzünü yükseltti ve bütün kainatta şaşmazbir düzen/denge tesis etti.

Page 31: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Bizzat kendi varlığınızda da nice deliller var. Bunca delilihiç görmez misiniz?!

Bu ayetlerde de önceden sözünü ettiğimiz noktalara dikkatçekilmektedir, ayrıca insanın bizzat kendisinde de birtakımibretlerin olduğu söylenmektedir. Kur’an-ı Kerim’in doğadanibret almamıza yönelik telkinlerine dair yüzlerce ayet örnekverilebilir, biz birkaç tane daha verelim:

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiriardınca gelişinde ve sürelerinin değişmesinde, insanlarınticaret mallarını taşıyan gemilerin denizlerde yüzmesinde,Allah’ın gökten yağdırıp ölü toprağa hayat verdiği yağmurda,her türlü canlıyı yeryüzüne yaymasında, rüzgarlan ve gökleyer arasında emre amade olan bulutlan yönlendirmesindeAllah’ın kudret ve cömertliğine işaret eden nice delillervardır, fakat bunu anlayacak olanlar aklıselim ve sağduyusahibi kimselerdir. (Bakara Sûresi 164)

Nitekim bu kimseler her hâl ve ahvalde Allah’ı anarlar;göklerin ve yerin yaratılışı hakkında düşünürler ve“Rabbimiz!” derler, “Sen bu kfilnatı boş yere yaratmadın. Senyüceler yücesisin. Bizi cehennem ateşinden muhafaza buyur!”(Âl-i İmrân Sûresi 191)

[İşte bütün bunları yaratmak Allah’a ait olduğu gibi], doğruyolu göstermek de O’na aittir. Çünkü birçok yanlış yolvardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi. [Ama Oherkesi doğru yola iletmeyi dilemedi. Bilakis insanoğlunun bukonuda özgür irade ve tercih sahibi olmasını istedi]. Siziniçin gökten yağmur yağdıran O’dur. Bu sayede sizler suihtiyacınızı karşılarsınız. Hayvanlarınızı atlattığınız çayırçimenler de yine bu sayede yeşerir. Allah, yağmur suyuylasizin için ekinler, zeytinlikler, hurmalıklar, üzüm bağlan vedaha başka çeşitlerden nice ürünler meydana getirir. İştebütün bunlarda Allah’ın kudretine ve rahmetine işaret eden

Page 32: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

nice deliller var; fakat bunu anlayacak olanlar aklıselimledüşünen kimselerdir. Allah geceyi ve gündüzü sizinistifadenize sundu. Güneş, ay ve diğer yıldızlar da O’nunemri uyarınca hizmetinize sunulmuştur. Şüphesiz bunlarda daaklıselimle düşünen kimseler için nice dersler ve ibretlervar. Allah’ın yeryüzünde sizin için yarattığı envaiçeşitnimetler var. Şüphesiz bunda da Allah’ın rahmetini vecömertliğini gösteren deliller var; fakat bunu anlayacakolanlar düşünüp ibret alma kabiliyeti olan kimselerdir. Allahdenizi de istifadenize sundu ki siz bu sayede hem taptazeet/deniz ürünleri yersiniz hem de takı olarak kullandığınız[inci, mercan gibi] süs eşyaları çıkarırsınız. Aynca, denizebaktığın[ız]da gemilerin sulan yararak yüzdüğünügörürsün[üz]. İşte o gemiler denizde böyle süzülüp gider kisizler [ticaret yapıp] Allah’ın lütfuna nail olasınız. Şuhalde sizden beklenen, bunca nimetine karşılık O’na iman veitaat üzere şükretmenizdir. (Nahl Sûresi 9-14)

Özellikle de Âl-i İmrân Sûresi’nin 191. ayetinde tefekkür edenbir mümin güzelce resmedilmiştir. Neticede Kur’an-ı Kerim’deetrafımıza bakıp Tanrı’ya şükretmeyi hatırlatan pek çok ayetvardır, bu durumda Kur’an-ı Kerim’in doğayı tanımaya önemvermediğini söylemek pek de doğru olmayacaktır. O haldeKur’an-ı Kerim’in doğa bilimlerine fazlasıyla vurgu yaptığınırahatça söyleyebiliriz; yani Kur’an-ı Kerim bilimselaraştırmaya önem vermektedir. Zaten Müslümanlar namazvakitlerini hesaplama, Kabe’nin yönünü bulma, Ramazanvakitlerini hesaplama gibi konularda bilimin verilerinemuhtaçtır ve İslâm dünyasında bu hesaplamalar için bilimkullanılmıştır; icat edilen usturlaplar, inşa edilenrasathaneler bu konuda oldukça yarar sağlamıştır.

Bilimsel araştırmaya vurgu yaptığını kabul ettik diyelim, peki

Page 33: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

bilimle çelişen ayetler yok mu Kur’an-ı Kerim’de? Bizim bukonudaki kararımız olmadığı yönünde. Genellikle bilimselçelişki, ayetler arası çelişki gibi iddialar ayetlerinbağlamını ve Kur’an-ı Kerim’in amacını bir çöpe atmaktanoluyor. Kur’an-ı Kerim akademik bir kitap değildir, altıncı-yedinci yüzyılın Mekke ve Medine’sine inmiş ve insanlarımanevi açıdan geliştirmeye, insanlara Tanrı’ya adanmış biryaşam biçimini öğretmeye odaklanmış bir kitaptır. Biz buradaçelişki olmadığını düşünüyoruz desek de birtakım itirazlarıngeleceğini biliyoruz. Bu yazıda itirazları cevaplama gibi birniyetimiz yok fakat Kur’an Çelişkileri İddialarındaki TemelHata adlı yazımızda bu iddiaların bazılarına değindik veözellikle de çelişki iddialarındaki genel hataları belirtmeyeçalıştık. Neticede unutulmaması gereken bir şey var, ayetlerinanlaşılması ve yorumlanması basit bir iş değil, ciddi biraraştırma istiyor. Bu alanla ilgilenen ilahiyatçılarımızınilgili konulardaki eserlerini okuyup o şekilde karar vermeniziöneririz. Ayetlerin keyfi olarak pek çok yöne çekilebildiği debir gerçek, bu keyfilikten kurtulup Kur’an-ı Kerim’inayetlerini bağlamları çerçevesinde anlayarak Kur’an-ı Kerim’inesnel bir zemine oturtmak gerekiyor. Mesela bazılarının“Dağlar hareket etmiyor ki, Kur’an-ı Kerim hatalıdır.” derkenbir başkalarının “Dağlar, kıtalar nedeniyle tam da bulutlargibi hareket ediyor, işte bilimsel mucize.” dediği ayetler(Bkz. Neml Sûresi 87-88) aslında ayeti anlamak için okuyanbirisinin görmekte zorlanmayacağı bambaşka bir şeydenbahsediyor:

Kıyamet günü sûra üflenecek ve o zaman Allah’ın diledikleridışında, göklerde ve yerde bulunan herkes tarifsiz birkorkuyla düşüp ölecektir/dehşete düşecektir. [Sûra ikincidefa üflenip diriliş gerçekleştiğinde ise] Herkes boyunbükmüş bir halde O’nun huzuruna çıkacaktır. [Ey Peygamber!]Senin şu gördüğün ve yerinden hiç oynamaz zannettiğin dağlarvar ya, işte o dağlar [kıyamet günü] bulutlar gibi akıpgidecektir. Bu olaylar yaptığı her işi kusursuz yapanAllah’ın kudretinin eseridir. Şüphesiz O, yaptığınız her

Page 34: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

şeyden haberdardır.

Ayetin tefsirlerine bakıldığında burada sayılan olaylarınkıyamet günü olacağı söylenmiştir. Kaldı ki Tur Suresi’nin (Ogün gök öyle bir sarsılacak, dağlar yerinden öyle biroynayacak ki…) ve daha birçok surenin bazı ayetlerinde kıyametzamanı dağların hareket edeceği vurgulanmıştır. Dolayısıylaburadan mucize çıkarmaya çalışanlar da çelişki çıkarmayaçalışanlar da hatalı bir çıkarım yapmaktadır.

4. BİLİM VE DİN İLİŞKİSİ MODELLERİ

Yazımızın ikinci bölümünde din-bilim çelişkisine dair birtakımiddialardan söz etmiştik. Şimdiyse bilim ile dinin arasındakiilişkinin ne olduğuna dair birkaç modele yüzeysel bir şekildedeğineceğiz. Bu konuda ana başlık olarak üç görüş vardır.Görüşler şöyledir:

Bilim ve Din Çatışmaktadır1.Bilim ve Din Ayrışmaktadır2.Bilim ve Din Uzlaşmaktadır3.

Bu görüşleri biraz daha açmak gerekirse:

1. Bilim ve Din Çatışmaktadır

Buna göre bilim ateizmi rasyonel kılmaktadır. Hatta dahasıbilimsel veriler teizme inanmayı engellemektedir. Teizm,irrasyoneldir.

2. Bilim ve Din Ayrışmaktadır

Page 35: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Bu başlık çerçevesinde, belirli bir kesim bilim ile dinin tamanlamda ayrıştığını ve birbirlerini hiçbir şekildeilgilendirmediğine inanmaktadır. Örneğin yarın bir günbulduğumuz herhangi bilimsel bir kanıt bizi o kanıttan yolaçıkarak herhangi dini bir mevzuyu konuşmaya itemez, bilim vedin tamamen ayrı şeylerdir ve birbirlerini ilgilendirmezler.Bir başka modele göre bilim ile din ayrışmaktadır fakataralarında çok küçük birtakım “birleşen noktalar” olabilir.

3. Bilim ve Din Uzlaşmaktadır

Bu başlık çerçevesinde, belirli bir kesim bilim ile dinin tamanlamda uzlaştığına inanıyorlar. Yani buna göre bilim,verileriyle dini destekliyor. Yani dini daha makul bir halesokuyor ve bu durum ateizme inanmayı irrasyonel bir durumyapıyor. Uzlaştığını savunanlar arasında arkadaşça biraradalık ve gerilimli bir aradalık görüşlerini benimseyenlerde vardır. Arkadaşça bir aradalık görüşüne göre bilim ile din,ateizme göre daha iyi bir şekilde uzlaşmaktadır fakat biliminverileri ateizmi geçersiz kılmamaktadır. Gerilimli biraradalık modeline göre de ateizm ile bilim, dine göre daha iyibir şekilde uzlaşmaktadır fakat bilimin verileri dini geçersizkılmamaktadır.

Kaynaklar

[1] Finocchiaro, Defending Copernicus and Galileo: CriticalReasoning in the Two Affairs, s. 293.

[2]http://turtledove.wikia.com/wiki/Dialogue_Concerning_the_Two_Chief_World_Systems (Erişim Tarihi: 28.06.2019)

[3]https://www.bethinking.org/does-science-disprove-god/conflict-

Page 36: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

myths-galileo-galilei (Erişim Tarihi: 28.06.2019)

[4] http://strangenotions.com/galileo-controversy (ErişimTarihi: 28.06.2019)

[5] Maurice A. Finocchiaro, “That Galileo Was Imprisoned andTortured for Advocating Copernicanism”, Galileo Goes to Jailand Other Myths About Science and Religion içinde, ss. 73-78.

[6] Arthur Koestler, The Sleepwalkers: A History of Man’sChanging Vision of the Universe(New York: The MacmillanCompany, 1959), s. 357.

[7]http://www.science20.com/science_20/bruno_was_martyr_magic_not_science-115582 (Erişim Tarihi: 26.06.2019)

[8]https://www.str.org/blog/the-bruno-martyr-myth#.WT3KBGjyiUk(Erişim Tarihi: 26.06.2019)

[9]http://www.islamansiklopedisi.info/dia/ayrmetin.php?idno=d060089 (Erişim Tarihi: 28.06.2019)

[10]https://www.sabah.com.tr/pazar/2017/03/12/ibn-i-heysem-dunyaya-deneysel-bilim-metodunu-hediye-etti (Erişim Tarihi:01.07.2019)

[11] Ortada bulunan Avicena isimli kişi İbni Sina’dır. Bkz.https://books.google.com.tr/books?id=bYJnAAAAcAAJ&pg=PP7&hl=tr&source=gbs_selected_pages&cad=2#v=onepage&q&f=false (ErişimTarihi: 01.07.2019)

[12] Daha fazla bilgi için Alper Bilgili’nin Bilim NeDeğildir? adlı kitabının 104. sayfasında bulunan 186. dipnotabakabilirsiniz.

[13] http://www.ekrembugraekinci.com/makale.asp?id=189 (Erişim

Page 37: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Tarihi: 01.07.2019)

[14] Bertrand Russell, Human Society in Ethics and Politics,Routledge: London, (1954), 1992, s. 218.

[15]https://web.archive.org/web/20160927094638/http://archive.aramcoworld.com/issue/198601/arabs.and.astronomy.htm (ErişimTarihi: 01.07.2019)

[16] Daha detaylı bilgi için bkz. Enis Doko, Dahi ve Dindar:Isaac Newton (İstanbul: İstanbul Yayınevi, 2011).

[17] http://www.evrimagaci.org/makale/415 aracılığıyla (ErişimTarihi: 28.06.2019)

[18]http://news.rice.edu/2015/12/03/first-worldwide-survey-of-religion-and-science-no-not-all-scientists-are-atheists (Erişimtarihi: 26.06.2019)

[19] Ecklund, E. H. ve C. P. Scheitle. 2007. Religion amongAcademic Scientists: Distinctions, Disciplines, andDemographics. Social Problems 54: 289–307.

[20] Ecklund, E. H., J. Z. Park, and K. L. Sorrell. 2011.Scientists Negotiate Boundaries Between Religion and Science.Journal for the Scientific Study of Religion 50: 552–569.

[21] Elaine Howard Ecklund ve Jerry Z. Park, “Conflict BetweenReligion and Science Among Academic Scientists?”, Journal forthe Scientific Study of Religion, 48, 2, 2009, ss. 284-286.

[22] https://www.youtube.com/watch?v=_jZua2vC6yo (ErişimTarihi: 26.06.2019)

[23] Frank Turner, “The Victorian Crisis of Faith and theFaith that was Lost”, ss. 9-11.

[24]

Page 38: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

https://books.google.com.tr/books?id=JinoKpYo7JUC&printsec=frontcover&hl=tr&source=gbs_ge_summary_r&cad=0#v=onepage&q&f=false (Erişim Tarihi: 26.06.2019)

[25] http://www.discovery.org/a/9501 (Erişim Tarihi:26.06.2019)

[26] Adrian Desmond ve James Moore, Darwin: The Life of aTormented Evolutionist(New York: Norton, 1991), s. 387.

[27] Charles Robert Darwin, On the Origin of Species by Meansof Natural Selection, or rthe Preservation of Favoured Racesin the Strugle for Life(London: John Murray, 1860), s. 490.

[28] Francis Darwin(der.), The Life and Letters of CharlesDarwin: Including an Autobiographical Chapter, I. Cilt(Londra:John Murray, 1887), ss. 312-313.

[29] https://www3.nd.edu/~dhoward1/vol58no12p34_40.pdf (ErişimTarihi: 26.06.2019)

[30]http://www.gazetevatan.com/ateizm–tanri-fikrinden-tutarlidir–422557-gundem (Erişim Tarihi: 26.06.2019)

[31] Aristotle, Physics, çev. Robin Waterfield (Oxford: OxfordUniversity Press, 1996), s. 64.

[32] John Maddox, “Down with the Big Bang”, Nature, vol. 340,1989, s. 378.

[33] https://archive.org/details/IbnHaldunMukaddime1 (ErişimTarihi: 26.06.2019)

[34] John W. Livingston, Muhammad Abduh on Science, MuslimWorld, 3, 4, 1995, ss. 216-220.

[35] İsmail Fenni, Maddiyyun Mezhebinin İzmihlali (İstanbul:Orhaniye Matbaası, 1928), s. 110-111.

[36] John C. Lennox, Why the New Atheists are Missing the

Page 39: DİN VE BİLİM ÇATIŞIR MI? - Mantıksal Teizm

Target (Oxford: Lion Books, 2011), s. 32-33.

[37] Alvin Plantinga, Where the Conflict Really Lies: Science,Religion and Naturalism (Oxford: Oxford University Press,2011), ss. 8-12.

[38] http://commonsenseatheism.com/?p=7445 (Erişim Tarihi:26.06.2019)

İleri Okuma:

Scientus sitesinin hazırladığı Galileo Mhyts yazısı. (ErişimTarihi: 29.06.2019)

Ronald L. Numbers tarafından düzenlenen Galileo Goes to JailAnd Other Myths About Science and Religion.

Alper Bilgili, Sosyal Etkenlerin Bilimsel BilgininOluşumundaki Rolü: Kuhn ve Güçlü Program ÖrneklerininEleştirel Bir Analizi.

Alper Bilgili, Bilim Ne Değildir? Yeni Ateist BilimAnlayışının Felsefi ve Sosyolojik Analizi.

Alvin Plantinga, Where The Conflict Really Lies: Science,Religion and Naturalism.

Joshua Moritz, Science and Religion: Beyond Warfare and TowardUnderstanding.

MANTIKSAL TEİZM ©2017