-
www.yuruyus.com
[email protected]
info
@yu
ruyu
s.c
om
Haftalık Dergi / Sayı: 33230 Eylül 2012
Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)
ww
w.y
uru
yu
s.c
om
Cansel Malatyalı, İhbarcı, Emek Düşmanı İMO Yönetimine Karşı
İşine Geri Dönmek İçin
AÇLIK GREVİNDE!
ODALARIN, SENDİKALARIN, DKÖ’LERİN YÖNETİMLERİNE ÇÖREKLENEN EMEK
DÜŞMANLARINA KARŞI
Direnişi Büyütelim!
Kimse, Faşizmden Hukuk ve Adalet Beklemesin!
Hukuk ve Yasalar Faşizmin Örtüsüdür!
İŞTE AKP FAŞİZMİNİNADALETİ!
Karadon’da GöçükAltında Kalan Madenciler
Suçlu!
Erzurum’da BarajGöletinde Boğulan TEDAŞ
İşçileri Suçlu!
Malatya’da LinçSaldırısına Uğrayan Alevi
Aile Suçlu!
Keçiören’de CemAygün’ü Vuran PolislerSerbest, Bunu Protesto
Eden Ablaları GözaltınaAlındı!
-
Sahibi ve Sorumlu YazıişleriMüdürü: Mustafa DOĞRUAdres: Katip
Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu / İSTANBUL
Ofset Hazırlık: Ozan Yayıncılık
Adres: Gülbahar Mah. Cemal SahirSok. Kral Apt. 7/1 B Blok No:
17Daire: 6 Mecidiyeköy / İSTANBULTel: (0-212) 216 41 78
Faks: (0-212) 216 41 79
Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE
Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland
ISSN: 1305-7944
Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme /
Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02
Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş.Tel: (0-216)
585 90 00
Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euroİsviçre: 6 Frank
Hollanda: 4 Euroİngiltere: £ 3Belçika: 4 EuroAvusturya: 4
Euro
www.yuruyus.com
Haftalık Süreli Yerel YayınSiyasi Dergi Fiyatı: 1 TL
Tel: (0-212) 251 94 35
ÖÖğretmenimizğretmenimizHer insanımız, bir yöneticisorumluluğu
ve kavrayışı
içinde olmalıdır. Yapılamayan her iş,
özel olarak onun görevideğilse bile,
onu rahatsız etmeli, yapılması için
eleştiri-öneri-katılım, her biçimiyle
müdahaleci olmalıdır.
Gerisi [email protected]
26 Eylül 1999'da Ulucanlar Hapishanesi'nde katledilen10 devrimci
23 Eylül’de Ulucanlar Hapishanesi önünde anıl-dı. Anmayı Halk
Cephesi, BDSP, DHF, Alınteri örgütler-ken Devrimci Proleterya ve
Kaldıraç da destek verdi.
Ziraat Bankası Hamamönü şubesi önünde toplanmayabaşlayan
devrimciler Ulucanlar Hapishanesi'ne doğru yü-rümeye başladılar.
Yürüyüşte katledilen devrimcilerin re-simlerin olduğu pankart ve
resimli dövizler taşındı.
“Yaşasın Ulucanlar Direnişimiz, Katillerden Hesap Sor-duk
Soracağız, Katil Devlet Hesap Verecek, Kanla YazılanTarih Silinmez,
Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!” sloganları ilebirlikte Ulucanlar
şehitlerinin isimleri tek tek söylenerek “Ya-şıyor” sloganı atıldı.
Yine aynı şekilde Diyarbakır, Buca, Üm-raniye, Ulucanlar ve 19
Aralık katliamlarının unutulmadığıve hesaplarının sorulacağı
sloganlarla haykırıldı.
Yürüyüşün sonunda Ulucanlar Hapishanesi'nin önüne ge-lindi.
Burada ortak bir açıklama metni okundu. Yapılan or-tak açıklamada
İsmet Kavaklıoğlu, Ahmet Savran, Aziz Dön-mez, Habip Gül, Ümit
Altıntaş, Abuzer Çat, Mahir Emsal-siz, Zafer Kırbıyık, Önder
Gençaslan ve Halil Türker'in Ulu-canlar'da “Öleceğiz Ama Teslim
Olmayacağız” diyerek di-renme geleneklerine bir yenisini daha
ekledikleri söylendi.
Yapılan ortak açıklama “Devletin yaptığı hiçbir katli-am
hesapsız kalmayacak. Kanla yazılan tarih silinmez,bunu biliyoruz ve
herkesi ON’ların haklı mücadelesini sa-hiplenmeye çağırıyoruz.
ON’ları selamlıyor, ON’ların anı-sı önünde saygıyla eğiliyoruz”
sözleri ile sona erdi. Açık-lamanın ardından Ulucanlar katliamı
tanıklarından FatimeAkalın ve Başak Otlu birer konuşma yaptı.
Fatime Akalın,Ulucanlar'da teslimiyeti bekleyenlere kurşun
yağmurları al-tında halaylara durularak cevap verildiğini söyledi.
BaşakOtlu ise Ulucanlar'ın biz olmanın, siper yoldaşlığının en
gü-zel örneği olduğunu söyledi.
Konuşmalardan sonra hep birlikte “Bize Ölüm Yok” mar-şı
söylenerek anma için Karşıyaka Mezarlığı’na gidildi. Kar-şıyaka
Mezarlığı’na gelindiğinde pankartın ardında yeni-den kortej
oluşturuldu ve sloganlar ile İsmet Kavaklıoğlu,Önder Gençaslan ve
Mahir Emsalsiz'in mezarı başına gi-dildi. Ulucanlar şehitlerinin
mezarlarında yapılan saygı du-ruşunun ardından mezarlar
temizlenerek sulandı. Mücade-lelerinin asla yarım kalmayacağı,
devrim sözünün tutula-cağı şehitlerin mezarları başında yinelendi.
Grup Yo-rum'un “Eylül” parçasının hep birlikte söylenmesinin
ardın-dan anma bitirildi. Yeniden kortej oluşturarak sloganlar
ileotobüslere kadar yüründükten sonra eylem sona erdi.
Ulucanlar Katliam 'n n 13.Y l nda Ankara'da ON'lar An ld
KANLA YAZILAN TARİH SİLİNMEZ!
-
İİ ç i n d e k i l e r37 3. Tavır Kültür ve Sanat Festivali
gerçekleşti! “Aydın ve sanatçılarson sözü faşizme
bırakmazlar!”
40 Haberler: Sokak sokakadımlayacak, kapı kapı dolaşacak,AKP'nin
zulmüne karşı milyonlarıörgütleyeceğiz!
42 Haklıyız Kazanacağız: Yıkımlar5 Ekim’de 33 şehirde
birdendinamitlerle başlayacak!Dinamitleriniz evlerimizi
değildüzeninizi yıkacaktır!
44 Gençlik Federasyonu:AKP’nin eğitim eşitliği!
46 Liseli Dev-Genç:Gücümüz örgütlülüğümüzde,gelecek
ellerimizdedir
47 “Biz gerçeği siz yalanıtemsil ediyorsunuz!”
49 Avrupa’da Yürüyüş: NevzatKalaycı'ya özgürlük
istiyoruz!İbrahim Çuhadar Ölümsüzdür!
52 Yitirdiklerimiz 54 Devrimci Alevi Komitesi Olarak
Diyoruz ki: AKP saldırıyor,PSAKD destek veri̇yor!PSAKD, Çorum
temsilciliği’ninkapatılması kararını geri almalıdır!
55 Öğretmenimiz
6 Emek Köşe: Haklarımızı gaspettirmeyecek, emeğimizesahip
çıkacağız
7 AKP, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TİSK,TOBB i̇şbirliği ile: Toplu
işilişkileri kanunu
8 Üreten biziz, emeğimizi çalan isebir avuç asalaktır!
Emeğimize,geleceğimize sahip çıkmak için;örgütlenmeliyiz
10 İstiyoruz Yapacağız:Milyonları örgütlemekhalka umut olmaktan
geçer!
13 Kimse faşizmden hukuk ve adaletbeklemesin! Hukuk ve
yasalarfaşizmin örtüsüdür!
16 İbrahim Çuhadar, şehitliğiyleyoldaşlarına ders vermeyedevam
ediyor!
18 oOligarşi artık Suriye’de boğazınakadar bataklıktadır!
20 ‘90’lar ülkemizden hiç eksikolmadı! AKP iktidarı ile
sürüyor!
21 Partime; “Bir Canım Var, Halkımave Vatanıma Feda
Olsun!..”
23 Hayatın Öğrettikleri: Devrimcilikzaaflarını
yenebilmektir!
4 Cansel Malatyalı açlık grevindeihbarcı, emek düşmanıİMO
yönetimine karşı Onurum için bu
direnişi sürdürüyorum!
32 Halk Gerçeğimiz: Anadoluhalklar mozaiği: Araphalkının
gelenekleri (2)
33 Cepheli: Cepheli sağlığınadikkat eder!
34 Halk Düşmanı AKP: AKPbaskı ve tehditlehabercilik
yaptırıyor!
35 Devrimci Okul:Yoldaş olmak
24 Bir yoldaşı İbrahim (İrfan)Çuhadar’ı anlatıyor:‘Parti
Okulu’muzunonurlu öğrencileri yolgöstermeye devam ediyor!
25 Ulucanlar sorulacakhesabımızdır!
26 HHB: Tutuklama kararıvermeden hapsedebi̇lenÖzgürlük
Haki̇mleri:AKP’ni̇n şekerebulanmış mermi̇leri̇
27 Dev-Genç'lilerin ‘Uzun Hasan’ı Hasan Selim Gönen
30 Özgür Tutsaklar’dan:Şehit haberi almak
31 Sınıf Kini: Burjuvazininlüks eğlenceleri içinaçlıktan
ölüyoruz!
Ülkemizde Gençlik
AKP'NİN; GERİCİ EĞİTİM SİSTEMİNE
ASİMİLASYONPOLİTİKALARINA
KATLİAM PROVALARINA KARŞIİNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ İÇİN7 EKİM'DE
ANKARA'DAYIZ!
DEVRİMCİ ALEVİ KOMİTESİ
Tüm halkımızı kayıplara karşı sürdürdüğümüzmücadelemize
katılmaya çağırıyoruz. Gelin
Ayhanlar’ımızı hep birlikte mücadelemizle bulalım. Tıpkıtoplu
mezara gömülen Ali Yıldız’ı o kör çukurdan
aldığımız gibi... Her CUMA saat 19.00’da TaksimTramvay
Durağı’ndan Galatasaray Lisesi’ne
kadar yürüyoruz!TAYAD’lı Aileler
Komplolarla Tutuklanan Devrimcilerin SerbestBırakılması İçin
Yaptığımız Eylemlere Tüm
Halkımızı Çağırıyoruz! Her SALI saat 13.30’daAnkara Adliyesi
önünde oturma ve
Her Cumartesi, Saat 17.00, Kızılay-YükselCaddesi’nde bildiri
dağıtımı!
Ankara Halk Cephesi
-
CANSEL MALATYALI AÇLIK GREVİNDE İhbarcı, Emek Düşmanı İMO
Yönetimine Karşı
DİRENİŞİ BÜYÜTELİM!Eski dönek solcu müteahhitlerden oluşan İMO
Yö-
netimi sınıf tavrıyla direniş düşmanlığına devamediyor. İMO
Yönetimi sadece kendisi için değil,“nerede görülmüş ayakların baş
olduğu” düşüncesiylebütün emek düşmanları adına saldırıyor Cansel
Ma-latyalı’nın direnişine.
Cansel Malatyalı’nın direnişi kazanırsa, işçiyi“ayak takımı”
gören müteahhitler, burjuvazi, emek düş-manları kaybedecektir.
Cansel Malatyalı’nın direnişi kazanırsa, sendika-ların,
odaların, DKÖ’lerin yönetimlerine çöreklenmişdüzenin sivil
toplumcu, uzlaşmacı, reformist anlayışlarıyenilecektir.
Onun için Cansel Malatyalı’nın direnişine burju-vazinin sınıf
tavrıyla saldırıyorlar.
Direniş işbirlikçi, emek düşmanlarının en büyük-korkusudur! Onun
için yüzlerindeki tüm maskeleri dü-şürerek, pervasızca, hayasızca,
düşmanca saldırıyor-lar. AKP’nin polisleriyle her türlü işbirliğini
yapma-yı meşru görüyorlar.
DEVRİMCİ DEMOKRAT, EMEKTEN YANAHERKES BU İŞBİRLİĞİNİ
SORGULAMALIDIR!
İşçinin, memurun, gençliğin, köylülerin, en meşru,en demokratik
hak talebinde bulunan herkese gaz bom-balarıyla azgınca saldıran,
sokak ortasında insanları-mızı kurşunlayan AKP’nin polisi, İMO’yu
Cansel Ma-latyalı’nın direnişi karşısında özel korumaya alıyor.
İMO Yönetimi ve AKP’nin polisi kolkola CanselMalatyalı’nın
direnişine saldırıyor.
DEVRİMCİ DEMOKRAT, EMEKTEN YANAHERKESE ÇAĞRIMIZDIR!
CANSEL MALATYALI’NIN DİRENİŞİ KA-ZANMAK ZORUNDADIR! Bu direniş
artık hepi-mizin direnişidir!
CANSEL MALATYALI’NIN AÇLIK GREVİDİRENİŞİNİ EYLEMLERİMİZLE
BÜYÜTELİM!
Anadolu’nun dört bir yanından direnişe destekverelim. Direnişi
ziyaret edelim. Destek AçlıkGrevleri yapalım!
Cansel Malatyalı’nın işe geri alınması içinimza kampanyaları
düzenleyelim!
İşbirlikçi İMO yönetimine fakslar çekelim.
Bu direniş ihbarcı emek düşmanlarına karşı he-pimizin
direnişidir!
SON SÖZÜ BİZ SÖYLEYELİM!
İMO-polis işbirliği sürüyor: 13 Eylül’deCansel Malatyalı İMO
yönetiminin ihbarısonucu polis tarafından yine gözaltına
alındı!
İhbarcı, İMO Genel Sekreter YardımcısıGülsüm Sönmez!
Cansel Malatyalı gözaltına alındıktan sonradireniş çadırı
AKP’nin polisleri tarafındansöküldü!
İMO Yönetimi direnişi engellemek için polisişbirliğiyle İMO
binası önüne BETONBLOKLARLA DUVAR ÖRDÜ!
İhbarcı, emek düşmanı İMO Yönetimikendilerini beton duvarlarla
koruyamaz!
Gözaltından çıktıktan sonra tekrar direnişçadırını kurmak
isteyen Cansel Malatyalı vedirenişi destekleyen 8 devrimci
İMOYönetiminin ihbarıyla iki günde ikinci kezgözaltına alındı!
EY DÜZENİN HIRSIZMÜTEAHHİTLERİ! İHBARCI, EMEKDÜŞMANI İMO
YÖNETİMİ!Baskılardan, gözaltılardan, işkencelerden, polisteröründen
sizin gibi DÖNEKLER korkar!
İŞİ, EMEĞİ, ONURU için DİRENENLERİYILDIRAMAZSINIZ!
DİRENİŞİ BİTİREMEZSİNİZ! CanselMalatyalı işi, emeği, ekmeği,
onuru içinAÇLIK GREVİNDE!
Beton duvarlarla, AKP’nin polisiyle, özelgüvenliklerle kime
karşı kimi koruyorsunuz?
İlerici, devrimci, demokrat tüm halkımız,demokratik kitle
örgütleri, sendikalar, İMOüyeleri, İMO yönetiminin
POLİSİŞBİRLİKÇİLİĞİ ve EMEKDÜŞMANLIĞINA karşı Cansel
Malatyalı’nınyanında olalım!
DİRENİŞİ BÜYÜTELİM!
4
Yürüyüş
30 Eylül2012
Sayı: 332
-
4,5 yıl boyunca çalıştığı İnşaatMühendisleri Odası Genel
Merke-zi’ndeki işinden keyfi gerekçelerle çı-karılan Cansel
Malatyalı’nın, işini gerialabilmek için 20 Şubat 2012 tari-hinden
itibaren başlattığı direnişi220'li günlerine geldi.
Devrimci Mücadelede MühendisMimarlar, Malatyalı’nın
direnişiningeldiği boyutla ilgili olarak 24 Eylültarihli yazılı bir
açıklama yaptı. Açık-lamada, İMO’nun son süreçte yaptı-ğı
saldırılar tarihe not düşülmesi açı-sından, şu şekilde
sıralandı:
“1- Cansel Malatyalı’yı perfor-mans yetersizliği sebebiyle işten
atan,AKP’nin TMMOB’ye son çıkanKHK’larla(Kanun Hükmünde Ka-rarname)
saldırısı karşısında daral-maya giden İMO yönetimi;
geçtiğimizhaftalarda 10’dan fazla Özel Gü-venlik Görevlisini işe
aldı.
2- Polisle sürekli işbirliği içeri-sinde olan İMO yönetimi ve
çalışan-ları, geçen hafta perşembe gecesiCansel Malatyalı’yı bir
kez dahagözaltına aldırdı. Avukatların tuta-naklardan öğrendiği
üzere, polise şi-kâyette bulunan kişi, İMO GenelSekreter Yardımcısı
GülsümSönmez’di.
3- Cansel Malatyalı İMO’nun ta-lebi üzerine gözaltına alınıp
çadırı kal-dırıldıktan 10 dakika sonra, gece23.00 civarında bir
kamyon getiri-lerek İMO önüne demir bloklaryardımıyla bir utanç
duvarı örül-dü. Ertesi gün ise, örülen duvarın ar-kasında inşaat
yapılacakmış (!) gibigösterilmek için bir iskele kuruldu.Çalışan
işçilere ne yaptıkları sorul-
duğunda, kendilerinin de bil-mediği, sadece iskeleyi
kurupgitmelerinin istendiğini be-lirttiler. Buradan uyarıyoruz,İMO
yönetimi ve GülsümSönmez’in yaptığı işbirlik-çiliktir.
İşbirlikçilik de halkıngözünde şerefsizliktir. Bu halkdüşmanı,
işbirlikçi tavır devamettiği sürece her türlü direnmehakkı
meşrudur. Gece-gün-düz çadırda yaşayan CanselMalatyalı hiçbir
güvenlik ön-lemi alınmadan kurulan iskelenin al-tında hayati
tehlike altındadır. CanselMalatyalı’nın başına gelecek her tür-lü
olumsuz durumdan, İMO yöneti-mi ve Gülsüm Sönmez sorumludur.
4- Bu baskılardan yılmayan Can-sel Malatyalı, gözaltından
bırakıldı-ğı 14 Eylül 2012 günü 18.00’daçadırını tekrar açmak
istemiştir.Ancak saat 17.30 civarı yineİMO’nun şikayeti üzerine,
kendi-sine destek veren 8 devrimci ile bir-likte işkence görerek
Çankaya Em-niyeti çevik kuvvet polisleri tara-fından gözaltına
alınmıştır. CanselMalatyalı gözaltındayken devrimcidostları onun
adına açıklama yapmışve çadırını tekrardan kurmuştur.
5- 7 aydır her türlü çözüm yolunudeneyen, İMO’nun ‘çözeceğiz
bekle’sözlerine inanıp bir buçuk ay bekle-yen Cansel Malatyalı bu
ihbarcı,polis işbirlikçisi tavır üzerine baş-ka hiçbir çıkar yolu
kalmadığını gö-rerek işini geri alabilmek ve ona ya-pılan bu
haksızlıklara karşı koyabil-mek için SÜRESİZ AÇLIK GRE-VİNE
BAŞLAMIŞTIR. Şu an halaİMO önünde direnişine devam eden
Cansel Malatyalı, dün İMO’dan çıkanresmi giyimli iki zabıta
görmüş ve ne-den geldiklerini sorduğunda, ‘İMOyönetiminin valilik
ve belediyeye ça-dırı kaldırmaları için dilekçe ver-diğini’
öğrenmiştir. Bu olay göster-mektedir ki; İMO yönetimi ihbarcılıkve
işbirlikçilikte sınır tanımamakta-dır. Kendini ‘soldan, emekten
yana’tanımlayan İMO yönetimi, son 7 ay-dır polise sığınmakta,
Cansel Malat-yalı’nın direnişine son vermek için hertürlü yolu
denemektedir. BugünlerdeCansel Malatyalı’nın başına gele-ceklerden
yine İMO sorumlu ola-caktır.
6- Cansel Malatyalı bugün açlıkgrevinin 10'lu günlerine gelmiş
olup,İMO önündeki onurlu direnişine de-vam etmektedir. İşini geri
alabilmekiçin her türlü saldırıya rağmen bede-nini açlığa yatırmış
olan bir emekçi-ye destek vermek insanlık görevidir.Bizler de
Devrimci MücadeledeMühendis Mimarlar olarak bu so-rumluluğu
taşımaktayız. İMO’nunişbirlikçi tavrını kınıyoruz.
CanselMalatyalı’nın onurlu direnişinde so-nuna kadar
yanındayız”
DİRENME HAKKI MEŞRUDUR!YAŞASIN CANSEL MALATYALI’NIN
HAKLI, ONURLU DİRENİŞİ!
CANSEL MALATYALI'YA DESTEK VERELİMSüresiz Açlık Grevi Yapan
Cansel Malatyalı'ya
Destek Vermek İçin,0538 830 31 21 No’lu Telefonu
Arayabilirsiniz...
55
30 Eylül2012
Yürüyüş
Sayı: 332
-
Haklarımızı GaspEttirmeyecek, EmeğimizeSahip Çıkacağız!
Alacakları kıdem tazminatları ve kalanmaaşları için, işlerine
geri dönmek için ay-lardır polis saldırılarına, biber
gazlarına,gözaltı ve barikatlarına karşı direnen işçi-ler,
ortaklaştırdıkları eylemlerini sürdürü-yorlar. Ortak eylemleri 5.
haftasına girenişçiler, 22 Eylül günü akşam saat 19.00'dayine
İstanbul Taksim Meydanı'nda biraraya geldiler.
Eylemde “İşimizi, Ekmeğimizi, Hak-larımızı İstiyoruz Alacağız!
İşçiyiz HaklıyızKazanacağız'' pankartının arkasında “HeyTekstil
İşçileri, Roseteks İşçileri, BEDAŞİşçileri, Cansel Malatyalı,
Kiğılı İşçisi,DARKMEN İşçileri” pankartlarını açarakyürüyüş
kortejini oluşturdular. “İşçiyizHaklıyız Kazanacağız”, “Direne
DireneKazanacağız” sloganları eşliğinde Gala-tasaray Lisesi'ne
doğru yürüyüş başladı. Sıksık megafonlardan çevreden geçen
kala-balığa direnişler hakkında bilgiler verildi.Kiğılı mağazasının
önüne gelindiğinde, kit-le burada durarak, Didem Sorhun'un
nedenişten çıkartıldığı anlatıldı. Alkışlarla ve slo-ganlarla
Kiğılı Mağazası protesto edildi.Galatasaray Lisesi önüne
gelindiğinde,ortak açıklamayı DARKMEN işçilerindenBilal Doğan
okudu.
“Açlığa, zorbalığa, baskılara karşı, ço-cuklarımız aç kalmasın,
yarınlarımız yok ol-masın diye işçilerin yürüdüğü yolda, önle-rinde
bir mum ışığı olabilmek için birleştik”denilen açıklamada, birlik
olarak bütünsaldırıların püskürtülebileceği ifade edildi.
Devamında, “Haksızlığa boyun eğme-yen, tüm baskılara, zorluklara
rağmen, di-renişin uzun ve sıkıntılı geçen günlerine fe-dakarca
direnen Hey Tekstil işçileri var. Gü-cümüz onların sabrındandır.
Baskılara bo-yun eğmeyerek yürüyen Roseteks işçilerivar. Gücümüz
onların direnişlerindendir.Tüm ayak oyunlarına, baskılarına
rağmendirenen BEDAŞ işçileri var. Gücümüzonların bir arada
olmasındandır. İnşaatmühendisleri Odası’nın ihbarlarına,
bas-kılarına ve polis işbirliğine karşı tek başı-na direnen Cansel
Malatyalı var. Gücümüzonun kararlılığındandır. Kendisi
emeğiylebaşkalarını giyindirirken işinden atılan Di-demlerimiz,
Kiğılı işçimiz var. Mesai üc-retlerini almak için baskıya şiddete
karşı di-
renen DARKMEN işçileri var. Gücümüzonun inancındandır. Teksim
işçileri var, di-renen Hava yolu işçileri var,
havaalanındagünlerdir eylem yapan. Bilgi Üniversitesiçalışanları
var, işten atılmalarına karşı çı-kan. Cebeci işçileri var direnmeye
devameden. ‘Direnmekten başka yol yok’ diyerekeylemi seçen tüm işçi
arkadaşlarımıza,işçi kardeşlerimize selam olsun.
Daha çok birleşmeli, daha çok güç-lenmeli ve söküp almalıyız
çocuklarımızıngeleceklerini” denildi.
Açıklamanın ardından hep birlikte ÇavBella söylendi. Haftaya
aynı saatte yineburada olunacağının duyurusu yapılaraksonlandırılan
eyleme 120 kişi katıldı.
Hak Yiyenler, EzilenlerinSınıf Kininden Korksun!
Roseteks işçileri, direnişlerinin 11. haf-tasında yine Levent
Köşebaşı Restaurant’ıönündeydi. Çevik Kuvvet ve sivil polisler,yine
restaurantı korumak için yolun her ikitarafını ve halka açık olan
parkı kapattılar.Buna rağmen yoldan geçenler korna sesle-ri ile
işçilerin direnişini selamladılar.
19 Eylül günü Bakırköy Köşebaşı Gal-leria önünde olan 20
Roseteks işçisi, “Kö-şebaşı Restaurant Patronları Nedim
Aşkın,Bülent Temuroğlu ve Yalçın Aytaç Temu-roğlu Çaldığın
Haklarımızı İstiyoruz Ala-cağız" ve “Köşebaşı Restaurant’tan
Hakla-rımızı İstiyoruz Alacağız” yazılı pankartla-rını açarak
“İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız”sloganlarıyla eylem yaptılar.
İşçilerin karşısında yine yüzlerce polis
barikat kurmuştu. “İşçilere Değil HırsızlaraBarikat!”
sloganlarıyla cevap verdi işçiler.İşçilerin okuduğu açıklamada
“Bizleri bas-kı ve saldırılarınızla yıldıramaz, korkuta-mazsınız.
Bizim onurumuz var, haklarımızısize yedirmeyeceğiz. Mücadelemize,
hak-lılığımıza ve meşruluğumuza olan inancı-mızla devam edeceğiz"
denildi. Yoldan ge-çen bazı insanlar işçilere destek
verirken,Köşebaşı Et Lokantası polis korumasındamüşterilerini
ağırlamaya devam etti. Eylemsırasında birkaç müşteri restauranttan
ay-rılırken, işçilerin çalınan emekleriyle açıl-mış olan
restauranda kebaplarını yemeyedevam edenlerde vardı. Sloganların
hiç sus-madığı eylemde hep bir ağızdan “ÇavBella”, “Avusturya İşçi
Marşı”, “Cesaret”ve “Geliyoruz Zincirleri Kıra Kıra” marş-ları
okundu.
22 Eylül günü de, Taksim’de 5.’si dü-zenlenen Direnen İşçiler’in
ortak eylemin-den sonra Levent Köşebaşı Restaurantönüne giden
Roseteks işçileri eylemlerinedevam ettiler. 2 saat süren oturma
eylemindesusmayan sloganları ve söyledikleri marş-larla taleplerini
haykırdılar. İşçileri rahatsızedebilmek ve korkutabilmek için
sürekli çe-kim yapan polis kamerasına müdahaleedildi, çekim yapması
engellendi. Yol tra-fiğe kapatılarak yapılan yürüyüşle de
eylemsonlandırıldı.
23 Eylül günü ise Teşvikiye Camiiönünden yol keserek yürüyüşe
geçen iş-çiler, bildiri dağıttılar. Köşebaşı restau-rant’ın önüne
geldiklerinde, sokağın yinepolis barikatıyla kapatıldığını
gördüler. Ba-rikatın biraz daha ileriye alındığını görenişçiler,
“Barikat geriye çekilmezse, biz deyola oturarak trafiği durdururuz”
dediler vebarikatı geri çektirdiler. Atılan sloganlarave söylenen
marşlara çevre binalarda ya-şayan insanlar da alkışlarıyla eşlik
etti. Le-vent Köşebaşı önüne gitmek üzere eylembitirildi. İşçiler,
önlükleri ve pankartlarıyla tek sıra
halinde yürüyerek, Köşebaşı Köfte ile Le-vent Köşebaşı arasında
yürüyüş yaptılar. Yol-dan geçen araçlara eylemlerini anlatan
iş-çilere, Köşebaşı’nda rezervasyonları olan 20kişilik bir grup
rezervasyonlarını iptal etti-rerek destek verdiler.
Roseteks işçileri direnen diğer işçile-ri de selamlamak için
“Hey Tekstil, BE-DAŞ, DARKMEN, Kiğılı, Cansel Malat-yalı Direniyor
Direnenler Kazanacak”sloganlarını attılar ve tüm direnen işçile-ri
yürekten selamladılar. Roseteks işçile-ri burada polis barikatının
önünde yaptık-ları kısa bir konuşmada, direnişlerinin 11haftayı
geride bıraktığını ve haklarınıalıncaya kadar direnmeye devam
edecek-lerini, aydınlar sanatçılar ve halkın des-teklerinin onları
çok mutlu ettiğini ve budesteklerinin devamını isteyerek
eylem-lerini bitirdiler.
İşçiyiz HaklıyızKazanacağız!
Direnişlerinin 228. gününde Hey Teks-til işçileri yine
alanlardaydı. Bakırköy Öz-gürlük Meydanı’nda yapılan eylemde
işçi-ler, arkadaşlarına patronlar tarafından yapı-lan saldırıyı
kınadılar. Toplam 20 kişinin ka-tıldığı eylem sloganlarla sona
erdi.
EMEK
EMEĞİMİZ ONURUMUZDUR! ONURUMUZA SAHİP ÇIKACAĞIZ!
KİMSE FAŞİZMDEN HUKUK VE ADALET BEKLEMESİN!66
Yürüyüş
30 Eylül2012
Sayı: 332
-
AKP’nin uzun süredir gündemin-de olan saldırı yasası geçtiğimiz
gün-lerde netlik kazandı. Amerikan iş-birlikçisi AKP iktidarı
saldırı yasasını“alıştıra-alıştıra” gündeme getirip,bir anlamda
“tehdit aracı” olarakkullandıktan sonra, şimdi Ekim ayındameclisten
geçirip yasalaştırmaya ha-zırlanıyor.
21 Eylül günü, Çalışma BakanıFaruk Çelik, Toplu İş İlişkileri
YasaTasarısı üzerinde konfederasyonlarlamutabakata varıldığını
açıkladı. Çe-lik’e göre tarafların büyük çoğunluğuile mutabakat
sağlandığı için yasa 1Ekim’den sonra meclis gündeminegetirilecek.
TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TİSKve TOBB’un katılımıyla gerçekleşentoplantıdan
çıkan karar tüm işçilerintalebiymiş gibi gösterilip
hareketegeçiliyor.
Bu görüşmeler ve mutabakat için-de DİSK yoktur. Ancak burjuva
basıngörüşmeleri sorun çözülmüş gibiyazmaktan geri durmadı.
Toplu İş İlişkileri Kanunu Neler Getiriyor? Neler Götürüyor?
2821 sayılı Sendikalar Kanunuile 2822 sayılı Toplu İş
SözleşmesiGrev ve Lokavt Kanunu'nda(TİSGLK) değişiklik yapmak
üzere,"Toplu İş İlişkileri Kanunu" tasarısıhazırlandı.
Öncelikle yeni tasarı oldukça kap-samlı olmasına karşın,
kamuoyundaesasta sadece bir yönüyle tartıştırıldı;“Baraj sorunu”
yanıyla. Ancak saldırıdaha kapsamlıdır.
Toplu İş İlişkileri Kanunu, pekçok kanunda olduğu gibi
AKP’ninsaldırı yasalarını, ilerleme yasalarıolarak gösterdiğinin
örneklerindenbiridir. Güya AKP, 12 Eylül’denkalan 2821, 2822 sayılı
yasalardakikısıtlayıcı, yasakçı maddeleri kaldı-racak ve
azaltacaktı. Yasayı hep böyletartıştırmaya çalıştı AKP. Ancak
yasatasarısının hiç de böyle olmadığıaçığa çıktı. Yeni tasarı 12
Eylül ürünü
2821, 2822 sayılı yasalardaki baskıcı,yasakçı anlayışı korumakla
kalmıyoronu daha da pekiştiriyor.
Tasarının kapsamına bakıl-dığında bu çok açık
görülmek-tedir:
- Eski yasadaki sendikaların sa-dece “iş kolu” esasına dayalı
olarakörgütlenebilecekleri maddesi yeniyasada devam
ettirilmektedir.
- Eski yasadaki TİS yetkisi içiniş yeri ve iş kolu barajları
yeni yasadada devam ettirilmektedir. İş kolu ba-rajının % 10’dan %
3’e ve giderektekademeli olarak % 1’e düşürüleceğisöylenmektedir.
Ancak bu düşüş, iş-kolları birleştirilip işçi sayısı
arttı-rıldığından bir aldatmacaya dönüş-mektedir.
- İş yerinde TİS yapma yetkisisadece bir sendikaya veriliyor.
Böy-lece işçilerin büyük çoğunluğu TİSkapsamı dışında
tutulmaktadır.
- Yeni tasarıda yasal grev tanımı,salt menfaat uyuşmazlıklarına
göreyapıldığından ve belirli bir prosedürebağlandığından genel,
siyasi, daya-nışma ve hak grevleri düzenlemeyleolanaksız hale
getirilerek yasak-lanıyor.
- Yeni tasarıya göre, sendika üyesibir işçinin işsiz kalması
halinde süreuzar ve bir yılı geçerse, işsiz üyeninsendika üyeliği
düşüyor.
- Mevcut yasada 28 iş kolu belir-lenmiştir. Yeni tasarıyla bazı
iş kollarıbirleştirilerek sayısı düşürülmektedir.Bu durum iş kolu
barajı ile düşünül-düğünde bugün yetkili olan pekçoksendikanın
yetkisini kaybetmesi an-lamına gelmektedir.
- Sendikaya üyelik ve istifadayeni tasarıya göre noter şartı
kaldırılıp“e-devlet” uygulaması getiriliyor.Noter şartının
kaldırılması olumlugörünmekle birlikte bu uygulamagerçekte
örgütsüzleştirmeye hizmetedecektir.
Sonuç olarak Toplu İş İlişkileriKanunu, 12 Eylül ürünü olan
2821sayılı Sendikalar Kanunu ile 2822
sayılı Toplu Sözleşme, Grev ve Lo-kavt Kanunu’nu tek bir kanunda
bir-leştiriyor.
Bu Yasayla AKP Örgütlenme ve Grev Hakkımızı Yok Etmek İstiyor
Tek Yol Direnmektir
Toplu İş İlişkileri Kanunu örgüt-lenmeyi daraltıyor, toplu
sözleşmeyetkilerini ortadan kaldırıp çok büyükişçi kesiminin toplu
sözleşme hak-kının dışında tutulmasını beraberindegetiriyor. Grev
yasaklarını koruduğugibi kapsamını da genişletiyor.
DİSK bu saldırıya karşı ne yapa-cak?
AKP bu yasayı sadece işverenörgütleriyle birlikte yapmadı.
Yanınaişçi örgütleri olan TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’i de alarak hareket
etti.
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ’in işbirlikçi,devletçi, sarı-sendikacı yüzleri
aşikarolsa da hemen pratik durumda kendigücüne güvenmeyen DİSK, bu
sen-dikalarla birlikte hareket etmeyi esasalmıştır. Ancak bu son
örnek birliktehareket etme olasılığını da ortadankaldırıyor.
Öncelikle yapılması gerekenDİSK’in kendi gücüne,
politikalarınave işçi sınıfına güvenmesidir. Bu du-rum aynı zamanda
TÜRK-İŞ veHAK-İŞ yönetimlerinin işçi emekçidüşmanı yüzlerini açığa
çıkartacakve bu konfederasyonların tabanındakiişçileri DİSK’e
yönlendirecektir.
“Toplu İş İlişkileri Kanunu” ile,“Ulusal İstihdam Stratejisi”
ile, kıdemtazminatının kaldırılması ile, esnekçalışma ile, bölgesel
asgari ücret ile,istihdam büroları ile artık sendika-cılığın
bitirilmeye çalışıldığı nokta-dayız. Sendikaların bu noktadan
sonrakaybedecekleri hiçbir şeyleri kalma-mıştır. Devrimci, ilerici,
emektenyana sendikacılar tarihsel bir so-rumlulukla karşı
karşıyadırlar. Busüreci işçilerin önüne düşerek ör-gütlemekten
başka yol yoktur.
HUKUK VE YASALAR FAŞİZMİN ÖRTÜSÜDÜR! 77
30 Eylül2012
Yürüyüş
Sayı: 332
AKP, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TİSK, TOBB İşbirliği İle
İŞÇİ SINIFINA SALDIRI YASASI: ‘TOPLU İŞ İLİŞKİLER KANUNU’
-
Yazı dizimize geçen haftaki kal-dığımız yerden devam edeceğiz.
İşkollarını anlatıyorduk. İş kollarındansonra AKP iktidarının
mücadele vebedellerle kazandığımız haklara yö-nelik saldırı
politikalarıyla devamedeceğiz.
Ulaştırma ve HaberleşmeSektörü: Hizmetler sektörünün
altsektörlerinden biridir. Bu sektör, di-ğer bütün sektörlerin
gelişimini ko-laylaştırmadaki işlevi açısından,ekonomi de "anahtar
kesim" du-rumundadır.
TÜİK'in 2008-Ocak ayı verilerinegöre bu sektörde en fazla
istihdamsırasıyla, Kara taşımacılığı, haber-leşme, deniz
taşımacılığı, hava taşı-macılığı, ardiye ve antrepoculuk,
de-miryolu taşımacılığı iş kollarındabulunmaktadır.
Kara Taşımacılığı İş Kolu: Karataşımacılığı iş kolu, demiryolu
dışındamotorlu ve motorsuz her türlü karataşıtlarıyla yük ve yolcu
taşıma vebununla ilgili depolama ve sürücülükişleri, kara taşıt
araçları ile terminal,garaj, bakım, ikmal ve onarım, parkyerlerinde
yapılan işlerden deniz vedemiryolu ambarlarında yapılan
işlerdışında kalanları kapsar.
İş kolu tesis, makina ve büyüksermaye birikimi gerektirmeyen
birkoldur. Bir nakliye firması, bir büromekanı, kantar ve kiralık
kamyonlakolayca kurulabilmekte, az yatırımlave kısa sürede büyük
karlar eldeedebilmektedir. Sektörün bu özelliğimafya tipi
ilişkilere ortam sağlaya-bilmektedir. Uluslararası kara nakli-yesi
kaçakçılıkla iç içe gelişme riskini
taşır. Bu nedenle baştanakliye ambarları olmaküzere iş kolunun
çeşitlibölümlerinde yaralama,öldürme vb. olaylarasıkça
rastlanır.
İş kolunda kamusektörü önemsizdir. Her
türlü nakliye faaliyetinin hemen he-men tümü özel sektör eliyle
yerinegetirmektedir. Sektörün çarpık vedağınık yapısı yıllardır
yasal düzen-lemeyi gerektirdiği halde bu konuda hiçbir çaba
gösterilmemiştir. Ge-rekli yasal düzenlemeler yapılmadı-ğından ve
iş kolunda güçlü bir sen-dikal hareket mümkün olmadığından,çalışma
koşulları ağırdır. Nakliyeşirketlerinin çoğunda günlük
çalışmasüresi, 12-15 saate ulaşır. Kol ve be-den gücüne dayalı
çalışmanın ağırlıktaolduğu iş kolunda meslek hastalıklarısık
görülür. Özellikle kargo şirket-lerinde ve çeşitli firmaların
ürünlerinintaşındığı nakliye hizmetlerin de, aşırıağırlık nedeniyle
bel hastalıkları, or-gan bozuklukları ve sarkmalara rast-lanır.
İşçilerin büyük bölümü sigor-tasız çalıştığından herhangi bir
"işkazası" ya da meslek hastalığı halindezamanında tıbbi müdahale
yapılma-makta, tedavi olanakları bulunma-maktadır.
Haberleşme İş Kolu: İş kolununkapsamı, "haberleşme, posta,
telefon,telgraf, telsiz, radyo, televizyon işlerive hizmetleri ve
bu hizmetler içinkamu idaresince kurulan her türlüyapım-bakım ve
onarım işleri"dir.
Özel radyolar, Tv'ler arttıkça, ha-berleşme hizmetlerinde özel
kesimyaygınlaştıkça, Vodafone, Türkcellgibi büyük GSM kuruluşları
devreyegirdikçe iş kolunda çalışanların sayısıartmakta, ancak bu
artışta işsizlikdışı statüler ağır basmaktadır.
Haberleşme tekniğindeki ilerle-meler Türkiye'de de devlet
haber-leşme tekelinde de yeni düzenlemeleryapılmasını zorunlu hale
getirdi.
Önce 1994'te PTT (Türkiye Cum-huriyeti Posta, Telgraf ve
Telefonİşletmesi), Türk Teleminikasyon A.Ş.(Türk Tekekom) ve Posta
İşletmesiGenel Müdürlüğü isimleri adı altındaikiye ayrıldı. Daha
sonra 2000 yı-lındaki bir yasa değişikliği ile Postaİşletmesi Genel
Müdürlüğü'nün adıve kapsamı değiştirildi. Böylece ha-berleşme de
çoktan telgraf ve postanınyerini almış olan telefon ve buna
ekolarak gelişen e-habercilik (internethaberciliği), yasal olarak
da tümüyleTürk Telekom'un işi haline geldi.
Kamu Hizmetleri: Türkiye'dehizmet sektöründe gerek
istihdamaçısından, gerekse GSYH’ye (GayriSafi Yurtiçi Hasıla) katkı
açısındanen büyük işveren durumunda olankamu kuruluşları en geniş
hizmetalanı kamu hizmetleri alanıdır.
Türkiye'de kamu kesimi yasal veyönetsel açıdan üç temel
unsurdanoluşmaktadır:
1) Merkezi Devlet
2) Yerel Yönetimler
3) Kamu İktisadi Teşebbüsleri(KİT)
Merkezi devlet genel ve katmabütçeli kamu kurumlarından ve
dai-relerinden oluşur. Bütün "devlet dai-releri", yargı, yasama,
yürütme or-ganları, bakanlıkların alt kuruluşları,güvenlik
teşkilatı (ordu-polis), kamusigortaları, sağlık, eğitim,
devletkültür kurumları vb. merkezi devletedahildir.
Yerel yönetimler, il özel dairele-rini, belediyeleri ve köyleri
kapsar.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT)ise pazar için üretim yapan,
merkezibütçe dışı kamu kesimini içerir.
Genel İşler İş Kolu: İş kolu kap-samı, kamu hizmetleri
sektöründeyerel yönetimler içerisinde yer al-maktadır.
Belediyeler'in sağlık iş ko-luna giren işleri dışındaki
belediyehizmetlerine ilişkin işlerle, bu tüzükteyer almayan
işlerde, Sendikalar Ka-
AKP İşçilerinKazanılmış Haklarını
da Gasp Etmek İstiyor!
KİMSE FAŞİZMDEN HUKUK VE ADALET BEKLEMESİN!8
Yürüyüş
30 Eylül2012
Sayı: 332
3
-
Baskılarınız Bizleri Yıldıramaz!Trakya Kültür Merkezi, İbrahim
Çuhadar'ın cenazesini sahiplenen devrimcilerin
tutuklanmasıyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada,
"AKP iktidarı artıkyalanlarıyla birlikte büyük bir çıkmazın
içerisindedir. Yalanlar artık karın do-yurmuyor, açlık, yoksulluk,
işsizlik artıkça ülkemizdeki bağımsızlık, demokrasive sosyalizm
mücadelesinin yükselişinden daha da korkuyor AKP. Bu nedenlede
insanların yaşadığı ülkede en de-mokratik haklarını
kullanmalarınabile büyük bir tahammülsüzlükle sal-dırıyor"
denildi.
Trakya Kültür Merkezi, "Hukuk-suzluğun, adaletsizliğin kol
gezdiğibir ülkede devrimcileri sahiplenmekonurdur. Baskılarınız
bizleri yıldıra-maz, bu zulüm biter gece güne evrilirelbet" diyerek
bitirdi açıklamasını...
nunu'na göre işçi niteliği taşıyanlarcayapılan işlerdir.
Belediyeler'deki özelleştirme, ta-şeronlaştırma, geçici işçilik,
birikmişişçi alacakları birikmiş sendika ai-datları, işten
çıkarmalar ve sendika-sızlaştırma iş kolunun başlıca
sorun-larıdır.
Bugün Türkiye'de çok sayıda be-lediye, kendi hizmetlerini kendi
iş-çilerine gördürmek yerine, bir taşe-ron-müteahhit firma ile
anlaşmaktave kamusal hizmetleri bu yolla yerinegetirme yolunu
seçmektedir.
Belediyeler; şirketleşme, satış, imtiyaz,ihale, yap-işlet-devret
ya da kiralamayoluyla özelleştirmeyi gerçekleştir-mektedirler.
Belediyelerde en çok te-mizlik, çöp toplama ve taşıma
işleritaşeronlara verilerek, özelleştirmeleregidilmektedir. En son
torba yasa ileonbinlerce belediye işçisi yerlerinden,yurtlarından
edilmişti.
Bunların yanı sıra, su sayacı oku-ma, park-bahçe işleri, çevre
düzen-leme hizmetleri de taşeron firmalaraihale edilmek suretiyle
özelleştiril-mektedir. Özelleştirme uygulamala-rının önemli
boyutlarından biri debelediye yönetimini kazanan siyasalpartinin,
belediye olanaklarını kendiyandaşlarına, kendisine seçim
ka-zandıran iş ve sermaye çevrelerinesunmasıdır. Özelleştirme
uygulama-ları kentsel rantların paylaşılmasında
işlev görmektedir. AKP hükümeti,gelmiş geçmiş tüm iktidarlar
içindeen soyguncu iktidardır. İller Banka-sı'na başvuruda bulunan
622 beledi-yeden, Ekim 2010 itibariyle 53'üne2 milyon 60 bin
liralık kaynak akta-rılırken bunlardan 49'unun AKP'liolması tesadüf
olmasa gerek! Halböyleyken, Van depremi sonrasındaBDP'li
belediyelerin ödeneklerininkesilmesi, yerel yönetimlerdeki
ada-letsizliği ve rantın boyutunu göster-mektedir.
Genel işler iş kolundaki önemlisorunlardan biri de, işçi
alacaklarıve sendika aidat alacakları sorunudur.İşçisine altı ay,
bir yıl maaş ödemeyenbelediyeler olduğu gibi, kapanmanoktasına
gelen belediyeler de bu-lunmaktadır.
Yüksek istihdam kapasitesine sa-hip olan genel işler iş kolunda
taşe-ronlaştırmaya, çeşitli yöntemlerle ka-yıt dışı çalıştırmaya
rağmen işçisayısı sürekli artış göstermiştir.
İş kolunda personel alımı, çoğun-lukla belediyelerin siyasal
eğilimlerinegöre biçimlenmekte, seçim kazanarakbelediyelere gelen
yönetim kadroları,işçi alımında ve işçi çıkarmada
siyasaltercihlerini ön plana almaktadırlar.
Yazı dizimizin iş kollarıyla ilgilibölümünden çıkaracağımız
sonuçlarışöyle sıralayabliriz:
1- Kayıt dışı çalıştırma,
2- Taşeron, geçici işçi, mevsimlikişçi vb, adlar altında iş
güvencesizçalıştırma,
3- Günlük 14 saate varan çalış-ma süreleri,
4- "İş kazası" adı altında yaşa-nan işçi katliamları,
5- Çalışma koşullarına bağlımeslek hastalıkları,
6- İşten atılma, sürülme tehdi-di,
7- Özelleştirmeler, esnek çalış-ma, torba yasa, kıdem
tazminatı,özel istihdam büroları vb. gibi dahapek çok yasal
düzenleme, KHK (Ka-nun Hükmünde Kararnameler) vekölelik
yasaları...
Yaşadığımız sorunlar elbette bu-rada yazdıklarımızdan çok daha
faz-ladır. Üstelik AKP iktidarı bu sorunlarıdaha da
katmerlendirmenin, işçilerinsendikalaşma, örgütlenme
haklarınıengellemenin, var olan örgütlülük-lerini ise dağıtmanın
planlarını yap-maktadır.
Emperyalizmle sürdürülen yeni-sömürgecilik ilişkilerinin
işçilere,emekçilere yansıması daha fazla sö-mürü, daha fazla
kölelik, işsizlik,açlık, yoksulluk, hak gaspı ve dahafazla baskı ve
terör şeklinde olmayadevam edecektir.
Hepimiz Birimiz,Birimiz Hepimiz İçin
İstanbul Çayan Mahallesi’nde,21 Eylül günü, Nurtepe
HaklarDerneği’nde, Güler Zere’nin ha-yatını anlatan “Damında
ŞahanGüler Zere” belgeselinin gösterimiyapıldı. 15 kişinin
katıldığı filmgösterimi bir saat sürdü.
“Hepimiz Birimiz, Birimiz He-pimiz İçin” şiarının sonuç
aldığıGüler Zere’nin özgürlüğünün ka-zanılması mücadelesi, film
aracı-lığıyla, yeni kampanyalara örnekoluyor…
HUKUK VE YASALAR FAŞİZMİN ÖRTÜSÜDÜR! 99
30 Eylül2012
Yürüyüş
Sayı: 332
-
Faşist AKP iktidarı ÇÖZÜMSÜZ-LÜK, ÜRETİYOR. YOKSULLUK,İŞSİZLİK,
ENFLASYON ALTINDAEZİLEN HALKIMIZ, AKP'nin halkıyoksulluğa terk
etmesine karşı boyuneğmeyin.
AKP kendine yakın olanların gü-cüne güç katarken yoksul halkı
hergeçen gün daha da yoksullaştırmak-tadır. AKP iktidarında en
zenginyüzde yirmi ile en yoksul yüzdeyirmi arasındaki gelir uçurumu
tamsekiz kat oldu. AKP, tekellerin ser-vetine servet katarak
kendine tabikılarken halkı da açlığa mahkumederek sadakalarla
kendine tabi kıl-mak istiyor.
İKTİDAR BÜYÜK BİR PER-VASIZLIK İÇİNDE. AKP yağma,talan ve sömürü
için her türlü araçve yöntemi kullanarak halka saldırı-yor.
HALKLA ADETA ALAY EDİ-YOR. Sokak ortasında köşe başla-rında halk
çocuklarını kurşuna diziyor.Katil polisleri bırakın
tutuklamayı,soruşturma dahi açmıyor. Katilleriödüllendiriyor...
Katil polislerinödülü daha üst bir rütbeye terfi ettir-mek
oluyor.
AKP Halkın Her KesiminiDüşman Olarak Görüyor!
Açlığı, işsizliği istatistik oyunla-rıyla gizlemeye çalışıyor.
Emperyalistve işbirlikçi tekellerin istediği hertürlü yasal
düzenlemeyi yaparkenişçi, memur, esnaf ve köylüyü dahafazla
köleleştirmek için emekçilerinkazanılmış tüm haklarını gasp
etmekistiyor.
“Ulusal İstihdam Stratejisi” de-dikleri işçileri köleleştirme
saldırısıdır.
İşçilerin neredeyse tek iş güvencesiolan kıdem tazminatları
kaldırılmakisteniyor. Esnek çalışma, taşeronluk
sistemi çalışma hayatının tüm alan-larına yaygınlaştırılıyor.
Çıkarılanyeni yasalarla ne iş güvenliği ne deişçi güvenliği
kalıyor. Bölgesel asgariücret uygulaması, istihdam
bürolarıyasalarla işçileri köleleştiriyor. Ör-gütlenmenin önündeki
engellerin kal-dırılması bir yana yeni yeni engellerleörgütlenme
imkansız hale getiriliyor.Sonuç olarak AKP iktidarı
işçilerinonyıllardır bedeller ödeyerek kazan-dığı bütün hakları
yasalarla gasp edi-yor.
Kamu emekçilerinin onyıllardırmücadele ettiği Grevli Sendikalı
Top-lu Sözleşme Hakkı mecliste gaspedildi.
AKP kendi düzeninin devamınısağlayacak şekilde eğitim
sisteminideğiştirirken, eğitimi sağlığı daha dafazla özelleştirerek
tekellerin ticaretmalı haline getiriyor.
Kentsel Dönüşüm adı altında 7milyon evin yıkılmasının
hazırlıklarıbitti. Milyonlarca yoksul halkın ya-şadığı evlerini
başına yıkacaklar. 700milyar dolarlık tarihin en büyük yağ-ma ve
talanı başladı.
Ülkemiz emperyalizmin Ortadoğuhalklarına karşı savaş karargahı
halinegeldi.
Emperyalizmin ve işbirlikçi te-kellerin istekleri doğrultusunda
gün-deme getirilen bu politikalar perva-sızca bir terörle hayata
geçirilmeyeçalışılıyor.
Devrimci Muhalefetin veHalk Örgütlülüklerinin Güçsüzlüğü
İktidarı DahaPervasız Hale Getiriyor!
Bugün AKP’nin pervasızlığı kar-şısında tepki gösteren çok daha
genişbir muhalefet vardır. Fakat bu mu-halefet örgütsüzdür. Dağınık
ve güç-süzdür. AKP’nin saldırılarının tüm
pervasızlığına rağmen halk, en temelsorunlarda bile ortak
hareket etmekteyetersiz kalmaktadır.
Devrimci muhalefetin ve halk ör-gütlülüklerinin güçsüzlüğü ortak
ha-rekete geçmenin yetersizliği düşmankarşısında zayıf ve kolay alt
edilebi-lecek bir durum olarak karşımızdaduruyor.
Devrimci Mücadele Bedel Ödemek veBedel Ödetmektir!
Bunun için YAPACAĞIMIZ TEKŞEY her türlü devrimci araç ve
yön-temlerle savaşmak ve halkı örgütle-mektir.
Bir yapıp ikincisinde bekleme-yeceğiz. Israr etmek sonuç
almaktır.Israrlı ve örgütlü olmak... Israrlı veörgütlü
olunmadığında düşmanıdaha da saldırganlaşıyor.
O nedenle sokak ortasında her-kesin gözü önünde istediği gibi
halk-tan insanları kurşuna dizip, devrim-cileri katledebiliyor.
AKP iktidarının hiç bir inandırı-cılığı kalmasada
emperyalistlerindesteği, yalan, demagoji baskı vezulüm ile
iktidarını sürdürüyor.
Statüleri Yıkacağız!Statüler Kırılırken Yeni Direniş
GelenekleriYaratacağız!
Emperyalizme ve oligarşiye karşısavaşta, kazanacakları olan
herkesibirleştirmeliyiz..
Halkın büyük bir kesimi bu dü-zenden memnun değildir, her
kesiminayrı ayrı sorunları vardır düzeninadaletsizilği ve terörü
karşısında.Öğrenciler yıllardır sınav sistemi yü-zünden baskı
altındadır, yılların eme-
Milyonları Örgütlemek HalkaUmut Olmaktan Geçer!
İSTİ
YORU
Z
İSTİ
YORU
Z
YAPA
CAĞI
Z
YAPA
CAĞI
Z
KİMSE FAŞİZMDEN HUKUK VE ADALET BEKLEMESİN!110
Yürüyüş
30 Eylül2012
Sayı: 332
-
ğini bir sınava yükleyen eğitim sis-temine karşı öfkelidir.
İşçiler işsiz kalma korkusu ilesessiz ve örgütsüz kalıyorlar
amabu sorunu yaratan AKP iktidarınakarşı öfkelidirler.
Halkımız işçisi memuru gençliğiesnafı ile AKP'nin
çözümsüzlüğünekarşı öfkelidir ama örgütsüzdür.
Halkımızın UmuduOlmak Ellerimizde!
Bugünün dünyasında devrimciolmak; devrimci değer ve
gelenekleresıkı sıkıya sarılmaktır. Halktan öğ-renip halka
öğretmektir. Ancak bubütünlüğü yakalayabilenler gelişirgüçlenir.
Halkı anlayanlar ve halkıniçinde olanlar ancak halkın sorunla-rına
çözüm üretebilir. Umut biziz,umut bizim ellerimizde bizim
yüre-ğimizde, bizim beynimizde. Halkatüm benliğimizle gittiğimiz
zamankazanırız. Halkla içiçe olmalı, onlarınöğreticiliğinden
yararlanmalıyız.
Ya statüleri cesaretle parçalayıpileri atılacağız yada günlük
pratikteboğulacak ve giderek sağcılaşan bü-rokratlaşan
oportünistlerden, refor-mistlerden farkımız kalmayacak.
Üçüncü Bir Seçenek Yoktur!Çakılıp kalmak istemiyorsak hal-
kın düzen dışındaki tek umudu olmakistiyorsak üçüncü bir seçenek
yoktur.Gelişmeler karşısında geri düşmekistemiyorsak, gelişmelerin
peşindensürüklenmek istemiyorsak başka se-çenek yoktur. Aksi,
yaşamın canlılığıiçinde ölümü seçmektir. Halktan öğ-reneceğiz ve
halkla bütünleşerek mü-cadelemiz içinde zenginleşerek
halkaöğreteceğimiz çok şey var... Mücadelebizi beklemeyecek biz
mücadeleyibüyüteceğiz.
Her Türlü Olmazı, Yoku,Olanaksızlığı Redderekİhtilalci Bir
Perspektif İlePratiği Yükseltmeliyiz!
Bu iş olmaz, bu insanlarla olmaz,bu eylem yapılmaz diye
düşünme-
yeceğiz. Her şeyi kendi gerçekliğiiçinde ele alarak nasıl
yapabileceği-mize bakacağız.
Silahlı MücadeledeIsrar Etmeliyiz!
Faşizmle yönetilen ülkemizde mi-litan bir kitle hareketi
yaratmanınkoşulu silahlı mücadeleden geçer.Silahlı mücadele
yükseltilmeden fa-şizmin kitleler üzerindeki etkisi kı-rılamaz.
Silahlı mücadeleyi yükselt-mek, sonuç almak için yapılması ge-reken
herşeyi yapmalıyız.
Demokratik ekonomik mücadeleyisilahlı mücadeleyle birlikte
yürüt-menin olanaklarını yaratmalıyız. Si-lahlı mücadele devrimde
ısrarımız,iktidar hedefimizde netliğimiz de-mektir.
Uzlaşmazlığımızın baş eğ-meyeceğimizin bizi teslim
alamaya-caklarının bir anlamıdır silahlı mü-cadelede ısrar
etmek.
KayıplardanKorkmamalıyız!
Mücadele ilerledikçe, mücadeleningereklilikleri arttıkça
şehitler ver-memiz, yeni zaferi yeni yeni şehitlerlekarşılamamız,
ya da tutsaklıklar ya-şamamız kaçınılmaz olacaktır.
MÜCADELEYİ GELİŞTİRİPYAYMALIYIZ. Bunun için
hayatıörgütleyeceğiz. Halkın hayatına heranının bir mücadele
olduğunu fakatbunu örgütlü bir güce dönüştüğündebir sonuç
yarattığını anlatmalıyız.
Faşizmin yenilmez bir güç olma-dığını biliyoruz, ancak onun
gücünüparçaladığımız zaman halkı savaştı-rabiliriz. Feda
kültürümüzle çok yük-sek güvenlik önlemleri aldıkları
sı-ğınaklarına dahi girebildiğimizi kor-kularını büyüttüğümüzü
gösteriyoruz.
Örgütlenmede Daha İleri Adımlar Atmalıyız!
Örgütlü halk yenilmez bunu unut-mayacağız. Halkı örgütlemenin
temelihalk komiteleridir. Halk meclisleridir.Komiteler halkın her
kesimini mü-cadeleye katar. Halkı mücadele içindeeğitir. Hayatın ve
mücadelenin so-
runlarını çözer. Halkın her kesiminegitmeli, halkın her sorununa
karşıçözüm üretebilmeli alternatifler su-nabilmeliyiz.
HALKIN DÜZENE KARŞI TEP-KİSİNİ DEVRİMCİ BİR KANALAAKITMALIYIZ!
HALKI CEPHESAFLARINA ÇAĞIRMALIYIZ.KİTLELERİ OLİGARŞİYE
KARŞISAVAŞTIRABİLECEK ONLARIHER DÜZEYDE KUCAKLAYA-BİLECEK
ÖRGÜTLÜLÜKLER YA-RATMALIYIZ!
Tek tek kişilerin bireysel hak ara-malarının yeterli
olmayacağını, ör-gütlü gücün düşman karşısında dahaetkili olacağını
ancak ve ancak Cep-he'nin hesap soran olduğunu anlat-malıyız.
Halkın sorunlarının çözü-münün bu iktidarın yıkılmasıyla
sağ-lanacağını ve bunun için bütün birhalkın tek bir güç halinde
hareketetmesi ve savaşması gerektiğini an-latacağız.
Silahlı Savaşı HerKoşulda SürdürebilecekÖrgütlenmeler
Yaratmalıve Onun Kitleler İçindeKök Salmasını SağlayacakKitleleri
KucaklayacakKitle ÖrgütlenmeleriYaratmalıyız!
Silahlı savaşı geliştirmeyen, halkıörgütlemeyen ve
silahlandırmayanhiçbir hareketin gelişme şansı yok-tur.
Daha çok silah, daha çok savaşçıve daha çok kitle temel şiarımız
ol-malıdır.
Silahlı mücadeleyi kitle örgüt-lenmesine dönüştüremeyen,
kitleleribirçok şekilde savaşa katamayan hiç-bir silahlı
mücadelenin başarı şansıyoktur. Silahlı mücadele ve kitle
ör-gütlenmesi konsunda kendi gerçeği-miz içerisinde çok daha
kapsamlıdüşünmeliyiz.
MÜCADELEYİ GELİŞTİRİPYAYMALIYIZ. Faşizmin güçleriniparçalayıp
zayıflatarak halkı oligar-şiye karşı savaştırabilmek için...
A- Örgütlenmede ileri adımlar
HUKUK VE YASALAR FAŞİZMİN ÖRTÜSÜDÜR! 111
30 Eylül2012
Yürüyüş
Sayı: 332
-
karşı tepkisini devrimci bir kanalaakıtmalı Cephe saflarına
çağırma-lıyız. Kitleleri oligarşiye karşı sa-vaştırabilecek onları
her düzeydekucaklayabilecek örgütlülükler ya-ratmalıyız. Diğer
yandan silahlısavaşı her koşulda sürdürebilecekörgütlenmeler
yaratmalı ve onunkitleler içinde kök salmasını sağ-layacak
kitleleri kucaklayacak kitleörgütlenmeleri yaratmalıyız.
BİRİ DİĞERİNDEN BAĞIMSIZDEĞİLDİR. Ekonomik, demokratik,siyasi
talepli kitle mücadelelerininönünün açılabilmesi için
kitlelerikendilerinin karar alıp hayata geçi-rebileceklerine
inandırabilmeliyiz.
KİTLELERLE OLAN BAĞIMIZICANLI VE DİNAMİK TUTMAKİÇİN EDİLGEN
DEĞİL AKTİF BİRKİTLE DESTEĞİ SAĞLAMALIYIZ.
Olanak, güç, her şey kitlelerdedir.Kitlelere gitmeyenler hiçbir
şeye
sahip olamazlar.
KİTLELERİN MÜCADELEYEFİİLİ KATILIMINI SAĞLAYACAKÖRGÜTLENMELER
YARATMA-LIYIZ. GENİŞ KİTLELERE ULAŞ-MALIYIZ... HER DÜZEYDE
HERBİÇİMDE HER ARAÇLA HALKIÖRGÜTLEMELİYİZ.
Kitleler öyle sanıldığı gibi çokuzaklarda değil. Nerede peki?
Çokyakınımızda, yanıbaşımızdadır.
ÇELİŞKİLERİN HER GEÇEN-GÜN DERİNLEŞTİĞİ ÜLKEMİZ-DE TOPLUMUN
PATLAMALARAGEBE HALE GELDİĞİNİ SÖY-LEMEK YANLIŞ OLMAZ.
Halk artık gerçeği görmektedir,
OLİGARŞİNİN CİDDİ AÇMAZ-LARINDAN BİRİSİ İSE KÜRTHALKININ
MÜCADELESİDİR...HER TÜRLÜ BASKIYA RAĞMENHİÇ BİR ÖNLEM ÇARE
OLMA-MIŞTIR.
Kürt halkı tüm baskı ve asimilasyonarağmen kimliğinden,
taleplerinden, di-renmekten vazgeçmemiştir.
KÜRT HALKININ MÜCADE-LESİNE DESTEK OLMANIN ÖTE-SİNDE ESAS OLAN
ONU M-LROTAYA ÇEKMEK OLMALIDIR.BU ÇABA TÜRKİYE OLİGARŞİ-SİNİ
YIKMANIN VE KÜRT HAL-KININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜN TEKYOLUDUR.
Kürt halkının kurtuluşunun ancakTürk ve Kürt halkının ortak
müca-dalesi ile mümkün olacağını gös-termeliyiz.
Mücadele tek düze bir çizgideilerlemiyor, hiç bir zamanda
ilerle-meyecek. Mücadelenin gereklilikle-rini yerine getirirken,
hesap sorarkende önümüze eksiklerimiz çıkabiliyor.Ama hiç bir zaman
bu eksik ve ak-saklıklara karşı pes etmemeli dersçıkarıp savaşı
büyütmeliyiz...
25 Eylül 1994'te silahının kazaile ateş alması sonucunda
yaralana-rak, yoldaşlarının güvenliği için dok-tora gitmeyerek kan
kaybından şehitdüşen Bedii Cengiz, Mersin'in Ka-zanlı Beldesi'nde
mezarı başında dü-zenlenen bir törenle anıldı.
25 Eylül günü yapılan anmadamezarın yıkanıp temizlenmesinin
ar-dından yoldaşları Bedii Cengiz'inmezarı başında, bir kez daha
zaferedair sözlerini tekrarladılar. BediiCengiz'in devrimci
yaşamını andılar,anlattılar.
Halk Sanatına veSanatçısına SahipÇıkacaktır!
Grup Yorum solistleri Selma Altınve Dilan Balcı’nın da
aralarında bu-lunduğu 35 kişinin Adli Tıp önündendövülerek
gözaltına alınması ve iş-kence görmesi Köln Sanat Atölye-si’nde
protesto edildi.
Almanya'nın Köln şehrinde bu-
lunan Köln Sanat Atölyesi'nde 22Eylül günü yapılan basın
açıklama-sında, Grup Yorum üyesi İhsan Ci-belik konuştu. Cibelik,
"Halkın bütünhak taleplerine ve direnişlerine ol-duğu gibi Grup
Yorum solistleri Sel-ma Altın ve Dilan Balcı’nın
sanatsalyeteneklerine yönelik özel işkenceuygulayanları
lanetliyoruz. Tarih ta-nıktır ki zulüm üzerine kurulan
hiçbirsaltanatın ömrü sonsuz değildir.Tarih bir şeye daha tanıktır
ki tiyat-rocusuna, karikatüristine, heykelt-raşına, müzisyenlerine
düşman ol-muşsa o düzen bitmiştir. Çare yokdeğişecektir” diye
konuştu.
Açıklamanın ardından toplantıyakatılan kurum temsilcilerine söz
ve-rildi. Türkiye Avrupa İnsan HaklarıDerneği (TÜDAY) ve Akdeniz
Kül-tür Sanat Dernekleri (AKSD) tem-silcileri söz alarak Grup
Yorum’ayapılanı saldırıyı lanetlediklerini be-lirttiler.
Ardından Selma Altın ile canlıbir telefon bağlantısı
gerçekleştiri-lerek, toplantı hakkında kısa bir bil-
giden sonra sağlık durumları ve ya-şananlar hakkında
katılanların merakettikleri soruldu, kitleye dinletildi.Konuşma
sonunda Selma ile birlikteÖzgürlük Tutkusu adlı şarkı söylendive “O
duvar, duvarınız / Vız gelirbize vız“ bölümü hep birlikte coşkuile
haykırıldı.
Toplantıya gelemeyenlerin gön-derdikleri mesajlar okundu.
Toplan-tıya 45 kişi katıldı.
KİMSE FAŞİZMDEN HUKUK VE ADALET BEKLEMESİN!112
Yürüyüş
30 Eylül2012
Sayı: 332
Şehitlerimizi, Mücadeleyi Yükselterek Anacağız!
Almanya
Mersin
-
Zonguldak'ta 2 yıl önce 30maden işçisinin öldüğü
grizupatlamasında bilirkişi raporuaçıklandı. Rapora göre 30
ki-şinin ölümünden iki mühendisile ocakta görevli işçiler so-
rumlu tutuldu. Ne TürkiyeTaş Kömürü Kurumu(TTK)nun, ne de TTK
bün-yesinde çalışan taşeron fir-manın bir suçu yok. Teksuçlu
işçiler.
3 Nisan 2012'de Erzu-rum Karasu Baraj Gölüiçindeki elektrik
direğin-deki arızayı onarmak içingöle giren 5 TEDAŞ işçisiteknenin
alabora olmasısonucu baraj göletine dü-şerek donarak öldü.
Bilirkişi raporlarına göreErzurum’da da ölen 5 TEDAŞişçisi suçlu
bulundu.
Malatya Sürgü'de ise ra-mazan davulcusu ile
yaşadıklarıtartışmanın ardından linç edil-meye çalışılan, evleri
kurşun-lanan Alevi aileye YargıtayBaşsavcılğı tarafından "varolan
veya varsayılan suç ör-gütlerinin korkutucu gücünden
yararlanarak zincirleme tehdittebulunmak" suçlarından 14 yıla
ka-dar hepis cezası istendi.
Yine yakın bir zamanda 30Ağustos’ta Ankara Köçiören’deCem Aygün
adındaki bir genç “durihtarına uymadı” gerekçesiyle po-lisler
tarafından katledildi. CemAygün’ü vuran polisler tutuklan-madı
bile, ifadesi alınıp bırakıldı.Bu durumu protesto eden Cem
Ay-gün’ün ablaları ise gözaltına alındı.
Oligarşi içi çatışmanın bir par-çası olan “Balyoz” davası
sonuç-landı. Davada ispat edilmiş sahtebelgeler var. Bilgisayar
ortamındahazırlanmış bir CD ile AKP’ye
darbe yapmaktan suçlanan TSK’nın365 üst rütbeli komutanları
yargılandı.
Eski 1. Ordu Komutanı EmekliOrg. Çetin Doğan'a, Eski Deniz
Kuv-vetleri Komutanı Emekli OramiralÖzden Örnek'e ve Eski Hava
Kuv-vetleri Komutanı Emekli Org. İbrahimFırtına'ya "ağırlaştırılmış
müebbet",2124 kişiye 16 yıl, 28 kişiye de 13yıl 4 ay hapis cezası
verildi.
Balyoz sanıklarının avukatları basbas bağırıyorlar “deliller
sahte” diye.Şu şu tanıkların dinlenmesini istiyoruzdiye. Ama
mahkeme bunları hiç dik-kate bile almadı.
Balyoz davası kararı üzerine bir-çok kesim “Türkiye’de hukuk
bit-miştir”, “adalet yoktur”, “hukukadarbe”,“adalete balyoz”
türündenaçıklamalar yaptı. Bu açıklamalarıyapanların içinde, yargı
kurumlarınınen üst makamlarında görev almışyargıçlar da var.
Peki yargı bugün mü böyle oldu.Yargı adildi de, adalet
dağıtıyorduda bugün mü böyle oldu? Balyoz veErgenekon davalarındaki
yaşananhukuksuzluk onyıllardır devrimcilere,yoksul halka karşı
uygulanmaktadır.Hiç bir delil olmadan, tamamen po-lisin
işkencelerle aldığı ifadeler vepolisin sahte belgeleriyle onlarca
yılceza verilmiştir devrimcilere. Sadecedevrimcilere mi, işte
yukarıda ak-tardığımız örnekler var. Hukuk, halkiçin hiç bir zaman
adaletli olmamıştır.Hukuk, her zaman düzeni aklamanınaracı
olmuştur.
‘Türkiye’de hukuk bitmiştir’demek Faşizmin hukukunu akla-maktır!
Hukuk bugün bitmiş değildir.Hukuk halk için hiç bir zaman
ol-mamıştır. Yukarıda aktardığımız dörtolaya bakın: Hukuk bunların
nere-sinde? Bugünü de geçin, on yıl, yirmiyıl, elli yıl geriye
gidin. Bugün Ka-radon maden ocağında suçlu, işçilerbulundu. Bugüne
kadar yüzlerce pat-
Kimse Faşizmden Hukuk ve Adalet Beklemesin!
Hukuk ve Yasalar FaşizminÖrtüsüdür!
İşte AKP FaşizmininAdaleti:
Karadon’da göçük altındakalan madenciler suçlu!
Erzurum’da barajgöletinde boğulan TEDAŞişçileri suçlu!
Malatya’da linç saldırısınauğrayan Alevi Aile suçlu!
Keçiören’de kardeşivurulan ablalar suçlu!
HUKUK VE YASALAR FAŞİZMİN ÖRTÜSÜDÜR! 13
30 Eylül2012
Yürüyüş
Sayı: 332
-
lama oldu madenlerde. Hiç birindesuçlu, devlet olmamıştır.
Hepsindede suçlu olan işçiler olmuştur.
On yıllardır devrimcilere ve halkakarşı kullanılan hukuk, bugün
oligarşiiçi çatışmada tasfiye için de kulla-nılmaktadır.
Şimdi herkes durup düzeninHUKUK ve ADALETİNİ
sorgu-lamalıdır!
“Hukuk devleti”, “Adaletegüveniyoruz”, “Herkes
yasalarkarşısında eşittir”, “Hukukunüstünlüğüne inanıyorum!”
gibisöylemler sadece egemenlerin ken-di düzenlerini meşrulaştırmak
içinhalka söyledikleri yalan ve dema-gojiden ibarettir.
Bugün AKP iktidarından besle-nenler, hala aynı yalan ve
demagoji-lerin arkasına sığınarak faşist terör-lerini
meşrulaştırmaya çalışmakta-dırlar.
Hukuk devletiymiş... Ne hukukdevleti, ne adaleti?
Bu devlet, tekellerin, faşizmindevletidir. Hukuk da faşizmin
huku-kudur. Yasaları yapanlarla, yasalarauymak zorunda olanların
eşit olmasımümkün mü? Hayır.
Hukuk; bir toplumun yaşamında,kişilerle devlet arasındaki,
devletleçeşitli örgütlenmeler ve kurumlararasındaki, kişilerin
kendi arala-rındaki ilişkileri belirleyen kural-lara bir bütün
olarak hukuk denir.Bu kurallar, devlet tarafından konulurve bu
kuralların uygulanması da,devletin “zor”uyla güvence
altınaalınır.
Bu tanımda, herhangi bir “sınıf”vurgusu yoktur. Tüm devletler,
top-lumlar için geçerli bir hukuk yoktur.Tüm toplumlar ve tüm
insanlar içingeçerli olduğu söylenen “evrenselhukuk” da aslında
çarpıtılmış birkavramdır.
Marksist-Leninist literatürde hu-kuk, “egemen sınıfın
yasallaştırılmışiradesi” olarak tanımlanır. Egemensınıfın örgütlü
gücü olan devlet, oegemen sınıfın iradesini geçerli halegetirmek
için hukuk kuralları koymakgücüne ve tekeline sahiptir.
Her iktidar, elinde bulundurduğudevleti kullanarak kanunlar
çıkarıpkendi hukukunu oluşturur. Her dev-letin niteliği kendi hukuk
sisteminede yansır. Çünkü hukuk dediğimizşey, gerçekte, mevcut
devletin ve odevleti elinde bulunduran egemensınıfların varlığını
güvence altına al-mak için yapılmıştır. Başka bir de-yişle; hukuk,
mevcut üretim iliş-kilerini, mevcut ekonomik ve siyasisistemi
sürdürmenin bir aracıdır.
Sınıflar üstü bir hukuk yoktur;Hukukun da “sınıfsal” bir
içeriğivardır. O sınıfsal içeriğine göre de,aslında hukuk yani
başka deyişle ya-salar sistemi; adaleti sağlamanınbir aracı
olmaktan öte, bir sınıfınçıkarlarını sağlama alma aracıdır.
En özet şekliyle; hukuk, bellibir kesitteki sınıflar savaşının
so-nucunda iktidar savaşının galibiolan egemen sınıflar
tarafındanşekillendirilir, hukukun rolü de, oegemen sınıfın
iktidarını sürdürme-sini sağlamaktır.
“Hukukun üstünlüğü” diyorlar:Hangi hukukun üstünlüğü? BugünAKP
iktidarı için geçerli olan birhukuk var mı? İktidardakiler,
işlerinegelmediği zaman yasa, hukuk tanı-mazlar. Kendi koydukları
yasalarauymazlar. “Hukukun üstünlüğü” ya-lanı, halkın sorgusuz
sualsiz, ege-menlerin sömürü düzenini kabul et-mesi içindir.
Çünkü sömürü düzeni baştan ada-letsizlik üzerine kurulmuş bir
dü-zendir. Azınlığın iktidarıdır. Sömürüdüzenlerini
sürdürebilmek için kit-leleri kendi düzenlerininmeşruluğunaikna
etmeleri gerektiği için, hukukuda buna hizmet edecek bir
şekildeoluşturur ve kitlelere de öyle sunarlar.
Bunun için egemenler “Yasalarönünde herkes eşittir” diyor.
“Hu-kuk herkese lazımdır” diyorlar.
Konumuzun başında verdiğimizörnekleri tekrar hatırlayın.
AKP’ninetkili, yetkili ağızlarından hemen“olayla ilgili soruşturma
açılmıştır.Olay yargıya intikal etmiştir” deni-lerek olayın
sorgulanmasının önü dekesilir. Maden kazasını hatırlayın:Açıkça
suçlu olan devletin sorgulan-
masının, suçlarının üstünün örtülme-sinin aracı olarak
kullanılmıştır yargı.O anki tepkilerin önü kesilip
üzeriküllendikten sonra yargının verdiğikarar da ortadadır. Bunlar
gibi onlarcaolayda yargının kararlarının adalet-sizliğini görmek
için hukukçu olmakda gerekmiyordu. Bu durumda da“yargı süreci devam
ediyor. Yargıtayaşaması var” denilerek adaletsizliğeolan tepkinin
önü kesilir.
“Hukuk Devleti”Yalanı FaşistDevletin Maskesidir!
Herhangi bir devletin “hukukdevleti” olması da tek başına o
dev-letin meşruluğunun, adaletli olduğu-nun göstergesi
değildir.
Eğer mesele sadece yürürlüktekihukuka uymak ise, Hitler’in
Nazidevleti de kendi yasalarına uyduğusürece bir “hukuk devleti”
olarakadlandırılabilir pekala.
Faşizm sık sık kendi hukukunuda çiğneyen bir rejimdir. Ama
faşizm,kendi hukukuna uygun davrandığındada, bizim onu “hukuk
devleti” diyemeşrulaştırmamız söz konusu değil-dir.
Çünkü, zaten o hukukun kendisimeşru değildir. “Hukuk devleti”
kav-ramının kendisi bir aldatmaca, birçarpıtmadır.
Sol kesimde de “eğer bu devlethukuk devletiyse” denerek
devletin“hukuk”a uyması istenir.
Bu hukuka ve devlete atfedilenyanlış bir beklentidir. Biz
“hukukdevleti” savunucusu değiliz. Bu kav-ram, esasen burjuvazinin
kendi düze-nini meşrulaştırmak için kullandığıiçi boş bir
kavramdır. Reformistlerde burjuvaziden alıp kullanırlar bukavramı.
Bu kavram faşist devletgerçeğini gizleyen bir kavramdır.
Kısacası, “hukuk devleti” veyaoligarşinin daha sevdiği deyimle
“ka-nun devleti” olmak, sadece halkıdüzenin meşruluğuna ikna
etmekiçin kullanılan bir söylemdir. Bur-juvazi, hukuku kendi
yaptığı için,hukuka uygun olan her şey meşrudur
KİMSE FAŞİZMDEN HUKUK VE ADALET BEKLEMESİN!114
Yürüyüş
30 Eylül2012
Sayı: 332
-
diye savunur. Oysa, hukuka uygunolan her şey meşru değildir.
Sömürü,hukuka uygundur ama meşru değildir.Hukuk, sömürü
düzeninin, faşist ik-tidarların maskesidir.
AKP Hukuku; İktidarınaMuhalif Tüm KesimleriSindirmek İçin
SilahOlarak Kullanıyor!
Bugün hukuk AKP iktidarı tara-fından faşizmin maskesi olmanın
daötesinde halkı sindirmek için kulla-
nılan bir silahtır.
12 Eylül Anayasası zaten faşistbir anayasadır. AKP iktidarı ise
2005yılında çıkarttıkları yeni TCK,CMUK, CİK, ACM’ler ile halk
üze-rinde doğrudan yasalarla terör estir-mektedir.
AKP’nin 10 yıllık iktidarında ha-pishanelerdeki tutsak sayısı
iki katınıaştı. Yıllarca hapishanede tutsak olanhükümlüler, verilen
hükmü doldur-masına rağmen faşizme teslim ol-madığı için “iyi halli
değil” denilerektahliye edilmiyor.
Bugün her türlü terörü AKP, ya-salara uydurarak yapıyor. Yasa
vehukuk, halkı sindirmek, teslim almakiçin bir silah olarak
kullanılıyor.
Kimse oligarşinin hukukundanhalkın çıkarı için birşey
beklemesin.Oligarşinin kendi yasalarına bile uy-ması için yoğun bir
mücadele vermekzorunda kalıyoruz. İşkence yapmak,düzenin
yasalarında da suçtur. Amabiz, işkenceciler hakkında
soruşturmaaçtırmak için bile büyük bedellerigöze alarak mücadele
etmek zorun-dayız.
Gündüz Karşıyaka Mezarlığı’nda yapılan anmadansonra aynı gün
akşam saat 18.30'da da Yüksel Caddesi'ndeHalk Cephesi, BDSP, DHF,
Alınteri örgütleyicisi olduklarıDevrimci Proletarya, ESP, Kaldıraç
ve Partizan'ın isedestekçi olarak katıldığı eylemle Ulucanlar
Katliamışehitleri anmaya devam edildi.
Yüksel Caddesi'nde toplanmaya başlayan devrimciler,kortejleri
oluşturarak Sakarya Caddesi'ne doğru yürümeyebaşladılar. Kortejin
en önünde, üzerinde Ulucanlar Ha-pishanesi'nde katledilen ON'ların
fotoğraflarının yeraldığı ve katliamın asla unutulmadığının ve
unutulma-yacağının yazılı olduğu pankart yer aldı. Pankartınardında
yine Ulucanlar Hapishanesi'nde katledilen tut-sakların fotoğrafları
ve meşaleler kortejin ön tarafındayer aldı.
Atılan sloganlarla devam eden yürüyüşte Diyarbakır,Buca,
Ümraniye, Ulucanlar ve 19 Aralık'ın unutulmadığıve hesaplarının
sorulacağı sloganları atıldı.
Yüksel Caddesi'nden Ziya Gökalp Caddesi'ne inilerekZiya Gökalp
Caddesi'nde yürüyüş ilerledi. Buradan Sa-karya Caddesi'ne girildi.
Yürüyüşün sonunda başta Ulu-canlar şehitleri olmak üzere tüm devrim
şehitleri içinbir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
Ardından ortak bir basın açıklaması metni okundu.Yapılan ortak
açıklamada, “Ulucanlar Hapishanesi’ndenF Tipi tecrit hücrelerine,
devletin katliam saldırılarıdevam ediyor. Devrimci tutsakların
sohbet hakları en-gelleniyor, keyfi uygulamalar ile yıllarca
iletişim vegörüş yasakları veriliyor. Hücrelerde arama bahanesiile
tutsaklara saldırılar devam ediyor. Hasta tutsaklarıntedavileri
engelleniyor, tutsaklar ölüme terk ediliyor…” denildi.
Açıklamanın ardından Çağdaş Hukukçular Derneğiadına Avukat Evrim
Deniz Karatana bir açıklama yaptı.
Karatana, 1999 yılında Ulucanlar Hapishanesi'ndeyaşanan katliam
ve sorumlularının hala yargılanmadığınıbelirtti.
Yapılan açıklamaların ardından Ümit İlter'in "UlucanlarKanlı Bir
Seher Türküsüdür..." şiiri okundu. Okunanşiirin ardından hep
birlikte Grup Yorum'un “Bize ÖlümYok” marşı söylenerek, Ulucanlar
Katliamı için yapılaneylem sonlandırıldı. 40'dan fazla Halk
Cepheli'nin olduğueyleme yaklaşık 180 kişi katıldı.
HUKUK VE YASALAR FAŞİZMİN ÖRTÜSÜDÜR! 115
30 Eylül2012
Yürüyüş
Sayı: 332
Ulucanlar Şehitleri Yüksel Caddesi’ndeYap lan Eylemle An ld
!
-
11 Eylül günü, 75. Yıl SultangaziPolis Karakolu’na yönelik feda
eylemigerçekleştiren İbrahim Çuhadar, İs-tanbul ve İzmir’de
düzenlenen tö-renlerle anıldı.
İstanbul-Gazi MahallesiGazi Polis Karakolu’na yönelik
feda eylemi yaparak şehit düşen İb-rahim Çuhadar için Gazi
Mahalle-si’nde anma yapıldı. 22 Eylül günüFevzi Çakmak Caddesi’nde
toplananHalk Cepheliler, anma için hazırlık-larını yaptıktan sonra
“İbrahim Çu-hadar Ölümsüzdür” sloganlarının ar-dından tüm devrim
şehitleri için 1dakikalık saygı duruşuyla anmayıbaşlattılar.
Yapılan eylemi ve İbrahim Çu-hadar’ı anlatan yazı tüm halka
okun-du. Ardından “Kadife Tenli Zamanlar”şiiri okundu. “İbrahim
Çuhadar Ölüm-süzdür”, “Kahramanlar Ölmez HalkYenilmez”, “Yaşasın
Halkın Adaleti”,“Halkız Haklıyız Kazanacağız”, “Ma-hir Hüseyin Ulaş
Kurtuluşa KadarSavaş”, “Kurtuluş Kavgada ZaferCephede” sloganları
atılarak anmabitirildi.
İstanbul-BağcılarBağcılar, Yeni Mahalle'de Cep-
heliler feda savaşçısı İbrahim Çuha-dar’ın ismini duvarlara
nakşettiler.Cepheliler yoldaşlarını ve tüm şe-hitlerini halka
anlatmaya ve onlarınkahramanlıklarını milyonların beyninekazımaya
devam ediyorlar. 18 Eylül2012 günü “Feda Savaşçımız İbrahimÇuhadar
Ölümsüzdür DHKC” ve“Cephe” imzalı 10 ayrı yazılamayaptılar.
20 Eylül günü de saat 20.30 ci-varında Bağcılar Yeni
Mahalle'debulunan Ahmet Kavaklı Caddesi'ndeCepheliler yolu trafiğe
keserek korsaneylem yaptılar. “İbrahim ÇuhadarÖlümsüzdür", "Umudun
Adı DHKP-C", "Katillerden Hesabı DHKC So-racak” sloganlarının
atıldığı eylemyaklaşık yarım saat sürdü. Halka yö-nelik ajitasyonda
polisin katilliği,feda savaşçımızın kim olduğu ve
kahramanlığıanlatıldı. Cep-heliler “FedaSavaşçısı İbra-him
ÇuhadarÖlümsüzdür”Cephe imzalıve bomba süsüverilmiş pan-kartı
asarakey lemler in iiradi olarak bi-tirdiler. Yolyaklaşık ikibuçuk
saat ka-palı kaldı.
Eylem kar-şısında aczed ü ş e nAKP’nin katilpolisleri,
ma-hallede bulu-nan KaranfillerKültür Merke-zi'ne yöneliktacizde
bulundular. Ancak Halk Cep-heliler’in akrep adı verilen zırhlıaracı
taşlayıp polisleri teşhir etmelerisonucu polisler mahalleden
kaçtılar.Tekrar gelip kamera çekimi yapmakisteyen polisler,
karşılarında yineHalk Cephelileri buldular. Halk Cep-heliler’in
direnişi karşısında acizleşenpolis havaya ateş açarak ve gaz
bom-bası sıkarak katilliklerini bir kezdaha gösterdi. Halk
Cepheliler, "KatilPolis Mahalleden Defol" sloganlarıylapolisi
mahalleden kovdu.
İstanbul-Yenibosnaİbrahim Çuhadar, Yenibosna’da
yapılan yazılamalarla selamlandı. 11Eylül günü Yenibosna Zafer
Mahal-lesi'nde 8 yere “Feda Savaşçımız İb-rahim Çuhadar
Ölümsüzdür","DHKC-SPB Katillerin Peşinde” ya-zılamaları
yapıldı.
İstanbul-İkitelliAtatürk Mahallesi’nde 10 ayrı
yere ''Feda Savaşçımız İbrahim Çu-hadar Ölümsüzdür”,
“Katillerden He-sabı DHKC Soracak”, “Polisler İstifa
Edin Simit Satın Su Satın HedefimizOlmayın”, “Yaşasın Feda
Eylemi-miz”, “DHKP-C”, “DHKC” yazıla-maları yapıldı.
İstanbul-Çayan MahallesiHalk Cepheliler, 23 Eylül günü
Çayan Mahallesi’nde İbrahim Çu-hadar için anma düzenledi.
NurtepeHaklar Derneği’nde yapılan anmadailk önce İbrahim Çuhadar
nezdindedevrim şehitleri için 1 dakikalık saygıduruşunda bulunuldu.
Daha sonraİbrahim Çuhadar’ın hayatı anlatıldıve İbrahim Çuhadar’ın
ailesine yaz-mış olduğu mektup okundu. “BizeÖlüm Yok”, “Haklıyız
Kazanacağız”marşlarının söylendiği anmaya 35kişi katıldı.
Devrimci İşçi Hareketiİstanbul’da Devrimci İşçi Hareketi
üyeleri, İbrahim Çuhadar’ı anmakiçin 18 Eylül günü bir araya
geldi-ler.
Anma, kırmızı karanfillerin ko-yulduğu ve üstünde “İbrahim
ÇuhadarÖlümsüzdür” yazılı fotoğrafın bu-
İbrahim Çuhadar, Şehitliğiyle Yoldaşlarına Ders Vermeye Devam
Ediyor!
Gazi Mah.
İkitelli
KİMSE FAŞİZMDEN HUKUK VE ADALET BEKLEMESİN!116
Yürüyüş
30 Eylül2012
Sayı: 332
-
lunduğu masanın karşısında, tümdevrim şehitleri için yapılan 1
daki-kalık saygı duruşuyla başladı. Sonraİbrahim Çuhadar için
yazılan açık-lama okundu. Salonda bulunanlarİbrahim Çuhadar ile
ilgili anılarınıpaylaştılar. Armutlu’da çalıştığı dö-nemlerde ve
Ankara’da bulunduğudönemlerde mütevazı ve sessiz birkişiliğe sahip
olduğu, iş varsa ortadagörünen ve yapan biri olduğu anla-tıldı.
"Birçok alanda benzer sorunlaryaşayan hatta sorunları çıkartan
ol-masına karşın, yoldaşlarıyla paylaşan,onlara güvenen ve
sorunlarının çö-zümü için kendini yenilemeye, ge-liştirmeye açık
olan bir arkadaşımızdı"denildi.
Anmada Karahisar Kalesi adlıtürkü hep birlikte söylendi.
Cenazegörüntülerinden hazırlanan slayt gös-terinin sürekli duvara
yansıtıldığı,bir saat süren anmaya 15 kişi katıl-dı.
Çanakkaleİbrahim Çuhadar için Çanakkale
Gençlik Derneği'nde 20 Eylül günüanma düzenlendi. Anma
programıİbrahim Çuhadar nezdinde tüm dev-rim şehitleri için 1
dakikalık saygıduruşuyla başladı. Ardından DevrimciHalk Kurtuluş
Cephesi’nin açıklamasıokundu. Açıklamanın okunmasındansonra Ümit
İlter’in ‘Yoldaş ki’ veSinan Kukul’un ‘Kadife Tenli Za-manlar’
şiirleri okundu. ‘Bize ÖlümYok’ marşı ve İbrahim Çuhadar’ınsevdiği
bir türkü olan ‘Karahisar Ka-lesi’nin hep bir ağızdan
söylenmesiyleanma sona erdi.
İzmirİbrahim Çuhadar, 19 Eylül günü
İzmir’de Cepheliler tarafından anıldı.Devrimci Halk Kurtuluş
Cephesi’ninyapmış olduğu açıklamanın okunduğuanmada, kavgamızın
şairlerinden Na-zım Hikmet’in “Zafere Dair” şiiri
okundu. İbrahim Çuhadar’ın devrimciyaşamından çıkarılacak
dersimizinolduğu vurgulandı. Ardından, İbrahimÇuhadar’ın severek
dinlediği türkü-lerden “Karahisar Kalesi” ile birlikte“Bize Ölüm
Yok” marşı söylendi.22 kişinin katıldığı anma, onu tanı-yanların
anlatımları ile sona erdi.
20 Eylül günü de Dev-Genç'lilertarafından Ege
Üniversitesi'nde,DHKC savaşçısı İbrahim Çuhadar'ıselamlamak için
bomba süslü pankartasıldı. Ege Üniversitesi Edebiyat Fa-kültesi
binasına asılan “Feda Savaş-çımız İbrahim Çuhadar Ölümsüzdür-
DHKC/Dev-Genç” yazılı pankartöğrencilerin oldukça ilgisini çekti.Bu
eylemle Dev-Genç'liler İbrahimÇuhadar'ın hesabının mutlaka
soru-lacağını; üniversitelerdeki polis veÖGB terörünün
Dev-Genç'lilerin cü-retiyle boşa çıkarılacağını ve eylem-lerini
engelleyemeyeceğini göstermişoldu.
Zengi̇ne Tapu Yoksula YıkımGeti̇ren Yasaları
KabulEtmeyeceği̇z!
AKP, yasal kılıfınauydurduğu, süslü de-magojilerle açıkladığıve
günlerdir bas basba-ğırdığı ‘yıkım pro-jesini’ hayata geçirmekiçin
tüm kurumlarıylahazırlanıyor. Ancak buöyle kolay olmayacak,son sözü
direnenlersöyle-yecek!
26 Eylül günü İz-mir’in Narlıdere semtinin 2. İnönü
Mahallesi’nde, HalkCepheliler ‘Zengine Tapu Yoksula Yıkım Getiren
YasalarıKabul Etmeyeceğiz’ başlıklı bildirilerini dağıttılar.
Dörtsaat süren çalışmada, ‘Kentsel Dönüşüm’ yasasının
içerdiğimaddeler hakkında bilgi verildi. Halka, oturdukları
mahalleninşu an İzmir’in en güzel yerlerinden biri olduğu,
birçokmüteahhidin, inşaat şirketinin gözünün buraya dikili
olduğuanlatıldı.
40 kapının çalındığı 100 bildirinin dağıtıldığı gününsonunda,
mahalle halkı “20 yıl önce buraya o, dağ başındaoturulur mu? diye
bakanlar şimdi tepemize lüks konutlardikmeye çalışıyor” diyerek
öfkelerini dile getirdi ve dire-neceklerini söyledi.
Komployla TutuklananlarSerbest Bırakılsın!
25 Eylül günü, halk düşmanı AKP polisinin 24Mart 2012 günü
yaptığı baskınlar sonucunda, göz-altına alınarak tutuklanan
devrimcilerin serbest bı-rakılması için, Ankara Adliyesi önünde
yapılaneylemlere, 19. haftasında devam edildi.
Halk Cepheliler yaptıkları eylemde, halkı teslimalmak için
devrimcilere yapılan saldırılara rağmenhalkın susmadığı ve hiçbir
zamanda susmayacağısöylediler. Devrimcilere kurulan bu komplo
ilehalkın en küçük hak arama eyleminin dahi engel-lemeye
çalışıldığı belirtilen eylemde, “KahrolsunFaşizm Yaşasın
Mücadelemiz!”, “Komploları BoşaÇıkartacağız!”, “Halkız Haklıyız
Kazanacağız!”sloganları atıldı.
Okunan açıklamanın ardından 30 dakikalıkoturma eylemi
yapıldı.
HUKUK VE YASALAR FAŞİZMİN ÖRTÜSÜDÜR! 117
30 Eylül2012
Yürüyüş
Sayı: 332
-
İşbirlikçi "Özgür Suriye Ordu-su" yaptığı bir açıklama ile
komutamerkezlerini Hatay’dan Suriyeiçinde bir yere taşıdıklarını bu
şe-kilde özellikle Suriye’deki diğermuhaliflerle birleşmeyi
hedefledik-lerini iddia ettiler.
Bu açıklama aynı zamanda AKPiktidarının İşbirlikçi Özgür
SuriyeOrdusu’nun Hatay’ı ana üs olarakkullandığı haberlerini
yalanlayanaçıklamalarının da yalan olduğununispatıdır.
Ancak bu çapulcuların söylediğihiçbir şey inandırıcı değildir.
Ve buaçıklama da tamamen demagojik biraçıklamadır. Bu açıklama
efendileritarafından istenerek, teşhir olanAKP iktidarını
rahatlatmak içinyapılmıştır. Türkiye’de ve özellikleHatay’da bu
asalakların bizim ülke-
mizin topraklarında barındırılarak,eğitilerek ve
silahlandırılarak Suriyehalkının katledilmesine büyük biröfke
vardır. Bu öfke çapulcularınHatay halkını sürekli rahatsız
etmesi,tehdit etmesi ve internet sitesindekomuta merkezlerinin
Hatay oldu-ğunu açıklaması üzerine doruğa çık-mıştır.
Bunun üzerine Hatay halkı öfke-sini eylemlerle dile getirdi.
Suriyehalkıyla dayanışmak ve emperyalistsaldırganlığa karşı çıkmak
için bin-lerce Hataylı sokaklara çıkıp emper-yalizmin, AKP iktidarı
ve işbirlik-çilerin saldırgınlağını protesto etti.Daha önce Hatayda
her türlü eylemiyasaklayan AKP’nin Valisi çaresizlikiçinde halka
saldırdı.
Hatay halkı AKP’nin terörü kar-şısında saatlerce sokak sokak
çatıştı.
AKP iktidarı, çareyi evlere bas-kınlar yaparak terör estirmekte
bul-muştur. Özgür Suriye Ordusu’nunyaptığı “komuta merkezimizi
Suri-ye’ye taşıdık” açıklaması da AKP’niniflas eden politikalarının
sonucudur.
Akçakale’de Olanlar ve Burjuva Medyanın Yalakalığı
Suriye’nin Rakka şehrine bağlıTel Ayad ilçesinde çıkan
çatışmalarile birlikte burjuva medya gün boyunaklen yayın yaptı.
İşbirlikçi “ÖzgürSuriye Ordusu”nun Akçakale sınırkapısındeki
“zaferlerini” anlattı. Sa-atlerce dönüp dönüp aynı
görüntüleri“canlı yayın” diye verdiler.
Oysa böyle bir şey söz konusubile değildir. Ama yalan ve
demogojiile psikolojik üstünlük sağlamayaçalışan işbirlikçiler en
ufak bir şeyibüyüterek lanse etmekte, bir grupasalak çapulcuyu
sanki büyük işlerbaşaran, büyük bir orduymuş gibigöstermeye
çalışmaktadır.
Bu çapulcuların yoğun propagan-dasını yapan işbirlikçi AKP
yalakası
medya, diğer taraftan, onların yaptığıkatliamları ya hiç
göstermiyor yadada Esad ordusununmuş gibi gösteriyor.
Akçakale’ye Canlı Bağlanan Televizyon Kanalları Kendi
Ülkelerindeki Gerçekleri Sansürlüyorlar
Akçakale’den naklen yayın yapanburjuva medya ülkemizde olan
bi-tenlere, halkın yoksulluğuna gözünükapıyor, üç maymunu oynuyor.
Ül-kemizde her gün asker cenazelerionar onar kaldırılıyor.
Gerillaların ce-setlerine işkence yapılarak hatıra fo-toğrafları
çektiriliyor. Genelkurmaylık,Başbakan Erdoğan açıklama
yapıyor:Yüzlerce “terörist”in etkisiz hale ge-tirildiğini söylüyor.
Doğru düzgüntek bir görüntü yok, haber yok. Adetayaşanan savaşı,
asker cenazelerininhaberlerini gizlemek için kullanıyor,gündemi
dolduracak haber uyduru-yorlar. Halk Ozanı Neşet Ertaş’ın
ce-nazesini bile bu amaçla kullandılar.
Cumhurbaşkanı Demirel’in “dev-let sanatçısı unvanı” teklifini
reddedip,“ben halkın sanatçısı olarak kalmakistiyorum” diyen Neşet
Ertaş’ın ce-nazesini Dersim’deki asker cenaze-lerinin üstünü örtmek
için devlet tö-renine çevirdiler. AKP, alçakça halkamalolmuş,
yaşarken hiçbir kıymetinibilmedikleri Ertaş’ın cenazesini
bilekullandı.
Suriye Ordusundan Asker ve Genaraller Silahlarıyla Özgür Suriye
Ordusuna Geçiyor Yalanı
Burjuva medyada sık sık geçenhaberlerden bir tanesi de falanca
ge-naral Esad birliklerinden ayrılarak si-lahlarıyla birlikte
muhaliflere geçtivb. haberler. Bu haberler tamamenpsikolojik savaş
olarak kullanılanıyalan, kontrgerilla taktikli haberlerdir.
İşbirlikçi Özgür SuriyeOrdusu, KomutaMerkezini
Hatay’danSuriye’ye Taşıdığını İddiaEdiyor
Akçakale’de olanlarBurjuva MedyanınYalakalığı
Akçakale’ye CanlıBağlanan TelevizyonKanalları KendiÜlkelerindeki
GerçekleriSansürlüyorlar
Suriye Ordusundanasker ve Generallersilahlarıyla Özgür
SuriyeOrdusuna Geçiyor Yalanı
Sonuç, Suriye’de AKPve EmperyalizminPolitikalarınının
İflasıdır
KİMSE FAŞİZMDEN HUKUK VE ADALET BEKLEMESİN!18
Yürüyüş
30 Eylül2012
Sayı: 332
OLİGARŞİ ARTIK SURİYE’DEBOĞAZINA KADAR BATAKTADIR!
-
Suriye’de savaş başından beri em-peryalist medya tarafından
yürütülüyor.
Sonuç Suriye’de AKP ve EmperyalizminPolitikalarınının
İflasıdır
Bugün emperyalizmin Suriye’deEsad iktidarını devirerek kendi
iş-birlikçi hükümetini kurma politikasıtutmamaktadır. Suriye’nin
direnişiemperyalizmin politikalarını boşa çı-kartmaktadır.
Özellikle AKP bu konuda tam
anlamıyla çıkmaza girmiştir. Bir yan-dan efendilerinin daha
fazla uşaklıkdayatması, diğer yanda bu uşaklığaher geçen gün
büyüyen halkın öfkesi.AKP, Suriye politikasında
yapayalnızkalmıştır. Oligarşinin çıkarlarına tersde olsa
emperyalizmin politikalarınıuygulamak zorunda kalmaktadır.
Tekbaşına kalmışlığını BM’yi, NATO’yusürekli müdahaleye çağırmakta
ara-maktadır.
Ancak Ortadoğu’daki dengelerne BM’ye, ne de NATO’ya
Suriye’yeaskeri bir müdahaleye izin verme-mektedir.
Esad’a ömür biçen, Obama’nıngölgesi altında “Esad gidecek”
diyeçemkiren Davutoğlu da, Erdoğan daher geçen gün tükürdüğünü
yalaya-caktır.
Suriye’de her şeyi belirleyecekolan emperyalizmin politikaları
değil,Suriye halkının direnişi olacaktır.Suriye halkı karşısındaki
gerçek düş-manı görmelidir. Gerçek düşman em-peryalizmdir. Suriye
halkı birbiriyleçatışmaktan vazgeçip ülkesini kan-gölüne çeviren
emperyalizme karşıbirleşmelidir.
Emperyalizmin Suriye HalkınıKatletmesine İzin Vermeyeceğiz
Suriye’de emperyalistlerin kışkırtmasıyla 2 yıldır ça-tışmaların
yaşanması ve bir avuç işbirlikçi ve paralı as-kerlerle halkın
katledilmesiyle ilgili 26 Eylül günü HalkCepheliler eylem yaptı.
İstanbul İstinye’deki ABD Bü-yükelçiliği'nin önünde yapılan
eylemde, “Suriye HalkınınKanını döken Amerika’dır Emperyalizme
Direnen SuriyeHalkının Yanındayız” pankartı açıldı.
“Katil ABD İşbirlikçi AKP", "Halkız Haklıyız Kaza-nacağız”
sloganlarıyla Carrefour marketin kapısındanABD Büyükelçiliği'nin
kapısına kadar yüründü. Buradabir açıklama yapıldı. Açıklamayı
yapan Av. Behiç Aşçıyaklaşık iki yıldır saldırı altında bulunan
Suriye'de 30bine yakın Suriyeli'nin katledildiğini söyledi. Aşçı,
ABDve Avrupa emperyalistlerinin yine “diktatörlük” ve
“öz-gürleştirme” yalanlarına sarılarak Suriye’yi de işgaletmek
istediklerini belirtti. Eylem sloganlarla sonlandı-rıldı.
Yerimiz Emperyalizme Karşı DirenenSuriye Halkının Yanıdır
Emperyalizm, Afganistan, Irak ve Libya’dan sonraşimdi de
Suriye’ye saldırıyor. Başta ve ABD olmaküzere bütün ve
emperyalistler Suriye’ye “özgürlük” gö-türme, “halkı diktatörün
elinden kurtarma” peşine düştü!Yine halkı katlederek, işkenceyle,
tecavüzle, Suriye’ninzenginliklerini yağmalayarak, topraklarına
emperyalistüsler kurarak Suriye’yi özgürleştirecekler!
Baştan beri “Emperyalizm halklara özgürlük götürmez”diyerek,
emperyalist saldırıya karşı Suriye halkınınyanında olduğunu
vurgulayan Halk Cephesi Uluslararasıİlişkiler Komitesi, Suriye
halkıyla dayanışmak için baş-lattıkları kampanya hakkında bilgi
vermek üzere 21
Eylül günü İstanbul Çağdaş Hukukçular Derneği’ndebir basın
toplantısı düzenledi.
“Emperyalist Saldırganlığa Direnen Suriye HalkınınYanındayız”
yazan bir pankartın açıldığı toplantıda, HalkCephesi Uluslararası
İlişkiler Komitesi adına AvukatBehiç Aşçı bir açıklama yaptı.
“Suriye’de hak mücadelesi değil, emperyalizmin iş-birlikçileri
vardır. Suriye halkının direnişi haklı ve meş-rudur” denilen
toplantıda, Suriye’ye saldırmak içinEsad’ın diktatör ilan
edilmesinin bayatlamış bir yalanolduğu belirtildi ve “Bu yalana
inanan var mı acaba?”diye soruldu.
Basın toplantısı Suriye’ye yapılan saldırının üssününde Türkiye
olduğu, adına “Özgür Suriye Ordusu” denenişbirlikçilerin merkezinin
Hatay-Reyhanlı olduğu söylendi.“AKP adeta Hatay’ın yönetimini
işbirlikçilere devretmiştir.”denilerek, işbirlikçilerin ellerinde
silahlarla şehirde rahatçadolaştıkları, insanlarımızı tehdit
ettikleri, çapulculukyaptıkları, kadınlarımıza sarkıntılık
yaptıkları belirtildi.
Basın Toplantısı, “Biz bu saldırıda tarafsız kalmaya-cağız.
Yerimiz emperyalizme direnen Suriye halkınıntarafıdır” denilerek
sonlandırıldı.
Emperyalizme Karşı DirenenSuriye Halkının Yanındayız
HUKUK VE YASALAR FAŞİZMİN ÖRTÜSÜDÜR! 119
30 Eylül2012
Yürüyüş
Sayı: 332
-
Katliamlar, saldırılar, işkenceler,devlet terörü üst üste
gelince gündemihemen "90’lara geri mi dönülüyor?"tartışmaları
alıyor.
Nedir “geri mi dönüyoruz?” de-nilen ‘90’lar?
İnfazlar, kayıplar, işkenceler, kat-liamlar, köy yakmalar, köy
boşalt-malar, Olağanüstü Hal vb. olduğukontrgerilla devletinin
gerçek yüzü-dür. Yani faşist devlet gerçeğidir.
Peki “90’lara geri mi dönüyoruz?”derken faşist, kontrgerilla
devlet gerçeğimi değişti? Olağanüstü Hal kalkmaklaya da faili
meçhuller, işkenceler, infazlar90’lardaki ile aynı değil diye
faşistdevlet gerçeği mi değişti?
Hayır; “90’lara geri mi dönüyo-ruz?” tartışması, faşist AKP
iktidarınıaklamaya hizmet eden bir tartışmadır.Faşist devlet
gerçeği hiç değişme-miştir.
Faşist terör Kürt halkının, devrimcimücadelenin, ilerici
demokrat halkmuhalefetinin seyrine göre biçim al-maktadır. Faşist
devlet gerçeğininniteliğinde hiç bir değişiklik yoktur.Halka karşı
terör, işkence, katliamlarfaşist devletin temel yönetim
biçi-midir.
Dönem dönem faşist terörün azalıpçoğal