Top Banner
ISSN 1300-9672 SÜLEYMAN DEMiREL iLA.HiY AT F AKÜL DERGiSi Review .of· the Faculty of Divinity University of Süleyman Demirel : 1995 : 2 J
61

DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Mar 11, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

ISSN 1300-9672

SÜLEYMAN DEMiREL ÜNİVERSİTESİ

iLA.HiY AT F AKÜL TESİ

DERGiSi

Review .of· the Faculty of Divinity University of Süleyman Demirel

Yıl : 1995 Sayı : 2

J

Page 2: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

. ı

MALEZYA'DA İSLAMiYET

Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY*

1. Giriş

Malezya Hint Okyanusu'nu Güney Çin Denizi'nden ayıran uzun bir yarımada ile küçük fakat zengin Bruney devleti hariç Borneo adasının kuzey kısmından meydana gelen bir Güneydoğü Asya ül­kesidir. Mal ay Yanmadası üzerinde Perlis, Kedah:, Penang, Perak, Selangor, Malaka (Melaka), Cohor (Johor), Negeri Sembilan, Pahang, Trengganu ve Kelantan'dan oluşan ll eyalet yer almak-

. tadır. 1963 yılında ·kurulan Malezya Federasyonu'na bağlı bireyalet · olan ve yanınadanın guney ucuna yakın bir mesafede yer alan Singapur (Singapore) adası ise 1965 ·yılında federasyondan aynlarak .bağımsız bir devlet olmuştur. Borneo adası üzerinde yer

."alan Sabah ve Saravak (Sarawak) ey aletleri de, federasyona 1963 yılında katılmışlar ve federasyona katılmalarından itibaren bazı özel haklara sahip olmuşlardır. ·

1980 yılı sayımına göre ülkenin nüfusu 13.46 milyon olup, bunun yaklaŞık 11.14 milyonu Malay Yarımadası 'ndaki ey aletlerde yaşamaktaydı. Çeşitli etnik gruplardan meydana gelen bu nüfusun yarısından fazlası (1970 nüfus sayımına göre yanınada nüfusunun% 53.2'si Malaylardan meydana gelmekteydi) Malay ırkına mensup­tur; Ülkenin yerli halkını oluşturan Malaylar esas itibariyle bürok­raside ve tarımda çalışmaktadırlar. Malaylar'ın yanı sıra nüfusun % 1'inden az bir oranı oluşturan 53.000 civarında da kendilerine "orang asli" (yerliler) denilen ve genellikle ormanlık ve çalılık alanlarda yaşamını sürdüren ilkel topluluklar mevcuttur. ·

1 .. !

Bölgenin yerli halkından olmayıp fakat zamanla bölgeye gelip yerleşen göçmenler arasında en büyük unsuriı% 35.4 oranla Çinliler oluşturur.· Hintliler de Pakistan, Bangladeş ve Sri Lanka asıllılarla birlikte yaklaşık% 10.76'lık bir oranı teşkil ederler .. Aynca ülkede az . sayıda Arap, Ermeni, Taylandlı, Endonezyalı; Filipinli ve Hint-

* . SDÜ ilahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabili~ Dalı Öğretim Üyesi.

1

Page 3: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

194 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

Avrupalı nüfus bulunmaktadır. Çinliler ve Hintliler genellikle XIX. yüzyıl ortalarından itibaren İngiliz yönetimi döneminde sömürge ekonomisinin çeşitli alanlarında çalışmak üzere ülkeye yerleşen göçmenlerin rteslinden gelmektedirler. Mesleki alanlarda ve tica­rette aktif olan Çinliler genellikle büyük şehirlerde yaşamaktadırlar. Daha çok sahil kentlerinde ve onlara yakın olan kırsal kesimlerde yaşayan Hintliler ise kauçuk üretiminin. yapıldığı arazilerde, demir­yolu, bürokrasi ve çeşitli meslek dallarında çalışmaktadırlar.

Borneo adası üzerinde yer ·alan Sabah ve Saravak eyaletleri ise yoğun Çin nüfusunun yimı sıra farklı kabilevi dilleri konuşan çok sayıda mahalli etnik gruplara sahiptir. 1980 sayımına göre 1.002.608 olarak kaydedilen Sabah halkının % 38'inden fazlası müslümandır. Henüz İsla.miyet'e girmemiş ve esas itibariyle animist inançlara mensup olan mahalli etnik grupların oranı ise yaklaşık % 30 ci­varındadır. Yine 1980 sayımı11;a göre 1.294.753. olan Saravak nüfu­sunun % 25'i müslüman olarak tesbit edilmiştir. Müslüman olmayan unsurlann oram ise yaklaşık % 44 civarındadır. Bu· iki eyaletten Sabah'ta % 21 ve Saravak'ta % 30 oranında Çinli nüfus · yaşamaktadır. Çinliler'in büyük bir kısmı ticaret ve komisyonculukla geçimini sağlarlar. Diğer unsurlara nazaran gelir seviyeleri hayli yüksek olan Çinliler genellikle şehirlerde yaşamaktadırlar. Kırsal kesimlerde yaşayan az sayıdaki Çinli ise tarımla iştigal etmektedir-

. ler. ·

1970 yılı sayımına göre, ülke nüfusunun % 46.8'ini Malaylar, % 34.1'ini Çinliler, % 9'unu Hintliler, %. 3. ?'sini Day aklar, % 1.8'ini Kadazanlar, % 3.2'sini diğer mahalli gruplar ve % 1.4'ünü diğer ya­bancı unsurlar (Hint-Avrupalı, Arap, Taylandlı, · Filipinli, Endonezyalı) oluşturmaktadırlar. Nüfus artışının % 2.7 olduğu, göz önüne a~ınırsa bu oranlarda fazla bir değişikliğin olmadığı anlaşılmaktadır.1

Ülkenin resmi dili Malayca'dır. Öteden beri Malay ırkına men­sup çeşitli etnik gruplar arasında bir anlaşma dili (lingua franca)

1 Barbara Watson Andaya-Leonard Y. Andaya, A History oj.Malaysia, Hong Kong 1987, s.1-4. Malezya'run tarj.hi hakkında bkz. R.O. Winstedt, The Malays: A Cultural History, Singapere 1947; Wang Gungwu (nşr.), Malaysia: A Survey, Melbourne 1964; C. M; Turnbull, A Short History of Malaysia, Singapare and Brunei ,'Melbourne. 1980.

Page 4: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İsLamiyet 195

olarak kabul edilen bu dil, aynı zamanda farklı etnik gruplan birbi­rine bağlayan en önemli bir unsuru teşkil etmiştir. Dünya dilleri arasında beşinci sırada yer alan Malayca, bugün Malezya'nın yanı sıra Endonezya ve ,Bruney'in resmi dili, Singapur'un da milli dillerin­den biridi:f.2 Cohor ve Riau şivesi Malezya'da en düzgün şive olarak kabul ·edilir. Bunun yanında İngilizce de eğitim görmüş insanlar, özellikle aydınlar arasında yaygın olarak konuşulmaktadır; Çinliler arasında da başta Mandarin ve Güney Çin şiveleri olmak üzere çeşitli Çin lehçeleri yaygındır. Hintliler arasında ise Tamilce en yaygın dil olarak göze çarpmaktadır. Aynca Hint yarımadasında konuşulan diğer mahalli ve etnik diller de konuşulmaktadır.

Dil alanındaki. çeşitlilik, dini alanda da görülür. Devletin resmi dini İslam'dır ve tüm Malaylar muslümandır. Bundan dolayı Malaylı. olmak müslüman olmakla özd~ş hale gelmiştir. Çinliler'in bazılan müslüman olmasina rağmen, büyük bir çoğunluğu Hıristiyan, Budist, Konfüçyonist, Taoist veya bunlann kanşımı olan inançlara mensup­turlar. Hintliler arasında da Hinduizm ve Hıristiyanlık yaygın dinler olarak görülürken, önemli bir kısmı da müslümandır.

2. İsHimiyet'in Girişi

İsHl.miyet Malay Yanmadası'na girmeden önce bölgede küçük Hindu krallıklar mevcuttu. ,Bu krallıklar VII. yüzyıldan XIII. yüzyıla kadar genellikle adalararası iç ticaret ile Çin ve Hindistan arasındaki uluslararası deniz ticaretini denetimi altında tutan ve başkenti Sumatra'nın Palembang şehri yakınlannda buliman Hindu­Budist Srivicaya İmparatorluğu'na bağlı idiler. Ca va' daki Macapahit Devleti'nin güçlenmesiyle birlikte XIII. yüzyıldan sonra Srivicaya Devleti bölgedeki hakim gücünü kaybetı:rıeye başladı ve Sumatra'nın güney kesimlerini Macapahitler'e kaptırması üzerine de başkentini Palembang'tan Melayu'ya (bugünkü Sumatra'nın Cambi şehri) taşımak zorunda kaldı. Hatta Macapahitler Sumatra'nın diğer ke- •

2 Malay dili aynca Taytand'ın güneyindeki Patani'de, Sri Lanka'da ise buraya getirilen eski köleler ve Hollanda'daki Malukulu göçmenler arasında da konuşulur.

Endonezya'da Sumatra'nın güneyindeki Medan şehri ve çevresinde, Bangka, Billiton, Riau adalarında, Kalimantan adasının batı salüllerinde, C~va'da kuzey. salıillerdeki bazı yerleşim merkezlerinde, Doğu Endonezya'da ise Maluku adalarında konuşulur. (Bkz. L. Y. Andaya, "Malay Peninsula", Encyclopedia of Islam (new ediıion), VI, 239).

1

Page 5: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

1 i

196 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

simleri ile M alay Yanmadası 'ndaki küçük sahil devletleri üzerinde de egemenlik hakkı iddia etmeye başlamışlardı. Diğer taraftan Malay Yarımadası'nın kuzeyindeki Taylar da aşağıya doğru yayılma istidadı· gösterip yarımadanın güney kesimleri üzerinde ha­kimiyet kurmaya çalışıyorlardı. Böylece yanınada üzerindeki küçük krallıklar güneyden Hindu Macapahit Devleti'nin kuzeyden de Budist Theravada Devleti'nin siyasi baskısı arasında kalmışlardı. Ancak gerçek hakimiyet q.aha çok Malaylı mahalll yönetimlerin elinde idi. 3 '

Malezya'da İslamiyet'in yayılışı büyük ölçüde ticari faaliyetler ile yakından ilgilidir. İslamiyet'in Doğu ticaret yolunu takip ederek Kuzey Suinatra'dan Malay Yarımadası'nın batı sahilinde yer alan Malaka'ya dışandan gelip yerleşen müslüman tüccarlar vasıtasıyla yayıldığı düşünülmektedir. Nitekim, Hz. Peygamber'in vefatından bir asır sonra Arap ve İrari asıllı müslüman tüccarların bölgedeki ticaret merkezlerini ziyaret ettikleri ve X. yüzyılda yarimadanın kuzeybatı sahilinde yer aldığı sanılan Kaliıh'ta_ yabancı tüccarlardan ~eydana gelen bir müslüman ticaret kolonisinin varlığı bilinmektedir. Bölge hakkında bilgi veren müslüman yazarlardan Mesudi, Çin'in güne­yinde bulunan eski bir müslüman ticaret kolonisi olan Kanton'da çıkan ayaklanmadan sonra çok sayıda Arap ve İranlı müslüman tüc­carın katliamdan kaçarak Çin Hindi Yarımadası'na ve Malay Yarımadası'ndaki liman şehirlerine. doğru yayıldıklarını söyler. Kalalı ile Arabistan Yanmadası'ndaki Umman arasındaki ticaret seferlerine dikkat çekerek Kalalı'ın kısa süre sonra önemli bir ticaret merkezi olduğunu belirtir.4 Ancak o dönemlerde yabancı müslüman tüccarların sayesinde İslamiyet'le tanışma fırsatı bt.ılan mahalll halkın İslamiaşma sürecine girip girmediği hakkında bilgi yoktur. İslamiyet'in maha111 halk arasında yayılışını gösteren deliller zaman itibariyle daha sonraki dönemlere aittir. ·

Malay kaynakları bölgenin İslamiaşmasını XIII. yüzyıla kadar götürürler. Nitekim, Malaka'nın İslamiaşma tarihi olarak hicrl 675 . (1276) yılını, yani bu tarihte tahta çıktığı söyleneıı Sultan Muhammed Şah'ııi döneminde İslamiyet'e girdiğini belirtirler. Ancak bu kaynakların tarihi sıhhati hakkında şüphel~r mevcuttur.

3 B. W. Andaya, s.20-31. 4 Mesudi, Murucu'ı-Zeheb, Beyrut 1986, 1,139-142; Tibbets, s.19.

Page 6: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İ slô.miyet 197

Portekizli müellifler aynı kaynaklara daya~malanna rağmen bu tarihi daha sonraki bir yüzyıla atarlar. Onlara göre hicri 786 (1384) sene­sinde Arabistan'dan gelen bir kadı Malaka kralını müslüman ettik­ten sonra ismini Hz; Peygafnber'e nispetle Muhammed koymuş ve is.minin önüne de bir "şah" unvanı ekleyerek onu sultan ilan etmiştir.5

Yine mahalll kaynaklardan Sejarah Melayu6 ·adlı Malayca bir kaynakta Malaka'nın İsHimiyet'e giriŞi bir İslamiaşma hikayesinde şöyle anlatılır: Hikayeye göre, kral Raca Tengah bir gece rüyasında Hz. Peygamber'i görür ve kelime-i şehadet getirmesini öğrenir. Raca Tengah onu söylemesini öğrendikten sonra, Hz.· Peygamber ona Muhammed ismini verir. Birgün ikindi namazı vakti geldiği za­man Cidde'den bir geminin geleceğini ve Malaka sahillerine bu ge­miden bir kişinin ineceğini söyler. Onun söylediği herşeyi yapmasını tenbih eder ve Raca Tengah da olumlu cevap verdikten sonra Hz. Peygamber görüntüden kaybolur.

n ..

Ertesi sabah Raca Tengah uyandığı zaman kendisinin sünnet edilmiş olduğunun farkına vanr ve sarayda tüm lçadınlann hayreti içinde kelime-i şehadet getirmeye baŞlar. Kralın yardımcılan · da "Acaba bizim racamıi şeytan tarafından yönlendirilmeye mi başladı yoksa delirdi mi ?" demeye başlarlar. Bunun ·üzerine onlar Bendahara'ya (Vezir) haber verirler. Geldikten sonra doğru kraliyet sarayına giren Bendahara, racayı hala kelime-i şehadet. getirir halde bulur. Bendalıara ona hangi dilden konuştuğunu sorar. Raca da ge-

. çen gece rüyasında Hz. P~ygamber'i gördüğünü ve başından geçen diğer olaylan anlatır. Bendalıara da "Eğer sizin rüyanız doğru ise,. bunu nasıl ispatlayabilirsiniz ?" der. Raca da sünnet olduğunu ve bu sünnetin Hz. Peygamber'i gördüğünün bir delili olduğunu söyler. Tekrar Cidde'den bir kişi geleceğini ve ikindi vaktinde Malaka sahi­line inerek namaz kılacağını söyler. Ardından Bendahara, "Eğer

· bahsettiğiniz gemi ikindi vaktinde gelirse; rüyanız doğru olacaktır. •

5 T.W: Amold, İnıişar-ı İSlam Tarihi (Çev: Hasan Güdüzler), Ank:ara1982, s.373. 6 XVI. yüzyılda hazırlandığı sanılan Sejarah Malayu 1815 tarihinde İngiliz sömürge

idarecisi Sir Thomas Stamford Raffles tarafından derlerımiş ve daha sonra C.C. BroWıı tarafından tercüme edilmiştir. (Bkz. C. C. Brown (tre.), Sejarah Melayu or Malay Annals, Kuala.Lumpur 1970). Hicri 1021, miladi 1612, yılına ait olduğu sanılan bu eserin sadece XIX. yüzyıl başlarında kaleme alınan bir nüshası vardır.

/

Page 7: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

·.ı! ..

198 Yrd.Doç.Dr. İsmailiİakkı GÖKSOY

Eğer hiç gemi gelmezse, o zaman bu bir şeytan işidir" der. Raca da buna mutabık kalır ve daha sonra Bendalıara evine döner. ._,

İkindi vakti olduğu zaman Cidde'den gemi gelir ve Malaka Limanı'na demirlenir. Gemiden Seyyid Abdülaziz adında bir mah­dum iner ve sahilde namaz kılmaya başlar. Onu görenler hayret · ederler ve herkes onu görmek için Jimanın etrafına toplanırlar. Raca Tengah da filine binerek çevresinde diğer reisler ve yardımcılanyla birlikte sahile gelirler. Bendahara'ya ve diğer reisiere bunun tam rü­yasında geçtiği gibi gerçekleştiğini söylerler. Raca Tengah fili Seyyid Abdülaziz'in önüne diz çöktürür ve onu file bindirerek sa­rayına kadar getirir. Daha· sonra da Bendalıara ve. reisler müslüman· olurlar. Malaka halkının tamamı da Raca'nın emri üzerine müslümaı:ı olurlar. Raca da bizzat Mahdum Seyyid Abdülaziz'den dini eğitim alır ve Sultan Muhammed Şah unvanıyla sultan ilan edilir.?

Yanınada'daki diğer M alay krallıklannın İsHimiyet'e tam olarak .Malaka'dan sonra girdikleri tahmin edilmektedir. Ancak mahalli ge­lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili olarak Malaka Sultanı Mahmud Şah döne­minde (1488-1510), Kedah hükümdannın Malaka'ya elçiler gön­derdiği ve bağımsızlığının tanınması için bir sembol olarak no bat (bando) getirilmesini istemiştir. Dolayısıyla Kedah'ın XV. yüzyılın ikind yansında İslamiyet'i resmen kabul ettiği tahmin edilmektedir. Nitekim Fatimi., Kedah'ın İslamiaşma tarihi olarak hicri 879, yani miladi 1474-75 yılı olarak vermiştir.8 ·

Kedah'ın İslamiaşma hikayesi ise Hik-ayat Marong Mahawangsa adlı Malayca bir eserde garip bir tafsilatla anlatılır.9 Hikayeye göre, Hz. Peygamber'in ölümünden beş yıl sonra

7 R. Jones, "The Conversion Myths from Indonesia", Conversion to Islam (nşr:

Nehemia Levtzion), New York/London 1979, s.136-137.

8 S. Q. Fatimi, Islam Comes to Malaysia, -Singapore 1963, s.75. Bazı- kaynaklar hikayede. geçen Şeyh Abdullah'ın Kedah'a 1501 yılında geldiğini belfrtir. Portekizliler ise bu tarihi 1516 olarak zikrederler (Bkz. Arnold, s.373 ve dipnot 32).

· 9 XIX. yüzyıl sonlanı-'ıa ait bir el yazma nüshasmdan bilinen bu eser, 1898'de ilk olarak Latin alfabesiyle yazılmıştır. Ancak 1821 tarihini taşıyan ve Arap alfabesiyle yazilan Malayca bir nüshası İngilizce'ye 1849'da çevrilmiş ve 1980'de Bangkok'ta- tekrar pa,sılmıştır. (Bkz. James Low (tre.), "Maron Mahavo::angsa: The Kedah Annals", Journal of the Indian Archipelago and Easiern Asia, III, (1849).

Page 8: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 199

Bağdat'ta aralannda birçok velinin de bulunduğu bir müslüman top­luluk oluşur. O zamanda Şeyh Nureddin Mekke'den Cavi'ye, yani Açe'ye çeşitli dini kitaplar getirir. Bağdat'ta da birçok öğrencisi olan

· Şeyh Abdullah adında bir veli vardır ve Şeyh Abdullah Yemeni adlı diğer bir şeyh de öğrenim görmek üzere Mekke'den Bağdat'a gelir. Şeyh Abdullah hocasından kendisini cinlerin reisiyle görüştürmesini ister. ·Hocası da ona büyük bir ağacın altına öğle vaktinin sakin za­manında gitmesini söyler. Şeyh Abdullah oraya belirtilen zamanda vardığında, Kur'an okurken yüzüne görünmeyen bir el tarafından; vu­rulur. Kur'an okumasını kesmesi üzerine cinlerin reisi sakallı ve yeşil türbanlı bir insan şeklinde görünür. Kısa bir tereddütten sonra · cinlerin reisi Şeyh Abdullah'ı müridi olarak almak ister. Çünkü cin­lerin resi. Şeyh Abdullah'ın kendisinin öğretilerini takip edeceğine ve harek~tlerini tenkit etmeyeceğine kanaat getirir. Cinlerin reisi onun e~ine bir asa verir ve ikisi birden aniden görünmez olurlar. İnsanların içine düştükleri birçok kötülük örneklerini gösterdikten sonra, cinle­rin. reisi ve müridi en sonunda Raca Pra Ong Maha.vangsa adında çok içki içen bir kafir hükümdarın sahildeki krallık merkezine, Kedah'a ulaşırlar. Kraliyet sarayındaki yatak odasının birine k;;ıdar girerler ve orada kalmaya başla,rlar. Birgün kral uyanıp hizmetçile­rinden bir bardak içki istediği zaman cinlerin reisi kadehin içine kü­çük abctestini yapar ve kral da bunu bilmeden içer. Bunu gören Şeyh Abdullah reisine kızar ve onu protesto eder. Kral Pra Ong Mahava:ngsa da etrafında olup biten fakat hiç gör.emeyen bu tartışmanın farkına varır. Cinlerin reisi Şeyh Abdullah'a "Eğer sen o kadar akıllı isen, hemen şimdi ayrılalım" der ve asayı onun elinden alarak ortalıktan kaybolur. Asasız kalan Şeyh Abdullah da artık gö­rünmez durumdan çıkarak bir insan şekline dönüşür. Kralın sorusu üzerine başına gelenleri anlatır ve krala Kedah ülkesi halkının hangi dine mensup olduğunu sorar. Kral da atalannın onlara öğrettiği şeylere, yani putlara taptıklarını söyler. Bunun üzerine Şeyh Abdullah bu asrın peygamberinin Hz. Muhammed olduğunu ve onun getirdiği dinin de asrın dini olduğunu ona bildirir. Sonraki topluluk­lara düşen görevin ise "Mekke şehrinde Allah tarafından vahyedilen Kur'an'ı.Kerim'i başka:Ianna öğretmek ve bu dini yaymaktır" diyerek eski dinlerin batıl olduğunu bildirir. Pra Ong Ma:havangsa İslam dini .,hakkında kendisine bilgi verilmesini ister. Bundan çok hoşnut olan Şeyh Abdullah da. kralı kucaklar ve onu öper. Ona önce kelime-i şeh~det getirmesini öğretİr. Kral, bunu söylemesini iyice öğrendikten sonra içki testilerini geti.rterek onların hepsini yere

Page 9: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

200 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

boşaltır. Daha sonra da altın:, gümüş, porselen ve ağaçtan yapılmış · putlan getirtir. Bir meydana toplatılan bu putlan Şeyh Abdullah

balta ve kılıçla birer birer parçalar.

Şeyh Abdullah'ın isteği. Üzerine kral tüm harıımlannı ve cariye­lerini toplar ve Şeyh Abdullah onlara kelime-i şehadet getirmesini öğreterek müslüman olmalarını sağlar. Beraberce bir yemek yedik­ten sonra kral ve şeyh birlikte sarayın kabul salonuna geçerler ve dört yardımcısına olup bitenleri anlatırlar. Şeyh Abdullah kelime-i şehadet getirmesini öğrettİkten sonra onlar da müslüman olurlar. Daha sonra Şeyh Abdullah onlara halkı toplamalarını ve kelime-i şehadeti öğretme.lerini ister. Şeyh Abdullah ayrıca kralın isminin değişmesini_ ve Cuma hutbelerinde anılmasını ister. Şeyh Abdullah, kralın da görüşünü alarak ona Sultan Muzaffer Şah unva,nını verir.

Daha sonra Şeyh Abdullah İslamiyet'in bu ülkede kalıcı bir şekilde yerleşmesini sağlamak üzere her mukimde (40 kişiden az olmayan bir köy) bir cami inşa ettirir ve ezanın halka iyice duyul­masını sağlamak üzere de bir davul yaptınlmasını emreder. Şeyh halka İslamiyet'in iman esaslarını ve arneli uygulamalannı öğretmek için uzun zaman orada kalır. İslam'ın şartlarından olan beş vakit namazı kılmalannı, Kur'an o~umayı öğrenmelerini, oruç tutmalannı, zekat ve fitre vermeleri gerektiğini onlara açıklar.

Şeyh Abdullah'ın hükümdan, yardımcılarını ve Kedah halkını müslüman ettiği haberi tüm komşu ülkelere, hatta Açe'ye kadar yayılır. Bunu duyan Şeyh Nureddin de Açe hükümdanna "Sıratü'l­Müstakim" ve "Babü'ln-Nikah" adlı kitapların Kedah'a hediye gön­derilmesini teklif eder. 10 Bu iki kitapla birlikte bir de mektup gön­derilir. Mektupta, Açe sultanı ile Şeyh Nureddin'in din kardeşleri olan Kedah suıianı ile Şeyh Abdullah'a iyi dilekleri bildirildikten

10 Aslen Hindistan'ın Ranir şehrinden olan Şeyh Nureddin ~r-Rfuıiri 1637-1644 yillan arasında Açe'de bulundu. Açe Sullanı Alacddin-Muğayet Şah el-Kahhar'ın himaye­sini kazanan er-Raniri~ 1658 yılında doğduğu yer olan ~~ir şehrinde öldü. Raruri'nin Sırô.ıü'l-Müsıakim adlı bir eseri olinasına rağmen diğerinin kime ait olduğu belli değildir. Ünlü alim. ve mutasavvıf Nureddin er-Rjniri hakkında bkz. P. 1

Voorhoeve, "Van en Over Niireddin ar-Ranm", Bijdragen toı de Taal-, Land-en Volkenkunde van Koninklijk Institute (BK/), CVII, 's-Gravenhage 1951, 5.353-368; G. W. J. Drewes, "De Herkomst van Nuruddin ar-Raniri", BK/, qa, (1955), s.137-151.

Page 10: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İsliimiyel 201

sonra, -İslam dininin sağlam temeller üzerine kurulabilmesi ve bu dinin alıkarnının halka mezheplerinin gerektirqiği şekilde iyice öğretilebilmesi için iki kitap gönc;lerildiği .belirtilir~ Raca ve Şeyh Abdullah bu hediyeleri ve mektubu aldıktan sonra Açe sultanına müşterek bir cevabi ·mektup da yazarlar. Şeyh Abdullah mescidlerln yapılmasını, oruç tutulmasım, zekat verilmesini ve diğer dini vecibe­lerin yerine getirilmesini bizzat kendisi takip ederek İslamiyet'in .Kedah'a iyice yerleşmesini sağlar. Kral ve kraliçe ona büyük bir sevgi ve yakınlık gösterirler. Onlar şeyhden hergün Kur'an-ı Kerim tefsiri dinlerler. Şeyh Abdullah'ı evlendirrnek üzere ülkenin en güzel ve ert asil kızını aramaya başlarlar. Fakat Bağdat'taki hocasının yanına dönmek isteyen şeyh, tüm evlilik tekliflerini reddeder. Şeyh Abdullah Kedah'ta iken kralın yeni doğan üç oğlunun bizzat adını koyar ve onlara dini eğitim verir. İsimleri Kur'an'dan alınan bu şehzadeler Raca Muazzam Şah, Raca Muhammed Şah ve Raca Süleyman Şah'tır. Şeyh Abdullah bunlara daima sabırh olmalarını, nefislerini şiddet ve hiddete kaptırmamalannı, düşkün ve fakir de olsalar her zaman Allah'ın kullarına şefkat ve merhametle davran­malarını öğütlemiştir. Şeyh Abdullah buradakiçalışmalarını tamam­ladıktan sonra hocası Bağdatlı Şeyh Abdullah ile tekrar görüşmek üzere kendisine sağlanan bir gemi ile Bağdat'a dönmüşti:ir. 11

Malay Yanmadası'nın İslamlaşmasıyla ilgili olarak ilk dönem­lere ait başka deliller de mevcuttur. Nitekim, 1965 yılında Kedah'ta hicri 291 (miladi 903) tarihini taşıyan bir müslüman mezar taşı bu­lunmuştur. Ancak bunun buraya yerleşmiş yabancı kökenli bir müs- . lümana ait olduğu iddia edilmiştir. Kelantan'da da 1914 yılında altın bir para bulunmq.ştur .. Malezyalı müslüman alimler bunun XII. yüzyıla ait bölgedeki müslüman bir devletin parası olduğun}! ileri sürmüşlerse de, bu kesin değildir.ı2 Fakat bu deliller bölgede o dönemlerde bazı ihtida hareketlerinin olabileceği izlenimini vermek­tedirler.

·Malezya'da İslamiyet'in yayılışıyla ilgili en güvenilir ve sahih • epigrafik deliller, genellikl~. XIV. yüzyıla aittir. ·M alay Yanmadası'nın kuzeydoğusunda yer alan. Trengganu'daki Kuala Berang yerleşim merkezi yakınında 1922 yılında Jmlunan bir yazıt,

ll Jones, s.138-141; Amold, s.373-375. 12 L. Y. Andaya, "Malay Peninsula", The Encyclopedia of Islam (new edition), VI, 234.

. /

Page 11: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

202 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

burada ilk müslüman yerleşim merkezinin varlığına dikkat çekmek­tedir. Mahalli rivayetlere göreyazıt uzun süre bölgedeki bir caminin önünde cemaatin camiye girmeden önce üzerinde ayaklarını yıkadıkları bir basamak olarak kullanılmış, daha sonra cami imamının üzerindeki Arap harfleriyle yazılmışibareleri keşfetmesi üzerine onun emriyle Teresat nehri kenarına götürülmüş, sonra da Seyyid Hüseyin adındaki bir Arap tacir onu oradan alarak sultana takdim etmiştir. Sultan da onu sarayın önüne yerleştirmiştir. Üzerinde bazı dini hukukla ilgili k~ralların yazıldığı Trengganu yazıtı, hicri 702 (miladi 1303) tarihini taşımaktadır ve daha önce müslüman olmayan bir bölgede· 'islam hukukunun 'uygulamaya ko­nulduğunu belirtmektedir. Dört köşeli bir sütun olarak yapılan yazıt, Arap alfabesiyle yazılmış en eski Malayca metindir. Sonundaki ta­rih eksik olmasına rağmen, olayın 1303 ve 1387 tarihleri arasında geçtiği tahmin edilmektedir. Nitekim yazıtın ön yüzünde kabile reis­Ierine ve valilere hitaben yazılan bir ibarede onların İslam dinine ve Allah'ın elçisi Hz. Muhammed'in 'öğretilerine sımsıkı sarılmaları ge­rektiği belirtildİkten sonra Rec~p 702 (Şubat-Mart 1303) tarihi yer almaktadır. Yazıtın g~ri kalan üç yüzünde ise lO tane hukuki kural yazılıdır. Bunlardan üçü taşın kınlması nedeniyle kaybolmuştur. Dördüncü kural alacaklı ve borçluların uyacakları kuralları belirle­mektedir. Beşincisi de bazı bölümlerin silinmesi sebebiyle tam ola­rak açıklığa kavuşturulamamıştır. Altıncı ve yedinci kurallar İslam hukukundaki zina suçuyla ilgili hükümleri ihtiva etmektedir. Sekizinci ve dokuzuncu kurallar da sırasıyla yalan şahitliği ve veti­len cezanın yerine getirilmemesi halinde uygulanacak cezaları be­lirtmektedir. Onuncu kural ise sadece hitap edilen şahıslar değil aynı zamanda onların çocukları ve idaresinden sorumlu oldukları halkın yukanda belirtilen hükümlere itaat etmeleri gerektiği .vurgu­lanmaktadır. En sonunda da bu kuralların Siri Paduka Tuhan'ın emri olduğu bildirilir. Ancak bu üç kelimenin de eskiden Malaylar'ın hü- · kümdarları için kullandıkları unvaniardan biri olduğu ve gerçek sahış ismi olmadığı için bu kuralların kimin tarafından konduğunu tesbit etmek mümkün görülmemektedir. Arapça "Allah" kelimesi yerine eski Sanskritçe yüce tann manasma gelen "dewata mulia raya". te­riminin yazılmış. olması da, bölge halkının henüz İslamlaşmakta olduğunu göstermektedir.l3 ·

13 Fatimi, s.60-63; M.C. Ricklefs, A History of Modern lndonesia, London 1981, s.4; L. Y. Andaya, "Malay Peninsula", The Encyclopaedia of Islam (new edition), VI, s.234.

Page 12: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da i slamiyeı 203

Aynca, Malaka'nın altıncı sultanı Mansur Şah'a ait hicri 822 (miladi 1477) tarihli mezar taşı ile Pahang'ın ilk sultanı Muhammed Şah'a ait hicri 880 (miladi 1475) tarihli mezar taşı bulunmuştur. Bu mezar· taşları da İslamiyet'in bu bölgelerde XV. yüzyılda kalıcı bir şekilde yerleştiğini gösteren açık delillerdir. Bugünkü Negeri Sembilan eyaletinin Pengkalan Kempas bölgesinde bulunan bir yazıt da, bu bölgenin 1460'Iı yıllarda İslamiaşma süreci içine girdiğini göstermektedir. İki parça halinde olan bu Malayca yazıtın bir kısmı Arap alfabesiyle geri kalanı da eski Hint karakterlerine dayanan alfabeyle yazılmıştır. Yazıtta Hint Saka takvimi kul­lanılmıştır ve Ahmed Macana (Ahmad Majana veya Majanu) adındaki bir şakinin ölüm yı,lı olarak Saka takvimine göre 1389 \ (miladi 1467-8) tarihi yazılmıştır.I4

Bölgede İslamiyet'in yayılışı ve Malay ırkının gelişmesi esas itibariyle XIV. yüzyıl sonlarında yarımadanın batı sahilinde Malaka Sultanlığı'nın kuruluşuyla ve bu sultanlığın XV. yüzyılğa bir ticaret imparatorluğuna dönüşmesiyle sağlanmıŞtır. Nitekim, yarımadanın kuzeyinde yer alan Trengganu ve Patani'nin XV. yüzyıl sonlanna doğru Malaka'nın egemenliği altına girdiği ve· Kelantan'ın da aynı dönemlerde Patani'ye bağlandığı zaman bu krallıklarda yaşayan halkın tamamının İslamiyet'e girdiği tahmin edilmektedir. Malaka Boğazı'nın batı yakasında yer alan Sumatra'daki Rokan, Kampar, Siak ve İndragiri bölgelerinin de XV. yüzyıl. boyunca 'Malaka'nın · egemenliği altında kaldığı dönemde resmen İslamiyet'e girmişlerdir. Kraliyet aileleri arasında tesis edilen evliliklerio İslamiyet'in Boğazlar boyunca yayılmasında etkili olduğu tahmin edilmektedir. Nitekim hem Muzaffer Şah hem de halefi Mansur Şah dönemlerinde Malaka prenseslerinin kuzeydeki Pahang ve Kedah, Sumatra salıi­lindeki Siak, Kampar, İndragiri ve Cambi hükümdarlarıyla evlendik­leri bilinmektedir.15 Böylece İslamiyet zamanla Malaka'ya bağlı tüm Malay krallıklarında ve denizlere açılan nehir kenarlarında kurulan yerleşim merkezlerinde hakim bir din haline gelmiştir.

3. Malaka Sultanlığa ve İslam Kültürünün Yayalışı

Malaka Sultanhğı Macapahitler ile Taylar'ın egemenlik sınırları arasında daha önce hiçbir önemi bulunmayan bir sahil yerleşim mer-

14 Ricklefs, s.5. 15 B.W. Anda ya, s.S0-51; Fat imi, s.87.

1

Page 13: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

-204 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

kezinde ortaya çıkmıştır. Daha önce burası balıkçıların yaşadığı kü­çük bir sahil köyü idi. Ancak Doğu ticaret yolları üzerindeki uygun konumu nedeniyle kısa sürede· gelişerek büyük bir şehir oldu ve Doğu ile Batı arasında asırlardır süregelen uluslararası deniz tica­retinde önemli bir ticaret merkezi haline geldi.

Malaka hükümdarları soylarını Srivicaya kraliyet ailesinden geldiklerini belirtirler. Nitekim, Malaka Krallığı XIV. yüzyılın son­larına doğru ülkesi Palembang'ı terkeden Paramesvara (Parameswara)(ö.1413/14) adındaki Cavalı bir prens tarafından ku­rulmuştur. Paramesvara'nın 1377 yılı dolaylarında Macapahitler'in Palembang'a saidmsı sırasında buraqan ayrıldığı ve kısa bir süre Tumasik'te (bugünkü Singapur) hükümran. olduktan sonra 1400 yılı civarında Taylar'ın ve Cavalılar'ın saldırıları neticesinde yarımadanın batısında yer alan Malaka nehrinin ağzına gelerek burayayerleştiği belirtilir. Burada o, boğazın en dar kısmında ve her mevsimde gemi­lere açık ola.n iyi bir liman kurdu ve boğazdan geçen gemilerin li­mana l!ğramasını zorunlu kılarak burasını uluslararası bir liman şehri yaptı; ticaret mallarının depolanması için çeşitli imkanlar hazırladı, Malaka kralının müslüman tüccarların limana uğrarnalarını teşvik etmesi üzerine burası kısa sürede Doğu'da Çin ve Maluku, Batı'da da Akdeniz ve Doğu Afrika arasında öteden beri devam· ede

· ı gelen uluslararası ticaret sistemini birbirine bağlayan önemli bir ti­caret merkezi haline geldi. Malaka, Ming hanedanı döneminde Çin gemilerine sağladığı imkanlarla Çinliler'le iyi ilişkiler kurdu. XV. yüzyıl ortalarında yiyecek, demir, altın ve baharat üreten boğazların her iki tarafını hakimiyeti altına almaya ça,lıştı; 1470'1i ve 1480'1i

. yıllara doğru Malay yarımadasının güney kesimlerini ve Suıp.atra'nın doğu kesimlerini kontrolü altına aldı.

Başlangıçta Malaka Kralı Paramesvara'nın Hindu-Budist bir kral olduğu belirtilir. Ancak idaresinin (1390-1413/14) son dönem­lerinde Pasai hükümdarının kızıyla evliliğinden sonra müslüman olduğu ve Muhammed İskender Şah adını aldığı yönünde bazı iddi­alar varsa da, bu kesin değildir. Fakat onun halefieri Megat İskender Şah (1414-1423/24) ile Muhammed Şah (1424-1444) müslüman idiler; bu hükümdarlar döneminde davet fa'aliyetlerinin artması neticesinde halkın da yavaş yavaş İsla.ı;iyet'i kabul ederek müslüman olduğu . tahmin edilmektedir. Ancak dördüncü sultan Paramesvara Deva (Dewa) Şah'a (1445-1446) karşı halk

Page 14: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

j

Malezya' da İslamiyet 205

hoşnutsuzluk ve güvensizlik duymaktaydı. Onun _yeriı:ıe geçen üvey kardeşi Sultan Muzaffer Şah döneminde (1446-1459) İslamiyet böl­gede iyice yerleşerek Miılaka Pasai'den yaklaşık bir asır sonra böl­genin en önemli ticari, siyasi: ve dini: merkezi haline geldi.16

Malaka, İslamiyet'i resmen kabtil ettikten sonra Sumatra'nın doğu sahillerini ve Malay yarımadasının tamamını zamanla hakimi­yeti altına alarak bir nevi müslüman ticaret devletlerinin konfede­rasyonu haline g~ldi. Hint Okyanusu ile Güney Çin Denizi arasındaki bogazlarda yer alan bu devletler, takımadalardaki iç tica­retin büyük bir bölümünü ve uluslararası ticareti denetimleri altında bulundurmaktaydılar. Özellikle XV. yüzyılda Mal<ika zirvesine ulaşarak İslamiyet'in bu yüzyıldaMalay Yanmadası'nın tamamında i yi ce ye~leşmesini sağladı.I7

Malaka'da bir ticaret toplumunun .oluşmasını sağlamak ve bu toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bir idari: düzenlemeye gidildi. Çeşitli milletierin tüccarlarını temsil eden dört şehbender veya liman ağası atandı. Bunların ilki, 1509 yılında sayıları 1000 ci­varında olduğu tahmin edilen Guceratlı tüccarlar için atanmıştı. Diğer bir şehbender de Hint yarımadasının doğusundan, Bengal~ Hurma'nın Pegu bölgesinden ve Pasai'den gelen tüccarlar için tayin edilmişti. Üçüncüsü Cavalı, Malukulu, Bandalı, Palembahglı, Borneolu ve Filipinli tüccarları temsil ederken, dördüncüsü Çampa, Çin ve Ryukyu adalanndan gelen tüccarlardan sorumlu idi: Her ş~hbender mensup olduğu grubun işlerini, yani onların pazar yerle­rini ve ticaret depolarını, tartıları ve para birimlerini takip· etmekle . görevl:lydi. Ayrıca gemi kaptanları ile tüccarlar arasında vuku bulan anlaşmazlıkları da çözerlerdL Malaka hükümdan ise farklı tjcaret grupları arasında meydana gelen anlaşmazlıklarda 'nihai: hakem rolü · oynuyordu. Yabancı bir gemi-limana ulaştığı zaman gemi kaptanı hemen kendi şehbenderine haber verir, o· da kaptanı denizcilikten sorumlu Malaka'nın en üst seviyedeki· yetkilisi olan Bendahara'ya gönderirdi. Şehbender daha ·sonra gemi kaptanına mallarını geçici olarak depolayacağı bir yer gösterir ve kargosunu oraya taşımak için filler tahsis ederdi. Ticari:. alış-veriş başlamadan önce,' malın cinsine ve tüccarın geldiği bölgeye göre değer biçilen gümrük vergisi

16 R.A. Kem, De Islam inlndonesie, 's-Gravenhage 1947, s.ll; Ricklefs, s.18.

17 D. G. E. Hall,A History of South East Asia, London 1987, s.212-213.

J

Page 15: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

206 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı. GÖKSOY

. ödenirdi.. Aynca mahalli liman. yöneticisine (Bendahara), ithalat ve ihracat vergilerini toplamakla ve şehbender atamalda görevli olan Malakah idareci ye (Temenggung) ve ilgili ·şehbendere hediyeler su­nulması adet haline gelmişti. lS .

İyi düzenlenmiş bir idari"yapı ve güvenlik teşkilatı ile mükem­mel imkaniann sunulması, çok sayıda tüccan bölgeye çekerek Malaka'nın kısa sürede çok milledi kozmopolitan bir ticaret merkezi olmasını sağladı. · Çinli, Cavalı, Bengalli, Iranlı :ve Guceratlı tüccar­lar sık sık Malak:a'yı ziyaret etmekteydi. Bunlann bir kısmı sadece geçici olarak Malaka'da kalırlarken, özellikle Guceratlı ve Cavalılar'ın genellikle balıkçılıkla geçinen Malaylılar'la kanşarak. bu­rada kalıcı olarak yerleşmişlerdi. Mahalli halk ile yabancı tüccarlar­dan meydana gelen gruplar şehirde ayrı mahallelerde yaşamaktaydı. Bu dönemde şehrin nüfuzunun da 40 .ile 50 bin civannda olduğu sanılmaktadır. Bazı kaynaklar bu sayıyı 100 bin civannda gösterir­lerken, Malay kaynaklan ise 190 "bine kadar yükseltirler. Ancak Portekizli kaynaklar şehrin 1510 yılında 10 bin haneye sahip olduğunu, her hanenin yaklaşık olarak dört veya beş kişiden mey­dana geldiği göz önüne alınırsa tahminen 40.000 ile 50.000 arasında bir nüfusun yaşadığı tahmin edilmektedir.ı9

Malaka'nın zenginliği tamamıyla ticarete dayalı idi. Malaka hü­kümdarlan da ticaret mallannın depolanması için gerekli olan imkan­lan ve ticareti kolaylaştıncı her türlü tedbiri almaya gayret etmişlerdi. Ticaret mallan arasında iç tüketirnde kullanılan Hint

18 B. W. Andaya, s.42-43. Bendahara, hükümdardan sonra gelen ikinci adamdır, yani başvezir konumıpıda bir yetkilidir. Zira o, tüm mali ve gümrük işlerinin en üst yetkilisi, aynca sivil ve cezai davalara bakan ve adaletten sorumlu en üst yetkili idi. Ancak, gerekli hallerde hqkuki davalardan soruml~ olan Tumenggung ve deniz kuvvetlerinden sorumlu olan Laksamana'nın onayını da alması istenirdi. Şehrin güvenliği ve adaletinden sorumlu olan Temenggung'mm yetkisi ise sadece Malaka şehri ile ·sınırlı idi. Aynca, ticari faaliyetlerin denetiminde de önemli fonksiyonu vardı. Çünkü ihracat ve ithalatla ilgili tüm gümrük vergilerinin toplanmasından da sorumlu idi. (Bkz. Rita Rose Di Meglio, "Arab Trade with Indonesia and the Malay Peninsula from tlıe 8tlı to 16th Century", Islam and tlte Trade of Asia (D.S. Richards), Oxforcıjpennsylvania 1970, s.l34, dipnot 15Ş,156,157).

19 M. A. P. Meilink-Roelofsz, ''Trade and Islam in the Malay-Indonesian Anchipelago Prior to tlıe Arrival of Europeans", Islam and the Trade of Asia (D.S. Richards), dxford/Pennsylvania 1970, s.l49-150.

Page 16: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 207

kumaşı ile dışa satılan karanfil, hint cevizi, baharat, kokulu ağaçlar; deniz ürünleri ve diğer buhurlu ağaçlar bulunmaktaydı. Portekizli seyyah Tome Pires, 1510 yılında Malaka'nın yaklaşık 2.4 milyori cruzade değerinde "ticaret hacmine sahip olduğunu beİirtir. Avrupa'da o dönemde en zengin limanlardan sayılan Seville'nin XVI. yüzyıl sonunda 4 milyon cruzade'ye ulaşan ticaret hacmiyle . karşılaştırıldığında bu rakamın önemli bir yekün tuttuğu hemen anlaşılır.20

Malaka ticaretten elde ettiği gelirler sayesinde bölgede siyasi nüfuzunu da genişletme imkanı buldu. Malak:a, · Parameswara dö­neminde limamn yer çı.ldığı şehir ile nehrin iç kesiminde yer alan Bertam'daki kraliyet sarayının bulunduğu bölgeyi içine alan küçük bir sahil şehir devleti idi. Fakat onun halefi Megat İskender Şah (ö. 1459) döneminde· de Dindings, Selangor, M uar, Singapur ve Bentan ülke sınırlarına katılarak genişlemeye başladı. Ondan sonra tahta çıkan Muzaffer Şah ise Malaka Bağazı'nın iki yakasındaki sahiller üzerinde hakimiyet kuran ilk Malaka sultanı oldu. Sumatra'nın doğu sahillerinde yer alan küçük İndiragiri ve Karopar krallıklan da onun döneminde Malaka'nın egemenliğini kabul ettiler. Sultan Mansur Şah da (ö. 1477) Malay yanmadası üzerindeki' Bemarn ve Perak devletlerini Malaka'nın egemenliği altına aldı. Sumatra'nın doğu salıilindeki Siak da onun döneminde Malaka'ya bağlandı. Pahang ve Riau-Lingga takımadalan da onun oğlu Sultan Alaeddin Riayet Şah (ö. 1488) tarafından alındı. Son Malaka hükümdan Sultan Mahmud Şah. döneminde (1488-1530) Malaka Sultanlığı, batı ve doğu ekse­ninde Pahang'dan Malay yanmadasının batı sahillerine, kuzey ve güney· ekseninde de Perak'tan Cohor, Singapur, Riau-Lingga takımadalan ile Sumatra'mn doğu sahillerinin büyük bir bölümüne kadar yayıldı.2ı

M~laka'nın topraklarının genişlemesi ve üstün bir güce ulaşması beraberinde bu. sultanlığın sahip olduğu kültürel ve dini etkinin de yayılmasını sağlamıştır. Kültürel yayılınada en önemli faktör onun İslamiyet'le olan ilişkisi idi. Nitekim, XV. yüzyıl başlannda İslamiyet'! resmen kabul etmesi Malaka'nın tarihinde bir dönüm ·noktası·. teşkil etmiştir. Malaka'nıİı sınırlarının

20 B. W. Andaya, s.43-44. 21 B. W. Andaya, s.50-51.

Page 17: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

208 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

genişlemesiyle birlikte boğazlar bölgesindeki diğer bağlı devletler de İslfu:niyet'e girmişlerdir. Ancak İslamiaşma zorla ve kılıç yoluyla değil, barışçı bir şekilde olmuştur. Malaka'nın egemenliğini kabul eden bazı hükümdarların yeni dinin özelliklerinden ve· prensiplerin­den samimi olarak etkileurneleri sonucunda, bazılarının da daha doğrusu manevi eğilimi az olan hükümdarların ise Malaka!nın daha önce yeni din sayesinde sahip olduğu ticari menfaatlerden fayda­lanmak amacıyla İsliimiyet'e girdikleri tahmin edilmektedir. Fakat, Malaka'nın Malay saray kültürüne esas katkısı İslami fıkirlerin tam. anlamıyla kabulü idi. İslamiyet Malaka'daki Malay toplumuyla o ka­dar yakinen özdeşleşmişti ki, müslÜman olmak aynı zamanda Malaylı olmakla eşdeğer olmuştu. ·

. Malaka Sultanbğı Malay-Endonezya takımadalarında en önemli bir ticaret merkezi olmasının yanı sıra da.vet faaliyetlerinin ve İslam eğitiminin yapıldığı ana merkezlerderi biri idi. Hatta Malaka'da yetişen din alimlerinin Cava adasının İslamiaşmasında da etkili ol­dukları bildirilir. Nitekim, bu dönemlerde Malakayiyecek açısından daha çok Cava ve Sumatra'ya bağımlı idi ve şehirde Cavalılar'la meskun bir mahalle vardı; sultanlığın ordusu da genellikle Cavalı askerlerden teşekkül etmişti. Burada müslüman olan· birçok Cavalının ülkelerine döndüklerinde İsHimiyet'i haJk arasında yaydıkları belirtilir. Bunlar. arasında Cava'da İslamiyet'in yayılmasında önerrili rol oynayan Cavalı iki veli Tubanlı Sunan Bonang ve Sunan Giri de bulunmaktaydı.22

Kısa sürede dini ve ticari bir merkez haline gelen Malaka, XV. yüzyıl boyunca kendini iyice sağlamlaştırdıktan sonra kültürel alanda da etkisini yaymıştır. Edebiyatı, idare §ekli, müziği, dansi, kıyafet ve oyunlafı ile kralların kullandıkları unvanlar tüm diğer Malay grupları tarafından şuurlu ve bilinçli olarak taklid edilmeye başlanmıştır. Malaka'nın kültür alanındaki en büyük etkisi dil alanında olmuştur. Malayca'nın Malaka Şi\:'esi s·umatra'nın kıİz~yin­deki Açe'den Maluku adalanndaki Ternate'ye kadar uzanan geniş bir bölgede birçok kraliyet sarayında konuşulmaya başlanmış-ve bir nevi adalararası ticaret ve anlaşma dili haline gelmiştir. Nitekim, Joao de Barros adlı XVI. yüzyıl Portekizli bir gözle .. mci "Sumatra'nın

22 M. N. Al-Attas, "lndonesia: IV.\ History: Islamic Period", The Encyclopaedia of Islam (new edition), m, s.1218; Mukti Ali, s.l 1.

Page 18: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslô.miyet 209

doğu salıillerindeki animisder dilleri itibariyle birbirlerinden farklı olmalarına rağmen hemen hemen hepsi . Malaka Malaycası konuşurlar. Çünkü bu dil, bölgede kullanılan en yaygın dildir." diye­rek Malay dilinin bölge halkı arasındaki önemini açıkça vurgu­lamıştır.23

4. Portekiz, Hollanda ve İngiliz Sömürge Yönetimleri

Bölgenin değerli baharatlarının toplandığı önemli bir ticaret merkezi ~aline gelen Malaka, XVI. yüzyıl başlarından itibaren Portekizli sömürgecilerin dikkatini ·çekmeye başladı. Portekizliler'in Asya imparatorluğunun valisi olari Alfonso de Albuquerque 1510 yılında Hindistan'ın. batı salıilindeki Goa adasını aldıktan sonra 10 Ağustos 1511 tarihinde Malaka'ya bir sefer düzenleyerek bir ay. gibi kısa bir süre içinde b urasını ·ele geçirdi. Portekizliler'in üstün askeri

·gücü karşısında dayanamayarak şehri teslim etmek zorunda kalan Malaka Sultanı Mahmud Şah ve oğlu Sultan Ahmed Şah önce Muar'a, daha sonra da Pahang'a ve en sonunda da Riau-Lingga takımadalarındaki Bentan'a kaçmak zorunda kaldılar. Mahmud Şah'ın Sumatra'nın doğu salıilindeki Kampar'da vefat etmesi uzerine yerine geçen ve Pahang hülçümdarının kızkardeşiyle evlenmiş olan diğer oğlu Sultan Alaeddin Rüı.yet Şah, Cohor Nehri üzerindeki Pekan Tua'da 1530 ve 1536 yılları arasında kendi hanedanlığını ku­rarak yarımadada yeni bir sultanlığın (Cohor Sultanlığı) temelini attı. Sultan .Mahmud Şah'ın diğer oğlu Muzaffer Şah da önce Siak'a, daha sonra· da Kelang'a gitti. Oradan zengin bir müslüman tüccar. vasıtasıyla Perak'a geldi. ve buradaki mahalll reisler tarafından hü­kümdar seçilerek 1528 yılında Perak Sultanlığı'nı kurdu. Böylece Malaka'nın tesiri yeni kurulan bu iki küçük sultanlıkla devam etti. Sultan Mahmud Şah'ın oğulları sadece eski Malaka saray görevlile­rini değil aynı zamanda Malaka'nın gelenek ve göreneklerini de be­raberlerinde taşıdılar.24

Malay dünyasının kültürel ve dini" merkezi sayılan Malaka'nın ·1511 yılında Portekizliler tarafından işgal edilme-iünden sonra takımadalarda İslamiyet'in daha hızlı bir şekilde yayıldığı yönün~e görüşler mevcuttur. Bu görüşü savunanlara göre, Portekizliler'in

23 B. W. Andaya, s.54. Kültürel etki için bkz. B. W. Andaya, s.5ı-55. 24 B. W. Andaya, s.55-61.

J

Page 19: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

210 YrdDoç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

bölgeyi hakimiyetleri altına almasıyla birlikte hıristiyan misyonerler henüz tam olarak İslamlaşmamış olan mahalli halkın büyük tepki­sini çekmişler ve bunun üzerine onlar da Portekizliler'in ideolojik ve dini bakımdan düşmanı kabul edilen müslümanlarla ittifak ·kurma yönüne gitmişlerdir. "Eğer Avrupalılar bölgeye İslamiaşma süreci­nin başlamasının hemen akabinden gelmemiş olsalardı veya o kadar açık bir şekilde müslüman aleyhtarlığı ve düşmaiılığı gibi aşın bir tu:. tum içine girmeseydiler, o zaman İslamiyet. Ca va' nın iç kesimlerinde olduğu gibi mahalli kültür ve geleneklerle daha ç9k karışmış olarak ortaya çıkması muhtemeldi" demektedirler. Bu görüşün sahipleri Portekizliler'in ve· misyonerierin giremerlikleri .Ca va' nın iç kesimle­rinde benzeri olayın yaşandığını örnek gösterirler.25 Ancak bölge­deki mahalli halkın · Portekizliler gelmeden önce, yani Malaka Sultanlığı döneminde İslamiyet'i tam olarak özüinsedikleri aşikardır. Mahiy Yarımadası'nda yeni kurulan küçük müslüman sultanlıkların da bundan sonraki iki asır içinde birbirleriyle rekabet halinde olma­larına rağmen Malak:a'mn kültürel mirasim ·devam ettirdikleri bilin­mektedir. Ayrıca bu dönemde Sumatra'dan Minangkabaulular'ın ve Sulavesi'den Bugili müslümaniann bölgeye gelip yerleşmeleriyle

·-birlikte bu müslüman devletler diğer müslüman gruplann tesiri altına. girdi. KuzeydekiMalay devletleri de Portekizliler'in Malaka'yı 1511'de ele geçirmelerinden sonra sürekli Taylar'ın işgal ve tehdi­diyle karşılaştılar. Ancak kuzey Malay devletleri Burmalılar'la savaşa giren Taylar'a karşı sık sık ayaklandılar. Borneo. adasının kuzeyindeki Saravak ve Sabah bölgelerinin bulunduğu · Doğu Malezya'ya Avrupalılar XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren hakim olmaya başladılar.

Portekizliler'den sonra.Hollandalı sömürgecilerde XVI. yüzyıl sonlarında bölgeye gelmeye başladılar. Kısa süre sonra Güneydoğu Asya ile Avrupa arasındaki uluslararası deniz ticareti üzerindeki Portekiz tekelini kırmaya çalışan Hollandalılar, başlangıçta Portekizliler gibi müslüman halkı cezalandırmak ve onların takip et­tikleri ticari düzenlemeleri değiştirmek gibi bir eğilim içine girmedi­ler. Bu tutumlanndan dolayı Malaylar Rollandalı sömürgecileri: Portekizler'e karşı tabii bir müttefik kabul ettiler. Özellikle Cohor

25 J. C. van I..eur,/ndonesian Trade and Society: Essays in Asian Social and Economic History, The Hague 1955, s.ll3; Ronald Provencher, "Islam in Malaysia and Tailand", The Grescent in the East: Islam in Asia Major (nşr: Raphael Israeli), London 1982, s.l44.

Page 20: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 211

Sultanlığı XVII. yüzyıl başlanndan itibaren Hollaridalılar'la temasa geçerek Açeliler ile Malaka'daki Portekizliler'e karşı onlarla ittifak kurmaya çalıştılar. Çünkü Cohor XVI. yüzyıl boyunca Malaka Boğazı'nı ekonomik ve siyasi bakımdan denetimi altına almaya çalışan bu iki devletin sürekli saldırıianna uğramaktaydı. 1636 yılında Açe Sultanı İsker;ıder Muda'nın ölümünden sonra Hollanda Doğu Hindistan Şirketi de Portekizliler'e karşı Cohor'un desteğini kazarima ya: çalıştı ve ayiu yil Malaka'daki ·Portekiz kalesine saldırdığı zaman Cohor'dan yardım talebinde bulundu. Malaka'nın Hollandalılat tarafından esas kuşatılması ise Ağustos 1640'ta başladı ve Ocak 1641 'ye kadar sürdü. BÖylece, Cohor'un da desteğini kazanan Hollandalılar, Portekizliler'i şehirden atarak Malaka'yı Hollanda hakimiyeti altına aldılar. Cohor kuvvetleri bu saldırı sırasında herhangi bir çatışmaya girmemesine rağmen, Hollandalılar'ın ihtiyaç duyduğu malzemenin temininde ve Portekiz kuvvetlerinin ormanlık alanlara kaçmasını önlemede önemli lojistik destek sağladı. Nitekim, 1643 yılında Rollandalı Genel Vali Antonio van Diemen şirketin direktörlerine gönderdiği bir yazısında "Malaka'nın fethi için Cohor halkının büyük katkısını her zaman hatırlamaya devam etmeliyiz. Onların yardımı olmaksızın biz bu kuvvetli yerin hiçbir zaman hakimi olamazdık" demekteydi,26

Cohor'un sağladığı yardıma karşılık Hollandalılar bu sultanlığa Malaka'da bazı ticari imtiyazlar verdi. Bunun yanı sıra Cohor'u Açe'ye karşı koruyacağını da vadetti. Cohor Hollandalılar'ın aracılığıyla 1641 yılında Açe ile bir banş antiaşması imzaladı ve her iki devlet bi'rbirlerinin sınırlarını tanıyarak saldırmazlık kararı ·aldılar. Bu barış antiaşması çerçevesinde Cohor Penang'ı Açe'den geri ala­rak Malay dünyasındaki gücünü kuvvetlendirdi. Malaka'ya yerleşen Hollandalılar ise Cohor'un zamanla yok edilmesini istedilerse de, Batavia'daki üst düzey şirket yetkilileri bu fikre pek olumlu bak­ınadılar ve eski bir müttefikleri olduğu düşüncesiyle Cohor'un bir devlet olarak muhafaza edilmesini yeğlediler.27

. .

Ancak Hollandalılar Malaka'nın iç kesimlerinde yer alan Naning'i ·1641 yılında işgal ederek yeni toprak ilhakları yaptılar. İşgalden sonra aslen Minangkabaulu olan ve kendisine veli olarak

26 B. W. Andaya, s.69. 27 B. W. Andaya, s.69-70.

J

Page 21: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

;

!

212 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

... bakılan Raca İbrahim adındaki bir müslüman lider, Hollandalılar'a karşı bir mücadele ·.başlattı. Genellikle bölgede yaşayan Minangkabaulular'ın desteklediği bu hareket, beklenilen sonucu vermedi. Raca İbrahim Kelang'taki Bugili ve Makassarlılar'ın da desteğini kazanmak ümidiyle müslüman halka bir c'ihad çağrısında bulunduysa da, umduğu desteği bulamadı. Raca İbrahim'in 1678 yılında bir Bugili tarafından öldürülmesinden sonra da, bu cihad ha-reketi etkinliğini kaybetti. 28 ,

Cohor Sultanı Mahmud Şah'ın 1699 yılında öldürülmesi üzerine Co hor dış etkilere daha fazla açık hale geldi. Yerine geçecek hiç ve.:. liahdi bulunmadığı için sultanlığın en üst askeri yetkilisi sayılan Bendahara, Sultan Abdülcelil Şah unvanıyla Cohor sultanı ilan edildi. Ancak onun döneminde kuzeydeki Taylar (Ayudhya) da yarımadanın güneyine doğru ilerlemeye başladılar ve Tay ordusu 1709'da Patani'yi aldıktan sonra Cohor'a bağlı Trengganu'yu da işgal etti. Raca Muda olarak tahta geçen Sultan Abdülcelil Şah'ın kardeşi ise, Cohor'un başkentini yarımadanın altında yer alan daha güven­likli Riau adasına taşımak zorunda kaldı. Burası da kısa bir süre sonra Avrupalı ve As yalı tüccarların sık sık uğradığı ön emri bir tica­ret merkezi haline geldi. Ayrıca, Cohor'un yeni başkenti Hindistan'dan ve Arap Yarımadası'ndan gelen din alimlerinin davet ve eğitim faaliyetleri sayesinde İslami bir eğitim merkezi oldu. Selefterinden farklı bir yol izlemeyen yeni Bendalıara hanedanlığı da, yerleşik Malay kültür ve geleneklerine sadık kalarak Cohor'un mirasını devam ettirdi. '

Ancak Riau-Cohor Sultanlığı bir taraftan Taylar'ın tehdidine ma­ruz kalırken, diğer taraftan da Hollandalılar'ın baskı ve işgaliyle karşılaştı. Çünkü Hollandahlar Malaka'yı ele geçirmelerinden sonra diğer Avrupalı sömürgeci güçlere karşı büyük bir ticari rakip olarak ortaya çıkmışlar ve bölgenin ticaretinde aktif rol oynamaya başlamışlardı. Dolayısıyla,· Malaka'da gücünü sağlamlaştıran Hollandalılar, Ocak 1784'te Riau'yu alma~ düşünces·iyle Cohor'a saldırdı ve aynı yılın sonuna doğru ise Riau-Cohor Sultanı Mahmud Hollandalılar'la bir barış antiaşması yapmak zorunda kaldı. Buna göre, Riau-Cohor Hollanda'ya bağlı bir devlet haline getirildi ve ül­kenin yönetiminde .etkili olmaya başlayan tüm Bugili göçmenler de

28 B. W. Andaya, s.72.

Page 22: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İsliimiyet 213

Hollandalılar'ın. baskısı neticesinde ülkeden kovuldu. Bölgedeki si­yasi etkinliğini artıran Hollandalılar, bundan sonra Selangor üze­rinde de hak iddia etmeye başladılar ve bir donanma da buraya gön­dererek Selangor'u da Hollanda'ya bağlı hale getirdiler. -işgale karşı koyamayan Selangor Sultanı İbrahim (1782-ı826) ise Pahang'a kaçmak zorunda kaldı. Böylece Hollandalılar, Riau-Cohor Sultanlığı'ndan Pahang'a kadar uzanan geniş bir alanda hakimiyet kurarak boğazlar ve yarımada üzerindeki denetimlerini kuvvetlen­dirdiler.29

XVIII. yüzyıl sonlarına doğru İngiliz meceracı ve tüccarlar da . Doğu ticaretinde etkili olmaya ve bölgede Hollandalılar'la rekabet etmeye başladılar. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi Kedah. Sultariını Taylar'ın saldırısına karşı korumak karşılığında 1785'te Penang adasını aldı. Fakat şirket sadece bu adayla yetinmeyerek yarımada üzerinde adı geçen adaya yakın bölgeleri de. işgal etmeye başladı. Bu durum haliyle bölgedeki Malay hükümdarlarının dikkatini çekti. Malaylı otoriteler başlangıçta İngilizler'i Taylar'a ve Hollahdalılar'a karşı müttefik olarak görmelerine rağmen, birkaç yıl sonra bu ittifak bozularak İngilizler' e karşı koymaya çalıştılar.· Kedah Sultanı Abdullah adayı İngilizler'den tekrar geri almak gayesiyle bölgedeki İlanuri kabilelerinden topladığı bir ordu ile Mart 1791'de Pena'ng'a ·saldırdı. Sultan Abdullah Pe nang halkının reisierine bir mektup ya-zarak tüm müslümanların desteğini kazanmaya çalıştı. Ancak Kedah kuvvetleri İngilizler'e karşı hiçbir başarı elde edemedi.. En sonunda Kedah Penang'ın İngilizler tarafından işgalini teyit etmek zorunda kaldı. Hatta Kedah sultanı 1800 yılında da Penang adasının karşısındaki Prai (Wellesley eyaleti) bölgesini de maaşının artırılması karşılığında İngiliz Doğu Hindistan Şirketine devretti. BÖlgedeki İngiliz hakimiyeti Hollandalılar'ın denetimi altındaki bazı' Malay topraklarının İngilizler tarafından ilhak edilmesiyle giderek genişledi. 30 Ocak ı 8 ı 9 tarihinde İngiliz Genel Valisi Sir Thomas Stamford Raffles Riau-Cohor Sultanlığı'nın Singapur valisiyle yaptığı anlaşma gereğince yarımadanın ucunda yer alan bu adada bir fabrika • kurma hakkını elde etti. 1824 yılında da Riau-Cohor Sultanı Hüseyii~:, kendis~ne ve Singapur valisine maa§ bağlama karşılığında adayı tamamen Ingilizler'e devretti. Sir Raffles kurduğu limanla bu-

29 B. W. Andaya, s.79.

1

Page 23: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

214 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

rasını kısa sürede Çin'e ve doğudaki takımadalara açılan önemli bir ticaret merkezi haline getirdi. 30

Bölgede süren İngiliz-Hollanda rekabeti 1824 tarihli İngiliz­Hollanda· Antiaşması ile sona erdirildi. Buna göre, İngilizler ve Hollandalilar Malay dünyasını Malaka Boğazı ile ikiye ayırmışlardı. Aynca Riau-Cohor devletini de Riau'yu Hollandalılar'a, Cohor'u ise İngilizler'e bırakacak şekilde ikiye böldüler. Singapur'un güneyinde yer alan adalar ile Sumatra ve Cava adaları Hollanda'nın hakimiye­tine verildi. Diğer taraftan Hollandalılar da M alay Yarımadası üze­rinde hak iddia etmekten vazgeçtiler. Borneo adası üzerinde her­hangi bir karar alınmamasına rağmen, burası da ·daha sonra Hollanda ve İngiliz söı:nürge bölgesi olarak iki parçaya aynldı. 1824 tarihli anlaşma daha sonraki sömürge döneminin sınırlarını çizme­sinin yanı sıra bugünkü Malezya ve Endonezya devletlerinin arasındaki mevcut sınınn temelini de oluşturdu. İki yıl sonra da (1826) İngilizler Singapur, Malaka ve Penang adası ile yanınada üzerindeki Wellesley bölgesini Boğazlar Sözleşmesi (Straits Settlements) olarak bilinen tek bir idari ünite olarak düzenlenerek bir İngiliz kolonisi.. haline getirdiler. 1867 yılında İngiliz Sömürge Bakanlığı'na bağlanıncaya kadar burası Hindistan'daki İngiliz otori-telerinin denetimi altında kaldı.3I ·

3üneyden İngiliz ilerlemesiyle karşı karşıya kalan Malaylı hü­kümdarlar, kuzeyden de Taylar'ın işgaline uğr.adılar. Taylar daha önce hakimiyetleri altına aldıkları' bölgelerden başka Kedah, Perlis, Kelantan ve Trengganu devletleri üzerinde de egemenlik hakkı iddia etmeye başladılar. Kuzey Malay devletlerinin iç işlerine karışınama politikası takip eden İngiliz sömürge idarecileri de, Taylar'ın güneye doğru ilerlemesine fazla ses Çıkarmadılar. Kasım 1821 'de Tay or­dusu Kedah'ı işgale başladı. Güçlü Malay kuvvetleri başlangıçta işgale karşı koymalanna rağmen, direnişi sürdüremedile.r ve Kedah Sultanı Ahmed de en sonunda İngiliz yönetimi altındaki Penang'a sığınmak zorunda kaldı. 1822 yılında da Kelantan Taylar'ın tehdidine karşı İngilizler'in koruyuculuğunu ve yardımını istedi. Selangor'un yardımıyla Taylar'ı geri püskürten Perak da 1825 yılında tekrar T~ylar'ın hakimiyeti altına girdi. Bu işgallerden sonra !(edah Sultanı

30 B. W. Andaya, s.107-108. 31 Anlaşmayla ilgili geniş bilgi için bkz. B. W. Andaya, s.122.

Page 24: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 215

Ahmed ve onun oğullannın Taylar'a kaişı .verdikleri mücadele Malaylı ve müslüman_ olmayanlara karşı verilen bir cihad hareketine dönüştü. Kedah prenslerinin ve müslüman alimierin liderliğinde yaklaşık 20 yıl süren bu cihad hareketi, diğer Malay devletlerindeki müslüman halkın da desteğini kazanmıştı. 1831 yılında Sultan Ahmed'in yarım Arap kuzeni sayılan. Tunku Kudin Kedah'ı

Taylar'dan geri alıp 6 ay burasını elinde tuttuktan sonra tekrar Taylar'a terketmek zorunda kaldı. 1826 tarihinde Bangkok'ta imza­lanan İngiliz-Tay Antiaşması Kedah'ı Tay bölgesi olarak ilan eder­ken, Kelantan ve Trengganu'nun statüsünü müphem bıraktı.32

Tayland Kralı V. Rama bu bölgelere Tay resmi görevliler ataya­rak bölgenin idaresini doğrudan yönetimi altına aldı. Mahruli siyasi üniteler dağıtılarak Malay liderleri ve aileleri savaş esiri olarak Bangkok'a götiİrüldüler. Doğrudan yönetim daha sonra dolaylı yö­netime dönüştürül~rek bölgedeki Tay idaresi sağlamlaştınldı. Taylar'ın gruplar halinde bölgeye göç etmesi teşvik ·edilirken, Malaylar yerlerinden edildiler ve hatta bazı yerleşim merkezleri resmen devlet eliyle kaldınlaralç halk yeniden iskana zorlandı. Muhtemel bir Malay ayaklanmasını önlemek gayesiyle sınırda .hazır tutulan Tay ordusu, sonuçta iç ekonominin zayıflamasına neden oldu. Malaylar Tayland'a ilhak edilmelerine şiddetle karşı çıktilar. Onların mahalli tarihleri ve folklorü, bir taraftan Tay zulmüne ve işgaline dikkat çekerken diğer taraftan da Malaylar'ın Taylar'a karşı kazandıkları birçok mahalli zaferi vurgularlar. Patani kraliyet ailesi­nin çöküşüyle ve Kelantan kraliyet ailesinin de XIX. yüzyıl sonunda bu bölgeyi geri alamamasıyla birlikte kuzey Malay devletleri tama­meri-Tay hakimiyeti altına girdi. 33

. Yarımadanın güneyindeki diğer Malay devletleri de_ zamanla İngiliz sömürge idaresinin parçası haline geldiler. Boğazlar bölge­sine mensup Çinli ve İngiliz tüccarlar, bu devletlerdeki Malaylı reis­Ierin iç işlerine müdahale ederek birini diğerine karşı destekleme eğilimi içine- girdiler ve Batı dünyasının ihtiyaç duyduğu kalay ma­denlerini elde etmek için çaba sarfettiler. Gerek mahalli reisierin kendi aralanndaki çatışmalar gerekse Çinli madenci topluluklan _ arasındaki çatışma ve rekabet, zaman zaman Perak, Selangor ve

32 B. W. Andaya, s.117-120. 33 Provencher, s.147.

Page 25: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

216 Yrd.Doç.Dr. İsmailHakkı GÖKSOY

Negeri Sembilan devletlerinde iç savaş durumuna dönüştü. Bu savaşlar sadece Çinliler ile Malaylar arasında cereyan etmeyip,' daha çok birbirleriyle ittifak kuran Çinli ve Malaylar t--azan da Avrupalılar), yine birbirleriyle ittifak kurmuş olan Çinli, Malaylı ·ve A vrupalılar'a karşı savaşmakta idiler. Malay sultanları da zaman zaman olaylara müdahale ederek bir tarafı diğeri aley~ine destek"'­lemekteydiler. Fakat uzun dönemde kalıiy savaşlan tüm Malaylı reisierin durumlan m zayıflattı .. Çünkü tüccarlar İngiliz sömürge oto­ritelerinin Malay devletlerinin işlerine karışmalan yqnünde talepte· bulunuyor ve ticari faaliyetlerinin yanınada üzerinde daha çok genişlemesini istiyorlardı.34

İngiliz yetkilileri de, özellikle Kasım 1873'te atanan yeni genel vali Andrew Clarke Malay devletlerinde İngiliz sömürge idaresinin genişletilmesi taraftan idi. Dolayısıyla İngilizler Perak'a müdahafe ederek 20 Ocak 1874 tarihinde hanedanlık kavgalan içine düşmüş olan Peraklı reislerle Pangkor Anlaşması olarak bilinen bir anlaşma imzaladılar. Bunagöre İngilizler Raca Abdullah'ı Perak' Sultanı ola­rak tanımalannın karşJ}ığında ·eyalete bir İngiliz temsilcinin (resident) atanmasım kabul ettirdiler. "İslam dini ve ·Malay gelenek ve görenekieri hariç diğer tü~ hususlarda" İngiliz temsilci sultana d-anışmanlık yapacaklardı. · Malaylar sultana danışman olarak atanan İngiliz yetkililerini "raca muda" olarak adlandınrlarken, İngilizler ise "resident" olarak isimlendirdiler. Buna karşılık Perak sultanı da anlaşmazlıkların çözümündeki katkısından ve bazı hizmetlerin yapılmasından dolayı İngilizler'e vergi ödeyecekti.35 Bu antlaşma yarımada üzerindeki Malay devletlerinin tüm idari işlerinin z~anla Ingilizler'in denetimi altına girmesiyle ve bölgede tam bir Ingili_z sömürgesinin kurulmasıyla sonuçlandı.

İngilizler diğer Malay devletleriyle de benzeri düzenlemeler geliştirdiler. Nitekim, daha sonra Cohor, Selangor, Negeri Sembilan ye Pahang · hükümdarlarıyla da benzeri antlaşmalar imzalandı. Böylece Malaylı sultaniann yetkileri Malay hayatını temsil eden İslamiyet ve Malay adetleriyle sınırlı kalırken, İngilizler daha fazla ye-tkiye sahip oldular. Residender kendi yönetimleri altmda çeşitli idari birimler kurarak çalışan elemanlannın sayısını. artırmaya ve

34 Provencher, s.145. 35 Anlaşma için bkz. B. W. Andaya, s.154-155.

Page 26: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 217

sömürge yönetiminin tüm hizmet alanlannı kurmaya başladılar. Bu durum mahalll yönetimlerden sorumlu Malaylı reisieri de olumsuz yönde etkiledi. Zamanla bunların bazılan savaşlarda öldürülürken, bazılan da ya memleketlerinden şürüldü ya da korsanlık yaptıklan · gerekçesiyle cezalandınldılar. Geri kalanları ise emeklilik karşılığında İngiliz sömürge idaresinin maaşlı memurları. haline geldiler. İslam diniyle ve dini adaletle ilgili işlerde İngilizler ta­rafından tek otorite kabul edilen sultanlann. durumu ise reisierin fe­ragatıyla güçlendi ve onlara da aktif olarak siyasi ve ticari faaliyet­lerden el çekmeleri karşılığında maaş bağlandı. Yüklü yardım ve maaşlarla desteklenen bazı sultanlar önceki halefterinden daha fazla yetki ve z~nginlikler elde ederlerken,, bazılan da kendi durum­larının selameti için genellikle residenderin tavsiyeleri , doğrultusunda hareket eden mahalli idareciler oldular. Ancak Co hor sultanlan Malaka sultanlık ailesinin soyundan geldikleri için eski ti­cari ve idari geleneklerinin bilincinde idiler. Dolayısıyla Cohor hane­danlık ail~si üyeleri, başkalanna nazaran kendi devletlerinin siyasi işlerinde ve modern ticart gelişmelerde aktif rol almaya çalıştİlar. Malay halkının öncekinden daha fazla geleneklerine ve dinlerine bağlı kalrı;ıalan da, sultanlannın gücüyle ve onlara bağlılıklanyla öl­çülür hale geldi.36

Temmuz 1896'da Kuala Lump~r başkent olmak üzere dör~ dev­let 'iFederal Malay Eyaletleri" adı altında birleştirilerek merkezi bir idari sisteme bağlandı. 1909 yılında da merkeziyetçiliğe doğru yeni bir adım olarak Singapur'da- oturan İngiliz Yüksek Komiser'in başkanlığında bir federal konsey oluşturuldu. Ancak bu konsey Malay sultanlannın yetkilerinin artırılmasından ziyade İngiliz Yüksek Komiserliği'nin otoritesini kuvvenlendirmişti.37 İngilizler 1909 yılında Taylar'la yaptıklan İngiliz-Tay Anlaşması ile de Patani hapç diğer kuzey Malay devletlerinden Kelantan, Trengganu, Kedah ve Perlis üzerindeki egemenlik hakkını elde ettiler. Böylece bu ku­zey Malay devletleri de en sonunda İngiliz egemenliğine girerek sömürge yönetiminin birer eyaleti haline geldi.38 Ancak İngilizler'in bu eyaletlerdeki ticari ve idari yayılması, Perak, Selangor, Negeri Sembilan, Pahang ve Cohor eyaletleri kadar değildi. 1824 tarihli

36 Provencher, s.146. 37 B. W. Andaya, s.182-184. 38 B. W. Andaya, s.197.

. /

Page 27: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

i!

218 Yrd.Doç.D,r. İsmail Hakkı GÖKSOY

İngiliz-Hollanda Antiaşması gibi 1909 tarihli İngiliz-Tay Antiaşması da bugünkü Malezya ile Tayland arasındaki uluslararası sınırı belirledi. XVTI. yüzyılda en önemli Malay sultanlıklarından biri olan -Patani ise bu antiaşmayla Taylar'ın hakimiyeti altında bırakilmış ve bugünkü modern Tayland sınırları içinde etnik ve kültürel bakımdan farklı ve bir azınlık grubu olarak yaşamaya terkedilmişlerdir. . . .

Borneo adası üzerindeki İngiliz yayılmacılığı da XIX. yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşti. Saravak eyaleri · XLX. yüzyıl ortalarına kadar Bruney Sultanlığı'na, Sabah eyaleti ise güney Filipinler'deki Sulu Sultanlığı'na bağlıydı. Ancak bu eyaletler daha önce ticari bakımdan önemli sayılmamaktaydı. Çok sayıda kabile ve köy reisi-

. nin bulunduğu bu topraklarda fazla nüfus da yaşamamaktaydı. 1839 yılında Singapur' a gelen James Brooke (1803..: 1863) adındaki bir Ingiliz maceracı Bruney sultanına karşı isyan eden kabileterin bastınlmasında gösterdiği yararlılık sebebiyle aylık SOO İngiliz ster­lingi karşılığında Bruney sultaİundan Sariıvak Nehri etrafındaki geniş bir. arazinin idaresini aldı. Brooke ailesi İkinci D.ünya Savaşı'na kadar küçük bir Malay köyü olan Kuching'i idare merkezi yaparak Saravak'ı idare eden "beyaz racalar" hanedanı!lın lçurucuları oldular. Brurney Sultam 1853 yılında da geri kalmış lhan topluluk­lannın yaşadığı bölgeleri yıllık 1500 Amerikan doları karşılığında bu aileye verdi. 1846'da İngilizler Hollandalılar'ı uyararak bölgenin sö­mürgeleştirilmesinin kendilerine ait olduğunu bildirmişler ve ertesi yıl da Brurney sultanıyla bir anlaşma yaparak ada üzerindeki tüm imtiyazların İngilizler'in onayından geçmesini hükme bağlamışlardı. Aynı anlaşmayla Bruney sahildeki Labuan'ı da ticaretin gelişmesi düşüncesiyle Ingilizler'e vermişti. Borneo'nun kuzeyindeki Sabah eyaleti ise 1881 yılında kurulan Kuzey Borneo Şirketi vasıtasıyla İngiliz hfikimiyeti altına girdi. Bundan birkaç yıl ön~e (1877) Sulu sultanı burasını yillık 5.000 Amerikan doları karşılığında Baron vqn Overbeck adlı Avusturyalı bir iş adarnma kiraya vermişti. Ancak bir İngiliz iş adamının bu hakkı ondan devralmasından sonra İngiliz hü­kümetinin desteğiyle kurulan şirket bölgenin sömürgeleştirilmesini ele geçirdi. 39 ·

39 Borneo'nun sömürgeleştirilmesi hak.kuida geniş bilgi için bkz. B. w: Andaya, s:ı26-129,185-191; Hall, s.543-579; L. E. Williams, South-East Asia: A History, New York 1976, s.250-252.

Page 28: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 219

5. Sömürge Döneminde İslamiyet'in Durumu

XIX. yüzyıl ortalannda İngiliz sömürge idaresinin genişlemeye başlamasından önce yarımada üzerindeki Malay devletlerinde İsHimiyet'in durumu ve din işlerinin işleyişi hakkında çok az bilgi bulunmaktadır. Sultanlar siyasi otoritenin yanı sıra dini otoriteyi de temsil etmelerine rağmen, daha sonraki yüzyılda olduğu . gibi teşkilatlı ve merkezi bir yapıya sahip din bürokrasisinin olmadığı anlaşılmaktadır. Zaman zaman bazı hükümdarlar saray. çevresin­deki ve büyük yerleşim r,nerkezlerinin dışındaki camilere de din gö­revlileri atamasına rağmen, kırsal kesimlerde din işl~rinin daha çok maha111 hoca ve tarikat şeyhleri tarafından yürütüldüğü tahmin edil­mektedir. Buna rağmen mevcut kaynaklardan Malay devletlerinde en. yüksek din görevlisinin kadı olduğu bilinmektedir. Özellikle · Cohor'da sultanlıkta en itibarlı ve saraya yakın olan alimler arasından atanan kadılar temel bakanlıklardan sonra üst düzey yetkili sayılmaktaydı. Kadılar dini konularda· sultana danışmanlık yaparlar ve merkezdeki müftü ve cami görevlilerinin. atanmasıncla ona yardımcı olurlardı. Aynca din! malıkernelerin başkanı olarak da­vaların adaletli bir şekilde sonuçlandırılmasını takip ederlerdi. XVIII. yüzyılın ikinci yansı ile XIX. yüzyıl başlannda bağımsız ha­reket eden alim ve hocalann sayısının artmasıyla, Hadramutlu şeyh ve seyyidlerin ülkeye gelip yerleşmeleriyle birlikte kadılar zamanla halk üzerindeki nüfuz ve idbarlannı kaybetmeye başladılar. Kırsal kesimlerde de köy camilerinin başı olarak imamlar ile Cuma hutbe­lerini okuyan ve nikah merasimlerini gerçekleştiren hatipler bulun­maktaydı. Bunlann altında da bilal adı verilen müezzinler ile idari ve dini görevlerin icra edilmesini takip eden penghulu mukim denilen köy reisieri vardı. Surau denilen köy cami ve kompleksinde ibadet­lerin yanı sıra din eğitimi verilmekte, din! ve içtimal toplantı ve kut­lamalar yapılmaktaydı.40

XIX. yüzyıl sonuna doğru İngiliz idaresinin Malay yanmadasında tamamen kurulmasıyla birlikte din işlerinden so­rumlu ayn bir bürokratik yapı oluşmaya: başladı. İngilizler'in ilk defa 1874 yılında Perak sultanıyla imzaladıklan Pangkor Anlaşması ve daha sonra diğer hükümdarlada yapılan benzeri antlaşmalarda Malay sultanlan siyasi yetkileri açısından İngiliz temsilcilerine

40 L. Y. Andaya, "Malay Peninsula", Encyclopedia of Islam (new ediıion), VI, 235-236.

1

Page 29: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

; : ~

220 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

bağımlı kılınırken İslam dini ve Malay gelenekleriyle ilgili husus­larda serbest bırakıl:inışlardı. Dolayısıyla idari hususlarda yetkili olamayan sultanlar İngilizler'in merkeziyetçi idari. sistemini örnek alarak din _işlerinin· idaresini düzenlemeye çalıştılar. Esasen Malay Yarımadası' ndaki eyaletlerde din işlerinin idaresi, yani başkadılıkHınn teşekkülü, konsey ve dini komitelerin oluşturulması, dini hukuk, eğitim ve ibadet ile mali işlerin idaresi tamamen onların denetimi altındaydı. 1909 yılına kadar Taylar'ın hakimiyeti al~ında kalan Trengganu, Perlis, Kedah ve Kelantan'da gerek Taylar'ın ge­rekse İngilizler'in bu eyaletlerdeki reformlarına karşı koymak için sultanlar din işl~riyle ilgili bazı düzenlemeler yaptılar. Aslında, XX. · yüzyılın başlarında çoğu eyaJetler bir din bürokrasisi oluşturmaya ·başladılar. Mesela, Perak eyaleti din işlerin koordinasyonundan so­rumlu Reisler ve Alimler Konseyi kurarken, Selangor EyaJet Koİıseyi'ne, Cohor da Bakanlar Konseyi'ne bağlı çeşitli dini komite ve konseyler oluşturdular. Üyeleri sultan. tarafından atanan bu kon­seyler sultana dini işlerde danışmanlık görevi yapmaktaydı. Yine sultanlar tarafından atanan eyalet müftüsü ve başkadı da bu ku­ruluşlara asil üye olarak seçilmekteydi. _Bu konseyierin kuruluşu aynı zamanda modernist eğilimli dini fıkir_ve düşüncelerin eyaletler­deki, idari çevrelerde taraftar bulmasını önlemeye yönelikti. Nitekim, daha önce bağımsız olarak hareket eden köylerdeki ve diğer kırsal kesimlerdeki köy hocalan ile yerel din alimleri de bu tür konseyiere üye yapılmıştı.41

Diğer taraftan bazı sultanlar İngilizler'in hukuk alanındaki et­kinliklerine karşı koymak ve Malay toplumunun idaredeki katılımını artırmak gayesiyle İslam hukukunu eyaletlerin hukuk sisteminin bir parçası yapmaya çalıştılar. Mesela, 1880 yılında Perak bir başkadı atayarak dini mahkem'eleri ona bağladı. 1884 ve 1904 yıllan arasında da Selangor Sultanı Raca Muda Süleyman, evlilik ve boşanma ile ilgili dini ·hükümleri kanun haline getirerek sis­temleştirmeye çalıştı. İslam sivil ve ceza hukukunu uygulayan mah­kemeler kurarak yeni kadılar atadı. Kelantan'da da benzeri bir dini teşkilatlanmaya gidildi ve bazı hukuki düzenlemeler yapıldı. "Maha Menteri" adıyla bilinen resmi bir görevli dini kuralların tatbik edil­mesini, Cuma namazlannın devamını, mahalli imamlar üzerinde eyaletindenetimini öngoren yeni düzenlemeler yaptı. Aynca zekat

41 L. Y. Andaya, "Malay Penin.sula", Encyclopedia of Islam (new.edition), VI, 236.

Page 30: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 221

ve fıtre toplama işiyle ve dini ibadetlerin yerine getirilmesini takip. etmekle görevli polis kuvveti oluşturdu. Ancak 1905 ve 1909 yıllan arasmda İngilizler eyalet hükümetini kuvvetlendirmeye yönelik çalışmalan çerçevesinde yeni sivil mahkemeler açarak dini malıke­rnelerin etkisini sınırlamaya.çalıştılar. Bundan böyle dini malıkerne­lerin yetki alanı büyük ölçüde evlilik, boşanma ve miras davalanyla sınırlı kaldı. Ancak namaz, oruç ve diğer dini ibadet ve muamelelerle ilgili hususlarda da çeşitli düzenlemeler yapmaktaydılar. Vakıf gelir- · lerinin idaresiyle ilgili sorumluluk imamlardan alınarak sivil memur­lara devreqildi. Ancak köy camilerini ve köy gelirlerini denetleme yetkisi müftülere verildi. Müftü aynı zamanda eyaletin maaşlı resmi bir görevlisi ve dini mahkemenin başkanı idi. 42

Aynca sultanlar dini işlerin idaresini merkezi bir sisteme bağlamaya o çalıştılar. Gerek şehirlerdeki gerekse. kırsal kesimler­deki din hizmetlerinin daha düzenli bir şekilde yapılabilmesi"ni sağlamak amacıyla eyalet bürokrasisine. bağlı çeşitli dini te~kilatlar

. kurdular. 1915 yılında Kelantan'da sultan halk arasında Majlis Agama olarak bilinen İslam bini ve· Malay Gelenekleri Konseyi (Majlis Agama Islam dan Istiadat Melayu) adında bir dini konsey kurdu. Konsey diğer Malay eyaJetlerinde kurulan benzeri teşekküller gibi dini adaleti yaygınlaştırmayı ve köylerdeki din gö­revlilerini doğrudan kons.eyin denetimi altına almayı hedefliyordu. Nitekim konseyin kurulmasıyla birlikte eyaJetteki tüm dini mahke­meler ve. köy camileri üzerindeki denetim bu meclise devredildi. Doğru dini hükümleri ve fetvaları verınede tam yetkili bir organ ola­rak kabul edilen konsey, aynı zamanda zekat ve fitrenin toplan­masından da soqımlu idi. Daha sonraki yıllarda meclis İngilizce, Arapça ve Malayca eğitimi destekleyerek hem dini derslerin hem de kültür derslerinin ôkutulduğu okullar açtı. Bunun yanı sıra 15 günde bir dergi yayımiadı ve dini konularda çeşitli telif ve tercüme eser çalışmalan gerçekleştirdi. 43

Aynı dönemlerde meydana gelen bazı gelişmeler de Malay toplumu.nun şuurlanmasına ve bilinçlenmesine' katkıda bulundu. Özellikle. XX. yüzyıla kadar süren sÖmürgecilik .tecrübesi, para eko­nomisi, yeni toprak sahipliğiyle ilgili düzenlemeler, yeni ekonomik

42 ~. I. M. Lapidus, A History of Muslim Societies, Cambridge 1989, s.777-778. 43 Jolın Funston, "Malaysia", The Politics of lslamic Reassertion (nşr: Mohammed

Ayoob), London 1981, s.166.

J

Page 31: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

ll

~ 222 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

faaliyet şekilleri, şehirleşme, modern bürokrasinin· yaygınlaşması ve yaygın eğitimin başlaması gibi hususlann uygulamaya konrriasıyla birlikte Malaylar arasında bir şuurlanma hareketinin ortaya çıkmasına vesile oldu ve Malaylar geri kalmışlıktan kurtulmak için çeşitli arayışlar içine girdiler. Aynı zamanda XX. yüzyılın ilk otuz yılında çok hızlı ve yoğun bir şekilde ülkeye gelip yerleşen birkaç·· milyon göçmenin de Malay toplumu üzerinde büyük ·etkisi oldu.

· Çinliler'den ve Hintliler'den meydana gelen bu göçmenler kalay ma­denlerinde ve kauçuk plantasyonlannda çalıştınlmak üzere İngilizler tarafından getirtilmişti. Kalabalık göçmen grupları halinde yanmadaya gelen Çinliler'in yaklaşık % 80'i kalay ve kauçuk üreti­minde çalışmaktaydı. Borneo adasına gelen Çinli nüfusun büyük bir bölümü de yine aynı dönemlerde .aynı ga.yeyle bölgeye yerleşmişlerdi. XX. yüzyılın başlarında Malaylar, dııha önceki yüzyılda gerçek sahipleri oldukları bazı bölgelerde çok az farkla çoğunluğu teşkil eder hale gelmişlerdi. 1921 yılında da Malaylar kendi toprakları üzerinde dışardan gelen bu göçmenler sebebiyle azınlık durumuna düşmüşlerdi.44 Göç dalgasından en az etkilenen bölgeler, yanınada üzerindeki kuzey Malay eyaJetleri idi. Bu kitle­sel göçler geleneksel Malay ticari ve siyasi yapının çökmesiyle ve yabancı unsurlara dayanan bürokratik idareye ve şirket ekonomi­sine hızla geçişiyle birlikte Malay kültürünü ve toplumunu derinden sarstı. Başlangıçta işçi olarak çalışan göçmenler ticarete atılİp sö­mürge ekonomisinin mali işlerinde çalışmaya başlayınca kısa sü­rede gelir seviyelerini yükselttiler. Bu durum Malaylar arasında bü­yük bir rahatsızlık meydana getirdi ve bu topraklann gerçek 'Sahibi­nin kendileri olduğu bilincine varmaları'nı sağladL Dolayısıyla gelişmenin meyvelerinden faydalanacak esas kitlenin kendileri ol­duklarını iddia etmeye ve· kendi durumlarını yükseltmek için çeşitli yollar aramaya başladılar: Malaylar'ın geri kalmışlığına çözüm yolu bulmak ·için ilk girişimler daha çok müslüman modernİstler ta­rafından başlatıldı. Malaylar'ın siyasi ve ekonomik bilinçlenmesine katkıda bulunan modernİstler modern eğitim sistemiyle müslüman­ların gelişmesinin mümkün olabileceğini savunmakta ve dini ve sosyal alanlarda yenilik yapılmasını istemekteydiler. Geleneksel dini anlayışın ve halk arasındaki dini kaynaklı hurafelerin yerine İslamiyet'in ilk kaynakları olan Kur'an ve Sünfiet'e dönülmesi

44 1921 yılındaMalay yanmadası ile Singapur'da nüfusun% 49'u Malay,% 35'i Çinli ve % ı4'ü de Hintli idi (Bkz. Funston, s.188, not 4).

Page 32: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet' 223

çağrısında bulunmaktaydılar .. M_odernistlerin bazı yazıları sömür­gecilik aleyhtarlığı ve pan-malayizm (Malezya ve Endonezya'nın birleşmesi fikri) gibi siyası konuları da ihtiva etmekteydi. Muhafazakar dini e~tim kurumları tarafından muhalefet edilmesine rağmen, modernİst Islami eğilim bilhassa eğitim görmüş genç nesil­ler üzerinde etkili oldu. 45

İngiliz sömürge yönetiminin tam olarak yerleşmesi ve sömürge ekonomisinin gelişmesiyle birlikte, ülkede islamı kaynaklı yeni ve modernİst fikir ve hareketler ·de hız kazandı. Modernİst islamı düşüncenin geliştiği en önemli bölge Malaka, Penang ve Singapur'dan meydana gelen Boğazlar bölgesi idi. 1867 yılında· İngilizler tarafından oluşturulan ve kozmopolit bir toplum yapısına sahip olan Boğazlar bölgesi, işçi ve sermaye akımının yanı sıra mo­dern fikir ve düşüncelerinMalay Yarımadası'na girmesinde bir kapı vazifesi görmekteydi. Özellikle Singapur yarımada üzerindeki Malay eyaletlerinde kabul görmeyen bazı yeni dini ve siyası fikirle­rin tartışıldığı ve Mekke'ye hac için gidecek olan Güneydoğu Asya müslümanlarının uğradığı önemli bir liman idi. f819 yılında bu şehrin kuruluşundari sonra kalabalık bir Malay toplumunun yanı sira bu­raya gelip yerleşen Arap, Hintli ve Endonezyalı müslümanlar ile Çinliler'in etkinlikleri karşısında İslamiyet çeşitli etnik gruplar arasında birleştirici bir rol oynadı. Özellikle Minangkabau'dan gelen göçmenler ile Cavalı jşçiler sömürge ekonomisinin ihtiyaç duyduğu insan gücünü sağlamaktaydı. Ayrıca XIX. yüzyılın sonlarında bu-. harlı gemilerin kullanımının yaygınlaşması neticesinde Singapur li­manı Kuzey Sumatİa'daki Açe limanının yerini alarak İsHim dün­yasının merke~i sayılan Ortadoğu'ya açılan takımadaların yeni bir kapısı oldu ve takımadalardan Mekke'ye hac için gidenlerin çoğu Singapur limanını kullanmaya başladı. Özellikle Hollandalılar'ın hacca getirdikleri kısıtlamalar neticesinde İngiliz yönetimi altındaki Singapur Endonezyalı hacılar için ana hac limanlanndan biri haline gelmişti. Singapur aynı zamanda önemli dini eğitim merkezlerinden. biri idi ve. bu önemini XIX. yüzyılın son çeyreğinde ve 1920'li yıll~da Penaıig'a kaptınncaya kadar sürdürdü. Ayrıca Singapur, önemli oranda Arap ve Hint asıllı müslüman toplumların· yaşadığı bir yer idi. Takımadalardan, Ortadoğu ve Hindistan'dan gelen müslümanlar yeni dini fikirleri tartişmakta, Arapça bazı eserleri Malayca'ya ter-

45 Fwıston, s.l67

J

Page 33: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

224 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

cüme etmekteydiler. XVII. yüzyıldan itibaren Güney Arabistan'ın Hadramut bölgesinden gelen ve soylarını Hz. P.eygamber'e da­yandıran Araplar, dini faaliyetlerde aktif rol aldılar. Amplar'ın çoğu hac mevsiminde Mekke'ye hac seferleri düzenleyerek büyük gelirler ·elde ederken, bir kısmı da arazi ve ev satın alarak, plantasyonlara ve ticarete yatırım yaparak, batik ve baharat gibi ürünlerin ticare­tiyle meşgul olarak varlıklı müslümanlar olmuşlardı. Özellikle Hadramutlu şeyh ve seyyidler Malay toplumunda dini özelliklerin­den ve dindarlıklarından dolayı 'kendilerine saygı duyulan önemli bir sosyal statüye sahiptiler. Dini eğitim alanın<;laki yaptıklan faaliyet­lerle ve inşa ettirdikleri camilerle dini hayata canlılık getirmekteydi ... ler. Bundan başka Hindistan'ın Malabar bölgesinden gelen müslü­man tüccarların Malaylı kadınlarla evliliklerinden doğan yeni bir nesil ortaya çıkmıŞtı. "Jawi Peranakan" toplumu olarak adlandmlan bu kesim daha çok memur, mütercim öğretmen ve tüccar ol~rak çalışmakta ve Arap toplumundan sonra sosyal statü ve ekonomik zenginlik açısından ikinci sırada yer almaktaydı. Bunlar Malayca roman ve hikayelerin yazımı ile Arapça eserlerin tercümesine büyük önem ve destek vermekteydiler. XIX. yüzyılın- sonlarında

Singapu:r'da elle çalışan birkaç tane matbaa kurarak Arapça, Malayca ve bazı mahalli dillerdeki dini literatürün zenginleşmesini sağladılar. Yarımada üzerindeki mahalli yetkililer bu tür dini dergi, gazete ve kitapların yayımıanmasına geleneksel dini anlayışa zarar vereceği düşüncesiyle pek olumlu bakmazlarken, Boğazlar bölge­sindeki İngiliz otoriteleri ise kendi politikalarına ters düşmediği müddetçe bu faaliyetlere ılımlı bir tavır takınmaya özen göstermek­teydiler. Tüm bu müslüman toplumlar Singapur'da kozmopolit bir müslüman ortamını meydana getirmişlerdi.46

• 1

Malezya'da Islam modernizminin öncüleri arasında yer alan en önemli müslüman lider, aslen Sumatralı olan Şeyh Tahir Celilleddin idi. 1869 yılında Sumatra'nın. Bukittingi şehrine bağlı Arnpek Angkok kasabasında doğan Şeyh Tahir Celaleddin, ilk dini tahsilini memleketinde yaptıktan sonra öğrenim gayesiyle Mekke'ye gitti. 1900 yılında Mekke'den dönüşünde Malezya'ya yerleşti.

46 William R. Roff, "South-East Asian Islam in the. Ninetetmth Century", The Cambridge History of Islam (nşr: P.M. Holt ve dğr.), Cambridge 1970, 11-A, s.177; Harry J. Benda, "South-East Asian Islam in the Twentieth Century", The Cambridge History of Islam (nşr: P.M. Holt ve dğr.), Cambridge 1970, 11-A, s.184-185; l:.apidus,

. s.761.

Page 34: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslô.miyet 225

Sumatra'nın Minangkabau bölgesini 1923 ve 1927· yılları· arasında iki defa ziyaret etti ve ik~nci ziyaretinde Hollandalılar tarafından halkı sömürge idaresine karşı kışkırttığı gerekçesiyle tutuklanarak 6 ay hapiste kaldı. Çanking (Tjanking) adlı meşhur bir aJ.imin oğlu olan Şeyh Tahir CeHUeddin, Kahire'deki Ezher Üniversitesi ile doğrudan ilişkisi vardı ve Londra dahil bazı Batı ülkelerinin başkentlerini de ziyaret etmişti. Singapur'da 1906 ve 1908 yılları arasındaMalay di­linde yayımladığı El-İn:zam (Al-Imam) adlı dergi, geleneksel İslfun'ı

. sürekli sorgulayan ve modern fikirleri savunall_ bir yayın idi. El­İmam dersisi dünyadaki önemli olaylar ve güncel konular hakkında, özellikle Islam dünyasındaki gelişmeler ve dini meseleler üzerin­deki makaleleri ihtiva etmekteydi. Dergi esas itibariyle müslüman toplumun ilerlemesi gerektiğini savunmakta ve Batı ile olan yanşta müslümanların niçin geri kaldıklarını izah etmeye çalışmaktaydı. Doğrudan dinle ilgili olan hususlarda dergi genellikle Mısırlı mo-. dernistlerden Muhammed Abduh'un aynı konuyla ilgili görüşlerinden ve Mısır'da yayımlananEl-Menar (Al-Menar) adlı dergiden alıntılar yaparak çözü~ Y,Olu önermekteydi. Hatta Şeyh Tahir bizzat kendisi Ezher sayesinde gözlerini açtığını belirtmiş ve bu kuruma karşı duyduğu sevgi ve b!iğlılıktan dolayı da isminin önüne "el-Ezhen" adını eklemişti. El-Imam dergisi tasavvufa karşı olumsuz bir tavır takınmış ve hatta geleneksel fıkıh kitaplarından alıntılar yapmayı· yasaklayan ve dini meselelerde sadece Kur'an ve Sünnet'in esas alınmasını öngören bir fetva da yayımlamıştı. Aynca mevlüt okunur­ken geleneksel olarak yerleşmiş olan ayağa kalkma adetine şiddetle karşı çıkmıştı. Okuyucu kitlesini genellikle şehirlerdeki okuma-yazma bilen ve eğitim görmüş kişiler arasında bulmasına rağmen, kırsal kesimlerde de yer yer okunmakta ve çoğu Malay eyaletlerinde dergjnin temsilcileri vardı. Dini ilimierin yanı sıra tarih, coğrafya, matematik ve sanatla ilgili 4erslerin okutulduğu ve mo­dern eğitim araç ve gereçlerin kullanıldığı medreseterin açılmasıyla dergi geniş halk kitleleri üzerinde de etkili oldu. Dergi . sadece Malezya'da değil Endonezya'da da ·büyük bir okuyucu kitlesi bulmuştu. Sıımatra, ··cava, Kalimantan ve hatta Sulavesi'de • dağıtılmaktaydı. Cava'da Cakarta, Ciancur, Surahaya ve Semarang, Kalimş.ntan'da Pontianak ve Sambas, Sulavesi'de ise Ujung Pandang (Makassar) şehirlerinde derginin temsilcileri vardı. Dergide yayımlanan ~irçok makale, aynı zamanda Sumatra'nın Padang şehrinde Hacı Abdullah Ahmed tarafından çıkarılan moder­nİst eğilimli El-Münir (Al-Munir) adlı dergide de aynen ya da

J

Page 35: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

226 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

kısmen iktihas yoluyla yayımlanmaktaydı. Şeyh Tahir Celaleddin· Singapur'da 1908 yılında Raca Hacı Ali bin Ahmed adındaki Arap asıllı bir müslüman lider ile birlikteEl-İkbal el-İslamiyye (Al~Iqbal al-Islamijah) adında bir de okul açmıştı. Fakat bu okul mali zorluk­lar sebebiyle birkaç yıl sonra Endonezya'nın Riau adasına taşınmak zorunda kaldı ve burada Şeyh Tahir'in katılımı olmaksızın eğitim faaliyetlerinebir süre daha devam etti.47

Modernist eğilimli diğer bir müslüman ilim de, yine El-İmam dergisinin yazarlarından olan Seyyid Ahmed el-Hadi (1867-1934) idi. Penanglı Arap asıllı bir aileden gelen Seyyid Ahmed el-Hadi, Mısır İslam modernizminin savunucularından Muhammed Ahduh ile İslam birliği (panislamizm) fikrini savunan Cemaleddin Efgani'ye karşı· büyük bir hayranlık duymaktaydı. Malaylı müslüman kadınların. haklarının savunuculuğunu da yapan el-Hadi, 1926'da El­İhvan (Al-lhvan) adlı çağdaş fikirleri savunan bir Malayca dergi çıkarmaya başladı. Bu dergideki yazıların bir kısmı İslam birliği, Malay birliği ve sömürge aleyhtarlığı gibi konuları işlerken, bazıları da Arapça'dan Malayca'ya çevirisi yapılmış dini konulardaki yazıları ihtiva etmekteydi.

Bu dergilerin· özellikle federal Malay ey aletlerinde temsilciler bulundurması ve bazı din allmlerinin modernistlerin açtıklan okul­lara (medreselere) ilgi göstermeleri neticesinde yeni İslami fikir ve görüşler şehirlerin dışında da taraftar bulmuştu. Ancak geleneksel dini anlayışın güçlü olduğu sultanlıklarda ise,. sultanlar İslam diniyle ilgili tüm işlerin idaresinden sorumlu oldukları içinİslam modernizmi bu tür eyaletlerde fazla destek bulamadı. Hatta bazı sultanların mo­dern fikir ve düşüncelerin savunulduğu .dini muhtevalı dergi ve gaze­telerin kendi yönetimleri altındaki eyaletlere girmesini önlemek ga­yesiyle bazı tedbirler aldığı belirtilir. Çünkü modernist eğilimli basın geleneksel dini bürokrasiye karşı olumsuz bir tavır aimış, bu da ida­reci sınıfiara bir saldın olarak algılanmıştı. Özellikle sultanlar sık sık seyahat eden müslüman tüccar ve davefçilerin kendi köy ve eyaletlerine gittikleri zaman mahalll alimlerin, tasavvuf erbabı sufi­lerin ve din görevlilerin dini işl~rdeki nüfuz ve yetkisini kırmaya başlamalarından rahatsızlık duymaktaydılar. Nitekim, 1934 yılında

47 Geniş bilgi için bkz. Deliar Noer, The Modernisı Muslim Movement in lndonesia (1900-1942), London 1973, s.33-35.

Page 36: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 227

. Ezher'de öğrenim görmüş modernİst eğilimli bir yazann hür irade üzerine yazdığı bir risalesi toplattmlarak halkın önünde yakılmıştı. Modernİst düşüneeye muhalif olar.ılar modern. ve yeni İslami fikirleri savunanlan "Kaum Muda" olarak adlandırırlarken, kendileri de "Kaum Tua" olarak adlandırılmay~ başlandı.48 ·

. Dini ve sosyal alanlardaki yenilikçi düşüncelerinin yanı sıra İslam birliği ve Malay birliği gibi konuları da gündeme getiren müs­lüman modernİstler 1920'1i yıllarda yabancı idarey'e karşı siyasi ve milli muhalefeti oluşturmuşlardı. Ancak 1930'lu yıllardan sonra ve 1940'lı yılların başlarında İngilizce eğitim görmüş Malaylar'ın -sayısının artmasıyla, sol ve sağ eğilimli siyasi teşkilatların kurul­masıyla birlikte inisiyatif laik eğilimli milliyetçi ve sosyalist gruplara geçti ve İslami modernizmin durumu giderek zayıflamaya başladı. Bazı müslüman modernİstler bu eğilimler içerisinde de aktif rol . aldılar. Giderek gelişen Çinliler'in tesirinden endişe eden bu kesim­ler de bazı yenilikçi ve modernİst eğilimli siyasi teşekküller ve ce­miyetler kurdplar. Başlangıçta bunların çoğu ne sultaniara ne de İngilizler'e karşı idi. Ancak Çinliler'in rekabetine karşı Malay toplu­munun menfaatlerini savunmaktaydılar. Diğerleri de İngiliz sömürge idaresine ve geleneksel Malay aristokrasisine karşı açıkça cephe almışlardı. Sömürge ve aristokrasİ aleyhtarı aydınlar 1938'de Genç MalayBirliği (Kesatu Melayu Muda) adlı sosyalist ve milliyetçi fi­kirleri savunan bir cemiyet kurdular. Kültürel ve siyasi bir gençlik teşkilatı görünümünde olan bu cemiyetin üyeleri, daha çok orta sınıftan gelen ve eğitim görmüş Malaylar'dan meydana gelmekte ve çoğu da "Büyük Malezya" idealini savunmaktaydı. Fakat cemiyetin üye sayısı yüzlerleifade edilen küçük rakamlardı. Radikal eğilimleri dolayısıyla muhafazakar Mal().ylar arasında fazla taraftar bulamadı. Ancak Japon işgali ·döneminde siyasi ve sosyal hedeflerini ger­çekleştirmek için Japonlar'la zaman zaman işbirliği içine girdiler ve savaş sonrası dönemde ise radikal eğilimli milliyetçi siyasi hareket­lere temel oluşturdular. 49

6. , Bağımsızlığa Doğru ·

·İkinci Dünya Savaşı'nın Uzakdoğu'da patlak vermesiyle. birlikte ü,İkede yeni bir döneme geçildi. Aralık 194l'de Malay Yarımadası,

48 L.Y. Andaya, "Malay Peninsula", The Encyclopedia of Islam (new ediıion), VI, 237. 49 B. W. Andaya, 249; Lapidus, s.778. ·

Page 37: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

li

228 Yrd.Doç.Dr.· İsmail Hakkı GÖKSOY

Şubat 1942'de de Singapur Japonlar'ın üstün askeri gücü karşısında dayanamıyarak teslim oldular ve savaş yıllan boyunca ülke Japonlar'ın · işgali altında· kaldı. Başlangİçta yarımada üzerindeki eyaletler ile Hollanda denetimi altındaki Sumatra ·adası askeri bir genel valinin, Singapur adası ise askeri yetkilerle donatılmış bir belediye başkanının idaresine verildi. Ancak Sumatra adası daha sonra ayn bir komutanlığa, Malay Yarımadası Japon kara kuvvet­leri, Borneo adası ise deniz kuvvetleri komutanlığına bağlandı. Tayland'ın İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri'ne savaş ilan

. etmesi karşılığında Japonlar kuzey Malay eyaJetlerinden Kedcı.h, Perlis, Kelantan ve Trengganu'nun idaresini Ağustos 1943'te bu ül­keye bıraktilarsa da, savaş sonrasında bu ilhak geçersiz sayılarak tekrar savaş öncesi statüye kavuştu.

Japonlar İngiliz sömürge rejiminin aksine Malay halkına ve aydınlarına daha yakın olmaya çalıştılar. Malaylar'ı alt seviyedeki makamlara atayarak, onlara yiyecek ve giyecek gibi hayati ihtiyaç­ların dağıtımıyla ilgili kurumlarda ·görev vererek mahalli halkı Çinliler'e ve Hintliler'e karşı terCih ettiler. İngilizler'den bağımsızlık isteklerini yoğunlaştırma ve şuurlanma düşüncelerine artırdılar. Japon işgalinin Malay halkı, idari kurumları ve İslamiyet üzerindeki

· etkisi savaşın getirmiş olğuğu sıkıntılara nispeten az oldu. Askeri . hükümet başlangıçta Malay sultanlıklarını yıkma planı geliştirmesine rağmen, bundan daha sonra vazgeçti. Dolayısıyla eyalet meclislerinin kapatılması hariç ülkenin mahalli seviyedeki sosyal ve siyasi yapısında fazla bir değişiklik olmadı. 1944 yılı sonlarına doğru eyaletlerdeki dini konseyierin yeniden faaliyete geçmesine izin vermeleriyle birlikte, Japonlar dini işlere karşı daha fazla önem vermeye başladıklarını gösterdiler. Ancak idari alanlarda müslüman aydınlardan ziyade savaş Öncesi radikal tutum takııian sömürge aleyhtarı milliyetçi gruplara daha fazla yetki verme eğilimi iÇine girdiler.50 ·

Savaş .sonrasında ülkeyi tekrar ele geçiren İngilizler Ocak 1946 · yılında Singapur hariç tüm Malay eyaJetlerini federal sisteme dayalı

bir Malay Birliği çatısı altında birleştirme planı geliştirdiler . . Singapur ise müstakil bir İngiliz. kolonisi olarak kalacak ve İngilizler'in Uzakdoğu'daki ana deniz üssü olarak .. stratejik operas~

50 Benda, "South-East Asian Islam in the Twentieıh Century", ll-A, s.199-201.

Page 38: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 229

yonlann gerçekleştirilmesi için kullanılacaktı. Buna göre Malay sul­tanlannın yetkilerinin büyük bir kısmı ellerinden alınacak ve bağımsız bir ülkede Malay vatandaşlan siyasi egemenlik kurama­yacaklardı. Ancak Malay sultanlan ve ülkenin ileri gelen aydınlan ve siyasetçiler birlik fıkrine şiddetle karşı çıktılar. Onlar bölgedeki

·ilk meşru devletlerin halkı . olarak özel siyasi haklar verilmesinde ısrar ettiler ve sultaniann yetkilerinin teminat altına alınmasında di­rendiler. Mart 1946'da 200 dolayındaki bir Malay delege grubu 41 teşkilatı temsilen başkent Kuala Lumpur'da Malay milli hareketini tartışmak ve Malay birliği fikrine karşı koymak üzere organize edi­len kongrede bir araya geldiler. Kongrede Birleşik Malay Milli Teşkilatı (United Malays National Organisation - UMNO) adında bir teşkilat kurulmasına karar verdiler. Mayis 1946'da Cohor . Bam'da Co hor Başbakanı Dato On n Cafer başkanlığında yapılan ikinci 'bir kongrede de birlik ·planı açıkça reddedildi. Başlangıçta İngilizler birlik planında ısrar etmelerine rağmen, daha sonra hiç destek bulamamalan sebebiyle bu planı terketmek zorunda kaldılar. Çünkü UMNO liderleri İngilizler üzerinde Malay halkının ve sultan­lannın özel haklan .ve statülerinin resmen tanınması için büyük bir baskı yapmışlardı. Çinliler'den ve Hintliler'den oluşan diğer etnik gruplar ise daha iyi teşkilatıanmış olmalanna ve Malay birliği fikri daha çok onlann menfaatlerine yaramasına rağmen, gelecekteki du­rumlannı göz önüne alarak birlik fikrini aktif olarak destekleme eğilimi içine girmemjşlerdi. Böylece, İngiliz yetkilileri Malay sultan-

. lan ve UMNO liderleriyle federasyon görüşmelerine başladılar. 1 Şubat 1948 tarihinde Penang ve Malaka dahil yanmada üzerindeki dokuz Malay ~yaletinden oluşan bir Malaya. Federasyonu kurul­masını kararlaştırdılar. Kurulacak olan federasyonda sultaniann bağımsızlığı, eyaletlerin varlığı, Malaylar'ın özel haklan korunacak; yasama yetkisine sahip . merkezi federal bir hükümet kuruiacaktı. Eyiı.letler bazı alanlarda yetkili kılınacak, vatandaşlık hakkı ise son 25 yılda en az 15 yıl ülkede kalanlara tanınacaktı. Genel vali yerine Yüksek Komiser atanacaktı.SI Ülkedeki' yasaklanmış Malay Komünist Partisi'nin başlattığı eylemler ilan edilen olağanüstü halle tesirsiz hale getirilmesinin ardından, Temmuz 1955'te genel seçim­ler yapıldı ve seçimler sonucunda oluşan meclis (Dewan Rakyat) ve senato (Dewan Negara) "özgürlük anayasası" olarak adlandınlan yeni anayasayı haz·ırladı. 31 Ağustos 1957 tarihinde bağımsızlığın

51 B. W. Andaya, s.254-256.

/

Page 39: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

230 Yrd.Doç.Dr.)smail Hakkı GÖKSOY

ilan edilmesiyle. birlikte Malaya Federasyonu'nun kuruluşu ger­çekleşmiş oldu.52 16 Eylül 1963 tarihinde de İngiliz .sömürge yö­netiminin devam ettiği Singapur, Saravak ve Sabah eyaletlerinin fe­derasyona katılmasıyla birlikte ülkenin adı Malezya olarak değiştirilerek.Malezya Federasyonu kuruldu. Ancak Singapur iki yıl sonra federasyondan ayrılarak bağımsız bir devlet oldu. Federasyona katılmayan Bruney Sultanlığı ise 1984 yılında İngiltere'den bağımsızlığını kazandı.

Savaş sonrası bağımsızlık sürecinde müslüman aydınlar· da kurdukları çeşitli teşekküller vasıtasİyla ülkenin yapılanmasına ve bağımsızlığın kazanılmasına katkıda bulundular, Modernİst eğiliriıli müslüman liderler Mart 1947'de Malaya Yüksek Din Konseyi (Majlis Agama Tertinggi SaMalaya - MATA) ve bir yıl sonra da Hizbul-Müslimfn adlı teşkilatları kurdular. MATA ve Hizbul­Müslimin teşkilatlannın liderleri sol eğilimli Malay Milliyetçi Partisi (Malay Nationalisı Party - MNP) adlı siyasi teşekkülde de görev alarak bu partinin dini kanadını oluşturdular. Hizbul-Müslimin bağımsızlığın kazanılmasını aktif olarak desteklemesinin yanı sıra İslami temele dayalı bir toplum oluşturmayı ve ülkede İslami esas­lara dayalı bağımsız bir devlet kurmayı hedefledi. Kısacası bu teşkilat İsla.m'a dayalı Malay milliyetçjliğinin savunuculuğunu yap­maktaydı. Her iki modernİst eğilimli İslami teşkilat, Malaylar arasında önemli bir taraftar kitlesi bulmuştu. Hatta UMNO lideri Dato Onn bin Cafer Hizbul~Müslimin ve MATA'nın hedeflerinde aşırı gittikleri hususunda İngiliz yetkilileri uyarmıştı. Ağustos 1948'de aralarında başkaiı ve yönetim kurulu üyelerinin de bu.:. lun'duğu yedi Hizbul-Müslimin lideri Malay Komünist Partisi'ne karşı ilan edilen olağanüstü hal yasalarına karşı aykırı hareket ettikleri gerekçesiyle tutuklandılar. Her iki teşkilatın faaliyetleri İngilizler'in komünist faaliyetlere karşı çok katı tedbirler almalarıyla birlikte sona erdi. 53 · ·

1951 yılındadaMalay İslam Birliği (Persatuan Islam Sa-Tanah Melayu) adlı bir teşkilat kuruldu ve bu teşkilat daha sonra Malezya İslam Partisi'ne (Partai Islam Se-Malaysia - PAS) dönüştü. Esasen PAS, UMNO'nun · İslamcı kanadının partiden aypılması sonucunda

52 B. W. Andaya, s.261-262. 53 Fun.ston, s.168.

'

Page 40: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

1 ı

Malezya' da İslamiyet 231

oluşturulan bir parti idi. Ancak zamanla parti içinde değiŞik İslami eğilimler temsil edilmeye başlandı. PAS eski Hizbul-Müslimin, MNP'nin eski sol eğilimli, 1950'li yıllarda UMNO'ya muhalefet eden ç.eşitli Malay milliyetçi partilerinin eski üyeleri ile bazı muhafazakar müslüm~n aydınların partiye üye olmasıyla birlikte değişik kesimle­rin temsil edildiği ve değişim taraftan bir parti haHne geldi. Ancak partinin liderliği daha çok eski Hizbul-Müslimin taraftarı üyelerden oluşmaktaydı. Modernİst eğilimli İslamcı bir parti olan PAS, İslamiyet'in uygulamada sadece ibadet ve ahiakla ilgili hususlarla sınırlı kalmamasını, bilakis devletin siyasi ve ekonomik işlerini de şekillendirmesi gerektiğini savunmaktaydı. PAS'ın İslamcı bir ide­olojiye sahip olması, dinin önemli rol oynadığı bazı kuzey eyaletle.., rinde 1959 yılı eyçılet ve federal seçimlerinde başarı sağlamasına vesile oldu. Özellikle Kelantan ve Trengganu eyaJetlerinde toplam Malay oylarının yansını alarak bu iki eyalette çoğunluğu sağladı. Ancak iki yıl sonra Trengganu'da yenilgiye uğramasına rağmen, Kelantan'da üstünlüğünü korudu. UMNO ile yaptığı beş yıllık ko­alisyon, parti içi çekişmeler ve parti liderliğine karşı geniş çaplı yol­suzluk iddialan sebebiyle yıpranarak daha sonraki seçimlerde Malay oylarının yaklaşık % 30'unu alan bir muhalefet-partisi duru­muna düştü,54 Çinli ve Hintli seçmenierin de desteğini alan UMNO, 1955 ,Yılında bağımsızlığa geçiş öncesi özerklik yönetimi için yapılan seçimlerde meclisteki 52 sandalyenin 51 'ini alarak yönetirnde söz sahibi oldu; 1957 ve 1960'1ı yıllar }:>oyunca da ülkenin siyasi hayatına hakim olmaya devam etti. UMNO liderleri kurulacak olan Malay devletinin İslami temellere dayandınlması fikrine ve PAS'in bu yöndeki isteklerine şiddetli karşı çıktılar. Hatta Başbakan Tunku Abdurrahman bir konuşmasında ülkede bir İsl~m devletinin kurulabilmesi için önce tüm Mıllay olmayan unsurların yokedilmesi gerektiğini belirterek bu fikri açıkca ı;eddetti. Bunun da mümkün olamayacağına göre kurulacak olan devletin laik ve demokratik nitelikte olmasını savundu.55 Dtğer taraftan UMNO ülkenin resmi dininin İslam olması teklifini olumlu karşıladı. Fakat bunun diğer • diniere mensup insanların din hürriyetini engellemeyeceğini ve onların din hürriyetinfo teminat altina alınacağını vurguladı. Neticede· anayasada devletin dininin İslam olduğu açıkça belirtildi.

54 Funston, s.169. 55 F. R. von der Mehden, "Islamic Resurgence in Malaysia", Islam and Development

(nşr: J. Esposito), Syracuse 1980, s.176; Funston, s.l69.

1

Page 41: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

232 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

1960 yılında kurulan ve genellikle üniversite öğrencileri ile bazı öğretim elemanları arasında taraftar bulan Malezya Müslüman Öğrenciler Milli Birliği ( Persatuan Kebangsaan Pelajar-Pelajar · Islam Malaysia- PKP/M) adlı teşkilat da UMNO ve PAS'ın dışında üçüncü bir İslami güç olarak aynı dönemlerde kendisini göstermeye başlamıştı. 1953 yılında kurulan Malaya Üniversitesi Malay Dil Cemiyeti (P~rsekutuan Bahasa Melayu Universiti Malaya -PBMUM) adındaki diğer bir cemiyet de, yine öğrenciler arasında ta­raftar bulmuştu. Bu cemiyetler bağımsızlite öncesi ve sonrası yıllarda Malayca'nın ülkenin resmi dili olarak benimsenmesinde ve kullanımının yaygınlaştmlmasında etkili oldular. Ayrıca, uluslararası

· ilişkilere de büyük önem verdiler. Özellikle Amerikan ve Sovyet emperyalizmine, Güney Afrika'daki ırk ayınıncılığına ve komşu ülke­lerden Tayland ile Filipinler'de yaşayan müslüman azınlıkların problemlerine eğildiler. Bu konulardaki fikir ve düşüncelerini düzen­ledikleri gösteri ve seminerler ile yayımladıkları dergi ve broşürler vasıtasıyla açıklama imkanı buldular. 1960'lı yılların ortalartndan iri­bırren her iki cemiyetin liderliği değişmesine rağmen, Malay toplu-. munun karşılaştığı problemlere çözüm bulamadığı gerekçesiyle hü-

. kümetİn sağhk, eğitim ve ekonomi alanlarındaki politikalarını tenkit etmeye devam ettiler. 56

7. Bağımsızlık Sonrasında İslamiyet

İngiliz sömürge döneminde Mhlay sultanları "Malay dini ve kül-. türünün koruyucusu" olarak kabul edilmişlerdi. Ancak, bağımsızlığın kazanılmasıyla birlikte sultanların yetki ve ·sqrumluluklarında bazı değişiklikler gerçekleştirildi. Malezya anayasal ve federal bir devlet sistemi benimsediği için, merkezi idare ile eyaletlerin idaresi arasında yeni düzenlernelerin ve görev bölümlerinin yapılmasına ih­tiyaç duyuldu. Bazı hususlar bundan dolayı anayasada açıkça beUrtilerek federal hükümet de federal seviyede din işlerinden sorumlu oldu. Dolayısıyla Malezya Türkiye gibi din işleriniri devlet eliyle yürütüldüğü laik bir ülke durumundadır. Ancak devletin laik bir sisteme dayandığı hiçbir zaman resmen ilan· edilmiş değildir.

1957 yılında kabul edilen anayasa İslamiyet' e qevlet sisteminin içinde yer vermekte ve diğer diniere 11Jensup insanlara da din hürri-

56 Funston, s.170.

Page 42: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

o

Malezya' da İsldmiY,et 233

yeti tanımaktadır. Anayasada "Federasyonun dini İslamdır" denile­rek İslamiyet ülkenin resmi ·dini olarak açıkca ilan edilmiştir. Sultanlar da kendi ey aletlerinde İslam dininin . başkanı tanınarak bu dinin koruyucusu rolünU muhafaza ettiler. Anayasada ayrıca "devlet İslam din!ne ·mensup insanlar arasında herhangi bir dini doktrin veya inancı yaymayı denetim altına almaya ve sınırlama koyma yetkisine sahiptir" denilerek müslüman halkın misyonerlik faaliyet­lerinden korunması amaçlanmıştır. Ancak, diğer din mensuplan fe­deras.yonun her tarafında barış ve huzur içinde dini ibadetlerini ser­bestçe yerine getirebilme, yani ibadet hürriyetine sahiptirler. Ayrıca her dini cemaate kendi din işlerini yönetme, dini ve hayır mak­sadıyla kurumlar kurma ve onları muhafaza etme hürriyeti tanınmıştır. Mal ve mülk alıp onları hukuk kurallarına uygun bir şekilde işletme ve idare etme hakkına sahiptirler. Dolayışıyla her dini cemaatin kendi dini inaçlarına göre ibadetini serbestçe yerine getirmede hiçbir kısıtlama yoktur. Anayasa maddelerinin bazıl~n zaman zaman yeni yorumların ve birçok durumlarda yeni kanunların yapılmasına vesile olmaktadır. Ayrıca, hukuk sisteminde İslami prensipierin önemi vurgulanmasına ·rağmen, İslami grupların İslam hukukunun ülkedeki hukuk sisteminin temeli yapılması yönündeki istek ve çabalarına karşı konulmaktadır. 57

İslamiyet federasyonun dini olmasına rağmen tüm federasyonda İslamiyet'i resmen temsil eden bir makam yoktur. Yang Dipertuan Agong olarak adlandırılan ve sultanlar tarafından seçilen devlet başkanı kendi • eyaleti ile sultanhkla idare edilmey~n Malaka, Penang, Federal Topraklar, Sabah ve Saravak eyafetlerinde İslamiyet'in başkanı ve koruyucusu olarak kabul edilir. Sultanlıkla idare edilen eyaletlerin hepsinde sultanlar İslamiyet'in temsilcileri­dir. Bu eyaletlerde İslamiyet'in en yüksek temsilcisi olarak sultanlar kendi inisiyatiflerini serbestçe kullanırlarken, Malaka, Pen'ang, Federal Topraklar, Sabah ve Saravak gibi eyaletlerde İslamiyet'in başkanı olarak kabul edilen devlet başkanı sadece tavsiye üzerine harekete geçme ve yetki kullanma imkanına sahiptir. Bundan başka sultanlıkla idare edilen eyaletlerin anayasalan İslamiyet'i eyaletin resmi dini olarak belittmesine rağmen, Malaka .ve Penang'da aynı durum söz konusu değildir. Sabah'ta da yak:ın dönemler?e yapılan

57 . F. R. von der Mehden, "Malaysia: Islam and Multiethnic Politics", Islam in Asia: Religion, Politics and Society (nşr: John L. Esposito), New York 1987, s.186-187.

J

Page 43: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

234 Yrd.Doç.[)r. İsmail Hakkı GÖKSOY

eyalet anayasasındaki bir değişiklikle İslamiyet eyalet dini olarak . kabul edilmiştir. Saravak'ta ise benzeri bir durum yoktur. Dolayısıyla İslamiyet ·Malaka, Penang ve Saravak hariç tüm eyalet­lerde eyalet dini olarak benimsenmiştir. 1976 yılında sul~anların yetki ve sorumluluklarıyla ilgili olarak yapılan bir anayasa değişikliğiyle devlet başkanının Sabah ve Saravak üzerinde dini li­der olma yetkisi kaldınldı. Dolayısıyla Borneo adası üzerindeki bu eyaletlerde resmi olarak en yüksek dini otorite bulunmamaktadır. Malaka, Penang, Negeri Sembilan, Perak, Kedah, Kelantap ve Sabah eyaletlerinde müslüman olmayaniann müslümanlar arasında kendi dini inanç ve doktrinlerini yayma ve propaganda etmelerine. bazı hukuki sınırlamalar getirildi. Eyalet kanunlan aynca kendi ev­leri ve aile çevresi hariç yazılı izin olmadan hiçbir kimsenin kamuya açık yerlerde İslamiyet'le ilgili dini eğitim vermesini yasaklar; Federal anayasanın 12. maddesi din, ırk, soy ve doğumu dikkate alara~ herhangi bir vatandaşa. ayırırncılık yapılmasını yasaklar; dev I et eğitim kurumlarına girişte ve ücretlei-inin ödenmesinde ayrıcalık yapılamaz prensibini benimser. Her dini cemaat mensup olduğu dinine göre çocuklarını eğitme hakkına sahiptir.58

Gerek 1957 yılında federal anayasa kabul edilirken gerekse 1963 yılında Malezya Federasyonu oluşturulduğunda Malaylar'ın· özel haklarıyla, yani devlet hizmetlerinde Malaylar için özel kota ayrılması, sultanların yetkileri, İslamiyet'in devlet dini ve Malayca'nın resmi dil -oluşuyla ilgili bazı meseleler ·gündeme gel­diyse de, bunları kaldırmak için diğer etnik grupların temsilcileri ta­rafından yapılan tenkit ve baskılar yeterli destek bulmadı. UMNO ve PAS dahil tüm Malay siyasi partilefi Malaylar~ın özel haklarını savunmaya devam ettiler. Ancak Malezya bağımsızlığın ilk yıllarında hem içerden hem de dışardan kaynaklanan çeşi!Ji problemlerle mücadele etmek zorunda kaldı. Dışarda Endonezya cumhurbaşkanı Sukarno'nun ilan ettiği çatışma politikası ve Sabah eyaleri üzerindeki Filipinler'in egemenlik hakkı iddia etmesiyle, içte de Singapur'un 1965 yılında. federasyondan ayrılması ve Borneo adası üzerindeki eyaletlerin daha fazla özerklik talepleriyle karşılaştı. Tunku Abdurrahman başkanlığındaki hükümet bu sorun-

58 Ahmad İbrahim, "The Position of Islam in the Constitution of Malaysia", Reading s on Islam in Southeast Asia (Il§r: Ahmad Ihrahim ve dğr.), Singappre 1985, s.214-216; K. J. Ratnam, "Religion and Politics in Malaysia", Reading s on Islam in Southeast Asia ~Il§r: Ahmad Ihrahim ve dğr.), Singapore 1985, s.144.

Page 44: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 235

lann çoğunu barışçı yollarla çözmesine rağmen, öteden beri Malezya toplumunda mevcut olan etnik farklılıklan ve çekişmeleri tesirsiz hale getirmede başanlı olamadı. 1 960'1i yıllardan itibaren giderek artan toplumsal gerginlikler 13 Mayıs 1969 tarihinde top­lumlar arası olayiann meydana gelmesine neden oldu. Özellikle Singapur'un federasyondan aynlması, dil ile ilgili fikri anlaşmazlıklar ve artanMalay şuurlanmasının bu olayiann çıkmasında etkili olduğu sanılmaktadır. Toplumlar arası etnik çatışmalar resmi bilgilere göre 196 kişinin ölümüyle v.e 43.9 kişinin de yaralanmasıyla sonuçlandı, Parlamento çalışmalan 1971 yılı Şubat ayına kadar yaklaşık 21 ay askıya alındı ve bu dönemde hükümet özellikle Malay liderleri Malezya'nın siyasi gelişmesinin yönünü tekrar gözden geçirmek ve yeni değişiklikler yapmak zorunda kaldılar. Eski başbakan yardımcısı Tun Abdurrezak başkanlığında yeni kurulan hükümet Mayıs 1969'dan sonra yeni bir milli kimlik oluşturmak için bazı çabalar içine girdi. Onun geliştirdiği strateji, daha sonra 1976 ve ı98ı yıllan arasında başbakanlık yapan Hüseyin Onn ve ı981 yılından itibaren. UMNO lideri olarak yönetirnde kalmayı başaran Mahathir tarafından da takip edildi. Tun Abdurrezak Temmuz ı 969'da. Milli Birlik Dairesi ~dında bir devlet örganı kurarak bunun · resmi bir ideoloji ve yeni bir sosyal ve ekonomik pro·gram sunmasını i.stedi. Ocak ı Q70'de de etnik gruplar arası iŞbirliği ve milli kimliğin geliştirilmesi gibi hususlarda danışmanlık yapan. Milli Danışma Konseyi oluşturdu. 3 ı Ağustos ı 970'te bağımsızlık yıldönümünde beş prensipten meydaı:ıa gelen Rukunegara (Devletin Temelleri) ilan edildi. Devletin temel felsefesini oluşturan bu beş prensip, Allah'a iman, hükümdara ve ülkeye sadakat, anayasanın muhafazası, hukuka saygı, iyi davranış ve güzel ahlakı ihtiva etmekteydi.59 Tun Abdürrezak başkanlığındaki hükümet Ağustos ı97ı'de de Milli Kültür Kongresi'nin düzenlenmesine destek verdi. Kongrenin üç önemli sonuçlarından biri, İslamiyet'in Malay milli kültürünün önemli bir parçası olarak tanınması idi. Ayrıca Malezya'da modern dönemin kuruluşunda İslamiyet'in önemi • vurgulanarak İslami kaynaklı ahlaki değerlerin yaygınlaştınlması g~rektiği benimsendi. Dini ve sivil hukukun İslami bir yapılanma sürecine tabi tutularak bir çatı altında birleştirilmesi. istendi. 60 Diğer taraftan UMNO da parti programında maddi kalkınmanın yanı sıra

' . .

59 ı 60

B. W. Andaya, s.281.

Funston, s.181.

1

Page 45: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

236 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY.

manevi kalkınmaya da eşit ölçüde önem verdiğini vurgulayarak kendi parti ideolojisini gözden geçirdi. lslfuniyet'in ahlak~ ve sosyal değerlerine önceki yıllardan daha fazla önem vermeye başladı. 1971 yılı başlarında yapılan genel seçimler sonrasında UMNO li­derliğinde çeşitli partilerin katıldığı ve Milli Cephe olarak ad­landınlan bir koalisyon hükümeti kuruldu: ·

UMNO liderliğindeki koalisyon hükümeti Malaylar arasında si­yasi konumunu ve prestijini güçlendirmek için İslamiyet'e daha fazla Önem veren politikalar üretmeye çalıştı ve dini bürokratik yapıyı genişleten yeni uygulamalar başlattı. Koalisyon hükümeti Islamiyet'e karşı duyduğu ilgisini, ilk önce camilere ve dini eğitim kurumlarına önemli ölçüde maddi destek vererek gösterdi. PAS. ile yaptığı 1973 ve 1977 yılları arasındaki koalisyonun bu politikaların üretilmesinde etkili olduğu bilinmektedir. Aslında federal hükümetin dini işlere eskisinden daha fazla eğilmesi, 17 Ekim 1968 t-arihinde Başbakanlığa bağlı Malezya İslam İşleri Milli Konseyi (Malaysian National Council for /slamic Affairs) adında bir konseyin kurul­masıyla başlamıştı. İslam diniyle ilgili işl~~n ida:~si bu konspy ku­ruluncaya kadar tamamen sultanların yetkısınde ıdı. Ancak bu kon­seyin kuruluşuyla birlikte bazı sultanlar yetkilerinin merkezi hükü­met tarafından kısıtlandığı düşüncesine- kapıldılar. Din işlerinin ida­resinde birlik ve bütünlüğü sağlanmak amacıyla kurulan konsey, ku­ruluş kanununda da belirtildiği üzere kendi eyaletlerinde İslamiyet'in lideri olan sultanların ·yetki ve haklarına, onların imtiyaz ve bağımsızlıklarına tecavüz etmeyecekti. Bu teminata rağmen Kedah ve Pahang sultanları yetkilerinin kısıtlandığı gerekçesiyle konseye temsilci göndermeyi bir süre reddeıtiler. Başlangıçta sınırlı yetkilere sahip olan bu konsey, 1970'1i yılll:!fln başında faaliyet alanını genişleterek dini eğitim ve yayıncılık alanlarında da faaliyet göstermeye başladı. Aynca konseye bağlı bir İslam Araştırma Merkezi ve Ocak 1974'te de İslam Davet Teşkilatı (li"ayasan Dakwah Islamiah) adında resmi bir davet.teşkilatı kurularak irşad ve davet faaliyetleri de yaptı. İslam hukukunun alanına giren mese- · lelere çözüm yolu bulmak amacıyla bir de fetva.komisyonu :kurdu. Bu komisyon eyaletlerdeki müftülerden ve devlet başkanının atadığı ülkenin beş seçkin aliminden meydana gelmekteyc:!i. Konsey ayrıca eyaletlerdeki dini faaliyetlerin seviyesini yükseltmek ve bu faaliyet­leri· koordine etmek için çeşitli alt komisyonlar oluşturmuştur. Bunlar genellikle zekat -ve fitrenin toplanınaşı ve dağıtılması, dini

Page 46: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İsLamiyet 237

malıkernelerin ve kadıların durumları, takvim hazırlama, mübarek gece ve dini bayramların tesbitiyle ilgili olarak kurulan komisyon­lardır. Kuala Lumpur'da yaptınlan Milli Camii de konseyin idaresi altında bulunmaktadır. Hükümet konseyin faaliyetlerini düzenlemek ve koordine etmek gayesiyle 1973 yılında bir devlet bakanı atadı. 1974 yılı başında da konseyin ismi değiştirilerek Malezya İslam İşleri Konseyi (Mcilaysjan Councilfor lslamicAffairs) oldu:6ı

Eyaletlerde de çeşitli adlarla anılan ve esas görevi "eyalet başkanına dini işlerde ve Malay gelenekleriyle ilgili tüm hususlarda yardımcı olmak ve danışmanlık yapmak" üzere kurulaı:ı dini konsey­ler bulunmaktadır. Bu tür eyalet konseylerinin yetkileri eyaletten eyalete değişiklik arzetmesine rağmen, genelde kendisine havale edilen dini konularda resmi bir görüş bildirmesi istenir. Aynca bu konseyler vakıfların idaresinden, ölen kims.esizlerin geride bıraktıkları ·malların idareşinden de sorumludurlar. Bunun yanı sıra dini mahkemelerden gelen davalar hakkında da görüş· bildirirler. Her eyalette konseyierin yanı sıra İslamiyet'le ilgili hususların idaresin­den sorumlu olan din işleri daireleri bulunmaktadır. Bu dairelerin . başkan ve üyelerinin bir kısmı konsey üyelerinden oluşmaktadır. Her iki kurum arasında yakın bir işbirliği söz konusudur. Eyaletlerde sultanlardan sonra en yüksek dini otorite olarak müftü­ler bulunmaktadır. Müftülerin esas görevi kendisine havale edilen hususlarda fetva yayınılamak ve din işleri konseyine yardımcı ol­maktır. Bazı eyaJetlerde müftülerin atanması tamamen sultaniata ·

~ bırakılmışken, bazılannda ise din i§leri konseyierin teklifi üzerine sultan tarafından atanır. Sultanlar Islamiyet'in. başkanı olarak din görevlilerinin atanmasında ve kendi eyaJetlerinde din işleıj.nin yürü­tülmesinde büyük yetkilere sahiptirler. Aynca, İslamiyet'le ilgili

. fetva ve hukuki düzenlernelerin yayımianınasında önemli. rolleri ~

61 Alunad İbrahim, s.218-219. Konsey üyeleri bir başkan ve Malay yaruhadasındaki her · • eyaJetten seçilen bir temsilci ile Hükümdarlar Konferansı'nın teklifi ~e devlet başkanımn onayıyla atanan beş üyeden teşekkül etmektedir. Eyalet temsilcileri sultanlıkla idare edilen eyaletlerde sultanlar, sultanlığın bulunmadığı Malaka ve Penaıig eyaletlerinde ise devlet başkanı tarafından seçilmektedir. Sabah ve Saravak eyaletlerinden de Temmuz 1971 tarihinden itibaren birer temsilci eyalet başkammn teklifi ve devlet başkamnın onayı ile atanmaktadır. Konseyin görevleri arasında federal ve eyalet hükümetleri ve eyalet seviyesindeki diı:M konseyler tarafından gönderilen· hususlarda görüş bildirmek ve İslam hukuku veya dini işlerin idaresi 've dini eğitimle ilgili hususlarda tavsiyelerde bulumnak vardır. (Bkz. aym yer).

/

Page 47: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

238 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖ_!(SOY

. vardır. Mesela, Şafii mezhebi dışındaki diğer ehli sünnet mezheple­rine göre verilen hükümler ve fetvalar sulianın tasdikini gerektirir. Eyalerlerde fetva verme. yetkisi müftülere, fetva komisyonlanna ya da ulema meclislerine aittir. Ancak tüm fetvalar sultanın onayı alındıktan sonra yürürlüğe girmektedir.62

Hükümetin dini işlere giderek artan bir oranda eğilmesi netice­sinde sultanlar dini işlerde birbirleriyle işbirliği yapma ihtiyacı his­settiler. Özellikle federal yetkililerle aralanndaki hukuki yetki çatışmalannın ortaya çıkması ve dini düzenlemelerde birliğin sağlanamaması gibi hususların bunda etkili.olduğu tahmin edilmek­tedir. Çünkü federal hükümet zamanla dini konulara daha fazla mü­dahale etmeye, özellikle ihtida olaylarında, dini eğitim ve diğer dini kurumların kurulmasında, İslami bankacılık sistemi ve ekonomide, hac ve İslam ülkeleri arasındaki işbirliği gibi hususlardaki müdalıe­lesi artınca_, sultanlar bundan rahatsız olmaya başladılar ve yetkile­rinin merkezi hükümet tarafından azaltıldığı kanaatine vardılar. Hatta. zaman zaman federal yetkililer le aralannda sürtüşmeler meydana geldi. Mesela, 1983 yılında Perak ve Cohor sultanlan fe-

. deral yetkililerden farklı Ramazan günleri ilan ettiler. Diğer bir hu­sus da eyaletler arasında farklı dini düzenlernelerin yapılmasıydı. Öteden beri bu konuda birliğin sağlanması yönünde bazı çabalar yapılmasına rağmen, başanya ulaşamadı. Bundan rahatsızlık duyan federal yetkililer sürekli olarak dini işlerin idaresinde bütünlüğün bozulduğunu ve dolayısıyla da devletin gücünün zayıftatıldığını dile getirdiler. 63

62 Ahmad İbraİıim, s.216-218. 63 Mehden, "Malaysia: Islam and Multiethnic Politics", s.187-188. Eyaletlerdeki İslam

hukukuyla ilgili düzenleme şunları ih!iva etmektedir: Müslümanlai1J1 şahıs ve aile hukuku, vekalet, vasiyet, vasiyet bırakmadan ölen kimsesizlerin malları, nişan, evli.lik, boşanma, mehir, nafaka, meşruiyet, vlisilik, hediye, miras ve hayır gayesi gütrheyen şirketlere vekillerin atanması ve eyalette bulunan hayır kurumlan arasında işbirliği, Malay adetleri, zekat, fitre, beytül-mal veya benzeri gelir kaynaklarının kullanımı, camiler ve mescit gibi ibadet yerlerin idaresi, federal hükümetin yetkisL dışmda kalan hususlarda. İslam dininin temel prensiplerine ay kın · hareket eden müslümanların işlediği suçlarla ilgili cezaların rt!spit ve irıfiızı,_ federal kanunların öngördüğ~ cezalar dışında müslümanların yargı işleriyle ilgili hususlarda yetkili olan dini malıkernelerin teşkilatlandınlması ve bunlarla ilgili düzenlernelerin yapıiması, müslüman halk arasında İslam dininin dışındaki inanç ve doktrinlerin propaganda edilmesinin denetimi, İslam hukuku ve M alay adetleriyle ilgili alanlarda

Page 48: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya'da İslamiyet 239

·Federal hükümetin din işlerine karşı artan müdahalesi, Eğitim Bakanlığı'na bağlı Din Eğitimi G~nel Müdürlüğü'nün kurulması, .Federal ToP.raklar İslam İşleri Konseyi, Malezya Davet Teşkilatı, Müslüman Oğretmenler Eğitim Koleji'nin açılması gibi dini bürokra­tik yapıyı genişleten kurumların oluşturulmasıyla devam etti. Ayrıca, yeni dini okullar açarak ve Mekke'ye hacca gidecekler için bazı kolaylıklar sağlayarak müslüman halkın taleplerini gidermeye çalıştı.64 Malay öğrencilere. üniversiteye girrrı:ede ve yüksek öğrenimlerini yapmada.önceki yıllara nazaran daha fazla kolaylıklar sağladı. Malay iş çevrelerine de yeni· ekonomik fırsatlar tanıdı.

· _Diğer taraftan siyasi faaliyetleri sınırlayıcı ve özellikle üniversite öğretim elemanlarının siyasete girmelerini yasaklayıcı tedbirler ala­rak bu alandaki faaliyetle'ri denetim altına almaya çahştı.65 Bunların yanı sıra hükümet 1 970'li yılların başlarından itibaren davet faaliyetlerini teşvik etti. Hatta 1978 yılında federal hükümet davet faaliyetlerini desteklemek amacıyla Aralık ayını "davet ayı" olarak ilan etti. Ancak bunun her yıl kutlanmıı.sı beklenirken ertesi yıl böyle bir kutlama yapılmadı. Merkezi hükümet eyaletierde de davet faali­yetlerini teşvik etti. Sabah eyalet hükümetinin 1970'li yılların başında bir davet teşkilatı kurarak yaklaşık 100.000 gayri müslimi müslümanlaştırdığı ileri sürülmüştür. Ancak halkı müslüman olan eyaletlerde davet faaliyetleri daha çok müslümanlara yönelik yapılmaktadır. Hükümetin desteklediği resmi davet teşkilatlan özel davet teşkilatlarından bazı farklılıklar arzetmektedir. Resmi davet teşkilatları özel teşkilatların aksine İslamiyet'in ahlaki ve manevi özelliklerine ağırlık vermekte ve hükümetin politikalarına karşı çok nadiren tenkitçi bir tutum takınmaktadırlar. Bu tür davet teşkilatlan genellikle hükümetin politikalarını destekleyici bir üslupta propa­ganda yapmakta ve İslamiyet'in modernleşmeyi ve ilerlemeyi teşvik eden son ve hak bir din olduğu görüşünü vurgulamaktadırlar. Ayrıca halkı bazı özel davet gruplannın aşırı eğilimlerine ve katı dini yo-

. yeni düzenlemeler yapma yetkisi bulunmaktadır. (Malezya anayasasında İslamiyet'iri yeri hakkında geniş bir değerlendirme için bkz. Mehden, "Malaysia: Islam and Multiethnic Politics", s.l88-189; E. Rosenthal, Islam in ıhe Modern National Sıaıe, Cambridge 1965, s.291-292).

64 · Muhammad Karnal Hassan, "The Response of Muslim Youth Organizations to Political Change: IlMI in Indonesia and ABIM in Malaysia",/slam and ıhe Poliıical Economy of Meaning: Comparaıive Studies of Muslim Discourse (nşr: W.R. Roff), London 1987, s.İ82.

65 Funston, s.171-172.

J

Page 49: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

ı :

240 Yrd.Doç.Dr. İsmailllakkı GÖKSOY

rumianna karşı uyarmakta ve İsHimiyet'in barışcı bir din olduğUnu belirtmektedirler. 66

Resmi davet faaliyetlerinin yaygınlaşmasının yanı sıra radyo ve televizyonlarda İslam diniyle ilgili .eğitici programların ~ayısının artırılınasına ve günlük beş vakit namaz vakitleri sırasında programlar kesilerek radyo ve televizyondan ezanın okunmasına imkan sağlandı. Diğer taraftan rock konserleri, genel ahlaka aykırı sayılan filmler ve sinemalar, hippilerin üll\eye girişi yasaklandı; uyuşturucu kullananlara uygulanan cezalar artırılarak caydırıcı tedbirler alındı. 1974 yılında üst düzey görevlilerden oluşan bir komisyonun tavsiyeleri doğrultusunda Ekim 1979'da daha önce seÇmeli olarak okutulan din dersleri tüm devlet okullarındaki müslüman öğrenciler için mecburi hale getirildi. Sosyal ağırlıklı üniversite ve yüksek okulların yanı sıra Yüksek Teknoloji Üniversitesi'nde de İslamiyede ilgili mecburi dersler kondu. Kızılhaç teşkilatının adı Kızılay olarak değiştirildi. Hükümetin önem verdiği İslami konulardan biri de, dış politikayla ilgilidir. Malezya 1970'1i yıllardan sonra diğer İslam ülkeleriyle, özellikle Ortadoğu'daki müslüman ülkelerle ilişkilerini geliştirme çabası içine girmiştir. Hükümet seviyesinde yapılan çeşitli ziyaretler ve İslam Konferansı Teşkilatı'nın sekreteryalığına bir Malezyalı liderin (Tunku Abdurrahman) atanması ve Beşinci İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları Konferansı'nın 1974 yılında Kuala Lumpur'da düzenlenmesi, bu alandaki en bariz faaliyetler olarak kaydedilmiştir. Ayrıca ülke genelinde ve uluslararası seviyede çeşitli konferanslar ve Kur'an okuma yarışmalan düzenlenmiştir. Uluslararası nite­likteki bu konferanslarİn bir kısmı, resmi şans ve piyango oyunları, zekat ve fitre gelirlerinin ekonomik yatırımlarda ku11anılıp

. kullanılamayacağı husus u, faiz, bankacılık ve sigorta sistemi üzerine· idi. 67 Uluslararası İslami gelişmelere de destek veren illviNO, 1979 yılında da WAMY konferaı:ısına UMNO'nun gençlik kolları lideri Hacı Suhaimi Kamaruddin'in katılmasını ve konferansta teşkilatın müslüman gençlere her türlü destek ve yardımı yapacağını vurgulayan bir konuşma Yıl:Pmasını sağlamıştır.68

66 Funston, s.180. 67 Funston, s.181-182. 68 Mehden, "Islainic Resurgence in Malaysia", s.176.

Page 50: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İsldmiyet

· Kısacası UMNO parti olarak müslüman halkın desteğini mer­kezde ;;te eyaletlerde kurulan ulema konseyleri ve dini cemaatlerin liderleri vasıtasıyla bir yakınlaşma politikası yüruterek sağlamaktadır. Bir taraftan müslüman gruplarla yakınlaşma politi­kasını destekierken diğer taraftan da geleneksel İslami liderliğin desteğini korumaya çalışmaktadır. UMNO aşırı İslami eğilimleri gayri İslami olarak değerlendirmekte ve bunların Malezya toplumu için bir tehlike oluşturduklanna inanmaktadır. Aynca ılımit Islami eğilimleri kendi tarafına çekerek ve dini faaliyetleri destekleyerek kendisini Malezya'da İslamiyet'in esas savunucusu ve mo.­dernleşmenin öncüsü olarak göstermektedir. Parti liderlerinin çoğu radikal İslami gruplar ile sol eğilimli materyalist düşüneeye mensup olanlar arasında orta bir yolu takip etmektedir. · ·

UMNO'ya karşı olan geleneksel muhalefet partisi PAS ise, daha çok kırsal kesimlerde ve Malezya'nın doğu salıilindeki bazı eyaJetlerde taraftar bulmakta ve genellikle muhafazakar ve halkçı nitelenen İslami bir parti olarak kabul,edilmektedir. Genel seçim­Ierde hiçbir zaman büyük bir başan göstermemesine rağmen, bazı kuzey ve kuzeydoğu eyaletlerinde % 30 dolaylarında bir oy potansi­yeline sahiptir. Dolayısıyla PAS, gelenekiere daha fazla bağlı ve ekonomik bakımdan diğer eyaletlere nazaran daha geri kalmış böl­.gelerde özellikle geleneksel toplum yapısının hala güçlü olduğu Kelantan'da destek bulmaktadır: PAS her zaman kendisini Malay geleneklerinin ve İslamiyet'in gerçek savunucu olarak ilan etriıekte ve UMNQ'yu İslami konulara destek vermediği düşüncesiyle tenkit etmektedir. Hükümeti bilhassa Cuma günlerini tatil yapmadığı, pi­yango ve· şans oyunlarından elde edilen gelirlerle dini maksatlar için kullanılan binalar yaptırdığı, alkolik içkilerin satılınasını yasakla­madığı gerekçeleriyle eleştirmektedir. UMNO 1iderliğirideki Milli Cephe hükümetinden ayrıldıktan sonra eleştirilerini artırarak hükü­metin dini gelişmeye engel olan ve modem toplumun ·ihtiyaçlannı karşılamaktan uzak bir politika takip ettiğini iddia etmektedir. PAS • İslami prensipierin gerek ferd ve toplum gerekse devlet mekaniz­ması içinde uygulanmasım sağlayacak bir devlet idaresinin kurul­masını hedeflemektedir. PAS lideri Datuk Asri, Malezya'nın hukuki, ekonomik ve eğitim sistemlerinin İslami bir modele uygun olarak yeniden düzenlenmesini istemekte ve parlamenter sistemin güçlü bir yürütme ve zayıf bir yasama yetkisiyle çalıştığını ileri sürerek bu sistemin Malezya'ya uygun olmadığını sav:unmaktadır. PAS liderleri

J

Page 51: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

242 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

kanunların İslami prensipiere uygun olarak yapılmas.ını ve İslamiyet'in devletin temel ideolojisi olmasını istemekte_dirler. Özellikle Datuk Asri İslam hukukunun devletin temel hukuk siste­mini oluşturmasını ve tüm politikaların ona uygun olarak yapılmasını sağlayacak bir anayasa değ~şikliğini savunmaktadır.69

Din işlerine ve İslami konulara hükümetin giderek artan eğilimi ve müdahalesi, uzun bir süre daha Malezya siyasetinin !emel bir özelliği olarak ülkenin gündemini işgal etmesi beklenmektedir. Hükümetin müslüman toplum arasındaki meşruluğunu ve itibarını artırmak yönündeki istek ve arzusunun İslami konulara daha fazla eğilinesinde etkili olacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca,. davet teşkilatlarının siyasi bakımdan kabul edilebilir bir ortamda faaliyet göstermelerini sağlamak , için onları kanalize etmeye çalışmaktadır.70 ·

a-) Davet Teşkilatları

· Bağımsızlıktan sonra en önemli dini gelişmelerden biri davet faaliyetlerinin giderek artmasıdır. Özellikle 1960'1ı ve 1970'li yıllarda ülkede çok sayıda davet teşkilatı kurulmuştur. Bunların çoğu İslamiyet'in barışçı bir yolla gelişmesini sağlamayı hedeflemektedir. Ancak genel felsefeleri ve hedef aldıkları insan grupları açısından farklılık arzetmektedirler. Bunların bazıları müslüman olmayanlar arasında faaliyet gösterirken, bazıları da müslümanlara yönelik, yani onları. daha iyi müslüman yapmak için faaliyet göstermekte ve .sosyal ve ekonomik konularla ideolojik meseleleri işlemektedirler. Özel davet teşkilatlan Malezya'da İslami bir toplum oluşturmaya çalışırken, hükümet destekli resmi davet teşkilatlan ise daha çok devletin resini politikaları doğrultusunda faaliyet ·göstermektedirler. Malay toplumu arasında dini canlanınayı oluşturan bu teşkilatların çoğu, dolaylı da olsa siyasi faaliyetlere katılmazlar. Bazı gözlemci­ler Malay üniversite öğrencilerinin yüzde sekseninin herhangi bir davet teşkilatma mensup olduğunu ileri sürerler.

Ülkedeki en büyük ve en önemli Özel davet teşkilatı Malezya İslam Gençlik Hareketi (Angkatan Belia Islam Malaysia - AB/M)

69 Mehden, "Islamic Resurgence in Malaysia", s.l76. 70 Funston, s.184.

Page 52: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

~ 1.

ı 1

Malezya' da İsLamiyet 243

adlı teşkilattır. İslami bir ideolojiyi savunan ABIM aynı zamanda ülkenin en büyük gençlik te§~ilatıdır. Teşkilatın kuruluşu Ağustos 1969'da Malezya Müslüman Oğrenciler Milli Birliği'nin genel yıllık toplantısında planlanmış ve iki yıl sonra da bu plan hayata geçirile­rek teşkilatın kuruluşu gerçekleştirilmiştir. Temmuz 1979'daki se"'" kizinci genel kongresine sunulan bir raporda, teşkilatın kuruluş se­bebi şu şekilde açıklanmıştır: Birincisi, üniversite ve kolejlerde oku­yan ve davet faaliyetlerinde aktif rol alan öğrencilere bir platform sağlamak; ikincisi çeşitli meslek dallarında çalışan müslüman gençlerin menfaatlerini korumak için eksikliği hissedilen teşkilat boşluğunu doldurmak; üçüncüsü de Malezya'da İsHimi gelişmeyi sağlayacak· İsHiml bir hareketi oluşturmak.71

1971 yılında 153 kişi tarafından kurulan teşkilat kısa sürede genişleyerek en iddialı bir davet ve gençlik teşkilatı haline gelmiştir. Çeşitli meslek grupları ve özellikle İslamcı öğrenci derneklerinin üyeleri ile üniversite. mezunları arasında taraftar· bularak 1980'li yılların başlarında ülke genelindeki şube sayısının 86'ya, üye sayısının da 1987 yılında 35.000'e ulaştığını ileri sürmüştür. Teşkilatm faaliyetlerinden ilki, gönüllü öğretmenler tarafından idare edilen ve genellikle devletin eğitim sisteminden ayrılan öğrencilere yönelik bir okul açması olmuştur. Yıl boyunGa farkli yaş gruplarına yönelik çeşitli eğitim kampları kurmaktadır. Çeşitli şubelerde oluşturulan İslami çalışma gruplarının sürekli olarak düzenledikleri

· seminer, toplantı ve konferanslar da teşkilatin en önemli faaliyetleri arasında yer almaktadır. Ayrıca, ulusal ve uluslararası seviyede çeşitli konularda toplantı, forum ve seminer de düzenlemektedir. R isalah adlı Malayca aylık bir dergi ile 1979 yılından itibaren de Perspective adlı İngilizce aylık bir dergi çıkararak yayın alanında da faaliyet göstermektedir. Ancak Risalah dergisi hükümet tarafından konulan sınırlamayla sadece üyelerine dağıtılmaktadır. Bunların yanı sıra 'zaman zaman birçok kitap ve broşür de bastırmaktadır. Diğer İslam ülkelerinden getirtilen çok sayıdaki Arapça kitaptarla • birlikte yaklaşık 3.000 ciltlik civarında lslamicLibary adıyla Kuala Lumpur'da bir de kütüphane oluşturmuştur. Ayrıca ABIM, birkaç tane şirketle de ortaklık kurarak ticart faaliyette de bulunmaktadır. Kuala Lumpur'da parakendesatış yapan bir dükkanı vardır.72

71 Funston, s.l74. 72 Funston, s.174.

Page 53: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

244 Yrd.Doç.Dr. İsmaill/akkı GÖKSOY

· Hareketin ilk ve en etkili lideri Enver İbrahim (Anwar lbrahim), UMNO'ya mensup eski bir parlamenterin oğlu olup Malaya Üniversitesi'nden mezun olmuştur. 1960'1ı yıllann ikinci yarısında öğrenci hareketlerinde aktif rol alarak iki büyük Malay öğrenci birliği olan PKPIM ve PBMUM'un liderliklerinde bulunmuştur. Eski başbakanlardan Tunku Abdurrahman'ın şiddetli bir tenkitçisi olan Enver "İbrahim, o yıllarda hükümetin Malay dili ve ülke ekonomisi üzerindeki politikalarını ağır bir şekilde eleştirmiştir. ABIM'in ku­ruluşunda üstlendiği aktif rol sebebiyle teşkilatın liderliğe geti­rilmiştir. Ancak, Aralık 1974'te Kedah'ta ekon·omik sıkıntı içine giren Malay çiftçilerini desteklemek amacıyla düzenlenen gösteriier sırasında tutuklanarak 22 ay hapse mahkum edilmiştir. Bir süre Dünya İslam Gençlik Teşkilatı'nın (World Assodation of Islamic Youth - WAMY) Asya ve Pasifik temsilciliğini de yapan Enver İbrahiin, çeşitli. İslam ülkelerine sık sık ziyaretler yaparak toplum li­derleriyle yakın ilişkiler ve dostluklar kurmuştu.73

Teşkilatın 1982 ve 1983 yılı kongrelerinde kabul edilen programlarında· ABIM:in hedefleri ve gerçekleştirmek istediği idealleri şu şekilde açıklanmıştır: 1. İsHl.miyet'in hayatın tüm alanlannda Allah tarafından ilahi olarak emredilen bir hayat nizarnı olarak kurulmasını s<ı.ğlamak; 2. İslaini ferd, aile, ümmet, İslam devleti, İslam dünyası ve İslam halifeliği fikirlerinin geliştirilmesini ve hayata geçiı1lmesini kapsayan muhtevalı bir İslamiaşma süreçini başlatmak; 3. Islam· ümmetinin içine düştüğü ayrılık problemine çözüm aramak; 4. Allah'tan korkan bir gençlik yetiştirmek ve davet faaliyetiyle ilgili olarak doğru ve yeni metotlar ve temel stratejiler belirlemek; 5. ABIM bir siyasi parti olmamasına rağm~n İsHimiyet'in politikayı da ihtiva ettiği fikrini yaymak; 6. İslam'a ve müslüman topluma faydalı olan diğer İslami gruplarla işbirliği yapmak; 7. Malezya'nın çoğulcu bir toplum yapısına sahip olmasının İsHimi bir eğitimi uygulamak için bir engel teşkil eimeyeceği düşüncesini yerleştirmek; 8. Laik gelişmeyi ve eğilimi İslami eğilim ve gelişmeyle değiştirme ihtiyacını vurgulamak; 9. Parça parça değil tam bir İslamiaşmaya ulaşmak; 10. 1960 tarihli İç Güvenlik Kanunu ile 1981 tarihli Dernekler Kanunu'nda değişiklikler yapılmasını sağlayarak ifade ve düşünce hürriyeti dahil tenieı .. insan haklarının tam olarak uygulanmasını sağlamak; 11. Ne Batı'ya ne"de Doğu'ya

73 Fıınston, s.l7 4.

Page 54: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İsLamiyet 245

fakat İslam'a dönüşü, yani Kur'an ve Sünnet'e dönüşe olan ihtiyacı desteklemek. 7 4

Dolayısıyla ABIM, İslamiyet'in sadece ibadetle ilgili husus­larda değil, temel ekonomik ve sosyfil meselelerde de rolü olması gerektiğini vurgulamakta, İslamiyet'in hayatın tüm alanlarında, yani siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardaki problemlere çözüm yolu getirdiğini. ve insanlığa muhtevalı bir hayat nizarnı sunduğunu savunmalçtadır. Gayri siyasi bir teşkilat olmasına rağm~n, İslam'a dayalı ekonomik ve sosyal refonriların yapılmasını, türri Malaylar için ·daha geniş bir eşitliğin gerçekleştirilmesini desteklemektedir. ABIM kısa sürede büyük bir taraftar kitlesi kazanması sebebiyle . resmi çevrelerde teşkilatın hükümetin politikalarına. karşı ve özel­likle de UMNO'nun siyasi menfaatlerine aykırı hareket edeceği ve İslamcı parti PAS'ın hedefleri doğrultusunda çalışacağı endişesini uyandırdı. Ancak 1982 yılında hükümetin şiddetli tenkitçisi olan teşkilatın lideri Enver İbrahim'in Mahathir ~aşkanlığındaki hükü­mette önce Gençlik, Spor ve Kültür Bakanı daha sonra da Tarım Bakanı olarak görev alması üzerine hükümetle bir yakınlaşma poli­tikası içine girdi. Bazı dini ve ahlaki değerlerin idarede benimsen­mesi ve onların yaygınlaştırılması yönünde çalışacağına dair açıklamalarda bulunan Mahathir, selefierinin aksine çlavet · teşkiladarıyla uzlaşmacı bir politika takip etmeye başladı. Diğer ta­raftan. Enver İbrahim'in hem hükümette hem de UMNO'ya girmesi gerek kendi teşkilatı ABIM gerekse PAS içerisinde ciddi tenkitlere ve hizipleşmelere yol açtı. Enver İbrahim hükümette görev almakla İslam'a daha fazlahizmet edeceğini iddia ederken, muhalifi olan bir­çok ABIM üyesi de buna oldukça şüpheli hislerle baktılar. PAS ta­raftarı ABIM üyeleri ise Malezya'daki İslami hareketin gelecekteki siyasi lideri olarak gördükleri Enver İbrahim'e karşı güvenlerini yi­tirdiklerini söylemeye başladılar. A.BIM'in merkezi yön~timi Enver İbrahim'in hükümetten çekilmesi için çaba harcadılarsa da, bunda başarılı olamadılar. Böylece başlangıçta hükümet tarafınd!:!-n po- , tansiyel bir muhalefet olarak görülen ABIM, eski lideri Enver · İbrahim'in hükümette görev almasıyla birlikte muhalif İslami çevre­lerdeki tesiri de zamanla zayıflamıştır.75

74 Hassan, s.185-186. 75 Hassan, s.183-184.

/

Page 55: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

246 Yrd.Doç.f)r. İsmailila/da GÖKSOY

ABIM'den başka birçok küçük davet teşkilatı arasında Darü'l­Erkam (Darul Arkam) ve Cemaat-i Tebliğ (lamatul Tabligh) en meşhur olarak tanınanlarıdır. 1969 yılında kurulan ve toplumsal bir hayat tarzını hedefleyen Darü'l-Erkam, muhafazakar eğilimli müs­lüman çevrelerin oluşturduğu bit davet teşkilatıdır. Daha çok müs­lümanlar arasında faaliyet göstermekte ve zaman zaman da diğer gayri müslim dini cemaatlerle çatışmaya girerek hükümetin tepkisini çekmektedir. Ekonomik, sosyal, eğ'itim ve sağlık alanlarında müs­lümanlar arasında işbirliğini geliştirmeye ve toplumsal bir hayat tariını kurmaya çalışmaktadır. 50.000 üyesi olduğu ·ileri sürülen bu teşkilatın günümüzde Kedah; Trengganu ve Selangor olmak. üzere üç büyük eyalette merkezleri bulunmaktadır. Ancak esas faaliyet alanı ise Selangor eyaletidir. Geleneksel dini hayat tarzını yaşama.ya çalışan bu grup, televizyon, masa ve sandalye gibi mo­dern ve teknolojik yeniliklere pek olurolu bakmazlar ve bunları kul­lanmamaya gayret ederler. Büyük bir çoğunluğu mehdi inancını be­nimseyerek onun intizarının kaçınılmaz olduğunu ve gelince de yer­yüzünde adaleti ve barışı sağlayacağına inanırlar.

1

Tebliğ Cemaati ise Hindistan kökenli bir davet teşkilatı olup genellikle Malzeya'da yaşayan Hint asıllı müslümanlar arasında faaliyet göstermekteqir. Ancak yakın zamanlarda Malay topbmu arasında da etkili· olmaya başlamıştır. Dini ibadetlerin yerine geti..: rilmesine büyük önem veren bu teşkilat, tüm mensuplarını ayda bir­kaç gün davet ve irşad faaliyeti yapmasını gerekli ve mecburi kılmaktadır. Doğrudan siyası faaliyetlere katılmamaya özen gös­termesine rağmen, siyası çevreler arasında ·irşad faaliyeti yapmaya

. büyük önem verir. Dini eğilimlerinde daha radikal l;>ir tutum takındığı için hükümet tarafından 1 faaliyetlerine bazı yerlerde sınırlamalar ge­tirilmiştir. Yaklaşık 10.000 civarında bir üye sayısına sahip olduğu tahmin edilmektedir. Batı aleyhtarı ve maddi gelişmeye fazla önem vermeyen bu teşkilat, zaman zaman gayri müslim düşmanlığını · kö­rükleyyn davranıŞlar içine girdiği ve radikal eğilimli bazı üyelerinin Hindu tapınak ve ibadethanelere saldırdıkları ileri sürülür.76

Malay Yanmadası'nda faaliyet gösteren diğer küçük davet teşkilatları arasında Başbakanlık tarafından desteklenen _İslam Davet ~ristitüsü (Institute Dakwah Islam), Malezya'da ve diğer

76 Funston, s.179.

Page 56: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

l

Malezya' da İslamiyet 247

. İslam ülkelerinde faaliy~t gösteren I slamic Foundation adlı kuruluş tarafından desteklenen Islam Davet Teşkilatı (Y ayasan Dakwah Islam), müslüman aydın kesimlerin desteklediği İslaiD: Tebliğ Cemiyeri (Jamaiya Tabligh Islamiah), eski başbakanlardan Tunku Abdurrahman tarafından 1960 yılında kurulan ve hükümetten ve diğer İslam ülkelerinden maddi yardım alan Malezya İslam Refah Teşkilatı (Pertubohan Kebajikan Islam Malaysia - PERKİM) bu­lunmaktadır. Hükümetle yakın bağı olan ve daha çok müslüman ol­mayanlar arasında faal-iyet gösteren PERKİM, gayri müslimleri İslamlaştırmak gayesi güden Malay Yanmadası'ndaki tek davet teşkiÜıtıdır .. Nitekim 1974 yılına kadar 20.000 kişinin İslamiyet'e girmesine vesile olduğu ileri sürülmüştür.77 PERKİM Malezya'ya · göç etmek zorunda kalan Vietnamlı (Hindi Çin) müslümanlara . maddi yardımda bulunarak sosyal faaliyetler de yapmaktadır. Sabah ve Saravak eyaletlerinde kurulan Birleşik Sabah İslam Birliği (United Sabah Islamic Association) ve Saravak İslam Birliği (Islamic Assodation of Sarawak) adlı davet teşkilatlan da daha çok animist inançlara mensup insanlar arasında faaliyet ·göstermekte-d. 78 ır.

b-) Din Eğitimi

İngiliz sömürge döneminde Malay müslümanlannın eğitimine bazı aristokratik sınıflar hariç devlet tarafından fazla önem veril­medi. Dolayısıyla eğitim tamamen mahalli hükümdarların çaba­lanyla sınırlı kaldı. İngiliz sömürge idaresi okuma ve yazmayı geliştirmeye fazla ilgi göstermezken, Malay aileleri de çoçuklannın eğitimini yükseltmelerinin faydalarından pek haberdar değildiler. Erkekler toprakta çalışmak için ihtiyaç duyulurken, kız çoçuklannın eğitimi de gereksiz görülüyordu. Aynca, İngiliz sömürge okullannda genellikle yabancı öğretmenler ders verdiği ve bunlar daMalay ge­leneklerine ve hayat tarzına aykırı değer yargıianna sahip olduklan için bu tip okullar mahalli halk tarafından fazla itibar görmemek-

. teydi. Malaylar'ın çoğu Hıristiyanlığa veya Buqhm'e girecekleri endişesini taşıdıklan için çoçuklannı pondok adı verilen geleneksel dini eğitim kuruınianna göndermeyi tercih etmekteydiler. İngilizler her etnik gruba ana dilinde eğitim verme imkanı sağlarken, Tay

77 Funston, s.182. 78 Mehden, '1slamic Resurgence in Malaysia", s.172-175; Mehden, "Malaysia: Islam and

Multiethnic Politics", s.196.

J

1

J!

) 1

Page 57: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

248 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

yetkililer Malaylar'a. Tay dilinde eğitim sunma yı yeğlemişlerdi. · Dolayısıyla sömürge döneminde eğitim dil itibariyle çeşitlilik arzet­

mekteydi. İngilizce ve Malayca'nın yanı sıra Tay, Hint ve Çin dilleri eğitim dili olarak kullanılmakta, eyaletlerin ve hayır kurumlannın mali katkısı da okul bütçelerinin temelini oluşturmaktaydı. Malaylar ve Hintliler için eğitim ilk zamanlar okum.a ve yazmayı öğrenmeye yönelik iken, Çinliler için ise daha_ çok anavatanları olan Çin ile bağlarını kuvvetlendirmeyi hedeflemekteydi. Devlet idaresinde gö­rev almak isteyenler de Ingilizce eğitim veren sömürge okuHanna gitmeyi tercih etmekteydiler. Ancak sömürge döneminde İngilizce eğitim sisteminden sadece küçük bir mahalli grup faydalanma im­kanına sahipti. Bu da daha çok sömürge hükümetinin bürokratik ku­rumlannda ve Avrupa denetimli şirketlerde görevli olarak çalışmak için personel yetiştirmeyi gaye edinmişti:

Geleneksel olarak genç Malaylar'ın ilk dini eğitimleri mahalli din alimlerinden Kur'an okumasını öğrenmek ve bazı dini bilgileri almakla başlamaktaydı. İleri seviyedeki din eğitimi ise pondok okullannda yapılmaktaydı. Az sayıdaki bir öğrenci grubu da Mısır ve Suudi Arabistan gibi Ortadoğu İslam ülkelerine giderek daha yüksek seviyede dini eğitim almaktaydılar. Geleneksel dini eğitimin verildiği pondok okullan Malay kimliğinin ve birliğinin muhafa­zasında önemli rol · oynamaktaydı. Federal Malay -eyaletlerinde İngilizce eğitim veren okulların sayısı, diğer eya:letlere nazaran daha fazla olduğundan federal sisteme bağlı olmayan eyaleUerde

. pondök okullan daha büyük öneme haizdi. Adını ya pondok ho­casından ya da bulunduğu yerin isminden alan bu okullarda, eğitim dili genellikle Arap alfabesiyle yazılan Malayca (Cavi) ve Arapça idi. 1885'te bir Eğitim Bakanlığı kuran Cohor Sultaniı·ğı Batı eğitimi ile dini eğitim veren okulların hepsini bu bakanlığın denetimi altına alarak modern ve planlı bir eğitim sistemini kurmaya çalıştı. Dolayısıyla burada pondok okullan pek fazla gelişme göstermedi.

. Çağdaş dini eğitim veren medrese okullan ise özellikle Birinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrasında yaygınlaşmaya başlamıştı. Medreseler pondok okullannın aksine belirli bir müfredat programı uygulayan, organizasyon bakımından sömürge okullafina benzeyen ve modern araç ve gereçleri kullanan okullar idi. Medreselerde Arapça ve Malayca'nın yanı sıra İngilizce, matematik, tarih, coğrafya ve diğer modern ilimler de okutulmaktaydı. Bu okulları ku-

Page 58: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 249

ranlar genellikle müslüman bir gencin şuurlu bir müslüman olmasını · ve modem bir kişilik kazanmasını hedefiernekte ve İsHimiyet'in mo­dern gelişmelerle çatışmadığı fikrini yerleştirmeye çalıŞmaktaydılar. Kelantan'da 1915 yılında kurulan Ulema ve Malay Gelenekleri Konseyi (Majlis Ugama dan Adat Istiadat Melayu) iki yıl sonra İngilizce, Arapça ve Malayca eğitim veren Ma d ra sa h Muhammadiah adında bir dini okul açarak modern dini eğitime önem vermeye çalıştı. 1918'de de bazı pondok okullarını kendi çatısı altına almaya çalıştıysa da, bundan 1924 yılında vazgeçti. Medreselerden rriezun ol~nlar daha yüksek seviyede İngilizce eğitim veren sö­mürge okuHanna gitmekteydiler. Gerek pondok gerekse medrese okullannda~ mezun olan Malaylar, İngilizler'in açtıklan meslek okulları, Batı eğitim sistemi uygulayan Melaka Malay Koleji (1900-1921) ve Cohor'daki Sultan İdris Eğitim Koleji'nden mezun olanlarla birlikte 1920'li ve 1930'lu yılların okumuş ve eğitim görmüş Malay aydınlarını oluşturdul~.79 ·

1957'de bağımsızlığın kazanılmasından sonra hükümet eğitime büyük önem vermeye başladı ve ders programlaTim yeniden düzen­leyerek öğretmen yetişt~rmeye ve Malayca'nın milli dil olarak kul­lanımını yaygınlaştırmaya yönelik bir eğitim sistemini kurmaya çalıştı. Eğitimin ülke çapında yaygınlaştırılmasıyla birlikte daha fazla Malay erkek ve kız çocukları laik eğitim veren devlet okul­larına ve dini eğitim kurumlarına gitmeye başladılar. Eğitim dili Arapça ve Malayca olan ikinci tip eğitim kurumlarında ilk öğretimlerini tamamlayan öğrenciler daha sonra da modern eğitim ile dini eğitimi birleştiren ve genellikle ulema meclisleri tarafından açılan eğitim kurumlarına giirnektedirler. Gerek laik gerekse dini ağırlıklı eğitim kurumları olsun Malay halkının çoğu din eğitimi al­maktadır. Bağımsızlık sonrasında eğer bir okulda en az 15 Malay öğrenci. varsa kanunen orada maaşı eyalet hükümetleri tarafından karşılanan bir müslüman din bilgisi öğretmeni atanması gerekmek­tedir. Başlangıçta seçmeli olarak okutulan bu ders 1979 yılından sonra· mecburi hale getirildi. Din dersleri ilk, orta ve lise seviye­sinde genellikle İslam dini ve esaslarıyla sınırlı kalırken, üniversi­tede ise daha ileri seviyede ve karşılaştırmalı olarak okutulmiık­tadır. Bu ders normal okul saatleri içinde ve Malay dilinde verilmek-tedir. -

79 B. W. Andaya, s.222-235.

Page 59: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

250 Yrd.Doç-.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

Din eğitimi yüksek okul seviyesind~ de verilmektedir. Malaya Üniversitesi ile Milli Üniversite'de dini ilimler ve İslami araştırmalar dallannda çeşitli eğitim programlan açılmıştır. Bu iki kurumda Arapça, kelam, tarih, hukuk gibi tüm klasik dini ilimierin yanı sıra modern ilimler de geniş olarak okutulmaktadır. Ayrıca 1.?83 yılında Kuala Lumpur'da hükümet destekli Uluslararası Islam Universitesi . açılmıştır. Bu üniversite tüm derslerde İslami unsurun hakim olduğu bir eğitim ve öğretim programı sunmaktadır. Eğitim dili İngilizce olan bu üniversite başta İslam ülkeri dahil olmak üzere tUm ülkeler­den gelen ve çeşitli diniere mensup ola-n öğrenciler kabul edilmek­tedir. Federal hükümet bir taraftan laik eğitim veren okullann, diğer taraftan da dini eğitimin ve İslami araştırmalann yapıldığı eğitim ku­rumlannın sayısını -artırmaya çalışmaktadır. Dolayısıyla ilk öğretim sadece dini bilgileri ve Kur'an okumasını öğrenmekle kalmayıp er­kek ve kızlar için genişletilmiş programlar takip edilmektedir. Dini eğitime ağıtlık veren ilk ve ortaokullarda coğrafya, tarih, matemetik, fen, xurttaşlık, beden eğitimi ve sanatla ilgili dersler de verilmekte­dir. Universite seviyesindeki Malay öğrencileri hükümetin koyduğu kota sistemi ve yardımıyla daha önce Çinli ve Hintliler'in yoğun oUt­rak gittikleri mühendislik, tıp, ekonomi ve diğer temel bilim dal­lannın okutulduğu bölümlere girmeleri teşvik edilmektedir. 80

BİBLİYOGRAFYA

Al-Attas, M. N., "Indonesia: IV. History: Islamic Period"4 The Encyclopaedia of Islam ('ıew edition), III, 1218-1221.

Ali, Abdul Mukti, The Spread of Islam in Indonesia, Jogjakarta 1970. .

Andaya, Barbara Watson - Leonard Y. Andaya, A History of Malaysia, Hong ~ong 1987.

Andaya, L. Y.~ "Malay Peninsula", Encyclopedia of Islam (new edition), VI, 232-239.

Arnold, T.W., İ~tişar-ı İslam ·Tarihi (çev: Ha~an Gündüzler), Ankara 1982, s.363-405.

80 Mehden, "Malaysia: Islam and Multietlınic Politics", s.190-192.

Page 60: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

Malezya' da İslamiyet 251

Ben da, Harry J., · "South-East Asian Islam in the Twentieth Century", The Cambridge History of Islam (nşr: P.M. Holt ve dğr.), Cambridge 1970, Il-A, 182.:206. ·

Fa~imi, S. Q., Islam Comes to Malaysia, Singapore 1963.

Funston, John, "Malaysia'', The Politics of Islamic Reassertion (nşr: Mohammed Ayoob), London 1981, s.165-189.

Gungwu, Wang (nşr.), Malaysia: A Survey, Melbourne 1964.

Hall, D. G. K,~ History of South East Asia, London 1987.

Hassan, Muhammad· Kamal, "The Response of Muslim Youth Organizations to Political Change: HMI in Indonesia and ABIM in Malaysia", Islam and the Pôlitical Economy of Meaning: Comparative ·Studies of Muslim Discourse (nşr:

· W.R. Roff), London 1987, s.181-196. ·

İb.rahim, Ahmad, "The Position of Islam in the Constitution of Malaysia", Readings on Islam in Southeast Asia (nşr: Ahmad Ihrahim ve dğr.), Singapore 1985, s.213-220.

Jones, R. "The Conversion Myths from Indonesia", Canversion to Islam (nşr: Nehemia Levtzion), New York/London 1979, s.129-158.

Kern, R.A., De Islam in fndonesie, 's-Gravenhage 1947.

Lapidus, I. M., A History of Muslim Societies, Cambridge 1989.

Leur, J. C. van, lndonesian Trç.de and Society: Essays in Asian Social and Economic History, The Hague 1955.

Meglio, Rita Rose Di, "Arab Trade with Indonesia and the Malay Peninsula from the 8th to 16th Century", Islam and the Trade of Asia (nşr: D.S. Richards), Oxford/Pennsylvania 1970, s.105-135.

Mehden, F. R. von der, "Islamic Resurgence in Malaysia", ·Islam and Development (nşr: J. Esposito), Syracuse 1980, s.163-180.

J

Page 61: DERGiSi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01535/1995_2/1995_2_GOKSOYIH.pdf · 2015-09-08 · lenekleri ihtiva eden Sejarah Malayu bu konuda fazla bilgi vermez. Mesela, Kedah'la ilgili

252 Yrd.Doç.Dr. İsmail Hakkı GÖKSOY

---·-···, "Malaysia: Islam· and Multiethnic Politics", Islam in Asia: Religion, Politics and Society (nşr: John L. Esposito), New York 1987, s.177-201.

Meilink-Roelofsz, M. A. P., ·"Trade and Islam in the Malay­Indonesian Anchipelago Prior to the Arrival of Europea!}s", Islam and the Trade of Asia (nşr: P.S. Richards), Oxford/Pennsylvania 1970, s.137 -157.

Mesôdi, Mürücüz-Zeheb, Beyrut 1986.

Noer, Dçliar, The Modernisı Muslim Mavement in Indonesia (1900-1942), London 1973.

Provencher, Ronald, "Islam in Malaysia and Tailand", The Cres€ent in the East: Islam in Asia Major (nşr: Raphael Israeli), London 1982, s.140-155.

Ratnam, K. J., "Religion and Politics in Malaysia", Readings on Islam in Southeast Asia (nşr: Ahmad Ihrahim ve dğr.), Singapore 1985, s. 143-150.

Ricklefs, M.C., A History of Modern Indonesia, London 1981.

Roff, William R~, "South-East Asian Islam in the Nineteenth Century", The Cambridge History of Islam (nşr: P.M. Holt ve dğr.), Cambridge 1970, 11-A, 155-181.

Rosenthal, E., Islam in the Modern National State, Cambridge 1965.

Tibbets, G.R., "Early Muslim Tnides in South-East Asia", Journal of the MuZayan Br ane h ·of the Royal Asiatic Socie_ty, :XXX/1, Singapore 1957, s.1-45.

Turnbull, C. M., A Short History of Malaysia, Singapare and · Brunei, Melbourne 1980.

Williams, L~ E., South-East Asia: A History, ~ew York 1976.

Winstedt," R.O.,The Malays: A Cultural History, Singapore 1947.