Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
Deniz Film Prodüksiyon
HALİÇALTIN BOYNUZ
Bu proje İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı Katkılarıyla Gerçekleştirilmiştir.
YÖNETMEN YORUMU
İyi bir film yapmak için iyi bir fikre sahip olmak gerekir belki de… “Haliç” Belgeseli ‘kardeşçe bir arada yaşama’ fikri ve duygusu üzerine kurduk. Çok dinli ve çok kültürlü olmanın zenginliğini kurguladık. Filmin filozofisi buydu.
Balat’ta doğmuş büyümüş bir Atinalı’nın yıllar sonra çok sevdiği İstanbul’a, Haliç’e dönüşü anlatılır. Kendi kendine konuşur gibi, kente yazdığı bir aşk mektubu gibi dış ses, yakıcı bir metne dönüşüyor. Görüntülerin gizemli (metaforik) olmasını istedik. Bu nedenle, film ekibini hergün sabah erken saatlerde çekime başladık. Ayrıca günbatımını bekledik çünkü Haliç’in üstünü örten sis ve ateş topu, büyülü bir ortamı sergiliyordu. Haliç günümüzü anlatıyor. Çarşıların çarşılara, çarşıların denizlere açıldığı bir canlı kalabalığı da anlatıyor …
Bir filmde kurgu söz konusuysa gerçeğin, gerçek olduğuna hiçbir zaman inanmamak gerekir. Bu belgeselde bir “büyülü gerçekçiliği” yansıtmaya çalıştık.
Erden Kıral
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
HALİÇ
ALTIN BOYNUZ
Altın Boynuz’da kimi virane kimi yeni yapılmış binaların küçük pencerelerinden yansıyan ışık, gemi fenerleri, Haliç`in akisleri ve yıldızlar ufukta titrek ışıklar meydana getirirler; liman, gökyüzü ve şehir birbirine karışır, her şey fezaymış gibi gelir insana. Gün batımı ismini tamamlar gibidir… Şeklinden dolayı Altın Boynuz ismini alan Haliç, güneşin kızıllığında kendisini bulur. Kimi Galata’dan bakar, kimi de Süleymaniye Camii’nden…
Galata Köprüsü’nün Haydarpaşa - Kadıköy vapurlarıyla Boğaz vapurlarının kalktığı yönü, İstanbul’un renkli tarafı; Haliç vapurlarının kalktığı yönü ise yine aynı dünyanın sanki siyah tarafı gibidir.
Buradaki yaşam ve devinim öylesine değişiktir ki; bilinmedik bir ayak sesi, kimi çakıllı kaldırımların sesliliği, eğri büğrü yolları, denize açılan dar sokakları, ahşap binaları, dik yokuşlarıyla ve eski medeniyetlerin kalıntıları olan yıkıntılar geçmişi yaşatır gibidir Haliç’te. Belki üç beş kez asırlık olmuş yapılar, modern mimari arasında hala ayaktadırlar.
Tarihi kadar günlük yaşamı da dolu doludur. Hala ayakta olan eski meyhane ve barlarından müzik sesi duyulmakta aynı zamanda yıkılmaya yüz tutmuş tarihi evlerinde, içerde hayat olduğunun göstergesi olan ışıklar, hala yanmakta ve bacaları tütmektedir. İstanbul’un siyah tarafı gibi gözükse de, beyaz tarafına bir yolculuktur Haliç. Yer yer toz toprak ve dar sokaklarında iki apartman arasına gerilmiş iplere asılı çamaşırların, altında oynayan çocukların bağrışmaları “hayat” burada der gibidir. Tıpkı
bayram sabahlarında olduğu gibi… Mezarlıklarda, vefat etmiş, babaları, anneleri, amcaları, dayıları, halaları, teyzeleri, dede ve neneleri için duaya duranlar, İstanbul’un Haliç’te yaşandığının bir göstergesidir. Umutlar ve hayaller, Haliç’ten İstanbul’a yayılarak, gerçekleşeceği günü beklemektedir adeta.
İstanbul’u, Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan bir kent olarak düşünürsek, Balat ve Fener; Rum, Musevi ve Ermenilerden kalma eski anılarıyla, onun masalsı dünyasının bir tebessümüyken, Eyüp’se; İstanbul şehrinde, bir Avrupalı`nın "Egzotik Şark" kavramına en uygun düşecek semti gibidir. İbadete davet edercesine, mistik bir hava sunmaktadır, tıpkı geçmişte de olduğu gibi.
Haliç koyu boyunca, bir tekneyle yol alırken, bambaşka hayatları fark etmemek mümkün değildir… Bir tarafta Karaköy’den Sultanahmet’e açılan ve Müslüman toplum için kutsanmış mekanlar, diğer tarafta artık kendi mahalleri ve sokakları olmuş olan yerlerde yaşamını sürdürmekte olan, farklı toplum ve dinlere ait insanlar.
İstanbul`un geçmişe dönük yüzünü günümüze inat, ayakta tutunmaya çalışan Haliç, adeta sararmış bir fotoğraf misali varlığını sürdürmektedir.
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
FİLMİN KÜNYESİ
FİLMİN ADI : HALİÇ – ALTIN BOYNUZ
FİLMİN SAHİBİ : ERDEN KIRAL–DENİZ FİLM PRODUCTION
FİLMİN TÜRÜ : BELGESEL
FİLMİN SÜRESİ : 75 dk.
FİLMİN FORMATI : DİGİTAL HD
FİLMİN UYGULAMA YERİ : TV KANALLARI, FESTİVALLER, İNTERNET
FİLM DESTEK : İSTANBUL 2010 AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ AJANSI
YAPIM/DENİZ FİLM – ERDEN KIRAL
YÖNETMEN/ERDEN KIRAL
SENARYO/ERDEN KIRAL
YAPIMCI/ŞULE PUSAT
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ/ZEKERİYA T. KURTULUŞ
METİN YAZARI ve SANAT DANIŞMANI/ENİS RIZA
MÜZİK/ANOUAR BRAHEM – GÖKHAN KAMU&NOYAN ELPEN
KURGU/ERKAN TEKEMEN
TASARI/ ERDEN KIRAL & BEKTAŞ TOPALOĞLU
NARATÖR/MİHAEL VASİLİADİS
SESLENDİREN/EDİP SANER
ARAŞTIRMA /GÖLGE FİLM
YÖNETMEN ASİSTANI/HÜLYA GEZER
PRODÜKSİYON SORUMLUSU/MURAT KILIÇ
PRODÜKSİYON ASİSTANI/HAKAN GÜLENOĞLU
KAMERA ASİSTANI/UĞUR KUL
2.KAMERA ASİSTANI/KADİR KAPLAN
SESLERİ ALAN/FATİH AYDOĞDU-HÜSEYİN ÇAKIR
IŞIK ASİSTANI/NEDİM KAPLAN
PANTER OPERATÖRÜ/HASAN ORMANLAR
SET TEKNİSYENİ/SITKI ASLAN
SET FOTOĞRAFLARI/ HAYDAR YENMEZ
ÇEVİRİ/ AZRA İŞMEN
MUHASEBE/MURAT YAMAN
ULAŞIM/KUDDUSİ UĞURLU GÜZEL TURİZM
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
MİKSAJ/ KEREM AKTAŞ
LABORATUAR-MONTAJ STUDYOSU/ FONO FİLM
İLETİŞİMADRES : BATARYA SOK. 10/3 CİHANGİR/BEYOĞLU İSTANBUL
GSM : 0532 283 59 36
E-MAIL : [email protected]
Erden Kıral
Yönetmen/Özgeçmiş
Erden Kıral, Mimar Sinan Üniversitesi Seramik Bölümü mezunudur.‘Gerçek Sinema’,‘Çağdaş Sinema’,ve ‘Güney’ dergilerinde editörlük yaptı. Erden Kıral, Berlin Sanat Akademisi (Akademie Der Künste) üyesidir.
Erden Kıral, 1942 Gölcük doğumludur.
KANAL 1978
Damaskus Film Festivali
Gümüş Kılıç Ödülü
BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE 1980
Strasburg Avrupa Film Festivali
En İyi Film
Nantes Film Festivali Jüri özel ödülü
CIAE Özel Jüri Ödülü
Ulusal Festivallerde toplam 22 ödül
HAKKÂRİ’DE BİR MEVSİM 1983
ZDF& ARTE CO-PRODÜKSİYON
Berlin Film Festivali
Gümüş Ayı, FIPRESCI, CIAE ve Otto Dibelis Ödülleri
Hamburg Film Festivali
En İyi Film Ödülü
Toronto Film Festivali
Dayanışma Ödülü
Luxemburg Film Festivali
Seyirci Ödülü
Bastia Film Festivali
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
Altın Zeytin Ödülü
Los Angeles Olimpiyatları Açılış Filmi
AYNA 1984
ZDF& CHANNEL4 CO-PRODÜKSİYON
Figuena Da Foz Film festivali
En İyi Film Ödülü
Venedik Film Festivali Yarışma Filmi
Film Eleştirmenleri En iyi Film Ödülü
İstanbul Film Festivali
Jüri özel Ödülü
European Newspaper-Avrupanın gelmiş geçmiş tüm zamanların en iyi 10’a giren filmi,
DİLAN 1987
Cannes Film Festivali
‘Yönetmenlerin 15 Günü’ bölümü
AV ZAMANI 1988
Berlin Film Festivali Altın Ayı adayı
Ankara Film Festivali
En iyi Film, Yönetmen, Müzik Ödülleri
MAVİ SÜRGÜN 1993
İstanbul Film Festivali-Altın Lale
En İyi Film Ödülü
Antalya Film Festivali
En iyi Film, Yönetmen, Ses Ödülleri
Adana Film Festivali
En İyi Film Ödülü
Montreal Film festivali
FIBRESCI Ödülü
Türk Film Eleştirmenleri
En iyi Film, Yönetmen, Görüntü Yönetmeni, Oyuncu, Müzik ve Yardımcı Oyuncu Ödülleri/Ayrıca Ulusal Festivallerde 24 ödül
AY HİKÂYELERİ 1996
Kısa Film
AVCI 1999
SİYAD
En İyi Görüntü Yönetmeni ödülü
BABAEVİ 2000–2002
Televizyon Dizisi
CANIM KOCACIM 2003
Televizyon Dizisi
YOLDA 2005
Venedik Film Festivali Yarışma Filmi
Adana Film Festivali
En İyi Erkek Oyuncu-Altın Koza
Ankara Film Festivali
En İyi Görüntü, En İyi Kurgu, Yardımcı Erkek Oyuncu ve
En İyi Ümit veren Oyuncu
Singapur Yarışma Filmi
Münih Film Festivali
Napoli Film Festivali
Montreal film Festivali
2006
İzmit Rotary Kulübü Onur Ödülü
Aviva (İngiliz Sigorta Kuruluşu)
Onur Ödülü
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
Newyork Film Haftası
Erden Kıral Retrospecktifi
2007
Uluslararası İstanbul Film Festivali
Onur Ödülü
Ulusal Adana Film Festivali
Onur Ödülü
2005
Vesod Film Festivali
Angers Film Festivali
Zagrep Film Festivali
İstanbul Film Festivali
Harward Üniversitesi Sinemateki Arşivine aldı
VİCDAN 2008
Antalya Film Festivali
En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Görüntü, En İyi Makyaj,
Kodak Görüntü Ödülleri
En İyi Kurgu
Müzik Film Festivali
Zekeriya T Kurtulus
GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ..
DOĞUM YERİ/TARİHİ: 1969 Izmit..
EĞİTİM: MSÜ GSF Sinema-TV Bölümü..
DENEYİM: 1992-1998 Kamera asistanlığı 300 den fazla reklam 15 den fazla uzun metraj film.. 1996-2000 Görüntü yönetmenliği - kamera operatörlüğü bir arada . .
İŞLER(Görüntü yönetmenliği): 50 den fazla reklam 200 den fazla müzik-video ..
DİZİLER: Melek Apartmanı Yn. Osman Sınav..
Sır Dosyası Yn.Yağmur/Durul Taylan..
90-60-90 Yn. Abdullah Oğuz..
Kampüsistan Yn. Uluç Bayraktar..
Yağmur Zamanı Yn. Dilek Gökçin..
Kuzey Rüzgarı Yn. Mustafa Sevki Dogan..
Baba Ocagı Yn. Mustafa Sevki Dogan..
Kız Kacıran Yn. Mustafa Sevki Dogan..
Kış Masalı Yn. Gül Oguz ..
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
FİLMLER: ..
Yolda Yn. Erden Kıral ..
Son Osmanlı Yandım Ali Yn. Mustafa Sevki Dogan..
Vicdan Yn. Erden Kıral ..
ÖDÜLLER:
1993 Adana Altın Koza En İyi Görüntü Yönetmeni (kısa film)..
Gözlerin Yeşilçam'ın Son Yangını.. Yn Özer Kızıltan
2001 Konya Nasrettin Hoca Kısa Metraj Komedi Filmleri Festivali En İyi Yönetmen .. Ne Tatlı Komşumuzdun Fatma Hanım..
17. Ankara Uluslarası Uzun Metraj Film Yarışması En İyi Görüntü 2006 ..
Yolda.. Yn Erden Kıral
45. Antalya Film festivali Kodak En İyi Görüntü 2008.. Vicdan Yn Erden Kıral
Bektaş Topaloğlu
Doğum Tarihi ve Yeri 01/10/1979 Gaziantep/İslahiye
Eğitim ve öğrenim durumu
• Tarihler (başlangıç – bitiş) 1997/1999• Eğitimi veren kuruluşun
adı ve çeşidiVan Yüzüncü Yıl Üniversitesi
• İşlenen temel konular/mesleki beceriler
Radyo Tv yayımcılığı ve Sinema
İş Tecrübesi
• Tarihler (başlangıç – bitiş)
2001/2002
• İşverenin Adı ve Adresi Kare Ajans• İş tipi veya sektörü Tv/Dizi –Unutma Beni-
• Sahip olunan rol yada pozisyon
Senaryo Yazarı
• Ana faaliyetler ve sorumluluklar
Öykü/Tretman
• Tarihler (başlangıç – bitiş) 2004/2006• İşverenin Adı ve Adresi TMC Yapım -Yağmur Zamanı-
• İş tipi veya sektörü Tv/Dizi• Sahip olunan rol yada
pozisyonSenaryo
• Ana faaliyetler ve sorumluluklar
Öykü/Tretman Geliştirme ve Senaryo
• Tarihler (başlangıç – bitiş) 2005/2005• İşverenin Adı ve Adresi AÇEV
• İş tipi veya sektörü Tv/Okuma Yazma bilmeyen yetişkin kadınlar için eğitici program -Bizim Sınıf-• Sahip olunan rol yada
pozisyonSenaryo
• Ana faaliyetler ve sorumluluklar
Skeç Hazırlama ve Program akışı belirleme
• Tarihler (başlangıç – bitiş) 2007/2008• İşverenin Adı ve Adresi FM(Most) Yapım
• İş tipi veya sektörü T Tv/Dizi -Sıla-• Sahip olunan rol yada
pozisyonSenaryo Ekibi
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
• Ana faaliyetler ve sorumluluklar
Senaryo ve Öykü Tretman
• Tarihler (başlangıç – bitiş) 2009/…..• İşverenin Adı ve Adresi Hokus Fokus Film Yapım
• İş tipi veya sektörü Sinema -Uzak İhtimal-• Sahip olunan rol yada
pozisyonSenaryo
• Ana faaliyetler ve sorumluluklar
Öykü/Tretman ve Senaryo
ÖDÜLLER
2009 : 28. İSTANBUL FİLM FESTİVALİ EN İYİ SENARYO ÖDÜLÜ
HALİÇ HAKKINDA GENEL BİLGİ
HALİÇ
ALTIN BOYNUZ
Galata Köprüsü’nün Haydarpaşa - Kadıköy vapurlarıyla Boğaz vapurlarının kalktığı yönü, İstanbul’un renkli tarafı; Haliç vapurlarının kalktığı yönü ise yine aynı dünyanın sanki küfe dibi kalıntısı gibidir.
Yirmi otuz yıl önce, köprünün Marmara cephesiyle Haliç cephesi arasındaki zıtlık, çok daha keskin bir siyah beyaz görünümündeydi.
Haliç’e bakıldığında, bambaşka kültüre ait kiliselerin, camilerin ve kimi kasvetli yıkıntıların içinde koskoca bir tarihi olduğunu anlamamak mümkün değil. Buradaki yaşam ve devinim öylesine değişiktir ki; bilinmedik bir ayak sesi, kimi çakıllı kaldırımların sesliliği, eğri büğrü yolları, denize açılan dar sokakları, ahşap binaları, dik yokuşlarıyla ve eski medeniyetlerin kalıntıları olan yıkıntılar geçmişi yaşatır gibidir Haliç’te. Belki üç beş belki de altı yedi kez asırlık olmuş yapılar, modern mimari arasında hala ayaktadırlar.
İnsan yüzündeki bir “ben” gibidir Haliç, İstanbul için. Kimi yakıştırır kimi yakıştırmaz. Ama bir gerçeklik vardır ki, tıpkı Fatih Sultan Mehmet’in savaş gemilerini karadan denize indirerek fethetmesi gibi, İstanbul’a açılan kapıdır Haliç. Tarihi kadar günlük yaşamı da dolu doludur.
Hala ayakta olan eski meyhane ve barlarından müzik sesi hala duyulmakta aynı zamanda yıkılmaya yüz tutmuş tarihi evlerinde, içerde hayat olduğunun göstergesi olan ışıklar hala yanmakta ve bacaları tütmektedir. İstanbul’un siyah tarafı gibi gözükse de, beyaz tarafına bir yolculuktur Haliç. Yer yer toz toprak ve dar sokaklarında iki apartman arasına gerilmiş iplere asılı çamaşırların, altında oynayan çocukların bağrışmaları “hayat” burada der gibidir.
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
Tıpkı bayram sabahlarında olduğu gibi… Mezarlıklarda, vefat etmiş, babaları, anneleri, amcaları, dayıları, halaları, teyzeleri, dede ve neneleri için duaya duranlar, İstanbul’un Haliç’te yaşandığının bir göstergesidir. Umutlar ve hayaller Haliç’ten İstanbul’a yayılarak, gerçekleşeceği günü beklemektedir adeta.
İstanbul’u Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan bir kent olarak düşünürsek, Balat ve Fener Rum, Musevi ve Ermenilerden kalma eski anılarıyla, onun masalsı dünyasının eski bir tebessümüyken, Eyüp’se; İstanbul şehrinde, bir Avrupalı`nın "Egzotik Şark" kavramına en uygun düşecek semti gibidir. Tıpkı ibadete davet edercesine, mistik bir hava sunmaktadır geçmişte de olduğu gibi.
Haliç koyu boyunca, bir tekneyle yol alırken, bambaşka hayatları fark etmemek mümkün değildir… Bir tarafta Karaköy’den Sultanahmet’e açılan ve Müslüman toplum için kutsanmış mekanlar, diğer tarafta artık kendi mahalleri ve sokakları olmuş olan yerlerde yaşamını sürdürmekte olan farklı toplum ve dinlere ait insanlar. Mimari tarzı, yapı malzemesi ve tarihiyle İstanbul´daki en ilginç ibadet yerlerinden biri Bulgar Stefan (Sveti) Kilisesine ibadete gidenlerle, Eyüp Sultan Camii’nde Namazını kılarak kutsal görevini yerine getirenler aynı topraklar üzerinde, ortak bir duygu için dua eder gibidirler. Kimi aynı okullarda sıralarını paylaşan farklı kültürün çocukları gelecek için, aynı düşlerde yaşamaktadırlar. Tıpkı geçmişte Fener Rum Erkek lisesinde yetişen öğrenciler gibi.
Haliç Fener’de, Sancaktar Yokuşu’nda yer alan okul, Türkiye’nin en eski eğitim kurumu olma özelliğini taşıyor. 1454’te yani fetihten bir yıl sonra kurulan okuldan, Osmanlı’nın Hıristiyan azınlıklarının bulunduğu toprakları yöneten yüzlerce vali, mütercim, bilim insanı, sanatçı, besteci ve yazar eğitim gördü.Okul mezunlarından Eflak - Boğdan Prensi Dimitri Kantemir (Kantemiroğlu), Besteci Andon Efendi ve Tatyos Efendi ile Mimar Dimadis en ünlüleri. Osmanlı’nın siyaset ve sanat dünyasında derin izler bırakan bu insanların mezun olduğu okul, 18 ve 19’uncu yüzyıllarda Balkanlar’ın şekillenmesinde de çok önemli bir rol oynadı.
Diğer taraftaysa yenilenen ve değişen köprüler arasında, İstanbul halkının en fazla yakınlık duyduğu, hayatının parçası saydığı köprü, 1912`den 1992`deki yangına kadar çalışan Galata Köprüsü`dür. Balık lokantaları, kahveleri, balık tutanları ve başka birçok özellikleriyle bu köprü bir kişilik olarak varolmuştu sanki. Yapılabilseydi Haliç koyu boyunca belki de dördüncü bir köprü olacaktı, Leonardo Da Vinci’nin Sultan ıı. Beyazıt için 1502'de hazırlamış olduğu tasarı. Kağıt üzerinde de kalsa 240 metre uzunluğunda, 8 metre genişliğinde ve denizin 24 metre üstünde kurulacak olan; tek kemerli, ayakları arasındaki açıklığı 240 metre(720 ayak) uzunluğuyla ve iki ayağının arasında tarihin en eski Magicland'i taşıyan bu köprü yapılamamış olsa da, Altın Boynuz için güzel bir düştü.
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
Leonardo Da Vinci tarafından 1502 yılında tasarlanan Galata Köprüsü
Altın Boynuz’da kimi virane kimi yeni yapılmış binaların küçük pencerelerinden yansıyan ışık, gemi fenerleri, Haliç`in akisleri ve yıldızlar ufukta titrek ışıklar meydana getirirler; liman, gökyüzü ve şehir birbirine karışır, her şey fezaymış gibi gelir insana. Gün batımı ismi tamamlar gibidir… Şeklinden dolayı Altın Boynuz ismini alan Haliç, güneşin kızıllığında kendisini bulur. Kimi Galata’dan izler, kimi de Süleymaniye Camii’nden…
İstanbul`un geçmişe dönük yüzünü günümüze inat son gücüyle ayakta tutunmaya çalışan eski Haliç semti olan `Balad`, adeta sararmış bir fotoğraf misali varlığını sürdürmektedir.
Günümüzde İstanbul’un hemen her semtinde olduğu gibi bu sahil semti de, masmavi denize karşı, pencereleri kiremit kırmızısı sardunya çiçekleriyle bezenmiş ahşap evlerinde birçok farklı kültürden insanları bir arada barındırmış eski bir azınlık mahallesidir.
Rumca da olduğu gibi Ermenice dede “Saray” anlamına gelen “Balad” adı değişmeden günümüze kalmış nadir İstanbul semtlerinden biridir.
Osmanlı donanması komutanlarından Hamza Bey, kentin alındığını gördükten sonra Bizans’ın Haliç’e gerdiği zincirin üzerine yürüdü ve limana girdi. Bütün gemileri Balat kıyısına yanaştırdı. Kapalı olan Balat kapısını kırdırıp karaya çıktı. Bizans döneminde bu kapının adı “Bassilakis Philis” yani Hünkar Kapısı’ydı. Çünkü imparatorların ikametgahı olan “Blekarnea” sarayına giden yol bu kapıdan geçiyordu. Bizanslılar kenti terk ettikten sonra azalan nüfusu artırmak için Fatih Sultan Mehmet`in emriyle diğer bölgelerden İstanbul`a göç ettirilenler arasında yer alan yoksul Musevi aileler de bu kapıdan geçerek Balat`a yerleşti. Balat`ta bulunan Ermenilerin evleri ve kapıları ise diğerlerinden farklıydı. Balat’ın önemli bir özelliği de bu ufak semtte Rum ve Ermeni kiliselerinin, Sinagogların ve camilerin iç içe olmasıdır. Bu, Osmanlı döneminde İstanbul`da farklı kültürden insanların bir arada yaşayabildiklerinin bir göstergesi. Çarşı içindeki Ahrida Sinagogu`nun az ilerisinde Hagios Stradi Ortadoks Kilisesi bulunuyor. Mahallenin tek Ermeni kilisesi olan Surp Hreşdagabet Kilisesi ise Kamış Sokağı`ndadır. Kilisenin delhizinde bulunan Ayazmanın suyunun şifalı olduğuna inanılıyor. Perşembe ve Pazar günleri açık olan kiliseye Müslüman, Hristiyan birçok hasta ve sakat, şifa bulmaya geliyor. Kilisenin hemen yakınındaki Voyvodina Caddesi üzerinde faaliyetini sürdüren, 1762’li yıllarda inşaa edildiği sanılan “Tahta Minare Hamamı”nın halk arasında (Ermeni batağı) olarak anıldığı dönemlerde, hamam özellikle İstanbul Ermenileri arasında oldukça ilgi görür. Dönemin genç Ermeni güveyleri evlenecekleri günün önceki gecesi bu hamamda yıkanarak sabahlar ve kendilerini gerdek gecesine hazırlarlarmış. Ferruh Kaya Sokağı`nda bulunan Ferruh Kekuda Camii Mimar Sinan`ın eseri. İskele yakınındaki Yusuf Şücaüddin Camii ise geçtiğimiz yıllarda restore edilmiş. Balat`ta bulunan kiliselerin, bugün semt dahilinde cemaatleri kalmamış artık. Kiliseler sadece
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
belli günlerde diğer semtlerde yaşayanlar için kapılarını açıyor.Zaman birçok şeyi silmiş yok etmiş burada, insan dokusu kalmamış ama Balat`a özgü o mistik hava, o mimari doku hala mevcut.
Eyüp öncelikle dini bakımdan önemli bir yerdir. Ziyaretçilerinin büyük çoğunluğu Türk olmakla birlikte, sayılarının çokluğu bakımından İslam dünyasının en kalabalık "dini ziyaret" yerlerinden biri olan Eyüp Sultan Camii`nin bunda büyük bir payı vardırr. Ayrıca Eyüp, türbeleri ve mezarlıklarıyla da ünlüdür. Mezarlıklar dünyanın her yerinde, bulundukları bölgeye bir "öte-dünya" atmosferi kazandırır.
Eyüp Sultan Camii'nin yanındaki mezarlıkların arasından upuzun merdivenleri tırmanmaya başlarken, bir yandan Haliç'i seyrediyor, bir yandan da ortamın yaydığı mistik huzuru soluyorsunuz. Yolun sonunda karşınıza tarihi Pierre Loti Kahvesi çıkıyor. Birkaç yüz yıllık geçmişe sahip kahve eşsiz manzarasıyla sizi alıp eski zamanlara, Cenevizlilere, Osmanlılara götürüyor.. 19. yüzyılın sonlarına kadar Rabia Kadın Kahvehanesi olarak bilinen, Fransız yazar Pierre Loti kahveyi mekan
tutmaya başladıktan sonra Pierre Loti Kahvesi olarak anılan kahve, yıllardır aşıkların, kendisiyle buluşmak ve şehirden kaçarak spritüel bir huzur solumak isteyenlerin durağı. Pierre Loti, 1850-1923 yılları arasında yaşamış ünlü Fransız yazar ve oryantalist. Deniz subayı olan Pier Loti, Türkiye'ye ilk kez 1876 yılında gelmiş ve bir yıl kalmış. Eyüp sırtlarındaki tarihi kahveyi de o yıllarda keşfetmiş. Haliç'in büyüsü mü bilinmez ama, Pierre Loti'yi oraya çeken bir diğer unsur da Aziyade ismindeki evli bir Osmanlı hanımıymış. Fransa'da evli olduğu söylenen Pierre Loti ile Aziyade
arasında büyük bir aşk olduğu yıllarca efsane gibi dilden dile aktarılmış. Pierre Loti aynı isimli romanında Aziyade'ye olan aşkını gizlememiş. İşte o gün bugündür kahvenin adı Pierre Loti olarak anılmış.
Ayvansaray köprüsünün dibinde, fazla özelliği olmayan ahşap Abdül Vedud Camii vardır. Bu haliyle oldukça yeni sayılır. Bir söylentiye göre Buhara`dan müritleriyle gelip İstanbul kuşatmasına katılmış bir ermiştir Abdülvedud; tam karşıt söylentiye göre de, İstanbul içinde bulunup kuşatmanın 53 gün sürmesine sebep olmuştur. Bu hikayeye göre fetihten sonra, Ayasofya`da, Terlerdirek yanında nur yüzlü bir cesedin yattığı görülür. Ak ve Kara Şemseddin`ler ve herkes başına toplanır. Adının Yavedud şeklinde yazılı olduğunu görürler. Gasletmeye kalkarlar ki, "Mergum magsuldür, hemen defnedin" diyen bir ses işitilir. Tabuta koyup bir kayığa bindirirler. Kayık yelkensiz ve küreksiz harekete geçtiği gibi soluğu Eyüp yakınlarında alır. Bununla da bitmez: bu cevval ermişin tabutu karaya yanaşan kayıktan kendi kendine hopladığı gibi orada yeni kazılmış bir mezarın içine girip yatar. Böylece Yavedud ya da Abdülvedud kendi işini kendi görür, cemaate yalnız toprak atmak kalır.
Biraz içeride olan bu türbe, zamanla harap hale gelince, Abdülaziz`in annesi Pertevniyal Sultan bugün gördüğümüz türbeyi yaptırmıştır.
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90
Yavedud`dan sonra sura paralel olarak güneye yürüdüğümüzde, Eyüp`ün Nişancı mahallesine yaklaşırız. Buralar yeni geçen yollarla epey değişmiş bölgelerdir. Ama Eyüp`e dini karaterini veren tekkelerin, dini yapıların toplaştığı mahalledir.Daha önce surları gezerken Eğrikapı maksemine gelmiştik. Onun tam karşısında, gene eski tanıdıklarından birinin mezarı ve mescidi var: Çarşamba`daki Ayios İoannis Kilisesi`ni camiye çeviren Hırami Ahmet Paşa`nın. Ahmet Paşa, 16. yüzyıl sonu sadrazamlarından Siyavuş Paşa`nın yanında yetişmişti. Onun yaptırdığı tekkeye, 18. yüzyıl yarısında, Uşşaki tarikatından Cemaleddin Efendi yerleşmiş ve tarikatın İstanbul`da yayılmasını sağlamıştır.Buradan Kırımi Çeşmesi üzerinden Eyüp`e doğru yönelince, Kırımi Hüseyin Efendi`nin değişik ve yakın dönem türbesini görebiliriz. Yerden yükseltilmiş platformda on mermer sütunla, açık bir türbe. Çeşitli kadılıklarda bulunan Hüseyin Efendi ünlü Halet Efendi`nin babasıdır.Davutağa Caddesi`nde Davut Ağa Mescidi`ne (planı Sinan`dan kalmadır) ve Setarik Tekkesi`ne göz atarak sağa, Haydar Baba Sokağı`na yöneldiğimizde burada da birkaç eski esere rastlarız: Kanuni döneminin Semerkantlı Nakşibendi şeyhi Baba Haydar adına yapılmış mescit ve tekke ilginçtir. Az ileride Hacı Beşir Ağa Darülhadisi görülür. Beşir Ağa Lale Devri`nin darüssaade ağalarındandır. Yapı iyice harap durumdadır.
Haydar Baba`dan yürüyerek, Eyüp`e ulaşmadan önce, kıyıda Defterdar denilen semte gelebiliriz. "Defterdar" adı, Kanuni Süleyman devri defterdarlarından Nazlı Mahmut Çelebi`nin burada yaptırdığı camiden kalmıştır. Sinan`ın olduğu bilinen cami 18. yüzyılda yanıp yeniden yapıldığı için tarihi bakımdan ilginç bir yanı kalmamıştır. Mahmut Çelebi minare külahı üstüne pirinçten bir hokka ve kalem koydurmuştu. Caminin yanında Mahmut Çelebi`nin açık türbesi vardır.
Hasköy adı geçtiği zaman söz meclisinde, tanıdık bir isim gibi gelir kulağa… Ama ne yeri bilinir, ne de yaşanıp yaşanmadığı. İstanbul’da da bir çok semtte öyle değil midir zaten. Görenimiz duyanımız çok azdır. Bunun sebebi betonlaşmanın getirdiği aynılık
hissi mi yoksa bizim kendi yabancılığımız mı bilinmez ama geçmişinden çok az şey taşımaktadır Hasköy…
Kırmızı Minare, Hacı Şaban ve Kuşkonmaz Camileri az-çok cemaati ile hala yaşamakta. Ancak Rumların Aya Paraskevi Kilisesi çok ıssız yüksek duvarlarının ardında. Hasköy’den Yunanistan’a göçen zengin bir armatör onu onarıp, özlediği ibadetlere mekan olarak sunmasa da, varlığını tazelenmiş ve daha sağlam olarak sürdürmesini sağlıyor. Yahudilerin Havrası’ysa çoktan yok olmuş durumda.
Deniz Film Production - Batarya Sokak 10/3 Cihangir Beyoğlu-İstanbul Tel. 0212 244 64 90