8/19/2019 değer eğitimi nedir
1/124
Hat: Fuat Başar edeb ya hû
8/19/2019 değer eğitimi nedir
2/124
TDV - İSTANBUL MÜFTÜLÜĞÜDERGİSİ
SAYI: 1 • YIL: 2009
TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSTANBULŞUBESİ ADINA İMTİYAZ SAHİBİ VE
YAYIN YÖNETMENİ(SORUMLU)
Prof. Dr. Mustafa ÇAĞRICI
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜKadrye AVCI ERDEMLİ
EDİTÖRKerme CESUR
YAYIN EKİBİ Abdülkerm YATĞIN
Davut ÖZGÜLEmne ARSLAN
E. Betül ÇAKIRCAKâml BÜYÜKER
Kerme CESUR Mehmet YÜKSEL
Tuğba YALÇIN Uğur YILMAZ
TASHİHErcan ALKAN
FOTOĞRAFGezgn Kültür Dergs Arşv
KAPAK FOTOĞRAFIHalt Ömer CAMCI
BASIM YERİ ve TARİHİTDV Yay. Matbaası
Ostm Örnek San. St. 1. Cd. No:11Yenmahalle / ANKARATel: (0312) 354 91 31
ISSN: 1308-9595
DAĞITIMOsman SARIKÖSE
TDV Yay. Mat. ve Tc. İşl. İstanbul 1.Şb.Klodfarer Cad. No:14/1 Dvanyolu
Emnönü/İSTANBULTel: (0212) 518 46 04 • Faks: (0212) 518 83 07
Yayınlanan yazıların hukuk-blmselsorumluluğu yazarlara attr.
EDİTÖRDEN
Bsmllahrrahmanrrahm
Yüce Rabbmze sonsuz hamd, Efendmz’e salat, âl ve ashâbına selâm olsu
Uzun br aradan sonra yenden karşınızdayız. Szden ayrı kaldığımız süre ç
snde sevndrc gelşmeler oldu. 2006’da derg heyecanıyla başladığımız ancak ö
eserlerle sürdürdüğümüz yayınlarımız, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’nın znyle T
çatısı altında DİN ve HAYAT smyle derg olarak yayın hayatına devam edecektr. D
g olarak çıkmamız kesnleştkten sonra yen sayımızın, resm sürec tamamlaya
“DİN ve HAYAT” çatısı altında çıkmasını stedk, geckmemzn sebeb bu oldu. De
olma yolunda yaşadığımız olumlu-olumsuz zamanlarda öğrendğmz çok şey ol
Bunlardan br, y olduğuna nandığımız şeyn arkasında durmanın başarıyı get
ceğyd. 2. sayının çıkıp çıkmaması bell değlken br baktık k 6. sayıya ulaşmışız.
bzm çn büyük br mutluluk. Bu yayının devamının, kurum ç sahplenmenn
desteğn devamına bağlı olduğunu blyoruz ve bunu beklyoruz.
Yayın olarak 6., derg olarak 1. sayımızın çerğn çok öneml ve oldukça soy
br kavram olan “DEĞER” konusu oluşturmaktadır. İlm adamları değern ne oldu
hususunda ttfak edememşlerse de bz kendmze göre br tanım yapablrz. B
bz yapan, dnmzn, medenyetmzn, ortak hssyatın y dedğ, güzel dedğ d
ranışlar, düşünceler bzm değerlermz oluşturur. Davranışlarımızı yönlendrec
değerlermzn olmaması varlığımızın amacının olmaması sonucunu da peşnd
getrecektr. Allah Teala (c.c.) nsanı eşref- mahlukat olarak ntelemektedr. Kur’â
Kerîm, Sünnet ve bu k asıl çerçevesnde gelşen İslâm kültürü ve geleneğ, nsan
bu şeref nasıl kazanacağı ve koruyacağı hususunda temel lkeler sunmaktadır. Bdüşen bu lkelere tutunmak, korumak ve aktarmaktır. Sözün özü “İNSAN DEĞER
DİR” ve dğer varlıkların da değerlernn korunması, haklarının verlmes nsanın
runmasına bağlıdır.
Dosyamız hem genş hem de renkl. Tarh, felsefe, sanat, fıkıh, edebyat, ps
loj gb brçok sahadan kalem, konuyu brçok boyutuyla ele aldı. Öncelkle dosya
oluşturulması esnasında fkrler ve yönlendrmeleryle bzlere danışmanlık yap
Sayın Seyf Kenan’a teşekkürlermz sunmayı borç blyoruz. Ayrıca tasarım, bask
dağıtım sürecnde emeğ geçen herkese şükranlarımızı sunuyoruz.
Br müjdemz daha var. Derg olma heyecanının yanında bunun da heyecan
yaşıyoruz. İstanbul’dak dn hzmetlernn, faalyetlern, müftülüklere mensup perneln başarılarının blnmes çn hazırladığımız bültenn lk szlere ulaşıyor.
Hem dergnn hem bültenn hayırlı ve faydalı olmasını temenn edyoruz.
Saygılarım
Kerme Ces
Görsel Konsept Tasarım,Uygulama Zencef il'm / Halit Ömer CamcıSanat Yönetmeni: Ali BıyıklıGrafik Uygulama: Kübra Türk bilgi@zencef ilm.com
8/19/2019 değer eğitimi nedir
3/124
8/19/2019 değer eğitimi nedir
4/124
Süleyman TUĞRAL*
ALLAH’IN RIZASINI HER ŞEYİN ÖNÜNDE BİR DEĞER OLARAK GÖRENMÜSLÜMANIN, BÖYLE DURUMLARDA ALLAH’IN İNSAN İÇİN GEREKLİ GÖRDÜĞÜDEĞERLERE GÖRE DAVRANMASI GEREKMEKTEDİR; AMA, BU DURUMDA DA SÖZ
KONUSU DEĞERLERİN NE OLDUĞU VE DEĞERLER ARASINDAKİ İLİŞKİ BİRPROBLEM TEŞKİL ETMEKTEDİR.
KUR’AN’DA VURGULANAN
DEĞERLER
* Dr. Süleyman Demrel Anadolu
Ş u b a t 2 0 0 9
4
8/19/2019 değer eğitimi nedir
5/124
İnsan davranışlarına yön veren âmllern başında de-
ğerler gelmektedr. İnsan kşlğnn ntelkler, onun be-
nmsedğ değerlern mahyet ve bu değerlere bağlılığıyla
doğru orantılıdır. İnsan, k alternatf davranıştan brn seç-
mekte tereddüt ettğnde, değer problemyle karşı karşıya-
dır. A davranışının yerne B’y seçmes, br bakıma B’dek de-
ğer A’dakne önceledğ anlamına gelr. İnsan ömrünün bugb, br çok terch klemnde geçtğ br gerçektr. Allah’ın
rızasını her şeyn önünde br değer olarak gören Müslüma-
nın, böyle durumlarda Allah’ın nsan çn gerekl gördüğü
değerlere göre davranması gerekmektedr; ama, bu du-
rumda da söz konusu değerlern ne olduğu ve değerler
arasındak lşk br problem teşkl etmektedr.
Kur’an’da vurgulanan değerler ve aralarındak lşky
açıklayablmek çn, değer kavramını belrlemek yernde
olacaktır. Değer, kendsyle nesnelern/davranışların önem
derecesnn belrlendğ, ulaşılmak stenen, arzulanan tü-
mel ntelktr.1 Bu tarfe bnâen, burada “Allah nsandanhang ntelğ arzulamasını, hang ntelğe göre davranma-
sını stemektedr? Bu değerlern temeln teşkl eden unsur-
lar ve onların yöneldğ amaçlar nelerdr?” sorularına cevap
bulmaya çalışacağız.
Kur’an değerlernn temeln Allah
kavramı, nsan ve onun ferdî sorumlu-
luğu le âhret olgusu teşkl eder. Allah
ve âhret kavramları Kant’ın felsefe-
snde olduğu gb2 olması gereken değl, bzzat ontolojk
gönderges olan kavramlardır. Bundan dolayı Kur’an’ın flî
değerler ontolojk br zemn üzernde yükselr. Kur’an,bu zemn üzerne, nsanlara, bütün davranışların yönel-
dğ üç amaç değer sunar: Bunlar aynı zamanda Kur’an’ın
motve edc değerlern teşkl eder: Bunlar Allah’a şük-
retmek 3, ebedî mutluluğu elde etmek 4 ve Allah’ın rızasını
kazanmaktır.5Allah nsanı nmetlerle donatmış ve yapacağı
eylemlerden onu mesul tutmuştur. İnsan, bu mesulyet-
nn gereğ, Rabbnn lütuflarına şükretmek ve bu şükrün
netcesnde ebedî mutluluğu ve Allah’ın rızasını kazanmak
çn, O’nun tasvp ettğ değerler stkametnde davranma-
lıdır. Bu değerler se flî değerlerdr. Br başka deyşle temel
değerler üzernde yükselen flî değerler, amaç değerlerleteşvk edlen nsanın “Ben ne yapmalıyım, alternatflerden
hangsn terch etmelym?” sorularına cevap teşkl eden,
davranışlarına çerk sağlayan ve onlara yön gösteren de-
ğerler olmaktadır.
Şmd flî değerler açıklayacak olursak, Kur’an’dak flî
değerler, tezahür mahallne göre, kalbî değerler ve somut
eylem değerler olarak k kısımda ele alablrz. İçsel değer-
lere kalbî değerler tabrn kullanmamız, kalp kelmesnn ve
anlamdaşlarının Kur’an’da man6, takvâ7, güven8 gb duy-
gusal durumlar le anlamak 9, akıl yürütmek 10 gb aklî du-
rumların her ksn de kuşatacak şeklde kullanılmasından
kaynaklanmaktadır. Somut eylem değerler çn, Kur’an’danhareketle11 “salh amel şlemek” tabrn kullanablrz. Çün-
kü amel nsanın bütün nyetl yapıp etmelern fade eden
br kelme12, salh de bu eylemlern ylğn, çnde fesad ol-
mamaklığını fade eden br sıfattır.13 Dolayısıyla salh amel
şlemek, çnde fesad olmayan y davranışta bulunmak an-
lamına gelmektedr.
Kur’an’da kalbî değerler aklî faalyet, nanmak, takvâ,
Allah’ı hatırlamak ve O’na yakarmak, Allah’a güvenmek,
sevmek, tevazu, sammyet, kalp temzlğ ve tövbe le sabır
oluşturmakta; somut eylem değerlern yan salh amelle-
rn çerğn se tapınmak, dürüstlük, adalet, ffet korumak,Allah yolunda harcamak, nsana değer vererek davran-
mak, Allah yolunda chad ve deolojk hassasyete rayet,
fedakârlık, orta yol zlemek le akrabalığı gözetmek değer-
ler teşkl etmektedr.
Pek bu değerlerden ne anlamamız gerekr, bunların
kapsamı ve şlev nedr, aralarındak lşkler nasıldır? Kalbîdeğerlerden başlayarak bu soruları cevaplamaya çalışalım.
Aklî faalyet, dğer kalbî değerlern farkına varılmasın-
da ve Allah’ın steklerne uygun salh amellern şlenmesn-
de yardımcı br şleve sahptr. Kş aklî faalyetyle kendsne
hsanlarda bulunan Rabbne şükretmenn lüzumunu, vahy
ve âhrette hesaba çekleceğn anlayıp, y şler yapmanın
gereğn drak edecek ve alternatfler arasında daha yy se-
çecek duruma gelecektr.14
İnanmak, her hang br şeye nanmak değl, Kur’an’da aklî
faalyetle makulyet anlaşılablecek olan, Allah’a, meleklerne,
ktaplarına, peygamberlerne ve âhret gününe nanmaktır.15 Kur’an, bu makulyetn netces olarak mezkûr man nesnele-
rnn ontolojk gerçeklğne nanmayı esas alır ve bu gerçek-
lk anlayışının çselleşmesn ster. Kş bu nanma netcesnde
aklını kullanarak Allah’ın, peygamberleryle nsanlara lettğ
mesaja göre davranmanın önemn anlayacaktır.
Adalet, başkasının hakkını çiğnememek, hak sahibine hakkını verm
eşit muamele edilmesi gerekenler arasında eşit muamele etmek ve ge
ğin bilgisine göre insanlar arasında hüküm vermektir. Adaletin takvây
yakın davranış olduğunun belirtilmesi 40 , onun önemini gösterir.
8/19/2019 değer eğitimi nedir
6/124
Takvâ se kalbî değerlern çselleşmesndek ve kşnn
salh amele yönelmesndek muharrk duyguyu fade eder.
Türkçe’ye, br tehlkeden sakınmak ve bu tehlkey savmak
çn gereken yapmak, şeklnde çevrebleceğmz16 takvâ
kavramında, tehlke le şaret edlen, Allah’ın, steklerne
göre davranmayanları cezalandıracak olması olgusudur.
Bu tehlkey savmanın yolu, mezkûr steklerde dle gelen
değerler benmseyp, salh ameller ortaya koymaktır. Yan
kş vahy akledp, onda dle gelenlere man edecek, uhrevî
tehlkenn farkına varacak, bu tehlkeden sakınmak çn desalh amele yönelecektr.17
Allah’ı hatırda tutma ve O’na yakarma da nsanın, ken-
dsne lütuflarda bulunan Rabbnn huzurunda olduğunu
ve sadece O’na yakarmanın br mâna fade ettğn, Allah’ın
dama nsanı murakâbe ettğn blp, ona göre davranma-
sının gereğne şaret eden br değerdr.18
Allah’a güvenmek nsanın, nandığı Rabbnn rast gele
emrde, yasakta, cezalandırmada bulunan br zât değl;
aksne değerler olan ve kendn bu değerlerle sınırlayan,
zerre kadar zulüm etmeyeceğn söyleyen br zât olduğuna
nanmasını ve nyetlendğ y şlern sonucunun y olması-nı Allah’tan ummayı fade eden br değerdr.19
Sevmek se Allah’ı ve Allah’la lgl olanları sevmey,
bu sevg netcesnde kolaylıkla salh amellere yöneleblme
duygusunu fade eder.20
Tevâzu, nsanın büyüklenmemesne; müstağn Mekke
tüccarlarının yaptığının aksne, y söze, nashate kulak ver-
mesne, doğru olanı yapmaya hazır olmasına şaret eden
br değerdr.21
Sammyet se bütün değerler-
de yapıcı br unsur olarak karşımıza
çıkar. Değerlerden kaynaklanan bü-tün eylemlerde gerekl olan önce sa-
mmyettr. Sammyet olmaksızın ne
rtüel badetler br anlam kazanır ne
de dğer faydalı eylemler. İnsan br
ylkte bulunacağı zaman bunu sırf
Allah’ın rızası çn yapmalıdır, başka br gaye çn değl.22
Kalp temzlğ, nsanın çnde kötü fkrlern olma-
ması gerektğne, aksne gönlün ylk fkrleryle dolu ol-
masına şaret eder.23 Tövbe, beşer olması hasebyle hata
yapması muhtemel nsanın gönül temzlğn sürekl kılma
çabasıdır.24
Sabır se değerlere göre davranmanın, geçc br heves
değl, ömür boyu sürecek br gayret ve dayanıklılık gerektr-
dğne şaret eder.25
İşte bu kalbî değerlerle mücehhez olan nsandan bek-lenecek olan da onun salh ameller gerçekleştrmesdr.
Şmd de bu salh amellern çerklerne değnelm.
Salh ameller çnde namaz, oruç, hac gb rtüel ba-
detler, dn kavramını daha çok çağrıştıran, âhret garant-
leme aracı olarak görülen uygulamalardır. Kur’an açısından
bakıldığında aslında bu badetlern, kend başlarına br
amaç olmadığı, nsanın beşerî münasebetlerne dar ey-
lemlernn somutlaşmasına aracılık ettğ görülür. Namazın
kötülüklerden alıkoyduğunun açıklanması26, namazlarında
gaflette olan, gösterş yapan, ufak br şey ble nsanlardan
esrgeyen namaz kılanların zemmedlmes27, orucun takvâve Allah’a şükretmekle rtbatlandırılması28, haccın nsanla-
rın kendlerne yararlı hususları öğrenmelerne vesle oldu-
ğunun belrtlmes29 bu hususu desteklemektedr. Allah’a
verdğ sözü bozmamak le nsanlara faydalı br ş yap-
mak konusunda tereddüt eden nsanın yapması gereken,
Kur’an’ın şaret ettğ gb30, yemnn kefaretn verp ylk
yapmasıdır. Bu husus ble toplumsal ylğn breysel ylğe
üstünlüğünü gösterr.
Dürüstlük, Kur’an’ın üzernde
önemle durduğu br somut eylem de-
ğerdr. Çünkü hang dn ve mllyettenolursa olsun nsanları değerlendrme-
nn yegane ölçütü dürüstlüktür.32 Dü-
rüstlük, nsanın benmsedğ değerlerle,
verdğ sözlerle hareketlernn örtüşme-
s durumudur. Bundan dolayı, değerler
Kur’an’ın değer yapısında onunasıl vurguladıklarının sanıldığı
gibi “dînî” addedilen ibadetlerolmadığı; iman, takvâ, namazkılmak gibi değerlerin, insanın
toplumsal münasebetlerine dairdürüstlük, adalet, insana değer
vermek, fedakârlık gibi salihamellerin ortaya çıkmasına vesile
olduğu anlaşılmaktadır. Ş u b a t 2 0 0 9
6
Sadaka Taşı
8/19/2019 değer eğitimi nedir
7/124
sstemnde toplumsal bozulmayı engelleme ve nsanın y
şler gerçekleştrmesnde yapıcı unsur olma şlev görür. İn-
sanların brbrlerne güven duymasını sağlar.
Adalet de Kur’an’ın çokça vurguladığı; kendsnn ve
yakınlarının aleyhne ble olsa, Allah’ın, nsana, mutlaka ra-
yet etmesn emrettğ , toplumda fesadı önlemeye yönelk
br salh ameldr. Adalet, başkasının hakkını çğnememek,hak sahbne hakkını vermek, eşt muamele edlmes gere-
kenler arasında eşt muamele etmek ve gerçeğn blgsne
göre nsanlar arasında hüküm vermektr. Adaletn takvâya
en yakın davranış olduğunun belrtlmes33, onun önemn
gösterr.
İffet korumak somut eylem değerlernden br olduğu
çn, bu değere göre davranan Müslümanlar övülmüşlerdr.34
Bu değern şlev de toplumda bozulmayı önlemektr.
Allah yolunda harcamak toplumda refahın yaygınlaş-
masına, toplumsal dayanışmanın sağlamlaşmasına dönük
br salh ameldr. Bunun çn Kur’an’da br çok yerde Allahçn nfaktan bahsedlr.35
İnsana değer vererek davranmak, en öneml salh
amellerden brn teşkl eder. Hatta bu değerden dolayı,
âmâdan yüzünü çevrmes sebebyle Hz. Peygamber ble
“Abese” sûresnde Allah’ın tabına maruz kalmıştır. Kur’an’da
güzel br sözün, ardından nctme gelen br sadakadan üs-
tün tutulması36, nsana değer vermenn önemnden kay-
naklanır.
Allah yolunda chad ve deolojk hassasyete rayet se
Allah yolu olarak tabr edlen dürüstlük, adalet, Allah yolun-
da harcamak, nsanlara değer vererek davranmak gb de-ğerler manzumesnn gerçekleşmes çn sarf edlen çabayı
fadede eden değerdr. Bu gayretn önemne bnaen Allah
yolunda öldürülenlern ölü sanılmaması, onların Allah ka-
tında rızıklandırıldığı belrtlmektedr.37
Fedakârlık, nsanın kends le br başkası arasında
terch etme durumunda kaldığında başkasını terch et-
mes gerektğn gösteren br değerdr. Fedakârlığın br
değer olmasından dolayı, Ensar’ın, kendler muhtaçken
Muhacrler’e yardım etmeler, Kur’an’da övülmüştür.38
Orta yol zlemek, Kur’an’ın uygulamaya dönük salh eylem
değerlerndendr.39 Bu değere uygun olarak, nsan frat letefrt arasında orta br yol zleyecek, aşırılığa kaçmayacak-
tır.
Akrabayı gözetmek kşnn, başkalarının hakkını çğ-
nemekszn menfaatlern dağıtımında yakınlarından başla-
masına şaret eden Kur’an’ın uygulamaya dönük salh amel
değerlerndendr.40
Flî değerlern böylece nceledğmzde, Kur’an’ın
değer yapısında onun asıl vurguladıklarının sanıldığı gb
“dnî” addedlen badetler olmadığı; man, takvâ, namaz
kılmak gb değerlern, nsanın toplumsal münasebetler-
ne dar dürüstlük, adalet, nsana değer vermek, fedakârlık
gb salh amellern ortaya çıkmasına vesle olduğu anlaşıl-maktadır. Dolayısıyla bu değerlern göz ardı edlerek, man,
takvâ, namaz gb “dnî” değerlern âhret kazanmak çn
amaç görülmes Kur’an anlayışıyla örtüşmez.
1- Süleyman Tuğral, Kur’an’da Değerler Sstem, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2008, s. 29.2- İ. Kant, Pratk Usun Eleştrs, Çev.: İsmet Z. Eyüboğlu, Say Yayınları, İstan-bul 1994, s. 24 vd.3- Zümer, 39/ 63.4- Bakara, 2/ 189; Âl- İmran, 3/ 130, 200; Mâde, 5/ 100.5- Tövbe, 9/ 72.6- Mâde, 5/ 41; Nahl, 16/106.7- Hac, 22/ 32; Hucûrât, 49/ 3.8- Fusslet, 48/ 4.9- A‘râf, 7/ 179; Tevbe, 9/ 87.10- Hac, 22/ 46.11- Örnek olarak Kehf, 18/ 110’dak fade: “… Km Rabbne kavuşmayı umu-
yorsa salh amel yapsın!” 12- Ragıb el-İsfehânî, el Müfredât, ‘a-m-l” maddes.13- İsmal bn Hammad Cevherî, es-Sıhah, 1-5, S.Hüseyn Şerbetl neşr,Mısır (Tarhsz), “s-l-h” maddes; Ragıb el-İsfehanî, age., “s-l-h” maddes;Mütercm Asım Efend, Kamus Tercümes (Okyanus) I-III, İstanbul, h. 1305,“s-l-h” maddes.14- Ra‘d, 13/ 19-22; Zümer, 39/ 17-18 de aklını kullananların özellkler an-latılır.15- Bakara, 2/ 177.16- Ragıb el-İsfehanî, Müfredat, v-k-y maddes.
17- Örnek olarak Bakara, 2/ 177 ve Bakara, 2/ 2-5’te muttakîlern özellkleranlatılır.18- Haşr, 59/ 18-19.19- Âl- İmrân, 3/ 159.20- Mâde, 5/ 54.21- Hac, 22/ 34, 35.22- Nsâ, 4/146.23- Şu‘arâ, 26/ 88, 89.24- Zümer, 39/ 53.25- Meryem, 19/ 65; Tâ-hâ, 20/ 132.26- Ankebût, 29/ 45.27- Mâ‘ûn 107/1-7.28- Bakara, 2/ 184, 185.29- Hac, 22/ 27.30- Bakara, 2/ 224; Nahl, 16/ 94; Mücadele, 58/ 16; Münâfkûn, 63/2.31- Kur’an’da putperestler nançlarında samm, dürüst olmadıkları çn deeleştrlrler bkz. Kasas, 28/ 62.
32- Nsâ, 4/ 135.33- Mâde, 5/ 8.34- Mümnûn, 23/5.35- Bakara, 2/ 261-262; Enfâl, 8/ 60; Hadîd, 57/ 10.36- Bakara, 2/ 263.37- Âl- İmrân, 3/ 169.38- Haşr, 59/ 9.39- Bakara, 2/ 143.40- Bakara, 2/ 215; Nsâ, 4/135.
D İ P N O T L A R
8/19/2019 değer eğitimi nedir
8/124
GAZZÂLÎ’NİN DÜŞÜNCESİNE GÖREİYİ VE GÜZEL YA DA AHLÂK VE SANAT
Mustafa ÇAĞRICI*
KUR’AN’DA, ALLAH’IN BİRLİĞİNE İMANDAN BAŞLAYARAK BAZI TEMEL İNANÇ VEAHLÂK BUYRUKLARINDAN SONRA ŞÖYLE BUYURULUYOR: “İŞTE BU BENİM
DOSDOĞRU YOLUM. O YOLA UYUN; BAŞKA YOLLARA UYMAYIN; SONRA ALLAH’INYOLUNDAN AYRILIP UZAKLAŞMIŞ OLURSUNUZ.” İŞTE BUGÜN İNSANLIK, BU İLÂHÎ
İKAZA KULAĞINI VE GÖNLÜNÜ KAPATMIŞ OLMASININ DERİN SIKINTILARINI YAŞIYOR.
*Prof. Dr., İstanbul M
Bu yazıda, uzun yıllardan ber okumaya ve anlama-
ya çalıştığım br müslüman düşünürün, Gazzâlî’nn sev-
g, güzellk ve ahlâk le bunların metafzk bağlantıları
üzerne düşüncelern özetleyerek ve bastleştrerek ar-
zetmeye, sonra da bu düşüncelern bugün çn ne fade
ettğn brkaç kelmeyle sunmaya çalışacağım. Neden
Gazzâlî? Çünkü, benm nceleyebldğm kadarıyla, özel-
lkle brer sevg nesnes olarak güzellk ve ahlâk kavram-
ları, bunlar arasındak lşk hakkında ssteml br görüş
ortaya koymaya çalışan lk ve tek klask İslâm düşünürü
Gazzâlî’dr. İslâm dünyasının en büyük ahlâk düşünürüsayılan Gazzâlî, İhyâu ulûm’d-dîn sml değerl esernn
muhtelf yerlernde, özellkle de -kend deymyle- “Sev-
gnn hakkat”n nceledğ bölümde, sevg konusunu
ontolojk, estetk, dnî ve ahlâkî boyutlarıyla ele almakta
bu çerçevede İslâm sanatının ve ahlâkının nha gayesn
ortaya koymaktadır.
Gazzâlî, öncelkle sevgy drak ve blg şartına bağla-
maktadır. Her lezzet veren sevlr; bu tab br durumdur.
Ruhun sevg şeklndek bu lgs daha güçlü br düzeye
ulaşınca aşk haln alır. İdraklern ve drak edlenlern çe-
ştllğne göre lezzetlern de çeştler vardır: Meselâ gö-
zün lezzet güzel nesneler, suretler görmekte; kulağın
lezzet hoş ve ölçülü nağmeler dnlemektedr… Akıl veya
kalbn soyut anlamlardan, blglerden, yüce lâhî hakkat-
lerden aldığı lezzetler de vardır. Şu halde bütün soyut ve
manev blg konularının en yüces olan Allah’ı sevmek demümkün olup, bunu sadece, duyu algılarını aşamayacak
kadar drakler sınırlı kalmış olan, dolayısıyla nsanlık de-
recesnn altında kalmış bulunanlar nkâr edeblr.
Bu temel blglerden sonra Gazzâlî, sevg, güzellk
ve ylk kavramları arasındak lşky, en yüzeyselnden
Ş u b a t 2 0 0 9
8
8/19/2019 değer eğitimi nedir
9/124
en dernlkl olanlarına kadar, daha
ler sevyede ve ayrıntılı olarak n-
celemeye grşmektedr. Buna göre,
her canlı gb nsan çn de lk sev-
len şey kends, kend varlığıdır. Bu,
lâhî br kanun olup, nsan tabatının
gereğdr. İknc olarak nsan, kend-sne ylk eden sever. Fakat brncs
gb bu da ben merkezldr. Sevgnn
üçüncü şeklne gelnce, bu, nsanın
br şey zatından dolayı sevmesdr. Gazzâlî şu uyarıda
bulunuyor: “Zannetmeyesn k, güzel suretlere duyulan
lg ve sevgnn sebeb, byolojk haz arayışını tatmn
etmektr... Güzel suretlere duyulan sevgnn sebeb gü-
zellğn kendsdr.” Onun örneğyle şırıl şırıl akan suyu,
yemyeşl btkler ya da başka br güzel objey, bunlardan
yararlandığımız çn değl, sırf güzellğn hssetmek sure-
tyle lezzet duyduğumuz çn severz. Güzellk gb ahlâkîanlamda ylk de özü gereğ sevlr. Ntekm selm nsan
tabatı, kendsyle lgs olmasa ble, nsanlara ylk eden
sever. Hç tanımadığı böyle br nsandan bahsedlse, çn-
de ona karşı br lg ve sevg hsseder. Nhayet sevgnn
br sebeb de seven le sevlen arasında bulunan manevî
uyum, benzeşmedr. Ntekm çok zaman k nsan, -arala-
rında yukarıda söylenenlere benzer br lşks söz konu-
su olmaksızın- Hz. Peygamber’n de buyurduğu gb, sırf
ruhlarının uyuşmasından dolayı da brbrlern severler.
Gazzâlî bu münasebetle güzellk ve ylk kavramları-
nın mahyet ve kapsamını braz daha yakından ncelyor.Buna göre duyu ve hayal sınırları çnde hapsolup kalan-
lar, güzellğ dış yaratılış, form ve renk uyumundan baret
sanırlar ve görülemeyen, hayal edlemeyen, form ve renk
olarak algılanamayan br şeyn güzellğnn de tasavvur
edlemeyeceğn zannederler. Bu kesn br yanılgıdır. Çün-
kü güzellk ve ylk bu söylenenlerle sınırlı değldr. Aslın-
da güzellk ve ylk, br şeyn kendsne layık ve kends
çn mümkün olan yetknlğe sahp
olmasıyla lgldr ve onunla orantılı-
dır. Kend yetknlğn mümkün olan
en ler derecede kazanmış bulunanbr şey, güzellğn yahut ylğn de
en ler derecesne sahp demektr.
Böylece nsanın yetknlk kazanma-
sının vazgeçlmez şartlarından olan
güzellk le ylk, dolayısıyla estetk
le ahlâk arasında kesn br lşk bu-
lunmaktadır.
Blndğ gb uzmanlar, gerek
İslâm sanatlarının gerekse İslâm
ahlâkının kesretten vahdete doğru
br yükselş çzgs zledğn, do-
layısıyla tevhdc olduğunu fadeederler ve bu doğru br tesbttr.
Kur’an’da resm yasağıyla lgl br
hüküm bulunmadığı, bu hususta-
k bazı hadsler se ya sahh olmadığı veya putperestlk
endşesyle sınırlı olduğu halde, İslâm dünyasında resm,
heykel gb sanatların lg görmemesnn temelnde de
belrtlen tevhdc anlayışın bulunduğu fade edlr. Bu
durum değerler çn de böyledr. Yan İslâm tefekkürün-
de bütün değerler en yüce değer olan lâhî güzellk ve
ylkte buluşur. Kesretten vahdete doğru olan bu seyrn
en sstematk açıklamalarını Gazzâlî’de bulduğumuzu ra-hatlıkla söyleyeblrm. Gazzâlî, yukarıda sunmaya çalıştı-
ğım görüşlernn ardından “Sevlmeye layık olan yegâne
varlığın Allah olduğunun beyanı” şeklnde br başlık aç-
makta ve “Her km k, Allah’tan başka br şey Allah le
lşksz sevyorsa, bu, o kşnn mârfetullah hakkındak
cehaletnden ve eksklğnden dolayıdır” dyerek söze
başlamaktadır. Zra basret sahplerne göre hakkatte
Allah’tan başka sevlen, O’ndan başka sevgye layık olan
hçbr şey yoktur. Peygamber de dahl olmak üzere bütün
sevdklermz yalnız Allah’tan dolayı seversek, ancak bu
şartla sevg anlamlı hale gelr.Düşünürümüz, yukarıda özet halnde sunduğumuz
sevg çeştlern tek tek nceleyerek her brnn Allah le
lşksn göstermektedr. Buna göre:
1. İnsanın, kendsn ve kend varlığının devamını
sağlayan şeyler sevmes üzernde yce düşünülürse bu
sevg nsanı Allah’a götürür. Çünkü nsanın kend varlığı,
varlığının devamı ve yetknlğ, kendsnden veya başka
herhang br varlıktan değl, sadece
Allah’tandır; yan O’nun lutfu, naye-
t ve hmayesyledr. Öyleyse nsan
öncelkle Allah’ı sevmel ve kendsnAllah le lşks dolayısıyla sevmel-
dr. Her km bu ulvî sevgden yoksun
kalmışsa bunun sebeb o kşnn,
kendsn kend nefsyle ve bedensel
hazlarıyla sınırlaması, böylece hay-
Gazzâlî ne diyordu? Kısaca şöyle
diyordu: Kendini sev,
kendine iyilik edeni sev, iyiliği,
güzelliği ve güzeli sev;
kendine yakın bulduklarını, ruhu-
nun uyuştuğu kimseleri
sev… Ama hepsinden öte, daha
doğrusu, bunlarla birlikte, sana bunların hepsini veren
Allah’ı sev.
Hepimiz, bayağı, geçici, sonlu
şeylerin etrafında dönüp duruyo-
ruz. Bugün bulduğumuzdan yarınbıkıyoruz. Yiyoruz, tüketiyoruz;
yine yiyoruz, yine
tüketiyoruz. Giyiyoruz, eskitiyo-
ruz; yine giyiyoruz,
yine eskitiyoruz.
8/19/2019 değer eğitimi nedir
10/124
vanlar düzeynde kalmaya rıza göstermesdr.
2. İnsanın başkalarından gördüğü ylkler, aldı-
ğı yardımlar da aslında Allah’tandır. Herkes Allah’tan
aldığını veryor. Şu halde bu yönden de sevlmes ge-
reken Allah’tır.
3. Allah, bütün ylklern, bütün güzellklern
kaynağıdır; yy y, güzel güzel yapan O’dur. Şu hal-de yy ve güzel çıkarsız sevmek de bz O’nu sevme-
ye götürür (Bzm kültürümüzdek mecazî aşk - hakk
aşk ayırımı bu temele dayanır.)
Gazzâlî’nn altını çzdğ çok öneml br noktayı
da belrtmelym: Ona göre, en üstün dndarlık ve en
yüce Ahlâk, Allah’ı, bze verdklernden, vereceklern-
den dolayı değl, O y ve güzel olduğu çn sevmektr.
Gazzâlî, esk lâhî ktaplardan brnde Yüce Allah’ın
şöyle buyurduğunu aktarıyor: “Bana cennetmden
ve cehennemmden dolayı kulluk edenler ne büyük
haksızlık yapıyorlar! Eğer cennet ve cehennem ya-ratmamış olsaydım bana taat edlmeyecek myd!”
İhyâ’da anlatıldığına göre meşhur sûfî Ebû Hâzm,
“Sevap ve ceza tesryle Allah’a badet etmekten haya
ederm. Aks halde, efendsnden korkmasa, hçbr ş
yapmayacak br köleden, ücret verlmeynce çalış-
mayacak şçden ne farkım kalırdı!” demş; sûfîlerden
br de nsanın gerçek yücelşn şöyle dle getrmştr:
“Bz, bzmle dk. Kendmz terk ettk, bzsz bakaya
ulaştık.”
****
Bu söylenenler, “Hüccetü’l-İslâm” dye blnenGazzâlî’nn, “”İhyâu ulûm’d-dîn” smn verdğ eserde-
k fkrlernn çok eksk br özet... Bunlar, müslümanla-
ra özgü br varlık, değer, güzellk ve ahlâk anlayışının
fadeler… Fransız oryantalst Lous Massgnon, yakın
zamana kadar İslâm estetğ konusunda tek cdd ça-
lışma olan makalesnn sonunda şöyle der: “Hülasa,
İslâm sanatını dare eden fkr Ehl- sünnet akdesdr.
Yan şekllern üstüne yükselmek, putperestlğe mey-
dan vermemek; br shr fenernde, br fanusta, br
kukla veya gölge oyununda olduğu gb, onları (şe-
kller) hareket ettrene ve yegane damî olana doğrugtmektr. Sayısız İslâm mezar taşları bze şunu tekrar
eder: Hüve’l-Bâkî …”
Gazzâlî’nn yukarıda arzetmeye çalıştığım düşün-
celer bugün bzm çn ne fade edyor? Bu düşüncele-
rn günümüz nsanlığı çn ne kadar anlamlı olduğunu
10
8/19/2019 değer eğitimi nedir
11/124
gösteren o kadar çok şey var k! Bugün bzler, müslüman-
lar ve genel olarak XXI. yüzyılın nsanları, modern blmn
cat ettğ, adına teknoloj denlen br trenn çne bndk
gdyoruz, daha doğrusu götürülüyoruz. Ama nereye?..
Br tren k, bnmek br bela, bnmemek bn bela… İslâm
dünyası bugün bu trene vaktnde bnmemenn sıkıntıla-
rını yaşıyor? Ama nsanoğlu nereye gdyor? PostmodernEtk ktabının yazarı Zygmunt Bauman’ın fadesyle, “Her
şey gb modern nsanlar da teknolojnn nesnesdr.” He-
pmz “parçalanmış benlkler”z.
Eskden dnlern, felsefelern, tasavvufî, mstk dü-
şünce ve hareketlern, nsanoğlunun önüne koyduğu br
“En Yüksek Gaye, En Yüksek İy”, yan en yüce değer vardı.
Bugün o amaç neredeyse yok edld. Modernzm den-
len fırtına, nsanlığın brçok aşkın değern slp süpürdü.
Bu arada, verlen dn eğtmnn de özü boşaltıldığı çn,
bugün brçok dndarın dünyasında ble dern dndarlık-
tan neredeyse eser kalmadı. Kaba ve hoyrat br dndarlıkanlayışı ve yaşayışı… Böyle br dndar, “Bz bzmle dk.
Kendmz terk ettk, bzsz bakaya ulaştık” dyen sûfîden
ne kadar uzakta!.. Ulu gönüllern hep özledğ, hep kend-
sne doğru aşkla koştuğu; yolu gerçekten y ve güzelden
geçen o “Refîk-ı âlâ” (o En Ulu Dost) le aramıza bugün o
kadar yabancı şeyler grd k!.. Varlık çnde ble “fakrı fahr
blen”, en dern sıkıntılarda ble yüreğnn bütün coş-
kusuyla şükreden o yüce gönüller nerede?..
Allah buyuruyor k: “Eğer şükre-
dersenz, daha fazlasını verrm;
ama eğer nankörlük ederse-nz, blesnz k, vereceğm
ceza çok çetndr.” Hepmz,
bayağı, geçc, sonlu şey-
lern etrafında dönüp
duruyoruz. Bugün bul-
duğumuzdan yarın bı-
kıyoruz. Yyoruz, tüket-
yoruz; yne yyoruz, yne
tüketyoruz. Gyyoruz,
esktyoruz; yne gy-
yoruz, yne esktyoruz.Br fâst dare üzernde
blnçszce dönüp du-
ruyoruz. Kış ortasında
yolunu kaybedp kend
zne düşen ve hep aynı
z üstünde dönüp duran adam gb… Donarak ölünceye
kadar… Aydınlanma denlen hareketn, Allah’ın yerne
nsanı koyan; nsanın, yne nsandan başka br gayesnn
olmadığını savunan ve böylece yüce değerler slp süpü-
ren bu felsefenn nsanlığı getrdğ nokta... Netzsche’nn
dlnden “Tanrı öldü” dye naralar atan çılgın nkârın kaçı-
nılmaz sonu!.. Kur’an’da, Allah’ın brlğne mandan baş-layarak bazı temel nanç ve ahlâk buyruklarından sonra
şöyle buyuruluyor: “İşte bu benm dosdoğru yolum. O
yola uyun; başka yollara uymayın; sonra Allah’ın yolun-
dan ayrılıp uzaklaşmış olursunuz.” İşte bugün nsanlık, bu
lâhî kaza kulağını ve gönlünü kapatmış olmasının dern
sıkıntılarını yaşıyor.
Meseleye böyle bakınca Gazzâlî’nn yukarıda sunu-
lan düşünceler bugün bzm çn, topyekün nsanlık çn
çok şey fade edyor.
Gazzâlî ne dyordu? Kısaca şöyle dyordu: Kendn
sev, kendne ylk eden sev, ylğ, güzellğ ve güzel sev;kendne yakın bulduklarını, ruhunun uyuştuğu kmseler
sev… Ama hepsnden öte, daha doğrusu, bunlarla brlk-
te, sana bunların hepsn veren Allah’ı sev. İşte o zaman
gerçek kemal ve tükenmeyen, ekslmeyen mutluluğu ta
dernden ve ebedyen yaşarsın.
Evet, çnde yaşadığımız dünyayı reddetmeyeceğz;
teknolojy ve onun bze verdklern de reddetmeye-
ceğz. Ama Gazzâlî’nn ve daha nce benzerlernn
seslerne kulak vererek, bu soğuk, bu ruh-
suz dünyaya, oradak varlığımıza br
can katablrz. O zaman “çmzde-k basret nuru”nun parladığını
ve her şeyn aydınlandığını
hssederz; (yaratılanı yara-
tandan ötürü sevdğmz
çn) sahte barış söylemle-
rn aşarak gerçek dünya
barışının altın anahtarına
ulaşablrz… Yeter k kal-
bmz basîret nuru le gö-
rür kılalım.
Ve son söz Kur’an’ın ol-sun: “Körlük gözlern körlü-
ğü değl, asıl körlük kalplern
körlüğüdür” (Hac 22/46).
8/19/2019 değer eğitimi nedir
12/124
İlm, İrfan geleneğmzde değerler taşıyan kurumlar,
eserler olduğu kadar, bazı husus ve temel kavramlar da ön
plana çıkmıştır. Bu anahtar kavramlar dyebleceğmz, kav-
ramlar sayesndedr k bugün hâlâ kadm br geleneğ konu-
şablyoruz. Yne bu kavramlar sayesndedr k, bu geleneğ
taşıyan/taşıyacak olan körpe dmağlara eğtm adına değer
adına br şeyler verleblyor.
AHLÂK: Kelmenn en dar anlamıyla, neyn doğru
veya yanlış sayıldığı (sayılması gerektğ) le lglenr. Ahlâk
Arapça'da "secye, tabat, huy" gb manalara gelen hulk veya
huluk kelmesnn çoğuludur. Sözlüklerde çoğunlukla nsa-
nın fzk yapısı çn halk, manevî yapısı çn hulk kelmelernn
kullanıldığı kaydedlr. Başta hadsler olmak üzere İslâmî kay-
naklarda hulk ve ahlâk termler genellkle y ve kötü huyları,
fazlet ve rezletler fade etmek üzere kullanılmış; özellkle y
huylar ve fazletl davranışlar hüsnü'l-huluk, mehâsnü'1-ahlâk,
mekârmü'l-ahlâk, el-ahlâku'l-hasene, el-ahlâku'l-hamîde, kötü
huylar ve fena hareketler se sûü'l-huluk, el-ahlâku'z-zemîme,el-ahlâku's-seyye gb termlerle karşılanmıştır. İslâm ahlâkının
asıl kaynağı Kur'an ve onun ışığında oluşan sünnettr. Ntekm
Hz. Âşe br soru münasebetyle Hz. Peygambern ahlâkının
Kur'an ahlâkı olduğunu belrtmştr. Bu sebeple İslâm ahlâk
düşünces Kur'an ve Sünnetle başlar.
TA’LİM: “İ-l-m” kökünden gelen “ta’lm” kelmes, blg
vermek, öğretmde bulunmak, öğretmek anlamına gelmek-
tedr. Eğer bu blg verme ş düzenl, programlı br ders şek-
lnde olursa buna “tedrîs-tedrîsat” ya da “tahsîl” denlmştr.
Her tür eğtmn, öğrenme le elde edlmş blglern başka-
larına da öğretlmesyle başladığı br gerçektr. Ancak öğren-
me ve öğretme düzenl br ders alıp verme yanında, kşsel
gözlem ve tecrübelerle de mümkün olablmektedr. Ayrıca,eğtmn yalnızca br blme, ders öğrenme, blşsel yönden
aydınlanma ve gelşme olmadığı, blgnn karakter kazanımı
ve meslekî formasyon çn br araç olduğu da br gerçektr.
Bundan dolayı eğtmn, öğrenme ve öğretm çne almakla
brlkte ondan daha genş anlamlar taşıması bakımından bu
kelmelern dışında başka türlü fade edlmes gerekmekte-
dr. İşte bu noktada terbye devreye grmektedr.
TERBİYE: İnsan davranışları üzernde düzeltc, ıslah
edc, düzenleyc şlevler olan br etknlktr. Terbye bu an-
lamda, Gazalî’nn fade ettğ gb, ürününün y ve mükem-mel olması ve gelşmn tamamlaması çn ektğ btklern
arasında btmş olan ayrık otları ve dkenler söküp atan çft-
çnn davranışına benzer. Buna göre terbye, çocuğun doğal
gelşmnn sağlıklı madd şartlarını hazırlamak kadar, ona
gerekl olan şeyler öğreterek, ondak kötü huyları ve zararlı
İlm/İrfan GeleneğmzdeDEĞERLERİ TAŞIYAN ANAHTAR
KAVRAMLARMehmet Yüksel*
*Müezzn, Be
Ş u b a t 2 0 0 9
12 *Müezzn-K
8/19/2019 değer eğitimi nedir
13/124
Nice eğitimli insanlar vardır ki edepten yoksundur. Edepten yoksunkendi gerçek değerini fark edemeyen, varlık mertebeleri ve toplumsal zeni gözetmeyen hoyrat bir insanlık durumudur. Edep, insanla hayvan sındaki farkı da ortaya koyar; hayvan eğitilebilir ancak ondan edep blenmez.
davranış eğlmlern kontrol altına alıp düzeltc br müda-
hale le brlkte olur. Terbye, kend kendne gerçekleştrlen
br etknlk olmayıp, eğtm şnn sorumluluğunu yüklenen,
çocuk üzernde tasarrufta bulunan, ona sahp çıkan ve yol
gösteren br yetşknn radesn zorunlu kılar. Eğtm şnde
öğretm, rşat, yol gösterme, aydınlatma görevn yerne ge-
trecek kmselere htyaç duyulur.
RABB: “Allah, âlemlern Rabb’dr”. Kur’an’da Allah kel-
mesnden sonra en çok geçen lâh sm olarak Rabb kelme-
snn anlamının terbye le doğrudan lgl olduğu görülmek-
tedr. Ntekm “Rabb” kelmes de aslında terbye manasına
gelen br mastar olmakla brlkte, terbye şn yapana br sm
olarak verlmştr. Buna göre Rabb kelmes bakıp büyütme-
y, lütuf ve hsanı çağrıştırmakta olup, “nsanı derece derece
olgunluğa ulaştırmak” çn dares altındakler üzernde ta-
sarrufta, öğretme ve yol göstermede bulunan, terbye çn
gerekl olan bütün mkânlara sahp kuvvetl, mükemmel vekusursuz olan br “terbye edc” anlamlarını fade etmekte-
dr. Allah, kendsn “Rahmân ve Rahîm” br Rabb olarak ta-
nıtmaktadır. Yan lahî model esas alan br eğtmn otorter,
baskı ve zorlamaya dayalı değl, engn br rahmet, sevg ve
şefkat, çok ve sürekl br merhametle
yürütülmes gereken br ş olduğunu
ortaya koyar.
Özellkle nsanın karakter yapısı,
ahlâkî eğlmler le ulaşılması gereken
eğtm hedefler dkkate alındığında
daha çok edeb-âdâb, te’db, ıslah, tez-kye, tezhîb, tasfye, tathîr gb kelmelern kullanıldığı gö-
rülmektedr. Bu noktada edeb kelmes üzernde durmak
gerekmektedr.
EDEB: Sözlüklerde ”e-d-b” kökünden mastar ola-
rak k ayrı kökten bu kelmenn şu anlamları htva ettğ
görülmektedr: “Hayret etme, çok beğenme” kök anlamı
bakımından edeb, “(ahlâkî) güzellğ dolayısıyla nsanı şa-
şırtan, takdrn kazanan şey” demektr. Br kmsenn sahp
olduğu mezyet ve fazlet başkalarında hayranlık ve takdr
duygusu uyandırdığı çn edeb dye smlendrlmştr. “Da-vet etme” manasında edb kökünden se edeb, nsanları
takdre değer ve erdem sayılan hususlara davet eden, bl-
gszlk ve kötü davranışlardan engelleyen şey fade eder.
Edep, nsanın doğrudan doğruya br “değer” varlığı olduğu
düşüncesnden hareket eden br eğtm anlayışıdır. Nce
eğtml nsanlar vardır k edepten yoksundur. Edepten
yoksunluk, kend gerçek değern fark edemeyen, varlık
mertebeler ve toplumsal düzen gözetmeyen hoyrat br
nsanlık durumudur. Edep, nsanla hayvan arasındak far-
kı da ortaya koyar; hayvan eğtleblr ancak ondan edep
beklenmez.
TE’DÎB: “Brn br konuda blglendrme, öğretme”,
“yaptığı kötülükten dolayı, eğtm amacıyla cezalandırma”
anlamına gelmektedr. Kur’ân-ı Kerîm’de “e-d-b” kökünden
herhang br kelme yer almamaktadır. Buna karşılık hads-
lerde edeb, te’db ve müeddb gb türevler le pek çok yer-
de geçtğ görülmektedr. Brçok hads ktabında “Ktabu’l-
Edeb” veya benzer başlıklarda bölümler yer almaktadır.
Bu bölümlerde çocuğa güzel sm takmaktan, evlere nasıl
grleceğne ve yeme çmede gözetlecek kurallara, çocuk
ve hzmetçlere nasıl davranılacağından, koku sürünme
adabına kadar, görgü kurallarına yer verldğ görülmek-tedr. Te’db kelmesnn çnde geçtğ y blnen br hads
vardır: “Ben Rabbm eğtt ve eğtmm (te’dbî) ne güzel
yaptı!” Burada te’db kelmesnn eğtm öğretmle doğ-
rudan lşkl br bçmde ve daha çok anlayış ve kavrayış
gücü, huy, ahlâk ve karakter güzellğ kazandırma anlamı-
nı dle getrdğ görülmektedr. Te’db kavramının taşıdığı
potansyel güç, Hz. Peygamber’n (s.a.v.) şahsında “kema-
lne erdrlmş örnek br nsan” şeklnde canlı ve somut br
gerçeklk olarak ortaya çıkmıştır. Buna göre te’dbn, nsan
karakter, kşlk, ahlâk, lşk ve davranışlarını güzelleştrme
ş olduğu, bunun da ancak nsanın kends vasıtasıyla ba-
şarılableceğ söyleneblr. Br başka deyşle te’db, ahlâkın
güzelleştrlmes ve mükemmelleştrlmes çn kşnn lm
ve marfetle tanıştırılmasıdır.**
**Bu yazıda Prof. Dr. Hayat Hökelekl’nn Dem Dergs 4. sayısında yayınlanan “Eğtm ve Edebİlşks Üzerne Kavramsal Br Deneme” sml makalesnden stfade edlmştr.1- Müslm, "Msafrn", 139.2- Gazal, Eyyühe’l-Veled/Ey Oğul (çev. Lütfü Doğan), İstanbul.3- Fatha 1:1.4- Aclûn, Keşfu’l-Hafâ, c.I, s. 70.
D İ P N O T L A R
8/19/2019 değer eğitimi nedir
14/124
"Andolsun, Allah’ın Resülünde szn çn güzel br örnek vardır." Ahzab Sûres 21. âyet.
Hat: Al Hüsrevoğlu
8/19/2019 değer eğitimi nedir
15/124
Buhârî, Zekât 18; Müslm, Zekât 94-97.
“Veren el alan elden hayırlıdır.
Yardım etmeye, geçimini üstlendiğin kimselerden başla!
Sadakanın hayırlısı, ihtiyaç fazlası maldan verilendir.
Kim insanlardan bir şey istemezse, Allah onu kimseye muhtaç
etmez. Kim de tok gözlü olursa, Allah onu zengin kılar.”
8/19/2019 değer eğitimi nedir
16/124
Ş u b a t 2 0 0 9
16
DEĞER VE ERDEMAl Osman GÜNDOĞAN*
KÜLTÜREL YAPILAR NE DERECE FARKLILAŞIRSA FARKLILAŞSIN BİRER DEĞEROLARAK DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN DÜRÜSTLÜK, ÖZGÜRLÜK, İYİLİK, ADALET
KAVRAMLARI ARASINDA FARKLI KÜLTÜREL YAPILARA GÖRE BİR ZITLIK OLDUĞUDÜŞÜNÜLMEMELİDİR.
Düşünen ve akıl sahb br varlık olmakla, ontolojk
olarak varlık hyerarşsnde en üst basamakta bulunan
nsan çn değer, br yönüyle onun kend kends arasın-
da yaşanan gergnlğ dengeye dönüştürmek çn, onun
kendsnde yaşadığı çatışmayı “anlam dünyası” nşa et-
mek suretyle ortadan kaldırmayı hedefleyen nsan çn
mânevî-tnsel dünyanın oluşmasını sağlar. Bu sayede n-
san, kend doğal-byolojk varlığının baskısından kurtul-
maya ve doğal-byolojk olanın üstüne çıkmaya çalışır.Değer sorunu değern ne olduğu, kaynağı, öznel-
lğ ve nesnellğ, değer-olgu lşks gb sorular üzerne
odaklanmıştır. Değer, öncelkle eylemlern, varlıkların ve
olguların anlamına şaret eder. Çünkü tek başına eylem,
olgu ve varlığın anlamından bahsetmek güç görünmek-
tedr. Aslında tam anlamıyla değern varlık-eylem ve olgu
le lşksn gündeme getren bu durum karşısında varlı-
ğın, olgunun ve eylemn kendnde br anlam taşımadığı-
nı savunanlar değern nsan tarafından olguya, eyleme ve
varlığa yüklendğn, kaynağının öznel olduğunu ve nes-
nel br değer ntelemesnden bahsedlemeyeceğn belr-trler. Ntekm sınırın bu tarafında kahramanlık sayılan br
eylem, sınırın öte tarafında cürüm olarak nteleneblmek-
tedr. Oysa bu olayda eylem, sahb ve eylemn nyet ay-
nıdır. Aynı eylemn br tarafta y, dğer tarafta kötü olarak
anılması ahlâkî anlamda br değer görecelğne neden
olmaktadır. Bu görece değerlendrme bçm, değer yar-
gılarının, olgu yargılarından farklı olarak yargıda bulunan
öznenn nanç, tutum ve eğlmlerne göre gerçekleştğn
îmâ eder. Değern özne tarafından olguya yüklenen br
anlam olduğunu dda edenlern karşısında, olgunun de-
ğerden bağımsız olmadığını, olgunun değer çerdğn ve
buna bağlı olarak da varlık hyerarşsne paralel br değer
hyerarşs bulunduğunu savunanlar değern öznellğn
kabul etmezler. Değerler konusunda öznelc yaklaşımlarmutlak değerlerden bahsedlemeyeceğn savunurken,
değern nesnellğne vurgu yapan yaklaşımlar se mutlak
değerler sstemnn varlığına mkân tanırlar.
Nesnelc değer anlayışları değer, yargıda bulu-
nan nsandan bağımsız olarak ele aldıkları çn değer ko-
nusunda ortaya çıkacak olan olumsuz sonuçları bertaraf
ederler. Olumsuz olarak ortaya çıkablecek sonuç se br
değer görecelğ ve buna bağlı olarak her türlü değerden
kuşku duymak ve nhlzme kapıyı açmaktır. Çünkü kay-
nağında değşmeyen, sâbt ve mutlak değerler bulun-
mayan br ahlâk sstem nhlzme gden yolun üzerndebulunur. Nhlzm se değerlern değerszleşmes ve sahp
oldukları anlamları ytrmes durumunda ortaya çıkan br
değer yok-sayıcılığıdır. Değern yok-sayılması, anlamın
yok-sayılmasıdır. Oysa nsan eylemler söz konusu oldu-
ğunda değer, eylemn anlamının meşruyet ve geçerllk
*Prof. Dr., Muğla Ünverstes Fen-Edebyat Fa
Adalet Sembolü Hayat Ağacı Güç ve Adalet Sembolü Çft Başlı Kartal
8/19/2019 değer eğitimi nedir
17/124
Bir eylem, ancak belli bir değerler sistemi içinde anlamlıdır. Eğer bir değe
sistemi yoksa bütün eylemler ahlâkî bakımdan eşit hale gelir. Eşit olmak, ey
lerin niteliklerinin iyi veya kötü olmak bakımından eşit olmak değil, hiçbir iy
da kötü niteliğe sahip olmamak bakımından eşit olmaktır, yani nötr olmakt
kazanmasıdır. Değer, breysel veya toplumsal kaynaklı
olarak kabul edldğnde her brey ya da toplum, kend
değerler sstemne meşruyet kazandırmakta güçlük çek-
mez. Çünkü brey, eylemlernn anlam garantsn kend
anlam dünyasında, toplum da kend anlam dünyasında
temellendrr. Farklı breyler ve toplumlar çn meşruyet
kazanmış değerler sstem çokluğunun doğal sonucu sedeğerler karmaşası ve çatışması olur. İşte bu karmaşa ve
çatışma hal, değerlern öznellğnn nhlzm le brlkte
doğurduğu br dğer olumsuz sonuçtur. Bu k olumsuz
sonuçtan nasıl kaçınablr ve buna bağlı olarak değer kav-
ramını nasıl temellendreblrz? Elbette değerlern, yaşan-
dığı tarhsel/toplumsal/kültürel zemn le sıkı br lşks
vardır. Söz konusu zemnn değşmes, değerlern de de-
ğşmes anlamına gelr. Eğer değer, olanda değl de olma-
sı gerekende düşünülecek olursa, değern aşkın ve deal
olan br yerde bulunduğu kabul edlecek olursa yaşanan
değerlern deal/aşkın değerlern br çeşt gerçekleşmebçmler olduğu düşünülmeldr. İdeal/aşkın değer tek
ken, onun sayısız mümkün gerçek-
leşme bçmler vardır. Toplumsallık/
tarhsellk/kültürellk farklılıkları, de-
alde tek olanın gerçekleşme bçmn-
dek farklılıklarına şaret eder. Çünkü
en son amaç olarak bütün ahlâk öğre-
tler en yy gerçekleştrmey amaçlar. Değer çftler ola-
rak adlandırdığımız y-kötü, güzel-çrkn, sevap-günah
gb zıtlıklar stenleblr olup olmamalarına göre anlam
kazanmaktadırlar. Bu değer çftlernn se breylern lg,htyaç ve zhnî tutumlarının farklılığı, çevreleryle kur-
muş oldukları lşklernde çevrelernn de belrleyc br
rol üstlenmes ve hçbr ddanın mutlaklık ve evrensellk
değer taşıdığının tahkk edlememes gb hususlardan
kaynaklandığı dkkate alınırsa, nsanların oluşturdukları
ve kendlerne göre eylemde bulundukları lkelern de
farklı olması doğal br sonuç olarak ortaya çıkmakta, bu
lkelere göre oluşan değerlern de görecelğ, dolayısıy-
la çoğulculuğu meşruyet kazanmaktadır. Durum böyle
olmasına rağmen, düşünce tarh boyunca, evrensel de-
ğerlern varlığı üzernde ısrarla durulmuş ve br değerlerçoğulculuğu hep reddedlmştr. İlk çağda sofstler, orta
çağda nomnalstler ve son 150 yıldır da tarhselc flozof-
lar dışında Sokrates’ten tbaren başlayan rasyonalst ve
dealst gelenek, evrensel-genel geçer ve mutlak olan de-
ğerlern varlığını savunmuştur. Üç büyük dnn yanında
Platon, ortaçağ skolastszm, Kant, ayrıca deolojk olarak
tarhn evrensel br sonu olduğunu dda eden bütün f-
lozoflar ve akımlar, tek br kültür ve değerler sstemnn
mevcudyetne ve zorunluluğuna nanmışlardır. Flî (de
facto) durum se hç de dda edlen bçmyle gerçekleş-
memş, aksne dünyada farklı yaşam pratkler, nanç ve
ahlâk bçmler ve değer yargıları yoğun br şeklde ya-şanmıştır. Bunun neden, ahlâkın nsanlar arası lşklere
at br alan oluşu, bu alanın epstemolojde olduğu gb
özne-nesne lşksn aşması ve tahkk edleblr, genelleş-
trleblr br blgden zyade, br nanç konusu olmasıdır.
Toplumsal gruplar brbrlernden en keskn bç-
myle kültürel yapılarından ve bu yapıları oluşturan de-
ğerler sstemnden dolayı farklılaşırlar ve kültürel yapının
da değerlere dayalı pratkler, nançları brbrnden fark-
lılık gösterr. Bu farklılık, tarhn hçbr dönemnde günü-
müzde olduğu kadar yoğun yaşanmamıştır. Günümüz
dünyasında bu farklılık, çok-kültürlülük olarak adlandı-rılmaktadır. Ancak çok-kültürlülük le değer görecelğn
ayırmak gerekr. Çünkü kültürel yapılar ne derece farklı-
laşırsa farklılaşsın brer değer olarak düşünülmes gere-
ken dürüstlük, özgürlük, ylk, adalet kavramları arasında
farklı kültürel yapılara göre br zıtlık yoktur. Ama çoğulcuanlayışın, stenen tek br y bulunduğunu öne süren mo-
nst ahlâk görüşüne zıt olarak, brçok y bulunduğunu,
br tek ynn peşnden gtmek yerne brçok ynn peşne
düşülmes gerektğn dda edş, yukarıda bahsettğmz
gb br değer çatışması ve nhlzm doğurmaktadır. Tek
tek breyler veya toplumlar çn ynn gerçekleşme bç-
mn farklılığı le ynn bzzat kendsnn farklılığını karış-
tırmamak gerekr. Ama farklı olarak gerçekleşen y veya
dğer değerlere saygı duymak öneml br ahlâkî tutum
olarak benmsenmeldr. Ntekm günümüz dünyasın-
da çok-kültürlülük saygı gördüğü halde özellkle hukukalanında evrensel br hukuk sstemnn arayışları da aynı
bçmde saygı görmektedr. Ahlâk se hukuku önceler ve
hukuku önceleyen ahlâka at evrensel lkeler evrensel br
hukukun zemn olablr. Bundan dolayıdır k, her dspl-
nn merkezî değerlernn temel ahlâk lkeleryle olan uyu-
8/19/2019 değer eğitimi nedir
18/124
munun sağlanması, öneml ölçüde değer görecelğnn
olumsuz sonuçlarını bertaraf etmede etkl olacaktır.
Br eylem, ancak bell br değerler sstem çnde
anlamlıdır. Eğer br değerler sstem yoksa bütün eylem-
ler ahlâkî bakımdan eşt hale gelr. Eşt olmak, eylemlern
ntelklernn y veya kötü olmak bakımından eşt olmak
değl, hçbr y ya da kötü ntelğe sahp olmamak ba-kımından eşt olmaktır, yan nötr olmaktır. Örneğn ey-
lemlermz y ve kötü bçmnde sınıflandırmaya mkân
tanıyan ve böylelkle hang eylemlern ahlâkî hangler-
nn ahlâk dışı olduğunu tanımlayan değerler sstemnn
olmadığı br toplumsal lşkler ağı çersnde br nsan,
Camus’nün dedğ gb “Kendsn cüzamlı nsanların ba-
kımına da adayablr, çnde nsanların yakılacağı fırının
ateşn de tutuşturablr.” Çünkü her k eylem y-kötü b-
çmnde sınıflandıracak br ölçüt yoktur. Bu bakımdan de-
ğerler, eylemler ntelemeye ve sınıflandırmaya yarayan
ölçütlerdr. Öyleyse değerler sstemnn olmadığı yerdeahlâktan söz edlemez. Bu değerler sstem breysel olur-
sa, her eylem, sahb tarafından meşrulaştırılır ve ahlâkî
öznenn kendsnden başka tâb olduğu br yaptırım mer-
kez ortadan kalkar. Oysa değerler sstem toplumsal lş-
kler ağı çersnde mevcut olablr. Değerlern tanımı ve
ortaya çıkışları gereğ olarak da, bazı nsanlar bazı değer-
lere, dğer bazı nsanlar da başka değerlere göre eylem-
lern y veya kötü olarak ntelerler. Çünkü sadece tek br
değerler sstem yoktur.
Ahlâkî davranışın en ayırt edc özellğ, eylemlern
y ve kötü hükümler çerçevesnde ele alınmasıdır. Bu tür-
lü hükümler, değer hükümler olarak adlandırılır. “Değer
hükümler br şeyn arzu edleblr-y veya edlemez-kötü
olduğunu belr ten fadelerdr.”1 “Değer de, br şeyn arzu
edleblr veya edlemez olduğu hakkındak nançtır.”2 De-
ğer hakkındak bu tanım, değern bzm nancımız dışındaobjektf br gerçeğ temsl etmedğn gösterr. Şayet de-
ğer, objektf br gerçeğ temsl etmş olsaydı, o br nanç
konusu olmaktan çok br blg konusu olurdu ve ahlâk le
lgl tüm şüphe ve tartışmalar br çözüme kavuşablrd.
Ahlâk le lgl böyle br objektf temel bulunablseyd,
y ve kötü konusunda herkesn üzernde anlaşablece-
ğ br evrensel değerler sstem kurulablrd. Elbette bu
görüşün karşısında değern nesnel br temele dayanması
gerektğ hakkında da br nanç savunulmuştur. Özellk-
le kavramcı realzm, genel ve tümel kavramların bzm
dışımızda br gerçeklğ olduğu, yaşanan değerlern se
bu gerçeklğe olan mesafelerne göre veya Platon’un fa-desyle gerçeklkten aldığı paya göre aktüel hale geldğ
dda edlr.
Aslında sorun şu soruda odaklanmaktadır: Br şey
y olduğu çn m bz ona y dyoruz yoksa bz y ded-
ğmz çn m o y oluyor? Bu soru, değer konusunun so-
runlu olduğuna da şaret edyor ve sorunu metafzk br
sorun bçmne dönüştürüyor. Metafzk sorunların en
öneml özellğ, tartışmalı ve spekülasyona açık olmala-
rıdır. Tartışmalı olmak, aynı anda farklı alternatfler ge-
rekçel olarak savunablmek demektr. Spekülasyona açık
olmak se tecrübeden bağımsız br bçmde sadece akılyürütmelere dayalı olarak soyut br düzlemde bulunmak
demektr. Ancak değer sorunu, sadece soyut düzlemn
konusu değldr. Çünkü değer, eylemde somut hale gelr.
Öyleyse değer sorunu, eylemden hareketle ele alınablr.
Eylem, kend çnde br amaç taşır. Eylemdek
amaç, br değer gerçekleştrmeye yönelktr. Eylemn
gerçekleştrmeye yönelk olduğu amaç, nsanî varlığın br
telos’u olarak düşünülür ve başta Arstoteles olmak üze-
re pek çok ahlâk görüşünde bunun adı erdemdr. Değer
konusunda olduğu gb erdem konu-
sunda da farklı erdem lsteleryle kar-şılaşır ve her dönemn kendsne göre
erdem saydıkları arasında farklılıklar
görürüz. Üstelk erdem ve değer kav-
ramlarının da brbryle karıştırıldıkla-
rına şaht oluruz.
Erdem kavramı, Yunanlıların “arete” olarak adlandır-
dıkları kavrama karşılık olarak kullanılmış olmakla brlkte
“arete” kavramından farklı anlamları çeren br kullanıma
kavuşmuştur. “Arete”, ahlâkî br kullanıma kavuşmadan
önce br varlığın yerne getrmes gereken şlev en y b-
çmde yerne getrmes olarak anlaşılmıştır. Bu anlamdabr bıçağın ble “arete”snden bahsedleblr. Homeros’un
manzumelernde “her tür üstünlük (exellence) (veya faz-
let) çn kullanılmıştır.”3 Arapça fazlet olarak karşılanma-
sı da, kavramın br fazlalığa ve üstünlüğe şaret ettğn
gösterr. Fazlalık veya üstünlük olarak sayılan şeyler se
Birey olarak insanda, ruhun her bir bölümünün kendisine ait işlevi yerinegetirmesi erdem olarak tanımlanır. Böylece ruhun kısımları arasında uyum sağlanır. Toplumsal olarak da, toplumu oluşturan sınıfların kendi görevle-rini en iyi şekilde yapması ve toplumsal sınıflar arasındaki uyumun sağlan-ması toplumsal mutluluğu kazandırır.
Ş u b a t 2 0 0 9
18
8/19/2019 değer eğitimi nedir
19/124
toplumlara, çağlara ve kültürlere göre
farklılık gösterr. Ntekm kahramanlığı
esas alan toplumlarda erdem, “özgür
br nsanın rolünü sürdürmesne des-
tek olan ve rolünün gerektrdğ eylem-
lerde kendlern açığa vuran ntelkler”
olarak tanımlanır.4 Bu açıdan bakıldı-ğında cesaret öneml br erdemdr ve
kahramanlığı esas alan br toplum çn
üstünlük ve yücelk fade eder. Bzm
dünyamız çn ahlâkî br göndermes
olup olmadığı tartışmalı olan cesaret
erdemnn ahlâkî değerler le lşks de kurulablmştr. N-
tekm cesur olanın dostluğuna ve sadakatne dayanablr
ve ona güven duyulablr.
Toplumsal yapının değşmes le brlkte erdem ta-
sarımının da değştğne şaht oluyoruz. Ntekm Yunan’da
ste/pols/şehr devletne geçş le brlkte y nsan olmakve üstünlüklern neler olduğu fkr de değşmştr. İy nsan
olmak, y yurttaş olmakla aynı anlama gelr. İy yurttaş ol-
mak âdl, ölçülü ve blge olmakla tanımlanmaya başlanır.
Örneğn Sokrates erdem, blg olarak tanımlar. Bu blg,
nsanın kendsn blmes ve bu suretle nelerden korkula-
cağını, nelerden korkulmayacağını; nelere yaklaşıp neler-
den uzaklaşılacağını blmektr. Erdeml nsan, bu şeklde
mutluluğa ve blgelğe ulaşablr. Platon’da da erdeml n-
san le erdeml yurttaş özdeşlğ devam eder. Sokrates le
brlkte erdem sorunu bütün br Yunan felsefes boyunca
ahlâkın daha doğru br fadeyle mutluluk ahlâkının brsorunu olarak gündeme gelr. Burada söz konusu edlen
mutluluk, blhassa Platon’da breysel olduğu kadar top-
lumsal mutluluğu da çne alır. Ntekm erdeml nsan
le erdeml yurttaş, erdem kavramının ahlâkın ve syase-
tn br kavramı olarak düşünülmesne mkân tanır. Brey
olarak nsanda, ruhun her br bölümünün kendsne at
şlev yerne getrmes erdem olarak tanımlanır. Böylece
ruhun kısımları arasında uyum sağlanır. Toplumsal olarak
da, toplumu oluşturan sınıfların kend görevlern en y
şeklde yapması ve toplumsal sınıflar arasındak uyumun
sağlanması toplumsal mutluluğu kazandırır. Bu demektrk erdem, breysel ve toplumsal mutluluğu kazandıran br
ahlâkî sonucu sağlayıcıdır.
Aklın en y erdem se, teora yan blgelktr. İn-
sanın kendne özgü amacına doğru lerlemesn müm-
kün kılan br ntelk olarak anlaşılan bu erdem anlayışı,
İncl ve Orta Çağ’ın öneml flozofu St.
Thomas’da da devam eder.5 Dünyevî
olan le semavî olanı brlkte düşündü-
ğümüzde daha pragmatst br erdem
tasarımıyla karşılaşırız. Ntekm Frank-
ln, dünyevî ve semavî başarıya ulaş-
tıran ntelk olarak erdem ele alırken6,öneml ölçüde pragmatst br erdem
tasarımını dle getrmektedr. Bzm de
çnde bulunduğumuz İslâm kültür ve
medenyetnde ahlâkî hayatın en üst
gerçekleşme bçm olarak takvâya da-
yalı br hayat önerlr. Takvâ, normal olarak yerne getrl-
mes gereken eylemlern ötesnde ve üstünde olan br
hayattır ve böyle br hayat, hem bu dünyanın hem de öte
dünyanın kazanılmasında yararlı olan ntelklern hayata
geçrlmesn gerektrr. İnsanlar arasındak üstünlük, eğer
br exellence’dan, fazlalıktan yan fazletten bahsedlecek-se, sadece takvâdan dolayı bahsedleblr. Şahsyetçlğn
kaynağında da bu vardır ve nsanı şahsyetl kılan, onun
sahp olduğu erdemlerdr. Bu durum, dnî olan le ahlâkî
olanın ç çe geçmş halde bulundukları br durumdur ve
dnn de nhaî hedef, ahlâkî br hayatı sağlamaktır.
Erdem konusundak bu farklı anlayışlara rağmen
hepsnde ortak olan bazı noktalar yok mudur? MacIntyre,
bu ortak noktaları araştırır ve bzm çn öneml olan ve er-
dem le değer kavramları arasındak lşky kurmaya des-
tek olacak br ortak nokta belrler: Erdem denlen şeyn
hayata geçrlmesn mümkün kılacak “belrl br toplum-sal ve ahlâksal yaşam anlayışının önceden benmsenmş”
olması gerekr.7 Benmsenmes gereken bu yaşam anlayı-
şı, belrl br değerler sstemne göre oluşmuş toplumsal
ve ahlâkî yaşam anlayışı ve alanın varlığına şaret eder. Bu
yaşam alanı anlamını, çerdğ değerlere borçludur. De-
ğerler se toplum çn “en y” olanı smgeler. En y olanı,
en y olanın kends çn gerçekleştrme bçm de erdem-
dr. Çünkü erdem, sırf kends çn stenlen br şey ger-
çekleştrme bçm olduğu çn, sırf kends çn stenlen
de araç olmayan ama amaç olan değerler olablr.
1- Erol Güngör, Değerler Pskolojs, Hollanda-Türk Akademsyenler Brlğ Yayınları, Amsterdam 1993, s.18.2- A.g.e., s.18.3- Alasdar MacIntyre, Erdem Peşnde, Çev.: Muttalp Özcan, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2001, s. 185.4- A.g.e., s. 185.5- Arstoteles, Nkomakhos’a Etk, Çev.: Saffet Babür, Ayraç Yayınev, Ankara 1997, s. 275.6- A.g.e., s. 275.7- A.g.e., s. 276.
D İ P N O T L A R
Platon
8/19/2019 değer eğitimi nedir
20/124
8/19/2019 değer eğitimi nedir
21/124
letşm halnde ahlâklanableceğ
-ya da sûfîlern smlendrmesyle-
“nsan-ı kâml” halne gelebleceğ
kabulüne dayanıyordu. Tasavvufun
böyle br ahlâk ve nsan anlayışına
ulaşması hç de kolay olmamış-tı. Zühdün ve dndarlığın anlamı,
nsan-toplum ve madde-ruh lş-
kler gb pek çok alandak uzun
tartışmaların ve bazen de çatışmaların sonucunda bu
noktaya ulaşmıştı. İlk tasavvuf hareketler, katı br züht
hareket şeklnde ortaya çıkmıştı. Dünyevî olan her şe-
yn küçümsenmes esasından hareket eden bu züht an-
layışı, ruhanîlk le maddîlk arasında kurulan karşıtlık
lşksnden beslenmşt. Bu anlayışa göre sağlıklı br
mânevî hayat, maddîlkten ve dünyevîlkten soyutlan-
ma ve uzaklaşma lkesne dayanmalıydı. Bu yaklaşımda
-başta Hırstyan zâhtler olmak üzere- İslâm dışı un-
surların etkler âşkârdır. Ancak tasavvuf kısa zamanda
bu züht anlayışının dayandığı madde-ruh klemn ve
karşıtlığını aşarak, dern ve bütüncül br nsan ve âlem
anlayışı gelştrmşt. Bu süreç, çerçevesn “Eşyada asıl
olan mubahlıktır” lkesnde bulan ve “hayatın ve maddî
olanın temzlğ” lkesn düstur ednen br takım dü-
şüncelern yerleşme sürecyd. Bunun sonucunda ta-
savvuf, dünyadak mstk gelenekler çersnde “İslâm
tasavvufu” olarak yern almış, deal değerlern dün-yanın çnde ve toplumla barışık br hayatta bulmuş,
hayatın dışındak br dndarlığı reddetmş, en azından
dealleştrmemştr. Br sûfî çn deal hayat, “Halk çnde
Hak le beraber olmak” lkesne eştlenmştr.
Meselenn knc yönü se, tarkatların çeştllğdr.
Sûfîler arasında yaygınlaşan şu sözde fadesn buldu-
ğu üzere “Allah’a gden yollar nef(e)
slern sayısı kadardır.” Bu söz üze-
rnden bütün tasavvufun tarhn
yazmak mümkündür. Ancak dkkat
çeklmes gereken husus, bu fade-
nn tarkatların çeştllğne mkân
verecek br çerçeve şeklnde görül-
mesdr. Buna göre herkesn kend-
sn bulableceğ ve kablyetlern
gelştrebleceğ br tarkat mevcut-
tur. Tarkat herkese, mzacına ve ka-
blyetne göre br terbye metodu
sunmaktadır. İslâm hukukçularının
“Zamanın değşmesyle hükümler
değşr” lkes, “Mzaca göre terbyedeğşr” şeklne dönüşerek, İslâm
toplumunda büyük br dnamzm
ortaya çıkartmıştır. Bu durum, tar-
katların tcaret, eğtm, spor, sanat, savaş ve askerî alan-
lar gb genş br yelpazede hzmet görmelerne mkân
vermştr. Öte yandan bu husus, dnî ve ahlâkî değerler
belrl kesmlerle sınırlı br hayat tarzı olmaktan çıkarta-
rak, her türlü seçknclğ reddetmştr. Başka br fadey-
le tasavvuf, zühdün lk tarzlarını eleştrmekle, hayat le
barışık br manevî değerler anlayışı ortaya koyduğu ka-
dar, Allah’a gden yolları nsanların sayısına denk kabul
ederek doğuştan getrlen “seçlmşlk” yerne “değere
ve amele bağlı seçknlğ” yerleştrmştr.
Pek tasavvuf ahlâk değerlern topluma nasıl ak-
tarmıştır? Hemen belrtmelyz k, meseley tarkatlar
le sınırlı görmek, tasavvufun İslâm toplumundak etk-
sn sınırlamak demektr. Sûfîler, her dönemde değerle-
rn topluma aktarılması çn elverşl araçlar bulmuştur.
Üzernde durulması gereken lk husus, menkıbe, hka-
ye, şr gb anlatım yöntemleryle karmaşık düşüncele-
r ktlelere ulaştırmadak başarılarıdır. Dnî lmler çe-rsnde hçbr, halk kesmlerne ulaşablmede tasavvuf
kadar başarılı olamamıştır. Sûfîler başından ber dln
mkânlarını fark etmş, bundan olabldğnce stfade
etmşlerdr. Aslında bu durum, sadece İslâm tasav-
vufu çn değl, bütün mstk akımlar çn geçerldr.
Avrupa’da yerel dllern ortaya çıkmasında mstklern
büyük katkısı olmuştur. Türkçe’dek
lk dnî metnler, tasavvufî metn-
ler d ve bu metnler aynı zaman-
da Türkçe’nn gelşmne de büyük
katkılar sunmuştur. Bunun anlamı,
Türkçe’nn dnî-tasavvufî düşün-
ceyle brlkte zengnleşmes ve
gelşmesdr. Bu sayede sûfîler çn
dl, düşünce ve değerlern aktarıl-
İslâm hukukçularının “Zamanın
değişmesiyle hükümler değişir”
ilkesi, “Mizaca göre terbiye
değişir” şekline dönüşerek, İslâm
toplumunda büyük bir dinamizm
ortaya çıkartmıştır. Bu durum,
tarikatların ticaret, eğitim, spor,
sanat, savaş ve askerî alanlar
gibi geniş bir yelpazede hizmet
görmelerine imkân vermiştir.
“Allah’a gden yollar nef(e)slern
sayısı kadardı r.” Bu söz üzern-
den bütün tasavvufun tarhn
yazmak mümkündür. Ancak
dkkat çeklmes gereken husus,
bu fadenn tarkatların çeştl-
lğne mkân verecek br çerçeve şekl nde görülmesdr.
8/19/2019 değer eğitimi nedir
22/124
dığı en etkn araca dönüşmüştür. Türkçe’dek pek çok
deym, tasavvuf rfanının ncelklern taşır. Söz gelş
sûfîlern nsan anlayışı ve nsana saygı düşüncesn en
y yansıtan fadelerden brs, “Her gördüğünü Hızır
blmek” deym, tarkat kültüründe dern bçmde şle-
nen br konu olmanın yanı sıra, br deym halnde bü-
tün kültüre yayılarak etknlğn çok
daha genş alanlara taşımıştır. Ta-
savvufun ana teması olan ve “yerlyernde davranış” dye tanımlanan
“edebn” önemn vurgulayan “Edep
ya Hû” fades veya tasavvufî blg-
nn ana fkrn yansıtan “Kş kendn
blmek gb rfan olmaz” cümles, en y blnen örnekler
arasında zkredleblr. “Yaratılanı severm Yaratandan
ötürü” cümles, tasavvuf çevrelernde sınırlı kalan br
düşünce olmaktan çıkarak, farklı nanç ve kültürler br
arada tutan zengn ve saygın br medenyetn ana l-
kesne dönüşmüştür. Türk dl böyle örneklerle doludurve bu durum dl yenleştrme teşebbüsler karşısında
gösterlen aydın duyarlılığını anlamaya yardımcı olab-
lr. Çünkü dl, bu duyarlılığa sahp nsanlar çn, sadece
konuşulan br araç değl, gerçekte yüz yıllar çersnde
yoğrulmuş br kültürün yen nesllere taşıyıcısı, onları
eğten br rehberdr.
Tasavvufun, değerler topluma ulaştırmada yarar-
landığı araçlardan brs de mesleklerdr. Burada br pa-
radoks vardır: Tasavvuf, başlangıçta dünyevîlğ küçüm-
seyerek mânevî hayatı toplumdan kaçmada bulmuştu.
Bu bağlamda tcaretn, mesleğn, darî görevn, hatta
eğtmn bırakan pek çok menkıbe, lk tasavvuf me-
tnlernde zkredlr. Ancak kısmen değndğmz süreç
sonucunda tasavvuf, mesleğ br terbye yolu ve me-
todu olarak görme durumuna gelmştr. Meslekle veya
meslekte terbye etme ve nsanı olgunlaştırma yönte-
m, belk hçbr dnî gelenekte İslâm’da olduğu kadar
önemsenmemştr. Bunun temel nedenlernden brs,
İslâm ahlâkçılarının hayat le erdem ve değerler arasın-
da kurdukları zorunlu ve realst lşkdr. İslâm ahlâkçıları
düşüncelern, makulü normalde aramanın stlzamettğ br netce olarak, hayata katılma, değer üretme,
nsanlara hayır ve fayda sağlama gb poztf değerler
üzernden nşa etmş, değerlern aktarılmasının hayat-
tak kurumlar üzernden olableceğn görmüşlerdr.
Tarkatlar bu düşüncey şlevselleştrerek, mürtlern
br meslek çersnde terbye etmey düstur ednmş,
bzath tarkatlar da meslek örgütler gb teşekkül et-
mşlerdr. Bu bağlamda tarkatler
ya da tekkeler, meslek kazandırarak
nsanı hayata ve üretme katan, her
şeyden önemls bunu tasavvufî ge-
lşmn br aşaması sayan yerlerdr.
Dolayısıyla sabır, tevekkül, tdâl,
hoşgörü, merhamet, teslmyet, n-
sanları sevme gb alışkanlıklar br
Tasavvufun ana teması olan ve
“yerli yerinde davranış” diye
tanımlanan “edebin” önemini
vurgulayan “Edep ya Hû” ifadesi
veya tasavvufî bilginin ana fikrini
yansıtan “Kişi kendini bilmek
gibi irfan olmaz” cümlesi, en iyi
bilinen örnekler arasında zikre-
dilebilir.
Ayvaz Dede Şenlklernde İstanbul’dan Gelen Müftü’nün Önderlğnde Yapılan Yürüyüş
Ş u b a t 2 0 0 9
22
8/19/2019 değer eğitimi nedir
23/124
“Yaratılanı severim Yaratandan
ötürü” cümlesi, tasavvuf
çevrelerinde sınırlı kalan bir
düşünce olmaktan çıkarak, farklı
inanç ve kültürleri bir arada tutan
zengin ve saygın bir medeniyetin
ana ilkesine dönüşmüştür.
meslek çerçevesnde nsanlara hzmet ederken kazanı-
lablecek erdemlerdr. Tasavvuf çn salh ve sahh amel
br nsana fayda veren ameldr. Burada sûfîlern hareket
ettkler lke, “Kendn blen Rabbn blr” anlamındak
br hadsn genş yorumudur. “Kendn blmek” ne de-
mektr? Bu soruya verlecek lk cevap, nsanın kuvvehalndek yeteneklernn fl halne getrlmesyle nsa-
nın kendn blebleceğdr. Bu durumda kuvve halnde
kalmış her kablyet, nsanın kendn tanımasına en-
gel olduğu gb aynı zamanda Rabbn tanımasının da
önündek engeldr. Öyleyse yapılması gereken şey, bu
kablyetlern gelştrlmesyd ve bunlar ancak hayat
çnde, yan “yaşayarak” blfl hale getrleblrd. Tasav-
vuf ve tarkatlar, potansyel olanın etkn ve blfl hale
gelmes lkesn düstur ednmştr. Başka br fadeyle ta-
savvuf, nsan kablyetn ezmeye ve yok etmeye değl,
onu gelştrmeye ve zengnleştrmeye temerküz eden
br ahlâk anlayışına dayanır. Çünkü nsandak her kab-
lyet, esas tbarıyla Allah hakkında br delldr ve kabl-
yet kuvve halnde bırakmak, br dell terk etmek veya
şlevsz yapmak demektr. Öte yandan nsan, kendn
ancak başka br nsan vasıtasıyla tanıyablr ve bleblr.
İnsanın kendn nsan vasıtasıyla tanıması, nsanlarla
letşmde olmasını, onlara fayda vermesn gerektrr.
Bu düşünce şu hadste anlamını bulur: “İnsanların en
hayırlısı, onlara en çok fayda verendr.” Bu hads, ta-
rkatların nsanı meslek yoluyla eğtme yöntemlernaçıklar. Çünkü tasavvuf, ahlâkın bütün lkelerne hayat-
ta br karşılık bulur ve ancak normal yaşanan br hayat
çnde bu değerler anlam kazanablr. Bu yönüyle sabır,
br ş y yaparak nsanlara en faydalı hzmet sunmak
çn metanetle ve cddyetle çalışmayla kazanılablecek
br erdemdr. Rıza sadece Allah’ı belrl br badet le
razı etmek demek değl yapılan ş le nsanları memnun
etmek, bu sayede Allah’ı razı etmek demektr. Her ne
olursa olsun ş yapmak, tasavvufun
“hsan” saydığı en büyük erdemdr.
İk hads tarkatların meslek yoluy-
la nsan eğtmne verdkler önem
anlamak çn yeterldr. Brncsnde
hsan tanımlanırken “Allah’ı görür
gb badet etmek” denlmştr. Bu,
tasavvuf le özdeşleştrlen hsanın tanımıdır. Tasavvuf
da her şn Allah’ı görür gb yapmak ve bu lkeye göre
yaşamak demektr. Başka br hadste se, kurbanı ke-
serken bıçağın keskn olması hsanın br tezahürü sa-
yılmıştır. Öyleyse hsan, sadece “badet” esnasında ger-
çekleşecek stsnaî veya özel br durum değldr. İhsan,
yan Allah’ı görür gb davranmak, her şte ve meslekte
olması gereken, dolayısıyla haya-
tın her boyutuna yayılan ahlâkî brerdem ve dealdr. Çünkü ancak ve
ancak yaptığı her ş “Allah’ı görür
gb” yapan kmse, kemâle ulaşab-
lr.
8/19/2019 değer eğitimi nedir
24/124
8/19/2019 değer eğitimi nedir
25/124
DEĞER AKTARIMINDASOSYAL ÇEVRENİN ROLÜ
Mustafa OTRAR*
Çizgi: Osman Turhan
Gelşm anne karnında başlayan nsan lk kez ale
sosyal ortamı çnde gözünü açar, yen geldğ bu dünyada
gelşmn sürdürür. Bu gelşm sürecnde pek çok özellk
kazanılacak; kazanılan bu özellkler de çocuğun hem ken-
dne yeter olmasına hem de çnde bulunacağı sosyal orta-
ma uyum sağlamasına yarayacaktır.
Brçok kuramsal açıklama, [pskanaltk kuram,
Erkson’un kuramı gb] çocuğun gelşm sürecnde en
öneml sosyal etkenn ale olduğunu vurgulamaktadır. Ay-
rıca gelşmdek krtk dönemlern çoğunda da etkn olan
çevresel faktörler ya bzath alenn kends ya da sadeceale üzernden gerçekleştrleblen şlevlerle lgldr [anne
sütü alma veya öz-bakım becerlernn kazanılması gb].
Dğer taraftan doğum sonrası sosyal çevre olarak tanım-
lanablecek olan ale, arkadaşlar, komşular, akranlar, öğ-
retmenler ve dğer eğtcler, gelşm ve öğrenme süreçler
üzernde farklı düzeylerde ama güçlü etklere sahptrler.
Özellkle ahlâk gelşm, pskososyal gelşm gb gelşm sü-
reçlernde sözü edlen bu çevre kalıtımda daha fazla etkl
olablmektedr. Çeştl programlar aracılığıyla, yetşen yen
nesle temel nsanî değerler kazandırma, onlara karşı du-
yarlılık oluşturma ve onları davranışa dönüştürme konu-
sunda yardımcı olma gayretlerne genel karakter eğtm
denlmektedr k, bu eğtmde y karaktern temeln temel
ahlâkî değerler oluşturur. Karakter eğtm çok boyutlu br
perspektfle hareket eder ve çocuğun düşünme, duygu ve
davranış boyutlarının tamamını çerecek bçmde yapıla-
nır.
Yazımız bu değerlern kazanılması ve kazandırılması
yan karakter eğtm sürecnde sosyal çevre olarak belrt-
len unsurlarla brey arasındak etkleşmlere odaklanmak-
tadır. Her k sürece at öneml parametreler merkeze ala-
lım ve adım adım paylaşalım.
Karakter eğtm, temel değerler konusunda sadece
blg sahb olunmasına değl, blnçl olunmasına yan bu
değerlern blnmekle brlkte yaşanılacak br forma dönüş-
müş olmasına odaklanmaktadır. O halde “Otur sana de-
ğerler anlatayım!” şeklnde özetleneblecek br yaklaşım,
değerlern kazanılması konusunda gerekl yeterllkten
çok uzaktır. Anlatılarak öğretlmeye çalışılan değerlern
davranışlara yansıması model olarak yaşanarak sunulması
gerekldr. Dğer türlü, söz gelm, adaletn ne ol-
duğunu tanımlayablen ama âdl davran-
manın nasıl olableceğn blemeyen br
nesl yetşr. Karakter eğtm çn, çnde
yaşanılan toplumun, kendn sorumlu-
luklarını paylaşan ve aynı temel değerlere
bağlı br öğrenme ve ahlâk topluluğu du-
rumuna getrlmes şarttır. Sözgelm budeğerlern kazanılmasının beklendğ
br toplumda ale ve/veya eğtm kuru-
mu nsancıl ve brbrne şefkat gösteren
nsanlar topluluğu olmalıdır. Etkl karakter
eğtm çocuğun alede, eğtm kurumunda
hatta mümkünse çnde bulunduğu tüm ortam
ve zamanlarda kapsamlı, maksatlı, nsyatf elne
alan br yaklaşımı gerektrr.
Gözlem alanına grmeyen br davranışın
model üzernden ednlmes beklenemez. O hal-
de değerler kazanması beklenen breyler, ken-
dsnden beklenen kazanımları, çnde yaşadığı
toplumda gözleyeblmeldr. Başta anne-baba
ve dğer ale fertler olmak üzere, çocuğun göz-
lem alanına gren tüm kşlerden ahlâklı dav-
ranışları serglemes ve çocuğa bunları fark
ettrmes beklenmektedr. Karakter eğt-
m çn akran veya büyük yaşlarda ahlâkî
lderler gerekldr. Fark etmek
veya farkında olmak bu
noktada krtk kavramlar-
dır. Çevresnde bnlerce
yaşantı oluşsa da ço-
cuğun bunların
*Dr., Marmara Ünverstes, Atatürk Eğtm Fakültes
8/19/2019 değer eğitimi nedir
26/124
heps le aynı anda, aynı kaltede lgleşm kurması müm-
kün değldr. Bu durumda stenen davranışın ortaya çıktığı
her fırsatta lgl davranışın dkkat çekc hale getrlmes
gerekr. Brey, model alacağı etknlklere dkkat keslp,
doğru br bçmde algılamazsa değer ednm meydana
gelmez. Dkkat etme ve algılama sürecnn çocuğun ge-
lşm özellklernden, amacından, daha öncek yaşantıla-
rından; etknlğn şe yararlılığından ve bastlk, açıklık gb
özellklernden etklendğ unutulmamalıdır.
Gözlemde bulunan kadar gözlemlenen kş de dkkat
sürecn etkler. Popüler kşlklern, hatta çocuğun yaşına
göre çzg flm kahramanlarının daha sık model alındığı b-
lnmektedr. Bunu televzyonlardak reklam programların-
da görmek de mümkündür. Bu nedenle de çocuğun etks
altında olduğu anne-baba, öğretmen, çocuk çn öneml
kşler bu konuda herhang brnden daha hassas davran-
malıdır. Ayrı ve genş br tartışma konusu olmakla brlkte
televzyon programlarının da özenle seçlmes önerlmek-
tedr. Öte yandan karakter eğtm bağlamında olumsuz
modellern mümkün olduğunca dkkat çekc hale get-
rlmemes de gerekmektedr. Sıkça karşılaşılan ve dkkat
çekc olan olumsuz davranışlar da
[küfür etme, sgara kullanma gb]
stenmedğ halde kazanılablmek-
tedr.
Çocuklardan sosyal çevrelern-
de gördüğü davranışları gözlemle-
melernn ardından hemen yerne getrmeler beklenme-
meldr. Karakter eğtmnde beklenen sonuçlar belk yıllar
sonra ble ortaya çıkablmektedr. Bu durum sosyal çev-
reden çocuğa sunulan modellern çocuk üzernde önce
zhnsel br değşm meydana getrdğn ortaya koymak-
tadır. Yan düşünce davranışın önündedr. Davranışın önce
zhnsel olarak yapılması, ortaya koyulduğunda da yanlış-
ların düzeltlmes gerekmektedr. Bu durum sosyal çevre
ve özellkle de anne-babalara ve öğretmenlere br sorum-
luluk yüklemektedr: Çocuklara blşsel gelşm düzeylerne
uygun bçmde modeller sunmak. Örneğn Paget’n kura-
mına göre somut şlemler dönemnde (6-11 yaş arası) bu-
lunan çocuklar “özgürlük” veya “hakkanyet” gb kavramla-
rı/değerler felsefî veya soyut boyutları le algılayamazlar.
Bu kavramlardan özgürlük, o dönemdek çocuklarda “ka-
fesndek br kuşun salıverlmes” ya da hakkanyet, “daha
çok çalıştığı çn büyük kardeşe 3 küçük kardeşe 2 elma
ödül verlmes” şeklnde algılanablr; kısaca somut olarak
algılanablr ve çocuğa da ancak bu düzeyde kullanılan br
dlle ulaşılablr. Dğer taraftan, breysel farklılıklar aynı yaş
dönemnde olmalarına rağmen breylern brbrlernden
farklı düzeylerde davranış ortaya koy-
malarına sebep olablmektedr. İşte bu
noktada ebeveynlern ve öğretmenle-
rn çocukları hem gelşm düzey olarak
hem de breysel olarak y tanımaları,
karşılaşılan modeller çocuk düzeyne
Gözlem alanına girmeyen birdavranışın model üzerinden
edinilmesi beklenemez. O halde
değerleri kazanması beklenen
bireyler, kendisinden beklenen
kazanımları, içinde yaşadığı
toplumda gözleyebilmelidir. Ş u b a t 2 0 0 9
26
©Halt Ömer Camcı
8/19/2019 değer eğitimi nedir
27/124
uygun bçmde şlemeler gerekmektedr. Aynı durum,
ednldğ düşünülen değerlern ortaya konulmasında da
geçerldr. Zra öncelkle karakter eğtmn gelştrmek çn,
öğrenclere ahlâkî davranma mkânları sunulmalı, yukarı-
da değnlen blşsel öğrenmelern gözlemleneblr davra-
nışlara dönüştürüleblmes çn de breyn fzksel ve psko-
motor özellklernn uygun olması, yeterl steğe, başarmanancına ve öz yeterlk kapastesne sahp olması gerektğ
göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuk sosyal çevrenn türlü etkler le edndğ br
ahlâkî davranışı ortaya koyarken ya da ortaya koymaması
gereken br davranış çn kendn kontrol ederken bunun
br neden yan güdüleycs olmalıdır. Yaşamın lk yılların-
da bu nedenlern çoğu dış merkezldr; ödüllendrlme, be-
ğenlme beklents, bazen cezadan kurtulma gb. Özellkle
ergenlkte sosyal çevrenn onayını almak daha öneml ol-
maktadır. Ancak karakter eğtm bu konuda çsel motvas-
yonun üzernde durmaktadır. Dğer br deyşle, breydenbeklenen, kend ç dnamkler le kend motvasyonunu
kendsnn sağlaması, dış belrleyclern yokluğu duru-
munda ble stenen davranışı serglemesdr. Öte yandan
sosyal çevrenn, breye kends ve gözlemledğ davranış-
lar hakkında kşsel yargılamalarda bulunablme becers
kazandırması şarttır. Öncek deneymler ve gözlemler, k-
şnn düşündüklern veya açıkladıklarını görme açısından
büyük br öneme sahptr. Kş
ahlâkî veya ahlâkdışı davranışla-
rın sonuçlarına bakarak, breysel
denetleme yapablme ve düşüncelernnyeterlğn test edeblme yetsne sahp ol-
malıdır.
Sosyal çevre üzernden bakıldığında br
detay da dolaylı yollarla davranış değşklğnn
karakter eğtmnde öneml br yer tuttuğudur.
Br davranışın ödüllendrldğn gözlem-
leyen breylern aynı/benzer davra-
nışları sergleme ola-
sılıkları artmaktadır.
Mesela toplumsal
sorumluluk üstlen-me davranışının
ödüllendrldğ-
n gözlem-
leyen b-
r ey l er ,
aynı yönde davranışta bulunablrler [kızıma söyleym,
gelnm de anlasın]. Ceza çn de aynı durum söz konusu-
dur. Ceza sadece cezayı alan kş çn değl, bunu gözleyen
kşler çn de anlam taşımaktadır [bret- âlem örneğndek
gb].
Tüm bu sözlern ardından hem yen br kavram ortaya
koyma hem de varolan durumu özetleme açısından “karşı-lıklı belrleyclk” kavramının gündeme getrlmes anlamlı
olacaktır. Bugün breyler etklemes açısından üzernde
durduğumuz sosyal ortam, aynı zamanda o breylerce et-
klenmektedr, kısaca karşılıklı belrleyclk söz konusudur.
Temel prensp ahlâkî davranışların, kşsel faktörlern ve
çevre etklernn brlkte ele alınmasını gerektrmekte, bun-
ların brlkte kend sstemn oluşturacağı belrtlmektedr.
Davranış, çevre ve breylern karşılıklı etkleşmlernn br
sonucu olarak ortaya çıkar. Davranışlar çevre ve breyn kar-
şılıklı etkleşmnn br fonksyonudur [D=fx(çevre≈brey)].
Ödüller ve cezalar dış dünyada zaten potansyel olarak var-dırlar (çevre), ancak bunların ortaya çıkışlarını breyn dav-
ranışları belrler. Çevre-brey klemnde hangsnn daha
fazla etklendğ se olaya göre farklılık göstereblmektedr.
Karakter eğtm okul veya dershane gb kurumsal
merkezl düşünüldüğünde anne-babalara katkı ve malze-
me sağlama hayatî öneme sahptr. Sadece okulda uygula-
nan ve alenn, TV’nn, akranların şn çersne alınmadığı,
ya da sadece alede uygulanan okulun, akran-
ların ve TV’nn şn çersne alınmadığı prog-
ramlar eksktrler. Dğer taraftan bakanlık gb
merkezler sosyal yapının tüm unsurlarını süre-ce ortak edeblmeldrler.
W. Vney, D. B. Kng, A hstory of psychology: Ideas