Top Banner
; www.yuruyus-info.org [email protected] [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 32 17 Eylül 2017 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) www.yuruyus-info.org DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ DİRENMEK BİR HALKIN YÜREĞİ GİBİDİR, VATANIMIZIN HER HÜCRESİNE KAN TAŞIR DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR! HER KOŞULDA SAVAŞMAK VE POLİTİKA ÜRETMEK MARKSİST-LENİNİST OLARAK VAR OLMANIN, KURTULUŞ MÜCADELESİNİ İKTİDARA TAŞIMANIN TEK YOLUDUR BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!
58

BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Mar 10, 2021

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

;

www.yuruyus-info.org

[email protected]

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 32

17 Eylül 2017Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

www.yuruyus-info.org

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ DİRENMEK BİR HALKIN YÜREĞİ GİBİDİR,

VATANIMIZIN HER HÜCRESİNE KAN TAŞIR DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

HER KOŞULDA SAVAŞMAK VE POLİTİKA ÜRETMEK MARKSİST-LENİNİST OLARAK VAR OLMANIN,

KURTULUŞ MÜCADELESİNİ İKTİDARA TAŞIMANIN TEK YOLUDUR

BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!

Page 2: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Bozkurt Mah. Baysungur Sok.Muratoğlu Çarşısı 14 D Şişli - İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.

Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /

Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Güçlünün güçsüzü ezdiği,büyüğün küçüğü yuttuğu,

zenginin yoksulu horladığı, yer altı veyer üstü zenginliklerimizin emperyalizmepeşkeş çekildiği, yağma ve talan edildiği,

emekçi halkların her türlü hak veözgürlüklerinin elinden alındığı,

her türlü adaletsizliğin "mülkün temeli"sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz.Her şeyin adaletsizlikler üzerine

kurulduğu bu düzende, adaleti, hak vehukuku, geleceği biz temsil ediyoruz.

Bugün “halkın adaleti” kavramı halkamal olduysa, bu mücadelemizin

meşruiyetinden ve haklılığından dolayıdır.Haklı olduğumuz bir savaşta, cüretli,pervasız, doğru bildiğimizden taviz

vermeyen bir çizgiye sıkı sıkıyatutunabildiğimizden dolayıdır.

yazgıları kömür gibi kazar bitmez yerin dibi oy...bir tas yemek biraz ekmek

güneş görmez hiç yüzleri oy... oy gülüm...hasret çöker yüreklere, toprak dolar gözlerine

haber ulaşır köyüneyetim kalır oğlu kızı oy... oy gülüm...

bir gün gelir ocaklardan kazma kürek ellerinde oyyürüyünce yeryüzüne

değişecek yazgıları oy... oy gülüm...

GRUP YORUM

ZONGULDAK KİLİMLİ’DE 75 MADEN İŞÇİSİ, YER ALTINDA AÇLIK GREVİNE BAŞLADI

DİRENİŞ UMUTTUR, UMUT DİRENDİKÇE YAYILIR, MEMURDAN İŞÇİYE, İŞÇİDEN KÖYLÜYE VE TÜM BİR HALKA...

Page 3: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

ii ç i n d e k i l e r

23 Devrimcilik AkılTamirciliğidir: Burjuvazininince sızmalarına hayranlıkbeslemek, sınıf farkınıgörmemek demektir

24 Halk Meclisleri:Küçükarmutlu halkınındünyaya ilanıdır: Armutlubizimdir, yıktırmayacağız!

26 Mahalleler: AKP hükümetiTürkiye’nin her yanındayoksul halkın evlerini yıkıyor

28 Milisler, MahalleninŞahanlarıdır: Milis; hız,inisiyatif ve doğru karardemektir

29 Kamu Emekçileri Cephesi:Yüksel’de Nuriye ve Semih’iyalnız bırakmama, Yüksel’iboş bırakmama sözü verenmilletvekilleri! Sözünüzü halatutmayacak mısınız?

32 Devrimci İşçi Hareketi: TekTip Elbise ve işçi sınıfı...

34 TAYAD’lı Aileler’den:Tutsaklara giydirilmekistenen Tek Tip Elbise,Türkiye halklarınagiydirilmek istenen kefendir!

35 Halkın sanatçıları, tarafsız sanatolmaz!

36 Sloganlarımız-Geleneklerimiz:

37 Yargılayan Nuriye Gülmen:

9 Devrimciliğin Köşe Taşları:Halka inanmak ve güvenmek

10 Biz Diyoruz ki: Tarihimizboyunca hiç beklemedik. Heranımız faşizme karşıdirenişle doludur

11 Halkın Hukuk Bürosu:Nuriye ve Semih sizineceliniz olacak eceliniz!Ödünüz kopuyor onlardan!

12 Devrimci değerlerden o kadaruzaklaşmışlar ki; ABD’yemeydan okumak “garip”,“tuhaf” geliyor. Evrenselgarabeti

14 Kelimelerimiz: Kurtuluş yolu

15 Suçlu arıyorsanız aynayabakacaksınız

19 Kürdistan’da Tek YolDevrim: “Kapitalizmdeğişti” demekemperyalizmleişbirlikçiliğini, uzlaşmayı veteslimiyeti meşrulaştırmaktır

4 Her koşulda savaşmak ve politikaüretmek; Marksist-Leninistolarak var olmanın, kurtuluşmücadelesini iktidarataşımanın tek yoludur!

DİRENMEYEN ÖLÜR,DİRENEN YAŞAR!

“Bugün AKP iktidarı;yönetebilmesi için, bir hak içindirenmenin ne demek olduğunutamamen unutmuş, hiçbilmemecesine unutmuş bir halkaihtiyacı olduğunu biliyor.Olağanüstü Hali beyinlerimizeyerleştirmek, bir halkı teslim almakistiyor.”

39 Sorunlar-Çözümler: Yavaşlık

40 Özgür Tutsaklardan: Halkın

ekmek ve adalet kavgası AKP’ninaçacağı 50 yeni hapishaneye,Özgür Tutsaklık da TTE’yesığmaz!

42 İşbirlikçi Barzani 25 Eylül’de

referandum kararını uygulayacak.Bu ABD projesidir! ABD ikincibir İsrail yaratmak için koşullarıhazırlamıştır

44 AKP çocuklarımızı eğitemez!

45 Halkın Hukuk Bürosu avukatları

onurumuzdur!

46 Nereye baksanız Nuriye ve Semih’i

göreceksiniz!

48 Direnenlerin avukatlığını yapmak

onurdur!

50 Nuriye ve Semih’i Ortadoğu’da

duymayan kalmayacak

52 Avrupa’da Yürüyüş:

56 Yitirdiklerimiz

Mehmet Amcamız,Küçükarmutlu da, Feridun Osmanağaoğlu Gazi Cemevi ndeNURİYE VE SEMİH İÇİNSÜRESİZ AÇLIK GREVİNDE...Mehmet Amca: 0553 169 14 78Feridun Osmanağaoğlu: 0537 815 38 09ARAYIP DİRENİŞE DESTEK OLALIM

Page 4: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Binlerce akademisyen işten atıldı.

Onbinlerce öğretmen işten atıldı.

Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri Cephesi)’lileroldu. Yani direnen, Marksist-Leninistideoloji, devrimin ideolojisi oldu.

Devrimciler dışında tek bir güç di-renmedi. Reformist, oportünist, Kürt mil-liyetçisi örgütler de saldırıların muhatabıdurumundaydı. Bu örgütler kendilerinehalkın öncüsü misyonu biçiyorlardı ama"bu koşullarda direnilmez", "tek başınadirenilmez" diyerek evlerinde oturmayıtercih ettiler.

Kamu emekçilerinin yüzbinlercesininüye olduğu sendikaları var. Tek bir direnişörgütlemediler. Bu sendikalar, sözde kamuemekçilerinin haklarını korumakla, kamuemekçilerine hakları için direnmenin yo-lunu göstermekle, direnişler örgütlemekleyükümlüler. Sözde kamu emekçilerininhaklarını koruma ve geliştirme misyonlarıvar. "OHAL koşullarında direnilmez"düşüncesiyle bir kenarda oturdular.

Direnmek istemeyen, faşizme karşısavaşmak istemeyen için koşullar hiçbirzaman uygun değildir.

Nuriye ve Semih, "koşullar" demediler,

"kaç kişiyiz ki direnebilelim" demediler.Direnmek için "uygun koşul" aramadılar.Sokaklara çıktılar, oturma eylemi baş-lattılar, sonra oturma eylemini açlık grevidirenişine dönüştürerek, direnişi her geçengün daha fazla büyüterek sürdürdüler.

Faşizmi teşhir ettiler.

Faşizmin işten atma politikasını teşhirettiler. Faşizmin "terör" demagojilerinietkisizleştirdiler. Halkın gerçekleri gör-mesini sağladılar. Bugün tüm dünya,AKP faşizminin işten atma politikasınıbiliyor ve bu politikaya karşı Nuriye veSemih'in direnişinin yanında yer alıyor.AKP faşizmi işten atma politikasını sa-vunamaz hale gelmiştir. Haksız yere iştenattıkları kamu emekçileri için "komisyon"kurduklarını söylüyorlar. Halkı bununlaoyalamaya çalışıyorlar. Ancak direnişsürdüğü sürece, faşizmin tüm politikalarıetkisizleştirilebilir, etkisizleştirildi de.

"Direnmenin koşulu yok" demedi Nuriyeve Semih. "Tek kişiyle direniş mi olur?"demediler. Onlar, direnmek için "uygunkoşul" aramadılar. Reformizm, oportünizm,Kürt milliyetçiliği faşizmin ve OHAL'invarlığını direnmemenin gerekçesi yaparken,onlar tersine faşizmi ve OHAL'i direnmenintemel gerekçesi yaptılar.

HER KOŞULDA SAVAŞMAK VE POLİTİKA ÜRETMEK MARKSİST-LENİNİST OLARAK VAR OLMANIN,

KURTULUŞ MÜCADELESİNİ İKTİDARA TAŞIMANIN TEK YOLUDUR!

DİRENMEK,KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!

DİRENMEKBİR HALKIN YÜREĞİ GİBİDİR!

VATANIN HER HÜCRESİNE KAN POMPALAR!

"Direnmenin koşuluyok" demedi Nuriye ve Se-mih. "Tek kişiyle direnişmi olur?" demediler. Onlar,direnmek için "uygun ko-şul" aramadılar. Refor-mizm, oportünizm, Kürtmilliyetçiliği faşizmin veOHAL'in varlığını diren-memenin gerekçesi yapar-ken, onlar tersine faşizmive OHAL'i direnmenin te-mel gerekçesi yaptılar. Fa-şizm varsa zulüm var de-mektir. Zulüm direnmeninönündeki engel değil, di-renmenin gerekçesidir

Bugün, yarın, yüzyıl son-ra, bin yıl sonra ama mut-laka halkın iktidarı kuru-lacak diyebilmek, savaşanbir örgüt için kararlılığıbesler, hayatı canlandırır.Tüm bedellerine ve acıla-rına rağmen. Ki o canlılıkve mutluluk düşmanları-mızı öfkeden kudurtmuş-tur. Nuriye ve Semih'in gü-lüşlerini bile kullanmak,yok etmek istemişlerdir.Ama nafile. Çünkü gelenekköklü. Her koşulda direnenve savaşan bir gelenek yokedilemez.

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!44

Page 5: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Faşizm varsa, zulüm var demektir.Zulüm direnmenin önündeki engeldeğil, direnmenin gerekçesidir.

Her Koşulda Savaşmak vePolitika ÜretmekML Olarak Var Olmanın,Kurtuluş Mücadelesiniİktidara TaşımanınTek Yoludur

Vietnam halkı, Fransız sömürge-cilerine ve dünyanın en gelişmiş tek-nolojisine, en güçlü maddi imkanla-rına ve en büyük ordusuna sahipABD emperyalizmine karşı savaştıve zafer kazandı. Vietnam halkı veordusu, “düşmanın uçakları var, bizimyok, düşmanın napalm bombası var,kimyasal gaz kullanıyor savaşamayız”demedi ve savaşı cüretle, kararlılıkve yaratıcılıkla sürdürdü.

Bolşevikler, Çarlık Rusyası’ndahem emperyalist işgalcilere hem deÇar'a, burjuvaziye karşı savaştı vezafer kazandı.

Çin halkı, milyonluk ordu güçle-rine karşı savaştı, zafer kazandı. Yok-sul ve eğitimsiz bırakılmış, okumayazma dahi bilmeyen bir halk, mil-yonluk askeri güçleri olan Japon em-peryalizmine, Çan Kay Şek iktidarınakarşı savaşamaz, direnemez demedi.

Dünyanın üçte birinde sosyalistiktidarlar yönetime gelirken, dünyanınen büyük faşist askeri güçlerine karşısavaştılar ve kazandılar. Ancak di-renmeyenler, savaşmayanlar yenilgiyi

daha baştan kabullen-miş olurlar. Onlarınartık kazanma şanslarıyoktur.

Her koşulda poli-tika üretmek ve savaş-mak durumundayız.Çünkü, hiçbir devrimmücadelesi "çok rahat"koşullara sahip olma-mıştır, bundan sonra

da olmayacaktır. Devrim için savaşvarsa, orada açlık, yoksulluk, zulümvardır. Orada kapitalist sistemin de-rinleşmiş krizi vardır. Faşizm de,baskı ve zulüm de bunun sonucuolarak gündeme gelmektedir.

Bugün AKP iktidarının OHALyasalarına sığınmak zorunda kalmasıgibi.

AKP iktidarı düzenin krizlerineçözüm üretemediği için OHAL ya-salarını gündeme getirmiştir. Bununiçin baskı ve zulmü gücünün yete-bildiği kadar arttırmaktadır. Ancakbununla yönetmeyi başarabileceğini,ancak bu şekilde iktidarının ömrünüuzatabileceğini düşünüyor. Faşistbaskılarla, AKP iktidarına karşı halkıniktidar mücadelesini büyüten devrimcihareketi etkisizleştirebileceğini dü-şünüyor. Halkın hak ve özgürlükleriçin mücadelesini engelleyebileceğinidüşünüyor. En küçük demokratik,ekonomik taleplere bile tahammüledememelerinin nedeni sistemin kri-zidir. Bu nedenle en küçük ekono-mik-demokratik hak talebini baskıylabastırmaya, etkisizleştirmeye çalışıyor.

Biz, bugüne kadar baskıların hertürüne, koşullar ne olursa olsun di-renerek, politika üreterek, halk kur-tuluş savaşını kesintisiz sürdürerekgeldik. Her koşulda direnme ve sa-vaşma geleneği yarattık. Bu gelene-ğimizle, Marksist-Leninist ideoloji-mizle direniyoruz.

12 Mart faşist cuntası koşullarındareformistler, oportünistler yılgınlığa

kapılıp, mücadele saflarını terk eder-ken, biz koşullara teslim olmadan,direnişi ve savaşı büyüttük. Kızılderedirenişini yarattık.

12 Eylül'de faşist cunta darbe ileiktidara geldiğinde, reformizm, opor-tünizm, Kürt milliyetçiliği yine "bukoşullarda devrimcilik yapılamaz,bu koşullarda ülkede kalınamaz" di-yerek, devrimci mücadeleyi yine ko-şulların arkasına sığınıp tatil ediyordu.

Biz, halka cunta koşullarında dasavaşılabileceğini gösterdik. "FaşistCunta 45 milyon halkı teslim alamaz"sloganıyla, cuntaya karşı direnişi ör-gütledik.

Sıkıyönetimde savaşılamaz,OHAL'de savaşılamaz, cunta koşul-larında savaşılamaz... diye süren teo-rilerin sonu yoktur. Mücadele etme-menin teorisini yapanlar için faşizmleyönetilen ülkemizde, koşullar hiçbirzaman da istedikleri gibi olmayacaktır.Parlamentoya girip, oligarşinin de-

Yalnızız demedik, bukoşullarda direnilmez

demedik, direnişibilinmeyen güçlere havale

ederek kendimizisorumluluktan kurtarmaya

çalışmadık. Tek başımızada olsa direnilir dedik ve

direndik. En ağırkoşullarda, katliam

koşullarında olsak dadirenilir dedik, direndik.

Yüzlerce gün süren açlıkla,bedenlerimizi ölüme yatırıpdirendik. Katliamlarda diridiri yakıldık, bu koşullarda

direnilmez demedik,faşizmin bu boyuttakisaldırısı karşısında tekyolun direnmek olduğu

bilinciyle direndik.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

5DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 6: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

mokrasicilik oyununun fi-güranlığını yaptıkları dö-nemler, faşizm koşullarındaçok uzun sürmez. Faşizmgerçeği budur. Demokrasi-cilik oyunlarını bile uzunsüreli sürdüremez. Faşistyüzünü gösterecek, kendidemokrasicilik oyununu bilekendi elleriyle bozacaktır.Fakat, mücadeleyi faşizminahırında "devrimcilik-de-mokratlık" oyunu oynamayaindirgeyenlerin, bu oyunun sınırlarıdaraltıldığında, yapabilecekleri bir şey-leri olmuyor, evlerine kapanıyorlar,sesleri solukları tümüyle kesiliyor.Bunun da kuşku yok ki, devrimciliklede, demokratlıkla da ilgisi yoktur.

Cunta yıllarında hapishanelerde,yine reformizm-oportünizm diren-memenin teorisini yapıyordu. Onlar,faşizmin bu azgın saldırıları karşısındadirenilebileceğini düşünmüyorlardıbile. Kürt milliyetçileri de Diyarbakırhapishanesindeki faşist baskı ve iş-kenceleri direnmenin değil, teslimi-yetin gerekçesi yapıyorlardı. Oysaişkence ve baskının büyüklüğü dire-nişin de büyüklüğünü getirmeliydi.Devrimci Sol tutsakları bulunduklarıhapishanelerde, cuntanın baskı vezulmünü direnmenin gerekçesi halinegetirdiler. Cuntaya karşı dışarıda veiçeride direnişi büyüttüler. 84 ÖlümOrucu direnişi ve pek çok açlık grevidirenişi hayata geçirildi. Cuntanınpolitikaları geriletildi, hapishaneler-deki baskılar kırıldı ve hapishanelerdevrimin okulları haline getirildi.

90'lı yıllar, emperyalizmin tümdünyada sosyalizme saldırılarını bo-yutlandırdığı, devrimci ve ulusal kur-tuluş hareketlerini silah bırakmaya,teslimiyete zorladığı, sosyalist ülke-lerde karşı devrimlerin yaşandığı yıl-lardı. Bu saldırılar karşısında politi-kasız kalmadık, bir yandan emper-yalizme ve faşizme karşı ideolojikmücadeleyi yükseltirken, diğer yan-dan bu saldırıları sosyalizmin orakçekiçli bayrağını daha yükseklerdedalgalandırarak, silahlı mücadeleyidaha üst boyutta sürdürerek cevap-ladık. Düşmanın saldırıları karşısındapolitika üretmek ve hayata geçirmek,

bizi güçlendirdi, saldırıların hedefineulaşmasını engelledi.

2000'li yıllarda emperyalizm vefaşizm ülkemizde devrimci müca-deleyi etkisizleştirmek için hapisha-neleri saldırı hedefi haline getirdi. FTipi hapishaneler gündeme getirildi.

Politikasız kalamazdık, sesssizsedasız, devrimci harekete saldırıla-rından sonuç almalarını bekleyemez-dik. Oportunizm, reformizm ve Kürtmilliyetçiliği gibi tavır geliştirseydik,bugün emperyalizmin teslim alarakkendi askeri haline getirdiği güçlerdenbir farkımız kalmazdı. Biz; refor-mizm, oportünizm ve Kürt milliyet-çiliği gibi, halkımızın kurtuluş mü-cadelesine, devrim hedefimize ihanetedemezdik. Emperyalizmin ve fa-şizmin saldırılarını etkisizleştirmekiçin ölüm orucu direnişini başlattık.Yalnızız demedik, bu koşullarda di-renilmez demedik, direnişi bilinmeyengüçlere havale ederek kendimizi so-rumluluktan kurtarmaya çalışmadık.Tek başımıza da olsa direnilir dedikve direndik. En ağır koşullarda, kat-liam koşullarında olsak da direnilirdedik, direndik. Yüzlerce gün sürenaçlıkla, bedenlerimizi ölüme yatırıpdirendik. Katliamlarda diri diri ya-kıldık, bu koşullarda direnilmez de-medik, faşizmin bu boyuttaki saldırısıkarşısında tek yolun direnmek olduğubilinciyle direndik. Faşizm, direni-şimiz boyunca yeni politikalarla di-renişimizi kırmak istedi. Biz de po-litika ürettik ve direnişimizi sürdür-dük. Direniş saflarını güçsüzleştirmekiçin politika geliştirdi faşizm. Re-formizm, oportunizm, Kürt milliyet-çiliği, sendikalar, sözde aydınlar di-renişe karşı faşizmin saldırı gücü

haline getirildi. Direniş saflarınıgüçlendirmek için politika ge-liştirdik. Tek tek aydınlara yaz-dığımız yazılar, direnişi güç-lendirmek için yürüttüğümüzideolojik mücadele kitaplardolusu oldu.

Direnişimizi kırmak için,zorla müdahale işkencesi gün-deme getirildi, direnişçilerimizsakat bırakılarak direnişimizetkisizleştirilmek istendi, feda

eylemleri geliştirildi. Direniş evlerinesaldırıldı, direniş bitirilmedi sürdü-rüldü. Sokağa çıkamaz hale getirmekistediler, Abdi İpekçi Parkı, direnişmevzisi haline getirildi.

Gücümüz ne ki demedik. Kimleörgütleyeceğiz bu direnişleri demedik.Nesnelliğe, koşullara teslim olmadık.Kimi zaman tek bir anne, tek birbaba direnişimizin mimarı oldu. On-larla örgütledik. Kimi zaman en ilerikadrolarımızla, önderimizle direnişörgütledik. Direnişi tek çıkış yoluolarak görenler hiçbir koşulda ken-dilerini çaresiz ve çözümsüz hisset-mezler, biz de çaresiz ve çözümsüzkalmadık.

Faşizm, dağlarda katlettiği geril-laların cenazelerini ailelerine vermi-yor, mezar yerlerinin olmasını bile

Gücümüz ne ki demedik.Kimle örgütleyeceğiz bu

direnişleri demedik.Nesnelliğe, koşullarateslim olmadık. Kimi

zaman tek bir anne, tekbir baba direnişimizinmimarı oldu. Onlarla

örgütledik. Kimi zamanen ileri kadrolarımızla,

önderimizle direnişörgütledik. Direnişi tek

çıkış yolu olarak görenlerhiçbir koşulda kendilerini

çaresiz ve çözümsüzhissetmezler, biz de çaresiz

ve çözümsüz kalmadık.

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!6

Page 7: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

engelliyorken ve bu tabloyuKürt milliyetçilerine ve opor-tunizme de kabul ettirmişkenbile teslim olmadık. Biz kabuletmedik. Biz gerillalarımızıncenazelerinin dağlarda sahipsizbıraktırılmak istenmesi karşı-sında sessiz, suskun kalmadık.Başaramayız demedik. Biz ki-minle bu direnişi örgütleyeceğizdiyerek kendimize direnmeme-nin bahanelerini yaratmaya çalışma-dık. 70 yaşındaki bir gerilla babası,Kemal amca direnişimizin temel taşıoldu. Bedenini açlığa yatırdı: “Ço-cuklarımızın cenazelerini almadandirenişimi bitirmem.” dedi ve opor-tunizmin, Kürt milliyetçiliğinin cüretbile edemediği bir ortamda direndi,zafer kazandı.

Koşulların ArkasınaSığınarak TeslimiyetinTeorisini YapanlarınDirenmek İçin Gerekçeleride Kalmaz

Uzlaşma ve teslimiyet bataklığınasaplanıldığında, artık direnmek içinnedenler de ortadan kalkmaya başlar.Direnmek, mücadele etmek anlam-sızlaştırılır. Oligarşinin saldırılarınaboyun eğilmeye başlanır.

Cunta yıllarından sonra, faşizmekarşı mevzi savaşlarından biri 1 Ma-yıs'ın yasallaştırılması, Taksim ala-nının 1 Mayıs alanı olarak tahsisedilmesi idi. Taksim alanı için mü-cadele etmenin anlamsız olduğunusöylediler, bu mücadele içinde yeralmadılar. Kamu emekçilerinin sen-dika hakkı için mücadelenin içindeaynı gerekçe ile yer almadılar. Faşistcuntanın tek tip elbise dayatmalarına,tutsakları teslim alma politikalarınadirenmediler. Onlara göre Tek TipElbise giymenin önemi yoktu.

Faşizm koşullarında her hak ka-zanımı da, her kazanılan hakkın ko-

runması da bedelleri göze alan birmücadele ile mümkün olmuştur. Re-formizm-oportunizm bu mücadeleniniçinde yoktur. Faşizm, kendi iradesinidayatmak için çeşitli yasaklar koyar.Yürümeyeceksiniz der yürümezler,oturmayacaksınız der oturmazlar, he-men dağılın der dağılırlar, pankartaçılmayacak der açmazlar, sloganatılmayacak der atmazlar.

Faşizm, keyfi şekilde kurumlaragirer, arama adı altında talan gerçek-leştirir, faşizmin bu talanına karşı di-renmezler, kapılarını kendileri açarlar.

Kapılarına faşizm kilit vurur. Okurumları, devrimin mevzileri olaraksahiplenip, yeniden açmak için mü-cadele etmezler. En iyi bildikleri, fa-şizmin bir kurumunu, diğer kurumunaşikayet ederek, faşizmin icazetinde

çözüm aramaktır.

Hapishanelerde hak gasplarıgündeme geldiğinde direnme-diler. F Tipi hapishaneler gün-deme getirilerek, tutsakları teslimalma politikası hayata geçiril-diğinde, yine direnmek için ge-rekçeleri yoktu. "Biz hapishaneayrımı yapmıyoruz" dediler."Kaymak tabakayı korumak ge-

rekir" diyerek, teslimiyeti teorileş-tirdiler. Düşmanın devrimci hareketitasfiye saldırısı bile, onlar için di-renme gerekçesi değildi artık. Dev-rimci hareketin varlığına yönelensaldırıya bile direnemeyecek halegelmiş olan reformizm-oportünizm,zaten var sayılmazdı artık.

Reformizm, oportunizm ve Kürtmilliyetçiliği için direnmek gerek-sizleşmiştir.

Devrimci, KoşullaraTeslim Olmaz!Devrimin Aradığı TekKoşul Sistemin Krizidir

Bugün Nuriye'nin açlık grevi di-renişinin 313. günü.

Nuriye 29 kez gözaltına alındı,işkenceden geçirildi, yeniden direnişmeydanına, Ankara Yüksel Cadde-si'ndeki anıtın altına koştu.

Nuriye ve Semih, 22 Mayıs'ta tu-tuklandılar. Bu tarihten itibaren Yük-sel Caddesi'nde her gün iki kez gözaltıyaşanmaya başladı. Yüksel Cadde-si'nde bu tarihten itibaren gözaltıylasonuçlanan saldırı sayısı 226'dır.

Yüksel Caddesi'ndeki eylem sayısıgünde iki eylem yapıldığı düşünül-düğünde 620’dir.

OHAL ilan edildiğinden bu yana28 kez polis operasyonu, ev ve kurumbaskını yapıldı, insanlarımız tutuk-landı.

Bu süreçte her gün Nuriye ve Se-mih için destek eylemleri yapıldı.Asgari bin eylem demektir ki yurtdı-

Durmak, beklemekölümdür. Siyaseten

ölümdür. Siyasi ölümünsonu zaten fiziki yokoluştur. Bunun içindurmuyoruz, 50 yılboyunca durmadık,

durmayacağız. Tek kişibile olsak direndik. Ve her

direniş bizi düşmanınpolitikaları karşısında

politika üreten, enolumsuz koşulları aşacakbir yol bulan, her koşulda

savaşan yaptı.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

7DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 8: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

şında haber olan, olmayan, örgütlü,kişisel eylemleri de düşünürsek rakambunun çok çok üstüne çıkacaktır.

Biz işte bu koşullarda ve böyledirendik, direniyoruz. Direnmek için;gözaltıların olmadığı, işkencelerin,tutsaklıkların, şehitliklerin olmadığıkoşullar aramıyoruz. Direnmek içinfaşizmin olmadığı koşullar aramı-yoruz. Tersine, en çok da faşizm ko-şullarında yaşadığımız için direni-yoruz, faşizmle yönetilen bir ülkedeyaşadığımız için daha güçlü diren-memiz gerekir diyoruz.

Bu pratik her şeyi anlatıyor.

Bir devrimci; her koşulda dire-nebilir, eylem örgütleyebilir. Bir dev-rimci; doğru bir eylem anlayışı ile,haklı ve meşru taleplerle tüm dünyayıetkileyecek eylemler, direnişler hayatageçirebilir. Kendini halkın öncüsüolarak tanımlayan bir devrimcininmisyonu da budur.

Nasıl direniyoruz?

Tek kelimeyle düşmanın geliştir-diği tüm politikalara karşı politikaüreterek direniyoruz.

Politika üretmek nedir?

“Ben şimdi ne yapacağım?”, “Bizşimdi ne yapacağız?” sorularını sor-mak ve bu sorulara cevaplar vere-bilmektir.

Biz tarihimizin hiçbir aşamasındabu soruları cevapsız bırakmadık. Bi-zim mutlaka yapacağımız şeylervardı, bunları bulduk ve yaptık.

“Ben şimdi ne yapacağım? Bizşimdi ne yapacağız?” sorularını sormakve bunlara doğru cevaplar verebilmekpolitik cürettir. Biz hep cüretli olduk.Dolambaçlı yollar aramadan, faşizminpolitikalarını boşa çıkarabilecek, faşizmiyenilgiye uğratabilecek kararlar aldık

ve hayata geçirdik.

Bugün de Nuri-ye ve Semih'in baş-lattıkları ve yeni ka-tılımlarla süren ey-lemlerimiz, AKP fa-şizminin halka karşısaldırı politikalarınıetkisizleştirmiş,halkla faşizm ara-sında güçlü bir ba-

rikat olma işlevi görmüştür.

AKP faşizminin saldırılarını biriki göstermelik açıklama, protestoile geçiştirmeyi düşünmedik. Üret-tiğimiz politika ve örgütlediğimizdireniş, faşizmin saldırılarını, OHALyasalarını etkisizleştirmeliydi. Halkınsusturulmasının önüne geçmeli, halkınfaşizme karşı direnişine öncülük et-meliydi. Bu misyonlara sahip bir ey-lem, güçlü bir eylemdir.

Nuriye ve Semih'in başlattıklarıeylem bu misyonda bir eylem ol-muştur.

Nuriye ve Semih, direnişe başla-dıklarında sürekli bir gözaltı ve iş-kence terörü ile yıldırılmak istendiler.

Faşizmin bu saldırısı karşısındapolitikasız kalınmadı. Nuriye ve Se-mih, her gün Yüksel Caddesi’ne ye-niden ve yeniden döndüler. Nuriyeve Semih'in direnişi yeni direnişçilerlebüyütüldü.

Direniş bir aşamaya geldiğinde,açlık grevi direnişine dönüştürüldüve faşizmin direnişi boğma, bitirmesaldırıları karşısında direniş daha dabüyütülerek sürdürüldü. Bu o kadaretkili bir direniş haline geldi ki, AKPfaşizmi Nuriye ve Semih'i tutukla-yarak, hapishanede direnişi bitirmeyezorlama kararı aldı. Direnişin gücünü,Nuriye ve Semih'i tutuklayarak kır-mak istedi. Başaramadı, direniş yenidirenişçilerle büyüdü. Bugün Nuriyeve Semih tutsak edildiler ama dışarıdaçok sayıda direnişçi açlık grevi di-renişini sürdürüyor.

Faşizmin saldırılarını etkisizleş-tirerek, faşizmin geliştirdiği politi-kalara karşı politika geliştirerek di-reniyoruz.

En olmaz halimizle, en olmaz

denilen yerde bile hareket ettik biz.Hareket etmek bizi her süreçte yokolmaktan kurtardı.

Hareket direniş demektir. Direnişise bir halkın yüreği gibidir. Vatanınher hücresine kan pompalar. Biz di-rendikçe hücrelerimize kan aktı vebedenimiz asla ölmedi, can çekişmedibu nedenle.

Şu an yürek Nuriye-Semih diyeatıyor. Vücuda kan bu direnişle pom-palanıyor.

Durmak, beklemek ölümdür. Si-yaseten ölümdür. Siyasi ölümün sonuzaten fiziki yok oluştur.

Bunun için durmuyoruz, 50 yılayakın tarihimiz boyunca durmadık,durmayacağız. Tek kişi bile olsakdirendik. Ve her direniş bizi düşmanınpolitikaları karşısında politika üreten,en olumsuz koşulları aşacak bir yolbulan, her koşulda savaşan yaptı.

Bunun için yaşıyoruz. Bunun içingeleceğe güvenimiz tamdır. Hiç umut-suz değiliz, hiç umutsuz olmadık,olmayacağız. AKP faşizminin en bas-kıcı politikaları, zulmü karşısındapanik olanlar, hareketsiz kalanlar, enfazla direnişleri taklit etmeye çalı-şanlar umutsuzlar.

Biz kendi yolumuzu belirleyipyürüyoruz. Onların yolu ise bilin-mezlerle dolu. Çünkü yollarını ken-dileri yapmıyor. Zulmün çizdiği,açtığı kadar ilerliyorlar.

ML olmanın farkı budur. Sosyalistolmanın farkı budur. Tarihsel ve si-yasal olarak geleceği, binyıllar son-rasını bilmenin, öngörmenin rahatlığıvardır. Bugün, yarın, yüzyıl sonra,bin yıl sonra ama mutlaka halkın ik-tidarı kurulacak diyebilmek, savaşanbir örgüt için kararlılığı besler, hayatıcanlandırır. Tüm bedellerine ve acı-larına rağmen. Ki o canlılık ve mut-luluk düşmanlarımızı öfkeden ku-durtmuştur. Nuriye ve Semih'in gü-lüşlerini bile kullanmak, yok etmekistemişlerdir. Ama nafile. Çünkü ge-lenek köklü. Her koşulda direnen vesavaşan bir gelenek yok edilemez.Bu yürek hep atıyor, bu beden hepyaşıyor. Çünkü direniyor, DİRENECEK!

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!88

Page 9: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

1- Halka inanmak ve güvenmekdevrim iddiasını taşımaktır. Lenin“devrim kitlelerin eseridir” der. Tarihboyunca büyük alt üst oluşlar, dev-rimler halkın yekpare olarak ayağakalkmasıyla olmuştur. Halka güven-meyen, halklaşamayan hiçbir hareketbaşarılı olamamıştır. Hedef doğru olsabile, halkla bütünleşmeyen hiçbir ey-lemin, hiçbir hareketin nihai zaferikazanma şansı olmadığı gibi yok ol-maya mahkumdur.

2- Halk inandırıldığında, doğru yolgösterildiğinde devletin tüm vahşili-ğine, zorbalığına rağmen direnmektenvazgeçmez. Nuriye ve Semih’in dire-nişinde bunu bir kez daha gördük.Onlar yol açtılar, arkasından onlarıntaleplerini savunan binler olduk. Halkonların yanında oldu hep. Ayrıca budirenişi yaratan da halktır, halkın birparçasıdır. Onlar da direnişe başlarkenzorluklarla başladılar. Sonra bu direnişeönderlik ettiler.

3- Halk; ezilen, sömürülen, düzenleçelişkileri olan sınıf ve tabakalardanoluşan topluluktur. Emeğiyle geçinen-lerdir. Bir avuç sömüren zümrenin (bur-juvazi, toprak ağası, tefeci, tüccar) dı-şında kalan herkes halktır. Halkın eko-nomik, sosyal, sınıfsal olarak çıkarıdevrimden yana olmasına rağmen onuengelleyen etkenler vardır. Halkın ileriyanları olduğu gibi geri yanları davardır. Umutsuzluğa düştüğü zamanlarağır basar. Yaşadığı açlığa, yoksulluğa,işsizliğe isyan etse de düzen partilerindenumut bekler. Küçük burjuvazinin yozkültürünün etkisi altında kalır. Korku,kaygı, gelecek derdi, yozlaşma, bencillik,bireycilik yanları vardır ama bir o kadarda fedakardır. Onlar devrimin ana hal-kasıdır. Mahir Çayan halkın düzenleuzlaşmasına Suni Denge demiştir. Du-rum böyle diye “bu halktan adam olmaz”

demek halk gerçeğindenkopuk olmaktır. Bilakis dev-rimi bu halk ile yapacağız.“Beğenseler de, beğenme-seler de, kayıklarda şarkı

söyleyip eğlenen bu küçük insanlarladevrimi yapacak, sosyalist devleti ku-racaklardır. Sosyalizm için özel bir halkyaratılamazdı. Ancak bu insanlar yenidenyaratılabilirdi. Onlarla çalışmak zorun-daydı. Çünkü yaşadıkları yer ütopyaülkesi değil Rusya’ydı, kolay olmaya-caktı. Çok zor olacak, korkunç zor, ik-tidarı almaktan daha zor! Ama başkayolu yoktu…”

(Mavi Defter, Emananuil Kazako-viç, Evrensel yay. Syf. 87)

4- Devrimi ve halkı idealize etmekdevrimi istememektir. Devrimi burjuvaçocukları değil, Erdoğan’ın ayak ta-kımı, çapulcu dediği halk yapacaktır.Devrim; ezilen, sömürülen, hor görülenhalkın eseri olacaktır. Bu nedenle dev-rime inanmak, halka inanmaktır.

5- Halkın kendi kendini yönetmeyiöğrenmesinin özü, BUNA İNANMA-SIDIR.

Bunun için; burjuva politikacılarına,kurumlarına, bürokratlarına, diplomat-larına ihtiyacı olmadığını pratik olarakgörmesi gerekir. Buna inanması içinneye ihtiyacı vardır halkın? İnanç içinbilgiye ihtiyacı vardır. Bu bilgi ondavardır. Tarihsel deneylerinden, hayatmücadelesinden bilir.

Şairin dediği gibi: “Topraktan öğ-renip/kitapsız bilendir onlar.” Bugünekadar hep başkaları tarafından yönetilenhalk kitleleri, komiteler eksenindekendi kendini yönetmeyi öğrenecek,bunun o kadar zor bir iş olmadığınıkavrayacak. Yönetme bilinci gelişenhalk, kendi yönetimini kendi yapmakisteyecek, bunun için de iktidar alter-natifi olacak. Atacağımız adım küçükve mütevazı olmalı, unutulmamalı ki;böylesi küçük adımlar büyük zaferlerinyolunu açar. Halk komiteleri ve mecl-isleri bu mütevazi adımlardır.

KOMİTELER HALKA İNANMA-NIN, HALKA GÜVENMENİN, KEN-DİNE GÜVENMENİN ÖLÇÜSÜDÜR.

6- Her bölgenin kendine özgü biryapısı ve insanları var. O zaman obölgeye özgü komiteler de vardır. Ak-sini düşünmek görevden kaçıştır. Bu-lunduğumuz bölgenin koşullarına uy-gun program ve örgütlenme modeliyaratmalıyız. Şabloncu değil devrimciyaratıcılığımızla ortaya koymalıyız.

7- Halk cahil değil, bilgi ve deneyimsahibidir. Bu anlamda örgütlü bir güçolarak düşündüğümüzde halkın suna-cağı olanaklar sınırsızdır. İstihbarat,lojistik, barınma devrim için gerekliolan her şey halkta mevcut. Sorununkaynağını kendimizde aramalıyız.

8- Halk örgütsüzdür ve örgütsüzolmanın yakıcı sorunlarını yakındanhissetmektedir. Bunun için halk ara-sında özenle, sabırla çalışıp emek ver-meliyiz. Bugün her Cepheli, her dev-rim taraftarı bulunduğu alanda komi-teleri kurmak ve halkı buraya katmaklayükümlüdür. İstersek başarırız.

9- Halk komiteleri ve meclislerihalkın kendi örgütlülüğüdür. Halkınkendi öz örgütlenmesi olan Halk Mecl-isleri halkın birleşeceği yerlerdir. Halkıninsanca, onurlu bir yaşam için oluştur-duğu bir örgütlenmedir. Devrimci mü-cadelenin halktan uzak, halktan kopukolmasını düşünemeyiz. Halk için halklabirlikte yürüyeceğiz bu yolu.

10- Gerçekten yıkılamaz olan kalenedir? Kitlelerdir, devrimi gerçektenve içtenlikle destekleyen milyonlarcahalktır. Ne olursa olsun hiçbir gücünezemeyeceği gerçekten yıkılmaz kaleişte budur.

Evet; milyonları örgütleme, milyonlarıdüşmanın karşısına dikip, savaştırmacoşkusu ve kararlılığında olmalıyız. Sa-dece ülkemizde değil dünyada bugünM-L’in gerçek savunucuları biziz. Bugerçekle hareket edip, halka güvenip,halkı örgütleyip devrime yürüteceğiz.

HALKA İNANMAK VE GÜVENMEK

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

9DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 10: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

��Biz diyoruz ki; Denizler idam edilecekti, devrimin prestijiydi, Mahirler beklemedi. Özgürlük eyleminihızlandırdılar. Özgürlüklerini kazanır kazanmaz, sıkıyönetim altında, cunta koşullarında aranıyorken, kalacak yerleribile yokken İngiliz teknisyenlerini kaçırıp Kızıldere'ye vardılar. Ve tarihimizin ana rahmini yarattılar. O günden buyana Kızıldere'de doğuyor Anadolu'nun devrimcileri.

�Biz diyoruz ki; 1974 sonrası eski tüfekler ML'yi tasfiye etmeye çalışırken, Mahir'in yoldaşlarını dahabüyümeden yok etmeye çalışırken biz durmadık. Kocamustafapaşa'da tarihimizin ilk sokak çatışmasını yaptık.Durmadık koptuk DY'den. Durmadık FTKSM'ler ile devrimci şiddeti örgütledik, adaleti sağladık. Durmadık,dağlarımıza çıktık, karakol bastık. İlk gerilla eylemini yaptık.

�Biz diyoruz ki; 1980 cuntası geldi. Beklemedik, durmadık. Direndik. “Cunta 45 Milyon Halkı TeslimAlamaz” dedik. Gücümüz neyse, ne kadarsak o kadar. Ama direndik. Dışarıda kalmadık, içeride direndik bu kez.Odak yaptık hapishaneleri ve o odakta boğduk düşmanın politakalarını.

�Biz diyoruz ki; 12 Temmuz'da bitmedik. “Bize Ölüm Yok” deyip yeniden doğduk. Beklemedik, hesap sorduk,ders çıkardık ve yolumuza devam ettik. Beklemedik, öğrenmenin önüne kendimiz set çekmedik. “Yoldaşlar BiziAşın” dedi şehitlerimiz. Öğrendik ve aştık.

�Biz diyoruz ki; 1990'larda karşı devrim rüzgarları sert sert estiğinde, durup sığınacak bir limana çekilmedik.Orak-çekiçli yıldızı dalgalandırdık. Sabolar destan yarattılar. Sosyalizme inandık, doğruyduk ve yürüdük yolumuzda.Beklemedik. Beklemeyeceğiz. Her anımız, faşizme karşı direnişlerle dolu olacak.

�Biz diyoruz ki; içimizdeki düşman durdurmak istedi, beklemedik. Bu hareketi atomlarına kadar parçalayıpyeniden yaratırım dedi Dayı’mız. İnandık ona, yarattık. Beklemedik, ölmedik, yaşadık ve ilerledik. Partiyi kurduk.

�Biz diyoruz ki; 1996'da yeniden saldırılarla durdurmak istedi düşman. 12 şehitle kurduk geleceğe köprüyü.Beklemedik. Siyasi olarak yaşamak için bedelini ödeyip yürüdük. Şimdi de durum aynıdır. Kendi yarattığımız,direniş geleneğimizle, bedel ödeyerek ideolojimizden, iktidar iddiamızdan bir gram sapmadan, yürümeye devamediyoruz.

�Biz diyoruz ki; 19-22 Aralık 2000’de savaşa gider gibi binlerce özel-tim katiliyle, binlerce çeşit silahla-bombayla dört duvar arasında saldırdı düşman. Ya düşüncemiz değişecek ya da ölecektik. Beklemek düşüncelerimiziteslim etmekti. Etmedik, beklemedik, yürüdük. Tam 122 kere öldük.

�Biz diyoruz ki; 2003 yılı ekim ayından 2007 Ocak ayına kadar TAYAD’lı Aileleler dört mevsim yaz-kış, gece-gündüz tam tamına 3 yıl, 4 ay, 2 hafta, bir gün, toplam 1230 gün süren bir irade savaşı verdi. TAYAD’lı aileler, önceevlatlarını sahiplenen sonra da evlatlarının davalarını sahiplenen direniş sırasında bir hafta boyunca, günde en azdört beş kez saldırıya uğradı. Gözaltılar, işkenceler, kırılan kemikler, Ankara’nın ayazı, baskı ve zulüm kar etmedi.Meşruluk bilinci mücadelede sınır tanımıyor. Kararlılık ve inancın peşinden gitmek, BEKLEMEMEK!

�Biz diyoruz ki; yıl 2015. Katledilen Günay Özarslan'ın cenazesini vermek istemeyen katil polislerle çatışanCepheliler her anını eyleme dönüştürdükleri direnişle Cephe geleneklerine yeni bir halka daha eklediler. Beklemekölümdür düşüncesi ile katledilen şehitlerini almak isteyen Cephelilerle katil polisler arasında 4 gün 80 saat boyuncasüren bir direniş tarihe yazıldı. Emperyalizmin yeni sömürgesi bir ülkede, faşizmin en vahşi şekilde katliamlara giriştiğiböyle bir ülkede cenazemizi almak, cenazemizi geleneklerimize göre defnedebilmek bile direnişsiz mümkün değildir.

�Biz diyoruz ki; düşman, gerillamızı imha etti. Beklemedik. Kemal amca ile açlığa yattık ve 165 parçakemiğimizi aldık düşmandan. Yoldaşlarımızın kemiklerini almayalım, ödenen bedelleri unutalım, yoldaşlarımızımezarsız bırakalım, susalım, bekleyelim ve unutalım istedi düşman. Beklemedik. 70 yaşında direndik ve yoldaşlarımızımezarsız, halkımızı geleceksiz bırakmadık.

�Biz diyoruz ki; en zor koşullarda savaştık. Olanaksızlıklar içinde bir yolunu bulup, bulamadığımız yerde oyolu yapıp ABD'yi de, Türkiye faşizmini de şaşkına çeviren, siyasi niteliği yüksek eylemler yaptık. Savaştık.Direndik. Emperyalizm hangi şekilde karşımıza çıkarsa çıksın, direneceğiz, direnmek ve savaşmak dışında birseçenek yoktur. Tercihimiz bellidir; çünkü tarihimiz bellidir. Direnen ama teslim olmayan, iktidar hedefindenvazgeçmeyen bir tarihtir bu.

�Biz diyoruz ki; beklemek, sessiz kalmak ölümdür. Devrimciler asla durmaz, beklemezler. Bilirler devrimciler,beklemek ölümdür. İki kişi sedyeyi taşır, bir kişi sedyede dinlenir. Dinlenen kalkar, bu kez diğer taşıyıcı yatarsedyeye. Ve yürümeye devam ederler. Biz devrimciyiz. Çaresizliği kabul etmeyiz. Gerekirse her şeyi yıkar, yenidenyaparız. Beklemek siyasi ölümdür. Kendinizin katili olmayın. Sessiz kalarak intihar etmeyin. Kendi yaşamınızısavunmak için tarihi ve GERÇEKLERİ ÖĞRENİN.

TARİHİMİZ BOYUNCA HİÇ BEKLEMEDİKHER ANIMIZ FAŞİZME KARŞI DİRENİŞLE DOLUDURBiz diyoruz ki;�

10

Page 11: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

O kadar çok korkuyor ki faşizm, avu-katlık bürolarını bile basıyor, avukatlıkbürolarına gizli gizli giriyor.

Ne zamana kadar sürecek bu, ne zamanakadar?

Ne zamana kadar susacaklar bugünküsuskunlar?

Sendikalar, onlara sesleniyorum.Kamu Emekçileri Sendikası ne zamana

kadar susacaksın?Barolar, Barolar Birliği Metin Feyzioğlu

hukuk diye bir şey kalmadı, hukukunanasını ağlattılar. Ne zamana kadar su-sacaksın Feyzioğlu?

İstanbul Barosu Başkanı, Ankara BarosuBaşkanı bugün bir avukatlık bürosunubasıyorlar, işte şimdi susar mıyız, susarmıyız sanıyorsunuz? Metin Feyzioğlu so-ruyorum, siz de sorun: Hangi anlaşmalarıyaptın AKP ile, hangi anlaşmaları, nedensusuyorsun? Hukuk mu kaldı ki baro dakalsın? Avukatlara, bütününe sesleniyorum.Bu ülkede hukuk güvencesinin tek teminatıhukukun tek teminatı avukatlardır. Ha-kimler susuyor, yanlarındaki kapı komşu-larını götürdükleri zaman susuyor. Amaavukatlar susmaz. Ama avukatlar birbiri-lerine sahip çıkarlar, bu ülkede hukukuntek teminatı avukatlardır. ÇHD, hukukçularderneğidir. Özgürlükçü, demokrat avu-katlardır. Çünkü biz ezilenlerin avukatıyız,çünkü sömürülenlerin avukatıyız.

Bu iki insana iyi bakın!BİRİ NURİYE BİRİ SEMİH!BİRİ NURİYE BİRİ SEMİH!(Ankara HHB baskınında halkın avu-

katı Ebru Timtik’in konuşmasından)

“Biz varsak bu ülkede umut var çünkü ölene kadar,ölsek de mezarlarımızdan inançlarımızı haykıracağız.

Sizi çok seviyoruz.”

“Nuriye ve Semih Sizin Eceliniz Olacak, Eceliniz!Ödünüz Kopuyor Onlardan”

Halkın HukukBürosu

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

11DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Page 12: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Sınıfsal bakmak, devrimci için şaş-maz bir pusuladır. Olaylara, gelişme-lere, sınıfsal açıdan baktığınızda, doğrugörür, doğru yorumlar, doğru tavıralırsınız.

Ama eğer bu pusuladan yoksunsa-nız, her dalga sizi başka bir yere sa-vurur; başınızı kayalardan kayalaravurur, dağılır, un ufak olursunuz.

Ondan sonra da Mustafa Yalçınergibi olursunuz.

"Şu 'Kuzey Kore' garabeti" diye,garabetlikte (*) herkese rahmet okutanbir yazı yazarsınız.

Garabet: Gariplik, tuhaflık, hayretvericilik demek.

Evrensel yazarı Yalçıner, "Şu 'KuzeyKore' garabeti" yazısında, Kuzey Ko-re'nin yaptıklarını tuhaf, hayret vericigörüyor. (5 Eylül 2017, Evrensel)

Yalçıner, onyıllar önce, emperyalistsisteme teslim olmuş, "halk savaşı"diyerek çıktığı yolculuğu parlamente-rizm bataklığında sürdüren oportunist,reformist bir partinin yöneticilerindenbiridir.

Onyıllardır, kişi olarak içinde yeraldıkları tek bir direniş yoktur.

Onyıllardır, parti olarak önderlikettikleri tek bir direniş yoktur.

Emperyalizme karşı gerçekleştir-dikleri tek bir eylem yoktur.

Böyle olduğu içindir ki; bir ülkenin,tek başına kalkıp Amerikan emperya-lizmine meydan okuması ona "garip","tuhaf" geliyor.

Dünya ülkelerinin ezici çoğunluğu,Amerikan ve Avrupa emperyalizmiönünde diz çökmüşken, bir ülkeninkalkıp nükleer silah geliştirip, Ameri-kasıyla, Japonyasıyla tüm emperya-listlere meydan okumasına hayret edi-yor.

Yalçıner'in partisinin son eylemi,24 Haziran 1996'da Anayasa Mahke-mesi önünde EMEK Partisi'nin kapa-tılmasına karşı yaptıkları gösteridir.Polis, o gösteriye vahşice saldırarak,EMEK partilileri adeta ezmiştir.

İşte EMEP de o gösteriden sonra,faşizmin karşısına çıkmaya adeta "töv-be" etmiştir.

Yalçıner, tek bir saldırıyla eylem-lerine son veren bir partinin yöneticisiolarak, bir ülkenin Amerika'nın saldırıtehditlerine rağmen, meydan okumayadevam etmesini garip, tuhaf buluyor,hayret ediyor.

Hayret edilecek bir şey yok Yalçı-ner.

Beyninde, yüreğinde, bir parça dev-rimcilik olan herkes, emperyalizmemeydan okur ve okumalı.

Kuzey Kore'de bir garabet yok.Bir garabet varsa, onu kendinde ara.

EMEP'li Komünist,BMGK Gibi Konuşuyor

EMEP, bir zamanlar "komünistliği"kimselere bırakmayan bir partiydi. Re-formizmin içinde yüzmesine, legalizmbataklığına batmış olmasına bakmadan,"komünist"lik taslarlardı. Şimdi artıkbundan vazgeçtiler ama ukalalıklarısürüyor.

Yalçıner, “Kuzey Kore 6.3 şidde-tinde depreme neden olan bir hidrojenbombası denemesi yaptı.” haberiniaktardıktan sonra, "Trump bunu yaptı,Japonya şunu dedi..." diye anlatmayadevam ediyor.

Bir kelime emperyalizm yok.

Sonra şöyle devam ediyor Yalçıner:

"Oysa, “Ne var bunda, her ülkeninkendi silah sanayiine ve nükleer ka-pasitesine sahip olma ve geliştirmehakkı neden olmasın?” denebilir.

(...) Ancak durum “hak teslimi”ile geçiştirilebilecek türden değil. Hid-rojen bombası ilkti ama “lider” KimJong-Un’un ilk vukuatı değildi. Dahabirkaç gün önce, yine, “Kuzey Kore”adı takılan Kore Demokratik HalkCumhuriyeti orta menzilli bir balistikfüze denemiş(ti), (...) Hidrojen bombasıdenemesi üzerine BMGK bir kez dahatoplanacak."

Niye hak teslimi meselesi değil?Mesele tam da o.

Kuzey Kore'nin hidrojen bombasıkullanması, niye "vukuat" oluyor,neden "suç" sayılıyor?

Senin yaklaşımının BMGK'nden(Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi)bir farkı var mı?

Sen de Kuzey Kore'ye o hakkı ver-miyorsun. Sen de Kuzey Kore'ye nük-leer silaha sahip olma hakkı tanımı-yorsun.

Kuzey Kore'nin direnişini küçüm-süyor, alay ediyor, ukalalıklar yapı-yorsun.

Beynini Batı PropagandasınaTeslim Etmiş Bir EmekliKomünist

Evrensel köşe yazarlarını okudu-ğunuzda, yazılanların ne "emek"le, ne"sosyalistlikle" bir bağını kuramazsınız;birçok gazetedeki sıradan CHP'li köşeyazarlarını okuyor gibisinizdir.

Yalçıner'in Kuzey Kore'yle ilgiliyazdıklarının da burjuva basında ya-zılanlardan temelde bir farkı yok. Yal-çıner'i okuyalım:

"Kuşkusuz sorun, “Bir deli (Kim)dünyayı yok etmeyle tehdit ediyor”içerikli Batı propagandasının ileri sür-düğü gibi tek yanlı değil. Bu propa-ganda, daha ilk başkan olduğundaKim’in ilginç yöntemlerle devredışıbıraktığı çok sayıda yetkilinin yanısıra eniştesini köpeklere yedirterek öl-dürttüğünü ileri sürmüştü. Şimdi dedoğruysa, Pyong Yang TV, ünlü spi-kerinin ağzından, denemeyi, “Sayınseyirciler, her an dünyayı yok edebili-riz” şeklinde duyurmuş. Mümkündür,olmaz değil!"

"Mümkündür, olmaz değil!" diyeyazdığın anda, sen zaten Trumplar’laaynı ağızdan konuşmaya başlıyorsundemektir.

Bu cümleyi yazdığın anda BEY-NİNİ EMPERYALİZME, "batı pro-pagandasına" TESLİM ETMİŞSİNdemektir.

SİZ ÇOK AKILLISINIZ DEĞİLMİ?

Devrimci Değerlerden O Kadar Uzaklaşmışlar kiABD’ye Meydan Okumak “Garip”, “Tuhaf” Geliyor

EVRENSEL GARABETİ

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!112

Page 13: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

AKLINIZLA ÇOK YAŞAYIN!

Sol adına sergilenen şu seviyesizliğebakın:

"Kore’nin bağımsızlıkçı kendi yo-lunu temel alan ideolojik “Juche” yö-neliminin/düşüncesinin geliştiricisi,bağımsızlık savaşının ve Kore’nin –problemli olduğu tartışmasız– kurucuönderi Kim İl-Sung bir yana bırakı-lırsa... Sadece günümüz Kim’i değil,baba Kim de fazla “akıllı” değildi."

Şu seviyesizliğe, hadsizliğe bakın;burjuva basında Engin Ardıçlar’ın,Rasim Ozan Kütahyalı'nın densizlik-lerinden hiç geri kalmıyor bu satırlar.

Kim İl-Sung problemli, baba daoğlu da "akılsız"!

Sen bu ukalalık hakkını, bu sorgu-suz sualsiz yargılayıp onu problemli,bunu akılsız ilan etme hakkını neredenbuluyorsun?

Sen kimsin!

Ne hakla doğrusuyla, yanlışıylaemperyalizme kafa tutanları "prob-lemli" ilan ediyorsun?

Problem sizin kafanızda.

Problem, sizin emperyalizme kafatutulamaz diye düşünen beyninizde.

Tabii siz akıllısınız?

Siz dünyanın en akıllı solcularısı-nız?

Siz kesinlikle emperyalizme kafatutmazsınız.

Siz kesinlikle baskılara, kuşatmalarakarşı direnmezssiniz.

Siz emperyalizme karşı direnmez-siniz.

Siz emperyalizm veya faşizm, co-punu kaldırdığı anda, onların önündesecde edersiniz.

O KADAR AKILLISINIZ Kİ, tekbir EMEPLİ BİLE HAPİSHANEDEYOK BUGÜN.

BU SONUÇ sizin dahiyane akıl-lılığınız sonucudur.

Akılsız solcular ne olur?

Akılsız solcular, meydanlarda cop-lanır.

Akılsız solcular, hapishanelere atılır.

Akılsız solcular, hapishanelerde122 kez ölür.

Akılsız solcular, emperyalizminhedefi olur.

Akılsızlar ülkeyi yönettiği için em-peryalistler ülkeleri işgal ederler.

SİZ AKILLI OLUN.

AKILLI OLMAYA DEVAMEDİN.

Bu aklınızla çok yaşarsınız zaten.

Boyun eğerek, sürünerek, onur-suzlaşarak, oligarşinin parlamento ahı-rında oligarşinin öküzleriyle tepişerek,burjuva basına özenerek yaşayıp gi-dersiniz.

Yalçıner'in AğzındanBurjuvazi Konuşuyor

Devam ediyor Yalçıner: "Kore“sosyalizmi”(!) dededen babaya, ba-badan oğula hanedanlıkla yönetiliyor.Demirden disiplin şarttır; ancakKDHC, “sosyalizm nasıl olamaz?”sorusunun yanıtı gibi: Kalk kalk, yatyat, tam kışla düzeni!"

NEREDEN BİLİYORSUN?

Burjuva basın dışında bir kaynağınvar mı?

Dünya halklarının dökülen kanınabile bir damla saygı göstermeden, okanın dökülüşünü anlamadan "Saddamemperyalistleri Ortadoğu’ya üşüş-türmüştü. Kim, Pasifik’in yolunu açı-yor!" diye yazıyorsun.

Emperyalizmin tarihteki en büyüksaldırılarından biri olan Ortadoğu sal-dırısını, Irak, Libya işgallerini, “Sad-dam üşüştürdü”, “Kaddafi provoke”etti diye değerlendirirseniz, sizinABD'nin paralı filozoflarından ne far-kınız kalır?

Yine Yalçıner: "Ve “ayranı yok iç-meye tahtırevanla gider sıçmaya” tü-ründen tam da “halkın ihtiyaçlarını

sürekli daha ileriden karşılamayı”

esas alan sosyalizmin temel düsturunun

tersini uyguluyor"

Sosyalizmin düsturlarını da çokiyi bilirsiniz ya...

Peki soralım bakalım: "cepte keklik

mi sandınız?" sosyalizmin hangi düs-turuna uygun?

Anayasa Mahkemesi önünde birdayak yiyip, bir daha meydanlara çık-maya tövbe etmek sosyalizmin hangiilkelerinde var?

PKK'nin kuyruğuna takılıp, burjuvapolitikacılığına soyunmak, legalizminbataklığına batmak mı sosyalizmindüsturuna uygun?

AKP'nin "açılımlarına" ortak olmakmı sosyalizmin düsturuna uygun?

Siz ne bilirsiniz sosyalizmin düs-turlarını?

Hadi ordan.

Direniş TürküleriGrup Yorum’la YankılanmayaDevam Ediyor

Umudun türkülerini seslendirenhalkın müzik grubu Grup Yorum 10Eylül’de İstanbul Tayakadın'da, Nik-sar-Yazıcıklıların pikniğinde sahneyeçıktı. Konserde türküler söylemeninyanısıra, ülkedeki gelişmeleri de de-ğerlendiren bir Grup Yorum üyesi,ilk olarak, Nuriye ve Semih’in di-renişlerini anlattı ve Yazıcık halkını14 Eylül’de Ankara Adliyesi’ne davetetti. Faşizmin zindanlarında tutuklubulunan Grup Yorum üyeleri içinise şöyle dedi:

“Halkın türkülerini söylememiziengellemek için AKP faşizminin bas-kılarıyla karşı karşıyayız. Grup Yo-rum’a vurulan zincirleri kıracağız!Grup Yorum Halktır, Susturulamaz!”

Piknik; türkülerle, marşlarla, ha-laylarla sonlandırıldı.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

13DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 14: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Kurtuluş, dünya halklarının mü-cadelesinin, devrimci dilimizin engüçlü kavramlarından biridir.

Partimiz, KURTULUŞ partisidir.

Cephemiz, KURTULUŞ cephe-sidir. Savaşçılarımız, KURTULUŞsavaşçılarıdır.

Kurtuluş; programımızı, idealle-rimizi, hedeflerimizi içeren bir kav-ramdır. Bu nedenle de, bazen çokkısaca “halkın kurtuluşu için sa-vaşıyoruz” dediğimizde de temelhedefimizi anlatmış oluruz.

“Kurtuluş” kelimesi, militan birkelimedir. Sömürüden, zulümden,kapitalizmden, burjuvaziden, emper-yalistlerden, faşizmden, şovenizmdenkurtuluşumuzu ifade eder.

Reformistleşenler, düzeniçileşen-ler, kurtuluş kavramını da reddederler.Açıktan reddetmeseler de, dillerindenyavaş yavaş atarlar.

Çünkü onlar; tekelci burjuvaziden,kapitalizmden, faşizmden, emperya-lizmden “kurtulmak “ yerine, onlarla“birarada yaşama” politikasının sa-vunucusu olmuşlardır.

Reformizm, emperyalizmden kur-tulmak için mücadele etmez. Emper-yalist kurumların, IMF’nin, DünyaBankası’nın, tekellerin daha insaflıolmaları için “mücadele” eder. Aynışey kapitalizm için de geçerlidir. Ka-pitalizmden “kurtulmak” değil, ka-pitalizmi “iyileştirmek” peşindedirler.Düzenden “kurtulmak” değil, düzeni“daha çekilebilir” hale getirmektedirler.

Reformizmin yöntemleriyle halkın

hiçbir sorunu çö-zülemez.

Bizi daha azsömürecekleri bir düzen hedeflemi-yoruz. Biz TOPYEKÜN KURTU-LUŞ istiyoruz.

Biz “ayakkabısız hiçbir yoksulçocuk kalmayacak” diyen reformiz-min karşısına, “tek bir yoksul çocukkalmayacak” devrimci çözümüyleçıkıyoruz. İşte kurtuluş, bu devrimciçözümün adıdır.

Mahirler; bu bayrağı, kurtuluşunbayrağını taşıyarak çıktılar yola:

“Devrim yolu engebelidir, do-lambaçlıdır, sarptır... Kurtuluş bayrağıbu yolu tırmanan gerillaların birbi-rine iletmesi ile oligarşinin burcunadikilecektir.” (Mahir Çayan)

Mahirler’den devraldığımız, iştebu bayraktır. O bayrağı devralmışolmamız, tüm bir stratejinin, halksavaşı çizgisinin, yarattıkları değer-lerin devralınması anlamına gelir:

“Yeryüzünde halkların özgürlü-ğünü ve kurtuluşunu savunan tek birülke, tek bir örgüt kalmasa dahi kur-tuluş bayrağını taşımaya devam ede-ceğiz.” (Kongre Raporu)

“DEVRİMCİ SOL, ülkemizin ba-ğımsızlık, halkımızın kurtuluş bay-rağıdır.”

Kurtuluş öylesine güçlü ki, birdevrimci hareketi, pekala o kavramlaanlatabiliyoruz.

Bir metnimizde şöyle deniyor ör-neğin: “THKP'nin kurtuluş olduğunainanmış genç potansiyel...”

THKP “kurtuluş” demek, “kur-tuluş” THKP. Bu kavram öylesinegüçlü.

Ulusal ve sosyal kurtuluş haUlusal ve sosyal kurtuluş ha--reketleri, reketleri, dünya genelindeki dev-rimci demokrat hareketleri ifade ede-bilen bir kavramdır.

Ulusal ve sosyal kurtuluş hare-ketleri, “THKP'nin kurtuluş ol-duğuna inanmış genç potansiyel...”dünyanın bir ucundan öteki ucunakadar kim nerede, kapitalist sömü-rüden, emperyalizmin sömürgecili-ğinden kurtuluş savaşı veriyorsa, on-ları kapsıyor.

Ulusal ve sosyal kurtuluş hare-ketleri öyle bir hale gelmiştir ki, em-peryalist sistemi, sosyalist ülkelerdendaha fazla korkutmaya başlamıştır.Bunun bir sonucu olarak “Sosyalistsistemin yoğunlaşmış bir ifadesi olarakdünya ulusal ve sosyal kurtuluş hare-ketleri” kavramı kullanılmaktaydı.

Nazım da anlatır kurtuluş’u.

“Sürelim yan yana bindiğimiz alatları! Menzil yakın

bakın kurtuluş günü artık sayılı.

Önümüzde şarkın kurtuluş yılı

bize kanlı mendilini sallıyor.

Al atlarımız emperyalizmin gö-beğini nallıyor.”

Kurtuluş; halkımız için, boynunavurulan boyunduruktan, üzerindekitüm baskıdan, ayağındaki pranga-lardan kurtuluştur. Sömürüden, pat-ronlardan, ağalardan, paşalardan kur-tuluştur. Emperyalizmden, faşizmdenkurtuluştur. Kurtuluş bayrağı bugünellerimizdedir. Kurtuluş yolunda canvermekte, kanımızı dökmekte tereddütetmedik. Kurtuluş bayrağını oligar-şinin burçlarına dikinceye kadar dasavaşmaya devam edeceğiz. Kurtu-luşa kadar...

�DİLİMİZİGÜÇLENDİRELİM, ZENGİNLEŞTİRELİM!�Kurtuluş bayrağı

�Kurtuluş yolumuz

�Ulusal ve Sosyal Kurtuluş Savaşları

�Dünya halklarının kurtuluşu

�Kurtuluş savaşımız

�Kurtuluş savaşçıları

Kurtuluş Yolukavganın ve hayatın

SAVAŞÇILARI

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!14

Page 15: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Emperyalizm, ikinci emperyalistpaylaşım savaşından sosyalizmingüçlenerek çıkmasından itibaren, sos-yalizme karşı ekonomik, askeri, kül-türel, ideolojik her alanda saldırıyageçmiştir.

1970'lerden itibaren ise, emper-yalist saldırı, ulusal ve sosyal kurtuluşhareketlerine yönelmiştir.

Sosyalist sistemin yıkılışıyla bir-likte, saldırı büyük bir ideolojikkuşatmaya dönüşmüş, ulusal sosyalkurtuluş hareketleri, "terör listeleri"yleyok edilmeye çalışılmıştır.

Bu saldırı, o günden bu yanakesintisiz sürüyor.

Emperyalist politikanın en kısave özet ifadesi, NATO'nun "ya düşün-ce değişikliği ya ölüm" kararıdır.

Böyle bir dünyada, direnmeyenlerin,düşüncelerini savunabilecek cüret veiradeyi gösteremeyenlerin siyasi olarakyaşaması mümkün değildir. Siyasi ola-rak teslim olan bazı siyasi hareketler,fiziki olarak yaşıyor olabilirler. fakatbiz buna yaşamak demiyoruz. O birölümdür: Siyasi ölüm!

Emperyalizm karşısında teslimolmuş, başlangıçtaki tüm amaçların-dan, hedeflerinden, dilinden vazgeç-miş ve tasfiyeciliğe soyunmuş birPKK, artık siyasi bir ölüdür.

Kaç bin gerillasının, kaç on bintüfeğinin, hatta tanklarının, zırhlıaraçlarının olması, onun siyasi birölü olduğu gerçeğini değiştirmez.

İŞBİRLİKÇİLİKDERİNLEŞTİKÇE, DAHAFAZLA "DEVRİM"DENSÖZ EDEBİLİRLER!

PKK yöneticilerinden MustafaKarasu'nun, geçen hafta yayınlanan"Barış mücadeleyle kazanılır" başlıklıyazısı, PKK yöneticilerinin siyasiolarak öldüklerinin "farkında" olma-dıklarını veya bu ölümü gizlemeyeçalıştıklarını gösteriyor.

Karasu; gafletten, yanılgıdan sözedip, "birilerini" Kürt halkını yanlışyönlendirmekten, AKP'den çözümbeklemekten dolayı eleştiriyor.

Kimi eleştiriyor, kime ne diyorbelli değil.

"Mücadele" diyor, "Kürdistandevrimi" diyor, fakat Rakka'da 23sentlik Amerikan askeri olduklarındanbi haber.

23 Sentlik askerler, devrim yapa-bilir mi? 23 sentlik askerler, neyinmücadelesini verebilirler?

İki ihtimal var:

Birincisi, Mustafa Karasu'nunRakka'da olup bitenlerden, PKK'ninAmerikan emperyalizminden 900 tırsilah alındığından, YPG bayraklarıylaABD bayraklarının yan yana dalga-landığından HABERİ YOK!

Ya da ikincisi; tüm halkı, "barış"denen teslimiyet ve tasfiyeciliğin sahibisanki kendileri değilmiş gibi, pişkinceeleştiriler yapıyor, tüm solu aptal yerine

koyup, devrimden söz ediyor.

SİZ ARTIKSİZ DEĞİLSİNİZ!YA BUNUN FARKINDADEĞİLSİNİZ! YA DA HERKESİ APTALYERİNE KOYUYORSUNUZ!

PKK yöneticilerinin artık tümyazıları, konuşmaları böyle olacaktır.PKK yöneticileri de, tıpkı halkı alda-tan burjuva politikacıları gibi, sürekliyalana, çarpıtmaya, demagojiye ihti-yaç duyacaklar.

PKK'nin adındaki "işçi" kelime-sinin, işçi sınıfının ideolojisiyle dünbir ilgisi yoktu. Bugün bu kelime,sadece ve sadece bir aldatmacadır.

PKK'nin önderliğindeki kuruluş-ların artık "halk"la, "halkın kurtuluşu"ile, "halk ordusu" ile, kısacası HALKİLE HİÇBİR İLGİSİ KALMAMIŞ-TIR.

PKK'nin "Kürdistan devrimi" diyebir kavramla ilgisi yoktur. Karasu'nunağzında da bu kavram, yabancı, eğretitutturulmuş bir kavrama benziyor.

Biliyoruz ki; tarihte, birçok bur-juva partiler, birçok faşist, gericiörgüt, amaçlarıyla hiç ilgisi olma-masına rağmen, devrimci, ulusal,sosyalist, demokrat gibi sıfatları kul-lanmışlardır.

Bu nedenle, PKK adına konuşupyazanlar, işbirlikçilik, teslimiyetçilikve tasfiyeciliğini gizlemek için, dev-

Eğer Yanlış Politikaların Bir SUÇLUSU VarsaO Suçlu, Halk Değildir

O Suçlu, Savaşçılar DeğildirO Suçlu, Sol Değildir

SSUÇLU�ARIYORSANIZ,�AYNAYA�BAKACAKSINIZ!

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

15DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 16: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

rimden, mücadeleden, direnmektendaha fazla söz ederlerse, buna hiçşaşırmayacağız.

KARASU KİMEKILIÇ SALLIYOR?

Karasu yazıyor:

"Barış adına toplumu pasifizeetmek de, mücadeleden alıkoymakda, en fazla da barış düşmanlarınınişine gelir. Hatta barış karşıtı birtutum olur." (4 Eylül 2017)

?Karasu gölgelere kılıç sallı-yor. Barış adına toplumupasifize eden kim? Barış adı-

na toplumu mücadeleden alıkoyankim? BELLİ DEĞİL.

BİRİLERİ, "barış adına toplumupasifize ederken", siz neredeydiniz?Onlara "barış öyle değil, mücadeleylekazanılır" dediniz mi?

Yoksa şimdi, AKP Dolmabahçe’deki hayali masanızı yıktı, artıkAKP'den bir şey çıkmayacağı bellioldu, ABD'yle yağlı ballı oldunuzdiye, "çevir kazı yanmasın" politikasımı izliyorsunuz?

BİZİM GÖRDÜĞÜMÜZ, BİL-DİĞİMİZ; bu halkı (toplumu değil)barış adına pasifize eden, mücade-leden alıkoyan biri var. Bunu yapan,PKK'den BAŞKASI DEĞİLDİR.

Barış adına ne yanlışlar yapıldıysa,barış adına solun değerleri çiğnen-diyse, barış adına emperyalizminuşaklığı savunulduysa, barış adınaMİT'le içli dışlı olunduysa, barışadına AKP faşizmine güç verildiyse,bunların hepsinin istisnasız, faili,sorumlusuz sizsiniz! Tekrar ediyoruz:SİZSİNİZ! BARIŞ ADINA YAPI-LAN BÜTÜN SORUMSUZLUK-LARIN, TESLİMİYETÇİLİKLERİNSORUMLUSU PKK'DİR.

Siz kimden neyi gizliyorsunuz,kimi aldatıyorsunuz?

Devam ediyor Karasu:

"Türkiye ve Kürdistan’da son yıl-larda barış kavramı yanlış anlaşıldı.Bu da mücadeleyi zayıflatan etkenoldu. Bu durumdan soykırımcı sömür-gecilik yararlandı ve daha şiddetli birsavaş için hazırlandılar. Bugün Kürthalkına karşı savaş yürütüyorlar."

?Kim yanlış anladı? Yanlışanlatan kimdi? Karasu yazı-yor:

"AKP-MHP iktidarının böyle birsavaş yürütmesinden en fazla damücadelesiz barışın geleceğini sanan-lar sorumludur. Kuşkusuz böyle biryanılgı ve gaflet esas olarak soykı-rımcı sömürgeci Türk devlet gerçeğinitanımamaktan ortaya çıkmıştır. ...AKPiktidarına karşı mücadele edilmedendemokrasinin de, özgürlüklerin de,barışın da kazanılmayacağı çok iyigörülmüştür."

?AKP konusunda yanılan birivarsa, o da sizsiniz. AKP'nin"Kürt açılımı"na ortak olan

siz değil misiniz?

AKP ile Dolmabahçe mutabakatıimzalayan siz değil misiniz?

İmralı'da al takke ver külah AKPile, MİT ile ilişkiler kuran siz değilmisiniz?

MHP çözüm gücüdür diyen sizdeğil misiniz?

KİME NE DİYORSUNUZ?

Bu nasıl bir pişkinliktir, nasıl birriyakarlıktır?

KÜRT HALKIBU İŞBİRLİKÇİLİĞİKABUL ETMEYECEK!KÜRT HALKINIALDATAMAYACAKSINIZ!

Karasu devam ediyor:

"Kürdistan’da barış kavramınınyanlış anlaşılması, kolay koşullardamücadele edilerek barışın kazanıla-cağının düşünülmesi, esas olarak daKürdistan gerçeğinden kopmayı ifadeeder. ...Kürdistan devriminin tarzı,zor koşullarda mücadele edip başar-mayı hedefler."

"Kürdistan'da barış" mı,Kürdistan'da devrim mi?"

Aynı paragraf içinde, ikisini deaynı anlamda kullanabilme oportu-nizmini başarıyorsunuz.

Ne devrimi?

Devrim nedir?

Devrim, aşağıdan yukarıya, mev-cut sistemin parçalanıp, yukarıdanaşağıya daha ileri bir toplumsal düze-

nin kurulmasıdır.

İmralı'da "devleti yıkmak hede-fimiz yoktur" diye yemin eden sizdeğil miydiniz?

Sonrasında da "devrimler dönemikapandı" diyen siz değil misiniz?

Devrim, daha ileri bir toplumsaldüzenin kurulmasıdır.

Kapitalizmden daha ilerisi sos-yalizmdir.

Siz sosyalist misiniz?

Sosyalizmi mi savunuyorsunuz?

Sizin sosyalizmi mahkum ettiği-niz, sosyalizmin kazanımlarını red-dettiğiniz, sosyalizme küfrettiğinizmetinleri toplasak, kitaplar çıkar.

Ne devrimi?

Artık işbirlikçiliğin o kadar dibinebattınız ki; devrim gibi dünyanın ensoylu, en temiz kavramlarına sarılıp,kitleleri aldatmaya kalkıyorsunuz.

ALDATAMAYACAKSINIZ.

Kürt halkı, bu riyakarlığa, bu piş-kinliğe, bu inkarcılığa, bu işbirlikçiliğekanmayacak ve bunu kabul etmeyecek.

DİRENMEMEK ÇÜRÜTÜR,İŞBİRLİKÇİLİK ÇÜRÜTÜR, POLİTİKAYI YALANÜZERİNE KURMAKÇÜRÜTÜR;ÇÜRÜYECEKSİNİZ!BU KAÇINILMAZ!

Karasu yazıyor:

"PKK, Kürdistan devriminin tarzınıdoğru tespit ettiği için ...12 Eylülfaşizmi karşısında zindanda zor koşul-larda mücadele edip başarma esasalındığından direnişler zafer kazanmış,faşistler yenilmiştir. Diyarbakır zin-danında 14 Temmuz Direnişçileri şah-sında tutsaklar zor koşullarda direnipbaşararak hem Kürdistan devriminintarzının ne olması gerektiğini ortayakoymuşlardır."

?Öncelikle şunu belirtelim: 4PKK’li tutsağın ölüm oru-cunda şehit düştüğü 14

Temmuz direnişi, PKK'nin iradi birdirenişi değildir.

İkincisi, PKK ne Ulucanlar kat-liamı sırasında, ne 19 Aralık’ta, ne2000-2007 Büyük Direnişi sırasında,

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!116

Page 17: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

14 Temmuz'un direniş çizgisini izle-memiştir. O tarihten sonra gerçekbir ölüm orucu direnişi de hiç yap-mamışlardır.

Peki böyle olduğu halde, PKKneden bugün 14 Temmuz direnişindenmedet umuyor?

Çünkü, bugün "reformist", "uzlaş-macı" bir temelde olsa dahi, kendikitlelerini harekete geçiremez halegelmişlerdir. Reformizm ve teslimi-yetçilik için bu kaçınılmaz sonuçtur.

Reformizm, reformları amaç hali-ne getirir. İddiasını bununla sınırlar.

Reformlar uğruna mücadele ise,uzlaşmacılığı, icazetciliği, teslimiyet-ciliği bir tarz haline getirir. Bu böylesürüp gider ve bir süre sonra reformistinreform için mücadele edecek gücü vedinamikleri bile kalmaz.

İşte bugünkü tablo böyle ortayaçıkmıştır.

HDP'ye yönelik baskılara karşı,tek bir protesto yapamayacak durum-dadırlar.

Şimdi "barış mücadeleyle gelir"teraneleriyle bu kitleyi yeniden ayağakaldırmayı mı umuyorsunuz?

Yanılıyorsunuz.

Bunun nedenlerini doğru tespitedemezseniz, bu durumu değiştire-mezsiniz.

Nedenler ise, PKK'nin teslimiyet-çiliğindedir, ABD ile işbirliğindedir,bir gün savunduğunu ertesi gün savun-mamasındadır. Halkı aldatmasıdır,Sur'da olduğu gibi faşizmin saldırıla-rıyla baş başa bırakmasındadır.

KARASU KÜRT HALKININ,TÜM HALKLARIN AKLIYLAALAY EDİYOR

Karasu'nun artık pişkinlik keli-mesinin, herkesi aptal yerine koymaksıfatının yetersiz olduğu sözlerindenbirkaç örnek daha aktaralım:

"Ancak özellikle Önder Apo’nunçatışmasızlık ortamında yürüttüğü

görüşmeler doğru anlaşılmamış, buda Kürdistan devriminin tarzındanuzaklaşmayı beraberinde getirmiştir."

?Kitle mi yanlış anlamış.Bunları kitleye kim anlattıacaba?

Anlatan bizzat Öcalan'ın kendisideğil mi?

Kürt halkının çeşitli saldırılar,katliamlar karşısında en güçlü tep-kilerini, hapishaneden MİT aracılı-ğıyla gönderdiği mesajlarla bastırıp,"barış" diye HALKI SUSTURANÖcalan'dan başkası mıydı?

Kimi suçluyorsunuz?

"Önder Apo"nun görüşleri,Kürdistan Devriminin tarzına uygun-muş.

Ne devrimi?

İmralı savunmalarında kürsüden"kahrolsun devrim" diye bağırmadığıkalan, bunun dışında devrime, sos-yalizme, her türlü küfrü eden birindensöz ediyorsunuz.

Öcalan'ın ağzından çıkan o küfür-leri, "devrim dönemi bitmiştir, sos-yalizm iflas etmiştir" tespitlerini tümdünya duydu.

Siz hala ne masalı anlatıyorsu-nuz?

Karasu yazıyor:

"Önder Apo, çatışmasızlık vegörüşme sürecinin toplumu örgütlemeve her türlü mücadele olasılığınagöre hazırlanmasını isterken, görüş-melerle sorunun çözüleceği beklentisiiçine girilmiştir."

?Yalan ve riyanın bu kadarınıçok çabuk öğrenmişsiniz.Bravo! Artık çözüm sürecine

girildiğini, artık silahlı mücadeleninzamanının dolduğunu söyleyen sizdeğil misiniz? Öcalan'ın kendisi değilmi?

Görüşmelerle sorunun çözülece-ğini anlatan yazılarla dolu değil miKürt milliyetçi basın?!

Bir de şu satırlarını okuyunKarasu'nun:

"Özellikle demokratik siyasi alanve mücadelenin toplumsal bileşeniolan orta sınıf böyle bir beklentiiçine girmiş, bu beklenti ve ruh halinihalka da yansıtmışlardır. ... Özgürlükmücadelesine zarar vermişlerdir.

... Eğer bugün milletvekili ve bele-diye eşbaşkanları zindanda ise, bundakendilerinin taşıdığı kolay koşullardaözgür ve demokratik yaşamı eldeetme yanılgısının payı büyüktür."

?Uzlaşmanın, teslimiyetin, tas-fiyenin teorisini yapın. Herkesbuna uysun. Şimdi kalkıp,

BDP'yi, belediye başkanlarını, "ortasınıf"ı suçlayıp çıkın işin içinden.

Reformizmin, uzlaşmacılığın, tes-limiyetin ve tasfiyenin kaynağı; bizzatÖcalan'ın, PKK yönetiminin kendisidir.

Karasu devam ediyor:

"Ya çözüm için adım atılacaktıya da saldırılacaktı. DolmabahçeMutabakatı reddedildiğine göre sal-dırılacaktı. ...Kürdistan’da soykırımcızihniyet kırılmadan ne Kürdistan’ane de Türkiye’ye barış gelebilir.Çünkü Kürt inkarcılığı yani tek millet,tek vatan anlayışı kurumsal faşistbir devlet ve iktidarı zorunlu kıl-maktadır."

?Tayyip Erdoğan, meydan-larda tek millet, tek vatanderken AKP ile görüşmeleri

sürdüren SİZDİNİZ. AKP faşizmiSakine Cansızlar'ı katlederken, ÖnderApo'nuz, "Hakan yapmamıştır" diyedemeç veriyordu.

"Müzakereler başladı, çözümyoluna girildi, artık bu süreç durdu-rulamaz, altı ayda dağdan inilmişolur." MASALLARINI anlatan sizve önderiniz değil miydiniz?

Şimdi kalkmış "Devletten ve ikti-dardan bir beklenti içine girilmeme-lidir." diye yazıyorsunuz.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

117DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 18: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Ne diyorsanız kendinize deyin.

Hangi eleştiriyi yapıyorsanız, ken-dinize yapın.

ANLATIN KARASUANLATIN; AMA UNUTMAYIN;TARİHİN DEDİĞİ AÇIKTIR:ABD İLE AYNI YATAĞAGİRENLER MÜCADELEDEN,DEVRİMDEN SÖZ EDEMEZ

Bakın Karasu daha ne yazmış:

"Türkiye’yi demokratikleştirecekolan, sadece ve sadece demokrasigüçlerinin mücadelesidir. İktidardanbeklemek, kafayı faşizmin bıçağı altı-na uzatmaktır. Faşizmden beklentiiçinde olunamaz. Sadece ve sadecemücadele edilir."

Bu ne feraset! Bu ne açıklık?

Peki aynı cümleyi, faşizmin yerineEMPERYALİZMİ koyarak söyleyelim:

"Özgürlüğü emperyalizmden bek-lemek, kafayı emperyalizmin bıçağıaltına uzatmaktır. Emperyalizmdenbeklenti içinde olunamaz. Sadece vesadece mücadele edilir."

Buna katılıyor musunuz BayKarasu?

Tabii ABD emperyalizmiyle yan-yana bayrak dalgalandırınca, ABDemperyalizminden tırlar dolusu vemilyonlarca dolar değerinde silahalınca, bu sözlerimize katılamazsınız.

Katılıyoruz deseniz de kimse sizeinanamaz.

PKK komutanlarıyla, dünya halk-larının baş katili ABD subayları, kolkola oldukça, YPG bayrağıyla ABDbayrağı yan yana dalgalandıkça, PKKgerillaları ABD'nin 23 sentlik askerive PKK komutanları, yöneticileri,ABD'nin EN İYİ MÜTTEFİKLERİoldukça;

Artık devrim, yurtseverlik,

demokratlık, mücadele adına tekbir kelimenize bile inanılmayacaktır.

Siz yolunuzu seçmişsiniz.

Amerikan işbirlikçiliği, ikiyüz-yıldır dünyada kimseye onur ve gururkazandırmadı. Milyon dolarlar kaza-nabilirsiniz, tanklarınız, toplarınızolur ama ulusal onurunuzu kaybe-dersiniz.

Gittiğiniz yol budur.

Bunun farkında olduğunuz içinbugün "kürdistan devrimi, mücadele,direniş" gibi kavramlarla işbirlikçi-liğinizi perdelemeye çalışıyorsunuz.

BOŞUNA!

KİMSE İŞBİRLİKÇİLİĞİMÜCADELE DİYE YUTTURA-MAZ!

TESLİMİYET VE TASYFİYEYİDEVRİM DİYE SUNAMAZ!

KİMSE KARAYI AK YAPA-MAZ!

Devrimci İşçi HareketiDİH, Direnen TecnoMaccafari İşçilerinin YanındaDirenen İşçilerYalnız Değildir!

Devrimci İşçi Hareketi, 9Eylül’de, Düzce Organize Sanayibölgesinde grevde olan TecnoMaccafari işçilerini ziyaret etti.Birleşik Metal İş Sendikası’ndaörgütlü olan işçiler, 40 gündür grev-deler. 40 işçinin olduğu fabrikadaçelik tel üretimi yapılıyor, işçilerasgari ücretle çalışıyorlar. Maccafariişçileri, ücretlerinin 2000 TL olmasınıistiyorlar. Patron bu taleplerini kabuletmiyor, bunun sonucunda Martayında başlayan toplu iş sözleşmesiuyuşmazlıkla sonuçlanınca greveçıkıyorlar. İşçiler sahipsizlikten şika-yetçi ve bu durumda sendikanındışında ellerinden başka bir şey gel-meyeceğini düşünüyorlar. Ziyaretsırasında işçilere Devrimci İşçiHareketi'nin kazandığı direnişler,hangi yöntemlerle mücadele ettiği,İşçi Meclisleri, sendikaların bugünküdurumu anlatıldı.

DİH’lilerden yardım isterlerse,

yanlarında olacağımızı, Düzce’dekiDİH’lilerin de sürekli uğrayacağınısöyleyerek yanlarından ayrıldık.

���

Ankara Taşeron İşçi Meclisi: Haksızlığa Karşı Direnecek,Sonunda Biz Kazanacağız!

Ankara Taşeron İşçi Meclisi 9Eylül’de işçilere uygulanan hakgasplarına karşı basın açıklamasıyaptı. Yapılan açıklamada şu sözlereyer verildi;

“… Nuriye Gülmen'den dahaşanslıyız. Direnişe başlamadan önceyanına sadece bir kişi bulmak içinil il gezmedik biz. Belki bir avuçtukama işverenden çok sendikanınengellemeleriyle karşılaştık.İstediğimiz taşerona kadro.

(...) Hükümet dahil herkesin ana-yasanın eşitlik ilkesinden, iş kanu-nunun işverene verdiği eşit davranmahükümlülüğünden haberleri var. Amakapitalizmin yaşadığı kriz, işçi sen-dikalarının işveren sendikalarınadönüşmesi bu köleliği, bu yasadışıçalışmayı hakim kıldı. Eninde sonun-da biz kazanacağız.”

���

Kazova İşçileri, Şişli İşçi

Meclisi ve Türkan Albayrak

AÇLIK GREVİ’NDE

Devrimci İşçi Hareketi'nin 11Eylül çağrısıyla Kazova İşçileri,Şişli İşçi Meclisi, Türkan Albayrak;“Nuriye ve Semih 14 Eylül’dekiMahkemede Serbest BırakılsınTalepleri Kabul Edilsin” diyerek 14Eylül’e kadar sürecek olan açlıkgrevine başladılar.

���

DİH'LİLERE ÇağrımızdırNuriye ve Semih ile açlığı pay-

laşalım. 14 Eylül Perşembe günüde dahil, herkesi olduğumuz yerlerde3 günlük açlık grevine çağırıyoruz.

Onların ADALET taleplerini açlı-ğımız ile destekleyelim. Açlık grevinekatılan tüm DİH’liler, bilelim kiadaleti sağlamak bizlerin ellerinde.Haydi hep birlikte açlığımız ile hay-kıralım: Nuriye ve Semih için, halkiçin adalet istiyoruz. 14 Eylül 2017Perşembe günü, hepimiz saat13.30'da, Ankara Adliyesi’ndeyiz.Orada birlikte olalım.

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!18

Page 19: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Kürt milliyetçi hareketin emper-yalizme övgüleri, emperyalizmi kur-tarıcı olarak görmesi bilinen bir du-rumdur. Kürt milliyetçi hareketinemperyalizme bakışı, bugün onlarıemperyalizmin maşası olarak kulla-nılması durumuna getirmiştir.

PKK Yürütme Komitesi ÜyesiMustafa Karasu, Dengê Kurdistanradyosunda yayınlanan bir röporta-jında şöyle diyor:

"Artık dünya savaşlarının karakterieskisi gibi olmaz. Çünkü kapitalizminkarakteri değişti. Küresel kapitalizm,tüketim toplumu, sermayenin serbestve güvenli dolaşımı gibi adlar söyle-niyor. Sermayenin serbest ve güvenlidolaşımı çerçevesinde ticaret anlaş-maları yapılıyor. Her yere herkesinmetalarının ve sermayelerinin girmesinikolaylaştıran kapitalist bir anlayışvar."

Hayır, kapitalizmin özü hiç de-ğişmemiştir. Emperyalist kapitalizmolarak kapitalizm yüzyılın başındanberi dünya halklarına her yerde iş-

galler, katliamlar, sömürü ve zulüm-den başka bir şey vermemiştir.

Bu hiç kimsenin reddedemeyeceğibilinen bir gerçektir. Durum böyleiken hem emperyalizmi savunmakhem de halktan yana olduğunu söy-lemek, bir halkın kurtuluş mücade-lesini vermek kolay değildir.

Bunun için 90'lı yıllarda PKKdahil olmak üzere emperyalizmleuzlaşma, teslimiyet sürecine girenpek çok hareket "emperyalizmin de-ğiştiğini, diktatörlükleri yıkıp yerinedemokrasi getirdiğini" söylemişlerdir.

Bu değişimi "demokratik emper-yalizm" gibi ipe-sapa gelmez ucubekavramlarla adlandırmışlardır.

Oysa gerçekler çok farklıdır.

Irak'ta, Afkanistan'da, Libya'da,Balkanlar’da, halkları birbirine düşürüpülkelerini paramparça etmişlerdir.

Kürt milliyetçi hareket emperya-lizmin halklara yaşattığı bu gerçeğigörmek yerine halkların sorunlarınıçözen bir güç olarak değerlendirmiş

ve Kürt sorununun çözümünü deemperyalizmden beklemiştir.

“Batı eğer isteseydi sorunu çö-zerdi. Nasıl ki Kosova’da çözüyorsa,Kürdistan’da da çözer. Kosova’daçözen, Filistin’de çözen, Kürdistan’darahat çözer. Buna gücü var. Bizerağmen çözüm olmuyor diyemez.Batı, çözümü istemediği için bugünküsorunlar ortaya çıkmıştır. Avrupa hiçolmazsa bundan sonra sorumluluk-larını yerine getirmeli. Çünkü çözümüortaya çıkartabilecek önemli bir güç-tür.

Onun için çözümsüzlük politika-sından vazgeçip, çözüme katılmalı-dır.” (PKK Başkanlık Konseyi ÜyesiCemil Bayık 21 Haziran '99, ÖzgürPolitika)

"Kosova’da çözen, Filistin’de çözen,Kürdistan’da rahat çözer" diyenPKK'nin bu yıllar emperyalizmi "de-mokratik emperyalizm" diye nitelen-dirdiği yıllardır. Ve Kürt milliyetçi ha-reketin bu bakış açısı bugün Suriye'deemperyalizmin "Kara Gücü" olmasını

Kürt Milliyetçi Hareketin Yürütme Komitesi Üyesi Mustafa Karasu: "Artık dünya savaşlarının karakteri eskisi gibi olmaz. Çünkü kapitalizmin

karakteri değişti. Artık halklarla uzlaşmadan, halkların özlemlerini dikkate almadan ya da

halkların çözüm projelerini devreye koymadan, halkların etkinliğini sağlamadanbu savaştan bir çıkış yaratmak mümkün değildir. Bu nedenle demokrasigüçleri, bu savaşın sonlanmasında rol oynayacaklardır. Bu savaşın sonundahalkların da iradeleri dikkate alınmak zorundadır..."

"KAPİTALİZM DEĞİŞTİ" DEMEK, EMPERYALİZMEİŞBİRLİKÇİLİĞİ, UZLAŞMAYI, TESLİMİYETİ

MEŞRULAŞTIRMAKTIR!

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimKürdistan’daKürdistan’da

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

19DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 20: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

getirmiştir.

Hem Kürt halkının kurtuluş mü-cadelesini verdiğini iddia edip hemde emperyalizmin kara gücü olmak,hem savaşıyoruz deyip hem oligarşiyleteslimiyetçi bir çizgide uzlaşmak kolayizah edilebilir bir durum değildir.

PKK Yürütme Komitesi ÜyesiMustafa Karasu da söz konusu rö-portajında empeyalizmle işbirlikçi-liğini, onların kara ordusu olarakkullanılmalarını izah etmekte oldukçazorlanıyor ve ucube tanımlar yapıyor.

"Artık dünya savaşlarının karak-teri eskisi gibi olmaz. Çünkü kapita-lizmin karakteri değiş" miş.

Emperyalizmin yeni bir dünyasavaşı çıkartamayacağını Mahir Ça-yan emperyalizmin 2. bunalım dö-nemi sonrasının değişen ilişki ve çe-lişkilerinin sonucu olduğunu ortayakoymuş ve ancak emperyalistlerinbölgesel savaşlarla krizlerini atlatmakiçin savaşlar çıkartmaya, halklarıkatletmeye, dünyayı kan gölüne çe-virmeye devam edeceğini söylemiştir.

2. Paylaşım Savaşı sonrası değişenilişki ve çelişkiler emperyalizmi 3.Bunalım Dönemi’ne sokmuştur.

Kendi aralarındaki çelişkileri pay-laşım savaşlarıyla çözerek, dayanılmazhale gelen bunalımlarını hafifletmeyekalkan emperyalistler, her seferindepazarın daha da daralması sorunu ilekarşı karşıya kaldılar. Paylaşım Sa-vaşları, emek-sermaye çelişkisini kes-kinleştirerek “Proleter Devrimler”eyol açtı ve dünyanın 1/3’ü sosyalistsisteme dahil oldu. Silahlanma, bilimve tekniğin gelişimi sonucu nükleersilahların üretilmesiyle tüm dünyayıyok edecek bir seviyeye ulaştı. Ve 1.Paylaşım Savaşı sonrası alev alanulusal kurtuluşu savaşları bir yangıngibi dört bir yandan emperyalist sistemikuşattı.

Bu gelişmelerin sonucunda emper-yalistler arası çelişkilerin yeni bir pay-laşım savaşıyla çözümlenmesi olanaksızhale gelmiştir. 3. Bunalım Dönemiilişki ve çelişkilerini Marksizm-Leni-nizmin ışığında ortaya koyan MahirÇayan bu gelişmeyi şöyle ifade et-mektedir:

“Nükleer vurucu güçlerin dünyaçapında erişmiş olduğu seviye ve deesas tayin edici olarak da, dev dünyasosyalist blokunun varlığı, emper-yalistler arası had safhaya ulaşmışolan uzlaşmaz çelişkilerin ekonomikplandan, askeri plana sıçramasınaengel olmaktadır. Bir yandan çeliş-kiler keskinleşip derinleşirken, öteyandan da entegrasyona gidilmek-tedir.

Emperyalistler arası uzlaşmaz çe-lişkilerin had safhaya çıkması, ancakbu çelişkileri yeniden paylaşım savaşıile geçici olarak çözümleyememelerive zorunlu olarak entegrasyona git-meleri kapitalizmin krizinin en öl-dürücü aşamayı yaşaması demektir.”(Mahir Çayan, Bütün Yazılar, AtılımYayınları, 1. Baskı, Syf: 304)

Yeni bir paylaşım savaşına baş-vuramayacak olan emperyalistleryine de “savaş”tan vazgeçmez. Çünküsavaş kapitalizmin doğası gereğidir,kaçınılmazdır. Ve 3. Bunalım döne-minde emperyalizm paylaşım savaş-larının eksikliğini bölgesel savaşlarçıkararak giderir... Savaş olmadantekellerin üretim ve sermaye fazlasınıeritmenin olanağı yoktur. Emperyalistülkeler, bu sorunu da bölgesel sa-vaşların yanı sıra kaynak fazlasınısilah sanayiine aktararak, ekonomisiniaskerileştirerek çözmeye çalışırlar.Öyle ki, bilim ve teknoloji tamamiylesilah sanayiinin hizmetine sunulur.

Nitekim 2. paylaşım savaşındansonra da emperyalistler krizlerini at-latmak için dünyanın dört bir yanındabölgesel savaşlarla milyonlarca halkıkatletmiş ve katletmeye devam et-mektedir.

Mustafa Karasu ise bunu yeni birşey keşfetmiş gibi ve emperyalizminişgalci, katliamcı bu gerçeğini "ka-pitalizmin karakteri değişti" gibi çar-pıtarak vermektedir.

Kapitalizmin karakterinde değişenbir şey yoktur. Kapitalizmin özü ay-nıdır ve emperyalist kapitalizmdir.

Kapitalizmin "küreselliği" '90'lardakarşı devrimlerle sosyolist bloğunyıkılmasıyla olmamış, kapitalizminemperyalist niteliğini kazanmasıylabirlikte 1900'lerin başında oluşmuştur.

Emperyalizmin 5 temel özellik-lerinden birisi "Dünya pazarlarınıntekelci kapitalist birlikler tarafındanpaylaşılması ve büyük kapitalist güç-ler arasında dünya topraklarının pay-laşılması"dır.

Lenin emperyalizm tespitini ya-parken bu durumu şöyle ifade etmiştir;“İlk kez olarak dünya paylaşılmış du-rumdadır, öyle ki, bundan sonra ancakyeni paylaşımlar söz konusu olabilir,yani sahipsiz toprakların ‘ele geçiril-mesi’ değil, toprakların bir ‘sahip’tenötekine geçmesi.”

Bugün Irak'ta, Libya'da, Suriye’deyaşananlar budur. Sosyalist Blok’unyıkılmasına rağmen hala emperya-listlerin hakimiyeti altına alamadığıpazarları ve toprakları yeni sömür-geleştirme saldırılarıdır.

Emperyalizm HalklarınDüşmanıdır! "Halkların İradesi DikkateAlınacaktır" DemekEmperyalizminİşbirlikçiliğineKılıf Bulmaktır!

Kürt Milliyetçi Hareketin YürütmeKomitesi Üyesi Mustafa Karasu Su-riye'deki işbirlikçiliklerini şu gerek-çeyle meşrulaştırmaya çalışıyor: Di-yor ki;

"Eski savaşlarda savaşan güçlerkendi askeri ve siyasi güçlerine göreyeni dengeler kurar, yeni statükolaroluştururlardı. Şimdi ise artık devlet-lerin, iktidarların ve sömürücü sınıflarıneskisi gibi istedikleri şekilde dengelerve yeni statüler kurmaları zordur. Artıkhalklarla uzlaşmadan, halkların öz-lemlerini dikkate almadan ya da halk-ların çözüm projelerini devreye koy-madan, halkların etkinliğini sağlama-dan bu savaştan bir çıkış yaratmakmümkün değildir. Bu nedenle demokrasigüçleri, bu savaşın sonlanmasında roloynayacaklardır. Bu savaşın sonundahalkların da iradeleri dikkate alınmakzorundadır..."

Hemen belirtelim;

Birincisi; Emperyalistler Suriye'deEsat iktidarını yıkmak için kendi

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!220

Page 21: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

aralarında 60 küsür devlet birarayagelmiş ve koalisyon güçlerini oluş-turmuşlardır. Suriye'yi yeni sömür-geleştirmek ve bütün olarak tüm Or-tadoğu'yu ve Afrika'yı ele geçirmekiçin emperyalistler aralarındaki tümçelişkilerine rağmen ittifak halindehareket etmektedirler.

Rusya dahil, kendi aralarındakihakimiyet çatışması kıyasıya sürmekleberaber baş çelişkileri Ortadoğu halk-larını teslim almaktır.

Mustafa Karasu ne diyor; "Artıkhalklarla uzlaşmadan, halkların öz-lemlerini dikkate almadan ya dahalkların çözüm projelerini devreyekoymadan, halkların etkinliğini sağ-lamadan, bu savaştan bir çıkış ya-ratmak mümkün değildir..."

İkincisi; emperyalistlerle halklarınçelişkisi UZLAŞMAZ ÇELİŞKİ'dir.Ortadoğu'nun kan gölüne çevrilmesive savaşın sürmesi bundandır.

Esad iktidarı teslim olsaydı, Suriyehalkı direnmeseydi emperyalistleristedikleri gibi Ortadoğu'da at koş-turuyor olup, savaş çoktan bitmişolurdu. Ancak Suriye halkları va-tanlarını emperyalistlere teslim et-memiş ve tüm yetersizliklerine rağ-men direnmektedirler.

Üçüncüsü ve Mustafa Karasu'yaucube tespitler yaptıran Kürt milliyetçihareketin emperyalizme direnen Su-riye halklarının yanında olmayıp em-peryalizmin KARA GÜCÜ olarak

kullanılmasıdır.

Mustafa Karasu emperyalizminKara Gücü olarak kullanılmasını KA-PİTALİZMİN DEĞİŞTİĞİ veHALKLARIN İRADESİNİ DİKKA-TE ALMAK ZORUNDA OLDUĞUgibi ucube tespitlerle açıklamaya ça-lışıyor.

Tekrar ediyoruz; EMPERYALİST-LER İLE HALKLAR ARASINDAKİÇELİŞKİ UZLAŞMAZ ÇELİŞKİ-DİR!

EMPERYALİSTLERİN "HALK-LARIN İRADESİNİ TANIMASI,HALKLARLA UZLAŞMASI,HALKLARIN ÖZLEMLERİNİDİKKATE ALMASI YA DA HALK-LARIN ÇÖZÜM PROJELERİNİDEVREYE KOYMASI" söz konusuolamaz.

Mustafa Karasu da bunları bilir:Fakat hem Kürt halkının kurtuluşmücadelesini veriyoruz deyip hemde işbirlikçilik yapmak, emperyaliz-min KARA GÜCÜ olmak başka türlüizah edilemez.

Mustafa Karasu'nun "kapitalizmdeğişti" ve "halkların iradesi dikkatealınacaktır" tespitleri Suriyede'kiAmerikan işbirlikçiliğini meşrulaş-tırma çabasıdır.

İşbirlikçiliği maskelemek içinyaptıkları ucube tespitlerdir.

Sonuç olarak;

1- Kapitalizm değişmemiştir, em-

peryalizm aynı emperyalizmdir. Tümdünyada ülkeleri sömürgeleştirmek,dünya pazarlarını ele geçirmek, halk-ların üzerinde hakimiyetini kurmakve köleleştirmektir.

2- Emperyalistler ile halklar ara-sındaki çelişki uzlaşmaz çelişkidir,emperyalistler halkların düşmanıdır.

3- Bunun için emperyalistler aslahalkların iradesini, taleplerini dikkatealmazlar.

4- Kürt milliyetçi hareket emper-yalizmle işbirliğini, kara gücü olmayı,maşa olarak kullanılmayı bu tür de-magojilerle maskeleyemez. BugünKürt milliyetçi hareket Suriye'de em-peryalizmin Kara Gücü olarak işbir-likçiliğini yapmaktadır.

5- Kürt milliyetçi hareket kendi-siyle birlikte Kürt halkını da emper-yalizmin işbirlikçiliğini yapmak gibibir utancın içine sürüklemektedir.

6- Emperyalizmin işbirlikçiliğiniyaparak Kürt halkı özgürlüğüne ka-vuşamaz, geleceğini kuramaz.

7- Kürt halkının kaderi emperya-lizmin işbirlikçiliğini yapmakta değil,direnen halklarla birlikte olmaktadır.

UZLAŞMA, TESLİMİYET,İŞBİRLİKÇİLİK DEĞİL; KURTULUŞA KADAR SAVAŞ! KÜRDİSTAN'DA TEK YOLDEVRİM!

Küçükarmutlu’da Polisin KatliamGirişimi ve İşgali Sürmekte!

Dilek Doğan’ın, Yılmaz Öztürk’ün katilleri 7 Eylülgecesi İstanbul Armutlu Mahallesi’ni işgal ederek baskınyaptı. Yaklaşık 70 araçla gelen katil polis sürüsü,mahallede ikametgahı olan Mehmet Özdemir ve eşiBetül Özdemir’i gözaltına aldı. Onlarca zırhlı araçlabaskına gelen polisler, Özdemir ailesinin evi önündenöbet tutmaya başladı. Bunun üzerine Cephe Milisleri“Katil Polis Mahallemizden Defol!” sloganlarıyla havai

fişek, ses bombasıyla evin önünde bekleyen polisleresaldırdı. Bunun üzerine panikleyen polisler arabalarınakaçtı.

8 Eylül’de ise polisler Mehmet Özdemir’in evininönüne beton mikseri getirterek, pencerenin içinden eviçimento ile doldurdu. Gece yarısı evinden alınan BetülÖzdemir sabah saatlerinde serbest bırakıldı. Bu olayüzerine bir açıklama yayınlayan Armutlu Halk Cephesi;“Mahalle sakini Mehmet Özdemir ve ailesini taciz eden,baskı ve işkence uygulayan AKP faşizmi er ya da geçyaptıklarının hesabını verecektir.” dedi.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

221DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 22: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Her şey çok hızlı gelişiyor. Hızlı kararlar vermek,hızla harekete geçmek gerekiyor. Biz bir gelişmeye mü-dahale etmeye çalışırken, bir başka gelişme oluyor. Eğer,kararları hızla hayata geçiremiyorsak, o zaman gelişmelereyön veren değil, gelişmelerin peşinden sürüklenenoluyoruz.

Sürüklenmek, inisiyatifi kaybetmektir. Politikaları-mızdan sonuç alamamaktır.

Nuriye ve Semih direnişini büyütmeye çalışırken, birmahallede yıkım saldırısı gündeme gelecek. Onda neyi,nasıl yapalım derken, harekete yönelik başka saldırılarkarşımıza çıkacak. Operasyonlar, baskınlar olacak.

Her biri karşısında hızla politika belirleyecek vepratiği de aynı hızla örgütleyeceğiz.

Hızlı olacağız.

Hızla politika üretecek, hızla bu politikalar doğrultu-sunda kararlar alacak ve hızla hayata geçireceğiz.

Hız, hız, hız... Hızla... hızla.. hızla...

Peki nasıl olacak bu?

*

Hızlılık, sadece bir niyet meselesi değildir.

Sadece niyet olarak ele alırsak, hızlanırız ama budoğru bir temelde olmaz. Doğru politikalar ve kararlarüzerine oturmayan hızdan, yanlışlıklar çıkar.

NASIL DAHA HIZLI OLUNUR

İlk yapılması gereken DOĞRU DÜŞÜNMEKTİR.

Doğru düşünmek ne demektir?

Doğru düşünmek birincisi, NEDEN sorusunu sor-maktır. İkincisi 5 N 1 K’yı tamamlamaktır.

Bu soruları sorup cevaplarını aldığımızda;

bu cevaplar,

-hızla belirsizlikleri ve muğlaklıkları ortadan kaldırır.

-netlik sağlar.

Net olursak KARARSIZ KALMAYIZ; cevaplar te-melinde bir KARAR ALABİLİRİZ. Karar alabilmek,hızlı davranmaktır.

Doğru düşünmek; en başta, belirsizlikleri ve muğ-laklıkları ortadan kaldıracaktır.

Ne yapacağını bilemeyen doğru karar alamaz.

Ne yapacağını bilemeyen hantallaşır.

Ama kararımızı almışsak, tersine dinamikleşiriz.Pratikte kendimize daha büyük bir güven duyarız.

Sonuç olarak;

- bilgilerimizi tamamlamalı,

- gerçeği görmeli,

- çelişkiyi bulmalı,

- kaç kişiyle olabiliyorsa, kolektivizmi işletmeli,

- ilke ve kurallarımızla düşünerek netleşmeli ve karar

vermeliyiz.

Bu bizi hızlandıracaktır.

*

Hızlı olabilmek için İKİNCİ ADIM; HAZIRLIKÇALIŞMASI’dır.

Hazırlık çalışması üç bölümden oluşur:

Bilgi toplamak / İş bölümü yapmak / Hedef koy-mak

*

ÜÇÜNCÜ olarak; hızlı olmamızı sağlayacak temel-

lerden biri; siyasi dinamizmdir.

Sürekli bir dinamizm içinde olacağız. Siyasi dinamizm

eğitimle; sürekli, -düzenli, -sistematik eğitim ile sağlanır.

*

DÖRDÜNCÜ olarak; hızlı olmak; dingin, planlı,programlı olmakla sağlanır. Dinginlikle hızlılık birbiriyle

çelişkili gibi görülebilir, öyle değildir.

Hızlı olmakla ACELECİ olmak birbirinden farklıdır.

Hızlı olmakla düşüncesiz, plansız hareket etmek de bir-

birinden tamamen ayrı şeylerdir. Biz; aceleci değil,

doğru, sağlam adımlar üzerine şekillenen bir hızdan

bahsediyoruz.

Hızımızı kesen “düşmanlar”dan da kısaca söz ede-

lim: Hızımızı kesen nedenlerin başında ERTELEME-CİLİK gelir. İkincisi; iradesizlik, programsızlık, plan-

sızlıktır. Ertelemeciliğin ve yavaş olmanın, disiplinsizliğin,

plansızlığın yol açtığı sonucu şu benzetmede görebili-

riz:

“Mesela bir orkestra düşünelim. Onlarca müzik aleti

aynı anda çalar ve güzel bir müzik çıkar ortaya. Ama

bir zamanlaması vardır her notanın. Ve herhangi bir

aletin - biraz geç çaldığını düşünelim. Ortaya müzik

değil gürültü çıkar. Orkestrada herkes, her alet birbirine

bağlıdır, birbirine bağımlıdır, karşılıklı sorumluluk vardır.

Her aleti çalan bilir ki çalmasını ertelerse, orkestranın

ürettiği müzik eksik ve yanlış olur, müzik değil gürültü

olur. Cepheliler işte böyle bir orkestra gibidirler.”

Sonuç olarak şunu belirtelim: Hızlılık, militan birmüdahale, militan bir sahiplenmedir. Sahiplenen, ge-reken hızla davranır.

SORUN: YAVAŞLIKÇÖZÜM: MİLİTANCA DÜŞÜNMEK

SSORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!22

Page 23: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

En büyük ve gerçek savaş, ideolojilerin savaşıdır.İdeolojik mücadele, tankla, tüfekle, füzelerle, atom bom-balarıyla yapılan savaşlardan çok daha önemli ve zorludur.İdeolojik mücadele verilmeden, siyasi zafer kazanılamaz.

İdeolojik savaş ise günlük yaşamda, 24 saat sürdürülmesigereken bir savaştır. Çünkü düşman her zaman karşımızaaynı kılıkla çıkmaz. Çünkü düşmanı ayağında postallar,elinde silahla göremeyiz.

Gözlerimizin, düşmanı görür halegelebilmesi için bir bilinçlenmegerekir. Örneğin, İşçi Sağlığı veİş Güvenliği Meclisi, Ağustos Ayıİş Cinayetleri Raporu’nu açıkladı.Rapora göre 2017’nin ilk 8 ayındaen az 1338 işçi hayatını kaybetti.Her 24 saatte 5.5 işçi can verdi.

Sıradan bir gözle bakarsak nasıldeğerlendiririz bu ölümleri?

1- Allahın takdiri

2- Kader

3- Talihsizlik

4- İşçilerin beceriksizliği

5- AKP’nin başarısını gölge-lemek için yapılan bir karalama...

Bunların hangisi doğru?

İdeolojik mücadele işte bizim doğ-ruları görme, bulma savaşımızdır.

Sorular sorarak gerçeğe ulaşabiliriz.

İşçilerin güvenliği sağlanmış mıdır?

Bunu sağlayacak mekanizmalar ve denetim var mı,varsa bu ölümleri durdurmak için ne yapmışlardır?

İşte ideolojik sızma, 24 saatte 5.5 işçinin ölmesini“normal”, “sıradan”, “olağan” görmeyi sağlar.

Başka bir örnek ise İstanbul Ümraniye’deki Fatih İlk-okulu’nun bahçesinde yaşanan servis çetelerinin çatış-masıdır. 1 kişinin öldürüldüğü bu çatışmalar sonrasında,servis şoförlerinin çocuklarımızın yanına dahi yaklaşmamasıgereken insanlar olduğu açığa çıkmıştır. İçlerinde tecavüzcübile var.

Peki asıl suçlu kim?

1- Servis şoförleri

2- Servis firmalarını iyi araştırmayan aileler

3- Kader

Gerçek suçlu iktidardakilerdir. Fakat bu bağlantıyı ku-rabilmek için ideolojik netliğimiz olmalıdır. Dostla düşmanıayırabilmek, doğru ile yanlışı fark edebilmek başka türlü

mümkün değildir.

Bu hafta Nuriye ve Semih’inavukatlığını yapan Halkın Hu-kuk Bürosu avukatlarının bü-rosu polisler tarafından basıldıörneğin. CNN-Türk’te haberiveren spiker, “teröristlerin avu-katı” diye verdi haberi. Şimdibu halk düşmanlarının ideolojikbombardımanının parçası olanbir haberdir. Nuriye ve Semihterörist değil, haklarını arayan,emeklerinin peşine düşmüş, bu-nun için bedenlerini hücre hücreeriten bir direniş içerisine girmiş2 kamu emekçisidir. Haklarındasüren yargılama daha sonuç-lanmamıştır bile. Ki düzeninmahkemelerinin vereceği bir

karar değildir bu. Çünkü gerçekterörist AKP iktidarıdır.

Nuriye ve Semih terörist mi yoksa hakları için direneniki memur mu?

İşte bu ayrımı yapabilmek için ideolojik olarak netolmak gerekir.

Burjuvazinin beyinlerimizi karargah olarak kul-lanmak istemesine karşı cepheden savaşmalıyız.

PEKİ BİZ NE YAPMALIYIZ?

1- Sınıfımızı tanıyacak ve sınıfımızın ideolojisinesahip olacağız.

2- Burjuvazinin ideolojik sızmalarına karşı barikatla-rımızı öreceğiz.

3- Yanlışla doğruyu ayırt edebilmek için proleteryanınideolojisini öğrenmeli, kavramalıyız.

BURJUVAZİNİN İNCE SIZMALARINA HAYRANLIK BESLEMEK,SINIF FARKINI GÖRMEMEK DEMEKTİR

Hayata, devrimciideolojinin penceresinden

bakarsanız, halkı ezip sömürmeningayrı meşru olduğunu, meşru olanın

sömürü ve zulme karşı kurtuluşakadar savaşmak olduğunu, tarihin de

bu savaşımlardan oluştuğunugörürsünüz. Yani hep böyle gelmemiş,

böyle de gitmeyecektir. Değişimisağlayacak olanın devrim, devrim içinsavaşacak olanın kitleler, kitleleri buamaçla örgütleyip önderlik edecek

olanın da devrimciler olduğunuapaçık görürsünüz. Daha önce

gerçekleştirilen devrimlerin de böylegerçekleştiğini kavrarsınız.

aklımızdİyalektİk

materyalİzmdİrDEVRİMCİLİK AKIL TAMİRCİLİĞİDİR

4+3

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

23DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 24: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Mahallemizi yıllardır yıkmak is-tiyorlar. Bundan hiç vazgeçmiyorlar.Şimdiki saldırılarında daha ısrarcılarve açgözlülükleri büyük. Bu saldırı-larının çeşitli aşamaları var. Bu aşa-malar şunlar:

1. Aşama: Riskli Alan

Etme Aşaması:

Mahallemiz, 6306 Sayılı Kanun’adayanılarak, 14 Kasım 2016’da Ba-kanlar Kurulu kararıyla deprem açı-sından riskli alan ilan edilmiştir.

Oysa; bizim mahallemizin risklialan olmadığı daha önce alınan zeminetüd raporuyla sabittir. Bu rapordamahallemizin İstanbul’da en güvenlibölge olduğu tespit edilmiştir. 1999Gölcük ve Düzce depremlerinde hiçbirev yıkılmamıştır.

Mahallemiz, 2012 yılında da aynıniyetle, aynı şekilde riskli alan ilanedilmiştir. Bu karar Danıştay tarafındaniptal edilmiştir. Bunlara rağmen tekrarmahallemizin “Riskli Alan” ilan edil-mesinin nedeni; açgözlülükleri ve ma-hallemizi yıkmak içindir. Alınan bukarara karşı eylemler örgütledik. İtirazdilekçesi verip, dava açtık.

2. Aşama: İmar Projesinin

Yapılması Aşaması:

İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Mü-dürlüğü, bölgemize ilişkin yeni birimar projesi hazırlayıp 25 Ağustos2017’de bunu sitesinden ilan etti.Amaçları belli; mahallemizin tamamınıyıkmayı hukuken yasal hale getirmekistiyorlar.

Bunu anlamak için projeye bakmak

yeterli. Evlerimizin tamamı, yok sa-yılıyor. Mahalle boş bir arazi olarakgösteriliyor. Yaptıkları dalavereye ba-kın!

Üzerinde evlerimizin, kanımızınve alın terimizin olduğu, içinde çolukçocuğumuzun yaşadığı evler, YOKsayılıyor, BOŞ ARAZİ sayılıyor. Ya-şadığımız mahalleyi, boş arsa olarakgösterip GASP ETMEYE NİYETLİ-LER.

ŞİMDİ BU AŞAMADAYIZ. Bukarara karşı 30 gün içinde itiraz edil-mesi gerekiyor. İtiraz etmek için 25Eylül 2017 son gün!

Bu karara karşı ortak alacağımızkararlarla direnmemiz gerekiyor. Vedireneceğiz.

3. Aşama: İkna

Tüm Yoksul Mahalleler!..Yıkım, gasp, tasfiye saldırısı, sadece Küçükarmutlu’nun sorunu değildir Tüm yoksul mahalleleri aynı sorun bekliyor!

Yıkım bir kez daha gelip kapılaradayandı. Evlerimizi ve arazilerimizigasp etmeye çalışanlar, kapı kapı dolaşıphalkı aldatmaya çalışıyorlar.

EVET, DÜŞMAN DA ÇATKAPIYAPIYOR. İnşaat tekellerinin, beledi-yelerin temsilcileri ev ev dolaşıp, ya-lanlarla, vaatlerle, tehditlerle, halkı ev-lerinden çıkmaya razı etmeye çalışıyor.

Şimdi çatkapı yapmamak için hiçbirnedenimiz, bahanemiz olamaz. KA-

PILARI DÜŞMANDAN ÖNCE BİZÇALMALIYIZ. Yalanlar, evleri teslimalmadan önce, biz GERÇEKLERİ GÖ-TÜRMELİYİZ.

Çatkapının gündemi, yıkım ve ger-çeklerdir. Kim daha çok kapı çalarsa,irade savaşında o bir adım öne geçer.

- 22 EYLÜL’DE Küçükarmutluhalkı, evlerinin yıkılmak istenmesinekarşı toplu dilekçe verecekler.

Bunu da çatkapıda anlatmalıyız; bu

eyleme yoksul gecekondu halkının ka-tılımını sağlayabilmeliyiz.

- Halkın Hukuk Bürosu avukatlarınasaldırıyı ve onların direnişini anlatma-lıyız.

- Nuriye ve Semih’in direnişini yinegündemde tutacağız tabii. 14 Eylül’densonra da bu direniş sürecek; destekaçlık grevine katılmaya, veya açlıkgrevcilerini ziyarete çağırmalıyız in-sanlarımızı.

Küçükarmutlu Halkının Dünyaya İlanıdır:ARMUTLU BİZİMDİR YIKTIRMAYACAĞIZ!MAHALLEMİZİ TERK ETMEYECEĞİZ,

BETONLARA GÖMÜLMEYECEĞİZ!

Bir Söz:Yiğit savaşta, dost dertte, olgun

adam öfkede belli olur.(Arap atasözü)

Çat Kapı Her Eve GirmektirÇat Kapı tüm halkı devrime katmaktır

Haftanın Çat KapıGündemi

Kapıları Düşmandan Önce Biz Çalalım

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!24

Page 25: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Bürolarının Kurulması

Bizi kandırarak ve bölerek, evleri-mizi elimizden almak isteyecekler.Hukuken hiçbir anlam ifade etmeyenmaket evler yapıp, projeler hazırlaya-caklar. Bunları devlet veya özel mü-teahhit firmalarıyla yapacaklar. Birboş kağıda imza atmamızı ve buboş kağıtlar karşılığında evimizi ver-memizi isteyecekler. Bu sözleşmeninhiçbir hukuki anlamı yok onlar için.Evi aldıktan ve yıktıktan sonra iste-dikleri zaman sözleşmeyi iptal etmehakları var.

Sözleşme iptal edildiğinde halkne yapacak? En fazla mahkemeyegidilir. Sonra ne olacak?

Mahkemeler zaten onların ellerindeve mahkemeler, daha önceki yıkım-larda yıkanlardan, yağmacılardan,talancılardan yana kararlar verdiler.Yarın da öyle olacaktır. Bakın dahaönceki mahkeme kararlarında ne ya-zıyor:

“Sözleşme iptal edilirse ev veril-mese de olur...” diyor. “Sadece enkazparası alırsın” diyor.

Enkaz parası da sus payı.

Kısacası, sayısız örnekten biliyo-ruz; hazırladıkları maket projeler ya-lan, ev verme sözleri yalan, herşeybizi ikna edip kandırıp “ev vereceğim”vaadeyle evimize, arsamıza el koymakiçin.

Nasılsa sonunda bir şey vermeye-cekleri için, istedikleri yalanı söyle-yebilirler.

Bu aşamada yapacağımız tek şeyşudur: Sözleşme imzalamamak vedirenmek. Başka yol yoktur.

4. Aşama: Binaların

Yıkılması Aşaması

Bu aşamada yıkım yapmaları içinevin tapulu, tapusuz olmasının önemiyok. Herkese bir tebligat gönderip“60 gün içinde evinden çık” diye-cekler. Elektriği, suyu ve doğalgazıkesecekler. “Savaş hukukunu” uy-

gulayacaklar. Çünkü bu ikti-dar, yoksul gecekondu halkınakarşı savaş açmıştır.

Yıkım aşamasına gelme-den önce yapacaklarımız, yı-kımı engelleyecektir. Bundandolayı bugünden direnme-liyiz.

Mahallede oturan herke-sin, yıkım kararına karşı davaaçma hakkı var. Ancak, evini sözleş-meyle verenlerin bu hakkı olmayacak.Tüm Armutlu halkı, şunu görmeli ki;sözleşme imzalamak, evinizden, tümhaklarınızdan vazgeçmektir.

Bizim gecekondularımızı yaparkenortaya koyduğumuz direniş tarihimiz,onları korkutuyor. Dün olduğu gibibugün de bir arada olup direndiğimizdeyıkımı engelleyeceğimiz açıktır.

5. Aşama: Projenin hayata

geçirilmesi aşaması

Mahallemizi tamamen yıkar veboş arazi olarak ellerine geçirirlersebu aşamaya geçecekler. Boş arazi el-lerinde olduktan sonra; bunu isterlersesatabilirler, isterlerse imar durumunudeğiştirip üzerine istediklerini yapa-bilirler.

“Bize gösterdikleri maketlerin dı-şında bir şey yapamazlar” diye dü-şünmeyin. Yaparlar! Çünkü gösterilenmaketlerin, açıklanan projelerin hu-kuken hiçbir geçerliliği yok.

Küçükarmutlu Halkı ve Yı-kım TehdidiyleHep Karşı Karşıya OlanGecekondu Halkı

ŞUNLARI UNUTMAYALIM:

-Evinin tapulu, tapusuz veya taputahsisli olması önemli değil.

Oturduğumuz evin, hak sahibiyiz.Ona el koyma hakları yok.

- “Size ev vereceğiz” demeleri ya-lan!

- İmzalattıkları sözleşmeyi her an

tek taraflı iptal edebilirler!

-Sözleşme iptal edildikten sonraaçacağınız davayı kaybedersiniz.

- Unutmayın, mahkemeler tama-men iktidarın emrindedir artık.

-Evini rızayla verdikten sonra aça-cağın hiçbir dava yok!

-Başka mahallelerde evini rızasıylaverenlerin hepsinin başına gelenlerbelli. Yıllardır evsizler.

-UNUTMAYALIM! Biz yıllardırdirendiğimiz için evlerimizi yıkama-dılar!

Bundan Sonra Ne Yapmalıyız?1-Tüm gelişmeleri takip etmeliyiz.

Bunun için tüm halkımız, öncelikle“Armutlu haber” gazetesini takipedebilir.

-Sokak toplantıları yapmalıyız.

-Ev ev gezip herkese iktidarın, şir-ketlerin yalanlarını anlatıp, kimseninkanmasına izin vermemeliyiz!

-Her hafta düzenli eylemlerle ta-lebimizi dile getirmeliyiz.

-Evimizi almak isteyenlerin kapı-larına gidip eylem yapmalıyız. Evimizialamazsınız demeliyiz!

- Paneller, seminerler, halk top-lantıları, etkinlikler düzenlemeliyiz!

-Diğer mahallelerle birlik oluştur-malıyız!

-Hukuki tüm işlemleri takip et-meliyiz.

ARMUTLU HALKINDIR! TEKELLERE VERMEYECEĞİZ!

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

25DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 26: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

“Kentsel dönüşüm” adı altındayoksul mahalleleri hedef alan AKP hü-kümeti ve belediyeler, yıkmak istediklerialanı önce “Afet Riskli Alan” ilan edipsonra da halkı yıkıma zorluyorlar.

Olağanüstü Hal ile birlikte yenibir “kentsel dönüşüm” saldırısı başlatanÇevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ar-mutlu'yla birlikte, Türkiye çapında45'ten fazla mahalleyi Afet RiskliAlan ilan etmiştir. Bu mahallelerintamamı yoksulların yaşadığı gece-kondu mahalleleridir.

Bu alanlar "Afet Riskli Alan" olarakadlandırılmış, ama, bu alanların HAN-Gİ AFET karşısında riskli olduğu be-lirtilmemiştir. Tam bir aldatma vekitabına uydurma söz konusudur.

İstanbul için beklenen en önemliafet, depremdir. 20 sene içerisindeolması beklenen depremden en fazlaetkilenecek bölgeler, bilimsel olarakbelirlenmiştir. Fakat afet riskli alanilan edilen bölgeler ise, depremdenen fazla etkilenecek ve en fazla cankaybı beklenen bölgeler içinde değildir.

Çünkü Afet Riskli Alan Yasasıhalkın depreme karşı can güvenliğinisağlamak için değil, inşaat tekellerinizengin etmek için çıkartılmıştır.

Şurası açıktır; sömürü düzeni içinen büyük tehlike, yoksul halktır. AKPde bunun için, yoksul halkın birlikteyaşadığı mahalleleri yıkıp, dağıtmakistiyor. “Kentsel dönüşüm” planınınsiyasal amacı budur. Bu planı hayatageçirirken de yeni bir rant alanı yaratıp,bu alanları tekellere peşkeş çekmek-tedirler.

Tüm yoksul mahallelerden korku-yor AKP. Ama halkın örgütlü olduğumahalleler, AKP’nin öncelikli saldırıhedefleri arasındadır.

Son dönemde Diyarbakır Sur Ma-hallesi, Bursa Nilüfer ve Soğanlı Ma-

halleleri, İzmit Cedit Mahallesi, İs-tanbul Üsküdar Kirazlıtepe Mahallesi,Kadıköy'de Fikirtepe, Sarıyer'de Ar-mutlu ve Derbent mahalleleri yıkımtehdidiyle karşı karşıyadır.

SUR: ÖNCE KATLİAM, SONRA YIKIM!Diyarbakır'ın Sur ilçesi, geçen yıl,

tarihte eşine az rastlanır bir katliamyaşadı. Sur’un bazı sokaklarında, dün-ya tarihinin en uzun süreli sokağaçıkma yasağı hala sürüyor. Evleritanklarla, toplarla yerle bir eden devlet,şimdi de topyekün yıkıma başladı.AKP faşizmi, Sur’u tarihiyle, yaşa-yanlarıyla, şehitleriyle tarihe gömmekistiyor. Bu amacına ulaşmak için de,Sur’u da “Afet Riskli Alan” ilan etti.Evlerin metrekaresi için 650 TL değerbiçen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,belirlediği bedelleri ev sahiplerininhesabına yatırıp evleri ZORLA satınalmış, daha doğrusu el koymuştur.

Faşist devlet, katliamcı olduğukadar da hırsız ve gaspçıdır. Çokkatlı apartmanlarda yaşayanlara evbaşına değil arsa payı üzerinden ödemeyapılmış, dolayısıyla evlere, gerçekdeğerinin çok altında bir parayla elkonulmuştur.

Sur’daki yıkım, rant değil, o tarihisilme, direnen bir mahalleyi, yoketmek amaçlıdır. Çözümü, direnmektir.

ÜSKÜDAR - KİRAZLITEPE: HALKI KANDIRIYORLARÇevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet

Özhaseki'nin gelişini protesto etmekisteyen Kirazlıtepe halkına polis sal-dırdı. 26 Ağustos’taki saldırıdan öncebasına konuşan bir mahalleli “Belediyebaşkanımız burada TOKİ ile işbirliğiyaparak Kirazlıtepe halkıyla anlaştığıiddiasında bulunuyor. Kesinlikle Ki-razlıtepeliler, Üsküdarlılar TOKİ ile

anlaşmadı. Belediyede çalışan 3-5 ki-şinin evlerini yıkarak tüm Türkiye'yeburada anlaştık izlenimi yaratıyorlar.Kesinlikle anlaşmadık.” diyordu.

Mahalleli şöyle devam ediyor:“...Biz haklarımızın verilmesini isti-yoruz. TOKİ ve belediyenin belirlediğibedellere hayır diyoruz.” ... “Bizeverdikleri rakam dalga geçilecek birrakam.”

Kirazlıtepe'de halkı yıldırmak vebölmek için, anlaşma sağlanan birkaçevi yıkan Üsküdar Belediyesi, yalanlarve dozerlerle tüm halkın evlerinigasp etmeye çalışıyor.

İZMİT - CEDİT MAHALLESİ:HALKTAN HABERSİZ YIKIMI ÖRGÜTLÜYORLARAfet Riskli alan ilan edilerek yı-

kılmaya çalışılan mahallelerden biride İzmit'in Cedit Mahallesi oldu. CeditMahallesi sakinlerinden Fikret Yalçı-nöz, gelişmeleri şöyle anlattı:

“İktidardan düştüğünün ikinci günüimzayı attılar. Yangından mal kaçır-dılar. Aslında tek mahkemede iptalolur. Krokinin büyük resmini çıkart-tırdım. Birkaç yere asmaya çalıştım.İzin vermediler. (...) 18 Ağustos’taaskı süresi başladı. 11 gün de bayramtatili var. Sonrasında 1 aylık süredolacak. Mahalle sakinlerinin bilme-mesi için belediye elinden geleni ya-

AKP HÜKÜMETİ TÜRKİYE'NİN HER YANINDA

YOKSUL HALKIN EVLERİNİ YIKIYOR!

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!26

Diyarbakır‐Sur

Page 27: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

pıyor. Valilikte üçe bölünmüş birresim var. Kroki hazırlanmış ama va-tandaşın haberi yok. Bakanlıktan al-dıkları tek bir şey var. 16 katlı binaizni almışlar.”

BURSA - OSMANGAZİ SOĞANLI MAHALLESİ: HALKIN EVLERİNİ YOK PAHASINA SATIN ALIYORLAR“Osmangazi Soğanlı bölgesinde

yapılan kentsel dönüşümde binalarıyıkılacak olan vatandaşlar, kamulaş-tırma sırasında istedikleri bedelinödenmediğini öne sürdü. Mahalle sa-kinleri yol kapatıp eylem yaptı.”

Soğanlı halkı, belki yıllardır ilkkez bir eylem yaptılar. Çünkü başkayolları yoktur.

Soğanlı’ya dayatılan kentsel dö-nüşümde, 3 katlı binaların yerine sa-dece bir daire verileceğini ifade edeneden mahalle sakinleri, eylemlerinikentsel dönüşümün yapıldığı alandayaptılar.

CHP Bursa Milletvekili Erkan Ay-dın ve CHP İl Başkanı’nın da destekverdiği eylemde yapılan konuşmalarda,"Belediye Başkanı'na derdimizi an-latmak istiyoruz. Hakkımızı verme-lerini istiyoruz" denildi.

“Eyleme devam edip dağılmaya-caklarını söyleyen mahalleli ile polisarasında arbede yaşandı. Uzun süre da-ğılmayan öfkeli mahalleli talebini dilegetirmeye devam etti.” (yerel basın)

FİKİRTEPE MAHALLESİ:HALK HEM EVSİZ KALDI, HEM DE HACİZ GÖNDERİLDİKadıköy Fikirtepe'de yaşayan halk

anlaşma yaparak evlerini müteahhitlerevermişti. Müteahhit iflas edince arsasahipleriyle evleri satın alanlar arasındahaciz işlemi başladı ve evi satın alanlararsa sahiplerini icraya verdiler.

Ama ortada bir çözüm yok. İnşaat firmasının isteği üzerine

evlerini boşaltanlar, kira yardımıalamıyorlar.

Kötü şartlarda yaşıyorlar. Halkın tepkisi karşısında İBB ve

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, inşaatfirmasıyla bir protokol hazırlıyorlar.Ancak pratikte yine bir şey yok.Hiçbir sorun çözülmüş değil.

ARMUTLU MAHALLESİ:YIKIMA KARŞI DİRENİŞ8 ay önce Afet Riskli Alan ilan

edilen Armutlu Mahallesi ile ilgiliolarak yıkıma kapı açan imar planlarıhazırlandı.

Böylece Armutlu'nun yıkılmasınınönündeki bir engel daha kaldırılmışoldu.

Armutlu halkı Afet Riskli alanilan edildiğinden beri, her hafta düzenliolarak oturma eylemleri yapıyor, basınaçıklamaları yapıyor ve mahalledekikentsel dönüşüm gündemini içerenbir gazete çıkarıyor. Daha önce ikikez konuyla ilgili olarak panel yapıldı.

Sokak toplantıları, büyük halk top-lantıları yapılıyor. Armutlu halkı, AfetRiskli Alan ilan edilmesine karşı Da-nıştay'a iptal davası açtı. Bu davayaArmutlu'da yaşayan halkın büyükçoğunluğu müdahil oldular.

Halk yıkımlara karşı mücade et-mekte kararlı. Yıllardır mahalledesürdürülen örgütlü mücadele sayesindebu saldırıları geri püskürteceğindenemin. Çünkü Küçükarmutlu halkınındireniş tarihi var.

Yukarıdaki tabloda görüleceği gibi,kentsel dönüşüm yapılan yerlerin ta-mamında halkın hakları gasp ediliyor.Halk, tüm kentsel dönüşüm uygula-malarından zararlı çıkmakta, elindekievinden olmaktadır.

Sonuç olarak:1- Yoksul halkın evlerine çok

düşük fiyat biçiliyor, öldü pahasınasatılıyor.

2- Yeni yapılan konutlar lüks konutolduğu için yoksul halkın bu evlerdensatın alması imkansız.

3- Devletin kentsel dönüşüm po-litikalarını "yerinde dönüşüm" diyerekpazarlaması bir aldatmacadır. Yerindedönüşüm diyerek pahalı konutlardansatın alma hakkı veriliyor, fakat açıkki, asgari ücretle geçinmek zorundaolan bir aile için bu imkansız.

4- Anlaşma imzayanlar bugüne kadarhep mağdur oldular ve ellerindeki evleride kaybederek, ortada kaldılar.

5- Yıkıma, gaspa karşı, yoksulhalkın tek çözümü var: DİRENMEK.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

227DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Üsküdar‐KirazlıtepeArmutlu

Page 28: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

AKP faşizmi, her alanda devrim-cilere karşı saldırısını arttırmıştır.Soysuz İçişleri Bakanı SüleymanSoylu, “20 Kasım’ı bekleyin” deyip,tarih vererek devrimcileri tehdit edi-yor.

Cevabımız açıktır; devrimcilereçok tarih verenler oldu. “Beyinlerinidağıttık, bellerini kırdık” diyenleroldu; “6 ayda bitireceğiz” diye “iş-başına” getirilenler oldu. Onlar şimdiyok. Biz varız.

Saldırı yoğun olduğu için, bu sa-vaşta hız, inisiyatif, gizlilik, doğrukarar vermek, daha da önem ka-zanmıştır.

AKP faşizminin yoksul gecekon-du mahallelerine yönelmesiyle bir-likte, milislerin hızı, inisiyatifi, giz-liliği birçok mevzi savaşında belir-leyici olacaktır.

Bir operasyon olduğunda, o ge-cenin sabahında onlarca, yüzlercepankart asmak, halkın matbaasınıdoldurmak, sabahı molotoflarla kar-

şılamak, düşmana ma-halleye adım atmanın

korkusunu yaşatmak, gecenin karan-lığını yaran kurşun sesleriyle, “biziyok edemezsiniz” diye tüm dünyayailan etmek, milislerin bugünkü mis-yonudur.

Mahallenin nabzı, milislerin elin-dedir. Bu nedenle de milisler, inisi-yatiflidirler.

İnisiyatif nedir?

“Devrimcilik sadece söyleneniyapma ve talimat bekleme işi değildir.Böyle bir ilişki tarzı amir-memurilişkisinde vardır.”

Hele ki askeri bir örgütlenme olanmilislerde böyle bir bürokratlık ola-maz. Tersine, milis, koşulları değer-lendirip müdahale eder.

Çünkü; “İnisiyatif, en yalın ha-liyle bir durumu değiştirme ira-desidir.”

Düşman saldırarak, halkta korku,tereddüt yaratmak ister. Gözdağıverir. Milis, anında müdahalesiyle,bunu tersine çevirir.

Milisin inisiyatifi, devrimci birinisiyatiftir.

İnisiyatif, öncelikle sorumlulukalmaktır. Milis, o sorumluluğu anın-da üstlenir. Doğru ve yerinde inisi-yatif için:

Birincisi, sürekli uyanık, her şey-den haberdar olunacaktır.

İkincisi, koşulları net öğrenmeli,doğru değerlendirmeliyiz. Yani ak-lımızı kullanacağız.

Üçüncüsü, yapacağımızdan eminolacağız; emin olmak, soru sormak,incelemek, ekip içinde kolektivizmiişletmek ve sonuca varmaktır.

İnisiyatifin ön koşulu şudur: HA-ZIR OLACAĞIZ. KOŞULLARIHAZIRLAYACAĞIZ. SORUM-LULUK ÜSTLENMEKTE VE EY-LEMDE TEREDDÜT ETMEYE-CEĞİZ. Bunlar olduğunda inisi-yatif bizde olur. “Çünkü, neyi, nezaman, nerede yapacağımızı bir tekbiz biliyoruz.”

Milis; hız, inisiyatif ve

doğru karar demektir

milis:Milis; bir yerel

örgütlenmedir. Çünkü,üyeleri, çalıştıklarıbölgede faaliyet

gösterir. Burada,üretimle olan bağlantı

belirleyicidir. Onun içindirki, milis gücü, coğrafi

anlamda hareket etmez.Faaliyetleri sokak çatışmalarıve kitle savunması biçiminde

kendini gösterir. Kitleselşiddeti silahlı eyleme

dönüştürme işlevigörür. Milis gücününaynı zamanda, silahlı

propaganda vesabotaj gibi gerilla

tipi eylem geleneği de vardır.Milis gücünün diğer bir

görevi de, halkın istekleridoğrultusunda, halk

düşmanlarınıcezalandırmaktır.»

(EL Salvador Birleşik DevrimciSavaş - Mario Menendez

Rodriguez, sf. 78)

Şahanlar, şehitlerimizinsize diyecekleri var:

“Yoldaş olmak;sen yorgunluktanölüyorken bile,yoldaşına kuştüyü yataklarhazırlamaktır.”İbrahim Yalçın Arkan

ŞehidimizdenŞahanlara

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!28

Page 29: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

YÜKSEL’DE, NURİYE ve SEMİH’İ YALNIZ BIRAKMAMA,YÜKSEL’İ BOŞ BIRAKMAMA SÖZÜ VEREN MİLLETVEKİLLERİ!

Sözünüzü Hala Tutmayacak Mısınız?CHP’li

milletvekille-ri, Nuriye ve Semih

henüz tutuklanmamışken Yüksel Cad-desi’ne gelip dayanışma içinde olduk-larını söylüyorlardı. Nuriye ve Semih’intutuklanmasının hemen ardından yineYüksel Caddesi’ne gelmiş, anıtın önündeoturma eylemi yapmış ve orada olmayısürdüreceklerini açıklamışlardı.

Kameraların önünde tüm Türkiyehalklarına verdikleri söz buydu.

Ancak:

Bu milletvekilleri o gün bugündürortada yoklar.

Nuriye ve Semih’in tutuklanmasınınaylarca sürmesi karşısında, sesleriniçıkarmadılar.

Nuriye ve Semih, zorla hastaneyekaldırıldığında seslerini çıkarmadılar.

Tutuldukları yerde hiçbir insanikoşul bulunmazken dahi seslerini çı-karmadılar.

Yüksel’de her gün iki kez saldırıolurken, Yüksel’e bir daha ayak bas-madılar.

Nuriye ve Semih’in tutuklandığınınertesinde, burayı boş bırakmayacağızdiyen milletvekilleri;

Evet orası boş bırakılmadı; amaorayı dolduran siz değildiniz.

Siz, ne oldu da Nuriye veSemih’i unuttunuz!

Bir adalet yürüyüşü yapıncaher şey oldu bitti mi?

Ülkeye adalet mi geldi?

Faşizm iktidardan mı indi?

Öyle olmadığını sizler degayet iyi biliyorsunuz. AKP fa-şizmi dizginsizce saldırmayadevam ediyor.

O halde faşizmin teröründen

mi korktu gözünüz?

Nuriye ve Semih, ikiyüz gündüraçken onların sesini niye siz de hay-kırmıyor, gündeminize almıyorsunuz?İki emekçi sadece işlerini geri alabil-mek için aylardır direnirken ve haksızyere tutuklanmışken siz neden sesiniziçıkarmıyorsunuz?

Sizi böylesi görmez, duymaz, ko-nuşmaz hale getiren hangi kaygılarınızve çıkarlarınızdır?

Eğer kendinize “solcu, demokrat”diyorsanız; faşizme karşı direnen in-sanların yanında yer almayacaksanıznasıl bir adalet mücadelesi vereceksi-niz? Nasıl “demokrat” olacaksınız?

Nuriye ve Semih’i halkımız sahip-leniyor. Herkes elinden geldiğince birşeyler yapıyor. Yüksel Caddesi’ndeher gün öğlen ve akşam olmak üzereiki kez açıklama yapılıyor; polis sal-dırıyor, yine yapılıyor.

Siz yoksunuz.

Mecliste ceylan derisi koltuğunuzdaoturarak mı adalet mücadelesi vere-ceksiniz?

Nuriye’nin, Semih’in ve haksızlığauğrayan, işinden atılan binlerce emekçininhakkını savunmak sizin göreviniz değilmidir? Hani siz adalet istiyordunuz. Uğ-runa yüzlerce kilometre yol yürüdüğünüzadalet sizin ayağınıza mı gelecek?

Nuriye ve Semih’in direnişi artıktüm Türkiye halklarına mal olmuştur.Onlara yapılan saldırı, haklar ve öz-gürlükler mücadelesine, DİRENMEHAKKINA saldırıdır. Bunları ağzı-nızdan düşürmüyorsunuz ama iş, pra-tikte haklar ve özgürlükler için müca-dele etmeye gelince, ortada yoksunuz.

Nuriye ve Semih sadece kendileriiçin değil haksız yere işinden atılanyüzbinden fazla emekçi adına direniyor.AKP faşizminin OHAL adı altındauyguladığı teröre karşı direniyor. Adaletiçin canlarını ortaya koydular.

Açıklamalarınızda da “vicdansızbir iktidar var” diyorsunuz; doğrudurve faşizmde vicdana yer yoktur. Ya-pılması gereken, faşist AKP’den vicdanbeklemek değil, onların faşist uygu-lamalarına karşı direnmektir. AKP fa-şizminin OHAL saldırısının karşısındabarikat olan Nuriye ve Semih’in ya-nında yer almaktır.

Verdiğiniz sözü tutmanın tek yolubudur.

Değilse, tarihe sözünü tutmayanmilletvekilleri olarak geçersiniz.

Sözünü tutmak onur ve namus,

Sözünü tutmamak, onursuzluk venamussuzluktur.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

29DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 30: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!330

KHK İle İhraç Edilen KESK Üyeleri,OHAL Komisyonu’na BaşvurduMeşrulukla Direnmenin YerineTeslimiyeti Koyan KESK, Kamu Emekçilerinin HaklarınıSavunamaz

KESK üyeleri, KESK yönetimininyönlendiriciliği ile, işten atılmaya karşıOHAL İşlemlerini İnceleme Komisyo-nu’na dilekçe verdiler.

Direnmek yerine AKP’nin sözde ko-misyonundan medet uman bir anlayış,kamu emekçilerinin haklarını savunamaz.OHAL ilan edileli neredeyse bir buçukyıl oldu. Yüzbinden fazla kamu emekçisiişinden atıldı. Böyle bir durum karşısındadirenme kararı almayan, hakları direnerekkazanma hedefini önüne koyamayanKESK, iktidardan medet umuyor.

Direnmek yok!

Hak aramak yok!

Haksızlığa karşı ayağa kalkmak yok!

KESK, faşizmi ve faşizmin dayat-malarını meşrulaştırıyor. Kendisine dev-rimci-demokrat kimliğini layık gören birsendikanın asla yapmaması gereken şeyiyapıyor.

İkiyüzbinden fazla üyesi varken di-renmiyor.

İki eğitimci, Nuriye ve Semih nere-deyse ikiyüz gündür açlık grevi ile dire-nirken, KESK’in ortaya koyduğu bu pa-sifizmi, tüm KESK üyeleri sorgulamalıdır.

İcazetçi, teslimiyetçi sendikalar, yokolmaya mahkumdur.

Tarihi, teslimiyetçiler değil, direnenleryazar.

Kıssadan Hisse

Konu: Ölmek pahasına teslim olmamak Julius ve Ethel Rosenberg çifti, Sovyetler Birliği lehine casusluk

yapmaktan ve atom bombası yapımının sırlarını düşmana teslimetmekten ötürü yargılandı ve ölümle cezalandırıldı. Bu suçlarıişlediklerine dair somut bir kanıt hiçbir zaman elde edilemedi. İdamlarınıengellemek için tüm dünyada protesto gösterileri yapıldı. ABDhükümeti, bu idamlarla ülkedeki muhaliflerine gözdağı vermiş oldu.

Buradaki önemli nokta Rosenbergler’in Amerikan hükümetinintehditleri karşısındaki direnişleriydi.

Hiçbir tehdide boyun eğmediler, ölüm tehdidi karşısında kendilerinisahiplenen dünya halklarını yüzüstü bırakmadılar.

Yani düşüncelerini satmadılar.

- Önce, Amerikan hükümeti Sovyet ajanı olduklarını kabul ettikleritaktirde idamlarını durduracaklarını, 30 yıl hapisle cezalandırılacaklarınısöyledi.

Rosebergler kabul etmedi.

-Julius ve Ethel Rosenberg’i birbirlerine düşürmek istediler. Birbirlerialeyhine ifade vermelerini sağlamaya çalıştılar. Sonuç alamadılar.

-Son olarak çocuklarını kullandılar.

İnfaz günü olarak belirlenen 18 Haziran 1953’te son teklifi götürdüler.Sabaha kadar Washington’a telefon açmaları ve af dilemeleri karşısındabiri 6, diğeri 10 yaşında olan çocuklarına kavuşabileceklerdir.

Rosenbergler kendilerine destek olan yüzlerce insanın tümünükendi çocukları olarak gördüklerini, o insanlara ihanet etmektenseölmeyi yeğlediklerini söylediler ve idamı tercih ettiler.

KEC Eğitim Notları:“Mahkeme bir iktidar organıdır; liberaller bunu bazen unu-

tuyorlar, ama bir Marksistin bunu unutması suçtur.”

Vladimir İlyiç Lenin

���

“Politikamız hangi temele dayanmalıdır?

Kendi gücümüze dayanmalıdır ve bu kişinin kendi çabasıylayenilenmesi anlamına gelir. Biz yalnız değiliz; dünyada emper-yalizme karşı tüm ülkeler ve insanlar bizim dostlarımız. Bunarağmen, kendi çabamızla yenilenmeyi vurguluyoruz. Kendi ör-gütlediğimiz güçlere güvenerek, Çinli ve yabancı tüm gericilerimağlup edebiliriz.”

MAO

���

“ Pazarlar uğruna, yabancı ülkeleri yağmalama özgürlüğüuğruna mücadele; ayrı ayrı ülkelerde devrimci proletaryanındevrimci hareketine ve demokrasiye son verme eğilimi; burju-vazinin yararına, ücretli köleleri birbirine karşı kışkırtarakbütün ülkelerin proleterlerini aldatma, bölme ve katletme eğilimi:İşte savaşın biricik gerçek anlamı budur... “

Vladimir İlyiç Lenin

Halkın avukatlarının meclis önüne komisyoniçin gittiklerinde uğradıkları saldırı

Page 31: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

KEC’L NASIL DÜ ÜNMEL D R?17 Eylül

2017

Yürüyüş

Sayı: 32

31DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

YÜKSEL DİRENİŞİ’Nİ

HAPSEDEMEZSİNİZ!

ABİDİN SIRMA’YA

ÖZGÜRLÜK!Kamu Emekçileri Cephesi Yüksel

Direnişi’nde tutuklanan Abidin Sırmaile ilgili 10 Eylül'de açıklama yaptı.

Açıklamada: "Yüksel direnişi 306 gün-dür her türlü saldırıya, gözaltına, iş-kenceye rağmen sürüyor. Önce Nuriyeve Semih’i tutukladılar ama direnişibitiremediler. Sonra ev hapsi verdiler.Ev hapsini tanımayan direnişçiler yineYüksel’de yerlerini aldılar. AKP faşizmitüm bunlara tahammül etmeyerek önceNazife Onay’ı tutukladı. Dün de, ihraçedilen ve Yüksel Direnişi’nde saf tutanAbidin Sırma’yı tutukladı. AKP’ninkabusu haline gelen Nuriye ve Semihve Yüksel Direnişi artık halka, mil-yonlara mal oldu. Başlarını çevirdikleriher yerde Nuriye ve Semih’i görmeyedevam edecekler. Nuriye ve Semih’inhaklı ve onurlu mücadelesini hiçbirgüç bitiremeyecek. Yüksel Direnişi’nisaldırılarla, direnişçileri tutuklayarakbitiremeyecekler. Abidin Sırma, Nuriyeve Semih için alandaydı, direniyordu.Defalarca saldırıya uğramasına rağmeno yine Yüksel’e gelerek Nuriye ve Se-mih’in sesi olmaya devam ediyordu.Tutuklayarak bu sesi susturamayacak-lar." denildi.

ŞİİR

Yakılsa da gerçe�in satırlarıO kalemler zaten sahibinin sesiSatılık diller lal olsa daKaranfiller...Karanfil yazıyor tarihiAklar karalara karı�mı�Develer tellal ikenGrilik geçer akçeYamalı bohça dü�üncelerOysa karanfiller haykırıyorKaranfiller...Kırmızı açıyor ba�rımızdaBütün çiçekler solsa daSoldan sa�a savrulmu� ikenBir tek karanfiller kalırDo�ru bildi�i yoldaKaranfiller...Bayrak bayrak yürüyor...

Ümit �lter

Page 32: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

TTE direnişlerine sendikalar nasılbaktılar? Hapishane direnişlerinenasıl baktılar?

Bu işin öncesi var.Bu aslında yeni bir durum değildir. 1980 sonrası tutuklamalarda

DİSK'liler, TÖB-DER'liler ve BarışDerneği tutukluları gibi demokratikkitle örgütlerinin yöneticileri, ken-dilerini direnişlerin dışında gördü-ler.

Devrimciler ile 12 Eylül Cuntasıarasında süren irade çatışmasındaistisnalar dışında yer almadılar.

Kendilerine hep devrimcilerdenayrı bir yere koydular.

Sonraki yıllarda ise bu politika-larının ve tavırlarının muhasebesinieleştiri özeleştirisini yapmadılar. Oy-saki 12 Eylül karanlığında mücade-lenin yeniden yükseldiği dönemebir baksalar kendilerinin yenidenfaaliyete geçmesinin bile devrimci-lerin hapishane direnişlerinin sonucuolduğunu görürler.

Hep kendilerinin dışında gördüler. 1984’te "İşçilerin gündeminde

TTE yok" dediler. 1996’da "Hapishaneler işçilerin

gündemi değil" dediler.

2000’de "F Tipleri işçileri ilgi-lendirmiyor" dediler.

Tekelci burjuvalar öldüğünde bilebaşsağlığı yayınlayan konfederas-yonlar işçi sınıfının çıkarlarını, işçisınıfının ideolojisini savunarak sonnefesini veren bir tek devrimcinintabutunu taşımadılar, bir tek başsağ-lığı mesajını yayınlamadılar.

Niye böyle yapıyorlar?Temelinde reformiz vardır.Reformizmin sendikal alandaki

ifadesi DİSK "çağdaş sendikalacılık"olmuştur. Çağdaş sendikacılık de-dikleri düpe düz ekonomizdir. Amaburada işin önemli noktası şudur;artık ekonomik mücadele bile vere-mez duruma gelmişlerdir. İşçilerisavunamaz durumdadırlar.

Neden böyle olmuştur?Çünkü; halkları ilgilendiren siyasi

gelişmeleri işçi sınıfının mücadele-sinin dışında görüyor.

İşçi sınıfını apolitikleştiren bizzatbu sendikacılık anlayışıdır.

Önce dünyadaki gelişmelere, son-ra ülkedeki siyasi gelişmelere, başkatoplumsal kesimler üzerindeki bas-kılara sessiz, duyarsız kalmanın biradım ötesi kendi varlığını inkar et-

mek, kendi sorunları karşısında di-renmeyen, boyun eğen bir çizgiyesavrulmaktır.

Baştan beri anlattığımız bu sü-reçlerin gösterdiği şudur: Hapisha-nelere, tutsaklara yönelik her saldırı,doğrudan işçi sınıfına yönelik saldı-rıdır.

12 Eylül 1980'i hatırlayın; Patronlar “gülme sırası bizde"

diyordu.Eylül 2017'ye bakın; OHAL, pat-

ronlar için diyor Cumhurbaşkanı. Her ikisinde de saldırının hede-

finde hem tutsaklar vardır, hem işçisınıfı.

Çünkü devrimci tutsaklarla, işçisınıfının kaderi birdir.

Sonuç olarak:İşçiler ve tüm emekçiler;1- Hapishanelerdeki gelişmeleri

kendi iş yerinizdeki bir gelişme gibiöğrenmeli, izlemeli ve takip etmeli-siniz.

2- Tutsakların eylemlerini dire-nişlerini sahiplenin.

3- İşçiler kendi iş yerinizde bubizi ilgilendirmez gibi düşüncelerisahip olanlar varsa ki vardır, bunlaragerçeği anlatmalıyız.

Gerçeği anlatmak bilenlerin bil-meyenlere borcudur.

4-İşçiler sizi hapislerden, devrimcitutsaklardan uzak tutmaya çalışansendika yöneticilerine tavır alın.

Sendikaları eylem, açıklama yap-maya zorlayalım.

Unutmayalım her devrimci tutsak,işçi sınıfının bir parçasıdır, üyesi-dir.

İşçi sınıfının neferidir.6-Ne var bunda? Biz de fabrika-

larda tek tip giyiyoruz diye düşün-meyin. TTE saldırısı devrimci dü-şünceleri yok etmek, halkın düşünce,örgütlenme özgürlüğünü ortadan kal-dırmayı amaçlayan bir teslim almaaracıdır.

TEK TİP ELBİSE ve İŞÇİ SINIFIDEVRİMCİ TUTSAKLAR 27 YILDIR DİRENDİLER 138 KEZ ÖLDÜLER AMA TEK TİP ELBİSE GİYMEDİLER

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!32

Page 33: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

ELEŞTİRİ;EMEĞİN

VESEVGİNİN

ENYOĞUN

HALİDİR

Biz devrimciler nasıl ölümsüz ol-duk?

Neden biliyormusunuz?Biz diyalektik ve tarihsel mater-

yalmzm gibi bir silaha sahip oldu-ğumuzdan beri yenilmez olduk.

Biz diyalektik ve tarihsel mater-yalizm ve onun ürünü olan eleştiriözeleştiriyi devrimin-devrimciliğinhizmetinde bir silah olarak kullanmayıöğrendiğimizden beri yenilmez olduk.

Bu silah bize her şeyi doğru anlamave değiştirme araçlarını sunar.

Bu araçlardan en önemlisi eleşiriözeleştiridir.

Eleştiri - özeleştiri devrimcilerinen önemli silahıdır.

-Bu silah bize eksiklerimizle, yan-lışlarımızla alay etme gücü verir.

-Bu silah bize dünyaya meydanokuma gücü verir.

-Bu silah sayesinde en güç sorunlarıaçık ve sade bir duruma getiririz.

-Bu silah bize düşüncemizle ira-demizi bir araya getirme gücü verir.

Eğer iyi ve güzel bir şey yapmakistiyorsak o işi eleştirel bir bakışınsüzgecinden geçirmek ZORUNLU-LUKTUR. Yani eleştiri olmadan iyi

ve güzel olan HİÇBİR ŞEY OLA-MAZ, OLMAZ.

-Eleştiri - özeleştiri bize anlamagücü verir.

-Eleştiri - özeleşiri bize değiştirmegücü verir.

Bu silah bize burjuva ideolojisinekarşı müthiş bir savunma ve saldırıgücü verir.

Bu silahı kullanmayı öğrenmeyelimdiye neler yapıyor burjuvazi düşünün.Hayatını yaşa…bireyci ol... hiçbir şeyuğrunda ölmeye değmez, fırsatlarıkaçırma, babana bile güvenme, kim-seye sakın hiçbir açığını bırak gös-termeyi hissettirme bile…vs. vs.

Bizi var eden, devrimci yapan,güçlü yapan bu silahtır.

Eğer bu silahı gerektiği gibi kul-lanmazsak bırakalım gelişmeyi, kendikendimizi vururuz.

Kendi kendimizi, kendi ellerimizlevururuz.

Kendimizi, kendimiz zehirleriz. En bilinen zehir ise küsmektir. İkinci sırada vazgeçmek vardır.Küsmek ve vazgeçmek yok. Anlamak ve değiştirmek var.

Kıssadan Hisse

Herhangi bir başarı üzerine rehavetekapılmamalıyız. Rehavetimizi denetimaltında tutmalı ve daima eksikliklerimizieleştirmeliyiz, tıpkı her gün, yüzümüzütemiz tutmak için yıkamak, kirden arın-dırmak için yeri süpürmek zorunda ol-duğumuz gibi.

Eleştiriye gelince, onu zamanındayapın; yalnızca iş olup bittikten sonraeleştirmeyi alışkanlık haline getirme-yin.

Mao

DİH'li kimdir?Ustalardan öğrenendir.-Dimitrov: "Attığın her adımda, kavga süre-

cinde, özgürlüğünde, hapiste, her zamanöğrenen, öğrenip savaşan, savaşıp öğ-renen kadrolara ihtiyaç vardır"

eğer sınıf kinimizi yitirmişsekumudumuzu yitirmişizdirdevlet katlettikçe kinlenmek yerine uzlaşırızdevlet vurdukçadik durmak yerine korkularımız büyür.... 17 Eylül

2017

Yürüyüş

Sayı: 32

33DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

BİZ DEVRİMCİLER NASIL YENİLMEZ OLDUK?

Page 34: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Emperyalizm ve işbirlikçi oligarşiTTE politikaları ile önce tutsaklarısonra halkı teslim almak istiyor. Halkıve vatanı teslim almayı amaçlayansaldırılar, savaşın ve direnişin ön hat-tında duran tutsaklar üzerinden ya-pılıyor öncelikle. Bütün saldırılarınözü ve hedefi aynıdır.

1984'te TTE, 1996'da hücre tipi,2000-2007'de F tipi ve şimdi 2017'deyeniden TTE saldırısı...Ülkemizdedevrimci düşünceleri tasfiye etmeyibaşaramadılar. Evlatlarımız direnişleriile düşmana 138 kez cevap verdi,138 kez öldüler ama hapishanelerdeasla teslim olmadılar.

1984'te 4 şehit verdik TTE’ye kar-şı, 1996'da 12 şehit verdik hücreleregeçiş politikasına karşı. 2000-2007Büyük Direnişi’nde 122 şehit verdikF tipi hücrelerine, tecrite karşı. Ha-pishanelerde teslim alınmak istenentutsaklar ile halkın moral ve ideolojikolarak direnme dinamiklerini yok et-mek istiyorlardı. 2017'de de sorun,sadece tişört ve elbise meselesi de-ğildir.

Emperyalizmin aldığı karar doğ-rultusunda sadece ülkemizde değil,silahlı mücadelenin olduğu tüm ül-kelerde, bu tasfiye politikası uygu-landı. "Halkı teslim almak için, öncehapishanelerdeki devrimcileri teslimal!" adı altında şekillendi düşmanpolitikaları... Bu nedenle saldırı ilkintutsaklar cephesinden başladı. Dün-yada bu saldırının şu an itibariylebaşarı kazanmadığı hemen hemenhiçbir ülke yoktur. Bir tek bizim ül-kemizde başaramadı. Çünkü karşı-sında inançları için ölüm orucundaölen, kendini feda eden halkın ço-cukları devrimciler vardı ve bu "bit-meyen saldırı ve bitmeyen direnişlertarihi" olarak özetleyebileceğimiz birtarih ortaya çıktı. Emperyalizm veişbirlikçi oligarşiler, ülkemizde ÖzgürTusakları teslim alamamıştır.

TTE ile ideolojik olarak tutsakları

inançlarından soyundurmaktır amaç-ları. Kafasını kaldıran kim var iseonun kafasını ezmek ister emperya-lizm.

İşte, bu kafasını dimdik tutanlar,Özgür Tutsaklar, devrimcilerdir. Vetek tip elbise saldırısına karşı diren-diler, tek silahları olan bedenleriniölüme yatırarak. Gün gün eriyerekdirendiler. TTE'yi “öleceğiz ama aslagiymeyeceğiz” dediler ve giymediler.

Büyük Direniş’te düşmanın dediğide buydu: "Ya düşünce değişikliği,ya da ölüm". Evlatlarımız ise yine“ölürüz asla düşüncelerimizden vaz-geçmeyeceğiz” dediler. “Biz direnmekve savaşmaktan asla vazgeçmedik vevazgeçmeyeceğiz” dediler. Sadecedirenenler zaferi kazanabilirdi vezaferi kazandılar çünkü bedel öde-mekten korkmadılar. Bugün de dire-necekler. Hapishanede şehit düşenyoldaşlarıyla kazanacaklar zaferi.

Teslim alınmak istenen halkın ta-rihidir, onurumuzdur. Şehitlerimizinbize bıraktığı mirastan vazgeçmeye-ceğiz diyor tutsaklarımız.

TTE ile TusaklarıAşağılamak, Onu SuçlulukDuygusuna İtmekİstiyorlar

TTE, tutsağı aşağılayan, onu suç-luluk ve pişmanlık duygusu içine

iten, acizleştiren bir araç ve bunun

yanısıra, TTE’nin reddedildiği ko-

şullarda işkencelere, hücre cezalarına

gerekçe yaratan bir yaptırımdır. TTE,

öyle “teröre karşı mücadele” kılıfına

da sığmaz; çünkü tüm hükümlülere

giydirilmesi öngörülmektedir. Yani

saldırı devrimci örgütlerden tutsaklarla

sınırlı değildir.

NE YAPMALIYIZ?

Özgür Tutsaklarımızın yalnız ol-

madığını herkese anlatmalıyız. Canla

başla, etimiz tırnağımızdan ayrılmasın

diye çalışmalıyız.

TTE'nin tutsakları ve Türkiye halk-

larını teslim alamayacağını bir kez

daha öğreteceğiz düşmana.

Her yeri eylem alanına çevirme-

liyiz. Eylemlerimiz, pankartlarımız,

bildirilerimiz, açıklamalarımız ile hal-

ka gitmeliyiz. Ev ev, kapı kapı gezerek

anlatmalıyız halkımıza.

Ve TTE’ye karşı mücadeleyi halkla

birlikte vermeliyiz ki yeni şehitliklerin,

yeni bedellerin önüne geçebilelim.

Unutmayalım, biz bugünden ke-

fenleri giyip dayanırsak zulmün ka-

pısına, yarın hapishanelerden evlat-

larımızın kızıl kefenlerini omuzları-

mızda taşımayız.

TUTSAKLARA GİYDİRİLMEK İSTENEN TEK TİP ELBİSE,TÜRKİYE HALKLARINA GİYDİRİLMEK İSTENEN KEFENDİRDüşüncelerimizden, İdeolojimizden Vazgeçmemizi İstiyorlar!

VAZGEÇMEYECEĞİZ!Tayad’lı Aileler

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!34

Page 35: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Düzende iki taraf vardır; ezenlerve ezilenler...Yani ekmeğimizi çalanlarve ekmeği çalınanlar. Bu iki taraf bir-biriyle savaş halindedir. Bir taraf diğertarafı yok edene dek... Sanat da bu ikitaraftan birine hizmet eder. Bu yüzdentarafsız sanat olmaz.

Biz bir karar vermeliyiz ya sanatı-mızla zalimin sofrasını şenlendireceğiz,sarayların soytarısı olacağız, halkı uyu-tacağız ve halkın bütün değerlerini yoz-laştıracağız ya da sanatımızla zengininsofrasına tüküreceğiz, saraylarını baş-larına çalacağız, halkın öfkesini büyü-teceğiz ve devrimci değerler taşıyaca-ğız.

Sanat, saraylar için değil; halk içinolmalıdır. Yoksul soframızda bize umutvermelidir, yol göstermelidir, nedeninianlatmalıdır, açlığımızın sorumlularınıbildirmelidir. Bütün gün çalışmamızarağmen eve ekmek getiremediğimiz içinbizi ezenlere, vatan hainlerine karşı sa-vaşma gücü vermelidir ve buna çağrıyapmalıdır halkın sanatı. Bizi ezenleremeydan okumalıdır.

Bizim emeğimizden başka bir şe-yimiz yok ve sanatımız, bu emek gü-cümüzü birleştirirsek biz kazanırızmesajı vermelidir. Yalnız olduğumuzdabize arkadaş olmalı, yalnızlıktan ko-parıp çıkarmalı ve korkularımızı yen-memize yardımcı olmalıdır. Bizi cü-retlendirmeli ve yol göstermelidir.

Sanat taraf olmalıdır, bizi yalnızlığadeğil birliğe teşvik etmelidir. Gücü-müzün farkına vardırmalıdır. Bir hak-sızlığa maruz kaldığımızda bize hak-larımız için nasıl mücadele etmemizgerektiğini anlatmalıdır. Soma’da işçilerbir avuç Amerikan işbirlikçisi tara-fından kendi çıkarları için katledildi-ğinde , bunun adını “iş kazası” değil

“katliam” koymalıdır bir sanatçı.

Tarafsız Olan da Taraftır!“Ben ezenlere söylemiyorum, ka-

tilleri kınıyorum ve barış istiyorum”diyen sanatçılar da objektif olarak ezen-lerden taraf olurlar. Taraf olmalıdır sa-natçı, hem de halktan yana, yüzünühalka dönmelidir. Çünkü eğer halka“birleşmeliyiz, ekmeğimizi çalanlarakarşı durmalıyız” çağrıları yapmıyorlarsa,halka umut vermiyorlarsa, çözüm sun-muyorlarsa, mücadele etmemiz gerek-tiğini anlatmıyorlarsa o zaman ezilmeninömrünü uzatıyorlar demektir. Çünkübizler yoksulluk içinde kendi toprakla-rımızda sömürülüyoruz ve hayatımızındoğrultusunu elbette bu sömürüye karşıyaşamımız, mücadelemiz belirliyor. Bi-zim ve parçası olduğumuz halkımızın.

Biz adalet istiyoruz ve bizim sana-tımız da düzenin adaletsizliğini anlatırve adalet ister. Sanat; halkın ekmekkavgasına omuz vermiyorsa, onu bü-yütmüyorsa bu ekmeğimizi çalanlaragüç verir. Dersim’in dağlarının güzel-liğine türkü yakmak güzeldir. Ama yetermi? O dağlarda zulüm kol geziyorsa,bir yıl içinde onlarca şehit verilmişse odağlarda... O dağlarda katledilen geril-laların kemikleri bile küle dönmüşsegüzelliğe methiye yeter mi? YET-MEZ...Ve halkın yaşadıklarını anlatmaz.Bugün o dağlardaki zulmü anlatmayantürküler, zulme direnişi anlatmayan şar-kılar halka karşı görevini, vatanına karşıgörevini yerine getirmez.

Şarkılarında kendi bencil yaşamlarınıanlatanlara ve “barış” deyip zalime kat-lanmaya davet edenlerin hepsine çağrı-mızdır; bırakın ezenler için sanat yap-mayı... Sarayların soytarısı olmaktanvazgeçin ve halk için onurlu yaşayın.Tarafsız olan da taraftır. Çünkü gerçekşu ki, bizim için katlanmak ölümdür.

Biz katlanmayacağız, direneceğiz,savaşacağız. Biz sadece kendi sorunu-

muzu değil, bütün ekmeği çalınanlarınsorununu çözeceğiz ve sanatımızla dabunların hesabını soracağız. Çünkü bizezilenler bir gemideyiz ve bu gemiyibatırmak istiyorlar. Ya bizim gemimizbatacak ya onların, bunun ortası yok.Sanat da ya bizim gemimizin marşlarınısöyleyecek yani ezilenlerin, sömürü-lenlerin, ekmeği için savaşanların ya daezenlerin, zengin züppelerin, saraylarınmarşlarını... Bu yüzden bu gerçeklerianlatmayan bütün sanatçılar ekmeğimiziçalanların ekmeğine yağ sürüyorlar.Çünkü denizin güzelliklerinden bahse-diyorlar ama o gemi batınca ne kalacako güzelliklerden geriye, anlatmıyorlar.

Hiçbir şey ve tam da bu yüzdenya biz batacağız, ya onlar...

Neden?

Tarafsız olan da taraftır çünkü.

Bizim sanatımız halkın sesidir,Yani bir cephedir, cephe ise bir savaşalanıdır ve biz HİÇ DURMADANsavaşacağız türkülerimizle ekmeğimiziçalanlara karşı. Halkımıza yoksulluğunnedenlerini anlatacağız ve nasıl bunudeğiştireceğimizi gösterip umudu bü-yüteceğiz.

Sonuç olarak;

1- Düzende iki taraf vardır. Ezenve ezilen. Üçüncü bir taraf ya da ta-rafsızlık yoktur.

2- Sanatçı halkın, ezilenlerin tara-fında olmalıdır. Safını net ve kesinbelirlemeyenler ezene hizmet ederler.

3- Sanatçı halkın acılarını, sevinç-lerini, vatanının güzelliklerini, vatanave halka düşman olanlara öfkeyi bile-melidir sanatıyla.

TÜRKÜLERİMİZLE “ZAFERYAKINDA”

TÜRKÜLERİMİZLE ZAFER Bİ-ZİM OLACAK!

KIZIL MASKELİLER

HALKIN SANATÇILARITARAFSIZ SANAT OLMAZ!

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

35DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 36: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Sloganlarımız Tank Kadar Güçlüdür Geleneklerimiz Yıkılmaz Bir Kaledir

SLOGANLARIMIZ//GELENEKLERİMİZ

Sloganlarımız:AÇLIĞIMIZIN SORUMLUSU AKP İKTİDA-

RIDIR, NURİYE ve SEMİH'İ SAHİPLENMEYİBÜYÜTELİM;

- Bir Gecede Çıkarılan KHK'lara, Yılların Eme-ğini Gasp Ettirmeyeceğiz!

- Faşizmin OHAL'ine ve KHK'larına KarşıNuriye ve Semih Olalım, Direnişi Büyütelim!

- Nuriye ve Semih Faşizmin Baskılarına BoyunEğmedi, Umudu Büyüttü!

- İşkenceleriniz, Ev Hapisleriniz Nuriye ve Semih'iSahiplenmemizi Engelleyemez!

- Tüm Saldırılarınıza Rağmen Nuriye ve SemihBaş Eğmedi, Eğmeyecekler!

- Kimse Kendini Faşizmin Teröründen KaçarakKoruyamaz, Tek Çare Direnmek!

- Faşizm Karşısına Kurulan Bir Barikattır Nuriyeve Semih!

- Nuriye ve Semih'in AKP Faşizmi TarafındanKatledilmesine İzin Vermeyeceğiz!

- Nuriye ve Semih'i Dayanışmayı Büyüterek, Sa-hiplenmeyi Büyüterek Yaşatacağız!

- Direnişin Karşısında Faşizm Mahkum Edilmiş-tir!

MAHALLELERİMİZİ YIKTIRMAYACAĞIZ;

- Yıkımlar Halkın Direnişi, Halkın İradesi ileAlt Edilir!

- Kentsel Dönüşüm Faşizmin Örgütlü MahalleleriTasfiye Projesidir!

- Yıkımlara Karşı Direneceğiz, Rant PolitikasınaSon Vereceğiz!

- Kentsel Dönüşüm Adı Altında Halkın MalınaEl Konmasına İzin Vermeyeceğiz!

- Faşizmin Yıkım Saldırılarını Birleşerek, Ör-gütlenerek Durduracağız!

SENDİKALAR DİRENEREK AYAKTA KALIR;

- Sendikalar Direnmedikçe Güçsüzleşir, Çöker!

- Sendikalar Direndikçe, Sendikal Mücadele Büyür!

- En Zor Koşullarda Sendikalar Direnmelidir,OHAL Bahane Değildir!

- Faşizm Karşısında Hak Almak, Lafla Değil,Militanca Direniş ile Olur!

- Sendikaların Yeri Direnenlerin, Nuriye ve Se-

mih'in Yanıdır!

Geleneklerimiz:MAHKEMELERDE YARGILANAN DEĞİL,

YARGILAYAN OLMA GELENEĞİMİZ;

Bugüne kadar binlerce devrimci faşizmin mah-kemelerine çıkmıştır. Faşizmin hedefi burada mü-cadelemizi yargılamak, devrimcileri suçlu çıkarmaktır.Kendi yasalarına göre bir ceza bulup, devrimcilericezalandırmaktır. Cezalandırılmak istenilen suçlarnedir? Halkın çıkarına olan ne varsa devrimcileronun için mücadele etmiştir. Faşizm de temsil ettiğisınıf gereği halkın çıkarlarının tam tersini ister. Bun-dan dolayı devrimcilerin mücadelesi bastırılmalı,yaptıkları yargılanmalı ve faşizmin mahkemelerindemahkum edilmelidir.

Bu yöntem kimilerine karşı başarılı olmuştur.Faşizmin baskılarına karşı boyun eğen, direnmeyenler,faşizmi sevindirmişlerdir. Yaptıkları hiçbir şeyi sa-vunamamış, sadece kendisini koruyan durumunadüşmüşlerdir. Faşizmin istediği de işte budur. Dü-şüncelerinden vazgeç, verdiğin mücadeleyi savunma.

Bu yöntem zafere kilitlenmiş, ideolojilerine gü-venen, iktidarı hedefleyen devrimci tutsaklar üzerindebaşarılı olmamıştır. Verdiği mücadeleyi her türlüödenecek bedele karşı savunmuştur devrimciler. Fa-şizmin mahkemeleri, devrimcilerin yargılandığı yerlerdeğil, devrimcilerin faşizmi yargıladığı kürsüleredönmüştür.

Bugün faşizmin mahkemelerinde Nuriye ve Semihnezdinde halkın direnen damarları yargılanmak is-teniyor. “Ben karar veririm ve siz de buna boyuneğmek zorundasınız” diyor. Bir gecede çıkardıklarıKHK'larla emekçiler yıllardır emek verdikleri işle-rinden atılıyorlar. Bunun karşısında sessiz kalınsınisteniyor. Nuriye ve Semih direnerek faşizmi zatenmahkum etti. Faşizm direniş karşısında teslim olmayamahkumdur.

HALKIN AVUKATLIĞI, HALKIN MİMARMÜHENDİSLİĞİ, HALKIN EVLATLARI GELE-NEĞİMİZ...

FAŞİZMİN SALDIRILARI KARŞISINDA BE-DELLERLE BARİKAT ÖRME GELENEĞİMİZ...

YOLDAŞLARIMIZIN AÇLIĞINI PAYLAŞMAGELENEĞİMİZ...

SOSYALİST ÖNDERLERİ VE SOSYALİST DE-ĞERLERİ HER TÜRDEN SALDIRIYA KARŞIKORUMA GELENEĞİMİZ...

ÖRGÜTLEMEDE KOMİTE İLE, KİTLE ÇA-LIŞMASINDA YÜZ YÜZE ÇALIŞMA GELENE-

ĞİMİZ...

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!36

Page 37: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

"çalınan insan emeğiyaşatmaz oldu

korkulu rüyalarla uya-narak uykularından

korkunç kararlar ver-diler"

Neden sorusu bize ger-çeğin kapılarını açar. Buyüzden sözlerimize bu so-ruyla başlayacağız. Nedenburadayız? Sizinle bizi, hu-kuksal bir işlem gibi görünenbu yargılama çerçevesindekarşı karşıya getiren, bizisanık sandalyesine oturtangerçekte ne? Ya da dahadoğru bir soru soralım:

Neden tutuklandık?

Bu soruya iddianamedeyer alan oldukça ilgi çekicibulduğum bir bölümden baş-layarak cevap vermek isti-yorum. İddianamede savcı-nın, hakkımızda gözaltı ka-rarı verme sebebini kolluğunifadelerinden aktararak an-

lattığı bir bölüm bulunuyor. Buradayapılan büyük tespitler ve sıralananihtimallerden sonra savcı baklayıağzından çıkarıyor: Eylemimizinmarjinal sol gruplarca desteklendiği,eyleme kitlesellik kazandırılmayaçalışıldığı ve bu örgütlerin el birliğiile bu eylemi Tekel ya da Gezi ben-zeri bir eyleme dönüştürme çabasıiçinde olabilecekleri ihtimali... İştekolluğun kaleminden çıkıp iddia-nameye giren bu bölüm aslına ba-karsanız iddianamenin içeriğine de,ruhuna da damgasını vuran bölüm-dür. Ve sadece savcının hakkımızdaneden gözaltı kararı verdiği değil,

neden tutuklandığımızı da açıklar.

Kolluğun biraz utangaçça ihtimalolarak nitelendirdiği ve örgüt veşiddet sözcükleriyle süsleyerek ortayakoyduğu bu iddia, basitçe bir korku-nun ifadesi.

Bu korkunun kaynağı şu: 9 Ka-sım'da bir kişinin tek başına elindedövizle birkaç saniye oturabildiği oanıtın önünde, aradan geçen altı aydansonra yüzlerce insan toplanıyor, halaylarçekiyor, şarkılar söylüyor ve sloganlaratıyor. “İşimi istiyorum” eyleminin or-taya çıkardığı potansiyel Tekel ve Gezikabuslarını hatırlatacak kadar büyük.Korkuları, buradan daha kitlesel birdireniş, bir ayaklanma çıkar mı korkusu.Biz bu yüzden tutuklandık.

Fakat halkın ayaklanmasındankorktukları için bizi tutuklayanlarabilimsel bir gerçeği hatırlatmak zo-rundayım. Halklar herhangi bir kimse,örgüt ya da birileri istiyor, çabalıyor,hatta bunun için ölesiye uğraşıyordiye ayaklanmaz. Bir halkın ayakla-ması ya da bir talep altında birleşmesiiçin bunun maddi zeminin olması ge-rekir. Halkları ayaklandıran, sokaklaradöken onları, talepkar olmaya iten,örgütler, kişiler değil, yaşadıkları ada-letsizliklerdir. Tam da bu yüzden birTekel ya da Gezi çıkmasından kor-kanların yargılaması gereken bizlerdeğil, bugün halkın yaşadığı bütünacıların, adaletsizliklerin sorumlusuolan AKP iktidarıdır. Bugün ülkemizdeaçlık, bebelerin kursaklarında kol ge-ziyorsa, asgari ücret açlık sınırınınaltındaysa, milyonlarca insan asgariücretle geçinirken tekeller karlarınakar katmaya devam ediyorsa ve muk-tedirler saraylarda korkunç bir israfve sefahat içinde yaşıyorsa evet, halkın

Yargılayan Nuriye Gülmen:“BUGÜN�AKP�İKTİDARI;�YÖNETEBİLMESİ�İÇİN,�BİR�HAK�İÇİN�DİRENMENİN�NE

DEMEK�OLDUĞUNU�TAMAMEN�UNUTMUȘ,�HİÇ�BİLMEMECESİNE�UNUTMUȘ�BİRHALKA� İHTİYACI� OLDUĞUNU� BİLİYOR.� OLAĞANÜSTÜ� HALİ� BEYİNLERİMİZEYERLEȘTİRMEK,�BİR�HALKI�TESLİM�ALMAK�İSTİYOR.”

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

37DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 38: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

ayaklanmasından korkmalısınız.

Bugün işçiler taşeronlaşma ve kiralıkişçilik uygulamalarıyla kölelik koşul-larında çalışmaya zorlanıyor, her yıl 2bine yakın işçi iş cinayetlerinde katle-diliyorsa onbinlerce kamu emekçisibir gece sorgusuz sualsiz işlerindenatılıyor, açlıkla ve sivil ölümle karşıkarşıya bırakılıyorken sorumlular piş-kince televizyonlardan "ağaç kökü ye-sinler" diye açıklama yapılıyorsa, haklarve özgürlükler mücadelesinde halklarınkullandığı her türlü araç terörize ediliyor,iktidarı eleştiren, ona muhalefet eden,ondan hak talep eden herkes teröristmuamelesi görüyor ve hapishaneleredolduruluyorsa....

Evet, halkın ayaklanmasındankorkmalısınız. Ama bu yüzden yar-gılanması gerekenler bizler değiliz.Halkın acılarının, yoksulluğunun,yaşadığı tüm adaletsizliklerin bu-günkü sorumlusu AKP iktidarını yar-gılamalısınız.

Bunun olmayacağının farkındayız.Biz, emekçileri, öğrencileri, devrim-cileri, hakkını arayanları gerçeklerisöyleyenleri tutuklayanlar, onyıllaravaran cezalarla yargılayanların konuhalka karşı muktedirlerin işlediğisuçlar olduğunda üç maymunu oy-nadıklarını biliyoruz. Siz ise bugünedeğin defalarca yargılama alanınızaiktidar tarafından müdahale edilmişolmasına rağmen, bu konuda rahatsızolduğunuzu gösteren hiçbir beyandabulunmadınız. "Bu insanlar şu andasadece yargılanıyorlar, haklarındabir hüküm vermiş değiliz ve yetkili-lerin yaptığı açıklamalar tarafsız yar-gılama olanağını ortadan kaldırıyor"demediniz. Dosyadaki açık usulsüz-lüklere, ilerleyen açlık grevine rağ-men, yapılan onlarca tutukluluk iti-razını hep aynı gerekçelerle reddet-tiniz. Bugün bu duruşmanın sonundabizi serbest bırakıp bırakmama yö-nündeki tasarrufunuzu hep birliktegöreceğiz. Vereceğiniz karar ne yöndeolursa olsun emin olduğum tek şeyvar ki kararınız bizden çok sizin hak-kınızda bir yargı oluşturacak.

Beyinlerimizi Teslim Almak İstiyorlar

"İşimi istiyorum" eyleminin bü-yümesinden duyulan korkunun sadecekolluğun ya da iddianameyi hazırla-yan savcının korkusu olmadığını çokiyi biliyoruz. Eylemimizden ve ey-lemimizin yarattığı sonuçlardan kor-kan tabiki AKP iktidarı. İktidar kor-kuyor. İşleri için direnen Tekel işçilerigibi işten atılan, kamu emekçilerininaynı talep etrafında birleşmesinden"işimi geri istiyorum" demesinden,adaletsizliğe uğrayan tüm halk ke-simlerinin bir araya gelerek adaletistemesinden ve hakkı olanı alma-sından korkuyor. Bırakın bizimkigibi yüzlerce insanın bir araya geldiğibir eylemi, bir tweet, bir söz, ufacıkbir demokratik talebin dile getirilmesibile korkutuyor onları. Bu kadar sal-

dırgan olmasının, her yerde ve herşeyde terörist görmesinin sebebi halkakarşı işlediği suçlardan dolayı hiçbirşeye benzemeyen bu büyük ve aman-sız korkudur.

AKP'nin "işimi istiyorum" eyle-miden korktuğu ve bizi tutuklattığı birgerçek. Ama bu korkunun her durumdatutuklanmamıza yol açacağını söylemekdoğru olmaz. Pekala iktidar tam daişin büyümesinden korktuğu için bizitutuklatmak yerine bizi, işimize iadeedilmemizi sağlayabilirdi. Hatta böylesionlar için daha az uğraştırıcı olurdu.O zaman hakkımızda kitapçıklar düz-mek, adımızı söylemeyi, üstünde re-simlerimizin bulunduğu tişörtleri giy-meyi yasaklatmak gibi işlerle uğraşmakzorunda kalmazdı.

Sonuç olarak iktidar bizi tutuk-latmayı seçti. Çünkü bugün AKP'ninyapmak istediği direnerek bir hakkınkazanılabileceğini aklından dahi ge-çirmeyen bir halk yaratmak. Öylebir halka ihtiyaçları var ki, hafızasındabırakın direnerek zafer kazanma tec-rübesine ortak olmayı, direnmeyedair tek bir anı, tek bir imge, tek birbilgi yer etmesin istiyor. Bugün AKPiktidarı; yönetebilmesi için, bir hakiçin direnmenin ne demek olduğunutamamen unutmuş, hiç bilmemecesineunutmuş bir halka ihtiyacı olduğunubiliyor. Olağanüstü Hali beyinlerimizeyerleştirmek, bir halkı teslim almakistiyor.

Halkları ayaklandıran,sokaklara döken onları,

talepkar olmaya iten,örgütler, kişiler değil,

yaşadıklarıadaletsizliklerdir. Tam da buyüzden bir Tekel ya da Gezi

çıkmasından korkanlarınyargılaması gereken bizler

değil, bugün halkın yaşadığıbütün acıların,

adaletsizliklerin sorumlusuolan AKP iktidarıdır.

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!38

Page 39: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Yıkımlarla HalkıTeslim Alamayacaksınız!

Devlet Armutlu’yu Yıkmak İçin İmar Planı Ha-zırladı

Armutlu Halk Meclisi'nden 17 Eylül’de Halk Top-lantısı’na Çağrı

İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, Küçükarmutlu ve Büyük armutlu mahallelerini kapsayan yeni birimar planı hazırladığını duyurdu. 25 Ağustos’ta askıyaçıkarılan imar planlarına göre Büyükarmutlu ve Küçükarmutlumahallelerinde yaşayan halkın konutları yok sayılmış ve bubölgelere yapılacak yeni konutların önü açılmıştır. 1/5000ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarınınaçıklanmasıyla, kurulduğundan beri sürekli bir yıkım tehdidiylekarşı karşıya olan Armutlu için yeni bir aşamaya girilmişoldu. Bu aşamada artık devlet yıkım için çalışmalarabaşlamanın hukuksal altyapısını tamamlamış oldu. ArmutluHalk Meclisi bu konuyla ilgili olarak 17 Eylül’de Cemevi’ndebir halk toplantısı yapacağını ve süreçle ilgili olarak mücadelehattı belirleyeceğini duyurdu.

Yıkımlara Karşı Halkın Örgütlü GücüyleBarikattır Meclisler!

İstanbul Bahçelievler Halk Meclisi Girişimi, devletinKüçükarmutlu mahallesinde yıkım kararı alması üzerine13 Eylül’de yazılı açıklama yayınlayarak kısaca şusözlere yer verdi;

“AKP faşizmi gözünü mahallelerimize dikmiştir. Ge-cekonduları yıkıp yerlerine gökdelenler yapmak için hertürlü ahlaksızlıklara başvuruyor. Armutlu MahallesiAKP’nin düşündüğü gibi elini kolunu sallayarak girebi-leceği mahalle değildir. (...)Armutlu sıradan bir mahalledeğildir, birçok direnişin yaşandığı, günlerce süren ça-tışmaların, barikatların kurulduğu örgütlü mahalledir.Armutlu Mahallesi’nin ranta dönüştürülmesine izin ver-meyeceğiz! Bizler mahallemizi AKP faşizmine karşı

halkımızla birlikte savunacağız.”

İkitelli Halk Meclisi: KentselDönüşüme ve Her TürlüYozlaşmaya KarşıHalk MeclislerindeBirleşelim, Örgütlenelim!

İstanbul İkitelli Mahallesi’nde yıkımsadırıları sürüyor. 7 Eylül’de, zabıta ve

P.Ö.H., yıkım için semtte boy gösterdiler. Daha sonraBeşkat bölgesinde bulunan Bizim Fırın’ı yıkmak içinzabıta, sivil polisler, 2 TOMA ve birçok zırhlı geldi.

Yıkım ekipleri, fırıncıyı "ikna" etmeye çalıştılar amaçabaları boşunaydı. Halk; ekmeği ve onuru için direndi.Fırıncı ve arkadaşları, konuşmanın ardından ikna olmayıpkendilerini içeriye kilitlediler. Sonrasında çevik kuvvetaracı geldi. Mahalleyi ablukaya alan katiller TOMA’yla susıkarak halkı gazlı suya boğdu.

Ama direniş sürdü. Katil polis ve zabıtalar, yıkımiçin geldikleri yerden elleri boş dönüp gittiler.

İkitelli Halk Meclisi de bir çağrı yaparak; “Yıkımlarakarşı Halk Meclisleri’nde örgütlenelim! Halkın örgütlügücü, halkın alanı Halk Meclisleri’dir!” dedi.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

339DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

İstanbul İkitelli Halk CephesiBaşsağlığı Mesajı

Yozlaşmaya Karşı Mücadelede ÖlümsüzleşenBirol Karasu’nun Eşi Meliha Karasu Yaşamını Yi-tirdi!

İkitelli’de ve diğer mahallelerimizde yozlaşmayakarşı mücadelede ölümsüzleşen Birol Karasu’nuneşi Meliha Karasu, kanser hastalığı sonucu hayatınıkaybetti. Cenazesi 7 Eylül’de, Bursa’da defnedildi.Tüm ailesine Halk Cephesi olarak başsağlığı diliyor,Birol Karasu’yu ve Meliha Karasu’yu onurla anıyor,selamlıyoruz!

Page 40: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Adalet Bakanı 50 yeni hapishaneyapılacağını açıkladı. Kimi ihalesi ya-pılan, kimisinin yapımına başlananbu yeni hapishaneleri "adalet gecik-mesin" diye yaptıklarını söylüyorlar.Yalan söylüyorlar. Ne adaleti? Faşiz-min adaleti yoktur. Faşizm halka karşısavaşan halk düşmanı bir güçtür. Yeniyeni hapishane yapmalarının nedenide halka karşı daha büyük bir savaşısürdürebilmek içindir.

Gerici-faşist AKP, kendisine karşıses çıkaran herkesi hapishanelere dol-durabilmek için yeni hapishaneler ya-pımına hız vermiş durumundadır. Öyleki, ülke tarihinde görülmedik bir hız veyoğunlukta hapishaneler yapılmaktadır.

"... Cezaevlerine duyulan ihtiyacınsürekli ve hızlanarak artması, ülkeninyönetilme biçiminden, siyasi iktidarınpolitikalarından bağımsız düşünülemez.

Dün 16 yaşına giren AKP’nin; 15yıldır yönettiği Türkiye’de, ceza infazkurumu sayısı 381. Türkiye’deki 381cezaevinin 139’u son on yılda kurul-muş. Bunun 38’i ise sadece geçenyıl... Bakanlığın sadece son iki haftadabeş yeni cezaevi pazarlığı yaptığınıdüşünecek olursak, “mahkum nüfu-sunun” daha da artacağı öngörülüyor.Bir yılda 38 cezaevi yapılan, son ikiayda da 10 yeni cezaevinin ihale edil-diği bir ülkede, içeriye daha çokinsanın kapatılacağı öngörüden ötebir plan gibi duruyor." (Çiğdem Toker,Cumhuriyet, 15.08.2017)

Evet, AKP'nin yeni hapishaneler aç-ması halk düşmanı bir planlamanın ürü-nüdür. Söz konusu olan yönetememekrizidir. Yöneteme krizi içinde debelenenbir iktidar, halka yönelik baskı politi-kasından başka bir şey üretemez. Bakın,

AKP de halka yönelik "yeni hapishaneleraçacağız" dışında somut bir vaatte bu-lunamıyor.

Tutuklu-HükümlüSayısının ArtmasınınNedeni Sömürü ve ZulümUygulayan AKP'ninYönetememe Krizidir

Hapishanelerdeki tutuklu-hükümlüsayısı 235 binlere gelmiş durumda.Hapishane kapasitesi ise 202 bin. Ra-kamların bu kadar büyük olmasınınnedeni, halkımızın suç işleme eğili-minin yüksek olması değildir. Ülkenüfusuna oranla tutsak sayısının bukadar çok olmasının sebebi, iktidarınfaşist niteliğinden dolayıdır.

Sömürü; ülkemizdeki yoksulluğun,açlığın nedenidir. Faşizm; iktidarın yö-netememe krizinin sonucudur. Faşizmleyönetilmek, yeni-sömürge ülke gerçe-ğidir. Faşizm halk düşmanıdır. Burju-vazinin halka karşı savaşı en üst boyuttayürüttüğü iktidar biçimi demektir.

Faşizm ve sömürgecilik, yoksullukve açlık üretir. Yoksulluğun olduğu,derinleştiği yerde, yozlaşma da hızlaboy atar. Ve bunun sonucu olarak fa-şizm aynı zamanda suç üretir.

Yeni HapishanelerYapanları Halk DüşmanlarıÖdüllendirir, Halk iseBedelini Ödetir

AKP gibi faşist iktidarlar, hapis-haneler yaparak suçlularla da, suçlarlada mücadele etmezler. Çünkü, suçuyaratan kendileridir.

"... Adalet Bakanlığı’nın 2016 Faa-liyet Raporu, devletin önümüzdekidönemde daha çok sayıda yurttaşınıcezaevine gönderme öngörüsünü yan-sıtıyor... Bu öngörünün mutlak bir

hedefe karşılık geldiği son “davetliihale”ler ile ortaya çıktı. Adalet Ba-kanlığı, sadece içinde bulunduğumuzağustos ayının birinde, ikisinde, üçün-de, dokuzunda ve 11’inde toplam beşayrı cezaevini 21/b’ye göre pazarlıkusulüyle verdi." (Çiğdem Toker, Cum-huriyet, 13.08.2017)

Elbette, yeni hapishane yapımını ka-zanç kapısı haline getiren şirketler desöz konusudur. Bunları biliyor ve halkınbüyük hesap defterine yazıyoruz.

Bakanlığın, mayısta iki, temmuzdaüç “iş”le birlikte, pazarlığını yapıptamamladığı yeni yaptırılacak 10 ce-zaevinin listesi şöyle:

Elmalı 103.5 milyon TL Aras İn-şaat

Sakarya 186.5 milyon TL Gürbağİnşaat

Gerede 94.3 milyon TL Arıtürkİnşaat

Aziziye 197.8 milyon TL Alkeİnş.-Sibar Yapı

Van Erciş 89.8 milyon TL Cemi-loğlu İnş.-Yörük Yapı İnş.

Sarıçam 385 milyon TL Akar Mü-şavir ve Diy-Mar İnşaat

Konya Ereğli 291.5 milyon TLKur İnşaat-SMS İnşaat

Akdağmadeni 36 milyon TL ZenGrup Müh.

Tokat- Zile 35.1 milyon TL Arıkanİnşaat

Bodrum 83.5 milyon TLM AtayTaah. Kuyum.-Özbalkan Petrol

Hazirandan bu yana sayıları 10’ubulan yeni cezaevi projelerinin “adreseteslim” toplam bedeli 1.5 milyar TL’yigeçiyor." (Çiğdem Toker-age)

Zulüm merkezi inşaa etmenin debir bedeli olacaktır. Halka karşı suçişleyen hiç kimse, yaptıklarının unu-tulacağını sanmamalıdır.

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!40

HALKIN EKMEK VE ADALET KAVGASIAKP'NİN AÇACAĞI

50 YENİ HAPİSHANE’YE,ÖZGÜR TUTSAKLIK DA

TTE'YE SIĞMAZ!

Page 41: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Tecriti Nasıl BaşlarınaGeçirdiysek, TTE'yi deAKP'nin BaşındaParçalayacağız

50 yeni hapishane faşizmin yöne-tememe krizinin itirafıdır. Faşizminbaskıyla, terörle, zulümle yönetmeyeçalıştığının itirafıdır. Faşizmin ancaktüm halkı hapishanelere doldurarakiktidarını sürdürmeye çalıştığının iti-rafıdır. Ki gerici-faşist AKP bir yandanhızla yeni hapishaneler açarken birdiğer yandan da ülkeyi hapishaneyeçevirmiştir.

Bir bozkır gibi hızla tutuşabilecekolan bu tabloyu, diğer bir deyişle yö-netememe krizini halkın iktidarına çe-virecek devrimcilerin karşısına şimdide TTE'yi çıkartıyorlar.

Amaç, devrimci tutsakları TTE ileteslim almaktır. Faşist AKP onları hal-kın iktidarı savaşından alıkoymak içinsaldırılarını yoğunlaştırıyor.

Hem krizi derinleşiyor, hem de buderinleşen krizi halkın krizden kurtulmasavaşına çevirecek devrimcilerin dü-şüncelerini teslim almaya çalışıyor.

Ancak bunu bin kez daha başara-mayacaklar. Tecriti nasıl başlarına ge-çirdiysek, TTE'yi de AKP'nin başındaparçalayacağız. Bunu yapacağımızıonlar da biliyorlar. Tam da bu nedenle,kimi hapishanelerde "TTE sizin içindeğil, FETÖ'cüler için" diyebiliyorlar.

TTE'nin kimin kararı olduğunu,kimin için olduğunu, amacının ne ol-duğunu biz gayet iyi biliyoruz. DününErgonokon-Balyoz'cuları gibi, bugününFETO’cüleri de yarın çıkarlar. Ama ha-pishaneler bizim için devrime kadarirade çarpımasının yaşanacağı direnişmevzisi olarak kalacaktır. Ki TTE'ninasıl muhatabı da devrimci tutsaklarıdır.Çünkü TTE düşünce değişikliği dayat-masının somut biçimlerinden birisidir.

TTE Dayatmasının Amacı

Devrimci DüşüncelerinTasfiyesidir

Tecrit saldırısında olduğu gibi TTEdayatmasının mayasında da devrimcidüşüncelerimizin tasfiyesi vardır. Tecritsaldırısı ile sonuç alamadılar. 122 şe-hidimizin önderliğindeki Büyük Di-renişimiz ile tecrit saldırısı boşa çı-kartılmıştır. Böyle olduğu içindir ki,yaptıkları bir değerlendirmenin ardın-dan kitap-dergi yasağına ve sürgünlereyöneldiler.

Yayınlarımızın yasaklanması, siyasikimliğimize yönelik doğrudan bir sal-dırıdır. Sürgünler ise örgütlenmemizidağıtmaya yöneliktir. Havalandırma-ların üstlerine tel örgü çekilmesi iseiletişim ve paylaşımı engellemeye yö-nelik bir planın ürünüdür. Yakılıp kı-rılmasına rağmen kamera takmaya de-vam etmeleri ise, her an gözleyip de-netlemeye yönelik psikolojik bir sal-dırıdır. Bir diğer ifadeyle, tutsaklıkkoşullarında uygulamaya koyulan birsaldırı politikası gündemdedir. Attıklarıadımların hiçbirisi öylesine ya da Tay-yip Erdoğan'ın gece rüyasında gör-mesiyle ilgili değildir.

Başta TTE saldırısı olmak üzereamaç, Marksist-Leninist düşüncenin,halk iktidarı düşüncesinin, silahlı savaşınteslim alınmaya çalışılmasıdır. Çünkükarşı-devrimcilerin alayı devrimci di-namikler karşısında korkudan tir tirtitrer durumdadırlar. Uyguladıkları zulümve sömürünün yarattığı hınç ve adaletarayışının devrimcileşmesi, örgütlenmesive savaşması olasılığını doğmadan boğ-mak için yapıyorlar her ne yapıyorlarsa.Bunca hapishane açmalarının, TTE da-yatmasına yeniden başvurmalarının se-bebi de budur.

Ancak, gerici-faşist AKP'ye 50yeni hapishane de yetmeyecektir. TTEde Özgür Tutsakları dün olduğu gibibugün de teslim alamayacaktır.AKP'nin 50 yeni hapishanesi de, TTEsaldırısı da mücadelemizin gelişme-

sinin, iktidar yürüyüşümüzün önünü

kesemeyecektir.

Çok açık bir gerçektir ki, Anadolu

halkı sömürü düzeninde yaşamak is-

temiyor. Anadolu halkı faşizmle yö-

netilmek istemiyor. Ekmek istiyor.

Adalet istiyor. İşte bu özlem ve arayışın

bilimsel ifadesi Marksizm-Leninizm,

yani devrimci düşüncedir. Ve devrimci

düşüncelerimizi yok etmeye güçleri

yetmez. Kızıldere'den bu yana dene-

dikleri ve beceremedikleri budur. Ba-

şaramazlar, çünkü BİZ halkız, ekmek

ve adalet kavgamız ise tarihseldir. Ve

zafer, bizimdir.

Halkın Mimar Mühendisi

Olmak Onurdur!

Olcay Abalay Tahliye EdildiHalkın Mühendis Mimarları (HMM)

11 Eylül’de, tutuklu bulunan yoldaşlarıOlcay Abalay’ın mahkemesine ilişkin açık-lamalarında, mahkemeye katılım çağrısıyaptılar: Açıklamada şunlar belirtildi:

“… Halkın Mühendisi Olcay Abalay’ıntutuklanma gerekçelerini, o büyük suçlarınıanlatmaya, paylaşmaya devam ediyoruz!Halk için mühendislik mimarlık yapması,HMM Enerji Komitesi ile birlikte; halkınyüksek elektrik faturaları ödemesine karşıArmutlu halkı için rüzgar türbinleri yapmışolması, Dersim’de zorla boşaltılmış birköyde kalan, elektriği olmayan bir aileiçin su türbini yapmış olması, yürümeengelli halkımız için yürüteçler yapmışolması, Küçük Armutlu’da evinde ÖzelHarekat Polisi tarafından katledilen DilekDoğan için adalet istemesi ve Yıkımlarakarşı Armutlu halkının mücadelesineomuz verip Cemevi’nde çalışması gös-terilmiştir…”

Halkın Mühendisi Olcay Abalay, 12Eylül'de görülen mahkemesinin ardındantahliye edildi.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

41DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 42: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Irak Kürdistanı’ndaki işbirlikçi ön-der Barzani, 7 Haziran'da siyasi par-tilerle yaptığı toplantı sonrası, 25 Ey-lül'de bağımsızlık referandumu yapı-lacağını duyurdu.

Referandum kararında imzası olanpartiler: Barzani'nin lideri olduğu Kür-distan Demokrat Partisi (KDP), Kür-distan Yurtseverler Birliği (KYB) veKürdistan İslami Birliği...

12 Eylül tarihinde, Irak Parlamen-tosu'nda yapılan oylamada ise 'Kür-distan bölgesi ve idaresi dışındakiyerlerde referandum yapılmasına ret'kararı çıktı. Kararda Başbakan HaydarEl İbadi’ye referanduma karşı, "askeriseçeneklerin" de içinde olduğu "önlemalma" yetkisinin verildiği belirtildi.

ABD ve İsrail İşbirlikçiBir Kürt Devleti İçinBarzani'nin Arkasındalar

Barzani'nin referandum kararınıdestekleyenlerin en başında ise tabiiki, İsrail ile emperyalist ABD bulun-makta.

ABD, Barzani'nin referandum ila-nının ardından, referandumun zaman-lamasını IŞİD'le süren mücadele ne-deniyle doğru bulmadığını belirtenbir açıklama yapmıştı. Ancak ABD'ninOrtadoğu üzerinde oluşturmak istediğiyeni güç dengeleri ve gücünü tesisetmek için Kürt milliyetçileri ile girdiğiişbirliği göz önüne alındığında, em-peryalizmin denetiminde kurulacakbir Kürt devletini büyük bir iştahladestekleyeceğini görmemek mümkündeğildir.

ABD açısından, Ortadoğu’da İsraildışında, kendisine tabi olacak ve ileribir karakol görevi görecek yeni birdevlet daha oluşması, Amerikan çı-karlarına uygundur.

Referandumu zamanlama açısındandoğru bulmadığı gibi yapılan açıkla-malar birer aldatmacadan ibarettir. Butür açıklamaların nedeni bölgedekidengeleri kendi aleyhlerine değiştir-memek ve bir karşıtlık oluşturmamak

olabilir ancak.

İsrail ise açıktan re-ferandumu destekleyenaçıklamalar yapmakta-dır. Emperyalizmin de-netimindeki bir Kürtdevletinin İsrail'i çev-releyen "Arap yapıyı"kırması, burada yeni birgüç odağı oluşması İs-rail açısından da istenenbir durumdur.

İsrail Adalet BakanıAyelet Şaked, "İsrail ileBatı ülkelerinin Kür-distan devletinin kurul-masında büyük menfaati olduğunu"belirten açıklamasında bunu açıkçadile getirmektedir. Burada bahsedilen"menfaatlerin" Kürt halkının menfa-atleri ile uzaktan yakından bir ilgisiolmadığını görmemek için İsrail ger-çeğinden bihaber olmak gerekir.ABD'nin Ortadoğu'daki ilk koçbaşıolan İsrail, kendisi gibi ABD'nin uy-dusu olacak ikinci bir işbirlikçi devletile bölgede çok daha fazla söz sahibiolacağının hesaplarını yapmaktadır.

2005'te resmi olarak ilan edilenözerk bölgelerin ardından dile getirilen"Bağımsız Kürdistan" düşüncesi, IŞİDsaldırılarının ardından, Irak toprakla-rında yaşanan gelişmeler üzerine dahaçok telaffuz edilmeye başlandı. IrakKürdistan’ındaki işbirlikçi Kürdistanyapılanmasının lideri Mesut Barzani,bunu bir karara dörnüştürüp ilan et-miştir. Bu tartışma referandum kara-rıyla ortaya çıkmış bir tartışma değildir.ABD ve İsrail, yıllardır burada em-peryalizme tam anlamıyla biat edenikinci bir devlet kurmanın planlarınıyapmaktadırlar.

İsrail Başbakanı Benjamin Netan-yahu geçmişte yaptığı bir açıklama-sında şöyle söylüyordu:

"Bölgede tarihi değişiklikler mey-dana geliyor. Yüzyıl önce bölgemizinsınırlarını şekillendiren Sykes-PicotAnlaşması ömrünü tamamlamıştır.

Kürtlerin bağımsızlık emellerini des-teklemeliyiz. Bunu hak ediyorlar..."(Aktaran; Yürüyüş, 13 Temmuz 2014)

Netenyahu, “bunu hak ediyorlar”diyor. Bu hak ediş, emperyalist poli-tikalara sadakatin karşılığıdır.

İşte bu kadar açık ve net olarakemperyalizme uşaklık eden ve İsra-il’den böylesine övgüler alan “bağımsızdevlet”in Kürt halkının ulusal çıkarlarıdahil hiçbir çıkarına hizmet etmeyeceğide ortadadır.

Barzani Tarih BoyuncaABD İle Var Olmuştur

2003 yılında ABD'nin Irak'ı işgalisırasında, Barzani, Amerika’ya tamteslim olmanın ve işgal siyasetindedoğrudan yardımcı olmanın karşılı-ğında işgal yönetiminde Amerika ta-rafından kayırılıp desteklendi. Ülkeninen üst makamlarına oturtuldu.

Amerikan bayraklarının dalgalan-dığı ülkelerindeki durumu özgürlükdiye, kendi durumlarını da Kürt hal-kının tarihi kazanımı diye pazarladı.“Özgürlük” dedikleri emperyalizmintam hakimiyeti, emperyalizmin emireri olmanın ötesinde bir şey değildi.Kürt halkının sömürüden ve emper-yalizmin hakimiyetinden kurtuluşuanlamında bir kazanım da söz konusudeğildi. Kazanım olsa olsa, Kürt bur-juva, küçük burjuva milliyetçi önder-

İŞBİRLİKÇİ BARZANİ, 25 EYLÜL'DE, REFARANDUM KARARINI UYGULAYACAK!

BU ABD PROJESİDİR!ABD İKİNCİ BİR İSRAİL YARATMAK İÇİN KOŞULLARI HAZIRLAMIŞTIR!

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!42

Page 43: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

liklerin iktidar kazanımlarıydı. Kürthalkının kendi kaderini tayin hakkınınkullanımı değil.

Kuzey Irak’ta Kürt halkının gele-ceğini emperyalizme ipotek eden Bar-zani, on yıllardır "dış güçlere" yaniemperyalizme bel bağlayarak politikayapıyor. Gün geldi, İran’a yaslandı.Gün geldi Irak yönetimiyle işbirliğiyaptı ya da Türkiye oligarşisindenmedet umdu.

Faydacılık temelinde sürdürdüğüpolitikalarla, kendi milliyetinden in-sanlara saldırmaktan da çekinmedi.Bu nedenle milliyetçilik de artık onutarif eden bir tanım değildi. İşbirlik-çiydi. Bu işbirlikçilik Arap, Şii, Sünni,Türkmen, Yezidi, Kürt yüzbinlerceIraklı’nın öldürülmesi pahasına geliş-tirildi ve bugün de aynı şekilde devamettirilmektedir.

"Bağımsız Bir KürtDevleti"nin Kurulması,Irak'ta Halkların BirbirineKırdırılması ProjesidirABD; IŞID'in YenilgisininArdından Bu Kez deBarzani'yi Devreye SokarakEgemenliğini PekiştirmeyeÇalışıyor

Amerika’nın Irak’ta dayandığıtemelgüç Kürtler’dir. Barzani ve Talabanigüçleri Irak’ın ilk işgalinden beri Ame-rika’nın işbirlikçiliğini yapmaktadır.Irak’ın işgalinde en temel rolü oyna-mışlardır. Başından itibaren ABD ileişbirliğine girmişlerdir.

Ancak Amerika Irak’ı on yıl fiiliişgali altında tutmasına rağmen, halkındirenişi karşısında istediği her politikayıhayata geçirememiştir.

Amerika Irak halkının direnişinikırıp işgali oturtmak için Şiiler ile iş-birliği yaptı. Şiiler’in ağırlıkta olduğumerkezi kukla bir yönetim oluşturdu.Ancak İran’ın Şiiler üzerindeki siyasi

hakimiyetinin artmasını engelleyeme-di.

Bu sefer İran’ın siyasi etkisini kır-mak ve Şiileri kontrol altında tutabil-mek için IŞİD gibi Sünni gruplarıdestekledi. Irak’ta Şiiler ve Sünnilerişgalci Amerika’yı bırakıp işgal bo-yunca birbirlerini katlettiler.

Amerika ve işbirlikçileri IŞİD’iSuriye’de Esad iktidarına karşı kullandıve yarattıkları bu “canavar” Afganis-tan’daki Taliban, Filistin’deki Hamas,El Kaide, ve Libya’daki dinci gruplargibi kontrol edemedikleri güç halinegeldi.

Bunun ardından da kontroldençıkan IŞİD’e karşı mücadele adı altında,Kürt milliyetçileri ile işbirliğine gi-riştiler. ABD, IŞİD'e karşı savaş adıaltında yürüttüğü Ortadoğu'da hâkimgüç olma savaşında, Kürt milliyetçi-lerinin sayesinde ilk defa kazanımelde ettiğini açıkça da ifade etmişti.

Bugün ise, "Bağımsız Kürdistan"söylemi adı altında, Irak’ta bütün Or-tadoğu’ya müdahale edebileceği yenibir İSRAİL YARATMAK istiyor.

Amerika'ya bir çağrı da Kürt mil-liyetçilerinden geldi. Onlar da Barza-ni'nin çağrısını fırsat bilip ABD ileSuriye'de bir adım atmaya çalışıyorlar.ABD Suriye'yi böyle parçalamaya ça-lışıyor.

ABD'nin Irak işgalini değerlendir-diğimiz bir yazıda "Amerika’nın Irak’aSaldırısı: Değerlendirilmesi GerekenBir FIRSAT MI? Karşı Çıkılması Ge-reken Bir EMPERYALİST SALDIR-GANLIK MI?" ifadesi kullanmıştık.

Bugün aynı değerlendirmeyi Irakyerine Suriye yazarak yapabiliriz. Or-tada değişen bir durum yoktur. ABD'nindün ve bugün Irak'ta yapmaya çalış-tıkları ile Suriye'de yaşananlar arasındahiçbir fark yoktur.

ABD, her iki ülke nezdinde Orta-doğu'da "bağımsızlık" adına halklarıbölüp parçalayarak, birbirine düşman,

kendine ise işbirlikçi haline getirerek,kendi gücünü oluşturmaya, bölgedekiyegane güç olmaya çalışmaktadır.Irak'ta yapılacak olan referandumudesteklemesinin ardındaki gerçek bu-dur.

Bilinmelidir ki, bugün gerek KuzeyIrak'ta gerekse Suriye'de oluşturulanKürt bölgelerinde, tek bir karış yerbile özgür değildir. Tek bir karışındabile Kürt halkının iradesi söz konusudeğildir. Emperyalizmle işbirliği devamettiği müddetçe de gerçek ve tam birbağımsızlık söz konusu olamayacaktır.

Yakın bir gelecekte veya daha son-rasında, emperyalizmin şekillendirdiğibir Kürt devleti bölgede belki kurula-caktır ancak Kürt halkı bu devleti de,bu devletin uşaklığını yaptığı emper-yalizmi de er veya geç yurdundan ko-vacak, Kürt halkının gerçek özgürlü-ğünü, kurtuluşunu sağlayacaktır.

Grup YorumHalkın Susmayan Ezgisidir

İstanbul İkitelli'de, tutuklu bulunanGrup Yorum üyeleri için İkitelli GrupYorum Gönüllüleri tarafından 3 Eylül'deyazılama ve kapı çalışması yapıldı.

Çalışmalar kapsamında Metro İnşaatsahası, Kemal Delen Parkı bölgelerinde"Türküler Susmaz Halaylar Sürer! GrupYorum Gönüllüleri" imzalı yazılamalaryapıldı. 11 Eylül'de ise Grup Yorum içinesnaf ve kapı çalışmaları yapıldı. Çalış-malarda tutuklu bulunan Yorum üyelerianlatıldı ve 50 adet bildiri dağıtıldı.

Milisler: Nuriye ve Semih'e YapılanZulmün Hesabını Soracağız!

İşlerini geri istedikleri için açlık greviyapan, 180 gündür bedenlerini açlığayatıran Nuriye ve Semih için Cephe Mil-isleri 5 Eylül'de halkın matbaası olanduvarlara "Nuriye ve Semih’in TalepleriKabul Edilsin”, “Nuriye ve Semih Onu-rumuzdur” şeklinde, CEPHE imzalı ya-zılamalar yaparak, direnişi selamladılar.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

43DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 44: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

AKP’nin iktidara geldiği gündenbugüne, zaten sorunlu olan eğitimsistemi tamamen çökmüştür. İyi eği-tilmiş, bilgiyle donanmış bir nesil,ancak halk için bir düzende halk içinbir eğitim sistemi ile mümkündür.Böyle bir sistemin sonu olacağınıAKP iktidarı da çok iyi bilmektedir.Bilgi AKP’nin mezar kazıcısıdır, bu-nun için halkı bilgisiz bırakmaktırAKP politikası.

Sabahattin Zaim Üniversitesi Rek-tör Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Arıkatıldığı bir televizyon programındaşöyle demişti;

“Ben daha çok cahil ve okumamış,tahsilsiz kesimin ferasetine güveni-yorum bu ülkede. Bizde de şimdiokuma oranı arttıkça beni afakanlarbasıyor. Ülkeyi ayakta tutacak olanlarokumamış cahil halk. Türkiye’ninokumuş kesimi profesörden başla-yarak geriye doğru en tehlikeli olanlarüniversite mezunları. Olayları enrahat okuyanlar ilkokul mezunları.Üniversite ve sonrası çok vahim.Çünkü zihinleri bulanık. Sultan Hamitdevrine dönelim. Sultan Hamit mül-kiye olmak üzere sultaniyeleri kurdu.Yani Osmanlı Aydınlanması’nı sağ-layan Sultan Hamit’tir. Bu okullardaokuyanlar Sultan Hamit’i devirdi.Bu okullarda okuyanlar Türkiye Cum-huriyeti’ni kuranlar Osmanlı Aydın-lanması’nın mezunlarıdır. Bizde deşimdi okuma oranı arttıkça beni afa-kanlar basıyor. Ben açıkçası korku-yorum.”

“CAHİL”

Rektör yardımcısı Prof. Dr. BülentArı’nın söyledikleri bir dil sürçmesideğildir. O; AKP’nin eğitim sisteminebakışını anlatıyor. Onlara cahil bıra-kılmış halk gerekiyor. Bunca yol-suzluk, talan, sömürü, devletin ola-naklarının yağmalanması, ülkeninyeraltı, yerüstü kaynaklarının em-peryalist tekellere peşkeş çekilmesi,anti-demokratik uygulamalara ancakbilgiden mahrum bırakılmış bir halksessiz kalır.

- AKP okullardaki eğitimin iç-eriğini tamamen gerici, faşist, dinci,şovenist bir içerikle doldurdu.

- AKP, yurtları ve okulları tari-katlara teslim etti. AKP çocukları-mızın eğitimini; onları yakan, onlaratecavüz eden, onları gerici eğitimile dünyadan koparan tarikatlaraverdi. Okulları İmam Hatipler’e çe-virip, çocuklara halk ve vatan sevgisiaşılayan eğitmenleri işlerinden attı.

- AKP ders kitaplarında genç yaştaevliliği ve genç kızlarımızın köle ol-masını savunuyor. Gençleri böyleeğitiyorlar.

- Kadını toplumsal yaşamdan dış-lamanın temelini daha ilkokulda atı-yor.

- Çocuklarımızı okula taşıyan ser-visler ya mafya ya da sapıkların elin-de. AKP para uğruna çocuklarımızıonlara teslim ediyor. Hiçbir denetim,kural uygulanamıyor. Yapılan ise sa-dece göstermelik kontrollerden ibaret.Halkın çocuklarının can güvenliğionların zerre kadar umurunda değildir.

- AKP okulları karakola çevirdi.Polis ve kameralar ile gençleri kuşatanAKP, kapı önlerinde hap ve esrarsattırıyor.

- Okul idaresi ile polis işbirliğiartık normal hale getirildi. Polisin oku-lun içinde olduğu, torbacıların okulçevresinde cirit attığı okullarda çocuklarne kadar sağlıklı eğitim alabilir?

Sonuç: Ülkemizde çocuklar, 10yaşını doldurmadan uyuşturucu kul-lanmaya başlıyor. Ülkemizde uyuş-turucu kullanımı ilkokul seviyesinedüşmüştür. Bunun sorumlusu AKPiktidarıdır.

Anne ve babalara çağrımızdır:

AKP iktidarı eğitim sistemini eği-timsizlik üzerine inşa ediyor.

Okullarda gerici eğitim normal-leştirildi. Çocukların Türkçe’yi dahidoğru düzgün konuşamadığı, yaza-madığı bir eğitim sistemi geliştirdiler.

Üniversiteye devam edemeyecekyüzbinlerce genç; işsiz, güçsüz ve

gelecekten umutsuz bir halde kah-veleri dolduracak.

Ekonomik İşbirliği ve KalkınmaÖrgütü'nün (OECD) "2016 Tek Ba-kışta Eğitim" adlı yıllık raporunda,Türkiye, 38 OECD üyesi ülke ara-sında 35. sırada yer aldı.

Burjuva eğitim ölçülerine görehazırlanmış “Uluslararası Eğitim De-ğerlendirme Testi”nde, Türkiye 72ülke arasında 50. sırada yer aldı.

Bu sonuçlar bile AKP’nin eğitimpolitikasını göstermeye yetiyor.

AKP cahil, okumamış, bilimden,sanattan anlamayan bir nesil yetiş-tirmek istiyor.

Çocuklarımızı CehaleteMahkum Etmek İsteyenAKP’ye İzin Vermeyelim!

Çocuklarımızı sapıklara, mafya-cılara, gericilere emanet etmeyelim.Çocuklarımızı devrimcilere emanetetmeliyiz. Onlar halk ve vatan sevgisiile dolu, bilimsel düşünebilen gençleryetiştirmenin bilinciyle hareket et-tikleri için eğitmenlik yapmaları en-gellendi.

Çocuklarımızın geleceği için Nu-riye ve Semih’e sahip çıkalım. Ço-cuklarımızın hak ettikleri bilimseleğitimi alabilmeleri, halk ve vatansevgisini öğrebilmeleri, bilimin doğrudüşünme yolu ve yöntemini öğre-nebilmeleri; Acun, Nuriye, Semihgibi eğitimcilerle mümkündür.

Bilimsel eğitime, devrimci eğit-menlere sahip çıkalım.

Bunu aileler olarak örgütlemeliyiz.Çocuklarımızın okullarında okul ailemeclisleri oluşturalım, okulun eğitimderecesinden tutalım da okul çevre-sinde çocuklarımızı uyuşturucuyaalıştırmak isteyen torbacılara karşıgüvenliğini kendimiz alalım. Mec-lislerde örgütlenelim.

Çocuklarımız geleceğimizdir.

Geleceğimizi gerici AKP’nin el-lerine bırakmayalım, örgütlenereksahip çıkalım.

AKP ÇOCUKLARIMIZI EĞİTEMEZ!ÇOCUKLARIMIZI HALKI VE VATANI İÇİN, ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ İÇİN DİRENEN

NURİYE VE SEMİH ÖĞRETMENLER EĞİTEBİLİR!

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!444

Page 45: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

DEV-GENÇLİLER’İN SAHİPLENME EYLEMLERİ:

İSTANBUL:Okmeydanı-Örnektepe: 5 Eylül: Dev-Genç’liler 3

kahve konuşması yaptı.7 Eylül: Dev-Genç’liler 200 adet pullama yaptı.8 Eylül: Dev-Genç’liler Okmeydanı Örnektepe’de,

Nuriye ve Semih için 3 yere yazılama yaptı. Aynı gün15 esnaf ziyareti yaptılar. Nuriye ve Semih’in mahkemesineçağrı ve 15 adet dergi dağıtımı yaptılar. Çalışmanın de-vamında 1000 adet kuşlama yaparak, 14 Eylül’degörülecek olan Nuriye ve Semih’in mahkemesine çağrıyaparken, 200 adet de mahkemeye çağrı afişi asıldı.

9 Eylül: Nuriye ve Semih’in mahkemesine çağrıamaçlı 3000 adet kuşlama yapılırken 20 dergi dağıtıldıve mahkemeye çağrı yapıldı.

13 Eylül: Anadolu Parkı’na, 12 Eylül’de HalkınHukuk Bürosu avukatlarına yönelik baskınlarla ilgili,üzerinde “Nuriye ve Semih Avukatsız Kalmayacak! Di-renenler Kazanacak! Dev-Genç” imzalı slogan yazıldı.

İkitelli: Liseli Dev-Genç’liler, 11 Eylül’de KemalPaşa Caddesi ve Beşkat Bölgesi’nde, Nuriye ve Semih’in14 Eylül’deki mahkemesi için çalışma yaptılar. Çalışmadaçok sayıda kuşlama yapılarak, halka sahiplenme çağrısıyapıldı.

ANADOLU:Ankara Dev-Genç: Ankara Batıkent ve Ege Mahal-

lesi'nde 2 Dev-Genç’li 200 mahkeme bildirisini, 50 Yü-rüyüş dergisini halka ulaştırdı. Ve kahve konuşmalarıyaptı.

Ankara Dev-Genç: Dev-Genç’liler 7 Eylül'de Nuriyeve Semih’in 14 Eylül'de Ankara Adliyesi’nde yapılacakolan duruşma için; sokaklara, sendikalara, dükkanlaraafişler astılar. Halkı mahkemeye çağırdılar.

Ayrıca Dev-Genç’liler 9 Eylül’de, 2001’de F Tipi Ha-pishaneler’e karşı Ölüm Orucu’nda şehit düşen Serdar Ka-rabulut’un ailesini, Merzifon’daki evlerinde ziyaret etti.

Eskişehir: Dev-Genç’liler 8 Eylül'de Gültepe Ma-hallesi’nde çeşitli yerlere “Nuriye ve Semih Yaşasın!”yazılı pankartlar astı. Ayrıca 13 Eylül’de, baskınlagözaltına alınan halkın avukatlarını sahiplenmek amacıylaGültepe Halk Caddesi’ne pankart asıldı. Asılan pankartta“Devrimci Avukatlar Onurumuzdur! Dev-Genç” yazılıydı.

Nuriye ve Semih'i Sahiplenmek Boynumuzun Borcudur!Mutlaka Onları Zulmün Elinden Çekip Alacağız!

Dev-Genç: Baskınlarla Açlık Grevi Direnişimizi Bi-tiremezsiniz!

Dev-Genç, Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının bü-rolarının ve evlerinin basılmasına ve işkencelerle göz-altına alınmalarına karşı 12 Eylül’de bir açıklama ya-yınladı. Açıklamada şunlar belirtildi:

“… 14 Eylül’de görülecek mahkemeye 2 gün kala,devrimci avukatları gözaltına alarak Nuriye ve Semih’iduruşmalarında avukatsız bırakacaklarını düşünüyor,bütün halka gözdağı vermek istiyor faşizm. Boyun eğ-diremeyeceksiniz halkın avukatlarına, onlar halktanyana, doğrudan yana savunma yapmaya devam edecekler.Siz saldırdıkça, sahiplenmemiz daha da büyüyecek,daha da kalabalık olacağız bu duruşmada.

10 aydır direniyoruz, 10 yıl daha direniriz. (...) 308gündür Yüksel’de direniyoruz. Nuriye ve Semih 188gündür açlığıyla direniyor. Defalarca bizi gözaltına al-dınız, işkence yaptınız. Kalbinde pil olan, astım hastasıolan insanların yüzlerine gaz sıktınız ama yine de bizibitiremediniz, bitiremezsiniz! Binlerce kişi olarak sizeNuriye ve Semih sloganlarıyla haykıracağız. Nuriyeve Semih’i savunmaya devam edeceğiz! Nuriye veSemih’i zulmün elinden çekip alacağız!”

Halkın Hukuk BürosuAvukatlarıOnurumuzdur!

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

45DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Page 46: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!446

Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça'nın Ankara'da görülecek mahke-mesi için İstanbul ve Anadolu'da ça-lışmalar büyük bir coşku ile sürdü.Halkın sahiplendiği bir direnişi yoksayamazsınız.

Nuriye ve Semih'in talepleri kabuledilinceye kadar bizi her zaman kar-şınızda bulacaksınız.

Yapılan çalışmalardan derledik-lerimizi aşağıda yayınlıyoruz:

İSTANBUL:Çayan'da YazılamaHalk Meclisi üyeleri 7 Eylül'de

Çayan Mahallesi’nde Nuriye ve Se-mih'in 14 Eylül’de görülecek mah-kemesi için "Nu-Se İçin 14 Eylül'deAnkara'dayız!" yazılamaları yaptı.

Sarıgazi'da Faks Çekme Eylemi:Nuriye ve Semih'in taleplerinin kabuledilmesi ve serbest bırakılması için11 Eylül'de Adalet Bakanlığı’na fakseylemi yapıldı. Yapılan eylemde 17faks çekildi.

Devrimci İşçi Hareketi'ndenDestek Videosu: 1 Eylül'de ziyaretegittikleri evde Nuriye ve Semih içinsohbet ederken evde olan bir teyzeNuriye ve Semih için bir destek videosuçekti.

Video'nun linki aşağıdadır: Link:https://www.youtube.com/wa

tch?v=HyYR4p–Aps&feature=you-tu.be

Zeytinburnu’nda afişleme:DİH'liler, 10 Eylül’de Nuriye ve Se-mih için İstanbul Zeytinburnu’ndaafiş çalışması yaptılar.

Esenler ve Göngören'de Kuş-lama: İdil Kültür Merkezi çalışanları10 Eylül'de Nuriye ve Semih içinEsenler, Güngören ve Okmeydanı’nda180 adet pullama ve kuşlama çalış-ması yaptı.

Avcılar Halk Cephesi: 8 Eylül'deAnkara’da, 14 Eylül’de görülecekolan Nuriye ve Semih davası içinbirçok mahalleye ozalit asıldı. Aynıgün Parseller’de bulunan cuma pa-zarında esnafa ve halka Ankara'dagörülecek olan mahkemeye çağrı bil-

dirisi dağıtıldı ve mahallelerde pul-lamalar yapıldı. Avcılar’da bulunanesnaflara da Bahçelievler’de pazargünü yapılacak Yüksel direnişçilerininde katılacağı halk toplantısının bil-dirisi verilip, toplantıya davet edildi.12 Eylül’de Avcılar merkez ve Şük-rübey’de Halk Cepheliler tarafındanmahkemeye çağrı pankartları asıldı.

Bahçelievler Halk Cephesi: 8 Eylül'de mahkeme çağrısı ozalitlerasıldı, yüzlerce pullama yapıştırıldı.Esnafa pazar günü yapılacak olanHalk toplantısı bildirisi verip top-lantıya davet edildi. Çalışmalar Şi-rinevler, Yenibosna ve Mahmut Beycaddesinde yapıldı. Halk Cephesiimzalı mahkemeye çağrı bildirileride Zafer Mahallesi'nde halka verilip,Ankara’da görülecek olan duruşmayısahiplenme çağrısı yapıldı. Akşamsaatlerinde AKP’nin katil köpeklerimahalleye zırhlı araçlarla gelip ya-pılan pullamaları söktü.

Halk Cepheliler sökülen pullama-ların yerine yenilerini yapıştırdılar.

12 Eylül'de yapılan çalışmada iseSoğanlı Mahallesi'nde, KocasinanMahallesi'nde, Zafer Mahallesi'ndeve Siyavuşpaşa Caddesi'nde mahke-meye çağrı için 6 adet pankart asıldı.

Mahallede kahveler dolaşılıp Hal-kın Hukuk Bürosu avukatlarına yö-nelik yapılan operasyon ve gözaltılaranlatıldı.

AKP faşizminin korkusunun bü-yüdüğü, korkusundan devrimcileresaldırıp halka gözdağı vermeye ça-lıştığı söylenip Ankara’ya mahkemeyeçağrı yapıldı.

Çayan Halk Cephesi: 8 Eylül'deNuriye Gülmen ve Semih Özakçaaçlık grevinin 184. günü Çayan Ma-hallesi’nde yazılamalar, kuşlamalaryapıldı, bildiriler dağıtıldı. Toplam400 kuşlama, 100 pullama, 50 bildiridağıtıldı ve 1 yazılama yapıldı.

Çayan Mahallesinde Nuriye veSemih mahkeme çalışmaları akşamsaatlerinde devam etti.

Toplam 2000 kuşlama yapıldı ve1 afiş asıldı. 10 Eylül'de ise 1 yazılama100 pullama, 5 afiş çalışması yapıldı.11 Eylül günü 50 pullama, 1 yazılama,

500 kuşlama ve 50 afiş çalışmasıyapıldı.

İkitelli Halk Cephesi: 2 Eylül’deMehmet Akif Mahallesi’nde NuriyeGülmen ve Semih Özakça için yazı-lamalar yapıldı. Yapılan yazılamalarşöyle: “Nuriye Gülmen Semih Özakçaİçin Adalet İstiyoruz Alacağız-HalkCephesi”, “Nuriye ve Semih'in Ta-lepleri Kabul Edilsin-Halk Cephesi”

İkitelli Halk Cephesi 6, 7 ve 8Eylül’de de yaptığı çalışmada NuriyeGülmen ve Semih Özakça için Beş-kat, Atatürk Mahallesi’nde 4 sokağa,Mehmet Akif Mahallesi’nde, KemalPaşa Caddesi’ne, Parseller’de İkitelliCaddesi Yolu’na, Arenapark Bölge-si’ne, Perşembe Pazarı, Salı Pazarı,Pazar Pazarı’nın bulunduğu bölgeleretoplamda 500 adet pullama çalışma-ları yaptı. Ayrıca "14 Eylül'de NuriyeGülmen ve Semih Özakça için AnkaraAdliyesi'ne" yazılı kuşlamalar yapıldı.Son olarak da Nuriye Semih Onuru-muzdur! sloganları ile çalışma son-landırıldı. 11 Eylül'de ise Beşkat’tave Atatürk Mahallesi’nde kuşlamayapıldı. Beşkat’ta 50 tane “NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın Ta-lepleri Kabul Edilsin!” yazılı pullamayapıştırıldı.

Sarıgazi Halk Cephesi: Sarıga-zi’de 7 Eylül'de Demokrasi Caddesi,cemevi bölgesi, Atatürk Caddesi veYenidoğan sokaklarında Nuriye veSemih için ajitasyonlar çekilip kuş-lamalar yapıldı. Ayrıca 6 Eylül'de"Nuriye ve Semih’i Yaşatacağız" ,"Nu-riye ve Semih’i Öldürtmeyeceğiz-Halk Cephesi" yazılamaları yapıldı.

Topkapı Halk Cephesi: 6 Ey-lül'de mahallede Nuriye Gülmen veSemih Özakça için çağrı çalışmasıyapıldı.

Kayışdağı: Halk Cepheliler ta-rafından 10 Eylül'de mahkemeyeçağrı içerikli afişler asıldı.

Esenyurt Halk Cephesi: Esen-yurt Esenkent-Balıkyolu-Yeşilkentmahallelerinde Nuriye ve Semih için10 bin adet kuşlama yapılıp halka14 Eylül’de yapılacak olan mahkemeiçin çağrı yapıldı.

Nereye Baksanız Nuriye ve Semih'i Göreceksiniz!Zulmünüzün Hesabını Soracağız!

Page 47: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

447DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

ANADOLU:Ankara Devrimci İşçi Hareketi:

14 Eylül'de mahkemeye çıkacak olanNuriye ve Semih'in mahkemesine çağrıiçin Ankara’da Hüseyingazi Mahalle-si'nde 11 Eylül'de 80 adet pullamayımahalle halkının görebileceği yerlereyapıştırıldı.

Ankara Kamu Emekçileri Cep-hesi: Nuriye ve Semih’in haklı vemeşru taleplerinin kabul edilmesi, tu-tukluluğun son bulması için KEC’lilerBatıkent ve Eryaman’da kapı çalışmasıyaparak bildiri dağıttılar. 150 pullamayapıştırılırken, 600 bildiri halka ulaş-tırıldı. Nuriye ve Semih’in sesine sesverenler Yüksel direnişinin 10. ayı,açlık grevinin 6. ayının çağrısıyla 14Eylül’de Nuriye ve Semih’in yanındaAnkara Adliyesi’nde olacakları sözüalındı.

Ankara Halk Cephesi: 7 Eylül'deNuriye ve Semih'in 14 Eylül mahke-mesi için Dikmen, İlker ve Sokullu’da5 adet ‘Halk Cephesi’ imzalı ozalitasıldı. 10 adet yazılama yapıldı. Aynıçalışmada 100 adet pullama yapıştırıldı.

Yazılamalarda şunlar yazıyordu:"Nuse", "Nuriye Semih Yaşasın", "Nuse14 Eylül’de Ankara Adliyesi’nde- HalkCephesi" ayrıca Ankara Ege Lisesiduvarına da 10 adet mahkemeye çağrıyazılaması yapıldı. Bir sonraki günise Yenidoğan, Sanatoryum ve Ay-dınlıkevler’de toplam 35 tane ‘NuriyeSemih Dayanışması’ imzalı afiş, 3adet ‘Halk Cephesi’ imzalı ozalit ve 4adet yazılama yapıldı. Çalışmada aynıgün içerisinde Nato Yolu ve Tuzluça-yır’a 100 adet ‘Kamu Emekçileri Cep-hesi’ imzalı 100 adet ‘Nuriye SemihDayanışması’ imzalı pullama yapıştı-rıldı. Taşdelen ve Alemdağ bölgelerindede Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’nın mahkemelerine çağrı için kuş-lama ve pullama çalışması yapıldı. 12Eylül'de ise kamu emekçileri NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın mah-

kemeleri için Gülveren, Hüseyingazi,Doğantepe, Dikmen, Hürriyet Caddesi,Sinan Caddesi, İlker 9. Cadde, ÖveçlerVadisi, Sincan, Elvankent Adliye böl-gesi, Ümitköy, Eskişehir Yolu’ndatoplam 13 tane ‘Halk Cephesi’ imzalıçağrı afişi, 40 adet yazılama ve 200adet ‘Kamu Emekçileri Cephesi’ imzalıpullama yapıldı.

İzmir Halk Cephesi: İzmir’de hercuma günü Alsancak Türkan SaylanKültür Merkezi’nin önünde yapılanNuriye ve Semih’le dayanışmak için,açlıklarına ses olmak için basın açık-laması ve oturma eylemi yapıldı. Ey-lemde bir gecede KHK ile işlerindenihraç edilen, Semih ve Nuriye’ninişleri, ekmekleri, onurları için diren-dikleri, bedenlerini açlığa yatırarakbu zulme sessiz kalmayacaklarını tümdünyaya gösterdiklerini vurgulanarak,Nuriye ve Semih demeye devam ede-ceklerini söylediler. 14 Eylül’de, An-kara Adliyesi’ndeki mahkemeye tümİzmir halkı çağrıldı. Ardından oturmaeyleminde şiirler okundu "Çav Bella"marşıyla eylem sonlandırıldı. Açıkla-maya 18 kişi katıldı.

12 Eylül'de ise “İşi ve Ekmeği İçinAçlık Grevi Yapmak Suç Değildir-Nuriye ve Semih İçin 14 Eylül’de An-kara Adliyesi’ndeyiz” konulu bin adetpul Konak, Buca, Şirinyer, Torbalı,Tire, Karşıyaka, Narlıdere Üçyol, Bor-nova ve Alsancak’a yapıştırılarak halkaduyuruldu.

Yürüyüş Dergisi KavganınSesini Duyurmaya DevamEdiyor

Halk Cepheliler umudun sesi Yürüyüşdergisini halka ulaştırmaya, umutlarınıbüyütmeye devam ediyor. Yapılan ça-lışmalardan derlediklerimiz şu şekilde:

İstanbul Sarıgazi: Halk Cepheliler6 Eylül'de, Demokrasi Caddesi'nde,Yürüyüş dergisi dağıtımı yaptı. Dağı-tımın yanısıra, Nuriye ve Semih ileilgili dövizler ve pullamalar asılıpbildiri dağıtıldı. Çalışma sonunda 116adet dergi halka ulaştırıldı.

Bursa: Halk Cepheliler 10 Eylül'deVatan ve Teleferik Mahallesi'nde Yürüyüşdergisi dağıtımı yaptı. Çalışma sırasındahalka Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça'nın direnişleri anlatıldı ve 14 Eylülmahkemesine çağrı yapıldı. Çalışmalarınsonunda toplam 50 dergi halka ulaştı-rıldı.

Tekirdağ: Halk Cepheliler 12 Ey-lül’de Çorlu ilçesinde ve MarmaraEreğli’de umudun sesi Yürüyüş dergisidağıtımı yaptı. Çalışmada dergi dağı-tımının yanısıra, Nuriye ve Semih’in14 Eylül’de yapılacak olan mahke-mesine çağrı yapıldı. Dergi dağıtımısırasında halka derginin içeriği, halkınsanatçıları Grup Yorum’un tutsaklığıanlatıldı. Halk; Cepheliler’i sahiplendive desteklerini belirtti. Çalışma sonunda13 dergi halka ulaştırıldı.

Bahçelievler Halk Cephesi

Yüksel Direnişiyle İlgili

Toplantı Yaptı

Bahçelievler Zafer Mahallesi’nde,10 Eylül’de Yüksel direnişçisi MehmetDersulu ve halkın katılımıyla direniştoplantısı yapıldı. Toplantıda Nuriyeve Semih'in direnişi ve 14 Eylül’dekimahkeme üzerine tartışmalar yapıldı.

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Avcılar

Ankara

Page 48: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!448

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın14 Eylül’deki mahkemelerine iki günkala, savunmalarını yapacak olan HalkınHukuk Bürosu avukatlarının İstanbulve Ankara bürolarına polis tarafındanbaskın düzenlendi. Bazı avukatlar ise,yolda önleri kesilip kaçırılarak, işken-celerle gözaltına alındılar.

Gözaltına alınan devrimci avukat-ların isimleri şöyle;

Barkın Timtik, Ebru Timtik, ŞükriyeErden, Aytaç Ünsal, Engin Gökoğlu,Ezgi Çakır, Süleyman Gökten, DidemBaydar Ünsal, Ahmet Mandacı, YağmurEreren, Naciye Demir, Aycan Çiçek,Özgür Yılmaz.

Baskınlara ve halkın avukatlarınınişkencelerle gözaltına alınmalarına iliş-kin yapılan yazılı açıklamalardan der-lediklerimiz şu şekilde:

Halk Cephesi: “… Halkın HukukBürosu’nun devrimci avukatlarının busaldırıya maruz kalmasının nedeni Nu-riye Gülmen ile Semih Özakça’nınavukatlığını yapmaları ve bu çerçevede14 Eylül yani iki gün sonraki duruş-mada faşizmi yargılayacak olmalarıdır.Duruşma salonunda yargılanmaktankorkan AKP, emir eri polislerine verdiğitalimatla saldırıya geçmiştir. Emir bü-yük yerdendir. Bizzat Tayyip Erdoğanve Süleyman Soylu’nun direktifi, uşaksavcıların işbirliği ve polis marifetiylebu saldırı gerçekleştirilmiştir.

Bu saldırı, AKP’nin OHAL terörünekarşı Nuriye ve Semih’in bayraktarlığınıyaptığı halk direnişini kırmak için ya-pılmıştır. Tam da bu nedenle başara-mayacaklar.

Bu saldırı, halka gözdağı vermekiçin yapılmıştır.

Devrimci avukatları katlettiniz. Sus-tular mı?

Devrimci avukatları tutsak aldınız.Sustular mı?

Devrimci avukatlara yapmadığınızişkence, uygulamadığınız baskı kal-madı. Sustular mı?

Asla susturamadınız. Asla sustura-mazsınız… Çünkü haklılığın sesi zul-mün karşısında kesilmez ama dahagür çıkar.

(...)Avukatları gözaltına alınca Nu-riye ve Semih’in sesi kesilir mi sanı-

yorsunuz? Nu-riye ve Semih’indile getirdiği ta-leplerinin haklı-lığı karşısındaacizsiniz.

Halkımız!“Deniz Gez-

miş’in avukatıben olaydım”türküsü yakanhalkımız; işteşimdi de Nuriyeve Semih’in avu-katı olma vakti-dir. Nuriye ve Semih’in 14 Eylül’dekiduruşmasına katılalım. Nuriye ve Se-mih’i o gün yalnız bırakmayalım.

Meslek Onuruna Bağlı, DolayısıylaFaşizme Karşı Avukatlar!

Meslektaşlarınız olan devrimci avu-katlara sahip çıkın. Nuriye ve Semih’indavasında onların yokluğunu hissettir-meyin. Savunduğunuz meslek onurunuzve geleceğiniz olacaktır. 14 Eylül’dehaklılığın ve halkın direniş bayrağınıfaşizmin kürsülerinde dalgalandıralım.”

TAYAD: “… Korkuları büyük. Kor-kuları Nuriye ve Semih, korkularıhalkın avukatlığını yapmaları, devrimciavukatlık yapmaları. 14 Eylül’de gö-rülecek Nuriye ve Semih duruşmasıöncesi, Nuriye ve Semih’i avukatsızbırakmak istiyorlar. Tüm hukukçularaçağrımızdır; faşist AKP’ye karşı Nuriyeve Semih’in avukatlığını yapalım. Hal-kın avukatlarının yanlarında olalım.”

Yürüyüş Dergisi: “Onlar halkınavukatları… Bunca zulüm AKP’nin ça-resizliğidir. Ve bu zulüm AKP’nin so-nudur!.. Onlar, Nuriye ve Semih’in avu-katıdırlar. Onlar, halkın avukatıdırlar.Tarihsel bir haklılığın savunucusudurlar.Mahkeme salonlarından direniş alanlarınaher yerde ve her zaman faşizmi yargı-ladılar. Ne Nuriye ve Semihleri ne dehalkın avukatlarını susturabilirsiniz. Nu-riye Semih’in mahkemesi öncesindehalkın avukatlarını gözaltına alarak Nu-riye ve Semih’i avukatsız bırakacağınısanan faşizm bir kez daha kaybetti. Nu-riye ve Semih’in avukatı halktır! (…)”

Grup Yorum-FOSEM-İdil Halk

Tiyatrosu-TAVIR Dergisi-İdil KültürMerkezi: “… Avukatsız bıraksanız dabiz hepimiz Nuriye ve Semih’in avu-katları oluruz. Halk her zaman doğruyu,haklı olanı savunacaktır. Faşizmi yar-gılayan onlardır, yıllardır faşizminhiçbir baskılarına baş eğmemiştir. Herzaman haklı olanı savunmaya devametmiştir, halkın yanında olmuştur.

Halkın Mühendis Mimarları:“Nuriye ve Semih’in avukatıyım diyenbinlerce avukat var bu ülkede. AKPiktidarına soruyoruz! Her bir avukatıtek tek gözaltına mı alacaksınız? Yoksaavukatlık mesleğini tamamen tasfiyemi edeceksiniz? (...)Faşist AKP iktidarıbaskı ve zordan, demagojiden başkabir yöntem bilmez. Suçlarını, halkaolan düşmanlığını korkakça, acizcegizlemeye çalışmaktadır. AKP iktidarıhalka karşı işlediği tüm suçların bedeliniödemekten kaçamayacak. Bizim degünümüz gelecek.”

Devrimci İşçi Hareketi: “Halkın,Nuriye ve Semih’in avukatlarını tutsakedemezsiniz. Nuriye ve Semih’i sa-vunacak avukat kalmasın, mahkemeyekimse katılmasın istiyorlar. Direnenlerinsesini boğmaya, halkı korkutmaya ça-lışıyorlar. AKP hükümetinin bütünplanlarını çoktan Kamu Emekçileribozdu. Nuriye ve Semih halka diren-meyi, teslim olmamayı öğretiyor. Hal-kın Avukatları, Halkın Memurları, aç-lıklarına, işkencelere, tutsaklıklara rağ-men halkına vatanına layık olmak içinkoşuyorlar. Bu halkı, böylesi evlatlarıvarken teslim alamazsınız.”

Direnenlerin Avukatlığını Yapmak Onurdur!Halkımız Avukatsız ve Adaletsiz Kalmayacak!

Page 49: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

449DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Halk Cephesi ve Halk Meclisi’ninAçıklamalarından Derlediklerimiz;

Ankara Halk Cephesi: “... 18avukat hakkında gözaltı kararı çıkaranAKP, Nuriye ve Semih’in avukatlarınakarşı bu saldırıyla onların savunmahakkını engellemeyi düşünüyor. Fakatbütün halk Nuriye ve Semih’in avu-katıdır ve 14 Eylül’de Ankara Adli-yesi’nde sadece avukatlar değil bütünhalk savunma yapacaktır.”

İSTANBULArmutlu Halk Cephesi: “…Bir

hukuk bürosu neden basılır? Bir hukukbürosunu basan katiller, basılan bürodane bulurlar? Bu soruların cevabı çokbasit, Adalet’in olmadığı bir ülkedeadaleti sağlamak için mücadele edenhalkın avukatlarını bulurlar. Halkın Hu-kuk Bürosu’nda da bunu bulmuşlar-dır… Halkın avukatlarının, Nuriye veSemih’in avukatlığını yapacaklarını ve10.000 avukatla Ankara Adliye’sindeolacaklarını açıklamalarının üzerine buazgınca operasyonu düzenleyenlerinkorkularını anlıyoruz. Bu korku mah-kemede yargılayan değil, yargılananolacaklarının korkusudur. AKP iktida-rının OHAL ve KHK’ları yargılana-cak…”

Avcılar-Bahçelievler Halk Cep-hesi: “… İki kamu emekçisini teröristilan etmeye çalışıp halkı yalanlarıylakandırmaya çalıştılar ama başaramadılar!Ülkemizin dört bir yanından halkımızNuriye ve Semih’i sahiplendiler.”

Çayan Halk Cephesi: “… İlk önceAnkara Valiliği tarafından isimleri ya-

saklanmıştı Nuriye ve Semih’in.Şimdi ise onları savunacak avu-katlardan korkuyorlar. Faşizminçaresizliğinin göstergesidir bu.Korkularını büyütecek, Nuriyeve Semih demekten vazgeçme-yeceğiz.”

Esenyurt Halk Cephesi:“12 Eylül faşizmi devam ediyor.

1980 faşist cuntasının eli kanlı katilleri,bugün de görevlerinin başındaydı. 12Eylül faşist cuntasına karşı “45 milyonhalkı teslim alamazsınız” diyenler,bugün de faşist AKP’nin OHAL ya-salarına ve KHK’larına karşı “80 mil-yon halkı teslim alamazsınız” diyerekdirenmeye devam ediyor. Faşizm debiliyor ki; 14 Eylül’de Nuriye ve Se-mih’i yargılayamayacak. Çünkü onlar2 candan ibaret olmayıp, devrimciavukatları ve 80 milyon halklarıylafaşizmi kendi mahkemelerinde yargı-lanan değil, yargılayan olacaklardır.”

İkitelli Halk Cephesi: “… Bu bas-kın meşru değildir ve bunun yanındakatiler faşist düzenin iktidarın yala-kalarıdır. Ve AKP iktidarının acizliği,korkaklığı gün geçtikçe de artıyor. Budireniş bize devrim mücadelesinin bı-raktığı bir bayraktır! Bizlere geri adımattıramadınız, geri adım atmayacağız.Faşizmin önünde eğilmiyoruz. HalkınHukuk Bürosu Avukatları da öyle ya-pıyor, bizleri yıldırılmazsınız!”

Kuruçeşme Halk Cephesi: “…Direnişin ilk günlerinde faşist AKP’ninAnkara valisi tarafından isimleri ya-saklandı. Nuriye ve Semih’in şimdiise mahkemeye 2 gün varken Nuriyeve Semih’i savunacak avukatlardankorkuyorlar; çünkü halkın avukatlarıtarihlerden bu yana faşizmin, oligarşininAKP’nin mahkemelerini, hakimlerini,savcılarını yargılayan, hesap soran ol-muştur. Halkımızın deyimiyle ”yanlışhesap Yüksel’den döner”, yine halkı-mızın bir deyimiyle “evdeki hesapYüksel’de uymadı”… Halkımızı kan-

dırmaya asla müsaade etmeyeceğiz,karşınıza dikileceğiz. Yaşasın halkınavukatları…”

Sarıgazi Halk Cephesi: “… Fa-şizmin bu saldırıları sadece avukatlaradeğil tüm halkadır. Bu saldırıyla Nuriyeve Semih’i savunmasız bırakmak iste-mektedirler. AKP faşizmi, savunmayıgözaltına alarak kendi hukukunuzuayaklar altına almaktasınız. Bu da sizinsavunmadan ne kadar korktuğunuz an-lamına gelir. Eğer siz kendi hukukunuzutanımıyor, ayaklar altına alıyorsanızbizler de sizlerin bizlere dayattığınızhiçbir şeyi tanımıyoruz. Haklarımıziçin sizin hukukunuza değil, meşrulu-ğumuza dayanarak mücadele edece-ğiz…”

Gazi Halk Meclisi: “… Avukatlarıngözaltına alınmalarındaki asıl amaç;14 Eylül’de görülecek olan Nuriye veSemih’in mahkemesine fiziki olarakkatılmamalarını sağlamaktır. Ama unut-tukları şey şudur ki halkın evlatlarınıgözaltına alsalar bile binlerce halkınavukatı mahkeme günü Nuriye ve Se-mih’in adalet talebini dile getirecek-lerdir. Ne Nuriye-Semih, ne de buhalk adaletsiz kalmayacak.”

Suriye Halk Cephesi: “Nuriye veSemih’in avukatlarına saldırılarınız aciz-liğinizdendir. Büronun kapılarını hırsızçeteleri gibi kırarak giren leş kargalarınasesleniyoruz: Halkın Hukuk Bürosuavukatlarına, halkın avukatlarına, Nuriyeve Semih’in Avukatlarına uzanan ellerkırılır. (...)Nuriye ve Semih halkın avu-katları için, halkın avukatları da Nuriyeve Semih için direnmeye ve hesap sor-maya devam edeceklerdir. Hiçbir güçbunu durduramayacaktır. Siz ne yapar-sanız yapın, direnişler ve direnenler ka-zanmaya devam edeceklerdir.”

Page 50: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!550

Suriye Halk Cephesi Nuriye veSemih'in sesini Ortadoğu'da duymayankalmayacak şiarıyla yaptığı çalışmalaradevam ediyor. Nuriyeler için başlatılanbir aylık açlık grevi sürüyor.

Suriye Halk Cephesi, Suriyeİşçileri ve Halkı İle DayanışmaKonferansı’na Katıldı

Suriye Halk Cephesi, 11 Eylül’de,Suriye İşçiler Birliği Sendikası’nındaveti üzerine Şam Kırsalında bulunanSahara Oteli’nde “Emperyalist Poli-tikalara, Kuşatmalara ve Teröre KarşıSuriye İşçileri ve Halkı İle Dayanışma”başlığıyla düzenlenen konferansa ka-tıldı. Ayrıca 40’tan fazla ülkeden 65işçi sendikasının yanısıra 100’denfazla aydın da katılım sağladı.

Konferansın açılışına başta Suriyebaşbakanı İmad Hamis olmak üzerebirçok devlet adamı, bakanlar, Suri-ye’de bulunan yabancı ülke büyükel-çileri, meslek örgütü ve sendikacılarkatıldı. Yapılan açılış konuşmasınınardından, direnen ve vatanını terk et-meyen Suriyeli işçilerinin durumunuaktaran bir sinevizyon izlendi.

11 ve 12 Eylül’de, toplam 4 oturumolarak düzenlenecek olan konferansın,ilk günün birinci oturumunda katılımcılar,emperyalizmin şimdiki durumunu, em-peryalizmin dünya halklarının sorunuolduğunu, sömürü saltanatlarının daya-nışma ile son bulacağını söylediler.Ayrıca Suriye halkıyla dayanışma amaçlıaçıklamalarda bulundular. Genel olarakdavetliler Suriye ordusunun ve halkınındirenişini ve son olarak Deyr Al Zour’dakazanılan zaferi tebrik etti. Yemek ara-sında da Halk Cepheliler 1 aylık açlıkgrevi yaptıklarını belirtti ve bu nedenlefarklı ülkelerden katılanlara Nuriye Gül-men ve Semih Özakça’nın direnişi an-latıldı. Sonrasında ikinci oturuma ge-çildi.

Birinci günün ikinci oturumunda iseSuriye Halk Cephesi temsilcisi kısa birsöz alarak şu açıklamayı okudu;

“… Öncelikle bizi bu sempozyumadavet eden Suriye İşçiler Birliği Sen-dikası’na teşekkür ediyoruz.

Yaklaşık 7 yıldır büyük bir inançla,emperyalizme ve işbirlikçilerine karşıdirenen Suriye halkını, Halk Cephesiolarak selamlıyoruz. Suriye gibi, em-

peryalizme karşı direnen halklara teröristdiyenlere soruyoruz; terörizm nedir?

Terörizm, dünya halklarını katleden,işgal ettiği ülkelerin yer altı, yerüstüzenginliklerini yağmalayandır. Bu ne-denle asıl terörist emperyalistler veişbirlikçileridir. Dünya halklarının başkatilidir emperyalizm.

Şu an Suriye’yi yeniden inşa edenemekçi halkı, kendi küllerinden yeni-den doğmaktadır. Suriye halkı yalnızdeğildir. Bizler Suriye’de bulunanHalk Cepheliler olarak, her zaman di-renen Suriye halkının yanında olmaktanonur duyuyoruz.

Elinde Suriye halkının kanı olanfaşist, katil Erdoğan, Türkiye’de dehalka yönelik saldırılarını sürdürüyor.Katil Tayyip Erdoğan, kendi iktidarınısürdürebilmek için 150 bin emekçiyiişinden attı. Bu 150 bin kişinin içinden2 kişi, işi, emeği ve onuru için direnişebaşladı. Ardından direnişlerini açlıkgrevi direnişine dönüştüren bu kişilerNuriye Gülmen, Semih Özakça’dır.

Açlık grevi direnişinin 76. gününde,katil Tayyip Erdoğan onları tutukla-yarak susturmak istedi. Ancak hapis-hanede de açlık grevi direnişini devamettiren ve bugün direnişin 185. günündeolan Nuriye ve Semih, aynı inançlayaklaşık 7 yıldır direnen Suriye vedirenen tüm dünya halklarına selam-larını, sevgilerini gönderiyor ve direnenhalkların mutlak kazanacağına olaninançla selamlıyor. Suriye halkı yalnızdeğildir! Yaşasın dünya halklarınınemperyalizme karşı direnişi…”

Konuşmanın ardından birçok kişiHalk Cepheliler’i tebrik etti ve tanış-mak istedi. İletişim bilgileri alındıktansonra görüşmelerin mutlaka yapılacağıbelirtildi.

2. gün: Konferansın ikinci günündeoturumun birinci başlığı “Basın”, ikincibaşlığı ise “Ekonomi” idi. Oturumuaçan heyetten söz alanlar, genel olarakemperyalist basını ve ondan yana tavıralan başta Arap basını olmak üzere dışbasını da eleştirdi. Basının, Suriye’ninemperyalizme karşı verdiği savaşta yalanhaber yayması, bu haberlerin birçokinsan tarafından doğru görülmesi vebuna karşı cephe oluşturmak gerektiğiüzerine konuşuldu. Ayrıca ‘beyaz kask-

lılar’ diye tabir edilen sözde yardım ku-ruluşlarının bütün dünyaya bir dakikaiçinde yayınladığı yalan-yanlış haberlerledirenen Suriye’yi hedef haline getirmesieleştirildi. Verilen kısa bir aranın ardındanikinci oturuma geçildi. Toplantıyı yönetenheyetten Filistinli bir katılımcı söz alarak,direnenlere karşı uygulanan ambargoyadeğindi. Çözüm olarak ise bütün ambargouygulanan devletlere karşı bütün dire-nenlerin bir cephede birlik olması ge-rektiğine vurgu yaptı. Sonrasında isetoplantı sonuç bildirgesi okunarak kon-ferans sonlandırıldı. Ve ardından arala-rında Suriye Halk Cephesi’nin de olduğubirçok katılımcıya plaket ve teşekkürsertifikası takdim edildi. Verilen ikinciarada ise, Halk Cepheliler orada bulunandavetlilere Nuriye ve Semih’i anlattı,bu nedenle de dayanışma amaçlı imzatopladı, kimileri ise sendika bürosunadavet etti.

Suriye Halk Cephesi'nin de KatıldığıHeyet Suriye CumhurbaşkanıBeşşar Esad ile Görüştü

“Halk En Büyük Güçtür! Kimki Halkın Desteğini Arkasına AlırsaOnu Hiçbir Güç Yenemez!”

Suriye İşçi Sendikaları Konfede-rasyonunun yaptığı iki günlük konfe-ranstan sonra Suriye Cumhurbaşkanı,katılımcı sendika, örgüt ve kişilereteşekkürlerini sunmak için 13 Eylül’deHalk Sarayı’nda görüşme gerçekleş-tirdi. Bu görüşmeye Suriye Halk Cep-hesi de davet edildi. Katılımcıları tektek selamlayan Beşşar Esad kısa birkonuşma yaptı. Konuşmada konferansakatılan herkese teşekkürlerini belirtti.

Protokol konuşmaları sevmediğini,sohbet ve fikir alışverişi şeklindeolursa daha faydalı olacağını söyle-yerek konuşmayı gelenlere bıraktı.Beşşar Esad, arada yaptığı bilgilen-dirme konuşmasında şunları belirtti:

“Halk en büyük güçtür. Kim kihalkın desteğini arkasına alırsa onuhiçbir güç yenemez. Her zorluğun üs-tesinden gelir. Bana halkı katlettiğimisöylediler, halkın beni istemediği haberiniyaydılar. Ben halkın desteğini almasay-dım 7 yıldır direnebilir miydim?”

1 saat süren görüşme, selamlamayapılarak bitirildi.

Nuriye ve Semih'i Ortadoğu'da Duymayan Kalmayacak!Halkların Enternasyonalist Dayanışmasıyla Zaferi Mutlak Kazanacağız!

Page 51: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

551DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

TAYAD’lı Mehmet Güvel, Nuriyeve Semih için başlattığı süresiz açlıkgrevi direnişini zafere olan inancıylakesintisiz sürdürüyor. Kendi kalemindenyazdığı günlüklerinden derlediklerimizşu şekildedir:

67. gün: Bugün biraz erken kalktık.Önlüklerimizi giyip direnişteki yerle-rimizi aldık. Armutlu sağlık ocağındanbir doktor, kan değerlerimi ölçtü. KızımBaşak geldi. Biraz sohbet ettik. Sonrasağlık sorunu nedeniyle refakatçim ilebirlikte sağlık ocağına gittiler. GrupYorum’dan Betül geldi. Bugün 1 aylıkaçlık grevinin son günü. Son gününübizim yanımızda geçireceğini söyledi.Önlüğünü giyerek direnişteki yerinialdı. Halkın Mühendis Mimarları topluolarak ziyaretimize geldi. Yorum’danBetül bizlere türkü söyledi. Barış veBetül ile birlikte Nuriye ve Semih’inmahkemesine çağrı videosu çektirdik.Sloganlarımızı attık ve Betül’ü 1 aylıkaçlık grevinin son gününde uğurladık.Birazdan Armutlu’da bir halk toplantısıolacak, oraya gideceğim.

68. gün: Dün yaptırdığım kan tahlilisonuçları geldi. Doktorun dediğinegöre şeker değeri biraz düşük çıktı.Tahlil sonuçlarını, günlük uyguladığımprogramla birlikte TİHV ve İTO’dangelen doktorlara göndereceğiz. Onlarbir değerlendirme yapacaklar ve bizebildirecekler. ABC gazetesinden rö-portaj yapmak için geldiler. Benimleyarım saate yakın röportaj yaptılar.Açlık grevini neden yaptığım, Nuriyeve Semih’in mahkemesi konuları üze-rine konuştum. Ardından da yanımda

1 aylık açlık grevinde olan HMM’denBarış ile bir röportaj yaptı. Almanya’daNuriye ve Semih için süresiz açlıkgrevi yapan Orhan Batasul ve AyhanYalman aradılar. Telefonla konuştuk.Direnişlerinde başarılar diledik. BuradaNuriye ve Semih için yapılan çalış-maları anlattık. Bu akşam Armutlutepe meydanında halk toplantısı olacak.Ben de katılacağım.

69. gün: Gece saat 4.00’daKüçükarmutlu’ya baskın yapıldı. Onedenle ben ve refakatçim 4.00’dansonra uyumadık. Saat 6 buçuk gibi evbaskınında gözaltına alınan Mehmetve Betül’ün çocukları yanımıza geldiler.Anne ve babalarının, evleri basılarakgözaltına alındıklarını, eve kapıyı kı-rarak girdiklerini, evi dağıttıklarını,anne ve babalarını karakola götürdük-lerini söylediler ve avukatlarına habervermemizi istediler. Avukatları arayarakdurumu bildirdik. Şu an Armutlu ka-rakolunun önünde hala yoğunluk devamediyor. TAYAD’dan Nagehan ziyare-timize geldi. Operasyon olduğunu duy-muş, bize bir şey olup olmadığınısordu. Bugün gözaltına alınan Betül,gözaltından çıktıktan sonra avukat Öz-gür ile birlikte yanımıza geldiler. Bas-kında evlerini darmadağın etmişler.Eşinin de halen Vatan’da gözaltındaolduğunu söyledi. Hasan Ferit Gedik’inannesi Nuray, mahalleden 2 arkadaşile birlikte ziyaretimize geldi.

70. gün: Sabah refakatçim, direnişyerinin temizliğini yaparken bir taksicisokağın içinde müşteri bıraktı. Dahasonra da direniş alanımıza geldi. Selamverdi, kolay gelsin dedi. Direnişle ilgilisorular sordu. Biraz kuşlama, biraz dael ilanlarından aldı. Kolay gelsin di-leklerinde bulunup ayrıldı. Akşam An-kara Yüksel Caddesi direnişçilerindenöğretmen Acun Karadağ’ın da katılacağıbir halk toplantısı yapılacak. Toplantınınkonusu, Nuriye ve Semih’in mahkemesiolacak. Gazi Mahallesi’nde süresizaçlık grevi yapan yoldaşım Feridun,

bana şiir yazmış. İnternetten öğrendikve çıktısını aldık. Şiir gerçekten çokgüzel olmuş. Bu jestinden dolayı ken-disine teşekkür ettim ve bir paket mev-lana şekeri gönderdim. Ankara’ya, Nu-riye ve Semih’in mahkemesine gide-ceğini öğrendik. Bu haber bizi çok se-vindirdi.

Acun Karadağ ile birlikte cemevinegeçtik. Armutlu halkı da oradaydı.Cemevinin bahçesinde güzel bir dü-zenleme ayarlanmış. Nuriye ve Se-mih’in Yüksel’deki eylemlerinin gö-rüntülerinden oluşan bir sinevizyongösteriminden sonra Acun hoca Yükseleylemini anlatan bir konuşma yaptı.Herkesi Ankara’ya, Nuriye ve Semih’inmahkemesine çağırdı. Daha sonra benbir konuşma yaparak Acun hoca gibiherkesin mahkeme gününde onlaradestek vermesi gerektiğini, herkesinAnkara Adliyesi’nde olması gerektiğinianlattım. Daha sonra da mahkeme gü-nüne kadar Nuriye ve Semih için neleryapabileceğimiz konusunda toplantıyakatılanların görüşlerini aldık.

TAYAD’ın Koca Çınarı Direnişini Kesintisiz Sürdürüyor

Page 52: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Yunanistan’da Nuriye ve Semihİçin Radyoda Röportaj Yapıldı

Atina’da bulunan direniş çadırınagelen Yunanistan radyo kanalı Pandieraile Nuriye ve Semih’in direnişi hak-kında röportaj yapıldı. Yapılan röpor-tajda direniş üzerine konuşulurken 13Eylül’de, saat 18.30’da, Atina TürkiyeKonsolosluğu’na yapılacak yürüyüşiçin katılım çağrısı yapıldı.

Atina’da Nuriye ve Semih’eDestek İçin Açılan Direniş Ça-dırında Türkü Gecesi

Yunanistan’ın başkenti Atina’da,bir ayı aşkın süredir açık olan direnişçadırında, her cuma olduğu gibi bucuma da türkü gecesi düzenlendi.

8 Eylül Cuma akşamı düzenlenentürkü gecesine Yunanistan Halk Cep-heliler’in yanısıra Yunanlı ve Türkiyelidostlarımız da katıldı. Yaklaşık 25 ki-şinin katıldığı gecede en güzel halktürküleri ve şiirler, faşizme karşı aç-lıklarıyla direnen Nuriye ve Semihiçin, Yunanistan’da, Ortadoğu’da, Av-rupa’da ve Anadolu’nun dört bir ya-nında Nuriye ve Semih’in direnişinibüyütenler için okundu, söylendi hepbir ağızdan.

Türkü gecesi, tüm dünyada direnişisürdürenlerin selamlanması ve zaferdilekleriyle son buldu.

Yunanistan BasınındaNuriye ve Semih Direnişi

İKARİALOGOS İnternet haber si-tesinde Türkiye’deki OHAL koşullarınave Nuriye ile Semih’in direnişine genişyer verilirken, mahkeme öncesi Atina’dagerçekleştirilecek destek yürüyüşününçağrısını da sayfalarına taşıdı.

Ruvikonas Adlı Anarşist GrupNuriye ve Semih İçin THY AtinaBürosu’nda Eylem Yaptı

Nuriye ve Semih’in direnişlerininkarşısında kimse tavırsız kalamaz

diyen Yunanistan’daki Ruvikonas adlıanarşist grup, “hayatlarını özgürlükleriçin feda eden tüm yoldaşlar için TürkHava Yolları bürosuna yönelik eylemgerçekleştirdik” şeklinde açıklama dabulundu. Gerçekleştirdikleri eyleminardından bir açıklama yayınladılar:

Atina’dan Suriye’ye kadar, Türkiyedeki sosyal mücadele, faşist Erdoğandevletine karşı işkencelere ve katli-amlara rağmen devam ediyor. Sınıfsalçelişkiler yoğunlaştıkça devrimcilerile devlet arasındaki mücadelede okadar yoğunlaşıyor ve yeni isimlerekleniyor katledilen devrimcilerin isimlistelerine. Berkin Elvan, Dilek Doğan,Günay Özarslan, Suruç’ta, AnkaraKatliamında katledilenler, F tipi hüc-relere karşı mücadelede hayatını yiti-renler 2016 Temmuz’undaki darbe gi-rişiminin ardından Türkiye OHAL ko-şullarında yaşıyor. Artık en küçük bur-juva “demokrasisi” parlamentarizm yada özgür ekonomiden dahi söz edile-meyecek koşullardan söz ediyoruz. (...)

Bir yanda korku diğer yanda pro-paganda. Aynı anda devlet ve işbir-likçisi egemen sınıflar katledip, tu-tuklamaya devam ediyorlar. Erdoğanaynı zamanda kamuoyuna yönelik desözde sıkı bir anti-Amerikan ve anti-Almancılık söylemlerde bulunuyor.Aynı zamanda da dini ve milliyetçibir fanatizm yaratıyor, faşist ordu vegüvenlik güçlerinin rollerini de şekil-lendirip, güçlendiriyor.

Tabiki ABD ve AB Türkiye’ninSuriye’deki katliamlarına hiçbir şekildeengel olmuyor. Aksine coğrafi olarakda, gelişmiş uluslararası ilişkiler açı-sından da iyi bir ittifak olarak değer-lendiriyorlar.

İşin aslında onların yeminli düşmanolarak gördükleri kesimler, direneninsanlar. O yüzden de hapishaneler,temizlik hareketleri, toplumsal baskılar,işkenceler, katliamlar, insanlıkdışı uy-gulamalar günlük yaşanan şeylere dö-nüşüyor.

Bu ağır koşullar içinde öğretim

üyesi Nuriye Gülmen, binlerce kişininaniden işten çıkartıldığı koşullardaAnkara’da uzun bir sürece yayılan di-renişine başlama cüretini gösterdi. 9Mart 2017 tarihinde de kendisi gibiişten çıkartılan eğitimci Semih Özakçaile açlık grevine başladılar.

Tüm polis saldırılarına, gözaltılararağmen seslerinin güçlü bir şekildetüm Türkiye emekçilerine ulaşmasınısağladılar. Sesleri Türkiye dışına daulaştı.

Devrimci Tutsak Musa AşoğluNuriye ve Semih’in DirenişiniDesteklemek İçin1 Haftalık Açlık Grevi Yaptı

Musa Aşoğlu 5 Ağustos 2017 tari-hinde yazdığı mektubunda açlık gre-vinde olduğunu şöyle ifade ediyor:

“Öğretmenlerimiz Nuriye ve Semihtarih yazmaya ve zaferlere imza atmayadevam ediyorlar. Aslında siyasi zaferiçoktan kazandılar. Bu arada Hamburggenel radyosundan da edindiğim bil-gilere göre Hamburg’da haftanın 3günü oturma eylemi oluyormuş. Sonolarak Özgür Tutsakların bir haftalıkdestek açlık grevi çağrısı vardı. Bende onları destekliyorum 3-10 Ağustosarası. Selam ve sevgilerimle Musa”

Orhan Batasul Direniş Günlüğü 19. gün: Artık neredeyse üçüncü

haftamın yavaş yavaş sonuna geliyo-rum. Gözümüz kulağımız artık 14 Ey-lül’de Ankara görülecek olan mahke-mede. Bizler de buradan onların sesiniduyurmaya çalışıyoruz, heyet çalışmasıyapıyoruz, gazetelere milletvekillerinemail ve faks çekiyoruz, bildiri dağıtı-yoruz düzenli olarak. Yine bugün deDortmund Borsigplatz bölgesinde 300tane bildiri dağıttık. Ayrıca bugün ül-keye telefon açarak Mehmet amca,Feridun amca, Barış abi, İdil KültürMerkezi ve Esra abla ile konuştuk.Kendilerine yaptığımız çalışmaları an-lattık ve karşılıklı olarak sağlık du-

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!552

Av ru pa’da NURİYE VE SEMİH’İN SESİ MEYDANLARDAYANKILANMAYA DEVAM EDİYOR!

Page 53: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

rumlarımız hakkında bilgi verdik. Günboyunca yine derneğe gelenler olduziyarete, Bielefeld’den Leyla abla ya-rından itibaren 3 günlük destek açlıkgrevine başlayacağını söyledi.

20., 21. ve 22. günü 3. haftam.Bugün Neuss’da AKM’lerin ve KölnSanat Atölyesi’nin ortak düzenlediğiyürüyüşe katıldık. Soğuk hava ve yağ-mura aldanmadan Nuriye ve Semih’edestek sloganlarımızı attık. Evet, belkikarnımız aç ama beynimiz, bilincimizve öfkemiz dolu! Bunlar ile tüm açıklarıkapatıyoruz. Onların aç geçirdiği hergün bizim öfkemiz kat ve kat artıyor.Bu iradeyle ve bilinç ile mücadeleediyoruz. Yürüyüşün ardından NeussAKM’ye gidilerek yürüyüş hakkındadeğerlendirmeler alındı ve Nuriye veSemih hakkında sohbet edildi. BugünKöln Sanat Atölyesi’nde AnadoluAlevi Hareketi’nin düzenlemiş olduğuKerbela konulu seminere katıldık. Se-minerde çok önemli konulara dikkatçekildi. Ve Aleviler ile devrimcilerinortak mücadelesine ve geçmişine de-ğinildi.

Ayhan Yalman Direniş GünlüğüAçlık grevimin 19. günündeyim bu-

gün. Artık açlık grevine Dortmund Da-yEv’de devam edeceğim. Bugün Dort-mund merkez bölgesinde dergi satışınaçıktık. Nuriye ve Semih’in sesini hertarafa ve herkese duyurmaya çalışıyoruz.Halkımızla AG ve Nuriye Semih hak-kında uzun sohbet ettik. Ve kendilerinibizlere destek olmak için derneğimizedavet ettik. Ayrıca bugün ülkeye telefonaçarak Esra, Mehmet Amca, FeridunAğabey ve Barış Yüksel ile konuştuk.Yine gün içinde derneğe gelenler ilebirlikte sohbet edildi.

Almanya Ulm’da,Nuriye, Semih ve Meşale Toluİçin Eylem Yapıldı

Ulm Çarşı Merkezi’nde 8 Eylül2017 Cuma günü, saat 18.00’da NuriyeGülmen, Semih Özakça ve MeşaleTolu için eylem düzenlendi. EylemeSol Parti ve MLPD milletvekili adaylarıda katılıp birer konuşma yaptılar. Al-man Televizyon kanalı SWR’da eylemboyunca çekim yaparken Alman birmüzisyenin gitar eşliğinde marş vehalay müziklerinin çaldığı eylem ha-laylar eşliğinde sonlandırıldı. Yaklaşık120 kişi katıldı eyleme.

Hamburg Halk Cepheliler’denYüksel Direnişi’ne Destek!

Nuriye ve Semih’in Sesi Ham-burg Meydanları’nda YankılanmayaDevam Ediyor!

Hamburg Halk Cephesi Nuriye veSemih için haftanın 3 günü eylemlerinedevam etti.

Her hafta Pazartesi, Çarşamba veCuma günleri Nuriye Gülmen, SemihÖzakça ve diğer direnişçilerin sesineses katmak, direnişlerini sahiplenmekiçin Hamburg’un Altona Meydanı’ndastand açıldı.

Saat 15.30-17.30 arasında kurulan

standda bildiri dağıtıldı, megafonlaNuriye Gülmen ve Semih Özakça’nındirenişi hakkında bilgilendirme yapıldı.Açlık grevi direnişi üzerinde direniş-çilerin resimleri olan büyük bir pan-kartla kamuoyuna duyuruldu.

Mannheim Halk CephelilerdenNuriye ve Semih İçin Bildiri Dağıtımı

Mannheim Halk Cepheliler açlık-larıyla bizlere yol gösteren ve nasıldirenilmesi gerektiğini öğreten Nuriyeve Semih için Heidelberg şehrindebildiri dağıttılar.

Heidelberg şehrinin en merkezi ye-rinde her pazartesi hayat pahalılığınave Hartz 4 uygulamalarına karşı 13senedir kesintisiz olarak biraraya gelenAlman solundan dostların düzenle-dikleri etkinliğe katılan Halk Cephe-liler; burada toplanan insanlara Nuriyeve Semih’in direnişini ve AKP faşiz-minin uygulamalarını anlatan bildirileridağıtırken, sorulan sorulara cevap ver-diler.

Ayrıca her pazartesi günü Nuriyeve Semih’in sesini Heidelbergliler’eulaştırma kararı alındı.

Stuttgart Anadolu FederasyonuNuriye ve Semih’iSahiplenmeye Devam Ediyor

9 Eylül Cumartesi günü akşam sa-atlerinde, yoğun yağmura rağmen bi-raraya gelen Stuttgart Anadolu Fede-rasyonu üyeleri direniş çadırını açarak,Nuriye ve Semih’in yalnız olmadık-larını bir kez daha haykırdılar.

2 saat süren eylemde, okunan açık-lama, dağıtılan bildirilerinin, atılansloganların yanısıra, Stuttgart’ta ya-şayan Heykeltıraş Doğan Demir’inyapmış olduğu “Nuriye ve Semih”heykeli sergilendi.

Ayrıca 14 Eylül günü Nuriye veSemih’in mahkemesine çağrı yapıldı.

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

553DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Almanya

Hollanda

Viyana

Page 54: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Rotterdam’da Nuriye ve SemihÇadırı

8-9-10 Eylül

Rotterdam’da Nuriye ve Semihiçin çadır eylemimizin ikinci haftasını8, 9 ve 10 Eylül’de gerçekleştirdik.Saat 14.00 ve 19.00 arası açtığımızçadıra ilgi yine her zamanki gibi yo-ğundu.

Hollanda’ya okumak için farklı ül-kelerden gelen öğrenciler, Nuriye veSemih’i duyduklarını, hakkında bilgisahibi olduklarını anlattılar. BöyleceEndonezyalı bir öğrenci ile tanıştık.“Fotoğraftakilerin birer eğitimci ol-duklarını biliyorum, ancak son aşamayıokulum nedeniyle pek takip edemedim.Nedir durumları?” diye sordu. Nuriyeve Semih’in işimizi geri istiyoruz tale-biyle başlattıkları açlık grevinin 185.günlerinde olduklarını anlattık. Patateskızartmasıyla gelen Endonezyalı öğrenci2 metre ileride duran arkadaşına, say-gıdan yemeğini bırakmıştı. “Onlar açlıkgrevinde ve onlar için açılmış bir çadırdayemek yiyemem.” demişti bizlere.

Endonezya’ya ancak 2-3 ay sonradöneceğini anlattı. Ama oradaki tanı-dıklarına bir an önce Nuriye ve Semihiçin herhangi küçük bir eylem ve haberdahi olsa yapmaları için elinden geleniyapacağını söyledi.

Çadırımıza gelip giden çok kişioldu. Hükümeti savunan Türkiyelilerçadırımıza gelerek, sorular sordular.“Ülkemizde adalet var ama” diyorlardı.Bizler gündemde olan Nuriye, Se-mih’ten ve ülkemizdeki adaletsizlik-lerden bahsettik. Yaklaşık yarım saatsohbetin ardından bizlere başarılar di-leyip çadırımızdan ayrıldılar.

Pazar günü Fatih arkadaşımız 1günlük destek açlık grevinde bulundu.14 Eylül Perşembe saat 13.00 ve 19.00arası Nuriye ve Semih’in mahkemesinedeniyle çadırımızı açacağız.

İngiltere NURİYE VE SEMİH’e Adalet ve

Özgürlük Komitesi Eylem ve Etkin-liklerini Sürdürüyor.

Bu haftanın halk toplantısında ko-nular; Özgür Tutsaklar, Tek Tip Elbiseve Ülkemize ve Dünya Halklarına

Güç Katan Nuriye – Semih’in AdaletMücadelesiydi.

3 Eylül Pazar günü de, 1. TAYADKarikatür Yarışması’nda Ödül AlanKarikatürler Pir Sultan Kültür Mer-kezi’nde sergilendi.

Fiziksel olarak özgürlükleri elle-rinden alınmış ama beyinleri ve yü-rekleriyle Özgür Tutsaklar da “GÖ-RÜLDÜ” damgalı karikatürleriyle Ftipi hapishanelerde katılmışlardı.

Serginin ardından karikatürist, sanatçıMehmet Arslan’la söyleşi yapıldı.

Nuriye ve Semih’e Özgürlük veAdalet Komitesi temsilcisi ise “GrupYorum’un 30 yılı aşan sürekliliği olanbir grup olmasının nedeni örgütlü veiktidar hedefli bir ideolojinin tarafıolmasından kaynaklıdır. Ve Grup Yo-rum gibi ikinci bir grubun olmamasıda bir çizgisi olan siyasi hareketlerinolmamasıdır. Eğer siz iktidar iddialıbir ideolojiye sahip değilseniz, diğerekonomik- demokratik, kültürel ya dasanat cephesinde de bir istikrarınızolmaz” denildi.

Viyana’da Nuriye SemihDireniş Çadırı 9. HaftadaDevam Ediyor

Bugün 8 Eylül Cuma. Viyana’nınkalabalık alışveriş merkezi olan Ma-riahilfer Straße’de Nuriye ve Semihiçin çadır açıldı.

Bugün çadır 13.00 - 19.00 arasıaçıldı ve gün boyunca birçok dostumuzuğrayıp bildiri dağıttı, insanlara dire-nişin son gelişmelerini aktardı.

Çadırın yanına gelen, bilgi isteyenbirçok kişiyle sohbetler edildi. Nuriyeve Semih hakkında da Avusturya’dapek haber yapılmadığı söylendi. Bununiçin ilgi duyan insanlar Türkiye’nindurumu hakkında bağımsız haber kay-nağı gösterince memnun kalıyorlar.

Çadır bu hafta cumartesi günü biryoldaş için verilen kırk yemeğindendolayı sadece cuma günü açıldı.

Belçikalı Türk Karikatürist İsmailDoğan’ın Nuriye-Semih Çizgileri

“Kalemimin, Nuriye ve Semihiçin bir gün bile grev yapma lüksü

yoktur.” (İsmail Doğan)

Belçika’da her hafta Nuriye ve Se-mih in talepleri için yapılan eylemlerdedirenişin sesi soluğu olan sanatçı İsmailDoğan’ın direnişle ürettiği karikatürlerdirenişin aynası ve sanatçının yerininhalkının yanında, direnişin içinde yeralmasına de en iyi örneğini taşıyor.

OHAL’e Karşı Mücadele Komitesiolarak Sanatçı dostumuz İsmail Do-ğan’ın karikatürlerini direnişin sesiHalkın Sesi TV aracılığıyla tüm direnişdostlarıyla paylaşıldı.

Belçika’da Nuriye ve Semih’inSesiyiz

Belçika’nın başkenti Brüksel’de 9Eylül Cumartesi günü OHAL ile Mü-cadele Komitesi her hafta Nuriye veSemih’in sesi olmaya devam ettiler.Yoğun yağış altında yapılan eyleme25 kişi katıldı. Karikatürist İsmail Do-ğan Pablo Neruda’nın “Bir Ceza İsti-yorum” şiirini Fransızca ve Türkçeokudu. Bir komite çalışanının kendiyaratıcılığı ile yaptığı, üzerinde kalpüzerine işlenmiş Nuriye ve Semih bas-kısının bulunduğu sarı renkli tişörtleringiyildiği eylem esnasında Fransızcave İngilizce Nuriye ve Semih’in dire-nişinin anlatıldığı bildiriler dağıtıldı.

Yürüyüş

17 Eylül2017

Sayı: 32

DİRENMEK KOŞULLARLA SINIRLANDIRILAMAZ!554

Belçika Halk CephesiBaşsağlığı Mesajı Yayınladı

Arkadaşımız, dostumuz sevgiliyoldaşımız Bahar KİMYONGÜR’ünbabası Ali KİMYONGÜR uzun za-mandır tedavi gördüğü hastalığayenik düşmüş bugün HAKKA YÜ-RÜMÜŞTÜR.Bahar KİMYON-GÜR’ün ve acılı ailesinin acılarınıpaylaşıyor, başsağlığı diliyoruz.

Page 55: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Tek Tip Elbise Kefendir!Giymedik Giymeyeceğiz!

TAYAD’lı Aileler 9 Eylül’de İstanbul GalatasarayLisesi önünde, hapishanelerde dayatılmaya çalışılanTek Tip Elbiseye karşı basın açıklaması yaptı. TA-YAD’lıların temsili olarak beyaz kefen giydiği açık-lamaya 7 aile katıldı. Okunan basın metninde kısacaşu sözler yer alıyordu: “… 37 yıl önce, zamanıncuntacı generali Kenan Evren evlatlarımızın başucunaTek Tip Elbiseleri koyup teslim almak istedi. Buteslim alma politikasının bedelini Özgür Tutsaklarcanlarıyla ödediler. Dört evladımız tohum olup toprağadüştü. O günden bugüne gelen hükümetler boş durmadı.Kimi zaman hücre tipi hapishaneleri getirdi, kimizaman F Tipleri politikasını gündeme getirdi. Tümbunların hepsi özelinde, Özgür Tutsaklar genelindebiz yoksul halkları düşüncelerimizden arındırıp teslimalmak içindi. (...) Bu Tek Tip Elbise politikasınınsahipleri evlatlarımızı katledecekler. Şimdiden 70 binTek Tip kıyafet hazırladıklarını söylüyorlar. Hazırlananbu elbiseleri içeride Özgür Tutsaklar, dışarıda bizaileleri önceden olduğu gibi kabul etmeyeceğiz. Ha-pishanelerden çıkacak olan her tabutta sorumlu ara-mayacağız. Tek sorumlusu AKP iktidarıdır.

Buradan çağrıda bulunuyoruz. Evlatlarımızı kat-lettiğinizde iki elimiz yakanızda olacak. Dün olduğugibi bugün de yüzünüze gülmeyeceğiz. Akıttığınızher damla kanın hesabını vereceksiniz. (...)Tek TipElbise kefendir giymeyeceğiz! Evlatlarımıza kalkanelleri kıracağız!”

Açıklamanın ardından, eylem sloganlarla son-landırıldı.

Sürgün Sevkler Bizi Yıldıramaz!TAYAD’lı Aileler 11 Eylül’de Özgür Tutsaklarla

yaptıkları telefon görüşmesinde, Edirne F Tipi Ha-pishanesi’nde sürgün sevklerin başladığını öğrendi.Sürgün edilen Özgür Tutsakların bazılarının isimleriMehmet Ali Aslan, Fikret Kara, İleri Kızılaltun,Barış Aras, Süleyman Matur. Bu tutsaklar, telefongörüşü yapan tutsağa yakın hücrelerden alınan tut-saklardır. Başka tutsakların da olduğunun ama kimolduklarının net bilmediğini belirtti. Sürgün sevkleriyapan idarenin, Özgür Tutsakları tehdit ederek“daha bunlar nedir ki, daha yer yerinden oynayacak.Devletten emir aldık” demişlerdir. Buna karşı açık-lama yapan TAYAD, kısaca şu sözlere yer verdi;“…Sürgün sevkleriniz Özgür Tutsak iradesinin kar-şısında iflas etmiştir. Ne sürgünleriniz, ne işkence-leriniz, ne F Tipi hücreleriniz evlatlarımızı haklıdüşüncelerinden, mücadelelerinden vazgeçiremez.Sürgün Sevkler Bizi Yıldıramaz!”

17 Eylül2017

Yürüyüş

Sayı: 32

55DİRENMEYEN ÖLÜR, DİRENEN YAŞAR!

Dergimizin 31. sayısının yayınlandığı 17 Eylül 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 193. günündeler

*Yüksel Direnişi 313. gününde*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 118. gününde*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 209. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 78. gününde - *Feridun Osmanağaoğlu açlık grevinin 35. gününde* Nazife Onay, tutukluluğunun 40. gününde

Avusturya’da Futbol Turnuvası

Halk Meclisi tarafından düzenlenen “Yozlaşmaya karşı HasanFerit Gedik Futbol Turnuvası” Neunkirchen’de gerçekleştirildi. 10Eylül Pazar günü düzenlenen turnuvaya 11’er kişilik 5 takım katıldı.

Bu yıl ikincisi yapılan ve gelenekselleştirilmesi amaçlanan futbolturnuvası için bu yıl özel bir gündemimiz vardı. Futbol sahamızın gi-rişinde Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın büyük boy fotoğraflarınınyer aldığı iki adet pankartımız asılı idi. Futbol da oynasak gözümüz,kulağımız ve kalbimiz Nuriye ve Semihler’in direnişinde idi.

Turnuvanın başlangıcında Halk Meclisi adına yapılan ko-nuşmada Nuriye ve Semihler’in direnişi selamlandı ve tümduyarlı insanlarımız 14 Eylül Perşembe günü saat 14.00’daTürkiye Konsolosluğu önündeki oturma eylemine çağrıldı. Ko-nuşmanın devamında Halk Meclisi’nin kuruluş amaçları anlatıldıve halk Halk Meclisi’nde örgütlenmeye davet edildi.

Büyük bir heyecan ve çekişme içinde akşama kadar sürenkarşılaşmalar sonunda şampiyonluğu kazanan takım TernitzCancanaspor oldu.

Turnuva boyunca takımlarını izlemeye gelen taraftarlara veailelere, Halk Meclisi tarafından ızgara yemekleri ve gözlemehazırlandı. Piknik havasında müsabakalar izlendi.

Musa Aşoğlu’na Özgürlük Nöbeti 40. Haftasında2 Ağustos 2017 günü Hamburg’ta tutuklanan Musa Aşoğlu’nun

kaldığı hapishane önünde her perşembe, saat 18.00 ile 19.00 arasıadalet nöbeti tutuluyor. Bu hafta 40. adalet nöbeti tutuldu.

“Musa Aşoğlu’na Özgürlük Komitesi” bileşenlerinin Almanve İranlı solcuların da yer aldığı komite, önümüzdeki süreçtekomite çalışmalarını kurumsallaştırma kararı alarak, bir büroaçma çalışmasına başladı. Geçen ay Hamburg’da yapılan G20zirvesi karşıtı gösterilerde 51 kişi tutuklanmıştı. Bunlardanbazıları Musa Aşoğlu’nun kaldığı cezaevinde tutuklular. 24Ağustos günü G20 karşıtı bileşenler cezaevi önünde yaptıklarıbir gösteride, “Musa Aşoğlu’na Özgürlük” sloganları atarak en-ternasyonal dayanışmanın güzel örneğini göstererek, Türkiyelidevrimci tutsağına sahip çıkmış oldular.

Hamburg Damtor Hapishanesi ÖnündeMusa Aşoğlu Eylemleri Devam Ediyor

Devrimci tutsak Musa Aşoğlu 2 Aralık 2016 tarihinde Almanemperyalizmi tarafından tutsak edilmişti. Aralık ayından bugünetecrit altında tutulan Musa Aşoğlu’nu yalnız bırakmıyoruz.

Her perşembe olduğu gibi 7 Eylül 2017 perşembe günü deDamtor’da, hapishane önündeydik.

Eylemimizi saat 18.00’da başlattık. Eylem boyunca hep birağızdan Almanca ve Türkçe sloganlarımızı attık, Grup Yorumtürküleri eşliğinde halaylarımızı çektik. Bir kez daha devrimciliğinsuç olmadığını, devrimci tutsakların sahipsiz olmadığını gösterdik.

Bir saat süren eylemimizi saat 19.00’da bitirdik. Eylemetoplam 18 kişi katıldı.

Page 56: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

“Her şey değişiyor gördüğün gibi. Hayaller, gerçekler,beynimiz, yüreğimiz, düşüncelerimiz, her şey değişiyor. Direnişteharmanlanıyor.

Direniş savuruyor, yıkıyor, kavuruyor, dağıtıyor. Kimi zamandingin, kimi zaman da dalgalı ama direnişte oluyor her şey. Di-renenler yapıyor. Sadece; direnenler hareket ediyor, direnenlernet olabiliyor, direnenler görebiliyor, her şey direnişin oluyor.”

Ayşe Baştimur25 Eylül - 1 Ekim

Yüksel GENÇ:

Devrimci birgörevi yerine ge-tirirken 28 Eylül1980’de silahınınateş alması sonu-cu aramızdan ay-rıldı.

Yüksel Genç

Zeynep Arıkan GÜLBAĞ:

1968 Malatya Hekimhan do-ğumludur. 1986-87’de İstanbulÜniversitesi’nde öğrenciyken ka-tıldı mücadeleye. Yaklaşık 5 yılDev-Genç içinde çeşitli görevleraldı. 92’de, Büyük Direniş’teölümü birlikte kucaklayacaklarıKazım Gülbağ ile evlendi. Daha

sonra İstanbul SPB Komutanı olarak mücadelesinisürdürürken tutsak düştü. Harbiye Orduevi’neLAW’la saldırı düzenlemekten yargılanmıştı.Tutsaklık koşullarındaki Büyük Direniş’te bedeninisilah yaptı. Ölüm orucunda hastane hastane do-laştırılırken Mengelelere karşı direndi. Tahliyeedildiğinde Armutlu direniş mahallesinde direnişinisürdürerek 27 Eylül 2001’de ölümsüzleşti.

Zeynep Arıkan Gülbağ

Ali Rıza DEMİR:

9 Kasım 1973’te Adıyaman’ın Merkez Gökçay (Ka-rikan) Köyü’nde doğdu. 1991’de İTÜ Tekstil Mühendisliğiöğrencisiyken devrimci hareketin saflarında mücadeleyekatıldı. 1994’te tutsak düştü. F Tipi saldırısına karşı 1.Ölüm Orucu Ekibi’nde yer aldı. Sakat bırakılıp tahliyeedildi. O ihanetin bataklığını değil, direnmenin onurunuseçti. Katliamlara, zorla müdahalelere, tahliyeye, polisle

işbirliği yapan ailesine karşı 343 gün boyunca direnerek, 27 Eylül2001’de Armutlu’da kahramanlar kervanına katıldı.

Ali Rıza Demir

Makbule SÜRMELİ:

28 Eylül 1992 gecesi, İçerenköy’de bulunduğu evdekuşatıldığında çatışarak şehit düştü. 1966 Muş Vartodoğumlu Makbule, Ankara Cebeci Sağlık Meslek Lise-si’nde mücadeleye katıldı. 89 1 Mayısı’nda tutsak düştü.Tahliyesinden sonra Türk Hemşireler Derneği’nde çalıştı.‘ 90 ortalarından itibaren farklı görevler üstlendi.Makbule Sürmeli

Ahmet BAŞÇAVUŞ,

Nurettin TOPAL:

27 Eylül 1992’de Sivas’ın Zara Bü-yükgüney Köyü’nde oligarşinin askerigüçleriyle girdikleri çatışmada şehit düş-tüler. Nurettin Topal, 1972 Sivas Hafikdoğumludur. 1989’da İstanbul’da müca-deleye katıldı. Çiftlik Halk Kültür Daya-

nışma Derneği’nde çalıştı. Ahmet Başçavuş, Denizli Tavas doğumludur.10 yaşındayken Belçika’ya gitmiş, 14-15 yaşlarında yurtdışında müca-deleye katılmıştı. Avrupa'nın "nimet'leri, yoz yaşam ve kültürü onuniçin değildi. O ülkesi için savaşmak istiyordu. Tıpkı Fintöz gibi.Gönlünde hep kırlar vardı.

Ahmet Başçavuş Nurettin Topal

Bülent KARATAŞ:

Dersim Hozat Türk Taner Köyü,1974 doğumlu olan Bülent; evlive iki çocuk babasıydı. Hayvancı-lıkla ve kahvehanelerde çalışarakgeçimlerini sağlıyordu. Devrimci-lere yardım ettiği için, 1997 yılındakısa süreli tutsaklık yaşadı. 27 Eylül

2007’de odun toplamak için gittiği ormanda özeltim tarafından katledildi.

Bülent Karataş

F. Yılmaz GÜVEN:

1959 doğumlu-dur. 1 Ekim 1979'daİstanbul Bahçeliev-ler'de faşistlerle çıkanbir çatışmada bıçak-lanarak katledildi.F. Yılmaz Güven

Ayşe BAŞTİMUR:

1967 Balıkesir-Bigadiç doğum-ludur. 1987’de örgütlü ilişkiler için-de yer aldı. Türk Hemşireler Der-neği’nde görevler üstlendi. Müca-dele içinde çeşitli görevler üstlen-dikten sonra, 92’de tutsak düştü. FTiplerine karşı, Çanakkale 1. Ölüm

Orucu Ekibi’nde yer aldı. 19 Aralık Katliamı’nı,zorla müdahale işkencesini yaşadı. Tahliye sonrası,direnişini dışarıda Özlem Durakcan'la yan yanasürdürdü. 28 Eylül 2001’de ölümsüzleşti.

Ayşe Baştimur

Page 57: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Hasan Ferit GEDİK:

İstanbul Gülsuyu Mahallesi’nde uyuşturucuçetelerine karşı verilen mücadelede polis des-tekli uyuşturucu çetelerinin saldırısı sonucunda30 Eylül 2013’te şehit düştü.

28 Eylül günü Halk Cephesi tarafındanİstanbul Gülsuyu’nda yozlaşmaya karşı biryürüyüş düzenlendi. Bu eylemde çeteler Halk

Cephelilerin üzerine ateş açtı. Ertesi gün, 29 Eylül’de Halk

Cepheliler saldırıyı protesto ederken polis destekli çeteler bu

sefer arabayla gelip kitleyi arkadan tarayıp kaçtılar. Bu

saldırıda Hasan Ferit Gedik’in kafasına 4, boynuna 1 ve

sırtına 1 kurşun isabet etti. Kaldırıldığı hastanede 30 Eylül’ün

ilk saatlerinde şehit düştü. Uyuşturucuya karşı mücadelede

bayrağımız oldu.

Hasan Ferit Gedik

Derya Devrim AĞIRMAN, Mustafa İŞERİ,

Salih ÇINAR, Sebahattin YAVUZ,

Songül KOÇYİĞİT:

29 Eylül 2004’te Tokat İli Yağmurlu Beldesi kırsal alanındagerillalarla oligarşinin askeri güçleri arasında çıkan çatışmadaşehit düştüler. Bir görev nedeniyle bölgede bulunan Cepheüyesi, Çorap Emekçileri Derneği (ÇEM-DER) başkanı SalihÇınar ise sağ yakalandıktan sonra infaz edildi. Uzun yıllarboyunca dağlarda tüm zorluklara göğüs gererek devrim vesosyalizm bayrağını taşıdılar. Umudu büyüttüler Karadeniz’inyoksul köylerinde. Dört gerilla, yılların tecrübesiyle, sınıfkinleriyle, devrimci coşkularıyla direndiler. Songül Koçyiğit

11 yıl, Sebahattin Yavuz 10 yıl, Mustafa İşeri 10yıl, Derya Devrim Ağırman ise 6 yıldır dağlarday-dılar.

Sebahattin Yavuz, 1973 doğumludur. AslenErzincan-Kemahlı olup, Tokat Almus İlçesi MescitKöyü’nde doğup büyüdü. 1990 başlarında müca-deleye katıldı.

Songül Koçyiğit, 1973'te Sivas Ulaş İlçesi,Kurtlukaya Köyü’nde doğdu. 1991’de örgütlü mücadeleye,Eylül 1993'te gerillaya katıldı.

Mustafa İşeri, 1971'de Tokat'a bağlı Almus İlçesinin Du-rudere Köyü’nde doğdu. Mücadeleye 1989’da Küçükarmutlu'dabaşladı. 1994 Kasımında gerillaya katıldı.

Derya Devrim Ağırman, 1981 İstanbul doğumludur. 16yaşındayken devrimci harekete sempati duymaya başladı. 17yaşında dağlarda savaşçı oldu.

Salih Çınar, Tokat Almus İlçesinin Kınıklı Köyü’ndedoğdu. 1998’den bu yana mücadele içindeydi. Çorap EmekçileriDerneği’nin (ÇEMDER) başkanıydı.

Derya D. Ağırman Mustafa İşeri Salih Çınar Sebahattin Yavuz Songül Koçyiğit

Elmas YALÇIN,FuatERDOĞAN,İsmetERDOĞAN:

28 Eylül1994’te İstanbulBeşiktaş’ta bulu-

nan Arzum Kafe’de polis tarafından katledildiler. Üçü deDevrimciİşçi Hareketi Komitesi’nde yer alan devrimcilerdi.

Elmas YALÇIN, 1960 Sivas Divriği doğumludur. 1978-

79’da lise yıllarında devrimci oldu. 1986’da İstanbul’daörgütlü mücadelede yerini aldı. BEMSEN’in kurucularındandı.

Fuat ERDOĞAN, 1962 Denizli Acıpayam Dedebağı Köyüdoğumludur. Hukuk Fakültesi öğrencisiyken mücadeleyekatıldı. Avukat olarak düzenin değil, halkın adaletinin temsilcisioldu.

İsmet ERDOĞAN, 1968 Sivas Yıldızeli doğumludur.Kayseri Erciyes Üniversitesi öğrencisiyken mücadeleye katıldı.1990’da İstanbul Belediyesi’nde atölye şefi olarak mücadelesinisürdürdü.

Elmas Yalçın Fuat Erdoğan İsmet Erdoğan

Fatma SÜZEN,

Kayhan TAZEOĞLU:

29 Eylül 1992’de İstanbulBeylerbeyi’de bulundukları üssünölüm mangaları tarafından kuşa-tılması üzerine, üslerini, SDB sa-vaşçılarına yaraşır bir tarzda sa-vunarak şehit düştüler.

Fatma Süzen, 1972 Konya/Akşehir doğumluydu. Yoksulbir emekçi ailenin kızı olarak, Manisa'da büyüdü. Mücadeleyle

9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi iken,dernek çalışmaları sırasında tanıştı. Ve Dev-Genç'li oldu. '91Mayıs'ından itibaren yeraltına geçti. '92 başında SDB savaşçısıolarak görev aldı.

Kayhan Tazeoğlu, 1970 Bayburt doğumludur. Kayhan,yoksul bir emekçi ailenin çocuğuydu. Mesleği elektronikçilikti.Yaşamı hep çalışmakla geçti. '89 sonunda devrimci mücadeleyletanıştı. '90 1 Mayıs'ında gözaltına alındı. İşkencecilerle ilkkarşı karşıya gelişinde onları yenilgiye uğrattı. Giderek dahaçok, daha güç görevler üstlendi. Eğitim sürecinden sonraSDB'li oldu.

Fatma Süzen Kayhan Tazeoğlu

Page 58: BİZ SAVAŞIYORUZ! KAZANACAĞIZ!yuruyus-info.org/pdf/pdf/EOKY032.pdf · 2017. 9. 16. · Onbinlerce öğretmen işten atıldı. Direnen Nuriye ve Semih oldu. Dire-nen KEC (Kamu Emekçileri

Özlem DURAKCAN:

1982 Çorum doğumludur. Lisenin ilk yıllarındanitibaren mücadele içinde yer aldı. 1996’dan başla-yarak, tüm 1 Mayıslarda, Newrozlarda, 8 Martlardakavganın içinde oldu. Ülkemizde Gençlik dergisindemuhabirlik yaptı. TAYAD'ın düzenlediği eylemlerinçoğunda yer aldı. Ve nihayetinde "Bu ülkede zulümvarsa, direniş de var" diyerek ölüme yattı. Tutuklu

Aileleri Bülteni Ankara Temsilciliği’nde başladığı direnişte, 28Eylül 2001’de ölümsüzleşti.

Özlem Durakcan

Kayhan'la 1990'ın baharında tanıştık. İlk gördüğümdegülüşü dikkatimi çekmişti. Güldüğünde gözleri kayboluyordu.Konuşması hızlı, hareketli ve canlıydı, yerinde duramaz,sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışırdı.

Birgün dernekte boş oturuyormuş. Düşünürken ileridebir iş için lazım olacağından uygun pankartlık bez aramayaçıkmış. Bir iki dükkana girip çıktıktan sonra takip edildiğinihissetmiş. Emin olmak için bir süre dolaşmış. Peşine takılanitleri beş altı saat peşinden koşturduktan sonra derneğegelip onların halini büyük bir keyifle anlatmıştı. Takipaldığını, bunun farkına vardığını karşı tarafa hissettirmedenonların nasıl davrandıklarını, hangi yöntemleri kullanacaklarınıanlamaya çalışmış. Bulunduğu bölgede arabayla, yürüyereksaatlerce dolaşmış, ara sokaklarda atlatmış ancak anacaddeye çıktığında yeniden peşinde olduklarını görmüş.Değişik kıyafet ve araçlarla takibe devam ediyormuş polis.Kayhan bunun gözdağı vermek amacıyla yapıldığını daeklemişti sonrasında.

Bunun üzerine dernekte bir tartışma başladı, takipüzerine. Takip konusunda yaşadıklarını anlatırken o güntakip üzerine bir şeyler öğrendiğini, fakat bunu geliştirmeküzere boş zamanlarda dernekte oturmaktansa çıkıp dolaşmanındaha eğitici olduğunu, bundan sonra imkan buldukça bölgeyidaha iyi tanımaya çalışacağını, bunu herkesin de yapmasıgerektiğini aktarıyordu. Okuduklarımızı yaşama uyarlamamızgerektiğini anlatıyordu.

Birgün bölgenin işlek ve uygun yerlerine kuşlama yapılmasıgerekiyor. Kayhan kuşlamalarla birlikte yanında bir arkadaşlatrene biniyor, son vagona dışardan tutunuyor. İşlek bir caddeninüzerinden geçerken kuşlamaları fırlatıyor.

"Kuşlamaların havada uçmasını görecektiniz, her tarafasavruldu. Yalnız bir dahaki sefere atılacak yeri daha iyiayarlamak gerekiyor. O an rüzgarı hesaba katmadığımızdankuşların hepsi istediğimiz yere düşmedi. Bir kısmı tren yo-lunda kaldı. Oysa bunları daha önce hesaba katsaydık,

yüzde yüz kurtaramasak da ziyan olan pul çok az olurdu.İnsanlarımız o kuşları hazırlamak için, ulaştırmak için ne

zorluklara katlanıyorlar. Bir tanesini bile ziyan etmememizgerekir. Bundan sonra buna da dikkat etmemiz gerekir. İşyapacağımız yerleri önceden iyi tespit etmek gerekir"diyerek eylemden çıkardığı dersleri bizimle paylaşmıştı.

Yeni Çözüm dergisi sattığı için polis tarafından gözaltınaalınıp karakola götürülmüş. Yasal bir dergi olduğunu anlat-maya başlamış. Yasal bir dergi olduğunu, derginin basımyerinin belli olduğunu, üstelik dergi başına ücretle çalıştığınıanlatmış. Kayhan bunları anlatırken "amir" de dergiye ba-kıyormuş. Birinci şubeden de araştırma istemiş.

"Amir" dergiye bakarken Kayhan da içinden "amir"inarka kapağa bakmaması için dua etmeye başlamış. Çünküarka kapakta kendisinin I Mayıs '90'da pankartla çekilenresmi basılıymış. Birkaç saat alıkonulduktan sonra bırakılmış.Bırakılır bırakılmaz elinde kalan dergileri satmaya devametmiş. Her çıkan sayının satımında birkaç saat aynı karakoldabekletilmiş. O nedenle artık Kayhan'ı iyice tanımışlar.

Yeni Çözüm kapatıldıktan sonraki birgün aynı karakolunönünden geçerken kapıdaki nöbetçi polis "Kayhan senindergi ne zaman çıkacak, çıktığında haberimiz olsun" demiş.Kayhan bu olayı anlatırken "onlar bizden daha meraklı veilgili" deyip bizleri düşündürmüştü.

O, yaptığı işin her ayrıntısının neye hizmet ettiğini, nekazandırıp ne kaybettirdiğini düşünür sonuçlar çıkarır vebunu yaşama geçirirdi. Doğru bildiğini savunur ve bunuuygun ortamlarda dile getirirdi.

Protesto gösterilerinden birinde önceden belirlenen olaylailgili olmayan farklı sloganlar atılmıştı. Hepimiz tabi olmuştuk.Aksi de o an için zaten düşünülemezdi. Ama hepimizinkafasında soru işareti oluşmuştu. Acaba neden böyle olmuştu?Gösteri esnasında herkes merak içindeydi sonrasında ise kimsecesaret edip de soramıyordu. Bir kısmımızda ise öyle gerektiğiiçin yapılmıştır düşüncesi hakimdi. Tabii Kayhan oraya gelipkafasındakileri açıncaya kadar. Suskunluk ondan sonra bozuldu.Olay ve sonrasında çıkarmamız gereken dersler ortaya kondu.

O daha sıralayabileceğimiz nice özelliğiyle bize örnekbir kişilik ve yaşam bırakarak aramızdan ayrıldı. Unutma-yacak, unutturmayacağız.

Bir yoldaşı Kayhan Tazeoğlu’nu anlatıyor: “Bize örnek bir kişilik bıraktı”

Hasan Veli AŞIKÇI:

1977'den itibaren devrimcihareketin Balat, Fener, Ay-vansaray Bölgesi'ndeki çalış-malarında yer aldı. 12 Eylülsonrası Kabakoz ve Metrishapishanelerinde kaldı. Tahli-yesinden sonra da mücadelesini

sürdürdü. 29 Eylül 1987'de hastalığı sonucuaramızdan ayrıldı.

Hasan Veli Aşıkçı

Anıları Mirasımız