YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ BURSA DAĞ BÖLGESİNDE (ORHANELİ-KELES- BÜYÜKORHAN- HARMANCIK) YERLEŞMELER KADEMELENMESİ VE YEREL KALKINMA SORUNSALI HACER DEMİR ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA BİTİRME TEZİ
YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ
MİMARLIK FAKÜLTESİ
BURSA DAĞ BÖLGESİNDE (ORHANELİ-KELES-
BÜYÜKORHAN- HARMANCIK) YERLEŞMELER
KADEMELENMESİ VE YEREL KALKINMA SORUNSALI
HACER DEMİR
ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA
BİTİRME TEZİ
TEZ DANIŞMANI: DOÇ. DR.YİĞİT EVREN
İSTANBUL,2015
TEŞEKKÜR
Bursa Dağ Bölgesin’in (Orhaneli-Keles-Büyükorhan-Harmancık)
yerleşmeler kademelenmesi ve yerel kalkınma sorunsalının
değerlendirildiği bu çalışmanın oluşmasında yardımlarını
esirgemeyen, beni daha doğruyu arama yoluna iten ve değerli
vaktini ayıran tez danışmanım Doç. Dr. Yiğit EVREN’e
teşekkürü bir borç bilirim.
Çalışmada kullanılan verilerin temini konusunda yardımcı
olan Orhaneli Belediyesi Fen İşleri Müdürü Hakan Bal’a,
Keles Belediyesi’ne, Harmancık ve Büyükorhan Belediyelerine
ayrıca teşekkürlerimi sunarım.
Son olarak, çalışmam boyunca desteğini esirgemeyen başta
çok değerli anneme ve babama olmak üzere tek tek tüm aile
bireylerime, çok değerli arkadaşlarım Arzu ÇALIŞKAN’a, Ayşe
VELİOĞLU’na, H.Kübra ŞENGÜLER’e, Neslihan Elif ALPAR’a ve
Şeyma YARIŞ’a da en kalbi duygularımla teşekkür ederim.
Haziran, 2015
Hacer DEMİR
2
İÇİNDEKİLER
ÖZET...........................................................7
1.GİRİŞ........................................................8
1.1. Amaç....................................................9
1.2. Kapsam..................................................91.3. Yöntem..................................................9
2. YERLEŞME KADEMELENMESİNE YÖNELİK LİTERATÜR ARAŞTIRMASI.....10
2.1. Neo-Klasik Kuramlar....................................10
2.1.1. Christaller-Merkezi Yerler Teorisi..................102.1.2. Lösch...............................................13
2.1.3. Zipf-Sıra Büyüklük Kuramı...........................152.2. Bölgesel Kalkınma......................................16
2.2.1. Bölgesel Kalkınmaya Yönelik Çok Merkezlilik Kuramı..162.2.2. Avrupada Çok Merkezlilik Kavramı ve Avrupa Mekansal Strateji Perspektifi(ESDP).................................20
3
3. BURSA DAĞ BÖLGESİ YERLEŞME KADEMELENMESİ VE YEREL KALKINMA SORUNSALI.....................................................23
3.1. Dağ Bölgesinin Konumu ve Sosyo-Ekonomik Özellikleri....233.1.1. Coğrafi Konum ve Doğal Yapı.........................23
3.1.2. Demografik Yapısı...................................263.1.3. Ekonomik Yapı.......................................30
3.2. Bursa İli Yerleşmeler Kademelenmesi....................343.2.1. Yerleşimlerin Etkileşimi............................37
3.3. Bursa Dağ Bölgesi Kalkınmasının Başlıca Sorunları......383.4. Dağ Bölgesi Kalkınma Potansiyelleri....................41
3.4.1. Tarım-Hayvancılık...................................423.4.2. Turizm..............................................44
3.4.3. Madencilik..........................................474. DAĞ BÖLGESİNİN KALKINMASINDA YERLEŞME KADEMELENMESİNİN TESPİTİ: ALAN ÇALIŞMASI.......................................50
4.1. Araştırmanın Amacı ve Yöntemi..........................50
4.2. Dağ Bölgesi Yerleşmelerinin Mal ve Hizmet Sunumu Tespiti............................................................50
4.3. Alan Çalışmasının Değerlendirilmesi....................535. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME.....................................54
KAYNAKÇA......................................................56
ŞEKİL LİSTESİ
Şekil 3.1: Bursa İlçeleri Toplam Nüfusu
Şekil 3.2: Dağ Bölgesi İlçelerinin 1990-2014 Yılları Arası Nüfus
Değişimi
Şekil 3.3: Dağ Bölgesindeki İlçelerin Kent-Kır Oranı
Şekil 3.4: Dağ Bölgesi Tarım Arazileri Dağılımı
4
ÇİZELGE LİSTESİ
Çizelge 2.1: Christaller'in yerleşme hiyerarşisi
Çizelge 3.1: Bölge İlçeleri Yüzölçümü
Çizelge 3.2: Kadın-Erkek Oranı
Çizelge 3.3: Okuma-Yazma Oranı
Çizelge 3.4: Nüfus Yaş Grupları
Çizelge 3.5: Köylerin Geçim Kaynağı
Çizelge 3.6: Bursa İli Tarımsal İşletmelerin İlçelere Göre
Dağılımı ve Sayıları
Çizelge 3.7: Bursa İlçe Nüfusları
Çizelge 3.8: Donatı Standartları
Çizelge 3.9: Organik Üretim Değerleri
Çizelge 3.10: Hayvancılık Değerleri
Çizelge 3.11: Dağ Bölgesi Turizm Türleri
Çizelge 4.1: Bölge İlçelerindeki İşletme Sayıları
HARİTA LİSTESİ
Harita 3.1: Bursa Dağ Bölgesi
Harita 3.2: Bursa Merkez Yerleşmeler Kademelenmesi
Harita 3.3: Bursa İli Yerleşmelerinin Etkileşimi
5
Harita 3.4: Bursa İli Topografya
Harita 3.5: Bursa Ulaşım Kademelenmesi
Harita 3.6: Dağ Bölgesi Donatı Kümelenmesi
Harita 3.7: Bursa Turizm Türleri
Harita 3.8: Bursa İli Maden Rezervleri
6
ÖZET
Günümüzde bölgesel ve kırsal kalkınmanın özellikle
sürdürülebilir kalkınman planlama gündeminde önemli bir
yere sahiptir. Özellikle geri kalmış bölgelerin
planlanlanması ayrı bir önem arz etmektedir. Çalışma
alanımızda Bursa metropolü içinde bölgesel olarak geri
planda kalan Dağ Bölgesi olarak adlandırılan Orhaneli-
Keles-Büyükorhan-Harmancık ilçelerini kapsamaktadır.
Bölgenin bu durumu yerleşme kademelenmesi bağlamında
incelenmektedir. Yerleşmeler arasında kademelenmeli bir
yapının ortaya çıkmasında, yerleşmeler arası ilişkilerde
yerleşmelerin mal ve hizmet sunumları etkilidir.
Bu nedenle; çalışma kapsamında, alandaki yerleşmelerin
ticaret, eğitim, sağlık ve ulaşım ilişkileri incelenmiştir.
Yerleşme merkezlerin sundukları mal ve hizmet tespit
edilmiştir.
Çalışmanın sonucunda ise, bölgede hiyerarşik bir
kademelenme yapısının olmadığı, Christaller’in merkezi yer
kuramının alanda kısmen görüldüğü gözlemlenmiştir.
Christaller’in de bahsettiği, tüketicinin maliyeti
gözetmesiyle yakın yerleşmeyi tercih etme durumu bölgede
açıkça gözlemlenmektedir. Büyükorhan ve Harmancık ilçeleri,
Bursa’ya bağlı olmalarına rağmen, merkeze mesafenin fazla
olması nedeniyle Balıkesir ve Kütahya’yla ilişki içine
içindedir. Bölgenin kamu ve özel yatırımlardan uzak
kalması, ilçe merkezlerinin tam bir 3.kademe olmamasında da
önemli bir etkendir.
7
Anahtar Kelimeler: Bölgesel Kalkınma, Kırsal/Yerel
Kalkınma, Yerleşme Kademelenmesi
1.GİRİŞ
Nüfusun, coğrafi mekanda gelişigüzel dağılmak yerine ana
faaliyetler çerçevesinde topluluklar meydana getirmesiyle
köy, kasaba ve şehir gibi yerleşimler oluşmaktadır. Oluşan
bu yerleşimler içinde, bir yerleşimin kendi bölgesini
kontrol gücü ve bölgedeki nüfusunda o yerleşmeden
yararlanabilme oranı, yerleşmenin ne derece ulaşılabilir ve
ne derecede merkezi olduğuna bağlıdır.
Yerleşmelerin kendi aralarında kademeli bir yapı
göstermeleri ise insan davranışının doğal sonucu olarak
belirmektedir. Her ihtiyaç için insanların kat etmeye razı
olacakları belirli bir mesafe vardır. İnsanların bu
davranışı yerleşmelerdeki mevcut faaliyetleri belirleyici
8
niteliktedir. Yerleşimlerin hangi ve nasıl bir şekilde
mekanda yer alacağı ve bu yerleşmelerde ne tip faaliyetin
oluşacağı, büyük ölçüde yerleşmenin kontrolü-etki alanı-
içinde kalan nüfusun talep seviyesine ve çeşidine göre
belirlenir.
Planlama çalışmalarına yön verebilmek için insan
yerleşimlerinin böyle bir kademeler dizisi halinde
mekandaki oluşumunun neden ve nasıl oluştuğunun bilinmesi
gerekir. Bu kademelenme zaman içinde sabit olmayıp,
ekonomik ve teknolojik değişimlere paralel olarak yeni
değişimlere uğramakta, bu doğrultuda ekonomik ve sosyal
faaliyetlerin mekanda nasıl dağılacağı ve hangi ilkelere
göre planlanacağı konusu önem arz etmektedir.
Planlı ve sürdürülebilir kalkınmada da amaç sınırlı
kaynakların hangi amaçlar için, hangi sektörlerde
kullanılacağının yanı sıra yatırımların nerede yapılacağını
da kapsayan kararların da ortaya koyulmasıdır.
1.1. Amaç
Bu çalışmada; 6.kademe olan Bursa metropolü içinde, Dağ
Bölgesi olarak adlandırılan dört ilçenin 2. kademede
kalması ve gelişememesinin nedenlerini yerleşme
kademelenmesi ve bölgesel kalkınma kavramları yardımıyla
incelemek, kalkınamamasındaki faktörleri analiz edilip, bu
sorunları kaldırmak veya etkisini azaltmak, bölgenin
potansiyellerini ortaya koyarak bu potansiyellerden daha
fazla yararlanılması için neler yapılması gerektiği
anlatılmaya çalışılacaktır.
9
Bölgede, gelişme niteliği taşıyan yerleşmelerin ön plana
çıkarılması ve getirilecek önerilerle, yerleşmeler
arasındaki dengesizlikler giderilmeye çalışılacaktır.
1.2. Kapsam
Bursa ilinde Dağ bölgesinde yer alan dört ilçenin yerleşme
kademelenmesinin incelenmesi ve alt kademede kalmasının ve
kalkınamamasının sebeblerini araştırmayı amaçlayan bu
çalışma toplam beş bölümden oluşmaktadır.
Giriş bölümünde; çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi
açıklanmaktadır. İkinci bölümde; yerleşme kademelenmesine
yönelik literatür araştırması yapılıcak ve bölgesel
kalkınmada öne çıkan çok merkezlilik kavramı ele
alınmıştır.
Üçüncü bölümde; dağ bölgesinin konumu ve coğrafi
özellikleri anlatılmıştır. Alanın,Bursa ili içindeki
yerleşme kademelenmesindeki yeri ve dört ilçenin çevre
ilçelerle etkileşimi anlatılmıştır. Bölgenin gelişmesine
engel olan başlıca üç neden; demografik yapı, arazi yapısı
ve ulaşım-altyapısı istatiki verilerle analiz edilip
değerlendirilmiştir. Dördüncü bölümde ise; alan çalışmasına
yönelik olarak bölgenin kalkınmasında yerleşme
kademelenmesi irdelenmektedir. Belirlenen mahallelerde mal
ve hizmet sunumu tespiti yapılmıştır.
Alanda, ilçe kaymakamlarıyla yarı yapılandırılmış
görüşmeler ve köy muhtarlarıyla anketler yapılıp, ortaya
çıkan sonuçların değerlendirmesi yapılmıştır. Son bölümde
10
ise genel bir değerlendirme yapılıp çalışma alanı için
araştırmalardan ve görüşmelerden yola çıkılarak
sürdürülebilir kırsal kalkınmaya yönelik öneriler
sunulacaktır.
1.3. Yöntem
Çalışmada ilk olarak konuya girdi verebilecek anahtar
kelimeler belirlenmiş ve makaleler, tezler ve bildiriler
taranmıştır. Bu kapsamda elde edilen bilgi, belge ve
bulgular çalışmanın ilk aşamasında envanter oluşturulacak
şekilde gruplandırılmış ve literatür özeti çıkarılmıştır.
Bu amaçla bilgi ve bulgular öncelikle genel ve geniş
kapsamda irdelenmiş, ikinci aşamada ise çalışmamızın ana
konusu olan; Dağ bölgesinin yerleşme kademelenmesindeki
yeri alana gidip incelenmiş ve yerel kalkınmanın önündeki
sorunlar istatiki veriler doğrultusunda ortaya koyulmuştur.
Son aşamada ise; yarı yapılandırılmış görüşmelerin,
anketlerin ve analizlerden çıkan sonuçların ışığında sonuç
bölümü oluşturularak önerilerde bulunulmuştur.
2. YERLEŞME KADEMELENMESİNE YÖNELİK LİTERATÜR ARAŞTIRMASI
2.1. Neo-Klasik Kuramlar
Hemen hemen bütün kentsel sistemlerde yerleşim birimleri
mekân üzerinde rasgele dağılmamakta, gerek merkezî konuma
(nodality) dayalı faaliyetler gerekse de merkezî yerler
sistemi ile ilgili olmayan ekonomik kaynakların ve
11
faaliyetlerin varlığı (non-nodal activities) nedeniyle bazı
düzenlilikler göstermektedir. Bu düzenlilikleri tespit
etmek ve kentsel sistemleri daha basit formüllerle ifade
edebilmek için kabaca iki tür model kullanılmaktadır:
Hiyerarşik modeller ve Hiyerarşik olmayan modeller (Parr,
1970). En yaygın hiyerarşik model klasik merkezî yerler
kuramı (central place theory) ve Lösch’ün Christaller’in
kuramına eleştiri olarak ortaya koyduğu kuram, en yaygın
hiyerarşik olmayan model ise sıra-büyüklük dağılımıdır
(rank-size distribution)(akt Zeyneloğlu,2008)
Bölge yaklaşımını ilk olarak kavramsallaştıran Christaller
(1934) ve Lösch (1954) ortaya koydukları merkezi yer
teorisinde bölgeler, hiyerarşik bir sistem olarak
tanımlanır. Her bir bölge az sayıda büyük şehirlerden ve
büyük miktarda küçük şehirlerden oluşur. Şehirlerin
hiyerarşik düzeni, farklı ürünler için oluşturdukları
göreceli büyüklükteki pazar alanlarına göre belirlenir.
2.1.1. Christaller-Merkezi Yerler Teorisi
Merkezi Yerler Teorisi, Walter Christaller tarafından 1933
yılında, Güney Almanya’da 2825 yerleşmeye yönelik
gözlemleri sonucu oluşturulmuştur. Çalışma “Güney
Almanya’da Merkezi Yerler” adı ile yayınlanmıştır (Dinler,
2008).
Christaller, yerleşmelerin doğal özelliklerini( yer şekli,
toprak, iklim, yer altı kaynakları), nüfusun homojen
dağıldığını ve insan taleplerinin(maksimum kar, talep,
12
beğeni) benzer özelliklere sahip olduğunu ve bu
özelliklerin kesintisiz devam ettiğini varsaymıştır.
W. Christaller öne sürdürüğü Merkezi Yer Teorisi’ne göre kentsel
ve kırsal yerleşmeler kendilerine bağımlı altbölgeler için
gördükleri işlevlere göre merkezileşmektedirler. Bu durumda
daha seyrek kullanılan yada belirli talebin üzerinde karlı
olabilecek mal ve hizmetler ancak art bölge nüfusu en uygun
düzeyde olan merkezlerde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla
yerleşmelerin uzamsal dağılımı sunulan mal ve hizmetlerin
düzeyi ile bunu destekleyen nüfusun büyüklüğüne göre
değişmektedir. Bir bölge veya ülkedeki yerleşmeler bu
foksiyonlara bağlı olarak belirli aralıklarda ve
mesafelerde bulunmaktadırlar.(Özler,2012,der. Ersoy,341)
Christaller, kuramına arazi üzerinde dağınık olarak
yerleşik durumda bulunan kırsal nüfus ile başlamakta, bu
hanelerin gündelik alışveriş ve mal değiş-tokuş
ihtiyaçlarını giderebilmek için fazla yürümeden
ulaşabilecekleri bir kırsal merkeze ihtiyaç duyduklarını,
bu ihtiyacın ‘köy’ olarak adlandırılan kırsal yerleşme ile
giderildiğini belirtmektedir. Köyler sınırlı da olsa
çevresine hizmet götürmekte, bunlardan altı tanesinin etki
alanı, bu birinci derece merkezi yerleşmeye göre daha
gelişmiş başka bir yerleşmeye bağlı bulunmaktadır. Bunlar
da biraz daha büyük bir merkeze aynı sistemle bağlanmıştır.
Böylece yerleşmeler arasında, basit hizmetlerden özel ve
uzmanlaşılmış hizmetlere doğru dizilen kademelenmiş
(hiyerarşik) bir sistem ortaya çıkmıştır. (Özgür,2010, 38-
39)
13
Şekil 1.1: Christaller Yerleşme Hiyerarşisi (Kaynak:
http://cronodon.com/images/CentralPlace5.jpg)
Christaller, kasabadan ülke merkezine kadar 7 kademede
oluşan bu yapıda aynı kademe merkezlerin etkisindeki
nüfusların birbirine yakın, sahip oldukları fonksiyonların
ise birbirlerine paralel oldukları gözlemlemiştir. Çizelge
2.1’de Christaller’in yerleşme hiyerarşisi
gösterilmektedir.
14
Çizelge 2.1: Christaller'in yerleşme hiyerarşisi(Özgür,2010,40)
Yapılan bu gözlemler sonucu Christaller merkezi yerler
teorisini oluşturmuştur. Bu teorinin temeli, diğer
alanlarda bulunmayan ürün ve hizmetlerin merkezlerde
bulunması ve bu merkezlerden temin edilmesidir. Bu nedenle
tüketiciler ihtiyaçları doğrultusunda merkeze giderler, bu
durum merkezin yerleşmede bir etki alanı oluşturmasına
sebep olmuştur. Merkezler ise sahip oldukları farklı
fonksiyonlar kapsamında kademelenmektedir. Üst kademe
merkezler, alt kademe merkezlerin sunduğu hizmetlerin
tamamı ve bunun dışında da farklı hizmetler sunmaktadır, bu
kapsamda alt kademe merkezler, üst kademe merkezlerin etki
alanında kalmaktadır (Hottes, 1983).
Bu bilgiler doğrultusunda, Christaller K=3 adını verdiği
bir formülü ileri sürmüştür. Buna göre her bir merkezî
yerleşme, altıgenin köşelerinde yer alan 6 yerleşme
tarafından çevrelenmiştir. Bu yerleşme, çevresindeki Pazar
sahasının 1/3’ünü diğer merkezî yerlerle paylaşmaktadır.
Başka bir deyişle bir (x) yerleşmesi, 3 ayrı merkezî yere
eşit mesafededir ve bu 3 yerin eşit hizmet sahasını teorik
olarak oluşturmaktadır.
15
Böylece bu teorideki her merkezî yerleşme, kendisi
dışındaki yerleşmelerden 3 kat daha fazla nüfuslu ve hizmet
unsurlarına sahiptir. En küçük yerleşmeler arasındaki
ortalama mesafe 7 km. alındığında, biraz daha büyük merkezî
yerleşmeler arası mesafe 7x√3=12km., bir üst eş kadememerkezleri arasındaki uzaklık 7x√9=21 km., ardından gelen7x√27=36 km. gibi değerler gösterecektir. Bu süreçle
oluşan ve her defasında bir üst kademeye erişilen düzgün
altıgenler, 7 dereceye kadar sürmektedir (Özgür, E.,2010)
Merkezin etki alanın belirlenmesinde ise Christaller
tüketici davranışlarının belirleyici olduğunu söylemiştir.
Tüketici ekonomik birey davranışı ile maliyeti gözetir,
aynı kademe iki merkezden kendisine yakın olanı tercih eder
ve bu şekilde merkezin etki alanı/ kent sınırı belirlenir.
Etki alanının belirlenmesinde yerleşmede yer alan küçük
ölçekli firmaların mekana etkisini göz ardı etmesi ve alanı
düz kabul etmesi teorinin en önemli eksiklerinden biridir.
2.1.2. Lösch
Lösch, Christaller teorisine eleştirel bir bakış açısı ile
oluşturduğu kademelenme çalışmasını 1940 yılında
yayınlamıştır (Mulligan ve diğ. 2012). Christaller
modelinin çok keskin sınırlara sahip olması, mikro ekonomik
(firma) etkilerin modelde yer almaması, merkez etkisinde
bulunan alanın tespitine yönelik ortaya konulan 3 K
( alışveriş, ulaşım, yönetim) değerinin yetersiz olduğu
gibi eleştiriler bu çalışmanın temelini oluşturmaktadır
(Dicken ve Llyod, 1990). Lösh’e göre her hizmetin/ ürünün
farklı etki alanları vardır, bu nedenle 150 farklı K değeri
16
belirlemiştir. Tüm yerleşmeleri etkisi altında bulunduran
merkez (metropol) bu 150 farklı K değerinin tamamına
sahipken en alt yerleşme tek bir K değerine sahiptir
(Dicken ve Llyod, 1990). Yerleşme merkezleri sahip
oldukları K değerine göre kademelenmektedir. Kademelenme
kapsamında yerleşme organizasyonunu ortaya konulduğunda bir
dairenin (merkezinde tüm hizmetleri içeren metropolün
bulunduğu) 12 eşit parçaya bölünmesi gibi 30 derecelik
alanlar ortaya çıkmaktadır. Bu alanlardan 6 tanesi üst
kademe merkez sayısı fazla olan zengin bölge iken diğer 6
tanesi alt kademe merkez sayısının fazla olduğu yoksul
bölgedir (Dicken ve Llyod, 1990).
Şekil 2.2: Lösch yerleşme kademelenmesi1
Fakir Bölge Zengin Bölge: Christaller’ın yerleşme
organizasyonun belirlenmesinde kullanıcının temel alınması
fikri yerine Lösch firma arzı ile tüketici taleplerinin
birlikte mekânsal organizasyonu oluşturduklarını
1 http://cronodon.com/images/Losch.jpg
17
belirtmektedir (Mullingan ve diğ. 2012). Bu fikir Lösch’ü
bu etkiler kapsamında mekânsal organizasyonun nasıl
oluşacağı sorusuna yöneltmiştir. Lösch’e göre yerleşmede
merkezin seçimi firmaya bağlıdır. Firma kârını en yüksek
değere çıkarmak için maliyetlerini minimuma düşürme
çabasındadır, bu nedenle kendisi için avantajlı bir noktayı
seçer ve hizmet sunar. Yerleşme sınırının belirlenmesinde
ise tüketici davranışları belirleyicidir. Birey,
Christaller teorisinde olduğu gibi, aynı hizmeti sunan
merkezlerden kendisine en yakını tercih eder ve bu şekilde
kendisi için merkeze uygun uzaklıkta yer alır. Bunun
dışında Lösch, Christaller’dan farklı olarak firma
üzerinden de yerleşme/ kent sınırını incelemiştir. Lösch,
bu noktada tüketici taleplerinden yola çıkarak firmanın
karşılayabileceği toplam talebi hesaplamış ve bunu
yerleşmeye yansıtarak da firmanın kârının maksimum olduğu
sınırın incelediği yerleşmelerde geçerli olduğunu
belirtmiştir. (Mulligan ve diğ, 2012), (Dicken ve Llyod,
1990).
2.1.3. Zipf-Sıra Büyüklük Kuramı
1913’te ilk defa bu ilişkiye değinen, Alman kentleri
örneğiyle Auerbach tarafından olmuştur. Onun bu düşüncesi,
Zipf’in sıra-büyüklük kuramı ile devam etmiştir. Zipf
kanununa göre bir ülke ya da bölgedeki yerleşim yeri
18
(kentler, kasabalar vb.) nüfus büyüklüklerinin sıralaması
ile bu yerleşim yerlerinin nüfusları arasında ters orantılı
bir ilişki bulunmaktadır. Bu kanuna göre kentler en yüksek
nüfusa sahip olandan en az nüfusa sahip olana doğru
sıralanır.
Pn=P1/n şeklinde ifade edilir.
Denklemdeki Pn diziliş sırasına göre olması gereken nüfusu,
n ise, şehrin sıralamada kaçıncı sırada yer aldığını
göstermektedir. Bu kuralla bir alandaki yerleşmeler, nüfus
büyüklüklerine göre sıralanmaktadır. Örneğin bu kurala
göre, en büyük kent 500.000 nüfuslu ise, büyüklükte ikinci
sıradaki kentin olması gereken nüfusu:
P2=P1/2 formülüne uygun olarak,
P2= 500.000/2 = 250.000 olmalıdır.
Teoriye göre, bir ülke ya da alandaki ikinci en önemli
şehir, en büyük olanın yarısı büyüklüğündedir. Üçüncü büyük
şehrin nüfusu ise, en büyük şehrin nüfusunun 1/3’ü kadar
olması gerekmektedir. Örneğin, bir ülkedeki en kalabalık
şehir 5 milyon nüfuslu ise, 10. sıradaki şehrin nüfusu 500
bin olmalıdır..
Genel anlamda Zipf kuralı yerleşmelerin kademelenmesine
Christaller ve Lösch’ten daha farklı yaklaşım sonucu ortaya
çıkmıştır. Merkezi yerler kuramı ve Löcsh kuramında mekâna
ilişkin bilgiler yer alırken, Zipf kuralında mekâna ilişkin
herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Zipf kuramı ile Christaller ve Lösch kuramlarının ortak
yönü nüfustur. Christaller ve Lösch kuramları hizmet
19
türlerine dayalıdır, aynı zamanda bu hizmetlerin ne kadar
nüfus tarafından talep edileceği de bu kuramların temel
çıkış noktalarından birisi olmuştur. Bu kuramlara paralel
olarak Zipf kuramında birinci derecede bulunan kentin tüm
ürün/ hizmet türlerini barındırdığını ve bu nedenle diğer
kentleri etkisi altına aldığını belirtmektedir (Dicken ve
Llyod, 1990).
Günümüzün küreselleşmiş dünyasında, bu kuralın
yerleşmelerin noktasal temsiline dayanıyor olması ve ulusal
ekonominin kapalılığını varsayması nedeniyle önemli ölçüde
anlamlılığını yitirmiştir (akt Özgür )Tekeli, 2005: 76).
Zipf, yerleşmelerin kademelenmesini belirlerken sadece
nüfus büyüklüğünü dikkate alırken, Christaller ve Lösch ise
nüfus büyüklüğünün yanı sıra yerleşimlerin sundukları mal
ve hizmeti de kademelenme de göz önünde bulundurmuşlardır.
2.2. Bölgesel Kalkınma
Yirminci yüzyılın ilk çeyreğinden bu yana, özellikle II.
Dünya Savaşı sonrasında giderek belirginleşen bölgeler
arası farklılıklar, bu dönemden itibaren çesitli model ve
kuramların temel ilgi alanına girmiştir. Yirminci yüzyılın
ilk çeyreğinden bu yana, gerek dünya ölçeğinde yaşanan
savaşlar ve ekonomik kriz dönemleri, gerekse ülkeler
arasındaki var olan jeopolitik, ekonomik ve kültürel
farklılıklar nedeniyle süregelen bölgeler arası gelişmişlik
farklılıkları, farklı gelişmişlik seviyesindeki ülkelerin
ortak sorunu olagelmiştir. Özellikle II. Dünya Savaşı’ndan
sonra, ekonomik ve sosyal kalkınma sorunları ve bunları
20
çözmeye yönelik planlı çabalar önem kazanmaya başlamış,
ulusal kalkınma stratejilerinde benimsenen sektörel
yaklaşımlar, “bölgeler arası denge” hedefini benimseyerek,
mekansal boyut kazanmışlardır (Gezici, 1998).
1980 sonrasında ise, küreselleşmenin gölgesinde gelişen ve
serbest piyasa ekonomisi ile neo-liberal politikaların
ağırlıklı olduğu yeni dünya düzeni, yarattığı rekabet
koşullarının mekana yansıması şeklinde gelişmiş ve farklı
gelişmişlik derecelerine sahip bölgeler arasındaki
farklılıkların giderek artmasına yol açmıstır. 1980 sonrası
az gelişmiş bölgelere yönelik artan ilgi, zamanla yeni
bölge yaklaşımlarının doğuşu süreci ile günümüze kadar
sürmüştür (Eraydın, 2002).
2.2.1. Bölgesel Kalkınmaya Yönelik Çok Merkezlilik Kuramı
1929 yılında başta sanayide gelişmiş kentleri olmak üzere
kırsal kesimi de derinden etkileyen dünya ekonomik krizi,
etkisini daha çok Kuzey Amerika ve Avrupa coğrafyalarında
göstermiş; yarattığı toplumsal çöküntünün yanında mekansal
ve sektörel anlamda da tüm dünyayı etkilemiştir. Bu dönemde
ortaya çıkan mekansal eşitsizlikler ve sektörel alanlardaki
açmazlar, özellikle krizden etkilenen ülkelerde bölgesel
programları gerekli hale getirmiştir. Nitekim Amerika’da
1929 ekonomik krizinden diger bölgelere göre daha fazla
etkilenen Tennessee Vadisinde 1933 yılında başlatılan
bölgesel kalkınma programı, böyle bir gerekliligin en somut
ve ilk örneklerindendir. Ağırlıklı olarak kırsal nüfus
yapısına sahip 8 eyaletten oluşan bölgede, ekonomik kriz
ile birlikte yoğun bir göç hareketi görülmüştür. Düzensiz
21
su rejimiyle tarımsal üretimi olumsuz etkileyen Tennessee
Irmağı, altyapısı yetersiz köy yerleşimlerinin fazlalığı,
düşük okur-yazarlık oranı ve yeterli çalışma koşullarının
olmayışı bölge halkını göçe iten diğer alt nedenler olarak
öne çıkmaktadır (Dinler, 1994). Tennessee Valley Authority
(TVA) adıyla kurulan bölgesel kalkınma idaresi, bölgede
büyük baraj projelerini devreye sokarak düzensiz su
rejiminin önüne geçmiş, elverişli hale gelen tarım alanları
ve ürettiği elektrik enerjisi ile bölgeye sanayi
yatırımlarını ve tarımsal işgücünü çekerek, bölge
ekonomisini canlandırmış ve istenilen kalkınma hedefine
ulaşabilmiştir (Dinler, 1994; Filiztekin, 2008). Üç etap
halinde ve toplam 9 yılda tamamlanan bu önemli proje
sayesinde Tennessee Vadisi hem yüksek verimliliğe sahip bir
tarım bölgesi haline gelmiş hem de sahip olduğu ucuz
enerjiye dayalı birçok sanayi kolu faaliyete geçmiştir.
Günümüzdeyse bölge, ABD’nin en önemli tarım deneme
merkezlerinden biri niteliğindedir.
Ekonomi temelli dengesizliklerin oluşturduğu bölgesel
ölçekteki çok merkezlilik anlayışı 1950’li yıllara kadar
belli başlı ülkelerde ve genelde geri kalmış bölgelerde
kalkınma hedefli projeler olarak uygulanmaya çalışılmıştır
(Dinler, 1994).
İkinci Dünya Savası sonrası Güney İtalya Bölgesi’ni
(Mezzogiorno) kalkındırmak için başlatılan bölgesel
planlama yaklaşımları bu dönemi vurgulayan en önemli
örneklerin başında gelir. İkinci Dünya Savaşı sonrası,
kuzey bölgesine göre sosyo-ekonomik açıdan oldukça geri
22
kalan güney İtalya’da başlatılan ve üç etap halinde
tamamlanan bölgesel planlama çalışmalarının ardından, çok
sayıda büyüme merkezi oluşturulmuş ve çok merkezli bölgesel
kalkınmaya gidilmiştir (Dinler, 1994).
Şekil 2.3: Güney İtalya’da Geliştirilen Büyüme Kutupları ve Sanayi
Bölgeleri2
İleride AB’nin gelecegine mekansal anlamda yön verecegi
öngörülen “çok merkezlilik” kavramının en belirgin
savunuldugu yıllar ise 1990’lı yıllar olmus ve Birligin
mekansal anlamda yasadıgı birikimli dengesizlikler, giderek
artan merkezçevre uçurumları, bu konularda çesitli
2 http://www.planlama.org/index.php/boelgesel-kalknma-ajanslar3
23
arastırmalar ve Birlik bünyesinde çözüm arayıslarını
gerektirmistir.
Avrupa seviyesinde bir araya toplanmayı öngören güçler, AB
içinde refah düzeyi oldukça yüksek bir merkez ile az
gelismis bir çevrenin karsı karsıya oldugu dengesiz bir
gelismeye neden olmuslardır (Davoudi, 2006). Bu durumdan
hareketle yapılan çesitli çalısmalarsa, ilk ciddi meyvesini
1989 yılında Roger Brunet öncülügündeki bir Fransız
arastırma sirketinin, AB’nin oldukça gelismis temel
bölgesini tanımlamasıyla vermistir. Mavi Muz (Blue Banana)
olarak adlandırılan bu gelismis bölge İngiltere’nin
güneydogusundan İtalya’nın kuzeyine uzanarak, o dönemde 12
üyeli AB topraklarının Avusturya ve İsviçre dahil- %18’ini
kapsamakta; kentsel nüfus ve Gayri Safi Milli Hasıla
bakımından da Birlik hacminin yarısına yakınına hakim
bulunuyordu (Hague, 2006; Sekil 2.1). Mavi Muz çalısmasına
benzer ve “Altın Üçgen”, “Avrupa Megapolü” gibi farklı
isimlerle anılan başka çalısmaların da yapıldığı ilerleyen
yıllarda AB içinden de yeni yaklaiımlar geliştirilmeye
çalışılmıştır. Avrupa Komisyonu’nun bölgesel politikalardan
sorumlu bölümünce, Kunzmann ve Wegener tarafından 1991
yılında hazırlanan rapor “Bir Salkım Avrupa” metaforuyla
adından söz ettirmiş ve çok merkezlilik kavramını Avrupa
çapında ekonomik büyümenin gelişimi ve eşitlikçi olmasını
öneren siyasi bir dayanak olarak tanımlamış ve çesitli
tespitlerde bulunmustur. Bu tespitler:
o Avrupa kentsel sisteminin yeniden tanımlanması ve
bölgesel politikaların yapılandırılması için merkez-çevre
24
anlayısından ziyade, çok merkezlilik kavramının
benimsenmesi
o Sadece dezavantajlı çevre bölgeleri teşvik edecek ve
bölgesel ekonomik büyümenin itici güçleri olarak kentsel
merkezlerin seferber edilmeleri için bölgesel
politikalarının yeni temellere oturtulması
olarak iki madde halinde özetlenebilir. Bu yaklaşımla Mavi
Muz metaforuna karşı, çok merkezli bir yaklaşım vurgusu
yapılmış ve bu sayede hem Birligin rekabet gücünün hem de
bölgesel bütünlüğünün artacağı düşünülmüştür (Hague, 2006).
1980 sonrası ise yaşanan küreselleşme ile birlikte
neredeyse tüm dünyada az gelişmiş bölgelere yönelik ilginin
arttığı, giderek güçlenen kentsel alanlara karşı geri
kalmış bölgesel alanların kalkındırılması süreci yaşanmış
ve daha da popülerlik kazanan çok merkezli bölgesel
yaklaşımlar günümüze kadar devam etmiştir.
25
Şekil 2.5:Avrupa Üzüm Salkımı
[Kunzmann and Wegener,
(1991)]Kaynak:http://emurbanism.webl
Şekil 2.4: Mavi Muz
(Brunet,1989)
Kaynak:http://
emurbanism.weblog.tudelft.nl/
Küreselleşmeyle birlikte gelen ekonomik rekabet ulusal
ölçekteyken günümüzde yerini bölgesel ölçeğe bırakmış,
bölgeler rekabette ön plana çıkmıştır. Bölgesel kalkınmada
da merkezden gelen kararlar yerine, bölgenin yerel
potansiyellerini ve kaynaklarını kullanarak, yerleşmelerin
birbirleri ile ilişkileri ve etkileşimlerini dikkate alarak
plan yaklaşımlarının ele alınması gereği ortaya çıkmıştır.
2.2.2. Avrupada Çok Merkezlilik Kavramı ve Avrupa Mekansal
Strateji Perspektifi(ESDP)
Avrupa’da bölgelerin desteklenmesi uzun süreli bir geleneğe
sahip olmadığı gibi, Avrupa Birliği’nin temelinin atıldığı
dönemlerde (1957 Roma Antlaşması) ortak bir sorun alanı
olarak da görülmemiştir (DPT, 2006a). Avrupa’da dünya
genelinde yaşanan ekonomik kriz ve savaşlardan sonra,
1950’li yıllarda başlayan bölgesel büyüme merkezleri
oluşturma çabaları, ülkelerin kendi iç dengesizliklerinin
çözümüne yönelmiş ve bu çabalar Güney İtalya’da olduğu gibi
başarılı örnekler çıkarmışsa da, Avrupa’da asıl çok
merkezlilik kavramının hem kentsel hem de bölgesel ölçekte
yasandığı dönem 1980’li yıllardan günümüze süregelen dönem
olarak kabul edilmektedir. Çünkü 1980 sonrası AB içinde
yeni bir yapılanmaya gidilmiş, 1981’de Yunanistan, 1986’da
da Portekiz ve İspanya gibi gelişmişlik düzeyi merkez
Avrupa ülkelerinin altında olan ülkelerin birliğe
katılımları ile AB’nin mevcut dengeli yapısı degişime
ugramış ve bölgeler arası dengesizlik belirgin bir şekilde
artmıştır (Altay,2005).
26
1999’da “AB’de Sürdürülebilir ve Dengeli Gelişmeye Doğru’’
başlığı ile ortaya konulan AMGP (ESDP)’nin temel hedefleri
şöyle sıralanmıştır;
• Ekonomik ve sosyal uyum
• Ekonomik kaynakların ve kültürel mirasın korunması ve
yönetimi,
• Avrupa Birliği Bölgesinde daha dengeli bir rekabetçiliğin
benimsenmesi (EC, 1999; 10).
AMGP yer alan ve dökümanın omurgasını oluşturan mekansal
gelişme rehberi ise şu alt başlıklardan oluşmaktadır:
1. Çok Merkezli Mekansal Gelişme ve Yeni Bir Kır-Kent
İlişkisi
Dengeli ve Çok Merkezli Mekansal Gelişme
Dinamik,Çekici ve Rekabetçi Kentler ve Kentsel
Bölgeler
Kırsal Alanlarda Yerel Dinamiklere Göre Gelişme,
Verimlilik ve Çeşitliliğin Artırılması
Kır Kent İşbirliği
2. Bilgiye ve Altyapıya Erişimde Eşitlik
Daha Gelişmiş Ulaşım Bağlantıları ve Bilgiye
Erişim için Entegre Yaklaşım
Erişim İyileştirilmesi için Çok Merkezli Gelişim
Modeli
Altyapının Daha Etkin ve Sürdürülebilir Kullanımı
Yenilik ve Bilginin Yayılımı
27
3. Doğal ve Kültürel Mirasın İyi Yönetimi
Doğal ve Kültürel Mirasın Gelişmeye Katkıları
Kültürel Mirasın Korunması ve Geliştirilmesi
Su Kaynakları Yönetimi
Kültürel Peyzajın Etkin Yönetimi
Kültürel Mirasın Etkin Yönetimi (EC, 1999).
AMGP(ESDP) geliştirdiği mekansal gelişme politika
amaçlarından özellikle ilki olmak üzere her biri kırsal
alan politikaları ile yakından ilişkilidir. AMGP(ESDP)’nin
kırsal alan politikaları AB ortak tarım politikasına ve
onun kırsal kalkınmaya dönük gelişimini dayanak olarak
almakta ve AB’nin diğer ekonomik ve sosyal politikaları ile
de çelişmemektedir.
ESDP, ortaya koydugu hedeflerle ekonomik ve sosyal
hedeflere ulaşmayı sağlayacak sürdürülebilir ve dengeli bir
mekansal yapılanma, küresel rekabet alanında üstün olarak
var olabilme çabasındaki AB için büyük önem taşımaktadır
(DPT, 2006c).
ESDP yaklaşımı üye ülkeler için uyulması zorunlu bir
programdan çok, tavsiye niteliğindeki genel bir çerçevedir.
Başka bir deyişle üye devletlere, ülke düzenleme
politikalarının belirlenmesinde ESDP’nin temel
objektiflerine uymaları, seçeneklerini kendilerine
uyarlayarak ve yerel verileri kullanarak bir sentez
yapmaları önerilmektedir. Her ne kadar ulusal ölçekte bir
uyma zorunlulugu olmasa da, AB yapısal fonlarından
28
yararlanabilmek için ESDP’yi kullanma şartının getirilmiş
olması, ESDP’nin sadece genel bir yönlendirici nitelik
taşımadığını, Birliğe üye ve aday ülkeleri bir nevi kendine
bağlı kıldığının göstergesidir (Kaya,2002).
AB için bir dönüm noktası niteliğindeki bu çalısma,
içerdiği konu başlıkları ve koyduğu hedefler bakımından çok
önemli yenilikler sunmayıp, yakın zamanlı gelişmelere dair
eleştiriler alıyor olsa da, Birlik politikalarının ve tek
şehir ölçegindeki aşırı gelişmelerin üst ölçekte
oluşturduğu sorunlara karşın yaptığı vurgu ve yaratmaya
çalıstığı kır-kent dengesinin yanında, çok merkezlilik
yaklaşımını keskin bir biçimde önemsediği için özellikle
henüz gelişmişlik sorunlarıyla bütünüyle karşılaşmamış
ülkeler için önemli bir yol haritası niteliği taşımaktadır.
(Çalışkan, 2008)
Bölgesel gelişmiş farkların yaşandığı, kır-kent
dengesizliğinin olduğu Avrupa Birliği’ne aday olan ülkemiz
için, ESDP dikkate alınması gereken bir yaklaşımdır.
ESDP’nin özellikle kırsal alana ve kırsalın gelişmesine
vurgu yapması ülkemizde yapılacak bölge planları için
önemli bir yol göstericidir.
29
3. BURSA DAĞ BÖLGESİ YERLEŞME KADEMELENMESİ VE YEREL
KALKINMA SORUNSALI
3.1. Dağ Bölgesinin Konumu ve Sosyo-Ekonomik Özellikleri
3.1.1. Coğrafi Konum ve Doğal Yapı
30
Harita 3.1: Bursa Dağ Bölgesi(Orhaneli, Keles, Büyükorhan,
Harmancık)
Dağ bölgesi, Bursa il merkezinin doğusunda, Uludağ’ın
eteklerinde kurulan Orhaneli, Keles, Büyükorhan ve
Harmancık ilçelerinden oluşmaktadır. Bölgenin toplam nüfusu
55.350’dir.
Orhaneli ilçesi, Bursa’ya 55 km. uzaklıktadır. İlçe 797.0
km2’dir. Orhaneli’nin toplam nüfusu 2000 yılı sayımlarına
göre 30.449 iken 2012 yılında bu rakam 20.602 kişiye
düşmüştür. İlçe merkezinde altı mahallesi olmak üzere
toplam 61 mahallesi bulunmaktadır. Mahalleri ise; Gazipaşa,
Fevzipaşa, İsmetpaşa, Karabekirpaşa, Esentepe, Üçyüzevler,
Karıncalı, Göynükbelen, Ağaçhisar, Akçabük, Altıntaş,
Argın, Balıoğlu, Başköy, Belenoluk, Çalaplar, Çeki, Çivili,
31
Çınarcık, Çöreler, DağGüney, Deliballılar, Demirci,
Dereköy, Dündar, Emirköy, Erenler, Eskidanışment, Fadıl,
Firuz, Gazioluk, Girencik, Göktepe, Gümüşpınar, İkizoluk,
Kabaklar, Kadıköy, Karaoğlanlar, Karasi, Koçu, KüçükOrhan,
Kusumlar, Letafet, Mahaller, Merkez Akalan, Nalınlar,
Ortaköy, Osmaniye, Sadağı, Semerci, Serçeler, Sırıl, Söğüt,
Şükriye, Süleymanbey, Tepecik, Topuk, Yakuplar,
Yenidanişment, Yeşiller, Yürüceklerdir.
İlçe, ılıman Akdeniz iklimi ile Ege ve Marmara’nın kara
iklimini taşımaktadır. Yazlar ılık, kışlar soğuktur ve
bahar aylarında yağmur, kış aylarında kar yağışı
görülmektedir.
İlçe yüzey şekli dağlık ve dalgalı bir yapıya sahiptir.
Rakım 490m’dir. İlçenin dağlık kesimleri kayın, kızılçam,
karaçam, meşe, ardıç ormanları ile kaplıdır. Toprak yapısı
zayıftır. Koca su vadisinde alüvyonlu birikim vardır. Bu
alanlar sulamaya uygun taban arazilerdir. Özellikle
Deliballılar, Çöreler, Akçabük, Yürücekler ve Merkeze ait
bu araziler bu alanda olup, yöreye göre oldukça verimlidir
(BEBKA,Orhaneli İlçe Raporu,2012).
Keles İlçesi ise; Keles Deresi Vadisi’nde kurulmuştur.
Bursa merkeze uzaklığı 65km’dir. Batıdan Hüseyin Alanı
Geçidi ile Bursa´ya; doğudan Tepel Geçidi ile İnegöl´e
bağlanır. Yüzölçümü 657,25 km²’dir. Nüfusu; 2000 yılı
sayımına göre 18.639, 2012 yılında bu sayı 13.876’ya
düşmüştür.
32
İlçe merkezi Çukur, Cuma, Ertuğrul Gazi, Kirazlı, Küçük
Kovacık, Sofular, Yenice Mahallesi olmak üzere toplam yedi
mahalleden oluşmaktadır. İlçenin yedi mahallesi dışında
toplam 36 mahallesi3 vardır. Bunlar; Akçapınar, Alpağut,
Avdan, Baraklı, Başak, Belenören, Bıyıklıalan, Çayören,
Dağdemirciler, Dağdibi, Davutlar, Dedeler, Delice,
Denizler, Durak, Düvenli, Epçeler, Gelemiç, Gököz,
Harmanalanı, Harmandemirci, Haydar, Issızören, Karaardıç,
Kemaliye, Kıranışıklar, Kirazlı, Kocakovacık, Kozbudaklar,
Küçükkovacık, Menteşe, Pınarcık, Sorgun, Uzunöz, Yağcılar,
Yazıbaşı (Oydas)’dır.
İlçede karasal iklim hüküm sürer. Yükseltinin azaldığı
Kocasu Vadisi’nde bir nevi geçiş iklimi görülür. Burada
Akdeniz iklimine has bitki türlerinin varlığı söz
konusudur. İlçede en yağışlı mevsimler kış ve ilkbahardır.
En az yağış yaz mevsiminde görülür. Kışlar sert ve kar
yağışlı, yaz mevsimi ise genellikle serin geçer. Yüksekliğe
paralel olarak iğne yapraklı çam ormanları, Uludağ köknarı,
yabani kavak, ardıç, gürgen, gibi ağaçlar bitki örtüsünü
oluşturur. Her mevsim bol çayırlı, yeşillikler içerisinde
Kocayayla, Kendir, Gelemiç, Düğenli gibi yaylalar bulunur.
Yıllık ortalama 782,9 mm ile Bursa’nın en çok yağış alan
ilçesidir. Bugünkü adı Kocasu olan ünlü Rhyndakos Çayı bu
ilçeden de geçer. Uzunluğu 276 km olan Kocasu’nun yatağı
ile havzasındaki vadi tabanlarında görülen alüvyon
topraklar tarıma oldukça elverişlidir. Arazinin 186 km²
3 2012 yılı 6360 sayılı Kanunla Bursa il sınırı Büyükşehir Belediye sınırı olmuştur. Köyler, bağlı olduğu ilçenin mahallesi haline gelmiş,Büyükşehirler’de köy kavramı kalkmıştır.
33
tarım arazisi, 51 km² çayır ve otlak, 39 km² ise kayalık,
taşlık, dere yatağı gibi kullanılmayacak arazilerden
oluşmaktadır. 342 km² ormanlık alan ile Bursa’nın en zengin
ormanına sahip olsa da, toprağı bol kireçlidir. Tarımı
yapılan başlıca ürünler; üzüm, buğday, arpa, nohut, mısır,
mercimek, fasulye, patates, misket elması, kiraz, kara
erik, ayvadır (www.olymposarastirmalari.com).
Rakım 1000m’dir. İlçe topraklarında birbirinden ayrı iki
dağ sırası bulunmakta; bunlar güneydoğu-kuzeybatı
doğrultusunda uzanmaktadır. Bu iki dağ sırası arasında
yaylalar ve tepelik sahalar vardır. Genel olarak ilçenin
deniz seviyesinden yüksekliği 1.050 m. olup en alçak yer
Yazıbaşı Köyü'nün Kocasu kıyıları (500 m.), en yüksek yer
Tepel Tepesi (2.052 m.) zirvesidir (BEBKA, Keles İlçe
Raporu,2012).
Harmancık ilçesi, Bursa İline 96 km uzaklıkta, Uludağ’ın
güneyindeki yaylalar arasında bulunmaktadır. İlçe Bursa,
Balıkesir ve Kütahya il sınırlarının birleştiği bir noktada
yer almaktadır. Komşuları Dursunbey (Balıkesir), Tavşanlı
(Kütahya), Orhaneli ve Keles (Bursa)’tir. Rakımı 650 metre,
yüzölçümü 365 km2 'dir.
İlçe merkezi; Balısaray, Çamoğlu, Ece, Karaca, Kepekdere,
Kılavuzlar, Merkez, Saçaklı, Yaylabaşı olmak üzere toplam
dokuz mahalleden oluşmaktadır. İlçenin bunun dışında 22
mahallesi daha bulunmaktadır. Bunlar; Akpınar, Alutça,
Balatdanişmend, Bekdemirler, Çakmak, Çatalsöğüt, Dedebali,
Delicegüney, Dutluca, Gedikören, Gökçeler, Gülözü,
Harmancıkakalan, Hopandanişmend, Ilıcaksu, İsaklar,
34
Kışmanlar, Kocapınar, Kozluca, Nalbant, Okçular ve
Yeşilyurt’tur4.
Güneyde Domaşa, batıda Dede, doğuda Kaklık, kuzeyde Topbaşı
tepeleriyle çevrelenen Harmancık’ın yine üç tarafında küçük
dereler yer almaktadır. Üç tarafında küçük dereler yer alır
(Batısında Şadırvan deresi, güneydoğusunda Eskici deresi,
güneyinde Çardı deresi). Dereler etrafındaki tarla ve
bahçeleri sulamada kullanılır.
Karasal ılıman Marmara geçiş iklimi görülür; yazları çok
sıcak, kışları ise serttir. Yağışlar kar ve yağmur
şeklindedir. Nisan ayına kadar aralıklarla süren kırağı
yağışı bitkileri olumsuz etkilemektedir. İlçede 13.220
hektar tarım alanı, 23.016 hektar orman ve fundalık
bulunur. Dağlık ve engebeli bir araziye sahip olmasına
karşın, ormanlık ve maki bitki örtüsü hâkimdir. İlçenin
etrafı çam ormanlarıyla çevrilidir ve bitki örtüsü olarak;
kayın, kızılçam ve ardıç gibi çeşitli cinste ağaçlar
bulunmaktadır. Tarımı yapılan başlıca ürünler; buğday,
nohut, mısır, ayçiçeği, çilek, şekerpancarı ve anasondur.
İlçe deniz seviyesinden 830 m. rakımlı, yaklaşık %50’si
ormanlarla çevrili yeşil bir ilçedir. Büyükorhan, yüzölçümü
672 km²'dir
İlçe merkezi Armutçuk, Cumhuriyet, Hocahasan, İsmetiye ve
Orhan mahallelerinden oluşmakta olup, Akçasaz, Aktaş,
Balaban, Bayındır, Burunca, Çakıryenice, Çeribaşı,
Danacılar, Danaçalı, Demirler, Derecik, Durhasan,
Düğüncüler, Elekçalı, Ericek, Gedikler, Geynik,4 www.olymposarastirmalari.com [Erişim tarihi: 29.05.2015]
35
Hacıahmetler, Hacılar, Hemşeriler, Karaağız, Karaçukur,
Karalar, Kayapa, Kınık, Kuşlar, Mazlumlar, Osmanlar,
Örencik, Özlüce, Perçin, Pınarköy, Piribeyler, Sarnıç,
Tekerler, Veletler, Yenice, Zaferiye olmak üzere toplamda
38 köy barındırmaktadır. Çökene köyü, 2007 yılında son
kalan yedi kişinin de ayrılması üzerine tamamen terk
edilmiştir. Bu nedenle köy yukarıdaki listeye dahil
edilmemiştir.
Büyükorhan’da yerleşim alanları ile çeşitli özel ve kamu
tesisleri dışındaki alanın büyük bölümünde tarla tarımı
yapıldığından, bu kesimlerde doğal bitki örtüsünün yerini
kültür bitkileri almıştır. Bunun yanı sıra 382 hektar tutan
harita arazisinin % 30,98’ini tarım arazileri, % 9,58’ini
orman alanları, % 0,73’ünü mezarlık alanı oluşturmaktadır.
Geri kalan alanın % 8,95’ini yerleşik alan oluştururken %
49,76’sını kamu alanları ve diğer fonksiyon alanları
oluşturmaktadır. Yerleşimin güneyinde ve güneydoğusunda
orman alanları bulunmaktadır. Engebeli ve dağlık bir yapıya
sahiptir. İlçenin güneyinden Aliova Çayı geçmektedir.
İlçede tarla ürünü olarak buğday, arpa, mısır, çilek ve
patates yetişmektedir. Ayrıca sık olmamakla birlikte meskûn
doku içinde, konutların bahçelerinde ve dere boylarında da
muhtelif türde ağaç ve bitki bulunmaktadır. Bunlar
genellikle meşe, çam, armut, vişne, kiraz, elma, erik
ağaçlarıdır.
Yörede Marmara Bölgesinin iklim özellikleri hüküm sürmekte,
yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağışlı geçer.
Yazın en yüksek sıcaklık 30–35°C, kışın ise ortalama 4–6
36
°C’ye düşmektedir. Yükseklik nedeniyle serin dağ iklimi
görülür. (BEBKA, Büyükorhan İlçe Raporu,2012).
3.1.2. Demografik Yapısı
Bursa ilçelerine ait nüfus Şekil3.1.’de gösterilmiştir.
Bölge, nüfus açısından Bursa metropolündeki diğer ilçelere
göre çok düşük nüfusa sahiptir. Bölge ilçeleri, nüfus
büyüklüğü açısındanbüyükten küçüğe sıralandığında Bursa’nın
son dört ilçesidir. Engebeli arazi yapısı, zor iklim
koşulları, ekonomik faaliyetlerin yetersiz olması nüfusun
artmamasındaki en büyük engeldir. En fazla nüfus Orhaneli
ilçesindedir. Dağ Bölgesinin nüfusu, Bursa nüfusunun %1’ini
oluştururken, üç merkez ilçe(Orhangazi, Yıldırım, Nilüfer)
%65’ini oluşturmaktadır.
Dağ Bölgesindeki ilçelerin toplam nüfusu,merkez ilçelerin
belde/mahalle nüfuslarıyla aynı büyüklüktedir(Osmangazi-
Emek nüfusu:26.901).
Osmangazi
Yıldırım
Nilüfer
İnegöl
Gemlik
M.Kemalpaşa
Karacabey
Mudanya
OrhangaziGürsu
Kestel
Yenişehirİznik
OrhaneliKeles
B.Orhan
Harmancık
1
200,001
400,001
600,001
800,0012014 BURSA İLÇE NÜFUSLARI
Şekil 3.1: Bursa İlçeleri Toplam Nüfusu (TUİK,Nüfus
İstatistikleri,2014)
37
Yüzölçümü (km2)
İlYüzölçümüne Oranı
Rakım(m)
Nüfus Yoğunluğu(ki/km2)
Orhaneli 844 7.6 487 26
Keles 640 5.7 1000 21
Büyükorhan
522 4.7 850 22
Harmancık 365 3.3 650 19
Çizelge 3.1: Bölge İlçeleri Yüzölçümü
Bölge yüzölçümü olarak Bursa’nın %21.3 ‘ünü kaplamaktadır.
Bölgenin toplam nüfusu 55350’dir. İlçelerin nüfus
yoğunluğuna Çizelge3.1’de gösterildiği üzere en yoğun ilçe
Orhaneli’dir. En düşük nüfus yoğunluğu Harmancık ilçesinde
18ki/km2’dir. Nüfus yoğunluklarına baktığımızda kırsal
nüfus yoğunluğu görülmektedir.
1990 2000 2010 2014
12,149 10,017 7,894 6,873
19,591 16,66712,743 11,396
21,67518,613
14,641 13,123
30,01530,449
23,53021,563
İlçelerin Nüfus DeğişimiHarmancık Büyükorhan Keles Orhaneli
Şekil 3.2: Dağ Bölgesindeki İlçelerin Toplam 1990-2014 Yılları Arası
Nüfus Değişim (TUİK,Nüfus İstatistikleri,2014)
Yıllara göre ilçe nüfuslarına bakıldığında hiçbir zaman
aralığında bir artış göstermemekte aksine sürekli bir
azalış görülmektedir. Geçmişten günümüze kadar bölgeye
38
istihdam oluşturacak bir yatırımın yapılmaması, tarım ve
hayvancılıktan elde edilen gelirin yetersiz olması bölge
halkını, özellikle genç nüfusu göçe itmiştir.
Harmancık Büyükorhan Keles Orhaneli
4776 75 66
5324 25 34
Kent/Kır Oranı(2012)Kır Kent
Şekil 3.3: Dağ Bölgesindeki İlçelerin Kent-Kır Oranı ( TUİK,Nüfus
İstatistikleri,2012)
Bölge ilçelerinin kır nüfusuda zamanla sürekli bir azalış
göstermiştir. İlçe merkezlerinde zaman içerisinde küçük
artışlar yaşanmıştır. Ancak bu nüfus artışı da köylerden
ilçe merkezine göçle olmuştur.
Kadın Erkek Toplam Kadın/
Erkek
Oranı
Orhaneli 11,033 10,530 21,563 %51-%49
Keles 6.696 6.427 13.123 %51-%49
Büyükorh
an
5.749 5.647 11.396 %51-%49
Harmancı 3.540 3.333 6.873 %51-%49
39
k
Çizelge 3.2: Kadın-Erkek Oranı (TUIK, Nüfus İstatistikleri,2014)
İlçelerin kadın ve erkek nüfusları farklı olmasına rağmen,
kadın-erkek oranları aynı çıkmaktadır. Bölge içinde kadın-
erkek oranı homojenlik gösterir. Kadın nüfusu yaklaşık
%2’lik farkla öne çıkmaktadır.
Okuma-
Yazma
Bilmeyenle
rin Oranı
Okuma Yazma
Bilmeyen
Kadın Oranı
Orhaneli 10% 8%
Keles 9% 7%
Büyükorha
n
17% 13%
Harmancık 14% 12%
Çizelge 3.3: Okuma-Yazma Oranı (TUIK, Eğitim İstatistikleri,2014)
Okuma-yazma bilmeyenlerin oranı en fazla %17 oranla
Büyükorhan ilçesinde çıkmaktadır. Okuma-yazma bilmeyen
nüfusu, daha çok köylerde yaşayan yaşlı nüfus
oluşturmaktadır. Kadın nüfusun okuma-yazma bilmeyenler
içinde ön plana çıkmaktadır.
40
2014 0-14 15-64 65 + Aktivi
te
Oranı
Yaşlı
Bağımlı
lık
Oranı
Toplam
Bağımlı
lık
Oranı
Orhaneli 3947 1384
9
3767 0.64 0.27 0.55
Keles 1842 7126 3098 0.54 0.43 0.69
Büyükorh
an
1939 7227 2230 0.63 0.30 0.57
Harmancı
k
943 4491 1439 0.65 0.320
419
0.530
394
Çizelge 3.4: Nüfus Yaş Grupları (TUIK, Nüfus İstatistikleri,2014)
İlçelerin yaş gruplarına baktığımızda çalışma çağı nüfusu
(15-64) en fazladır. Buna bağlı olarak da aktivite oranı
her ilçede %50’nin üzerinde çıkmaktadır. Bölge için her ne
kadar bu olumlu birşey ise de; aktivite oranı kadar hatta
daha fazla oranda toplam bağımlılık oranı çıkmaktadır. Yani
her çalışanın bakmakla yükümlü olduğu en az 2 kişi
çıkmaktadır. Çalışma çağındaki nüfusun büyük çoğunluğu,
tarımsal faaliyette bulunurken son yıllarda genç nüfus
Bursa’da sanayi tesislerinde çalışmak için göç etmektedir.
3.1.3. Ekonomik Yapı
Dağ bölgesinin başlıca geçim kaynağı tarımdır. Toplamda 151
köy mevcuttur ve bu köylerin %76’sının başlıca geçim
kaynağı hayvancılıktır. Hizmet sektörü yalnız ilçe
merkezlerinde öne çıkmaktadır.
41
KÖYLERİN
GEÇİM
KAYNAĞI
HAYVANCILIK TARIM MADENCİLİK ORMANCILIK TOPLAM
KÖY
Büyükorha
n
28/%74 10/%2
6
0 0 38
Harmancık 13/%66 2/%7 7/%25 0 22
Keles 34/%95 2/%5 0 0 36
Orhaneli 39/%70 13/%2
3
0 3/%7 55
Çizelge 3.5: Köylerin Geçim Kaynağı (www.yerelnet.org.tr , 2014
verileri kullanılarak yazar tarafından düzenlenmiştir)
Bölgenin ekonomisinde tarım, hayvancılık, madencilik,
ormancılık öne çıkmaktadır. Özellikle hayvancılık bölge
halkının önemli gelir kaynağıdır. Her ne kadar son yıllarda
sulama imkanların yetersizliği nedeniyle tarımsal
faaliyetlerde düşüş yaşanmış olsa da yine de bölgede önemli
bir gelir kaynağıdır. Genç nüfusun göç etmesiyle, uğraşması
zahmetli olan hayvancılıkda da düşüşler yaşanmıştır. Ayrıca
bölgede hayvansal ürünleri işleyecek tesislerin yetersiz
olması hayvancılık potansiyelinden yeterince
faydalanılmamasına neden olmaktadır.
Keles; % 57’si ormanlarla kaplı 5866,5 hektar verimli
karaçam ormanı mevcuttur. Buna bağlı olarak orman işçiliği
ve orman ürünleri istihsali önemli bir geçim kaynağıdır. El
sanatları dalında küçük çapta faaliyet gösteren havlu, halı
ve kilim dokumacılığı, demircilik, tüfek yapımı, bakırcılık
ve kalaycılık diğer geçim kolları arasında sayılabilir.
42
Madencilik açısından ön plana çıkan değer linyit kömürüdür.
Son yıllarda süt işleme tesisleri merkez ve köylerde
kurulmaya başlanmıştır.
3.1.3.1. Tarım Sektörü
54%
23%
3%
20%
DAĞ BÖLGESİ TARIM ARAZİLERİ DAĞILIMI(2014)
Tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin ekilen alanı(dekar)Nadas alanı(dekar)Sebze bahçeleri alanı(dekar)
Şekil 3.4: Dağ Bölgesi Tarım Arazileri Dağılımı (TUİK,Tarım
İstatistikleri,2014)
Orhaneli ilçesinde yoğun olarak; çilek, kiraz, vişne, ceviz
ve badem yetiştirilmekte ve kiraz ihracatı yapılmaktadır.
Başlıca tarım ürünleri buğday, patates, üzüm, şekerpancarı,
arpa, mısır olup ayrıca az miktarda soğan, fasulye, zeytin
üretilmektedir. Ayrıca hayvancılık da halkın önemli gelir
kaynağıdır. Sığır ve merinos koyunu beslenir.
Büyükorhan; kırsal nitelikte bir yerleşim niteliği
taşıdığından temel ekonomik faaliyet alanı tarım ve
hayvancılıktır. İlçede yaşayan hemen her ailenin az ya da
çok büyükbaş hayvanı bulunmaktadır. Tarım ve hayvancılık
gündelik yaşamın önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
İlçede yapılan tarım ve hayvancılık genellikle kişilerin
kendi ihtiyaçlarını karşılamak içindir. Sadece çilek
43
üretimi ticari amaçla yapılmaktadır. Köylerde yaşayan
aileler gelirlerini büyük ölçüde tarımsal ve hayvansal
ürünlerden elde etmektedirler. Yetiştirilen tarım
ürünlerinin büyük bir kısmını tüccarlar ya da Tarım Kredi
Kooperatifleri gelip yerinden satın almaktadır. Yerleşmede
üretilen büyükbaş hayvanların satışı Tarihi Cuma Pazarı
alanında yapılmaktadır. Ayrıca haftada bir gün iki ayrı
yerde kurulan meyve-sebze pazarı bulunmaktadır. İlçede
tarım ile uğraşanların çoğu hayvancılıkla da
uğraşmaktadırlar. Halk konutlarının yanında ya da
avlularında bulunan ağıllarda büyük ve küçükbaş hayvan
beslemektedirler. İlçede iki adet besihane faaliyet
gösterirken, büyük firmalara ait süt toplama merkezleri
bulunmaktadır. Halkın bir kısmı kendi imkânlarıyla peynir,
yoğurt ve tereyağı yaparak çevre ilçeler ve Bursa’daki
marketlere götürüp satmaktadır. Ancak tarım çilek üretimi
dışında ticari olmaktan çok geçimlik olarak yapılmaktadır.
Tarım alanlarında buğday, arpa, yulaf, tütün ve ayçiçeği
ekimi yapılmaktadır. Sulak arazilerde başta çilek olmak
üzere üzüm, vişne, patates ve fasulye yetiştirilmektedir.
Tarım alanlarından elde edilen ticari gelir yörenin coğrafi
ve topografik şartları nedeniyle oldukça yetersizdir. Yine
sulak arazilerin az olması ve çayır - meraların
yetersizliği nedeniyle hayvancılıkta da oldukça geri
durumdadır. İlçede yaşayan herkesin kendine ait birkaç
dönüm tarlası ve küçük - büyükbaş hayvanı olduğundan,
olmayanların da bu hayvanları kiralaması nedeni ile bölgede
işsizlikten söz edilememektedir. Çalışan nüfusun tarım ve
44
hayvancılık dışında kalan bölümü geçimini ticari
faaliyetlerden, idari ve sosyal hizmetlerden
sağlamaktadır5.
Harmancık’da, tarım arazisinin yetersiz olması nedeniyle
tarım ile geçim sağlayan aile sayısı azdır. Genellikle aile
ihtiyacını karşılamak üzere, ticari amaçla satışı
yapılamayacak miktarlarda sebze ve meyve
yetiştirilmektedir. Buğday, nohut, arpa, mısır, ayçiçeği,
şekerpancarı, anason, burçak vb. ürünler yetiştirilse de
ticareti yoğun olarak yapılmamaktadır. Yörede yetiştirilen
kaliteli dağ çileği ticareti yapılan tek tarım ürünü
konumundadır.
Bölgenin başlıca geçim kaynağı tarım sektörüdür. Tarımda
üretilen ürünlere bakıldığında kuru tarıma yönelik ve katma
değeri düşük ürünler yetiştirilmektedir. Sulama imkanları
yetersiz olduğundan sanayi bitkileri yetiştirilememektedir.
Son yıllarda ise halk artık kendi ihtiyacı kadar üretim
yapmaya başlamıştır. Genç nüfus ise, Bursa’daki sanayi
işletmelerinde çalışmak üzere göç etmektedir. Dolayısıyla
tarım ve hayvancılıkda önemli olan genç işgücü kaybı
yaşanmaktadır.
3.1.3.2. Hizmet ve Sanayi Sektörü
Orhaneli İlçesi konum itibariyle dağlık bir alanda
yerleşmiştir. İlçenin ulaşım ağının zayıf olmasının
getirdiği dezavantajla sanayi faaliyetlerinin gelişme
imkanı bulamamıştır. İlçede organize sanayi bölgesi5 www.olymposarastirmalari.com [Erişim tarihi: 29.05.2015]
45
bulunmamakta, sanayi faaliyetlerini bölgeye çekebilmek
amacıyla yapılan planlı sanayi bölgesi de rağbet
görmemiştir. Madencilik ve buna dayalı işletmeler 2300
civarında kişiye istihdam sağlamaktadır. İlçede tarımsal
üretim yapılmakta fakat soğuk hava deposu olmaması ve
gıdaya dayalı üretim tesisinin az oluşu üretimin
devamlılığını zorlaştırmaktadır.
Göynükbelen Beldesi madencilik faaliyetleri yoğun olup krom
madeni bulunmaktadır. Ayrıca Sırma Maden Suyu tesisleri de
belde belediyesi sınırları içerisinde bulunmaktadır.
Tarımsal üretimde çilek yetiştiriciliği soğuk hava deposu
veya çilek işleyen herhangi bir tesis olmadığından durma
aşamasına gelmiştir.
Keles ilçeside Bursa’nın güneyinde Uludağ’ın arkasında yer
almış uzak ilçelerden biridir.Sanayi önemli bir yere sahip
değildir. İlçede toplam 6 adet üretim yapan firma olup 4
adedi gıda ürünleri ve içecek imalatı yapmaktadır. İmalat
sektöründe toplam çalışan sayısı 55 kişidir.
Harmancık ve Büyükorhan ilçelerinde ise OSB ve küçük sanayi
sitesi bulunmamaktadır. Sadece küçük çapta maden
işletmeleri bulunmaktadır.
Harmancık, 1994’teki madencilik krizine kadar ilçe halkının
en önemli gelir kaynağı madencilik olmuştur. İlçe, geniş
krom yataklarına sahiptir. 1950’lerden bu yana faaliyet
gösteren Hayri Ögelman Madencilik adlı özel kuruluş ile
krom işletmecisi Etibank’ın 1994’te faaliyetlerine son
vermesi ve Gedikören köyü civarındaki mermer ocaklarının
46
kapanması ile ilçede işsizlik artmıştır. Bölge halkından
pek çok kişi yakın çevredeki Tunçbilek, Orhaneli kömür
işletmeleri ve termik santrallerinde çalışmaktadır. İlçede
sanayi gelişmemiştir. İlçede un fabrikası ve küçük
ölçekteki çeşitli işyerleri ve tamirhaneler bulunmaktadır.
İlçeler
Unlu
Mamü
ller
Süt
İşletm
esi
Etİş
letm
esi
Alko
lsüz
İçki
Hazı
rYeme
k
Yumu
rta
Paketl
eme
TOPL
AM
Büyükorhan 3
1 - - 1 -5
Gemlik 70 10 11 - 7 1 99Gürsu 32 6 5 1 - 1 45Harmancık 1 3 - - 2 - 6İnegöl 103 19 13 4 10 5 144İznik 40 4 5 - 1 1 51Karacabey 55 21 4 1 6 4 91Keles 1 3 1 - 1 2 8Kestel 33 6 1 3 3 - 46M.K.P. 72 28 6 1 2 1 110Mudanya 39 4 3 - - 2 48Nilüfer 85 46 26 - 20 6 183Orhaneli 8 6 1 1 2 - 18Orhangazi 48 8 8 - 3 4 71Osmangazi 385 44 42 1 35 9 516Yenişehir 26 7 6 - 1 4 44Yıldırım 236 43 28 - 15 6 330TOPLAM 1,237 259 160 12 109 46 1,823Çizelge 3.6: Bursa İli Tarımsal İşletmelerin İlçelere Göre Dağılımı ve
Sayıları
Bölgede tarıma dayalı küçük sanayi öne çıkmakta bunun
dışında da göze çarpan bir sanayi varlığı yoktur. Çizelgeya
baktığımızda yine Bursa içinde en düşük paya sahip dağ
bölgesidir. Kendi ürününün bir kısmını kendi içinde
47
değerlendirmekte, çoğu ürünlerini tüccara satmakta veya
büyük ölçekli sanayiler buralara gelip almaktadır.
3.2. Bursa İli Yerleşmeler Kademelenmesi
DPT’nin 1974 yılında yaptığı ve 1982 yılında yayımladığı
“Türkiyede Yerleşme Merkezlerinin kademelenmesi” adlı
çalışmada Bursa’nın kademelenmesi incalenmiştir. Buna göre;
2000 yılı itibarı ile (1.kademe) köy nüfusunun toplam bölge
nüfusu içindeki oranı %21’dir. Önemli oranda sanayi
istihdamı barındıran Bursa bölgesinde kırsal nüfusun bir
bölümünün tarım dısı faaliyetlerde çalısıyor olması
olasıdır. Çok düsük bir paya sahip 2.kademe merkezlerle
birlikte toplam kırsal nüfus payı %21’i bulmaktadır. 1985-
2000 döneminde 2.kademe merkezlerin bölge nüfusu içindeki
payı sabit kalmıs, 1.kademe yerlesimlerin payı ise 12 puan
birden düşmüstür. Gerek 2.kademelerin gerekse de 1.kademe
yerleşimlerin mutlak nüfusu belirtilen dönemde küçük
değisikliklerle sabit kalmıstır. Bursa bölgesinin kırsal
nüfusunun mutlak adet olarak doygunluğa ulaşmış olduğu ve
bölgedeki nüfus artısının büyük ölçüde Bursa merkezde
yasandığı görülmektedir. 1985-2000 döneminde kırsal
kademelerin ortalama yerlesim nüfusundaki değisim Türkiye
genelinden farklılaşmaktadır (Çizelge 4-10). 1.kademe
ortalama yerleşim nüfusu Türkiye genelinde yıllık bazda %2
oranında küçülürken, Bursa bölgesinde bu azalış sadece %1,4
oranında gözlenmektedir. 2.kademe merkezlerin ortalama
nüfusu Türkiye genelinde %0,8 oranında büyürken ise Bursa
bölgesinde bu oran %-0,2 olarak tespit edilmistir. Bursa
bölgesindeki 1. ve 2. kademe merkezlerin 2000 yılındaki
48
ortalama nüfus büyüklügünün, ülke genelindeki değerlerden
daha küçük oldugunu belirtmek gerekir. Ayrıca Bursa
bölgesinde yaygın bir 2.kademe merkez ağı gelismemis olup,
Bursa bölgesinde köyler 2. ve üzeri kademedeki hizmetler
için 3.kademelere veya doğrudan Bursa merkeze
yönelmektedir.
Harita 3.2: Bursa Merkez Yerleşmeler Kademelenmesi(Yazar tarafından
hazırlanmıştır)
49
Çizelge 3.7: Bursa İlçe Nüfusları
Harita 3.7.’ye bakıldığında, DPT’nin 2000’li yıllarda
gözlemlediği durum bugün Dağ bölgesinde yaşanmaktadır.
Köyler 1.kademe, ilçe merkezleride 3.(Orhaneli, Keles,
Büyükorhan) ve 2.kademe(Harmancık) olarak görülmektedir.
2.kademe yerleşmeler sadece nüfus kriterine göre ortaya
çıkmaktadır. 1.kademe merkezler(köyler) nüfus kaybetmekte,
2.kademe merkezler görülmemekte, köyler 2.kademede
karşılaması gereken hizmetleri doğrudan ilçe merkezlerinden
(3.kademe) veya Bursa merkezden karşılamaktadır.
50
3.2.1. Yerleşimlerin Etkileşimi
Harita 3.3: Bursa İli Yerleşmelerinin Etkileşimi (Planama 7Stüdyosu
kapsamında alan çalışması verileri kullanılarak Mine Şener tarafından
hazırlanmıştır)
Bursa ilinin kent merkezi ve ilçelerinin hizmet alımları
(eğitim, sağlık, alışveriş) gösterilmiştir. Renkli büyük
yuvarlaklarla ildeki ilçe merkezleri ve küçük pembe
yuvarlaklarla merkez köyler ifade edilmiştir. İlçe
merkezlerinden Nilüfer, Kestel, Gürsu kent merkezi MİA ’dan
hizmet alırken; merkez köyler genel olarak ilçe
merkezlerinden hizmet almaktadır. Mavi şeritlerle
51
gösterilen bölgede olan ilçelerden Karacabey,
Mustafakemalpaşa, Büyükorhan, Harmancık ilçeleri kent
merkezinden diğer ilçeler kadar yararlanamamaktadır.
Büyükorhan ve Harmancık topografya nedeniyle ulaşım
sıkıntısından dolayı kent merkezinden değil, Balıkesir ve
Kütahya ili ve ilçelerinden faydalanmaktadırlar.
Mustafakemalpaşa, Karacabey ve Orhangazi ilçeleri kent
merkezine uzaklıkları sebebiyle Bandırma Balıkesir, Yalova
illerinden faydalanmaktadırlar.
3.3. Bursa Dağ Bölgesi Kalkınmasının Başlıca Sorunları
Dağ Bölgesini nüfus ve hizmet standartları açısından
baktığımızda nüfus yoğunluğunun düşük, donatı
standartlarının yetersiz olduğunu görmekteyiz. Bu geri
kalmışlığın en önemli sebebleri; arazi yapısı, ulaşım
zorluğu, ekonomik faaliyetlerin yetersizliğidir.
Arazi Yapısı
52
Harita 3.4: Bursa İli Topografya(TUİK,2012 verileri kullanılarak yazartarafından hazırlanmıştır)
Harita 3.4.’e bakıldığında, az sayıda yerleşmelerin nüfusu
artmasına rağmen, yerleşmelerin büyük çoğunluğunun
nüfusunun azaldığı görülmektedir. Bugünkü 150 ve daha az
nüfuslu yerleşmeler, kırsal yerleşmelerin %43’ü(65 köy),
herhangi bir yatırım yapılmadığı takdirde gelecekte yok
olmayla karşı karşıya kalacaktır.
53
Ulaşım ve Altyapı
Harita 3.5: Bursa Ulaşım Kademelenmesi(TUİK,2012 verileri kullanılarak
yazar tarafından hazırlanmıştır)
Bursa ili ulaşım ağlarına baktığımızda merkezden D575
devlet yolu geçmektedir. Devlet yolundan da 2. kademe yol
Dağ bölgesine bağlanmaktadır. Bölgenin il içinde sadece
merkeze bağlanan yolu mevcut olup, çevre ilçelerle arasında
direk bir ulaşım ağı bulunmamaktadır. Bölgenin içinde
mahalleleri birbirine bağlayan yollar köy yollarıdır ancak
bir kademelenme yoktur.
Orhaneli ve Keles ilçelerinden hergün Bursa merkeze saat
başı 12 sefer yapılırken, B.orhan ve Harmancık ilçelerinden
iki saatte bir günde 8 sefer yapılmaktadır. Ayrıca
54
Harmancık’tan Tavşanlı ilçesine de aynı sayıda sefer
düzenlenmektedir. Bölgeden Bursa il merkezine ulaşım hem
maliyetli hemde mesafe açısından uzaktır. Bölge halkı da
ihtiyaçlarını kendine en yakın merkezden karşılamaktadır.
Büyükorhan, daha çok Dursunbey ilçesinden(Balıkesir),
Harmancık ve Keles’in sınıra yakın köyleride Tavşanlı ve
Kütahya merkezle ilişki içerisindedir.
Harita 3.6: Dağ Bölgesi Donatı Kümelenmesi (www.yerelnet.org.tr
sitesinin verileri kullanılarak verileri kullanılarak yazar tarafından
hazırlanmıştır)
İlköğretim tesisi ilçe merkezlerinde ve belde
belediyelerinde bulunmaktadır. Diğer köylerde de ilkokul
bulunmasına rağmen faal değildir. Bu nedenle köylerin
%90’ında taşımalı eğitim yapılmaktadır.
55
Dağ köylerine bakıldığında sadece taşımalı eğitim
çıkmaktadır, su şebekesinin ve kanalizasyonun olmadığı
köyler mevcuttur. Genellikle köylerde taşımalı
eğitim,kanalizasyon ve su şebekesi altyapısının olduğu
görülmektedir. Yapılan görüşmelerde ise, muhtarların
kanalizayon altyapısının eski olduğunu ve yenilenmesi
gerektiğini vurgulamaktadır.
Çizelge 3.8: Donatı Standartları (Bursa İl Çevre Düzeni
Planı,2011)
Bin kişi başına hekim sayısında Orhaneli(10 hekim) ve
Keles(5 hekim) il ortalamasının altındadır. Her ilçede
devlet hastanesi ve aile sağlığı merkezi bulunmaktadır.
56
Ortaöğretimde öğretmen ve derslik başına düşen öğrenci
sayısı tüm bölgede standartların altındadır. Sosyo-kültürel
tesis üç ilçede bulunmamaktadır. Özellikle gençler için
sosyal aktivetelere yönelik donatı bulunmamaktadır. Bu
nedenle Bursa merkez daha cazip gelmektedir. Yeşil alan
açısından Bursa ili ortalamasının üstünde ancak standartın
altındadır.
3.4. Dağ Bölgesi Kalkınma Potansiyelleri
Bölge ilçelerinin temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılığa
dayanmaktadır. Bunu yanında bölgede madencilik ön plana
çıkmaktadır. Ancak bölgenin Bursa merkeze uzaklığı,
erişilebilirliğinin kısıtlı olması, arazi yapısının
engebeli olması nedeniyle kamu ve özel yatırımlardan uzak
kalmıştır. Tarımda sulama imkanlarının kısıtlı olması,
arazinin parçalı olması, üretimin geleneksel yöntemlerle
yapılması gibi nedenlerden dolayı tarımdan gerekli fayda
sağlanamamış ve bölgeye ekonomik bir katkı sunamamıştır.
Plan kapsamında getirilecek öneri ve kararlarla dağ bölgesi
için kalkınmada birincil öneme sahip sektör tarımdır. Daha
sonra ise turizm ve maden sektörleridir.
3.4.1. Tarım-Hayvancılık
Bölgenin başlıca geçim kaynağı tarım sektörü olmasına
rağmen ticari olarak çok ön plana çıkan bir ürün yoktur.
Kiraz ve çilek bir ölçüde ticari olarak üretilmekte ve
bölge dışına satışı yapılmaktadır. Hayvancılık odaklı yem
bitkileri üretimi, çoğunlukla kendi ihtiyaçlarını
karşılamak üzere yetiştirilmektedir.
57
Bölgede sulama imkanlarının kısıtlı olması, yöre halkını
tahıl ve yem bitkileri yetiştirmeye yöneltmiş, bu ürünler
ise katma değeri yüksek ürünler olmadığı için çok fazla
gelir sağlamamaktadır. Tarımda son dönemde öne çıkan
organik tarım, bölge halkı için yeni bir gelir kaynağı
olmuştur.
Bu günkü durum itibariyle organik ürünler, konvansiyonel
(organik olmayan) ürünlerden %30-50 daha pahalıdır. İç
pazarın küçüklüğü nedeniyle Türkiye’de üretilen organik
ürünlerin %85’i ihraç edilmektedir6.
Organik ürünlerin, organik olmayan ürünlere (konvansiyonel)
oranla katma değeri yüksek ve ekonomik olarak getirisi daha
fazladır. Bu nedenle organik tarım, bölgede tarım
sektörünün canlanmasında ve ekonomik olarak halkı
kalkındıracaktır.
6 http://www.helalvesaglikli.org/tr/bilgi-merkezi/goster/43(erişim tarihi:30.05.2015)
58
Organik tarım 13 ilçede, 65 tür ürün, 215 üretici
tarafından yapılmaktadır. Bursa’da organik üretim olarak en
fazla çilek yetiştirilmektedir. Bölge,il içerisinde çilek
üretiminin %53’ünü karşılamaktadır.
Organik kiraz, yonca, yulaf üretimleri ile Keles ilçesinde
organik yumurta üreticiliği de yapılmaktadır. Organik
ürünlerin katma değerleri daha yüksek olduğundan bölgeye
getirisi daha fazla olmaktadır.
2013 yılında Bırsa genelinde 218 çiftçiye Organik Tarım ve
İyi Tarım Uygulamaları konusunda eğitim verilmiştir (2013
Yılı Faaliyet Raporu).
Hayvancılık ise bölge için çok önemli bir geçim kaynağıdır.
Bölgedeki 151 köyün %78’inin geçim kaynağı hayvancılıktır.
Çizelge 3.10: Hayvancılık Değerleri (2011 Yılı İl Çevre
Durum Raporu)
60
Bölgede küçükbaş hayvancılık öne çıkmaktadır. İlin küçükbaş
hayvan varlığının %26’sı bu bölgededir. Hayvancılık ciddi
anlamda geçim kaynağı olarak ön planda olmasına rağmen
verimlilik düşüktür. Ayrıca hayvancılığın maliyeti yüksek,
hayvanla ilgilenecek genç nüfus ise göç etmektedir. Bu
nedenle hayvancılıkta zamanla azalma ihtimali yüksektir.
3.4.2. Turizm
Turizm, diğer sektörlerden daha fazla boyutta ekonomide
çarpan etkisi oluşturmak suretiyle, tüm sektörleri
tetikleyen bir sektör konumundadır. Öyle ki, istihdam
üzerindeki etkisi, bölgelerarası dengesizliğin
giderilmesindeki rolü, milli gelire etkisi, ödemeler
dengesine olan olumlu katkısı ve sosyo-kültürel etkileri
açısından turizm faaliyetleri, bu alanda bakanlıkların,
meslek okullarının kurulmasına ve üniversitelerde bölüm
hatta fakülteler ihdasına neden olmustur (Ulusan,Y.2009).
Günümüzde bölge içinde turizm sektörü pek ön plana çıkmasa
da birçok turizm türünü barındırmaktadır. Bölgenin sahip
olduğu potansiyeller bağlamında dört turizm türü ön plana
çıkmaktadır. Kültür turizmi,doğa turizmi,termal turizm ve
alternatif turizmdir. Çizelge 10’da turizm türleri
gösterilmiştir. Turizm sektörü, bölgeler arası
dengesizlikleri gidermede etkili bir sektör olduğu için
bölgemiz için ayrı bir öneme sahiptir. Bölgenin turizm
arzına baktığımızda yalnızca Orhaneli’nde 128 yataklı
Ağaçhisar Termal Tesisinin olduğu görülmektedir. Bunun
yanında Sadağı, Düğüncüler ve Ilıca Termal kaynaklarıda
termal turizm açısından potansiyel teşkil etmektedir. Ancak
61
herhangi bir tesis yapılmamış olduğundan yeterince
faydalanılamamaktadır.
Bölge ayrıca eko-turizm7 açısından da oldukça uygundur.
Tarım-turizm sektörleri arasında işbirliği sağlamak, kırsal
nüfusa yeni bir ekonomik kapı açacağı gibi aynı zamanda
nüfusun göç etmesinin de önüne geçilecektir. Diğer önemli
turizm türü ise kırsal turizmdir. Harita 3.7’de gösterilen
sarı-mavi-yeşil renkli alanlar agro turizmi58, eko turizmi
ve hem agro hem eko turizm türlerini barındıran
yerleşmeleri göstermektedir.
7 Ekoturizm Topluluğu’nun(IES) tanımına göre ekoturizm: Yerel halkın sürdürülebilirliğini ve çevrenin korunmasını içeren, biyolojik ve kültürel özellikleri için el değmemiş doğal alanlarda gerçekleşen turizm türüdür.8 Agro(çiftlik)turizmi: Çiftliklerde (çiftlik evi veya ayrı konuk evlerinde)konaklama imkanını, hayvancılık ve tarım (bitki yetiştirme gibi) işleriyle uğraşmayı, konuklara yiyecek sağlamayı ve yine konuklara yönelik olarak çeşitli aktiviteler düzenlemeyi kapsar.
62
Harita 3.7: Bursa Turizm Türleri (Bursa Çevre Düzeni Planı verileri
kullanılarak yazar tarafından hazırlanmıştır)
Alanda yapılan görüşmelerde de halkın turizme ve turiste
olumlu baktığını görülmektedir. Turizm açısından en önemli
problem ise yetkililerin turizm potansiyelini tespit
etmemiş olmalarıdır. 2012 yılında, bölgenin Büyükşehir
Belediye sınırlarına dahil olmasıyla, turizm yatırımları
başta olmak üzere kamu yatırımları artmıştır. BEBKA9
tarafından Harmancık’ta yürütülen Ekoturizm potansiyelinin
değerlendirilmesi amacıyla yapılan proje tamamlandı.
Projemiz sayesinde orman içine konuşlanmış 14 bungalov, 1
restorandan faydalanan kişi sayısının 3.000kişi/yıl olması,
kültürel değerlerin sürekli sergilenebileceği bir müze,
avcılık ve atıcılık sporu ile uğraşanlara yönelik
parkurlar, paintball alanlarında rekreasyonel faaliyetler,
doğa severler için trekkingrootlarının oluşturulması
düşünülmektedir810.
9 Bursa-Eskişehir-Bilecik Kalkınma Ajansı10 http://www.harmancikeco.com/?page_id=23 (erişim tarihi:03.06.2015)
63
Çizelge 3.11: Dağ Bölgesi Turizm Türleri (Bursa İl Çevre Düzeni
Planı,Turizm Analiz Raporu,2011)
3.4.3. Madencilik
Dağ bölgesi, maden potansiyeli bakımından zengin
sayılabilecek bir bölgedir. Bunların başında linyit, bor,
krom madenleri gelmektedir.
Özellikle Orhaneli ilçesinde; madencilik faaliyetleri yoğun
yapılmakta olup olivin, krom, taş ve kömür ocakları ile bir
64
de termik santral bulunmaktadır. Madencilik ve buna dayalı
işletmeler 2300 civarında kişiye istihdam sağlamaktadır.
Orhaneli ilçesinde 1,000,000 ton rezerv bulunmaktadır.
Ayrıca kömür ve Bor tuzları mevcuttur. Keles İlçesinde Bor
Tuzları, Manyezit, Kalsedon.Talk, Kömür, Mermer, Diyabaz
madenleri bulunmaktadır ( Bursa Valiliği Çevre ve Orman
Müdürlüğü İl Çevre Durum Raporu,2010). Bölgede bulunan
Orhaneli termik santrali 210 MW güç ile Bölge ve Bursa
iline elektrik enerjisi sağlanmaktadır. Bu termik santral
Türkiyenin 5. Büyük linyit termik santralidir.
Harita 3.8: Bursa İli Maden Rezervleri (www.mta.gov.tr)
Enerji madeni olarak linyitin çıkarıldığı Keles,
Mustafakemalpaşa ve Orhaneli ilçeleri madenin rezerv
alanlarının bulunduğu ilçelerdir.
65
Çizelge 3.12: Bursa İli’nde Üretilen Enerji Madenleri (Bursa Valiliği
Çevre ve Orman Müdürlüğü İl Çevre Durum Raporu, 2010)
Keles ve civarı yeraltı kaynakları ile endüstriyel hammadde
bakımından zengindir. Yörenin en zengin maden yatağı
Harmanalanı köyü yakınlarındaki linyit ocağıdır. Davutlar
köyü civarında da oldukça büyük linyit rezervi
bulunmaktadır. Ayrıca Alpagut köyünde kalsit, Gelemiç
köyünde molibden, Kozbudaklar köyünde krom ve mermer
yatakları tespit edilmiştir. Maden Tetkik Arama tarafından
yapılan araştırmalarda yörede; doğal gaz, magnezyum, bakır,
demir, boraks ve volfram madenlerine de rastlanmıştır.
Ancak bu madenler ekonomik olmadıkları gerekçesiyle
işletilmemektedir.
Keles’in Harmanalanı mevkiinde bulunan linyit madeni
potansiyeli, bugünlerde termik santral olarak
değerlendirilmek istenmektedir. Keles’e bağlı Harmanalanı
ve Kozağacı Vadisi’nde 13 bin hektarlık alanda yapılması
planlanan 270 MW kapasiteli termik santral için Çevre Etki
Değerlendirme izin süreci devam etmektedir11. Keleslilerin
büyük tepki gösterdiği termik santral ihalesine ilişkin
kesin karar ise bu aşamadan sonra yapılacak değerlendirme11 http://enerjienstitusu.com/2012/12/17/bursa-keles-imza-toreni-duzenlendi/ (erişim tarihi:03.06.2015)
66
sonrasında belirlenecek. En uygun teklifi veren firmanın
yeterliliği araştırıldıktan sonra ihale ile ilgili kesin
karar verilecek. Termik santral ihalesi Türkiye Kömür
İşletmeleri (TKİ) Kurumu Genel Müdürlüğü’nde yapılırken
binanın önünde de protesto vardı12.
Ancak yöre halkı başta Kozağacı vadisinde bulunan -geçim
kaynakları olan- kiraz ağaçlarının kesilmesi nedeniyle
termik santrali istememektedir. 2012 yılından beri termik
santral için görüşmeler sürmektedir ancak yapımına
başlanmamıştır ve hukuki süreç deam etmektedir.
4. DAĞ BÖLGESİNİN KALKINMASINDA YERLEŞME KADEMELENMESİNİN
TESPİTİ: ALAN ÇALIŞMASI
4.1. Araştırmanın Amacı ve Yöntemi
Araştırmanın amacı, bölgenin yerleşme kademelenmesini ve
yerleşmelerin hizmet ilişkilerinin tespit edilip, yerel
12 http://enerjienstitusu.com/2012/11/06/bursa-keles-ihalesine-en-iyi-teklif-celikler-madencilikten-geldi/ (erişim tarihi:03.06.2015)
67
potansiyelleri de değerlendirerek, kaynakların rasyonel
kullanılmasını yönlendirerek, hem kırsal kalkınmanın hem de
bölgeler arası dengesizliği gidermeye çalışmaktır.
Yöntem; bölgede ilçe merkezleri dışında toplam 151 kırsal
yerleşme bulunmaktadır. Bu yerleşmelerin tamamının
incelenmesi mümkün olmadığından sadece sekiz yerleşme
seçilmiştir. Seçilen bu yerleşmeler alanın toplam(55.350)
nüfusunun %17’sini oluşturmaktadır. Yerleşmeler özellikle
köy(1.kademe) ve beldelerden(2.kademe) seçilmiştir. Böylece
1., 2. ve 3. kademe merkezler arasında bir ilişkinin olup
olmadığı gözlemlenebilecektir.
4.2. Dağ Bölgesi Yerleşmelerinin Mal ve Hizmet Sunumu
Tespiti
Bir yerleşme sistemi içinde en sık talep edilen mal ve
hizmetler en alt kademe merkezleri oluşturan birbirine
oldukça yakın köy ve kasabalar tarafından karşılanılır ve
bunlar aynı zamanda sınırlı mahalli kaynakları
değerlendirme noktalarıdır. Yerleşimlerin kademesi
yükseldikçe bu kademedeki merkezlerin birbirleriyle
uzaklığı artar. Üst kademedeki merkezlerde genellikle ender
talep edilen hizmetler yer alır ve bu hizmetlerin
sunulabilmesi için gerekli minimum talep ancak daha büyük
etki alanından gelen nüfusla tamamlanır.
Muhtarlarla yapılan anket çalışması ve Esnaf Sanatkarlar
Odasından alınan bilgiler çevresinde kırsal yerleşim
alanlarının merkezi kademesini belirlemeye ve merkezin
kontrolü-etki alanını tespitine esas teşkil edecek kırsal
68
yerleşim alanlarında ne tür faaliyetlerin bulunduğuna
ilişkin sektörel bazda tesis sayısı derlenmiştir.
Yapılan anket çalışması ve çeşitli kurumlardan alınan
bilgiler doğrultusunda, Ticaret, Lokantalar ve Oteller,
Ulaştırma, Haberleşme, Mali Kurumlar, Sigorta ve Büro
Hizmetleri, Kamu İdaresi ve Savunma, Eğitim- Sağlık ve
Sosyal Hizmetler, Eğlence ve Eğlence Hizmetleri, Kişisel
Hizmetler, Yerel Tüketime Dönük İmalat Faaliyet Kollarına
göre Dağ Bölgesinde yer alan yerleşim alanlarındaki tesis
sayısına ilişkin değerlendirmeler ve analiz Çizelge-102’de
sunulmaktadır.
Ticaret açısından bakıldığında, ticari birim sayısı ve
ticari işletme çeşitliliği sadece ilçe merkezlerinde
görülmektedir. Kırsal yerleşmelerde temel ihtiyaçların
dışında bir ticarethane bulunmamaktadır. Her köy
yerleşiminde bakkal, köy kahvehanesi ve fırın
bulunmaktadır. Ayrıca kişisel hizmetler kategorisinde
köylerin çoğunda marangozhane ve demirci de bulunmaktadır.
Mali Kurumlar açısından kırsal yerleşmelerin yetersiz
olduğu tespit edilmiştir. İlçe merkezleri dışında banka ve
bankaların ATM’si bulunmamaktadır. İlçe merkezlerinde
tarımsal kalkınma kooperatifi ve taşıma kooperatifleri
bulunmaktadır. Kırsal yerleşmelerde kooperatif
bulunmaktadır ancak fazla bir etkinliği yoktur.
Eğlence ve Eğlence Hizmetleri açısındanda kırsal
yerleşmelerin yetersiz olduğu tespit edilmiştir. İlçe
merkezleri dışında pazar kurulmamaktadır. Bunun dışında
69
sinema, tiyatro, kütüphane ve spor alanı da ilçe merkezleri
dışında başka hiç bir yerde bulunmamakta hatta Harmancık
merkezde dahi bulunmamaktadır.
Teknik ve Sosyal Altyapı açısından her yerleşmede su,
elektrik, kanalizasyon şebekesi bulunmaktadır. Eğitim
tesisi olarak kırsal yerleşmelerin bir kısmında 5.sınıfa
kadar eğitim veren ilköğretim, bir kısmında ise 8. Sınıfa
kadar eğitim veren ilköğretim bulunmaktadır. Küçük kırsal
yerleşmeler 8.sınıfa kadar eğitim veren (Karıncalı,
Göynükbelen, Erenler, Demirci, Harmancık Demirci,
Kıranışıklar, Baraklı, Kınık) mahallelere taşınmaktadır.
Sağlık tesisi olarak, üç ilçe merkezinde hastahane
bulunurken, Harmancık merkezinde devlet hastahanesi
bulunmamaktadır. Kırsal yerleşmelerde ise düzenli doktor
veya hemşire bulunan Aile Sağlığı Merkezi bulunmamaktadır.
Kırsal yerleşmelere haftada bir doktor gitmektedir.
70
4.3. Alan Çalışmasının Değerlendirilmesi
Ticaret-eğitim-sağlık birimlerini incelediğimizde bu
birimlerin ilçe merkezlerinde yoğunlaştığı ve öne çıktığı
görülmektedir. Kırsal yerleşmelerin ilçe merkezine gitmeden
ihtiyaçlarını giderebileceği bir ara kademe
görülmemektedir. 50 nüfuslu yerleşmede, 2000 nüfuslu
yerleşmede ihtiyaçlarını ilçe merkezinden karşılamaktadır.
Yerleşimlerin eğitim-sağlık-ticaret-ulaşım ilişkilerine
baktığımızda bölgenin hem kendi içinde hemde çevre
yerleşmelerle güçlü bir ilişkisi olmadığı
gözlemlenmektedir. Örneğin; Harmancık’ta devlet hastanesi
olmamasına karşın, halk hastaneye gitmeye gerek duyduğunda
Orhaneli merkez(40dk) yerine, Bursa’ya(1saat 30dk) veya
Tavşanlı’ya(30dk) gitmektedir. Kırsal yerleşmeler
ihtiyaçlarını ilk olarak kendi ilçe merkezlerinden, ikinci
olarak Bursa merkezden sağlamaktadır. Sınıra yakın
yerleşmeler ise, Dursunbey ve Tavşanlı ile ilişki
içindedir.
72
5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Günümüzde bölgesel ve kırsal kalkınmanın özellikle
sürdürülebilir kalkınması önemli hale gelmiştir. Özellikle
geri kalmış bölgelerin planlanması ayrı bir önem arz
etmektedir. Bölgenin kalkınmasında etkili olabilecek
potansiyellerinin yanında, bölgenin gelişmesini
engelleyecek etkenleri iyi analiz etmek çok önemlidir.
Ancak yapılacak planlarla, tezde de belirttiğimiz
potansiyellerin değerlendirilerek yatırım yapılması, bölge
kalkınmasında değerlendirilmesi bölge için büyük önem arz
etmektedir.
Kırsal kimliğe sahip bölgenin önemli geçim kaynağı
tarımdır. Tarımdaki en önemli sorun ise sulamanın yetersiz
olmasıdır. Mevcutta küçük çapta sulama göletleri bulunmakta
ancak yeterli olmamaktadır. Tarımda modern sulamaya
geçilmesi ise su potansiyelinin bilinçsizce tüketilmemesi
açısından önemlidir. Tarımdaki bir diğer önemli sorun ise,
73
halkın her ne kadar ürün yetiştirse bile bunun pazarlanması
ve depolanmasına ilişkin tesislerin olmaması ve daha da
önemlisi bunu organize edecek tarımsal örgütlenmenin
oluşmamış olmasıdır.
Turizm potansiyeli günümüzde bölgede yeni yeni ön plana
çıkarken, değerlendirilmesi ve yatırım yapılması gereken
bir çok turizm alanı vardır. Üst ölçekli planlarda da
bölgenin turizm potansiyelini değerlendirilmesine atıfta
bulunulmuştur. Turizmle birlikte bölgede yeni bir ekonomik
faaliyet olması, yerel halkın aktif şekilde katılmasıyla
istihdamın sağlanması ve özellikle tarım-turizm
işbirliğinin sağlanabilmesi bölgenin kalkınmasında önemli
bir araçtır.
Bölgenin arazi yapısı, merkeze uzaklığı ve kamu
yatırımlarını bünyesine çekememesinden kaynaklı yerleşme
kademelenmesi içinde alt kademede kalmıştır.
Bölgenin nüfus kademelenmesine baktığımızda ilçe merkezleri
3. kademe olması gerekirken nüfusunun düşük olması
nedeniyle 2.kademedir. Nüfus açısından büyük olan her
yerleşim yerinin il veya ilçe merkezi olması gerekmez, öte
yandan nüfusça küçük bir yerlesim yeri de ‘köy’ statüsünde
olmak zorunda değildir. Bu alanda da bunu görmekteyiz.
3.kademe merkez olmayan yerleşimlerin ilçe merkezi
yapılmaması, mutlaka ilçe merkezi yapılmak istenen
yerleşimlerin ilçe merkezi yapıldıktan sonra 3.kademe
işlevsel merkez olabilmeleri için gerekli tesislerle
donatılmaları gerekmektedir. Aksi halde 3. kademe olmaması
gereken yerleşmelere yapılacak her yatırım kaynak israfı
74
olacaktır. Bölgede, Harmancık ilçe merkezi olmasına karşın,
mahallelerin merkeze yakınlığı nedeniyle(en uzak Gökçeler
Mahallesi 17km/15dk) 2. kademeye ihtiyaç duyulmamaktadır
ilçe merkezi 2.kademe merkez görevi üstlenmektedir.
Mevcutta da ilçe merkezinde olmayan donatıların varlığı bu
yerleşmenin 3.kademe olmadığının bir göstergesidir. Bu
nedenle Harmancık merkez 2. kademe olarak belirlenmeli ve
buna göre yatırım yapılmalıdır.
Bölgede, kırsal ulaştırma ağının ilçe merkezlerinde
odaklaşacak şekilde geliştirilmiş olması ve yakın zamanlara
kadar köyler arası yatay ulaştırma bağlantısının ihmal
edilmiş olması nedeniyle, 1. kademe merkezlerin hem ticari
hem de hizmet ihtiyaçlarını tam anlamıyla karşılayacak
niteliklere sahip olmasa da, 8. sınıfa kadar eğitim veren
İlköğretim Okulu ve Sağlık Ocağı gibi birtakım kamu
hizmetleri bulunan, ticari fonksiyonlar ve hizmet tesisleri
açısından güçlü odak noktası olmayan çevre köylere tek
yönlü hizmet veren merkezler, erişilebilirliği de göz
önünde bulundurularak ikinci kademe merkez olarak
belirlenip, plan kararları ile kırsal alanda 2. kademe
merkezler güçlendirilmelidir. Böylelikle kırsal alana etkin
bir şekilde hizmetlerin götürülmesi sağlanmış olacaktır.
Bölgede 2. kademe olabilecek yerleşmeler ise; Karıncalı,
Erenler, Göynükbelen, Altıntaş, Demirci, Aktaş, Kınık,
Harmancık Demirci, Belenören, Baraklı, Kıranışıklar
mahalleleridir.
Ayrıca nüfusun giderek azaldığı kırsal yerleşmelerde
günümüzüde 20-30 nüfuslu köyler bulunmaktadır. Bu
75
yerleşmeler ilerde kaybolma tehdidi altındadır. Günümüzde
Büyükorhan ilçesinin Çökene köyü günümüzde nüfusunu tamamen
kaybetmiştir. Bu süreçte ilerde yok olma tehdidiyle karşı
karşıya gelecek yerleşmeler tespit edilip gereksiz kamu
yatırımlarının yapılmasınınn engellenmesi, büyümesi
beklenen yerleşmelere ise yatırım yapılarak büyümesinin
desteklenmesi gerekmektedir.
Kısacası; bölgedeki kırsal yerleşmelerin planlanmasında,
çevresel ve kültürel değerlerin korunmasını ve
geliştirilmesini gözeten, yerelde farklılaşan sosyal,
kültürel ve ekonomik özellikleri, ihtiyaçları,
potansiyelleri ve dinamikleri dikkate alan, mekana ve yerel
kaynak potansiyellerine odaklanarak tarım ve tarım dışı
sektörleri birlikte değerlendirmek gerekmektedir.
KAYNAKÇA
Altay, K,İ., (2005). “Avrupa Mekansal Gelişme
Perspektifi’nde (ESDP) Kırsal Alan Politikaları”, MSGSÜ.
Anonim ,1982, “ Türkiye’de Yerleme Merkezlerinin
Kademelenmesi –Ülke Yerleşme Merkezleri Sistemi”, Cilt-I,
Ankara: Dpt.
76
Anonim,2014, “Bursa 2030 Yılı 1/100 000 Ölçekli İl Çevre
Düzeni Planı Plan Açıklama Raporu”Bursa Büyükşehir
Belediyesi, Bursa.
BEBKA, (2014). Mevcut Durum Analizi Bölge Planı Eki 2014-
2023 Eki, Bursa.
Çalışkan, Ç., (2008). Çok Merkezli Bölgesel Kalkınma
Amacında, Kars’ın Ağrı Alt Bölgesinde (TRA2) Büyüme Kutbu
Olabilirliği, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Fen Bilimleri
Üniversitesi, İstanbul.
Gürer, N., (2009). Dağlık Alanların Kalkınmasında Turizmin
Katkısı; Erzurum, Erzincan, Bayburt Bölgesi Örnek Alanı,
Doktora Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara.
Karahan, H., (2006). Bursa İli Harmancık İlçesinin Sosyo-
Ekonomik Yapısı Ve Göç Sorununun İncelenmesi, Yüksek Lisans
Tezi, Uludağ Üniversitesi, Bursa.
Demiryürek, Kürşat., (2011). Organik Tarım Kavramı ve
Organik Tarımın Dünya ve Türkiye’deki Durumu. , GOÜ Ziraat
Fakültesi Dergisi, s. 28(1), 27-36.
Özgür, E.,2010, “Yerleşme Coğrafyasına Girişi”, Ankara
Üniversitesi Coğrafya Bölümü, Ankara.
Sakarya, A., (2013). Türkiye’de Kentsel Kademelenmenin
Lojistik Sektörü açısından Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans
Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Sakarya, A., 2013, “Değişen Ekonomi,Değişen Teori”, Kbam 4.
Kentsel Ve Bölgesel Araştırmalar Sempozyumu, Mersin,525-
536.
77
Sinemillioğlu, O., (2009). “Sürdürülebilir Bölgesel
Kalkınma ve Türkiye Süreci”, Elektronik Sosyal Bilimler
Dergisi, 27:245-268.
T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, (2008). Bütünleşik
Kentsel Gelişme Stratejisi(KENTGES) Araştırma Raporu,
Ankara.
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, (2010). Tabiat
Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, Datça Bozburun Çevre
Düzeni Planı Araştırma Raporu, Ankara.
T.C. Kalkınma Bakanlığı, (2013). İllerin Ve Bölgelerın
Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, Ankara.
Tolunay, A. (2006). “Kalkınma ve Kırsal Kalkınma: Temel
Kavramlar ve Tanımlar”, Süleyman Demirel Üniversitesi Orman
Fakültesi Dergisi, 2:116-127.
Zeyneloğlu, S., (2010). “Türkiye’de Yerleşim Birimlerinin
Büyüklük Dağılımı ve Merkezî Yerlerin Nüfuslarındaki
Değişim”, İTÜ Dergisi, 1:104-114.
Zeyneloğlu, S., (2008). Türkiye’de Yerlesim Birimlerinin
Dağılımı ve Merkezi Yerlerin Nüfuslarındaki Değişim:
Dengeli Bir Yerleşim Dağılımı İçin Öneriler, Doktora Tezi,
İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul.
www.olymposarastirmalari.com, 29 Mayıs 2015.
78