Top Banner
30

Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

Jul 17, 2020

Download

Documents

dariahiddleston
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa
Page 2: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

TMMOB Mimarlar Odas Ankara ubesi Ad naSahibi ve Y az leri Müdürü

Y AY IN B R M

Nimet Özgönül

Emel Ak n, Kadri Ataba ,Bülent Batuman, Nuray Bay raktar,

Namık Erkal, Serpil Özalo lu,Ebabekir Özmert, Esin Soy demir

Bask

İvedik Org. San., Matbaacılar Sitesi 558. Sk. No: 42 AnkaraTelefon: (0312) 395 20 54 (pbx)

Matsa Bas mevi

Ayl

ıkYe

relS

ürel

iYay

ın

TMMOB Mimarlar Odas Ankara ubesi Bülteniayda bir yay mlanmaktad r.

6500 adet basılmıştır. Üyelere ücretsiz dağıtılır.Burada yer alan yaz lar n içeri inin sorumlulu u yazar na aittir .

Kaynak gösterilmek ko uluyla al nt yap labilir.Baskı tarihi: Mayıs 2007

Bir bültenle tekrar merhaba,

“ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE MALULDUR ”Siy asi kimlik, meslek kimliği ve ay dın kimliği

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi 39. Dönem çalışmalarının siyasi açıdan hareketli bir ülke gündeminde gerçekleşeceğinive bu ülkenin aydın ve sorumluluk sahibi mimarları olarak bu sürecin dışında kalamayacağımızı her fırsatta dile getirmiştik.

Dünyanın en hareketli alanına dönüşen bölgemizdeki olaylar dizini içerisine hızla çekilen bir ülke olma konumundayız. ABD'ninBüyük Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye'ye biçtiği ılımlı İslam Cumhuriyeti modelinin hayata geçirilmesi sürecinin miladıolan 12 Eylül 1980 faşist darbesiyle solun etkisizleştirilerek irticai hareketlerin geliştirilmesine yönelinilmesi; süreç Milli Eğitimsisteminin gerici müfredatıyla derinleştirilirken yavaş yavaş ve sinsice örgütlenen irticai kadrolaşmaya göz yumulmuş, yeşilsermayenin palazlanmasının da önü açılarak gereken altyapı oluşturulmuştur.

Tüm bu süreçlerde ABD'nin yaldızlayarak sunduğu AB ülkesi olma hayalleriyle gerçekleşen yasal düzenlemeler ile ülke üzerindeoynanan oyunlar hukuksal zeminde meşrulaştırılmaya çalışılmış ve buna karşı yapılması gerekenler, bu bültenin sayfalarındanortamla paylaşılmıştır.

Gerçekten de, bir yandan Ortadoğu'da yaşananlar, diğer yandan iç siyasi gelişmeler bu saptamalarımızı haklı çıkarmaktadır. 16Nisan 2007 tarihinde başlayan Cumhurbaşkanlığı seçimleri hazırlıklarının Demokratik Cumhuriyet rejimine karşı yürütülenkampanyaların karşılıklı güç gösterisi haline dönüştürülmeye çalışılması, tıkanan parlamenter rejim, Ordunun kimilerine göremuhtıra, kimilerine göre ikaz, kimilerine göre e-muhtırası, halkın cumhuriyet mitingleriyle çağdışı, gerici zihniyete karşıgösterileri ülkenin farklı dinamikleri ve toplumun farklı okumalarını barındıran bir süreci gözler önüne sermektedir.

Toplumda yaratılan her tür baskılanma, rejim krizinin nasıl bir sürecin sonucunda oluştuğu gerçeğinin göz ardı edilmesine veülkenin yaşamışlıklarının bir yana bırakılarak, toplum “katıldın/katılmadın” ikilemi üzerinden bir görünmez şiddet ortamınasürüklenmeye çalışılırken an be an gelişen yeni olaylarla, bu olayların peşine takılan koskoca bir topluluk görüntüsü çizmektedir.

Tam da bu noktada olayları izlemek yerine serinkanlı düşünmeyi sürdürmek gerekmektedir.. Serinkanlı düşünce, politikdüşünmektir. Politik düşünce, tutarlı, günlük olayları bütünlük içerisinde değerlendirebilen, olayların önünde gidebilen, ülkegündemini değiştirebilecek bir yönlenme gösterebilmektir.

Henüz devrimini tam anlamıyla tamamlayamamış olan Türkiye Cumhuriyeti’nde AKP hükümeti her alanda olduğu gibi,Cumhurbaşkanlığı seçiminde de, ülkeyi bir gerilime ve siyasi kargaşa ortamına sürüklemiştir. Devletin tüm kademelerindeyürüttüğü siyasi kadrolaşma hareketini en üst düzeyde, Cumhurbaşkanlığı makamında da gerçekleştirmek üzere hazırlıklaryapmış ancak bu süreçte başarısız olmuş ve gelişen toplumsal baskılanma sonucu erken genel seçim kararı alınmıştır.

Gelişen süreç ve gelinen nokta önemlidir. Bu süreçte her tür dinamiği okumak ve bütün bunların üzerinden bir gelecekdeğerlendirmesi yapılması da kaçınılmazdır.

Ülkenin değişik noktalarında gerçekleşen Cumhuriyet mitinglerinde katılımın milyonları bulması demokrasi mücadelesiaçısından önemlidir. Uzun bir süre sonra, hayatında ilk defa sokağa çıkan ve taleplerini haykıranların arasında, gençlerin vekadınların çoğunlukta olması geleceğin yaşam tarzına da yönelen bir karanlığa karşı uyanıştır. 14 Nisan' la başlayan ve ardındanordunun muhtırasına karşı “ne şeriat ne darbe” söylemlerinin de ağırlık kazandığı mitingler aynı zamanda ABD ve AB'ye karşıulusalcı söylemi de oluşturmuştur.

Rejim krizi, ayrışmayı hızlandırmaktadır. Ayrışma uç noktalara doğru kaymakta ve toplum ikilem içerisinde kaosasürüklenmektedir.

Y ay na Haz rlayan

Grafik Tasar m

417 86 65/[email protected]

Konur Sokak No: 4/3 K z lay AnkaraTelefon: 0 312 417 86 65Faks: 0 312 417 18 04

e-posta: [email protected]://www.mimarlarodasiankara.org

Deniz Ay gün

Harman aner Çakmak

Reklam ve Sponsorluk Koordinatörlüğü

Page 3: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

DOSYA: KENTKIRIM: SAVAŞ, KENT VE MİMARLIK

HABERLER VE DUYURULAR

[MİM/SİS]

KÜLTÜREL DEĞİŞİM VEMİMARLIK

KÜRESEL ENERJİ POLİTİKALARI VE TÜRKİYE GERÇEĞİ

TMMOBİKLİM DEĞİŞİMİ SEMPOZYUMU

KENT, ÇEVRE VE SAĞLIK

ACE

PANEL/ATÖLYE

TORINO 2008"TRANSMITTING ARCHITECTURE"

DÜNYA ESTETİK KONGRESİ

2007 PRITZKER ÖDÜLÜ

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

.

KGM/KENT GÖRÜNTÜLEME MERKEZİ HASANOĞLAN YÜKSEK

KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİ'NDE

TEKNİK VE KÜLTÜREL GEZİ OSMANLI BAŞKENTLERİ-1

İŞYERİ TEMSİLCİLİK SAYISINI ARTIRMAYA DEVAM EDİYORUZ

BİLGİSAYAR KURSLARI

MİMARLAR ARASI SESLİ İLETİŞİM SERVİSİ 'DE CANLI

YAYIN

GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANLIĞI EĞİTİM PROGRAMI

MİMARLIK EĞİTİMİ NEREYE?

4. MİMARLIK VE EĞİTİM KURULTAYI'NIN ÇALIŞMA GRUPLARI

BELİRLENDİ

TEMSİLCİLİKLER EĞİTİM SEMİNERİ

MİMARLAR ODASI CUMHURBAŞKANI SEZER İLE GÖRÜŞTÜ

MİMARLIK VE KENT BULUŞMALARI'NIN DÖRDÜNCÜSÜ

MUĞLA'DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

TÜRKİYE MİMARLIK POLİTİKASINA DOĞRU MİMARLIK VE KENT

BULUŞMALARI-5/GAZİANTEP

YENİLENEBİLİR ENERJİ SUNUMU

" "

TMMOB ENERJİ SEMPOZYUMU'NDA MASAYA YATIRILACAK

KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİMİNİN TÜRKİYE'YE ETKİLERİ "

"NDA ELE ALINACAK

ANKARA TABİP ODASI “ ” KONULU

SEMPOZYUM DÜZENLEDİ

, AVRUPA BİRLİĞİ'NİN REKABET POLİTİKASINI ELEŞTİRİYOR

TMMOB, TBMM PLAN BÜTÇE KOMİSYONU'NDA İLLER BANKASI

YASA TASARISI'YLA İLGİLİ GÖRÜŞ BİLDİRDİ

DANIŞTAY, KALKINMA AJANSLARI KURULMASINA DAİR

BAKANLAR KURULU KARARI İÇİN YÜRÜTMEYİ DURDURMA VE

ANAYASA MAHKEMESİ'NE GÖNDERME KARARI VERDİ

ÇANKAYA BELEDİYESİ KENT KONSEYİ KURULDU

BAŞBAKAN EMRİYLE KONDU DÖNÜŞÜMÜ

İSTANBUL'UN 3'TE 1'İ DEVLETİN

TÜP GEÇİT TARTIŞMASI

DEPREM SORUMLULUK HUKUKUNDA

UYGULAMA SORUNLARI

GÖKDELEN ARSASI BİTTİ YABANCI KONUTA EL ATTI

ANKARA GÜZELLEMESİ KAYIP ÇOCUKLAR ŞEHRİ, MAYIS'TA GARAJ

İSTANBUL'DA

2007 YILI YAPI YAKLAŞIK BİRİM MALİYETLERİ

23. UIA DÜNYA MİMARLIK KONGRESİ:

AFET SEMPOZYUMU

KÜLTÜRLER KÖPRÜSÜ 2007'DE

TÜRKİYE'DE

RICHARD ROGERS ’NÜ KAZANDI

24

çocuk ve mimarlık eğitimkonferansı-1 gerçekleştirildi

39

içindekiler

SONUÇLANAN VE DEVAM EDEN YARI MALAR

. , AVRUPA BİRLİĞİ KÜLTÜR MİRAS ÖDÜLLERİ

. ULUSAL VE TEK AŞAMALI PROJE

YARIŞMASI

EUROPA NOSTRAKEMAL TÜRKLER ANIT MEZARI

mimarlık ve ideoloji paneli

40 bilinmeyen ankaraTCDD açık hava buharlılokomotif müzesi

12

13

16

18

23

28

30

14

15

36

38

56

10

4

Bu aşamada, kriz derinleşir gibi görünse de, krizinderinleştirilmesi bile emperyalist güçlerin kontrolündedir.Ordu müdahalesi, piyasaları gerginleştirmeden bir adımileri iki adım geri felsefesi ile, kitlelerin vazgeçilmeztaleplerini dalgalanma içerisinde tüketmeye, azaltmayayönlendirmektedirler.

Bu kaotik ortam, yine aynı süreçleri doğurabilir veya sunikarşıtlıkları ya da birliktelikleri iktidara taşıma provalarınınalt yapısını oluşturur. Tüm bu tepkiler, siyasi kimliğinibulmadıkça, karşı çıkılanı da, karşı çıkanı da reddetmeyenaçılımlar olarak kalacaktır.

Seçim dönemi, artan bir karmaşa içerisinde ve bu düşüncekarmaşasının dayatmaları ile devam edecek gibigörünmektedir. Bu dönemde demokratik güçlerindağılmaması ve asgari müştereklerini öne çıkarmaları veaydın kesimlerin de ortak bilinci geliştirip bu ortak bilinçüzerinden dirençli bir kamuoyu oluşturmaları ana görevolmalıdır.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak her zamanolduğu gibi bu zorlu süreçte de, süreci soğukkanlılıkla veher bir parametresini dikkate alarak değerlendirmeyi vesıcağı sıcağına ele alınan her şeyin elimizi ve giderek biziyakacağının bilincinde refleks göstermeyi önemsiyoruz.Kurumsal sorumluluk taşımanın da geçmiş ve günümüzdeyaşananlar ile birlikte bütünlüklü değerlendirmelersonucunda ortaya çıkacağına inanıyoruz. Herbirimizinduyarlılıkları farklı olabilir, ancak bu duyarlılıklar konusundamücadele edilmesi gereken, hedefi unutmadan,yargılamaktan öte, anlamaya çalışmak ve bunlarıpaylaşmak insan olmanın gereğidir.

Bu nedenle önümüzdeki genel seçimlerin önemini bir kezdaha hatırlatarak; demokrasiye olan inancımızla, yaşamalanlarımıza çağdışı anlamlar yüklemeye kalkışan, ülkeninaydınlık geleceğini karanlık ortamlara sürüklemeyi şiaredinen, ülkemizin kentlerini çağdışı zihniyetle kimlikbunalımına sokan, doğal, tarihi ve kültürel yaşamalanlarımızı yok eden, kentsel, doğal ve kültüreldeğerlerimize karşı çağdışı müdahalelerde bulunan,Cumhuriyet devrimlerine ve kültürüne inanmayan, ülkemizibir ortaçağ karanlığına sürüklemeye çalışanlara karşı herzaman mücadele içerisinde olacağımızı ve önümüzdekigünlerde gelişecek her türden faşizan, dinsel, etnikayırımcılığı körükleyerek, ırkçı, şeriatçı, psikolojik savaşteknikleriyle darbeci yaklaşımlara karşı demokrasimücadelesini savunanların saflarında olacağımızın bir kezdaha bilinmesini isteriz.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi39. Dönem Yönetim Kurulu

19

20

26

SANAYİ MİRASIMIZ YÜZEVLER'E İLİŞKİN PLAN DEĞİŞİKLİĞİ İPTALEDİLDİ

KIBRIS VADİSİ TAŞ OCAKLARI'NDA YARGI ZAFERİ

EGO GENEL MÜDÜRÜ KAZIM USTA İÇİN SORUŞTURMA İZNİ

AOÇ PLAN DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN DAVA

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİFEVZİ ÖZLÜER

KİLİT AÇILDI SIRA KAPIDA, BAŞKA BİR MİMARLIK MÜMKÜN!

ULUCANLAR MERKEZ KAPALI CEZAEVİ DEĞERLENDİRME PROJESİ

ULUCANLAR MERKEZ KAPALI CEZAEVİ ARTIK YIKILMAYACAK !

DEĞERLENDİRME PROJESİ ULUSAL ÖĞRENCİ FİKİR YARIŞMASI

TEZCAN KARAKUŞ CANDAN

BURSA-MUDANYA-TİRİLYE-İZNİK

MİMARLIK VE İDEOLOJİ

KÜLTÜREL MİRASIN DOĞAL AFETLERDEN KORUNMASI 2006

EMİNE M. KOMUT

ALİ HAKKAN

ŞEHİR PLANLAMA EĞİTİMİNE 'SINIR' ÖTESİ BİR YAKLAŞIMZ. MÜGE AKAR

SÜREKLİ MESLEKİ GELİŞİM MERKEZİ

MİMARİ VE REJİM TARTIŞMASICÜNEYT ÖZDEMİR

ÇOCUK VE MİMARLIK ÇALIŞMALARI MERKEZİLOGO YARIŞMASI SONUÇLANDI

GERÇEKLEŞTİRİLDİ

TCDD AÇIK HAVA BUHARLI LOKOMOTİF MÜZESİNURAY BAYRAKTAR

HÜLAGÜ BULGUÇ ANISINA SAYGILARIMIZI SUNUYORUZ

BASINDA MİMARLIK

GELİR GİDER TABLOSU

BELEDİYE İÇİNDE BELEDİYE

PRO FİKİR

HASANOĞLAN YÜKSEK KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİ

HASANOĞLAN YÜKSEK KÖY ENSTİTÜSÜ

OSMANLI BAŞKENTLERİ-1

PANEL

ULUSLARARASI YAZ OKULU DENEYİMİ

KENTE KARŞI İŞLENEN SUÇLAR VE TOPLUMSAL BELLEK

HAMBURG

SMGM

PRO

ÇOCUK VE MİMARLIK EĞİTİM KONFERANSI-1

BİLİNMEYEN ANKARA

TEKNİK BİLGİLER

BASIN AÇIKLAMALARI

KİTAP TANITIM

JE

LOGO

14

39

40

4446

21

24

33

52

42

54

Page 4: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

.........

4 5

haberler.........

İşyeri Temsilcilik sayısını artırmayadevam ediyoruz…

Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Kamu ve Özel sektördeoluşturulan 50 işyeri temsilciliğinin yanı sıra diğer kamukurumları ve özel firmalar bünyesinde çalışan mimar verilerineulaşarak işyeri temsilcilik sayısını artırmayı kurgulamaktadır.

Seçimi yapılan kamu ve özel sektör'deki işyeri temsilciliklerine;

’nda; Müge Gümüş, Mualla Şahintepe,

'nde; SerminÇakıcı, Güler Özyıldıran, Aslı Er Akan,

'nda; DilerBaştürk, Mehmet Şener ,

'nda Gülşen Dişli, Aslı Apaydın seçilmişlerdir.

Adalet Bakanlığı

ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü

TC Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı

Ankara Vakıflar Bölge Müdürlüğü İnşaat ve OnarımBaşkanlığı

KGM/Hasanoğlan Yüksek Köy EnstitüsüYerleşkesi’nde

Kent Görüntüleme Merkezi

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Kent İzleme Merkezibünyesinde kurulan Kent Görüntüleme Merkezi, ikinci gezisiniAnkara'ya 35 km uzaklıkta bulunan Hasanoğlan Yüksek KöyEnstitüsü yerleşkesine düzenleyerek gerçekleştirdi. Mimarlarlabirlikte mimarlık öğrencilerinin ve yakınlarının da katılımıylagerçekleşen Köy Enstitüleri yerleşkesinde, Hasanoğlan YüksekKöy Enstitüsünün yapımında çalışan köy enstitüsü mezunueğitimci Abdullah Özkuçur'un enerjik rehberliğindeyürütülen gezide binlerce kare fotoğraf çekildi. Gezi sonrasındatüm katılımcılarla birlikte Hasanoğlan Belediye Başkanı AhmetPoyraz’la yapılan görüşmeler sonrasında Hasanoğlan'a ilişkinyapılacak çalışmalarda birlikte davranılması konusunda görüşbirliğine varıldı.

87 yaşındaki

Mimarlar Odası Cumhurbaşkanı Sezer ilegörüştü

TMMOB Mimarlar Odası Cumhurbaşkanı Sezer ile,Türkiye Mimarlık Politikası ve Mimarlık Hakkında Kanunkonusunda görüş alışverişinde bulunuldu.

21 Mart 2007- Mimarlar Odası, Türkiye'ye özgü bir mimarlıkpolitikasının oluşturulmasının daha nitelikli bir yapılı çevreyeulaşılması konusunda önemli bir adım olduğu fikrindenhareketle, “Türkiye Mimarlık Politikası'na Doğru” metnini birbilgilendirme kampanyası ile kamuoyuna sundu.

Bu kapsamda, Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu 20Mart 2007 tarihinde Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ilebir görüşme gerçekleştirdi. Başta Mimarlar Odası'nın güncelçalışmaları olan “Türkiye Mimarlık Politikası” kampanyası ve“Mimarlık Hakkında Kanun Taslağı” olmak üzere, gündemdekikonulara ilişkin görüş, öneri ve dileklerini aktaran MimarlarOdası yöneticileri, mimarlık politikasının kamuoyundatartışılmasını dilediklerini ifade ederek, Cumhurbaşkanı'ndanözellikle kamu kurum ve kuruluşlarına konuyu aktarmasını

‘de canlı yayın

Mimarlar Arası Sesli İletişim Servisi

XXI. Yüzyılın Oda medyası olarak kurgulanan, [MİM/ağ]Projesi'nin tüm sesli iletişim ortamlarını üstlenenyayınına başladı. 26 Mart 2007 Pazartesi saat 18.30'da, 15Şubat 2007 tarihinde yitirdiğimiz Mimarlar Odası'nda 17.,21., 27. ve 28. dönemlerde Yönetim Kurulu üyeliği yapmış

anısına düzenlenen canlıolarak yayınlanmıştır. Aynı etkinlikte canlı telefon bağlantısıda yapılmıştır. Daha sonraki günlerde yine bu anma törenindeyapılan konuşmalardan kesitler aktarılmıştır.

31 Mart – 1 Nisan 2007 tarihlerinde gerçekleştirilen “” de kayıt yapılmış, bu

konferanstan kesitler verilmiştir. Ayrıca çeşitlitemsilciliklerden konferansa katılan üyeler ile röportajlaryapılmış, bu röportajlar takip eden günlerde, yayın akışındatekrarlanarak, dinleyicilerle paylaşılmıştır.

Nisan ayı içerisinde [MİM/sis]'in faaliyetini sürdüreceğiKonur Sokak 13/3 deki yeni yerinde yayın hayatını devamettirecektir. Bu süreçte yayınının daha kaliteli bir aktarım ileverilebilmesi amacıyla bir host kiralanmıştır. Kiralanan buhost ile veri aktarımı daha sağlıklı ve daha iyi bir noktayaçıkarılmıştır.

[MİM/sis]'in yayınlarının daha da zenginleştirilmesi,üyelerimizin katılımı ile etkinleştirilmesi için yayın akışımızıdüzenlerken, üyelerimize de program yapımında olanaklarverilecektir. Bu aşamada üyelerimizin önerileri ile daha dazengin bir yayın akışı ile katılımcı, renkli bir [MİM/sis]hedeflenmektedir.

[MİM/sis]

Hülagü Bulguç Anma Toplantısı

Çocukve Mimarlık Eğitim Konferansı - 1

Teknik ve Kültürel GeziOsmanlı Başkentleri-1

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Teknik ve Kültürel GeziKomisyonu tarafından hazırlanan Emre Mardan Rehberliğinde 21-22-23 Nisan 2007 tarihlerinde gerçekleşecek gezi programının ilketabı Osmanlı Başkentleri -1 kapsamında

ve olarak düzenlenmiştir.Bursa - Mudanya -

Trilye İznik

Gayrimenkul Değerleme UzmanlığıEğitim Programı

Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi Eğitim Programlarıkapsamında, İstanbul Üniversitesi ve Mimarlar Odası'nınbirlikte hazırladığı Gayrimenkul Değerleme Uzmanlığı EğitimProgramıMimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından gerçekleştirilmiştir.

Konunun uzmanları tarafından verilecek ve 105 saat süreneğitimin programı;

olmak üzere beşbölümden oluşmaktadır.

Eğitim Semineri sonunda verilecek sertifika için ; üyelerimizintüm eğitim programının %70 'ine katılımı ve Eğitim sonundayapılacak sınavda başarılı olma şartı aranmaktadır.

Seminerimiz 7 Nisan 2007 tarihinde başlamış olup 20 Mayıs2007 tarihinde sona ermiştir. Eğitim programımızın ikincisiüyelerimizden gelen talep üzerine yeniden açılacaktır.

Programa adresindenulaşabilirsiniz.

1.İnşaat ve Gayrimenkul Muhasebesi2.İlgili Vergi Mevzuatı3.Mesleki Mevzuat ve Etik Kurallar4.Temel Finans Matematiği5.Gayrimenkul Değerleme Esasları

www.mimarlarodasiankara.org

4. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı'nınÇalışma Grupları Belirlendi

7-9 Kasım 2007 tarihleri arasında ODTÜ Mimarlık Fakültesi'nde“Mimarlık ve Eğitiminde Süreklilik ve Değişim” teması ilegerçekleştirilecek olan 4. Mimarlık ve Eğitim Kurultayı'nın hazırlıkçalışmaları sürüyor. Son toplantılarda, çalışma alanları ve çalışmagruplarındaki aktif katılımcılar tanımlandıktan sonra, kurultaykapsamındaki çalışma grupları şöyle belirlendi:

. Mimarlık Lisans ve Lisansüstü Eğitimi. Mimarlık Eğitimi Veri Tabanı. Gelişen Tasarım Süreç ve Teknolojileri. Kapsayıcı ve Katılımcı bir Tasarım /Araştırma ProjesiOlarak Değişim. Mimarlık Eğitiminde Stajlar

Mimarlık Öğrencileri Forumu. Meslek Pratiği ve Mesleğe Kabul Kurulu. Toplum ve Mimarlık / Türkiye Mimarlık Politikası. Mimarlık Eğitiminde Akreditasyon Kurulu (MİAK). Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi (SMGM). Mimarlık Hizmetlerinde Kalite Güvencesi. AB ve GATS Sürecinde Meslek Uygulaması. Kamuda Mimarlık Hizmetleri

.

Mimarlık ve Kent Buluşmaları'nın dördüncüsüMuğla'da gerçekleştirildi

Türkiye Mimarlık Politikası'na Doğru Mimarlık ve KentBuluşmaları'nın dördüncüsü bu kez Ege ve Akdeniz kıyılarınınkesişiminde yer alan Muğla kentinde “Kıyı Planlaması veMimarlık” teması altında gerçekleştirildi. 10-11 Mart 2007tarihlerinde Muğla Üniversitesi Atatürk Kültür MerkeziSalonu'nda gerçekleştirilen buluşmada katılımcılar özel korumave arkeolojik ören yerleri barındıran kıyı kentlerimizinkarşılaştığı sorunlar, turizmin kıyı kentlerine olan etkisi, tarihselsüreçte bölgenin gelişimi ve kıyı bölgelerinin planlama hukukukonusunda sunuşlar gerçekleştirirken forum bölümünde bu bilgibirikiminin Türkiye Mimarlık Politikası'na olası katkılarınıtartıştılar.

Türkiye Mimarlık Politikasına DoğruMimarlık ve Kent Buluşmaları-5/GaziantepKültürel Değişim ve Mimarlık

Merkez Yönetim Kurulunun 24 Haziran 2006 tarih ve 40/4 no.lutoplantısında Türkiye Mimarlık Politikası kapsamında bölgeselkonuların görüşüleceği Mimarlık ve Kent Buluşmalarıdüzenlenmesine karar verilmiştir.

Türkiye Mimarlık Politikasına Doğru Mimarlık ve KentBuluşmaları adı altında düzenlenecek etkinliklerin beşincisi“ ” temasıyla 12 Mayıs 2007Cumartesi günü Gaziantep'te yapılacaktır.

Bu etkinlik sürecinde, 11 Mayıs Cuma günü Merkez YönetimKurulu Toplantısı, 12 Mayıs Cumartesi Günü buluşma konusununişleneceği tematik sunuşlar, panel ve forum gerçekleştirilecek,etkinlikler 13 Mayıs Pazar günü yapılacak teknik gezi ilesonlandırılacaktır.

Kültürel Değişim ve Mimarlık

Bilgisayar Kursları

Mimarlar Odası Ankara Şubesi bünyesinde gerçekleştirilenbilgisayar kursları için (Auto Cad 2B+3B / 3D Max ) kayıtalınmaya başlanmıştır. Kayıtlarımız devam etmekte olup kesinkayıt yapılmaktadır. Kurslar hakkında detaylı bilgiye 417 86 65 /112 - 134 numaralı telefonlardan (Eylem Ekin - Ferhan Temiz)ulaşabilirsiniz.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi bünyesinde verilecekbilgisayar kurslarının detayları ve kayıt sırasında istenecekbelgelerebağlantısından ulaşabilirsiniz.

http://www.mimarlarodasiankara.org/?id=2613

Mimarlık Eğitimi Nereye?

ODTÜ'de Mimarlık Topluluğu'nun düzenlediği etkinlikte, mimarlıkeğitimi konusunda bilgilendirmeler ve tartışmalar yapıldı. HalukPamir ve Selahattin Önür 1990'lardan itibaren süregelen mimarlıkeğitimi gündemini aktardılar ve son zamanlarda etkisi hissedilenAvrupa Birliği direktifleri ve Dünya Ticaret Örgütü'nündüzenlemeleri, Bologna Süreci ile Avrupa Mimarlık Eğitim Alanıkonusundaki değişimlere ve gelişmelere değinildi. Özge Şahin veTonguç Akış tarafından da mimarlık eğitiminin değişen süreçteMimarlar Odası Ankara Şubesi'nde nasıl algılandığını aktararak,Şubenin yapılan öğrenci çalışmalarındaki katkısı ortaya kondu.Mimarlık Amfisi'nde yapılan toplantıda mimarlık öğrencileri soru veyorumları ile katıldılar. Üç saat süren tartışma oldukça verimli geçti.

Oturumda, mimarlık eğitimi konusunda gerçekleşmiş vegerçekleşecek değişimler anlatılmaya çalışıldı. Yeni gelişmeleregöre şekillenen ve yıllara göre kademeli olarak bölünen mimarlıkeğitimi, özellikle oda bünyesinde yeni oluşturulan sürekli meslekigelişim merkezi ve öğrenci üyeliği gibi düzenlemeler ile birliktetartışıldı. İçeriksel nitelik ve stajların konumu sorgulandı ve uzunsoluklu toplantılar organize edilmesi konusunda görüş birliği ortayakondu. Kasım 2007'de ODTÜ'de yapılacak olan Mimarlık ve EğitimKurultayı'nın önemi vurgulandı ve bu platformun işler halegetirilmesi için katkılar ve yapılabilecek hazırlıklar konuşuldu.

Temsilcilikler Eğitim Semineri

Çorum, Elazığ, Malatya, Sivas, Düzce, K. Ereğli, Bolu, Nevşehir,Karabük, Kastamonu temsilciliklerimiz 9-10-11 Mart tarihlerindeAnkara’da Logo Muhasebe eğitim seminerine katılmıştır. Tümtemsilciliklerimiz 01.01 2007 tarihinden itibaren

ile hesaplarını tutmaya başlamıştır.Logo Muhasebe

Sistemi

Page 5: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

.........

6 7

haberler.........

ACE, Avrupa Birliği'nin rekabet politikasınıeleştiriyor

Avrupa Birliği, Lizbon Stratejisi kapsamında 2010 yılındanitibaren dünyanın en rekabetçi ve dinamik bilgi ekonomisi olmahedefiyle, iç pazarda kişilerin, malların, hizmetlerin vesermayenin dolaşımının serbestleşmesi konusunda birbiri ardınadüzenlemeler yapıyor. Engelleri kaldırmayı ve sistemleriortaklaştırmayı hedefleyen bir iç pazar stratejisi ve rekabetpolitikası ile yapılan bu düzenlemeler içinde en zorlu yolizleyenlerden biri de, gerek hizmet tanımlarının birbirinden farklıolması gerekse ulusal sosyal politikalara etkisi nedeniylehizmetlerin serbest dolaşımıdır. Mesleki hizmetlerin dolaşımındaserbestleşme konusu ise mesleklerin kendilerine özgü özellikleri,mesleki hizmetlerde yasal düzenlemeler yapılması gereği,tüketiciler ve kamu yararının korunması boyutu gibi gerekçelernedeniyle en tartışmalı alanlardan biri haline gelmiştir.

Ankaralı bir grup tiyatro sanatçısı, İstanbul'da Atatürk KültürMerkezi (AKM) ve Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkımkararını protesto eden meslektaşlarına destek vermek vehükümetin sanat politikasını protesto etmek amacıyla eylemyaptı. Kültür Sanat-Sen, TOBAV, DETİS, TOMEB, IŞIK-DER veAnkaram Platformu üyeleri, Opera binasının önünde toplandı.Tiyatrocular, çeşitli protesto dövizleri taşıyarak sloganlar atarakKültür ve Turizm Bakanlığına yürüdüler. Sanatçılar burada Kültürve Turizm Bakanı Atilla Koç ile AK Parti ve ABD'yi canlandırarakgösteri yaptılar.

Başkentte eylemAKM: Keyfi yıkıma karşı başkentte eylem

Belediyelerin borcu ortaya çıktı:

22 milyar $

Maliye Bakanlığı'nın hesaplarına göre 3 bin 174 belediyenin 12.4milyar YTL'lik varlığına karşılık borçları 20.6 milyar YTL. BunaASKİ, İSKİ, İETT de eklenince borçlar 30.3 milyar YTL'yeulaşıyor..

Maliye Bakanlığı, 2006'yı 4 milyar YTL'lik bütçe açığıylakapattığını açıklayadursun devletten aldığı kaynakla ayaktaduran belediyeler dev açıklarla şaşırtmaya devam ediyor.Hesaplamalara göre ağırlıkla büyükşehir belediyeleri olmak üzere3 bin 174 belediye borç batağında yüzüyor, bağlı kuruluşlarıylabirlikte kendilerini 30.3 milyar YTL'lik borçla finanse ediyor.Türkiye'de 3 bin 174 belediyenin 2006 yılı sonundaki malivarlıkları 12,4 milyar YTL, mali yükümlülükleri ise 20.6 milyar YTLolarak belirlendi. Bu tutar, ASKİ, İSKİ, İETT gibi bağlı kuruluşlardahil edildiğinde 30.3 milyar YTL'yi aştı. Maliye Bakanlığı, mahalliidarelerin mali istatistiklerini yayınlamaya başladı. Bakanlık, 81 ilözel idaresi ile 3.174 belediyenin 2006 sonundaki mali durumunuortaya koydu.

Küresel İklim Değişiminin Türkiye'ye Etkilerinda

ele alınacak"TMMOB İklim Değişimi Sempozyumu"

Sanayileşme politikalarının sonucu olarak son 30 yıldaetkileri hızla fark edilen küresel ısınma ve iklim değişimitüm dünyanın olduğu gibi Türkiye'nin de gündeminde.Yaşamın her alanında, insan odaklı politikalarınoluşturulması için mühendislik birikimini, biliminsanlarının birikimiyle birleştirerek çözüm üretmeyeçalışan TMMOB, iklim değişiminin Türkiye üzerineetkilerini ve çözüm önerilerini 2008 yılında düzenleyeceğigeniş kapsamlı bir sempozyumda tartışacak.

"Küresel Enerji Politikaları ve TürkiyeGerçeği" TMMOB Enerji Sempozyumu'ndamasaya yatırılacak

"Küresel Enerji Politikaları ve Türkiye Gerçeği"konusunun irdeleneceği TMMOB VI. Enerji Sempozyumu22-23-24 Ekim 2007 tarihinde Ankara'dagerçekleştirilecek. Sekretaryasını Elektrik MühendisleriOdası'nın yürüttüğü sempozyumun; Dünya'da veTürkiye'de yaşanan güncel gelişmeleri de içerecekbiçimde enerji alanının her yönüyle ele alındığı, ulusal vekamusal çıkarları savunan politika ve önerilerintartışılacağı bir platform olması amaçlanıyor.

Ankara Tabip Odası “ ”konulu sempozyum düzenledi

Kent, Çevre ve Sağlık

Ankara Tabip Odası 21-22 Nisan 2007 tarihlerindeAnkara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hasan Ali YücelKonferans Salonunda Kent, Çevre, Sağlık konuluSempozyum düzenlemiştir. Şubemiz adına YönetimKurulu Üyesi Ali Hakkan'ın konuşmacı olarak katıldığısempozyumda “konusunda sunum gerçekleştirildi. Meslek örgütlerindentemsilcilerin ve uzmanların katıldığı sempozyum

,,

vebaşlıklı bölümlerden oluşmuştur.

Kente Karşı İşlenen Suçlar”

“Kentve Sağlık Sorunlarına Giriş” “Sağlıklı Kent, Çevre veMeslek Örgütleri” “Küreselleşme ve BelediyecilikHizmetleri” “Sağlıklı Kent Planlaması veAnkara'da Yaşayanlar”

Yenilenebilir Enerji Sunumu

19 Nisan 2007 tarihinde Mimarlar Odası 5. katında SayınBayar Çimen tarafından "

"başlıklı bir sunum gerçekleştirilmiştir. Sunumda yapılardagüneş enerjisi ile elektrik üretmenin yöntemlerigörüşülmüş, alternatif enerji üretim modellerininmevzuattaki yerine değinilmiştir. Yurtdışı örneklerininsunulduğu etkinlikte ucuz, güvenli, çevre ile uyumluenerji üretim modellerinin mimari tasarımla bütünleşmesikonusu da irdelenmiştir.

Yenilenebilir Enerji /Yapılarda Güneş Enerjisi ile Elektrik Elde Etmek

TMMOB, TBMM Plan Bütçe Komisyonu'ndaİller Bankası Yasa Tasarısı'yla ilgili görüşbildirdi

İller Bankası Yasa Tasarısı, TBMM Plan Bütçe Komisyonu İllerBankası Alt Komisyonu'nda 6 Mart 2007 tarihinde görüşüldü.Komisyon toplantısına görüş bildirmek üzere TMMOB adınakatılan Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Vardal, İller BankasıÇalışma Grubu Üyeleri Buket Ecemiş ve A. Fahri Özten, konuyailişkin oluşturulan TMMOB görüşünü Komisyona sundular.

Danıştay, Kalkınma Ajansları Kurulmasına dairBakanlar Kurulu Kararı için yürütmeyidurdurma ve Anayasa Mahkemesi'negönderme kararı verdi

Bazı Düzey 2 Bölgelerinde Kalkınma Ajansları Kurulmasına Dair2006/10550 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı'nın iptali veyürütmenin durdurulması istemiyle TMMOB tarafındanDanıştay'da açılan davada, Onuncu Daire yürütmeyi durdurma vedayanak yasa olan 5449 sayılı Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu,Koordinasyonu ve Görevleri Hakkında Kanun'un bazımaddelerinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle AnayasaMahkemesi'ne başvurulmasına karar verdi.

Çankaya Belediyesi Kent Konseyi Kuruldu

Çankaya Belediyesi tarafından düzenlenen Kent Konseyi GenelKurul toplantısı 20 Nisan 2007 tarihinde gerçekleştirildi.Şubemizin de katıldığı toplantıda hemen hemen tüm örgütleryerel yönetimlerin demokratik ortamlar yaratarak kentlilerin kentyönetimine katılması vurgusunda bulundurlar. Kent KonseyiGenel Kurul Toplantısında Çankaya Kent Konseyi ÇalışmaYönergesi Taslağı katılımcıların görüşlerine sunulmuştur. Diğertaraftan bu Yönergede belirtilen önceden belirlenmiş YürütmeKurulu üyeleri Konseyin onayına sunularak oyçokluğuyla kabuledilmiştir.

Uzun süredir bekleneniçin kanun tasarısı TBMM'de. Tasarının içine eklenen AKM'ninyıkılmasına yönelik madde herkes için sürpriz oldu!2010'un öncülerinden Nuri Çolakoğlu, 'AKM gibi tartışmalı birprojenin 2010'u gölgelemesi iyi olmaz' diyor.Bakanlar Kurulu, AKM'nin yıkılmasını sağlayacak bir yasa tasarısıhazırladı. Dün TBMM Başkanlığı'na sunulan İstanbul 2010 AvrupaKültür Başkenti hakkındaki tasarıda, AKM'nin yıkılması ve yerineyeni bir kültür merkezi yapılması için de bir madde var. Tasarınınüçüncü bölümünde yeni Atatürk Kültür Merkezi ve RamiKışlası'nda kurulacak İstanbul Kütüphanesi ve Kongre Merkezi'ninKültür Bakanlığı tarafından yaptırılması öngörülüyor. İşin ilginci,2010'un genel işleyişi ve yapısını belirleyen tasarıda başkaherhangi bir somut proje yer almıyor.

İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti

2010 yasasında AKM sürprizi

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, alınanyürütmeyi durdurma kararı doğrultusunda Kuğulu Kavşağı'nıntrafiğe kapatılabileceğini kaydetti.

Gökçek, Belediye Meclisi'ndeki görüşmeler sırasında yaptığıaçıklamada, Çankaya Belediyesi'nin Kuğulu Kavşağı'yla ilgiliyürütmeyi durdurma kararı alınması için yargıya başvurduğunuanımsattı.

Yargının, Çankaya Belediyesi'nin başvurusu üzerine aldığıyürütmeyi durdurma kararına, Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığıitirazın, üst mahkemece reddedildiğini ifade eden Gökçek, yenikarara ilişkin tebliğin kendilerine ulaştığını belirtti.

Gökçek, mahkeme kararı doğrultusunda Kuğulu Kavşağı'nı trafiğekapatabileceklerini, ancak konuyla ilgili olarak hukukçularıngörüşünün alınması gerektiğini, gerekirse konunun tam olarakanlaşılabilmesi için ilgili mahkemeden sorulabileceğini belirtti.Eğer karar, Kuğulu Kavşağı'nın trafiğe kapatılması yönünde iseyolu trafiğe kapatacağız. Bakalım vatandaşın ÇankayaBelediyesi'ne tepkisi ne olacak? Tamamlanan projeyi, bez pankartaçarak kapatacağız. Hesabını onlar verecek. Sonuçlarını ÇankayaBelediyesi düşünecek" dedi.

'850 bin öğrenci 850 bin fidan' projesi kapsamında kurulanŞehitler Ormanı'nın fidan dikim töreninde gazetecilerin sorularınıyanıtlayan Vali Kemal Önal özellikle Cinnah Caddesi konusundaçarpıcı açıklamalarda bulundu. Cinnah'ta yaşanan kazalarla ilgilibir soru üzerine Vali Önal, "Bu kazalar çok üzücü. Orada yayageçitleri ve ışıklar var ama kazalar olmaya devam ediyorsa demekki eksik bir şeyler var. Bu konuda önlem alınması lazım. Kentgenelindeki kazaların bir çoğunun alt ve üst geçitlerin yakınındaolması vatandaşların da kurallara tam olarak riayet etmediğiningöstergesi. Sanırım yakın zamanda Cinnah Caddesi'ne yapılacakrefüjle Cinnah'taki tehlike azalacak" dedi. Vali Önal, Ankaratrafiğinin giderek İstanbul trafiğine benzediğinin söylenmesineşehir adına çok üzüldüğünü söyledi.

Cinnah'a önlem alınmalı

Gökçek: Kavşağı trafiğe kapatabiliriz

DİSK, KESK, TMMOB, TTB, meslek odaları, meslek birlikleri,demokratik kitle örgütleri ve platformları, Taksim'degerçekleştirilecek na ilişkin olarak 12 Nisan2007 tarihinde bir basın açıklaması yaptı. DİSK Genel BaşkanıSüleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul,TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, TTB MerkezKonseyi Başkanı Dr. Gençay Gürsoy'un katıldığı Taksim GeziParkı'ndaki kitlesel basın açıklamasında ortak metin DİSK GenelSekreteri Musa Çam tarafından okundu.

1 Mayıs Kutlamaları

Taksim Gezi Parkı'ndaki kitlesel basınaçıklaması

ABD, Irak'ı işgalinin dördüncü yılında, ilk bombanın atıldığı 20Mart saat 20.00'de tüm Türkiye'de protesto edildi. DİSK, KESK,TMMOB, Türk Tabipleri Birliği, Türk Dişhekimleri Birliği, TürkEczacıları Birliği (TEB), İstanbul Barosu, İstanbul SerbestMuhasebeci Mali Müşavirler Odası, İstanbul Veteriner HekimlerOdası ve çeşitli emek meslek örgütlerinin bir aydır sürdürdüğüABD'yi protesto etkinlikleri, ilk bombanın atıldığı 20 Mart saat20.00'de ülke çapında düzenlenen "Bir Ses Ver, Bir Işık Yak.Savaşa Dur De" etkinlikleri ile son buldu. Tüm Türkiye'de aynısaatte, binlerce kişi ıslıklarla, meşalelerle, sloganlarla ABD'yikınadı.

ABD'nin Irak'ı İşgali Tüm Türkiye'de protesto edildi

Page 6: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

.........

8 9

haberler.........

Başbakan emriyle kondu dönüşümü

Gecekondu Kanunu'ndaki değişiklikle gecekondu dönüşümprojeleri konusunda merkezi idare adına yetkili hale gelenToplu Konut İdaresi (TOKİ), yetkisi çerçevesinde kentseldönüşüm projelerini hızlandırmak için harekete geçti.Başbakan Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla valiliklere bir yazıgönderen TOKİ, acil kentsel dönüşüm ihtiyacı olan bölgeleredair çalışma yapılmasını istedi.Yazıda, hükümetin "planlı kentleşme ve konut üretimi"programının TOKİ tarafından yürütüldüğü hatırlatılaraköncelikle plansız yapılaşma ve gecekondulaşmanın önlenmesive kentsel yenilemenin hızlı biçimde temini için GecekonduKanunu'nda yapılan değişikliğin Resmi Gazete'deyayımlandığı hatırlatıldı.

Daha önce Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yapılanGecekondu Kanunu uygulamalarının bundan sonra TOKİtarafından yürütüleceği kaydedilen yazıda, ilgili belediyelerinacil dönüşüm ihtiyacı bulunan bölgelere dair çalışma yaparakTOKİ'ye bilgi vermesinin çalışmaları hızlandıracağına işaretedildi.

PANEL/ATÖLYE 28 Nisan 2007KOÜ Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Konferans Salonu

Deprem Sorumluluk Hukukunda UygulamaSorunları

1999 yılında yaşadığımız büyük depremlerin, kentleşme,planlama ve yapılaşma süreçlerimize ilişkin birçok sorunumuzuapaçık gözler önüne serdiği bilinen bir gerçek. Bu gerçeğe ilişkinsorumlulukların ortaya çıkarılmasını umduğumuz yargı sürecineilişkin olarak Yargıtay kararlarıyla belirlenen zaman aşımı süreside 17 Şubat 2007'de doldu.

Peki bu sürecin sonucu ne oldu? Deprem yıkımının aslîsorumluları gerçekten belirlenebildi mi? Belirlenebilenlergerçekten yargılanabildi mi? Yargılananlar yeterli ve adîl birdeğerlendirme süreci yaşayabildiler mi?... Ne yazık ki sonuç,toplum vicdanını rahatlatmadı; depremlerin açığa çıkardığıgerçeklere, bu sorunlara, hukuksal uygulama sorunları daeklendi.

Aradan geçen 7,5 yıl içinde cezai sorumluluğu kesinleşen yargıkararlarının bir çoğu, değişik hukuksal ve mesleki-teknik yanlışlariçeriyor. Bu nedenle üretilen yargı kararlarının geleceğe ışıktutabilecek sonuçlara varabildiğini söyleyebilmemiz oldukça güç.

Gelecekte beklenen depremlerden sonra da aynı belirsizlikler veçelişkilerin yaşanmaması için bu deneyimin, tüm taraflarca,yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. İşte bu amaçla, depremgerçeğinin en trajik biçimde yaşandığı Kocaeli'nde

başlığı altındamimarlar ve hukukçular olarak, bu konuyu yeniden masayayatırıyoruz. Bu ilk panel/atölye'den sonra da bu buluşma dizisinideğişik toplantılarla sürdüreceğiz.

Afet ve İmar Hukuk Sistemimizin kalıcı bir kurumlaşmayadönüşmesi dileğiyle,

“DepremSorumluluk Hukukunda Uygulama Sorunları”

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ,TMMOB MİMARLAR ODASI

[laboratuar] performans sanatları araştırma ve projelaboratuarı, yeni projesi {Şehr'ü Evlad'üz-Ziyan: KayıpÇocuklar Şehri}ile 30 Mayıs'ta Garaj İstanbul'dasahne alıyor.

[laboratuar]

{Şehr'ü Evlad'üz-Ziyan: KayıpÇocuklar Şehri}

{Şehr'ü Evlad'üz-Ziyan}

“Bir 'Olmayan Ülke' hikayesi bu…Olmayan sorulara olmadık cevaplar verenlerin hikayesibu…Pencereleri açık olan herkesi içeri davet eden, gecikmişbir modern zaman masalı bu…”

“...hayalleri gerçekçi, adımları temkinli,nefes alışı sadece baharlara rastlayan,adına yazılmış türkülerin yerini zafer marşlarının teslimaldığı bir şehrin hikayesi…”

Sahne sanatları ve görsel sanatlar odaklı bir projetopluluğu olan [laboratuar], etkinliklerine 2003 yılındaAnkara'da başladı. Topluluk, çağdaş dans, fiziksel tiyatro,film, video ve mimarlık gibi alanlardan beslenerekdeneysel bir anlayışla hayata geçirdiği çalışmalarınıİstanbul'da sürdürüyor. 'ın yaz başındaTürkiye'de çağdaş dans alanında faaliyet gösteren pekçok önemli ismin buluştuğu Garaj İstanbul'dasahneleyeceği yeni proje:

.

, ilk gösterimini, çeşitliülkelerden binlerce mimar ve öğrencinin bir araya geldiğive mimarlığın küresel gündeminin tartışıldığı UIA 2005İstanbul 22. Dünya Mimarlık Kongresi kapsamındagerçekleştirdi. Bu kez Garaj İstanbul'un sunduğumekansal olanaklara göre yeniden kurgulanmış haliylesahnelenecek olan eser, Türkiye Cumhuriyeti'ninmodernleşme sürecine ilişkin saptamalardan ve bu sürecinbaşkent Ankara'nın şehir dokusuna yansımalarından yolaçıkıyor. 1980 olayları sırası ve sonrasında yetişen birkuşağın bakış açısıyla ele alınan çalışma, “kentsel temalarüzerine gecikmiş bir belgesel fantezi” olarak tarif ediliyor.

Ankara güzellemesi ,Mayıs'ta Garaj İstanbul'da...

Kayıp Çocuklar Şehri 23. UIA Dünya Mimarlık Kongresi:Torino 2008"Transmitting Architecture"30 Haziran - 2 Temmuz 2008

Barselona, Pekin, Berlin ve İstanbul Kongrelerinden sonra23. UIA Mimarlık Kongresi, 30 Haziran - 2 Temmuztarihleri arasında Torino'nun Lingotto Kongre Merkezi'ndegerçekleştirilecek. Tipik bir 20. yüzyıl endüstri kenti olanTorino, güncel gelişmeler karşısında bu kimliğinisürdürebilmiş, özellikle son yıllarda kültür ve bilgi birikiminisağlamaya odaklanarak ekonomik koruma ve kentselyenilenmeyi sağlayabilmiş nadir kentlerden biri. Sondönemlerde Kış Olimpiyatları ve 2008 Dünya TasarımBaşkenti'ne de ev sahipliği yapmış olan kentin etkinlikçerçevesinde önemli rol üstleneceği düşünülüyor.Bu sene "Transmitting Architecture" olarak belirlenentema, mimarlığın aktiviteleri olarak tanımlanabilentasarımsal yaratıcılık ve zengin sosyal değişimlerinanlamının mimarlık tarafın-dan temsil edilebilirliğininsınırlarını sorgularken, mimarlığın pozitif enerjileri vetoplumun ortaya koyduğu olguları içermek-teki aktifrolünün incelenmesini hedefliyor. Torino kenti ise bubağlamda konu üzerine bilgi toplamak ve toplanılanbilginin yayılması ve yaygınlaştırılması için bir antengörevini göreceği düşünülüyor. Üç gün sürecek olankongre çerçevesinde pek çok uluslararası yarışma, sergi,müzik ve film etkinlikleri gerçekleştirilecek.

Kongre programı ise önümüzdeki günlerdeadresinde yayımlanmaya

başlayacak.

İletişim Adresi:

www.uia2008torino.org

www.uia2008torino.org

İstanbul'un 3'te 1'i devletin

Zincirlikuyu'daki Karayolları arazisinin rekor fiyatlasatılmasının ardından gözler, Hazine'ye ait gayrimenkullereçevrildi. Devletin 2 milyon 182 bin 436 parça taşınmazıbulunuyor..

Gayrimenkul piyasasındaki canlılık, gözlerin yeniden Hazinearazilerine çevrilmesine yol açtı. Özellikle Zincirlikuyu'dakiKarayolları arazisinin 800 milyon dolar gibi yüksek bir fiyatlaalıcı bulması karşısında, Hazine adına tescilli taşınmazların ilbazında dağılımı da önem kazandı. "Taşı toprağı altın" denilenİstanbul'un yaklaşık üçte biri devlet malı olarak görünüyor. 5milyar 278 milyon metrekare yüzölçümü bulunan İstanbul'un 1milyar 673 milyon metrekaresi devletin hüküm vetasarrufunda.

Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün çıkardığı2006 yılı envanterine göre, devletin en çok tarlası var. 951 bin258 parça tarla, Hazine taşınmazlarının yüzde 43.59'unuoluşturuyor. Devletin ayrıca 370 bin 544 parça arazisi, 333bin 228 arsası, 230 bin 30 parça ormanı, 112 bin 864 bağ-bahçesi, 96 bin 186 binası, 61 bin 885 mera- yaylağı, 21 bin345 adet su ürünü alanı, 3 bin 425 adet tarihi kültürel alanı,bin 31 adet maden sahası, 640 parça deniz dolgu alanıbulunuyor.

Devletin En Çok Tarlası Var

Tüp geçit tartışması

İzmir Körfezi'ne tüp geçit yapılacağı açıklaması tartışmabaşlattı. Projenin İnciraltı ve Çiğli gibi doğal SİT olan birbölgede yapılacak olması sorgulanıyor.

ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım'ın İzmir Körfez'ine tüpgeçit yapılacağını açıklaması kentte tartışılmaya başlandı.Özellikle, İnciraltı ve Çiğli gibi doğal SİT olan, deprem fayhattının yeraldığı bir bölgede, yaklaşık 1 milyar dolaramalolacak projenin doğruluğu ve kentin önceliği olup olmadığısorgulanıyor.

Gökdelen arsası bitti yabancı konuta el attı

Yabancı sermayenin en kolay ve en hızlı bir şekilde yön bulduğusektörlerden biri olan inşaat, son dönemde ekonomik gidişatın daetkisiyle ivme kazanmaya başladı. Yabancıların alışveriş ve işmerkezleri yapmak için geldikleri ülkemizde konut projelerine deel atmasıyla bu süreç giderek genişleyerek sektörün her alanınayayılmaya başladı.

Afet Sempozyumu

TMMOB'nin " Birer doğa olayı olarak yaşananlar afetedönüşmesin!.." sloganıyla düzenlediği Afet Sempozyumu,5-7 Aralık 2007 tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirilecek.

Sekreteryası İnşaat Mühendisleri Odası tarafındanyürütülen sempozyum kapsamında, ülkemizde doğaolaylarının afete yol açmasını engellemek için atılmasıgereken adımlar ile "zarar azaltma, afete hazırlık vemüdahale konusunda örgütlülüğü geliştirmek" amacıdoğrultusunda afet politikaları ele alınacak. Bu genelbaşlık altında her bir konunun ilgili tüm tarafların ve bukonularda çalışma yapan/çaba sarf edenlerin katılımı ileele alınması, tartışılması, ulusal, kurumsal ve bireyseldüzeyde sonuçlara varılması hedefleniyor.

2007 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından "Mimarlık veMühendislik Hizmet Bedellerinin Hesabında Kullanılacak 2007Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ"10.03.2007 tarih ve 26458 sayılı Resmi Gazete'deyayımlanmıştır.

Merkez Yönetim Kurulu'nun 9 Mart 2007 gün ve 40/22 sayılıtoplantısında, Mimarlar Odası Mimarlık HizmetleriŞartnamesi ve En Az Bedel Tarifesinde mimara yapılacaködemelerde esas alınacak olan 2007 Yılı Yapı Yaklaşık BirimMaliyetleri'nin 1 Mayıs 2007 tarihi itibariyle yürürlüğe girmesikararı alınmıştır.

Page 7: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

devam eden yarışmalar.........

devam eden yarışmalar...

2. Uluslararası Living Steel Sürdürülebilir Konut TasarımYarışması

"H Ouse - Suda Yaşam": Corus Mimarlık Öğrencileri ProjeYarışması

ı ı v ş ıı ı

ş tı ğı ı ı ı

Doğal Afetlerden Etkilenen Bölgelerde Sürdürülebilir EnerjiKaynakları ve Bioiklimsel Mimarlık Tasarımları Yarışması

ł ı ıı ı

ı Ş ıı

Ş ı ı ı ğı ı ı

ı ı

“Geleceğin Kentleri” IFHP Ranko Radovic Öğrenci TasarımYarışması

Teslim Tarihi : 14.05.2007

Teslim Tarihi : 18.05.2007

Teslim Tarihi : 30.05.2007

Teslim Tarihi : 22.06.2007

Teslim Tarihi : 29.06.2007

Teslim Tarihi: : 01.07.2007

Son ba vuru tarihi : 15.07.2007

Teslim Tarihi : 20.07.2007

Teslim Tarihi : 01.08.2007

Teslim Tarihi : 13.08.2007

2

Kemal Türkler An t Mezar Ulusal e Tek A amal ProjeYar mas

“Antalya Büyük ehir Belediyesi Konyaal Do a ve KültürPark Alan Mimari ve Çevre Düzenleme Proje Yar mas ”

Mot awa Apartmanlar Uluslararas Mimari ve PlanlamaYar mas , Polonya

Mimarlar Odas stanbul Büyükkent ubesi UluslararasMimarl k ve Kent Filmleri Festivali

Barbara Cappochin Biennial Ödülü 2007

stanbul Büyükkent ubesi 2008 Y l Ajandas Foto rafYar mas : “Cumhuriyet Dönemi Mimari Miras ”

ARCHIPRIX 2007 Yar mas

ş

ş

ş

İ

İş

ş

ş

Teslim Tarihi : 31.08.2007

PRO FİKİRJE /Kent Düşleri 2“Hasano lan Yüksek Köy EnstitüsüDe erlendirme Projesi"

Türkiye Prefabrik Birli i Ö renci Tasar m Yar şmas

ğ Yerleşkesiğ

ğ ğ ı ı ı

Ulusal Fikir Yar masTeslim Tarihi : 14.09.2007

Teslim Tarihi : 28.09.2007

Öğrenci ı ış

haberler

Hyatt Vakfı'ndanyapılan açıklamayagöre, RichardRogers, mimarlığınen prestijli ödülüolan PritzkerÖdülünün bu senekisahibi oldu. 73yaşındaki mimar, 30yıl önce Londra'dakurduğu RichardRogers Partnership'iyönetmektedir. Jüriüyeleri Rogers'ınişlerini “çağdaşmimarlık tarihinitanımlayan anlar”olarak nitelendiriyor.Rogers'ın ilk işleri veen çok bilinen işleri

arasında 1977'de Renzo Piano'yla birlikte tasarladığıGeorges Pompidou Merkezi yer almaktadır. O zamanlarortak olan Rogers ve Piano 1971'de düzenlenen uluslararası bir yarışmadan sonra bu işi almıştır. PritzkerJürisinin gözlemlerine göre genelde binalarınmerkezinden giden HVAC boruları, asansörler ve diğerservis elemanlarının baskın olduğu cephesiylePompidou'nun göz alıcı duruşu, bir zamanların seçkinanıtlarını sosyal ve kültürel takasın popüler mekanlarınadönüştürerek müzeleri tamamıyla değiştirmiştir. Bir diğerilk dönem işi olan ve 1986'da tamamlanan Londra LlyodsOfis Kulesi benzer bir iç dış duyarlılığını sergilemiş veekspresyonist mimar olarak Rogers'ın ününüperçinlemiştir.

Richard Rogers 2007 Pritzker ÖdülünüKazandı

sonuçlanan yarışmalar

Europa Nostra,Avrupa Birli i Kültür Miras Ödülleriğ

1110

“ D Ü Ş L E R İ ”K E N T 2

Kemal Türkler Anıt Mezarı Ulusal veTek Aşamalı Proje Yarışması

Yarışmanın Konusu

Yarışmanın Amacı

Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, DİSK BirleşikMetal İş Sendikası ve Kemal Türkler Eğitim ve Kültür Vakfıişbirliğiyle Kemal Türkler'in Topkapı Çamlık Mezarlığı'ndabulunan mezarının projesinin yarışma yolu ile temin edilmesiişidir.

Yaşamını işçi sınıfının sendikal ve siyasal mücadelesineadamış Kemal Türkler'in destansı bir yaşam öyküsü vardır.Sendikal yaşama Maden-İş kolunda başlayan ve 16 Eylül1954 tarihinde Türkiye Maden-İş Sendikası GenelBaşkanlığına seçilen Kemal Türkler, bu iş kolunu tüm Türkiyeölçeğinde örgütlemekle büyük bir başarıya imza atmış birörgütlenme ustasıdır.1961 yılında 12 sendikacı tarafından kurulan ve ileriki yıllardaTürkiye sol siyaset alanında parlamentoya değin taşınacakolan Türkiye İşçi Partisi (TİP) içinde kurucu başkan yardımcısıolarak yer alacak olan Kemal Türkler, böylece siyasal yanıylada mücadelenin içinde olur. 12 Mart harekâtında TİP'ninkapatılmasının ardından işçi sınıfı partisi saflarındamücadelesini sürdürür. Asıl kişiliğine damgasını vuracak olanda onun siyasal yanıdır.

Teslim Tarihi :30.05.2007

Yarışmaya katılım koşulları

Yarışmayı Düzenleyen Kurum ve hukuksal dayanak

Yarışmaya katılım sınırı getirilmemektedir.

Yarışma, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul BüyükkentŞubesi tarafından TMMOB Mimarlar Odası YarışmalarYönetmeliği kapsamında çıkarılmaktadır.

Avrupa Birliği ve Avrupa Kültür Mirası FederasyonuÖdülleri sahipleri 26 Nisan 2007

tarihinde açıklandı. Avrupa çapında kültürel mirasın enbaşarılı şekilde korunduğu projelere verilen ödüller busene Mimari Koruma Dalında, 1987 yılından beri korumave mimarlık alanlarında faaliyet gösteren,

'ın,yönetiminde Kapadokya'da

gerçekleştirdiği 'ne verildi.

Europa Nostra

KA.BA EskiEserler Koruma ve Değerlendirme - MimarlıkCengiz Kabaoğlu

Sarıca Kilise Projesi

Europa Nostra, Avrupa Birliği Kültür MirasÖdülleri'nde Mimari Koruma Dalında Büyük ÖdülSarıca Kilise Projesine Verildi

Diğer dalda ödül alan projeler ise:

Santo Stefano diSessanio, l'Aquila, İtalya,

Farbdiaarchiv zur Wand-und Deckenmalerei, Almanya,

The Atlantic Wall Linear Museum,İtalya / Belçika / Fransa

The Mihai Eminescu Trust, Romanya/İngiltere'ye verildi.

Kültürel Peyzajların korunması dalında

Sanat Eserlerinin korunması dalında

En çarpıcı çalışma dalında

En iyi hizmet dalında

1992 yılından bu yana uluslararası sempozyumlar vesanat etkinlikleri düzenleyen SANART Estetik ve GörselKültür Derneği 2007 yılında Dünya Estetik Kongresinidüzenlemeyi üstlendi. Türkiye'nin kültürel, tarihsel vecoğrafi olarak özet konumundan esinlenerek ve artıkdünya kültürlerinin arasında daha yakın ve açık ilişkilerinelzem olduğu inancına dayanarak Kongrenin konusuSANART tarafından

olarak belirlendi. Bu kapsamdaYerel/Küresel, Evrensel/Bireysel, Doğa/Kültür vebenzeri gibi karşıtlıklar arasında ilişkiler kurmayaçalışacak, sanat felsefesi, kuram ve tarih alanlarındafarklı kültürlerin ne tür farklı söylemler üretmişolduklarını, neticede farklılıkların zenginliği kadar dünyakültürlerinin birbirlerini anlayabilecek ortaklıkları vebecerileri olduğunu gösterebilmeyi de amaçlıyor.

'ESTETİK: KÜLTÜRLERKÖPRÜSÜ'

www.sanart.org.tr

Kültürler KöprüsüDünya Estetik Kongresi 2007'deTürkiye'de

Hasano lan Yüksek Köy Enstitüsüğ Yerleşkesiğ Öğrenci ı ıDe erlendirme Projesi Ulusal Fikir Yar şmas

Page 8: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin, KarabükBelediye Meclisi'nin 06.09.2006 tarih ve 22 No'lu,Karabük ili Merkez Ergenekon Mahallesi (100 Evlermevkii ) 68 ada, 21,22,24,25,142,152 parsellerinkısmen yeşil alandan çıkarılarak iş merkezi ve hastaneolarak düzenlenmesine dair, 1\1000 ölçekli uygulamaimar planı değişikliği işleminin şehircilik ilkeleri,planlama esasları, kamu yararı açısından hukukaaykırı olması nedeniyle iptali için açtığı davasonuçlandı. İptali istenen işlem, Zonguldak İdareMahkemesi'nin 2007\623 K. Sayılı kararıyla iptaledildi.

Karabük Demir Çelik ve Yüz Evler: Sanayi Mirasımız1 Mart 1938'de teknolojik montaj çalışmalarınabaşlanılan ülkemizin ilk entegre demir çelik tesisleri,kurucu İngiliz firması uzmanları ile birlikte, Türkmühendis, teknisyen ve işçilerinin azami gayretliçalışmaları sayesinde 2 yıl gibi kısa bir süredetamamlanarak, 6 Haziran 1939'da Kuvvet Santralininişletmeye alınmasına müteakip, diğer tesisler depeyderpey işletmeye alındılar.

3 Nisan 1937'de temeli atılarak kurulan Demir ÇelikFabrikaları 13.05.1955 tarihine kadar Sümerbank'abağlı “Demir Çelik Fabrikaları Müessese Müdürlüğü”adı altında çalışmıştır. Müessese, 13.05.1955 tarih ve6559 sayılı kanunla bağımsız bir KİT durumuna gelmişve “Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri GenelMüdürlüğü” adını aldı.21.06.1955 tarihinde Etibank'ınbir müessesesi olan Divriği Demir Madenlerini debünyesine alan ve Genel Müdürlük olarak faaliyetgösteren Karabük Demir Çelik Fabrikaları bünyesindedeneyimli montaj elemanları da yetiştirerekTürkiye'de ağır sanayiinin, Erdemir ve İsdemir'inkurulmasına da öncülük etti.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafından açılandavada belirtildiği gibi, 100 Evler mevkii, KarabükDemir çelik fabrikalarının temelinin atıldığı 3 nisan1937 tarihinden itibaren fabrikanın kuruluşçalışmalarına paralel olarak yapılan ilk işçi evleridir.

Halihazır durumda imar planında KENTSEL PARK ALANIve BELEDİYE HİZMET ALANI dır. Bir şehir için gerekenen önemli mekânlardan biri halkın bir araya gelebileceğişehir meydanı ve kent parkıdır. Hele hele Karabük gibi birsanayi kentinde yeşil alana duyulan ihtiyaç sosyalgerekliliklerin yanı sıra insanların sağlıklı ve dengeli birçevrede ve kentte yaşamaları gerekliliğindenkaynaklanmaktadır. Bu alanın şehrin merkezinde veyapılaşmanın yoğun olduğu bir bölgede yer almasınedeniyle yeşil alandan ticari alanlara dönüştürülmesindekamu zararı olduğu gibi, şehircilik ve planlama ilkelerineaykırılık bulunmaktadır.

Karabük Belediye Meclisi de daha önce ilgili ada veparsellerle ilgili plan tadilatı tekliflerini bu gerekçelerlereddetmiştir. Örneğin, Adliye Sarayı arkasındakiBelediye Hizmet Binası alanı(142 parsel), 07.03.2005tarihli Meclis Kararı ile “Belediye Hizmet Binası, trafiksirkülasyonunu artacağı ve tıkanma noktasındaki kentmerkezinde fonksiyon yığılmasına neden olacağı, şehrinyoğunluğunun bir bölge içinde sıkışmasına engel

Ankara İli Kıbrıs Vadisi'nde Ankara Valiliği tarafındanverilen taş ocağı ruhsatlarına karşı Mimarlar OdasıAnkara Şube tarafından açılan üç davadan ikisisonuçlandı. Yargıya taşıdığımız 2004 tarihli ruhsat, 11.İdare Mahkemesinin 2004\3051 E. Ve 2006\2930 K.Sayılı kararıyla iptal edildi.

Mahkeme kararında, “Bölgede ruhsat verilerekfaaliyete geçen açık işletmenin, bölgenin doğalyapısını bozduğu (…) 1. Derecede Arkeolojik ve Tarihisit alanı olarak tescil belirlenerek tescili yapılan veöncelikli korunması yönünde anılan kurul kararıbulunan alanda; yeterli değerlendirme ve incelemeyapılmaksızın anılan şirkete ruhsat verilmek suretiyletaş ocağı işletmesine yönelik tesis edilen işlemlerdehukuka uyarlılık bulunmamaktadır” dedi.

Kıbrıs Köyü civarında yaşanan çevre felaketine karşımahkemenin verdiği bu kararla birlikte MimarlarOdası Ankara Şube olarak açtığımız diğer davadansonra da Ankara Valiliği ruhsat verdiği işletmeninruhsatını yenilemedi.

Üçüncü davamız ise halen devam etmektedir. KıbrısKöyü konusunda yürüttüğümüz hukuk mücadelesinebundan sonra da devam edeceğiz. ÇünküMahkemenin verdiği bu karara rağmen geçtiğimizgünlerde basına da yansıdığı kadarıyla, Kıbrıs Köyü vecivarında yeni taş ocağı işletmeleri için ruhsat verildiğiduyumları Odamıza ulaşmaktadır. Oysa, Kıbrıs Köyü,1. Dereceden doğal ve arkeolojik sit sınırları içindebölgeler barındırmaktadır. Bu nedenle duyarlıkamuoyuna yeniden seslenmek istiyoruz:

Vadi sırtlarında çalışan taş ocakları vadinin ekolojiközelliklerine ve değerlerine zarar vermektedir.

Vadinin görsel bütünlüğünün korunması Ankara içinoldukça önemlidir. Ankara ilinin kent ve kır dokubütünlüğünün korunması Ankara'yı yaşanabilir bir kentkılma çabasında önemli bir adım olacaktır.

Bölge de yaşayan insanların taş ocaklarından çıkantozdan olumsuz olarak etkilenmelerinin yanı sıra bu

işletmelerden çıkan toz, doğal çevredeki bitki vehayvan türlerini de olumsuz etkilemektedir. Bununlabirlikte taş ocaklarından çıkan toz, hassaslaşan tarımarazilerinin geleceği içinde risk oluşturmaktadır.Sayıları günden güne azalan ender bitki vehayvanların yaşam alanlarının korunması ve tarımarazilerinin çölleşmemesi için Kıbrıs Köyü vecivarındaki taş ocaklarının faaliyetlerinin bir an öncedurdurulması gerekir.

Kıbrıs Vadisi oluşumu milyonlarca-binlerce yıldan buyana devam eden bir jeolojik süreç içindeşekillenmiştir. Vadinin tabanı 1000-1400 m., sırtlar1550 m. kotlarında olup, normal yamaç eğimi 30, 45hatta 70 derecedir. Vadinin derinliği koruma sınırlarıiçinde kalan kısımda 250-400 m arasındadır. Vadiiçinde yoğun bir şekilde sarp kayalıklardan oluşankireçtaşı blokları mevcut olup, kır dokusununbütünlüğünü koruması açısından önemlidir.

Vadinin yanı başında faaliyeti devam eden mıcır, kireçvb. işletmeleri vadiye büyük zarar vermektedir.Patlatılan dinamitler; görüntüsü ve taşıdığı jeolojiözellikleri ile ilginç olan kireçtaşı bloklarınınçatlamasına, kırılmasına ve sonuçta parçalanmasınıkolaylaştırmakta ve parçalanan kütleler vadiyidoldurmaktadır. Bu şekilde bölgedeki vadi ekosistemide hızlıca tahrip edilmektedir. Vadinin korunması içinMahkeme kararları uygulanmalı, taş ocağı faaliyetleridurdurulmalıdır.

Ankara gibi su sıkıntısı çeken bir şehir için taş ocağıişletmeleri ciddi tehditler barındırmaktadır.Patlayıcıların yarattığı sarsıntı; doğal su kaynaklarınıetkilemekte ve kaynakların kurumasına nedenolabilmektedir. Vadi yamaçları eğimli olduğundan, ıslakve yeraltı suyu etkisi olan eğimli yamaçlarda özellikleköyün bulunduğu kesimde heyelanlargelişebilmektedir. Yörede yaşayan halkın ve diğercanlıların yaşamları daha fazla tehlikeye girmedenKıbrıs Köyü ekolojik bütünlüğü içinde korunmalıdır.

MİMARLAR ODASI ANKARA ŞUBESİ

yargı zaferiKIBRIS VADİSİ TAŞ OCAKLARI'NDA

SANAYİ MİRASIMIZ YÜZEVLER'E İLİŞKİN

plan değişikliği iptal edildi

olunması, merkezin daha geniş bir alana yayılmasınısağlamak, ve merkezdeki yoğunluğun azaltılması”amacıyla, Yeşilmahalle'ye taşınmış ve mevcut alanBelediye Hizmet Alanına dönüştürülmüştü. Mahkeme'ninverdiği karardan sonra da sanayi mirasımız olan bir yapıbütünlüğü daha korunmuştur.

1312

Page 9: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

Geçtiğimiz günlerde Hürriyet Gazetesi'nin Ankara ekinde birhaber vardı. Habere göre Ankara Büyükşehir Belediye BaşkanıMelih Gökçek Ankara'da faaliyet yürüten İvedik ve OstimOrganize Sanayi Bölgelerine veryansın ediyordu. Gökçek “

” diyordu. Ne diyelim işte Melih Gökçek,temsil ettiği Belediyecilik yaklaşımının “keser döner sap dönergün olur hesap döner” misali kendi mezar kazıyıcısı olduğunumu gördü acaba? Hiç sanmayız. Ancak bu veryansının,

yıllardır bas bas bağıranları bir kez daha haklıçıkardığı da söylenebilir. Daha 1985 yılında 3194 sayılı İmarKanunu'nda değişiklik yaparak, ruhsatları özel hukuk kişilerinceverilmesine olanak sağlayan bir anlayışın bugünlere gelensonuçlarıdır bunlar. 1980'li yıllarla birlikte yükselen bu anlayış2000'li yıllarla birlikte doruğuna ulaştı ve başta Organize SanayiBölgeleri Kanunu'nu olmak üzere pek çok kanunla, kamu gücüsermayenin ellerine bırakıldı. Anayasa Mahkemesi'nin kararıortadayken 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ileOSB'ler ruhsat vermeye başladı. 2005 yılında AKP hükümetitarafından 5393 sayılı Kanunla 4562 sayılı Kanun'da yapılandeğişikliklerle de OSB'ler işyeri açma ve çalışma ruhsatlarını davermeye başladı. Bu kadar geniş yetkilerle donatılmış ve kamugücü kullanıyor olmalarına karşın “özel hukuk tüzel kişiliği”olarak kurulmalarından dolayı da idari yargı denetimi dışındabırakıldılar.

Bu düzeyde bir hükümranlığın da kamuya ve belediyeciliğe birmaliyeti elbette olacaktı. Bir yandan kamu gücü kullanıp diğeryandan da idari denetimin dışında yer almalarının tümolanaklarından yararlanan OSB'ler diğer yandan da kamuyakarşı sorumluluklarını yerine getirme noktasında pek isteklidavranmıyorlardı.

Örneğin mesleki denetim konusunda meslek örgütlerineyasalarla tanınmış denetim yetkisinin kullanılması yolundakiçabalara karşı pek çok OSB ayak diredi. Ruhsat vermeyebaşlayan OSB'ler, mimarlardan istemek zorunda oldukları sicildurum belgesini uzun süre istemediler. Ne zaman ki Ruhsatişlemleri sırasında sorunlar çıkmaya başladı o zaman işbirliğinedaha açık olmaya başladılar.

Ancak OSB'lerin mevzuatımızda düzenlenme biçimi MelihGökçek'in yakınmalarını arttıracağa benziyor. Belediyeciliğimiz,kamu çıkarını önceleyen bir yaklaşım temelinde yenidendüzenlenmediği sürece de bu sorunlar devam edecektir. Özelhukuk tüzel kişileri giderek belediyelerde etkin bir güç

Belediye içinde belediye olmaz, Organize sanayiler, arsalarıparselleyecekler, imar planı yapacaklar, su paralarınıtoplayacaklar, her türlü geliri alacaklar, ondan sonra 'gel bizehizmeti ver' diyecekler. Yok böyle bir şey. Ya organize sanayiolmaktan vazgeçecekler veya kendilerinin belediye olduklarınıiddia ediyorlarsa, hizmetlerinin tümünü kendi imkanlarıylakendileri verecekler

yerelleştirmeci ve özelleştirmeci belediyecilik yaklaşımınınkamunun elindeki yetkileri özel hukuk kişilerinin elinedevrettiğini

5

1

2

3

4

1

2

3

4

5

, Hürriyet Gazetesi AnkaraEki, 19.4.2007, s.5.

Anayasa Mahkemesi'nin 11.12.1986 Tarihli, 1985/11 E. 1986/29 K. Sayılıkararına göre Ruhsat işlemleri kamu düzeni ile ilgilidir. 18 Nisan 1987 günlüve 19435 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, “

ilgili olması gerekçesiyle ruhsatların kamu hukuku tüzel kişileri dışındaözel hukuk kişileri tarafından verilmesine yönelik yasa hükmünü iptal etti.

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu 12.4.2000 tarihinde kabuledildi. 15/4/2000 tarih ve 24025 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarakyürürlüğe girdi.

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nun 3. maddesine göreOrganize Sanayi Bölgesi:

; 4. maddesinegöre,

5. maddesine göre de ,

Tabi bu konuda mimarlarımıza da sorumluk düşüyordu. Çünkü, ruhsat almakisteyen proje müellifinin, sicil durumunu gösterir belgeyi alması sadece,müellifinin mesleğini icra etme noktasında kısıtlı olup olmadığıyla ilgili değildir.Proje müellifi eğer ki ilgili ada ve parsel için sicil durum belgesi almamışsa budurum oda kayıtlarına girmediğinden, ilgili ada ve parsel için sicil durumbelgesi almak isteyen başka bir müellife sicil durum belgesi verilebilir. İşte bunedenlerle de ruhsat verme işleminin üzerinde “sicil durum belge No'su”nunyazılı olmaması kamu düzenini tehdit eder. Kamu düzeni idare edilenlere güvenduygusu sağlar. Bu noktada verilecek en küçük bir ödün bile, yönetiminyönetilenlere karşı güven duygusunu sarsar ve kamu düzeni bozulur.

Gökçek'ten Organize Sanayi Kanunu'na Tepki

OSB

ruhsatlasağlanmak istenen nihai amacın kamu yararı olduğunda duraksamaya yeryoktur(…) işlemlerin kamu düzeni, güvenliği ve esenliğini zedelememesi vekamu yararının gerçekleşmesini engellememesi gerekir. Ayrıca ruhsatın,toplumda düzeni ve güvenliği sağlamaya yönelik araçlardan biri olması kamudüzeni

Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasınısağlamak, kentleşmeyi yönlendirmek, çevre sorunlarını önlemek, bilgi vebilişim teknolojilerinden yararlanmak, imalat sanayi türlerinin belirli bir plandahilinde yerleştirilmeleri ve geliştirilmeleri amacıyla, sınırları tasdikli araziparçalarının gerekli alt yapı hizmetleriyle ve ihtiyaca göre tayin edileceksosyal tesisler ve teknoparklar ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirlisistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanunhükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgelerini

OSB sınırları içerisinde yapılacak mevzii imar ve parselasyon planlarıve değişiklikleri, OSB tarafından yönetmeliğe uygun olarak hazırlanır veBakanlığın onayına sunularak. İl İdare Kurulu kararı ile yürürlüğe girer. OnaylıOSB imar planları ilgili kurumlara bilgi için gönderilir.

Yürürlüğe giren mevzii imar plânına göre arazikullanımı, yapı ve tesislerinin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgiliruhsat ve izinler ile işyeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilirve denetlenir. İşyeri açma ve çalışma ruhsatının verilmesi sırasında işyeriaçma ve çalışma ruhsatına ilişkin harçlar, OSB tarafından tahsil edilerek ilgilibelediye veya il özel idaresi hesabına yatırılır.kamu yararı gerekçesiyle adına kamulaştırma yapılabilen veya yaptırılabilen

.

(Değişik altıncı fıkra:3/7/2005-5393/85 md.)

bir özel hukuk tüzel kişiliğidir

(Değişik altıncı fıkra:3/7/2005-5393/85 md.)

bir özel hukuk tüzel kişiliğidir

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ

belediye içinde belediyeFevzi Özlüer

EGO GENEL MÜDÜRÜ KAZIM USTA İÇİNSORUŞTURMA İZNİAnkara ili Çankaya İlçesi, EGO Maltepe Havagazı Fabrikası'nı içeren alanın, Ankara Kültür ve TabiatVarlıklarını Koruma Kurulu'nun 19.3.1991 tarih ve 1679 sayılı kararı ve Danıştay 6. Dairesi'nin 1996-102E.1996-5342K. sayılı kararı ile “sanayi arkeolojisi” niteliği kazanmasına ve koruma bölgesindeki parselinüzerinde koruma tescil şerhi olmasına karşın, mahkeme kararlarıyla ve mülkiyetlerinde bulunan parseldekişerhle bağlı olması gereken şikayet edilenlerin, hukuka aykırı bir şekilde, Koruma kurulundan yıkımla ilgili izinalmadan, 13.06.2006 tarihinde, koruma altındaki bölgedeki eserleri yıkması nedeniyle Mimarlar OdasıAnkara Şubesi tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunun işleme konulmasına kararverildi. Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma izni için İçişleri Bakanlığı'na gönderilen dosyakapsamında, İçişleri Bakanlığı şikayetin işleme konulmamasına karar vermişti. Karara Danıştay 1.Dairesi'nde itiraz eden Mimarlar Odası Ankara Şubesi'nin talebini uygun gören mahkeme, gereği yapılmaküzere dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmesi için gereğinin yapılmasına kararı verdi.

Foto

ğraf

:Fev

ziÖ

zlüe

r

üstlenmeye ve denetim dışı bırakılmaya devam ettikçe, kentselhizmetler de parçacı bir anlayış da sürdürülmeye devamedecektir. Bunun sonucunda kentliler, belediye hizmetlerindendaha pahalıya yararlanacaklardır. Bu gelişmelerin tek sonucuda elbette bu olmayacaktır aynı zamanda belediye hizmetleritaşeronlaştıkça daha niteliksiz bir hizmet anlayışı hükümsürecektir.

Melih Gökçek'in temsil ettiği belediyecilik ve yönetim yaklaşımıbu kısır döngüyü aşmaya yetmez ama ne demiştik, “keserdöner sap döner, gün olur hesap döner”.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından“Atatürk Orman Çiftliği Arazileri ve Doğal Sit Alanına ilişkin 1\25.000 nazım imar planı ve 1\10.000ölçekli Nazım İmar Planı ve Koruma Amaçlı Nazım İmar Planlarına” ait şehircilik ilkeleri,planlama esasları, kamu yararı açısından hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güçzararların doğmasına neden olacağından planın iptali için Mimarlar Odası Ankara Şubesi tarafındandava açıldı. Dava da, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından kabul edilen planların dayanağıolan 5524 sayılı yasanın Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle gönderilmesi deistendi. Kamuoyunda bundan sonra da sıkça tartışılacak olan Atatürk Orman Çiftliği arazileriningeleceği konusunda oldukça önemli olan dava, Ankara 1. İdare Mahkemesi tarafından incelenmeyebaşlandı. Mahkemenin konu hakkında en kısa zamanda karar vermesi bekleniyor.

12.1.2007 tarih ve 207 sayılı kararla kabul edilen

işlemin

Anayasa Mahkemesine

AOÇ PLAN DEĞİŞİKLİĞİ İÇİN DAVA

1514

Page 10: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

1

1

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

l yen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

l sunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

l yer

ala

cağın

aili

şkin

, idea

lleri

nin

,haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

lort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

liğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynı z

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nı v

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n,u

zmanla

rın, y

erel

yönet

icile

rin,d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

,siv

ilin

isiy

atif

leri

n,y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

rıso

rgula

yaca

k

pla

tform

lar

olu

şturu

lması

nı d

ahed

efle

mek

tedir.

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

l yen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

l sunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

l yer

ala

cağın

aili

şkin

, idea

lleri

nin

,haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

lort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

liğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;ayn

ı zam

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nı v

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n,u

zmanla

rın, y

erel

yönet

icile

rin,d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

,siv

ilin

isiy

atif

leri

n,y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

in

tart

ışılm

ası

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

larolu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

r ın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

al v

ekü

ltüre

l ort

am

a

yansı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

,siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

lar o

luşt

uru

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

,

haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;ayn

ızam

anda

kentya

şam

ına

vegel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n,uzm

anla

rın,ye

rely

önet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

lar

olu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;ayn

ızam

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

lar

olu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

r ın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

ve

kentli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

lort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;ayn

ızam

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

larolu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

r ın

ve

yapıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

n

düşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

lar

olu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

ece ğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

lar o

luşt

uru

lmas ı

da

hed

efle

mek

tedir.

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

r ın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

rıso

rgula

yaca

kpla

tform

larolu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

m

öner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

larolu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

e

kültü

rel o

rtam

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

larolu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

a

ilişk

in,id

ealle

rinin

,haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

lort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;

ayn

ızam

anda

kentya

şam

ına

vegel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n,uzm

anla

rın,ye

rely

önet

icile

rin,dem

okr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

,si

vili

nis

iyatif

leri

n,ye

rel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

larolu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

r ın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

l

sunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;ayn

ızam

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin,

dem

okr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

laro

luşt

uru

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

r ın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,

kente

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsu

nula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lye

rala

cağın

aili

şkin

,id

ealle

rinin

,haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alve

kültü

relort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıdüşü

nce

zengin

liğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;

ayn

ıza

manda

kent

yaşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıve

yayg

ınla

şması

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

lar o

luşt

uru

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

n

boş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

liğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n,uzm

anla

rın,ye

rely

önet

icile

rin,dem

okr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

,si

vili

nis

iyatif

leri

n,ye

rely

önet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

lar

olu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

t ıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

k

pla

tform

lar

olu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

t ımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

al v

ekü

ltüre

l ort

am

aya

nsı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;ayn

ızam

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

in

tart

ışılm

ası

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

larolu

şturu

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

Her

mim

arl

ıköğre

nci

sinin

yaşa

dığ

ıken

tedair

kulla

nılm

aya

nboş

ala

nla

rın

veya

pıla

rın

nası

lyen

iden

değ

erle

ndir

ilece

ğin

e,ke

nte

veke

ntli

leri

nku

llanım

ına

vehiz

met

ine

nası

lsunula

cağın

ave

gündel

ikhaya

tımız

da

nası

lyer

ala

cağın

aili

şkin

,idea

lleri

nin

, haya

lleri

nin

fizik

sel,

sosy

alv

ekü

ltüre

l ort

am

a

yansı

tılm

ası

nın

yara

taca

ğıd

üşü

nce

zengin

li ğin

den

yola

çıkı

lara

kka

muoyu

yara

tılm

ası

am

acı

yla

düze

nle

nen

bu

yarı

şma;a

ynız

am

anda

kenty

aşa

mın

ave

gel

eceğ

ine

dair

old

ukç

ası

nır

lıola

ndüşü

nce

leri

nço

ğalm

ası

nıv

eya

ygın

laşm

ası

nı,

kentli

leri

n, u

zmanla

rın,y

erel

yönet

icile

rin, d

emokr

atik

kitle

örg

ütle

rinin

, siv

ilin

isiy

atif

leri

n, y

erel

yönet

icile

rin

veka

mu

yönet

imde

göre

vala

nid

are

cile

rin

bir

ara

yagel

dik

leri

kole

ktif

bir

süre

çiç

eris

inde

çözü

möner

mel

erin

inta

rtış

ılması

nı,

yaşa

dığ

ımız

haya

tıve

mek

anla

r ıso

rgula

yaca

kpla

tform

lar o

luşt

uru

lmas ı

nıd

ahed

efle

mek

tedir .

kilit açıldı sıra kapıdabaşka bir mimarlık mümkün

kilit açıldı sıra kapıda,

başka bir mimarlık mümkün!

Her mimarlık öğrencisinin yaşadığı kente dair kullanılmayan boş alanların ve yapıların nasıl

yeniden değerlendirileceğine, kente ve kentlilerin kullanımına ve hizmetine nasıl sunulacağına ve

gündelik hayatımızda nasıl yer alacağına ilişkin, ideallerinin, hayallerinin fiziksel, sosyal ve kültürel

ortama yansıtılmasının yaratacağı düşünce zenginliğinden yola çıkılarak kamuoyu yaratılması

amacıyla düzenlenen bu yarışma; aynı zamanda kent yaşamına ve geleceğine dair oldukça sınırlı

olan düşüncelerin çoğalmasını ve yaygınlaşmasını, kentlilerin, uzmanların, yerel yöneticilerin,

demokratik kitle örgütlerinin, sivil inisiyatiflerin, yerel yöneticilerin ve kamu yönetiminde görev alan

idarecilerin bir araya geldikleri kolektif bir süreç içerisinde çözüm önermelerinin tartışılmasını,

yaşadığımız hayatı ve mekanları sorgulayacak platformlar oluşturulmasını da hedeflemektedir.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi 39.Dönem Yönetim Kurulu olarak kent çalışmaları

kapsamında başlayan kente dair yeni gündem ve önermeleri de içerisinde barındıran ve elde etme

yöntemi olarak da yarışma kurgusunu benimsediğimiz yarışmalarının ilkini Ankara

Barosu ile birlikte Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nin değerlendirilmesi üzerine düzenlemiştik.

Ulucanlar yarışma süreci 28 Nisan 2007 tarihinde DTCF Farabi salonunda tüm gün yapılan

Değerlendirme Konferansıyla birlikte, seçilen projelerin sunumlarıyla gerçekleşti. Değerlendirme

konferansına tüm kentliler davet edilmiştir. Yarışmacıların fikirlerini ortama aktardıkları

değerlendirme konferansı aynı zamanda kent demokratik ortamının yaratılmasını da

hedeflemektedir.

Bu süreç devam ederken Ulusal Fikir Yarışması hazırlıkları da tamamlanmıştır.

Disiplinler arası dayanışmayı ve ilişkiyi örmeyi de hedefleyen Kent Düşleri 2 Ulusal Fikir Yarışması

İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte düzenlenmektedir.

"Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü" değerlendirme projesi olarak belirlenen ulusal fikir yarışması

ilanının Köy enstitülerinin kuruluş günü olan 17 Nisan'da ortamla paylaşılması önemsenmiştir.

Kent Düşleri

Kent Düşleri-2

Page 11: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi Ulusal Fikir Yarışması

DEĞERLENDİRME KONFERANSI

19

01 Şubat 2006 tarihinde " " kapsamında TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve Ankara Barosutarafından ortaklaşa düzenlenen Ankara Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi Değerlendirme Projesi Öğrenci Fikir Yarışmasına Türkiyeve KKTC'de okuyan mimarlık lisans ve yüksek lisans öğrencileri katılmıştır. 13 Nisan 2007 tarihinde teslim edilen projeler 24 Nisan2007 tarihinde jüri tarafından değerlendirilmiş ve 28 Nisan 2007 Cumartesi günü Ankara Üniversitesi Dil-Tarih Coğrafya FakültesiFarabi Salonunda jürinin belirlediği kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Kent Düşleri ilan edilen

15 lisans 12 yüksek lisans düzeyindeki projeler Proje sahipleritarafından gerçekleştirilen sunumlar sonucunda 29 Nisan 2007 tarihinde tekrar toplanan jüri dereceye giren projeleri belirlemiştir.

1920'li yıllarda askeri depo olarak inşa edilen ve1925 yılından itibaren Cezaevi olarak kullanılanUlucanlar Merkez Kapalı Cezaevi, Temmuz 2006tarihinde boşaltıldıktan sonra yeniden hayatamerhaba diyor. Geleceğine ilişkin kulaktankulağa fısıltılarla önermeler dolaşırken, genişarazisi rantiyecilerin iştahını kabartırken ortayaatılan yarışma fikri ile yeniden hayata dokunmakiçin gelecek arayışları 6 Mayıs 2007 tarihindeÇankaya Belediyesi Çağdaş SanatlarMerkezi'nde yapılacak sergi ve ödül töreni ilekesinleşecek.

81 yıl cezaevi olarak kullanılan UlucanlarMerkez Kapalı Cezaevi'inin yapıları ve alanı içinMimarlar Odası Ankara Şubesi tarafındanAnkara Kültür ve Tabiat Varlıklarını KorumaKuruluna yapılan tescil başvurusuna, olumluyanıt geldi. 20 Nisan 2007 tarihinde KorumaKurulunun aldığı kararla birlikte, hem yapılarınbüyük bir kısmı (tecrit odaları binası ve görüşmekabinlerinin olduğu bina dışındaki yapılar) hemde cezaevinin bulunduğu alanın tesciledilmesiyle birlikte, Cezaevinin artıkyıkılamayacağı da kesinleşti.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi 1Şubat 2007 tarihinde Kent Düşleri adı altındabaşlattığı ulusal fikir yarışmalarının birincisiniAnkara Barosu ile birlikte Ulucanlar MerkezKapalı Cezaevinin değerlendirilmesi olarakbelirlemiş ve Ulucanları ülke gündeminetaşımıştı. Onlarca fikrin üretildiği yarışma süreci28 Nisan 2007 tarihinde Ankara ÜniversitesiDTCF Farabi salonunda yapılan DeğerlendirmeKonferansı ile seçildi. Yarışmaya katılan ve jüritarafından seçilen 24 projenin sunuşunungerçekleştiği değerlendirme konferansına, yerelyöneticiler, merkezi hükümet temsilcileri,gazeteciler ve kentliler de davetli olarak katıldı.Kentteki bir alanın kullanımına dair ilk defa

ULUCANLAR MERKEZ KAPALI CEZAEVİ

ARTIK YIKILMAYACAK !

denenen yarışma ve yarışmayla birlikteoluşturulan katılımcı kent yönetimideneyimine dair de nüveler taşımaktadır.

Bu anlamıyla Mimarlar Odası Ankara ŞubesiKent Düşleri yarışmalarıyla birlikte,gündemin peşinden giden değil gündemyaratan bir süreci başlatarak Başka BirMimarlık Mümkün ideallerini hayatageçirmeye çalışıyor. Bu sürecin devamı ve ilkkazanımı olarak ortaya çıkan UlucanlarMerkez Kapalı Cezaevi'nin alanının veyapılarının tescil edilmesi aynı zamanda birdöneme tanıklık eden mekanların, anıların veyaşananların da tescil edilmesi anlamınagelmektedir. Tescil edilen alanlar içerisinde,ulukavağın bulunduğu; Deniz Gezmiş,Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve Erdal Eren'ininfaz edildiği küçük avlu da bulunmaktadır.

TMMOB Başkanı Mimar, Teoman Öztürk'ünde içinde bulunduğu Bülent Ecevit, FakirBaykurt, Kemal Tahir, Ülkü Arman, YalçınKüçük, Yılmaz Güney, İlhan Selçuk, CüneytArcayürek, Taner Akçam, Hasan HüseyinKorkmazgil, Şanar Yurdatapan, Akın Birdal,Fikret Başkaya, Metin Toker, Haluk Gerger,İsmail Beşikçi gibi aydın ve yazarlarınkaldığı, 1968 kuşağının gençlikönderlerinden, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan,Hüseyin İnan'ın 1972 yılının 6 Mayısındasabaha karşı ulu kavağın bulunduğu küçükavluda gözyaşlarımızın isyana durduğu andaaramızdan alındığı, 17 yaşında infazedilemez diye yaşı 18’e çıkartılarak infazedilen Erdal Eren'in masumiyetininduvarlarına yansıdığı, acıların, ağıtların,umutların, isyanların mekanı UlucanlarMerkez Kapalı Cezaevinin ne olacağıönümüzdeki günlerde belirlenecek...

1ULUSAL ÖĞRENCİ FİKİR YARIŞMASI

MERKEZ KAPALI CEZAEVİDEĞERLENDİRME PROJESİ

ULUCANLAR

1

raa3n

ee,ı

unleçrı

ae

k,

ri

akrı,eri

LİSANS KATEGORİSİ

1.ÖDÜL

2. ÖDÜL

3.ÖDÜL

Çağdaş Hukukçular Derneği Özel Ödülü

Mülkiyeliler Birliği Özel Ödülü

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Özel Ödülü

Çevre Mühendisleri Odası Özel Ödülü

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Özel Ödülü

Özel Ödül

Esenkent Kültür ve Sanat Vakfı Özel Ödülü

Hasan Deniz (Ekip Başı) (ODTÜ),Sabri Gökmen, Başak Özden, Çiğdem Sivri, İrem Uslu

Ebubekir Küçük (Ekip Başı) (Gazi Üniversitesi), Tarık Tuna Gözütok

Çiğdem Karamürsel (Ekip Başı) (YTÜ),Erhan Vural, Gökhan Kodalak, H. Sıtkı Gümüşsoy, Ozan Özdilek

Engin Özden (Ekip Başı) (Anadolu ),Melek Akçadoğan, Sezin Hekimoğlu

Perihan Usta ( Ekip Başı) (M.S.Ü.), Baran Bilir

Gürbey Hiz (Ekip Başı) (İTÜ), Duygu Kavzak, E.Aykut Pekdemir

Mehmet Onur Üstün (Gazi Üniversitesi)

Tunahan Koç ( Ekip Başı) (KTÜ), Melike Okutan

Ayça Emre ( Ekip Başı) ( ), Sinem Yıldırım

Durduşen Çetin ( Anadolu Üniversitesi)

Üniversitesi

Gazi Üniversitesi

Buna göre, ödül alan yarışmacılar;

YÜKSEK LİSANS KATEGORİSİ

1.ÖDÜL

2.ÖDÜL

3.ÖDÜL

TMMOB Özel Ödülü

Özel Ödül

Türkiye Barolar Birliği Özel Ödülü

Çankaya Belediyesi Özel Ödülü

Esenkent Kültür ve Sanat Vakfı Özel Ödülü

Gürem Özbayar (Ekip Başı) (ODTÜ),Zeynep Kutlu, Figen Kıvılcım

Göksenin Ekiyorum (Ekip Başı) (Bilgi Üniversitesi),Kadir Yardımcı, Özlem Merhametsiz

Özden Demir ( Ekip Başı) (Bilgi Üniversitesi),Yelda Gin, Sinem S. Duran

Cem Kozar (İTÜ)

Batu Kepekçioğlu( Ekip Başı) (İTÜ), Nil Aynalı

Ceren Dayıcıoğlu (Ekip Başı) (Bilgi Üniversitesi),Özlem Altınkaya

Uygar Yüksel (Ekip Başı) (Bilgi Üniversitesi),Gülenay Erdem, F. Tuğba Okçuoğlu

Yasemin Eren Gültekin (Ekip Başı) (ODTÜ),Seda Çapraz

Page 12: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

21

1937 yılında Eskişehir Çiftelerde başlayan ve giderek Türkiye'nin dört biryanına yayılan Köy Enstitüleri serüveni yoksul köy çocuklarından oluşan bireğitim ordusunun habercisiydi. Nüfusunun yüzde sekseni köylerdeyaşayan ve bir tarım ülkesi olan genç Cumhuriyet'in eğitim seferberliğiolan Köy Enstitüleri modelinin deneyimleri hala güncelliğini korumakta.

Mimarı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç olan Köy Enstitüleri2.Dünya savaşı yıllarında başka bir savaşımın bir aydınlanma savaşınınyapı taşlarındandı. “Bilgiyi iş haline getirerek uygulayan bir eğitimsisteminin” somutlaşmış hali olan enstitü kavramıyla birlikte yeni birdönem başlıyordu.

Ülkeyi tarımdaki üretime sürecine göre işlevlendiren ve birkaç ili dekapsayan 21 bölge içerisinde uygulanacak bir yasa tasarısı hazırlığı yapanHasan Ali Yücel 21 Köy Enstitüsü kurulmasını öngörüyordu. KöyEnstitüleri demir ağlarla örülmüş ülkede demiryollarına yakın yerlerde inşaedilmeye başlanıyordu.

Ankara'da 1941 yılında ilk çivisi çakılan Hasanoğlan Köy Enstitüsü diğerköy enstitülerinin en önemlisi idi. Köy Enstitülerine eğitimci yetiştiren vebir üniversite olarak kurgulanan Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü köyenstitülerinden gelen öğrencilerin katkılarıyla inşa edilmişti. Cumhuriyetingenç ve ilk kadın mimarlarından 1942 yılında Güzel SanatlarAkademisinden mezun olan Bedri Rahmi ve Sabahattin Eyüboğlu'nunkardeşi Mualla Eyüboğlu, “Ankara'ya geldiği 1942 yılında İsmail HakkıTonguç'la tanışıyor ve hemen Hasanoğlan Köy Enstitüsüne yapı kolubaşkanı olarak atanıyordu. Genç ve idealist mimar Mualla Eyüboğlu teklifihemen kabul ediyor ve maarif vekilliği müfettişlerinden ağbisi SebahhatinEyüboğlu'nun yanına gezmeye geldiği Ankara'dan, tayin olduğuHasanoğlan Köyü ile birlikte Köy Enstitüleri’nde mimarlık serüveninebaşlıyor. Ankara'ya yakın olan ve dünya çapında ünlü sanatçılarınkonserler vermeye geldiği Hasanoğlan Yüksek Köy enstitüsü artıkherkesin ilgi odağı olmuştu.”

Maarif Vekilliği tarafından yarışmaya açılan Hasanoğlan Yüksek KöyEnstitüsü Projesi “birincilik ödülünü Kemal Ahmet Aru, Orhan Safa, AdnanKuruyazıcı” almışlardı. Projenin uygulama sürecinde Mualla Eyüboğlu vesilo usta görev almış ve eksik olan yapıların bir kısmını da Mualla Eyüboğluprojelendirmiş ve hayata geçirmiştir. Müzik Okulu kantin gibi yapılarMualla Eyüboğlu tarafından tasarlanmıştır. Her dönemde eklemeleryapılarak büyüyen Hasanoğlan Köy Enstitüsü Yerleşkesi 700 hektara yakın

1

2

3

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi 39.Dönem Yönetim Kurulu olarak kent çalışmalarıkapsamında başlayan kente dair yeni gündem ve önermeleri de içerisinde barındıran veelde etme yöntemi olarak da yarışma kurgusunu benimsediğimizyarışmalarının ilkini Ankara Barosu ile birlikte Ulucanlar Merkez Kapalı Cezaevi'nindeğerlendirilmesi üzerine düzenlemiştik. Ulucanlar yarışma süreci 28 Nisan 2007 tarihindeDTCF Farabi salonunda tüm gün yapılan Değerlendirme Konferansıyla birlikte, seçilenprojelerin sunumlarıyla gerçekleşti. Değerlendirme konferansına tüm kentliler davetedilmiştir. Yarışmacıların fikirlerini ortama aktardıkları değerlendirme konferansı aynızamanda kent demokratik ortamının yaratılmasını da hedeflemektedir.

Kent Düşleri

Bu süreç devam ederken hazırlıkları datamamlanmıştır. Disiplinler arası dayanışmayı ve ilişkiyi örmeyi de hedefleyen KentDüşleri 2 Ulusal Fikir Yarışması İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte düzenlenmektedir.

" " olarak belirlenenulusal fikir yarışması ilanının Köy Enstitüleri’nin kuruluş günü olan 17 Nisan'da ortamlapaylaşılması önemsenmiştir.

Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 67. yılında, Cumhuriyetin Eğitimde Rönesans dönemiolarak nitelendirileceği Köy Enstitüleri 1940 yılında kurulmuştur. Uygulamalı eğitim, işüzerinde eğitim olarak da halen eğitim sisteminde önemli bir deneyim olarakdeğerlendirilen köy enstitüleri Cumhuriyetin, aydınlanma döneminin ve Türkiye'ninaydınlık geleceğinin yapı taşlarından biriydi.

Ankara'ya 35 km uzaklıkta bulunan ve 1941 yılında açılan Hasanoğlan Yüksek KöyEnstitüsü de, Türkiye'de kurulan 21 köy enstitüsüne eğitimci yetiştiren bir "üniversite"olarak kurgulanmıştı. Projesi yarışmayla elde edilmiş ve binanın yapım sürecine tüm KöyEnstitülü öğrenciler katılmıştı. Köy Enstitüleri ile birlikte bir aydınlanma süreci yaşayanÜlkede, dönemin çalkantıları ve spekalüsyonları sonucunda 1950 yılında kapatılmasüreci başlamış 1954 yılında ise köy enstitüleri kapatılmıştır. Yapılarının bir kısmıkullanılan, bir kısmı da boş olarak çürümeye terkedilmiş olan "Hasanoğlan Yüksek KöyEnstitüsü", bir döneme tanıklık etmiş bir aydınlanma projesidir. Aynı zamanda farklıalanların biraradalığı ve uygulamaya dönük anlayışı ile modern eğitim kurumları içindeseçkin bir yere sahiptir. Bu anlamıyla kullanılmayan enstitü yapılarının yenidenişlevlendirilerek kente kazandırılması ve üretime dayalı eğitim modelinin yenidengündeme gelmesi açısından da özel önem taşıdığı bu yarışma ile eğitim sistemininyeniden gündeme gelmesi de hedeflenmektedir.

Bugün gelinen durumda ülke çapında yürüyen ılımlı İslam cumhuriyeti modelitartışmasının güçlenmesi süreci, Köy Enstitülerinin kapatılması ve hemen arkasındanİmam Hatip Liselerinin açılması ile başlamıştır. Bu açıdan eğitim sisteminin içeriği veyöntemi önemlidir.

Bu nedenle Köy Enstitüleri’nin 67. kuruluş yıl dönümünde,’nı ortamla paylaşmayı

önemsiyoruz. 24 Nisanda kayıtların başlayacağı yarışmada, çok sayıda destekleyicikurum ve kuruluş bulunmaktadır.

Düşlerimizi paylaşmaya, artırmaya ve gerçekleşebilirliğini sağlamak inancıyla KöyEnstitüleri’nin kuruluşunun 67. yılını karşılıyoruz.

Kent Düşleri 2 Ulusal Fikir Yarışması

Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü Değerlendirme Projesi

Hasanoğlan Yüksek KöyEnstitüsü Değerlendirme Projesi Ulusal Fikir Yarışması

HASANOĞLAN YÜKSEK KÖY ENSTİTÜSÜ

Müzik okulunda mimarlar tarafından boş koltuklaraverilen konser, bir son değildi elbet, yıkılmaya bırakılanbir yapının yeniden hayatla buluşmasıydı…

YÜKSEK KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİDEĞERLENDİRME PROJESİ

ULUSAL ÖĞRENCİ FİKİR YARIŞMASI

HASANOĞLAN

Tezcan Karakuş Candan

20

Page 13: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

arazisiyle, yapılarıyla ve bir dönemin eğitim sistemi açısındanrönesansı olarak değerlendirilebilecek eğitim yaklaşımıyla yenidendeğerlendirilmesi ve deneyimlerinin 2007 Türkiyesi'nde farklıokumalarla yeniden günışığına çıkartılması gerekiyor. Hem yapıüretim süreci, hem eğitim sistemi açısından oldukça önemli olanHasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsünü köylü çocuklarıyla birlikte nasılinşa edildiğine dair merakımız, Mualla Eyüboğlu tarafından,“öğrenmek isteyene her şey öğretilir, ben çocuklara hastane projesibile çizdirdim” cevabıyla hayat buluyordu.

Şimdi Mualla Eyüboğlu'nun köyün girişinde küçük bir dükkandakalırken geceleri kapısını dışarıdan üstüne kilitlettiği ve tümzamanını köy enstitü idealiyle doldurduğu sabahlara kadar sohbetettiği ve penceresinden içeriye giren karı bile fark etmeyecek kadarheyecanla yürüttüğü Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü’ndeyiz.

Hasanoğlan Atatürk Anadolu Öğretmen Lisesi’nin kullanımında olanyerleşke de, yapılarının bir bölümü lise tarafından kullanılmakta, birbölümü ise, duvarlarında, çatısında, atölyesinde, hamamında, müzikokulunda, kantininde, işliklerinde, lojmanlarında, yurtlarında,revirinde, serasında, çocukların alın terinin ve küçük ellerinin büyükmucizeler yarattığı binalar ise çürümeye terke edilmiş.Pencerelerine, tahtalar, kapılarına çiviler çakılmış, tüm malzemeleridepolara yığılmış. İşliklerinin mescite çevrildiği,uygulama okulununkarakola verildiği revirinin kız meslek lisesine tahsis edildiğiHasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü yerleşkesi değerlendirilmeyibekliyor.

Müzik okulunda mimarlar tarafından boş koltuklara verilen konser,bir son değildi elbet, yıkılmaya bırakılan bir yapının yeniden hayatlabuluşmasıydı…

Ağaçlar büyümüştü… Duvarlar çatlamıştı… Kapılar kilitliydi…Pencereler tahtalarla kapatılmıştı… Müzesi yıkılmıştı… HasanoğlanYüksek Köy Enstitüsü binası müze olmuştu… Kütüphanesinde heröğrencinin bir yıl içerisinde okuyup bitirmesi zorunlu olan dünyaklasikleri duruyordu… Hamamın kubbesinden inatla ışık içerigiriyordu… Köy Enstitüleri dergisinin çıkarıldığı küçük matbaa revirolmuştu… Arazisine çok katlı bloklar dikilmişti… Üzüm yetiştirilipşarap yapılan bağ evi artık yoktu… Kız ve erkek öğrenciyurtlarından üçü hala ayaktaydı… Bir zamanlar şarkılarınyankılandığı, dikişlerin dikildiği,hayatın öğretildiği işliklerin alt katlarıçöp deposu olmuştu…

Ama inatla ayakta duruyordu açık hava tiyatrosu... Işık sönmedi…Şimdi yeniden parlamaya hazırlanıyor…

Can Dündar, Köy Enstitüleri, Ankara, İmge Kitabevi, 2000Tezcan Karakuş Candan, Y. Yeşim Uysal, Mualla Eyüboğlu'yla

yapılan söyleşi, İstanbul,Mart 2007TMMOB Mimarlar Odası Anakara Şubesi, Yarışmalar dizini,

Ankara, 2005Tezcan Karakuş Candan, Y. Yeşim Uysal, Mualla Eyüboğlu'yla

yapılan söyleşi, İstanbul, Mart 2007

4

2

3

4

1

TEKNİK GEZİ

OSMANLI BAŞKENTLERİ 1

BURSA-MUDANYA-TİRİLYE-İZNİK

21-22-23 Nisan 2007 tarihlerinde düzenlenmiş olanBursa-Mudanya-Tirilye-İznik Teknik Gezisi Orta DoğuTeknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi MimarlıkBölümü Öğretim Üyesi Emre Madran'ın rehberliğinde40 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. İki etaptatamamlanması beklenen Osmanlı Başkentlerigezisinin ilkinde Bursa'da Osmanlı Devleti'ninkuruluşu ile başlayan süreç içerisinde oluşturulankent dokusu, inşa edilen yapılar, bu yapılarındönemin sosyal yaşamındaki yeri ve bu yapılarıngünümüzde korunmasına ve yenilenmesine dairbilgiler aktarılmıştır. Bu bilgilerin yanı sıra, Bursa,Mudanya, Tirilye ve İznik'in merkezlerininkuruluşundan günümüze gelişimi de aktarılmıştır.

Geçmişi M.Ö. 4000 yılına kadar dayanan BursaRoma ve Bizans dönemlerine tanıklık etmişse de budönemlere ait yapılara kent içerisinderastlanmamaktadır. 1307 yılında Osman Beytarafından kuşatılan Bursa, 1326 yılında Orhan Beytarafından ele geçirilmiş ve 1335 yılında BaşkentBursa'ya taşınmıştır. Bu tarihten itibaren Osmanlı'nınönemli kentlerinin başında gelen Bursa, bir çokOsmanlı eserinin yapımına tanıklık etmiştir.Düzenlenmiş olan gezide bu döneme ait KükürtlüKaplıcaları, Ulu Cami, Murat Hüdavendigar Türbesi,Cami ve Medresesi, Muradiye Cami Medresekompleksi, Orhangazi, Osmangazi Türbesi, KozaHanı, Pirinç Han, İpek Hanı, Hanlar Bölgesi, YeşilKülliyesi, Hamam kompleksi, Tophane, Çekirgemevkileri ziyaret edilmiştir.

İkinci gün ise Mudanya ve Tirilye bölgelerindeOsmanlı dönemine ait sivil mimarlık örnekleri yerindeincelenmiş, İznik'te ise Roma, Bizans ve Osmanlıdöneminden kalan anıtsal yapılar incelenmiştir.Izgara Plan olarak tasarlanan İznik kentindeAyasofya kilisesi, İznik Müzesi, İznik Hamamı, YeşilCami, Roma döneminden kalan surlar ve Göl Kapı ileLefke Kapı ziyaret edilmiştir.

Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi kapsamında meslekiçi eğitim olarak düzenlenen gezi katılımcılarınsicillerine işlenecektir.

tarihleri arasında düzenlenecektir. Gezi duyuruları,Bülten'den, web sayfasından ve elektronik postaaracılığıyla yapılacaktır.

Osmanlı Başkentleri II: Edirne gezisi 26-27 Mayıs

Foto

ğraf

:Y.Y

eşim

Uys

al

Bülent Altay, Kent Görüntüleme MerkeziKGM

Semiha Dugan, Kent Görüntüleme MerkeziKGM

Ayşen Bayazıt, Kent Görüntüleme MerkeziKGM

Özge Duran, Kent Görüntüleme MerkeziKGM

2322

Page 14: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

17

PANEL

mimarlık ve ideolojiTMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi mimari pratiklerin siy aset ve ideoloji ile ilişkisini tartışmak üzere Mimarlık ve İdeolojiPanelini kurgulamıştır. Bu panelle birlikte, özellikle son y ıllarda merkezi hükümet ve y erel y önetimlerin ideolojik y aklaşımlarıy labelirlenen mimarlık pratikleri ve bu ideolojik baskının mimarlık ey lemi üzerindeki etkisinin tartışmay a açılması hedeflenmiştir.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesinin mimari pratiklere ve bu pratiklerin arkasındaki siy asete ve düşünsel y apıy a ilişkin y aptığıbasın açıklaması ile açılan Panel'de konuşmacılar mimarlıkta ideoloji, ideolojik temsiliy et ve Türkiy e'de son zamanlarda mimarlıkpratiği ve ideolojik temsiliy et arasındaki ilişkiy e dair değerlendirmelerde bulunmuşlardır. Panel'de mimari pratik ve ideoloji arasındadoğrudan bir ilişkinin bulunduğu, iktidarın elindeki ay gıtlarla, mimarlığın ve mimarlık kültürünün oluşmasını, y apılmasını, tüketilmesiniempoze ettiği tüm konuşmacılar tarafından belirtilmiştir. Söz konusu iktidar ay gıtlarının sermay e ile olan ilişkisini de değinilerek,sermay enin kendi mimarlığını üretme y olundaki baskısının zaman zaman siy asi ideoloji ile desteklenerek kuvvetlenebileceğinedeğinilmiştir.

Say ın Korat konuşmasında hem ideolojinin mimarlıktaki etkisine, hem de mimarlığın ideolojisine örnekler üzerinden sosy al açılımlarıile birlikte değinmiştir. Say ın Y enişehirlioğlu konuşmasında mimari pratikte imgelerin üretimi, tüketimi ve y eniden üretim sürecinedeğinerek, bu üretim ve tüketimin gündelik hay atta içselleştirilmesinden bahsetmiştir. Say ın Güzer ise kültürel biçimlenmenin sosy aldoku ile birlikte biçimlenerek gündelik hay atta y er aldığını y urtdışı ve y urtiçi örnekleri ile beraber değinmiştir. Bu çerçevede ideolojiktemsiliy etin normalleştirme (içselleştirme) ve estetize edilme çabaları, Panel Y öneticisi Güven Arif Sargın tarafından tartışılmıştır.

Mimarlık ve İdeoloji Panellerinin diğer etapları üy elerimize Bülten’den, web say fasından ve elektronik posta aracılığıy laduy urulacaktır.

Bir seri olarak düzenlenmesi düşünülen Mimarlık ve İdeoloji Panellerinin ilki 3 Mart 2007 tarihinde Mimarlar Odası 5. katındagerçekleştirildi. Oturum Başkanlığını Mimarlar Odası Ankara Şubesi 2. Başkanı Güven Arif Sargın'ın y aptığı panele konuşmacıolarak Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Filiz Y enişehirlioğlu, ODTÜ MimarlıkFakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üy esi Doç. Dr. Abdi Güzer ve y azar Gürsel Korat katıldı.

Y erel y önetimlerce sürdürülen ve bir dönemidolay s y la belirli siy asi tercihleri temsil edenmimarl n ür etilmesine y önelik y önetimselbask lar n, salt fiziki çevrelerin dönü ümüba lam nda de il, mimarl k ve kent kültürününbiçimleni i anlam nda da, olumsuz bir sey irizledi ine tan kl k ediy oruz. Siy asi ter cihlerinicumhuriy et öncesi dönemlere atfen y enidenkurarak, y a Osmanl ve Selçuklu dönemlerimimarl n taklit etmey e çal an y a da mimarl nTürkle tirilmesi sav y la, temsili icatlara y önelensiy asi erkin, son dönem Türkiy e mimarl n , sahteancak bir o kadar da y oz bir üretimin içerisine adetahapsetti ini görüy oruz. Özellikle, Ankara 'dagörevlerini sürdüren y erel y öneticilerin, “Türkkimli ini mimarl kta y aratmak istiy oruz ve bununarkas nday z” y onündeki bey anlar y la somutla any öneli in, ger ek kent ve mimarl k gerekse siy asisonuçlar y la irdelenmesi gerekti ine inan y oruz.Mimari çevre ba lam nda, be enisi olmay an, estetiknitelikten y oksun fiziki ortamlar n üretilmesininönemli bir sorun oldu u y ads namaz; ancak bir türsiy asetin, fiziksel çevrenin olu umu sür ecindekiy apt r mc gücünün, daha da önemli oldu unudü ünüy oruz. Dolay s y la, gerek mimarl k gereksetoplumsal anlamda tehlikeli bu serüvene kar , tümay d nlar , meslek örgüt ve adamlar ile ö r etimkurumlar n n dikkatini çekmey i bir ödev kabulediy oruz.

Bütün bu y oz geli menin y er el ölçekten ulusalölçe e ta nmas n n ise, bir ba ka tehlikeli ter ciholarak de erlendirilmesi ger ekti ine inan y oruz.Modernitey i ve modernizmi kültür ortamlar y la dared etmey e çal an muhafazakar siy asan nTürkiy e'de, cumhuriy et dönemiy le egemen k l nanModern toplum ve ça da mimarl k pratiklerinekar tüm unsurlar y la birlikte y ürüttü ü ör gütlüsald r n n, kimlik sorunsal çerçevesinde biçimlenen,salt tarihselci bir öy künmenin ötesinde oldu unudü ünüy oruz. Hemen hemen bütün kentlerimizdegörülen, Modern Mimarl k örneklerini y a bütünüy ley karak y a da eskisinden iz b rakmay acak birbiçimde dönü tür erek sürdürülen çabalar n da, buba lamda dü ünülmesi ger ekti e inan y oruz.

Özellikle merkezi otoritenin, devletin olancaay g tlar n da kullanarak örgütledi i veTürkle tirmey i ön plana ta y an y a da Selçuklu vey aOsmanl mimari üsluplar arac l y la, geçmi intemsili araçlar n görünür k lmay a çabalay an bütün

mimarl kta ideolojik temsiliyet üzerine

bu u ra lar n, “y ereli y a atal m ” vey a “kimliklibölgesel mimarl k üretelim” söy leminden çok dahafazla ey e i ar et etti ine inan y oruz. Söz konususöy lemin arkas nda, bize göre, cumhuriy etin“ça da ” mimarl k üretimi süreç ve y öntemleri ilebiçim ve temsiliy etlerine, bir tür ba kald r sözkonusudur.

Milli E itim Bakanl ile ba lay an ve dahasonralar , Adalet Bakanl ve çi leri Bakanl klararac l y la desteklenen, geçmi in mimarisinianlams z bir biçimde, kamu y ap lar nda y enidentasarlamay a ve üretmey e çal an siy asan n,devletin teknokratlar arac l y la, mimarlara birzorunluluk olarak iletilmesini, mimar n özgür iradeve y arat c l n ön y arg y la disipline etmey eçal an bir anlay oldu unu de erlendiriy oruz.Dolay s y la, hem mimar ve hem de toplumu, siy asiirade taraf nca tan mlanan ve “do ru ” oldu usavlanan, bir tür ideolojik temsillerle donanmçevrelerde y a amay a zorlay an, böy lesi bir mimariuy gulaman n, demokratik olmad n da, özelliklevurgulamak istiy oruz. Selçuklu kervansaray lar nabenzemey e çal an ilkö r etim okullar n , Osmanlmimari ögelerini bar nd ran Kay makaml k binalar nve islami bezemeler ta y an seçmeci Adalet Sarayy ap lar n , ideolojik temsiliy etin somutla maraçlar olarak de erlendiriy oruz.

Anadoluda, binlerce y ll k birikimle bu güne ta nanmimari be eni ve miras n, sahte bir tarihselciideolojiy le y ozla t r larak, günümüz ko ullar vegereksinimleri göz önüne getirilmeden, ça d biranlay la y eniden ür etilmey e çal lmas n , tariheve tarihsel birikime de bir hakaret olarakgörüy oruz.

Dolay s y la, gerek y erel y öneticilerin gereksemerkezi oteritenin, mimarl k pratiklerine bu denliy o un ve ideolojik bir çerçevede göster di i ilgi vey apt r mlar son derece tehlikeli addediy or vesorumlular k n y oruz. Ça da mimarl a katkkoy an ve mimarl kta ideolojik tak nt lara karmücadele eden tüm meslek insanlar m z ise,göreve ça rmay ve kamuoy unu bu konudabilgilendirmey i, Türk siy asi hay at nda ay r cal kl biry eri olan Mimarlar Odas Ankara ubesi olarakgörev kabul ediy oruz.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi39. Dönem Yönetim Kurulu

2524

Page 15: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

Sunuşumuzun başında, 2006 Yaz Okulu'na gelen süreciaçıklamak üzere geçmişte yaptığımız çalışmaları ve2004 deneyimimizi kısaca aktardıktan sonra, çalışmanınyer aldığı Batum kenti gözlemlerimizi çektiğimizfotoğraflar eşliğinde yansıttık. Liman kenti oluşununturizm ve ticaret açısından oynadığı rolü, geçmişindekiSovyetler Birliği döneminin kentin bugünündekiyansımalarını ve bize aktarılan, bağımsızlıkla ortayaçıkan gereksinimlerine değindik.

Afet konusunda birikimleri olmayan lisans ve lisansüstü mimarlık öğrencilerini, kentleri etkileyen doğalafetler konusunda bilgilendiren, alınabilecek önlemleriuygulamalı biçimde aktaran, değerlendirme ve çözümüretmenin yollarını gösteren Yaz Okulu eğitim süreci,konuyla ilgili birçok bilim insanı ve uzmanın da birarayagelmesinde aracı oldu.

2006 Yaz Okulu'na çeşitli ülkelerden uzmanlar,öğretim üyeleri ve 14 öğrenci katıldı; Türkiye'dende ODTÜ'den 3 öğrenci katıldı. Eğitim programıtekil yapı ve kent ölçeklerinde sunuşlar yanısıra,atölye çalışmalarından oluşan 2 ayrı bölümdeyürütüldü. Güvenlik İçin Kentsel Tasarım Atölyesikapsamında yürütülen Batum sahil şeridininkorunması sunuş, analiz, değerlendirme, önerigeliştirme çalışmaları sonucunda bu bölümdekiöğrenciler tarafından üretilen 8 ayrı projeyi YazOkulu'na katılan ODTÜ Araştırma Asistanı AliTolga Özden aktardı. Yapıların SismikDeğerlendirmesi Atölyesi kapsamında, öncedenseçilerek gerekli verileri toplanan, 1903 yılındainşa edilmiş bir bina için, öğrencilerin gruplarhalinde yaptıkları dayanıklılık analizi ve depremekarşı geliştirdikleri güçlendirme önerilerini ise,ODTÜ Araştırma Asistanı Fatma Nursen Kulsundu. Soru ve yanıtlar sırasında küresel ısınmaeylemi nedeniyle elektriklerin bir arasöndürülmesi, görüşlerimizi paylaşmayısürdürmemize engel olmadı.

Türkiye'de pek çok düzeyde gözlemlediğimiz afetduyarsızlığına karşın, gelecekte başka ülkelerdesürdürülmesini büyük bir hevesle beklediğimiz yeniYaz Okulları deneyimlerini tekrar paylaşabilmekumuduyla...

27

Gürcistan'ın Batum kentinde 1-9 Ağustos 2006 tarihleri arasında Gürcistan Mimarlar Birliği sorumluluğunda ve bizimkoordinasyonumuzla 'Kültürel Mirasın Doğal Afetlerden Korunması' teması çerçevesinde yaptığımız 2006 Yaz Okulu,UIA Çalışma Programı etkinliği olarak, 2004 yılında ilk kez İzmir'de gerçekleştirdiğimiz, 'Mimarlar ve Afetler' YazOkulu sürecinin ikinci adımını oluşturdu. Yaz okulu süreci ve bu sürecin çeşitlenerek başka ülkelerde tekrarlanmasıile olabildiğince çok mimarlık öğrencisine ulaşmayı, afet bilincini mimarlık çevrelerinde yaygınlaştırmayı, mimarlarınafetler konusunda aktif rol üstlenmesinin gerekliliğine ve güvenli tasarım yöntemlerine dikkat çekmeyi amaçladık.

2006 Uluslararası Yaz Okulu'na katılarak edindiğimiz deneyimleri TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi üyeleri vemimarlık öğrencileri ile1 Mart 2007 günü Mimarlar Odası Toplantı Salonu'nda paylaştık. Yaptığımız sunuşaumduğumuzun çok üzerinde ilgi vardı ve bu yoğun katılım bizi çok sevindirdi. Sunuşla birlikte, Gürcistan MimarlarBirliği tarafından Tiflis'te Mimarlık Kongresi'nde sergilenmek üzere hazırlanan, Yaz Okulu sürecini ve sonuçlarınıaktaran sergiyi Ankara'da da düzenlemek fırsatını bulduk. Toplantıya Gürcistan Büyükelçiliği'nden Elçi Müsteşarı I.Koplatadze ve Konsolos Z. Batiashvili katılarak Gürcistan'ı tanıtan ve Türkiye ile işbirliğinin önemini vurgulayan birerkonuşma yaptılar. Gecenin sonunda ikram edilen güzel Gürcistan şarapları ise herkesin keyfini yerine getiren hoş birsürpriz oldu.

'Kentsel Yerleşmeler ve Doğal veya Diğer Afetler' UIA Çalışma Programı yürütücüsü olarak 1998 den beri afetler ileilgili yaptığımız çalışmalar içinde eğitim odaklı olan 2004 ve 2006 Yaz Okullarıyla, kentsel afetlerde, özellikle depremgüvenliği konusunda, mimari tasarımın belirleyici rolü üzerinde duruldu ve güvenli yapı ile güvenli yapılı çevrekavramları geliştirildi. 2006 Yaz Okulu'nda amaçlanan yaklaşım ise, kültürel mirasın korunmasının önemininvurgulanmasının yanısıra, afetlerle koruma ilişkisinin ve yöntemlerinin irdelemesiydi. Bu nedenle program, kentleri vetarihi değerleri etkileyen afetlerin farklı boyutlarını ve kültürel mirası koruma amaçlı mimari yaklaşımları kapsıyordu.

Doğal Afetlerden KorunmasıKültürel Mirasın

2006 Uluslararası Yaz Okulu Deneyimi

Emine M. Komut, Yaz Okulu Koordinatörü

Afet konusunda birikimleri olmayan lisans

ve lisans üstü mimarlık öğrencilerini,

kentleri etkileyen doğal afetler konusunda

bilgilendiren, alınabilecek önlemleri

uygulamalı biçimde aktaran, değerlendirme

ve çözüm üretmenin yollarını gösteren Yaz

Okulu eğitim süreci, konuyla ilgili birçok

bilim insanı ve uzmanın da biraraya

gelmesinde aracı oldu.

26

Page 16: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

Bunun sonucu olarak da ortak bir hukuk üzerinde şekillenen toplumsal yaşamdan çok, güç ve adam kollamahukukunun egemen olduğu, kentin işleyişinde rüşvetin giderek ön plana çıktığı bir toplumsal yapıyla karşı karşıyakalıyoruz.

Tüm bunlara bir de hak arama bilincinin yeterince gelişmemiş olması eklenince işte kente karşı işlenen suçlarınzemini hazırlanmış oluyor. Bu bağlamda söylemek gerekir ki kente karşı işlenen suçları salt yönetenlerin uymakzorunda oldukları yasal mevzuatı çiğnemesi olarak değil, toplumu bir arada tutan, onu ortak üretme, paylaşma vekendini yenileme olanaklarına yönelmiş bir tehdit ve bu olanakları ilga eden bir siyasallaşma biçimi olarak görmekgerekiyor.

Bu bağlamda Ankara, tam da bu gelişmelerin yıllardır yaşandığı bir kent olarak değerlendirilebilir. Kentsel toprakrantının sermaye elinde toplulaşması için her türlü hukuk dışı yaklaşım yasal hale getirilirken diğer yandan dabarınma sorunuyla boğuşan milyonlarca evsizin ve kiracının sorunu, kendi taraftarı görünen üç beş kişiye kömüryardımı ile çözülmeye çalışılıyor. Barınma sorununun kolektif çözümü için platformlar oluşturmak yerine, ya benimdediğim gibi olur ya da kara toprağın yaklaşımı Ankara'ya dayatılıyor.

Şehrin fiziksel çevresini bozacak her türlü kirli sanayi şehrin çeperlerinde öbeklenirken bu kuruluşlarınyaşamlarımıza verdiği zararlara karşı bir yaptırım uygulanmıyor. Taş ocakları açılıyor, bu taş ocaklarına davalaraçıyoruz. Kapattırıyoruz. Ama kurumlar bu kararları uygulamıyor. İnsanların ve diğer canlıların biyolojik yaşamkoşulları ortadan kaldırılıyor.

Ulaşım konusunda yıllardır, toplu taşımacılık ve temiz enerji politikaları göz ardı ediliyor. Yayalar ikinci sınıfvatandaş sayılıyor. Yayalar için Ankara'da yaşamak bir angar dönüşüyor. Gerçi anayasal bir suçturama bu suça karşı da her hangi bir yaptırım yok. Olan yine trafik kazalarında ölen canlara oluyor. Ankara rallisindekaç kişinin öldüğünü dinlemek ve seyretmek artık canımızı yakmıyor. İşte bunun kendisi de yani bizi insanlığımızdançıkartan duyarlılıklarımızı yitirten dayatmacı kent yönetimleri şehri düzlüyor ve kafalarına göre yeniden yapıyor.

Şehrin merkezi, hastaneler tarafından işgal ediliyor. Emsal artışlarıyla bu hastanelere büyük rantlar sağlanıyor. Pekibu hastaneler bu emsal artışlarını nasıl alıyor. Bunun için belediye meclisi kararlarını ve açılan dava dilekçeleriniokumak gerekiyor. Şimdi size bunları anlatmayacağım ama hastaneler kenti Ankara'da özelleştirmeler, özelhastanelere yeni bir rant kapısı sağlarken aynı zamanda kentin yeni sahiplerini de türetiyor.

AOÇ ve ULUS başta olmak üzere toplumsal belleğimiz özelleştirilirken, şehrin oligarkları planlar üzerindeparselledikleri topraklardan ne kazanacaklarının hayallerini kuruyorlar. Bu liste bu şekilde uzayıp gidecektir.Ankara'da Organize Sanayi Bölgelerinde, Kamu kurumlarında, Gümrüklerinde bu hikayelerin çeşitli veçheleri tektek sıralanabilir ama bunları anlatmaya tek tek gerek yok.

Bugün önümüzde duran toplumsal sorumluluk Ankara kentinin demokratikleştirilmesi ve yaşanılabilir kılınmasısorumluluğudur. Ketin yoksullarını dışlamayan ve onlara himmet kültürü ekseninde, acıyarak, bağışlarla ezerekyedekleyen bir belediyecilik değil yoksulları insanca yaşam koşullarına kavuşturacak bir belediyecilik anlayışınıkurmak gerekiyor.

Kentin sermaye egemenliğinde parçalanması sonucunda çöken modern kamunun kapsayıcılığının sıkıntılarınıaşmak gerekiyor. Bu nedenle sosyal adalet ve toplumsal mülkiyet ilkelerimizin daha derinlemesine politik sahneyeçıkması gerekiyor. Kentte herkes için demokrasi, iş, ekmek, parasız ulaşım, yeterli temiz hava, parasız konut,nitelikli belediye hizmeti taleplerini tekrar ve tekrar dillendirmek gerekiyor. İşte ancak bu koşullarda kente karşı suçişleyenler tarafından çürütülen toplumsal belleğimiz, geleceğimiz ve yaşamımızı yeniden kazanabiliriz. Bu nedenlebu nisan ayında kente karşı suç işleyenlere nisyan ile değil isyan ile yaklaşmayı öneriyorum.

BU YAVAŞ YAVAŞ HEM DE ÇİN İŞKENCESİYLE ANKARA’YI ÖLÜME TERK ETMEK DEMEKTİR.Bu kente karşı işlenen suç; bir insanlık suçudur.

yaya angarya

2928

KENTE KARŞI İŞLENEN SUÇLAR

ve toplumsal bellekAli Hakkan, Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu üyesi

Bugün size kısaca yapacağım sunum Ankara kenti üzerinden kent ile kır yaşamının parçalanmasısürecinin kısa bir hikayesi olacaktır. Aslında bu hikayeyi yıllardır tekrarlıyoruz ama bugün artıkkentlerimiz büyük bir kırılmanın eşiğindedir. Kent siyaset teorisinin ona atfettiği anlamda insanlarınortak değerlerinin paylaşıldığı modern bir kamu olma işlevini giderek yitirmektedir. Buna parallelolarak da kentte sınıfsal, sosyal ve kültürel yarılma keskinleşmektedir. Kentdaşlık bilinci Türkmevzuatı içinde yer alsa da yaşanan sosyal çözülme insanları bir arada tutacak ve kentte ortakdeğerler üretecek ilkeleri tek tek ortadan kaldırmaktadır.

Bu sürecin hızlanmasında en önemli uğraklardan biri kentsel rantın, sermaye birikim sürecindekazandığı önemdir. Özelliştirme dönemi politikalarının ikinci halkası olarak düşünülebilecek bu süreçkamu mülkiyetinin özelleştirilmesini de ön plana çıkartmıştır. Kamusal alanın daralması sadecekentsel rantın belli sınıfların elinde toplulaşmasının sonucu değildir elbette.

Bununla birlikte sermaye birikim sürecinde, finans kapitali kutsayan ve halkın çıkarlarını yardımkampanyalarıyla ikame eden belediyecilik yaklaşımları yönetim anlayışının da eseridir. Modernkamunun parçalanmasına paralel olarak, her ne kadar katılım söylemleri ön plana çıkmış olsa dahalkın belediye yönetimlerine katılımı daraltılmıştır.

Yasal mevzuatımız bu konuda kısmen genişlese de belediyelerin geleneksel himaye ve adım kollamaişleyiş tarzı nedeniyle halkın kent yönetimine katılımı olanaklı olamamaktadır.

İnsanların sorunlarını çözebilecekleri tartışabilecekleri, değerlendirebilecekleri ve uygulayabilecekleriorganların ortadan kaldırılması ya da tekel altına alınması kente karşı işlenen suçların beslenmedamarıdır.

Bir yandan yoksullar, düşkünler, evsizler kentlilik bilincinin düşmanı ve kentin huzurunu bozanbölücüler olarak kent yaşamından dışlanırken diğer yandan da kent yöneticileri ve sanayi, tüketimkentinin yeni öznesi finans kapital yaratma hayaliyle yanıp tutuşan sermaye önünde hiçbir yasal sınırve ahlaki değer tanımamaktadır.

Ankara Tabip Odası’nın 21-22 Nisan 2007 tarihlerinde Ankara Üniversitesi’nde düzenlemişolduğu “ ”nda Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakkan'ın “KenteKarşı İşlenen Suçlar” konulu sunumunun kısa metnidir.

Kent, Çevre, Sağlık Sempozyumu

Page 17: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

31

2. 'Kent Mekanı ve Planlamasında Sınır'temalı YEP: içeriği, amaçları, hedef gruplarıve uygulama ilkeleri

YEP, AB'nin Erasmus-Sokrates projeleriçerçevesinde, üniversiteler arasındaki öğrenci veöğretim elemanı değişimini destekleyen birprogramdır. AB'ye üye ülkelerden ve AB üyeliğineaday ülkelerden en az 3, en fazla 6 üniversiteninortaklığına bağlı olarak gerçekleştirilen ve üç yılsüreli planlanan bu programlar, öncedenbelirlenmiş bir tema çerçevesindeki atölyeçalışmalarını içerirler. YEP'ler, her yıl, iki haftalıkatölye çalışmaları olarak uygulanılmaktadır. Herpaydaş üniversiteden bir öğretim üyesinin vetoplam 30-60 öğrencinin katılımı ilegerçekleştirilmektedir.

'Kent Mekanı ve Planlamasında Sınır' temalı YEP,2003 yılında Milano Üniversitesi ve Hamburg-Harburg Teknik Üniversitesi öncülüğündebaşlatılmıştır. Alman, Avusturyalı, İtalyan, Romenve Türk üniversitelerin işbirliği ile yürütülenprograma paydaş üniversite ve bölümler şunlardır:

. nico di Milano /POLIMI) - Mimarlık ve Planlama Bölümü(Dipartimento Architettura e Pianificazione);

. Hamburg-Harburg Teknik Üniversitesi(Technische Universitaet Hamburg-Harburg /TUHH) - Şehir ve Bölge Planlama Bölümü(Studienganges Stadtplanung);

. ğu Teknik Üniversitesi / ODTÜ – Şehirve Bölge Planlama Bölümü;

. Doğal Kaynaklar ve Uygulamalı BilimlerÜniversitesi (Universitaet der Bodenkultur /BOKU) – Peyzaj Planlama ve Mimarlığı Bölümü(Institute für Freiraumgestaltung &Landschaftspflege);

. Babeş-Bolyai Üniversitesi (Universitatea Babeş-Bolbai / BABC) – Sosyoloji Fakültesi(Facultatea de Sociologie şi Assistenta Sociala).

Program, 'sınır' kavramını mekansal boyutlarınınötesinde bir çerçeve olarak ele almayıhedeflemektedir. Sınır, kişilerin ve toplumlarınyaşam alanlarını ve aktivitelerin gerçekleşmealanlarını belirler. Bir anlamda, kişilerin,toplumların ve aktivitelerin devamlılığınınsağlanması için vazgeçilmez bir kavramdır. Buçerçeveden bakıldığında sınır, varlığı korunmasıgereken bir kavram iken, kimi koşullarda,yıkılması, kaldırılması ve üstesinden gelinmesi

Milano Üniversitesi (Politec

Orta Do

30

ŞEHİR PLANLAMA EĞİTİMİNE

'sınır' ötesi bir yaklaşımHamburg – YEP

Z. Müge Akkar, Yrd. Doç. Dr., ODTÜ Mimarlık Fakültesi, Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

1. Giriş

Günümüzde şehir planlama bölümlerinde eğitimalmaya başlayan öğrencilerin ilk öğrendiğişeyl i, bu bilim dalının disiplinlerarası birçalışma alanı olduğudur. Disiplinlerarası bilimdalları, öğrenmeye, anlamaya, cevabını bulmayaçalıştıkları sorunların bir tek bilim dalının bilgisınırları içerisinde anlaşılamayacağını, busorunların çok farklı yönlerden, farklı bilimdallarının bilgi birikimlerinden yararlanılarakcevaplanabileceğini öne sürerler. Böyle bir bilimdalı olan şehir planlama, içeriğinde ekonomidentoplumbilimine, coğrafyadan demografiye,mimariden arkeolojiye ve mühendisliğe birçokbilim dalını bir araya getirerek, kent mekanındakisorunlara çözüm bulmayı amaçlamaktadır.Özünde, amacı disiplinler arasındaki sınırlarıkaldırmak olan şehir planlama disiplininin eğitimanlayışında da bu türden bir yaklaşımbulunmaktadır. Özellikle son dönemlerdegündeme gelen çok aktörlü, çoğulcu ve işbirlikçiplanlama anlayışında 'sınır' konusu doğrudan vedolaylı tartışılmakta; teknokratların ve belirli birmeslek grubunun egemenliğinde bir planlamaanlayışına karşı, 'sınır' ötesi planlama anlayışınınbenimsenmesi gerekliliği vurgulanmaktadır.

Böyle bir planlama anlayışından yola çıkan 'KentMekânı ve Planlamasında Sınır' konulu AvrupaBirliği (AB) Erasmus-Sokrates Projesi YoğunEğitim Programı (YEP), 'sınır' kavramına çokboyutlu bir eğitim yaklaşımı getirmeyeçalışmaktadır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi(ODTÜ) Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nün ilkdefa Eylül 2005'de katıldığı ve Hamburg'dagerçekleştirilen bu programın amaçları, içeriği, veHamburg deneyimi üzerine bilgi vermeye çalışanbu yazıda, 'sınır' kavramının şehir planlama eğitimiyönünden tekrar düşünülmesi amaçlanmaktadır.Yazının ilk bölümünde, 'Kent Mekânı vePlanlamasında Sınır' temalı YEP'in içeriği,amaçları, hedef grupları ve uygulama alanlarıüzerinde durulacaktır. İkinci olarak, Hamburg'dagerçekleştirilen atölye çalışmasının proje konusuve programı hakkında bilgi verildikten sonra,atölye çalışması sonucunda ortaya çıkan öğrenciprojeleri anlatılacaktır. Son olarak, söz konusuYEP'in şehir planlama eğitimi açısındandüşündürdükleri tartışılacaktır.

erden bir

Page 18: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

32

gereken fiziksel, zihinsel, toplumsal, kültürel,ekonomik, siyasal ya da yasal bir engelolabilmektedir. Bu anlamda, 'sınır', Avrupa'dayaşanan en güncel olgulardan, hatta sorunlardanbiridir. AB'nin oluşumu, ülkeler arasındakisınırların kalkmasına karşılık, yeni sınırların ortayaçıkmasına neden olmuştur. Bu tür sınırlar, AB'yeyeni katılan ya da katılma sürecinde olan vetoplumsal, ekonomik ve kentsel değişimleri hızlayaşayan ülkelerde daha fazla görülmektedir. Sınırkavramına odaklanan bu YEP'de, daha çokaşılması, yıkılması, kaldırılması gereken sınırsorunları ele alınmaya çalışılmaktadır.

Programın odaklandığı 'sınır' kavramı, şehirplanlamanın uygulama ve araştırma alanları ileilgili bilgi ve sınırlar arasındaki hudutlar olarak datanımlanmaktadır. Bilindiği gibi, kentsel mekanyanlızca coğrafi sınırlarla belirlenemez. Fizikselkoşulların yanı sıra, kentsel mekan toplumsal,kültürel, ekonomik, siyasal ve yasal eylem vedüzenlemeler, estetik ve sembolik temsillerleşekillenmektedir. Bu açıdan bakıldığında,sınırların, karşılıklı etkileşimler, temsiller vetoplumsal uygulamalar doğrultusundayapılandığını ve/veya parçalandığını savunmakmümkündür. YEP, kentsel, bölgesel ve ülkeselsınırları, karmaşık düzenler olarak görmekte ve busınırları anlayabilmek için, farklı ama birbiriylebağlantılı boyutlardan bakabilen yaklaşımlargeliştirilmesi gerektiğini öne sürmektedir. Bunedenle program farklı disiplinlerden gelenöğrenci ve akademisyenlerin bir aradaçalışmalarını hedeflemekte; böylece tek birdisiplinin egemenliğinde kalmayan ve farklıdisiplinleri bir araya getirerek, 'sınır' konusundasürekli yeni yaklaşımlar üreten, konuyu yenikuramsal çerçevelerden incelemeyi sağlayacakbir çalışma anlayışını ortaya koymaktadır.

'Sınır' kavramına bu çerçeveden bakan bu YEP,farklı düzeylerde birçok amaca hizmet etmeyihedeflemektedir. Program, öncelikle, şehirplanlama ve bu alanla ilgili diğer alanlarda eğitimgören öğrencilere, 'sınır' kavramı konusunda bilgive bilinç kazandırmak; 'sınır' konusunun farklıaçılardan nasıl algılanabile ğini göstermek; vefarklı koşulların oluşturduğu değişik 'sınırgerçeklikleri'ni göstermeye ve anlamaya aracıolmayı amaçlamaktadır. Bu program, farklı sınırproblemleri üzerinde çalışırken, yerel yönetimlerinve diğer aktörlerin bilgi, deneyim ve bakış açılarınıöğrenmeye ve bunları problem çözümünde önemlibir girdi olarak kullanmayı amaçlayan bir planlamaanlayışını öngörmektedir. Dolayısıyla, program,disiplinler arası işbirliğine dayalı, ulus ve kültürlerüstü planlama anlayışına sahip bir eğitimyaklaşımını denemeyi amaçlamaktadır. Bu eğitim

ce

anlayışında, çok aktörlü, çoğulcu planlamaanlayışına dayalı kentsel politikaüretebilen/geliştirebilen profesyonelleri yetiştirmektemel hedeftir. Program, aynı zamanda, planlamakuramları, uygulamaları ve araştırmaları arasındakiyönteme dayalı kopukluklarla ilgili problemleretemas etmek; 'sınır' kavramı üzerinde sistematik biraraştırma yaklaşımı ve araştırma projelerigeliştirmek; böylece 'sınır' problemlerine çözümarayışı bilgi birikimine katkıda bulunmayıamaçlamaktadır. Son olarak, bu YEP, gelecektegerçekleşebilecek değişim programlarına olanaksağlayabilecek üniversiteler arası katılımcı ağıngelişti

Bu amaçlar doğrultusunda, program, planlama veplanlama ile ilgili alanlarda ve kentsel değişiminsosyo-mekansal boyutları ile ilgili diğer alanlardaeğitim gören üniversite öğrencilerini ve her atölyeçalışması ile bağlantılı olabilecek yerel aktörler,paydaşlar, sınırların çözülmesi sürecinde yer almışkişi ve kuruluşları, hedef gruplar olarak seçmiştir.

Programda, atölye çalışmalarının, farkı ülkelerdenve disiplinlerden gelen öğrencilerden oluşan çalışmagrupları ile yürütüleceği düşünülmüştür. Çalışmagruplarının belirledikleri proje konularının, ev sahibive diğer katılımcı üniversitelerin öğretim üyeleritarafından verilecek dersler, proje konuları ile ilgilideğerlendirme ve görüş verebilecek yerel uzman veaktörlerin fikirsel katkılarına dayalı di aloglar vedoğrudan gözlemler yoluyla beslenmesi veönerilerin geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Söz konusu YEP'in ilk atölye çalışması, Eylül 2004'teMilano'da yapılmıştır. Bu atölyenin çalışma alanı,mahalle düzeyinde sınırların işlendiği 'Paolo Pini',eski ruh ve sinir hastalıkları hastanesidir. Buprojede, yüksek duvarlarla kent bütününden ayrılmışbir fiziksel ve zihinsel sınır problemleriele alınmıştır. Eylül 2005'te Hamburg'da düzenlenenikinci atölye, 'kentin içindeki kent' temasından yolaçıkarak metropoliten ölçekte bir kent içindeki 'sınır'sorunsalını ele almıştır. Hamburg'un yeni kentmerkezi olarak geliştirilen 'HafenCity' (HC),atölyenin çalışma alanının odağı olarak saptanmıştır.Eylül 2006'da ise, 'bölgesel ölçekte bir kent içindesınır' konusunun ele alınacağı atölye çalışmasında,Viyana'nın, Batı Avrupa sınırlarında küçülen veyaşlanan bir kentten, Avrupa'nın ortasında büyüyen,genç, çok-kültürlü bir kent haline gelmesi süreci elealınacak; bu sürecin kent üzerindeki mekansal,toplumsal ve kültürel etkileri, 'sınır' kavramına bağlıolarak irdelenmeye çalışılacaktır.

sürecinde

rilmesini hedeflemektedir.

y

mekândaki

Makalenin tamamına adresindenulaşabilirsiniz.

www.mimarlarodasiankara.org

16-17 Nisan 2004 tarihli 39. Mimarlar Odası Genel Kurul'unda kabul edilen MimarlarOdası Sürekli Gelişim Merkezi Yönetmeliği ile Şubelerde ele alınan Meslek İçi Eğitim birsisteme bağlanmıştır. Sürekli Mesleki Gelişim mimarların bilgi ve becerilerinin toplumunihtiyaçlarına uygun olmasını garantiye alan, bunların yitirilmemesini veya arttırılmasınısağlayan ve yaşam boyu süren bir öğrenme sürecidir. Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi isemimarlık hizmetlerinin çeşitlendirilmesi ve etkinleştirilmesi açısından, toplumsalgereksinmelerin gelişim ve yöneliş alanlarını belirleyen, henüz tanımlanmamış gereksinmealanlarını ise inceleyen bir kurumdur. Programları yönlendiren bilim ve değerlendirmeplatformları oluşturur.

Mimarlar Odası Bünyesinde ilgili Yönetmeliğin kabulü ile Sürekli Mesleki Gelişimfaaliyetlerine başlamıştır. Şu anda İstanbul'da hizmet vermekte olan Sürekli MeslekiGelişim Merkezinin Ankara'ya taşınması gündemdedir. Merkezdeki çalışmalarŞubelerden gelen talep, konular ve programlar ışığında yine Şubeler tarafındanhazırlanmış olan ve SMGM Yürütme Kurulu tarafından onaylanan Seminerler, kurslar,paneller, sempozyumlar, atölye çalışmaları, süreli-süresiz yayınlar (broşür, kitap, CD,video, vb) teknik geziler, RIBA ve AIA örnekleri baz alınarak düzenlenebilecek meslek içieğitime yönelik etkinlikleri değerlendirmek, ihtiyaçları saptamak, ihtiyaçlara uygunprogramlar çıkartmaktır. SMGM'nin kuruluş amacı ise “Mimarlık mesleği ve meslekihizmetin; etkinliğini, verimliliğini ve gelişimini sürekli kılmak amacıyla; meslekmensuplarına değişen dünya koşulları, bilimsel-teknolojik gelişmeler ve toplumsalgereksinmeler çerçevesinde, mesleki formasyonlarının sürekli geliştirilmesi ortamlarını,olanaklarını ve fırsatlarını sunmak, edinilen yeni bilgi ve becerileri değerlendirmek vereferansları oluşturmaktır.” Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi 2006 yılı itibariylefaaliyetlerini ve etkinliklerini arttırmış, Şubeler bünyesinde eğitimler başlatmıştır.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak sürekli mesleki gelişimin mimarlıkortamının zenginleştireceğine, teoride, uygulamada ve pratikte mesleki gelişiminyaşanacağına olan inancımızla mesleği sürdüren üyelerin gereksinimlerine göreşekillenmesinin esas olarak görmekteyiz. Şube bünyesinde Üyelerimizin meslekigelişimine yönelik Genel Merkezin yürüttüğü Sürekli Mesleki Gelişim Merkezi (SMGM)ile eşgüdümlü Meslek İçi Eğitim çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmaların Orta DoğuTeknik Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (ODTÜ-SEM) ve ODTÜ Mimarlık Bölümünündesteği ile yürütülmektedir.

SAYIN ÜYELERİMİZANONS

SÜREKLİ MESLEKİ GELİŞİM MERKEZİTMMOB MİMARLAR ODASI

33

Page 19: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

Şube bünyesinde oluşturulmuş olan eğitimbaşlıklarının, yeni mezun mimarlarınihtiyaçlarına yönelik oluşturulması, eğitime ençok ihtiyaç duyulan konulara göre oluşturulmasıöngörülmüştür. Bu kapsamda öncelikli eğitimalanları aşağıdaki şekilde belirlenmiştir.

1. Mesleki Uygulama Alanları

2. Bina Bilgisi Güvenliği

3. Koruma ve Restorasyon

4.Kentsel ve Mimari Tasarım

5. Tasarım Kültürü ve Eleştirisi

----

-

-------

-

-

İmar YönetmeliğiKamu İhale Sistemi ve Teklif HazırlamaKamulaştırma Bilirkişilikİl Özel İdaresi ve Yerel Yönetimler

MevzuatıÇevre mevzuatı

Isı, Ses, Su Yalıtım YönetmeliğiÖzürlülerAfet YönetmeliğiDepremBina BilgisiYapı malzemeleriİşçi Sağlığı ve İş Güvenliği

Çağdaş Koruma ve Restorasyon

(Mevzuat)Koruma Hukuku (Proje Sunumu)

- Mimaride Yeni Tasarım Metod ve Süreçleri

(Seminer+Workshop)

- Kent Kültürü ve Bilinci- Mimarlıkta Kuram ve Eleştiri

Şube bünyesinde gerçekleştirilen etkinlikler iseSürekli Mesleki Gelişim Merkezi kapsamınaalınmaktadır. Bugüne kadar Şubemizin SMGMkapsamında gerçekleştirdiği etkinlikler şunlardır:Çocuk ve Mimarlık Eğitim Konferansı-1, KarabükTemsilciliğinin gerçekleştirdiği “Cumhuriyet MirasıPlanlama ve Karabük Konferansı”, “OsmanlıBaşkentleri-Bursa, Mudanya, Tirilye, İznikGezisi”.

Diğer taraftan Mimarlar Odası Genel Merkezinin27 Şubat 2007 tarihli ve 40/21 no.lutoplantısında kabul edilen SMGM Yönergesi veMali Genelge ile birlikte işleyiş daha net bir halegelmiştir. Söz konusu Yönergeye görekredilendirme sistemi ile alınan meslek içieğitimler üyelerin sicillerine işlenmesiöngörülmüştür.

Yine aynı Yönergede 65 yaşüstü üyeler, 1977 yılı ve öncesinde mezun olmuşolan üyeler mesleki gelişimden muaf tutulmuş,1977-1987 arası mezun olmuş üyeler ise zorunlueğitimlerden muaf tutulmuşlardır.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarakkonu üzerine oluşturulan görüş şöyledir:

Sürekli mesleki gelişim süreci, değişen koşullarve yenilikler karşısında mimarlığa ilişkin bilgininyeniden yorumlanabilmesi, mimarların ise bu yeniyorumları, etkin bir biçimde kamu yararınakullanabileceği donatılara sahip olabilmesi adınaçok önemlidir. Öte yandan mimarlık bilgisininyeniden yorumlanması süreci ile elde edilenyorumların, kamu yararına ne tür bir katkıkoyduğunun değerlendirilmesi zor bir süreçtir vesağlıklı bir değerlendirme, farklı aygıt veyöntemlere gereksinim duyar.

Birinci yöntem, katkının envantere dökülmesi ileher bir katkının sayısal bir değere karşılık gelmesiüzerine kurulabilir. Ancak, mimarın mimarlıkortamları ve kültürüne katkısı çok çeşitli, boyutlu

2007 YILINDA 15 KREDİALINMASI ZORUNLU TUTULMUŞTUR. BUÇERÇEVEDE 2008 YILI BÜRO TESCİLBELGESİNİ YENİLEMEK YA DA İLK DEFABÜRO TESCİL BELGESİ ALACAK ÜYELERİNBU KREDİYİ TAMAMLAMIŞ OLMASIGEREKMEKTEDİR.

ve envantere dökülemeyecek denli karmaşıkolabilir. Dolayısıyla, tanımlanan her katkının,tanımlanmamış ve envantere dökülememiş farklıkatkı alanlarını çağrıştırdığı görülecektir. Üstelikbu tür bir yöntemin, mekanik ve ayrıntılarıgörmezden gelen bir süreci örgütleyeceği desavlanabilir.

İkinci yöntem, katkının niceldeğerlendirilmesinden çok, nitelikleri üzerineyoğunlaşabilir. Mimarın çok boyutlu katkısını,uzmanlık, yetkinlik, ilgi ve sosyal sorumlulukbağlamında ve her mimarın öznel etkinlik alanıiçerisinde, tasarladıkları, yaptıkları, ürettikleri,örgütledikleri süreçler, yöntemler, fikirler, eserlerve nesneler üzerinden değerlendirebilmekolasıdır. Sonuç olarak, kesin sayısal karşılıklarıolmayan nitel bir değerlendirme süreciaracılığıyla, mimarlığın çok boyutlu dünyasını vebu dünyaya katkıda bulanan mimarları doğruokuyabilmek söz konusu olacaktır.

İkinci yöntem, değerlendirmenin aşırı öznel biralana kaymasına yol açabilir; ancak sağlıklıaygıtlar aracılığıyla, mimarın mimarlık ortamlarıve kültürüne katkısının nitelik üzerindendeğerlendirilebilmesi de olasıdır.

Değerlendirme aygıtlarının doğru tanımlanmasıve bu aygıtların aşırı öznelliğe yol açmayacak birbiçimde çalıştırılması gerekmektedir. Bumaksatla, özerk bir statüye sahip, meslektekonusunda yetkin olduğu bilinen “akiladamlardan” oluşan kurulların etkin kılınması, bukurulların çalışma alan, yöntem ve süreçlerinin“davranış kurallarının” (code of conduct), farklıbirimler arasında uzlaşılarak betimlenmesigerekmektedir.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi, bubağlamda, değerlendirmenin önemli olduğubilinciyle, mimarlık ortam ve kültürüne yapılankatkının değerlendirilmesinin, yukarıdaözetlenen ikinci yöntem aracılığıyla yapılmasıgerektiğini düşünmektedir. Bu maksatla,değerlendirme kıstas ve alanları yeniden gözdengeçirerek, aşağıda ayrıntılandırıldığı biçimdetanımlamıştır.

nitel

Değerlendirme Kıstasları

mimarlıkortamları ve kültürüne

a. Değerlendirmenin sayısal ölçüm modelleriüzerinden değil, nitel katkı üzerindenyapılması gerekmektedir. Dolayısıyla başvurusahibinin son 4 yıl içerisinde,

yaptığı katkı,şubelerde kurulacak ancak özerk bir statüyesahip SMGM Yürütme Kurulunca onanmış,özerk ve yetkin Değerlendirme Kurullarıaracılığıyla gerçekleştirilmelidir. Önceliklehangi şubelerde Değerlendirme Kurullarıoluşturulacağına ilişkin kıstaslar, SMGMYürütme Kurulu'nca hazırlanacak yönergedetanımlanmalı, yönerge TMMOB MimarlarOdası Merkez Yürütme Kurulu tarafındanonanmalıdır.

b. Dört ana başlık altında (meslek içi eğitim;etkinlik; deneyim; bilimsel çalışmalar)değerlendirme yapılması uygungörülmektedir. Meslek İçi Eğitim başlığıaltında oluşturulan etkinlikler, öncelikleyerine getirilmesi gereken kıstaslar olarakdeğerlendirilmektedir. Diğer üç (3) başlıkaltında yapılacak değerlendirmeler, başvurusahibinin mimarlık ortamı ve kültürüneyaptığı katkı ile şekillenecektir.

c. Başvuru sahibinin çalışma alanı, uzmanlığı veilgisi bağlamında, yukarıda tanımlanan dört(4) ana başlık dışında, farklı başlıkların dadeğerlendirme kıstasları altında yeralabileceği, Değerlendirme Kurullarınca,özellikle göz önüne getirilmelidir.

d. Sürekli mesleki gelişimin, kamu adına vekamu yararına etkinlik gösteren mimarlarınuyması gereken bir süreç olduğuanımsanmalıdır: Dolayısıyla, muafiyetkıstaslarını taşıyan üyeler dışındaki tümmimarların, bu sürece müdahil olmasızorunludur. Yüksek öğrenim kurullarında bilfiilçalışan Doçent ve Profesör ünvanlı üyeler ile,meslekte 20 yılını doldurmuş üyeler, busüreçten muaf tutulabilir; ancak muafiyetDeğerlendirme Kurullarının takdirine bağlıdır.

3534

Page 20: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

21

Ankara'da bu alanların halka açılması, güvenliktedbirlerinin şehrin tek nefes alacağı yeşil alanlarçevresinde değil binalara kaydırılmasını istemek,İstanbul Belediyesi'nden boş arazileri satmamalarını,yeşil alan yapmalarını istemek kadar boş ve nafile.İçinde Atatürk Kültür Merkezi bulunan dev bir alanın,yıllardır sadece resmi geçitler düşünülerek kupkuru,ağaçsız bırakılıp duvarlarla çevrili olduğu düşünülürse,tıpkı modern cami tartışmasında olduğu gibi, işşehircilikten ya da mimariden çıkıp rejim tartışmasınakadar gidebiliyor işte.

Geçtiğimiz yıllarda gözyaşları ile izlediğimiz MimarBabam adlı belgeselde, Louis Khan 70'li yıllarda birşehir merkezini tasarlarken, arabaların girmemesifikrini beğenmeyen kibirli bir belediye başkanı ile detanışmıştık. Oysa bugün Londra Belediyesi paracezaları ve vergileriyle, neredeyse Londra'nın merkeziniarabalardan arındırmak üzere. Yani bu söylediklerimizütopya gibi gelse de, birinin hayalini bir başkasıgerçekleştirebiliyor.

Geçen hafta İstanbul Festivali'nde de bir başkahayalperest mimarın belgeseli gösterildi. Filmin adıFrank Gehry'nin Skeçleri. Aranızda Frank Gehry isminiduymayanlar varsa İspanya Bilbao'daki Guggenheimmüzesini hatırlatmak yeterli olur umarım. Belgesel,böylesine 'orjinal' bir yapının bir şehrin kaderine nelerkatabileceğini de sorguluyor. Kimileri böylesine büyükve gözalıcı bir yapının, içinde sergilenen sanatyapıtlarını gölgelediğini düşünse de Bilbao'da

yaşayanlar buna katılmıyor. 350 bin kişilik şehre bir yıliçinde, bu bina yüzünden 700 bin turistin gelmişolmasına ilk başta şaşırmışlar, şimdi ise bütün dünyatarafından tanındıkları için sevinçlerini saklamıyorlar.Yani doğru zamanda büyük ölçekte bir hayal, bir şehrinkaderini değiştirebiliyor.

Berlin'de eski bir un fabrikasının üst katına kurulmuşolan Sammlung Hoffmann koleksiyonunu gezerken,Frank Gehry'nin binalarını andıran dev bir eserini, evinoturma odasının duvarında görünce hem şaşırıyor hemde heyecanlanıyorum. 1960'lardan bu yana sanat eseritoplayan Hoffmann'lar, son birkaç yıldır topladıklarısanat eserlerini kendi evlerinde saklıyorlar. Haftada birevlerini halka açıp randevu aldığınız takdirde birrehber eşliğinde gezmenize izin veriyorlar. Almanya'nınzengin sanayicilerinden birinin evini, oturma odasınıgezerken, bir kez daha, hayalgücünün kapılarını halkaaçmanın asıl zenginlik olduğunu düşünüyorum.Birazdan buradan çıkıp Alman parlamento binasınınönündeki çimenlere oturup Alman parlamentosunabakarken bir hayal kuracağım. Belki günün birindeiçinde kim oturuyor olursa olsun, Cumhurbaşkanlığıköşkünün bahçesinde, Anıtkabir'in çamlarının arasındaya da Meclis silüetinin önünde çimlere uzanıp birhatıra fotoğrafı çektiririz.

İnsanlık için küçük, bizim için büyük bir hayal!

Cüneyt Özdemir

* Radikal,17.04.2007

Ankara'da bahar aylarında iki sıcak tartışma var. İlkiRecep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığa adayadaylığı. Bu tartışmaya bambaşka açıdan birazdandönelim. İkinci tartışma ise bir cami ile ilgili.Ankara'da Mogan Gölü'nün hemen yanına inşa edilenMogan Camisi, yapı biçimi ve şekli ile bugüne kadargördüğünüz camilere hiç benzemiyor. Minaresinden,cam duvarlarına kadar cami mimarisine yepyeni biryaklaşım söz konusu. İlginç olan bu yeni yaklaşımınmimarlar tarafından hararetle tartışılıyor olması.Mimarlık forumlarında tartışmanın mimariden ibadeteuzanan ilginç bir içeriği de var. Camiyi tasarlayanHilmi Güner ve Hüseyin Bütüner'e cami siparişiniveren adres de en az tartışma kadar ilginç. Şugünlerde Ankara'da bulvar bırakmadığı için eleştirilerigöğüsleyen AKP'li Ankara Büyükşehir Belediyesi.

Mogan Camisi'nde bir kubbe yok, minare ise bugünekadar görmediğiniz farklı bir şekilde, şerefesiz ve ikikademeli. Caminin mimarları www.arkitera.comsitesinde yer alan projelerinde üç farklı noktadanhareket ettiklerini söylüyorlar. İlk referans noktaları,mihrap duvarına yakın namaz kılma tercihi nedeniyleuzunlamasına bir mekân kullanımı tercih edilmişolması. İkinci olarak, mihrap duvarının bir ışık duvarıolduğundan hareketle, duvarda vitray yerine blokcam kullanılması ve üçüncü olarak da, kent dışındamenzillerde, açıkhavada namaz kılmak için kullanılannamazgâhlardan esinlenilmesi.

Gelin görün ki, buna rağmen forumlardaki tartışmalar,cam duvar şeffaf olmalı mı olmamalı mı'dan ibadeteetki ve katkılarına, kubbenin cami mimarisinin birparçası mı olduğu, yoksa eski bir kilise olanAyasofya'dan esinlenerek mi cami mimarisinegirdiğine kadar renkli bir çerçevede gelişiyor. Hattatartışmayı "Diyanet'e sormalıydılar"a getiren mimarlarbile var.

Ben tartışmayı Diyanet ekseninde yürütmektensemimarlar düzeyinde götürmeyi daha anlamlıbulanlardanım. Nitekim konuştuğum kimi mimarlarözellikle cami mimarisi ile ilgili zorluklardanyakınıyorlar. Hasan Çalışlar da bunlardan bir tanesi.Çalışlar, "Türkiye'de mimarların bu konuda çok 'dolu'olduklarını" söylüyor ve "Bunca cami yapılmasınarağmen modern mimari ile yapılan azdır. Sonuçta

hepsi aynı işe yarıyor. Fabrika altlarında, benzincikenarlarındaki mekânları ibadethane olarak kullanırkenkimsenin sesi çıkmıyor ama ben modern bir camiyapacağım dediğin zaman ortalık ayağa kalkıyor.Görkemli olan cami, büyük demek olarak algılanıyor.Oysa Sinan'ın Sokullu Camisi küçük olmakla beraberen rafine mimariye sahiptir" diyor.

Mimarlar cephesinde Ankara'da Mogan Camisi,İstanbul'da AKM'nin yıkılması tartışılırken, malumunuzTürkiye de cumhurbaşkanının kim olacağını tartışıyor.Tartışmaları tek tek kişiler ya da binalar üzerindenyaptığımız zaman ölçek hep küçük kalıyor ve biz hepbu küçük tartışmaların içinde boğulup gidiyoruz. Oysa,mesela bugün Ankara'nın simgesi mekânlara kiminoturacağı tartışılıyor da, 'sivil hayattan' tel örgüler veeli silahlı askerler tarafından korunduğu konusu birtürlü tartışma gündemine gelmiyor.

Bugün Washington'da, Berlin'de ya da Londra'dabaşkentlerin simgesi olan parlamento binalarınınbahçelerine gidebilir, piknik yapabilir, fotoğrafçektirebilir hatta tur programları ile içini bilegezebilirsiniz. Oysa Ankara'da bunu yapmanızimkansızdır. Meclis, üç ayrı noktada polis tarafındangiriş çıkışı tutulsa da askerler tarafından korunur.Bahçesine giremezsiniz, önünde fotoğrafçektiremezsiniz, hatta arabanızı bile durdurmanızyasaktır. Keza Anıtkabir de öyledir. Anıttepe'nin engüzel çam ormanı, duvarlar ve duvarların ardındaaskerler tarafından korunur. Neredeyse koca birsemte tekabül eden yeşil alan sivil değil askeridir,girilmezdir.

Ve elbette cumhurbaşkanlığı konutu. Bugün sanırımdünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir cumhurbaşkanlığıkonutu askerler tarafından korunmuyor. Ama bizdeköşkün arkasında koca bir alay var. Şehrin ortasındaen büyük yeşil alan, sivil halka tamamen kapalı.Çankaya Köşkü bir kartal yuvası kadar halkındanuzak. CNNTürk'ün savunma muhabiri Kemal Yurteri'ye"Köşkü neden askerler koruyor?" diye soruyorum. "BirCumhuriyet geleneği..." diye cevap veriyor. Neden bukadar geniş bir alan Ankara halkından korunuyor diyesormam nafile artık... Sözün bittiği yer burası işte.

Sivil hayattan korunan binalar

36

MİMARİ VE REJİM

tartışması*

Mogan

Cam

i

Page 21: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

39

Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezitarafından, Ankara Üniversitesi ÇocukKültürü Araştırma Uygulama Merkezi ileişbirliği halinde düzenlenen Çocuk veMimarlık Eğitim Konferansları’nın ilkiAnkara'da gerçekleşti. İki gün sürenkonferansa, Mimarlar Odası AnkaraŞubesi'ne bağlı 10 temsilcilikle (Karabük,Çorum, Elazığ, Malatya, KDZ Ereğli,Bartın, Bolu, Sivas, Kırşehir,Kırıkkale)birlikte, Ankara'dan üyelerkatıldı. Sürekli Mesleki Gelişim Merkezietkinlikleri kapsamında değerlendirilenKonferans, katılımcıların sicillerineişlenecek.

Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezininkurulmasıyla birlikte eğitimcilerin eğitimiolarak programlanan eğitimkonferanslarıyla birlikte, hem çalışmanınyaygınlaşacağı Ankara Şube coğrafyasındahem de, Ankara da yürütülen çalışmalarda,katılımcılar, çocuklarla ve okullarlabuluşmadan önce çocuk gelişimi, çocukkültürü, çocuk katılımı ile ilgili konulardaeğitim alacaklar. Aynı şekilde 2002 yılındangünümüze kadar gelen çalışmaların daanlatıldığı ve nasıl bir organizasyonlayürütülmesi gerektiğine ilişkin yöntemindeverildiği bu eğitimlerin önümüzdekigünlerde Genel Merkezle programlanarakŞubelerde yapılması planlanmaktadır.

İki gün yoğun bir tempo ile sürenKonferans'ta, ilk gün, ÇOKAUM adınaBekir Onur, Figen Çok, Müge Artar, TülinDemir tarafından, çocukluğun tarihi, çocukve ergen gelişimi, çocuklarla iletişimkonusunda sunuşlar gerçekleştirildi.Konferansın ikinci gününde ise dünyada

TMM

OB

Mim

arl

ar

Odası

Anka

raŞu

bes

iA

nka

raÜ

niv

ersi

tesi

Çocu

kve

Mim

arl

ıkÇ

alışm

ala

rıM

erk

ezi

Çocu

kK

ült

ürü

Ara

ştır

ma

Uyg

ula

ma

Merk

ezi

çocuk ve mimarlık

çocuk ve mimarlık24

çocuk ve mimarlıkçalışmaları merkezi

Çocuk Mimarlık çalışmaları, TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi bünyesinde 2002 yılındabaşlamıştır. Şubenin çalışma programının ana hedeflerinden biri de dır.Bu bağlamda, çocuklarla yapılan tüm çalışmalarda, ve

temel amaç olarak ele alınmıştır.

2002 yılından beri süregelen çalışmalar hem içerik, hem de çalışma alanları açısından zenginleşmiş vebüyümüştür. Bunun neticesinde, çalışmaların kurumsal sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla da

kurulmuştur.

Çocuk ve Mimarlık Çalışmaları Merkezi'nin logosunun elde edilmesi için ulusal bir yarışma açılarak 5mart 2007 de ilan edilmiştir.

Toplam 344 başvuru değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Sadece mimarların değil, diğer disiplinler veözellikle mimarlık bölümü öğrencilerinin ilgisi çok önemli idi. Ayrıca, yarışma vasıtasıyla, Çocuk veMimarlık Çalışmaları Merkezi, farklı disiplinlerle buluşmayı da sağlamıştır.

7 Nisan 2007 tarihinde;1. turda 344 ürün,2. turda 68 ürün,3. turda 23 ürün,4. turda 9 ürün,5. turda 5 ürün

jüri tarafından değerlendirmeye alınmış ve 5. turun sonunda ilk üç ürün ödüle değer görülmüştür.

mimarlığın toplumsallaşmasımimarlık kültürünün yaygınlaştırılması

kentlilik bilincinin oluşturulması

Çocuk Mimarlık Çalışmaları Merkezi

çocuk ve mimarlık örnek bir öğrenme süreci,

bir toplumsal buluşma,ortak heyecan ve ortak hayallerin buluşması

1. Ödül Kaya Din erç 3. Ödül Mükremin Seçim2 l. Ödü Suzan Bahtiyar

çocuk ve mimarlık eğitim konferansı-1gerçekleştirildi

çocuk ve mimarlık çalışmaları, Türkiye'deuygulanmış örnekler ve çocuk mimarlıkçalışmalarının örgütlenmesi üzerine MimarlarOdası Ankara Şubesi adına NurayBayraktar, Özge Şahin, Yonca Hürol, CanMenteş Karabük, İlknur Ataman, EbruBaysal, Tezcan Karakuş Candan ve JülideZeynep Öztürk sunumlar yapmışlardır.

Sunuşların arkasından herkesin katılımı ileyapılan değerlendirmede bu tür eğitimlerinarttırılması ve temsilciliklerde yürütülecekolan çocuk ve mimarlık çalışmalarına katkıkonması beklentileriyle birlikte konferanssona erdi. Konferans değerlendirmelerininyayın haline getirilmesi için hazırlıklar devametmektedir.

Page 22: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

40

bilinmeyen ankara ...Bilinmeyen Ankara baþlýðý alt nda her ay bu sayfalarda bir yapý tanýtýyoruz. Bu yapýlarýn ortak özelliði birçok kiþitarafýndan bilinmiyor, tanýnmýyor olmalarý, yaþadýðýmýz þehrin sahip olduðu, ama varlýðýnýn bile farkýndaolmadýðýmýz, yayýnlarda rastlamadýðýmýz, mimarlýkderslerinde okutulmayan, ama mimari açýdan bilinmeyi hakeden yapýlar bunlar...

ı

iþlevleri veya konumlarý yüzünden içlerine girip çýkamadýðýmýz,

41

Yrd. Doç. Dr. Nuray Bayraktar

TCDD AÇIK HAVA BUHARLI LOKOMOTİF MÜZESİ

çalışabilir durumda 58 adet buharlı lokomotifbulunduğu bilinmektedir.

TCDD Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi ülkemizdebulunan diğer müzeler gibi bugün kullanımda olmayanbuharlı lokomotiflere ev sahipliği yapmaktadır. CelalBayar Bulvarı üzerinde yer alan müze ne yazık kigenellikle sınırlı sayıda İlköğretim Okulu öğrencileri ve

...

Ülkemizde 27 ocak 1860'da İzmir-Aydın hattı ilebaşlayan demiryolu serüveninin en önemli aktörleriolan buharlı lokomotiflerin bir kısmı özellikle Batı veOrta Anadolu Bölgelerinde gerçekleştirilen özelturlarla yerli ve yabancı turistlere hizmet verirken diğerbir kısmı çeşitli müzelerde yer almaktadır. Günümüzde

Foto

ğraf

lar

Nur

ayB

ayra

ktar

artık trenlerin ay-yıldızlı camları açılmıyor

çocuklar ve sonsuza kadar çocuk kalacaklarbellerine kadar camlardan sarkamıyor

ne kurblarda trenin lokomotifinine de yaklaşmakta olan tünel girişlerini görebiliyor

yani ne gördüklerinden dolayıne de kurum kaçmış gözlerle göremediklerindenbaşlarını bir an içeri çekemiyor

artık sonsuza kadar içerde başlarıtren camlarından veda için el bile sallanamıyor

çocuklar trenlerde, evlerde, internet kafelerde açılmaz camlaracamların ardındaki inekler, hayalet trenlere bakıyor

ve kurtarmak için toplama kampına götürülen çocuklarıtren camlarına taş atıyor...

düş hekimi yalçın ergir

belleğinde tren yolculuklarının izleri taze bir grup insantarafından ziyaret edilmektedir.

Bir park olarak düzenlenmiş olan müzede 5 Almanya, 3Amerika, 1 İngiltere, 1 İsveç yapımı olmak üzere toplam 10adet lokomotif yer almaktadır. Bunun yanı sıra 1adetahşap yolcu vagonu ve 1 adet vagon restaurant damüzede sergilenmektedir.

Müzede yer alan lokomotiflerin önünde her bir lokomotifinteknik özellikleri, yapım yeri, kullanım süreleri v.b. yer alanbilgi notları bulunmaktadır. Bu bilgi notlarındananlaşıldığına göre müzede sergilenen 44015 numaralı eneski lokomotifin hizmete girdiği tarih 1912'dir.1990 yılındahizmet dışı kalan bu lokomotifin kullanım süresi 78 yıldır.56375 numaralı en yeni lokomotifin hizmete girdiği tarihise 1948'dir. 1987 yılında hizmet dışı kalan bu lokomotif isetoplam 39 yıl kullanımda kalmıştır.…

...

“buharlı ile bir kez de olsa seyahat edin,yarın çok geç olabilir”

1 TCDD binalarının renkleri TCDD Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 23.09.1984 tarihli Bina ve Sabit Tesislerin Bakım Onarım veTamirine ait 101 Nolu Emir uyarınca saptanmaktadır.Arısoy, E., “Çardak Sokağı Çocukları”, Ankara Magazine Dergisi, Aralık 2006Daha sonra aynı güzergahta çok sayıda prefabrik lojman binası inşa edilmiştir.Lojmanların ısıtması şu anda doğal gaz ile sağlanmaktadır.Lojman binaları ile ilgili olarak Büyükşehir Belediyesi tarafından bir “tasarrufta” bulunulacağına dair duyumlar alınmıştır. Yazının hazırlandığı

tarihlerde lojman alanında resmi giyimli kişilerin tespit yaptıkları oturanlar tarafından ifade edilmiştir.Arısoy, E. tarafından yerleşimde 16 adet lojman binası olduğu belirtilmektedir.

2

3

4

5

6

Sınırlı sayıda ziyaretçisi olmasına karşın müze, hızınhayata egemen olduğu bir dönemde, yoğun taşıttrafiği altında, inatla , hala “ kara tren” sevdalıları içinbüyük bir anlama sahip. Bu nedenle bu insanlar için vekara tren keyfini yaşamamış tüm insanlar için müzedeyer alan yukarıdaki çağrıyı yinelemekte yarar var....

http://www.ergir.comwww.tcdd.gov.tr/muze/lokomuze.htm

Page 23: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

“Hülagü'nün okul, meslek ve siyaset arkadaşlarınıtamamını kapsayan tanıma uyan bir arkadaşıyım.Bizim hikayemiz, İzmir'de, bir yatılı okulda, 1950'debaşlıyor. Afacan bir çocuktu. 1963'de mezun oldu,bir yıl siyasalda okudu. 1964'de ODTÜ ŞehirPlanlama Bölümü'nde buluştuk. Esas eğitimimiz1965'de başladı. 1969'da mezun olduk, ertesi günMimarlar Odası'na kayıt olduk. 1971 yılındaevlendi, 1972-1974 yıllarını BayrampaşaCezaevi'nde geçirdi. Mevhum hastalığını oradakaptı ve ömrü boyunca taşıdı. 1974-1976 yıllarıarası beraber merkez yönetim kurulu üyeliğiyaptık. 1980 sonrası İzmir'e taşındı. Tabi İzmir'etaşınınca eski irtibatı kaybettik, çok sıkgörüşemiyorduk. Son ODTÜ SPK'nın 65.yılıyemeğine geldi, güçlükle yürüyordu, ama geldi.Son görüşümüz oldu, sonra ben birkaç defatelefonla görüştüm, sesi iyiydi. Ama yakınlarınınverdiği bilgi durumunun pek de iyi olmadığıyönündeydi. Son görüşmemden 20 gün sonra ölümhaberini aldım. Anlatabileceklerim bu kadar.”Hüseyin Tanrıöver

“Hülagü'nün kendine özgü çok esaslı bir mizahıvardı. Konuşması, mimikleri, davranışları her anınıyumuşatıyordu, güzelleştiriyordu yaşamı. Hülagü'yüçok seviyorum. Hülagü'nün arkadaşlık ilişkilerimiçerisinde böyle ayrı bir yeri var. Onunla aileortamları içinde çok birlikte olduk. Kendimize özgübir aile yaşamımız yoktu, bir koloni yaşamıydıbizimkisi…”

“Bugün Sevgili Hülagü'yü anmak için bir aradatoplandığımız ilk günancak unutmayın, Hülagü her;68 kuşağı cümle içinde geçtiğinde,Fikirlerin özgürlüğü savunulduğunda,Odtülüler anıldığında,Odtülü olmayanlar anıldığında,Pembe kadife pantolon erkekler tarafından dabeğenildiğinde ve hatta giyildiğinde,Mimari konular tartışıldığında,Şehirler planlandığında,Gençlik günlerinizin idealistleri hatırlandığında,Hastalıklar hayat karşısında yenildiğinde,

Yavuz Önen

Üzgün hastane ve hapishane günleri paylaşıldığında,En sosyal demokrat gününüzde,Ve sıradan her hangi bir gününüzde de hatırlanacaktır ....Çünkü hepimiz Hülagü'den bir parçayı içimizde taşıyoruz.Seni sevgi ve büyük bir özlemle hatırlıyor ve seviyoruz.“

“Gençliğimizin bir parçasını, bir dostu, bir yoldaşı, biryurtseveri, bir babayı, bir eşi kaybettik. Siz orada biraraya gelenler Vefa'nın İstanbul'da yalnızca bir semt adıolmadığını hatırlayanlar, bu gençlik anılarına tanıklıkederken içinizdeki derinliği yeniden keşfetme olanağınıbulabilirsiniz. Bu anma toplantısı biz geride kalanlara,kalanları daha dostça kucaklama fırsatı sunacaksa nemutlu bize.Tüm katılanlara ve bu fırsatı yaratanlarateşekkür ederim. Işıklar içinde yatsın.”

“Hülagü'nün bu genç yaşta aramızdan ayrılması çoküzücü. Ben Hülagü'yü hem okul sıralarından hem de68/69 ders yılında asistanlığımdan tanırım. Son derecezeki, efendi, çevresine açık, verici insandı. Hülagü'yeTanrıdan rahmet dilerim. Ailesine baş sağlığı dileklerimilütfen iletirmisiniz.”

“Birçok arkadaşım gibi Hülagü'yü gözlerindeki sönmeyenışığıyla anımsıyorum. Her yerde, her eylemde vardı. Hemde yoktu. Çünkü onun varlığının farkına ancak yanınagidip konuştuğunuzda varabilirdiniz. Hiç öne çıkmazdı, hiçgeride kalmadığı gibi.”

“Hülagü, girdiği mücadelede hiç şikayetçi olmadansıkıntılarını üstlenmeyi, ama bu arada her zamankisakinliği içinde bir sıra neferi olmayı tercih etti. Kendisinisağlığından eden işkencelerden söz etmekten,işkencecilere tepki gösteren sözler söylemekten sankikaçınırdı. Sanki bütün yaşadıkları, seçtiği yolda

Zeynep Bulguç-Ayşe Gülsen

Ayşe Gülsen Güçlü

Taner Oc

Atilla Keskin

karşılaşılacak olağan işlerdi. Meraklıydı. Olayları,yurtta ve dünyadaki siyasal gelişmeleri çok iyikavrardı. Ama sorarsanız söylerdi. Öyle uzunkonuşmalar yaptığını hiç hatırlamıyorum. Bir ikicümle ile derdini anlatmayı, yorumunu yapmayıyeterli bulurdu.”

“Bulguç'a işkence Putin'e aferin süreci üstüne birdevrimci. 68 kuşağı gençlerinden… Hülagü'nünölüm haberini aldığım anda bir gazetede"Genelkurmaydan Putin'e özel ilgi" başlıklı bir haberokuyordum. Aşkolsun Hülagü! Senin içinağlamıyorum. Sen gerekeni sessizce ve tevazuylayaptın.”

“Sessiz sedasız gitmiş. Odamızın en zordönemlerinde görev üstlenmiş, Oda emekçilerineyoldaş olmuş, can dost, sevgili Hülagü Bulguç'ukaybetmişiz. Çok, çok üzgünüm.”

“Gitti dostlar, şölen bitti, ne eski heyecan, ne hız,yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız.”

“Sevgili Dostlar, üzüntüm sizlerinki kadarbüyük.1965 yılının şubat yada martı olsa gerek.ODTÜ mimarlık amfisinde zemin katta küçük birkafeterya vardı. İç kısma bakan pencerenin yanındabir gurup konuşuyorduk. Öğrenci birliği seçimlerikampanyaları başlamış, İki gurup afişlerini asmıştıbile. Biri Reform gurubu galiba diğeri Güven gurubuidi. Biz dört beş kişi idik. Hülagü Bulguç, HüseyinTanrıöver. Mühendislikten Ümit Gündogdu Gencer,Amca (hep Amca dediğimizden ismi aklımdan çıktışimdi) seçimlere girelim dedik sosyalist olarak. Ozamanlar sosyalizmin isminden korkuluyordu. Amcadurun dedi, mimarlık salonuna gidip geldi. Birazsonra Tunca Bökesoy'la Osman Aybers de yanımızageldiler. Hadi dedik seçime girelim. Birden birekalabalıklaşmaya başladık. Baktık ayakta olacakgibi değil, karşı taraftaki sanıyorum 24 nolu odayagirdik. İlk ODTÜ toplumcu gurup böyle kuruldu veHülagü Bulguç ilk yönetim kurulunda yer aldı ve sfkda kuruldu. Türkiye'nin, ilk sosyalist öğrenci birliğinioluşturduk. Hülagü'nün acısı hiç silinmeyecek gibi.Hepinize sevgiler.”

Katkılarından dolayı, okul, aile, siyaset ve meslekarkadaşlarına teşekkürlerimizi sunuyoruz.Saygıyla anıyoruz.

Arif Şentek

Raşit Gökçeli

Fatih Söyler

Sait Kozacıoğlu

Kamuran Bekir Harputlu

Mimarlar Odası Ankara Şubesi

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi 26 Mart 2007 tarihindeHülagü Bulguç için “Anma” etkinliği düzenlenmiştir. 1969, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge PlanlamaBölümü mezunu olan Hülagü Bulguç, TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi'nde 17, 21, 27 ve 28. dönemlerdeYönetim Kurulu üyeliği yapmıştır. Okul, aile, siyaset ve meslek arkadaşlarının anılarını paylaştıkları ve HülagüBulguç'u gelecek kuşakların tanımasına olanak sağlayan bu anma etkinliğine Bülent Tanık, Yavuz Önen veHüseyin Tanrıöver konuşmacı olarak katılmışlardır. Ayrıca mail aracılığıyla ailesi ve arkadaşlarından gelenmesajlar da katılımcılarla paylaşılmıştır.

Etkinlikte yer alan açıklamalardan bir bölümünü sizlerle de paylaşıyoruz;

HÜLAGÜ BULGUÇ ANISINA SAYGILARIMIZI SUNUYORUZ

Genel Kurul 21. Şubat 1976

42 43

Page 24: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

44 45

teknik bilgiler

a. Sözleşmenin uygulanmasından işveren/işsahibi tarafından zorunlu bir nedene dayanılarakvazgeçilirse ya da sözleşme tek taraflı olarak feshedilirse, mimar'ın o ana kadartamamlamış olduğu iş aşamalarının bedelleri mimar'a ödenir. Ödemenin yapılmasıdurumunda, mimar, o ana kadar gerçekleştirdiği işleri işveren/işsahibine teslim eder. Yarımkalmış iş aşamalarının bedelleri tam olarak ödenir. İşveren/işsahibi, zorunlu bir nedenolmaksızın sözleşmeyi fesheder ya da işten vazgeçerse, henüz tamamlamadığı işaşamalarının toplam bedelinin % 30'u mimar'a tazminat olarak ödenir

b. Mimar zorunlu haller dışında, geçerli bir neden olmaksızın, sözleşmesinde yazılı mimarlıkhizmetlerini yapmadığı ya da sözleşme hükümlerinde belirtilen hususlara uymadığı taktirde,işveren/işsahibi, mimar'a 15 gün süreli bir bildirim göndererek sözleşme ve eklerininhükümlerine uymasını ister. Mimar, bu bildirimde verilen süre içinde ve istenilen hususlarauymamakta ısrar ederse, başkaca bir ihtara ve karar almaya gerek kalmaksızınişveren/işsahibinin sözleşmeyi fesih hakkı doğar. Sözleşme bu şekilde feshedildiği taktirde,mimar'ın hakedişleri ödenmez ve durum Mimar'ın Listesi'ne kayıtlı olduğu MimarlarOdası'na bildirilir.

c. Zorunlu bir nedenle sözleşme durdurulursa, mimar, o ana kadar gerçekleştirdiği işleriişveren/işsahibine teslim eder. Bu işler, işveren/işsahibi ve mimar arasındadeğerlendirilerek, bunların değeri mimar'a o ana kadar yapılan ödemelerin üzerinde ise,aradaki fark mimar'a defaten ödenir. Eksik ise, aradaki fark mimar tarafındanişveren/işsahibine ödenir.

d. İş geçici bir süre durdurulmuşsa, mimarın tamamladığı iş aşamalarının bedelleritamamlandığı yılın tariflerine göre hesaplanarak ödenir.

e. Herhangi bir nedenle, mimar'ın işi yapmasına ya da mesleğini icradan menine MimarlarOdası'nca ya da mahkemece karar verildiği taktirde, sözleşme feshedilmiş sayılır veişveren/işsahibinin alacak ve diğer hakları saklı kalmak koşuluyla, hüküm alınmasına ya dabildirimde bulunulmasına gerek kalmaksızın işveren/işsahibinin kayıpları mimar'ınvarlığından karşılanır.

f. Memlekette genel ya da kısmi seferberlik ilanı, mimarın çalışma yerlerini etkileyen, yangın,sel, deprem gibi doğal afetler meydana gelmesi ya da bulaşıcı hastalık olması, İş sahibi'ninya da mimarın iflası ve acz içerisine düşmesi halinde; bunların işe tesirleri oranında süreuzatımı yapılır ya da sözleşme durdurulur ya da feshedilir.

İŞVEREN/İŞSAHİBİNİN SÖZLEŞMEYİ FESHETMESİ YA DA İŞTEN VAZGEÇMESİ

1 . Mimarlar Odası, serbest mimarlık hizmetlerinin yürütülmesinde meslek mensuplarıarasında haksız rekabeti önlemek, üretilen hizmetlerin nitelikli, toplum ve meslek yararınaolmasını sağlamak amacıyla gerekli gördüğü önlemleri alır.

2 . Mimarlar Odası, tescil süresi içinde serbest mimarların, hizmetlerini ve bürolarını,denetlemeye ve sicillerini tutmaya yetkilidir.

3 . Mimarlar Odası, şubeler tarafından her yıl güncellenerek düzenlenen serbest mimarlarlistesini, belirlediği ilan şekli ile kamuoyuna, inşaat ve kullanma izni veren yetkili mercilereduyurur.

4 . Mimarlar Odası, mimar ile işveren/işsahibi arasındaki ilişkileri hakkaniyet çerçevesindedüzenleyecek tedbirler alır, çalışmalar yapar. Bu anlamda işveren/işsahibi ile mimararasında doğabilecek uyuşmazlıklarda arabuluculuk görevini üstlenir.

5 . Mimarlar Odası, gerektiğinde eser sahibi mimarın bulunabilmesi için, iş sahibinin yasaltebligat ve ilanıyla eş zamanlı olarak, Oda yayın ve iletişim organları yoluyla duyuru yapar.

: Mimarlık hizmetlerinin yapılmasından dolayı taraflar arasında doğabilecekanlaşmazlıkların çözümü uzlaşma yoluyla sağlanamadığı taktirde,uzlaşmazlığın bütün taraflarının isteği üzerine, mimarın "Serbest MimarlarListesi"ne kayıtlı olduğu ya da inşaatın yapıldığı yerdeki Mimarlar Odası'nınhakemliğine başvurabilir.Hakemlik konusunda, “Hukuk Usulü MuhakemeKanunu” hükümleri uygulanır.

Anlaşmazlıklar

ODANIN GÖREV, HAK, YETKİ VE SORUMLULUKLARI

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı tarafından “Mimarlık ve Mühendislik Hizmet Bedellerinin HesabındaKullanılacak 2007 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri Hakkında Tebliğ” 10.03.2007 tarih ve 26458 sayılıResmi Gazete'de yayımlanmıştır.

Merkez Yönetim Kurulu'nun 9 Mart 2007 gün ve 40/22 sayılı toplantısında, Mimarlar Odası MimarlıkHizmetleri Şartnamesi ve En Az Bedel Tarifesinde mimara yapılacak ödemelerde esas alınacak olan2007 Yılı Yapı Yaklaşık Birim Maliyetleri'nin tarihi itibariyle yürürlüğe girmesi kararıalınmıştır.

1 Mayıs 2007

22.12.2006 tarih 40/17 no.lu Merkez Yönetim Kurulu toplantısında görüşülerek kabul edilen TMMOBMimarlar Odası Mimarlık Hizmetleri Şartnamesi ve En Az Bedel Tarifesi madde-4'te “Bölge GeçimEndeksi Katsayısı (d) : Yöre şart ve özelliklerine göre, % 50'den az olmamak koşuluyla Mimarlar OdasıŞubelerince belirlenen katsayı” olarak düzenlenmiştir.

ÜYELERİMİZE DUYURU

Page 25: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

46 47

basın açıklamaları

Osmanlı tarihinin en ünlü sanatçısı Sinan yapıtlarıyla ulusal tarihin fiziksel imgesini oluşturan en önemli yaratıcıdır. Tarihimizinuzun yüzyıllarını çevremizde somutlaştıran varlıklar olarak yapıları günümüz yaşamına katılıyorlar. Sinan'ın mesajının tanımınıbilgi olarak edinmek yeterli sayılmamalıdır. Sinan'ın yapıtı çağdaş bir etkinliği yönlendirici olursa gerçek ödevini yerine getirmişolur. Onun genç kuşaklara ilettiği mesajın yorumu, çağdaş koşullar içinde yapılarında bulduklarımızla orantılıdır. Gençkuşakların hayal gücünü harekete geçiren, yaratıcılığa özendiren olgular geçmiş yaratıcılıklardır. Geçmişin yaratıcılığı,özgünlüğü özendirdiği oranda anlamlıdır. Sinan'ın pek çok yapıtı, tasarımlarının süzülmüşlüğü ile etkileyicidir. Ne var ki buetkinin bilinçli bir değerlendirmeye dönüşmesi, görsel bir etkilenmenin ötesinde, bir yaratma iradesinin akılcı temelini açıklayanbir yoruma dayanmalıdır. Sinan'ın yapıtları bu bağlamda heyecan verici bir düşünsel spekülasyon ürünüdür. Her büyükyapıtında yeni bir şey aramak, yeni bir öğeyi kompozisyona eklemek, istediği mekân etkisini yaratmak için strüktürel şemalarınbütün varyasyonlarını denemek, kendinden sonra gelen mimarların yüzyıllarca gerçekleştiremedikleri yapı düzenlerini kendiyaşamında gerçekleştirebilmek onu büyük sanatçı yapan özelliklerdir.

Onaltıncı yüzyıl, Uzakdoğu dışındaki bütün büyük kültür çevrelerinde büyük kubbeli yapılar dönemidir. Osmanlı kültür dünyası,Sinan'ın elinde, kubbeli yapı strüktürüne özgün bir ifade kazandıran bir üslup yaratarak toplumun yaratıcı potansiyelinin engüçlü gösterisini oluşturmuştur. Genç mimarların Sinan'da bir şeyler bulmaları, onun kendilerine bir esin kaynağı olması, ancakdoğru bir tarihî değerlendirme içinde, büyüklük edebiyatının gösterişlerinden arınmış ve mimarlık olgusunun kendisindeodaklanan bir arayışın sonucu olabilir. Büyük kubbeli camilerin dünyanın kubbeli mimari üsluplarıyla karşılaştırılması Sinan'ınmimari tasarımının strüktürel dinamizminin, yarattığı mimari dilin özgünlüğünün kavranmasına yardım edecektir. Sinan'ınayrıntıların biçimlenmesinden çok, mimari vizyon bütünlüğü arayışından etkilenmeleri onları yeni yaratmalara özendirecektir.

Tarihî kültür bağlamında bütün büyük olgularda insanları birbirine yaklaştıran bir nitelik vardır. Sinan'ın eserinde birleştirici olan,çağının bütün teknik olanaklarını, sanatsal eğilimlerini açıklayan, ortamın yoğurduğu, kalıplandırdığı bir sentez olmasıdır.Osmanlı kültürünün sadece İslam kültürü içinde değil, Akdeniz kültür geleneği içinde de yer alması onun evrensel boyutunun birözelliğidir. Bu çok yönlülük bizim bugünümüzü hazırlayan kültürün eğilimini göstermesi bakımından, günümüzü de anlamamızayardım edebilir. Biz Türk kültürünün sadece Anadolulu, sadece Orta Asyalı, sadece Müslüman, sadece Akdenizli ya da Bizanslıolmadığını görüyoruz. Kaynakların çok yönlülüğü, ulus olarak adaptasyon gücümüzü, yaratma potansiyelimizi belgeliyor.Büyük sanatçı, içinde yaşadığı toplumu yansıtırken, kültürün pek çok boyutunu da aydınlatıyor. Bunlar Türk toplumunun içyaşantısından gelen, kesinleşmemiş eğilimler olabilir. Folklorumuzda bulduğumuz bir dengeli duyarlık, bir insancıl sevgi, birduru anıtsallık gibi. Sinan'ın sanatının bilincini daha derinleştirmek zorunda olduğumuz bir mesajı var. Yapıtlarının estetikgücünde ifadesini bulan enerji günümüzün insanına da yeni çabalar için gerekli enerji kaynağı olabilir. Bütün özellikleriylebugüne kadar ulaşabilen Sinan mimarisinin öğretici gücü buradan geliyor.

Sinan'ın sanatının mesajını toplumun tarihsel doğrultusunu işaretleyen olarak görmek, ulusal kültürün tanımının önemli birbileşenidir. İslam'la Avrupa arakesitindeki konumunda bu sanat Akdenizlidir. Akdenizlilik. Anadolululuk gibi, tarihin heraşamasında yeniden tanımlanması gereken bir jeo-politik ve kültürel konumdur.

Sinan mirasının korunması bağlamında mimarlık kamuoyunun, aydınların ve ulusal kültür kaynaklarının değerlendirilmesiniamaçlayan bilinçli insanların, onun yapılarını, diğer kültür varlıklarıyla birlikte, tehdit eden durumu doğru değerlendirmelerigerekir. Bu tehdit Kanunî türbesi yanına ahşap gecekondu yapmaktan, Süleymaniye imaretini lokantaya çevirmeye, yapılarınınçevresinde saygılı koruma bölgeleri tasarlamak yerine yapı spekülasyonu yapmaya ve Türkiye'deki bilgi ve uzman birikiminidışlayan bir cahil vurdumduymazlığa uzanan davranışlarla karşımıza çıkmaktadır. Fiziksel çevreyi sadece yağmapenceresinden görenlerin ulusal kültüre yaptıkları ve yapabilecekleri zarara karşı çok duyarlı olmamız gerekiyor.

MİMAR SİNAN'I ÖLÜMÜNÜN 419. YILINDA SAYGI İLE ANIYORUZ9 Nisan Mimar Sinan'ın ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen anma etkinlikleri çerçevesinde, bu seneninMimar Sinan bildirisini değerli hocamız Prof. Dr. Doğan Kuban hazırlamıştır. Kuban'ın bildirisini aşağıdasunuyoruz:

Sinan'ın Mesajı

Prof. Dr. Doğan Kuban

İki yıldır, Meclisin ve kamuoyunun gündeminde duran mortgage (tutulu satış / tut-sat) ipotek karşılığı konutfinansmanı sistemi yürürlüğe girmiş bulunuyor. Nüfusun kontrol edilemez bir şekilde arttığı ve kırsal nüfusun kentleregöçü nedeniyle giderek artan konut ihtiyacının çözümü için özellikle sektörün mucize olarak sunduğu sistem,Türkiye'nin konut sorununu çözmekten uzaktır.

Dünyada bazı ülkelerde uygulanmakta olan bu sistemin ülkemizde uygulanabilir olmasının koşulları yoktur. Sisteminuygulanabilmesinin temel koşulu olan düşük enflasyon, buna bağlı düşük faiz, güçlü istikrarlı ekonomi, sürekliistihdam ve alım gücü bulunmamaktadır. Ülkemizde ekonomik hayat, üretim ilişkilerinden koparılmış, yüksek faizedayalı borçlanmayla yürütülür hale gelmiştir.

Mevcut ekonomide bankalar iki üç ay gibi kısa vadelerle mevduat toplayabilmekte, topladıkları mevduatları isemevcut ekonomik verilere göre vadelendirerek çeşitli alanlarda kredi olarak kullandırmaktadırlar. Mortgage, konutfinansmanı sisteminin esası 30 yıl gibi uzun vadeli borçlanmadır. Bu açıdan bakıldığında mevcut ekonomik koşullardeğişmeden bankaların veya mortgage sistemi nedeniyle oluşacak aracı kurumların uzun vadeli konut finansmanısağlaması mümkün değildir.

Mortgage sisteminin uygulanabildiği ülkelerde enflasyon düşüktür. Buna paralel olarak da faiz oranları yıllık % 1-3 gibidüşük oranlardadır. Ülkemizde ise yıllık % 18-20 oranındadır. Kredi kullananlar açısından bakıldığında, bu faiz düzeyiile otuz yıl gibi uzun vadeli bir borçlanmanın mümkün olmadığı, otuz yıl istikrarlı bir iş, iş güvencesi, enflasyona ve faizoranlarına uygun ücret artışı gerektirdiği görülecektir.

Ülkemizin ekonomik işleyişi üretime değil, gayrimenkul rantına ve bu yüksek faizden pay almak için gelen uluslararasısermayeye bağlanmıştır. Üretimin olmadığı hiçbir ekonomik sistemde istihdamın ve enflasyona endeksli ücretartışının sağlanması mümkün değildir. Bu şartlar gözetilmeden bankaların ve aracı kurumların risk alarak kredikullandırması halinde, bir finans krizi kaçınılmaz olacak, böyle bir krizin faturası ise ülkemiz insanı tarafından ödenmekzorunda kalacaktır.

Yasa uzun vadeli borçlanma temeli üzerine inşa edilmiştir. Türkiye gibi siyasi ve ekonomik istikrarın bulunmadığı,ekonominin sağlam temellere oturmadığı ülkelerde istihdamın ve ödeme kabiliyetinin sürekliliğinin sağlanmasıolanaksızdır. Toplumun alım gücü sınırlıdır.

Sürdürülen ekonomi politikaları ile güvenli ve istikrarlı bir ekonominin yaratılacağı iddialarıdayanaksızdır.

MORTGAGE DÜZENLEMESİ KONUT SORUNUNU

ÇÖZMEKTEN UZAKTIR

ÖNCELİKLİ SORUNUMUZ YAPI STOKUNUN SAĞLIKLAŞTIRILMASINA YÖNELİKPOLİTİKALARIN GELİŞTİRİLMESİDİR

Barınma ve sağlıklı çevrelerde yaşama hakkı en temel insan haklarındandır ve sosyal bir devlet anlayışının gereği olarakAnayasamızda yer almıştır. Devlete ve vatandaşa sorumluluklar yüklemiştir. Özellikle kentlerimizde depreme yöneliksağlıklaştırma sorunları acil çözüm beklemektedir.

Mortgage, “Konut Finansman Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” bu temelanlayıştan ve Türkiye'nin konut sorununu çözmekten uzaktır.

Sistem kredi kullanıcılarının haklarını esas almayan, paranın güvencesini esas alan bir yapıdadır.

Türkiye'nin ekonomik koşullarının sistemin uygulanmasına elverişli olmaması, kredi kullanımı sırasında bireysel vetoplumsal mağduriyetler oluşturabilecektir.

Gayrimenkul değerleme alanı ve bu alana ilişkin düzenlemeler konuyla ilgili mesleklerin ve onların bağlı olduğu meslekodalarının yetkisinde olması gerekirken, bu yasa gereği kurulacak hiçbir mantığı, bilimsel dayanağı ve hukukubulunmayan gayrimenkul değerleme uzmanları birliğine bırakılmıştır.

basın açıklamaları

Page 26: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

48 49

Küreselleşen dünyada giderek tüm mal ve hizmetlerin finansman aracına dönüştürülmesi gibi, insanların temelihtiyacı olan barınma ihtiyacı da finansman aracına dönüştürülmüştür. Esas olarak konut alıcısının finansmansorununa çözüm üretmek üzere düzenlemeler yapılması gerekirken küreselleşmenin sonucu olarak oluşan büyükparasal kaynaklara pazar yaratılmaktadır. Düzenleme bu parasal kaynakların bu alanda da kredi olarakkullandırılmasına ilişkin yapılmaktadır. Kâr amaçlı bir sistemdir. Bu özelliğinden dolayı da kredi kullanıcılarının haklarınıesas almayan, paranın güvencesini esas alan bir yapıdadır. Sistemde krediyi verenlerle, krediyi kullananlarınhaklarının birlikte gözetilmesi gerekirken, çıkartılan yasa daha ziyade krediyi verenlerin lehine düzenlemeleriçermektedir.

Yasada verilecek kredi miktarı satın alınacak gayrimenkulün teorik olarak % 75'i kadardır. Her durumda krediyikullananlar satın alınacak gayrimenkulün % 25'ini kendileri bulmak zorundadır. Bu %25'lik pay krediyi verenleraçısından bir güvence yaratmak amacıyla oluşturulmuştur. Ödemede risk olduğu takdirde ya da kredi kurumları bukredilendirme riskini üzerlerinde tutmak istemedikleri durumlarda bu gayrimenkulü kolayca devretmekistemektedirler. Bu aradaki % 25'lik ıskonto ile satış kredi verenlerin satışını kolaylaştırmakta ve herhangi bir maliyükümlülük getirmemektedir.

Konuya kredi kullananlar açısından bakıldığında ise özellikle uzun vadeli kredilerin ilk yıllardaki ödemelerinde kredininanaparası değil, faizi ödenmektedir. Herhangi bir ödeyememe durumunda o ana kadar yapılan ödemeler, % 25 dedahil, yandığı gibi gayrimenkul edinme hayali de yok olmaktadır. Dünyada bu tür gayrimenkullerin alım satımınınyapıldığı bir sistem bulunmakta, çok büyük finansman imkânına sahip şirketler bu alanda faaliyet göstermektedirler.Bu şirketlerin edinmiş olduğu mal varlıklarının karşılığı hisse senetlerinin işlem görmüş olduğu borsa bulunmaktadır. %25'lik eksik değerleme bu yapının oluşturduğu bir orandır.

Öte yandan kredi kullananların kullanmış olduğu krediyi vadesinden önce ödemesi halinde ise yasa % 2'lik birkomisyonun ödenmesini kurala bağlamıştır. Kullanılan kredinin ödenmemesi, ödenememesi halinde ise sistem kısa birzaman diliminde bu sorunun çözülmesini sigorta güvencesine bağlamıştır. Ancak bunun sonunda da sorunçözülmüyorsa gayrimenkul kredi kullandıranlarca satılabilmektedir. Mevcut hukuk düzenimizde bu anlamda kredikullananlar, böyle bir durumda bazı haklara sahipken, bu yasa ile kredi verenlerin lehine sürecin çok çabuksonuçlandırılmasına yönelik düzenlemeler getirilmiştir.

Öte yandan ülkemizde gayrimenkullerin kullanım süreçlerinde maruz kaldığı olumsuz koşulların nasıl giderileceği,sorumluluğu, yapım onarım ile ilgili düzenlemeler yetersizdir. Yapı kullanım süreçleri ile ilgili düzenlemeler bu sistemletoplum açısından son derece önemlidir. Çünkü bu gayrimenkuller güvence olarak kullanılarak hisse senedineçevrilmekte, borsada satılmakta ve yeni finansman kaynağı olarak kullanılmaktadır. İşte bu hisse senedi sahiplerininellerindeki hisse senetlerinin değeri ekonominin gidişatı ile (alım-satım değerleri) ilgili olduğu kadar gayrimenkulünniteliği ile de ilgilidir. Sistem yaratıcılar tarafından bir finansman düzeneği olarak kurgulandığı için bu alana itibaredilmediği görülmüştür.

Mortgage belirli bir ekonomik politikanın aracıdır. Bu ekonomik politika içinde belirli bir mantığı ve işlerliği vardır.Belirli bir gelir gurubuna hitap eder, uygun ekonomilerde bir taşınmaz finansman modeli olarak uygulanabilir. Konutsorununu çözememiş, ekonomisi yetersiz ülkemizde de koşuların oluşması halinde sınırlı bir üst gelir gurubunun konutedinmesinde bir finansman aracı olarak kullanılabilir. Kamuoyunun, basınımızın, sektörümüzün konuya bu çerçevedebakmasının kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından daha uygun bir davranış olacağını düşünmekteyiz.

Bu bağlamda esas olarak ihtiyaç sahibi geniş bir kesimin konut ihtiyacının giderilmesi için politikaların oluşturulması,çaba sarf edilmesi ortak hedef haline getirilmelidir. Barınma ve sağlıklı fiziksel çevrelerde yaşama hakkı en temelinsan haklarından olup Anayasamızda da yer almış ve devlete yükümlülükler getirmiştir.

ANAYASA MADDE 56: Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyigeliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşlarınödevidir.

ANAYASA MADDE 57: Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlamaçerçevesinde, konut, ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerinidestekler.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri sosyal devlet olma sorumluğu ile hareket eden çeşitli iktidarlar, konutsorununun çözümü için çeşitli politikalar üretmişler ve çeşitli araçlar geliştirmişlerdir. (SSK Kredileri, Lojman,Toplu Konut Kredileri, Emekli Sandığı Kredileri, OYAK Kredileri ve OYAK Konut üretimi, Özel İhtisas BankalarıKredilendirme ve Konut Üretimi, Emlak Bankası, …) Ancak, uygulamadaki yanlışlar, olumsuz tutum vedavranışlar, politik çıkarcı etkiler nedeniyle sorun temelden çözümlenememiştir. Bu alandaki temel açmaz, üretimiteşvik etmeyen, geliştirmeyen gayrimenkul rantına dayalı bir ekonomi politikasıdır.

Devletin konut sorununun çözümüne ilişkin oluşturduğu, özellikle de son dönemde aktivitesini artıran Toplu Konutİdaresi, Arsa Ofisi gibi kurumsal yapılar kısa bir süre önce tek bir çatı altına toplanmıştır. Asıl amacı, yoksulların,dar gelirlilerin, gerçek ihtiyaç sahiplerinin gerek arsa, gerekse bitmiş konut ihtiyacının giderilmesine yönelikfaaliyetler yerine, ellerindeki siyasi erki de kullanarak kamu arazileri üzerinde yüksek gelir guruplarına yönelikrant projeleri yapar hale gelmişlerdir. Yine kamu kurum ve kuruluşlarının, Maliye Bakanlığının, Hazinenin elindekiarazileri kamu yararına geliştirmeleri, kullanmaları gerekirken; amacı net olarak belirlenemeyen alan, satan,tahsis eden, takas eden bir kurumsal yapıya dönüşmüştür. Bu durum küreselleşme nedeniyle kamu yönetimininyeniden yapılandırılması söylemleriyle de çelişmektedir. Tüm yetkiler yerelleşirken bu alan Başbakanlığa bağlısınırsız yetkilerle donanmış bir yönetsel yapıya kavuşturulmuştur.

Öte yandan bu yasada kamu yararı açısından hayati öneme sahip Gayrimenkul Değerlemesi ve DeğerlemeUzmanlığı Anayasaya ve Yasalara aykırı olarak düzenlenmiştir. Esası itibarı ile konuyla ilgili mesleklerin ve onlarınbağlı olduğu meslek odalarının yetkisinde olması gereken bu konudaki düzenlemeler bu yasa gereği kurulacakolan hiçbir mantığı, bilimsel dayanağı ve hukuku bulunmayan gayrimenkul değerleme uzmanları birliğinebırakılmıştır.

Bugüne kadar gayrimenkul değerlemesi herhangi bir eğitim, yeterlik ve belgeye dayalı olmaksızın, hukuksaldayanaktan yoksun bir şekilde yapılmakta idi. Sermaye Piyasası Kurulu, bu ihtiyacını gidermek üzere gayrimenkulalanındaki gelişmelerin paralelinde kendisinin kontrol ve denetiminde bulunan Gayrimenkul YatırımOrtaklıklarında ve yeni yasada hukuksal düzenlemeler yapmıştır. Değerleme yapacak kurumsal yapıları vegayrimenkul değerlemecilerinin tabi olacağı koşulları belirlemiştir. Bu alanda faaliyet gösterecekler, bu hukukatabi olarak bu yetkiyi elde edecekler ve kullanacaklardır. Yapılan düzenlemeler hukuk açısından, bilimsel açıdantoplum çıkarları açısından ciddi zafiyetler ve problemler içermektedir.

Bu alanda değerleme yapacaklar SPK'nın belirlediği koşullarda kurulmuş sermaye esaslı bir şirket kurmakzorunda bırakılmışlardır. Bireysel sorumluluk, bilgi ve ehliyetle yapılması gereken böylesi bir işin sermayeşirketinde şirket sorumluluğunda gerçekleştirilmesi tartışmalıdır.Yasada net olarak tanımlanmayan farklıdisiplinlere ihtiyaç duyulan değerleme alanlarında ortak çalışmanın kurumsal yapısı tanımlanmamıştır.

Temel olarak gayrimenkul ve menkul kıymet alanı farklı iki alan ve farklı bilgi birikimi ve altyapı gerektirmektedir.Oysa SPK bu iki farklı bilimsel alanı gözetmeksizin ve lisans düzeyinde almış oldukları eğitimleri de sınırlamadanbu ehliyeti almak isteyen her disipline açık tutmuştur. Bu yaklaşım bilimsel olarak yanlıştır. Temel olarakgayrimenkul değerlemesi ve menkul değerlemesi ayrıştırılmalıdır. Bu alanlarda verilecek eğitimlerin, öncelikle oalanda lisans eğitimi almış olanlara ve lisans eğitimlerine uygun bir değerleme eğitimi verilmelidir.

Kamu otoritesinin son dönemde bazı konularda sertifika programları ile Anayasa ve yasalarımıza aykırı olarakmeslekler ve onların bağlı olacağı meslek odası ya da birliklerini yaratma eğilimi gözlenmektedir. AdaletBakanlığı'nın bilirkişilik odası, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı'nın yapı denetimcileri odası, şimdi de gayrimenkuldeğerlendirmecileri odası gibi. Bu yasanın en temel yanlışlarından birisi de budur. Bu eğilimin güçlenmesi vesertifikalı meslekler yaratılmasının toplumsal maliyeti büyük olacaktır.

Esas itibariyle devletin sosyal niteliğinin yok edildiği, sağlık, eğitim, barınma ihtiyacının giderilmesi gibi temelalanların ve görevlerin piyasa ekonomisine terk edildiği günümüzde, ihtiyaç sahiplerinin konut taleplerinin düşolmaktan öteye gidemeyeceği açıktır. Böylesi açık bir duruma rağmen yasanın çıkarılması, üretimden ve temelekonomik dayanaklardan yoksun ülkemizde seçim öncesi ekonomik hayatın canlandırılmasına yöneliktir.

Yeni meslekler ve yeni meslek birlikleri yaratılmaktadır.

basın açıklamaları

TMMOB MİMARLAR ODASI

Page 27: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

50

basın açıklamaları

YAŞASINYAŞASIN BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA GÜNÜ

1MAYIS

Haydi, 1 Mayıs'a!Haydi, 1 Mayıs alanlarına!

Bundan yüzyılı aşkın bir süre önce emekçilerin ateşlediği fitil

diyenlerin yolunu bugün de aydınlatmaya devam ediyor.

Her 1 Mayıs'ta, bir yandan geçmişte yaşanan mayısların birinci günlerini yeniden anımsamakve yeniden anımsatmak görevimiz var; öte yandan da gelecek güzel günlerde yaşanacak 1

Mayıslara olan inancı dile getirmek görevimiz var.

Bugün, ellerimizde eşitlik, özgürlük ve adalet isteyen bayraklarımız var.Bugün sesimize ses katma, yüreklerimizi yüreklerimizle birleştirme zamanı.

Bugün, neoliberal politikalara ve onların yaratıcılarına daha güçlü karşı durma zamanı.Bugün, gericiliğe ve ırkçılığa karşı daha fazla dik durma zamanı.

Bugün, dünyadaki kardeşlerimizle birlikte bize dayatılan açlığı, yoksulluğu, sömürüyü, savaşı,gözyaşını ve acıyı yenmek için, kendi yaşamımızı ve geleceğimizi savunmak için, mücadele

bayrağını daha da yükseltme zamanı.Bugün, Türkiye'de, Ortadoğu'da ve bütün dünyada savaşa karşı barışın, kardeşliğin, bir aradayaşamın, adaletin ve dayanışmanın hüküm sürdüğü bir gelecek yaratmak için mücadelemizi

kararlılıkla sürdürme zamanı.Özlemlerle yüklüyüz bugün, umutlarla yüklüyüz.

Yitirdiğimiz tüm değerlerimiz 1 Mayıs alanlarında bizimle birlikteler.Yapacaklarımız var daha, birlikte yazacağımız tarihler var.

Yürüyoruz inançla. Yürüdüğümüz bu yolda geride bıraktıklarımız bize ışık oluyorBugün yeniden 1 Mayıs alanlarındayız ellerimizde bayraklarımızla.

“Başka Bir Yaşam, Başka Bir Türkiye,Başka Bir Dünya Mümkün”

77 Bir Mayısı'nın sesleri kulaklarımızda.77 Bir Mayısı'nda yitirdiklerimiz yanı başımızda.

Bugün, yeniden 1 Mayıs alanlarındayız.

Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde -halkın günlük yaşamına yeterince değmeden- sürdürülen tartışmalar, yönetenlerarasındaki iktidar çatışmasının yansımasıyla, toplumu laik-anti laik ekseninde kamplaşmaya itiyor. Yaşanan butartışmalar örgütleri ve bireyleri bu kamplaşmanın bir tarafı olmaya zorluyor.

Emek ve meslek örgütlerinin görevi ve sorumluluğu; bu saflaşmanın dışında emekten, halktan yana bir çözüm oluşturmakve bu eksende bir gücü açığa çıkarmaktır.

Cumhurbaşkanı, Anayasa'da yazılı olduğu biçimiyle TBMM'de seçilecektir. Oysa "Cumhur"un yani "Halk"ın başkanınıseçecek parlamentonun yapısı temsil özürlüdür. AKP toplam seçmenin %25'inin oyuyla parlamentoda %65 çoğunluksağlamıştır. AKP bu antidemokratik temsile dayanarak Cumhurbaşkanını tek başına belirlemek istemektedir. Bu süreçtebütün toplum Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ağzından çıkacak Cumhurbaşkanı adayının adını beklemektedir. Ve neyazık ki bunun adı da "milli irade" olacaktır. AKP'nin bu süreci, halkın %75'inin iradesini karşısına alarak, tek başınabelirleme isteği demokratik değildir.

Diğer yandan, %10'luk seçim barajını savunup "Bu Parlamento Cumhurbaşkanı'nı seçemez" demek de başka bir çelişkidir.Yapılması gereken en kısa zamanda siyasi partiler yasasının ve seçim yasasının değiştirilmesi ve barajların kaldırılmasıdır.

12 Eylül Anayasası'nda Kenan Evren için belirlenen "Cumhurbaşkanı'nın görev, yetki ve sorumlulukları" demokratikparlamenter sistemle uyuşmamaktadır. Yetkileri tartışılmadan, bu yetkileri kimin kullanacağını tartışmak da, yetkilerikullanmaya talip olmak da kabul edilebilir bir durum değildir ve sorunu çözmeyecektir. Anayasa değişikliğine gidilerek,Cumhurbaşkanı'nın yetkileri sınırlandırılmalıdır.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde sorun laiklik ekseninde "Rejim Sorunu" olarak sunulmakta, konu Recep TayyipErdoğan ismine indirgenerek tartışılmaktadır. Oysa toplumun muhafazakârlaştırılması, 12 Eylül'ün ortaya koyduğupolitikaların doğrudan bir sonucudur. Bu politikaları sistematik biçimde uygulayarak "Siyasal İslam"ın gelişmesine katkısunanların bugün laiklikten söz etmesi ironiktir. Oysa laiklik karşıtları ile mücadele 12 Eylül ile hesaplaşmaktangeçmektedir.

Biz gericilik ve gericiliğin beslendiği 12 Eylül uygulamalarının devamından yana olanlar arasında bir tercih yapmayacağız.Başta 12 Eylül olmak üzere bütün darbelerin öncelikli mağduru emekçiler ve halk olmuştur. Anti demokratik yönelimlerinkarşısında olmak her demokratın öncelikli görevidir.

Biz, neo-liberalizme, gericiliğe ve ırkçılığa karşı eşitlikten, özgürlükten, laiklikten, demokrasiden yani emekten ve halktanyana tavır alacak bir Cumhurbaşkanı istiyoruz.

Biz, emperyalizme karşı tam bağımsızlıktan yana tavır alacak bir Cumhurbaşkanı istiyoruz.

Biz yurtta ve dünyada barıştan yana tavır alacak bir Cumhurbaşkanı istiyoruz.

Biz, kırk katır, kırk satır dayatmalarına karşı "Özgür ve Demokratik Bir Türkiye" diyoruz.

Biz tüm demokrasi güçlerini, hepimize dayatılan bu karanlığı birlikte yırtmaya ve dağıtmaya davet ediyoruz.

Cumhurbaşkanı Taraf Olmalıdır!

SÖYLEDİK BİR KERE DAHA SÖYLÜYORUZBİZ NEOLİBERALİZME, GERİCİLİĞE VE IRKÇILIĞA KARŞI

EMEKTEN VE HALKTAN YANA TAVIR ALACAKBİR CUMHURBAŞKANI İSTİYORUZ

KESKTMMOBTTB

Kamu Emekçileri Sendikaları KonfederasyonuTürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

Türk Tabipleri Birliği

Page 28: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

ALİ DİNÇER

1979 yılında Ankara Büyükşehir BelediyeBaşkanlığı, üç dönem (19, 20, 22) milletvekilliğive en son TBMM Başkan vekilliği göreviniyürüten CHP Bursa Milletvekili, MakineMühendisi Ali Dinçer vefat etmiştir. Onurlu biryaşam süren Ali Dinçer'in cenazesi 19 Nisan2007 saat 12.00’de TBMM’de yapılan töreninarkasından Kocatepe Camii’nden kaldırılarakKarşıyaka Mezarlığı’nda defnedilmiştir.

Ailesi ve dostlarına başsağlığı dileriz.

52

kitap tanıtım

1982 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Pennsylvania Üniversitesiortaklığında, Pennsylvania Üniversitesi Müzesi'nde düzenlenen “ModernTürk Mimarlığı” semineri ve sergisine paralel olarak hazırlanan kitap, 1984yılında aynı üniversitenin yayını olarak çıkmıştı. İkinci baskısı Mimarlar OdasıYayınları'ndan 2005 yılında İngilizce olarak yapılan kitap, 2007 yılındaTürkçe'ye kazandırıldı. Kitap, Türk mimarlığının Cumhuriyet dönemi öncesi veErken Cumhuriyet dönemi ulusal kimlikle şekillenen durumu (Yıldırım Yavuz);yeni ulus devletle birlikte modernitenin 'keşfi' (Afife Batur); İkinci DünyaSavaşı süresince yaşanan güç dönemler (Üstün Alsaç); liberal ve demokratikçabalarla birlikte uluslararası stilin gelişi (Mete Tapan); 1960 sonrasıçoğulculuk yaklaşımları ve dramatik değişimler (Atilla Yücel); yanı sıra konutyerleşimleri (Yıdız Sey) ve sosyal bağlamı çizen (İlhan Tekeli) iki tematik yazıyer almaktadır.

Derleyenler: Renata Holod, Ahmet Evin, Suha Özkan, Şubat 2007, MimarlarOdası Yayınları, Ankara.

Kentsel Planlama Derleyen Melih Ersoy

Geleceğe yönelik hedeflere ulaşmak amacıyla sistemli eylem programları hazırlamasüreci olarak tanımlanan planlama, “yapısal zorunluluk” düşüncesinin yerini insanın özgüriradesinin alabileceğine, insanların yaşama müdahale edip ona egemen olabileceklerianlayışına dayanır. Planlama, piyasa mekanizmasının belirsizliğine karşı yapıcı ve kurucuinsan bilincinin öne çıkartılmasıdır.

Kent planlaması ise kentsel alanların mekansal oluşum ve örgütlenmesinin nasıl olacağınıve bu oluşum ve örgütlenme sürecinde izlenecek farklı müdahale biçimlerinintasarlanmasını içerir.

Kentsel alanlarda sanayi devriminin yol açtığı büyük toplumsal ve mekansal sorunlaraçözüm üretmek amacıyla ortaya çıkan ve bir müdahale aracı olarak kamusal boyutubelirleyici olan modern kent planlaması, özellikle 1960’lı yıllardan başlayarak, hem sağideologlar hem de Marksist kuramcılar tarafından yoğun biçimde eleştirilmiştir.

Yeni liberal siyasaların güç kazandığı günümüzde devletin merkezi konumusorgulanmakta, buna bağlı olarak da kamunun stratejik bir aracı olarak işlev görentoplumsal, iktisadi ve mekansal planlama alanlarında kriz yaşanmaktadır. Bu derlemede,ortaya çıkışından başlayarak kent planlamasının tarihsel gelişimi, kuramsal boyutuvurgulanarak sergilenmeye çalışılmaktadır.

Derleyen: Melih Ersoy , İmge Kitabevi Yayınları, 1. Baskı Mart 2007

Modern Türk Mimarlığı Derleyenler: Reneta Holod, Ahmet Evin, Süha Özkan

Page 29: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

ba

sın

da

mim

ar

lık

Radikal Gazetesi 19.03. 2007

54 55

Bir

gün

Gaze

tesi

07

.0

32

00

7

Sabah Ankara 03.05. 2007 24 Saat 27.03. 2007

Bugün

Gaze

tesi

27

.03

.2

00

7C

um

huri

yet

Ankara

09

.03

.2

00

7

Milliyet Gazetesi 27.03. 2007

Sabah Ankara 12.03. 2007

Sabah Ankara 12.03. 2007

Evrensel Gazetesi 20.03. 2007

Evrensel Gazetesi 03.05. 2007

Hürriyet Gazetesi 18.03. 2007

Birgün Gazetesi 13.03. 2007

Birgün Gazetesi 11.03. 2007

Cumhuriyet Ankara 09.03. 2007

Zaman Gazetesi 02.05. 2007

Radikal Gazetesi 13.03. 2007

Cum

huriy

et

Ankara

09

.03

.2

00

7C

um

huriy

et

Ankara

04

.05

.2

00

7 Cum

huri

yet

Ankara

09

.03

.2

00

7

Hürriy

et

Ankara

08

.03

.2

00

7

Hürr

iyet

Ankara

12

.03

.2

00

7

Milliyet Gazetesi 10.03. 2007

Hürriyet Ankara 15.03. 2007

Sabah Ankara 13.03. 2007

Sabah Ankara 02.05. 2007

Page 30: Birbültenletekrarmerhaba, “ HAFIZAYI-BEŞER NİSYAN İLE ... · daniŞtay, kalkinma ajanslari kurulmasina daİr bakanlar kurulu karari İÇİn yÜrÜtmeyİ durdurma ve anayasa

Muh

ittin

Kör

oğlu

56