Top Banner
Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi Ferda Karagöz * Giriş Dış yardım, ana akım kalkınma yazınında gelişmekte olan ülke- lerde (GOÜ) sermaye birikimi yetersizliğini telafi ederek iktisadi kalkın- manın finansmanını sağlayacak başlıca araçlardan biri olarak kabul edil- mektedir. GOÜ’lerde sermaye birikiminin yetersiz olduğunun moderni- zasyon teorisyenleri tarafından teorik olarak gerekçelendirilmesiyle bir- likte, yardım veren ülkelerin yönlendirdikleri dış yardım miktarını arttır- maları uluslararası kuruluşların temel gündemi haline gelmiştir. 1970 yı- lında yapılan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda, gelişmiş ülkeler, gayri safi milli hasılalarının (GSMH) Resmi Kalkınma Yardımı’na 1 (RKY) ayrılan payını % 0,7’ye çıkaracaklarını taahhüt etmişlerdir (UN General Assembly, 1970: 43). Geçen zaman içinde sürekli tekrarlanan ve ulaşıla- mayan bu hedefin, 2000 yılındaki Milenyum Deklarasyonu’nda da, bir kez daha, 2015 yılına kadar gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, bu türden uluslararası yardım toplantılarında Batılı “eski” donör ülkeler ile yükselen ekonomilere sahip “yeni” donör ülkelerin yönlendirdikle- * Araştırma Görevlisi, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü. 1 Dış yardım kavramı, özel yardım, insani yardım, resmi yardım, resmi kalkınma yardımı gibi, amaçları ve taraflarına göre farklılaşan yardım türleri için genel bir ifade olarak kul- lanılmaktadır. Bu çalışmada ise ele alınan yardım türü, bir gelişmiş ülke hükümetinden bir gelişmekte olan ülkeye “yoksullukla mücadele” ve “ekonomik kalkınma” temel amaçlarıy- la verilen Resmi Kalkınma Yardımı’dır. Bu bakımdan bir kalkınma politikasının aracı olan bu yardım türü ve dış yardım birbirlerinin yerine kullanılmıştır. Kalkınma Yardımı Komite- si (Development Assistance Committee -DAC) bir borcun %25’i ya da daha fazlası “hibe” biçiminde ise, diğer bir ifadeyle, borcun bugünkü değeri piyasa faiz oranına sahip bir baş- ka borcun bugünkü değerinden %25 daha düşük ise, bu borcu, yardım olarak kabul etmek- tedir. RKY, düşük ve orta gelirli ülkelere sağlanmakta iken, kalkınma yardımları içerisinde sınıflandırılan Resmi Yardım ise, kişi başına düşen geliri 9000 doları ve üzerinde olan ülke- lere yönlendirilmektedir.
36

Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Feb 21, 2023

Download

Documents

Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 317◆

Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz*

Giriş

Dış yardım, ana akım kalkınma yazınında gelişmekte olan ülke-lerde (GOÜ) sermaye birikimi yetersizliğini telafi ederek iktisadi kalkın-manın finansmanını sağlayacak başlıca araçlardan biri olarak kabul edil-mektedir. GOÜ’lerde sermaye birikiminin yetersiz olduğunun moderni-zasyon teorisyenleri tarafından teorik olarak gerekçelendirilmesiyle bir-likte, yardım veren ülkelerin yönlendirdikleri dış yardım miktarını arttır-maları uluslararası kuruluşların temel gündemi haline gelmiştir. 1970 yı-lında yapılan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda, gelişmiş ülkeler, gayri safi milli hasılalarının (GSMH) Resmi Kalkınma Yardımı’na1 (RKY) ayrılan payını % 0,7’ye çıkaracaklarını taahhüt etmişlerdir (UN General Assembly, 1970: 43). Geçen zaman içinde sürekli tekrarlanan ve ulaşıla-mayan bu hedefin, 2000 yılındaki Milenyum Deklarasyonu’nda da, bir kez daha, 2015 yılına kadar gerçekleştirilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, bu türden uluslararası yardım toplantılarında Batılı “eski” donör ülkeler ile yükselen ekonomilere sahip “yeni” donör ülkelerin yönlendirdikle-

* Araştırma Görevlisi, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İktisat Bölümü.1 Dış yardım kavramı, özel yardım, insani yardım, resmi yardım, resmi kalkınma yardımı

gibi, amaçları ve taraflarına göre farklılaşan yardım türleri için genel bir ifade olarak kul-lanılmaktadır. Bu çalışmada ise ele alınan yardım türü, bir gelişmiş ülke hükümetinden bir gelişmekte olan ülkeye “yoksullukla mücadele” ve “ekonomik kalkınma” temel amaçlarıy-la verilen Resmi Kalkınma Yardımı’dır. Bu bakımdan bir kalkınma politikasının aracı olan bu yardım türü ve dış yardım birbirlerinin yerine kullanılmıştır. Kalkınma Yardımı Komite-si (Development Assistance Committee -DAC) bir borcun %25’i ya da daha fazlası “hibe” biçiminde ise, diğer bir ifadeyle, borcun bugünkü değeri piyasa faiz oranına sahip bir baş-ka borcun bugünkü değerinden %25 daha düşük ise, bu borcu, yardım olarak kabul etmek-tedir. RKY, düşük ve orta gelirli ülkelere sağlanmakta iken, kalkınma yardımları içerisinde sınıflandırılan Resmi Yardım ise, kişi başına düşen geliri 9000 doları ve üzerinde olan ülke-lere yönlendirilmektedir.

Page 2: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

318 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

ri dış yardımın yetersiz ve niteliksiz olduğu belirtilmiş ve bu nedenle dış yardımın daha etkin bir biçimde dağıtılması için gerekli politika önerile-ri sıralamıştır.

Ancak, GOÜ’lerdeki iktisadi kalkınma sorunsalını, dış yardım mik-tarının arttırılması meselesine indirgeyen bu yaklaşıma önemli eleştiriler yönelmiştir. Sermaye birikimi yetersizliğinin ülkelerin kendi “kısır dön-güsü” olmadığı ve uluslararası iktisadi sistemde diğer ülkelerle olan ta-rihsel ilişkilerinden bağımsız ele alınamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, dış yardım miktar olarak arttırılsa bile, reel olarak GOÜ’lere ulaşan miktar-ların oldukça düşük kaldığı görülmektedir. Uluslararası bir yardım kuru-luşu olan Action Aid’in2 raporuna göre (2011), yardım alan ekonomiler-de yoksullukla mücadele ve iktisadi kalkınmayı temel olarak amaçlaması gereken toplam iki yanlı RKY’nin 2009’da % 45’i (120 milyar doların 54 milyar doları), “hayali” olarak gerçekleşmiştir. Uluslararası yardım akışla-rının yarısına yakın bir kısmının yardım alan ülkelere ulaşmamasının se-bepleri arasında, aşırı yönetim maliyetleri, yardım alan ülkelerin ihtiyaç-ları ile örtüşmeyen bağlı yardımlar3, yönlendirilen RKY miktarı hesapla-malarına dahil edilmekle birlikte gerçekte herhangi bir finansman kayna-ğı sağlamayan borç ertelemesi, göçmen ve sığınmacılara yönlendirilen

2 Action Aid, yoksulluğun, eğitim, gıda, sağlık, barınma, çalışma ve siyasi katılım gibi temel insan haklarının ihlali olduğu düşüncesinden hareket eden uluslararası bir yardım kurulu-şudur. Yoksullukla mücadelede, büyüme ile kişi başına düşen gelirin arttırılmasını esas alan “yukarıdan aşağıya” yaklaşımlara karşıt olarak, yoksulların kendi sorunlarında aktif olarak söz almasını hedefleyen katılımcı bir yaklaşım geliştirmenin daha etkin bir yöntem oldu-ğunu savunmaktadır. Daha ayrıntılı bilgi için Bkz. http://www.actionaid.org/who-we-are/how-we-work, indirilme tarihi: 06 Şubat 2012.

3 Bağlı yardım, yardımı veren ülkenin ihracatını geliştirirken, yardımı alan GOÜ’lerin, ge-nellikle pahalı ve düşük kaliteli malları almak zorunda bırakılmasına neden olmakla eleş-tirilmektedir. Böylelikle yoksul ülkelerin ekonomik, kültürel ve sosyal olarak kalkınmala-rının üzerinde yoğun bir müdahaleye maruz kaldıkları ve dış yardımın kullanımını kendi-lerinin yönetemedikleri iddia edilmektedir. Ayrıca bağlı yardımın, pek çok mal ve hizme-tin maliyetini %15-30 arasında artırdığı tahmin edilmektedir. Çünkü bağlı yardım ile yar-dım veren ülkeler, küçük ve yoksulluk odaklı programlar yerine, sermaye yoğun ithal ürün-lere ihtiyaç yaratan ya da yardım veren ülkenin teknik uzmanlığına gerek duyulan projelere yönlenmektedir. Daha ayrıntılı bilgi için bkz. Aid Watch, Untying The Poor; OECD, DAC Recommendation on Untying Official Development Assistance to the Least Developed Co-untries, 2001.

Page 3: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 319◆

yardımlar, etkin olmayan ve aşırı fiyatlandırılmış olan teknik yardımlar ve yoksullukla mücadele hedefinden uzak amaçlarla yönlendirilen yardım-lar sıralanmıştır (Action Aid International, 2006: 9).

Bu çalışmada ise, dış yardım akışlarının arkasındaki siyasi ve eko-nomik nedenlerden hareketle, yükselen donör ülkelerin, gelişmiş Batı-lı ülkelere kıyasla yardım dağıtım kıstasları ele alınmakta ve Türkiye’nin, bu ülkeler arasındaki yeri ve yardım veren bir ülke olarak, GOÜ’lere dış yardım yönlendirmesinin arkasındaki temel sebepler ortaya konulmaya çalışılmaktadır.

Dış yardımın siyasi ve ekonomik arka planı

Günümüz uluslararası yardım kuruluşları ve yardım veren ülkele-rin, az gelişmiş ülkelere yönlendirmekte olduğu dış yardımın, mantıksal kökeni, 1950’li yılların politik ortamı ile yakından ilgilidir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, Avrupalı ülkelerin gücünün gerilediği ve bunun yeri-ne ABD’nin ekonomik olarak yükselişe geçtiği, SSCB’nin ise uluslararası sistemde ABD’nin karşısında yer aldığı iki kutuplu dönemde “süper güç-ler” arasında, bağlantısızlar hareketine4 dahil olan ülkeleri kendi tarafla-rına çekebilmek için yardım yönlendirme yarışına giriştikleri yeni bir dö-nem başlamıştır.

Bu politik gelişmelerin ışığında, modernizasyon kuramının iktisa-di mantığının yeşerdiği teoriler ortaya çıkmıştır. 1960’ların ilk yıllarında Rostow’un “İktisadi Büyümenin Aşamaları” adlı çalışması, iktisadi büyü-menin beş aşaması olduğunu ve bu aşamaların ilkinde, sınırlı üretim ya-pısına sahip, Newton öncesi bilim ve teknolojiye dayalı geleneksel bir toplumun yer aldığını ifade etmiştir. Sonrasında da modern endüstriyel bir topluma ulaşmak için gerekli bu aşamaları, Avrupa’nın geçmiş ol-duğu tarihsel süreçten hareketle analiz etmeye çalışmıştır (Walt Whit-

4 1955 yılında gerçekleştirilen Bandung Konferansı’nda Türkiye de dahil olmak üzere Asya ve Afrika’dan pek çoğu yeni bağımsızlığını elde eden 29 ülke bir araya gelerek, bağlantısız-lar hareketinin ilk çekirdeğini oluşturmuştur. Bu konferansta temel amaç, ekonomik ve kül-türel işbirliğini sağlamak ve Soğuk Savaş’ın taraflarının egemenliğinden bağımsız bir yol haritası izlemek olarak belirlenmiştir.

Page 4: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

320 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

man Rostow, 1960). Arthur W. Lewis (1954) “geleneksel” tarım sektö-ründen, “modern” endüstriyel sektöre emek gücünün aktarılmasını sa-vunurken, Ragnar Nurkse (1966), ülkelerin yetersiz tasarruf birikiminin Harrod-Domar tipi bir büyümeyi engellediğini ve dış kaynaklar ile bu açığın kapatılması gerektiğini öne sürmüştür.

Sonuçta, modernizasyon teorisyenleri, kalkınmayı, iktisadi büyü-me ile birlikte gerçekleşecek doğrusal bir ilerleme patikası olarak değer-lendirmektedir. Bu ilerleme patikasında, bazı ülkelerin başlangıç nokta-sı “0” ya da negatif değerler içerdiğinden, bu türden ekonomileri destek-lemek için bu tasarruf eksiğini tamamlayacak olan dış yardımın devre-ye sokularak, az gelişmiş ülke ekonomilerinde bir büyük itişe yol açma-sı beklenmektedir.

Ancak modernizasyon teorisyenlerinin kurguladığı bu yetersiz ser-maye birikimi ve doğrusal ilerleme patikası görüşüne çok sayıda eleşti-ri gelmiştir. Paul Baran (1957) ve André G. Frank (1969) gibi Marksist ik-tisatçıların geliştirdiği teoriler, Fernando H. Cardoso’nun (1979) bağımlı kalkınmayı öne çıkaran görüşleri ve Raul Prebisch (1950) gibi Latin Ame-rikalı yapısalcı iktisatçıların düşünceleri ile birlikte, 1970’lerde “kalkın-ma” düşüncesine yöneltilen ve sonradan “bağımlılık okulu” olarak ad-landırılacak eleştirilerin zeminini oluşturmuştur. Bu yaklaşımdan hare-ket eden pek çok araştırmacı, modernizasyon kuramcılarına karşıt ola-rak, gelişmiş ve GOÜ’ler arasında geçmişten gelen tarihsel sömürgeci ilişkileri ve iktisadi artığın tüketilmesine neden olan içsel ve dışsal ko-şulları ele almadan, tasarruf-yatırım dengesizliğinin nedenlerini anlama-nın mümkün olamayacağını savunmuştur. Buna göre, gelişmiş ülkelerden yönlendirilecek dış kaynaklar, GOÜ’lerdeki kurumsal açıdan zayıf devlet ve yarı-kapitalist sermaye kesimlerini desteklerken, ülkelerin içsel koşul-larına bağlı olarak, kimi ülkelerde iktisadi kalkınma (Baran ve Frank’tan hareketle) gerileyebileceği gibi, kimi ülkelerde ise (Cardoso’nun ileri sür-düğü gibi) bağımlı bir kalkınma süreci yaşanır.

Ortaya konulan eleştirilere rağmen, 1950’lerden günümüze kadar geçen süreçte, dış yardım politikaları, ana akım iktisat politikalarının bir

Page 5: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 321◆

uzantısı olarak gelişmiştir. GOÜ hükümetlerine yönlendirilen dış yardım ile devlet eliyle kalkınmanın önünün açılmasını savunan Keynesci poli-tikalar, 1950’li ve 1960’lı yıllar boyunca varlığını sürdürmüştür. Ancak 1970’lerde yaşanan krizlerin ardından bu politikalar yerini, Washington Uzlaşı ile birlikte oluşan anlayış çerçevesinde, neoliberal iktisat politika-larına bırakmıştır. Dünya Bankası, IMF vb. uluslararası kuruluşlar, yönlen-dirilen yardımlarla birlikte kamu sektörünün ekonomik faaliyet alanları-nın genişlemesi nedeniyle, kamudan çok daha “etkin” olan özel sektör-deki potansiyel yatırımcıların faaliyet alanlarının daralacağını ve bu ne-denle kamu yatırımlarının azaltılması gerektiğini duyurmuşlardır (Toye, 1993: 191). Gıda teşviki, sosyal güvenlik sistemi, eğitim ve sağlık gibi kamu harcamalarında yaşanan kesintiler sonucunda yoksullaşan milyon-larca çalışan nüfus için bir telafi mekanizması olarak ise, yardım veren ülkeler, ilk olarak, sosyal fonların kurulmasını, hemen ardından ise, ulus-lararası finansal kuruluşlar tarafından borçlandırma yoluna gidilmesini desteklemişlerdir. Bu borçlandırma biçimleri, çoğu kez, borçlu ülkenin sendikalarının gücünü azaltan yasal düzenlemelere gidilmesi gibi içsel bir takım koşullara bağlı olduğundan, ücretli emeğin daha çok baskılan-ması anlamına gelmiştir. 1990’ların ortalarından itibaren ise Afrika’nın pek çok ülkesi ve eski Sovyet Bloğu ülkelerinde uygulanan neoliberal politikaların başarısızlıkları neticesinde, ABD ve dış yardım veren başlı-ca ülkeler, fikirlerini bir kez daha değiştirmiş ve amaçlarının etkin kamu sektörünü yaratmak olduğunu vurgulamaya başlamışlardır. Buna göre, et-kin kamusal bir sistem olmaksızın, özel şirketlerin piyasada faaliyet gös-termesi mümkün olmadığı gibi, projelerin uygulanamaması ile sivil top-lum kuruluşlarının etki alanı daralacak ve borçların geri ödemesi müm-kün olamayacaktır (Sogge, 2002: 125). Bu noktada, GOÜ hükümetlerin-den kurumsal altyapısı sağlam olanlara dış yardım verilmesini içeren ko-şullu (conditional) yardım mantığı ağırlık kazanmaya başlamıştır. Buna karşılık, aynı dönemde, “alternatif bir kalkınma biçimi arayışı” içerisin-de Dünya Bankası’na katılan Latin Amerika ve Karayip Ekonomik Komis-yonu (ECLAC) ve BM sistemi bünyesindeki örgütler, söylemlerinde, ge-nel olarak kalkınmayı değil de yoksulları hedefleyen bir program yürü-

Page 6: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

322 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

tülmesi çabasına girişmişlerdir (Veltmeyer, 2006: 26). Kurumsal altyapısı sağlam olan ülkelere verilecek olan koşullu dış yardım, bir yandan yok-sulluk sıralamasının en altındaki kurumsal yönden zayıf olan ülkeleri dış yardım sisteminin dışına iterken, uluslararası örgütlerin ileri sürdüğü ve yoksulları hedefleyen bir programın nerede ve nasıl yürütüleceği olduk-ça tartışmalı bir durumu ifade etmektedir. Ayrıca koşullu yardım yönlen-dirilen ülkelerde, yardım veren ülkeler, kendi önceliklerine göre politika-lar oluşturmakta, bu durum ise, yardım alan ülkelerin kendi kalkınma po-litikalarını oluşturarak, dış yardıma olan bağımlılıktan kurtulmalarını en-gelleyebilmektedir (Action Aid International, 2011: 17).

Gelinen noktada, dış yardımın yönlendirilme nedenleri ve GOÜ’ler açısından etkinliği ile ilgili tartışmalar varlığını sürdürürken, uluslarara-sı yardım kuruluşları ve Batılı ülkelerden yönlendirilen yardım akışlarına, yeni ve yükselen ekonomilere sahip olan ülkelerin de eklenmesi ile bir-likte, “uluslararası yardım piyasasının” işleyişi daha da karmaşık bir hal almıştır.

“Dış yardım piyasasının” eski ve yeni tedarikçileri

RKY akışlarının tarafları arasında 1990’lardan sonra önemli deği-şiklikler gözlemlenmeye başlanmıştır. DAC*5 üyesi ekonomik olarak ge-lişmiş Batılı ülkelerin yanında sayıları 30’u bulan ve pek çoğu yakın za-mana kadar dış yardım almakta olan ve hatta bir kısmı halen dış yardım almaya devam eden ülkeler de uluslararası “kalkınma” işbirliğine dahil olmuş ve GOÜ’lere dış yardım yönlendirmeye başlamışlardır. Bu durum, yardım veren eski ülkelerin yönlendirdiği yardımların etkinliğini araştı-ran çalışmaların yanında, yeni donör ülkelerin yardım akışlarını da mer-cek altına yatıran ve bu iki yardım veren ülkeler grubunda nitel bir fark-lılığın olup olmadığını sorgulayan araştırmalarda artışa neden olmuştur.

*5 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) çatısı altında 1961 yılında kurulan komi-te, AGÜ’lerin kalkınmalarına yardımcı olmak, ortak yardım çabalarına üyelerin dengeli bir biçimde katılımını sağlamak, yoksulların içinde bulundukları durumun üstesinden gelme-lerine ve yaşadıkları toplumla bütünleşmelerine destek olmak gibi amaçlara sahiptir.

Page 7: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 323◆

Batılı gelişmiş ülkelerin, GOÜ’lere yardım akışlarının altında yatan nedenler ile ilgili makro düzeyde yapılan önceki ampirik çalışmalarda, ikili yardımların veriliş kıstaslarında, yardım alan ülkelerin ihtiyaçlarından çok, yardım veren Batılı devletlerin siyasi ve ekonomik çıkarlarının etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmalarda, miktar olarak çok yüksek yardım akışlarına sahip olan ABD, Fransa, İngiltere, Japonya gibi gelişmiş ülkelerin yardım dağıtım kıstaslarında, ulusal güvenlik, yardım yönlendi-rilen ülkelerle tarihsel bağlar, politik olarak müttefik olunan geçmiş kolo-niler, ticari ilişkilerin geliştirilmesi v.b. nedenlerin ön planda olduğu sonu-cuna varılmıştır5.6Ancak yakın zamanda ortaya konan çalışmalar göster-mektedir ki, geçmişte yardım almakta olan “yeni” donör ülkeler de ulusla-rarası yardım sisteminin işleyiş mantığına kolaylıkla uyum sağlamışlardır. DAC üyesi olmayan bu ülkeleri üç grupta toplamak mümkündür.

İlk olarak “yükselen donör ülkeler”, pek çoğu Soğuk Savaş döne-minde yardım yönlendirmekteyken, piyasa ekonomisine geçiş ile birlik-te yardım almaya başlamış olan, bir kısmı, AB’nin genişlemesi ile birlik-te birliğe üye olan ve yakın zamanda ise, GOÜ’lere yönlendirdikleri yar-dım akışlarını koordine edebilmek için kurallar ve kurumlar oluşturma-ya başlayan ülkelerdir6.7İkinci bir grup ise, Güney-Güney İşbirliği’nin yü-rütücüleri olan Brezilya, Çin, Hindistan, Güney Kore, Kolombiya, Mısır, Güney Afrika gibi gelişmekte olan, orta gelirli ve yükselen ekonomile-re sahip ülkelerdir. Bu ülkeler, genellikle, yardım alan ülkelerle dayanış-malarının altını çizmekle birlikte, bu işbirliğini tanımlarken “donör” ya da “yardım” kelimelerini kullanmaktan çekinmektedirler. DAC ile işbir-liği yapmak konusunda seçicidirler. Son olarak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Arap ülkeleri de RKY yönlendirmektedir (Smith, vd., 2010: 1).

56 Daha ayrıntılı bilgi için bkz: Robert D. McKinlay ve Richard Little, 1977; Alfred Maizels ve Machiko K. Nissanke,1984; N. S. Cooray ve Md. Shahiduzzaman, 2004; Alberto Alesina ve David Dollar, 2000; Yasuyuki Sawada vd., 2006; Paul Collier ve David Dollar, 2002; David Dollar ve Victoria Levin, 2006; Jean-Claude Berthélemy, 2005; Dollar ve Levin, 2006.

67 Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya ve Slovak Cumhuriyeti, Estonya, Slovenya, İsrail, Rusya ve Türkiye gibi DAC ile yakın ilişkilerde bulunan OECD ve/veya AB üyesi ya da adayı olan ülkeler bu grupta değerlendirilmektedir.

Page 8: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

324 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Literatürde her ne kadar, DAC dışında yer alan bu donör ülkelere “yeni” denilse de, aslında bazıları dış yardım faaliyetleri ile uzun yıllardır uğraşmaktadır. Örneğin, 1970’lerin petrol krizi sonrasında, Arap ülkeleri-nin dış yardım akışları hız kazanmıştır ve 1975’ten itibaren, dış yardım fa-aliyetlerini “Koordinasyon Grubu” adı altında yürütmektedirler. Çin Halk Cumhuriyeti de 1949’da kuruluşunun hemen ardından Afrika’ya dış yar-dım yönlendirmeye başlamıştır (Woods, 2008: 2). Bu bakımdan, DAC dı-şındaki bazı ülkelerin yardım akışları yeni olmamakla birlikte, RKY akış-larını yakın zamanda daha etkin bir politika aracı olarak kullanmaya baş-layan bu ülkelerin “uluslararası yardım piyasasını” daha rekabetçi hale getirdikleri düşünülmektedir. Hatta bazı araştırmacılar, daha da ileri gide-rek, bu durumun yardım alan ülkeler açısından da olumlu olabileceğini, çünkü donör ülkeler arasındaki rekabetin dış yardım borçlanmasının ma-liyetini ucuzlatacağını belirtmişlerdir (Klein ve Harford, 2005).

Ancak yardım veren ülkelerin, yardım alan ülkelerde uygulanan proje ve programlardaki kontrolünü içeren dış yardımı herhangi bir mal piyasasındaki ürün gibi değerlendirmek, uluslararası yardım sisteminin işleyiş mekanizmalarını yok saymak olacaktır. Daha önce de ifade ettiği-miz gibi, Batılı hükümetlerin yönlendirdikleri dış yardımların çoğu, yar-dım alan ülkelerde etkin bir kontrole sahip olmalarına olanak tanıyan ve Washington Uzlaşısı gibi neoliberal ekonomi politikalarına bağlı olan ko-şullu yardımlardır. Bu koşullu yardımları yönlendirirken de kurumsal alt-yapısı sağlam ve borcuna sadık olan ülkeleri tercih etmek yönünde karar almışlardır. Ancak çoğu durumda, Batılı hükümetler açısından da, strate-jik olarak önemli ve fakat yıkılmış (Irak, Afganistan gibi) bir ülkeye RKY yönlendirmek, borcun geri ödenebilirliğinden daha önemli olmaktadır. Tüm bunlara rağmen, Batılı yardım uzmanları, yardım alan ülkelerdeki zayıf politikaları, düşük standartları ve artan borç yüklerini desteklemek iddiasıyla yükselen donör ülkeleri eleştirmektedir. Örneğin, Çin, Venezu-ela ve Suudi Arabistan gibi yardım akışları görece yüksek olan ülkeleri inceleyen çalışmalarda, bu ülkelerin, Sudan ve Zimbabwe gibi “yolsuz” ülkeleri destekledikleri ve böylelikle bölgesel ve küresel güvenlik ve is-

Page 9: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 325◆

tikrarı daha tehlikeli hale getirdikleri belirtilmiştir (Manning, 2006). Ay-rıca daha önceden Batılı hükümetlerden dış yardım almış ve bu borcu geri ödeyemediği için borçları ertelenen ülkelere, yeni donörlerden yön-lendirilen dış yardımın, yardım alan ülkeleri daha sorumsuz hale getire-ceği iddia edilmektedir. Ancak Batılı hükümetler ve onların uluslararası kuruluşlarından yönelen bu eleştirilerin arkasındaki esas neden, dış yar-dım aracılığıyla siyasi ve ekonomik çıkarlarını uluslararası arenada yü-rütme alanlarının giderek daralması ile ilgilidir. Örneğin, 2002 yılında, Sudan’da Kanada ve İsveç menşeli petrol şirketleri ülkeden çekilmeye zorlanmış ve Çin, Malezya ve Hindistan menşeli Petrol şirketleri onların yerine geçmiştir (Woods, 2008).

Öte yandan, yükselen donörlerin, dış yardım akışlarını, yardım alan ülkelerin ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirdiklerini söylemek de iyimser bir tutum olacaktır. Her ne kadar, başta Güney-Güney İşbirliği’ne üye ülkeler olmak üzere yükselen donör ülkelerin pek çoğu, yardım yön-lendirdikleri ülkelere koşullar sunmadıklarını ve bu nedenle de onların bağımsızlıklarına saygı duyduklarını belirtseler de, ampirik çalışmalar, bu ülkelerin yardım dağıtım nedenlerinin temelinde de, Batılı devletlere benzer şekilde, bölgesel bir güç olmak gibi stratejik öncelikler, ticari çı-karlar, enerji güvenliği arayışı v.b. amaçların ön planda olduğunu göster-mektedir (Dreher, v.d., 2011: 1951).

Sonuçta GOÜ’lerde iktisadi kalkınmayı ateşlemek gibi temelden tartışmalı bir iddia üzerinden hareket eden dış yardım sisteminde, gerek gelişmiş ülkeler, gerekse yükselen yeni donör ülkelerin, RKY’yi ekonomik ve siyasal bağlılıkları şekillendirmekte güçlü bir diplomatik araç olarak kullandığı görülmektedir. Bununla birlikte, literatürde yer alan çalışmala-rın sunduğu ampirik değerlendirmeler, dış yardımın yönlendirilme ama-cından sapmış olduğuna dair genel bir çerçeve sunmakla birlikte, dış yar-dımın yardım veren ülkelerin kendi çıkarlarına hizmet etmesinin meka-nizmalarına dair somut vaka çalışmaları sunmakta yetersizdir. Çalışma-nın ilerleyen aşamasında, bu mekanizmalar, bir yardım veren ülke olarak Türkiye’den hareketle ortaya konulmaya çalışılacaktır.

Page 10: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

326 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Türkiye’nin dış yardım dağıtım öncelikleri ve nedenleri

Kuruluşunun ilk yıllarından günümüze kadar geçen süreçte başta ABD olmak üzere Batılı devletlerden çeşitli yardım türleri adı altında fi-nansal akışlar elde etmeye kesintisiz olarak devam etmekte olan ve 2009 yılında elde ettiği toplam net RKY miktarı 1.35 milyar dolar seviyesine ulaşan Türkiye, 1990’lı yılların başından itibaren GOÜ’lere yardım yön-lendirmeye başlamıştır. Bir diğer ifadeyle, Türkiye, aynı dönemlerde hem RKY alan hem RKY veren az sayıdaki ülkeden birisidir.

Türkiye ilk yardım programına, Turgut Özal döneminde, 5 Haziran 1985 yılında başlamıştır ve devlet planlama teşkilatı tarafından kapsam-lı bir yardım paketi oluşturulmuştur. Bu proje, Gambia, Guinea, Guinea Bissau, Mauritania, Senegal, Somali ve Sudan’da yürütülmüş ve dış yar-dım bu ülkelerin “kurumsal kapasite inşasına” yönlendirilmiştir. Türkiye İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) eski başkanı Musa Kulaklıkaya ve TİKA uzmanı Rahman Nurdun’a göre (2010:132), bu dönemde, Türkiye için, GOÜ’lerle olan ticaret ilişkilerini geliştirmekte dış yardımı etkili bir araç olarak kullanmak önemli hale gelmiştir. 1980’lerin sonlarına gelindiğin-de ise, Türkiye, Doğu Bloğu’nun dağılması ile birlikte bağımsızlık elde eden Kafkaslar ve Orta Asya’daki “Türkî Cumhuriyetler’e” yardım yön-lendirmeye başlamıştır. Tüm bu gelişmeler neticesinde, Türkiye’nin yön-lendirdiği dış yardım akışlarından sorumlu bir kurumun kurulması zorun-luluğu ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda, 1992’de, Dış İşleri Bakanlığı’na bağlı bir teknik yardım teşkilatı olarak TİKA kurulmuş, 1999’da ise, bu kuruluş, doğrudan Başbakanlık’a bağlanmıştır.

2001 yılındaki “Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun” ile TİKA’nın amaç ve görevleri yeniden düzenlenmiştir. Buna göre, TİKA, başta Türk dilinin konuşuldu-ğu ülkeler ve Türkiye’ye komşu ülkeler olmak üzere, gelişme yolundaki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak, bu ülkelerle; ekonomik, tica-ri, teknik, sosyal, kültürel, eğitim alanlarında işbirliğini, projeler ve prog-ramlar aracılığı ile geliştirmek amacıyla kurulmuştur (Kanun No: 4668, Kabul Tarihi: 02/05/2001). Bu ifade göstermektedir ki, Türkiye’nin dış

Page 11: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 327◆

yardım dağıtım kriterlerinde, Orta Asya’daki ülkeler ve bu ülkelerle var olan tarihsel bağları öne çıkmaktadır.

Grafik 1: Türkiye’nin Verdiği Net İki yanlı RKY’nin Bölgelere Göre Dağılımı, 2000-2009 (milyon dolar)

Kaynak: OECD, DAC Statistics, http://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=ODA_RE-

CIP indirilme tarihi: 10 Kasım 2011.

* Elde edilen veriler 2009 yılına göre sabit fiyatlardır. RKY verileri taahhüd edilen (com-mitment) ve gerçekleşen (disbursment) yardım miktarlarına göre ayrışmaktadır. Gerçekle-şen yardım miktarı, yardım alan ülkelere ulaşan yardım miktarını tam olarak gösterdiğin-den, dış yardım analizlerinde tercih edilmektedir. Bu çalışmada da gerçekleşen RKY ve-

rileri kullanılmıştır.

Nitekim Türkiye’nin son on yılda vermiş olduğu “iki yanlı RKY”78 verileri, Grafik 1’de bölgesel olarak incelendiğinde, Güney ve Orta Asya

78 Yardımda bulunan kurumlara bağlı olarak, iki farklı yardım çeşidinden söz edilebilir. Bun-lardan ilki, gelişmiş bir ülke hükümeti tarafından, az gelişmiş bir ülke hükümetine, ekono-mik kalkınma amacıyla sağlanan düşük faizli ve uzun süreli kredi biçimindeki iki yanlı (bi-lateral) yardımlardır. Çok yanlı (multilateral) yardımlar ise, yardım veren ülkelerin Dünya Bankası, IMF, Afrika ve Asya Kalkınma Bankaları, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı gibi çeşitli uluslararası, ekonomik ve mali kuruluşlara yönlendirdiği ve dağıtımı bu ulusla-rarası kuruluşlar tarafından yapılan kredilerden oluşmaktadır.

Page 12: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

328 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

ülkelerine yönlendirilmiş dış yardım miktarının 2009’da 355.44 milyon do-lara ulaştığı ve 665.31 milyon dolarlık toplam iki yanlı RKY’nin % 53’ünü oluşturduğu görülecektir. Buna karşılık, yoksullukla mücadele açısından dış yardım dağıtımında önceliğe sahip olması beklenen Afrika ülkelerine yönlendirilen dış yardım miktarı 2009’da yaklaşık 47 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir ve Türkiye’nin toplam iki yanlı dış yardım akışının % 7’sini oluşturmaktadır. Ayrıca her ne kadar TİKA uzmanları Afrika’nın pek çok ül-kesine dış yardım yönlendirilmeye başlanmış olduğunu bildirmişseler de, 2009’da Afrika’ya yönlendirilen toplam ikili dış yardımın yaklaşık üçte biri (14.58 milyon dolar), tek bir ülkeye, Sudan’a verilmiş, geride kalan 32 mil-yon dolarlık miktar ise diğer 40 adet Afrika ülkesi arasında paylaştırılmıştır.

Türkiye’nin RKY akışlarının 2003’ten sonra hızla artışı, iki yanlı ve çok yanlı RKY dağılımlarının gösterildiği Grafik 2’de de görülmektedir.

Grafik 2: Türkiye’nin yönlendirdiği RKY içinde iki yanlı/çok yanlı RKY’nin payları (milyon dolar, 2009 fiyatlarıyla)

Kaynak: OECD, DAC Statistics, http://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=ODA_RE-

CIP indirilme tarihi: 10 Kasım 2011.* 2010 yılı verileri kesinleşmemiştir.

Page 13: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 329◆

Türkiye’nin 2004 yılına kadar çok yanlı RKY miktarı, iki yanlı yar-dım miktarından daha fazlayken, 2004 yılı itibariyle iki yanlı RKY’nin payı 42.4 milyon dolardan 394.8 milyon dolara yükselerek, 9 kattan faz-la bir artış göstermiştir. Hakan Fidan ve Rahman Nurdun (2008: 101), Türkiye’nin toplam RKY’sindeki artışı, 2005’ten itibaren ele almış ve bu artışın arkasındaki nedenlerle ilgili olarak üç tespitte bulunmuşlardır. Bunlar, Pakistan’da yaşanan deprem ve Doğu Asya’daki tsunami felaketi-nin ardından Pakistan ve Doğu Asya ülkelerine yönlendirilen insani yar-dım akışlarındaki artış, Türkiye’nin Afrika ve Ortadoğu’daki yardım pro-jeksiyonları ve diğer devlet kurumlarının dış yardım rakamlarına ulaşa-bilmek olarak sıralanmıştır.

İlk olarak, Pakistan ve Doğu Asya ülkelerine yönlendirilen insani yardım akışları, 2004 yılı yardım akışlarındaki artışı açıklamakta yetersiz-dir. Çünkü Doğu Asya’daki tsunami felaketi 26 Aralık 2004’te, Pakistan depremi ise 8 Ekim 2005’te gerçekleşmiştir. Grafik 3’te toplam dış yar-dım akışında 2004’te ani bir yükseliş gözlemlenirken, insani yardım akış-ları, aynı yıl sınırlı bir ölçüde artış göstermiş ve esas olarak 2005’te art-mıştır. Ayrıca insani yardım, 2005’te 212 milyon dolara yükselmiş olsa da, sonraki yıllarda eski seviyelerine gerilemiştir. Diğer bir ifadeyle, insa-ni yardım, Türkiye’nin yıllar boyunca yönlendirdiği tüm RKY akışlarının içerisinde düşük bir paya sahiptir.

Page 14: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

330 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Grafik 3: Türkiye’nin yönlendirdiği insani ve teknik yardım miktarı (milyon dolar, 2009 fiyatlarıyla)

Kaynak: OECD, DAC Statistics, http://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=ODA_RE-

CIP indirilme tarihi: 10 Kasım 2011.

Dış yardım akışlarının 2004’e gelindiğinde bir önceki yıla göre keskin bir biçimde artmış olmasında, pek çok organizasyon tarafından yönlendirilen ve daha önce Devlet Planlama Teşkilatı ya da Türkiye İsta-tistik Kurumu’na rapor edilmemiş yardım akışlarının toplanma yöntemle-rindeki iyileşmelerin etkisi olduğu belirtilmiştir (Kulaklıkaya ve Rahman, 2010: 138). Her ne kadar veri toplama yöntemlerindeki iyileşmelerin et-kisi önemli olsa da, iki yanlı RKY miktarının 2004 ve sonrasında hem ar-tışını sürdürmesi hem de bu süreçte Türkiye’den yardım alan ülke profi-linde yaşanan değişiklikler, yönlendirilen yardım akışındaki artışın arka-sında, bu gelişmelerle açıklanamayacak politika değişiklikleri olduğu iz-lenimini vermektedir.

Page 15: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 331◆

Grafik 4: Türkiye’nin RKY Yönlendirdiği Başlıca Ülkeler, 2000-2009 (milyon dolar, 2009 fiyatlarıyla)

Kaynak: OECD, DAC Statistics, http://stats.oecd.org/Index.aspx?DataSetCode=ODA_RE-

CIP indirilme tarihi: 11 Kasım 2011.

Grafik 4’te, Türkiye’nin dış yardım akışlarında 2009 yılı verileri-ne göre ilk sırada yer alan ülkeler gösterilmiştir8.9Buna göre, sıralanan on ülke Türkiye’nin 2009’da yönlendirdiği 665.31 milyon dolar toplam iki yanlı dış yardımın 444.4 milyon dolarlık kısmını elde etmektedir. Bu du-rum, Türkiye’nin yönlendirdiği dış yardım akışlarının % 66’sının belirli ülkelerde yoğunlaştığını göstermektedir.

Grafik 4’te, Pakistan’a gönderilen yardım miktarının 2005 dep-rem felaketi ile birlikte arttığı, ancak sonraki yıllarda düşüş gösterdiği gö-rülmektedir. Bununla birlikte, 2004’te toplam RKY’den en çok pay elde eden ülkeler, sırasıyla, Kırgızistan, Kazakistan ve Irak olurken, Azerbay-

89 2009 yılında Türkiye’den RKY elde eden başlıca ülkeler arasında 20,63 milyon dolarlık yardım miktarı ile Kosova da yer almakla birlikte, bu ülke Türkiye’den ilk defa 2009 yılın-da RKY elde ettiğinden, yardımın yıllara göre akışının gösterildiği Grafik 4’e dahil edilme-miştir. Kosova’nın elde ettiği RKY miktarı da dahil edildiğinde, bu ülkelerin elde ettiği top-lam yardım miktarı tüm RKY’nin % 70’ine yükselmektedir.

Page 16: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

332 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

can ve grafikte yer almamakla birlikte Türkmenistan ise bu üç ülkenin ar-kasında sıralanmıştır. Ne var ki, 2004’ten sonra dış yardım elde eden ül-keler arasında Azerbaycan ve Türkmenistan gibi ülkelerin payı azalır-ken, Ortadoğu’daki ülkelerin ağırlığı artmaya başlamıştır. 2005 ve sonra-sında Afganistan’a yönlendirilen dış yardım miktarı giderek yükselmiş ve 2007’den sonra Afganistan, Türkiye’nin dış yardım yönlendirdiği ülkeler arasında ilk sıraya yerleşmiştir. Irak, en çok yardım elde eden dördüncü ülke olurken, Filistin’e yönlendirilen dış yardım miktarı 2008’ten 2009’a gelindiğinde 18 milyon dolardan 48 milyon dolara yükselmiştir. Tüm bu gelişmeler, Türkiye’nin dış yardım politikasının dış politikada ve özellikle de Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerden bağımsız olmadığını göstermek-tedir. Bu durum, Türkiye’nin dış politikasında yakın zamandır ifade bu-lan “yumuşak güç” kullanımında, dış yardımın, TİKA uzmanlarının be-lirttiği gibi en etkin araçlardan biri olduğunu desteklemektedir (Kulaklı-kaya ve Nurdun, 2010:136). Joseph Nye’a göre (2004), yumuşak güç, bir ülkenin, zorlama olmaksızın bir diğer ülkeden istediğini alma yeteneği-dir. Peki, Türkiye’nin dış yardım yönlendirdiği ülkelerden istediği nedir?

Türkiye’nin yönlendirmekte olduğu dış yardımın bir “yumuşak güç” olarak yönlendirilme amaçları ve etkinliğini daha ayrıntılı inceleye-bilmek için, RKY’nin, yönlendirildiği başlıca ülkelere ve bu ülkelere yön-lendirilen bağlı yardım, teknik yardım gibi dış yardım türlerine ayrıntılı olarak bakmak gerekmektedir.

Grafik 5’te, Türkiye’nin yönlendirdiği RKY’nin yardım kategorile-rine göre dağılımı gösterilmektedir. Bu veriler, Action Aid adlı uluslara-rası yardım kuruluşunun reel/hayali yardım sınıflandırmasına göre yeni-den değerlendirildiğinde, toplam iki yanlı RKY’nin yaklaşık %8’sinin yö-netim giderlerine, %9’unun ise sığınmacılara yönlendirildiği görülmek-tedir. RKY tanıtım çalışması da bu miktara dahil edildiğinde, toplam iki yanlı RKY’nin yaklaşık %18’inin yardım alan ülkelere reel olarak yönlen-dirilmediği ortaya çıkmaktadır. Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları’na destek başlığı altında sınıflandırılan 48.06 milyon dolarlık RKY’nin 30.5 milyon doları ise genel, temel ve yüksek eğitime destek amaçlarıyla Diyanet İş-

Page 17: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 333◆

leri Başkanlığı tarafından yönlendirilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu RKY türü altında yönlendirdiği dış yardımlara daha ayrıntılı bakıldı-ğında, ilk sırada, 22.39 milyon dolar ile Filistin’in yer aldığı görülmekte-dir. Bu miktar, 2009’da Türkiye’den RKY akışları elde eden ülkeler ara-sında beşinci sırada yer alan Filistin’e yönlendirilen toplam RKY akışları-nın % 52’sini oluşturmaktadır.

Öte yandan, Milenyum Kalkınma Hedefleri ile birlikte ortaya ko-nulan yoksullukla mücadele amacının temel mantığı, dış yardımın GOÜ’lerde kamu hizmetlerini desteklemesi yoluyla en yoksul ve kırıl-gan olan kesimlerin yararına hizmet etmesi iken, literatürdeki çalışmalar-dan hareketle var olan durumun genellikle böyle olmadığı ve yardım ve-ren ülkelerin birçoğunun yardımlarını, jeopolitik ya da ticari olarak iliş-kide oldukları komşu ülkelere ya da kültürel ve tarihsel ortaklıkları oldu-ğu ülkelere yönlendirdikleri görülmektedir. Türkiye’nin dış yardım poli-tikasının arkasında ise iki temel neden olduğu iddia edilmektedir. TİKA yetkililerine göre, dış yardım, politik ve stratejik açıdan, AKP hüküme-ti tarafından bölgesel bir güç olmak yolunda bir araç olarak görülmekte, büyüyen Türkiye ekonomisi için gelişmekte olan ülkelerde yeni pazar-lar elde etmek ihtiyacı ise dış yardımın ticari gerekçesini oluşturmakta-dır (Kulaklıkaya ve Rahman, 2010: 132). Bu durum, Türkiye’nin dış yar-dım yönlendirmedeki motivasyonunun Batılı devletlerin yardım politika-ları ile oldukça benzer olduğunu göstermektedir. Türkiye’nin yönlendir-diği dış yardımın arkasındaki politik ve ticari gerekçelerin nasıl işlerlik kazandığının anlaşılması ise dış yardım türlerinin alt kalemlerinin ayrın-tılı olarak incelenmesi ile mümkündür.

Page 18: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

334 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Grafik 5: Türkiye’nin 2009’da Yönlendirdiği Toplam RKY’nin Yardım Kategorilerine Göre Dağılımı (milyon dolar, cari fiyatlarla)

Kaynak: TİKA Raporlama ve Koordinasyon Birimi (Mayıs 2010) 2009 Kalkınma Yardım-

ları Raporu,s:12.

Grafik 5’te Program-Proje Yardımlarının 238.62 milyon dolar ile toplam RKY içerisinde en büyük yardım kalemini oluşturduğu görülmek-tedir. Program yardımları, yardım alan ülke hükümetine genellikle büt-çe desteği şeklinde yönlendirilen bir yardım türüdür. Bu türden yardım-ların en önemli amaçları arasında, yardım alan ülke hükümetinin kendi politikalarını uygulamasını sağlamak, ülkedeki yönetimsel kapasiteyi ge-liştirmek ve yardımın işlem maliyetlerini düşürmek olduğu belirtilmiştir (Transparency International, 2007). Proje yardımları ise, yardım veren ül-kelerin çoğunlukla doğrudan müdahalede bulunduğu ve en başından be-lirlenmiş bir hedefe yönelik olarak yapılan yardım türüdür (Cordella ve Dell’Ariccia, 2003:11).

Page 19: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 335◆

Toplam RKY içerisinde yer alan bir diğer dış yardım türü ise, genel-likle, yardım alan ülkenin yurt dışında ya da yurtiçinde eğitim gören va-tandaşlarına yapılan hibeler ile yabancı ülke ve kuruluşların danışman ve personeline yapılan ödemeleri içeren teknik yardımlardır. Bu türden yar-dımlar ise, etkinsizlik ve aşırı fiyatlandırılmış olmak yönlerinden eleştiril-mektedir (Action Aid International, 2006: 10).

Bununla birlikte, her ne kadar proje-program yardımı ile teknik yardım arasında teorik bir ayrımın olduğu görülse de, Türkiye’nin yön-lendirdiği RKY verilerinin sınıflandırılmasında, bu iki dış yardım türü ara-sında net bir ayrıma gidilmediği görülmektedir. Örneğin, TİKA’nın envan-ter bilgi sistemine göre (2010), proje yardımları kalemine dahil edilmesi gereken okul, hastane inşaatlarına yönelik yardım türlerinin bazılarının teknik yardım kalemlerinde yer aldığı ya da hükümetler emrine verilen bursların her iki yardım kategorisine de dahil edildiği görülmektedir9.10

Öte yandan, gelişmiş ülkelerin verdikleri yardım türleri değerlendi-rilirken, içeriğinde bağlı yardım miktarının yüksek olduğu RKY’nin, yar-dım alan ülkelerden ziyade, yardım veren ülkelere yarar sağladığı belir-tilmişti. Ancak, gerek OECD Kalkınma Yardımları Komitesi, gerekse TİKA ile yapılan görüşmelerde Türkiye’nin verdiği bağlı yardım miktarına dair verilere ulaşılamamıştır10.11

910 TİKA 2009 raporunda, bu durum ile ilgili olarak, “yardımlarını tüm Türk kamu kurum ve kuruluşlarının işbirliği ile yapan ve dolayısıyla istatistikî bilgileri de yine söz konusu kuruluşlarla birlikte üreten ülkemizin, gerçekleştirdiği yardımları farklı bakış açıları ile değerlendirmesi(nin) özellikle teknik işbirliği ve proje/program yardımlarının birbirine ge-çişine” neden olduğu belirtilmiştir.

1011 OECD bağlı dış yardım verilerinin Türkiye’den gönderilmediğini bildirirken, TİKA ile ya-pılan görüşmelerde, Türkiye’nin OECD’ye üye olmakla beraber, DAC’a üye olmadığından, proje/program bazlı rapor verilmediği ve bağlı yardım miktarı ile ilgili ise herhangi bir he-saplama yapılmadığı belirtilmiştir.

Page 20: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

336 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Grafik 6: Türkiye’nin Yönlendirdiği Proje/Program ve Teknik Yardımların Veriliş Amaçlarına Göre Dağılımı, 2009 (milyon dolar)

Kaynak: TİKA’dan elde edilen verilerden hareketle yazarın kendi hesaplamalarıdır.

Grafik 6’da Türkiye’nin Proje ve Program Yardımları ile Teknik Yar-dımları, yardım alan ülkelere yönlendiriliş amaçlarına göre yeniden sı-nıflandırılmıştır12. Buna göre, ilk sırada, eğitim kategorisinde sınıflandırı-lan, Türkiye ve Kırgız hükümetleri arasında 1995’te imzalanan anlaşma-ya göre kurulan Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ile Türkiye ve Ka-zakistan hükümetleri arasında 1993’te imzalanan anlaşmaya göre kuru-lan Ahmet Yesevi Üniversitesi’ne yönelik harcamalar yer almaktadır. Bu yardımlar, toplam RKY’nin ise, yaklaşık olarak %19’unu oluşturmaktadır. Her iki ortak devlet üniversitesinin de kuruluş amaçları, “Türkî cumhuri-

1112 TİKA’dan elde edilen verilerde, 2009 yılında yönlendirilen 665.31 milyon dolarlık toplam iki yanlı RKY’nin 499.2 milyon dolarlık kısmına ulaşılabilmiştir. Benzer şekilde, 238.62 milyon dolarlık proje-program yardımının 229.63 milyon dolarlık kısmına ve 158.84 mil-yon dolarlık teknik yardım miktarının ise 119.74 milyon dolarlık kısmına ulaşılabilmiş, veriler hizmete özel bilgiler içeren projelerle ilgili olduğu gerekçesi ile TİKA yetkilileri ta-rafından kısıtlandığından, geri kalan kısmına ulaşılamamıştır. Bu nedenle, Grafi k 6, ulaşıla-geri kalan kısmına ulaşılamamıştır. Bu nedenle, Grafi k 6, ulaşıla-ulaşılamamıştır. Bu nedenle, Grafik 6, ulaşıla-bilen veriler ile sınırlıdır.

Page 21: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 337◆

yetlerde üniversite çağında bulunan gençlerin bir çatı altında toplanarak uluslararası çağdaş bilimin eğitim gereklerine göre eğitilmelerini ve Türk-lük bilincine kavuşturulmalarını sağlamak” olarak belirlenmiştir (Yüksek Öğretim Kurumu, İlgili Mevzuatı). Her iki üniversitenin de finansmanının taraf ülkelerin yapacağı yardımların yanı sıra, öğrencilerden alınacak ka-tılım payları, bağışlar ve üniversitenin faaliyet ve teşebbüs gelirlerinden karşılanacağı, YÖK tarafından ilgili tüzüğün mali kaynaklar bölümünde belirtilmiştir. Buna göre, 2009’da Manas Üniversitesi’nin gelirlerinin 12.9 milyon doları T.C. hükümetinden, 13.5 milyon doları ise üniversite gelir-lerinden elde edilmiştir (Manas Üniversitesi,2011). Türkiye’den gelecek öğrenciler ÖSYM sınavı ile belirlenirken, eğitim, Manas Üniversitesi’nde tamamen ücretsiz, Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde ise Türkiyeli öğrenci-ler için harçsızdır.

Eğitim alanında yönlendirilen bir diğer yardım türü ise, Türk Dili eğitimine yönelik olarak verilmektedir. Bu yardımların büyük bir kısmını, TİKA tarafından yürütülen Türkoloji projesi kapsamında düzenlenen staj programları, yurt dışındaki üniversitelerin Türkoloji bölümü öğretim ele-manlarının maaşları, bu bölümlere kitap alımı ve gönderimi gibi harca-malar oluşturmaktadır.

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yardım alan ülkelerin polis teşkilatlarına yönelik olarak verilen kurslar ve Polis Akademisi’nde oku-yan öğrencilere yönelik destekler de eğitim kategorisinde yer alan bir di-ğer yardım türüdür. Grafik 6’da “güvenlik” başlığı altında yeniden sınıf-landırılan bu türden yardımların büyük bir çoğunluğu teknik yardım ka-tegorisinde verilmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yönlendirilen ve büyük bir ço-ğunluğu teknik yardım olarak sınıflandırılan yardım akışları ise yardım alan ülkelerde yerel dini kurumların kurumsallaşması ve din eğitimi faa-liyetlerine katkıda bulunmak amacıyla ilgili ülkelerin kursiyerlerine veri-len dini eğitimleri içeren eğitim yardımlarından oluşmaktadır.

Page 22: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

338 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Türk Dili, Güvenlik ve Din Eğitimi, yönlendirilen toplam eğitim yardımlarının %17’sini oluşturmaktadır. Bu eğitim faaliyetlerinin ve iki ortak devlet üniversitesine yönlendirilen yardımların dışında kalan eği-tim harcamalarını ise “eğitim-diğer” başlığı altında sınıflandırdığımızda, yaklaşık 41 milyon dolarlık bir yardım akışını elde etmekteyiz. Bu yar-dımların 35 milyon dolar ile % 85’lik bir kısmını Büyük Öğrenci Projesi (BÖP) oluşturmaktadır. Bu projenin amacı, “Türk Cumhuriyetleri ile Türk ve Akraba Topluluklarının, yetişmiş insan gücü ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olmak, Türkiye dostu genç bir nesil yetiştirmek ve Türk Dünya-sı ile kalıcı bir kardeşlik ve dostluk köprüsü kurmak, Türkçeyi öğretmek ve Türk kültürünü tanıtmak, Türk Dünyası’nda yer alan ülkeleri, bu ülke-lerin kendi aralarındaki ilişkileri geliştirerek büyük bir şemsiye oluştur-mak” olarak belirtilmiştir (Milli Eğitim Bakanlığı). Bunların dışında kalan 6 milyon dolarlık diğer eğitim yardımları içerisinde ise, çeşitli ülkelerde-ki okulların donanım ihtiyaçlarının karşılanması, Endonezya’daki Sultan II. Selim Toplum Merkezi’ne yönlendirilen yardımlar, Türkiye hüküme-ti tarafından diğer ülke hükümetleri emrine verilen burslar, TÜBİTAK’ın yürüttüğü “Konuk Bilim İnsanı Destekleme Burs Programı” kapsamında yönlendirilen burslar v.b. faaliyetler yer almaktadır.

Yönlendiriliş amaçları bakımından yukarıda sıralanan yardım türle-ri ile benzerlik gösteren bir diğer yardım faaliyeti ise, Türkiye Radyo Tele-vizyon Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen Türkiye’nin Sesi Radyosu (TSR) yayınlarıdır. TİKA’dan elde edilen bilgilere göre, TSR Türkçe yayınlarıyla, “yurt dışında yaşayan Türklerin Türkiye ve Türk kül-türüyle bağlarının devamının sağlanması, eğitim ve kültür düzeylerinin yükseltilmesi, Türklük bilincinin canlı tutulması, dil, din, örf ve adetleri-ni birlik ve beraberliklerini korumaları, çeşitli konulardaki problemleri-nin çözümüne ışık tutarak Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerini sürdürme-leri” amaçlanmaktadır. TSR yabancı dil yayınlarında ise başlıca hedefin, “Türkiye ve Türk insanını her yönüyle tanıtarak Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti hakkında dünyada olumlu bir kamuoyu oluşturmak” oldu-ğu belirtilmektedir.

Page 23: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 339◆

Bayrampaşa Belediyesi Başkanlığı tarafından yürütülen “Kardeş-lik Sınır Tanımaz” projesi kapsamındaki yardım ise, “Balkan coğrafya-sında bulunan 9 ülke insanıyla Ramazan coşkusunu paylaşmak, onlara Türkiye’yi tanıtmak ve Türk kültüründen Türk mutfağından örnekler sun-mak” amacıyla gerçekleştirilmiştir.

Öte yandan, Türkiye, 23 Temmuz 2003’te Birleşmiş Milletler Gü-venlik Konseyi1213 (BMGK) geçici üyeline başvurmuş ve 17 Ekim 2008’deki seçimlerin ardından 192 oyun 151’ini alarak üyeliğe kabul edilmiştir. Bu süreçte yürütülen lobi faaliyetlerinde, TİKA, GOÜ’lere yönelik ola-rak gerçekleştirilen kalkınma projeleri ile aktif rol almış, Afrika’da yeni koordinasyon ofisleri açılmış ve GOÜ’lerin gecikmiş BM aidatları bu ve-sileyle ödenmiştir (Akgün, 2009: 12-18). Hazırlanan eylem planı çerçe-vesinde oluşturulan bütçenin önemli bir kısmı, bu türden yardımlar şek-linde, 2003’ten itibaren Afrika ülkeleri ve Pasifik’teki küçük ada devlet-lerine yönlendirilmiştir. 2009’da BMGK lobi faaliyetleri kapsamında çe-şitli GOÜ’lere yönlendirilen yardım miktarı ise 2.9 milyon dolardır. AKP hükümetinin “aktif yeni dış politikasının” bir uzantısı olan BMGK geçi-ci üyeliğine kabulün gerek öncesindeki adaylık kampanyasında gerekse sonrasında Dış İşleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamalarda Türkiye’nin bölgesel açıdan önemli konumu, uyuşmazlıkların çözümü ve sürdürüle-bilir kalkınmaya yönelik çabaları ön plana çıkartılmıştır. Ayrıca bu lobi faaliyetlerinin Türkiye açısından yararı, BMGK geçici üyeliği elde etme-si ile sınırlı kalmamıştır. Bu politik gelişmenin yanı sıra, Dış Ticaret Müs-teşarlığı, 2003’te Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilme-si Stratejisini açıklamış, TİKA’nın Afrika ülkelerine yönelik yardımları ve özel sektörün düzenlediği iktisadi organizasyonlarla birlikte Türkiye’nin Afrika’ya ihracatı 2003’te 2.13 milyon dolar iken, 2009’da 10.15 mil-yon dolara yükselerek 3.7 kat artmıştır. Buna karşılık, Afrika ülkeleri ise Türkiye’ye toplam ihracatlarını 2003’te 1.54 milyon dolardan 2009’da

1213 BMGK’nın öncelikli görevi küresel düzeyde barış ve güvenliği sağlamaktır. Uluslararası toplum adına tüm ülkeleri bağlayıcı kararlar almaya ve hatta güvenliği tehdit eden ülkelere karşı kuvvet kullanma ve savaş ilan etmeye yetkili tek organdır.

Page 24: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

340 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

3.93 milyon dolara yükseltebilmişlerdir. Bu durum, Türkiye’nin dış yar-dım yönlendirme kriterlerinde politik ve ekonomik çıkarların bir arada yürütülmesinin bir örneğidir.

Öte yandan, Türkiye’nin RKY dağıtımındaki ekonomik nedenler sadece Afrika ülkeleri ile girişilen ticaret ilişkileri ile sınırlı değildir. Gra-fik 6’da, yönlendirilen proje-program ve teknik yardımlar içinde inşaat yardımlarının üçüncü sırada geldiği ve okul, hastane inşaatlarının yanı sıra tarihi köprü ve cami yapım ve onarımı, proje çizimi gibi işler de dâhil edildiğinde inşaat sektörüne aktarılan toplam yardım miktarının 38.3 milyon dolara ulaştığı görülmektedir.

David Sogge (2002: 125), 1980’lerde uygulanan yapısal uyum programları ve beraberindeki kemer sıkma politikalarını savaş tankları-na, bu politikaların mağduru olan yoksul kesimlere yönelik sosyal gü-venlik fonlarını ise ambulanslara benzetmiştir. Buna paralel olarak, RKY akışlarına tarihsel süreç içerisinde bakıldığında ise, II. Dünya Savaşı’ndan Ortadoğu’nun işgaline kadar reel savaş koşullarının yaşandığı pek çok ül-kede bir telafi mekanizması işlevi görmekte olduğu anlaşılmaktadır. Çün-kü RKY, her ne kadar askeri yardımı içermese de, savaştan çıkan ülke-lerin “yeniden yapılandırılması” için ya da “insani” amaçlarla aktarılan kaynaklar da, dış yardımın kapsamı içinde yer almakta, bu nedenle de savaş döneminde artış göstermektedir. Diğer bir ifadeyle, savaş tankla-rı Irak, Afganistan, Filistin ve son dönemde Mısır’ı yerle bir ederken, dış yardım, savaş mağduru insanların tedavisine, yıkılan okul ve hastanele-rin yeniden yapılması için inşaata ve savaştan kaçan sığınmacılara yön-lendirilmiştir. Nitekim Türkiye’ye 2009 yılında gelen sığınmacıların ül-kelerine bakıldığında ilk iki sırada Irak ve Afganistan yer almaktadır. Di-ğer yandan, Türkiye, Irak’ın 2003’te işgalinin ardından başlatılan kalkın-ma ve imar yardımları kampanyasına katılmış ve Bağdat’ın merkezinde bulunan Al Razi hastanesinin yeniden inşasını üstlenmiştir. Kullanılamaz halde olan hastanenin yeniden inşasının Türk müteahhitler tarafından gerçekleşeceği bildirilmiştir (Zaman Gazetesi, 17 Ağustos 2003). TİKA tarafından finanse edilip, ihale sonrasında Türk inşaat şirketleri tarafın-

Page 25: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 341◆

dan yapımına başlanan hastaneler arasında, Lübnan’daki Türk Travma ve Rehabilitasyon Hastanesi inşaatı ve Mayıs 2011’de Gazze’de inşaatına başlanan Filistin-Türkiye Dostluk Hastanesi sıralanabilir. Benzer şekilde, Rusya’nın vurduğu Gori’de yıkılan hastane ve konutların yenilenmesi ile ilgili teknik çalışmaları yapmak üzere TOKİ uzmanları bölgeye gönderi-lirken, TİKA’nın bu çalışmada “şemsiye” görevi üstleneceği bildirilmiştir (Hürriyet, 16 Ağustos 2008). Nitekim, Gürcistan Devlet Başkanı Saakaş-vili, 2009 yılında yapımı tamamlanan ve 3.8 milyon dolara mal olan 100 adet konutun açılış töreninde yaptığı konuşmada, “bugüne dek yapılan en iyi ve kaliteli konutların Türkler tarafından yapıldığını” belirtmiştir (Sa-bah, 9 Kasım 2009). İsrail’in 2006 yılında Lübnan’da sürdürdüğü aske-ri operasyonlar neticesinde zarar gören sağlık, eğitim ve altyapı tesisleri-ne yönelik olarak 2008 yılında Türkiye Kızılay Derneği tarafından finan-se edilen ve TİKA tarafından teknik yardım verilerine dahil edilen prefab-rik okulların yapımı da Türk firmalarınca tamamlanmıştır. Lübnan’ın Say-da şehrindeki Türk Travma ve Rehabilitasyon Hastanesi’nin yapımını üst-lenen Türk firmasına 2009 yılında 5 milyon dolarlık kaynak aktarılmış ve bu miktar da teknik işbirliği yardımlarına dahil edilmiştir.

Tüm bu hastane, okul, konut yardımlarının yönlendirildiği ülkele-rin yeniden inşasına katkısı tartışmasız bir gerçektir. Ancak yeniden in-şanın temel mantığını, Dünya Türk Girişimciler Kurultayı’nda (2009) söz alan bir konuşmacının, Afganistan’ı, “kır sonra yeniden kur” bir ülke-ye benzettiği sözleri oldukça çarpıcı bir biçimde özetlemektedir. Tür-kiye inşaat sektörü açısından ise, bu türden teknik yardımlar, devletin Türkiye’deki inşaat sermayesi gruplarını finanse etmesinin bir aracı anla-mına gelmektedir13.14Böylelikle, Türk şirketleri uluslararası ihalelere dev-let desteği ile girebilmekte ve yabancı ülkelerdeki sermaye ve emek kay-nakları Türkiye’deki sermaye birikim sürecine aktarılabilmektedir (Elvan Gülöksüz, 2009: 178).

1314 Bu uygulamalar sadece Türkiye ile sınırlı değildir. Benzer şekilde, pek çok Batılı devlet gibi, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı da (JICA), Türkiye’nin Boğaz Köprüsü’nün ye-nilenmesi ve Boğaz tüp geçit projeleri için kendi Japon firmalarını RKY adı altında finanse etmektedir. İnşaat sermayesinin uluslararası alandaki faaliyetleri ile ilgili daha ayrıntılı bir çalışma için bkz. Gülöksüz (2009).

Page 26: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

342 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Türkiye’nin yönlendirdiği inşaat yardımlarının bir benzeri de Eco-bank sermaye katkı payı akışlarıdır. Türkiye, İran ve Pakistan’ın kurucu ülkeler olarak yer aldığı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın1415(EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası olarak 2007’de kurulan “Ecobank”ın, ana sermaye-darları da yine Türkiye, İran ve Pakistan’dır. Hazine Müsteşarlığı tarafın-dan yönlendirilen sermaye katkı payı akışları, 2009’da 25.9 milyon dola-rı olarak gerçekleşmiş ve TİKA tarafından proje-program yardımına dahil edilmiştir. Bankanın vizyonu, sürdürülebilir iktisadi kalkınma ve enteg-rasyonu teşvik ederek EİT üyesi ülkelerin iktisadi işbirliğinin finansal di-reği haline gelmek olarak belirlenmiştir. Diğer bir ifadeyle, Ecobank, hem ana sermayedar devletlere hem de diğer üye devletlere yarar sağlamak amacını gütmektedir. Örneğin, Halkbank’ın, Türkiye’deki KOBİ’lerin ya-tırım ve işletme sermayesi ihtiyaçlarının finansmanı için gerçekleştirdiği anlaşmalar çerçevesinde uzun vadeli kaynaklar temin ettiği uluslararası finans kuruluşlarından biri de Ecobank’tır. Halkbank ve Ecobank arasın-da 11 Şubat 2009’da 15 milyon dolar tutarında yeni bir finansman an-laşması imzalanmıştır (Halkbank, 2009: 42). Böylelikle, RKY adı altında Ecobank’a yönlendirilen sermaye katkı paylarının bir bölümü ile devletin yerli KOBİ’lerin finansmanını sağlamakta olduğu görülmektedir.

Öte yandan, teknik yardım programları ile elde edilmek istenen amaçlardan birinin düşük vasıf düzeyleri, zayıf yönetim ve organizasyon kapasiteleri nedeniyle sermayeyi massetme kapasitesi sınırlanmış olan ülkelerde, yetiştirim (training) ve insan kaynaklarının geliştirilmesi oldu-ğu ifade edilse de, bu programların, genellikle, donör ülkelerin özel ilgi alanlarındaki sektörlerin bakanlıklarına yönlendirildiği iddia edilmekte-dir (Browne, 2006: 30). Browne’un ifade ettiği şekliyle, dışarıdan yardım aşılamasına benzer biçimde “yeteneklerin” paketlenip, tanımlanabilir bi-rimler halinde tedarik edildiği bu projelerin bir örneği ise TİKA tarafından Türkiye’nin kalkınma yardımları kapasitesini ortaya koymak ve bu yönde

1415 Ekonomik İşbirliği Teşkilatı 10 üye devletten oluşmaktadır. Bunlar, Afganistan, Azer-baycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan ve Özbekistan’dır.

Page 27: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 343◆

teknik işbirliği alanlarını belirlemek amacıyla hazırlanmakta olan Türki-ye Resmi Kalkınma Yardımları Kapasitesi Programıdır. Bu çerçevede Ha-zine Müsteşarlığı’ndan Türkiye İstatistik Kurumu’na kadar pek çok kuru-luşun işbirliğiyle düzenlenen eğitim programlarına TİKA’nın faaliyet ala-nındaki ülkelerin uzmanları katılmaktadır. Ayrıca, grafik 6’da görüldüğü üzere, 2009’da 26.5 milyon dolar olarak gerçekleşen KAP faaliyetleri sa-dece teknik yardım ile sınırlı olmayıp, bu akışların 10.6 milyon dolarlık bir kısmı ise proje-program yardımıdır.

Bununla birlikte, yönetim giderlerine dahil edilmeyen Türkiye’nin Program Koordinasyon Ofisleri’nde (PKO) görevli koordinatör ve çalışan-ların harcırah ödemeleri, proje-program ve teknik yardım kalemleri içe-risinde yer almaktadır. Yabancı ülkelerin büyükelçiliklerinin cari gider-lerinin karşılanmasına yönelik harcamalar da ilgili ülkelere yönlendiri-len teknik yardımlara dahil edilmiştir. Yönetim giderleri ve sığınmacılara yönlendirilen yardımlar gibi bu türden akışların da, yardım alan ülkelere reel olarak yönlendirilmediği görülmektedir.

Türkiye’nin yönlendirdiği sağlık yardımlarının savaşlar v.b. sebep-lerle yıkılan ya da ilk defa yapılan hastane v.b. binaların inşaatına yönelik yardımların dışındaki kısmı 2009’da 29.7 milyon dolar olarak gerçekleş-miştir. Bu yardımların, 16.2 milyon dolarını Afganistan’daki dört adet kli-nik ve bir adet hastane ile Sudan’daki Sahra hastanesinin işletim giderleri oluşturmaktadır. Bunların dışındaki sağlık yardımları ise, ilaç ve ekipman yardımı, ücretsiz hasta tedavisi, kan bankası ve kemik iliği merkezi kurul-ması, aşı hibesi ve çeşitli uluslararası eğitim ve konferansları içermektedir.

Grafik 6’da yer alan bir diğer yardım kalemi ise tarımsal faaliyetlere yönlendirilen yardım akışlarını içermektedir. 2009’da 8.6 milyon dolarlık tarımsal RKY yapılmış, bunun 5.9 milyon dolarlık kısmı ise proje-program yardımı olarak gerçekleşmiştir. Türkiye’nin 2003’te BMGK geçici üyeli-ğine aday olmasının ardından başlattığı kalkınma projelerinden biri olan Afrika Tarımsal Kalkınma Programı çerçevesinde gerçekleştirilen eğitimle-rin 11 Mayıs-20 Haziran 2009 tarihleri arasındaki 2. etapında Afrika’nın 13 ülkesinden gelen 141 adet uzmana eğitim verilmiş ve ulaşım, konakla-

Page 28: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

344 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

ma gibi masrafları ile birlikte toplam 3.46 milyon dolar tutarındaki yardım TİKA’nın proje-program yardımı kalemine dahil edilmiştir.

Bir diğer proje yardımı ise, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin üstlendiği Mostar kent merkezinin master planının hazırlanması işidir. Mostar’daki binaların pek çoğu, 1992-1995 yılları arasında yaşanan Yu-goslavya iç savaşı nedeniyle hasar görmüştür15.16Kentin yenilenmesi ve konut ihtiyacının karşılanması ile ilgili olarak, Mostar Büyükşehir Bele-diyesi tarafından Kuzey ve Güney yerleşkeleri ve Rodokop bölgesinin imara açılması planlanmış olsa da, finansal kaynak yetersizliği nedeniyle uygulamaya geçilemediği, gelen yardımların ise eski kent ve çevresinin onarım ve restorasyonuna yöneldiği tespit edilmiştir. Bu durumun ise ya-pılan koruma ve restorasyon çalışmalarının etkinliğini azalttığı düşünül-mektedir (Engincan ve Bilgin, 2008: 216).

Bosna-Hersek ile olan dış yardım ilişkilerimiz sadece Mostar ken-ti ile sınırlı değildir. TCDD’nin 1998 ve 1999 yıllarında kiralamış oldu-ğu 22 adet lokomotifin 2009 yılı kira bedeli de Bosna-Hersek’e yönlen-dirilen proje-program yardımlarına dahil edilmiştir. Türkiye’nin demir-yollarına ya da lokomotif üretimine yönelik yatırımları bir tartışma ko-nusu olarak halihazırda durmaktayken, DPT’nin Sekizinci Beş Yıllık Kal-kınma Planı Demiryolları Özel İhtisas Raporu’nda (2001) “ürün ithala-tı” olarak değerlendirilen bu kira bedellerinin, TİKA raporunda ne amaç-la Bosna-Hersek’e yönelik proje-program yardımı olarak sınıflandırıldı-ğı anlaşılamamıştır.

Yönlendiriliş amaçlarına göre sınıflandırdığımız tüm bu kategori-lerin dışında kalan 13.9 milyon dolar tutarındaki diğer yardımlar ise, ol-dukça farklı alanlara yönlendirilmektedir. Bunların başlıcaları, Moğolistan Orhun anıtları müzesinin teşhir ve tanzimi, Bosna-Hersek’te balıkçılık te-

1516 Kentte yürütülen onarım çalışmaları neticesinde konut stoğu %75-80’lere ulaşmış olsa da, savaş sonrasında yaşanan geri dönüşlerle kent nüfusunun giderek artmakta olduğu ve şehir-deki konut miktarının bu durumu karşılamaya yetmediği bildirilmiştir. Mostar kentinde yü-rütülen konut politikasının tarihsel süreçte yaşadığı değişim ile ilgili daha ayrıntılı bilgi için bkz.( Engincan ve Bilgin, 2008).

Page 29: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 345◆

sisi kurulması, Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’ndeki Topografya danışma-nı ve Afganistan Kara Harp okulunda görevli tercümanların maaşları, TRT yayınlarının Azerbaycan’da izlenebilmesi için karasal vericilerin kurul-ması, Ahıska Türklerinin anavatanlarına dönüşü projesi, Uluslararası Türk Kültürü Kongresi düzenlenmesi gibi proje-program ve teknik yardımlardır.

Öte yandan, 24.10.2011 tarihinde kabul edilen Kanun Hükmün-de Kararname ile birlikte, TİKA’nın adı ve görevleri değiştirilmiştir. Yeni düzenleme ile birlikte, kuruluşun adı, Türkiye İşbirliği ve Koordinasyon -Kalkınma Yerine- Ajansı olarak değiştirilerek, amaçlarında, hedef ülke-lerde, iktisadi, ticari, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim alanlarındaki iliş-kileri karşılıklı projeler ve faaliyetler temelinde geliştirmek vurgulanmak-tadır. Böylelikle bu faaliyetlerin kalkınmaya da katkıda bulunması bek-lenmektedir. Ayrıca hedef ülkelerin iktisadi gelişim süreçlerini destekle-menin yanısıra, yukarıda bir kısmı ortaya konulan, Türk kültürüyle ilgi-li işbirliği yapılması, ortak tarihi, kültürel ve toplumsal mirasın ve değer-lerin korunması, toplumlar arası önyargıların giderilmesi, tarihi ve kültü-rel bağlara sahip olunan ülkelere, kalkınmışlık düzeylerine bakılmaksızın teknik katkı ve destekte bulunulması gibi önceki yıllarda uygulamada ön plana çıkan politik öncelikler de kuruluşun görev tanımı içine dahil edil-miştir. (Kanun Hükmünde Kararname: 656, Kabul Tarihi: 24/10/2011). Bu durum, TİKA’nın faaliyetlerinin, önümüzdeki yıllarda bölge ülkeleri-nin yanında diğer coğrafyalardaki ülkeler ile yürütülen siyasi ve ekono-mik işbirliğine yönelik çalışmalarda da etkin bir araç olarak kullanılma-ya devam edeceğini göstermektedir.

Sonuç

Dış yardımın GOÜ’lerin bağımsız bir iktisadi kalkınma patikasına ulaşması ya da yoksulluğun azaltılması açısından etkinliği literatürde ge-niş bir şekilde tartışılmakla birlikte, bu türden finansal akışlar II. Dünya Savaşı’ndan günümüze kadar farklı gerekçeler ve politika reçeteleri ile yönlendirilmeye devam etmektedir.

Page 30: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

346 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Dış yardımın GOÜ’ler açısından etkinsiz olduğuna yönelik eleş-tirilerin başında, yardımın, yardım alan ülkeden ziyade yardımda bulu-nan gelişmiş ülkenin stratejik çıkarlarına hizmet ettiği iddiası gelmekte-dir. 2000’li yıllardan itibaren Asya ve Latin Amerika’dan yeni donör ül-kelerin dış yardım veren ülkeler kulübüne katılmaları ya da var olan fa-aliyetlerini genişletmeleri ile birlikte yardım akışlarının işleyişi oldukça karmaşık bir hal almaya başlamıştır. Eski Batılı ülkelerin yanında bu yük-selen donör ülkeler de hedeflerindeki ülke grupları üzerinde bölgesel bir güç olmak amacıyla dış yardımı etkin bir araç olarak kullanmaktadırlar.

Bu ülkelerden biri olan Türkiye’nin yönlendirdiği RKY’nin arkasın-daki nedenlerle ilgili olarak iki sonuca ulaşılmıştır.

İlk olarak, Türkiye’nin yönlendirdiği yardım akışlarının siyasi ne-denleri arasında, TİKA’nın 2001 yılında düzenlenen kuruluş amaç-ları ve görevleri ile tutarlı bir biçimde, Türk dilinin konuşulduğu ülke-ler ve Türkiye’ye komşu ülkeler ile ilişkilerin geliştirilmesinin ön plana çıktığı görülmektedir. Bu amaç doğrultusunda, “Büyük Öğrenci Proje-si” yürütülmekte, yurt dışındaki üniversitelerin Türkoloji bölümlerine ve ortak devlet üniversitelerine yardım akışları yönlendirilmekte, TRT’nin Sesi Radyosu’nun yayınları ile hedef ülkelere yönelik yayınlar yapılmak-ta, “Kardeşlik Sınır Tanımaz” kampanyası ve Uluslararası Türk Kültürü Kongresi düzenlenerek Türk kültürü tanıtılmaya çalışılmaktadır. Tüm bu yardım akışları, proje-program ve teknik yardımların %45’ini, toplam iki yanlı RKY’nin ise % 24’ünü oluşturmaktadır. Bu türden yardımlar, Türki-ye açısından bölgesel bir güç olmak yönündeki dış politika hedefleri ile de örtüşmektedir. Nitekim BMGK geçici üyeliğine yönelik kampanya faa-liyetleri sırasında da TİKA ile koordineli bir şekilde çalışılarak, Afrika’daki ülkelerin Türkiye’yi üyelik konusunda desteklemeleri sağlanmıştır.

Diğer yandan, ekonomik güdüler, Türkiye’nin yönlendirdiği yar-dım akışlarının arkasındaki ikinci önemli nedendir. Türkiye’den en çok yardım alan ülkeler, Batılı güçler tarafından işgal edilmiş ya da geçmi-şinde uzun süreli iç savaşların yaşandığı ülkelerdir. Bu nedenle, var olan altyapı ve tesislerin çoğunluğu yıkılmış ya da kullanılamaz hale gelmiş-

Page 31: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 347◆

tir. Türkiye’nin yönlendirdiği yardımların yaklaşık 39 milyon dolarlık bir kısmı, tıpkı II. Dünya Savaşı sonrasında yönlendirilen Marshall yardım-ları gibi, bu türden hastane, okul, cami v.b. binaların “yeniden inşasına” yönelmiştir. Böylelikle Türk inşaat firmaları Ortadoğu ve Balkanlar’daki ihaleleri devlet desteği ile üstlenebilmektedir. Türkiye’nin proje-program yardımı adı altında yönlendirdiği Ecobank kredileri de, benzer şekilde, Türkiye’deki KOBİ’lerin düşük faizli finansmanının bir aracı olarak kulla-nılmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin BMGK geçici üyeliği lobi faaliyetleri sü-resince Afrika ülkeleri ile geliştirilen ilişkiler neticesinde, Türkiye’nin Af-rika ülkelerine toplam ihracatı 3.7 kat artmıştır. Yukarıda aktarılan örnek-ler, TİKA uzmanlarının Türkiye’nin dış yardım yönlendirmesinin arkasın-daki ticari gerekçe olarak tespit ettiği “büyüyen Türkiye ekonomisi için gelişmekte olan ülkelerde yeni pazarlar elde etmek ihtiyacı”nın nasıl iş-lerlik kazandığını göstermektedir.

Bunlara ek olarak, Action Aid adlı uluslararası yardım kuruluşu-nun reel/hayali dış yardım ayrımından hareketle, Türkiye’nin yönlendir-diği dış yardımların 121 milyon dolar ile % 18’inin yardım alan ülkele-re reel olarak yönlendirilmediği ve RKY tanıtım harcamaları, yönetim ve yönetim dışında kalan PKO ve Büyükelçilik giderleri ile sığınmacılara yönelik harcamalarda kullanıldığı görülmektedir. Mostar şehri eski kent master planının ise, şehrin öncelikli ihtiyaçlarını karşılamakta ne derece başarılı olacağı tartışmalıdır.

Sonuç olarak, DAC tarafından yükselen donör ülkeler grubuna da-hil edilen Türkiye, eski ve yeni pek çok donör ülkenin dış yardım yön-lendirme stratejilerini benimsemiş ve 2004 yılından itibaren, dış yardımı, uluslararası politik ve iktisadi çıkarların elde edilmesinde daha etkin bir araç olarak kullanmaya başlamıştır. Ayrıca TİKA’nın görevlerine yönelik 2011’de yürürlüğe giren kararname, dış yardımın ilerleyen yıllarda sade-ce Türki Cumhuriyetler’de değil, “işbirliğinde bulunulması hedeflenen ülke ve topluluklar”ın tamamında bu amaçla kullanılmaya devam edece-ğini ortaya koymaktadır.

Page 32: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

348 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Kaynakça

Action Aid International (2006) “Real Aid: Making Technical Assistance Work”, Action Aid International Report, http://www.actionaid.org.uk/doc_lib/real_aid2.pdf, indirilme tarihi: 26 Mayıs 2007.

Action Aid International (2011) “Real Aid: Ending Aid Dependency”, Ac-tion Aid International Report 3, http://www.actionaid.org/sites/files/actionaid/real_aid_3.pdf, indirilme tarihi: 29 Kasım 2011.

Akgün, B. (2009) “Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Üye-liği: Amaç, Süreç ve Beklentiler”, Araştırma Makalesi, Selçuk Üniver-sitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi, No: 1.

Alesina, A. & D. Dollar, (2000) “Who gives Foreign Aid to Whom and Why?”, Journal of Economic Growth, (5): 33-63.

Baran, P. (1957) The Political Economy of Growth, New York: Monthly Review Press.

Berthélemy, J. (2005) “Bilateral donors’ interest vs. recipients’ develop-ment motives in aid allocation: do all donors behave the same?”, Wor-king Paper, University of Paris, 20ftp://mse.univ-paris1.fr/pub/mse/ca-hiers2005/Bla05001.pdf, indirilme tarihi: 27 Haziran 2007.

Browne, S. (2006) Aid & Influence: Do Donors Help or Hinder?, Lon-don: Earthscan.

Cardoso, F. H. ve E. Faletto (1979) Dependency and Development in La-tin America, London: University of California Press.

Collier P. ve D. Dollar (2002) “Aid Allocation and Poverty Reduction”, European Economic Review, (46):475–1500.

Cooray N. S. ve Md. Shahiduzzaman (2004) “Determinants of Japanese aid allocation: An econometric analysis”, International Development Series Working Paper, (4), IUJ Research Institute, 17, http://www.iuj.ac.jp/research/wpdv04-4.pdf, indirilme tarihi: 27 Haziran 2007.

Page 33: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 349◆

Cordella, T. ve G. Dell’Ariccia (2003) “Budget Support Versus Project Aid, IMF”, http://www.imf.org/external/pubs/ft/wp/2003/wp0388.pdf, indirilme tarihi: 21 Haziran 2007.

Dollar, D. ve V. Levin, (2006) “The Increasing Selectivity of Foreign Aid”, World Development, 34(12): 2034-2046.

Dreher, A., P. Nunnenkamp, ve R. Thiele (2011) “Are “New” Donors Dif-ferent? Comparing The Allocation of Bilateral Aid Between non-DAC and DAC Donor Countries”, World Development, 39(11): 1950-1968.

DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Demiryolu Taşıtları İmalat Sanayii Özel İhtisas Raporu(2011), http://ekutup.dpt.gov.tr/imalatsa/oik549.pdf, indirilme tarihi: 07 Aralık 2011.

Dünya Türk Girişimciler Kurultayı (9-11 Nisan 2009) “Komşu ve Çevre Ülkeler Bölge Oturumu Toplantı Notu”, İstanbul, http://www.kurul-tay2009.org/files/Raporlar/Komu%20ve%20evre%20lkeler%20Ra-por.pdf, indirilme tarihi: 02 Aralık 2011.

Engincan, P. & İ. Bilgin (2008) “Bosna-Hersek’in Savaş Sonrası Değişen Konut Politikası-Mostar Örneği: Yeni Yerleşim Alanları”, YTÜ Mimarlık Fakültesi E-Dergisi, 3(2): 206-218.

Fidan, H. & R. Nurdun (2008) “Turkey’s Role in The Global Develop-ment Assistance Community: The Case of TIKA (Turkish International Cooperation and Development Agency)”, Journal of Southern Europe & Balkans, 10(1): 93-111.

Frank, A. G. (1969) Capitalism and Underdevelopment in Latin Ameri-ca: Historical Studies of Brazil and Chile, New York: Monthly Revi-ew Press.

Gülöksüz, E. (2009) “İnşaat Sanayiinde Uluslararasılaşma ve Sermayeler Arası İlişkiler, Praksis, 19: 157-189.

Halkbank (2009) “Faaliyet Raporu”, http://www.halkbank.com.tr/ima-ges/channels/2010Report/pdf/tr-halkbank2009.pdf, indirilme tarihi: 05 Aralık 2011.

Page 34: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

350 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

Hürriyet (16 Ağustos 2008) http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/print-news.aspx?DocID=9673481, indirilme tarihi: 01 Aralık 2011.

Kanun Hükmünde Kararname: 656, Kabul Tarihi: 24/10/2011.

Kanun No: 4668, Kabul Tarihi: 02/05/2001.

Klein, M. ve T. Harford (2005) The Market For Aid, International Finan-ce Corporation, Washington D.C.:World Bank Public Policy for Priva-te Sector, June 2005.

Kulaklıkaya, M. ve R. Nurdun (2010) “Turkey as a New Player in Deve-lopment Cooperation”, Insight Turkey, 12(4):131-145.

Lewis, W. A. (1954) “Economic Development with Unlimited Suppli-es of Labor,” Manchester School of Economic and Social Studies, 22, 139-191.

Maizels A. and M. K. Nissanke (1984) “Motivations for Aid to Develo-ping Countries”, World Development, 12(2): 879-900.

Manas Üniversitesi (2011), formlar, http://web.manas.kg/index.php/tr/do-cuments, indirilme tarihi: 07 Aralık 2011.

Manning, Richard (2006), “Will “emerging donors” change the face of international cooperation?”, Development Policy Review, 24(4): 371–85.

McKinlay, R. D. & R. Little (1977) “A Foreign Policy Model of U.S. Bilate-ral Aid Allocation”, World Politics, 30(1): 58-86.

Milli Eğitim Bakanlığı, Yurt Dışı Eğitim Öğretim Genel Müdürlüğü(2011), http://yeogm.meb.gov.tr/projeler/uygulanmaktaolanprj/bop.html, in-dirilme tarihi: 05 Aralık 2011.

Nurkse, R (1966) “Azgelişmiş Ekonomilerde Büyüme”, Çev. Tunca Tos-kay, İktisadi Büyüme ve Gelişme: Seçme Yazılar, 1193, İstanbul: İs-tanbul Üniversitesi Yayınları.

Nye, J. S Jr. (2004) Soft Power: The Means to Success in World Politics, United States: PublicAffairs.

Page 35: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

Ferda Karagöz 351◆

OECD (2006) “The United States”, Development Asistance Committee Peer Review, http://www.oecd.org/dataoecd/61/57/37885999.pdf, in-dirilme tarihi: 10 Mart 2007.

OECD, http://stats.oecd.org/Index.aspx?DatasetCode=ODA_DONOR, indirilme tarihi: 27 Eylül 2010.

Prebisch, R. (1950) The Economic Development of Latin America and Its Principal Problems, New York: United Nations.

Rostow, W. W. (1960) The Stage of Economic Growth: A Non-Communist Manifesto, Cambridge: Cambridge University Press.

Sabah (9 Kasım 2009) http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2009/11/09/ti-kadan_gurcu_savas_magdurlarina_100_ev, indirilme tarihi: 02 Aralık 2011.

Sawada, Y., H. Yamada ve T. Kurosaki, (2006) “Is Aid Allocation Consis-tent With Global Poverty Reduction? A Cross-Donor Comparison”, 13 http://www.ier.hit-u.ac.jp/~kurosaki/aidall_2.pdf, indirilme tarihi: 27 Haziran 2007.

Smith, K., T. Yamashiro Fordelone, ve F. Zimmermann, (2010) “Beyond The Dac: The Welcome Role of Other Providers of Development Co-operation”, DCD Issues Brief, OECD Development Co-operation Di-rectorate.

Sogge, D. (2002) Give and Take: What’s The Matter With Foreign Aid?, London: Zed Books Ltd.

TİKA (2010) “Envanter Bilgi Yönetim Sistemi Kullanıcı Kılavuzu”,

http://ebf.tika.gov.tr/Documents/kullan%C4%B1c%C4%B1%20k%C4%B1lavuzu1.pdf, indirilme tarihi: 05 Aralık 2011.

Toye, J. (1993), Dilemmas of Development: Reflections on The Counter-Revolution in Development Economics, Oxford: Blackwell Pub.

Transparency International, http://www.transparency.org/global_priori-ties/aid_corruption/corruption_aid/budget_support_programme_aid, indirilme tarihi: 21 Haziran 2007.

Page 36: Bir Kalkınma Reçetesi Olarak Dış Yardım: Türkiye’nin Verdiği Resmi Kalkınma Yardımlarının Değerlendirilmesi

352 ◆ Türkel Minibaş’a Armağan - Kriz, Kalkınma ve Türkiye Ekonomisi Seçme Yazılar

UN General Assembly, “International Development Strategy for the Se-cond United Nations Development Decade”, Resolution No: 2626 (XXV), 1970, http://www.un-documents.net/a25r2626.htm , indiril-me tarihi: 15 Kasım 2011.

Veltmeyer, H. (2006) Latin Amerika ve Başka Bir Kalkınma, İstanbul: Kal-kedon Yayınları.

Woods, N. (2008) “Whose Aid Whose Influence? China, Emerging Do-nors and The Silent Revolution in Development Assistance”, Interna-tional Affairs, 84(6): 1-18.

Yüksek Öğretim Kurumu, İlgili Mevzuat, Hoca Ahmet Yesevi Uluslara-rası Türk Kazak Üniversitesi Tüzüğü, http://www.yok.gov.tr/content/view/950/, indirilme tarihi: 05 Aralık 2011.

Yüksek Öğretim Kurumu, İlgili Mevzuat, Manas Kırgızistan-Türkiye Üni-versitesi Tüzüğü, http://www.yok.gov.tr/content/view/951/, indirilme tarihi: 05 Aralık 2011.

Zaman Gazetesi (17 Ağustos 2003) http://arsiv.zaman.com.tr/2003/08/17/haberler/h9.htm, indirilme tarihi: 01 Aralık 2011.