Page 1
Değerli okuyucular,
Enstitümüz ve dolayısıyla da ülke-
miz için güzel ve verimli gelişmele-
rin yaşandığı bir ayı geride bıraktık.
Şubat ayı içerisinde ETİ Maden
İşletmeleri Genel Müdürlüğü ile
Bor kimyasallarına ilişkin ‘Yükleme
Öncesi Gözetim Hizmeti’ proto-
kolünü imzaladık. Bu iş birliği çer-
çevesinde Eti Maden İşletmeleri
Genel Müdürlüğü bünyesinde bu-
lunan 4 tesis ve bir liman işletme-
sinden yurt dışına sevk edilecek
ambalajlı ürünlerin dolum noktası,
stok alanında bulunan ambalajlı
ürünlerin kontrolü (ambalajlarının
temizliği, sağlamlığı, palet kontro-
lü), kamyon/konteyner yüklemesi
sırasında kamyon kasasının ve
konteynerin yüklemeye elverişliliği ve temizliği, stok sahasından sevk edilecek
ürünlerin nem tayini ve elek analizi TSE tarafından yapılarak, uygun ürünün sevki
sağlanacak. Yani kısacası ülkemizden yurt dışına gidecek olan 2,5 milyon ton
Bor kimyasalının hem fiziksel hem de kimyasal kalite kontrolünü TSE yapacak.
Göreve başladığımız günden bu yana düstur edindiğimiz temel ilkelerden biri
ülkemizin vizyonuna paralel bir doğrultuda tüm kurum ve kuruluşların küresel pa-
zarda rekabet edebilir konuma gelebilmesi yönünde çalışmalar yapmaktır. Türk
Standardları Enstitüsü olarak dünya pazarında daha güçlü bir şekilde yerimizi
alabilmek için ‘uygunluk değerlendirme’ hizmetlerinde önemli atılımlar gerçekleş-
tirmeye devam ediyoruz. Bu atılımlar çerçevesinde son olarak Yemen Standar-
dizasyon ve Metroloji Teşkilatı ile ‘Kalite Yönetim Sistemi Alanında Belgelendirme
ve Akreditasyon Danışmanlığı İşbirliği Anlaşması’ imzaladık. Diğer taraftan yetkili
makamların onayıyla birlikte Türkiye’den Yemen’e giden bütün ürünler TSE tara-
fından denetlendikten sonra Yemen gümrüklerinden beklemeden geçebilecek.
2007 yılında Suudi Arabistan Standart Teşkilatı (SASO) ile yapılan iş birliği pro-
tokolleri ile aynı çerçevede olan bu iş birliği anlaşmasını diğer Körfez ve Afrika
ülkelerinde de yaygınlaştırmayı hedeflemekteyiz.
Değerli okuyucular, TSE’nin temel misyonlarından biri de ülkemizdeki kalite alt-
yapısını geliştirip sürdürülebilir kılmak ve toplumda kalite algısı oluşturarak bunu
yaygınlaştırmaktır. Bu misyon çerçevesinde personel belgelendirme alanında
verdiğimiz eğitim hizmetlerini daha yüksek bir çıtaya yükseltecek bir çalışma baş-
lattık. Hacettepe Üniversitesi ile imzaladığımız iş birliği protokolüyle, Türkiye’de
ilk defa kalite ve uygunluk değerlendirme alanında yüksek lisans seviyesinde
mühendislik eğitimi verilecek.
Saygılarımla.
Hulusi ŞENTÜRK
TSE BAŞKANI
Basyazı,Türk Standardları Enstitüsü Adına
Hulusi ŞENTÜRK
Bilal DURDALI
Semra AYTEMİZ
Belgin TAŞDİREK
TSE
Pazarlama ve Tanıtım Dairesi Başkanlığı
OFİM 100. Yıl Bulvarı No: 99
06374 Ostim / ANKARA
Faks: 0 312 592 50 91
e-mail: [email protected]
Ayşe Nedret GÜNEŞ
Tel: 0 312 592 50 83
e-mail: [email protected]
Arka Kapak: 2000 TL + KDV
Kapak İçleri: 1500 TL + KDV
Son Sayfa: 1500 TL + KDV
İç Tam Sayfa: 1300 TL + KDV
Mustafa Kemal TUTGUN
Korza Yayıncılık Basım San. ve Tic. Ltd. Şti
Matbaa: Yenice Mah. Çubuk Yolu No:3
www.korzabasim.com.tr
Yerel Süreli
29/03/2013
Dergide yayınlanan yazılardaki görüşler
yazarına ait olup Derginin ve yazarın
adı alınarak iktibas edilebilir. Dergimize
gönderilen yazılar yayınlansın veya
yayınlanmasın iade edilmez.
1 MART 2013
Page 2
22
TSE Başkanı
Hulusi Şentürk’ün
14 Mart 2013
Dünya Tüketiciler
Günü Mesajı
4 6
Asansörün
İnsan İçin
Önemi ve
Maliyet
49
Engelli
Asansörleri
Asansör Mesleki
Yeterlilikleri
ve Türkiye'de
Asansör Mesleki
Eğitiminin
İrdelenmesi
Asansör
Grup Kontrol
Sistemlerine
Genetik ve
Tabu Araştırma
Algoritmasının
Uygulanması
847874
Ümraniye Belediye Asansörler ve
Standartlar
Asansör
Sektörü
53
Asansörler ve
56
30 34
ASA
NSÖ
R S
EK
TÖR
Ü Ekonomik ve Teknik Dergi • Yıl: 52 • Sayı: 610 • MART 2013 • ISSN: 1300-8366
Muayene
Kuruluşlarının
Akreditasyon
Süreci
2
Page 3
Tüm Asansör
Sanayici ve
İşadamları
Derneği (TASİAD)
Yönetim
Kurulu Üyesi
Abdurrahman
AKSÖZ
38 48
Asansörleri Bakım
Onarım Hizmeti
Veren Kuruluşların
Belgelendirilmesinin
Önemi
19. Yüzyıl
Hidrolik Asansör
Teknolojisi ve
Tarihi Asansör
Asansör Kazaları,
Önlemler ve
Denetim
5 Adımda
Asansör
Sektöründe
İş Sağlığı ve
Güvenliği
Türk Standardları
Enstitüsü
Makina Sektörü
Belgelendirme
Müdürlüğü
Çalışmaları
72
89 96 106
181614
Lineer Motorlu
Asansörler
66
Mevzuata Göre
Asansörlerde
Yıllık Kontrol
Uygulamalarının
Yeri ve Gelişimi
44
Türk Standardları
Enstitüsü Gözetim
Muayene ve
Koordinasyon
Grup Başkanı
İlknur KILIÇ
Asansörler
TSE’ye
Emanet…
Asansörde
Fırsatlarla Dolu
Yeni Dönem
58
Hidrolik
Asansörlerin
Dünü, Bugünü ve
Yarını
3 MART 2013
Page 4
Küresel ekonomik düzen, ülkeler arasındaki sınırların
kalkmasına, böylece dünyanın neresinde olursa olsun
üretilen bir mal ve hizmetin diğer ülkelere kolaylıkla
ulaştırılabilmesine imkân vermiştir. Bu durumun üreti-
ciler açısından yarattığı sonuç, tüm üreticilerin ulusla-
rarası düzeyde kalite ve standartlara sahip üretim ger-
çekleştirme zorunluluğudur.
Dünyanın herhangi bir bölgesinde üretilen mal ve hiz-
mete erişim imkânının tüketici açısından sonucu ise;
kendisine sunulan mal ve hizmetin kalitesini, standart-
lara uygunluğunu sorgulama imkânına kavuşması, se-
çeneklerinin artmasıdır.
Dolayısıyla yeni dünya düzeninde tüketici; üretimin ve
kendisine sunulan hizmetlerin kalitesini belirleme gücü
kazanmış; üretim-tüketim ilişkisinin vazgeçilmez bir
parçası haline gelmiştir.
Tüketicinin korunması kavramı dünyada son yüzyılda
4
MES
AJ
Page 5
önem kazanmış olmakla birlikte, bizim bu konuda geç-
mişe dayanan köklü geleneklerimiz bulunmaktadır. 16.
Yüzyılda II. Bayezid devrine ait “Bursa, İstanbul ve Edir-
ne İhtisab Kanunnameleri” dünyada bugünkü anlam-
da ilk yazılı standart olup tüketici haklarını koruyan ilk
kanun olarak bilinmektedir. 12’nci yüzyılda Anadolu’da
oldukça yaygın biçimde faaliyet gösteren Ahilik teşkila-
tının işleyişi de esas olarak üretimin kalitesine ve ima-
lattan tüketime belli standartların korunmasına dayan-
maktaydı.
1954 yılından bu yana ülkemizde standardizasyon ça-
lışmalarını yürüten Türk Standardları Enstitüsü (TSE),
bu çalışmalarıyla bir yandan tüketicilerin can ve mal
güvenliğinin korunmasını sağlamakta, diğer yandan da
tüketicilere fiyat ve kalite yönünden karşılaştırma yap-
ma imkânı vermekte, böylece tüketicilerin bilinçlenme-
sine katkı sağlamaktadır.
TSE, 1964 yılında uygulamaya koyduğu, belgelendir-
me ve TSE marka sistemiyle de tüketicilere standart-
lara uygun, kaliteli ve güvenilir ürünler sunulmasının
teminatı haline gelmiştir. 59 yıldır TSE tarafından bel-
gelendirilen yüzlerce firmanın binlerce ürünü üzerinde,
ambalajında, tanıtım broşüründe ya da reklamlarında
kullanılan TSE markası, artık tüketiciler tarafından ta-
nınmakta, bilinmekte, kalite ve güvenin garantisi olarak
algılanmaktadır
Ürün, sistem, hizmet ve personel belgelendirmeleri ve
bu alanlarda verilen eğitimler işletmeler için, ülke kay-
naklarının azami fayda doğrultusunda kullanılmasının
ve standartlara uygun, yüksek kalitede mal ve hizmet
üretiminin anahtarıdır. Bu hizmetler aynı zamanda hem
tüketiciler hem üreticilerde kalite olgusunun yerleşme-
sini sağlayan çalışmalar olarak dikkat çekmektedir.
TSE verdiği hizmetlerle tüketici haklarını da koruma
altına almaktadır. TSE Belgesi taşıyan bir ürün ya da
hizmetle ilgili herhangi bir hususta şikâyeti olan tüketi-
cilerin, web sayfamızdan (tse.org.tr) ya da 444 0 873
numaralı telefondan TSE’ye ulaşmaları halinde, şikâyet
konuları üreticilere iletilmekte ve şikâyetin giderilmesi
sağlanmaktadır.
Tüketici Hakları; 9 Nisan 1985 tarihinde Birleşmiş Mil-
letler Genel Kurulu’nda kabul edilen “Tüketicinin Ko-
runmasına İlişkin Temel Esaslar” başlığı altında evren-
sel bir boyut kazanmıştır. Ülkemizde de 1985 yılından
itibaren kutlanmaya başlayan Dünya Tüketici Hakları
Günü, bütün dünyada tüketici haklarının daha da ile-
riye götürülmesi, bu haklara saygı gösterilmesi ve tü-
ketici aleyhine uygulamalara karşı tüketicilerin seslerini
duyurmaları için önemli bir fırsattır.
TSE, standardizasyon ve belgelendirme hizmetleriyle
yüksek kalitede ve uluslararası standartlarda mal ve
hizmet üretiminin gerçekleştirilmesine katkı sağlama-
ya, tüketici haklarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar
yapmaya dün olduğu gibi bugün de devam edecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle, 15 Mart Dünya Tüketiciler
Günü’nü kutluyorum.
5 MART 2013
Page 6
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile Ege Bölgesi Sa-
nayi Odası arasında; kalibrasyon, eğitim, muayene ve
deney hizmetlerinde Egeli sanayiciye önemli oranda
indirim imkânları sağlayan protokol törenle imzalandı.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk ve EBSO Yönetim Kurulu
Başkanı Ender Yorgancılar tarafından imzalanan proto-
kolle; TSE’den belgesi olan EBSO üyelerine TSE’den
alacakları kalibrasyon hizmetlerinde % 40, kalibrasyon
eğitim hizmetlerinde ise % 30; TSE’den belgesi olma-
yan EBSO üyelerine TSE’den alacakları kalibrasyon
hizmetlerinde % 30, kalibrasyon eğitim hizmetlerin-
de ise % 20 indirim uygulanacak. Ayrıca TSE belgesi
olan özel amaçlı muayene ve deney yaptırmak isteyen
EBSO üyeleri de % 25 indirimden yararlanabilecek.
EBSO’da gerçekleştirilen protokol töreninde konuşan
TSE Başkanı Hulusi Şentürk; sanayicilerin üretim ma-
liyetlerini azaltacak ve Ar-Ge çalışmalarına yönlendi-
recek bu indirim protokolünün önemli gelişmelere yol
açacağını belirterek “Protokol kapsamındaki hizmet-
lerde indirim finansal destek anlamına geliyor. Ar-Ge
amaçlı testlerde maliyet unsuru çok önemli. Türkiye’nin
dünyada global güç olma hedefine ulaşabilmesi için Ar-
Ge çalışmalarına yönelmesi gerekiyor. Yeni tasarımların
önünü açacağımızı düşünüyorum” diye konuştu. Stan-
dartları belirleyen ülke konumuna gelmek için kamu ve
özel sektör kurumlarının iş birliği içinde hareket etmesi
gerektiğini söyleyen Şentürk; standartlara hakim ola-
mayan ve standartların belirlenmesine etki edemeyen
bir Türkiye’nin dünyanın en büyük on ekonomisi içeri-
sine girmesinin mümkün olmadığını belirtti. Dünyanın
farklı ülkelerine kurulan ofislerle ihracatçılara destek
olduklarını anlatan Şentürk; “Sanayicilerimizin sorunla-
rını çözmeye yönelik hizmetlerimiz devam edecek. Ege
Bölgemizde de önemli yatırımlarımızın temellerini attık.
İzmir-Çiğli’deki yerimizde yeni bir hizmet binası yapı-
yoruz. Alt yapı çalışmalarımız sürüyor ve hızla inşaat
yapımına geçeceğiz. Bölge sanayisinin büyük bir kıs-
mının bulunduğu Manisa’da da yatırımlarımız olacak.
Kömür Laboratuvarımızı akreditasyon kapsamına ala-
rak hizmet alanını genişletiyoruz. Ayrıca yeni bir Yapı
Malzemeleri Laboratuvarı kurmak üzere çalışmalarımız
başladı. Araç Kontrol Test Merkezimiz de en kısa sü-
rede hizmet vermeye başlayacak. Tekstil sektörünün
önemli merkezi Denizli’de ise bölge sanayicilerinin ta-
lepleri doğrultusunda yeni Tekstil Laboratuvarı ve hiz-
met binası yapımı da yatırımlarımız arasında yer alıyor.
Ülke ekonomisinin büyümesine katkı sağlayacak yatı-
rımlarımız devam edecek” diye konuştu.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ise
EBSO üyeleri için maliyetleri düşürecek bu önemli iş
birliğine imza atmaktan dolayı memnuniyetlerini ifade
ederek; “Sanayicimizi üretimden satışa desteklemek
gerekiyor. Bu destek üretim çeşitliliğine ve kalitesine
önemli katkılar sağlayacaktır” dedi.
6
HA
BER
LER
Page 7
Türk Standardları Enstitüsü
(TSE) ile ETİ Maden İşletme-
leri Genel Müdürlüğü arasın-
da Eti Maden İşletmelerinin
üretmiş olduğu Bor kimya-
sallarına ilişkin “Yükleme Ön-
cesi Gözetim Hizmeti” proto-
kolü imzalandı.
Eti Maden İşletmeleri Genel
Müdürlüğü’nde düzenlenen
protokol imza törenine TSE
Başkanı Hulusi Şentürk, Eti
Maden İşletmeleri Genel Mü-
dürü Orhan Yılmaz ve her iki
kurumdan yetkililer katıldı.
Türkiye’nin 2023 vizyonuna
ulaşabilmesi için öncelikle
ülkedeki kurum ve kuruluşla-
rın dünyada rekabet edebilir
kurum ve kuruluşlara dö-
nüşmesi gerektiğine dikkat çeken TSE Başkanı Hulusi
Şentürk, bu durumun ETİ Maden kadar TSE için de
geçerli olduğunu dile getirdi.
TSE olarak küresel açılım çalışmalarını kapsamlı bir
şekilde yürüttüklerini kaydeden Şentürk, “Türkiye’nin
ticaret yaptığı her ülkeye temsilcilikler açmayı hedefli-
yoruz. Son 1 yıl içinde yurt dışında 28 ofis açtık. Bu
sayıyı bu yıl sonuna kadar 40’a, önümüzdeki yıl sonuna
kadar da 70’e çıkartmak istiyoruz” diye konuştu.
TSE’nin belgelendirme, gözetim ve test alanında üze-
rine düşen görevi yerine getirmemesi halinde bunun
ülke ekonomisine faturasının çok ağır olacağını ifade
eden Şentürk, “Dünyada adına ‘uygunluk değerlendir-
me’ dediğimiz belgelendirme, gözetim, test pazarının
büyüklüğü 200 milyar Dolar. Türkiye’nin dünya ekono-
misindeki yerinin ise yüzde 1,2 olduğunu hesaplarsak,
demek ki ülkemizde 2 milyar Dolar büyüklüğünde bir
pazar var. Bizse bu pazarın sadece 100 milyon Dolarını
alabiliyoruz. Bu alandaki bu büyük açığı kurumlar arası
iş birlikleriyle geçeceğimize inanıyorum. Bugün burada
attığımız iş birliği adımının diğer kurumlara da örnek ol-
ması gerekiyor” dedi.
Kaliteye yapılan yatırımların fazlasıyla verimli yatırımlar
olduğunun altını çizen Şentürk, küresel dünyadaki en
önemli hususun itibar meselesi olduğunu, insanların
üretilen ürüne güvenmesi ve sürekli aynı kalitede ürünü
tedarik edebileceğine inanması gerektiğini, bunun da
ancak TSE gibi muayene kuruluşlarının verecekleri hiz-
metlerle mümkün olacağını belirtti.
Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz,
“bu anlaşma ile sattığımız 2,5 milyon ton bor kimya-
salının her bir kilogramının hem fiziksel hem de kimya-
sal kalite kontrolünü yapma görevini Türk Standardları
Enstirtüsü’ne vermiş oluyoruz. TSE, bizim ürünümüzü
hem fiziksel hem de kimyasal olarak test ederek ürü-
nümüze kalite belgesi verecek. Çünkü biz ürünümüzün
yüzde 97’sini yurt dışına satıyoruz. Şu anda bor pa-
zarının yüzde 50’sine hakimiz. Kalitemizi artırırsak bu
oran yüzde 75’lere kadar çıkacak. TSE bu konuda bize
yardımcı olacak” dedi.
TSE ile ETİ Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü ara-
sında imzalanan Eti Maden İşletmelerinin üretmiş oldu-
ğu bor kimyasallarına ilişkin “Yükleme Öncesi Gözetim
Hizmeti” protokolüne göre Eti Maden İşletmeleri Genel
Müdürlüğü bünyesinde bulunan 4 tesis ve bir liman iş-
letmesinden yurt dışına sevk edilecek ambalajlı ürün-
lerin dolum noktası, stok alanında bulunan ambalajlı
ürünlerin kontrolü (ambalajlarının temizliği, sağlamlığı,
palet kontrolü), kamyon/konteyner yüklemesi sırasında
kamyon kasasının ve konteynerin yüklemeye elverişlili-
ği ve temizliği, stok sahasından sevk edilecek ürünlerin
nem tayini ve elek analizi TSE tarafından yapılarak uy-
gun ürünün sevki sağlanacak.
7 MART 2013
HA
BER
LER
Page 8
TSE Başkanı Hulusi Şentürk, İzmir’de yemek sektörü-
nün önde gelen markası Bortar A.Ş’nin kuruluş yıldö-
nümü kutlamasına katılarak Bortar A.Ş Yönetim Kurulu
Başkanı Hasan Küçükkurt ile TSE Denetimli Tedarikçi
Denetim Protokolünü imzaladı ve Gıda Güvenliği Sis-
İzmir’de faaliyet gösteren yemek sektörünün önde ge-
len markalarından Bortar A.Ş. kuruluşunun 20’nci yılını
Swissotel Büyük Efes’te düzenlenen törenle kutladı.
TSE ile Tedarikçi Denetim Protokolü imzalayan şirket,
Gıda Güvenliği Sistem Belgesi’ni sektöründe ilk alan
kuruluş olmanın onurunu yaşadı.
Bortar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçük-
kurt’un ev sahipliği yaptığı geceye, TSE Başkanı Hulusi
Şentürk, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Ko-
caoğlu, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgan-
cılar, İTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, TSE Ege
Bölge Koordinatörü Topel Gül, İzmir Sistem Belgelen-
dirme Müdürü Ahmet Namlı, Çeşme Turistik Otelciler
Birliği Başkanı Veysi Öncel ve sektör temsilcileri katıldı.
Bortar A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt,
20 yıl önce küçük ama düşleri büyük bir işletme olarak
yola çıktıklarını belirterek; “350 çalışanımız ile günde 25
bin kişiye yemek çıkarıyoruz. Bortar bu başarısını ağa-
beyim Şuayip Küçükkurt’un başlattığı emek yolculuğu-
na borçludur. Bortar olarak TSE Gıda Güvenliği Sistem
Belgesi’ni Türkiye’de yemek sektöründe ilk alan firma
olmasının haklı gururunu yaşıyoruz. Ayrıca TSE Teda-
rikçi Denetim protokolünü imzalayarak kalite ve hijyene
verdiğimiz önemi bir kez daha göstermiş olduk” dedi.
Geceye katılan TSE Başkanı Hulusi Şentürk ise Bortar
çalışanlarını ve Hasan Küçükurt’u tebrik ederken “Ye-
mek sektöründe Gıda Güvenliği Sistem Belgesini alan
ilk kuruluş oldular. Bu sektörde sürdürülebilir kalite için
denetim protokolü imzaladık. Bu cesaretleri için kendi-
lerini kutlarım. Çünkü bizim denetçilerimiz çok titiz ve
özenle çalışır. Ülkemizde bu kalitede ve cesarette mar-
kalara ihtiyacımız var” diye konuştu.
8
HA
BER
LER
Page 9
TSE İnegöl İrtibat Ofisi’nin resmi açılışı İnegöl Ticaret
ve Sanayi Odası (İTSO) hizmet binasında düzenlenen
törenle gerçekleşti.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk açılışta yaptığı konuşma-
da, TSE’nin belgelendirme ve uygunluk değerlendirme
alanında uluslararası etkinliğe sahip olduğunu ifade etti.
Mobilya üreticilerinin belgelendirme ve test merkezle-
rini hızlı yapabilmek, onların maliyetini en aza indire-
bilmek için böyle bir hizmet bürosu açmış olduklarını
kaydeden Şentürk, “İnegöl’ü pilot bölge seçtik. Eğer
bu uygulamada başarılı olursak, bunu belli sektörlerin
yoğun olduğu ilçelerde de uygulamak istiyoruz” diye
konuştu.
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) hizmet bürosu açılışı
için İnegöl’e gelen TSE Başkanı Hulusi Şentürk, İnegöl
Kaymakamı Aziz İnci’yi makamında ziyaret etti.
İnegöl Kaymakamı Aziz İnci, İnegöl’ün ilkleri başarmış
bir ilçe olduğunu işaret ederek, “İnegöl bu tür kurumla-
ra sahip çıkmasını ve gelişmesini desteklemesini bilen
bir ilçedir. TSE için de böyle olacaktır. Bu temsilcilik,
aynı zamanda ihtiyaç duyulan belgenin alınabilmesi
açısından büyük kolaylık sağlayacaktır. Bunun da ihra-
catçımıza, sanayi gelişimimize olumlu etkisi olacaktır”
dedi.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk, mobilya merkezi olan
İnegöl’ün Türkiye’nin ihracatında önemli bir yer tuttuğu-
nu, TSE olarak ilk kez il dışında bir hizmet bürosu aça-
caklarını ifade etti. Bölgedeki işadamlarının Türk Stan-
dardları Enstitüsü ile ilgili her türlü ihtiyacını İnegöl’den
karşılayabileceğini hatırlatan Şentürk, “Bursa’ya gidiş
geliş ve benzeri külfetten İnegöl’deki iş dünyamızı
kurtarmış olacağız. Başvuruları ve gerekli numuneleri
buradan alarak, gerekli işlemleri yapacak ve yine ken-
dilerine teslim edeceğiz. Umut ediyorum ki, beklenen
başarıyı göstererek, sektörel bazda yoğunlaşmanın ol-
duğu diğer yerleşim yerlerinde de benzer bir çalışmayı
gerçekleştiririz” diye konuştu.
Türk Standardları Enstitüsü Başkanı Hulusi Şentürk TSE İnegöl İrtibat Ofisinin
açılışını yapmak ve ziyaretlerde bulunmak üzere İnegöl’e gitti.
9 MART 2013
HA
BER
LER
Page 10
Bursa kamuoyunun yakından takip ettiği Yenişehir’de
kurulması planlanan Otomotiv Test Merkezi’ne de de-
ğinen Şentürk, “Sayın Başbakanımızın onayı sonra-
sında, ilgili birimlerle yazışmalarımıza devam ediyoruz.
İnşallah önümüzdeki günlerde tahsis yapılacak ve TSE
olarak Türkiye’nin ilki ve gururu olacak olan Otomotiv
Test Merkezi’ni Bursa’nın Yenişehir ilçesinde gerçek-
leştirmiş olacağız. Maliyeti 100 milyon Euro civarında
olan bu devasa test merkezi, bir yandan istihdama
katkı sağlayacak, bir diğer yandan da ülkemizden her
yıl yurt dışına giden 35 milyon
Dolarlık test bedelini Türk eko-
nomisine kazandıracak. Bu-
rada dünyanın en ileri tekno-
lojileri kullanılacak. İlk etapta
yaklaşık 250 mühendis istih-
dam etmeyi hedefliyoruz, ama
bu zaman geçtikçe artacak”
dedi.
Şentürk, sözlerine şöyle de-
vam etti: “Test merkezi sade-
ce Türkiye’ye hizmet vermekle
kalmayacak, komşu ülkeler
başta olmak üzere geniş bir
coğrafyadan da Türkiye’ye
araç testiyle ilgili müşteri ge-
lecek. Böylece onlarca milyon
Dolarlık bir döviz getirisi ülke-
mize kazandırılacak.”
TSE ile İnegöl Belediyesi arasında
asansörlerin yıllık kontrolü ile ilgili iş
birliği protokolü imzalandı.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk’ün
katılımıyla gerçekleşen iş birliği
protokolüyle, İnegöl’de bulunan
300’ün üzerindeki asansörlü ya-
pının TSE tarafından kriterlere uy-
gunluğu test edilecek.
İş birliği protokolüne imza atmak-
tan duyduğu memnuniyeti dile
getiren İnegöl Belediye Başkanı
Alinur Aktaş, “Asansörlerle alakalı
A Tipi Akredite Muayene Kurulu-
şu unvanına sahip TSE ile İnegöl
Belediyesi olarak asansörlerin yıllık
kontrolü hakkında iş birliği protokolü yapmış bulunuyo-
ruz. TSE ile yapılan protokol çerçevesinde asansörlü
tüm binaların yıllık kontrolü TSE yetkililerince yapılacak.
TSE ile belediyemizin yaptığı bu protokol asansörlerin
tamiri veya arızasının giderilmesi gibi bir çalışma değil,
asansörlerin sorunsuz çalıştığının uygunluk kontrolünü
içermektedir. Protokolün hayırlı uğurlu olmasını diliyo-
rum” dedi.
İş birliği protokolü imza töreninde konuşan TSE Baş-
kanı Hulusi Şentürk, TSE’yi tercih ettikleri için İnegöl
10
HA
BER
LER
Page 11
Belediyesi’ne teşekkür ederek kâr amacı gütmeyen bir
kuruluş olduklarına dikkat çekti.
Sanayi Bakanlığı tarafından asansör bakımının artık zo-
runlu hale geldiğini hatırlatan Şentürk, “Türkiye’de ge-
çen yıl 25 bin asansör muayene ettik. Muayene sonu-
cunda incelediğimiz asansörlerin yüzde 72’sinin tehlike
arz ettiği ortaya çıktı. Bu denetimlerden sonra önlemler
alınmaya başlandı. Denetimlerle vatandaşlarımızın can
güvenliğini güvence altına almaya çalışıyoruz” ifadele-
rini kullandı.
TSE ile İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) arasında
imzalanan protokole göre, oda üyelerine kalibrasyon
hizmetlerinde yüzde 30, eğitim hizmetlerinde de yüzde
20 indirim uygulanacak.
İTSO Başkanı Metin Anıl ile birlikte protokolü imzala-
dıktan sonra bir açıklama yapan TSE Başkanı Hulusi
Şentürk, “Ticaret ve Sanayi Odamızla yaptığımız pro-
tokol kapsamında kalibrasyon hizmetlerinde yüzde
30’luk bir indirim uygulayacağız. Eğer bu müşterimiz
aynı zamanda TSE belgeli bir kuruluşsa ilaveten yüzde
10’luk bir indirim daha uygulayıp indirimi yüzde 40’a
çıkaracağız. Eğitim hizmetlerinde de odamıza yüzde
20 indirim sağlanacak. Odamızın TSE belgeli üyeleri-
ne ise yine ilaveten yüzde 30 eğitim indirimi uygulamış
olacağız. Böylece eğitim ve kalibrasyon hizmetlerinde
ciddi bir indirimi İnegöllü sanayicimize kazandıracağız”
diye konuştu.
Üretim ve dış ticaret adına daha güzel günlerin yaşa-
nacağına canı gönülden inandığını vurgulayan İTSO
Başkanı Metin Anıl ise standardın her ürün ve üretim
için çok önemli olduğunu belirterek, “Belli bir standar-
dınız yoksa hiçbir şeysiniz, yani ürettiğinizin bir değeri
yok. Standardınız varsa eğer, rekabet edebilir konum-
dasınız. Dolayısıyla ihracatımızın, dış ticaretimizin hızla
arttığı böyle bir dönemde, bizim de belli standartlarda
üretim yapma gibi bir mecburiyetimiz var” dedi.
Protokol törenine katılan AK Parti Bursa Milletvekili
Hüseyin Şahin de, “Bugün mutlu bir olaya hep birlikte
şahitlik ediyoruz. Kurumun başında Türk ibaresinin ol-
ması ayrıca mutluluk veriyor. Son 10 yıldır Türkiye’deki
sosyal, kültürel, ekonomik her türlü değişimden pozitif
olarak etkilendik ama özellikle sayın başkanımız Hulusi
Şentürk’ün göreve gelmesinden sonra TSE pozitif ola-
rak etkilendi. TSE’nin vermiş olduğu belgeler artık baş-
ka ülkelerde de kabul görmeye ve bizim ihraç ettiğimiz
ürünlerde aranır hale gelmeye başladı. Bu topyekûn
bir kalkınma hamlesinin göstergesidir. Risk ne kadar-
sa başarı da o kadardır. Alınan risk neticesinde başarı
yakalanıyor. Bugün İnegöl’de kalibrasyonla ve eğitimle
ilgili İTSO üyelerine yapılacak indirim protokolünü ger-
çekleştiriyoruz. Emeği geçen herkesi kutluyorum. İne-
göl hakikaten kabına sığmayan, ticari potansiyeli her
gün artan bir ilçemiz. İnegöl Türkiye’mize ekonomik
olarak değer katıyor. TSE ile de bu değeri arttırarak de-
vam ettireceğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.
TSE Başkanı Hulusi Şentürk; “TSE’nin vermiş olduğu belgeler artık başka ülkelerde de kabul görmeye ve bizim ihraç ettiğimiz ürünlerde aranır hale gelmeye başladı.
Bu topyekûn bir kalkınma hamlesinin göstergesidir.”
11 MART 2013
HA
BER
LER
Page 12
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) ile Hacettepe Üniver-
sitesi (HÜ) arasında “Kalite ve Uygunluk Değerlendir-
me Mühendisliği Yüksek Lisans Programı Kurulması ve
Yürütülmesi”ne yönelik iş birliği protokolü imzalandı.
Hacettepe Üniversitesi Rektörlük binasında düzenle-
nen imza töreninde konuşan TSE Başkanı Hulusi Şen-
türk, söz konusu protokol ile Türkiye’de ilk defa kalite
ve uygunluk değerlendirme alanında yüksek lisans se-
viyesinde mühendislik eğitimi verileceğini söyledi.
Kalite ve uygunluk değerlendirme alanında yüksek li-
sans yapan öğrencilerin, bu programlardan birer ser-
tifikalı denetçi olarak mezun olacaklarına işaret eden
Şentürk, öğrencilerin eğitimden sonra iş bulma sıkıntı-
larının kalmayacağını dile getirdi.
Şentürk, dünyada kalite ve uygunluk değerlendirme
pazarının 200 milyar Dolar civarında olduğuna dikkat
çekerek, bu pazardaki en büyük sıkıntının, nitelikli in-
san gücü eksikliği olduğunu kaydetti.
Özellikle Türkiye’de kalite ve uygunluk değerlendirme
alanındaki personelin yetersiz olduğunu ifade eden
Şentürk, “TSE olarak 1 yıldır dış denetçi uygulamasıy-
la mühendis gençlerimizi eğitimden geçirerek denetçi
yapmak için uğraşıyoruz, ancak bu yeterli gelmiyor.
Aynı zamanda hitap ettiğimiz coğrafya itibarıyla bak-
tığımızda da özellikle Ortadoğu ve Afrika pazarlarında
bu alanda denetçi sayısı hemen hemen yok denecek
seviyede. TSE’den bu konuda eğitimler talep ediyorlar.
Şu anda Suudi Arabistan ve Yemen gibi ülkelerde biz-
ler eğitim veriyoruz ancak bu eğitimleri TSE tek başına
yürütemez. Bugün imza attığımız bu eğitim programı
hem ülkemizin hem de bölgemizin ihtiyaçlarını karşıla-
yacak çözümler üretecektir” dedi.
Söz konusu protokolün özel sektörün gelişimine büyük
Hacettepe Üniversitesi’nde Kalite ve Uygunluk Değerlendirme Mühendisliği
Yüksek Lisans Eğitimi verilecek
12
HA
BER
LER
Page 13
Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi
Şentürk’ün başkanlığındaki TSE Heyeti, Türkiye İhra-
catçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve
Yönetim Kurulu üyeleri ile bir araya geldi. İstanbul’da
TİM Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleşen toplantıda
TSE ile TİM arasında işbirliği yapılabilecek konular ma-
saya yatırıldı.
Toplantıda, TSE’nin özellikle son dönemde başlattığı
dış denetçi uygulaması, yurt dışı çözüm ortağı ofisle-
ri, yükleme öncesi gözetim anlaşmaları ve sanayicinin
ihtiyaç duyduğu alanlarda laboratuvar yatırım atağı ko-
nularında bilgiler paylaşıldı. Ayrıca ihracatçıların gerek
ihracatlarında gerekse de ara malı ithalatlarında kar-
şılaştıkları problemlerin çözümü noktasında TSE’nin
sağlayabileceği katkı, standardizasyon ve uygunluk
değerlendirme alanlarında, ihracatçıların ihtiyaç duy-
dukları teknik ve idari altyapının geliştirilmesi konuların-
da değerlendirmeler yapıldı.
Toplantıda, iki kurum arasında teknik düzeyde görüş-
melerin devam ettirilmesi ve bu görüşmeler sonucu alı-
nacak kararlarla ilgili “İş Birliği Protokolü” imzalanması
konusunda görüş birliği oluştu.
katkı sağlayacağının altını çizen Şentürk, anlaşmanın
aynı zamanda ülke istihdamına da katkı sağlayacağını
belirtti.
Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. A. Murat Tun-
cer ise Hacettepe Üniversitesi olarak standartların yük-
seltilmesine ve korunmasına büyük önem verdiklerini
söyleyerek, yükseköğrenimdeki kalite ve uygunluğun
yükseltilmesi için çalışmaktan mutluluk duyduklarını
kaydetti.
Üniversitelerin kalite ve uygunluk değerlendirme ko-
nusunda ciddi sıkıntıları olduğunu dile getiren Tuncer,
TSE ile birlikte yürütecekleri çalışmalarla önümüzdeki
dönemde kaliteyi ve verimliliği yükseltici projelere imza
atacaklarını ifade etti.
Yükseköğrenimde daha iyiye ulaşmanın yolunun üni-
versitelerin iş analizlerinden ve standartlaştırılmasından
geçtiğini vurgulayan Tuncer, bu konuda da TSE’nin
katkıları ile bir sistem geliştirilmesini arzu ettiklerini söy-
ledi. TSE ile imzalanan protokolün her konuda nirengi
noktası olacak bir anlaşma olacağını kaydeden Tuncer,
benzer çalışmaların Türkiye’nin bütün kurumlarında
yaygınlaştırılması gerektiğinin de altını çizdi.
13 MART 2013
HA
BER
LER
Page 14
Türk Standardları Enstitüsü (TSE), Bilim, Sanayi ve Tek-
noloji Bakanlığı tarafından yayımlanan “Asansör Bakım
ve İşletme Yönetmeliği” çerçevesinde ‘A Tipi Muayene
Kuruluşu’ olarak, ülke genelinde protokol imzaladığı
belediyelerin sınırları içerisindeki asansörlerin periyodik
muayenelerini yapmaktadır.
2011 yılının Ekim ayında ‘A Tipi Muayene Kuruluşu’
olarak hizmet vermeye başlayan TSE, 21 ildeki 121
belediye ile imzaladığı protokoller kapsamında şimdiye
kadar 35.613 asansörün periyodik muayenesini ger-
çekleştirdi.
-
- Toplamda 9603 asansörün periyodik muayenesi yapıldı.
- Asansörlerin yüzde 60’ı kullanılamaz (kırmızı etiket),
- Yüzde 9’u gerekli bakımdan geçtikten sonra çalış-maya elverişli (sarı etiket),
- Yüzde 31’i ise güvenli şekilde çalışabilir (yeşil etiket) olarak tespit edildi.
2013 yılında yaklaşık 50 bin asansörün daha periyodik
muayenesini gerçekleştirmeyi hedefleyen TSE, bu he-
defe ulaşabilmek için periyodik muayenelerde karşıla-
şılan sorunları rapor haline getirdi.
-
Alarm,
Aşırı yük sisteminin varlığının tespiti ve %10 fazla
yükte aşırı yük fonksiyon testi,
Acil aydınlatma,
İki yönlü haberleşme,
Besleme panosu, kaçak akım rölesi, ana şalter, 4’lü
grup W otomat sigorta, tekli sigortalar, ikaz etiketle-
ri, kablo ve bağlantıları,
Makine dairesi giriş kapısı kilidinin varlığı ve uygun-
luğu,
Askı elemanları ve halat klemensleri bağlantıları,
Kabin etek sacı,
Havalandırma,
Emniyet devresi sigorta, toprak kaçak rölesi, faz
koruma rölesi ve termik röle, kontaktör kontrolü,
Nihai şalter ve kesiciler/makaralı sınır güvenlik kon-
takları, nihai şalter topraklaması kontrolü,
Emniyet devresinde şönt kontrolü.
-
TSE
14
Page 15
- Özellikle tekli binalarda bakım ve servis hizmeti ve-
ren firmalar ile bina yöneticileri arasında resmi ve yazılı
herhangi bir sözleşme yapılmıyor. Bu durum, verilen
bakım-servis hizmetinde aksaklıklar yarattığı gibi, yıllık
periyodik muayeneyi gerçekleştiren A Tipi Muayene
Kuruluşunun muhatap bulamamasına da neden olu-
yor. Bu nedenle bina yöneticileri ile bakım-servis hiz-
meti veren firmaların mutlaka sözleşme imzalamaları
gerekiyor.
- Bina veya site yöneticilerinin, yapılan muayene son-
rasında kendilerine verilen rapor içeriğindeki eksiklikleri
gidermediği, konuyu ciddiye almayıp duyarsız davran-
dıkları görülmektedir.
- Asansör bakım-servis hizmeti veren firmaların büyük
bir bölümünde, teknisyen, bakımcı ve operatörlerin,
asansörlerin bakımlarını gerçekleştirecek teknik ekip-
mana ve elemana sahip olmadığı görülüyor. Mevcut
elemanların ise uzmanlığının yetersiz olması nedeniy-
le sıkıntılar yaşanıyor. Özellikle hidrolik asansörlerde
firmalar yetersiz kalıyor. Bunun önüne geçilmesi için,
bakım yapan firmalara ve onların görevlendirdiği ope-
ratörlere standart kontrol konusunda uygulamalı ve de-
taylı eğitim verilmesi gerekiyor.
- Teknik eksikliklerin yanı sıra asansör servis-bakım
firmalarının kasıtlı uygulamalarından kaynaklanan bazı
sıkıntılar da yaşanıyor. Bazı bakım firmalarının bina yö-
neticilerini yıllık periyodik muayene yaptırmamaları veya
muayeneyi geciktirmeleri için yönlendirdiği, muayene
tutanağı ve raporunu imzalamadığı ya da muayene
programına uymadığı sık görülen durumlar olarak be-
lirtiliyor.
- Öte yandan asansörlere ilişkin sağlıklı bir envanterin
olmaması nedeniyle de önemli sıkıntılar yaşanıyor. Ad-
res, ruhsat bilgileri, asansörün teknik özellikleri, montaj
yapan firma bilgilerinin eksik, yanlış, yetersiz ve güncel-
lenmemiş olması muayene etkinliğinin azalmasına ve
gereksiz zaman kaybına neden oluyor.
- Asansörlerin periyodik muayeneleriyle ilgili olarak A
Tipi Muayene Kuruluşlarının yaşadığı bir başka sıkıntı
nedeni de bazı belediyelerin ilçe sınırları içindeki seç-
men ile karşı karşıya gelmemek adına yönetmelikte
belirtilen zorunluluklardan kaçınması.
TSE, günlük hayatın vazgeçilmez bir aracı haline ge-
len asansörlerin hayatımız için tehlike barındırmaması
için vatandaşları da uyarıyor: Asansör muayenelerinin
zamanında ve doğru bir şekilde yapılması için apart-
man yöneticilerinizi uyarın. Bu uyarının dikkate alınma-
ması halinde başta Sanayi İl Müdürlükleri ve beledi-
yeler olmak üzere ilgili kamu kuruluşlarına başvurarak
şikâyetinizi dile getirebilirsiniz.
TÜRK STANDARDLARI ENST TÜSÜ
GÖZET M VE MUAYENE MERKEZ B KANLINecatibey Cad. No:112 Bakanl klar - ANKARA
Tel : +90 (312) 416 65 07 / 66 89 Faks : +90 (312) 416 67 25
ASANSÖR K ML K NO:
...................YILI ASANSÖR YILLIK KONTROLÜ
18/11/2008 tarihli ve 27058 say l Resmi Gazete'de yay mlanan Asansör Bak m ve letme Yönetmeli inin 10. Maddesi gere ince asansörlerin y ll k kontrolü,
ilgili idareler taraf ndan belirlenecek A Tipi Muayene Kurulu una y lda en az bir (1) defa yap r lmas zorunludur.
BU YILLIK KONTROLÜN SONUCU, TAK P EDEN LK YILLIK KONTROL TAR H NE KADAR GEÇERL D R.
BU ASANSÖRÜN KULLANILMASI UYGUNDUR.
BU ASANSÖRÜN YILLIK KONTROLTÜRK STANDARDLARI ENST TÜSÜ TARAFINDAN YAPILMI TIR.
TÜRK STANDARDLARI ENST TÜSÜ
GÖZET M VE MUAYENE MERKEZ B KANLINecatibey Cad. No:112 Bakanl klar - ANKARA
Tel : +90 (312) 416 65 07 / 66 89 Faks : +90 (312) 416 67 25
ASANSÖR K ML K NO:
...................YILI ASANSÖR YILLIK KONTROLÜ
BU YILLIK KONTROLÜN SONUCU, TAK P EDEN LK YILLIK KONTROL TAR H NE KADAR GEÇERL D R.
BU ASANSÖRÜN YILLIK KONTROLTÜRK STANDARDLARI ENST TÜSÜ TARAFINDAN YAPILMI TIR.
TESP T ED LEN UYGUNSUZLUKLAR G DER L NCEYE KADAR BU ASANSÖRÜN KULLANILMASINA D KKAT ED LMEL D R.
18/11/2008 tarihli ve 27058 say l Resmi Gazete'de yay mlanan Asansör Bak m ve letme Yönetmeli inin 10. Maddesi gere ince asansörlerin y ll k kontrolü,
ilgili idareler taraf ndan belirlenecek A Tipi Muayene Kurulu una y lda en az bir (1) defa yap r lmas zorunludur.
TÜRK STANDARDLARI ENST TÜSÜ
GÖZET M VE MUAYENE MERKEZ B KANLINecatibey Cad. No:112 Bakanl klar - ANKARA
Tel : +90 (312) 416 65 07 / 66 89 Faks : +90 (312) 416 67 25
ASANSÖR K ML K NO:
...................YILI ASANSÖR YILLIK KONTROLÜ
BU ASANSÖRÜN YILLIK KONTROLTÜRK STANDARDLARI ENST TÜSÜ TARAFINDAN YAPILMI TIR.
TESP T ED LEN UYGUNSUZLUKLAR G DER LMEDEN BU ASANSÖRÜN KULLANILMASI TEHL KEL D R.
18/11/2008 tarihli ve 27058 say l Resmi Gazete'de yay mlanan Asansör Bak m ve letme Yönetmeli inin 10. Maddesi gere ince asansörlerin y ll k kontrolü,
ilgili idareler taraf ndan belirlenecek A Tipi Muayene Kurulu una y lda en az bir (1) defa yap r lmas zorunludur.
15 MART 2013
Page 16
İnşaat sektörünün vazgeçilmez destekleyicisi ve ta-
mamlayıcısı olan asansör sektörü, hem üretim hem
de hizmet nitelikleri taşıyan bir sektördür.
Türk asansör sektörü 1950’li yıllardan sonra hare-
ketlenmiş olmasına rağmen kısa sürede önemli bir
büyüklüğe ve birikime ulaşmıştır. İhtiyaçların ithalat
yoluyla karşılandığı bir sektör yapısından çıkarak, iş
birliği yapma kabiliyetleri, yeni teknolojileri kavrama
ve uygulama güçleri ve birikimleriyle iç ve dış pa-
zarlarda yabancı firma ve ürünlerle rekabet edebi-
lecek güce erişmiş bulunmaktadır. Sektörümüzde
faaliyet gösteren firmalar tamamen yerli tasarımları
ve üretimleri ile dış ticaretimize ve istihdama önemli
katkılar sağlamaktadırlar.
Bugün itibari ile yaklaşık 320.000 asansör tesis
edilmiştir. TÜİK verilerine göre yıllık ortalama 15.000
asansör tesis edilmektedir. Türkiye asansör sektörü
yıllık 500 milyon Euro civarında bir hacme sahiptir.
Üretim, montaj-taahhüt ve servis-bakım dallarında
gerekli belge ve lisansa sahip yaklaşık 1300 firma
bulunmaktadır.
Asansör sektörü 2013 yılına yeni umutlar ve fırsat-
larla girmiştir.
25 milyonluk genç bir nüfusa sahibiz. Bu nüfusun
bir iş ve bir eve ihtiyacı olacaktır. Türkiye’de her yıl
800 bin kişi evlenmektedir. Bu rakam her sene Es-
kişehir büyüklüğünde yeni bir il ülkemize katılıyor
demektir.
Türkiye’de yıllık konut üretimi 500 bini bulmaktadır.
TOKİ projeleri asansör sektörü için çok önemli fır-
satlardır.
Asansörlerde periyodik kontrolde yeni sistem ve
mevcut asansörlerin iyileştirilmesi gibi gelişmeler
önümüzdeki yakın yılları Türk asansör sektörü için
çok önemli kılmaktadır. Bunlar somut gelişmelerdir.
Bu imkân ve gelişmelerden daha önemli olan bir
başka fırsat da hem Sayın Başbakanımızın hem
hükümet üyelerimizin yerli markalar üretilmesi, yerli
ürün kullanımı ve ihracat konusunda verdikleri des-
tek ve sağladıkları güven ortamıdır. Sektörün arka-
sında yerli malı ve yerli sanayiciyi destekleyen bir
hükümetin varlığı hissedilmektedir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Nihat
Ergün’ün, “Türk Asansör Sektörü ile İnşaat Sektörü
Buluşması’’ toplantısında yaptığı konuşmada: “Es-
kiden ‘yerli malı Türk’ün malı, yurdun malı, herkes
bunu kullanmalı’ diyorduk, artık böyle demiyoruz.
Onun ötesinde bir şey söylüyoruz; ‘yerli malı yur-
dun malı, dünya bunu kullanmalı’ diyoruz. Dün-
yadaki gelişmelerden böyle bir istikamete doğru
sektörlerimizi götürmeliyiz.’’ demek suretiyle, yapı-
lacak binlerce konutta, yerli asansörler önemli bir
pay almazsa, Türkiye’de sanayinin istenen seviyeye
gelmeyeceğine işaret etmesi sektörde heyecan ve
şevkle karşılanmıştır.
Bu anlayışı ve sağlanan güven ortamını sermaye-
den, maddi kaynaklardan, bilgiden, teknolojiden
daha önemli bulmaktayım. Sektörümüzü ekono-
mik ve sosyal bakımdan daha ileriye taşıyacak olan
bu güven ortamı sayesinde sahip olduğumuz şevk
ve heyecan olacaktır.
Türk asansör sektörünün uluslararası alanda yük-
sek rekabet gücüne sahip bir yapıya kavuşabilme-
si, özgün, kaliteli, katma değeri yüksek, uluslara-
rası pazarlarda bilinen ve aranan üretim düzeyine
erişebilmesi için; özel ve kamu kesimi alımlarında
Türkiye’de üretilen ürünlere yönelik özendirici uygu-
lamalar ve destek mekanizmalarının geliştirilmesini
istiyoruz. Sektörde haksız rekabete yol açan kayıt
dışılığın önlenmesi gibi konularda da destek bekli-
yoruz.
Sektörde finansman, sermaye yetersizliği, düşük
verimlilik, kalifiye iş gücü, teknolojik ve endüstriyel
birikim ve paylaşım sorunlarına ilişkin çözüm me-
kanizmalarına gereksinim vardır.
- Haksız rekabeti önleyici tedbirlerin alınması,
- Konusunda ehil olmayan kişilerce kolay firma kur-
manın önüne geçilmesi, denetimlerin artırılması,
- Ruhsat makamlarının standart ve yönetmeliklere
hakim duruma getirilip, uygulama farklılıklarının or-
tadan kaldırılması,
- Asansörlerin öneminin devlet destekli yayınlarla
kamuya anlatılabilmesi,
- Meslek liselerinde hatta üniversitelerde de elekt-
romekanik taşıyıcılar bölümlerinin zorunlu olabilme-
si konularında desteğe ihtiyaç duymaktayız.
Asansörde Fırsatlarla Dolu Yeni Dönem
TASİAD Yönetim Kurulu Başkanı
16
Page 17
Yerli asansör sektörünün sahip olduğu iş birliği yapma
kabiliyeti, deneyim ve bilgi birikimi, yeni teknolojileri kav-
rama ve uygulama gücü, verilecek desteklerin boşa git-
meyeceğinin göstergeleridir.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının, KOSGEB ve TÜ-
BİTAK gibi kurumların, AR-GE ve iş birliği konularında
önemli desteklerinin yanı sıra sektördeki en önemli pay-
daşlarımızdan birisi de TSE’dir. TSE kurum olarak; stan-
dartların hazırlanması ve sonrasındaki belgelendirme
faaliyetlerinde çözüm ortağımız olmuştur. Ülkemizdeki
üreticilerin, AB ve diğer pazarlarda ticari faaliyetlerini
güçlendirmesi adına standartların önemi çok yüksek-
tir. Sektörde faal olarak uyguladığımız ve kullanılmakta
olan standartların, sektöre hızlı bir şekilde kazandırılması
pazar paylarını doğrudan etkileyen önemli bir unsurdur.
EN81 serisi standartların AB üyesi ülkeler ile aynı za-
manda sektöre kazandırılması dış ticaretimize olumlu
katkılar sunmaktadır.
AB ülkelerinde standartların hazırlanması sürecini de
yakından takip eden TSE’nin Ayna Komite çalışmalarına
bizler de katılımcı olarak destek veriyoruz.
Asansör sektörü mensuplarının TSE’den en önemli
beklentisi Modül-G uygulamalarına hız verilmesidir.
Ülkemizde faaliyet gösteren birçok firma, TSE’nin ülke
geneline yayılmış temsilciliklerinden faydalanmakta ve
birlikte çalışmaktalar. TSE, sektöre eğitimli personel ka-
zandırılması anlamında bir okul vazifesi görmektedir.
Asansör sektörünü gelecekte neler bekliyor? Bunu an-
lamak için Sanayi Genel Müdürlüğümüzün yayınladığı
2012/1 sayılı Asansör Sektör Raporundan bir paragrafı
paylaşmak istiyorum:
“Dünya pazarını elinde tutan çok uluslu şirketlerin reka-
beti kızıştırarak, rekabete dayanıklılık şansı az olan ulu-
sal şirketleri zayıflatması ve bu sayede piyasada tekel
oluşturmaya çalışması, hem tüketici açısından, hem de
yerli sektörün gelişimi açısından tehlike sinyalleri ver-
mektedir. Ancak yüz yılı aşkın bir tecrübe ve geçmişe
sahip çok uluslu şirketlerin varlığına rağmen, yerli asan-
sör sektörünün çok genç olmasına rağmen, Türkiye’nin
konumu gereği elde etmiş olduğu başarının ve iş hac-
minin aynı oranda gelişmesi kaçınılmaz görülmektedir.”
Sanayi Genel Müdürlüğümüz yerli asansör sanayicilerini
bekleyen tehlikeye dikkat çekmekte ve bu konuda biz-
lere güvendiğini belirtmektedir.
Bir kaç ay önce Asansör Sektörel Gelişim Plaformu
adına, Antalya, Konya, Kayseri ve Ankara’daki yirmiye
yakın firmaya yaptığımız ziyaret sırasında on binlerce
metrekarelik alanlarda, dünya ile rekabet edebilecek se-
viyeye gelen firmalarımızı görmüş bir kişi olarak ben de
sektörümüze güveniyorum.
Ancak sektör mensupları olarak hem mevcut yatırımları-
mızı korumak, hem geliştirmek, hem de değerli marka-
lar üretmek için yapmamız gereken işler, dikkat etme-
miz gereken hususlar bulunmaktadır.
Sektörün gidişatını belirlemek, koşullarını belirlemek ve
koşullarını iyileştirmek için birlikteliğimizi sağlamak zo-
rundayız. Sektör olarak birlikte hareket edersek, sektö-
rün gidişatını ve geleceğini belirleriz.
Yine yapmamız gereken dürüstçe kendimizi incelemeye
almaktır. Sektör tüm kesimleriyle, kendisine net bir bi-
çimde bakmalı, nerede durduğunu saptamalıdır.
Sektörle ilgili sorunların çözümünde bilginin paylaşılma-
sına önem vermeli, sanayi, üniversite, ilgili kamu kuru-
luşları, sektör dernekleri ve meslek odaları iş birliği için-
de çalışmalıyız.
Daha güvenli, daha estetik, daha konforlu asansör için
kafa yoran, emek harcayan, para yatıran insanları hak
ettikleri yere getirmemiz gerekiyor. Kötüleri iyi etmek de-
ğil, iyilerin önünü açmamız gerekiyor. Merdiven altı diye
tabir ettiğimiz firmalara tanıdığımız kredilerin sektörü
zora soktuğunu görmemiz gerekiyor.
Yerli asansör markası ihtiyacına cevap verebilecek bir
anlayışı, sektörümüze aşılamamız gerekiyor. Bu neden-
le de Ar-Ge ve inovasyona yatırım yapmamız ve önem
vermemiz gerekiyor.
Türk asansör sanayinin topyekûn kalkınmasına hizmet
etmek amacıyla kurulan Tüm Asansör Sanayici ve İşa-
damları Derneği (TASİAD) yaptığı toplantılar, eğitim çalış-
maları ve etkinliklerle 25 yıldır asansör sektörüne hizmet
eden önemli ve güçlü bir dernektir. Diğer derneklerimize
de öncülük yapmaktadır.
26 Ocak 2013 tarihinde yapılan TASİAD Olağan Genel
Kurulu hizmet bayrağını bize teslim etmiştir. TASİAD
yönetimi olarak amacımız iletişimi ve bilgi paylaşımını
artırmak, üyelerimizi sektörel yenilikler hakkında bilgili
kılmak, araştırma ve geliştirmeyi desteklemek olacaktır.
Asansörlerin insan yaşamı için konfor ve kolaylık sağla-
yan ulaşım araçları olduğu gerçeğinden yola çıkarak bir
asansör farkındalığı yaratmak ve asansöre dikkat çek-
mek istiyoruz.
Dernek olarak önceliğimiz, üretimi ve montajı doğru, ba-
kımları zamanında ve standartlara uygun yapılmış asan-
sörlerin kullanılmasını sağlamaktır. Bu amaçla hem üre-
ticilere hem de kullanıcılara yönelik projelerimiz olacaktır.
Asansör sektörü gelişen ve gelecek vaat eden bir sek-
tör olmakla beraber yapısında birçok sorun barındırıyor.
Bu sorunların üstesinden iş birliği yapma kabiliyetimiz,
deneyim ve bilgi birikimimiz, yeni teknolojileri kavrama
ve uygulama gücümüzle aşacağımıza inanıyorum.
17 MART 2013
Page 18
Gözetim ve Muayene Merkez Başkanlığımız
ilgili tebliğler çerçevesinde ithalat denetimi ve gözetim
muayene alanlarında faaliyet göstermektedir.
1985 yılından bu yana ithalatta uygunluk değerlendir-
mesi Enstitümüz tarafından yapılmakta olup, Başkan-
lığımızca verilen bu hizmetler, Ekonomi Bakanlığının ve
diğer Yetkili Kuruluşların (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ba-
kanlığı, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı) tevdii ettiği
görevlerle sınırlıdır. Hizmetin verildiği kapsam ve veriliş
şekli her yıl Ekonomi Bakanlığının yayımladığı tebliğler
ve bu Tebliğlerin uygulama usul ve esaslarıyla belirlen-
mekte ve yıllara göre değişiklik göstermektedir.
2006 yılında Ekonomi Bakanlığımız tarafından uluslara-
rası gözetim şirketi olarak yetkilendirilmiş olan Enstitü-
müz son yıllarda gözetim ve muayene alanında büyük
açılımlar gerçekleştirerek bu alanlarda birçok proje baş-
latmıştır. Gözetim ve Muayene Merkezi Başkanlığımız;
Parti malı uygunluk belgesi,
Asansörlerin periyodik muayenesi,
3. taraf bir kuruluş olarak gözetim hizmetlerinin ger-
çekleştirilmesi,
18
Page 19
İhracat ve ithalat için yükleme öncesi gözetim,
Piyasa gözetimi,
Şartnameye / Standartlara / Direktiflere uygunluk
değerlendirmesi alanlarında yurt içi ve yurt dışında
hizmet vermektedir.
Uluslararası Gözetim Şirketi Statüsüne İliş-
kin Dış Ticarette Standardizasyon Tebliği (2006/21)
çerçevesinde Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen bir
Hayvansal Ürünler 2,3,4,5
Bitkisel Ürünler
Hayvansal ve Bitkisel Katı ve Sıvı Yağlar ve Bunların Parçalanma Ürünleri; Hazır Yemeklik Katı
Yağlar; Hayvansal ve Bitkisel Mumlar 15
Mineral Maddeler
Kimya Sanayii ve Buna Bağlı Sanayii Ürünleri
Plastikler ve Mamulleri; Kauçuk ve Mamulleri 39,40
Deriler, Köseleler, Postlar, Kürkler ve Bu Maddelerden Mamul Eşya; Saraciye Eşyası ve Eyer ve
Koşum Takımları; Seyahat Eşyası, El Çantaları ve Benzeri Mahfazalar; Hayvan Bağırsağından 41,42,43
44,45,46
Dokumaya Elverişli Maddeler ve Bunlardan Mamul Eşya61, 62,63
Parça ve Teferruatı
84,85
90,91,92
Muhtelif Mamul Eşya 94,95,96
19 MART 2013
Page 20
belge olan Uluslararası Gözetim Şirketi Belgesi kapsa-
mında Başkanlığımız, bugün itibarıyla uluslararası piya-
-
nesinde Uluslararası Gözetim Şirketi olarak gözetim
yapma yetkisine sahiptir.
- -
Akü, seramik ürünler, hidrolik pompa, baralı
kanal sistemleri, astar, boya, macun, otomotiv yedek
parça, plastik borular, batarya, musluk gibi ürünler en
fazla gözetim yaptığımız ürün gruplarıdır.
Başkanlığımız, yetkilendirilmiş olduğu 90 adet fasılda
uygunluk denetimini;
- Konusunda uzman, belgelendirme ve laboratuvar
tecrübesine sahip en az lisans (4 Yıllık Üniversite)
mezunu yaklaşık 400 kadrolu inceleme uzmanı ve
- Piyasa deneyimine sahip 1000’e yakın dış uzman ile
yürütmektedir.
-
Gözetim ve Muayene Merkezi Başkanlığımız,
asansörlerin muayenesi konusunda TÜRKAK tarafın-
-
tasyonunu 2011 yılı itibarıyla tamamlamış olup, A Tipi
Akredite Muayene Kuruluşu olarak asansörlerin peri-
yodik kontrolleri ve tam muayenelerini yurt genelinde
yapmaya başlamıştır.
Bu yıl itibarıyla TÜRKAK’a gözetim faaliyetlerine ilişkin
20’ye yakın konuda kapsam genişletme başvurusunda
bulunulmuştur.
-
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca
05 Kasım 2011 tarih ve 28106 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanan Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği’ne
göre, 01 Ocak 2012 tarihinden itibaren asansörlerin
akredite olmuş A Tipi Muayene Kuruluşlarının yapma-
sı zorunluluğu getirilmiştir. Asansör Bakım ve İşletme
Yönetmeliği gereğince asansörlerin yılda en az 1 kez
A Tipi Akredite Muayene Kuruluşları tarafından yıllık
kontrollerinin yapılması ve yapılan kontrol sonucunun
bir rapora bağlanması gerekmektedir.
Söz konusu yönetmeliğe göre yıllık kontrollerin yaptırıl-
masından ilgili idare (Belediyeler veya Belediye bulun-
mayan yerlerde ilgili kanunlar çerçevesinde yapı ruhsa-
tı ve yapı kullanma izin belgesi verme yetkisine sahip
diğer kurum ve kuruluşlar) sorumludur. İlgili idare ile A
Tipi Muayene Kuruluşu arasında imzalanan protokol ile
asansörlerin yıllık kontrollerini yapma yetkisi ilgi idare
adına A Tipi Muayene Kuruluşuna verilir.
Bina sorumluları, binadaki asansörlerin yıllık kontrolle-
rinin yapılmasına izin vermeli ve mümkünse kontrole
nezaret etmelidir. Yıllık kontrolünün yapılmasına izin
verilmeyen asansör Muayene Kuruluşu tarafından ilgili
idareye bildirilir. İlgili idare söz konusu asansörün yıllık
kontrolü yapılıncaya kadar asansörü kullanıma kapat-
makla sorumludur.
A Tipi Muayene Kuruluşu, asansör yıllık kontrollerini
asansör yetkili servisi (Asansör monte edenin, söz-
leşme ile yetki verdiği TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine
sahip gerçek veya tüzel kişi) ile birlikte yürütür. Bu se-
beple asansör bakım firmalarının TSE Hizmet Yeterlilik
Belgesine sahip olması gerekmektedir.
--
-
--
Bu kapsamda, yurt genelinde hizmet verecek muaye-
ne uzmanlarını yetiştirmek üzere eğitimler düzenlen-
miştir. Bu eğitimlerde başarılı olan Makina ve Elektrik/
Elektronik Mühendislerinden mevcudu 700 kişiyi aşan
uzman havuzu oluşturulmuştur.
Türk Standardları Enstitüsü, deneyimli uzmanları ve
yeterli altyapısı ile Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Bur-
dur, Bursa, Denizli, Erzurum, Hatay, Isparta, İstanbul
(Anadolu-Avrupa), Kayseri, Kırıkkale, Konya, Gazian-
tep, Malatya, Manisa, Muğla, Niğde, Şanlıurfa ve Van
illerinde asansör yıllık kontrol hizmeti vermektedir. Yurt
çapında yaklaşık 250.000 adet asansör olduğu, bu
20
Page 21
asansörlerin yarısının İstanbul ilinde bulunduğu ve İs-
tanbul ilindeki asansörlerin % 80’inin yıllık kontrollerini
TSE’nin üstlendiği düşünüldüğünde TSE’nin asansör
yıllık kontrollerine verdiği önem göze çarpmaktadır.
Yurt genelinde 21 ilde 121 ilgili idare ile Asansörlerin
Yıllık Kontrolleri konusunda yetkilendirme protokolü
imzalayan Enstitümüz, yaklaşık 70 bin asansörün yıl-
lık kontrolünün yapılması için yetkilendirilmiştir. Ensti-
tümüz tarafından bugüne kadar 35.613 asansörün
yıllık kontrolü yapılmış olup, bu asansörlerin yaklaşık
% 70’ine kırmızı etiket iliştirilmiştir.
Asansör Yıllık Kontrol faaliyetleri kapsamında en sık
karşılaşılan sıkıntılar;
İlgili idareler, kamuoyuna gerekli duyuruların yapıl-
masında yetersiz kalabilmektedir.
İlgili idareler, bina sorumlusu tarafından kontrolüne
izin verilmeyen veya kontrol sonucu kırmızı etiket
iliştirilen asansörleri kullanım dışı bırakmaktan za-
man zaman imtina etmektedir.
Ruhsatsız (tescilsiz) asansör sayısının fazla olması
nedeniyle asansör tespit süreci uzun zaman ala-
bilmektedir.
Kamuoyuna yeterli bilgilendirme yapılmaması ne-
deniyle bina sorumluları kontrole izin vermeyebil-
mektedir.
-
Gözetim ve muayene alanında çok sayıda
projelerimiz bulunmaktadır. Ancak öncelikli olarak, ih-
tiyari bir alan olan gözetim ve muayene hizmetlerinin
Enstitümüzce verildiğinin piyasada bilinirliğinin artırıl-
ması gerekmektedir. Çünkü; Türk Standardları Ensti-
tüsü olarak biz sadece standart hazırlayan bir kuruluş
değiliz. Bu tür faaliyet alanları ile gerek üreticimizin ge-
rekse ihracatçılarımızın yanında olduğumuzu ve onla-
rın yurt dışına açılım sağlaması ve Türk Standardlarının
dünya çapında kabul görmesinin üreticimizin ihracatı-
nın kolaylaşması adına çok önemli olduğunu vurgula-
mak gerekir.
Bu anlayış ve vizyon doğrultusunda hâlihazırda yürüt-
tüğümüz projeler;
--
--
-
-
-
şeklindedir.
21 MART 2013
Page 22
Asansörlerin hizmete alındıktan sonra işletilmesi, bakımı ve yıllık kontrolleri
ile ilgili hususların belirlenmesi, asansörün işletme hayatı boyunca kontrol
altında tutulabilmesi amacıyla, 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmi
Gazete’de “Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği” Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı tarafından yayımlanarak, başta sektör olmak üzere ilgili taraflara
tanınan 6 aylık geçiş döneminin ardından, 18/5/2009 tarihinden itibaren
zorunlu uygulamaya girmiştir. Yönetmeliğin Yıllık Kontrol başlığı altındaki
10. Maddesinin 5. Bendinde 1/1/2012 tarihinden itibaren yıllık kontrollerin
TS EN 17020 standardına göre asansör konusunda akredite olmuş A tipi
muayene kuruluşlarınca yapılacağı belirtilmektedir.
05/11/2011 tarihli ve 28106 sayılı Resmi Gazete’de “Asansör Bakım
ve İşletme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”
yayımlanmıştır.
14/08/2012 tarihli ve 28384 sayılı Resmi Gazete’de “Asansör Yıllık Kontrol
Faaliyetlerinde Görev Alacak A Tipi Muayene Kuruluşlarınca Uyulacak
Usul ve Esaslara Dair Tebliğ (SGM:2012/15)” yayımlanmıştır.
Bu yazıda da söz konusu Yönetmelik kapsamında, Asansör Yıllık Kontrol
Faaliyetlerinde Görev Alacak A Tipi Muayene Kuruluşlarının Akreditasyon
Süreci konusunda genel bilgi verilmesi amaçlanmıştır.
TSE Müşavir
22
Page 23
2/10/2001 tarihli ve 24541 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının
Akreditasyonu Hakkında Yönetmelik revize edilerek
11/02/2012 tarihli ve 28201 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir.
Bu Yönetmeliğin amacı, uygunluk değerlendirme ku-
ruluşlarının Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tara-
fından akredite edilmelerini; akreditasyon ve uygunluk
değerlendirme işlemlerinin yeterli ve güvenilir olarak
yürütülmesini temin etmek amacıyla uyulması gereken
usul ve esasları düzenlemektir.
Bu Yönetmeliğe göre Uygunluk Değerlendirme Kuru-
luşu: Ürünün, ilgili teknik düzenlemeye uygunluğunun
test edilmesi, muayene edilmesi ve/veya belgelendiril-
mesine ilişkin faaliyette bulunan özel veya kamu kuru-
luşu şeklinde tarif edilmektedir.
Yönetmeliğe göre TÜRKAK’ın görevlerlerinden birisi de
Muayene Kuruluşlarını akredite etmektir.
Bir uygunluk değerlendirme kuruluşunun belirli şartlara
uygun olduğu ve ilgili uygunluk değerlendirme faaliyet-
lerini gerçekleştirmek için yeterli olduğunun resmi ola-
rak üçüncü taraf tarafından tanınmasıdır.
TÜRKAK’ın, UDK’nın yeterliliğini değerlendirmek üze-
re, belirli standartlar ve/veya diğer normatif doküman-
lara göre ve belirli bir akreditasyon kapsamında ger-
çekleştirdiği süreç.
TÜRKAK bünyesindeki kalite sistem ve akreditasyon
23 MART 2013
Page 24
faaliyetleri veya yönetim sistemlerini düzenlemek ama-
cıyla hazırlanan ve/veya kullanılan her türlü fiziksel,
elektronik, manyetik, v.b. ortamlarda saklanan ve ço-
ğaltılabilir nitelik taşıyan bilgiler doküman olarak adlan-
dırılır.
Mevcut uygunsuzluk, kusur veya diğer istenmeyen
durumların yeniden meydana gelmesini önlemek ama-
cıyla sebeplerin yok edilmesi için alınan önlemlerle ilgili
faaliyettir.
Akreditasyonun yenilenmesi dışında, akredite edilmiş
UDK’nın akreditasyon gerekliliklerini yerine getirmeye
devam ettiğinin takibini içeren faaliyetler serisi.
Ölçüm/deney ve muayene sonuçlarına direkt etkisi
olmayan ve/veya belgelendirme kuruluşları tarafından
yapılan faaliyetlerin sonucunu direkt olarak etkilemeyen
uygunsuzluklardır.
Ölçüm/deney ve muayene sonuçlarına direkt etkisi
olan ve/veya belgelendirme kuruluşları tarafından ya-
pılan faaliyetlerin sonucunu direkt olarak etkileyen uy-
gunsuzluklardır.
Belirli akreditasyon alanlarında gerekli eğitime, deneyi-
me, teknik yeterliliğe sahip, ilgili sektörü iyi bilen tarafsız
bilir kişilerden oluşan ve Türk Akreditasyon Kurumunun
faaliyetlerinin geliştirilmesi ile düzenlenmesi için teknik
destek hizmeti veren komitedir.
İlgili TÜRKAK Bölüm Başkanlığı tarafından görevlendi-
rilen, akreditasyon faaliyetlerinin her aşamasında akre-
ditasyon başvurusunda bulunan veya akredite edilmiş
kuruluşla her türlü teknik ve idari irtibat, koordinasyon
ve sekreterya işlemlerinden sorumlu TÜRKAK teknik
personelidir. Gerekli nitelikleri sağladıkları taktirde tek-
nik sorumlular, baş denetçi, denetçi veya teknik uzman
olarak görevlendirilebilirler.
Akreditasyon süreci aşağıda belirtilen ana safhalardan
oluşur. Bunlar;
Başvuru,
Denetim öncesi yapılan hazırlıklar,
Öndenetim (başvuran kuruluş tarafından talep edil-
diğinde),
Akreditasyon denetimi,
Denetim sonrası yapılan değerlendirmeler (takip
denetimi dahil),
Karar,
Gözetim,
Akreditasyonun yenilenmesi.
Başvuru için TÜRKAK’a teslim edilmesi gerekli olan
belgeler ( Muayene Kuruluşları İçin) :
Tam olarak doldurulmuş ve yetkili kişi tarafın-
dan imzalanmış “Başvuru Formu F701-007/
Rev.04/0212”,
Kuruluşun yasal statüsü, ticari sicil kaydı ve ortak-
ları hakkında bilgi (varsa ortakların diğer faaliyetleri
ve şirketleri hakkında bilgi),
Kalite el kitabı,
Üçüncü tarafın zararlarını da kapsayan Mesleki So-
rumluluk sigortası,
Personelin; yetkilendirildiği alanı, ünvanını, mesle-
ğini, deneyim süresini ve imza sirkülerini içerecek
şekilde oluşturulmuş ve üst yönetim tarafından
onanmış personel listesi,
Gizlilik taahhütleri,
Sorumluların (tüm yönetici ve anahtar personelde
dahil olmak üzere), ad ve görevlerini belirten orga-
nizasyon şeması,
Kalite sisteminde yer alan tüm dokümanların reviz-
yonlarını da gösteren ana doküman listesi,
Yönetim sistemi ve muayene faaliyetlerine yönelik
prosedür ve talimatlar,
Başvuru kapsamında düzenlenecek muayene ra-
poru ve sertifikasının en az birer adet kopyaları,
Numunelerin alınması ve muhafazasına dair bilgiler
(İşaretleme, taşıma, koruma vs.),
-
yonlarını da gösteren listesi (varsa),
Muayene işlerinin taşerona devredilmesi halinde
ilgili sözleşmeler ve taşeronların listesi,
Varsa, mevcut olan yeterlilik belgelerinin kopyaları
(Kalite yönetimi sistemi belgeleri, akreditasyon bel-
geleri resmi yetkilendirmeler),
24
Page 25
Muayene Kuruluşları için Kontrol Formunun (F701-
032) doldurulmuş hali.
Akreditasyon başvurusu, Uygunluk Değerlendirme
Kuruluşunun faaliyet alanıyla ilgili başvuru formunu
doldurup kuruluşun üst yönetimi veya üst yönetimin
yetkilendirdiği kişi tarafından imzalanması ile yapılır.
Daha sonra akreditasyon sırasında istenen belgelerin
TÜRKAK websayfasında bulunan TÜRKAK Kurumsal
Hizmet Portalı’na yüklenmesi gerekmektedir.
Başvuran Uygunluk Değerlendirme Kuruluşu, başvuru
ile ilgili olan akreditasyon kapsamını belirleyerek açık
bir şekilde tanımlamalıdır.
Başvurunun ele alınması için Ana Hizmet Birim Baş-
kanlığı tarafından bir teknik sorumlu atanır.
Akreditasyon başvurusunda bulunan UDK’nın ilgili ak-
reditasyon standardına göre bir yönetim sistemi kur-
muş olması ve bu sistemi en az 3 (üç) ay işletmiş olma-
sı gerekmektedir.
Teknik sorumlu, kuruluşun teslim ettiği dokümanları
nicelik yönünden inceler ve tamamlanması gereken
eksik belgeler olup olmadığını ilgili alandaki Başvuru-
da İstenen Belgeler Form/larını kullanarak kontrol eder
varsa eksiklikleri kuruluşa bildirir.
Akreditasyon başvurusunun işleme konulması için
başvuran kuruluşun Başvuruda İstenen Belgeleri ek-
siksiz olarak TÜRKAK’a sunması gerekmektedir.
Akreditasyon başvurusu yapan Uygunluk Değerlendir-
me Kuruluşu, değerlendirme yapılabilmesi için eksik
olan belgeleri/dokümanları en geç 3 ay içinde tamam-
lamak zorundadır. Üç ay içerisinde eksik belgeleri ta-
mamlanamayan dosyalar kapatılır.
Yerinde denetimin gerçekleştirilebilmesi için başvuran
uygunluk değerlendirme kuruluşunun yönetim sis-
teminin en az 6 ay süre işletilmiş olması, iç tetkik ve
yönetimin gözden geçirmesinin yapılmış olması gerek-
mektedir. Ayrıca akreditasyon başvurusunda bulunan
kapsamlarda yeterli çalışmanın yapılmış olması ve bu
çalışma kayıtlarının denetim ekibine sunulması gerek-
mektedir.
Yukarıdaki şartlar oluşmadığında kuruluşun yeterliliği
konusunda kanıya varılamayacağından denetim ger-
çekleştirilmez.
Teknik sorumlu, başvuru dokümanlarını gözden geçir-
dikten sonra doküman inceleme için denetim heyeti-
ni belirler. Denetim heyetinin belirlenmesini müteakip
doküman inceleme için Uygunluk Değerlendirme Ku-
ruluşunun ödeyeceği ücret belirlenir. Uygunluk Değer-
lendirme Kuruluşuna denetim heyeti teklifi ve denetim
sözleşmesi gönderilir.
Başvuran Uygunluk Değerlendirme Kuruluşunun akre-
ditasyon denetimi yapılmadan önce, tam bir denetime
hazır olup olmadığını görmek amacı ile TÜRKAK’tan bir
öndenetim isteyebilir.
Başvuran Uygunluk Değerlendirme Kuruluşunun isteği
halinde bir öndenetim olanağı sağlanır. Bir öndenetim
normal olarak 1 gün içinde tamamlanır ancak gerekli
hallerde bu süre uzatılabilir.
Başvuran kuruluş, öndenetimden sonra akreditasyo-
na devam edip etmeyeceğine dair kararını TÜRKAK’a
yazılı olarak iletmelidir. Kararın olumlu olması halinde
akreditasyon sürecine devam edilir.
İlk akreditasyon sürecindeki denetim ekibi her zaman
bir baş denetçi ve akredite edilecek kapsama göre bir
veya birkaç denetçi ile gerektiğinde teknik uzmanlar-
dan oluşur.
-
Başvuran Uygunluk Değerlendirme Kuruluşunun ilgili
bütün dokümanları denetim ekibine verilir ve bu dokü-
manlar denetim ekibi tarafından incelenir.
Başvuru tarihinden itibaren bir yıl içinde başvuran ku-
ruluşun hazır olmayışı sebebiyle akreditasyon denetimi
gerçekleştirilememişse başvuru iptal edilir. Bu süreye
öndenetim için yapılan çalışma da dahildir.
Doküman ve kayıt incelenmesi sonucunda yerinde de-
netime gidilmesine engel bir durum olmaması halinde
baş denetçi, denetim ekibi üyeleri ve teknik sorumlu
iş birliğiyle saha denetimi için hazırlık çalışmaları baş-
latılır. Bu bağlamda saha denetimi için teknik sorum-
lu tarafından bir denetim teklifi hazırlanır ve kuruluşun
onayına sunulur. Denetim teklifinin kabulünü müteakip,
baş denetçi tarafından denetim programı hazırlanır ve
kuruluşa sunulur.
Saha denetimi sırasında uygulanacak prosedür aşağı-
daki gibidir:
Bir denetim ziyaretinin amacı, başvuran kuruluşun ak-
reditasyon talebinde bulunduğu kapsamda; yönetim
sistemi ve teknik yeterliliğinin akreditasyona esas alı-
25 MART 2013
Page 26
nan uluslararası standardlar ile tamamlayıcı kriterleri
ihtiva eden dokümanların gereklerini karşılayıp karşıla-
madığını anlamak ve sistemin sürdürülebilirliği hakkın-
da gerekli bilgileri toplamaktır.
Denetim ekibi, başvuran kuruluş yönetimiyle baş de-
netçinin başkanlığında gerçekleştirilen açılış toplantı-
sında bir araya gelir. Açılış toplantısında; yerinde yapı-
lacak denetimin amacı, kapsamı, denetim programı ve
katılımcılarla ilgili bilgilendirme yapılır.
Başvuran Uygunluk Değerlendirme Kuruluşu merkez-
den hariç diğer şubelerde de faaliyet gösteriyorsa, ilk
akreditasyon denetimlerinde bu şubelerde ziyaret edilir.
Muayene kuruluşlarının denetimlerinde yer alan denet-
çi ve teknik uzmanlar, başvuru kapsamındaki metotla-
rın ve metotları uygulayan personelin yeterliliğini tespit
etmek için ilgili personel ile mülakat yapmak ve metot-
ları uygulatmak suretiyle denetimi gerçekleştirirler.
Gerekli hallerde, denetim durdurulabilir. Bu durumlar
aşağıda belirtilenlerle sınırlı olmamak şartı ile;
Denetim esnasında koşullar denetim ekibinin sağlı-
ğını olumsuz etkiliyor veya tehlike oluşturuyorsa,
Sistemin uygulanmasında denetimin devamını en-
gelleyen ciddi problemler tespit edilir ve takip dene-
timinin kaçınılmaz olduğu anlaşılırsa,
Tespit edilen uygunsuzluğa bağlı olarak; çevre, kali-
te veya emniyet açısından başka riskler ortaya çıkı-
yorsa,
Denetlenen tarafın danışmanları ve gözlemcilerinin
denetçilerin çalışmalarına müdahale etmesi,
Denetlenecek bölümdeki personele, ilgili bölüme
ya da akreditasyon kapsamındaki faaliyetlere ilişkin
kayıtlara ulaşmada ciddi problemlerle karşılaşılıyor-
sa,
Denetimin durdurulması durumunda yeni bir denetim
yapılması gerekmekte olup, akreditasyon sürecinde
durdurulmuş denetimler gerçekleştirilmemiş olarak ka-
bul edilir. Akreditasyon tanımlanmış süreler dahilinde
yeni bir denetim planlanıp gerçekleştirilmez ise dosya
kapatılır veya akredite edilmiş kuruluşların akreditasyo-
nu askıya alınır.
Denetim sırasında tespit edilen uygunsuzluklar açıkça
ve anlaşılır şekilde yazılır.
Denetim tamamlandıktan sonra denetim ekibi üyeleri
kendi aralarında bir toplantı yaparak bulunan uygun-
suzlukları sınıflandırır ve bu uygunsuzlukları “Uygun-
suzluk ve Düzeltici Faaliyet Bildirim Formu” na kayde-
derler.
Denetimden sonra denetim ekibi baş denetçinin baş-
kanlığında Uygunluk Değerlendirme Kuruluşunun yet-
kililerinin de katılacağı bir kapanış toplantısı yaparak
denetim sırasında elde edilen bulgular ve gözlemler bu
toplantıda açık ve net bir şekilde açıklanır.
Kapanış toplantısında mümkünse “Uygunsuzluk ve
Düzeltici Faaliyet Bildirim Formlarında” yapılacak dü-
zeltici faaliyetlerin açıklanması ve bunların ne kadar
sürede tamamlanacağına ilişkin bilgilerin yer alacağı
kısmın kuruluş yetkililerince doldurulması sağlanır. Aksi
takdirde düzeltici faaliyetlere ilişkin taahhütler en geç
15 gün içerisinde ilgili formun doldurulup imzalanarak
TÜRKAK’a gönderilmesi kuruluş yetkililerinden istenir.
Bu toplantıda ayrıca denetim sırasında, bulunan uy-
gunsuzluklar için doldurulan “Uygunsuzluk ve Düzeltici
Faaliyet Bildirim Formları” kuruluş yetkililerine imzalattı-
rılır ve birer kopyası başvuran kuruluşa verilir.
Denetimin yarıda kesilmesi/ertelenmesi gereken haller
aşağıda sıralanmaktadır;
:
Denetlenecek olan UDK’nın durumunda; doğal afet,
yasal statü veya adres değişikliği, kilit personelin işten
ayrılması, tanık denetimlerin gerçekleştirileceği müşteri
firmaların belgelendirme taleplerini geri çekmeleri vb.
kritik değişiklikler meydana gelmesi söz konusu olabilir.
Bu durumda teknik sorumlu ilgili UDK yetkilileri ile gö-
rüşerek denetim tarihini mümkün olan en yakın tarihe
erteleyebilir., Gerektiğinde denetim ekibi değiştirebilir
ve denetim program ile teklifi güncellenir...
:
Denetime başlandıktan sonra denetimin yarıda kesil-
mesi gerekebilir. Bu durum denetim ekibi ve UDK yet-
kilileri tarafından tutanak ile kayıt altına alınır.
Eğer denetimin yarıda kesilmesi süreci müşteriden
kaynaklanmayan bir sebepten ortaya çıkarsa UDK’ya
herhangi bir ilave ücret yansıtmaksızın denetim uygun
olacak bir tarihte yenilenir. Ancak UDK’nın hazırlıklarını
tam olarak yapmaması ve/veya denetim esnasında ki-
lit personelini hazır bulundurmaması ve/veya başkaca
eksiklik veya ihmallarinin bulunması nedenleriyle dene-
tim yarıda kesilmek zorunda kalırsa, Denetim Sözleş-
mesi hükümleri gereğinde denetim tamamiyle yapılmış
kabul edilerek, denetim teklifinde yer alan ücretin ta-
mamı UDK’ya taahhuk ettirilir ve ilk akreditasyon veya
akreditasyon yenileme denetimi yapılmışsa Takip De-
netimi açılır. Gözetim denetiminde böyle bir durum ya-
şanmışsa ve tanımlanan süreler aşılmamışsa gözetim
denetimi süreci tekrar işletilir. Eğer süreler aşılmış ve
gözetim periyodu gecikmeye girmişse UDK’nın dosya-
sı askıya alınır. En kısa sürede ilave gözetim denetimi
26
Page 27
gerçekleştirilerek bir sonraki gözetim periyoduna giril-
meden süreç sonlandırılır.
Denetim ekibi üyeleri denetimin tamamlanmasından
itibaren en geç bir ay içinde hazırladıkları denetim ra-
porlarını TÜRKAK’a sunar.
Uygunluk Değerlendirme Kuruluşu, denetim sırasında
tespit edilen uygunsuzluklar için yapmış olduğu düzel-
tici faaliyetleri en geç 3 ay içerisinde TÜRKAK’a su-
nar. Teknik sorumlu yapılan bu düzeltici faaliyetleri baş
denetçi ve diğer denetim ekibi üyelerine iletir. Denetim
ekibinin, düzeltici faaliyetler ile ilgili görüşleri en kısa sü-
rede TÜRKAK’a iletilmelidir. Değerlendirme sonucunda
gerekli görüldüğünde (Madde 3.4.7) e göre takip dene-
timi başlatılır.
Takip Denetimi, TÜRKAK veya denetim ekibi gerekli
gördüğü durumlarda yapılan genellikle bir denetçinin
gerçekleştirdiği bir ek ziyarettir.
Teknik sorumlu denetim raporu ve diğer başvuru dokü-
manlarını inceleyerek herhangi bir unsurun eksik olup
olmadığını kontrol eder ve ilgili Birim Başkanına sunar.
Denetim raporu ve ekleri ilgili Birim Başkanı tarafından
gözden geçirildikten sonra akreditasyon karar teklifi
ile birlikte karar için Genel Sekreterliğe sunulur. Akre-
ditasyon kararının alınmasından sonra, Uygunluk De-
ğerlendirme Kuruluşu ile bir akreditasyon sözleşmesi
imzalanır.
Akreditasyon sertifikasında akreditasyonun başlan-
gıç tarihi olarak karar tarihi verilir. Sertifikanın geçerlilik
süresi, gözetim denetimlerinin başarılı olması ve akre-
ditasyon yenileme denetiminin akreditasyon karar ta-
rihinden itibaren 48 ay içerisinde yapılması halinde 52
aydır.
Akredite edilen kuruluşlar akredite olduğu kapsamlar
belirtilerek TÜRKAK web-sayfasında yayımlanır.
Akredite edilen kuruluşlarla TÜRKAK arasında “Akredi-
tasyon Sözleşmesi” imzalanır.
Akredite edilen kuruluşlara akreditasyon kapsamının
da eklerinde belirtildiği bir “Akreditasyon Sertifikası”
düzenlenir.
Akredite edilen kuruluşa gözetim denetimleri gerçek-
leştirilir. Akredite kuruluşa akreditasyonun verildiği ta-
rihten (karar tarihi) itibaren de en geç 12 ay içinde ilk
gözetim denetimi düzenlenir. İlk gözetimi takip eden
rutin gözetim denetimleri 12 ayda bir yapılır. Rutin gö-
zetim denetimlerinde 2 aylık bir sapmaya izin verilebilir
(Bkz. Şekil.1).
Gözetim denetimi aynı ilk denetim gibi, dokümanların
incelenmesi, saha denetimi, düzeltici faaliyetlerin kont-
rolü, rapor ve belgelerin incelenmesi aşamalarından
oluşmaktadır.
Gözetim denetiminde genelde aşağıda belirtilen hu-
suslara bakılmalıdır:
− Önceki denetimde tespit edilmiş olan uygunsuzluk-
52 ay 12 ay 12 ay 12 ay 12 ay
En Fazla 14 ay İlk AkreditasyoAkreditasyon En fazla 14 ay Yenileme Kararı 1.Gözetim 2.Gözetim 3.Gözetim Yenileme
Denetimi Denetimi Denetimi Denetimi
27 MART 2013
Page 28
ların giderilmesi için gerçekleştirilen düzeltici faali-
yetlerin uygulanması,
− Yönetim Sisteminin, organizasyon ve yapılan faali-
yetlerle ilgili etkinliği,
− Kuruluşta gerçekleşmiş değişikliklerin akreditasyon
kriterlerine uygunluğu ve etkisi,
− Akredite edilmiş olan kuruluş bünyesinde meydana
gelen önemli değişikliklerin TÜRKAK’a düzenli ola-
rak bildirilmesi,
− İç tetkik ve Yönetimin gözden geçirmesi ve bu es-
nada yapılan düzeltici ve önleyici faaliyetler,
− Müşteri memnuniyeti, şikâyet ve itirazlar,
− Metotlar, metot değişiklikleri ve geçerli kılma çalış-
maları,
− Laboratuvar ve muayene kuruluşları için;
- Karşılaştırma ölçümleri ve yeterlilik denetlerine katı-
lım ile ilgili dokümantasyon ve kayıtlar,
-
rarası izlenebilirliği.
Gözetim denetimi sırasında tespit edilen uygunsuz-
luklarla ilgili, kuruluş yapacağı düzeltici faaliyet tak-
vimini denetimden sonra en geç bir hafta içerisinde
TÜRKAK’a bildirir. Kuruluş belirlenen düzeltici faaliyet
takvimine göre düzeltici faaliyetleri gerçekleştirir ve so-
nuçları TÜRKAK’a iletir.
Düzeltici faaliyet kayıtları gözetim denetiminden itiba-
ren en geç 3 ay içerisinde TÜRKAK’a sunulmalıdır.
Belirlenen süre zarfında kuruluş tarafından yeterli bir
düzeltici faaliyet gerçekleştirilmez ise, “P702 Uygunluk
Değerlendirme Kuruluşları İçin Akreditasyonun Askıya
Alınması, Geri Çekilmesi ve Kapsam Değişikliğine İliş-
kin Prosedür”e göre işlem yapılır.
Gözetimle ilgili alınan karar Teknik Sorumlu tarafından
kuruluşa bildirilir.
Akredite edilen kuruluş, akredite edildiği tarihten itiba-
ren 48nci ayın bitiminden en az 6 ay önce TÜRKAK’a
yazılı başvuru yaparak Akreditasyon Sertifikasının yeni-
lenmesini isteyebilir. Akreditasyon yenileme denetimin
kapsamı ilk akreditasyon denetimiyle aynıdır.
Akreditasyon yenileme denetimi ilk akreditasyon dene-
timi gibi planlanır ve gerçekleştirilir.
Akreditasyon yenileme başvurusunun zamanında ya-
pılmaması ve yenileme denetiminin 48 ay içerisinde
gerçekleşmemesi durumunda akreditasyon geri çekilir.
Kuruluşun akreditasyon yenileme isteği olmaması ha-
linde, akreditasyonun sona erdirilmesi için karar alınır.
Akreditasyon süresinin bitiminde kuruluşun ismi TÜR-
KAK web-sayfasından çıkartılır ve akreditasyonun geri
çekilmesine dair duyuru Resmi Gazetede yayımlanır.
Akredite edilmiş uygunluk değerlendirme kuruluşu, ak-
reditasyonun askıya alınması/geri çekilmesi/kapsamı-
nın daraltılması isteğini TÜRKAK’a bildirir. Askıya alma/
geri çekme/kapsamı daraltma talebi ile ilgili karara
bağlanması için Genel Sekreterliğe sunulur.
Bir uygunluk değerlendirme kuruluşunun akreditasyo-
nu,
a) Yapılan denetimlerde yeterliliğini ortadan kaldıran
önemli uygunsuzlukların rapor edilmesi,
b) Akredite edilen faaliyetlerini etkileyen personel, yer-
leşim, teçhizat ve yönetim değişikliklerinin meydana
gelmesi,
c) Gözetim denetimleri sırasında tespit edilen önemli
uygunsuzluklarla ilgili yapılan düzeltici faaliyet kayıt-
larının 3 ay içinde TÜRKAK’a sunulmaması,
d) TÜRKAK ile imzaladığı sözleşmelerdeki hükümlere
uymaması,
e) TÜRKAK tarafından tebliğ edilen akreditasyonla ilgili
yeni şartlar ve kriterlere verilen süre içinde uygunluk
sağlayamaması,
f) Akreditasyon sertifikası ve akreditasyon markasını
yanıltıcı ve akreditasyonun ciddiyeti ile bağdaşma-
yan şekilde kullanması ve bu konudaki talepleri dik-
kate alıp düzeltici faaliyetleri gerçekleştirmemesi
hallerinde, denetim ekibinin ve/veya ilgili Teknik So-
rumlunun yazılı teklifi doğrultusunda; kısmen ya da ta-
mamen askıya alınması, geri çekilmesi veya kapsamın
daraltılması için karar alınmak üzere Genel Sekreterliğe
sunulur..
Alınan karar, uygunluk değerlendirme kuruluşuna du-
yurulur.
Uygunluk değerlendirme kuruluşuna askıya alınan/
geri çekilen/daraltılan kapsamla ilgili rapor, sertifika ve
reklam dokümanlarının TÜRKAK akreditasyon markası
konulmadan kullanılması şartı getirilir.
Akreditasyonun geri çekilmesi kararı tebliğ edilen uy-
gunluk değerlendirme kuruluşundan akreditasyon ser-
tifikasını TÜRKAK’a iade etmesi istenir.
Akredite kapsamın bir kısmı askıya alınan ya da daraltı-
lan uygunluk değerlendirme kuruluşunun akreditasyon
sertifikalarında gerekli revizyonlar yapılır.
28
Page 29
Akreditasyon kapsamına dair askıya alma, geri çekme,
daraltma kararı alınan uygunluk değerlendirme kuru-
luşlarının akredite kapsamlarının son hali TÜRKAK ta-
rafından ilan edilerek duyurulur.
Akreditasyonun askıya alınması en çok 6 aylık bir süre
için devam ettirilir. Uygun sonuç veren düzeltici faali-
yetler bu süre içinde tespit edilemediği takdirde akredi-
tasyon kapsamı daraltılır veya geriye çekilir.
Madde 3.8.1’de belirtilen nedenlerden dolayı akredi-
tasyonu geri çekilen bir uygunluk değerlendirme ku-
ruluşunun akreditasyon için başvurusu, geri çekme
kararından en az 12 ay sonra kabul edilir. Başvuru ilk
akreditasyon başvurusu gibi ele alınır.
Akreditasyonu askıya alınan bir uygunluk değerlendir-
me kuruluşunun askıya alma kararını gerektiren uygun-
suzlukları kararın yürürlüğe girmesinden itibaren 6 ay
içinde düzeltici tedbirlerle ortadan kaldırdığını bildirme-
si halinde sunulan deliller ve dokümanların incelenme-
sini takiben yapılacak denetimle uygunsuzlukların gi-
derildiğinin tespit ve rapor edilmesinden sonra askıya
alma durumuna son verilmesi kararı alınır.
Bir kuruluş, mevcut akreditasyon kapsamına ek olarak
başka çalışma konuları için akredite olmak amacıyla
TÜRKAK’a başvurabilir. Bu durumda kuruluşun yalnız
teknik yeterlilikleri itibarıyla denetimden geçirilmesi ge-
rekir.
Akreditasyon kapsamının genişletilmesi başvuruları ilk
akreditasyon başvuruları gibi yapılır.
Muayene kuruluşları için kapsam genişletmesi istenen
kapsam daha önce akredite edilen kapsamın devamı
ise yani kuruluşun ölçme yeteneği bakımından herhan-
gi bir ek metod veya kabiliyet gerektirmiyorsa, saha
denetimine gerek kalmadan kuruluş tarafından teslim
edilen dokümanların incelenmesi vasıtasıyla kapsam
genişletme yapılabilir.
Mümkün olduğunda kuruluşun kapsam genişletme ta-
lepleri ile ilgili denetimlerin gözetim denetimleri ile birlik-
te yapılmasına dikkat edilir.
Kuruluşla daha önce imzalanmış “Akreditasyon Söz-
leşmesi” geçerli olduğu için, yeni Akreditasyon Sözleş-
mesi tanzim edilmez.
29 MART 2013
Page 30
Yeni çıkan yönetmelikle, devlet
vatandaşın can ve mal güvenliğini,
güvence altına almak amacıyla,
asansörlerin periyodik muayene
hizmetlerini, belediyelerin ellerindeki
teknik imkân ve personel sayısı
yetersizliğinden dolayı Türk
Akreditasyon Kurumu’ndan A Tipi
akredite muayene kuruluşlarına
devredilmesini zorunlu kıldı.
Ümraniye Belediyesi de bu manada
Türk Standardları Enstitüsü (TSE)
ile sözleşmeyi yaparak yetki devrini
yapan ilk belediyelerimizden bir
tanesi.
Ümraniye, İstanbul’da asansörlerin
en yoğun olduğu bölge olmasına
rağmen, yüzdelik oranda
muayenelerin çoğunun yapıldığı
bölgemiz. Aynı zamanda bu süreçte
kullanıcıların can ve mal güvenliğini
kontrol altına almak için asansörlerin
periyodik muayenelerinin
zorunluluğu ve gerekliliği ile ilgili;
kamuoyunun bilgileneceği şekilde
bilgilendirme broşürü hazırlatıp
dağıtımını sağlayan tek belediye,
Çalışmalarınızdan dolayı öncelikle
sizi tebrik etmek ve teşekkürlerimizi
sunmak isteriz.
30
Page 31
-
-
-
Belediyemiz 2004 yılından bu zamana ka-
dar sürekli olarak değişen ve bir standarda oturtulma-
ya çalışılan asansör tescil belgesi verilmesi işlemini;
27.03.2012 tarihinden itibaren uygulamakta. Bütün
asansörlerin yerinde kontrol edilmesi ile A Tipi Mua-
yene kuruluşumuz olan TSE‘nin yapmış olduğu dene-
timlere yakın bir şekilde denetim raporuna bağlanması
sonucu, asansör montajcısının hazırlamış olduğu ve
içerisinde; başvuru dilekçesi, yapı ruhsatı, AT uygunluk
belgeleri, güvenlik elemanları, asansör son kontrol mu-
ayene raporu, proje mühendislerinin SMM belgelerinin
ve MMO, EMO onaylı projesinin bulunduğu bir teknik
dosya ile beraber, Başkanlık makamınca onaylaması
sonucu vatandaşa teslim etmektedir.
Önceki yıllara oranla personel sayımızı artı-
rarak, işlerimizi daha kaliteli ve aksatmadan gerçekleş-
tirmekteyiz. Bugün itibarı ile bir Makine Mühendisi, bir
Makine Teknikeri, bir Elektrik Teknikeri ve bir de per-
sonel olmak üzere oluşturulan 5 kişilik ekip kontrol ve
muayeneleri yapmaya yeterli sayıdadır.
-----
Asansör montajı yapan firmaların 31.07.2007
tarihli ve 26420 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan
Asansör Yönetmeliği (95/16/AT)’ne uygun olarak hazır-
lamış olduğu teknik dosyalar, personelimiz tarafından
titizlikle kontrol edilmekte. Firmaların denetimleri ya-
parken asansörün teknik dosyasının muhakkak yanla-
rında bulunması gerekmektedir. Ayrıca teknik dosyalar
başvuru dilekçesi ile belediyemize getirildiğinde, proje-
nin, mimari projeye uygun olup olmadığının kontrolünü
sağlamaktayız. Belediye olarak uzman ekiplerimizce, A
Tipi Muayene kuruluşumuz olan TSE‘nin yapmış oldu-
ğu denetimlere yakın bir denetim yaparak, firmaların ve
asansör kullanıcılarının de güvenini kazandık.
-
--
Belediye olarak bu konuda da vatandaşımı-
zın yanında olduk. Önceden gelen şikâyetler üzerine,
en son yapmış olduğumuz protokolle alınan ücretlerin
azaltılmasını sağlayarak, hem periyodik muayenelerin
devam etmesini hem de vatandaşımızın ödediği ücret-
lerin kendilerine yük getirmemesini sağladık.
-
Ümraniye Belediyesi olarak yapmış oldu-
ğumuz bütün çalışmalarda öncelik olarak hep vatan-
daşımız gelir. Bu konuda da kullanıcıların can ve mal
güvenliğini korumak için asansör periyodik muayene-
lerinin zorunluluğu ve gerekliliği ile ilgili; vatandaşlarımız
için bilgilendirme broşürü hazırlayıp dağıtımını sağladık.
Periyodik muayenelerini daha önce yaptırmayan va-
tandaşlarımız, yapmış olduğumuz uygulamaların sonu-
cunda, asansörlerin fark edilmeyen arızalar ya teknik
sorunlar sonucu doğurabileceği, felaketlere bir önlem
ve can güvenliklerini sağlamak amacıyla yapıldığını fark
ettiler. Bu durumdan duydukları rahatsızlığın yerini,
memnuniyete bıraktığını gösteren olumlu tepkilerini de
kurumumuza ilettiler.
-
-
-
---
Ümraniye Belediyesi olarak TSE ile yapmış
olduğumuz protokol sonrası asansör birimimizde de
personel artırımına gittik. Bir yılda yaklaşık olarak ver-
miş olduğumuz 650 adet tescil belgesinin bütün asan-
sörlerini, denetlemeyi planladık ve geçen yıl Mart ayın-
dan itibaren 708 adet asansörün yerinde denetimini
gerçekleştirdik. Ayrıca yapmış olduğumuz denetimleri,
TSE‘nin yapmış olduğu muayenelere yakın bir raporla
31 MART 2013
Page 32
da desteklemekteyiz. TSE‘nin Ümraniye Belediyemi-
ze vermiş olduğu teknik destek için ayrıca teşekkür
ederiz.
-
Yaptığımız araştırmalarda ilk asansör ruhsa-
tının (tescil belgesinin) 05.11.1987 tarihinde Atakent
Mahallesinde verilmiştir. Bugün itibarı ile toplam ruhsat
ve tescil belgesi sayımız 3229 ‘dur.
-
-
01.01.1987 – 31.12.2003 tarihleri arasında;
423 adet, 01.01.2004 – 03.01.2013 tarihleri arasında;
2806 adet kayıtlı asansör bulunmaktadır.
Bunda her ne kadar “yapılaşma” alanındaki gelişme-
ler ana etken gibi görünse de vatandaşı bilinçlendirme
çalışmaları, yerinde denetim ve kontroller de bu artışta
önemli rol oynamıştır.
---
-
Ümraniye, Anadolu yakasının en büyük ilçe-
si durumundadır. Depreme dayanıklı konut stoku ile
kentsel dönüşümünü kendi içerisinde tamamlamak
üzere olan ilçemizin, İstanbul Finans Merkezi ile gele-
ceği daha da parlayacak. Son 9 yılda 6-7 bin binanın
yıkılıp yerine yenilerinin yapıldığı ve yeni yapılan inşaat-
larla 25-30 bin dairenin yenilendiği ilçemizde, kentsel
dönüşüm çalışmaları göreve geldiğimiz 2004 yılından
bu yana devam ediyor. Ayrıca, 50 bini iş yeri olmak
üzere toplam 250 bin bağımsız bölümün bulunduğu
ilçede son 9 yılda 12 bin’in üzerinde ruhsat, 24 milyon
metrekare inşaat alanı izni verildi.
Bu çalışmaların yanı sıra Ümraniye ilçesi olarak dep-
remle ilgili büyük bir projeyi hayata geçirdik. 17 Ağus-
tos depreminin 13. Yıldönümünde, Afet Bilgi Sistemi
(ABİS)’i hazırlayarak internet sitesinde vatandaşların
hizmetine açtık. Bu sistemde Afet sonrası Toplanma
alanları, Geçici İskan/Çadır Alanları, Öncelikli Yollar,
Alternatif Yollar, Sivil Tahliye Yolları, Sahra Hastanesi
Kurulacak Alanlar, tüm Hastaneler, Eczaneler, Ecza
Depoları, Trafik Kontrol Noktaları, Afet İstasyonları’nın
yerleri, İleri Dağıtım ve Lojistik Destek Noktaları, Su
İstasyonları, Fırınlar, Soğuk Hava Depoları; tüm kamu
kurumları, Belediye Hizmet Binaları, Muhtarlıklar, Po-
lis Noktaları; Su Vanaları, Yangın Hidratları; İlkyardım
Koordine Merkezleri, Hastaneler, Ambulans Bekleme
Noktaları, Yaralı Toplama Merkezleri gibi tüm hayati bil-
giler Akıllı Harita üzerinde belirlendi ve kolaylıkla adres
bilgilerine ulaşılabilecek, gerekirse raporlanabilecek şe-
kilde bir yazılım oluşturuldu.
Ayrıca olası depreme yönelik ilçemizin bütün mahalle-
lerine afet anında gerekli tüm malzemelerin bulunduğu
Afet İstasyonu (AFİS) kurduk. Afet istasyonları, olası bir
afet anında, Arama Kurtarma Birlikleri olay yerine gele-
ne kadar, Afis’in konumlandırıldığı mahalledeki, Mahal-
le Afet Gönüllüleri (MAG) tarafından kullanılarak afete
anında müdahale edebilecek. Afis’lerin içerisinde; je-
neratörler, kırıcı-delici hiltler, barınma çadırı, yakıt ve
su tankı, kazma kürekten battaniyeye kadar 60 kalem
malzeme bulunuyor.
-
Belediyeler ruhsat verirken ilgili kanun, yönet-
melik ve standartlardan yararlanırlar. Binaların statik ve
tesisat projeleri, ilgili TSE standartlarına uygun olarak
incelenir. İnşaat aşamasında standartlara uygun mal-
zeme kullanılıp kullanılmadığı kontrol edilir.
Uygulanan standartlar aşağıda liste halinde verilmiştir.
TS 500: Betonarme Yapıların Tasarım ve Yapım Kural-
ları
TS 498: Yapı Elemanlarının Boyutlandırılmasında Alına-
cak Yüklerin Hesap Değerleri
TS 648: Çelik Yapıların Hesap ve Yapım Kuralları
TS 825: Binaların Isı Yalıtım Projeleri ve Hesaplamaları
TS EN 81-1+A3: Asansörler-Yapım ve montaj için Gü-
venlik Kuralları
Binaların standartlara uygun yapımı sağlanarak mal-
zeme kaliteleri yükseltilerek vatandaşın daha güvenli
binalarda yaşaması sağlanmalıdır.
-
-
Ümraniye Belediyesi olarak Engelli vatan-
daşlarımıza yönelik birçok projeyi hayata geçirerek,
onların mutluluklarına ortak olduk. Türkiye’de ilk kez
gerçekleştirilen bir hizmetle, engelli vatandaşların ya-
şamlarını kolaylaştıracak önemli bir adım attık. “En-
gelleri Birlikte Aşıyoruz” sloganı ile çıktığımız bu yolda,
ilçe sınırları içinde ikamet eden engelli vatandaşlar için
tasarlanmış 4 adet Engelli Aracımız 2005’den bu yana
Engeli vatandaşlarımıza hizmet veriyor. Asansörlü olan
32
Page 33
ve her biri 4 hasta, 6 refakatçi taşıyabilen bu araçlar,
son model teknolojiler ile donatılmış araçlar olup, Bele-
diyeye başvuran engelli vatandaşları evlerinden alarak
hastane vb. yerlere götürüyor. İşleri biten engelli vatan-
daşları araçlarımız tekrar evlerine geri bırakıyor. Bunun
yanında maddi imkânsızlıklar yüzünden tekerlekli san-
dalye alamayan yüzlerce engelli vatandaşımıza, akülü
engelli aracı ile tekerlekli sandalye de hediye ettik.
Belediye olarak ilçemizde okuma yazma bilmeyen en-
gelli kardeşlerimizi tek tek tespit ederek, ‘Biz Gönül-
lüyüz Biz Öğretiriz’ adını verdiğimiz proje ile evlerinde
okuma yazma eğitimi verdik. Birkaç aşamadan oluşan
proje, Fiziki engellerinden dolayı evden çıkamayan ya
da evden çıkabilen ancak çeşitli engellerden dolayı
okula gidemeyen, zihinsel engelli olan ve işitme-konuş-
ma engelli olan kardeşlerimizi kapsadı. Her birine uy-
gun eğitim olanakları sağlayarak, eğitim sonunda MEB
onaylı sertifikaları da kendilerine takdim ettik.
Engellilere yönelik özel hizmet veren Ümraniye Bele-
diyesi Engelliler Kültür ve Eğitim Merkezi’ni hizmete
açtık. Merkezde birçok branşta eğitim ve kurs’un yanı
sıra çeşitli alanlarda etkinlikler düzenlenmekte. Aynı za-
manda bu merkezde, TRT ses sanatçısı Ahmet Turan
Şan’dan müzik eğitimi alan bir “Ümraniye Engelli Ko-
rosu” kurduk.
Yaptığımız her türlü çalışmada, TSE stan-
dartları ve İBB‘nin standartları ışığında ulaşılabilirliliği
sağlamaya özen gösterdik.
Belediyemiz sınırları içinde bulunan 3306 adet cadde
ve sokakta engelliler için uygunluk taraması yapılarak;
kaldırımlarımızda engel teşkil eden yapı ve durumlar
tespit ettik. Bu tespitlerin ışığında; 35 mahallemizin
1498 adet cadde ve sokakta, TSE’nin standartlarına
uygun, 10.726 adet engelli rampası yaptık.
Kaldırımlarımız üzerinde yayaların sürekliliğine engel
teşkil eden ve diğer kurumlara ait alt yapı veya üst yapı
elemanlarının kaldırılması veya deplase edilmesi için
gerekli yazışmalar yapılarak, mümkün olduğu ölçüde
engellerin kaldırılmasını sağladık. Yine Kaldırımlarımız
üzerinde yaya geçişine engel olan İETT otobüs durak-
larının, uygun olan modeller ile değiştirilmesi için gerek-
li yazışmalar ve görüşmeler yaptık. İlçemiz sınırlarında
bulunan durakların pek çoğunun değişimi yaptırıp, de-
ğiştirilecek olan duraklar için 2013 yılı içerisinde yapıla-
cak olan değişim programına aldırdık.
Yaya yolu ile araç yolunu ayırmak için kullandığımız
sınır elemanlarının yüksekliğini ve ara mesafeleri TS
9111’de belirtilen standartlara uygun olacak şekilde
yeniden düzenledik. Bu çalışma ile sınır elemanlarının
yüksekliğini 70-90 cm arasında, ara mesafelerini ise
120 ile 180 cm olacak şekilde uygulamaya başladık.
Genişliği 2 metre veya daha geniş kaldırımlarımızda kı-
lavuz izler kullandık. Kılavuz izler için kullandığımız mal-
zemeleri seçerken TSE standartlarında üretim yapan
firmaları tercih ettik.
İlçemizde kamuya hizmet veren; Belediye Yeni Hizmet
Binamız, muhtarlık binaları, sağlık ocakları, bilgi ve kül-
tür merkezleri vb. bina girişlerinin engelliler için uygun-
luğu teknik olarak incelendi, bu çalışma kapsamında
girişi uygun olmayan muhtarlık binaları, sağlık ocakları,
Kültür Merkezleri ve bilgi evlerinin girişlerine TSE’nin ve
İBB‘nin standartlarında engelli rampası yaptık.
- TS 9111 Özürlüler ve Hareket Kısıtlılığı Bulunan Kişi-
ler İçin Binalarda Ulaşılabilirlik Gerekleri
- TS 12576 Şehir İçi Yollar – Özürlü ve Yaşlılar için
ve İşaretlemelerin Tasarımı Kuralları
- 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu
- İBB Herkes İçin Erişilebilir ve Kullanılabilir Fiziksel
Çevre ve Yapılar için Ek Teknik Şartname
-
Ümraniye’de bulunan 250 parkın tamamında
TSE standartlarına uygun malzemeler kullandık. Ayrıca
parklarımızı, engelli kardeşlerimizin de kullanabileceği
giriş çıkış rampalarının yanı sıra, oyun grupları ve spor
aletleri ile donattık.
--
Ümraniye Belediyesi olarak, 2004 yılından
itibaren Ümraniye’nin imajını değiştirmek için hum-
malı bir çalışma başlattık. Çarpık kentleşmeye dur
dedik. Altyapı bozukluklarını tespit ederek giderdik.
Ümraniye’ye yaptığımız hizmetlerle çöplük ve varoş
bölgesi algısını yıktık ve her geçen gün Ümraniye’nin
imajını daha da yükselttik. Birçok üst düzey firmaların
merkezlerinin gelmesiyle, Ümraniye artık Türkiye’nin en
çok yatırım alan ilçelerinden biri haline geldi. “Sanayi
Merkezinden, Ticaret Merkezi” haline dönüşen İlçemiz
İstanbul’da örnek bir ilçe konumundadır.
- Çalışmalarımızı anlatma imkânı verdiğinizden
dolayı Standart Dergi olarak sizlere teşekkürlerimizi su-
nar, başarılı çalışmalarınızın devamını dileriz.
33 MART 2013
Page 34
AYSAD Asansör ve Yürüyen Merdiven
Sanayicileri DerneğiYönetim Kurulu Başkanı
Asansörler ve Standartlar
Asansörler, işlevi, yapısı ve kullanım biçiminin bir neticesi olarak riskli ürün kabul edilir. Düşmeye
karşı ilk emniyet freninin tasarlandığı ve çalıştırıldığı 1850 yılını milat kabul edersek, aradan geçen
160 yılı aşkın sürede asansörlerin daha emniyetli olması yolunda çok çalışma yapılmış, boyutları,
emniyet gereklerini yerine getirme çözümlerini, özel kullanımlara dair bilgileri içeren pek çok
standart oluşturulmuştur.
34
Page 35
Riskleri bertaraf etmek ve kullanıma uygunluğu temin
etmek üzere hazırlanan standartları, asansörlerle uğra-
şan teknik adamların bu 160 yıla dayanan büyük bilgi
birikiminin yazıya dökülmüş hali olarak da tanımlaya-
biliriz.
Standartlar, önce devletlerin kendi ihtiyaçları için der-
ledikleri ulusal metinler olarak hazırlanmıştır. Zaman
içinde, özellikle ürünlere ait teknik standartların, milliye-
tinden bağımsız olarak, her insan için aynı olduğu fark
edilmiş, bu standartlar uluslararası heyetler tarafından
hazırlanmış ve aynı standart, hazırlık grubuna dahil her
ülke tarafından kendi dilinde ulusal standart olarak ka-
bul ve neşredilmiştir. Avrupa, Amerika Birleşik Devlet-
leri, Asya Pasifik ülkeleri ayrı guruplar halinde kendine
has standartlar hazırlamış ve kullanmıştır. Bu aşama-
da, asansörlere ait Avrupa’da EN 81, Amerika’da A17,
Japonya’da JIS A 0028-1 gibi standartlar ortaya çık-
mıştır.
Standart üreten önemli kuruluşlardan ISO, 1947’de
kurulmuştur, 19.000 civarında standart yayınlamıştır
-
muştur, bugün yürürlükte olan 14.885 dokümanı vardır
60.000 uzman katkı sağlamakta, 307 teknik komite ve
bunlara bağlı 5652 alt komite faaliyet göstermektedir.
Tabiidir ki, bu uzmanların bir bölümü sadece asansör-
ler ve yürüyen merdivenlere ilişkin çalışmalar yapmak-
ta, standart oluşturmaktadır.
Ülkelerarası ticaretin yaygınlaşmasıyla, farklı standart-
ların engel oluşturduğu fark edilmiş, bu amaçla yakın-
laştırılma düşünceleri yeşermiştir. Bu düşünce üzerinde
çalışmalar yapılırken, aynı konuda farklı standartların
farklı emniyet seviyeleri sunduğu ve bu yönden de bir-
biriyle etkileşerek en iyiye doğru mesafe alınacağı ka-
öncülüğünde, ISO, Amerika, Çin, Japonya başta ol-
mak üzere Asya Pasifik Ülkeleri asansör standartlarını
eşitlemek amacıyla bir heyet oluşturmuş; bu heyet, biri
2009 yılında İstanbul’da olmak üzere, toplantılar yap-
mıştır. Halen devam eden bu çalışmalardan bahsetme-
min nedeni, standartların yasal bakımdan ulusal kabul
edilseler de aslında uluslararası ortak metinler olduğu-
na vurgu yapmaktı.
Aşağıdaki harita, 2010 rakamlarına göre dünyada
1 yılda piyasaya arz edilen, yaklaşık 445.000 asansö-
rün coğrafi dağılımını göstermektedir.
30%
7% 63%
AmerikaAvrupaRusyar a u
Çin-AsyaPasifik
35 MART 2013
Page 36
CEN/TC10/WG1 - Ya
G ö rev g ü c ü EN 81 - 1 & 2
WT 1 Y ü k ve servis
asans örleri
WT 2 Elektrikli
ve hidrolik olmayan
asans örler
WT 3Mevcut binada
yeni asansörler
WT 5 Sismik
WT 8Vandali z m
WT 9 PESSRAL
CEN/TC10 Asans ö rler/Yü rü yen merdivenler/
Yü r ü yen Bantlar
WG1 Asans örler /
Y ük asans ö rleri
AH18AH AH 9 AH 6 AH 3 AH 2 AH 1
CEN/TC10/WG1 CEN/TC10/WG1/Görev Gücü
N/TC10/WG1/Görev Gücü
WG1, ya revize edilen standardın metnin içine dahil edilmesi
için çalışma ögesi onaylar veya reddeder yeniden
değerlendirme için TF geri gönderir.
Görev gücü taslağı taslağı inceler ve WG1 Çalışma Grubuna
göndermeden önce Kabul/Değiştir/Red gibi bir görüş
oluşturur.
AH Çalışma Grubu, çalışma unsurları üzerinde
çalışma yapar ve bir taslak hazırlayıp WG1
görev gücü onayına sunar.
Görev gücü, çalışma unsurlarını
hazırlayıp AH Çalışma Grubuna iletir.
-
den, “TSE sadece Avrupa ve ISO standartlarını tercü-
me eder, kendi bünyesinde Türklere uygun standart
üretmez” görüşü bazı kimseler tarafından ortaya atıl-
maktadır. Bu görüş doğru değildir. Bugün; 27 AB üye-
si, Türkiye, Hırvatistan, Makedonya, İzlanda, Norveç ve
İsviçre olmak üzere 33 ülkenin ulusal standart kuruluş-
ve çalışma grupları oluşturulmuştur.
Bir standart oluşumu veya tadilat işleminin akışı aşağı-
da gösterilmiştir.
Bu süreçlere katılmak bir haktan öte, bir görevdir. Mü-
dahil olduğunuz, teknik bilgi ve tecrübelerinizle değer
kattığınız ölçüde, karara ortak olma hakkınızı kullanmış
olursunuz.
36
Page 37
“Uyumlaştırılmış standart” kavramıyla ilgili yaygın bir
yanlış bilgi de, ulusal düzeyle AB düzeyi kavramlarının
karışmasına neden olmaktadır. Türkiye’de, “uyumlaş-
tırılmış standart” kavramı, bir konuda TS standardının
EN standardıyla uyumlu hale getirilmesi zannedilmek-
tedir. Uyumlaştırmak, AB düzeyinde bir uygulamadır ve
AB Komisyonunun Direktiflerle ortaya koyduğu talebi
karşılamak üzere bir Avrupa standardının uygunluk ka-
rinesi kabul edilmesidir. Bir standardın Direktif gerekle-
rini karşılama karinesi kabul edilmesi, AB Komisyonu
yetkisindedir ve bu standartlar AB Resmi Gazetesi'nde
yayınlanır.
-
mış EN standartları şunlardır:
1. EN 81-1:1998+A3:2009
2. EN 81-2:1998+A3:2009
3. EN 81-21:2009+A1:2012
4. EN 81-28:2003
5. EN 81-58:2003
6. EN 81-70:2003/A1:2004
7. EN 81-71:2005+A1:2006
8. EN 81-72:2003
9. EN 81-73:2005
10. EN 12016:2004+A1:2008
11. EN 12385-3:2004+A1:2008
12. EN 12385-5:2002
13. EN 13015:2001+A1:2008
14. EN 13411-7:2006+A1:2008
Standartlar, sürekli gözden geçirmeye geliş-
meye açık dinamik metinlerdir. Bu çerçevede
asansör standartları, bir başka deyişle EN 81
Ailesi de hem sistematik, hem de içerik açısın-
dan geliştirilmektedir. Şu anda, EN 81 Ailesiyle
revizyon çalışması yapılmaktadır. 2014 yılında
yayınlanması hedeflenen değişiklikle EN 81 Ai-
lesi sistematiği aşağıdaki gibi olacaktır.
Sistematik gibi, içerikler de, araştırmalar ve ih-
tiyaçlar çerçevesinde sürekli geliştirilmektedir.
Yapılan işlemi şöyle tanımlayabiliriz: Standart
enstitülerinden ve endüstriden uzmanlar, elle-
rinde bulunan uygulamalardan elde edilmiş bil-
gileri de kullanarak risk analizi yapmakta, risk-
leri bertaraf edecek çözümleri yazarak standart
adıyla yayınlamaktadır.
Konunun önemini vurgulayan bir uygulama
olarak, yeni Avrupa Standardizasyon AB regü-
lasyonu (1025/2012), Avrupa Parlamentosu
ve AB Konseyi tarafından kabul edilmiş ve 14
Kasım 2012 tarihli AB Resmi Gazetesi'nde ya-
yınlanarak 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe
girmiştir. Bu düzenleme, Avrupa Standartları Örgütleri-
yasal çerçeveyi belirlemektedir.
Bu denli çok sayıda üst düzey uzmanın, sınırsız tec-
rübeden yaralanma imkânı ile hazırladıkları standartları
uygulamak yerine; firma içinde çok kısıtlı imkânlarla risk
analizi yaparak çözüm üretmek, ancak çok mecbur
kalındığında baş vurulacak bir metotdur. Standartlar ih-
tiyari olsa da, emniyet gereklerini yerine getirmek üzere
izlenecek en güvenilir kılavuz olma özelliği her zaman
geçerli olacaktır.
Yasal açıdan güvende olmak ve çok mesuliyetli bir iş
olan piyasaya ürün arzetme yolunda kabul görmüş ku-
rumları yanınıza almak adına, standartlara uymak tav-
siye edilen bir usuldür.
Bu tavsiye, asansör firmaları kadar, inşaat firmaları ve
mimarlar için de geçerlidir.
81-10 : EN 81 SERİSİ STANDARTLARIN SİSTEMATİĞİ /
81-11 YORUMLAR
81-12 RİSK DEĞERLENDİRMESİ
81 – 20 YÜK VE YOLCU ASANSÖLERİ (HIDROLİK –ELEKTRİKLİ)
81 – 21 MEVCUT BİNALARA YAPILAN ASANSÖRLER
81 – 22 AÇILI ASANSÖRLER
81 – 28 ALARM SİSTEMLERİ
81 – 30 SERVİS ASANSÖRLERİ
81 – 31 ERİŞİLEBİLİR YÜK ASANSÖRLERİ
81 – 40 MERDİVEN ASANSÖRLERİ VE AÇILI PLATFORMLAR
81 – 41 DÜŞEY KALDIRMA PLATFORMLARI
81 – 43 ÇALIŞMA ALANLARINA ERİŞİM ASANSÖRLERİ
81 – 50 KOMPONENTLERİN HESAP ONAY TEST YÖNTEMLERİ
81 – 51 ASANSÖRLERİN TİP ONAYLARI
81 – 58 KAT KAPILARININ YANGIN TESTLERİ
81 – 60 Teknik dosya ve kullanma kitabı özel yük ve yolcu
asansörleri için
81 – 61 Teknik dosya ve kullanma kitabı özel yük asansörleri için
81 – 68 Uzaktan izleme
81 – 70 Engelli yolcular için erişilebilirlik
81 – 71 Kasıtlı tahribata dayanıklı asansörler
81 – 72 İtfaiyeci asansörleri
81 – 73 Yangında asansörlerin davranışı
81 – 76 Engelli kişilerin kurtarılmasına yönelik asansörler
81 – 77 Sismik Şartlara uygun asansörler
81 – 80 Mevcut asansörlerin emniyet seviyelerinin yükseltilmesi
81 – 81 Asansörlerin modernizsyonu
81 – 82 Erişimin geliştirilmesi
81 – 83 Kasıtlı tahribata dayanımın geliştirilmesi
EN 81 AİLESİ
81 - 8X
MEVCUT ASANSÖRLER
81 - 7X YÜK&YOLCU
ASANSÖLERİ
ÖZEL UYGULAMALAR
81 - 6X
DOKÜMANLAR
81 - 5X
DEĞERLENDİRMELER
81 - 4X YÜK VE
YOLCU İÇİN ÖZEL
ASANSÖRLER
81 - 3X
YUK ASANSÖRLERİ
81 - 2X
YÜK VE YOLCU
ASANSÖRLERİ
81 - 1X
TEMELLER VE
YORUMLAR
37 MART 2013
Page 38
Tüm Asansör Sanayici ve
İşadamları Derneği (TASİAD)
Yönetim Kurulu Üyesi
Abdurrahman AKSÖZ
Derneğimiz, 1988 yılından kurul-
muş, İstanbul içi ve dışında toplam 86 üyesi
bulunan bir sivil toplum kuruluşudur. Sürekli
değişen ve yenilenen sektörümüzde Avrupa’da
ve dünyadaki gelişmelere paralel olarak; üye-
lerimizi güncel uyması gereken yönetmelik ve
standart gibi konularda bilgilendirmek, ayrıca
kalfalık, ustalık ve usta eğitici ve yetki belgeleri-
nin alınmasına yönelik kurslar açıp üyelerine bu
belgelerin alınmasına yardımcı olmaktır. Hak-
sız rekabet ve uygunsuz ürün ile ilgili önlemler
almak ve tüketicilerin haklarını savunmaktır.
Bunların yanı sıra Asansör Yönetmeliği, Bakım
ve İşletme Yönetmeliği ve Mevcut Asansörlerin
Güvenlik Seviyelerinin Artırılması ve Erişebilirli-
ğin Sağlanması Yönetmeliği (SNEL), Asansör
yıllık kontrol faaliyetlerinde görev alacak A Tipi
Muayene Kuruluşlarınca Uyulacak Usul ve
Esaslara Dair Tebliğin hazırlanması ve kontrol
kriterlerinin belirlenmesi gibi Bilim Sanayi ve Ti-
caret Bakanlığımız ile ortak yürütülen faaliyetler
gibi sektördeki gelişmeler doğrultusunda çalış-
malar yapmaktır. Üyeler arası birlik ve dayanış-
38
Page 39
ma sağlamak amaçlı organizasyonlar düzenlemek. Yine
yazılı ve görsel basından faydalanıp asansör farkındalığı
yaratmak ve kamuoyunu bilgilendirmek gibi önemli gö-
revler üslenmiş durumdayız.
-
Türk asansör sektörü, Türkiye’de 1950’ler-
den sonra hareket kazanmış ve tamamen ithalat yoluy-
la ihtiyaçların karşılandığı bir sektör yapısından sıyrıla-
rak kademeli olarak montaj ve aksam imalatı alanların-
da yerli üretimin arttığı bir sektör yapısına dönüşmüş
olup, özellikle 1990’lardan sonra artan talebe paralel
olarak büyümeye devam etmiştir.
Türk asansör sektörünün cirosu genel olarak diğer
sektörlere göre düşük olmakla birlikte, yerine getirdiği
işlev, geniş halk kitlelerinin asansörü en yaygın dikey
iletişim aracı olarak tercih etmesi nedeniyle, ülke sana-
yisi ve ekonomisi açısından önemli bir faaliyet alanıdır.
Dünyada gelişen yeni teknolojilerle birlikte, Türk asan-
sör sektörü de büyük bir değişim sürecine girmiş ve
dünya ticaretinde önemli pazar paylarına ulaşmış bu-
lunmaktadır.
Ülke nüfusunun artışı ile birlikte büyük kentler ortaya
çıkmakta ve bu kentleşme sorununu ortaya çıkarmak-
tadır. Kentleşme giderek binaların dikey olarak yüksel-
mesi ve insanların dikey olarak transferi sorununu orta-
ya çıkarmaktadır. Dikey transfer için en çabuk ve kolay
yol olarak asansörler çözüm sayılmaktadır. Binaların
özelliklerinin artması ile birlikte asansörlerin sayısında-
ki artış, insanların asansörlerden beklentilerininde de-
ğişmesine sebep olmuştur. Önceleri zemin kata yakın
dairelerin değerleri daha yüksek iken şimdi yüksek bir
binanın üst katlarında bulunan daireler asansörlerin bu
binalarda çalışması ile değer kazanmıştır.
Türk asansör sektörünün doğrudan kentleşme ve buna
bağlı olarak gelişim gösteren inşaat sektörü ile birlikte
düşünülmesi gerekmektedir. Önümüzdeki dönemde,
Türkiye’deki kentleşme sürecinin devam edeceği dik-
kate alındığında, inşaat sektörüne paralel olarak, asan-
sör sektöründe de bir büyüme olacağı kaçınılmazdır.
Dünya pazarını elinde tutan çok uluslu şirketlerin re-
kabeti kızıştırarak, rekabete dayanıklılık şansı az olan
ulusal şirketleri zayıflatması ve bu sayede piyasada
tekel oluşturmaya çalışması, hem tüketici açısından,
hem de yerli sektörün gelişimi açısından tehlike sin-
yalleri vermektedir. Ancak yüz yılı aşkın bir tecrübe ve
geçmişe sahip çok uluslu şirketlerin varlığına rağmen,
yerli asansör sektörünün çok genç olmasına rağmen,
Türkiye’nin konumu gereği elde etmiş olduğu başarının
ve iş hacminin aynı oranda gelişmesi kaçınılmaz görül-
mektedir.
Gümrük Birliği ile birlikte Türk ulusal mevzuatının Av-
rupa Birliği teknik mevzuatına uyumlu hale gelmesi,
sektörün ihracat şansını da olumlu yönde artırmıştır.
Bu artış, sadece AB Üyesi ülkelerle sınırlı olmayıp, tüm
dünyada Türk ürünlerine olan güveni ve dolayısıyla ta-
lebi ortaya çıkarmış bulunmaktadır.
Uzun yıllardır durgunluk içinde olan dağılmış Sovyet
-
lerinde eski asansörlerin modernizasyonu (iyileştirilme-
si veya güvenlik seviyelerinin artırılması) gibi var olan
mevcut potansiyeller, ihracat girdisi olarak Türk Asan-
sör Sektörünün büyümesinde önemli etken oluştur-
maktadır.
Ayrıca son on yılda üretiminin % 60 – 70’lik bölümü-
nü başta Avrupa, Rusya, Orta Asya ve diğer önemli
bölgelere ihraç edebilen asansör aksam üreticilerinin
durumu büyük bir övünç kaynağıdır.
Türk firmalarının uluslararası firmalara karşın rekabet
edebilme gücüne erişimini artıran en önemli faktörler-
den birisi de, uluslararası standartların Türk Standardı
olarak kabul edilmesi ve AB teknik mevzuatının Türk
Mevzuatına dâhil edilmesi olmuştur.
Son yıllarda, yurt dışında montaj, komple (paket) asan-
sör satışı gibi alanlarda da Türk firmalarının çalışmalar
-
yetleri, Orta Asya ve AB Ülkelerinde asansör montaj
işleri yapan firmalarımızın sayısında da artış söz konu-
sudur.
Genel itibarıyla Türk asansör sektörü, asansör güven-
lik aksamları ile asansör montajında kullanılacak diğer
aksamların üretimini gerçekleştirmekle birlikte, asansör
tasarımı ve montajı ile asansör bakım, onarım ve servis
hizmetleri gibi alanlarda faaliyet göstermektedir.
İç piyasada üretilen asansör güvenlik aksamları; hız re-
gülatörü, fren bloğu, hidrolik ve yaylı tamponlar, kapı
kilit tertibatlarıdır. Ancak hidrolik asansörlerde kullanıl-
ması zorunlu olan boru kırılma valfının tedariki tama-
men dışa bağımlı durumdadır.
Kabin, Makina - motor grubu, tam ve yarı otomatik
kabin ve kat kapıları, halat, kumanda kartı, kumanda
panosu, kılavuz ray, gösterge elemanları, kata getirme
sistemi, kat ve kabin butoniyerleri, aşırı yük sistemi,
kabin ve karşı ağırlık süspansiyonları, hidrolik silindir,
dişlisiz Makina, fotosel, hız kontrol cihazları, kumanda
sistemleri, paten, sensor, ray konsolları, denge zinciri,
şalter, VVVF invertor, halat aparatları, kasnak, sistemler
(Makina dairesiz sistemler) gibi diğer ana bileşenlerin
tamamı Türk asansör sektörü tarafından yerli ürün ola-
rak üretilmektedir.
Genel itibarıyla, Türk asansör sektörünün aksam ima-
39 MART 2013
Page 40
latına bakıldığında elektrik tahrikli bir asansörün tesis
edilebilmesinde dışa bağımlılık % 0 iken, hidrolik tahrikli
bir asansörün tesis edilebilmesinde ise dışa bağımlılık
söz konusudur. Hidrolik tahrikli bir asansörün imalatına
bakıldığında hidrolik güç ünitelerinin önemli bir üretim
unsuru olarak yer aldığı görülmektedir. Ağırlıkla hidrolik
güç ünitelerinin % 90’ı paket ünite olarak İtalya, İsviçre
ve çoğunlukla da Yunanistan’dan ülkemize ithal edil-
mektedir.
Sonuç olarak iç piyasada üretilen aksam imalatına ba-
kılıp genel bir değerlendirme yapıldığında, aksamda
mevcut üretim kapasitesinin varlığı Türk asansör sek-
törü için bir şans olup, her türlü şart altında sektörün
kendi iç piyasasına egemen olması ve bu şansı iyi de-
ğerlendirmesi gerekliliğini de ortaya çıkarmaktadır.
-
Türkiye İstatistik Kurumundan (TÜİK) alı-
nan verilere göre asansörlerle ilgili olarak ihracatın it-
halatı karşılama oranı uzun bir dönem düşük kalmakla
birlikte özellikle son yıllarda Avrupa Birliği Müktesebatı-
na bire bir uyumla ihracat oranında önemli artışlar gö-
rülmektedir. Söz konusu mevzuat uyumundan dolayı,
asansör aksamları ihracatı ithalat oranını geçmiş olup,
her geçen yıl aradaki fark büyümektedir. Bu durum
ülkemiz asansör sektörünün asansör aksamları konu-
sunda komple asansörlere nazaran daha kolay pazar
bulabildiğinin bir göstergesidir.
Asansör aksam üretiminin % 60 – 70’lik bölümü, başta
Avrupa, Rusya, Orta Asya ve diğer önemli bölgelere
ihraç edilmektedir. Türkiye’nin asansör sektörü ihra-
catını istatistiki rakamlarla ele alarak değerlendirecek
olursak; 2009 yılında 73 milyon Dolar ve 2010 yılın-
da % 17 oranında artarak 85,6 milyon Dolar ve 2011
yılında bir önceki yıla göre % 29,4 artışla 110 milyon
Dolar seviyesine, 2012 yılında ise yaklaşık % 15 artış
olacağı düşünülürse 126,5 milyon Dolara yükseleceği
görülmektedir. Türkiye’den asansör aksamı ithal eden
ülkeler yoğunlukla, Ortadoğu ülkeleri ile İsviçre, İspan-
ya, İtalya, Almanya ve Finlandiya gibi Avrupa ülkeleridir.
Ayrıca Uzak Doğudan Güney Amerika’ya kadar aksam
ihracatı yapılıyor olması rekabet gücünün kayda değer
olduğunu göstermektedir.
-
Bakanlığı tarafından 15.02.2003 tarihinde 25021 sayılı
Resmi Gazete’de 95/16/AT Asansör Yönetmeliği ya-
yınlanarak 15.08.2004 tarihinde 18 aylık geçiş süreci-
nin ardından uygulamaya başlanmıştır. Direktifin AB ile
uyumlu olması amacıyla 95/16/AT Asansör Yönetmeli-
ği birebir direktifin tercümesi olarak yayınlanmış ve uy-
gulanmaya geçilmiştir. Ayrıca Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı 18 Kasım 2008 tarihinde 27058 sayılı Resmi
Gazete’de Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği'ni
yayınlamış ve bu da 6 ay sonra yürürlüğe girmiştir. Bu
Yönetmelik üzerinde bazı maddelerin değiştirilmesi ka-
rarı üzerine 5 Kasım 2011 tarihinde 28106 sayılı Resmi
Gazete'de bazı maddeleri revize edilmiştir. Bu Yönet-
melikle Asansörlerin Hizmete Alınması, İşletilmesi ve
Bakım Yönetmeliği ile sektöre ulusal düzeyde düzenle-
me getirmek amaçlanmıştır. 14 Ağustos 2012 tarihin-
de asansör yıllık kontrol faaliyetlerinde görev alacak A
Tipi Muayene Kuruluşlarınca Uyulacak Usul ve Esas-
lara Dair Tebliğ'in yayımlanmış ve kontrol kriterlerinin
belirlenerek kontrol sırasında oluşan bilgi kirliliği gideril-
miştir. Buna göre asansörlerin yıllık kontrolleri başlamış
ve kırmızı, sarı ve yeşil etiket uygulamasına geçilmiştir.
Bütün bunlar Avrupa uyum çalışmasına paralel olarak
yürütülmektedir.
Binanın iç tesisatları anlamında bir yer bulan asansörler
sadece Asansör Yönetmeliği çerçevesinde mevzuata
tabi olmayıp aynı zamanda İmar Kanunu, Yapı Malze-
meleri Yönetmeliği, Yangın Yönetmeliği, İmar Yönetme-
likleri vs. gibi diğer ulusal düzenlemelere de tabi olmak-
tadır.
Enerji Verimliliği Kanunu ve Binalarda Enerji Performan-
sı (BEP) Yönetmeliği ile bina tasarımında ve işletilme-
sinde birçok yenilik uygulamaya geçmiş olmasına kar-
şın bu konuda mevzuat düzenlemeleri halen tamam-
lanmamıştır. Ancak bu mevzuatın içerisinde asansör
tarafından harcanan enerjiye ilişkin hiçbir hüküm bu-
lunmamaktadır. Avrupa‘da ise asansörlerin enerji ve-
rimliliğine ilişkin etiketleme çalışmaları sürmektedir.
Eski asansörlerin birçoğunun enerji verimliliği açısın-
dan oldukça kötü durumda olduğu saptaması yapıla-
rak halen hizmette bulunan asansörlerin durumlarının
belirlenip, iyileştirme potansiyellerinin ortaya çıkarılması
açısından mevcut asansörlerin iyileştirilmesi ve güven-
liğinin artırılması kaçınılmaz olmuştur.
Ülkemizde sayısı yaklaşık 250.000 olan mevcut asan-
sörlerin iyileştirilmesi ve güvenlik seviyelerinin arttırıl-
ması konusunda teknik öncelikler, aşamalar ve süreler
konusunda çalışmalar hızla tamamlamış olup Bilim Sa-
nayi ve Teknoloji Bakanlığı ilgililerine sunulmuştur. Bu
konuda SNELL adı verilen ve EN81-80 Standardına
göre yapılacak kontrolleri içeren yönetmeliğimizin çık-
tıktan sonra sahada kontrol sistemi daha kolay yapı-
labilecektir. Şu anda 2012 yılı içinde yapılan kontroller
asansörlerin yapıldığı yılki standartlara göre yapılmak-
tadır. Sahada yapılan tarama ve denetim çalışmalarının
40
Page 41
bilgileri, onaylanmış kurumlar tarafından Bakanlığımızın
ilgili birimlerine gönderiliyor. Onaylanmış kurumlar bu
denetimleri sırasında sadece asansörü değil aynı za-
manda asansörün bakımını yapan asansör firmasının
yetkili servis veya yetkili firma olduğunun denetimlerini
de beraberinde yapıp haksız rekabetin önüne geçilme-
ye çalışılmaktadır. Onaylanmış kurumların bu çalışma-
ları sonucunda ülkemizdeki asansörler ile ilgili bir en-
vanter oluşturulması, sonraki yıllarda elimizde olacak
en önemli veri olacaktır.
-
Günümüzde her alanda olduğu gibi asan-
sör teknolojileri alanında da çok hızlı bir gelişme ve de-
ğişim yaşanmaktadır. Bu gelişmelere uyum sağlamak,
ürün ve hizmet kalitesini artırmak, rekabet edebilme
gücünü sürekli olarak sağlayabilmek için sektörde bil-
gi, beceri ve iş alışkanlıklarına sahip nitelikli insan gü-
cüne gereksinim vardır. Nitelikli insan gücü sağlamak
konusunda üniversitelere, ara teknik eleman yetiştiren
okullara, meslek odalarına ve sivil toplum kurumlarına
önemli görevler düşmektedir.
-
Ülkemiz asansör sektörünün hızla gelişen
bir imalat sektörüne dönüştüğü, yapılan imalatların
birçoğunun ihraç edilmeye başlandığı, yoğun rekabet
ortamında sektörün ihracat yeteneğini sürdürüp ge-
liştirebilmesi için AR-GE çalışmalarına önem vererek
teknolojisini geliştirmesinin gerekliliği saptanmıştır. Yerli
üretimin ulusal ve uluslararası rekabet ortamında et-
kinliğinin artırılması için AR-GE ve yüksek üretim tek-
nolojisine yönelik yatırımlara destek verilmesinin devlet
politikası olması gerekmektedir.
AB Teknik Mevzuatının uyumlaştırılması, haksız reka-
bet koşullarının giderilmesi, standartlara uygun üretim
yapılması ve mevcut asansörlerle ilgili iyileştirmelerin
net ve doğru olarak yapılabilmesi ve ilgili sorunların hızlı
bir şekilde çözülmesi için bilginin paylaşılması önemli-
dir. Bu yüzden sanayi, üniversite, ilgili kamu kuruluşları
(Bilim Sanayi Ve Teknoloji Bakanlığı, Belediyeler, TSE,
Bayındırlık Bakanlığı) Meslek Odaları ve Sektör Der-
neklerinin iş birliği içinde çalışması gerekmektedir.
Sektörde finansman, sermaye yetersizliği, düşük ve-
rimlilik, kalifiye iş gücü, teknolojik ve endüstriyel birikim
ve paylaşım sorunlarına ilişkin kalıcı, köklü çözüm me-
kanizmalarının işlerliğinin artırılması gereksinimi vardır.
Sektörde sahip olunan bilgi ve deney birikiminin uygu-
lamaya ve katma değere dönüştürülmesi için sistem
tasarımında ulaşılan seviyenin geliştirilerek yaygın kul-
lanımının sağlanması, yerli malzeme üretim ve kullanı-
mının teşvik edilmesi gerekmektedir.
-
Bina sorumluları veya yöneticiler Bakım ve
İşletme Yönetmeliği'nde belirtildiği gibi asansör kulla-
nıcılarının can ve mal güvenliğinden sorumludurlar. Bu
yüzden bu hususa dikkat etmeleri ve asansörlerin yıllık
kontrollerini yaptırmaktan ve bakım hizmetini ise yetkili
bir asansör firmasına veya onun yetkili servislerine yap-
tırmaktan sorumludurlar. Aksi takdirde tüm sorumlu-
luk kendilerinde olup Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakan-
lığı tarafından ilgili kanun ve yönetmeliklere aykırılıktan
kullanıcıların can ve mal güvenliğini sağlayamadıkları
için ilgili maddeler gereğince ceza alacaklardır. Haksız
rekabeti önlemek için Piyasa Gözetimi ve Denetimini
sıklaştırmak ve usulsüzlük cezalarının kesilmesi ile ka-
liteli ve güvenli asansörler yapılabilir. Kaliteli ve güvenli
asansörler yapılarak son kullanıcı hak etmiş olduğu gü-
venli asansörlere binmenin huzurunu yaşatacaktır. Ka-
zalar minimize edilecek ve bu mesleği icra eden sektör
çalışanları hak etmiş oldukları kazancı sağlayarak hak
ettiği yeri bulacaktır.
Mevcut asansörlerimizin en az % 70'inin modernizas-
yona ihtiyacı vardır. Belirli bir yaşı aşmış her asansörün
modernizasyonu şarttır. Ya da bir başka deyişle geli-
şen teknoloji modernizeyi şart kılar. Özellikle Avrupa’da
yeni inşaatlar yapılmadığından dolayı oradaki sektör
hemen hemen modernizasyonla ayakta durmaktadır.
Belki ülkemizdeki durum henüz bu safhada değil, an-
cak asansörlerin yaşı ilerledikçe modernizasyonun ka-
çınılmaz bir durum olacağı ya da olduğu da bir gerçek-
tir. Mevcut standartların mecburiyeti, son kullanıcılara
ve bina yöneticilerine doğru anlatılabilmesi, sorumlu-
lukların artması, eski asansörlerin modernizasyonunu
bir ihtiyaç haline dönüştürmektedir. Modernizasyon iki
şekilde yapılabilir. Eğer asansör her parçasıyla güvenli
kullanımdan uzak bir duruş sergiliyorsa, komple yenile-
nebilir. İkincisi de yapılan tespitler doğrultusunda önce-
liği emniyeti sağlayacak komponentlerin değiştirilmesi
suretiyle yapılabilecek kısmi modernizasyondur.
-
Sektörde iş yapan yaklaşık 2500 firma-
dan kurumsal nitelikli 350 civarında firmamız mevcut-
tur. Burada merdiven altı diye tabir ettiğimiz firmaların
41 MART 2013
Page 42
getirdiği haksız rekabet vardır. Bu alanda mücadelemiz
hız kesmeden devam etmektedir. Özellikle yıllık kontrol
sırasında muayene kuruluşu deneticileri tarafından ba-
kım yapan firmanın yetkilerinin olup olmadığı sorgulanı-
yor. Eğer yetkisi olmayan bir firma ise bina yönetimine
bir ay bir süre verilip yetkili firma ile çalışması sağlanıyor.
Bu durum haksız rekabeti önlemek için atılan önemli
bir adımdır. 2013 yılında yapmayı düşündüğümüz baş-
ka bir proje ise asansörlerin montaj ve bakım fiyatları
konusunda bir taban fiyat belirlemesi yapmak ve bu
konuda Bakanlığımıza onaylatmak olacaktır.
-
Özellikle Türk Standardları Enstitüsüne
sektörümüzün gelişmesi, haksız rekabetin önlenmesi
standartların doğru anlaşılması ve uygulanması konu-
larında büyük görevler düşmektedir. TASİAD olarak za-
man zaman TSE ile birlikte çalışmalar yapmaktayız. Bu
çalışmaları daha geniş konularda daha sık yapmamız
gerekmektedir. TSE’ye bizim ulusal ve milli bir kurulu-
şumuz olarak çok görev düşmektedir. Özellikle stan-
dartların doğru anlaşılması ve uygulanması konularında
yapılacak çalışmalarda üsleneceği görev çok önem arz
etmektedir. Asansör kazalarının önüne geçmek için ya-
pılan bütün çalışmaların fayda sağlayacağı aşikârdır.
-
Kazaların çeşitliliklerine bir göz atacak
olursak
1- Asansör kabininin katta olmaması,
2- Kabin ile kat arasına sıkışma (Özellikle çocukların
veya uzun elbise giymiş bayanların),
3- Asansör kabininin çekme kapasitesine göre büyük
yapılması ve aşırı yüklenme neticesinde kabinin is-
temsiz hareketi,
4- Elektriksel emniyet devrelerinin devre dışı bırakılma-
sı,
5- Mekanik emniyet devrelerinin devre dışı bırakılması,
6- Sadece yük taşıma amaçlı yapılan asansörlerin in-
sanlarında kullanması,
7- Emniyet kapısı olmayan asansörlerde yüklerin kapı-
ya yakın konulması ve kişinin yük ve kabin arasına
sıkışması,
8- Asansör kabininin herhangi bir sebepten en alt katta
duramayıp aşağıya vurması, tamponların olmaması
veya etkisiz olması.
1- Asansör montajında iskele kullanılmaması sonucu
düşme,
2- Emniyet kemeri ve baret takılmaması sonucu oluşan
kazalar,
3- Kuyu iç yüzeyinde kesici ve delici kısımların bulun-
ması ya da kuyu duvarlarındaki açıklıklarının fazla
olması,
4- Kuyu aydınlatmasının montaj öncesinden yapılma-
mış olması,
5- Yetkisiz firmaların sertifikasız, vasıfsız işçi çalıştırma-
sı,
6- Montaj kurallarına ve iş güvenliğine uymadan gü-
vensiz çalışma,
7- Servis personelinin kuyu dibine inişte veya Makina
dairesine çıkışta düşmesi,
8- Giyilen iş elbisesinin uygun olmamasından kaynaklı
dönen aksamlara takılması,
9- Yetersiz kuyu dibi ve kuyu üst boşluklarına sıkışma,
10-Makina dairesinde dönen aksamların korumasının
olmamasından kaynaklanan sıkışma ve ezilme,
11-Dönen kısımların üstünde bulunan yetersiz mesafe-
ler, şeklinde kazalar oluşur.
1- Asansör kuyusundan asansöre ait olmayan bir tesi-
satın geçirilmesi sırasında (Anten tesisatı, su tesisa-
tı, elektrik tesisatı gibi),
2- Makina dairesine yetkisiz kişilerin girmesi ile oluşan
kazalar (Anten aksamlarının tamiri sırasında, çatı
tamirine veya çanak anten tamirine çıkan elamanın
Makina dairesinden geçmeye çalışması sonucu olu-
şan kazalar.).
İki yılda bir düzenlenen ve katılım oranı git-
tikçe artan İstanbul Asansör Fuarı dünyanın en önemli
asansör fuarları arasında gösterilmektedir. Bu sayede
Türk firmaları ürünlerini tanıtma fırsatı bularak yeni pa-
zarlara ulaşabilmektedirler.
Çok uluslu şirketlerle kurulan ortalıklar bu alanda ülke-
mizde yapılan yatırımları da çoğaltmıştır. Bugün Türk
asansör sanayinde yer alan firmaların büyük bir bö-
lümü dünyanın pek çok bölgesine ihracat yapabilme
kabiliyetine erişmiş olup, gerek ülke içindeki konut ihti-
yacı ve buna bağlı olarak oluşacak olan potansiyel, ge-
42
Page 43
rekse ülkemizin coğrafi konumu nedeniyle
sağladığı avantajlar nedeniyle, önümüzdeki
çeyrek asır için Türk asansör sektörünü çok
önemli kılmaktadır.
Sektördeki firmaların büyük çoğunluğu-
nun çok küçük ölçekli olması, finansman
olanaklarının sınırlı olması, ileriye doğru yol
haritası ve hedeflerinin olmaması, ileride
artacak olan rekabet koşullarına dayanma
olasılıklarını da düşürmektedir. Söz konusu
olumsuzlukların önüne geçebilmek ancak
şirket evlilikleri sayesinde birleşerek büyü-
me ve rekabete dayanabilecek güç birlikleri
oluşturmaktan geçmektedir.
Asansör aksam üretimi, özellikle Marmara
Bölgesinde; İstanbul, Kocaeli, Bursa illerin-
de, Ege Bölgesinde; İzmir ilinde, İç Anadolu
Bölgesinde ise; Konya ve Kayseri illerinde
yoğunlaşmış bulunmaktadır.
Asansör montaj firmaları gerek montaj ge-
rekse tasarım konularında, ülkemizde 7
coğrafi bölgede faaliyet gösterebilmektedir-
ler.
Bakım işi yapan firmalar da ihtiyaç oranında
illere dağılmış durumdadır. Bakım firmaları,
bağımsız olarak veya İstanbul, Ankara, İzmir
gibi büyük illerde kurulmuş firmaların yetkili
servisi ya da alt yüklenicisi olarak faaliyetle-
rini diğer illerde yürütmektedirler.
2012 yılını değerlendirdiğimizde
2011 yılına göre % 5’lik bir büyüme kaydet-
tiği söylenebilir. Asansör sektörünün 2012
yılının bilançosuna bir göz atarsak yılın ilk
yarısının sektör adına oldukça iyi geçtiği,
yılın ikinci yarısının ilk çeyreğinde ise piya-
salardaki daralmaların gözlemlendiği, son
çeyreğinde ise canlı paranın yerine vadelerin
uzadığı ve daralmanın daha fazla hissedildi-
ği görülmektedir. 2013 yılı ilk çeyreğinden
sonra sektörün hareketleneceği, özellikle
yıllık kontroller sonucunda yapılması gere-
ken işlerden dolayı iş yoğunluğunun yaşa-
nacağı ve kentsel dönüşüme bağlı işlerin
devreye girmesi ve Engelliler Kanunu'nda
yapılan uzatmanın 2013 yılında süresinin
dolmasından kaynaklı yoğun tempolu bir yıl
geçeceğini ümit ediyorum.
43 MART 2013
Page 44
Yapılarda dikey yönde ulaşımın vazgeçilmez en önemli araçla-
rından biri olan asansörlerin bütün bir kullanım ömrü boyunca,
işletilmesi, bakımı ve kontrolüne ilişkin asgari kriterlerin, günümü-
ze kadar çeşitli mevzuatla ele alındığı ve uygulamaya konulduğu
bilinmektedir.
Asansörlerle ilgili günümüze kadar oluşturulmuş olan mevzuatın
tarihsel gelişimi ve içeriği incelendiğinde, ilk olarak 1989 ve 1995
yıllarında yayımlanmış olan Asansör Yönetmeliği'nin 25. mad-
desinde yer alan “Yapının bağlı bulunduğu belediyelerce veya Belediye hudutları dışındaki yapılar için Valiliklerce yılda en az bir kere her asansörün kontrolü yapılacaktır. Ancak kadrosunda yeterli teknik eleman bulunmayan belediyeler veya valilikler yıllık kontrol işini, dışarıdan elektrik ve/veya Makina mühendisine yap-tırabilecektir. Bu mühendis emniyet ve işletme yönünden tesisin işletilmesine engel bulunmadığını belirten ve sorumluluğunu ta-şıyan bir rapor verecektir. Bu rapor üç nüsha olacak, Belediyede
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Sanayi Genel Müdürlüğü
Asansör ve Teleferik Sanayi Şubesi Müdürü
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Sanayi Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
Mevzuata Göre AsansörlerdeYıllık Kontrol Uygulamalarının
Yeri ve Gelişim
44
Page 45
veya Valilikte, bakımcı firmada ve kullanıcıda kalacaktır. Bu raporun tanzim ettirilmesinin takibinden asansörün bulunduğu binanın yöneticisi ve bakımını yapan firma müştereken sorumludur.” hükmü dikkate alındığında,
asansörlerin yıllık kontrolüne ilişkin uygulamalara yöne-
lik gerekliliklerin ve buna bağlı tanımlamaların bu dö-
nem içerisinde bir mevzuat ile ilk kez hayata geçirildiği
görülmektedir.
Bundan sonraki süreç içerisinde, Türkiye ile Avrupa
Birliği (AB) arasında Gümrük Birliğini kuran, malların
serbest dolaşımının en iyi şekilde temini amacıyla ti-
carette teknik engellerin kaldırılması konusundaki 1/95
sayılı Ortaklık Konseyi Kararı (OKK) doğrultusunda,
Avrupa Birliği araçlarının ülkemiz iç mevzuatına dahil
edilmesi öngörülmüş olup, insanların veya insan ve
yüklerin veya sadece yüklerin taşınmasında kullanı-
lan asansörler ve bu asansörlerde yer alacak asansör
güvenlik aksamlarının piya-
saya arz edilmeden önce
karşılamaları gereken temel
sağlık ve güvenlik gerek-
lerini belirlemek amacıyla
hazırlanmış olan (95/16/
AT) Asansör Yönetmeliği,
Bakanlığımızca uyumlaş-
tırılarak 15/02/2003 tarih-
li ve 25021 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmış ve
mevzuatımıza kazandırılmış
bulunmaktadır. Bu dönem
içerisinde, asansörlerin işletilmesi, bakımı ve yıllık kont-
rolüne dair esasların bahsi geçen Yönetmelik kapsa-
mında yer alarak sürdürülmesi sağlanmıştır.
Ancak, Avrupa Birliği mevzuatı ile tamamen uyumlu
hale getirilmesini teminen bahsi geçen Yönetmelik re-
vize edilmiş ve 31 Ocak 2007 tarihli ve 26420 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, asansörlerin iş-
letilmesi, bakımı ve yıllık kontrolüne dair esasların bir
başka yönetmelik kapsamında oluşturulması kararı or-
taya çıkmış bulunmaktadır.
Buradan hareketle, 7’den 77’ye kullanıcısı bulunan
ve yüksek riskli ürün grubunda yer alan asansörlerin,
hizmete alınmasından sonra işletilmesi, bakımı ve yıllık
kontrolleri ile ilgili hususların belirlenmesi, asansörün
kullanım ömrü boyunca kontrol altında tutulabilmesi
amacıyla “Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği” ha-
zırlanmış ve 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak mevzuatımıza kazandırılmış
bulunmaktadır.
Söz konusu asansör mevzuatı gereği, 01/01/2012 ta-
rihine kadar her asansörün yıllık kontrolü, yapının bağlı
bulunduğu belediyeler veya belediye hudutları dışın-
daki yapılar için valilikler tarafından veya kadrosunda
yeterli teknik personeli bulunmayan belediyeler veya
valiliklerce dışarıdan elektrik ve/veya Makina mühen-
dislerine yaptırılmıştır.
BELEDİYELERİN TÜRLERİNE GÖRE DAĞILIMI
Türü Sayısı Oranı
Büyükşehir Belediyesi 16 % 0,5
65 % 2,2
143 % 4,9
% 25,4
Belde (Kasaba) Belediyesi
2.950 % 100
1989 - 01/01/2012 yılları arasında yürütülen asansör
yıllık kontrollerine ilişkin istatistiki veriler değerlendirildi-
ğinde, TMMOB Makina Mühendisleri Odası ve Elektrik
Mühendisleri Odası tarafından 19 ilde 38 adet beledi-
ye ile yapılan protokoller neticesinde, tahmini 180.000
adet kurulu asansör sayısına göre % 8 oranında asan-
sörün yıllık kontrole tabi tutulduğu görülmektedir.
Ayrıca türlerine göre belediyelerin toplam sayısından
hareketle ilgili meslek odalarının 1989 - 01/01/2012
yılları arasında protokol yaptığı belediyelerin sayısı
oranlandığında, toplamda % 1.3 oranında belediyenin
asansör yıllık kontrolleri için faaliyet geliştirdiği görül-
mektedir. Bu verilerden hareketle, bahsedilen dönem
içerisinde ilgili tarafların asansör yıllık kontrollerine ilişkin
faaliyetlerde yetersiz ve kayıtsız kaldığı da aşikârdır.
Ülkemizde 300.000’nin üzerinde olduğu tahmin edilen
kurulu mevcut asansör sayısı ve her yıl kullanıma açı-
lan 15.000 - 20.000 adet yeni asansör sayısı dikkate
alındığında, mevcut yapı ile yıllık kontrollerin sayısında
artışın olmayacağı net olarak ortaya çıkmış bulunmak-
45 MART 2013
Page 46
tadır. Bu nedenle daha etkin ve efektif sonuçların elde
edileceği düşünülen Asansör Bakım ve İşletme Yönet-
meliği 2008 yılında mevzuatımıza kazandırılmış olup,
asansörlerin yıllık kontrolü 01/01/2012 tarihinden itiba-
ren, ilgili idare olarak tanımlanmış olan yapı ruhsat ma-
standardı kapsamında asansörlerde periyodik kontrol
konusunda akredite olan A tipi muayene kuruluşları ta-
rafından yürütülmektedir. Asansör Bakım ve İşletme
Yönetmeliği'nde yapılan tadilat ile görev ve sorumluluk-
ların arttırılması ve daha net ifade edilmesi ile birlikte A
tipi muayene kuruluşlarınca ortaya çıkarılan farkındalık
neticesinde, asansör yıllık kontrollerine eğilimin gerek
bina sorumluları gerekse ilgili idareler nezdinde arttığı
gözlenmektedir. Bu durum insan sağlığı ve güvenliği
açısından önümüzdeki dönem için umut verici olarak
değerlendirilmektedir.
Asansörler yapı ile bütünleşik sistemler olup, teknik
düzenlemesine uygun bir şekilde tasarlanarak monte
edildiği ve akabinde kullanıma açıldığı tarih itibarıyla,
en az 10 ila 20 yıl arasında ortalama kullanım ömrü
bulunan makinalar-
dır. Riskli bir Makina
olması ve doğrudan
profesyonel kulla-
nıcısı bulunmaması
nedeniyle asansörde,
bütün bir kullanım
ömrü boyunca olu-
şabilecek yıpranma
veya tahribata karşın,
düzenli olarak aylık
bakımının yapılması
ve bağımsızlığı ile ta-
rafsızlığı akreditasyon
yolu ile ispatlanacak
üçüncü taraf muaye-
ne kuruluşlarına yıllık
kontrolünün yaptırıl-
ması Asansör Bakım
ve İşletme Yönetme-
liği ile zorunlu hale
getirilmiştir.
634 sayılı Kat Mül-
kiyeti Kanunu bina sorumlusuna “Anagayrimenkulün
gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı
ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması’’ noktasın-
da bir takım sorumlulukları yüklemiş olup, 18/11/2008
tarihli ve 27058 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan ve
zaman zaman tadil edilen Asansör Bakım ve İşletme
Yönetmeliği'ne göre bina sorumluları, asansörün ayda
en az bir defa düzenli olarak bakımını ve yılda en az bir
kere yıllık kontrolünü yaptırmaktan sorumlu tutulmuş-
lardır.
Buradaki temel amaç, kişisel yaşam hakkından hare-
ketle insan can ve mal güvenliğini sağlayabilme adına,
Avrupa Birliği üye devletlerindeki uygulamalar Bilim,
Sanayi ve Bakanlığı tarafından incelenmiş ve benzer
bir asansör yıllık kontrol modelini içeren Asansör Ba-
kım ve İşletme Yönetmeliği mevzuatımıza kazandırılmış
bulunmaktadır.
Bugün itibarıyla, Türk Standardları Enstitüsü ve
TMMOB Makina Mühendisleri Odası gibi kamu niteliği
taşıyan kurum ve kuruluşlar olmak üzere, birçok özel
teşebbüsün A tipi muayene kuruluşu olarak akredite
2004 2005 2006 2007 2008 2009 TOPLAMOrtalama
(% )
Sayısı
8.245
(% 6.5)
19.283
(% 14.2) (% 8.1)
14.192
(% 8.8) (% 6.2) (% 5.5)8.2
TMMOB Makina Mühendisleri Odası 2010 Raporu
46
Page 47
Asansörlere yönelik her ay, aylık bakım ve servis hizmetinin alınması zorunludur.
Monte edilen her yeni asansörün ilk yıllık kontrolü, piyasaya arz edildiği tarih itibarıyla ilk yılın sonunda,
devamında ise yılda en az bir kere yaptırılması zorunludur.
Mevcut asansörlerin yıllık kontrolünün de yılda en az bir kere yaptırılması zorunludur.
Yıllık kontrolün 01.01.2012 tarihinden itibaren, akredite olan A tipi muayene kuruluşlarına yaptırılması
zorunlu hale getirilmiştir.
Yıllık kontroller için A tipi muayene kuruluşları yapı ruhsat makamı olarak tanımlanan ilgili idareler
tarafından protokol ile görevlendirilir.
Yıllık kontrol faaliyetlerine ilişkin olarak gerekli koordinasyondan ilgili idareler sorumludur.
Yıllık kontrol raporları idari idareye, bina sorumlusuna ve bakımcı firmaya verilir.
Yıllık kontrolü yaptırılmayan veya yıllık kontrol neticesinde güvensiz olduğu raporlanan asansörler,
güvenli oluncaya kadar ilgili kapatılması ilgili idare tarafından sağlanır.
olduğu görülmektedir. Söz
konusu A tipi muayene ku-
ruluşları ilgili idareler ile yap-
tıkları iş birliği protokolleri
çerçevesinde asansör yıllık
kontrollerini gerçekleştirmek-
tedirler. 01/01/2012 tarihin-
den sonra 400’ün üzerinde
ilgili idarenin A tipi muayene
kuruluşları ile protokol imza-
layarak asansör yıllık kontrol
faaliyetlerini kendi sorumlu-
luk alanları içerisinde başlat-
mış olduğu bilinmektedir.
Bununla birlikte, asansör sa-
yısı açısından daha yoğun ol-
duğu bilenen Ankara, İstan-
bul ve İzmir illerinde toplam
94 adet ilçe belediyesinin
72 tanesi, bir başka deyişle
% 76’sı asansör yıllık kontrol
faaliyetlerini hayata geçirebil-
me adına çeşitli A tipi muayene kuruluşları ile protokol
imzalamıştır.
Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği, kamu sağlığı
ve güvenliğini sağlamak üzere mevzuatımıza kazandı-
rılmıştır. Söz konusu Yönetmeliğe ve ortaya koyduğu
uygulamalara ilişkin olarak Bakanlığımıza olumlu yönde
dönüşler oldukça fazladır. Olumsuzluklar karşısında,
ilgililer hukuken bilgilendirilmektedirler. Bilgilendirme
amacıyla kamu ve sivil toplum örgütleri tarafından dü-
zenlenen seminer ve toplantılarına katılım sağlanarak
ilgili tarafların bilgilendirilmesine ilişkin Bakanlık olarak
yoğun bir çaba harcanmaktadır.
47 MART 2013
Page 48
Makina Sektörü Belgelendirme Müdürlüğü ta-
rafından asansörler konusunda belgelendirme
çalışmaları yapılmaktadır. TS EN 81-1+A3/
Mart 2011: Asansörler- Yapım ve Montaj İçin
Güvenlik Kuralları-Bölüm 1: Elektrikli Asansör-
ler ve TS EN 81-2+A3/Mart 201: Asansörler-
Yapım ve Montaj İçin Güvenlik Kuralları-Bölüm
2: Hidrolik Asansörler Standardları 2010 yılın-
da Enstitümüzce Türk Standardı olarak kabul
edilmiş ve TS 10922 EN 81-1/Nisan 2001 ile
TS EN 81-2/Mart 2002 standardlarının yerleri-
ni almıştır. Yayınlanan bu standardlarla birlikte
asansörlerde birtakım emniyet tedbirleri ilave
edilmiştir.
Bu kapsamda belge sahibi kuruluşlara stan-
dardın yeni versiyonuna geçmeleri için Ürün
Belgelendirme Yönergesi çerçevesinde
18+3+6 ay olmak üzere 3 seferde toplamda
27 ay süre verilmiş olup, firmaların büyük bir
bölümü bu süre içerisinde ya geçişi sağlaya-
mamış ya da TSE Belgesine ihtiyaçları olma-
dıkları gerekçesiyle bu geçişi sağlamamışlardır.
Bunun nedenleri arasında piyasa şartlarında
TSE Belgesinin ihtiyari bir belge olması, kamu
kurumları dışında kalan yerlerin montaj firmala-
rında TSE şartı aramıyor olması gibi sebepler
bulunmaktadır.
Bu da standardlaşmanın önünde engel oluş-
turmakla birlikte rekabet edebilirlik noktasında
da belgeli firmalarımızın mevcut piyasada iş
yapamamaları gibi sıkıntılar yaşamasına neden
olmaktadır.
Belge talebinde bulunan kuruluşlar için süreç,
öncelikle bir Makina bir elektrik mühendisi/tek-
nikeri uzmanın firmada üretim yeri incelemesi
yapması ile başlar. Bu aşamada firmanın tek-
nolojik yeterliliği değerlendirilir. Kalite Yönetim
Sistemi dokümanları incelenerek bir sistem
olup olmadığı veya var olan sistemin işletilip
işletilmediği değerlendirilir. Ayrıca bu aşamada
asansör teknik dosyasının içeriğinin de mev-
zuatlara uygun şekilde hazırlanıp hazırlanma-
dığının, mekanik ve elektrik projelerinin, asan-
sörde kullanılmış olan güvenlik ekipmanlarının
vb, standardın istemiş olduğu özelliklerde olup
olmadığı incelenir.
Tüm incelemelerin olumlu olması durumunda
montajı yapılmış herhangi bir asansör üzerinde
standardın istemiş olduğu muayene ve deney-
ler, firmanın da bünyesinde bulundurmakla yü-
kümlü olduğu kalibrasyonu yaptırılmış cihazlar
ile muayene ve deneyleri uygulama yeterliliğine
sahip bir personel ile yapılır. Deney sonuçları
kayıt altına alınır. Ardından raporlama ve ko-
misyon işlemlerinin gerçekleştirilmesi ile belge-
lendirme süreci tamamlanmış olur.
TSE Makina Sektörü
Belgelendirme Müdürlüğü
48
TSE
Page 49
Hiç kuşku yok ki; günümüz dünyasında asansör insan için önemli bir araçtır. O halde önce Asansör nedir? Son-
rasında Asansör insan için neden önemli bir araçtır? Ve nihayet asansörde maliyet neden önemsenmelidir?
Asansör bir ulaşım aracıdır. İster az, ister çok katlı olsun bulunduğu binadaki katlar arasında ulaşımı sağlar. Biz
buna kısaca düşey taşımacılık diyoruz. Bu tanımı yaparken, son günlerde TV‘lerin haber programlarında sıkça
gördüğümüz kaza haberlerindeki adına asansör! denen vinç benzeri düzenekler asla değil. Zira; asansör, AB
insan ve yük taşımada güvenlik ön plandadır.
Başkan
AMETAL Asansör Sanayi ve Ticaret A.Ş.
49 MART 2013
Page 50
Günümüz insanı için asansör bir ihtiyaçtır. Günümüzde
artık sıkça rastladığımız gökdelen tarzı rezidans ve iş
merkezlerinde kullanılan çok sayıdaki asansörlerin sa-
yıları binlere varan her tür statüdeki insan tarafından
kullanılması asansörün önemini ve değerini artırıyor.
Asansör insan için önemli bir ihtiyaçtır. Çünkü; bugü-
nün genci yarının yaşlısı, bugünün sağlıklı insanı ya-
rının engelli insanı olabilir. Villada oturuyorum, bizim
asansöre ihtiyacımız olmaz! Şeklindeki düşünce tarzı
doğru değildir. Dizlerinde kireçlenme olan veya olması
muhtemel ailenizden birini düşünün! O haliyle merdiven
çıkabilir mi? Oysa iki katlı evinizde uygun bir alana ya-
pılmış bir asansör, yakınınızın bu rahatsızlığı için kesin
çözüm olabilir.
Çok katlı apartmanlarda asansör öylesine büyük bir ih-
tiyaçtır ki; iki adet yerine asansörün bir adet yapılmış
olması apartman dairelerinin fiyatını dahi etkileyebilir
bilinçli bir alıcı için. Zira, tek asansör bulunan bir binada
asansörün uzun süreli [5 saati aşan süreler] bir arıza
durumunda, bina içindeki düşey taşıma sona erecektir.
Böyle bir durumda yürüme zorluğu çeken birçok yaşlı,
hasta, engelli insan bulunduğu dairesinden dışarıya çı-
kamaz! Aslında bu durum, o apartmanda oturan insan-
lar için küçük bir felakettir! Zira; arızanın uzun sürmesi
durumunda evinde mahsur kalan bir hasta, engelli in-
sanın hastaneye gitmek için merdivenlerden eşya gibi
taşınması gerekebilecektir!
O halde asansör mü? Kapının önün-
de duran otomobil mi daha önemlidir?
Derseniz ben; kesinlikle asansör daha
önemli bir araçtır diyebilirim. Çünkü
otomobiliniz yoksa taksi çağırmak ko-
laydır hastaneye hasta yakınınızı götür-
mek için, ancak asansörünüz bozuk-
sa çaresiz kalabilirsiniz bulunduğunuz
katta!
Günümüz insanına asansörün önemi
ve değeri anlatılmalıdır. İnsanların oto-
mobilini, özel bir eşyasını sevdiği kadar
asansörünü de sevmesi gerekmekte-
dir onu iyi koruyabilmesi adına.
İ
Maalesef, insanımız asansörün değe-
rinin farkında değil! Bırakınız orta di-
rekt dediğimiz kesimi, varlıklı ailelerin
bile oturduğu villalarda, apartmanlarda
çoğu kez asansörün bakım masrafları-
na pahalı diye itiraz ediliyor. Uzun sü-
redir çalışan ve artık modernizasyon gerektiren asan-
sörler için yapılan teklif çalışmalarında, yöneticilerimiz
asansörün bakım ve servis hizmetlerini yapacak fir-
mada, nitelikli servis kriterleri aramak yerine daha çok
ucuz maliyetli teklifleri benimsiyorlar! Oysa bakım ve
modernizasyon işi önemlidir. Asansörün bakımını ya-
pan veya yapacak firmanın yapısı, sektördeki konumu,
konusuyla ilgili geçerli sertifika durumu, teknik eleman
gücü, olabilecek arızalara müdahale yeteneği sorgu-
lanmadan sadece fiyat odaklı seçimler asansörün per-
formansını doğrudan etkileyebilir. Yöneticinin yanlış bir
seçimi asansörde daha sonra daha pahalı masrafların
çıkmasına neden olabilir. Görsel yönden şık, bakımlı,
iyi çalışan ve emniyetli bir asansör binanın en değer-
li demirbaşıdır. Yönetici konumundaki insanların bunu
bilmesi ve daire sakinleriyle bu değeri paylaşması ge-
rekmektedir.
Ülkemizde özellikle son 15 yıla baktığımızda kırsal-
dan kente var olan göçün daha da arttığını görüyoruz.
Öyle ki; halk arasında sıkça ifade edilen ‘’İstanbul’da
İstanbul’lu yok!‘’ söylemi artan nüfusun çok büyük bir
bölümünün göçten kaynaklandığı gerçeğini doğruluyor.
Bu gerçek sadece İstanbul ile de sınırlı değildir. Başta
Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli, Gaziantep gibi tüm bü-
yük şehirlerimiz olmak üzere, diğer şehirlerimiz için de
geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Bu gerçeğin diğer bir
50
Page 51
boyutu da plansız yapılaşma sonucunda ruhsatsız [izin
alınmadan yapılan yapılar] yapılan çok sayıdaki çok
katlı binalar ve bu binalarda kullanılan asansörler kayıt
dışıdır. Ülkemizde kayıt dışı asansörlerin sayısı ne ya-
zık ki binlerle ifade edilmektedir ve genellikle emniyetli
asansör sınıfına girmemektedirler!
Artan göçün ve ekonomik büyümenin etkisiyle ülke-
mizde kentler ve binalar büyüyor [gelişme değil daha
çok büyüme]. Düne kadar kırsalda küçük bir evde ya-
şayan insanlar kentlerimizde yüzlerce insanın yaşadı-
ğı çok katlı binalarda yaşamaya başladılar. Asansörle
tanıştılar! Evinden çıktığında duvarda ilk kez gördüğü
iki butona birden basması bu yüzden fazla yadırgan-
mamalıdır! Çünkü; kent yaşamı onun için çok büyük bir
değişimdir. Ne yazık ki, göçle kentlere gelen insanları-
mızın, yeni yaşamlarına uyumu için [oryantasyon] hiçbir
eğitim verilmemektedir. Bu durumun kentteki yaşamı
olumsuz etkilediği bir gerçektir.
Zira; kentlilik bilinci olmayan bir insanın bu özelliği ka-
zanması yıllarını alacaktır. Bana göre, çoğumuzun şika-
yetçi olduğu büyük kentlerimizdeki karmaşanın önemli
bir sebebi, plansız yapılanma sonucunda kentlerimizin
birer mega köy kent halini almış
olmasıdır.
Ben kentlilik bilincini önemsiyo-
rum. Sadece hepimiz için çok
önemli bir araç olan asansörü-
müzü değil, yaşadığımız kenti
sahiplenebilmek adına önemsi-
yorum. Ancak toplumun gene-
line baktığımızda, insanlarımızın
yaşadığı kenti sahiplenemediği-
ni görmekteyiz. Misal; sokakta
karşılaştığımız birine sorsanız
uzun süredir yaşadığı kent yeri-
ne, doğduğu kenti size söyleye-
cektir, oralıyım diye! Oysa kırsal-
da doğduğu yöreyi çoktan terk
etmiş, büyük kente göç edeli
yıllar olmuştur!
Doğduğumuz yer olmayabilir
yaşadığımız kent, hayatı değerli
kılmak için kendimizi geliştirdiği-
miz sonuç olarak da doyduğu-
muz yerdir yaşadığımız bu kent.
Evimiz, ailemiz, işimiz, sevgili-
miz, okulumuz, arabamız, köpe-
ğimiz, kafeste kuşumuz velhasıl
bize ait ne varsa anlamlı buldu-
ğumuz oradadır artık. Bu sahip
olduğumuz büyük bir değerdir aslında. O halde bu
değerin farkında olmamız gerekiyor. Bir insan farkında
olmadığı bir şeyi nasıl sevebilir, sahiplenebilir ki?
Gerçekçi olmak gerekirse, ülkemizde kent yaşamının
yeni olmasından kaynaklanan bir bilinç eksikliğidir bi-
zim insanımızın başına gelen. Doğduğu yöreden kaçar-
casına geldiği kentteki yaşam mücadelesi ilk sırayı alır
açık ara, çoğu kez de günü kurtarma telaşıyla geçer
yıllar, hiçbir şeyin farkında olmadan.
Bu gün ülkemizde birçok büyük kentimiz önemli ölçü-
de turist alan dünyada kabul gören kongre merkezleri
arasında. Bu tür organizasyonlarla binlerce, milyonlar-
ca insan durmadan dünyadaki büyük şehirler arasında
yer değiştiriyor. Zaman günümüz insanı için çok değer-
li, yerleştiği otelde odasına çıkmak, toplantısına yetiş-
mek için asansörün önünde zaman kaybetmek istemi-
yor. Bu nedenle otelde konumlanan asansör adedinin,
kapasitesinin ve hızının doğru seçilmiş olması, kalan
misafirlerin memnuniyeti açısından çok önemlidir. Zira;
memnun kalmayan müşteri kendisini oraya davet eden
organizasyona asansörler hakkında şikâyette buluna-
caktır!
51 MART 2013
Page 52
Asansörden kaynaklı şikâyetlerde tur iptallerinin dahi
olduğu, insanların başka ülkelere kaydığı günümüzde
sık yaşanan bir gerçektir. Bu noktada da asansörün ne
kadar önemli bir araç olduğu bir kez daha karşımıza
çıkıyor.
Ülkemizde geçerli olan İmar Kanunu'na göre inşa edi-
len 4 kat ve üstü kata sahip olan her tip binaya asansör
takma zorunluluğu vardır. Binada kullanılacak asansör
tipi amaca göre belirlenir. Ancak asansör ihtiyacı biraz
da ekonomik ve kültürel boyutu olan bir kavramdır, yani
insanlar arasındaki kültür ve ekonomik seviye farklılığı
talepte önemli rol oynar. Misal, kırsal alanda 4-5 katlı
binalarda asansör kullanılmazken, [kırsalda yaşayan
birçok insanımız asansörün varlığından, insana olan
faydasından habersizdir] büyük şehirlerimizde ve tatil
yörelerinde yapılan 2 ve 3 katlı villalara asansör talep
edilmektedir.
Artık binaların çok katlı gökdelen şeklinde yapılıyor ol-
ması bu yapılarda kullanılması planlanan asansör ade-
dini de artırıyor. Zira; yüzlerce insanın artık gökdelen-
lerde çalışması, hatta rezidans [residence] diye tanım-
lanan çok katlı binalarda yaşaması, asansörlere karar
vermeden önce, az önce değindiğim trafik hesabının
yapılmasını gerekli kılıyor.
Gelişmiş ülkelere nazaran ülkemizde asansör sektörü
yenidir.
Özellikle son 15 yılda inşaat sektöründeki büyümeye
paralel bir gelişme gösterdiği herkesçe malum. Sektö-
rün, Standart, Norm ve Yönetmelik bakımından olduk-
ça ileri seviyede olduğu ve firmalarımıza doğru destek
verdiği söylenebilir. Kuşkusuz bu destekte İstanbul
Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneğinin
[AYSAD] büyük katkısı bulunmaktadır.
Asansör sektörünün büyüme ve gelişimine baktığımız-
da, genel olarak asansör taahhüt firmalarının üretici fir-
malar kadar başarılı olamadıklarını görüyoruz. Üretim
yapan firmalar özellikle son yıllarda oldukça gelişme
gösterdiler. İç tüketim kadar olmasa da ihracat artıyor.
Bu sayede üretim yapan firmalar yeni teknolojileri kul-
lanma imkânına sahip oluyorlar.
Taahhüt firmalarımızın sahası olan bakım ve servis hiz-
metlerine baktığımızda, konunun ilgili alanlara yeterince
anlatılamadığı, değer yaratılamadığını, algıda seviyenin
düşük olduğunu bunun sonucunda da, bakımların nis-
peten düşük servis ücreti olarak taahhüt firmalarımıza
döndüğünü görmekteyiz. Ayrıca yeni asansör yapımın-
da özellikle mega projelerde yer alan üst segment asan-
sör işlerinde taahhüt firmalarımız neredeyse yoklar!
Bana göre bunun birkaç önemli sebebi var.
Önemli bir sebebi, doğru maliyet hesaplama kültürü-
nün taahhüt firmalarımızın birçoğunda henüz yerleşik
olmaması.
Merdiven altı dediğimiz kayıt dışının sektörde hala bü-
yük ölçüde imkân buluyor olması, bu olumsuz durum-
dan kaynaklı haksız rekabet nedeniyle taahhüt firmala-
rının yeterli kaynağa sahip olamamaları ve birçoğunun
kurumsal yapıya geçememiş olmaları.
Diğer bir sebebi, taahhüt firmalarımızın çoğunluğu üst
segment asansör işlerinde uluslararası tecrübe ve in-
san kaynaklarından yoksun olmalarıdır. Lisan bilmeme
problemi ve bu segmentte henüz ülkemizde üretilme-
yen bazı malzeme grubunun temin zorluğu da eklene-
bilir.
Diğer önemli bir neden güvendir.
Taahhüt firmalarımızın çoğu üst segment işler için gü-
ven vermiyorlar. Her şeyden önce firmalarımızın ekseri-
yetinde kaynak problemi var. Üst segment işler için ge-
rekli olan kurumsal yapı ve yetkin iş gücü eksikliği diğer
eksi bir faktör. Sektördeki yüksek kapasiteli asansörleri
yapmamış olmak, firmalarımız için bu tür işlerde refe-
rans problemi yaratıyor. Oysa referans önemlidir, yeni
işlerde firmaya yapılacak ihaleye davet için çok gerekli
bir kriterdir. İyi referans olabilecek işlerde firmalarımızın
uyguladığı işi alma odaklı düşük maliyet hesaplamala-
rı sonrasında büyük sorun yaratıyor. Zira; iş alındığın-
da üretilen asansör kalitesi genellikle düşük oluyor ve
müşteri memnuniyeti yaratamıyor. İşi yapan taahhüt fir-
masına bu tür düşük maliyetli işler para kazandırmıyor.
Hal böyle olunca zaten kaynak problemi yaşayan taah-
hüt firmalarımız bırakınız kendilerini geliştirmeyi, marka
değeri yaratmayı yerinde sayıyorlar veya geri gidiyorlar!
Böyle olunca da mega yapılarda ve önemli kamu bina-
larında kullanılan asansörler, ekseriyetle ülkemizde bir
Türk firması ortaklığıyla uzun yıllardır bulunan uluslara-
rası firmaların ürünleri tercih ediliyor.
Taahhüt firmalarımız, gelişme ve marka değerini artır-
maya çözüm olarak, orta segment veya alt segment
işlere yöneliyorlar. Bu doğru bir yöneliştir. Zira; bu seg-
mentte yapılan yeni asansör sayısı azımsanmayacak
kadar çoktur. Özellikle son yıllarda yeni asansör talebi
giderek artmaktadır. Bence firmalarımızın kalıcı, güve-
nilir bir marka olma yolunda yapmaları gereken şey,
doğru maliyet analizleri kullanmak ve sonucunda da
kaliteli asansör üretmek olmalıdır.
Ülkemizin, sektörümüzün ihtiyacı budur.
52
Page 53
Dünyada;
Asansörlerin gelişimi kömür ve tomruk gibi ham mad-
delerin dağ eteklerinden taşınma ihtiyacı ile başladı. Bu
sanayiler sayesinde geliştirilmiş olan teknoloji ve çelik
yapıların ortaya çıkması, yolcu ve yük taşımacılığını gü-
nümüze taşıdı. 1800’lü yılların ortalarında yük taşıyan
basit asansörlerin birçok çeşidi yapılmıştır. Bunların
çoğu hidrolik olarak çalışmıştır. Sonradan birçok ma-
karalı halat donanımlı asansörler üretildi. İlk elektrikle
çalışan asansör 1878 yılında Werner von Siemens ta-
ilk konut asansörünü üretti.
Türkiye’de;
İlk asansörler 19. yüzyılın sonlarında tesis edilmiştir.
Asansörler, 20. yüzyılın ortalarına kadar, sadece gelir
düzeyi yüksek kişilerin sahip olabildiği lüks bir tesisat
olarak kabul edilmiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısından
sonra, özellikle 80’li yıllardan sonra yaygınlaşmaya
başlamıştır. Asansörler, 80’lere kadar sadece çok ulus-
lu firmalar tarafından ithal komponentler kullanılarak
tesis edilmiştir.
Bu tarihten sonra, o firmalardan yetişen kişilerin kurdu-
ğu yerel firmalar pazarda pay sahibi olmuştur. Bugün
bakım firmaları dâhil, 2500 kadar firma faaliyettedir.
53 MART 2013
Page 54
Bugün kesin sayılar elde etme imkânı kısıtlı olmasına
rağmen, 250 bin asansörün hizmette olduğu tahmin
edilmektedir. 2000’li yılların başına kadar yılda 6-7 bin
asansör tesis edilirken, bu sayı 2005 yılından sonra 15
bin civarına ulaşmıştır. Artışa neden olan faktörlerin ba-
şında, 1999 büyük depreminden sonra hayata geçiri-
len çok katlı kentsel dönüşüm projeleridir. Yerli sanayi-
nin gelişmesi ve asansör aksamının kolay elde edilebilir
ve ucuz hale gelmesi de sayının artışında rol oynamıştır.
İstanbul, Ankara gibi büyük kentlerden başlayarak tüm
ülkeye yayılan yüksek binalar ve alışveriş merkezleri ve
metro projeleri, asansör ve yürüyen merdiven talebini
artırmıştır.
TÜİK verilerine göre 2004, 2005 ve 2006 yıllarında
montajı yapılan ortalama yeni asansör sayısı 7.000
adet civarında olmakla birlikte, 2007 (15 bin adet),
2008 (16 bin adet), 2009 (13,5 bin adet), 2010 (17 bin
adet) yılları arasında inşaat sektöründeki canlanmadan
dolayı, bu yıllar içerisinde gerçekleştirilmiş olan ortala-
ma yeni asansör montajı 15 bin (adet/yıl) düzeyine çık-
mış olduğu Şekil 1’de yer alan grafikte görülmektedir.
Sektörün Türkiye’deki ve Dünya’daki durumunun ana-
lizi için 842810 no’lu (Asansörler) ve 843131 no’lu
(Asansörler ve Asansörlere Ait Aksam-Parçalar ürün
grupları) GTİP’lere ait veriler kullanılmıştır.
Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre,
2010 yılında 8,5 milyar Dolar olan asansörler ve onlara
ait aksam ve parçaların ihracatı % 16 oranında artarak
2011 yılında 10 milyar Dolar’a yükselmiştir.
Dünya asansör ihracatına bakıldığında ilk üç sırayı Çin,
İtalya ve İspanya’nın aldığı görülmektedir. Çin’in 2011
yılı ihracatı bir önceki yıla göre % 28 artarak 1,5 mil-
yar Dolar olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılında bir önce-
ki yıla oranla en fazla ihracat artışı gerçekleştiren ülke
% 30 ile ABD olmuştur. Türkiye dünya sıralamasında en
fazla ihracat geçekleştiren 20. ülke olup, 2011 yılında
110 milyon Dolar tutarında ihracat gerçekleştirmiştir.
Dünya asansör ithalatında ise ilk üç sırayı Almanya,
Fransa ve İngiltere almıştır. Almanya’nın 2011 yılı it-
halatı bir önceki yıla göre % 2,5 artarak 653 milyon
Dolar gerçekleşmiştir. Sektörün 2011 yılı ithalatı bir ön-
ceki yıla gore % 13,4 artışla 9,6 milyar Dolar olarak
gerçekleşmiştir. 2011 yılında bir önceki yıla oranla en
fazla ithalat artışı gerçekleştiren ülke % 43 ile Hollanda
olmuştur. Türkiye dünya sıralamasında en fazla ithalat
geçekleştiren 23. ülke olup, 2011 yılında 140 milyon
Dolar tutarında ithalat gerçekleştirmiştir.
Türkiye’ye baktığımızda ise asansör sektöründeki ihra-
cat 2012 yılında bir önceki yıla göre % 21,7 artarak
136,7 milyon Dolar gerçekleşmiştir.
Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler ara-
sında ilk üç sırayı İran, Irak ve Suudi Arabistan almak-
tadır. İran’a ihracatımız 2012 yılında 27 milyon Dolar
gerçekleşmiştir. 2011 yılına göre en fazla ihracat artışı
yaşanan ülke Rusya, en fazla azalma ise % 9,5 ile Gür-
cistan olmuştur.
Türkiye’nin asansör sektöründen 2011 yılı ithalatı 138
milyon Dolar kaydedilmiştir. Türkiye’nin en fazla ithalat
gerçekleştirdiği ülkeler arasında ilk üç sırayı Çin, İspan-
ya ve İtalya almaktadır. Çin’den gerçekleştirilen ithalat
2011 yılında bir önceki yıla oranla % 51 artarak 51,5
milyon Dolar olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılına göre
en fazla ithalat artışı yaşanan ülke Hollanda olmuştur.
ÜLKE 2008 2009 2010 2011
Değişim
% (11/10)
1 1.423.413 1.026.920 1.134.149 28,5
2 1.461.599 1.239.835 11,9
3 814.129
4 1.290.669 952.540 952.891 0,0
5 845.908
6 365.013 291.980 6,0
324.841 258.808 353.924 18,9
8 381.991
9 213.084 29,6
10 225.563 288.085 26,4
20 112.360 29,5
3.031.168 2.351.422 2.449.395
9.922.661 16,2
Kaynak: BM İstatistik Bölümü
54
Page 55
ÜLKE 2008 2009 2010 2011Değişim
% (11/10)
1 616.315 653.664 2,5
2 584.450 515.442 13,2
3 1,9
4 582.252 334.363 393.243
5 480.253 0,4
6 361.008 258.396 368.892 42,8
291.569 293.253 351.626 19,9
8 480.481 286.643 14,8
9 326.116
10 291.380
23 101.880 38,3
4.540.623 4.683.511 5.435.898 16,1
8.636.289 8.514.626 9.654.021 13,4
ÜLKE 2008 2009 2010 2011 2012
Değişim
%
(12/11)1 15.140 13.481 16.889 22.945
2 1.986 4.490 6.931 14.930 28,4
3 6.050 11.184 12.153
4 4.333 5.412 6.968 11.592 66,3
5 2.441 2.509 3.491 21,5
6 2.624 1.253 5.548 5.022
3.860 4.362 4.603 4.506
8 3.928 1.928 3.010 4.269 41,9
9 3.626 1.445 2.064 2.864
10 2.214 2.010 34,8
34.666 32.025 35.324 44.160 25,0
112.360
ÜLKE 2008 2009 2010 2011
2012
Kasım)
Değişim %
(11/10)
1 19.300 34.129 51.536 59.143 51,0
2 14.184 14.353 24.639
3 12.099 14.323 10.299 18,4
4 11.365 13.348 10.395
5 10.440 10.396 21,3
6 9.219 6.611 9.432
1.140 1.630 5.696 5.636 249,4
8 1 318 2.545 2.526 699,2
9 1.010 168 1253,9
10 8.240 1.404
6.605 9.061 5.281 10.501
101.880 138.330 38,3
55 MART 2013
Page 56
TSE Ürün Belgelendirmesi, yönetmeliklerde atıfta bulunulan
Standartlarda öngörülen güvenlik şartlarının yanı sıra, performans
ve kalite kriterlerini, üretim yerinin yeterliliği ile birlikte göz önünde
bulundurularak gerçekleştirilmektedir. Bu nedenle TSE Belgeli bir
ürün güvenli olmanın yanı sıra performans ve kalite açısından da
tüketiciye güvence vermektedir.
TSE Direktifler Müdürlüğü
56
Page 57
amacıyla Avrupa Birliği’nin, 1985 yılında oluşturduğu
“Yeni Yaklaşım” çerçevesinde uygulanan bir sağlık ve
güvenlik işaretidir. AB genelinde kullanılmış olan değişik
uygunluk işaretleri yerine AB direktiflerine uygunluğu
belirten tek tip bir AB işareti kullanılması amaçlanmıştır.
çevre açısından sağlıklı ve güvenli olduğunu gösteren
bir uygunluk işaretidir. Şu an sayısı 25’i bulan Yeni
Yaklaşım Direktiflerinden biri veya bir kaçı kapsamına
girebilmesi mümkün değildir. Yeni Yaklaşım Direktifle-
rine uygunluğu kanıtlamada imalatçıların direktiflerle
ilgili harmonize standartlara uygun üretim yapmaları-
nın büyük önemi bulunmaktadır. Standartlara uymak
zorunlu olmamakla birlikte, standartlara uygun üretim
yapılması halinde, direktiflere de uygun üretim yapıldı-
ğının varsayılması üreticinin standartlara uymasını teş-
vik etmektedir.
*
-
aliyetleri 2002 yılında başlamıştır. Fakat Enstitümüzden
kaynaklanmayan sebeplerle bu süreç uzatılmış ve ya-
bancı kuruluşların ülkemizde belge verilmesine sebep
olunmuştur. Enstitümüz ancak 16.11.2006 tarihinde ilk
olarak Asansör Yönetmeliği’nde Onaylanmış Kuruluş
olarak atanmış, sonraki dönemlerde ise kapsam ge-
nişletmeleri yaparak halihazırda 9 yönetmelikte Onay-
lanmış Kuruluş olarak faaliyet göstermektedir.
http://www.tse.org.tr/hizmetlerimiz/ce-işareti linkinden
-
tadır.
-
nü yeni yaklaşım direktiflerine uygun olarak tasarlanıp
üretildiğini simgeler. Ancak modüler sistemde bazı
ürün gruplarında Kalite Yönetim Sistemleri uygulana-
bilmektedir.
-
-
-
--
işaretlemesinde Kalite Yönetim Sistemi tabanlı H mo-
dülünün tercih edilmesi ve firmalara yetki veren onay-
lanmış kuruluşların sadece maddi çıkarlarını gözeterek,
yönetmeliğin şartlarını yerine getiremeyen firmalara
dahi belge vermeleridir. Tabii bu aşamada akla piya-
sa gözetimi ve denetimi gelmektedir. Her ne kadar ilgili
bakanlık tarafından bu denetim yapılsa da yeterli olma-
dığı da bir gerçektir.
Peki, neden firmalar belgelendirme işlemlerinde H
modülü daha çok tercih ediliyor da diğer modüller
(örneğin; G modülü) tercih edilmiyor? H modülü kali-
te yönetim sistemi kuran firmaların yıllık gözetimler ile
incelendiği bir yöntem iken, G modülünde her asan-
sörün tek tek incelenmesi gerekmektedir. Firmalarımız
(istisnalar hariç) yaptıkları her asansörün incelenmesini
hem mali külfetinden dolayı hem de her asansöre daha
fazla mesai harcamaları gerektiği için çok fazla tercih
etmemektedirler.
Ruhsatlandırma işlemlerinde TSE denetimlerinin yapıl-
dığı dönemde G modülünde olduğu gibi her asansör
tek tek inceleniyor, sadece Standard şartlarını sağlayan
asansörler hizmete alınabiliyordu. TSE Ürün Belgelen-
dirmesi, yönetmeliklerde atıfta bulunulan Standardlar-
da öngörülen güvenlik şartlarının yanı sıra, performans
ve kalite kriterlerini, üretim yerinin yeterliliği ile birlikte
göz önünde bulundurularak gerçekleştirilmektedir. Bu
nedenle TSE Belgeli bir ürün güvenli olmanın yanı sıra
performans ve kalite açısından da tüketiciye güvence
vermektedir.
Enstitümüzün 1964 yılında başlattığı ve günümüze ka-
dar kesintisiz devam ettirdiği ürün belgelendirme hiz-
metleri, gerek sanayicimiz gerekse tüketicilerimiz açı-
sından büyük önem taşımaktadır. Enstitümüzde ürün
belgelendirmesine temel teşkil eden standardlarla ilgili
çalışmalar ilk günkü gibi devam etmektedir.
-
reti Uygunluk değerlendirme işlemlerinde firmalarımızın
hizmetinde olduğunu tekrar hatırlatır, tüm firmalarımıza
hayırlı ve bol kazançlar dileriz.
* TSE'nin Yetkilendirilmiş Uluslararası (Notified Body) Kodu57 MART 2013
Page 58
Blain Hydraulics GmbH
Düşük bakım maliyeti, bina tasarımında esneklik, yüksek emniyet, kolay ve
ekonomik kurulum v.b. gibi üstün avantajlara sahip olan hidrolik asansör-
ler, düşük katlı binalarda yolcu ve yük asansörü olarak kullanılırlar. Sismik
hareketlere karşı sahip oldukları yüksek güvenilirlik ve emniyet kayıtları,
hidrolik asansörleri deprem riski taşıyan bölgelerde daha da avantajli hale
getirmektedir. Makina dairesiz asansörlerin (MDA) ortaya çıkmasından son-
ra pazar payındaki daralma, hidrolik asansörlerin gelecekte yok olacakla-
rına dair yorumlara neden olmaktadır. Bu makalede, hidrolik asansörlerin
pazardaki yeri ve geleceği hakkında değerlendirmelere yer verilmiş ve aynı
zamanda ‘Neden hidrolik asansörler?’ sorusuna değişik yaklaşımlarla cevap
verilmeye çalışılmıştır.
58
Page 59
19. yy dan beri halatlı asansörler ve aynı zamanda
sulu hidrolik asansörler düşey transportta kullanılmış-
tır. 1950’lerde yağlı hidrolik asansörler Amerika ve
Almanya’da aynı zamanda pazara girmişler ve kısa
zamanda popüler olmuşlardır. Şekil 2'de görülen NEII
(Amerikan Ulusal Asansör Sanayi) istatistiklerine göre,
1970’lerde firmalar dişli veya dişlisiz halatlı asansör-
lerden daha çok hidrolik asansör üretmişlerdir. 2000
yılına kadar hidrolik asansör üretimi halatlı asansörlere
nazaran üç ile dört misli civarında gerçekleşmiştir. Bu
istatistikler sadece NEII firmaları içindir (1). Buna NEII
dışında kalan firmaları eklediğimizde, 2000'li yılların
başlarına kadar hidrolik asansörlerin Kuzey Amerika
da % 75 ile % 80 oranında tercih edildiğini görmek-
teyiz. Gene aynı yıllarda bu oranın Avrupa da % 40 ile
% 45 civarında olduğu düşünülmektedir. Komşumuz
Yunanistan’da ise % 85’lerin üzerinde olan bu oran ha-
len % 75 ile % 80 arasında seyretmektedir.
Halatlı asansörlerin tercih edilmesinin nedenleri sun-
duğu ekonomik, teknik ve yapısal avantajlarla açıkla-
nabilir. Ekonomik avantajlar arasında; asansör kuyusu
yapımı, kurulum için ihtiyaç duyulan teçhizat ve iş gücü
maliyetlerini öne çıkmaktadır. Kurulum basitliği ve ça-
bukluğu, kolay ve düşük maliyetli servis olanağı, yük-
sek emniyet ve güvenilirlik teknik avantajların arasında
sayılabilir. Binalara çok farklı şekillerde uygulanabilmesi
ve çatı katında makina dairesi gerektirmemesi yapısal
avantajların önemli olanlarıdır.
Hidrolik asansörlerin emniyet
ve güvenilirlik yönünden temel
avantajlarını aşağıdaki gibi sıra-
layabiliriz;
a. Asansör yükü bina tabanı ta-
rafından taşınmakta iken halatlı
asansörlerde binanın kendisi
tarafından taşınır,
b. Makina odası rahatlıkla giriş
veya birinci katta oluşturulabi-
lir. Kurulum sırasında kaza riski
güvenli makina odası kullanımı
ile daha azdır.
c. Kurtarma operasyonu nor-
mal olarak bilgilendirilmiş bina
fertleri tarfından bir kaç dakika
içinde yapılabilir, uzmana ih-
tiyaç yoktur. Acil durumlarda
müdehale kuyuya inmeden
veya en üst kata çıkmadan ya-
pılabilir.
d. Kurulum ve bakım maliyetle-
rinde daha ileri bir ekonomi göze çarpar. Alternatif fir-
malar iyi ve uygun fiyatla servis verebilirler, yedek parça
tedariki kolaydır ve servis için bağlayıcı firma baskısı
yoktur.
e. Deprem dolayısıyla
oluşan hasarlar, halatlı
asansörlere göre 10 kat
daha azdır.
f. Hidrolik asansörler, sal-
lantılar sırasında asansör
sistemine ağır harar ve-
rebilen ve hayatı tehtid
eden karşı ağırlığa sahip
değildirler.
g. Hidrolik asansörler
daha az servise gerek-
sinim duyarlar. Motor-
pompa tahrik sistemi
genellikle yağ içerisine
bulunan hidrolik asan-
sörler minimum aşınma
ile problemsiz çalışırlar.
59 MART 2013
Page 60
h. Asansör kuyusunda ve makina odasında yer alan
yangın fıskiyeleri ve söndürme sistemlerine daha az
duyarlıdırlar.
i. Yüksek kaldırma kapasitelerini en emniyetli şekilde
sağlayan asansörler tipidir.
Hidrolik asansörler, MDA’ler gibi makina dairesiz ola-
rak kullanılabilmenin yanı sıra mimar ve mühendislere
daha etkin bina kullanma esneklik sağlarlar. Bunların
başlıcaları;
- Hidrolik asansörlerde karşı ağırlık olmadığından
halatlı sistemlere göre daha az kuyu alanı kullanır-
lar.
- Hidrolik asansörler bina üzerine düşey yük uygu-
lamadığından, asansör kuyusu çevresinde kolon
boyutları azaltılabilir.
- Makina odalı çözümlerde oda yerinin seçimine es-
neklik getirir.
- Kuyu olmayan binalara kolaylıkla dışarıdan uygula-
nabilir, teras asansörü tasarımlarına uygundur.
- Eski binalara yapısal güçlendirmeye gerek duy-
maksızın kurulabilen en ekonomik çözümdür.
- Binaya ilave kat yapılması halinde hidrolik asan-
sörler bu duruma iyi uyum sağlarlar.
- Aşağı hareket sırasında hidrolik güç ünitesi tarafın-
dan üretilen sınırlı miktardaki ısı, binanın tabanın-
daki düşük sıcaklığı hafifletmeye hizmet eder.
1995’den itibaren asansör pazarına tanıtılan ve direkt
olarak düşük ve orta katlı asansör pazarını hedefleyen
makina dairesiz (MDA) tahrik sistemleri halatlı asansör-
lerde kullanılmaya başlanmıştır. MDA'lerde tahrik sis-
temi, bazı durumlarda kontrol paneliyle beraber, kuyu
içerisine yerleştirerek makina odası ihtiyacı tamamen
ortadan kaldırılmıştır. MDA, sürekli mıknatıslı senkron
(PMS) motorları inverter yardımıyla sürerek asansör hı-
zının hassas olarak kontrol edilmesini sağlamış ve dişli
mekanizmayı ortadan kaldırarak asansör makinasının
ağırlığını ve boyutunu önemli ölçüde azaltmıştır. Ge-
lişme aynı zamanda "yeni ya da son teknoloji" olarak
adlandırılmakta ve dişli grubundan kaynaklanan ve-
rimsizlik ortadan kaldırılarak operasyonel enerji tüke-
timi önemli ölçüde düşürülmektedir. Makina dairesiz
tip asansörlerin geliştirilmesiyle düşük katlı binalarda
halatlı asansörlerin kurulması mümkün olmuş, enerji
tüketimi ve çevre hassasiyeti konuları üzerine odakla-
nılarak MDA kurulumları pazarda önemli bir artış trendi
yakalamıştır.
Oldukça saygın, çok uluslu, marka firmalar MDA’lerin
genel anlamda kabul görmesinde diğer bir etkendir.
Gelişmeler dünya çapında konvansyonel hidrolik asan-
sör payının % 30’a düştüğünü ve 2020’li yillarda yeni
asansörlerin % 80’e varan oranlarda ‘yeni nesil tahrik
teknolojileri’ kullanacağını göstermektedir.
Şekil 2, 2004 yılında Avrupa’daki asansör kurulumla-
rının yüzdesini vermektedir. Buradan Türkiye ve Yuna-
nistan dışında Avrupa pazarına halatlı MDA’lerin hakim
olduğu görülebilir. Yunanistan’daki asansör kurulumla-
rının yüksek miktarı hidrolik tiptir (yaklaşık % 85) oysa;
Türkiye’de bu çoğunluk makina odalı halatlı tiptedir (2).
Bu grafikten MDA ların yakalamış oldukları trend açık-
ca görülmektedir.
Hidrolik asansör pazarın durumu algılandığı gibi ciddi
bir yok olma noktasında değildir. Bu yorumu hidrolik
60
Page 61
asansör kontrol valf imalatı istatististiklerinden ko-
layca çıkarabiliriz. 2008 yılına kadar hidrolik kontrol
valf satışları yıllık ortalama % 11’lik bir artım göster-
miştir. 2008 yılından sonra gelişen ekonomik istik-
rarsızlık ve krizler döneminde, tüm asansör sektö-
ründe olduğu gibi hidrolik asansör kurulumlarında
da % 40’lara varan düşüşler görülmüştür. Devam
etmekte olan krizlere rağmen hidrolik asansör ku-
rulumlarındaki negative ivmelenme çok düşük bir
oranda Avrupa da devam etmekteyken, 2010 iti-
barıyle Kuzey Amerika ve Asya da pozitife yönel-
miştir. Gelecek yıllarda halatlı asansör kurulum
sayısının hidrolik asansörlerden daha fazla olacağı
kaçınılmazdır, fakat bu durum yıllık hidrolik asansör
kurulum sayısındaki artışı olumsuz etkileyecek gibi
görünmemektedir. İleriki yıllarda, gelişmekte olan
ülkelerde hidrolik asansörlerin avantajları yeterince
anlaşıldığında, hidrolik/halatlı asansör oranının ger-
çek değerine ulaşacağı söylenebilir. Örnek olarak,
Türkiye’de hidrolik asansörler % 14’lük bir pazar
payına sahiptir ve hidrolik asansör kurulumları yıllık
ortalama % 16’lık bir artım göstermektedir.
Asansör sektörünün bir geçiş döneminde oldu-
ğunu söyleyebiliriz. Bu dönemde hidrolik asansör
sektörünün teknolojik gelişmelere göstereceği
uyum, alçak bina pazarını geri kazanmak ve ken-
dini tüketiciye daha iyi anlatabilmek adına göste-
receği çaba, bu sektörün gelecekteki pazar payını
belirleyecek önemli unsurlardır.
Genel olarak şehirlerde bina stoklarına bakıldığın-
da, nüfus yoğunluğu yüksek olan bölgeler dışında
6 kat ve aşağı bina stoğu toplam bina stoğunun
% 85 ile % 95’i civarındadır. Bu gerçek, çok uluslu
firmaların, ‘yeni teknoliji’ olarak adlandırdıkları MDA
sistemleriyle düşük katlı asansör pazarına girme-
leri sonucunu doğurmuştur. Pazar payını artırmak
amacıyla uygulanan agresif pazar stratejileri ve
yapılan kampanyalar çerçevesinde, hidrolik asan-
sörlerin çevre dostu olmadığı ve yüksek enerji
sarfettiği yönündeki, gerçekleri tam olarak
yansıtmayan ve pazarı etkileme amacını
taşıyan söylemler sıkça kullanılmaya
başlanmıştır. Çok uluslu, marka
firmaların bu etkin pazar stra-
tejilerine, genellikle küçük
firmalardan oluşan hidrolik
asansör sektörü kısık ses-
le cevap verebilmiş ve bu
61 MART 2013
Page 62
durum hidrolik asansörlerin pazar payının geçen 17 yıl
içinde Avrupa da % 25’lere gerilemesine neden olmuş-
tur.
“Yeni teknoloji”, her zaman en enerji-etkin çözümü sağ-
ladığı, her kuruluma mükemmel uygun olduğu ve ener-
jiyi her zaman geri kazanabileceği şeklinde algılanmak-
tadır. Ancak, mevcut haliyle yeni teknolojinin belirtilen
faydaları düşük kullanımlı asansörler için dikkate değer
değildir ve çoğunlukla daha yüksek enerji tüketimine
neden olur. Asansör kurulumlarının % 70'inin düşük
kullanıma sahip olduğu ve bu gibi durumlarda yapılan
yatırımın geri kazanım süresinin asansörün renovasyon
ömrünü aşabileceği kullanıcının bilgisine sunulmamak-
tadır. İnverter ve çevresel aygıtlarının kurulum ve bakım
maliyetlerinin yüksek olması ve asansörün atıl durum-
da (stand-by) kalsa dahi aktif kalabilmek için enerji-
ye ihtiyaç duyması nedenleriyle kullanımı düşük olan
asansörlerde (3), ki bu yaklaşık 160 çevrim/gün olarak
verilebilir, hidrolik asansörlerin halatlı MDA sistemlerin
göre daha az enerji harcadıkları malesef son kullanıcıya
ve imalatçılara intikal ettirilememiştir.
Hidrolik asansör sektörü kendini çevre hassasiyeti
noktasında da yeterli derecede anlatamamıştır. Ger-
çekte, çevre dostu hidrolik akışkanlar geliştirilmiş olup
artan oranlarda kullanılmaktadır. Bununla birlikte, çevre
dostu hidrolik asansörlerin kurulumu normlarla belirlen-
miş olup, kurulumlar bu normlara göre yapılmaktadır.
10 yılda bir genellikle filtrelenip eksilen miktarın yenilen-
mesi şeklinde kullanım alanı bulan hidrolik yağdan bah-
sederken MDA lara verilen sık bakım sonucu harcanan
benzin dolayısıyla çevreye verilen zarar hakkındaki yo-
rumlarıda duymak da gereklidir.
Çok uluslu firmalar, kullanımı düşük asansörlerde dahi
kendi MDA çözümlerini uygulamaktadırlar. Bunun ne-
deni genellikle hidrolik sistemleri dışarıdan almaları ve
bakım-onarım faaliyetlerinde yeterli teknik alt yapıya
sahip olmamalarındandır. Kendi MDA ürünleriyle daha
yüksek kâr elde ettiklerinden hidrolik çözümlere sıcak
bakmamakta, sektörü patentli MDA çözümleriyle do-
mine etmeye çalışmaktadırlar. Bu firmalar, güçlü finan-
sal alt yapılarıyla rekabetçi fiyatlar vererek, kârlılıklarını
servis planlamalarına dayandıran pazar stratejilerini uygulamaya koyarak, orta ve küçük ölçekte asansör firmalarını zor duruma sokmakta ve yok olmalarına ne-den olmaktadır. Bu durum rekabeti etkilemekte, ço-ğunlukla orta ve küçük ölçekte asansör firmalarıyla iş yapan hidrolik asansör sektörünün önünü kapatmakta ve aynı zamanda ülkelerdeki ulusal asansör sanayii için bir tehdit oluşturmaktadır.
Enerji sarfiyatı ve çevre duyarlılığının son derece has-sas olarak değerlendirildiği bir dönemden geçmekte olduğumuz şu sıralarda, asansörlerde enerji sarfiyatı olduğundan daha büyük ve karmaşık olarak asansör sektörüne ve kullanıcıya aktarılmaktadır. Gerçekler tüm açıklığıyla değil, amaca göre yorumlanarak aktarılmak-ta ve böylece oluşturulan sanal başlıklar firmaların pa-zar stratejilerini besleyen, hassas tabanlara oturtularak tüketiciye empoze edilmektedir.
Asansör ve yürüyen merdiven söktöründe enerji ve-rimliliği açısından zorlayıcı bir direktif bulunmamasına rağmen (Bunun nedeni asansörlerin harcamış oldukları enerji, toplam binanın harcadığı enerjinin sadece % 3 ile 10’u arasında ve konutlarda önemsenmeyecek dü-
62
Page 63
zeydedir) sektörde, enerji kullanımını azaltacak yönde gelişmeler son 10 yıldan beri süregelmektedir. Bu alan-da en etkili gelişme, Alman Mühendisler Birliği (VDI), ta-rafından geliştirilen ve asansörleri kullanım ve stand-by enerji sarfiyatlarına göre sınıflandıran VDI 7407 uygu-lamasıdır. Bunu ISO 25745 standardı izlemiştir. Özel-likle VDI 4707, MDA imalatçıları tarafından geniş kabul görmüş ve MDA ların hidrolik asansörlere göre daha enerji-etkin bir çözüm olduğunu bu standard ile serti-fikalama çabası içine girilmiştir. VDI 4707, sadece ku-rulumu tamamlanmış asansörler için uygulanabilecegi halde, bir kurulum için alınan sertifika bütün bir ürüne mal edilerek VDI 4707 standardı bir pazarlama aracı olarak sektörde yerini almıştır.
Günümüzde asansörlerin enerji sarfiyatı denildiğinde, asansörlerin kullanım sırasında harcadıkları enerji anla-şılmaktadır. Gerçekte ise bir asansörün harcadığı ener-ji, kullanılan ortak ve tahrik sistemine bağlı elemanların harcadıkları enerjinin yanında, Şekil 5'de verilen mali-yetlerin enerji-eşdeğerleriyle çok daha yakından ilgilidir. Yani, kullanım ve stand-by enerji sarfiyatının yanında, bakım-onarım, kurulum, bina kullanım hacmi, geri-dö-nüşüm enerji-eşdeğerlerinin de göz önüne alınması gereklidir.
Düşülen en büyük yanılgı ise bu gibi standardlardan elde edilen enerji kullanım sınıfının asansörün ekolojik olup olmadığı noktasında kriter olarak kullanılmasıdır. Gerçekte ise bu sınıflama asansörün sadece operas-yonel ve stand-by enerji sarfiyatını belirler, asansörün enerji-etkin bir sistem olduğunu teyit etmez. Örnek olarak, asansörlerin yıllık bakım-onarım maliyetlerinin enerji eşdeğeri, kullanımdan doğan enerji sarfiyatının çok üstünde gerçekleşir.
Asansörlerin ekolojik olarak adlandırılabilmesi için uy-
gulanabilecek tek kriter Yaşam Döngü Analizidir, YDA -
de halinden geri-dönüşüm sürecine kadar karbon salınımını değerlendiren bir yöntemdir. Kullanım enerji sarfiyatı ise YDA için sadece küçük bir parametredir. Hidrolik asansör sektörünün bu yanıltıcı etkiden kur-tulabilmesi ve eşit şartlarda mücadele edebilmesi için YDA yardımıyla Eko-asansör konseptinin uygulamaya alınması noktasında gerekli çalışmaları yürütmesi ge-reklidir.
Asansör sektöründe en önemli unsur emniyettir. Emni-yetten kasıt, hem yolcu hemde servis elemanının em-niyetidir. Bunu güvenilirlik ve sonrasında diğer faktörler izler. Emniyetin üç bacağı vardır. Bunlar, operasyonel emniyet; ki bu kullanım sırasında asansörün kabin için-de bulunan kişilere sağladığı emniyettir, kurtarma em-niyeti; ki bu asansörün arızalanması halinde kurtarma operasyonunun ne kadar emniyetli yapıldığıyla ilgilidir ve son olarak servis elemanının emniyeti; ki servis sı-rasında insanların güvenli çalışma şartlarını içerir. Gü-venilirlik ise asansörün arıza vermeden uygun çalışma şartlarını sağladığı zaman dilimi olarak tariflenebilir.
Bugün MDA sistemlerinde, asansör makinasını kuyu içine yerleştirerek gerçekten bir gelişme yapılıp yapıl-madığının tartışması gerekmektedir. Çünkü asansör makinası kuyu içine yerleştirilerek emniyet şartları kö-tüleştirildiği yorumu bizzat onaylanmış kuruluşlar ve teknik elemanlar tarafından yaplmaktadır. Sistemi em-niyetli hale getirmek için yapılan standardizasyon çalış-maları ise direktifleri hazırlayan komisyonların öngörü-leriyle sınırlıdır. Bu konuda çok şey söylenmekte fakat çok azı duyulabilmektedir.
Özellikle deprem riski altında bulunan bölgelerde ha-
63 MART 2013
Page 64
sarlanma riski 10 kat daha düşük olan hidrolik asan-sörlere öncelik verilmesi noktasında gerekli teknik bilginin kullanıcılarla paylaşılması önemlidir (4) (Şekil 6). Aksi durumda, kapsamı geliştirilen direktifler neti-cesinde depreme uygun olmayan asansörleri uygun hale getirilmek için yapılacak yatırım, asansör kurulum maliyetlerine yaklaşacaktır.
Hidrolik asansör imalatçıları sağladıkları yüksek emni-yet ve güvenilirlik koşullarını kullanıcıya iletmek aşama-sında yetersiz kalmakta ve bu avantajlarından gerektiği gibi faydalanamamaktadır.
Fukushima nükleer santralındeki sızıntı nükleer sant-ralların güvenilirliğinin tekrar sorgulanmasına neden ol-muştur. Japonya ve Almanya başta olmak üzere nük-leer santrallerin kapatılma kararları, yenilenebilir enerji kaynaklarını ve mevcut enerjinin daha etkin kullanılması sonuçlarını doğurmuştur. Bu noktada asansör sektö-ründe beklenen gelişmeleri şöyle sıralayabiliriz:
- Çevre ile ilgili direktifler asansör sanayiinde iş akışını etkileyecektir.
- İlgili yönetmelikler, direktifler ve standartlar asansör-leride kapsayacak şekilde genişletilecektir.
- Teknolojik gelişmeler daha nitelikli ve düşük maliyetli sürücüleri kullanıma sunacaktır.
- İnverter (sürücü) içeren tahrik ünitelerinin kullanımı yaygınlaşacaktır.
Bütün bu sonuçlar hidrolik asansör sektörünün kendini yenilemesi gerektiğini, enerjiyi daha etkin kullanan ‘yeni nesil güç üniteleri’ konusunda adımlar atması gerekti-ğini göstermektedir.
Dünyadaki toplam asansör sayısının yaklaşık 10 milyon
olduğu belirtilmektedir. Bu rakamdan hareketle, mev-
cut hidrolik asansör sayısının yaklaşık 4 milyon olduğu
söylenebilir. Bu asansörlerin yarıdan fazlasının önü-
müzdeki 10 yıl içinde (büyük bir kısmının tekrar hidro-
lik asansör olarak) modernize edileceğini düşünürsek,
finansal krizlerin sona ermesiyle birlikte yıllık 150,000
adet hidrolik asansör modernizasyonuyla karşı karşıya
olduğumuz anlaşılır.
Hidrolik asansörlerin pazarda etkinliklerini sürdürebil-
meleri, bu modernizasyonlarda kullanılabilecek sadece
enerji-etkin değil, aynı zamanda ekonomik-etkin tahrik
sistemlerini pazara sunma kabiliyetlerine bağlıdır. Bunu
yaparken en önemli kriter ise konvansyonel hidrolik
asansörlerin sahip oldukları avantajların korunmasıdır.
Asansör pazarında rekabetin tırmanmasıyla birlikte
hidrolik asansör üreticileri de tasarımlarında enerji ta-
sarrufunu öne çıkaran faktörlere öncelik vermeye baş-
lamışlardır. İnverter içeren enerji-etkin güç üniteleri (ki
bunlara yeni nesil güç üniteleri de denir) uzun zaman-
dan beri pazarda bulunmaktadır. Ancak, yeni nesil güç
ünitelerinin kullanımı henüz yeterli talebe ulaşamamış
durumdadır. Bunun nedeni, son teknoloji ürünü, ge-
lişmiş çözümlerin üzerine konsantre olunurken hidro-
lik asansörlerin tercih edilmesine neden olan avantajlı
özelliklerin birçok durumda göz ardı edilmiş olmasıdır.
Yani, hidrolik asansörün pratiklik, güvenilirlik, düşük
maliyet ve emniyet gibi vazgeçilmez bileşenleri bıra-
kılmış, yerine daha zahmetli, pratik olmayan ve pahalı
çözümler geliştirilmiştir.
Yeni nesil güç ünitelerinin ana hedeflerini doğru olarak
belirlemekte başarısız olunduğunda, çözümler ya çok
primitif ya da oldukça karmaşık ve pahalı olmaktadır.
Birçok durumda konvansiyonel güç ünitesine eklenen
standart bir inverter teknolojik gelişme olarak sunul-
muştur. Gerçekte, sisteme sadece bir inverter ek-
lenmesi mutlaka enerji tasarrufuna yol açmaz aksine
invertörün yaklaşık % 95’lik verimliliği düşünülmeden
yapılan bu uygulamalar sadece maliyetleri yükseltecek
ve elektrik faturasını şişirecektir.
Alternatif olarak sunulan daha karmaşık ve pahalı çö-
zümler ise invertörün yanı sıra basınç ve sıcaklık sen-
sörleri, debimetre, enkoder, elektronik kontrol kartı vb
gibi ek bileşenlere gerek duyarlar. Genellikle bu çözüm-
lerde invertör hem yukarı hem de aşağı yönde özel ola-
rak geliştirilmiş bir yazılımıyla beraber kullanılır. Bu tür
kompleks sistemler (ne kadar iyi sürüş kalitesi verirse
versinler ve yağ sıcaklığını ne kadar az değiştirirse de-
ğiştirsinler) genel olarak gerçek piyasa ihtiyacına cevap
veremezler. Gereksiz yere uzatılmış geri-ödeme zama-
nı (renovasyon süresinden daha uzun), uzman teknik
eleman bulmada yaşanan güçlükler ve artan servis ihti-
yacı çözümlenmesi gereken noktaların birkaçına örnek
olarak verilebilir.
Düşük stand-by enerji sarfıyatı: 8 ile 10 dakikayı aşan
beklemelerde (inverter ömründe azalma olmaksızın) in-
verterin kapatılmasına olanak sağlayacak, iyi tasarlan-
mış bir invertörün eko bir asansör kumandasıyla birlikte
kullanılmasıdır. Böylece stand-by enerji sarfiyati büyük
ölçüde azaltabilir.
Düşük maliyet: piyasa beklentilerini karşılamak için ma-
kul bir geri-ödeme süresi gereklidir.
Asgari sayıda arabirim ve komponent kullanımı: Basit-
lik, güvenilirlik, kolay bakım, ve düşük maliyeti sağla-
mak ve aynı zamanda yüksek nitelikli teknik elemana
olan ihtiyaç ortadan kaldırmak için gereklidir.
Yüksek uyumluluk: Renovasyon ihtiyaçlarına cevap ve-
64
Page 65
rebilmek amacıyla tüm mevcut asansör kontrol ve güç
ünitelerine kolayca monte edilebilmelidir.
Özel yazılım: Kolay kullanım, yüksek emniyet, iyi sürüş
kalitesi, düşük enerji tüketimi sağlamak amacıyla özel
bir inverter yazılımına ihtiyaç vardır.
Yeni nesil bir valf elde edebilmek için invertör ile kont-
rol valfi birçok şekilde bir araya getirilebilir. Burada en
önemli soru, düşük maliyet ve basit çözümü iyi sürüş
kalitesiyle nasıl buluşturacağımızdır.
Bu özellikleri yapısında barındıran Şekil 7’de gösterilen
yeni nesil kontrol valfi EV4, Blain Hydraulics’in EV100
elektro-mekanik valfinin basitleştirilmiş bir sürümüdür
ve doğal olarak elektro-mekanik valflerin sahip oldu-
ğu avantajları sunmaktadır. Valf, yukarı yönde inverteri
kullanmakta ve aşağı yönde hareketi elektro-mekanik
olarak gerçekleştirmektedir. EV4’ün çevresel cihazlar
ile hiçbir bağlantısı bulunmaması ve yük kompenzas-
yonu için ekstra sensor barındırmaması sistemi basit-
leştiren başlıca öğelerdir. Yukarı yöndeki haraket inver-
ter tarafından kontrol edildiğinden, bu yöndeki ayarlar
ve solenoidler iptal edilmiş ve by-pass geçiş aşaması
kaldırılmıştır. Böylece valf ayarları ve sistemin kurulumu
basitleşmiştir. Başlangıç maliyeti düşürmek ve sistem
gereksinimleri daha da basitleştirmek için, açık-çevrim
kontrolü kullanılarak yağ içinde çalışan, pahalı bir enko-
dere olan ihtiyaç ortadan kaldırılmıştır. Yüksek kalitede
seyahat özellikleri sağlayan özel inverter yazılımı, yük
durumunu algılayarak gerekli hız kompenzasyonu sağ-
lamak amacıyla motor devrini ve gerektiğinde ivmelen-
me sürçlerini değiştirmektedir.
Sistem, maliyet-etkin olarak bilinmekte ve mevcut hid-
rolik sistemlere EV4 valfinin ve inverterin eklenmesiyle
kolay bir şekilde adapte edilebmektedir. İsteğe bağlı
olarak sunulan «enerji tasarrufu modu”, daha küçük
motorların kullanılmasına olanak sağlamakta ve enerji
tüketimini azaltmaktadır.
2020’li yıllarda güç ünitelerinde kullanılacak olan valf-
lerin talebindeki değişim Şekil 8’de verilmiştir. Gelecek
yıllarda, enerji ve maliyet-etkin yeni nesil valfler içeren
hidrolik asansörlerin halatlı MDA asansörlere alternatif
olarak sektörde önemli bir paya sahip olacağı beklen-
mektedir. Bu trendin oluşması için gerekli zaman ise
hidrolik asansör sektörünün arz edeceği yeni nesil
ürünlerin yukarıda belirtilen özellikleri ne oranda taşıya-
caklarıyle ilgilidir.
Yakın gekecekte direktif ve mevzuatta yapılacak de-
ğişiklerle asansörler de enerji-etkin ürün kapsamında
değerlendirilecektir. Yaşam-döngüsü değerlendirme-
sinin kısmi olarak veya bütününün asansörlerde enerji
verimliliğinin belirlenmesinde kullanılacağı yakın gele-
cekte beklenmektedir. Çoğu yeni nesil hidrolik güç üni-
tesi, yüksek stand-by enerji sarfiyatı, yüksek kurulum
maliyeti, pratik olmamaları ve kompleks kurulumları
nedenleriyle sadece yüksek kullanıma haiz asansörler
için uygundur. Mevcut inverter teknolojisini kullanarak,
basit, düşük maliyetli, sık bakım gerektirmeyen ve ku-
rulumu kolay çözümler pazarın gerçek
gereksinimini karşılayacağı gibi düşük
kullanıma haiz asansörlerde de kullanı-
labilir.
hod for Green Hydraulic Lifts by means of Inverters’, Elevcon
65 MART 2013
Page 66
Sabancı Üniversitesi
Desird Ltd.
66
Page 67
Günümüzde arsa değerlerinin yükselmesi so-
nucu binalar çok katlı olarak inşa edilmeye baş-
lanmıştır. Bina içine ve dışına taşınması gereken
insan, malzeme ve servisler (su, gaz gibi), bi-
nanın alt katlarından girerek aynı kesit alanınını
paylaşarak üst katlara taşınmalıdır. Kat sayısının
artmasıyla binanın hacmi ve taşınması gereken
miktarlar da artmakta ancak kesit alanı değiş-
mediğinden ulaşım zorlaşmaktadır. Yani dikey
taşımacılıkta da trafik sorunu ortaya çıkmıştır.
Günümüzde 1000 metreye varan yükseklikteki
inşaatlarda artık temel sorun mukavemet değil
lojistiktir denebilir. Lojistik, şehrin çeşitli yerlerinen
insan malzeme ve servisleri binanın dışına kadar
getirmek konusunda olduğu kadar bunları bina-
nın içinde yerlerine ulaştırmak konusunda da bü-
yük sorun oluşturmaktadır.
Yüksek binalardaki ulaşım sorunlarına uygulanan
çözüm, daha fazla asansör kullanmaktır. Ancak
eklenen her asansör için bina yüksekliğince açıl-
ması gereken asansör boşlukları başlıca iki so-
runa yol açar: Bina kat alanında oluşan kayıplar
ve bina yükseldikçe gereken daha cok asansör
boşluğu. Birinci sorun büyük bir maliyeti berabe-
rinde getirir; yüksek binanın başlıca yapılma ne-
deni arsanın pahalı olmasıdır. Böyle bir yerde kat
alanı kayıplarının kira gelirinden önemli zararlara
neden olacağı açıktır. Dünyanın büyük merkezle-
rindeki binalarda asansör boşluklarını azaltmanın
yıllık milyonlarca Dolar kira getirisi olduğu hesap-
lanmıştır. İkinci sorun daha da önemlidir: Yük-
seklik arttıkça daha fazla asansör ihtiyacı doğar.
Ancak bir noktadan sonra öyle bir duruma gelinir
ki alt katların neredeyse tamamı asansör gibi ser-
vislere feda edilmiş olur. Bu noktadan sonra ise
binayı yükseltmenin anlamı olmaz. Şekil 1’de gö-
rüldüğü gibi yüksek binaların alt katları tamamen
servis boşluklarına feda edilir. Bu sorunun kısmi
çözümü olarak asansör boşluklarının sadece belli
katlara ulaşması veya sadece belirli kat aralıkla-
rına hizmet eden ekspres asansör uygulamala-
67 MART 2013
Page 68
rı vardır. Hepsinde hedef yolcuların bekleme süresini
kısaltmaktır. Asansörlerin yüksek hızlı yapılması da bir
çözüm olarak görülebilir. Ancak asansör ivmeleri yol-
cuların rahatı için küçük tutulmalıdır. Bu nedenle her
katta durabilen asansörler yüksek hıza ulaşamayacak-
ları için bu tek başına bir çözüm olamaz.
Günümüze sıradışı asansörlere yeni bir ihtiyaç daha or-
taya çıkmıştır. Yapı tekinklerindeki ilerlemeler sayesinde
alışılmış dik binalardan daha farklı şekilli binalara geçiş
olmuştur. Bunlar eliptik ve hatta daire şeklinde binalar-
dır. Şekil 3’te görülen tipteki binalarda alışılmış halatlı
asansörlerin kullanılması oldukça zordur ve mekanik
sorunlar çözümlerin pahalı olmasına yolaçabilir.
Yukarıda belirtilen sorunlara bir çözüm, aynı asan-
sör boşluğunda birden fazla asansör çalıştırılmasıdır
Bunlara çok kabinli asansör sistemleri de denir. Şimdiki
asansör sistemlerini yatay ulaşıma benzetirsek, örne-
ğin Istanbul Ankara güzergahında sadece bir otobü-
sün gidip gelmesine eşdeğer olduklarını söyleyebiliriz
Belirtilen yöntemle binada daha az asansör boşluğu
açarak daha çok asansör kabini çalıştırabiliriz.
Tek boşlukta birden fazla asansör çalıştırılmasına en
büyük engel, halatlı çekme sistemidir. Bu yöntemle
aynı boşlukta birbirinden bağımsız olarak iki asansör
çalıştırılan ticari sistemler mevcuttur, ancak daha fazla-
sı mekanik karmaşıklık nedeniyle kolayca başarılama-
maktadır. (Birbirinden bağımsız hareketten kastımız,
asansörlerin birbirini geçmeden aynı boşlukta ilerleme-
leridir.)
Çok kabinli asansör sistem-
lerinin tasarımındaki temel is-
tekler asansör kabinine her-
hangi bir mekanik bağlantı-
nın olmamasıdır. Çekme ha-
latı buna bariz bir örnek olsa
da bununla birlikte kabine
elektrik gücü sağlayan kab-
lolar, iletişim kabloları, aşırı
hız freni için halat bağlan-
tıları, pozisyon ölçümü gibi
bağlantılardır. Günümüzde
yaygın olarak kullanılan kabin
karşıt ağırlığı da kullanılamaz.
Bunların her birinin asansör
boşluğunun bir noktasından
asansör kabinine bağlanma-
sı gerektiğinden çok kabinli
sistemlerde asansör boşlu-
ğundaki yer kısıtı ve birbirine
dolaşma riski nedeniyle istenmemektedirler. Yaptığımız
calışmalarda yukarıdaki bağlantılara ihtiyaç duymayan
bir sistemi Japonya’daki büyük bir asansör üreticisi
için tam boyutlu prototip aşamasına kadar geliştirdik.
Yazının geri kalan kısmında geliştirdiğimiz sistemden
bahsedeceğiz.
Çok kabinli asansör sistemleri için asansör kavramının
yeniden düşünülmesi gereklidir. Hedef, asansör kabini-
nin elektrik gücü kullanılarak yukarı kaldırılması olduğu-
na göre, birkaç çözüm ortaya atılabilir. Örneğin alışılmış
teknolojileri kullanan bir çözüm, asansör kabinine bir
motor yerleştirerek Kremayer dişlisi ile tahrik olabilir. Bu
çözümün uygulanmasındaki problem sürüş esnasında
ortaya çıkan ses ve diğer titreşimlerdir. Bunlar insan ta-
şımak için kullanılan asansör kabininde kabul edilemez.
Yaptığımız çalışmada asansörü lineer motorla doğ-
rudan sürme (direct drive) çözümünü tercih ettik. Bu
yöntemde asansör boşluğuna boydan boya bir lineer
motorun statoru döşenmekte, motorun itici diye ad-
landırılan, hareket eden kısmı ise asansör kabinine
bağlanmaktadır. Yani asansör boşluğunun tamamı bir
lineer motora dönüşmektedir. Aynı lineer motor üzerin-
de birden fazla itici kullanılması endüstride yaygın bir
kavram olduğundan aynı mantıkla asansör boşluğun-
da da birden fazla kabinin yukarıda anlatılan şekliyle
birbirinden bağımsız olarak sürülmesi de mümkün hale
gelmektedir. Kavram olarak basit olsa da uygulamada
bir çok zorlukların üstesinden gelinmesi gereklidir. Bir
sonraki bölümde bu zorluklardan ve gerçek boyutlu
prototip aşamasına kadar deneysel olarak uyguladığı-
mız çözümlerden bahsedilecektir.
68
Page 69
Lineer motorlu çok kabinli asansör sistemlerini asansör
boşluğunun tamamını bir lineer motora dönüştürerek
uygulama yöntemi kavram olarak basit bir çözüm olsa
da uygulamada böyle bir sistemi tasarlamak oldukça
zordur. Tasarım lineer motorun kendisi, sürüş sistem-
leri, arıza durumu için koruma ve grup kontrol yöntemi
gibi çeşitli konularda yapılmalıdır.
Asansör çağrı düğmesine bastıktan sonra geçen
bekleme süresi asansörün başlıca performans ölçüt-
lerindendir. Günümüzde yüksek binalarda çok sayıda
asansör genellikle bir asansör holünün çevresine sıra-
lanır ve herhangi birinin çağrı düğmesine basıldığında
en uygun asansör kabini kata yönlendirilir. Genel kanı
“en uygun” asansörün o anda kata en yakındaki asan-
sör olduğu şeklindedir. Ancak bu seçim asansör ka-
binlerinin birbirine yaklaşarak hareket etmesine neden
olur ve böylece bütün asansörler tek, büyük bir asan-
sör gibi davranmaya başlar. Oysa asansörleri yönlen-
dirirken amaç aşağı ve yukarı gitmekte olan asansör
kabinlerini binaya olabildiğince dağıtarak herhangi bir
kata yaklaşmakta olan bir kabin bulunması olasılığını
artırmak suretiyle bekleme süresini azaltmaktır. Bu,
açık çözümü olmayan bir optimizasyon problemidir ve
günümüzde büyük asansör şirketleri çözüm için üni-
versitelerle iş birliği yapmaktadırlar.
Aynı problemi çok kabinli asansör sistemlerine taşı-
dığımızda çözüm bulmak daha da zorlaşır çünkü bu
sefer asansör boşluğu sayısı daha azdır ve asansörle-
rin birbirini geçmesi de mümkün değildir. Yani optimi-
zasyon problemi daha karmaşıklaşmıştır. Bu problemin
çözümü asansör firmalarının önemli ticari sırlarından
biridir[1].
Alışılmış halatlı asansörlerde binanın bir noktasındaki
asansör motoru asansör kabinini çeker. Motorun yü-
künü azaltmak için halatın diğer ucunda asansörün
ortalama brüt ağırlığını karşılayacak bir denge ağırlığı
bulunur. Toplam momentum artsa da ivmeler düşük ol-
duğundan bu sistemle motor fazla büyümeden yüksek
hızlara ulaşılabilir.
Lineer motorlu asansörlerde karşıt ağırlık bulunama-
dığından asansör kabini, yolcular ve motorun iticisinin
toplam ağırlığı motor tarafından karşılanmakta ve ivme-
lenmesi gerekmektedir. Bu önemli ister, lineer motorlu
asansörlerde, en azından günümüzde, tasarıma deği-
şik açıdan yaklaşılmasını zorunlu kılar. Lineer motorlu
asansörlerde ölü ağırlığın azaltılması amacıyla kabinle-
rin 2–3 yolcu kapasiteli ve hafif yapılması gereklidir. Ay-
rıca motorun iticisinin de normal tasarım yöntemlerin-
den ayrılarak manyetik doyum bölgesinde çalıştırılması
gerekebilir (Bkz. bölüm 4.2). Bu önlemlerle kaldırılacak
yük azaltılır. İkinci adım ise aşağı inen asansör kabinle-
rinin enerjisinin geri kazanımıdır. Bu günümüzde elekt-
rikli arabalarda da kullanılan rejeneratif frenleme yönte-
mi olup kayıp enerjiyi azaltır. Grup kontrol yönteminin
her yukarı çıkan asansör kabini için birinin aşağıya git-
mesini sağlaması gerekir ki, bu tasarımda gözetilmesi
zorunlu olan ilişkiler yumağının bir örneğidir.
Yüksekliği 1000m olan binalarda lineer motorlu asan-
sörlerin de bu uzunlukta olması gerekir. Bin metrelik
bir motorun tek bir motor sürücüden kontrol edilmesi
doğru olmaz. Bu nedenle lineer motorlu asansörlerin
dağıtık sürüş yöntemleriyle sürülmesi uygundur. Line-
er motorun örneğin her 25cm uzunlğu için bir motor
sürücüsü yerleştirilirse, istenilen itki kuvveti ve hız elde
edilebilir. Bu yöntemde gereken çok sayıda motor sü-
rücüsünün maliyeti binanın yıllık kira gelirindeki artışın
çok altında kalmaktadır.
Dağıtık sürüş motorun kaldırma kuvveti ve hızını sağ-
lamayı olanaklı kılsa da bu kez 1000m için gerekecek
örneğin 4000 adet motor sürücüsünün senkron fazda
çalışması için gerekli gerçek zamanlı haberleşme ağı-
nın tasarlanması gereklidir.
Halatlı asansörlerde asansörün aşırı hız yapmasını me-
kanik olarak algılayarak devreye giren ve makina daire-
sindeki sürüş motorunu frenleyen sistemler mevcuttur.
Ancak çok kabinli asansör sistemlerinde kabine me-
kanik bağlantı olmadığından bu merkezden frenleme
mümkün değildir. Bunun yanı sıra çarpışmaların en-
gellenmesi için kabinler arasında minimum mesafenin
korunması gereklidir. Kabinlerden birinin arızalanarak
aşağı kayması da diğerlerine çarpmasına neden olaca-
ğından, engellenmelidir.
O halde çok kabinli asansör sistemlerinde eskisinden
farklı güvenlik sistemleri gereklidir. Elektronik sürücüle-
rin veya statorun arızalanması, elektrik kesilmesi, aşırı
hızlanma ve başka kabinin yakınına girme gibi durum-
larda asansörün güvenle durdurulması gerekmektedir.
Ancak bu olayların algılanması ve acil durdurma işlemi
halatlı asansörlerde olduğu gibi merkezi yapılamaz; her
kabinde ayrı ayrı ve dağıtık olmalıdır.
Yukarıdaki özetten de anlaşılacağı gibi yeni nesil asan-
sörlerde motor tasarımından enerji kullanımına kadar
hemen her nokta yeni yaklaşımlarla ele alınmalı ve farklı
kriterlere göre değerlendirilmelidir.
Önemli diğer bir konu ise halatlı asansörlerde birbirin-
69 MART 2013
Page 70
den bağımsız düşünülebilen çoğu tasarım adımlarının,
lineer motorlu asansör tasarımında birlikte çözümlen-
mesi ihtiyacıdır.
Sabancı Üniversitesi’nde 2007 yılında Japonya’daki fir-
ma ile yaptığımız ticari Ar-Ge proje anlaşması sonucun-
da lineer motor konusundaki çalışmalarımıza başladık.
Halihazırda grup kontrol algoritmaları dışında motorun
manyetik tasarımı, mekanik, güvenli sürüş yöntemleri,
sürüş algoritması, dağıtık pozisyon ölçüm yöntemleri
gibi konularda bilimsel asaştırmalar, tasarım ve prototip
üretimi yaptık. Bu konularda bilimsel ve popüler ma-
kaleler yazdık ve patent başvurularımız oldu. Yapılan
çalışmaların kısa özeti aşağıda yeralmaktadır.
Proje Japonya’daki firmaya Ar–Ge projesi olarak yapıl-
maktadır. Bu projenin çıktıları firma tarafından yeni ne-
sil asansör sistemlerinin tasarımında temel alınacaktır.
Proje kapsamında özellikle istenen kuvveti üretirken
istenen hıza çıkabilecek lineer motorun tasarımı he-
deflenirken, diğer yandan da yukarıda belirtilen arıza-
larda güvenliğin sağlanması, dağıtık sürüş ve pozisyon
algılama yöntemleri, uygun motor sürücülerinin tasar-
lanması ve birbiriyle yük paylaşımı yapabilecek şekil-
de paralel bağlanabilecek lineer motorlar konusunda
çalışmalar yapılmaktadır. Projenin bütün kısımlarındaki
anahtar kavramlar proje grubumuz tarafından tasarlan-
mıştır ve fikirleri desteklemek amacıyla gerçek boyutta
prototipler üretilmiştir. Aşağıda, yapılan çalışmalardan
öne çıkanlar özetlenmiştir.
Lineer motorun tasarımı projenin belkemiğini oluştur-
maktadır. Besleme gerilimi, itici ağırlığı, manyetik alan
şiddeti, güvenilirlik isterleri, imal edilebilirlik, sürücülerin
ekonomik fizibilitesi gibi kısıtlamalar dahilinde kalarak
istenen yükü istenilen hıza çıkarabilecek motorun ta-
sarlanması gerekmektedir. İsterlere en uygun motor tipi
olarak sabit mıknatıslı senkron lineer motor seçilmiştir.
Bu seçimin ardından motorun temel şekli, hava aralığı
manyetik alan şiddeti ve alan dağılım profili, sargılar ve
nüvenin şekli ve boyutları, sarım sayısı gibi birbirini et-
kileyen 50’ye yakın değişken; sürüş akımı, hız, kuvvet
dalgalanması, toplam güç ihtiyacı, toplam itici ağırlığı
gibi kriterlerin optimize edilmesi için çeşitli aralıklarda
analitik olarak ve sonlu elemanlar analizi (FEA) birlikte
kullanılarak incelenmiştir. Bu optimizasyon sırasında iti-
cinin hafif olması için motorun nüvesinin manyetik doy-
maya ulaşarak nonlineer bölgeye girmesi gerekmiş ve
bu da optimizasyonu karmaşıklaştırmıştır.
Motorun nonlineer çalışma bölgesinde tasarlanabilme-
si için yeni bir yöntem önerilmiş ve yayınlanmıştır[2]. Bu
yöntem sayesinde normalde yapılamayacak kadar ge-
niş aralıktaki değişkenlerin motor performansına etkileri
incelenmiş ve isterlere uygun bir motor tasarlanmıştır.
Çok kabinli asansör sistemlerinde kabinlerin birbirine
belirli bir mesafeden fazla yaklaşmaması geliştirilmiş
ve deneysel olarak test edilmiştir. Birinci fren mekaniz-
ması motorun normalde kullanılandan farklı bir sargı
tekniği kullanılarak sarılmasını ve motor sürücüsünün
de elektronik olarak normalden farklı tasarlanmasını
gerektirir. Bu yöntemle motor üzerinde sanal elektrik
akımları yaratılarak motor statorunun elektromanyetik
bir fren olarak kullanılabilmesine olanak verir[3]. İkin-
ci fren mekanizmasında ise normal sarım yöntemleri
kullanılabilir ve itki gücünün kaybedilmesi durumunda
fren devreye girer. Ayrıca kabinin üzerine takılabilen
manyetik bir aşırı hız emniyet freni de tasarlanmıştır. Bu
yöntemlerde kullanılan tüm anahtar tasarımlar ve bilgi
birikimi grubumuza aittir.
70
Page 71
Halatlı asansör sistemlerinde motor sürüşü için ge-
reken pozisyon bilgisi motorun üzerine yerleştirilen
bir kodlaycıyla kolayca elde edilebilir. Lineer motorlu
asansörlerde ise kabinin pozisyonu yerinde ölçülmek
zorundadır. Bunun için çok uzun lineer kodlayıcılar
kullanmak uygun değildir çünkü hem kırılgandırlar
hem de uzun vadede binanın ve motorun genleşme-
si nedeniyle sağlıklı çalışmaları garanti edilemez. Bu
proje kapsamında lineer değişken diferansiyel trans-
formatör (linear variable differential transformer; LVDT)
kavramı kullanılarak uzun armatürlü lineer motorlar
için bir sürüş amaçlı pozisyon ölçüm yöntemi geliş-
tirilmiştir[4]. Bu yöntemde motorun sürüş amacıyla
kullanılmasına ihtiyaç olmayan kısımlarının pozisyon
ölçümü için kullanılması mümkün olmuştur. Bu yön-
temle 126mm faz uzunluğundaki motor için en kötü
pozisyon hatası deneysel olarak 0.1mm ölçülmüştür.
Projenin sonuna yaklaşılmaktadır. Son olarak büyük
ölçekli ve yüksek hızlı bir lineer motorlu asansörün de-
neysel olarak sınanması için çalışmalar yapılmaktadır.
2013’ün ilk yarısında 12m yükseklikteki bir asansör
kulesi inşa edilerek yukarıda anlatılan ve kendi başına
sınanmış olan yöntemler ve kavramlar bir arada de-
neysel olarak da sınanacaktır. Bu büyük ölçekli test
sisteminin projelendilmesi ve devreye alınması Desird
Tasarım Ltd. Şti. tarafından yapılmaktadır. Bu çalış-
maların başarıya ulaşması sonucunda projenin teslimi
yapılacaktır.
Systems in Buildings: Applications of Modern
-
Secaucus, NJ, USA, 2006.
-
manent-Magnet Linear Motors with a Simplified
Nonlinear Magnetic Analysis”, IEEE Transacti-
ons on Magnetics, Vol.47, No.6, s. 1753–1762,
2011.
3. A. Onat, E. Kazan, N. Takahashi, D. Miyagi, Y.
Komatsu, S. Markon, “Design and implementati-
on of a linear motor for multicar elevators”, IEEE/
ASME Transactions on Mechatronics, Vol.15,
No.5, s. 685–693, 2010.
Position Sensing Method for Ropeless Elevator”,
Elsevier Mechatronics. DOI: 10.1016/j.mechatro-
nics.2013.01.001
71 MART 2013
Page 72
Asansörler; çok farklı alanlarda taşıma amaçlı olarak
kullanılan, mekanik ve elektrik aksamlarının birlikte bu-
lunduğu Elektrikli ve Hidrolik olarak çalışan elektrome-
kanik sistemlerdir.
Yaşantımızın doğal bir parçası olan ve hayatımızı ko-
laylaştıran asansörlerin kullanıldığı yapıya bağlı olarak
çalışma yükseklikleri ve taşıma kapasiteleri dikkate
alındığında risk faktörlerinin artması ile gerekli bakım ve
onarımlarının yetkisiz ve ehil olmayan kişi ve kuruluşlar
tarafından yapılması sonucu asansör kazalarında can
ve mal kayıplarının yaşandığı aşikârdır.
Asansörler yasal mevzuata uyulması ve şartların yerine
getirilmesi koşuluyla güvenli sistemlerdir. Yasal mevzu-
atlar ve standartlar asansördeki gelişmelere bağlı ola-
rak yenilenmektedir. Hazırlanan standartların ve yönet-
meliklerin temel amacı olması muhtemel çeşitli kaza-
larla ilgili olası riskleri önceden önlemektir. Bu nedenle
yayımlanan yönetmeliklerden biri de Asansör Bakım ve
İşletme Yönetmeliği’dir.
; insanların ve/veya yüklerin taşınmasında kul-
lanılan asansörlerin hizmete alındıktan sonra çevrenin,
insanların ve canlıların sağlık ve güvenliğini tehdit etme-
yecek şekilde kullanımlarını sağlamak üzere; işletilmesi,
bakımı ve yıllık kontrolleri için uyulması gereken kuralları
belirlemektir.
Bu amaçla, aşağıda belirtilen Yönetmeliğin Üçüncü
Bölümünde Asansörlerin Bakımı, Bakımın Kapsamı ve
Bakımla İlgili Diğer Hususlar belirlenmiştir.
(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki asansör-
lerin kullanılması esnasında, can ve mal güvenliğini te-
minen sürekli kontrol altında tutulabilmesi için;
a) Asansörü monte eden veya onun yetkili servisi,
monte edilen asansör için garanti süresi boyunca aylık
bakım ve servis hizmetlerini vermek zorundadır. Ga-
ranti süresi içinde bina sorumlusu ile asansörü monte
eden veya onun yetkili servisi arasında aylık bakım ve
servis hizmetleri sözleşmesi yapılması zorunludur.
b) Bina sorumlusu garanti süresinin bitiminden sonra
asansörü monte eden veya onun yetkili servisiyle veya
bir başka asansör monte eden veya onun yetkili ser-
visiyle aylık bakım ve servis hizmetleri sözleşmesi yap-
mak zorundadır.
c) Asansör monte edenle yetkili servisi arasında yapıla-
cak olan yetkili servis sözleşmesi, montaj ve revizyon
konuları hariç, sadece bakım ve servis konularını içerir.
Asansörlere Bakım Onarım
Hizmeti Veren Kuruluşların
Belgelendirilmesinin Önemi
TSE Hizmet Belgelendirme Müdürlüğü
72
Page 73
d) Asansör monte eden, yaptığı her tip ve özellikteki
asansörün yedek parçalarını 10 (on) yıl süreyle temin
etmek ve kendisince monte edilen asansöre aylık ba-
kım ve servis hizmeti veren bir başka asansör monte
edenin veya onun yetkili servisinin veya bina sorum-
lusunun bu konudaki talebini acilen ve normal piyasa
koşullarında karşılamak zorundadır. Bununla birlikte
asansör monte eden, kendi bilgi ve becerisini içeren
ticari sırları saklı kalmak kaydıyla, yedek parçaların
yanı sıra bakım hizmeti verilebilmesini temin eden di-
ğer araç ve bilgileri de ilgililere sağlar. Asansörü monte
eden, asansöre müdahale edilmesine engel olunması
amacıyla çeşitli cihaz ve şifreleme yöntemlerini kullan-
mış ise, ilgilinin asansöre müdahale edebilmesi için ge-
rekli tüm bilgi ve imkânı sağlamak zorundadır.
Aynı yönetmeliğin Tanımlar Kısmında da Yetkili Servis
aşağıdaki gibi açıklanmıştır.
: Asansör monte edenin, asansörlerin
bakım hizmetlerini yürütmek için; sorumluluğu kendin-
de olmak üzere noter huzurunda yapılan sözleşme ile
yetki verdiği TSE Hizmet Yeterlilik Belgesine sahip ger-
çek veya tüzel kişi.
Bu çalışmalar çerçevesinde verilen bakım onarım hiz-
metlerinin tescillenmesi adına, Türk Standardları Ens-
titüsü Hizmet Belgelendirme Müdürlükleri tarafından
TS 12255 “Yetkili Servisler - Asansörler, Yürüyen Mer-
divenler ve Yürüyen Yolcu Bantları İçin – Kurallar” Stan-
dardına göre Asansör Bakım Onarım Hizmeti veren
kuruluşlarda inceleme yapılarak yeterliliği onaylanan
kuruluşların belgelendirilmesi yapılmaktadır.
- Kuruluşun Bakım Onarım Kabiliyetinin Tescillenmesi
Adına, Personel Yetkinliği ve Yeterliliğinin Kontrolü,
- Bakım Onarım Faaliyetinde Kullanılacak Ölçü Aletleri
ile Teçhizatın Mevcut ve Uygun Olup Olmadığının Kont-
rolü,
- Kuruluşta Bulunması Zorunlu Olan Ölçü Aletlerinin
Kalibrasyonlarının Geçerliliğinin Kontrolü,
- Bakım Onarım Yapan Personelin Mesleki Eğitimleri-
nin Yeterli Olup Olmadığının Kontrolü,
- Kuruluşun Servis ve İdari Alanların Kontrolü,
- İş ve Çevre Sağlığı İle İlgili Kuruluşta Gerekli Tedbirle-
rin Alınıp Alınmadığının Kontrolü,
- Kuruluş, Hizmet Verdiği Alanda Yangına Karşı Ge-
rekli Tedbirleri Aldığının Kontrolü
- Verilen Hizmetin Tüketici Mevzuatına Uygun Şekilde
Verildiğinin Kontrolü,
- Kuruluşta Yedek Parça Stok Kontrolü Yapılıp Yapıl-
madığının Kontrolü,
- Kuruluş Verdiği Hizmet Alanında Elektrik ve Mekanik
Tesisatın Korunması Adına Gerekli Tedbirleri Alıp Alma-
dığının Kontrolü,
- Kuruluş Servis Hizmetinin İzlendiği Bir Kalite Sistemi-
nin İşletildiğinin Kontrolü,
- Müşteri Şikâyetlerinin Değerlendirildiği ve Müşteri
Memnuniyetinin Ölçüldüğünün Kontrolü
gibi standardın ilgili başlıkları ile konusunda uzman per-
sonel/ler ile kuruluşlar incelenir.
Kuruluşların Yeterlilik Belgelendirmesinde TS 12255
Standardı ile beraber TS EN 13015+A1 “Asansör ve
Yürüyen Merdivenlerin Bakımı – Bakım Talimatları İçin
Kurallar” Standardı da birlikte kullanılır. Bu standart tek
başına belgelendirme de kullanılan bir standart olma-
yıp; Asansörlerde Bakım Onarım Hizmeti verirken kul-
lanılacak Bakım Talimatları, Bakım ve Kullanım Kılavuz-
ları, Bakım Formları ve Risk Değerlendirmesi konuların-
da hazırlanmış bir kılavuz standarttır.
İncelemeler esnasında Uzman personel, kuruluşların
dokümantasyon yapısını incelerken dokümanların ye-
terliliğini bu standarda göre inceler. Türkiye çapında
belgelendirilmesi yapılmış yaklaşık 1200’e yakın Kuru-
luş bulunmakta olup, bu kuruluşlar belirlenen periyot-
larda yeterliliklerinin devam edip etmedikleri konusun-
da yeniden incelemelere tabi tutulmaktadırlar. İstenilen
şartların devamlılığını sağlayamayan kuruluşların bel-
geleri öncelikle askıya alınmakta daha sonrasında da
belgeleri iptal edilmektedir.
Asansörlerde yetkisiz kuruluşlar tarafından yapılacak
bakım, onarım ve kontroller kullanıcı kazalarına neden
olabileceği gibi, kontrol ve bakım işlemlerine gereken
özen ve önemin gösterilmemesi de bakım, onarım ve
kontroller sırasında iş kazalarına da sebep olduğu yıllık
iş kazaları kayıtlarında açıkça görülmektedir.
Bu nedenledir ki; Asansör tesislerinin, can ve mal gü-
venliği açısından diğer makina sistemlerinden daha
yüksek emniyet ve güvenilirliğe sahip olması gerektiği,
bakım, onarım ve kontrollerinin ehil ve yetkili kuruluşlar
tarafından yapılmasının önemi açıkça kendini göster-
mektedir. Uygulanacak planlı ve sistematik bir bakım
ve onarımın asansörden beklenen can ve mal güvenli-
ğinin sağlanması ve ayrıca kesintisiz bir çalışma süre-
sini sunması adına;
73 MART 2013
Page 74
Büyük şehirlerde sayıları giderek artan yüksek binalarda kullanılmakta olan çok
sayıdaki asansörleri kapsayan bina içi taşımacılık prosesinde grup kontrollü
önemli bir gereksinim haline gelmiştir. Düşey iletim sistemlerinde optimal iletimin
zamanda yanıtlaması ve en uygun kabini çağrıya yönlendirmesi gerekir. Bu karmaşık
işlemlerin yüksek hızlarda geçekleştirilebilmesi için genetik algoritma, tabu algoritması
gibi birçok yeni algoritmaların kullanıldığı bilgisayar destekli asansör grup kontrol
sistemelerine gereksinim duyulmaktadır. Bu kontrol sistemlerinin, klasik yöntemlere
göre daha yüksek performans sergilediği yapılan çalışmalarda ortaya konulmuştur.
Yıldız Teknik Üniversitesi, Makina Fakültesi
Konstrüksiyon Ana Bilim Dalı
Yıldız Teknik Üniversitesi, Makina Fakültesi
Konstrüksiyon Ana Bilim Dalı
74
Page 75
Yoğun trafiğin bulunduğu yüksek katlı binalarda asan-
sör sistemlerinden faydalanmak bir zorunluluk haline
gelmiştir. Günümüzde asansörlerden beklenen talep-
lerin artmasından dolayı, asansör sanayisi de hızlı bir
büyüme içerisindedir. Binada bulunan asansörlerin ni-
teliksel olarak yeterli olmasının yanında, hızlı, verimli ve
yolculardan gelen çağrıların en kısa sürede başka bir
deyişle minimum bekleme süresini sağlayacak şekilde
çalışması beklenmektedir. Buda ancak asansör grup
kontrol sistemlerinin ( levator Group ont-
rol
performansı binada kullanılan trafik modeline bağlı-
dır. Binaların gerçek trafik modeli, binaların kendine
ait özelliklerine bağlıdır. Bunlardan başlıcaları binanın
tipi ve kullanım amacıdır. Özellikle ofislerin çoğunluk-
ta olduğu binalarda en sık görülen trafik modeli sabah
saatlerinde yukarı doğru kat çağrılarıdır. Çünkü binada
çalışanların işe başlama saatine bağlı olarak sabah sa-
atlerinde bir yoğunluk yaşanacaktır. Bu trafik modeline
yukarı pik trafik modeli denmektedir. Bunun tam ter-
side, akşam iş çıkışlarında görülür. Bu trafik modelide
aşağı-pik trafik modelidir. Burada da yolcuların büyük
çoğunluğunun ana girişten asansörü terk ettiği trafik
modelidir. Gün ortasında yani öğle tatili arasında da
her iki yönlü yukarı ve aşağı pik trafik modelini binada
görmek mümkündür. Bu trafik modeline de öğle ara-
sı trafik modeli diyebiliriz. Günün geri kalan kısmında
ise bir kattan başka bir kata trafik akışının olduğu, çok
yoğun bir trafik olmayan katlararsı trafik modeli binada
görülebilinir. Genel olarak yukarı pik trafik durumu diğer
trafik durumlarına göre çözülmesi en zor trafik duru-
mudur. Yapılan çalışmalar genellikle bu trafik modeline
göre yapılmaktadır.
-
daki asansör sistemini konvensiyonel ve genetik algo-
ritmaya göre incelemişlerdir. Ele aldıkları örnek binada
genetik algoritmanın daha iyi sonuç verdiğini çalışma-
larında sunmuşlardır. Tyni ve Ylinen [2] de yaptıkları ça-
lışmada genetik algoritmayı kullanarak ortalama bekle-
me zamanını azaltmışlardır. Asansörler daha kısa süre
de çalıştıklarından dolayı sistemde harcanan enerjinin
azaldığını yaptıkları çalışmada vermişlerdir. Hirasawa
ve arkadaşları [3] çift katlı kabinli sistemin kullanıldığı
asansör sistemleri için genetik algoritmayı uygulamış-
lardır. İmrak [4] yaptığı çalışmada yapay sinir ağlarını iki-
li/üçlü kontrol sistemlerine uygulamıştır. Echavarria and
Frenz [5] geri beslemeli yapay sinir ağlarını dayanan
kontrol algoritması geliştirerek asansör sistemelire uy-
gulamıştır. Dursun [6] asansör sistemlerini zonlara ayı-
rarak yapay sinir ağlarını kullanmıştır. Bu yaklaşımının
da statik zonlamaya göre daha iyi bir sonuç verdiğini
yaptığı çalışmada göstermiştir.
Asansör sistemleri her zaman mümkün olan trafik hal-
lerini karşılamak için tasarlanır ve bina talepleri için bel-
li bir esnekliğe sahip kontrol algoritması dizayn edilir
[7]. Kontrol algoritmasından beklenen gelen çağrıya
en uygun kabini seçip gönderimesidir. Yolcu binada
bir kattan diğer bir kata seyahat etmek istediğinde kat
çağrı butonuna bastığında, en yakın kabinin gönderil-
-
çip, yolcudan gelen çağrıyı en kısa zamanda yanıtlmayı
sağlamalıdır. Böylece problemin çözümü için uygun
bir kabin görevlendirilmiş olur. Bu problemler asansör
sistemlerinde karşılaşılan ve çözülmesi zor olan prob-
lemlerden biridir.
Genellikle yüksek katlı binalarda bir den fazla çalışan
grup kontrollü asansör sistemleri kullanılmaktadır. Bu
yüzden asansör grup kontrol sisteminin hızlı ve düz-
gün çalışması, binanın trafik performansı açısından
çok önemlidir. Eğer asansörler verimsiz çalışırlarsa,
bina performansı bundan negatif olarak etkilenecektir.
Asansör sisteminden beklenen yolcuları en kısa sürede
istedikleri katlara ulaştırılmasıdır.
Asansör kontrol sistemlerinin optimizasyonu da ge-
nellikle yolcuların ortalama seyahat zamanını minimize
(AJT) edecek şekilde yapılmaktadır. Yolcuların seyahat
zamanını iki kısma ayırabiliriz.
AJT=ATT+AWT (1)
Ortalama seyir zamanı (ATT) yolcunun kabine bindiği
ve talep ettiği kata gitme süresidir, ortalama bekleme
zamanı (AWT) yolcunun kat çağrı butonuna basması
ve kabine binmesi arasındaki süredir. Yolcular asasör
sistemlerinden iyi bir servis beklemektedirler. Bu da
ancak bu süreler azaldığında sağlanmış olacaktır. ATT
hesaplama oldukça kolaydır, ancak AWT asansör sis-
teminin gelen çağrıya en kısa zamanda yanıt verme-
siyle hesaplanabilmektedir. Burada da en önemli kriter
sistemin en uygun kabini seçmesi ve göndermesi ile
sağlanabilmektedir. Bunun yanısıra ortalama bekleme
zamanı servis kalitesinin en önemli göstergesidir. Genel
olarak bu zamanlamayı aşağıdaki gibi düşünebiliriz.
20 s veya daha az bekleme süresi mükemmel bir sistem,
25 s iyi bir sistem,
30 s tatmin edici bir sistem,
40 s zayıf bir sistem,
50 s çok kötü bir sistem.
Bu zamanları asansör sistemlerinde ulaşabilmek için
asansör kontrol sistemlerinde bilgisayar kontrollü algo-
ritmaların kullanılması ile ancak mümkündür. Kullanılan
75 MART 2013
Page 76
bu algoritmalar ile kısa bir sürede yolcudan gelen çağ-
rıya en uygun kabinin seçilmesi ve gönderilmesi sağ-
lanacaktır.
Günümüzde birçok araştırmacı ve bu alanda hizmet
veren asansör firmaları kontrol sistemlerini geliştirebil-
mek için yeni algoritmalar kullanmaktadırlar. Genellikle
evrimsel algoritmalar adı altında literürde gördüğümüz
bu algoritmalar asansör sistemleri içinde iyi sonuçlar
vermiştir.
Genetik algoritmalar mühendislik problemlerinde
yaygın olarak kullanılan ve genellikle sonuca en kısa
zamanda ulaştıran algoritmalardan biridir. Genel ola-
rak doğal seçim ve genetik mekanizmasına dayanan
araştırma algoritmasıdır. Genetik algoritmanın başlıca
prensibi 1975 yılında Holland tarafından ortaya konul-
muştur [8].
Genetik algoritmalar, bir çözüm dizilerinden oluşan bir
başlangıç çözümü ile başlayıp, seçim, çaprazlama ve
mutasyon operatörlerinin kullanılmasıyla en iyi sonuca
ulaşmaya çalışır. Burada iyi bir seçimin yapılması için
uygunluk değeri fonksiyonunun tespiti çok önemlidir.
Her problemin yapısına uygun olarak hazırlanmalıdır.
Bizde yaptığımız çalışmada asansör sistemindeki ka-
binlerin yolunu en kısa şekilde verecek uygunkluk de-
ğeri tasarladık.
Asansör sistemlerine uygulanan bir diğer algoritmada
Tabu araştırma algoritmasıdır. Bu algoritmanında te-
melleri Glover [9,10] tarafından kombinatoryal prob-
lemlerin çözümü için önerilmiş yüksek seviyeli bir sez-
gisel programlama tekniğidir. Burada diğer algoritma-
larda olduğu gibi başlangıç çözümünün oluşturulması
gereklidir. Çözüm uzayı oluşturulduktan sonra komşu
arama mekanizması, tabu listeleri, kısa ve uzun dönem
hafıza listeleri ve durdurma kriteri kullanılarak en iyi çö-
züme ulaşılmaya çalışılınır. Burada da uygunluk değeri
fonksiyonu yine probleme göre tanımlanır.
Bu çalışmada her iki algoritma için aşağıdaki uygunluk
değeri kullanılmıştır [11].
group = ∑ni =1
fi /n (2)
1 2groupf k · f k · Hct Lct (3)
Burada denklem (2) sistemin ortalama uygunluk de-
ğerini, denklem (3) de kabinlerin yolunu da göz önüne
alan toplam uygunluk değeridir. Bu uygunluk değeri
kullanılarak, gelen çağrıları en kısa zamanda yanıtla-
yacak çözüm kümesi oluşturulur. Bu çözümler her al-
goritmanın özelliklerine göre daha iyi hale getirilmeye
çalışılmaktadır. Yapılan iterasyonlarla en iyi sonuca ula-
şıldığında program sona ermektedir.
Verilmekte olan algoritmalar Matlab® programında ha-
zırlanmıştır. 24 katlı bir bina için öğle zamanı yukarı pik
trafik durumuna göre simülasyon yapılmış olup, bina-
nın özellikleri Tablo 2’de verilmiştir.
Katlar arası mesafe
3,3 m
3 s
Yolcu transfer zamanı
3 s
Kat
Adedi
Ortalama
AJT
En iyi
AJT
Ortalama
Bilgisayar
Çalışma
Zamanı
GA TS GA TS GA TS
10 27 29,5 30 30 0,1972 0,3151
11 33 36,5 36 33 0,2043 0,2979
12 40 39,5 48 45 0,2102 0,3311
13 46 49 48 48 0,2167 0,3169
14 50,5 55,5 51 57 0,2216 0,3332
15 55,5 62,5 69 60 0,2288 0,3212
16 71,5 71 66 69 0,2342 0,3381
17 67,5 76 69 72 0,2399 0,3535
18 72 81 75 84 0,2450 0,3491
19 74,5 86 87 87 0,2523 0,3559
20 84 84 81 78 0,2578 0,3747
21 88 104 90 105 0,2635 0,3512
22 99 115,5 102 96 0,2699 0,3717
23 102 113 114 96 0,2730 0,3737
24 117,5 121 120 123 0,2810 0,3799
Uygulanan algoritmalar 6 defa çalıştırılmış, en iyi sonuç
ve ortalaması Tablo 3’de verilmiştir. Tablo 3’de görül-
düğü gibi algoritmalar her zaman en iyi sonucu bula-
Senaryo I fi=0
Senaryo II 2 1 3 1i pf t t
Senaryo III 4 1 5 1i pf t t
Senaryo IV4 1 2 4 2 6 3 5 1i pf t t t t
Burada Senaryo I : Çağrının olmaması durumu,
Senaryo II : Sadece aşağı çağrının olması,
Senaryo III: Sadece yukarı çağrının olması,
Senaryo IV: Yukarı ve aşağı çağrının olması durumunu göstermektedir.
76
Page 77
mamaktadırlar. Genel olarak diyebiliriz ki, genetik algo-
ritma tabu araştırma algoritmasına göre daha iyi sonuç
vermektedir. Ortalama bilgisayar çalışma zamanlarına
baktığımızda da yine genetik algoritma tabu araştırma-
sına göre daha iyi sonuç vermişti. Bunun sebebi tabu
araştırma algoritmasında kullanılan listeler ve tabu kı-
sıtlamalarından kaynaklanmaktadır.
Bu çalışmada yüksek katlı bir binadaki asansör grup
kontrolü için genetik algoritma ve tabu araştırma algo-
ritması uygulanmıştır. Alınan sonuçlar göstermiştir ki
-
tedir. Ancak genetik algoritmanın bu sistem için biraz
daha iyi sonuç verdiğini optimizasyon sonuçlarına ba-
karak söyleyebiliriz.
Semboller
- 1 : Ana Giriş Katı
- 2 : Aşağı Yöndeki En Yüksek Kat Çağrısı
- 3 :
1 ve
2 Arasındaki Aşağı Yöndeki Kat Çağrısı
- Y4 : Yukarı Yöndeki En Yüksek Kat Çağrısı
- Y5 :
1 ve Y
4 arasındaki yukarı yöndeki kat çağrısı
- Y6 : Aşağı Yöndeki En Düşük Kat Çağrısı
- t : Kapı Açılma ve Kapanma Zamanı
- tp
: Yolcu Transfer Zamanı
- Hct: En Yüksek Kabin Yolculuk Zamanı
- Lct : En Düşük Kabin Yolculuk Zamanı
Nets Problem Solving Methods, Part II Vol. 2687, pp, 313-
320, 2003.
2. Tyni T., Ylinen J.,, Evolutionary Bi-Objective Optimization
Operational Research, p.p.1-17,2004
3. Hirasawa K., Eguchi T., Zhou J., Yu L., Hu J., Markon S., A
Using Genetic Network Programming, IEEE Trans. Syst.,
-
-
hanical Engineering 54 (2), pp. 103-114,2008,
-
ference, 2009. LISAT’09. IEEE Long Island, pp. 1-3, 2009,
6. Dursun M., Estimation of Passenger Waiting Time in Eleva-
tor Systems With Artificial Neural Network. Intelligent Auto-
-
ler, Birsen Yayınevi, İstanbul 2000,
8. Holland J.H., Adaptation in Natural and Artificial Systems,
University of Michigan Press, 1975,
-
ting 1 (3), 190-206.,1989,
-
ting 2 (1), 4-32.,1990,
-
pp.1792-1800., 2011.
77 MART 2013
Page 78
İstanbul Teknik Üniversitesi,
Makina Fakültesi
İstanbul Teknik Üniversitesi,
Makina Fakültesi
ASRAY Genel Müdürü
Asansör Mesleki Yeterlilikleri ve Türkiye’de Asansör Mesleki Eğitiminin İrdelenmesi
İnsanoğlunun, şehirleşme hayatına hızlı bir şekilde girmesi ve bununla birlikte
şehirleşmede çok katlı binaların artışı ile asansörlere olan ihtiyaç gün gittikçe
artmıştır. Asansörlerin artışıyla birlikte, bilgi sahibi kalifiye elamanlara ihtiyaç
artırmıştır. Asansörün tamir ve bakımında ehliyetli kişilere talebin çoğalması bu
sektörde çalışma alanın çoğalmasına neden olmuştur.
Bu çalışmada, ulusal meslek standardı, ulusal yeterlilik çerçevesi ve ülkemizde
meslek liselerinde elektromekanik taşıyıcılar bakım onarım dalında kazandırılan
Technician) eğitim programı ile kıyaslanmış, asansör teknik elemanı istihdam
edecek firmaların bekledikleri bilgi ve beceriler irdelenmiştir.
78
Page 79
Elektronik ve otomasyon sektörünün günlük hayatta
oldukça yaygın görülen bir uygulama alanı elektrome-
kanik taşıyıcılardır. Bu alan, asansör ve yürüyen mer-
diven/band sistemlerini kapsamaktadır. İnsan sağlığı,
güvenliği ve yaşam konforu açısından oldukça önemli
görevi olan bu sistemlerde yoğun bir bakım hizmeti ge-
rekir; ancak bu alandaki mevcut insan gücü, çoğunluk-
la çıraklık sisteminden yetişmiş olup verimli ve kaliteli
hizmet açısından yetersizdir. Mevcut çalışanların bilgi-
lerinin gelişen teknolojiye göre güncellenmesi ve sek-
töre yeni arz edilecek teknik elemanlara belli seviyede
yeterliklerinin kazandırılması gerekmektedir.
Asansör sektöründe uzunca bir süredir asansör mü-
hendisliği tartışılmaktadır. Asansör mühendisliği, disip-
linler arası bir mühendislik olup mekanik, elektrik-elekt-
ronik, kontrol ve kumanda konularını kapsamaktadır.
Ülkemizde MMO ve EMO bünyesinde mühendis yetki-
lendirme kursları düzenlenmekte ve belgelendirilmek-
tedir [1, 3].
Asansör sektöründe de firmaların günümüz küresel
pazarında rekabet gücünü artırması ancak kaliteli üre-
tim ve kalite montaj ve hizmet ile mümkün olmaktadır.
Bunun içinde gerekli tüm bilgi ve beceriyle donanmış
kalifiye elemanlara ihtiyaç vardır. Bu gerçeği fark eden
bazı meslek liseleri (Çınarlı EML, Şişli EML, Samandıra
EML, Kartal Şehit Öğr. Hüseyin Ağırman EML, Gelibolu
Mehmet Akif Ersoy EML gibi) programlarına asansörler
konusunu dahil etmiş ve Elektrik-Elektronik dalına bağlı
olarak “Elektromekanik Taşıyıcılar” adı altında yapılan-
maya gitmiştir [2].
Meslek profilinin oluşturulmasındaki süreç Şekil 1’de
görüldüğü gibidir.
Ulusal Meslek Standartlarının Hazırlanması Hakkında
Yönetmeliğin 5/2. maddesine göre standardı belirlene-
cek mesleklere ilişkin yeterlilik düzeyleri, Avrupa Birliği
tarafından benimsenen yeterlilik seviyelerine ve Avrupa
Parlamentosu ve Konseyi tarafından 23 Nisan 2008 ta-
rihinde kabul edilen “Hayat Boyu Öğrenmede Avrupa
Yeterlilik Çerçevesi (AYÇ)”ne uygun olmak zorundadır.
Ulusal Yeterlilik Çerçevesinin (UYÇ) amacı anlaşılabilir,
kapsayıcı, sürdürülebilir bir yeterlilik sistemini ortaya
koymaktır. Bu sistemle bireylerin bilgi beceri ve yetkin-
liklerinin ulusal bir çerçeve içerisinde ayrımcılık unsur-
79 MART 2013
Page 80
larından uzak bir şekilde nerede ve nasıl edinildiğine
bakılmaksızın tanınması sağlanacaktır [4].
Ulusal Meslek Standardı (UMS), bir mesleğin başarı ile
icra edilebilmesi için Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafın-
dan kabul edilen gerekli bilgi, beceri, tavır ve tutumların
neler olduğunu gösteren asgari normdur. Standardı
hazırlanacak meslekler, iş piyasasının ve eğitim kurum-
larının öncelikli ihtiyaçları ve sektör komitelerinin öneri-
leri dikkate alınarak Yönetim Kurulunca belirlenir.
Meslek Standardının şekli ve içeriği; uluslararası ör-
nekler incelenerek hazırlanan ve sektör komitesinden
görüş alınarak Yönetim Kurulunca onaylanan “Meslek
Standardı Formatı”na uygun olmak zorundadır. Stan-
dardı belirlenecek mesleğe ilişkin yeterlilik düzeyleri,
Avrupa Birliği tarafından
benimsenen yeterlilik sevi-
yelerine ve Avrupa Yeterlilik
Çerçevesine (AYÇ) uygun
olmak zorundadır.
Meslek profilinde asansör
montaj elemanı veya asan-
sör bakım elemanı olabil-
mek için 2 seviye öngörül-
müştür seviye 3 ve seviye
4 (Tablo 1). Bu seviyelerde
yeterlilikler ise ulusal dü-
zeyde yapılacak sertifika
sınavı ile belgelendirilecek-
tir. Bu sınavlar için Mesle-
ki Bilgi ve Beceri Sınav ve
Belgelendirme Merkezleri
-
kilendirilmiştir.
ı
Asansör Montajcısı 3
Asansör Montajcısı 4
Asansör Bakım Onarımcısı 3
9 Asansör Bakım Onarımcısı 4
Seviye tanımlarında referans alınan Avrupa Yeterlilik
Çerçevesinde sekiz yeterlilik seviyesi bulunmaktadır
(Şekil 2).
AYÇ, hayat boyu öğrenmeyi geliştirmeye yönelik bir
araç olarak, yüksek öğrenimin yanı sıra, genel ve yetiş-
kin eğitimini, mesleki eğitim ve öğrenimi içermektedir.
80
Page 81
Bu sıralamadaki her bir seviye belirli
bir seviyede bilgi, beceri ve yetkinlik
içermektedir. Genel olarak, seviye ne
kadar artarsa, beklenen bilgi, beceri
ve yetkinlikler de bu oranda artmak-
tadır.
Mesleğin eğitimi daha önceki yıllarda
meslek liselerinde Elektromekanik Ta-
şıyıcılar isimli bölümde verilmekte iken
yeni uygulamaya göre meslek liseleri,
anadolu meslek liseleri ve anadolu
teknik liselerinde Elektrik-Elektronik
Teknolojisi alanı Elektromekanik Taşı-
yıcılar Bakım Onarım isimli dalda veril-
mektedir. Türkiye’de 58 okulda bu dal açılmıştır ancak
her okulda bu dala başvuran öğrenci olmamıştır. Şekil
3’de lise türlerine göre bu dalda 2011-2012 dönemin-
de eğitim gören öğrenci sayıları verilmiştir [5].
Elektromekanik taşıyıcılar dalında, 6 Anadolu Teknik
Lisesi’nde, 17 Endüstri Meslek Lisesi’nde, 4 Teknik
Lise’de öğrenciler öğrenim görmektedir. Bu lisetede
Bursa Has Asansör Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi,
asansör montajcısı ve bakımcısı yetiştirmek üzere açıl-
mış tek meslek lisesidir.
Mesleğin eğitim süresi 4 yıldır. Ortak 9. sınıfın sonunda
meslek lisesine geçiş yapan öğrencinin alanı belirlenir.
Alanda yer alan tüm dallara yönelik ortak yeterlikleri ka-
zandıran dersler ağırlıklı olarak 10. sınıfta verilmektedir.
11. ve 12. sınıfta diplomaya götüren dala ait yeterlikleri
içeren dersler yer almaktadır. 10. sınıfın sonunda, böl-
gesel ve sektörel ihtiyaçlar, okulun donanımı, öğretmen
ve fizikî kapasitesi ile öğrencilerin mesleki yeterlikleri de
dikkate alınarak dal seçimi yapılır. Alan ortak dersleri,
dal dersleri ve başarılması zorunlu dersler aşağıdaki
Tablo 3’te yer almaktadır.
Alan Ortak Dersleri Dal dersleriBaşarılması zorunlu
Dersler
Mesleki GelişimÖlçme
ve Ölçme
Yürüyen Merdiven
/Yollar
Elektrik/Elektronik
Esasları
Yürüyen Merdiven/Yol
Sistemleri
Elektrik/Elektronik
Eğitimi
Bununla birlikte Mesleki Eğitim ve Öğretim Sisteminin
Güçlendirilmesi Projesi (MEGEP) kapsamında, modü-
ler bazda hazırlanan ve Elektromekanik taşıyıcılar dalı
öğrencilerinin kullanılması için hazırlanmış olan 7 adet
asansör konusunda ders notu ve 1 adet yürüyen mer-
diven konusunda ders notu bulunmaktadır. Tablo 4’de
MEGEP kapsamında geliştirilmiş modüllerdeki ana
konu başlıkları ve eğitim süreleri özetlenmiştir [6].
Modül Konu BaşlıklarıTeorik (saat)
Uygulama (saat)
8 32
8 32
8 32
8 32
8 32
8 32
8 32
Yürüyen Merdiven/Yol Kontakları 8 32
64 256
Yüksekokul düzeyinde ise Türkiye’de sadece Gazi
Üniversitesi’nde Atatürk Meslek Yüksekokulu’nda
Elektronik ve Otomasyon Bölümü altında Elektrome-
kanik Taşıyıcılar Programı bulunmaktadır. 120 AKTS
kredili olan programda, asansör ve yürüyen merdiven-
ler konusunda 8 temel ders ve 33 AKTS kredisi ders
görülmektedir.
ABD’nin birçok eyaletinde endüstriyel standartlar ye-
terlilik ile uyumlu eğitimi almak zorunludur. Bu konuda
-
programının temel amacı, yeterli bilgi ve eğitim almış ve
81 MART 2013
Page 82
bunu kanıtlamış teknik elemanları asansör endüstrisine
bir program olup 8200 saat sahada uygulama ve 580
saat teorik ders olarak 12 seviye dersten oluşur. Bu
program, asansör ve yürüyen merdiven montaj ve ba-
kım alanında çalışacak teknisyenler içindir. Bir sonraki
-
kurulu tarafından sertifika verilir.
Bu sertifika her sene 31 Aralıkta yenilenir, yenileme için
-
dan tanımlanan 10 saatlik süreli eğitim almak gerekir.
Müfredatı Tablo
5’te gösterilmiştir [7].
Tablo 5’te görüleceği üzere, oldukça kapsamlı olan
eğitim, teorik derslerden çok saha çalışmalarına (pratik
çalışmalara) ağırlık vermektedir.
Asansör konusunda montaj ve bakım işlerinde istih-
dam edilmek üzere Meslek Liselerinin Elektromekanik
Taşıyıcılar bölümü mezunlarının sektörün talepleri ve
yönlendirmesi doğrultusunda eğitim ve staj görmesi
için AYSAD Emniyet Çevre ve Eğitim Komitesi tarafın-
dan 2012 yılı içinde yapılan anket sonuçlarına göre fir-
maların istihdam edebileceği Elektromekanik Taşıyıcılar
Bölüm Mezunu teknik elemanların sahip olmasını bek-
ledikleri bilgi ve beceriler Tablo 6’da görüldüğü gibidir.
Temel El Aletleri Tanıma ve Kullanma Becerisi 93
Temel Elektrik Bilgisi 93
İş Güvenliği Bilgisi 87
Teknik Resim Okuma Bilgisi 87
Mekanik Aksamları (Asansör Mekanik
Elemanları - Ray, Makina, Kabin vb.) tanıma
ve kullanma becerisi
87
Temel Ölçme Aletleri Kullanma Becerisi 67
Temel Bilgisayar Kullanma Becerisi 60
Temel Hidrolik Bilgisi 60
Yabancı Dil Bilgisi (Başlangıç/Orta Seviye) 13
Bu tablodan çıkan sonuca göre, asansör firmaları ulu-
sal bazda çalışmalarında eleman ihtiyacı duydukların-
dan yabancı dil bilgisine ağırlık vermemektedir. Ülke-
mizde hidrolik asansör montajının yeterli düzeyde ol-
maması nedeniyle temel hidorlik bilgisinin aranırlılığı da
diğerlerine göre alt seviyededir.
Asansör sektöründe istihdam edilecek ara teknik per-
sonelin, Ulusal Yeterlilikler çerçevesinde yapılacak yet-
kinlik sınavında başarılı olması ve çalışacakları sektör
içinde verimli olabilmeleri için meslek lisesi mezunları-
nın kazanmaları gereken bilgi ve beceriler bulunmakta-
dır. Bunlar ise ancak meslek lisesi ders programlarının
günümüz şartlarına göre yapılandırılması ile gerçekle-
82
Page 83
şebilecektir. Tablo 7’de Elektromekanik taşıyıcılar ders
müfredatında yer alması önerilen konular ve ağırlıkları
görülmektedir.
10
5
Bilgisayar Kullanma Becerisi 5
20
10
Becerisi10
Elektrik ve Elektronik Sistemleri Monte Etme
Becerisi10
Becerisi5
Temel Hidrolik Bilgisi 5
Yürüyen Merdivenler ve Bantlar 5
5
5
Makina Sorunları ve Halat Değişimi 5
Meslek liselerinde asansörler konusunda genel bir eği-
tim vermek yerine, sektörün ihtiyaçlarını dikkate alarak
küresel rekabete yönelik firmaların talep ettikleri teknik
eleman yetiştirilmesi ve ulusal mesleki yeterlilikler ve
standartlara uygun eğitim verilmesi önemlidir. Verilen
eğitimin kalitesini attırmak ve beklenen faydayı sağla-
mak için, bir takım aksiyonlarda bulunmak ve sektör ile
eğitim kurumlarını biraraya getirmek gereklidir.
Bununla birlikte eğitimini tamamlamış ve ulusal yeterli-
liklere göre belgelendirilecek teknik elemanlara verilen
meslek adının tek olması beklenmektedir. Meslek stan-
dardında Asansör Montajcısı, Asansör Bakım ve Ona-
rımcısı, olarak tanımlanan meslekler, İŞKUR’da Asan-
sör Bakım ve Arıza Elemanı, Asansör Montörü denilir-
ken MEGEP bu ünvanları kullanmayıp, Elektromekanik
Taşıyıcılar Bakım Onarım Teknisyeni, Elektromekanik
Taşıyıcılar Montaj Teknisyeni tanımını kullanmaktadır.
Eğitimin içeriği kadar meslek adının da tanımlanması
önemli bir husus olarak görülmüştür.
-
sı, Sayı: 45, Ocak/Şubat 2002, s. 86 -93.
Asansör Dünyası, Sayı: 85, Eylül/Ekim 2008, s. 100-102.
Asansör Dünyası, Sayı: 64, Mart/Nisan 2005, s. 65-72.
4. url : http://www.myk.gov.tr/index.php/tr/ulusal-yeterlilik-
ler
5. url : http://mtegm.meb.gov.tr/okullar.asp?PAGE=Liste
6. url : http://www.megep.meb.gov.tr/indextr.html
7. url : http://www.naec.org/content.aspx?uid=education_
cet_education_training
83 MART 2013
Page 84
Mimarlık Atölyesi
Engelli Asansörleri
84
Page 85
Engelli insanların yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla,
erişim sorunlarını çözmek üzere tasarlanan araçların
genel adına Engelli Asansörleri denmektedir. Bu araçlar
engel durumları farklı olan kişilerin tek başına veya yar-
dımcıları ile kullanabilecekleri şekilde düşünülmüşlerdir.
Görme-duyma yeti kaybı veya bedensel herhangi bir
sakatlığı veya eksikliği bulunanların kullanabilecekleri
biçimde tasarlanan engelli asansörlerinde kullanıcıla-
rın değişik derecelerde bedensel engelli oldukları göz
önünde bulundurularak güvenlik özellikleri ön plana
alınmıştır.
Bu yazıda Engelli Asansörlerinin ülkemizdeki kısa geç-
mişine değinilerek bir başlangıç yapılacaktır. Daha
sonra genel teknik özellikleri ele alınacaktır. Bireysel ve
kurumsal ortamlarda engelli asansörlerinin tanınma ve
kullanılma durumlarının irdelenmesinden sonra yasal
ve yönetsel çerçevelerde konunun ele alınışı incelene-
cektir. Sonuçta, engellilerin yaşamının daha erişimsel
kılınması adına engelli asansörleri sektöründe yapılma-
sı gerekenler için bazı öneriler sunulacaktır.
Engelli Asansörlerinin bir toplumda kullanılması ve kul-
lanılma sıklığı birçok konuda olduğu gibi o toplumun
sosyal, ekonomik ve kültürel özellikleri ile doğru oran-
tılıdır.
Nitekim engelli asansörlerinin ülkemizde tanınması ve
kullanılmaya başlanması oldukça yenidir. Bu araçların
ABD ve Avrupa Ülkelerinde ortaya çıkışı ülkemize göre
çok daha eskilere gider. Bu anlamda engelli asansörle-
rinin tasarlanması ve üretimlerinin başlaması ve gelişimi
ABD, Almanya ve İsveç gibi ekonomik olarak güçlü,
teknolojik olarak ileri, toplumsal olarak engelli ile yar-
dımlaşma ve destekleme anlayışını içinde barındıran
ülkelerde olmuştur.
Türkiye’de uzun yıllar engellilerin bulundukları yapılar
ve ulaşmak istedikleri yapı ve çevreler ile olan ilişkileri/
erişimleri genelde yanlış tasarlanan ve kullanılamayan
rampalar vasıtası ile sağlanmaya çalışılmıştır. Mimari
olarak yanlış ölçülendirilen ve genelde yapılara sonra-
dan eklemlenen rampalar, özellikle engellinin kullan-
ması açısından imkânsız özellikler göstermiştir. Kaldı
ki yapıların çok katlı olması durumunda rampaların iş-
levi tamamen ortadan kalkmıştır. Bu durum genellikle
engellilerin sırtta veya kucakta taşınması gibi yollarla
aşılmaya çalışılmıştır. Kimi özgün durumlarda ve yöre-
lerimizde engelliler basit vinç ve kaldıraç düzenekleri ile
güvenli olmayan biçimlerde bir noktadan diğerine ta-
şınmışlardır.
Ancak yaklaşık son on yılda Türkiye toplumunun ge-
lişimine bağlı olarak engelli asansörleri ülkemizde de
tanınmaya ve kullanılmaya başlanmıştır. Doğal olarak
engelli asansörlerinin ülkemizde kullanılmasının ta-
rihçe açısından istisnai durumlar da vardır. Örneğin
İstanbul’da bazı konutlarda engelli asansörlerinin kul-
lanılması daha eskilere gitmektedir. Bu durumun söz
konusu kullanıcıların engellilere sunulan ve yaşamı ko-
laylaştıran araçlarla Batı ülkelerinde tanışmış ve hatta
kullanmış olmalarıyla, tecrübelerini Türkiye’ye taşımış
olmalarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Öte yan-
dan, Anıt Kabir’de bir engelli platformu bulunması da
devlet kurumlarındaki ilkler arasında bulunan kullanıma
örnek gösterilebilir.
Ülkemizde eskiye göreli olarak engelli asansörlerinin
yaygınlaşması, bu ürünleri ve hizmeti sunan firmala-
rın sayılarının artmasına paralel olarak gelişmiştir. Bu
özel ve küçük sektörün arz tarafında yaşanan olumlu
gelişmeler son yıllarda küçük ve orta ölçekli firmaların
yanı sıra dünya markası olan bazı firmaların da Türkiye
pazarına doğrudan girme kararı almalarıyla net olarak
görülebilir. Ekonomik ölçülerde sektörün arz tarafı her
ne kadar hazır görünse de, engelli asansörlerine talep
henüz ülkemizde gelişmiş bir durum göstermemekte-
dir. Bu durumun, iletişimsel, ekonomik ve sosyo-psiko-
lojik nedenleri vardır.
İletişim alanında engelli asansörlerinin özellikle bireyler
85 MART 2013
Page 86
açısından bakıldığında tanınma katsayısının çok düşük
olduğu kolaylıkla söylenebilir. Bu durum yalnızca engelli
asansörleri ihtiyacı içinde olan potansiyel kullanıcılarda
gözlenmemekte, toplumsal olarak da engelli asansör-
leri tanınmamakta ve özellikle normal asansörlere göre
farklılıkları bilinmemektedir. Bu durumun nedenlerinin
başında bu sektörde var olan reklam faaliyetinin yok
denecek kadar düşük düzeyde olmasıdır. Reklamlar-
daki bu kısırlığın nedeni ise firmaların reklam için ayır-
dıkları fonların firma boyutlarına paralel olarak düşük
olmasından kaynaklanmaktadır.
Diğer bir neden, daha önce de değinildiği gibi engelli
asansörleri nosyonunun ülkemize oldukça geç girişidir.
Dolayısıyla engelli asansörlerin uygulamaları da kısıt-
lı kalmış, başta İstanbul olmak üzere büyük şehirlerle
sınırlanmıştır. Bu yardımcı araçların özellikle konutlarda
kullanıldığı düşünüldüğünde, diğer birey ve kuruluşlar
tarafından görülmeleri ve tanınmaları olanaklı olmamış,
konut mahremiyeti içinde adeta kapalı kapılar ardında
kalmışlardır.
Engelli asansörlerinin Türkiye’de yaygınlaşamamasın-
daki en büyük neden şu anda ekonomik olarak gözük-
mektedir. Bu sektörde talebin düşüklüğü bu araçlara
ihtiyaç duyan kişilerin tamamen alım gücü ile doğru
orantılıdır. İnsanların engelli olarak dünyaya gelmeleri
veya daha sonra hastalık veya kaza nedenleri ile engelli
duruma düşmeleri onların hiçbir zaman kendi tercih-
leri değildir. Durum böyle olunca engelli insanlarımızın
sayılarının toplumsal gelir tabakalarında eşit olarak da-
ğıldıkları ve dolayısıyla düşük ve orta gelir gruplarında
sayısal olarak daha fazla engelli insanımızın bulunduğu
tabiidir. Öte yandan üst gelir gruplarında teşhis ve te-
davi imkânlarının daha fazla olduğu düşünüldüğünde,
engelli insanlarımızın orta ve düşük gelir gruplarında
yoğunlaşmış olduğu kolayca anlaşılabilir. Dolayısı ile,
engelli asansörlerinin satış ve kurulum fiyatlarının an-
cak yüksek gelir gruplarının bütçeleri içine sığabilecek
kadar yukarda olduğu günümüzde, bu araçlar orta ve
düşük gelir grupları için erişilmez noktalarda fiyatlar
oluşturmaktadırlar. Oysa ki, düşük ve orta gelir grupları
içinde yer alıp da engelli asansörlerine ihtiyaç duyan
binlerce insanımız bulunmaktadır. Engelli ve normal
asansör yaklaşık birim metre yükselme (seyahat me-
safesi) maliyetleri aynı mertebelerde oluşmaktadır. Bu
durumda normal asansörlerde kullanıcı sayısının birden
fazla olması (bazı durumlarda yüzlerce), engelli asan-
sörlerindeki bireysel kullanım göz önüne alındığında
kişi başı maliyetler bazında engelli asansörleri aleyhi-
ne uçurumsal farklılıklar ortaya çıkarmaktadır. Engel-
li Asansörlerini ekonomik olarak ulaşılması çok güç
araçlar haline getiren de budur.
Hareketsizlik, bağımlılık, muktedir olamama gibi olum-
suz durumların yarattığı psikolojik travmalar her engelli
insanımızın yaşayabileceği sorunlardır. Bu sorunla-
rın çeşitli engellilik durumlarını daha da artırdığı veya
olumsuz yöne ittiği kolayca söylenebilir. Bu bağlamda,
engelli asansörleri engelliler için özgürlük anlamını taşır.
Ancak engelli asansörüne sahip olamamak da psikolo-
jik travmayı artırıcı rol oynar. Her engelli insanın hareket
etmeye, yer değiştirmeye hakkı vardır. Bu nedenle ideal
durum, her engellinin ihtiyaç duyduğu engelli asansörü-
ne sahip olabilmesidir. Ancak toplumumuzda, özellikle
yaşlı toplumsal kesimde engelli asansörlerine karşı psi-
kolojik bir karşı duruş olduğu da anlaşılmaktadır. Diğer
bir deyişle engelli asansörlerine ihtiyaç duyulduğunun
veya kullanıldığının diğerleri tarafından bilinmesinin is-
tenmemesi de bazı ihtiyaç sahipleri için söz konusudur.
Bu şekilde ortaya çıkan zıt yöndeki psikolojik durumun,
engelli asansörlerinin yaygın olarak kullanıldığı batı top-
lumlarında toplumumuzda olduğu kadar gözükmediği
bilinmektedir.
Engelli Asansörleri nedir veya daha değişik bir ifade ile
engelli asansörlerini normal insan asansörlerinden ayı-
ran fark nedir? Bu sorunun yanıtını vermeden engelli
asansörlerinin prensip olarak iki değişik sistemde orta-
ya çıktıklarını bilmemiz gerekir.
İlk tip engelli asansörleri dikey yönde çalışan hidrolik
hareket mekanizmasına sahip asansörlerdir. Bu asan-
sörler genel olarak en fazla 5 duraklı ve 15 metre seya-
hat mesafesinde üretilmektedirler.
İkinci tip engelli asansörleri ise merdiven veya rampa
profillerine paralel olarak döşenen tek veya çoklu raylı
sistemlerdir. Asansör raylara tutunarak hareket eder ve
hareket mekanizmaları dişli veya halatlı çekme sistem
olarak tasarlanmışlardır. Bu asansörler de koltuk tipi ve
platform tipi olarak ikiye ayrılırlar. Koltuk tiplerinde kul-
86
Page 87
lanıcı koltuk üstüne oturur ve koltuğu yukarı veya aşa-
ğı hareket ettirerek istediği yere gitme imkânına sahip
olur. Platform tipi merdiven asansörleri ise özellikle te-
kerlekli sandalye kullanan engelliler için tasarlanmıştır.
Bu asansörlerde portatif oturma imkânı varsa da çok
yaygın değildir.
Her iki tip asansörde de kullanıcının güvenliği tasarımda
ve uygulamada esas alınmıştır. Bu nedenle asansörle-
rin maksimum hızları 0.15 m/s(aniyeyi) geçemez. Bu
düşük hız engelli asansörlerini normal asansörlerden
ayıran en önemli unsurdur. Normal asansörlerde hız
kullanım amaçları arasına girmekte, 2.50 m/s ve üstü
hızlara erişilmektedir. Yüksek binalarda asansörlerin
normal asansör hızlarında olmaları gerektiği açıklama
gerektirmeyecek kadar açıktır. Hatta, yüksek binaların/
kulelerin tasarlanmasında ve gelişmelerinde hızlı asan-
sörlerin payının önemi bilinmektedir.
Engelli asansörlerinde hızın maksimum 0.15 m olması
kullanıcı olan engellinin bedensel, görsel, işitsel veya
zihinsel eksikliklerinin hızlı asansörün kullanımında ge-
rekebilecek tepkileri vermesinde yetersiz kalabileceği
noktasından hareketle tespit edilmiş uluslararası bir
güvenlik standardıdır. Engelli asansörü üreten hiçbir
firma bu hız sınırını aşan asansör üretemez.
Engelli asansörlerinin kapasiteleri de, normal asansör-
lere göre daha düşük, diğer bir deyişle 300-400 kg
olarak belirlenmektedir. Taşıma kapasitelerinin bu mer-
tebelerde oluşmasının nedeni yükün; tekerlekli sandal-
yesi ile engelli şahıs + yardımcı şahıs veya en fazla 3
kişi olarak kabul edilmiş olmasıdır. Engelli asansörle-
rinde platform veya kabin ölçüleri, ayrıca kapı ölçüleri
ve kontrol panosunun ergonomisi, tekerlekli sandalye
kullanıcılarına, braille (kabartma) alfabesinin işlendiği
kat düğmeleri ve sesli uyarılar görme engellilere, ayrıca
görsel uyarı ve kumanda yönergeleri de işitme engelli-
lere göre tasarlanmışlardır.
Engelli asansörleri, kimi zaman platform asansörleri
olarak da anılırlar ve taşıma bölümü sadece platform-
dan oluşur. Ancak asansörlerin kabin olarak tasarlandı-
ğı ve uygulandığı durumlar da vardır. Engelli asansörle-
rinde kullanıcılara asansörleri istedikleri anda durdurma
yetkisi ve olanağı verilir. Ayrıca asansör kullanıcılarının
dışarı ortam ve şahıslarla, sesli ve görsel alarm ve te-
lefon veya interkom ile iletişimde bulunmaları sağlanır.
Engelli asansörlerine, kullanıcıların asansörün hareketi
nedeniyle zarara uğramamaları amacıyla çeşitli sensör-
ler yerleştirilmiştir. Amaç kullanıcıların hareket halindeki
bölümlere dokunmalarını veya değmelerini önlemektir.
Ayrıca merdiven tipi koltuk ve platform asansörlerinin,
yabancı cisimlerle karşılaştıklarında güvenlik amacıyla
durmalarını sağlayan çeşitli tipte düzenek asansör göv-
delerine veya değişik mekanizmalarına yerleştirilir.
..............
Bireysel ve kurumsal alanda engelli asansörlerinin ül-
kemizde yeteri ölçüde tanınmadığı ve kullanılmadığı
yazının yukardaki bölümlerinde özellikle bireysel alanda
anlatılmış idi.
Kurumsal alanda, devlet kuruluşlarında ve yerel yöne-
timlerde engellilerin erişim hakkına ilişkin farkındalık da
bireysel alandaki düzeyden çok farklı değildir. Nitekim
5378 sayılı yasa (2005) ve 572 sayılı kanun hükmünde
kararnamede konu olan engellilerin Çevresel Mimari
Erişim Hakkı, Ulaşım Hakkı, Eğitim Hakkı vb. baş-
lıklarda, engelli asansörleri konusunun somut olarak
yer aldığı görülememektedir. Yasalara rağmen, kamu
kuruluşlarında engellilere erişim özgürlüğünün sağlan-
ması bilinç ve kararlılığı son yıllara kadar son derece
cılız olarak gelişebilmiştir. Birçok devlet kuruluşunda,
maddi olarak olanak mevcut iken, engelli erişimi ko-
nusunun fiziksel olarak hatalı tasarlanan ve uygulanan
rampa kullanımı ile çözülebileceği düşünülmüştür. Hat-
ta bazı durumlarda engelli erişimi konusunda hiçbir ön-
lem alınmamış, engelli insanlarımızın yapılara kucakta
veya sırtta taşınmaları adeta kural olarak görülmüştür.
Engelli insanların haysiyetini toplum içinde zedeleyen
bu tür davranışların kader olmaktan çıkartılmasının
ancak devlet katlarında engelli erişim bilinç ve görgü-
sünün artması ve politik kararlılık ile mümkün olabi-
leceği anlaşılmaktadır. Şöyle ki, 5378 sayılı Yasa'nın
verdiği sürenin 2012 Temmuz ayında dolması üzerine,
2012 yılının ilk yarısında kamu kuruluşlarında ve yerel
yönetimlerde engelli asansörlerinin temini konusunda
bir hareketlilik yaşanmış ve bunun neticesinde bazı
kamu kuruluşları ve yerel yönetimler engelli asansörü
alımı ihalelerine çıkmışlardır. İlgili yasanın süresinin bir
87 MART 2013
Page 88
yıl ile uzatılması ve yasaya uymayan idarelerin idari para
cezası ile cezalandırılacaklarının yasaya eklenmesi ve
ayrıca kurumlara 2 yıl ek süre verilebileceğinin yasa de-
ğişikliğinde yer alması ile süreç devam etse de henüz
tatmin edici bir düzeyden uzaktır.
Engelli Asansörleri konusunda, öncelikle engellilerin
özel yaşamında ama daha da önemli olarak toplum-
sal yaşamda belirgin bir kalite algılayışının yerleşmesi
zorunluluktur. Yerel yönetimlerce çevresel erişim konu-
sunda yaya yürüme yollarında yapılan uygulamalar ve
bunların öncülü olan bina rampa uygulamaları konu-
sunda verilen sınavda ergonomi ve uygulama kalitesi
açısından başarılı olunamadığı bir gerçektir. Bu durum
karşısında yöneticilerin ve uygulayıcıların bilgi ve gör-
gülerini geliştirerek öncelikle fiziksel çevrenin üretimine
ve paralel olarak da engelli asansörlerinin kullanımına
doğru gelişim göstermeleri kaçınılmazdır. Konunun
idari para cezaları ile sağlanamayacağı bir gerçektir.
Engellilerin için erişim sorunlarına yaklaşım tamamen
politik kararlılıktan geçmektedir. Yöneticilerin toplumun
esenliği açısından gerekli politikalar üretebilmesi için
engellilerin tüm sorunlarını ve ihtiyaçlarını ve bunlar için
üretilen çözümleri tüm sosyal ve teknolojik boyutları ile
analiz edebilme ve uygulatma kapasitesinde ve kararlı-
lığında olmaları gerekir. Bu amaçla, ABD ve Avrupa Bir-
liği Ülkeleri ve Japonya’da oluşturun ve geliştirilen po-
litikalar araştırılmalı, bu ülkelerdeki teknolojik çözümler
öğrenilmeli ve ülke gerçekleri ile yoğrularak, toplumu-
muz için doğru, efektif, planlı, kararlı uygulamalar yapıl-
malıdır. Engelli Asansörleri konusu, tüm engelli politika-
ları içinde küçük bir bölümü oluşturur, ancak bütünün
vazgeçilmez parçasıdır. Engelli Asansörleri toplumsal
hayatımızın ve fiziksel çevremizin önemli erişim araçla-
rından biri olarak görülebildiği anda, toplumsal yaşam
standartlarımız yüksek değerlerde oluşacaktır.
.............
Ülkemizde asansör imalat ve kurulum standartla-
rı Asansör Yönetmelikleri ile düzenlenmiştir. Asansör
Yönetmeliklerinin yürütmesi esas olarak Bilim Sanayi
ve Teknoloji Bakanlığı ve Türk Standardları Enstitüsü
tarafından gerçekleştirilir. Bu süreçte, Yerel Yönetim-
ler ve Meslek Odaları da aktif olarak yer alırlar. Ancak,
söz konusu yönetmelikler normal insan ve yük asan-
sörlerini temel alırlar. Engelli Asansörlerine ilişkin doğ-
rudan bir yönetmelik ve standart olmasa da, asansör
yönetmeliklerinde yapılan değişikliklerle dikey çalışan
platform tipi engelli asansörleri kısmen kapsanma du-
rumuna girmiştir. Nitekim. Asansör yönetmeliği madde
48 de yapılan değişiklikte;...Asansör yapılması zorun-
lu olan binalarda en az bir adet asansör (dar kenarı
1,20 m.’ den, alanı 1,80 m2'den ve kapı genişliği 0,90
m/den az olmayan) bedensel özürlülerin kullanımına
uygun olacaktır. Bu asansörler özürlü sembolü ile
işaretlenecek ve kapıları otomatik veya fotoselli ola-
caktır. Sığınağın bulunduğu kata kadar ulaşmaları da
zorunludur. Ayrıca tüm binalarda yapılacak her türlü
asansör kabininde; asansör kapısından gayrı iç ka-
bin kapısının olması, alarmlı telefon bulunması, ka-
bin içinde yerden 0,90 m. yükseklikte tutunma bandı
olması, asansör dışındaki çağrı butonlarının yerden
0,85-1,20 m. (engellilerin erişebileceği) yüksekliğe
sabitlenmesi, iç butonlar için de aynı ölçülerin kul-
lanılması, butonlar üzerindeki rakamların da büyük
kabartma harflerle yazılması şarttır... denmektedir.
Yukardaki alıntıdan da anlaşılabileceği gibi yapılan de-
ğişiklikte normal asansörlerin engelli asansörü olarak
da kullanılması amaçlanmıştır. Diğer bir deyişle yönet-
meliklerde yapılan değişiklikler, engelli asansörleri ko-
nusunu bütüncül olarak kapsamamaktadır. Kaldı ki,
merdiven tipi platform ve koltuk tipi engelli asansörleri-
ni kapsayan herhangi bir yönetmelik de yoktur. Bu du-
rum, ülkemizde engelli asansörleri konusunun henüz
oldukça ham olduğunu ve konunun gelişmesi ve tüm
engellilere hizmet edebilmesi için yasal düzenlemelerin
de yukarda değinilen diğer çalışmalar ile bütünleştirile-
rek yapılmasının önemine işaret etmektedir.
Son yıllarda ülkemize ithal edilen ve uygulaması yapı-
lan engelli asansörlerinin büyük bölümü, paket ürünler
-
dir. Bu haliyle engelli asansörleri, normal asansörler için
oluşturulan ve geçerli yönetmeliklerde atıfta bulunulan
ve uygunluğu şart koşulan Avrupa Topluluğu Makina
......
Engelli Asansörleri konusunda, bu yazıda söylenebile-
cek son sözler arasında, hem bireysel ölçekte ve hem
de kurumsal ölçekte bu ürünlerin tanınmasını ve engelli
insanlarımıza getireceği bedensel ve zihinsel özgürlük-
ten başlayarak toplumsal esenliği sağlamanın müteva-
zi bir aracı olduğunu vurgulamak bulunuyor.
Engelli Asansörlerinin bireysel ölçekte engelliler ve aile-
leri için ekonomik olarak mümkün kılınması için ise bir
çok yolun olabileceği akla gelmektedir. Sosyal Devlet
anlayışının içinde barındırdığı anlamda devlet sübvan-
siyonu (Engelli Asansörleri / dikey çalışanlar hariç gü-
nümüzde KDV’den muaftır) devlet ya da özel bankalar
tarafından yapılabilecek kredilendirme, ihtiyaç içinde
olan ancak engelli asansörlerine erişemeyen birçok en-
gelli için umut ışığı olabilecektir. Bu yönde oldukça ileri
adımlar atmış Avrupa Birliği üyelerini ve özellikle bazı
Kuzey Avrupa Ülkelerindeki uygulama ve yöntemleri
araştırmak ve incelemek yöneticiler ve karar vericiler
için önemli ipuçları sunacaktır.
88
Page 89
İstanbul Teknik Üniversitesi
Makina Fakültesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
Makina Fakültesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
Makina Fakültesi
İstanbul Teknik Üniversitesi
Makina Fakültesi
19. Yüzyıl Hidrolik Asansör Teknolojisive Tarihi Asansör
89 MART 2013
Page 90
İzmir’in en değerli tarihi yapılarından biri olan ve taştan
yapılan Asansör, yapılmış olduğu çevreye kendi adı-
nı vermiştir. İzmirli bir iş adamı ve kendi evini Karataş
Hastanesi’ne bağışlamış olan Nesim Levi, yaklaşık yüz
günün teknolojilerini kullanarak bir zorluk olmaktan çı-
karma amacıyla bu yapıyı yaptırmıştır. Şekil 1a ve 1b’de
de görüldüğü üzere yapı, ‘Baixa Street’ ile daha yük-
sağlayan ‘The Santa Justa Lift’ isimli Portekiz’in Lizbon
şehrindeki asansörle benzer özellikler taşımaktadır [1].
‘Santa Justa Lift’ 1901 yılında, yani Asansör’ün yapılış
tarihine çok yakın bir zamanda inşa edilmiştir (Şekil 1c).
Ç
19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın başlarında Halil Rıfat
genişlemesi ile başlarda Yahudilerin yoğun olarak ya-
şadığı bölge olan ve günümüzde Asansör olarak anılan
semtin gelişme süreci başlamıştır. Burada yaşayanlar
sahil boyunca yayılma yerine bir arada kalmayı tercih
a) b) c)
İzmir’in tarihi miraslarından biri olan Asansör, 1907 yılında İzmir’in Karataş semtinde,
şimdi kendi adıyla anılan meydanda kurulmuştur. Günümüzde yaya yolu olarak
kullanılan Dario Moreno Sokağı’ndan yapıya yüründüğünde 51 m.’lik yapının alt giriş
katına ulaşmak mümkündür. Asansör, 20 yy.’ın başlarında Nesim Levi tarafından 155
basamaklı merdiveni çıkmakta zorlanan vatandaşlar için hayır amacıyla yaptırılmıştır.
Bu şekilde Karataş sahilinden yaklaşık 58 m. yükseklikteki üst mahalleye ulaşım
büyük ölçüde kolaylaşmıştır. İlk tasarımı zamanın teknolojisi kullanılarak su gücüyle
çalışacak şekilde düşünülmüştür. Ardından elektrik motorları kullanılarak bir yenilenme
geçirmiştir. Bu çalışmada, İzmir’in önemli tarihi eserlerinden biri olarak kabul edilen
Asansör’ün çalışma prensipleri günümüze ulaşan parçalarıyla yardımıyla incelenip,
yapım yıllarındaki asansör teknolojisi ile karşılaştırma yapılmıştır.
90
Page 91
etmişlerdir. ‘Beth-Israel’, ‘Ros-Aar’ (Tepebaşı), ‘Bet-
Levi Sinagogu’ gibi dikkat çekici yapılar aynı zaman-
larda bu alanda yapılmıştır. Halen var olan binası ile
mimariye sahip eserlerin önde gelenlerindendir. ‘The
Bene-Berit İlköğretim Okulu’ binası Beth-Israel Sina-
gog’unun karşısında yapılmış olup geçmiş yıllarda yı-
kılmıştır [2].
Yapının çevresinde ise sekiz katlı betonarme setin ar-
kasında tarihi konutlar ile tarihi dokunun ayakta tutul-
-
laşılmaktadır. Şekil 2a’da görüldüğü üzere Asansör’e
ulaşan Dario Moreno çıkmaz sokağının girişinde batı
tarafında köşe vurgusu ile dikkat çeken, bodrum ve iki
katlı apartman; doğuda ise bodrum ve iki kat ile ge-
nişletilmiş bir çatıya sahip olan köşe cumbalı konutlar
dikkat çekmektedir. Sokakta yüründüğü zaman tek ve
iki katlı, bazılarında bodrum da bulunan evlerde ferfor-
je kapılar, ahşap cumbalar, demir pencere kanatları,
geometrik ve bitkisel motifli bezemeler çarpıcı cephe
öğeleri olarak görülebilir.
305. Sokak ve Dario Moreno Sokağı’nın doğu köşesin-
de bulunan yıkık yapı İzmir’in tarihsel süreç içerisinde
saklı tutulan ve şehrin özelliklerini yansıtan bir eserdir.
Eser İzmir’e özgü gravür ve fotoğraflar ile çevrelenmiş-
tir.
56 metre yüksekliğe sahip yapı çelik taşıyıcılı, tuğla yapı
alt ve üst kotlarda lineer gelişen kütlelerle dengelen-
mektedir. Asansör’e açılan sokağın sonunda, alt giri-
şite ufak bir meydan bulunmaktadır. Yapının batısında
geçmişte üstü bekçi kulübesi, altı manifatura mağazası
olarak kullanılan iki katlı bina ile yanındaki ev ve doğu
bölümünde yer alan, 302 Sokağa bakan iki ev zamanla
yıkılmış ve bu meydan oluşmuştur. Yapının kuzey cep-
hesinde çift kanatlı üç ahşap kapısı vardır. Girişin batı
bölümünde basık kemerli, ahşap doğramaları yenilen-
miş iki pencere ve bir kapı; doğuda ise ortada basık
kemerli üstü saçaklı bir kapı, yanlarında da birer pen-
cere bulunmaktadır. Asansör Kulesi dikdörtgen planlı
olup, aşağıdan yukarıya doğru kademeler halinde da-
ralmaktadır. Dört kademe içeren kulede en alt bölüm
taştır. Yukarı kısımlar ise tuğladan yapılmıştır. Kulede
her tuğla bölümün silmelere ayrıldığı en üst bölüm dı-
şında kütle köşelerinde de köşe silmesi etkisini yarata-
cak çıkıntı oluşturduğu görülmektedir. Taş bölümün alt
kısmında, Fransızca ve İbranice olarak “Asansör, 1907
yılında Nesim Levi tarafından yaptırılmıştır” yazan bir
kitabe bulunmaktadır (Şekil 2b). İkinci ve üçüncü bö-
lümlerde giriş cephesine bakan, her biri iki sıra halinde
dikdörtgen formlu ve üstü üçgen saçaklı toplam dör-
der pencere yer almaktadır. Üst bölümde ise sadece
iki pencere bulunmaktadır.
Yapının girişinde iki asansör, batıda iki personel soyun-
ma odası, doğuda ise geçmişte su pompası ile çalışan
makina dairesi yer almaktadır. Asansöre binildiğinde
ise kulenin küçük pencerelerinden dışarı görülebilmek-
tedir. Üst katta ise körfez manzarası ve kent panora-
ması ziyaretçileri bekler (Şekil 3). Üst kat Şehit Nihat
-
maktadır. Terasın doğusundaki kütle, kuzey cephesin-
de ortada merdivenle terastan yükseltilmiş kapı, doğu
91 MART 2013
Page 92
uçta üç pencere, üst bölümde aynı hizalarda kareye
yakın formlu pencereler ile körfeze açılmaktadır.
Tarihte, başarılı bir şekilde hidrolik güçle çalışan ilk
asansörler 1870’li yıllarda inşa edilmiştir. 19. yüzyılın
başlarına kadar da Amstrong’un vinç tasarımından ol-
dukça etkilenen yolcu asansörlerinde, hidrolik sistem-
lerin kullanımı başı çekmiştir. Bu tip asansörlerde dikey
bir silindir, piston mekanizması, yol çoğaltıcı makaralar
bulunmaktaydı.
Şekil 4’te de görüldüğü üzere pistonun hareketine göre
‘itici’ veya ‘çekici’ olarak sınıflandırılmaktadırlar. Maka-
ralardan biri yere sabitlenmekte diğerleri ise hareket
halindelerdir. Çekici tipteki mekanizmalarda makara
düzenekleri silindirin önüne yerleştirilir; piston geri çeki-
lirken, serbest haldeki makaralara hareket kazandırılır.
İtici tiplerde ise sabit makaralar silindirin arkası ile hare-
ketli makaraların önüne montajlanır ve pistonun itilmesi
ile güç aktarımı sağlanmış olur.
Taşıyıcı halatlar, platforma bağlanmadan önce gerekli
yol artışını sağlamak için silindirin üstünden ve altından
geçirilerek makaralara dolanır. Örneğin pistonun her
hareketi için dört kanallı bir makara kullanmak piston
hareketiyle ortaya çıkan yolun dört katına çıkarılması
92
Page 93
demektir. Daha fazla yol kazancına ihtiyaç duyuldu-
ğunda piston silindir mekanizmasının gücüne bağlı ola-
rak daha fazla makara kullanımı söz konusu olabilir. Bu
makaralardan çıkan halatlar tepe noktasındaki bir baş-
ka makaraya dolandıktan sonra yolcu kabinine bağla-
nabilir. Silindir-piston mekanizmasındaki suyun basıncı
arttırılarak platformun ihtiyaç duyduğu güç sağlanır ve
kabin yukarı kaldırılabilir [3].
Hidrolik asansörü ilk defa tasarlayan mühendisler, sabit
ve hareketli makaralar ve silindir arasındaki mesafelerin
önemine dikkat çekmişlerdir. Lane ve Smith’e göre itici
tip sistemler daha derli toplu ve az yer kaplamakta-
dırlar, bununla beraber bu onların tek avantajı olarak
gözükmektedir. Hidrolik asansörlerin temel problemle-
rinden bir tanesi de silindirin altından geçen kabloların,
silindirden sızan sudan zarar görmelerinin kaçınılmaz
olmasıdır (Şekil 5.)
Lane ve Smith tasarımlarında yükün miktarına göre
ayarlanabilen gücü de hesaba katmak için iki takım
makara kullanmışlardı. Biri piston başına sabitlenmiş
olarak bulunuyor; diğeri ise istenildiğinde devreye alı-
nabiliyor veya boş konumda bırakılabiliyordu.
Daha fazla yük taşınmak istendiğinde sadece sabit-
lenmiş ilk makara kullanılabilir. Bu durumda pistondan
en fazla güç elde edilecektir. Bununla beraber daha az
yüklerde iki makara sisteminin birden kullanılması pis-
tonun aldığı yolu ve kullanılan su miktarını azaltır [4].
a) b)
93 MART 2013
Page 94
-
cinnati Endüstri Fuarı’nda tanıtılmıştır. İlk modeller
yatay bir silindir ve piston, makaralar ve pompadan
oluşmaktaydı. Yatay silindirli hidrolik asansörler itici tip
(Şekil 7) ve çekici tip olarak ikiye ayrılmaktadır [5]. İtici
tip pistonların kullanıldığı yapılarda, piston kolu itildiği
için basma gerilimine maruz; ikinci tipte ise ilk tipin tam
tersi olarak, çekildiği için çekme gerilimine maruz kalır.
Bu sistemlerde de her mühendislik tasarımda söz ko-
nusu olduğu üzere piston silindir mekanizmasının ola-
bildiğince hafif ve uygulanan yüklere karşı en yüksek
dayanıklılığa sahip olacak şekilde tasarlanması iste-
nir. Bununla ilişkili olarak piston silindir düzeneğindeki
sürtünme kayıpları ve kaçınılmaz olarak ortaya çıkan
aşınmalar tasarımın kilit noktalarını oluşturmaktadır. Bu
nedenle ilerleyen tasarımlar daha hafif yapılar kullanıl-
mıştır. Sistemde kullanılan valfler tasarımda oldukça
önemli bir yer tutmaktadır. Bu valfler su basıncını kont-
rol ederek, operatöre kabinin hareket hızını ayarlama
şansı sunmakta, bu şekilde platformun yer değiştirme-
si kontrol altına alınabilmektedir [6].
Yatay makinalarda her zaman büyük dişliler kullan-
maktadır. Dikeylerde ise belirli limitler dışında, silindirin
boyunun daha büyük olmasının herhangi bir sakınca-
sı bulunmadığı için düşük vitesler kullanılabilmektedir.
Yatay sistemlerde silindirin kapladığı alan, yaratacağı
zorluk bakımından binada istenmez. Dikey yerleştiril-
miş silindirlere sahip mekanizmalarda dişli çevrim oranı
olarak 8:1, 10:1 ve 12:1 kullanılır.
İzmir’de bulunan Asansör bir su gücüyle çalışan, iti-
ci tip, yatay silindirli, bir hidrolik asansördür (Şekil 6a).
Sistem ilk çalıştığında kullanılan pompa bir buhar ma-
kinası ile tahrik edilmekteydi. Piston pompası (Şekil 6b)
günümüze ulaşmayı başarmış ancak buhar makinası-
nın yerini elektrik motorunun almasıyla sistem yapıdan
çıkarılmıştır [7-9].
Silindirin ihtiyacı olan basıncı sağlayan piston pompası
bir kayış kasnak mekanizması ile çalışmaktaydı.İtici tip
silindirde bulunan pistonun bir seferdeki yer değiştir-
mesi 1,2 m.; asansör kulesinin boyu ise yaklaşık 50
m.’dir. Sistemde kullanılan makara sisteminin 40 olma-
sı kabinin istenilen yüksekliğe çıkarılmasını sağlar. Şekil
8.’de görülen silindirin pistonunun (2) yönünde itilmesi
ile asansör kabini (1) yönünde yükselmektedir.
Kabinin aşağı yöndeki hareketinde rahat ve düzenli bir
iniş için piston yavaşça geri çekilmektedir. Hidrolik sis-
temin ve asansör kabininin temsili modellemesi Şekil
8’de görülebilir.
Buhar makinasının yanında orijinal asansör kabini de
günümüze ulaşmamıştır. Geriye kalan hidrolik silindir
sistemi ve diğer ekipmanların üreticileri ile ilgili herhangi
bir bilgi bulunmamaktadır.
94
Page 95
Aradan geçen yıllar boyunca bazı tadilatlara uğrayan asansör sis-
temi günümüzde, elektrik motorlu ve sonsuz dişli mekanizmasıyla
modern bir şekilde hizmet vermektedir. Yapılan üçboyutlu mo-
delleme ise Şekil 9’da görülmektedir. Bu resim sayesinde orijinal
asansörün çalışma prensibi daha kolay anlaşılmaktadır [9].
Asansör hakkında bilgi desteklerinden Sayın Ersan Barlas’a ve
asansör’ün eski çalışanlarından Hüseyin Çetinkaya’ya ve Esin
Hanım’a asansör sistemi hakkındaki verdikleri bilgiler ve yardım-
larından dolayı teşekkür ederiz.
url : http://en.wikipedia.org/wiki/San-
ta_Justa_Lift, on 2012-02-14
2. Levi, E. A. 2010, Geçmişi Geleceğe Ta-
şıyor, İzmir Dergisi, Mart-Nisan 2010,
s.80-87.
3. Vogel, R.M. 1988, Vertical Transporta-
Study, Smithsonian Institution Press, s.
41.
4. Jallings, J.H. 1995. Elevators: A Prac-
tical Treatise on the Development and
Design of Hand, Belt, Steam, Hydraulic
and Electrical Elevators, Elevator World,
Mobile. s. 401.
5. Gray, L.E. 2002. A History of the Pas-
-
vator World, s. 316.
6. Baxter, W., 1905. Hydraulic Elevators, s.
145
7. Barlas, E., 2006. Asansörlerin Tarihi,
Asansör Dünyası, No.66, Temmuz-
Ağustos 2006
8. Barlas, E., 2007. Asansör Tarihi, Stan-
dart, Sayı.46, No.545, s. 39-46.
-
wered Elevator Installation in İzmir, Ele-
2012. Editör A. Lustig. IAEE Publ., Mia-
mi, s. 351.360.
95 MART 2013
Page 96
Asansör Kazaları,
Önlemler ve Denetim
96
Page 97
Bu çalışmada amaç, asansörlerde meydana gelen
veya gelebilecek kazaların nedenleri ve kazaların ön-
lenmesinde yapılması gerekenlerin tespiti.
Genel olarak kazaların oluşum nedenleri; ortamlarda
bulunan tehlikeli durumlardan ve/veya kişilerin tehlikeli
davranışlarından kaynaklanmaktadır. Bu iş kazaların-
da da, trafik kazalarında da, asansör kazalarında da
böyledir.
Asansör, binalarda insanları ve/veya yükleri kapalı bir
kabin içinde bir duraktan diğerine düşey doğrultuda
taşıyan elektro - mekanik sistemlerdir.
Avrupa’da 19. yüzyılın başlarında Sanayi Devrimiyle
başlayan ve günümüze kadar devam eden süreçte;
endüstrinin gelişimi ve kırsal bölgelerden endüstrinin
yoğun olduğu bölgelere nüfusun kayması sonucu ko-
nut ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Bu bölgelerde
arsaların değerlenmesi sonucu çok katlı konutların ya-
pımını gündeme getirmiştir. Çok katlı konutların olmaz-
sa olmazlarının başında asansörler gelir.
Özellikle son 25 yıl içinde hızın 10 m/s üzerine çıkması
ve günümüzde 22 m/s hızlarda asansörlerin yapımına
başlaması gibi gelişmeler asansörlerde konfor ve gü-
venlik önlemlerinin daha da geliştirilmesi ihtiyacını do-
ğurmuştur.
Ülkeler insan hayatına konfor ve kolaylık sağlayan taşı-
ma sistemi asansörlerin güvenli bir şekilde kullanılma-
sını sağlamak için; kanun, tüzük, yönetmelik ve stan-
dartlar hazırlamışlardır.
Asansörler yasal mevzuata uyulması koşuluyla güvenli
sistemlerdir. Yasal mevzuat ve standartlar asansördeki
gelişmelere bağlı olarak yenilenmektedir.
Standart ve yönetmeliklerin amacı; insan ve/veya yük
asansörlerinin çalışması, bakımı ve acil durumlar sıra-
sında muhtemel kaza risklerine karşı insan ve eşyaları
korumak maksadıyla ilgili güvenlik kurallarını ve asan-
sörlerde olması muhtemel çeşitli kazalarla ilgili muhte-
mel riskleri önlemektir.
Asansörlerde meydana gelebilecek risklerin önlenmesi
için;
tasarım aşamasından imalatına,
imalatından bakım aşamasına,
bakımından periyodik kontrol aşamasına
kadar her aşamada kontrol altında tutulması ve düzenli
olarak denetimlerin yapılması gerekmektedir.
Dünyada ve ülkemizde kullanımda olan binaların bü-
yük bölümü eski binalardan oluşmaktadır. Bu binalar-
da kullanılan asansörlerde ciddi revizyonların yapılması
veya asansörün tamamının yenilenmesi ihtiyacı vardır.
Yapılan denetimler sonucunda; ülkemizdeki mevcut
asansörlerin çok büyük bir bölümünün tehlike arz et-
tiği görülmektedir. Denetimin günümüze kadar yeterli
düzeyde yapılamamakta, bakım hizmetlerinin büyük
bir bölümü yetkisiz ve yetersiz merdiven altı kişiler ve
firmalar tarafından yapılmakta, proje tasarımı yapılma-
dan ve standart dışı malzemeler kullanılarak kaza riski
yüksek olan asansörler yapılmaktadır.
Türkiye’de 2012 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 300 bin
asansörün bulunduğu öngörülmektedir. Asansör ka-
zalarının önlenmesinde; asansörün projelendirilmesi,
standart ve yönetmeliklere uygun olarak imal edilmesi,
imalat sonrasında bakımlarının uygun olarak yapılması
ve yıllık kontrollerin yapılması gerekmektedir.
Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği’ne bağlı olarak
1 Ocak 2012 tarihi itibarı ile yıllık asansör kontrollerinin
TS EN 17020 Standardına göre asansör konusunda
akredite olmuş A Tipi Muayene kuruluşlarına yaptırıl-
ması sürecine girilmiştir.
Bu sektörde faaliyet gösteren yetkili firma sayısı yakla-
97 MART 2013
Page 98
şık 600 civarındadır. Herhangi bir yetki almadan, deyim
yerindeyse korsan olarak çalışan firma sayısı ise yakla-
şık 2 bin civarındadır.
Bu sektörde istihdam edilen Makina Mühendisi sayısı
ise yaklaşık 1000’nin üzerindedir.
Makina Mühendisleri Odamız tarafından 2004-2009
yılları arasında yapılan denetimler sonucu ürkütücüdür.
2004–2009 yıllarında Odamız ile protokolü bulunan
toplam 51 belediye (Ankara, Edirne, Eskişehir, İzmir,
Kayseri, Mersin, Samsun, Trabzon, Zonguldak Şubele-
rimize bağlı bazı belediyeler) sınırları içinde kullanımda
olan asansör kontrollerine ilişkin veriler ise şöyledir *** :
Son 6 yıl kontrollerinin ortalamasını aldığımızda ise şu
oranlara ulaşıyoruz:
Eksikleri bulunan asansörler % 17,33,
Kullanılamaz durumdaki asansörler % 51,50,
Kullanılabilir asansörler ise % 31,17 oranındadır.
Genel olarak bu tablo halkımızın can güvenliğinin na-
sıl büyük bir tehlike içinde olduğunun açık kanıtıdır. Bu
asansörlerin yalnızca bilinemeyen küçük bir yüzde-
si yetkisiz, yetersiz ve denetimsiz firmalarca “kontrol”
edilmektedir.
Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği Madde 10/5
göre;
‘1/1/2012 tarihinden itibaren yapının bağlı bulunduğu
Belediye veya Belediye hudutları dışındaki yapılar için
Valilik veya ilgili kanunlar çerçevesinde yapı ruhsatı ver-
mekle yetkilendirilen kurum ve kuruluşlar, bina sorum-
lularının yapacakları başvurular uyarınca yapılacak yıllık
kontrolleri, TS EN 17020 Standardına göre asansör
konusunda akredite olmuş A tipi muayene kuruluşla-
rına yaptırmaya başlanmıştır. Yapılan yıllık kontrollerde
asansörlerin güvenlik durumlarının hiç de iç açıcı olma-
dığı görülmektedir.
Denetimlerin tarafsız kurum ve kuruluşlarca düzenli
olarak yapılması asansör kazala-
rının önlenmesinde en önemli et-
kenlerdendir. Denetimler bir nevi
üretilen ürünün kalite kontrolüdür.
Asansörler; avan proje ve uygula-
ma tasarım aşamasından imala-
tına, imalatından bakım aşaması-
na, bakımından periyodik kontrol
aşamasına kadar kontrol edilme-
lidir. Kanun, tüzük, yönetmelik ve
standartlara uygun olarak üretimi
yapılmalıdır. Uyulmadığı taktir-
de asansör kazalarının oluşması
kaçınılmazdır. Kazaların oluşum
nedenleri aşağıdaki kaza döngü-
sünde verilmektedir.
2004 2005 2006 2007 2008 2009 Toplam6 Yıllık Ortalama
Oran (% )
sayısına göre verilmiştir.)
8.245 19.228
(% 11)
13.080 13.312 10.622
(% 6,1) (% 5,6)
Mavi Etiketli – Eksiklikler Giderildikten Sonra Kullanılabilir
verilmiştir.)
1.502
(% 18,2) (% 14,3)
1.849 (%
14,1)
1.958 (% 1.296
(% 12,2) (% 30,5)12.332
3.696
(% 44,8) (% 63,5)
6.900
(% 52,8) (% 54,6)
4.856 4.64551,50
4.259
(% 22,2)
4.331
(% 33,1)
4 091
(% 42,1)
2.136
(% 21,9)22.334
98
Page 99
Kabin katta yokken kat kapısının açılması sonucu oluşan kazalar.
(Kilit dilinin kapı kasasına yeterince girmemiş olması ve/veya temizlik esna-
sında suyun kilidin içine girip kilidin elektriksel denetiminin devre dışı bırakılıp
arızalanması, kilidin durak kapısında veya panoda düz kontak yapılması yani
şöntlenmesi)
Durak kapısı kilitlerinin kapı kanadına en az 7 mm girmesinin de-
netlenmesi ve elektriksel olarak da denetiminin sağlanması gerekmektedir.
Kapısız kabinlerde, hareketli kabin ile asansör kuyu
duvarı arasına sıkışan nesneler, insanlar ve hayvanlar için
açık bir tehlike oluşturmaktadır. Oyuncak, tekerlekli sandal-
ye, bebek arabası gibi hacimli gereç kullanan kişi ve çocuk-
lar özellikle bu risk altındadır. Bu türden kazalar genellikle
insan ve hayvanların ciddi bir şekilde yaralanması ile sonuç-
lanmakta, ölümcül kazaların esas kaynağını oluşturmaktadır.
En etkili çözüm, kabin kapısının olmasıdır.
ÖNLEM: Kapısız kabinlerde kabin ile duvar arasına insan ve
/veya yüklerin sıkışmasını engellemek için kabin kapısı, foto-
sel veya eşik kontağı konulmalıdır. Çocuklar, evcil hayvanlar
(kedi, köpek vs.) ve yükler kontrol altında tutulmalıdır.
a) Koparma,
b) Ezme,
c) Düşme,
d) Darbe,
e) Mahsur kalma,
f) Yangın çıkması,
g) Elektrik çarpması,
h) Aşağıdaki nedenlerden malzemelerin hasara uğra-
ması:
1) Mekanik hasar,
2) Aşınma,
3) Paslanma.
Asansörün frenlerinin devre dışı kalması, fren balatalarının aşınması, fren
tahrik kasnağı irtibatının kesilmiş olması, tahrik gücünün yetersizliği, kumanda sis-
temi arızalarından kaynaklanan nedenlerle kontrolsüz aşağı ya da yukarı yönde ha-
reket ile kazalara neden olması.
Kabin süspansiyon üzerindeki fren tertibatı ve fren tertibatını devreye so-
kan regülatör tertibatının çalışır durumda olmasının sağlanması. Makina motor gru-
bu fren balatalarının aşınmamış olması ve fren ayarının yapılmış olması. Halat sarım
açısı ve yiv şeklinin uygun olmasının sağlanması gerekmektedir.
99 MART 2013
Page 100
Durak kapısı camlarının kırık/kırılabilir olması veya camın bulunmamasından dolayı oluşan kazalar.
ÖNLEM: Durak kapısı camları telli cam veya yüksek mukavemetli lamine cam olmalı.
Kabin boyutlarının standart dışı olarak büyük seçilmesinden dolayı veya yüklenen yükün yoğunluğunun
yüksek olmasından dolayı kabinin kontrolsüz bir şekilde aşağı doğru düşmesinden dolayı oluşan kazalar.
Kabin boyutlarının standartta belirtilen boyutları geçmemesi sağlanmalıdır.
6 kişilik asansöre 11 kişi binince ağırlığı taşıyamayan asansörün halatı koptu. Yere çakılan asansörde bulunan bir
kadın hayatını kaybetti.
Elazığ’da bir düğün salonunda 20 kişilik asansöre 27 kişinin binmesiyle 4’üncü kattan zemine çakılan asansörde
bir kişi ağır yaralandı.
Diyarbakır’da 12 kişinin bindiği 8 kişilik yük asansörü zemine çakıldı, 10 kişi yaralandı.
100
Page 101
Ara katlarda kabin içindeki mahsur kalan kişilerin kurtarma yönergelerine uyulmadan bilinçsiz bir şekilde
kabinden çıkmaya-çıkarılmaya çalışılmaları sonucu oluşan kazalar.
Asansör kabini kat arasında kaldığı zaman kabin içindekileri kurtarma işleminde kapı kilit anahtarı
kullanlması tehlikelidir. Kurtarma işlemi Makina-motor grubu üzerindeki el freni yardımıyla kurtarma eğitimi almış
kişiler tarafından yapılmalıdır.
Eski asansörlerin, özellikle tek hız tahrikli
asansörlerin tahrik ve kumanda sistemleri, kabini
katta gereken hassasiyetle durdurmaya müsait de-
ğildir. Bu durum, yolcular için kabine girerken veya
kabinden çıkarken, eşiğe takılma riskini oluşturur.
Bu risk doğal olarak, kabin eşiği ile kat seviyesi ara-
sındaki fark arttıkça artmakta, özürlü ve yaşlılar için
de özellikle daha tehlikeli hal almaktadır.
Böyle asansör sistemlerini, garantili kabul
edilebilecek seviyeleme hassasiyetine getirebilecek
kontrol sistemleri vardır. Kabin kat sevye ayarları
uygun hale getirilmelidir.
Otomatik kapılı asansörlerde kapının giriş-çıkış sırasında kullanıcıları sıkıştırması ile oluşan kazalar.
Kabin kapısına giriş ve çıkışta çarpmayı engellemek için fotosel konulmalıdır. Fotosel çalışır durumda
olmalıdır.
101 MART 2013
Page 102
Kabin içine konan yüklerin dengeli konumlandırılmamış olması ve seyir halinde bu yüklerin kayması
sonucu oluşabilecek kazalar.
Kabin içine konan yüklerin dengeli yüklenmesine dikkat edilmeli, kabin hareket halinde iken bu yüklerin
kaymaması için önlem alınmalıdır.
Bir yangın ve deprem anın-
da asansörde mahsur kalınması sonucu
oluşan kazalar.
Bir yangın ve deprem anında
kaçış için asansör yerine merdivenler
kullanılmalıdır. Kuyu boşluğuna kağıt ve
benzeri yanıcı maddelerin atılması önlen-
meli, buradan başlayacak bir yangının
kısa sürede kabini etkileyebileceği göz
önünde bulundurulmalıdır.
Makina dairesindeki
aydınlatma tesisatının uygun
olmamasından dolayı oluşan
kazalar.
Makina dairesindeki
aydınlatma tesisatı çalışır du-
rumda bulundurulmalıdır.
Makina dairesindeki
döner parçaların sıkışması so-
nucu oluşan kazalar.
Makina dairesindeki
döner parçaların muhafaza al-
tına alınması.
102
Page 103
Makina dairesindeki elektrik panosu bağlantı kablolarının korumasız olması sonucu oluşan kazalar.
Makina dairesindeki elektrik panosu bağlantı kablolarının koruma muhafazası altına alınması.
Makina dairesindeki merdiven ve korkuluklarının olmaması veya dayanımsız ve sabitlenmemiş durum-
da bulunması.
Makina dairesindeki merdiven ve korkulukların standarda uygun hale getirilmesi.
Askı halatlarının kopması halinde oluşacak tehlike son derece
açıktır.
Halatların düzenli bir şekilde kontrolü ve zamanında değiştirilme-
si.
Askı halatının belli bir uzunluğundaki kırık halat lifi sayısını temelde kriter
olarak kabul eden birkaç ülke dışında Avrupa standardında halat değiştir-
me şartları tarif edilmemiştir.
Kabin boyutlarının standart dışı
olarak büyük seçilmesinden dolayı veya
yüklenen yükün yoğunluğunun yüksek
olmasından dolayı kabinin kontrolsüz bir
şekilde aşağı doğru düşmesinden dolayı
oluşan kazalar.
Kabinin aşırı yüklenmesini ön-
lemek için standart kabin ölçülerinin ol-
ması ve aşırı yük tertibatının bulunması.
103 MART 2013
Page 104
Asansör kuyusunun çevresinin tehlike oluşturacak şekilde açık veya yanıcı maddelerden oluşması
sonucu oluşan kazalar.
Asansör kuyusu çevresi yanmaz ve dayanıklı malzemelerden oluşmalıdır. Kuyuya ulaşılamamalıdır.
Kuyu alt üst boşlu-
ğuna sıkışma sonucu olan ka-
zalar.
Kuyu alt üst boşluğu
güvenlik hacimlerinin buluna-
bileceği gibi dizayn edilmelidir.
Elektro mekanik olarak güven-
lik önlemleri alınmalıdır.
Hidrolik asansörlerde silindir ile güç ünitesi arasındaki borunun patlaması veya rekorun gevşemesi
sonunda yağın pistondan aniden boşalması sonucu kabinin yere çakılması sonucu oluşan kazalar.
kullanılması gerekmektedir.
104
Page 105
: Tahrik yeteneğinin ve Elektro-mekanik sistemlerin çalışmamasından kaynaklı kazalar.
Tahrik yeteneğinin ve Elektro-mekanik sistemlerin çalışmasının uygun olması sağlanmalı.
: Asansör montajı sırasında
standart dışı malzeme kullanılması ve
montajın uygun yapılmaması.
Asansör montajının uygun ya-
pılması ve standarda uygun malzeme
kullanılması.
* Kumanda panosu dübellerle duvara sabitlenmeli kalaslarla değil
* Hastanenin bütün elektrik ve gaz tesisat boruları kuyu içinde
: Asansör kuyusunda ve Makina dairesinde asansör harici malzemelerin bulunması
Asansör kuyusunda ve Makina dairesinde asansör harici malzemelerin bulunmamalıdır.
1. “Asansörlerde Durum Ra-
poru Uygulamalar ve Yapıl-
ması Gerekenler” Yayın No:
MMO/2010/525
2. “Basından Kaza Fotoğraf-
ları ”
3. “Karikatürler Elevator World ”
4. “Bir Asansor Kazasının
Anatomisi EMO Mart 2004
Bülteni Barış AYDIN 20”
5. “Nafi Baran Bilirkişilik Foto-
rafları”
105 MART 2013
Page 106
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
İSG Uzmanı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
İSG Uzman Yrd.
5 ADIMDAAsansör Sektöründe İş Sağlığı ve Güvenliği
106
Page 107
“Asansör Sektöründe İş Sağlığı ve Gü-
venliği” konusunu doğru ele alabilmek
için ilk olarak İş Sağlığı ve Güvenliğinin
temelini oluşturan risk değerlendirmesi
kavramından bahsetmeyi ve asansör gü-
venliği ile risk değerlendirmesi arasındaki
bağlantıyı vermeyi uygun gördük. Asan-
sör güvenliği ile ilgili kaynakçamızda da
ayrıntılı olarak görüleceği gibi dünyanın
birçok ülkesinde konu ile ilgili oldukça
fazla çalışma ve kaynak bulunmaktadır.
İnşaat sektöründeki iş kazalarının önemli
bir bölümünü asansör kazalarının oluş-
turduğu düşünüldüğünde asansör ima-
latı, bakımı ve kullanımı sırasında alına-
cak iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin
önemi daha iyi ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde asansör bakım ve işletme-
sinde alınacak iş sağlığı ve güvenliği
tedbirleri; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Ba-
kanlığı tarafından 31.01.2007 tarihinde
26420 sayılı Resmi Gazete’de yayımla-
nan “Asansör Yönetmeliği (95/16/AT)” ve
18.11.2011 tarihinde 27058 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanan “Asansör Bakım
ve İşletme Yönetmeliği”nde düzenlen-
miştir. Bu yönetmelik kapsamına giren
asansörler ve güvenlik aksamları, yönet-
melikte yer alan temel sağlık ve güvenlik
gereklerini yerine getirmek zorundadır.
Ayrıca her asansör kabininde ve güven-
zorunludur.
İş sağlığı ve güvenliğinin temel amacı iş
kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesidir. Siste-
matik olarak risk değerlendirmesi yapıldığında ve gere-
ken önlemler alındığında iş kazalarının ve meslek hasta-
lıklarının yüzde 98 oranda önlenebileceği bilinmektedir.
Özellikle 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun
yayımlanmasıyla 2013 yılından itibaren tüm çalışanlar
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kapsamına dâhil
olmuştur. Ayrıca her iş yerinde risk değerlendirilmesi-
nin yapılması zorunlu hale getirilmiştir. Verimli bir risk
değerlendirmesi yapılabilmesi için iş yerindeki risk ve
tehlikelerin ayrıntılı olarak belirlenmesi gerekir. İş yerle-
rinde, çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamak ve iş
kazaları ve meslek hastalıklarının önlenmesi için düzenli
olarak tehlike ve risklerin belirlenmesi gerekmektedir.
Buna bağlı olarak önlemler alınmalı ve risk değerlendir-
meleri değişen çalışma koşullarına göre güncellenmeli
ve takip edilmelidir.
Asansör iş kazaları ağırlıklı olarak “Montaj Sürecinde
Asansör Kazaları” ve “Bakım Periyodik Kontrol Sü-
recinde Asansör Kazaları” olarak ikiye ayrılmaktadır.
Asansör montaj sürecinde gerçekleşen iş kazaları in-
celendiğinde ağırlıklı olarak kuyuya düşme, sıkışma ve
ezilme, asansör düşmesi, elektrik ile ilgili kazalar, cisim
düşmesi ve Makina/ekipman kaynaklı kazalar oldukla-
rı görülmektedir. Asansör bakım ve periyodik kontrol
sürecinde; elektrik ile ilgili kazalar, sıkışma ve ezilme
kazaları, Makina/ ekipman kaynaklı kazalar ve kabin ile
birlikte düşme kazaları daha çok sayıda görülmektedir.
Ayrıca bu kazalar sonucunda can kayıpları, iş gücü ka-
yıpları, tedavi masrafları, ölüm ve iş kaybı tazminatları,
yeniden servise alma maliyetleri gibi görünür maliyetle-
rin yanı sıra sektöre olan güvensizlik, psikolojik zararlar
gibi görünmeyen maliyetler oluşmaktadır.
Asansör iş kazaları incelendiğinde kaza nedenleri: yet-
kisiz müdahale, tehlikeli hareketler ve tehlikeli durum-
lar, güvensiz malzeme kullanımı, güvenlik mesafelerine
uyulmaması, bakımsız asansörler, denetim eksiklikleri,
kişisel koruyucu donanımların yetersizliği olarak sırala-
nabilir.
“İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi
Yönetmeliği”ne göre işveren, çalışma ortamı ve ça-
lışanların sağlık ve güvenliğini sağlama, sürdürme ve
geliştirme amacı ile iş sağlığı ve güvenliği yönünden
risk değerlendirmesi yapmak veya yaptırmakla yüküm-
lüdür. Risk değerlendirmesi işverenin oluşturduğu bir
ekip tarafından gerçekleştirilir.
İş sağlığı ve güvenliğinde reaktif ve proaktif yaklaşım
olmak üzere iki yaklaşım türü vardır. Reaktif yaklaşım,
meydana gelen iş kazasının tekrar etmemesi için kaza
nedenlerini tespit etme ve çözüm arama esasına da-
yanır. Proaktif yaklaşım ise kaza meydana gelmeden
önce, risklerin öngörülmesi, değerlendirilmesi ve bu
risklerin azaltılması veya mümkünse tamamen ortadan
kaldırılmasına dayanır.
Kantatif risk analizinde tehlikeli olayın olma ihtimali ve
etkisi kullanılarak, o olayın risk değeri bulunur. Kantatif
risk analizinde:
Risk = Tehlikeli Olayın Meydana Gelme İhtimali
* Tehlikenin Etkisi
şeklinde tanımlanır.
Bir iş yerinde tek başına risk değerlendirmesi yapmak,
iş kazalarını önlemek için yeterli değildir. Kazaların ön-
lenmesi için gerekli tedbirler alınmalı, sonuçları gözlen-
meli, ihtiyaç varsa risk değerlendirmesinde güncelle-
meler yapılmalıdır. İşveren risk değerlendirmesini kendi
başına yapabileceği gibi bu konudaki bir uzmandan da
yararlanabilir. Risk değerlendirmesi için bir uzmandan
107 MART 2013
Page 108
yararlanılması işverenin sorumluluğunu ortadan kaldır-
maz.
Risk değerlendirmesinde kullanılan çok sayıda farklı
yöntemler bulunmaktadır. Bunlardan en yaygın olanı 5
adım yöntemidir. Her iş yeri için farklı riskler ve tehlike-
ler bulunduğundan o iş yeri için risk değerlendirmesi
yapılırken oraya en uygun risk değerlendirmesi yönte-
mi belirlenmelidir. Yazılı olarak rehber niteliğinde farklı
risk değerlendirme örnekleri bulunabilir, bu rehber risk
değerlendirmelerini kullanmadan önce her iş yerinin
kendine özel çalıma şekli ve tehlikeleri olduğu unutul-
mamalıdır.
İşveren veya iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu kişi
iş yerinde tehlike oluşturabilecek bütün noktaları ge-
zer. Her çalışma alanı için çalışanların da görüşlerinden
yararlanarak tehlikeler belirlenir. Eski iş kazası tutanak
defterleri ve meslek hastalıkları için sağlık raporları in-
celenir. İş yerinde kullanılan Makina ve ekipmanların
kullanma kılavuzları incelenerek bu Makina veya ekip-
manlardan doğabilecek tehlikeler belirlenir. Çalışma
ortamı, çalışanlar ve iş yerindeki mevcut belgelere iliş-
kin İş yeri bina ve eklentileri, iş yerinde yürütülen faa-
liyetler ile iş ve işlemler, üretim süreç ve teknikleri, iş
ekipmanları, kullanılan maddeler, artık ve atıklarla ilgili
işlemler, organizasyon ve hiyerarşik yapı, görev, yetki
ve sorumluluklar, çalışanların tecrübe ve düşünceleri,
işe başlamadan önce mevzuat gereği alınacak çalışma
izin belgeleri çalışanların eğitim, yaş, cinsiyet ve ben-
zeri özellikleri ile sağlık denetimi kayıtları, genç, yaşlı,
engelli, gebe veya emziren çalışanlar gibi özel politika
gerektiren gruplar ile kadın çalışanların durumu, iş ye-
rinin teftiş sonuçları, meslek hastalığı kayıtları, iş kazası
kayıtları, iş yerinde meydana gelen ancak yaralanma
veya ölüme neden olmadığı halde iş yeri ya da iş ekip-
manının zarara uğramasına yol açan olaylara ilişkin ka-
yıtlar, ramak kala olay kayıtları, malzeme güvenlik bilgi
formları, ortam ve kişisel maruziyet düzeyi ölçüm so-
nuçları, acil durum planları, yapı işleri sağlık ve güvenlik
planı ve patlamadan korunma dökümanı hazırlanması
gereken işyerlerinde önceden hazırlanan belge ve ra-
porlar gibi bilgiler toplanır:
Elde edilen bilgiler ile her tehlike için risk değeri hesap-
lanır. Bu hesaplama için “Risk Değerlendirme Tablosu”
(Tablo 1) kullanılır.
Bu adımda risklerin daha kabul edilebilir bir seviyeye
çekilmesi için gerekli kontrol tedbirlerine karar veril-
mektedir. İş sağlığı ve güvenliğinde temel amaç, risk
yaratan faktörün tamamen yok edilmesidir ancak bu-
nun mümkün olmadığı durumlarda daha az riskli olan
ile değiştirilebilir.
Asansör imalatı ve bakımı ilgili yapılmış olan risk değer-
lendirme sonuçlarına göre alınabilecek güvenlik önlem-
lerinden bazıları şunlardır:
veya duygusal sebepler sonucu, kendisinin veya
iş arkadaşlarının yaralanmasına neden olacak şe-
kilde dikkat ve farkındalıklarını kaybettiklerinde ça-
lışmamalıdır.
çalışanlar işe başlamadan önce “Kullanım Dışıdır”
işaretlerini asansör çağırma butonunun olduğu
her kata koymalıdır.
(yürüme yolları, platformlar vb.) halkın kullanımına
kapatılmalıdır. Ayarlama veya çalışmalar sırasında
asansör kabinin içerisinde kimsenin olmadığından
emin olunmalı, asansör kapıları devre dışı bırakıl-
malıdır.
olabilecek giysilerdeki bolluklar giderilmelidir. Kişi
üzerindeki kolye vb. mücevherleri çıkarmalıdır. Te-
mizlik, yağlama işlemleri sırasında ekipmanlarda
tehlike arz edebilecek şekilde bir hareket meyda-
na geldiyse, ekipman derhal devre dışı bırakılmalı-
dır.
55 3 2
1
5
YÜKSEK
25
YÜKSEK
20
YÜKSEK
15 10
DÜŞÜK
5
YÜKSEK
4
YÜKSEK
20
YÜKSEK
16 12 8
DÜŞÜK
4
3 15 12 9
DÜŞÜK
6
DÜŞÜK
3
KÜÇÜK
2 10 8
DÜŞÜK
6
DÜŞÜK
4
DÜŞÜK
2
1
DÜŞÜK
5
DÜŞÜK
4
DÜŞÜK
3
DÜŞÜK
2
DÜŞÜK
1
Tabloda dikey eksen tehlikenin frekansını(oluşma sıklığı), ya-
tay eksen ise tehlikenin şiddetini (etki) temsil etmektedir.
108
Page 109
telsiz kanalı temiz olmalı, telsizde konuşan kişiler
telsiz iletişiminde olabilecek saniyelik gecikmelerin
farkında olmalıdır.
-
meli, aletler cepte taşınmamalıdır.
-
da veya yakınında temizleme bezi kullanılmamalı-
dır.
çalışma alanından düzenli olarak uzaklaştırılmalı,
bunun için tahsis edilmiş kutularda muhafaza edil-
melidir.
-
venler iyi aydınlatılmalıdır. Aydınlatılma yetersiz gö-
rüldüğünde çalışan kendi amirine bilgi vermelidir.
Yetersiz aydınlatmanın olduğu yerlerde çalışma
yapılmamalıdır. Takılmaya neden olabilecek yerler-
de, merdivenlerde uzatma kabloları kullanılmalıdır.
çekirdeği içinde durulmamalıdır.
-
lıdır. Nesnelerin güvenli şekilde aşağı indirilmesi
için halat kullanılmalıdır.
-
malıdır. Unutulmamalıdır ki her uyarının bir amacı
vardır. Artık ihtiyaç duyulmayan uyarı levhaları kal-
dırılmalıdır.
-
len vücut sıvıları veya vücut sıvısı karışmış madde-
leri temizlememelidir.
-
ber verilmelidir.
kullanımı ve içerdiği tehlikeler hakkında bilgi sahi-
bi olmalıdır. Kaldırma platformlarından malzeme
alınırken platformun dengesine dikkat edilmelidir,
platformun dengesinin bozularak tehlike yaratma-
ması için tedbirler alınmalıdır.
Çalışanlar etrafındaki tehlikelere karşı her zaman
dikkatli olmalıdır, makinaların “ani” çalıştırılmalarına
karşı hazırlıklı olmalıdır.
giysilerinin hareket eden parçalar tarafında çekil-
memesi için dikkatli olmalıdır.
-
sında kabin içinde veya üstünde bulunmamalıdır.
yerin üstünde veya altında başka kişilerin çalışma
yapmasına izin verilmemelidir.
durulmamalıdır.
-
dır. Kapıların önüne uyarı işaretleri konulmalıdır.
kullanılmalıdır.
tahliye edilmelidir.
için, yönetim tarafından sağlanan Acil Tahliye Planı
öğrenilmelidir.
veya tatbikat olduğu yanılgısına düşmemelidir.
Tehlike anında, sakin olunmalı, halkın güvenliğini sağ-
lamak amacıyla gerekli yerlerde kullanılan ekipmanlarla
ilgili tedbirler alınmalıdır, kişisel eşyalar ve gereçler bı-
rakılmalıdır, planlanan toplanma alanına hareket edil-
melidir acil tahliye sırasında ilgili kişiye bilgi verilmeli,
işletmenin acil durumlar için planladığı güvenlik planına
uygulamaya devam edilmelidir.
Eğer asansör imalatı veya bakım onarımı yapılan yer-
de riskler önlenemiyor veya azaltılamıyorsa, kişisel ko-
ruyucu donanımlar kullanılmalıdır. Unutulmamalıdır ki,
kişisel koruyucu donanım kullanımı başvurulacak son
güvenlik tedbiridir. İş sağlığı ve güvenliği uygulamaların-
da asıl amaç risklerin tamamen önlenmesi, eğer önle-
nemiyorsa daha riskli olanı ile değiştirilmesidir.
İşveren, çalışanlara ihtiyaç olan bütün kişisel koruyucu
donanımları sağlamak ile mükelleftir. Bütün çalışanlar,
yaptıkları işe uygun kişisel koruyucu donanımları çalış-
ma esnasında her zaman giymelidir. Çalışanlar kişisel
koruyucu donanımları kullanmadan önce iyi durumda
olup olmadıklarını kontrol etmelidir.
Çalışanlar ceplerinde alet taşımamalı-
dır. Kesik tehlikesine karşı uzun kollu gömlek giymeleri
tavsiye edilir. Tehlike oluşturabilecek yüzük, kolye gibi
109 MART 2013
Page 110
mücevher eşyalar çıkartılmalı, yırtık giysiler giyilmeme-
lidir. Elektrikli ekipmanlar ile çalışırken, metal alaşımlı
(yüzük, saat, kemer tokası gibi...) eşyalar çıkartılmalıdır.
Kişisel koruyucu donanımlar başkaları ile takas edilme-
melidir. Herkesin yaptığı işin farklı olduğu ve kullandığı
kişisel koruyucu donanımın da yaptığı işe özel olduğu
unutulmamalıdır. Kaynak ve kesme işlemlerinde yağ
tutmaz giysiler giyilmelidir.
Çalışanlar, kullandıkları ma-
kinalar veya yaptıkları işler dolayısıyla potansiyel olarak
yüz ve gözlerinden yaralanabilecekleri işlerde yüz ve
göz siperleri kullanmalıdır. Bunların iyi durumda oldu-
ğu sürekli kontrol edilmeli, yapısal veya optik olarak
hasar görmüş donanımlar kullanılmamalıdır. Kapalı
mekânlarda, kaynak işleri dışında, gölgelikli göz siper-
leri kullanılmamalıdır.
Risk değerlendirmesi sonucun-
da gerekli durumlarda İşverenler çalışanlarına uygun
kafa koruyucuları sağlamakla yükümlüdür. Kafalarına
nesne düşmesi veya elektrik çarpması tehlikesi olan
yerlerde çalışan kişiler kafa koruyucu baretler giyme-
lidir. Asansör imalat aşamasının tamamında ve onarım
işleri boyunca çalışanlar baret giymeleri konusunda
uyarılmalıdır. Baretler kullanılmadan önce üzerinde çat-
lak veya deformasyonlar olup olmadığı kontrol edilme-
lidir. Baretler direkt güneş ışığına maruz bırakılmamalı
ve boyanmamalıdır.
İşveren, çalışanlara yaptıkları
işe uygun koruyucu ayakkabı vermelidir.
Risk değerlendirmesi sonu-
cunda gerekli durumlarda işveren çalışanlarına uygun
kulak koruyucular sağlamalıdır. 85 dB›den fazla gürül-
tüye maruz kalan çalışan kulak koruyucu donanımlar
kullanılmalıdır. Unutulmamalıdır ki gürültüden kaynak-
lanan kulak hasarlarında geri dönüş yoktur. Tek kul-
lanımlık olmayan kulak tıpaları her kullanımdan önce
temizlenmelidir. Kulaklıklar gürültüyü verimli olarak
azaltabilmeleri için kulağa boşluk kalmayacak şekilde
oturtulmalıdır. Çok fazla gürültülü olan iş yerlerinde ku-
lak tıpası ve kulaklık beraber kullanılabilir. Genel kural
olarak 1.5 m veya daha kısa mesafedeki bir kişiye sesi-
mizi duyurmak için bağırmamız gereken yerlerde, kulak
koruyucu donanımların kullanılması gerektiği söylene-
bilir.
Risk değerlendirme-
si sonucu gerekli durumlarda işveren, çalışanların yük-
sekten düşme tehlikesine karşı çalışanlarına koruyucu
donanımlar sağlamalıdır. 2 m. ve daha fazla yükseklikte
( veya derinlikte ) çalışanlar düşmeye karşı koruyucu
paraşüt tipi kemer kullanmalıdır. Koruyucu kemerler
sadece çalışanların güvenliği amacıyla kullanılmalıdır.
Eşya taşıma işleri veya benzeri işler için kullanılma-
malıdır. Emniyet halatları binanın ankaraj veya yapısal
donatılarına sabitlenmelidir. Her çalışan düşmeye karşı
110
Page 111
koruyucu donanımların kullanılması ve bakımı konu-
sunda eğitilmelidir.
Kesik, yanma, kimyasal maddelere ma-
ruz kalma gibi tehlikelerin olduğu yerlerde çalışanlar
koruyucu eldivenler kullanmalıdır. Hareketli parçalara
sahip makinalarda veya yakınında çalışılırken koruyucu
eldiven giymemelidir.
Genel olarak
asansör imalatı endüstrisinde kirli havadan kaynakla-
nan riskler bulunmamasına rağmen, binanın niteliğine
göre veya inşaat çevresinin durumuna göre solunum
koruyucu donanımlar kullanılabilir.
“ Yapı İşlerinde Sağlık ve Güvenlik Yönetmeliği”ne uy-
gun olarak yüksekteki çalışmalarda düşmeye karşı
koruyucu önlemler alınması gerekir. Yüksekten düş-
me tehlikesine karşı alınacak önlemler 3 gruba ayrılır.
Bunlardan ilki düşme tehlikesini tamamen ortadan kal-
dırmaktır. İkinci tür önlem korkulukların kullanılmasıdır.
Üçüncü tür önlem kişisel düşmeye karşı koruyucu ke-
merler kullanılmasıdır.
1. Sadece onay-
lanmış emniyet halatları ve emniyet kemerleri kulla-
nılmalıdır. Bütün koruyucu ek donanımlar birbirleri ile
uyumlu olmalıdır. Emniyet halatları kesilme veya kop-
maya karşı dayanıklı olmalıdır. Emniyet halatları çalı-
şılmaya başlamadan önce takılmalı ve bütün asansör
boşluğuna hizmet edecek uzunlukta olmalıdır. Emniyet
kemeri ve kişisel koruyucu donanımlar çalışılmaya baş-
lamadan önce yetkili bir kişi tarafından kontrol edilme-
lidir. Hasar görmüş emniyet kemeri, emniyet halatı ve
diğer koruyucu donanımlar kullanımdan çıkarılmalıdır.
2. Asansör kapılarının önüne
korkuluklar yerleştirilmelidir. Korkulukların izinsiz kal-
dırılmamasına yönelik uyarılar konulmalıdır. Ayrıca kor-
kulukların üzerinde “Dikkat! Asansörde çalışma vardır.”
uyarı yazıları bulunmalıdır. Asansör kapıları takılana ka-
dar açıklık önünde korkuluklar bulunmalıdır. Eğer ça-
lışma yerinde korkuluklar bulunmuyorsa veya tedarik
edilmemişse, yetkili kişiye derhal durumun bildirilmesi
gerekir. Eğer çalışma için korkuluk kaldırılmışsa, asan-
sörde çalışma yapacak kişi düşmeye karşı kişisel ko-
ruyucu donanım kullanılmalıdır.
Elektrik tesisatında test veya arıza tespit çalışmaları
tesisatta akım varken yapılabilir fakat tesisattaki ba-
kım ve onarım çalışmaları elektrik tesisatının elektriği
kesildikten sonra yapılmalıdır. Elektrik tesisatında arıza
tespit çalışması yapılırken aşağıdaki kişisel koruyucu
donanımlar mutlaka giyilmelidir. 240 Volt ve daha üzeri
voltajlarda çalışırken uygun temiz deri eldivenler giyil-
melidir. İletken olmayan koruyucu gözlükler kullanılma-
lıdır. Yalıtkan tabanlı ayakkabılar kullanılmalıdır. Elektrik
çarpmalarına karşı deri koruyuculara sahip plastik yalıt-
kan eldivenler giyilmelidir. Elektrik çarpma tehlikesi kol-
ları da kapsıyorsa eldivenler ile birlikte plastik yalıtkan
kolluklar da kullanılmalıdır.
Her arıza tespit çalışması öncesinde tesisattaki voltaj,
voltmetreler ile ölçülmelidir. Tesisatın enerjisinin tama-
men boşaldığından emin olunmalıdır. Düşük voltaj de-
ğerlerindeki elektrik çarpmaları bile büyük yaralanma-
lara yol açabilir. Bütün tesisat devrelerinde aksi testlerle
belirlenmedikçe akım olduğu var sayılmalıdır ve buna
göre tedbir alınmalıdır. Elektrik tesisatında çalışma ya-
parken çalışan kişi üzerindeki yüzük, kolye gibi iletken
eşyalar ile cep telefonu, radyo gibi elektrik ile çalışan
diğer aletleri çıkarmalıdır. Metal, su birikintisi üzerinde
ayakta dururken veya diz üstündeyken elektrik tesi-
satında çalışma yapılmamalıdır. Üzerinde akım olan
devrelerde çalışma yapılırken çalışma yapan kişi gü-
venli şekilde yalıtıldığından emin olmalıdır). Çarpmala-
rın önlenmesi amacıyla, metal eşyaların üzerinde akım
olan devrelere temas etmemesine dikkat edilmelidir,
çalışanlar alet kemerleri takmamalı ve aletlerini cebinde
taşımamalıdır.
Çok kabinli sistemlerde ana elektrik hattı kapalı du-
rumda olmasına rağmen, bazı devreler diğer sistem-
ler (grup kontrolü, kabin aydınlatması gibi) tarafından
besleniyor olabilir. Sigortaların sökümü veya takımı için
özel aletler kullanılmalı, bu iş elle yapılmamalıdır. İletken
olmayan el fenerleri kullanılmalıdır. Mümkün olduğunca
kalıcı olmayan kablolama yapılmamalıdır. Geçici kab-
lolama işleri yapıldığında takılıp düşmelerin önlenmesi
için uyarıcı tedbirler alınmalıdır. Elektrik tesisatındaki
çalışma bittikten sonra her elektrik ekipmanının kapa-
ğı kapatılmalıdır. Sistemde elektrik olduğu durumlarda
kabin kapıları kapalı durumda olmalıdır. Eğer asansör
kabinlerine ana elektrik hattından elektrik gelmiyorsa
ana elektrik hattında yetki dışında bir bakım çalışması
yapılmamalıdır. Bu durum bina sahibine haber verilme-
lidir.
Risk değerlendirmesinde, risk değeri en yüksek olan
işlemlere öncelik verilerek, gerekli tedbirlerin tamam-
111 MART 2013
Page 112
lanması için son tarihler belirlenir. Alınan güvenlik ted-
birlerinin tamamlanmasını takip edecek uzman veya
yetkili tespit edilir. Bu uzman veya yetkili güvenlik ted-
birlerinin alınması sürecini sürekli kontrol eder. Eksiklik
veya kusurları işverene bildirir, gerekli önlemleri alır.
Bu adımda uygulanan kontrol tedbirlerinin doğru şe-
kilde uygulandığı, faydalı sonuç verip vermediği, riskin
azalmasında yardımcı olup olmadığı kontrol edilir. Eğer
alınan tedbirlere rağmen riskte herhangi bir azalma ol-
mamışsa, farklı tedbirler uygulanarak risk değerlendir-
mesi güncellenir.
anlamına gelmemekte olup, asansör ve güvenlik ak-
samlarının Asansör Yönetmeliğinin (95/16/AT) tüm hü-
kümlerine uygunluğunu gösteren bir işarettir. Asansör
olup, ürünler piyasaya sunulmadan ve hizmete konul-
-
luk işareti en az 5 mm yüksekliğinde, görünür, oku-
asansör ve güvenlik aksamlarının üzerine konulmasının
mümkün olmadığı durumlarda, varsa ürünün ambala-
jına iliştirilebilir. Ülkemizde son yıllarda iş sağlığı ve gü-
venliği konusunda yapılan yasal düzenlemeler ve çalış-
malarla ile iş kazaları ve meslek hastalıkları ile ilgili bilinç
artmaktadır. Özellikle ülkemizin ekonomisinde önemli
bir yer tutan inşaat sektöründeki iş kazalarını önlemek
amacıyla işverenler ve çalışanlar bu konuda eğitilmeli,
iş sağlığı ve güvenliği konusunda gerekli tedbirleri al-
maları için teşvik edilmelidir. İş sağlığı ve güvenliğinin
sağlanması, o iş yerinde insan hayatına verilen öne-
min bir göstergesi olduğu gibi iş kazalarından dolayı
meydana gelen maddi ve manevi kayıpların da önüne
geçecektir. Bundan dolayı, iş sağlığı ve güvenliği için iş
yerinde olabilecek en ufak tehlike ve risk bile küçüm-
senmemeli, alınacak tedbirler için harcanacak paranın
insan hayatı söz konusu olduğunda önemsiz bir miktar
olduğu unutulmamalıdır.
Özellikle, inşaat sektöründeki iş kazalarında asansör
kazalarının önemli bir paya sahip olduğu dikkate alın-
dığında, asansör imalat, montaj ve bakım firmaları işe
başlamadan önce risk değerlendirmelerini eksiksiz şe-
kilde yapmalıdır. Risk değerlendirmesinde ortaya çıkan
duruma göre, riskleri en aza indirecek tedbirler alınmalı
gerekli yerlerde kişisel koruyucu donanımların kullanıl-
masına önem verilmelidir. Asansör ve güvenlik dona-
nımlarında, çalışanların iş sırasında kullandığı kişisel
-
üretim sırasında imalatçı tarafından o ürün için gerekli
standartların sağladığının bir garantisidir.
1. M. Özgür Ünal ve Bengi Aykaç,Yapı İşlerinde Asansör
Kazaları ve Güvenlik Önlemleri, International Journal of
Engineering Research and Development, Vol. 2, No.2,
Haziran 2010
2. -
lendirme Tablosu Yöntemi İle Risk Analizi: Bir Uygula-
ma, International Journal of Engineering Research and
Development, Vol.3, No.2, Haziran 2011
3. Erhan Bayrak, İ. Menderes Büyüklü, Asansör ve Asan-
Genel Müdürlüğü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
Ankara
4. Elevator Industry Field Employees’ Safety Handbook,
Elevator World, Inc., 2010
5. Nafi Baran, Asansör Kazaları, Önlemler ve Denetim,
6. Asansör Yönetmeliği(95/16/AT), Bilim, Sanayi ve Tek-
noloji Bakanlığı
7. İş Sağlığı Ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetme-
liği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
112