Top Banner
Son haftalarda Melih Gökçek’in tele- vizyon kanallarında feryat figan yaptığı konuşmalarla karşı karşıya kaldık. Hepimizin bildiği üzere belediyelerin ve başkanlarının öncelikli görevi ve varlık ne- deni, halkın su, ısınma, ulaşım, barınma vb. kamusal gereksinimlerini yeterli ve etkin bir biçimde karşılamaktır. Ancak Bizler Melih Gökçek’in son günlerde televizyon program- larında gösterdiği kendisini aklama çabasının üçte birini bile 15 yıldır Ankara halkına hizmet etmek için göremedik. Belediyeyi yan gelip yatmanın yeri olarak belleyen Gökçek belediyeyi yağmanın talanın komuta merkezi haline getirdi. Keyfi ve sorumsuz uygulamaları ile hayatımızı yaşanmaz kıldı.Halka düş- man şirketlere dost olan Gökçek, tüc- carlığın en muazzam örneklerini sergiledi. Gözü rant hırsı ile dönmüş olan Gökçek, kentsel dönüşüm adı altında onbinlerce yoksul insanı evsiz bıraktı. Beş yıldır bitiremediği Esenboğa yol- undaki Kuzeykent kentsel dönüşüm projesinde sekiz bin hak sahibi hala evlerini bekliyor. Dikmen Vadisinde binlerce hak sahibi yıllardır evlerini bekliyor. Altındağda ve entepede bin- lerce aile mağdur oldu. Bu seferde hedefinde biz Mamaklılar varız. Gerekli yatırımları zamanında yapmadığı için bizleri yaz aylarında susuz bıraktı; yetmedi suyumuzu kir- letti, gösteriş düşkünü halk yararından bihaber Gökçek, park ve bahçelerim- izi talan etti. Türkiyenin en pahalı şehir içi ulaşımına Ankaralıları mahkum etti. Doğalgazda yaptığı vurgunla tüm Ankarayı soydu. Doğalgazı pahalı sattı. Doğal gaz sayacını pahalı sattı. Say- acın pil ve bakım parasından çarptı. Yanlış yazılımla fazla para tahsil etti. Yani bizi soy- mak için doğalgazın etinden sütünden yününden yararlandı. Saltanatını kurma sevdasıyla her türlü yolsuzluğa girişti; BOTA’a borcunu ödemedi; bedelini yine bize ödetti; bu soğuk kış mevsiminde evlerimizi ısıtamaz hale geldik. Belediyenin kaynaklarını ona buna peşkeş çekti; oğluna villa bize soğan, patates dağıttı. Yandaşlarının cebini euro- larla, dolarla doldurdu; bizden kepçeyle aldı ama kaşıkla bile geri vermedi. 15 yıl başkan- lığı boyunca halkı soydu soğana çevirdi; ama yine doymadı. AKP iktidarı soyguncu ve rantçı belediyecilik anlayışının bu yılmaz neferini korumak için elinden geleni yaptı; bütün pisliklerini örtmek için yeni yasa mad- deleri çıkarttı. Yapılan her çarpıklığa ortak oldu; Ankara’yı yoksullaştırma politikalarının laboratuarı haline getirdi. Kim bu politikalarının karşısında dursa, kim yıkımlara karşı çıksa, ulaşım, doğalgaz zammını protesto etse, su hakkına sahip çıksa Melih Gökçek’in hakaretlerine maruz kaldı. Meslek odalarına, bilim çevrelerine ağır ithamlarda bulunmaktan hiç çekinmeyen Gökçek, köşeye sıkıştığı her durumda saldırganlaştı; gazetecilere sataştı, belediye binası önünde eylem yapan herkesi provakatör olmakla suçladı. Kendisini bilbordlarda görmeye alışkın olduğumuz Gökçek, belediyecilik yapmak yerine sağa sola sataşarak tele- vizyon programlarında kavga etmeyi seçti. Hakkında çıkan yolsuzluk belgeleri ile köş- eye şıkışan Gökçek’in çıktığı televizyon programlarında kan ter içinde yine saldır- ganlaşarak yaptığı son birkaç program da göstermiştir ki Melih Gökçek’in, akıl ve ruh bütünlüğü tehlike altındadır. Gökçek 15 yıllık saltanatının ardından tekrar aday yapıldı. Partisi tarafından bile büyük tereddütlerle aday yapılan Gökçek ile hesaplaşmak artık sadece bize kaldı. Mamak ve Dikmen Vadisi halkı olarak, evimizi arsamızı ve Ankara’yı bu rantçı belediyecilik anlayışından kurtar- mak için elimizden geleni yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. GÖKÇEK GİDECEK BU ÇİLE BİTECEK OCAK 2009 OCAK 2009 Halka düşman rantçıya dost...
12

BARINMA BÜLTENİ 2

Mar 10, 2016

Download

Documents

Çevre Mühendisleri Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası Ankara Şubeleri ve Mamak ve Dikmen Vadisi Barınma Hakkı bürosunun bir araya gelmesi ile oluşturulan Barınma Hakkı Çalışma Grubu tarafından yayınlanan barınma bülteninin 2. sayısı...
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: BARINMA BÜLTENİ 2

Son haftalarda Melih Gökçek’in tele-vizyon kanallarında feryat figan yaptığıkonuşmalarla karşı karşıya kaldık.

Hepimizin bildiği üzere belediyelerinve başkanlarının öncelikli görevi ve varlık ne-deni, halkın su, ısınma, ulaşım, barınma vb.kamusal gereksinimlerini yeterli ve etkin birbiçimde karşılamaktır. Ancak Bizler MelihGökçek’in son günlerde televizyon program-larında gösterdiği kendisini aklamaçabasının üçte birini bile 15 yıldır Ankarahalkına hizmet etmek için göremedik.Belediyeyi yan gelip yatmanın yeri olarakbelleyen Gökçek belediyeyi yağmanıntalanın komuta merkezi haline getirdi.Keyfi ve sorumsuz uygulamaları ilehayatımızı yaşanmaz kıldı.Halka düş-man şirketlere dost olan Gökçek, tüc-carlığın en muazzam örneklerinisergiledi.

Gözü rant hırsı ile dönmüş olanGökçek, kentsel dönüşüm adı altındaonbinlerce yoksul insanı evsiz bıraktı.Beş yıldır bitiremediği Esenboğa yol-undaki Kuzeykent kentsel dönüşümprojesinde sekiz bin hak sahibi halaevlerini bekliyor. Dikmen Vadisindebinlerce hak sahibi yıllardır evlerinibekliyor. Altındağda ve \entepede bin-lerce aile mağdur oldu. Bu seferdehedefinde biz Mamaklılar varız.

Gerekli yatırımları zamanındayapmadığı için bizleri yaz aylarındasusuz bıraktı; yetmedi suyumuzu kir-letti, gösteriş düşkünü halk yararındanbihaber Gökçek, park ve bahçelerim-izi talan etti. Türkiyenin en pahalı şehiriçi ulaşımına Ankaralıları mahkum etti.

Doğalgazda yaptığı vurgunlatüm Ankarayı soydu. Doğalgazı pahalı

sattı. Doğal gaz sayacını pahalı sattı. Say-acın pil ve bakım parasından çarptı. Yanlışyazılımla fazla para tahsil etti. Yani bizi soy-mak için doğalgazın etinden sütündenyününden yararlandı.

Saltanatını kurma sevdasıyla her türlüyolsuzluğa girişti; BOTA\’a borcunuödemedi; bedelini yine bize ödetti; bu soğukkış mevsiminde evlerimizi ısıtamaz halegeldik. Belediyenin kaynaklarını ona bunapeşkeş çekti; oğluna villa bize soğan,patates dağıttı. Yandaşlarının cebini euro-larla, dolarla doldurdu; bizden kepçeyle aldı

ama kaşıkla bile geri vermedi. 15 yıl başkan-lığı boyunca halkı soydu soğana çevirdi;ama yine doymadı. AKP iktidarı soyguncuve rantçı belediyecilik anlayışının bu yılmazneferini korumak için elinden geleni yaptı;bütün pisliklerini örtmek için yeni yasa mad-deleri çıkarttı. Yapılan her çarpıklığa ortakoldu; Ankara’yı yoksullaştırma politikalarınınlaboratuarı haline getirdi.

Kim bu politikalarının karşısındadursa, kim yıkımlara karşı çıksa, ulaşım,doğalgaz zammını protesto etse, su hakkınasahip çıksa Melih Gökçek’in hakaretlerine

maruz kaldı. Meslek odalarına, bilimçevrelerine ağır ithamlarda bulunmaktanhiç çekinmeyen Gökçek, köşeye sıkıştığıher durumda saldırganlaştı; gazetecileresataştı, belediye binası önünde eylemyapan herkesi provakatör olmakla suçladı.

Kendisini bilbordlarda görmeyealışkın olduğumuz Gökçek, belediyecilikyapmak yerine sağa sola sataşarak tele-vizyon programlarında kavga etmeyi seçti.Hakkında çıkan yolsuzluk belgeleri ile köş-eye şıkışan Gökçek’in çıktığı televizyonprogramlarında kan ter içinde yine saldır-ganlaşarak yaptığı son birkaç program dagöstermiştir ki Melih Gökçek’in, akıl ve ruhbütünlüğü tehlike altındadır.

Gökçek 15 yıllık saltanatının ardındantekrar aday yapıldı. Partisi tarafından bilebüyük tereddütlerle aday yapılan Gökçekile hesaplaşmak artık sadece bize kaldı.

Mamak ve Dikmen Vadisi halkıolarak, evimizi arsamızı ve Ankara’yı burantçı belediyecilik anlayışından kurtar-mak için elimizden geleni yapacağımızdankimsenin kuşkusu olmasın.

GÖKÇEK GİDECEKBU ÇİLE BİTECEK

OCAK 2009OCAK 2009

Halka düşman rantçıya dost...

Page 2: BARINMA BÜLTENİ 2

Dikmen Vadisi halkının,yaklaşık üç yıldır sürenbarınma hakkı ve insancabir yaşam mücadelesindekurumsal merkezi olanBarınma Hakkı Bürosu,24.08.2008 gecesi 00.40sularında, kimliği henüzbelirlemeyen kişilercekundaklandı. Dikmen Va-disi’nde 3.Cadde üzerindebulunan büro,çıkan yangınsonucu kul-lanılamaz halegelirken, va-dinin maskotuolan iki ördekde can verdi.Yangın, daha dab ü y ü y e r e kdiğer evlere veyeşil bitkiörtüsüne zarar vermeden, vadi halkının kendiimkanları ile söndürüldü.Bir görgü tanığının beyanına göre, gece saat00.30 sularında Barınma Hakkı Bürosu’nunyakınında uzun farları yanık bir vaziyettepark etmiş bulunan, metalik gri renkte biraraba, bu arabanın yanında da yere çömelmişvaziyette duran veönünde bir bidon bu-lunan 25-30yaşlarında bir erkekşahıs görüldü. Aynıgörgü tanığı, ardın-dan saat 00.40 su-larında bürodan bircam patlaması sesigeldiğini ve büronunbirden alev aldığınıdile getirdi. Yangınıgörerek büroya koşanyöre sakinleri, sözkonusu aracı vemuhtemelen onagözcülük yapan ikifarklı aracı, olayyerinden hızla uzak-laşırken gördüler.Şüphelinin elindegörülen bidon isedaha sonra yananbüroda bulundu veincelenmek üzere polis tarafından alındı.Yangının ardından olay yerine gelen çoksayıda polis ve olay yeri inceleme ekipleri,kundaklamayla ilgili kanıt toplandı. Olaylailgili adli bir soruşturma başlatılırken, vadihalkı, kundaklama eyleminin faili olarak İ.Melih Gökçek’den şikayetçi oldu. Polis ekip-leri, olayda yanıcı ve parlayıcı maddelerinkullanıldığını tespit etti. Görgü tanıklarınınbelirttiği araçların plakalarının tespiti içinmuhtemel kaçış güzergahındaki bankalarınve diğer yerleşimlerin kamera kayıtları ince-lenmekte.Kundaklanma sonrası vadi halkı, kadın erkekçocuk, büronun önünde toplandı. Sabahakadar buradan ayrılmayan halk, vadinin yol-larında ateşler yakarak, barikatlar kurarak,

saldırıyı protestoedildi. Bu aradaAnkara EmniyetMüdürlüğü’ne bağlıçok sayıda polisin,Dikmen Vadisi 2 nciEtap’ta bulunan İ.Melih Gökçek’in vil-lası ile Or-An semtindebulunan oğlu Osman

Gökçek’eait villacivarındag e n i şgüvenlikönlemlerialdığı gö-zlendi.Kundakla-n a r a kt a h r i pe d i l e nBar ınmaH a k k ı

Bürosu, vadi halkının mücadelesininbaşladığı 2006 yılında, gerek hukuki çalış-maların tek merkezden yürütülmesi, gereksevadi halkının bilgi alışverişinde ve karar almasüreçlerinde işlevlenmesi için kurulmuştu.Vadi’nin ortasında 3. Cadde üzerinde vadihalkı tarafından imece usulü kurulan büro,

hukuki evrakın, davadosyalarının, gazetearşivinin muhafazaedildiği, aynı za-manda vadi halkınınbuluştuğu bir mü-cadele merkeziydi.Büroda çıkan yangınsonucu, üç yıllık mü-cadelenin son derecedeğerli belgebirikimi ile vadihalkının Gökçek’inşahsına ve Büyükşe-hir Belediyesi’nekarşı açtığı davalarındosyaları, öte yandanvadi halkının imeceusulü edindiği teknikmalzeme (bilgisa-yarlar, yazıcı vb.)tamamen tahrip oldu.Gökçek, vadihalkının bürosunu

yaktırdığı yolundaki iddiaları, katıldığı tele-vizyon programlarında red ederken, yangın-dan bir iki gün önce beraberindeki adamlarıile birlikte büronun etrafında keşif yaptığınıkabul etti. Gökçek daha da ileri giderek, va-dide bulunan Cemevi’ni de hedef gösterdi veileriki günlerde yanacağını iddia etti.Vadi halkı, 27.08.2008/Çarşamba günü saat13.00 de Kızılay Güvenpark’da bulunanBüyükşehir Belediyesi önünde kitlesel birprotesto gösteri düzenleyerek, saldırıyı kı-nadı. Yanan büro yerine vadi halkı tarafındankısa sürede yenisi yapıldı. Gerek yeni bürodagerekse Cemevi’nde geceleri nöbetler tutul-maya başlandı.

Kundaklanarak tahrip edilenBarınma Hakkı Bürosu, vadihalkının mücadelesinin başladığı2006 yılında, hukuki çalış-maların, vadi halkının bilgialışverişinin ve karar alma süreç-lerinin işlevlenmesi için kurul-muştu. Vadi halkı kundaklamaiçin Gökçek’i savcılığa şikayetetti.

Sürekli Yıkım Tehditleri Altında Yaşayan, En SonBarınma Hakkı Bürosu Kundaklanan Dikmen Va-disi Halkı, Yerel Seçimlerin Yaklaştığı \u GünlerdeDiyor ki;

Bu sefer yıkma sırası bizde! Gökçek’in yoksulhalka düşman tüccar belediyeciliğini yıkacağız !

Dikmen Vadisi halkının, İ. Melih Gökçek’in kentseldönüşüm projesine karşı verdiği mücadele üçüncüyılını doldurmak üzere. Vadi halkı, evlerini ve top-raklarını rantçılara bırakmamakta, hak ve kaza-nımlarını sonuna kadar korumakta kararlılığınıyitirmiyor, direnişini sürdürüyor.

Vadi halkı geride kalan yaz aylarını yine yıkım teh-ditleri altında geçirdi. Yöre halkın insani taleplerinigörmezden gelen ve tek yanlı sözleşme koşullarınıdayatmakta ısrar eden İ. Melih Gökçek, süre gelensorunun çözümünde yine yıkımı ve şiddeti tercihetti. Yaz ayları boyunca TV ekranlarından yıkımtehditleri yağdırdı, yöre halkına yönelik iftiralardave hakaretlerde bulundu. Ancak hem yıkım işlem-lerine karşı kazanılan kimi davalar, hem de birçokdernek, meslek örgütü, sendika ve duyarlı kent ka-muoyunun yıkımlara karşı birlikte oluşturduğu vic-dani barikat nedeniyle, geride kalan yaz aylarındayeni bir yıkımın yaşama geçirilmesi engellendi.

Bu arada Ankara 6. İdare Mahkemesi verdiği birkararla; belediyenin tek yanlı ve adaletsiz söz-leşme koşullarını kabul etmeyen, bu nedenle Dik-men Vadisi’nde bulunan tapu tahsis belgeli evibelediye tarafından yıkılmak istenen bir yöre saki-nini haklı buldu ve belediyenin yıkım işlemini esas-tan iptal etti. Bu kararı, benzer şekilde belediyeninyıkım işlemlerini iptal eden başkaca kararlar da iz-ledi. Bu kararlar, yalnızca Dikmen Vadisi için değil,Mamak için de emsal teşkil edecek niteliktedir. YaniGökçek her fırsatta gecekondu halkına yönelikyıkım tehdidi savursa da, gerçekte bu hiç de gö-ründüğü gibi kolay değil. Kentsel dönüşüm proje-lerinin uygulanmasında yıkım ve şiddet bir çözümdeğildir; tek çözüm, yöre halkının taleplerini kabuletmek, bu temelde yöre halkı ile anlaşmaktır.

Ancak, geride kalan yaz aylarında yıkımları yapa-mayan rantçılar, vadi halkının kararlı direnişini kır-mak için bu seferde yakma yoluna gitti. Vadihalkının 2006 yılında el emeği ile imece usulü kur-duğu ve Yukarı Dikmen Vadisi’nde 3 üncü Caddeüzerinde bulunan Dikmen Vadisi Barınma HakkıBürosu, 24.08.2008 gecesi kimliği belirsiz (ger-çekte tabi ki belli) kişilerce kundaklanarak yakıldı.Bu yangın nedeniyle, Barınma Hakkı Bürosu’ndabulunan dava belgeleri, hukuk ve gazete arşivi, bil-gisayar, yazıcı gibi teknik malzeme tamamen tah-rip oldu, ayrıca vadinin maskotu olan iki ördek deyanarak can verdi.

Yangın sonrası vadi halkı, kundakçılık suçlama-sıyla İ. Melih Gökçek hakkında bir suç duyuru-sunda bulundu, bunun üzerine olayla ilgili bir adlisoruşturma başlatıldı. Ayrıca Kızılay Güvenpark’dabulunan Büyükşehir Belediyesi binası önünde kit-lesel bir basın açıklaması yapan vadi halkı, bu al-çakça saldırıyı kınadı ve mücadele kararlılığını birkez daha sergiledi. Yanan büro yerine kısa süresonra yenisi yapıldı, üstelik eskisinden de güzeloldu.

\imdiler de vadi halkı, yaklaşmakta olan yerel se-çimlere hazırlanmakta. Denebilir ki, bu sefer bele-diye ekipleri değil de vadi halkı bir yıkım yapacak;yıkılacak olan ise, artık evlerimiz değil, Gökçek’inyoksul halka düşman tüccar belediyecilik anlayışıolacak.

Av. Ender Büyükçulha

BU SEFER YIKMA SIRASI BİZDE !GÖKÇEK’İ� YOKSUL HALKA

DÜŞMA� TÜCCARBELEDİYECİLİĞİ�İ YIKACAĞIZ !

DİKME� VADİSİ HALKI�I�BARI�MA HAKKI BÜROSU

KU�DAKLA�DI

2 BBAARRIINNMMAA

Page 3: BARINMA BÜLTENİ 2

Ankara Mamak’ta çok sayıda okula yakınbir noktaya kurulan baz istasyonu halk tarafın-dan protesto edildi.

Mamak Merkez Anaokulu, Açıkalın İlkö-gretim Okulu’na ve Ege Lisesi’ne birkaç metreuzaklıktaki bir elektrik direğine birgece ansızın baz istasyonu ku-rulmasını mahalle halkıprotesto etti.

Mahalle halkı bazistasyonunun kurulduğubölge için yıllardır, trafikışıkları ve üst geçit talep-leri varken bunlarıngörmezden gelinerek oldubittiye getirilip baz istasy-onu kurulmasına karşıtepkili.

Mamaklılar tepkilerini göstermek üzere,çocuklarına ve mahalle halkına zarar verecekolan bu baz istasyonun kaldırılması için bölgedeyer alan okullara bir günlüğüne çocuklarını gön-dermeme kararı aldı. Ailelerin yoğun bir şekildekatıldığı bu eylemde okullara gitmeme oranı çok

yüksek. Ayrıca baz istasyonunun kurulduğu yer

önünde bir araya gelen halk çocuklarıyla birlikteyolu çift taraflı olarak trafiğe keserek bir eylemyaptı. Eylemde taleplerini dillendiren mahalle

halkı baz istasyonun kaldırıl-masını istediler.

Yapılan basın açıkla-masında Aslıhan Han,Yargıtay kararında bile okulçevrelerinde baz istasy-onunun kurulmamasıgerekçesinde; çocuklarınsabahtan akşama kadarokul binasında kalması ne-deni ile daha uzun süreradyasyona maruz kaldık-

ları bu yüzden bu bölgelere baz istasyonun ku-rulamayacağı belirtilmişken buraya bir gece bazistasyonu kuruluyor dedi.

Han, bu bölgede okuyan çocuklarının hergün okula gittiğini ve yaklaşık 7-8 saat bu ista-syonun yakın etkisi altında kaldıklarını söyley-erek, canından çok çocuklarını seven biz velilerolarak çocuklarımızın hayatlarının karartıl-

masına izin vermeyeceğiz, baz istasyonukalkana kadar bu hukuksuzluğun ve adaletsi-zliğin bu hak ihlalinin peşini bırakmayacağızdedi.

Eyleme destek veren Sağlık EmekçileriSendikası-SES Ankara \ubesi adına İbrahimKara da bir açıklama yaparak; bu hukuk dışıuygulamalara karşı sağlık hakkı mücadelesi mil-itanları olarak halkın bu haklı talebinin yanındaolacaklarını ifade etti.

Mahalle halkı baz istasyonu kaldırılanakadar mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.

27 Temmuz 2008 Günlerdir akmayansu Mamak halkını isyan ettirdi. 4 gün suları

akmayan Mamaklılar Melih Gökçek’i protestoetmek için sokaklara döküldü. Saat 19.00’daMamak Halkevleri'nin çağrısıyla “Su Hakkı

Meydanı”nda toplanan yaklaşık 300 MamaklıNATO Yolu’nu trafiğe kapattı. “Su hakkıMeydanı”, ismini geçen yıl da 13gün süren su kesintileri sırasında

bu meydanda Mamak halkınıngerçekleştirdiği su hakkı eylem-

lerinden alıyor. Meydanda gerçekleştirilen

basın açıklamasında “Durduralımartık bu adamı!” diyen Mamaklılartemiz ve içilebilir su hakkı talep ettiler.

Yapılan açıklamada, yaşanan su sıkın-tısına boruların patlamasının bahane edile-meyeceğini, sorunun Melih Gökçek’inbaşarısız su politikalarından kaynaklandığının

altını çizdi. Üniversitelerin “zararlıdır” uyarılarına rağmenKızılırmak suyunu haber vermeden halkınmusluklarından akıtan, yazın ortasında “arızavar” diyerek günlerce halkı susuz bırakan,parklara yolladığı su tankerlerinden pis su al-

maya mahkûm edenGökçek’ in gerçek dışı ra-porlarla halkı kandırmayaçalışarak pişkinlik yaptığıdile getirildi.

Temiz ve içilebilir suhakkımızı elimizden al-maya çalışan Gökçek is-tifa etmelidir. Çünkü bizler

halkın sağlığıyla oynayan bir belediye başkanıistemiyoruz” diyen Mamaklılar; halkınsağlığıyla oynayan, yıkım tehditleri savuran,halkı zehirleyen, görmezden gelen, halkı ceza-landıran Gökçek’i durdurmaya kararlı olduk-

larını ifade ettiler. NATO Yolu’nun tek taraflı trafiğe kap-

atılmasıyla başlayan eylemin sonunda yol ikitaraflı olarak trafiğe kapatıldı. Eyleme kadın-ların yoğun katılımı gözlendi.

Eylemin sonunda, ertesi güne kadarsular gelmezse aynı saatte binlerce Ma-maklı’nın Su hakkı Meydanı’nda toplanacağıifade edildi.

Eylem sonucunda sabah erkendenMamak bölgesine su verilmeye baş-

landı.

Ankara'da Mamak Elmadağ arasında bu-lunan Yakup Abdal mahallesi sakinleri, AnkaraBüyükşehir Belediyesi'nin 38 eve yıkım tebligat-ları göndermesi ve yıkıma geleceklerinibildirmesi üzerine, mahalleye giriş yolu olan Ku-ruçay Caddesi'ni trafiğe kapadı.

Mahalle sakinleri, "yıllardır burada otur-duklarını ve yıllardır vergi ödediklerini, şimdi debelediyenin evlerini kaçak yapı diyerek yıkmak

istediğini" belirterek,

yıkımlara izin vermeyeceklerini söylediler. Yakup Abdal halkı yapılan basın açıkla-

masında, evlerine imar izni verilmesi, yolların as-faltlanmasını, sokakların aydınlatılmasını,kanalizasyon sisteminin kurulmasını dile getirdi.

Mahalle temsilcileri taleplerini Büyükşe-hir belediyesine bildirmek üzere bir heyet oluş-turarak İmar müdürlüğüylegörüşmek üzere yola çık-tılar. Bu esnada yaklaşık400 mahalleli yolu trafiğekapalı tutarak heyeti bek-leme kararı aldı. Yüzlercearacın sıkışan trafiktekalması üzerine Polis veJandarmanın yoğun olarak yolun trafiğe açıl-masını ve yapılan eylemin yasadışı olduğuuyarılarına aldırmayan mahalleli kararlı bir şek-ilde heyeti beklemeye devam ettiler.

Eylem süresince kadınlar kararlılıklarıylaeylemin öncüsü durumundaydılar. Yaklaşık birbuçuk saat süren bekleyişin ardından heyetbelediyeye taleplerini ileterek mahalleye döndü.Burada yapılan görüşme ile ilgili bilgi veren ma-halle temsilcisi belediyenin mahallelinin talep-

lerini kabul ettiğini ve çalışmalara başlayacak-larını ancak yıkımlara devam edileceğinisöylediklerini açıkladılar. Bunun üzerine mahal-leliler mahalledeki sorunlara ve yıkımlara karşıbir arada durarak mücadeleye devam edecek-

lerini belirterek eylemibitirdiler.

Eylem boyuncaMamak Barınma HakkıBürosu mahalleliyleyan yana durarak bun-dan sonra da barınmahakkı mücadelesindemahallenin yanındaolacağını belirtti. Yak-

laşık beş saat süren eylem süresince "Barınmahakkımız söke söke alırız", 'İşgalci değil haksahibiyiz', 'İmar bizim hakkımız söke sökealırız',"İşsizlik bahtımız gecekondu hakkımız","Yıkımlara karşı omuz omuza", "Gökçek istifa"sloganları atıldı ve lastikler yakılarak yollar ke-sildi.

Yakupabdal köylüleri, insanca bir yaşamve yaşanılabilir bir kent isteklerini bir kez dahadile getirdiler.

Yakup Abdal halkı 'Barınma Hakkına' sahip çıktı

Mahalle halkı baz istasyonuna karşı çocuklarını okula göndermediMahalle halkı baz istasyonuna karşı çocuklarını okula göndermedi

3

Mamaklılar “Su Hakkı Meydanı”nda toplandı:Durduralım artık bu adamı!

BBAARRIINNMMAA

Page 4: BARINMA BÜLTENİ 2

ZAMLAR YAĞMUR GİBİ DEĞİL;KESİ�TİSİZ SAĞA�AK HALİ�DE

YAĞIYOR...Ankara’da ulaşıma zam

Ankara’da bu yıl yapılanzamlarla ulaşım % 40 pa-halı hale geldi.Ankara Büyükşehir Beledi-yesi Ulaşım Koordinasyon

Merkezi (UKOME), toplu taşımaücretlerine yine zam yaptı.

Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı zamlabirlikte 15 Ekim Çarşamba gününden itibaren EGO oto-

büsleri, metro ve Ankaray’da çok binişli kartlarda tek biniş ücreti 1 YTL20 YKr’den 1 YTL 40 YKr’ye, özel halk otobüsü bilet ücretleri de 1 YTL50 YKr’den 1 YTL 70 YKr’ye çıktı. Ayrıca, minibüslerde en kısa mesafe1 YTL 70 YKr, uzun mesafeler ise 2 YTL oldu.

Elektriğe otomatik zamHükümetin temmuzda başlattığı oto-

matik elektrik zammı sistemi ile birlikteartık elektrik fiyatı her ay yüzde 10.7 arta-cak. Otomatik yapılan zamlar sonucu bu yıl içindekonut elektriğine uygulanan toplam zam yüzde 64.5’eulaştı.

Aydınlanmadan ısınmaya ve mutfakta kullandığı-mız elektrik otomatik zamlarla birlikte her ay otomatikolarak cep yakacak. Şimdiden yapılan zamlar sonucu fa-turalarını ödeyemeyen bazı okul ve hastaneler elektrik-siz kalırken bu kışın zor geçeceği görülüyor.

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ise bu yılyapılan elektrik zamlarının AKP’nin iktidarda olduğu 6yıldaki ortalama enflasyon oranını aştığını açıkladı.

Bildiğiniz gibi doğalgaza, %22.5 oranında yeni birzam yapıldı. Son bir yıl içinde doğalgazatoplamda yapılan zamlar, vergi ve benzeri kesin-tilerle neredeyse %60’ı bulmuş durumda.

Bütün dünyada petrol fiyatları düşerken yapılanbu zamların, asıl olarak BOTA\’ın içinde bu-lunduğu ödeme güçlüğünden kaynaklandığısöylenmekte. Başta Rusya ve İran olmaküzere yabancı ülkelerden gaz alan BOTA\, bugazı ülke içinde satmakta ama parasını tahsiledememekte. Bu nedenle kasası boş kalanBOTA\, yeni gaz alabilmek içinbankalardan kredi çekmekte. Çekilenkredilerin faiz ve geri ödemeleri de bin-ince, BOTA\ iflasın eşiğine gelmiş du-rumda ve çare olarak doğalgaz fiyatlarınazam yapılmakta.Peki BOTA\’a borcunu ödemeyen,dolayısıyla bu kış bütün Türkiye’yi üşütecek

olan kim ? Biz Ankaralılar için son derece tanıdık bir isim; İ. MelihGökçek. Yıllar var ki Gökçek, Ankara’da vatandaşa doğalgazı satıp,

parasını da takır takır alıyor; ama o parayı BOTA\’a aktarmıyor !Yani kendi satış karı dışında, BOTA\’ın karına ve gazınmaliyet bedeline de keyfince el koyuyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (yani Gökçek’in) BO-TA\’a borcu toplam 1 milyar 150 milyon YTL yi bulmuşken,Gökçek’in imdadına hükümet yetişti ve 5669 sayılı bir özelyasa çıkarılarak, bu borcun faizi siliniverdi. Buna rağmen

Gökçek’in halen BOTA\’a yaklaşık 700 milyon YTL borcubulunduğu söylenmekte. Bu güne kadar borcunu ödemesi yolunda yapılanbütün uyarıları duymazdan gelen Gökçek, son zam-lar sonrası telaşa kapılıp, BOTA\’a olan borcu ile bu

zamların bir alakası, ilgisi olmadığını savunmaçabasına girdi. Ancak gerçekler herkesin göz önünde !

Yani Gökçek borcunu ödemediği için, bu kış bütünTürkiye üşüyecek !

Gökçek’in borcu, bu kış bütün Türkiye’yi üşütecek !

TEMEL İHTİYAÇ ZAMMAD. 2007 2008 ORANI %

DOĞALGAZ 100.00YTL 182.00YTL %82KÖMÜR 100.00YTL 168.00YTL %68ELEKTRİK 100.00YTL 158.00YTL %58ULASIM 1.20 YTL 1.70 YTL %42ZEYTİN 9.00 YTL 15.00 YTL %40EKMEK 1.55 YTL 2.30 YTL %28MAKARNA 1.46 YTL 2.10 YTL %27AYÇİÇEK YAĞI 3.48 YTL 6.10 YTL %45BULGUR 1.56 YTL 2.45 YTL %58PRİNÇ 3.17 YTL 4.61 YTL %46KURU FASULYE 3.47 YTL 4.55 YTL %31

İLAÇLAR 4.48 YTL 7.61 YTL %70DOĞUM ÜCRETİ 230.70YTL 327.74YTL %42

ASGARİ ÜCRET 403.03YTL 503.26YTL %24BAĞ-KUR EMEKLİSİ 412.00YTL 467.00YTL %7.47SSK EMEKLİSİ 532.70YTL 598.10YTL %8.16MEMUR EMEKLİSİ 686.08YTL 747.97YTL %11.1

4 BBAARRIINNMMAA

Page 5: BARINMA BÜLTENİ 2

İ.Melih Gökçek'in seçim ataklarındanbiri olarak bayramda yaptığı mahalle zi-yaretlerinin 3 Ekim'deki durağı Tuzluçayır'dı.Mahalle halkı, çocuklara top dağıtan İ.MelihGökçek'e ve oğlu Osman Gökçek'e “yoksulhalkın başına evini yıkan, zamlarla bizleri di-lencileştirmeye çalışanları burada istemiy-oruz” diyerek tepki gösterdi.

“Ramazan-(\eker) bayramlarını”zehir edenlerin bayramlaşmalarını kabuletmediklerini tepkileriyle gösteren mahal-leliler, çocuklarının geleceklerini yok sayan-ların “oyuncakları” olmayacaklarınısöylediler.

İ.Melih Gökçek ve oğlu OsmanGökçek tepkilere aldırış etmeyince sabrıtaşan mahalleliler ellerindeki su şişeleriniMelih Gökçek'e fırlattılar. Bu sırada suşişelerinden biri İ.Melih Gökçek'in kafasına

çarptı. Bunun üzerine sinirlenen OsmanGökçek “siz benim babama bunu nasıl ya-parsınız” diyerek meydandaki halkın üzerineyürümek istedi.

Mahalleliler Gökçekleri orada is-temediklerini ve bayramlaşmalarını kabuletmediklerini anlamayan ve üzerlerineyürümeye çalışan İ. Melih Gökçek'in oğluOsman Gökçek'e “meydan dayağı”ylakarşılık verdiler.

Bunun üzerine mahallelinin elindenzor kurtulan oğul Osman Gökçek ve babaİ.Melih Gökçek arabalarına binip korumalarıeşliğinde meydanı ve Tuzluçayır'ı hızla terkettiler.

Mahalleliler olay sonrasında "yinegelirlerse yine de bayramlaşmayız ve Ankar-alılara yaşamı zindan edenleri yine ma-hallemize almayız" dediler.

SALI PAZARI�DA BARI�MA HAKKI TOPLA�TISI

Mamak Barınma HakkıBürosu da Gökçek’in

hedefindeDikmen barınma hakkı bürosunun

kundaklanmasından 2 gün önce MamakBarınma Hakkı Bürosuna da bir saldırı gir-işimi olduğu tesbit edildi.

Mamak Barınma Hakkı Bürosuyakınındaki bir bakkaldan Büro temsilcisiCandaş Türkyılmaz’ı soran 3 araba dolusu“kimliği belirsiz şahsın” Dikmen VadisiBarınma Hakkı bürosu kundaklandıktansonra Mamak halkının mücadelesini bastır-mak isteyen belediye çetesi olduğu an-laşıldı.

Mamak’ta 14 mahalleyi ilgilendiren kentsel dönüşüm proje-sine karşı barınma hakkı mücadelesi veren Mamak halkı 500 kişininkatılımıyla toplantısını yaptı. Toplantıya çağırılan Gökçek’in katıl-madığı toplantıda Gökçek’e gıyabında sorular yöneltildi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kentsel dönüşüm politikalarınakarşı barınma hakkı mücadelesi veren Mamaklılarolarak 31 Ekim günü Mamak Belediyesi KentselDönüşüm İrtibat Bürosu önünde 500 mahallelininkatılımıyla bir toplantı gerçekleştirdik. Ankara Bü-yükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek’iMamak halkının sorularını yanıtlamak üzere top-lantıya çağırmamıza rağmen kendisi davetimizeicabet etmedi. Bunun üzerine şu soruları kendisinegıyabında yönelttik:

-Kentsel Dönüşüm Projesi ile vatandaşınevlerinin ne zaman ve nerede verileceği sözleşmelerde neden belirlenmi-yor?

-Verileceği taahhüt edilen evlerin hangi nitelikte olacağı nedenaçıklanmıyor?

-Sözleşmelerde vatandaşa ne gibi güvencelerin verileceği nedenbelirtilmiyor?

-Projeye dair halkın görüşlerinin neden alınmıyor?

-Projeyle mağdur olacak esnafın sorunları nasıl çözülecek?

-Ankara İdare Mahkemeleri tarafından kent-sel dönüşüm projesinin kamu yararı olmamasınedeniyle iptal edilmesinden sonra aynı projetekrar belediye meclisinden geçiriliyor, buradanasıl kamu yararı oluşturuluyor?

Toplantıya İnşaat Mühendisleri Odası Yö-netim Kurulu üyesi Taylan Evcimen, ŞehirPlancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ser-dar Karaduman, barınma hakkı mücadelesininavukatları ve mahalle temsilcileri toplantıyakonuşmalarıyla katıldılar.

İrtibat Bürosu Temsilcisi Candaş Türkyılmaz’ın barınma hakkı ta-lebinin 2 Kasım’da Ankara Kolej Meydanı’nda yapılacak olan “Aklamı-yoruz-Haklıyoruz” mitingine taşınması çağrısı üzerine yaptığımız açıkoylamada ise mitinge kitlesel bir şekilde katılma kararı aldık.

Tuzluçayır'da mahalleliden İ.Melih Gökçek'in oğluna dayak. Ankara'nın Tuzluçayır Mahallesine 3 Ekim saat 16.00'da bayram ziyaretine giden İ.Melih Gökçek ve oğlu OsmanGökçek'i mahalleliler “meydanda” iyi karşılamadılar.

"Mamak Barınma HakkıBürosu" üyeleri, Ankara BüyükşehirBelediye Başkanı Melih Gökçek veMamak Belediye Başkanı Gazi\ahin hakkında, İdare Mahkeme-si’nin, "Yeni Mamak KentselDönüşüm Projesiyle" il-gili yürütmeyi durdurmave iptal kararlarına rağ-men gecekondu sahip-lerine sözleşmeimzalatmaya devam ed-erek, görevlerini kötüyekullandıkları iddiasıyla suç duyu-rusunda bulundu.

"Mamak Barınma HakkıBürosu" üyeleri, gecekondu sahip-leriyle Ankara Adalet Sarayı’na gel-erek, Gökçek ve \ahin hakkındakisuç duyurusu dilekçelerini AnkaraCumhuriyet Başsavcılığı’na verdi.

Büro yetkilisi Avukat ÇiğdemTan, Ankara Adalet Sarayı önündeyaptığı açıklamada, "Yeni Mamak

Kentsel Dönüşüm Projesi" ile ilgili,Ankara 1’inci, 4’üncü ve 10’uncuİdare Mahkemelerinin iptal ve yürüt-meyi durdurma kararları bulun-duğunu anlattı.

Bu kararlarla projenin yasald a y a n a ğ ı n ı nkalmadığını savu-nan Tan, bunakarşın "vatan-daşlara hukukidayanağı kalmayansözleşmeler imza-l a t m a y a

çalışıldığını" öne sürdü.Tan, Gökçek ve \ahin’in, bu

nedenle Türk Ceza Kanunu’ndaki"görevi kötüye kullanmak" suçunuişlediklerini savundu.

Çiğdem Tan, yetkililerin, "sö-zleşme imzalamayan mahallesakinlerinin sularını kesmekle tehditettiğini" ve "Mamaklılara göz dağıverilmeye çalışıldığını" ileri sürdü.

Gökçek ve Sahin’ekentsel dönüşümde suç duyurusu

5BBAARRIINNMMAA

Temsilci olmak için bize gelin!Mamaklı hak sahipleri; evinize, emeğinize, arsanıza, geleceğinizesahip çıkın. Mahalle ve sokak temsilcisi olmak için Barınma Hakkı Bürosu ileirtibata geçin. Barınma Hakkı Bürosu rantçı belediye girişimlerine karşı bizim ye-gane adresimizdir. Dedikoduya, yalana, rantçılara inanma. Mahalle ve sokak temsilcisi ol bilgilen bilgilendir.Mamak Barınma Hakkı BürosuAdres- Dostlar mahallesi- Eski Açık Hava SinemasıTelefon- 372 20 70 - 0554 922 13 30Saat 09.00 ile 19.00 arası açıktır. Hafta sonları avukatlarımız hukuki yardım için bulunmaktadır.

Halkın Sesi Gazetesi 72. sayı özel ekidir. 15 günlük Yaygın, süreli Türkçe yayındır

Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Umar KaratepeAdres: Tomtom Mah. Örtmealtı Sk. 6/3 BEYOĞLU-İSTANBUL Tel: 0212 245 90 37

Basıldığı Yer:Mattek Matbaacılık Basım Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. \ti.GMK Bulvar Akyol İşhanı 83/23 Maltepe-Ankara

Tel: 0312 229 15 02

Page 6: BARINMA BÜLTENİ 2

Ankara’ da son yıllarda Ankara Büyükşehir Be-lediyesi tarafından elliye yakın kentsel dönüşüm projesiuygulamaya çalışılmaktadır. Bu projelerden ikisi; Dik-men Vadisi ve Mamak’ ta uygulanmak istenen, çoğun-luğu gecekondulardan oluşan alanları kapsayanprojelerdir. Ankara Büyükşehir Belediyesinin kentsel dö-nüşüm projesi uygulaması bahanesiyle, gecekondu-larda oturan yoksul halkı, yaşadığı mahallelerindençıkarıp şehir dışına taşımak istemesi ve bu mahallelerinarsaları üzerindeki rant hesabı nedeniyle halkın ba-rınma hakkını gasp etmesi, Dikmen Vadisi ve Mamak’ tabarınma hakkı mücadelelerini doğurmuştur. Bu nedenleaçılan davalarla, mahkemelerce de barınma hakkı mü-cadelelerinin haklılığı tescillenmiştir. Gecekondu halkı-nın bu isyanı Ankara halkının çoğunluğunun, toplumungecekondularda yaşamayan diğer kesimlerinin, hukuk-çular, mühendisler, mimarlar ve şehir plancılarının dadesteğini almıştır.

Kentsel dönüşüm projelerinin şehir planlama il-kelerine, kamu yararına uygun olmadığı ve rant sağla-maya ilişkin bir amaca hizmet edeceği Mamak, DikmenVadisi ve diğer kentsel dönüşüm projelerinin uygula-malarının iptaline ilişkin davalarda, Mahkemelerce detespit edilmiştir.

Dikmen Vadisi barınma hakkı bürosunun, Dik-men Vadisinde tapu tahsisi belgesi olan gecekondu sa-hibine gönderilen yıkım tebligatının hukuka aykırıolduğu gerekçesiyle açtığı davada, Ankara 6. İdareMahkemesi esastan karar vererek, belediyenin yıkım iş-lemini iptal etmiştir. Mamak barınma hakkı bürosucaaçılan davalarla; Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Proje-sinin Ankara 1. İdare Mahkemesince iptal edilmiş olmasınedeniyle, bu projeye dayanarak belirlenen ve projealanı içerisinde gecekondusu veya arsası olan hak sa-hipleri ile yapılacak sözleşmeler, Ankara 10. idare Mah-kemesince 18.07.2008 tarihinde iptal edilmiştir.

İ. Melih Gökçek, gecekondu halkının bu heralanda etkili olan mücadelesinden korkmuş ve bu pa-nikle Dikmen Vadisi halkına yönelik yıkım tehdidi ile kor-kutarak yıldırma propagandalarını televizyonprogramlarına taşımış, mahkemelerce haklılığı tescil-lenmiş ve kamuoyunun gözünde meşruluğu tam olanbir mücadeleyi yıpratmaya çalışmıştır.

Mamak’ ta da halkı kandırıp sözleşme imzalat-mak için gecekondu mahallelerinde belediye görevlilerianons araçlarıyla gezerek, kentsel dönüşüm projesininmahkemelerce iptal edilmediği yalanını yaymaya çalış-mıştır. Ankara Büyükşehir Belediyesi görevlileri, bu ko-nuda Mahallelerde pankartlar asarak halkı sözleşmeimzalamaya ikna etmeye çalışmıştır. Peki, aslında Ma-mak’ta Belediye yok saydığı ve inkar ettiği Mahkemekararlarına karşı neler yapmıştır. Ankara Büyükşehir Be-lediyesi, Mahkeme kararlarına karşı bir gün içinde, ace-leyle mahkemece iptal edilmiş olan eski kararlarıntarihini, sayısını değiştirip yeni kararlar almış gibi gös-termeye çalışmıştır. Bu durumdan, Büyükşehir Beledi-yesinin hile ve kurnazlıkla halkı ve mahkemelerikandırabileceğini düşünecek kadar sıkışmış olduğunuanlaşılmaktadır. Ayrıca Belediye göstermelik de olsaMahkemenin iptal gerekçelerini de dikkate alarak yenibir plan hazırlayacağına, mahkemelerce iptal edilenplanların tadilatı olduğu öne sürdüğü kararlarla huku-ken YOK HÜKMÜNDE olan bir planı tadil etmekle, ka-nuna karşı hile yapmış ve böylece mahkemekararlarının uygulanmasını engelleyebileceğini dü-şünmüştür. Bu meclis kararları ile Ankara BüyükşehirBelediyesi yeni bir kentsel dönüşüm projesi başlatmışizlenimi yaratmayı amaçlamıştır. Ancak değişen ve ya-pılan bir şey yoktur. Bu nedenle yeni alınan ve aslındayeni olmayan proje karalarının ve sözleşme şartlarınınbelirlendiği kararların iptali için yürütmeyi durdurma vesözleşmelere dayalı tapu devirlerinin engellenmesi ta-lepli davalar tekrar barınma hakkı bürosunca açılmıştır.

Son gelişmeler ışında görülmektedir ki, kü-çümsenen ve hor görülen yoksul gecekondu halkınınbarınma mücadelesi hiç de küçümsenemeyecek nokta-lara gelmiş ve bu durum, Belediyeleri ciddi anlamda kor-kutmuştur. Örgütlü bir halkın mücadelesinin gelişkinliği,korkunun ecele faydası olmadığını da gösterecektir.

MAMAK VE D�KMENVAD�S� HALKININBARINMA HAKKI

TALEPL� DAVALARINDAK� SON GEL��MELER ÜZER�NE

Av. Çiğdem TAN (Barınma Hakkı Bürosu Avukatı)

Sağlık bireyin beden, ruhen ve sosyalaçıdan tam bir “iyilik hali” olarak tanım-lanmaktadır. Bu evrensel tanım gereğibireyin temiz bir fiziki ve sosyal çevreyegereksinim duyduğu, barınmakoşullarının yeterliliğinin sağlık açısın-dan ön koşul olduğu kabulleri önemkazanmaktadır. Bir başka ifadeyle; birey-lerin barınma koşulları ile ilgili herhangibir kaygı duymaksızın yaşadığı çevrekoşullarının sağlıklı olduğu bir ortamdayaşamaları bireysel haklar kapsamındakabul edilmelidir.

Ankara Tabip Odası, Mamak Bölge-si’nde yaşayan bireyler tarafından gelenbir çağrı üzerine, Mamak KentselDönüşüm Projesi kapsamında bazı in-celemelerde bulunmak için 17 Eylül2008 tarihinde bölge ziyaretiyapmıştır. Bu ziyaret sürecioldukça önemli birdeneyim olmuş; TabipOdası çalışanlarınaMamak Bölgesi’ndekihalkın yüzleşmekzorunda oldukları gerçekkoşulları yakından görmeolanağı sağlamıştır.Yazının bundan sonrakibölümünde ziyaret sürecinde tespitedilen bazı başlıklar belirtilmiştir.

1. Yıkım süreci adı geçen bölgedebaşlamıştır. Bu süreçte yıkıma onayveren yurttaşların konutları ile onay ver-meyenlerin konutları beklendiği üzereaynı bölgededir. Bu durum; yıkımyapılan bölgede yıkım anında insanlarınyaşaması anlamına gelmektedir. Birbaşka ifadeyle yıkım anında bölge sakin-leri sağlıksız çevre koşulları ile karşıkarşıya kalmaktadır. Toz, kaza kanaliza-syon sorunları, moloz yığınlarındaçocukların oynamasına bağlı olarakdüşme, yaralanma, vb. göze çarpan enöncelikli riskler arasındadır. Bunun yanısıra moloz yığınlarının hemen bölgedekaldırılmaması da bu sorunların uzunsüreli yaşanma riskini ortaya çıkarmak-tadır.2. Bazı konutlar “bitişik nizam” özel-liği taşımaktadır. Bu tip evlerin birisindeoturanların yıkıma onay verdiği; diğerevde oturanların onay vermediği durum-larda yıkıma izin vermeyen evlerdehasarlar oluşmuştur. Alınan bilgileroluşan hasarların ev sakinleri tarafından

karşılandığıdır. Böyle bir süreç ekonomikaçıdan da önemli bir yüktür. 3. Bilindiği gibi yerleşim yerlerindekiçöp ve atıkların insan sağlığına zararvermeden toplanması ve yok edilmesigörevi Yerel Yönetimlere ve Belediyelereaittir. Yapılan ziyarette; bölge halkı ileyapılan görüşmelere ve gözlemleredayanarak bu görevin yerine getir-ilmediği saptanmıştır. Çöplerin za-manında toplanmaması bulaşıcıhastalıklar açısından önemli bir risk olupinsan sağlığını tehdit eden önemli ve ön-lenebilir bir konudur.4. Ziyaret edilen bölgede dereyatağı bulunmaktadır. Sağlıksız koşullar,atıklar, çöpler derenin kirlenmesineneden olmuştur. Açıkta olan bu bölgede;özellikle sokakta oynayan çocuklar

sağlıksız koşullardan olumsuzetkilenmektedirler. Bölgede

ağır bir koku da yaygınolarak hissedilmektedir.5. Bölge halkı ileyapılan sözlü görüşmel-erde, bireylerde yoğun

bir kaygı ve korku olduğubilgisi alınmıştır. Kaygı;

bireyin sosyal ve ruhsalsağlığını tehdit eden önemli bir

durumdur. Bu konuda daha ayrıntılı bil-gilere ulaşabilmek için bilimsel araştırmayapılmalıdır. Ankara Dikmen bölgesi debenze bir yıkım süreci deneyimlemiştir.Ankara Tabip Odası tarafından yapılanve kamuoyu ile paylaşılmış olan biraraştırmada kaygı düzeyi yüksekliğitespit edilmiştir. Mamak bölgesindeyaşayan bireylerin yıkım sürrecine veyarattığı sorunlara bağlı olarak kaygıyaşıyor olmaları da beklenmektedir.Bunun yanı sıra yıkım için onay verenyurttaşların borçlandıkları miktarlarınmiktarları ödeme konusunda da kaygıduydukları alınan bilgiler arasındadır.6. Mamak Kentsel Dönüşüm Pro-jesinin uygulanmaya çalışıldığı bölgedebüyük bir çoğunluğu bölgeden ayrılmakistememektedir. Bu nedenle de yıkımaonay vermeyen halk çoğunluğu oluştur-muştur. Kültür, sosyal ortam, iletişim gibibireylerin sosyal koşullarını yönlendirenbu belirleyicilere önem vermek ve kişileriyaşadıkları toplumdan koparmayan,bunun aksine bütünleştiren uygulamalarısürdürmek sağlık açısından da beklenenve istenen bir yaklaşımdır.

ANKARA TABİP ODASI

MAMAK KE�TSEL DÖ�ÜŞÜMÜ İLE İLGİLİ A�KARA TABİP ODASI�I� GÖRÜŞÜ

6 BBAARRIINNMMAA

Page 7: BARINMA BÜLTENİ 2

Ankara’ya kentsel dönüşüm alanları açı-sından baktığımızda, kent son beş yıliçinde hızlı bir atağın hedefi konumunda-dır. Kentsel dönüşüme konu olan alanları;-Kent merkezindeki kasıtlı yaratılmış çöküntüalanları, -Kentin varoşlarındaki gecekondu bölgele-

rinden kent içinde konumuna bağlı olarak ge-lişen kentsel rantın yüksek olduğu bölgeler, -Kentin çeperinde henüz yapılaşmamış alan-larda normal planlama süreçleri içinde eldeedilmesi mümkün olmayan rantlara kentseldönüşüm projeler el koyma amacı ile dönü-

şüme konu edilen alanlar; şeklinde sırala-yabiliriz.

Yıpranan kent dokusunun ve kentteoluşmuş yoksul mahallelerinin iyileştirilmesiadı altında yapılan kentsel dönüşüm uygula-maları, bu alanlardaki yapıların el değiştire-rek yenilenmesini ama kazancın buralarıdaha önce yaşanır kılan kesimler lehine değilbunları yerinden ederek adeta kentin yeni ke-narlarına sürerek cereyan etmektedir. Bu sü-reçte oluşan rant ise öncelikle yapımsürecinde devreye giren inşaat sermayesinegerekse de satın alma yolu ile mülk sahibi

olan kesimlere aktarılmaktadır. Kentsel dönüşüm uygulamalarını mü-

teahhit mantığı ile ve kaynak yaratma proje-leri olarak görmek belediyelerin gücünü halkakarşı kullanarak ve kamu idaresinin TOKİ vebelediyenin kendine özel imtiyazlar oluştura-rak piyasada dolaşması yerine gerçekten ge-reksinim duyulan iyileştirme bölgelerinde bualanların yerleşik nüfusunun halini ve gelece-ğini iyileştirme ile yola çıkan kentsel dönüşümprojelerinin tasarlanması mevcut uygulama-ların ayrıntılı analizini ve sorunların tesbitinizorunlu kılmaktadır.

A�KARA’DA KE�TSEL DÖ�ÜŞÜM ALA�LARI�I� DEĞERLE�DİRİLMESİ Kentsel Dönüşümün Genel Çerçevesi

Bugün yaşanan kentsel dönüşüm süre-cinin gelişiminde, 1980’li yıllarda başlayan imaraffı ve süreciyle birlikte ıslah planlarının çok özelbir yeri vardır. Kentsel dönüşümün Ankara’dagerçekleşmesine olanak sağlayan süreç ve bek-lentileri başlatan uygulamalar, ıslah planlarıylabaşladı.

1984 imar affının arkasından gelen ıslahplanlama sürecinde 2000’li yıllara kadar özellikleıslah planlarının imkanlarının elverdiği ölçüdedönüşümler gerçekleşti. 1985-2000 yılları ara-sındaki kentsel dönüşüm, daha çok küçük ser-maye eliyle gerçekleştirilen dönüşümsüreçleriydi.

Bunun sonuçları, mekanda daha çokparsel bazında dönüşümleri öngören bir resimolarak karşımıza çıktı. Fakat bu, toplumu 2000’liyıllara kadar ideolojik olarak, politik olarak da ye-niden şekillendirdi, çünkü aslında kentsel rantındağıtım süreci açısından bakıldığı zaman, ıslahplanları son 10 yılda, 15 yılda toplumda “işgalci”ya da “Hazine arazilerini yağması” gibi birtakımsöylemlerle sorgulanan kesimlerin, bunlar ağır-lıkla da ücretli kesimlerdir, ilk kez kentsel rant-tan pay alması gibi bir süreç yaşandı.

1970’li yıllarda bir barınma meselesiniçözmek üzere gelip kentlerde, bir kısmı hazinearazisini işgal ederek, bir kısmı da hisseli tapuyoluyla belli mülkiyetler elde ederek kentte barı-nan, tutunan kesimlerin bir kısmı, ıslah planlamasürecinde küçük sermaye eliyle kentsel ranttanpay almaya başladı. Bu kentsel ranttan alınanpay, kentteki yapılasmayı ve kentteki silueti çokyoğun bir şekilde değiştirdi, fakat kentin sosyal,ekonomik birtakım ortakgereksinimlerini kent mekanında konumlandır-mak konusunda planlama ilkelerinin ihlal edil-mesine yol açtı.

Bugün ıslah planlarıyla yapılan ve dönü-şen alanlarda hepimiz büyük oranda sosyal do-natıların eksikliğini, ortak birtakım kullanımalanlarının olmadığını görüyoruz. Zaten yasalmevzuatta bunu şart koşmamıştır ıslah planı ya-panlara, imar planlamasının klasik standartlarınıgözetmeden yapama imkanı sağlamıştır.

Fakat bu süreç tamamlandığında, kentintamamını kentsel rantla dönüştürmenin mümkünolmadığı da ortaya çıktı, çünkü kentsel rant tekbaşına eğer kente dönüştürüp geleceğe tasıya-bilecek bir mekanizma olsaydı o zaman mekanda sosyal pratiklere ihtiyaç kalmazdı. Sosyaldevlet, toplumcu belediyecilik bu sosyal pratik-lein gerçekleşmesini sağlayan temel çerçevelerolarak ortaya çıkmıştır.

2000’li yıllara geldiğimizde kentsel dö-nüşüm anlamında kentlerin imar rantı ve küçüksermaye eliyle dönüşebilen alanların dışındaçok geniş bir bölümünün kentsel rant aracılığıyladönüşemediğini, buraların hatta artık 70’li yıl-larda, 80’li yıllarda yasadığı umut, kente tu-tunma, kentte bir şekilde sınıf atlamahayallerinin de artık eskimesiyle, bu kente bağ-lılığın da belli ölçülerde yıpranmasıyla çöküntüalanlarına dönüştüğünü, terk edildiğini, aslında2000’li yıllarda, belki 90’lı yılların ikinci yarısın-dan itibaren yasamaya başladık.

Zaten kentsel dönüşüm alanları şu an iti-barıyla küçük sermayeyle islah planları aracılığıile dönüşememis alanlar, o yüzden de bu alan-ları dönüştürmek için aslında sermayenin yenimekanizmalara ihtiyacı vardı. Bu çerçevede dekentsel dönüşümün 2000’li yıllardan sonra or-taya çıkan çehresini üç olgu belirledi.

Büyük inşaat şirketlerinin daha önce-den elde ettiği alanları bir şe-kilde kentsel dönüşüm alanıseklinde belirleyerek serma-yeye kaynak aktarımı; İstan-bul örneğinde bu çok çarpıcıbir şekilde yaşandı, uluslar-arası sermayenin, özellikle deArap sermayesinin bu alanlarayatırım yapma isteğiyle beraber,küçük sermayenin dönüştüremediği alan-larda, daha büyük ölçekli sermayenin girmearzusunu da bir sekilde tatmin edecek yenibir kentsel dönüşüm çerçevesi oluştu.

Bu gelişmelere bir de bu Mortgagededikleri uzun dönemli konut edindirme fi-nansman yöntemini de eklediğimizde vebu sistemin işleyebilmesi için siyasi ikti-darın kamu finansmanı aracı olarak dev-reye soktuğu TOKİ’nin rolü eklendiğindebugün yaşana kentsel dönüşümün yasal, si-yasal ve ekonomik çerçevesi oluşmuştur.

Kentsel dönüşümle yaşanan sorunlarSağlıklı ve yaşanılabilir kentsel alanlar

üretimi açısından oldukça sorunlu bir kentleşmetarihine sahip ülkemiz için, “dönüşüm” ya da “ye-nileme” yoluyla kentsel mekanın yenidendüzen-lenmesi önemli bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacınçözümüne yönelik geliştirilecek uygulamalar,sosyal, ekonomik, kültürel ve fiziksel yönleriylebütünsel olarak ele alınmalıdır.

Ancak, liberal politikalar eşliğinde, siyasiiktidarın yakın dönemde çıkardığı kentsel dönü-şüme ilişkin bir dizi yasaya dayanan uygulama-

lar yukarıda belirtilen toplumsal kaygılardan vemekansal bütünlükten yoksun niteliktedir. Budurum, kentsel dönüşüm uygulamalarını, “ba-rınma hakkı”nı ihlal eden sosyal yıkım projele-rine ve kentlerin planlı gelişimi önünde birerengele dönüştürmektedir.

Ankara’da ortaya konan uygulamalarda,yerel halka yaşadıkları mekanların düzenlen-mesine ilişkin söz ve karar hakkı verilmemiş,sosyal ve ekonomik koşulları yok sayılmıştır.

Bu çerçevede kentsel dönüşümdendaha çok tasfiye projelerine dönüşen uygula-malar, uluslararası finans çevreleri ile iç içe geç-miş büyük ölçekli inşaat şirketlerinin kentsel

ranta el koyması projelerine dönüşmüştür. Kentsel mekana yatırım yapan serma-

yenin ölçeğinde ve niteliğindeki değişime para-lel olarak artan kar oranları, bu bölgelerdeyaşayan halkın barınma haklarını bile koruya-mamalarına neden olmaktadır. Kentleşme süre-cinde yeni bir döneme işaret eden bu durum,

kentsel katılım açısından değerlendirildi-ğinde ise kentte yaşayanların söz hakkı-nın büyük sermaye çevrelerine teslimianlamına gelmektedir.

Bütün bu olumsuz uygulamalarakarşın, kentsel dönüşümün sosyal vemekansal bir ihtiyaç olduğunu kuşku

götürmez bir gerçektir. \u anda uy-gulanmakta olan “kentsel dönü-şüm” uygulamalarında da

görüldüğü gibi, rantın büyük ser-maye tarafından bölüşümüve temel bir hak olan ba-rınma hakkını ihl ederek

yerel halkı tasfiyeyi değil,ihtiyaçları karşılamayı hedef-

leyen gerçekçi ve adil birkentsel dönüşüm temel ilkeler

etrafında gerçekleştirilmelidir.Kentsel dönüşüm alanlarının

planlamasında gözetilmesi ge-reken temel unsurlar

Dönüşümün tüm kent mekanıüzerinde yaratacağı etkiler irdelenmeli, bütünselbir planlamanın sonucu olabilecek kentsel dö-nüşüm stratejisi izlenmelidir. Dönüşümün nasılve ne şekilde olacağı kentin ortak ihtiyaçları gö-zetilerek belirlenmeli, salt rant amaçlı uygula-malar biran önce terk edilmelidir.

Kentsel dönüşüm uygulamalarını yön-lendiren plan ve projeler kamu yararı ilkesineuygun bir biçimde elde edilmeli, pazarlama verant uğruna mühendislik, mimarlık ve planlamameslek ilkeleri göz ardı edilmemelidir.

Dönüşüm sonucu ortaya çıkacak kentselçevrenin belirlenmesi ve projenin yönetimi süre-cine halk katılmalıdır.

İmar Aflarının yarattığı hakların ötesindebir yaklaşım geliştirilerek, barınma ve konut hak-ları göz ardı edilmemeli, bu alanlarda yaşayan-lar açısından kentsel dönüşümün sosyal biryıkıma dönüşmesi engellenmelidir.

Bu bölgelerde yaşayan halk dönüşümleyaşadıkları çevreden uzak yerlerde iskan edil-memelidir. Kentsel dönüşüm sonucu elde edile-cek konut çevresinin kültürel, işletme ve yönetimboyutu ile gerçekten bölgede iskanını sürdürenkesimlerin yaşamlarını sürdürecek bir yapıda ta-sarlanması sağlanmalıdır.

Projeden etkilenenlerin tümüne günü-müz koşullarına uygun kira yardımı yapılmalıdır.

Projelerde konut edinme koşulları bura-larda oturan halkın ödeme gücü düşünülerek ye-niden düzenlenmeli ve ödemeler iskan sonrasıbaşlatılmalıdır.

Bölgede kiracı olarak yaşayanların dabarınma hakkı olduğu unutulmamalı ve onla-rında bu süreç sonunda barınma haklarının ko-runması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.

7BBAARRIINNMMAA

Sehir Plancıları Odası Ankara şubesi Yönetim Kurulu

Page 8: BARINMA BÜLTENİ 2

Kendinizden bahsedermisiniz?Adım Bekir Yücel. 1956 Yozgatdoğumluyum. 1971 yılından buyana Ankara’da ikamet ediyo-rum. Ankara’ya geldiğinden buyana Mamak bölgesinde otu-ruyorum. İnşaat sektöründeçalışıyorum. Sosyal güvencemyok. Evde 4 kişiyiz. Yıkımlar olmadan önce ma-hallede yaşadığınız sorunlar

var mıydı? Tabii ki belediyeden ufak tefek şikâyetlerimiz vardı. Kanalizasyonsorunları, sokak lambalarının yanmaması gibiRYıkımlardan nasıl haberdar oldunuz? Belediyeden yıkımlarayönelik bir bilgilendirme yapıldı mı?Vallahi yıkımlardan haberimiz olmadı. Kimse bize haber vermedi.Ne yazık ki bizim insanlarımız kendileri git-tiler. Burada ben belediyeyi suçlamıyorum. Burada bizim in-sanlarımız suçlu. Neden diye sorarsan belediyenin bir çağrıgöndermesi gerekiyordu, elin oturalım, konuşalım, en azın-dan bir sözleşme yapalım diye. Böyle bir şey gündemegelmedi. Vatandaş kendi elleriyle gitti, kendi eliyleverdi, neticede belediye de “ben kimsenin eviniyıkmıyorum, verenlerinkini yıkıyorum” dedi kibunu sizler de duydunuz. Peki, sizin eviniz ne durumda şu anda?

Bizim evimiz de sonunda yıkılacak. İki aile kaldık, direnmeyeçalışıyoruz. Sözleşme imzalamadım, yapmam, yapılmasına dataraftar değilim. Evden çıktığımız takdirde vermeyi taahhüt ettiklerikira bedeli 250 YTL, çıkacağımız en kötü evin kirası ise en az 450-500 YTL olacak. İşim yok, gücüm yok, boşta gezen bir insanım.Benim bu paranın altından kalkmam mümkün değil. Melih Gökçek’in ve Mamak Belediye Başkanı Gazi Sahin’inkentsel dönüşüme yönelik politikalarına dair ne düşünüyor-sunuz?Gazi \ahin’in kentsel dönüşüm politikası bence bir rant. Sebebinegelince 57 mahalleyi 17 mahalleye yerleştirmek demek insanlarınhaklarını gasp etmekten başka bir şey değil, şahsi düşüncem. Bizde isteriz ki iyi bir evde oturalım, doğalgazımız olsun. Ama insan-ların hakkını yememeleri lazım. Nerde görülmüş 200 metrekare ar-sanın yerine 80 metrekare bir ev vermek. Yapılan sözleşme tektaraflı bir sözleşme. Verecekleri dairelerin nerede oldukları bellideğil. Evlerin ne zaman verileceği de sözleşmelerde belirtilmiyor.Seçimler olup belediye değişir de ben vazgeçtim, vermiyorum ya

da daha geç vereceğim derse buvatandaş ne yapacak?Yıkımlardan nasıl etkilendiniz?Çevremizde ev kalmadı. \u an tekkomşumuz lağım fareleri. Çevreyi birhayli sardılar. Alt sokağımızda birbakkalımız vardı, o da gitti. En ufakbir ihtiyacımız olduğunda, örneğin yu-murta bile alacak olsak Mamak köprütarafına gitmemiz gerekiyor.

Sizi tanıyabilir miyiz?Ben Alihan Kurt. Kars’lıyım. Derbent Ma-hallesi’nde oturuyorum.

Yıkımlardan nasıl haberiniz oldu? Neyaptınız?Bizi bilgilendiren olmadı. Bir kere anlaşmayıimzalamak için gitti. Anlaşmayı kiminleimzaladık onu da tam bilemiyorum,belediyeyle mi TOKİ’yle mi? Sözleşmeyiimzaladım. Sana Güneşevler’de 2+1 dairevereceğiz dediler. Gittim bir baktım ki verdik-leri yer gecekondudan beter, 1+1, kömürlükgibi bir yer. Odalarına bir somya bilesığmıyor. Geri döndüm. Dedim ki “burasıbana dar”. Bir çözüm getirmediler. Mecburkaldım. Ben 6 nüfusum. Benimle birliktekalan oğlum verdikleri eve yerleşti. Benyeni bir ev kiralamak zorunda kaldım. 400milyon kira veriyorum. Tek gelirim emeklimaaşım. Bugün 483 YTL para yatırmamlazımdı, yatıramadım. Ödemeleri maaşımabile denk getirmediler. Her şeyi kendilerinegöre ayarlamışlar, bize yöre bir şey yok.Ayın 20’sinde maaşı alınca direkt evinödemesine yatıracağım. Geciktiği için ceza

da geliyor. Kirayı ödeyecek param kalmıyor.Bana dediler ki ‘git belediyeye bir dilekçever, belki yerini değiştirirler’. Dilekçeyiverdim, 2 aydır cevap yok. Sonradan duy-

dum ki 1+1’de oturan 2 nüfuslu, 3 nü-fuslu aileler 2+1’lere aktarılmış. Sözleşme imzaladığınıza pişman

mısınız?Ben pişmanım. Bu gidişle oadam on sene bizi kiradasüründürecek. On birinci aydatemel atılacağını söylemişlerdi.Daha temelin ‘T’si yok ortada.Gücüm yok ki benim her ay 700milyon kira ödemeye. Sözleşme imzalamayan yak-laşık 15000 kadar mahallelivar. Onlara ne önerirsiniz?Onlar akıllı olsunlar, sö-zleşmeleri imzalamasınlar. Benşahsen pişman oldum. Anlaş-mayı yaptık ama ortada hiçbirşey yok. Su an psikolojiniz nasıl,sağlığınız nasıl?Benim hanım zaten tansiyon

hastası. Her gün hastaneye taşınıyoruz.Oğlum boşta, işi yok. Onun psikolojisi nasıl?Vallahi ne desek boşR

Bekir YÜCEL DERBENT

Kendinizden bahsedermisiniz?Adım Adem Çetin.Kır ıkkale-Sulakyurt ’unFaraşlı köyündenim. TürkTelekom’dan emekliyim.Eve ayda 900 YTL civarıpara giriyor. Evin nüfusu 4kişi. Buraya yerleşeli 20 yıloldu.Mahallenizden memnun muydunuz?Sorunlarınız, şikâyetleriniz var mıydı?Mahallemizden memnunduk. Yalnızbelediyenin hizmetlerinin eksikliğinden kay-naklı sorunlarımız vardı. Hala da var. Ulaşımbizim burada sıkıntı. Otobüs alamıyoruzmesela. Vermiyorlar, yok diyorlar. 45dakikada bir araba geliyor. Bu mahallenin nüfusu ne kadar? Bir bil-giniz var mı?14 bin seçmen var. Bu kadar insanınyaşadığı bir yere 1 otobüs veriyorlar. Dol-muş zaten yok. Ulaşım sıkıntısı çekiyoruz.Kentsel dönüşüm politikaları hakkında

ne düşünüyorsunuz?Belediye size projelere dairbilgi verdi mi?Hayır, bize bir bilgi verilmedi.Barınma bürosundan bilgialdık. Bu şekilde yola çıktık. Peki, Melih Gökçek’in ve bu-lunduğunuz bölgenin belediyebaşkanının kentsel dönüşüm

politikaları hakkında ne düşünüyorsunuz?Vallahi biz “kentsel dönüşüm” demiyoruz,“rantsal dönüşüm” diyoruz. Onun için de bizelimizden geleni yapacağız. Buraları Gazi\ahin’e de Melih Gökçek’e de vermeye-ceğiz, yedirmeyeceğiz.Bir süredir yıkım tehdidi altındayaşamınızı sürdürüyorsunuz. Bu durumsizi ve ailenizi nasıl etkiliyor? Tüm mahalle durumdan etkilendi. Dur-madan bunu düşünüyoruz. Aileler içindekihuzursuzluk da artıyor. Adamın bir evi var, oda giderse ne yapacak? Haliyle sağlığımızı,huzurumuzu, her şeyimizi etkiliyor.

8 BBAARRIINNMMAA

Page 9: BARINMA BÜLTENİ 2

MerhabaBiraz kendinizdenbahseder misiniz?Adım Nazım Karahan. Der-bent Mahallesi muhtarıyım. 9yıldır muhtarlık görevimisürdürüyorum. Mahallenize dairbelediyenin bir kentseldönüşüm projesi var. Bazıevler yıkılmış durumda. İlknasıl haberdar oldunuzprojeden? Bu sürece dair biraz bilgiverebilir misiniz?Ben bu projeyi ilk olarak belediyedenöğrendim. Belediyenin projesinden mem-nun değiliz. Evlerimizin bulunduğu arsayakarşılık müteahhit 3 daire vermeyi taahhütederken belediye 1 daire vereceğinisöylüyor. Verecekleri dairenin de ne zamanverileceği, nerede olacağı, kira yardımı nekadar olacak gibi konuların da sürekli olaraküstü kapatılıyor belediye tarafından. Geçengün belediyede katıldığım bir toplantıda,katılanlar arasında Gazi \ahin, yardımcıları,Melih Gökçek’in sekreteri de vardı, şunlarısordum: “Vereceğiniz ev Derbent mahallesihudutları içinde olacak mı? Verilecek olanevlerin metrekaresi ne olacak? 2 kişilik ail-eye de 1+1 ev veriyorsunuz, 8 kişilik aileyede aynı evi veriyorsunuz, bu nasıl adalet an-layışı?” Dedim ki “Televizyonda bir programvar, ‘Var mısın yok musun’ diye. Bu şartlaraltında ben yokum.” Senin hakkın ne diyesordular. Yani rüşvet teklif ettiler. İki daireyle97.000 YTL verelim, “Ver şimdi hesap nu-maranı, senin paranı hemen yatıralım”dediler. Ben de şöyle cevap verdim. “Birçiçekle yaz gelmez. Düğün de komşuylaolur, cenaze de komşuyla olur. Bütün ma-halleliye aynı koşullar sağlanacaksa, aynıhaklar verilecekse varım, yok eğer sadecebana veriyorsanız ben bu işte yokum.”Mahallede şu an durum nedir? Kaç evyıkıldı?

Çoğunluğu duruyor, 350 civarındabir ev yıkıldı. Belediyenin hizmetleri ne du-rumda? Su an size hizmet ver-iliyor mu?Elektriğimizi, suyumuzu kesiyorlar.Yıktıkları evlerin molozlarınısokağa boşaltıyorlar. Belediyesanki bize işkence yapıyor. Zordurumda kalıyoruz. Sokakta çö-pler toplanmıyor, her tarafı farelerbastı. Sağlığımız da kötü etk-

ileniyor. Suların kesilmesi ve çöplerintoplanmaması sonucu mahallede salgınhastalıklar baş gösterdi.Yıkımlara dair mahkemeye dava açtınızbildiğimiz kadarıyla. Durum nedir şu ankiaşamada?Mahalleden 3 kişi açtık dava şuanda devametmektedir.Eski açılmış olan davalar sonuç-landı ve belediye davaları kaybetti. Yıkım-ların gündemde olduğu diğer mahallelereöneriniz nedir?Dikmen Vadisi halkı da bizimle aynı durum-daydı. Orada sözleşmeye imza atanlar biz-den daha beter oldular. Diğer mahallelereönerim sözleşmeye imza atmamalarıdır.Bugün benim gidecek evim var ama gitmiy-orum, mahallemden ayrılmıyorum. Mahal-leli asgari ücretle çalışıyor. Bugün verilenkira yardımlarının seneye verilip verilmeye-ceği belli değil. Kimsenin kirayı ödeyecekgücü yok, mahalleli perişan. Sözleşme imzalayıp evleri yıkılanlardanenkaz bedeli alan var mı?Ben hiç görmedim, duymadım. Böyle birsöylenti var ama benim bir bilgim yok. Bana da zaman zaman belediyeden tekliflergeldi. “Hesap numaranı ver, senin paranıyatıralım, mahallelilerle değil bizimlehareket et” diye. Ama ben hiçbir zaman butekliflere itibar etmedim, etmem de. Tümmahalle birlik olup barınma hakkı mücade-lesini yükselteceğiz, zalimin zulmüne sonvereceğiz.

Biz Küçük Esnaflar!Kısıtlı sermayemiz ve yoğun emek gücümü-zle, gecemizi gündüzümüze katarak; haftasonu, bayram, tatil demeden çalışmaktayız.Kıt kanaat geçimimizi sağladığımız, çolukçocuğumuzun ekmek teknesi olan yıllarımızıverdiğimiz dükkanlarımız, yeni “MamakKentsel Dönüşüm Projesi” adı altında, bi-zlere hiçbir hak verilmeden elimizden alın-mak istenmektedir. 14 mahalleyi kapsayanproje, gecekondu sahiplerine haklarını ver-mediği gibi 14 mahallede bulunan yüzlerceesnafı da işinden ederek, işsiz, aşsız vegeleceksiz bırakacaktır.

Yıkılan birkaç mahallede yüze yakın esnafıniş hakları ellerinden alınarak kapı dışarıedilmiş, dükkanları yıkılmıştır.

İşyerleri elinden alınan, işsiz kalan esnafarkadaşlar, mal aldıkları toptancılara olanborçlarını ödeyemedikleri gibi, vergi, SSK,Bağ- Kur vb. borçlarını da ödeyemez du-ruma gelmiştir. Hem işinden olan, hem borçbatağıyla karşı karşıya kalan esnafarkadaşlarımız, çoluk çocuğuna nasıl baka-caktır, işsizliğin korkunç boyutlara ulaştığıülkemizde nerden iş bulacaktır!!

“Kentsel Dönüşüm Projesi” adı altında 500adet alışveriş merkezi yapılmak istenmekte-dir. Bu alışveriş merkezleri dükkanları yıkılanve yıkılacak olan biz küçük esnaflar içindeğil büyük sermaye grupları için yapılmak-tadır. Bu güne kadar Mamak’ta yapılan on-larca alışveriş merkezlerinden bir tanesi bileMamak esnafına yapılmamış olup, hepsi

büyük sermaye gruplarına verilmiş; biz Ma-maklı esnafın yok olması için ne mümkünseyapılmıştır.

“Kentsel Dönüşüm Projesi” adı altında hemgecekondu sahiplerinin hem esnafın haklarıgasp edilip büyük şirketlere peşkeş çekilmekistenmektedir. Geleceğimize, çoluk çocuğu-muzun haklarına sahip çıkmamız için birlikve beraberliğe her zamankinden daha çokihtiyacımız var. Barınma Bürosu bünyesindekurduğumuz Esnaf Temsilciliği, iş haklarınıkaybeden esnaf arkadaşlarımızın zarar-larının tanzimi için dava açma hazırlığıiçerisindedir.

Yetkililer acilen!-Dükkanları yıkılan esnafın zararlarını tespitederek karşılamalıdır.-Mamak’ta yapılacak alışveriş merkezleri,Mamaklı esnafa verilmelidir.-“Büyük Mağaza Yasa Tasarısı” çıkarıl-malıdır.-Büyük mağazaların haksız rekabetine sonverilmeli, servis ve promosyonlar kaldırıl-malıdır.-Esnafa faizsiz kredi verilmeli (ön koşulsuzolmalı; vergi dairesine, SSK, Bağ-kur’aborcu olmayan esnaf zaten yok).-15-20 çeşit olan verginin asgariye indiril-erek, esnafın vergi yükü azaltılmalıdır.-Esnaf düşmanı politikalar acilen durdurul-malıdır.

Mamak Barınma Hakkı BürosuEsnaf Temsilciliği- FUAT KESER

[email protected]

Son dönemde “kentsel dönüşüm” adı al-tında gerçekleştirilen uygulamalarla kentselmekanda yaşanan yıkımlar, bu alanlarda yaşayan-lar için derin bir "sosyal yıkım"a dönüşmüştür.Bugün Mamak halkını evlerinden ve en temelyaşam haklarından mahrum eden uygulamalarınaltında toplumsal yarar ve sosyal adaleti dışlayanyeni bir kentleşme süreci ve bu sürece paralelolarak işleyen rant odaklı kentsel dönüşüm pro-jeleri yer almaktadır.

Siyasal iktidarların yıllarca oy ve iktidar içindüzensiz gecekondulaşmaya göz yummasındangecekondu aflarına; tüm altyapı hizmetleriningötürülmesinden seçimlerde taşınan yardım çu-vallarına kadar “meşru” olduğunu kabul ettiği yok-sul halk, bugün aynı iktidar uzantıları tarafındanyaşadıkları mekanlar üzerinde “gayrimeşru” ilanedilmiştir. Bu durumun altında, yıllar içerisindedeğerlenen kent toprağına en kolayından el koymave burada oluşacak büyük kazançları kapma isteğiyatmaktadır.

Mevcut kentsel dönüşüm projeleri bu ne-denle halkın taleplerini gözetmek yerine, kentinyoksul insanlarını yıllardır yaşadıkları yerlerdensürüp, üstüne bir de çok daha değersiz ve kalitesizkonutlar için onları altından kalkılmaz borçlarasokarak, geride kalan değerli toprağa el koymaprojeleridir. O yüzden halk için değil, rant içinyapılan projelerdir. Bu işin yerellerdeki yürütücüleride en başta belediyelerdir. “Toprak ticareti” yaparakpara kazanmak veya birilerine kazandırmak,belediyelerin en önemli işlerinden biri halinegelmiştir.

Gökçek yönetimindeki BüyükşehirBelediyesi ve onunla işbirliği halinde olan yerelbelediye, bugün Mamak’ta aslında sadece toprağıdeğil, toprak üzerinden, burada yaşayan insanları,onların yaşamlarını ve geleceklerini de satmak-tadırlar. Yani yıllardır yaşadığımız alanlar artıkbüyük sermayelere pazarlanacak birer meta olarakgörülmekte ve bu anlayış “kentsel dönüşüm” pro-jeleriyle bizlere dayatılmaya çalışılmaktadır.

Kentsel dönüşüm projesi, kimi çevrelerebüyük paralar kazandırırken, yıllarca buralardayaşamış, dişiyle tırnağıyla, emeğiyle buraları varetmiş olan insanlara ise evsizlik, yıkım, tehdit vepolis copu olarak geri dönmektedir.

Oysa insanın yaşayabilmek için en temelhaklarından biri barınma hakkıdır ve bu hak hiçbirkişi ya da kurum tarafından herhangi keyfi birkararla engellenemez. Barınma bir temel haktır vehiçbir insan geleceği garanti edilmeden, haklarıgözetilmeksizin, borçlandırılarak ve zor kullanılarakbarındığı mekândan uzaklaştırılamaz.

Belediyelerin asli işi, insanları evlerindensöküp atmak değil, tam tersine insanların taleplerive beklentileri doğrultusunda konutları, mekanlarıdaha yaşanabilir yerlere dönüştürmektir. BugünBüyükşehir ve Mamak Belediyeleri, iptal edilenprojeyi başka bir kılıfla tekrar hayata geçirerekMamak Halkını ve taleplerini dikkate almadıklarınıgöstermişler, saldırgan ve uzlaşmaz tutumlarıyla“kimin belediyesi” olduklarını bir kez daha ispat et-mişlerdir.

İnsanların en temel yaşam haklarınayapılan bu saldırılar karşısında İnşaat Mühendis-leri Odası Ankara \ubesi olarak, Mamak Halkınınhaklı mücadelesinde her zaman destekçi ola-cağımızı belirtir, bu mücadelenin sonuna kadartakipçisi olacağımızı bir kez daha ilan ederiz.

İnşaat MühendisleriOdasıAnkara Sube Başkanı

Nevzat ERSANNazım KARAHANDerbent Mah. Muhtarı

KENTSEL DÖNÜSÜM PROJESİ MAMAK ESNAFINI YOK EDİYOR

9BBAARRIINNMMAA

Page 10: BARINMA BÜLTENİ 2

HHAALLKKIINN HHAAKKLLAARRII FFOORRUUMMUU SSUU HHAAKKKKII BBİİLLDDİİRRGGEESSİİNNDDEENN

1. Su hakkının insan hakkı olduğu ortak fikrinin dışında, suyun sosyal , ekonomik ve çevresel boyutları ile birlikte, toplumsal paylaşım sistemininde değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.

2. Dünyada uygulanan neo- liberal politikalara bakıldığında kar amaçlı sistemler oluşturularak su yönetiminin küresel şirketlere devredildiği tes-pit edildi.

3. Özelleştirme politikaları sonucunda küresel şirketlerin yönettiği Antalya, Kocaeli örnekleri tartışıldı ve bu uygulamaların halkın yararına uygunolmadığı tespit edildi.

4. İzmit’te yaşanan sürekli su kesintileri sebebiyle, “su hakkının” öncelikli mağdurları olarak İzmitli kadınlar öncülüğünde İzmit halkı, şehrin çe-şitli yerlerinde eylemler örgütleyerek kısa zamanda somut kazanımlar elde etmiştir. Bu eylem süreci somut pratikler açısından ele alındığında suhakkı mücadelesinde atılmış olan önemli bir adımdır.

Saglıklı su ne anlama gelmektedir?İnsan sağlığına zararlı olabilecek

mikroorganizmaları ve kimyasalları içerme-yen ancak sağlık için gerekli mineralleri ye-terli ve dengeli miktarda içeren renksiz,kokusuz ve berrak olan su SAGLIKLI sudur.

Güvenli su ne anlama gelmekte-dir?

GÜVENLI su ise sağlığa zarar vere-bilecek bütün kirleticilerden arındırılmıssudur.

“Içilebilir” ve “kullanılabilir su”arasındaki fark nedir?

Böyle bir fark olmaması; içilebilir vekullanılabilir suyun nitelik olarak birbirinin ay-nısı olması uygun olur. Toplumda “içme” ve“kullanma” sularının birbirlerinden farklı ola-bilecegi gibi bir algı oluşmuştur, ancak kulla-nılabilir suyun da saglık açısından risk teskiletmemesi gerekir.

Sebeke suyunun saglıklı olması neanlama gelmektedir? Yemekte, ev temiz-liginde, banyo yaparken, vb. kullanılansebeke suyunun saglık açısından riskleriolabilir mi?

Sebeke suyu genel olarak içme,

yemek yapma, temizlik ve diger evsel amaç-lar ile, gıda maddelerinin ve diger insani tü-ketim amaçlı ürünlerin hazırlanması,islenmesi, saklanması amacı ile kullanıl-maktadır. \ebeke suyu sağlıklı olmalıdır“hastalık yapan mikroorganizmaları ve insansağlığına zararlı olabilecek kimyasalları içer-memelidir”. \ebeke suyu yemek ve diger ge-reksinimler için de tüketildigi için, sulardabulunan ve saglık sorunlarına neden olansorunlar risk olusturabilir.

Su kirlenir mi?EVET. Kaynağından çıkıp kullanıla-

cağı ana kadar en kolay ve en çok kirlenenmadde sudur. Çünkü; su eritir, taşır, bırakırve akar. Evsel atıklar, yeraltı depolama tank-larından sızıntı, tarımsal kirlenme, uygun ol-mayan endüstriyel uygulamalar (Özeliklepetro-kimya endüstrisi), madencilik, atık kim-yasalların yeraltına enjeksiyonu, asındırıcımaddeler baslıca suyun kirlenmesine nedenolan etmenlerdir. Sıcaklık kirlenmesi de sukitlesinin sıcaklıgını artıran uygulamalara-elektrik santrali, nükleer sant-rallerde suyun sogutmaamaçlı kullanılmasına baglımeydana gelebilir .

Su kirliligi nasıl sap-tanır?

Suyun temiz ya da kirlioldugu yapılacak analizlersonucu ortaya çıkar. Su ile il-gili baslıca bakteriyolojik, kim-yasal ve diger açılardandegerlendirme yapılmalıdır.Bu degerlendirmelerin akre-dite laboratuarlar tarafındanyapılması gerekir.

Toplumdaki her-hangi bir birey su kirliligini gözleyebilir(bilebilir) mi?

Hem içme, hem de kullanma suyu-

nun renksiz, kokusuz ve berrak olması ge-rekir. Kullanıcılar içme ve kullanma suyununbu fi ziksel özelliklerinin olması gerektigi bil-gisinden yararlanarak gözleme dayalı bir de-gerlendirme yapabilirler.

Kuraklık su kısıtlılıgının nedeniolabilir mi?

Kuraklık su kısıtlılıgının sadece birnedenidir. Su kısıtlılıgının diger nedenleriise; talebi karsılayacak planlamanın olma-ması, kent suyunda kirlilik, su savurganlıgı,pompaların yetersiz donanımı, şebeke suyukaybı, vb. olabilir.

Kuraklık su kısıtlılıgının nedeniolabilir mi?

Kuraklık su kısıtlılıgının sadece birnedenidir. Su kısıtlılıgının diger nedenleriise; talebi karsılayacak planlamanın olma-ması, kent suyunda kirlilik, su savurganlıgı,pompaların yetersiz donanımı, şebeke suyukaybı, vb. olabilir.

Saglıklı suya erisebil-mek bir insan hakkı mıdır?

EVET. Temiz suya ula-sabilmek Dünya Saglık Ör-gütü tarafından 1978 yılındakosullardan bağımsız olarakbireylere mutlak ulaştırılmasıgereken bir sağlık hizmetiolarak tanımlanmıstır. Tür-kiye de bu yaklasımın tarafıolmustur.

Su sağlığı ile ilgili ko-nularda bilgi almak birey-sel bir hak mıdır?

EVET. Bireylerin vetoplumların sağlıklarını ya-kından ilgilendiren bir konuda

yansız, seffaf, dogru ve güncel bilgilereulaşma hakları bulunmaktadır.

SU PARA İLE SATILAMAZ SU HAKKI EN TEMEL İNSAN HAKKIDIR.

1. Su hakkı insan hakkıdır. Bu haktan kesinlikle vazgeçilmemelidir.2. Su kaynaklarında ve kullanımında kamu mülkiyetinden vazgeçilmemelidir.3. İnsanca yaşam için gerekli temiz su miktarı ücretsiz olarak verilmelidir.

Su hakkı insan hakkıdır.10 BBAARRIINNMMAA

Page 11: BARINMA BÜLTENİ 2

Ankara’da yasanan su soru-nunun başlıca nedeni

Büyükseh i rBelediyesi’nin

z a m a n ı n d ayapması gereken ya-tırımları yapmama-

sıdır. Sorunun başlıca nedeniBüyüksehir Belediye Baskanı’nın ifadeettigi gibi “küresel ısınma” ve “2006 yılı-nın son 41 yılın en kurak yılı olması”

degil; bu talebin karşılanamamasıdır. Son 41yılın en kurak yılı 1994 yılı olmustur. 2006 yı-lında kuyu suları ve atıksu arıtma suyu kul-lanılması gerekirken bir baraj büyüklügündeiçme suyu; park ve bahçe sulamasında kul-lanılmıştır. Ayrıca şehir içme suyu sebeke-sinde yüzde 40’a yakın kayıp vardır. 2007yazına gelindiginde yeterli miktarda su bu-lunmaması sebebiyle su krizi olusmus,çözüm olarak Büyüksehir Belediyesi tarafın-dan Kızılırmak suyu gündeme getirilmistir.Bu gündemin de altında DSI tarafından ya-pılması önerilen Işıklı-Gerede Sisteminin ya-pımının en az 2 yıl sürmesi yatmaktadır. Bunedenle 2007 yazından itibaren Ankara halkısusuzluga ve kalitesiz suya mahkûm edil-mistir.

EVET. Bugün Ankara’da yasanılan susorunu genel anlamıyla Türkiye’de uygula-nan yanlış su politikalarının bir yansımasıolabilir... Son dönemlerde uygulanan politi-kalar suda özelleştirmenin önünü açmıştır.Önümüzdeki dönemlerde ise sudaki özel-leştirmelerin çok daha gözle görünür halegelmesi beklenmektedir.

Dünyada suyun özelleştirilmesi ikiaşamada gerçekleşmektedir:

1. Su yönetiminin merkezi bir yapı-lanmadan (örneğin DSİ’den) alınarak yerel-leştirmesi (örneğin ASKİ’ye verilmesi).

2. Yerel yönetimlerin bu alana ilişkinuzun vadeli politikaları olmaması, yaşanansorunları özel şirketler aracılığı ile çözme yo-luna gidilecektir. Enerji ve Tabii KaynaklarBakanı 2007 yaz aylarında su kesintilerininolduğu dönemde bu niyeti “akarsu ve gölet-lerin kullanım hakkı 49 yılı geçmeyecek şe-kilde özel sektöre satılacak.” seklinde ifadeetmistir.

Bu konuda sorumlu kurumlar Büyük-şehir Belediyesi ve Devlet Su İsleridir (DSİ).DSİ, Belediye sınırları dısında baraj yapı-mından, Büyükşehir ise bu baraj ve isalehatları için gerekli kaynağı DSİ’ye aktar-maktan sorumludur.

Bilime ve planlamaya önem veren,

sorumluluk sahibi, kamu kaynaklarını bilinçlikullanan, halkın sağlığını ve gelecegini dü-şünen yönetimlere ihtiyaç vardır.

Su sorunu için öncelikle yapılmasıgerekenler;* Su kaynaklarının yönetiminin yerellerdenalınıp DSİ gibi merkezi bir kamu kurumundatoplanması* Yıllardır Işıklı –Gerede Sistemi gibi yapıl-mayan yatırımların yapılması.* Kızılırmak Suyuna uygun ileri arıtma tesis-lerinin kurulması.

Kızılırmak suyunda Dünya ve Türkiye stan-dartları sınır degerlerini geçen sodyum, sül-fat, klorür ve arsenik vardır. İçme suyundasodyum değerinin yüksek olması hipertansi-yon ve böbrek hastalıklarına; sülfat değeri-nin yüksekliği sindirim sistemi hastalıklarına,bebekler, yaşlılar ve hamilelerde vücut su-yunda kayıplara neden olabilir. Ayrıca; sod-yum yüksekliginin borulardaki aşındırmaetkisi sonucu ağır metal oranını artırma;buna bağlı olarak da gözlerde ve solunumyollarında tahrişlere; arsenik yüksekliğininise uzun dönemde deride renk değişikliğine,derinin kalınlaşmasına, özellikle mesane,böbrek, akciğer kanserlerine yol açma riskibulunmaktadır. Kızılırmak Suyu için ileriarıtma teknikleri gerekmektedir. Su an kulla-nılan İvedik Arıtma Tesisi Kızılırmak Suyunauygun degildir.

Kızılırmak suyu bazı parametreler yönündenSağlık Bakanlıgı içme suyu standartlarınısağlamayan bir su yapısına sahiptir. Bu pa-rametrelerden bazıları ileri arıtma yöntemleriile (ters osmoz, nanofiltrasyon gibi) arıtılabi-lirler. Evlerde bulunan ve ancak bu özellik-lere sahip olan su arıtma cihazları Kızılırmaksuyunu içme suyu standartlarında arıtabilir.

Kırıkkale halkı, Yeşil Vadi Su Birligiarıtma tesisleri ile 27 yıldır değil, 2001 yılın-dan beri bu suyu kullanmaktadır. Fakat İve-dik tesisleri ile benzer teknolojikullanılmasına rağmen tatmin edici kalitesağlanamadığından bu suyu içmesuyu ola-rak kullanamamaktadır. Kırıkkale BelediyesiKızılırmak suyu için ileri teknoloji arıtma te-sisini (Ters Ozmoz Deniz Suyu Arıtma Tesi-sini) kurmuştur.

Ankara’nın su talebinin karşılanmasıkonusunda gerekli önlemleri almayan An-kara Büyükşehir Belediyesi, 2007 yazındaoluşan su krizi anında da yeni kaynak arayı-şına girmiştir. Işıklı-Gerede Sisteminin ya-pımı en erken 2 yılda biteceğinden,Büyükşehir Belediyesi, sağlık ve içmesuyukalitesi açısından oldukça uygun olan vemaliyeti 324 milyon YTL olan Işıklı-GeredeSistemi yerine, maliyeti 572 milyon YTL olanKızılırmak projesini tercih etmistir.

Avrupa’da musluktan akan su, Dünyave Türkiye standartlarına uygundur. Sülfatmiktarı yüksek oldugu söylenen sular, am-balajlı sulardır. Türkiye’de kullanıcının terci-hine sunulan maden suları da benzerparametreleri içermektedir. İçmesuyu,“genel olarak içme, yemek yapma, gıdamaddelerinin hazırlanması vb. amaçlar iletemizlik amacıyla kullanılan şebeke suları-dır” Avrupa’daki ambalajlı sular, şebekesuyu standartlarında olmayıp bireylerinkendi istekleriyle içmek içindir.

ANKARA’DA YAŞANAN SU SORUNUNUN TEMELİNDE NELER BULUNMAKTADIR?

Suda özellestirme polit ikaları Ankara’dayasanan su sorununa

neden olmus olabil ir mi?

Hem pahalı hem de sağlık için zararlı olduğu bilinen Kızılırmak suyu

için neden ısrar edildi?

Ankara’nın su sorununu çözmek içinneler yapılmalıdır?

Evlerde kullanılan su arıtma cihazları Kızılırmak suyunu içme suyu standartlarında arıtabilir mi?

Kırıkkale halkı Kızılırmak suyunu içiyor mu?

Kızılırmak suyunda insan sağlığını riskeatacak maddeler var mıdır? Bu su İvedik

Arıtma Tesisinde arıtılabilir mi?

Ankara’ya içme suyunun sağlanmasıkimin sorumluluğundadır?

Avrupa’da medyaya da yansıyan ve sülfat miktarları yüksek oldugu ifade

edilen sular neden içiliyor?

11BBAARRIINNMMAA

Page 12: BARINMA BÜLTENİ 2

KRİZE KARSI HALKIN SARTLARI VAR1. İşten çıkarmaları yasakla,2. Ücretleri koru, taşeron sistemini ve güvencesiz çalışmayı engelle; asgari ücreti vergi dışı bırak; çalışma saatlerinikısalt,3. Temel gıda maddeleri, enerji fiyatları ve konut kiralarını kontrol altına al,4. Asgari ihtiyaç düzeyinde elektrik, su, doğalgaz ve ulaşımı ücretsiz sağla,5. Açlığa önlem olarak kadınlara, asgari ücret düzeyinde mutfak maaşı ver,6. Tüm sağlık ve eğitim hizmetlerini parasızlaşır, devlet okullarının tüm borçlarını sil, bu kurumların elektrik, su,doğalgazını ücretiz yap,7. Küçük çiftçi borçlarını sil, tarımsal üretime girdi desteği sağla,8. Kredi kartı ve tüketici kredisi borçlarını faizsiz olarak yeniden yapılandır,9. Kürt sorununda savaş politikalarını terk et; savaş giderlerini Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’in kalkınmasınaharca,10. IMF ve Dünya Bankası ile tüm ilişkileri kes, bütün ikili anlaşmaları feshet, IMF ile anlaşma imzalama11. Özelleştirmeleri durdur, kamu yatırımlarını yeniden başlat,12. Borsayı kapat,13. Dış borçları ödeme, yabancı sermaye çıkışını ve kar transferini yasakla,14. Kurumlar vergisini, lüks tüketim vergisini artır, servet vergisi uygulaması başlat; temel tüketim maddelerindekivergileri kaldır,15. Kentsel rant politikalarını terk et,16. Banka batıranları cezalandır; kurtarma operasyonları yapma; batan banka ve şirket çalışanlarına iş güvencesi ver,17. Siyasal nüfuz kullanılarak elde edilen servetlere el koy.