1 Avrupa Birliği Ülkelerinde Çocuk Koruma Anlayışı ve Türkiye’deki Çocuk Koruma Kanunu Prof. Dr. İlhan TOMANBAY Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü ÖZET Yazının başlığında görüldüğü gibi sadece Avrupa Birliği ülkelerinde değil, gelişme yolundaki tüm ülkelerde çocuk anlayışı cezalandırma değil koruma ve geliştirme temeli üzerine oturtulmuştur. Oysa ki Türkiye’de 2005 yılında çıkarılan Çocuk Koruma Kanunu adından anlaşıdığı gibi bir koruma değil, içeriğinden anlaşıldığı gibi bir cezalandırma yasasıdır. Üstelik “çocuk”a “ağır ceza” düzenleyen bir yasa... Kaldı ki Türkiye dışındaki hemen tüm ülkeler çağdaş genel anlayışı içselleştirmiş ve çocuğu korur, cezayı gence verirken ve ergenlerle ilgili ceza yasasına “Gençlik Mahkemesi Yasası” derken, Türkiye çocuk cealandırma ve çocuk mahkemeleri kavramlarını gelişen evrensel anlayışlara inat hala kullanmaktadır. Bu yazıda hem konuyla ilgili temel kavramların değiştirilmesi ve hem de Çocuk Koruma Yasasının cezalandırma değil, gerçekten çocuk koruma içerikli bir yasa olması önerilmektedir. ANAHTAR SÖZCÜK Çocuk koruma, çocuk cezalandırma, çocuk mahkemesi, gençlik mahkemesi, Çocuk Koruma Yasası, Almanya Gençlik Koruma Yasası SÖYLEM 1 Diyarbakır’da çocuk suçluluğu sempozyumunu çok anlamlı buluyorum. Emniyet Müdürlüğümüzün bu konuyu bu düzeyde ele almasını çok anlamlı buluyorum. Düşünenleri ve düzenleyenleri kutluyorum. Sadece bu durum Türkiye’de toplumsal yapıda ciddi değişmelerin sözkonusu olduğunu göstermektedir. SÖYLEM 2 Bürokrasi ayrı bir kültüre sahiptir, cinsiyet, memleket, siyaset ve ticaret kendilerine özgü kültürlere sahiptir. Bilimin de kültürü kendine özgüdür. Bu kültür gerçeği arama, bulma, ortaya çıkartma temellidir. Bu anlamda bilim, bürokrasiden, cinsiyet, memleket, siyaset ve ticaretten azadedir. Bağımsızdır. Tek kaygısı vardır, gerçeği bulmak ve söylemek. Bu özelliğiyle bilim, zaman zaman aykırı düşse bile bürokrasiye de, ticarete de, siyasete de yol gösterir, yolunu açar, yol verir. Genelde toplumların düşüncel temelde önünü açar, uygulamalara zemin oluşturur.
14
Embed
Avrupa Birliği Ülkelerinde Çocuk Koruma Anlayıı ve Türkiye ...yunus.hacettepe.edu.tr/~tomanbay/ilhan_cocuk_suclulugu_sunus_diyarbakir.pdfKorunmasına İlikin Birlemi Milletler
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
1
Avrupa Birliği Ülkelerinde Çocuk Koruma Anlayışı ve
Türkiye’deki Çocuk Koruma Kanunu
Prof. Dr. İlhan TOMANBAY
Hacettepe Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Sosyal Hizmet Bölümü
ÖZET
Yazının başlığında görüldüğü gibi sadece Avrupa Birliği ülkelerinde değil, gelişme yolundaki tüm ülkelerde
çocuk anlayışı cezalandırma değil koruma ve geliştirme temeli üzerine oturtulmuştur. Oysa ki Türkiye’de 2005
yılında çıkarılan Çocuk Koruma Kanunu adından anlaşıdığı gibi bir koruma değil, içeriğinden anlaşıldığı gibi bir
cezalandırma yasasıdır. Üstelik “çocuk”a “ağır ceza” düzenleyen bir yasa... Kaldı ki Türkiye dışındaki hemen
tüm ülkeler çağdaş genel anlayışı içselleştirmiş ve çocuğu korur, cezayı gence verirken ve ergenlerle ilgili ceza
yasasına “Gençlik Mahkemesi Yasası” derken, Türkiye çocuk cealandırma ve çocuk mahkemeleri kavramlarını
gelişen evrensel anlayışlara inat hala kullanmaktadır. Bu yazıda hem konuyla ilgili temel kavramların
değiştirilmesi ve hem de Çocuk Koruma Yasasının cezalandırma değil, gerçekten çocuk koruma içerikli bir yasa
olması önerilmektedir.
ANAHTAR SÖZCÜK
Çocuk koruma, çocuk cezalandırma, çocuk mahkemesi, gençlik mahkemesi, Çocuk Koruma Yasası, Almanya
Gençlik Koruma Yasası
SÖYLEM 1
Diyarbakır’da çocuk suçluluğu sempozyumunu çok anlamlı buluyorum.
Emniyet Müdürlüğümüzün bu konuyu bu düzeyde ele almasını çok anlamlı buluyorum.
Düşünenleri ve düzenleyenleri kutluyorum.
Sadece bu durum Türkiye’de toplumsal yapıda ciddi değişmelerin sözkonusu olduğunu
göstermektedir.
SÖYLEM 2
Bürokrasi ayrı bir kültüre sahiptir, cinsiyet, memleket, siyaset ve ticaret kendilerine özgü
kültürlere sahiptir. Bilimin de kültürü kendine özgüdür. Bu kültür gerçeği arama, bulma, ortaya
çıkartma temellidir.
Bu anlamda bilim, bürokrasiden, cinsiyet, memleket, siyaset ve ticaretten azadedir.
Bağımsızdır. Tek kaygısı vardır, gerçeği bulmak ve söylemek.
Bu özelliğiyle bilim, zaman zaman aykırı düşse bile bürokrasiye de, ticarete de, siyasete de yol
gösterir, yolunu açar, yol verir. Genelde toplumların düşüncel temelde önünü açar,
uygulamalara zemin oluşturur.
2
SÖYLEM 3
Çocuk ve suç kavramları toplumbilimin temel konularından biridir.
Toplumbilim insanı (a) toplum içinde, (b) toplumsal bağlamları içinde ve (c) grupsal ilişkileri
yönünden ele alır.
En yalın deyişiyle toplumda genç, hele ki suç ortamında bulunuyorsa bunun olumsuz etkileri
sorunun büyüklüğü oranında tüm topluma yansır. Toplum bir grup gencin suç ortamında
bulunmasından ve bunun sonuçlarından huzursuz ve mutsuz olur. Böyle durumlarda toplum
kendini güvensiz hisseder, geleceğiyle ilgili kuşku ve kaygılar üretir.
Bir toplumda genel suç ve suçluluk oranı yüksekse çocuklar arasında da bu oranın yüksek
olacağını düşünmeliyiz. Toplum suça yönelten siyasal, sosyal sıkıntılar yaygınsa çocukların da
suç oranlarında yükselme olması kaçınılmazdır.
Toplumbilim çocuk ve genç ile suçluluk arasındaki ilişkiyi inceler. İlişki burada da kalmaz. Bu
durumu aileye, ilgili gruplara ve topluma yansıtır. Toplum suç ortamındaki çocukların ve
gençlerin durumunu doğru ya da yanlış algılar. Doğru algılarsa üzüntü duyar, çözüm arar; yanlış
algılarsa bu yanlış algılamanın sonuçları gene hem çocuğa ve gence, hem aileye ve gruplara ve
giderek topluma yansır; olumsuz olarak yansır.
SÖYLEM 4
Türkiye’de çocuk suçluluğu konusu çağdaş gereklerine uygun olarak algılanmamış ve
düzenlenememiştir. Türkiye ne kültürüne ne de hukuka uygun sosyal ve hukuksal önlemler ve
düzenleme olarak bu konunun sağlıklı çözümüne henüz yakın değildir.
GİRİŞ
Çocuk ve genç sadece suç ortamından değil, içinde bulunduğu ortam olumlu ya da olumsuz
nasıl olursa olsun, o ortamdan etkilenir.
Konumuz çocuk ve suç ilişkisi olduğuna göre ortamın çocuğu suça yönelten ortam olarak
düşünüldüğünde ne tür ortamların çocuk ya da genci suça ittiği ya da yönelttiği sorusunun
yanıtını aramak gerekir.
Çocuğu olumlu ya da olumsuz etkileyen etmenler:
- Aile ortamı (Geniş aile, çekirdek aile, parçalanmış aile, üvey ana ya da baba, ana ya da
babanın eğitim öğrenim durumu, ailenin ekonomik durumu…)
- Arkadaş ortamı (Başıboş, ailesi ile bağları yok ya da zayıf çocuk ve gençlerle bir arada
bulunan çocuk risk altındadır.)
- Okul ortamı (diğer öğrenciler ve öğretmenler)
- Genel çevre (alışveriş, Pazar yeri, stadyum, memur, polis vb.)
- Televizyon, kitap, dergi gibi kitle iletişim araçları,
Sözleşme, ayrıca çocuğun anne-babasının ya da onlardan yalnızca birinin, yasal vasi veya
vasilerinin ya da bakımını üstlenen herhangi bir kişinin yanında iken bedensel veya zihinsel
saldırı, şiddet veya suiistimale, ihmal ya da ihmalkar muameleye, ırza geçme dahil her türlü
istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün
önlemlerin alınmasını öngörmekte ve çocuğa ve onun bakımını üstlenen kişilere, gereken
desteği sağlamak amacı ile sosyal programların düzenlenmesi için etkin usulleri de içerecek
koruyucu önlemlerin alınması gereğinden sözetmektedir.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 29 Kasım 1985’te kabul edilen 40/33 sayılı Beijing
(Pekin) Kurallarınca (Birleşmiş Milletler Çocuk Ceza Adaleti Sisteminin Uygulanması
Hakkında Asgarî Standart Kurallar) gençlerin, insani gelişme sürecinin erken aşamalarında
bulunmaları nedeniyle, fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişme açısından özel bakıma ve yardıma,
1 Türkiye tarafından Çocuk Hakları Sözleşmesinin 17, 29 ve 39 uncu maddelerine Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Lozan Antlaşması hükümleri çerçevesinde çekince konulmuştur.
4
barış, özgürlük, değer ve güvenlik koşullarında yasal korumaya gereksinimleri olduğu kabul
edilmiştir.
Çocuk suçlulara ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi ve diğer görüşler, ulusal ve sosyal köken,
varlık, doğum yeri vs. hiçbir ayrım gözetmeksizin uygulanacak olan Pekin Kurallarının temel
ilkeleri arasında çocukların ve ailelerin daha iyiye yönlendirilmelerinin sağlanması, onlara
toplum içinde yararlı bir yaşam sağlamak için çaba gösterilmesi ve suçtan ve kabahatlerden
uzak bir yaşam için çocukların içinde bulundukları koşulların iyileştirilmesi, ve hatta hukuka
aykırı davranışta bulunan çocuklara bile etkili, hakkaniyetli ve insanca davranılmasının
sağlanması belirtilmiştir.
Gene Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 14 Aralık 1990 tarih ve 45/112 sayılı
kararıyla kabul ve ilân edilen Çocuk Suçluluğunun Önlenmesine İlişkin Birleşmiş Milletler
Yönlendirici İlkeleri olarak nitelendirilen Riyad İlkeleri hükümetlerin tüm gençlerin haklarını
ve esenliklerini geliştirmeyi ve korumayı hedefleyen yasalar ve yönetmelikler kabul etmeli ve
uygulamalıdır demektedir. (Riyad İlkeleri Pekin Kurallarının uygulanmasını denetlemek üzere
geliştirilmiştir.)
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından aynı tarihteki oturumda Riyad İlkelerinin hemen
arkasından kabul edilen Havana Kuralları (Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların
Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler Kuralları) (14 Aralık 1990 tarih ve 45/113 sayı.)
gözaltında veya tutuklu bulunan çocuklarla ilgili olarak taraf devletlerin uyacağı kuralları kabul
etmiş, bu durumdaki çocuklar için bile çocukların yüksek yararının gözetilmesini öngörmüştür.
Görüldüğü gibi çağdaş uluslararası tüzel düzenlemeler de çocuğun korunmasını öne almakta,
korunmaları ile ilgili sosyal hizmetlere ve bu konuda çalışanların eğitilmelerine önem
vermektedirler.
ALMANYA’DA ÇOCUK KORUMA DÜZENİ
Almanya’da ilk çocuk koruma yasası (Das Kinderschutzgesetz) 30. Mart 1903 tarihinde
çıkarılmış, 1. Ocak 1904 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu ilk İmparatorluk Yasası çocuk
işçiliğini düzenliyordu. Hangi işkollarında ve ne tür fabrikalarda çocukların çalıştırılacağını
düzenliyordu. Sanayi ve tarım alanlarında yaş sınırı koyulmamıştı. Sadece ticaret alanında 12
yaşın altındaki çocukların çalıştırılamayacağını öngörüyordu.
Bu yasa 31. Aralık 1938 tarihinde kadar yürürlükte kaldı. Yerini Gençlik İşyeri Koruma
Yasasına bıraktı (8. Mayıs 1976) (Jugendarbeitsschutzgesetz) (Gesetz zum Schutze der
arbeitenden Jugend (JArbSchG)). Bu yasadaki son değişiklik 31. Ekim 2008’e tarihlenir.
1951 yılında da Kamusal Alanda Gençliğin Korunması Yasası (Gesetz zum Schutze der Jugend
in der Öffentlichkeit (JÖSchG)) çıkarılmıştır. Bu yasanın öncesinde, 1920 yılında çıkarılmış ve
2. Dünya Savaşından sonra kaldırılmış olan Işık Oyunu Yasası (Lichtspielgesetz) vardı. Yani
Film Yasası. O tarihte ışık oyunları ile sinema filmleri kastediliyordu ve çocuk ve gençlerin
korunması adına, yeni çevrilen filmlerin bir denetim merkezinin denetiminden geçmeden
sinemalarda gösterilmemesini öngörüyordu.
Çocuk ve gençler için 1943 (savaş ortamı, Hitler dönemi) yılında çıkarılan bir Polis Tüzüğü
(Polizeiverordnung) çocuk ve gençlere korkutmak amacıyla polis tarafından verilecek, daha
çok evden çıkartmama ya da hapis gibi özgürlüğü sınırlandırma cezalarını öngörüyordu. O
tarihlerde bu tüzük çok tartışılmış ve nihayet 1951 yılında kaldırılmıştır.
Aynı yıl (1951) çıkarılmış olan biraz yukarıda değindiğim Kamuoyunda Gençliğin Korunması
Yasası (Gesetz zum Schutze der Jugend in der Öffentlichkeit (JÖSchG)) üzerinde tartışıla
tartışıla yapılan değişik düzenlemeler ve değişikliklerden sonra 1 Nisan 2003 tarihinde şimdiki
5
adıyla Gençlik Koruma Yasası (Jugendschutzgesetz (JuSchG)) olarak düzenlenmiş ve çeşitli
defalar bu yasada değişiklikler yapılarak son duruma getirilmiştir.
Gençlik Koruma Yasası bugün için Almanya’da çocuklar ve gençler için düzenlenmiş en güncel
ve en kapsamlı tüzel düzenlemedir. Bu yasa aynı ya da farklı adlarla tüm Avrupa ülkelerinde
vardır. Bu, federal düzeyde bir yasadır, yani tüm ülkede geçerlidir. Çocukların ve gençlerin
toplumda her türlü risklere karşı korunmasını öngörür.
Almanya Çocuk Koruma Yasasında 2003 yılında yapılan köklü değişikliği ortaya çıkaran olay
okurlara belki bir anlayış kazandırabilir. Bu olay Erfurt Cinneti (Der Amoklauf von Erfurt)
olarak tarihe geçmiştir. 26 Nisan 2002 sabahı Erfurt kentindeki Gutenberg Lisesine tam
tabiriyle „dalan“ 19 yaşındaki Robert Steinhäuser adlı genç okulda bulunan 12 öğretmen, bir
sekreter, iki öğrenci ve bir polisi ve son olarak kendisini tabancayla öldürmüştü. 17 ölüyle
yaşanan bu facia Almanya’da bir öğrenci tarafından yaşatılan okul cinayetlerinin ilki idi.
Almanya’yı sarsan bu olay üzerine Çocuk Koruma Yasası yeniden ele alınmış ve bir yıl
dolmadan yasada çocukların korunması anlayışının mevzuata daha çok girdiği bir hukuksal
düzenleme gerçekleştirilmişti. Nisan 2002 ayında yaşanan olaydan üç hafta gibi kısa bir süre
sonra hükumet tarafından yasada değişiklik yapılması kararı alınmış ve bunun için, önce, hızla,
eyaletlerdeki farklı mevzuat arasında birliği sağlayacak bir Gençliği Kitle İletişim Araçlarından
Koruma Devlet Sözleşmesi (Jugendmedienschutz-Staatsvertrag (JMStV)) yürürlüğe
sokulmuştu. Bu kapsamda düzenlenen Çocuk Koruma Yasası çerçevesinde kamuoyunda(n),
çocuğu tehlikeye atan kitle iletişim araçları (yazılı basın, vidyo, CD-ROM’lar, DVD’ler vb.)
ndan çocuğun önemli ölçüde korunması için sınırlandırmaları yaygınlaştıran kurallar
getirilmişti. Bu düzenleme ile, değişik adlarla daha önce çıkarılmış, parçalı düzenlemeler,
örneğin, Gençliği Kamuoyundan Koruma Yasası (das Gesetz zum Schutze der Jugend in der
Öffentlichkeit (JÖSchG)), Gençliği Tehlikeye Atan Yazılı Gereçlerin Yayılması Yasası (das
Gesetz über die Verbreitung jugendgefährdender Schriften (GjSM)), Radyo ile İlgili Devlet
Sözleşmesinde Gençlik Koruma Kuralları (die Jugendschutzbestimmungen in
Rundfunkstaatsvertrag (RStV)) ile Kitle İkletişim Araçları Hizmetleri Devlet Sözleşmesi
Bu tanıttığım Almanya’nın Gençleri Koruma Yasasıdır. Görüldüğü gibi bu yasadaki
maddelerin hepsi çocuk ve gençleri çeşitli tehlikeli durumlardan koruma düzenlemeleridir.
Onlara birşeyleri yasaklama ya da onları cezalandırma maddeleri değildir. (Cezalandırma için
ayrı bir Gençlik Mahkemeleri Yasası vardır.) Yani bu yasada çocuklara ve gençlere değil,
kasıtlı ya da kasıtsız eylem ve işlemleriyle çocukları suça ve yanlış yollara sürükleyen
büyüklere cezalar düzenlenmiştir. (Bu noktayı bu metindeki Türkiye’deki Çocuk Koruma
Yasası ile ilgili bölümü okurken lütfen aklınızda tutun.)
Almanya’nın Gençleri Koruma Yasasından sonra bir yasa daha tanıtmak istiyorum. O da Çocuk
ve Gençlik Yardımı Yasasıdır (Kinder- und Jugendhilfegesetz, KJHG). Federal Parlamento
tarafından çıkarılan ve tüm ülkede geçerli olan bu yasa 1990 yılında kabul edilmiş ve 1 Ocak
1991 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Daha sonra üzerinde çeşitli değişiklikler yapılmıştır (1996,
2005). 105 maddeden oluşur. Baştan aşağıya tipik bir sosyal hizmet yasasıdır3. Takdir edilir ki
105 maddelik bir yasayı odağı başka olan bir makale içinde madde madde tanıtmak olanaklı
değildir. Bu bakımdan özetle:
Bu yasa, 10 anabölümden oluşmaktadır. Bu bölümler, genel kurallar; gençlik yardımının
edimleri (Leistung); gençlik yardımının diğer görevleri; sosyal verilerin korunması; gençlik
yardımı ile ilgili kurum, birlikte çalışma ve genel sorumluluk; merkezi görevler, yetki ve
giderlerin karşılanması; giderlere katılma; çocuk ve gençlik yardımı istatistikleri; ceza ve
tazminat kurallarıdır.
Birinci anabölüm, 10 madde altında genel kurallar olarak, eğitim, anababa sorumluluğu ve
gençlik yardımı; gençlik yardımının görevleri; sivil ve kamusal gençlik yardımları; kamusal
gençlik yardımlarının sicil gençlik yardımlarıyla birlikte çalışması; çocuk ve gençler için çeşitli
kurum ve kuruluşların hangilerinden hizmet almayı arzu ediyorsa oradan alma hakkı ile hizmet
2 Bu tür fillere Gençleri Koruma Yasasında (Türkiye’deki Çocuk Koruma Yasasının dengi olduğunu anımsayalım) , verilen para cezasının Elli bin Euroya kadar arttırılabileceği düzenlenmiştir. 3 Çocuk ve Gençlik Yardımı Yasasının yürürlüğe girmesiyle o güne değin geçerli olan 1922 tarihli Çocuk Refahı Yasası (Jugendwohlfahrtsgesetz (JWG) (in der Fassung von 1963) yürürlükten kaldırılmıştır.
almak istediği kurum ve kuruluşu ve hizmeti seçme hakkı; yasanın kapsama ve geçerlik alanı;
çocuk ve gençlik ile diğer kavramların tanımları4, çocuk ve gençlerin gelişim durumlarına
uygun olarak kendilerini ilgilendiren kararlara katılımları; çocuğun iyiliğinin tehdit altında
bulunması durumunda koruma görevlerini kimlerin üstleneceği konularını ele almış ve
düzenlemiştir.
İkinci anabölüm dört bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde, gençlik çalışması, Türkçe deyişiyle,
gençlik çalışmaları, gençlik derneklerinin desteklenmesi, gençlik sosyal çalışması (sosyal
çalışma mesleğinin gençlik alanındaki yeri ve işlevi), eğitici çocuk ve gençlik koruması ile
eyalet mevzuatlarıyla çakışmaların nasıl önlenileceği konuları formüle edilmiştir. İkinci
bölümde, altı madde altında çocuk ve gencin aile içinde eğitiminin desteklenmesi; üçüncü
bölümde, gündüz bakımevlerinde ve gündüzlü çocuk bakım kuruluşlarındaki çocukların
desteklenmeleri; dördüncü bölümde, eğitim ve ruhsal engelli çocuk ve gençlere kaynaştırma
yardımı ile ergin gençlere yardım konuları düzenlenmektedir.
Üçüncü anabölüm beş bölümden oluşmaktadır: Çocuk ve gençlerin korunması için geçici
önlemler; koruyucu aile ve kuruluşlarda bulunan çocuk ve gençlerin korunmaları; adli davaların
etkisi (vasilik ve aile mahkemeleri; çocuk olarak kabul edilme davalarında danışma ve
bilgilendirme); kayyumluk, velilik ve vasilik (velayet ve vesayet), (bakım kararında çocuğu)
teslim etmeme konusunda (velinin) bilgilendirilmesi; belgelendirme ve belgeye bağlama,
işeyarar belgeler.
Dördüncü anabölüm olan sosyal verilerin korunması bölümünde altı maddede verilerin
kullanım alanları; verilerin kaldırılması; kaydedilmesi; aktarılması ve kullanıma sunulması;
kişisel ve eğitsel yardımda çocuk ve gençlerin güvenliklerinin özel olarak koruması; resmi
bakım ve kurumsal vasilik alanında sosyal verilerin nasıl değerlendirileceği konuları
maddelendirilmiştir.
Beşinci anabölüm dört bölümden oluşturulmuştur. Birinci bölüm, kamusal gençlik yardımının
sorumlu makamları; ikinci bölüm, sivil gençlik yardımları ve gönüllü çalışmalar ile birlikte
çalışma; üçüncü bölüm, edim önerileri (bu konularda yapılanlar), ederleri, hizmetlerin
niteliklerinin geliştirilmesi maddelerini; dördüncü bölüm de genel sorumluluklar ile gençlik
yardımının planlanması maddelerini taşımaktadır.
Altıncı anabölüm, merkezi görevler başlığı altında, çocuk ve gençlik yardımları konularında
eyaletlerin, federal devletin ve federal gençlik danışma kurulunun görevleri belirtilmiştir.
Yedinci ana bölümde yetki kullanımında özellikle hizmetlerin sunulmasında yerel düzeyde
yansız davranılmasına vurgu yapılmaktadır.
Sekizinci anabölüm olan maliyetlerin/giderlerin karşılanması konusunda yataklı ve yarı yataklı
bakım veren kuruluşlarda ve geçici önlemlerin maliyetlerine kimlerin nasıl katılacağı
açıklanmıştır.
İstatistiklerin nasıl toplanacağı ve kullanıma sunulacağını belirten dokuzuncu anabölümden
sonraki son anabölümde (10. Anabölüm) ve sadece son anabölümde iki maddede (104 ile 105.
Maddeler) ceza ve para cezası kuralları düzenlenmiştir. Özellikle dikkat çekmek isterim ki bu
maddeler çocuk ve gençleri değil, bu yasada çocuklar ve gençler için düzenlenen hizmet ve
etkinlikleri yapmayan ya da yapmakta suistimal yapan yetişkinlerin cezalandırılmalarını
öngören maddelerdir. Örneğin, yasaya aykırı olarak, bir çocuğu ya da genci bakım altına alan
4 Bu yasaya göre çocuk ve genç hukuksal olarak dört kavram altında toplanmıştır. Çocuk, genç, genç ergin ve genç insan. Genel olarak 14 yaşına gelmeyenler çocuk, 14’ten başlayarak 18 yaşını doldurmayanlar gençtir. Genç ergin ya da ergin kavramı 18’den başlayarak 27 yaşını doldurmayan, genç insan kavramı henüz 27 yaşına girmeyenleri anlatmaktadır. Ancak, çocuk ve gençliğin korunmalarının pekiştirilmesi adına, yasanın belirli maddelerine göre tanımlarda değişiklik görülmektedir. Örneğin, yasanın birinci maddesinin ikinci fıkrasına ve başka birkaç maddeye göre 18 yaşına gelmeyenler çocuk olarak kabul edilmektedir.
9
ve konut sağlayan, izinsiz bir sosyal hizmet kuruluşu açan ya da benzeri biçimde bir konutu
düzenleyen, bir ilanı ya da duyuruyu doğru, tam ve zamanında düzenlemeyen, ilgili makamlara
doğru bilgi vermeyen… vb. ler 500 Avro’dan 15.000 Avro’ya kadar para cezalarıyla
cezalandırılırlar (Madde 104). Ayrıca, yasada düzenlenmiş davranışlara uymayan ve böylece
bir çocuğun ya da gencin bedensel, ruhsal ve ahlaksal gelişimini tehlikeye atan ya da yasada
belirtilen maddelere aykırı olarak kasıtlı davranışları ısrarla yineleyenler bir yıla kadar hapis ya
da para cezasıyla cezalandırılırlar.
Bu son iki cezalandırma maddeleri dışında Alman Çocuk ve Gençlik Yardımı Yasası çocuklara
ve gençlere eğitici ve kollayıcı bir koruma sağlayan bir yasadır. Yasa baştan sona kadar bu
çerçevede düzenlenmiştir. Özellikle gençlik yardımının amacı, “kendi iyilikleri için çocukları
ve gençleri korumaktır” (Madde 1, Fıkra 3, Bent 3).
TÜRKİYE’DE ÇOCUK KORUMA DÜZENİ
Türkiye’de çocuklarla ilgili hukuksal düzenlemelere bakacak olursak önce örgütlenme
düzeyinde koruma önlemlerinin başlatıldığını görürüz.
Cumhuriyet öncesi tarihte çocuk koruma konusunda alınan önlemlere burada girmeden
(Mithatpaşa’nın Tuna Valiliği döneminde alınan önlemler, darüleytamlar, Himaye-i Etfal
Cemiyetinin kurulması…) Cumhuriyet döneminin ilk çocuk koruma önlemi 30 Haziran 1921
günü daha önce kurulmuş olan Himaye-i Etfal Cemiyetinin benzeri olarak Atatürk’ün
talimatlarıyla Çocuk Esirgeme Kurumunun kurulmasıdır.
Bu yazının çerçevesine girmediği için Türkiye’de çocuk suçluluğu ve yargılamasının
tarihçesine burada girmeyeceğim. Birçok Türkçe kaynaktan bu bilgiler edinilebilir. Burada
sadece bir kilometretaşı olarak çocuk yargılanmasının düzenlenmesinin 1979 yılında çıkarılan
Çocuk Mahkemeleri Yasası ile başlatıldığını (uygulama daha sonra) söyleyelim. Bu, adından
anlaşılacağı üzere çocuklar ve gençler için düzenlenmiş bir ceza yasasıdır.
Şimdi bakalım Türkiye’de Avrupa Birliğine uyum çerçevesinde çıkarılmış olan, yasa numarası
5395, kabul tarihi 03 07 2005, adı Çocuk Koruma Yasası olan yasanın içerik çözümlemesine:
Avrupa Birliği kurallarına uyum kaygısıyla alelacele çıkarılan 5395 sayılı Çocuk Koruma
Kanunu beklenir ki Çocuk Mahkemeleri Kanunundan çok ilerde, adı üzerinde,
cezalandırmadan önce korumayı öne alan bir yasa olsun. Adıyla da sanki bu imajı vermektedir.
Oysa Türkiye’de çıkarılan Çocuk Koruma Yasası koruma değil bir cezalandırma yasasıdır.
Şöyle ki: Yasa dört kısımdır ve toplam 50 maddedir. Birinci kısım 14, ikinci kısım 10, üçüncü
kısım 17 ve dördüncü kısım 9 maddeden oluşmaktadır.
Birinci kısım amaç, kapsam, temel ilkeler ile koruyucu ve destekleyici tedbirleri kapsar.
Bu kısımda, birinci bölüm, amaç, kapsam, tanımlar ve temel ilkeler gibi genel giriş ve
tanımlama maddelerinden oluşmakta; ikinci bölümde, koruyucu ve destekleyici tedbirler
başlığı altında kuruma başvuru, tedbir kararı alınması, tedbirlerde yetki, acil korunma kararı
alınması, bakım ve barınma kararlarının yerine getirilmesi, çocuklara özgü güvenlik önlemleri,
akıl hastalığı durumunda ne yapılması gerektiği, tedbir kararlarında usul ve yasal yolun nasıl
olduğu düzenlenmektedir.
İkinci kısım Soruşturma ve Kovuşturma başlığını taşımakta ve o da iki bölümden oluşmaktadır.
Birinci bölüm soruşturmayı, ikinci bölüm kovuşturmayı düzenlemektedir.
kamu davasının ertelenmesi, adli denetim ve tutuklama yasağı konuları düzenlenmekte;
kovuşturma bölümünde de duruşma, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile uzlaşma
konuları ele alınmaktadır.
10
Üçüncü kısım mahkemeler ve cumhuriyet savcılığı görevlerini ve işlemlerini düzenlemektedir
ve dört bölüme ayrılmaktadır.
Birinci bölüm mahkemelerin kuruluş, görev ve yetkilerini ve yargıçların atanmalarını
düzenlemekte, ikinci bölüm cumhuriyete savcılığı ve kolluk başlığı altında çocuk bürosunun
görevleri ile kolluğun çocuk birimini ve görevlilerin eğitimini ele almaktadır. Üçüncü bölüm,
sosyal inceleme başlığı altında sosyal çalışma görevlilerini, bunların görevlerini ve sosyal
incelemeyi konu yapmaktadır. Dördüncü bölüm ise, denetim konusuna ayrılmıştır. Bunun
altında, denetim altına alma kararı, denetim görevlisinin görevlendirilmesi, denetim
görevlisinin görevleri, denetim planı ve raporu, denetimin sona ermesi konuları ile sosyal
inceleme ve denetim raporları hakkında bilgi edinme konuları işlenmektedir.
Yasanın dördüncü kısmı çeşitli hükümler başlığını taşımaktadır. Bu kısım, çocuğun giderleri,
kamu görevlisi, kurumlar, kadrolar, yönetmelik, yürürlükten kaldırılan hükümler, yürürlük ve
yürütme maddelerinden oluşmuştur. Her yasada bulunan genel yönetsel ve hukuksal hükümleri
düzenlemiştir.
Görüleceği üzere birinci ve dördüncü kısımlar, yani toplam 23 madde giriş ve genel düzenleme
maddeleri ve yönetsel ayrıntıları düzenleyen maddelerdir.
Geriye 27 madde kalmaktadır.
İkinci kısımda bulunan 10 maddenin tamamı soruşturma ve kovuşturma konularının
düzenlenmesine ayrılmıştır. Üçüncü kısımdaki 17 maddenin tamamı çocuk ve gençlerle ilgili
mahkemelerin kurulmasından başlayarak çocuk mahkemelerinin örgütlenmesiyle ilgili
maddelerdir. Bunların hiçbirinde çocukların korunması ile ilgili tek bir madde bulmak
olanaksızdır.
Burada çocukların korunması ile ilgili derken, çocuk ve gençlerin korunması için çağdaş
koruma ve destekleme önlemleri olan sosyal hizmetlerin olmadığını kastediyorum. Yoksa,
gerek soruşturma ve kovuşturmada, gerek mahkemelerin düzenlenmesinde çocukların lehine
birkaç düzenleme vardır ve ancak bunlar çocuk mahkemelerinin işleyişi sürecindeki sınırlı
koruma önlemleridir. Oysa çağdaş çocuk ve gençlerin korunması dendiğinde mahkemelerde
yanına sosyal çalışma görevlisi vermek, gözaltına alınan çocukların kolluğun çocuk biriminde
tutulması, kolluğun çocuk biriminin bulunmadığı yerlerde çocukların, gözaltına alınan
yetişkinlerden ayrı bir yerde tutulması, eline kelepçe takılmaması gibi “olumlu” düzenlemeler
anlaşılmaz. Bunlar genel sosyal hizmet düzenlemelerinin kapsamı içinde zaten olmazsa olmaz
ayrıntılardır ve cezalandırma süreci içinde onların “çocuk” olmalarıyla ilgili düzenlemelerdir.
Çocuk koruma bu değildir. Çocuk koruma, yukarıda Almanya çocuk ve gençlerin korunması
ile ilgili yasada örnekleri görülen düzenlemelerdir.
Dolayısıyla 5395 sayılı Çocuk Koruma Yasası gerçek anlamda çocuk koruma yasası değil,
büyük ağırlığıyla bir gençlik mahkemesi ve çocuk cezalandırma yasasıdır.
Hatta öyle ki bu yasa içinde çocuğun ağır cezada yargılanması vardır. Tarımeri bunu şöyle ifade
ediyor: “Bunun için Çocuk Hakları Sözleşmesindeki hakları bile değerlendirmeyerek dünyada
Çocuk Ağır Ceza Mahkemelerini kuran tek örnek olduk. Bunu Çocuk Koruma Kanunu
başlığında “koruma”nın öne çıktığı bir kanun ile yaptık.” (Tarımeri, 2010, 178). Hukuk üç
temele dayanmaktadır. Vicdan, adalet duygusu ve gelenek. Çocuk hiçbir biçimde
cezalandırılamaz derken ağır ceza verilmesini daha da anlamsız, vicdandışı, adalet
duygusundan uzak ve kültürümüze ters olduğunu düşünmekteyim.
Çocuk Koruma Yasasının amaç maddesinde amaç “Korunma ihtiyacı olan veya suça
sürüklenen çocukların korunmasına, haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınmasına
ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir” (Md. 1) derken hiç cezalandırmadan sözetmemektedir.
Kapsamı düzenleyen 2. Madde, “korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında alınacak tedbirler ile
suça sürüklenen çocuklar hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerinin usûl ve esaslarına”
11
ilişkin hükümleri kapsar derken tümce gene koruma ağırlıklı düzenlenmiş, arkasından sanki
daha az maddeli bir ekleme imiş gibi “çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine
ilişkin hükümleri” kapsadığı belirtilmiştir.
Temel ilkeleri düzenleyen 4. Maddeye de bakıldığında çocuk haklarının korunması, güvence
altına alınması, esenliğinin gözetilmesi, ayrımcılığa tabi tutulmaması, katılımlarının
sağlanması, özel ihtimam gösterilmesi, çocuğun eğitim ve öğretiminin, kişilik ve toplumsal
sorumluluğunun geliştirilmesi, tedbir ve hapis cezalarına son çare olarak başvurulması,
toplumsal sorumluluğun paylaşılmasının sağlanması, kimliğinin saklanması gibi korunma
ağırlıklı ve anlamlı cümleler okunmaktadır. Oysa bu maddelerin çizdiği çerçeveye uygun
yasada hemen hemen hiçbir madde bulunmamaktadır. Sadece ikinci kısımda yargılama süreci
içinde çocuk için getirilen özel koruma önlemleri vardır. Sonuç olarak birinci ve dördüncü
kısımlar hukuksal olarak gerekli genel düzenlemelerdir. Çocuk koruma ile ilgisi yoktur. Tedbir
çeşitlerinin açıklanması ve güvenlik tedbirleri, SHÇEK kuruluşlarında barındırılma gibi
koruyucu görülen maddeler gerçek anlamdaki çocuk koruma maddeleri değil, hukuk
çerçevesindeki çocukları koruma önlemleridir. Sadece koruyucu ve destekleyici tedbir
çeşitlerini veren beşinci madde sosyal hizmetler çerçevesinde düşünülebilecek önlemlerdir;
ancak bunların da tanımları yapılmış ve ancak o önlemlerin uygulanması için gerekli
düzenlemeler yasada yer almamıştır.
SUÇLULUK VE SOSYAL HİZMETLER
Suçluluk ike sosyal hizmetler birbirinden ayrılamaz bir bütünün parçaları olmak gerektir. Oysa
sosyal hizmetler Çocuk Koruma Yasasında çok yetersiz kalmıştır. Ya da tersi deyişle 2005
tarihli Çocuk Koruma Yasası koruyucu ve önleyici sosyal hizmetler yönünden çok yetersiz
kalmıştır. Örneğin, soruşturma başlıklı 15. Maddenin birinci bendinde, suça sürüklenen çocuk
hakkındaki soruşturma çocuk bürosunda görevli Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılır
dendikten sonra maddenin ikinci bendinde “çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki
diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir.”
denmektedir. Bulundurulabilir demek sosyal çalışma görevlisinin çocuğun yanında
bulundurulması zorunlu değildir demektir. Oysa yargı karşısındaki “çocuğun” ya da gencin
yanında bir sosyal çalışma görevlisi onun için rahatlatıcı ve sakinleştirici bir destektir. Adli
yargılamayı kolaylaştıracak ve doğru kararı sağlayacak bir ögedir. Yargıcın gündelik kararına
bırakılmamalıdır.
Buradaki boşluğu doldurmak için olacak, maddenin üçüncü bendinde “Cumhuriyet savcısı
soruşturma sırasında gerekli görüldüğünde çocuk hakkında koruyucu ve destekleyici tedbirlerin
uygulanmasını çocuk hâkiminden isteyebilir.” denerek sosyal çalışma görevlisinin yokluğunun
yarattığı boşluğun doldurulması kaygısıyla olacak savcının müdahalesini getirmiştir. Oysa,
düzenleme öyle olmalıydı ki, bu önlemlerin uygulanmasını sosyal çalışma görevlisi
isteyebilmeliydi. Çünkü, çocuğun yüksek yararı bu alanda öğretim görmüş elemanlar bir
savcıdan herhalde daha iyi görebilir, değerlendirebilirler. Ve bu tedbirlerin uygulanması hukuk
kurallarını bilen ve bu çerçevede yoğunlaşmış yargıcın güncel kararına bırakılmamalı,
uygulanmaları sosyal çalışma boyutu ile daha kesin kurallara bağlanmalı idi. Kaldı ki, üçüncü
bendde de konu kesinleştirilmemiş, savcının kişisel düşüncesine bırakılmıştır. Bu durum,
çocuğun ya da gencin yüksek yararı ilkesine uygun değildir.
ÇOCUK MU GENÇ Mİ?
Bu yazının çerçevesinde çok önemli bir noktaya daha deyinmeden bu yazının bütünlüğü
sağlanamaz. Türkiye’de 1979 yılında kabul edilen ilk Çocuk Mahkemeleri Yasasında caza
yükümlüğü altına sokulan yaş grubu çocuk olarak nitelendirilmiştir. Oysa çağdaş anlayışta
12
“çocuk” cezalandırılmaz. Çünkü çocuktur. Ehil değildir. Hukuksal ehliyeti yoktur.
Kandırılmaya, çeldirilmeye açıktır. Bu nedenle çocuk yargılanmaz ve cezalandırılmaz. Çocuk
eğitilir, ıslah edilir, - hukuk kapsamında - doğru yönde geliştirilir. Ve çocuk bu eğitim ve ıslah
sürecinden sonra birgün “çocukken” yaptıklarının ne kadar yanlış olduğunu düşünür ve bir daha
böyle yanlışlıklar yapmamak için titiz olur, doğru olur, iyi bir yurttaş olur. Bunun tersi
düşünülemez. Çocuk, eğitilir, değiştirilir ve kazanılır.
Bunun için aile ve – olumlu - geleneksel kültürün biçimlendirmesi dışında devletin kendisine
sunduğu iki düzenek vardır: Örgün eğitim ve sosyal hizmetler. Örgün eğitimin sorumlusu
öğretmen ve kendisine yardım eden bir takım, sosyal hizmetlerin sorumlusu sosyal çalışmacı
ve kendisine yardım veren bir takımdır.
Şu anda yaş tartışmıyorum. Yaşı 15 olsun, 16 olsun, 18 yaşına kadar cezai ehliyete sahip olduğu
düşünülen yaş grubu gençtir. Tüm Avrupa ve ABD bu yaş grubunu genç olarak tanımlar.
İlkgençlik de deseniz gençtir. Gençler, 15-16 yaşlarında sınırlı da olsa doğru ile yanlışı ayırma
ehliyetine sahip kesimdir. Dolayısıyla yargılanabilir. Kuşkusuz yetişkinlerin yargılanma
yöntemlerine uygun değil, kendi yaşlarına uygun yöntemlerle… Bu nedenle çağdaş dünya
“gençlik mahkemeleri” kavramını geliştirmiş, uygulamalarını başlatmıştır. Bu mehkemelere
İngilizce’de “juvenile court”, Almanca’da “Jugendgericht”, Fransızca’da “tribunal pour
enfants” denir5.
Ad olarak, İngilizce juvenile genç, erken genç anlamlarına gelmektedir. Diğer dillerde de bu
kavram buna yakındır. Dutch (Hollanda’da) juveniele, jongeren; Almanca jugendlich/e,
Portekizce juvenil, İspanyolca joven, moceril olarak kullanılmaktadır.
Sadece gençlik mahkemesi yasasında değil Almanya’da bugün Türkiye’de yürürlükte olan
Çocuk Koruma Yasasının muadili olan yasanın adı da Gençlik Koruma Yasasıdır
(Jugendschutzgesetz). Türkçe’de bize Çocuk Mahkemeleri Yasası diye kavrattıkları yasanın
Almanya’daki denginin adı da Gençlik Mahkemesi Yasasıdır (Jugendgerichtsgesetz).
Dünyada hemen hemen tüm ülkelerde bu mahkemelerin gençlik mahkemeleri olarak
kullanılması bir yana, anlam ve kültür açısından da hukuk içinde çocuğun cezalandırılmaması
çağdaş bir anlayıştır. Kuşkusuz buradaki genç, 18 yaş üstündekiler de gençtir gibi tartışmaların
çok dışında bir nitelendirmedir. Burada genç kavramı ilkgençlik, erken gençlik dönemini
nitelendirmektedir ve ancak 14-15 yaşın üzerindekilere artık çocuk denmemesi genç denmesi
de ayrıca gelişim pedagojisi açısından doğru olacaktır.
Örneğin, Çocuk Koruma Yasasının 16. Maddesinde çocuğun gözaltında tutulması diye bir ifade
vardır. Çocuğun gözaltında tutulmasına çağdaş çocuk anlayışı alışkın değildir. Çocuk
gözaltında tutulmaz, koruma altında tutulur. Ancak suç algılama yetisi daha gelişmiş olan
gencin gözaltına alınması ve tutulması anlaşılabilir.
Bu nedenlerle Türkiye’de de çocuk mahkemesi yerine gençlik mahkemesi, çocuk yargılaması
yerine gençlik yargılaması denmesi her bakımdan uygun olacaktır.
SONUÇ
İlk elde yapılması gereken değerlendirme şudur: Çocuk Koruma Yasası bir koruma yasası değil
cezalandırma yasasıdır. Yasanın adı ile içeriği örtüşmemektedir. Örneğin, 2. Maddesinde, bu
yasanın “çocuk mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkilerine ilişkin hükümleri” kapsadığı
belirtilen bir yasaya nasıl Çocuk Koruma Yasası adı koyulabilir, anlamak olanaksızdır.
5 Fransızca bilmiyorum. tribunal pour enfants karşılığı olarak sözlükler çocuk mahkemesi yazıyor ve enfants sözcüğü de çocuk olarak yazılmış. İnternetteki diğer sözlükler de daha çok çocuk yazıyor, ancak genç olarak yazanlar da var.
13
Yukarıda tanıttığım iki Almanya yasası ad ve ada uygun beklenen içerik olarak Almanya’da
çocuk ve gençlik alanında bizim Çocuk Koruma Yasamıza (Nr. 5395) karşılık gelen iki yasadır.
Almanya’da çocuk koruma kavramı ile yapılan yasalar içerik olarak da gerçekten çocuk ve
gençlerin korunmaları için gereken düzenlemeleri kapsamaktadır. Çocuklar için ceza
düzenlemelerini içermez. 5395 sayılı Çocuk Korunma yasası varolan içerik olarak Almanya’nın
Gençlik Mahkemeleri Yasasına karşılık gelen bir yasadır. Temel çelişki buradadır. Bu nedenle
sosyal çalışma ve sosyal hizmetler gözüyle bu yasayı iki ciltlik kitabında değerlendiren Nihat
Tarımeri haklı olarak bu 5395 sayılı yasayı koruma ve yargılama başlıklarıyla ayrıntılı biçimde
irdelediği iki kitabına Çocuk Koruma(ma) Kanunu adını vermiştir. Tarımeri, özellikle çocuk
koruma başlığı altında “çocuklara” “ağır ceza” düzenlenmesine ısyan etmektedir. (Bkz.
Kaynakça, Tarımeri, 2009, Ankara).
Öteyandan, çağdaş hukukta çocuk – hukuksal anlamda – cezalandırılmaz, korunur. Oysa tüm
ceza sistemimizde yargılanan ve cezalandırılana çocuk olarak bakılmakta ve yazılmaktadır.
Oysa çocuk değil genç yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Uluslararası hukukta çocukluk
cezalandırılması gereken değil korunması gereken yaş dilimidir. Bu ilke hatta zamanla her yaş
grubu için geçerli duruma gelmiştir. Ceza yaşa göre, ıslah edici nitelik ve kapsamda verilir. Bu
nedenle çocuk için ceza, hele hele ağır ceza ıslah edici değil, oluşturucu ve eğitici değil, yıkıcı
ve toplum dışına iticidir.
Çocuk ve gençlerin korunmaları için ayrı korunma içerikli bir yasa çıkarılmalı, gençlik
suçluluğu ve cezalandırılması ile ilgili yasa ayrılmalı; ayrıca düzenlenmelidir.
İçinde bulunduğumuz durumda Çocuk Koruma Yasasında çocuk korunması ile ilgili olarak
yargıca oldukça geniş bir olanaklar perspektifi sunulmuştur. Yargıç geniş bir karar yelpazesine
sahiptir. Bu durum bir ceza yasası için olumlu bir esnekliktir. Yargıçlar bundan yararlanmalı
ve cezalandırmadan çok korunmaya ağırlık verecek hükümler geliştirmelidirler.
Riyad Kurallarınca düzenlenmiş olan genç suçluluğuyla ilgili olan organların personeline
gençlerin özel gereksinimlerine yanıt vermeyi bilmeleri ve gençleri yargı sistemi dışına
taşırabilmeyi hedefleyen olanak ve programları tanımaları ve olabildiğince kullanmaları için
gerekli formasyonu vermek üzere sürekli eğitimler düzenlenmelidir. Ve bu personelin başında
AB ülkelerinde olduğu gibi özel bir eğitimden geçirilen sosyal çalışmacılar bulunmalıdır.
Çünkü onlar, öncelikle çocuk ve gençliğin korunmaları kapsamında yürütülen ve Alman
yasasında çocuk ve gençlik yardımları olarak ifade edilen sosyal hizmetlerin baş
düzenleyicileri, geliştiricileri ve yürütücüleridir. Sosyal hizmetler düzenlenmeden,
geliştirilmeden ve yürütülmeden Çocuk Koruma Yasasının adında geçen koruma, çocuk ve
gençlerin korunmaları sadece sözde kalacaktır, çünkü.
KAYNAKÇA
Beijing (Pekin) Kurallarınca (Birleşmiş Milletler Çocuk Ceza Adaleti Sisteminin Uygulanması Hakkında Asgarî
Standart Kurallar), BM Onay: 29 Kasım 1985, Sayı: 40/33.
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, TC Resmi Gazete: 27.01.1995, Sayı: 22184.
Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, No: 2253, TC Resmi Gazete
Gün: 21.11.1979, Sayı: 16816
Çocuk ve Gençlik Yardımı Yasası (Kinder- und Jugendhilfegesetz, KJHG). Sozialgesetzbuch (SGB) - Achtes
Buch (VIII) - Kinder- und Jugendhilfe - (Artikel 1 des Gesetzes v. 26. Juni 1990, BGBl. I S. 1163)
Çocuk Koruma Kanunu, No: 5395, TC Resmi Gazete Tarih: 15.07.2005, TC Resmi Gazete Sayı: 25876
Gençleri Koruma Yasası (Jugendschutzgesetz (JuSchG)), Federal Resmi Gazete: 23 Temmuz 2002, s. 2730; 2003,
s. 476.
Havana Kuralları (Özgürlüğünden Yoksun Bırakılmış Çocukların Korunmasına İlişkin Birleşmiş Milletler
Kuralları), BM Onay: 14 Aralık 1990, Sayı: 45/113.
14
IJAB, Uluslararası Gençlik Hizmetleri Bilgi Bankası, FEDERAL ALMANYA CUMHURIYETİ, Godesberger