-
Hz. Hasan'ın Hilafeti Muaviye'ye Devrinin . .
Arkaplanı
Hz. Hasan dönemi, İslam tarih yazıcılığı açısından problemli bir
donemdir. Söz konusu zaman diliınİ ile ilgili yeterli araştıona
yapılmamıştır. Mevcut çalışmalarda da çoğu zaman mezhepsel kaygılar
ön plana çıkmıştır. Bu durum döneinin aydınlatılm~sı bir yana,
sorunun daha da giriftleşip içinden çıkı.lmayacak bir" hal
alınasında et-kili olmuştur. Özeİlikle Şia ve Ehl-i Sünnet, söz
konusu devreyi, bir birinden oldukça tarldı şekillerde inşa
etmişlerdir. Bu iki düşünce ekolünün, Hz. Hasan ile ilgi!.\ tarihi
verileri kendi görüşleri doğrultusunda lnırguladıklan ve buna uygun
bir tarih inşaına çalıştıklan görülmek-tedir. Şia, Tann tarafindan
belirlenen ikinci imam olarak kabul ettiği Hz. Hasan ile ilgili
l'Utsal bir bale oluşturarak, l'Ufgulamasıru bu eksen ÜZerinden
yaparken, ı Elıl-i sün-net ise bir taraftan Hz. Peygamberintorunu
Hasan imajını zedelemeden ve onu rencide etmeden Şia'ya karşı
dur-maya _çalışmak, diğer taraftan ise Mu'!~ye)e y~pıla_!! aş ın
eleştirilerin, en azından bir kısmınİ, göğüslemek gibi bir
paradoksla karşı karşıya kalmıştır.
Elıl-i Sünnet, Muaviye'nin gerek Hz. Ali gerekse Hz. Hasan
karşısındaki tutUmunu temelde yanlış ve haksız bulmasına rağmen
fazla eleştirmeme eğiliıııindedir. Her iki grup da Hz. Hasan'ın
hilafeti Muaviye'ye teslim etmesini doğru bulmama nol1asında ortak
bir paydada
• Gazi Üniversitesi Çonım ltıılıiyat Faldiltes i l Şia Hz.
Hasan'ın yaptığı her şeyin AUalı tarafından emredildiğini, o-
nun da Allatı'ın emrini yerine getirdiğini söylemektedir. Konu
ile ilgili Kuleyni şunlan aktıırmat..1adır. ''Ebfi Abdullah rivayet
etınet..1edir; Vasiyet, yazılı bir metin olarak Muhamnıed'e indi.
Vasiyet ile ilgili bıı yazılı metin dışında Muhammed'e göl..1en
mı1hıirlıi hiçbir metin indirilmemiştir. ·Cebrail dedi ki: "811
Ehl-i Beyt'ine ıimmet hakkındaki vasiyetindir.... Muhaiiımed'in
ölıimllnden sonra Ali o melaıtptan ilk mıihni açti onıınla_omel
etti. Sonra Hasan ikinci mıihni açtı onunla ome/ etti. Onun
ölıimıinden sonra Hı7seyin ıiçı1ncıi mıihni açtı, orada ştınun
yazılı olduğıımı gördı1; savaş, t!ldı1r ve öldünil. insanlan
kendinle beraber şahadet için gl'Jtflr. Sen olmaksızın onlara
şahadet yoktıtr. Hıiseyin l'Jlıince mektlıbıt Ali b. Hıiseyin'e
verdi ... _" Kuleyni, Usulu Kafi, I-IV. (Fıırsça'y:ı tre_ Seyid
Cevııd Mustafa), Tahran ? , Tl, 28-29
M. Mahfuz SÖYLEMEZ* buluşuyorlarsa da, tillen aksi gerçekleşmiş
olan iınarnetin, Muaviye'ye devri hadisesini meşru kılacak tıırzda,
te'vil etme yolunu tercih etmişlerdir. Ehl-i Sünnet bu noktadıı
"Benim bu oğlum seyyiddir. Umulur ki Allah bununla iki Müslüman
kitlenin arasım bulacaktır. ''2 hadi-sine dayanarak, Hasan'ın
Muaviye ile banşrnasıru· meşru bir zemine oturtma çabasına
girişirken, Şia ise Hz. Hasan'ı hııklı göstermek için hııdişeye
ilahi bir yön veya veche verme gayretindedir.
Hz. Hasan'ın hilafeti Muaviye'ye devretılıesi ile alakatı
muazzam bir hadis liilliyatı uydurulınuştur. Bu durum söz konusu
ideolojik k'Ufguyu göstennesi açısından önem arzetınel'1edir. Biz,
çoğunluğu Şia tarafından uydurolmuş o~an bu hadislerden sadece bir
kaçını zikret-mekle yetineceğiz:
Muaviye'yi Hz. Peygamberin ıninberinde görmeye ta!iıfrı.llnü l
edemeyen- Şiiler;-bir taraftım-Peygamberm Muaviye'yi lanetlediğini
ve "Onu minberimin üzerinde g(Jrürseniz, öldürünilz" dediğini
aktanrlarken3 diğer taraftan, "Resulul/ah rtıyasmda
Ümeyyeoğullarının bir-biri ardınca minbere çıktıktarim g(Jrdü. Bu
rüya onu üzdü kendisini l{!se/li etmek için yüce Allah Kevser
suresini nazif buyurdu" iddiasında bulunınal1adırlar. Bir birinden
iki ayn duruşu ifade eden bu haberlerden ilki, daha erken
2 Bu hadis bir çok meşhur hadis mecınııalannd:ı da yer
almaktadır. Ör-nek olarak bk:z. Buhari, VD, 74; Tirmizi, 3775;
Nesai, lll, 107; Ebü Oavud, 4662, Taber.:ıni, 2588; Şemsuddin
Muhammed b. Alımed b. Osman ez-Zelıebi, Siyer A'lam
en-Nıtbela,(thk. Şuayb ei-Arnavud-Hüseyin ei-Esed) 1-XXlll, Beyrut
1984-1988, · lll, 25 l; Zehebi, Tarihıt'l-lslam ve
Vefeyôtıı'l-MeşqJıir ve'l-A 'lôm -Ahdıı ljfııaviye b. Ebi Sıi{yôn
41-60, (thk. Ömer Abdusselam Tednıun}, Beynıt 1993, 34; İbn
Teyıııiyye, Sııalım {i Mııaviyye b. Ebi Sıifyan:(trc. M. Malıfıız
Söylenıez, ideolciiik Tarih Okumaları'nın içerisinde) Atıkarn 1999,
119; Şilıabuddiıı Aluned h. Abdulv:ıhhııb eıı-Nuveyn,
Nihôyetu'l-Ereb Fi Fumini'I-Edeb. {tlık. Mııhamıned Ebii'I-Fadl
İtırniıinı) Kahlre 1975, xx. 230.
3 Allaıne İbıı Mut:ıhlıar Hilli (726/1326), Kitabıı
Minhôcıı'I-Kerôme fi Ma'ri{eti'l-imôme, (tlık. Mııhnmmed Reşfid
Siilim), Kııhire 1962, ı l3
456 JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 14. NO: 3-4. 2001, Page:
456-468
-
HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARK:APLANI
döneme ait iken, ikinci haber ise Emevi hanedaruna men-sup
halifelerin peş peşe iktidara geldikleri bir döneme aittir. Nitekim
rivayetteki teslimiyet havası Erneviierin güçlü olduğu dönemlerde
uydurulmuş olduğunu göster-mektedir. İbnu'l-Esir, bilafeti
Muaviye'ye teslim ettiğind~n dolayı eleştirilen Hz. Hasan'ın
kendisini savunmak is:ln bu haberi kı.ıllandığını söylemek"tedir.4
Bu durum, aaha sonraki dönemlerde Peygambe~in torununu temize
çıkanDak amacıyla bu uyduıma rivayetten Ebl-i Sünnet'in de
yararlanmak istediğini ortaya koymak"tadır.
Şilierin kendi aralarındaki tartışmaların da zaman zaman
uydurulan hadisiere katıldığını görmekteyiz. Nitekim Peygambere
söylettirilen "Hasan ve Hilseyin huruc etmeseler de etseler de
imamdırlar"5 haberi aslında Şia'nın kendi içerisindeki tartışınalar
ile alakalıdır. Hz. Hasan ile Hüseyin'in Emeviler karşısındaki
farklı tutum-lan, Hz. Hasan'ın imametini tartışmalı hale getirince,
böyle bir hadis uydurularak iınameti k-uı1arılmıştır!. Yine aynı
düşünce ekolü tarafından uydurulan "İ/im anlamm-daki arş.
öncekilerin dördil, sonrakilerin de dördil tarafından taşınır.
Onceki dört selam üzerlerine olsun Nuh, İbrahim, Musa ve İsa'dır.
Sonrakiler de Allah'ın salatı üzerlerine o/sım Muhammed, Ali, Hasan
ve Hüseyin'dir''.6 Haberi aslıabm en aliminin kim olduğu ve
iınametin ümınetin en alimine ait olduğu tartışmalara, yani hicri
ikinci asra ait çekişmelerle yakından ilişkilidir. Bilindiği gibi
Şia ümmetin en aliınİ olarak Hz. Ali'yi kabul etınek1e ve İmametin
Hz. Ebubekir'in değil onun hakkı olduğunu iddia etınek"teydi.
Nebi (as) Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'e şöyle demiştir:
"Sizinle savaşan kimsenin diişmam, sizinle barış halinçte olan m
dostuyum". -ı }!adisi ise yine Şiüe! _tar~tindan uydurolmuş bir
haber olup Cemel, Sıl'fin ve Kerbela'da Hz. Ali, Hasan ve Hüseyin
ile savaşmış olan
4 İbnıı'l-EsiT aynen şöyle demeh.1edir: "H:z. Hasan Küfe'den
aynidığında adamın biri onn hiicum ederek ''Ey Miisliimaııların
yüzünü kara çıkartan adam" diye lıaj!ımıış, Hz. Hasım dn onn şöyle
cevap vermişti: "Beni kınama! Resııhıllah riiyasında
Ümcyyeoj!ullannın birbiri ardınca minbere çıl..1.ıgını gördii. Bıı
rüya Peygamberi çok iiznıüştü, Ancak yüce Allalı bwıun üzerine şu
:ıyeti indirdi "Biz sana Kevser'i verdik. Arkasından indirdiili ka
dir suresinde şöyle buyıırdu: "Biz onıı Kur'an'ı kadir gecesinde
indirdik ... (o gece) bin aydan dıılıa hayırhdır." Senden soı.ırıı
Ümeyyeo~llan bu göreve geleceklerdir. Bkz. el-Kômi/, DI; 416
5 Şeyh Razi Ali Yasin, Sıtlh·ı İmam Hasan -por şokveterin-i
nermeş-1 kahnmu.indne·i tarih, (Farça'ya tre. Scyyid Ali
Hıınıeııei), Tahrıın 1365, 269; Muhııııuııed Beyumi Melırıın,
el-imam Hasan b. Ali, Beynıt 1990,44
6 Ebü Cıı'fer Muhıınınıed b. Ali b. Balıeveyh cl-Kumi (Şeyh
Saduk), Ri-.fôletıı'l-i'tikodiyeti'l-imömiyye: Şii imami)'Ytt'nin
inanç Esasları. (Türkçe'ye tre. Et hem Rulıi Fığl;ılı), Ankara
J91l!, 41
1 Şeyh Saduk. 125. Bu rivayelin Hilli'deki versiyonu ise "Ey Ali
senin le savaşan benimle savaşmış. seninle aniaşan benimle aniaşmış
olur" şeklindedir. Bkz. H illi. ll:'i-1 16
Emevileri toptan cehenneme gönderme amacına matuf . olarak
uydurulmuştur.
Mesudi'ye atfedilen İsbatu'l-Vasiyye adlı eserde bulu-nan
aşağıdaki badise ise Şiiler tarafından bu konuda uydurulan
hadislerde artık mantığın bije yok olduğunu göstennesi açısından
son derece çarpıcıdır. "Hüseyin .(as) Aişe'nin [Hz. Hasan'ın
dedesiiıin yamna defi1edilnıesine müsaade etmemesil üzerine
kendisine gitti ve onun ta/akını verdi. Çı1nka Resulullah, kendi
eşierini ·boşama yetkisini kendisinden sonra Emirıı'l-.mı7'min'e
[Hz.Aii] vermişti. O da kendisinden sonra Hasan (as)'a vermişti.
Hasan da Hi/sevin (as)'e vermişti. Resuluilah [bu yetkiyi verirken
de J ştJyle buvurnıuştu: Eşlerimin içinde Kıyamet günil beni
g6rnıeyecek olanlar, vasilerim tarafından ta/akları verilntiş
olanlardır". 8
"Benim bu oğlum seyyiddir. Umulur ki Allah bunun-la ilıi
Müslüman kitlenin arasını bulacaktır." Siyasi badi-seler ile hadis
ilişkisi konusunda bir çalışması bulunan Mehmet Hatipoğlu bu
hadisin mevzu olduğunu söyledik-ten sonra şöyle demektedir:
"Ehl-i Beyte aşırı derecede bağlı olan kimseler, onıın maddi
men-
faal kıırşılığı mttkııddes davadan yı1z çevimıiş olmasını
hazmede-
memişler. hatta anıt, "mıi'minlerin yı1z kara.rı" olarak ilan
etmeye karar
vemıişlerdir. Hasnıı'uı Iınreketi11i mnzıır görmeye çnlışmı
çevreler ise,
omm müdnfnnmıı Hz. Peygambere yaptırmaktan başka çıkar yol
bula-
mayacaklardır. Hz. Peygamber, i!..i bıiyt1k ordımun birbirini
!..1rma~-ına
mani olup sıtlhıt ikııme eden bıt ıonınımım tııtllmıtmı yerinde
b11lacak.
hatta övecekıir.9
Yezid b. Humeyr b. Abdurrahman b. Cubeyrin ağzıyla Hasan'a
söylettirilen "Arapların çoğunluğu bana itaat etmekteydiler.
istediğim ile savaşıyor, istediğim ile barış inızalıyorlardı. Ama
ben bütün bunlara rağmen hi/afeti Allah rızası ve ilmmetin kanının
dökülmemesi için terket-tim"IO ifadesi de yukandııki badisi
tamamlaması için inşa edilmiş gibidir.
Yukanda sadece bir kaçını aktarmış olduğumuz haberlerden de
anlaşıldığı gibi, Hz. Hasan dönemi sonra-ki k-uşaklar tarafindan
bir çok kez restorasyona tabi tutul-muş ve "tarih kurgulayıcı lan"
tarafından birden fazla kur-gulanmıştır. İşte "tarihin geriye dönük
olarak ohınması"nın en güzel örneği olan, bu k-urgu tarih
içerisinden doğruyu bulup çıkarmak İslam tarih yazıcısının önündeki
en büyük problemlerden biri olarak durmaktadır.
Biz bu çalışmamızda yukarıda saydığumz iki farklı
8 Mesudi'ye atfedilen isbatu'l-Vasiyye ll İmam Ali b. Ebi Tali
b, Beynıt 1988, 173
9 Bkz. Melınıeı Hatipoğlu, Hz. Peygamberın Ve(aıından Emevilerin
So nuna Kadar ·Siyasi-ictimai Hadiseler/e Hadis MıinasebeU.
Basılııııımış Doçentlik Tezi, Aııkarıı, 41
lO Zelıebi, Tarih (muaviye) 38
İSLAMI ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, CIL T: 14, SA YI: 3-4, 2001 457
-
M.MABFUZSÖYLEMEZ
ideolojik duruştan herhangi birinin tuZflğı.na düşmeden Hz.
Hasan'ın bilafeti Muaviye'ye devretmesinin neden-lerini tartışmıık
istiyoruz. Elde ettiğimiz mfllzemenin hem lehte hem de aleyhte
olanlaımı dikkate alarak bir sonuefi varmaya çalışacağız.
Hz. Hasan'ın Hilafete Getirilişi
Hz. Ali ile Hz. Fatırufl'ın ilk çocuğu olan Hz. Hasfln,
Medine'de 625 tarihinde doğdu. Tflberistfln'ın ve Kuzey Afrika'nın
fethinde bulundu. Hz. Osıııfln'm asiler tru·afından h.-uşfltıldığı
dönemde, kflrdeşi Hüseyin ile beraber, onu korumak amacıyla
kapısında nöbet beklernesi dışınd(!, bflbflsırun hilatetine kfldar
hiçbir siyasi lıfldisede yer almadı. Hz. Ali dönenıi.ıide ise Hz.
Aişe'~ ordusuna karşı savaşmak üzere, asker toplflınak amacıyla,
KiHe'ye, ünlü sfllıabi Alnınar b. Yilsir ile beraber gönderildi.••
Babasının hilafeti döneminde eeceyan eden saVfiŞifirın tamamına
iştirak etti.
Hz. Ali'nin vefatından sonrtı lıilaiete getirilen Hz. Hasan'ın
seçiliş biçimi ile Hz. Ebubekiı'in göreve getiri-lişi arasındfl bir
benzerlik bulunı~tıh.1tıdır. Bir üırklfl ki Hz. Ebubekir'in
hilalete gelişinde Ensann, Sa'd b. Ubilde'yi halife seçmek
aruacıylJ, dahfl önce bir ttıkım b;ızırlıklar yaptığı
anlaşılmah.1adır.l2 Bu dururu sflhabenin tamamen hazırlıksız
olıntıdığıru, en nınd~n hir kısmının Hz. Peygamberin hflstalığı
esnasındfl, onun vetiıt edeceği gerçekliğine kendisini
lıazu·Itıdığını oı1aya koymakttıdır.
Hz. Htıstın'fl gelince; Kı1telilerin Hz. Ali'den sonrtı kimin
halife olacflğılıususunda lıiçbir hazırlık yapmadıklan
anlaŞılmah.1adır. Çün1.ii Hz. Ali'nin şehit edilmesi ani bir
gelişmedir. Kılteliler bu durumfl tamıııuen bflzırlıksız
yakaltınnuşlflrdır. Ancak Hz. Ali'nin yaralflnınflsı ile beraber
kimin hıılife olacağının tıırtışılıuaya hflşlflndığını
görmeh.1eyiz. Taı1ışma Hz. Ali'ye kadflr getirilıniş, ken-disinden
sonrtı htılifelik yapacflk bir Şfllısı tflyin etmesi
istenmiştir.ı:ı Hz. Hasan dışındfl, kflynflklflrunız tflra1in-dan
zikredilıııeıniş alınasına mğmen, bflşka fldflylar da bulunmuş
olınfllıdır. Babasının vefatından iki gün sonra kendisine biat
edilmiş · olınflsı bu ihtimııli
ll Hz. Hasan ve Aııuııfir b. Yasir'iıı Küfe valisi ~bii Musa
el-E~:ır1 ile tartışmaları ıneydıııı:ı gelmiş, bıı t:ınışnı!ılıınıı
:ık;ılıindeıı ancak 7000 kişilik bir lmvveı Hz. Ali'nin ordusuna
katılııuşıır. Geniş bilgi için bkz. Halife b. Hayyaı, Tarihu Halife
b. Hawaı, (thk. Siiheyl Zekkar). Beynıt 1993. 137-138; Ebu Cnfcr
Muhammed b Ceıir et-T:ıberi, Tarilıu'/.Omem ve'/ Mu/ılk. l-XIU,
Beyrut 1987, .Y, SOl!; Mesüdi, Murı1cu'z-Zelıeb. l-V, K\ını 1984,
11,368 ·
12 Pey.gambedıı cenazesi kaldınlnıadaıı Eıısar'm Saldfetıı Beni
Saide'de toplanarnk Sa' d b. Ub5de'yi halife seçmeye çalışıııalan,
onlaruı Hz. Peygamberden sonra ldınin lıalife olacağı hususunda bir
takım hazırlıklar yaptığını göstermektedir.
13 Bkz. İbn Kesir, el-8/dôye ve'n-Nihll)'e, (Uık. Alımed Ebii
MüUıim ve arkadaşları), I-XIV, Beynıt ?, Vlli, 16 .
458
k-uvvetlendinnektedir.t4 Anetık Hz. Hflsfln, bu adaylar
tırflsından sıynlıp ön plflna çıkmıştır. Onun ön plana çıkınasının
bir tflkun nedenleri olmfllıdır. Kendisini hilflfete taşımflda
önceki bflşanlannın rolünün olmadığım bili-yoruz. Zira dfllıfl önce
lıila1ete gelebilecek kadar büyük hir başan elde edemediği gibi
katıldığı SfiVfiŞlarda da kaydfl değer bir vtırlık gösterememiştir.
Nitekim lıilateıi onun hakkı olMak görenler de kendisine böyle bir
bfiŞflrı fltletnıeıneh.1edirler. Dolflyısıyla Hz. Hflsfln'ı
hilaiete rnşıyfln nedenleri bflşkfl yerde arııınak
gerekmektedir.
Şia, Hz. HasfiD't hilafete tflştyfln nedenin ilflhl olduğu
kflrusındadır. OnlMa göre Hz. Hasfln, babasından sonrflki iımm
olMak Tanrı tarafından belirleruniştir. Dolflyısıyla Hz. Ali,
Tflnrının bu enırine dayıınarak, oğlunu kendisin-den sonrflki imam
olarak tıçıklaınış ve balkın ona biat etmesini eıııretmiştir. Bu
hadiseden sonrn da Kı1feliler, Hz. HfiSfln'fl biflt etmişlerdir.
Şii müellifKuleyni, bu olayı flnlatırken, şöyle deıneJ...1edir:
"Ali (fls) hasta olduğu z;ııuan onun yerine OfllUfiZı oğlu Hflsan
kıldırdı. İıntıın Ali kitflbıru ve silfllıını ona vererek onu kendi
yerine imam tflyin et1i ve şöyle dedi: "Yavrum! .41/ah Resulü
benden sonra seni vasi tavin etmem ve kitabım ile silahımı sana
vermemi emrelli. Pe'vgamber beni kendisine vasi tayin edip
!.itabını ve silahını verdiği gibi, benim de seni vasi tavin
etme11ıi ve omrilniln sonlarına doğru bunları kardeşin Hüseyin'e
vermeni buyurmamı emretti ... "15 isbatu'I-Vasivve atliı eserde de
Hz. Ali'nin on iki oğlunu bir araya toplat1ığıru, kendilerine Hasan
ve Hüseyin'i vasi tayin ettiğini söylediğini, bundfln sonra da Hz.
Hasan'a biat edildiğirıi ah.1annah.1adır. ı6 İbn A'sem Hz. Ali'nin
vetatından sonra Kı11eWer "önce Hasan'ın, arkflsından da Hüseyin'in
İnıaULolmasını kabul ettiler"t7 demeh.1edir. Ancak Şii kııynaklar
dışıodfln gelen rivayetler Hz. Hasan'ın bu şekilde veliflbt olarak
ııttındığına dair yeterli bilgi surınıflıuah.1adır. Aksine
ltırafsız rivayetlerin büyük bir kısmı Hz. A]j'ye kendisinden sonra
kimi halife tayin edeceğinin sorulduğunu, onun da hiçbir beyanda
bulun-madığını aktannah.1adır. Örneğin İsianı Tarihinin önemli
kııynakİanndan biri olfln Belilzfıri tartıfından ah.1anlan Cündeb
b. Abdullfllı'ın Hz. Ali'ye geldiği ve oğlu Hasan'ı halife seçmek
istediklerini, bu konudflki likrini sor-duğunu, Hz. Ali'nin . de
"size emretmeyeceğinı gibi sizi
14 Bk-z. Mesudi, Mıınic, lll, 4
15 el-Kuleyrıi, Usul el-Ka/i,.Il, 65. Kuleyııi ınrafından
nt..-ıarı1an bu ri-v:ıyeı kendisinden sonrııki kaynaklann tamamında
yer :ıldığı gibi, bu giirı d:ıhi Şii kökenli ıır;~tınnacılar :ıyııı
:ırgiirııııııı !..'llllaıunat..-tndırlar. Önıek olarak bkz. Razi
Ali Yasin, Sulh~ı imam .Hasan, 16-11
16 Bkz. isbaw'l-Vastwe, 165 vd.
17 Bkz. Ebü Muh:ırıınıed Ahmed b. A'sem (314/926), el-Fıitiih,
1-VITI, Beynıt 1986, llUN, 284
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 14, NO: 3-4,2001
-
HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARKAPLANI
bundan da alıkovmam"18 rivayeti bunlardan :;adece
bil'i-sidir.
Öyle anlaşılıyor ki Hz. Ali, kendisinden sonraki ha-lifeyi
belirlemek isteıneıniştir. Nitek4u kendisine bu talepte bulunanlara
Hz. Peygamberi örnek almak istediğini if
-
M.~UZSÖYLEMEZ
Hasan'ın bu şartı kabul etmediğini söyleıueh.'1edir.30 Fakat
hadiseyi Kılteli tarihçi Avvane b. el-Hakem'den (ö.l48) den
ak-taran Belazılri, Kays'ın şartlı biat ettiğine dair bir bilgi
a1.1annamak'1adır.31 Zaten Kays'ın şartlı biat etmek istemesi
olayın akışı ile uyumlu değildir.
İkinci rivayet ~iimesi ise Hz. Hasan'ın banşı sağlamak veya
kendisine bir takım çıkarlar elde etmek amacıyla hilatete gelmek
istediğini, hilatete seçilirken "banş yap-tığı ile banş, savaş
yaptığı ile savaş yapmak" şartı ile biat aldığını,32 böylece
lıilateti Muaviye'ye devretmek için hazırlık yaptığmı
söylemeh."tedir. Nitekim bu rivayetlı::r Hz. Hasan'ın Muaviye ile
savaşma niyetinde olmadığını,
· tek amacının kendisine bir takım çıkarlar sağladık-tan sonra
hilateti Muaviye'ye tesliıu etmek olduğunu belirten Zühri kanalıyla
gelmeh.1edir.J:ı O bu h.-uı;gusunu, söz konusu şahıslar arasında
hiçbir hadise meydana gelmemişcesine, Hasan'ın Muaviye'ye yazarak
ondan bir takım şeyler talep ettiğini, bunların verilmesi durumunda
biat edebileceğini söylediği iddiası ile tamamlamak-tadır.34 .
Zühri Bınevi yanlısı bir tarilıçidir. Nitekim bu hanedan ile
yakın ilişkileri bulunınah."ta idi. Abdulınelik b. Mervan fetva
hususunda ona başvururdu.35 Emevl halile-si Hişaın döneminde ise bu
hanedanının neredeyse bir parçası haline gelmiş, onlardan lıiç
aynlınanuştır. Bu dönemde halitenin çocuklarının da lıocalığıru
yapnııştır.36 Dolayısıyla Zühri tarafından ah.1anlan bu ri vayetin
Hişam dönemindeki imam Zeyd b. Ali hareketiyle de yakın ilişkisinin
bulunma olasılığını göz ardı etmemek gerekir. Bilindiği gibi Hişam
b. Abdulmelik'e isyan eden Zeyd b. Ali döneıninde de bir takım
ekonomik nedenler gündeme g~lıniş ve Zeyd b. Ali hadisesi bu
ekonomik sorunlardan dolayı patlak venuiş idi.37 Hz. Hasan'ın
lıilafeti para
30 Bkz. T:ıbeıi, VI, 73 3 I Bkz. Bei5Zliıi, Ensab. ili, 279
32 Belaztlıi, Ensab,lll, 279; Ta beri, VI, 77; İbn A'sern,
lll/lV, 285; Mü-fid, Muhammed b. Muhammed b. Nu'mnıı, (413/1022)
el-lrttid, (sWı. Seyyid Kllzım ci-Musevi), K1ıııı 1377, 169;
Nııveyri, XX, 224
33 Bkz. İbn Şilıilb ez-Z\ihti, ei-Meğtizi en-Nebeı•iyye,
(thk.Siilıeyl Zek-kar), Beynıt 191! 1, 157; Ziihn knıı:ılıyla
gelcıılııılıilgiler nyııı şekilde Taberi (VI, 73-74) ve
İbıııı'I-Cevzi [el-Mııntazam {i Tevtirihi'I-Mıılıik ve'I-Ümem.
I-XII, (tlık. Sülıeyl Zekkiir); Beynıt 1995, lll. 406) t;ırafınd:uı
da eserlerine alınmıştır.
34 Bkz. Tııbeıi, Vl, 77
35 Hatta Kaderiye mezhebine mensup bir takım iıısanlıır onıın
verdi~i fetva sonııcuııda öldiiriilnıiiştii. Bkz. Abdulkalıir
ei-Ba~dııdi, Mezhepler Arasındaki Farklar, (tre. Rıılıi Fığlalı),
Ankara 1991, 2l!9
36 Bkz. Michael Lecker, "Biografıcnl Notes on İbn Şilıab
ai-Zıılıri" Jıır-. nal o{Semftic Studies, XLIII spriııg 1996,22 vd;
Aynca bkz. Tahıl Ko~yiğit, "Ziilıri", İA, XIII, 643-647
37 İmam Zeyd hadisesi ile ilgili geniş bilgi için bkz. Muhammed
b. Sa' d; Tabaktittı'I-Knbro. I-IX, Beynıı trs, IV, 326; Muhammed
b. Ali b. Tabııtabıı b. Tiktaka, ei-Fahri (i Adôbi's-Stıltaniyye
ve'd-Dtıveli'Iİslamiyye, Beynıt trs., 133; İbnıı'I-Cevzi, Muntaıom.
IV, 673 vd.
460
karşılığında satlığını söylı::yen yukandaki rivayetler, aynı
zamanda Zeyd b. Ali'yi karalamak için k-ullanılmış olmalıdır.
Böylece bu ailenin öteden beri para düşkünü olduğu, ilkelerinin
bulunmadığı iına edilerek, Zeyd b. Ali'yi halkın gözünden düşürme
aınacıyh ileri sürülmüş olınası muhtemeldir. Bu rivayetler aynı
zamanda Hz. Hasan'ın böyle bir şart ileri sürdüğünde, biat
etınekt.e olan halkın tereddüt geçirdiğini, Muaviye ile a·nlaşınak
niyetinde olduğundan şüphelendiklerini ve bu tutumunu kınadıklannı
ah.1armah.-tadır.38 Fakat biraz sonra aktara-cağuuız hadiselerden
de açık bir şekilde anlaşılacağı gibi Kfi!eliler hiç de bu kanaatde
değillerdi. Aksine onlar savaşınayı istemiyorlardı.
Kendisine h. 40 yılının Ramazan ayında biat edilen Hz. Hasan'ın
ha lite olarak ilkicraatı babasının katili olan Abdurrahman b.
Mülcem'e kısas uygulaması oldu.39 Rivayetler Hz. Hasan'ın bu ilk
sınavını hiç de iyi ver-ınediğini aktannak1.adır. Zira bu
rivayetlerin önemli bir kısmı Abdurrahman b. Mülceın'in işkence ile
öldürüldüğü husus_unda hemen hemen ittifak halindedir. Bunlardan
kiınisi ise İbn Mülcem'e müsle yapıldığını; yani önce elleri, sonra
ayaklan, arkasından k-ulakları ve bwnu kesildik:teo sonra
öldürüldüğünü söyleınektedir.40
Muaviye İle Mücadelenin Başlaması İbn Mülceın'in kısas
edilınesinden hemen sonra, Hz.
Hasan, Muaviye ile başlayacağı mücadelede Kiltelilerin desteğini
almak için harekete geçti ve atalarını yüzer dirhem artırdı.4 1 O,
Kfifelilerin her ne kadar babasının
. yanında yer alıyor gibi görünseler de onu sevmediklerinin
farkındaydı. Zira gerek Sıffin savaşında, gerekse Nuhayla, Nehrevan
ve devamındaki savaşlarda bu şehirden önemli sayıda i:ısan_
ölmüştü. Ölenl~n fazlalığını anlatmak için kaynaklar, şehirde ağıt
sesinin yük-selınediği hiçbir evin olmadığını aktannah.1adırlar.
Tüm bu insanlann, yakınlannın öldürülmesini gönül buzuru içerisinde
kabullendiklerini söylemek safdillik olur.
3l! Bkz. Nııvcyri, XX, 224
39 Yakııhi, Tarihıı Yakııbi, I-II. Beynıt 1992, ll, 216; İbn
Kutt!ybe, ei-Metirif. 240; Tn beri, Vf, 73; Mulıuınıııed b.
Hibbiin, Kilabıı:r-Siktiı, I-IX, Hoyd:ır:ıbııd, 1975, II, 305;
Knlkaşandi ve Nııveyıi Hı. Hasaıı'a b:ıb:ısuıııı katiedildiği ilk
giin bi:ıt edildiğini söyleıııek1edir. Bkz. Alı nı cd b. Ali
ei-Kalka.ş:ındi, Stıbhıı'I-A 'şa (i Sinaati'l-inşa, I-XV. (şrtı.
Mıılıamıııed Hüseyin Şeııısııddiıı), Beyruı 1987, III, 266;
Meôsinı'l-inii{e.I06; en-Nuveyri, XX, 224
40 Bkz. Ebil Mııhuııınıed Abdulhıh b. Mii$liın b. Kııteybe
ed-Dineveıi (276/Sl!9), el-iuhtime ve's-Siytise, I-11, Kum 1363,
1111, 161
41 İsfehaııi, Mektilil. 55. Bıı dıınını Hı. Hosıııı'ııı
Muaviye'ye karşı sa-vıışıııa isteğinin bir kanıtı olar.ık
değerlendirilebilir. Nitekinı iddi::ı edildiği gibi Husıııı,
göziinü ilk giinden itibaren Küfe beytu'l-malına dik, ni ş ols:ı
idi. mukatilenin at51annı artırması anlamsız olurdu. Küfe'de o
tarihte SO.OOO civanndn bir mukatilenin bıılundıı~nu biliyonız,
(Bkz. Söylemez, Kıife, 951 bu beytıı'l-maldnıı 8.000.000 dirhem
çıkması anlamına gelnıekiedir.
JOURNAL OF ISLAMICRESEARCH, VOL: 14, NO: 3-4,2001
-
HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARKAPLANI
Bunun bilincinde olan Hz. Hasan.42 Muaviye ile yapacağı b.
Abdullah, Şaınlıların kendisine karşı savaşmak için mücadelede
bunların desteğini sağlamak istedi ve ordu hazırlamakta olduklannı
bildirerek, bu ordunun maaşlannı artırdı. Bu takfiğin geçici bir
süfe için dahi olsa gücü ve sayısı hakkında bilgi verdi, bir an
önce hazırlan-işe yaradığı ~nlaşılmaktadır. Nitekim Beliizfui,
masını önerdi.47 Bu hadiseden kısa bir süre sonra Kılfelilerin Hz.
Hasan'ı babasından daha çok sevdiklerini Muaviye'nin 60.000 kişiJik
bir ordunun başında Şam'dan a~tarrnaktadır.43 . lrak'a doğru
hareket ettiği, yerine vekil olarak da ed-./ Biat tam.arnJandıktan
sonra yeni halife Hz. Hasan, Dahbiik b. Kays el-Fihri'yi atadığı
haberi geldi.48 babasının öldüğünü, kendisinin onun yerine halite
Rivayetlere göre; Hz. Hasan, Muaviye'nin ordusunun seçildiğini,
babasının valilerine bildirdi ve biat istedi. Irak'a hareket ettiği
haberini alınış olmasına rağmen Babasının atadığı valilerinin
tamamı ona biat ettiler. Hz. harekete geçmemiştir.49 Büyük bir
ilitimaile Muaviye'nin Hasan bu valilerden hiç birini
değiştirmeyerek görev- saldımcağı yerin netleşmesini bekleıniştir.
Kaynaklarırnız lerinin başında bıraktı. Böylece kendisine sadece
Suriye ordusunun, Cisru Menbiç'e geldiği haberi üzerine Muaviye'nin
kontrolünde bulunan Mısır ve Suriye biat Hz. Hasan'ın başta Hucr b.
Adiyy, Kays b. Sa' d b. Ubiide etmemiş, bunun dışındaki yerleşim
biri.mleriiı.in tamarnı ve Ab.dullah b. Abbas olınak üzere
danışmanlannın biat etmiş oldu. Daha önce babasının kontrolünde
bulu- uyanlarını d~te alarak orduyu haZ}rlamak ıçın nan yerleşim
birimlerinin biatını alan yeni halife, hiç harekete geçtiğini ve
Kiife ınescidinde halka bir konuşma zaman kaybetmeden Muaviye'ye
mektup yazarak biat yaparak onlan Muaviye'ye karşı savaşa
çağımıakla yetin-istedi.44 Fakat Muaviye bunu reddetti. Çün1.ii 0
Hz. ınediğini bunun bir cilıat olduğunu ilan ettiğini
al,.-tannak-Ali'nin ölümü ile avantajlı bir konunı,a yükseldiğinin
tadırlar.50 Hz. Hasan'ın mescitte yapmış olduğu bu konuş-farkında
idi. Artık karşısında genç ve deneyimsiz biri ma, onun Muaviye ile
mücadeleye bakışını yansıtmak-duruyordu. Onunla mücadele elmek daba
kolay olacaktı. tadır .. Cihad çağrısı içeren bu konuşma banş
yanlısı Dolayısıyla hiç zaman kaybetmeden kendisini halile ilan
birinin yapacağı bir hitap değildir. Eğer Hz. Hasan, etti ve biat
alrna.ya başladı.45 Böylece tslam aleıninin, ilk Muaviye ile
savaşmak, ya da Demircan'ın ifadesi ile defa, iki halilesi olınuş
oldu. Artık Muaviye meşru hali- "Milslı7manlar arasında meydana
gelebilecek bir savaşın feye biat etmeyen birvali değil, kendisine,
İslam aleminin sorumluluğunu iistlenme.nıek"5l amacında olsaydı,
hadi-en azından bir bölümünde, biat e.dilıniş olan bir balite seye
cihad olarak bakması anlamsız olurdu. Bu durum konumuna yükseldi.
Şimdi Hz. Hasan'ı ikna etmek veya rivayetlerin aksine Muaviye ile
ciddi bir şekilde savaşma en azından hareket alaruru daraltmak
gerekiyordu. Bu niyetinde olduğunu gösten~ek-tedir. amaçla Muaviye
ilk olarak Hasan'ı kendi tarafına çekmek Hali1e savaşa istekli
olmasına rağmen Kuteliler onun için Jı.er zaman uyguladığı tak'tik.
olan kesenin ağzını açtı · ile birlik-te savaşa gitme niyetinde
değillerdi. Nitekim ve ona aslında hilafete layık olmakla beraber
genç ve Beliiziiri ve İsfehani, Kute mescidinde Hz. Hasan'ın halkı
tecrübesiz olduğunu, devlet işlerinin deneyim gerek- cihada davet
ettiğinde hiç kimsenin olumlu cevap ver-tirdiğini bildirdi ve
kendisine katılınası durumunda ona mediğini, herkesin susup
kaldığını söyleınektedir.52 Hz. Irak Beytu'l-Malında bulunan tüm
parayı ve istediği böl- Hasan'ın asker toplanıak:ta zorlandığıru
gören Hz. Ali genin haracını tahsis edeceğini yazdı.46 Fakat Hasan,
taraftarlarından Tay Kabilesi'nin lideri Adiyy b. Hatem buna razı
olmayarak babasının başlaıtığı mücadeleyi et-Tai, Kays b. Sa'd b.
Ubiide, Ziyiid b. Sa' sa' et-Teyınl, sürdürme niyetinde olduğunu
ortaya koydu. · Ma'kil b. Kays er-Riyiihi devreye girerek ınescitte
halka
Muaviye'nin mektubunu Hz. Hasan'a getiren Cundeb
42 Nitekim Hz. Hnsıın, lıilafeti Muaviye'ye devrederken
Küfeiiiere yap-tığı konuşmada kendisini terk etıııelerinin nedeni
olarak Sıffın ve daha sonnıki savaŞta ölenlerin öcünü almak
istemeleri oldutııııu söylemekıedir. Bkz. İbnu'l-Esir, m. 414
43 Bkz. Beliizı1ri, Ensôb,III, 291 44 Bel5züri, Ensôb,lll, 281;
İbn A'senı, UIIIV, 286-287; İsfehani M eka-
til. 55. Aynca bkz. İhnıltim Sançam, Emevi-Hôşimi ilişkileri
-İslam Öncesinden Abbasilere Kadar-, Arıkarn 1997,281
45 Bkz. İbn Hibbfin, n, 305. Muaviye, Hz. Ali'nin vef.ıt ettiği
tariiate Kudü~'~e ~uluıunnkt.ıydı. Hz. Ali'nin vefat haberini alır
alınnz ken-disine biat almaya başlamıştır. Bkz. İbn Kuteybe,
el-İmôme, un, 162. Aynca bkz, lrfan Aycan, Saltanata Giden Yolda
M11aviye b. Ebi Sıifyan, Arıkarn 1990, 176; Sançam, 281 ·
46 BeUlzuri, Ensôb,Ill, 281
yaptıklan konuplada Kutelileri halileye destek ver-meye
çağırdılar. Burada vurgulanan tema ise imarnlarını yairuz
bırakluaımılan gerek-tiği idi.53 Ama Kuieliler, hiç de bu kanaatte
değillerdi. Onlar, yukarıda da arzetmeye
4 7 Bel5zı1ri, Ensôb,Ul, 2111 48 Bkz. Ebü Bekr Ahmed b. Ali b.
Hutib el-Bağdadi, Tarihıı Bağdad ve
Medfnetu's-Se/6m, I-XIV, Beynıt trs, I, 208 49 Beliizüri, Aviine
b. el-Hakem'den al..ıardığı bilgiye göre Hz. Hasan
SO gün hiç savaştan bahsetmeden dıınnuştıır. Bkz. lll, 279
SO Bel5züri, Ens6b,fll, 279-280; lsfehani, Mek61il, Gl
51 Bkz. Demircan 67
52 Bkz. Beliizüri, Ensôb. m, 28l, lsfehani, Mekôtil, 66 53 Konu
ile ilgili geniş bilgi için bkz. Beliizüri, Ensôb,lll, 281 vd.;
İsfe
haııi, Mekiiıil, 62
iSLAMİ ARAŞTIRMALAR DERGİSt CİLT: ~4. SA YI: 3-4. 200 ı 461
-
M.MAHFUZSÖYLEMEZ
çalıştığımız gibi artık bu kabil savaşlardan yorgun düşmüş ve
banşın bir an önce gelmesini arzulamak1:ay-dılar.54
Öte taraftan Hz. Hasan, Kı1telilerin kendisine destek vennek
istemediklerini anlayınca amiUerine yazarak asker talebinde
bulundu.55 Bütün bunlardan sonra Kitle ve bağlı yerleşim
birinılerinden 40.000 kişilik bir k-uvvet oluştu.56 Adı geçen bu
şehrin askeri potansiyeli dikkııte alındığında söz konusu rakamın
çok da ·büyük olmadığı anlaşılmaktadır. Rivayetlerin ak1:ardığı
rakarnların en yükseği olan 40.000 kişinin doğru olduğuna inansak
bile b~ rakamın içerisinde çevre yerleşim birimlerinden gelen
askerlerin varlığını da kabul etmemiz gerek.iı·. En kötü ihtimalle
bunun 114'ünün dışardan geldiğini varsaysak bile Kute kökenli
askerlerin 3Q.OOO kişi olduğu gerçeği
·ile karşı karşıya gelmiş olw-uz. Bu rakam da Kute'nin asker
potansiyelinin ancak yansını teşkil etmek1:edir.57 Toplanan
askerlerin hepsinin de Hz. Hasan'ı desteklediğini, onun başarılı
olmasını istediğini veya ayru bedete var-ınağa çalıştığını söylemek
de mümkün değildir. Aksine Hz. Hasan'ın ordusu birbirinden oldukça
farklı kitlelerden oluşınak1aydı. Bu kitlelerin ilkini Muaviye ve
Haricuerle yapılaı:i savaşlarda yorgun düşen, yakınlarını bu
savaşlarda kaybeden ve artık savaşıhak istemeyen kitle
oluşturuyorrlu ki bu kitle ordunun çoğunluğunu teşkil
etınek1:eydi.
Ordusunun ikinci önemli k'Uvvetini ise haricuer
oluştunnak1aydı.58 Sayılan hakkında net bilgilere sahip olma-ınakla
beraber, bunların Sabiit'ta59 çıkardıklan kanşıklığı dikkate alacak
olursak, önenıli bir h.'Uvvet olduklannı düşünebiliriz. Bu orduda
yer almabırının nedenine gelince; Muaviye'yi katlı· olarak
gördükleri için onunla savaşmak istiyorlardı. Babası Hz. Ali'yi
tektir etmiş - · olınalarına rağmen yeni haliteyi katir olarak hala
değerlendirrniyor, en a:zından onun hakkındıı henüz bir karara
varamadıklan anlaşılıyor. Sabat'ta barıştan bahsettiği esn~da
Haricilerin kendisine daha önce babanm şirke girdiği gibi sen de
şirke girdin demeleri60 de bu kanııa-
54 Nilekim Muaviye ikiidanı geldik1eıı soııra haş gösteren
Harici isy:ııılannın bastınlmasında da Kilfeliler yer ıılrnak
isteınenıişler, oıııııı. tehditlerinden sonra istemeyerek
katılnıışlıırdı. GeniŞ bilgi için bkz Taberi, VI, 81; Yak,ıbi,. II,
217. İbnu'l-Esir. el-Kamil, III, 4 18; Nuveyri, XX, 273
55 Beliiziiri, Ensôb,III, 21!0; İbn A'seın, fii/TV ,289;
İsfelı:uıi. Melı:ôtil. 61
56 Bkz. Kalkaşandi, Measim'l-inafe, 108 57 Ziyad b. Ebilıi
döneminde Kil te' de 80.000 kişiııin devletten atfı aldı
ğı, yani asker olduğu bilirunektedir. Hz. Hasan döneminde de
şehirdeki asker sayısı bundan çok farklı değildir. Geniş bilgi
içiıı hkz. Söylenıez, Kıife. 95
58 Bkz. Miifid, 171; Ali Yıısin, 175 59 Sabiit; Mediiin'e yakın
bir yerleşim yeridir. Bkz. Yakut ei-Hanıevi,
Mıt'cemu'l-Bıtldtin, I-V, Beyrııt 1975, lll. 166
60 Bkz. Belazilri, E~sab. III, 282
timizi destekliyor. Eğer onu daha önce kafir olarak
değerlendirmiş olsalardı böyle bir cümleyi sarf etmelerinin bir
anlamı kalmazdı.
Ordudaki üçüncü kitleyi ise Hz. H{!san'ı yürek'ten destekleyen
kimseler oluşturuyordu. Sayılan Muaviye ile savaşın kaderini
tayinde etkili olamayacak kadar az olan bu insanlar çoğunlukla
Hemdiin kabilesi ve Rebia'run bazı kollanna mensup idiler. Nitekim
Hz. Hasan, Sa bat'ta saldınya uğradığında bunlar tarafindan
korunınuştur.
Kı1te ve bağlı yerleşim birimlerinden gelen bu askeri güçten
sonra, Hz. Hasan, yukanda zikrettiğiıniz sorun-larm da tlukındıı
olarıık, Muğire b. Neviel b. el-Hiiris b. Abdulınuttalib'i Kufe'de
yerine vekil bırakarak61 Muaviye ile savaşmak üzere şelıirden
aynldı. Deyru AbduiTahman'a geldiğinde 12.000 kişilik bir öncü
birliği oluşturdu ve başına da Ubeydullah b. Abbiis'ı geçirdi62 ve
kendisine Enbiir y~resine gitmesini, Muaviye'yi orada
karşılaıuasıru, yaptığı her işte Kays b. Sa'd b. Ubiide ve Said b.
Kays ei-Hemdiini'ye danışınasını, her gün kendi-sine haber
göndennesini, öldüıülmesi durumunda yerine Kays b. Sa'd'ın
geçmesini, onun da öldürülmesi duru-munda Said b. Kays'ın yerine
geçmesini emretti.63 Öncü h.'Uvvetlerinin hemen arkasından hareke.t
eden Hz. Hasan, Deyru Ka'b'ı geçerek oradan da Medliin'e yöneldi.
Sabat'a gelinceye kadar ordusunu sürekli gözlediği aynı amaca sahip
olmııyan böyle bir ordu ile savaşmanın kendisini başanya
götünueyeceği sonucuna vardığı anlaşılınakladır. Bu yüıiiyüş
csnıısında zihninde banş likri de, bir ihtimal olarak, be.limıiş
olınalıdu·. Gerek bazu·lık aşamasında, gerekse Sabilt'a gelince
kadar yolda geÇen zaman zartinda hiç barıştan
ba!_l_setmeıuiş_:ıl~uısı ~u ihti-ınalin yolculuk esnasında
düşünüldüğünü göstenneh.1:edir.
Burada yaptığı konuşmada bu ihtimali dile getirme-
61 Belfiziıri, Enstib, III, 282; K:ılkaş:ıııdi ise yeriııe
Anuııfır b. Hassfuı'ı vekil olarak bırakıp gittiğini söylemekiedir.
Bkz. Measinı'l-inti{e. 108
62 Ziilıri'ııin Eınevi y:ınlısı tavn bu lıadisede de kendisini
göstenııekıe ve diğer kaynaklardım f.,rklı bilgiler vennesine
nedeıı olmak1adır. Ona göre Hz. Ali vef.,t etmeden önce Muaviye ile
sav:ışmak iizere 40.000 kişilik bir J,,ıvvet ohıştlımııış ve başına
da Kays b. Sa'd b. Ubıide'yi geçimıişti. Hz. Ali şelıid edilip
yerine Hz. H :ıs an geçmi.~tir. Hasan, ta başından beri Muaviye ile
anlaşnın yı diişiinınek1eydi. Tek anıacı ise bir taktm meııfaatler
elde etmek idi. Bıı isteğini onayla-mayacağını bildiği Kays b. Sa'd
b. Ubadeyi görevden alarak yerine Uhcydııllalı b. Abbas'ı getirdi.
Ubeydıılhılı. Hasarı'ın bıı niyetini bildiği için Muaviye
t:ır:ıfından kendisine teklif edilerı parayı lıiç çekiıııııedeıı
k»hııl eni ve ona katıldı. [Bkz,. Zülıri. 157] Fakat Belfizfıri,
bazı şahısların ordıırıurı lıaşın:ı Kays b. Sa'd'ırı geçtiğini
söylediklerini, anc:ık lnınıınıııı doğnı olıııadığırıı
söylemektedir. !Bkz. Belfızüri, In, 2!l 1] Bıı da Ziihri
tarnfırıdan aktanları bilgilerin doğnı olınadığını ortaya
koynıak1adır.
63 Beliiziıri, Ensôb, III, 281 ; Yakıılıi, Tıırih, II, 214;
İsfelıani, Mekôtil, 62
462 JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH. VOL: 14, NO: 3-4,2001
-
HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARKAPLANI
si, 64 Haricilerin, h.iifrüne billanetmelerine neden olmuştur.65
Hatta rivayetler bu k~nuşma üzerine baricilerin bir-· birlerine
"Hasan daha önce babasının küfre girdiği gibi küfre girdi" dediğini
ah:tannaktadır.66 Hz. Hasan'ın küfrüne hükmeden Haricilerden,
içlerinde Abdunalunan ·p. Abdullah b. Ebi Cu'al el-Ezdi'nin de
bulunduğu bir
. lgurup onun çadırına saldınp, eşyasını yağmalamakla ye-.
tinıneıuiş67 kendisini de öldünneye çalışınıştır.6(( Bu
saldırı esnasında b!r taraftan d;ı "Daha önce baban m şirke
girdiği gibi şirke girdin ey Hasan." diye bağınuaktan da geri
durmuyorlardı.69 Birinci suikast ·girişiıninden sağ k.-urtulınayı
başaran Hz. Hasan'ı bu gurubun sağ bırakma niyetinde olmadığı
anlaşılınaktadır. Çünkü atma atlayıp olay yerinden uzaklaşmak
isterken, Haricilerden el-Cerrah b. Sinan adındaki bir şahıs
tarafindan dur-durulınuş, atının yularına yapışılarak babası gibi
dinden çık.1ığı yüzüne lıaykınlınıştır. Bununla da yetinmeyen
Cen:alı, Hz. Hasan'a saldınnış onu atından düşünnüş, kılıçla
öldünneye yeltenıuiştir. Hasan, orada bul~anların yardımıyla bu
suikast girişlininden ancak yaralı olarak kuıtulabilmiştir.7o Hz.
Hasan kendisine düzenle-nen suikast girişiminden Hemdan ve Rebia
kabilelerine sığınarak h.wtulabilıuiştiı-. Bu kabilder onun
dratinda · canlı bir kalkan oluşturarak kendisini, Muhtar
es-Sekafi'nin amcasının valiliK yaptığı, Medain'e7ı
64 Beliizuri, Ensdb,In, 21>2; Ebit Hanife A.luııcd b. Davııd
(2!)2/1>95), Ahbôm'I-Tıvdl, (thk. Ahdulıııüııinı
Aıııir-Ceıııalettin eş~Şeyy;ii) , K.alıire 1960, 216; İbn A'seııı,
III!IV, 2l:l9; Ayrıca bkz. Sarıçııııı, 28~. İsmail b. Raşid ise bu
hıızursuı:hığuıı kayııagınm ordu :mısuıda gezen Kays b. Sa'd'ın
öldıinildıiğıi haberi olduğunu söyleınekiedir. [Bkz. Tabeı:i, VI,
74. Aynı bilgiler Nuveyri tarafıııdan da aktanl-ıııaktadır. Bkz. XX
. . 225.) Yukanda öııcii lmvvetleriııin lıaşıııd:ı Kays'ın
bulunınadığinı belirttik, dolnyisiyla lııı rivayet kendiliğinden
geçerliliğini yitinnckiedir. Şiiler de Hı:. Htls:ııı'a karşı
dii:zenlenen lııı saldırıyı söz konusu konuşinaya bağlıınıakia,
liıkat :ıınacıııırı f.ırklı olduğunu ileri siinuektedirler. Nitekim
Ş iiierin önemli y:ızarlanndan Müfid, Hz. Hasan tarafından
y::ıpılan hıı kouuşınanuı yegııne amaemın ordusunu denemek
old11ğıınu iddia etıııekiedir. Bkz. Miifid, 172.
65 Bkz. Diııeveri, 216. Nitekim Harici kaynaklarda H:z.
H:ısan'ın Mua-viye ile ıuılaşınıısıııdan önceki dunıınıı ile ilgili
biçbir beyanda bulunnıa:zken, onun iVhıaviye ile :uılaşınasuıdaıı
dolayı ı..;ifrc girdiğini ifade etınekiedirler. Bkz. Alııııed lı.
Said h. Abdulvıılılıid eşŞenımiilü, Kiıdb11_'.r-Siyer, (tlık.
Atuııed lı. Sm1d es-Siyfıbi) I-11. Unıiiıı 191>7, I. 55
66 Bk-z. Dineveri. 216
67 Beliizüri, Ensdb,IIT, 2l:l2
68 Belfizüri, Ensdb. III, 282: Yak,ıhi, Tarih. 11.214: Ta beri,
VI, 74; lsfe-hani, Mekdlil. 63; Nuveyri, XX, 226
69 Beliizüri. Ensdb. ırı. 21>2. Dineveri, 216 70 Bel5ziiı:i.
En.\'ôb. III. 283: Diueveri. 217: İsfehııui. Mekiilil.' 64;
İlın
A'semi Ilfi!V. 290; Ufak değişikliklerle bkz. Nııveyri. XX,
226
71 Mulıtıır es-Sckafi de burada buhıruııakiııydı. Mulıt:ır'ın,
:ıınc:ısınıı Hz. Hasan'ı yakalayıp, Muaviye'ye, Cıılıii'nın
hnr:ıcını öİııiir boyu kendi-lerine tahsis etmesi karşılığıoda
teslim etmeyi teklif etmiş olduğu, amcasının ise kendisine Inı
teklif karşısıuda sen Resulull:ıh'ın oğlu-
getinuişlerdi.72 Nevbahri ve İsfeharu, Hz. Hasan'a suikast
girişirn_inde bulunulduğunu, yaralı olarak h.'Uftulduğunu ve
yarasının Medain'de tedavi edildiğini söylerken bura-da ne kadar
kaldığı hakkında bilgi vennemeh.'tedirler.73 J?u boşluk Bağd.adi
tarafindan doldurulıuuştur. B~ğdadi onun Medain'de 40 gün kadar
kaldığını söylemeh.1edir.74
Bu hadiseye rağmen kaynaklanıtuz Hariciterin Hz . Hasan'ın
ordusundan aynldığına dair en uiiık bir bilgi aktarmamaktadırlar.
Dolayısıyla Hz. Hasan'ın Medain'e gitmeye karar venuiş olması
Haıicileri bir beklentiye sevk etmiş olınalıdu·. Belki de onlar,
gelişen bu son durumdan sonra Hz. Hasan'ın Muaviye ile savaşa devam
edeceğini talunin etmektey(tiler.
Hz. Hasan'ın Muaviye ile Banş İmzalaması
Muaviye'nin Irak'a gelişi, zaten bir arada zor duran ijz.
Hasan'ın ordusunun ma neviyatını daha da bozınuştur. Çünkii bu ordu
yukanda da vurgulamaya çalıştığımız gibi bir birine düşman ve
aralarında bir çok savaş meydana gelmiş olan farklı kümelerden
oluşuyordu. Kfıteli asker-lerin bu özelliğini gayet iyi bilen
Mu!}viye, Irak'a geliı· gelmez bu orduyu dağıtmanın yollarını
aramaya başladı. Buna Hz. Hasan'ın öncü h.-uvvetkri komutaru
Ubeydullah b. Abbas ile başlanıayı uygun buldu ve kendisini yarısı
peşin, yarısı KGfe'de ödenmek üzere L.OOO.OOO dirhem karşılığında
sananna kalmayı başardıJS Yakubi, Ubeydullah'ın Muaviye'nin
satlarımı sekiz bin kişilik bir t,'lllp ile katıldığını
söylemektedir.76 istehani ise tek başına ve gece gizlice
katıldığını, sabahleyin ordunun sabah naıuazına kalktığında
kendilerine imanılık yapmak üzere onu aradıklannı ve
bulamadıklannı, bunun sonucunda da Muaviye'ye katıldığını
ariladıklarıru, daha soma kendile-rine Kays b. Sa'd'ın namaz
kıldu·dığını beliıtmektedir.77 Ubeydullah'ın Muaviye'nin ordusuna
katılması Hz. Hasan'ın ordusundaki çözülmeyi hızlandırınıştır.
Ubeydullah, Hz. Hasan'ın yakın akrabasıydı, Hz. Ali'nin amcasının
oğluydu. Yakın akrabasının Hasan'a ihanet
ıı:ı buııa yapmaını rwsıl teklif edersin'? diyerek onu
a:z:ırl:ıdığı rivayet · cdilnıek1cdir. Belii:zı1ri, Ensiih,III,
2l:l3; V, 214; Tııherl, VI, 74; Nııveyri, J\.'X, 226;
Mııh:ıııııııed Bakır eı-t ... leclisi, Bihôm'I-Envôr. 1-CX, Beyrııt
191l3; 44, 2ı;
72 İsfeh:ıııi. Mekôlil. 63 73 Ehı1 Mulıanııııed H:ısmı h. Mııs:ı
en-Nevh:ılıli. Fırakıı'ş.Şia. Neccf
1936, 24; isfehani. Mekiilil. 64
74 ·akz. Bağdadi, Tarih. 1, 149 75 Belfızilri, Ensdb. lll. 284:
Yıılnıbi, Tarih, Il, 2 14; Tııberi, VI, 79; İs
felı;ıııi. Mekdıi/, 65: Kcşi. Ricdl. I-Il. (!lık. Es-Seyid Mehdi
er-Reai), Kuııı 1404, I. 330; İsterııhudi (Keşi'nin Ricdfı ile bir
ar~da), 1, 269. Nuvcyri Ulıeydııllah b. Abbas'ııı Hasan'ın Muaviye
ile sulh yapma niyelinde olduğunil anlayıııc:ı kendisi iı;iıı lıir
lakıııı ınenf.ı:ıtler elde etmek amacıyla Mıı:ıviye'niıı sadanna
k:ıtddıgını söyle-ınel-.1edir. XX, 2l:l9.
76 Bkz. Yıık,ılıi, Tarih. II, 2 14 77 Bkz. İsfehaıü, M ekiili i,
65
İSLAMi ARAŞTıRMALAR DERGİSİ. CİLT: 'ı4 , SAYI: 3-4, 2001 463
-
M.~UZSÖYLEMEZ
edip saf değiştinnesi, gönülsüz olarak bu mücadelede yer alınış
olan, fakat kaçınanın yolunu arayan kitle ,üzerinde etkili olmuş,
Muaviye'nin satlanna katılınalanna neden olmuştur. Ya'b.'"llbi'nin
Ubeydullah ik 8000 kişinin Muaviye'ye katıldığını söylemesi de bu
çözülme _ile alakalıdır. Kaynaklar Kays ile beraber 4000 kişinin
kaldığım söyleınektedirler. Öncü h.'"Uvvetlerinin tamamı ise
yukanda da ifade ettiğimiz gibi l 2.00Q kişi idi. Dolayısıyla
Muaviye'ye 8000 kişi katılımş olmaktadır ki bu Ya'h.-tıbi'yi
doğrulayan bir rakamdır.
Ubeydullah'ın Muaviye'nin sa11anna katılmasıyla Hz. Hasan'ın
ordusunun öncü k-uvvetlerinin başına Kays b. "Sa'd geçmişti. Kays,
ordusunun hızlı bir şekilde dağıldığını görmüş, bunun önüne geçmek
için 78 Ubeydullah'ı ihanetle suçlaımş ağır l1akaretlerde
bulun-muştur.79 Ancak Kays'ın bu girişimleri hiçbir işe
yara-maınıştır. Irak ordusunda Muaviye'nin beklediği çözülme hızla
sürıneh.iedir. Kays'ın ordusunda bulunan sadece
. sıradan askerler değil, Kilfe'nin ileri gelenleri de
Muaviye'ye giderek ona biat etmişlerdir. Hatta bunlardan bazısı
temsil ettikleri kabileler adıpa bial etmekleydiler.ı
-
HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN ARKAPLANI
sabırla çarpışıp dunıyoııız. Ancak sommda selameı bıiyıi/; bir
diiş
maulığa diiuiişecektir. Bu sabır da :nte11 {şüudidellfeleme
dömlştıi.
Çiiukii siz/er Sıffm savaşma giderken düıiui;.i dii11ynm:m
ömüıe
abilll b~tbımıvordllımz. B11111111 arkasuulmı si: öldiiriile11
iki kişi
araruıda kalduıız. Bir kesün Sıffuı'de öldiiriildii ve si:
ou/nruı da
iııtikauwıı alnıaya çolışıyorsllll/1:,. . Geri knlnu/nnmı. ise
zoteıı kaçıp \
giıo/4tir. Ağloya11lanmıa geliııce; mılar da bi::e isyan etmiş
dltrum-
t!n"mr. Büiııiz ki M11nviye bi;:i lı içbir izıeı, şer e( ı•e
ndaleı yö11ii bulwımavnıı bir /ms11sn çağımuştır. Eğer ülı1mii
tercüı edece~ ol11rraııı:
lıemeıı Mllavive'IIÜI bit teklifilli kesüılikle redderler ve
oııu .4llalı'uı
lıii/mıii ve kılıçlaruıııuı ağ'Dyla m11lıakeme ederiz, Eğer
diiııya fıa
yatuııtercilı edecek ol11rsmu:: b11 /ııısııl·ta rıznm::ı
alırız"
Hz. Hasan'Ul bu konuşması üzerine orada bulunan-Iann hepsinin
bir ağızdan, hayatta kalmak istediklerini bağırdıkları rivayet
edilmektedir.90 Bu konuşma sonrasında oradakilerin verdiği cevaplar
da Hz. Hasan'ın arkasındaki desteği tamamen yitirdiğini, barış
dışında yapacağı bir şeyinin kalmadığıru ortaya koymaktadır.
Hz. Hasan'ın arkasındaki desteği yitirdiği için lıilateti
Muaviye'ye devretmek zorunda kaldığını bize gösteren başka veriler
de bulunrnah.-tadtr. Sadece Sünni kaynaklar değil Şii kaynaklar da
Hasan'ın bilafeti devretmesinin en önemli nedeninin, arkasındaki
desteği yitinniş olması gerçeği olduğunda hem fikirdirler. Örneğin
Şu dünyanın en önemli bilginlerinden biri olan Müfid., Hz. Hasan'ın
etrafında hemen hemen hiç kimsenin ka lmadığını, tam bu esnada
Muaviye'nin kendisine banş teklif ettiğini söylerken,91 Tabersl de
buna katılınah.-tadtr.92 Yine bir başka Şu müellif olan Meclisi de
1ulafet devrinin temel nedeninin güç kaybı olduğunu vurgulamak"ta
ve aşağıda-
. ki haberi aktftnnaktadır: Hz. Hasan kuşatma altında iken "Zeyd
b. Vehb el-Cüheyni, kendisine bundan sonra ne yapmayı düşündüğünü
sorduğunda cevabı Şöyle olmuştur:
Valiahi Muaviye'nin benim için bu insanlardan daha hayırlı
olduğıımı dı7şünı1yonım. 811 insanlar benim tora(iarım
olduklarını
söylı7yorlar. fakat beni 6/dıirmek istiyorlar. malımı
}'oğmalıyorlar.
Valiahi Muaviye'den kendim ve ailem için bir gıivence alıp.
canımızı ve
mallllliZI !..ıırtarmam savaşmamdan daha hayırlı dır. V allahi
Muaviye ile
savaşacak olıırsam, bunlar bem boğazımdan ıııtarak kendisine
teslim
edeceklerdir. •
-
M.MAHFUZSÖYLEMEZ
devretme niyet~de olmadığı ve onunla savaşı düşündüğü gibi bunda
başanlı olabileceği ümidi de taşıyordu. Ama şaıtlar onu banş
masasına oturmak zonında bırakmıştır.
Barış Şartlan
Banş antiaşması konusunda da yukanda zikrettiğiıniz siyası
gruplar tarldı şartiann bulunduğunu ileri sür-müşlerdir. Her grubun
zilıninde çok değişik ıneziyetlere sahip bir Hz. Hasan portresi
bulunduğu için söz konusu gruplar zihinlerindeki Hasan'a uygun·
şartlan antlaşma metninde var olduğunu iddia ~tınişlerdir. Banş
müzııkereleri esnasında Abdullah b. Amir b. Kureyz Ye Abdurrahman
b. Seınure,9S Muaviye adına; Abdullah b. el-Haris b. Nevtel b.
el-Wlris b. Abdulıuuttalib ise Hz. Hasan adına elçilik görevi
yürütınüşlerdir.99
Antlaşma şartlan ile ilgili en detaylı bilgiler Belilzfiô
tarafından aktarılmak-tadır. Adı geçen yazar, biri Muaviye'den Hz.
Hasan'a, diğeri ise Hz. Hasan'dan Muaviye'ye olmak üzere iki
mekiubun bulunduğunu kay-detmekte ve bunlan olduğu gibi
nakletmek-tedir. Daha muahhar olan diğer kaynaklarda bulunan
bilgiler de aşağı yukarı buna yakındır. Önce Belilzfiıi'nin
naklettiği mek-tupları, sonra da büyük bir ihtimal ile Belilzfiri
kaynaklı olan, diğer eserlerdeki bilgileri ak1ara lım:
"Bisınillııhirrahııı:ınirrahiııı. H:ısaıı h. Ali'ye Muaviye lı.
Ehi
Siilyan'dan
Ben seninle. benden sorını lıil:ıfetin smı:ı ait olması
hususunda
anlaştını. Bu koııııda Allalı ve Peygamberi armııızctıı kefil
gösteriyor ve
sana söz veriyorum. Saıııı k:ırşı hiç bir eıırrika çcvinneyecck
ve diiş
maıılık yııprnayacağıın. Kim söziirıderı dönerse Allalı'ın eıı
şiddetli aza bı
onun iizerine olsıın. S:ınıı beytıılnıaldaıı yılda 1.000.000
dirhem ile
-FesaiOO ve Der:ibcird'iniOI lıaracıııı verecı.:ğiııı, .
şimdiden -oraya
98 Beliiziiri,Ensab. ITI, 286; T:ıberi, VI, 74; İstelı:ın'i,
Mekiitil. 74; Nııveyri, XX, 227; Yalmhi, ise Abdullah b. Amir'in
yanında Muğire b. Şıı'he ile Abdurrlunan b. Üııınıi'I-Hnkcnı'iıı de
buhıııduğıııııı söyle-mel-.:tedir. Bkz. Tarih. ll, 214
99 Belaziiri, Ensôb, m, 286 100 Fars bölgesinin önemli
kentlerinden biri olan Fesa, İbnu'I-Belhi'ye
göre istehan'ın birkaç katı biiyiikliikte idi. l'esa kenti ve
çevresinde zerıgin su kaynaklan bulunduğu için bol ıııit...1ıırda
tarını yapılmaktaydı. H;ıvasının ııygıırı olnııısı nedeniyle sıc;ık
bölgelerde yetişerı meyvelerin yanı sıra soğuk bölgelerde yetişen
ıııeyveleıjn de yelişiirildiği kaydedilınet...1edir.
İbıııı'l-Bellıl her bahçede ceviz, na-renciye, iiziinı. incir gibi
farklı iklimlerde yetişen meyveleri gör-mcnin miimldirı olduğunu
belirtnıel...1edir. (Geniş bilgi için bkz.Aluned b. Ali lı. Alımed
lı. Ali İbmı'I-Bellıi, Ki tabıı Far.vname.
(nşr.G.L.Strange-R.A.Niclıolson.), Loııdr:ı 1921. 129~ 130) Himyeri
ise Fesa'yı Şiraz kenti ile karşıl:ıştınn;ıktıı ve Fesa'nııı
Şir.ız'ııı biiyiikliiğiinde bir kent oldıığıınıı. ;ıncak
lı;ıvıısının Şinız'ın havasm-dau daha giizel, paz:ırlanııııı d:ı
daha cmılı olduğıımı söyleıııet...1edir. Oııa göre Fesa'ııın
ekoııoınisi biiyiik ölçiide tanıııa dayarıınaktaydı. Burııda yaş
sebze ve meyve, hububat, hız. ceviz, ayva, tıınınç, iyi cins şeker
kamışı iiretilınekteydi. (Bkz. Muhammed b. Abdıılmiiıı'iın
ei-Himyeri, Revdıı'l-Mi'tôr {i Haberi'I-Akl6r. (tlık.İhsao
Abbas),Beyrut 1980, 442) Makdisi, Fesa'da İslam alemi-
466
görevlilerini gönder senin için çalışsınlar.
Abdullah b. Amir. Aııır b. Selem ei-Heınedfini, Abdurrahman
b.
Seınure. Mulıanuned b. Eş'iis ei-Kindl şahit olup. nıeh.1up h.41
yılı
Rebiıılewel ayıııda yıızıldı."102
Belilzilıi, ikinci mek-tubun Hz. Hasan tarafindan
gön-derildiğini söylemek'tedir. Ona göre; Hz. Hasan Muaviye'nin kız
kardeşinin oğlu olan Abdullah b. el-Hilris b. Nevtel b. el-Haris b.
Abdulnıuttalib'i Muaviye'ye göndererek. kendisine biat edeceğini
bildirmiştir. ıo3 Muaviye Hz. Hasan'a altı imzalı olan boş bir
kağıt gön-denniş ve şıır! olarak üz~rine yazacağı ber şeyi kabul
et-meye hazır olduı;runu beliıtilmiştir.I04 Hz. Hasan da Muaviye
tarafından gönderilen kağıda şunlan yazrruştır:
"Bisıııillalıimılııııanirralıiııı. Hasan b. Ali ile Muaviye
amsında
(lıilafetc gcçtil-.1eıı sonra) Muaviye'nin Allalı'ııı kitab!.
Resuliinün sün-
neti ve Hııle1iı-i Raşidüı'in sireli iizere amel etmesi,
kendisinden sorıra
veliaht tayin ctırıcırıesi ve kerıdisiııdcıı sonraki halifenin
ş1ır.ı ile belir-
lenıııesi, insaııl:ınıı nıallarırıa. canlarınıı ve nilelerine
enıan verınesi
(dol...1ııumınıası), Has:ırı b. Ali'ye gizli veyiı açık hiç bir
cııtrikhda lıulun
mıııııası ve dostlarıııdaıı hiç birine hiç bir şey yapnıayac;ığı
ş:ırtıyla oııa
hilafeti teslim edeceği ne dair yapılan ıınl:ışnıadır. Buna
Abdullah b. el-
Hiiris ve Anır b. Seleıııe ş;ılıittir" 105
Yukanda adını zikreltiğiıniz yazara göre; Hz. Hasan tarafından
yazılan fıu ıueh.iup Muaviye'ye ulaşınca, tüm şartları kabul
ettiğini biJdimıiş, bunun üzerine bu iki şa!lns Ku te' de bir araya
gelmişler ve Hz. Hasan ona · H. 41 yılının Rebiu !ahir ayında biat
etmiştir. ı 06 BeJilzfiri konuya dair yukarıda zikredilen bu iki
mek-tup dışında ilave hiçbir bilgi aktamıaı~aktadır.
İbn Miskeveylı ve Kalkaşandi ise, Hz. Hasan'ın - Muaviye':}'e şu
üç. şartı-ileri sürdüğünü belirtmeh.1edirler:
Urak Beytu'l-Malında bulunan paranın kendisine
nin hemen hemen her yerine ihraç edilerı irıce ipek elbiselcrin
ya-nı sım sergi ve havlu çeşitleri ve değerli mendillerin
tiretildiğini söyleıııet...1edir. Bkz. İbnu'l-Beşfiri ci-M:ıkdisi,
Ahsenu't-Tekiisim {i Ma'ri(eti'I-Ekalim. (tlık. Mıılıaııııııed
Malızıiııı), Beynıt 1987,337
101 F:ırs bölgesinin önemli yerleşim birinılerinden biri oları
Denilıc.ird. geniş tarımsal sahasının yaııında, bol madcıı
yataklıırına da salıip idi.(Bkz. Ynl...11t, II, 4461 Bu durımı söz
konusu yerleşim biriminden Eıııeviler döneminde biiyiik
ıııit...1arda harııç gelirinin elde edildiğini
göstenııel...1edir.
102 Belfızıiri. Em·ab. lll. 21!6. Nııvcyri, ıııektııbu hıı k
-
yerilmesi
2.Deriibcird'in baracının kendisine verilinesi
3.Ali'ye lanet edilmemesi,I07
HZ. HASAN'IN HİLAFETİ MUA VİYE'YE DEVRİNİN'ARKAPLANI
KOte Beytu'l-Malında bulunan her şeyin kendisine ve-rilmesini,
adı belirlenen bir yerin haracının kendisine bırakılıruısıru ve
buranın haracının her yıl ona gönde-
İbn Miskeveyh bunlan söyledik'ten soma BasraWann Derabcird'in
kendilerine ait olduğunu söyleyerek, buramn hfl/acını Hz. Hasan'a
vermediklerini de ilave etmekte-dir. ıos Bellizfui de bunu
doğrula~l1adır. Ona göre Muaviye'nin emri üzerine Abdullah b. Amir
Basrallları organize ~tıniş ve sözkonusu iki yerleşim biriminde
bulu-nan Hasan'ın görevlilerini oradan çıkartnııştır.109
İbn A'sem ve Nuveyr1 ise Hz. Hasan'ın, Muaviye'den soma
hilatetin kendisine bırakılınasını şart koştuğunu
aktannaktadırlar.ııo İbn A'sem dışındaki Şiilere gelince; Şia'mn en
muteber hadis bilginlerinden biri olarak kabul edilen Keşi, Hz.
Hasan'ın şart olarak sadece Hz. Ali taraftarianna iyi davranılması,
onlann geçmişte yaptıklarmdan dolayı cezalandiDıınamalanm ileri
sürdüğünü ah.1annal1adır.ııı Meclisi ise Hz. Hasan'ın Derabcird'in
baracıru istediğini kabul etmekle beraber bu isteğİn Cemel ve
Sıffin'de yakınlanm kaybeden ailelere yardım amaçlı olduğunu
söylemeh.ied.ir. Ancak bunun neden Hz. Ali taratindan, Derabcird
kendisine bağlı iken, yapılmadığını ise izah edeınemeh.1ed.ir.l12
Meclisi daha soma Hz. Hasan'ın şaı1 olarak "Muaviye'nin Kur'an ve
sünnete uyması, hilateti kendisinden sonra şuraya bırakınası,
Ali'ye sövülmemesi, her yıl kendisine 50.000 dirhem ve-rilmesi ve
herkese hakkettiği atalann ödenınesini şaı1 koştuğunu" iddia
etmeh.1edir.113 Yine Şii temayüllü olarak tanınan D ineveri daha
farklı şartiann bulunduğunu beliıtmektedir. Ona göre
yukandakilerden tarklı olarak Hz. Hasan şu şartlan ileri sünnüştür.
"Iraklılardai! hiç birine hile yapılmayacak, siyah beyaz herkese
eınan verilecek, Ahvaim yıllık haracı her yıl kendisine verilecek,
her yıl kardeşi Hüseyin'e 200.000 dirhem verilecek, Haşimoğullan
atil ve namazda Ümeyyeoğullanna önce-lenecek1ir" .ı 14
Yine Şu müelli.flerden İsfeha.nl ise antiaşına şartlannı çok
tarklı tespit etmektedir. Ona göre Hz. Hasan, Muaviye'den soma
hilafetin kendisine bıı·akılınasını,
107 İbn Miskeveyh, I, 386-387; Kalkaşmıdi,Measim'l-inô{e, 108;
Hanıdullah b. Ehi Bekir b. Muhammed b. Nasr b. Mustafa et-Kazviııi,
el-Müstevfi, Taıih-i Gıizide, (ıışr. Abdulhii~eyiıı Neviii), Tahran
1339, 199
108 İbn Miskeveyh, 1, 388
109 Bkz. Bela:zfıri, III, 290
110 Bkz. İb!}:A's.em , III/IV, 292; Nuveyri, XX, 229 lll Bkz.
Keşi, I, 285 112 Bkz. Meclisi. 44/3
113 Meclisi, 44156
ll4 Dineveri, 218
rilınesini, Hz. Hasan'a damşılmadan hiçbir şeye karar
ve-rilmemesini şart koşmuştur kiliS bizce bunlar abartılı
iddialardır. Zira ·hem halüeye biat etmek hem de bir anlamda da onu
kendine bağunlı kılmak anlamına gelen bu şaı1lar pek de tutarlı
görünmemel'tedir. Şlııuüelliflerden Müstevfı el-Kazvini ise Şia'mn,
İmaıniann iınametlerini gizlemelerinin nedeni olarak sürekli .
al'tarmakta olduğu "can emniyeti teorisine" başvurrnal'tadır. O,
"Hz. Hasım, Muhtar b. Ebi Ubeyd es-Sekafi. taratmdan yakalarup
Muaviye'ye teslim edileceğini anlayınca, onun-la banş yapmanın daha
ınab.-ul olduğu sonucuna vardı ve kendisi ile anlaşfı" demeh.iedir.
116
Kanaatiınizce antiaşınanin büyük bir ihtimalle Ehl-i Sünnet ve
Şia'nm ortak olarak aktardıklan kısmı doğru, aykırılık arzeden
yanları taraflı ve yanlıştır. Farklılık ve birbiriyle çelişkiler
arzeden kısımlar tarihi süreç içerisinde kurgulamnış ve daha erken
bir döneme yer-leştirilmiştir.
Ehl-i Sünnet ve Şia'nın ·ittifak ettiği şartlar ise
şunlardır:
l.Hz. Hasan, ailesi ve taraftarianna eman verilecel1ir:
2.Hasan'a hayatını idaıne ettirecek bir gelir sağlana
cal'tır
Bunun dışındaki şartları dikkatle tahlil ettiğimizde döneınin
koşullarına pek de uygunluk göstenİıediklerini de anlanz. Şimdi
tarkWık arzeden bu şartlan gözden geçirelim. BelilzOri'nin
ak1ardığı her iki mektupta şart olarak Muaviye'den sonra lıilatetin
ne olacağının gün-deme geldiği ah."tarılınaktadır. Birinci mektuba
göre Muaviye hilateti kendisinden soma Hasan'a bırakınak1a, ikinci
ıneh.1uba göre ise veliaht tayin etmeyeceği ve ken-disinden soma
lıilafeti şfuaya bırakacağı şartı kabullen-ınektedir. BelazOrl'deki
bu bilgilere yakın rivayetler Nuveyr! tarafından da
ab."tanlmah.1adır.l17 Antlaşma esnasında böyle bir şartın gündeme
gelmiş olduğunu doğrulayan farklı bilgilere sahip değiliz. Aksine
kay-naklar Muaviye'nin hicri eliilere kadar hilatetin kendin-den
sonraki durumunu hiç düşünınediğini, bu dönemde Muğire b. ·
Şu'be'nin telkinleri ile oğlu Yezid'i veliabd tayin etmeye karar
verdiğini ak1annah.1adıı:lar.ıı8 Yin~
1 15 İsfehııni, 58
1 16 Bkz. ei-Miistevfı, Tarih, 199 1 17 Büyük bir ihtiııııılle
bu bilgiler Beliizı1ri'den alınmıştır. Çüıılcti Belii-
zfıri'ııiıı, Nııveyri'ııin en önemli knyııaklanııdruı biri
olduğu bilin-mektedir.
118 İbmı'l-Esir, h 56 yılı hadiselerini anlatırken bu yılda
Muaviye'nin Y czid'i veliaht tayin ettiğini söyledik1en soıını
bıııııılıilzırlayan
İSLAMi ARAŞTIRMALAR DERGiSi, ClL T: 14: SA YI: 3-4. 2001 467
-
M.~UZSÖYLEMEZ
Muaviye'nin oğlu Yezid'i veliaht tayin ettiği zaman İslam
aleminde aylarca süren tartışmaların meydana geldiği de
aktanlmaktadır. Bu tartışmalar esnasında Muaviye'y,e yöneltilen
suçlama ise bilafeti saltanata dönüştürme isteğiclir.ll9 Bazı
rivayetler Hz. Hasan ile Sa'd b. Ebi Vakkas'ın, bilafeti Yezid'e
bırakmak isteyen Muaviye tarafından, ona rakip olabilecekleri
gerekçesi ile zelıirletilerek öldürilidüğünü belirtilmek-tedir.
Ancak hiçbir rivayet Hz. Hasan'ın Muaviye'ye benim hakkum oğluna
veremezsin dediğini aktannamak1adır. Aksine kimi rivayetlere göre;
Kfifeli Süleyman b. Surad ve eliğer bazı kimseler Hz. Hasan' ı
antlaşma metnine böyle bir şart yazdınnadığı hususunda
suçlamışlardır.120 Bütün bunlar, bize göre, Hz. Hasan ile
Muaviye'nin barış görüşmeleri esnasında hilafetin Muaviye'den
somasını müzakere etmeeliklerini açık bir şekilde ortaya
koymaktadır.
Dahası Hz. Hasan'ın zihninde Muaviye'nin kendisin-den sonra oğlu
Yezid'i veliaht bırakacağına dair herhangi bir k'UŞk'ltnun olduğuna
dair en utak bir bilgi kırıntısma rastlanmamaktadır. Aksine gerek
İslam öncesi kabile reisierinin seçiminde gerekse ilk haluelerin
hilatete gelişlerinde böyle bir sistem uygularunadığı için Hz.
Hasan'ın Muaviye'den şüphetenerek böyle bir şart koy-dunnası da pek
mak'Ul değildir.
İsfehani'nin aktardığı "Hz. Hasan'ın Muaviye'nin yap-
nedenlere değinmeJ,:te ve Muaviye'nin oğlu Yez.id'i veiahd
tııyin etmeyi lıicri ellilerden once diişündüğünii
vıırgulamaktadır. Ona göre; Muğire b. Şu'be, Kfıfe valili!!inden
aziedileceğini anlayınca Şam'n gi1miş, Muaviye'ye kendisinden sonra
oğlu Yez.id'i halife tayin ebnesini önermiş idi. Muaviye "bunu
başiırabilir miyiz?" diye sanınca da Kı1fe'yi kendisine
bırnkmasını, touranın bi:ıtını nincağını söylemiştir. Böylece Küfe
emirfiğini kurtarmış olan Mu~ie, şehre geldikten sonra Y ez. id
lehine biat almıştır. Bu konuda ciddi bir tepki ile de
karşılıışmamıştıı:. İbnıı'I-Estr, ID, 504
119 Nitel..im Mervan b. el-Hakem, Medine Mescidi'nde Muaviye'nin
kendisinden soııra veliahd alıırak oğlu Yezid'i tayin ettiğini
bildirince; Hz. Ebübekiı'in oğlu Abdumıluııaıı, Mervan'a iinunetiıı
baynnı düşümıek için böye bir işe k:ılkışınadıklarını, ııksine
Bizans yönetimini önıek aldıklannı, yönelimi babadan ağııla
geçinnek istediklerini söyler. Orada bulunan Hz. Hüseyin, Hz. Aişe,
Abdullah lı . Ömer ve Abdullah tı. Zübeyr de aynı gerekçelerle hint
etmeyi reddederler. Bkz. lbnu'I-Esir. lll. 507
120 Bkz. Beliizllri, lll, 291
468
tzğı her şeyi önce kendisine danışmasını istemesi" şartı ise
gerçeğe hiç uyrnarııal-ıadır. ÇünJ...ii bu cümle Hz. Hasan'ın
Muaviye'nin üstünde bir konum· kazanması, eo azından kendisinden
görev beklediği anlamına gelmekte-dir. Oysaki Hz. Hasan böyle bir
beklentinin içinde olmadığı gibi Muaviye tarafindan kendisine
önerilen görevleri şiddetle reddetıniş,tıı Medine'ye dönerek
ha-yatının geri kalan kısmını son derece sade bir şekilde
geçinniştir.l22 Muaviye'nin politikalarından memnun olmayanlar onu
sürekli isyana teşvik ettilerse df? Hz. Hasan hiçbir zaman bu oyuna
gelmedi, Muaviye'ye biat ettiğini, o yaşadığı sürece biatını bozup,
ona ihanet etmeyeceğini söyleyerek, bu tür insanların
beklentilerini boşa çıkardı . l23
Sonuç olarak Kutelilerin biatını aldıkian sonra halife olarak
tarih sahnesindeki yerini alan Hz. Hasan, Hilafete geldikten sonra
Muaviye ile mücadele etmek için harekete geçmiş, ancak ordusu
tarafından yalnız bırakıldığı için onunla anlaşmak zorunda kalmış
ve hilateti kendisine ·devretıniştir. Hilafeti devrettik'ten sonra
Medine'ye yerleşmiş, siyasi hadiselerin hiç birinin içerisinde yer
alınarnıştır. Onun bu tarihsel tutumu sonra-ki Jnışaklar tarafından
yeniden kurgulanmış, değişik boyutlanyla veya tek taraflı
yaklaşımlarla ele alınarak k'Ullanılınaya çalışılmıştır.
121 Hz. Hasan hilafeti Muaviye'ye teslim etlik1eıı sonra
Medine'ye git-mek için yoln çıktığında, yeni halife kendisine haber
göndererek onu Hariciler ile savaşa göndermek istemiş, ancak Hz.
Hastın Muaviye'nin bu isteğine karşı çıkmıştır. Gerıiş bilgi için
bk:z. Beliizfiri, Eıısfib, lll, 289; İbnu'I-Esir, el-Kômil. ın,
417; Nuveyri, XX,273
122 Tabe.ri, VI, 80; Kalkaşaodi, Sııbhu'l-A'şa. m, 266;
İbnu'I-Esir, el-Kômil. IIJ, 415; Nuveyri, XX, 232. Hz. Hasan,
Medine'ye döndük-lerı sonra buradan hiç aynlmadı, hiçbir siyasi
hadisenin içerisinde de yer almadı. [Kalkoışandi, Meôslm'l-inô{e.
109] Medine'de vef.ıt eden Hz. Husnn, Abbas lı.
Abdıılnıııttıılitı'in katırinin yanında Baki nıezarhğın;ı
deliıedildi. Hz. Hıısıın'ın vef:ıt nedeni ise tartışılmaktııdır.
Rivayetler eşi C;ı'de bnt. ei-Eş':ıs tarafından zehirfendiğini
belirtmel..ıedir. [Kalk:ışandi, Meôsim'l-lnö(e, 107] Bu iddiny:ı
sahip olan rivayetlerin büyük bir kısmı Muaviye b. Ebi Süfyan'ın bu
harlisede d;ılıli olduğu yönünde kanaat serdederler. Bkz. Müstevli.
200
123 lıkz.İhıı Kııteybe, el-imame. r, 164
JOURNAL OF ISLAMIC RESEARCH, VOL: 14. NO: 3-4. 2001
Button33: Button4: