Veteriner Hekim ; Abdullah AKIN ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ ve HASTALIKLARI
Veteriner Hekim ; Abdullah AKIN
ARI YETİŞTİRİCİLİĞİ ve
HASTALIKLARI
DERSTE YAPILACAKLAR
Ders saati toplamda 80 saat ders göreceksiniz .
16 saat lik ek olarak ders saati konuldu. Tanışma-sınav vb.
Toplamda 13 konu başlığı altında ders göreceğiz.
20 veya 24 saat ders yapıldıktan sonra sınav olacaksınız.
Toplamda 3 ara sınav son olarak Final olacaksınız .
3 ara sınavların ortalaması %40 etki edecektir.
Final notunuz %60 etki edecektir.
Kurs eğitiminden başarılı sayılmak için geçer not 100 üzerinden 45.
Devamsızlık hakkınız toplamda 16 saat(4 gün).
Kaynak Kitap olarak; Vet. Hekim Dr.
Harun VATANSEVER
1-Arıları Tanımak Ve Anlamak (2 Saat)
2-Koloni Faaliyetleri (2 Saat)
3-Arı Yetiştiriciliğinin Ekipmanları (4 Saat)
4-Arıların elde edilmesi ve hazırlanması (2 Saat)
5-Arılarla Çalışmak (2 Saat)
6-Bal Arısı Anatomisi (2 Saat)
7-Arı Salgıları Arı sokma reaksiyonları (2 Saat)
8-Arılar Hakkında ilginç bilgiler (2 Saat)
I. SINAV Ve Değerlendirme (2 Saat )
KONU BAŞLIKLARI
KONU BAŞLIKLARI
9-Kış/İlkbahar Bakımı ( 8 Saat)
10-Yaz/Sonbahar Bakımı (8 Saat)
11-Arı Beslenmesi (8 Saat)
12-Arı Ürünleri (8 Saat)
II. SINAV Ve Değerlendirme (2 Saat )
13-Arı Zararlıları Ve Hastalıkları (24 Saat)
III. SINAV Ve Değerlendirme (2 Saat )
14-Türkiyede Arıcılık (8 Saat)
FİNAL SINAVI ve DEĞERLENDİRME (2 saat)
Arıcılık: Bitkisel kaynakları, arazi ve
emeği birlikte kullanarak insanın var
oluşundan bu yana beslenme ve sağlık
amacıyla kullanmaktan vazgeçmediği bal,
polen, arı sütü, propolis ve arı zehiri gibi
ürünler ile günümüzde arıcılığın önemli gelir
unsurlarından olan ana arı, oğul gibi canlı
materyal üretme faaliyetleridir.
SABİT ARICILIK
Arıcıların bulunduğu bölgenin florasına ve
iklimine bağlı olarak tüm yıl boyunca arılığın
yerini değiştirmedikleri sisteme sabit arıcılık
denir.
GÖÇER ARICILIK
Bölgeler arası çiçeklenme dönemi
farklılıklarından yararlanmak için arı
kolonilerinin yılda birkaç farklı yörede tutularak
daha fazla ürün alma imkanı veren arıcılık
biçimidir.
Değişik zamanlarda farklı bitki çeşitlerinden
yararlanılarak daha çok ürün almak hedeflenir
POLİNASYON
Çiçekli bitkilerde tohum ve meyve oluşumu için tozlanmaya bağlı olarak döllenme olayının gerçekleşmesi zorunludur.
Bu çerçevede bitkilerle arılar arasında milyonlarca yıl öncesine dayanan büyük bir işbirliği gerçekleşmiştir.
Çiçekler arıları cezbetmek için nektar salgılama şekil, renk, koku gibi, arılar ise polen toplama ve transferini
kolaylaştıracak vücut ve kıl yapısı oluşturmuşlardır.
ARICILIĞIN TARİHÇESİ
Arıcılığın Tarihçesi
Arıcılığa ait ilk bulgular 16.000 yıl öncesine dayanır.
4.000 yıl önce Mısır’da gezginci arıcılık yapılmaktaydı.
3.200 yıllık Firavun mezarında kurumuş bal bulunmuştur.
3.000 yıl önce Sümerler balı ilaç olarak kullanmıştır.
Tüm dini metinlerde bal ve arıya yer verilmiştir.
Hititler ve Osmanlıda arıcılık için özel yasalar yapılmıştır.
Kısacası arıcılık tarihi insanlık tarihi kadar eskidir.
Arıcılığın Tarihçesi
ARICILIĞIN GENEL DURUMU
DÜNYA
ARICILIĞININ
DURUMU
KOLONİ VARLIKLARI
2005 verileri
Yıllar İtibari İle Türkiye'deki Kovan Sayıları, Bal ve Balmumu
Üretim Miktarları
YIL
KOVAN SAYISI BAL ÜRETİMİ
(TON)
BALMUMU ÜRETİMİ (TON) ESKİ TİP MODERN
TİP
1935 1 095 000 8 000 4 338 ---
1965 1 321 000 299 000 11 320 1 144
1975 1 069 000 919 000 21 250 1 713
1985 645 000 1 940 000 35 840 2 196
1990 293 948 2 989 510 51 286 2 758
1991 266 859 3 161 583 54 655 2 863
1992 250 656 3 289 672 60 318 2 916
1993 234 692 3 450 755 59 207 3 110
1994 219 236 3 567 352 54 908 3 353
1995 214 594 3 701 444 68 620 3 735
1996 207 140 3 747 578 62 950 3 235
1997 204 102 3 798 200 63 319 3 753
1998 193 101 4 005 250 67 490 3 324
1999 182 266 4 139 430 67 259 4 073
Kaynak: "Tarım İstatistikleri Özeti" T.C. Başbakanlık DİE 2000
1Çin 7.301
2Türkiye 4.399
3Etiyopya 4.228
4Rusya 3.409
5İran 3.400
6Arjantin 2.900
7Tanzanya 2.700
8Amerika 2.590
9Kenya 2.490
10İspanya 2.250
Dünya Toplamı 62.255,082
Ülkelerin Bal Üretim Miktarları.
SIRA NO
ÜLKE BAL ÜRETİMİ (TON)
1 ÇİN 211 791
2 A.B.D. 97 270
3 ARJANTİN 70 000
4 TÜRKİYE 67 000
5 UKRAYNA 55 000
6 MEKSİKA 53 000
7 HİNDİSTAN 51 000
8 RUSYA 48 000
9 ETİYOPYA 32 000
10 KANADA 30 000
11 FRANSA 28 000
12 İSPANYA 28 000
13 AVUSTRALYA 25 000
14 KENYA 24 500
15 TANZANYA 24 000
DÜNYA 1 126 000
Bölgelere Göre Koloni Varlığı, Bal Ve Balmumu Üretimi İle Koloni Başına Ortalama Bal Verimi (1999)
Bölgeler Koloni Sayısı (Adet)
Bal Üretimi (Ton)
Balmumu Üretimi (Ton)
Ort. Bal Verimi
(Kg/Koloni)
Karadeniz 1 068 433 19 285 1 945 18.05
Ege 1 046 128 15 799 531 15.10
Akdeniz 648 403 9 085 488 14.01
Doğu Anadolu 515 076 8 734 362 16.95
İç Anadolu 497 929 7 332 371 14.72
Marmara 373 382 5 671 311 15.19
Güneydoğu An 172 345 1 353 65 7.85
T Ü R K İ Y E 4 321 696 67 259 4 073 15.56
Kaynak: "Tarımsal Yapı (Üretim,Fiyat,Değer)i" T.C. Başbakanlık DİE 1999
BAL ÜRETİCİSİ ÜLKELER
2004 verileri
1Çin 304.987
2 Amerika 82.000
3 Arjantin 80.000
4 Türkiye 73.929
5 Ukrayna 57.878
6 Meksika 56.808
7 Rusya 52.782
8 Hindistan 52.000
9 Etyopya 38.100
10 İspanya 36.695
Dünya Top 1.373.531
Ülkelerin Bal Üretim Miktarları.
SIRA NO
ÜLKE BAL ÜRETİMİ (TON)
1 ÇİN 211 791
2 A.B.D. 97 270
3 ARJANTİN 70 000
4 TÜRKİYE 67 000
5 UKRAYNA 55 000
6 MEKSİKA 53 000
7 HİNDİSTAN 51 000
8 RUSYA 48 000
9 ETİYOPYA 32 000
10 KANADA 30 000
11 FRANSA 28 000
12 İSPANYA 28 000
13 AVUSTRALYA 25 000
14 KENYA 24 500
15 TANZANYA 24 000
DÜNYA 1 126 000
Verimliliğin yüksek olduğu ülkelerde ,sayılan
koşulların iyi oluşundan başka birim alana düşen koloni
sayılarının da az olduğu görülmektedir. Örneğin birim
alana Çin’de 0.67, A.B.D.'de 0.26, Arjantin'de 0.65,
Meksika'da 1.02, Kanada'da 0.05 ve Avustralya'da 0.04
koloni düşmektedir. Oysa bu değer, gerek koloni
varlığı,gerek bal üretimi bakımından ilk 15 arasında yer
almakla birlikte koloni başına verimi düşük ülkelerden
Etiyopya’da 4.72, Kenya'da 4.22, Türkiye'de 5.5,
Almanya'da 5.60, Polonya’da 4.80 ve Yunanistan'da
9.09’dur
TÜRKİYE ARICILIĞININ
MEVCUT DURUMU
Yıllar İtibari İle Türkiye'deki Kovan Sayıları, Bal ve Balmumu Üretim Miktarları
YIL KOVAN SAYISI BAL ÜRETİMİ
(TON)
BALMUMU
ÜRETİMİ (TON)
ESKİ TİP MODERN TİP
1935 1 095 000 8 000 4 338 ---
1965 1 321 000 299 000 11 320 1 144
1975 1 069 000 919 000 21 250 1 713
1985 645 000 1 940 000 35 840 2 196
1995 214 594 3 701 444 68 620 3. 735
1996 207 140 3 747 578 62 950 3. 235
1997 204 102 3 798 200 63 319 3. 753
1998 193 982 4.005.369 67490 3. 324
1999 182 266 4 139 430 67 259 4 073
2000 175 344 4 267 083 65 097 4 940
2001 184 052 3 931 301 60 190 3 174
2002 4 160 892 17.9 74 555 3 448
2003 4 288 853 16.2 69 540 3 130
2004 4 300 000 17.2 73 929 3 130
2005 4 399 725 18.782 336
3 448
Bölgelere Göre Koloni Varlığı Bal ve Balmumu Üretimi İle
Koloni Başına Ortalama Bal Verimi (2002)
Bölgeler Koloni Sayısı
(Adet)Bal Üretimi
(Ton)
Balmumu Üretimi
(Ton)
Ort. Bal Verimi
(Kg/Koloni)
Karadeniz 1 054 576 21 275 852 20,17
Ege 927 281 17 798 734 19,19
Doğu Anadolu 599 925 10 525 486 17,54
Akdeniz 595 317 9 932 622 16,68
İç Anadolu 485 995 7 923 408 16,30
Marmara 356 269 5 815 284 16,32
Güneydoğu An 141 529 1 287 62 9,09
T Ü R K İ Y E 4 160 892 74 555 3 448 17,92
Türkiye’de Arıcılık
Türkiye'de 40.000 aile arıcılıktan geçinmektedir.
Arıcıların %80'i kolonilerini Ege ve Akdeniz sahil
kuşağında kışlatmaktadır.
Mayıs başında İç, Orta, Doğu ve Güney Anadolu
Bölgelerine götürmektedirler. Daha sonra Haziran-
Ağustos aylarında bir kısım arıcı pamuk balı için
Urfa, Diyarbakır, Aydın, Denizli ve İzmir illerine;
bir kısmı çiçek balı için Sivas, Erzurum ve Muş
yaylalarına; bir kısmı ayçiçeği balı için Trakya ve
Ege Bölgelerine gitmektedirler.
Türkiye’de Arıcılık
Arıcıların büyük bir kısmı da çam balı üretmek
için Eylül-Kasım ayları arasında Bodrum, Muğla,
Söke, Marmaris yörelerinde konaklamaktadır.
Ülkemiz çam balı üretiminde Dünya'da tek üretici
konumundadır. Yılda yaklaşık 15.000 ton üretim
gerçekleşmektedir. Elde edilen çam balının % 85'i
AB ülkelerine ihraç edilmektedir.
Arıcılığın Önemi
Az sermayeli tarımsal ekonomik faaliyet
Çiftçiye ana ve/veya ek gelir kaynağı sağlaması
Polinasyona katkı sonucu çevresel sürdürülebilirlik
Yüksek besin içerikli gıda üretimine katkı
Alternatif tıbbi uygulamalar
İşlenmeyen tarımsal alanların değerlendirilmesi
İlkel Kovanda Arıcılık
Modern Kovanlarda Arıcılık
Türkiye’de Arıcılığın Avantajları
Floral kaynakların ve koloni varlığının zengin olması
Birbirinden farklı iklim ve bölgelerin bulunması
Tarımsal amaçlı işlenmeyen alanların fazlalığı
Tarımsal savaşım ilaçlarının kullanımının az olması
Arı gen kaynaklarınca zengin olması
Topraksız veya az topraklı köylü için uygun olması
Gezginci ve sabit arıcılığa uygun olması
Türkiye coğrafyası dikkate alındığında rakım hem
batıdan doğuya, hem de kuzey-güney doğrultusunda iç
kesimlere doğru artmaktadır. Anadolu'nun bu kendine
özgü topoğrafyası, bitkilerin farklı bölgelerde yılın değişik
dönemlerinde çiçeklenmesine yol açarak ülkemizi arıcılık
açısından uygun bir ekolojiye sahip kılmaktadır. Ülkemiz
dünya ballı bitkiler florasının da % 75’ine sahiptir.
ARICILIĞIN
MİLLİ EKONOMİYE
KATKISI
Arıcılığın başta gelen ürünü bal ile 650 Trilyon,
diğer arı ürünleri polen, balmumu, arı sütü gibi ürünlerle
de en az 150 Trilyon ve ana arı, arılı kovan gibi canlı
materyal ticareti ile 150 Trilyon olmak üzere milli
ekonomiye katkısı toplam 950 Trilyon liradır.
(950 Milyon YTL)
Gelişmiş ülkelerdeki yapılan araştırmalar sonucu
Arıcılığın Polinasyon yolu ile olan katkısı arı
ürünlerinin gelirinin en az 10-12 katı olduğunun ortaya
koymuştur. Buna göre Arıcılığın Türkiye ekonomisine
9-10 Katrilyon gibi önemli bir katkısı bulunmaktadır.
Arı ürünleri bal, polen ve arı sütünün insan
beslenmesinde ve insan sağlığındaki yeri ve önemi de
tartışma götürmez bir gerçektir. Diğer arı ürünleri bal
mumu, propolis, arı zehiri de ilaç ve kozmetik sanayinde
önemli hammadde kaynağıdır.
Öte yandan (40 bin aile* 5 kişi) 200 bin kişiye
de istihdam sağlamaktadır.
ARICILIK SEKTÖRÜNÜN
SORUNLARI VE ÇÖZÜM
ÖNERİLERİ
ÜLKE ARICILIĞININ
SORUNLARI
Türkiye’de arıcılığın sorunları
yıllardır devam ede gelen sorunlar
olup bunları şu şekilde
özetleyebiliriz:
PAZARLAMA SORUNU
GEZGİNCİ ARICILIK VE KONAKLAMA SORUNU
DAMIZLIK SORUNU
HASTALIK, PARAZİT VE ZARARLILARLA MÜCADELE
EĞİTİM SORUNLARI
PAZARLAMA SORUNU
Üreticiler ürettikleri bal ve diğer arı ürünlerini
değeri fiyattan pazarlayamamaktadırlar. Koloni başına
üretimin az olması nedeniyle üretim maliyetleri çok
yükselmiş olmasına rağmen özellikle bal fiyatları yerinde
saymaktadır. Tüccar üretici kadar hatta daha fazla
kazanmaktadır. Bunu önleyebilmek ve diğer sorunları
daha kolay çözebilmek için arıcılar, kurmuş oldukları
örgütlere sahip çıkıp daha güçlü hale gelmelidirler.
Ayrıca ülkemiz dünya bal ticaretinde ihracat olarak
% 1’lik bir paya sahiptir. Bu durum , Ülkemizin dünya
arıcılığında istenilen yerde olmasa bile belli bir yere
sahip olduğunu, ancak ihracatta arzu edilen yerde
bulunmadığını göstermektedir.
Bunun önemli iki sebebi vardır.
1. Üretimin standart, kontrollü ve uygun
ambalajlama ile yapılamayışı
2. Üretilen bal ve diğer arı ürünlerinde girdi
fiyatlarının ve işçiliğin yüksek olması sebebiyle dünya
fiyatlarının üzerinde pazarlanmasıdır.
Bal ihracatında karşılaştığımız 4 önemli faktör vardır ;
1. Naftalin kullanımı
2. Nişasta ihtiva eden besleme ( kekler )
3. Şu anda yaşadığımız ve C-13 testinden geçmeyen
ballar(Arıların şekerle beslenmesinden kaynaklanan
problem )
4. Aşırı antibiyotik kullanımı ve balda bıraktığı kalıntıları
Bilhassa 3. Ve 4. Faktörlerden dolayı ihraç edilen ballar
ihracat yaptığımız Avrupa Ülkelerinden geri gelmektedir.
Şayet standart üretim yaparak, yapılan
üretim kontrol edilir, yapılan üretimin ne olduğu,
içeriğinin neleri ihtiva ettiğini, sağlığa zararlı kalıntı
maddelerin olmadığını ortaya koyup güvenli bir
şekilde ambalajlar ve pazarlarsak bal ve diğer arı
ürünlerinde büyük oranda ihracat yapma şansımız
vardır. Yalnız Avrupa Topluluğu ülkelerinin talepleri
bile toplam üretimimizin iki katı kadardır.
GEZGİNCİ ARICILIK VE
KONAKLAMA SORUNU
Arıdan başkasının değerlendiremediği nektar kaynaklarımızın heba olmaması, arıcılarımızın harcanmaması için Türkiye genelinde uygulanacak ve gezginci arıcıların konaklama sorunlarını çözecek tedbirler belirlenerek son arıcılık yönetmeliğinde uygulamaya konulmuştur.
Burada dikkat edilmesi gereken husus varolan yönetmeliğe
aykırı hareket edenlerin titizlikle belirlenerek gerekli yasal
yaptırımların uygulanmasıdır.
Ayrıca çeşitli yayın organları kullanılarak bitki üreticilerine
arıcılığın polinasyonla olan faydalarının aktarılması ve arı
ile ilgili bazı yanlış tespit ve bilgilerin düzeltilmesi yoluna
gidilmelidir. Böylece arıcılarımızın konaklama yeri bulma
sorunu ve ücretle ilgili sıkıntıları kısmen de olsa
giderilebilecektir.
DAMIZLIK SORUNU
Ülkemizde ana arı üretimi son derece yetersizolup ihtiyacın ancak %8-10’u karşılanabilmektedir.Mutlaka damızlık vasıfta ana arı üretimi teşvikedilerek arıcılarımızın genç ve kaliteli ana arı ileçalışmaları sağlanmalıdır.
Türkiye genelinde 4,5 milyona yakın koloniye ulaşmış
bulunuyoruz. Bundan sonra arıcılığı geliştirme
çalışmalarında koloni sayısını artırma yerine birim
başına verimi artırma projelerine öncelik verilmeli,
damızlık ana arı kullandırma yönünde gayret
gösterilmeli, bu amaca yönelik değişik arıcılık sistemleri
geliştirilmelidir.
Bu durumu örneklendirecek olursak;
Koloni dağıtmak yerine arıcılığı bilen bizzat bu işi yapan
kişilere damızlık vasıfta genç ana arı vermek, üretimi çok
daha karlı hale getirecektir. Genç ve vasıflı ana arı
kullanmanın koloni başına verimi %100 artırdığı
bilinmektedir. Biz bunu %50 kabul etsek, ülke genelinde
uygulanacak projelerle genç, vasıflı ana arı kullanmayı
yaygınlaştırarak üretimimizi 70 bin tondan 100 bin
tonlara çıkarmak çok daha kolay ve çok daha az bir
masrafla olacaktır. Koloni dağıtımındaki kaynağın
sadece %10’u harcanarak aynı verimi hatta daha
fazlasını elde etmek mümkündür
HASTALIK, PARAZİT VE
ZARARLILARLA
MÜCADELE
Arıcılarımız hala bilinçsiz ve zamansız ilaçlamalar yapılmaktadır. Bu konuda daha etkili eğitim çalışmaları yapılmalıdır. Arıcılarımızın bir çoğu rasgele ve ruhsatsız ilaçlar kullanmaktadırlar. Bunlar da balın pazarlanmasında ciddi sıkıntılara sebep olmaktadır. Arıcılarımızın mutlaka zamanında, uygun dozda ve ruhsatlı ilaçlar kullanarak ilaçlama yapmalıdırlar.
Ülkemizde bugün varroa, yavru çürüklüğü ve kireç
hastalığı önemli hastalıklardır. Bunlarla mücadelede
bugüne kadar planlı, programlı, destekli bir mücadele
yapılmamış, bu nedenle de ülkemiz arıcılığı, özellikle
varroadan çok zarar görmüştür. Bugün varroa, tehlikeli
olmaktan çıkmış ama çok başıboş bir mücadele
uygulamakta, ruhsatsız ilaç kullanılmakta; sonucunda da
insan sağlığı için zararlı sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Diğer yandan ihracatımız olumsuz etkilenerek
arıcılığımız gelişememektedir.
Ulusal bir mücadele programı hazırlanarak
uygulamaya konulmalıdır. Bu program uzun vadeli
düşünülerek özellikle araştırma çalışmalarına ağırlık
verilerek hastalıklara dayanıklı hatlar geliştirilmelidir.
Öte yandan mutlaka ruhsatlı ilaçlar kullanılmalı,
ilaç kullanımında uygun zaman ve uygun doz prensibi
bütün arıcılara yerleştirilmelidir. Eğitim çalışmalarına
ağırlık verilerek özellikle TV eğitimleri artırılarak arıcılar
sık-sık uyarılmalıdır
EĞİTİM SORUNLARI
Ülkemizde arıcılık halen babadan görme usullerleyapılmaktadır. Bakanlık kuruluşlarınca verilenkurslar genelde belge almaya yönelik olmakta veyetersiz kalmaktadır. Öncelikle bakanlık düzeyindearıcılığı bilen teknik elemanlar yetiştirilmeli bunlarillerde modern eğitim metotlarıyla teknik arıcılıkeğitimleri yapmalıdırlar.
Açıklanan bu sorunlara ek olarak bitkisel
üretimde monokültür tarımın yaygınlaşması,
yoğun ilaç kullanımı, doğal habitatların
bozulması, sınırlardan veya arı ürünlerinin
ithalatı ile hastalık etmenlerinin yayılması,
sosyal yapıdaki değişmeler, kırsal kesimden
büyük şehirlere göçlerin artması gibi sorunlar
da sürdürülebilir arıcılığa karşı engel
oluşturmaktadır.
• Sonuç olarak; AB sürecinin yoğun yaşandığı vetarıma olan etkilerinin tartışıldığı şu günlerdearıcılarımızın ve arıcılığın sorunlarını doğrubelirlemek, deneyimlerden dersler çıkararakgeleceğe yönelik stratejiler geliştirmekzorundayız. Doğal gıdalara karşı büyük birtalebin olduğu dünyada, teknolojik yatırımyapmaya gerek kalmadan kendiliğinden katkısızve doğal gıda üreten bir sistem olan arıcılığınekonomik değeri önümüzdeki yıllardakendiliğinden artacaktır.
ARICILIK İLE İLGİLİ
SORUNLARIN
GİDERİLMESİNE
YÖNELİK ÖNERİLER
DEVLETE DÜŞEN
GÖREVLER
• Türkiye Arıcılık Kanunu çıkarılmalıdır.
Çıkarılacak bu yasa ile Arıcılık Danışma
Kurulu’nun , Türkiye Arıcılar Birliğinin, Bakanlık
kuruluşlarının yetki ve sorumlulukları
belirlenmelidir. Arıcıların hakları koruma altına
alınmalıdır.
• Kurulan Türkiye Arıcılar Birliği mutlaka devlet
kontrolünde arıcıların bütün sorunlarını çözecek
şekilde teşkilatlandırılmalı ve arıcıların bu
birliklere üye olmaları zorunlu hale getirilmelidir.
Arıcıların sağlık belgesi, silah ruhsatı, kereste ve
kredi taleplerinde Birlik üyelik şartı aranmalıdır
• Arıcılık yönetmeliğinde yer alan ve gezginci
arıcıların konaklama sorunlarının çözümüne
yönelik uygulamadaki aksaklıkların giderilmesi
gerekmektedir.
– Bakanlık-Üniversite-Özel Sektör işbirliğisağlanmalı, araştırma çalışmalarıüniversitelerle birlikte yürütülmelidir.
– Bakanlık-Üniversite işbirliği ile bakanlıkbirimlerinde görev yapacak lisans vedoktorasını tamamlamış arıcılık uzmanı teknikelemanlar yetiştirilmelidir.
– Eğitim konusu ciddi manada ele alınarakyerel ve ulusal basında eğitimler verilmelidir.İllerde modern eğitim metotlarıyla teknikarıcılık eğitimleri yapılmalıdır
– Hastalık, parazit ve zararlılarla
mücadelenin daha etkin ve bilinçli
yapılması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
– Araştırma çalışmaları, verimi ve karlılığı
artırma, kaliteyi iyileştirme, kalite
standardının oluşturulması ve arı
ürünlerinin çeşitliliğinin artırılması üzerine
yoğunlaştırılmalıdır.
– Zirai mücadele ilaçlarının kullanımında çevre
kirliliğini önleme ve arıya zararsız ilaçların
geliştirilmesine yönelik araştırmalar
yapılmalıdır. Arı kolonilerini zirai mücadele
ilaçlarından koruyabilmek için arıcılarla zirai
mücadele görevlileri arasında etkili bir işbirliği
kurulmalıdır.
• Arı ürünleri test ve analiz laboratuarlarıkurulmalı, kalite standardizasyonusağlanmalıdır.
• Balmumu işleme merkezlerindesterilizasyona önem verilmesisağlanarak işletmelerin petek yoluylahastalık bulaştırmaları önlenmelidir.
• Yerli genotipler belirlenmeli ve ıslahçalışmalarına öncelik verilmelidir.(“Ülkesel Arıcılık Projesi” ile bunabaşlanmıştır.)
• Damızlık ana arı işletmeleri kurulmalı ve bunlar desteklenmelidir. Damızlık konusunda araştırma çalışmaları geliştirilmelidir.
• İller ve bölgeler itibari ile ülkenin flora haritası hazırlanmalı, gezginci arıcılığın planlanması ve ballı bitkiler tarımının geliştirlmesine çalışılmalıdır.
• Ballı kültür bitkilerinin tohumları köylülere ücretsiz olarak verilmeli, üretim teşvik edilmeli, yem bitkisi ihtiyacı karşılanırken bal üretimi de artırılmalıdır.
• Doğal kaynakların korunması amacıylabombus arıları koruma altına alınmalı,bunların yetiştiriciliği yapılarakpolinasyon amacıyla seralarda kullanmaimkanları geliştirilmelidir..
• Üretim maliyetinin düşürülmesineyönelik araştırmalara öncelikverilmelidir.
• Pazarlama ve pazara yönelik (ihracat)araştırmalara öncelik verilmelidir.
• Arıcılara düşük faizli ve uzun vadeli krediimkanı sağlanmalıdır
ARICIYA DÜŞEN
GÖREVLER• Pazarlama sorunu olan ülkemizde
arıcılar, şeker ile üretim yapmak gibimiktarı çok ancak ucuz ve kalitesiz balyerine, daha az miktarda ancak kalitelibal üretme yoluna gitmelidirler.
• Arıcılar kolonilerinin ana arılarını yıldabir veya en fazla iki yılda bir değiştirerekgenç ve kaliteli ana arı ile çalışmalıdırlar.Çünkü ana arı ne kadar genç ve vasıflıolursa verim de o kadar fazla olacaktır.
• Arıcılarımız, bilinçsiz ve zamansız
ilaçlamalardan kaçınmalıdırlar. Bunun için
yenilikleri devamlı takip etmelidirler.
• Arıcılar, arıcılıkla ilgili tüm problemlerini daha
kolay çözebilmeleri için kurmuş oldukları
birliklerde toplanarak örgütlenmelidirler.
• Zirai mücadele ilaçlamalarından korunmak için
zirai mücadele görevlileri ve bitkisel üretim
yapan çiftçilerle etkili bir işbirliği kurmalıdırlar.
• Arıcılar, bal ve balmumunun yanı sıra; polen, arı
sütü, arı zehiri ve propolis gibi diğer arı ürünleri
ile ana arı üretimi de yapmalıdırlar.
• Bölgesel nitelikli kovan ve malzemeler yerinestandart çerçeveli kovan ve standart malzemekullanımına özen göstermelidirler.
• Arıcılar, ballı bitkilerin ekimi ve dikimine özelbir önem vermeli, bu tür çalışmalara öncülüketmelidirler.
• Arıcılık ile ilgili kurs, seminer, panel ve sempozyumlara katılarak yenilikleri takip etmeli, sorunlarına buralarda da çareler aramalıdırlar
BAL ARISININ SİSTEMATİKTEKİ
YERİ
• ALEM ...............................: Hayvanlar
• GRUP ................................: Eklembacaklılar (Arthropoda)
• Alt GRUP ..........................: Antenliler (Antennata)
• SINIF .................................: Böcekler ( Hexapoda)
• TAKIM ..............................: Zar Kanatlılar ( Hymenoptera)
• FAMİLYA .........................: Arılar ( Apidea)
• CİNS ..................................: Bal Arıları ( Apis)
• TÜR ...................................: Bal Arısı ( Apis mellifera)
EKONOMİK DEĞER TAŞIYAN
ARI IRKLARI
Ekonomik değere sahip pek çok arı ırkı vardır. Bunlardan bazıları;
• Karniyol Arısı (Apis mellifera carnica)
• Kafkas Arısı (Apis mellifera caucasica gorbatshov)
• İtalyan Arısı (Apis mellifera ligustica spinola)
• Esmer Arı (Apis mellifera ligustica)
• Kıbrıs Arısı (Apis mellifera cypria)
• Suriye Arısı (Apis mellifera cyriaca)
KARNİYOL ARISI
• Avusturya Alplerinin güney kıyıları ve Tuna boylarında
yayılma gösterirler. İsmini Yugoslavya’nın Karniol şehrinden
alır. En sakin arı ırkıdır. Kitin rengi siyahtır ve genellikle 2. ve 3.
abdomen segmentleri üzerinde kahverengi noktalar veya
çizgiler bulunur. Ana arı işçi arılardan daha koyu renklidir. Kısa
ve sık kıl örtüsüne sahiptir. Esmer gri kılları nedeniyle esmer
görünen bu arılar ince yapılıdır. 6,4-6,8 mm dil uzunluğuna
sahiptir. İlkbahar gelişimleri çok hızlıdır, kışa küçük koloniler
halinde girdiklerinden kış süresince az yiyecek stokuna ihtiyaç
duyarlar. Oğul verme eğilimleri yüksektir. Kovanlarını çok az
şaşırırlar. Yağmacılığa eğilimleri düşüktür ve çok az propolis
toplarlar. Yaşama gücü ve çevre koşullarındaki varyasyona
uyma yeteneği yüksektir. Özellikle erken nektar akımından
yararlanma bakımından çok uygun bir arı ırkıdır.
KAFKAS ARISI Ana vatanı Kafkasya’nın yüksek vadileri olarak
bilinir. Bu ırkın dağ ve ova tipi olmak üzere ikiçeşidi vardır. Biçim, büyüklük ve kıl örtüsübakımından Karniol ırkına benzerler. Koyu kitinrengine sahiptir. Kıl örtüsü Karniol ırkına göredaha açık gridir. En uzun dilli arı ırkı olup diluzunluğu 7,2 mm’ye kadar çıkabilmektedir. Bunedenle derin tüplü çiçeklerden daha iyiyararlanırlar. Çok iyi nektar toplayıcısıdır. Balverimleri yüksektir. Nektar akımı başlar başlamazyavru üretimini kesip nektar toplamaya başlarlar.Kış için de fazla bal depo ederler.
Kafkas ırkı arı iyi yavru yetiştirir ve güçlükoloniler oluştururlar. Oğul verme eğilimi zayıftır,uysaldır ve çok fazla propolis kullanırlar.Yağmacılık ve kovanlarını şaşırma eğilimleri
İTALYAN ARISI
Kökeni İtalya’nın Sicilya adasıdır. Kışları uzun süren,ılıman ve nemli geçen, nektar akımının iyi olduğu ve yazlarıkurak geçtiği yerlerde çok iyi sonuç vermektedir. İnce bir karınve nispeten uzun bir dile sahip olup dil uzunluğu 6,3-6,6mm’dir. Karın kitin rengi parlak olup sarı benekli bantlarbulunur. Kılları da sarımsı renkte olup bu durum erkek arılardadaha belirgindir.
Genellikle uysaldırlar. Çoğalma yetenekleri yüksek olup,özellikle güçlü aileler ilkbahar başlarından sonbahara kadarçoğalmalarını sürdürürler. Oğul verme eğilimleri zayıftır. Güçlükoloniler halinde kışa girerler ve kışın fazla bal tüketirler. Hızlıpetek örme yeteneğine sahiptirler. Az propolis taşırlar fakat
yağmacılık ve kovanlarını şaşırma eğilimleri diğerırklara göre fazladır.
ESMER ARI
• Ana vatanı Orta Avrupa Alplerinin
batısı ve kuzeyi ile orta Rusya’dır. Kısa
dilli (5,7-6,4 mm) olan iri vücutlu
arılardır. Vücutları uzun ve seyrek
kıllarla kaplıdır. Vücut renkleri siyah,
karınları geniş olup 2. ve3. karın
segmentlerinde sarı noktalar bulunur.
Hırçındırlar ve oğul verme eğilimleri
yüksektir. Kışlama yetenekleri yüksektir.
İlkbaharda yavaş gelişirler. Koloniler
genellikle yazın ve kışın orta güçtedir.
KIBRIS ARISI
• Sarı renklidir. İtalyan arısına benzer
fakat daha küçük daha koyu sarıdır. En
tipik özellikleri aşırı hırçın ve sokucu
olmalarıdır.
SURİYE ARISI
• İtalyan ve Kıbrıs arılarına benzerler
çok çalışkandır ve fazla yavru
verirler. Karnın üç segmenti üzerinde
soluk renkte çizgiler bulunur.
ANADOLU ARISI• Genellikle esmer renkte sakin, kışlama
yetenekleri iyi, çalışkan ve dayanıklı arılardır.
Yağmacılık eğilimleri fazla değildir. Yön
belirleme bakımından üstün performans
gösterirler. Kuluçka sezonu dışında yavru
yetiştirme aktiviteleri çok düşüktür ancak döl
verimi ve yavru yetiştirme aktiviteleri üstün bir
ırktır. Az miktarda bal tüketir bu nedenle kıt
koşullarda dahi bal biriktirebilir. Fazla propolis
taşırlar.
Sabırla dinlediginizden dolayı
TESEKKÜR EDERIM…