AFYONKARAHİSAR DEFTERDARLIĞI MİLLİ EMLAK MÜDÜRLÜĞÜNDEN Yukarıda nitelikleri, tahmini bedelleri ve geçici teminat tutarları belirtilen, Hazineye ait 2 adet taşınmazın satış ihaleleri; 2886 Sayılı Kanunun 45. Maddesi gereğince “Açık Teklif Usulü” ile hizalarında belirtilen tarih ve saatlerde Defterdarlık Milli Emlak Mü- dürlüğü ihale odasında teşekkül edecek Komisyon huzurunda yapılacaktır. 1- ihale ile ilgili dosyalar ve şartname mesai saatleri içerisinde Milli Emlak Müdürlüğünde bedelsiz olarak görülebilir. 2- İhaleye iştirak edeceklerin, nüfus cüzdanı suretini, kanuni ikametgah belgesini, teminat makbuzunu veya süresiz banka teminat mektubunu (2886 S.K. 27 Maddesi gereği geçici, süresiz, limit içi olmalı ve banka teyit yazısı ile ibraz edilmesi gerekmekte- dir.), tüzel kişilerin idare merkezlerinin bulunduğu yer mahkemesinden veya siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret veya Sanayi Odasından yahut benzeri mesleki kuruluştan, ihalenin yapıldığı yıl içinde alınmış, sicil kayıt belgesi ile tüzel kişilik adına ihaleye ka- tılacakveyatekliftebulunacakkişilerintüzelkişiliğitemsiletamyetkiliolduklarınıgösterirnoterlikçetasdikedilmişimzasirküleriniveyavekaletnameyivermeleri;KamuTüzelKişilerininiseayrıcatüzelkişilikadınaihaleyekatılacakveyatekliftebulunacakki- şilerin tüzel kişiliği temsile yetkili olduğunu belirtir belgeyi ihale saatine kadar Komisyon Başkanlığına vermeleri zorunludur. 3- istekliler ihale saatine kadar ihale komisyonuna ulaşması kaydıyla, ihale Kanunu hükümlerine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını iadeli taahütlü posta ile de gönderebilirler, postadaki gecikmeler dikkate alınmaz. 4-4706sayılıKanunun4916sayılıKanunladeğişik5incimaddesigereğincetalepedilmesihalinde,Hazine'yeaittaşınmazmallarınsatışbedelininenaz1/4'üpeşin,kalanı3'eraylıkdönemlerhalindeenfazla8eşittaksitleödenebilecektir.Hazineyeaitta- şınmazmalların satışı KDV ye tabi olmadygı gibi bu satış ve devir işlemleri sırasında düzenlenen belgeler vergi, resim ve harçtan muaf olup, 5 yıl süre ile emlak vergisine tabi tutulmayacaktır. 6- Komisyon ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. 7- Türkiye genelinde ihale bilgileri http://www.milliemlak.gov.tr adresinden öğrenilebilir. İLAN OLUNUR Basın: 54042 www.bik.gov.tr Resmi ilanlar www.ilan.gov.tr’de Sıra No Taşınmaz No Mahalle/Kasaba/Köy Mevkii Cinsi Pafta Ada Parsel Yüzölçümü (M2) Haz.His. İmar Durumu Tahmin Edilen Bedeli (TL) Geçici Teminatı (TL) İhalenin Tarihi ve Saati 1 03010111917 Erkmen Kasabası - Merkez Mahallesi -- Arsa 21J4D 250 1 9.615,95 Tam Konut Alanı 2.884.785,00 288.478,50 24/09/2013 - 14:20 2 03010111918 Erkmen Kasabası - Merkez Mahallesi -- Arsa 21J4D 251 1 6.378,54 Tam Konut Alanı 1.913.562,00 191.356,20 24/09/2013 - 14:40 3 03010102705 Sülümenli Kasabası Gerenboz Ham Toprak 4-5 - 3469 105.717,00 Tam Hayvancılık Tesis Alanı 2.114.350,00 211.435,00 24/09/2013- 15:00 SATIŞA ÇIKARILACAK TAŞINMAZMALLARIN 22 SALI 10 Eylül 2013 AİLE Editör: Füsun İSTANBULLU Evlilikleri tatlıya bağlıyorlar Kahramanmaraş Aile Danışma ve Eğitim Merkezi (KADEM), parçalanmış aile sayısını azaltmak için eğitim faaliyetleri yürüterek ayrılığın eşiğine gelen çiftlerin yeniden barışmasını sağlıyor. Stres erken doğum nedeni Kreşte hastalık riskine dikkat Uzm. Dr. Cengiz Akbenlioğlu, 2 yaşından sonra çocuklarını yuva, kreş, bakımevlerine veren aileleri hastalık risklerine karşı uyardı. Akbenlioğlu, kurumun çok dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. 1100 nüfusun 750’si çocuk 1100 nüfusun 750’si çocuk 1100 nüfusun 750’si çocuk 1100 nüfusun 750’si çocuk 1100 nüfusun 750’si çocuk 1100 nüfusun 750’si çocuk 1100 nüfusun 750’si çocuk 1100 nüfusun 750’si çocuk MUŞ’un Bulanık İlçesi’ne bağlı Çataklı Köyü’nün 1100 kişilik nüfusunun 750’sini çocuklar oluşturuyor. Köyde her aileye yılda 1 çocuk daha katılıyor. 23 çocuklu Muhtar Kemal Korkmaz’ın yolunda gittiklerini söyleyen köylüler, çocuk sayısını artırmak için yarışa girdiklerini söyledi. Çocukların köydeki okula sığmadığını anlatan Muhtar Kemal Korkmaz, “Ben başta olmak üzere köydeki ailelerin çocuk sayısı fazla. Artık çocuklarımız okullara sığmaz oldular. Bu köye ya bir ortaokul veya yatılı ilköğretim okulu yapılmasını istiyoruz” diye konuştu. 10 çocuk babası Alican Şimşek ise “İş olmayınca çocuk yapmaya devam ediyoruz. Ben şahsen çocuk yapmaya devam edeceğim” dedi. 1100 nüfusun 750’si çocuk Uzmanlar okul fobisi konusunda aileleri uyardı. Uzman Dr. İrfan Coşkun, “Aşırı koruma neticesinde annelerine bağımlı hale gelen çocukların, anneden ayrı kalma korkusu, okul fobisinin en önemli nedenidir” dedi U ZMANLAR okul fobisi konusunda aileleri uyararak, çocuklara okula başlamadan önce okul konusunda güzel şeylerden bahsedilmesini önerdi. Trabzon Özel İmperial Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. İrfan Coşkun, okul fobisinin nedensiz gözükse de, korkuyu oluşturan bazı temel kaynaklarının bulunduğunu belirterek, “Çocuklarını gözlerinin önünden bir an olsun ayırmak istemeyen koruyucu anneler özellikle çocuklarının bedensel rahatsızlıklarıyla yakından ilgilidirler. Aşırı koruma neticesinde annelerine bağımlı hale gelen çocuklara anneden ayrı kalma korkusu okul fobisinin en önemli nedenidir. Çocuk anneden ayrı kaldığında annesine ya da kendisine bir şeyler olacağı endişesi yaşar. Böyle bir durumda bedensel şikâyetlerde bulunan çocuk bazen hırçınlık nöbetlerine girer ve sürekli ağlayabilir. Bundan başka çocuğun okuldaki arkadaşları arasında pasif kalacağı ve başarılı olamayacağı gibi korkuları da okul fobisine neden olabilir. Çocuk kendisini derslerle ilgili konularda yetersiz hissedebilir. Bu durumda çocuk bu endişelerinin doğru olmadığına ikna edilmelidir. Ayrılık endişesi, değişikliklere karşı uyum güçlüğü ve sıkıntılar da okul fobisinin nedenleri arasında sayılabilir” ifadesini kullandı. KORUNMAK İÇİN NE YAPILABİLİR? Dr. Coşkun, “Okul fobisinden korunmak için çocuklarınıza daha okula başlamadan okul konusunda güzel şeylerden bahsedin ve onları okula özendirin. Kesinlikle çocuğunuzu arkadaşlarıyla karşılaştırmayın. Bütün bunlara rağmen başarılı olunamıyorsa bir uzmandan profesyonel yardım almak zaruridir” diye konuştu. PAZAR sabahı 50-60 kadar anne; memleketin geri kalanı aileleriyle beraber bardak bardak çay içip sucuklu yumurtalarını yerken, hiç de iştah açıcı olma- yan bir konuda bilgilenmek üze- re toplandık.. Konumuz “Çocuk Cinsel İstismarının Psikolojik ve Hukuki Boyutları”ydı... Bu yaz içimizi en çok burkan, adalete inanç hissimizi en çok körelten ve anneleri en çok kaygılandıran konulardan biri oldu çocukların cinsel istismarı. Çocuğumuzu nasıl koruyalım? Cinsel eğitim vermeye ne zaman başlayalım? (Evlerden uzak olsun ama) Ya bizim başımıza gelirse hem hakkımızı aramamız hem de çocuğumuza daha fazla travma yaratmamamız mümkün mü? Çok çetrefilli, çok can sıkıcı bir konu... Böyle olmasının bana göre iki sebebi var: Birincisi aile değerle- rine, namusuna, onuruna her şey- den öte düşkünmüş gibi yapan bir toplumun çocuk cinsel istismarı, ço- cuk gelinler, çocuk pornosu gibi ko- nularda dünyadaki ilk sıralarda yer alması; ikincisi de yapılanların suçluların yanına kâr kalması. Çocuklara karşı cinsel istismarla ilgili konuyu detaylı anlattığım bir seri yazı yazmıştım. Dileyenler gazetenin elektronik arşivinden bulabilir. Bu yüzden şimdi konunun detaylarına değil, annelerin ruh hallerine bakmak istiyorum. Seminerde konuşan anneler bir hayli kaygılıydılar. 20 aylık kız bebeğinin parkta tişörtünü açmasını tehlikeli bulan, kızına etek giydirdiği zamanlarda bunun altına mutlaka kısa bir tayt giydirdiğini söyleyen, ilkokul çağındaki çocukların birbirlerine karşı cinsel zorbalık yaptığından ve ailelerinin umursamazlığından şikâyet eden anneler vardı. Biz anneler, kaygılıyız evet. Çocuklarımız çoğunlukla 3 yaşından itibaren ev dışı bir hayata atılıyorlar (anaokulu, kreş). Ve biz onları 24 saat izleyemiyoruz artık. Çocuk cinsel istismarı yaygın olarak çocuğun yanına kolayca gelebilen kişiler tarafından yapılıyor (akrabalar, bakıcılar, görevliler, diğer çocuklar). Bunu bilmek hepimizin yüreğine korku salıyor. Gerçekten çocuğa etek altı tayt giydirmekle koruyabilir miyiz onu? “Okula servisle gitmesin, ben alıp bırakayım” desek, kimsenin evine yatıya göndermesek, internet kullanmalarını yasaklasak, altın bir kafeste saklasak onları olmaz mı? Hem özgür çocuklar yetiştirmek istiyoruz hem de onları kötülüklerden korumak. Biz, ailede cinselliğin hiç konuşulmadığı bir neslin çocuklarıyız; ne kadar okusak da öğrensek de bilsek de bu bizim içinde büyüdüğümüz bir tabu; lakin çocukları tabular değil açıklık koruyor. Çocuklarımızla aramızda geliştireceğimiz güven ilişkisi ve bizimle her şeyi konuşabileceklerine dair his onları koruyor, koruyacak. Biz anneler zordayız. Ancak kendi duvarlarımızı yıkarsak savaşabileceğiz görünmez tehlikelerle... Becerebilecek miyiz? Kaygılı anneler görünmez tehlikelere karşı İyi ve kötü dokunma arasındaki fark Çocuğa karşı cinsel istismar bir kamu suçu ÇOCUKLARI cinsel istismardan koruyabilmenin yollarından biri, çok küçük yaştan itibaren “kötü ve iyi dokunmalar” arasındaki farkı bilmesi. İyi dokunma aile bireyleri, güvenilen ve iyi tanınan yakınlarının şefkatli ve nazik dokunmaları. Annenin öpücüğü, teyzenin yanaktan makas alması, dedenin saç okşaması gibi... Kötü dokunma ise yakın ya da uzak, tanıdık ya da tanımadık biri tarafından “özel bölgelere” dokunmayı içerebilen, can yakıcı, hırpalayıcı olabilen dokunmalar. “Çocuğa çok küçük yaştan itibaren mahremiyeti de açıklanmalı. Kimlerin ona ne şekilde dokunabileceği (‘Kreşteki öğretmenin tuvalet temizliğin için sana yardımcı olabilir, yine de rahatsız olursan bana anlat’ gibi) detaylı olarak anlatılmalıdır” deniyor. TÜRKİYE’de 0-15 yaş grubuna her türlü cinsel müdahale, ceza kanununa göre suç kapsamına alını- yor. 15-18 yaş aralığında kanunlar karşısında cebir, tehdit unsuru olup olmadığına bakılıyor ve iradeyi sa- katlayan bir durum olup olmadığı kontrol ediliyor. Böyle bir durum ka- rakola ya da savcılığa bildirildikten sonra işleme konuluyor ve kamu davası sayılıyor, yani artık şikâyet geri çekilse de dava düşmüyor. TEŞEKKÜR: Bu seminerin gerçekleşmesini sağlayan fikirdenk.com’un kurucusu Sena Baran, unnado.com ve internetanneleri’ne; ayrıca seminerde konuşan Psikolog Pınar Mermer ve avukatlar Seray Uysal ile Ebru Arayan’a çok teşekkürler. ÇİN’in Wuhan kentindeki Huangzhong Normal Üniversitesi, üniversiteye, dolayısıyla hayatlarında yeni ve daha özgür bir döneme başlayan öğrencilerin onları hâlâ çocuk gibi gören ve onlar için kaygılanan anne-babalarını spor salonunda ağırladı. Çocuklarını üniversiteye başlayacakları günde ve öncesinde yalnız bırakmak istemeyen 600’ü aşkın anne-baba spor salonunda, yere serilen şiltelerin üzerinde uyudu. Üniversitenin ilk sabahında anne-baba- larının yanlarında olmasından öğrencilerin ne kadar memnun olduğu bilinmez ama ebeveynlerin sabahlamasından ortaya bu görüntü çıktı. ■ ■ DIŞ HABERLER Anneden ayrılma korkusu okul fobisine neden oluyor Törende, Sakarya ilinde Kadın Çiftçi Eğitimi’ne katılan 322 kadına sertifikaları verildi. ‘Kadının eğitimi çocuğun eğitimidir’ AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Sakarya’da düzenlenen Kadın Çiftçi Eğitimi sertifika töreninde bir konuşma yaptı. Bakan Fat- ma Şahin, kadının eğitilmesinin çocuğun eğitilmesi anlamına geldiğini belirtti. Şahin, şöyle konuştu: “Dokunulan her kadın toplumu dalga dalga aydınlatı- yor. Sadece tarım alanında de- ğil her alanda bunları yapıyoruz. Bunu sizin hizmetkârlarınız ola- rak büyük bir onur ve şeref olarak gördük. Biz çözüm bakanlığı isek hemen bütün bakanlarla bir araya geliyoruz. Kadının kendini sosyal güven- cede hissetmesi çok önemli. Kadınımızın ekonomik anlamda güçlenmesi için birçok projeyi kadınlara kota koyarak artırıyo- ruz. Kadınların içinde olduğu tüm projeler destekleniyor.” Doç. Dr. Nurullah Okumuş, hamilelikte stresin erken doğumların yüzde 30’unun sebebi olduğunun tahmin edildiğini belirterek alkol, sigara ve uyuşturucunun da anne karnındaki bebeğin gelişimini bozduğunu ekledi. Çocukları üniversiteye başladı ebeveynler okulda sabahladı