TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANKARA İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ’NE BAĞLI SÜT SIĞIRCILIĞI İŞLETMELERİNDE BAZI ENDEMİK HASTALIKLARIN İŞLETME DÜZEYİNDE MEYDANA GETİRDİĞİ EKONOMİK KAYIPLAR Ahmet Şener YILDIZ HAYVAN SAĞLIĞI EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ ANABİLİM DALI DOKTORA TEZİ DANIŞMAN Prof. Dr. Cengiz YALÇIN 2008 - ANKARA
241
Embed
ANKARA İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ LI SÜT SI IRCILI I …acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/26726/tez.pdf · Ankara ili Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ANKARA İLİ DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ
BİRLİĞİ’NE BAĞLI SÜT SIĞIRCILIĞI İŞLETMELERİNDE
BAZI ENDEMİK HASTALIKLARIN İŞLETME DÜZEYİNDE
MEYDANA GETİRDİĞİ EKONOMİK KAYIPLAR
Ahmet Şener YILDIZ
HAYVAN SAĞLIĞI EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Cengiz YALÇIN
2008 - ANKARA
ii
Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Hayvan Sağlığı Ekonomisi ve İşletmeciliği Doktora Programı
çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma, aşağıdaki jüri tarafından Doktora Tezi olarak kabul edilmiştir.
Tez Savunma Tarihi: 23/01/2008
Prof. Dr. Sadi ARAL Ankara Üniversitesi
Jüri Başkanı
Prof. Dr. Engin SAKARYA Prof. Dr. Şakir Doğan TUNCER Ankara Üniversitesi Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Cengiz YALÇIN Doç. Dr. Aytekin GÜNLÜ Ankara Üniversitesi Selçuk Üniversitesi
iii
İÇİNDEKİLER
Kabul ve Onay ii
İçindekiler iii
Ön Söz viii
Simgeler ve Kısaltmalar ix
Çizelgeler x
Şekiller xvi
1. GİRİŞ 1
1.1. Araştırmanın Konusu ve Önemi 2
1.2. Türkiye’de Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birlikleri ve Faaliyetleri 3
1.3. Ankara İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği ve Üye İşletmelerin Genel Yapısı 11
1.4. Konuyla İlgili Bilimsel Araştırmalar 13
1.4.1. Üretici ve İşletme Yapıları ile Hijyen Uygulamalarına İlişkin Araştırmalar 13
1.4.2. İşletmelerin Süt Verimi, Laktasyon Süreleri, Kuru Dönem Süreleri ve Bu Sürelerden Kaynaklanan Ekonomik Kayıplar ile İlgi Araştırmalar 17
1.4.3. Endemik Hastalık İnsidensleri ve Bu Hastalıklardan Kaynaklanan Ekonomik Kayıplar ile İlgili Araştırmalar 18
1.4.3.1. Endemik hastalıkların insidensleri 18
1.4.3.2. Endemik hastalıklardan kaynaklanan ekonomik kayıplar 25
1.4.4. Elden çıkarma Nedenleri, Yaşları, İnsidensleri ve Bunlardan Kaynaklanan Ekonomik Kayıplar ile İlgili Araştırmalar 29
1.4.5. Fertilite ve Fertiliteden Kaynaklanan Ekonomik Kayıplar ile İlgili Araştırmalar 31
iv
2. GEREÇ VE YÖNTEM 37
2.1. Gereç 37
2.1.1. Projede Yer Alacak İşletmelerin Seçimi 39
2.1.2. Araştırmanın Deneme Periyodunda İşletme Ziyaretleri ve Saha ile İlgili Çeşitli Tespitler 40
2.1.3. İşletme Kayıt Defterlerinin Hazırlanması 41
2.2. Yöntem 42
2.2.1. Aktivite Formu ve Sağlık Verilerinin Kategorizesi 42
2.2.2. Proje Başı Hayvan Envanteri ve Döl Verim Kayıtlarının Derlenmesi 43
2.2.3. Proje Sonu Hayvan Hayat Hikâyeleri ve Verilerinin Derlenmesi 43
2.2.4. İnek ve Düve Varlığının Aylara Göre Dağılımının Belirlenmesi 44
542 hücre/ml ve 511 682 hücre/ml olarak hesaplanmıştır.
Kuhn ve ark (2005), ABD’de siyah alaca ırkı süt sığırcılığı işletmelerinde yaptıkla-
rı araştırmada 3527 sürüde bulunan 295 067 ineğe ait 459 075 kayıt kullanmışlardır.
Ortalama kuruda kalma süresinin (KKS) 6,5 gün; standart sapma değerinin 5,8 gün ol-
duğunu ve işletmelerin yaklaşık % 91’inde KKS’nin 50 ile 70 gün arasında geçtiğini
belirlemişlerdir. KKS’nin işletmelerden yalnızca 42’sinde 45 günden kısa, 2’sinde ise 30
günden kısa olduğunu, 125 işletmede ise 70 günden fazla olduğunu saptamışlardır.
Topaloğlu ve ark. (2005a), gereç olarak İngiltere’nin güneyinde bulunan rast-
gele seçilmiş 5 siyah alaca süt sığırı işletmesinde, 1994-2003 yılları arasında Ulusal
Süt Kaydı Derneği tarafından kontrol edilen 691 ineğin süt verim kayıtlarını kullan-
mışlardır. Araştırma sonucunda LS 301,4-346,1 gün arasında olup ortalaması 324,3
gün; LSV 5192,6-8562 l arasında, ortalaması, 7715 l; SV305 5116-8238 l arasında,
ortalaması 7289 l; KKS 56,7-78,6 gün arasında değiştiği, ortalama değerinin ise 67,2
gün olduğu tespit edilmiştir.
Duru ve Erdoğan (2002), Orta Anadolu’da yer alan Koçaş Tarım İşletmesi’nde
yetiştirilen 362 baş ineğin 1988-1995 dönemine ait laktasyon kayıtlarını gereç olarak
kullanmışlardır. Elde edilen ortalama değerler; LS, LSV ve SV305 sırasıyla 304,4 gün;
4966 l ve 4784 l’dir.
18
1.4.3. Endemik Hastalık İnsidensleri ve Bu Hastalıklardan Kaynaklanan
Ekonomik Kayıplar ile İlgili Araştırmalar
1.4.3.1. Endemik hastalıkların insidensleri
Yalçın ve ark. (2006), süt sığırcılığı işletmelerinde hem endemik hastalıkların insidensi hem de bu hastalıklardan ve fertilite problemlerinden meydana gelen finan-sal kayıpları araştırmışlardır. Araştırma kapsamında bulunan illerdeki endemik hasta-lıkların insidensleri Çizelge 9’da gösterilmiştir.
Çizelge 1.9: Endemik hastalıklar projesi kapsamında tespit edilen hastalık insidensleri
Kaynak: Fleischer ve ark., 2001, L1: 1. laktasyondaki inekler, L≥2: iki ve üzeri laktasyondaki inekler Kelton ve ark. (1998), 1970-1996 yıllarını kapsayan geniş kapsamlı literatür ta-
raması sonucunda, sıklıkla görülen ve ekonomik kayıplara neden olan endemik has-
talıkların insidensleri ve meydana gelen ekonomik kayıplarla ilgili değerlendirmeler-
de bulunmuşlardır. Literatür taramalarında hastalıkların farklı adlarla yöresel olarak
adlandırılmalarını, klinik olarak belirlenmelerindeki farklılıkları, verilerin alınma
şeklini dikkate alarak, kendi değerlendirme kıstaslarına göre kategorize edip değer-
lendirmeye tabi tutmuşlardır. Hastalıkların görülme sıklığı; laktasyon insidensi (Lİ)=
(laktasyondaki vaka sayısı / laktasyon sayısı)x 100 formülüne göre değerlendirilmiş-
tir. Çizelge 1.15’te bu çalışma sonucu elde edilen değerler Çizelge hâlinde verilmiş-
tir.
Çizelge 1.15. Bazı endemik hastalıkların insidens oranları ve toplam ekonomik kayıplar
Çizelge 2.3. Dişi hayvanların (elden çıkarmalar dâhil) ırklara göre dağılımı
Çizelge 2.3’te görüldüğü üzere dişi düve ve inek lerin yaklaşık %94’ünün siyah
alaca ırkı ineklerden oluştuğu dikkat çekmektedir. Bu oranın %92’sini saf, % 2’ini
melez siyah alacalardan oluşmaktadır.
Bu araştırmada kullanılan başlıca veriler ve bu verilerin kaynakları Çizelge
2.4’te verilmiştir.
Çizelge 2.4. Veri kaynakları
Veri Gereksinimi Veri Kaynağı
Hayvanların sağlık kayıtları Proje kapsamında oluşturulan işletme kayıt defteri
Doğum ve döl verimi ile ilgili kayıtlar İşletme kayıt defterleri, Ankara ili DSYB soykütüğü kayıtları (e-ıslah)
Ekonomik kayıplar İşletme kayıt defterleri, veteriner hekim anketi ve ilgili literatürler.
İşletmelerin sosyo-ekonomik yapıları İşletme ile ilgili genel bilgiler anketi Genel hijyen uygulamaları ve sürü yö-netim politikaları Süt hijyeni ve hastalık kontrol anketi
2.1.1. Projede Yer Alacak İşletmelerin Seçimi
Ülkemizde hayvancılık işletmelerinde sağlık kayıtlarının yeterince tutulmadığı bili-
nen bir gerçektir. Ancak sağlık verilerinin temini ve analiz edilebilmesi işletme ka-
yıtları yardımıyla olduğundan bu projede, kayıt tutan ve kayıt tutabilecek işletmeler
tercih edilmiştir. DSYMB’ye bağlı işletmelerin proje kapsamına alınmasının en
Irkı Sayısı Yüzdesi Siyah alaca 978 92,18 Siyah alaca melez 19 1,79 Simental 18 1,70 Simental melez 5 0,47 Kırmızı alaca 3 0,28 Kırmızı alaca melez 2 0,19 Yerli kara melez 1 0,09 Brown swiss 12 1,13 Brown swiss melez 4 0,38 Yerli kara 17 1,60 Jersey 2 0,19 Toplam 1061 100
40
önemli nedenlerinden birisi budur. Diğer bir neden ise, DSYMB’ye üyelik için ön
şart, işletmede en az 5 ineğin bulunmasıdır. Bundan dolayı seçilen işletmeler kısmen
de olsa geleneksel üretim yapısından kurtulmuş ve pazara dönük olarak üretim yapan
işletmelerdir.
Birliğin faaliyetleri çerçevesinde aylık süt ölçümlerini düzenli olarak yapan,
soykütüğü ile ilgili kayıtlarını eksiksiz bir şekilde veren işletmelerin seçimine özen
gösterilmiştir. Yetiştiricilerin veri vermeye gönüllü ve yatkın olmalarına da dikkat
edilmiştir.
Araştırmanın saha çalışmaları kapsamında işletme ziyaretlerine başlamadan
önce Birlik yöneticileri ve soykütüğünde çalışan ziraat mühendisi personel ve bazı
serbest veteriner hekimler ile araştırma hakkında bilgilendirme toplantısı yapılmıştır.
Birliğin saha personeli (veteriner teknisyen ve zooteknist) ile beraber üreticiler ziya-
ret edilip proje konusunda bilgi verilerek karşılıklı güven ortamının sağlanması ile
birlikte saha ile ilgili gözlemlerde bulunulmuştur.
17 aylık saha araştırması ve veri toplanmasının ilk 5 aylık süresi deneme pe-
riyodu olarak değerlendirilmiştir. Bu dönemde yapılan gözlemlerle araştırma süre-
since üreticilerden daha sağlıklı veri alabilmek için çeşitli tespitlerde bulunulmuştur.
2.1.2. Araştırmanın Deneme Periyodunda İşletme Ziyaretleri ve Saha
ile İlgili Çeşitli Tespitler
Araştırmanın deneme periyodundaki işletme ziyaretleri ile bölgedeki işletmeler ve
işletmelerdeki hastalıklarla ilgili yetiştiricilerle görüşülerek hastalıkların yöresel
isimleri belirlenmiştir. Yapılan gözlemler sonucunda bazı işletme sahiplerinin süt
teşvik primlerinin alınması için zorunlu olarak tutmaları gereken aylık süt ölçüm
defterlerini bile düzenli olarak tutmadıkları belirlenmiştir. Bu durum kayıtların alına-
bilmesi için işletme kayıt defteri hazırlanmasını gerekli hale getirmiştir.
41
2.1.3. İşletme Kayıt Defterlerinin Hazırlanması
İşletme kayıt defteri oluşturulurken; kayıt tutmanın kolaylaştırılması, projenin öne-
minin yansıtılmasının yanı sıra yetiştiricilerde işletmecilik prensibi içerisinde kayıt
tutmanın gerekliliği bilincinin oluşturulması amaçlanmıştır. Bu amaçlar doğrultusun-
da işletme kayıt defterinin dizayn edilmesine başlanmıştır.
İşletme sahiplerinin ve/veya bakıcıların çoğunun eğitim seviyesinin düşük
(genelde ilkokul) olduğu, bu kişilerin yazı karakterlerinin büyük olduğu düşünülerek
hazırlanacak işletme kayıt defterinin boyutunun A4 yerine B4 olmasına karar veril-
miştir. Bu amaçla corel draw 11.0 çizim programı ile 257x364 mm ebatta, aylık akti-
viteleri yazacakları formun nasıl doldurulması gerektiğini anlatan ve örnek doldur-
manın yer aldığı defterin tasarımı yapılmıştır. Birlik başkanı ile görüşülüp bunlardan
otokopyli olarak 100 adet bastırılmıştır. Otokopyli baskı ile; tutulan kayıtların proje-
de değerlendirilmesi için bir örneğinin defterden alınması, defterde kalan kopya sa-
yesinde yetiştiricinin işletmesi ile ilgili tüm uygulamalarını tek defter altında görüp
değerlendirilebilmesi amaçlanmıştır.
Defterlere misina ipi ile kalem bağlanarak işletme sahibinin defteri her dol-
durması gerektiği durumda kalem bulunmaması ve doldurma işlemini sonraki bir
zamana ötelemesinin önüne geçilmeye ve verilerin doğruluğunun artırılmasına çalı-
şılmıştır. Hayvan barınaklarının durumuna göre bazı işletme sahipleri işletme kayıt
defterlerini işletmelerindeki ecza deposunda, bazıları da evlerinde muhafaza etmeyi
tercih etmektedirler. Defteri evlerinde muhafaza eden işletme sahiplerine küçük not
defterleri ve kalemler hediye edilerek gerekli notları unutmadan kaydetmeleri amaç-
lanmıştır.
Defterler işletme sahiplerine dağıtılırken, proje ile ilgili bilgilendirmelerde
bulunulmuştur. Kayıt tutma alışkanlığı kazandırılarak hem projenin sağlıklı yürütül-
mesi hem de işletme sahiplerine, işletme mantığı içinde tüm sağlık verilerini, eko-
nomik kayıplarını tek bir defter altında görmelerinin yararları anlatılmıştır. Düzenli
kayıt tutmanın, endemik hastalıkların takibinin yanı sıra işletmelerini ziyaret eden
Birlik personeli için de kolaylıklar sağlayacağı vurgulanmıştır.
42
2.2. Yöntem
2.2.1. Aktivite Formu ve Sağlık Verilerinin Kategorizesi
Ek1,2 ve 3’te proje kapsamında hazırlanan defterlerdeki aktivite formu, formun nasıl
doldurulacağı ile ilgili açıklayıcı bilgilerin bulunduğu sayfa ve örnek olarak doldu-
rulmuş sayfa verilmiştir. Aktivite formunda düve ve ineklerde araştırmaya dâhil edi-
len sağlık problemleri ve elden çıkarma nedenleri Çizelge 2.5’te sunulmuştur.
Çizelge 2.5. Düve ve ineklerde araştırmaya dâhil edilen sağlık problemleri ve elden çıkarma nedenleri
Hastalık grubu Hastalık adı I.Hastalık ve patolojik problemler A. Fertilite Problemleri Metritis, repeat breeder, ovaryum kisti, yalancı ge-
belik B. Meme hastalıkları Klinik mastitis, diğer meme problemleri C. Doğuma ilişkin problemler Güç doğum, abort, uterus prolapsusu, retensiyo
sekundinarum, uterus torsiyonu, vajina yırtığı D. Metabolizma hastalıkları Hipokalsemi, ketozis, asidoz E. Ayak hastalıkları Ayakta enflamasyona ve fonksiyon bozukluklarına
neden olan tüm hastalıklar F. Sindirim sistemi hastalıkları Abomasum deplasmanı, timpani, diare, gıda
indigesyonu, konstipasyon G. Solunum sistemi hastalıkları Pnömoni F. Diğer hastalıklar Yukarıdaki hastalık gruplarında yer almayan diğer
hastalık vakaları II.Elden çıkarma nedenleri A. İstemli elden çıkarma Genetik yapısı daha iyi hayvanı sürüye almak ama-
cıyla, damızlık satış, yaşlılık, düşük süt verimi, sa-ğım güçlüğü ve diğer nedenler
B. İstemsiz elden çıkarma Reprodüktif hastalıklar, metabolizma hastalıkları, ayak hastalıkları, mastitis, diğer hastalıklar
Aktivite formunda buzağılarda araştırmaya dâhil edilen sağlık problemleri Çi-
zelge 2.6’da sunulmuştur.
Çizelge 2.6. Buzağılarda araştırmaya dâhil edilen sağlık problemleri
Hastalık grubu Hastalık adı I.Hastalık ve patolojik problemler A. Sindirim sistemi hastalıkları* Diare, gıda indigesyonu, septisemi, konstipasyon,
gastrointestinal problemler vb. B. Solunum sistemi hastalıkları Pnömoni
*Bu proje hastalıkların etiyolojisine yönelik bir çalışmayı kapsamadığından buzağılarla ilgili hastalıkların kategorize edilmesinde semptomatik durumlar dikkate alınmıştır.
43
2.2.2. Proje Başı Hayvan Envanteri ve Döl Verim Kayıtlarının Derlenmesi
Projede kalacak olan işletmeler belirlendikten sonra, gereksinim duyulan 12 aylık
verilerin başlangıç ayında Ankara ili DSYB’de e-ıslah programı ile internet üzerin-
den işletmelerle ilgili hayvan varlığı ile döl verimi raporları acrobat reader formatın-
da (pdf) bilgisayar ortamına kaydedilmiştir.
Pdf dosyaları ABBYY finereader programı kullanılarak önce microsoft excel
programına aktarılmış, daha sonra verilerdeki karakter ve rakamsal uyumsuzluklar
giderilerek özgün bir hayvan varlığı veri tabanı oluşturulmuştur.
2.2.3. Proje Sonu Hayvan Hayat Hikâyeleri ve Verilerinin Derlenmesi
Proje sonunda e-ıslah programı kullanılarak proje başı hayvan varlıklarıyla proje
sonundaki hayvan varlığı microsoft access programı ile eşleştirme yapılarak proje
döneminde işletmeye dâhil olan hayvan varlıkları tespit edilmiştir. İşletme kayıt def-
terlerinde işletmeye doğum ve satın alma yolu ile dâhil olan hayvanlar karşılaştırmalı
olarak işlenmiştir.
Proje başı ve proje sonu hayvanların tespiti ile proje süresinde işletmeye giren
ve çıkan hayvanların kulak numaraları tek bir veri tabanında birleştirilerek toplam
hayvan varlığı listesi oluşturulmuştur. Bu listedeki işletme sahiplerinin hayvanlarının
kulak numarasına göre e-ıslah programının hayvan hayat raporları bölümünden 1 061
tane hayvanın hayat hikâyesi (tarih sırasına göre hayvanın doğum tarihi, buzağılama,
sunî tohumlama, süt verileri, laktasyon süreleri) pdf formatından kaydedilip belirti-
len programlarla excel programına aktarılmıştır.
Belirtilen veri tabanına proje süresince aylık olarak toplanan sağlık verileri de
girilerek her bir inek ve düvenin kronolojik sırada tüm verilerin yer aldığı toplam
17587 satır ve 41 sütundan (toplam 721 067 hücre) oluşan veri tabanı nihaî hâlini
almıştır.
Bu işlemden sonra işletme kayıt defterleri ile programdaki veriler karşılaştırıl-
mış, farklılık içeren veriler işletme ziyaretlerinde yetiştiricilere sorulup kayıtlarla
44
ilgili hatalar giderilerek (özellikle buzağılama tarihlerindeki yanlışlıklar, abort ve sunî
farklı seyri için de, insidens oranı ile sürüden çıkarma, acil kesim, tedaviye yanıt
vermeme, birden fazla meme lobunun enfekte olması, hastalığın tedaviye yanıt ver-
memesi (meme körelmesi) ve nüks etme olasılıkları dikkate alınmıştır.
48
Çizelge 2.7. Endemik hastalıklardan kaynaklanan kayıpların hesaplanmasında kullanılan teknik ve finansal veriler
Üretime ilişkin teknik bilgiler Değer Kaynak Açıklama
Laktasyon süt verimi (l) 5456 Proje verileri 305 günlük süt verimi dikkate alınmıştır.
Ortalama günlük süt verimi (l) 17,31 Proje verileri
Günlük konsantre yem tüketimi (kg/baş) 14,5 Proje verileri Konsantre ve kaliteli kaba
yem dikkate alınmıştır 1lt süt için tüketilen kaliteli yem 0,84 Hesaplama
Hasta hayvana bakım (saat) 0,25 Varsayım Yetiştiricinin hasta hayvanı tedavi etmek için harcadığı ilave zaman (saat)
Üreticinin hasta hayvanı tedavi süresi (saat) 0,5 Varsayım
Yetiştiricinin hasta hayvanı tedavi için harcadığı ilave zaman (saat)
Hesaplamada kullanılan finansal bilgiler*
Süt fiyatı (YTL/l) 0,53 Proje verileri Süt teşvik primi dâhil
Konsantre yem fiyatı (YTL) 0,45 Proje verileri
Damızlık düve fiyatı (YTL/baş) 2473 Proje verileri
Elden çıkarma inek fiyatı (YTL/baş)
Yaşlılık ve düşük verim nedeniyle sürüden çıkarıldığında (YTL/baş) 1715 Proje verileri
Hastalık nedeniyle acil kesimde (YTL/baş) 650 Proje verileri Acil kesim durumunda
Sürüden çıkarma kararının maliyeti (YTL/baş)
Yaşlılık ve düşük verim nedeniyle sürüden çıkarıldığında (YTL/baş) 738 Hesaplama
Hastalık nedeniyle acil kesimde (YTL/baş) 1823 Hesaplama Acil kesim durumunda
Üretici emeğinin maliyeti (YTL/gün) 13,4 Net asgari ücret (403 YTL)
üzerinden hesaplanmıştır. Üretici emeğinin maliyeti (YTL/saat) 1,5
Sunî tohum ücreti 25 Veteriner anketi
Buzağılama aralığında 1 gün ge-cikmenin maliyeti 5,6 Yalçın (2000a)
* Mart 2007 fiyatları dikkate alınarak hesaplanmıştır.
49
Çizelge 2.8. Klinik metritisten kaynaklanan kayıpların hesaplanmasında kullanılan teknik ve finansal veriler
Teknik ve finansal parametreler Değer Kaynak
Veteriner sağaltma olasılığı (%) 0,882 Proje verileri Çiftçi sağaltma olasılığı (%) 0,118 Proje verileri Tedavi süresi (gün) 5,0 Proje verileri Süt veriminde azalma (%) 0,05 Esslemont ve Spincer (1993) Hastalık kaynaklı sürüden çıkarma oranı (%) 0,0084 Proje verileri Ortalama elden çıkarma fiyatı (YTL/vaka) 934 Tedaviden sonra nüks etme oranı (%) 0,18 Veteriner anket Ekstra sunî tohumlama ihtiyacı (%)* 0,30 Esslemont ve Spincer, 1993) Buzağılama aralığında artış (gün)* 18 Esslemont ve Spincer, 1993) Veteriner ücreti (YTL/vaka) 50 Veteriner anket İlaç masrafları (YTL/vaka) 60 Veteriner anket
* Endirekt kayıplar
Çizelge 2.9. Klinik mastitisten kaynaklanan kayıpların hesaplanmasında kullanılan teknik ve finansal veriler
Hafif* Orta* Şiddetli* Kaynak Görülme sıklığı (%) 0,37 0,41 0,22 Proje verileri Mastitis kaynaklı sürüden çıkarma oranı (%) 0,00 0,00 0,04 Proje verileri Mastitis kaynaklı acil kesim oranı (%)x 0,00 0,00 0,00 Proje verileri Veteriner hekim müdahale oranı (%) 0,08 0,38 0,76 Proje verileri Üreticinin tedavi etme oranı (%) 0,92 0,62 0,24 Hesaplama Ortalama tedavi süresi (gün) 2,3 4,5 6,4 Proje verileri Tedaviden sonra nüks etme olasılığı (1 ay içerisinde)
0,05 0,01 0,3 Veteriner anket
1 lopta görülme olasılığı (%) 0,91 0,55 0,25 Proje verileri 2 lopta görülme olasılığı (%) 0,07 0,34 0,56 Proje verileri 3 lopta görülme olasılığı (%) 0,00 0,03 0,06 Proje verileri 4 lopta görülme olasılığı (%) 0,02 0,08 0,13 Proje verileri Ortalama enfekte lop sayısı 1,05 1,64 2,07 Hesaplama Laktasyon süt veriminde azalma (%) 0,024 0,085 0,25 Bennett, 2003# a) Memenin kör olma oranı (%) 0,00 0,03 0,07 Proje verileri b)Meme körelmesi nedeniyle süt veri-minde ilave azalma (%) &
0,2 0,2 0,2 Varsayım
Enfekte hayvanın kesif yem tüketiminde azalma (%)
0,2 0,2 0,3 McInerney ve ark . (1990)
Hastalık tedavi harcamaları Ortalama veteriner hekim ücreti (YTL/vaka)&&
45 55 70 Veteriner anket
Ortalama ilaç masrafları (YTL/vaka) 20 50 80 Veteriner anket
*Hafif vakalar: Sadece memede hafif kızarıklık; orta şiddetli vakalar: Hastalığın memede yangı-lı/irinli lokal enfeksiyonla sınırlı olması ancak sistemik semptomların bulunmaması; şiddetli enfeksi-yon: Lokal belirtilerin yanında sistemik enfeksiyonun da bulunması ve hatta hastalığın ölümle sonuç-lanabildiği vakalar # yazarın belirttiği düşük ve yüksek değerlerin ortalaması kullanıldı. &%25 kör meme, fakat bunun %5’inin diğer memeler tarafından telafi edildiği varsayıldı. &&= veteriner heki-min ilk uygulamasından sonrakilerini yetiştiriciler yapmaktadır.
50
Çizelge 2.10. Retensiyo sekundinarum kaynaklı kayıpların hesaplanmasında kullanılan tek-nik ve finansal veriler
Teknik ve finansal parametreler Değer Kaynak
Veteriner sağaltma olasılığı (%) 0,964 Proje verileri Çiftçi sağaltma olasılığı (%) 0,036 Hesaplama Süt veriminde azalma (%) 0,06 Esslemont ve Spincer (1993) Retensiyo sekundinarum kaynaklı elden çıkarma oranı (%) 0,005 Proje verileri
Retensiyo sekundinarum kaynaklı elden çıkarma satış fiyatı 400 Proje verileri
Ortalama tedavi süresi (gün) 3,1 Proje verileri Buzağılama aralığında artış (gün) 22 Eslemont ve Spincer (1993)
Yem tüketiminde azalma (%) 0,3 McInerney ve ark . (1990)
*Hafif: Henüz hayvan yere yıkılmamış, Şiddetli: Hayvan ayakta duramıyor, Ölümcül: Hasta-
lık ölümle sonuçlanıyor.
51
Çizelge 2.12. Ayak hastalıklarından kaynaklanan kayıpların hesaplanmasında kullanılan teknik ve finansal veriler
Teknik ve finansal parametreler Hafif* Orta şiddetli* Şiddetli* Kaynak
Farklı problemlerin görülme olasılığı 0,33 0,39 0,28 Proje kayıtları Veteriner sağaltma olasılığı (%) 0,09 0,47 0,77 Proje kayıtları Çiftçi sağaltma olasılığı (%) 0,91 0,53 0,23 Proje kayıtları Tedavi süresi (gün) 5 6 8 Proje kayıtları
Süt veriminde azalma (%) 0,01 0,02 0,03 Esslemont ve Spincer (1993)
Hastalık kaynaklı sürüden çıkarma oranı (%) 0,0 0,0 0,002 Proje kayıtları
Tedaviden sonra nüks etme oranı (%) 0,05 0,15 0,25 Veteriner anket Ekstra sunî tohumlama ihtiyacı (%)** 0,58 0,58 0,58 Bennett (2003)
Buzağılama aralığında artış (gün)** 17 9 40 Esslemont ve Spincer (1993)
*Hafif: İnterdigital dermatitis, Orta şiddetli: Tırnak problemleri (digital diseases), Şiddetli:
Taban çürüğü (sole ulser). **: Endirekt kayıplar
Hipokalsemiden meydana gelen kayıplarda analizler hastalığın hafif (Henüz
hayvan yere yıkılmamış.), şiddetli (Hayvan ayakta duramıyor.) ve ölümcül formu
(Hastalık ölümle sonuçlanıyor.); ayak hastalıklarından kaynaklanan kayıplarda ise
hastalığın 3 formu için (1.interdigital dermatitis, 2.tırnak problemi, 3.taban çürüğü
için ayrı ayrı hesaplanmıştır.
Tüm endemik hastalık türlerinde hastalık kaynaklı kayıplar “süt verim kaybı”,
“elden çıkarma/acil kesim kaybı” ve “tedavi giderleri” olmak üzere 3 grupta ele
alınmıştır. Ekonomik analizde, hastalıktan kaynaklanan süt verim kaybı hesaplanır-
ken, söz konusu kayıp sonucu meydana gelen yem tasarrufu da göz önünde bulundu-
rulmuştur. İlaç ve veteriner hekim giderleri proje kayıtlarından sağlıklı bir biçimde
elde edilemediği için, bölgede görev yapan serbest veteriner hekimlere anket ile an-
ket yaparak söz konusu bilgiler temin edilmiştir.
2.2.10. Sağlık Problemleri ve Fertilite Parametreleri İçin Arzulanan
Hedeflerin Belirlenmesi
Hedef değerler benzer literatür değerleri ve/veya tüm işletmeler içindeki en iyi orta-
lamaya sahip ilk %25’lik dilim dikkate alınarak belirlenmiştir.
52
2.2.11. İşletmelere Ait Sağlık ve Fertilite Problemlerinden Kaynaklanan
Ekonomik Kayıpların Hesaplanması
Ekonomik analiz, her endemik hastalık için değil, insidensi nispeten yüksek seyreden ve önemli kayıplar oluşturan hastalıklar için yapılmıştır. Ekonomik kayıp kalemleri hastalıklara göre değişmekle birlikte genellikle aşağıdaki kalemleri içermektedir:
• Verim kaybı (süt verimi, canlı ağırlık, ilk buzağılama yaşı ve/veya buza-ğılama aralığında gecikme, büyümede gecikme, ektra sunî tohumlama masrafı vs)
• Tedavi masrafları (veteriner ve ilaç masrafları, atık süt bedeli)
Fertilite kaynaklı kayıpların hesaplanmasında Yalçın (2000)’ın kullandığı yöntemden yararlanılmıştır.
Fertilite parametrelerinde başarı ölçütü olarak ilk buzağılama yaşı, buzağı-lama aralığı, gebelik başına kullanılan tohum sayısı ve fertilite kaynaklı elden çıkarma oranı dikkate alınmıştır.
2.2.12. İstatistiksel Analizler
İstatistiksel analizlerde SPSS 16.0 paket programı kullanılmıştır.
Uygun analiz türünün belirlenmesinde işletme ölçeklerine ve diğer kategoriler-de “n” sayısının parametrik testler kullanılmasına olanak vermemesi; ağırlıklı orta-lamaların alındığı testlerde ise “n” sayısının yeterli olmasına karşın verilerin normal dağılım göstermemesi (Kolmogorov Smirnov Testi “Sample K-S”) ve/veya homojen olmaması (Oneway Anova Testinin “Homogeneity of variance test” seçeneği) nede-niyle parametrik olmayan testler tercih edilmiştir.
Anket bulgularının işletme ölçeklerine göre değerlendirilmesinde “n” sayısının Ki-Kare Testi’nin gerekliliğini sağlamamasından dolayı anketteki bazı benzer tercihler bir-leştirilerek kategorize edilmiştir. Bu bulgularla ekonomik kayıpların ilişkilendirilmesin-de, çoklu gruplarda parametrik olmayan testlerden Kruskal Wallis kullanılmıştır. İkili grupların değerlendirilmesinde ise Mann Whitney U Testi ile gruplar arasındaki önemli-lik belirlenmiştir. Bu testlerde ağırlıklı ortalamaların dikkate alınması için “weight cases” menüsünden işletmelerdeki ortalama inek sayıları teste dahil edilmiştir.
53
3. BULGULAR
3.1. İşletmelerdeki İnek ve Düve Varlığının Aylara Göre Dağılımı ile ilgili Bulgular
Gerek hastalıkların görülme sıklığı gerekse ekonomik analizler için işletmedeki hay-
van sayılarının gerçekçi bir şekilde tespiti oldukça önemlidir. Geleneksel yöntemde
proje dönemindeki hayvan sayısı, proje başı hayvan sayısı ile proje sonundaki hay-
van sayısı toplamının aritmetik ortalaması olarak hesaplanmaktadır. Ancak süt sığır-
cılığı işletmelerinde çok önemli bir yeri olan dişi hayvanların sayısı dinamik bir ya-
pıya sahiptir. Bu amaçla işletmedeki inek ve düve sayılarını aylık olarak dikkate alan
hesaplama yöntemi daha gerçekçi sonuçlar ortaya koymaktadır. Söz konusu iki he-
saplama yöntemi arasındaki farklılığı daha iyi ifade edebilmek için projedeki küçük
ölçekli bir işletmeye (Ek1’deki 40 numaralı işletme) ait dişi hayvanların aylara göre
değişimi Çizelge 3.1’de sunulmuştur.
Çizelge 3.1. Küçük ölçekli bir işletmede aylık dişi gereç konfigürasyonu
Kul
ak n
o
Adı
Doğ
um
tari
hi
ırkı
nevi
Mar
t
Nis
an
Mayıs
Haz
iran
Tem
muz
Ağu
stos
Eyl
ül
Eki
m
Ası
m
Ara
lık
Oca
k
Şuba
t
TR06… Ece 01.01.1998 S.A. İnek S S S S S S S K K K K E TR06… Ayla 01.01.1999 S.A. İnek S S S S S K S S S S S S TR06… Esra 01.01.1998 S.A. İnek S S S S S S K K K K S S TR06… Tuğçe 01.01.2001 S.A. İnek E TR06… İpek 01.01.1999 S.A. İnek S S S S S S S S K K S S TR06… Emel 01.01.1995 S.A. İnek S S S S S S S S S S S S TR06… Sevim 01.01.2004 S.A. Düve D L1 L1 L1 L1 L1 L1 L1 L1 L1 L1 L1 TR06… Adile 28.11.2004 S.A. Düve D D D D D D D D D L1 L1 L1 TR06… Eda 25.04.2005 S.A. DD D D D D D D D D D D
S.A= siyah alaca, S= sağmal, K=kuruda, E=elden çıkarma, D=düve, DD=dişi dana, L1=1. laktasyon Çizelge 3.1’de görüldüğü üzere Ece adlı inek proje sonuna kadar işletmede
kalmışken, Tuğçe adlı inek proje başında işletmede olmasına rağmen mart ayı içinde
elden çıkarıldığından diğer aylarda işletmede yer almamıştır. Sevim adlı düve nisan
ayından itibaren işletme envanterinde 1. laktasyondaki inek olarak yerini almıştır.
Eda adlı dişi dana ise mayıs ayından itibaren 12 yaşını doldurduğundan işletmede
düve olarak değerlendirilmiştir. Bu işletmedeki ortalama inek sayısı geleneksel yön-
54
temde 5,5 baş, aylık inek varlıkları dikkate alındığında bu değer 6,08 baş olarak he-
saplanmaktadır. Bu durum aradaki farklılığın yaklaşık % 10 oranında bir sapmayı
elimine ettiğini göstermektedir. Yapılan hesaplama sonunda işletme bazında aylık
inek ve düve sayıları Ek 5 ve Ek 6’da verilmiştir.
Araştırma dönemi boyunca işletmelerde bulunan toplam inek ve düve varlığın
aylık değişimi 3.1’de sunulmuştur.
Şekil 3.1. İşletmelerdeki toplam inek ve düve sayısının aylara göre dağılımı
Şekil 3.1’de görüldüğü üzere işletmelerde bulunan toplam inek sayısı proje
başlangıcı olan Mart 2006’da 557 baş iken, aylar itibariyle çeşitli değişimler göstere-
rek proje sonu olan Şubat 2007’de 571 başa ulaşmıştır. Projedeki ortalama inek sayı-
sı 559,9 baş olarak hesaplanmıştır. İnek sayısının 541 baş ile aralık ayında en düşük,
574 baş ile temmuz ayında en yüksek seviyede olduğu görülmektedir. İşletmelerde
bulunan toplam düve sayısı proje başında 269 baştan proje sonunda 236 başa indiği
görülmektedir. Proje sonunda görülen bu azalışa rağmen diğer aylardaki düve sayısı-
nın fazlalığı neticesinde ortalama düve sayısı 268,8 baş olarak hesaplanmıştır. Düve
sayısı haziranda 282 baş ile en yüksek iken, martta 236 baş ile en düşük düzeye inmiştir.
3.2. Yetiştirici ve İşletme Yapıları ile Hijyen Uygulamalarına İlişkin Bulgular
İşletme sahiplerine araştırma sonunda geniş kapsamlı bir anket uygulanmıştır. Anket
ile ilgili bulguların analizi 5 başlık altında sunulmuştur.
Süt sığırcılığı ile uğraşma nedeni Baba mesleği olduğu için 57,1 29,4 14,3 40,0 İkinci iş olsun diye 0,0 5,9 0,0 2,2 Sevdiği için 9,5 0,0 0,0 4,4 Kârlı bir iş kolu olarak gördüktü için 9,5 52,9 71,4 35,6 Yapacak başka iş olmadığı için 23,8 11,8 14,3 17,8
İkinci iş dalı Yok 14,3 0,0 0,0 6,7 Sebzecilik 4,8 0,0 14,3 4,4 Hububat tarımı 76,2 70,6 14,3 64,4 Tavukçuluk 0,0 5,9 0,0 2,2 Besicilik 0,0 5,9 28,6 6,7 Koyunculuk 0,0 11,8 0,0 4,4 Diğer 4,8 5,9 42,9 11,1
Üçüncü iş (gelir) dalı Yok 52,4 52,9 42,9 51,1 Celeplik 0,0 0,0 14,3 2,2 Koyunculuk 4,8 11,8 0,0 6,7 Sebzecilik 14,3 17,7 14,3 15,6 Hububat tarımı 0,0 5,9 14,3 4,4 Süt tankı görevlisi 9,5 0,0 0,0 4,4 Ticaret 4,8 0,0 14,3 4,4 Kira geliri 4,8 11,8 0,0 6,7 Diğer 9,5 0,0 0,0 4,4
AB’ye katılımın işletmenize etkisi nasıl olur?
İyi olur 14,3 11,8 28,6 15,6 Çok iyi olur 4,8 0,0 0,0 2,2 Kötü olur 28,6 23,5 28,6 26,7 Çok kötü olur 33,3 29,4 42,9 33,3 Etkilemez 4,8 5,9 0,0 4,4 Fikrim yok 14,3 29,4 0,0 17,8
İşletme sahibinin AB Süt Hijyen Yönetme-liği hakkında bilgisi var mı?
Süt nasıl pazarlanıyor? Birlik aracılığıyla 95,2 94,1 71,4 91,1 Seyyar süt satıcılarına 4,8 0,0 14,3 4,4 Kendisi seyyar olarak 0,0 5,9 14,3 4,4
Sütün satış fiyatı (Ykr) –teşvik hariç- Birlik aracılığıyla 0,45 0,45 0,45 0,45 Seyyar süt satıcılarına 0,50 0,50 0,50 Kendisi seyyar olarak 0,90 1,00 0,95 Ortalama fiyatı 0,45 0,48 0,53 0,47
57
Çizelge 3.2’de küçük ölçekli işletmelerde 40-50 yaş grubundaki (% 43); orta
ölçekli işletmelerde 30-39 yaş gurubundaki (% 53); büyük ölçekli işletmelerde ise 50
yaş üzerindeki yetiştiricilerin oranının (% 43) daha yüksek olduğu dikkati çekmekte-
dir.
İşletme sahiplerinin % 48,’inin ilkokul, % 24’ünün ortaokul, % 24’ünün lise ve
yalnızca % 5’inin üniversite mezunu olduğu görülmektedir.
Yetiştiricilerin tecrübesi incelendiğinde küçük ve büyük ölçekli işletme sahip-
lerinin yaklaşık yarısının 20 yıldan fazla tecrübesinin olduğu, küçük ölçekli işletme-
lerin sahiplerinin de yaklaşık yarısının 10-19 yıl arası tecrübeye sahip olduğu dikkati
çekmektedir.
Projedeki yetiştiricilerden sadece % 9’u süt sığırcılığı ile ilgili bir eğitim almış
olup, bu oranın küçük ve orta ölçekli işletmelerde oldukça düşük iken, büyük ölçekli
işletmelerde % 29 oranla nispeten daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır.
Yetiştiricilerin % 27’sinin yenilikleri (sağım hijyeni, hastalık kayıt ve kontrolü,
hayvan besleme ve sürü idaresinde geleneksel yöntem dışındaki yeni açılımlar gibi)
takip etmediği, yenilikleri takip etme oranın büyük ölçekli işletmelerde nispeten daha
yüksek olduğu (% 86) olduğu görülmektedir. Küçük ölçekli işletme sahiplerinin yak-
laşık % 62’sinin yenilikleri, Ankara DSYB’nin 3 ayda bir çıkardığı Birlik Dergisi,
Yayçep TV programı ile takip ederken, orta ölçekli işletmelerde Birlik Dergisi (%
24) ve diğer basılı materyallerin (% 29) ön plânda olduğu dikkati çekmektedir. Bü-
yük ölçekli işletmelerde ise Birlik Dergisi ve Yayçep TV programı ile yenilikleri
takip etme hiç tercih edilmezken büyük bir bölümünün yenilikleri takip etmek için
araştırıcı faaliyet içinde oldukları, basılı materyal, fuar, konferans ve seminerler yolu
ile bilgi edindikleri görülmektedir.
İşletme sahiplerinin % 53’ü süt sığırcılığı faaliyetlerinin baba mesleği olduğu-
nu beyan etmişlerdir. Bu oran küçük ölçekli işletmelerde % 71 ile en yüksek iken,
büyük ölçekli işletmelerde % 29 ile en düşük seviyededir.
Yetiştiricilerin % 40’ı “baba mesleği olduğu için”; % 36’sı ise “kârlı bir iş kolu
gördükleri için” süt sığırcılığıyla uğraştıklarını beyan etmişlerdir. Küçük ölçekli iş-
58
letme sahiplerinin yaklaşık yarısı “baba mesleği olduğu için” ve % 24’ünün yapacak
başka bir iş olmadığı için bu işle uğraşmalarına karşın, büyük ölçekli işletme sahiple-
rinin %71’inin kârlı gördükleri için süt sığırcılığıyla uğraşmaları göze çarpmaktadır.
Yetiştiricilerin % 40’ı çekirdek tipi aile (anne, baba ve çocuklar) yapısına sahip
olup bu yapı büyük ölçekli işletmelerde % 57 oranı ile daha yüksektir.
Süt sığırcılığı faaliyetinin aile ekonomisine katkısının % 50’nin üzerinde oldu-
ğu işletmeler “Asıl geçim kaynağı süt sığırcılığıdır.” şeklinde kabul edilirse, işletme-
lerin % 65’inin asıl geçim kaynağının süt sığırcılığı olduğu görülmektedir. Bu değer
küçük ölçekli işletmelerde % 62 iken, orta ölçekli işletmelerde % 71, büyük ölçekli
işletmelerde % 57 olarak hesaplanmıştır.
Yetiştiricilerin % 93’ünün süt sığırcılığı dışında ikinci bir iş ile uğraştığı belir-
lenmiştir. İkinci iş dalı olarak küçük ve orta ölçekli işletme sahiplerinin % 70’inden
fazlası hububat tarımı ile uğraşırken, bu oran büyük işletmelerde % 14 gibi oldukça
düşük seviyededir. Büyük ölçekli işletmelerde aile ekonomisinde ikinci plânda etkili
olan iş tercihi olarak besicilik ve sebzeciliğin dışında diğer faaliyet alanı olarak belir-
tilenler (emlakcılık, servis taşıtı, kum ocağı, petrol istasyonu işletmeciliği) % 43 dü-
zeyindedir. Bu durum büyük ölçekli işletme sahiplerinin kârlı gördükleri diğer sek-
törlerde de faaliyet içerisinde olduklarını göstermektedir.
Yetiştiricilerin yaklaşık yarısının üçüncü bir iş (gelir) dalına sahip olduğu (ce-
leplik, koyunculuk, sebzecilik, hububat tarımı, ticaret vb.) görülmektedir.
“AB’ye katılımın işletmenize etkisi nasıl olur?” diye sorulduğunda yetiştiricile-
rin % 18 olumlu, % 60’ı olumsuz yönde görüş bildirmiştir. Büyük ölçekli işletme
sahiplerinin bu soruya “Etkilemez”, “Fikrim yok” gibi ifadelerle cevap vermeyip
71’inin olumsuz gelişmelerin yaşanacağını düşünmeleri dikkat çekicidir. Bu durum,
büyük ölçekli işletme sahiplerinin bile işletmelerini AB normlarında görmediklerini,
getirilmesi düşünülen süt kotaları ile olumsuz durumların yaşanabileceğini fark ettik-
lerini düşündürmektedir. Bunun nedeni sorulduğunda alınan yanıtlardan bazıları aşa-
ğıda verilmiştir:
59
“AB kapısına böyle geldik, girdikten sonra halimiz ne olur!”, “Ahırlarımızı
kapatırlar. Onlarla yarışamayız.”, “ Dışarıdan süt getirip bize satarlar, halimiz da-
ha kötü olur.”, “Girdilerimiz pahalı, sütümüz ucuz olunca rekabetimiz de sıfır olu-
yor.”, “Ahırım ahır değil ki!”, “İşletmemi kapatırım, zaten seyyar olarak sütümü
satamıyorum.”, “Kota koyarlar, 50 baş ineğin altındakiler biter.”, “Seyyar sata-
mam.”, “İşletmem kapalı sistem, yapacak başka işim de yok, kapatabilirler ve sonuç
felaket olur.”, “İşletmemi ben beğenmiyorum ki onlar beğensinler!”
Olumlu fikir beyan edenler ise:
“Dışarıya süt pazarlarız daha iyi olur.”, “İşletmem çok iyi değil ama daha iyi
yaparım.”, “Mecburen işletmemi düzeltirim, iyi olur.” Temiz ve titiz yapıyoruz,
AB’ye girersek daha iyi olur.”, “Sonuçta Avrupa!”, “Teknolojiye açığım, işletmemi
daha iyi yaparım.” şeklinde düşünmektedirler. Ayrıca “Köy yerindeyiz, hiçbir şey
olmaz.” şeklinde, AB’den etkilenmeyeceğini düşünen yetiştiriciler de bulunmaktadır.
Olumsuz cevap veren yetiştiriciler duruma gerçekçi yaklaşım gösterirken,
olumlu cevap veren bazı işletme sahiplerinin gerçekçi yaklaşım içerisinde olmadıkla-
rı görülmektedir. Ayrıca yetiştiricilerin % 84’ünün AB Süt Hijyen Yönetmeliği hak-
kında bilgisinin olmaması göze çarpmaktadır.
İşletme sahiplerinin % 89 gibi büyük bir bölümü başka bir üretim kooperatifine
üye değildir. İşletme sahiplerinin % 91 gibi çok büyük bir bölümü işletmelerinde
üretilen sütü Ankara ili DSYB’nin faaliyetleri çerçevesinde Birlik kanalı ile satmak-
tadır.
Sütün Birlik kanalı ile pazarlanmasını tercih eden işletme sahipleri üretilen sütü
teşvik hariç ortalama 0,449 YTL’ye, seyyar olarak pazarlayanlar 0,50 YTL’ye; ken-
disi seyyar olarak satışını gerçekleştirenler ise ortalama 0,95 YTL’ye satmaktadırlar.
Birlik kanalı ile sütün değerlendirilme oranının yüksek olmasında, süt toplama orga-
nizasyonu (il genelindeki süt tankları, toplayıcı araçlar vs.) ile yetiştiricilere kolay-
lıklar sağlanması, fiyat garantisi ve zamanında ödeme yapılmasının etkili olduğu
düşünülmektedir.
60
3.2.2. İşletme Özelliklerine Ait Bulgular
İşletmelerde iş gücü kaynağının işletme ölçeklerine göre dağılımı Çizelge 3.3’te su-
nulmuştur.
Çizelge 3.3. İşletmelerde iş gücü kaynağının işletme ölçeklerine göre dağılımı
Küçük ölç. İşl.
Orta ölç. İşl.
Büyük ölç. İşl. Toplam
Ortalama 15 yaşından küçük (aile) işçi sayısı 0,20 0,12 0,29 0,18 Ortalama 15 yaşından büyük (aile) işçi sayısı 2,43 2,47 1,86 2,36 Yabancı işçi sayısı 0,00 0,31 1,29 0,32 Ortalama toplam işçi sayısı 2,86 2,94 3,43 2,98 Aile iş gücünün yüzdesi 100 89,45 62,39 89,26 İşçi başına inek sayısı 2,48 4,66 7,48 4,17 İşletmeye kim bakıyor?
Bakıcı 0,0 11,8 42,9 11,1 Kendi ve bakıcı 0,0 5,9 14,3 4,4 Eşi 4,8 0,0 0,0 2,2 Kendi 38,1 41,2 14,3 35,6 Kendi ve eşi 52,4 29,4 14,3 37,8 Ailece (çocuklar da dâhil) 4,8 11,8 14,3 8,9
Çizelge 3.3’te görüldüğü üzere işletme başına ortalama 15 yaşından küçük aile
iş gücü oranının oldukça düşük (0,18) olmasına karşın, işletmelerde 15 yaşından bü-
yük aile iş gücü sayısının 2,36 olduğu görülmektedir. Küçük ölçekli işletmelerde iş
gücünün tamamının aile iş gücüne dayandığı, işletme ölçeği büyüdükçe yabancı iş gücü
oranının da arttığı ve işletmelerde bakıcıların istihdam edilmeye başlandığı dikkati çek-
mektedir. Büyük ölçekli işletmelerde işçi başına inek sayısının (7,48 baş), küçük ölçekli
işletmelerden (2,48 baş) yaklaşık 3 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Yetiştiriciler polikültür yapı içinde birçok işle uğraştıkları için işletme sahiple-
rine, işletme ile kimin ilgilendiği (yemleme, sulama, bakım ve idaresi) sorulmuştur.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerde sorumluluğun büyük ölçüde işletme sahibi ve
eşinde, büyük ölçekli işletmelerde ise yaklaşık % 50 oranında bakıcıda olduğu dikka-
ti çekmektedir. İşletmeye ailece bakan (çocuklar da dâhil) yetiştiricilerin oranının
düşüklüğü de göze çarpmaktadır.
İşletme ölçeklerine göre yetiştiricilerin arazi varklıklarını değerlendirme şekil-
leri Çizelge 3.4’te sunulmuştur.
61
Çizelge 3.4. İşletme sahiplerinin arazi varlıkları ve değerlendirme şekilleri
Küçük ölç. İşl.
Orta ölç. İşl.
Büyük ölç. İşl. Toplam
Toplam arazi varlığı (tapulu+kiralık) 0-100 da 38,1 23,5 66,7 36,4 100-200 da 38,1 35,3 0,0 31,8 >200 da 23,8 41,2 33,3 31,8
Toplam ekilen arazi (da) 3333 3585 1073 7991 Toplam ekilebilir tapulu arazi (da) 1885 1540 978 4403 Ortalama ekilebilir tapulu arazi (da) 90 91 163 100 Toplam ekilebilir kiralık arazi (da) 1490 1970 95 3555 Ortalama ekilebilir kiralık arazi (da) 71 116 16 81 Sulanan arazi varlığı (da) 1010 600 738 2148 Sulanabilir arazi yüzdesi 30,3 16,7 68,8 26,9 Yem bitkisinin sulanan araziye oranı 54,6 139,7 57,5 84,4 Toplam yem bitkisi (da) 551 838 424 1813 Yem bitkisinin %’si 16,5 23,4 39,5 22,7 Ortalama yem bitkisi (da) 34 60 106 53 İnek başına ekilen yem bitkisi (da) 4,9 4,4 4,1 4,3 Yem bitkisi eken işletme % 76,2 82,4 57,1 75,6 Toplam hububat ekimi (da) 1935 2090 555 4580 Ortalama hububat ekimi (da) 97 131 93 109 Hububat eken işletme (%) 57,1 82,4 57,1 66,7 Sebzecilikle uğraşma % 23,8 5,9 14,3 15,6 Sebzecilikle uğraşılan toplam alan (da) 95 30 10 135 Kavun karpuz % 19,1 17,7 0 15,6 Kavun karpuz ekilen toplam alan (da) 230 47 0 277 Pancar % 14,3 0 14,3 8,9 Pancar ekilen toplam alan (da) 140 0 40 180
Çizelge 3.4’te görüldüğü gibi yetiştiricilerin yaklaşık 1/3’ü 0-100 da arası top-
lam arazi kullanırken, 1/3’ü 100-200 da ve diğer 1/3’ü ise 200 da üzeri arazi kullan-
maktadır. İşletme başına ortalama tapulu araziler küçük ve orta ölçekli işletmelerde
yaklaşık 90 da olmasına karşın, büyük ölçekli işletmelerde 163 da’yı bulmaktadır.
Kiralık arazi kullanımının büyük ölçekli işletmelerde ortalama 16 da gibi düşük sevi-
yelerde olmasına karşın, küçük ve orta ölçekli işletmelerde sırasıyla 71 da ve 116 da
olduğu görülmektedir.
Yem bitkisi ekiminin sulanabilir araziye oranı genel olarak %84’tür. Bu değer kü-
çük ve büyük işletmelerde % 50 dolaylarında iken, orta ölçekli işletme sahiplerinin arazi-
lerini sondaj yolu ile sulanabilir hale getirmeleriyle % 140 düzeyine çıkmaktadır. Top-
lam arazi varlığı içerisinde sulanabilir arazi varlığı ortalama % 27’dir. Bu değerin büyük
ölçekli işletmelerde % 69 gibi yüksek bir rakam olması dikkat çekicidir. İnek başına
62
ekilen yem bitkisi alanının işletme ölçeklerine göre 4,1da ile 4,9 da arasında değiştiği
İnekler yılın kaç ayı dışarıdalar? 6,3 7,2 9,3 7,1 Yaylım durumu var mı?
Var 23,8 17,7 28,6 22,2 Yok 76,2 82,4 71,4 77,8
Ortalama kapalı barınak alanı (m2) 164,0 250,6 375,0 229,0 Ortalama kapasitesi (baş) 23,5 40,1 76,0 37,9 Ortalama hayvan sayısı 16,8 38,8 68,7 37,1 Altlık malzemesinin genel kullanımı
Sağımı hep aynı kişi mi yapıyor? Evet 100,0 100,0 100,0 100,0
Sağımı kim yapıyor? Eşi 42,9 35,3 14,3 35,6 Kendi 14,3 23,5 14,3 17,8 Kendi ve eşi 23,8 17,7 0,0 17,8 Çocukları 19,1 0,0 0,0 8,9 Bakıcı 0,0 23,5 71,4 20,0
Sağımcının ortalama tecrübesi (yıl) 11,3 11,1 13,3 11,5 Sağımcının tecrübesi
0-5 yıl 14,3 29,4 42,9 24,4 5-10 yıl 33,3 11,8 14,3 22,2 10-15 yıl 23,8 17,7 14,3 20,0 15-20 yıl 19,1 35,3 0,0 22,2 >20 9,5 5,9 28,6 11,1
Bir inekten diğer ineğe geçerken sağım başlığını nasıl temizliyor?
Yapmıyor 71,4 70,6 57,1 68,9 Normal su ile 19,1 11,8 0,0 13,3 Sıcak su ile 4,8 0,0 0,0 2,2 Dezenfektanlı su ile 4,8 17,7 42,9 15,6
67
ÇİZELGE 3.7’nin DEVAMI
Sağım sonrası makinenin temizliği Küçük ölç. İşl.
Orta ölç. İşl.
Büyük ölç. İşl. Toplam
Normal su ile 52,4 23,5 0,0 34,1 Sıcak su ile 14,3 17,7 16,7 15,9 Deterjanlı su ile 19,1 11,8 16,7 15,9 Dezenfektanlı su ile 9,5 41,2 50,0 27,3 Özel asitli su ile 4,8 5,9 16,7 6,8
Ortalama periyodik bakım süresi (gün) 7,7 6,1 3,7 6,6 Sağım makinesinin periyodik temizliği
Dezenfektan madde ile 9,5 64,7 33,3 34,1 Özel asitli dezenfektan ile 19,1 23,5 66,7 27,3 Deterjan ile 42,9 0,0 0,0 20,5 Sıcak su ile 9,5 5,9 0,0 6,8 Normal su ile 14,3 0,0 0,0 6,8 Periyodik bakım yapmıyor. 4,8 5,9 0,0 4,6
Hasta inekler için ayrı bir bölüm var mı? Var 4,8 5,9 42,9 11,1 Yok 95,2 94,1 57,1 88,9
Ayak banyosu yaptırılıyor mu? Evet 19,1 0,0 14,3 11,1 Hayır 81,0 94,1 57,1 82,2 Bazen 0,0 5,9 28,6 6,7
Periyodik barınak kireçlemesi var mı? Var 81,0 64,7 85,7 75,6 Yok 19,1 35,3 14,3 24,4
Periyodik kireçleme süresi (gün) 109 143 39 106 Kapalı ahırlarda periyodik kireçleme (gün) 148 130 30 133 İç ve dış parazit ilacı kullanımı 100,0 100,0 100,0 100,0 Postpartum koruyucu antibiyotik kullanımı
Depo vitamin kullanımı Evet 76,2 76,5 71,4 75,6 Hayır 19,1 17,7 28,6 20,0 Bazen 4,8 5,9 0,0 4,4
Buzağılar için septisemi aşısı kullanımı Evet 9,5 23,5 42,9 20,0 Hayır 85,7 76,5 57,1 77,8 Bazen 4,8 0,0 0,0 2,2
Damızlık düve temin şekli Bir kısmı dışarıdan 14,3 11,8 42,9 17,8 Kendi işletmesinden 85,7 88,2 57,1 82,2
71
İşletme sahiplerinin % 60’ının tırnak bakımını; % 82’sinin ise ayak banyosunu
hiç yaptırmadığı, bu uygulamalar bakımından büyük ölçekli işletmelerin kısmen da-
ha bilinçli olduğu görülmektedir.
Yetiştiricilerin % 76’sının periyodik olarak barınağını kireçledikleri belirlen-
miştir. Periyodik kireçleme süresi küçük ve orta ölçekli işletmelerde sırasıyla 108 ve
143 gün iken, büyük ölçekli işletmelerde 39 gündür.
Yetiştiricilerin iç ve dış parazit ilacı kullanımında özenli davrandıkları ve bütün
işletmelerde parazit ilaçlamasının düzenli olarak yapıldığı görülmektedir.
Postpartum dönem antibiyotik kullanımının işletmelerde en çok % 47 oranıyla
“bazen” uygulandığı, düzenli uygulamaların % 43 oranında olduğu, işletmelerin
%20’sinde bu uygulamanın hiç yapılmadığı dikkati çekmektedir. Depo vitamin kul-
lanımının ise oldukça yaygın olduğu, işletmelerin % 76’sında düzenli olarak kulla-
nıldığı göze çarpmaktadır.
Buzağılar için septisemi aşısının işletmelerin % 78’inde yapılmadığı, küçük öl-
çekli işletmelerde bu uygulamanın % 10 ile oldukça düşük düzeyde olmasına karşın
büyük ölçekli işletmelerde % 40 oranında yapılması dikkat çekici olarak görülmek-
tedir.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin yaklaşık % 90’ı damızlık düve ihtiyacını
kendi işletmesinden sağlarken, büyük ölçekli işletmelerin % 42,9’unun dışarıdan
satın alma yolunu tercih etmeleri dikkati çekmektedir. Bu durum büyük ölçekli iş-
letmelerin büyüme eğilimi içerisinde olduklarını düşündürmektedir.
3.2.4. Mastitis Kontrol Bilgilerine Ait Bulgular
Mastitis kontrol bilgilerine ait anket bulguları Çizelge 3.9’da sunulmuştur.
72
Çizelge 3.9. Mastitis kontrol bilgilerine ait bulgular
Küçük ölç. İşl.
Orta ölç. İşl.
Büyük ölç. İşl. Toplam
Mastitis tedavisini genelde kim yapıyor? Kendi 61,9 64,7 71,4 64,4 Veteriner hekim 38,1 35,3 28,6 35,6
Ortalama tedavi kaç gün sürüyor? 3,8 3,8 3,1 3,7 Kendi tedavilerinde tedavi kaç gün sürüyor? 3,8 3,2 2,3 3,3 V.H.’in tedavisi kaç gün sürüyor? 3,7 4,8 5,0 4,3 Sağım öncesi meme nasıl yıkanıyor?
Hortumla tazyikli su 38,1 29,4 57,1 37,8 Tek kovada normal su 61,9 52,9 28,6 53,3 Tek kovada antiseptikli su 0,0 17,7 14,3 8,9
Memeyi kova ile yıkayanlarda bez kullanım yüzdesi
Bez kullanmayan 0,0 16,7 0,0 7,1 Tek bez 92,3 66,7 66,7 78,6 İki bez (biri temiz, diğeri kirli) 7,7 16,7 33,3 14,3
Memenin kurulanması Yok 33,3 47,1 100,0 48,9 Tek bez 52,4 47,1 0,0 42,2 Bazen tek bez ile 9,5 0,0 0,0 4,4 İki bez 4,8 5,9 0,0 4,4
Memenin temizlenip kurulanması kaç daki-ka sürüyor (genel ortalama)?
Sindirim sistemi hastalıkları da sonraki laktasyonlarda daha fazla görülmekte-
dir. L1’deki toplam sindirim sistemi hastalıklarının insidensi % 11 iken, L≥2’deki
ineklerde % 22’ye çıkmaktadır. Belirtilen farklılığın konstipasyon ve diarede daha
belirgin olması, abomasum deplasmanının L1’deki ineklerde hiç görülmemesi dikka-
ti çekmektedir.
Solunum sistemi hastalığı açısından pnömoni araştırma kapsamında değerlen-
dirilmiş olup bu hastalık L1’deki ineklerde % 4 iken, L≥2’deki ineklerde % 9 gibi
yaklaşık 2 kat daha yüksek düzeyde saptanmıştır.
86
3.4.1.2. İneklerde aylık insidens yöntemi ile hesaplanan insidensler
İşletmeler arasında inek sayısı bakımından büyük farklılıklar bulunduğundan her
işletme için Aİ yöntemiyle hesaplanan insidenslerin proje genelinde değerlendirilme-
sinde ağırlıklı ortalama kullanılmıştır. Araştırma kapsamında bulunan endemik hasta-
lıkların insidensleri ile ilişkin bulgular Çizelge 3.15’te sunulmuştur.
Çizelge 3.15. Aylık insidens yöntemiyle araştırma kapsamında yer alan sağlık problemleri-nin insidensleri
Hastalık adı
Mak
sim
um
Stan
dart
sa
pma
Ağı
rlık
lı o
rtal
ama
Doğum problemleri 164,4 28,7 41,5 Retensiyo sekundinarum 51,0 10,8 15,7 Abort 155,3 21,8 13,3 Güç doğum 40,0 8,9 9,3 Ölü doğum 25,0 4,9 2,5 Diğer 20,0 2,6 0,7
Diğer hastalıklar 2,6 4,5 2,1 1,8 1,9 -0,6 -0,8 *Aynı satırda belirtilen farklı harfler P<0,05 düzeyinde diğerlerinden farklılığı göstermektedir.
Çizelge 3.16’da görüldüğü gibi ketozis hariç tüm sağlık problemlerinde işletme ölçeklerine göre belirlenen farklılıklar istatistikî açıdan P<0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur.
Doğum problemleri hariç diğer sağlık sorunlarının büyük ölçekli işletmelerde oldukça düşük düzeyde olduğu, özellikle küçük ölçekli işletmelerle karşılaştırıldığın-da önemli farklılıkların görüldüğü ilk bakışta göze çarpmaktadır.
90
Doğum problemlerinin büyük ölçekli işletmelerde yaklaşık olarak genel orta-
lama düzeyinde olduğu, küçük ölçekli işletmelerde % 49,5 düzeyine çıktığı, orta öl-
çekli işletmelerde ise genel ortalamanın biraz altında olduğu görülmektedir.
Doğum problemleri kategorisindeki vakalar irdelendiğinde; RS vakalarının iş-
letme ölçeklerine göre ağırlıklı ortalamalarının küçük ve orta ölçekli işletmelerde
birbirine yakın değerlerde olmasına karşın farklılığın istatistiksel olarak önemli oldu-
ğu, abort vakalarının küçük ölçekli işletmelerde % 6,2 daha fazla; orta ölçekli işlet-
melerde % 4,3 daha az görüldüğü dikkati çekmektedir. Güç doğum vakaları küçük
ölçekli işletmelerde yaklaşık % 3 oranında fazla, büyük ölçekli işletmelerde aynı
oranda daha az görüldüğü tespit edilmiştir.
Meme problemleri genel olarak orta ölçekli işletmelerde ortalamaya yakın
iken, küçük ölçekli işletmelerde ortalamadan % 15 yüksek, büyük ölçekli işletmeler-
de aynı oranda ortalamadan düşüktür. Öyleki büyük ölçekli işletmelerdeki mastitis
insidensi % 22 iken, küçük ölçekli işletmelerde % 47 ile yaklaşık iki kat daha fazla
olduğu belirlenmiştir. Meme problemlerinin büyük bir bölümünü oluşturan mastitis
vakaları için de benzer değerlendirmelerin söz konusu olduğu, insidensin işletme
ölçeği büyüdükçe azaldığı görülmektedir.
Fertilite problemlerinden Repat breeder ve metritis vakalarının küçük ve orta
ölçekli işletmelerdeki ağırlıklı ortalamaları arasındaki farklılığın önemsiz olduğu
tespit edilmiştir. Bu problemlerin küçük ve orta ölçekli işletmelerde sırasıyla % 5 ve
% 6 oranında ortalamadan yüksek olmasına karşın büyük ölçekli işletmelerde yakla-
şık %12 oranında düşük olması göze çarpmaktadır. Metritis vakalarının ağırlıklı orta-
lamalarının küçük ölçekli işletmelerde % 18 oranında iken büyük ölçekli işletmeler-
de % 6 ile oldukça düşük düzeyde olması dikkati çekmektedir.
Ayak problemlerinin büyük ölçekli işletmelerdeki insidensi % 8 iken, küçük ve
orta ölçekli işletmelerde yaklaşık 3 kat daha yüksektir. Ayak problemlerinin önemli
bölümünü oluşturan ayak hastalıkları da küçük ve orta ölçekli işletmelerde, büyük
işletmelere nazaran 3 kat daha fazla görülmektedir.
Metabolizma hastalıklarının orta ve büyük ölçekli işletmelerde birbirine yakın de-
ğerlerde olduğu, küçük ölçekli işletmelerde ise insidensin daha yüksek olduğu belirlenmiş-
tir. Hipokalsemi vakalarının orta ve büyük ölçekli işletmelerde sırasıyla % 6,8 ve % 5,1
91
oranlarında iken (istatistiksel olarak aralarındaki farklılık önemsizdir.), küçük ölçekli iş-
letmelerde insidensin % 11 olması dikkat çekicidir.
Sindirim sistemi hastalıkları kategorisinde değerlendirilen hastalıkların orta ve
büyük ölçekli işletmelere oranla küçük ölçekli işletmelerde daha çok sorun oluştur-
duğu görülmektedir. Bu kategoride değerlendirilen vakaların tamamı göz önüne alın-
dığında büyük ölçekli işletmelerde % 16 olan insidensin küçük ölçekli işletmelerde
% 39’a (Bu oranın % 70’ini gıda indigesyonu ve diare oluşturmaktadır.) çıkması dik-
kati çekmektedir. RPT ve abomasum deplasmanının büyük ölçekli işletmelerde,
timpaninin ise orta ölçekli işletmelerde daha fazla görülmesi dikkati çekmektedir.
Mastitis, ayak hastalığı, pnömoni ve sindirim sistemi hastalıklarının mevsimle-
re göre dağılımı Şekil 3.2’de sunulmuştur.
Şekil 3.2. Bazı hastalıkların mevsimlere göre dağılımı
Şekil 3.2’de görüldüğü üzere, mastitis vakaları yazın havaların ısınması ile bir-likte artışa geçerek bu mevsimde en yüksek düzeye (65 vaka) çıkmaktadır. Belirtilen hastalığın sonbaharda sıcaklığın azalması ile en düşük seviyeye (33 vaka) indiği, kışın ise hastalığın yine arttığı (40 vaka) görülmektedir.
Ayak hastalıklarına ilkbaharda 23 vakada rastlanırken yaz mevsimi, tespit edilen 10 vaka ile hastalığın en az görüldüğü mevsim olmuştur. Sonbaharda 16 vaka belirlen-miş olup havaların soğuması ile birlikte bu sayı 26’ya çıkmıştır.
Sindirim sistemi hastalıkları ilkbaharda 54, yazın 31, sonbaharda 29 ve kışın 26 vakada görülmüştür. Sindirim sistemi hastalıkları ile ilkbaharda daha çok karşılaşılma-
* Tamamı kesime sevk edilmiştir. ** 8 tanesi başkasına satılmış, 20 tanesi kesime sevk edilmiştir. Çizelge 3.27’de görüldüğü gibi, yaşlılık nedeniyle elden çıkarılan L≥2’deki
ineklerin elden çıkarma yaşı ortalama 9,49 yıl olarak hesaplanmıştır. Elden çıkarma yaşı ve elden çıkarma satış fiyatlarının minimum ve maksimum değerlerin oldukça değişken olduğu, ortalama elden çıkarma satış fiyatının ise 1558 YTL’ye karşılık geldiği belirlenmiştir.
Veri
yaşları ve
dukça değ
karma sat
yanı sıra v
cilere 200
fiyatın 234
ma damızl
Dam
yıl, elden
dolayı sat
çıkarma y
Her iki eld
dan dolay
kati çekme
İstem
nulmuştur
Şekil 3.3. İ
Şeki
lık (19) ay
şanabilece
li olabilec
Seri 1
0
5
10
15
20
Refo
rme
sayı
s
im düşüklü
elden çıka
ğişken olduğ
tış fiyatının
verim düşük
00-2600 YT
43 YTL’ye
lık satış fiya
mızlık olarak
çıkarma sat
tılan (Tama
yaşı 3,97 yıl
den çıkarm
ı elden çıka
ektedir.
mli olarak e
r.
İstemli olarak
il 3.3’te gör
ylarında yap
ek kaba yem
eği düşünül
Mart Nisan
12 5
ğü nedeniy
arma satış f
ğu; ortalam
n ise 1782 Y
klüğü neden
TL arasında
karşılık ge
atına eşit ol
k satılan L≥
tış fiyatının
amı kesime
l, elden çıka
madaki elden
arma satış f
elden çıkarı
k elden çıkar
rüldüğü gib
pılmıştır. Ek
m sorununun
lmektedir.
Mayıs Haziran
11 12
103
yle elden çık
fiyatlarının
ma elden çık
YTL’ye kar
niyle elden ç
değişen fiy
eldiği belirle
lduğu dikka
≥2’deki inek
n 2300 YTL
sevk edilm
arma satış f
n çıkarma y
fiyatının ort
ılan inekler
rılan inekleri
bi istemli eld
kim ayında
n, aralık ayı
Temmuz Ağustos
8 12
İstemli R
3
karılan L≥2
minimum v
karma yaşın
rşılık geldiğ
çıkarılan 28
yatlarla satı
enmiştir. Be
ati çekmekte
klerin elden
L olduğu he
miştir.) L≥2
fiyatı ise 16
yaşının benz
talama 700
rin elden çık
in aylara gör
den çıkarm
a elden çıkar
ındaki artışt
s Eylül Ekim
10 18
Reforme
2’deki inekl
ve maksimu
nın 5,25 yıl,
ği saptanmı
8 inekten 8’
ıldığı, bu sa
elirtilen bu
edir.
n çıkarma y
esaplanmıştı
’deki inekle
613 YTL old
zerliğine ka
YTL kadar
karılma ayl
e dağılımı
alar en fazl
rmalardaki
ta kurbanlık
Kasım Aralı
11 19
lerin elden
um değerle
, ortalama e
ıştır. Bu bu
’inin başka
atışlardaki o
satış fiyatın
yaşının ortal
ır. Maddî sı
erin ortalam
duğu belirle
arşın, maddî
r düşük oldu
ları Şekil 3
la ekim (18)
artışta ise k
k olarak satı
k Ocak Şub
4 5
çıkarma
rinin ol-
elden çı-
ulguların
yetiştiri-
ortalama
n ortala-
lama 4,1
ıkıntıdan
ma elden
enmiştir.
î sıkıntı-
uğu dik-
.3’te su-
) ve ara-
kışın ya-
ışın etki-
at
104
3.5.2. İstemsiz Elden Çıkarma ile İlgili Bulgular
3.5.2.1. Düvelerde istemsiz elden çıkarma ile ilgili bulgular
Düvelerdeki istemsiz elden çıkarma oranlarına ilişkin bulgular Çizelge 3.28’de su-
nulmuştur.
Çizelge 3.28. Düvelerde istemsiz elden çıkarmaların işletme ölçeklerine göre dağılımı
İşle
tme
ölçeği
Elden çıkarma nedenleri İstatistikî Bilgiler D
öl tu
tmam
a
Met
ritis
Diğ
er
İste
nmey
en
gebe
li k
Top
lam
İs
tem
siz
elde
n çı
karm
a
Top
lam
eld
en
çıka
rma
Küçük (n=70)
Maksimum 14,3 0,0 25,0 0,0 25,0 100,0 Standart sapma 3,9 0,0 5,4 0,0 6,5 29,2 Ağırlıklı ortalama 1,1 0,0 1,2 0,0 2,3 23,6
Orta (n=122)
Maksimum 28,6 0,0 12,5 21,1 28,6 62,5 Standart sapma 9,7 0,0 3,0 5,4 10,1 17,3 Ağırlıklı ortalama 6,3 0,0 0,8 1,5 8,5 19,3
Büyük (n=77)
Maksimum 16,7 0,0 0,0 0,0 16,7 44,4 Standart sapma 4,1 0,0 0,0 0,0 4,1 15,4 Ağırlıklı ortalama 1,1 0,0 0,0 0,0 1,1 11,8
Tümü (n=269)
Maksimum 28,6 0,0 25,0 21,1 28,6 100,0 Standart sapma 7,6 0,0 3,4 3,7 8,6 21,0 Ağırlıklı ortalama 3,4 0,0 0,7 0,7 4,8 18,3
Çizelge 3.28 incelendiğinde, düvelerdeki toplam elden çıkarmaların (% 18,3)
yaklaşık % 25’ini istemsiz elden çıkarmaların (% 4,8) oluşturduğu, toplam elden
çıkarmalar içindeki oranı küçük ve büyük işletmelerde yaklaşık % 10 iken, orta öl-
çekli işletmelerde yaklaşık % 45 olduğu görülmektedir.
İstemsiz elden çıkarmaların önemli bölümünü döl tutmama problemlerinin
(%3,4) oluşturduğu, sadece % 0,7 oranında istenmeyen gebelikler (yaylımdaki hay-
vanın yerli ırklar tarafından tabiî tohumlanmaya maruz kalması) ve aynı oranda diğer
kategoride (coriza ve timpani) değerlendirilen vakaların elden çıkarmalara kaynaklık
ettiği belirlenmiştir.
İstemsiz olarak elden çıkarılan düvelerin elden çıkarma yaşı ve satış fiyatları
Çizelge 3.29’da sunulmuştur.
105
Çizelge 3.29. İstemsiz olarak elden çıkarılan düvelerin elden çıkarma yaşı ve satış fiyatları
Çizelge 3.34’te görüldüğü üzere, tüm inekler göz önüne alındığında istemli ola-
rak sürüden çıkarılan ineklerin ortalama 6,30 yaşında olduğu, belirtilen değerin is-
temsiz elden çıkarmalarda 5,64 yıl ile daha düşük düzeyde olduğu dikkati çekmekte-
dir. Tüm elden çıkarmalar birlikte değerlendirildiğinde elden çıkarma yaşının 5,9 yıl
olduğu görülmektedir.
İstemli olarak yapılan sürüden çıkarmalarda elden çıkarma satış fiyatı yaklaşık
1700 YTL iken, istemsiz elden çıkarmalarda belirtilen satış fiyatın yaklaşık 1200
YTL ile daha düşük olduğu göze çarpmaktadır.
112
3.6. Fertilite ile İlgili Bulgular
3.6.1. Buzağılama Aralığı ile İlgili Bulgular
Buzağılama aralığı ile ilgili hesaplamalar sonucu ulaşılan bulgular Çizelge 3.35’te
sunulmuştur.
Çizelge 3.35. İşletme bazında buzağılama aralığı ile ilgili bulgular (gün)
* Ağırlıklı ortalamalar ile ilgili değerler
Çizelge 3.35’te görüldüğü üzere BA ilgili toplam 705 kayıt değerlendirmeye alınmıştır. İşletmelerde ortalama BA’nın 371 gün ile 502 gün arasında gerçekleştiği, ağırlıklı ortalamasının ise 422 gün olduğu hesaplanmıştır.
İşletmelerde gerçekleşen minimum ve maksimum BA değerleri arasındaki farklı-lıkların oldukça yüksek olduğu, minimum BA’ların 320 ile 420 gün; maksimum BA’ların ise 402 ile 816 gün arasında değiştiği dikkati çekmektedir.
* Ağırlıklı ortalamalar ile ilgili değerler Çizelge 3.37’de 45 işletmeden 2’sinde gerekli veriye kaynaklık teşkil edecek ilk
buzağısını yapmış inek varlığının bulunmamasından dolayı İBY’nin hesaplanamadığı,
geri kalan 43 işletmede toplam 350 adet İBY verisinin değerlendirildiği görülmektedir.
İşletmelerde İBY’nin en düşük 22,1 ay; en yüksek 37 ay; ortalamasının ise 27,6 ay
olduğu belirlenmiştir. İBY’nin düşük olmasında, istemli olarak düvelerin erken tohum-
lanması ile istemsiz olarak meydana gelen tabiî tohumların etkili olduğu düşünülmektedir.
İBY’nin işletme ölçeklerine göre dağılımı ile ilgili bazı bulgular Çizelge
3.38’de verilmiştir.
115
Çizelge 3.38. İşletme ölçeğine göre ilk buzağılama yaşı ile ilgili bulgular
İşletme ölçeği İstatistikler Değerler (ay)
Küçük ölçekli işletmeler
(n=76)
Minimum 24,28 Maksimum 30,85 Standart sapma 1,73 Ağırlıklı ortalama 26,98a
Orta ölçekli işletmeler (n=174)
Minimum 25,30 Maksimum 30,65 Standart sapma 1,23 Ağırlıklı ortalama 27,58b
Büyük ölçekli işletmeler (n=100)
Minimum 26,57 Maksimum 29,18 Standart sapma 0,94 Ağırlıklı ortalama 28,20c
Tüm işletmeler (n=350)
Minimum 24,28 Maksimum 30,85 Standart sapma 1,35 Ağırlıklı ortalama 27,62
*İşletme ölçekleri için belirtilen farklı harfler P<0,05 düzeyinde diğerlerinden farklılığı gös-
termektedir.
Çizelge 3.38’de görüldüğü gibi İBY’nin işletme ölçeklerine göre belirlenen
farklılıkların istatistikî açıdan P<0,05 düzeyinde anlamlı olduğu belirlenmiştir. Orta
ölçekli işletmelerde İBY’nin proje ortalamasına oldukça yakın olduğu (27,6 ay), kü-
çük ölçekli işletmelerde ortalamanın biraz altında (27 ay) olmasına karşın, büyük
ölçekli işletmelerde kısmen yüksek (28,2 ay) olduğu tespit edilmiştir.
3.6.3. Gebelik Başına Tohumlama Sayısı ile İlgili Bulgular
İşletme ölçeklerine göre GBTS ile ilgili bulgular Çizelge 3.39’da sunulmuştur.
Çizelge 3.39’da görüldüğü gibi GBTS’nin işletme ölçeklerine göre belirlenen
farklılıkların istatistikî açıdan P<0,05 düzeyinde anlamlı olduğu belirlenmiştir. Top-
lam 601 gebelik için 1430 tohum kullanıldığı, GBTS’nin işletmelerde 1,5 ile 5,8 adet
arasında değişim gösterdiği, ortalama GBTS’nin ise 2,4 adet olduğu hesaplanmıştır.
Küçük ölçekli işletmelerde GBTS’nin proje ortalamasına yakın (2,3 adet), orta
ölçekli işletmelerde ortalamanın üzerinde (2,6 adet), büyük ölçekli işletmelerde ise
ortalamanın altında (2,2 adet) olduğu dikkati çekmektedir.
116
Çizelge 3.39. İşletme ölçeklerine göre gebelik başına tohumlama sayısı ile ilgili bulgular
İşletme ölçekleri İstatistikî bulgular
Küçük ölçekli
işletmeler
Orta ölçekli
işletmeler
Büyük ölçekli
işletmeler
Tüm işletmeler
Tohum sayısı 380 656 394 1430
Gebelik sayısı 165 256 180 601
Minimum 1,5 1,5 1,72 1,5
Maksimum 3,25 5,78 2,81 5,78
Standart sapma 0,54 0,91 0,44 0,72
Ağırlıklı ortalama 2,30a 2,56b 2,19c 2,38
*İşletme ölçekleri için belirtilen farklı harfler P<0,05 düzeyinde diğerlerinden farklılığı göstermektedir.
Büyük ölçekli işletmelerde GBTS’nin düşük olmasının yanı sıra minimim
GBTS’lerin daha yüksek (1,72), maksimum GBTS’lerin daha düşük (2,81) olduğu
belirlenmiştir.
Düve ve ineklerde repeat breeder vakaları ile ilgili istatistikî bulgular Çizelge
3.40’ta verilmiştir.
Çizelge 3.40. Repeat breeder düve ve ineklerin tohumlama sayıları ile ilgili bulgular
Hayvanın nevi
Hay
van
sayı
sı
Vak
a sa
yısı
Top
lam
to
hum
sayı
sı
Mak
sim
um
Stan
dart
sa
pma
Ort
alam
a
Düveler 268 14 62 6 1,02 4,43
L1’deki inekler 149 9 51 9 2,35 5,67
L≥2’deki inekler 452 98 457 13 1,67 4,66
Tüm inekler 601 107 508 13 1,74 4,75
Çizelge 3.40’ta görüldüğü üzere repeat breeder vakalarında düvelerde ortalama
4.4, L1’deki ineklerde 5,7; L≥2’deki ineklerde ise 4,7 tohum kullanılmıştır. Düveler-
de tohum sayısı en fazla 6’ya, L1’deki ineklerde 9’a, L≥2’deki ineklerde ise 13’e
çıkması dikkati çekmektedir.
117
3.7. Anket Bulgularıyla Bazı Verim Özellikleri, Hastalıklar ve İşletme
Özelliklerinin İlişkilendirilmesi
Proje kapsamındaki işletmelerde SV305’nin bazı işletme özelliklerine göre dağı-
lımı Çizelge 3.41’de sunulmuştur.
Çizelge 3.41. İşletme özelliklerine göre 305 günlük süt veriminin dağılımı
İşletme özelliği n M
inim
um (L
)
Mak
sim
um (l
)
Stan
dart
sapm
a
Orta
lam
a (l)
Barınak tipi Açık 4 4326 6294 871 5022a
Kapalı 18 2116 7736 1358 5171a
Yarı açık 23 3247 8990 1352 5515a
Sağımda sıra var mı? Hayır 24 2116 6916 986 5096a
Evet 21 3775 8990 1312 5665a
İnekler yılın kaç ayı dışarıdalar?
0-5 ay 16 2116 7736 1358 5171a
6-12 ay 29 3247 8990 1291 5442a
Süt sığırcılığı ile ilgili eğitim aldı mı?
Hayır 41 2116 8990 1314 5289a
Evet 4 4326 7298 1248 5881a
Danışmanlık hizmeti alıyor mu?*
Hayır 33 2116 7659 1264 5140a
Evet 12 4668 8990 1318 5857a
a: Her bir işletme özelliği için p<0,05 düzeyinde farklılık önemsiz olarak tespit edilmiştir. * Danışmanlık hizmeti sadece “evet” ve “hayır” kategorisinde değerlendirilmiştir.
Çizelge 3.41’de görüldüğü üzere SV305’nin her bir işletme özelliği için ortala-
ma değerlerindeki farklılıklar istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur.
Yarı açık işletmelerde ortalama SV305’nin kapalı ve açık tip işletmelerden yük-
sek olmak olmasına karşın bu farklılık istatistiksel olarak önemsiz olduğu görülmek-
tedir. Benzer şekilde sağımın belirli bir sırada yapıldığı, ineklerin yılın büyük bir
bölümünde dışarıda bulunduğu, işletme sahiplerinin süt sığırcılığı eğitimi ve danış-
manlık hizmeti aldığı işletmelerde ortalama SV305’nin kısmen yüksek olmasına kar-
şın bu farklılığın istatistiksel olarak önemsiz olduğu dikkati çekmektedir.
118
İşletmelerde tercih edilen barınak tiplerine göre ineklerde görülen bazı hasta-
lıkların aylık insidens yöntemiyle hesaplanan ağırlıklı ortalamaları Çizelge 3.42’de
sunulmuştur.
Çizelge 3.42. İşletmelerde tercih edilen barınak tiplerine göre ineklerdeki bazı hastalıkların ağırlıklı ortalaması
Sağlık problemleri Kapalı tip barınaklarda
Yarı açık tip barınaklarda
Açık tip barınaklarda Tümü
İnek sayısı 195 293 72 560 Doğum problemleri 37,7a 45,7b 35,0a 41,5
Retensiyo sekundinarum 15,3a 16,3a 14,0a 15,7 Abort 8,5b 16,7a 12,7a 13,3 Güç doğum 11,3b 8,6a 6,7a 9,3 Ölü doğum 2,1 3,0 1,6 2,5 Diğer 0,5 1,1 0,0 0,7
*Aynı satırda belirtilen farklı harfler P<0,05 düzeyinde diğerlerinden farklılığı göstermektedir.
119
Çizelge 3.42’de görüldüğü gibi RS , meme ödemi ve ketozis hariç tüm sağlık problemlerinde barınak tiplerine göre belirlenen farklılıklar istatistikî açıdan P<0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur.
Tüm sağlık sorunlarının (Doğum problemleri yarı açık işletmelerde nispeten
daha yüksektir.) kapalı barınak tipine sahip işletmelerde oldukça yüksek düzeylerde
görülmesine karşın, açık tip barınaklarda hastalık insidenslerinin oldukça düşük ol-
ması ilk bakışta göze çarpmaktadır.
Doğum problemleri içerisinde abort vakalarının kapalı tip barınaklarda % 8,5
düzeyinde görülmesine karşın yarı açık işletmelerde belirtilen oranın yaklaşık 2 kat
yüksek olması dikkati çekmektedir. Yarı açık tip barınağı bulunan işletmelerde bu
oranın yüksek olmasında, İBR ve brucella vakaları nedeniyle abort insidensinin yük-
sek olduğu işletmelerin bu ölçekte yer almasının etkili olduğu düşünülmektedir.
Güç doğum vakalarına kapalı tip barınaklarda daha fazla rastlandığı, RS vaka-
larının barınak tiplerine göre önemli farklılıklar göstermediği görülmektedir.
Mastitisin açık tip barınaklardaki ortalama insidensi % 23, yarı açık tip barı-
naklarda % 27 iken, kapalı tip barınağı bulunan işletmelerde bu oranın yaklaşık 2 kat
yüksek olması göze çarpmaktadır.
Repeat breeder vakaları ile açık tip barınaklardaki ineklerde % 9,4 oranında
karşılaşılırken, bu oranın kapalı ve yarı açık işletmelerde yaklaşık % 20 düzeylerinde
olması dikkat çekicidir. Metritis vakaları ile ise açık tip barınaklardaki ineklerde sa-
dece %3 düzeyinde karşılaşılırken, yarı açık işletmelerde belirtilen oranın % 9’a,
kapalı tip barınaklarda ise yaklaşık % 20’ye çıktığı hesaplanmıştır.
Barınak tiplerinin hastalıklara etkisi ayak problemlerinde daha belirgin olarak
görülmektedir. Öyle ki, ayak hastalıkları açık ve yarı açık işletmelerde yaklaşık % 7
düzeylerinde iken, kapalı tip barınaklardaki ineklerde bu oranın % 30’a çıktığı dikka-
ti çekmektedir. Tırnak bozukluğu ile açık tip barınaktaki ineklerde hiç karşılaşılma-
dığı, kapalı barınaklarda ise insidensin % 7 düzeyinde olduğu belirlenmiştir.
Hipokalsemi vakalarının kapalı tip barınaklardaki ineklerde açık tip barınaklara
göre yaklaşık 4 kat yüksek olduğu görülmektedir.
120
Sindirim sistemi hastalıklarının yarı açık tip işletmelerde, açık tip işletmelere
göre yaklaşık 2 kat yüksek olduğu, kapalı işletmelerde ise bu oranın yaklaşık 5 kata
çıktığı görülmektedir.
Pnömoni vakalarının açık ve yarı açık tip barınaklarda % 1,6 ve % 4,8 düze-
yinde görülürken, kapalı tip işletmelerde bu oran % 16 gibi oldukça yüksek düzeyde-
dir.
İşletmelerde tercih edilen barınak tiplerine göre buzağılardaki bazı vakaların
ağırlıklı ortalamaları Çizelge 3.43’te sunulmuştur.
Çizelge 3.43. İşletmelerde tercih edilen barınak tiplerine göre buzağı hastalıklarının ağırlıklı ortalamaları
Solunum sistemi hastalıkları (pnömoni) 23,2a 15,6b 13,8c 18,0 Ayak hastalıkları 9,0a 4,4b 0,0c 5,5 Diğer enfeksiyonlar 6,8 3,9 2,2 4,8
*Aynı satırda belirtilen farklı harfler P<0,05 düzeyinde diğerlerinden farklılığı göstermektedir.
Çizelge 3.43’te görüldüğü gibi konstipasyon ve tipmani vakaları hariç tüm sağ-lık problemlerinde barınak tiplerine göre belirlenen farklılıklar istatistikî açıdan P<0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur.
Kapalı tip barınaklardaki buzağılarda diare, pnömoni ve ayak hastalıklarının açık
ve yarı açık işletmelerden daha yüksek düzeyde karşılaşıldığı belirlenmiştir.
İşletmelerdeki bazı yetiştirici özelliklerine göre mastitisin ortalama
insidensinin karşılaştırılması ile ilgili bulgular Çizelge 3.44’te sunulmuştur.
121
Çizelge 3.44. İşletmelerde yetiştiricilerin bazı özelliklerine göre mastitisin ortalama insidensleri
Süt sığırcılığı ile ilgili eğitim aldı mı? Evet 4 10,0 34,4 11,5 23,8 Hayır 41 0,0 166,7 38,0 43,8
Süt sığırcığıyla uğraşma nedeni? Baba mesleği 18 4,8 166,7 45,0 54,4 Kârlı olduğu için 16 10,0 94,4 24,6 37,4 Yapacak başka iş yok 8 0,0 57,1 24,4 18,7 İkinci iş olsun diye 1 11,1 11,1 - 11,1 Sevdiği için 2 61,9 94,6 23,2 78,3
Asıl iş Eşit (Süt sığırcılığı ve Tarım) 11 0,0 119,7 38,1 53,2 Süt sığırcılığı 23 0,0 166,7 38,2 38,3 Tarım 8 9,1 98,2 36,6 40,3 Besicilik 1 32,3 32,3 - 32,3 Diğer 2 11,1 61,9 35,9 36,5
Sütü nasıl satıyor? Birlik aracılığıyla 41 0,0 166,7 37,0 44,9 Kendisi veya seyyar süt satıcısına 4 0,0 38,3 17,2 13,2
Çizelge 3.44’te işletme sahiplerinin eğitim seviyeleri ile mastitis insidensi ara-
sında önemli bir farklılığın olmadığı görülmektedir. Süt sığırcılığı eğitimi almamış
yetiştiricilerin işletmelerinde mastitis insidensinin, bu eğitimi almış olanların yakla-
şık iki katı oluğu dikkati çekmektedir.
Süt sığırcılığını baba mesleği olarak devam ettiren işletmelerde mastitis insidensi
% 54 iken, kârlı olduğu için bu sektörün tercih edildiği işletmelerde % 37 ile daha düşük,
yapacak başka işi olmadığı için süt sığırcılığıyla uğraşılan işletmelerde ise % 19 ile çok daha düşüktür.
Asıl işi süt sığırcılığı olan yetiştiricilerin işletmelerinde mastitis insidensi % 38, süt
sığırcılığı ve tarımın eşit seviyede aile ekonomisine getirisinin bulunduğu işletmelerde % 53 ile oldukça yüksektir.
122
Sütü Birlik aracılığıyla satan 41 işletmede hastalığın insidensi % 45 iken, sayı-ları oldukça az olsa da üretilen sütü kendileri pazarlayan veya seyyar sütçüye satan 4
işletmede bu oranın % 13 olması dikkati çekmektedir.
İşletmesinde yaşanan sağlık sorunları ile ilgili veteriner hekimlerden bilgi tale-
binde bulunan işletmelerde mastitis oranı % 19 iken, böyle bir hizmet almayan işlet-
melerde hastalığın insidensi % 49 gibi yüksek düzeydedir.
İşleme sahiplerinin hayvan besleme ile ilgili yaptıkları bazı uygulamalara göre
mastitisin ortalama insidensleri Çizelge 3.45’de verilmiştir.
Çizelge 3.45. Yetiştiricilerin hayvan besleme ile ilgili bazı uygulamaları ve mastitis vakala-rının ortalama insidensleri
n Min
imum
Mak
sim
um
Stan
dart
sa
pma
Ort
alam
a
Yaylım durumu var mı? Var 10 0,0 119,7 40,4 48,6 Yok 35 0,0 166,7 36,0 40,2
İnekler yılın kaç ayı dışarıda bulunmakta 0-3 ay 14 0,0 166,7 49,7 63,7 4-7 ay 7 20,0 94,4 22,8 50,5 8-12 ay 24 0,0 98,2 22,4 27,0
Hayvanlar verimlerine göre mi yemleniyor?* Kötü 6 16,7 119,7 35,3 68,7 Vasat 19 0,0 166,7 37,0 44,1 İyi 19 0,0 113,3 34,6 33,4 Mükemmel 1 9,8 9,8 - 9,8
Yemleme ne zaman yapılmakta Sağım öncesi 3 65,1 98,2 18,0 77,7 Sağım esnasında 20 0,0 166,7 42,7 47,7 Sağım esnasında ve sonrasında 22 0,0 113,3 28,0 30,2
*Kötü: Herhangi bir düzenleme söz konusu değildir. Vasat: Sadece düve ve inek ayrımına gö-re bir yemleme söz konusudur. İyi: Düve ve inek ayrımı yanı sıra ineklerde de sütü az ve çok olan-larda verimine göre yemleme yapılmakta. Mükemmel: Kilitli sistem ile verimlerine ve birbirlerinin yemlerine müdahale etmeyecek şekilde yemleme yapılmakta.
Çizelge 3.45’de görüldüğü üzere hayvanlarını yaylıma çıkaran işletmelerde mastitisin ortalama insidensi % 49 iken, yaylım durumunun olmadığı işletmelerde bu oran % 40’dır. İneklerin çok az dışarı çıkarıldığı veya hiç çıkarılmadığı (0-3 ay) işletme-lerde mastitis insidensinin % 64, yılın büyük bir bölümünde (8-12 ay) ineklerin dışarı çıkarıldığı işletmelerde ise insidensin % 27 olduğu tespit edilmiştir.
123
İneklerin verim özelliklerine göre “kötü” düzeyde yemleme yapılan işletmeler-de mastitisin ortalama insidensi % 69 iken, “vasat” olduğu işletmelerde % 44 olarak belirlenmiştir. “İyi” düzeyde yemleme yapılan işletmelerde mastitisin % 33 oranında sorun teşkil ettiği görülmektedir.
Proje kapsamındaki 3 işletmede sağım öncesi yemleme yapıldığı ve mastitisin ortalama % 78 oranında görüldüğü belirlenmiştir. Sağım esnasında yemleme yapılan işletmelerde hastalığın insidensi % 48 iken, yemlemenin bir kısmının sağım sırasın-da, bir kısmının da sağım sonrasında yapıldığı işletmelerde hastalığın insidensinin çok daha düşük (% 30) olduğu görülmektedir.
Sağımla ilgili bazı özelliklerle mastitisin ortalama insidensi ile ilişkisi Çizelge 3.46’da sunulmuştur.
Çizelge 3.46. Süt sağımıyla ilgili bazı özellikler ve mastitis vakaları arasındaki ilişki
Sağım hijyeni ile ilgili bazı uygulamalar ve bu uygulamalara göre mastitis va-
kalarının ortalama insidensleri Çizelge 3.47’de sunulmuştur.
125
Çizelge 3.47. Sağım hijyeni ile ilgili bazı uygulamalar ve mastitis vakalarının ortalama insidensleri
n Min
imum
Mak
sim
um
Stan
dart
sa
pma
Ort
alam
a
Meme tedavisini genellikle kim yapıyor? Kendi 29 0,0 166,7 37,8 51,6 Veteriner hekim 16 0,0 98,2 28,2 24,8
Meme tedavisi kaç gün sürüyor? 1-3 gün 8 4,8 166,7 50,2 58,6 3-5 gün 30 0,0 119,7 31,1 39,2 5-7 gün 7 0,0 98,2 42,5 35,5
Memenin yıkanması Antiseptikli sünger ile 1 11,1 11,1 - 11,1 Tek kova antiseptikli su ile 3 0,0 38,3 19,9 16,0 Hortumla 17 0,0 113,3 25,3 28,0 Tek kova normal su ile 24 0,0 166,7 40,7 54,8
Kurulama Bazen 2 0,0 113,3 80,1 56,7 İki bez ile 2 11,1 94,6 59,1 52,9 Tek bez ile 19 0,0 166,7 43,6 51,1 Yok 22 0,0 94,4 22,5 32,0
Ölen hayvanın değeri (YTL/vaka) 0,0 0,0 1823 0,0 0,0 91,6
Toplam kayıp 122,7 216,0 1990 Toplam kayıp-nüks dâhil (YTL/vaka) 137,3 245,8 1990 100,0 100,0 100,0
Ağırlıklı ortalama kayıp (nüks dâhil) 228,6
Çizelge 3.59’da görüldüğü üzere, hipokalsemiden kaynaklanan toplam ekono-
mik kayıplar hastalığın hafif, şiddetli ve ölümcül formlarında sırasıyla 137YTL, 246
YTL ve 1990 YTL olarak hesaplanmıştır. Hastalığın belirtilen üç formunun olasılığı-
na göre yapılan hesaplamada ağırlıklı ortalama kaybın 229 YTL olduğu belirlenmiş-
tir.
Hastalığın hafif formunda en önemli masraf kalemini, toplam (nüks dâhil) ka-
yıpların yaklaşık % 71’ini kapsayan tedavi masrafları oluşturmaktadır. Tedavi mas-
raflarındaki en önemli kayıp kalemlerini önem sırasına göre toplam kayıpların %
40’ını kapsayan ilaç masrafları ile % 30’unu kapsayan veteriner hekim masrafları
oluşturmaktadır. Süt verim kaybında belirtilen değerin ise % 18 olduğu, hastalığın bu
formunda ölüm vakalarına rastlanmadığı, yetiştiricinin harcadığı sürenin fırsat mali-
yetinin ise gözardı edilebilecek kadar düşük olduğu belirlenmiştir.
144
Hastalığın şiddetli formunda en önemli masraf kalemini, hafif formdaki gibi
tedavi masraflarının oluşturduğu ve bu masrafların toplam (nüks dâhil) kayıpların
%61’ini kapsadığı belirlenmiştir. Tedavi masrafları kapsamında değerlendirilen ilâç
ve veteriner hekim masraflarının ise toplam kaybın sırasıyla % 31 ve % 28’ini oluş-
turduğu tespit edilmiştir.
Hipokalseminin ölümle neticelen formlarında toplam kayıpların % 92’sini ölen
ineğin değeri, % 8’ini ise tedavi giderlerinin oluşturduğu saptanmıştır.
3.9.5. Ayak Hastalıkları Kaynaklı Kayıplar
Ayak hastalıklarından kaynaklanan ekonomik kayıplarla ilgili detaylar Çizelge
3.60’da sunulmuştur.
Çizelge 3.60. Ayak hastalıklarından kaynaklanan ekonomik kayıplar
* Direkt kayıplar. ** Endirekt kayıplar.
Ayak hastalıklarından kaynaklanan ekonomik kayıplar
Ekonomik kayıplar (YTL/vaka)
Toplam kayıplar içindeki oranı (%)
Hafif Orta Şiddetli Hafif Orta Şiddetli Net süt verim kaybı (YTL/vaka)* 22,8 45,5 68,2 7,9 15,8 13,4 Süt kaybının finansal değeri 28,9 57,8 86,8 10,0 20,1 17,0
Çizelge 3.61 incelendiğinde 138 965 YTL olan toplam finansal kaybın % 34’ünün (47 645 YTL) mastitis, % 22’sinin (30 414 YTL) metritisten kaynaklanıyor olması göze çarpmaktadır. Bir başka ifade ile toplam kayıpların yaklaşık yarısına (% 56) mastitis ve metritisin neden olduğu söylenebilmektedir. Bu iki hastalığı ayak hastalığı, RS ve hipokalsemiden kaynaklanan sırasıyla 29 021 YTL, 22 422 YTL ve 9464 YTL tutarın-daki kayıpların izlediği görülmektedir. Bu hastalıkların toplam kayıplar içindeki oranları ise sıra ile % 21, % 16 ve 7 olarak gerçekleştiği belirlenmiştir.
İşletmelerde analizi yapılan 5 hastalığın tamamından oluşan ortalama ekonomik kayıp 3088 YTL olarak hesaplanmıştır. Bu kaybın 1059 YTL’sinin mastitis, 676 YTL’sinin metritis, 645 YTL’sinin ayak hastalıkları, 498 TL’sinin RS ve 210 YTL’sinin hipokalsemiden kaynaklandığı belirlenmiştir.
Proje kapsamındaki işletmelerde hastalıklardan kaynaklanan maksimum kaybın ayak hastalığında 5612 YTL ile gerçekleştiği, bunu metritis (3390 YTL), mastitis (2838 YTL), RS (2249 YTL) ve hipokalseminden kaynaklanan kayıpların (954 YTL) izlediği görülmektedir.
En düşük kayıpların yaşandığı işletmelerde ekonomik kayıpların ¼ kartil değe-rinin mastitis (467 YTL) ve RS (221 YTL)’de yaklaşık % 44, metritiste (359 YTL) ise % 53 oranında düşük olduğu belirlenmiştir.
147
En yüksek kayıpların yaşandığı işletmelerde, ekonomik kayıpların ¼ kartil de-
ğerinin mastitis ve RS’de yaklaşık 1,4 kat, metritis ve ayak hastalığında 1,3 kat,
hipokalsemide ise 2 kat yüksek olması dikkati çekmektedir.
bilir kayıp meydana geldiği görülmektedir. Bu kaybın 32 221 YTL (% 34)’sinin mastitis ve 23 172 YTL (% 24)’sinin metritisten kaynaklanıyor olması dikkat çekici-dir. Bu iki hastalığı 23 119 YTL (% 24) ile ayak hastalıkları, 14 268 YTL (% 157) ile RS ve 8665 YTL (% 9) ile hipokalsemi vakalarının izlediği görülmektedir.
Mastitis ile ilgili sakınılabilir kayıpların 51 YTL ile 2242 YTL arasında deği-
şim gösteren toplam 34 işletmede meydana geldiği belirlenmiştir. Bu kayıpların iş-
letmelerde ortalama 948 YTL düzeyinde, en düşük ¼’ lük kartildeki işletmede sakı-
nılabilir kaybın 379 YTL olduğu görülmektedir. En yüksek ¼ kartildeki işletmede
belirtilen değerin 1320 YTL’ye çıktığı dikkati çekmektedir.
Meydana getirdiği sakınılabilir kayıplar açısından ikinci sırada öneme sahip olan metritis vakalarının işletmelerde en düşük 59 YTL, en yüksek 3228 YTL tuta-rında kayıplara neden olduğu belirlenmiştir. Ortalama sakınılabilir kaybın 682 YTL’ye karşılık geldiği, en düşük ¼’lük kartildeki işletmede belirtilen kaybın 303 YTL ve en yüksek ¼’lük işletmede ise 883 YTL olması göze çarpmaktadır.
RS ile ilgili sakınılabilir kayıpların 34 (% 76) işletmede 8 YTL ile 1744 YTL arasında değiştiği, ortalama değerinin ise 420 YTL olduğu tespit edilmiştir. Belirtilen değer, en düşük ¼’lük kartildeki işletmede 106 YTL iken, en yüksek ¼’lük kartildeki işletmede 595 YTL olduğu saptanmıştır.
Hipokalsemi vakaları nedeniyle 25 (% 56) işletmede en düşük 172 YTL, en yüksek 907 YTL tutarında sakınılabilir kayıpların meydana geldiği görülmektedir. Bu hastalığın ortalama 347 YTL sakınılabilir kayıplara neden olduğu saptanmıştır. Belirtilen değer en düşük ¼’lük kartildeki işletmede 206 YTL iken, en yüksek ¼’lük kartildeki işletmede 416 YTL’ye kadar çıktığı belirlenmiştir.
Ayak hastalıkları bakımından toplam 30 (% 67) işletmede 44 YTL ile 5457 YTL arasında sakınılabilir kayıpların oluştuğu, ortalama sakınılabilir kaybın ise 771 YTL ol-duğu belirlenmiştir. Diğer hastalıklara nazaran standart sapma 1049 ile oldukça yüksek düzeydedir. En düşük ¼’lük kartildeki işletmede sakınılabilir kayıp 209 YTL iken, en yüksek ¼’lük kartildeki işletmede 861 YTL olduğu da dikkati çekmektedir.
İşletmelerin 42 (% 93)’sinde mastitis, metritis, RS, hipokalsemi ve ayak hasta-lığından oluşan toplam sakınılabilir kayıpların 53 YTL ile 10 837 YTL arasında ge-niş bir skalada gerçekleştiği ve ortalamasının 2273 YTL, olduğu görülmektedir.
İşletmelerde toplam sakınılabilir kayıplar inek sayısının artması ile birlikte artış gösterebilmektedir. Bu nedenle işletmelerle ilgili değerlendirmelerde inek başına sakınılabilir kayıpların hesaplanması ve değerlendirmesi önem taşımaktadır. İnek başına toplam sakınılabilir kayıplar 5 YTL ile 1016 YTL arasında değişim göster-mekte ve ortalamasının 220 YTL olduğu görülmektedir.
İşletmelerde en fazla ekonomik kayba neden olan mastitiste inek başına sakını-labilir ekonomik kaybın ağırlıklı ortalaması 79,5 YTL olduğu hesaplanmıştır. Belirti-len bu kayıpların, işletmelerin yapısal özellikleri ve tercih ettikleri koruyucu hekim-lik unsurları ile karşılaştırılmasının yararlı olacağı düşünülmüştür. Yapılan karşılaş-tırmaya dayalı hesaplama ile ilgili sonuçlar Çizelge 3.63’te sunulmuştur.
149
Çizelge 3.63. İşletmelerin yapısal özellikleri ve yaptıkları bazı uygulamalar ile ortalama inek başına mastitisten kaynaklanan sakınılabilir kayıpların karşılaştırılması
Sağımda doğru sıra var mı? Evet 185 97 66 4 209 67 76a -5 Hayır 220 58 79 10 376 63 83b 4
150
ÇİZELGE 3.63’ÜN DEVAMI
n1*
n2**
K
aybı
n ol
uştuğu
in
ekle
rin
oranı (
%)
Min
imum
Mak
sim
um
Stan
dart
sapm
a
Ort
alam
a O
rtal
amad
an sa
pma
(%)
Sağım öncesi memenin yıkanması Hortumla 182 53 77 4 246 41 43a -46 Tek kova antiseptikli su 16 31 34 63 63 0 63b -21 Tek kova normal su 208 53 80 10 376 67 113c 42
Memeyi yıkadıktan sonra kuruluyor mu? Var 152 69 69 4 376 81 112a 40 Yok 253 85 75 10 199 43 60b -24
<6 gün 216 80 73 4 246 50 65a -19 >6 gün 189 54 78 10 376 75 96b 21
Sinek mücadelesi yeterli mi? Yeterli 231 135 63 15 209 49 61a -23 Yetersiz 175 20 90 4 376 75 104b 31
Ahırın genel hijyen durumu nedir? İyi + mükemmel 243 144 63 4 246 52 56a -30 Vasat + kötü 163 11 94 10 376 67 115b 45
Hayvanların genel durumu nasıl? İyi 299 155 66 4 246 53 62a -22 Vasat 107 0 100 10 376 71 128b 61
* Sakınılabilir kaybın oluştuğu inek sayısı ** Sakınabilir kaybın meydana gelmediği inek sayısı β: Her bir işletme özelliği veya yapılan uygulamalarda belirtilen farklı harfler P<0,05 düzeyinde di-
ğerlerinden farklılığı göstermektedir.
Çizelge 3.63’te görüldüğü gibi “süt sığırcılığı ile ilgili alınan eğitim, sağım makinesinin durmu, kuru dönem antibiyotik ve sağım sonrası daldırma kabı uygula-
151
ması” hariç diğer işletme özellikleri ve yapılan uygulamalarda belirlenen farklılıklar istatistikî açıdan P<0,05 düzeyinde anlamlı bulunmuştur.
Küçük ölçekli işletmelerde bulunan ineklerin %84’ünde mastitisten kaynakla-
nan ortalama sakınılabilir kayıp, projedeki tüm ineklerin ağırlıklı ortalamasından %
28 daha yüksektir. Büyük ölçekli işletmelerdeki ineklerin ise % 65’inde, belirtilen
değerin ortalamadan % 46 oranında düşük olması dikkati çekmektedir.
Açık ve yarı açık tip işletmelerdeki ineklerde sırasıyla % 38 ve % 34 oranların-
da ortalamadan daha düşük seviyede mastitisten kaynaklanan sakınılabilir kayıplar
oluşurken, kapalı tip işletmelerdeki ineklerde, belirtilen kaybın ortalamadan % 62
oranında daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Barınaklarından dışarı çıkarılma süresinin 6 aydan daha az olduğu işletmeler-
madan sırasıyla % 35, % 41 ve % 20 oranlarda olduğu görülmektedir.
Sağım makinesinin makinesinin periyodik temizliğinin 6 günden daha uzun
zaman diliminde yapıldığı, sineklerle mücadelenin yetersiz olduğu işletmelerdeki
ineklerde mastitisten kaynaklanan sakınılabilir kaybın ortalamadan sırasıyla % 21 ve
% 23 oranlarında yüksek olduğu görülmektedir.
Barınağın genel hijyen durumunun “vasat ve kötü”, hayvanların genel duru-
munun “vasat” olduğu işletmelerdeki ineklerde, mastitis kaynaklı sakınılabilir kayıp-
ların ortalamadan sırasıyla % 45 ve % 61 daha yüksek olduğu saptanmıştır.
Projedeki işletmelerden 42’sinde meydana gelen inek başına toplam sakınılabi-
lir kayıplar ile kayıpların meydana geldiği işletmelerin bazı özelliklerin ilişkisi Çi-
zelge 3.64’te sunulmuştur.
153
Çizelge 3.64. Arzulanan hedefin üzerinde kayıpların tespit edildiği işletmelerde, inek başına toplam sakınılabilir kayıplar ve işletmeler ile ilgili bazı özelliklerin karşılaştırılması
n1*
n2**
Top
lam
kay
bın
oluş
tu-
ğu in
ek o
ranı
(%)
Min
imum
Mak
sim
um
Stan
dart
sapm
a
Ort
alam
a
Ort
alam
adan
sapm
a (%
)
Yetiştiricinin yaşı Genç (30-39) 227 0 100 5 1016 207 194a 6 Orta (40-49) 110 38 74 49 392 113 201b 10 Yaşlı (>50) 184 0 100 22 596 158 159c -13
* Toplam kaybın oluştuğu inek sayısı ** Toplam kaybın meydana gelmediği inek sayısı β: Her bir işletme özelliği veya yapılan uygulamalarda belirtilen farklı harfler P<0,05 düzeyinde di-
ğerlerinden farklılığı göstermektedir.
155
Çizelge 3.64’te görüldüğü gibi işletme özellikleri ve yapılan uygulamaların hepsinde belirlenen farklılıklar istatistikî açıdan P<0,05 düzeyinde anlamlı bulun-muştur.
Yaşlı grubunda değerlendirilen, tecrübesi 20 yılın üzerinde olan, süt sığırcılığı-
nı baba mesleği olarak devam ettirmeyen işletmelerdeki ineklerde proje kapsamında
değerlendirilen endemik hastalıklardan oluşan ekonomik kaybın ortalamadan sırasıy-
la % 13, % 28 ve % 21 oranlarında daha düşük olduğu belirlenmiştir.
İlkokul mezunu olan yetiştiricilerin işletmelerindeki ineklerde, toplam ekonomik
kaybın ortalamadan % 8 daha düşük, lise muzunu olanların işletmelerinde ise ortalama-
dan % 14 daha yüksek olmasına karşın, çok belirgin bir farklılığın görülmediği tespit
edilmiştir. Ancak, süt sığırcılığı ile ilgili eğitim almış yetiştiricilerin işletmelerinde belir-
tilen kaybın ortalamadan % 45 daha düşük olması dikkati çekmektedir.
Bakıcının çalıştırıldığı ve işletme idaresinin birlikte yürütüldüğü, danışmanlık
hizmetinin alındığı işletmelerdeki ineklerde, toplam ekonomik kaybın ortalamadan
sırasıyla %32 ve % 10 daha düşük olduğu görülmektedir.
Yenilikleri takip etmek için herhangi bir girişimin olmadığı işletmelerdeki
ineklerde, ekonomik kaybın ortalamadan % 37 oranında daha yüksek olduğu sap-
tanmıştır. Bu oranın yenilikleri takip etme tercihi olarak “Birlik dergisi ve Yayçep”
ile “fuar, konferans ve seminerler” yoluyla takip eden yetiştiricilerin işletmelerdeki
ineklerde ise ortalamadan sırasıyla % 19 ve % 52 daha düşük olması dikkati çekmek-
tedir.
Küçük ölçekli işletmelerdeki ineklerde, toplam ekonomik kayıplar ortalamadan
% 33 daha yüksek iken, belirtilen oran büyük ölçekli işletmelerde yaklaşık % 50 ora-
nında daha düşüktür. İnek başına ortalama g-SV 16 l’nin altında olduğu işletmeler-
deki ineklerde toplam ekonomik kayıplar ortalamadan % 18 oranında daha düşük
iken, 20 l’nin üzerindeki ineklerde belirtilen kaybın % 17 daha yüksek olduğu gö-
rülmektedir.
Açık ve yarı açık tip barınaktaki ineklerde toplam ekonomik kayıp ortalamadan
sırasıyla % 50 ve % 32 oranlarında düşük iken, kapalı tip barınaktaki ineklerde yak-
laşık % 60 oranında ortalamadan yüksek olması göze çarpmaktadır.
156
4. TARTIŞMA
Bu başlık altında önceki bölümde verilen bazı bulguların, önemli görülen bazı literatür
bulgularıyla karşılaştırılması ve projenin genel değerlendirilmesi yapılmıştır. Türki-
ye’deki durumun /farklılıkların ortaya konması için öncelikle yurt içinde, daha sonra yurt
dışındaki benzer çalışmalarla ilgili karşılaştırma ve değerlendirme çalışması yapılmıştır.
4.1. Verilerin Güvenirliği
Yetiştiriciler ve/veya işletmeden sorumlu bakıcıların kayıt tutma alışkanlıkları-
nın pek olmaması, polikültür yapı nedeniyle özellikle hasat zamanında işlerin yoğun-
luğundan dolayı verilerin alınmasında eksikliklerin yaşanılabileceği göz önüne alına-
rak gereç ve yöntem bölümünde belirtilen önlemler alınmış, ilk saha gözlemleri doğ-
rultusunda işletme kayıt defteri oluşturulmuştur.
Bu projenin tez önerisinde, deneme periyodunda 60 işletmenin seçilip yapıla-
cak eleme ile 40 işletmede güvenilir kayıtların alınmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Bu amaca ulaşılabilmek için saha ile ilgi ilk izlenimler ışığında 60 yerine 90 işletme
sahibi ve/veya bakıcıya proje detaylı bir şekilde anlatılarak işletme kayıt defterleri
dağıtılmıştır. Bu durum sahada yaşanılması olası kayıt problemlerinin önüne geçil-
mesinde etkili olmuştur. Ancak yine de projenin deneme periyodundaki işletme sayı-
sının % 50 arttırılmasıyla hedeflenen işletme sayısında yaklaşık % 10’luk bir artış
sağlanabilmiştir. Verilerin güvenirliği ve veri alınan işletme oranının düşük olma
nedenlerinin burada irdelenmesinin ilerde benzer konularda çalışacak araştırmacılar
açısından yararlı olacağı düşünülmüştür.
Projenin deneme periyodunda 70 işletmenin kayıt tutabileceği düşünülerek pro-
jede kalacak olan işletmeler belirlenmiştir. Ancak bu işletmelerden de 25 tanesinde
güvenli veriler alınamamıştır. Özellikle proje kapsamına alınmaya çalışılan büyük
ölçekli işletmelerde verilerin alınmasında birtakım sorunlar yaşanmıştır. Bu sorunla-
rın başında, bakıcıların işletmelerde uzun süreli istihdamı ile ilgili yaşanan sıkıntılar
gelmektedir. Proje başlangıcında defterin nasıl doldurulması gerektiği hususunda
157
bilgilendirilen bakıcıların bir sonraki işletme ziyaretinde değişmiş olması verilerin
aksamasına neden olmuştur. Bakıcı sorunu dışında büyük işletmelerin bazılarında
çalışan veteriner hekim/zooteknistlerin bu konuyla ilgili yoğunlaşmak istememeleri,
isteksiz davranmaları da üzücü olarak karşılanmıştır.
Yetiştiricilerin kayıt tutma isteklerinin azalmasında, proje dönemindeki süt fi-
yatının düşmesine karşın yem fiyatlarının yükselmesi durumunun da etkili olduğu
gözlemlenmiştir. 2005 yılında ortalama 0,48 Ykr/l (teşvik hariç) olan süt satış fiyatı
proje döneminde ortalama 0,45 Ykr’a gerilerken, yem fiyatı ortalama 0,37
Ykr/kg’dan 0,45’Ykr’a (aynı özellikteki süt yeminin fiyatı) çıktığı belirlenmiştir. Süt
ve yem fiyatlarında yaşanan istikrarsızlığın yetiştiricilerin moralini bozduğunu, hatta
bazı yetiştiricilerin besicilik, koyunculuk hatta emlakcılık gibi farklı faaliyetlere yö-
neldiği gözlemlenmiştir.
Proje kapsamındaki işletmelerden, işletmenin bulunduğu yerleşim yerinin köy
statüsünden mahalle statüsüne geçmesiyle birlikte süt sığırcılığını bırakmak duru-
munda olan yetiştiricilere de rastlanmıştır. Aile bireylerinin hastalık ve vefat durum-
larının sosyal güvencesi olmayan yetiştiricileri maddî ve manevi olarak derinden
etkilediği, bu durumun yaşandığı işletmelerde kayıtların da sekteye uğraması yaşa-
nan sıkıntılar arasındadır. Tüm bu nedenler verilerin güvenirliğini etkilemesinin yanı
sıra yetiştiricilerin ancak % 50’sinde kayıtların başarıyla alınmasına neden olmuştur.
Yetiştiricilerden veri alınmasında karşılaşılan zorlukların gelişmiş ülkelerde de
yaşandığı bildirilmektedir (Yalçın ve ark., 2006). Yalçın ve ark.(2006)’ın, Frei ve
ark. (1997)’dan naklettiğine göre, araştırmacıların İsviçre süt sığırcılığı işletmeleri
üzerinde yaptıkları insidens çalışmasında, projeye katılan üreticilere önemli düzeyde
maddî destek sağlanmasına karşın, projeye katılımın ancak % 42 düzeyinde olduğu
bildirilmiştir.
158
4.2. Yetiştirici ve İşletme Yapıları ile Hijyen Uygulamalarına İlişkin Bulguların Değerlendirilmesi
Ankara’da soykütüğüne üye toplam 1330 işletmenin % 47’sini şahıslara ait işletme-
ler, %53’ünü ise kooperatiflere üye işletmeler oluşturmaktadır. Şahıslara ait işletme-
lerde işletme başına inek sayısı 9,8 iken, bu oran kooperatiflere üye işletmelerde 4,4
ile daha düşük seviyede olduğu belirlenmiştir. Kooperatiflere üye işletmelerde iş-
letme başına ortalama inek sayısının, Türkiye genelinde 3,2 olduğu düşünüldüğünde,
proje kapsamındaki işletmelerin önemli düzeyde sermaye yatırımına sahip, üretimin
pazara yönelik olarak yapıldığı ve işletme başına düşen hayvan sayısı olarak Türkiye
ortalamasının oldukça üzerinde hayvan varlığına sahip işletmeler olduğu görülmek-
tedir. Bu işletmelerin çoğu en az 3 yıldır soykütüğü hizmetlerinden yararlanmakta,
düzenli olarak bu kütükle ilgili kayıtları tutmaktadırlar. Anket bulgularının literatür
bulgularıyla karşılaştırılmasında bu özelliklerinin göz önünde bulundurulmasının
daha sağlıklı değerlendirmeler sağlayacağı düşünülmektedir.
Bardakçıoğlu ve ark. (2004), Aydın ili, merkez ve ilçelerindeki süt sığırcılığı
işletmelerinin % 49’unun kapalı tip, % 51’inin ise yarı açık tip barınağa sahip oldu-
ğunu, barınaklarda yapı malzemesi olarak beton, tuğla ve kerpiç kullanımının sırasıy-
la % 72, % 34 ve % 3 olduğunu bildirmişlerdir. Bu çalışmada ise kapalı ve yarı açık
tip barınak oranının sırasıyla % 40 ve % 51 olduğu, işletmelerin % 9’nda ise açık
tipte barınakların tercih edildiği, barınak yapı malzemesi olarak % 76 ile en çok tuğla
tercih edilirken kerpiç kullanım oranının ise % 16 olduğu saptanmıştır. Türkiye’de
özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde kapalı tip barınakların ve barı-
nak yapı malzemesi olarak kerpiç kullanımının yaygın kullanımına karşın süt sığırcı-
lığı faaliyetlerinin daha modern yapıldığı Aydın ve Ankara illerinde kapalı tip barı-
nak yapılarının % 50’nin altında olması, kerpiç kullanımının az olması dikkat çeki-
cidir.
Türkiye’de süt sığırcılığı ile uğraşan yetiştiricilerin özellikleri, işletme yapıları
ve hijyen uygulamaları ile araştırmaların sayısı ve kapsamları son yıllarda artış gös-
termiştir. Bu araştırmalardan yöntem olarak benzerlikler taşıyan Yalçın ve ark.
(2006) tarafından yapılan çalışmanın ayrı bir önemi vardır. Yalçın ve ark. (2006)
Burdur, Kırklareli ve Konya ilini kapsayan süt sığırcılığı işletmelerinde endemik
159
hastalıkların meydana getirdiği ekonomik kayıplara yönelik projeyi Haziran 2003-
Eylül 2004 tarihleri arasında toplam 90 işletmede gerçekleştirmişlerdir. Yalçın ve
ark. (2006) projeleri sonunda yetiştiricilerle anket çalışması da yapılmıştır. Belirtilen
çalışma ile bu çalışmada yetiştirici profili ile ilgili bulguların karşılaştırılması Çizel-
ge 4.1’de sunulmuştur.
Çizelge 4.1 Yetiştirici özelliklerinin Yalçın ve ark. (2006)’ın araştırmaları ile karşılaştırılması
Yalçın ve ark. (2006) Bu araştırma Burdur Kırklareli Konya Ankara Yaşı (yıl) 28-39 34,4 46,4 20,0 42,2 40-49 40,6 35,7 30,0 33,3 50 ve üzeri 25,0 17,9 50,0 24,4 Eğitim durumu İlkokul 65,6 42,9 51,7 47,6 Ortaokul 21,9 28,6 24,1 23,8 Lise 12,5 25,0 10,3 23,8 Üniversite 0,0 3,5 13,9 4,8 Süt sığırcılığı eğitimi Evet 15,2 21,4 26,7 8,9 Hayır 84,9 78,6 73,3 91,1 Tecrübesi (yıl) 1-9 yıl 9,1 14,3 24,1 22,2 10-19 yıl 60,6 14,3 55,2 33,3 20-29 yıl 21,2 39,3 20,7 37,8 30 yıl ve üzeri 9,1 32,1 0,0 6,7 İşletme sahibinin asıl geçim kaynağı
Süt sığırcılığı 75,8 50,0 31,0 53,3 Tarım (bitkisel üretim) 6,1 42,9 51,7 30,0 Tarım dışı işler 18,2 7,1 17,3 6,7
İşletme sahibinin AB Süt Hijyen Yönetmeliği hakkında bilgisi var mı? Evet 33,3 25,0 13,3 15,6 Hayır 66,7 75,0 86,7 84,4 AB’ye katılımın işletmenize etkisi nasıl olacak?
Çok iyi 0,0 10,7 3,3 2,2 İyi 15,6 28,6 33,3 15,6 Kötü 25,0 17,9 20,0 26,7 Çok kötü 15,6 0,0 6,7 33,3 Fikrim yok 43,8 42,9 36,7 17,8
Çizelge 4.1’de görüldüğü üzere, Yalçın ve ark. (2006), Kırklareli ve Burdur’da
yetiştiricilerin daha çok genç ve orta yaş grubunda yer alırken Konya’da ise orta ve
ileri yaş grubunun daha çok olduğunu tespit etmişlerdir. Ankara’da ise yetiştiricilerin
daha çok genç ve orta yaş grubunda oldukları belirlenmiştir.
160
Yalçın ve ark. (2006)’ın araştırmalarını yaptıkları Burdur, Kırklareli ve Konya ile
bu araştırmanın yapıldığı Ankara ilinde yetiştiricilerin yaklaşık yarısının ilkokul mezunu
olduğu, bunu ortaokul mezunu yetiştiricilerin izlediği, lise ve üniversite mezunu olan
yetiştiricilerin oranın ise oldukça düşük olduğu görülmektedir.
Tekirdağ, Aydın, Kars ve Antalya’daki yetiştiriciler için de benzer durumun
söz konusu olduğu ve yetiştiricilerin önemli bir bölümünün ilkokul mezunu olduğu
bildirilmektedir (Soyak, 2006; Türkyılmaz ve ark. 2003; Erdoğan, 2004a, Kum,
2006). Giresun’da bulunan yetiştiricilerin % 19’unun hiçbir eğitiminin olmadığı,
Van’da da bu oranın % 11 olduğu belirlenmiştir. Bu illerde ilkokul mezunu olan ye-
tiştiricilerin oranının oldukça yüksek olduğu bildirilmiştir (Turgay ve Bakır, 2004;
Çakır ve ark., 2001).
Yalçın ve ark. (2006), yetiştiricilerin ortalama eğitim süresinin 7,2 yıl olduğu-
nu bildirmişlerdir. Ankara’da ise bu değer 7,6 yıl olarak hesaplanmıştır. Türkiye’de
diğer illerde yapılan benzer araştırmalarda yetiştiricinin eğitim seviyesinin daha dü-
şük olduğu görülmektedir. Ortalama eğitim süresi Kayseri ilinde 5,9 yıl (Şahin,
2001), Tokat ilinde ise 6,3 yıl (Karaaslan, 2000) olarak bildirilmiştir.
Yalçın ve ark.(2006)’ın araştırmalarını gerçekleştirdikleri illerde süt sığırcılığı
ile ilgili eğitim almış olan yetiştiricilerin oranı % 15 ile % 27 arasında olduğu görül-
mektedir. Tekirdağ ilindeki yetiştiricilerin sadece % 11’inin söz konusu eğitimi al-
dıkları tespit edilmiştir (Soyak 2006). Ankara’da ise belirtilen oranın % 9 ile daha
düşük bir düzeyde olduğu görülmektedir. Bu durum, Türkiye’de süt sığırcılığının
daha bilinçli yapıldığı illerde bile yetiştiricilerin % 75’ten fazlasının yaptıkları iş ile
ilgili herhangi bir eğitim almadıklarını ortaya koymaktadır.
Süt sığırcılığının daha bilinçli yapıldığı ülkelerdeki yetiştiricilerin eğitim sevi-
yeleri incelendiğinde, eğitim seviyelerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Öyle
ki, Flaten ve ark (2004) Norveç’teki yetiştiricilerin %40’ının üniversite mezunu,
%76’sının da süt sığırcılığı konusunda iş eğitimi sertifikasına sahip olduğunu bildir-
mişlerdir. Regula ve ark. (2004), İsviçre’deki yetiştiricilerin %74-87’sinin süt sığırcı-
lığı ile ilgili özel eğitim aldığını bildirmiştir. Wolf (2002) yaptığı araştırmada,
ABD’deki 12 yıldan daha düşük eğitim alan işletme sahibi oranının sadece % 2 ol-
161
duğunu, yetiştiricilerin %52’sinin üniversite ve üzerinde eğitim seviyesine sahip ol-
duğunu belirlemişlerdir. Bu bilgiler ışığında, Türkiye’de süt sığırcılığı ile uğraşan
yetiştiricilerin eğitim seviyesi bakımından oldukça düşük bir seviyede olduğu ortaya
çıkmaktadır. Eğitim seviyesindeki düşüklük beraberinde yetiştiricilerin hayvan ba-
kım, besleme hastalıklarla ilgili koruyucu uygulamaları ve yenilikleri takibinde ye-
tersizliklere neden olduğunu akla getirmektedir.
İşletme sahiplerinin yenilikleri takip etmelerinin önemi, gelişen ve değişen
dünya şartlarında her geçen gün daha da artmaktadır. Bu konu ile ilgili Türkyılmaz
ve ark. (2003) Aydın ilinde süt sığırcılığı işletmelerinde kapsamlı bir araştırma yap-
mışlardır. Bu araştırma ile ilgili tespitler ışığında Ankara ilindeki yetiştiricilerin yeni-
likleri takip etme tercihlerinin değerlendirilmesinin daha yararlı olacağı düşünülmüş-
tür.
Türkyılmaz ve ark. (2003), araştırmaları sonucunda işletme ölçeğinin, eğitim
düzeyinin, faaliyet alanındaki deneyim süresinin, yenilikleri benimsemeye olan etki-
sinin istatistikî açıdan önemli bulmuşlardır. Öyle ki; küçük ve orta ölçekli işletmele-
rin % 25’inin düşük, % 55’inin orta ve % 20’sinin yüksek düzeyde yenilikleri benim-
sediklerini, bu oranın büyük ölçekli işletmelerin yarısında orta ve diğer yarısında da
yüksek düzeyde olduklarını saptamışlardır. İnek başına g-SV’nin düşük olduğu iş-
letmelerin yarısında yeniliklerin düşük; yüksek g-SV’ye sahip işletmelerin ise
%84’ününde orta ve yüksek düzeyde benimsendiği belirlemişlerdir. Aydın ilinde
yetiştiricilerin kitle iletişim araçlarından yararlanma düzeylerinin yenilikleri benim-
semeye etkisinin istatistiksel olarak önemsiz olduğunu saptamışlardır. Aydın’da faa-
liyet gösteren ve hayvancılıkla doğrudan ilgili olan Tarım İl Müdürlüğü, Holstein-
Friesian Birliği, ÖR-KOOP, Aydın Ziraat Odası, Ege Yetiştiricileri Birliği vb. gibi
çeşitli kurumlara katılan yetiştiricilerin % 88,7 gibi büyük bir oranının yenilikleri
orta ve yüksek düzeyde benimsediklerini belirlemişlerdir (Türkyılmaz ve ark. 2006).
Ankara ilinde yetiştiricilerin % 27’sinin yenilikleri hiçbir şekilde takip etme-
dikleri görülmüştür. Yenilikleri takip etme tercihi olarak sadece DSYB’nin 3 ayda
bir çıkarmış olduğu dergiyi küçük ve orta ölçekli işletmelerde % 33 ve % 24 oranla-
rında takip ettikleri, büyük ölçekli işletmelerin birlik dergisi ve çiftçilere yönelik
hazırlanan Yayçep televizyon programını tercih etmedikleri görülmektedir. Büyük
162
ölçekli işletme sahiplerinin diğer işletmelere nazaran oldukça yüksek oranda (%43)
yenilikleri basılı materyal, fuar, konferans ve seminerler yolu ile edindikleri belirle-
niştir. Bu durum büyük ölçekli işletme sahiplerinin yenilikleri takip etmek için araştı-
rıcı faaliyetler içinde oldukları, haberdar oldukları seminer, konferanslara olabildi-
ğince katılmaya çalıştıklarını göstermektedir.
Sonuç olarak; işletme ölçeğinin büyüklüğü, yetiştiricilerin eğitim düzeyi, dene-
yimleri ve süt verim oranları yüksek olan işletmelerin yenilikleri daha çok benimse-
dikleri ve işletmelerini daha verimli bir şekilde idare ettikleri söylenebilmektedir.
Öyleki bu projede süt sığırcılığı ile ilgili eğitim almış işletmelerde toplam sakınılabi-
lir kayıpların % 52 oranında ortalamadan daha düşük olduğu belirlenmiştir. Süt sığır-
cılığı ile 15 yılın üzerinde uğraşan işletmelerde belirtilen kayıp oranının % 22 daha
az, 15 yılın altında bir sürede bu iş ile iştigal eden işletmelerde kayıp oranının % 20
daha fazla olduğu hesaplanmıştır.
Yetiştiricilerin asıl geçim kaynakları incelendiğinde, Ankara’daki yetiştiricile-
rin % 53’ünün asıl geçim kaynağının süt sığırcılığı olduğu, % 30’unun ise tarımsal
üretim olduğu belirlenmiştir. Yalçın ve ark.(2006)’ın araştırmalarını yaptıkları iller-
den Kırklareli ve Konya illerinde işletme sahiplerinin yoğun bir şekilde bitkisel üre-
timle de uğraştıkları görülmektedir. Soyak (2006), Tekirdağ’da yetiştiricilerin
%62’sinin tarım ve hayvancılık dışında başka bir geliri bulunmamakta iken,
%38’inin ise bu sektörler dışında gelir getirecek başka işlerle de uğraştıkları, yetişti-
ricilerin sadece % 21’i hayvancılıktan elde ettikleri gelirin geçimi sağlamada yeterli
olduğunu bildirmektedir. Sonuç olarak Türkiye’de işletme ölçeklerinin genelde üreti-
ci ve ailesine yeterli geliri sağlamayacak kadar küçük olması süt sığırcılığının yanı
sıra diğer tarımsal ve tarım dışı faaliyetlerine yöneltmektedir. Bu durumun da üre-
timde istenilen düzeyde uzmanlaşmanın sağlanamamasında etkili olduğu düşünül-
mektedir.
Antalya’da yetiştiricilerin % 61’i süt sığırcılığını baba mesleği olarak devam
ettirdikleri, % 38’inin ise kârlı gördükleri için bu faaliyette bulundukları bildirilmiştir
(Kum, 2006). Ankara’da da kısmen benzer tercihlerin olduğu, yetiştiricilerin %
53’ünün süt sığırcılığını baba mesleği olarak devam ettirdikleri, % 35’inin ise kârlı
olduğu için süt sığırcılığı ile uğraştıkları belirlenmiştir. Yetiştiricilerin büyük çoğun-
163
luğunun bu işi kârlı görmedikleri hâlde, yapacak başka bir iş olanağının olmamasın-
dan dolayı süt sığırcılığı faaliyetlerini devam ettirdikleri göze çarpmaktadır.
Her iki araştırmada yetiştiricilerin büyük bir bölümünün (%67- %87) AB Süt
Hijyeni Yönetmeliği ile ilgili bilgilerinin olmadığı görülmektedir. Bilindiği üzere
AB’ye üye olunması hâlinde yetiştiricilerin süt hijyeni ile ilgili önemli yaptırımlarla,
bir kısmı işini kaybetme olasılığıyla karşılaşılabilecektir. Buna rağmen yetiştiricileri-
nin büyük bölümünün bu konu ile ilgili bilgi sahibi olmamaları önemli bir paradoksu
da beraberinde getirmekte, yetiştiricilerin yenilikleri takip etmede de eksikliklerinin
olduğunu ortaya koymaktadır.
Ankara’daki yetiştiricilerin AB’ye katılımın işletmelerine olacak etkisine diğer
illerdeki yetiştiricilerden daha karamsar baktıkları, bu konu ile ilgili fikri olmayan
yetiştiricilerin (% 18) daha az olduğu görülmektedir.
Süt sığırcılığı işletmeleriyle ilgili bazı özelliklerin Yalçın ve ark.(2006)’ın bul-
gularıyla karşılaştırılması Çizelge 4.2’de verilmiştir.
Çizelge 4.2. Süt sığırcılığı işletmeleriyle ilgili bazı yapısal özelliklerin Yalçın ve ark.(2006)’ın bulgularıyla karşılaştırılması
Yalçın ve ark. (2006) Bu araştırma Burdur Kırklareli Konya Ankara Aile işgücü 99,04 92,8 85,7 89,26 Yabancı işgücü 0,96 7,2 14,3 10,74 Toplam işgücü 100 100 100 100 İşçi başına ortalama inek sayısı 3,4 4,2 5,5 4,2 Arazilerin değerlendirme şekli Toplam Ekilen Arazi (da) 4740 4562 3216 7990,5 Yem Bitkisi (da) 1132 1185 981 1813 Yem Bitkisinin payı (%) 23,9 26 30,5 22,7 Sulanan arazi varlığı (da) 2584 ? ? 2148 Yem bitkisinin sulanan araziye oranı 43,8 ? ? 84,4 Kesif yemi temin şekli
Çoğu fabrikadan 87,8 53,6 89,7 100 Çoğu kendisi 6,1 17,9 0 0 Hemen hemen eşit 6,1 28,6 10,3 0
İnek başına günlük kaliteli kaba ve kesif yem (ortalama kg)
15,5 13,95 10,8 9,9
Çizelge 4.2’de görüldüğü üzere, her iki araştırmada işletmelerde iş gücünün
büyük bölümünün (% 86 ile % 99 arasında) aile iş gücüne dayanmaktadır. İşçi başına
164
düşen ortalama inek sayısının en yüksek Konya’da, en düşük Burdur’da olduğu; be-lirtilen değerin Kırklareli ve Ankara’da ise eşit olduğu dikkati çekmektedir.
Yem bitkisi ekim oranının her iki araştırmanın yapıldığı illerde Türkiye orta-
laması olan (TÜİK, 2002) % 6’nın oldukça üzerinde (% 23 ile % 31 arasında) oldu-
ğu, bu illerdeki yetiştiricilerin yem bitkisi ekimine daha fazla önem gösterdikleri
anlaşılmaktadır. Öyle ki Yem bitkisi ekilen arazinin sulanabilir araziye oranının An-
kara’da oldukça yüksek olması (Bu oranın yüksek hesaplanmasında yetiştiricilerin
sulak olmayan arazilerin bir kısmının sondaj yöntemiyle sulamaların etkisi olduğu
göz önüne alınmalıdır.) yetiştiricilerin sulanabilir arazilerini olabildiğince yem bitkisi
ekerek değerlendirdiklerini göstermektedir.
Silaj kullanım oranın Tekirdağ’da % 75 (Soyak, 2006), Antalya’da ise %44 (Kum, 2006) olduğu bildirilmiştir. Bu oranın Ankara’da % 47 ile süt sığırcılığının gelişmiş olduğu Tekirdağ’dan düşük ve Antalya’daki oran ile benzer olduğu görül-mektedir. Kum (2006), Antalya’da silaj kullanımının g-SV 15-19 l/inek olan işletme-lerde % 42, g-SV 20 l/inek’nin üzerinde olan işletmelerde % 93 olduğunu, büyük ölçekli işletmelerde (22 baş üzeri hayvanı olan) bu oranın % 67’ye çıktığını tespit etmiştir. Ankara’da inek başına günlük 15 l’nin üzerinde süt verimi olan işletmelerde silaj kullanım oranının % 71, büyük ölçekli işletmelerde belirtilen oranın % 57’ye karşılık geldiği belirlenmiştir.
Yalçın ve ark. (2006) araştırma illerinde kesif yemin çoğunun fabrikadan temin eden işletmelerin oranın % 54 ile % 90 arasında olduğunu belirlemişlerdir. Soyak (2006), Tekirdağ’da yetiştiricilerin % 12’sinin yemini kendilerinin ürettiğini bildir-miştir. Ankara’da ise yetiştiricilerin tamamının kesif yemin çoğunu fabrikalardan sağlaması, kendi yemini üreten yetiştiricilerin bulunmaması göze çarpmaktadır.
Yalçın ve ark.(2006)’ın araştırma illerinde, ineklere verilen günlük kaliteli ka-ba ve kesif yem miktarının 11kg/inek ile 15 kg/inek arasında değiştiği, bu miktarın Ankara’da 10 kg/inek ile daha düşük miktarda olduğu görülmektedir. Antalya’da işletmelerin % 56’ının ineklere günlük 9 kg’nin üzerinde kesif yem verdiği (Kum 2006), Ankara’da da bu oranın % 58 ile benzer durumun söz konusu olduğu dikkati çekmektedir.
7’sinin fabrikaya ve % 7’sinin de seyyar sütçüye sattığını bildirmektedir. Ankara’da
170
ise proje kapsamındaki 45 işletmenin % 91’inde Birlik aracılığıyla satılırken, %
9’unun seyyara ve aracılara satılması; mandıralara ve fabrikalara direkt satışın rast-
lanmaması dikkat çekicidir. Süt alım fiyatlarının sütün kalitesine göre belirlenmesi-
nin henüz düzenli olarak yapılmamasından dolayı birlik kanalıyla sütünü pazarlayan-
ların hijyen unsurlarına gereken özeni göstermedikleri, seyyar satışta bulunanların
müşterilerinin memnuniyetini artırmak için bu konulara daha fazla önem verildiği
gözlemlenmiştir.
4.3. İşletmelerin Süt Verimleri, Laktasyon Süreleri, Kuruda Kalma Süreleri ile
İlgili Değerlendirme
Türkiye’de işletmelerdeki süt verim özelliklerini araştıran çok sayıda araştırma söz
konusudur. Ancak araştırmaların çoğunun -bu araştırmadan farklı olarak- büyük öl-
çekli tek bir işletmede veya çok az sayıdaki özel işletmelerde yapıldığı görülmekte-
dir. Belirli bir ildeki yetiştiricilerin ortalama süt verimlerini, laktasyon ve kuruda
kalma sürelerini tespit etmeye yönelik araştırmaların pek bulunmadığı görülmüştür.
Kumlu ve Akman (1999)’ın 17 ilde bulunan 1207 soykütüğü işletmesini kap-
sayan çalışmaları bulunmaktadır. Ancak bu araştırmada soykütüğü kayıtlarından be-
lirli kıstaslarla eliminasyonun yapılmasına dayalı bir çalışma söz konusudur. Kumlu
ve Akman (1999)’ın bu araştırmalarında SV305, laktasyon ve kuruda kalma süresi
5592l/inek; 331gün ve 74 gün olarak hesaplamışlardır. Aynı yöntem ile Özkök
(2006)’ün yaptığı çalışmada SV305 değerini 6729 l/inek olarak hesaplamış ve bu du-
rumu Kumlu ve Akman (1999)’ın yaptığı araştırmadan sonra geçen sürede süt veri-
minin daha iyi konuma geldiği değerlendirmesinde bulunmuştur. Belirtilen bu iki
çalışma ile ilgili yöntem olarak farklı olan diğer araştırmalarla ilgili bulgular Çizelge
4.5’te verilmiştir.
171
Çizelge 4.5. Süt verimleri, laktasyon ve kuruda kalma süreleri ile ilgili literatür karşılaştır-ması
Araştırmacı Yapıldığı il/bölge
İşletme
Sürü
büy
üklüğü
Lak
tasy
on sü
resi
Kur
uda
kalm
a sü
resi
305
günl
ük sü
t ver
imi
(l/in
ek)
Top
lam
süt v
erim
i (l/
inek
)
Koç (2006) Aydın Üç farklı işletme 67 * 313 5420 5059 Erdem ve ark. (2007a) Amasya Gökhöyük Tarım
İşletmesi 179 301,7 82 6467 6273
Duru ve Erdo-ğan (2002)**
Orta Ana-dolu
Koçaş Tarım İşletmesi 362 304,4 4784 4966
Pelister ve ark. (2005)
Marmara bölgesi Özel bir işletme 214 270 79,2 4276 4297
Sehar ve Özbeyaz (2005)***
Orta Ana-dolu
Koçaş Tarım İşletmesi 275 297 74 - 6400
Bu çalışma Ankara 45 şahıs işletmesi 559 362 61 5456 6115
* ineklerden 14 tanesi esmer ırktır. ** Araştırma 1988-1994 yılları arasındaki verileri kapsamaktadır. *** Araştırma 1994-2000 yılları arasındaki verileri kapsamaktadır.
Türkiye’de konu ile ilgili araştırmalar incelendiğinde bu çalışmada tespit edilen
LS ve KKS’nin literatür bulgularından farklılıklar içerdiği hemen göze çarpmaktadır.
Ancak literatürdeki bulguların özel işletmelerde yapıldığı, bu çalışmanın ise çok sa-
yıda şahıslara ait işletmelerde gerçekleştirildiği ve işletmeler arasında büyük farklı-
lıklar olduğunun göz önüne alınması gerekmektedir.
Literatür bulgularında LS’nin 270 ile 313 gün arasında değişim gösterdiği gö-
rülmektedir. Özkök (2006)’ün, soykütüğü verilerini kullanarak yaptığı Türkiye gene-
lindeki araştırmasında laktasyon süresini 330 gün olarak hesaplamıştır. Bu çalışmada
laktasyon süresinin 361 gün olarak diğer literatür bulgularından yüksek olduğu he-
saplanmıştır. Bu duruma araştırmanın şahıslara ait çok sayıda işletmede yapılması-
nın ve proje kapsamındaki işletmelerde abort vakalarının yüksek olmasının etkili
olabileceği düşünülmektedir. Yetiştiricilerin hiçbirinin abort vakalarından sonra hay-
vanı kuruya çıkarmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca elden çıkarılması düşünülen sağmal
ineklerin satımının gerçekleşmesine kadar (Bazen beklenilen süre Kurban Bayramı
da olmaktadır.) beklenilmesiyle LS’nin uzamasında etkili olduğu düşünülmektedir.
172
Bu çalışmadaki KKS’nin literatür bulgularıyla farklılıklar içerdiği de görül-
mektedir. Öyle ki KKS literatür bulgularında 74 ile 82 arasında değişim gösterirken
belirtilen değerin bu çalışmada 61 gün ile oldukça düşük düzeyde olduğu göze çarp-
maktadır. Ancak bu çalışmadaki işletmelerden 21’inin 60 günün altında, 23’ünün de
60 günün üzerinde değerlere sahip olması ortalamanın ideal bir değerde olduğunu
yanılsamasını ortaya çıkarmaktadır. İlgili bölümde değerlendirildiği gibi hedef olarak
belirlenen 58-63 günden işletmelerin yaklaşık ¾’ünün saptığı göz önünde bulundu-
rulmalıdır. Kuhn ve ark (2005) ABD’de siyah alaca ırkı sığırcılığı işletmelerinde
yaptıkları araştırmada (Bu araştırmada 3527 sürüde bulunan 295 067 ineğe ait 459
075 kayıt kullanılmıştır.) ortalama KKS’yi 60,5 gün; standart sapma değerini 5,8 gün
olduğunu ve işletmelerin yaklaşık % 91’inde KKS’nin 50 ile 70 gün arasında geçti-
ğini belirlemişlerdir. Ankara’da yapılan bu araştırmada belirtilen oranın yaklaşık %
72 gibi daha düşük bir düzeyde olduğu belirlenmiştir.
Türkiye’deki araştırmalarda SV305’nin 4276 ile 6467 l/inek arasında, LSV’nin
ise 4297 ile 6400 l/inek arasında değiştiği görülmektedir. Bu çalışmada belirtilen
değerlerin büyük farklılıklar içermediği ve sırasıyla 5456 l/inek ile 6100 l/inek oldu-
ğu görülmektedir.
Topaloğlu ve ark. (2005a), gereç olarak İngiltere’nin güneyinde bulunan rast-
gele seçilmiş 5 siyah alaca sığırı işletmesinin 1994-2003 yılları arasında Ulusal Süt
Kaydı Derneği tarafından kontrol edilen 691 ineğin süt verim kayıtlarını kullanmış-
lardır. Araştırma sonucunda belirtilen verim özellikleri bakımından LS 300-346 gün;
KKS 57-79 gün; inek başına LSV’nin 5193-8562 l; SV 305’in 5116-8238 l arasında
değişim gösterdikleri ve ortalamalarının sırasıyla 324 gün; 67 gün; 7715 l ve 7287 l
olduğunu hesaplamışlardır. González ve ark. (2004)’ın İspanya’nın Basque ve
Navarra özerk bölgesi Holştayn Birliği’ne ait 63 160 ineğin 120 713 laktasyon veri-
sini kullandıkları araştırmada LS, KKS, SV305 ve LSV sırasıyla ortalama olarak 334
gün; 74 gün; 8564 l/inek ve 9283 l/inek olarak hesaplanmıştır. LS ve KKS olarak
Türkiye’ye benzerlik taşınmasına rağmen süt verimlerinin oldukça yüksek olduğu
dikkati çekmektedir. New York’ta SV305’nin inek başına ortalama 7528 l olduğu bil-
dirilmektedir (Gröhn ve ark. 1998). Gröhn ve ark. (1998)’nın 14 işletmede (Ortalama
sürü büyüklüğü 500 baş) bulunan 7523 siyah alaca ineğe ait süt verilerinin kullanıldığı
173
araştırmalarında bu işletmelerde ortalama SV 305’in 10 265 l/inek olduğunu hesaplamış-
lardır. Bu durum süt verimi açısından Türkiye’deki verimin yaklaşık 2 katının gerçekleş-
tirildiğini göstermektedir.
4.4. Endemik Hastalık İnsidenslerine Ait Bulguların Değerlendirilmesi
* Bu araştırmada ağırlıklı insidensler verilmiş olup aylık insidens yöntemiyle insidensler hesaplan-mıştır. ** Tüm illerin ağırlıklı insidensleri verilmiştir. *** işletme ölçeğindeki inek sayısı n<11’dir. **** Projede yer alan orta ve büyük ölçekli işletmeler birleştirilerek Yalçın ve ark.(2006)’ın araştır-malarındaki büyük ölçekli işletmelerle (n>11) eşdeğer yapılmıştır.
Jinekolojik problemler ile ilgili her iki araştırma arasındaki farklılık oldukça
yüksek düzeydedir. Öyle ki Yalçın ve ark.(2006)’ın tüm illerdeki ağırlıklı ortalama-
nın yaklaşık 3 katı kadar yüksek bir düzeyde jinekolojik problemlerin (% 41,5) An-
kara’da yaşanıyor olması oldukça düşündürücü bir durumdur. Ankara’da Atay ve
ark. (1996) yaptıkları araştırmada ölü doğum oranı % 3,2 ve abort oranı % 2,5 olarak
bildirilmiştir. Ancak belirtilen araştırmada insidensin hesaplanma ve verilerin tedari-
ki konusunda açıklayıcı bilgi bulunmadığından değerlendirmeye alınmamıştır. Bu
araştırmada yetiştiricilerin veri vermelerini kolaylaştırıcı önlemlerin (işletme kayıt
defteri gibi) verilerin güvenirliğini artırabilme olasılığı, insidenslerin hesaplanmasın-
daki yöntem farklılığı insidenslerde rakamsal olarak minimal düzeyde etkilerinin
olabileceği göz önüne alınsa da esas farklılığın kaynağının bu etmenlerin dışında
düşünülmektedir. Bu durumun değerlendirilmesinde Yalçın ve ark.(2006)’ın araştır-
malarını yaptıkları illerde insidenslerin düşük olduğu illerdeki durumların irdelenme-
siyle daha sağlıklı bir değerlendirmede bulunulabileceği düşünülmektedir.
175
“Hastalıklardan Arî Bölge” olması düşünülen Trakya bölümümüzdeki Kırkla-
reli’nde abort ve RS’ye neden olabilen brucella, İBR gibi hastalıkların nispeten az
karşılaşılırken, Ankara’da ise çevre illerden hayvan hareketinin (özellikle Kurban
bayramında başkentin kurban ihtiyacı) daha yoğun olarak yaşanabildiği bir il ko-
numda olmasıyla nedeniyle belirtilen problemlerin daha sık karşılaşılabileceğini dü-
şündürmektedir. Bu çalışmada aborta neden olabilen bulaşıcı hastalıkların olduğu
işletmelerde insidensin % 155’e kadar çıkabildiği belirlenmiştir.
Bu araştırmada abort vakasının görüldüğü ineklerin % 36’sında, ölü doğum
vakalarının % 21’inde (Yalçın ve ark. (2006)’da bu problem dikkate alınmamıştır.)
ve güç doğum vakalarının ise % 44 gibi yaklaşık yarısında RS vakasının rastlandığı
belirlenmiştir. Bu konu ile ilgili yapılmış bazı araştırmalarda benzer sonuçlar tespit
edilmiştir. Örneğin; Akar ve ark. (2001)’da RS vakalarının güç doğum, ölü doğum ve
abort vakalarından sonra görülmesinin normal doğum vakalarından daha yüksek ol-
duğunu bildirmektedirler. Literatürde de benzer bulgulara rastlanmıştır (Koçak ve
Ekiz 2006a; Joosten ve ark., 1991; Correa ve ark., 1990). Bademkıran ve Horoz Ka-
ya (2006)’nın Ceylanpınar Tarım İşletmesi Gökçayır Sığırcılık Şubesi’nde yaşları
2,5-9 arasında değişen güç doğum yapmış 62 inek üzerinde yaptıkları çalışmada
enfeksiyöz hastalıklar, metabolizma, üriner, deri ve dolaşım sistemi hastalıklarının
izlediğini belirlemişlerdir. Bu çalışmada da buzağılarda en çok sindirim ve solunum
sistemi problemleriyle karşılaşıldığı belirlenmiştir.
Buzağılardaki ölümler ve yaşama gücüne bakıldığında Atay ve ark (1996) bu-
zağı yaşama gücünü (0-6 ay) % 84; Sehar ve Özbeyaz (2005) % 92 olarak hesapladı-
ğı görülmektedir. Ancak her iki araştırmanın da özel bir işletmede yapıldığı göz
önünde bulundurulmalıdır. Karakaş (2002), Bursa İli Yenişehir ilçesinde süt sığırı
yetiştiren 10 işletmede doğan 135 siyah alaca buzağı üzerinde yaptıkları araştırmada
ölüm oranının 0-6 aylık dönemde % 16,3 olarak gerçekleştiğini belirlemişlerdir. Bu
çalışmada belirtilen dönem için ölüm oranının % 9,32 olduğu belirlenmiştir. Ancak
601 doğum hadisesinde % 11,7 abort görüldüğü, ölü doğumlar (% 2,3) ve güç do-
ğumla kaybedilen buzağılar (% 2) da dikkate alındığında doğumların % 84’ünde ha-
yatta kalan buzağının olduğu, bu buzağıların da % 9,3’ünün 0-6 aylık dönemde öldü-
ğü belirlenmiştir.
4.4.2. Yurt dışında Yapılan Araştırmalarla İlgili Değerlendirme
Yurt dışında süt sığırcılığı işletmelerindeki endemik hastalıkların insidensine yönelik
çok sayıda çalışma yapılmıştır. Konu ile ilgili literatür bulguları Çizelge 4.7’de su-
nulmuştur.
179
Çizelge 4.7. Literatürde çeşitli çalışmalarda bildirilen süt sığırcılığı işletmelerinde karşılaşı-lan endemik hastalıklara ilişkin insidens oranları Araştırmalar
Kaynak: Yalçın ve ark. 2006 * Repeat breeders vakaları dâhil edilmiştir. Çizelge 4.7’de ilk dikkati çeken insidens oranları arasında büyük farklılıkların
olmasıdır. Fertilite problemleri %3-152, meme hastalıkları %5-44, jinekolojik prob-
lemler %3-25, ayak hastalıkları %0,3-30, metabolizma hastalıklarda %1-12 ve sindi-
rim sistemi hastalıkları %2-36 arasında değiştiği görülmektedir. Bölgesel farklılıklar,
üretim yapılarındaki farklı uygulamalar, yetiştirici profilleri ile hijyen ve hastalık
kontrol uygulamalarındaki değişik uygulamaların bu farklılıklara neden olabileceği
göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca Literatürde bildirilen benzer çalışmalar ara-
sında insidens değerleri açısından önemli derecede farklılıkların görülmesinde yön-
tem ve kavramlarla ilgili bir örnekliliğin sağlanamamış olması da etkili olduğu düşünül-
mektedir. Yalçın ve ark.(2006)’ın yaptıkları literatür çalışmasıyla ilgili olarak;
“Bazı çalışmalarda (Fournichon ve ark,2001 ve Esslemont ve Kossaibati,1996) has-
talık insidensi işletme düzeyinde hesaplanırken, genelde diğer çalışmalarda inek bazında
hesaplama yapılmıştır. Diğer yandan, hastalık kategorilerinin içeriği açısından da bir ör-
180
neklilik sağlanamamıştır. Örneğin, genelde Fertilite Problemleri’ne sadece infertiliteye ne-
den olan ve teşhis edilmiş hastalık olguları göz önünde bulundurulurken, Frei ve ark (1997)
ve Jong ve ark (2001) bu kategoriye Repeat Breeder vakalarını da dâhil etmiştir. Pek çok
çalışmada ise hastalık kategorisinin içeriği konusunda herhangi bir açıklama yapılmamış-
tır.” değerlendirmesinde bulunmuşlardır.
Kelton ve ark. (1998) yaptıkları kapsamlı literatür taramasında çok farklı
insidenslerle karşılaşmışlar, laktasyon insidenslerini temel alarak tüm bulguları ista-
tistikî değerlendirmede bulunmuşlardır. Endemik hastalıklarla ilgili ortak değerlen-
dirmede literatür bulgularının ortanca değerini kullanmışlardır. Aynı yöntemle insi-
densin hesaplandığı daha güncel iki araştırma ile bu araştırmanın yapıldığı Ankara
yükseldiğini tespit etmişlerdir. Ankara’da mastitisin yıllar itibarıyla seyri incelene-
mese de proje döneminde insidensinin % 35, mastitis kaynaklı elden çıkarmanın ise
% 3,6 olduğu ve adı geçen araştırma ile benzerlikler taşıdığı dikkati çekmektedir.
Gröhn ve ark. (1998), gereç olarak New York’ta bulunan ortalama SV305
10265l/inek, ortalama sürü büyüklüğünün 500 baş olduğu 14 işletmede gerçekleştirdiği
araştırmalarında, yıllık toplam elden çıkarma oranının % 24’e karşılık geldiği bildiril-
185
mektedirler. Ankara’da süt veriminin belirtilen araştırmanın yarısı kadar olmasına karşın
toplam elden çıkarma oranının yaklaşık % 35 olması ve elden çıkarmaların büyük bölü-
münün istemsiz olarak yapılması dikkati çekmektedir.
Gröhn ve ark. (1998), hastalıklardan kaynaklanan elden çıkarma Lİ’leri göz
önüne alarak risk altındaki ineklerden (hastalığı geçiren) ne kadarının elden çıkarıl-
dığını hesaplamışlardır. Mastitisin ortalama Lİ % 14,5 iken, bu hastalığa yakalandık-
tan sonra elden çıkarılan ineklerin oranını % 32,7 olarak hesaplamışlardır. Ankara’da
ise mastitisin Lİ % 32,5 ile yaklaşık iki kat daha yüksek iken, bu hastalığa yakalan-
dıktan sonra elden çıkarılan ineklerin oranı % 11,3 olarak hesaplanmıştır. Adı geçen
araştırmada hipokalseminin Lİ ortalama % 0,9 iken, hipokalsemili ineklerin elden
çıkarılma oranının % 47,1 olduğunu tespit edilmiştir. Ankara’da ise hipokalseminin
Lİ çok daha yüksek olup (% 6,5) belirtilen elden çıkarma oranının % 12,8 olarak
hesaplanmıştır. Adı geçen araştırmada abort vakalarından kaynaklanan elden çıkar-
malara rastlanmazken, Ankara’da abort vakalarının Lİ % 12 olması, bu vakaların
görüldüğü ineklerin de % 13’ünün de elden çıkarılması, abort vakalarının Anka-
ra’daki durumunu göstermesi açısından oldukça önemlidir.
4.6. Fertilite ile İlgili Değerlendirme
Türkiye’de konu ile ilgili yapılan bazı araştırmalara ait bulgular Çizelge 4.10’da su-
nulmuştur.
Çizelge 4.10 incelendiğinde Ankara’da BA’nın diğer araştırmalardan nispeten
daha yüksek olduğu dikkati çekmektedir. Ancak bu çalışma dışındaki araştırmaların
genellikle özel tarım işletmelerinde yapıldığı, çok sayıda şahıs işletmesini kapsama-
ması, bazı araştırmaların da Özkök (2006), Galiç ve ark. (2005) ile Kumlu ve Akman
(1999) çalışmalarında mevcut soykütüğü verilerinin değerlendirilmesine yönelik
araştırmalar olduğu dikkati çekmektedir.
186
Çizelge 4.10. Türkiye’de fertilite ile ilgili bazı literatür bulguları
Araştırmacı Araştırmanın yapıldığı il
İşletme özelli-ği/sayısı
Sürü büyüklü-ğü (baş)
BA (gün) İBY (ay) GBTS
Bakır ve ark. (1994) Ankara
Ankara Şeker Fabri-kası çevresinde bu-lunan işletmeler
83 402 28,85 -
Atay ve ark. (1996) Ankara AOÇ 430 432 29,08 1,86
Koç ve ark. (2004) Muğla Dalaman TİM 592 391,8 27,87 -
Türkyılmaz (2005) Aydın Özel bir işletme - 394,9 - 2,01
Galiç ve ark. (2005) İzmir 263 işletme 2448 - 27,5 -
Kumlu ve Akman (1999) 17 il 1207 işletme 15 896 401 28,4 -
Erdem ve ark. (2007b) Amasya Gökhöyük Tarım
İşletmesi 179 393,4 27,57 1,42
Pelister ve ark. (2005) - Marmara Bölgesinde
özel bir işletme 214 374 30,1 Sehar ve Özbeyaz (2005) - Koçaş Tarım İşlet-
mesi 276 389,3 27,7 1,61-1,81
Özkök (2006) Türkiye geneli - 28,27 - Bu araştırma Ankara 45 işletme 560 421,6 27,62 2,38
BA’nın uzamasında abort, ölü doğum vakaları ile GBTS’nin etkileri göz önüne
alındığında literatürdeki araştırmaların çoğunda abort ve ölü doğum insidensi ile ilgi-
li bilgilerin bulunmaması araştırmaların karşılaştırılmasını zorlaştırmaktadır. Sehar
ve Özbeyaz (2005) araştırmalarında abort, ölü doğum insidensleri ve GBTS sırasıyla
% 1,9; % 4,1 ve 1,61-1,81 olarak bildirmişler ve BA’yı 389,3 gün olarak hesaplamış-
lardır. Bu çalışmada 421,6 gün olan BA’nın belirtilen araştırma bulgularından yük-
sek olmasında, abort (% 13,2), ölü doğum % 2,5 ve GBTS (2,38 adet) yüksekliğinin
etkili olabileceği düşünülmektedir.
Türkiye’de yapılmış olan çalışmalarda GBTS 1,42 ile 2,01 (adet) arasında de-
ğişim gösterdiği, bu çalışmada ise 2,38 adet ile daha yüksek seviyede olduğu dikkati
çekmektedir. GBTS’nin diğer araştırmalardaki bulgulardan yüksek olmasında, bu
araştırmanın il genelindeki şahıslara ait işletmelerde yapılıyor olmasının etkisi bü-
yüktür. Literatürdeki özel işletmelere bakım, besleme ve çiftlik yönetimi olarak ben-
zerlik taşıyan projedeki büyük ölçekli işletmelerde, GBTS’nin 2,19 adet olarak he-
saplanmış işletmeler arasında büyük farklılıkların bulunduğu (1,5-5,78 adet) göz
önüne alınmalıdır.
187
İBY ile ilgili bulguların tüm literatür bulgularında 27,5-30,1 ay arasında olma-
sı, bu araştırmada da 27,6 ay ile nispeten düşük bir seviyede olduğu görülmektedir.
Ankara ilinde yetiştiricilerin düvelerde ilk tohumlama yaşına dikkat ettikleri, ancak
ineklerin sonraki laktasyonlarda bakım, beslenme, çiftlik yöntemi gibi konulardaki
yetersizliklerle jinekolojik problemlerin temeli oluşturduğu bir dizi etmenler netice-
sinde BA süresinin uzadığını, GBTS’nin yükseldiği ve bu durumların ciddi ekono-
mik kayıplara neden olduğu görülmektedir.
Topaloğlu ve ark. (2005b) İngiltere’de 5 siyah alaca ırkı ineklerin bulunduğu
işletmenin 1994-2003 yılları arasındaki verileriyle yapıkları çalışmada İBY, BA ve
GBTS’nin sırasıyla 26,2 ay; 389 gün ve 1,64 adet olduğunu hesaplamışlardır.
González ve ark. (2004) İspanya’nın Basque ve Navarra özerk bölgesinde Holştayn
Birliğinin 1988-2003 yıllarına ait süt verileri ile 1986-2001 dönemine ait 63 160 adet
siyah alaca ineğe ait 225 085 tohumlama ve 120 713 laktasyon verilerini değerlen-
dirmişlerdir. BA, İBY ve GBTS 1988-2001 yıllarındaki ortalama değerinin sırasıyla
400 gün; 28,47 ay; 1,87 adet iken, bu değerler 1998-2001 yılları arasında ortalama
değerleri 389 gün; 28,27 ay ve 1,96 adet olduğu bildirilmiştir. İngiltere’de BA’nın
370 günden düşük olması hedeflenirken ülke genelinde ortalama BA’nın 397 gün
olduğu belirtilmiştir (Esslemont ve ark. 2001). Glover (2001)’in, İngiltere North
Yorkshire’da yıllar itibarıyla 136-160 arasında inek sayısının değiştiği siyah alaca
ırkı ineklerden oluşan işletmenin ortalama BA’sının 1991’de 365 gün iken, yıllar
itibarıyla meydana gelen artışlar sonucunda 1999 yılında 384 güne, SV305’in ise aynı
dönem içerisinde inek başına 6330 l’den 9090 l’ye çıktığını bildirmiştir.
Sonuç olarak, siyah alaca ırkı ineklerde ve yüksek süt verimine sahip ineklerde
fertilite problemlerinin daha sık karşılaşıldığı bildirilmektedir (Lucy, 2001; Glover,
2001). Süt sığırcılığı açısından gelişmiş olan ülkelerde fertilite ile ilgili değerlerin
nispeten daha düşük olduğu, zaman içinde artan değerlerin yüksek süt verimlerinden
kaynaklandığı görülmektedir.
188
4.7. Ekonomik Analizler ile İlgili Değerlendirme
Bu çalışmada ekonomik analiz sonucu elde edilen kayıpların literatürde bildirilen
diğer çalışma bulgularıyla karşılaştırılmasında bazı zorluklar bulunmaktadır. Bunun
da başında, endemik hastalıklardan kaynaklanan ekonomik kayıpları belirleyen
önemli unsurlardan insidensin; üretim sistemine, işletme ölçeğine, araştırmanın ya-pıldığı tarihe, ülkeye ve bölgeye göre önemli ölçüde değişiklik göstermesi gelmekte-
dir. Ayrıca bu araştırmada ve literatürde görüldüğü üzere insidensin hesaplanmasında
farklı yöntemler de söz konusudur. Literatür bulgularında farklılığa, kayıp kalemle-rinde ve hesaplama yöntemindeki farklılıklar da etkili olmaktadır. Bu konuyu daha
açık bir şekilde ifade edebilmek amacıyla mastitis kaynaklı kayıpları hesaplayan 4
araştırmanın içeriği ve bulguları Çizelge 4.11’de sunulmuştur.
Çizelge 4.11. Mastitisten kaynaklanan finansal kayıpları hesaplayan bazı araştırmalarda göz önünde bulundurulan kalemler
Finansal kayıp kalemleri
(Dob
bins
, 19
77)
(Dijk
huiz
en
ve R
enke
ma,
19
78)
(Riv
ard
ve
ark.
, 198
6)
(Blo
wey
, 19
86)
Ülke ABD Hollanda Kanada Britanya Üretim ve yem tüketimiyle ilgili kalemler Süt verim kaybı * * * * Süt kompozisyonunda değişme - - - - Süt kalitesinde düşüş - * - - Yem tüketiminde değişme - * * - Klinik mastitis vakalarının sağaltımı İlaç giderleri * * - * Veteriner giderleri * * - * İşçilik giderleri * * - - Atık süt değeri * * - * Hayvan yenileme maliyeti * * - * Süt cinsinden toplam kayıplar (l/inek/yıl) 1277 272 303 267
Kaynak: Yalçın ve ark. (2006) * Hesaplanmış; - hesaplanmamış
Çizelge 4.11’de görüldüğü üzere mastitisten kaynaklanan ekonomik kayıplar
vaka başına 272 ile 1277 l süt eşdeğerinde hesap edilmiştir. Hollanda, Kanada ve
Britanya’da yapılan çalışmaların sonuçları birbirine yakın gibi görünse de Rivard ve ark. (1986)’nın çalışmasında klinik mastitis vakalarının sağaltım masraflarının kayıp
kalemi olarak değerlendirilmemesi dikkat çekicidir.
Bu proje çalışmasına en yakın çalışma olduğu düşünülen Esslemont ve Spincer
talama 347 – 948 YTL arasında değiştiği saptanmıştır. Proje kapsamında toplam
95480 YTL tutarında sakınılabilir kayıp meydana gelmiştir. Bu kaybın 32221 YTL’si
mastitisten, 23172 YTL’si metritisten, 23119 YTL’si ayak hastalığından, 14268
YTL’si RS’den, 8665 YTL’si ise hipokalsemiden kaynaklanmıştır.
Bu projede, Ankara DSYB’ye bağlı şahıslara ait soykütüğü işletmelerinin
%9,2’i araştırma kapsamına alınmıştır. Analiz sonucu ulaşılan toplam sakınılabilir
kaybı popülasyona oranlandığında, Ankara’da DSYB’ye üye şahıslara ait soykütüğü
işletmelerinde sadece belirtilen 5 hastalıktan dolayı oluşan toplam sakınılabilir kay-
bın 879 bin YTL olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu kaybın Ankara DSYB’ye bağlı
194
soykütüğüne üye işletme sahiplerine 2005 yılında dağıtılan 783 bin YTL’den (129
bin YTL’si buzağı, 654 bin YTL’si süt teşviki) daha fazla olduğu tespit edilmiştir.
Sakınılabilir kayıpların bu kadar yüksek düzeyde olmasının en önemli nedenlerinin;
işletmelerin polikültür yapısı, işletme sahiplerinin gerek resmi gerekse meslekî konu-
lardaki eğitim yetersizlikleri, işletme ölçekleri, yenilikleri takip etme olanakları, has-
talıklardan korunmaya yönelik hijyen ve hastalıkların takibi konularındaki yetersiz-
likler olduğu görülmüştür. Bu nedenle sakınılabilir kayıpların önlenmesine sahada
çalışan veteriner hekimlere, Tarım il müdürlükleri ve DSYB personellerine, koruyu-
cu hekimlik ile ilgili eğitim faaliyetlerinin yaygınlaştırılarak uyum içerisinde çalışıl-
masında, önemli görevler düşmektedir.
Türkiye AB’ne üye olduğunda süt üreticisi süt hijyeni konusunda ciddi yaptı-
rımlarla karşı karşıya olacaktır. Bu kriterlere uyum sağlayamayan süt üreticilerinin
işini kaybetme riski bile varken, proje işletmelerinden oldukça yüksek bir oranın AB
Süt Hijyen Yönetmeliği hakkında herhangi bir bilgisinin olmaması ve AB’ye katılı-
mın sektöre etkisi konusunda genelde fikir sahibi olmamaları oldukça düşündürücü-
dür.
Sonuç olarak süt sığırcılığı işletme sahiplerinin gerek resmi, gerekse süt sığırcı-
lığı konusundaki meslekî eğitimlerinin yetersizliğini; bunun sonucu olarak da süt
sığırcılık işletmelerinde hijyen ve hastalık kontrol uygulamalarının istenen düzeyde
yapılmadığını göstermektedir. Bu bulgular, AB’ye giriş sürecinde işletme ölçekleri-
nin büyütülmesine ilişkin çabaların yanında, süt üreticilerine verilecek eğitimin öne-
mini de ortaya koymaktadır.
195
ÖZET
Ankara İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği’ne bağlı süt sığırcılığı işletmelerinde bazı endemik hastalıkların işletme düzeyinde meydana getirdiği ekonomik kayıplar
Amacı, söz konusu işletmelerde karşılaşılan endemik karakterli hastalıkların düzeyinin belirlenmesi ve işletmeye olan mali profilinin hesaplanması olan bu proje kapsamında sürdü-rülen faaliyetler aşağıda belirtilen 4 aşamada gerçekleştirilmiştir.
• Proje işletmelerinde, üretici ve işletme özellikleri ile hijyen ve hastalık kontrol uygu-lamalarının belirlenmesi,
• İşletmelerde en sık karşılaşılan endemik hastalık problemlerinin insidens oranlarının tespit edilmesi,
• Her endemik hastalık vakasından kaynaklanan kaybın tespit edilmesi, • Söz konusu hastalıklardan kaynaklanan sağlık problemleri için arzulanan hedeflerin
belirlenmesi ve buna göre sağlık problemlerinden kaynaklanan toplam ve sakınılabilir kay-bın tespit edilerek işletmelerin sağlık konusunda durumlarını izlemelerine yardımcı olmak amaçlanmıştır.
Projede ihtiyaç duyulan verileri temin etmek amacıyla Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiri-cileri Merkez Birliği’ne bağlı olarak Ankara’da bulunan toplam 618 işletmeden örnekleme yoluyla seçilen 45 işletme Kasım 2003-Mart 2007 (17 ay) tarihleri arasında her ay ziyaret edilmiştir.
Proje ilinin ağırlıklı ortalama insidens oranları açısından ilk iki sırayı jinekolojik prob-lemler (% 41,5) ve meme hastalıkları (% 40,9) oluşturmuştur. Bunu önem sırasına göre fertilite problemleri (% 34,4), sindirim sistemi hastalıkları (% 24,2), ayak hastalıkları (% 18,4) ve metabolizma hastalıkları (% 10,6) takip etmiştir.
Endemik hastalıklar için hedef değerler (işletmede gerçekleşen insidens oranı ile hedef insidens oranı arasındaki fark) klinik metritis, klinik mastitis, retensiyo sekundinarum, hipokalsemi ve ayak hastalıkları için sırasıyla % 3,8; % 12,7; % 6,5; % 1,1 ve % 4,2 olarak tespit edilmiştir.
Vaka başına meydana gelen finansal kayıp, klinik metritis için 401 YTL, klinik mastitis için 244 YTL (hastalığın hafif, orta şiddetli ve şiddetli formları için sırasıyla 84 YTL, 218YTL ve 638 YTL olarak hesaplanmıştır.), retensiyo sekundinarum için 384YTL, hipokalsemi için 229 YTL (hastalığın seyrine göre hafif, şiddetli ve ölümcül vakalarda sıra-sıyla 123 YTL, 246 YTL ve 1990 YTL olarak hesaplanmıştır.) ve ayak hastalıkları için 350YTL (interdigital dermatitis, tırnak problemi ve taban çürüğü problemlerinde sırasıyla 290 YTL, 288YTL ve 509 YTL olarak hesaplanmıştır.).
Araştırma sonuçları, üreticilerin genelde iyi bilinen mastitis tedavi ve kontrol teknikleri-ni uyguladıkları halde, hastalıktan korunmaya yönelik hijyen ve hastalık takibi konularında yetersiz olduklarını göstermektedir. Söz konusu problemlerin temel nedeninin üreticilerin resmi ve süt sığırcılığına ilişkin teknik eğitim yetersizliğinden kaynaklandığını düşündür-mektedir. Araştırmadan elde edilen bulgular, Süt sektörünün Avrupa Birliği’ne entegrasyon-da üreticilerin formal eğitim ve teknik bilgi seviyelerinde sağlanacak olumlu gelişmelerin, en az işletme ölçeklerinin büyütülmesi çabaları kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Süt sığırcılığı, endemik hastalıklar, hastalık insidensi, hayvan sağlığı, ekonomik kayıp
196
SUMMARY
Financial Losses Due to Some Endemic Dissease in Dairy Herds of the Ankara Dairy Breeding Associations
The ultimate objective of this project was to estimate the total and avoidable losses from different endemic diseases which the Turkish dairy farmers faced. Within this, the specific objectives were:
• to examine producer’s characteristics, production systems and hygiene & disease control applications in the dairy herds included in the project,
• to calculate incidences of the main endemic diseases faced by the dairy herds, • to calculate total losses from some selected endemic disease case, • to estimate average financial losses from endemic diseases in these herds, and create
a “health index” which presents an overall estimate of financial losses from unnecessarily high incidence (deviation from target incidence level) of several endemic diseases.
For this purpose, a prospective longitudinal observation study was carried out in 45 randomly selected dairy herds from 618 Turkish Dairy Breeding Association (TDBA) herds in Ankara provinces. The survey was conducted between June 2003 and September 2004 (16 months), and each herd was visited at least once a month.
Main findings of the Project were:
As the weighted average of Ankara provinces, the most frequent events were puerperal disorders (41,5 %) and udder diseases (40,9 %), followed by fertility disorders (34,4 %) gastrointestinal system disorder (24,2%), locomotors system disorders (18,4 %), and metabolic system disorders (10,6 %).
The target incidence rates for clinical metritis, clinical mastitis, retensio secundinarum, hypocalcaemia and locomotors system disorders were determined as % 3,8; % 12,7; % 6,5; % 1,1 and % 4,2 respectively.
Financial losses from each cases of disease were calculated to be 450YTL for Clinical metritis, 401 YTL for clinical mastitis ( for mild, severe and fatal cases of the disease, it was calculated as 84 YTL, 218 YTL and 638 YTL respectively), 384 YTL for retensio secundinarum, 229 YTL for hypocalcaemia (for mild, severe and fatal cases of the disease, it was calculated as 123 YTL, 246 YTL and 1990 YTL respectively) and 350 YTL for locomotors system disorders (for interdigital dermatitis, digital diseases and sole ulcer, it was calculated as 290 YTL, 288 YTL and 509 YTL respectively).
The producers in general, applied well-known methods for treatment and control of mastitis, but had lack in knowledge related to basic rules of hygiene applications and disease preventions. These problems are likely to have strong links with the level of formal education and job training of the producers. These findings emphasize that improvements in education and job training of the dairy farmers are as important as the efforts to improve farm size during the process of Turkey’s integration to the European Union.
AKAR, Y., YILDIZ, H., ÖCAL, H., APAYDIN, A. M. (2001). İneklerde Retensiyo Sekundinarum’un Yaş, Buzağılama Mevsimi, Doğum Sayısı, Doğum Şekli Ve Yavrunun Cinsiyeti ile İlişkisi-nin Araştırılması. Veteriner Bilimleri Dergisi, 17: 13-17.
ALAÇAM, E., GÖRGÜL, S., İMREN,H. Yılmaz., ŞAHAL, M., TUNCER, Şakir. D. (1997). Sığır Hastalıkları. Ankara
ALPAN, O. (1994). Sığır Yetiştiriciliği ve Besiciliği, Ankara.
ANONİM, (2005). Türkiye’de Süt ve Kırmızı Et Hayvancılığı (Mevcut Durum, Sorunlar ve Öneriler), Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Ankara.
ARAL, S. (1997) Hayvancılık İşletme Ekonomisi Ders Notları, Ankara.
ATAY, O., YENER, S., YENER, M., BAKIR, G., KAYGISIZ, A. (1996). Ankara Atatürk Orman Çiftliğinde Yetiştirilen Holstein Sığırların Yetişme Özellikleri. Lalahan Hayvancılık Araş-tırma Enstitüsü Dergisi, 36 (1), s.:32-42.
BADEMKIRAN, S., HOROZ KAYA, H. (2006). İneklerde Güç Doğuma Bağlı Şekillenen Retensiyo Sekundinaryum’un Engellenmesinde Beta Blokörlerin (Carazolol) ve PGF2α’nın etkilerinin karşılaştırılması. İst. Ü. Vet. Fak. Dergisi, 32 (1): 23-24.
BADEMKIRAN, S., YEŞİLMEN, S. GÜRBULAK, K., (2005). Sütçü İneklerde Günlük Sağım Sayı-sının Klinik Mastitis ve Süt Verimi Üzerine Etkisi. YYÜ Vet. Fak. Dergisi, 16(2):17-21.
BAKIR, G., KAYGISIZ, A., YENER, S.M. (1994). Ankara Şeker Fabrikası Çiftliği’nde Yetiştirilen Siyah Alaca Sığırların Döl Verim Özellikleri. Türk Veterinerlik ve Hayvancılık Dergisi, 18(2), s.: 107-111.
BAR, D. EZRA, E. (2005). Effect of Common Calving Diseases on Milk Production in High Yielding Dairy Cows. Israel J. Vet. Med, 60(4): 106-111.
BARDAKÇIOĞLU, H.E., TÜRKYILMAZ, M.K., NAZLIGÜL, A. (2004). Aydın İli Süt Sığırcılık İşletmelerinde Kullanılan Barınakların Özellikleri Üzerine Bir Araştırma. İ.Ü. Vet. Fak. Der-gisi, 30(2), s.: 5162.
CANPOLAT, I., BULUT, S. (2003). Incidence of foot diseases in cattle in around Elazığ. Fırat Üni-versitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 17 (3): 155-160.
COREL DRAW 11.0. 2003. Corel Corporation.
CORREA, M.T., Curtis, C.R., Erb, H.N., Scarlett, J.M., Smith, R.D. (1990). An Ecological Analysis of Risk Factors for Postpartum Disorders of Holstein-Friesian Cows from Thirty-Two Newyork Farms. Journal of Dairy Science, 73 (6): 1515-1524.
ÇAKIR, C., YILDIRIM, İ., ŞAHİN, K., ŞAHİN, A., (2001). Van Yöresi Sığırcılık İşletmelerinin Temel Sorunları ve Bazı Çözüm Önerileri. Türkiye-Hollanda Besi ve Süt Hayvancılığı Sem-pozyumu, 11-12 Haziran 2001. Ankara.
DIJKHUIZEN, A.A. (1992). Modelling animal health economics. Inaugural speech delivered upon entering the post of professor in animal health economics in the Department of Farm Management at Wageningen Agricultural University on 27 Şubat 1992.
198
DSYMB, e-Islah Programı. 2007.
DURU, S., TUNCEL, E. (2002). Koçaş Tarım İşletmesi’nde Yetiştirilen Siyah Alaca Sığırların Süt ve Döl Verimleri Üzerine Bir Araştırma. Turk J. Vet. Anim. Sci., 26: 97-101.
ENTING, H.; KOOİJ, D.; DİJKHUİZEN, A.A.; HUİRNE, R.B.M. VE NOORDHUİZEN-STASSEN, E.N. (1997) Economic Losses Due to Clinical Lameness in Dairy Cattle. Livestock Production Sci., 49 (1997): 256-267.
ERDEM, H., ATASEVER, S., KUL, E. (2007a). Gölhöyük Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Siyah Alaca Sığırların Süt ve Döl Verim Özellikleri, 1. Süt Verim Özellikleri. OMÜ Zir. Fak. Der-gisi, 22(1): 41-46.
ERDEM, H., ATASEVER, S., KUL, E. (2007b). Gölhöyük Tarım İşletmesinde Yetiştirilen Siyah Alaca Sığırların Süt ve Döl Verim Özellikleri, 2. Döl Verim Özellikleri. OMÜ Zir. Fak. Der-gisi, 22(1): 47-54.
ERDOĞAN, G., ALAÇAM, E. (2003). Aile Tipi Sütçü İnek İşletmelerinde Kontrollü Tohumlama ile Fertilitenin Yükseltilmesine İlişkin Girişimler. Ankara Univ. Vet. Fak. Derg., 50(3):187-193.
ERDOĞAN, H.,M., ÇİTİL, M., GÜNEŞ, V. (2004a). Dairy Cattle Farming in Kars District, Turkey: I. Characteristics and Production. Turk J. Vet. Anim. Sci., 28: 735-743.
ERDOĞAN, H.,M., ÇİTİL, M., GÜNEŞ, V. (2004b). Dairy Cattle Farming in Kars District, Turkey: II. Health Status. Turk J. Vet. Anim. Sci., 28: 735-743.
ERGÜN, Y., (2000). Repeat Breeder İneklerde Subklinik Endometritis Rastlantılarının Belirlenmesi ve İntrauterin Sağaltım Girişimi. Doktora Tezi. A.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
ESSLEMONT, R.J., SPINCER, I. (1993) The Incidence and Costs of Diseases in Dairy Herds. Daisy Report No: 2, University of Reading, p.:58.
ESSLEMONT, R.J., KOSSAIBATI, M.A., ALLCOCK, J. (2001). Economics of Fertilitiy in Dairy Cows. Recording and Evaluation of Fertility Traits in UK Dairy Cattle. Proceedings of a Workshop Held in Edinburg 19th and 20th November 2001.
FLATEN, O., LIEN, G., EBBESVIK, M., KOESLING, M., VALE, P.S. (2004) XI. World Congress of Rural Sociology, Trondheim, Norway.; www.norsok.no/publikasjoner/flaten_IRSA%20me04.pdf”
FLEISCHER, P., METZNER, M., BEYERBACH, M. HOEDEMAKER, M., KLEE, W. (2001). The Relationships Between Milk Yield and The Incidence of Some Diseases in Dairy Cows. J. Dairy Sci., 84: 2025-2035.
FOURICHON, C., BEAUDEAU, F., BAREILLE, N., SEEGERS, H. (2001) Incidence of health disorders in dairy farming systems in western France. Livestock Production Science, 68:157-170.
GALİÇ, A., BAYDİLLİ, T., ÖZFİLİZ, A., KUMLU, S. (2004). İzmir İlinde Yetiştirilen Siyah Alaca Sığırlarda Sürü Büyüklüğünün Süt ve Döl Verimi Özelliklerine Etkisi. Hayvansal Üretim, 45 (2): 17-22.
GALİÇ, A., ŞEKEROĞLU, H., KUMLU S. (2005). İzmir İli Siyah Alaca Irkı Sığır Yetiştiriciliğinde İlk Buzağılama Yaşı ve Süt Verimine Etkisi. Akdeniz Üniversitesi Zir. Fak. Dergisi, 18(1):87-93.
199
GLOVER, M.E., Fertility İnformation: Adviser/Vet Needs. Recording and Evaluation of Fertility Traits in UK Dairy Cattle. Proceedings of a Workshop Held in Edinburg 19th and 20th November 2001.
GONZÁLEZ, R. M., PÉREZ, A.C, ALENDA, R. (2004). Economic Value of Female Fertility and Its Relationship with Profit in Spanish Dairy Cattle. J. Dairy Sci., 87: 3053-3061.
GREEN, L.E.; HEDGES, V.J.; SCHUKKEN, Y.H.; BLOWEY, R.W. ve PACKİNGTON, A.J. (2002) The Impact of clinical Lameness on The Milk Yield of Dairy Cows. J. Of Dairy Sci., 85 (9): 2250-2256.
GRÖHN, Y.T., EICKER, S.W., DUCROCQ, V., HERTL, A. (1998). Effect of Diseases on the Culling of Holstein Dairy Cows in New York State. J. Dairy Sci., 81: 966-978.
HEINS, B.J., HANSEN, L.B., SEYKORA, A.J. (2006). Calving Difficulty and Stillbirths of Pure Holsteins Versus Crossbreds of Holstein with Normande, Montbeliarde and Scandinavian Red. J. Dairy Sci., 89: 2805-2810.
JOOSTEN, I., van Eldik, P., Elving, L., van der Mey, G.J.W. (1991). Factors Affecting Occurrence of Retained Placenta in Cattle. Effect of Sire on Incidence. An. Reprod. Science, 25, 1, 11-22.
KANEENE, JB, HURD, HS (1990b) The National Health Monitoring System in Michigan, III: Cost Estimates of Selected Dairy Cattle Diseases. Preventive Veterinary Medicine, 8 (2-3): 127-140.
KARAKAŞ, E. (2002). BursaYenişehir İlçesinde Yetiştirilen Holştayn Buzağıların Doğum Ağırlığı, Sütten Kesim Yaşı, Süt Tüketimleri ve Yaşama Güçleri. Uludag Univ. J. Fac. Vet. Med., 21, s.:7781.
KELTON, F.D., LISSEMORE, K.D., MARTIN R.E. (1998). Recommendation for Recording and Calculating the Incidence of Selected Clinical Diseases of Dairy Cattle. J. Dairy Sci., 81: 2502-2509.
KENNERMAN, E., YILMAZ, Z., ŞENTÜRK, S. (2003). Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniğine Getirilen Sığır ve Koyunların Değerlendirilmesi (1990-2000). Uludag Univ. J. Fac. Vet. Med., 22, 123: 19-25.
KOÇ, A. (2006). Aydın İlinde Yetiştirilen Siyah Alaca ve Esmer Irkı Sığırların Laktasyon Süt Verim-leri ve Somatik Hücre Sayıları. Hayvansal Üretim, 47 (2), s.:18.
KOÇ, A., İLASLAN, M., KARACA, O. (2004). Dalaman TİM’de yetiştirilen Siyah Alaca Süt Sığırla-rının Döl ve Süt Verimlerine Ait Genetik ve Fenotipik Parametre Tahminleri: Döl Verimi. ADÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 1(2): 4349
KOÇAK, O. (2006). Influence of Mastitis on Milk Yield in Holstein Cows. Acta Vet. Brno, 75: 507-513.
KOÇAK, O., EKIZ, B. (2006a). Effect of Left Displaced Abomasum, Ketosis and Digestive Disorders on Mİlk Yield in Dairy Cows. Bulgarian Journal of Veterinary Medicine, 9,4: 273-280.
KOÇAK, O., EKİZ, B. (2006b). The Effect of Lameness on Milk Yield in Dairy Cows. Acta Vet. Brno., 75: 79-84.
KOSSAIBATI, M.A. ve ESSLEMONT, R.J. (1997) The Costs of Production Diseases in Dairy Herds in England. Vet. Journal, 254: 41-51.
KOSSAIBATI, M.A. ve ESSLEMONT, R.J. (2000) The Cost of Clinical Mastitis in UK Dairy Herds. MDC Meeting on Mastitis, Honiley Court, Warwick. March 7th 2000.
KOSSAIBATI, M.A.; ESSLEMONT, R.J. VE WATSON, C. (1999) The Cost of Lameness in Dairy Herds. National Cattle Lameness Conference . Stoneleigh, 1999.
KUHN, M.T., HUTCHISON, J. L., NORMAN, H.D., Characterization of Days Dry for United States Holsteins, J. Dairy Sci., 88: 1147-1155.
KUM, G. (2006). Antalya İli Holstein Irkı Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğine Üye İşletmelerin Mevcut Durumu, Besleme Alışkanlıkları ve Sorunları. Yüksek Lisans Tezi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
KUMLU, S., AKMAN, N. (199). Türkiye Damızlık Siyah Alaca Sürülerinde Süt ve Döl Verimi. Lalahan Hay. Araşt. Enst. Derg., 39 (1): 23-24.
KUMUK, T., AKBAŞ, Y., TÜRKMUT, L. (1999) Süt Sığırcılığında Döl Verimine İlişkin Ekonomik Kayıplar ve Yetiştiricilerin Bilgi ve Teknoloji İhtiyacı. Uluslararası Hayvancılık’99 Kongre-si. İzmir. 1999; 59-64.
KÜÇÜK, Ş., ALAÇAM, E. (2003). Sütçü İnek İşletmelerinde Mastitislere Karşı Sistemik İmmunizasyon Uygulamalarında Meme ve Sağım Hijyeninin Etkisi. Ankara Üniv. Vet. Fak. Derg., 50(1): 33-37.
LEITNER, G., KRIFUCKS, O., GLICKMAN, A., VAADIA, Y., FRIEDMAN, S., EZRA, E., SA-RAN, A. (2004). Israel Journal of Veterinary Medicine, 59(4): 68-72.
LUCY, M.C. (2001). Reproductive Loss in High-Producing Dairy Cattle: Where Will İt End? J. Dairy Sci., 84:1277-93.
MACRAE, A., WHİTEKER, D., BURROUGH, L., KELLY, J. (2003). Mastitis Trends in UK Dairy Herds: 1998-2003. Proceedings of the British Mastitis Conference (2003) Garstang, 131-133.
MCINERNEY, J.P., HOWE,K.S., SCHEPERS,J.A.(1990): A Framework and Methodology For The Economic Analysis Of Disease In Farm Livestock. Report of a Research Project (Ref.CSA 873).
MCLAREN, C.J., LISSEMORE D. K., DUFFIELD T.F., LESLIE, K.E., KELTON, D.F., GREXTON, B. (2006). The Relationship Between Herd Level Disease Incidence and a Return Over Feed Index in Ontario Dairy Herds. Can. Vet. J., 47: 767-773.
MEYER, C.L., BERGER, P.J., KOEHLER, K.J., THOMPSON, J.R., SATTLER, C.G. (2001). Phenotypic Trends in Incidence of Stillbirth for Holstein in the United States. J. Dairy Sci., 84: 515-523.
MICROSOFT ACCESS 2007. Microsoft Corporation.
MICROSOFT EXCEL 2007. Microsoft Corporation.
MILLER, G.Y., DORN, C.R. (1990) Cost of Dairy Cattle Diseases to Producers in Ohio. Preventive Veterinary Medicine, 8: 171-182.
ÖZÇELİK, M., ARPACIK, R. (2000). Siyah Alaca Sığırlarda Laktasyon Sayısının Süt ve Döl Veri-mine Etkisi. Turk J. Vet. Anim. Sci., 24: 39-44.
ÖZKÖK, H.(2006). Türkiye’nin Esmer ve Siyah Alaca Sığırlarında Süt Verimi, İlk Buzağılama Yaşı ve Ser-vis Periyodu. Yüksek Lisans Tezi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
ÖZSOY, S., ALTUNATMAZ, K., HOROZ, H., KAŞIKCI, G., ALKAN, S., BİLAL, T.İ. (2005). The Relationship Between Lameness, Fertility and Aftatoxin in a Dairy Cattle Herd. Turk J. Vet. Anim. Sci., 29: 981-986.
201
PELİSTER, B., ALTINEL, A., GÜNEŞ, H. (2000). Özel İşletme Koşullarında Yetiştirilen Siyah Ala-ca Sığırların Döl ve Süt Verimi Özellikleri Üzerinde Bazı Çevresel Faktörlerin Etkisi. İ.Ü. Vet. Fak. Dergisi, 26(2): 543-559.
SAKARYA, E. (1991). Salgın Hayvan Hastalıklarının Sebep Olduğu Ekonomik Kayıplar. Ankara Ticaret Borsası Dergisi, 27-32.
SALMANOĞLU, M. R., POLAT, B., KAYACIK, V., ÖZLÜER, A. (2004). Sütçü İneklerde Bazı Reprodüktif ve Metabolik Sorunların Fertilite Parametrelerine Etkisi. Turk J. Vet. Anim. Sci., 28: 7178.
SEHAR, Ö., ÖZBEYAZ, C. (2005). Orta Anadolu’daki Bir işletmede Holştayn Irkı Sığırlarda Bazı Verim Özellikleri. Lalahan Hayvancılık Araştırma Enstitüsü Dergisi. 45(1): 20-21.
SOYAK, A. (2006). Tekirdağ İli Süt Sığırcılığı İşletmelerinin Yapısal Özellikleri ve Bu İşletmelerin Siyah Alaca Süt Sığırı Popülasyonunun Çeşitli Morolojik Özellikleri Üzerine Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi. Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
SÖNMEZ, M., DEMİRCİ, E., TÜRK, G., GÜR, S. (2005). Effet of Season on Some Fertility Parameter of Dairy and Beef Cows in Elazığ Province. Turk J. Vet. Anim. Sci., 29: 821-828.
SPSS 15.0 for Windows Evaluation Version. 2006. Lead Technologies Inc.
ŞINDAK, N., KESKİN, O., SELÇUKBİRİCİK, H., SERTKAYA, H. (2003). Şanlıurfa ve Yöresinde Sığır Ayak Hastalıklarının Prevalansı. Y.Y.Ü. Vet. Fak. Derg., 14(1): 14-18.
THRUSFIELD, M. (1995) Veterinary Epidemiology. Second Edition, Blackwell Publishing. P: 483.
TOPALOĞLU, N., GÜNEŞ, H. (2005a). İngiltere’deki Siyah Alaca Sığırların Süt Verim Özellikleri Üzerine Araştırmalar. İ.Ü. Vet. Fak. Dergisi. 31(1): 99-118.
TOPALOĞLU, N., GÜNEŞ, H. (2005b). İngiltere’deki Siyah Alaca Sığırların Döl Verim Özellikleri Üzerine Araştırmalar. İ.Ü. Vet. Fak. Dergisi. 31(1):119-128.
TUGAY, A., BAKIR, G. (2004). Giresun Yöresindeki Süt Sığırcılığı İşletmelerinin Yapısal Özellikleri. 4. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi Sözlü Bildiriler Programı. 02.09.2004 / 11.1511.55 SALON B.
TÜRKYILMAZ, M.K. (2005). Refroductive Characteristics of Holstein Cattle Reared in a Private Dairy Cattle Enterprise in Aydın. Turk J. Vet. Anim. Sci., 29: 1049-1052.
TÜRKYILMAZ, M.K., BARDAKÇIOĞLU, H.E., NAZLIGÜL, A. (2003). Aydın İli Süt Sığırcılık İşletmelerinde Yeniliklerin Benimsenmesine Etkili Olan SosyoEonomik Faktörler. Turk J. Vet. Anim. Sci., 27, s.:1269-1275.
YALÇIN, C. (2000). Süt Sığırcılığında İnfertiliteden Kaynaklanan Mâli Kayıplar. Lalahan Hayvancı-lık Araştırma Enstitüsü Dergisi, 40(1):39-47.
YAYLAK, E. (2003). Siyah Alaca İneklerde Sürüden Çıkarılma Nedenleri, Sürü Ömrü ve Damızlıkta Yararlanma Süresi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 16(2): 179-185.
YEON, K.H., KIM, H.I. (2005). Risk Factors for Retained Placenta and the effect of Retained Placenta on the Ocfurence of Postpartim Disease and Subsequent Reproductive Performance in dairy cows. J. Vet. Sci., 6 (1): 53-59.
WOLF, C. (2002) Custom Dairy Heifer Growing: Summary and Analysis of a 2001 Grower Survey. Michigan State University Agricultural Economics Report. No: 615. USA.
202
EKLER
Ek 1. İşletme defteri (kapak)
203
Ek 2. İşletme defteri aktivite form sayfası
204
Ek 3. İşletme defteri aktivite formunun doldurulması ile ilgili açıklayıcı sayfa
205
Ek 4. İşletme defteri örnek aktivite form sayfası
206
Ek 5. İşletmelerdeki inek sayısının aylara göre dağılımı
1 sene evvel sütümü ………….. satıyordum. Şimdi…….. satıyorum.
1 sene önce fabrika yemini…….. ……. alıyordum. Şimdi……….. alıyorum.
215
B-İŞLETMEYE AİT BİLGİLER:
• İşletmenin ekilebilir arazi varlığı(dekar= 1000m2 ):
Tapulu: Kiralık: Toplam:
• Arazinin durumu(dekar)
Sulanabilir arazi : Kuru arazi:
• Araziyi değerlendirme şekli(dekar):
Yem bitkileri (Silajlık mısır, yonca,
fiğ, korunga vb):
Hububat(buğday, arpa, ayçiçeği,
baklagiller vb.):
• İşletmede toplam hayvan sayısı (baş):
Büyükbaş Küçükbaş:
• İşletmede dişi büyükbaş hayvan sayısı (baş)
İnek: Düve: Buzağı:
• Aşağıdakilerden hangi seçenek sizin sahip olduğunuz süt sığırları ırkını tanımlar?
a) Çoğunluk Holştain b) Çoğunluk Melez c) Çoğunluk Yerli
• Barınak(lar)ın toplam alanı ve kapasitesini aşağıdaki kutucuklara belirtiniz.
Toplam m2 Kapasitesi (baş sığır):
• Aşağıda belirtilen hayvan barınak tiplerinden hangisine sahipsiniz?
Açık yarı açık kapalı
• Aşağıda belirtilen üretim sistemlerinden hangisine sahipsiniz?
a) serbest b) bağlı-padok c) Diğer (belirtiniz)
• Barınakların yapı malzemesi nedir?
a) Kerpiç b) Tuğla c) Diğer (belirtiniz)
• Yaylım durumu var mı?
• İnekler yılın kaç ayını dışarıda geçiriyorlar?
216
• Hayvan başına verilen yemin türü ve miktarı (kg/gün):
Yemin Türü Markası/çeşidi Günlük tüketim (kg/inek)
a) Kesif yem
b)Kaliteli Kaba Yem
c) Silaj
d) Diğer
• İneğin verim durumuna göre yemleme yapıyor musunuz?
a) kötü b) vasat c) iyi d) mükemmel
• Yem katkı maddesi (vitamin, mineral vb.) kullanıyor musunuz?
a) Evet b) Hayır
• Rasyonun enerji düzeyini düzenli olarak kontrol ettiriyor musunuz?
a) Evet b) Hayır
• Kesif yemi genellikle nasıl temin ediyorsunuz?
a) Dışarıdan satın alıyorum b) Kendim işletmede yapıyo-
rum
c) Diğer (belirti-
niz)
217
C-GENEL HİJYEN UYGULAMALARI VE SÜRÜ YÖNETİM
POLİTİKALARI
• Günde kaç kez sağım yapıyorsunuz?
• Her sağım genellikle hayvan başına ne kadar süre (sağıma hazırlık ve sağım) alı-
yor?
• Kapalı barınaklarsa, hayvanlara altlık olarak kullandığınız malzeme nedir?
a) Saman b) Talaş c) Diğer (belirtiniz)
• Yaklaşık olarak altlık kalınlığı nedir (cm)?
• Altlığı ne kadar sıklıkla değiştiriyorsunuz?
• Barınak zeminini ve hayvan padoklarını ne kadar sıklıkta temizliyorsunuz?
• (Mevcutsa) Süt ünitesinin zeminini ne kadar sıklıkta yıkayarak temizliyorsunuz?
• Süt sığırcılığı ile ilgili herhangi bir eğitim aldınız mı? a) Evet b) Hayır
• Eğitim aldıysanız, eğitimin türünü ve süresini belirtiniz.
• Süt sığırcılığı ile ilgili yenilikleri düzenli olarak takip ediyor musunuz?
a) Yok b) Birlik Dergisi c) YAYÇEP d) Birlik dergisi
e) diğer basılı materyaller f) fuar g) konferans h) seminer
• Sağım nasıl yapılıyor? a) sağım ünitesinde b) barınakta sağım makinesiyle
c) barınakta elle.
• Sağımı hep aynı kişi mi yapıyor? a) Evet b) Hayır
• Sağımcı kaç yıldır bu işi yapıyor?
• Sağımla uğraşan kişinin hijyen konusunda yeterli eğitimi var mı?
a) Evet b) Hayır
• Eğitimi varsa eğitim türünü ve düzeyi belirtiniz.
• Sağımcı(lar) eldiven kullanıyorlar mı? a) Evet b) Hayır
• Sağımcı inekten ineğe geçerken ellerini antiseptikli suya daldırıyor mu?
a) Evet b) Hayır
• Sağımcı, sağım makinesinin çalışma prensibi konusunda kurs aldı mı?
a) Evet b) Hayır
218
• Sağım esnasında/hemen sonrasında yemleme yapıyor musunuz?
a) Sağım öncesi b) Sağım esnasında
c) Sağım esnası ve sonrasında d)Sağımdan sonar
• Sağımdan hemen sonar inekler yatıyor mu? a) Evet b) Kısmen c)hayır
• Aşağıdakilerden size uygun damızlık düveleri temin yöntemini belirtiniz.
a) Damızlık düvelerin tamamı işletme de
yetiştiriliyor.
b) Damızlık düveler işletme dışın-
dan satın alınıyor.
c) Damızlık düvelerin bir kısmı dışarıdan
satın alınıyor.
d) Diğer (belirtiniz)
• Hayvanları sağarken belirli bir sıra uyguluyor musunuz? Uyguluyorsanız nasıl bir
sıra uyguluyorsunuz?
• Hasta inekler için ayrı bir bölüm mevcut mu? a) Evet b) Hayır
• Bir inekten diğerine geçerken sağım başlığını nasıl temizliyorsunuz?
• Sağım makinesi sağım bittikten sonra dezenfekte ediliyor mu?
• Sağım bittikten sonra yaptığınız işlemleri aşamalar halinde yazınız.
• Hijyen ve hastalıklardan korunma konusunda herhangi bir veteriner hekimden
düzenli olarak danışmanlık hizmeti alıyor musunuz? a) hayır b) Serbest veteriner hekimden ücretsiz c) Serbest veteriner hekimden ücret kaşılığında d) Kamuda çalışan veteriner hekimden ücretsiz
• Hayvan doğumu nerede yapıyor?
a) Barınakta b)Buzağılama padoğunda c) Diğer (belirtiniz)
• Doğumda buzağılara ağız sütü içiriliyor mu?
a) Hayır b) Evet sadece ishal olmayan buzağı-
lara
c) Evet tüm buzağılara
219
• Avrupa Birliği Süt Hijyeni Yönetmeliği konusunda bilginiz var mı?
a) Evet b) Hayır
• Yanıtınız evet ise, Bu yönetmeliğin süt üreticileri için ne gibi değişiklikler mey-
dana getireceğini kısaca belirtiniz.
• Türkiye’nin AB’ye katılımını, süt sığırcılığı faaliyetinizin geleceği açısından nasıl
değerlendiriyorsunuz?
a) çok iyi b) iyi c) kötü d) çok kötü e) fikrim yok
• Bu düşüncenizin neden(leri)ni açıklarmısınız?
• Kızgınlık göstereceğini beklediğiniz hayvanları nasıl takip ediyorsunuz?
• Kızgınlık tespitine yönelik işletme kayıtlardan yararlanıyor musunuz?
• İşletmecinin yaptığı iş konusundaki becerisi: a)İyi b) Vasat c) Kötü
• Hayvanların genel görünümü: a)İyi b) Vasat c) Kötü
• Meme uçlarında keratinleşme var mı? a)Hayır b) Bazılarında c) Çoğunda
• İşletmede yazılı bir sağım talimatnamesi duvara asılı olarak mevcut mu?
a) Evet b)Hayır
224
ÖZ GEÇMİŞ
I. Bireysel Bilgiler
Adı : Ahmet Şener Soyadı : YILDIZ Doğum yeri ve tarihi : Erzincan / 30.06.1975 Uyruğu : T.C. Medeni durumu : Evli Askerlik durumu : Tecilli II.Eğitimi
Yüksek Lisans : Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2000 Lise : Erzincan Lisesi, 1992 Ortaokul : Erzincan Cumhuriyet Ortaokulu, 1989 İlkokul : Erzincan Fırat İlkokulu, 1986 Yabancı Dili : İngilizce III. Unvanları Veteriner Hekim : 2000 IV. Mesleki Deneyimi 2001-….. Gölet Göleli Gıda Ltd.Şirketinde Veteriner Hekim (Teknik Müdür) Gölet Göleli Gıda Ltd. Şti’de Şirketin kurulumu, çalışma ruhsatının alınması, üretim izinleri ve gıda sicil sertifikasının alınması, ISO ve HACCP süreçlerin hazırlanması
V. Üye Olduğu Bilimsel Kuruluşlar: - VI. Bilimsel İlgi Alanları Trafik ve İlk Yardım Eğitimi ders kitapları 1. İlköğretim 4. sınıf Trafik Güvenliği Ders Kitabı, Öğrenci Çalışma Kitabı, Öğ-
retmen Kılavuzu Kitabı, Düzgün Yayıncılık, 2007. 2. İlköğretim 5. sınıf Trafik Güvenliği Ders Kitabı, Öğrenci Çalışma Kitabı, Öğ-
retmen Kılavuzu Kitabı, Düzgün Yayıncılık, 2007. 3. Lise Trafik Bilgisi (yazar, fotoğraf ve mizanpaj) Başarı Yayıncılık, 2001
(MEB onaylı) 4. İlköğretim 6. sınıf Trafik ve İlk Yardım Eğitimi Ders Kitabı, Düzgün Yayın-
cılık, 2001 (MEB onaylı) 5. lköğretim 8. sınıf Trafik ve İlk Yardım Eğitimi Ders Kitabı, Düzgün Yayıncı-
lık, 2001 (MEB onaylı) 6. İlköğretim 6. sınıf Trafik ve İlk Yardım Eğitimi Ders Kitabı (yazar, fotoğraf
ve mizanpaj), İlke Yayıncılık 2000 (MEB onaylı)
225
7. İlköğretim 8. sınıf Trafik ve İlk Yardım Eğitimi ders kitabı (yazar, fotoğraf ve mizanpaj), İlke Yayıncılık 2000 (MEB onaylı)
Yayınları 1. Yalcin, C., S. Sariozkan, A.S. Yildiz, A. Gunlu. Producer profiles,
Production Characteristics and Disease Control Applications at Dairy Herds in Konya, Burdur and Kırklareli Provinces. Turkey; 57th Annual meeting of the European Association for Animal Production, Antalya, Turkey, September 17-20, 2006.
2. Yalcin, C., S. Sariozkan, A.S. Yildiz, A. Gunlu. Financial Losses from Clinical Mastitis in Turkish Dairy Herds. 57th Annual Meeting of the European Association for Animal Production Antalya, Turkey, September 17-20, 2006.
3. Yalcin C , Sariozkan S., Yildiz A.S., Gunlu A. ( 2006) Incidence of Endemic Diseases in Turkish Dairy Herds. Proceedings of the 11th Symposium of the International Society for Veterinary Epidemiology and Economics, Cairns, Australia: ISVEE 11, 270, 2006.
VII-Bilimsel Etkinlikleri Aldığı burslar: - Ödüller: Safranbolu Konulu Uzun Metrajlı Film Senaryosu ile Karabük Kaymakamlığı tara-fından profesyonel dalda teşvik ödülü, 2002. Projeleri: - Verdiği konferans ya da seminerler: 1. “Gelişmiş Ülkelerde Organik Hayvancılık ve Türkiye’de Gelişme Olanakları” seminerinin hazırlanıp sunulması, 2004. 2. “Organik ve Konvansiyonel Hayvancılığın Verim, Sağlık, Maliyet ve Kârlılık Yönünden Karşılaştırılması” seminerinin hazırlanıp sunulması, 2004. Katıldığı paneller: -
VIII-Diğer Bilgiler Eğitim programı haricinde aldığı kurslar ve katıldığı eğitim seminerleri: Profesyonel fotoğrafçılık Trafik ve İlk yardım ile ilgili acil tıp derneği ve trafik mail grubu üyeliği, Gönüllü kan bankası üyeliği (http://www.kanbankasi.gen.tr) MS Windows ve MacOS işletim sistemi MS Office (Word, Excel, Powerpoint, Access, Outlook) Web designer, Photoshop, Freehand, Corel Draw, Quark Express (mac), Frontpage, SPSS, Visual Basic (kısmî) Organizasyonunda katkıda bulunduğu bilimsel toplantılar: - Diğer üyelikleri: -