Top Banner
EYLÜL 2015 , Yıl 27 , Sayı 321 KALKINMADA VERİMLİLİK T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI EMEK - ANKARA - PP - 2 YENİ NESİL SANAYİ BÖLGELERİ Yeni Nesil Sanayiler, Güney Kore Yeşil Büyüme Girişimi ve Eko-Endüstriyel Park Uygulamaları s. 4 Organize Sanayi Bölgelerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları s. 12 Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarının Sonuç Odaklı İzlenmesi ve Değerlendirilmesi s. 16 s. 29 Teknoloji, Kadın ve Verimlilik
68

Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

Mar 22, 2016

Download

Documents

ayhan

 
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

E Y L Ü L 2 01 5 , Y ı l 2 7 , S a y ı 3 21

K A L K I N M A D A

V E R İ M L İ L İ K

T. C . B İ L İ M , S A N AY İ V E T E K N O LO J İ B A K A N L I Ğ I EMEK - ANKARA - PP - 2

YENİ NESİL SANAYİ BÖLGELERİ

Yeni Nesil Sanayiler, Güney Kore Yeşil Büyüme Girişimi ve

Eko-Endüstriyel Park Uygulamaları s. 4

Organize Sanayi Bölgelerinde

Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları s. 12

Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarının Sonuç Odaklı

İzlenmesi ve Değerlendirilmesi s. 16

s. 29Teknoloji, Kadın ve Verimlilik

Page 2: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

K A L K I N M A D A

V E R İ M L İ L İ K

01

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN

AYLIK YAYIN ORGANIDIR

EYLÜL 2015 YIL: 27 SAYI: 321Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır.

ISSN: 1300-2414Yayın Türü: Yerel Süreli

Türkçe - İngilizce

SAHİBİT.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA GENEL MÜDÜR

Anıl YILMAZ

GENEL KOORDİNATÖRDilek BİRBİL

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜCangül TOSUN

YAZI KURULU Dilek BİRBİL - Cangül TOSUN - Lütfiye BALKAYA

İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSUGülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU

WEB SİTESİ SORUMLUSUAytunç AYHAN

FOTOĞRAFLARHakan CANBAKIŞ - Özgür YURDAKADİM

DAĞITIM SORUMLUSUMehtap EMRE

(312) 467 55 90 / 331 [email protected]

Anahtar dergisinin PDF dosyalarını her aydüzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini

istiyorsanız, konu alanına Anahtar yazıp [email protected] adresine boş bir e-posta

atabilirsiniz.Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler

yazarlarına aittir.

YÖNETİM YERİT.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜGelibolu Sokak No:5

Kavaklıdere 06690 ANKARA Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)

Faks: (312) 427 30 22Faks (Dergi): (312) 467 47 79

e-posta: [email protected]İnternet: http://vgm.sanayi.gov.tr

http://anahtar.sanayi.gov.tr

GRAFİK TASARIM VE UYGULAMAwww.chesscreative.com

BASKIKORZA YAYINCILIK

BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.Büyük Sanayi 1. Cad. 95/1 İskitler - ANKARA

Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27

BASILDIĞI TARİHAnahtar dergisinin EYLÜL 2015 sayısı

04.09.2015 tarihinde basılmıştır.

Bakanlığımız koordinatörlüğünde hazırlanan Türkiye Sanayi Strateji Belgesi (2015-2018), Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı (2015-2018) ile 10. Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Eylem Planları gibi üst ölçekli plan ve programlarda Organize Sanayi Bölgeleri’nin yeni nesil ve sürdürülebilir üretime yönelik yapısal dönüşümünün sağlanması, teknik ve teknolojik altyapısının yenilenmesi ve kapasite artırımı konularında eylemler yer almıştır.

Organize Sanayi Bölgelerini altyapısal hizmetler sunmanın ötesine taşıyan yeni bir bakış açısıyla, çevreye zarar vermeyen, enerjisini kendi üreten, bünyesinde orta- yüksek ve yüksek teknoloji yatırımların yapıldığı ve lojistik merkez, serbest bölge, teknopark, uydu kent ile bütünleşik, yeni nesil sanayi ve teknoloji bölgelerine dönüştürme yaklaşımı ülkemizde de benimsenmeye başlanmıştır. Bu kapsamda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Dünya Bankası işbirliğinde yeni bir proje üzerinde çalışma başlattık. Yakın zamanda sonuçlarını almayı planladığımız Eko-Endüstriyel Parklar/Yeşil Bölgeler projesinin bu alana ilişkin gelecek yıllardaki uygulamalara yön verecek bir yol haritası oluşturması amaçlanmaktadır.

Sanayi bölgelerinin bu dönüşümünü derinlemesine incelemek amacıyla 'Yeni Nesil Sanayi Bölgeleri' başlığıyla sizlere sunduğumuz Anahtar dergimizin Eylül sayısında ülkemizde ve uluslararası alanda son gelişmelere yer vermeye çalıştık. Eko-Endüstriyel Park Uygulamaları, OSB’lerde Coğrafi Bilgi Sistemleri, OSB politikalarının değerlendirilmesi ve OSB’lerde devlet destekleri üzerine kapsamlı makalelerin yer aldığı bu sayıya katkılarından ötürü Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Yaşar ÖZTÜRK ve Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğünün tüm yönetici ve uzmanlarına teşekkürlerimizi sunarız.

Anıl YILMAZGenel Müdür

EYLÜL 2015

Page 3: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

K A L K I N M A D A

V E R İ M L İ L İ K

01

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN

AYLIK YAYIN ORGANIDIR

EYLÜL 2015 YIL: 27 SAYI: 321Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır.

ISSN: 1300-2414Yayın Türü: Yerel Süreli

Türkçe - İngilizce

SAHİBİT.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA GENEL MÜDÜR

Anıl YILMAZ

GENEL KOORDİNATÖRDilek BİRBİL

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜCangül TOSUN

YAZI KURULU Dilek BİRBİL - Cangül TOSUN - Lütfiye BALKAYA

İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSUGülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU

WEB SİTESİ SORUMLUSUAytunç AYHAN

FOTOĞRAFLARHakan CANBAKIŞ - Özgür YURDAKADİM

DAĞITIM SORUMLUSUMehtap EMRE

(312) 467 55 90 / 331 [email protected]

Anahtar dergisinin PDF dosyalarını her aydüzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini

istiyorsanız, konu alanına Anahtar yazıp [email protected] adresine boş bir e-posta

atabilirsiniz.Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler

yazarlarına aittir.

YÖNETİM YERİT.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜGelibolu Sokak No:5

Kavaklıdere 06690 ANKARA Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)

Faks: (312) 427 30 22Faks (Dergi): (312) 467 47 79

e-posta: [email protected]İnternet: http://vgm.sanayi.gov.tr

http://anahtar.sanayi.gov.tr

GRAFİK TASARIM VE UYGULAMAwww.chesscreative.com

BASKIKORZA YAYINCILIK

BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ.Büyük Sanayi 1. Cad. 95/1 İskitler - ANKARA

Tel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27

BASILDIĞI TARİHAnahtar dergisinin EYLÜL 2015 sayısı

04.09.2015 tarihinde basılmıştır.

Bakanlığımız koordinatörlüğünde hazırlanan Türkiye Sanayi Strateji Belgesi (2015-2018), Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı (2015-2018) ile 10. Kalkınma Planı Öncelikli Dönüşüm Eylem Planları gibi üst ölçekli plan ve programlarda Organize Sanayi Bölgeleri’nin yeni nesil ve sürdürülebilir üretime yönelik yapısal dönüşümünün sağlanması, teknik ve teknolojik altyapısının yenilenmesi ve kapasite artırımı konularında eylemler yer almıştır.

Organize Sanayi Bölgelerini altyapısal hizmetler sunmanın ötesine taşıyan yeni bir bakış açısıyla, çevreye zarar vermeyen, enerjisini kendi üreten, bünyesinde orta- yüksek ve yüksek teknoloji yatırımların yapıldığı ve lojistik merkez, serbest bölge, teknopark, uydu kent ile bütünleşik, yeni nesil sanayi ve teknoloji bölgelerine dönüştürme yaklaşımı ülkemizde de benimsenmeye başlanmıştır. Bu kapsamda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Dünya Bankası işbirliğinde yeni bir proje üzerinde çalışma başlattık. Yakın zamanda sonuçlarını almayı planladığımız Eko-Endüstriyel Parklar/Yeşil Bölgeler projesinin bu alana ilişkin gelecek yıllardaki uygulamalara yön verecek bir yol haritası oluşturması amaçlanmaktadır.

Sanayi bölgelerinin bu dönüşümünü derinlemesine incelemek amacıyla 'Yeni Nesil Sanayi Bölgeleri' başlığıyla sizlere sunduğumuz Anahtar dergimizin Eylül sayısında ülkemizde ve uluslararası alanda son gelişmelere yer vermeye çalıştık. Eko-Endüstriyel Park Uygulamaları, OSB’lerde Coğrafi Bilgi Sistemleri, OSB politikalarının değerlendirilmesi ve OSB’lerde devlet destekleri üzerine kapsamlı makalelerin yer aldığı bu sayıya katkılarından ötürü Sanayi Bölgeleri Genel Müdürü Yaşar ÖZTÜRK ve Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğünün tüm yönetici ve uzmanlarına teşekkürlerimizi sunarız.

Anıl YILMAZGenel Müdür

EYLÜL 2015

Page 4: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

İÇİNDEKİLER

02 03

24

29

34

43

24

Yeni Nesil Sanayiler, Güney Kore Yeşil Büyüme Girişimi ve Eko-Endüstriyel Park UygulamalarıGözde BOSNALI-Murat EVREN

Organize Sanayi Bölgelerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri UygulamalarıOnur KOLUAÇIK

Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarının Sonuç Odaklı İzlenmesi ve Değerlendirilmesi / Mahmut AÇIKGÖZ

Organize Sanayi Bölgelerine Uygulanan Devlet Teşviklerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın Artırılmasındaki RolüSelim ERDOĞAN

Teknoloji, Kadın ve VerimlilikNazmiye DEMİR

2012 Yılı Bölgesel Verimlilik İstatistikleri YayınlandıÖzlem KIRICI-Muhammet Emin DALOĞLU

Projeler

2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Stericool 110-160 Model Düşük Isı Plazma Sterilizasyon Cihazlarının Uluslararası Rekabetinin Sağlanması İçin Sterilizasyon Verimliliğinin Artırılması Projesi

2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Yeni Nesil İzolasyonlu Duvar Sistemleri Projesi

2015 Verimlilik Proje Ödülleri: % 90 Yerli Katkı İle İnce Film Kaplama Sistemi Üretimi Projesi

2015 Verimlilik Proje Ödülleri:Multi Fonksiyonlu, Tek Gövdeli Baskı Laminasyon Makinesi Geliştirilmesi Projesi

2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Su Altı Gözlem Aracı (SAGA) Projesi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji

Temiz Üretim (Eko-Verimlilik)

Haber

New Generation Industrial Zones

Sanayi GöstergeleriIndustry Indicators

Bilim ve Teknoloji GöstergeleriScience and Technology Indicators

Ulusal ve Uluslararası Verimlilikİstatistikleri / National andInternational Productivity Statistics

Ulusal Verimlilik İstatistikleriNational Productivity Statistics

5854

4704

12

1649

50

48

04

16

34

29

54

46

63

64

6062

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

47

Page 5: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

İÇİNDEKİLER

02 03

24

29

34

43

24

Yeni Nesil Sanayiler, Güney Kore Yeşil Büyüme Girişimi ve Eko-Endüstriyel Park UygulamalarıGözde BOSNALI-Murat EVREN

Organize Sanayi Bölgelerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri UygulamalarıOnur KOLUAÇIK

Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarının Sonuç Odaklı İzlenmesi ve Değerlendirilmesi / Mahmut AÇIKGÖZ

Organize Sanayi Bölgelerine Uygulanan Devlet Teşviklerinin Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın Artırılmasındaki RolüSelim ERDOĞAN

Teknoloji, Kadın ve VerimlilikNazmiye DEMİR

2012 Yılı Bölgesel Verimlilik İstatistikleri YayınlandıÖzlem KIRICI-Muhammet Emin DALOĞLU

Projeler

2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Stericool 110-160 Model Düşük Isı Plazma Sterilizasyon Cihazlarının Uluslararası Rekabetinin Sağlanması İçin Sterilizasyon Verimliliğinin Artırılması Projesi

2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Yeni Nesil İzolasyonlu Duvar Sistemleri Projesi

2015 Verimlilik Proje Ödülleri: % 90 Yerli Katkı İle İnce Film Kaplama Sistemi Üretimi Projesi

2015 Verimlilik Proje Ödülleri:Multi Fonksiyonlu, Tek Gövdeli Baskı Laminasyon Makinesi Geliştirilmesi Projesi

2015 Verimlilik Proje Ödülleri: Su Altı Gözlem Aracı (SAGA) Projesi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji

Temiz Üretim (Eko-Verimlilik)

Haber

New Generation Industrial Zones

Sanayi GöstergeleriIndustry Indicators

Bilim ve Teknoloji GöstergeleriScience and Technology Indicators

Ulusal ve Uluslararası Verimlilikİstatistikleri / National andInternational Productivity Statistics

Ulusal Verimlilik İstatistikleriNational Productivity Statistics

5854

4704

12

1649

50

48

04

16

34

29

54

46

63

64

6062

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

47

Page 6: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

04

MAKALE

Gözde BOSNALI / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Murat EVREN / Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)

YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI

05

Bu makale, Dünya Bankası ile Güney Kore Cumhuriyeti iş birliğinde yürütülen “Yeşil Büyüme Ortaklık Programı-Türkiye-G. Kore arasında Eko-Endüstriyel Park Geliştirme Bilgi Değişimi Projesi” kapsamında, 26-29 Mayıs 2015 tarihleri arasında Güney Kore'nin Seul, Ulsan ve Busan şehirlerinde Dünya Bankası yetkilileri ile Bakanlığımız yönetici ve uzmanlarından oluşan bir heyet tarafından eko-endüstriyel parklar teması çerçevesinde gerçekleştirilen teknik ziyaret ve toplantılar sonucu elde edilen gözlemler üzerine hazırlanmıştır. Makalede, Güney Kore’deki Yeşil Büyüme hareketinin gelişimi değerlendirilmekte ve bu hareketin önemli bir parçası olan eko-endüstriyel parklar ve endüstriyel Simbiyoz uygulamalarından örnekler aktarılmaktadır.

Güney Kore’de Yeşil Büyüme Hareketinin Gelişimi

Son 30 yılda dünyanın en hızlı büyüyen ve gelişen ekonomileri arasında yer alan Güney Kore, dünyanın en büyük 15’inci, Asya’nın ise en büyük dördüncü ekonomisidir. Yüksek teknolojili sanayileşmeye dayalı bir ekonomiye sahip olan ülkede kişi başı milli gelir 35.000 Doların üstündedir.

Bu kalkınma ivmesinin bir sonucu olarak, ülkedeki sera gazı salımlarında son yıllarda kaydedilen artış oranı, toplam salım olarak Çin ve ABD ile kıyaslandığında fazla olmasa da (2006’da

129,6 milyon ton) oldukça yüksektir. 2010 yılında dünyanın 10'uncu en büyük enerji tüketicisi olan ve ekonomisi % 97 oranında ithal petrol ve kömüre bağımlı olan Güney Kore’de, 2011 yılında kullanılan enerjinin % 84’ünün kömür ve petrolden, % 14’ünün nükleerden ve sadece % 2’sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edildiği

igörülmektedir.

Söz konusu gelişmeler ışığında Güney Kore’de enerji bağımsızlığını elde etmek ve iklim değişikliği konusunda sorumluluk almak üzere çeşitli çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır. Esasında, Güney

Kore için Yeşil Büyüme Girişimi bir seçenekten ziyade, ülkenin sürdürülebilir ekonomik büyüme vizyonuna ulaşma yolunda vazgeçilmez bir yol olarak belirmiştir.

Bu yöndeki çalışmalar arasında 1995 yılında kabul edilen “Çevre-Dostu Sanayi Yapısına Geçiş Yasası”, ülkede temiz üretim teknolojilerine geçiş ve yaygınlaştırma anlamında atılan ilk adımlardan biridir. Güney Kore Cumhuriyeti’nin 60. yıldönümü olan 2008 yılının Ağustos ayında, Seul’un Belediye Başkanlığı döneminde şehirdeki Han

Irmağını temizletmesiyle ünlenen Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-Bak tarafından ilan edilen “Yeşil Büyüme Ulusal Vizyonu” uluslararası kamuoyuyla paylaşılmıştır. Bu vizyonun temelinde, “geleceğin temiz enerji ve temiz teknolojilerde olduğu, tüm dünyada “düşük karbon ekonomisine” geçişin kaçınılmaz olduğu ve bu geçişte de Güney Kore’nin öncülük yaparak henüz yeni şekillenmekte olan bu “Yeşil Pazar”dan en büyük payı almasının ve bu şekilde de ülkede milyonlarca yeni iş olanağı yaratılmasının ülke çıkarları için izlenecek

iien uygun yol olduğu” görüşü yatmaktadır. Söz konusu girişimle, Güney Kore ekonomisinin enerji ve doğal kaynakların en verimli şekilde kullanıldığı sürdürülebilir bir ekonomiye dönüştürülmesi hedeflenmektedir. Bunun yanında, ekonomik büyüme çok önemli olmakla birlikte, G. Kore halkının refahı için tek unsur olarak görülmemekte, sağlık koşulları ve çevresel kalite gibi halkın yaşam kalitesini etkileyen

unsurlara da gelir ve refah gibi maddi koşullar kadar önem atfedilmektedir. 2010 yılı Ocak ayında yürürlüğe giren “Düşük Karbon ve Yeşil Büyüme Çerçeve Yasası” ile hükümet tarafından Yeşil Büyüme Girişimi’nin yasal çerçevesi ortaya konmuş, özel sektörün de katılımıyla bakanlıklar arası en yüksek kurum olarak kurulan “Cumhurbaşkanlığı Yeşil Büyüme Komitesi” ile yeşil büyüme girişimlerini sistematik olarak hayata geçirecek yönetişim yapısı oluşturulmuş ve ardından bu girişimleri destekleyecek mali politikalar ve bütçe kaynakları belirlenmiştir. Bu yasa ile Güney Kore ekonomisinin gelecek 40 yıl süresince yeşil olarak büyümesi hedeflenmekte ve Güney Kore’nin gayri safi milli hâsılasının (GDP) yüzde ikisi bu amaç doğrultusunda kullanılmak üzere ayrılmaktadır.

Söz konusu yasa, “Ulusal Yeşil Büyüme Stratejisi’ne (2009-2050)” dayandırılmış

ve beş yıllık planlar halinde uygulanması kararlaştırılmıştır. Kore Hükümeti tarafından, Yeşil Büyüme ulusal vizyonunu daha etkin uygulamak için “Yeşil Büyüme İçin Beş Yıllık Plan” (2009-2013) yürürlüğe konmuştur. Söz konusu plan, çeşitli toplum örgütleri, sanayi ve sivil toplum arasındaki ortak çabalar sonucu oluşturulmuştur. Güney Kore’nin bu yasa çerçevesinde düşük karbon ekonomisine geçişi sağlamak için ayırdığı ilk beş senelik bütçe yaklaşık 92 milyar Dolardır. Bu rakam, Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü’nün ülkelere önerdiği bütçenin neredeyse iki katı kadardır. Ulusal Yeşil Büyüme Stratejisi ile 2020 yılına kadar toplam sera gazı salımlarının % 30 oranında azaltılması hedeflenmektedir.

G. Kore Düşük Karbon ve Yeşil Büyüme Girişimi’nin uygulamaya konulduğu kurumsal çerçeveyi gösteren yapılanma Şekil 1’de sunulmuştur:

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

iii Şekil 1. G. Kore Yeşil Büyüme Girişimi Kurumsal Çerçevesi

DÜŞÜK KARBON, YEŞİL BÜYÜME ÇERÇEVE YASASI

CUMHURBAŞKANI YEŞİL BÜYÜME KIDEMLİ BAKANI

CUMHURBAŞKANLIĞI YEŞİL BÜYÜME KOMİTESİ

PLANLAMA, KOORDİNASYON, DEĞERLENDİRME

ULUSALYEŞİL

BÜYÜMESTRATEJİSİ

YEŞİL BÜYÜME

BEŞ YILLIKPLANI

YILLIKEYLEMPLANI

YERELHÜKÜMET

MERKEZİHÜKÜMET

ÖZELSEKTÖR

Ortalık Ortalık

Page 7: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

04

MAKALE

Gözde BOSNALI / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü) Murat EVREN / Sanayi ve Teknoloji Uzman Yardımcısı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)

YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI

05

Bu makale, Dünya Bankası ile Güney Kore Cumhuriyeti iş birliğinde yürütülen “Yeşil Büyüme Ortaklık Programı-Türkiye-G. Kore arasında Eko-Endüstriyel Park Geliştirme Bilgi Değişimi Projesi” kapsamında, 26-29 Mayıs 2015 tarihleri arasında Güney Kore'nin Seul, Ulsan ve Busan şehirlerinde Dünya Bankası yetkilileri ile Bakanlığımız yönetici ve uzmanlarından oluşan bir heyet tarafından eko-endüstriyel parklar teması çerçevesinde gerçekleştirilen teknik ziyaret ve toplantılar sonucu elde edilen gözlemler üzerine hazırlanmıştır. Makalede, Güney Kore’deki Yeşil Büyüme hareketinin gelişimi değerlendirilmekte ve bu hareketin önemli bir parçası olan eko-endüstriyel parklar ve endüstriyel Simbiyoz uygulamalarından örnekler aktarılmaktadır.

Güney Kore’de Yeşil Büyüme Hareketinin Gelişimi

Son 30 yılda dünyanın en hızlı büyüyen ve gelişen ekonomileri arasında yer alan Güney Kore, dünyanın en büyük 15’inci, Asya’nın ise en büyük dördüncü ekonomisidir. Yüksek teknolojili sanayileşmeye dayalı bir ekonomiye sahip olan ülkede kişi başı milli gelir 35.000 Doların üstündedir.

Bu kalkınma ivmesinin bir sonucu olarak, ülkedeki sera gazı salımlarında son yıllarda kaydedilen artış oranı, toplam salım olarak Çin ve ABD ile kıyaslandığında fazla olmasa da (2006’da

129,6 milyon ton) oldukça yüksektir. 2010 yılında dünyanın 10'uncu en büyük enerji tüketicisi olan ve ekonomisi % 97 oranında ithal petrol ve kömüre bağımlı olan Güney Kore’de, 2011 yılında kullanılan enerjinin % 84’ünün kömür ve petrolden, % 14’ünün nükleerden ve sadece % 2’sinin yenilenebilir kaynaklardan elde edildiği

igörülmektedir.

Söz konusu gelişmeler ışığında Güney Kore’de enerji bağımsızlığını elde etmek ve iklim değişikliği konusunda sorumluluk almak üzere çeşitli çalışmalar yürütülmeye başlanmıştır. Esasında, Güney

Kore için Yeşil Büyüme Girişimi bir seçenekten ziyade, ülkenin sürdürülebilir ekonomik büyüme vizyonuna ulaşma yolunda vazgeçilmez bir yol olarak belirmiştir.

Bu yöndeki çalışmalar arasında 1995 yılında kabul edilen “Çevre-Dostu Sanayi Yapısına Geçiş Yasası”, ülkede temiz üretim teknolojilerine geçiş ve yaygınlaştırma anlamında atılan ilk adımlardan biridir. Güney Kore Cumhuriyeti’nin 60. yıldönümü olan 2008 yılının Ağustos ayında, Seul’un Belediye Başkanlığı döneminde şehirdeki Han

Irmağını temizletmesiyle ünlenen Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Myung-Bak tarafından ilan edilen “Yeşil Büyüme Ulusal Vizyonu” uluslararası kamuoyuyla paylaşılmıştır. Bu vizyonun temelinde, “geleceğin temiz enerji ve temiz teknolojilerde olduğu, tüm dünyada “düşük karbon ekonomisine” geçişin kaçınılmaz olduğu ve bu geçişte de Güney Kore’nin öncülük yaparak henüz yeni şekillenmekte olan bu “Yeşil Pazar”dan en büyük payı almasının ve bu şekilde de ülkede milyonlarca yeni iş olanağı yaratılmasının ülke çıkarları için izlenecek

iien uygun yol olduğu” görüşü yatmaktadır. Söz konusu girişimle, Güney Kore ekonomisinin enerji ve doğal kaynakların en verimli şekilde kullanıldığı sürdürülebilir bir ekonomiye dönüştürülmesi hedeflenmektedir. Bunun yanında, ekonomik büyüme çok önemli olmakla birlikte, G. Kore halkının refahı için tek unsur olarak görülmemekte, sağlık koşulları ve çevresel kalite gibi halkın yaşam kalitesini etkileyen

unsurlara da gelir ve refah gibi maddi koşullar kadar önem atfedilmektedir. 2010 yılı Ocak ayında yürürlüğe giren “Düşük Karbon ve Yeşil Büyüme Çerçeve Yasası” ile hükümet tarafından Yeşil Büyüme Girişimi’nin yasal çerçevesi ortaya konmuş, özel sektörün de katılımıyla bakanlıklar arası en yüksek kurum olarak kurulan “Cumhurbaşkanlığı Yeşil Büyüme Komitesi” ile yeşil büyüme girişimlerini sistematik olarak hayata geçirecek yönetişim yapısı oluşturulmuş ve ardından bu girişimleri destekleyecek mali politikalar ve bütçe kaynakları belirlenmiştir. Bu yasa ile Güney Kore ekonomisinin gelecek 40 yıl süresince yeşil olarak büyümesi hedeflenmekte ve Güney Kore’nin gayri safi milli hâsılasının (GDP) yüzde ikisi bu amaç doğrultusunda kullanılmak üzere ayrılmaktadır.

Söz konusu yasa, “Ulusal Yeşil Büyüme Stratejisi’ne (2009-2050)” dayandırılmış

ve beş yıllık planlar halinde uygulanması kararlaştırılmıştır. Kore Hükümeti tarafından, Yeşil Büyüme ulusal vizyonunu daha etkin uygulamak için “Yeşil Büyüme İçin Beş Yıllık Plan” (2009-2013) yürürlüğe konmuştur. Söz konusu plan, çeşitli toplum örgütleri, sanayi ve sivil toplum arasındaki ortak çabalar sonucu oluşturulmuştur. Güney Kore’nin bu yasa çerçevesinde düşük karbon ekonomisine geçişi sağlamak için ayırdığı ilk beş senelik bütçe yaklaşık 92 milyar Dolardır. Bu rakam, Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü’nün ülkelere önerdiği bütçenin neredeyse iki katı kadardır. Ulusal Yeşil Büyüme Stratejisi ile 2020 yılına kadar toplam sera gazı salımlarının % 30 oranında azaltılması hedeflenmektedir.

G. Kore Düşük Karbon ve Yeşil Büyüme Girişimi’nin uygulamaya konulduğu kurumsal çerçeveyi gösteren yapılanma Şekil 1’de sunulmuştur:

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

iii Şekil 1. G. Kore Yeşil Büyüme Girişimi Kurumsal Çerçevesi

DÜŞÜK KARBON, YEŞİL BÜYÜME ÇERÇEVE YASASI

CUMHURBAŞKANI YEŞİL BÜYÜME KIDEMLİ BAKANI

CUMHURBAŞKANLIĞI YEŞİL BÜYÜME KOMİTESİ

PLANLAMA, KOORDİNASYON, DEĞERLENDİRME

ULUSALYEŞİL

BÜYÜMESTRATEJİSİ

YEŞİL BÜYÜME

BEŞ YILLIKPLANI

YILLIKEYLEMPLANI

YERELHÜKÜMET

MERKEZİHÜKÜMET

ÖZELSEKTÖR

Ortalık Ortalık

Page 8: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

0706

tamamlanmış olup üçüncü faz devam etmektedir.• 1.Faz (2005-2010): 5 Bölge, 5 Kompleks• 2.Faz (2010-2014): 9 Bölge, 46 Kompleks• 3.Faz (2014-2019): 12 Bölge, 150 Kompleks

2005-2013 yılları arasında ağırlıklı olarak merkezi hükümet tarafından ayrıca yerel hükümetin de katkısıyla, toplam yaklaşık 70 milyon Dolarlık destek sağlanmıştır. Proje uygulamaları Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanlığı ve bağımsız değerlendirme kuruluşu gözetiminde, KICOX bölgesel ve yerel yönetim ofisleri ve diğer bölgesel aktörlerin çalışmaları ve KICOX merkez yönetiminin koordinasyonuyla yürütülmektedir. Projeler % 70 oranında merkezi hükümet, % 20 oranında bölgesel idareler ve % 10 oranında da özel sektör tarafından finanse edilmektedir.

Başarılı Bir Eko-Endüstriyel Dönüşüm Örneği: Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı

Ulsan Kore Cumhuriyeti’nin güney doğusunda, Japon Denizi’nin kıyısında yer alan, ülkenin yedinci büyük metropolüdür. Metropol, Kore’nin 100.000’den fazla kişiye istihdam sağlayan ve 1000’den fazla şirkete ev sahipliği yapan endüstriyel güç merkezi olma özelliğine sahiptir. Bu şirketlerin arasında dünyanın en büyük otomobil montaj fabrikası (Hyundai Motor Group), dünyanın en büyük tersanesi (Hyundai Heavy Industries Group) ve dünyanın ikinci büyük rafinerisi (SK Energy) bulunmaktadır.

Ulsan şehri ekonomik büyümeyi hızlandırmak için ağır sanayinin gelişimini teşvik etmek amacıyla hazırlanmış ulusal planın bir parçası olarak 1962’de ihtisas organize sanayi bölgesi ilan edilmiştir; fakat ağır sanayi dallarına verilen öncelik zamanla insan ve çevre üzerindeki

olumsuz etkilerini göstermiştir: Endüstriyel komplekslerden, tarım ve su ürünlerine hasara yol açan, büyük miktarlarda emisyon ve kirletici deşarj edilmiştir. Bunun doğrudan bir sonucu olarak, 7.467 haneden oluşan yedi semtin tahliye edilmesi zorunluluğu doğmuştur ve kirletme sürecine müdahil olan sanayiler verdikleri hasar için bölge halkına tazminat ödemeye zorlanmıştır.

Geçtiğimiz son 20 yılda, Kore Cumhuriyeti ekonomik politika ve düşünce alanında büyük bir evrim geçirmiştir. Ülke, ekonomik modelini döngüsel ekonomi bakış açısıyla yeniden ele alarak, sanayiye dayalı bir ekonomiden hizmet odaklı bir ekonomiye geçiş yapmıştır. Bu kapsamda, 2005’te 15 yıllık üç fazlı “Eko-Endüstriyel Park Projesi” başlatılmış ve Ulsan endüstriyel parkı beş pilot bölgeden biri olarak seçilmiştir. Ulsan şehrinin 2004 yılındaki yeni vizyonunda yer alan “sürdürülebilir bir ‘ekopolis’ olmak ve sanayileşmeyle gelen yoğun kirliliği sona erdirmek” maddesi doğrultusunda, belediye yönetimi eko-endüstriyel park projesinin hayata geçirilmesini birinci önceliği yapmıştır.

Bu proje şirket düzeyinde temiz üretim uygulamalarının benimsenmesi, sanayi kümelenmesi düzeyinde endüstriyel simbiyozun hayata geçirilmesi ve eko-endüstriyel parkların kurulması ve bölgesel düzeyde bölgede yer alan şirketler arasında bir eko-endüstriyel park ağının kurulmasıyla ilgili girişimleri kapsamaktadır.

vUlsan’da Ne Yapıldı?

Politika Girişimi ve Eylem Planı

1990’larda Kore sanayi sektöründe uygulamada olan prosesler, takip edilen üretim ve dağıtım zincirleri kapsamlı bir değişim geçirmiştir. Kore Bilgi Ekonomisi

Bakanlığı’nın 1995 yılında bir “Çevre Dostu Sanayi Yapısını Teşvik Yasası” yürürlüğe koyması, ülkedeki mevcut endüstriyel çevre politikalarında köklü değişikliklere yol açmıştır. Bu doğrultuda, mevcut destek sistemlerinin düzene konulması, temiz üretimin transferi ve yaygınlaştırılması, çevre sanayisinin teşviki ve çevre yönetiminin özendirilmesi gibi eylemleri içeren ilk geniş kapsamlı çevre dostu endüstriyel kalkınma ana planı oluşturulmuştur. Ulsan’daki geleneksel endüstriyel parkların yenilenmesi sürecinde ileri çevre teknolojilerinin kullanımı ihtiyacı ortaya çıkmıştır; bunun yanı sıra küçük ve orta ölçekli şirketlerin de ilgisini celbeden, endüstriyel simbiyoz ağı oluşumunun büyük ölçekli endüstrilere tanıtılması için fırsatlar yaratılması da bir diğer ihtiyaç olarak doğmuştur. Bu deneyimler ışığında, ulusal politika olarak sürdürülebilir bir sanayi stratejisi oluşturulmasının ve kalkınmanın bu strateji doğrultusunda sürdürülmesinin, bu süreçte ne derecede etkili bir yöntem olduğu görülmüştür.

Kurulum Süreci

Ulsan’da verimli bir eko-endüstriyel parkın kurulması dört aşamada gerçekleşmiştir:

1. Kore Cumhuriyeti’ndeki Endüstriyel Parklar İçin Ana Plan2005 yılında, Kore Ulusal Temiz Üretim Merkezi, Bilgi Ekonomisi Bakanlığı’nın desteğiyle, Ulsan bölgesini de beş hedef bölgeden biri olarak tayin eden üç fazlı 15 yıllık Eko-Endüstriyel Park Projesi’ni başlatmıştır. Ulsan parkı, Mipo ve Onsan adında iki endüstriyel kompleksten oluşmaktadır. Bölgede bulunan şirketler, demir dışı metal, çelik ve metal imalatı, otomobil üretimi, gemi yapımı, petrokimya, rafineri, atık yakma vb. gibi çeşitli sektörlerde faaliyet göstermektedir.

Güney Kore Beş Yıllık Yeşil Büyüme ivPlanı’nın İçeriği

Beş Yıllık Yeşil Büyüme Planı (5YGGP/Five Year Plan For Green Growth) bünyesinde somutlaştırılmış olan Kore Yeşil Büyüme stratejisi üç temel amaç üzerinde odaklanmaktadır:

1. Enerji güvencesine sahip, düşük karbonlu topluma doğru dönüşüm.2. Ekonomik büyüme için ihtiyaç duyulan yeni ve “yeşil lokomotifler”in inşası.3. Gelişmiş yaşam kalitesinde uluslararası liderlik.

Bir sonraki aşamada bu temel amaçlar, Güney Kore ekonomisini yeni ve daha sürdürülebilir bir yöne sürüklemek için tasarlanmış, hükümet eylemlerinin detaylandırılmış bir modeli olan ve “Yeşil Büyüme Ajandası” (GG Agenda) olarak adlandırılan 10 hedefe dönüştürülmüştür:

1. Düşük karbon tüketimine sahip bir toplumun inşası: Ulusal sera gazı izleme sisteminin kurulması ve düşük karbonlu “Azaltım, Geri dönüşüm ve Geri kullanım” politikasının (3-Rs/Reduce-Recycle-Reuse) teşviki.2. Enerji güvencesinin geliştirilmesi: 2050’ye kadar % 100 enerji bağımsızlığının elde edilmesi.3. İklim değişikliğiyle mücadele için alınan uyarlanabilir önlemlerin güçlendirilmesi: Gıda ve su güvenliğinin iyileştirilmesi.4. Yeşil teknolojilerin geliştirilmesi: 2020’de yeşil teknolojinin toplam Ar-Ge’deki payını % 25’e ulaştırmak için yeşil teknolojinin (özellikle LED'ler, elektrikli taşıtlar, yenilenebilir enerjiler gibi çekirdek yeşil teknolojilerin) Ar-Ge’sine yatırımlar yapılması.5. Yeşil sanayilerin teşviki: 2020’ye kadar yeşil ihracatın ikiye katlanarak % 20 seviyesine ulaştırılması için yeşil

kümelenmelerin oluşturulması ve yeni yeşil ihracat platformlarının kurulması.6. Yeşil teknoloji ile Akıllı teknolojinin kaynaştırılması: akıllı şebekelerin (smart grid) geliştirilmesi.7. Yeşil ekonomi desteğinin oluşturulması: Yeşil finans ve karbon pazarı.8. Yeşil şehirler: Yeşil ulaşım, yeşil binalar, hızlı tren ve bunlarla birlikte yeşil arazi yönetimi.9. Yeşil tüketimin ve yaşam tarzının teşviki: Eko-etiketleme ve karbon sertifikasyonu.10. Küresel liderlik için yeni fırsat arayışları: Küresel ve bölgesel yeşil iş birliğinin geliştirilip güçlendirilmesi ve Kore’nin dünya çapında bir “yeşil merkez”e dönüştürülmesi.

Bahsi geçen iddialı hedeflere ulaşılması yolunda Güney Kore’nin ihtiyaç duyduğu adım, birtakım geniş kapsamlı politika araçlarının oluşturulması ve bunların etkin olarak kullanılması olmuştur. Kamu ve eğitim kampanyalarının yanı sıra, yeşil büyümeye doğru evrimi gerçekleştirmek için tasarlanmış temel araçlar şunları içermektedir:

• Altyapı alanında kamu yatırımları - toplu taşıma sistemlerine, su kalitesinin iyileştirilmesine, Jeju Adası'nda akıllı şebeke kurulması için bir pilot proje fonlamasına yapılan yatırımlar gibi.• Kamu alımları - çevre dostu ürün ve hizmetlerin kamu kurumlarında kullanılmasını zorunlu kılan kamu alım programları.• Enerji ve düşük karbon teknolojisi alanlarında kamu Ar-Ge’si – yeni ve yenilenebilir enerji teknolojisi alanında (güneş pilleri, rüzgâr enerjisi, biyoenerji vb. kapsayan) Ar-Ge giderlerinin yönetimi amacıyla yeni bir devlet kurumunun (KETEP/Kore Enerji Teknolojisi Değerlendirme ve Planlama) kurulması.• Yönetmelikler ve teşvikler – hem tarife garantisi hem de yenilenebilir portföy

standartları aracılığıyla, sektör spesifik karbon emisyonu azaltım hedefleri, taşıtlar için daha katı sera gazı emisyon standartları, sıkı kirlilik kontrolleri ve çevre dostu vergi reformu.• Pazar düzeltme önlemleri (ekonomideki dışsallıkları içselleştirmek için) - çevre ve çevre kirliliği vergilerinin düzenlenmesi ve taslak halindeki emisyon ticareti programı gibi.

Makalenin takip eden bölümünde, G. Kore’de eko-endüstriyel parkların teşviki ve organizasyonundan sorumlu Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX) hakkında bilgiler sunulmuş veeko-endüstriyel park gelişimi Ulsan Eko-Parkı özelinde özetlenmiştir.

Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX)

Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX), Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanlığı’na (MoTIE) bağlı bir kurum olup 1964’te mevcut beş bölgesel endüstriyel kompleks yönetiminin birleşmesiyle endüstriyel kompleks yönetim ve danışmanlık ajansı olarak kurulmuştur. Kuruluş o yıllarda yürürlüğe giren milli kalkınma planına bağlı olarak gerçekleştirilmiştir.

Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu tarafından gelişmekte olan endüstriyel parklara birtakım altyapı desteğinin yanı sıra bu bölgelerde yer alan firmalara teknik ve finansal destekler sağlanmaktadır. Ayrıca kamu-üniversite-sanayi iş birliğinin sağlanması ve rekabetçiliğin artması için de KICOX önemli rol üstlenmektedir.

Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu’nun programlarından biri de endüstriyel parkların yeniden yapılandırılmasıdır.Eko-dönüşüm kapsamında iki faz

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI

Page 9: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

0706

tamamlanmış olup üçüncü faz devam etmektedir.• 1.Faz (2005-2010): 5 Bölge, 5 Kompleks• 2.Faz (2010-2014): 9 Bölge, 46 Kompleks• 3.Faz (2014-2019): 12 Bölge, 150 Kompleks

2005-2013 yılları arasında ağırlıklı olarak merkezi hükümet tarafından ayrıca yerel hükümetin de katkısıyla, toplam yaklaşık 70 milyon Dolarlık destek sağlanmıştır. Proje uygulamaları Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanlığı ve bağımsız değerlendirme kuruluşu gözetiminde, KICOX bölgesel ve yerel yönetim ofisleri ve diğer bölgesel aktörlerin çalışmaları ve KICOX merkez yönetiminin koordinasyonuyla yürütülmektedir. Projeler % 70 oranında merkezi hükümet, % 20 oranında bölgesel idareler ve % 10 oranında da özel sektör tarafından finanse edilmektedir.

Başarılı Bir Eko-Endüstriyel Dönüşüm Örneği: Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı

Ulsan Kore Cumhuriyeti’nin güney doğusunda, Japon Denizi’nin kıyısında yer alan, ülkenin yedinci büyük metropolüdür. Metropol, Kore’nin 100.000’den fazla kişiye istihdam sağlayan ve 1000’den fazla şirkete ev sahipliği yapan endüstriyel güç merkezi olma özelliğine sahiptir. Bu şirketlerin arasında dünyanın en büyük otomobil montaj fabrikası (Hyundai Motor Group), dünyanın en büyük tersanesi (Hyundai Heavy Industries Group) ve dünyanın ikinci büyük rafinerisi (SK Energy) bulunmaktadır.

Ulsan şehri ekonomik büyümeyi hızlandırmak için ağır sanayinin gelişimini teşvik etmek amacıyla hazırlanmış ulusal planın bir parçası olarak 1962’de ihtisas organize sanayi bölgesi ilan edilmiştir; fakat ağır sanayi dallarına verilen öncelik zamanla insan ve çevre üzerindeki

olumsuz etkilerini göstermiştir: Endüstriyel komplekslerden, tarım ve su ürünlerine hasara yol açan, büyük miktarlarda emisyon ve kirletici deşarj edilmiştir. Bunun doğrudan bir sonucu olarak, 7.467 haneden oluşan yedi semtin tahliye edilmesi zorunluluğu doğmuştur ve kirletme sürecine müdahil olan sanayiler verdikleri hasar için bölge halkına tazminat ödemeye zorlanmıştır.

Geçtiğimiz son 20 yılda, Kore Cumhuriyeti ekonomik politika ve düşünce alanında büyük bir evrim geçirmiştir. Ülke, ekonomik modelini döngüsel ekonomi bakış açısıyla yeniden ele alarak, sanayiye dayalı bir ekonomiden hizmet odaklı bir ekonomiye geçiş yapmıştır. Bu kapsamda, 2005’te 15 yıllık üç fazlı “Eko-Endüstriyel Park Projesi” başlatılmış ve Ulsan endüstriyel parkı beş pilot bölgeden biri olarak seçilmiştir. Ulsan şehrinin 2004 yılındaki yeni vizyonunda yer alan “sürdürülebilir bir ‘ekopolis’ olmak ve sanayileşmeyle gelen yoğun kirliliği sona erdirmek” maddesi doğrultusunda, belediye yönetimi eko-endüstriyel park projesinin hayata geçirilmesini birinci önceliği yapmıştır.

Bu proje şirket düzeyinde temiz üretim uygulamalarının benimsenmesi, sanayi kümelenmesi düzeyinde endüstriyel simbiyozun hayata geçirilmesi ve eko-endüstriyel parkların kurulması ve bölgesel düzeyde bölgede yer alan şirketler arasında bir eko-endüstriyel park ağının kurulmasıyla ilgili girişimleri kapsamaktadır.

vUlsan’da Ne Yapıldı?

Politika Girişimi ve Eylem Planı

1990’larda Kore sanayi sektöründe uygulamada olan prosesler, takip edilen üretim ve dağıtım zincirleri kapsamlı bir değişim geçirmiştir. Kore Bilgi Ekonomisi

Bakanlığı’nın 1995 yılında bir “Çevre Dostu Sanayi Yapısını Teşvik Yasası” yürürlüğe koyması, ülkedeki mevcut endüstriyel çevre politikalarında köklü değişikliklere yol açmıştır. Bu doğrultuda, mevcut destek sistemlerinin düzene konulması, temiz üretimin transferi ve yaygınlaştırılması, çevre sanayisinin teşviki ve çevre yönetiminin özendirilmesi gibi eylemleri içeren ilk geniş kapsamlı çevre dostu endüstriyel kalkınma ana planı oluşturulmuştur. Ulsan’daki geleneksel endüstriyel parkların yenilenmesi sürecinde ileri çevre teknolojilerinin kullanımı ihtiyacı ortaya çıkmıştır; bunun yanı sıra küçük ve orta ölçekli şirketlerin de ilgisini celbeden, endüstriyel simbiyoz ağı oluşumunun büyük ölçekli endüstrilere tanıtılması için fırsatlar yaratılması da bir diğer ihtiyaç olarak doğmuştur. Bu deneyimler ışığında, ulusal politika olarak sürdürülebilir bir sanayi stratejisi oluşturulmasının ve kalkınmanın bu strateji doğrultusunda sürdürülmesinin, bu süreçte ne derecede etkili bir yöntem olduğu görülmüştür.

Kurulum Süreci

Ulsan’da verimli bir eko-endüstriyel parkın kurulması dört aşamada gerçekleşmiştir:

1. Kore Cumhuriyeti’ndeki Endüstriyel Parklar İçin Ana Plan2005 yılında, Kore Ulusal Temiz Üretim Merkezi, Bilgi Ekonomisi Bakanlığı’nın desteğiyle, Ulsan bölgesini de beş hedef bölgeden biri olarak tayin eden üç fazlı 15 yıllık Eko-Endüstriyel Park Projesi’ni başlatmıştır. Ulsan parkı, Mipo ve Onsan adında iki endüstriyel kompleksten oluşmaktadır. Bölgede bulunan şirketler, demir dışı metal, çelik ve metal imalatı, otomobil üretimi, gemi yapımı, petrokimya, rafineri, atık yakma vb. gibi çeşitli sektörlerde faaliyet göstermektedir.

Güney Kore Beş Yıllık Yeşil Büyüme ivPlanı’nın İçeriği

Beş Yıllık Yeşil Büyüme Planı (5YGGP/Five Year Plan For Green Growth) bünyesinde somutlaştırılmış olan Kore Yeşil Büyüme stratejisi üç temel amaç üzerinde odaklanmaktadır:

1. Enerji güvencesine sahip, düşük karbonlu topluma doğru dönüşüm.2. Ekonomik büyüme için ihtiyaç duyulan yeni ve “yeşil lokomotifler”in inşası.3. Gelişmiş yaşam kalitesinde uluslararası liderlik.

Bir sonraki aşamada bu temel amaçlar, Güney Kore ekonomisini yeni ve daha sürdürülebilir bir yöne sürüklemek için tasarlanmış, hükümet eylemlerinin detaylandırılmış bir modeli olan ve “Yeşil Büyüme Ajandası” (GG Agenda) olarak adlandırılan 10 hedefe dönüştürülmüştür:

1. Düşük karbon tüketimine sahip bir toplumun inşası: Ulusal sera gazı izleme sisteminin kurulması ve düşük karbonlu “Azaltım, Geri dönüşüm ve Geri kullanım” politikasının (3-Rs/Reduce-Recycle-Reuse) teşviki.2. Enerji güvencesinin geliştirilmesi: 2050’ye kadar % 100 enerji bağımsızlığının elde edilmesi.3. İklim değişikliğiyle mücadele için alınan uyarlanabilir önlemlerin güçlendirilmesi: Gıda ve su güvenliğinin iyileştirilmesi.4. Yeşil teknolojilerin geliştirilmesi: 2020’de yeşil teknolojinin toplam Ar-Ge’deki payını % 25’e ulaştırmak için yeşil teknolojinin (özellikle LED'ler, elektrikli taşıtlar, yenilenebilir enerjiler gibi çekirdek yeşil teknolojilerin) Ar-Ge’sine yatırımlar yapılması.5. Yeşil sanayilerin teşviki: 2020’ye kadar yeşil ihracatın ikiye katlanarak % 20 seviyesine ulaştırılması için yeşil

kümelenmelerin oluşturulması ve yeni yeşil ihracat platformlarının kurulması.6. Yeşil teknoloji ile Akıllı teknolojinin kaynaştırılması: akıllı şebekelerin (smart grid) geliştirilmesi.7. Yeşil ekonomi desteğinin oluşturulması: Yeşil finans ve karbon pazarı.8. Yeşil şehirler: Yeşil ulaşım, yeşil binalar, hızlı tren ve bunlarla birlikte yeşil arazi yönetimi.9. Yeşil tüketimin ve yaşam tarzının teşviki: Eko-etiketleme ve karbon sertifikasyonu.10. Küresel liderlik için yeni fırsat arayışları: Küresel ve bölgesel yeşil iş birliğinin geliştirilip güçlendirilmesi ve Kore’nin dünya çapında bir “yeşil merkez”e dönüştürülmesi.

Bahsi geçen iddialı hedeflere ulaşılması yolunda Güney Kore’nin ihtiyaç duyduğu adım, birtakım geniş kapsamlı politika araçlarının oluşturulması ve bunların etkin olarak kullanılması olmuştur. Kamu ve eğitim kampanyalarının yanı sıra, yeşil büyümeye doğru evrimi gerçekleştirmek için tasarlanmış temel araçlar şunları içermektedir:

• Altyapı alanında kamu yatırımları - toplu taşıma sistemlerine, su kalitesinin iyileştirilmesine, Jeju Adası'nda akıllı şebeke kurulması için bir pilot proje fonlamasına yapılan yatırımlar gibi.• Kamu alımları - çevre dostu ürün ve hizmetlerin kamu kurumlarında kullanılmasını zorunlu kılan kamu alım programları.• Enerji ve düşük karbon teknolojisi alanlarında kamu Ar-Ge’si – yeni ve yenilenebilir enerji teknolojisi alanında (güneş pilleri, rüzgâr enerjisi, biyoenerji vb. kapsayan) Ar-Ge giderlerinin yönetimi amacıyla yeni bir devlet kurumunun (KETEP/Kore Enerji Teknolojisi Değerlendirme ve Planlama) kurulması.• Yönetmelikler ve teşvikler – hem tarife garantisi hem de yenilenebilir portföy

standartları aracılığıyla, sektör spesifik karbon emisyonu azaltım hedefleri, taşıtlar için daha katı sera gazı emisyon standartları, sıkı kirlilik kontrolleri ve çevre dostu vergi reformu.• Pazar düzeltme önlemleri (ekonomideki dışsallıkları içselleştirmek için) - çevre ve çevre kirliliği vergilerinin düzenlenmesi ve taslak halindeki emisyon ticareti programı gibi.

Makalenin takip eden bölümünde, G. Kore’de eko-endüstriyel parkların teşviki ve organizasyonundan sorumlu Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX) hakkında bilgiler sunulmuş veeko-endüstriyel park gelişimi Ulsan Eko-Parkı özelinde özetlenmiştir.

Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX)

Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX), Ticaret, Sanayi ve Enerji Bakanlığı’na (MoTIE) bağlı bir kurum olup 1964’te mevcut beş bölgesel endüstriyel kompleks yönetiminin birleşmesiyle endüstriyel kompleks yönetim ve danışmanlık ajansı olarak kurulmuştur. Kuruluş o yıllarda yürürlüğe giren milli kalkınma planına bağlı olarak gerçekleştirilmiştir.

Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu tarafından gelişmekte olan endüstriyel parklara birtakım altyapı desteğinin yanı sıra bu bölgelerde yer alan firmalara teknik ve finansal destekler sağlanmaktadır. Ayrıca kamu-üniversite-sanayi iş birliğinin sağlanması ve rekabetçiliğin artması için de KICOX önemli rol üstlenmektedir.

Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu’nun programlarından biri de endüstriyel parkların yeniden yapılandırılmasıdır.Eko-dönüşüm kapsamında iki faz

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI

Page 10: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

0908

Çıktılar ve Başarı Faktörleri

Ekonomik ve Sosyal Faydalar

Genel olarak iştirak eden şirketler tarafından paylaşılan (yıllık) kârın, altyapı tasarımı ve inşasına yapılan yatırım giderlerinden daha büyük olduğu gözlenmiştir. Örneğin, Sung-am Belediyesi atık yakma tesisi ve Hyosung Şirketi, toplamda 4.500.000 Dolarlık bir yatırım yaptıktan sonra, 6.500.000 Dolarlık geliri aralarında paylaşmıştır. Benzer biçimde Yoosung Şirketi ve Hankook Kağıt Fabrikası, ortaklaşa yaptıkları 800.000 Dolarlık yatırımdan gelen 2.100.000 Dolarlık kârı paylaşmıştır.

Teknolojik düzenlemelerin gerektirdiği küçük yatırım maliyetlerinin ekonomik getirileri büyük olabilmektedir. Yoosung Şirketi ve Hankook Kağıt Fabrikası örneğinde görüldüğü gibi atıklardan üretilen buharın firmalar arası alışverişini sağlamayı amaçlayan projenin yatırım maliyetinin geri ödeme süresi bir yıldan daha az olmuştur. Benzeri bir örnek olarak, endüstriyel atık sularda bulunan mikroorganizmalar için gerekli olan besin maddelerinin Sunkyuong Watech Şirketi’yle Te-kwang Sanayi Şirketi arasında değişimini gerçekleştiren projenin geri ödeme süresi de yine bir yıldan az olmuştur.

2. Ulsan GirişimiGeleneksel endüstriyel komplekslerin eko-endüstriyel parklara dönüştürülmesi, tek tek şirket bazında gerçekleştirilmek üzere 1990’lı yılların ortalarında başlamış bulunmaktaydı. Fakat 2005 yılında eko-endüstriyel park girişimi başlamadan önce, büyük miktarda yan ürün ve atık madde oluşumuna sebep olan değer zincirleri hâlâ sanayide yer alan ana akım değer zinciri modelini teşkil etmekteydi.

Eko-Endüstriyel Park Merkezi

Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi, Mipo ve Onsan endüstriyel komplekslerinin yenilenmesi ve inovasyonu amacıyla ve şirketlerin sistematik olarak birbiriyle bağlanması veya aralarında endüstriyel simbiyoz kurulması yoluyla kurulmuştur. Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi üç temel fonksiyonla görevlendirilmiştir:

a) Veri ToplamaEko-Endüstriyel Park Merkezi, kaynaklar için öngörülen arz ve talep dengeleri ile Mipo ve Onsan endüstriyel komplekslerinde bulunan bütün şirketlerden doğabilecek atık paylaşım fırsatları üzerine veriler toplamıştır.

b) Simbiyoz Tanımlanması ve Fizibilite ÇalışmasıArz ve talep yönünden toplanan verilere dayanarak, işletmeler arasında kurulabilecek potansiyel bağlantı olanakları tespit edilmiştir. Daha sonra Ulsan Üniversitesi Temiz Teknoloji ve Kaynak Geri Dönüşüm Merkezi ve Ulsan’daki diğer Ar-Ge enstitüleri, işletmeler arasındaki her bir bağlantının fizibilitesini değerlendirmek için Ar-Ge desteği sağlamıştır.

c) Simbiyozun UygulanmasıBu süreç, katılımcı firmalara aralarında kurulması muhtemel olduğu saptanmış

bağlantıları yürütmeleri için destek sağlanmasını kapsamaktadır. Eko-Endüstriyel Park Merkezi’nin görevli kadrosu mevcut bariyerleri ortadan kaldırmak amacıyla şirket veya ajans yetkilileri ile müzakerede bulunmuşlardır.

3. Ulsan Eko-Endüstriyel Park Dönüşüm Sürecinde Endüstriyel İş Birliği (Simbiyoz) İçin Yol HaritasıEko-Endüstriyel Park Merkezi üç yıllık bir zaman aralığı içerisinde (2006-2008)10 endüstriyel ağ kurmuştur. İlk iki ağın kurulması sürecinde (birincisi Yoosung Şirketi ve Hankook Kağıt Fabrikası arasında ve ikincisi Sung-am Belediyesi atık yakma tesisi ve Hyosung Şirketi arasında olmak üzere) kazanılan deneyimlere ve alınan derslere dayanarak var olan endüstriyel parkları eko-endüstriyel parklara dönüştürmek amacıyla Merkez, bölgeye özgü kendi yol haritasını geliştirmiştir. Bu yol haritası yapılacak işin nasıl, nerede ve ne zaman yapılması gerektiğini ayrıntılı bir biçimde açıklamaktaydı.

4. Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı’nın Evrim Süreci İçin Ağ OluşturmaEko-endüstriyel park bünyesinde faaliyet gösteren veya gelecekte faaliyet göstermeyi planlayan muhtelif endüstri grupları arasında endüstriyel simbiyoz ağları kurulmuştur. İlgili taraflar şunlardır:• Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX).• Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi.• Ulsan Büyükşehir Yönetimi.• Mipo-Onsan endüstriyel kompleksleri bünyesindeki şirketler.

Bir yandan Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi fizibilite incelemesi yapmak için Ar-Ge fonuna destek sağlarken, diğer yandan her bir endüstriyel simbiyoz ağının kurulması için yapılan yatırımın mali yükü iştirak eden şirketler tarafından paylaşılmıştır ve paylaşılmaya devam edilmektedir. Ulsan eko-endüstriyel park girişiminin ilk fazında, UlsanEko-Endüstriyel Park Merkezi araştırma desteği olarak 6 milyon Dolar temin etmiştir. Altyapı geliştirilmesine katkı sağlayan yatırımlarda her bir şirketin sahip olduğu pay göz önünde bulundurularak kâr paylaşımı yapılmıştır. Kore Cumhuriyeti’nde endüstriyel parkların geliştirilmesinde kullanılmış ve hem devlet hem de özel sektör tarafından oluşturulmuş çeşitli finansman kaynakları ve mekanizmaları mevcuttur. Su Tasarruf Şirketi (WASCO) ve Enerji Tasarruf Şirketi (ESCO) gibi devlet kurumları tarafından finanse edilen birçok teşvik fonu enerji ve su tasarrufu iyileştirmelerine ve atık geri dönüşümüne yatırım yapmak için kullanılabilir. Kuşkusuz özel sektör yatırımları da çeşitli modeller aracılığıyla özendirilmektedir: Yap-işlet-devret, yap-devret-kirala vb.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

viŞekil 2. Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı’nda Örnek Bir Endüstriyel Simbiyoz Uygulaması

MAKALE YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI

Page 11: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

0908

Çıktılar ve Başarı Faktörleri

Ekonomik ve Sosyal Faydalar

Genel olarak iştirak eden şirketler tarafından paylaşılan (yıllık) kârın, altyapı tasarımı ve inşasına yapılan yatırım giderlerinden daha büyük olduğu gözlenmiştir. Örneğin, Sung-am Belediyesi atık yakma tesisi ve Hyosung Şirketi, toplamda 4.500.000 Dolarlık bir yatırım yaptıktan sonra, 6.500.000 Dolarlık geliri aralarında paylaşmıştır. Benzer biçimde Yoosung Şirketi ve Hankook Kağıt Fabrikası, ortaklaşa yaptıkları 800.000 Dolarlık yatırımdan gelen 2.100.000 Dolarlık kârı paylaşmıştır.

Teknolojik düzenlemelerin gerektirdiği küçük yatırım maliyetlerinin ekonomik getirileri büyük olabilmektedir. Yoosung Şirketi ve Hankook Kağıt Fabrikası örneğinde görüldüğü gibi atıklardan üretilen buharın firmalar arası alışverişini sağlamayı amaçlayan projenin yatırım maliyetinin geri ödeme süresi bir yıldan daha az olmuştur. Benzeri bir örnek olarak, endüstriyel atık sularda bulunan mikroorganizmalar için gerekli olan besin maddelerinin Sunkyuong Watech Şirketi’yle Te-kwang Sanayi Şirketi arasında değişimini gerçekleştiren projenin geri ödeme süresi de yine bir yıldan az olmuştur.

2. Ulsan GirişimiGeleneksel endüstriyel komplekslerin eko-endüstriyel parklara dönüştürülmesi, tek tek şirket bazında gerçekleştirilmek üzere 1990’lı yılların ortalarında başlamış bulunmaktaydı. Fakat 2005 yılında eko-endüstriyel park girişimi başlamadan önce, büyük miktarda yan ürün ve atık madde oluşumuna sebep olan değer zincirleri hâlâ sanayide yer alan ana akım değer zinciri modelini teşkil etmekteydi.

Eko-Endüstriyel Park Merkezi

Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi, Mipo ve Onsan endüstriyel komplekslerinin yenilenmesi ve inovasyonu amacıyla ve şirketlerin sistematik olarak birbiriyle bağlanması veya aralarında endüstriyel simbiyoz kurulması yoluyla kurulmuştur. Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi üç temel fonksiyonla görevlendirilmiştir:

a) Veri ToplamaEko-Endüstriyel Park Merkezi, kaynaklar için öngörülen arz ve talep dengeleri ile Mipo ve Onsan endüstriyel komplekslerinde bulunan bütün şirketlerden doğabilecek atık paylaşım fırsatları üzerine veriler toplamıştır.

b) Simbiyoz Tanımlanması ve Fizibilite ÇalışmasıArz ve talep yönünden toplanan verilere dayanarak, işletmeler arasında kurulabilecek potansiyel bağlantı olanakları tespit edilmiştir. Daha sonra Ulsan Üniversitesi Temiz Teknoloji ve Kaynak Geri Dönüşüm Merkezi ve Ulsan’daki diğer Ar-Ge enstitüleri, işletmeler arasındaki her bir bağlantının fizibilitesini değerlendirmek için Ar-Ge desteği sağlamıştır.

c) Simbiyozun UygulanmasıBu süreç, katılımcı firmalara aralarında kurulması muhtemel olduğu saptanmış

bağlantıları yürütmeleri için destek sağlanmasını kapsamaktadır. Eko-Endüstriyel Park Merkezi’nin görevli kadrosu mevcut bariyerleri ortadan kaldırmak amacıyla şirket veya ajans yetkilileri ile müzakerede bulunmuşlardır.

3. Ulsan Eko-Endüstriyel Park Dönüşüm Sürecinde Endüstriyel İş Birliği (Simbiyoz) İçin Yol HaritasıEko-Endüstriyel Park Merkezi üç yıllık bir zaman aralığı içerisinde (2006-2008)10 endüstriyel ağ kurmuştur. İlk iki ağın kurulması sürecinde (birincisi Yoosung Şirketi ve Hankook Kağıt Fabrikası arasında ve ikincisi Sung-am Belediyesi atık yakma tesisi ve Hyosung Şirketi arasında olmak üzere) kazanılan deneyimlere ve alınan derslere dayanarak var olan endüstriyel parkları eko-endüstriyel parklara dönüştürmek amacıyla Merkez, bölgeye özgü kendi yol haritasını geliştirmiştir. Bu yol haritası yapılacak işin nasıl, nerede ve ne zaman yapılması gerektiğini ayrıntılı bir biçimde açıklamaktaydı.

4. Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı’nın Evrim Süreci İçin Ağ OluşturmaEko-endüstriyel park bünyesinde faaliyet gösteren veya gelecekte faaliyet göstermeyi planlayan muhtelif endüstri grupları arasında endüstriyel simbiyoz ağları kurulmuştur. İlgili taraflar şunlardır:• Kore Endüstriyel Kompleks Kurumu (KICOX).• Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi.• Ulsan Büyükşehir Yönetimi.• Mipo-Onsan endüstriyel kompleksleri bünyesindeki şirketler.

Bir yandan Ulsan Eko-Endüstriyel Park Merkezi fizibilite incelemesi yapmak için Ar-Ge fonuna destek sağlarken, diğer yandan her bir endüstriyel simbiyoz ağının kurulması için yapılan yatırımın mali yükü iştirak eden şirketler tarafından paylaşılmıştır ve paylaşılmaya devam edilmektedir. Ulsan eko-endüstriyel park girişiminin ilk fazında, UlsanEko-Endüstriyel Park Merkezi araştırma desteği olarak 6 milyon Dolar temin etmiştir. Altyapı geliştirilmesine katkı sağlayan yatırımlarda her bir şirketin sahip olduğu pay göz önünde bulundurularak kâr paylaşımı yapılmıştır. Kore Cumhuriyeti’nde endüstriyel parkların geliştirilmesinde kullanılmış ve hem devlet hem de özel sektör tarafından oluşturulmuş çeşitli finansman kaynakları ve mekanizmaları mevcuttur. Su Tasarruf Şirketi (WASCO) ve Enerji Tasarruf Şirketi (ESCO) gibi devlet kurumları tarafından finanse edilen birçok teşvik fonu enerji ve su tasarrufu iyileştirmelerine ve atık geri dönüşümüne yatırım yapmak için kullanılabilir. Kuşkusuz özel sektör yatırımları da çeşitli modeller aracılığıyla özendirilmektedir: Yap-işlet-devret, yap-devret-kirala vb.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

viŞekil 2. Ulsan Eko-Endüstriyel Parkı’nda Örnek Bir Endüstriyel Simbiyoz Uygulaması

MAKALE YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI

Page 12: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

1110

gücü sağlayan özelliklerinden bazıları şunlardır:

• Endüstriyel kompleksler ve üretim zincirleri bünyesinde kurulmuş şirketler arası gelişmiş iş birliği çevre koruması, toplum yararı ve rekabete açık ihalelerde sinerji yaratma olanağı sağlar.• Ortak hizmetler ve tesisler, bireysel şirketlere ve özellikle de küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ’lere) maliyetlerini düşürmede yardımcı olur, makul fiyat karşılığında temin edilebilen temiz üretim eğitimleri ve danışmanlık hizmetleri KOBİ’ler için büyük önem arz etmektedir.• Şirketler arası materyal, enerji, su ve hizmet değiş-tokuşu her bir girdi ünitesinin verimliliğini artırır.• Kaynak geri kazanım şirketlerinden meydana gelen bir küme, şirketler arası materyal değiş tokuşunda kendine yer bulamayan yan ürünleri kullanır.• Çevre teknolojileri şirketleri ile hizmet şirketlerinden oluşmuş bir küme, özellikle de KOBİ’ler olmak üzere sanayi kompleksinin bünyesindeki şirketlerin ürün ve proses tasarımlarını geliştirmesinde, atık oluşumunun önlemesinde ve daha yüksek verim elde edilmesinde yardımcı olur.• Eko-endüstriyel park bünyesinde yer alan bir idare birimi şirketlere, yardımcı tesislere, bölge halkına ve bölgesel ağlara kaynak yönetimi, altyapı ve bilgi yönetimi için hizmet sağlar.

• Eko-endüstriyel park sanayiye, ticarete ve belediyelere bölgesel ölçekte bir inovasyon ve know-how kaynağı niteliğinde hizmet sunarak, kaynak verimliliğinin her alanında bir mükemmellik merkezi olmayı amaçlar. Sonuç ve Değerlendirme

G. Kore’deki Yeşil Büyüme hareketi dikkatle incelendiğinde, Cumhurbaşkanlığı makamının adanmışlık ve kararlılıkla harekete geçerek yeşil büyüme politikasına ve uygulamalarına gösterdiği sistematik yaklaşımın, bakanlıklar arası etkili koordinasyonun ve en önemlisi özel sektörün göz ardı edilmeksizin politika geliştirme sürecine dâhil edilmesinin, ulusal yeşil büyüme stratejisini başarıya götüren temel faktörler olduğu görülmektedir. Benzer bir yaklaşımın ülkemiz için de gerekli yasal altyapının ve somut göstergelerin de oluşturularak kurulmasının ülkemizdeki yeşil büyüme yaklaşımının sistematikleşirilmesinde etkili olacağı değerlendirilmektedir. Ulsan eko-endüstriyel parkı projesi için oluşturulmuş politika altyapısı ve prensiplerin ise Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde benimsenme potansiyeli yadsınamaz, fakat bölgesel koşulların, hedeflerin, çevre yönetimi yönetmeliklerinin ve mevcut finans mekanizmalarının göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu da siyasi hedeflerin ve farklı tarafların iştirak etme ve yatırım yapmada gösterecekleri

istekliliğin, verimli bir endüstriyel simbiyoz ortamı geliştirmek için elverişli olması gerektiği anlamına gelmektedir. Ulsan örneğinde görüldüğü gibi, belediyeler simbiyoz potansiyellerinin belirlenmesi ve en uygun teknik seçeneklerin tespit edilmesinde kritik olan liderlik rolünü üstlenebilir. Bu tip projelerin başarısı, ülke yönetiminin dikey hiyerarşik yapısı arasındaki koordinasyona ve bölgesel düzeydeki yatay sektörlerin uygulama kapasiteleri, becerileri ve iştiyakına bağlıdır. Gerek mevcut endüstriyel parkları eko-endüstriyel parklara dönüştürme gerekse yeni eko-endüstriyel parklar kurma yoluyla olsun, sanayi kümelerinin eko-verimlilik düzeyini yükseltmek için pek çok faaliyet alanı bulunmaktadır. Yerel veya bölgesel düzeyde atılacak bu tür adımların olumlu etkisi ekonomik ve ekolojik olarak uzun süreli olacaktır.

“Ulsan Girişimi”nin getirileri tek taraflı olmakla kalmamış, şirketlerin elde ettiği ekonomik faydaların yanı sıra onların iş birliğiyle oluşturulan projelerin bölgeye katkısı, istihdam olanakları ve iyileştirilen çevre performansına bağlı olarak artan çalışan ve toplum memnuniyetini de kapsayan sosyal faydaların elde edilmesi olmuştur. 140 milyon Dolarlık yatırım maliyetiyle, fabrikalarından çıkan fazla buharı değerlendirmek için yeni bir üretim ünitesi inşa eden ve bu sayede 140 kişiye daha istihdam fırsatı sağlayan Hyosung Şirketi’nin bu başarısı bahsi geçen sosyal faydalara emsal teşkil etmektedir.

Eko-endüstriyel park projeleri bir yandan, iyi yapılandırılmış bir iş modeliyle, ilgili paydaşların kendilerine kayda değer ekonomik kazanımlar sağlayabilecek altyapılara yatırım yapmaya motive

edilebileceklerini gösterirken, diğer yandan da daha temiz ve daha yeşil bir çevre için katkıda bulunmalarının mümkün olduğunu ispatlamaktadır. Ulsan eko-endüstriyel park girişiminin ilk fazı, yıllık 50 milyon Dolarlık ekonomik yarar sağlama potansiyeline sahip olması itibarıyla özel sektörden 50 milyon Dolarlık yatırım çekmeyi başarmıştır.

Çevresel Faydalar

Eko-endüstriyel parklar ve endüstriyel simbiyoz uygulamaları doğrudan enerji, su ve ham madde ihtiyacında düşüşe sebep olmuştur. Azalan kaynak tüketimi, emisyonlar ve atık üretimi bakımından elde edilen çevresel faydalar kayda değerdir. Bu iyileştirilmiş uygulamalar; özellikle atık azaltımı ve geri dönüşüm uygulamaları, atık su geri dönüşümü ve enerji kullanımında gözlemlenen düşüşle

ilgilidir; doğal olarak bu durum CO ve 2

diğer kirleticilerin (SOX, NOX, CO, toplam askıda katı madde ve uçucu organik bileşikler) salınımında düşüşe sebep olmuştur. Sung-am Belediyesi atık yakma tesisi ve Hyosung Şirketi arasında kurulan endüstriyel simbiyoz ağı sayesinde ulaşılan enerji talebinde yıllık 18.850 m³ düşüş, CO salınımında yıllık 55.500 tonluk 2

azaltım ve diğer hava kirletici gazların salınımında yıllık 176,8 tonluk azaltım elde edilen çevresel faydalara örnek gösterilebilir.

Rekabet Edebilirliği Artırma Yolunda Stratejiler

Endüstriyel kompleksler eko-endüstriyel parklar halinde yapılanarak, kiracı şirketlere daha verimli hale gelme ve birtakım strateji yardımıyla çevre kirliliğini azaltma olanağı sağlar. Eko-endüstriyel parkların şirketlere daha gelişmiş rekabet

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

MAKALE YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI

i Dr. Yasemin Biro: Küresel Çevre Örgütü (GEF), “G. Kore Neden Yeşile Koşuyor”, EKO IQ , Mart 2011, http://ekoiq.com/guney-kore-neden-yesile-kosuyor/ 10.07.2015ii Ekaterina Zelenovskaya, Green Growth Policy in Korea: A Case Study, International Center for Climate Governance http://www.iccgov.org/FilePagineStatiche/Files/Publications/Reflections/08_reflection_june_2012.pdf / 05.07.2015iii Sang Dae Choi, “The Green Growth Movement in The Republic of Korea: Option or Necessity?”, http://www.greengrowthknowledge.org/sites/default/files/kggp_knowledge%20note%20series_01.pdf / 08.07.2015iv John A. Mathews, Green growth strategies—Korean initiatives, 2012, Elsevier, sf. 3. (çeviri)v Are we building competitive and liveable cities? Guidelines for developing eco-efficient and socially inclusive infrastructure, The Earth Institute, Columbia University, “Eco-industrial park in Ulsan, Republic of Korea Integrated resource management”, sf. 127-135. (çeviri)viGreen Industry Conference 2013, “Technician Session Eco-Industrial Park (EIP) Initiative in Korea”, Professor Hung-Suck Park, University of Ulsan. (çeviri)

Page 13: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

1110

gücü sağlayan özelliklerinden bazıları şunlardır:

• Endüstriyel kompleksler ve üretim zincirleri bünyesinde kurulmuş şirketler arası gelişmiş iş birliği çevre koruması, toplum yararı ve rekabete açık ihalelerde sinerji yaratma olanağı sağlar.• Ortak hizmetler ve tesisler, bireysel şirketlere ve özellikle de küçük ve orta ölçekli işletmelere (KOBİ’lere) maliyetlerini düşürmede yardımcı olur, makul fiyat karşılığında temin edilebilen temiz üretim eğitimleri ve danışmanlık hizmetleri KOBİ’ler için büyük önem arz etmektedir.• Şirketler arası materyal, enerji, su ve hizmet değiş-tokuşu her bir girdi ünitesinin verimliliğini artırır.• Kaynak geri kazanım şirketlerinden meydana gelen bir küme, şirketler arası materyal değiş tokuşunda kendine yer bulamayan yan ürünleri kullanır.• Çevre teknolojileri şirketleri ile hizmet şirketlerinden oluşmuş bir küme, özellikle de KOBİ’ler olmak üzere sanayi kompleksinin bünyesindeki şirketlerin ürün ve proses tasarımlarını geliştirmesinde, atık oluşumunun önlemesinde ve daha yüksek verim elde edilmesinde yardımcı olur.• Eko-endüstriyel park bünyesinde yer alan bir idare birimi şirketlere, yardımcı tesislere, bölge halkına ve bölgesel ağlara kaynak yönetimi, altyapı ve bilgi yönetimi için hizmet sağlar.

• Eko-endüstriyel park sanayiye, ticarete ve belediyelere bölgesel ölçekte bir inovasyon ve know-how kaynağı niteliğinde hizmet sunarak, kaynak verimliliğinin her alanında bir mükemmellik merkezi olmayı amaçlar. Sonuç ve Değerlendirme

G. Kore’deki Yeşil Büyüme hareketi dikkatle incelendiğinde, Cumhurbaşkanlığı makamının adanmışlık ve kararlılıkla harekete geçerek yeşil büyüme politikasına ve uygulamalarına gösterdiği sistematik yaklaşımın, bakanlıklar arası etkili koordinasyonun ve en önemlisi özel sektörün göz ardı edilmeksizin politika geliştirme sürecine dâhil edilmesinin, ulusal yeşil büyüme stratejisini başarıya götüren temel faktörler olduğu görülmektedir. Benzer bir yaklaşımın ülkemiz için de gerekli yasal altyapının ve somut göstergelerin de oluşturularak kurulmasının ülkemizdeki yeşil büyüme yaklaşımının sistematikleşirilmesinde etkili olacağı değerlendirilmektedir. Ulsan eko-endüstriyel parkı projesi için oluşturulmuş politika altyapısı ve prensiplerin ise Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde benimsenme potansiyeli yadsınamaz, fakat bölgesel koşulların, hedeflerin, çevre yönetimi yönetmeliklerinin ve mevcut finans mekanizmalarının göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu da siyasi hedeflerin ve farklı tarafların iştirak etme ve yatırım yapmada gösterecekleri

istekliliğin, verimli bir endüstriyel simbiyoz ortamı geliştirmek için elverişli olması gerektiği anlamına gelmektedir. Ulsan örneğinde görüldüğü gibi, belediyeler simbiyoz potansiyellerinin belirlenmesi ve en uygun teknik seçeneklerin tespit edilmesinde kritik olan liderlik rolünü üstlenebilir. Bu tip projelerin başarısı, ülke yönetiminin dikey hiyerarşik yapısı arasındaki koordinasyona ve bölgesel düzeydeki yatay sektörlerin uygulama kapasiteleri, becerileri ve iştiyakına bağlıdır. Gerek mevcut endüstriyel parkları eko-endüstriyel parklara dönüştürme gerekse yeni eko-endüstriyel parklar kurma yoluyla olsun, sanayi kümelerinin eko-verimlilik düzeyini yükseltmek için pek çok faaliyet alanı bulunmaktadır. Yerel veya bölgesel düzeyde atılacak bu tür adımların olumlu etkisi ekonomik ve ekolojik olarak uzun süreli olacaktır.

“Ulsan Girişimi”nin getirileri tek taraflı olmakla kalmamış, şirketlerin elde ettiği ekonomik faydaların yanı sıra onların iş birliğiyle oluşturulan projelerin bölgeye katkısı, istihdam olanakları ve iyileştirilen çevre performansına bağlı olarak artan çalışan ve toplum memnuniyetini de kapsayan sosyal faydaların elde edilmesi olmuştur. 140 milyon Dolarlık yatırım maliyetiyle, fabrikalarından çıkan fazla buharı değerlendirmek için yeni bir üretim ünitesi inşa eden ve bu sayede 140 kişiye daha istihdam fırsatı sağlayan Hyosung Şirketi’nin bu başarısı bahsi geçen sosyal faydalara emsal teşkil etmektedir.

Eko-endüstriyel park projeleri bir yandan, iyi yapılandırılmış bir iş modeliyle, ilgili paydaşların kendilerine kayda değer ekonomik kazanımlar sağlayabilecek altyapılara yatırım yapmaya motive

edilebileceklerini gösterirken, diğer yandan da daha temiz ve daha yeşil bir çevre için katkıda bulunmalarının mümkün olduğunu ispatlamaktadır. Ulsan eko-endüstriyel park girişiminin ilk fazı, yıllık 50 milyon Dolarlık ekonomik yarar sağlama potansiyeline sahip olması itibarıyla özel sektörden 50 milyon Dolarlık yatırım çekmeyi başarmıştır.

Çevresel Faydalar

Eko-endüstriyel parklar ve endüstriyel simbiyoz uygulamaları doğrudan enerji, su ve ham madde ihtiyacında düşüşe sebep olmuştur. Azalan kaynak tüketimi, emisyonlar ve atık üretimi bakımından elde edilen çevresel faydalar kayda değerdir. Bu iyileştirilmiş uygulamalar; özellikle atık azaltımı ve geri dönüşüm uygulamaları, atık su geri dönüşümü ve enerji kullanımında gözlemlenen düşüşle

ilgilidir; doğal olarak bu durum CO ve 2

diğer kirleticilerin (SOX, NOX, CO, toplam askıda katı madde ve uçucu organik bileşikler) salınımında düşüşe sebep olmuştur. Sung-am Belediyesi atık yakma tesisi ve Hyosung Şirketi arasında kurulan endüstriyel simbiyoz ağı sayesinde ulaşılan enerji talebinde yıllık 18.850 m³ düşüş, CO salınımında yıllık 55.500 tonluk 2

azaltım ve diğer hava kirletici gazların salınımında yıllık 176,8 tonluk azaltım elde edilen çevresel faydalara örnek gösterilebilir.

Rekabet Edebilirliği Artırma Yolunda Stratejiler

Endüstriyel kompleksler eko-endüstriyel parklar halinde yapılanarak, kiracı şirketlere daha verimli hale gelme ve birtakım strateji yardımıyla çevre kirliliğini azaltma olanağı sağlar. Eko-endüstriyel parkların şirketlere daha gelişmiş rekabet

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

MAKALE YENİ NESİL SANAYİLER, GÜNEY KORE YEŞİL BÜYÜME GİRİŞİMİ VE EKO-ENDÜSTRİYEL PARK UYGULAMALARI

i Dr. Yasemin Biro: Küresel Çevre Örgütü (GEF), “G. Kore Neden Yeşile Koşuyor”, EKO IQ , Mart 2011, http://ekoiq.com/guney-kore-neden-yesile-kosuyor/ 10.07.2015ii Ekaterina Zelenovskaya, Green Growth Policy in Korea: A Case Study, International Center for Climate Governance http://www.iccgov.org/FilePagineStatiche/Files/Publications/Reflections/08_reflection_june_2012.pdf / 05.07.2015iii Sang Dae Choi, “The Green Growth Movement in The Republic of Korea: Option or Necessity?”, http://www.greengrowthknowledge.org/sites/default/files/kggp_knowledge%20note%20series_01.pdf / 08.07.2015iv John A. Mathews, Green growth strategies—Korean initiatives, 2012, Elsevier, sf. 3. (çeviri)v Are we building competitive and liveable cities? Guidelines for developing eco-efficient and socially inclusive infrastructure, The Earth Institute, Columbia University, “Eco-industrial park in Ulsan, Republic of Korea Integrated resource management”, sf. 127-135. (çeviri)viGreen Industry Conference 2013, “Technician Session Eco-Industrial Park (EIP) Initiative in Korea”, Professor Hung-Suck Park, University of Ulsan. (çeviri)

Page 14: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

1312

MAKALE

beklentilerinin farklılaşması sebebiyle standart bir tanımı yapılamamakta olup çok farklı şekillerde tanımlamaları bulunmaktadır.

CBS ile ilgili en kapsayıcı tanım “CBS, yeryüzü referanslı verileri işlemek için 4 yeteneği sağlayan bilgisayar tabanlı bir sistemdir.”• Veri girişi• Veri yönetimi (Depolama ve sorgulama)• Veri işleme ve analizi• Veri çıktısı.

Her ne kadar CBS fikrinin ortaya çıkması 1960 yıllar olarak bilinse de belgelenmiş ilk CBS Fransa’da 1832 yılında Fransız coğrafyacı Charles Picquet tarafından Paris’in 48 farklı bölgesinde kolera epidemiyolojisini (topluluklardaki hastalıkların sıklığı ve yaygınlığını konu edinen tıp bilimi) harita üzerinde noktalayarak gösterimini sunan tematik harita çalışması sayılabilir. Picquet’in çalışmasına benzer olarak 1850 yılında İngiltere Londra’da Soho bölgesinde Doktor John Snow kolera ölümlerini incelemiş, her vakayı harita üzerinde işaretleyerek ölümlerin Broadwick sokağında yoğunlaştığını fark etmiş ve ölümlerin sebebinin sokakta yer alan su pompası olduğuna kanaat getirerek pompayı mühürletmiş ve kolera salgınını durdurmayı başarmıştır. Snow’un grafik veri (harita) ve grafik olmayan (vakalar) verileri bir arada kullanarak analiz sonucu başarıya ulaşması CBS’nin anlaşılması, kullanımı ve başarısına dikkat çekmesi sebebiyle önemli bir örnektir.

Organize Sanayi Bölgelerinde CBS’nin Kullanılmasının ÖnemiOrganize Sanayi Bölgelerinde CBS’nin kullanılmasının önemi iki ana başlık olarak ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki CBS’nin yatırım tanıtımlarında kullanılması diğeri ise OSB’lerin yönetiminde CBS’nin kullanılmasıdır.

Ana hedef olarak ülkemizde planlı sanayileşmenin gerçekleşmesi amacıyla hayata geçirilen Organize Sanayi Bölgeleri, sanayi yatırımı yapmak isteyen yatırımcıları bölgelerine çekmek için yatırımcının yorumuna ve yönetimine istediği bilgileri sunmak zorundadır.

Yatırımcılara tanıtımı yapılacak ve önerilecek alanlar sundukları avantajlar ve sanayinin planlı büyümesi için öncelikle Organize Sanayi Bölgeleri olması gerekmektedir. Ülkemizin kalkınması için gerekli olan yatırımların ve istihdamın bu bölgelerde arttırılması gerekmektedir. Yerli ve yabancı sanayi yatırımcıları OSB’lere yönlendirerek yatırımın özendirilmesi için, Organize Sanayi Bölgelerimize ilişkin verilere sahip olmak, analizler yapmak ve yönetmek, verilerden elde edilen bilgilere dayalı stratejiler oluşturarak hedefler belirlemek ve bu hedefler doğrultusunda tanıtım faaliyetleri yürütmek gerekmektedir. Bu sebeplerle

yatırım tanıtım faaliyetlerinde kullanılacak Coğrafi Bilgi Sistemi’nin OSB’lerde gerçekleştirilmesi en doğru yöntem olacaktır.

Günümüz bilgi çağında yatırım faaliyetlerinin tanıtılmasında CBS’nin internet tabanlı kullanılmasının kaçınılmaz olduğu görülmektedir. İnternet tabanlı CBS’nin tanıtım açısından yatırımcılar ve yatırımların ülkeye gelmesini hedefleyen otoriteler tarafından olmak üzere iki tarafa fayda sağlamaktadır.

Yatırım yapmayı planlayan bir yatırımcıya sağladığı avantajlar:• En doğru bilgilerin en hızlı biçimde sunulması,• Yatırımların en başında parametreler belirlenerek boş parseller, ulaşım ağlarına yakınlık, altyapı durumu vb. yatırım yeri seçiminde en uygun alanların seçiminin sağlanması,

21. yüzyılla birlikte Sanayi Devrimi’nin sonlanıp bilgiye erişimde internetin araç olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte sanayi toplumundan bilgi toplumuna dönüşüm gerçekleşmiş ve içinde bulunduğumuz enformasyon çağı başlamıştır. Yaşadığımız çağın gözde terimi bilişim ve bilgi teknolojileri gittikçe daha fazla günlük hayatımızda yer almaya ve bütün dünyada bir numaralı gündem konusu olmaya devam etmektedir. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre bilgi; “Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen

gerçek, malumat, vukuf” olarak ifade edilmektedir.

İnsanlık tarih boyunca ürettiği bilgileri kullanarak yaşam süresini uzatmış, daha rahat bir yaşama geçiş yapmış ve bütün nimetlerinden faydalanmakta olduğumuz çağdaş medeniyeti kurabilmiştir. Veriyi işleyerek bilgi haline getiren insan olduğundan ve insan da çok yönlü bir varlık olduğundan bilgi de tek bir çeşitten oluşmamaktadır. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde sadece yeryüzünün değil yeraltının, evrenin, başka gezegenlerin hatta atom altı parçacıkların vb. araştırılmasıyla bilgi elde edilmektedir. 1990’lı yıllarla birlikte internetin kullanımının yaygınlaşmasıyla bilgiye erişim geniş coğrafyalara yayılabilmiş ve bilgiye erişebilen insan aynı zamanda bilginin kendisi de olmuştur. Bu kadar yoğun ve farklı bilgi, kontrolünün sağlanmasını gerektirmiş ve bilgi sistemleri ortaya çıkmıştır.

Bilgi teknolojilerinin bireyler tarafından kullanılması toplumsal bilinci oluşturmakta, kamu tarafından kullanılması ise toplumsal refahı meydana getirmektedir. Teknoloji zaman, zaman da para kazandırır. Ülkemiz gibi gelişmekte olan bir ülkenin kaynakları kısıtlı olduğundan maliyetlerin toplum yararına dönük olarak optimum kullanılması gerekmektedir. Bu sebeplerle teknolojinin kamusal ve bireysel uygulamalarda kullanılması mecburiyet halini almıştır.

Bilgi sistemlerinin faydalarının anlaşılması ve yönetim aracı olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte son dönemlerde bütün dünyada konum verilerine karşı büyük ilgi uyanmaya başlamıştır. Gerçekleştirilen uygulamalarda analiz ve sorgulama işlemlerinin konumsal verilerle birlikte görüntülenmesi ihtiyacı belirmiştir. İlk 1960’lı yıllarda adını duyurmaya başlayan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), günümüzde karar destek süreçlerinde en önemli araç olarak kullanılmaktadır. Dünyada Coğrafi Bilgi Sistemleri birçok farklı kullanıcı tarafından kullanılan etkin bir karar destek aracı olarak, günümüzde geniş bir uygulama alanına sahiptir. CBS, gerek özel sektör gerekse akademik araştırmalarda ve kamu kurumlarında oldukça popüler olması sebebiyle birçok farklı alanda CBS uygulamaları geliştirilmiştir. Önceden tahmin, kaynak optimizasyonu gibi karar verme süreçlerinde sağladığı destekle geniş bir kullanıcı kitlesine sahiptir.

1960 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü’nde bulunan, ülkemizin ilk kişisel bilgisayarı IBM-650 Data Processing Machine ile dijital dünyanın kapılarını açmış olan Türkiye’de artık günümüzde vatandaşlık numarası üzerinden bilişim sistemleri kullanılarak nüfus sayımı, sağlık, adli, eğitim, vergi gibi devlet uygulamalarını internet üzerinden yürütülmeye başlanmıştır. 2000’li yıllarla birlikte dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de birçok alanda CBS projeleri hayata geçirilmiştir. CBS’nin sahip olduğu yetenekleri ile konum bilgisi içeren her türlü uygulamanın içerisinde yer almaktadır. Üretilen toplam verilerin % 85’ini kapsayan konum verileri CBS’nin hemen her alanda kullanılmasını sağlamaktadır. Planlama faaliyetlerinden, tarıma, askeri uygulamalardan, kadastro uygulamalarına, sağlık, yol, turizm, arkeoloji, nüfus, eğitim, jeoloji, çevre gibi benzeri birçok disiplinde CBS önemli bir ortak oluşum olarak kullanılmaktadır.

Bilgi teknolojilerinin popülerleşmesiyle öne çıkan Coğrafi Bilgi Sistemlerinin basit ve anlaşılabilir bir tanımının yapılması gerekirse; CBS temel olarak grafik veri ile grafik olmayan (sözel) öznitelik verilerin birbirleriyle ilişkilendirilerek bilgisayar ortamında çalışmasını gerçekleştiren konuma dayalı bir bilgi sistemidir.

Ancak CBS’nin, konumla ilgilenen farklı disiplinlere ait farklı uygulamalarının olması ve her kullanıcının CBS’den

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Onur KOLUAÇIK / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ UYGULAMALARI*

Şekil 1. John Snow’un Orijinal Kolera Haritası (1850).

* Bu çalışma, Sanayi ve Teknoloji Uzmanlığı yeterlilik için hazırlanmış “Organize Sanayi Bölgelerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları; Anadolu OSB Örneği" adlı tezden yararlanılarak hazırlanmıştır.

Page 15: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

1312

MAKALE

beklentilerinin farklılaşması sebebiyle standart bir tanımı yapılamamakta olup çok farklı şekillerde tanımlamaları bulunmaktadır.

CBS ile ilgili en kapsayıcı tanım “CBS, yeryüzü referanslı verileri işlemek için 4 yeteneği sağlayan bilgisayar tabanlı bir sistemdir.”• Veri girişi• Veri yönetimi (Depolama ve sorgulama)• Veri işleme ve analizi• Veri çıktısı.

Her ne kadar CBS fikrinin ortaya çıkması 1960 yıllar olarak bilinse de belgelenmiş ilk CBS Fransa’da 1832 yılında Fransız coğrafyacı Charles Picquet tarafından Paris’in 48 farklı bölgesinde kolera epidemiyolojisini (topluluklardaki hastalıkların sıklığı ve yaygınlığını konu edinen tıp bilimi) harita üzerinde noktalayarak gösterimini sunan tematik harita çalışması sayılabilir. Picquet’in çalışmasına benzer olarak 1850 yılında İngiltere Londra’da Soho bölgesinde Doktor John Snow kolera ölümlerini incelemiş, her vakayı harita üzerinde işaretleyerek ölümlerin Broadwick sokağında yoğunlaştığını fark etmiş ve ölümlerin sebebinin sokakta yer alan su pompası olduğuna kanaat getirerek pompayı mühürletmiş ve kolera salgınını durdurmayı başarmıştır. Snow’un grafik veri (harita) ve grafik olmayan (vakalar) verileri bir arada kullanarak analiz sonucu başarıya ulaşması CBS’nin anlaşılması, kullanımı ve başarısına dikkat çekmesi sebebiyle önemli bir örnektir.

Organize Sanayi Bölgelerinde CBS’nin Kullanılmasının ÖnemiOrganize Sanayi Bölgelerinde CBS’nin kullanılmasının önemi iki ana başlık olarak ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki CBS’nin yatırım tanıtımlarında kullanılması diğeri ise OSB’lerin yönetiminde CBS’nin kullanılmasıdır.

Ana hedef olarak ülkemizde planlı sanayileşmenin gerçekleşmesi amacıyla hayata geçirilen Organize Sanayi Bölgeleri, sanayi yatırımı yapmak isteyen yatırımcıları bölgelerine çekmek için yatırımcının yorumuna ve yönetimine istediği bilgileri sunmak zorundadır.

Yatırımcılara tanıtımı yapılacak ve önerilecek alanlar sundukları avantajlar ve sanayinin planlı büyümesi için öncelikle Organize Sanayi Bölgeleri olması gerekmektedir. Ülkemizin kalkınması için gerekli olan yatırımların ve istihdamın bu bölgelerde arttırılması gerekmektedir. Yerli ve yabancı sanayi yatırımcıları OSB’lere yönlendirerek yatırımın özendirilmesi için, Organize Sanayi Bölgelerimize ilişkin verilere sahip olmak, analizler yapmak ve yönetmek, verilerden elde edilen bilgilere dayalı stratejiler oluşturarak hedefler belirlemek ve bu hedefler doğrultusunda tanıtım faaliyetleri yürütmek gerekmektedir. Bu sebeplerle

yatırım tanıtım faaliyetlerinde kullanılacak Coğrafi Bilgi Sistemi’nin OSB’lerde gerçekleştirilmesi en doğru yöntem olacaktır.

Günümüz bilgi çağında yatırım faaliyetlerinin tanıtılmasında CBS’nin internet tabanlı kullanılmasının kaçınılmaz olduğu görülmektedir. İnternet tabanlı CBS’nin tanıtım açısından yatırımcılar ve yatırımların ülkeye gelmesini hedefleyen otoriteler tarafından olmak üzere iki tarafa fayda sağlamaktadır.

Yatırım yapmayı planlayan bir yatırımcıya sağladığı avantajlar:• En doğru bilgilerin en hızlı biçimde sunulması,• Yatırımların en başında parametreler belirlenerek boş parseller, ulaşım ağlarına yakınlık, altyapı durumu vb. yatırım yeri seçiminde en uygun alanların seçiminin sağlanması,

21. yüzyılla birlikte Sanayi Devrimi’nin sonlanıp bilgiye erişimde internetin araç olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte sanayi toplumundan bilgi toplumuna dönüşüm gerçekleşmiş ve içinde bulunduğumuz enformasyon çağı başlamıştır. Yaşadığımız çağın gözde terimi bilişim ve bilgi teknolojileri gittikçe daha fazla günlük hayatımızda yer almaya ve bütün dünyada bir numaralı gündem konusu olmaya devam etmektedir. Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre bilgi; “Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen

gerçek, malumat, vukuf” olarak ifade edilmektedir.

İnsanlık tarih boyunca ürettiği bilgileri kullanarak yaşam süresini uzatmış, daha rahat bir yaşama geçiş yapmış ve bütün nimetlerinden faydalanmakta olduğumuz çağdaş medeniyeti kurabilmiştir. Veriyi işleyerek bilgi haline getiren insan olduğundan ve insan da çok yönlü bir varlık olduğundan bilgi de tek bir çeşitten oluşmamaktadır. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde sadece yeryüzünün değil yeraltının, evrenin, başka gezegenlerin hatta atom altı parçacıkların vb. araştırılmasıyla bilgi elde edilmektedir. 1990’lı yıllarla birlikte internetin kullanımının yaygınlaşmasıyla bilgiye erişim geniş coğrafyalara yayılabilmiş ve bilgiye erişebilen insan aynı zamanda bilginin kendisi de olmuştur. Bu kadar yoğun ve farklı bilgi, kontrolünün sağlanmasını gerektirmiş ve bilgi sistemleri ortaya çıkmıştır.

Bilgi teknolojilerinin bireyler tarafından kullanılması toplumsal bilinci oluşturmakta, kamu tarafından kullanılması ise toplumsal refahı meydana getirmektedir. Teknoloji zaman, zaman da para kazandırır. Ülkemiz gibi gelişmekte olan bir ülkenin kaynakları kısıtlı olduğundan maliyetlerin toplum yararına dönük olarak optimum kullanılması gerekmektedir. Bu sebeplerle teknolojinin kamusal ve bireysel uygulamalarda kullanılması mecburiyet halini almıştır.

Bilgi sistemlerinin faydalarının anlaşılması ve yönetim aracı olarak kullanılmaya başlanmasıyla birlikte son dönemlerde bütün dünyada konum verilerine karşı büyük ilgi uyanmaya başlamıştır. Gerçekleştirilen uygulamalarda analiz ve sorgulama işlemlerinin konumsal verilerle birlikte görüntülenmesi ihtiyacı belirmiştir. İlk 1960’lı yıllarda adını duyurmaya başlayan Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS), günümüzde karar destek süreçlerinde en önemli araç olarak kullanılmaktadır. Dünyada Coğrafi Bilgi Sistemleri birçok farklı kullanıcı tarafından kullanılan etkin bir karar destek aracı olarak, günümüzde geniş bir uygulama alanına sahiptir. CBS, gerek özel sektör gerekse akademik araştırmalarda ve kamu kurumlarında oldukça popüler olması sebebiyle birçok farklı alanda CBS uygulamaları geliştirilmiştir. Önceden tahmin, kaynak optimizasyonu gibi karar verme süreçlerinde sağladığı destekle geniş bir kullanıcı kitlesine sahiptir.

1960 yılında Karayolları Genel Müdürlüğü’nde bulunan, ülkemizin ilk kişisel bilgisayarı IBM-650 Data Processing Machine ile dijital dünyanın kapılarını açmış olan Türkiye’de artık günümüzde vatandaşlık numarası üzerinden bilişim sistemleri kullanılarak nüfus sayımı, sağlık, adli, eğitim, vergi gibi devlet uygulamalarını internet üzerinden yürütülmeye başlanmıştır. 2000’li yıllarla birlikte dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de birçok alanda CBS projeleri hayata geçirilmiştir. CBS’nin sahip olduğu yetenekleri ile konum bilgisi içeren her türlü uygulamanın içerisinde yer almaktadır. Üretilen toplam verilerin % 85’ini kapsayan konum verileri CBS’nin hemen her alanda kullanılmasını sağlamaktadır. Planlama faaliyetlerinden, tarıma, askeri uygulamalardan, kadastro uygulamalarına, sağlık, yol, turizm, arkeoloji, nüfus, eğitim, jeoloji, çevre gibi benzeri birçok disiplinde CBS önemli bir ortak oluşum olarak kullanılmaktadır.

Bilgi teknolojilerinin popülerleşmesiyle öne çıkan Coğrafi Bilgi Sistemlerinin basit ve anlaşılabilir bir tanımının yapılması gerekirse; CBS temel olarak grafik veri ile grafik olmayan (sözel) öznitelik verilerin birbirleriyle ilişkilendirilerek bilgisayar ortamında çalışmasını gerçekleştiren konuma dayalı bir bilgi sistemidir.

Ancak CBS’nin, konumla ilgilenen farklı disiplinlere ait farklı uygulamalarının olması ve her kullanıcının CBS’den

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Onur KOLUAÇIK / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ UYGULAMALARI*

Şekil 1. John Snow’un Orijinal Kolera Haritası (1850).

* Bu çalışma, Sanayi ve Teknoloji Uzmanlığı yeterlilik için hazırlanmış “Organize Sanayi Bölgelerinde Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulamaları; Anadolu OSB Örneği" adlı tezden yararlanılarak hazırlanmıştır.

Page 16: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

1514

MAKALE

analiz gerçekleştirme kabiliyetleri, eşik analizi gibi haritaların yapılmasında büyük kolaylık sağlayabilecek, diğer kurumlardan servis şeklinde alınacak konumsal veriler (örneğin orman sınırları, korunacak alanlar gibi) ile yer seçimi analiz işlemleri çok daha hızlı yapılabilecektir.

Sonuç olarak; mevcut durumda ülkemiz sanayileşmesinin Organize Sanayi Bölgeleri ağı içerisinde yer aldığı, fazla sayıda ve bütüncül sanayi verilerine OSB’lerde yer alan müdürlükler vasıtasıyla sahip olduğumuz düşünülse de verilerin yönetiminin ortak bir platform üzerinden gerçekleştirilmemesi sebebiyle veriler birbirinden farklı standartlarda ve çeşitlilikte üretilmektedir. Üretilen bu verilere erişim OSB müdürlükleri kanalıyla gerçekleşmekte ve güncel verilere erişim sürekli bir şekilde sağlanamamaktadır. Birbirinden bağımsız, belirli bir standardı olmayan sanayi verilerinin coğrafi bilgi sistemlerinin sağladığı görüntüleme, analiz gibi imkânlarının kullanılmaması yatırıma uygun alanların belirlenmesi, istihdam verileri gibi önemli verilere en güncel şekilde ulaşılamamasına neden olmakta,

kaynakların verimsiz kullanılmasına ve sanayi politikaları geliştirmekte mevcut potansiyelin kullanılamamasına sebep olmaktadır. Bu sebeplerle ve ülkemiz tarafından yürütülmekte olan e-dönüşüm çalışmaları kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde Organize Sanayi Bölgeleri için Coğrafi Bilgi Sistemi çalışmalarına başlanılması planlanmıştır.

Kurumlara ait verilerin paylaşılarak zenginleştiği ve bu yöntemin hem ekonomik hem de daha sürdürülebilir olduğu düşünüldüğünde Organize Sanayi Bölgelerinde kurulacak CBS projesinin internet tabanlı olması kaçınılmazdır. Kurulacak CBS’nin hangi amaçla kullanıldığına göre kullanıcı sayısı yüzler hatta binlerle ifade edilebilir ve bu kullanıcılar bilginin paylaşıldığı bu ortamda koordineli olarak çalışabilir, kullanıcının mekânından bağımsız olarak sisteme ara bir yazılım olmadan erişim sağlayabilir. İnternet tabanlı CBS sayesinde statik olmayan, OSB’ler tarafından sürekli olarak güncellenen, dinamik bir veri tabanına sahip olunabilir.

Ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin bilginin elde edilmesi, yönetilmesi, paylaşılması ve

saklanmasıyla ölçüldüğü günümüzde bilgi, ülkelerin öz kaynaklarından biri haline gelmiştir. Ülkelerin geleceğini etkileyen politikalar geliştiren kurumlar teknolojiyle hizmetlerini sistemler aracılılığıyla sunarak bilginin yayılmasını sağlamaktadır. Yaşadığımız çağın gereksinimlerine uygun olarak Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin kullanılması kurumların etkin ve hızlı ekonomik hizmet sunmasında vazgeçilmez bir unsur olarak yerini almaktadır ve artık kurumlar için karar verme süreçlerinde verdiği destek ile kaçınılmaz bir yöntem haline gelmiştir.

Kaynakça• Aranoff S. (1989) Geographic Information Systems: A Management Perspective, Ottawa Canada: WDL Publications• Aydemir C., Arslan İ., Uncu F. (2012). Doğrudan Yabancı Yatırımların Dünya’daki ve Türkiye’deki Gelişimi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (23), 69-104• Kayalıoğlu H. (2010). İzmir Organize Sanayi Bölgeleri İçin GIS Tabanlı Envanter Oluşturulması: Aliağa Örneği, Yayımlanmamış yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi.• Maguire J., J.D, Rhind D.W., Longley, et all (2001). Geographic information Systems and Science, Chicester, England (John Wiley and Sons Ltd).• Yomralıoğlu T. (2000) Coğrafi Bilgi Sistemleri Temel Kavramlar ve Uygulamalar, (3. Baskı) , İstanbul: Seçil Ofset.• Ekin E. (2011). Hizmet Bulut Yönetiminde Bulut CBS Uygulamaları: Eskişehir Altyapı Hizmetleri Örneklemi, Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Anadolu Üniversitesi.• Burrough, P. A. (1998). Principles of Geographical Information Systems. Oxford University Pres, New York.

• Demografik veriler, eğitim durumu, iş gücü gibi verilerin yatırımcıya sunulmasıyla, yatırımcının analizler yapmasına imkân verip yatırım alanlarının tanıtımında çok önemli zamanlar kazandırarak, şehirlerin, bölgelerin ya da ülkelerin yatırımcıyı çekmesinde rakiplerinden daha avantajlı konumda bulunmasını sağlamaktadır.

Otoriteler tarafından sağladığı faydalar:• Tanıtımların istenilen hedeflere ulaştırılması ve ülkenin tanıtımının yapılması,• Veri tabanı yönetimi yapılarak verilerin güncelliğinin sağlanması ve sürekli güncel bilginin kurumların elinde bulunması,• Sorgu yapılan verilerin istatistikleri tutularak ileride yapılacak planlamaların yönünün belirlenmesini sağlamaktadır.

Karar destek süreçlerinde bir sanayi yatırımcısı yatırım yapmayı planladığı bir OSB’de boş parselleri görüntüleyebilir, sanayi kuruluşlarından hangilerinin bölgede yer aldığına bakabilir, havaalanı, şehirlerarası yollar veya limanlara mesafeleri, doğal gaz olup olmadığı vb.

verileri kullanarak CBS’nin kabiliyetlerinden faydalanıp, nerede faaliyete geçebileceğini seçerek seçenekler içerisinde yer alan en verimli yatırımı gerçekleştirebilir.

Bu sayede yatırımcıya yatırım için ön çalışma yaparak zaman ve maliyetten kazanç sağlaması imkânı sağlanır. Özellikle küresel rekabetin öne çıktığı yarışma ortamında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ülkelerine çekmek için büyük bir çaba sarf etmektedirler. Küreselleşmeyle beraber teknoloji, sermaye, ürün ve insanların ülkeler arası hareket kabiliyeti artmış ve bu durum doğrudan yabancı yatırımcı çekmek konusunda ülkeleri farklı politika araçları geliştirmek zorunda bırakmıştır. Ülkeler arası doğrudan yabancı yatırımcının ülkeye çekilmesi için verilerin güncel ve hızlı bir şekilde yatırımcıya sunulması rekabette önemli bir üstünlük sağlayacaktır.

Diğer ana başlık ise OSB’lerin yönetiminde CBS’nin kullanılmasıdır. Sadece yatırımcının OSB’ye çekilmesi açısından

değil OSB’lerin yönetilmesi, ülke politikalarının ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın stratejilerinin belirlenmesinde, hedefler ortaya konulmasında da bilgilerin güncel bir şekilde hazır tutularak gerekli izleme ve analiz işlemlerinin yapılabilmesi için gerekmektedir.

OSB’lerin imar, parselasyon planları gibi coğrafi verilerin sözel veriler ile ilişkilendirilerek oluşturulacak Coğrafi Bilgi Sistemi; OSB’lerin yönetimi ve karar verme süreçlerinde araç olarak kullanılması zaman ve maliyet tasarruflarında büyük fayda sağlayacaktır.

Organize Sanayi Bölgeleri sürekli değişen, güncellenen, büyüyen bölgeler olduklarından ilk kurulumundan itibaren coğrafi ve sözel verilerinde de birçok değişiklikler olmuştur. Coğrafi Bilgi Sistemleri ile OSB’lere ait imar planları ve parselasyon planlarında yapılan değişiklikler en güncel haliyle sistemde yer alabilecek bu sayede boş-dolu parsel, tahsis edilen parsellerde gerçekleşen faaliyetler (tahsis sonrası inşai faaliyetler) gibi konular rahatlıkla izlenebilecek, OSB’lerde meydana gelebilecek kaynak israfı önlenebilecektir.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı OSB’ler ile ilgili en güncel verilerle sistem üzerinden analizler yapabilecek, Türkiye çapında kurulacak sistem ile harita üzerinde analizler gerçekleştirilebilecek, bu sayede otoritelerin politikalar geliştirmesi daha hızlı ve daha doğru bir şekilde gerçekleşebilecektir. Sistem aynı zamanda uydu görüntüleri, uçuş haritaları gibi altlıkların da kullanılmasıyla OSB’lerin denetlenmesine de imkân sağlayacaktır.

Özellikle OSB’lerin ilave alan ya da yer seçimi işlemlerinde sistemin sağladığı

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Şekil 2. Bilgisayar Tabanlı Hazırlanmış Kolera Haritasının İnteraktif Versiyonu.

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ UYGULAMALARI

Eskişehir OSB

Page 17: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

1514

MAKALE

analiz gerçekleştirme kabiliyetleri, eşik analizi gibi haritaların yapılmasında büyük kolaylık sağlayabilecek, diğer kurumlardan servis şeklinde alınacak konumsal veriler (örneğin orman sınırları, korunacak alanlar gibi) ile yer seçimi analiz işlemleri çok daha hızlı yapılabilecektir.

Sonuç olarak; mevcut durumda ülkemiz sanayileşmesinin Organize Sanayi Bölgeleri ağı içerisinde yer aldığı, fazla sayıda ve bütüncül sanayi verilerine OSB’lerde yer alan müdürlükler vasıtasıyla sahip olduğumuz düşünülse de verilerin yönetiminin ortak bir platform üzerinden gerçekleştirilmemesi sebebiyle veriler birbirinden farklı standartlarda ve çeşitlilikte üretilmektedir. Üretilen bu verilere erişim OSB müdürlükleri kanalıyla gerçekleşmekte ve güncel verilere erişim sürekli bir şekilde sağlanamamaktadır. Birbirinden bağımsız, belirli bir standardı olmayan sanayi verilerinin coğrafi bilgi sistemlerinin sağladığı görüntüleme, analiz gibi imkânlarının kullanılmaması yatırıma uygun alanların belirlenmesi, istihdam verileri gibi önemli verilere en güncel şekilde ulaşılamamasına neden olmakta,

kaynakların verimsiz kullanılmasına ve sanayi politikaları geliştirmekte mevcut potansiyelin kullanılamamasına sebep olmaktadır. Bu sebeplerle ve ülkemiz tarafından yürütülmekte olan e-dönüşüm çalışmaları kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde Organize Sanayi Bölgeleri için Coğrafi Bilgi Sistemi çalışmalarına başlanılması planlanmıştır.

Kurumlara ait verilerin paylaşılarak zenginleştiği ve bu yöntemin hem ekonomik hem de daha sürdürülebilir olduğu düşünüldüğünde Organize Sanayi Bölgelerinde kurulacak CBS projesinin internet tabanlı olması kaçınılmazdır. Kurulacak CBS’nin hangi amaçla kullanıldığına göre kullanıcı sayısı yüzler hatta binlerle ifade edilebilir ve bu kullanıcılar bilginin paylaşıldığı bu ortamda koordineli olarak çalışabilir, kullanıcının mekânından bağımsız olarak sisteme ara bir yazılım olmadan erişim sağlayabilir. İnternet tabanlı CBS sayesinde statik olmayan, OSB’ler tarafından sürekli olarak güncellenen, dinamik bir veri tabanına sahip olunabilir.

Ülkelerin gelişmişlik seviyelerinin bilginin elde edilmesi, yönetilmesi, paylaşılması ve

saklanmasıyla ölçüldüğü günümüzde bilgi, ülkelerin öz kaynaklarından biri haline gelmiştir. Ülkelerin geleceğini etkileyen politikalar geliştiren kurumlar teknolojiyle hizmetlerini sistemler aracılılığıyla sunarak bilginin yayılmasını sağlamaktadır. Yaşadığımız çağın gereksinimlerine uygun olarak Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin kullanılması kurumların etkin ve hızlı ekonomik hizmet sunmasında vazgeçilmez bir unsur olarak yerini almaktadır ve artık kurumlar için karar verme süreçlerinde verdiği destek ile kaçınılmaz bir yöntem haline gelmiştir.

Kaynakça• Aranoff S. (1989) Geographic Information Systems: A Management Perspective, Ottawa Canada: WDL Publications• Aydemir C., Arslan İ., Uncu F. (2012). Doğrudan Yabancı Yatırımların Dünya’daki ve Türkiye’deki Gelişimi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (23), 69-104• Kayalıoğlu H. (2010). İzmir Organize Sanayi Bölgeleri İçin GIS Tabanlı Envanter Oluşturulması: Aliağa Örneği, Yayımlanmamış yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi.• Maguire J., J.D, Rhind D.W., Longley, et all (2001). Geographic information Systems and Science, Chicester, England (John Wiley and Sons Ltd).• Yomralıoğlu T. (2000) Coğrafi Bilgi Sistemleri Temel Kavramlar ve Uygulamalar, (3. Baskı) , İstanbul: Seçil Ofset.• Ekin E. (2011). Hizmet Bulut Yönetiminde Bulut CBS Uygulamaları: Eskişehir Altyapı Hizmetleri Örneklemi, Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Anadolu Üniversitesi.• Burrough, P. A. (1998). Principles of Geographical Information Systems. Oxford University Pres, New York.

• Demografik veriler, eğitim durumu, iş gücü gibi verilerin yatırımcıya sunulmasıyla, yatırımcının analizler yapmasına imkân verip yatırım alanlarının tanıtımında çok önemli zamanlar kazandırarak, şehirlerin, bölgelerin ya da ülkelerin yatırımcıyı çekmesinde rakiplerinden daha avantajlı konumda bulunmasını sağlamaktadır.

Otoriteler tarafından sağladığı faydalar:• Tanıtımların istenilen hedeflere ulaştırılması ve ülkenin tanıtımının yapılması,• Veri tabanı yönetimi yapılarak verilerin güncelliğinin sağlanması ve sürekli güncel bilginin kurumların elinde bulunması,• Sorgu yapılan verilerin istatistikleri tutularak ileride yapılacak planlamaların yönünün belirlenmesini sağlamaktadır.

Karar destek süreçlerinde bir sanayi yatırımcısı yatırım yapmayı planladığı bir OSB’de boş parselleri görüntüleyebilir, sanayi kuruluşlarından hangilerinin bölgede yer aldığına bakabilir, havaalanı, şehirlerarası yollar veya limanlara mesafeleri, doğal gaz olup olmadığı vb.

verileri kullanarak CBS’nin kabiliyetlerinden faydalanıp, nerede faaliyete geçebileceğini seçerek seçenekler içerisinde yer alan en verimli yatırımı gerçekleştirebilir.

Bu sayede yatırımcıya yatırım için ön çalışma yaparak zaman ve maliyetten kazanç sağlaması imkânı sağlanır. Özellikle küresel rekabetin öne çıktığı yarışma ortamında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını ülkelerine çekmek için büyük bir çaba sarf etmektedirler. Küreselleşmeyle beraber teknoloji, sermaye, ürün ve insanların ülkeler arası hareket kabiliyeti artmış ve bu durum doğrudan yabancı yatırımcı çekmek konusunda ülkeleri farklı politika araçları geliştirmek zorunda bırakmıştır. Ülkeler arası doğrudan yabancı yatırımcının ülkeye çekilmesi için verilerin güncel ve hızlı bir şekilde yatırımcıya sunulması rekabette önemli bir üstünlük sağlayacaktır.

Diğer ana başlık ise OSB’lerin yönetiminde CBS’nin kullanılmasıdır. Sadece yatırımcının OSB’ye çekilmesi açısından

değil OSB’lerin yönetilmesi, ülke politikalarının ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın stratejilerinin belirlenmesinde, hedefler ortaya konulmasında da bilgilerin güncel bir şekilde hazır tutularak gerekli izleme ve analiz işlemlerinin yapılabilmesi için gerekmektedir.

OSB’lerin imar, parselasyon planları gibi coğrafi verilerin sözel veriler ile ilişkilendirilerek oluşturulacak Coğrafi Bilgi Sistemi; OSB’lerin yönetimi ve karar verme süreçlerinde araç olarak kullanılması zaman ve maliyet tasarruflarında büyük fayda sağlayacaktır.

Organize Sanayi Bölgeleri sürekli değişen, güncellenen, büyüyen bölgeler olduklarından ilk kurulumundan itibaren coğrafi ve sözel verilerinde de birçok değişiklikler olmuştur. Coğrafi Bilgi Sistemleri ile OSB’lere ait imar planları ve parselasyon planlarında yapılan değişiklikler en güncel haliyle sistemde yer alabilecek bu sayede boş-dolu parsel, tahsis edilen parsellerde gerçekleşen faaliyetler (tahsis sonrası inşai faaliyetler) gibi konular rahatlıkla izlenebilecek, OSB’lerde meydana gelebilecek kaynak israfı önlenebilecektir.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı OSB’ler ile ilgili en güncel verilerle sistem üzerinden analizler yapabilecek, Türkiye çapında kurulacak sistem ile harita üzerinde analizler gerçekleştirilebilecek, bu sayede otoritelerin politikalar geliştirmesi daha hızlı ve daha doğru bir şekilde gerçekleşebilecektir. Sistem aynı zamanda uydu görüntüleri, uçuş haritaları gibi altlıkların da kullanılmasıyla OSB’lerin denetlenmesine de imkân sağlayacaktır.

Özellikle OSB’lerin ilave alan ya da yer seçimi işlemlerinde sistemin sağladığı

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Şekil 2. Bilgisayar Tabanlı Hazırlanmış Kolera Haritasının İnteraktif Versiyonu.

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ UYGULAMALARI

Eskişehir OSB

Page 18: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

1716

MAKALE

tarafından, kalkınma planları, stratejik plan ve yılın yatırım programı kapsamında takip edilmektedir. Bunun için merkezi bir izleme ve değerlendirme sistemi vardır. Kalkınma Bakanlığı bünyesinde de izleme ve değerlendirmelerin sonuç odaklı yaklaşım temelinde yapılandırılması noktasında çalışmalar devam etmektedir. Onuncu Kalkınma Planı hazırlık döneminde buna yönelik çalışmalar yürütülmüştür. Bu çalışmalarla, yatırımdan beklenen “sonuç”ların elde edilip edilmediğinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.

Hükümetler, kamu kurum ve kuruluşları, uyguladıkları proje, program ve politika konusunda “yapıldı da ne oldu?”, “gerekli miydi?”, “sonucunda ne elde edildi?” sorularına karşılık, gerçek verilerden elde edilmiş kanıtlı ve ikna edici şekilde karşılık verme noktasında eskisine

nazaran daha fazla baskı altındadırlar. Bu baskıların üstesinden gelebilmek için iyi tasarlanmış, sürdürülebilir, kanıtlı, sonuçlara odaklanmış izleme ve değerlendirme (İ&D) sistemi gerekmektedir. Sonuç Odaklı Yönetim Yaklaşımı ve Sonuç ZinciriSonuç odaklı İ&D’nin “sonuç odaklı” olması, onun bir kamu müdahalesinin girdilerinden ve uygulama sürecinden çok, sonuç ve etkilerine odaklanması anlamına gelir. Sonuç odaklı yaklaşımda kamu müdahalesinden beklenen sonuçlara, daha yüksek düzeyde yer alan hedefler ve etkileri elde etmeye odaklanılmaktadır.

Bir kamu müdahalesinin süreci mali, beşeri ve maddi kaynaklarından oluşan girdi ile başlar. Süreç, müdahalenin uygulanmasından sorumlu kamu çalışanları tarafından yerine getirilen faaliyetlerle devam eder. Bu faaliyetler, birtakım ürün ve hizmetler açığa çıkarır. Açığa çıkan ürün ve hizmetlerin toplum ve çevre üzerinde ortaya çıkardığı değişim, müdahalenin sonucudur. Kamu yatırım ve hizmetlerinin izlenmesinden genellikle bunlara ilişkin süreçlerin izlenmesi akla gelmektedir. Kamu yöneticileri de yetki ve sorumluluğu kapsamında rutin faaliyetlerinin işleyişlerini tamamlayıp tamamlamadığını izler. Faaliyetlerin izlenmesi de kuşkusuz önemli ve vazgeçilmezdir. Ancak faaliyetler tek başına, bir kamu müdahalesinin başarısını göstermeye yetmez. Bir kamu müdahalesinin asıl başarısı, faaliyetlerin toplumsal ve çevresel alanda ortaya çıkardığı değişimdir.

Sonuç Odaklı İzleme ve DeğerlendirmeEkonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Organisation for Economic Cooperation and Development - OECD) izlemeyi; belirli göstergeler hakkında sistematik veri toplamak suretiyle, yönetime ve kalkınma müdahalesinin ilgili taraflarına, müdahalenin ilerleyişi, amaçların başarılması ve ayrılmış fonların kullanımı hususlarında ne kadar aşama kaydedildiği ile ilgili bilgiler sağlamak için kullanılan sürekli bir işlem olarak tanımlamıştır.

İzleme ve değerlendirme sürecinde birbirini tamamlayan, değerlendirme sonucunda izleme sisteminin iyileştirildiği döngüsel bir ilişki söz konusudur. İzleme ve değerlendirme süreçleri, birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Değerlendirme olmadan, bir izleme sisteminin olması, tek başına bir şey ifade etmez. Sonuç olarak, izleme, kamu müdahalesinde alınan

Giriş Kamu yönetimi klasik anlayışının geçerliliğini yitirdiği, hesap verebilirlik ve saydamlık ilkeleri çerçevesinde vatandaşların, sivil toplum kuruluşlarının, faydalanıcıların baskılarının nicelik ve nitelik olarak arttığı günümüzde politikacılar, kamu yöneticileri, uygulayıcılar yürüttükleri kamu müdahalesinin başarısı hakkında daha fazla bilgiye gereksinim duymaktadır.

Diğer yandan 1970’li yıllardan beri yaşanan küresel ekonomik krizlerin çıkış nedenleri farklı olsa da, krizler sonucunda, kamu sektöründe kaynakların

etkin ve etkili şekilde kullanılarak tasarruf sağlanması yönünde sorgulamalar yapılagelmektedir.

Türkiye’de çeşitli tarihlerde kamuda reform çalışmaları yapılmıştır. Bunların bir kısmı başarıyla sonuçlanmış, diğerleri ise zamanla gündemden çıkmıştır. 2000 ve 2001 ekonomik krizlerinin hemen ardından, 5018 sayılı Kamu Mali Kontrol Kanunu kabul edilerek, ilk kez 2006 bütçe yılında uygulanan, Türk Kamu Mali Yönetiminde Performans Esaslı Bütçeleme sistemine geçilmiştir. Söz konusu Kanun, performans esaslı bütçelemenin yanında, stratejik yönetim ve performans programı

mekanizmalarını da getirmektedir. Yeni sistemle birlikte, maliyetlerden ziyade çıktı ve sonuçlara odaklanıldığı vurgulanmaktadır. Sekiz yıldır uygulanmakta olan 5018 sayılı Kamu Mali Kontrol Kanunu’nun getirdiği stratejik plan, performans esaslı bütçeleme ve performans program gibi mekanizmaların etkileşimli uygulanmadığı ve izleme-değerlendirme ayağının zayıf olduğu vurgulanmaktadır.

Yine bahse konu düzenleme çerçevesinde, içlerinde OSB projelerinin de yer aldığı ilgili yılın yatırım programına alınan yatırım projeleri, Kalkınma Bakanlığı

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Mahmut AÇIKGÖZ / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ*

* Bu çalışma, Sanayi ve Teknoloji Uzmanlığı yeterlilik için hazırlanmış “Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirmenin Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarına Uygulanabilirliği” adlı tezden yararlanılarak hazırlanmıştır.

ETKİ

SONUÇ

ÇIKTI

FAALİYET

GİRDİ =

=

=

=

=Toplumda uzun dönemdeortaya çıkan değişimler

Toplumda ortaya çıkardığıkısa dönemli değişim

Üretilen hizmetler ve ürünler

Girdileri çıktılarıdönüştürmek kamunungerçekleştirdiği görevler

Mali, fiziki ve beşerikaynaklar

Sonuçlar

Faaliyetler

Şekil 1. Sonuç Zinciri

Page 19: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

1716

MAKALE

tarafından, kalkınma planları, stratejik plan ve yılın yatırım programı kapsamında takip edilmektedir. Bunun için merkezi bir izleme ve değerlendirme sistemi vardır. Kalkınma Bakanlığı bünyesinde de izleme ve değerlendirmelerin sonuç odaklı yaklaşım temelinde yapılandırılması noktasında çalışmalar devam etmektedir. Onuncu Kalkınma Planı hazırlık döneminde buna yönelik çalışmalar yürütülmüştür. Bu çalışmalarla, yatırımdan beklenen “sonuç”ların elde edilip edilmediğinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır.

Hükümetler, kamu kurum ve kuruluşları, uyguladıkları proje, program ve politika konusunda “yapıldı da ne oldu?”, “gerekli miydi?”, “sonucunda ne elde edildi?” sorularına karşılık, gerçek verilerden elde edilmiş kanıtlı ve ikna edici şekilde karşılık verme noktasında eskisine

nazaran daha fazla baskı altındadırlar. Bu baskıların üstesinden gelebilmek için iyi tasarlanmış, sürdürülebilir, kanıtlı, sonuçlara odaklanmış izleme ve değerlendirme (İ&D) sistemi gerekmektedir. Sonuç Odaklı Yönetim Yaklaşımı ve Sonuç ZinciriSonuç odaklı İ&D’nin “sonuç odaklı” olması, onun bir kamu müdahalesinin girdilerinden ve uygulama sürecinden çok, sonuç ve etkilerine odaklanması anlamına gelir. Sonuç odaklı yaklaşımda kamu müdahalesinden beklenen sonuçlara, daha yüksek düzeyde yer alan hedefler ve etkileri elde etmeye odaklanılmaktadır.

Bir kamu müdahalesinin süreci mali, beşeri ve maddi kaynaklarından oluşan girdi ile başlar. Süreç, müdahalenin uygulanmasından sorumlu kamu çalışanları tarafından yerine getirilen faaliyetlerle devam eder. Bu faaliyetler, birtakım ürün ve hizmetler açığa çıkarır. Açığa çıkan ürün ve hizmetlerin toplum ve çevre üzerinde ortaya çıkardığı değişim, müdahalenin sonucudur. Kamu yatırım ve hizmetlerinin izlenmesinden genellikle bunlara ilişkin süreçlerin izlenmesi akla gelmektedir. Kamu yöneticileri de yetki ve sorumluluğu kapsamında rutin faaliyetlerinin işleyişlerini tamamlayıp tamamlamadığını izler. Faaliyetlerin izlenmesi de kuşkusuz önemli ve vazgeçilmezdir. Ancak faaliyetler tek başına, bir kamu müdahalesinin başarısını göstermeye yetmez. Bir kamu müdahalesinin asıl başarısı, faaliyetlerin toplumsal ve çevresel alanda ortaya çıkardığı değişimdir.

Sonuç Odaklı İzleme ve DeğerlendirmeEkonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (Organisation for Economic Cooperation and Development - OECD) izlemeyi; belirli göstergeler hakkında sistematik veri toplamak suretiyle, yönetime ve kalkınma müdahalesinin ilgili taraflarına, müdahalenin ilerleyişi, amaçların başarılması ve ayrılmış fonların kullanımı hususlarında ne kadar aşama kaydedildiği ile ilgili bilgiler sağlamak için kullanılan sürekli bir işlem olarak tanımlamıştır.

İzleme ve değerlendirme sürecinde birbirini tamamlayan, değerlendirme sonucunda izleme sisteminin iyileştirildiği döngüsel bir ilişki söz konusudur. İzleme ve değerlendirme süreçleri, birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Değerlendirme olmadan, bir izleme sisteminin olması, tek başına bir şey ifade etmez. Sonuç olarak, izleme, kamu müdahalesinde alınan

Giriş Kamu yönetimi klasik anlayışının geçerliliğini yitirdiği, hesap verebilirlik ve saydamlık ilkeleri çerçevesinde vatandaşların, sivil toplum kuruluşlarının, faydalanıcıların baskılarının nicelik ve nitelik olarak arttığı günümüzde politikacılar, kamu yöneticileri, uygulayıcılar yürüttükleri kamu müdahalesinin başarısı hakkında daha fazla bilgiye gereksinim duymaktadır.

Diğer yandan 1970’li yıllardan beri yaşanan küresel ekonomik krizlerin çıkış nedenleri farklı olsa da, krizler sonucunda, kamu sektöründe kaynakların

etkin ve etkili şekilde kullanılarak tasarruf sağlanması yönünde sorgulamalar yapılagelmektedir.

Türkiye’de çeşitli tarihlerde kamuda reform çalışmaları yapılmıştır. Bunların bir kısmı başarıyla sonuçlanmış, diğerleri ise zamanla gündemden çıkmıştır. 2000 ve 2001 ekonomik krizlerinin hemen ardından, 5018 sayılı Kamu Mali Kontrol Kanunu kabul edilerek, ilk kez 2006 bütçe yılında uygulanan, Türk Kamu Mali Yönetiminde Performans Esaslı Bütçeleme sistemine geçilmiştir. Söz konusu Kanun, performans esaslı bütçelemenin yanında, stratejik yönetim ve performans programı

mekanizmalarını da getirmektedir. Yeni sistemle birlikte, maliyetlerden ziyade çıktı ve sonuçlara odaklanıldığı vurgulanmaktadır. Sekiz yıldır uygulanmakta olan 5018 sayılı Kamu Mali Kontrol Kanunu’nun getirdiği stratejik plan, performans esaslı bütçeleme ve performans program gibi mekanizmaların etkileşimli uygulanmadığı ve izleme-değerlendirme ayağının zayıf olduğu vurgulanmaktadır.

Yine bahse konu düzenleme çerçevesinde, içlerinde OSB projelerinin de yer aldığı ilgili yılın yatırım programına alınan yatırım projeleri, Kalkınma Bakanlığı

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Mahmut AÇIKGÖZ / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ*

* Bu çalışma, Sanayi ve Teknoloji Uzmanlığı yeterlilik için hazırlanmış “Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirmenin Organize Sanayi Bölgeleri Politikalarına Uygulanabilirliği” adlı tezden yararlanılarak hazırlanmıştır.

ETKİ

SONUÇ

ÇIKTI

FAALİYET

GİRDİ =

=

=

=

=Toplumda uzun dönemdeortaya çıkan değişimler

Toplumda ortaya çıkardığıkısa dönemli değişim

Üretilen hizmetler ve ürünler

Girdileri çıktılarıdönüştürmek kamunungerçekleştirdiği görevler

Mali, fiziki ve beşerikaynaklar

Sonuçlar

Faaliyetler

Şekil 1. Sonuç Zinciri

Page 20: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

1918

1. Hazırlık DeğerlendirmesiOSB politikaları için İ&D sistemine olan ihtiyacı, hangi potansiyel baskılar şekillendirmektedir? OSB politikaları için İ&D’ye olan gereksinim nereden kaynaklanmaktadır? Bu sorularla, nasıl bir İ&D sistemine ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmak amaçlanır.

Bu aşamada yapılacak diğer bir faaliyet ise sonuç odaklı İ&D sistemi için kurumsal kapasitenin gözden geçirilmesidir. Sürdürülebilir ve sonuç odaklı bir İ&D sistemi kurulması için insan kaynağının ve teknik altyapının güçlendirilmesi gerekmektedir.

2. İzlenecek ve Değerlendirilecek Sonuçların BelirlenmesiYönetişim, katılımcı yönetim, vatandaş odaklılık kavramlarının ön planda olduğu günümüzde, iyi işleyen bir İ&D için ulaşılmak istenen sonuçlar konusunda tüm paydaşların ikna olduğundan emin olmak gerekmektedir. OSB politika ve

mesafeyi diğer bir deyişle, “ne olmuş”u ortaya koymaya çalışırken; değerlendirme, alınan mesafenin anatomisine inerek, “nasıl olmuş”u araştırır. Geleneksel İ&D ile sonuç odaklı İ&D arasındaki bu farklılıklar Tablo 1’de özetlenmiştir.

OSB Politikaları İçin Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme Sisteminin Kuruluş AşamalarıKusek ve Rist tarafından hazırlanan “On Adımda Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme” isimli rehberde izleme ve değerlendirme 10 aşamada ele alınmaktadır.

Bu aşamalar Şekil 2’de gösterilmiştir. Organize sanayi bölgelerine yönelik politika ve uygulamaları için sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sisteminin kurulmasında bu aşamalar dikkate alınarak, 9 aşamada kurulacak bir sistem önerilmektedir.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Tablo 1. Geleneksel İ&D ile Sonuç Odaklı İ&D Farklılıkları

Şekil 2. İzleme ve Değerlendirme Kuruluş Aşamaları

uygulamalarından etkilenen grupların temsilcilerinin (Sanayi Odaları, sanayici dernekleri, OSB üst kuruluşu, vb.) belirlenmesi, bu grupların saptanan beklentilerinin ve sorunlarının taslak sonuç tanımlarının çıkarılması gerekmektedir.

3. Performans Göstergelerinin SeçimiUygulanan program ve politika gerçekten başarılı oldu mu? Uygulayıcı kamu idaresi, belirlenen sonuçlara giden yolun neresinde? İstenen netice gerçekleşti mi ve ne kadar gerçekleşti? Özellikle, karmaşık ilişkilerin hâkim olduğu ekonomik, sosyal ve kültürel olgular dünyasında, devlet politika ve programlarının toplum ve çevre üzerindeki değişimi ölçecek göstergelerin seçim süreci, ayrıntılı çalışma gerektirmektedir.

OSB uygulama ve politikaları için de niceliksel göstergelerin seçilmesi daha uygundur. Önemli olan seçilen göstergenin, elde edilmek istenen sonucu temsil edebilme gücüdür. Örneğin

Farklılık Konusu Geleneksel İ&D Sonuç Odaklı İ&D

Odak noktası Girdi, faaliyet ve çıktılar Sonuç ve etkiler

Sorusu Yapıldı mı? Tamamlandı mı? Sonuçta ne oldu? Ne olmuşyani?Uygulama neticesinde neelde edildiği.

Uygulama süreç ve prosedürleri araştırır.

Araştırma noktası

Başarıyı aradığıhusus

İş süreçlerine ve planlamaya ilişkinadımlar yerine getirilip getirilmediğine göre değerlendirir.

Belirlenen, hedeflenen ulaşmada kaydedilen mesafeyi analiz eder.

Temel aldığı değerlendirme kriteri

Etkinlik Etkinlik

Hazırlık Değerlendirmesi

İzlenecek ve Değerlendirilecek

SonuçlarKonusunda

Hemfikir Olmak

Sonuçlarıİzlemeye

Yönelik Kilit Göstergelerin

Seçimi

Göstergelere İlişkin Referans Verileri

Şuan Hangi Noktadayız?

İlerlemenin Planlanması

Hedeflerinin Seçimi

Sonuçlarınİzlenmesi

DeğerlendirmelerinRolü

Bulguların Rapor Edilmesi

Bulguların Kullanımı

İzleme veDeğerlendirme

SistemininKurum İçinde

Sürdürebilirliği

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Tablo 2. Sorunların Sonuçlara Dönüştürülmesi

Saptanan Sorun İstenen Sonuç

OSB Bölge Müdürlüklerinin elemanniteliğinin ve sayısının yeterli olmaması.

OSB Bölge Müdürlüklerinin teknolojikaltyapısının yetersiz olması.

Aynı OSB içerisinde yer alansanayicilerin arasında iletişimin olmaması.

OSB’lere kentsel yaşam alanlarına uzak olması nedeniyle ulaşımın kolay olmaması.

OSB Bölge Müdürlüklerinin elemanlarısayılarının ve niteliğinin artırılması.

OSB Bölge Müdürlüklerinin teknolojikaltyapısının yeterli düzeye çıkarılması.

OSB içi sanayici ağlarınıngeliştirilmesi, bilgi ve deneyim paylaşımplatformlarının oluşturulması.

OSB’ler için toplu taşıma araçlarının artırılması.

“Tamamlanan OSB altyapı proje sayısı” göstergesinin OSB politikalarından beklenen “planlı sanayileşme” sonucunu temsil etme gücü yeterli midir?

Tablo 3’te ise OSB politikalarının izlenmesi için 26 adet sonuç göstergesinden oluşan bir set önerilmektedir. Bu göstergeler; OSB politikalarından beklenen sonuçlara göre beş grupta toplanmaktadır: Planlı sanayi alanlarının artırılması, sanayinin çevresel etkilerinin azaltılması, istihdamın artırılması, üretimin artırılması ve kümelenme etkisinin artırılması (iş ağlarının geliştirilmesi).

Page 21: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

1918

1. Hazırlık DeğerlendirmesiOSB politikaları için İ&D sistemine olan ihtiyacı, hangi potansiyel baskılar şekillendirmektedir? OSB politikaları için İ&D’ye olan gereksinim nereden kaynaklanmaktadır? Bu sorularla, nasıl bir İ&D sistemine ihtiyaç olduğunu ortaya çıkarmak amaçlanır.

Bu aşamada yapılacak diğer bir faaliyet ise sonuç odaklı İ&D sistemi için kurumsal kapasitenin gözden geçirilmesidir. Sürdürülebilir ve sonuç odaklı bir İ&D sistemi kurulması için insan kaynağının ve teknik altyapının güçlendirilmesi gerekmektedir.

2. İzlenecek ve Değerlendirilecek Sonuçların BelirlenmesiYönetişim, katılımcı yönetim, vatandaş odaklılık kavramlarının ön planda olduğu günümüzde, iyi işleyen bir İ&D için ulaşılmak istenen sonuçlar konusunda tüm paydaşların ikna olduğundan emin olmak gerekmektedir. OSB politika ve

mesafeyi diğer bir deyişle, “ne olmuş”u ortaya koymaya çalışırken; değerlendirme, alınan mesafenin anatomisine inerek, “nasıl olmuş”u araştırır. Geleneksel İ&D ile sonuç odaklı İ&D arasındaki bu farklılıklar Tablo 1’de özetlenmiştir.

OSB Politikaları İçin Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme Sisteminin Kuruluş AşamalarıKusek ve Rist tarafından hazırlanan “On Adımda Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme” isimli rehberde izleme ve değerlendirme 10 aşamada ele alınmaktadır.

Bu aşamalar Şekil 2’de gösterilmiştir. Organize sanayi bölgelerine yönelik politika ve uygulamaları için sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sisteminin kurulmasında bu aşamalar dikkate alınarak, 9 aşamada kurulacak bir sistem önerilmektedir.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Tablo 1. Geleneksel İ&D ile Sonuç Odaklı İ&D Farklılıkları

Şekil 2. İzleme ve Değerlendirme Kuruluş Aşamaları

uygulamalarından etkilenen grupların temsilcilerinin (Sanayi Odaları, sanayici dernekleri, OSB üst kuruluşu, vb.) belirlenmesi, bu grupların saptanan beklentilerinin ve sorunlarının taslak sonuç tanımlarının çıkarılması gerekmektedir.

3. Performans Göstergelerinin SeçimiUygulanan program ve politika gerçekten başarılı oldu mu? Uygulayıcı kamu idaresi, belirlenen sonuçlara giden yolun neresinde? İstenen netice gerçekleşti mi ve ne kadar gerçekleşti? Özellikle, karmaşık ilişkilerin hâkim olduğu ekonomik, sosyal ve kültürel olgular dünyasında, devlet politika ve programlarının toplum ve çevre üzerindeki değişimi ölçecek göstergelerin seçim süreci, ayrıntılı çalışma gerektirmektedir.

OSB uygulama ve politikaları için de niceliksel göstergelerin seçilmesi daha uygundur. Önemli olan seçilen göstergenin, elde edilmek istenen sonucu temsil edebilme gücüdür. Örneğin

Farklılık Konusu Geleneksel İ&D Sonuç Odaklı İ&D

Odak noktası Girdi, faaliyet ve çıktılar Sonuç ve etkiler

Sorusu Yapıldı mı? Tamamlandı mı? Sonuçta ne oldu? Ne olmuşyani?Uygulama neticesinde neelde edildiği.

Uygulama süreç ve prosedürleri araştırır.

Araştırma noktası

Başarıyı aradığıhusus

İş süreçlerine ve planlamaya ilişkinadımlar yerine getirilip getirilmediğine göre değerlendirir.

Belirlenen, hedeflenen ulaşmada kaydedilen mesafeyi analiz eder.

Temel aldığı değerlendirme kriteri

Etkinlik Etkinlik

Hazırlık Değerlendirmesi

İzlenecek ve Değerlendirilecek

SonuçlarKonusunda

Hemfikir Olmak

Sonuçlarıİzlemeye

Yönelik Kilit Göstergelerin

Seçimi

Göstergelere İlişkin Referans Verileri

Şuan Hangi Noktadayız?

İlerlemenin Planlanması

Hedeflerinin Seçimi

Sonuçlarınİzlenmesi

DeğerlendirmelerinRolü

Bulguların Rapor Edilmesi

Bulguların Kullanımı

İzleme veDeğerlendirme

SistemininKurum İçinde

Sürdürebilirliği

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

Tablo 2. Sorunların Sonuçlara Dönüştürülmesi

Saptanan Sorun İstenen Sonuç

OSB Bölge Müdürlüklerinin elemanniteliğinin ve sayısının yeterli olmaması.

OSB Bölge Müdürlüklerinin teknolojikaltyapısının yetersiz olması.

Aynı OSB içerisinde yer alansanayicilerin arasında iletişimin olmaması.

OSB’lere kentsel yaşam alanlarına uzak olması nedeniyle ulaşımın kolay olmaması.

OSB Bölge Müdürlüklerinin elemanlarısayılarının ve niteliğinin artırılması.

OSB Bölge Müdürlüklerinin teknolojikaltyapısının yeterli düzeye çıkarılması.

OSB içi sanayici ağlarınıngeliştirilmesi, bilgi ve deneyim paylaşımplatformlarının oluşturulması.

OSB’ler için toplu taşıma araçlarının artırılması.

“Tamamlanan OSB altyapı proje sayısı” göstergesinin OSB politikalarından beklenen “planlı sanayileşme” sonucunu temsil etme gücü yeterli midir?

Tablo 3’te ise OSB politikalarının izlenmesi için 26 adet sonuç göstergesinden oluşan bir set önerilmektedir. Bu göstergeler; OSB politikalarından beklenen sonuçlara göre beş grupta toplanmaktadır: Planlı sanayi alanlarının artırılması, sanayinin çevresel etkilerinin azaltılması, istihdamın artırılması, üretimin artırılması ve kümelenme etkisinin artırılması (iş ağlarının geliştirilmesi).

Page 22: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

BeklenenSonuç

Sonuç Gösterge Açıklama Br

Planlı Sanayi

AlanlarınınArtırılması

OSB’lerdeki sanayi işletme sayısının kentselyaşam alanındaki sanayi işletme sayısına oranı

OSB toplam alan (ha) / kentsel yaşam alanındakisanayi alan (ha)Yeni kurulan işletmelerin OSB’yi tercihetme yüzdesi

SanayininÇevresel

EtkilerininAzaltılması

Çevre yönetim birimi bulunan OSB sayısı

Atık su arıtma tesisi bulunan OSB sayısı

Tehlikeli katı atık bertaraf etme oranı % 90 ve üzerinde olan OSB sayısıEvsel çöplerini güvenli bir şekilde bertaraf eden OSB sayısı

Atık toplama sistemi bulunan OSB sayısı

OSB’lerin yeşil alan / sanayi oranıAğaçlandırma, yeşillendirme vb.peyzaj uygulamaları tamamlanan alanlar hesaba katılacaktır

Çevresel kalite ile ilgili bölge halkınınmemnuniyet oranı

İstihdamınArtırılması

Hektar başına istihdam sayısı

Hektar başına kadın istihdam sayısı

Toplam OSB sanayi alanı /OSB’lerdeki istihdam sayısı

Toplam OSB sanayi alanı /OSB’lerdeki kadın istihdam sayısı

Ara eleman teminine yönelik içinde meslekokulu (ML, EML vb.) bulunan OSB sayısı

İçerisinde kreş bulunan OSB sayısı

ÜretiminArtırılması

Hektar başına üretim değeri OSB firmalarının toplam üretim /OSB Alanı

OSB’lerdeki firmalarınortalama üretime geçme oranı

Üretim aşamasındaki parsel sayısı /Toplam sanayi parsel sayısı

OSB’lerdeki firmaların ortalamaüretime geçme süreleri

Firmaya tahsisi tarihindenüretime geçinceye kadar olan

%

%

%

Ay

%

TL/ ha

%

%

OSB’lerdeki firmaların ortalama yaşam süreleri

Nace Düzey 2'ye göre orta düşük düzeyde teknolojik ürün üreten firma sayısı Nace Düzey 2'ye göre orta yüksek düzeyde teknolojik ürün üreten firma sayısı

Yıl

OSB içi iş ağlarına yönelik eğitim alan bölgeçalışanlarının yüzdesi

OSB içi ağlarına yönelik en az bir platformuolan OSB sayısı% 50 ve daha fazla oranda ağırlıklı sektöre sahipOSB sayısı

OSB’lerdeki işletmelerin oluşturduğuortak uygulama sayısı

Eğitim alan personel sayısı /Tüm personel sayısı

Boss club, dernekler,sektör toplantıları vb.

Ortak laboratuvar,test merkezi, Ar-Ge, İŞGEM vb.

KümelenmeEtkisinin

Artırılması(İş ağlarının

geliştirilmesi)

OSB’lerde yer alan yabancı yatırımcı oranı

Hektar başına ihracat tutarı

%

TL

MAKALE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

2120

4. Veri Toplama ve Referans Noktalarının Tespit EdilmesiUlaşılmak istenen sonuçların izleneceği performans göstergelerinin belirlenmesi nereye gidilmek istendiğini gösterirken, referans verisi nerede olunduğunu gösteren başlangıç verisidir. Politika veya programın başarısı ise bu ikisi arasındaki farka bağlıdır. Bir önceki aşamada belirlenen her performans göstergesi için referans verisine, diğer bir deyişle rehber verisine ihtiyaç vardır.

5. Sonuçlara Dair Hedeflerin SeçimiHedef, bir örgütün belirli bir zaman dilimi içerisinde ulaşmak istediği ölçülebilir gösterge değeri olarak tanımlanmaktadır. Referans değer ise gerçekleşme değerini ifade etmektedir. Hedef değer ile referans değer arasındaki fark başarıyı gösterecektir. Sonuçlardan, göstergelerden ve referans noktalarından hareketle hedefler belirlenir. Nereye gidilmek istendiği, nerede olunduğuyla yakından ilgilidir. Sonuçlar için hedef belirlerken, mevcut duruma ve yakın geçmiş yılların referans verilerini dikkate almak gerekir.

OSB’lere ilişkin mevcut veriler, sonuç odaklı bir yaklaşımla kurulacak sistem için yeterli olmamakla birlikte, geriye doğru bir zaman serisi içeren veriler de oldukça azdır. Dolayısıyla her bir gösterge için mevcut veriler taranmalı ve eksik olan verilerin tamamlanması yoluna gidilmelidir.

6. Sonuçların İzlenmesiOSB politikaları için oluşturulacak sonuç zincirinde yer alan girdiler, faaliyetler, çıktılar, sonuçlar ve etkilerin her biri için izleme yapılabilir. Bunlardan en önemlisi uygulamanın toplumsal alanda oluşturduğu etkinin izlenmesidir. OSB politikalarına yönelik geleneksel yönetim

yaklaşımında, OSB altyapı inşaatı için verilen kredi tutarları, hak ediş işlemleri ve tamamlanan OSB sayısı gibi göstergeler uygulama düzeyindedir. Ancak, “Nitelikli İstihdamın Artırılması” ise sonuç düzeyindedir. Dolayısıyla OSB politika ve uygulamalarının başarısı bu tür çıktı ve sonuç düzeyinde gerçekleşmeler gösterecektir.

7. Değerlendirme AşamasıDeğerlendirme, kamu idareleri tarafından yürütülen bir proje, program veya politikanın uygulama öncesinde, sırasında veya sonrasındaki bir aşamada, etkinliği, etkililiği, ilgililiği, sürdürülebilirliği gibi kriterlere göre başarısı hakkında bir kanı elde etmek için tarafsız ve düzenli olarak yapılan yönetim süreci olarak tanımlanabilir.

Değerlendirme, izlemeden sonra gelen bir süreç olarak algılansa da, bu iki kavram arasında tamamlayıcılık ilişkisi vardır. Sonuçları izlemek için gerekli veriler ve göstergeler olmaksızın değerlendirme yapılamaz. Diğer yandan, izleme proje, program veya politikayla ulaşılmak istenen sonuç yolunda alınan mesafeyi ölçerken,

değerlendirmede alınan mesafeye ilişkin neden sorusu sorulmaktadır.

Değerlendirmenin; program geliştirme, sorumluluk ve örgütsel öğrenmeden oluşan üç temel işlevi vardır. Değerlendirme, bir proje, program veya politikadan daha iyi sonuçlar elde etmek için kullanılan bir yönetim aracıdır. Tarafsız ve güvenilir bilgilere dayanan bir değerlendirme, bir kamu müdahalesine ilişkin karar alıcılara ve uygulayıcılara önemli geri bildirimler sağlar. Kurumsal öğrenme, gelişimin sağlanması için en önemli faktördür. Bilgiye dayanan ve sonuçlara yönelik değerlendirmeler, kurumsal öğrenme davranış kalıbının gelişmesine katkı sağlar.

Değerlendirme kriterleri için de farklı sorular bulunmaktadır. Her bir soru için farklı değerlendirme türleri kullanmak uygun olacaktır. Farklı sorular için kullanılabilecek ve tüm sorulara cevap verebilecek tek bir değerlendirme şekli yoktur. Önemli olan karar vericilerin ve yöneticilerin ne öğrenmek istedikleridir. Bir proje, program veya politika hazırlık, uygulama ve sonuç aşamalarında farklı değerlendirme bilgisine gereksinim vardır.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Tablo 3. OSB Politikasına İlişkin Sonuç Göstergeleri Seti

Tablo 5. OSB Politikalarına İlişkin Değerlendirme Kriterleri Soruları

Değerlendirme Kriterleri

İlgili Sorusu

İlgililik Kriteri

OSB uygulamaları paydaşların beklentileri ile uyumlu mu?OSB politikalarının uygulanmaya başlandıktan sonra koşullar değişti mi?Bu değişikliğe rağmen politika geçerliliğini sürdürüyor mu?Diğer politikalarla uyumlu mu?İçsel tutarlılığı var mı?

Etkililik Kriteri

Etki Kriteri

Sürdürülebilirlik Kriteri

Proje/program/politikanın etkileri uygulama sonrasında ne kadar süre devam etmektedir?Sürdürülebilirliği sağlamak için politika değişikliğine ihtiyaç var mı?

Hedeflere ulaşılmış mı?Yararlanıcı ihtiyaçları karşılanmış mı?Çıktılar sonuca dönüşmüş mü?

OSB politika ve uygulamaları sonucunda ne değişti?OSB politika ve uygulamalarının net (dışsal faktör etkisinden arındırılmış) etki nedir?Beklenen ve beklenmeyen sonuçlar nelerdir?

Page 23: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

BeklenenSonuç

Sonuç Gösterge Açıklama Br

Planlı Sanayi

AlanlarınınArtırılması

OSB’lerdeki sanayi işletme sayısının kentselyaşam alanındaki sanayi işletme sayısına oranı

OSB toplam alan (ha) / kentsel yaşam alanındakisanayi alan (ha)Yeni kurulan işletmelerin OSB’yi tercihetme yüzdesi

SanayininÇevresel

EtkilerininAzaltılması

Çevre yönetim birimi bulunan OSB sayısı

Atık su arıtma tesisi bulunan OSB sayısı

Tehlikeli katı atık bertaraf etme oranı % 90 ve üzerinde olan OSB sayısıEvsel çöplerini güvenli bir şekilde bertaraf eden OSB sayısı

Atık toplama sistemi bulunan OSB sayısı

OSB’lerin yeşil alan / sanayi oranıAğaçlandırma, yeşillendirme vb.peyzaj uygulamaları tamamlanan alanlar hesaba katılacaktır

Çevresel kalite ile ilgili bölge halkınınmemnuniyet oranı

İstihdamınArtırılması

Hektar başına istihdam sayısı

Hektar başına kadın istihdam sayısı

Toplam OSB sanayi alanı /OSB’lerdeki istihdam sayısı

Toplam OSB sanayi alanı /OSB’lerdeki kadın istihdam sayısı

Ara eleman teminine yönelik içinde meslekokulu (ML, EML vb.) bulunan OSB sayısı

İçerisinde kreş bulunan OSB sayısı

ÜretiminArtırılması

Hektar başına üretim değeri OSB firmalarının toplam üretim /OSB Alanı

OSB’lerdeki firmalarınortalama üretime geçme oranı

Üretim aşamasındaki parsel sayısı /Toplam sanayi parsel sayısı

OSB’lerdeki firmaların ortalamaüretime geçme süreleri

Firmaya tahsisi tarihindenüretime geçinceye kadar olan

%

%

%

Ay

%

TL/ ha

%

%

OSB’lerdeki firmaların ortalama yaşam süreleri

Nace Düzey 2'ye göre orta düşük düzeyde teknolojik ürün üreten firma sayısı Nace Düzey 2'ye göre orta yüksek düzeyde teknolojik ürün üreten firma sayısı

Yıl

OSB içi iş ağlarına yönelik eğitim alan bölgeçalışanlarının yüzdesi

OSB içi ağlarına yönelik en az bir platformuolan OSB sayısı% 50 ve daha fazla oranda ağırlıklı sektöre sahipOSB sayısı

OSB’lerdeki işletmelerin oluşturduğuortak uygulama sayısı

Eğitim alan personel sayısı /Tüm personel sayısı

Boss club, dernekler,sektör toplantıları vb.

Ortak laboratuvar,test merkezi, Ar-Ge, İŞGEM vb.

KümelenmeEtkisinin

Artırılması(İş ağlarının

geliştirilmesi)

OSB’lerde yer alan yabancı yatırımcı oranı

Hektar başına ihracat tutarı

%

TL

MAKALE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

2120

4. Veri Toplama ve Referans Noktalarının Tespit EdilmesiUlaşılmak istenen sonuçların izleneceği performans göstergelerinin belirlenmesi nereye gidilmek istendiğini gösterirken, referans verisi nerede olunduğunu gösteren başlangıç verisidir. Politika veya programın başarısı ise bu ikisi arasındaki farka bağlıdır. Bir önceki aşamada belirlenen her performans göstergesi için referans verisine, diğer bir deyişle rehber verisine ihtiyaç vardır.

5. Sonuçlara Dair Hedeflerin SeçimiHedef, bir örgütün belirli bir zaman dilimi içerisinde ulaşmak istediği ölçülebilir gösterge değeri olarak tanımlanmaktadır. Referans değer ise gerçekleşme değerini ifade etmektedir. Hedef değer ile referans değer arasındaki fark başarıyı gösterecektir. Sonuçlardan, göstergelerden ve referans noktalarından hareketle hedefler belirlenir. Nereye gidilmek istendiği, nerede olunduğuyla yakından ilgilidir. Sonuçlar için hedef belirlerken, mevcut duruma ve yakın geçmiş yılların referans verilerini dikkate almak gerekir.

OSB’lere ilişkin mevcut veriler, sonuç odaklı bir yaklaşımla kurulacak sistem için yeterli olmamakla birlikte, geriye doğru bir zaman serisi içeren veriler de oldukça azdır. Dolayısıyla her bir gösterge için mevcut veriler taranmalı ve eksik olan verilerin tamamlanması yoluna gidilmelidir.

6. Sonuçların İzlenmesiOSB politikaları için oluşturulacak sonuç zincirinde yer alan girdiler, faaliyetler, çıktılar, sonuçlar ve etkilerin her biri için izleme yapılabilir. Bunlardan en önemlisi uygulamanın toplumsal alanda oluşturduğu etkinin izlenmesidir. OSB politikalarına yönelik geleneksel yönetim

yaklaşımında, OSB altyapı inşaatı için verilen kredi tutarları, hak ediş işlemleri ve tamamlanan OSB sayısı gibi göstergeler uygulama düzeyindedir. Ancak, “Nitelikli İstihdamın Artırılması” ise sonuç düzeyindedir. Dolayısıyla OSB politika ve uygulamalarının başarısı bu tür çıktı ve sonuç düzeyinde gerçekleşmeler gösterecektir.

7. Değerlendirme AşamasıDeğerlendirme, kamu idareleri tarafından yürütülen bir proje, program veya politikanın uygulama öncesinde, sırasında veya sonrasındaki bir aşamada, etkinliği, etkililiği, ilgililiği, sürdürülebilirliği gibi kriterlere göre başarısı hakkında bir kanı elde etmek için tarafsız ve düzenli olarak yapılan yönetim süreci olarak tanımlanabilir.

Değerlendirme, izlemeden sonra gelen bir süreç olarak algılansa da, bu iki kavram arasında tamamlayıcılık ilişkisi vardır. Sonuçları izlemek için gerekli veriler ve göstergeler olmaksızın değerlendirme yapılamaz. Diğer yandan, izleme proje, program veya politikayla ulaşılmak istenen sonuç yolunda alınan mesafeyi ölçerken,

değerlendirmede alınan mesafeye ilişkin neden sorusu sorulmaktadır.

Değerlendirmenin; program geliştirme, sorumluluk ve örgütsel öğrenmeden oluşan üç temel işlevi vardır. Değerlendirme, bir proje, program veya politikadan daha iyi sonuçlar elde etmek için kullanılan bir yönetim aracıdır. Tarafsız ve güvenilir bilgilere dayanan bir değerlendirme, bir kamu müdahalesine ilişkin karar alıcılara ve uygulayıcılara önemli geri bildirimler sağlar. Kurumsal öğrenme, gelişimin sağlanması için en önemli faktördür. Bilgiye dayanan ve sonuçlara yönelik değerlendirmeler, kurumsal öğrenme davranış kalıbının gelişmesine katkı sağlar.

Değerlendirme kriterleri için de farklı sorular bulunmaktadır. Her bir soru için farklı değerlendirme türleri kullanmak uygun olacaktır. Farklı sorular için kullanılabilecek ve tüm sorulara cevap verebilecek tek bir değerlendirme şekli yoktur. Önemli olan karar vericilerin ve yöneticilerin ne öğrenmek istedikleridir. Bir proje, program veya politika hazırlık, uygulama ve sonuç aşamalarında farklı değerlendirme bilgisine gereksinim vardır.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Tablo 3. OSB Politikasına İlişkin Sonuç Göstergeleri Seti

Tablo 5. OSB Politikalarına İlişkin Değerlendirme Kriterleri Soruları

Değerlendirme Kriterleri

İlgili Sorusu

İlgililik Kriteri

OSB uygulamaları paydaşların beklentileri ile uyumlu mu?OSB politikalarının uygulanmaya başlandıktan sonra koşullar değişti mi?Bu değişikliğe rağmen politika geçerliliğini sürdürüyor mu?Diğer politikalarla uyumlu mu?İçsel tutarlılığı var mı?

Etkililik Kriteri

Etki Kriteri

Sürdürülebilirlik Kriteri

Proje/program/politikanın etkileri uygulama sonrasında ne kadar süre devam etmektedir?Sürdürülebilirliği sağlamak için politika değişikliğine ihtiyaç var mı?

Hedeflere ulaşılmış mı?Yararlanıcı ihtiyaçları karşılanmış mı?Çıktılar sonuca dönüşmüş mü?

OSB politika ve uygulamaları sonucunda ne değişti?OSB politika ve uygulamalarının net (dışsal faktör etkisinden arındırılmış) etki nedir?Beklenen ve beklenmeyen sonuçlar nelerdir?

Page 24: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

2322

Değerlendirme Sistemi Kurma Projesi başlatılmalıdır. Böylece merkezi izleme ve değerlendirme sistemleriyle uyumlu, ancak OSB politikaları özelinde bir izleme ve değerlendirme sistemine sahip olunacaktır.3. OSB politikaları için kurulacak sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sisteminin başarıyla uygulamaya geçmesi halinde, kümelenme, sanayi siteleri, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme parkları uygulamalarına da yaygınlaştırılabilir.4. Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda sanayi bölgelerinin dönüştürülmesi çalışmaları yürütülmektedir. Yeni nesil sanayi bölgeleri, sürdürülebilir sanayi bölgeleri, eko endüstriyel parklar şeklinde yeni yaklaşımlar geliştirilmektedir. Türkiye’de bulunan OSB’lerin bu yeni yaklaşımlara göre dönüştürülmesi gerektiği düşünülmektedir. Sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sistemiyle, söz konusu sanayi bölgesi standartlarına ulaşmak için belirlenecek kriterler, performans göstergelerine dönüştürülerek izlenebilir.5. İzleme ve değerlendirme sistemlerinin en önemli aşaması göstergeler için veri toplanmasıdır. BSTB tarafından, OSB’lerden çeşitli amaçlarla, formatlarda ve içeriklerde periyodik bilgiler, raporlar, tablolar istenmektedir. Bunların tek bir bilgi sistemi içeresinde birleştirilmesi faydalı olacaktır. Bu amaçla geliştirilen OSB Bilgi Sitesi (OSBBS) Portalı, tüm bu bilgileri içerecek şekilde düzenlenmelidir.6. OSB’lerin OSBBS portaline verileri eksiksiz şekilde girmeleri ve bunları güncellenmeleri hususunda idari yaptırımlar getirilmelidir. Yanlış ve hatalı bilgi girişlerinin de idari yaptırıma tabi tutulması faydalı olacaktır. BSTB’nin OSB’lerin bazı işlem süreçlerine, portal dâhil edilmelidir. 7. OSB politikaları için kurulacak izleme ve değerlendirme sisteminden elde edilen veriler, bundan sonra hazırlanacak

Kalkınma Planı, BSTB Stratejik Plan, Türkiye Sanayi Stratejisi gibi politika belgelerinde OSB politikalarına ilişkin amaç, hedef ve performans göstergelerinin belirlenmesinde kullanılması faydalı olacaktır. Böylece merkezi izleme ve değerlendirme sistemlerine de katkı sağlanmış olur.8. Sonuç odaklı yaklaşım temelli izleme ve değerlendirme sistemiyle, elde edilen performans göstergelerinden hareketle, OSB’lerin performanslarının ölçülmesi için ayrı bir endeks oluşturulabilir. Oluşturulan endekse göre, belirli periyotlarda OSB’lerin sıralaması yapılır ve BSTB internet sitesinde ilan edilebilir.

Yararlanılan Kaynaklar• European Commission. (1999). Evaluating Socio-economic Programmes: Glossary F300 Concepts And Technical Terms. Means Collection: 6. Luxembourg, Office For Official Publications Of The Europeancommunities.• Geng, Y. Zhang, P. Cote, R.p. And Qi, Y. (2008). Evaluating The Applicability Of The Chinese Eco-industrial Park Standard In Two İndustrial Zones. International Journal Of Sustainable Development, 15 (6), 543-552.• Gothmann, Katrin. (2013). Development of GIZ Guiding Principles for Eco Industrial Parks. International Conference on Green Enterprises and Green Industrial Parks. October 7-8, 2013; New Delhi.• Görgens, M. and Kusek, J. Z. (2009). Making Monitoring and Evaluation Systems Work, Washington, D.C.: The World Bank.• Hatry, H. P. (1999). Performance Measurement: Getting Results. Washington, D.C.: The Urban Institute Press.• Kusek, J. and Rist, R. (2010). On Adımda Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme Sistemi. (Çev: C. ŞİMŞEK), Ankara: Dünya Bankası Yayını.

• Mackay, K. (2007). How to Build M&E Systems To Support Better Government. Washington D.C.: World Bank Independent Evaluation Group (IEG).• OECD DAC. (2008). Değerlendirme ve Sonuç Odaklı Yönetimde Anahtar Terimler Sözlüğü. (Çev: TİKA, 2008). Ankara : TİKA Yayınları.• Ömürgönülşen, U. (2003). Kamu Sektörünün Yönetimi Sorununa Yeni Bir Yaklaşım: Yeni Kamu İşletmeciliği. Acar, M. ve Özgür, H. (derl.), Çağdaş Kamu Yönetimi, Konular, Kuramlar, Kavramlar. (3-43). Ankara: Nobel Yayınları.• Türk, E. (2006). An Evaluation of Industrial Park Policy of Turkey: İzmir as a Case Study. XLII. IsoCaRP Congress. 14-18 September 2006. İstanbul.• UNDP. (2009). Handbook on Monitoring and Evaluating for Results. New York: UNDP Evaluation Office.• Uzunkaya, Z. C. (2013). Karşı Olgusal Etki Analizi- OSB Etki Analizi Eğitimi, ANKÜSEM.• Wholey, J.S. Hatry H. and Newcomer, K. (1994). Handbook of Practical Program Evaluation. San Francisco: Jossey-Bass Publishers (Aktaran: Türk, Ersin. “An Evaluation of Industrial Park.

8. Bulguların Rapor Edilmesi ve KullanımıWholey, Hatry ve Newcomer tarafından yazılan “Uygulamalı Program Değerlendirme El Kitabı” isimli eserde, değerlendirme bulguların raporlamasının önemini isabetli şekilde şöyle ortaya koymaktadır. “Bazıları buna (raporlamaya) iktidarın kulağına doğruyu fısıldamak adını takmıştır, ancak iktidar dinlemiyorsa doğruyu söylemenin ne anlamı kalır ki? Hedef kitlemizin bizi dinlemesine yardımcı olacak etkili yollar bulamazsak yaptığımız tüm iyi işler boşa gidecek demektir. Sonuçları rapor etme biçimimiz genellikle ufak bir dalga meydana getirmekle gereken etkiyi yaratma arasındaki farkı belirleyecektir.”

OSB politika ve uygulamalarına ilişkin olarak önerilen sonuç odaklı İ&D sistemiyle elde edilen bulgular şu hususlarda kullanılabilir:• Hesap verebilirliğin kanıtlanması• Kurumsal öğrenme• Uygulamanın başarı / başarısızlığın nedenlerine inme• Güvenirlik• Motivasyon• Stratejik yönetim araçlarına destek• Arşiv ve dokümantasyon

9. İzleme ve Değerlendirme Sisteminin Sürdürülebilir KılınmasıBir defalığına uygulanan bir proje, program veya politika için İ&D sisteminin sürekli olması gerekmez. Ancak OSB politikaları başta olmak üzere birçok kamu müdahalesinin kendisi süreklilik arz ettiği gibi bunların faydaları, toplum ve çevre üzerindeki etkileri de süreklilik arz eder. Diğer yandan, yine OSB politikalarında da olduğu gibi, bazı kamu müdahalelerinde, sonuç ve etkiler uzun dönemde ortaya çıkmaktadır. Faydanın sürekliliği ve sonuçların uzun dönemde ortaya çıkması durumlarında, İ&D

sisteminin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekmektedir.

Sonuç Yerine1970’li yıllarda başlayan, 1990’lı yıllarda bilişim-iletişim teknolojilerindeki olağanüstü gelişmelerle hızlanan, 2000’li yıllara gelindiğinde ise baş döndürücü boyutlara gelen ekonomik, toplumsal ve siyasal alanlardaki dönüşümlerin zorunlu sonucu olarak devlet ve onun yönetimindeki araçlar da dönüşmektedir. Bu süreçle birlikte yaşanan derin ekonomik krizler, devletleri, harcamalarında daha etkin ve etkili olmaya zorlamaktadır. Ayrıca iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler, politikacıları, kamu yöneticileri ve hatta uygulayıcıları şeffaf ve hesap verebilir olmaya doğru yönlendirmektedir. Bu iki taraflı baskı, kamu tarafından alınan kararlarda rasyonel davranma zorunluluğunu getirmektedir. Kamuoyunun bir kamu müdahalesine ilişkin “yapıldı da ne oldu?” sorusuna, kanıtlara dayanan, tatmin edici cevaplar verilmesi gerekmektedir.

Proje, program veya politikaların yerinde, etkili, etkin ve en az maliyetle gerçekleştirme yolunda çeşitli araç ve yöntemler geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam etmektedir. Amaçlara göre yönetim, toplam kalite, performans yönetimi, stratejik yönetim, kıyaslama (benchmarking), mükemmellik modelleri gibi birçok yönetim aracı özel sektörden kamuya uyarlanmaktadır. Bu araçlardan biri de sonuç odaklı izleme ve değerlendirmedir. Bu güçlü kamu yönetim aracı, bir kamu müdahalesinin (hizmetinin veya yatırımının), uygulama süreçlerinden, ürünlerinden, hizmetlerinden daha çok, kamu müdahalesinin uygulanmasıyla elde edilen sonuçlara ve hatta etkilere odaklanılması gerektiğini vurgulamaktadır.

1960-2014 yılları arasında OSB’lere, 2013 yılı fiyatlarıyla yaklaşık 2,6 milyar TL tutarında, piyasaya göre oldukça uygun şartlarda kredi kullandırılmıştır. Ayrıca, 5084 sayılı Kanunun Geçici 1’inci maddesi ve 4562 saylı OSB Kanunu Geçici 9’uncu madde kapsamında, BSTB alacağının bir kısmından feragat etmek suretiyle de, OSB’lere sübvansiyon sağlamaktadır. Aynı şekilde, ilgili kanunlarla OSB tüzel kişiliğine ve OSB’de yatırım yapanlara vergi muafiyetleri tanınmaktadır. Bunlarla birlikte, meri OSB mevzuatı çerçevesinde, yer seçimi, imar planları, OSB organlarının seçimi, görevleri, arsa satışları vb. birçok uygulama ile OSB’ler düzenlenmektedir. Gerek teşvikler-destekler, gerekse mevzuat düzenlemeleri belirli bir amacı gerçekleştirmek adına yapılmaktadır. Bugüne kadar yapılan faaliyetlerle, bu amacın ne kadarı gerçekleştirildi. Bu sorunun yanıtı için iyi bir izleme sisteminin kurulması gerekir.

OSB politikalarının sonuç odaklı yaklaşıma uygun olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi için geliştirilen öneriler aşağıda sıralanmıştır.1. OSB politikaları için kurulması önerilen sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sisteminde öncelikle beklenen sonuçlar belirlenmeli, sonuçlar ayrıştırılarak performans göstergelerine dönüştürülmeli, belirlenen göstergeye ilişkin geçmişten bugüne gelişim eğiliminden hareketle oluşturulan referans noktaları göz önünde tutularak, sonuçlara yönelik hedef değerler tespit etmek gerekir. Bu şekilde kurulan bir izleme sisteminde elde edilen verilerden, kanıtlara dayanan bir değerlendirme yapmak mümkündür.2. OSB politikaları için sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sistemi kurmada önerilen aşamalar takip edilmek suretiyle, BSTB bünyesinde OSB İzleme ve

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Page 25: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

2322

Değerlendirme Sistemi Kurma Projesi başlatılmalıdır. Böylece merkezi izleme ve değerlendirme sistemleriyle uyumlu, ancak OSB politikaları özelinde bir izleme ve değerlendirme sistemine sahip olunacaktır.3. OSB politikaları için kurulacak sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sisteminin başarıyla uygulamaya geçmesi halinde, kümelenme, sanayi siteleri, endüstri bölgeleri, teknoloji geliştirme parkları uygulamalarına da yaygınlaştırılabilir.4. Dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda sanayi bölgelerinin dönüştürülmesi çalışmaları yürütülmektedir. Yeni nesil sanayi bölgeleri, sürdürülebilir sanayi bölgeleri, eko endüstriyel parklar şeklinde yeni yaklaşımlar geliştirilmektedir. Türkiye’de bulunan OSB’lerin bu yeni yaklaşımlara göre dönüştürülmesi gerektiği düşünülmektedir. Sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sistemiyle, söz konusu sanayi bölgesi standartlarına ulaşmak için belirlenecek kriterler, performans göstergelerine dönüştürülerek izlenebilir.5. İzleme ve değerlendirme sistemlerinin en önemli aşaması göstergeler için veri toplanmasıdır. BSTB tarafından, OSB’lerden çeşitli amaçlarla, formatlarda ve içeriklerde periyodik bilgiler, raporlar, tablolar istenmektedir. Bunların tek bir bilgi sistemi içeresinde birleştirilmesi faydalı olacaktır. Bu amaçla geliştirilen OSB Bilgi Sitesi (OSBBS) Portalı, tüm bu bilgileri içerecek şekilde düzenlenmelidir.6. OSB’lerin OSBBS portaline verileri eksiksiz şekilde girmeleri ve bunları güncellenmeleri hususunda idari yaptırımlar getirilmelidir. Yanlış ve hatalı bilgi girişlerinin de idari yaptırıma tabi tutulması faydalı olacaktır. BSTB’nin OSB’lerin bazı işlem süreçlerine, portal dâhil edilmelidir. 7. OSB politikaları için kurulacak izleme ve değerlendirme sisteminden elde edilen veriler, bundan sonra hazırlanacak

Kalkınma Planı, BSTB Stratejik Plan, Türkiye Sanayi Stratejisi gibi politika belgelerinde OSB politikalarına ilişkin amaç, hedef ve performans göstergelerinin belirlenmesinde kullanılması faydalı olacaktır. Böylece merkezi izleme ve değerlendirme sistemlerine de katkı sağlanmış olur.8. Sonuç odaklı yaklaşım temelli izleme ve değerlendirme sistemiyle, elde edilen performans göstergelerinden hareketle, OSB’lerin performanslarının ölçülmesi için ayrı bir endeks oluşturulabilir. Oluşturulan endekse göre, belirli periyotlarda OSB’lerin sıralaması yapılır ve BSTB internet sitesinde ilan edilebilir.

Yararlanılan Kaynaklar• European Commission. (1999). Evaluating Socio-economic Programmes: Glossary F300 Concepts And Technical Terms. Means Collection: 6. Luxembourg, Office For Official Publications Of The Europeancommunities.• Geng, Y. Zhang, P. Cote, R.p. And Qi, Y. (2008). Evaluating The Applicability Of The Chinese Eco-industrial Park Standard In Two İndustrial Zones. International Journal Of Sustainable Development, 15 (6), 543-552.• Gothmann, Katrin. (2013). Development of GIZ Guiding Principles for Eco Industrial Parks. International Conference on Green Enterprises and Green Industrial Parks. October 7-8, 2013; New Delhi.• Görgens, M. and Kusek, J. Z. (2009). Making Monitoring and Evaluation Systems Work, Washington, D.C.: The World Bank.• Hatry, H. P. (1999). Performance Measurement: Getting Results. Washington, D.C.: The Urban Institute Press.• Kusek, J. and Rist, R. (2010). On Adımda Sonuç Odaklı İzleme ve Değerlendirme Sistemi. (Çev: C. ŞİMŞEK), Ankara: Dünya Bankası Yayını.

• Mackay, K. (2007). How to Build M&E Systems To Support Better Government. Washington D.C.: World Bank Independent Evaluation Group (IEG).• OECD DAC. (2008). Değerlendirme ve Sonuç Odaklı Yönetimde Anahtar Terimler Sözlüğü. (Çev: TİKA, 2008). Ankara : TİKA Yayınları.• Ömürgönülşen, U. (2003). Kamu Sektörünün Yönetimi Sorununa Yeni Bir Yaklaşım: Yeni Kamu İşletmeciliği. Acar, M. ve Özgür, H. (derl.), Çağdaş Kamu Yönetimi, Konular, Kuramlar, Kavramlar. (3-43). Ankara: Nobel Yayınları.• Türk, E. (2006). An Evaluation of Industrial Park Policy of Turkey: İzmir as a Case Study. XLII. IsoCaRP Congress. 14-18 September 2006. İstanbul.• UNDP. (2009). Handbook on Monitoring and Evaluating for Results. New York: UNDP Evaluation Office.• Uzunkaya, Z. C. (2013). Karşı Olgusal Etki Analizi- OSB Etki Analizi Eğitimi, ANKÜSEM.• Wholey, J.S. Hatry H. and Newcomer, K. (1994). Handbook of Practical Program Evaluation. San Francisco: Jossey-Bass Publishers (Aktaran: Türk, Ersin. “An Evaluation of Industrial Park.

8. Bulguların Rapor Edilmesi ve KullanımıWholey, Hatry ve Newcomer tarafından yazılan “Uygulamalı Program Değerlendirme El Kitabı” isimli eserde, değerlendirme bulguların raporlamasının önemini isabetli şekilde şöyle ortaya koymaktadır. “Bazıları buna (raporlamaya) iktidarın kulağına doğruyu fısıldamak adını takmıştır, ancak iktidar dinlemiyorsa doğruyu söylemenin ne anlamı kalır ki? Hedef kitlemizin bizi dinlemesine yardımcı olacak etkili yollar bulamazsak yaptığımız tüm iyi işler boşa gidecek demektir. Sonuçları rapor etme biçimimiz genellikle ufak bir dalga meydana getirmekle gereken etkiyi yaratma arasındaki farkı belirleyecektir.”

OSB politika ve uygulamalarına ilişkin olarak önerilen sonuç odaklı İ&D sistemiyle elde edilen bulgular şu hususlarda kullanılabilir:• Hesap verebilirliğin kanıtlanması• Kurumsal öğrenme• Uygulamanın başarı / başarısızlığın nedenlerine inme• Güvenirlik• Motivasyon• Stratejik yönetim araçlarına destek• Arşiv ve dokümantasyon

9. İzleme ve Değerlendirme Sisteminin Sürdürülebilir KılınmasıBir defalığına uygulanan bir proje, program veya politika için İ&D sisteminin sürekli olması gerekmez. Ancak OSB politikaları başta olmak üzere birçok kamu müdahalesinin kendisi süreklilik arz ettiği gibi bunların faydaları, toplum ve çevre üzerindeki etkileri de süreklilik arz eder. Diğer yandan, yine OSB politikalarında da olduğu gibi, bazı kamu müdahalelerinde, sonuç ve etkiler uzun dönemde ortaya çıkmaktadır. Faydanın sürekliliği ve sonuçların uzun dönemde ortaya çıkması durumlarında, İ&D

sisteminin sürdürülebilirliğinin sağlanması gerekmektedir.

Sonuç Yerine1970’li yıllarda başlayan, 1990’lı yıllarda bilişim-iletişim teknolojilerindeki olağanüstü gelişmelerle hızlanan, 2000’li yıllara gelindiğinde ise baş döndürücü boyutlara gelen ekonomik, toplumsal ve siyasal alanlardaki dönüşümlerin zorunlu sonucu olarak devlet ve onun yönetimindeki araçlar da dönüşmektedir. Bu süreçle birlikte yaşanan derin ekonomik krizler, devletleri, harcamalarında daha etkin ve etkili olmaya zorlamaktadır. Ayrıca iletişim teknolojilerindeki ilerlemeler, politikacıları, kamu yöneticileri ve hatta uygulayıcıları şeffaf ve hesap verebilir olmaya doğru yönlendirmektedir. Bu iki taraflı baskı, kamu tarafından alınan kararlarda rasyonel davranma zorunluluğunu getirmektedir. Kamuoyunun bir kamu müdahalesine ilişkin “yapıldı da ne oldu?” sorusuna, kanıtlara dayanan, tatmin edici cevaplar verilmesi gerekmektedir.

Proje, program veya politikaların yerinde, etkili, etkin ve en az maliyetle gerçekleştirme yolunda çeşitli araç ve yöntemler geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam etmektedir. Amaçlara göre yönetim, toplam kalite, performans yönetimi, stratejik yönetim, kıyaslama (benchmarking), mükemmellik modelleri gibi birçok yönetim aracı özel sektörden kamuya uyarlanmaktadır. Bu araçlardan biri de sonuç odaklı izleme ve değerlendirmedir. Bu güçlü kamu yönetim aracı, bir kamu müdahalesinin (hizmetinin veya yatırımının), uygulama süreçlerinden, ürünlerinden, hizmetlerinden daha çok, kamu müdahalesinin uygulanmasıyla elde edilen sonuçlara ve hatta etkilere odaklanılması gerektiğini vurgulamaktadır.

1960-2014 yılları arasında OSB’lere, 2013 yılı fiyatlarıyla yaklaşık 2,6 milyar TL tutarında, piyasaya göre oldukça uygun şartlarda kredi kullandırılmıştır. Ayrıca, 5084 sayılı Kanunun Geçici 1’inci maddesi ve 4562 saylı OSB Kanunu Geçici 9’uncu madde kapsamında, BSTB alacağının bir kısmından feragat etmek suretiyle de, OSB’lere sübvansiyon sağlamaktadır. Aynı şekilde, ilgili kanunlarla OSB tüzel kişiliğine ve OSB’de yatırım yapanlara vergi muafiyetleri tanınmaktadır. Bunlarla birlikte, meri OSB mevzuatı çerçevesinde, yer seçimi, imar planları, OSB organlarının seçimi, görevleri, arsa satışları vb. birçok uygulama ile OSB’ler düzenlenmektedir. Gerek teşvikler-destekler, gerekse mevzuat düzenlemeleri belirli bir amacı gerçekleştirmek adına yapılmaktadır. Bugüne kadar yapılan faaliyetlerle, bu amacın ne kadarı gerçekleştirildi. Bu sorunun yanıtı için iyi bir izleme sisteminin kurulması gerekir.

OSB politikalarının sonuç odaklı yaklaşıma uygun olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi için geliştirilen öneriler aşağıda sıralanmıştır.1. OSB politikaları için kurulması önerilen sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sisteminde öncelikle beklenen sonuçlar belirlenmeli, sonuçlar ayrıştırılarak performans göstergelerine dönüştürülmeli, belirlenen göstergeye ilişkin geçmişten bugüne gelişim eğiliminden hareketle oluşturulan referans noktaları göz önünde tutularak, sonuçlara yönelik hedef değerler tespit etmek gerekir. Bu şekilde kurulan bir izleme sisteminde elde edilen verilerden, kanıtlara dayanan bir değerlendirme yapmak mümkündür.2. OSB politikaları için sonuç odaklı izleme ve değerlendirme sistemi kurmada önerilen aşamalar takip edilmek suretiyle, BSTB bünyesinde OSB İzleme ve

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ POLİTİKALARININ SONUÇ ODAKLI İZLENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ

Page 26: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

2524

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

gayesiyle uygulanmıştır. İleriki aşamalarda bu amacının yanına, aynı sektör grubunda yer alan firmaların ya da birbirini destekler nitelikteki sektörlerde faaliyet gösteren firmaların bulunduğu sanayi bölgeleri oluşturularak pozitif dışsallıklardan yararlanma amacı da eklenmiştir. Ayrıca, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltarak dengeli kalkınmanın sağlanması, istihdamın artırılması, işletmelerin çevreye zararının azaltılması amaçları da bulunmaktadır.

Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri kavramı ilk defa 1961 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Birinci Kalkınma Planı döneminden itibaren kalkınma plan ve programlarında sürekli olarak, sanayinin geliştirilmesine ve bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesine yönelik özendirici tedbirler arasında yer almıştır (Alpat, 2000:3).

1960 yılında başlayan planlı kalkınma döneminde ise sanayinin “lokomotif” sektör olduğu açıklıkla belirtilmiş, ekonomik dengenin kurulması, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleştirilmesi, belli bir hızda büyüme ve sanayileşmeye önem verilmesi gibi uzun vadeli hedefler belirlenmiştir. Belirlenen hedefler doğrultusunda; ülkede sanayinin geliştirilmesi amacıyla uygulamaya konulan pek çok teşvik tedbirlerinden biri olan OSB uygulamalarına, ilk olarak 1962 yılında Bursa'da bir OSB kurulmasıyla başlanmıştır (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı [BSTB], 2014).

Bugün gelinen noktada OSB’lerin sayısal durumu Tablo 1'de gösterilmektedir.

4562 sayılı OSB Kanunu’nda OSB’ler; “sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleri” olarak tanımlanmaktadır.

Teşvik, çok genel olarak, devletin işletmelere sağladığı kolaylıklar olarak tanımlanabilir (Topal, 2006: 3). Diğer bir tanıma göre teşvikler, belirli ekonomik faaliyetlerin diğerlerine oranla daha fazla ve hızlı gelişmesini sağlamak amacıyla, kamu tarafından çeşitli yöntemlerle verilen maddi veya gayri maddi destek, yardım ve özendirmelerdir (Duran 2006’dan aktaran Horoz, 2006:6). Devlet yardımlarını, “belirli ekonomik hedeflere ulaşabilmek amacıyla kamu kaynaklarının özel sektöre transferi” (Pınar, 2006: 211) olarak tanımlayan tanımdan hareketle devlet yardımları ile devlet teşviki kavramlarının aynı anlama geldiği söylenebilir. OECD’nin yapmış olduğu tanıma göre ise yatırım teşviki; bir yatırımın maliyetini veya potansiyel kârını etkileyerek veya yatırımla ilgili risklerini

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre sanayi, ham maddeleri işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü, işleyim, uran, endüstri şeklinde tanımlanmıştır. Sanayileşmek ise üretimde makine, tezgâh gibi maddi üretim araçlarına giderek daha çok önem vermek olarak tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu [TDK], 2014). Sanayileşme kısaca, üretimde makine kullanımının artışı şeklinde üretim tekniğinde bir değişme ve bunun sonucu olarak da verimliliğin artışıdır (Özer, 2002).

Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinaların makineleşmiş endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa’daki sermaye birikimini artırması sonucu gerçekleşen Sanayi Devrimi sonucu büyük sanayi kuruluşları ve fabrikalar kurulmaya başlamıştır. Sanayi Devrimi ve kurulan fabrikalar iş gücüne olan ihtiyacı artırmış ve bu ihtiyaç büyük ölçüde kırsal kesimden gelen göçlerle karşılanmıştır. Bu göçler ve kent merkezlerinde kurulan fabrikalar ile birlikte yoğunluk artmıştır. Zamanla, büyük sanayi kuruluşları kentten uzakta kurulmaya başlamış fakat küçük sanayi kuruluşları kentte kalmışlardır. Başlangıçta yeni bir istihdam olanağı ve zenginlik kapısı olarak görülen sanayileşme, şehir merkezindeki fabrikaların ortaya çıkardıkları düzensizlikler ve çevre sorunlarına altyapı ve diğer sorunlar da eklenince olumsuz

bir bakış açısıyla karşı karşıya kalmıştır (Özer, 2002).

Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan hızlı sanayileşme ve bunun beraberinde getirdiği, yukarıda bahsedilen olumsuzluklar karşısında, Organize Sanayi Bölgeleri önem kazanmaya başlamıştır. Dünyada OSB uygulamasına ilk kez, 19. yüzyılın ilk yarısında ABD’de kendiliğinden ortaya çıkan bir uygulamayla rastlanılmıştır. Gelişme kendiliğinden oluşmuş ve tekstil imalathaneleri fiziksel yerleşmelerle bir araya toplanmıştır. Kendiliğinden ortaya çıkmış olan bu uygulamanın dışında, ABD’de 1885 yılında hazırlanan bir raporda ise ekonominin

geliştirilmesiyle bağlantılı olarak “Sanayi Bölgesi” fikri ortaya atılmıştır. Raporda, sanayi bölgelerinin oluşturulmasının sanayinin geliştirilmesi için önemli bir araç olacağına dikkat çekilmektedir. Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili ilk bilinçli uygulama ise 1896 yılında İngiltere’nin Manchester kenti yakınlarında kurulan “Trafford Park” uygulaması olmuştur. Organize Sanayi Bölgesi düşüncesinin ilk ortaya atıldığı ABD’deki ilk uygulamalara ise 1899 yılında rastlanılmaktadır (Çam, 2011’den aktaran Çerçel, 2013: 29).

OSB’ler, ilk etapta planlı şehirleşme ve sanayi işletmelerini aynı alanda toplama

Selim ERDOĞAN / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNE UYGULANAN DEVLET TEŞVİKLERİNİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILANIN ARTIRILMASINDAKİ ROLÜ*

1Tablo 1. Organize Sanayi Bölgelerinin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı

* Bu makale, tarafımca hazırlanan “Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın Artırılmasında Organize Sanayi Bölgelerine Uygulanan Devlet Teşviklerinin Rolü” konulu Uzmanlık Tezinden yararlanılarak oluşturulmuştur.

¹ (Yol, içme suyu, pis su, yağmur suyu, elektrik vs altyapı işleri tamamlanan 155 adet OSB bazında). (Kaynak: BSTB, 2014).

COĞRAFİ BÖLGE ADI

MARMARA (11 İL)

EGE (8 İL)

AKDENİZ (8 İL)

İÇ ANADOLU (13 İL)

KARADENİZ (18 İL)

DOĞU ANADOLU (14 İL)

G.DOĞU ANADOLU (9 İL)

TÜRKİYE TOPLAMI (81 İL)

2013 SONU İTİBARIYLA BİTENLER

ADET ALAN (Ha)HEKTAR BAZINDADAĞILIM YÜZDESİ

22

22

16

29

32

17

17

155

5.438

4.290

3.456

5.531

3.242

2.358

4.224

28.539

19,05

15,03

12,11

19,38

11,36

8,26

14,8

100

Page 27: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

2524

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

gayesiyle uygulanmıştır. İleriki aşamalarda bu amacının yanına, aynı sektör grubunda yer alan firmaların ya da birbirini destekler nitelikteki sektörlerde faaliyet gösteren firmaların bulunduğu sanayi bölgeleri oluşturularak pozitif dışsallıklardan yararlanma amacı da eklenmiştir. Ayrıca, bölgeler arası gelişmişlik farklarını azaltarak dengeli kalkınmanın sağlanması, istihdamın artırılması, işletmelerin çevreye zararının azaltılması amaçları da bulunmaktadır.

Türkiye’de Organize Sanayi Bölgeleri kavramı ilk defa 1961 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Birinci Kalkınma Planı döneminden itibaren kalkınma plan ve programlarında sürekli olarak, sanayinin geliştirilmesine ve bölgesel kalkınmanın gerçekleştirilmesine yönelik özendirici tedbirler arasında yer almıştır (Alpat, 2000:3).

1960 yılında başlayan planlı kalkınma döneminde ise sanayinin “lokomotif” sektör olduğu açıklıkla belirtilmiş, ekonomik dengenin kurulması, ekonomik ve toplumsal kalkınmanın birlikte gerçekleştirilmesi, belli bir hızda büyüme ve sanayileşmeye önem verilmesi gibi uzun vadeli hedefler belirlenmiştir. Belirlenen hedefler doğrultusunda; ülkede sanayinin geliştirilmesi amacıyla uygulamaya konulan pek çok teşvik tedbirlerinden biri olan OSB uygulamalarına, ilk olarak 1962 yılında Bursa'da bir OSB kurulmasıyla başlanmıştır (Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı [BSTB], 2014).

Bugün gelinen noktada OSB’lerin sayısal durumu Tablo 1'de gösterilmektedir.

4562 sayılı OSB Kanunu’nda OSB’ler; “sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleri” olarak tanımlanmaktadır.

Teşvik, çok genel olarak, devletin işletmelere sağladığı kolaylıklar olarak tanımlanabilir (Topal, 2006: 3). Diğer bir tanıma göre teşvikler, belirli ekonomik faaliyetlerin diğerlerine oranla daha fazla ve hızlı gelişmesini sağlamak amacıyla, kamu tarafından çeşitli yöntemlerle verilen maddi veya gayri maddi destek, yardım ve özendirmelerdir (Duran 2006’dan aktaran Horoz, 2006:6). Devlet yardımlarını, “belirli ekonomik hedeflere ulaşabilmek amacıyla kamu kaynaklarının özel sektöre transferi” (Pınar, 2006: 211) olarak tanımlayan tanımdan hareketle devlet yardımları ile devlet teşviki kavramlarının aynı anlama geldiği söylenebilir. OECD’nin yapmış olduğu tanıma göre ise yatırım teşviki; bir yatırımın maliyetini veya potansiyel kârını etkileyerek veya yatırımla ilgili risklerini

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre sanayi, ham maddeleri işlemek, enerji kaynaklarını yaratmak için kullanılan yöntemlerin ve araçların bütünü, işleyim, uran, endüstri şeklinde tanımlanmıştır. Sanayileşmek ise üretimde makine, tezgâh gibi maddi üretim araçlarına giderek daha çok önem vermek olarak tanımlanmıştır (Türk Dil Kurumu [TDK], 2014). Sanayileşme kısaca, üretimde makine kullanımının artışı şeklinde üretim tekniğinde bir değişme ve bunun sonucu olarak da verimliliğin artışıdır (Özer, 2002).

Avrupa’da 18. ve 19. yüzyıllarda yeni buluşların üretime olan etkisi ve buhar gücüyle çalışan makinaların makineleşmiş endüstriyi doğurması, bu gelişmelerin de Avrupa’daki sermaye birikimini artırması sonucu gerçekleşen Sanayi Devrimi sonucu büyük sanayi kuruluşları ve fabrikalar kurulmaya başlamıştır. Sanayi Devrimi ve kurulan fabrikalar iş gücüne olan ihtiyacı artırmış ve bu ihtiyaç büyük ölçüde kırsal kesimden gelen göçlerle karşılanmıştır. Bu göçler ve kent merkezlerinde kurulan fabrikalar ile birlikte yoğunluk artmıştır. Zamanla, büyük sanayi kuruluşları kentten uzakta kurulmaya başlamış fakat küçük sanayi kuruluşları kentte kalmışlardır. Başlangıçta yeni bir istihdam olanağı ve zenginlik kapısı olarak görülen sanayileşme, şehir merkezindeki fabrikaların ortaya çıkardıkları düzensizlikler ve çevre sorunlarına altyapı ve diğer sorunlar da eklenince olumsuz

bir bakış açısıyla karşı karşıya kalmıştır (Özer, 2002).

Sanayi Devrimi ile birlikte ortaya çıkan hızlı sanayileşme ve bunun beraberinde getirdiği, yukarıda bahsedilen olumsuzluklar karşısında, Organize Sanayi Bölgeleri önem kazanmaya başlamıştır. Dünyada OSB uygulamasına ilk kez, 19. yüzyılın ilk yarısında ABD’de kendiliğinden ortaya çıkan bir uygulamayla rastlanılmıştır. Gelişme kendiliğinden oluşmuş ve tekstil imalathaneleri fiziksel yerleşmelerle bir araya toplanmıştır. Kendiliğinden ortaya çıkmış olan bu uygulamanın dışında, ABD’de 1885 yılında hazırlanan bir raporda ise ekonominin

geliştirilmesiyle bağlantılı olarak “Sanayi Bölgesi” fikri ortaya atılmıştır. Raporda, sanayi bölgelerinin oluşturulmasının sanayinin geliştirilmesi için önemli bir araç olacağına dikkat çekilmektedir. Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili ilk bilinçli uygulama ise 1896 yılında İngiltere’nin Manchester kenti yakınlarında kurulan “Trafford Park” uygulaması olmuştur. Organize Sanayi Bölgesi düşüncesinin ilk ortaya atıldığı ABD’deki ilk uygulamalara ise 1899 yılında rastlanılmaktadır (Çam, 2011’den aktaran Çerçel, 2013: 29).

OSB’ler, ilk etapta planlı şehirleşme ve sanayi işletmelerini aynı alanda toplama

Selim ERDOĞAN / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Sanayi Bölgeleri Genel Müdürlüğü)

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNE UYGULANAN DEVLET TEŞVİKLERİNİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILANIN ARTIRILMASINDAKİ ROLÜ*

1Tablo 1. Organize Sanayi Bölgelerinin Coğrafi Bölgelere Göre Dağılımı

* Bu makale, tarafımca hazırlanan “Gayri Safi Yurtiçi Hasılanın Artırılmasında Organize Sanayi Bölgelerine Uygulanan Devlet Teşviklerinin Rolü” konulu Uzmanlık Tezinden yararlanılarak oluşturulmuştur.

¹ (Yol, içme suyu, pis su, yağmur suyu, elektrik vs altyapı işleri tamamlanan 155 adet OSB bazında). (Kaynak: BSTB, 2014).

COĞRAFİ BÖLGE ADI

MARMARA (11 İL)

EGE (8 İL)

AKDENİZ (8 İL)

İÇ ANADOLU (13 İL)

KARADENİZ (18 İL)

DOĞU ANADOLU (14 İL)

G.DOĞU ANADOLU (9 İL)

TÜRKİYE TOPLAMI (81 İL)

2013 SONU İTİBARIYLA BİTENLER

ADET ALAN (Ha)HEKTAR BAZINDADAĞILIM YÜZDESİ

22

22

16

29

32

17

17

155

5.438

4.290

3.456

5.531

3.242

2.358

4.224

28.539

19,05

15,03

12,11

19,38

11,36

8,26

14,8

100

Page 28: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNE UYGULANAN DEVLET TEŞVİKLERİNİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILANIN ARTIRILMASINDAKİ ROLÜ

2726

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Ekonomik büyüme, bir ülkenin milli gelirinde meydana gelen artış olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte, günümüzde ekonomik büyümenin hesaplanmasında milli gelir yerine GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) daha yaygın olarak kullanılmaktadır (Pınar, 2006: 177).

Reel büyümenin (mal ve hizmet oranındaki artışın) hesaplanabilmesi için ise parasal gelirin fiyat artışlarından arındırılması gerekmektedir. Çünkü gerçek anlamda büyüme, bir ülkede belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmet miktarında bir önceki döneme nispeten meydana gelen artıştır. Bunu hesaplayabilmek için yurt içi hasılanın, belirli bir dönemin fiyatları baz alınarak (sabit fiyatlarla), reel büyüme oranı

hesaplanır (Pınar, 2006:178).

Nominal Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (Nominal GSYH), bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai malların ve hizmetlerin, üretildikleri yılın piyasa fiyatları üzerinden değeridir. Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai malların temel bir yılın piyasa

fiyatları üzerinden değerine, reel gayri safi yurt içi hasıla denir (Ünsal, 2009: 5,10).

Reel GSYH hesaplanırken temel bir yılın fiyatları üzerinden hesaplama yapılması, GSYH’deki artışın mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan kısmını bertaraf edeceğinden, bu durumda meydana gelen GSYH artışı üretilen malların ve hizmetlerin miktarındaki bir artışı yansıtacaktır. Bu sebeple reel GSYH, hasıla-çıktı veya üretim diye de nitelendirilir (Ünsal, 2009: 11).

“Bir ekonomide bir yılda üretilen nihai malların piyasa değerini temsil eden GSYH, her şeyden üretilen malların piyasa değeri hesaplanmak suretiyle dolaysız bir

biçimde ölçülebilir. Ayrıca bir ekonomide bir yılda üretilen nihai malların piyasa değeri, hem alıcıların bu malları satın almak için ödedikleri para miktarına (toplam harcamaya) hem de üretim faktörlerinin elde ettikleri gelirlerin toplamına (toplam gelire) eşittir. Dolayısıyla bir ekonomide bir yılda üretilen nihai malların piyasa değerini, toplam harcamayı

veya toplam geliri hesaplamak suretiyle dolaylı bir biçimde ölçmek mümkündür. İktisatçılar söz konusu alternatif GSYH ölçme yöntemlerini sırasıyla toplam üretim yaklaşımı, toplam harcama yaklaşımı ve toplam gelir yaklaşımı diye nitelendirirler” (Ünsal, 2009: 43).

Toplam Harcama Yaklaşımı: Bir ülkede belirli bir yılda üretilen nihai mallar tüketiciler, firmalar, hükümet ve yabancı ülkeler tarafından satın alınır. Ayrıca bir ülkede belirli bir yılda üretilen nihai malların cari yıl fiyatları üzerinden piyasa değeri (nominal GSYH), bu malları satın almak için o yıl yapılan harcamaların toplamına daima eşittir. Toplam harcama yaklaşımında bu iki noktadan hareket edilerek, bir ülkede belirli bir yılda üretilen nihai malları satın almak için o yıl yapılan harcamalar, tüketim (C), brüt yatırım (I), hükümet alımları (G) ve net ihracat (XN) toplamı ile ölçülür (Ünsal, 2009: 44):

Nominal GSYH = C + I + G + XN

OSB’lere uygulanan devlet teşvikleri; “OSB tüzel kişiliğine uygulanan teşvikler” ve “OSB’deki yatırımcılara uygulanan teşvikler” şeklinde iki kısımda incelenecektir.

OSB Tüzel Kişiliğine Uygulanan Teşvikler: OSB Altyapısının Kredilendirilmesi Emlak Vergisi Muafiyeti: (1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin (f) bendi),

Katma Değer Vergisi Muafiyeti: (3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17’nci maddesinin 4’üncü fıkrasının (k) bendi)Kurumlar Vergisi Muafiyeti: (5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi),Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcı Muafiyeti: (Belediye Gelirleri Kanunu’nun 80’inci maddesi),Tevhit ve İfraz İşlem Harcı Muafiyeti: (492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 59’uncu maddesinin (n) bendi).

OSB’lerdeki Yatırımcılara Uygulanan Teşvikler:Bedelsiz veya İndirimli Parsel Tahsisi: (06/02/2004-06/02/2010 tarihleri arasında 5084 sayılı Kanun’un geçici birinci maddesi, 12/04/2011 tarihinden itibaren 4562 sayılı OSB Kanunu’nun geçici 9’uncu maddesi) Emlak Vergisi Muafiyeti: (1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun beşinci maddesinin (f) bendi)Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcı Muafiyeti: (Belediye Gelirleri Kanunu’nun 80’inci maddesi)Tevhit ve İfraz İşlem Harcı Muafiyeti: (492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 59’uncu maddesinin (n) bendi)Bir Alt Bölge Desteğinden Yararlanma: (19/06/2012 tarihli “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”).

Bahse konu teşviklere bakıldığında yatırımcılar açısından katma değeri en yüksek teşviklerin bedelsiz/indirimli arsa tahsisi ve OSB’lerin altyapısının kredilendirilmesi olduğu görülmekte olup bunlardan birincisi yatırımcılara doğrudan destek sağlamakta, ikincisi ise dolaylı bir destek sağlamaktadır. Bunların yanı sıra OSB’lerde yapılan teşvik belgeli yatırımların bir alt bölge desteğinden yararlanması da önemli bir teşvik konumundadır. Bunların dışında kalan

değiştirerek yatırımın büyüklüğünü, bölgesini ve sektörünü etkilemek için hazırlanan hükümet önlemleridir. Devlet yardımları ya da teşviklerle; bölgelerarası gelişmişlik farklarının giderilmesi, belirli sektörlerin desteklenmesi, istihdamın artırılması, yerli üretimin artırılması, cari açığın azaltılması, ekonomik kalkınmanın hızlandırılması gibi çok çeşitli hedefler belirlenebilir.

Uygulanan ekonomik modele göre şekli değişmekle birlikte teşvik tedbirleri hemen hemen her ülkede uygulanmaktadır. Teşvik uygulamalarının temel hedefi ise genel anlamda ülkenin genel refah düzeyinin artırılmasıdır (Topal, 2006: 4). Teşvik uygulamaları için öne

sürülen gerekçeler, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine ve benimsenen ekonomi politikalarına göre değişebilmektedir (Horoz, 2006: 9).

Devlet teşviklerinin, değişik boyutlarda ve niteliklerde olmakla birlikte, hemen hemen her ülkede uygulanıyor olmasının yanında, uygulamadaki tartışmalar teşvik politikalarının etkinliği ve doğaları gereği istismara açık bir kamu politikası aracı olmasından kaynaklanmaktadır. Teşvik politikaları, kamunun serbest piyasa mekanizmasına müdahalede bulunduğu en etkili araçlarındandır.

Devlet yardımları, görev alanı olan konularda izlenilen ana politikaları

destekleyen ve bu politikaların olumlu etkilerini artıran uygulamalardır. Dolayısıyla ekonomik ve sosyal istikrarın sağlanmasına yönelik politikaların tümüyle “devlet yardımları” üzerine kurulması bu alanda yapılacak en önemli hatadır. Devlet yardımları sadece konjonktürel dalgalanmaların ve istikrarsızlığın yaşandığı dönemlerde ortaya çıkan dalgalanmaların boyutunu ve süresini kısaltabilecek uygulamalardır. Kısaca teşviklerin, sadece ekonomik ve sosyal sorunların tahribatını azaltabileceği ama asla sorunları tek başına ortadan kaldıramayacağı düşünülmektedir (Horoz, 2006: 11).

Page 29: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNE UYGULANAN DEVLET TEŞVİKLERİNİN GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILANIN ARTIRILMASINDAKİ ROLÜ

2726

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Ekonomik büyüme, bir ülkenin milli gelirinde meydana gelen artış olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte, günümüzde ekonomik büyümenin hesaplanmasında milli gelir yerine GSYH (Gayri Safi Yurtiçi Hasıla) daha yaygın olarak kullanılmaktadır (Pınar, 2006: 177).

Reel büyümenin (mal ve hizmet oranındaki artışın) hesaplanabilmesi için ise parasal gelirin fiyat artışlarından arındırılması gerekmektedir. Çünkü gerçek anlamda büyüme, bir ülkede belirli bir dönemde üretilen mal ve hizmet miktarında bir önceki döneme nispeten meydana gelen artıştır. Bunu hesaplayabilmek için yurt içi hasılanın, belirli bir dönemin fiyatları baz alınarak (sabit fiyatlarla), reel büyüme oranı

hesaplanır (Pınar, 2006:178).

Nominal Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (Nominal GSYH), bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai malların ve hizmetlerin, üretildikleri yılın piyasa fiyatları üzerinden değeridir. Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai malların temel bir yılın piyasa

fiyatları üzerinden değerine, reel gayri safi yurt içi hasıla denir (Ünsal, 2009: 5,10).

Reel GSYH hesaplanırken temel bir yılın fiyatları üzerinden hesaplama yapılması, GSYH’deki artışın mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan kısmını bertaraf edeceğinden, bu durumda meydana gelen GSYH artışı üretilen malların ve hizmetlerin miktarındaki bir artışı yansıtacaktır. Bu sebeple reel GSYH, hasıla-çıktı veya üretim diye de nitelendirilir (Ünsal, 2009: 11).

“Bir ekonomide bir yılda üretilen nihai malların piyasa değerini temsil eden GSYH, her şeyden üretilen malların piyasa değeri hesaplanmak suretiyle dolaysız bir

biçimde ölçülebilir. Ayrıca bir ekonomide bir yılda üretilen nihai malların piyasa değeri, hem alıcıların bu malları satın almak için ödedikleri para miktarına (toplam harcamaya) hem de üretim faktörlerinin elde ettikleri gelirlerin toplamına (toplam gelire) eşittir. Dolayısıyla bir ekonomide bir yılda üretilen nihai malların piyasa değerini, toplam harcamayı

veya toplam geliri hesaplamak suretiyle dolaylı bir biçimde ölçmek mümkündür. İktisatçılar söz konusu alternatif GSYH ölçme yöntemlerini sırasıyla toplam üretim yaklaşımı, toplam harcama yaklaşımı ve toplam gelir yaklaşımı diye nitelendirirler” (Ünsal, 2009: 43).

Toplam Harcama Yaklaşımı: Bir ülkede belirli bir yılda üretilen nihai mallar tüketiciler, firmalar, hükümet ve yabancı ülkeler tarafından satın alınır. Ayrıca bir ülkede belirli bir yılda üretilen nihai malların cari yıl fiyatları üzerinden piyasa değeri (nominal GSYH), bu malları satın almak için o yıl yapılan harcamaların toplamına daima eşittir. Toplam harcama yaklaşımında bu iki noktadan hareket edilerek, bir ülkede belirli bir yılda üretilen nihai malları satın almak için o yıl yapılan harcamalar, tüketim (C), brüt yatırım (I), hükümet alımları (G) ve net ihracat (XN) toplamı ile ölçülür (Ünsal, 2009: 44):

Nominal GSYH = C + I + G + XN

OSB’lere uygulanan devlet teşvikleri; “OSB tüzel kişiliğine uygulanan teşvikler” ve “OSB’deki yatırımcılara uygulanan teşvikler” şeklinde iki kısımda incelenecektir.

OSB Tüzel Kişiliğine Uygulanan Teşvikler: OSB Altyapısının Kredilendirilmesi Emlak Vergisi Muafiyeti: (1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin (f) bendi),

Katma Değer Vergisi Muafiyeti: (3065 sayılı KDV Kanunu’nun 17’nci maddesinin 4’üncü fıkrasının (k) bendi)Kurumlar Vergisi Muafiyeti: (5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi),Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcı Muafiyeti: (Belediye Gelirleri Kanunu’nun 80’inci maddesi),Tevhit ve İfraz İşlem Harcı Muafiyeti: (492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 59’uncu maddesinin (n) bendi).

OSB’lerdeki Yatırımcılara Uygulanan Teşvikler:Bedelsiz veya İndirimli Parsel Tahsisi: (06/02/2004-06/02/2010 tarihleri arasında 5084 sayılı Kanun’un geçici birinci maddesi, 12/04/2011 tarihinden itibaren 4562 sayılı OSB Kanunu’nun geçici 9’uncu maddesi) Emlak Vergisi Muafiyeti: (1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun beşinci maddesinin (f) bendi)Bina İnşaat Harcı ve Yapı Kullanma İzni Harcı Muafiyeti: (Belediye Gelirleri Kanunu’nun 80’inci maddesi)Tevhit ve İfraz İşlem Harcı Muafiyeti: (492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 59’uncu maddesinin (n) bendi)Bir Alt Bölge Desteğinden Yararlanma: (19/06/2012 tarihli “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”).

Bahse konu teşviklere bakıldığında yatırımcılar açısından katma değeri en yüksek teşviklerin bedelsiz/indirimli arsa tahsisi ve OSB’lerin altyapısının kredilendirilmesi olduğu görülmekte olup bunlardan birincisi yatırımcılara doğrudan destek sağlamakta, ikincisi ise dolaylı bir destek sağlamaktadır. Bunların yanı sıra OSB’lerde yapılan teşvik belgeli yatırımların bir alt bölge desteğinden yararlanması da önemli bir teşvik konumundadır. Bunların dışında kalan

değiştirerek yatırımın büyüklüğünü, bölgesini ve sektörünü etkilemek için hazırlanan hükümet önlemleridir. Devlet yardımları ya da teşviklerle; bölgelerarası gelişmişlik farklarının giderilmesi, belirli sektörlerin desteklenmesi, istihdamın artırılması, yerli üretimin artırılması, cari açığın azaltılması, ekonomik kalkınmanın hızlandırılması gibi çok çeşitli hedefler belirlenebilir.

Uygulanan ekonomik modele göre şekli değişmekle birlikte teşvik tedbirleri hemen hemen her ülkede uygulanmaktadır. Teşvik uygulamalarının temel hedefi ise genel anlamda ülkenin genel refah düzeyinin artırılmasıdır (Topal, 2006: 4). Teşvik uygulamaları için öne

sürülen gerekçeler, ülkelerin gelişmişlik düzeylerine ve benimsenen ekonomi politikalarına göre değişebilmektedir (Horoz, 2006: 9).

Devlet teşviklerinin, değişik boyutlarda ve niteliklerde olmakla birlikte, hemen hemen her ülkede uygulanıyor olmasının yanında, uygulamadaki tartışmalar teşvik politikalarının etkinliği ve doğaları gereği istismara açık bir kamu politikası aracı olmasından kaynaklanmaktadır. Teşvik politikaları, kamunun serbest piyasa mekanizmasına müdahalede bulunduğu en etkili araçlarındandır.

Devlet yardımları, görev alanı olan konularda izlenilen ana politikaları

destekleyen ve bu politikaların olumlu etkilerini artıran uygulamalardır. Dolayısıyla ekonomik ve sosyal istikrarın sağlanmasına yönelik politikaların tümüyle “devlet yardımları” üzerine kurulması bu alanda yapılacak en önemli hatadır. Devlet yardımları sadece konjonktürel dalgalanmaların ve istikrarsızlığın yaşandığı dönemlerde ortaya çıkan dalgalanmaların boyutunu ve süresini kısaltabilecek uygulamalardır. Kısaca teşviklerin, sadece ekonomik ve sosyal sorunların tahribatını azaltabileceği ama asla sorunları tek başına ortadan kaldıramayacağı düşünülmektedir (Horoz, 2006: 11).

Page 30: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

2928

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

21. yüzyıl, kadınların daha parlak bir geleceğe sahip olacakları yüzyıl olarak görülmektedir. Bunda kadının çalışma hayatında yer almasını kolaylaştıran dört temel değişim olan; teknolojik gelişmeler, sektörel değişim, hukuki ve sosyokültürel değişimlerin rolü olduğu kadar üretim tarzının yenilenmesi de etkili olmuştur.

Yeni üretim tarzında, fiziksel güç önemini yitirmekte, estetik ve duygusal zekâ önem kazanmakta olduğundan kadınlar dezavantajlı konumdan avantajlı konuma gelmektedir (1).

Sürdürülebilir kalkınmanın öznesi konumunda olan kadınların güçlendirilmesinde önemli bir boyutun, kadınların istihdama katılımının artırılması, girişimciliğin desteklenmesi ve kadın yoksulluğu ile mücadele olduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır.

Bu gerçekten hareketle, kadınların aile ve toplumdaki rollerinin, ekonomik, kamusal ve siyasal yaşama katılmalarının önünde engel oluşturmayacak şekilde dönüştürülmesi için kalkınma planları ve hükümet programlarında yer alan tedbirler çerçevesinde, ülkemizin de öncelikleri ve hedefleri incelendiğinde, iş gücü piyasasında kadınların güçlendirilmesi, kadınların çalışma hayatına katılımlarının artırılması gibi konulara kalkınma planları ve hükümet programlarında yer verildiği görülmektedir.

Nitekim ülkemizin en üst politika dokümanı olan Onuncu Kalkınma Planı’nda (2014-2018) kadınların hem iş gücüne katılım hem de istihdam oranlarına ilişkin somut hedeflere yer verilmiş, “İş Gücü Piyasasının

Etkinleştirilmesi Programı” kapsamında kadınlara yönelik istihdam teşviklerinin etkinleştirilmesi, kadın istihdamındaki engellerden en önemlisi olan çocuk bakımı hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kadın girişimcilere özel bütüncül bir destek programının uygulanması bileşenleri yer almıştır.

Görüldüğü gibi, kadınların sosyoekonomik koşullarının iyileştirilmesi, hükümetler nezdinde plan ve programlarla desteklenmektedir. Bu itibarla, çalışmada kadın konusu, teknolojik değişim ve verimlilik boyutları ile inceleme konusu yapılmaktadır.

Kadınlar, yalnızca az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde değil, sanayileşmiş ülkelerde de ev işleri, çocuk

ve yaşlı aile fertlerinin bakımından sorumlu tutulmaktadır. Yemek pişirme, temizlik yapma, bulaşık yıkama, ütü yapma gibi işleri kadınlar yapmakta, erkekler ancak özel durumlarda bunları eşi ile paylaşmaktadır. Bu durumda ise eşler bu işleri yardım etmek adına yapmaktadır.

Günümüzde teknoloji kullanımı hayatın her alanına girmiş ve bir ayrıcalık olmaktan çok zorunluluk haline gelmiştir. Teknolojik araçların yaygın olarak kullanılması bir taraftan insan hayatını kolaylaştırıp katkıda bulunurken, diğer taraftan zaman kazandıran önemli unsurlardan biri olarak görülebilir (2).

Nazmiye DEMİR / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)

TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK

MAKALE

OSB teşviklerine bakıldığında, bunların vergisel teşvikler olduğu görülmektedir. GSYH’nin artırılması bakımından değerlendirildiğinde ise yatırımcılara gerek yatırım döneminde ve gerekse işletme döneminde bir menfaat sağladığından yatırım kararını olumlu yönde etkileyeceği ve dolayısıyla da GSYH’nin artırılmasında katkısı olduğu söylenebilir.

OSB’lere kullandırılan kredi, Normal ve Gelişmiş İllerdeki OSB’lere altyapı ile genel idare giderleri kredisi; Kalkınmada Öncelikli Yörelerdeki OSB’lere ve yüksek teknoloji gerektiren ihtisas OSB’lere altyapı ve genel idare giderleri kredisinin yanı sıra arsa kredisi şeklinde olmaktadır. Bu destek, kredi şeklinde olmakla birlikte, piyasa faiz oranlarının çok altında faiz oranlarına sahip olması, başlangıçta ödemesiz döneminin olması ve uzun vadeli olması sebebiyle devlet teşviki mahiyetinde değerlendirilmektedir.

OSB’lere kullandırılan kredinin GSYH’nin artırılmasına katkısı değerlendirildiğinde iki durum karşımıza çıkmaktadır. Birinci durum, devletin kredi desteğiyle yapılan OSB altyapısı, bina dışı inşaat olarak yatırım kapsamında değerlendirilmekte ve dolayısıyla GSYH içerisinde yer almaktadır. Bu doğrudan ve kısa vadeli artışın yanı sıra yapılan altyapı yatırımının orta ve uzun vadede çıkması beklenen ve asıl önemli olan, dolaylı bir etkisi bulunmaktadır. Bu ise yatırım yapmak isteyen kişilere altyapısı, enerji nakil hatları ve ulaşım imkânı hazır bir yatırım alanı sunulmasıdır. Özel sektörün kendi imkânlarıyla altından kalkamayacağı altyapı imkânının devlet desteğiyle yapılması, yatırımcıların yatırım yapma ve yatırım yeri kararı üzerinde etkili olacağı düşünülmektedir.

Bedelsiz/indirimli arsa tahsisi; farklı mevzuat maddeleri ile farklı zamanlarda sağlanmış olan, OSB’lerde bedelsiz ya da indirimli arsa tahsisi desteği ayni bir teşvik konumundadır. İlgili mevzuat metinlerine bakıldığında, yatırımların az gelişmiş bölgeler lehine daha çok artırılarak bölgesel dengesizliklerin azaltılmasının amaçlandığı görülmektedir. Yatırımların OSB’lerde yapılmasının amaçlanması da diğer bir husustur. Yatırım yapmak isteyen kişilerin, yatırımlarının başlangıç döneminde katlanmak zorunda oldukları arsa, bina ve makine-teçhizat gibi önemli maliyet kalemleri bulunmaktadır. Bunlardan biri olan arsanın bedelsiz ya da indirimli olarak sağlanması, yatırımcıların başlangıç maliyetlerini büyük ölçüde azaltmakta ve doğal olarak da yatırım kararlarını olumlu yönde etkilemektedir.

Sonuç olarak, OSB'lere uygulanan devlet teşviklerinin GSYH'nin artırılmasına olumlu katkısı olduğu düşünülmekle birlikte, uygulanan teşviklerde; teknoloji düzeyinin (hem üretim teknolojisi bakımından hem de üretilen ürünler bakımından) artırılmasının, ülke ekonomisi açısından öncelikli ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyici sektörlerin teşvik edilmesinin ön plana alınmasının faydalı olacağı mütalaa edilmektedir.

Kaynakça• Pınar, A. (2006). Maliye Politikası (2. baskı). Ankara: Naturel Yayınları. • Ünsal, E.M. (2009). Makro İktisat (8. baskı). Ankara: İmaj Yayıncılık.• Özer, Y. E. (2002). Organize Sanayi Bölgeleri ve Kentsel Gelişmeye Etkileri (Manisa Organize Sanayi Bölgesi Örneği). Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi.

• Çerçel, S. (2013). Organize Sanayi Bölgelerinde Dış Ticaret Sorunları: Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde Bir Uygulama. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Çağ Üniversitesi.• Alpat, H. A. (2000). Organize Sanayi Bölgeleri ve Tokat Organize Sanayi Bölgesi Uygulaması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi. • Topal, M.H. (2006). Uluslararası Kuruluşların Teşviklere Yaklaşımı ve Türk Teşvik Sisteminin Bu Çerçevede Analizi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Karadeniz Teknik Üniversitesi.• Horoz, Y. (2006). İhracata Yönelik Vergi Teşvikleri ve Türkiye Uygulaması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Uludağ Üniversitesi.• BSTB (2014). Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Veritabanı. Mart 2014. http://kss.sanayi.gov.tr/ServiceDetails.aspx?dataID=180. • Türk Dil Kurumu. (2014). Büyük Türkçe Sözlük. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts. Nisan 2014.

Page 31: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

2928

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

21. yüzyıl, kadınların daha parlak bir geleceğe sahip olacakları yüzyıl olarak görülmektedir. Bunda kadının çalışma hayatında yer almasını kolaylaştıran dört temel değişim olan; teknolojik gelişmeler, sektörel değişim, hukuki ve sosyokültürel değişimlerin rolü olduğu kadar üretim tarzının yenilenmesi de etkili olmuştur.

Yeni üretim tarzında, fiziksel güç önemini yitirmekte, estetik ve duygusal zekâ önem kazanmakta olduğundan kadınlar dezavantajlı konumdan avantajlı konuma gelmektedir (1).

Sürdürülebilir kalkınmanın öznesi konumunda olan kadınların güçlendirilmesinde önemli bir boyutun, kadınların istihdama katılımının artırılması, girişimciliğin desteklenmesi ve kadın yoksulluğu ile mücadele olduğu gerçeği karşımıza çıkmaktadır.

Bu gerçekten hareketle, kadınların aile ve toplumdaki rollerinin, ekonomik, kamusal ve siyasal yaşama katılmalarının önünde engel oluşturmayacak şekilde dönüştürülmesi için kalkınma planları ve hükümet programlarında yer alan tedbirler çerçevesinde, ülkemizin de öncelikleri ve hedefleri incelendiğinde, iş gücü piyasasında kadınların güçlendirilmesi, kadınların çalışma hayatına katılımlarının artırılması gibi konulara kalkınma planları ve hükümet programlarında yer verildiği görülmektedir.

Nitekim ülkemizin en üst politika dokümanı olan Onuncu Kalkınma Planı’nda (2014-2018) kadınların hem iş gücüne katılım hem de istihdam oranlarına ilişkin somut hedeflere yer verilmiş, “İş Gücü Piyasasının

Etkinleştirilmesi Programı” kapsamında kadınlara yönelik istihdam teşviklerinin etkinleştirilmesi, kadın istihdamındaki engellerden en önemlisi olan çocuk bakımı hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kadın girişimcilere özel bütüncül bir destek programının uygulanması bileşenleri yer almıştır.

Görüldüğü gibi, kadınların sosyoekonomik koşullarının iyileştirilmesi, hükümetler nezdinde plan ve programlarla desteklenmektedir. Bu itibarla, çalışmada kadın konusu, teknolojik değişim ve verimlilik boyutları ile inceleme konusu yapılmaktadır.

Kadınlar, yalnızca az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde değil, sanayileşmiş ülkelerde de ev işleri, çocuk

ve yaşlı aile fertlerinin bakımından sorumlu tutulmaktadır. Yemek pişirme, temizlik yapma, bulaşık yıkama, ütü yapma gibi işleri kadınlar yapmakta, erkekler ancak özel durumlarda bunları eşi ile paylaşmaktadır. Bu durumda ise eşler bu işleri yardım etmek adına yapmaktadır.

Günümüzde teknoloji kullanımı hayatın her alanına girmiş ve bir ayrıcalık olmaktan çok zorunluluk haline gelmiştir. Teknolojik araçların yaygın olarak kullanılması bir taraftan insan hayatını kolaylaştırıp katkıda bulunurken, diğer taraftan zaman kazandıran önemli unsurlardan biri olarak görülebilir (2).

Nazmiye DEMİR / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı (Verimlilik Genel Müdürlüğü)

TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK

MAKALE

OSB teşviklerine bakıldığında, bunların vergisel teşvikler olduğu görülmektedir. GSYH’nin artırılması bakımından değerlendirildiğinde ise yatırımcılara gerek yatırım döneminde ve gerekse işletme döneminde bir menfaat sağladığından yatırım kararını olumlu yönde etkileyeceği ve dolayısıyla da GSYH’nin artırılmasında katkısı olduğu söylenebilir.

OSB’lere kullandırılan kredi, Normal ve Gelişmiş İllerdeki OSB’lere altyapı ile genel idare giderleri kredisi; Kalkınmada Öncelikli Yörelerdeki OSB’lere ve yüksek teknoloji gerektiren ihtisas OSB’lere altyapı ve genel idare giderleri kredisinin yanı sıra arsa kredisi şeklinde olmaktadır. Bu destek, kredi şeklinde olmakla birlikte, piyasa faiz oranlarının çok altında faiz oranlarına sahip olması, başlangıçta ödemesiz döneminin olması ve uzun vadeli olması sebebiyle devlet teşviki mahiyetinde değerlendirilmektedir.

OSB’lere kullandırılan kredinin GSYH’nin artırılmasına katkısı değerlendirildiğinde iki durum karşımıza çıkmaktadır. Birinci durum, devletin kredi desteğiyle yapılan OSB altyapısı, bina dışı inşaat olarak yatırım kapsamında değerlendirilmekte ve dolayısıyla GSYH içerisinde yer almaktadır. Bu doğrudan ve kısa vadeli artışın yanı sıra yapılan altyapı yatırımının orta ve uzun vadede çıkması beklenen ve asıl önemli olan, dolaylı bir etkisi bulunmaktadır. Bu ise yatırım yapmak isteyen kişilere altyapısı, enerji nakil hatları ve ulaşım imkânı hazır bir yatırım alanı sunulmasıdır. Özel sektörün kendi imkânlarıyla altından kalkamayacağı altyapı imkânının devlet desteğiyle yapılması, yatırımcıların yatırım yapma ve yatırım yeri kararı üzerinde etkili olacağı düşünülmektedir.

Bedelsiz/indirimli arsa tahsisi; farklı mevzuat maddeleri ile farklı zamanlarda sağlanmış olan, OSB’lerde bedelsiz ya da indirimli arsa tahsisi desteği ayni bir teşvik konumundadır. İlgili mevzuat metinlerine bakıldığında, yatırımların az gelişmiş bölgeler lehine daha çok artırılarak bölgesel dengesizliklerin azaltılmasının amaçlandığı görülmektedir. Yatırımların OSB’lerde yapılmasının amaçlanması da diğer bir husustur. Yatırım yapmak isteyen kişilerin, yatırımlarının başlangıç döneminde katlanmak zorunda oldukları arsa, bina ve makine-teçhizat gibi önemli maliyet kalemleri bulunmaktadır. Bunlardan biri olan arsanın bedelsiz ya da indirimli olarak sağlanması, yatırımcıların başlangıç maliyetlerini büyük ölçüde azaltmakta ve doğal olarak da yatırım kararlarını olumlu yönde etkilemektedir.

Sonuç olarak, OSB'lere uygulanan devlet teşviklerinin GSYH'nin artırılmasına olumlu katkısı olduğu düşünülmekle birlikte, uygulanan teşviklerde; teknoloji düzeyinin (hem üretim teknolojisi bakımından hem de üretilen ürünler bakımından) artırılmasının, ülke ekonomisi açısından öncelikli ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyici sektörlerin teşvik edilmesinin ön plana alınmasının faydalı olacağı mütalaa edilmektedir.

Kaynakça• Pınar, A. (2006). Maliye Politikası (2. baskı). Ankara: Naturel Yayınları. • Ünsal, E.M. (2009). Makro İktisat (8. baskı). Ankara: İmaj Yayıncılık.• Özer, Y. E. (2002). Organize Sanayi Bölgeleri ve Kentsel Gelişmeye Etkileri (Manisa Organize Sanayi Bölgesi Örneği). Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi.

• Çerçel, S. (2013). Organize Sanayi Bölgelerinde Dış Ticaret Sorunları: Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde Bir Uygulama. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Çağ Üniversitesi.• Alpat, H. A. (2000). Organize Sanayi Bölgeleri ve Tokat Organize Sanayi Bölgesi Uygulaması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Anadolu Üniversitesi. • Topal, M.H. (2006). Uluslararası Kuruluşların Teşviklere Yaklaşımı ve Türk Teşvik Sisteminin Bu Çerçevede Analizi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Karadeniz Teknik Üniversitesi.• Horoz, Y. (2006). İhracata Yönelik Vergi Teşvikleri ve Türkiye Uygulaması. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Uludağ Üniversitesi.• BSTB (2014). Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Veritabanı. Mart 2014. http://kss.sanayi.gov.tr/ServiceDetails.aspx?dataID=180. • Türk Dil Kurumu. (2014). Büyük Türkçe Sözlük. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts. Nisan 2014.

Page 32: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK

3130

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Yeni teknolojilerin ortaya çıkması ve yayılması süreci; çalışma yaşamında kullanılması, ev işlerine ayrılan zamanı azaltarak kadının iş gücüne katılım oranını artırıcı etkide bulunmaktadır.

Teknolojinin tek bir hedefi var; hayatımızı daha yaşanabilir ve rahat hale getirmek. Bulaşık ve çamaşır makineleri, akıllı fırınlar, buzdolapları gibi evimizin vazgeçilmez beyaz eşyaları olarak anılan ve hatta yeni teknoloji olarak bile görmediğimiz cihazlar aslında hayatımızı kolaylaştırıyor.

Kadınlar için ise teknoloji, ev işlerinin daha kısa süre ve daha kolay yapılması için uygun araçlar sağlamaktadır.

Bu bağlamda, kadınlar, artık ev işlerine daha az zaman ayırmaktadırlar.

Sözgelimi, iyi bir buharlı ütü zaman kazandıran aletler arasındadır:• Ütü masası ütüyü kolay yapmayı sağlar.• Elektrikli süpürge kullanıldığında; ahşaplar, duvarlar, mobilyalar, lamba içleri, resimler için toz alma fırçasını kullanmak daha uzun süre temiz kalmalarını sağlar.• Süpürgenin uzantılarıyla yüksek pencerelerin, kapıların tozu alınabilir.• Kenarları lastikli çarşaflar yatak düzeltme

zamanını oldukça azaltabilir(2).

Nitekim ABD’de Arnold Halk Sağlığı Enstitüsü tarafından 19-65 yaş arasındaki 55 bin kadın üzerinde yapılan araştırma, kadınların 1965 ve 2010 yılları arasındaki 45 yılda yaşam alışkanlıklarındaki değişimleri ortaya koymuş ve araştırma sonuçlarına göre kadınlar, 45 yıl içinde artık yemek, temizlik, çamaşır gibi ev işlerine yüzde 50'den fazla oranda daha az vakit ayırıp daha çok TV izleyip, bilgisayar başında vakit geçirmişlerdir.

Buna göre kadınlar, 1965'te haftada ortalama 26 saatlerini ev işlerine harcarken, bu süre 2010 yılında yüzde 50 azalarak 13 saate gerilemiştir. Ev işlerine harcanan zamandaki bu hızlı düşüşle birlikte özellikle çalışmayan kadınların haftada ev işleri için harcadıkları enerjide de 2 bin 500 kaloriden fazla gerileme olmuştur.

Bunların da ötesinde akıllı ev sistemleriyle, günlük ev uğraşıları insanların, özellikle de kadınların neredeyse hiç zamanlarını almayacaktır. Günümüzde henüz yaygınlaşmamış olmakla birlikte, akıllı ev teknolojileri bilim kurgu filmlerinin konusu olmaktan çıkmış olup günlük hayatın bir parçası olma yolundadır.

Ülkemizde, toplam iş gücü içinde kadının payı 2004 yılında yüzde 25.7 düzeyinde iken (iş gücündeki nüfus içinde her dört kişiden yalnızca biri kadındır), 2013’te ise bu oranın yüzde 30.7’ye yükseldiği görülmektedir.

Kadınların ve erkeklerin istihdamlarının sektörel dağılımlarına bakıldığında, tarım sektöründe kadın ve erkek istihdamının düştüğünü, buna karşın hizmetler sektöründe özellikle kadınlar için istihdamın arttığı görülmektedir. 2013 yılı itibarıyla kadınların hizmet sektöründeki istihdamı % 48 olmuştur. Aynı sektör için erkek istihdamı ise % 51 düzeyinde gerçekleşmiştir (3).

Türkiye genelinde kadınların ve erkeklerin kamu veya özel sektör işletmesinde çalışması oransal olarak birbirine yakındır. Ancak kentte kadınların kamuda çalışması erkeklerinkinden 5 puan yüksektir. Bu durum, kadınların yukarıda görüldüğü üzere profesyonel, yarı profesyonel ve idari hizmetlerde yüksek oranda yer alışlarıyla bağlantılandırılmaktadır (3).

Kadınların, bir yandan eğitim aldıkları alanda kariyerlerini sürdürürken diğer yandan ailelerine kaliteli zaman ayırmaları imkânı yine teknoloji ile sağlanabilmektedir.

Teknolojinin yaşamı kolaylaştırması ve ev işlerinde kazandırdığı kolaylıklara ilişkin örnekler ve diğer mobil iletişim projelerinin sağladığı zaman tasarrufu ve iş verimliliği, kadınlara ve dolayısıyla ailelere aile kurumu üzerine çok olumlu katkılar getirmektedir.

Ancak günümüzde teknoloji bu işlevinin daha ötesine gitmiş ve teknoloji dünyasında

erkek egemenliği görülse de, kadınların sektördeki ağırlığı gün geçtikçe artış göstermektedir.

Teknoloji, yalnızca ev işlerinde değil, çalışma hayatında da önemli kazanımlar sağlamaktadır.

Söz gelimi, teknoloji ile iletişimde sağlanan verimliliğin, yöneticilerin hayatını kolaylaştırdığı görüşü yaygınlaşmaktadır. Yapılan araştırmalarda, katılımcıların % 58'i, teknoloji sayesinde yöneticilerin ekipleri ile daha hızlı ve esnek bir şekilde iletişim kurabildiği görüşünü taşımaktadır (4).

Bilgi Teknolojileri (BT) ve KadınKadınların, yazılımdan donanıma kadar teknolojinin hemen her alanında varlığını gösterdiği belirtilmektedir (5).

Kadınların bilişim teknolojileri alanında yer etmeleri, bu teknolojilerden yararlanmaları ve daha da önemlisi bu sektörde üst düzey yönetimde yer almalarına kadar varmıştır.

Bunun yanında, Kadınlar Günü’ne özel hazırlanan ve 30 ülkede 3 bin 600 çalışanın

katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, kadınların iş hayatında yöneticilik ve teknoloji konuları ile daha fazla anılacağı ve önümüzdeki yıllarda özellikle teknoloji yöneticiliği konusunda daha fazla söz sahibi olacağı yönündeki görüşleri desteklemektedir. Bu kapsamda, hayatın her alanında olduğu gibi çalışma ortamında da kadın ve erkek için fırsatların eşit olduğu bir ortam oluşturulmasının çok önemli olduğu belirtilmektedir (4).

Kadınların teknoloji sektöründe erkek egemenliğini etkilediğine işaret edilen bu çalışmalarda, kadınların teknoloji sektöründeki erkek egemenliğini bitirmek üzere olduğu ve Lenovo, Teradata, Casper, Eset gibi teknoloji devlerini yöneten kadınların duygusal zekâları ve beyinlerindeki sol lobun daha aktif olmasından dolayı fark yarattıklarını belirttikleri vurgulanmaktadır (5).

Buna göre, Yahoo, Intel, Vodafone, Lenovo, Nokia, Teradata ve Eset gibi dünyanın en büyük markaların artık gücünü kadınlardan aldığı, Türkiye’de de durumun gelişmiş ülkelerdekine paralellik gösterdiği vurgulanmakta olup hatta artık uluslararası teknoloji markalarının üst yönetimlerinde Türk kadınlarının da görüldüğü belirtilmektedir.

Bununla birlikte günümüzde, müşteriyle yüz yüze nitelik taşıyan yani ilişkisel işler daha çok kadınlar tarafından yürütülmekte, mühendislik, montaj hattı üretimi ile ilgili işler de erkek işleri olarak kalmaya devam etmektedir.

Kadınların BT ile ilgili işlerde yeterince temsil edilemeyişleri ve daha düşük seviyelerdeki işlerde çalışmalarının nedenlerini sorgulayan çalışmalarda, kültürel ve toplumsal altyapının belirleyici olduğu ve ilgili eğitim süreçlerine

kadınların katılımının da bunlardan etkilendiği sonucuna varılmaktadır. Sözgelimi ABD’de bilgisayar ve BT programlarının lisans düzeyinden mezun olan kadınların oranı % 21 iken, mühendislik ve mühendislik lisansı alanında bu oran % 16,5’dir (6).

Sözgelimi, Malezya ve Hindistan gibi gelişmekte olan bazı Asya ülkelerinde yürütülmüş araştırma sonuçlarına göre bilgisayar programcılarının % 20’sini oluşturan kadınların daha az beceri gerektiren, daha az katma değerli ve daha çok veri işleme rollerinin olduğu taşeronlaştırılmış işlerde çalıştığı sonucuna ulaşmıştır. Elektronik yayıncılık, web site tasarımı ve yönetimi, araştırma ve teknik yazım gibi özel uzmanlık ve yönetsel yetki gerektiren BT işleri ise erkek baskın işler olarak ayrışmaktadır (6).

Page 33: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK

3130

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Yeni teknolojilerin ortaya çıkması ve yayılması süreci; çalışma yaşamında kullanılması, ev işlerine ayrılan zamanı azaltarak kadının iş gücüne katılım oranını artırıcı etkide bulunmaktadır.

Teknolojinin tek bir hedefi var; hayatımızı daha yaşanabilir ve rahat hale getirmek. Bulaşık ve çamaşır makineleri, akıllı fırınlar, buzdolapları gibi evimizin vazgeçilmez beyaz eşyaları olarak anılan ve hatta yeni teknoloji olarak bile görmediğimiz cihazlar aslında hayatımızı kolaylaştırıyor.

Kadınlar için ise teknoloji, ev işlerinin daha kısa süre ve daha kolay yapılması için uygun araçlar sağlamaktadır.

Bu bağlamda, kadınlar, artık ev işlerine daha az zaman ayırmaktadırlar.

Sözgelimi, iyi bir buharlı ütü zaman kazandıran aletler arasındadır:• Ütü masası ütüyü kolay yapmayı sağlar.• Elektrikli süpürge kullanıldığında; ahşaplar, duvarlar, mobilyalar, lamba içleri, resimler için toz alma fırçasını kullanmak daha uzun süre temiz kalmalarını sağlar.• Süpürgenin uzantılarıyla yüksek pencerelerin, kapıların tozu alınabilir.• Kenarları lastikli çarşaflar yatak düzeltme

zamanını oldukça azaltabilir(2).

Nitekim ABD’de Arnold Halk Sağlığı Enstitüsü tarafından 19-65 yaş arasındaki 55 bin kadın üzerinde yapılan araştırma, kadınların 1965 ve 2010 yılları arasındaki 45 yılda yaşam alışkanlıklarındaki değişimleri ortaya koymuş ve araştırma sonuçlarına göre kadınlar, 45 yıl içinde artık yemek, temizlik, çamaşır gibi ev işlerine yüzde 50'den fazla oranda daha az vakit ayırıp daha çok TV izleyip, bilgisayar başında vakit geçirmişlerdir.

Buna göre kadınlar, 1965'te haftada ortalama 26 saatlerini ev işlerine harcarken, bu süre 2010 yılında yüzde 50 azalarak 13 saate gerilemiştir. Ev işlerine harcanan zamandaki bu hızlı düşüşle birlikte özellikle çalışmayan kadınların haftada ev işleri için harcadıkları enerjide de 2 bin 500 kaloriden fazla gerileme olmuştur.

Bunların da ötesinde akıllı ev sistemleriyle, günlük ev uğraşıları insanların, özellikle de kadınların neredeyse hiç zamanlarını almayacaktır. Günümüzde henüz yaygınlaşmamış olmakla birlikte, akıllı ev teknolojileri bilim kurgu filmlerinin konusu olmaktan çıkmış olup günlük hayatın bir parçası olma yolundadır.

Ülkemizde, toplam iş gücü içinde kadının payı 2004 yılında yüzde 25.7 düzeyinde iken (iş gücündeki nüfus içinde her dört kişiden yalnızca biri kadındır), 2013’te ise bu oranın yüzde 30.7’ye yükseldiği görülmektedir.

Kadınların ve erkeklerin istihdamlarının sektörel dağılımlarına bakıldığında, tarım sektöründe kadın ve erkek istihdamının düştüğünü, buna karşın hizmetler sektöründe özellikle kadınlar için istihdamın arttığı görülmektedir. 2013 yılı itibarıyla kadınların hizmet sektöründeki istihdamı % 48 olmuştur. Aynı sektör için erkek istihdamı ise % 51 düzeyinde gerçekleşmiştir (3).

Türkiye genelinde kadınların ve erkeklerin kamu veya özel sektör işletmesinde çalışması oransal olarak birbirine yakındır. Ancak kentte kadınların kamuda çalışması erkeklerinkinden 5 puan yüksektir. Bu durum, kadınların yukarıda görüldüğü üzere profesyonel, yarı profesyonel ve idari hizmetlerde yüksek oranda yer alışlarıyla bağlantılandırılmaktadır (3).

Kadınların, bir yandan eğitim aldıkları alanda kariyerlerini sürdürürken diğer yandan ailelerine kaliteli zaman ayırmaları imkânı yine teknoloji ile sağlanabilmektedir.

Teknolojinin yaşamı kolaylaştırması ve ev işlerinde kazandırdığı kolaylıklara ilişkin örnekler ve diğer mobil iletişim projelerinin sağladığı zaman tasarrufu ve iş verimliliği, kadınlara ve dolayısıyla ailelere aile kurumu üzerine çok olumlu katkılar getirmektedir.

Ancak günümüzde teknoloji bu işlevinin daha ötesine gitmiş ve teknoloji dünyasında

erkek egemenliği görülse de, kadınların sektördeki ağırlığı gün geçtikçe artış göstermektedir.

Teknoloji, yalnızca ev işlerinde değil, çalışma hayatında da önemli kazanımlar sağlamaktadır.

Söz gelimi, teknoloji ile iletişimde sağlanan verimliliğin, yöneticilerin hayatını kolaylaştırdığı görüşü yaygınlaşmaktadır. Yapılan araştırmalarda, katılımcıların % 58'i, teknoloji sayesinde yöneticilerin ekipleri ile daha hızlı ve esnek bir şekilde iletişim kurabildiği görüşünü taşımaktadır (4).

Bilgi Teknolojileri (BT) ve KadınKadınların, yazılımdan donanıma kadar teknolojinin hemen her alanında varlığını gösterdiği belirtilmektedir (5).

Kadınların bilişim teknolojileri alanında yer etmeleri, bu teknolojilerden yararlanmaları ve daha da önemlisi bu sektörde üst düzey yönetimde yer almalarına kadar varmıştır.

Bunun yanında, Kadınlar Günü’ne özel hazırlanan ve 30 ülkede 3 bin 600 çalışanın

katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, kadınların iş hayatında yöneticilik ve teknoloji konuları ile daha fazla anılacağı ve önümüzdeki yıllarda özellikle teknoloji yöneticiliği konusunda daha fazla söz sahibi olacağı yönündeki görüşleri desteklemektedir. Bu kapsamda, hayatın her alanında olduğu gibi çalışma ortamında da kadın ve erkek için fırsatların eşit olduğu bir ortam oluşturulmasının çok önemli olduğu belirtilmektedir (4).

Kadınların teknoloji sektöründe erkek egemenliğini etkilediğine işaret edilen bu çalışmalarda, kadınların teknoloji sektöründeki erkek egemenliğini bitirmek üzere olduğu ve Lenovo, Teradata, Casper, Eset gibi teknoloji devlerini yöneten kadınların duygusal zekâları ve beyinlerindeki sol lobun daha aktif olmasından dolayı fark yarattıklarını belirttikleri vurgulanmaktadır (5).

Buna göre, Yahoo, Intel, Vodafone, Lenovo, Nokia, Teradata ve Eset gibi dünyanın en büyük markaların artık gücünü kadınlardan aldığı, Türkiye’de de durumun gelişmiş ülkelerdekine paralellik gösterdiği vurgulanmakta olup hatta artık uluslararası teknoloji markalarının üst yönetimlerinde Türk kadınlarının da görüldüğü belirtilmektedir.

Bununla birlikte günümüzde, müşteriyle yüz yüze nitelik taşıyan yani ilişkisel işler daha çok kadınlar tarafından yürütülmekte, mühendislik, montaj hattı üretimi ile ilgili işler de erkek işleri olarak kalmaya devam etmektedir.

Kadınların BT ile ilgili işlerde yeterince temsil edilemeyişleri ve daha düşük seviyelerdeki işlerde çalışmalarının nedenlerini sorgulayan çalışmalarda, kültürel ve toplumsal altyapının belirleyici olduğu ve ilgili eğitim süreçlerine

kadınların katılımının da bunlardan etkilendiği sonucuna varılmaktadır. Sözgelimi ABD’de bilgisayar ve BT programlarının lisans düzeyinden mezun olan kadınların oranı % 21 iken, mühendislik ve mühendislik lisansı alanında bu oran % 16,5’dir (6).

Sözgelimi, Malezya ve Hindistan gibi gelişmekte olan bazı Asya ülkelerinde yürütülmüş araştırma sonuçlarına göre bilgisayar programcılarının % 20’sini oluşturan kadınların daha az beceri gerektiren, daha az katma değerli ve daha çok veri işleme rollerinin olduğu taşeronlaştırılmış işlerde çalıştığı sonucuna ulaşmıştır. Elektronik yayıncılık, web site tasarımı ve yönetimi, araştırma ve teknik yazım gibi özel uzmanlık ve yönetsel yetki gerektiren BT işleri ise erkek baskın işler olarak ayrışmaktadır (6).

Page 34: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

3332

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Oysa ki kadınlar yenilikçilik süreçlerine farklı bir yaklaşım getirirler. Bu durum, yeniliğin içinde çeşitlilik olmasını diğer deyişle daha çeşitli ürün ve hizmet olmasına yol açar. Bu nedenle, BT ile ilişkili mesleklerde kadın çalışanların azlığı kadının potansiyelinin değerlendirilememesi bakımından yetenek ve yaratıcılık kaybı olarak nitelendirilmektedir (Aksoy, 2012). İnternet Kullanımı ve KadınGünümüzde dünya ile iletişim kurabilmenin en önemli aracı olan internet dünyasında kadınlar, yalnızca BT sektöründe erkeklerin gerisinde bulunmayıp, internet kullanımında da geride kalmıştır.

Türkiye'de bilgisayar ve internet kullanım oranları 2014 yılında yüzde 50 düzeyini aşmıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması 2015 verilerine göre, 16-74 yaş grubundaki bireylerde sırasıyla %54,8 ve %55,9, aynı yaş grubunda internet kullanımı da % 48.9'dan % 53.8'e çıkmıştır.

Bu oranlar, 2015 yılında erkeklerde %64 ve %65,8 iken, kadınlarda %45,6 ve %46,1'dir.

TÜİK verilerine göre, genç kadınların interneti daha çok kullandığı görülmektedir (7). Buna göre, kadınlarda internetin en çok kullanıldığı yaş aralığı 16-24’tür. Bu gruptaki kadınların internet kullanımı % 50 dolayındadır. Bu grubu, 25-34 yaş aralığı izlemekte olup bu yaş aralığında internet kullanım oranı % 40 dolayında bulunmaktadır.

Bireylerin internet kullanım yerleri kadın ve erkek ayrımında incelendiğinde, 2010 yılında internet kullanımı için genelde en

çok tercih edilen yerlerin sırasıyla ev, iş yeri ve internet kafe olduğu belirlenmiştir (8).

Kadınların ise internet kullanımının en çok evde gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır (% 70,8). Teknolojinin özellikle evde verimi artırdığından kadınların çalışma hayatına katılımını dolayısıyla istihdama katılmalarını da artırmakta olduğuna değinilmişti, teknoloji kadınların yalnızca iş hayatında daha çok varlık göstermelerini etkilemeyip onların her iki alanda da verimliliklerini artırmaktadır.

Kadın, Teknoloji ve VerimlilikYeni teknolojilerin ortaya çıkması ve yayılması süreci; çalışma yaşamında kullanılması, ev işlerine ayrılan zamanı azaltarak kadının iş gücüne katılım oranını artırıcı etkide bulunmakta, boş zaman kullanımı, yeni teknoloji ürünlerinin standartlarının belirlenmesi gibi pek çok alanda yeni oluşumları da gündeme taşımaktadır. Özellikle küreselleşmeyle birlikte Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT) yaygınlaşması “teknoloji ve kadın” çalışmalarının da pozitif ayrımcılık kapsamında BİT’in kullanılmasından daha çok, BİT’in geliştirilmesi ile ilgili alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir. BİT’in kullanım alanları ve kadının toplumsal ve ekonomik hayata katılımı ile ilgili olarak yapılan çalışmalar “kadınların BİT kullanımı” konusunun bilgi toplumuna ulaşmada önemli bir adım olduğunu göstermektedir (9).

Kadına Yönelik Mobil İletişim ve Bilişim Teknolojileri (BİT) ProjeleriBİT’in ve özellikle bunun en somut görünümü olan internetin yayılma hızı ve artan kullanıcı sayıları, bu alanda mikro kredi destekleri ile gelir elde edebilen kadınlara kısacası girişimci kadınlara yönelik projelerin sayıca çokluğu ve olumlu

sonuçları konuyu incelemeye değer kılmaktadır. Ayrıca, kadın ve teknoloji konusuna paralel olarak özellikle kadınların sosyalleşmesi, toplumsal ve demokratik hayata katılmaları konusunda BİT’in yeni ve etkin bir araç olarak kullanılabilmesi söz konusu olmaktadır. Mobil iletişim şirketleri, kadınların mobil teknolojiyi kullanmaları karşısındaki engelleri daha iyi anlamak amacıyla, hükümetler ve sivil toplum kuruluşları nezdinde iş ortaklarıyla beraber hareket etmektedir. Mobil teknolojinin, yeni iş imkânları, üretkenlik ve verimlilik artışı sağlayarak ekonomik kalkınmayı desteklemesinden hareketle, önde gelen mobil iletişim şirketlerinden biri tarafından, mobil teknoloji ve kadınların güçlenmesi kapsamında; kadınların % 90’ının bir mobil cihaz ile kendilerini daha güçlü hissettiği olgusuna dayanarak başlatılan programla, dünya genelinde 85 bin kadına ulaşılmıştır.

Bu doğrultuda hazırlanan “Önce Kadın Raporu”; şirketin, sağlık, eğitim, çalışma, güvenlik, yaşlılıkta yalnızlık ve erişim temaları çerçevesinde geliştirdiği mobil iletişim çözümlerinin, kadınlara sağladığı sosyal ve ekonomik katkıları, somut bir biçimde ortaya koymaktadır.

Önce Kadın Programı kapsamında, Mersin’de kendi yaptığı el emeği ürünleri Önce Kadın İlan Servisi aracılığıyla internet üzerinden satışa sunan ve kazancını yaklaşık % 500 oranında artıran Muazzez Özer, bu örnek girişimiyle, Önce Kadın Raporu’nda bir kişisel başarı hikâyesi olarak yer almıştır (10).

Buna ek olarak, kadın perakendecilerin verimliliğinin ve yaşam kalitelerinin artırılması için mobil çözüm olarak uzaktan sipariş verme olanağı sağlayan SMS Platformu’nun ulaşım zamanını

azalttığı ve verimliliği artırdığı belirtilmektedir. Ayrıca, stok seviyelerinin gerçek zamanlı olarak takip edilmesini de sağladığı ortaya konulmaktadır.

Örneğin, Hindistan’ın Gujarat bölgesindeki Kırsal Dağıtım Ağları (Rural Distribution Network-RUDI) 1,1 milyon haneye ulaşmakta ve 3.000 kadın için gelir imkânı sağlamaktadır. RUDIben olarak bilinen bu kadın girişimciler, bu ağ aracılığıyla tarım ürünleri satın almakta ve bunları, RUDI markası ile yerel toplulukları içerisindeki müşterilere satmaktadır.

Eskiden RUDIben’lerin, sipariş vermek ve malları merkezi depodan almak için genellikle çok uzun yolculuklar yapmak zorunda oldukları ve depoya vardıklarında sipariş edilen tüm ürünler mevcut olmadığı için genellikle boşu boşuna seyahat etmiş oldukları belirtilmektedir. Ancak anılan platformun oluşumundan sonra, kadınların artık, RUDI Sandesha Vyavhar (RSV) platformunu kullanarak basit bir cep telefonundan SMS ile sipariş verebildikleri belirtilmektedir. Bu yolla, kadınların, siparişlerinin stokta bulunduğu ve ürünün kendilerine gönderildiğinden emin oldukları ve böylece ulaşım için harcadıkları zamanın büyük oranda azaldığı bildirilmektedir.

Yazılım, işlemleri kaydederek kadınların satışları takip etmesini ve evrak işlerinin azaltılmasını sağlamaktadır. Sistem ayrıca, RUDI organizasyonunun stok seviyelerini gerçek zamanlı olarak takip etmesini ve yönetmesini sağlayarak daha önce gelirin % 20’sine eşdeğer satış kaybına sebep olan verimsizlikleri azalttığını ortaya koymaktadır (10) .

Görüldüğü gibi, SMS tabanlı platform sayesinde girişimci kadınlar, ulaşım süresini büyük oranda azaltabiliyor,

cirolarını, gelirlerini ve hayat kalitelerini artırabiliyorlar.

Kadınlar bu alanlarda yalnızca verimliliklerini artırmıyor, başarılı kariyerler de yapıyorlar: “Teknolojide Kadın Devrimi” başlıklı haberde (11) teknoloji ve bilim dünyasındaki kadınlardan ilham alınarak, dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinin üst düzey Türk kadın yöneticileri tanıtılmaktadır. Bu kapsamda; özellikle kadın istihdamının gerilerde seyrettiği ve kadın-erkek eşitsizliğinin damga vurduğu ülkemizde onların, başarılı kariyerleriyle ilham verdiği ve toplumdaki algının aksine kadınların bu sektörde erkekleri geride bırakıp nasıl yükselebileceğini gösterdiğine değinilmektedir.

Ayrıca yeni teknolojiler sayesinde kadınlar (ve erkekler de) ofise bağımlı kalmadan esnek çalışma yöntemleriyle (evden çalışma, esnek saatlerde çalışma gibi) çalışma hayatlarını sürdürebilmektedirler.

Bu yeni çalışma düzeni ile verimlilik ilişkisinin ayrıca incelenmesinin, günümüz çalışma hayatına ışık tutması bakımından yararlı çalışmalar arasında olacağı önerilmektedir.

Kaynakça1.http://dergipark.ulakbim.gov.tr/sosyoekonomi/article/view/5000080568/5000074608, erişim 24.06.15. 2.Anahtar Dergisi, “Kadınlar İçin İş Kolaylaştırma Ve Zaman Yönetimi” Aralık 2011 Sayı: 276 3.http://kadininstatusu.aile.gov.tr 4.http://www.milliyet.com.tr/kadinlar-gunune-ozel-rapor-pembenar-detay-yasam-2023384/ erişim: 24.06.15.5.http://www.bugun.com.tr/ekonomi/teknolojinin-sultanlari-haberi/1118063 erişim: 17.06.15

6.Aksoy, Beyhan., “ Bilgi Teknolojileri ve Yeni Çalışma İlişkileri Information Technologies and New Labour Relations”, EGE AKADEMİK BAKIŞ / EGE ACADEMIC REVIEW, Cilt: 12 • Sayı: 3 • Temmuz 2012, ss. 401-4147-8. www.tuik.gov.tr9.http://www.yeniekonomi.com/kadinlarin-bilisim-iletisim-teknolojisi-kullanimi/ erişim 16.06.1510.http://www.turkiyevodafonevakfi.org.tr/VF_WomensReport_V13_Turkish19.pdf erişim 16.06.1511.http://www.gazetevatan.com/teknolojide-kadin-devrimi-718313-makaron/ erişim 15.06.2015,

TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK

Page 35: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

MAKALE

3332

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Oysa ki kadınlar yenilikçilik süreçlerine farklı bir yaklaşım getirirler. Bu durum, yeniliğin içinde çeşitlilik olmasını diğer deyişle daha çeşitli ürün ve hizmet olmasına yol açar. Bu nedenle, BT ile ilişkili mesleklerde kadın çalışanların azlığı kadının potansiyelinin değerlendirilememesi bakımından yetenek ve yaratıcılık kaybı olarak nitelendirilmektedir (Aksoy, 2012). İnternet Kullanımı ve KadınGünümüzde dünya ile iletişim kurabilmenin en önemli aracı olan internet dünyasında kadınlar, yalnızca BT sektöründe erkeklerin gerisinde bulunmayıp, internet kullanımında da geride kalmıştır.

Türkiye'de bilgisayar ve internet kullanım oranları 2014 yılında yüzde 50 düzeyini aşmıştır.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması 2015 verilerine göre, 16-74 yaş grubundaki bireylerde sırasıyla %54,8 ve %55,9, aynı yaş grubunda internet kullanımı da % 48.9'dan % 53.8'e çıkmıştır.

Bu oranlar, 2015 yılında erkeklerde %64 ve %65,8 iken, kadınlarda %45,6 ve %46,1'dir.

TÜİK verilerine göre, genç kadınların interneti daha çok kullandığı görülmektedir (7). Buna göre, kadınlarda internetin en çok kullanıldığı yaş aralığı 16-24’tür. Bu gruptaki kadınların internet kullanımı % 50 dolayındadır. Bu grubu, 25-34 yaş aralığı izlemekte olup bu yaş aralığında internet kullanım oranı % 40 dolayında bulunmaktadır.

Bireylerin internet kullanım yerleri kadın ve erkek ayrımında incelendiğinde, 2010 yılında internet kullanımı için genelde en

çok tercih edilen yerlerin sırasıyla ev, iş yeri ve internet kafe olduğu belirlenmiştir (8).

Kadınların ise internet kullanımının en çok evde gerçekleştiği ortaya çıkmaktadır (% 70,8). Teknolojinin özellikle evde verimi artırdığından kadınların çalışma hayatına katılımını dolayısıyla istihdama katılmalarını da artırmakta olduğuna değinilmişti, teknoloji kadınların yalnızca iş hayatında daha çok varlık göstermelerini etkilemeyip onların her iki alanda da verimliliklerini artırmaktadır.

Kadın, Teknoloji ve VerimlilikYeni teknolojilerin ortaya çıkması ve yayılması süreci; çalışma yaşamında kullanılması, ev işlerine ayrılan zamanı azaltarak kadının iş gücüne katılım oranını artırıcı etkide bulunmakta, boş zaman kullanımı, yeni teknoloji ürünlerinin standartlarının belirlenmesi gibi pek çok alanda yeni oluşumları da gündeme taşımaktadır. Özellikle küreselleşmeyle birlikte Bilgi İletişim Teknolojilerinin (BİT) yaygınlaşması “teknoloji ve kadın” çalışmalarının da pozitif ayrımcılık kapsamında BİT’in kullanılmasından daha çok, BİT’in geliştirilmesi ile ilgili alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir. BİT’in kullanım alanları ve kadının toplumsal ve ekonomik hayata katılımı ile ilgili olarak yapılan çalışmalar “kadınların BİT kullanımı” konusunun bilgi toplumuna ulaşmada önemli bir adım olduğunu göstermektedir (9).

Kadına Yönelik Mobil İletişim ve Bilişim Teknolojileri (BİT) ProjeleriBİT’in ve özellikle bunun en somut görünümü olan internetin yayılma hızı ve artan kullanıcı sayıları, bu alanda mikro kredi destekleri ile gelir elde edebilen kadınlara kısacası girişimci kadınlara yönelik projelerin sayıca çokluğu ve olumlu

sonuçları konuyu incelemeye değer kılmaktadır. Ayrıca, kadın ve teknoloji konusuna paralel olarak özellikle kadınların sosyalleşmesi, toplumsal ve demokratik hayata katılmaları konusunda BİT’in yeni ve etkin bir araç olarak kullanılabilmesi söz konusu olmaktadır. Mobil iletişim şirketleri, kadınların mobil teknolojiyi kullanmaları karşısındaki engelleri daha iyi anlamak amacıyla, hükümetler ve sivil toplum kuruluşları nezdinde iş ortaklarıyla beraber hareket etmektedir. Mobil teknolojinin, yeni iş imkânları, üretkenlik ve verimlilik artışı sağlayarak ekonomik kalkınmayı desteklemesinden hareketle, önde gelen mobil iletişim şirketlerinden biri tarafından, mobil teknoloji ve kadınların güçlenmesi kapsamında; kadınların % 90’ının bir mobil cihaz ile kendilerini daha güçlü hissettiği olgusuna dayanarak başlatılan programla, dünya genelinde 85 bin kadına ulaşılmıştır.

Bu doğrultuda hazırlanan “Önce Kadın Raporu”; şirketin, sağlık, eğitim, çalışma, güvenlik, yaşlılıkta yalnızlık ve erişim temaları çerçevesinde geliştirdiği mobil iletişim çözümlerinin, kadınlara sağladığı sosyal ve ekonomik katkıları, somut bir biçimde ortaya koymaktadır.

Önce Kadın Programı kapsamında, Mersin’de kendi yaptığı el emeği ürünleri Önce Kadın İlan Servisi aracılığıyla internet üzerinden satışa sunan ve kazancını yaklaşık % 500 oranında artıran Muazzez Özer, bu örnek girişimiyle, Önce Kadın Raporu’nda bir kişisel başarı hikâyesi olarak yer almıştır (10).

Buna ek olarak, kadın perakendecilerin verimliliğinin ve yaşam kalitelerinin artırılması için mobil çözüm olarak uzaktan sipariş verme olanağı sağlayan SMS Platformu’nun ulaşım zamanını

azalttığı ve verimliliği artırdığı belirtilmektedir. Ayrıca, stok seviyelerinin gerçek zamanlı olarak takip edilmesini de sağladığı ortaya konulmaktadır.

Örneğin, Hindistan’ın Gujarat bölgesindeki Kırsal Dağıtım Ağları (Rural Distribution Network-RUDI) 1,1 milyon haneye ulaşmakta ve 3.000 kadın için gelir imkânı sağlamaktadır. RUDIben olarak bilinen bu kadın girişimciler, bu ağ aracılığıyla tarım ürünleri satın almakta ve bunları, RUDI markası ile yerel toplulukları içerisindeki müşterilere satmaktadır.

Eskiden RUDIben’lerin, sipariş vermek ve malları merkezi depodan almak için genellikle çok uzun yolculuklar yapmak zorunda oldukları ve depoya vardıklarında sipariş edilen tüm ürünler mevcut olmadığı için genellikle boşu boşuna seyahat etmiş oldukları belirtilmektedir. Ancak anılan platformun oluşumundan sonra, kadınların artık, RUDI Sandesha Vyavhar (RSV) platformunu kullanarak basit bir cep telefonundan SMS ile sipariş verebildikleri belirtilmektedir. Bu yolla, kadınların, siparişlerinin stokta bulunduğu ve ürünün kendilerine gönderildiğinden emin oldukları ve böylece ulaşım için harcadıkları zamanın büyük oranda azaldığı bildirilmektedir.

Yazılım, işlemleri kaydederek kadınların satışları takip etmesini ve evrak işlerinin azaltılmasını sağlamaktadır. Sistem ayrıca, RUDI organizasyonunun stok seviyelerini gerçek zamanlı olarak takip etmesini ve yönetmesini sağlayarak daha önce gelirin % 20’sine eşdeğer satış kaybına sebep olan verimsizlikleri azalttığını ortaya koymaktadır (10) .

Görüldüğü gibi, SMS tabanlı platform sayesinde girişimci kadınlar, ulaşım süresini büyük oranda azaltabiliyor,

cirolarını, gelirlerini ve hayat kalitelerini artırabiliyorlar.

Kadınlar bu alanlarda yalnızca verimliliklerini artırmıyor, başarılı kariyerler de yapıyorlar: “Teknolojide Kadın Devrimi” başlıklı haberde (11) teknoloji ve bilim dünyasındaki kadınlardan ilham alınarak, dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinin üst düzey Türk kadın yöneticileri tanıtılmaktadır. Bu kapsamda; özellikle kadın istihdamının gerilerde seyrettiği ve kadın-erkek eşitsizliğinin damga vurduğu ülkemizde onların, başarılı kariyerleriyle ilham verdiği ve toplumdaki algının aksine kadınların bu sektörde erkekleri geride bırakıp nasıl yükselebileceğini gösterdiğine değinilmektedir.

Ayrıca yeni teknolojiler sayesinde kadınlar (ve erkekler de) ofise bağımlı kalmadan esnek çalışma yöntemleriyle (evden çalışma, esnek saatlerde çalışma gibi) çalışma hayatlarını sürdürebilmektedirler.

Bu yeni çalışma düzeni ile verimlilik ilişkisinin ayrıca incelenmesinin, günümüz çalışma hayatına ışık tutması bakımından yararlı çalışmalar arasında olacağı önerilmektedir.

Kaynakça1.http://dergipark.ulakbim.gov.tr/sosyoekonomi/article/view/5000080568/5000074608, erişim 24.06.15. 2.Anahtar Dergisi, “Kadınlar İçin İş Kolaylaştırma Ve Zaman Yönetimi” Aralık 2011 Sayı: 276 3.http://kadininstatusu.aile.gov.tr 4.http://www.milliyet.com.tr/kadinlar-gunune-ozel-rapor-pembenar-detay-yasam-2023384/ erişim: 24.06.15.5.http://www.bugun.com.tr/ekonomi/teknolojinin-sultanlari-haberi/1118063 erişim: 17.06.15

6.Aksoy, Beyhan., “ Bilgi Teknolojileri ve Yeni Çalışma İlişkileri Information Technologies and New Labour Relations”, EGE AKADEMİK BAKIŞ / EGE ACADEMIC REVIEW, Cilt: 12 • Sayı: 3 • Temmuz 2012, ss. 401-4147-8. www.tuik.gov.tr9.http://www.yeniekonomi.com/kadinlarin-bilisim-iletisim-teknolojisi-kullanimi/ erişim 16.06.1510.http://www.turkiyevodafonevakfi.org.tr/VF_WomensReport_V13_Turkish19.pdf erişim 16.06.1511.http://www.gazetevatan.com/teknolojide-kadin-devrimi-718313-makaron/ erişim 15.06.2015,

TEKNOLOJİ, KADIN VE VERİMLİLİK

Page 36: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ

3534

kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe 272,47 TL olarak TR31 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe 104,74 TL olarak TRB2 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe 315,17 TL olarak TR10 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe 290,63 TL olarak TR51 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe 45,84 TL olarak TR61 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe 790,12 TL olarak TR90 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe 363,9 TL olarak TR41 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe 83,19 TL olarak TR10 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe 97,25 TL olarak

TR61 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe 31,81 TL olarak TR10 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe 50,61 TL olarak TR10 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe 93,04 TL olarak TR90 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe 27,93 TL olarak TR10 bölgesinde gerçekleşmiştir.

2012 yılı için çalışan kişi başına ciro verileri ana sektörler bakımından incelendiğinde (Tablo 2); sektörler toplamında en düşük değer 60,77 TL olarak TRA2 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en düşük değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe 16,63 TL olarak TR81 bölgesinde, "İmalat" sektöründe 49,93 TL olarak TRA2 bölgesinde,

"Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe 274,89 TL olarak TR72 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe 21,61 TL olarak TRC3 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe 46,52 TL olarak TR71 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe 91,91 TL olarak TRA2 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe 24,38 TL olarak TRC2 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe 11,19 TL olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe 42,78 TL olarak TR22 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe 15,48 TL olarak TR83 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından Resmi İstatistik Programı kapsamında hesaplanan ve yayımlanan Bölgesel Verimlilik İstatistikleri kamuoyuyla paylaşılmıştır.

Bölgesel istatistikler “Sanayi ve Hizmet Sektörlerini” kapsayacak şekilde 2003-2008 yılları için Avrupa Topluluğu’nda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması Nace Rev.1.1’e göre 13 ana faaliyet kısmı bazında; 2009 yılı ve sonrası için Avrupa Topluluğu’nda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması Nace Rev.2’ye göre 16 ana faaliyet kısmı bazında, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (IBBS) TR düzey 2’ye göre 26 bölge için hesaplanmaktadır. TR düzey 2 bölge sınıflaması ve bağlı iller Tablo 1'de görülmektedir.

2012 yılı için sektörel kısımlara ilişkin elde edilen sonuçlar Tablo 2 ve Tablo 3’te görülmektedir (Parasal değerler 1000 ile sadeleştirilerek ifade edilmiştir).

2012 yılı için çalışan kişi başına ciro verileri ana sektörler bakımından incelendiğinde (Tablo 2); sektörler toplamında en yüksek değer 179,76 TL olarak TR42 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en yüksek değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe 234,25 TL olarak TR51 bölgesinde, "İmalat" sektöründe 253,97 TL olarak TR42 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe 1839,73 TL olarak TR21 bölgesinde, "Su temini;

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Özlem KIRICI – Muhammet Emin DALOĞLU / Sanayi ve Teknoloji Uzmanları (Verimlilik Genel Müdürlüğü)

2012 YILI BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ YAYINLANDI

Tablo 1. İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (IBBS) TR Düzey 2

TR

Türkiye

TR10

İstanbul

TR71 Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir

TR21

Tekirdağ, Edirne, Kırklareli

TR72 Kayseri, Sivas, Yozgat

TR22

Balıkesir, Çanakkale

TR81 Zonguldak, Karabük, Bartın

TR31

İzmir

TR82 Kastamonu, Çankırı, Sinop

TR32

Aydın, Denizli, Muğla

TR83 Samsun, Tokat, Çorum, Amasya

TR33 Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak TR90 Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane

TR41 Bursa, Eskişehir, Bilecik TRA1 Erzurum, Erzincan, Bayburt

TR42 Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova TRA2 Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan

TR51 Ankara TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli

TR52 Konya, Karaman TRB2 Van, Muş, Bitlis, Hakkari

TR61 Antalya, Isparta, Burdur TRC1 Gaziantep, Adıyaman, Kilis

TR62 Adana, Mersin TRC2 Şanlıurfa, Diyarbakır

TR63 Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye TRC3 Mardin, Batman, Şırnak, Siirt

faaliyetler" sektöründe 19,57 TL olarak TR21 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe 10,39 TL olarak TR90 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe 8,55 TL olarak TRB2 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe 25,18 TL olarak TR71 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe 11,92 TL olarak TRB2 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe 4,74 TL olarak TRA2 bölgesinde gerçekleşmiştir.

Page 37: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ

3534

kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe 272,47 TL olarak TR31 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe 104,74 TL olarak TRB2 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe 315,17 TL olarak TR10 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe 290,63 TL olarak TR51 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe 45,84 TL olarak TR61 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe 790,12 TL olarak TR90 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe 363,9 TL olarak TR41 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe 83,19 TL olarak TR10 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe 97,25 TL olarak

TR61 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe 31,81 TL olarak TR10 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe 50,61 TL olarak TR10 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe 93,04 TL olarak TR90 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe 27,93 TL olarak TR10 bölgesinde gerçekleşmiştir.

2012 yılı için çalışan kişi başına ciro verileri ana sektörler bakımından incelendiğinde (Tablo 2); sektörler toplamında en düşük değer 60,77 TL olarak TRA2 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en düşük değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe 16,63 TL olarak TR81 bölgesinde, "İmalat" sektöründe 49,93 TL olarak TRA2 bölgesinde,

"Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe 274,89 TL olarak TR72 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe 21,61 TL olarak TRC3 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe 46,52 TL olarak TR71 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe 91,91 TL olarak TRA2 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe 24,38 TL olarak TRC2 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe 11,19 TL olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe 42,78 TL olarak TR22 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe 15,48 TL olarak TR83 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından Resmi İstatistik Programı kapsamında hesaplanan ve yayımlanan Bölgesel Verimlilik İstatistikleri kamuoyuyla paylaşılmıştır.

Bölgesel istatistikler “Sanayi ve Hizmet Sektörlerini” kapsayacak şekilde 2003-2008 yılları için Avrupa Topluluğu’nda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması Nace Rev.1.1’e göre 13 ana faaliyet kısmı bazında; 2009 yılı ve sonrası için Avrupa Topluluğu’nda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması Nace Rev.2’ye göre 16 ana faaliyet kısmı bazında, İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (IBBS) TR düzey 2’ye göre 26 bölge için hesaplanmaktadır. TR düzey 2 bölge sınıflaması ve bağlı iller Tablo 1'de görülmektedir.

2012 yılı için sektörel kısımlara ilişkin elde edilen sonuçlar Tablo 2 ve Tablo 3’te görülmektedir (Parasal değerler 1000 ile sadeleştirilerek ifade edilmiştir).

2012 yılı için çalışan kişi başına ciro verileri ana sektörler bakımından incelendiğinde (Tablo 2); sektörler toplamında en yüksek değer 179,76 TL olarak TR42 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en yüksek değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe 234,25 TL olarak TR51 bölgesinde, "İmalat" sektöründe 253,97 TL olarak TR42 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe 1839,73 TL olarak TR21 bölgesinde, "Su temini;

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Özlem KIRICI – Muhammet Emin DALOĞLU / Sanayi ve Teknoloji Uzmanları (Verimlilik Genel Müdürlüğü)

2012 YILI BÖLGESEL VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ YAYINLANDI

Tablo 1. İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması (IBBS) TR Düzey 2

TR

Türkiye

TR10

İstanbul

TR71 Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir

TR21

Tekirdağ, Edirne, Kırklareli

TR72 Kayseri, Sivas, Yozgat

TR22

Balıkesir, Çanakkale

TR81 Zonguldak, Karabük, Bartın

TR31

İzmir

TR82 Kastamonu, Çankırı, Sinop

TR32

Aydın, Denizli, Muğla

TR83 Samsun, Tokat, Çorum, Amasya

TR33 Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak TR90 Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane

TR41 Bursa, Eskişehir, Bilecik TRA1 Erzurum, Erzincan, Bayburt

TR42 Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova TRA2 Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan

TR51 Ankara TRB1 Malatya, Elazığ, Bingöl, Tunceli

TR52 Konya, Karaman TRB2 Van, Muş, Bitlis, Hakkari

TR61 Antalya, Isparta, Burdur TRC1 Gaziantep, Adıyaman, Kilis

TR62 Adana, Mersin TRC2 Şanlıurfa, Diyarbakır

TR63 Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye TRC3 Mardin, Batman, Şırnak, Siirt

faaliyetler" sektöründe 19,57 TL olarak TR21 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe 10,39 TL olarak TR90 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe 8,55 TL olarak TRB2 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe 25,18 TL olarak TR71 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe 11,92 TL olarak TRB2 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe 4,74 TL olarak TRA2 bölgesinde gerçekleşmiştir.

Page 38: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

3736

Ekon

omik

faal

iyet

kıs

ımla

rına

gör

e ça

lışan

baş

ına

ciro

201

2 (N

ace

Rev

. 2) (

1000

TL)

BÖLGE KODU

Toplam

Madencilik ve taş ocakçılığı

İmalat

Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve

dağıtımı

Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve

iyileştirme faaliyetleri

İnşaat

Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara

taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı

Ulaştırma ve

depolama

Konaklama ve yiyecek

hizmeti faaliyetleri

Bilgi ve iletişim

Gayrimenkul

faaliyetleri

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler

İdari ve destek hizmet faaliyetleri

Eğitim

İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri

Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor

Diğer hizmetfaaliyetleri

BÖLGE KODU

BC

D

E

F

G

H

I

J

L

M

N

P

QR

STR

132,

5684

,26

142,

76

797,

18

104,

29

80,9

9

225,

73

91,6

7

30,0

9

214,

39

86,8

6

51,8

9

30,2

3

20,5

2

41,3

155

,14

14,0

1TR

TR10

157,

3012

5,15

1236

,11

83,9

3

104,

61

315,

17

132,

91

36,5

8

297,

70

56,3

3

83,1

9

39,0

1

31,8

1

50,6

184

,34

27,9

3TR

10TR

2113

7,58

29,6

715

7,85

1839

,73

86,2

1

60,4

0

200,

21

48,7

8

17,1

2

71,9

7

278,

16

19,5

7

13,5

3

12,3

0

28,3

56,

01TR

21TR

2210

8,29

125,

6219

0,33

668,

05

80,7

3

52,9

6

132,

34

45,5

4

18,8

9

42,7

8

18,0

5

22,1

6

13,2

9

11,5

1

29,7

47,

54TR

22TR

3114

7,32

129,

8319

3,78

272,

47

63,9

7

245,

02

69,8

0

27,0

8

84,1

9

118,

15

26,9

9

22,4

5

20,9

1

36,1

19,

82TR

31TR

3286

,84

63,5

010

1,99

480,

53

65,0

7

54,5

0

147,

67

32,0

1

27,1

0

69,0

6

32,4

3

25,0

6

39,9

2

10,2

0

31,5

435

,46

9,58

TR32

TR33

101,

0385

,61

120,

88

42,4

0

55,6

5

152,

95

32,1

3

17,9

3

70,3

5

182,

91

20,3

5

18,0

0

10,8

6

31,5

46,

20TR

33TR

4112

9,60

117,

9714

2,10

855,

78

63,6

2

78,9

5

205,

47

74,0

1

24,7

8

121,

10

363,

90

37,9

0

19,2

7

16,3

0

38,9

059

,75

TR41

TR42

179,

7625

3,97

752,

20

217,

17

71,5

6

249,

15

67,7

0

25,9

3

95,3

9

160,

86

28,6

8

15,6

5

13,8

7

38,6

925

,54

10,5

5TR

42TR

5115

2,20

234,

2512

8,39

1281

,90

88,0

1

104,

25

225,

10

290,

63

31,5

6

143,

23

39,6

5

40,1

7

26,8

7

24,5

8

43,3

735

,34

12,7

9TR

51TR

5210

1,42

41,1

411

7,76

651,

94

51,1

3

57,6

1

164,

03

51,8

4

15,4

0

60,8

0

197,

13

25,8

9

13,7

5

11,3

0

34,1

132

,50

7,46

TR52

TR61

97,2

243

,77

90,5

3

335,

97

168,

52

54,4

5

176,

30

74,7

5

45,8

4

152,

96

31,3

6

28,2

7

97,2

5

12,0

3

41,2

340

,85

11,8

4TR

61TR

6212

9,66

65,9

614

4,90

754,

86

124,

44

62,9

3

225,

47

93,3

2

25,0

2

84,4

4

106,

59

26,8

0

13,8

9

13,7

1

41,3

429

,28

8,80

TR62

TR63

135,

3348

,04

187,

21

191,

10

75,9

4

184,

90

38,7

7

21,8

4

84,3

4

239,

81

21,5

0

16,1

8

10,3

1

31,8

234

,18

13,8

4TR

63TR

7195

,73

62,7

211

5,78

642,

18

78,8

8

46,5

2

160,

53

29,4

3

18,9

3

129,

34

16,0

7

24,0

4

17,7

3

10,1

4

25,1

819

,19

7,98

TR71

TR72

98,0

460

,83

103,

3527

4,89

118,

2964

,33

154,

5659

,12

23,0

265

,01

24,0

213

,75

12,7

037

,71

25,6

713

,65

TR72

TR81

124,

1216

,63

212,

6571

6,13

44,0

665

,23

167,

8125

,08

17,7

613

3,32

21,5

513

,55

11,2

131

,86

29,8

05,

94TR

81TR

8273

,20

97,2

871

,17

305,

1369

,54

86,2

411

2,52

27,4

616

,23

112,

9020

9,69

23,5

543

,82

10,7

428

,40

TR82

TR83

106,

7364

,40

93,2

538

1,88

78,2

865

,69

187,

2538

,49

13,9

927

3,90

15,4

826

,66

15,9

810

,30

38,2

138

,84

7,22

TR83

TR90

88,2

816

3,15

84,3

140

7,51

70,9

062

,50

150,

5726

,96

15,4

979

0,12

33,5

810

,39

10,0

030

,30

93,0

44,

87TR

90TR

A1

89,3

120

9,60

74,1

362

,59

61,9

318

4,26

30,3

218

,18

151,

4027

,36

11,7

511

,28

28,4

520

,93

5,08

TRA

1TR

A2

60,7

749

,93

48,7

775

,33

91,9

130

,59

11,1

930

1,29

29,1

013

,60

9,72

27,5

924

,48

4,74

TRA

2TR

B1

78,7

458

,70

73,5

429

4,69

80,7

867

,61

140,

5925

,22

16,2

499

,72

24,1

813

,52

11,1

933

,63

32,6

39,

32TR

B1

TRB

286

,56

50,5

067

,84

475,

3133

,05

104,

7413

7,71

27,3

724

,03

259,

0117

,75

43,0

314

,64

8,55

33,8

911

,92

12,1

2TR

B2

TRC

111

4,73

24,1

912

4,48

196,

5457

,87

182,

0947

,29

22,0

177

,73

64,8

431

,22

16,1

220

,45

38,7

25,

81TR

C1

TRC

294

,64

176,

8412

1,32

53,7

675

,97

182,

5524

,38

22,5

462

,59

28,0

813

,20

11,9

933

,65

61,5

58,

75TR

C2

TRC

310

3,23

65,2

924

7,24

21,6

161

,64

180,

9449

,36

16,1

351

,85

49,4

613

,47

11,4

333

,96

23,4

211

,08

TRC

3

Tabl

o 2.

201

2 Yı

lı İç

in Ç

alış

an K

işi B

aşın

a C

iro

(100

0 TL

)

EYLÜL 2015

2012 yılı için çalışan kişi başına ciro endeksi bir önceki yıla göre değişimi verileri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 3); sektörler toplamında en yüksek değer % 9,49 olarak TRB1 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en yüksek değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe % 67,28 olarak TR90 bölgesinde, "İmalat" sektöründe % 31,57 olarak TRC3 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe % 66,01 olarak TR52 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe % 183,72 olarak TR61 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % 46,25 olarak TR63 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe % 31,8 olarak TRA1

bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe % 62,62 olarak TR72 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe % 52,51 olarak TR63 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe % 781,96 olarak TRB2 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe % 634,01 olarak TRB2 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe % 77,7 olarak TRC3 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe % 293,77 olarak TR82 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe % 35,12 olarak TRC3 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe % 26,91 olarak TR62 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe % 213,21 olarak TR90 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe % 203,06 olarak TR63 bölgesinde gerçekleşmiştir.

2012 yılı için çalışan kişi başına ciro endeksi bir önceki yıla göre değişimi verileri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 3); sektörler

toplamında en düşük değer % -23,01 olarak TR71 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en düşük değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe % -63,18 olarak TRB2 bölgesinde, "İmalat" sektöründe % -49,44 olarak TR71 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe % -37,9 olarak TR61 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe % -61,59 olarak TRC3 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % -44,29 olarak TRC3 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe % -27,6 olarak TRB2 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe % -53,65 olarak TR32 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe % -23,82 olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe % -68,04 olarak TR63 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe % -4,54 olarak TR10 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe % -38,71 olarak TR61 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe % -53,03 olarak TR32 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe % -27,22 olarak TR61 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe % -18,03 olarak TR31 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe % -80,92 olarak TR62 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe % -23,2 olarak TR83 bölgesinde gerçekleşmiştir.

Page 39: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

3736

Ekon

omik

faal

iyet

kıs

ımla

rına

gör

e ça

lışan

baş

ına

ciro

201

2 (N

ace

Rev

. 2) (

1000

TL)

BÖLGE KODU

Toplam

Madencilik ve taş ocakçılığı

İmalat

Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve

dağıtımı

Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve

iyileştirme faaliyetleri

İnşaat

Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara

taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı

Ulaştırma ve

depolama

Konaklama ve yiyecek

hizmeti faaliyetleri

Bilgi ve iletişim

Gayrimenkul

faaliyetleri

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler

İdari ve destek hizmet faaliyetleri

Eğitim

İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri

Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor

Diğer hizmetfaaliyetleri

BÖLGE KODU

BC

D

E

F

G

H

I

J

L

M

N

P

QR

STR

132,

5684

,26

142,

76

797,

18

104,

29

80,9

9

225,

73

91,6

7

30,0

9

214,

39

86,8

6

51,8

9

30,2

3

20,5

2

41,3

155

,14

14,0

1TR

TR10

157,

3012

5,15

1236

,11

83,9

3

104,

61

315,

17

132,

91

36,5

8

297,

70

56,3

3

83,1

9

39,0

1

31,8

1

50,6

184

,34

27,9

3TR

10TR

2113

7,58

29,6

715

7,85

1839

,73

86,2

1

60,4

0

200,

21

48,7

8

17,1

2

71,9

7

278,

16

19,5

7

13,5

3

12,3

0

28,3

56,

01TR

21TR

2210

8,29

125,

6219

0,33

668,

05

80,7

3

52,9

6

132,

34

45,5

4

18,8

9

42,7

8

18,0

5

22,1

6

13,2

9

11,5

1

29,7

47,

54TR

22TR

3114

7,32

129,

8319

3,78

272,

47

63,9

7

245,

02

69,8

0

27,0

8

84,1

9

118,

15

26,9

9

22,4

5

20,9

1

36,1

19,

82TR

31TR

3286

,84

63,5

010

1,99

480,

53

65,0

7

54,5

0

147,

67

32,0

1

27,1

0

69,0

6

32,4

3

25,0

6

39,9

2

10,2

0

31,5

435

,46

9,58

TR32

TR33

101,

0385

,61

120,

88

42,4

0

55,6

5

152,

95

32,1

3

17,9

3

70,3

5

182,

91

20,3

5

18,0

0

10,8

6

31,5

46,

20TR

33TR

4112

9,60

117,

9714

2,10

855,

78

63,6

2

78,9

5

205,

47

74,0

1

24,7

8

121,

10

363,

90

37,9

0

19,2

7

16,3

0

38,9

059

,75

TR41

TR42

179,

7625

3,97

752,

20

217,

17

71,5

6

249,

15

67,7

0

25,9

3

95,3

9

160,

86

28,6

8

15,6

5

13,8

7

38,6

925

,54

10,5

5TR

42TR

5115

2,20

234,

2512

8,39

1281

,90

88,0

1

104,

25

225,

10

290,

63

31,5

6

143,

23

39,6

5

40,1

7

26,8

7

24,5

8

43,3

735

,34

12,7

9TR

51TR

5210

1,42

41,1

411

7,76

651,

94

51,1

3

57,6

1

164,

03

51,8

4

15,4

0

60,8

0

197,

13

25,8

9

13,7

5

11,3

0

34,1

132

,50

7,46

TR52

TR61

97,2

243

,77

90,5

3

335,

97

168,

52

54,4

5

176,

30

74,7

5

45,8

4

152,

96

31,3

6

28,2

7

97,2

5

12,0

3

41,2

340

,85

11,8

4TR

61TR

6212

9,66

65,9

614

4,90

754,

86

124,

44

62,9

3

225,

47

93,3

2

25,0

2

84,4

4

106,

59

26,8

0

13,8

9

13,7

1

41,3

429

,28

8,80

TR62

TR63

135,

3348

,04

187,

21

191,

10

75,9

4

184,

90

38,7

7

21,8

4

84,3

4

239,

81

21,5

0

16,1

8

10,3

1

31,8

234

,18

13,8

4TR

63TR

7195

,73

62,7

211

5,78

642,

18

78,8

8

46,5

2

160,

53

29,4

3

18,9

3

129,

34

16,0

7

24,0

4

17,7

3

10,1

4

25,1

819

,19

7,98

TR71

TR72

98,0

460

,83

103,

3527

4,89

118,

2964

,33

154,

5659

,12

23,0

265

,01

24,0

213

,75

12,7

037

,71

25,6

713

,65

TR72

TR81

124,

1216

,63

212,

6571

6,13

44,0

665

,23

167,

8125

,08

17,7

613

3,32

21,5

513

,55

11,2

131

,86

29,8

05,

94TR

81TR

8273

,20

97,2

871

,17

305,

1369

,54

86,2

411

2,52

27,4

616

,23

112,

9020

9,69

23,5

543

,82

10,7

428

,40

TR82

TR83

106,

7364

,40

93,2

538

1,88

78,2

865

,69

187,

2538

,49

13,9

927

3,90

15,4

826

,66

15,9

810

,30

38,2

138

,84

7,22

TR83

TR90

88,2

816

3,15

84,3

140

7,51

70,9

062

,50

150,

5726

,96

15,4

979

0,12

33,5

810

,39

10,0

030

,30

93,0

44,

87TR

90TR

A1

89,3

120

9,60

74,1

362

,59

61,9

318

4,26

30,3

218

,18

151,

4027

,36

11,7

511

,28

28,4

520

,93

5,08

TRA

1TR

A2

60,7

749

,93

48,7

775

,33

91,9

130

,59

11,1

930

1,29

29,1

013

,60

9,72

27,5

924

,48

4,74

TRA

2TR

B1

78,7

458

,70

73,5

429

4,69

80,7

867

,61

140,

5925

,22

16,2

499

,72

24,1

813

,52

11,1

933

,63

32,6

39,

32TR

B1

TRB

286

,56

50,5

067

,84

475,

3133

,05

104,

7413

7,71

27,3

724

,03

259,

0117

,75

43,0

314

,64

8,55

33,8

911

,92

12,1

2TR

B2

TRC

111

4,73

24,1

912

4,48

196,

5457

,87

182,

0947

,29

22,0

177

,73

64,8

431

,22

16,1

220

,45

38,7

25,

81TR

C1

TRC

294

,64

176,

8412

1,32

53,7

675

,97

182,

5524

,38

22,5

462

,59

28,0

813

,20

11,9

933

,65

61,5

58,

75TR

C2

TRC

310

3,23

65,2

924

7,24

21,6

161

,64

180,

9449

,36

16,1

351

,85

49,4

613

,47

11,4

333

,96

23,4

211

,08

TRC

3

Tabl

o 2.

201

2 Yı

lı İç

in Ç

alış

an K

işi B

aşın

a C

iro

(100

0 TL

)

EYLÜL 2015

2012 yılı için çalışan kişi başına ciro endeksi bir önceki yıla göre değişimi verileri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 3); sektörler toplamında en yüksek değer % 9,49 olarak TRB1 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en yüksek değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe % 67,28 olarak TR90 bölgesinde, "İmalat" sektöründe % 31,57 olarak TRC3 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe % 66,01 olarak TR52 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe % 183,72 olarak TR61 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % 46,25 olarak TR63 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe % 31,8 olarak TRA1

bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe % 62,62 olarak TR72 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe % 52,51 olarak TR63 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe % 781,96 olarak TRB2 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe % 634,01 olarak TRB2 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe % 77,7 olarak TRC3 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe % 293,77 olarak TR82 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe % 35,12 olarak TRC3 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe % 26,91 olarak TR62 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe % 213,21 olarak TR90 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe % 203,06 olarak TR63 bölgesinde gerçekleşmiştir.

2012 yılı için çalışan kişi başına ciro endeksi bir önceki yıla göre değişimi verileri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 3); sektörler

toplamında en düşük değer % -23,01 olarak TR71 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en düşük değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe % -63,18 olarak TRB2 bölgesinde, "İmalat" sektöründe % -49,44 olarak TR71 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe % -37,9 olarak TR61 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe % -61,59 olarak TRC3 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % -44,29 olarak TRC3 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe % -27,6 olarak TRB2 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe % -53,65 olarak TR32 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe % -23,82 olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe % -68,04 olarak TR63 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe % -4,54 olarak TR10 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe % -38,71 olarak TR61 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe % -53,03 olarak TR32 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe % -27,22 olarak TR61 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe % -18,03 olarak TR31 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe % -80,92 olarak TR62 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe % -23,2 olarak TR83 bölgesinde gerçekleşmiştir.

Page 40: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

Ekon

omik

faal

iyet

kıs

ımla

rına

gör

e ça

lışan

baş

ına

ciro

end

eksi

önc

eki y

ıla g

öre

deği

şim

(%)

2012

(Nac

e R

ev.2

)

BÖLGE KODU

Toplam

Madencilik ve

taş ocakçılığı

İmalat

Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve

dağıtımı

Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme

faaliyetleri

İnşaat

Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve

motosikletlerin onarımı

Ulaştırma ve

depolama

Konaklama ve yiyecek

hizmeti faaliyetleri

Bilgi ve iletişim

Gayrimenkulfaaliyetleri

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler

İdari ve destek hizmet faaliyetleri

Eğitim

İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri

Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor

Diğer hizmetfaaliyetleri

BÖLGE KODU

B

C

D

E

F

G

H

I

JL

MN

PQ

RS

TR

-2,1

6

-6,9

3

-4,9

3

7,58

16,5

5

-5,7

3

1,07

0,45

-3,5

2

-2,3

112

,44

-12,

20-1

,64

-0,6

61,

92-3

4,69

37,9

2TR

TR10

-3,8

0

-7,1

7

3,64

6,19

-3,3

0

-2,1

8

2,85

-8,5

7

-15,

59-4

,54

-11,

48-6

,49

3,50

6,56

-26,

0511

3,04

TR10

TR21

8,76

-43,

07

13,0

9

36,9

1

-7,3

6

-11,

67

12,9

3

1,68

7,05

-13,

5126

,50

-8,2

45,

4416

,87

-11,

261,

96TR

21TR

22

0,26

5,00

4,91

-8,2

3

46,9

3

-9,3

4

-2,2

9

15,1

7

-13,

11

-39,

9811

,42

-26,

67-1

7,66

-15,

40-3

,62

-10,

91TR

22TR

31

-2,4

0

21,6

5

2,13

32,2

8

2,81

-2,4

7

-0,0

5

7,94

-39,

9952

,19

-14,

859,

600,

80-1

8,03

-2,4

9TR

31TR

32

-6,1

1

-31,

06

-1,1

3

9,34

-3,8

1

3,73

-53,

65

-6,9

5

-19,

48-7

,48

-53,

03-2

0,94

-14,

2011

,97

7,22

TR32

TR33

-7,7

2

-12,

24

-4,5

1

11,7

9

-2,0

5

0,63

-14,

64

9,04

0,65

-22,

2723

,95

-2,1

70,

6032

,24

TR33

TR41

-1,6

5

17,6

9

-8,9

3

-13,

69

-18,

97

8,53

8,58

15,5

1

4,45

27,7

230

,81

32,8

931

,52

-0,9

3-1

5,66

-54,

21TR

41TR

42

-2,9

3

-6,1

2

-31,

48

109,

71

-9,0

4

3,57

1,59

7,45

-21,

1610

0,76

-30,

067,

39-0

,82

9,56

14,0

3TR

42TR

511,

673,

13-3

,48

48,7

1-7

,62

-7,3

8-3

,87

-12,

54-7

,80

-0,5

6-2

5,67

30,0

2-8

,34

7,04

-12,

73TR

51TR

52-7

,17

-25,

420,

1366

,01

18,3

8-3

2,99

-3,1

91,

01-1

5,91

-38,

8198

,90

-5,7

22,

54-1

7,93

8,50

35,5

2-1

4,26

TR52

TR61

3,41

-15,

4514

,52

-37,

9018

3,72

-11,

448,

62-1

,48

-6,0

933

,44

73,8

2-3

8,71

-6,0

7-2

7,22

1,29

22,6

52,

35TR

61TR

62-0

,23

15,9

2-4

,97

-12,

54-2

7,60

9,30

1,28

43,1

728

,51

4,28

37,8

718

,75

-18,

08-8

,55

26,9

1-8

0,92

-10,

46TR

62TR

63-0

,08

26,7

6-1

1,93

113,

8946

,25

18,4

7-3

6,56

52,5

1-6

8,04

-27,

88-1

8,32

-2,2

4-7

,73

203,

06TR

63TR

71-2

3,01

55,1

1-4

9,44

64,1

7-2

7,59

-3,1

8-1

4,52

-0,4

513

9,26

33,0

917

,44

9,22

0,66

-20,

67TR

71TR

723,

07-1

6,19

-1,0

5-2

9,60

107,

79-2

0,35

4,24

62,6

2-1

,84

-29,

86-1

6,56

-15,

71-1

1,76

-10,

9030

,80

TR72

TR81

-0,5

7-1

3,16

-5,8

16,

045,

30-2

3,51

9,17

-28,

018,

8950

,58

2,15

12,5

2-1

,76

-5,5

217

1,58

26,3

7TR

81TR

82-7

,68

0,17

8,65

6,35

-6,4

40,

030,

6383

,11

436,

061,

8329

3,77

-8,0

16,

41TR

82TR

833,

3320

,99

-7,0

3-1

2,14

-7,3

59,

254,

36-1

6,94

205,

61-7

,74

13,9

48,

05-1

,53

57,1

4-2

3,20

TR83

TR90

8,53

67,2

8-1

1,26

31,2

726

,70

5,80

0,74

15,0

777

7,95

58,5

5-8

,83

1,70

2,83

213,

21-1

0,37

TR90

TRA1

2,16

64,0

3-2

1,15

-3,0

5-1

6,40

31,8

031

,53

-2,7

640

,43

70,2

2-2

4,83

2,47

15,0

111

7,92

-12,

67TR

A1TR

A23,

79-2

3,90

17,9

728

,56

2,02

-3,8

5-2

3,82

524,

945,

0918

,43

-11,

61-1

2,26

-17,

20TR

A2TR

B1

9,49

16,1

94,

38-2

8,16

-15,

1625

,00

12,1

3-7

,25

15,2

712

1,52

-4,0

9-9

,28

16,9

514

,91

-52,

3168

,39

TRB

1TR

B2

-19,

87-6

3,18

-1,2

5-1

5,72

-51,

96-9

,82

-27,

60-4

3,89

17,1

878

1,96

634,

01-2

8,48

10,5

2-5

,85

-2,1

9-2

4,95

46,4

4TR

B2

TRC

10,

52-4

7,07

-8,0

071

,51

-20,

4713

,65

22,3

624

,48

46,5

413

1,25

-18,

255,

0931

,00

-1,6

1-8

,29

TRC

1TR

C2

4,60

-6,5

2-5

,72

8,52

2,66

-8,2

2-1

6,89

-36,

29-6

,31

13,4

81,

40-0

,78

-65,

65-7

,53

TRC

2TR

C3

-2,4

431

,57

-61,

59-4

4,29

18,5

3-1

9,93

-20,

425,

0777

,70

-9,7

235

,12

-1,2

7-3

,97

TRC

3

Tabl

o 3.

201

2 Yı

lı İç

in Ç

alış

an K

işi B

aşın

a C

iro

Ende

ksi B

ir Ö

ncek

i Yıla

Gör

e D

eğiş

imi (

%)

38 39

Bölgesel düzeyde ekonomik faaliyetlere göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme (% değişim) değerlerine ilişkin elde edilen sonuçlar 2003-2008 ve 2009-2012 olarak iki kısımda Tablo 4 ve Tablo 5’te görülmektedir.

2003-2008 yılları için ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme değerleri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 4.); sektörler toplamında en yüksek

değer 12,41 TL olarak TRB2 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en yüksek değerler; "Madencilik ve taşocakçılığı" sektöründe 28,61 TL olarak TRC2 bölgesinde, "İmalat" sektöründe 10,33 TL olarak TR22 bölgesinde, "Elektrik, Gaz ve Su" sektöründe 21,09 TL olarak TR52 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe 6,51 TL olarak TRB2 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret" sektöründe 19,13 TL olarak TRB2 bölgesinde, "Otel, lokanta ve kahvehane"

sektöründe 20,66 TL olarak TRC2 bölgesinde, "Ulaştırma, depolama ve haberleşme" sektöründe 27,79 TL olarak TR51 bölgesinde, "Gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri" sektöründe 37,66 TL olarak TR33 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe 1,43 TL olarak TR83 bölgesinde, "Sağlık işleri ve sosyal hizmetler" sektöründe 28,74 TL olarak TRC2 bölgesinde, "Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri" sektöründe 48,37 TL olarak TRB2 bölgesinde gerçekleşmiştir.

2003-2008 yılları için ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme değerleri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 4); sektörler toplamında en düşük değer -7,67 TL olarak TR82 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en düşük değerler; "Madencilik ve taşocakçılığı" sektöründe -22,03 TL olarak TRA1 bölgesinde, "İmalat" sektöründe -8,3 TL olarak TRB1 bölgesinde, "Elektrik, Gaz ve Su" sektöründe -8,31 TL olarak TRC2 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe -13,3 TL olarak TR22 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret" sektöründe -9,78 TL olarak TR82 bölgesinde, "Otel, lokanta ve kahvehane" sektöründe -8,56 TL olarak TR10 bölgesinde, "Ulaştırma, depolama ve haberleşme" sektöründe -20,46 TL olarak TR21 bölgesinde, "Gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri" sektöründe -9,85 TL olarak TR62 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe -11,73 TL olarak TR72 bölgesinde, "Sağlık işleri ve sosyal hizmetler" sektöründe -6,42 TL olarak TRA1 bölgesinde, "Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri" sektöründe -7,89 TL olarak TR82 bölgesinde gerçekleşmiştir.

EYLÜL 2015

Page 41: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

Ekon

omik

faal

iyet

kıs

ımla

rına

gör

e ça

lışan

baş

ına

ciro

end

eksi

önc

eki y

ıla g

öre

deği

şim

(%)

2012

(Nac

e R

ev.2

)

BÖLGE KODU

Toplam

Madencilik ve

taş ocakçılığı

İmalat

Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve

dağıtımı

Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme

faaliyetleri

İnşaat

Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve

motosikletlerin onarımı

Ulaştırma ve

depolama

Konaklama ve yiyecek

hizmeti faaliyetleri

Bilgi ve iletişim

Gayrimenkulfaaliyetleri

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler

İdari ve destek hizmet faaliyetleri

Eğitim

İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri

Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor

Diğer hizmetfaaliyetleri

BÖLGE KODU

B

C

D

E

F

G

H

I

JL

MN

PQ

RS

TR

-2,1

6

-6,9

3

-4,9

3

7,58

16,5

5

-5,7

3

1,07

0,45

-3,5

2

-2,3

112

,44

-12,

20-1

,64

-0,6

61,

92-3

4,69

37,9

2TR

TR10

-3,8

0

-7,1

7

3,64

6,19

-3,3

0

-2,1

8

2,85

-8,5

7

-15,

59-4

,54

-11,

48-6

,49

3,50

6,56

-26,

0511

3,04

TR10

TR21

8,76

-43,

07

13,0

9

36,9

1

-7,3

6

-11,

67

12,9

3

1,68

7,05

-13,

5126

,50

-8,2

45,

4416

,87

-11,

261,

96TR

21TR

22

0,26

5,00

4,91

-8,2

3

46,9

3

-9,3

4

-2,2

9

15,1

7

-13,

11

-39,

9811

,42

-26,

67-1

7,66

-15,

40-3

,62

-10,

91TR

22TR

31

-2,4

0

21,6

5

2,13

32,2

8

2,81

-2,4

7

-0,0

5

7,94

-39,

9952

,19

-14,

859,

600,

80-1

8,03

-2,4

9TR

31TR

32

-6,1

1

-31,

06

-1,1

3

9,34

-3,8

1

3,73

-53,

65

-6,9

5

-19,

48-7

,48

-53,

03-2

0,94

-14,

2011

,97

7,22

TR32

TR33

-7,7

2

-12,

24

-4,5

1

11,7

9

-2,0

5

0,63

-14,

64

9,04

0,65

-22,

2723

,95

-2,1

70,

6032

,24

TR33

TR41

-1,6

5

17,6

9

-8,9

3

-13,

69

-18,

97

8,53

8,58

15,5

1

4,45

27,7

230

,81

32,8

931

,52

-0,9

3-1

5,66

-54,

21TR

41TR

42

-2,9

3

-6,1

2

-31,

48

109,

71

-9,0

4

3,57

1,59

7,45

-21,

1610

0,76

-30,

067,

39-0

,82

9,56

14,0

3TR

42TR

511,

673,

13-3

,48

48,7

1-7

,62

-7,3

8-3

,87

-12,

54-7

,80

-0,5

6-2

5,67

30,0

2-8

,34

7,04

-12,

73TR

51TR

52-7

,17

-25,

420,

1366

,01

18,3

8-3

2,99

-3,1

91,

01-1

5,91

-38,

8198

,90

-5,7

22,

54-1

7,93

8,50

35,5

2-1

4,26

TR52

TR61

3,41

-15,

4514

,52

-37,

9018

3,72

-11,

448,

62-1

,48

-6,0

933

,44

73,8

2-3

8,71

-6,0

7-2

7,22

1,29

22,6

52,

35TR

61TR

62-0

,23

15,9

2-4

,97

-12,

54-2

7,60

9,30

1,28

43,1

728

,51

4,28

37,8

718

,75

-18,

08-8

,55

26,9

1-8

0,92

-10,

46TR

62TR

63-0

,08

26,7

6-1

1,93

113,

8946

,25

18,4

7-3

6,56

52,5

1-6

8,04

-27,

88-1

8,32

-2,2

4-7

,73

203,

06TR

63TR

71-2

3,01

55,1

1-4

9,44

64,1

7-2

7,59

-3,1

8-1

4,52

-0,4

513

9,26

33,0

917

,44

9,22

0,66

-20,

67TR

71TR

723,

07-1

6,19

-1,0

5-2

9,60

107,

79-2

0,35

4,24

62,6

2-1

,84

-29,

86-1

6,56

-15,

71-1

1,76

-10,

9030

,80

TR72

TR81

-0,5

7-1

3,16

-5,8

16,

045,

30-2

3,51

9,17

-28,

018,

8950

,58

2,15

12,5

2-1

,76

-5,5

217

1,58

26,3

7TR

81TR

82-7

,68

0,17

8,65

6,35

-6,4

40,

030,

6383

,11

436,

061,

8329

3,77

-8,0

16,

41TR

82TR

833,

3320

,99

-7,0

3-1

2,14

-7,3

59,

254,

36-1

6,94

205,

61-7

,74

13,9

48,

05-1

,53

57,1

4-2

3,20

TR83

TR90

8,53

67,2

8-1

1,26

31,2

726

,70

5,80

0,74

15,0

777

7,95

58,5

5-8

,83

1,70

2,83

213,

21-1

0,37

TR90

TRA1

2,16

64,0

3-2

1,15

-3,0

5-1

6,40

31,8

031

,53

-2,7

640

,43

70,2

2-2

4,83

2,47

15,0

111

7,92

-12,

67TR

A1TR

A23,

79-2

3,90

17,9

728

,56

2,02

-3,8

5-2

3,82

524,

945,

0918

,43

-11,

61-1

2,26

-17,

20TR

A2TR

B1

9,49

16,1

94,

38-2

8,16

-15,

1625

,00

12,1

3-7

,25

15,2

712

1,52

-4,0

9-9

,28

16,9

514

,91

-52,

3168

,39

TRB

1TR

B2

-19,

87-6

3,18

-1,2

5-1

5,72

-51,

96-9

,82

-27,

60-4

3,89

17,1

878

1,96

634,

01-2

8,48

10,5

2-5

,85

-2,1

9-2

4,95

46,4

4TR

B2

TRC

10,

52-4

7,07

-8,0

071

,51

-20,

4713

,65

22,3

624

,48

46,5

413

1,25

-18,

255,

0931

,00

-1,6

1-8

,29

TRC

1TR

C2

4,60

-6,5

2-5

,72

8,52

2,66

-8,2

2-1

6,89

-36,

29-6

,31

13,4

81,

40-0

,78

-65,

65-7

,53

TRC

2TR

C3

-2,4

431

,57

-61,

59-4

4,29

18,5

3-1

9,93

-20,

425,

0777

,70

-9,7

235

,12

-1,2

7-3

,97

TRC

3

Tabl

o 3.

201

2 Yı

lı İç

in Ç

alış

an K

işi B

aşın

a C

iro

Ende

ksi B

ir Ö

ncek

i Yıla

Gör

e D

eğiş

imi (

%)

38 39

Bölgesel düzeyde ekonomik faaliyetlere göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme (% değişim) değerlerine ilişkin elde edilen sonuçlar 2003-2008 ve 2009-2012 olarak iki kısımda Tablo 4 ve Tablo 5’te görülmektedir.

2003-2008 yılları için ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme değerleri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 4.); sektörler toplamında en yüksek

değer 12,41 TL olarak TRB2 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en yüksek değerler; "Madencilik ve taşocakçılığı" sektöründe 28,61 TL olarak TRC2 bölgesinde, "İmalat" sektöründe 10,33 TL olarak TR22 bölgesinde, "Elektrik, Gaz ve Su" sektöründe 21,09 TL olarak TR52 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe 6,51 TL olarak TRB2 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret" sektöründe 19,13 TL olarak TRB2 bölgesinde, "Otel, lokanta ve kahvehane"

sektöründe 20,66 TL olarak TRC2 bölgesinde, "Ulaştırma, depolama ve haberleşme" sektöründe 27,79 TL olarak TR51 bölgesinde, "Gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri" sektöründe 37,66 TL olarak TR33 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe 1,43 TL olarak TR83 bölgesinde, "Sağlık işleri ve sosyal hizmetler" sektöründe 28,74 TL olarak TRC2 bölgesinde, "Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri" sektöründe 48,37 TL olarak TRB2 bölgesinde gerçekleşmiştir.

2003-2008 yılları için ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme değerleri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 4); sektörler toplamında en düşük değer -7,67 TL olarak TR82 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en düşük değerler; "Madencilik ve taşocakçılığı" sektöründe -22,03 TL olarak TRA1 bölgesinde, "İmalat" sektöründe -8,3 TL olarak TRB1 bölgesinde, "Elektrik, Gaz ve Su" sektöründe -8,31 TL olarak TRC2 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe -13,3 TL olarak TR22 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret" sektöründe -9,78 TL olarak TR82 bölgesinde, "Otel, lokanta ve kahvehane" sektöründe -8,56 TL olarak TR10 bölgesinde, "Ulaştırma, depolama ve haberleşme" sektöründe -20,46 TL olarak TR21 bölgesinde, "Gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri" sektöründe -9,85 TL olarak TR62 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe -11,73 TL olarak TR72 bölgesinde, "Sağlık işleri ve sosyal hizmetler" sektöründe -6,42 TL olarak TRA1 bölgesinde, "Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri" sektöründe -7,89 TL olarak TR82 bölgesinde gerçekleşmiştir.

EYLÜL 2015

Page 42: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

40 41

Ekon

omik

Faa

liyet

Kıs

ımla

rına

Gör

e Ça

lışan

Baş

ına

Ciro

Ort

alam

a Bü

yüm

e (%

) 200

3-20

08 (N

ace

Rev.

1.1)

BÖLGE KODU

Toplam

Balıkçılık

Madencilik vetaşocakçılığı

İmalat

Elektrik, gaz ve su

İnşaat

Toptan ve perakendeticaret

Otel, lokanta ve kahvehane

Ulaştırma, depolama ve haberleşme

Mali aracı kuruluşların faaliyetleri

Gayrimenkul kiralamave iş faaliyetleri

Eğitim

Sağlık işleri ve sosyal hizmetler

Diğer sosyal, toplumsalve kişisel hizmet

faaliyetleri

BÖLGE KODU

BC

D

E

F

G

H

I

J

K

M

NO

TR0,

083,

92

0,88

-1,4

9

0,82

-3,3

2

1,38

3,06

2,80

6,37

TRTR

10-0

,78

0,

97

-2,2

7

-1,3

8

-8,5

6

-1,9

4

3,03

-3,3

5

-0,1

93,

72TR

10TR

21-3

,96

20,6

0

-2,8

3

-4,3

2

-3,8

3

-3,3

1

-20,

46

5,01

12,8

8TR

21TR

221,

702,

94

10,3

3

18,7

7

-13,

30

-2,4

9

5,27

-6,7

6

23,8

1

6,08

13,9

6TR

22TR

311,

34

2,11

0,46

3,

75

-0

,30

-6

,91

0,99

3,49

0,55

TR31

TR32

-1,5

44,

19

2,20

-5,6

0

-3,0

9

-8,5

3

-1,7

2

-5

,43

8,66

-1,5

7TR

32TR

33-1

,23

0,

53

12,0

1

-11,

59

-3,9

8

1,03

8,

45

37

,66

-5

,84

TR

33TR

41-2

,21

7,12

-0

,89

4,87

-3

,04

-1

,63

-6

,19

-1,3

3

9,

053,

23TR

41TR

422,

05

-2,2

7

8,70

-5

,53

11

,86

-6

,34

7,

14

-0

,82

0,32

7,29

TR42

TR51

1,87

9,74

1,

75

0,72

3,

66

1,59

-6

,26

27

,79

1,08

-8

,17

-0

,84

-0,2

5TR

51TR

52-1

,61

3,64

1,

06

21,0

9

-2,8

8

-1,4

4

-1,8

7

-13,

67

-2

,92

-4

,37

9,

957,

74TR

52TR

610,

49

1,67

8,

66

4,01

0,

48

1,27

2,

27

0,

83

-2

,51

4,39

TR61

TR62

2,14

-6,1

4

0,74

7,

98

1,32

5,

03

-3,4

6

3,73

-9,8

5

-3

,45

TR62

TR63

2,96

-8,0

4

6,87

15

,00

-1

1,44

2,

36

9,33

-5

,08

7,59

-6

,10

19

,49

8,88

TR63

TR71

-3,1

3

-2,0

9

10,4

9

-4,9

3

-4,6

3

-0,1

7

7,86

-1,5

5

16

,04

18,0

3TR

71TR

72-2

,01

5,28

0,

67

11,7

3

-11,

38

-2,4

7

3,28

-6

,74

2,18

-1

1,73

12

,34

13,5

1TR

72TR

814,

178,

80

4,13

9,

99

2,75

2,

25

2,10

6,

26

-0

,66

19,2

9TR

81TR

82-7

,67

4,37

-2

,84

7,

71

5,20

-9

,78

-2

,99

-1

4,29

3,91

-5

,58

8,

97-7

,89

TR82

TR83

-2,6

7

3,38

16

,19

-1

,67

-2

,34

-4

,39

-1

5,16

-5,6

8

1,

43

16

,43

TR83

TR90

-0,2

1

-5,5

8

14,6

6

-1,9

5

2,70

-5,4

4

3,00

-0,3

9

10,7

733

,94

TR90

TRA1

0,84

-22,

03

0,40

11,0

73,

595,

88-4

,51

-13,

402,

82-1

1,66

-6,4

22,

57TR

A1TR

A2-4

,75

-3,2

67,

322,

00-8

,58

2,83

8,55

13,3

8TR

A2TR

B1

-4,3

8-8

,30

11,8

4-7

,89

-4,4

70,

605,

803,

85-2

,18

TRB

1TR

B2

12,4

13,

16-5

,88

5,95

6,51

19,1

3-3

,54

0,29

4,49

-8,8

922

,64

48,3

7TR

B2

TRC1

-1,1

93,

1616

,29

-4,1

8-3

,37

-3,0

10,

182,

931,

434,

80TR

C1TR

C2-2

,51

28,6

1-2

,36

-8,3

12,

043,

1420

,66

-20,

02-3

,77

-3,1

128

,74

-3,2

3TR

C2TR

C3-3

,57

-0,9

46,

2719

,22

-1,8

3-8

,07

-2,1

46,

666,

52-7

,79

16,4

5TR

C3

Tabl

o 4.

Eko

nom

ik F

aaliy

et K

ısım

ları

na G

öre

Çal

ışan

Baş

ına

Cir

o O

rtal

ama

Büy

üme

(% D

eğiş

im) 2

003-

2008

(Nac

e R

ev.1

.1)

EYLÜL 2015

sektöründe % 13,94 olarak TRA2 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe % 33,66 olarak TRA2 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe % 26,24 olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe % 174,58 olarak TR90 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe % 297,59 olarak TR82 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe % 34,32 olarak TRC3 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe % 60,81 olarak TR82 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe % 14,31 olarak TRC1 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe % 13,6 olarak TR90 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe % 73,59 olarak TRA2 bölgesinde, "Diğer

2009-2012 yılları için ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme değerleri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 5.); sektörler toplamında en yüksek değer % 13,03 olarak TRA2 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en yüksek değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe % 83,46 olarak TRA1 bölgesinde, "İmalat" sektöründe % 21,82 olarak TRC3 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe % 29,01 olarak TRB2 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe % 64,32 olarak TR63 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % 21,44 olarak TR82 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı"

hizmet faaliyetleri" sektöründe % 35,59 olarak TR63 bölgesinde gerçekleşmiştir.

2009-2012 yılları için ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme değerleri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 5.); sektörler toplamında en düşük değer % -2,06 olarak TR61 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en düşük değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe % -25,4 olarak TR63 bölgesinde, "İmalat" sektöründe % -2,45 olarak TR10 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe % -16,97 olarak TR42 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe % -18,67 olarak TRC3 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % -23,73 olarak TRC3 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe % -9,4 olarak TR22 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe % -21,43 olarak TRA1 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe % -12,55 olarak TRC3 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe % -61,71 olarak TRC3 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe % 3,15 olarak TR21 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe % -17,79 olarak TRC1 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe % -26,51 olarak TR32 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe % -12,99 olarak TR61 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe % -11,64 olarak TRB1 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe % -11,36 olarak TRA1 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe % -26,53 olarak TRA1 bölgesinde gerçekleşmiştir.

Page 43: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

40 41

Ekon

omik

Faa

liyet

Kıs

ımla

rına

Gör

e Ça

lışan

Baş

ına

Ciro

Ort

alam

a Bü

yüm

e (%

) 200

3-20

08 (N

ace

Rev.

1.1)

BÖLGE KODU

Toplam

Balıkçılık

Madencilik vetaşocakçılığı

İmalat

Elektrik, gaz ve su

İnşaat

Toptan ve perakendeticaret

Otel, lokanta ve kahvehane

Ulaştırma, depolama ve haberleşme

Mali aracı kuruluşların faaliyetleri

Gayrimenkul kiralamave iş faaliyetleri

Eğitim

Sağlık işleri ve sosyal hizmetler

Diğer sosyal, toplumsalve kişisel hizmet

faaliyetleri

BÖLGE KODU

BC

D

E

F

G

H

I

J

K

M

NO

TR0,

083,

92

0,88

-1,4

9

0,82

-3,3

2

1,38

3,06

2,80

6,37

TRTR

10-0

,78

0,

97

-2,2

7

-1,3

8

-8,5

6

-1,9

4

3,03

-3,3

5

-0,1

93,

72TR

10TR

21-3

,96

20,6

0

-2,8

3

-4,3

2

-3,8

3

-3,3

1

-20,

46

5,01

12,8

8TR

21TR

221,

702,

94

10,3

3

18,7

7

-13,

30

-2,4

9

5,27

-6,7

6

23,8

1

6,08

13,9

6TR

22TR

311,

34

2,11

0,46

3,

75

-0

,30

-6

,91

0,99

3,49

0,55

TR31

TR32

-1,5

44,

19

2,20

-5,6

0

-3,0

9

-8,5

3

-1,7

2

-5

,43

8,66

-1,5

7TR

32TR

33-1

,23

0,

53

12,0

1

-11,

59

-3,9

8

1,03

8,

45

37

,66

-5

,84

TR

33TR

41-2

,21

7,12

-0

,89

4,87

-3

,04

-1

,63

-6

,19

-1,3

3

9,

053,

23TR

41TR

422,

05

-2,2

7

8,70

-5

,53

11

,86

-6

,34

7,

14

-0

,82

0,32

7,29

TR42

TR51

1,87

9,74

1,

75

0,72

3,

66

1,59

-6

,26

27

,79

1,08

-8

,17

-0

,84

-0,2

5TR

51TR

52-1

,61

3,64

1,

06

21,0

9

-2,8

8

-1,4

4

-1,8

7

-13,

67

-2

,92

-4

,37

9,

957,

74TR

52TR

610,

49

1,67

8,

66

4,01

0,

48

1,27

2,

27

0,

83

-2

,51

4,39

TR61

TR62

2,14

-6,1

4

0,74

7,

98

1,32

5,

03

-3,4

6

3,73

-9,8

5

-3

,45

TR62

TR63

2,96

-8,0

4

6,87

15

,00

-1

1,44

2,

36

9,33

-5

,08

7,59

-6

,10

19

,49

8,88

TR63

TR71

-3,1

3

-2,0

9

10,4

9

-4,9

3

-4,6

3

-0,1

7

7,86

-1,5

5

16

,04

18,0

3TR

71TR

72-2

,01

5,28

0,

67

11,7

3

-11,

38

-2,4

7

3,28

-6

,74

2,18

-1

1,73

12

,34

13,5

1TR

72TR

814,

178,

80

4,13

9,

99

2,75

2,

25

2,10

6,

26

-0

,66

19,2

9TR

81TR

82-7

,67

4,37

-2

,84

7,

71

5,20

-9

,78

-2

,99

-1

4,29

3,91

-5

,58

8,

97-7

,89

TR82

TR83

-2,6

7

3,38

16

,19

-1

,67

-2

,34

-4

,39

-1

5,16

-5,6

8

1,

43

16

,43

TR83

TR90

-0,2

1

-5,5

8

14,6

6

-1,9

5

2,70

-5,4

4

3,00

-0,3

9

10,7

733

,94

TR90

TRA1

0,84

-22,

03

0,40

11,0

73,

595,

88-4

,51

-13,

402,

82-1

1,66

-6,4

22,

57TR

A1TR

A2-4

,75

-3,2

67,

322,

00-8

,58

2,83

8,55

13,3

8TR

A2TR

B1

-4,3

8-8

,30

11,8

4-7

,89

-4,4

70,

605,

803,

85-2

,18

TRB

1TR

B2

12,4

13,

16-5

,88

5,95

6,51

19,1

3-3

,54

0,29

4,49

-8,8

922

,64

48,3

7TR

B2

TRC1

-1,1

93,

1616

,29

-4,1

8-3

,37

-3,0

10,

182,

931,

434,

80TR

C1TR

C2-2

,51

28,6

1-2

,36

-8,3

12,

043,

1420

,66

-20,

02-3

,77

-3,1

128

,74

-3,2

3TR

C2TR

C3-3

,57

-0,9

46,

2719

,22

-1,8

3-8

,07

-2,1

46,

666,

52-7

,79

16,4

5TR

C3

Tabl

o 4.

Eko

nom

ik F

aaliy

et K

ısım

ları

na G

öre

Çal

ışan

Baş

ına

Cir

o O

rtal

ama

Büy

üme

(% D

eğiş

im) 2

003-

2008

(Nac

e R

ev.1

.1)

EYLÜL 2015

sektöründe % 13,94 olarak TRA2 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe % 33,66 olarak TRA2 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe % 26,24 olarak TRA2 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe % 174,58 olarak TR90 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe % 297,59 olarak TR82 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe % 34,32 olarak TRC3 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe % 60,81 olarak TR82 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe % 14,31 olarak TRC1 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe % 13,6 olarak TR90 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe % 73,59 olarak TRA2 bölgesinde, "Diğer

2009-2012 yılları için ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme değerleri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 5.); sektörler toplamında en yüksek değer % 13,03 olarak TRA2 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en yüksek değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe % 83,46 olarak TRA1 bölgesinde, "İmalat" sektöründe % 21,82 olarak TRC3 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe % 29,01 olarak TRB2 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe % 64,32 olarak TR63 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % 21,44 olarak TR82 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı"

hizmet faaliyetleri" sektöründe % 35,59 olarak TR63 bölgesinde gerçekleşmiştir.

2009-2012 yılları için ekonomik faaliyet kısımlarına göre çalışan başına cironun yıllık ortalama büyüme değerleri ana faaliyet kısımları itibarıyla incelendiğinde (Tablo 5.); sektörler toplamında en düşük değer % -2,06 olarak TR61 bölgesinde gerçekleşmiştir. Alt sektörlere bakıldığında en düşük değerler; "Madencilik ve taş ocakçılığı" sektöründe % -25,4 olarak TR63 bölgesinde, "İmalat" sektöründe % -2,45 olarak TR10 bölgesinde, "Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı" sektöründe % -16,97 olarak TR42 bölgesinde, "Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve iyileştirme faaliyetleri" sektöründe % -18,67 olarak TRC3 bölgesinde, "İnşaat" sektöründe % -23,73 olarak TRC3 bölgesinde, "Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı" sektöründe % -9,4 olarak TR22 bölgesinde, "Ulaştırma ve depolama" sektöründe % -21,43 olarak TRA1 bölgesinde, "Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri" sektöründe % -12,55 olarak TRC3 bölgesinde, "Bilgi ve iletişim" sektöründe % -61,71 olarak TRC3 bölgesinde, "Gayrimenkul faaliyetleri" sektöründe % 3,15 olarak TR21 bölgesinde, "Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler" sektöründe % -17,79 olarak TRC1 bölgesinde, "İdari ve destek hizmet faaliyetleri" sektöründe % -26,51 olarak TR32 bölgesinde, "Eğitim" sektöründe % -12,99 olarak TR61 bölgesinde, "İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri" sektöründe % -11,64 olarak TRB1 bölgesinde, "Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor" sektöründe % -11,36 olarak TRA1 bölgesinde, "Diğer hizmet faaliyetleri" sektöründe % -26,53 olarak TRA1 bölgesinde gerçekleşmiştir.

Page 44: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

4342

PROJELER

EYLÜL 2015

Başlangıçta kâğıt üzerinde bir teknopark ve üniversitede görevli akademisyenler tarafından kurulan beş firma ile işe başlayan Fırat Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi, kısa sürede büyüdü. Kendi inşa ettikleri binanın ardından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı’nın desteklediği Girişimci İşgücünü Çevreleyen Fırat Gökkuşağı Projesi (FIRASET) ile 10.000 m² kapalı alana sahip ve tüm altyapılarıyla ikinci binayı inşa ettiler. Fırat Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi, yeni çalışma ortamları ve verilen teknik desteklerle şimdilerde yazılım, bilişim, elektronik, mekatronik, biyomalzeme, enerji ve enformasyon üzerine çalışan 50’ye yakın Ar-Ge firmasını barındıran bir teknoloji üssüne dönüşmüş durumda.

Fırat Teknokent’in kuruluşundaki 400 bin Liralık sermayenin bugüne kadar yapılan yatırımlarla 30 milyon Liralık bir değere ulaşması kat edilen mesafeyi gözler önüne seriyor.

Teknokent, birbirinden ilginç projeler ve özel üretimlere ev sahipliği yapıyor; sağlık sektöründe aile hekimleri yazılımı, hayvancılık sektörü için hayvan takip sistemi, coğrafi bilgi sistemleri yazılımı, internet üzerinden TV yayını yapan sistem, insan elinin ulaşamadığı, zorluk derecesi yüksek ve tehlikeli yerlerde boyama ya da kritik işlemleri yapabilen quadcopter, yeni dökülen betonun iki saat içinde kalitesini ve mukavemetini ölçen cihaz, engelliler için sesli komutlarla hareket eden, telefon araması ve mesajlaşma gerçekleştirebilen

internete erişim sağlayan tekerlekli sandalye, fizik tedavi hastalarına evlerinde egzersiz yaptıran ve yaptıkları hareketlerin doktorlar tarafından izlenmesine olanak sağlayan aygıt...

Fırat Teknokent bünyesinde açılan Türk Patent Enstitüsü Bilgi ve Doküman Birimi

de; firma sahipleri, akademisyenler ve girişimcilerin ürettiği ürün veya bilgiyle ilgili ihtiyaç duyabilecekleri marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, coğrafi işaretler, entegre devre belgeleri gibi konularda uzman kişilerden bilgi alabilmelerine olanak sağlıyor.

ELAZIĞ’IN PROJE PINARI FIRAT TEKNOKENTElazığlı bir işadamının yaptığı 280 m²'lik prefabrik bina bağışıyla yola koyulan Elazığ Fırat Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi aslında azimle çalışıldığında hayallerin nasıl gerçeğe dönüşebileceğinin canlı örneği gibi duruyor.

Proje Künyesi

Proje Adı

Yürütücü Kurum

Bütçe

Hedef

Girişimci İşgücünü Çevreleyen Fırat Gökkuşağı Projesi (FIRASET)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı – Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü

6.768.686 Avro

Araştırma ve teknolojik geliştirme ile inovasyon girişimini desteklemek için Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin fiziksel altyapısını oluşturarak Elazığ Teknopark Bölgesel İnovasyon Merkezi’nin kurulması.

Ekon

omik

Faa

liyet

Kıs

ımla

rına

Gör

e Ça

lışan

Baş

ına

Ciro

Ort

alam

a B

üyüm

e (%

) 200

9-20

12 (N

ace

Rev

.2)

BÖLGE KODU

Toplam

Madencilik ve taş ocakçılığı

İmalat

Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve

dağıtımı

Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve

iyileştirme faaliyetleri

İnşaat

Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara

taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı

Ulaştırma ve depolama

Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri

Bilgi ve iletişim

Gayrimenkul faaliyetleri

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler

İdari ve destek hizmet faaliyetleri

Eğitim

İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri

Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor

Diğer hizmet faaliyetleri

BÖLGE KODU

BC

DE

FG

HI

JL

MN

PQ

RS

TR1,

892,

881,

856,

9112

,04

-9,6

12,

595,

932,

293,

8021

,64

-7,5

30,

95-3

,42

1,07

-0,4

86,

24TR

TR10

0,90

-2,4

517

,49

7,04

-11,

903,

547,

22-1

,87

-5,0

48,

43-1

0,05

-1,0

8-2

,13

1,35

1,03

16,3

3TR

10TR

213,

08-2

3,29

1,79

11,7

119

,83

-10,

35

9,29

-16,

40

0,15

-5,3

0

3,15

2,37

-1,2

4

-2,9

1

1,89

0,02

TR21

TR22

-1,5

78,

593,

215,

2512

,72

3,86

-9,4

0

5,92

-0,5

7

-14,

80

8,48

-8,2

9

2,99

-5,8

8

1,95

-6,4

6TR

22TR

314,

11-6

,55

4,74

33,6

1

-6,5

2

1,58

1,36

6,16

13,1

8

45,8

0

-1,4

0

5,70

1,14

-1,7

1

-5,2

6TR

31TR

321,

26-5

,90

5,32

6,38

8,17

-6,4

9

2,48

-0,8

0

0,73

7,77

28,3

5

7,98

-26,

51

-8,8

4

5,00

15,5

4

10,4

0TR

32TR

331,

004,

29-1

,04

-9,0

8

-1,5

6

2,92

-10,

06

11,3

6

0,24

-6,2

0

16,1

9

-5,5

0

4,99

14,6

0TR

33TR

413,

288,

633,

43-0

,36

-13,

17

-5,7

9

2,81

6,37

0,92

24,5

2

8,01

-9,7

4

-11,

26

-7,5

8

-2,5

9

7,44

TR41

TR42

3,01

4,09

-16,

9736

,08

-0,6

2

1,08

5,95

10,7

0

8,36

45,8

8

0,86

3,22

-4,1

1

11,8

8

-0,9

9TR

42TR

511,

4823

,13

0,89

7,21

-7,2

5

-2,6

2

13,1

9

0,24

10,8

7

36,5

2

-2,1

6

11,0

4

-0,7

1

0,41

5,47

TR51

TR52

-1,3

7-6

,20

3,06

3,12

3,71

-5,5

8-0

,21

-10,

81

-4,3

9

4,24

26,6

9

6,23

-7,1

6

-2,0

1

0,49

37,0

6

-10,

60TR

52TR

61-2

,06

-7,7

33,

16-1

6,86

23,3

4

-21,

890,

14

-7,4

3

1,81

41,6

4

9,19

0,27

15,7

4

-12,

99

-2,3

7

0,49

-6,3

9TR

61TR

623,

33-3

,20

-1,2

91,

42-1

,02

-5,5

0

5,65

17,7

0

14,4

2

21,1

2

23,4

8

4,14

-9,9

2

-10,

22

8,30

-0,7

9

10,7

2TR

62TR

635,

68-2

5,40

6,56

64,3

2

3,09

3,05

-8,7

6

20,2

9

21,4

0

33,6

9

-0,5

7

-1,5

1

-4,3

5

2,52

45,7

7

35,5

9TR

63TR

714,

417,

3114

,38

18,7

318

,42

-13,

75

1,47

4,36

13,4

8

41,0

8

33,0

8

4,46

-5,5

6

-5,0

5

-0,7

9

-2,7

8

-0,4

4TR

71TR

721,

49-1

5,45

0,00

-8,2

930

,52

-13,

88

3,69

16,3

7

-0,8

5

4,48

8,06

-3,7

6

-9,5

9

-1,1

1

-4,3

0TR

72TR

8110

,39

0,93

9,91

14,6

91,

29

-5,0

1

8,30

4,06

9,75

20,8

8

0,28

11,1

1

-4,8

9

9,77

37,9

6

2,75

TR81

TR82

4,70

29,5

51,

31-1

2,96

7,62

21,4

4

0,05

-2,5

4

19,6

2

22,6

3

297,

59

4,34

60,8

1

-0,1

8

3,44

TR82

TR83

6,93

-2,4

86,

79-7

,66

2,54

7,35

-7,8

2

7,82

73,8

4

1,96

10,6

7

-1,6

7

13,3

9

55,1

9

-5,4

4TR

83TR

903,

42-0

,84

2,45

9,29

-4,8

5

1,49

7,09

14,7

4

174,

58

8,89

-6,5

8

-4,5

7

13,6

0

29,0

6

-21,

34TR

90TR

A1

4,91

83,4

614

,21

4,23

-4,3

4

10,0

5

-21,

43

12,0

8

52,5

5

19,3

4

-4,8

8

-4,0

9

-1,0

8

-11,

36

-26,

53TR

A1

TRA

213

,03

9,24

22,7

6

-9,7

0

13,9

4

33,6

6

26,2

4

93,7

4

4,22

9,79

-2,7

0

1,90

73,5

9

-18,

38TR

A2

TRB

13,

67-3

,43

6,16

0,73

7,93

-1,1

5

0,71

1,59

13,1

0

31,9

4

18,7

2

7,89

0,54

-11,

64

49,1

4

10,9

7TR

B1

TRB

211

,39

-23,

569,

9829

,01

-8,5

3

-3,6

5

10,5

4

4,56

9,89

100,

21

73,2

3

7,86

1,28

-4,6

0

8,91

1,88

20,9

9TR

B2

TRC

11,

69-2

4,43

4,31

26,9

9

-18,

19

0,98

11,5

7

20,2

3

15,4

4

48,9

6

-17,

79

4,84

14,3

1

2,20

-9,2

9TR

C1

TRC

26,

72-4

,94

7,74

-1,8

5

5,26

8,35

17,3

4

50,1

5

-13,

50

0,77

-0,4

7

-1,2

7

39,1

4

-0,0

5TR

C2

TRC

30,

3421

,82

-18,

67

-23,

73

8,76

9,83

-12,

55

-61,

71

34,3

2

-2,1

9

-3,7

5

-2,5

7

10,3

0TR

C3

Tabl

o 5.

Eko

nom

ik F

aaliy

et K

ısım

ları

na G

öre

Çal

ışan

Baş

ına

Cir

o O

rtal

ama

Büy

üme

(% D

eğiş

im) 2

009-

2012

(Nac

e R

ev.2

)

Page 45: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

4342

PROJELER

EYLÜL 2015

Başlangıçta kâğıt üzerinde bir teknopark ve üniversitede görevli akademisyenler tarafından kurulan beş firma ile işe başlayan Fırat Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi, kısa sürede büyüdü. Kendi inşa ettikleri binanın ardından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı’nın desteklediği Girişimci İşgücünü Çevreleyen Fırat Gökkuşağı Projesi (FIRASET) ile 10.000 m² kapalı alana sahip ve tüm altyapılarıyla ikinci binayı inşa ettiler. Fırat Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi, yeni çalışma ortamları ve verilen teknik desteklerle şimdilerde yazılım, bilişim, elektronik, mekatronik, biyomalzeme, enerji ve enformasyon üzerine çalışan 50’ye yakın Ar-Ge firmasını barındıran bir teknoloji üssüne dönüşmüş durumda.

Fırat Teknokent’in kuruluşundaki 400 bin Liralık sermayenin bugüne kadar yapılan yatırımlarla 30 milyon Liralık bir değere ulaşması kat edilen mesafeyi gözler önüne seriyor.

Teknokent, birbirinden ilginç projeler ve özel üretimlere ev sahipliği yapıyor; sağlık sektöründe aile hekimleri yazılımı, hayvancılık sektörü için hayvan takip sistemi, coğrafi bilgi sistemleri yazılımı, internet üzerinden TV yayını yapan sistem, insan elinin ulaşamadığı, zorluk derecesi yüksek ve tehlikeli yerlerde boyama ya da kritik işlemleri yapabilen quadcopter, yeni dökülen betonun iki saat içinde kalitesini ve mukavemetini ölçen cihaz, engelliler için sesli komutlarla hareket eden, telefon araması ve mesajlaşma gerçekleştirebilen

internete erişim sağlayan tekerlekli sandalye, fizik tedavi hastalarına evlerinde egzersiz yaptıran ve yaptıkları hareketlerin doktorlar tarafından izlenmesine olanak sağlayan aygıt...

Fırat Teknokent bünyesinde açılan Türk Patent Enstitüsü Bilgi ve Doküman Birimi

de; firma sahipleri, akademisyenler ve girişimcilerin ürettiği ürün veya bilgiyle ilgili ihtiyaç duyabilecekleri marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, coğrafi işaretler, entegre devre belgeleri gibi konularda uzman kişilerden bilgi alabilmelerine olanak sağlıyor.

ELAZIĞ’IN PROJE PINARI FIRAT TEKNOKENTElazığlı bir işadamının yaptığı 280 m²'lik prefabrik bina bağışıyla yola koyulan Elazığ Fırat Teknokent Teknoloji Geliştirme Bölgesi aslında azimle çalışıldığında hayallerin nasıl gerçeğe dönüşebileceğinin canlı örneği gibi duruyor.

Proje Künyesi

Proje Adı

Yürütücü Kurum

Bütçe

Hedef

Girişimci İşgücünü Çevreleyen Fırat Gökkuşağı Projesi (FIRASET)

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı – Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü

6.768.686 Avro

Araştırma ve teknolojik geliştirme ile inovasyon girişimini desteklemek için Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nin fiziksel altyapısını oluşturarak Elazığ Teknopark Bölgesel İnovasyon Merkezi’nin kurulması.

Ekon

omik

Faa

liyet

Kıs

ımla

rına

Gör

e Ça

lışan

Baş

ına

Ciro

Ort

alam

a B

üyüm

e (%

) 200

9-20

12 (N

ace

Rev

.2)

BÖLGE KODU

Toplam

Madencilik ve taş ocakçılığı

İmalat

Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve

dağıtımı

Su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve

iyileştirme faaliyetleri

İnşaat

Toptan ve perakende ticaret; motorlu kara

taşıtlarının ve motosikletlerin onarımı

Ulaştırma ve depolama

Konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetleri

Bilgi ve iletişim

Gayrimenkul faaliyetleri

Mesleki, bilimsel ve teknik faaliyetler

İdari ve destek hizmet faaliyetleri

Eğitim

İnsan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri

Kültür, sanat, eğlence, dinlence ve spor

Diğer hizmet faaliyetleri

BÖLGE KODU

BC

DE

FG

HI

JL

MN

PQ

RS

TR1,

892,

881,

856,

9112

,04

-9,6

12,

595,

932,

293,

8021

,64

-7,5

30,

95-3

,42

1,07

-0,4

86,

24TR

TR10

0,90

-2,4

517

,49

7,04

-11,

903,

547,

22-1

,87

-5,0

48,

43-1

0,05

-1,0

8-2

,13

1,35

1,03

16,3

3TR

10TR

213,

08-2

3,29

1,79

11,7

119

,83

-10,

35

9,29

-16,

40

0,15

-5,3

0

3,15

2,37

-1,2

4

-2,9

1

1,89

0,02

TR21

TR22

-1,5

78,

593,

215,

2512

,72

3,86

-9,4

0

5,92

-0,5

7

-14,

80

8,48

-8,2

9

2,99

-5,8

8

1,95

-6,4

6TR

22TR

314,

11-6

,55

4,74

33,6

1

-6,5

2

1,58

1,36

6,16

13,1

8

45,8

0

-1,4

0

5,70

1,14

-1,7

1

-5,2

6TR

31TR

321,

26-5

,90

5,32

6,38

8,17

-6,4

9

2,48

-0,8

0

0,73

7,77

28,3

5

7,98

-26,

51

-8,8

4

5,00

15,5

4

10,4

0TR

32TR

331,

004,

29-1

,04

-9,0

8

-1,5

6

2,92

-10,

06

11,3

6

0,24

-6,2

0

16,1

9

-5,5

0

4,99

14,6

0TR

33TR

413,

288,

633,

43-0

,36

-13,

17

-5,7

9

2,81

6,37

0,92

24,5

2

8,01

-9,7

4

-11,

26

-7,5

8

-2,5

9

7,44

TR41

TR42

3,01

4,09

-16,

9736

,08

-0,6

2

1,08

5,95

10,7

0

8,36

45,8

8

0,86

3,22

-4,1

1

11,8

8

-0,9

9TR

42TR

511,

4823

,13

0,89

7,21

-7,2

5

-2,6

2

13,1

9

0,24

10,8

7

36,5

2

-2,1

6

11,0

4

-0,7

1

0,41

5,47

TR51

TR52

-1,3

7-6

,20

3,06

3,12

3,71

-5,5

8-0

,21

-10,

81

-4,3

9

4,24

26,6

9

6,23

-7,1

6

-2,0

1

0,49

37,0

6

-10,

60TR

52TR

61-2

,06

-7,7

33,

16-1

6,86

23,3

4

-21,

890,

14

-7,4

3

1,81

41,6

4

9,19

0,27

15,7

4

-12,

99

-2,3

7

0,49

-6,3

9TR

61TR

623,

33-3

,20

-1,2

91,

42-1

,02

-5,5

0

5,65

17,7

0

14,4

2

21,1

2

23,4

8

4,14

-9,9

2

-10,

22

8,30

-0,7

9

10,7

2TR

62TR

635,

68-2

5,40

6,56

64,3

2

3,09

3,05

-8,7

6

20,2

9

21,4

0

33,6

9

-0,5

7

-1,5

1

-4,3

5

2,52

45,7

7

35,5

9TR

63TR

714,

417,

3114

,38

18,7

318

,42

-13,

75

1,47

4,36

13,4

8

41,0

8

33,0

8

4,46

-5,5

6

-5,0

5

-0,7

9

-2,7

8

-0,4

4TR

71TR

721,

49-1

5,45

0,00

-8,2

930

,52

-13,

88

3,69

16,3

7

-0,8

5

4,48

8,06

-3,7

6

-9,5

9

-1,1

1

-4,3

0TR

72TR

8110

,39

0,93

9,91

14,6

91,

29

-5,0

1

8,30

4,06

9,75

20,8

8

0,28

11,1

1

-4,8

9

9,77

37,9

6

2,75

TR81

TR82

4,70

29,5

51,

31-1

2,96

7,62

21,4

4

0,05

-2,5

4

19,6

2

22,6

3

297,

59

4,34

60,8

1

-0,1

8

3,44

TR82

TR83

6,93

-2,4

86,

79-7

,66

2,54

7,35

-7,8

2

7,82

73,8

4

1,96

10,6

7

-1,6

7

13,3

9

55,1

9

-5,4

4TR

83TR

903,

42-0

,84

2,45

9,29

-4,8

5

1,49

7,09

14,7

4

174,

58

8,89

-6,5

8

-4,5

7

13,6

0

29,0

6

-21,

34TR

90TR

A1

4,91

83,4

614

,21

4,23

-4,3

4

10,0

5

-21,

43

12,0

8

52,5

5

19,3

4

-4,8

8

-4,0

9

-1,0

8

-11,

36

-26,

53TR

A1

TRA

213

,03

9,24

22,7

6

-9,7

0

13,9

4

33,6

6

26,2

4

93,7

4

4,22

9,79

-2,7

0

1,90

73,5

9

-18,

38TR

A2

TRB

13,

67-3

,43

6,16

0,73

7,93

-1,1

5

0,71

1,59

13,1

0

31,9

4

18,7

2

7,89

0,54

-11,

64

49,1

4

10,9

7TR

B1

TRB

211

,39

-23,

569,

9829

,01

-8,5

3

-3,6

5

10,5

4

4,56

9,89

100,

21

73,2

3

7,86

1,28

-4,6

0

8,91

1,88

20,9

9TR

B2

TRC

11,

69-2

4,43

4,31

26,9

9

-18,

19

0,98

11,5

7

20,2

3

15,4

4

48,9

6

-17,

79

4,84

14,3

1

2,20

-9,2

9TR

C1

TRC

26,

72-4

,94

7,74

-1,8

5

5,26

8,35

17,3

4

50,1

5

-13,

50

0,77

-0,4

7

-1,2

7

39,1

4

-0,0

5TR

C2

TRC

30,

3421

,82

-18,

67

-23,

73

8,76

9,83

-12,

55

-61,

71

34,3

2

-2,1

9

-3,7

5

-2,5

7

10,3

0TR

C3

Tabl

o 5.

Eko

nom

ik F

aaliy

et K

ısım

ları

na G

öre

Çal

ışan

Baş

ına

Cir

o O

rtal

ama

Büy

üme

(% D

eğiş

im) 2

009-

2012

(Nac

e R

ev.2

)

Page 46: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

4544

PROJELER

projeler arasında ilk gerçekleştirilenlerden biri. Ve neredeyse en sorunsuz, en fazla verim alacak şekilde gerçekleştirdik. Bu şekilde oluşturduğumuz algı AB Delegasyonu’nda ve Bakanlık tarafında fevkalade pozitif algılanıyor. Bizi deneyim paylaşmak için sık sık davet ediyorlar.”

Sema Akın / Makine Mühendisi Fırat Teknokent Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi

”Ben teknokentin kurulduğu yıldan beri bu işin içindeyim. Teknokentin artık neredeyse bütün işleriyle ilgileniyorum; kiralama, girişimcilik eğitimi, idari işler… Firmaların sorunlarıyla da ilgileniyorum. En uygun çözümü bulmaya çalışıyorum. Ama asıl şu anda hedeflediğimiz nokta teknoloji transfer ofisinde benim sorumlu olduğum modül fikri. Bu sınai mülkiyet

haklarıyla ilgili olan modül. Özellikle sahibi hoca olanların firmaları çok yoğun. Ama biz istiyoruz ki bunların arasında hem bir fikir alışverişi olsun hem iş bazında paslaşma olsun. Bizim bu kapsamda yaptığımız bir şey var: Mümkün olduğu kadar tüm aktörler için kaynaştırma partisi düzenliyoruz.

Bu anlamda birbirleriyle bir sinerji oluştursunlar istiyoruz. Metrekare başına ortalama 11 Lira artı KDV kira alıyoruz. Eğer tekno girişim üzerine destek alan bir firmamız varsa ona da kendimiz ayrıca destek veriyoruz. Kabaca 30 m²’lik bir işletme aylık 390 Lira gibi bir kira ödüyor.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın tanıdığı muafiyetler sayesinde, eğer bir firmamız yazılım üretiyorsa, o firmamız, çalışan yazılımcılarının SGK’sı için de destek alıyor ve yazılımın ilk sürümünü satarken, lisansını satarken Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi’nden de KDV’den de muaf oluyor. Dolayısıyla teknoparktaki bir yazılım üreticisi, KDV’den muaf olduğu için kamu ihalelerinde bir adım öne çıkmış oluyor. Diğer taraftan Ar-Ge yapan firmalarımız, ilk örneği yapmaları durumunda onlar da bu istisnalardan yararlanıyorlar. Bu da çok ciddi bir avantaj. Bence bu bilinenlerin yanında esas avantaj şimdi devletin sağlamış olduğu teknolojik yatırım desteği, teknoparklardaki üretim desteği gibi destekler. Desteğin limiti neredeyse yok. İlk yapılandığımız binada zaten işlikler tamamen dolu olarak başladık. Orayı bir iş adamımız hibe olarak yapmıştı. Talep fazla olunca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı desteğiyle iki katlı betonarme bina yaptırıldı. Yani ihtiyaç oldukça büyüdü. Bir talep daha olsun, bütçe bulup yeni binamızı yapalım. Burada şöyle bir avantajımız var artık hatta il dışından da

talepler alıyoruz. Yani sadece yereldeki akademisyen firmalarımız yok. Hatta geniş alan isteyen firmalar da oluyor, böyle giderse bu binanın da çabuk dolacağını düşünüyorum.”

Prof. Dr. Erhan Akın Fırat Teknokent Genel Müdürü

“2008 yılında Sanayi Bakanlığı’nın Ar-Ge Genel Müdürü bizi Ankara’da bir toplantıya davet etti. 13 tane teknopark gelmişti değişik illerden, genellikle Türkiye’nin cazibe merkezi olarak bilinen illerdi. Rekabetçi Sektörler Programlarını ve verilen destekleri anlattılar bize. Mevcut imkânları anlattılar ve Avrupa Birliği’yle ortak, ilinizde bu konuyu desteklemek istiyoruz dediler. Sonraki aşamalarında bizden istenenlerin hepsini yerine getirmeye başladık. Bir sonraki toplantıda sayı altıya düşmüştü. Üçüncü toplantıya geldiğimizde dört civarındaydı iller. Daha sonrasında sürecin ilerleyen kısmında, özellikle Türkiye’deki Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ile müzakereler oldu. Bu proje bu ilde yürütülebilir mi konusu gündeme geldi. Ondan sonra AB’den, Brüksel’den, bir yönetici geldi. Onun huzurunda tekrar bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Bu arada sayımız üçe düştü: Gaziantep, Kayseri ve Elazığ. Özellikle Bakanlığın IPA biriminin

desteğini alarak hazırlıklarımızı sürdürdük. Bu noktanın altını çizmek lazım çünkü bu uygulama hem Bakanlık tarafında yeniydi hem de bizler detaylarını bilemiyorduk. Dolayısıyla bizim elimizden tuttu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda görevli arkadaşlar. Bu projenin gerçekleşmesini biz çok istiyorduk, onlar da çok istiyordu. Ama bu üç teknopark içinde en ilginç konumda olan bizdik. Çünkü şirket yapılanmamız yoktu. Yani fiili bir teknoparkımız yoktu. Biz o zaman Elazığ ilindeki yöneticilerin uyumuyla projelerimizi, şirket olmadan inisiyatif alınarak çizdirdik. İmar planımızı yaptırdık, bina projelerini yaptırdık, şirket kurulduktan sonra ödemelerini yapmak üzere. Bu bizi hazır kıldı. Biz bir proje yapacağız, bu kadar yatırım gelecek Elazığ’a dediğimizde gülümseyenler oluyordu. Buradan çok iyi işler çıkacak dediğimde hiç inanan görmedim şu güne kadar. En temel zorluk oydu çünkü süreç uzundu. Yeterli hazırlık yoktu, sonradan daha organize olduk, deneyimli hale geldik. Elazığ’da teknopark olmaz düşüncesi vardı. Biz o algıyı da bir şekilde olur şeklinde değiştirdik. O süreç içerisinde biz bir taraftan projeyi yürütürken projeden dolayı binamız olacak diye düşünüp diğer parametreleri hiç devre dışı bırakmadık. Ve yapılabilecek bütün işleri Bakanlık imkânlarıyla yaptık. Dolayısıyla şu an geldiğimiz noktadan baktığımızda Fırat Teknokent beklenmedik bir gelişme gösterdi. Yeni binamıza kadar olan bütün binalar şu anda yüzde 100 dolulukla çalışıyor.

Teknoparkı 400 bin TL nakdi sermaye ile kurduk. Bugüne kadar yaptığımız yatırımlarla 25-30 milyon TL kadar bir değere ulaştık. Dolayısıyla bizlere ortak olanların payları değerlendi. Haliyle de Elazığ’a büyük bir değer sağlandı. Fiziksel olarak en iyi teknoparklardan bir tanesiyiz.

Bu da Rekabetçi Sektörler Programı’ndan aldığımız destek sayesinde ortaya çıktı.

Başlangıçta girişimcilere ihtiyacımız vardı, beş firmayı kendi yakın arkadaşlarımdan ve öğrencilerimin kurduğu şirketlerden oluşturduk. Dolayısıyla bir adım atınca arkasının gelmesi gayet kolay oldu. Bunların içerisinde çok güçlü olanlar da vardı. Dolayısıyla nüveyi doğru oluşturduğumuzu düşünüyoruz. İlk beş firmanın arkasından onlara bakıp gelen özellikle akademisyen ağırlıklı ve proje alan arkadaşlar oldu. Bu da zaten başkalarının uzaktan göremediği ama bizim içerden gördüğümüz karttı. Dışardan bakıldığı zaman Elazığ’ın sanayisi zayıf olduğu için burada bu kapasite oluşmaz diye düşünülüyordu, oysaki ben Elazığ’daki üniversitenin, Fırat Üniversitesi’nin, gücünün farkındaydım. Bu gücün doğru yönlendirilmesiyle çok yüksek bir profil çıkacağını düşünüyordum ve hâlâ düşünüyorum. Biz bunun çok az bir kısmını kullanabildik. Çünkü burada yaklaşık 40 yılı aşkın bir üniversite birikimi var. Çok renkli bir birikim olarak gelişmiş. Bunu girişimciliğe yönlendirdiğimiz zaman da sonuç veriyor. Bu sonucu şuradan da gözleyebiliyoruz; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın programı olan Tekno Girişim Sermaye Desteğinde Türkiye’deki en iyi 8. üniversiteyiz. Elazığ ilinin girişimcilik profili de Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir yerde. Buna rağmen Elazığ’ın nitelikli göç verdiğini de söylemek lazım, altını çizmek lazım. Teknoparkın daha da büyümesi, Elazığ’ın verdiği bu nitelikli göçün engellenmesi anlamına gelecek.

Ab’den çok özel destek bulduğumuzu söyleyeyim. Bu benim çok keyifle söyleyeceğim bir şey. Çünkü projemiz Türkiye’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında desteklediği

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Page 47: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

4544

PROJELER

projeler arasında ilk gerçekleştirilenlerden biri. Ve neredeyse en sorunsuz, en fazla verim alacak şekilde gerçekleştirdik. Bu şekilde oluşturduğumuz algı AB Delegasyonu’nda ve Bakanlık tarafında fevkalade pozitif algılanıyor. Bizi deneyim paylaşmak için sık sık davet ediyorlar.”

Sema Akın / Makine Mühendisi Fırat Teknokent Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi

”Ben teknokentin kurulduğu yıldan beri bu işin içindeyim. Teknokentin artık neredeyse bütün işleriyle ilgileniyorum; kiralama, girişimcilik eğitimi, idari işler… Firmaların sorunlarıyla da ilgileniyorum. En uygun çözümü bulmaya çalışıyorum. Ama asıl şu anda hedeflediğimiz nokta teknoloji transfer ofisinde benim sorumlu olduğum modül fikri. Bu sınai mülkiyet

haklarıyla ilgili olan modül. Özellikle sahibi hoca olanların firmaları çok yoğun. Ama biz istiyoruz ki bunların arasında hem bir fikir alışverişi olsun hem iş bazında paslaşma olsun. Bizim bu kapsamda yaptığımız bir şey var: Mümkün olduğu kadar tüm aktörler için kaynaştırma partisi düzenliyoruz.

Bu anlamda birbirleriyle bir sinerji oluştursunlar istiyoruz. Metrekare başına ortalama 11 Lira artı KDV kira alıyoruz. Eğer tekno girişim üzerine destek alan bir firmamız varsa ona da kendimiz ayrıca destek veriyoruz. Kabaca 30 m²’lik bir işletme aylık 390 Lira gibi bir kira ödüyor.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın tanıdığı muafiyetler sayesinde, eğer bir firmamız yazılım üretiyorsa, o firmamız, çalışan yazılımcılarının SGK’sı için de destek alıyor ve yazılımın ilk sürümünü satarken, lisansını satarken Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi’nden de KDV’den de muaf oluyor. Dolayısıyla teknoparktaki bir yazılım üreticisi, KDV’den muaf olduğu için kamu ihalelerinde bir adım öne çıkmış oluyor. Diğer taraftan Ar-Ge yapan firmalarımız, ilk örneği yapmaları durumunda onlar da bu istisnalardan yararlanıyorlar. Bu da çok ciddi bir avantaj. Bence bu bilinenlerin yanında esas avantaj şimdi devletin sağlamış olduğu teknolojik yatırım desteği, teknoparklardaki üretim desteği gibi destekler. Desteğin limiti neredeyse yok. İlk yapılandığımız binada zaten işlikler tamamen dolu olarak başladık. Orayı bir iş adamımız hibe olarak yapmıştı. Talep fazla olunca Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı desteğiyle iki katlı betonarme bina yaptırıldı. Yani ihtiyaç oldukça büyüdü. Bir talep daha olsun, bütçe bulup yeni binamızı yapalım. Burada şöyle bir avantajımız var artık hatta il dışından da

talepler alıyoruz. Yani sadece yereldeki akademisyen firmalarımız yok. Hatta geniş alan isteyen firmalar da oluyor, böyle giderse bu binanın da çabuk dolacağını düşünüyorum.”

Prof. Dr. Erhan Akın Fırat Teknokent Genel Müdürü

“2008 yılında Sanayi Bakanlığı’nın Ar-Ge Genel Müdürü bizi Ankara’da bir toplantıya davet etti. 13 tane teknopark gelmişti değişik illerden, genellikle Türkiye’nin cazibe merkezi olarak bilinen illerdi. Rekabetçi Sektörler Programlarını ve verilen destekleri anlattılar bize. Mevcut imkânları anlattılar ve Avrupa Birliği’yle ortak, ilinizde bu konuyu desteklemek istiyoruz dediler. Sonraki aşamalarında bizden istenenlerin hepsini yerine getirmeye başladık. Bir sonraki toplantıda sayı altıya düşmüştü. Üçüncü toplantıya geldiğimizde dört civarındaydı iller. Daha sonrasında sürecin ilerleyen kısmında, özellikle Türkiye’deki Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu ile müzakereler oldu. Bu proje bu ilde yürütülebilir mi konusu gündeme geldi. Ondan sonra AB’den, Brüksel’den, bir yönetici geldi. Onun huzurunda tekrar bir değerlendirme toplantısı yapıldı. Bu arada sayımız üçe düştü: Gaziantep, Kayseri ve Elazığ. Özellikle Bakanlığın IPA biriminin

desteğini alarak hazırlıklarımızı sürdürdük. Bu noktanın altını çizmek lazım çünkü bu uygulama hem Bakanlık tarafında yeniydi hem de bizler detaylarını bilemiyorduk. Dolayısıyla bizim elimizden tuttu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda görevli arkadaşlar. Bu projenin gerçekleşmesini biz çok istiyorduk, onlar da çok istiyordu. Ama bu üç teknopark içinde en ilginç konumda olan bizdik. Çünkü şirket yapılanmamız yoktu. Yani fiili bir teknoparkımız yoktu. Biz o zaman Elazığ ilindeki yöneticilerin uyumuyla projelerimizi, şirket olmadan inisiyatif alınarak çizdirdik. İmar planımızı yaptırdık, bina projelerini yaptırdık, şirket kurulduktan sonra ödemelerini yapmak üzere. Bu bizi hazır kıldı. Biz bir proje yapacağız, bu kadar yatırım gelecek Elazığ’a dediğimizde gülümseyenler oluyordu. Buradan çok iyi işler çıkacak dediğimde hiç inanan görmedim şu güne kadar. En temel zorluk oydu çünkü süreç uzundu. Yeterli hazırlık yoktu, sonradan daha organize olduk, deneyimli hale geldik. Elazığ’da teknopark olmaz düşüncesi vardı. Biz o algıyı da bir şekilde olur şeklinde değiştirdik. O süreç içerisinde biz bir taraftan projeyi yürütürken projeden dolayı binamız olacak diye düşünüp diğer parametreleri hiç devre dışı bırakmadık. Ve yapılabilecek bütün işleri Bakanlık imkânlarıyla yaptık. Dolayısıyla şu an geldiğimiz noktadan baktığımızda Fırat Teknokent beklenmedik bir gelişme gösterdi. Yeni binamıza kadar olan bütün binalar şu anda yüzde 100 dolulukla çalışıyor.

Teknoparkı 400 bin TL nakdi sermaye ile kurduk. Bugüne kadar yaptığımız yatırımlarla 25-30 milyon TL kadar bir değere ulaştık. Dolayısıyla bizlere ortak olanların payları değerlendi. Haliyle de Elazığ’a büyük bir değer sağlandı. Fiziksel olarak en iyi teknoparklardan bir tanesiyiz.

Bu da Rekabetçi Sektörler Programı’ndan aldığımız destek sayesinde ortaya çıktı.

Başlangıçta girişimcilere ihtiyacımız vardı, beş firmayı kendi yakın arkadaşlarımdan ve öğrencilerimin kurduğu şirketlerden oluşturduk. Dolayısıyla bir adım atınca arkasının gelmesi gayet kolay oldu. Bunların içerisinde çok güçlü olanlar da vardı. Dolayısıyla nüveyi doğru oluşturduğumuzu düşünüyoruz. İlk beş firmanın arkasından onlara bakıp gelen özellikle akademisyen ağırlıklı ve proje alan arkadaşlar oldu. Bu da zaten başkalarının uzaktan göremediği ama bizim içerden gördüğümüz karttı. Dışardan bakıldığı zaman Elazığ’ın sanayisi zayıf olduğu için burada bu kapasite oluşmaz diye düşünülüyordu, oysaki ben Elazığ’daki üniversitenin, Fırat Üniversitesi’nin, gücünün farkındaydım. Bu gücün doğru yönlendirilmesiyle çok yüksek bir profil çıkacağını düşünüyordum ve hâlâ düşünüyorum. Biz bunun çok az bir kısmını kullanabildik. Çünkü burada yaklaşık 40 yılı aşkın bir üniversite birikimi var. Çok renkli bir birikim olarak gelişmiş. Bunu girişimciliğe yönlendirdiğimiz zaman da sonuç veriyor. Bu sonucu şuradan da gözleyebiliyoruz; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın programı olan Tekno Girişim Sermaye Desteğinde Türkiye’deki en iyi 8. üniversiteyiz. Elazığ ilinin girişimcilik profili de Türkiye ortalamasının çok üzerinde bir yerde. Buna rağmen Elazığ’ın nitelikli göç verdiğini de söylemek lazım, altını çizmek lazım. Teknoparkın daha da büyümesi, Elazığ’ın verdiği bu nitelikli göçün engellenmesi anlamına gelecek.

Ab’den çok özel destek bulduğumuzu söyleyeyim. Bu benim çok keyifle söyleyeceğim bir şey. Çünkü projemiz Türkiye’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında desteklediği

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Page 48: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

YENİ NESİL İZOLASYONLU DUVAR SİSTEMLERİ PROJESİ(GREENBLOK YEŞİL EKOBLOK LTD. ŞTİ.)

STERICOOL 110-160 MODEL DÜŞÜK ISI PLAZMA STERİLİZASYON CİHAZLARININ ULUSLARARASI REKABETİNİN SAĞLANMASI İÇİN STERİLİZASYON VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ (GOA TEKNOLOJİ DANIŞMANLIK A.Ş.)

2015 VERİMLİLİK PROJE ÖDÜLLERİ

4746

Projenin amacı; ısı, ses, yangın, su yalıtımlarını içerisinde barındırarak, enerji verimliliği sağlamak, gereksiz malzeme masraflarından, işçiliklerinden ve zamandan tasarruf etmektir. Yine bu duvarlardan yapılarda, insanların oturum sonrası ısınma ve klima masrafları minimum düzeylere inmektedir. Binalara hafiflik sağlayarak depreme daha

dayanıklı hale getirir ve nefes alması özelliği ile daha sağlıklı yaşam alanları oluşturmaktadır.

Elde edilen, TSE’nin resmi testlerine göre tam değerler aşağıdaki gibidir.- Yangın sınıfı: A1 Yanmaz sınıfıdır.- Ses yalıtımı: 10 cm de 37 db’dir. - Basınç Dayanımı: 4.6 N/mm

GOA Teknoloji A.Ş. beş yılı aşkın bir süredir hastanelerin merkezi sterilizasyonlarda enfeksiyon kontrolünün artırılması ve enfeksiyonun azaltılmasına büyük katkısı olan düşük ısı hidrojen peroksit (H O ) plazma sterilizatörlerini 2 2

üretmektedir. Üretilen bu sterilizatörler hastanelerde ısı ve neme karşı hassas cerrahi aletlerin sterilizasyonunu bir saatten kısa bir sürede tamamlayabilmektedir.

Düşük ısı H O Plazma sterilizasyonu 2 2

piyasanın lideri konumundaki ABD menşeili Johnson&Johnson firması ASP (2013 satışları 2.500 ünite ve yaklaşık 500 milyon Dolar ciro ile) pazarda egemen durumdadır ve en ileri cihazı olan Sterrad 100NX de gerek esnek endoskopları (flexible endoscope) gerek rijid lümenler dünyada en hızlı bir şekilde sterilize edebilmektedir. Bu cihazın fiyatı 100.000 Dolar üzerindedir ve her döngü için yaklaşık 14 Dolar tutarında hidrojen peroksit solüsyon sarfı kullanmaktadır.

Ar-Ge projelerine ara vermeyen GOA Teknoloji A.Ş. yakın zamanda plazma sterilizatör teknolojisinde önemli bir dizi buluş yapmıştır. USA patentleriyle koruma altına alınan bu buluşlar GOA Teknoloji A.Ş. Stericool marka cihazlarının sterilizasyon süresini ve verimliliğini Sterrad 100NX’in daha üstüne çıkarma olanağı vermiştir. İlaveten bu buluşlar

şirketimize endüstrinin en gelişmiş Sterrad 100NX ve Sterrad 100S modellerinin özelliklerini tek bir makinada toplama imkânı yaratmıştır.

GOA Teknoloji A.Ş. son 18 ayda bu buluşlarını alt modüller halinde daha da geliştirerek başarıyla sterilizator teknolojisine 93/42/EEC Medical Devices standartlarına uyumlu olarak entegre etmeyi başarmıştır. Üretilen prototipin sterilizasyon etkinliği, Almanya’da EN ISO 17025 akrediteli büyük bir laboratuvar tarafından, tıbbi cihazları simule eden lümenli cihazları üzerinde ISO 14937 uyumlu validasyon testleri yapılarak doğrulanmıştır.

2014 yılının son çeyreğinde GOA bu yeni teknolojisini Stericool Plus 110A ve 160A markaları altında piyasaya sürmüş ve büyük bir ilgi görmüştür. Proje başında aylık üretim 2-3 ünite iken son Kasım ve Aralık aylarında aylık üretilen cihaz sayısı 7'ye yükselmiştir. Stericool Plus serisi şu anda dünyada esnek lümenleri 39 dakikada sterilize edebilen en gelişmiş cihazdır ve TÜRKAK onaylı bağımsız Avrupa Laboratuvarı tarafından sterilizasyon etkinlik testleri gerçekleştirilmiştir.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” Birincilik Ödülü

Ödülü, GOA Teknoloji Danışmanlık A.Ş. Ana Hissedarı Dr. Yavuz AHISKA aldı.

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” İkincilik Ödülü

% 90 YERLİ KATKI İLE İNCE FİLM KAPLAMA SİSTEMİ ÜRETİMİ PROJESİ(VAKSİS AR-GE VE MÜHENDİSLİK LTD. ŞTİ.)

Türkiye’de ileri teknoloji cihazların kullanım alanları yaygın olarak üniversiteler, enstitüler ve Ar-Ge merkezleridir. Bu nedenle Vaksis vakum kaplama sistemlerinin en önemli müşterileri ilgili proje yürütücülükleri olan akademisyenlerdir. Bu projeler Bakanlıklar, TÜBİTAK ve Kalkınma Ajansları gibi kurumlarca desteklenmektedir. Destek kapsamında cihaz alımları için proje bütçesinde ayrılabilecek miktar bellidir ve bu miktar çoğu projede düşüktür.

Birçok malzeme ile çalışma yapmaya olanak sağlaması ve kullanımının kolay olması nedeniyle termal buharlaştırma kaynağı içeren sistemler öncelikli talep edilen cihazlardır. Bu kapsamda daha önce üretimi yapılmış ve satışı gerçekleşmiş olan “PVD-handy/2T sm” sistemini optimize ederek, yabancı katkı oranını azaltarak ve tedarikçilerden temin

edilen bazı sistem bileşenlerinin firmamızca üretimini gerçekleştirerek ilk amaç olarak ürün maliyetini düşürmek hedeflenmiştir. Burada asıl önemli olan nokta ürün maliyetini düşürürken sistemin kalitesinden ödün vermemek ve kullanıcı dostu olma özelliğini artırabilmektir. Bu nedenle bir diğer amaç olarak ürünün standardını yükseltmek hedeflenmiştir.

“PVD-handy/2T sm” sistemi ilk tasarlandığı anda yabancı katkı oranı % 28,2’dir. Proje esnasında; % 100 yerli Vaksis vakum vanaları, Vaksis difüzyon pompası ve Vaksis su soğutma grubu (chiller) tasarlanıp üretilmiş, bu yeni sistem alt bileşenleri yeni tasarlanan “PVD-handy/2T sm” sistemine entegre edilmiştir. Ayrıca sisteme PLC kontrol ekleme çalışmaları başarılı sonuç vermiştir.

Yaklaşık yedi aylık bir çalışma sonucunda geliştirilen difüzyon pompası, vakum vanaları ve su soğutma grubu ile üretim maliyetleri düşürülmüş, daha hızlı ve etkin teknik servis avantajı elde edilmiştir. Manuel kullanım yerine; PLC ve bilgisayar ile yarı manuel kullanım yardımıyla sistemin kullanıcı dostu olma özelliği artırılmıştır. Sistemdeki yabancı katkı oranı % 9,3’e düşürülmüştür. Cihaz, üretilen Vaksis sistemleri arasında en düşük yabancı katkı oranına sahip sistemdir. Sistem başarıyla üretilmiş ve iki adet satış gerçekleştirilmiştir.

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” Üçüncülük Ödülü

Isı iletkenli değeri: 0.088 W/mkm³ Ağırlık: 550 kgNeme ve suya dayanıklıdır. Yağmurlu ve nemli bölgelerde güvenle kullanılır. Ortamdaki nem fazlasını çeker, nem dengeleyicidir.- Antibakteriyeldir.

Page 49: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

YENİ NESİL İZOLASYONLU DUVAR SİSTEMLERİ PROJESİ(GREENBLOK YEŞİL EKOBLOK LTD. ŞTİ.)

STERICOOL 110-160 MODEL DÜŞÜK ISI PLAZMA STERİLİZASYON CİHAZLARININ ULUSLARARASI REKABETİNİN SAĞLANMASI İÇİN STERİLİZASYON VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ (GOA TEKNOLOJİ DANIŞMANLIK A.Ş.)

2015 VERİMLİLİK PROJE ÖDÜLLERİ

4746

Projenin amacı; ısı, ses, yangın, su yalıtımlarını içerisinde barındırarak, enerji verimliliği sağlamak, gereksiz malzeme masraflarından, işçiliklerinden ve zamandan tasarruf etmektir. Yine bu duvarlardan yapılarda, insanların oturum sonrası ısınma ve klima masrafları minimum düzeylere inmektedir. Binalara hafiflik sağlayarak depreme daha

dayanıklı hale getirir ve nefes alması özelliği ile daha sağlıklı yaşam alanları oluşturmaktadır.

Elde edilen, TSE’nin resmi testlerine göre tam değerler aşağıdaki gibidir.- Yangın sınıfı: A1 Yanmaz sınıfıdır.- Ses yalıtımı: 10 cm de 37 db’dir. - Basınç Dayanımı: 4.6 N/mm

GOA Teknoloji A.Ş. beş yılı aşkın bir süredir hastanelerin merkezi sterilizasyonlarda enfeksiyon kontrolünün artırılması ve enfeksiyonun azaltılmasına büyük katkısı olan düşük ısı hidrojen peroksit (H O ) plazma sterilizatörlerini 2 2

üretmektedir. Üretilen bu sterilizatörler hastanelerde ısı ve neme karşı hassas cerrahi aletlerin sterilizasyonunu bir saatten kısa bir sürede tamamlayabilmektedir.

Düşük ısı H O Plazma sterilizasyonu 2 2

piyasanın lideri konumundaki ABD menşeili Johnson&Johnson firması ASP (2013 satışları 2.500 ünite ve yaklaşık 500 milyon Dolar ciro ile) pazarda egemen durumdadır ve en ileri cihazı olan Sterrad 100NX de gerek esnek endoskopları (flexible endoscope) gerek rijid lümenler dünyada en hızlı bir şekilde sterilize edebilmektedir. Bu cihazın fiyatı 100.000 Dolar üzerindedir ve her döngü için yaklaşık 14 Dolar tutarında hidrojen peroksit solüsyon sarfı kullanmaktadır.

Ar-Ge projelerine ara vermeyen GOA Teknoloji A.Ş. yakın zamanda plazma sterilizatör teknolojisinde önemli bir dizi buluş yapmıştır. USA patentleriyle koruma altına alınan bu buluşlar GOA Teknoloji A.Ş. Stericool marka cihazlarının sterilizasyon süresini ve verimliliğini Sterrad 100NX’in daha üstüne çıkarma olanağı vermiştir. İlaveten bu buluşlar

şirketimize endüstrinin en gelişmiş Sterrad 100NX ve Sterrad 100S modellerinin özelliklerini tek bir makinada toplama imkânı yaratmıştır.

GOA Teknoloji A.Ş. son 18 ayda bu buluşlarını alt modüller halinde daha da geliştirerek başarıyla sterilizator teknolojisine 93/42/EEC Medical Devices standartlarına uyumlu olarak entegre etmeyi başarmıştır. Üretilen prototipin sterilizasyon etkinliği, Almanya’da EN ISO 17025 akrediteli büyük bir laboratuvar tarafından, tıbbi cihazları simule eden lümenli cihazları üzerinde ISO 14937 uyumlu validasyon testleri yapılarak doğrulanmıştır.

2014 yılının son çeyreğinde GOA bu yeni teknolojisini Stericool Plus 110A ve 160A markaları altında piyasaya sürmüş ve büyük bir ilgi görmüştür. Proje başında aylık üretim 2-3 ünite iken son Kasım ve Aralık aylarında aylık üretilen cihaz sayısı 7'ye yükselmiştir. Stericool Plus serisi şu anda dünyada esnek lümenleri 39 dakikada sterilize edebilen en gelişmiş cihazdır ve TÜRKAK onaylı bağımsız Avrupa Laboratuvarı tarafından sterilizasyon etkinlik testleri gerçekleştirilmiştir.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” Birincilik Ödülü

Ödülü, GOA Teknoloji Danışmanlık A.Ş. Ana Hissedarı Dr. Yavuz AHISKA aldı.

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” İkincilik Ödülü

% 90 YERLİ KATKI İLE İNCE FİLM KAPLAMA SİSTEMİ ÜRETİMİ PROJESİ(VAKSİS AR-GE VE MÜHENDİSLİK LTD. ŞTİ.)

Türkiye’de ileri teknoloji cihazların kullanım alanları yaygın olarak üniversiteler, enstitüler ve Ar-Ge merkezleridir. Bu nedenle Vaksis vakum kaplama sistemlerinin en önemli müşterileri ilgili proje yürütücülükleri olan akademisyenlerdir. Bu projeler Bakanlıklar, TÜBİTAK ve Kalkınma Ajansları gibi kurumlarca desteklenmektedir. Destek kapsamında cihaz alımları için proje bütçesinde ayrılabilecek miktar bellidir ve bu miktar çoğu projede düşüktür.

Birçok malzeme ile çalışma yapmaya olanak sağlaması ve kullanımının kolay olması nedeniyle termal buharlaştırma kaynağı içeren sistemler öncelikli talep edilen cihazlardır. Bu kapsamda daha önce üretimi yapılmış ve satışı gerçekleşmiş olan “PVD-handy/2T sm” sistemini optimize ederek, yabancı katkı oranını azaltarak ve tedarikçilerden temin

edilen bazı sistem bileşenlerinin firmamızca üretimini gerçekleştirerek ilk amaç olarak ürün maliyetini düşürmek hedeflenmiştir. Burada asıl önemli olan nokta ürün maliyetini düşürürken sistemin kalitesinden ödün vermemek ve kullanıcı dostu olma özelliğini artırabilmektir. Bu nedenle bir diğer amaç olarak ürünün standardını yükseltmek hedeflenmiştir.

“PVD-handy/2T sm” sistemi ilk tasarlandığı anda yabancı katkı oranı % 28,2’dir. Proje esnasında; % 100 yerli Vaksis vakum vanaları, Vaksis difüzyon pompası ve Vaksis su soğutma grubu (chiller) tasarlanıp üretilmiş, bu yeni sistem alt bileşenleri yeni tasarlanan “PVD-handy/2T sm” sistemine entegre edilmiştir. Ayrıca sisteme PLC kontrol ekleme çalışmaları başarılı sonuç vermiştir.

Yaklaşık yedi aylık bir çalışma sonucunda geliştirilen difüzyon pompası, vakum vanaları ve su soğutma grubu ile üretim maliyetleri düşürülmüş, daha hızlı ve etkin teknik servis avantajı elde edilmiştir. Manuel kullanım yerine; PLC ve bilgisayar ile yarı manuel kullanım yardımıyla sistemin kullanıcı dostu olma özelliği artırılmıştır. Sistemdeki yabancı katkı oranı % 9,3’e düşürülmüştür. Cihaz, üretilen Vaksis sistemleri arasında en düşük yabancı katkı oranına sahip sistemdir. Sistem başarıyla üretilmiş ve iki adet satış gerçekleştirilmiştir.

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” Üçüncülük Ödülü

Isı iletkenli değeri: 0.088 W/mkm³ Ağırlık: 550 kgNeme ve suya dayanıklıdır. Yağmurlu ve nemli bölgelerde güvenle kullanılır. Ortamdaki nem fazlasını çeker, nem dengeleyicidir.- Antibakteriyeldir.

Page 50: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

SU ALTI GÖZLEM ARACI (SAGA) PROJESİ(DESİSTEK ROBOTİK LTD. ŞTİ.)

MULTİ FONKSİYONLU, TEK GÖVDELİ BASKI LAMİNASYON MAKİNESİ GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ (NET PAK AMBALAJ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.)

2015 VERİMLİLİK PROJE ÖDÜLLERİ2015 VERİMLİLİK PROJE ÖDÜLLERİ

4948

Geliştirilen projenin amacı; su altında 250 metreye kadar dalabilen, taşınabilir ve kullanımı kolay bir insansız su altı aracı geliştirmektir. Bu cihazın kullanım amacı özellikle kurtarma dalgıçlarının (AFAD, Jandarma) su altında kanıt arama, ceset arama gibi faaliyetlerini gerçekleştirirken onlara kolaylık sağlamaktır. Özellikle soğuk sular, kötü hava koşulları, kötü dalış koşulları vb. dalgıçların da dalış yaparken hayati risklerinin bulunduğu koşullarda cihazın kullanımı sayesinde arama tarama faaliyetleri gerçekleştirilebilecektir.

SAGA projesi geliştirilirken göz önünde bulundurulan en önemli etkenler cihazın taşınabilir ve kolay kullanılabilir olmasıdır. SAGA’nın kullanım alanları genelde zor arazi şartları olacağından sistemin dayanıklı olması gerekmektedir. Bu amaçla sistem üç adet dayanıklı ve tekerlekli çanta içerisinde taşınmaktadır. 1. su altı aracı taşıma çantası, 2. operatör konsolu çantası ve 3. kablo çantasıdır. Cihazın enerjisi elektirikle sağlandığından dolayı elektiriğin olmadığı yerlerde dahi küçük bir jeneratör vasıtasıyla, sürekli arama yapabilmek mümkündür.

SAGA’nın üzerinde kamera, ışıklandırma, derinlik ölçer, sıcaklık ölçer, pusula, vb. sensörler bulunmaktadır. Bunlar yardımıyla su altında arama yapmak mümkün olmaktadır. Sistemin bir başka önemli özelliği ise üzerinde bulunan sonar cihazı sayesinde görüşün sıfır olduğu

yerlerde dahi (baraj, göl vb.) tespit yapılabilmesidir.

Proje sonucunda ortaya çıkan ürünle, su altı olaylarında, hava ve su koşullarından bağımsız ve süre sınırlaması olmaksızın arama-tarama faaliyetlerini

gerçekleştirecek robotik bir ürün ortaya çıkmıştır. Bu sayede dalgıçların arama faaliyetlerinde ön araştırmayı bu cihaz ile yaparak zamandan tasarruf etmeleri sağlanmıştır.

Torba (poşet) ambalaj sektöründe son yıllarda oldukça önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Çevresel şartlara uygunluk ve doğanın korunması amaçlı çalışmaların hız kazanması sonucu torba ambalaj üreticileri de ürünlerini bu doğrultuda piyasaya çıkartmak için gerekli Ar-Ge çalışmalarını yapmaktadırlar. Netpak Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti. doğa dostu bez poşet üretiminde ultrasonik kaynak sistemi kullanarak seri üretim yapmaktadır. Firmamızın ürettiği ürünler ve üretimde kullanılan makinalarla ilgili olarak beş adet incelemeli patent olmak üzere 13 adet patenti bulunmaktadır.

Firmamızın ürettiği bez torba, çanta vb. gibi ürünlerde reklam ve görsellik sağlayarak müşteriyi çekmesi ve mağazanın hizmet kalitesini de yansıtması açısından kaliteli baskı ve laminasyona ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda faaliyet gösteren firmalar ise nonwoven üzerine gelişigüzel olarak baskı-laminasyon uygulamaları yapmaktadır. Diğer yandan baskı ve laminasyon ayrı yer ve zamanda yapılmaktadır ve üretim zamanı ve maliyet açısından üreticilere büyük yükler getirerek küresel pazarda rekabet etme şansının düşmesine sebep olmaktadır.

Firmamız proje kapsamında nonwoven kumaş üzerine baskı ve laminasyonu tek seferde uygulayabilecek, hızlı, ekonomik ve verimli olarak çalışabilecek bir makinenin olmadığını ayrıca makine endüstrisinin de gelişmekte olan bir

sektör olması nedeniyle son teknolojilerin ithal edildiğini ve milli kaynak kaybına sebebiyet veriliyor olması nedeniyle bu projeyi başlatmıştır. Proje kapsamında firmamız multi-fonksiyonlu tek gövdeli baskı-laminasyon makinesinin her türlü nonwoven kumaş üzerine baskı ve laminasyon işlemini çok çeşitli baskı ve laminasyon teknikleri ve ham maddeleri kullanarak gerçekleştirebilecek tam otomasyona dayalı, hızlı, verimli,

ekonomik, hassas ve güvenilir işleme özelliklerine sahip bir makine projesini tamamlamıştır. Dolayısıyla firmamızın gelecek hedefi olan doğa dostu teknik tekstil kumaşlardan çanta imalatı konusunda ülkemizi pazar haline getirerek sektörümüzün gelişmesini sağlamak hem de ülkemizin cari açığını azaltmakla amacımıza yaklaşmış olacağımıza inanmaktayız.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” Teşvik Ödülü

Ödülü, NETPAK Ambalaj Genel Müdürü Ali AVCI aldı.

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Mikro Ölçekli İşletme Kategorisi” Birincilik Ödülü

Ödülü, DESİSTEK Ar-Ge Müdürü Emre EGE aldı.

Page 51: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

SU ALTI GÖZLEM ARACI (SAGA) PROJESİ(DESİSTEK ROBOTİK LTD. ŞTİ.)

MULTİ FONKSİYONLU, TEK GÖVDELİ BASKI LAMİNASYON MAKİNESİ GELİŞTİRİLMESİ PROJESİ (NET PAK AMBALAJ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.)

2015 VERİMLİLİK PROJE ÖDÜLLERİ2015 VERİMLİLİK PROJE ÖDÜLLERİ

4948

Geliştirilen projenin amacı; su altında 250 metreye kadar dalabilen, taşınabilir ve kullanımı kolay bir insansız su altı aracı geliştirmektir. Bu cihazın kullanım amacı özellikle kurtarma dalgıçlarının (AFAD, Jandarma) su altında kanıt arama, ceset arama gibi faaliyetlerini gerçekleştirirken onlara kolaylık sağlamaktır. Özellikle soğuk sular, kötü hava koşulları, kötü dalış koşulları vb. dalgıçların da dalış yaparken hayati risklerinin bulunduğu koşullarda cihazın kullanımı sayesinde arama tarama faaliyetleri gerçekleştirilebilecektir.

SAGA projesi geliştirilirken göz önünde bulundurulan en önemli etkenler cihazın taşınabilir ve kolay kullanılabilir olmasıdır. SAGA’nın kullanım alanları genelde zor arazi şartları olacağından sistemin dayanıklı olması gerekmektedir. Bu amaçla sistem üç adet dayanıklı ve tekerlekli çanta içerisinde taşınmaktadır. 1. su altı aracı taşıma çantası, 2. operatör konsolu çantası ve 3. kablo çantasıdır. Cihazın enerjisi elektirikle sağlandığından dolayı elektiriğin olmadığı yerlerde dahi küçük bir jeneratör vasıtasıyla, sürekli arama yapabilmek mümkündür.

SAGA’nın üzerinde kamera, ışıklandırma, derinlik ölçer, sıcaklık ölçer, pusula, vb. sensörler bulunmaktadır. Bunlar yardımıyla su altında arama yapmak mümkün olmaktadır. Sistemin bir başka önemli özelliği ise üzerinde bulunan sonar cihazı sayesinde görüşün sıfır olduğu

yerlerde dahi (baraj, göl vb.) tespit yapılabilmesidir.

Proje sonucunda ortaya çıkan ürünle, su altı olaylarında, hava ve su koşullarından bağımsız ve süre sınırlaması olmaksızın arama-tarama faaliyetlerini

gerçekleştirecek robotik bir ürün ortaya çıkmıştır. Bu sayede dalgıçların arama faaliyetlerinde ön araştırmayı bu cihaz ile yaparak zamandan tasarruf etmeleri sağlanmıştır.

Torba (poşet) ambalaj sektöründe son yıllarda oldukça önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Çevresel şartlara uygunluk ve doğanın korunması amaçlı çalışmaların hız kazanması sonucu torba ambalaj üreticileri de ürünlerini bu doğrultuda piyasaya çıkartmak için gerekli Ar-Ge çalışmalarını yapmaktadırlar. Netpak Ambalaj San. Tic. Ltd. Şti. doğa dostu bez poşet üretiminde ultrasonik kaynak sistemi kullanarak seri üretim yapmaktadır. Firmamızın ürettiği ürünler ve üretimde kullanılan makinalarla ilgili olarak beş adet incelemeli patent olmak üzere 13 adet patenti bulunmaktadır.

Firmamızın ürettiği bez torba, çanta vb. gibi ürünlerde reklam ve görsellik sağlayarak müşteriyi çekmesi ve mağazanın hizmet kalitesini de yansıtması açısından kaliteli baskı ve laminasyona ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda faaliyet gösteren firmalar ise nonwoven üzerine gelişigüzel olarak baskı-laminasyon uygulamaları yapmaktadır. Diğer yandan baskı ve laminasyon ayrı yer ve zamanda yapılmaktadır ve üretim zamanı ve maliyet açısından üreticilere büyük yükler getirerek küresel pazarda rekabet etme şansının düşmesine sebep olmaktadır.

Firmamız proje kapsamında nonwoven kumaş üzerine baskı ve laminasyonu tek seferde uygulayabilecek, hızlı, ekonomik ve verimli olarak çalışabilecek bir makinenin olmadığını ayrıca makine endüstrisinin de gelişmekte olan bir

sektör olması nedeniyle son teknolojilerin ithal edildiğini ve milli kaynak kaybına sebebiyet veriliyor olması nedeniyle bu projeyi başlatmıştır. Proje kapsamında firmamız multi-fonksiyonlu tek gövdeli baskı-laminasyon makinesinin her türlü nonwoven kumaş üzerine baskı ve laminasyon işlemini çok çeşitli baskı ve laminasyon teknikleri ve ham maddeleri kullanarak gerçekleştirebilecek tam otomasyona dayalı, hızlı, verimli,

ekonomik, hassas ve güvenilir işleme özelliklerine sahip bir makine projesini tamamlamıştır. Dolayısıyla firmamızın gelecek hedefi olan doğa dostu teknik tekstil kumaşlardan çanta imalatı konusunda ülkemizi pazar haline getirerek sektörümüzün gelişmesini sağlamak hem de ülkemizin cari açığını azaltmakla amacımıza yaklaşmış olacağımıza inanmaktayız.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Küçük Ölçekli İşletme Kategorisi” Teşvik Ödülü

Ödülü, NETPAK Ambalaj Genel Müdürü Ali AVCI aldı.

2015 Verimlilik Proje Ödülleri “Mikro Ölçekli İşletme Kategorisi” Birincilik Ödülü

Ödülü, DESİSTEK Ar-Ge Müdürü Emre EGE aldı.

Page 52: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

5150

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Google Bilim Fuarı 2015'te Türkiye'den 5 Finalist Proje Yer Alıyor!

Dünyanın dört bir yanındaki parlak beyinleri dünyayı değiştirecek fikirlerini paylaşmaya davet eden Google Bilim Fuarı 2015’te aylar süren titiz değerlendirmelerin ardından bu yılın 90 bölgesel finalisti belli oldu. Finale kalan bu projeler bilimsel ruh, yaratıcılık ve küresel yaklaşımlarıyla diğerleri arasından sıyrılmayı başardı. Bu yılın bölgesel finalist olarak seçilen projeleri arasında Türkiye’den de beş finalist proje yer alıyor:

• TED Ankara Koleji - Sema Akkurt- 'Kaçınılamaz Atıkların Doğal Antianjiojenik’lere Dönüştürülmesi. • TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi - Cem Buğra Kabaoğlu- 'Yaraları İyileştiren Sprey' - Yaraların İyileştirilmesinde Mezenkimal Kök Hücre ve Epitel Doku Hücrelerinin Kullanımı. • TED Antalya Koleji - Gaye Satılmış - Alper Yılmaz- Elektrospinning Yöntemi İle Üretilen Nanomanyetit Katkılı Nanolif İle Elektromanyetik Dalgalardan Korunma Kalkanı. • Özel Ege Lisesi - Berker Alpöz, Mustafa Emin Tos- Görme Engelliler İçin Tasarlanmış Pasif RFID Tabanlı Akıllı Sinyalizasyon ve Navigasyon Sistemi. • Özyeğin Üniversitesi - Metehan Emlik - Küresel Olmayan Astronomik Cisimler İçin İniş Sistemi Tasarımı Projesi.

Bölgesel finale kalan 90 genç bilim insanı 21 Eylül’de Mountain View Kaliforniya’da düzenlenecek ödül törenine katılacak. 20 Global Finalist arasında yer almak için yarışacak.

Ödüller arasında Scientific American ve Google’dan 100 bin Dolarlık burs ve sınıf yardımı, Galapagos Adaları’na National Geographic Gezisi, Danimarka’daki merkezinde LEGO tasarımcılarını ziyaret etme fırsatı ve Virgin Galactic’in Mojave Havacılık ve Uzay Merkezi’ndeki yeni uzay gemisi turu yer alıyor. Bu yıl ayrıca İlham Veren Eğitimci Ödülü’nün yanı sıra çevre veya sağlık sorunlarına yönelik bir proje için Toplumsal Etki Ödülü de verilecek (http://www.teknolojigundem.com/bilim-haberleri/google-bilim-fuari_na-turk-damgasi-697597.htm#ixzz3hvJCdI61).

Sıvı Güneş Panelleri Geliyor

Bir dönem sularımızı ısıtmak için hazırlanan sistemler ile hatırladığımız güneş enerjisi, son yıllarda alternatif enerji kaynağı olarak önem kazanmaya başladı ve ülkeler bu alana ciddi yatırımlar yapıyor. Bir şehrin ihtiyacını karşılayacak kadar enerji elde etmek için devasa güneş paneli tarlaları kurmak gerekiyor. Ancak bunun için yeterli alan yok ve yeşil alanların işgal edilmesi problemi doğmaya başlıyor. Bir Amerikan firması olan "Solar Windows" enerji üretimi için camlarımızı kullanmayı planlıyor.

Projede sıvı güneş panelleri kullanılıyor

Uzun süredir çalışmalar yapan firmanın projesi Solar Window adını taşıyor. Projede sıvı güneş panelleri kullanılıyor. Karbon ve hidrojen polimerlerden üretilen paneller ince bir film olarak camlara uygulandığında güneş ışığı ve hatta yapay ışıktan dahi elektrik üretebiliyor. Panele ışık kaynağı geldiği anda elektronlar harekete geçiyor ve bu hareketlilik enerji üretimini sağlıyor.

Binaların camlarına uygulanabiliyor Halen test sürecinde olan teknolojiyle bir gökdeleni kaplayarak devasa bir jeneratör elde etmek mümkün. Ayrıca sade bir vatandaş bile evinin camlarını bu panel ile döşediğinde elektrik masrafından da tasarruf edebiliyor. Sadece cam değil plastik yüzeyler üzerine de uygulanabiliyor. 2009 yılında geliştirilen ilk prototip bir pirinç tanesi büyüklüğündeydi. Ancak daha sonra 30x30 cm büyüklüğüne kadar ulaşıldı. Birkaç gökdelene sıvı paneller uygulandığında 50 katlı bir binanın enerji ihtiyacı karşılanabiliyor. Normal paneller kullanılsaydı bunun için 6-8 dönümlük bir alana kurulması gerekiyordu. Sıvı panellerin kablolaması standart sistemler ile aynı olacak. Ancak bu kez kabloların çok görünmeyeceği belirtiliyor. Sistemin en önemli avantajı test süreci bittikten sonra hemen satışa sunulabilecek olması. Solar Window sadece satış değil lisanslama ve tecrübesini aktarma işlemlerini de yapmak istiyor. Bu sayede alternatif enerji kaynaklarının kullanımı konusunda ciddi adımlar atılacak ve isteyen herkes bu teknolojiyi cüzi fiyatlara mal edebilecek (http://www.enerjicihaber.com/news.php?id=776).

Nurol, Romanya'da Askeri Araç Üretecek

Körfez ülkelerinde askeri araç üretimi gerçekleştiren Nurol, şimdi de Avrupa'da faaliyete başlayacak. Şirket, Romanya'da askeri araç üretmeyi planlıyor. ABD'den Malezya'ya dünyanın hemen hemen her bölgesine 1,7 milyar Dolarlık ihracat yapan Türk savunma sanayisi, yurt dışında üretim coğrafyasını genişletiyor. Körfez ülkelerinde hızla genişleyen sektör yatırımlarının yeni hedefi ise Avrupa oluyor. Türkiye'nin en büyük savunma sanayisi şirketlerini bünyesinde barındıran Nurol Holding, Avrupa Birliği'ne ilk adımını Romanya'dan atmak için kolları sıvadı.

Romanya Ekonomi Bakanlığı ile görüşmelere başlayan Nurol Holding'e bağlı Nurol Makina, askeri araç üretmek istiyor. Nurol, görüşmeler olumlu

seyrederse Romanya'da zırhlı ve zırhsız olmak üzere 4x4 askeri araç üretimi için bir tesis kurmayı planlıyor. Savunma sanayisinde iki farklı şirketle faaliyet gösteren holdinge ait Nurol Makine, Ejder, Ilgaz gibi araçlar üretiyor. 1976'da kurulan şirket, 1992'de Ankara'nın Sincan ilçesindeki 1'inci Ankara Organize Sanayi Bölgesi'nde 67 bin m²’lik alanda üretim yapıyor. Tesiste 226 kişi çalışıyor (http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2015/07/31/nurol-romanyada-askeri-arac-uretecek).

Plüton Yüzeyinde Genç Dağ Oluşumları

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, heyecanla beklenen Plüton gezegeninden alınan yakın çekim yeni fotoğrafları yayınladı. Ayrıca Plüton’un uyduları Hydra ve Charon’dan da ayrıntılı fotoğraflara yer verildi. Plüton’un ekvator bölgesinde,

yüksekliği zaman zaman 3 bin 500 metreye varan genç dağ oluşumları göze çarpıyor. Uzmanlar normalde Güneş Sistemi’nin 4 milyar 560 milyon yıl önce oluşmasına rağmen Plüton’daki dağların 100 milyon yıldan önce oluştuğuna dikkati çekiyor.

Fotoğraflar NASA’nın New Horizons (Yeni Ufuklar) adlı araştırma uydusundan çekildi. İnsansız uzay aracı, 10 yıla yakın süren yolculuğunda 4 milyar 800 milyon kilometre kat ederek Plüton’un yakınından geçti. Bu sırada çekilen detay fotoğraflarda ilk kez Plüton’un yüzeyinde dağlara rastlandı. Dağları gezegenin yüzeyini oluşturan buz kütlelerinin şekillendirdiği düşünülüyor. Ancak daha şaşırtıcı yanı, Plüton’un yüzeyinde kratere rastlanmamış olmasıdır. Bu da gezegenin halen jeolojik olarak aktif olduğuna, yüzeyini diğer gökcisimlerinin değil iç ısısının şekillendirdiğine işaret ediyor (http://www.amerikanınsesi.com/).

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ

BİLİM, SANAYİ, VE TEKNOLOJİ ALANINDA GÜNCEL GELİŞMELER*

* Avrupa Birliği Uzmanları Cenk Ufuk Yıldıran, Tuba Demir Doğan, G. Benan Akbaş, Rümeysa Zeynep Sümer ve Zafer Uygun tarafından hazırlanmıştır.

Page 53: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

5150

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Google Bilim Fuarı 2015'te Türkiye'den 5 Finalist Proje Yer Alıyor!

Dünyanın dört bir yanındaki parlak beyinleri dünyayı değiştirecek fikirlerini paylaşmaya davet eden Google Bilim Fuarı 2015’te aylar süren titiz değerlendirmelerin ardından bu yılın 90 bölgesel finalisti belli oldu. Finale kalan bu projeler bilimsel ruh, yaratıcılık ve küresel yaklaşımlarıyla diğerleri arasından sıyrılmayı başardı. Bu yılın bölgesel finalist olarak seçilen projeleri arasında Türkiye’den de beş finalist proje yer alıyor:

• TED Ankara Koleji - Sema Akkurt- 'Kaçınılamaz Atıkların Doğal Antianjiojenik’lere Dönüştürülmesi. • TED Ankara Koleji Vakfı Özel Lisesi - Cem Buğra Kabaoğlu- 'Yaraları İyileştiren Sprey' - Yaraların İyileştirilmesinde Mezenkimal Kök Hücre ve Epitel Doku Hücrelerinin Kullanımı. • TED Antalya Koleji - Gaye Satılmış - Alper Yılmaz- Elektrospinning Yöntemi İle Üretilen Nanomanyetit Katkılı Nanolif İle Elektromanyetik Dalgalardan Korunma Kalkanı. • Özel Ege Lisesi - Berker Alpöz, Mustafa Emin Tos- Görme Engelliler İçin Tasarlanmış Pasif RFID Tabanlı Akıllı Sinyalizasyon ve Navigasyon Sistemi. • Özyeğin Üniversitesi - Metehan Emlik - Küresel Olmayan Astronomik Cisimler İçin İniş Sistemi Tasarımı Projesi.

Bölgesel finale kalan 90 genç bilim insanı 21 Eylül’de Mountain View Kaliforniya’da düzenlenecek ödül törenine katılacak. 20 Global Finalist arasında yer almak için yarışacak.

Ödüller arasında Scientific American ve Google’dan 100 bin Dolarlık burs ve sınıf yardımı, Galapagos Adaları’na National Geographic Gezisi, Danimarka’daki merkezinde LEGO tasarımcılarını ziyaret etme fırsatı ve Virgin Galactic’in Mojave Havacılık ve Uzay Merkezi’ndeki yeni uzay gemisi turu yer alıyor. Bu yıl ayrıca İlham Veren Eğitimci Ödülü’nün yanı sıra çevre veya sağlık sorunlarına yönelik bir proje için Toplumsal Etki Ödülü de verilecek (http://www.teknolojigundem.com/bilim-haberleri/google-bilim-fuari_na-turk-damgasi-697597.htm#ixzz3hvJCdI61).

Sıvı Güneş Panelleri Geliyor

Bir dönem sularımızı ısıtmak için hazırlanan sistemler ile hatırladığımız güneş enerjisi, son yıllarda alternatif enerji kaynağı olarak önem kazanmaya başladı ve ülkeler bu alana ciddi yatırımlar yapıyor. Bir şehrin ihtiyacını karşılayacak kadar enerji elde etmek için devasa güneş paneli tarlaları kurmak gerekiyor. Ancak bunun için yeterli alan yok ve yeşil alanların işgal edilmesi problemi doğmaya başlıyor. Bir Amerikan firması olan "Solar Windows" enerji üretimi için camlarımızı kullanmayı planlıyor.

Projede sıvı güneş panelleri kullanılıyor

Uzun süredir çalışmalar yapan firmanın projesi Solar Window adını taşıyor. Projede sıvı güneş panelleri kullanılıyor. Karbon ve hidrojen polimerlerden üretilen paneller ince bir film olarak camlara uygulandığında güneş ışığı ve hatta yapay ışıktan dahi elektrik üretebiliyor. Panele ışık kaynağı geldiği anda elektronlar harekete geçiyor ve bu hareketlilik enerji üretimini sağlıyor.

Binaların camlarına uygulanabiliyor Halen test sürecinde olan teknolojiyle bir gökdeleni kaplayarak devasa bir jeneratör elde etmek mümkün. Ayrıca sade bir vatandaş bile evinin camlarını bu panel ile döşediğinde elektrik masrafından da tasarruf edebiliyor. Sadece cam değil plastik yüzeyler üzerine de uygulanabiliyor. 2009 yılında geliştirilen ilk prototip bir pirinç tanesi büyüklüğündeydi. Ancak daha sonra 30x30 cm büyüklüğüne kadar ulaşıldı. Birkaç gökdelene sıvı paneller uygulandığında 50 katlı bir binanın enerji ihtiyacı karşılanabiliyor. Normal paneller kullanılsaydı bunun için 6-8 dönümlük bir alana kurulması gerekiyordu. Sıvı panellerin kablolaması standart sistemler ile aynı olacak. Ancak bu kez kabloların çok görünmeyeceği belirtiliyor. Sistemin en önemli avantajı test süreci bittikten sonra hemen satışa sunulabilecek olması. Solar Window sadece satış değil lisanslama ve tecrübesini aktarma işlemlerini de yapmak istiyor. Bu sayede alternatif enerji kaynaklarının kullanımı konusunda ciddi adımlar atılacak ve isteyen herkes bu teknolojiyi cüzi fiyatlara mal edebilecek (http://www.enerjicihaber.com/news.php?id=776).

Nurol, Romanya'da Askeri Araç Üretecek

Körfez ülkelerinde askeri araç üretimi gerçekleştiren Nurol, şimdi de Avrupa'da faaliyete başlayacak. Şirket, Romanya'da askeri araç üretmeyi planlıyor. ABD'den Malezya'ya dünyanın hemen hemen her bölgesine 1,7 milyar Dolarlık ihracat yapan Türk savunma sanayisi, yurt dışında üretim coğrafyasını genişletiyor. Körfez ülkelerinde hızla genişleyen sektör yatırımlarının yeni hedefi ise Avrupa oluyor. Türkiye'nin en büyük savunma sanayisi şirketlerini bünyesinde barındıran Nurol Holding, Avrupa Birliği'ne ilk adımını Romanya'dan atmak için kolları sıvadı.

Romanya Ekonomi Bakanlığı ile görüşmelere başlayan Nurol Holding'e bağlı Nurol Makina, askeri araç üretmek istiyor. Nurol, görüşmeler olumlu

seyrederse Romanya'da zırhlı ve zırhsız olmak üzere 4x4 askeri araç üretimi için bir tesis kurmayı planlıyor. Savunma sanayisinde iki farklı şirketle faaliyet gösteren holdinge ait Nurol Makine, Ejder, Ilgaz gibi araçlar üretiyor. 1976'da kurulan şirket, 1992'de Ankara'nın Sincan ilçesindeki 1'inci Ankara Organize Sanayi Bölgesi'nde 67 bin m²’lik alanda üretim yapıyor. Tesiste 226 kişi çalışıyor (http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2015/07/31/nurol-romanyada-askeri-arac-uretecek).

Plüton Yüzeyinde Genç Dağ Oluşumları

Amerikan Uzay ve Havacılık Dairesi NASA, heyecanla beklenen Plüton gezegeninden alınan yakın çekim yeni fotoğrafları yayınladı. Ayrıca Plüton’un uyduları Hydra ve Charon’dan da ayrıntılı fotoğraflara yer verildi. Plüton’un ekvator bölgesinde,

yüksekliği zaman zaman 3 bin 500 metreye varan genç dağ oluşumları göze çarpıyor. Uzmanlar normalde Güneş Sistemi’nin 4 milyar 560 milyon yıl önce oluşmasına rağmen Plüton’daki dağların 100 milyon yıldan önce oluştuğuna dikkati çekiyor.

Fotoğraflar NASA’nın New Horizons (Yeni Ufuklar) adlı araştırma uydusundan çekildi. İnsansız uzay aracı, 10 yıla yakın süren yolculuğunda 4 milyar 800 milyon kilometre kat ederek Plüton’un yakınından geçti. Bu sırada çekilen detay fotoğraflarda ilk kez Plüton’un yüzeyinde dağlara rastlandı. Dağları gezegenin yüzeyini oluşturan buz kütlelerinin şekillendirdiği düşünülüyor. Ancak daha şaşırtıcı yanı, Plüton’un yüzeyinde kratere rastlanmamış olmasıdır. Bu da gezegenin halen jeolojik olarak aktif olduğuna, yüzeyini diğer gökcisimlerinin değil iç ısısının şekillendirdiğine işaret ediyor (http://www.amerikanınsesi.com/).

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ

BİLİM, SANAYİ, VE TEKNOLOJİ ALANINDA GÜNCEL GELİŞMELER*

* Avrupa Birliği Uzmanları Cenk Ufuk Yıldıran, Tuba Demir Doğan, G. Benan Akbaş, Rümeysa Zeynep Sümer ve Zafer Uygun tarafından hazırlanmıştır.

Page 54: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

5352

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ

Climeworks tarafından yapılıyor. Ancak bu sistemin ekonomik olarak nasıl yapılacağı hâlâ soru işareti. Sorunlardan biri karbondioksiti 400 ºC’ye kadar ısıtmanın yüksek maliyeti. Bir diğer sorun ise projelerin fizibilite raporları hazırlanıncaya kadar çok az sayıda şirketin mali destek sağlaması.

The Guardian gazetesinin haberine göre hükümetler çevre için ne kadar faydalı olursa olsun, sadece çevredeki karbondioksiti emen bir sisteme mali destek sağlamak istemiyor. Ayrıca birinin bu desteği sağlamayı istemesi durumunda ise, dünya ikliminde fark edilebilir bir fayda sağlayabilir bir sistemin kurulması için milyarlarca Doları gözden çıkarması gerekiyor. Ayrıca bu geliştiricilerin, yatırımcılara karşılık olarak kıymetli bir değer önermesi gerekiyor ki bu da yakıt. Hâlihazırda Carbon Engineering’in sistemi yılda sadece 450 ton karbondioksit yakalayabiliyor. Bu da ortalama Kanadalıların karbon emisyonunun % 33’üne karşılık geliyor. Ancak bu sistemin daha pratik olması açısından 20 bin kat büyütülebileceği de ilave ediliyor.

Girişimcilerin havadan karbondioksit çekip yakıt yapması ne zaman günlük hayata geçer henüz belirsiz, ancak haberi bile oldukça heyecan verici (Science Alert).

Almanya’da Güneş ve Rüzgâr Enerjisi, Nükleeri Solladı

Almanya’da temiz enerjiye geçiş hızla devam ederken, bu alanda aldığı son veriler yenilenebilir enerji alanında heyecan yarattı. Nükleer santralleriyle tanınan Almanya’da güneş ve rüzgâr enerjisinden üretilen enerji, nükleerden üretilen enerjiyi solladı.

Almanya’nın enerji dönüşümü hedefi konusunda tarihi bir başarıya ulaşıldığı açıklandı. Alman Fraunhofer Enstitüsü tarafından açıklanan verilere göre, ülkedeki rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri toplamda 11,7 Terawatt saatlik elektrik üretimi gerçekleştirdi. Bu üretimin 5 bin 183 Terawatt saatlik bölümü güneş enerjisi ile sağlanırken, nükleer enerji santrallerinde üretilen elektrik 5 bin 183 Teravat saatlik bir seviyede kaldı.

Güneşten elde edilen enerjinin nükleer enerjiye kıyasla daha fazla olmasının sebepleri, ülkedeki Grafenrheinheld Nükleer Enerji Santrali’nin kapatılması ve Grundremmingen-C, Isar II ve Philippsburg-2 santrallerinin yıllık bakıma girmesi olarak gösteriliyor. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Almanya’nın en büyük elektrik şirketi E.On, kömür, gaz ve nükleer enerjiden çıkacağını, buradaki payını yenilenebilir enerjiye aktaracağını açıklamıştı. 2015’in ilk aylarında da Alman hükümeti Angela Merkel öncülüğünde fosil yakıtların ve nükleer enerjideki payın azaltılarak yenilenebilir enerjiye geçişin hızlanacağının sinyallerini vermişti(http://keytoenergy.net/.

Dünyanın En Büyük Güneş Enerjili Stadyum Projesi

Antalyaspor yeni sezonda maçlarını oynayacağı Antalya Stadı’nda Türkiye’nin en büyük 1.4 MW kapasiteye sahip çatı

üzeri GES’ini (Güneş Enerjili Stadyum) hayata geçirecek.

2013 yılının Haziran ayında temeli atılan Antalya Stadı 33 bin kişilik seyirci kapasiteli, 136 dönüm arazi üzerine inşa edilen, 10 bin kişilik seyirci kapasiteli spor salonu ve 3 bin kişilik yüzme havuzuyla tam daire şekliyle antik kentlerdeki arena görünümünü kazanacak. Türkiye’nin en modern statlarından biri olacak.

Türkiye’nin 1,4 MWp kapasiteye sahip en büyük çatı üzeri güneş enerjisi sistemi yeni Antalya Stadı’nda hayata geçirilecek. Sistem Seiso tarafından anahtar teslim olarak kurulacak. Silindirik biçimde inşa edilen stadın 10.200 m²’lik çatısına uygulama yapılacak. Yaklaşık 6.000 adet fotovoltaik güneş paneli ve 60 adet inverter ünitesine sahip olacak sistem, Türkiye’de bu ölçekte ilk uygulama olma özelliğini taşırken, dünyada bu kapasitede güneş enerjisine sahip ilk spor kompleksi unvanını kazanmış olacak.

Yeni Antalya Stadı, aynı zamanda dünyada bir ilke imza atacak. Antalya Stadı, kurulacak güneş enerjisi sistemi ile 1 MWp güce sahip Tayvan Kaohsiung National Stadium ve 1,3 MWp kurulu güce sahip İsviçre Stade de Suisse tesislerinin rekorunu kırarak dünyanın en büyük güneş enerjili stadyumu unvanını alacak (http://keytoenergy.net/gunes/).

Depremleri Tespit Eden Yazılım Geliştirilecek

NASA tarafından başlatılan 'Quest for Quakes' adı verilen yarışma, depremlerin önceden tespit edilmesini öngörüyor. Yarışmada depremlerin işaretini veren elektromanyetik sinyalleri (EMP) tespit edecek algoritmalar geliştirilmesi amaçlanıyor. Depremi fark edecek en iyi yazılım 25 bin Dolar ödül alacak.

Bilim insanları depremlerin izini taşıdığı düşünülen EMP'lerin haftalar öncesinden tespit edilebileceğini ve depremin şiddetinin anlaşılabileceğini düşünüyor.

Projede yer alan NASA'dan Craig Dobson, 'en büyük zorluğun yerkabuğunda meydana gelen çatlaklardan oluşan elektrik yükünün manyetik alanda yaptığı değişimle, insan ve doğa tarafından oluşan elektromanyetik gürültünün birbirinden ayırt edilmesi' olarak belirtti. NASA depremle bağlantılı ve bağlantılı olmayan EMP'lerin tespit edilmesini sağlayacak yazılımın geliştirilmesi için yarışan

ekiplere üç aylık veri sağlayacak. Dünyanın farklı bölgelerindeki alıcılardan toplanan sinyallerin yanı sıra depremlere ait veriler de sunulacak. California'daki 125 alıcı ile uluslararası alandaki 40 alıcıdan toplanan 65 TB veri ile yapılacak analizler sayesinde, depremleri haftalar öncesinden fark edecek yazılımın geliştirilmesi ümit ediliyor (http://www.aljazeera.com.tr/).

Ağaçları Taklit Eden Sistem Karbondioksiti Yakıta Çeviriyor

Kanadalı bilim insanları endüstriyel karbondioksit dönüştürme tesisi geliştiriyor. Bu tesis atmosferdeki karbondioksiti çekip sıfır-karbon dizel yakıta çeviriyor. Teknoloji girişimcisi Carbon Engineering firması tarafından geliştirilen sistem, kısmen Bill Gates tarafından da destekleniyor. Sistem temel olarak ağaçların yaptığını taklit ediyor. Ancak ağaçların yetişemeyeceği buzlu alanlar ya da çöllerde de kullanılabiliyor.

Karbondioksit dönüşüm tesisi, karbondioksiti sudan ayrılan hidrojenle birleştirerek hidrokarbon yakıtını oluşturuyor. Bu yeni teknoloji, yenilenebilir enerjiye tamamlayıcı çevre dostu yakıt üretme hedefiyle geliştiriliyor. Carbon Engineering İş Geliştirme Yöneticisi Geoff Holmes, The Guardian’a verdiği demeçte “Ucuz güneş ve rüzgâr, elektrikten kaynaklanan emisyonu azaltma işinde harikalar yaratıyor. Geriye ulaşım sektörü kalıyor” diyor ve bu açığın da geliştirilen yeni sistemle kapatılabileceğini ima ediyor. İklim değişikliğine karşı yapılan güzel girişimin benzerleri; New York merkezli Global Thermostat ve İsveç merkezli

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Page 55: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

5352

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ

Climeworks tarafından yapılıyor. Ancak bu sistemin ekonomik olarak nasıl yapılacağı hâlâ soru işareti. Sorunlardan biri karbondioksiti 400 ºC’ye kadar ısıtmanın yüksek maliyeti. Bir diğer sorun ise projelerin fizibilite raporları hazırlanıncaya kadar çok az sayıda şirketin mali destek sağlaması.

The Guardian gazetesinin haberine göre hükümetler çevre için ne kadar faydalı olursa olsun, sadece çevredeki karbondioksiti emen bir sisteme mali destek sağlamak istemiyor. Ayrıca birinin bu desteği sağlamayı istemesi durumunda ise, dünya ikliminde fark edilebilir bir fayda sağlayabilir bir sistemin kurulması için milyarlarca Doları gözden çıkarması gerekiyor. Ayrıca bu geliştiricilerin, yatırımcılara karşılık olarak kıymetli bir değer önermesi gerekiyor ki bu da yakıt. Hâlihazırda Carbon Engineering’in sistemi yılda sadece 450 ton karbondioksit yakalayabiliyor. Bu da ortalama Kanadalıların karbon emisyonunun % 33’üne karşılık geliyor. Ancak bu sistemin daha pratik olması açısından 20 bin kat büyütülebileceği de ilave ediliyor.

Girişimcilerin havadan karbondioksit çekip yakıt yapması ne zaman günlük hayata geçer henüz belirsiz, ancak haberi bile oldukça heyecan verici (Science Alert).

Almanya’da Güneş ve Rüzgâr Enerjisi, Nükleeri Solladı

Almanya’da temiz enerjiye geçiş hızla devam ederken, bu alanda aldığı son veriler yenilenebilir enerji alanında heyecan yarattı. Nükleer santralleriyle tanınan Almanya’da güneş ve rüzgâr enerjisinden üretilen enerji, nükleerden üretilen enerjiyi solladı.

Almanya’nın enerji dönüşümü hedefi konusunda tarihi bir başarıya ulaşıldığı açıklandı. Alman Fraunhofer Enstitüsü tarafından açıklanan verilere göre, ülkedeki rüzgâr ve güneş enerjisi santralleri toplamda 11,7 Terawatt saatlik elektrik üretimi gerçekleştirdi. Bu üretimin 5 bin 183 Terawatt saatlik bölümü güneş enerjisi ile sağlanırken, nükleer enerji santrallerinde üretilen elektrik 5 bin 183 Teravat saatlik bir seviyede kaldı.

Güneşten elde edilen enerjinin nükleer enerjiye kıyasla daha fazla olmasının sebepleri, ülkedeki Grafenrheinheld Nükleer Enerji Santrali’nin kapatılması ve Grundremmingen-C, Isar II ve Philippsburg-2 santrallerinin yıllık bakıma girmesi olarak gösteriliyor. Geçtiğimiz yıl Aralık ayında Almanya’nın en büyük elektrik şirketi E.On, kömür, gaz ve nükleer enerjiden çıkacağını, buradaki payını yenilenebilir enerjiye aktaracağını açıklamıştı. 2015’in ilk aylarında da Alman hükümeti Angela Merkel öncülüğünde fosil yakıtların ve nükleer enerjideki payın azaltılarak yenilenebilir enerjiye geçişin hızlanacağının sinyallerini vermişti(http://keytoenergy.net/.

Dünyanın En Büyük Güneş Enerjili Stadyum Projesi

Antalyaspor yeni sezonda maçlarını oynayacağı Antalya Stadı’nda Türkiye’nin en büyük 1.4 MW kapasiteye sahip çatı

üzeri GES’ini (Güneş Enerjili Stadyum) hayata geçirecek.

2013 yılının Haziran ayında temeli atılan Antalya Stadı 33 bin kişilik seyirci kapasiteli, 136 dönüm arazi üzerine inşa edilen, 10 bin kişilik seyirci kapasiteli spor salonu ve 3 bin kişilik yüzme havuzuyla tam daire şekliyle antik kentlerdeki arena görünümünü kazanacak. Türkiye’nin en modern statlarından biri olacak.

Türkiye’nin 1,4 MWp kapasiteye sahip en büyük çatı üzeri güneş enerjisi sistemi yeni Antalya Stadı’nda hayata geçirilecek. Sistem Seiso tarafından anahtar teslim olarak kurulacak. Silindirik biçimde inşa edilen stadın 10.200 m²’lik çatısına uygulama yapılacak. Yaklaşık 6.000 adet fotovoltaik güneş paneli ve 60 adet inverter ünitesine sahip olacak sistem, Türkiye’de bu ölçekte ilk uygulama olma özelliğini taşırken, dünyada bu kapasitede güneş enerjisine sahip ilk spor kompleksi unvanını kazanmış olacak.

Yeni Antalya Stadı, aynı zamanda dünyada bir ilke imza atacak. Antalya Stadı, kurulacak güneş enerjisi sistemi ile 1 MWp güce sahip Tayvan Kaohsiung National Stadium ve 1,3 MWp kurulu güce sahip İsviçre Stade de Suisse tesislerinin rekorunu kırarak dünyanın en büyük güneş enerjili stadyumu unvanını alacak (http://keytoenergy.net/gunes/).

Depremleri Tespit Eden Yazılım Geliştirilecek

NASA tarafından başlatılan 'Quest for Quakes' adı verilen yarışma, depremlerin önceden tespit edilmesini öngörüyor. Yarışmada depremlerin işaretini veren elektromanyetik sinyalleri (EMP) tespit edecek algoritmalar geliştirilmesi amaçlanıyor. Depremi fark edecek en iyi yazılım 25 bin Dolar ödül alacak.

Bilim insanları depremlerin izini taşıdığı düşünülen EMP'lerin haftalar öncesinden tespit edilebileceğini ve depremin şiddetinin anlaşılabileceğini düşünüyor.

Projede yer alan NASA'dan Craig Dobson, 'en büyük zorluğun yerkabuğunda meydana gelen çatlaklardan oluşan elektrik yükünün manyetik alanda yaptığı değişimle, insan ve doğa tarafından oluşan elektromanyetik gürültünün birbirinden ayırt edilmesi' olarak belirtti. NASA depremle bağlantılı ve bağlantılı olmayan EMP'lerin tespit edilmesini sağlayacak yazılımın geliştirilmesi için yarışan

ekiplere üç aylık veri sağlayacak. Dünyanın farklı bölgelerindeki alıcılardan toplanan sinyallerin yanı sıra depremlere ait veriler de sunulacak. California'daki 125 alıcı ile uluslararası alandaki 40 alıcıdan toplanan 65 TB veri ile yapılacak analizler sayesinde, depremleri haftalar öncesinden fark edecek yazılımın geliştirilmesi ümit ediliyor (http://www.aljazeera.com.tr/).

Ağaçları Taklit Eden Sistem Karbondioksiti Yakıta Çeviriyor

Kanadalı bilim insanları endüstriyel karbondioksit dönüştürme tesisi geliştiriyor. Bu tesis atmosferdeki karbondioksiti çekip sıfır-karbon dizel yakıta çeviriyor. Teknoloji girişimcisi Carbon Engineering firması tarafından geliştirilen sistem, kısmen Bill Gates tarafından da destekleniyor. Sistem temel olarak ağaçların yaptığını taklit ediyor. Ancak ağaçların yetişemeyeceği buzlu alanlar ya da çöllerde de kullanılabiliyor.

Karbondioksit dönüşüm tesisi, karbondioksiti sudan ayrılan hidrojenle birleştirerek hidrokarbon yakıtını oluşturuyor. Bu yeni teknoloji, yenilenebilir enerjiye tamamlayıcı çevre dostu yakıt üretme hedefiyle geliştiriliyor. Carbon Engineering İş Geliştirme Yöneticisi Geoff Holmes, The Guardian’a verdiği demeçte “Ucuz güneş ve rüzgâr, elektrikten kaynaklanan emisyonu azaltma işinde harikalar yaratıyor. Geriye ulaşım sektörü kalıyor” diyor ve bu açığın da geliştirilen yeni sistemle kapatılabileceğini ima ediyor. İklim değişikliğine karşı yapılan güzel girişimin benzerleri; New York merkezli Global Thermostat ve İsveç merkezli

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

Page 56: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

5554

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)

yönde bir çaba sarfederken, Çin Ulusal Temiz Üretim Merkezi ile 15 yerel TÜ merkezi arasındaki ortaklıktan oluşan Çin Temiz Üretim Birliği deneyiminden faydalanılabilir. Çin modeli üstüne temellendirilen böyle bir birliğin temel işlevleri şunlar olacaktır: 1) Bilgi sisteminin kurulması, 2) TÜ bilgi dağıtımı & uygulamaların tanıtımı, 3) TÜ haber bülteni, 4) Ulusal ve yerel hükümetler arasında iletişim platformu, 5) Kitle medyasıyla etkileşim ve 6) Çevreye uyumlu ileri teknolojilere erişim. Sektörel düzeyde etkinin artırılması için potansiyel bir yol ise merkezleri, işletme içi TÜ değerlendirmelerin, eğitim ve politika tavsiyelerinin ötesine geçmeye cesaretlendirerek sanayi stratejisinin ulusal ölçekte önemli ve kaynak verimli şekilde yeşil dönüşümüne dâhil edilmeleridir.

Son olarak, RECPnet’in güçlendirilmesi için daha fazla çaba sarfedilmesine ihtiyaç vardır. En acil alınabilecek önlem ise RECPnet üye sayısının artırılmasıdır. Bu ise var olan RECP hizmet sağlayıcılarının envanterinin çıkarılarak onları üye olmaya ikna etmeyi gerektirecektir.

Raporda söz edilen beklentiler ve karşılanma düzeyleri aşağıda özetlenmiştir:

a) Yerine getirilen ve sonraki aşamalarda daha iyi sonuçlar elde edilen iki beklenti: (1) Merkezlerin faaliyet gösterdiği ülkelerin ekonomilerinin hacmi, dünyada gelişmekte olan ekonomilerin ve geçiş ekonomilerinin toplam hacminin imalat katma değerinin % 80’inden biraz fazlasına tekabül etmiştir ve (2) Merkezler dört temel hizmet sağlamıştır (bilginin yayılımı, eğitim faaliyetleri, teknik yardım / fabrika içi değerlendirmeler ve politika tavsiyesi).

b) Yerine getirilen beş beklenti: (1) Gelirler temiz üretim temel hizmetlerinin sağlanmasında yeterli olmuştur.(2) Birçok temiz üretim önlemlerinin uygulanması önemli miktarda mali tasarruf sağlamıştır.(3) Temiz üretim tedbirlerinin uygulanması, endüstriyel kirleticilerin ve atıkların miktarında önemli bir azalma meydana getirmiştir.(4) Merkezler bulunduğu ülkelerde temiz üretim uzmanlığının liderleri konumundadır.(5) Temel temiz üretim hizmetleri sağlamak amacıyla yapılan kapasite geliştirme çalışmalarıyla merkezler kurumsal ve mali olarak sürdürülebilir hale getirilmiştir.

c) Kısmen yerine getirilen üç beklenti: (1) Merkezlere ev sahipliği yapan kuruluşlar çoğunlukla sanayi sektörüyle ilgili kuruluşlar olmuştur. (2) Bazı merkezler temel temiz üretim hizmetleri üzerinde sahip oldukları merkezi yetkilerini eyalet hükümetlerine ve araştırma enstitülerine dağıtmışlardır. (3) Bazı işletmeler merkezlerin desteğiyle daha yeşil ve büyük işletmeler olarak yeniden yapılandırılmıştır.

d) Yerine getirilemeyen iki beklenti: (1) Temiz üretim hizmetlerinin sağlanması tüm sanayi sektörlerinin çevreci hale getirmemiştir.(2) Temiz üretim seçenekleri ile birlikte kirlilik kontrol teknolojisinin uygulanması çevre kalitesinde ölçülebilir gelişmelerin gözlenmesinde başarı sağlayamamıştır.

Merkezlerin gelecek planı, yerine getirilemeyen söz konusu iki beklentinin karşılanması için gereken çabanın gösterilmesi yönünde olacaktır. Bu sorunun aşılması, merkezlerin tüm sanayi

sektörleri üzerindeki etkisini derinleştirmesini ve fabrika içi temiz üretim değerlendirmesi yapılması, eğitim verilmesi ve politika tavsiyesinde bulunulması gibi klasik yöntemin ötesine geçerek sanayinin “çevreci hale getirilmesi” için ulusal bir strateji planında sürükleyici bir rol üstlenilmesini gerektirmektedir. Böyle bir strateji planı, sanayi sektöründe kaynak verimliliği ve çevre yönetimi amacıyla oluşturulmuş kapsamlı bir stratejinin bünyesinde yeni ve önemli bir bileşen olarak yer alabilecektir. Dolayısıyla temiz üretim merkezlerine düşmekte olan sorumluluk, ekonomik kalkınmanın çevrenin degradasyonundan ve doğal kaynakların tüketilmesinden önemli düzeyde ayrıştırılmasına katkı sağlayacak biçimde, başarılarını ve faaliyetlerini çeşitlendirilerek çoğaltmaları olacaktır. Merkezlerin sanayinin kaynak verimli hale getirilmesi için ulusal önem taşıyan stratejilerde, sanayinin gündemine temiz üretim ve kaynak verimliliğini getirmeyi amaçlayan kamu yararına hizmet sunumu ile şirketlerin kendi çıkarlarını gözeten şirkete özel hizmet sunumu arasında var olan denge noktasını bulabilecek bir rol üstlenmeleri gerekmektedir.

1995’te ortak küresel “Temiz Üretim Programı” çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ilk sekiz Ulusal Temiz Üretim Merkezi’ni resmi olarak kurmuştur. 2015 yılına gelindiğinde ise 56 ülkede faaliyet gösteren 58 merkez mevcut bulunmaktadır. 1995 ve 2011 yılları arasında kurulmuş olan 50 merkezden 41’i tarafından 2014 yılında başarıyla tamamlanmış bir yapılandırılmış anket sonuçlarına dayanan bu çalışma, söz konusu merkezlerin, resmi başlangıcından 20 yıl sonra dünya çapında uygulanmakta olan bir programdan beklentilerin ne şekilde neticelendiğini sunan bir rapordur.

Söz konusu programın gelecek 20 yıl için belirlenmiş beklentilerinin çoğunun yerine getirilmesine karşın bazı beklentiler karşılanamamıştır ve programın uygulanması esnasında gerçekleştirilen birtakım öngörülmemiş faaliyetlerin çoğunluğu da programı iyi yönde etkilemiştir. Rapor sonuçları, UNIDO ve UNEP tarafından programa dâhil olmayan ve önemli sınai sektörlere sahip olan ülkelerde temel hizmetlerin ademi merkezileştirilmesi, imalat faaliyetlerinin daha yeşil hale gelmesi için stratejik danışmanlık sağlanması ve küresel RECP ağına üyeliğin yaygınlaştırılması için Ulusal Temiz Üretim Merkezleri kurulmasının kolaylaştırlmasına ihtiyaç duyulduğunu önermektedir. Yeni ülkelere ulaşmanın potansiyel bir

yolu, Ekvador ve Dominik Cumhuriyetlerinde yapıldığı gibi, bu ülkelerde yeniden temiz üretim projeleri başlatmaktır. Ademi merkezileştirme (ve bu yolla işletmelere hizmet götürme maliyetlerini düşürmek için) potansiyel bir

yöntem ise temiz üretimin etkili ve etkin şekilde uygulanması için yeni ortakların ulusal bir ağ içinde dâhil edilmesi yönünde merkezleri teşvik etmektir. Bu ortaklar hem yerel yönetimler hem de sanayi sektörü araştırma enstitüleri olabilir. Bu

ULUSAL TEMİZ ÜRETİM MERKEZLERİ PROGRAMI’NIN 20 YILLIK GEÇMİŞE YÖNELİK DEĞERLENDİRMESİ*

* A 20-year retrospective of the National Cleaner Production Centres programme, Journal of Cleaner Production, 27 July 2015, Ralph A. Luken, Rene Van Berkel, Heinz Leuenberger, Petra Schwager.

Page 57: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

5554

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)

yönde bir çaba sarfederken, Çin Ulusal Temiz Üretim Merkezi ile 15 yerel TÜ merkezi arasındaki ortaklıktan oluşan Çin Temiz Üretim Birliği deneyiminden faydalanılabilir. Çin modeli üstüne temellendirilen böyle bir birliğin temel işlevleri şunlar olacaktır: 1) Bilgi sisteminin kurulması, 2) TÜ bilgi dağıtımı & uygulamaların tanıtımı, 3) TÜ haber bülteni, 4) Ulusal ve yerel hükümetler arasında iletişim platformu, 5) Kitle medyasıyla etkileşim ve 6) Çevreye uyumlu ileri teknolojilere erişim. Sektörel düzeyde etkinin artırılması için potansiyel bir yol ise merkezleri, işletme içi TÜ değerlendirmelerin, eğitim ve politika tavsiyelerinin ötesine geçmeye cesaretlendirerek sanayi stratejisinin ulusal ölçekte önemli ve kaynak verimli şekilde yeşil dönüşümüne dâhil edilmeleridir.

Son olarak, RECPnet’in güçlendirilmesi için daha fazla çaba sarfedilmesine ihtiyaç vardır. En acil alınabilecek önlem ise RECPnet üye sayısının artırılmasıdır. Bu ise var olan RECP hizmet sağlayıcılarının envanterinin çıkarılarak onları üye olmaya ikna etmeyi gerektirecektir.

Raporda söz edilen beklentiler ve karşılanma düzeyleri aşağıda özetlenmiştir:

a) Yerine getirilen ve sonraki aşamalarda daha iyi sonuçlar elde edilen iki beklenti: (1) Merkezlerin faaliyet gösterdiği ülkelerin ekonomilerinin hacmi, dünyada gelişmekte olan ekonomilerin ve geçiş ekonomilerinin toplam hacminin imalat katma değerinin % 80’inden biraz fazlasına tekabül etmiştir ve (2) Merkezler dört temel hizmet sağlamıştır (bilginin yayılımı, eğitim faaliyetleri, teknik yardım / fabrika içi değerlendirmeler ve politika tavsiyesi).

b) Yerine getirilen beş beklenti: (1) Gelirler temiz üretim temel hizmetlerinin sağlanmasında yeterli olmuştur.(2) Birçok temiz üretim önlemlerinin uygulanması önemli miktarda mali tasarruf sağlamıştır.(3) Temiz üretim tedbirlerinin uygulanması, endüstriyel kirleticilerin ve atıkların miktarında önemli bir azalma meydana getirmiştir.(4) Merkezler bulunduğu ülkelerde temiz üretim uzmanlığının liderleri konumundadır.(5) Temel temiz üretim hizmetleri sağlamak amacıyla yapılan kapasite geliştirme çalışmalarıyla merkezler kurumsal ve mali olarak sürdürülebilir hale getirilmiştir.

c) Kısmen yerine getirilen üç beklenti: (1) Merkezlere ev sahipliği yapan kuruluşlar çoğunlukla sanayi sektörüyle ilgili kuruluşlar olmuştur. (2) Bazı merkezler temel temiz üretim hizmetleri üzerinde sahip oldukları merkezi yetkilerini eyalet hükümetlerine ve araştırma enstitülerine dağıtmışlardır. (3) Bazı işletmeler merkezlerin desteğiyle daha yeşil ve büyük işletmeler olarak yeniden yapılandırılmıştır.

d) Yerine getirilemeyen iki beklenti: (1) Temiz üretim hizmetlerinin sağlanması tüm sanayi sektörlerinin çevreci hale getirmemiştir.(2) Temiz üretim seçenekleri ile birlikte kirlilik kontrol teknolojisinin uygulanması çevre kalitesinde ölçülebilir gelişmelerin gözlenmesinde başarı sağlayamamıştır.

Merkezlerin gelecek planı, yerine getirilemeyen söz konusu iki beklentinin karşılanması için gereken çabanın gösterilmesi yönünde olacaktır. Bu sorunun aşılması, merkezlerin tüm sanayi

sektörleri üzerindeki etkisini derinleştirmesini ve fabrika içi temiz üretim değerlendirmesi yapılması, eğitim verilmesi ve politika tavsiyesinde bulunulması gibi klasik yöntemin ötesine geçerek sanayinin “çevreci hale getirilmesi” için ulusal bir strateji planında sürükleyici bir rol üstlenilmesini gerektirmektedir. Böyle bir strateji planı, sanayi sektöründe kaynak verimliliği ve çevre yönetimi amacıyla oluşturulmuş kapsamlı bir stratejinin bünyesinde yeni ve önemli bir bileşen olarak yer alabilecektir. Dolayısıyla temiz üretim merkezlerine düşmekte olan sorumluluk, ekonomik kalkınmanın çevrenin degradasyonundan ve doğal kaynakların tüketilmesinden önemli düzeyde ayrıştırılmasına katkı sağlayacak biçimde, başarılarını ve faaliyetlerini çeşitlendirilerek çoğaltmaları olacaktır. Merkezlerin sanayinin kaynak verimli hale getirilmesi için ulusal önem taşıyan stratejilerde, sanayinin gündemine temiz üretim ve kaynak verimliliğini getirmeyi amaçlayan kamu yararına hizmet sunumu ile şirketlerin kendi çıkarlarını gözeten şirkete özel hizmet sunumu arasında var olan denge noktasını bulabilecek bir rol üstlenmeleri gerekmektedir.

1995’te ortak küresel “Temiz Üretim Programı” çerçevesinde, Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ilk sekiz Ulusal Temiz Üretim Merkezi’ni resmi olarak kurmuştur. 2015 yılına gelindiğinde ise 56 ülkede faaliyet gösteren 58 merkez mevcut bulunmaktadır. 1995 ve 2011 yılları arasında kurulmuş olan 50 merkezden 41’i tarafından 2014 yılında başarıyla tamamlanmış bir yapılandırılmış anket sonuçlarına dayanan bu çalışma, söz konusu merkezlerin, resmi başlangıcından 20 yıl sonra dünya çapında uygulanmakta olan bir programdan beklentilerin ne şekilde neticelendiğini sunan bir rapordur.

Söz konusu programın gelecek 20 yıl için belirlenmiş beklentilerinin çoğunun yerine getirilmesine karşın bazı beklentiler karşılanamamıştır ve programın uygulanması esnasında gerçekleştirilen birtakım öngörülmemiş faaliyetlerin çoğunluğu da programı iyi yönde etkilemiştir. Rapor sonuçları, UNIDO ve UNEP tarafından programa dâhil olmayan ve önemli sınai sektörlere sahip olan ülkelerde temel hizmetlerin ademi merkezileştirilmesi, imalat faaliyetlerinin daha yeşil hale gelmesi için stratejik danışmanlık sağlanması ve küresel RECP ağına üyeliğin yaygınlaştırılması için Ulusal Temiz Üretim Merkezleri kurulmasının kolaylaştırlmasına ihtiyaç duyulduğunu önermektedir. Yeni ülkelere ulaşmanın potansiyel bir

yolu, Ekvador ve Dominik Cumhuriyetlerinde yapıldığı gibi, bu ülkelerde yeniden temiz üretim projeleri başlatmaktır. Ademi merkezileştirme (ve bu yolla işletmelere hizmet götürme maliyetlerini düşürmek için) potansiyel bir

yöntem ise temiz üretimin etkili ve etkin şekilde uygulanması için yeni ortakların ulusal bir ağ içinde dâhil edilmesi yönünde merkezleri teşvik etmektir. Bu ortaklar hem yerel yönetimler hem de sanayi sektörü araştırma enstitüleri olabilir. Bu

ULUSAL TEMİZ ÜRETİM MERKEZLERİ PROGRAMI’NIN 20 YILLIK GEÇMİŞE YÖNELİK DEĞERLENDİRMESİ*

* A 20-year retrospective of the National Cleaner Production Centres programme, Journal of Cleaner Production, 27 July 2015, Ralph A. Luken, Rene Van Berkel, Heinz Leuenberger, Petra Schwager.

Page 58: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

“YEŞİL İŞ 2015" EKİM AYINDA GERÇEKLEŞTİRİLECEK

TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)

5756

Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından her yıl düzenlenen Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu’nun üçüncüsü Aralık ayında “Sanayide Su Verimliliği” temasıyla İzmir’de gerçekleştirilecek.

Sürdürülebilir üretim uygulamaları, hızla gelişen ve rekabet koşulları giderek zorlaşan sanayide rekabet gücünü artırma ve kaynakları etkin şekilde kullanarak çevresel ve ekonomik kazanç sağlamaya katkıda bulunması açısından son derece önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır. Endüstriyel iklim değişikliği etkilerinin

azaltılması ve bu etkilere uyum süreci de sürdürülebilir üretim uygulamaları ve enerji, su, malzeme ve kimyasalları içeren doğal kaynakların verimli kullanılmasıyla başlamaktadır.

Bu doğrultuda Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından Sürdürülebilir Üretim Sempozyumun ilki 2013 yılında Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde “Türk Sanayicisi Geleceği Planlıyor: Temiz Üretim ile Sürdürülebilir Sanayiye Doğru” temasıyla gerçekleştirilmiş ve

sempozyumda Sektörlerin Sürdürülebilir Üretime Bakış Açısı ve Sektörel Uygulamalar, Firmalarda Sürdürülebilir Üretim Uygulamaları ve Temiz Üretim ve Enerji Verimliliği Destekleri başlıklı oturumlar düzenlenmiştir.

Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu’nun ikincisi ise geçen yıl Verimlilik Genel Müdürlüğü ile Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde “Sanayide Dönüşüm için Yaşam Döngüsü Analizi ve Enerji Verimliliği” temasıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir. Sempozyum’da kaynak verimliliği ve sürdürülebilir üretimin önemli araçlarından biri olan yaşam döngüsü analizi ve enerji verimliliği alanlarındaki iyi uygulamaların paylaşıldığı oturumlar düzenlenmiştir.

Her yıl farklı bir temayla ve üniversitelerin iş birliğiyle gerçekleştirilen Sempozyumun bu yılki teması “Sanayide Su Verimliliği” olarak belirlenmiş ve bu kapsamda gıda ve tekstil sektörleri de öncelikler arasına alınmıştır. Daha önce Ankara ve İstanbul’da düzenlenen etkinlik bu yıl Aralık ayında İzmir’de gerçekleştirilecektir. Organizasyona ilişkin detaylar http://temizuretim.gov.tr adresinden takip edilebilir.

“Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi”nin yedincisi Değişimin Yeni Paradigmaları temasıyla 8-9 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz’ın, Kalkınma Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve çok sayıda üniversite ve sivil toplum kurumu temsilcisiyle birlikte danışma kurulunda yer aldığı Zirve’de, değişen iş dünyası ve yeni ekonomi ile sürdürülebilir iş modelleri gündeme getirilecek.

Sürdürülebilir İş Zirvesi’nde döngüsel ekonomiye geçişten su ve karbon yönetimi ile değişen iş modellerine, Endüstri 4.0’dan sürdürülebilir iş modellerinde inovasyon ve teknolojik gelişmelerin önemine, enerji ve enerji yönetim sistemlerinden yeşil hastaneler, tesisler, oteller ve konutlar gibi yeni nesil binalara, sürdürülebilirlik ölçümlerinin geleceğinden kurumsal sürdürülebilirlik performans kriterlerine, KOBİ’lerin dönüşümü ve geleceğinden sürdürülebilir belediyeler ve iş dünyası iş birliğine yeni ve çarpıcı bakış açıları getirilerek çözüm önerileri ve küresel yaklaşımlar tartışılacak.

Farklı sektörlerden paydaşları bir araya getiren Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi’nde iş dünyasından temsilciler, sürdürülebilir büyüme uzmanları, özel sektör, kamu sektörü ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve akademi dünyası, sürdürülebilir dönüşümü sağlamak için değişimin yeni paradigmalarını değerlendirecekler.

Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi yeni iş birliği modellerinin geliştirildiği, iyi uygulama örneklerinin paylaşıldığı ve etkileşim ağlarının kurulmasına olanak sağlayan bir platform olarak öne çıkmaktadır.

Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi Konu Başlıkları• Paris İklim Değişikliği Konferansına Doğru İş Dünyası• Döngüsel Ekonomiye Doğru• Geleceğin Enerjisi ve Enerji Yönetim Sistemleri• Akıllı Yeni Dünya: Endüstri 4.0 ve Sürdürülebilirlik• İnovasyon ve Teknoloji ile Değişimi Yönetmek• Dijital Dönüşüm ile Geleceğin İş Modelleri

• Kurumsal Sürdürülebilirlik Performans Kriterleri ve Hisse Değerine Etkileri• Kredi Değerlemede Yeni Sınırlar ve Sürdürülebilirlik Parametrelerinin Geleceği• Yeni Nesil Binalar: Yeşil Hastaneler, Tesisler, Oteller ve Konutlar• Sürdürülebilir Ürünler ve Geleceğin Malzemeleri• KOBİ’lerin Dönüşümü ve Geleceğin KOBİ Modelleri• Triloji: Sürdürülebilir Şehirler, Belediyeler ve İş Dünyası• Su ve Karbon Yönetimi ile Değişen İş Modelleri• Sürdürülebilirlik ve Kadının Güçlendirilmesi• Sürdürülebilirlik Raporları ve Şeffaf Paydaş Diyalogları.

Detaylı Bilgi İçin: http://yesiliskonferansi.com/2015/

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

III. SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM SEMPOZYUMU “SANAYİDE SU VERİMLİLİĞİ” TEMASIYLA İZMİR’DE GERÇEKLEŞTİRİLECEK

Page 59: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

“YEŞİL İŞ 2015" EKİM AYINDA GERÇEKLEŞTİRİLECEK

TEMİZ ÜRETİM (EKO - VERİMLİLİK)

5756

Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından her yıl düzenlenen Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu’nun üçüncüsü Aralık ayında “Sanayide Su Verimliliği” temasıyla İzmir’de gerçekleştirilecek.

Sürdürülebilir üretim uygulamaları, hızla gelişen ve rekabet koşulları giderek zorlaşan sanayide rekabet gücünü artırma ve kaynakları etkin şekilde kullanarak çevresel ve ekonomik kazanç sağlamaya katkıda bulunması açısından son derece önemli bir araç olarak öne çıkmaktadır. Endüstriyel iklim değişikliği etkilerinin

azaltılması ve bu etkilere uyum süreci de sürdürülebilir üretim uygulamaları ve enerji, su, malzeme ve kimyasalları içeren doğal kaynakların verimli kullanılmasıyla başlamaktadır.

Bu doğrultuda Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından Sürdürülebilir Üretim Sempozyumun ilki 2013 yılında Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Çevre Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde “Türk Sanayicisi Geleceği Planlıyor: Temiz Üretim ile Sürdürülebilir Sanayiye Doğru” temasıyla gerçekleştirilmiş ve

sempozyumda Sektörlerin Sürdürülebilir Üretime Bakış Açısı ve Sektörel Uygulamalar, Firmalarda Sürdürülebilir Üretim Uygulamaları ve Temiz Üretim ve Enerji Verimliliği Destekleri başlıklı oturumlar düzenlenmiştir.

Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu’nun ikincisi ise geçen yıl Verimlilik Genel Müdürlüğü ile Boğaziçi Üniversitesi Sürdürülebilir Kalkınma ve Temiz Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi iş birliğinde “Sanayide Dönüşüm için Yaşam Döngüsü Analizi ve Enerji Verimliliği” temasıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilmiştir. Sempozyum’da kaynak verimliliği ve sürdürülebilir üretimin önemli araçlarından biri olan yaşam döngüsü analizi ve enerji verimliliği alanlarındaki iyi uygulamaların paylaşıldığı oturumlar düzenlenmiştir.

Her yıl farklı bir temayla ve üniversitelerin iş birliğiyle gerçekleştirilen Sempozyumun bu yılki teması “Sanayide Su Verimliliği” olarak belirlenmiş ve bu kapsamda gıda ve tekstil sektörleri de öncelikler arasına alınmıştır. Daha önce Ankara ve İstanbul’da düzenlenen etkinlik bu yıl Aralık ayında İzmir’de gerçekleştirilecektir. Organizasyona ilişkin detaylar http://temizuretim.gov.tr adresinden takip edilebilir.

“Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi”nin yedincisi Değişimin Yeni Paradigmaları temasıyla 8-9 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü Anıl Yılmaz’ın, Kalkınma Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve çok sayıda üniversite ve sivil toplum kurumu temsilcisiyle birlikte danışma kurulunda yer aldığı Zirve’de, değişen iş dünyası ve yeni ekonomi ile sürdürülebilir iş modelleri gündeme getirilecek.

Sürdürülebilir İş Zirvesi’nde döngüsel ekonomiye geçişten su ve karbon yönetimi ile değişen iş modellerine, Endüstri 4.0’dan sürdürülebilir iş modellerinde inovasyon ve teknolojik gelişmelerin önemine, enerji ve enerji yönetim sistemlerinden yeşil hastaneler, tesisler, oteller ve konutlar gibi yeni nesil binalara, sürdürülebilirlik ölçümlerinin geleceğinden kurumsal sürdürülebilirlik performans kriterlerine, KOBİ’lerin dönüşümü ve geleceğinden sürdürülebilir belediyeler ve iş dünyası iş birliğine yeni ve çarpıcı bakış açıları getirilerek çözüm önerileri ve küresel yaklaşımlar tartışılacak.

Farklı sektörlerden paydaşları bir araya getiren Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi’nde iş dünyasından temsilciler, sürdürülebilir büyüme uzmanları, özel sektör, kamu sektörü ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve akademi dünyası, sürdürülebilir dönüşümü sağlamak için değişimin yeni paradigmalarını değerlendirecekler.

Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi yeni iş birliği modellerinin geliştirildiği, iyi uygulama örneklerinin paylaşıldığı ve etkileşim ağlarının kurulmasına olanak sağlayan bir platform olarak öne çıkmaktadır.

Yeşil İş 2015: Sürdürülebilir İş Zirvesi Konu Başlıkları• Paris İklim Değişikliği Konferansına Doğru İş Dünyası• Döngüsel Ekonomiye Doğru• Geleceğin Enerjisi ve Enerji Yönetim Sistemleri• Akıllı Yeni Dünya: Endüstri 4.0 ve Sürdürülebilirlik• İnovasyon ve Teknoloji ile Değişimi Yönetmek• Dijital Dönüşüm ile Geleceğin İş Modelleri

• Kurumsal Sürdürülebilirlik Performans Kriterleri ve Hisse Değerine Etkileri• Kredi Değerlemede Yeni Sınırlar ve Sürdürülebilirlik Parametrelerinin Geleceği• Yeni Nesil Binalar: Yeşil Hastaneler, Tesisler, Oteller ve Konutlar• Sürdürülebilir Ürünler ve Geleceğin Malzemeleri• KOBİ’lerin Dönüşümü ve Geleceğin KOBİ Modelleri• Triloji: Sürdürülebilir Şehirler, Belediyeler ve İş Dünyası• Su ve Karbon Yönetimi ile Değişen İş Modelleri• Sürdürülebilirlik ve Kadının Güçlendirilmesi• Sürdürülebilirlik Raporları ve Şeffaf Paydaş Diyalogları.

Detaylı Bilgi İçin: http://yesiliskonferansi.com/2015/

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

III. SÜRDÜRÜLEBİLİR ÜRETİM SEMPOZYUMU “SANAYİDE SU VERİMLİLİĞİ” TEMASIYLA İZMİR’DE GERÇEKLEŞTİRİLECEK

Page 60: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

HABER

5958

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından geçen yıl 22 bin 867 işletmeye 164 milyon 465 bin 277 Lira kaynak aktarıldığını belirterek, bu yıl Ağustos ayı itibarıyla ise 27 bin 645 işletmeye toplam 202 milyon 449 bin 728 Lira destek sağlandığını bildirdi. Işık, geçen yılın aynı dönemine oranla destek alan işletme sayısının yüzde 21, söz konusu dönemde kullandırılan destek tutarının ise yüzde 23,1 arttığını kaydetti.

Işık, Türkiye'de işletmelerin yüzde 99,85'ini, istihdamın yüzde 76'sını, ihracatın yüzde 59,2'sini, katma değerin yüzde 53,3'ünü ve toplam satışların yüzde 63'ünü oluşturan KOBİ'lerin ülke ekonomisi için çok önemli olduğunu söyledi. KOBİ'lerin sadece Türkiye'de değil dünyada da ekonomilerin dinamoları olduğunun altını çizen Işık, bu sebeple Bakanlık olarak KOBİ'lere çok önemli destekler sunduklarını anlattı. Ekonomik ve sosyal ihtiyaçların karşılanmasında küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin payını artırmak, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek, sanayide entegrasyonu ekonomik gelişmelere uygun biçimde

gerçekleştirmek amacıyla kurulan KOSGEB'in bu kapsamda KOBİ'lere sağladığı teşviklere dikkati çeken Bakan Işık, desteklerinin artarak devam ettiğini belirtti.

KOBİ'lere “Markalaşma ve Kurumsallaşma” Çağrısı

Işık, KOSGEB'in kuruluşunun 25. yılında yeni destek programları hazırladığına da değindi. KOBİ'lerin sağlıklı büyümesi, kurumsallaşması, ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesi ve markalaşmaları için bu yıl içinde "markalaşma ve kurumsallaşma" destek programı için 100 milyon liralık çağrıya çıkıldığını anımsatan Işık, "215 projeye toplam 45,4 milyon lira destek sağlandı. Kalan bütçenin faydalandırılması için de en kısa sürede yeniden çağrıya çıkılacak" dedi.

En hızlı büyüyen 100 şirketin 82'sinin KOSGEB veri tabanına kayıtlı olduğunu ve bunların 43'ünün KOSGEB destek programlarından yararlandığına dikkati çeken Bakan Işık, “KOBİ'ler Türkiye'nin geleceği, bu sebeple ülkenin değişmez gündemlerinden biri olmalı. Hükümet olarak KOBİ'lerin önünü açacak her

çalışmaya destek verdik, vermeye de devam edeceğiz. KOBİ'lerin üzerine düşen de bu destekleri sonuna kadar etkin şekilde kullanarak, ülke büyümesine katkı sağlamak” değerlendirmesinde bulundu.

Pek çok alanda yaygın şekilde kullanılan bir etkinlik ve verimlilik ölçüm yöntemi olan veri zarflama analizinin hem metodolojisi ve teorisi, hem de kamu ve özel sektördeki uygulamalarıyla ilgilenen uluslararası düzeydeki pek çok saygın akademisyeni ve araştırmacıları bir araya getiren Uluslararası Veri Zarflama Analizi Konferansı’nın 13’üncüsü, Uluslararası Veri Zarflama Analizi Topluluğu’nun (iDEAs) organizasyonu ve Braunschweig Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 24-27 Ağustos 2015 tarihlerinde Almanya’nın Braunschweig kentinde düzenlendi. Regülasyon konusunun tema olarak seçildiği konferansın bilimsel programında, veri zarflama analizinin teori ve modellemesinin konu olduğu oturumların yanında; sanayi sektörü, enerji, çevre, bölgesel çalışmalar, tarım,

sağlık, eğitim, ulaştırma, vb. pek çok alanla ilgili uygulama örnekleri ve yaklaşımları dört gün boyunca katılımcılarla paylaşıldı.

Pek çok paralel oturum ve panel şeklinde düzenlenen etkinliğe, Verimlilik Genel Müdürlüğü Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Dr. Yücel Özkara, Regional Opportunity Costs of Environmental Regulations in Turkish Manufacturing Industry (Türk İmalat Sanayinde Çevresel Düzenlemelerin Bölgesel

Fırsat Maliyetleri) başlıklı bildiri ile katıldı. Çevre oturumunda sunulan bu bildiri, Türk imalat sanayinde emisyon vergisi ya da emisyon kısıtlaması gibi bağlayıcı bir çevresel düzenleme olması durumunda İBBS Düzey 2 bölgeleri seviyesinde olası bu düzenlemelerin 2003-2012 dönemi için üretim değerlerinde hangi oranda ve miktarda kayba yol açacağına ilişkin

analizler katılımcılara sunuldu.

Bu alanda dünyanın önde gelen akademisyenlerinin yer aldığı panel oturumlarında ise, veri zarflama analizinin gerek teorisi gerekse uygulamasına ilişkin mevcut durum ve geleceği ile regülasyonların değerlendirilmesi konusunda veri zarflama analizinin sağladığı imkanlar ve yeni metodolojik gelişmeler tartışıldı. Konferans kapsamında ayrıca yarım günlük bir teknik gezi ile Wolfsburg kentindeki Volkswagen firmasına ait otomotiv fabrikası ziyaret edildi. Avrupa’nın en büyük otomotiv üretim tesisi olan bu fabrikaya ilişkin, firma yetkililerince üretim sistemi ve teknolojisi hakkında tanıtım yapıldı.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

13. ULUSLARARASI VERİ ZARFLAMA ANALİZİ KONFERANSI (DEA2015) ALMANYA’DA YAPILDI

KOSGEB DESTEKLERİ KATLANARAK BÜYÜYOR

KOSGEB tarafından geçen yıl 22 bin 867 işletmeye 164 milyon 465 bin Lira kaynak aktarıldı. Bu yıl Ağustos ayı itibarıyla ise 27 bin 645 işletmeye toplam 202 milyon 449 bin Lira destek sağlandı.

Page 61: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

HABER

5958

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) tarafından geçen yıl 22 bin 867 işletmeye 164 milyon 465 bin 277 Lira kaynak aktarıldığını belirterek, bu yıl Ağustos ayı itibarıyla ise 27 bin 645 işletmeye toplam 202 milyon 449 bin 728 Lira destek sağlandığını bildirdi. Işık, geçen yılın aynı dönemine oranla destek alan işletme sayısının yüzde 21, söz konusu dönemde kullandırılan destek tutarının ise yüzde 23,1 arttığını kaydetti.

Işık, Türkiye'de işletmelerin yüzde 99,85'ini, istihdamın yüzde 76'sını, ihracatın yüzde 59,2'sini, katma değerin yüzde 53,3'ünü ve toplam satışların yüzde 63'ünü oluşturan KOBİ'lerin ülke ekonomisi için çok önemli olduğunu söyledi. KOBİ'lerin sadece Türkiye'de değil dünyada da ekonomilerin dinamoları olduğunun altını çizen Işık, bu sebeple Bakanlık olarak KOBİ'lere çok önemli destekler sunduklarını anlattı. Ekonomik ve sosyal ihtiyaçların karşılanmasında küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin payını artırmak, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek, sanayide entegrasyonu ekonomik gelişmelere uygun biçimde

gerçekleştirmek amacıyla kurulan KOSGEB'in bu kapsamda KOBİ'lere sağladığı teşviklere dikkati çeken Bakan Işık, desteklerinin artarak devam ettiğini belirtti.

KOBİ'lere “Markalaşma ve Kurumsallaşma” Çağrısı

Işık, KOSGEB'in kuruluşunun 25. yılında yeni destek programları hazırladığına da değindi. KOBİ'lerin sağlıklı büyümesi, kurumsallaşması, ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet edebilmesi ve markalaşmaları için bu yıl içinde "markalaşma ve kurumsallaşma" destek programı için 100 milyon liralık çağrıya çıkıldığını anımsatan Işık, "215 projeye toplam 45,4 milyon lira destek sağlandı. Kalan bütçenin faydalandırılması için de en kısa sürede yeniden çağrıya çıkılacak" dedi.

En hızlı büyüyen 100 şirketin 82'sinin KOSGEB veri tabanına kayıtlı olduğunu ve bunların 43'ünün KOSGEB destek programlarından yararlandığına dikkati çeken Bakan Işık, “KOBİ'ler Türkiye'nin geleceği, bu sebeple ülkenin değişmez gündemlerinden biri olmalı. Hükümet olarak KOBİ'lerin önünü açacak her

çalışmaya destek verdik, vermeye de devam edeceğiz. KOBİ'lerin üzerine düşen de bu destekleri sonuna kadar etkin şekilde kullanarak, ülke büyümesine katkı sağlamak” değerlendirmesinde bulundu.

Pek çok alanda yaygın şekilde kullanılan bir etkinlik ve verimlilik ölçüm yöntemi olan veri zarflama analizinin hem metodolojisi ve teorisi, hem de kamu ve özel sektördeki uygulamalarıyla ilgilenen uluslararası düzeydeki pek çok saygın akademisyeni ve araştırmacıları bir araya getiren Uluslararası Veri Zarflama Analizi Konferansı’nın 13’üncüsü, Uluslararası Veri Zarflama Analizi Topluluğu’nun (iDEAs) organizasyonu ve Braunschweig Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde 24-27 Ağustos 2015 tarihlerinde Almanya’nın Braunschweig kentinde düzenlendi. Regülasyon konusunun tema olarak seçildiği konferansın bilimsel programında, veri zarflama analizinin teori ve modellemesinin konu olduğu oturumların yanında; sanayi sektörü, enerji, çevre, bölgesel çalışmalar, tarım,

sağlık, eğitim, ulaştırma, vb. pek çok alanla ilgili uygulama örnekleri ve yaklaşımları dört gün boyunca katılımcılarla paylaşıldı.

Pek çok paralel oturum ve panel şeklinde düzenlenen etkinliğe, Verimlilik Genel Müdürlüğü Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Dr. Yücel Özkara, Regional Opportunity Costs of Environmental Regulations in Turkish Manufacturing Industry (Türk İmalat Sanayinde Çevresel Düzenlemelerin Bölgesel

Fırsat Maliyetleri) başlıklı bildiri ile katıldı. Çevre oturumunda sunulan bu bildiri, Türk imalat sanayinde emisyon vergisi ya da emisyon kısıtlaması gibi bağlayıcı bir çevresel düzenleme olması durumunda İBBS Düzey 2 bölgeleri seviyesinde olası bu düzenlemelerin 2003-2012 dönemi için üretim değerlerinde hangi oranda ve miktarda kayba yol açacağına ilişkin

analizler katılımcılara sunuldu.

Bu alanda dünyanın önde gelen akademisyenlerinin yer aldığı panel oturumlarında ise, veri zarflama analizinin gerek teorisi gerekse uygulamasına ilişkin mevcut durum ve geleceği ile regülasyonların değerlendirilmesi konusunda veri zarflama analizinin sağladığı imkanlar ve yeni metodolojik gelişmeler tartışıldı. Konferans kapsamında ayrıca yarım günlük bir teknik gezi ile Wolfsburg kentindeki Volkswagen firmasına ait otomotiv fabrikası ziyaret edildi. Avrupa’nın en büyük otomotiv üretim tesisi olan bu fabrikaya ilişkin, firma yetkililerince üretim sistemi ve teknolojisi hakkında tanıtım yapıldı.

EYLÜL 2015EYLÜL 2015

13. ULUSLARARASI VERİ ZARFLAMA ANALİZİ KONFERANSI (DEA2015) ALMANYA’DA YAPILDI

KOSGEB DESTEKLERİ KATLANARAK BÜYÜYOR

KOSGEB tarafından geçen yıl 22 bin 867 işletmeye 164 milyon 465 bin Lira kaynak aktarıldı. Bu yıl Ağustos ayı itibarıyla ise 27 bin 645 işletmeye toplam 202 milyon 449 bin Lira destek sağlandı.

Page 62: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

61

EYLÜL 2015

SUMMARY

60

NEW GENERATION INDUSTRIAL ZONES

EYLÜL 2015

It is expected that infrastructure facilities completed by government would encourage private sector to make investment decisions in this region avoiding high infrastructural costs. Consequently, in addition to positive impact of government incentives implementation in organized industrial zones on increasing gross domestic product, increasing technology level is taken into account with regard to products and production technology. It is indicated that sectors that support sustainable development in Turkish economy should be taken into consideration in terms of government incentives.

2015 Productivity Project Awards

New Generation Wall Systems Isolation Project (Greenblok Yeşil Ekoblok Ltd. Şti.)

The aim of this project is to provide energy efficiency with heat, sound, fire and water isolations and to save on material costs, labour costs and time. In these buildings that have new generation wall systems isolation, heating and air-conditioning costs are at minimum level. With these wall systems the buildings are lighter and have inhalation feature and this brings safety and durability in case of earthquakes.

2015 Productivity Project Awards

Underwater Observation Vehicle Project ‘SAGA’ (Desistek Robotik Ltd. Şti.)

The purpose of this project is development of an ergonomic and portable unmanned

underwater vehicle that can dive in 250 meters. The aim of this vehicle is to provide convenience to search and rescue underwater divers in their jobs. Search and rescue facilities can be carried out with these underwater observation vehicles in

life-threatening and risky situations involving cold water, bad weather conditions and dangerous dive conditions.

New Generation Industries: South Korea Green Growth Initiative and Eco-Industrial Park Practices

This article evaluates development of green growth movement in South Korea and it mentions eco-industrial park and industrial symbiosis practices, which are an important part of this movement, and it involves observations from study visits and meetings. Representatives from World Bank and executives and experts from Ministry of Science, Industry and Technology made study visits and attended meetings concerning eco-industrial parks in cities of Seoul, Ulsan and Bussan in South Korea between the dates of May, 26-29 2015. This study visit and meetings were organized within the scope of ‘Green-Growth Partnership Programme- Eco-Industrial Park Development Information Exchange Project between Turkey and South Korea’ that is carried out by cooperation of World Bank and South Korea.

Geographic Information System Practices in Organized Industrial Zones

Development levels of countries are measured with information production, information management and share and information storage capacities. The organizations that shape future policies of the countries present their services and technology through information systems. Use of geographical information systems is essential in fast and economic service delivery of the organizations and it became an indispensable method by its great contribution in decision making

mechanism of the institutions.Geographic information system is defined as a computer based system that provides four skills for terrain referenced data processing. These skills are data entry, data administration (storage and examination), data processing and analysis, and data output. The importance of geographic information system use in organized industrial zones has two aspects. One of them is using geographic information systems in promotion of investments and the other one is using geographic information systems in administration of organized industrial zones.

Result-oriented Monitoring and Evaluation of Organized Industrial Zone Policies

Result-oriented monitoring and evaluation is a strong public administration instrument that emphasizes outcomes and impacts of government intervention practices rather than focusing on implementation process, products and services of government intervention. Government intervention process starts with an input concerning financial, social and physical resources. The process continues with activities of the public employees responsible from government intervention implementation. These activities expose a set of products and services. To what extent that these products and services create a change in society and environment is the result of this government intervention.

Monitoring and evaluation of public investments and services generally associate with monitoring regarding processes. Public employees monitor and evaluate the routine activities in the processes. Monitoring and evaluation of the activities is essential. However, activities solely are not sufficient to show the achievement of government intervention. What really matters is the change that government interventions introduce in social and environmental areas.

The Impact of Government Incentives Implementation in Organized Industrial Zones on Increasing Gross Domestic Product

Government incentives in organized industrial zones make contribution in increasing gross domestic product in two situations. In the first instance, since infrastructure of organized industrial zone which has been built by government incentive is evaluated within the scope of investment as outdoor construction, it takes part in gross domestic product. Secondly, this direct and short term increase in gross domestic product has a more important indirect effect that is expected to come into the picture over the long term. This effect is submitting an investment environment to interested parties which has been completed in terms of infrastructure, power line and transportation facilities.

Page 63: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

61

EYLÜL 2015

SUMMARY

60

NEW GENERATION INDUSTRIAL ZONES

EYLÜL 2015

It is expected that infrastructure facilities completed by government would encourage private sector to make investment decisions in this region avoiding high infrastructural costs. Consequently, in addition to positive impact of government incentives implementation in organized industrial zones on increasing gross domestic product, increasing technology level is taken into account with regard to products and production technology. It is indicated that sectors that support sustainable development in Turkish economy should be taken into consideration in terms of government incentives.

2015 Productivity Project Awards

New Generation Wall Systems Isolation Project (Greenblok Yeşil Ekoblok Ltd. Şti.)

The aim of this project is to provide energy efficiency with heat, sound, fire and water isolations and to save on material costs, labour costs and time. In these buildings that have new generation wall systems isolation, heating and air-conditioning costs are at minimum level. With these wall systems the buildings are lighter and have inhalation feature and this brings safety and durability in case of earthquakes.

2015 Productivity Project Awards

Underwater Observation Vehicle Project ‘SAGA’ (Desistek Robotik Ltd. Şti.)

The purpose of this project is development of an ergonomic and portable unmanned

underwater vehicle that can dive in 250 meters. The aim of this vehicle is to provide convenience to search and rescue underwater divers in their jobs. Search and rescue facilities can be carried out with these underwater observation vehicles in

life-threatening and risky situations involving cold water, bad weather conditions and dangerous dive conditions.

New Generation Industries: South Korea Green Growth Initiative and Eco-Industrial Park Practices

This article evaluates development of green growth movement in South Korea and it mentions eco-industrial park and industrial symbiosis practices, which are an important part of this movement, and it involves observations from study visits and meetings. Representatives from World Bank and executives and experts from Ministry of Science, Industry and Technology made study visits and attended meetings concerning eco-industrial parks in cities of Seoul, Ulsan and Bussan in South Korea between the dates of May, 26-29 2015. This study visit and meetings were organized within the scope of ‘Green-Growth Partnership Programme- Eco-Industrial Park Development Information Exchange Project between Turkey and South Korea’ that is carried out by cooperation of World Bank and South Korea.

Geographic Information System Practices in Organized Industrial Zones

Development levels of countries are measured with information production, information management and share and information storage capacities. The organizations that shape future policies of the countries present their services and technology through information systems. Use of geographical information systems is essential in fast and economic service delivery of the organizations and it became an indispensable method by its great contribution in decision making

mechanism of the institutions.Geographic information system is defined as a computer based system that provides four skills for terrain referenced data processing. These skills are data entry, data administration (storage and examination), data processing and analysis, and data output. The importance of geographic information system use in organized industrial zones has two aspects. One of them is using geographic information systems in promotion of investments and the other one is using geographic information systems in administration of organized industrial zones.

Result-oriented Monitoring and Evaluation of Organized Industrial Zone Policies

Result-oriented monitoring and evaluation is a strong public administration instrument that emphasizes outcomes and impacts of government intervention practices rather than focusing on implementation process, products and services of government intervention. Government intervention process starts with an input concerning financial, social and physical resources. The process continues with activities of the public employees responsible from government intervention implementation. These activities expose a set of products and services. To what extent that these products and services create a change in society and environment is the result of this government intervention.

Monitoring and evaluation of public investments and services generally associate with monitoring regarding processes. Public employees monitor and evaluate the routine activities in the processes. Monitoring and evaluation of the activities is essential. However, activities solely are not sufficient to show the achievement of government intervention. What really matters is the change that government interventions introduce in social and environmental areas.

The Impact of Government Incentives Implementation in Organized Industrial Zones on Increasing Gross Domestic Product

Government incentives in organized industrial zones make contribution in increasing gross domestic product in two situations. In the first instance, since infrastructure of organized industrial zone which has been built by government incentive is evaluated within the scope of investment as outdoor construction, it takes part in gross domestic product. Secondly, this direct and short term increase in gross domestic product has a more important indirect effect that is expected to come into the picture over the long term. This effect is submitting an investment environment to interested parties which has been completed in terms of infrastructure, power line and transportation facilities.

Page 64: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

BİLİM VE TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS

63

Kaynak: TÜİK - Source: TurkStat

Türkiye’de Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2000 – 2013)R&D Expenditures as a Percentage of GDP in Turkey (2000 – 2013)

EYLÜL 2015

OECD Ülkelerinde Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2013) R&D Expenditures as a Percentage of GDP in OECD Countries (2013)

Kaynak: OECD, MSTI - Source: OECD, MSTI

SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS

Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100)

Kaynak: TÜİK - Source: TurkStat

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%)Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%)

Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey62

EYLÜL 2015

Page 65: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

BİLİM VE TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS

63

Kaynak: TÜİK - Source: TurkStat

Türkiye’de Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2000 – 2013)R&D Expenditures as a Percentage of GDP in Turkey (2000 – 2013)

EYLÜL 2015

OECD Ülkelerinde Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2013) R&D Expenditures as a Percentage of GDP in OECD Countries (2013)

Kaynak: OECD, MSTI - Source: OECD, MSTI

SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS

Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100)

Kaynak: TÜİK - Source: TurkStat

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%)Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%)

Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of The Republic of Turkey62

EYLÜL 2015

Page 66: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

ULUSAL VE ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS

Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları /Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries

Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta�s�kleri ve EUROSTAT - Source: Na�onal Produc�vity Sta�s�cs of Turkey and EUROSTAT

İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için EğilimlerProductivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data

Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta�s�kleri ve EUROSTAT - Source: Na�onal Produc�vity Sta�s�cs of Turkey and EUROSTAT

64

EYLÜL 2015

ULUS

AL V

ERİM

LİLİ

K İS

TATİ

STİK

LERİ

/ NA

TION

AL P

RODU

CTIV

ITY

STAT

ISTI

CS

Page 67: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015

ULUSAL VE ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİ NATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS

Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları /Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries

Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta�s�kleri ve EUROSTAT - Source: Na�onal Produc�vity Sta�s�cs of Turkey and EUROSTAT

İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için EğilimlerProductivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data

Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İsta�s�kleri ve EUROSTAT - Source: Na�onal Produc�vity Sta�s�cs of Turkey and EUROSTAT

64

EYLÜL 2015

ULUS

AL V

ERİM

LİLİ

K İS

TATİ

STİK

LERİ

/ NA

TION

AL P

RODU

CTIV

ITY

STAT

ISTI

CS

Page 68: Anahtar Dergisi Eylül Sayısı 2015