Top Banner
21 03 2013 Allah'ı n 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi) www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 1/21 Gizli İlimler Alemi > HAVAS İLMİ > Esma'ül Hüsna Havası Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi) Nickiniz Nickiniz Beni hatırla Şifreniz Giriş Kayıt ol Yardım Bugünki Mesajlar Arama Sayfa 1 Toplam 18 Sayfadan 1 2 3 11 > Last » Birinci okunmamış Mesajı göster LinkBack Seçenekler Stil 16-02-10, 16:17 #1 (permalink) TatLıCaDı ÜYE Üyelik tarihi: 08-02-10 Mesajlar: 1.223 Konular: 348 Tecrübe Puanı: 0 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi) Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi) ALLAH'IN 99 İSMİ Günlük hayatta hangi isim, kaç kere zikredilmeli ? İsm-i Celil Adet 1 ALLAH 66 Her türli istek, tüm duaların kabul olması. ------- 2 ER-RAHMAN 298 Dünyada ve ahirette Allah'ın sevgisini kazanmak -------- 3 ER-RAHİM 258 Maddi ve manevi rızka nail olmak -------- 4 EL-MELİK 90 Maddi ve manevi güçlü olmak,insanlara sözlerini anlatıp dinletebilmek,emir sahibi olmak ----- 5 ELKUDDÜS 170 Maddi ve manevi hertürlü temizlik,kalp temizliği,ruhi hasatalıklardan iyileşmek ------- 6 ES-SELAM 131 Korkulan her şeyden emin olmak ve esenliğe çıkmak -------- 7 EL-MÜ'MİN 137 Güvende olmak,güvenilir insan olmak,kötü hastalıklara düşmemek ------ 8 EL-MUHEYMİN 145 İnsanlardan korunmak ve onların düşüncelerine akıl erdirebilmek --------- 9
21

Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

Dec 30, 2014

Download

Documents

Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 1/21

Gizli İlimler Alemi > HAVAS İLMİ > Esma'ül Hüsna Havası

Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

Nickiniz Nickiniz Beni hatırla

Şifreniz Giriş

Kayıt ol Yardım Bugünki Mesajlar Arama

Sayfa 1 Toplam 18 Sayfadan 1 2 3 11 > Last »

Birinci okunmamış Mesajı göster LinkBack Seçenekler Stil

16-02-10, 16:17 #1 (permalink)

TatLıCaDıÜYE

Üyelik tarihi: 08-02-10Mesajlar: 1.223Konular: 348Tecrübe Puanı: 0

Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

ALLAH'IN 99 İSMİGünlük hayatta hangi isim, kaç kere zikredilmeli ?

İsm-i CelilAdet

1ALLAH66Her türli istek, tüm duaların kabul olması.-------2ER-RAHMAN298Dünyada ve ahirette Allah'ın sevgisini kazanmak--------3ER-RAHİM258Maddi ve manevi rızka nail olmak--------4EL-MELİK90Maddi ve manevi güçlü olmak,insanlara sözlerini anlatıp dinletebilmek,emir sahibi olmak-----5ELKUDDÜS170Maddi ve manevi hertürlü temizlik,kalp temizliği,ruhi hasatalıklardan iyileşmek-------6ES-SELAM131Korkulan her şeyden emin olmak ve esenliğe çıkmak--------7EL-MÜ'MİN137Güvende olmak,güvenilir insan olmak,kötü hastalıklara düşmemek ------8EL-MUHEYMİN145İnsanlardan korunmak ve onların düşüncelerine akıl erdirebilmek---------9

Page 2: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 2/21

AE-AZİZ94Düşmanlara galip gelmek-----------------10EL-CEBBAR206İstek ve arzuların olması,insanların ve cinlerin şerrinden emin olmak--------11EL-MUTEKEBBİR662İzzet ,refah ve gerçek büyüklüğe erişmek, halk tarafından sevilmek--------12EL-HALIK731İşlerde üzüntü ve sıkıntıdan kurtulmak başarılı olmak-------13EL-BARİ214İşte başarılı olmak maddi ve manevi sıkıntılardan kurtulmak---------14EL-MUSAVVİR336Maksat ve meramına ulaşmak ve iade etmek en zor işleri başarmak ve bir işte uzmanlaşmak----------15EL-GAFFAR1281Bağışlanmak ve günahlardan korunmak ----------16EL-KAHHAR306Zalimlerin ve din düşmanlarının kahrından korunmak----------17EL-VEHHAB14Sıkıntısız ve maddi açıdan rahar bir hayat sürmek ---------18ER-REZZAK308Bol rızıklı bir ömür geçirmek----------19EL-FETTAH489Maddi ve manevi hayır kapılarının açılması ticarette başarıya ulaşmak---------20EL-ALİM150ilim zenginliği için-----------21EL-KABİD903Zalimin zulmünden kurtulmak------------22EL-BASİT72Rızkının genişlemesi ve bereketin artması-----------23EL-HAFİD1481Kötüden , kötülerden ve belalardan korunmak------------24ER-RAFİ'351insanlar içinde ve işinde yükselmek tevazu sahibi olmak -------25EL-MUİZ117Fakir ve zenginlikten kurtulmak------------26EL-MUZİL770

Page 3: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 3/21

Düşmanları zelil etmek-----------27ES-SEMİ'180Duaların kabul olması-------------28EL-BASİR302-112Acziyetin kalması basiretli olmak-------------29EL-HAKEM68Haklı davasını kazanmak insanlar arasında hak ile hüküm vermek----------------30EL-ADL104Adaletli olmak haklı davayı kazanmak--------------31EL-LATİF129Dileklerin olması kısmet ve rızkın artması---------------32EL-HABİR812Hafıza ve idrakin genişlemesi----------------33EL-HALİM88Ahlak güzelliği ve yumuşak huylu olmak hiddet ve sinirin gitmesi-----------34EL-AZİM1020Sözünün tesirli olması ve sözü dinlenir olmak ----------35EL-GAFUR1286Günahların affı ve kötü ahlaktan korunmak -----------36EŞ-ŞEKÜR526Talihin açıklığı kendine verilen nimetlerin şükrünü eda etmek bol rızık için-----------37EL-ALİYY110Zilletten kurtulmak ilim derecesinin artması---------------38EL-KEBİR232Maddi ve manevi büyüklük hürmet sahibi olmak --------39EL-HAFİZ998Nefsinin ve malının korunması-----------40EL-MUKİT550Muhtaç olunan şeyi kazanmak ve rızık---------------41EL-HASİB80Herkeze karşı açık alınlı olmak-----------------42EL-CELİL73-5329Gerçek yüceliğe erişmek zalim ve zorbeyı zelil etmek-------------43EL-KERİM270Bol rızık sahibi olmak, cömert olmak ve kolaylıklara nail olmak-------------

Page 4: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 4/21

44ER-RAKİB312Her işte Allah 'ın koruması altında olmak,bunu hissetmek,hafızasının kuvvetlenmesi-------------------45EL-MÜCİB55-3025Duaların kabul olunması-------------------46EL-VASİ'137Ömür uzunluğu sıhhat ve rızık genişliği için------------47EL-HAKİM78-6084İlim ve hikmet sahibi olmak , uzağı görmek , hikmetli iş yapmak---------------48EL-VEDÜD20-400İnsanların sevgisini kazanmak-------------49EL-MECİD57-3249İzzet ve şerefin artması--------------50EL-BAİS573Kuvvetli irade ve alacaklarını almak--------------51EŞ-ŞEHİD319Şeyid sahibi olmak heybetli olmak,halk arasında sevilmek--------52EL-HAK108Sağlam bir imana ve doğru ibadet hayatına sahip olmak başladığın işin sonunun gelmesi-----------53EL-VEKİL66Allahtan hertürlü yardım görmek---------------54EL-KAVİ116Kansızlık ve vucudun güçlü olması zor işleri kolaylıkla halletmek-----------------55EL-METİN500Maddi ve manevi dayanıklı sağlam ve iradeli olmak hastalıklardan kurtulmak------------------56EL-VELİYY46-2116Her işte Allah'ın yardımını istemek--------------57EL-HAMİD62-3844Kazancın genişlemesi Allah'ı çokça hamd etmek için yardım istemek---------------58EL-MUHSİ148Zekanın kuvvetli olması---------------59EL-MÜBDİ57Her işte muvaffak olanak ummadığı yerden yardım gelmesi---------------------60EL-MÜİD124Elden kaçanı geri kazanmak Allah'ın ahirette yeniden dirilme hakikatını ruhlarımızaduyurması---------------61

Page 5: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 5/21

EL-MUHYİ68İşlerin başarılı olması hastalıklardan kurtulmak------------------62EL-MUMİT490Harama bakmamak kötülüklerden vazgeçmek devamlı ahireti hatırlamak------------------63EL-HAY18-324Sözün tesirli olması sözü dinlenir olmak----------------64EL-KAYYÜM156Bütün işlerde yardımı Allah'tan beklemek isteklere nail olmak rızkın devamlı olması------------65EL-VACİD14-196Aradığını ve kaybettiğini bulmak---------------66EL-MACİD48Kazancın bolluğu ve şerefli bir hayat sahibi olmak-----------------67EL-VAHİD/EL-EHAD19-3669Kalbin uyanıklığı isteklerin olması--------------68ES-SAMED134Hiç kimseye muhtaç olmamak-------------69EL-KADİR305İstediğini yapmaya güç yetirmek------------70EL-MUKTEDİR744Her işte başarılı olmak---------------71EL-MUKADDİM184Daima yükselmek----------------72EL-MUAHHİR847Kötü ve belalı birinin veya bir işin kendinden uzaklaşması----------------------73EL-EVVEL37Her hayır işinde birinci olmak----------------74EL-AHİR801Ömrün uzun olması-----------------75EZ-ZAHİR1106Her meselenin zuhuru açıklığı gizli olması---------------76EL-MÜTEALİ551İstediği makama gelmek ve yüceliğe ermek-----------77EL-BATIN62Nefsi mutmain ve kalbi geniş olmak iç rahatlığının artması------------78EL-VALİ47

Page 6: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 6/21

Sözünün tesirli olması ve insanların kendini sevmesi---------------79EL-BERR202Her halukarda iyilik bulmak-----------------80ET-TEVVAB409Tövbelerin kabul olması--------------81EL-MÜNTEKIM630Zülum ve fenalıklardan korunmak----------------82EL-AFUVV156Rızık bolluğu kalp huzuru affedilmek -----------------83ER-RAUF287Merhametin artması hiçbir varlıktan zarar görmemek-----------------84MALİKÜ'L-MÜLK212Mal ve kazanca zarar gelmemesi maddi ve manevi derecelerin artması----------------85ZÜ'L-CELALİ VE'L-İKRAM1100İşlerin kolay ve esasın olması insanların kendini sevmesi----------------------86EL-MUKSİT209Eşlerin arasını düzeltmek ve adaletli olmak ---------------------------87EL-CAMİ114Küsleri barıştırmak ve hayırların birleşip toplanması ---------88EL-GANİ1060Gerçek zenginlik servet ve geniş rızk insanlar tarafından sevilmek------------89EL-MUĞNİ1100Geçim genişliği bol rızık ve zenginlik---------------90EL-MANİ161Kaza ve belalardan amin olmak------------91ED-DARR1001Zararlı kişilerden emin olmak ve onları Allah 'a havale etmek----------------92EN-NAFİ'201Hastalıklardan korunmak şifa bulmak zararlardan uzak durmak-----------93EN-NUR256Doğruyu ve yanlışı görüp kalp nuruna sahip olmak-----------------94EL-HADİ20-400Doğru yolu bulmak ve çocukların serkeş olmaması--------------95EL-BEDİ'86Allah'ın yardımına nail olmak maddi ve manevi güzellikler için-------------

Page 7: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 7/21

96EL-BAKİ113Ömrün uzunluğu ve sağlıklı olmak-------------97EL-VARİS707Uzun ömür bol mal şeref ve rızık sahibi olmak------------98ER-REŞİD514Güzel ahlak sahibi olmak kötü alışkanlıklardan korunmak---------------99ES-SABUR298Başladığı işi bitirmek sinirini yenmek ve sabırlı olmak__________________

FORUM KURALLARI

>>>ÖNEMLİ! Havas İlmi Bölüm Kuralları<<<

Başlıkları Yazma ve Yazım Kuralları

14-03-10, 17:17 #2 (permalink)

haydarı kerrarÜYE Üyelik tarihi: 13-03-10Mesajlar: 33Konular: 20Tecrübe Puanı: 0

Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi / األسماء الحسنى

ESMÂ-İ HÜSNÂ VE AÇIKLAMASI / األسماء الحسنى

�En güzel isimler� demek olan 'esmâ-i hüsnâ', naslarda (Kur�an ve Sünnette) Allah Teâlâhakkında kullanılan isim ve sıfatlardan oluşur. Kur'ân-ı Kerîm'de ve peygamberimizinhadislerinde Cenâb-ı Hakk'a nisbet edilen birçok isim bulunmaktadır. Bu durum bizzatKur'an tarafından şu şekilde ifade edilmektedir: �En güzel isimler Allah'ındır. O'na buisimlerle dua edin. O'nun isimleri hakkında eğri yola sapanları bırakın. Onlar yaptıklarınıncezasını göreceklerdir� [A'râf 7/150]. Peygamberimiz ise: �Allah Teâlâ'nın doksan dokuzismi vardır. Bunları sayan cennete girecektir� [Tirmizî, Daavât, 82] buyurmaktadır.Kur'an ve hadislerde (Tirmizî rivayetinde yer alıp yaygınlık kazanan) Allah'a verilen isimlerialfabetik olarak şu şe¬kilde sıralayabiliriz:1- ALLÂH ( Varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere lâyık bulunan, her türlü eksiklik ve :(هللاnoksanlıklardan uzak, bütün kemal sıfatları kendinde toplayan, eşi ve benzeri bu¬lunmayanzâtın özel ve en kapsamlı adıdır. Allah'a nisbet edilen isimler hâs (özel) ve âm (cins) olmaküzere ikiye ayrılır. Allah adı özel isim; Rab, Rahmân, Rahîm gibi isimler ise, Allah'ın özelismine nisbetle anılan isimlerdir. Allah ism-i şerifi, Cenâb-ı Hakk'ın has ismidir. Bu itibarladiğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır. Diğer isimler ise,yalnız kendi mânalarına delâlet ederler. Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz.Bu isim, Allah'tan başkasına ne hakikaten ve ne de mecazen verilemez. Diğer isimlerin ise,Allah'tan başkasına isim olarak verilmesinde bir mahzur yoktur (Kadir, Celâl gibi). Yalnız buisimlerin başına, insanlara izafe edildiklerinde, �kul� mânâsına gelen �abd� kelimesininilâvesi güzel olur [Abdülkadir (Kadirinkulu) ismi gibi].2- EL-ADL (العدل): Adaletli, mutlak adalet sahibi, her şeyi yerli yerine koyan, aşırılığameyletmeyen, kâinatı bütün varlıklarıyla birlikte ölçü altına alıp dengeleyen; canlı cansız herşeye en güzel ve en uygun vaziyeti ve¬ren; her varlığa lâyık olduğu ölçüde varlığını devamettirme hakkı vermekle sonsuz adaletini gösteren; emrine itaat edenleri mükâfatlandırırken,haddini aşanları dizginleyen ve hak ettikleri cezayı veren; haşrin büyük mahkemesinde isemutlak adaletini en geniş ve en mükemmel tarzda gösteren, tam adâletli. Adalet, zulmünzıddıdır. Zulüm kelimesinde; incitme, can yakma mânası vardır. Zulmetmiyerek herkesehakkını vermek ve her şeyi akıl ve mantığa, hikmet ve maslahata uygun olarak yapmak daadalet demektir. Allah Teâlâ Âdil'dir. Zâlimleri sevmez. Zâlimlerle düşüp kalkanları ve hattâsadece uzaktan onlara imrenenleri ve sevenleri de sevmez.3- EL-AFÜV ( Affeden, affedici, bağışlayan, hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde :(العفوgünahları affeden, günahları silen, çok affeden ve affetmeyi seven, affı çok. Allah Teâlâ,günahları silen, onları hiç yokmuş gibi kabûl edendir. Bu mânaya göre bu isim, Gafûr ismineyakındır. Ancak arada şu fark vardır: Gufran: Günahları örtüvermek demektir. Afv ise,günahları kökünden kazımaktır. Günahları kökünden kazımak, o şeyi örtmekten daha iyidir.4- EL-ÂHİR (اآلخر): En son, ebedi, varlığının sonu olmayan, her şeyden sonra varlığı devameden; bütün var¬lıkların neticesi kendisine bakan ve Ona dönecek olan; her şeyin son

Page 8: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 8/21

noktası. Herşey biter, helâk ve fenaya gider, ancak O kalır. Varlığının sonu yoktur.Evveliyetine bidayet olmadığı gibi, âhiriyetine nihayet yoktur. 5- EL-ALÎ (العلي): Pek yüce, yüce, yüceltici, izzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce,aşkın, zât, sıfat ve isimleriyle her türlü kusur ve noksandan uzak, mümkün vedüşünülebilecek ve tasavvur edilebilecek her türlü derece ve merte¬belerin üstünde olan,her hususta, herşeyden yüce olan. Yüksekliğin hakikî mânası şudur: a) Allah'tan daha üstünbir varlık düşünülmesi imkânsızdır. b) Bir benzeri veya ortağı veya yardımcısı yoktur. c)Şânına yaraşmayan her şeyden uzaktır. d) Kudrette, bilgide, hükümde, iradede ve diğerbütün kemâl sıfatlarında üstündür. Şu halde Alî, her şey kendisinin altında, emrinde vehükmü altında olan zât demektir.6- EL-ALÎM (العلیم): Her şeyi bütün incelikleriyle bilen, hakkıyla bilen, ezelden ebede her şeyibütün yönleriyle, hiçbir şey hiçbir şekil¬de hiçbir zaman ilminden gizlenemeyen, her şeyi çokiyi bilen. Allah, her şeyi tam mânasıyla bilir. Her şeyin, içini, dışını, inceliğini, açıklığını, önünü,sonunu, başlangıcını, bitimini çok iyi bilendir O, olmuşları bildiği gibi, olacakları da aynı şekildebilir. Onun için, olmuş-olacak, gizli-açık söz konusu değildir. Bunlar, insanlar hakkında geçerliolan mefhumlardır. İnsanların bilmesi nisbî (belli oranda) ve ârızîdir (geçicidir). Allah'ınbilmesi ise, -bütün isim ve sıfatlarında olduğu gibi- zâtîdir. Onun için O'nun bilmesindedereceler bulunmaz.7- EL-AZÎM (العظیم): Büyük, azametli, zâtının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılmayacak kadarulu, bütün varlıkları her hallerinde kudret ve hâkimiyetiyle çekip çeviren, en küçükten enbüyüğe her şeyi sınırsız isim ve sıfatlarının tecellileriyle kuşatan, bütün büyüklüklerin sâhibi.Azamet, büyüklük mânasınadır. Hakikî büyüklük Allah'a mahsustur. Yerde, gökte, bütünvarlık içinde mutlak ve ekmel büyüklük, ancak O'nundur ve herşey O'nun büyüklüğüneşâhiddir. Bu sıfatta da Allah'a herhangi bir denk bulunması muhaldir.8- EL-AZÎZ (العزیز): Yenilmeyen, yegâne galip olan, ulu, galip, izzet, kudret ve bütün kudsîsıfatlarıyla acizlik ve kusurlardan uzak olan, bütün varlıkları acizlik, zayıflık ve tezellüliçerisinde kendisine boyun eğdiren, mutlak galip, karşı konulamayan güç sahibi, mağlûpedilmesi mümkün olmayan galib. İzzet sıfatı, Kur'an'da birçok yerlerde azab âyetleribahsinde gelmiştir. Fakat bu ism-i şerifin yine birçok defa Hakîm ism-i şerîfi ile birleştiğigörülür. Bunun mânası: Allah Teâlâ'nın kudreti galibdir, fakat hikmeti ile kötülerin cezasınıte'hir eder, kötülük edip durmakta olan insanları cezalandırmakta acele etmez, demektir.9- EL-BÂİS (الباعث): Ölüleri dirilten, öldükten sonra dirilten ve şuur sahibi yaratıklarınapeygamberler göndererek emir ve yasaklarını bildiren; sayısız insan, hayvan ve bitkilerihayat sahnesine çıkaran; haşirde bü¬tün ölüleri tek bir emirle diriltip kabirlerinden çıkaranve onları yüce huzurunda toplayan, ölüleri diriltip kabirlerinden kaldıran; gönüllerde saklıolanları meydana çıkaran. 10- EL-BÂKİ (الباقي): Kalıcı olan, hep kalan, varlığını sonu olmayan, varlığı sürekli olan, zât,sıfat ve isimleriyle dâimi olan; her türlü yokluk ve fânilikten münezzeh bulunan; kendisineölüm arız olmayan. Bu ism-i şerîf �varlığın devamını� bildiren bir kelimedir. Varlığın devamı,önü ve sonu olmamakladır. Önü olmamak mülâhazasıyla Allah Teâlâ'ya Kadîm, sonuolmamak mülahazasıyla Bâkî denir. Bu mânalara yakın Ezelî ve Ebedî ism-i şerifleri de vardır.Allah Teâlâ'nın varlığı, devam bakımından zaman mefhumu içine girmez. Çünkü zamandenilen şey, kâinatın yaratılmış olduğu andan itibaren sonsuzluğa doğru akışının derecelerinigösteren bir mefhumdur. Şu halde, zaman yaratılmışlarla başlamıştır ve onlarla bitecektir.Kâinat yokken zaman da yoktu, fakat Allah Teâlâ vardı. Kâinat biter, zaman da biter, fakatAllah Bâki�dir.11- EL-BÂRİ� (البارئ): Örneği, modeli olmaksızın bütün varlıkları yaratan, eksiksiz yaratan,eşyayı ve her şeyin organlarını birbirine uygun bir halde yaratan. Her şeyin vücudu birbirinemünasib olarak yaratıldığı gibi, hizmeti ve faydası da umumî âhenge uygun yaratılmıştır.12- EL-BÂSİT (الباسط): Bollaştıran, rızık dağıtan, rızkı genişleten, ömürleri uzatan, ruhlarıbedenlerine yayan, bütün zaman, mekân ve varlıklarda, ilim, yaratma, cisim ve nzık gibi herişteki genişlik, ferahlık ve bolluk yalnız Onun rahmet ve iradesiyle meydana gelen, maddî vemanevî rızıkları çoğaltan, açan, genişleten. Allah, istediği kuluna da yepyeni bir hayat verir,neş'e verir, rızık bolluğu verir, bu da Bâsıt isminin tecelliyatıdır.13- EL-BASÎR (البصیر): Gören, gizli ve açık her şeyi her haliyle çok iyi gören, sonsuz kudret vehikmetiyle her canlıya lâyık gözü ve görme kabiliyetini ihsan eden, iyi gören. Allah Teâlâherkesin gizli açık yaptığını ve yapacağını görüp durmaktadır. Karanlıklar O'nun görmesinemâni olamaz. Karanlık gibi, yakınlık-uzaklık, büyüklük-küçüklük gibi insanların görmelerineengel olan şeyler de O'nun görmesine mâni olmaz.14- EL-BÂTIN (الباطن): Gizli, zât ve mahiyeti gizli olan, zâtının görülmesi ve mahiyetininbilinmesi açısından duyuların ve aklın idrakinden gizli olan, duyu organları ile idrâkedilemeyen, her şeyin gerçek yüzüne vâkıf olan; her şeyin iç yüzüne şahitlik eden;zuhurunun şiddetinden [Mûsâ tayin ettiğimiz vakitte gelip de Rabbi ona hitab edince: �YaRabbî! Göster bana Zatını, bakayım Sana!� dedi. Allah Teâla şöyle cevap verdi: �Sen Benigöremezsin. Ama şimdi şu dağa bak, eğer yerinde durursa sen de Beni görürsün!�. DerkenRabbi dağa tecelli eder etmez onu un ufak ediverdi. Mûsâ da düşüp bayıldı. Kendine gelincededi ki: �Sübhansın ya Rabbî. Her noksanlıktan münezzeh olduğun gibi, (dünyada Senigörmemizden de münezzehsin). Bu talebimden ötürü tövbe ettim. Ben ümmetim içinde Senigörmeden iman edenlerin ilkiyim!� (Araf 7/143)], sınırsız büyüklü¬ğünden ve zıddınınolmayışından dolayı mahlukâtın gözünden gizlenen, ancak eserleriyle varlığını gösteren.Allah Teâlâ'nın varlığı hem âşikardır, hem gizlidir. Âşikârdır, çünkü varlığını bildiren delil venişanları gözsüzler bile görmüş ve bu hakikatler hakikatı yüce varlığa, eşyanın umumîşehadetini sağırlar bile işitmiştir. Gizlidir. Çünkü biz Onu künhüyle bilemeyiz. Amma varlığınıkat'î surette biliriz.15- EL-BEDÎ' (البدیع): Örneksiz ve maddesiz yaratan, kâinatı yoktan, taklitsiz, modelsiz vebenzersiz bir suret¬te yaratan, onu bin bir isminin sonsuz güzellikleriyle süsleyen, örneksiz,misalsiz, acîb ve hayret verici âlemler îcad eden, çok güzel yaratan, eşi ve örneği olmayan,sanatkârane yaratan, zâtında, sıfatında, fiillerinde, emsâli görülmemiş olan. Bedî', mübdîmânasınadır. Mübdî, ibdâ eden, yani örneği bulunmayan bir şeyi îcad eden demektir. Allahherhangi bir kuluna peygamberlik veya velilik vererek üstün kılmışsa, bu üstünlükle o kul,kendi zamanındaki diğer insanlara nisbetle bedî' (eşsiz, misilsiz) olmuştur. 16- EL-BER (البر): İyiliği ve ihsanı bol olan, iyilik eden, vaadini yerine getiren, dilediği kullarınakesintisiz iyilik ve ihsanda bulunan; nimet ve¬ren, kulları hakkında kolaylık isteyen. AllahTeâlâ kulları için daima kolaylık ve rahatlık ister, zorluk istemez, zorluk çıkaranları dasevmez. Yapılan kötülükleri bağışlar, örter. Bir iyiliğe en az 10 mükâfat verir. Kul gönlündeniyi bir şey geçirmişse, onu yapmamış olsa bile, yapmış gibi kabûl edip mükâfat verir. Aksinekötülükleri ise yapmadıkça cezalandırmaz.

Page 9: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 9/21

17- EL-CÂMİ� (الجامع): Bir araya getiren, toplayan, birbirine benzeyen, benzemeyen ve zıdolan zıt şeyleri bir araya getirebilen, toplayıp düzenleyen, kıyamet günü hesaba çekmek içinmahlûkatı toplayan, zât, sıfat, isim ve fiillerinde her türlü kemâli toplayan; en büyükmahlukâtındaki hikmet ve sanat numunelerini en küçüğüne de yerleştiren, eser ve fiillerindezıtları bir arada kullanarak büyüklüğünü gösteren; haşirde bütün mahlukâtı yüce divanındatoplayan, istediğini, istediği zaman, istediği yerde toplayan. Cem, dağınık şeyleri bir arayatoplama demektir. Allah Teâlâ, vücudlarımızın çürüyerek suya, havaya, toprağa dağılmışzerrelerini tekrar birleştirecek, bedenlerimizi yeni baştan inşa edecektir. Allah Teâlâbirbirine benzeyen şeyleri bir araya getirip topladığı gibi, birbirinden ayrı varlıkları da biraraya getirmektedir. Onların iç içe birlikte yaşamalarını te'min etmektedir. Sıcaklık ilesoğukluk, kuruluk ile nemlilik gibi birbirine zıd unsurları bir arada tutması da yine Allah'ınCâmi' isminin tecellisindendir. 18- EL-CEBBÂR (الجبار): Dilediğini zorla yaptırma gücüne sahip olan, iradesini her durumdayürüten, yaratılmışların halini iyileştiren, sonsuz ve sınırsız büyüklük ve kudret sahibi olan;bütün varlıklar bütün yönleriyle doğrudan doğruya kudretine bakan ve emrine boyun eğen;hiçbir şey hiçbir cihetle mutlak kudretine karşı koyamayan, kırılanları onaran, eksikleritamamlayan; dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan. Bu ism-i şerif cebir maddesindendir.Cebir, �kırık kemiği sarıp bitiştirmek, eksiği bütünlemek� mânasına geldiği gibi, �icbaretmek�, yani, �zorla iş gördürmek� mânasına da gelir. Bu mânaya göre Allah TeâlâCebbâr'dır. Yani, kırılanları onarır, eksikleri tamamlar, her türlü perişanlıkları düzeltir, yolunakor. Cebbâr'ın ikinci mânasına göre de; Allah Teâlâ kâinatın her noktasında ve her şeyüzerinde dilediğini yaptırmağa muktedirdir. Hüküm ve iradesine karşı gelinmek ihtimaliyoktur.19- EL-CELÎL (الجلیل): Şanı yüce, erişilmez, yüce kudreti ile her şeyi yoluna koyan, yüceliksıfatları bulunan, azamet sahibi, bütün celâl sıfatlarıyla sıfatlanmış olan; varlıkların türleriüzerinde icraat ve tecelliyatlarıyla rubûbiyetinin ihtişamını gösteren; birliğini ve yüce zâtınalâyık muhteşem sıfatlarını bildiren, celâdet, ululuk ve heybet sâhibi, celâl sıfatları ile muttasıf.Celâdet ve ululuk, Allah'a mahsustur. Onun zâtı da büyük, sıfatları da büyüktür. Fakat bubüyüklük, cisimlerdeki gibi hacim veya yaşlılık itibarı ile değildir. Zamanla ölçülmez,mekânlara sığmaz.20- ED-DÂR (ار Dilediğini zarara sokan, zarar veren, her türlü zarar elinde bulunan ve :(الضOnun izniyle var olan; bir hik¬mete binâen zarar vermek istediği bir kimseden o zararı geriçevirecek kendi¬sinden başka hiç kimse bulunmayan, elem ve zarar verici şeyleri yaratan.21- EL-EVVEL (ل İlk, ezeli, varlığının başlangıcı olmayan, başlangıcı olmadığı gibi, bütün :(األوvarlıkların başlangıcı da Onun ilim ve kudretine bağlı olan; her şeyin ilk hali ve aslı Onun ezelîilminin düsturlarıyla tanzim edilen, her varlıktan mukaddem olan. Allah Teâlâ bütün varlıklarüzerine mukaddem olup kendi varlığının evveli yoktur. Kendisi için asla başlangıç tasavvurolunamaz. 22- EL-FETTÂH (الفتاح): Açan, iyilik/hayır kapılarını açan, zorlukları kolaylaştıran, her şeyehâkim olan, hakemlik yapan, basit basit maddelerden yarattığı sayısız ve mükemmelvar¬lıkların ve türlü türlü canlıların suretlerini ayrı ayrı, muntazam bir tarzda veren, herbirisine lâyık ve farklı birer şekil giydiren. Fettâh kelimesi, feth'den gelmektedir. Feth ise,�kapalı olan şeyi açmak� mânasınadır. Kapalı bir şeyi açmak: a) Maddî olur; bir kapıyı, birkilidi açmak gibi. b) Mânevî olur; kalbden tasaları, kederleri atıp gönlü açmak gibi. Onun içinbitkilerin çiçek açması, tohum ve çekirdeklerin sünbül vermesi, rızık ve rahmet kapılarınınaçılması hep Fettâh ism-i şerifinin tecellîsindendir.23- EL-GAFFÂR (الغفار): Çok bağışlayan, kusurları/günahları örten, mağfireti pek bol olan,daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan, sonsuz rahmet, fazl ve keremiylekullarının günahlarını çokça bağışlayıp silen. Gafr, örtmek ve sıyânet etmek (korumak)mânâsınadır. Allah mü'minlerin günahlarını örter. Dilediği kullarını da günahlardan sıyâneteder, korur. Bu, onlar için en büyük nimetlerden biridir.24- EL-GAFÛR (الغفور): Çok bağışlayan, çok affedici, bütün günahları bağışlayan, sonsuzrahmetiyle dilediğinde küçük-büyük bütün günahları bağışlayan, mağfireti çok. AllahTeâlâ'nın mağfireti çoktur. Bir kulun kusuru ne kadar büyük ve çok olursa olsun onları örter,meydana çıkarıp da sâhibini rezîl etmez. Kusurları insanların gözünden gizlediği gibi, melekûtâlemi sâkinlerinin gözünden de gizler. İnsanların görmediği bâzı şeyleri melekût (meleklerve ruhlar) âlemi sâkinleri görürler. Gafûr ism-i şerîfi, kusurların onların gözünden degizlenmesini ifade eder.25- EL-GANÎ (الغني): Hiçbir kimseye ve hiçbir şeye muhtaç olmayan, kendi dışındaki her şeyO'na muhtaç, sonsuz zengin olan; hiçbir cihetle kâinata ve mevcudata ihtiya¬cı bulunmayan,çok zengin ve her şeyden müstağnî. Gani, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herşey yanındamevcud bulunduğu için hiçbir şekilde başkasına müracaat mecburiyetinde kalmayan zâtdemektir.26- EL-HABÎR (الخبیر): Her şeyin iç yüzünü, gizli tarafını bilen, her şeyden haberdar, göklerdeve yerde, görünen ve görünmeyen âlemlerde en gizli sırtardan, en saklı şeylerden haberdarolan, ilminin dışında hiçbir şey bulunma¬yan; her şeyin gizli-açık, küçük-büyük her halinibilen. En küçüğünden en büyüğüne kadar bütün eşya ve hâdiselerden Allah haberdardır.Onun haberi olmadan hiçbir hâdise cereyan etmez.27- EL-HÂDİ (الھادي): Yol gösteren, lâyık gördüğü kullarını hidâyete erdiren, hidayeti yaratan,istediği kulunu hayırlı ve kârlı yollara muvaffak kılan, muradına erdiren, her yarattığına neyeihtiyacı varsa, ne yapması gerekiyorsa onu öğreten, murada erdiren, her bir varlığı tam birhikmetle yaratılış gayesine doğru ileten; dünyevî ve uhrevî her konuda bütün zarar vemenfaatleri gösterip doğru yola sevk eden. Hidâyet; Allah Teâlâ'nın lütuf ve keremiylekullarına, sonu hayır ve saadet olacak isteklerin yollarını göstermesi veya o yola götürüpmuradına erdirmesi demektir. Sadece hayır yolunu ve sebeblerini göstermeye irşâd;neticeye erinceye kadar o yolda yürütmeye de tevfîk denir. Hidâyetin karşılığı dalâlettir.Dalâlet, doğru yoldan bile bile veya gaflete kapılarak sapmak demektir. Hidâyetin neticesiîman, dalâletin neticesi îmansızlık ve küfürdür.28- EL-HÂFID (الخافض): Alçaltan, düşüren, zillete düşüren, inançsızları ve emrine muhalefetedenleri alçaltan, zelil kılan, yukarıdan aşağıya indiren. Allah Teâlâ, istediği kulunu yukarıdanaşağı atıverir. Şan ve şeref sâhibi iken, rezîl ve rüsvây eder ve bu muamelesi çok defa,kendisini tanımıyan, emirlerini dinlemeyen âsiler, başkalarını beğenmiyen mütekebbirler vehak, hukuk tanımayan zâlim zorbalar hakkında tecellî eder.29- EL-HAFÎZ (الحفیظ): Koruyan, muhafaza eden, koruyup gözeten ve dengede tutan, bütünvarlıkların her türlü davranış, hal ve hareketlerini kayde¬den, insanların bütün yaptıklarınısorgulama için inceden inceye dikkatle kaydeden; milyonları aşan canlı türlerinin nesillerini,tohum ve nutfelerinde (çekirdeklerinde, özlerinde, spermlerinde) muhafaza edip devam

Page 10: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 10/21

ettiren; bütün varlıkları devamlı gözetimi altında tutan; onları heı türlü zarar vekötülüklerden koruyan, her şeyi belli vaktine kadar âfât ve belâlardan saklıyan. Hıfz,korumak, demektir. Bu koruma iki şekilde olur: a) Varlıkların devamını sağlamak, muhafazaetmektir. b) Birbirlerine zıd olan şeylerin, yekdiğerlerine saldırmasını önlemek, birbirlerininşerrinden onları korumaktır. Allah her mahlûkuna, kendine zararlı olan şeyleri bilecek bir hisilham buyurmuştur. Bu Hafîz ism-i şerîfinin tecelliyatındandır. Bir hayvan kimyevî tahlilraporuna muhtaç olmadan kendine zararlı otları bilir ve onları yemez. Kulların amellerininyazılması, zâyi olmaktan korunması da Hafîz isminin gereğidir. Bu bakımdan âhiretteyeniden dirilme ve yaptıklarından hesaba çekilme ile Hafîz isminin yakından alâkası vardır.30- EL-HAK ( ,Fiilen var olan, varlığı ve ulûhiyyeti gerçek olan ve hiç değişmeyen :(الحقibâdete lâyık ve her hakkın sahibi olan. Hak, varlığı hakikî bulunan zâtın ismidir. Yani, varlığıdaima sâbittir. Allah Teâlâ'nın zâtı, yokluğu kabûl etmediği gibi, herhangi bir değişikliği dekabûl etmez. Hakikaten vâr olan yalnız Allah'tır.31- EL-HAKEM (الحكم): Anlaşmazlıklarda son hükmü veren, hükmedici, iyiyi kötüden, ayırtedici, varlıklar dünyasında ve haklı ile haksız arasında hiçbir ada¬letsizliğe, yanlışlığa veitiraza yer bırakmayacak şekilde hükmeden, hakkı yerine getiren. O'nun hükmü olmadanhiçbir şey, hiçbir hâdise meydana gelemediği gibi, O'nun hükmünü bozacak, geribıraktıracak, infazına mâni olacak hiçbir kuvvet, hiçbir hükûmet, hiçbir makam da yoktur.32- EL-HAKÎM (الحكیم): Her şeyi yerli yerinde yapan, hükmü hikmetli olan, hikmet sahibi,bütün işleri hikmetli, bütün emirleri ve işleri yerli yerinde olan, her şeyi en kısa yoldan, enfaydalı, en kolay ve en güzel bir şekilde yaratan. Boş iş yapmayan, her bir şeyde sayısızfaydalar gözeten ve bunu yaratıkları üzerinde tecellileriyle gösteren. Allah Hakîm'dir.Faydasız, boş ve tesadüfî bir işi yoktur. Her emir ve filinin her yönüyle sonsuz fayda vemaslahatları vardır. Her yarattığı mahlûk, her yaptığı iş bütün kâinat nizamı ile alâkalıdır.Kâinatın umumî nizamı ile tenâkuz teşkil eden hiçbir hâdise, bir mahlûk, bir iş yoktur. Enzararlı görülen mahlukatın bile yaratılmasının hikmeti vardır. Fare gibi zararlı görülenhayvanlar tamamen yok edildiği durumlarda bu husus açıkça görülmüştür. Bu sefer başkasorunlar ortaya çıkmıştır.33- EL-HÂLİK (الخالق): Yaratan, bütün yaratıkları takdirine uygun olarak gerekli şartlarlabirlikte yaratan, her şeyin varlığını ve varlığı boyunca görüp geçireceği halleri, hâdiseleritayin ve tesbit eden ve ona göre yaratan, yoktan var eden. Bu ism-i şerîfin mânasında ikihusus vardır: a) Bir şeyin nasıl olacağını tayin ve takdir etmek, b) O takdire uygun olarak oşeyi îcad etmek.34- EL-HALÎM (الحلیم): Kızgınlıkla ve acele ile muamele etmeyen, yumuşaklık sahibi, günah veisyanlarına rağmen kullarını hemen cezalandırmayıp onlar için tevbe ve ümit kapılarını açıkbırakan; onları sonsuz rahmet ve keremiyle nzıklandırmaya devam eden. Hilm, suçlularıncezasını vermeye gücü yetip dururken bunu yapmamak, onlar hakkında yumuşakdavranmak ve cezalarını geriye bırakmaktır. Suçluyu cezalandırmağa iktidarı olmayanahalîm denmez. Halîm, kudreti yettiği halde, bir hikmete binaen cezalandırmayana denir.Allah Teâlâ Halîm'dir. Her günah işleyeni hemen cezalandırmaz. Hışım ve gazapta aceleetmez, mühlet verir. Bu mühlet içinde yaptıklarına pişman olup tevbe edenleri afveder. Israredenler hakkında, hüküm artık kendisine kalmıştır.35- EL-HAMÎD (الحمید): Övülen, Övgüye ve takdire lâyık, zâtındaki sonsuz kemalâtıyla herhamd ve övgüye nihayetsiz derecede lâyık olan; ezelden ebede kâinattaki bütün nimet veihsanlar karşılı¬ğında, hal ve dil ile her kimden her kim için yapılırsa yapılsın sayısız hamd,şü¬kür ve övgüler yalnızca kendisine ait olan, ancak kendisine hamd ü senâ olunan, bütünvarlığın diliyle biricik övülen, medhedilen. Hamd; ihsan sâhibi büyüğü övmek, tâzim fikri veteşekkür kasdiyle medh ü senâ etmektir. Her mevcûd, hâl diliyle olsun, kâl diliyle olsun, AllahTeâlâ'yı tesbih (tenzih) ve takdîs (mukaddes kılmak, büyüklemek) etmektedir. Bütün hamdü senâlar O'na mahsustur. Hamd ve şükürle kendisine tâzim ve ibâdet olunacak veliyy-inimet ancak O'dur.36- EL-HASÎB (الحسیب): Hesab gören, hesaba çeken, herkesin hayatı boyunca yapıpettiklerinin, bütün tafsilât ve teferruatiyle hesabını iyi bilen; kullarına yeten; sonsuz acizlik vehadsiz düşmanlara karşı mahlukâtın imdadına kudret ve rahmetiyle yetişen, her şeye veherkese her ihtiyacı için kâfi gelen. Allah Teâlâ, neticesi hesapla bilinecek ne kadar miktar vekemmiyet varsa hepsinin neticelerini hiçbir işleme muhtaç olmadan doğrudan doğruya veapaçık bilir. 37- EL-HAY (الحي): Diri, daimî, ezelî ve ebedî olup ölme ve yok olma gibi arızalardan uzakbulunan; kâinattaki bütün hayat izleri ve canlı fertler üzerinde taklit edilmez mühürleribulunan. Hayy, diri demektir, bunun zıddına meyyit denir ki, ölü mânasına gelir. Allah Teâlâölmez, daima hâzır ve nâzırdır. Yaşayan mahlûkatın hayatını veren de O'dur. O olmasaydıhayattan eser olmazdı. O daima fenâdan, zevalden, hatâdan münezzehtir. 38- EL-KÂBID (القابض): Daraltan, canlıların ruhunu alan, rızkı tutan, başta ruh, kalb venefisler olmak üzere bütün varlıkları bütün halleriyle kudret elinde tutan; maddî, manevîbütün darlık ve sıkıntılar sadece iradesiyle gerçekleşen, dilediğinin maddî ve manevî rızkınıdaraltan. Bütün varlıklar Allah Teâlâ'nın kudret elindedir. İstediği kulundan, ihsân ettiğiserveti, evlâd ve iyâli, yahut hayat zevkini, gönül ferahlığını alıverir. O adam zenginken fakirolur yahut evlâd acısına boğulur yahut iç sıkıntısına, ıstırap ve huzursuzluk içine düşer. İştebu haller, Kâbıd isminin tecellileridir.39- EL-KÂDİR (القادر): Kudretli, her şeye gücü yeten, kendisine hiçbir şey ağır gelmeyen;zâ¬tından ayrılmaz ve ezelî olan kudretine acizlik asla bulaşmayan, istediğini. Allah Teâlâ,kudretine bir ayna olmak üzere kâinatı yaratmıştır. 40- EL-KAHHÂR (القھار): Yenilmeyen, yegâne galip, isyankârları kahreden, bütün varlıklarıemir ve iradesi altında bulunduran, hiç kimse hükmün¬den kaçıp kurtulamayan. Kahr, birşeye, onu hor ve hakîr kılacak veya mahv ve helâk edebilecek sûrette galib olmaktır. AllahTeâlâ Kahhâr'dır, her vechile üstün ve daima galibdir. Kuvvet ve kudretiyle her şeyi içindenve dışından kuşatmıştır. Hiçbir şey O'nun bu ihâtasından dışarı çıkamaz. Ona karşı herşeyinboynu büküktür. Kahrına yerler, gökler dayanamaz. Kahr ile nice azıp sapmış ümmetleri vemilletleri mahv ve perişan etmiştir.41- EL-KAVÎ (القوي): Kuvvetli, güçlü, her şeye gücü yeten, kudretli, kuvveti bütün kâinatahâkim ve bütün eşyayı zapteden ve bütün varlıkları hükmü altına alan, çok kuvvetli.42- EL-KAYYÛM (القیوم): Kendi kendine var, varlığı için hiçbir sebebe ihtiyacı olmayan, bizatihivarlıkta kalabilen fakat bütün eşya onun iradesi ve yaratmasıyla varlıklarını sürdüren vebütün varlıkları hassas bir denge ve ölçü ile ayakta tutan ve önemli vazifelerde çalıştıran,gökleri, yeri, her şeyi ayakta tutan; her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kâinatı idare eden.Kayyûm, kâim'in mübalâğasıdır. �Her şey üzerinde kâim� demektir. Bunun mânası �Birşeyin kıyâmı, yani, bir varlık sâhibi olarak durabilmesi neye bağlı ise, onu veren� demektir.

Page 11: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 11/21

Allah Teâlâ, her şeyin mukadder olan vaktine kadar durması için sebeblerini ihsân etmiştir.Onun için herşey Hak ile kâimdir.43- EL-KEBÎR (الكبیر): Büyük, ulu, zâtının ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu,sınırsız isim ve sıfatlarıyla ilmimizi aşan sonsuz büyüklük sa¬hibi olan, büyüklüktekendisinden daha büyüğü düşünülemeyen. Allah Teâlâ kibriyâ sâhibidir. Kibriyâ, zâtın kemâlidemektir. Her bakımdan büyük, varlığının kemâline hudut yoktur. Bütün büyüklükler O'namahsustur.44- EL-KERÎM (الكریم): Şerefli, cömert, çok cömert, fazilet türlerinin hepsine sahip, bütünhayatları binlerce duygu, âlet ve organlarla donatıp süsleyen; sonsuz rahmet hazinelerininsüslü ve tatlı nimetlerini karşılık beklemeden önlerine seren, sonsuz keremi, yarattığı bütünsanatlı mahlukât üzerindeki tezyinat ve bunların terbiyelerindeki dikkat ve titizlikle açıkçagörünen, keremi, lütuf ve ihsânı bol. 45- EL-KUDDÛS (القدوس): Tertemiz, yüce, her türlü hatâdan, gafletten, aczden ve eksikliktençok uzak ve pek temiz, her eksiklikten münezzeh; dalâlet ehlinin kendisi hakkındaki her türlüasılsız düşüncelerinden uzak; kâinatı bütün varlıklarıyla temizleyen ve güzelleştiren. Allah,hissin idrâk ettiği, hayâlin tasavvur ettiği, vehmin tahayyül ettiği, fikrin tasarladığı hervasıftan münezzeh ve müberradır.46- EL-LATÎF (اللطیف): Müşfik, lütüfkar, varlıkların en ince noktalarını bilen, yaratılmışlarınihtiyacını en ince noktasına kadar bilip sezilmez yollarla karşılayan, varlıkları en nâzikincelikler ve güzellikler içinde yara¬tan, her bir canlıya lütufkarlıkla ihsan ve ikramlardabulunan; ince ve sezilmez yollardan kullarına çeşitli faydalar ulaştıran. 47- EL-MÂCİD (الماجد): Şanlı, şerefli, şanı yüce ve keremi çok, zât ve sıfatı her şeyden yüce,lütuf ve keremiyle her şeyden üstün, her türlü yüceltmeye nihayet derecede lâyık olan, zâtı,sıfatlan ve isimleri, izzet ve azametin şan ve şerefin son mertebesinde bulunan, kadr ü şânıbüyük, kerem ve müsamahası bol. Allah Teâlâ'nın kendisine yakın olan kullarına lütüf veihasanı ifadeye sığmaz, ölçüye gelmez. Meselâ: Onları temiz ahlâk sâhibi olmaya, iyi işleryapmaya muvaffak kılar da, sonra yaptıkları o güzel işleri, hâiz oldukları seçkin vasıflarısebebiyle onları över, sitayişlerde bulunur. Kusurlarını afveder, kötülüklerini mahveder.48- MÂLİKÜ'l-MÜLK (مالك الملك): Mülkün gerçek sahibi, kâinatın, ezelden ebede tek gerçeksahibi ve mutlak hâkimi, Allah Teâlâ mülkün hem sâhibi, hem hükümdârıdır. Mülkündedilediği gibi tasarruf eder. Hiçbir kimsenin O'nun bu tasarrufuna itiraz ve tenkide hakkıyoktur. Dilediğine verir, dilediğinden alır. Mülkünde hiçbir ortağa ve yardımcıya ihtiyacıyoktur.49- EL-MÂNİ' (المانع): Engel olan, istediği şeylere engel olan, dilemediği şeyingerçekleşmesine müsaade etmeyen, kötü şeylere engel olan, varlıkları hadlerini aşmaktanve saltanatına ortaklıktan men eden; zararlı ve tehlikeli sebepleri izni dışında yaratıklarınazarar vermekten alı¬koyan; dilediğinden dilediği şeyi esirgeyen, bir şeyin meydanagelmesine müsâade etmeyen. İyi ve kötü pek çok arzularımız vardır ki biri bitmeden biriortaya çıkar. Yaşadığımız müddetçe bunlar ne biter, ne de tükenir. Biz de bu arzularımızıelde etmek için çalışır dururuz. Her arzumuz bir takım sebeplere, sebepler de Mâni' (maniolan) ve Mu'tî (veren) olan Allah'ın emrine bağlıdır. Allah Teâlâ isteyenlerin isteklerini,dilerse verir; o zaman isteyenin tuttuğu sebepler çabucak meydana gelir. Mu'tî ism-işerîfinin mânası budur. Allah Teâlâ bazı isteklere de müsaade etmez. O zaman isteyeninyapıştığı sebepler kısır kalır, ne kadar çabalanırsa çabalansın netice vermez. Bu da Mâni'ism-i şerîfinin tecellîsidir. Kullarının başına gelecek felâket ve musibetleri önlemek, geriçevirmek de yine Mâni' ism-i şerîfinin tecelliyatındandır.50- EL-MECÎD (المجید): Şanlı, şerefli, şerefi yüksek, zâtı şerefli, fiilleri güzel olan, her türlüövgüye lâyık bulunan. Bu ism-i şerîfin mânasında iki mühim unsur vardır: a) Azamet vekudretinden dolayı yaklaşılamaz olmak. b) Yüksek huylarından, güzel işlerinden dolayıövülüp sevilmek.51- EL-MELİK (الملك): Hükümran olan, buyrukları tutulan, görünen ve görünmeyen âlemlerinsahibi ve idarecisi olan, mülk ve saltanat en yüksek mertebesiyle sadece kendisine âit olan,bütün mahlûkatın hakikî sâhibi ve mutlak hükümdârı. Allah'ın, ne zâtında ve ne de sıfatındahiçbir varlığa ihtiyacı yoktur, bilâkis herşey zâtında, sıfâtında, varlığında ve varlığınındevamında O'na muhtaçtır, bütün kâinatın hakikî sâhibi, mutlak hükümdârıdır52- EL-METÎN (المتین): Kuvvetli, güçlü, kudretli, her şeye gücü yeten, her şeye tam birteslimiyetle boyun eğdiren; hiçbir fiilinde hiçbir güçlükle karşılaşmayan; hiçbir varlık, vasıtave cisim fiillerine hiçbir cihetle en¬gel olmayan, çok sağlam. Kuvvet, tam bir kudrete delâleteder. Metânet ise kuvvetin şiddetini ifade eder. Allah'ın kuvveti de öteki sıfat ve isimleri gibinâ-mütenâhîdir (sonsuzdur), tükenmez, gevşemez, hudut içine sığmaz, ölçüye gelmez.Allah'ın kudreti bahsinde zorluk-kolaylık söz konusu değildir. Bir yaprağı yaratmakla kâinatıyaratmak birdir. Allah Teâlâ tam bir kuvvet sahibi olmak bakımından, Kavî, gücünün çokşiddetli olması bakımından Metîn'dir.53- EL-MUAHHİR (المؤخر): Erteleyen, geri bırakan, istediğini geri koyan, istediğini zaman vemekân yönünden, maddî-manevî yön¬den, şeref ve rütbe bakımından sona bırakan; herşeyi eceli gelinceye kadar er¬teleyen; imtihan gereği genellikle kullarının cezasını hemenvermeyip âhiret gü¬nüne bırakan. Allah Teâlâ istediğini ileri, istediğini geri aldığı gibi, bâzanda kullarının teşebbüslerini, onların bekledikleri zamanda neticelendirmez, maksadlarınıarkaya bırakır. Bunda birçok hikmetleri vardır. Bu hikmetleri araştırmak, sezmeğe çalışmakgerekir.54- EL-MUBDİ' (المبدئ): İlkin yaratan, her şeyi yokluktan çıkaran, kudret ve iradesiylevarlıklara ilk yaratılışlarında yoktan, hiç¬ten vücut veren, onlara gerekli olan şeyleri dehiçten icat edip ellerine veren, mahlûkatı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratan.Mübdi, bir mânada îcad demektir. Muîd ism-i şerîfi de îcad mânasına gelir. İcadın bir benzeridaha evvel yaratılmış, meydana getirilmiş ise iâde; değilse, yani benzeri, maddesi olmayanyeni bir şey ise ibdâ denir.55- EL-MUCÎB (المجیب): Duaları kabul eden, dileklere karşılık veren, bütün varlıkların hal vedille yardım istemelerine ve duaları¬na tam bir hikmet, rahmet ve inayetle dâima cevapveren, darda ve sıkıntıda olanların imdadına koşan, kendine dua edip yalvaranlarınisteklerini işitip cevab veren. Burada bir hususu iyi bilmek gerekir: Cevab vermek ayrıdır,kabûl etmek ayrıdır. Âyet-i kerîmede, Allah tarafından her duaya cevab verileceği vaatedilmiştir [�Kullarım Beni Senden soracak olurlarsa, bilsinler ki Ben pek yakınım. Bana duaedenin duasına icabet ederim. Öyleyse onlar da davetime icabet ve Bana hakkiyle inanıptasdik etsinler ki doğru yolda yürüyüp selamete ersinler� (Bakara 2/186)]. Fakat kabuledileceği vaat edilmemiştir. Zira kabul edip etmemek Cenâb-ı Hakk'ın hikmetine bağlıdır.Hikmeti iktiza ederse istenenin aynını, aynı zamanda kabul eder. Dilerse istenenin dahaiyisini verir. Dilerse o duayı âhiret için kabul eder, dünyada neticesi görülmez. Dilerse de

Page 12: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 12/21

kulun menfaatine uygun olmadığı için hiç kabul etmez.56- EL-MUĞNÎ (المغني): Zengin kılan, kullarından dilediğini lütfü ile zengin kılan, dilediğinimuhtaç olmaktan kurtaran, zenginlik verip tatmin eden, bütün mevcudatın bütünihtiyaçlarını tükenmez servet ve ha¬zinelerinden karşılayan ve varlık sahibi her bir yaratığaservet ve zenginliği ih¬san eden. Allah Teâlâ dilediğini zengin eder, ömür boyunca zenginolarak yaşatır. Dilediğini de ömür boyunca fakirlik içinde bırakır. Bazı kullarını zenginkenfakir, bazılarını da fakirken zengin yapar. Yahya bin Muaz: �Kıyamet günü fakirlik vezenginlik tartılmayacak; fakirliğe ne ölçüde sabredildiği, zenginliğe de ne ölçüde şükredilmişolduğu hesab edilecek. Mesele, çok fakir veya çok zengin olmak değil, çok sabretmek veyaçok şükretmektir�. 57- EL-MUHEYMİN (المھیمن): Gözeten, gözetici ve koruyucu, hükmü altına alan, kâinatınbütün işlerini gözetip yöneten, bütün yaratıkları her türlü hal, hareket ve davranışlarındagörüp gözeten; herşey denetim ve koruyuculuğu altında bulunan. Allah, yarattığımahlûkatının amellerini, rızıklarını, ecellerini bilip muhafaza eder. Bütün varlığı görüpgözeten, yetiştirip varacağı noktaya ulaştıran ancak O'dur. 58- EL-MUHSÎ (المحصي): Her şeyi kaydedip sayan, bilen, her şeyi tek tek ve bütünayrıntılarıyla bilen [�Bilinmeyen nice hazineler ve görünmeyen gayb aleminin anahtarlarıO�nun yanındadır. Onları kendisinden başkası bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsiniO bilir. O�nun haberi olmadan bir tek yaprak bile düşmez. Yer altı tabakalarının karanlıklarıiçindeki tek bir tane, hasılı yaş ve kuru hiç bir şey yoktur ki açık, net bir kitapta bulunmasın�(En'âm 6/59)], ilmiyle maddî ve manevî bütün her şeyi kuşatan; ne zâtı ve ne de ilmi hiçbirşekilde ihata edilemeyen, bildirdikleri dışında hiçbir şey bilineme¬yen; dünyada kullarınınküçük-büyük bütün yaptıklarını bilen ve mahşerde sa¬yıp dökecek olan, herşeyin sayısını birbir bilen. İlmi herşeyi ihâta eden ve herşeyin miktarını bilip eksiksiz tastamam sayabilenAllah'dır. Allah Teâlâ, herşeyi olduğu gibi görür ve bilir, yani bütün mevcûdatı toptan bir yığınhâlinde birbirinden seçilmez karışık bir şekilde değil; cinslerini, nev'ilerini, sınıflarını,ferdlerini, zerrelerini birer birer saymış gibi gayet açık görür ve bilir.59- EL-MUHYÎ (المحي◌ي): Dirilten, hayat veren, can veren, cansız maddelerden canlımaddeler yaratan, hayatı veren ve onu rızıkla devam ettiren; hayat için gerekli olan şartlarıhazırlayan; bütün canlı¬ları vasıtasız olarak kudretiyle ihya eden ve ölüleri dirilten; manenölü kalpleri imanla hayatlandıran; kışta ölen sayısız canlıları baharda yeniden diril¬ten, sağlıkveren. Allah Teâlâ, cansız maddelere hayat ve can verir. Her gün, her saat, her saniyeyeryüzünde milyonlarca varlık hayat bulup dünyaya gelmektedir. Bütün bunlar, Allah'ın emrü fermaniyle, yaratmasıyle ve müsaadesiyle olmaktadır. Allah yoğu var edip hayat verdiğigibi, ölüyü de tekrar canlandırabilir. Buna ihyâ, yani diriltme denir. Hayatı hiç yoktan verenzâtın, ölülere yeniden hayat verip diriltmesi elbette son derece kolaydır. Asıl zor olan bir şeyiilk defa yapmaktır. Yapılanın tekrarı ise kolaydır.60- EL-MUÎD (المعید): Tekrar yaratan, öldürüp yeniden dirilten, ölmüş ve dağılmış, yok olmuşsayısız canlıları her baharda ilk yaratılışla¬rında olduğu gibi yeniden diriltip inşâ eden(yaratan); gönderdiği rızıklarla varlıkların mevcudiyetini her an tazeleyen; mahşerde ise buismin azamî derecede tecellîsiyle bütün varlıkları oraya uygun bir tarzda yeniden yaratan.Herşey mukadder olan ömrünü tamamlayıp öldükten sonra, Allah'tan başka kimse kalmaz,fakat varken yok olan bu insanları âhiret günü Allah Teâlâ diriltip yeniden hayatlandırır,yeniden yaratır. Sonra da dünya hayatlarında yaptıkları işlerden hesaba çeker.61- EL-MUİZ (المعز): Aziz kılan, izzet ve şeref veren, yücelten, bütün izzet doğrudan doğruyairâdesine bağlı olan; dilediğini dilediği şekilde aziz kılan, ağırlayan. İzzet ve zillet, birbirine zıdmânalardır. İzzet kelimesinde �şeref ve haysiyet�, Zillet kelimesinde ise �alçaklık� mânasıvardır. Bunlar hep Allah Teâlâ'nın, mahlûkatı üzerindeki tasarrufları cümlesindendir.62- EL-MUKADDİM (م Öne alan, istediğini öne alan, ileri geçiren, istediğine, zaman ve :(المقدmekân yönünden; maddî manevî yönden, şeref ve rütbe bakımından öncelik veren. AllahTeâlâ bütün mahlûkatı yaratmıştır. Ancak seçtiklerini ileri almıştır. İnsanların bazısını dince,dünyaca bazısı üzerine derece derece yükseltmiştir. Fakat bu yükseltme ve seçme, kullarınkendi amelleri ile ona lâyık olmaları neticesinde olmuştur.63- EL-MUKÎT (المقیت): Rızıklandıran, besleyen, idare eden, bedenlerin ve ruhların gıdasınıyaratıp veren, bilip gücü yeten ve koruyan, her şeyi lâyıkıyla gözeten, iyiyi iyiliğinden, kötüyüde kötülüğünden derecesine göre hissedar eden; maddî ve manevî her türlü rızkı veren, heryaratılmışın azığını ve gıdasını tayin eden. Bu mânaya göre Mukît, Rezzak mânasınadır.Yalnız Mukît, Rezzâk'tan daha hususîdir. Rezzak, azık olanı da olmayanı da içine alır.64- EL-MUKSİT (المقسط): Adaletle hükmeden, adaletli, her fiil ve icraatında hak ve adaletigözeten, adaletten ayrıl¬mayan, bütün işlerini denk, birbirine uygun ve yerli yerinde yapan,mazluma acıyıp zalimin elinden kurtaran. Allah Teâlâ en üstün bir adalet ve merhametinsahibidir. Kullarına muamelesi merhamet ve adalet üzeredir. Yapılmış olan hiçbir iyiliğinzerresini bile karşılıksız bırakmaz. İnsanların birbirlerine karşı işledikleri haksızlıkları dadüzelterek hakkı yerine getirir.65- EL-MUKTEDİR (المقتدر): Herşeye gücü yeten, kudretli, sonsuz ve sınırsız kudretine bütünvarlıkları itirazsız itaat ettiren, kuvvet ve kudret sâhipleri üzerinde istediği gibi tasarrufeden. Allah Teâlâ her şeye karşı mutlak ve ekmel surette Kâdirdir. Her şeye kâdir olduğuiçindir ki, dilediği şeyi yaratır ve isterse onda dilediği kadar kuvvet ve kudret de yaratır.66- EL-MU'MİN (المؤمن): Güven veren, inananları güvenlikte kılan, vaadine güvenilen,muhafaza ve himayesiyle her korkuyu gideren, her tehlike ve felâketten kurtuluş ve güvenveren, gönüllerde iman ışığı yakan; kendine sığınanlara aman verip onları koruyan,rahatlandıran. Allah Teâlâ, kalblere iman ve hidayet bağışlayarak oralardan şübhe vetereddüdleri kaldırmıştır. Kendine sığınanlara aman verip korumuş, emniyetlerahatlandırmıştır.67- EL-MUMÎT (الممیت): Öldüren, ölümü veren, kullarını fani dünyadan baki âleme götüren,canlı bir mahlûkun ölümünü yaratan. Allah, yarattığı her canlıya muayyen bir ömür takdiretmiştir. Canlı varlıklar için ölüm mukadder ve muhakkaktır [�Her canlı ölümü tadacaktır�(Âl-i Imrân 3/185, Enbiya 21/35, Ankebut 29/57)]. Hayatı yaratan Allah olduğu gibi, ölümüyaratan da yine O'dur. Ancak bu ölüm, yok oluş, hiçliğe gidiş değil, bilakis fâni hayattan bâkîhayat geçiştir.68- EL-MUNTAKİM (المنتقم): Günahkarları/suçluları adaleti ile müstehak oldukları cezayaçarptıran, asilerden intikam alan, emir ve yasaklarına karşı gelenleri, helâl dairenin dışınataşanları cezalandıran; din düşmanlarına, hakkı alçaltmak için çalışanları er ve¬ya geç, hatırve hayale gelmez felâketlerle perişan eden. Allah Teâlâ'nın intikamı vardır. Asilerin belinikıran, canilerin hakkından gelen, taşkınlık yapan azgınlara hadlerini bildiren şübhesiz kiO'dur.69- EL-MUSAVVİR (ر Şekil veren, her şeye şekil ve özellik veren, her bir yaratığa :(المصو

Page 13: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 13/21

titizlik ve maharetle sanatlı bir şekilde farklı suretler giydirerek sanatının güzellik vemükemmellikleri gösteren. Allah Teâlâ herşeye bir suret, bir özellik vermiştir. Herşeyinkendisine göre şekli, dıştan görünüşü vardır ki, başkalarına benzemez. Mesela: İnsanlararasında tamamiyle birbirinin aynı iki insan yoktur. Bundan daha garibi, parmak uçlarındakiçizgilerdir. Bu çizgiler, insanların sayısı kadar değişiktir ve hiçbiri ötekine uymaz. Şu haldeinsanın hiç taklit olunamayacak imzası, bastığı parmak izidir. İşte bunlar, Allah Teâlâ'nınMusavvir isminin tecellileridir.__________________İLİM BİR NOKTA İDİ CAHİLLER ONU ÇOĞALTTI

İNSANLAR VAV GİBİ DOĞAR BİRAZ DOĞRULDUKLARINDA KENDİLERİNİ ELİFZANNEDERLER

HER ŞEY ELİFLE DÖNÜYOR ELİFE DÖNÜYOR

KORKAKLIKTA AR İLERLEMEKTE ŞEREF VE İTİBAR VAR İNSAN KORKMAKLA KADERDENKURTULAMAZ

Konu elifhanim tarafından (11-08-10 Saat 19:53 ) değiştirilmiştir.

14-03-10, 17:18 #3 (permalink)

haydarı kerrarÜYE Üyelik tarihi: 13-03-10Mesajlar: 33Konular: 20Tecrübe Puanı: 0

Ynt: ESMÂ-İ HÜSNÂ VE AÇIKLAMASI / األسماء الحسنى

70- EL-MUTEÂLÎ (المتعالي): Pek yüce, noksanlıklardan yüce, izzet, şeref ve hükümranlıkbakımından en yüce, aşkın, yüceliğinin sonu olmayan, her türlü noksanlıklardan uzakbu¬lunan, yaratılmışlar hakkında aklın mümkün gördüğü her şeyden, her hal ve tavırdanpek yüce ve pek münezzeh. Meselâ, bir zengin hakkında, “Bu adam yarın fakir düşebilir”denebilir ve adam da zenginken fakir olabilir. Fakat Allah Teâlâ hakkında, bu gibi ihtimallerindüşünülmesi mümkün değildir. O, her türlü noksanlık, eksiklik, zaaf, âcizlik, hatâ vekusurdan münezzehtir. İsteyenler çoğaldıkça ihsanı artar, herkese hikmet ve iradesine göreverir. Verdikçe hazineleri tükenmez.71- EL-MUTEKEBBİR (المتكبر): Ululuk sahibi, yegâne büyük, azamet ve yüceliğini izhar eden,yaratıkların bütün sıfatlarından sonsuz derecede yük¬sek olan; varlıklar dünyasındabüyüklüğünü gösteren; kendini zâtına lâyık sı¬fatlarla tanıtan, her şeyde ve her hâdisedebüyüklüğünü gösteren. Büyüklük ve ululuk, ancak Allah'a mahsustur, varlığı ile yokluğuAllah'ın bir tek emrine ve iradesine bağlı bulunan kâinattan hiçbir mevcut, bu sıfatıtakınamaz.72- EL-MUZİL (المذل): İtibardan düşüren, değersiz kılan, alçaltan, zillet veren, dilediğinimüstahak olduğu şekilde zillete düşüren, hor ve hakîr eden. İzzet ve zillet, birbirine zıdmânalardır. İzzet kelimesinde “şeref ve haysiyet”, Zillet kelimesinde ise “alçaklık” mânasıvardır. Bunlar hep Allah Teâlâ'nın, mahlûkatı üzerindeki tasarrufları cümlesindendir.73- EN-NÂFİ' (النافع): Fayda veren, dilediğine fayda veren, bütün hayır ve menfaat elindebulunan; hayır murat ettiği kimseden o hayrı geri çevirecek kendisinden başka kimsebulunmayan, hayır ve menfaat verici şeyleri yaratan. Menfaatları ve mazarratları, hayır veşerleri yaratan Allah Teâlâ'dır. İnsana menfaat ve zararlar belli bazı sebebler altındageliyorsa da, o sebebler o menfaat ve zararların sahibi ve müessiri değil, birer perdesidir.Gerçekte zararın da faydanın da, hayrın da şerrin de yaratıcısı Allah'tır.74- EN-NÛR (النور): Nurlandıran, aydınlatan, nurun/aydınlığın kaynağı, bütün kâinatımaddeten aydınlattığı gibi, kullarının hayat yolla¬rını akıl nimetiyle, gönderdiği kitap vepeygamberlerle aydınlatan; müminlerin kalplerini iman ile nurlandıran, âlemleri nurlandıran;istediği sîmalara, zihinlere ve gönüllere nûr yağdıran. Bütün eşyayı aydınlatan nûr, şübhesizki, Allah'ın zâtının nûrundandır. Çünkü göklerin ve yerin nûru O'dur. Nasıl ki, güneşinaydınlattığı her zerre, güneşin varlığına bir delildir, kâinatın her zerresinde görünen aydınlıkda, o aydınlığı yaratan varlığın mevcud olmasına bir delil teşkil etmektedir.75- ER-RÂFİ' (افع Yücelten, yükselten, derece derece yukarı kaldıran, müminleri :(الرyükselten, izzet ve şeref veren, inananları ve emrine itaat edenleri yükselten; maddî manevîher türlü rütbe iradesinin elinde olan ve istediğini bu rütbelere yükselten. Allah Teâlâ,istediği kulunu indirdiği gibi, istediği kulunu da yükseltir. Şan ve şeref verir. Bazı gönülleriiman ve irfan ışığı ile parlatır, yüksek hakikatlardan haberdar eder. Allah'ın yükselttiğiinsanlar, çok defa melek huylu, tatlı dilli, insanların ayıplarını, kusurlarını örtüp eksiklerinitamamlayan; onlara malıyla, bedeniyle, bilgisiyle, nasihatiyle yardım eden nazik, kibarinsanlardır. Onlar bu istikametten ayrılmadıkça Allah da bu nimeti kendilerinden almaz.76- ER-RAHÎM (الرحیم): Bağışlayan, esirgeyen, rahmeti herşeyi kuşatan, kâinattaki bütünnimet ve ihsanlar af ve rahmet, şefkat ve merhamet kendi eseri olan ve âhirette müminleresonsuz nimetler ihsan edecek olan, pek ziyade merhamet edici; verdiği nimetleri iyikullananları daha büyük ve ebedî nimetler vermek suretiyle mükâfatlandırıcı. Rahmân ism-işerîfinden Allah Teâlâ'nın ezelde bütün mahlûkatı için hayır ve rahmet irade buyurduğuanlaşılır, Rahîm ism-i şerîfi ise, mahlûkatı arasında irade sahipleri, hususan müminler içinrahmet-i İlâhiyyenin tecellisini ifade eder77- ER-RAHMÂN (الرحمن): Esirgeyen, bağışlayan, şefkat ve merhametinin eserleriyle bütünkâinatı dolduran, mümin-kâfir, sevdiği-sevmediği ayırdetmiyerek ayırt etmeksizin budünyada bütün mahlûkatına sayısız nimetler veren, ezelde bütün yaradılmışlar hakkındahayır ve rahmet irade buyuran, hayatları için lüzumlu olan bütün rızıkları veren.78- ER-RAKÎB (الرقیب): Gözetleyen, gözeten, gözetleyip kontrol eden, mahlukâtın hareket,davranış, hal ve işlerini devamlı kontrol ve gözetimi altında tutan, bunları kaydeden, bütünvarlıklar üzerinde gözcü, bütün işler murakabesi altında bulunan. Bir şeyi koruyan vedevamlı kontrol altında bulundurana rakîb derler; bu da bilgi ve muhafaza ile olur. AllahTeâlâ, bütün varlıkları her lâhza gözetip duran bir şâhid, bir nâzırdır. Hiçbir şeyi kaçırmaz.Her birini görür ve herkesin yaptığına göre karşılığını verir. 79- ER-RAÛF (الرؤف): Şefkati olan, şefkati çok, rahmet ve şefkatiyle her bir canlının üzerindetitreyen; en gizli ve en küçük ihtiyaçlarına cevap veren; son derece merhamet ve şefkatsahibi. 80- ER-REŞÎD (شید Yol gösteren, bütün işleri isabetli ve hedefine ulaştıran, irşad edici, hiç :(الرkimseye danışma ihtiyacı duymadan, bizzat, iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan en güzelşekilde ayırıp kullarına da bunu gösteren; kâinatı bütün varlıklarıyla istikâmet üzere

Page 14: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 14/21

hikmetle, en kısa ve en kolay yola sevk eden, bütün işleri ezelî takdîrine göre yürütüp, birnizam ve hikmet üzere âkıbetine ulaştıran; her şeyi yerli yerine koyan, en doğru şekildenizama sokan. Reşîd isminde iki mâna vardır: a) Doğru ve selâmet yolu gösteren. Bumânada Hâdî ismiyle eş mânaya gelir. b) Hiçbir işi boş ve faydasız olmayan, hiçbir tedbirindeyanılmayan, hiçbir takdirinde hikmetsizlik bulunmayan zât mânasındadır.81- ER-REZZÂK (اق Bol bol rızık veren, rızıklandıran, azıkları yaratıcı, bedenlerin ve :(الرزruhların gıdasını yaratıp veren, her bir yaratığın rızıklarını ayrı ayrı, tam bir ölçü, intizam,rahmet ve hikmetle aksatmaksızın vakti vaktinde veren, yaratılmışlara, faydalanacaklarışeyleri ihsân eden. Rızık, Allah Teâlâ'nın bilhassa yaşayan mahlûkatına faydalanmalarınınasib ettiği her şeydir. Rızık yalnız yenilip içilecek şeylerden ibaret değildir. Kendisindenfaydalanılan herşeye rızık denir. Maddî rızık, her türlü yiyecek ve içecek, giyilecek vekullanılacak eşya, para, mücevher, çoluk-çocuk, vücudun çalışma kudreti, bilgi, mal-mülk,servet v.s. gibi şeylerdir. Manevî rızık ise, ruhun ve kalbin gıdası olan şeylerdir. Başta imanolmak üzere insanın manevî hayatına ait bütün duygular ve o duyguların ihtiyacı olan şeyler,hep manevî rızıktır.82- ES-SABÛR (الصبور): Çok sabırlı, bütün âsilere lâyık oldukları cezayı vermeye her an gücüyet¬tiği halde onları cezalandırmada acele etmeyen; sabırsızlıkla henüz zamanı gelmeyenbir işi yapmaya tevessül etmeyen ve bütün sabırlıların sabrı onun yardım ve rahmetiyle varolan. Allah, bir işi, vakti gelmeden yapmak için acele etmez. Yapacağı işlere muayyen birzaman koyar ve onları koyduğu kanunlara göre -zamanı gelince- icra eder. Önceden çizdiğizamandan, -bir tenbelin yaptığı gibi- geciktirmez. Ve keza -bir acelecinin yaptığı gibi- zamanıgelmeden yapmağa kalkmaz. Bilakis her şeyi, hangi zamanda yapılmasını takdir buyurmuşise, o zaman yapar.83- ES-SAMED (مد Her şey kendisine muhtaç olduğu halde kendisi hiçbir şeye muhtaç :(الصolmayan, muhtaç olmayan, hâcetlerin bitirilmesi, ızdırapların giderilmesi için tek merci,ihtiyaç ve dileklerde kendisine müracaat edilen, arzu ve bütün istekler kendisine sunulan.Allah Teâlâ, her dileğin biricik merciidir. Yerde, gökte bütün hâcet sâhipleri yüzlerini O'nadöndürmekte, gönüllerini O'na bağlamakta, el açarak yalvarmalarını O'na arzetmektedirler.Buna lâyık olan da yalnız O'dur.84- ES-SELÂM (الم ,Esenlik veren, sulh ve barış temin eden, yaratıklarını selâmette kılan :(السher türlü kusur, acizlik, noksanlık ve başkalarının kendisine kusur, noksan ve zararvermesinden sonsuz derecede uzak ve emin bulunan, yaratıklarına huzur ve emniyetbahşeden, her çeşit ârıza ve hâdiselerden sâlim kalan; her türlü tehlikelerden kullarınıselâmete çıkaran; Cennet'teki bahtiyar kullarına selâm eden. Bu ism-i şerif, Kuddûs ismi ileyakın bir mana ifade etmekte ise de Selâm ismi, daha ziyade istikbale aittir. Yani Cenâb-ıHakk'ın gerek zâtı, gerek sıfatı ileride en ufak bir tegayyüre, bir değişikliğe, bir zaafauğramaktan münezzehtir. O, ezelde nasılsa ebedde de öyledir.85- ES-SEMÎ' (میع İşiten, ezelden ebede varlıkların bütün seslerini biri diğerine engel :(السolmaksızın işiten; iyi işiten. Allah Teâlâ işitir. Kalblerimizdeki sözleri ve işitilmek şanından olanher şeyi işitir. Mesafeler, onun işitmesine perde olamaz. Birini işitmesi, ötekilerini işitmesinemâni olmaz. Her hâdiseyi aynı derece açık olarak işitir.86- EŞ-ŞEHÎD (الشھید): Her şeyi görüp şahit olan, her şeyi gözlemiş olarak bilen, bütünvarlıkları her an müşâhadesi altında bulunduran; varlık ve birliğine, elçilerinin ve kitaplarınınhak olduğuna, konuşması, fiilleri ve eserle¬riyle bizzat şahitlik eden, her zamandahâdiselerin dış yüzünü bilen ve her yerde hâzır ve nâzır olan. Allah, mutlak surette herşeyibilmesi bakımından Alîm'dir. Hâdiselerin esrarını, iç yüzünü bilmesi yönünden Habîr'dir. Dışyüzünü bilmesi yönünden ise Şehîd'dir.87- EŞ-ŞEKÛR (الشكور): Mükafatlandıran, az amele/iyiliğe çok sevap veren, kullarının bütünşükür ve sâlih amellerinden haberdar olan, şükredenlerin nimetlerini arttıran; en küçüğünüdahi zayi etmeksizin bütün iyiliklere bol bol sevaplar ihsan eden, kendi rızâsı için yapılan iyiişleri, daha ziyadesiyle karşılayan. Şükür, iyiliği, iyilikle karşılamak demektir. Şükür, AllahTeâlâ'ya karşı kulun yapması gereken bir vazifesidir. Şekûr ise, az tâat karşılığında çokbüyük dereceler veren, sayılı günlerde yapılan amel karşılığında âhiret âleminde sonsuznimetler lûtfeden demektir. 88- ET-TEVVÂB (اب Tövbeleri kabul edip, günahları bağışlayan, kullarını tövbeye :(التوsevkeden ve tövbelerini kabul eden, isyanından dönen kullarının tövbelerini her zaman kabuleden; sevdiği kulunun günahla bağlantısını kesen ve tövbeye muvaffak kılan. Bu ism-i şerîf,tevbe'nin mübalâğa sîgasıdır. Tevbenin asıl mânâsı dönmektir. Kulun isyan yolundandönmesi demektir.89- EL-VÂCİD (الواجد): Bulan, istediğini istediği anda bulan, istediği her şeyi bulabilen, elindenhiçbir şey kaçmayan, son¬suz derecede varlıklı olan, hiç bir şeye ihtiyacı olmayan. Kendisiiçin lüzumlu olan şeylerin hiç birinden mahrum olmayan. 90- EL-VÂHİD (الواحد): Bir, zâtında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde ve hükümlerinde aslaortağı veya benzeri ve dengi bulunmayan, bölünüp parçalara ayrılmaması ve benzerininbulunmaması anlamında tek, eşi bulunmayan; birliğinin tecellisiyle kâinatı bir fabrika gibiçalıştırıp varlıkları o fabrikanın çarkları ve bir vücudun azaları gibi birlik, dayanışma vebütünlük içerisinde birbirinin yardımına koşturan. 91- EL-VÂLÎ (الوالي): Yöneten, sahip, kâinata hâkim olup onu yöneten, her şeyin dizgininielinde tutan; var¬lıkları idare, hâkimiyet ve tasarrufu altında bulunduran, mahlûkatın işleriniyoluna koyan, bu muazzam kâinatı ve her an olan biten hâdisatı tek başına tedbir ve idareeden. Allah Teâlâ bütün varlığı idare eden, biricik ve en büyük vâlidir. Diğer vâliler vehükümdarların idaresi, O'nun izni ve müsaadesi iledir. Ve onların velâyet ve idaresi, sonderece noksandır. Allah'ın velâyet ve tedbiri ise sınırsız, gerçek ve hakikîdir. Her şey emri veiradesi altındadır. Her şeyi bilir. Ondan habersiz mülkünde hiç bir şey cereyan etmez. Âdilemükâfatını, zâlime cezasını eksiksiz verir. Sebepler, O'nun icraat ve idaresinde yardımcıdeğil, sadece izzet ve haşmetini gösteren birer perdedirler. Hakikî tesir, O'nunkudretindendir.92- EL-VÂRİS (الوارث): Servetin, mülkün gerçek sahibi, her şeye varis olan, varlığının sonuolmayan, mülkün ezelî ve ebedî olan; kendinden başka her şey ölüm ve yokluğa mahkûmolan, yaratıklar öldükten sonra da varlığı devam eden ve her şey kendisine dönecek olan,servetlerin geçici sâhipleri elleri boş olarak yokluğa döndükleri zaman servetlerin hakikîsâhibi. Allah Teâlâ mülkün gerçek sâhibi olduğu gibi, gerçek vârisidir de. İnsanların mülksâhibi olmaları geçici olduğu gibi, varislikleri de geçicidir. Mülkün gerçek vârisi, mülk sâhibiAllah'tır. Kıyâmet hengâmında bütün canlılar ölecek, bütün mülk tamamıyla O'na kalacaktır.93- EL-VÂSİ' (الواسع): Bol veren, evreni kucaklayan, ilmi ve merhameti geniş olup her şeyikuşatan, kudret, rahmet, bağışlama, iş ve fiilleri, tecellî ve tasarrufları, sıfat ve isimlen,bütün varlıkları içine alacak kadar geniş olan. Kullarına bol bol nimetler veren. Allah'ın ilmi,

Page 15: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 15/21

rahmeti, kudreti, afv ve mağfireti geniştir ve her şeyi kaplamıştır. Allah'ın ilminden hiçbir şeygizlenemez, ikram ve ihsanına bir nihayet yoktur.94- EL-VEDÛD (الودود): Çok seven ve sevilen, müminleri seven, iyi kullarını seven, onlarırahmet ve rızasına erdiren, cemâlini, isimlerini ve bunların tecellîleri olan mahlukâtınıngüzelliklerini çok seven; rahmetinin güzel meyveleriyle söz ve fiilleriyle kendini yaratıklarınasevdiren, sevilmeye ve dostluğu kazanılmaya biricik lâyık olan. Vedûd'un, seven ve sevilenolmak üzere iki manası vardır. Allah Teâlâ, kullarını çok sever, onları lütuf ve ihsanınagarkeder. Sevilmeye lâyık ve müstehak olan da ancak O'dur.95- EL-VEHHÂB (الوھاب): Hibe eden, karşılıksız veren, karşılık beklemeden bol bol veren, sayıve hesaba sığmaz çeşit çeşit nimetleri, türlü türlü rah¬met hediyelerini her varlığa lâyıkolduğu şekilde, her an ve karşılıksız olarak ih¬san eden, çeşit çeşit nimetleri devamlıbağışlayıp duran. Vehhâb kelimesi hibe kökünden gelmektedir. Hibe, “herhangi bir karşılıkve menfaat gözetmeden birine bir malı bağışlamak” manasınadır. Vehhâb ise, “Her zaman,her yerde ve her şeyi çok çok ve bol bol veren ve karşılık beklemeyen” demektir.96- EL-VEKÎL (الوكیل): Her şeyi uhdesine alan, güvenilip dayanılan, kulların işlerini yerinegetiren, bütün varlıkları bütün halleriyle idare eden, bütün ihtiyaçlarını karşılayan, bütün halve davranışlarını bilen ve gözeten; kendisine tevekkül edenlerin her şeyine kâfi gelen,usûlüne uygun şekilde, kendisine tevdi edilen işleri en güzel şekilde neticelendiren. Kendisineiş ısmarlanan zâta vekîl denir. Allah Teâlâ en güzel ve en mükemmel vekildir. İşlerin hepsinitedvîr (döndüren), tedbîr (tedbir eden) ve idare eden O'dur. Fakat kendisi hiçbir işindevekile muhtaç değildir. 97- EL-VELÎ (الولي): Dost, yardımcı, müminlere dost ve yardımcı, kullarının işlerini üzerinealan, sevdiklerine dost olan ve yardım eden, varlıkların bütün işlerini ve ihtiyaçlarını üzerinealan, bütün yardımlar ve muvaffakiyetler kendisinden gelen, kendisine iman ilebağlananla¬rı her zaman yardım, himaye ve yakın dostluğuyla koruyup gözeten. Allah,sevdiği kullarının dostudur. Onlara yardım eder. Sıkıntılarını, darlıklarını kaldırır, ferahlıkverir. İyi işlere muvaffak kılar. Her çeşit karanlıklardan kurtarır, nurlara çıkarır. Artık onlarakorku ve hüzün yoktur. Herkesin korktuğu zaman, onlar korkmazlar.98- EZ-ZÂHİR (اھر Açık, aşikar, varlığı açık olan, varlığını ve birliğini belgeleyen birçok :(الظdelilin bulunması açısından aşikâr, varlık ve birliğinin delilleri her şeyde apaçık görünen;bütün varlıklar dış görünüşleriyle ve sanatlı yapılışlarıyla O’nun kudret ve sanatına şa¬hitlikeden, kat'î delillerle bilinen. Allah Teâlâ'nın varlığı her şeyden âşikârdır. Gözümüzüngördüğü her manzara, kulağımızın işittiği her nağme, elimizin tuttuğu, dilimizin tattığı herşey, fikirlerimizin üzerine çalıştığı her mana, hâsılı, gerek içimizde, gerek dışımızda şimdiyekadar anlayıp sezebildiğimiz her şey O'nun varlığına, birliğine, kemal sıfatlarına şâhiddir.99- ZÜ'L-CELÂLİ VE'L-İKRÂM (ذو الجالل واإلكرام): Şan ve şeref sahibi, ululuk ve ikram sahibi,azamet ve kerem sahibi, sonsuz büyüklük, azamet ve yüceliğiyle beraber, canlı mahlukâtınaihsan ve ikramlarıyla iltifat eden, hem büyüklük sâhibi, hem fazl-ı kerem sahibi. Celâl;büyüklük, ululuk manasınadır. Büyüklük alâmeti olan ne kadar kemâlât varsa hepsi Allah'amahsustur. Mahlûkattaki kemâlât, O'nun kemâlinin zayıf bir gölgesi ve işaretidir. Allah Teâlâaynı zamanda büyük bir fazl-ı kerem sâhibidir de. Mahlûkat üzerine akıp taşmakta olansayıya gelmez, sınır kabûl etmez nimetler hep O'nun ihsanı ve ikrâmıdır. O nimetlerinzerresinde olsun hiç kimsenin hakkı yoktur. Bu isimler, içerik itibariyle incelendiği zaman kiminin Allah'ın zâtıyla, kiminin kemalsıfatlarıyla, kiminin fiilleriyle, kiminin tevhid ve tenzih¬le ve kiminin de kâinatın idaresiyle ilgiliisimler olduğu görülür. Tümü¬nün bir arada değerlendirilmesiyle ortaya çıkan kompozisyonşudur: Allah Teâlâ kemal sıfatları ile nitelenen, her türlü noksanlık¬tan münezzeh, varlıklarüzerinde etkin biridir. Allah Teâlâ hakkında doğru bir anlayışa ulaşabilmek için, bu isimlerintümünü bir arada dü¬şünmek gerekir. __________________İLİM BİR NOKTA İDİ CAHİLLER ONU ÇOĞALTTI

İNSANLAR VAV GİBİ DOĞAR BİRAZ DOĞRULDUKLARINDA KENDİLERİNİ ELİFZANNEDERLER

HER ŞEY ELİFLE DÖNÜYOR ELİFE DÖNÜYOR

KORKAKLIKTA AR İLERLEMEKTE ŞEREF VE İTİBAR VAR İNSAN KORKMAKLA KADERDENKURTULAMAZ

14-03-10, 17:45 #4 (permalink)

haydarı kerrarÜYE Üyelik tarihi: 13-03-10Mesajlar: 33Konular: 20Tecrübe Puanı: 0

Kuranda Geçen Esmalar ve Geçiş Şekli

Kuranda Geçen Esmalar ve Geçiş Şekli

Esmâ-i Hüsnâ'nm Kur'ân-ı Kerim'deki tertibi şu şekilde nazil olmuştur.1. Allah2. Rahman: Bağışlayan, esirgeyen. 3. Rahîm: Bağışlayan, acıyan.Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla. [224]4. Rab: Her şeyin sahibi. (Rabb'ül-Alemin) Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur.[225]5. Melik: Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi.O, ceza gününün malikidir.[226]Gerçekhükümdar olan Allah, yücedir. [227]6. Muhît: Her şeyi çepeçevre kuşatan. Halbuki Allah, kafirleri çepeçevre kuşatmıştır.[228]Bilesiniz ki O, her şeyi (ilmiyle) kuşatmıştır.[229]7. Kadir: Her şeye gücü yeten.Şüphesiz ki Allah'ın her şeye gücü yeter. [230]8. Alîm: Hakkıyla bilen.O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (kendisine has birşekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi. O, her şeyi hakkıyla bilendir.[231]9. Hakîm: Bütün iş ve emirleri yerinde olan. Melekler: Yâ Rab! Seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiklerinden başkabizim bilgimiz yoktur. Şüphesiz âlim ve hakim olan ancak sensin, dediler. [232]10. Tevvab: Kullarını tevbeye sevk eden ve tevbeleri bol bol kabul eden.Adem, Rabbinden bir takını ilhamlar aldı ve derhal tevbe etti. Çünkü Allah tevbeleri kabuleden ve merhameti bol olandır. [233]

Page 16: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 16/21

11. Bari: Yaradan.Onun için yaradanınıza tevbe edin. [234]12. Basîr: Her şeyi gören.Allah onların yapmakta olduklarını eksiksiz görür. [235]13. Velî: Yardımcı, dost.O ne güzel dost ve ne güzel yardımcıdır.[236]14. Nasır: Yardımcı.Sizin için Allah'dan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır. [237]15. Vasi': İlim ve merhameti her şeyi kuşatan. Allah'ın rahmeti ve nimeti geniştir. Her şeyibilendir.[238]16. Bedi': Eşi ve örneği olmayan, sanatkârane yaratan.(O), göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. [239]17. Semi': Her şeyi işiten.Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur. Şüphesiz sen işitensinbilensin. [240]18. Aziz: Yenilmeyen, eşsiz galip Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin ayetlerini kendilerineokuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder.Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yetrince yapan yalnız sensin. [241]19. İlâh: Yegane mabud.20. Vahid: Bölünüp parçalara ayrılmayan, ben¬zeri bulunmama anlamında tek.Yoksa Yakub'a ölüm geldiği zaman siz orada mı idiniz? O zaman (Yakub) oğullarına: Bendensonra kime kulluk edeceksiniz? demişti. Onlar: Senin ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ınilahı olan tek Allah'a kulluk edeceğiz; biz ancak O'na teslim olmuşuzdur, dediler. [242]21. Rauf: Merhametli, şefkatli... Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir. [243]22. Şâkir: İyiliğe karşı mükafat veren.Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir.[244]23. Gafur: Bütün günahları bağışlayan. Şüphesiz ki Allah çok bağışlayan, çokça esirgeyendir. [245]24. Karîb: Kullarına çok yakın.Kullarım sana, beni sorduğunda (söyle onlara): Ben çok yakınım... [246]25. Halim: Acele ve kızgınlıkla acele hareket etmeyen.Allah yapmakta olduklarınızı bilir.[247]26. Habîr: Her şeyden haberdar olan.Allah yapmakta olduklarınızı bilir. [248]27. Hayy: Ebedi diri.28. Kayyum: Her şeyin varlığı kendisine bağlı olup kainatı idare eden.Allah, O'ndan başka ilah yoktur; O, Hayy'dır, Kayyum'dur.&quot; [249]29. Âlî: Şeref ve hükümranlık bakımından en yüce, aşkın.30. Azîm: Zat ve sıfatlarının mahiyeti anlaşılamayacak kadar ulu.... O yücedir, büyüktür[250]31. Ganî: Her şeyden müstağni, kendi dışındaki her şey O'na muhtaç,Allah zengindir, acelesi de yoktur. [251]32. Hamid: Övülmeye layık.... Biliniz ki Allah zengindir, övgüye lâyıktır. [252]33. Vehhâb: Karşılıksız bol bol veren.... Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfü en bol olan sensin. [253]34. Camı: Toplayıp düzenleyen, kıyamet günü hesaba çekmek için mahlukâtı toplayan.Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak olan sensin.[254]35. Kâim: İşleri tedbir edip, ayakta tutan.Allah, adaleti ayakta tutarak (delilleriyle) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilahyoktur. Melekler ve ilim sahipleri de bunu ikrar etmişlerdir. [255]Herkesin kazandığını gözetleyip muhafaza eden, (hiç böyle yapmayan gibi olur mu?) [256]36. Malîkü'l Mülk: Mülkün sahibi. (Rasulüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülküdilediğinden geri alırsın... [257]37. Şehîd: Her şeyi gözetleyerek bilen.Allah yaptıklarınızı görüp durur... [258]38. Nasır: Yardım eden.Oysa sizin mevlânız Allah'tır ve O, yardımcı¬ların en hayırhsıdır. [259]39. Vekîl: Güvenilip, dayanılan....Onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve 'Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!' dediler.[260]40. Rakîb: Gözetleyip kontrol eden... Hesab sorucu olarak da Allah yeter. [261]41. Hasîb: Kullarına yeten ve onları hesaba çeken... Hesap sorucu olarak da Allah yeter. [262]42. Kebîr: Zat ve sıfatları anlaşılamayacak ka¬dar büyük, ulu.... Çünkü Allah yücedir, büyüktür. [263]43. Afûv: Hiçbir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden.Şüphesiz Allah çok affedici ve bağışlayıcıdır.[264]44. Mukît: Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, bilip gücü yeten ve koruyan.Allah her şeyin karşılığını vericidir. [265]45. Rezzâk: Mahlukâtın beden ve ruhlarının gıdasını yaratıp veren.. (Ey Rabbimiz!) Bizi rızıklandır; zaten sen, rızık verenlerin en hayırlısısın. [266]46. Fâtır: Yoktan var eden.De ki: Gökleri ve yeri yoktan var eden, ye¬dirdiği halde yedirilmeyen Allah'tan başkasını mıdost edineceğim![267]47. Kahir: Yenilmeyen, yegâne galib.O, kulların üstünde her türlü tasarrufa sahiptir. [268]48. Kâdîr: Her şeye gücü yeten, yegâne kudret sahibi.Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! dediler. De ki: Şüphesiz Allah mucize indirmeyekadirdir.[269]49. Hak: Fiilen var olan, mevcudiyeti ve uluhiyyeti gerçek olan.Sonra insanlar gerçek sahipleri olan Allah'a döndürülürler. [270]50. Âlimü'l-Gaybi Ve'ş-Şehadeti: Gizliyi de açığı da bilen.Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır. [271]51. Halîk: Takdirine uygun yaratan.İşte Rabbiniz Allah O'dur. O’ndan başka ilah yoktur. O, her şeyin yaratıcısıdır.[272]52. Latîf: Yaratılmışların ihtiyacını en ince noktasına kadar bilen sezilmez yollarla karşılayan.

Page 17: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 17/21

Gözler O'nu göremez; halbuki O, gözleri görür. O eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdarolandır.[273]53. Hakem: Hüküm veren.De ki): Allah'dan başka bir hakem mi araya¬cağım? Halbuki size Kitab'ı açık olarak indirenO'dur.274]54. Sâdık: Doğru söyleyen.Bu, zulümleri yüzünden onlara verdiğimiz cezadır. Biz elbette doğru söyleyeniz.[275]55. Mevlâ: Gerçek dost, sahip.Bilin ki Allah, sizin sahibinizdir. O ne gü¬zel sahip ve ne güzel yardımcıdır! [276]56. Kavi: Her şeye gücü yeten, kudretli. Allah güçlüdür. Onun cezası şiddetlidir.[277]57. Hafız: Koruyan gözeten.Benim Rabbim her şeyi gözetendir. [278]58. Mucîb: İstek ve arzulara karşılık veren.O'na tevbe edin. Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır (dualarını) kabul edendir.[279]59. Mecîd: Şanlı, şerefli.Şüphesiz ki O, övülmeye lâyıktır, iyiliği boldur. [280]60. Vedûd: Çok seven ve sevilen.&quot;... Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir (mü'minleri) çok sever.[281]61. Müsteân: Sığınılan..Artık (bana düşen) hakkıyla sabretmektir. Anlattığınız karşısında (bana) yardım edecekolan ancak Allah'tır[282]62. Gâlib: Yegane galebe sahibi.Allah emrini yerine getirmeye kadirdir. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler. [283]63. Kahhar: Yenilmeyen, yegane galib.. Çeşitli tanrılar mı daha iyi, yoksa gücüne karşı durulamaz olan bir tek Allah mı? [284]64. Hafîz: Koruyup gözeten.. Allah en hayırlı koruyucudur. O, acıyanların en merhametlisidir.[285]65. Müteâlî: İzzet ve şeref, hükümranlık bakımından yüce, aşkın.O, görüleni de görülmeyeni de bilir, çok büyüktür, yücedir. [286]66. Valî: Kainata hâkim olup onu yöneten... Onların Allah'tan başka yardımcıları da yoktur. [287]67. Şedîd: Azabı çetin ve şiddetli [288]Onlar, Allah hakkında mücâdele edip dururken O, yıldırımlar gönderip onlarla dilediğiniçarpar. Ve O azabı pek şiddetli olandır. [289]68. Varis: Varlığının sonu olmayanŞüphesiz biz diriltir ve öldürürüz. Ve her şeye biz varis oluruz. [290]69. Hallak: Hakkıyla yaratan.Şüphesiz Rabbin hakkıyla yaratan, pek iyi bilendir. [291]70. Kefîl: Bütün işleri üzerine alan yegâne varlık.Antlaşma yaptığınız zaman, Allah'ın ahdini yerine getirin ve Allah'ı üzerinize şahit tutarak,pekiştirdikten sonra yeminleri bozmayın [292]71. Muktedir: Her şeye gücü yeten, kudretli. Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir.[293]72. Hafi: Lütufkar.İbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü Obana karşı çok lütufkardır.[294]73. Gaffar: Çok bağışlayan, daima affeden.Şu da muhakkak ki ben, tevbe eden, inanan ve yararlı iş yapan, sonra (böylece) doğruyolda giden kimseyi bağışlarım.[295]74. Hadî: Yol gösteren, hidayete erdirenAllah, iman edenleri, kesinlikle dosdoğru bir yola yöneltir.[296]75. Mübîn: Apaçık gerçek olan.Allah'ın apaçık gerçek olduğunu anlayacaklardır.[297]76. Nur: Nürlandıran, nûr kaynağı.Allah, göklerin ve yerin nurudur.[298]77. Kerîm: Her türlü fazilete sahip olan, kerem sahibi.Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur, nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbininhiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir. [299]78. Müntekîm: Suçluları cezalandıran.Kendisine Rabbinin âyetleri hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenlerden daha zalim kimolabilir? Muhakkak ki biz, günahkârlara layık ol¬dukları cezayı veririz.[300]79. Fettah: İyilik kapılarını açan, en güzel hakem, fatih.De ki: Rabbimiz hepimizi bir araya toplaya¬cak, sonra aramızda hak ile hükmedecektir.[301]80. Şekûr: Az bir iyiliğe karşı çok mükâfat veren.Çünkü Allah, onların mükâfatlarını tam öder ve lütfundan onlara fazlasını da verir. ŞüphesizO, çok bağışlayan, şükrün karşılığını bol bol verendir.[302]81. Kâ'fî: Her şeye kâfi gelen.Allah kuluna kâfi değil midir?[303]82. Gâfir: Bağışlayan. Günahı bağışlayan... [304]83. Rafiu'd-Derecât: Dereceleri yükselten.Dereceleri yükselten... [305]84. Zu'l-Arş: Arş sahibi.Dereceleri yükselten, Arşın sahibi Allah, ka¬vuşma günüyle korkutmak için kullarındandiledi¬ğine iradesiyle ilgili vahyi indirir.[306]85. Muhyî: Hayat, can veren.&quot;Senin yeryüzünü kupkuru görmen de Allah'ın âyetlerindendir. Biz onun üzerine suyuindirdiğimiz zaman, harekete geçip kabarır. Ona can veren, elbette ölüleri de diriltir. O, herşeye kadirdir.[307]86. Rezzak: Her türlü rızkı veren, ruhu, bedeni rızıklandıran.87. Zu'l-Kuvva: Güç, kuvvet ve kudret sahibi.88. Metin: Herşeye gücü yeten, yegane kudret sahibi.&quot;Şüphesiz rızık veren, güç ve kuvvet sahibi olan ancak Allah'tır.&quot; [308]89. Ber: İyilik eden, vaadini yerine getiren.Gerçekten biz bundan önce O'na yalvarıyorduk. Çünkü iyilik eden, esirgeyen ancak O'dur.[309]

Page 18: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 18/21

90. Melik: Gayb ve şuhûd âlemlerin sahibi.Güçlü ve yüce Allah'ın huzurunda hak meclisindedirler. [310]91. Zû'l-Celâlî Ve'l-İkrâm: Azamet ve ikram sahibi.Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı baki kalacak. [311]92. Evvel: Varlığının başlangıcı olmayan.93. Âhîr: Varlığının sonu olmayan.94. Zahir: Varlığını ve birliğini belgeleyen bir çok delilin bulunması açısından aşikar.95. Bâtın: Zatının görülmemesi ve mahiyetinin anlaşılmasının mümkün olmaması bakımındangizli olan.O ilktir, sondur, zahirdir, bâtındır. O, her şeyi bilendir. [312]96. Kuddüs: Her türlü eksiklikten münezzeh olan.97. Selâm: Esenlik ve barış veren.98. Mü'mîn: Güven veren ve güvenilip dayanılan, vaadi hak.99. Müheymin: Kâinatın bütün işlerini tedbir edip, yöneten.100. Cebbar: İradesi baskı altında olmayan, her durumda yürüten, yaratılmışların haliniiyileştirip gözeten.101. Mü'tekebbir: Azamet ve yüceliğini izhar eden.O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir ilah yoktur. O, mülkün sahibidir, eksikliktenmünezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür,istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştuklarışeylerden münez¬zehtir.[313]102. Musavvir: Şekil veren, nitelik ve özellik kazandıran.O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerdeolanlar O’nun şanını yüceltmektedirler. O galiptir, hik¬met sahibidir.[314]103. Âlâ: Yüce.Yüce Rabbinin adını tesbih (tasdik) et.&quot; [315]104. Ekrem: Kerem sahibi.Rabbin, en büyük kerem sahibidir.[316]105. Ahad: Benzerinin bulunmaması, parçalan¬maması itibariyle tek.De ki: O, Allah birdir.[317]106. Samed: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, her şeyden müstağni, arzu ve ihtiyaçları,sebebiyle herkesin yöneldiği ulular ulusu, müstağni.Allah Samed'dir.[318]Öyle kî: O, doğmamış ve doğurmamıştır. O'nun hiçbir dengi yoktur.İşte saymış olduğumuz Allah'ın bu güzel isimleri Kur'ân-ı Kerim'de isim kipiyle gelmiş olup,ayet-i ke¬rimelerde açık olarak geçmektedir toplam 106 adettir. Allahu alem bissevab.

[224] Fatiha: 1/1[225] Fatiha: 1/2[226] Fatiha: 1/4[227] Taha: 20/114[228] Bakara: 2/19[229] Fussilet: 41/54[230] Bakara: 2/20[231] Bakara: 2/29 [232] Bakara: 2/23 [233] Bakara: 2/37[234] Bakara: 2/55 [235] Bakara: 2/55 [236] Şûra: 42/28 [237] Bakara: 2/107 [238] Bakara: 2/115[239] Bakara. 2/117[240] Bakara: 2/127[241] Bakara: 2/129[242] Bakara: 2/133[243] Bakara: 2/143 [244] Bakara: 2/158 [245] Bakara: 2/173[246] Bakara: 2/186[247] Bakara: 2/234[248] Bakara: 2/234[249] Bakara: 2/255[250] Bakara: 2/255[251] Bakara: 2/263[252] Bakara: 2/267[253] Âl-i İmran: 3/8[254] Âl-i İmran: 3/9[255] Âl-i İmran: 3/18[256] Ra’d: 13/33 [257] Âl-i İmran: 3/26[258] Âl-i İmran: 3/98[259] Âl-i İmran: 3/150[260] Âl-i İmran: 3/173[261] Nisa: 4/1[262] Nisa: 4/6[263] Nisa: 4/34[264] Nisa: 4/43[265] Nisa: 4/85[266] Maide: 5/114 [267] En’am: 6/14[268] En’am: 6/18 [269] En’am: 6/37[270] En’am: 6/62[271] En’am: 6/73[272] En’am: 6/102

Page 19: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 19/21

[273] En’am: 6/103[274] En’am: 6/114[275] En’am: 6/146[276] Enfal: 8/40 [277] Enfal: 8/52[278] Yûsuf: 12/21[279] Hûd: 11/61[280] Hûd: 11/73 [281] Hûd: 11/90 [282] Yûsuf: 12/18 [283] Yûsuf: 12/21[284] Yûsuf: 12/39[285] Yûsuf: 12/65[286] Ra’d: 13/9[287] Ra’d: 13/11[288] Hasan 'Şedid' ismini Züheyr'in rivayetinden almıştır. Şedid isminin Allah'ın yüce vemübarek isimleri arasında zikredilmesi Kur'an'ın esrarındandır. Yine bu ismin Kur'an'ınonüçüncü cüzünün, onüçüncü suresinin, onuçüncü ayetinde yer alması calib-i dikkattir. Zirabu isim Mushaf-ı Şerifin tertibi üzere onüçüncü sûresi olan Ra'd sûresinde yer almaktadır.Aynı şekilde ayette geçen Şedidü’l-İkab harflerinin onüç olması. Kur'an'ın esrarındandır.[289] Ra’d: 13/13[290] Hicr: 15/23[291] Hicr: 15/86[292] Nahl: 16/91 [293] Kehf, 18/45 [294] Meryem: 19/47 [295] Tâhâ: 20/82 [296] Hacc: 22/54 [297] Nûr: 24/25[298] Nûr: 24/35 [299] Neml: 27/40 [300] Secde: 32/22 [301] Sebe: 34/26 [302] Fatır: 35/30 [303] Zümer: 39/36[304] Mü’min: 40/3 [305] Mü’min: 40/15 [306] Mü’min: 40/15 [307] Fussilet: 41/39 [308] Zâriyât: 51/58[309] Tur: 52/28 [310] Kamer: 54/55 [311] Rahman: 55/27 [312] Hadid: 57/3[313] Haşr: 59/23 [314] Haşr: 59/24 [315] A’la: 87/1[316] Alak. 96/3[317] İhlâs: 112/1[318] İhlas ,112/2

14-03-10, 18:12 #5 (permalink)

haydarı kerrarÜYE Üyelik tarihi: 13-03-10Mesajlar: 33Konular: 20Tecrübe Puanı: 0

Hangi Esmalar Kuranda Nerede geçer ve bir Hacet örneği

Allah rızası için iki rekat namaz kıldıktan sonra kuranda zikredilen bu esmalarla hacetini Allahc.c istese mücerreptir. Surelerde geçen isimler şunlardır.

Fatiha: ya Allah, ya Rab, ya Malik ya Rahman ya Rahim

Bakara: ya muhid, ya gadir, ya alim, ya hakim, ya tevvab, ya basir, ya vasıu, ya semiu, yabediu, ya kafi, ya rauf, ya şakir, ya vahid, ya afüv, ya halim, ya gabıd, ya basıd, ya hayy, yagayyum, ya ali, ya azim, ya vali

Aliimran: ya kaim, ya vehhab, ya seriu, ya habir,

Nisa: ya ragıb, ya Habib, ya şehid, ya ğafur, ya vekil

Enam: ya fatır, ya gahhar, ya Tahir, ya gadir, ya latif

Araf: ya muhyi, ya mümit, ya mücib, ya hamid, ya mecid, ya fealüllima yürid, ya vedud

Rad: ya kebir

İbrahim: ya Mennan

Hicr: ya halık

Meryem: ya sadık ya varis

Hac: ya bais

Müminun: ya kerim

Page 20: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 20/21

Nur: ya nur, ya hakk, ya mübin

Furkan: ya hadi

Enbiya: ya fettah

Mümin: ya ğaffar, ya tevvab, ya şedidül igab

Zariyat: ya Rezzak, ya zilguvvetilmetin

Tur: ya vitr

Kamer: ya melik, ya mugtedir

Rahman: ya rabbil meşrigayn ve rabbil mağribeyn, ya zelcelali vel ikram

Hadid: ya evvel, ya ahir, ya zahir, ya batın

Haşr: ya melik, ya guddus, ya selam, ya mümin, ya müheymin, ya aziz, ya cebbar, yamütekebbir, ya musavver, ya halık, ya bariu

Buruç: ya mübdiu, ya muid

İhlas: ya ehad, ya samed

Bir hatırlatma kişinin haceti ne ise ona uygun esmayı alıp ismin harfi kaç tane ise mesela dörtise dörtle çarpılır 16 çıkar o ismi 16 bin defa zikretse muradı hasıl olur. Bu usul bir iksiriazamdır.Hatta surelerle hacetlerde bulunanlar yukarda ismini verdiğim surelerin içinde ki esmalarıdasurenin akabinde sayısız zikretseler hacetleri çabuklaşır Allahın izniyle. Mesela buruç suresifitne hased şerrinden emin olmak için 10 defa okunacak okumanın sonunda o surenin içindegeçen ya mübdiu, ya muid isimlerini de okumaya ekleyerek sayısız zikrederek hacetiniAllahtan isterse mücerreptir. İnşallahu rahman.Allahu alem bissevab. __________________İLİM BİR NOKTA İDİ CAHİLLER ONU ÇOĞALTTI

İNSANLAR VAV GİBİ DOĞAR BİRAZ DOĞRULDUKLARINDA KENDİLERİNİ ELİFZANNEDERLER

HER ŞEY ELİFLE DÖNÜYOR ELİFE DÖNÜYOR

KORKAKLIKTA AR İLERLEMEKTE ŞEREF VE İTİBAR VAR İNSAN KORKMAKLA KADERDENKURTULAMAZ

15-03-10, 01:11 #6 (permalink)

LjaÜYE Üyelik tarihi: 12-03-10Mesajlar: 9Konular: 0Tecrübe Puanı: 0

Ynt: Hangi Esmalar Kuranda Nerede geçer ve bir Hacet örneği

Allah razı olsun hocam

15-03-10, 16:31 #7 (permalink)

ulviYASAKLI Üyelik tarihi: 04-03-10Mesajlar: 76Konular: 23Tecrübe Puanı: 0

Ynt: Hangi Esmalar Kuranda Nerede geçer ve bir Hacet örneği

Allah Razı Olsun kardeşim

17-03-10, 11:33 #8 (permalink)

haydarı kerrarÜYE Üyelik tarihi: 13-03-10Mesajlar: 33Konular: 20Tecrübe Puanı: 0

Ynt: Hangi Esmalar Kuranda Nerede geçer ve bir Hacet örneği

Rabbim sizlerden de razı olsun kardeşlerim.vesselam__________________İLİM BİR NOKTA İDİ CAHİLLER ONU ÇOĞALTTI

İNSANLAR VAV GİBİ DOĞAR BİRAZ DOĞRULDUKLARINDA KENDİLERİNİ ELİFZANNEDERLER

HER ŞEY ELİFLE DÖNÜYOR ELİFE DÖNÜYOR

KORKAKLIKTA AR İLERLEMEKTE ŞEREF VE İTİBAR VAR İNSAN KORKMAKLA KADERDENKURTULAMAZ

21-03-10, 22:18 #9 (permalink)

Ynt: Kuranda Geçen Esmalar ve Geçiş Şekli

Page 21: Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

21 03 2013 Allah'ın 99 İsmi Ve Faziletleri(Esma-İ Hüsna ve Aciklamasi)

www.ilimalemi.com/esmaul-husna-havasi/956-allahin-99-ismi-ve-faziletleriesma-i-husna-ve-aciklamasi.html 21/21

Digg Google Facebook Twitter

happinessYASAKLI Üyelik tarihi: 04-03-10Mesajlar: 6Konular: 3Tecrübe Puanı: 0

Rabbim senden razı olsun kardeşim

25-03-10, 02:00 #10 (permalink)

haydarı kerrarÜYE Üyelik tarihi: 13-03-10Mesajlar: 33Konular: 20Tecrübe Puanı: 0

Ynt: Kuranda Geçen Esmalar ve Geçiş Şekli

Cümlemizden razı olsun kardeşim sağol.vesselam__________________İLİM BİR NOKTA İDİ CAHİLLER ONU ÇOĞALTTI

İNSANLAR VAV GİBİ DOĞAR BİRAZ DOĞRULDUKLARINDA KENDİLERİNİ ELİFZANNEDERLER

HER ŞEY ELİFLE DÖNÜYOR ELİFE DÖNÜYOR

KORKAKLIKTA AR İLERLEMEKTE ŞEREF VE İTİBAR VAR İNSAN KORKMAKLA KADERDENKURTULAMAZ

Sayfa 1 Toplam 18 Sayfadan 1 2 3 11 > Last »

Bookmarks

Etiketler

allahin 99 ismi, esmaul husna, esmaul husna anlamlari

« Ruhanilerin Kendisine isdediğini haber vermesi | Beyin Kapasitesini Artıran Dua »

Yetkileriniz

Konu Acma Yetkiniz YokCevap Yazma Yetkiniz YokEklenti Yükleme Yetkiniz YokMesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is AçıkSmileler Açık[IMG] Kodları AçıkHTML-Kodu KapalıTrackbacks are AçıkPingbacks are AçıkRefbacks are Açık

Forum Rules

Powered by vBulletin® Version kapalıCopyright ©2000 - 2013, Jelsoft Enterprises Ltd.

Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:37.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı

doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir. 5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp,yasal olmayan bir paylaşım olduğunu

düşünüyorsanız iletişim bölümünden bize ulaşabilirsiniz.

-- Türkçe [ TR ] Bize Yazin - Forum - Arşiv - Kullanım sözleşmesi - Yukarı git