www.yuruyus.com Haftal›k Dergi / Say›: 157 3 A¤ustos 2008 Fiyat›: 1 YTL (kdv dahil) [email protected]www.yuruyus.com Say›:157 [email protected]I IS SS SN N 1 13 30 00 05 5 - - 7 79 94 44 4 A A d d a a l l e e t t ’ ’ t t i i r r ! ! V V u u r r u u l l a a n n F F e e r r h h a a t t D D e e ¤ ¤ i i l l A A d d a a l l e e t t ’ ’ t t i i r r ! ! AKP’nin Ergenekon ‹ddianamesi’nde CIA yok, NATO yok, M‹T, Polis, TSK yok, ‹nfazlar, Kay›plar yok; DEVR‹MC‹LERE SALDIRI V V AR Devrimcileri Ergenekon’la ‹liflkilendirmeye Çal›flan Savc›ya Devrimciler Diyor Ki: ‹SPATLAMAYAN ALÇAKTIR!
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
1972’de, Kahramanmarafl’›nElbistan ilçesinde do¤du. Müca-deleye ilgisi lise y›llar›nda bafl-lad›, gençlik mücadelesi içindebir Dev-Genç’li olarak yer ald›.1993’de tutsak düfltü. 1996Ölüm Orucu direniflinin birinciekibinde yer ald›. Direniflte ka-
l›c› sa¤l›k sorunlar› olufltu. 1999’da sa¤l›k durumu-nun a¤›rlaflmas› nedeniyle tahliye edildi. Tedavisi içinyurtd›fl›na ç›kar›ld›.
11 A¤ustos 2001’de Atina’da tedavi gördü¤ü hasta-nede elleri arkadan ba¤l› öldürülmüfl olarak bulundu.
‹‹bbrraahhiimm DDOO⁄⁄AANN
12 A¤ustos 1980’de, Aybast›’da iki köyaras›ndaki çeliflkilerin devrimcilerin müdaha-lesiyle çözülmesi sonucunda düzenlenen ba-r›fl toplant›s›na giderken, yolda geçirdikleritrafik kazas›nda kaybettik.
Mehmet Salg›n ve Hakan Kasa devrimci hareketin üyesi, Nebi Akyürek ise taraftar›yd›. Selma Ç›tlak ve SabriAt›lm›fl ise, devrimci hareketle hiçbir iliflkisi olmayan, tek suçlar› o gün orada bulunmak olan halktan insanlard›.
1963 Bursa Gemlik do¤umlu olan Ars-lan, 12 Eylül öncesinden beri mücadele
içindeydi. 1991’de silahl› birliklerde görev alm›flt›. 1969 do¤umlu olan Nurhayat iflçiydi, 1990’da örgüt-lü mücadelede yeralmaya bafllad›, 1992’de silahl› birliklerde istihdam edildi. 1966 Sivas Zara do¤umluEyüphan, çeflitli alanlarda görevler üstlendikten ve bir süre tutsakl›k yaflad›ktan sonra, en son halk›n ada-letinin uygulay›c›s› olarak çeflitli görevler üstlendi.
1962’de Dersim Hozat’ta do¤an Vehpi, ortaokul y›llar›nda mü-cadeleye kat›ld›. 12 Eylül’de tutsak düfltü ve Elaz›¤ Askeri Ha-pishanesi’nde yatt›. 1990’da silahl› birliklerde istihdam edile-ne kadar, birçok görev üstlendi.
1965’de Erzurum H›n›s’ta do¤an Nurten, silahl› birliklerde görev almadan önce, kad›nlar›n demokratikmücadele ve örgütlenmesinde (DEMKAD) yerald›.
NNuurrtteenn AACCAARRVVeehhppii MMEELLEEKK
KAYIPPERPA’da gerçeklefltirilen katlia-ma ba¤l› olarak A¤ustos1993’de gözalt›na al›nd› ve ozamandan beri kendisinden ha-ber al›namad›.
EErrddoo¤¤aann fifiAAKKAARR
Ümraniye hapishanesinde ÖlümOrucu direniflinin birinci ekibin-de yer ald›. 19 Aral›k katliam›sonras›nda direniflini Kand›rahücrelerinde sürdürdü. Tahliyeedildikten sonra, direnifline ku-flatma alt›ndaki Armutlu’dadevam ederek 14 A¤ustos2001’de flehit düfltü.
Osman, aslen Artvin-Hopa’l› olup, 1957’de Karabük’tedo¤du. 1976’da örgütlü mücadeleye kat›ld›. ‹stanbulÜniversitesi’nde ö¤renci iken, devrimci bir militan ola-rak mücadele içindeydi.
Mahalli alan örgütlenmesinde görevli iken 1981’detutsak düfltü. Tahliye oldu¤unda yeniden mücadeleyekofltu. Çeflitli görevler üstlendi ve yeniden tutsak düfl-tü¤ünde milis komutan›yd›. Ölüm Orucu direniflçisi ola-rak flehit düfltü¤ünde 44 yafl›ndayd›. Devrimcili¤i birömür boyu sürdürdü, onurlu bir direniflte ölümsüzleflti.
OOssmmaannOOSSMMAANNAA⁄⁄AAOO⁄⁄LLUU
2000-2007 Ölüm Orucu direni-flinin 5. Ölüm Orucu Ekibi’ndegörev üstlendi. Zorla müdahaleiflkencesi alt›nda 10 A¤ustos2002’de ölümsüzleflti.
fabrikada, atölyelerde bir emekçi olarak çal›flt›. 20yafl›ndan itibaren ise bir devrimciydi. 1995’te tutuk-land›. Tutsakl›k koflullar›nda direnifllerde yer ald›.1996 ve 2000’de ölüm orucu gönüllüsüydü, ÖlümOrucu direniflçisi olarak flehit düfltü.
FFaattmmaa BB‹‹LLGG‹‹NN
2000-2007 Ölüm Orucu direnifli-nin Gültekin Koç Ölüm OrucuEkibi’nde görev üstlendi. 12A¤ustos 2004’te bir ÖlümOrucu direniflçisi olarak ölüm-süzleflti.
lerle 12 Eylül öncesinde 14 yafl›nda tan›flt›, 17 yafl›ndamücadeleye kat›ld›. Cunta y›llar›nda tutsak düfltü.1990’l› y›llardan itibaren mücadelesini devrimci hare-ket saflar›nda sürdürdü. Trabzon ve ‹stanbul’da görev-ler üstlendi. 2001’de tutsak düfltü. Mücadele içinde songörevini bedenini ölüme yat›rarak yerine getirdi.
A¤›r Ceza Mahkemesi tara-f›ndan resmen kabul edil-mesiyle, ‹ddianame’nintam metni de aç›kland›.Görüldü ki, aç›klanan 2500 sayfa-l›k metnin, onlarca sayfas›, devrim-cilere karfl› iftiralara, karalamalara,komplo senaryolar›na ayr›lm›flt›r.
Bir yanda oligarfli içi iktidar sa-vafl› sürdürülürken, devrimcile-
re sald›rmaktan da geri kalmam›fl-lard›r. Bu, bizim için hiç flafl›rt›c›de¤ildir. Devrimcilere sald›r›, iddi-anameyi yazan iktidar›n s›n›fsalkarakterine uygundur. Kendi arala-r›ndaki “it dalafl›”, ya da iktidarkavgas›n› bir yana b›rak›p, var güç-leriyle devrimcilere sald›rd›klar›n›nörnekleri defalarca görülmüfltür.
AKP savc›lar›, kendi iktidar ça-t›flmalar›n›n bir parças› olarak
oligarfli içindeki kanl› ve kirli olay-lar› ortaya döküp, kendi muhalifle-rini sindirmek için senaryolar ya-parken, devrimci harekete, devrim-ci hareketin önderine ve genel ola-rak devrimcilere karfl› bir çok ifti-ray› da peflpefle s›ralam›fllard›r.
mesi’nde devrimci hareketle, dev-rimci hareketin önder ve kadrola-r›yla ilgili her kelime iiffttiirraadd››rr,, kkaa--rraallaammaadd››rr,, uuyydduurrmmaadd››rr.. 2500 say-fal›k iddianameye, devrimcilerle il-gili serpifltirilmifl iddialar›n hiçbiri-nin gerçeklerle ilgisi yoktur.
ddeevvrriimmcciilleerree kkaarrflfl›› ppssiikkoolloojjiikkssaavvaaflfl mmeettnniiddiirr.. ‹ddianamede,kontrgerillan›n psikolojik sava-fl›n›n en klasik yöntemlerindenbirine baflvurulmufl; katliamc›-l›klar›, komploculuklar›, provo-katörlükleri, uyuflturucu tacirle-riyle iflbirlikleri alenen ortayaç›km›fl generallerle devrimcileryanyana ve iliflkili gibi gösteril-meye çal›fl›lm›flt›r. ‹ddianameyiyazanlar›n bunu yaparken her-hangi bir delil, belge, tan›k
gösterme gibi bir kayg›lar› da yok-tur. Çünkü zaten delil, tan›k göster-meye kalksalar, o iddialar›n›n hiç-birini oraya koyamayazlard›. Falanflundan duymufl, filan bunu demifl,telefonda konuflurken flöyle dedi¤i-ni iflitmifl, flu davran›fl, bu mimikflöyle yorumlanabilirmifl... ‹ddiana-menin devrimcilere yönelik bölüm-leri iflte böyle oluflturulmufl. Böylebir iddianame olur mu? Böyle biriddianame hukuki bir önem ve de-¤er tafl›r m›? Devrimci harekete yö-nelik yaz›lanlar, itirafç›-polis ürünüsenaryolardan baflka bir fley de¤il-dir.
‹ddianamede generallere ve onla-r›n iflbirlikçilerine dair yer veri-
len iddialar üzerine bizim bir yo-rum ve de¤erlendirme yapmam›zagerek yok. Çünkü, bbiirriinncciissii, gene-rallerin neler yapt›¤›, iflkencecilik-leri, katliamc›l›klar› herkes taraf›n-dan bilinmektedir, onlar›n neleryapt›klar›na iliflkin gizli sakl› olanolan bir fley de yoktur. Fakat iikkiinn--cciissii;; flunu da belirtelim ki, iddiana-me, bunlar›n yapt›klar›n›n oonnddaa bbii--rriinnii bbiillee içermemektedir. Onlar›nresmen görevliyken veya emekli-liklerinde devam ettirdikleri halkakarfl› kontrgerilla faaliyetleri esasolarak yoktur iddinamede. Ki buda AKP’nin gerçekte halka karfl›kontrgerilla faaliyetlerini sorufltur-mak ve cezaland›rmakla ilgisi ol-mad›¤›n›n baflka bir kan›t›d›r.
gerillac›larla devrimci hareketin veonun kadrolar›n›n hiçbir iliflkisininolamayaca¤› kesindir. Nitekim,devrimciler taraf›ndan yap›lan aç›k-lamalarda bu kesin bir biçimde be-lirtilmifltir. Ergenekon ‹ddianame-si’nde devrimcilere yönelik olarakyer verilen bütün bu iddialar, kkoonntt--rrggeerriillllaann››nn ppssiikkoolloojjiikk ssaavvaaflfl››dd››rr.
Devrimcileri karalamak için id-dianamenin baflvurdu¤u araç
da yeni de¤ildir; iddianamede,muhtemelen itirafç›lardan, ç›karlar›için anas›n› bile satacak tiplerden“gizli tan›k”lar ayarlay›p, onlar›na¤z›ndan yaz›lan senaryo ve iddi-alarla iftiralar, karalamalar, devrim-ciler hakk›nda flaibe yaratacak id-dialar yay›lmaktad›r.
oolldduu¤¤uunnuunn kkaann››tt››dd››rr!! Her za-manki gibi ““ççaammuurr aatt iizzii kkaallss››nn””mant›¤› güdülmektedir. AKP’ninpolisi, savc›lar› da bu iddialar›n›hiçbir zaman kan›tlayamayacakla-r›n› çok iyi bilmektedirler ama bu-na ra¤men bu sald›r›lar› yapmakta-d›rlar. PPssiikkoolloojjiikk ssaavvaaflfl››nn mmaanntt››¤¤››böyle çal›fl›r zaten. O anda inand›-r›c› olup olmayaca¤›na bak›lmaks›-z›n, onlarca yüzlerce kez tekrarla-
n›r ayn› yalanlar.
Att›klar› çamur, kendi kir vepislikleridir. Bizim üzeri-
mizde izi kalmayacakt›r. On-y›llard›r devrimcilere karfl› sür-dürülen psikolojik savafl›, adetayeni bir hevesle sürdürmeyiüstlenen AKP’nin polisi vesavc›s› da görecek ki, kendipisliklerini devrimcilere bulafl-
4 GÜNDEM 3 AA¤ustos 22008
Oligarfli ‹çi ‹t Dalafl›ndaDevrimcilere Sald›r›
-- yyeell kkaayyaaddaann nnee ggööttüürrüürr?? --
AKP’nin polisi, savc›lar› da buiddialar›n› hiçbir zaman
kan›tlayamayacaklar›n› çok iyibilmektedirler ama buna ra¤men
bu sald›r›lar› yapmaktad›rlar.Psikolojik savafl›n mant›¤› böyle
çal›fl›r zaten.
t›rmay› baflaramayacaklar. Yel ka-yadan ne götürür ki?.. Devrimcihareketin gölgesiz ideolojisi ve ah-lak›, tüm bu sald›r›lar› da püskürte-cektir. Bu ideoloji ve ahlak öylesi-ne güçlüdür ki, ne karfl›-devrimrüzgarlar›, ne psikolojik savafl f›rt›-nalar›, bugüne kadar onlar› y›ka-mam›flt›r ve y›kamayacakt›r.
Kimisi, senaryo oldu¤u her sat›-r›ndan belli, kimisi ancak deli
saçmas› olarak nitelendirilebilecekiddialar›n her biri üzerinde durmakdevrimciler aç›s›ndan gereksizdir.
kapt›rm›fllard›r ki, Gazi Katliam›gibi bir olay› bile devrimcilerleiliflkilendirmeye kalk›flm›fllard›r.1995 Mart’›ndaki Gazi Katliam› veayaklanmas›, nas›l bafllam›fl, nas›lgeliflmifl, herkesin gözleri önündeyaflanm›flt›r. Geliflmelerin hiçbiraflamas›nda s›r olan bir fley yoktur.“S›r”, katliam› bafllatan kahve-hanelerin taranmas›d›r ki, ondada katillerin polis korumas›ndasemti terketmifl olmas›, bir “ka-ranl›k” nokta olmad›¤›n› göste-riyor.
Keza, bütün Gazi halk› dev-rimci hareketin Gazi süre-
cindeki rolünü iyi bilir. Savc›Zekeriya Öz bilmez, tan›mazbelki ama Gazililer, AAllii HHaayyddaarrÇÇaakkmmaakk’’››,, SSeezzggiinn EEnnggiinnlleerr’’ii,,FFaaddiimmee BBiinnggöölllleerr’’ii iyi tan›r. Ogünler boyunca, o günlerin hersaniyesinde kimin ne yapt›¤›n›bilir ‹stanbul’un gecekondula-r›ndan Gazi’ye akanlar.
nnii ggöösstteerreenn ttaahhaammmmüüllssüüzzllüükk!!Kuflkusuz iddianameye bakan her-kesin ilk dikkatini çekecek olgular-dan biri, onlarca sayfada, adeta oli-garfli içi it dalafl›n›n bir yana b›ra-k›l›p do¤rudan devrimci hareketinhedeflenmesidir.
Peki neden böyle olmufltur?.. El-bette herfleyin oldu¤u gibi bu-
nun da bir nedeni var. Bunun nede-ni, devrimci hareketin eylemlerininoligarflide yaratt›¤› ve ony›llard›rher vesileyle a盤a ç›kan taham-mülsüzlüktür. Bir çok general, dev-rimciler taraf›ndan vurulmufltur.Bir çok M‹T’çi, kontra flefi vurul-mufltur. Düzenin “sahibi” say›lanbir tekelci burjuva, Özdemir Sa-
Bu tahammülsüzlü¤ün onlarcade¤iflik örne¤ine y›llard›r tan›k
oluyoruz. Ama Ergenekon ‹ddiana-mesi’yle bu tahammülsüzlü¤ünAAKKPP ssaaffllaarr››nnddaa ddaa ne kadar bü-yük oldu¤u görüldü. Türkiye’ninelitlerinin de¤il, ezilenlerinin tem-silcisi oldu¤unu iddia edenAKP’nin ve onun kadrolar›n›n,Türkiye’nin elitlerinin en baflta ge-
lenlerinden biri olan Sabanc›lar›nac›s›n› bu kadar “içten” duymalar›,Sabanc›lar’a yönelik eylem karfl›-s›nda bu kadar derin bir tahammül-süzlük ve düflmanl›k içinde olmala-r›, son derece çarp›c›d›r.
Oligarflinin temsilcileri istiyorki, ass›nlar, kessinler, her türlü
zulmü yaps›nlar, sömürüp soysun-lar, ama halk bunlara isyan etme-sin. Halk adalet istemesin.
Oligarflinin temsilcileri istiyorki, bu ülkede kimse ba¤›ms›z-
l›¤›, demokrasiyi ve sosyalizmi sa-vunmas›n. Kimse devrimi hedefle-mesin.
Fakat devrimci hareket, bütünbunlar›n tersine, devrimde ›sra-
r›n› sürdürüyor. Dünyada ve ülke-mizde yaflanan cuntalara, karfl›-devrimlere ra¤men, infazlar›n, kat-liamlar›n, kaybetmelerin do¤rudanhedefi olmas›na ra¤men, hedefle-rinden ve ideolojisinden vazgeçme-mifltir. Devrim mücadelesini sür-
dürmüfltür. Ve iflte bundan dola-y› da emperyalizmin ve iflbirlik-çilerinin öncelikli hedefi ol-mufltur. ‹nfazlarla, katliamlarlay›ld›ramad›klar› devrimci hare-keti, psikolojik savafl›n yalanla-r›, demagojileriyle, iftira ve ka-ralamalarla vurmaya çal›flm›fl-lard›r. Devrimci eylemlerinhalkta yaratt›¤› sempatiyi etki-sizlefltirmek için eylemleri flai-beli hale getirecek senaryolarüretmifllerdir. Ergenekon ‹ddia-nanesi’nin savc›lar›n›n yapt›¤›da iflte bundan ibarettir.
mak istiyor diye yazm›flt›k dahaönce. Bu yolda belli bir mesafe ka-tetmifller anlafl›lan. Psikolojik sava-fl› kendi dinci polisi ve savc›lar›ylasürdürmelerinden de bu anlafl›l›yor.
AKP, zihniyet olarak da, politikolarak da kontrgerillan›n d›fl›n-
da de¤ildir. Bizzat Ergenekon ‹ddi-anamesi de bunun bir kan›t›d›r. Buiddianamede hedefte kontrgerillayoktur. Sadece oligarfli içi iktidar
Say›: 157 5GÜNDEM
AKP, oligarfli içi it dalafl›nda hemrakiplerine vurufl yapmak, hem
devrimciler hakk›nda flaibeyaratmak için, Ergenekoncularladevrimcileri iliflkili gösteriyor.AKP’nin zihniyeti, devrimcilere
karfl› buna benzer iddianamalerinyüzlercesini yazan, onlarca y›ld›r
devrimcilere karfl› psikolojiksavafl yürüten
Ergenekoncularla ayn›d›r.
kavgas›nda etkisizlefltirilmek iste-nen bir kesim vard›r. Kontrgerilla-n›n ne olup olmad›¤›n› herkes bili-yor. Kontrgerillan›n ülke d›fl› ve ül-ke içinde hangi ba¤lant›larla, hangidesteklerle varoldu¤u da biliniyor.Ama AKP’nin savc›lar› bunlar› bil-mezden gelip, iddianamenin sayfa-lar›n› devrimcilere yönelik iftiralar-la dolduruyor. Amaç, devrimcilerekara çalarak kontrgerilla gerçe¤inigizlemektir. Fakat, gerçekleri ka-rartmak o kadar da kolay de¤ildir.
AKP, oligarfli içi it dalafl›ndahem rakiplerine vurufl yapmak,
hem devrimciler hakk›nda flaibeyaratmak için, Ergenekoncularladevrimcileri iliflkili gösteriyor.AKP’nin zihniyeti, devrimcilerekarfl› buna benzer iddianamalerinyüzlercesini yazan, onlarca y›ld›rdevrimcilere karfl› psikolojik savaflyürüten Ergenekoncularla ayn›d›r.
Bu iddianameyi, AKP savc›lar›de¤il de, mesela Hurflit Tolan-
lar, Veli Küçükler yazm›fl olsayd›;bilin ki, devrimcilere yönelik butür suçlamalar, karalamalar aynenyine yer al›rd›; bbiirr ffaarrkkllaa kkii;; o za-man da kontrgerillac› generallerdevrimcileri fleriatç› tarikatlarlailiflkilendirirlerdi!.. Mesele DursunKaratafl Veli Küçük’le görüfltü iddi-as›n›n yerini mesela “Karatafl Fe-tullah Gülen’le görüfltü” iddias›al›rd›. Çünkü her iki kesim de ifti-raya, yalana al›flk›nd›r; bundan hiçmahsur görmezler. Onlar› bu kadarayn›laflt›ran, ikisinin de emperya-lizm iflbirlikçisi, ikisinin de fafliz-min sürdürücüsü olmalar›d›r. Buyüzden, devrimcilere karfl› da be-yinleri ayn› flekilde çal›flmakta, ay-n› yöntemleri kullanmaktad›rlar.
badireler atlatt›, nice sald›r›larlayüz yüze kald›. Yalan›n zehirli ok-lar› ya¤mur olup ya¤d› kaç kezdevrimcilerin üzerine. Bütün busald›r›lardan aln›n› ak›yla, ideoloji-sini, kültürünü, ahlak›n› güçlendi-rerek ç›kan devrimci hareket,AKP’nin psikolojik savafl›n›n ze-hirli oklar›n› da püskürtecektir.
Devrimci hareketin bütün tarihi or-tadad›r. Teorisinde, politikalar›nda,prati¤inde gizli sakl› hiçbir fleyyoktur. Bu iddianameyi haz›rlayan-lar›n tarihi de ortada; aç›kça orta-dad›r ki, kanl› ve kirli bir tarihtirbu. Alçakl›klarla, halka düflmanl›k-larla, zalimliklerle, vahfletle, dala-vereyle, komplolarla, flantajlarladolu bir tarihtir.
Hal böyleyken, kimin mafyac›-larla, kontrgerillac›larla içli
d›fll› oldu¤unu, kimin halk düflma-n›, kimin halktan yana oldu¤unuTürkiye halklar› biliyor. Bilmeyen-ler de görecek,ö¤renecektir. Bura-dan ttüümm hhaallkk››mm››zzaa,, ttüümm aayydd››nnllaa--rraa,, ttüümm iilleerriiccii,, ddeemmookkrraatt ggüüççlleerree
bbeelliirrttmmeekk iisstteerriizz kkii;; hhaallii hhaazz››rrddaaAKP savc›lar›n›n öncülü¤ündesürdürülen psikolojik savafl yalan-lar› karfl›s›nda herkes uyan›k ve du-yarl› olmal›d›r. Hangi biçimde vevesileyle olursa olsun, devrimcilerekara çal›nmas›na, devrimci müca-delenin karart›lmas›na, düzeninpisliklerinin devrimcilere bulaflt›r›l-mas›na, bulaflm›fl gibi gösterilmesi-ne izin verilmemelidir. Kontrgeril-lan›n “medya” imkanlar› çok geniflolabilir, ama gerçekler o imkanlar-da daha güçlüdür. Gerçekler karar-t›lamaz; düzenin pisliklerini dev-rimcilere bulaflt›rmaya kalkanlar,alçakça iddialar›n›n, iftiralar›n›n al-t›nda kalacaklard›r.
6 GÜNDEM 3 AA¤ustos 22008
“Bütün tarihimiz ortadad›r.Bütün eylemlerimiz ortadad›r. Bü-tün yaz›lar›m›z, bildirilerimiz or-tadad›r. Ad›m›z› kar›flt›rmaya ça-l›flt›klar› pisliklerle ilgimizi kan›t-layacak tek bir belge, bilgi yokturellerinde. Buradan tüm halk›m›zönünde iddianameyi haz›rlayansavc›lara sesleniyoruz:
‹DD‹ASI OLAN ‹SPATLAMA-LIDIR. ‹SPATLAMAYAN ALÇAK-TIR.”
Ergenekon ‹ddianamesindeki“iddia”lara iliflkin ne diyeceklerimerakla beklenen devrimciler, ge-çen hafta yapt›klar› aç›klamay›, ifl-te bu sözlerle bitiriyorlard›. DHKCBas›n Bürosu taraf›ndan 28 Tem-muz günü yap›lan 374 No’lu aç›k-lamada, Ergenekon ‹ddianame-si’nde yer alan devrimcilere yöne-lik iddialar cevapland›.
“Birbirlerini Yerken BileDevrime Sald›r›yorlar” bafll›kl›aç›klamada, iddianamenin devrim-cilere yönelik boyutuyla bir psiko-lojik savafl sald›r›s› oldu¤u belirtil-di.
Aç›klamada özel olarak Cep-he’nin hedef al›nmas› ise flu tesbit-le de¤erlendirildi: “Örgütümüzünözel hedef yap›lmas›, nedensiz de-
¤ildir! Hazmedemedikleri bir te-kelcinin cezaland›r›lmas›d›r. Haz-medemedikleri halk düflman› gene-rallerden hesap sorulmas›d›r. ”
Aç›klamada burjuva bas›ndabol bol yer verilen iftira ve karala-malara yönelik ise flöyle deniliyor-du: “Örgütümüzün hiçbir kofluldave hiçbir biçimde katliamc›larlailiflkisi olmam›flt›r. Olamaz. Bütünbunlar, kkoonnttrrggeerriillllaann››nn ppssiikkoolloojjiikkssaavvaaflfl››dd››rr,, uydurmad›r.”
Kontrgerillan›n spekülasyon-lar› konusunda uyan›k ve duyarl›olunmas› ça¤r›s›n›n da yap›ld›¤›aç›klamada, iddialara iliflkin sonolarak da flöyle deniliyordu:
15 gün önce hakk›nda savc›l›k ta-raf›ndan ‹stanbul 13. A¤›r Ceza Mah-kemesi’ne sunulan Ergenekon ‹ddia-namesi, mahkeme taraf›ndan kabuledildi. 25 Temmuz’da iddianameninkabul edildi¤ini aç›klayan mahkeme,''Ergenekon Davas›''n›n ilk duruflmas›n›nda 20 Ekim'de yap›laca¤›n› duyurdu.
''Ergenekon ‹ddianamesi”nde rreessmmeenn86 san›k var. Ancak hukuk tarihine geçe-cek bir hhuukkuukk ggaarraabbeettii sonucunda, iddi-aname. san›klar›n d›fl›nda. onlarca kifliyi,kurumu, örgütü de kan›ts›z, belgesiz, bil-gisiz suçluyor. fiaibe alt›na sokuyor. ‹ddia-namenin bu nitelikteki bölümlerinde dev-rimcilere ve devrimci harekete yönelik suç-lamalar da önemli bir a¤›rl›k oluflturuyor.
‹ddianameyi, kabaca inceleyen herkesindaha ilk anda görece¤i gibi, her sat›r›ndan,her bölümünden ciddiyetsizlik akan bir id-dianamedir. ‹ddianamenin bu teknik yanla-r›na girmeyece¤iz, genel boyutlar› itibar›ylagayri-meflru ve psikolojik savafl metni hali-ne dönüfltürülmüfl bir iddianamenin teknikolarak incelenmesi de gereksizdir. Fakatdevrimcilere yönelik iddialar›n›n mesnet-sizli¤ini ve gayri ciddili¤ini de göstermesibak›m›ndan baz› yanlar›n› vurgulamaktayarar var.
Mesela, iddianamede GGaazzii KKaattlliiaamm››’’--n›n “Ergenekon’un ifli oldu¤unu” söylüyor.ÖÖzzddeemmiirr SSaabbaanncc››’ya yönelik eylem içinde ayn› iddiada bulunuluyor. Dolay›s›yla,Gazi’de kahvehanenin taranmas›nda kat-ledilen Halil Kaya’n›n da, Özdemir Sa-banc›’n›n da iddianamenin giriflindeki“Maktullar” bölümünde yeralmas› gere-kirdi. Fakat Ergenekon ‹ddianamesi’ndemmaakkttuull olarak sadece Dan›fltay üyesiMustafa Yücel Özbilgin’in ad› geçmek-tedir. Keza, Ergekenon ‹ddianamesi’n-de HHrraanntt DDiinnkk’’iinn kkaattlleeddiillmmeessii,, MMaa--llaattyyaa’’ddaakkii ZZiirrvvee yyaayy››nneevvii kkaattlliiaamm››,,TTrraabbzzoonn’’ddaa RRaahhiipp SSaannttoorroo’’nnuunn ööll--ddüürrüüllmmeessiinniinn ddee Ergenekoncular›nifli oldu¤u iddia edilmektedir. Öyley-se bunlar›n da “maktuller” aras›ndayeralmas› gerekir, ama onlar dayoktur. Demek ki Ergenekon ‹ddi-anamesini haz›rlayan ssaavvcc››llaarr ddaa
‹ddianamenin bir baflka önemli özelli¤i,iddialar›n hemen hemen büyük bölümünün““ggiizzllii ttaann››kk””lara dayand›r›lmas›d›r. Fafliz-min hukukuna yeni sokulmufl bulunan buuygulama, faflizmin itirafç›laflt›rma politi-kas›n›n bugün ulaflt›¤› en uç noktay› ifadeetmektedir. ‹tirafç›lar› özellikle polis y›llar-d›r bizzat operasyonlara dahi katarak kul-lanmaktayd›. Art›k yarg› da onlar› tepe tepekullanabilecek.
AKP’nin savc›lar› o tan›klar› iki amaçlakullan›yor: Bir, oligarfli içinde tasfiye etme-yi amaçlad›klar› bir kesime karfl› ve iki,devrimcilere karfl›.
AKP’nin Ergenekon ‹ddianamesi’ndebol bol “gizli tan›klar” var. Fakat iddiana-mede olanlar kadar, NELER‹N OLMADI-⁄I daha önemli. ‹ddianamenin as›l niteli¤i-ni anlamak için, belki de iddianamede olan-lardan çok, OLMAYANLARA bakmak ge-rekir. fiimdi onlara bakal›m:
CCIIAA vvee NNAATTOO ssaavvuunnuuccuulluu¤¤uu,, AAKKPP vvee iiflflbbiirrlliikkççiilleerriinniinn ttaarriihhiiddiirrDünya tarihinin en garip, en ucube
““kkoonnttrrggeerriillllaa iiddddiiaannaammeessii”” san›r›z Erge-nekon ‹ddianamesi’dir. Çünkü kontrgerilla-y› tasfiye etme iddias›yla aç›lan bu sorufltur-mada, kontrgerillay› vareden politikalar,kontrgerillay› vareden ve düzenin sahibiolan maddi, somut güçler yoktur.
“441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455sayfadan oluflan iddianame” muhtevas› iti-bar›yla bofltur.
Tüm NATO üyesi ülkelerde kontrgerilla-n›n CIA arac›l›¤›yla örgütlendi¤i, herkesinbildi¤i ve üstelik belgeli, kan›tl› bir gerçek-tir. Her türlü belgesiz, kan›ts›z iddiay›, iddi-anameye koyan AKP savc›lar›, sadece Tür-kiye’de de¤il, dünyan›n bir çok ülkesindebelgelenmifl bu gerçe¤i iddianameye koy-mam›fllar, bundan SÖZ B‹LE ETMEM‹fi-LERD‹R.
Oysa ülkemizde bu gerçek o kadar aleni-
AAKKPP’’nniinn EErrggeenneekkoonnuu’’nnddaa
Olanlar, OOlmayanlar
dir ki, Seferberlik Tetkik Dairesi vesonras›nda Özel Harp Dairesi ad›alt›nda örgütlenen kontrgerillan›nresmi bürosu, y›llarca Ankara’daAmerikan Yard›m Örgütü JUSMA-AT’›n binas›ndayd›. Keza, 1974 y›-l›na kadar da kontrgerilla elemanla-r›n›n maafllar› CIA taraf›ndan karfl›-lanmaktayd›. (Yürüyüfl’ün bir çoksay›s›nda bu dönem ayr›nt›lar›ylaanlat›ld›¤› için burada onlar› tekraretmeyece¤iz.)
Devletin tüm bilgeleri, belgeleri,iktidar koltu¤unda oturan AKP’ninsavc›lar›n›n ellerinin alt›nda oldu-¤una göre; kuflku yok ki, isteselerdibu belgeleri bulup iddianameye ko-yarlard›. Ama koymam›fllard›r.
‹ddianamenin muhtelif yer-lerinde CIA-MOSSAD senar-yolar› vesilesiyle CIA’dan sözeden savc›lar, kontrgerillayadair bu esas ve temel olgular-dan birini es geçmifllerdir.
Ayn› “gizleme” tavr›, NATO içinde söz konusudur. Yine resmi belge-lerle aç›kt›r ki, kontrgerilla teflkilat-lar›n›n kuruluflu, NATO’da al›nankararlar› takip eder. Önceki say›-m›zda da vurguland›¤› gibi, Yüzy›l-lar öncesine gidip Agarta’ya uzan›pkontrgerillaya “geçmifl” oluflturma-ya çal›flan savc›lar, yak›n geçmiflte-ki bu önemli olguyu da görmezdengelmifllerdir. 600 y›l önceki Agarta-lar’a giden AKP iddianamesi, 50 y›lönceki NATO’ya ulaflamam›flt›r.
Çünkü bu iddianameyi haz›rla-yan zihniyet, CIA’n›n, NATO’nunanti-komünist savafl›n› onaylayanve savunan, CIA’n›n, NATO’nun buamaçla oluflturdu¤u örgütlenmelerisavunan bir zihniyetin ve gelene¤indevamc›s›d›rlar.
de yeralm›fllard›r. NATO’ya üye ol-may›, Kore’ye asker göndermeyi,komünizme karfl› cihad ilan etmeyi,savunmufllard›r. Dolay›s›yla flimdiCIA’y› NATO’yu suçlamak, kendigeçmifllerini de suçlamak demektir.Ve elbette eklemek gerekir ki; sade-ce geçmiflteki iflbirlikleri nedeniylede¤il, bugün de iflbirli¤i içinde ol-duklar› ve bu iflbirli¤ini savunduk-lar› için, CIA ve NATO yokturAKP’nin Ergenekon ‹ddianame-si’nde.
‹ddianamenin sadece bir yerindekontrgerillan›n bu tarihsel kökeninede¤inilmektedir ama o da flu flekil-de: “Çeflitli kaynaklardan edinilen
bilgilere göre, NATO'nun komü-nizmle mücadele amac›yla birçokülkede kurdu¤u bu örgütler, zamaniçerisinde amaçlar› d›fl›na ç›km›fl vebir k›s›m kifli ve zümrelerin kendiamaç ve ideolojilerini gerçeklefltir-mek için kulland›klar› birer terörörgütüne dönüflmüfltür.” (syf. 46)
Yani Ergenekon Davas› savc›la-r›na göre, NATO, kontgerillay› ku-rarak çok iyi ve do¤ru bir fley yap-m›flt›r. Ancak savc›, sonras›n› çarp›-t›yor; amaç d›fl›na ç›kma diye bir-fley yoktur; özellikle de ülkemizde-ki kontrgerilla aç›s›ndan. Tam tersi-
ne amaç, “komünizme karfl› müca-dele”dir ve kontrgerillan›n ülkemiz-de 60 y›ld›r yapt›¤› da budur.
““Kendilerini ‘derin devlet’ ola-rak niteleyen ERGENEKON yap›-lanmas›n›n ddeevvlleettiinn hhiiççbbiirr rreessmmiikkuurruummuuyyllaa iirrttiibbaatt vvee aallaakkaass››nn››nnbbuulluunnmmaadd››¤¤››,, Türkiye CumhuriyetiAnayasas› ve yürürlükteki kanunla-r›n ggiizzllii--kkaappaakkll›› bbiirr oolluuflfluummaa mmüü--ssaaaaddee eettmmeeddii¤¤ii gibi, kanunlar›n ge-
nel yap›s› irtibariyla da haliha-z›rda devletin denetimi alt›ndaolmaks›z›n ddeevvlleettiinn yyeettkkiilleerriinniikkuullllaannaaccaakk hiçbir kurum vekuruluflun bulunmad›¤›, bbuu--lluunnmmaass››nn››nn ddaa mmüümmkküünn oollmmaa--dd››¤¤›› aç›kt›r.” (Syf. 54)
Ergenekon’un devletin hiç-bir resmi kurumuyla irtibat ve
alakas› yok! O halde, daha somutsöylenirse;
Ergenekon’un MM‹‹TT’’llee irtibat vealakas› yok! Ergenekon’un ppoolliisslleeirtibat ve alakas› yok! Ergene-kon’un jjaannddaarrmmaayyllaa irtibat ve ala-kas› yok! Ergenekon’un TTSSKK’’yyllaairtibat ve alakas› yok!
Peki kimle var?
Bu ülkede onbini aflk›n failimeçhul oldu¤unu, resmi rakamlarsöylüyor. E¤er ki M‹T, polis, jan-darma, TSK kontrgerillayla irtibatve alakal› de¤il idilerse, onbini afl-k›n faili meçhul olurken, neredeydi-ler. Yüzlerce insan bbuunnllaarraa rraa¤¤--mmeenn mi kaybedildi? Yüzlerce infaz,M‹T’in, polisin, jandarman›n,TSK’n›n d›fl›nda m› yap›ld›?
AKP’nin savc›lar›, Türkiye hal-k›yla alay ediyor olmal›lar!
E¤er bir ülkede yüzbinlerce kifli-lik polise, 800 bin kiflilik orduya, veM‹T’e, jandarmaya ra¤men, yanidevlete ra¤men bu kadar cinayet,katliam olabiliyorsa, o devlet zatenölmüfl demektir, zaten ortada yokdemektir.
AKP, aynen CCIIAA,, NNAATTOO mmee--sseelleessiinnddee oolldduu¤¤uu ggiibbii,, bu noktadada DEVLET‹ korumakta, onunhalka karfl› ifllenmifl suçlar›n orta¤›oldu¤unu örtbas etmeye çal›flmak-tad›r.
Kontrgerilla hiçbir ülkede dev-letsiz, iktidars›z olmam›flt›r. ‹kti-dar olmayan kontrgerilla oluflum-lar› çeflitli ülkelerde zaman zamangörülmüyse de, uzun vadeli olma-m›fllard›r. E¤er bir kontrgerilla ya-p›s›, neredeyse 60 y›ld›r dokunul-maz olarak duruyorsa, 60 y›ld›rpolitikalar›n› kesintisiz sürdürebi-liyorsa, 60 y›ld›r kimse onlara yap-t›klar›n›n hesab›n› sormam›fl ve ha-la da sormuyorsa, o ülkede kontrge-rillan›n devletle ve iktidarla bütün-leflti¤i aç›kt›r. Devletsiz, iktidars›zbir kontrgerilla, 60 y›l bu konumdaolamazd›.
AKP’nin devletle bütünleflmiflkontgerilla politikalar› ve yap›s›ylabir çeliflkisi yoktur.
AKP’nin kontrgerillan›n üzerinegitmemesi, kontrgerilla eylemleriniiddianamenin kapsam›na bile alma-mas›, yukar›da iflaret etti¤imiz NA-TO planlar›n› ve politikalar›n›, dev-letin bu politikay› uygulamas›n›onaylad›klar› içindir. AKP’nin karfl›ç›kt›¤›, soruflturdu¤u, dava konusuyapt›¤› sadece kontrgerilla içindekibaz› kiflilerin, birimlerin AAKKPP’’yyeekkaarrflfl›› faaliyette bulunmalar›d›r.Kontgerilla AKP’yi rahats›z etme-di¤i sürece, AKP de kontrgerillay›rahats›z etmez, çünkü aralar›nda fi-kir ve eylem birli¤i vard›r.
“ ERGENEKON terör örgütüuzun y›llard›r sürdürdü¤ü faaliyet-lerle ülkemizin bir MAFYA ve TE-RÖR CENNET‹NE dönüflmesineneden olurken... gerçeklefltirilenffaaiillii mmeeççhhuull cciinnaayyeettlleerrllee ülkemizinyetiflmifl insanlar› ve... ayd›nlar kat-ledilmifl ve her olaydan sonra ülke-miz yeniden kaosa, karanl›¤a ve gü-vensizlik ortam›na sürüklenmek is-
tenmifltir.Böylelikle ERGENEKON TE-
RÖR ÖRGÜTÜ, ülkemizde yaflayantüm vatandafllar›n huzurlu ve gü-venli bir yaflam sürmesini sa¤laya-cak olan HUKUK DEVLETI olma-n›n önünde daima bir engel teflkiletmifltir.” (Syf. 46)
‹ddianamede böyle büyük, kap-saml› görülen tahliller var, fakatbunlar›n hukuki karfl›l›klar› yok.
Faili meçhul cinayetlerden, ül-kemizin terör cennetine çevrilme-sinden söz ediliyor ama ne çeviren-ler var, ne nas›l çevrildi¤i! Hangifaali meçhullerden söz edildi¤i demmeeççhhuull zaten.
Gerçekte kontrgerillan›n ülkemi-zi nas›l bir “terör cennetine” çevir-di¤inin tablosunu çizmemifltir ‹ddi-aname. Bundan öözzeell oollaarraakk kkaaçç››nn--mm››flfltt››rr.. Yüzlerce kay›p yoktur iddi-anamede. Yüzlerce infaz, onlarcakitle katliam› yoktur. ‹ddianamede-ki emekli generaller VVeellii KKüüççüükk,LLeevveenntt EERRSSÖÖZZ gibilerinin Kürdis-tan’da gerçeklefltirdikleri köy yak-malar, kaybetmeler yoktur.
Ama daha ilginci, iddianamedeolanlar da kontrgerilladan hesapsorma ciddiyetinden uzakt›r. Adeta““kkaahhvveehhaannee ssoohhbbeettii”” gibi geçerkensözedilip geçilmekte; ne failler, ne oolaylara yol açan politikalar, ne opolitikalar›n oldu¤u dönemde ülke-yi, orduyu, polisi yönetenler, hiçbirbiçimde sorgulanmamaktad›r.
‹flte yine bir soru: NNeeddeenn??
Çünkü, AKP bu politikalar›n ha-len savunucusu ve sürdürücüsüdür.
Bu kontrgerilla yöntemlerine temel-de bir itiraz› yoktur.
‹ddianame iktidar içi bir hesap-laflma iddianamesi oldu¤u için,kontrgerillan›n da burada iç hesap-laflman›n arac›, malzemesi yap›ld›-¤›n› söyleyebiliriz. Böyle oldu¤uiçin karfl›m›za iflte böyle ucube birkontrgerilla flemas› ç›km›flt›r: Erge-nekon’un devletle irtibat ve alakas›yok.. Ergenekon’un Kürdistan’la il-gisi yok... Ergenekon’un infazlarla,kaybetmelerle ilgisi yok... Bu Erge-nekon’da polis yok, M‹T yok,J‹TEM yok... Bütün bunlar,AKP’nin Ergenekon ‹ddianame-si’nin “oligarfli içi iktidar kavgas›”oldu¤unun kan›tlar›d›r.
AKP oligarfli içi iktidar kavgas›u¤runa, Türkiye tarihini karartmak-ta, kontrgerillay› gizlemekte, veyabaflka bir deyiflle çarp›tmaktad›r.
AAKKPP,, iinnffaazzllaarr››,, kkaayybbeettmmeelleerriissuuçç ssaayymm››yyoorr;; Ergenekon’da yeralan kontrac›lar›n tek bir infaz›,kaybetmesi yoktur bu iddianame-de... Gerçek anlamda bir kontra ör-gütlenmesi de görünmüyor zatenortada. Hat›rlay›n, Susurluk döne-minde, kontrgerilla gerçe¤ini ka-rartmakta en ifllevsel kullan›lan un-sur “Yeflil”di; Yeflil adeta tek bafl›nayapm›flt› tüm o kontrgerilla operas-yonlar›n›. fiimdi de Yeflil’in yerineVeli Küçük konulmufl görünüyor.Katliamlar› da o yapm›fl, “sol” ve“sa¤” örgütleri de o yönlendirmifl,darbeyi de o yapacakm›fl... AKP’ninErgenekon masallar›, Ergenekon’u,kontrgerillay› ve daha temel olarakda faflist devlet gerçe¤ini perdele-yen bir iddianame olarak ortaya ç›k-m›flt›r. Bu anlamdad›r ki, AKP’ninErgenekon soruflturmas›nda ne de-mokratik bir muhteva, ne adaletin“k›smen” de olsa tecellisine dönükbir yan yoktur.
Bu iddianame bize bir kez dahagösteriyor ki, kontrgerillan›n hesa-b›n› yaln›z halk sorar; ve bu hesap,sadece bir kaç Veli Küçük’den de-¤il, tüm Veli Küçükler’den ve onla-r› himaye eden AAKKPP ddaahhiill gelmiflgeçmifl iktidarlardan sorulmal›d›r.
Nerede bu iddi-anamede “1000Operasyon”? AKP’nin savc›lar›1000 Operasyo-nu sormaktanm› korkuyorlar,yoksa 1000Operasyon’uonlar da m› savunuyor? 1000 OPERAS-YONUN HESABINI‹ST‹YORUZ!
10 HALK CEPHES‹
HALKIMIZ! Bir yandaAKP’ye kapatma davas›; biryanda Ergenekon davas›.Herkese birinden birinin “avu-kat›” olmay› dayat›yorlar.
Bir yanda darbeciler, biryanda fleriatç›lar; yyaa bbiirriinnddeennyyaa ddii¤¤eerriinnddeenn yana olmam›z›istiyorlar.
Peki öyleyse AKP Veli Kü-çükler’i nniiyyee ttuuttuukkllaadd›› diyesorulabilir? Tutuklad›, çünkü,AKP; nas›l ki, kendi polisiniörgütlüyorsa, nas›l ki e¤itim-den yarg›ya her alanda kendikadrolaflmas›n› yap›yorsa, bualanda da kkeennddii kkoonnttrrggeerriillllaa--ss››nn›› istiyor.
ERGENEKON denilen ve
fakat as›l ad› kontrgerilla olanyap›y›, birkaç emekli subay-dan ibaretmifl gibi göstermek,TTüürrkkiiyyee ttaarriihhiinnii kkaarraarrttmmaakktt››rr..Bir zamanlar Susurluk’u daÇÇiilllleerr--AA¤¤aarr--BBuuccaakk’tan ve birkaç özel timci tetikçiden ibaretgöstermek istemifllerdi. Çiller-A¤ar-Bucaklar tasfiye oldu,Korkut Ekenler ve birkaç te-tikçi tutukland›; ama kontrge-rilla sürdü. Bugünkü aldatma-ca da ayn› aldatmacad›r.
Bir taraf, iktidar savafl›n›“kontrgerillay› tasfiye ediyo-rum!” diye pazarlayarak hal-k›n deste¤ini kazanmaya çal›-fl›rken; Ergenekoncular, iktidarkavgas›n› laiklik, ulusalc›l›k k›-l›f›na sar›yorlar.
Ne kontrgerillan›n tasfiyeedildi¤i var; ne “ulusalc›” birtav›r. Bunlar, eemmppeerryyaalliizzmmeebbaa¤¤››mmll››ll››¤¤›› vvee ffaaflfliizzmmii ssüürrddüürr--mmeekkttee hheemmffiikkiirr oollaann iikkii ttaarraa--ff››nn kirli iktidar kavgas›n›perdeleyip halk› kendi yan›naçekmek için baflvurdu¤u ma-nevralard›r.
‹fiÇ‹LER, KKööyyllüülleerr,, AAyydd››nn--llaarr,, ÖÖ¤¤rreenncciilleerr,, HHeerr UUlluussttaannvvee ‹‹nnaannççttaann HHaallkk››mm››zz;; Aç›kve nettir; her iki taraf da ken-di iktidar›n›n kavgas›n› yap›-yor. Bunlar›n aras›nda tarafolmamal›y›z.
haline gelmesi ve NATO’yaüye olmas›yla örgütlendirildi.Örgütleyen bizzatAAmmeerrii--kkaa’yd› ve1952’de Se-ferberlik TetkikDairesi ad› alt›n-da örgütlenenilk kontrgerillabiriminin maaflla-r›n› da resmi ola-rak CIA ödüyor-du.
Sonra ÖzelHarp Dairesi’nin veMHP çat›s› alt›nda sivilfaflist hareketin kurul-mas›yla, kontrgerillaörgütlenmesi yay-g›nlaflt›r›ld› ve ülke-miz o zamandanitibaren cinayet-lerin, katliam-lar›n, provokas-yonlar›n, iflken-celerin, kaybetme-lerin, faili meçhullerinülkesi oldu.
KONTRGER‹L-LA asl›nda DDEEVV--LLEETT’tir. Böyle oldu¤uiçin bugüne kadarkontrgerillayla ilgilibafllat›lan sorufltur-malar›n hiçbiri““ggiittttii¤¤ii yyeerree kkaa--ddaarr”” gidememifl-
Bu foto¤raf,hala ayd›nlat›l-
mam›fl, katilleri cezaland›r›lmam›fl
olan GAZ‹ KATL‹AMIs›ras›nda çekilmifltir.
Tüm katliamlardaoldu¤u gibi, failler
o zamandan beribellidir!
AKP YYALAN SSÖYLÜYORKONTRGER‹LLA GÖREV‹ BAfiINDA!
u ‹ki taraf da Amerikan iflbirlikçisidir.
u ‹ki taraf da sömürü ve zulümden yanad›r.
HALK CEPHES‹ olarak diyoruz ki;u Zalimlerin iflbirlikçilerin iktidar kavgas›na ortak olmayal›m.
u Bizi kullanmalar›na izin vermeyelim.
u Ba¤›ms›zl›k demokrasi mücadelesini yükseltelim!
Say›: 157 11HALK CEPHES‹
tir. Gidemez de. Çünkü gitti¤iyer, devlettir. Devlet kendinimi soruflturup yarg›layacak,kendini mi tasfiye edecek?Kontrgerillan›n tasfiyesi fafliz-min y›k›lmas› ile mümkündür.Ony›llard›r süren kontrgerillapolitikalar›n› uygulayan bir kaçölüm mangas› de¤ildir. BBÜÜTTÜÜNNDDEEVVLLEETT KKUURRUUMMLLAARRII, bu ifliniçindedir. Bütün devlet kurum-lar›, kontrgerilla politikalar›natabi k›l›nm›fllard›r.
Kontrgerillan›n ilk büyükorganizasyonlar›ndan biri1955’teki “Rumlar Atatürk’ünSelanik’teki evini bombalad›”yalan›yla bafllat›lan 6-7 Eylülya¤ma ve katliam›d›r. Bomba-y› kontrgerillan›n temel ku-rumlar›ndan biri olan MM‹‹TT’inatt›¤› sonra ortaya ç›km›flt›.Provokasyon için Atatürk’ünevini bile bombalayanlar, son-raki y›llarda daha neler yap-mam›fllard›r ki...
1977’deki 1 May›s katliam›,16 Mart 1978 ‹stanbul Üniver-sitesi katliam›, Marafl katliam›,Bahçelievler, Balgat gibi sivilfaflist çetelerin gerçeklefltirdi¤ikatliamlar, 1969’daki Kanl›Pazar, 1980’deki Çorum kat-liam›, 1993 Sivas katliam›,1995 Gazi katliam›... AtatürkKültür Merkezi’nin yak›lmas›n-dan Marmara vapurunun bat›-r›lmas›na kadar uzanan sabo-tajlar, gazete dergi bürolar›nayönelik bombalamalar, bineyak›n insan›n kaç›r›l›p KAYBE-D‹LMES‹, bini aflk›n insan›ninfaz edilmesi, bayrak provo-kasyonlar›, linç tezgahlar›,fiemdinli’deki bombalamalar...bunlar›n hepsi, kontrgerillan›nfaaliyetleridir.
BU ÜLKEDE kontrgerilla
hala yafl›yor; dün baflka birhükümette, bugün AKP’de;ama yafl›yor! Kontrgerilla ifl-bafl›nda olmasayd›, bu katli-amlar, cinayetler, iflkenceler,komplolar, linçler, provokas-yonlar sürebilir miydi? Kont-rgerilla iflbafl›nda olmasayd›,bu kadar katliam, cinayet, failimeçhul, kay›p, hala cezas›zkal›r m›yd›?
6-7 Eylül’de ““aattaamm››zz››nn eevviibboommbbaallaanndd››”” diye, Marafl’ta““kkoommüünniissttlleerr ccaammiiyyii bboommbbaa--llaadd››”” diye provokasyon vekatliam yapanlar, bugün bir-birleriyle iktidar kavgas› ya-panlard›r. O zaman oldu¤u gi-bi, biri yine AAttaattüürrkkççüüllüü¤¤üü,, llaa--iikkllii¤¤ii kullan›yor, öteki yine ccaa--mmiiyyii,, ddiinnii kullan›yor.
EDEN BULUYOR!Demek ki, gün geliyor;‘Hukuk’ bir iflkenceciyede laz›m oluyor!
Eski ‹stanbul Emniyet Müdü-rü, MHP Milletvekili Hasan Öz-demir (okurlar›m›z›n tan›yaca¤›isimle Sallabafl Hasan). Dan›fltaySald›r›s›na kat›lan Osman Y›ld›-r›m’›n Ergenekon ‹ddianamesi’n-de “Hasan Özdemir, Çevik Bir veVeli Küçük, Malkara’da fabrikas›bulunan ‹smail Özden’den rrüüflflvveettaall››yyoorrllaarrdd››”” ifadesi üzerine bak›nne diyor:
“Bana rüflvet verdi¤i iddia edi-len kifliyi ne tan›r›m, ne bilirim.Bu iddialar külliyen yalan. ... Da-n›fltay sad›r›s›na kat›lm›fl, mafyaile ba¤lant›l›... bir kiflinin duyum-lar›na dayanarak bizlerin bu fle-kilde y›prat›lmas› üzücüdür.
... Bilgimize bile baflvurulma-dan rüflvet almakla suçlanmam›zçok a¤›r iddiad›r. Devlete y›llarcahizmet etmifl insanlar, bir mahku-mun ifadesiyle karalan›yor..” (29Temmuz 2008, Hürriyet)
Kendi haz›rlad›¤›n fezlekeleridüflün bakal›m bay Sallabafl Ha-san. “Hukuk bir gün herkese la-z›m olur” sözü iflte bu tür durum-lar için söylenmifltir.
Yukar›daki foto¤raf› hat›rl›yormusun? Komplo kurdu¤un birdevrimciye aitti önünde oturdu-¤un o ev. Peki o semti hat›rl›yormusun? O semtte, sadece ölümorucu direniflçilerini ziyaret içinbulunan insanlar› nas›l katletti¤i-ni?.. Onlar› hat›rlad›ysan, flimdimaruz kald›¤›n hukuksuzlu¤unonlar›n yan›nda sözünün bile edi-lemeyece¤ini de anlam›fls›nd›r..
Bas›n ça¤r›:AKP
kontrgerillas›n›n devrimcilere
çamur bulaflt›rma
politikas›n›n esiri, arac›s›
olmay›n; çünkü o çamuru tafl›rken, en baflta kirlenen yine siz
olacaks›n›z!
Ergenekon iddi-anamesinin sayfalar›n-dan f›flk›ran devrimci-lere yönelik iftira ve ka-ralamalar, burjuva bas›nyay›n organlar›nda ken-dine geniflçe yer buldu,manfletlere ç›kar›ld›. Az-çok tecrübeli her gazeteci,iddialardaki ççüürrüükkllüü¤¤üü,,uuyydduurruukklluu¤¤uu iddianame-yi ilk okuyuflunda sezecek-tir. Fakat, y›llard›r kontrge-rilla politikalar›na tabi olanburjuva bas›n, bu iddialar›büyük bir flevkle “haber”haline getirip, psikolojik sa-vafl›n bafl kürsüsü halinegelmifltir.
Burjuva bas›n›n büyükbölümü flu an ilginç bir ko-numdad›r: Kontrgerillayakarfl› ç›k›yor görünürken,kontrgerillan›n psikolojiksavafl›n›n hizmetindedir.Bu kampanyay› sürdürme-lerinin de tek bir anlam›olacakt›r: kontrgerilla ad›verilen o mekanizman›nbir parças› olmay› kabuletmek.
AKP ya¤danl›klar›,bu rolü çoktan benim-semifl durumdalar.Mesela ZZaammaann’›n veFFeetthhuullllaahh’›n bafl ya-zar› Ekrem Dumanl›,i d d i a n a m e y ipapa¤an gibi tek-rarlay›p flöyle
yazabiliyor:
“Ergenekon iddianame-si... dedi ki, derin bir güçbazen ulusalc› postuna bü-rünür, bazen PKK’ci urban›giyer, kimi zaman Hizbul-lahc›y›m der ç›kar ortaya,kimi zaman DHKP’ciyimder. Asl›nda perde arkas›n-da hep ayn› güçler vard›r. ”(29 Temmuz 2008, Zaman)
Emperyalizmin ajan›,TTaarraaff yazar› Yasemin Çon-gar da, ayn› a¤›zdan konuflu-yor: “Dava, baflta Dan›fltaycinayeti olmak üzere bir dizisald›r›y›; PKK, DHKP-C,Hizbullah ve ‹BDA-C gibiörgütlerle Ergenekon ara-s›ndaki ba¤lant›y›... ayd›n-latma potansiyeline de sa-hip.”
Fakat yarat›lan bu hava,bu tür yazarlar›n d›fl›nda ge-nifl bir kesimi de etkisi alt›naal›yor. Kendi ölçüleri içindedemokrat ve dengeli bir ya-zar olan DDeerryyaa SSaazzaakk“PKK’den Hizbullah’a uza-nan genifl bir a¤ var Ergene-kon örgütlenmesinde” diyeyazabiliyor. (Milliyet, 29Temmuz 2008)
Bir çok burjuva yazar,sanki psikolojik savafl diyebir fley hiç duymam›fllar gi-bi, sanki ülkemizde bugüne
kadar benzer yalanlar yüz-lerce binlerce kez söylenme-mifl gibi, bu iddialar› ciddiyealmaktad›rlar.
Mesela flu tür sat›rlar,burjuva bas›nda adeta “istis-na” durumundad›r:
“Dev-Sol’u ‘DHKP-C’yi, PKK’y› Veli Küçük’leba¤lant›l› hale getiren flfliizzooff-rreenn ttaann››kkllaarr››nn ppaallaavvrraallaarr››iddianamede yer al›yorsa,‘O biçim medya’ bunlar›manfletlere tafl›yorsa, hastakafalar› kabullenebiliyo-ruz.” (Burhan Ayeri, Ak-flam, 29 Temmuz 2008)
Burhan Ayeri’nin dev-rimcilere özel bir sempatisioldu¤unu sanm›yoruz; amasadece biraz nesnel ve man-t›kl› bakan herkesin görece-¤ini söylüyor. Onun tan›m›-n› kullan›rsak, “flizofren ta-n›klar›n” iddialar›, bugünTürkiye Cumhuriyeti yarg›-s›n›n iddianamesi ve burju-va bas›n yay›n organlar›n›nkomplo teorileri durumunadönüflmüfl durumdad›r.
Komplo teorilerinin, psi-kolojik savafl›n gönüllü bo-razanlar›na söylenecek fazlabir fley yok; onlar, bo¤azla-r›na kadar batm›fllard›r kirlisavafla. Ama hep söylenildi-¤i gibi “ilkeli, dürüst ve ob-jektif gazetecilik” yapma id-dias› olanlara söyleyece¤i-miz fludur ki; AKP kontrge-rillas›n›n devrimcilere ça-mur bulaflt›rma politikas›n›nesiri, arac›s› olmay›n; çünküo çamuru tafl›rken, en bafltakirlenen yine siz olursunuz.Kirin, çamurun içinde ise il-ke ve dürüstlük kalmayaca¤›
Burjuva bas›n yay›n kurulufllar›naPsikolojik Savafla Ortak Olmay›n
Spekülasyonlar› Ciddiye Almay›n!
3 AA¤ustos 22008
malumdur.
BBooflfl yyeerree uummuuttllaannmmaayy››nn!!Burjuva bas›nda dikkat çekilmesi
gereken bir baflka yan›lg› da, Ergene-kon iddianamesinin “demokratiklefl-me” aç›s›ndan önem tafl›yor oldu¤u-dur. AKP yalakal›¤›ndan dolay› bunuileri sürenlerin üzerinde durmaya ge-rek yok. Ama bu ayn› zamanda yay-g›n bir kküüççüükk--bbuurrjjuuvvaa yyaann››llgg››ss›› ola-rak tekrar ediyor kendini. Bu kesiminkarakteristik bir temsilcisi olarakOral Çal›fllar’›n flu sat›rlar› örnek ola-cakt›r:
“Bugün geçmiflten farkl› fleyleroluyor. O dönemde Veli Küçük türüisimlerin terfi ettirilmesini içimizesindiremesek de normal görüyor-duk. fiimdi ayn› Veli Küçük için...‘a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet isteniyor.”
(...) BBuu sseeffeerr ggeerrççeekktteenn ddee hheerrflfleeyy ffaarrkkll››...... Yar›nlara bakan gözlerart›k eskisi gibi hüzünler ve k›r›k ha-yaller de¤il f›rsatlar ve riskler görü-yor.” (28 Temmuz 2008, Radikal)
Susurluk sürecini hat›rlayanlar,bu sat›rlar› daha önce bir yerlerdeokumufl gibi hissedeceklerdir ken-dilerini. Öyledir de. Biz bu sat›rla-r›n benzerlerini Susurluk dönemin-de de çok okuduk.
“Hiçbir fley eskisi gibi olmaya-cak” nakarat›n› dinleyip durduk. Buve benzeri beklentiler, kayna¤›n›esas olarak sistemi, devleti ve özelolarak da kontrgerillay› ttaann››mmaa-mmaakkttaann almaktad›r. Ve bu tan›ma-ma, faflizmden faflizmi tasfiye etme-sini, ülkemizdeki sömürge tipi fa-flizmin mimar› olan emperyalizm-den demokrasi getirmesini, hattaGenelkurmay’dan Susurluk’u tasfi-ye etmesini beklemeyi beraberindegetirmektedir. Böyle oldu¤u için debu tür tahliller her seferinde hemteorik ve politik olarak yanl›fl ç›k-makta, hem tahlillerin sahiplerinetekrar tekrar hayal k›r›kl›klar› yaflat-maktad›r. Oral Çal›fllar ve ayn› fle-kilde düflünenlere, “bu sefer ger-çekten de her fley farkl›” fleklindekitesbitlerinin de yar›n hayat taraf›n-dan yalanlanaca¤›n› ve yukar›da ak-tar›lan yaz›dan kendilerine sadecebüyük bir hayal k›r›kl›¤› kalaca¤›n›flfliimmddiiddeenn söyleyebiliriz.
Say›: 157
“AKP Yalan SöylüyorKontrgerilla ‹fl Bafl›nda”
Halk Cephesi AKP’nin Ergenekonyalanlar›n› teflhir etmeye devam ediyor.
31 Temmuz günü Taksim TramvayDura¤›’nda bir eylem yapan Halk Cep-hesi üyeleri “AKP Yalan SöylüyorKontrgerilla ‹fl Bafl›nda” yaz›l› pankartaçarak AKP’nin demokrasi masallar›y-la halk› aldatmaya devam etti¤ine dikkat çektiler. “Kontrgerilla HalkaKarfl› Savafl›n Ad›, AKP Halka Yalan Söylüyor Kontrgerilla Görev Ba-fl›nda” sloganlar›yla bafllayan eylemde Halk Cephesi ad›na U¤ur ‹l-bay’›n yapt›¤› aç›klamada AKP’nin kontrgerillay› tasfiye etti¤i söylem-lerinin halk› aldatmaya yönelik yalanlar oldu¤u söylendi. Halk›n yoksul-lu¤unun her geçen gün daha da büyüdü¤ünü belirten ‹lbay, Ergenekonoperasyonunda halka yönelik infazlar›n katliamlar›n hesab›n›n sorulma-d›¤›n› kontrgerillan›n ifline devam etti¤ini belirtti. Eylem bu kavga iflbir-likçilerin iktidar savafl›d›r, ba¤›ms›zl›k demokrasi mücadelesini yüksel-telim ça¤r›s›yla son buldu. Eyleme yaklafl›k 100 kifli kat›ld›.
13KONTRGER‹LLA
Yarg›tay Cumhuriyet Baflsavc›-l›¤›'n›n AKP'nin kapat›lmas› içinaçt›¤› davada 30 Temmuz’da kararaç›kland› ve AKP kapat›lmad›.
“Laiklik karfl›t› eylemlerin oda-¤› olmak” gerekçesiyle aç›lan da-vada, AKP “beraat” de ettirilmedi,bu “suç” sabit görülüp, ceza olarakAKP’nin hazine yard›m›ndan 1/2oran›nda yoksun b›rak›lmas› karar›verildi.
AAnnaayyaassaa MMaahhkkeemmeessii,, oolliiggaarrflfliiiiççii ççaatt››flflmmaann››nn ddeevvaamm eettttii¤¤ii zzee--mmiinnlleerrddeenn bbiirriiddiirr.. Bu anlamda ve-rilen karar›nda hukuki bir nesnellikaramak boflunad›r. Yasalara görede¤il, mevcut güçler dengesi çerçe-vesinde verilmifl bir karard›r. Özel-likle Amerikan ve Avrupa emperya-lizmin AKP’nin kapat›lmas›na kar-fl› ç›kmas›, sistemin bir çok kesimi-ni etkilemifltir.
Dahas›, biliniyor ki, AnayasaMahkemesi, esas olarak düzenekarfl› flu veya bu flekilde tehlikeoluflturdu¤unu düflündükleri parti-leri kapatan, ffaaflfliizzmmiinn aannttii--ddeemmookk--rraattiikk bbiirr kkuurruummuudduurr.. Bu anlamda
kararlar ›n›ndemokratik,hukuki, adil
olmas› düflünülemez de, beklene-mez de. Kapatma davalar›, sisteminkendi içindeki farkl›l›klara bile nekadar tahammülsüz oldu¤unu, yanifaflist ve anti-demokratik niteli¤inigösteren bir örnektir.
Bütün bunlar gözönünde bulun-duruldu¤unda devrimciler AKPhakk›nda verilen bu karar›n do¤ru-lu¤u yanl›fll›¤› tart›flmas›na girmeyibile gereksiz bulurlar.
“Laik demokratik düzen içinAKP kapat›lmal›yd›” fleklindeki biryaklafl›m da, “AKP’nin kapat›lma-mas› demokrasimiz için iyi olmufl-tur” gibi de¤erlendirmeler de, dev-rimcilerin, demokratlar›n de¤erlen-dirmesi olamaz. Bu, ddüüzzeenn iiççii bbiirrüüsslluuppttuurr.. Kapat›lmas› da, kapat›l-mamas› da neticede oolliiggaarrflflii iiççii ççaa--tt››flflmmaa zzeemmiinniinnddee cceerreeyyaann eeddeenn,, ozemindeki güçler dengesine görebelirlenen bir süreçtir. Devrimcileriçin esas olan, EErrggeenneekkoonn ddaavvaass››veya KKaappaattmmaa ddaavvaass›› fleklinde ge-liflen oligarfli içi iktidar kavgas›n›,ddüüzzeenniinn kkrriizzii olarak görüp, bu kri-zi derinlefltirecek bir siyasal ve pra-tik müdahale içinde bulunmakt›r.
AKP Kapat›lmad›; Oligarfli ‹çi Çat›flma Sürecek!
Devrimciler, oligarflinin tafllar›n›
birbirlerine atmazlar.
Ergenekon’la devrimcileri
iliflkilendirmeye çal›flman›n
demokratl›kla, solculukla
ilgisi olamaz.
Devrimcilerin, ilericilerin,
demokratlar›n yapmas› gereken,
oligarfliye ve kontrgerillan›n
psikolojik savafl›na
karfl› birlikte mücadeledir.
"Ergenekon iddianamesi bir çokbbiilliinnmmeeyyeenn oollaayy››nn tutuklananlar ta-
raf›ndan yap›ld›¤›n› iddia ediyor. Bizegöre bu iddialar›n do¤ruluk oran› yük-sektir.”
Bu sat›rlar› AKP’ci gazetelerden bi-rinde okusan›z do¤al karfl›lars›n›z. VeyaAKP yalakal›¤›nda islamc›larla yar›flan,Avrupa emperyalizminin uflakl›¤›n› veajanl›¤›n› yapt›klar›n› “demokrasiyi sa-vunuyor” görüntüsü arkas›na gizlemeyeçal›flan Taraf gazetesinin sütunlar›nda daokuyabilirsiniz benzer sözleri.
Fakat yukar›ya aktard›¤›m›z bu al›nt›,ilerici bir yay›n organ›nda yay›nland›.
Gündem’de yay›nlanan bu sözlerin ya-zar› ise Mustafa Karasu idi. Karasu’nunsözlerine yeniden dönece¤iz, ama sorun as-l›nda solun her kesimini ilgilendiren birözelliktedir.
Ergenekon iddianamesini kaynak al›p,“bu iddialar çok önemli”, “bu iddialar cid-di...” diye yazanlar, oligarfliyi, kontrgerilla-y›, bu ülkenin geçmiflini hiç tan›m›yorlardemektir. Aç›kça ortaya ç›km›flt›r ki, Erge-nekon davas› esas olarak oligarfli içi iktidarsavafl›n›n bir manevras›d›r.
‹kincisi, AKP’nin kontrgerillayla ilgiliciddi bir tavr› yoktur ve akl› bafl›nda, 5,5y›ll›k AKP iktidar›na nesnel gözle bakabi-len herkes, böyle bir fleyin de beklenemeye-ce¤ini görür. Fakat buna ra¤men solda kimiyay›n organlar›nda Ergenekon Davas›’naabart›l› anlamlar yüklenmekte, hatta bu id-dianameyi referans alanlar ç›kmaktad›r.
fiu örnekleri aktarabiliriz:
“Mumcu'yu CIA ve MOSSAD öldür-dü... PKK dediler Ergenekon ç›kt›..”
Veya bir baflkas›, ayn› verilerden ha-reketle, “Kürtlerden özür dilenecekmi?” diye soruyor.
Bir baflka sosyalist gazete, asl›ndabir “örtbas etme” iddianamesi de say›-labilecek iddianame için “Ergenekon-la devlet terörünün pislikleri ortayasaç›l›yor” diye yazabiliyor.
“Ergenekon Ecevit’i de devir-mek istemifl” diye ortal›¤a saç›lanbilgileri kesin bilgi gibi sayfalar›-
na alabiliyor.
Dezenformasyonun bu kadar yo¤un ol-du¤u her dönemde, devrimciler, kuflku yokki, karfl›-devrim cephesinden gelen her bilgive yorum karfl›s›nda özenli olmak, k›l› k›rkyarmak durumundad›r.
Solda, çeflitli kesimler süreci Susurluk’lada fazlas›yla ayn›laflt›rmaktad›rlar. OysaSusurluk belli aç›lardan farkl›yd›. Gerçek-ten de o güne kadar devrimcilerin söyleye-geldi¤i bir çok fley, devletin niteli¤ine ilifl-kin tan›mlar, Susurluk’la ete kemi¤e bürün-müfltü bir yerde. Bunun de¤erlendirilmesigerekli ve do¤ruydu. Ama Ergenekon Dava-s›’nda böyle bir yan da yoktur.
Kontrgerilla icraatlar›na ve iliflkilerinedair yeni bir fley de yoktur. Susurluk benze-ri bir hava yaratmak için iddianame henüzaç›klanmadan önce “Gazi olay›” gibi birkaç olay ortaya at›lm›fl, davan›n bu ve ben-zeri olaylar› ayd›nlataca¤› ileri sürülmüfltü.
Peki ne ç›kt› ortaya?
‹ddianamede Gazi olaylar›n›n nas›l ye-rald›¤› ortada. Tam bir psikolojik savafl ör-ne¤i olarak, y›llar önce Marafl’ta yap›ld›¤›gibi, Gazi katliam›n›n ilk günlerinde yap›l-d›¤› gibi, 19 Aral›k’ta “kendileri yakt›lar,kendileri vurdular” denildi¤i gibi, Gazi kat-liam› da devrimcilere y›k›lmaya çal›fl›l›yor.
K›sacas›, devrimcilerin kontgerillay› tefl-hir için de, bu iddianameden yararlanabile-ce¤i fazla bir fley yoktur.
Bu anlamda, “Ergenekon davas› olumlu,burada b›rak›lmamal›, daha ileri götürül-meli” gibi temenni ve de¤erlendirmeler deErgenekon Davas› gerçe¤ine uymamakta-d›r. Kontrgerillayla bir hesaplaflma anla-m›nda bir yerden bafllamam›fllar ki, buradadurmay›n devam edin denilsin..
Devrimcilerin bu noktada do¤ru bir tav›rgelifltirmesi; bbiirriinncciissii,, Veli Küçükler’e in-dirgenen kontrgerillay› gündeme tafl›yarakve iikkiinncciissii Ergenkon ‹ddianamesi arac›l›¤›y-la devrimcilere karfl› yo¤unlaflt›r›lan psiko-lojik savafla karfl› durarak mümkün olabilir.
EEsskkii sseennaarryyoollaarr,, EErrggeenneekkoonnllaa yyeenniiddeenn ssaahhnneeddeeAKP’nin savc›lar› ve islamc›s›, laikçi-
siyle tüm burjuva bas›n, ilerici, devrimci,demokrat güçlere karfl› iftiralarla, karalama-
Ergenekon ‹‹ddianamesi
Solun RReferans› OOlamaz!
3 AA¤ustos 22008
larla dolu bir kampanya bafllatm›fldurumdad›rlar. Kampanyan›n kay-na¤› Ergenekon ‹ddianamesi’dir.Ergenekon ‹ddianamesi’ni kendile-rine göre sansürden geçiren farkl›burjuva yay›n organlar›, devrimcile-re yönelik karalama ve iftiralaratam tekmil yer vermekteler.
Bu tarz sald›r›lar›n yabanc›s› de-¤iliz elbette; oligarfli, solu, devrim-cileri, EErrggeenneekkoonn’’aa bbuullaaflfltt››rrmmaakkiissttiiyyoorr.. Oligarflinin karalamak, flai-be alt›na sokmak istediklerinin ba-fl›nda da DHKP-C ve PKK geliyor.Oligarfli cephesinden solun üzerinezehirli oklar, tafllar ya¤›yor.
Ve iflte en baflta aktard›¤›m›zsözler bu ortamda yaz›l›yor ve üste-lik de flöyle devam ediyor:
"Ergenekon ‹ddianamesi bir çokbilinmeyen olay›n tutuklananlar ta-raf›ndan yap›ld›¤›n› iddia ediyor.Bize göre bu iddialar›n do¤rulukoran› yüksektir.
... Özdemir Sabanc›’n›n devletiçindeki güçler taraf›ndan öldürül-dü¤ünü ilk söyleyen de Kürt HalkÖnderi ve PKK’dir. Daha do¤rusuDev-Sol’un bu tür eylemler içindevlet içindeki baz› odaklar taraf›n-dan yönlendirildi¤i söylenmifltir.Sabanc› olay›n› yapanlar›n Aleviolmas›n› kullanan Hüseyin Koca-da¤ taraf›ndan yönlendirildi¤i PKKiçinde aç›kça tart›fl›lm›flt›r. HüseyinKocada¤’›n Dev-Sol içindeki Alevimilitanlar› çeflitli biçimde yönlen-dirdi¤i söylenmifltir. Bu militanlarda bilinçsiz olarak kendilerine veri-len bilgilerin üzerine at›lm›fllard›r.Halbuki Sabanc›lar, Kürt sorununayumuflak yaklafl›m gösterince, buöldürme ile tehdit edilip susturul-mak istenmifltir." (29 Temmuz 2008,Online Gündem)
‹ddialar›n do¤ruluk oran› yük-sekmifl! Böyle diyor Karasu. Oysa,ayn› iddianame, PKK yöneticilerive eylemlerine yönelik de say›s›zkaralama ve iddiay› içeriyor. Du-rum kelimesi kelimesine flöyledir:OOlliiggaarrflflii PPKKKK vvee ddeevvrriimmccii hhaarree--kkeettii kkaarraallaammaakk iissttiiyyoorr.. MMuussttaaffaaKKaarraassuu,, kkeennddiilleerriinnee aatt››llaann ttaaflfl››aall››pp ddeevvrriimmccii hhaarreekkeettee ff››rrllaatt››yyoorr..
Karasu’nun yaz›s›ndaki Sabanc›eylemine iliflkin eski teraneleri elealmay› lüzumsuz görüyoruz. Saban-c› eylemini devrimci hareketin yap-t›¤› defalarca aç›kland›. Kimse, Ka-rasu veya Öcalan ya da bir baflkas›,tersine bir kan›t bugüne kadar gös-terememifltir Ama spekülasyonlarsorumsuzca sürdürülmüfltür. Sürdü-rülmektedir de.
Sabanc›lar’›n Kürt sorununuçözmek istedi¤i teorilerinin ise,Kürt milliyetçili¤inin hüsnü kurun-tusu oldu¤u bugüne kadarki gelifl-meler içinde yeterince görüldü.Böyle bir fley yoktur. Ama buradabunun tart›fl›lmas›ndan daha önemliolan, böyle bir psikoljik savafl sald›-r›s› ortam›nda, kendileri de sald›r›alt›nda olanlar›n, kendilerine at›lantafllar› al›p devrimcilere atmas›d›r.
Kürt milliyetçili¤inin tekelciburjuvaziye yönelik hiçbir eylemi-nin olmamas› da tart›fl›labilecek birkonudur. Ama devrimciler, bu tar-t›flmay› “h››, tekellere karfl› eylemyapm›yorlar, demek ki...” diyekomplo teorileriyle yapmazlar. Po-litik olarak de¤erlendirirler.
Ergenekon ‹ddianamesi’nde“ PKK-Ergenekon iliflkisi” kurul-mas›na karfl› ç›kan Karasu, flunlar›söylüyor: "Ergenekon ile PKK ilifl-kilendirilmesi bir yama gibi duru-yor... Bu tür de¤erlendirmeler uy-durma oldu¤u gibi, uyduranlar›nPKK’yi hiç tan›mad›¤›n› gösteri-yor."
‹flte; pragmatizm dönüp sahibinivuruyor. Ergenekon ‹ddianamesibaflkalar›n› suçlad›¤›nda, ""iiddddiiaallaarrddoo¤¤rruudduurr"" diyeceksiniz, ama ifl si-ze yönelik suçlamalara gelince, iti-raz edeceksiniz.
‹ddianamede yeralan “PKK’ninbafl›na Ergenekoncu subaylar›n ge-çirilmesi iddias›” evet, ssaaççmmaa ssaa--ppaann bir teoridir. Fakat Karasu’nun
Devrimci Sol militanlar›n› ve örgü-tünü Hüseyin Kocada¤ adl› polis fle-finin yönlendirdi¤i teorisi de ssaaçç--mmaall››kkttaa oonnddaann ggeerrii kkaallmmaazz.. Erge-nekon Savc›s› PKK’yi ne kadar ta-n›yorsa, Karasu da devrimci hareke-ti o kadar tan›yordur.
Bu kadar m› yabanc› MustafaKarasu devrimci örgüt gerçe¤ine?Öyle oldu¤unu sanm›yoruz, fakatdüzen içi pragmatik hesaplar, düze-nin çeflitli güçlerine mesajlar verenpolitikalar, devrimcilere dair bildik-lerini de unutmalar›na yol aç›yor.
Bu ülkede kontrgerilla vard›r vekontrgerillan›n as›l hedefi devrimci-ler, düzen karfl›t› güçler olmufltur.Bu bu kadar aç›kken, oligarflinin id-dialar›na, psikolojik savafl teorileri-ne “sol”dan kat›lmak, psikolojik sa-vafl›n de¤irmenine su tafl›makt›r.
Kürt milliyetçi hareketin Saban-c› konusundaki komplo teorileri çokeskidir ve devrimciler bunlar› ken-dilerine defalarca anlatm›flt›r. FakatKarasu’ya bir de kendisiyle ayn› ga-zetede yazan Selim Ferhat’›n Erge-kon ‹ddianamesi’yle ilgili flu sözle-rini hat›rlatmak istiyoruz.
“Binlerce sayfal›k iddianame,herkesi birbirine düflürecek kadaritinayla haz›rlanm›fl bir ‘devlet pla-n›’ gibi. Okuyan herkesi, e¤er akl›bafl›nda de¤ilse, y›llar boyu güven-di¤i dava dostuna, yoldafl›na düfl-manlaflt›racak kadar ‘basiretli’ bir‘Türkiye Cumhuriyeti Belgesi’, or-tal›kta bir kabul gibi dolafl›yor. BBuueevvrraakk›› kkuullllaannaaccaakk hheerrkkeess,, kkeennddiimmeezzaarr››nn›› ddaa kkaazzmm››flfl oollaaccaakk..” (30Temmuz 2008, Yeni Özgür Politika)
Tekrar ediyoruz; oolliiggaarrflfliinniinn oorr--ttaayyaa aatttt››¤¤›› ttaaflflllaarr›› aall››pp ddeevvrriimmcciillee--rriinn üüzzeerriinnee ff››rrllaattmmaakk,, iilleerriicciilliikk,,yyuurrttsseevveerrlliikk oollaammaazz.. Bu komploteorileri, bu pragmatik politika tarz›terkedilmelidir; devrimcilerin, ileri-cilerin, demokratlar›n yapmas› ge-reken, oligarfliye ve kontrgerillan›npsikolojik savafl›na karfl› birliktemücadeledir.
Say›: 157 15ERGENEKON
16 SABANCI/ERGENEKON 3 AA¤ustos 22008
S a v c ›Z e k e r i y aÖz, dahad o ¤ r u s uA K P ’ n i n““ EE rr gg ee nn ee --kkoonn iiddddii--aannaammeess ii ”” ;;
Özdemir Sabanc›’n›n devrimcilertaraf›ndan vurulmas›n›, Ergenekoneylemi gibi göstermeye yelteniyor.
Devrimci eylemi ve devrimcilerilekelemeye çal›fl›yor. Ülkemizdekikontrgerillan›n finansörlü¤ü dolay›-s›yla, Ergenekon ‹ddianamesi’ninbafl›nda yer almas› gereken Saban-c›lar’› ise ma¤dur durumuna soku-yor. Baflka deyiflle, Savc› Öz, Sa-banc›lar›n avukatl›¤›na soyunuyor.
Zekeriya Öz’ün çizdi¤i Ergene-kon tablosunda, kontrgerilla eylem-leri ve iliflkileri yok, devlet yok,bunlar›n yan›nda tteekkeelllleerr ddee yyookk..Ve buna inanmam›z isteniyor.
Biz de diyoruz ki; ZZeekkeerriiyyaa ÖÖzz,,bb››rraakk ssaaffssaattaallaarr››;; aavvuukkaattll››¤¤››nn››üüssttlleennddii¤¤iinn SSaabbaanncc››llaarr’’››nn EErrggeennee--kkoonn iilliiflflkkiilleerriinnii aarraaflfltt››rr;; bbaakk nneelleerrbbuullaaccaakkss››nn!!....
AKP’nin iddianamesinde tek birtekelci yok ama bu ülkede tekeller,kontrgerillan›n tam orta yerindedir.‹ddianamede ““EErrggeenneekkoonn mmaa¤¤dduu--rruu”” ilan edilen Sabanc›lar ve di¤ertekellerin kontrgerillaya deste¤i sa-dece politik bir destek de de¤ildir,onlar bizzat kontrgerillay› finanseeden durumdad›rlar.
Çünkü, kontrgerilla onlar›n dü-zenini korumak için oluflturulmufl-tur. Çünkü, onlar ayn› zamandakontrgerillan›n halka karfl› savafl›n-dan ve kirli iliflkilerinden beslen-mektedirler.
KKoonnttrrggeerriillllaayy›› BBeesslleeyyeenn TTeekkeelllleerrddiirrKontrgerilla denildi¤inde ilk ak-
la gelecek olan, ordu, polis ve sivil
faflist harekettir. Hepsi de tekellerleiliflkilidir.
Örne¤in; Koç, Özel Tim’lere,polise z›rhl› araba, minibüs imal et-mekte ve bunlar›n bir k›sm›n› ba¤›flolarak vermektedir. TTooffaaflfl,, OOttoossaannve OOttookkaarr gibi Koç’a ait kurulufllar,üretimlerinin önemli bir bölümünüpolise ve orduya yapmaktad›rlar.Bu araçlar›n lastiklerini imal edenfirma ise BBrriiddggeessttoonnee ve LLaassssaa’d›rve SSaabbaanncc›› AAiilleessii bu iki flirketin sa-hibi ve orta¤›d›r.
Bizzat SSaakk››pp SSaabbaanncc››’n›n, birçok kontrgerilla eyleminde rol alanMHP’nin flefi AAllppaarrssllaann TTüürrkkeeflfl’ekendi eliyle çanta dolusu paralargötürdü¤ü belgelenmifltir.
Türkefl'e sunulan bir rapordaflöyle yazar: ““‹fl adamlar›nda vesermaye çevrelerinde büyük ilgivard›r, ''bbiizzii kkoorruuyyaann TTüürrkkeeflfl''iinnaaddaammllaarr››dd››rr'' demektedirler...””
Yine, Sabanc›, para götürdü¤übir gün Türkefl’e flu iltifatlarda bu-lunur: ““SSiizz TTüürrkkiiyyee''nniinn eenn bbüüyyüükklliiddeerriissiinniizz,, kkoommüünniizzmmee kkaarrflfl›› ddaall--ggaallaannaann bbiirr bbaayyrraakkss››nn››zz””..
Zekeriya Öz, Sabanc›’n›n finan-sörlü¤ünde, MHP’nin komünizmekarfl› nas›l bayrak gibi dalgaland›¤›-n›, patronlar› nas›l koruduklar›n›araflt›rmal›d›r. MMaarraaflflllaarr,, ÇÇoorruumm--llaarr,, 1166 MMaarrttllaarr,, 11 MMaayy››ss ‘‘7777’’lleerrnnaass››ll öörrggüüttlleennddii onlara ulaflacakt›r.Ama görülüyor ki, AKP’nin bunlar›araflt›rmak gibi bir amac› yok. Çün-kü o, tekellerin partisidir.
Ayr›ca tekellerle kontrgerillan›nba¤lant›lar›n› araflt›rd›¤›nda, ÜlkerHolding’e de ulaflacakt›r. Ülker flir-keti de MHP’nin en önemli finan-sörlerinden biridir. Bu destek nede-niyle 12 Eylül öncesi, halk aras›nda““ÜÜllkkeerr rreejjiimm bbiisskküüvviilleerrii”” deyimiüretilmiflti. Halis Toprak, Eczac›ba-fl›, Halit Narin, Türker ‹nano¤lu,
Murat Bayrak gibileri de MHP'yi fi-nanse eden tekelcilerdendir.
KKoonnttrrggeerriillllaaddaann BBeesslleenneennTTeekkeelllleerrddiirrTekeller halka karfl› savafltan,
ihaleler arac›l›¤›yla beslenmelerininyan›nda, kontrgerillan›n mafya ilifl-kilerinden de beslenir.
Örne¤in kumarhaneler, 300 tril-yonu geçen cirosu ve kara para ak-laman›n yerleri olarak hem tekellerhem devlet aç›s›ndan önemli ifllevgörmektedir.
Kumarhaneci Ömer Lütfü To-pal’la, Sak›p SSaabbaanncc››’’nn››nn iliflkisia盤a ç›km›flt›. Topal’a ait Emperyalflirketi taraf›ndan iflletilen kumarha-nelerin bir k›sm› HHiillttoonnSSAA’n›n yaniSSaabbaanncc››’n›n idi. Yine SSaabbaanncc››’n›nAAKKBBAANNKK’›n›n tek bir flubesinde, 7ayl›k dönemde ve sadece EmperyalKumarhaneleri’ne ait 1.3 trilyonlukbir hesap ve transfer görülmüfltü.
Di¤er yandan kumarhaneciÖÖmmeerr LLüüttffii TTooppaall’›n ortaklar› Sa-mi Hofltan ve Ali Fevzi Bir’in isekontrgerilla operasyonlar›nda bizzatyerald›klar› ortaya ç›km›flt›.
Bu örnek bile tekelci burjuvazi-mafya-konrtgerilla içiçeli¤ini, ku-marhane paralar›n›n nas›l tekellerinkasas›na akt›¤›n› göstermektedir.
Yine, Kutlu Savafl’›n haz›rlad›¤›Susurluk raporunda; ““ççeetteelleerriinn hhiizz--mmeettiinnddeekkii bbaannkkaallaarr”” olarak Vak›fBank, Emlak Bank, Halk Bank veExim Bank’›n isimleri say›l›yordu.Exim Bank’›n Türkmenistan veAzerbaycan hükümetine açt›¤› kre-dilerin, Topal’›n Emperyal flirketininfinansman›nda kullan›ld›¤›, Emper-yal’in bir kumarhanesinin Türkme-nistan’da yapt›r›lan TC Konuke-vi’nin içinde oldu¤u a盤a ç›km›flt›.
Savc› Zekeriya Öz; bunlar› nedenaraflt›rm›yorsun? Ergenekon iddi-anamesi diye, bir sürü kurgu yap-maktan ve safsatadan da kurtulur-sun! Bak bunlar›n hepsi belgelidir.
Sabanc›lars›z Ergenekon Mu Olur?
Sabanc› CenterErgenekonFinans Merkezi
Say›: 157 17ADALET
Ankara Halk Cephesi 27 Tem-muz günü yapt›¤› aç›klama ileAKP’nin ikiyüzlülü¤ünü ortaya ko-yarken 8 Mart mitingine kat›ld›klar›için tutuklananlar›n serbest b›rak›l-
mas›n› is-tedi. HalkC e p h e s iaç›klama-s›nda flun-lar ifadeedildi:
“ Ya k -lafl›k bir ayd›r AKP iktidar› Ergene-kon Operasyonu ile ilgili masallaranlat›yor. Ne kontrgerillay› tasfiyeettikleri ne de darbecilere karfl› de-
mokrasi mücadelesi verdikleri do¤-rudur. Aksine AKP, demokrasi veba¤›ms›zl›k mücadelesi verenlerekarfl›, azg›nca sald›r›yor. Y›llard›rkontrgerillan›n varl›¤›n› hayk›randevrimcileri susturmak için bir ta-raftan yeni F Tipi hapishaneler inflaederken bir taraftan da hukuku hiçesayarak devrimcileri tutuklatt›r›-yor.”
Ocak ay›ndan bu yana onlarcakiflinin tutukland›¤› ve halen 24 ki-
flinin tutuklu bulundu¤u belirtile-rek tutuklanma gerekçesinin de-mokratik bir hakk›n kullan›m› ol-du¤u ifade edildi. Sömürü vebask›y› esas alan bu düzene karfl›demokratik haklar›n› kullanma-n›n meflru oldu¤unun belirtildi¤iaç›klamada 8 Mart mitingindentutuklananlar›n 7 A¤ustos 2008tarihinde Ankara 11. A¤›r CezaMahkemesi’nde saat 10.00’daduruflmalar›n›n görülece¤i ifadeedilerek bu duruflmaya kat›l›mça¤r›s› yap›ld›.
Ankara’n›n TTutuklama TTerörü BBilançosu:8 Ocak’ta bir devrimcinin cenazesine kat›ld›klar› ve infaz› protesto ettikleri için 12kifli tutukland›. 5’i hala tutuklu!
28 Mart’ta 8 Mart mitingine kat›ld›klar›, devrimcilerin resimlerini tafl›d›klar› için9 kifli tutukland›. 5’i hala tutuklu!
27 May›s’ta Mahir Çayan’› mezar› bafl›nda and›klar›, yasal bir geceye kat›ld›klar›iddias› ile 11 kifli gözalt›na al›nd›, 7 kifli tutukland›. Hala tutuklular.
26 Haziran’da 1 May›s’a kat›ld›klar› gerekçesiyle 7 kifli tutukland›. Hala tutuklular.
Hatay Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i 27Temmuz günü “Türkiye’de Adalet Nas›l ‹flliyor?” ad›y-la düzenledi¤i bir panelle son dönemde Türkiye’nin çe-flitli illerinde yaflanan hukuksuz uygulamalar› teflhir etti.Dernek binas›nda yap›lan panelde Av. Ali Habip ve der-nek üyesi Enis Aras konuflmac› olarak kat›ld›lar.
Enis Aras yarg›n›n toplumun hak ve özgürlüklerinisavunan de¤il sistemi koruyan bir kurum oldu¤unu ifa-de ederken, Av. Ali Habip adaletin, insanlar aras›ndaeflitli¤i sa¤lamak oldu¤unu söyleyerek ülkemizde herkonuda yaflanan adaletsizli¤e dikkat çekti. Habip, ç›kanyasalarla beraber güvenlik güçlerinin daha fazla sald›r-gan bir tutum içerisinde olduklar›n›, C‹K ve CMK’n›nhak ve özgürlükleri k›s›tlad›¤›n› anlatt›. Panel konuflma-c›lar›n örgütlenme ça¤r›s›yla son buldu.
Adana Temel Haklar ve Özgürlükler Derne¤i de 29Temmuz günü ‹MO Adana fiubesi toplant› salonundaayn› içerikte bir panel düzenledi. Av. Gülflen Battal, Ga-zeteci Murat Y›ld›z, Adana Temel Haklar Baflkan› fiem-settin Kalkan ve Halk Cephesi ad›na Karip Polat’›n ko-
nuflmac› olduklar› panel-de adalet ve demokrasimücadelesinin meflru bir hak oldu¤u vurguland›.
Av. Gülflen Battal yapt›¤› konuflmada “Yarg›n›n yap-t›¤› terör karfl›s›nda biz avukatlar olarak dahi elimiz ko-lumuz ba¤l› kalabiliyor. Yarg› sosyalistlerle, devrimci-lerle mücadele ediyor, suçla mücadele etmiyor. Bugün,bize düflen görev mücadele etmek ve bedel ödemek.E¤er demokrasi istiyorsak bunlar olmadan gelmeyecek-tir” sözleriyle ülkemizdeki hukuksuzlu¤un boyutunuanlatt›. Bas›n aç›klamas›na kat›ld›¤› için tutuklanan vebefl ay tutsak kalan fiem-settin Kalkan da yaflad›k-lar›n› anlatt›¤› konuflma-s›nda örgütlülü¤ün önemi-ne vurgu yapt›. Halk Cep-hesi ad›na Karip Polat sözalarak adalet mücadelesinimeflru temelde yürütmeli-yiz dedi.
Hatay ve Adana’da Paneller:“Türkiye’de Adalet Nas›l ‹flliyor?” Sormaya, Tart›flmaya Devam Ediyoruz
18 ADALET 3 AA¤ustos 22008
MMeehhmmeett YY.. YY››llmmaazz
Hürriyet, 31 Temmuz 2008
“Ferhat Gerçek, sosyalist YYüürrüüyyüüflfl DDeerr--ggiissii satarken... polis taraf›ndan ss››rrtt››nnddaann vvuu--rruulldduu vvee ffeellçç kkaalldd››.. O tarihte Gerçek, 1177 yyaa--flfl››nnddaayydd››..
Ferhat Gerçek’in bafl›na gelenlere hiç fla-fl›rmad›¤›m› da söylemeliyim. Demokrasiyive insan haklar›n› sadece kendisi için isteyen-lerin çok oldu¤u bir ülkede yafl›yoruz çünkü.
Temel Haklar veÖzgürlükler Der--ne¤i’nin mühür--lenmesi ve geçici
olarak kapat›lmas› davas› 29 Temmuz günü Bayrakl› Adliyesi’ndegörüldü. Duruflmaya Dernek Baflkan› Nurhan Y›lmaz ve dernek avu--kat› Dinçer Çal›m kat›ld›. Avukat›n bile do¤ru dürüst dinlenmedi¤iduruflma 22 A¤ustos tarihine ertelendi.
‹zmir Halk Cephesi de 30 Temmuz günü Kemeralt› giriflindeyapt›¤› eylemle Ege Temel Haklar’a yönelik kapatma ve mühürleme--yi protesto etti. Eylemde yap›lan aç›klamada Yurdagül Gümüfl “Te--mel hak ve özgürlüklerimiz için örgütlenip mücadele etmek en do¤al
hakk›m›zd›r. Halk›n örgütlenmehakk›n› engellemek için dernekleri,sendikalar› kapatmak acizliktir.Korku da¤lar› zulmü ve zalimi ko--ruyamaz. Bir fleyi unutuyorlar, birhalk›n örgütlenme yeri her yerdir.Beyinlerdir” diyerek halka bask›la--ra karfl› mücadele ça¤r›s› yapt›. Ey--lemde “Temel Haklar MücadelemizEngellenemez” sloganlar› at›ld›.
Ankara’da Kevser M›rzak’›n katledilme-sini protesto için yap›lan bas›n aç›klamas›eylemine kat›ld›¤› için, 8 Ocak 2008’de gö-zalt›na al›n›p tutuklanan SES MYK ÜyesiMeryem Özsö¤üt için, PSI (Kamu Hizmetle-ri Enternasyonali) ILO (Uluslararas› Ça-l›flma Örgütü) taraf›ndan bafllat›lan kam-panya sürdürülüyor.
Kampanya çerçevesinde, MeryemÖzsö¤üt’ün serbest b›rak›lmas› için,Baflbakan, ‹çiflleri Bakan› ve Çal›flmave Sosyal Güvenlik Bakanl›¤›’na yönelikyaz›lm›fl mektuplara imza toplan›yor. Sözkonusu mektubu, internet üzerinden, LLaabboo-uurrssttaarrtt..oorrgg adresinden imzalamak müm-kün.
Temel Haklar Federas-yonu 25 Temmuz günü Fer-hat Gerçek’e 15 y›l hapis is-tenmesiyle ilgili “AKP’ninTemiz Elleri Suçlular› Koru-yor” bafll›kl› yaz›l› aç›klamayapt›. Ferhat Gerçek’in Yü-rüyüfl Dergisi satarken polistaraf›ndan kurflunlan›p felçb›rak›lmas›ndan sonra aylar-d›r sokaklarda Ferhat gibiYürüyüfl Dergisi satarakadalet taleplerini dile getir-diklerini belirten Federas-yon aç›klamas›nda “Suçlu-lar› gizlemeye, insanlar›nsokak ortas›nda vurulmas›-na seyirci kal›nmas›na, poli-sin bu tür sald›r›lar›n› kan›k-satmaya çal›flt›lar, izin ver-medik. Bu davan›n takipçisiolmaya Ferhat’la birlikteadalet istemeye ça¤›r›yoruz”denildi.
HUKUKSUZLU⁄UN Adana SivasB‹LANÇOSU:
AAddaannaa:: 22 Ocak ve izleyen gün-lerde bir devrimcinin katledilme-sini protesto ettikleri, 8 Mart’a ka-t›ld›klar›, anma yapt›klar› gibi ge-rekçelerle 3300 kkiiflflii tutukland›; ha-len tutuklu say›s›, 1133..
7 Ekim 2007’de, Yenibosna’dadergimizin da¤›t›m ve sat›fl›n› yapar-ken, polis taraf›ndan vurularak felçedilen okurumuz Ferhat Gerçek veFerhat’la birlikte dergimizin sat›fl›n›yapan okurlar›m›za Bak›rköy Cum-huriyet Savc›l›¤› taraf›ndan 1155..44’’eerryy››ll ceza istemiyle dava aç›ld›.
Ferhat’›n suçu dergimizin, yaniBa¤›ms›zl›k Demokrasi Sosyalizm‹çin Yürüyüfl’ün da¤›t›m ve sat›fl›n›yapmakt›r.
Ayn› savc›l›k, iddianamesindeFerhat’› vuran polisler için de cezaistiyor, ffaakkaatt ssaaddeeccee 99 yy››ll..
Oysa, polisler bilerek ve isteye-rek Ferhat’› vurdular. Kurflun s›rt›n-dan omurili¤ine sapland›. Tesadüfenfelç kald›, ölebilirdi de.
Fakat, savc›l›¤a göre, Ferhat’akurflun s›kan polis de içinde olmaküzere 7 polisin suçu sadece, ‘‘zzoorrkkuullllaannmmaakk yyeettkkiissii aaflfl››llaarraakk kkaasstteennyyaarraallaammaa’’..
Ayn› savc›l›k Ferhat’›n ise dergi-mizin sat›fl›n› yaparken flu “suçlar›”iflledi¤ini iddia ediyor; ‘Toplant› veGösteri Yürüyüflleri Yasas›'na muha-lefet’, ‘görevi yapt›rmamak için di-renme’, ‘kamu görevlisine karfl› gö-revinden dolay› hakaret’, ‘niteliklimala zarar verme’.
‹ddianame, polislerin olaya“izinsiz gösteri” oldu¤u için müda-hale ettiklerini, polislere tafl at›ld›¤›için, polislerin de havaya atefl açt›k-lar›n›, Ferhat’›n seken kurflunlardanyaraland›¤›n› söylüyor.
Ayr›ca iddianamede, Ferhat’› vu-ran kurflunun önce sert bir zeminetemas ettikten sonra Ferhat’a çarpt›-¤› için, hangi silahtan ç›kt›¤›n›n dabelirlenemedi¤i belirtiliyor.
Olay yerinde bulunan kovanlar-dan iki tanesinin polis Can Koçbül-bül'e, üç tanesinin ise Emre Taflk›n'aait silahlardan at›ld›¤› polis kriminalraporuyla tespit edilmifl durumda. Burapora da yer veriliyor iddianamede.Ama buna ra¤men, Ferhat’›n vurul-mas› adeta “faali meçhul” kategoris-inde ele al›nmaya devam ediliyor.
Oysa, Ferhat hastanede iken kur-flun hukuki flartlar yerine getirilme-den ç›kar›lm›fl, Ferhat’›n üzerindekigömlek de kaybedilmiflti. Yani Fer-hat’› vuranlar delilleri de karartm›fl-lard›.
Fakat oligarflinin adaletinin ger-çekleri ortaya ç›karmak, suçlular›cezaland›rmak gibi bir amac› yok. One olursa olsun, devrimcileri ceza-land›rmak, devrimcilere s›k›lan kur-flunu meflrulaflt›rmak istiyor.
Say›: 1157 19ADALET
Ferhat Gerçek’in polis kurflu-nuyla vurulup sakat b›rak›lmas›n›nüzerinden aylar geçti. Ferhat’› vu-ran polis tutuklanmad›. Aç›lan da-vada Bak›rköy Cumhuriyet Savc›l›-
¤› sakat b›rak›lan Ferhat için ‘Top-lant› ve gösteri yürüyüflleri yasas›namuhalefet, Görevi yapt›rmamakiçin direnme, Kamu görevlisinekarfl› görevinden dolay› hakaret, ni-
telikli mala zarar verme’ suçla-r›ndan 15 y›l 4 ay ceza ister-ken, Ferhat’› vuran polisleriçin ise ‘Olas› kast kapsam›ndayaralama eylemi gerçeklefltir-dikleri’ gerekçesiyle 9 y›l cezaistiyor. Adaletsizlik sürüyor.
*
Temel Haklar Federasyonuüyeleri 27 Temmuz günü NNuurr--tteeppee’de yapt›klar› eylemle po-lis kurflunuyla sakat b›rak›lanFerhat’›n de¤il kurflunlayaraksakat b›rakan polisin yarg›lan-mas›n› istediler. Nurtepe DilanKafe önünde yap›lan eylemde“Ferhat Gercek’i Vuran Polis
Hala Tutuklanmad›” pankart›aç›ld› ve Ferhat’›n resimleri ta-fl›nd›. Eylemden sonra Yürüyüflönlükleri ile kitlesel bir flekildeNurtepe’nin sokaklar›nda 2 saatboyunca dergi da¤›t›m› gerçek-
lefltirildi, 120 dergi halka ulaflt›r›ld›.
Federasyon üyeleri yine ayn›gün KKaarrttaall KKuurrffaall››-Erzincan Ma-hallesi’nde “Ferhat Gerçek’i Vuran
Ferhat Gerçek’in vurulmas› davas› aç›ld›;Davan›n iddianamesi tarihe flöyle geçecek:
Polis Hala Tutuklanmad›! Temel Haklar Federasyonu”yaz›l› pankart açarak Ferhat için adalet talebini tekrarla-d›lar. Ferhat’›n resimlerinin oldu¤u dövizlerin de tafl›n-d›¤› aç›klamada, “Adalet ‹stiyoruz, Ferhat’› Vuran PolisTutuklans›n, Yürüyüfl Susturulamaz” sloganlar› at›ld›.Eylemden sonra yap›lan Yürüyüfl Dergisi da¤›t›m›ndaise 112 dergi sat›ld›.
HHaakk CCeepphheessii::
“Bu Nas›l Adalet?”Halk Cephesi Bak›rköy Cumhuriyet Savc›l›¤›’n›n
Ferhat Gerçek için 15 y›l hapis cezas› istemesini protes-to etmek için 29 Temmuz günü fiiflli Camisi önünde bireylem yapt›. “Bu Nas›l Adalet? Hem Sakat B›rakt›larHem 15 Y›l Hapis ‹stiyorlar! Halk Cephesi ‹stanbulTemsilcili¤i” yaz›l› pankart açan Halk Cepheliler “Hak-lar ve Özgürlükler ‹çin Mücadelemiz Engellenemez”,“Ferhat ‹çin Adalet ‹stiyoruz” yaz›l› dövizleri tafl›d›lar.“Ferhat’› Vuran Polis Tutuklans›n”, “Adalet ‹stiyoruz”,“Yürüyüfl Susturulamaz” sloganlar›n›n at›ld›¤› eylemdeaç›klamay› Necdet Dernek okudu.
Dernek aç›klamada “Aylard›r Temel Haklar Federas-yonu’nun Adalet ‹stiyoruz talepli etkinlikleri sonucu birdava aç›labilmifltir. Ama bizler yap›lacak yarg›laman›nsonucunu flimdiden görebiliyoruz. Katillerin suçlar›n›nortaya ç›kar›ld›¤› de¤il, aklanma amaçl› olacakt›r. Bizbu düzenin katliamc› yüzüne karfl› ba¤›ms›zl›k demok-rasi mücadelesini yükseltmeye devam edece¤iz” dedi.
75 kiflinin kat›ld›¤› aç›klaman›n ard›ndan “Bu Nas›lAdalet?” bafll›kl› Halk Cephesi metninin yaz›l› oldu¤u500 bildiri çevredeki halka da¤›t›ld›.
NASIL OLUR? Böyle bir iddianameyiortaya ç›karan hukuk, nas›l bir hukuktur? Buiddianameyi haz›rlayan nas›l bir zihniyettir?‹ddianameye bak›l›nca akla gelecek ilk sorularbunlard›r.
Ancak bu ülkeyi tan›yan herkes, bu soru-lar›n cevab›n› da az çok bilir.
Biz bu hukuk zihniyetini iyi tan›yoruz. Bizbu zihniyeti, 19 Aral›k 2000 hapishanelerkatliam› davalar›ndan tan›yoruz. Bu zihniyeti, 28tutsa¤› öldürenleri de¤il, sald›r›ya maruz kalan-lar› cezaland›rmak istemesinden tan›yoruz. Buzihniyeti, yüzlerce infaz davas›nda polislerinaklanmas›ndan tan›yoruz.
ÜLKEM‹ZDE, ‹‹fiKENCEDEN,‹NFAZDAN, KKATL‹AMDAN DDOLAYIHAPSED‹LEN TTEK BB‹R PPOL‹S YYOK-TUR; GGERÇEK BBUDUR. Ülkemizindevrimci, demokrat insanlar›, okurlar›m›zaylard›r “Ferhat’› Vuran Polis Tutuklanmal›d›r”talebiyle eylemler yap›yorlard›. Ama iddianam-eye bak›nca görüyoruz ki, tutuklanmalar› biryana, ma¤dur say›l›p hiç dava aç›lmayabilirdide.
Kald› ki, aç›lan bu davan›n da polisleraç›s›ndan nas›l sonuçlanaca¤›n› tahmin etmekiçin kehanette bulunmak gerekmiyor. Ülkemizinhapishanelerinde iflkenceden, infazlardan, sokakortas›nda insanlar› kurflunlamaktan dolay› hapseat›lan TTEEKK BB‹‹RR PPOOLL‹‹SS‹‹NN BB‹‹LLEE
Say›: 1157 21ADALET
OOLLMMAAMMAASSII, bu davan›n muhtemel sonucunu dagöstermeye yeter.
‹ddianamenin flekillendirilifli bafltan polislere““cceezzaa vveerrmmee nniiyyeettii”” olmad›¤›n› ortaya koymaktad›r.
1-) ‹ddianameye göre, polisler, ““iizziinnssiizz ggöösstteerriiyyaapp››lldd››¤¤›› ggeerreekkççeessiiyyllee oollaayy yyeerriinnee ggiittmmiiflfllleerr,, aatt››llaannttaaflflllaarrddaann zzaarraarr ggöörrmmüüflfllleerr vvee bbuu nneeddeennllee hhaavvaayyaa aatteeflflaaççmm››flflllaarr......”” Ne kadar da masumlar! Hatta ma¤durlar.Yapt›klar› tek fley dergi da¤›tmak olan Ferhat Gerçekiçin ise, ‘Toplant› ve Gösteri Yürüyüflleri Yasas›’namuhalefet’ten, ‘kamu görevlisine direnme’ye,hakarete’, ‘nitelikli mala zarar verme’ye kadar pek çoksuç isnat ve icat edilmifltir.
2-) YYaarrgg›› hheerr zzaammaannkkii ggiibbii iiflfllleemmiiflflttiirr;; Ferhat’›ns›rt›ndan ç›kar›lan kurflun, düzenin kendi yasalar›naayk›r› biçimde ç›kar›l›p deforme edilerek, bugünküiddianameye uygun hale getirilmifltir. ‹ddianameyegöre; polis Ferhat’a direkt atefl açmam›fl, kurflun “sertbir zeminden sekerek” Ferhat’a isabet etmifltir. S›k›lankurflunun hangi mesafeden nas›l s›k›ld›¤›n› göstereceken önemli delil, Ferhat’›n üzerindeki tiflört kaybedil-mifltir. (Devrimcilerin infaz edilmesiyle ilgili hementüm davalarda, elbiselerin kaybedilmifl oldu¤unuhat›rlay›n.)
K›sacas›, dava tam bir “ddeelliill kkaarraarrttmmaa ooppeerraassyy--oonnuu”nun devam› olarak aç›lm›flt›r; ki bu, kurflun s›kaniflkencecileri, katilleri korumak için her zamanbaflvurulan yoldur.
3-) Bu iddianameyi yazan zihniyet, ülkemizdekiilerici, devrimci, muhalif kesimlere nas›l bakt›¤›n› daortaya koyuyor: Yürüyüfl, yyaassaall bir dergidir; ‹ddi-aname, kendi yasalar›n› görmezden gelip, dergimizi““yyaassaadd››flfl››”” dergi yerine koymufltur. Okurlar›m›z›nyyaassaall vvee mmeeflflrruu dergi sat›fl ve tan›t›m›, ““yyaassaadd››flfl›› ggööss--tteerrii”” olarak nitelendirilmifltir. Okurlar›m›z›n üzerinde-ki YYüürrüüyyüüflfl yaz›l› önlükler ise ““yyaassaadd››flfl›› tteekk ttiipp üünnii--ffoorrmmaa”” olarak gösterilmifltir.
Bir hukuk, bir yarg›, bu kadar önyarg›l›, bu kadarkeyfi ve kendinden olmayana karfl› bu kadar düflmancaolabilir mi? Olursa o hukukun hükmünün adilolaca¤›na inan›labilir, güvenilebilir mi?
Biz bbu hhukuka iinanm›yor vegüvenmiyoruz!
Savc›, vurulup felç edilen genç okurumuz FerhatGerçek için 15.4 y›l de¤il, a¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet deisteyebilirdi. Hatta bu cezan›n, suçun karfl›l›¤›n› ver-mek bak›m›ndan yetersiz kald›¤›n› ileri sürüp idamcezas›n›n yeniden getirilmesini de talep edebilirdi. Bubir mizah de¤il ne yaz›k ki! Ülkemizde adalet
dedi¤inizin kendisi bir kara mizah zaten ve böylesitalepler, cezalar hiç görülmemifl fleyler de de¤ildir.
Yürüyüfl dergisi, ülkemizde hukuk ve adaletolmad›¤› için var zaten.
Dergimiz, ülkemiz ba¤›ms›z olmad›¤› için var. Dergimiz, ülkemizde demokrasi olmad›¤› için var. Bunun için ba¤›ms›zl›k, demokrasi ve sosyalizmi
Ferhat Gerçek’in vurulmas›nailiflkin iddianame, ülkemizde ony›l-lard›r uygulanan halka karfl› zulümpolitikalar›n›n yarg›yla bütünleflmiflolarak sürdürüldü¤ünün yeni birgöstergesi oldu: Vurana 9 y›l, vuru-lana 15.4 y›l!
Ve o 9 y›l›n verilece¤i de flüphe-lidir. fiüphelerimiz, benzeri onlarcainfaz, iflkence, katliam davas›ndankaynaklanmaktad›r.
Bu iddianame, s›radan bir hu-kuksuzluk, keyfilik iddianamesi de-¤ildir. Oligarflinin iflkenceci, infaz-c›, katliamc› ölüm mangalar›n› ko-ruma politikas›n›n, ““ppoolliissiimmiizziinneelliinnii ssoo¤¤uuttmmaayyaall››mm”” diyerek sokakortas›nda cinayetlere onay verenzihniyetin devam›d›r.
Ülkemizde polis, silah›n›, sokak-ta, meydanda, evde, iflyerinde per-vas›zca kullan›r. 12 Eylül yönetimi-nin ç›kard›¤› yasa ve anayasayla po-lise bu yyeettkkii vvee ccüürreett verilmifl, da-ha sonraki iktidarlar taraf›ndan dabu yetki ve cüreti pekifltirecek dü-zenlemeler devam ettirilmifltir.
Evet, birçok ülkede görülmeye-cek flekilde, ülkemizde polisin, as-kerin öldürme yetkisi “anayasamaddesi” düzeyine ç›kar›lm›flt›r.Fakat halk›n mücadelesi gelifltikçe,oligarfli için bu yetkiler yetersiz kal-m›fl, daha çok öldürme, daha çokzulmetme yetkisi ve de “cezaland›-r›lmama garantisi” gerekmifltir.
Bu do¤rultuda da 1991 y›l›ndaç›kar›lan “Terörle Mücadele Yasa-s›’ndan yeni TCK’ya kadar hepsin-de düzenlemeler, polise genifl bir öl-dürme yetkisi tan›rken, onlar›n suç-lanabilmesini, yarg›lanabilmesinive cezaland›r›labilmesini ise alabil-di¤ine zorlaflt›rm›flt›r.
Ferhat Gerçek’in vurulup felçedilmesiyle ilgili iddianame, önce-likle böyle bir yasal zemine dayan-maktad›r.
Sistemin ve sistemin yöneticisidurumundakilerin faflist niteli¤inikabul etmek istemeyen veya bunugizlemek isteyenler, infazlar›, ifl-kenceleri, katliamlar›, flu veya bupolis flefine, flu veya bu generaleba¤layarak izah etme e¤ilimindedir-ler.
Keza, iflkencecilerin, infazc›ölüm mangalar›n›n mahkemelerdebir türlü cezaland›r›lmamas› da, fluveya bu mahkemenin tavr›na ba¤la-n›r.
Oysa, her ikisi de do¤ru de¤ildir.
Elbette infazlar›, iflkenceleri kat-liamlar›, gerçeklefltiren, bunda özelgörevler ve misyonlar üstlenmifl po-lis flefleri ve generaller vard›r ve el-bette, infazc›lara, katliamc›lara kolkanat germekte tüm hakim ve savc›-lardan daha pervas›z olan hakim vesavc›lar vard›r.
Fakat bu yine de infazlar›n, kat-liamlar›n yukar›daki flekilde izahedilebilece¤i anlam›na gelmez.
Bunlar› mümkün k›lan, do¤ru-dan oligarflik yönetimdir.
‹nfazlara ve infazc›lar›n beraatettirilmesine en üst düzeyde onayverilmifltir.
EEnn üüsstttteenn eenn aallttaa tteeppeeddeenn tt››rrnnaa¤¤aa iiççsseelllleeflflttiirriillmmiiflfl iinnffaazzcc››ll››kkBu onay›n en somut ifadesi hiç
kuflku yok ki, yukar›da da sözünüetti¤imiz gibi yasalard›r.
Zaman zaman aç›k infaz, katliamtalimat› gibi olan MGK kararlar› vebildirileri, sistemin bu politikayaverdi¤i onay›n bir baflka biçimidir.
Ama bunlar da yetmemifl, iktidarsözcüleri, zaman zaman polise gü-vence vermek için bu anlay›fl› de¤i-flik flekillerde ifade etmifllerdir.
Bunlar›n en ünlüsü, hiç kuflku
yok ki, Demirel’in, infazlarla ilgilielefltiriler karfl›s›nda söyledi¤i ""PPoo--lliissiimmiizziinn eelliinnii ssoo¤¤uuttmmaayy››nn"" sözü-dür.
Bu söz, o zamandan beri, oligar-flik yönetimin infazlara, iflkencelere,katliamlara onay›n›n simgesi ola-gelmifltir. Fakat daha birçok askeriyetkili, birçok burjuva politikac›s›,bundan hiç de geri kalmayacak ale-niyette infazlar› onaylam›fllard›r.
‹stanbul'da bir polis cenazesinekat›lan Baflbakan Turgut Özal, ce-nazede flu sözleri söylüyordu:
Herhangi bir karakol polisi, birözel tim üyesi de¤il; ülkenin baflba-kan›. Bu söz, mesela, Kenan Ev-ren’in ““AAssmmaayyaall››mm ddaa bbeesslleeyyeelliimmmmii??”” sözünden farkl› m›?
Özal’›nki katliamc›l›kta dahapervas›z bir sözdür ve fakat, bu söz-lerin sahibi, ülkemizde ““TTüürrkkii--yyee””yyee ççaa¤¤ aattllaattaann...... ççaa¤¤ddaaflfl...... lliibbee--rraall”” gibi s›fatlarla an›lmaktad›r.
Oysa düpedüz bir infazc›d›r.
Bir ölüm mangas› flefi ne kadarliberalse, o da en fazla o kadar libe-raldir. Devam edelim.
Peki bunu söyleyen EmniyetMüdürü hakk›nda soruflturma m›aç›ld›? Hükümet yetkilileri kontraflefini hukuka uymaya m› ça¤›rd›?
Hay›r. Menzir ttaakkddiirr vvee ttaallttiiffedildi. Hatta bu görevi sonras›ndamilletvekili yap›ld›. Çünkü iktidarolan, zaten Menzir’in aç›kça dilegetirdi¤i zihniyetti. ‹flte o iktidar›nicraatlar›ndan bir örnek daha:
‹‹ççiiflfllleerrii BBaakkaann›› ‹smet Sezgin, An-kara'da devrimcilerin kald›¤› bir ev
‘Elini so¤utmay›n’
politikas›
‘Elini so¤utmay›n’
politikas›
kuflat›ld›¤›nda olay yerine gitmifl veinfaz mangalar›na flunu söylemiflti:
""GGaazzaann››zz mmüübbaarreekk oollssuunn!!""
Daha çarp›c› olan›, bir baflka in-fazda, infaz mahallinde olan ‹nsanHaklar›ndan Sorumlu Devlet Baka-n› idi ve Bakan Mehmet Kahra-man’›n tavr› da ayn›yd›.
Sadece bu iki örnek bile, ülke-mizde polisin neden bu kadar rahatkurflun s›kt›¤›n› ve kurflun s›kanla-r›n nas›l bu kadar pervas›zca hima-ye edildi¤ini anlatmaya yeter.
Ama biz yine de örneklere de-vam edelim; çünkü say›lamayacakkadar çok örnek var:
Ve Özal, çok daha aç›k biçimdeflöyle tamaml›yordu sözlerini: ““‹‹flfl--kkeenncceeddeenn ssöözz eettmmeeyyiinn,, ppoolliissiinn rraa--hhaatt ççaall››flflmmaass››nn›› öönnllüüyyoorrssuunnuuzz!!””
AKP de polisin rahat çal›flmas›için ““ss››ff››rr iiflflkkeennccee”” yalan›n› uydur-mufl ve kimsenin iflkenceden sözet-memesini istemektedir.
San›r›z, burjuva bas›nda pek tek-rar edilmeyen, hatta hiç yer veril-meyen bu sözleri okuyan herkes,nas›l bir ülkede yaflad›¤›m›z vekimler taraf›ndan yönetildi¤imizüzerine yeniden düflünme ihtiyac›duyacakt›r. Ve bu sözler, FerhatGerçek’in vurulmas›yla ilgili iddi-anamenin neden baflka türlü de¤ilde bu flekilde aç›ld›¤›n› bize tekrartekrar anlat›yor.
Bir Tu¤general, Mete Sayar, tel-
sizlerden aleni bir flekilde flu talima-t› verdi emrindeki askerlere:
Ve Adana Valisi, gösteri yapanhalk› tehdit etmek için flu cümleyikurabiliyordu: ""‹‹sstteerrsseekk HHaalleeppççeeKKaattlliiaamm›› ggiibbii bbiirr kkaattlliiaamm ggeerrççeekk--lleeflflttiirriirriizz..""
Bir vali ise, yönetti¤i flehrin birkarakolunda ç›kan falaka aleti için““bbaassiitt bbiirr ssooppaa,, nnee oollaaccaakk yyaannii”” di-ye demeç veriyordu.
Emniyet Genel Müdürlü¤ü Söz-cüsü Feyzullah Aslan: ““PPoolliissiimmiizzssüürreekkllii eelleeflflttiirriilleerrddeenn ddoollaayy›› mmüüddaa--hhaallee eettmmeeyyee ççeekkiinniiyyoorr,, hhaakkkk››mm››zzddaaddaavvaa aaçç››ll››rr ddiiyyoorr”” diye elefltiriyor-du polisin yöntemlerini elefltirenleri.
BBaaflflkkaa ttüürrllüü oollmmaass›› bbeekklleenneebbiilliirr mmii??Örnekleri okudunuz. Böyle bir
ülkenin karakol amiri karakolundaiflkence yapmaz m›? Böyle bir ülke-nin polisi sokak ortas›nda kurfluns›kmaz m›? Böyle bir ülkenin haki-mi karfl›s›na getirilen infazc›y›, ifl-kenceciyi beraat ettirmez mi?
Ferhat Gerçek iddianamesi “El-lerini so¤utmay›n” iddianamesi-dir!.. Ve bu iddianame, kontrgerilla-n›n iflbafl›nda oldu¤unun en yeni, entaze kan›t›d›r.
“Polisimizin elini so¤utmay›n”anlay›fl› AKP’yle yine iktidardad›rçünkü. Baflta Tayyip Erdo¤an, Ce-mil Çiçek ve Abdülkadir Aksu ol-mak üzere, AKP yönetiminin ve hü-kümetinin tüm üyeleri, iktidar ol-duklar› andan itibaren polisin hertürlü iflkencesini, infaz›n› savun-mufllard›r. Polisimizi y›pratmaya-l›m, kollu¤un elini zay›flatmayal›mdiye diye, kendilerinden öncekilerinsözlerini aynen tekrarlam›fl ve onla-r›n politikalar›n› aynen sürdürmüfl-lerdir. Kaymazlar, Enesler, KevserM›rzaklar, Baran Tursunlar, FerhatGerçekler... AKP’nin “polisin eliniso¤utmama” politikas›n›n sonuçla-r›d›r. Ve iflte bu sonuç da AKPdemokrasisi(!)nin kimilerinin gör-mek istemedi¤i yüzüdür.
Ferhat Gerçek 7 Ekim2007’de Yürüyüfl Dergi-si’nin sat›fl›n› yaparken, yaniyasal hakk›n› kullan›rken po-lisler taraf›ndan s›rt›ndan vu-ruldu ve felç kald›.
Adalet, Ferhat’› vuran po-lisi tutuklamay› ve cezalan-d›rmay› gerektirirdi. Ama öy-le olmad›, olaya iliflkin bir id-dianame haz›rland› ve Fer-hat’› vuran polislere 9 y›l,Ferhat’a 15.4 y›l ceza istendi.
Tekil olarak ve sistemden kopukele al›nd›¤›nda, bu olay ““sskkaannddaall””,olarak adland›r›labilir. Fakat, fa-flizmle yönetilen Türkiye gerçe¤iiçinde düflünüldü¤ünde, yaflanan““sskkaannddaall”” de¤il, sistemin yap›s›nauygun oland›r. Ferhat örne¤i tekilbir örnek de¤il, benzer çok say›da-ki örnekten biridir. Bu ülkede yasalve demokratik haklar›n› kullan›rkenkurflunlanmak dahil, düzenin sald›-r›s›na u¤ramak rutin bir iflleyifltir.
HHaakk vvee ÖÖzzggüürrllüükklleerrMMüüccaaddeelleessii BBeeddeellssiizz GGeelliiflflttiirriilleemmeezzÇok bilinen bir gerçektir; hak ve
özgürlükler ancak mücadele ile bir-likte vard›r. Bu, burjuva demokrasi-lerinde de böyledir. Faflizmle yöne-tilen bizim gibi ülkelerde ise, müca-dele etmeden ve bedel ödemedenhak ve özgürlüklerin asgari düzeydekullan›labilmesi bile mümkün ol-maz.
Ülkemizde yönetim biçimi fa-flizmdir, fakat salt faflizmle yönet-mek egemenler için kolay de¤ildir,bu nedenle faflizmle birlikte demok-rasicilik oyunu da oynan›r. Bununbir parças› olarak, ka¤›t üzerindehak ve özgürlükler vard›r.
Fakat, bunlar›n hangi geniflliktekullan›labilece¤ini, halk›n örgütlen-me düzeyi ve mücadelesi belirler.Çünkü, oligarfli demokratik alan› ta-
mamen ortadan kald›ramasa da, engeri düzeyde tutmak ister. Demok-ratik haklar, sadece halk›n mücade-lesini düzen s›n›rlar› içinde tutmayahizmet edecek düzeyde olmal›d›r.
Hak ve özgürlükler mücadelesiyürüten güçlerin görevi de, demok-ratik haklar›n halk›n mücadelesiningeliflimine hizmet edecek düzeyeyükseltilmesidir.
‹flte bu zemin, oligarflik düzenle,hak ve özgürlükler için mücadeleeden güçler aras›nda çat›flma zemi-nidir. Ferhat’›n vurulmas› ve deva-m›nda, ““yyaassaall hhaakk ddaa oollssaa,, ddeerrggiissaatt››flfl›› yyaapptt››rrmmaayyaaccaa¤¤››zz”” dercesine,polislere de¤il, Ferhat’a ceza isten-mesi demokratik haklara yönelik birsald›r›d›r. Sald›r›n›n anlam›n› flöyleifade etmek mümkündür:
Dergi ç›karmak, sat›fl›n› yapmakyasal hakk›n›z olabilir. Fakat, buyasal hakk›n›z› kullanmak için vu-rulmak, sakat kalmak, ölmek, yanibedel ödemek zorundas›n›z.
Bunu göze almazsan›z, yasalhakk›n›z olsa da dergi ç›karamazs›-n›z, düflüncelerinizi kitlelere tafl›ya-mazs›n›z.
Verilen mesaj budur.
Ya, Ferhat’›n s›rt›na s›k›lan kur-flundan ““ddeerrss aall››nnaaccaakk”” ve bir dahadergi sat›fl›na ç›k›lmayacak, ya dabu demokratik hakk›n kullan›m›nda›srar edilip kararl›l›k gösterilerek,oligarflinin terörle hak ve özgürlük-leri yok etme politikas›na geri ad›m
att›r›lacak. Kimileri böylesisald›r›larda ““pprroovvookkaassyyoonnaaggeellmmeeyyeelliimm”” ya da ““ccaann››mmoo kkaaddaarr ddaa öönneemmllii ddee¤¤iill,,bbiirr ddeerrggii iiççiinn ttuuttuukkllaannmmaa--yyaa ggeerreekk yyookk”” diyerek, geriad›m atmay› tercih ederler.Örne¤in, yapt›klar› gösteri-lerde polisin sald›r›s›na u¤-ray›p, bunun üzerine bir da-ha gösteri yapmaya tövbeedenler olmufltur. Aç›kt›r ki,bu anlay›fllar b›rak›n müca-
delenin gelifltirilmesini, b›rak›n de-mokratik haklar›n geniflletilmesini,mevcut haklar› bile koruyup savu-namazlar.
Yürüyüfl okurlar› çok kez gözal-t›na al›nmalar›na, iflkence görmele-rine, linç sald›r›lar›na, “polise mu-kavemet” gibi uyduruk gerekçelerletutuklanmalar›na ve nihayetinde po-lis kurflunlar›na ra¤men, ›srarla elle-rinde Yürüyüfl dergileri ile kitleleregittikleri içindir ki, bu demokratikhak bugün halen kullan›labilir du-rumdad›r.
GGeerrii AAdd››mmllaarr››nn SS››nn››rr›› YYookkttuurrOligarflik düzen, sürekli olarak
demokratik mücadelenin alan›n› da-raltmak ister.
Bunun karfl›s›nda, bedelleri gözealan bir mücadele çizgisi oluflturul-mad›¤›nda, sürekli olarak gerileme-ler yaflanacak, giderek geriye ancakdemokratik hak k›r›nt›lar› kalacakt›r.
Oligarfli kimi zaman bir mitingalan›n› kullanmamay› dayat›r. Ör-ne¤in Ankara’da K›z›lay, ‹stan-bul’da Taksim Meydan› sürekli ça-t›flma zemini haline getirilmifltir.
Kimi zaman yürüyüfl yapt›rma-mak, kimi zaman yürürken pankartaçt›rmamak, slogan att›rmamak, yada sadece devletin onaylad›¤› slo-ganlar›n at›lmas›... gibi dayatmalar-da bulunulur. Bunlar, demokratik
mücadeleyi denetim alt›na almak,belli s›n›rlar içine hapsederek, dahada geri ad›m att›rmak için gündemegetirilen bahanelerdir.
Reformist, düzeniçi bak›fl aç›s›,bu gerçe¤i görmez ya da görmek is-temez ve düzenle çat›flmaya gir-mek, hak ve özgürlükler için bedelödemek yerine, geri ad›m atmay›tercih eder. Demokratik mücadele-nin ruhunu anlamayan bu icazetçibak›fl aç›s›, ““nnee ffaarrkk eeddeerr,, oorraaddaaddee¤¤iill ddee bbuurraaddaa mmiittiinngg yyaappaarr››zz””diye düflünür. ““NNee ffaarrkk eeddeerr,, ppaann--kkaarrtt aaççmmaayy››zz”” der. Giderek, devle-tin bir dayatma içine girmesine ge-rek kalmaz, reformizm düzenin is-teklerini öngörür ve devletten öncekendisi gündeme getirir. Devrimcipolitikan›n yerini kendini düzenekan›tlama, tehlikesiz, uslu oldu¤unugösterme düflüncesi al›r.
Basit gibi görünen geri ad›mlar,gerçekte önemsiz de¤ildir.
Elbette, koflullara göre, geriad›mlar, ileri ad›mlar gündeme ge-lir. Geri ad›mlar› ya da ileri ad›mla-r› belirlemede çeflitli faktörler etkiliolabilir. Örne¤in, geri ad›m at›p,güç biriktirmek ve demokratik mü-cadelede yeni bir mevzi kazanacakileri ad›mlar atmak, daha avantajl›koflullar› beklemek gibi etkenler sözkonusu olabilir. Fakat belirleyiciolan bedel ödemekten kaçmak ol-maz. Bedel ödemekten kaç›ld›¤›n-da, geri ad›mlar›n s›n›r› olmaz.
Bugün bir miting alan›ndan geriad›m atar, yar›n baflka bir mitingalan›ndan, bir sonraki seferde mi-ting yapmamay› kabul etmek zorun-da kal›r. Fakat, orada da durmaz,düzenin dayatmalar› sürer ve kimizaman yaflanan örneklerde oldu¤ugibi, siyasal faaliyet ve demokratikmücadele derneklerin, parti binala-r›n›n içine hapsedilir.
Demokratik mücadeleyi düzeniçi s›n›rlara hapsetmifl çeflitli kesim-lerin gerileye gerileye vard›klar›noktada, adeta eylemlerinin biçimi-ni, muhtevas›n› devlet belirler duru-ma gelmifltir. Devletin izin verme-di¤i eylem yap›lmaz. Yasal haklar›-n› bile kullanmak için düzenle karfl›
karfl›ya gelmekten çekinen bir tab-loda, demokratik mücadelenin desadece ad› vard›r.
Örne¤in, Avrupa ‹nsan Haklar›Mahkemesi’ne flikayet etmenin,““ddeemmookkrraattiikk mmüüccaaddeellee”” yerinegeçirilmesi de bu tarz›n bir sonucu-dur. Bu tablo içinde, demokratikmücadelenin anlam›, mant›¤› orta-dan kaybolmufltur. Kitleleri örgütle-mek, düzenin karfl›s›nda haklar› içinmücadele eden bir güç haline getir-mek yok. Onun yerine, ““hhaakkllaarr››mm››--zz›› vveerriinn,, yyookkssaa AA‹‹HHMM’’ee flfliikkaayyeetteeddeerriizz hhaa!!”” anlay›fl› geçmifltir.
yük oranda geriletti¤i hak ve özgür-lükler mücadelesi de yeniden gelifli-yordu. Ö¤renci gençlik, iflçiler, me-murlar, gecekondu halk› haklar› içinörgütleniyor ve çeflitli eylemlerletaleplerini dile getiriyorlard›.
Ortada iki farkl› anlay›fl vard›.Bir anlay›fl, demokratik mücadeyidüzenin icazet s›n›rlar›na hapseder-ken, devrimciler demokratik müca-delenin mevzilerini ödedikleri be-dellerle geniflletiyorlard›. Mücadeledemokratik alanda da, iflkenceler,tutsakl›klar, flehitlikler, iflten at›lma-lar, sürgünler pahas›na; iflgaller,gösteriler, mitingler, grevler, yürü-yüfller, tafll› sopal› çat›flmalar ve di-renifllerle gelifltiriliyordu.
Memurlar›n sendika kurma hak-lar›, grev, toplu sözleflme hakk›, 1May›s gibi mücadele günlerini alan-larda kutlama hakk›, yoksul halk›ngecekondu hakk›, poliste ifade ver-meme hakk›, gösteri ve yürüyüfl
hakk›, bas›n yay›n hakk›, tutsakl›kkoflullar›ndaki haklar, mahkemeler-de savunma hakk›, k›sacas› akla ge-lebilecek hemen tüm haklar için be-deller ödeniyordu.
1 May›s’›n alanlarda kutlanmas›mücadelesinde flehit verilen MMeehh--mmeett AAkkiiff DDaallcc››, iflkencede susmahakk›n› kulland›¤› için katledilipkaybedilen YYuussuuff EErriiflflttii, gecekon-du hakk›n› savunmak için flehit ve-rilen HHüüssnnüü ‹‹flfleerrii, sosyalist bas›n›nsokaklarda, Kurtulufl Dergisi da¤›t›-m› yapt›¤› için, halka devrimci dü-flünceleri tafl›rken katledilen ‹‹rrffaannAA¤¤ddaaflfl,, SSeenneemm AAddaall››,, MMuuhhaammmmeeddKKaayyaa, ö¤renci gençli¤in örgütlen-me hakk›n› savundu¤u için katledi-len SSeehheerr fifiaahhiinn,, demokratik haklariçin verdi¤imiz bedellerin örnekle-rindendir.
Demokratik mücadeleyi engelle-mek için, onlarca biçimde sald›r›largelifltirmifltir.
Defalarca demokratik kurumlarbas›lm›fl, insanlar gözalt›na al›nm›fl,tehdit edilmifl, iflkencelerden geçi-rilmifl, kitlesel tutuklamalar yaflan-m›flt›r. ““FFaallaannccaa kkiiflflii ddeeddii kkii”” deni-lerek veya devrimcilerin yozlaflma-ya karfl› mücadelesi gerekçe göste-rilerek yüzlerce kiflinin yarg›land›¤›davalar aç›lm›fl, onlarca kifliye y›l-lar› bulan tutsakl›klar yaflat›lm›flt›r.En bariz ve çarp›c› örne¤i Anka-ra’da yafland›¤› gibi, tutuklama po-litikas›, özellikle kimi illerde bir kaçayda bir tekrarlanan, rutin bir iflleyiflhaline getirilmifltir.
Tüm bu sald›r›lar ““ddeemmookkrraattiikkbbiiççiimmlleerrllee ddee oollssaa,, ddüüzzeennee kkaarrflfl››mmüüccaaddeellee eettmmeeyyeecceekkssiinniizz”” demek-tir. Sald›r›lar karfl›s›nda bedeller pa-has›na direnilerek, demokratik mü-cadele mevzileri korunabildi.
Sald›r›lar karfl›s›nda direnmek,bu alanda düzenin icazet s›n›rlar›nahapsolmadan varolabilmek, demok-ratik mücadelede do¤ru bir bak›flaç›s›na sahip olmakla mümkün ola-bilmifltir.
Bugün demokratik mücadele dü-zenin icazet s›n›rlar› içinde yok edi-lemiyorsa, sald›r›lar karfl›s›nda de-mokratik mücadele mevzilerini ter-
Say›: 157 25HAKLARIMIZ
26 HAKLARIMIZ 3 AA¤ustos 22008
ketmeyen devrimcilerin varl›¤› ne-deniyledir.
SSaalltt BBeeddeell ÖÖddeemmeekk DDeeYYeetteerrllii OOllmmaazzBedel ödemeyi göze almadan
demokratik mevzileri korumak vedemokratik mücadeleyi sürdürebil-mek mümkün de¤ildir dedik.
Fakat bunu, kitleleri örgütle-mekle de birlefltirmek gerekir. Zirakitleleri örgütlemeyen bir bak›fl aç›-s›, ne kadar bedelleri göze al›rsa al-s›n, demokratik mücadeleyi güçlen-diremez.
En basit haliyle, sürekli bedelödenen, tutsak verilen bir mücadeleiçinde, sürekli yeni güçlere de ihti-yaç vard›r. Yeni güçler ise, ancakkitleleri örgütleyerek, e¤iterek varedilebilir.
Fakat kitleleri örgütlemek, saltyeni güçlere olan ihtiyac› karfl›la-makla s›n›rl› tutulamaz. Kitleleri ör-gütlemek demokratik mücadeleninvarl›k nedenidir. Kitleleri örgütle-mek, demokratik mücadelede dev-rimci bir bak›fl aç›s›na sahip olmakt›r.
Bu bak›fl aç›s›n›n kaybedildi¤iyerde, demokratik alanda var olmakda, bunun için bedel ödemek de an-lam›n› yitirir. Demokratik mücade-lede kararl›, militan çizgi giderekyok olmaya bafllar.
demokratik haklar›m›za yönelikpervas›z bir sald›r›s›d›r.
Bu nedenle de, Ferhat’›n de¤il,Ferhat’› vuran polislerin yarg›lan-mas› ve cezaland›r›lmas› talebi çer-çevesinde mücadeleyi yükseltmek,ayn› zamanda demokratik mücade-lede bir mevzi savafl› vermektir.
Mücadele içinde bedel ödemeyi
göze almakla, düzenin sald›r›lar›n›do¤al görüp tepkisiz kalmak ayr›fleylerdir. Bedelleri göze al›rken,ayn› zamanda, ödenen bedelleri de-mokratik mevzilerin korunmas›n›n,daha da gelifltirilmesinin bir arac›haline de getirmek gerekir.
Oligarflinin yarg›s› adaletsizdir.Fakat, buna karar verecek olan, tekbafl›na oligarflinin yarg› mekaniz-mas› de¤ildir, olmamal›d›r.
Buna karar verecek olan, ayn›zamanda kitlelerin adalet talebidir.Ferhat’a aç›lan davay›, düzenin ada-letsizli¤inin teflhir edilmesinin vesi-lesi yapmak, kitleleri adalet talebietraf›nda harekete geçirmek yap›l-mas› gerekendir.
Oligarfli sald›r›rken, yasal dergida¤›tma hakk›n› ortadan kald›rmayaçal›flmaktad›r. Demokratik güçleringörevi ise, oligarflinin sald›r›s›n› dü-zene karfl› mücadeleyi daha da bü-yütme vesilesi yaparak, mevcutmevzileri korumak ve yeni mevzilerelde etmektir.
Yürüyüfl Toplu Sat›fllarlaHalka Ulafl›yor
Yürüyüfl Dergisi birçok ilde yap›lan toplu sat›fllarlahalka ulaflmaya devam ediyor.
25 Temmuz günü HHaattaayy SSaammaannddaa¤¤ YYaayyll››ccaa Belde-si’ne giden Yürüyüfl okur-lar› çald›klar› her kap›da s›-cak karfl›land›lar. Halklayap›lan sohbetlerde insan-lar zamlardan dolay› çokzorluk yaflad›klar›n› anlatt›-lar, gece gündüz askerlerinbeldelerinden ayr›lmad›kla-r›n› özellikle geceleri tank,uçaksavar gibi a¤›r silahlar-la beldelerinden geçmele-
rinden dolay› endifle duyduklar›n› belirttiler.
***
‹‹zzmmiirr’’in Gültepe, Yamanlar ve Karfl›yaka Çarfl› ol-mak üzere üç ayr› yerinde Yürüyüfl'ün sesi duyuldu.
Gültepe Mahallesi’nde polisin tehditlerine ra¤men
sat›fllar›n› sürdüren Yürüyüfl okurlar› 30 dergiyi halkaulaflt›rd›lar. Yamanlar'da yap›lan sat›flta 35 dergi sat›l›r-ken ayn› anda Karfl›yaka Çarfl›’da da Yürüyüfl halkaulaflt›r›lmaya devam edildi.
***
Ankara’n›n ‹ncirli semtinde 27 Temmuz günü yap›-lan 3 saatlik sat›flta Yürüyüfl önlükleri giyilerek kap›kap› dolafl›ld›, Yürüyüfl halka ulaflt›r›ld›.
***YYüürrüüyyüüflflüümmüüzz PPaarriiss’’tteeFransa'n›n baflkenti Paris'te Yürüyüfl sat›fl› yap›ld›.
Dergi da¤›t›m› Anadolu Kültür ve Dayan›flmaDerne¤i'nin de bulundu¤u veTürkiyeliler'in yo¤un olarakyaflad›¤› Strasbourg Saint Denisbölgesinde yap›ld›.
Yürüyüfl önlükleriyleyap›lan sat›flta 40 dergi halkaulaflt›r›ld›.
Dergi sat›fl› s›ras›nda halklasohbet edildi ve devrimcilerüzerinde estirilmeye çal›fl›lanterör teflhir edildi.
tini araflt›ran Meclis ‹nsan Haklar›Komisyonu’na verdi¤i ifadede katil-lerin ““aabbiissii”” Erhan Tuncel’in ““öörrssee--lleennmmeessiinnee”” üzüldü¤ünü söyledi.
Akyürek, Trabzon’da EmniyetMüdürü oldu¤u dönemde, ErhanTuncel’i polis muhbiri yapan kifli-dir. fiimdi ‹stihbarat Daire Baflkan›s›fat›yla cinayette aç›k rolü olanmuhbirini sahipleniyor.
T›pk›, fiemdinli’de Umut Kitabe-vi’ni bombalayan askerleri ““ttaann››rr››mmiiyyii ççooccuukkttuurr”” diye sahiplenen Bü-yükan›t gibi, Akyürek de Tuncel için““ttaann››rr››mm iiyyii mmuuhhbbiirrddiirr”” diyor.
Bombac› veya muhbir “iyi ço-cuklar”›n polis ve TSK için önemi-ni bilen Akyürek, Erhan Tuncel-ler’in deflifre edilmesine de, yarg›-lanmas›na da karfl› ç›karak komis-yona verdi¤i ifadede ““TTuunncceell’’iinn ddee--flfliiffrreessiinnddeenn ssoonnrraa,, bbuu ttaarrzz ççaall››flflaannkkiiflfliilleerrllee iillggiillii cciiddddii zzoorrlluukkllaarr yyaaflflaa--dd››kkllaarr››nnddaann”” yak›n›yor.
Öyle ya, Tuncel ne yapm›flsa,devletin bilgisi dahilinde yapm›flt›r.
Akyürek’in, Tuncel için kefil olma-s› da bunun ifadesidir. Dolay›s›yla,onun deflifre edilmesi, yeni ““mmuuhh--bbiirr aazzmmeettttiirriiccii aabbiilleerr”” için güven-sizlik nedeni olabilir.
Akyürek, Dink cinayetine iliflkindaha önce de mahkemeye EmniyetGenel Müdürlü¤ü ‹stihbarat DaireBaflkanl›¤› imzas›yla gönderdi¤i ya-z›da; “Olayda bir terör örgütü söz-konusu de¤ildir. Yasin Hayal, ‘Türk-lü¤ü afla¤›lay›c› ifadeleri nedeniyle’Hrant Dink’e yönelik eylem gerçek-lefltirmek amac›yla arkadafll›¤a da-yal› bir grup oluflturmufltur. LLiiddeerrHHaayyaall’’ddiirr,, EErrhhaann TTuunncceell’’iinn iissee hhii--yyeerraarrflfliikk bbiirr bbaa¤¤›› yyookkttuurr..”” demifl,cinayetin boyutlar›n› gizlemeye veTuncel’i aklamaya çal›fl›rken, per-vas›zca Dink’i suçlay›p, cinayetimeflru göstermiflti.
boyutuyla, cinayettedaha belirleyici bir rolüolup olmad›¤› araflt›r›l-mak durumundad›r.
Keza, Hrant Dinkcinayetinin, Ergenekon’un bir eylemioldu¤unu iddia eden Ergenekon sav-c›s›n›n da, Akyürek’i Ergenekon da-vas› kapsam›nda sorgulamas› gerekir.
Fakat, Akyürek dokunulmaz du-rumda. Onu ne sorgulayan, ne yar-g›layan bir mahkeme yok. Çünkü o,AKP’nin Ergenekonudur. S›rt›n›AKP’ye dayam›fl, Dink cinayetin-den de¤il, cinayet azmettiricilerinin““öörrsseelleennmmeessiinnddeenn”” duydu¤u üzün-tüyü dile getiriyor.
Salt Akyürek de de¤il, ddeevvlleettttüümm kkuurruummllaarr››yyllaa cciinnaayyeettiinn iiççiinn--ddee,, fakat halen bu gerçek, ne iktidarne de yarg› taraf›ndan dile getirilmi-yor. Halen cinayet çetelerin ifli gibigösterilmeye çal›fl›l›yor. Dink cina-yetinin bir grup çetenin ifli oldu¤u-nu söyleyenler, böylesi bir cinayet-te, devletin tüm kurumlar›n›n nas›liflin bu kadar içinde oldu¤unu daizah etmeleri gerekir.
Fakat izah edemezler. Çünkü butablonun izah›, devletin kontrgerilladevleti oldu¤u gerçe¤ini kabul et-mektir. Bunun izah› Ergenekon’undevlet oldu¤unu kabul etmek de-mektir.
Say›: 157 27ERGENEKON
AKP’nin Ergenekoncusu
Muhbiri ‹çin Üzgünmüfl
Hrant Dink’in kat-ledildi¤i dönemde,Trabzon JandarmaAsayifl fiube Komuta-n› olan emekli YYaa rr--bbaayy AAllii OO¤¤uuzz ÇÇaa¤¤--llaarr,, tan›k s›fat›yla
Yarbay Ça¤lar ifadesinde,Ali Öz’ün; Dink'in öldürülmesindensonra, Coflkun ‹¤ci ile temas kurul-mas› ve istihbarat bilgilerini verdi-¤ine iliflkin bbaaflflkkaa yyeerrlleerrddee kkoonnuuflfl--mmaammaass›› iiççiinn tteehhddiitt eeddiillmmeessii emri-ni verdi¤ini de do¤rulad›.
Ortada bir mu¤lakl›k yok, çoksay›da ifade katilleri gösteriyor, so-rumlular› ortaya koyuyor, fakat tümbu delillere ra¤men, katliam›n ör-gütleyicileri halen tutuklu de¤iller.Ki, Ali Öz bunlardan sadece birisi-dir. Ali Öz’lerin say›s› bir de¤il.
Albay Hat›rlamad›...
Ama Yarbay Hat›rlat›yor
Devrimcileri halkdüflmanlar›yla
yanyana göstermeyeçal›flan,
Gazi katliam›n› biledevrimcilerin üstüney›kmaya çal›flan bir
yarg›, hukukun, adaletin
temsilcisi de¤il; per-vas›z bir psikolojik
harekat merkezi gibiçal›fl›yor demektir.
Ergenekon iddianamesi,
kontrgerillan›n psikolojik savafl
derslerindekullan›labilecek bir metin olmaya
adayd›r..
Psikolojik savafl, oligarflinin hal-ka karfl› sürdürdü¤ü savafl›n en önem-li biçimlerinden biridir. Demagojiler,yalanlar, çarp›tmalarla sürdürülen psi-kolojik savafl, devrimcileri karalama,flüphe alt›nda b›rakma, kafalar› bulan-d›rma, önderlere güveni sarsma, halk›demoralize etme, yozlaflt›rma gibi he-deflere yönelik olarak gündeme getirilir.Döneme göre bunlardan baz›lar› öne ç›-kar. Karfl›s›ndaki gücü kötüleme, küçükdüflürme, yanl›fl, olumsuz, art niyetli, kö-tü gösterme, ayn› zamanda düzenin kendipisliklerini örtme ifllevini de üstlenir.
Psikolojik savafl, egemen s›n›flar içinönemli ve vazgeçilmezdir. ‹lerici s›n›flarakarfl› savafl›n bu türünü öylesine içsellefltir-mifllerdir ki, att›klar› her ad›mda, söyledik-leri her kelimede bu savafl›n izleri vard›r.Bugüne bak›n; oligarflinin çeflitli kesimleribirbirlerini yerken dahi, devrimcilere sal-d›rmaktan geri kalm›yorlar. Hatta bazenöyle oluyor ki, iç çat›flmalar› geri plandakal›yor, devrimcilere yönelik sald›r› öne ç›-k›yor. T›pk› bugünlerde oldu¤u gibi.
Bugün Ergenekon operasyonu vas›ta-s›yla, devrimcilere karfl› psikolojik savafl›nbir kez daha tüm i¤rençli¤iyle t›rmand›r›l-d›¤›n› görüyoruz. Düzen partileri, düzeninyarg›s›, düzenin bas›n yay›n kurumlar›, busavafl›n gereklerine göre mevzilenmifller,oligarfli içi çat›flman›n en yo¤un oldu¤ubir anda, tüm namlular›n› devrimcilereçevirmifllerdir. Naz›m’›n fliirinde tasviretti¤i gibi; antenlerden, uydulardan gelengörüntüler yalan söylüyor. Rotatifler ya-lan söylüyor. ‹ktidar, muhalefet yalansöylüyor. Yasama, yürütme ve yarg› ya-lan söylüyor... Düzenin tüm kurumlar›,koro halinde yalan söylüyorlar.
Gerçekler, do¤rular, tutarl›l›k, dü-rüstlük, hukuka sayg›, insan haklar›nasayg›, gazetecilik ilkeleri, hukununklasik normlar›, burjuva ölçülerdebile bir kenara b›rak›l›p, psikolojiksavafl›n gerekleri hakim k›l›nm›flt›r.
En mant›ks›z, en saçma iddia-lar, en kesin gerçekler gibi, man-
fletlere ç›kar›labilmektedir. Fa-
kat zaten psikolojik savafl›, özel bir savafl›mbiçimi haline getiren, onu s›n›flar mücade-lesi aç›s›ndan tehlikeli k›lan da iflte bu kuraltan›maz pervas›z yan›d›r.
Bir psikolojik savafl yöntemi: Kötüyle iliflkilendirip kötü göstermek
AKP’nin savc›lar› taraf›ndan aç›klananErgenekon ‹ddianamesi’nde DHKP-C veDevrimci Sol’un adlar› tam 147 kez geç-mektedir. Devrimci hareketin ad›, 147 kez,kontrgerillac›larla, mafyac›larla, halk düfl-manlar›yla yanyana an›lmaktad›r. Peki nevar bunlar›n içinde? Hiçbir fley! Birkaç iti-rafç›ya yazd›r›lan senaryolar, savc›lar›n se-naryolar›yla harmanlan›p ortaya bu karala-malar ç›kar›lm›flt›r.
‹ddianamede devrimci hareketle ilgiliyer verilen hususlar, ne birilerine ceza ver-meye, ne adaletin tecellisini sa¤lamaya, negerçekleri aç›klamaya yönelik de¤ildir.Devrimcilerin ad›n›n an›ld›¤› yerlerde böy-le bir kayg›n›n güdülmedi¤ini iddianameyekabaca gözatan herkes görür.
Devrimcilerin mafyac›larla, katliamc›-larla, uyuflturucu kaçakç›lar›yla iliflkilendi-rilmesi, y›llardan beri uygulanmakta olanbir KKOONNTTRRGGEERR‹‹LLLLAA YYÖÖNNTTEEMM‹‹DD‹‹RR..Kontrgerillaya karfl› iddianame yazd›¤› id-dias›nda olan savc› Zekeriya Öz, kontrge-rillay› tasfiye edeceklerinin propagandas›n›yapan AKP, kontrgerilla yöntemlerini uy-gulamaktan geri kalmamaktad›rlar.
Veli Küçükler, Osman Gürbüzler, SedatPekerler, Sami Hofltanlar, Muzaffer Tekin-ler’in kim oldu¤u, t›ynetleri, kiflilikleri bili-niyor. Tüm halk nezdinde teflhir olmufl tip-lerdir. Onlar› savunacak birilerini bulmakbile zordur. ‹çinde yerald›klar› kirli ve kan-l› ifller, Ergenekon iddianamesinde yaz›lan-lar›n çok çok ötesindedir.
Devrimcilerin, iflte bunlarla yanyanagetirilerek, yanyana getirmenin ötesinde“iflbirli¤i” içinde gösterilerek karalanmakistenmesi, yukar›da belirtti¤imiz gibi, eneski kontra yöntemlerinden biridir. Ergene-kon soruflturmas› çerçevesinde sürdürülenpsikolojik savafl›n flu an yayg›n kullan›lan
biçimi de budur. ‹ddianamenin sav-c›s› Zekeriya Öz’ün, iddianamededevrimcilere karfl› zihniyeti ve üslu-bu, bir hukukçu gibi de¤il, bir psi-kolojik haraket eleman› gibidir.
Psikolojik savafl taktiklerinin an-lat›ld›¤› kitaplarda mesela, devrim-cilerle ilgili normal haberlerin bile,h›rs›zl›k, ahlaks›zl›k haberleriyleyanyana getirilmesi, olumsuz s›fat-lar›n kullan›ld›¤› kiflilerin resimle-riyle devrimci önderlerin resimleri-nin sanki tesadüfen imifl gibi birbi-rine hep yak›n kullan›lmas› önerilir.Ve nitekim, ülkemizdeki burjuvabas›n yay›n da bu “kontra” taktikle-rini bolca kullan›r.
AKP savc›lar› ve tüm bujuva ba-s›n yay›n, flimdi bir ad›m daha ilerigidip devrimcileri bunlarla do¤ru-dan iliflki içinde göstermeye girifle-rek, sald›r›y› t›rmand›rmaktad›rlar.
Kuflku yok ki, AKP; “bir tafllaiki kufl vurma” hesab› içindedir. Biryandan oligarfli içi it dalafl›ndaki he-defi durumundaki generalleri, ulu-salc›lar›, laikleri, “bölücülerle, y›k›-c›larla” iliflki içinde gösterip gericikesimler nezdinde onlar› mahkumederken, devrimcilere, sola yönelikflaibe yaratarak da her zamanki he-deflerine yeni vurufllar yöneltmiflolacakt›r.
Kitlelerin dikkatinin aldat›c›, ya-n›lt›c› noktalara çekilmesi psikolo-jik savafl›n yöntemlerinden biridir.Deyim yerindeyse ““ccaammbbaazzaa bbaakk””oyununa benzer bu durum. Bu yön-tem, yani kitlelerin dikkatini kendisorunlar›ndan baflka yönlere çekme,gündemdeki meselelerin özünüunutturup onun biçimsel, magazinelve esasa iliflkin olmayan yanlar›n›öne ç›karma, dönem dönem baflvu-rulan bir yöntem olmaktan ç›km›fl,adeta süreklileflen bir yönteme dö-nüflmüfltür. Televizyonlarda yay›n-lanan “son dakika” spotlar›n›n ko-nular›na, içeri¤ine bakmak dahi bu-nu göstermeye yeter. Bu ülkenin enönemli “son dakika”lar›, burjuvapolitikas›na iliflkin olanlar, spora vesonra da magazine iliflkin olanlar-d›r. Ve istenen de kitlelerin dünyas›-n›n bu üçü aras›na hapsolup kalma-
“Böl-yönet” politikas›n›n bugünkü yöneticisi AKP’dir
Faflizmin temel politikalar›ndanbiri, halk›n bölünüp parçalan›p bir-birine düflürülmesidir. Birbirine dü-flürmese bile, bölmesi, birbirindenkoparmas›, birbirine güvensizlefltir-mesi, faflizm için yeterlidir. Kitlele-ri kendi sorunlar› ve iktidar› içinmücadeleden koparman›n en etkili
yollar›ndan biri de budur. Nazi Al-manyas›nda da, Mussolini ‹talya-s›nda da ve bizim gibi sömürge tipifaflizmle yönetilen ülkelerde deyöntem de¤iflmez. Daha tam bir de-yiflle, burjuva demokrasilerinin hü-küm sürdü¤ü emperyalist ülkeler dedahil olmak üzere, tüm sömürücüegemen s›n›flar, flu veya bu oranda,bu yönteme baflvurur.
12 Eylül Cuntas› döneminde “üçkiflinin bir arada yürümesinin ya-saklanmas›” bu zihniyetin çok tipikbir yans›mas›d›r. Kalabal›klar, bir-leflmeler, birbirine güvenen toplu-luklar, egemen s›n›flar› hep ürküt-müfltür. Bunun için nas›l olursa ol-sun toplumu bbiirreeyycciilleeflflttiirrmmeeyyee,,toplumsal olarak aattoommiizzee eettmmeeyyeeçal›fl›rlar. Halen –12 Eylül döne-mindeki gibi– üç kiflinin yanyana
gelmesini yasaklayan bir yasa yokfakat, 12 Eylül’den beri sürdürülenbencillefltirme, yozlaflt›rma, depoli-tizasyon, apolitiklefltirme politika-lar›yla, ddiinncciilliikk,, mmeezzhheeppcciilliikk,, mmiill--lliiyyeettççiilliikk,, hheemmflfleehhrriicciilliikk,, ffuuttbbooll ffaa--nnaattiikkllii¤¤ii...... gibi onlarca unsur k›fl-k›rt›l›p teflvik edilerek, toplumunalabildi¤ine çok parçaya bölünmesive ortak bir tutum ve kültür içindeolmas› engellenmek istendi. Halk›,sorunlar›, tarihsel ve kültürel moralde¤erleri, kültürü çerçevesindebiraraya getirebilecek tüm de¤erlerekarfl› savafl aç›ld›.
Parçalanan toplumlar›n egemen-lere karfl› muhalefet gücü zay›flar.“Parçalama”n›n amac› da budur za-ten. Halk›n mücadelesini zay›f dü-flürmenin en kestirme yollar›ndanbiri, halk›n bir kesimini di¤er kesi-mine karfl› kullanmakt›r. AAlleevvii SSüünn--nnii ççaatt››flflmmaass››,, TTüürrkk KKüürrtt ççaatt››flflmmaa--ss››,, 1990’lardan beri sürekli t›rman-d›r›lan llaaiikk--flfleerriiaattçç›› saflaflt›rmas›,ülkemiz somutundaki en belirginbölme yöntemleridir.
Yöntemin esas›; kitlelerin oli-garflinin gösterdi¤i suni hedeflerdo¤rultusunda, aldat›c› sloganlarçerçevesinde saflaflt›r›lmas›na daya-n›r. Bu flekilde saflaflt›r›lan kesim-ler, ya halk›n bir baflka kesimi üze-rine veya do¤rudan halk›n muhale-fetinin, devrimci demokratik müca-delenin üzerine sürülmektedir. Böy-lece, yanl›fl saflarda saflaflt›r›lan ke-simler, halk›n saflar›ndan ç›kar›lm›flolmakla kalmaz, oligarflinin hizme-tindeki bir kesime dönüfltürülmüflolur. Bu kesimler, flovenist gösteri-lerin, linç sald›r›lar›n›n, faflist hare-ketin “kitle taban›” olarak kullan›la-cakt›r.
Bu sa¤lanabildi¤i ölçüde, oligar-fli psikolojik savaflta önemli bir bafl-ka malzeme daha elde etmifl olur.Devrimci, demokratik mücadeleyeherkesten önce ““hhaallkk››nn kkaarrflfl›› çç››kktt››--¤¤››”” imaj› yarat›larak, devrimcilerihalktan tecrit etme politikas› sürdü-rülür. Dolay›s›yla devlet aç›s›ndanbu çok daha avantajl› bir durumdur;hem polisin teflhir olmas› önlenmifl(çünkü ortak eylemlere polis yerine
Bilinç çarp›tma en kaba haliyle;kitleleri yalan yanl›fl fleylere inand›-rarak zamanla bu yanl›fllar üzerineyeni bir “bilinç”, yeni önyarg›lar vehükümler yaratmakt›r. Bilinç çarp›-t›lmas›, toplumsal bilincin dumurau¤rat›lmas›yla sonuçlan›r.
Çok çeflitli yöntemlerle de¤erlerisuland›rmak, dejenere etmek, kültü-rel yabanc›laflt›rma içine sokmakbilinç çarp›tman›n öncesinde yap›-lan “m›nt›ka temizli¤i” gibidir.
Bilginin ddoo¤¤rruulluu¤¤uu,, nneettllii¤¤ii vveettuuttaarrll››ll››¤¤››,, psikolojik savafl›n enhofluna gitmeyen fleylerdir. Psikolo-jik savafla göre, ortada do¤rulu¤uyanl›fll›¤› birbirine kar›flm›fl, ilk an-da çarp›c› gibi gözüken ama bir içtutarl›l›¤a dahi sahip olmayan bilgi-ler uçuflmal›d›r (bbiillggii kkiirrlleennmmeessii).
Bunun, bilgi kirlenmesinin en uçnoktadaki örneklerinden biri, Susur-luk sürecinde yaflanm›flt›r. O süreçteeennffoorrmmaassyyoonnuunn kkeennddiissii,, ddeezzeennffoorr--mmaassyyoonnaa ddöönnüüflflmmüüflflttüürr.. Yani, bilgi-lendirme diye görülen fley, halk› bil-gisizlefltirmenin veya yanl›fl bilgi-lendirmenin arac› olmufltur. EErrggee--nneekkoonn ‹‹ddddiiaannaammeessiinniinn 22550000 ssaayyffaa--ll››kk hhaaccmmiinniinn ve burjuva bas›nda ohacmi de aflan yay›nlar›n anlam› dabundan baflka bir fley de¤ildir.
Çarp›tma hayat›n her alan›nda,her an›nda yer al›r. Çarp›tma, bizzatdevlete yönetenler ve burjuva bas›nyay›n kurumlar› arac›l›¤›yla toplu-ma empoze edilir. Bu kesimlerininand›¤› “do¤rular”, do¤ru olmad›¤›için, beyin y›kama veya bilinç çar-p›t›lmas› denen durumla karfl› karfl›-yay›zd›r.
Psikolojik savafl›n ideolojik yön-lendirmelerinin etkisi alt›nda kalan,bilinçleri çarp›t›lan kiflilerin veyagruplar›n beyni, mekanik bir alet gi-
bi çal›flmaya bafllar. Çarp›t›lm›fl bi-linç, en kaba, en yüzeysel olan bil-giyle yetinen bir bilinçtir. Bu kesim-ler, hayat›n do¤rular› yerine çarp›-t›lm›fl bilgilere inan›r, düzene hiz-met eden unsurlarla motive olur. Bupsikolojik savafl süreci, linç güruh-lar›n›n nas›l yarat›ld›¤›n› da aç›kla-maktad›r.
Yalan ve çarp›tmalar, bazen ay-larca, y›llarca sürdürülen yalanlardasomutlan›r, bazen kavramlar düze-yindedir. Psikolojik savaflta kav-ramlar, her zaman çok önemli ol-mufltur. Bazen tek bir kelime, birdurumun nas›l tan›mlanaca¤›, birtavr›n nas›l adland›r›laca¤›, do¤ru-dan iiddeeoolloojjiikk tteerrcciihhlleerrii yans›t›r.Psikolojik savafl da iflte bu noktadadevreye girer.
Hapishaneler tarihindeki en kan-l› katliam›n, 28 insan›n katledilme-sinin ad›n›n ““hhaayyaattaa ddöönnüüflfl”” olarakkonulmas› psikolojik savafl›n kav-ramlaflt›rmalar›ndan biridir. Yukar›-da belirtti¤imiz gibi, hayat›n di¤eralanlar›nda da benzer örnekler gör-mek mümkündür. Her y›l trafik ka-zalar›nda binlerce insan ölür, sakatkal›r, ad› ““ttrraaffiikk ccaannaavvaarr››”” konu-lur. Sebep, belirsiz biri canavard›rart›k. Konunun her gündeme geli-flinde görünmeyen ve asl›nda hiç ol-mayan bir canavar› tart›flabilir, onak›zabilirsiniz. Ama mesela, tekelle-rin ülkemiz ulafl›m ve tafl›mac›l›kpolitikas›n› nas›l kendi ç›karlar› içinyanl›fl yönlendirdiklerini veya
emekçilerin günlerce uykusuz araçkullanmak zorunda b›rak›lmas›n›tart›flamazs›n›z.
Devrimciler, terörist olarak an›-l›rlar. Devrimcilerin en demokratik,meflru eylemleri bile ço¤u zamanaammaacc›› bbeelliirrttiillmmeeddeenn yeral›r gaze-telerde. Devrimciler hakk›ndaki ka-ralamalar, iftiralar, defalarca yalan-lanm›fl olsa da ›srarla sürdürülür.
Böyle birçok örnek bulunabilir.Kimisi daha da karmafl›kt›r, dahauzun vadede sonuç almak hedefle-nir. Bilinçlerin y›llara yay›lan birprogramla çarp›t›ld›¤›n›, bulan›k-laflt›r›ld›¤›n› düflündü¤ümüzde, bel-li iillkk aannddaa ççookk öönneemmllii vvee zzaarraarrll››görülmeyen kimi kavramlar›n, kimidüflüncelerin, kimi al›flkanl›klar›nzaman içinde bilinç çarp›kl›¤›n›nunsurlar›na dönüfltü¤ünü görürüz.
Bu iradi yönlendirmeler sonucukavramlar›n içi boflalt›l›r veya kav-ramlara yeni anlamlar yüklenir yada yeni kavramlar türetilir. Yeter kisorunun özü gizlenebilsin, sorununözü tart›fl›lmas›n, sorunlar mant›kl›,bilimsel zeminlerde ele al›nmas›n...‹flte bu zeminde de çarp›k bilinçlerinfla edilir.
Orada burada patlay›c›lar bulu-nur ya da patlat›l›r. Yapan, yapt›ranmeçhuldür. “Polisten al›nan bilgiyegöre, falan örgütün eylem tarz›nabenzemekte”dir veya “falan eylem-lerde kullan›lan patlay›c›larla ay-n›”d›r.
Genifl kitleler “güvensizlik”duygusuna girip paniklemeli, böyledurumlarda tek s›¤›naca¤› yer olandevletin polisine, askerine güven-melidir. Böyle bir güvensizlik vepanik içine giren kitlelerin, kendisorunlar› do¤rultusunda bir müca-deleyi ço¤u kez ak›llar›na bile getir-medikleri, o sorunlar› gündeme ta-fl›ma cüretini bulamad›klar› tecrü-beyle sabittir. Güvensizlik yaratmaaflamas›n›, güvensizlik içine soku-lan kitleyi devleti güçlendirecek ey-
30 PS‹KOLOJ‹K SAVAfi 3 AA¤ustos 22008
Devrimcileri, halka karfl› katli-am politikalar›n›n uygulay›c›la-r›yla yanyana getirenler, hu-
kukçu ola-maz. Objek-tif ve dürüstde¤illerdir.Adalettensözedemez-ler. Bu ‘ilifl-kiyi’ kuran-lar, olsa ol-sa, psikolo-jik savafl yü-rütücüleridir.
lem ve düflüncelere yönlendirmeaflamas› izler. Sonuçta bunda bafla-r›l› olunamasa bile, düzen kardad›r;kitlelerin korkup sinmesi, mücade-leden uzaklaflmas› fleklindeki asgariamaç gerçekleflmifltir.
Oligarfli bu yöntemi s›k kullan›r.Terör demagojisinin geri plana düfl-mesinin, halk›n sistemi sorgulayabi-lece¤i bir ortama neden olabilece¤i-ni düflünen psikolojik savafl kur-maylar›, böyle bir boflluk yaratma-mak için toplumda panik yaratacakortam› bizzat yarat›rlar.
fifieemmddiinnllii bombalamalar› klasikbir örnektir. fiemdinli’de Umut Ki-tabevi’nin bombalanmas›ndan ön-ce, birçok yer bombalanm›fl, fiem-dinli’nin ana yolu üzerinde bomba-lamalardan etkilenmemifl iflyeri, evkalmam›flt› neredeyse. Keza baflkail ve ilçelerde de bu yönteme baflvu-rulmaktad›r s›k s›k.
Büyük flehirlerde de kontrgerillaayn› yöntemlere baflvurur, nitekimzaman zaman bu tür patlamalara ta-n›k oluyoruz. Fakat her zaman butür bombalamalara baflvurulamaya-ca¤› da ortadad›r; bu anlamdakontrgerilla baflka bir biçimde, çe-flitli psikolojik savafl yöntemleriyleayn› sonucu almaya çal›fl›r.
Mesela, bir otoparkta içi patlay›-c› dolu araç yakalan›r.. Önce 100 ki-lo denir, sonra 200’e, 500’e, 800’ekadar ç›kar... Sonra, ‹stanbul’a 1 tonpatlay›c› getirildi¤inin ö¤renildi¤iaç›klan›r... Patlay›c›y› getiren kam-yonetin tipi tespit edilmifltir. Geti-ren flah›slar›n eflkali polisin elinde-dir... Ard›ndan onlarca yere bask›n-lar düzenlenir, yollara çevirme nok-talar› kurulur ve elbette bunlar›nnormal karfl›lanaca¤› ortam yarat›l-m›flt›r.
‹ki gün sonra polis aç›klama ya-par: Böyle bir haberin asl› yoktur.Polisin de bu yönde bir operasyonuyoktur. Burjuva bas›n yay›n da ayn›gün konuya iliflkin haberleri keser...Veya, “10 canl› bomba s›n›rdaniçeri girdi” diye bir haber yap›l›r.Sonras›nda yine bask›nlar, çevirme-ler, aramalar ve terör ortam›... Üçgün befl gün yaz›l›r bu haberler, son-
ra –amaç has›l olduktan sonra– ser-visten kald›r›l›r.
Ne, 13 milyonluk flehirde günlerboyunca bir tonluk patlay›c›n›n ol-du¤u söylenerek yarat›lan korku veterör ortam›n›n sorumlusu, ne yalancanl› bomba haberlerinin sorumlu-lar› araflt›r›lmaz. Burjuva bas›n bune sorumsuzluk diye hesap sormaz.Çünkü hepsi bilir ki, bu ve benzerihaberler halka karfl› psikolojik sava-fl›n parças›d›rlar. Aleni komplolar-da, senaryolarda bile burjuva bas›nyay›n soru sormaz. Mant›ks›zl›klar›sorgulamaz. Çünkü burjuva bas›nyay›n kurulufllar› da psikolojik sa-vafl›n bir parças›d›r.
CIA taraf›ndan yaz›lan birkontrgerilla e¤itim belgesinde flöyledeniyor: “Psikolojik faaliyetler buçerçevede afla¤›daki fonksiyonlar›yüklenmelidir: 1) Halk› al›nan ön-lemlerin gereklili¤i konusunda iknaetmek. 2) Meydana gelen her olum-suzluktan ve rahats›zl›ktan isyanc›-lar› [devrimcileri] sorumlu tut-mak...” (Kontrgerilla Operasyonla-r›, syf. 271, Haziran Yay›nevi)
Yani her fleyin bir aç›klamas›,sabebi vard›r ve bu tür yay›nlar,yönlendirmeler asla masum de¤il-dir. Ergenekon ‹ddianamesi de aslasalt bir hhuukkuukkii bbeellggee olarak de¤er-lendirilemeyecek bir belgedir. Birpsikolojik savafl belgesidir. Devrim-cileri, halka karfl› katliam politika-lar›n›n uygulay›c›lar›yla yanyanagetirenler, hukukçu olamaz. Objek-tif ve dürüst de¤illerdir. Adaletten
sözedemezler. Bu ‘iliflkiyi’ kuranlar,olsa olsa, psikolojik savafl yürütü-cüleridir.
Bu zulüm düzenini y›kacak birgüç olarak devrimi güçlendirmekistiyorsak, psikolojik savafl›n önem-li önemsiz, küçük büyük demeden,tüm biçimlerine ve sonuçlar›na kar-fl› amans›z, kesintisiz bir mücadelevermeliyiz. Az ya da çok psikolojiksavafl›n etkisi alt›na giren insanlar›nbeyni art›k belirli oranlarda düzenehapsolmufltur.
Psikolojik savafl›n teslim ald›¤›kitleler, sosyal de¤erlerini rahatl›klaayaklar alt›na alabilirler. Sa¤l›kl›düflünme, muhakeme etme yetenek-lerini büyük ölçüde kaybederler.Psikolojik savafl kurmaylar›n›n de-netim ve kumandas› alt›na girmifl-lerdir bir yerde. Bu ise, kitle çal›fl-mas›nda gözard› edilemeyecek birdurumdur.
Psikolojik savafl›n panzehiri ger-çeklerdir. Linç sald›r›lar› karfl›ndasola önerdi¤imiz Türkiye çap›ndabir gerçekleri aç›klama kampanya-s›n›n önemi buradayd›. Yay›nla, ey-lemle, sözlü ve tüm imkanlar› veyöntemleri kullanarak anlatmaya,anlat›rken gerçekleri, somut, net,kesin biçimde ortaya koymaya ›s-rarla ve kesintisiz devam edece¤iz.Baflka çaresi yoktur bunun.
Bu noktada politik olarak güçlüolan biziz. Kitleler, en yo¤un flove-nist k›flk›rtmalar alt›nda, en yo¤unterör demagojisi ortam›nda bile, ne-ticede evine ekmek götürmekte,mutfa¤›nda tenceresini kaynatmak-ta zorlanmaya, sa¤l›kta, e¤itimdekarfl›s›na ç›kan sorunlarla bo¤uflma-ya devam etmektedirler. Her sorunufiilen yaflayan yine halkt›r. Psikolo-jik savafl operasyonlar› istendi¤i ka-dar profesyonelce haz›rlanm›fl ol-sun, halk›n sorunlar›n› tamamen ör-temez. O sorunlar hep yerinde du-rur. Bu ise bizim, kitlelere ulaflabil-di¤imizde onlar› psikolojik savafl›netkisi alt›ndan ç›karmam›z› kolay-laflt›r›c› bir nesnelliktir. Fakat bunoktada as›l olan, psikolojik savaflakarfl› küçümsemeden, iradi, sistemlibir mücadele içinde olmakt›r.
Say›: 157 31PS‹KOLOJ‹K SAVAfi
Devrimi güç-lendirmek is-tiyorsak, psi-kolojik sava-fl›n tüm bi-çimlerine vesonuçlar›nakarfl› aman-
s›z ve kesintisiz bir mücadelevermeliyiz. Psikolojik savafl›npanzehiri gerçeklerdir.
32 TECR‹T 3 AA¤ustos 22008
Bu s›ralar ikihapishane var gündemde. Kand›rave Silivri. Ergenekoncular var birin-cisinde; ikincisinde Ergenekoncularyarg›lanacak.
Hiç kuflku yok ki, generallerinkeyfi yerindedir; F Tipi hapishane-lerin bafl savunucular› eserleriyleövünüyorlard›r da belki. Ama halk-tan yana olanlar için, yani F Tipi ha-pishanelerin as›l yap›l›fl gerekçesiolan devrimciler için, F Tipi hapis-hanelerde sorunlar devam ediyor.
Baflka bir deyiflle, AKP, ““vveerrddii--¤¤ii ssöözzüü ttuuttmmaayyaann”” bir iktidar ol-may› sürdürüyor.
men Hapishane E¤itim Kurulu ka-rar›yla haziran say›s› taraf›ma veril-memifltir. Gerekçe olarak da ““KKuu--rruumm ggüüvveennllii¤¤iinnii tteehhlliikkeeyyee ddüüflflüürree--bbiilleeccee¤¤iinnddeenn”” deniyor...
Yine bildi¤in gibi sohbete ç›ka-m›yoruz. Geçen ay birinci müdürlebu konuda ve genel aramayla ilgilibir konuflmam oldu. Öz olarak yerve personel s›k›nt›s›ndan dolay› ge-nelgeyi uygulayamad›klar›n› söyle-di. Bunlar› bakanl›¤›n da bildi¤inibelirtti... Di¤er bir konu da may›say›ndaki aramayla ilgili konuflma-m›z oldu. May›s ay›ndaki arama herzamanki aramalardan farkl› olmufl-tu. Gerek araman›n biçimi, gerekpersonelin tav›rlar›n›n normal ol-mad›¤›n›, bu flekilde araman›n ola-mayaca¤›n›, buna arama denileme-yece¤ini hat›rlatt›m... Müdür ara-mada yap›lanlar›n bilgisi dahilindeolmad›¤›n› söyledi... bu konuflma-dan sonraki arama da benzer flekildecereyan etti. Eflyalar ortal›¤a saç›l-d›, duvarda as›l› Türkiye haritas› sö-külüp al›nd›...
Grup ad›na yap›lan aç›klamada, tecritin can almaya devam etti¤i belirtilerek, sa¤-l›k durumu ciddi olan tutuklu-hükümlülerin bir an önce serbest b›rak›lmalar›n› iste-di. Gruptan bir heyet de, hapishanelerde tedavileri yap›lmayan tutuklu-hükümlülerinisimlerinin bulundu¤u listeyi Meclis ‹nsan Haklar› Komisyonu’na verdi.
mu kurum ve kurulufllar›n› suçlay›-c› ve afla¤›lay›c› flekilde elefltirilerdebulundu¤u, kamu kurum-kuruluflla-r›n› ile güvenlik güçlerini hedefgösterdi¤i ve güvenli¤i tehlikeyedüflürdü¤ü...’... bizler için bu dava-n›n zaman afl›m›na u¤ramad›¤›n› birkez daha ifade ederek sat›rlar›mason veriyorum.
Biri bitmeden di¤eri...‹zmir K›r›klar F Tipi HHapis-
hanesi'nden ÜÜmit ÇÇobano¤-lu'nun mmektubundan:
‹dare hak, hukuk, yasa, tüzükdinlemeden keyfince hareket etme-ye devam ediyor. Zaten haks›z yereverdi¤i 'disiplin cezalar›n›' keyfinceuyguluyor. iki tane üst üste 45 gün
ziyaretçi kabulünden men cezas›vermifllerdi. ‹lk 45 günlük cezan›n16 Temmuz'da bitmesiyle, 17 Tem-muz'da ikinci ceza bafllat›ld›. Birgün dahi boflluk vermeyerek tam gö-rüfl gününde ikinci ceza bafllat›larak,görüflüm de engellendi. Normalde90 günlük görüfl cezas› yoktur, fakatiki cezay› arka arkaya uygulayarakgörüfl cezas›n› 90 güne ç›kar›yorlar.
Bu dizilerin yazar›, bunu e¤er ki2000 y›l›n›n sonunda yazsayd›,“de¤il mi kömürlefltirdiler bu be-denleri” diye bafllard› muhakkak.
Ve 2008 y›l›nda fidanlar›m›z›ndiri diri yak›lmas›yla ilgili davan›n“zaman afl›m›”yla sonuçland›¤›n›ö¤renseydi, muhakkak, “de¤il mi kiaklad›lar yakarken kahkahalar atankatilleri” dizesini de eklerdi.
Eklenecek daha çok dize, dahaçok dörtlük var...
*
Kitab›na uydurup zaman› bileafl›rd›n›z demek. Katliamc›lar›n za-man afl›m›ndan aklanmas›na!.. Ya-k›fl›r, bu da size yak›fland›r. Lakinve asla, silemezsiniz o yang›n›n yü-zünüze vuran flavk›n›. Çünkü flafaktan›kt›r, Yazgüller'in ölümsüz ak›-betine...
Nedensiz de¤il elbet, göz göregöre sergiledi¤iniz flu adaletsizlik.Çünkü sizin varolufl tarz›n›z bu. Kisüregiden hak ve halk ve hayat düfl-manl›¤›n›n en veciz abidesini dikti-
niz yine...
Kimileri flafl›r›yor pervas›zl›¤›n›-z›n ulaflt›¤› seviyeye. Çok alçak bu-lanlar gibi, "bu kadar› olmaz" di-yenler de var. Ama iflte o kadar› daoluyor. Çünkü köhne tabiat›n›zdavirane adaletsizlikten baflka bir fleybüyümüyor...
Do¤rudur, adaletin sizde bulun-mamas› da eflyan›n do¤as›na uygun-dur. Ve mayan›z› oluflturan ceberru-tun bu parlak örne¤i, cibilliyetinizind›flavurumu oldu bir kez daha...
Hiç unutmay›n ki, insanl›¤› bü-yük ve yenilmez k›lan, u¤rad›¤› hak-s›zl›klar› yürüyüflünün yak›t› yap-mas›d›r. Ve zalimler, o ilerleyiflinad›mlar› alt›nda kal›rlar her zaman...
Ve geçirmez bizim ac›lar›m›z›,"geçti" dendi¤inde kanatan zaman.Ve bir gün, olanca a¤›rl›¤›yla gelen
z a -man çöker üstünüze. ‹flte o zamangörülür, hiç bir ac›m›z›n geçmiflolmad›¤›... Ne de olsa, mösyölerbelletti size: fiirrete mevzuat elbise-si giydirilirse Avrupa duraca¤›n›. Vede siz, kan sarhoflu m›zra¤›n›zaalafranga çuvallar dikmeyi iyi ö¤-renmiflsiniz...
Sorun de¤il, çünkü suçlu bellibafl›ndan beri. Geriye kalan, tarihselhükmün gere¤idir. Ki halk›n hidde-tinden oluflan adaletin tokma¤›, inerbir gün zamanenin üstüne...
Kim azade kalm›fl ki, gere¤inizidüflünen hakikatten kaçabilesiniz."Rüzgar eken f›rt›na biçer" diyenhalk, adaletsiz kalmaz. Çünkü, hal-k›n ilahi takdiri bulur daima yerini...
"Alma mazlumun ah›n›..." diyenhalk›n ac›s› sürüyor, yaras› kan›yor,yang›n› tütüyor. Ve Aflurlar, hakika-te avaz oluyorlar: "Bitmedi daha sü-rüyor o kavga / Ve sürecek / Yeryü-zü aflk›n yüzü oluncaya dek..."
Ne zaman ç›ksa yüzünüz ayyuka,tekerrür bir h›rs›zl›kt›r zaman afl›r-ma riyakarl›¤›. Ki sizin meflrebiniz-de hukuk, haks›zl›¤› kitab›na uydur-maktan ibaret bir külfettir besbelli...
Zaman aflt› sanmay›n;adaletin tokma¤› iner birgün geçti sand›¤›n›z zaman›n üstüne...
34 SORUN/ÇÖZÜM 3 AA¤ustos 22008
AKP ‹stanbul milletvekili ‹bra-him Yi¤it imzas›yla meclise bir öne-ri verildi. Öneriye göre; milletvekil-lerinin, emeklilik hakk›n› kazanma-s› için gerekli iki y›ll›k süre kald›r›-lacak, emeklilik hakk› kazanmakiçin bbiirr ggüünnllüü¤¤üünnee milletvekili ol-mak bile yeterli say›lacak.
Ayn› milletvekilleri, sosyal gü-venlik yasas› ile, emekçilerin emekli-lik süresini 6655 yy››llaa kkaaddaarr ç›kard›lar.
Görüldü¤ü gibi, mecliste halk›nsorunlar› ile ilgilenmesi beklenenvekiller, kendi ceplerini doldurmak-la, kendilerine müreffeh bir gelecekkurmakla meflguller.
Bu öneriyi tepkiler nedeniyle ya-salaflt›rmaya cesaret etmeyebilirlerde, flimdilik erteleyebilirler de. Bu-nun bir önemi yoktur. Önemli olan,
halk söz konusu oldu¤unda, kuruflunbile hesab›n› yapan, açl›k s›n›r›n›nalt›nda bir yaflam› reva gören vekil-lerin, kendileri söz konusu oldu¤un-da, bir günü bile, emeklilik hakk›kazanmak için yeterli görmeleridir.
Böyle bir anlay›fl›n sahibi olduk-lar› için, halk›n büyük bölümü açl›kyaflarken, onlar bunu bir sorun ola-rak gündemlerine bile alm›yorlar.O¤ullar›n› çocuk yaflta zengin et-menin derdindeler. Halk›n vekilide¤il, soyguncu olduklar› için, birço¤u hakk›nda yolsuzluklardan, h›r-s›zl›klardan dosyalar mevcut.
Bunlara nas›l milletin vekili de-nilebilir? Milyonlar›n açl›k çekmesiumurlar›nda bile olmuyor. Halk içindaha fazla yoksulluk, açl›k anlam›-na gelecek yasalar› birbiri ard›na ç›-karmakta tereddüt etmiyorlar.
Halk›n en küçük hak talebini,bask› ile ezmekte sak›nca görmü-
yorlar. Fakat, kendi cepleri sözko-nusu oldu¤unda milyon dolarlar bi-le, gözlerini doyurmuyor.
Zerre kadar adalet, eflitlik duy-gusu olmayan, sömürüyü, soygunudo¤al bir faaliyet gibi görenleremilletin vekilleri denilebilir mi?
Fakat, tek bir kez olsun, halk›nç›karlar› için elleri kalkmam›flt›r.Bir kez olsun, halk›n ç›karlar› çer-çevesinde kürsüyü kullanmam›fllar-d›r. Onlara nas›l halk›n vekili deni-lebilir?
Seçim meydanlar›nda ““mmiill--lleettvveekkiillii oolldduu¤¤uummddaa kkeennddii ccee--bbiimm iiççiinn ççaall››flflaaccaa¤¤››mm”” diye oyisteyen milletvekili olur mu?Olmaz. Hepsi, halk için çal›fla-caklar›n› söylerler.
Fakat, burjuva politikac›lariçinde, seçildikten sonra hal-k›n ç›karlar› için çal›flan mil-letvekili de olmaz.
Bu durum bizim ülkemizdeoldu¤u kadar, tüm sömürü dü-zenlerinin do¤as›na uygunoland›r. Burjuva politikac›l›¤›halk› kand›rmakt›r, halk›n oy-lar›yla seçilip bir avuç egeme-nin ç›karlar› ve kendi ç›kar-lar› için çal›flmakt›r. Sömürü-ye dayal› düzenlerde farkl› ol-mas› da mümkün de¤ildir.
Burjuva politika-c›lar›n, tekelciburjuvalar›n açgözlülü¤ü bu dü-zen içinde engel-lenemez.
Çünkü sömürü düzenleri,milyonlar›n açl›¤›, yoksullu¤uüzerinden, bir avuç az›nl›¤›nzenginlik içinde yaflad›klar›düzenlerdir. F›rsat› eline geçi-renlerin, halk›n durumunuumursamadan, kendi cebinidoldurdu¤u düzenlerdir.
Oysa, milletvekili olmakneden bir ayr›cal›k olsun?Halk›n iktidar›nda böyle olma-yacakt›r. Halk›n iktidar›ndamilletvekili olmak, ayr›cal›kl›bir yaflam hakk› elde etmek
anlam›na gelmeyecektir. Ör-ne¤in, kimi sosyalist ülkeler-de, “milletvekillerinin” maafl-lar›, “milletvekili” olmadanönce çal›flt›klar› iflten ald›klar›maafl ne kadarsa, yine ayn›kal›r.
Dolay›s›yla, böylesi bir sis-temde kimse kendi kiflisel ç›-karlar› için, parlamenter ol-maya çal›flmaz. Halk›n temsil-cisi olmak, halka hizmet et-mek için istenen bir görevdir.
Halk›n iktidar›nda, vekilseçilmek yeni bir seçime ka-dar de¤ifltirilemez bir konumelde etmek de de¤ildir. Halktaraf›ndan denetlenen, gerek-ti¤inde geri ça¤r›l›p, yerinebir baflkas›n›n seçilebildi¤i birkonumdur.
‹stanbul Güngören’de, 27Temmuz akflam saat 22:00 ci-var›nda 10-15 dakika araylaüst üste iki bomba patlat›ld›.Bombalar›n patlat›ld›¤› Men-deres Caddesi, halk›n yo¤unbulundu¤u bir yerdi. Bomba-lamalar sonucu halktan 17 ki-fli öldü, 154 kifli yaraland›.
Henüz sald›r›y› kimin ger-çeklefltirdi¤i netlik kazanm›flde¤il, fakat sald›r›n›n kimihedefledi¤i ve kime hizmetetti¤i nettir. Halk› hedefle-mifltir. Her iki bomban›n ayn› yerde,arka arkaya patlat›lmas› da, halk›nhedef al›nd›¤›n› gösteriyor.
Halk› hedef alan tüm eylemlergibi, bu da halk düflmanlar›na, karfl›devrim güçlerine hizmet etmifltir.
Halka yönelik sald›r›lar, yapan-lar›n kimliklerinden ve amaçlar›n-dan ba¤›ms›z olarak, halk düflman-lar› cephesini güçlendirirler. Bu an-lamda kontrgerilla benzeri eylemle-ri iflte tam da bu amaçla yapar. Bunedenle de, halk› hedef alan eylemtarz›, kontrgerillaya aittir.
Güngören’deki sald›r›n›n sonu-cu da, bu olmufltur. Kimin yapt›¤›bu sonucu de¤ifltirmez. Halkta kor-ku ve panik yarat›lm›fl, sald›r›n›n ar-d›ndan ““tteerröörr”” demagojisi yap›la-rak, halkta güvensizlik oluflturmakamaçlanm›flt›r. Ve bu tarz sald›r›la-r›n kimler taraf›ndan yap›ld›¤›n›nhalk›n gözünde net olmamas›, oli-garflinin terör demagojisinin flu yada bu ölçüde etkili olmas›na dazemin haz›rlamaktad›r.
Halka karfl› sald›r›lar›n›n mer-kezlerinden olan sivil faflistler de
sald›r›y› f›rsat bilerek, ellerine bay-raklar› alarak cenazeleri flovenizmik›flk›rtmak için kullanmaya çal›flt›-lar. Halka yönelik eylemle bu zemin
oluflmufltu.
Bu ve benzeri sald›r›lar›protesto etmek, elbette bu dü-zenin sahiplerinin ve eli kan-l› faflistlerin ifli de¤ildir. On-lar do¤rudan kendileri yap-s›nlar ya da onlara hizmetedecek flekilde baflkalar› yap-s›n, her iki durumda da bbuuttüürr ssaalldd››rr››llaarrddaann bbeesslleenneenn--lleerrddiirr.. Sömürücülerin vezalimlerin halk›n kan›ylabeslenmesi budur zaten.
Net olarak belirtmek gere-kir ki, bu sald›r›larla iliflkisi olmad›-¤› gibi, iliflkisinin olamayaca¤›ndanda herkesin emin olabilece¤i tek ke-sim devrimcilerdir. Bunun nedeni,devrimcilerin eylem anlay›fllar›nda-ki halka zarar vermeme ilkesidir.
Halk› hedef alan, bu tarz sald›r›-lara karfl› mücadele edenler de sade-ce devrimciler olmufltur. Devrimci-ler, bugüne kadar halk› hedef alansald›r›lar› kim yaparsa yaps›n onunkarfl›s›nda oldular. Bugünden sonrada karfl›s›nda olmaya devam ede-cekler.
Devrimciler, Güngören’deki sal-d›r›y› ve bu eylem tarz›n›, net olarakkontrgerillan›n eylem tarz› olarakde¤erlendirmektedirler.
Say›: 157 35GÜNGÖREN
Halka Yönelik Sald›r›lar› Lanetliyoruz!
28 Temmuz’da Irak’›n Kerkük kentinde, yerel se-çimlere iliflkin ç›kar›lan ve Kerkük’ün statüsünün be-lirlenmesinde önemi olan kanunu protesto etmek ama-c›yla Kerkük Valili¤i önünde toplanan onbinlerceKürt’ü hedef alan bombal› sald›r›da, 25 kifli ölürken,180 kifli de yaraland›.
Kerkük’teki sald›r›n›n kimler taraf›ndan yap›ld›¤›da henüz netleflmifl de¤il. Fakat, bu bombal› eyleminemperyalizmin bölgede halklar› birbirine karfl› savafl-t›rarak yönetme politikas›na hizmet etti¤i aç›k.
Emperyalizm ve iflbirlikçileri, Irak’ta Kürt, Türk-
men, Arap, fiii, Sünniçerçevesinde halklar›birbiriyle çat›flt›rarak, enaz›ndan birlikte politikagelifltirmelerini engelle-
Kerkük’teki sorun da, mmiilllliiyyeettççii,, mmüüllkkiiyyeettççii politi-kalarla bugüne kadar çözümsüz b›rak›ld›. Çözümü be-lirleyecek olan, emperyalizmin de¤il, halklar›n iradesiolmal›d›r. Fakat, gerek emperyalistler gerek iflbirlikçi-ler halklar›n iradesinin ortaya ç›kmas›n› engellemekiçin ellerinden geleni yapmaktad›rlar... Ki, Kerkük’teKürt halk›n› hedef alacak flekilde patlat›lan bombay›ve bu tarz eylemleri de, emperyalizmin ve iflbirlikçile-rinin politikalar› d›fl›nda düflünmemek gerekir.
Halka yönelik sald›r› bu kez Kerkük’te:Halklar› Çat›flt›rmak Emperyalizmin Politikas›d›r
Güngören’deki Bombalar,
Halka Karfl› Sald›r›d›r
36 EMEK 3 AA¤ustos 22008
Ambarl› liman iflçileri bafltasendikalaflma olmak üzere haklar›için direniyorlar. Sendika çal›flmas›yürüttükleri için 57 arkadafllar›n›niflten at›lmas›yla 16 Temmuz günün-den beri direnifle geçen limaniflçileriyle görüfltük. Taleplerini,sorunlar› dinledik.
YYüürrüüyyüüflfl:: DDiirreenniiflfliinniizz nnaass››ll bbaaflflllaadd››??AAbbdduullllaahh TTaaflflaarr ((DDiirreenniiflflççii bbiirr iiflflççii))::Bir sendikal faaliyet bafllad› burada.‹lk etapta 407 arkadafl›m›z sendikayaüye oldular. ‹flveren bunu tespit etti¤ianda, geçifl yapt›rd› orda bize. Olay›na盤a ç›kmas›ndan sonra ilk etapta 5arkadafl›m›z› iflten ç›kard›lar. Dahasonra 52 arkadafl›m›z› iflten ç›kard›--lar. Bunlar geçerli hiçbir sebep göste--rilmeden oldu. Bu süreçte 52 arkada--fl›m›z olsun, di¤er 5 arkadafl›m›za ol--sun kesinlikle hiçbir tazminat falan
gösteriyorlar. Ço¤u--muzun zaten sa¤l›ksorunlar› var. Kullan--d›¤›m›z makineler iti--bariyle a¤›r ifl maki--nalar› kullan›yoruz. Geçmiflten bugüne
gelen bu bir tak›m sorunlar ço¤ald›k--ça iflçi de bunu anayasal hakk› olansendikalaflmaya götürdü. Bu bir suçde¤il hak bildi¤imiz kadar›yla. ‹nsan--lar hak kazanal›m derken bir kez da--ha haks›zl›¤a u¤rad›lar burada. Ana--yasal haklar›m›z› mahkeme yoluylada olsa alaca¤›z. Bizim as›l iste¤imiztazminatlardan ziyade sendikan›n bu--rada yerleflmesi. Biz hakk›m›z olankabul edilsin istiyoruz.
ggiissiinnii nnaass››ll bbuulluuyyoorrssuunnuuzz??AAbbdduullllaahh TTaaflflaarr:: Tuzla’daki olaylarabak›fl aç›s›yla Ambarl›’daki olaylarabak›fl aç›s› biraz dengesiz gibi geldibize. Tuzla’da insanlar öldü ama Am--barl›’da da insanlar öldü. Ambarl›’dada 12 tane arkadafl›m›z ifl kazas› so--nucu hayat›n› yitirdi. Yerel yönetim--lerden olsun demokratik kitle örgütle--rinden olsun pek kayda de¤er bir des--tek ald›¤›m›z söylenemez do¤rusu.Özellikle bas›ndan hiçbir destek al--mad›k. Sendikam›z Türk-‹fl’e ba¤l›bir sendika. Türk-‹fl’in bize daha çoksahip ç›kmas› gerekiyor. Liman önünde 3 gündür yapt›¤›m›zeyleme jandarman›n bask›s› nedeniy--le son verip köye (Yakuplu) tafl›d›k.Burada sürdürüyoruz. ‹flveren her za--man için burdaki kanun adamlar›n›bize karfl› kulland›. Ama biz y›lma--d›k, mücadelemiz devam ediyor.
MMuuzzaaffffeerr AAkkppuunnaarr:: Ben Liman-‹fl Sendikas›’n›n Genel Baflkan› Mu--zaffer Akpunar. Limanc›l›k a¤›r vey›prat›c› ifl kolu ve ne yaz›kki limançal›flanlar› köle misali çal›flt›r›l›yor.Asl›nda buradaki s›k›nt› da bugünbudur. Çal›flanlar kendisine ifl güven--cesi, insanca yaflaman›n koflullar›n›yaratabilmek için sendikal örgütlülü--¤ün olmas›n› istiyorlar. Her türlü hakiflverenin iki duda¤› aras›nda. Adambir hafta de¤il 21 gün çal›fl›yor 1 gündahi hafta tatili yapam›yor. Adam›n
yak›n› ölü--yor cena--zem var ce--nazeye git--mem laz›mdiyor, hay›rgit ölüm
ka¤›d›n› getir göreyim öyle göndere--yim diyor. Tam bir kölevari çal›flma.
MMuuzzaaffffeerr AAkkppuunnaarr:: ‹flçiler sen-dika haklar›n› kullanmak istediler. 20Haziran’da biz üye yapt›k patron 21Haziran’da Arser ifl makinalar›n› tut--tu la¤vetti, Marport olarak flirket de--¤ifltirdi. Bu tamamen bir hile yolu.Patronlar bakt› ki bu da yasal de¤il.Bu defa çal›flanlara bask› yapt›. Top--lam 57 kifliyi iflten att›lar. Geri kalaniflçi arkadafllar›m›z girifl kap›s›nda
kullan›lan flifreli kartlar›n flifreleride¤ifltirildi¤i için içeri giremediler.‹flveren bir noter getiriyor bunlar iflib›rakm›fl gibi bir izlenim yaratarakbir tutanak haz›rlat›yor. E¤er iste¤igibi ben seni iflten att›m diyorsa buiflveren için cennettir. Ama çal›flaniçin de cehennemdir.
sa¤lanamad›¤› dile getirildi. Hilton-Sa yöneticilerinin görüflmeleri t›ka-d›¤› belirtilerek mücadelenin devamedece¤i ifade edildi.
Aç›klama sonunda D‹SK 6. Böl-ge Baflkan› Kemal Aslan söz alarakTersanelere ve 1 May›s’a de¤indi vepatrona sorunun çözülmesi nokta-s›nda ça¤r› yapt›. Son olarak Av.Mustafa Cink›l›ç söz alarak sürecinyasal boyutu hakk›nda bilgi verdi.
Elektronik kart üretiminin yap›l-d›¤› Eczac›bafl› ve Alman GieskeDevriend flirketlerinin ortak oldu¤uE Kart Fabrikas›’ndaki grev 50’ligünlere yaklafl›yor. 120 iflçinin ça-l›flt›¤› fabrikada sendikalaflma çal›fl-mas› ilk olarak 2006 y›l› A¤ustosay›nda bafllam›fl. K›sa sürede örgüt-lenme tamamlan›p çok say›da iflçisendikaya üye yap›l›yor. Ancak pat-ronun bask›s› gecikmemifl. Sendi-kaya üye olan 66 iflçinin büyük ço-¤unlu¤u patronlar taraf›ndan zorlave noter masraflar› da karfl›lanaraksendikadan istifa ettiriliyor. Sendi-kalaflma çal›flmas› böylece sekteyeu¤ram›fl.
‹flçiler pes etmemifller. 2007 y›-l›nda yeniden örgütlenme çal›flma-s›na bafll›yorlar. ‹flçilerin büyük ço-¤unlu¤u yine sendikaya üye yap›l›-yor. E Kart patronlar› bir kez dahaiflçiye bask› uyguluyorlar. ‹flçilerisendikadan istifa etme ya da ifltenatma tehtidiyle karfl› karfl›ya b›-rak›yorlar. Bunun üzerine E KartFabrikas›’nda Bas›n ‹fl Sendikas› ta-raf›ndan 2 May›s’ta grev karar› as›-l›yor.
E Kart direniflçilerini grevlerinin44. gününde ziyaret ettik. Grevci ifl-çiler greve ç›kma süreçlerini bizeanlatt›lar.
Greve ç›kmalar› için yeterli say›-lar›n›n ucu ucuna oldu¤unu belirteniflçiler bu nedenle patronun üyeleresendikadan istifa etmeleri için yük-
lü miktarlarda para teklif etti¤i vebaz› iflçilerin bunu kabul etti¤ini an-latt›lar. Grevin yap›laca¤› gün istifaedenlerin yerine yeni üyeler yapa-rak greve ç›kan iflçiler, grevin ilkgünü greve ç›kan bir iflçinin ifltenat›ld›¤›n› söylediler. Patronla yap›-lan görüflmelerde patronun ‘ben ke-sinlikle bu fabrikada sendika iste-miyorum’ dedi¤ini anlatan iflçiler,greve ç›kma nedenlerinin patronla-r›n sendikalar›na yönelik sald›r›s›oldu¤unu belirtiyorlar.
Bas›n-‹fl ‹stanbul fiube Baflkan›Levent Dinçer ile grevle ilgili dü-flüncelerini konufltuk...
BBaass››nn--‹‹flfl ‹‹ssttaannbbuull fifiuubbee BBaaflflkkaa--nn›› LLeevveenntt DDiinnççeerr:: 44. günümüz bu-gün grevde. 2 y›ldan beri süren birsüreç var örgütlenmeyle ilgili. ‹çer-de uzun zamand›r bask›lar, para tek-lifleri, iflten ç›karmalar› yaflad›k. Enson iki üyemiz iflten ç›kar›ld›. ‹flve-ren en son tespit davas› açt› onu dakaybetti. Bu sald›r›lar sadece Bas›n-‹fl üzerinde de¤ildir. Bugün sendi-kalaflmak isteyen birçok iflyerindeayn› fleyler yaflan›yor. Bu sendika-laflmaya karfl› bir sald›r›d›r. Hükü-met farkl› gündemlerle iflçilerinhaklar›n› ellerinden ald›¤› bu uygu-lamalar›n üzerini örtmeye çal›fl›yor.Biz birarada olmal›y›z. Biz ayr› du-rursak bu sald›r›lar sürecektir. Türk-‹fl ‹stanbul fiubeler Platformu üze-rinden bir ça¤r› yapt›k tüm konfede-rasyonlara birlikte örgütlenme ça¤-r›s›. Bütün direniflleri, grevleri ortak
bir noktada toplamal›y›z. Amac›m›zbütün direniflleri, grevleri birlefltir-mek. Bu grevlerin, direnifllerin sen-dikalaflma mücadelesinin tek birbirleflik ortak mücadele haline geti-rilmesi gerekir.
Yaklafl›k 100 kamerayla iflyeriyirmidört saat izlenmekte, iflçile-rin birbirleriyle en küçük bir ko-nuflmas›na dahi müdahale edil-mekte.
Bas›n yay›n sektöründe ol-duklar› için iflçilerin 5 y›l erkenemeklilik haklar› bulunmakta.Ancak patronlar bunu bildirme-di¤i için iflçiler bu haklar›ndanyararlanamamakta.
Adana OOLEY‹S’ten AAç›klama
�
�
�
�
�
Say›: 157 37EMEK
38 HABER 3 AA¤ustos 22008
26 Temmuz günü ‹stanbul GaziMahallesi’nde ve Esenyurt’ta zam-lara karfl› eylemler yap›ld›. Gazi Te-mel Haklar ve Esenyurt Temel Hak-lar taraf›ndan yap›lan eylemlerdezamlara karfl› mücadele ça¤r›s›ndabulunuldu.
Gazi Temel Haklar taraf›n-dan düzenlenen yürüyüfl dernekbinas› önünden bafllad›. “Zam-lara Karfl› Gücümüz Birli¤imiz-dir” yaz›l› pankart açan Temel
Haklar üyeleri meflalelerle ve “Dile-nerek De¤il Direnerek Kazanaca¤›z,AKP Önce Aç B›rak›yor Sonra Di-lencilefltiriyor” yaz›l› dövizlerle GaziCemevi’ne kadar yürürken, çald›kla-r› davulla ve bofl tencerelerine vura-rak mahalle halk›n› yürüyüfle ça¤›r-d›lar. Mahalle halk›n›n pencerelerin-den balkonlar›ndan alk›fllarla ve slo-ganlara efllik ederek destek verdi¤iyürüyüfl boyunca “Zam Zulüm ‹fl-kence ‹flte AKP” sloganlar› at›ld›.Yürüyüfl sonunda cemevi önündeyap›lan aç›klamada halka ça¤r› yap›-larak “Açl›k ve yoksulluk kaderimizde¤ildir. Zamlara iflsizli¤e talanakarfl› mücadele etmek için örgütlene-lim!” denildi. Eyleme yaklafl›k 400kifli kat›ld›.
EEsseennyyuurrtt’’ttaa ZZaammllaarraa HHaayy››rr26 Temmuz günü Esenyurt’ta akflamsaatlerinde Pazar Caddesi’ndenyap›lan yürüyüfl “Zamlara Karfl› Gü-cümüz Birli¤imizdir” pankart›n›naç›lmas›yla bafllad›. Balkonlardan vepencerelerden alk›fl ve ›sl›klarlahalk›n destek verdi¤i eylemde “Zam-lara Hay›r, Dilenerek De¤il, Direne-rek Kazanaca¤›z, Halk›z Hakl›y›zKazanaca¤›z” sloganlar› at›ld. Birsaate yak›n süren yürüyüfl MareflalFevzi Çakmak Caddesi’nin sonundabulunan Esenyurt Temel Haklar veÖzgürlükler Derne¤i önünde yap›-lan bas›n aç›klamas› ile son buldu.
“PKK’ye yard›m ve yatakl›k” suçlamas›yla tutuk-lanan ve Siirt Kapal› Hapishanesi’nde tutulan 77 ya-fl›ndaki Ali Çekin, hastal›¤›n›n tedavi edilememesi ne-deniyle 29 Temmuz’da yaflam›n› yitirdi.
Ali Çekin’e Siirt Hapishanesi’nde iken karaci¤erkanseri teflhisi konulmufltu. Yak›nlar›n›n, demokratikkurumlar›n tüm giriflimlerine ra¤men tahliye edilme-yen Çekin, hastal›¤›n›n ilerlemesi üzerine sevkedildi¤iCerrahpafla T›p Fakültesi Hastanesi’nde kurtar›lama-yarak yaflam›n› yitirdi.
27 Temmuz’da Kad›köy ve Ba¤c›lar’da yap›lan ey-lemlerle Hayat TV’nin yay›n›n›n durdurulmas› protestoedildi. Ankara’da da 29 Temmuz günü yap›lan eylem-de, KESK, EMEP, DTP, SPG, ÖDP, SDP, EKD’li Ka-d›nlar, yay›n durdurulmas›na son verilmesini istediler.
Hayat Tv Bürosu önünde yap›lan eylemde,TBMM, ‹çiflleri Bakanl›¤›, RTÜK ve Türksat’a protes-to metinleri gönderildi.
Ormanlar›m›z AAlevAlev YYan›yor…
Dersim’de artan askeri operasyonlarla beraber da¤-l›k araziler ve ormanlar bombalanarak atefle verildi.Son zamanlarda yo¤unlaflan askeri operasyonlarla bir-likte merkeze ba¤l› Güleç Köyü Dot bölgesinde, Nazi-miye, Dall›bahçe Köyü ve merkeze 2 km uzakl›ktakiGazik Tepesi askerler taraf›ndan atefle verildi.
Dersim’de K›rm›z› Da¤, Dot, Güleç (Dera Hagü)Köyü mevkiindeki ormanlar askerlerce tutuflturulma-s› sonucu iki gün boyunca yand›. Yang›n› söndürmekisteyen orman iflçilerine ise ikinci günün sonunda izinverildi. Yang›na müdahale etmek amac›yla Orman ‹fl-letmesi iflçileri, Belediye iflçileri DTP ve Halk Cephe-liler de sabah saatlerinde yang›n yerine gittiler. Yap›-lan çal›flmalar sonucu yang›n söndürüldü. ‹ki hektarl›kalan ise yanarak kül oldu.
Yaflanan orman yang›nlar› ile ilgili olarak DersimTemel Haklar Derne¤i’nin de bulundu¤u DKÖ temsil-cileri orman yang›n›n oldu¤u yere giderek bas›na aç›k-lamada bulundular. Belediye Baflkan›, Baro Baflkan›ve ‹HD Baflkan› yapt›klar› aç›klamada operasyonlarlabirlikte geliflen orman yang›nlar› Dersim’ i insans›z-laflt›rmak için yap›lmaktad›r, bizler bunun takipçisiolaca¤›z dediler.
Dersim’de K›flla Meydan›’naas›lan, üzerinde Seyit R›za’n›nresminin oldu¤u ve “Senin Ya-lanlar›n, Hilelerinle Bafl Edeme-dim Bu Bana Dert Oldu. Bende,
S e n i nÖ n ü n d eDiz Çök-meyece -¤im, BuDa SanaDert Ol-
sun” yaz›l› TUDEF imzal› pankart›n savc›l›k karar›yla polis taraf›n-dan indirilmesi Yeralt› Çarfl›s›’ndan K›flla Meydan›’na yap›lan bir yü-rüyüflle protesto edildi.
28 Temmuz günü yap›lan ve Halk Cephesi’nin de destek verdi¤ieylemde polis taraf›ndan indirilen pankart ve 38 Dersim isyan› önder-lerinden Alifler’ in foto¤raflar› tafl›narak “Mezela Sey R›zay Kotiya”slogan› eflli¤inde yürüyüfle geçildi. K›flla Meydan›’nda yap›lan aç›kla-malarda da “savc›l›¤› ve polisi bu hukuk d›fl› tutumundan dolay› k›n›-yoruz, Seyitlerimize sahip ç›kmaya yollar›nda yürümeye devam ede-ce¤iz” denildi.
31 Temmuz günü TMMOB MMO’da bas›n toplant›s› düzenleyenörgütler; BDSP, DTP, EMEP, EHP, ESP, Halk Cephesi, HKM, Kald›-raç, Köz, ODAK, ÖDP, SODAP, SDP, SPG ve TÖP “Kontgerilla Dü-zeninden Hesab› Emekçi ve Ezilen Halklar›m›z Soracakt›r” dediler.
Aç›klamada AKP’nin demokratl›k masallar› teflhir edilerek “Bu-gün bu operasyonu ve çetelerin üzerine gitme söylemlerini Susur-luk’tan biliyoruz” dediler.
AKP’nin ve generallerin ABD iflbirlikçisi oldu¤u, Ergenekon Ope-rasyonu’nun ayn› zamanda Ortado¤u Projesi çerçevesinde kontrgeril-lay› yeniden düzenleme, safralardan kurtulma amac›yla yap›ld›¤›n›nbelirtildi¤i aç›klamada “biliyoruz ki it dalafl› bir kez bafllad›¤›nda tozduman kald›r›l›p gerçeklerle yalanlar kar›flt›r›l›p halk›n gözünden as›lsorumlular uzak tutulmaya çal›fl›l›r. T›pk› bu gün oldu¤u gibi. Bir yan-dan devletin, kontrgerillan›n kanl›-kirli-kara tarihini aklamak içindevrimcilere, devrimci-yurtsever örgütlere çamur atarken di¤er yan-dan Ergenekon’un M‹T’le, Emniyetle, Genelkurmay’la ba¤›n›nolmad›¤› döne döne anlat›lmaktad›r. Hepsi yaland›r. Gerçek olan
devletin halka karfl› yürüttü¤üsavaflt›r ve bu savaflta kontrgerillaörgütlenmelerinin yeri nettir” denildi.
‹lerleyen süreçte eylemlerinedevam edeceklerini bilirten örgütler,3 A¤ustos Pazar günü Galatasaray Li-sesi önündeki eyleme ça¤r› yaparakaç›klamay› bitirdiler.
Kontgerilla DüzenindenHesab› Emekçi ve EzilenHalklar›m›z Soracakt›r
Seyit RR›za OOligarfliye ‘Dert’ Olmaya DDevam EEdiyor
26 Temmuz günü Gemlik TemelHaklar ve Özgürlükler Derne¤i, ye-ni yerine tafl›nmas› dolay›s›yla biraç›l›fl düzenlenledi.
Aç›l›flta yap›lan konuflmalardadüzenin yoz kültürü ve sald›r›lar›y-la dayan›flmay›, paylaflmay› yoketti-¤i, bu sald›r›lara karfl› mücadele ve-rilmesi gerekti¤i söylendi.
AKP’nin politikalar› ve Ergene-kon aldatmacas› teflhir edilerekAKP’nin de Ergenekoncular’›n daAmerikan iflbirlikçisi oldu¤ununbelirtildi¤i aç›l›fl Grup Yar›n’›n söy-ledi¤i türkülerle son buldu.
""SSiivvaass YYaannddıı 1155 YYııllOOlldduu""
17 Temmuz günü Gazi Mahalle-si Cem Dü¤ün Salonu’nda SivasKatliam›’n› anlatan bir oyun sergi-lendi.
Yaklafl›k 300 kiflinin izledi¤ioyun öncesinde yap›lan konuflma-larda ise Gazi Mahallesi’nde varolan yozlaflmaya karfl› birlikte hare-ket edilmesi ça¤r›s› yap›ld›.
Gazi Temel Haklar ve Özgürlük-ler Derne¤i taraf›ndan düzenlenen"Yozlaflmaya Karfl› Dostluk FutbolTurnuvas›" devam ediyor.
‹lk hafta maçlar› 29 Haziran gü-nü oynanan turnuvaya mahalleninçeflitli bölgelerinden 16 tak›mkat›ld›. Gazi Spor tesislerinde oyna-nan maçlarda sahaya düzenin yoz-laflt›rd›¤› insanlar taraf›ndan öldü-rülen Cengiz Duygulu, Esat Atma-ca, Erkan Bayer'in foto¤raflar›n›nda bulundu¤u bir pankart as›ld›.
40 KÜLTÜR 3 AA¤ustos 22008
Halk Cephesi Dersim Temsilcili¤i 27 Temmuz’da“8. Dersim Kültür ve Do¤a Festivali’ne Ça¤r›m›zd›r”bafll›kl› yaz›l› aç›klama yay›nlad›. Dersim’in yaflad›¤›bask›lar ve bu bask›lara karfl› Dersim’in isyan›n›n anla-t›ld›¤› aç›klamada “ne olursa olsun Dersim halk› onu-runa, namusuna, topra¤›na sahip ç›kacakt›r” denildi.
Tarihinde direnifllerle, isyanlarla an›lan Dersim’in;
festivalinin de devrimci bir temelde olmas› gerekti¤ininsöylendi¤i aç›klamada, “Tafl›n›n, topra¤›n›n direnifledestek oldu¤u bir flehirde, festival de halklar›n mücade-lesini gelifltirmeli, emperyalizme karfl› bilinci yükselt-melidir” denilerek, Dersim halk›n›n özüne ve ad›na uy-gun, devrimci bir festival istedi¤i vurguland›.
Aç›klamada “Dersim Halk Cephesi, iflte bu temeldeDersim halk›na yarafl›r bir festival için çal›flmalar yürü-tecek ve halk›n taleplerine cevap vermek için çal›flmala-r›na devam edecektir” denilerek Munzur Festivali’neça¤r› yap›ld›.
MunzurFestivaliEngellenemez
Dersim’de bu y›l 8.’si yap›lanMunzur Kültür ve Do¤a Festivalikapsam›nda Naz›miye’de yap›lma-
dan engellenmesi 28 Temmuz’dahalk taraf›ndan yap›lan eylemleprotesto edildi.
Naz›miye çay bahçesinde topla-nan kitle, “Bertal Atefl ‹stifa” slo-ganlar›yla, Cumhuriyet Meyda-n›’nda bulunan belediye binas›n›nönüne kadar yürüdü. Burada GebzeTunceliler Derne¤i yöneticisi SinanK›rm›z›çiçek taraf›ndan yap›lanaç›klamada festivalin Belediye Bafl-kan› Bertal Atefl taraf›ndan engel-lendi¤i söylenerek bu yanl›fltan vaz-geçmesi, halktan özür dilemesi içinça¤r›da bulunuldu. “Naz›miye halk›olarak bu haks›zl›klara karfl› her
alanda demokratik tepki-mizi ortaya koymaya siziteflhir etmeye devam ede-ce¤iz” denildi.
Aç›klaman›n okundu¤us›rada bir polis panzeri kit-lenin içine girerek halk› da-¤›tmaya çal›flt›. Ancak kit-lenin kararl› duruflu sonucupolis panzeri kitlenin içinden ç›k-mak zorunda kald›. Eylem bittiktensonra belediye binas›n›n önüne si-yah çelenk b›rak›ld›. S›k s›k “Mun-zur Özgür Akacak”, “Munzur’daBaraj ‹stemiyoruz”, “Baflkan ‹stifa”sloganlar›n›n at›ld›¤› eyleme 100kifli kat›ld›.
Malatya-Arguvan’da 26–27Temmuz tarihleri aras›nda 6.Geleneksel Arguvan Türkü Fes-tivali gerçekleflti.
2007 Ölüm Orucu flehidi SelmaKubat’›n resimleri süslüyordu.
Yürüyüfl okurlar› da dergimi-zin 155. say›s›n›n tan›t›m› ve sa-t›fl›n› yapt›lar. Dergimizi görenArguvanl›lar; “devrimcileri gör-düklerinde çok sevindiklerini vedevrimciler oldu¤u sürece umut-lar›n› kaybetmediklerini, kendi-lerini güvende hissettiklerini”dile getirdiler.
Didim Hac›Bektafl Veli Kültürve Tan›tma Derne¤itaraf›ndan 26 Tem-muz günü Cemeviönünde bir konsergerçeklefltirildi. Ye-rel sanatç›lar›n tür-küleri ve deyiflle-riyle dinleti verdi¤ikonserde Grup Gü-n›fl›¤› da söyledi¤itürküler ve marfllar-la Didim halk›naseslendi.
Grup Gün›fl›¤›elemanlar› konser-de yapt›klar› ko-nuflmada "türküle-
rimizi mücadeleninoldu¤u her yerdesöylemeye devamedece¤iz" dediler.750 kiflinin kat›ld›-¤› gecede Ege'denKaradeniz'e uzananbir repertuarla sah-ne alan Gün›fl›¤›,çekilen halaylar ve"Çav Bella" Marfl›-n›n hep bir a¤›zdansöylenmesi ile kon-seri bitirdiler.
Gün›fl›¤›'n›n ar-d›ndan da sevilenhalk müzi¤i sanat-ç›s› Abidin Biterkonseri gerçekleflti.
Halk Cephesi’nden Munzur Festivali’ne Ça¤r›
Arguvan TTürkü
Festivali YYap›ld›
Gün›fl›¤› DidimlilerleBulufltu
Oportünizm genellikle san›ld›¤›ve zaman zaman da yanl›fl kulla-n›ld›¤› gibi, bir “siyasal ak›m” de-¤ildir. Bir ideoloji de¤il, bir siyasaldavran›fl biçimidir. OOppoorrttüünniizzmm,,MMaarrkkssiizzmm--LLeenniinniizzmmddeenn ssaappmmaa ssii--yyaassaall aakk››mmllaarr››nn öözzeelllliikklleerriinnddeenn bbii--rriissiiddiirr..
Bu tan›m ayn› zamanda, opor-tünizmin maddi zeminini de göste-rir. Burjuvazi, yüksek ücretler veçeflitli ayr›cal›klar sunarak sat›nalabildi¤i bir kesimi, iflçilerin mü-cadelesini engellemek, tehlikesizbir çizgiye çekmek için kullan›r.Bunlar, burjuvazinin iflçi s›n›f› için-deki ajanlar› durumuna gelirler.Örne¤in, iflçi aristokrasisinin, iflçis›n›f› içindeki konumu böyledir.
Fakat, oportünizm salt iflçi aris-tokrasisine özgü ya da sadecemaddi teflviklerle sat›n al›nm›fl birkesimde görülen davran›fl biçimide¤ildir. fiu ya da bu nedenle bur-juvaziye karfl›, kararl› bir mücade-le yürütemeyen kesimlerin, zor-
luklar karfl›s›nda ald›klar› tav›rlar-da da genellikle oportünizm vard›r.Oportünizm, koflullar›n gerektirdi-¤i mücadele biçimlerini hayata ge-çirmek yerine, koflullar› kendineuydurmaya çal›flarak, mücadele-nin üzerlerine yükledi¤i görevler-den kaçar.
ÖÖzz oollaarraakk iiffaaddee eeddeerrsseekk,, opor-tünizm bir davran›fl tarz›d›r. Budavran›fl tarz› bilimsel do¤rularlave toplumsal ç›karlar› esas alarakhareket eden, Marksist-Leninistle-re özgü bir davran›fl tarz› de¤il; bi-reysel-grupsal ç›karlara göre hare-ket eden burjuvaziye ve Marksizm-Leninizmden sapma ak›mlara öz-gü bir davran›fl tarz›d›r.
Revizyonist-reformist diye ta-n›mlad›¤›m›z, Marksizm-Leninizm-den sapma siyasal ak›mlar ço¤un-lukla, ayn› zamanda ooppoorrttüünniisstttir-ler. Örne¤in, II. enternasyonal re-vizyonist partileri, Çarl›k Rus-ya’s›nda Menflevikler, ülkemizdekirevizyonist-reformist ak›mlar,ooppoorrttüünniisstt karakterdedirler.
Örne¤in, II. enternasyonaloportünizminin görüflleri; “prole-taryan›n nüfusun ço¤unlu¤unasahip olmad›¤› ülkelerde koflullar›m›fl olsa da iktidar› almas›na karfl›
olmak”, “iflçilerin mücadelesiniparlamenter biçimlere hapset-mek”tir. II. enternasyonal oportü-nizmi bu görüfllerini, Marks’›n kimiözgün koflullar için söyledi¤i sözle-re dayand›r›r ve o görüflleri, de¤i-flen koflullar› gözetmeksizin dog-malaflt›rarak uygulamaya çal›fl›r.
Yine örne¤in ülkemizdeki opor-tünizmin belirgin özellikleri içinde,Marks’›n kimi özgün koflullar içinsöyledi¤i sözleri genellefltirerek,parlamenter mücadele biçiminimutlaklaflt›rmak veya Sovyetikayaklanmayla, Çin halk savafl›modellerini flablonlaflt›rarak ülke-miz koflullar›na uygulama çabas›vard›r.
Ülkemizdeki siyasal ak›mlar›tan›mlarken, genellikle TKP, T‹P,TS‹P gibi bir dönemin SBKP reviz-yonizmi yörüngesinde hareketeden partilere revizyonistler, ÇKPve AEP’çi çizginin flablonlaflt›r›c›-lar›na da oportünistler denilmifltir.
Fakat bu ayr›m, as›l olarak buörgütlerin öne ç›kan davran›fllar›itibariyle yap›lm›flt›r. De¤ilse,oportünist diye tan›mlanan örgüt-ler de, Marksizm-Leninizmi tahrifetme boyutuyla revizyonisttir.
Yine, Mahir Çayan; her çeflitoportünizmin, en son tahlilde, iflçis›n›f› ve müttefiklerinin yanl›fl de-¤erlendirilmesine dayand›¤›n› be-lirtir. Ya iflçi s›n›f›n›n gücünü abar-tarak, ya da iflçi s›n›f›n›n gücünügörmezden gelerek devrim biçimi-ni, görevlerini ve ittifaklar›n› yanl›flde¤erlendirirler. Bu da ülkemizdekioportünist kesimlerin belirgin özel-liklerindendir. Bir k›sm›, iflçi s›n›f›-n› yok sayarken, bir di¤er kesimiflçi s›n›f›n›n gücünü abartarak,ona göre stratejiler gelifltirir, di¤ers›n›flarla ittifak›n› reddeder.
Avrupa Göçmen ‹flçilerFederasyonu, Ulm ‹flçi Genç-lik Kültür Derne¤i, AlmanyaMarksist-Leninist Partisi veçeflitli demokratik kitle örgüt-lerinin kat›l›m›yla 29 Tem-muz’da yap›lan eylemde,Berber’in serbest b›rak›lmas›talep edildi.
Stammheim 129b Davas›’na Protesto
A l m a n y a ’ n › nLudwigshafen fleh-rinde 3 fiubat2008’de ç›kan yan-g›nda Türkiye’li 9kifli ölmüfl, 60 kifliyaralanm›flt›. Yan-g›n’a iliflkin sürendava, bir sonuca
ulaflmadan bitirildi.
Davan›n bitirilmesine ve suçlular›ncezaland›r›lmamas›na iliflkin AnadoluFederasyonu Berlin Temsilcili¤i 27Temmuz’da “Yand›¤›m›zla Kald›k” di-yerek, bir aç›klama yapt›.
Yaflanan yang›ndan dolay› Alman-ya’daki Türkiyeli’lerin ve tüm göçmen-lerin hep beraber ac› çekti¤ini vurgula-yan Federasyon, Türkiyeli ve Almanpolitikac›lar›n halk› oyalamak ve suçlu-lar› yakalamak için sözde giriflimlerdebulunduklar›n› fakat yine de davan›nbilinçli olarak sonuca uluflt›r›lmadanbitirildi¤ini dile gittirdi.
Anadolu Federasyonu aç›klamas›n-da; “Almanya’da yaflanan bu trajik
olay, Al-man devle-tine karfl›,genel ola-
rak bütün göçmenlerde Almanya’n›nson y›llarda artan, yabanc› düflman› po-litikalar›yla birlikte ciddi bir güvensiz-lik yarat›rken. Göçmenler olarak, bizleraç›s›ndan yand›¤›m›zla kalmam›z veadaletin yerini bulmamas›, hepimizdederin ve ac›l› bir yara acm›flt›r. Öte yan-dan, Alman devleti, bizleri testetmek-ten geri durmayaca¤›n› aç›klam›fl du-rumda. Çünkü Vatandafl olmak isteyen-lere sorulan sorular, afla¤›lay›c›, ayr›m-c› ve ›rkç› bir zihniyeti yans›tmas› yü-zünden kamoyunda ya¤un tart›flmalaryap›lm›fl, Vatandafll›k Testi sorular› cid-di elefltiriler almas›na ra¤men, 1 Eylül2008 tarihinden itibaren uygulamayakonulaca¤› aç›kland›” dedi.
Federasyon bu yang›n ve daha önce-de yaflanan sald›r›lara karfl› kampanya-lar örgütledi¤ini ve örgütemeye devametti¤ini belirterek, Almanya’da yaflayantüm Türkiyeli’lere ve göçmenlere “Al-manya’da 40 Y›ll›k Eme¤imizle Var›z,Hakk›m›z› ‹stiyoruz, Art›k yand›¤›m›z-la kalmayal›m” diyerek örgütlenme vemücadele ça¤›r›s›nda bulundu.
Yand›¤›m›zla Kald›k
Zafer An›t› ZiyaretiBerlin Ikad, Do¤u Alman-
ya döneminden kalma SovyetK›z›l Ordusu’nu sembolizeeden Zafer An›t›’n›n oldu¤uTreptower Parka bir gezi dü-zenledi.
Zafer An›t›’nda, k›z›l ordu-nun Naziler’e karfl› mücadele-sini konu alan kabartma figür-ler bulunuyor.
Yoksullarla zenginlerin yaflam-lar› ve ölümleri aras›nda uçurumvard›r. Örne¤in, yoksullar› göç yol-lar›nda t›ka basa doldurulduklar›konteyn›rlarda bulan ölüm, zengin-lere yaklaflamaz bile. Sadece yok-sullar›n cesetleri, yol kenarlar›naüst üste y›¤›lm›fl flekilde, ya da çöpy›¤›nlar›n›n alt›nda bulunur.
“‹fl kazalar›”, zenginlerin günde-mine çal›flt›rd›klar› iflçiler öldü¤üiçin girer.
tan’dan ve Burma’dan yola ç›kt›lar.Açt›lar, Avrupa ülkelerine giderekbir yaflam kurmay› umuyorlard›.Bunun için bulabildikleri son para-lar› vererek, bir t›r›n kasas›na dol-dular.
Yunanistan’a gitmek için Türki-ye’den geçiyorlard›. T›r›n kasas›aç›ld›¤›nda, içlerinden 14’ü ölmüfl,bir ço¤u bayg›nl›k geçiriyordu.
30 Temmuz’da KüçükcekmeceGölü k›y›s›na at›lm›fl olarak bulun-du cesetleri, bir ço¤u da çevreye da-¤›lm›fl, durumda idiler.
Suçlu yine, t›r›n floförü ilan edil-di, oysa onlar› içinde ölecekleri t›r›nkasas›na bindiren koflullar› yaratanen baflta emperyalistlerdir. Emper-yalizme, sömürgecili¤e dokunma-dan bu ölümler aç›klanamaz.
TTeerrssaanneeddee KKaazzaa,, 88 ‹‹flflççii ÖÖllddüüYYuunnaanniissttaann’’››nn Pire kentinde ba-
k›m yap›lan bir tankerde meydanagelen patlama sonucunda 8 iflçi öl-dü...
25 Temmuz’da meydana gelenkaza, sorunun sadece ülkemizdekitersanelerde olmay›p, emekçilerindünya çap›nda bir sorunu oldu¤unadikkat çekti. Kapitalistler dünyan›nher yerinde iflçi sa¤l›¤› ve güvenli¤iiçin ay›rd›klar› bütçeleri küçültü-yorlar.
Liman iflçilerinin ifl yerlerinde
can güvenli¤i olmamas› nedeniyle 3günlük grev yapacaklar› aç›kland›.
Çöp y›¤›nlar› alt›nda ölümlerinyafland›¤› Guatemala tablosunu biryetkili flöyle anlat›yor; kimi Guate-malal›’lar›n ölen akrabalar›n› göme-cek paralar› olmad›¤› için, cesetleri-ni at›k biriktirme tesisine b›rak›yor-lar ve her gün onlarca kifli at›k tesi-sine gelerek ölülerin üzerinde birfleyler ar›yor.
Say›: 157 43DÜNYA
Kazalarda, Göç Yollar›nda, Çöp Y›¤›nlar›n›n Alt›nda
Onlar›n Ölümleri Yoksulluktan
Açl›k her yerde,fakat Afrika’daki aç-l›k farkl›, orada açl›keflittir ölüm demek-tir.
OOxxffaamm adl› kurulufl,, dünyada ar-tan petrol ve hububat fiyatlar› nede-niyle, Afrika’da 14 milyondan fazlainsan›n acilen yiyecek yard›m›naihtiyac› oldu¤unu aç›klad›.
24 Temmuz’da aç›klama yapanOxfam, milyonlar›n açl›k çekti¤i ül-kelerin Etiyopya, Somali, Uganda,Cibuti ve Kenya oldu¤unu söyledi.Afrika’n›n bu ülkelerinde açl›k sü-rekli gündemdeki sorundur. 14 mil-yonun açl›¤›n›n nedeni de emperya-lizmden baflkas› de¤il. Emperyaliz-
min kar h›rs›n›n yaratt›¤› krizlerinetkileri de öncelikle ve en a¤›r fle-kilde, yoksul ülkelerde hissediliyor.Bedeli, sömürülen yoksul ülkelerinhalklar› ödüyor.
Fakat, krizler de durup dururkenç›km›yor. Dünyada yoksullu¤u art›-ran kurakl›¤›n, petrol ve hububat fi-yatlar›n›n artmas›na neden olan“krizin” sorumlusu da emperyalist-lerdir.
Bugün Afrika’da açl›¤› bu bo-yutlara ç›karan hububat s›k›nt›s›ndada, spekülasyonlar›n önemli pay›vard›r. Ç›plak gerçek fludur; emper-yalist tekeller kasalar›n› daha fazladolduracak diye, dünya halklar› aç-l›k çekmektedir.
14 Milyon Afrikal› AçKim Bunun Sorumlusu?
Filistin: Gazze’de 6 Kifli Öldürüldü
Filistin’de El Fetih ve Hamasaras›ndaki iktidar çat›flmas› sürü-yor.
Filistin’in Gazze kentinde mey-dana gelen bir patlamada 5 Hamasüyesinin ve 6 yafl›ndaki bir k›z ço-cu¤unun öldü¤ü, 20 kiflinin de ya-raland›¤› aç›kland›. Bu Gazze’de24 saat içinde gerçeklefltirilenüçüncü bombal› sald›r› oldu.
Bu arada El Fetih taraf›ndanyap›lan aç›klamada; Hamas gü-venlik yetkililerinin, patlamadansonra El Fetih yandafl› onlarca ki-fliyi gözalt›na ald›¤› bildirildi.Aç›klamada patlamaya iliflkin 120kiflinin tutukland›¤› belirtildi.
Ayn› dönemlerde, ‹ngiltere’de,Amerika’da, Hollanda’da ve bir çokAvrupa ülkesinde insan haklar› bil-dirileri, benzer içerikte yay›nlan›-yordu.
Kimileri, burjuvazinin o tarihseldönemdeki ilerici rolüne bakarak,burjuvaziye ilelebet sürecek bir ile-ricilik rolü biçmek isterler. Elbettegerçek öyle de¤ildir. Burjuvazi, 19.yüzy›l sonlar› ve 20. yüzy›l baflla-r›ndan itibaren gericileflmifl, bir dö-nem savundu¤u insan haklar›n› çi¤-neyen egemen s›n›f durumuna gel-miflti. Bu gerici rolünü halen sürdü-rüyor.
Söz konusu tarihsel dönem için-de, yay›nlanan insan haklar› bildir-gelerini hat›rlamak, burjuvazininbugün o tarihlerde savunduklar›n›nnas›l gerisine düfltü¤ünü göstere-cektir.
Burjuvazi ozaman, halkazulmeden birdüzeni y›kt›¤›için, bunu bil-dirgede de aç›k-ça savunuyor-du. Bugün ken-disi halka zul-meden duru-munda oldu¤uiçin, düzen de-¤iflikli¤ine izinverilemeyece-¤ini söylüyor.
***
1122 HHaazziirraann 11777766''ddaa iissee VViirrggii--nniiaa ‹‹nnssaann HHaakkllaarr›› BBiillddiirriissii yay›n-lan›yordu. AABBDD BBaa¤¤››mmss››zzll››kk BBiill--ddiirrggeessii’’nnee benzeyen bu bildiride,insan haklar›na iliflkin bugün birçok ülkede olmayan somut vurgularvard›. Örne¤in flöyle diyordu;
M. 2) Tüm güç halkta toplan›rve halktan gelir; yyeettkkiillii kkiiflfliilleerr hhaall--kk››nn vveekkiilllleerriiddiirrlleerr;; hhaallkk iiççiinn ççaall››--
Oysa, bugün Amerika’da bugün,herhangi bir suç idddias› bile olma-
44 TAR‹H 3 AA¤ustos 22008
Haf›zaGerçekler unu tulmas›n diye
‹nsan Haklar›Savunuculu¤undanHak ve Özgürlük
Düflmanl›¤›na
Fransa- ‹nsan Haklar› Bildirisi ‹lan Ediliyor
dan, ““ssuuçç iiflfllleemmee tteehhlliikkeessiinnee”” karfl›kiflileri tutuklama yetkisi mevcut. El-bette ülkemizde de, yasal olmasa da,bu durum fiilen geçerlidir.
HHFrans›z devrimi, burjuvazinin o
tarihsel koflullar içinde, insan haklar›savunucusu olmas›n›n maddi neden-lerini en iyi anlatan devrimdir.
18. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, Fran-sa’da feodal sistem tam bir çözülmeyaflamaktad›r. Halk aç ve yoksul, kralve çevresi ise tam bir savurganl›k veahlaks›zl›k içindedir.
Yaflanan köylü ayaklanmalar› veiflçilerin eylemleri bu tablonun do¤alsonucu idi. Sistemi de¤ifltirmek gere-¤i ortadayd›. Fakat, sistemin t›kan›k-l›klar›n› yine sistemin kendi içindeaflman›n olana¤› da yoktu. T›kan›k-l›klar›, feodalizmin y›k›lmas› ve yenibir düzenin kurulmas› ile afl›lacakt›.
Tarihsel çarp›flmalardan birisi ya-flanacakt›. Kral birliklerini toplarken,Paris’li kitleler de silahlanmaya bafl-lad›lar. ‹syan’›n bafllama tarihi 13Temmuz’dur. ÖÖnneemmllii bbööllüümmüü yyookk--ssuull iiflflççiilleerrddeenn oolluuflflaann iissyyaanncc››llaarr,, 1144TTeemmmmuuzz’’ddaa BBaassttiillllee’’ii bbaasstt››llaarr.. Bas-tille'in ele geçirilmesi, Frans›z Devri-mi’nin de bafllang›c› say›l›r.
KKuurruuccuu MMeecclliiss,, iikkttiiddaarr›› eellee aalldd››..Ayn› anda belediyenin kendi-kendiniyönetim örgütü, komün, kuruldu.
Kurucu Meclis, 2266 AA¤¤uussttooss11778899''ddaa,, ““YYuurrttttaaflfl VVee ‹‹nnssaann HHaakk--llaarr››BBiillddiirriissii””ni kabul etti.
Bildiri feodal sisteme darbe vur-du¤u, hak ve özgürlükleri geniflletti¤iiçin tarihsel olarak ilericiydi. Eflitlik,özgürlük, ba¤›ms›zl›k, yaflam hakk›,örgütlenme ve bask›lara karfl› diren-me haklar›n› içeriyordu.
Bunun yan›nda, en baflta da burju-vazinin ““mmüüllkkiiyyeett eeddiinnmmee hhaakkkk››nn››””güvence alt›na almay› amaçl›yordu.Bu söz konusu bildirinin s›n›fsal nite-li¤inin, burjuva oldu¤unun da ifadesi-dir.
““YYuurrttttaaflfl VVee ‹‹nnssaann HHaakkllaann BBiillddii--rriissii””nin de ilk maddesi insanlar›neflitli¤ine vurgu yap›yordu.
Direnme hakk› flöyle formüle edi-liyordu;
“2) Her siyasal toplulu¤un anaamac›, hukuki taahhüt alt›ndaki, do-¤al insan haklar›n› korumakt›r. BBuuhhaakkllaarr öözzggüürrllüükk,, mmüüllkkiiyyeett,, ggüüvveennlliikkvvee bbaasskk››yyaa kkaarrflfl›› ddiirreennmmeeddiirr..””
Di¤er maddelerden baz›lar› flöyleidi:
4) ...her insan›n do¤al haklar›n›kullanmas›, toplumun di¤er üyeleri-nin de ayn› haklardan yararlanmas›-n› güvence alt›na alan s›n›rlardanbaflka s›n›r tan›maz. Bu s›n›rlar daancak yasayla belirlenebilir.
5) Yasa, ancak topluma zararl›olan eylemleri yasaklayabilir. Yasa-n›n yasaklamad›¤› hiçbir fley engel-lenemez;...
6) Yasa genel iradenin ifadesidir.Tüm yurttafllar›n, genel iradenin olu-flumuna flahsen ya da temsilcileriarac›l›¤›yla kat›lmak haklar› vard›r...
9) Herkes suçlu oldu¤u aç›klan›n-caya dek masum say›ld›¤›ndan, tu-tuklanmas›n›n elzem oldu¤u haller-de, suçlunun yakalanmas› için zo-runlu olmayan her türlü sert davra-n›fl› yasa en a¤›r biçimde cezaland›r-mal›d›r.
10) Aç›klanmas›, yasayla kurulankamu düzenini bozmad›kça, hiç kim-se, dinsel olanlar da dahil olmaküzere, düflüncelerinden dolay› rahat-s›z edilmemelidir...
Nas›l ki, burjuvazinin bugün insanhaklar›na düflmanl›¤›n›n maddi ne-denleri varsa, o zaman da insan hak-lar› savunucusu olmas›n›n tarihsel ne-denleri vard›. Burjuvazi, feodalizmekarfl› iktidar savafl› verirken, ezilenkitleleri yan›na çekmek için insanhaklar›n› da savunmak durumundaidi. Yine, iflçi ve emekçilerin devrim-de oynad›klar› rol de, burjuvaziyiemekçilerin haklar›n› geniflletmeyezorluyordu.
Burjuvazi, iktidar›n› sa¤lamlaflt›r-d›ktan sonra, bu haklara yönelik sal-d›r›ya giriflecekti. Ve bugün bu bildi-rilerden geriye, sadece bbuurrjjuuvvaazziinniinnmmüüllkkiiyyeett eeddiinnmmee hhaakkkk››nn›› kkuuttssaayyaannmaddeler kald›. Çünkü, burjuvazininsömürü ile elde edindi¤i mülkiyetikorumak, insan haklar›na sald›rmaklamümkün olabiliyor.
KK››ssaa TTaarriihh3 A¤ustos - 9 A¤ustos
4 A¤ustos 1995Ortaköy Kültür Merkezi'nin
keyfi bir flekilde kapat›lmas›n›n ard›n-dan Grup Yorum üyeleri ve OKM çal›-flanlar› CHP ‹stanbul ‹l Merkezini iflgalettiler.
Yat›r›m Promosyon Ajans›'n›n 5 ayda ikna etti¤i Are-va, 100 milyon dolarl›k yat›r›m›n temelini dün att›. Sana-yi Bakan› Ça¤layan yabanc›lar›n kar›n› da özgürce trans-fer etti¤i için Türkiye'yi tercih etti¤ini dile getirdi..”
YYuukkaarr››ddaakkii ssaatt››rrllaarr›› bbiizz yyaazzmmaadd››kk.. 28 Temmuz2008 tarihli Sabah Gazetesi’nden ald›k. Utanmadan s›-k›lmadan yaz›lanlar, üüllkkeemmiizziinn eemmppeerryyaalliisstt sseerrmmaayyeeiiççiinn bbiirr ççiiffttllii¤¤ee ddöönnüüflflttüürrüüllddüü¤¤üünnüünn iittiirraaff››dd››rr..
Böyle oolur bbizde ssoruflturmaTBMM Telekulak ‹nceleme Komisyonu, flikayet
baflvurusu olmamas› ve dinleme yapan istihbarat birimlerinin““yyaassaadd››flfl›› ddiinnlleemmee yyaappmm››yyoorruuzz”” fleklinde aç›klamalar yap-malar› üzerine çal›flmalar›na nnookkttaa kkooyymmuuflfl..
Tayyip, bu önemli bilgiyi verdi¤i söyleflisinde, ayr›caonlara “Tony”, “Silvio” diye hitap etti¤ini belirterek, ssaa--mmiimmiiyyeettlleerriinnii de anlat›yor.
Bofluna dememifller, bana arkadafl›n› söyle, sana kimoldu¤unu söyleyeyim diye... Tayyip’in kim oldu¤unudaha söylemeye gerek var m›?
Laf olsunsorusu
Büyükan›t, AnayasaMahkemesi’nin karar›n›nas›l de¤erlendirdi¤inisoran gazetecilere flusoruyla cevap veriyor:
“Benim bir düflünce aç›klamamdo¤ru mu, Allah›n›z› severseniz söy-leyin do¤ru mu?”
27 Nisan muht›ras›n› verirken degazetecilere mi sordun pafla? 12Eylülleri, 12 Martlar› yaparken, “sizsöyleyin do¤ru mu?” diye mi sordunmu?
fiimdi ne diye soruyorsun öyleyse..Diyecek bir fleyim yok desene adamgibi... Laf olsun, torba dolsun!
Emperyalist hukuk veahlaktan bir resim:
Say›: 157 47DE⁄‹NMELER
Savafl dderinsu ggibidir,dalmadan
yüzmeö¤renilmez
KonstantinSimonov
Recep’in yard›mc›s›n›nat›fl köflesi:
“Alt› sene içerisinde hay›rla an›lacakönemli ifller yapt›k.. Biz iktidara gelince-ye kadar Türkiye 22.. lliigg ülkesiydi, bugün11.. lliiggddee oynuyoruz.” (Cemil Çiçek)
SUÇ DUYURUSUTZOB, ttar›mda yy›ll›k kkay›b›n 554 mmilyar dolar
oldu¤unu aaç›klad›.. Kayb›n bbafl nnedenleri iisraf vve vverimsizlik.. Bu sonuca yol açanlar normal
koflullarda derhal bulunduklar›görevlerden uzaklaflt›r›lmal› vehalk›n mal›na, refah›na, ülkeninzenginliklerine zarar vermektenyarg›lanmal›d›r.
Ama ülkemizde terfi ettiriliyor,bir üst makam›n koltuklar›na oturtuluy-orlar, en ars›zlar› da bakan yap›l›yor. Ve en ars›zlar›nen ars›z› hala yüzde 47 oy al›yorum diye övünüyor.
Çöllefliyorsak, aç kal›yorsak, kimde suç?
‹çiflleri kald› m›?Fitch adl› kredi de¤erlendirme kuruluflu, tam Anayasa
Mahkemesi üyeleri AKP davas›n› görüfltükleri gün, 28 Tem-muz’da ““AAKKPP kkaappaatt››ll››rrssaa nnoottuunnuuzz ddüüflfleerr”” diye bir aç›kla-ma yapt›.
Bu burjuvaznin de hukuka hiç sayg›s› kalmam›fl can›m. Art›k ars›zl›¤› iyice ele alm›fllar: Eskiden göstermelik de
olsa, biçimsel de olsa “‹çifllerine müdahale etmeme” diyebir kavram vard›. fiimdi içine de d›fl›na da kar›fl›yor, içini ded›fl›n› da kendi zevklerine göre boyuyorlar.
Kredi onlar›n, sermaye onlar›n, keyif onlar›n; anlafl›lanülke de onlar›n... çoktan sat›lm›fl, içi d›fl›, onlar›n müdaha-lesine aç›lm›fl..
Gençlik FederasyonuYaz Kamp› Yap›ld›
Gençlik Federasyonu’nun düzenlemifl oldu¤u 6.Geleneksel Yaz Kamp› 10-20 Temmuz tarihleri aras›n-da fiile Sahilköy’de Günefl Aile Kamp alan›nda ger-çekleflti.
Ülkenin de¤iflik yerlerinden gelen 100 gencin ka-t›ld›¤› kampta hep birlikte üretilen oyunlar, halk oyun-lar› ve kamp› anlatan skeçler sergilendi. Aç›k havafilm gösterimlerinin de geçekleflti¤i kampta, bilgi ya-r›flmalar› ve spor faaliyetleriyle düzenin yoz e¤lenceanlay›fl›na alternatif olan halk kültürü yaflat›ld›.
Düzenin dayatt›¤› bencilli¤e ve yozlu¤a karfl› alter-natif kültürün yaflat›ld›¤› kampta gençler ülkenin fark-l› yerlerinden gelmelerine ve farkl› kültürlere sahip ol-malar›na ra¤men ayn› ortamda kaynaflt›lar.
Alternatif tatil anlay›fl›n›n da hayata geçirildi¤ikampta ifl bölümü ve kolektivizmin güzel örnekleriyafland›. Kamptaki ifller ortaklafla ve dönüflümlü ola-rak herkes taraf›ndan yap›ld›. Sahilde denize girenle-rin güvenli¤i içinde ayr›ca görevli gençler vard›.
Akflam etkinliklerinde müzik gruplar›, oyunlar,halk oyunlar› ve kamp› anlatan skeçler oynad›lar. Et-kinliklerin en güzel yanlar›ndan biri de etkinliklerinözünün insan olmas› idi. Düzende e¤lencenin özündeya içki vard›r ya kumar ya da disko, bar… yani fizikifleyler konulur e¤lencenin özüne. Bu kampta ise özne-de insan vard›. Skeçlerde oyunlarda hep kampta geli-flen olaylar konu edildi. Birbirimizle olan iliflkilerimizhep kamp gündemindeydi. Bu da insanlar›n birbirleri-ni tan›malar›n›n en iyi yoluydu.
Aç›k havada yap›lan film gösterimleri de ilgiyle iz-lendi. Hacivat ile Karagöz Neden Öldürüldü?, Beynel-milel, Karpuz Kabu¤undan Gemiler Yapmak ve KibarFeyzo gibi filmler seyredildi. Yap›lan bu gösterimeçevredeki halktan insanlar›n da ilgisi yo¤undu. Öyleki akflam etkinliklerini düzenli takip eden aileler oldu.
Gençlik kamp› gündüz yap›lan bilgi yar›flmas›, vo-leybol, futbol turnuvalar› ile zenginleflirken akflamlar›yak›lan ateflin bafl›nda yap›lan sohbetlerle de gençlerinilgili olduklar› ve eksiklik çektikleri pek çok konu tar-t›fl›ld›. Dolu dolu geçen 10 günün sonunda türküler,marfllar söylenerek bir dahaki sene tekrar buluflmaküzere coflkulu bir flekilde kamp bitirildi.
48 GENÇL‹K 3 AA¤ustos 22008
Yüz bin-lerce genci-mizi ma¤dureden ÖSS,
üzerinden uzun bir süre geçmesine ra¤men hala birço¤umuzu huzursuz etmeye devam ediyor. Çünküs›navlarda iyi puan alanlar› da, “ya do¤ru tercihleriyapamazsam” kayg›s› kapl›yor. Tercih yapmak öyleki, çözümsüz bir problem haline getiriliyor. Örne¤intercih yap›l›rken belli bölümlerde y›¤›lmalar olacak.Tercih yapacak olanlar›m›z, hangi bölümde ne ka-dar y›¤›lma olaca¤›n› bilemeyecekleri için, y›¤›lmaolan yerleri tercih ettiklerinde puanlar› iyi olsa daüniversiteye giremeyecekler.
23 Temmuz-4 A¤ustos aras›nda gidece¤imiz üni-versitelerin tercihini yapaca¤›z. Tercih yapacakarkadafllar›m›z flimdiden “acaba nereyi kazana-ca¤›m” ya da “kazanabilecek miyim?” diyerekbekliyor.
Yüzbinlerce genç arkadafl›m›z› rahats›z eden,uykular›n›n kaçmas›na neden olan nedir? Elbette kiçarp›k, adaletsiz e¤itim sistemidir. Çarp›kl›¤›n biryan›n› üniversite s›nav›na girenlerin say›s› ile, okul-lar›n kontenjanlar›n›n toplam say›s› aras›ndaki uçu-rum oluflturuyor. Bu y›l ÖSS’ye 1.5 milyonun üzerin-de genç insan›m›z girdi. Bir bölümü elendi. Fakatbitmedi. fiimdi de tercihlerle yüzbinlerce gencimizelenecek ve iflsizler ordusuna kat›lacak. Hayat›m›zhep bu flekilde elenmelerle, seçilmelerle geçecek.
fiöyle k›saca bir göz atarsak rakamlar aras›ndakidengesizli¤in fark›na var›r›z; s›nava girenlerin say›-s› 1 milyon 531 bin 184 kifli, bu say›n›n önemli birbölümü belirlenen baraj puan›n üzerine ç›km›fl du-rumdad›r. Fakat üniversitelerde bofl olan, s›nav so-nucu belli puanlar alarak yerleflilebilecek kontenjansay›s› sadece 552 bin 392; yani tercih yapmaya hakkazanm›fl ö¤renci say›s›n›n çok alt›nda bir rakam-d›r. Tüm bunlar› göz önünde bulundurdu¤umuzdas›navlara tabi tutulan yüzbinlerce gencimizin duru-munu görmüfl oluruz.
S›navlar ve bir üniversiteye girme yar›fl› içindegençli¤in bilinci de dumura u¤rat›l›yor. Sistemi sor-gulamayan, sadece belirlenen koflullarda yar›fla gi-ren, kendini de, beynini de bu yar›fla hapseden birgençlik hedefleniyor. Neden böyle bir e¤itim siste-mi? Neden devlet tüm gençli¤e e¤itim verme so-rumlulu¤unu üstlenmiyor? E¤itim hakk›n› sedecezenginlere tan›yan bu devlet kimin devletidir? Buve bunun gibi sorular› sormam›z, cevaplamam›z is-tenmiyor.
Çarp›kl›¤›n bir baflka yan›n› da, yoksullar›n e¤i-
tim olanaklar›ndan yoksun kalmas›, zenginlerin s›-n›rs›z olanaklara sahip olmalar› oluflturuyor. Ayr›-cal›kl› ve paras› olana e¤itim sisteminin yaratt›¤›sonuçlara en somut örneklerden birisi, ÖSS s›navla-r›ndan ç›kan sonuçlard›r. Bütün birinciler özel lise-lerden ya da fen liselerindendir. Yani zengin ailele-rin çocuklar›d›r. Neden? Acaba sadece zengin ailele-rin çocuklar› daha m› zeki oluyor? Paras› olmayanyoksul ailelerin çocuklar› zeka olarak daha m› geri?Elbette ki hay›r, böyle olmas› için bir neden yok. Fa-kat, zenginlerin çocuklar›n›n iyi e¤itim gördü¤üyoksullar›n çocuklar›n›n ise e¤itim hakk›ndan ya-rarlanamad›klar› gerçektir. Dolay›s›yla sistem, para-s› olan›n ayn› zamanda birinci olabilece¤i adaletsizbir sistemdir. Paran›z varsa en güzel dershaneleregidebileceksiniz ya da özel ö¤retmen tutarak bafla-r›n›z› yükseltme flans›na sahip olacaks›n›z. Ama pa-ran›z yoksa bir çok yerde ö¤retmen yüzü bile göre-mezsiniz. Çarp›k e¤itim sistemi, yine yoksullar› ele-yecek, zenginlerin çocuklar›n› en iyi yerlere yerlefl-tirecek.
‹nsanlar›m›z›n e¤itimsizli¤i bu düzenin sahipleri-nin ifllerine geliyor. Onlar e¤itimsiz, bilinçsiz kitlele-ri daha rahat yöneteceklerini düflünüyorlar. Bu ne-denle de, halk› e¤itmek, e¤itimin sorunlar›n› çöz-mek gibi bir amaç tafl›m›yorlar. Ancak, e¤itimi sö-mürü düzenlerinin ihtiyaçlar› çerçevesinde flekillen-diriyorlar.
Daha okul s›ralar›ndan bafllayarak gelece¤imizkarart›l›yor. Bir flekilde üniversiteye girenlerimiz vemezun olanlar›m›z için de, düzenin yaratt›¤› sorun-lar bitmiyor. Düzen üniversiteyi bitirmifl olan her-kese de, iyi bir yaflam olana¤› sunmuyor.
Hayat›m›z›n her alan›nda kuflatma alt›nday›z.Onlarca sorunla karfl› karfl›ya kal›yoruz. Fakat, enkötüsü bu sorunlar›m›z karfl›s›nda çaresiz kalmak-t›r. Sorunlar›m›z›n çözümünü bu düzenden bekledi-¤imizde, düzenin sorunlar›m›z› çözmedi¤ini görüyo-ruz. Çünkü, bu düzen bir avuç egemenin ç›karlar›için vard›r. Her fley onlar›n ç›karlar›na göre flekille-niyor.
Evet, tüm bu sayd›klar›m›z sorun, s›k›nt›lar›m›z-d›r. Peki hiçbir çözüm çare yok mu? Çaresizlik de,sorunlar›m›z› düzenin çözmesini beklemekle bafll›-yor. De¤ilse, sorunlar›m›z› kendimiz çözmek için birçaba içine girdi¤imizde çaresiz olmad›¤›m›z› da gö-rece¤iz. Elbette çözümü de, çaresi de var. Çare bi-ziz. Madem bu sorunlar bizim, yani hepimizin o za-man çözümleri de bizdedir. Sorunlar›m›z›n bu sis-tem içerisinde çözülmesini beklemek bofl bir hayal-den ibarettir. Dedi¤imiz gibi bu sistem sadece çö-zümsüzlü¤ü, çaresizli¤i yayar. O halde tek seçene¤i-miz var, çarenin bizde oldu¤una inanarak, birlikteçözüm üretece¤iz. Ancak o zaman bu adaletsiz dü-zenin yaratt›¤› sorunlar›m›z› çözebiliriz.
Gençlik Federasyonu
ÇARE B‹Z‹Z
‹çinden “memleket” kelimesigeçen üç cümleden ilkiyle olan tan›-fl›kl›¤›m, eskiye uzan›r. Ve o cümlefludur: “Ne olacak bu memleketinhali?”
Etraf›mda konuflulanlar› yeni ye-ni anlamaya çal›flt›¤›m zamanlard›.Gençlik ile çocukluk aras›n› yafl›-yordum yani. Eve gelen h›s›mlar,misafirler, konu komflu sohbete bafl-lad›¤› zaman, laf dönüp dolafl›p ocümleye gelirdi. O kadar çok s›ktekrarlan›rd› ki, iyice akl›mda yeretmiflti.
O ana kadar yap›lan sohbetlerinvard›¤› nokta olarak, bazen bir ce-vap cümlesi olurdu bu. Bazen deyeni sohbetlere basamak olan birsoru halini al›rd›. ‹kisinden hangisi
o l -du¤unu belir-
leyen, a¤›zdan nas›lç›kt›¤›yd›. Kimi zaman, adeta
küfreder gibi kurulurdu bu cümle,kimi zaman da cevab› gerçekten me-rak edilen bir soru gibi düflerdi soh-betin ortas›na. Zaten bu cümleninsohbetin k›y›s›na düfltü¤ünü de gör-medim hiç. Hep orta yere düflerdiy›llanm›fl flarap tad›ndaki bu soru:“Ne olacak bu memleketin hali?”
Sohbetin gidiflat›na göre, cevap-s›z kald›¤› da olurdu, her a¤›zdan vebazen hep bir a¤›zdan cevapland›¤›da. Fakat her iki halde de, mevcutduruma dair mmeemmnnuunniiyyeettssiizzllii¤¤ii içe-rirdi bu cümle. Bazen yeni çaylardemletirdi, bazen de misafirlerin -tam bir kavgan›n arifesinde- erkengitmesine neden olurdu. Sanki anla-yamad›¤›m bir gizemi vard› bu soru-nun. Neden onsuz bir sohbet olmu-yordu hiç? Laf dönüp dolafl›p nedenoraya geliyordu? Ve neden bazenherkes suskunlafl›p cevap vermez-ken, bazen de her kafadan baflka sesç›k›yordu. Do¤rusu, o çocuk halim-le, bunlara ak›l erdiremiyordum.
*
Ailemin kad›nlar›, bu sohbetle-rin asli taraf› olmazlard›. Sanki “Ne
olacak bu memleketin hali?” sorusuve sohbeti esas olarak erkeklere ait-
ti. Kad›nlar›nsa kendilerine hasgündemleri olurdu. Asl›nda ayn›sorunlar ama ayr› biçimlerdeele al›n›rd› kad›nlar aras›nda.Dahas›, bir kulaklar› erkeklertaraf›nda olurdu daima. Ve ye-ri geldi mi, edilmesi gerekenen hakikatli laflar›, yine ka-d›nlar ederdi. Diyelim ki, birkonu “ne olacak bu memle-ketin hali” diye kapat›lacak-ken... kad›nlar taraf›ndan patdiye bir çözüm söylenirdi.‹flin do¤rusu, o ana kadar okonuda söylenen en makul,basit ve net çözüm olurdubu. Ama, erkekler tara-f›ndan gelecek cevap bel-liydi: ““SSiizziinn aakkll››nn››zz eerrmmeezzoo kkaaddaarr››nnaa””..
*
‹flte buna benzer cevaplarla,memleket meselelerine dair sohbet-lerden püskürtülmeye çal›fl›l›rd› ai-lemin kad›nlar›. Diyelim ki erkek-ler, kendi aralar›nda IMF’nin me-mur maafllar›na bile kar›flt›¤›ndanyak›n›yorlar. Ve sonra da “ooof.. ofne olacak bu memleketin hali” di-yorlarken, ailenin güngörmüfl ka-d›nlar›ndan biri, yemek tarif edergibi küt diye “o zaman IMF’cilerikovun memleketten” derdi. ‹flte ai-lemizin erkekleri için filmin koptu-¤u yer buras› olurdu ve cevaplar›malum: ““EElliinniizziinn hhaammuurruuyyllaa eerrkkeekkiiflfliinnee kkaarr››flflmmaayy››nn!!....””
*
Delikanl› oldu¤um zamanlarda,asl›nda eli hamurlu oldu¤u için sözhakk› tan›nmayan ailemin kad›nlar›-na hak verir oldum. Belki de ellerin-deki hamur nedeniyle bu denli pratikçözümlere sahiptiler. Ne de olsa, çar-fl›, pazar, mutfa¤›n durumunu en iyionlar biliyorlard›. Ve “her fleye zamgelmesinin sebebi IMF’yse, koval›mgitsin bu IMF’yi de hiç olmazsa ço-lu¤umuz çocu¤umuz rahat etsin” sa-deli¤inde düflünüyorlard›.
Bu arada, evdeki de¤iflen tekfley, art›k genç olmamd›. O sohbet-ler ve “Ne olacak bu memleketin
Say›: 157 49MEMLEKET
bbuu mmeemmlleekkeett bbiizziimm‹çinden ‘memleket’ geçen üç cümlenin hikayesidir:
Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir k›srak bafl› gibi uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, difller kenetli,ayaklar ç›plak ve ipek bir hal›ya benzeyen toprak, bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapans›n el kap›lar›, bir daha aç›lmas›n,
yok edin insan›n insana kullu¤unu, bu davet bizim.
Yaflamak bir a¤aç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeflçesine, bu hasret bizim.
hali?” sorusu hep ayn› biçimde sü-rüyordu. Ama giderek bana da sözdüfler oldu. ‹flte o zaman k›yametkoptu. Ve içinden “memleket” keli-mesi geçen üüçç ccüümmlleenniinn iikkiinncciissiiyylleeddee bu vesileyle tan›flt›m. Ki o cüm-le de fluydu: ““BBuu mmeemmlleekkeettii sseenn mmiikkuurrttaarraaccaann!!......””
Bu da ilki gibi bir soru cümlesibiçimindeydi ama, bir cevap içeri-yordu asl›nda. Verdi¤im cevaplar›ntasvip edilmedi¤i söylenmifl oluyor-du böylece. Söylediklerimde bir tu-hafl›k yoktu oysa. Dahas›, her söy-ledi¤imi inanarak söyledi¤imi onlarda görüyordu. Tam da bu nedenlek›zg›nl›klar› art›yor ve a¤›z birli¤ietmiflcesine ayn› nakarat› tekrarl›-yorlard›: “Bu memleketi sen mi kur-taracan!...”
*
Bu soruyla karfl›laflt›¤›m ilk za-manlar, sanki yanl›fl bir fley söyle-miflim gibi mahçup olurdum. Gide-rek yanl›fll›¤›n bende olmad›¤›n› an-lamaya bafllad›m. Ki “bu memleketisen mi kurtaracan!...” sorusu asl›n-
da bir boyun e¤iflin itiraf›yd›. Öyleya, memleketin kurtar›lmas› gerek-ti¤i ve bir kurtulufl yolunun da oldu-¤unun kabulü vard› bu cümlede.Ama zahmetli tehlikeli bir yoldu bu.“Sen mi kurtaracan!...” derken““bbaannaanneecciilliikk”” tavsiye etmifl olu-yorlard›. ‹flte buna k›z›yordum veyeri geldi mi bu defa ben de ““eevveett,,bbeenn kkuurrttaarraaccaamm”” deyip kestirip at›-yordum.
““EEvveett,, bbeenn kkuurrttaarraaccaamm!!””
*
‹tirazlar›m kifliseldi elbette. Veböyle kald›kça, z›mni bir anlaflmahalindeydik sanki. Yani, eli hamurluaile bireyleri gibi, do¤ruyu söylesede yanl›fla kurban edilen bir rol bi-çilmiflti sanki bana da. Neyse kiuzun sürmedi bu durum. Çünkü ar-t›k umutlu bir insand›m. Bunu sak-lad›¤›m da yoktu ev ahalisinden.B‹Z olma gerçekli¤i konuflmalar›-ma yans›yor ve yeri geldi mi malumsoruyu sorup “memleketi sen mikurtaracan?” diyenlere, cevab›mnet oluyordu: ““eevveett,, bbiizz kkuurrttaarraaccaa--
¤¤››zz!!””
Önceleri cevab›m›n ço¤ullu¤utam anlafl›lamad› ama, sonra gayetiyi anlafl›ld›. ‹flte bunun üzerine de“siz kimsiniz?” sorusuna muhatapolmaya bafllad›m. Bazen uzun, bazenk›sa cevapl›yordum bu soruyu. Heriki halde de cevaplar›m gayet aç›kt›ve içinde bir al›nt› da vard›: “Biz butopra¤›n insanlar›y›z. Halk›z. Halk-tan biriyiz. Halk›n öncüsüyüz.”
Sizin anlayaca¤›n›z, umudunad›yla beraber, içinden “memleket”geçen üç cümleden sonuncusuylada tan›flm›fl oldum; ve o cümle debuydu: ““BBuu mmeemmlleekkeett bbiizziimm!!””
Ki bu cümle, ilk ikisinin cevab›d›rasl›nda. Çünkü bir memleketin hali-nin ne olaca¤›n› belirleyecek olan oülkenin halk›d›r ve memleketi, sade-ce ve sadece memleketin asli sahibiolan halk kurtar›r. Ve biz halk›z, hal-k›n umuduyuz. Demem o ki, bu hika-yenin ça¤r›s›n›, bu hikayenin daveti-ni flair söylemiflti zaman›nda: Bumemleket bizim, bu davet bizim...
50 ‘96 ANMA 3 AA¤ustos 22008
26 Temmuz günü, ‹zmir’de HalkCephesi, Mücadele Birli¤i Platformu,BDSP, KÖZ, Al›nteri, ESP, Partizan veKald›raç’›n ortak düzenledi¤i program-la Tahsin Y›lmaz ve Müjdat Yanat flah-s›nda ’96 Ölüm Orucu flehitleri an›ld›.
‹lk anma Tahsin Y›lmaz’›n mezar›-n›n bulundu¤u Bornova Mezarl›¤›’ndayap›ld›. Mezarl›k giriflinde kortej olufl-turan kitle, sloganlarla Tahsin Y›l-maz’›n mezar›n›n bafl›na geldi. Buradakitle ad›na aç›klama yapan YurdagülGümüfl devrimcilerin sömürü ve talan
düzen in -den kurtu-lufl için ya-flamlar›n›o r t a y akoydukla-r›n› söyle-di. Yoldafl-
lar› da Tahsin'in hayat›n› anlat›rken,marfllar söylenmesiyle anma sona erdi-rildi.
Daha sonra Müjdat Yanat’›n BucaMezarl›¤›’nda bulunan Mezar› bafl›nagelinerek burada da bir anma törenigerçeklefltiridi , marfllar söylendi. Me-zarl›ktaki di¤er devrim flehitleri için dek›sa anmalar yapan yaklafl›k 70 kifli slo-ganlar atarak da¤›ld›.
******
1996 Ölüm Orucu flehitleri 29Temmuz günü Dersim K›flla Meyda-n›’nda Halk Cephesi, Partizan, HKM,DHP ve ESP taraf›ndan an›ld›.
Z›lg›tlar, sloganlarla toplanan kitleflehitleri temsilen 12 mum yakt›.
Kitle ad›na bas›na ve halka aç›kla-mada bulunan Halk Cephesi temsilcisi
Evin Timtik Türkiye hapishanelerininy›llard›r ölümlerle an›ld›¤›n› söyledi.Hapishaneler tarihinin direnifl tarihi ol-du¤unu ‘96 Ölümü Orucu’nun hapis-haneler tarihine damgas›n› vuran dire-nifllerden biri oldu¤unu söyleyen Tim-tik, ‘96’da yarat›lan gelene¤in2000’de devam etti¤i ve 122 flehitlezafer kazan›ld›¤›n› dile getirdi ve“Adalet Bakanl›¤›’n›n yay›nlad›¤›45/1 No’lu genelgenin takipçisi ve ha-pishanelerde bugün de süren sald›r›la-r›n karfl›s›nda olal›m dedi.
fiehitleri anlatan k›sa bir skeç can-land›r›lmas›, fliirler okunmas› ve çeki-len halay›n ard›ndan anma sloganlar,sona erdirildi.