AKADEMİK CAMİADA YURTTAŞLIK ALGISI ve BİLİNCİ: (CÜ ÖĞRETİM ÜYELERİ ÖRNEĞİNDE) Ercan ŞAHBUDAK * - Sezer AYAN ** Özet: Bu çalışma, resmi statü tarafından kabul edilen Türk vatandaşlığı ve kimliği algısına etki eden faktörleri ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Çalışma temelde kuramsal ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yurttaşlık hakkındaki yasal belgeler, hükümet tartışmaları ve öne çıkan entelektüellerin çalışmaları incelenmiştir. İkinci bölümde ise, bireylerin yurttaşlık algılarını ortaya koyabilmek amacıyla Cumhuriyet Üniversitesi öğretim üyeleri örneğinde alan araştırması yapılmıştır. Kuramsal kısımda, yurttaşlık olgusu öncelikle kavramsal olarak ele alınmıştır. Tarihsel gelişiminden, politik ve hukuki görünümlerinden, yurttaşlık kuramlarından ve günümüzdeki yurttaşlık anlayışlarından bahsedilerek, yurttaşlığın genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Daha sonra Türkiye’de yurttaşlığın gelişimi anlatılmıştır. Osmanlı’dan günümüze kadar Türk siyasal ve toplumsal yaşamındaki belirleyici faktörlerin, yurttaşlık üzerindeki etkileri dikkate alınarak, kronolojik bir sıra izlenmiştir. Araştırmanın ikinci bölümünde, bireylerin yurttaşlık bilinçlerini ölçmek üzere, Cumhuriyet Üniversitesi’nde görev yapmakta olan öğretim üyeleri örneğinde bir alan araştırması yapılmıştır. Alan araştırmasında Likert tipi soru formları kullanılmıştır. Elde edilen veriler istatistiksel analizler yoluyla değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Yurttaşlığın etnik ve dinsel kimlikler üzerinden yürüdüğü günümüz Türkiye’sinde, yasalar karşısında pasif durumda olan, haklardan ziyade sorumlulukların ön plana çıktığı bir yurttaşlık anlayışı toplumun genelinde hissedilmektedir. Araştırma sonuçlarına göre öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu ise, aktif yurttaşlık anlayışını benimsemektedir. Fakat toplumun en bilinçli kesimi olması beklenen öğretim üyeleri arasında da yasalar karşısında edilgen durumda olanlar ve pasif yurttaş konumunda bulunanlar vardır. Anahtar Kelimeler: Yurttaşlık, Kimlik, Ulus-devlet, Demokrasi ve Modernleşme * Cumhuriyet Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü, Sivas. ** Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, Sivas.
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
AKADEMİK CAMİADA YURTTAŞLIK ALGISI ve BİLİNCİ:
(CÜ ÖĞRETİM ÜYELERİ ÖRNEĞİNDE)
Ercan ŞAHBUDAK*
- Sezer AYAN**
Özet: Bu çalışma, resmi statü tarafından kabul edilen Türk vatandaşlığı ve
kimliği algısına etki eden faktörleri ortaya koymak amacıyla yapılmıştır.
Çalışma temelde kuramsal ve uygulamalı olmak üzere iki bölümden
oluşmaktadır. Birinci bölümde yurttaşlık hakkındaki yasal belgeler, hükümet
tartışmaları ve öne çıkan entelektüellerin çalışmaları incelenmiştir. İkinci
bölümde ise, bireylerin yurttaşlık algılarını ortaya koyabilmek amacıyla
Cumhuriyet Üniversitesi öğretim üyeleri örneğinde alan araştırması yapılmıştır.
Kuramsal kısımda, yurttaşlık olgusu öncelikle kavramsal olarak ele alınmıştır.
Tarihsel gelişiminden, politik ve hukuki görünümlerinden, yurttaşlık
kuramlarından ve günümüzdeki yurttaşlık anlayışlarından bahsedilerek,
yurttaşlığın genel bir değerlendirilmesi yapılmıştır. Daha sonra Türkiye’de
yurttaşlığın gelişimi anlatılmıştır. Osmanlı’dan günümüze kadar Türk siyasal ve
toplumsal yaşamındaki belirleyici faktörlerin, yurttaşlık üzerindeki etkileri
dikkate alınarak, kronolojik bir sıra izlenmiştir.
Araştırmanın ikinci bölümünde, bireylerin yurttaşlık bilinçlerini ölçmek üzere,
Cumhuriyet Üniversitesi’nde görev yapmakta olan öğretim üyeleri örneğinde
bir alan araştırması yapılmıştır. Alan araştırmasında Likert tipi soru formları
kullanılmıştır. Elde edilen veriler istatistiksel analizler yoluyla değerlendirilmiş
ve yorumlanmıştır. Yurttaşlığın etnik ve dinsel kimlikler üzerinden yürüdüğü
günümüz Türkiye’sinde, yasalar karşısında pasif durumda olan, haklardan
ziyade sorumlulukların ön plana çıktığı bir yurttaşlık anlayışı toplumun
genelinde hissedilmektedir. Araştırma sonuçlarına göre öğretim üyelerinin
büyük çoğunluğu ise, aktif yurttaşlık anlayışını benimsemektedir. Fakat
toplumun en bilinçli kesimi olması beklenen öğretim üyeleri arasında da yasalar
karşısında edilgen durumda olanlar ve pasif yurttaş konumunda bulunanlar
vardır.
Anahtar Kelimeler: Yurttaşlık, Kimlik, Ulus-devlet, Demokrasi ve
Modernleşme
* Cumhuriyet Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü, Sivas. ** Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü, Sivas.
CÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık 2011, Cilt: 35, Say: 2, E. ŞAHBUDAK – S. AYAN
-108-
Perceptıon And Conscıousness Of Cıtızenshıp In Academıa:
Sample Of Cumhuriyet Unıversıty
Abstract: The main aim of this study is to present the coefficient factors to
Turkish citizenship and sense of identity that are accepted by official status. The
study consists of two chapters in basis: theoretical and practical. In the first
chapter, legal documents about citizenship, discussions of government and
prominent intellectuals’ works were studied. In the second chapter, field work
with the example of lecturers in Cumhuriyet University was done to present
sense of citizenship of the individuals.
In the theoretical chapter, first, the fact of citizenship was theoretically
discussed, its historical process, citizenship institutions, political and legal
aspects of citizenship was mentioned and a general overview of citizenship was
carried out. Then, the improvement of citizenship in Turkey was explained. A
chronological order was followed by considering the effects on citizenship of
the determining factors of Turkish political and social life from Ottoman to
present.
In the second chapter of the study, a field research in the example of the
lecturers in Cumhuriyet University was carried out to measure the
consciousness of citizenship of individuals. In the research, Likert type question
forms were used. Acquired data was evaluated and interpreted by way of
statistical analyses. In today’s Turkey, in which citizenship is viewed through
the ethnical and religious identity, a citizenship mentality that is passive before
the law and in which responsibilities come into prominence rather than
individual rights is felt through the society. According to the research results,
most of the lecturers adopt the active citizenship mentality. However, there are
passive lecturers before the law who are expected the most conscious citizens in
the society.
Key Words: Citizenship, Identity, Nation-state, Democracy and Modernization.
Giriş
Yurttaşlık, son zamanlarda gerek siyasal arenada gerekse sosyal bilim
çevrelerinde yoğun olarak tartışılan konulardan biridir. Özellikle küreselleşme
süreci ve postmodernite tartışmaları ile birlikte ulus devletin sorgulanmaya
başlandığı günümüzde, yurttaşlık olgusunun yeniden ele alındığı ve
yorumlandığı görülmektedir.
Tarihsel süreçte kapitalizmin ve demokrasinin gelişmesine paralel olarak
önem kazanan yurttaşlık olgusu, siyasi literatürde görülen yeni bir kavram
değildir. Kökeni çok eskilere, Antik Yunan’a kadar gitmektedir. Latince civis
Akademik Camiada Yurttaşlık Algısı ve Bilinci: (CÜ Öğretim Üyeleri Örneğinde)
-109-
ve Yunanca polities kelimelerinden türemiş olan yurttaşlık, en basit anlamda
“bir siyasal topluluğun üyesi” şeklinde tanımlanabilir. (Sarıbay, 1998: 67).
Antik Yunan’da kentin yani polis’in ekonomik, dini, askeri ve siyasal bir
birim olarak ortaya çıkışı, yurttaş düşüncesinin de başlangıcı olarak kabul
edilmektedir. Yunanlılar, yurttaşlardan meydana gelen soyut, politik bir toplum
fikrini geliştirmişlerdir. Bunun yanı sıra Yunan sitesinin barbar toplumlardan
farklı olarak yasalarla yönetilen bir toplum ve hukuk devletinin de başlangıcı
olduğu kabul edilmektedir (Ignatief, 1995: 25). Romalılarla birlikte yurttaşlar,
sitenin mensubu olarak değil, hukukun özneleri olarak tanımlanmaya
başlamıştır (Schnapper 1995: 50). Bu yeni aşamada yurttaşlık, bir takım haklar
içeren bir yasal statü olarak kavramsallaştırılmıştır. Ayrıca yurttaşlık,
Yunanlılardaki anlayıştan farklı olarak herkese açık bir hale gelmiş ve daha
evrensel bir açılım kazanmıştır.
Modern zamanlara doğru gelindiğinde, yurttaşlık anlayışlarında ve
pratiklerinde yeni boyutlar ortaya çıkmıştır. Örneğin yurttaşlığın içerdiği haklar
çeşitlenmiştir; başlangıçta kişisel ve sivil haklarla sınırlı olan yurttaşlık hakları,
önce siyasal haklara ve ardından sosyal haklara doğru genişlemiştir (Üstel,
1999: 62). Ayrıca Avrupa Birliği gibi yeni ekonomik ve siyasal organizasyonlar
çerçevesinde ulus-üstü yurttaşlıktan söz edilmeye başlanmıştır.
Günümüze kadar geçen sürede “yurttaş” kavramıyla kastedilen iki farklı
anlayış etkili olmuştur. Bunlardan birincisi, yurttaşlığı bir görev, bir sorumluluk
ve gururla kabul edilmiş bir yük olarak tanımlar. İkincisi ise, yurttaşlığı bir
statü, bir yetki, bir hak veya pasif şekilde kullanılan haklar manzumesi olarak
görür (Bendix, 1964: 56). Birinci anlayışta yurttaşlık hayatın çekirdeğini,
ikincisinde ise hayatın dışsal çerçevesini oluşturmaktadır.
Bu araştırma, bir batı kavramsallaştırması olan yurttaşlık olgusunun, ülkenin
en bilinçli ve aydın kesimlerinden biri olması beklenen akademik camianın
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi özelinde yurttaşlık bilinç ve algılarını
sorgulamak üzere gerçekleştirilmiştir. Yurttaşlığın tarihsel gelişim süreci,
Türkiye şartlarında incelenmiş, yaratılmak istenen yurttaş ve yurttaşlık
olgusunun günümüzdeki görünümü sunulmaya çalışılmıştır. Özellikle, Avrupa
Birliği’ne girmeye çalışan Türkiye’de yurttaşlık anlayışının sorgulanması ve
yeni bir değerlendirmenin yapılması, Türkiye gerçeklerinin göz önüne serilerek
daha somut bir tutum benimsenmesine yardım edeceği umulmaktadır.
Son zamanlarda çeşitli vesileler dolayısıyla üzerinde çok tartışılan yurttaşlık
olgusu, ülkemizde akademik anlamda yeterince işlenmemiş, yapılan çalışmalar
teorik düzeyde kalmıştır. Cumhuriyet Üniversitesi öğretim üyeleri özelinde
yapılan bu çalışma, yurttaşlığa dair yapılmış olan sınırlı sayıdaki uygulamalı
çalışmalardan biridir. Bu çalışma ile öğretim üyelerinin yurttaşlık algıları ve
bilinç düzeyleri, hazırlanan soru cetvelleri ile ölçülmeye çalışılmıştır.
CÜ Sosyal Bilimler Dergisi, Aralık 2011, Cilt: 35, Say: 2, E. ŞAHBUDAK – S. AYAN
-110-
Yurttaşlık
En genel anlamıyla, “bir siyasal topluluğa aidiyet” olarak tanımlanan
yurttaşlık anlayışı paralelinde yurttaş, ortak yaşam içinde haklarının ve ortak
yaşama ilişkin yükümlülüklerinin farkında olarak eylemde bulunan kişi/birey
olmaktadır. Bu haklar ve yükümlülükler tüm üyeleri kapsadığından dolayı,
yurttaşlık olgusu özgürlük, eşitlik, ulusallık ve evrensellikle birlikte
düşünülecektir. Yurttaş olmak bakımından hiçbir üyenin statüsü farklılıkları
içermemektedir (Hall ve Held, 1995: 173). İnsanlar karar alma sürecine
katılmaksızın birey bile olamamaktadırlar (Barber, 1995: 25). Topluluk hem
katılımdan doğmakta, hem de katılımı olanaklı kılmaktadır. Topluluğa katılım
ise yurttaşlıkla olur. Dolayısıyla, topluluk ve katılım “tek bir toplumsal
varoluşun, yani yurttaşlığın görünüşleridir” (Barber, 1995: 200). Katılım,
sorumluluk doğuran bir eylemdir (Varol 1997:134).
Tarihsel süreç içinde açıkça görülebileceği gibi, antik çağdan itibaren
yurttaşlık, siyasal sisteme katılım pratiği olarak karşımıza çıkmaktadır (Barber,
1995: 25). Bu katılımın ardında, kaynaklardan ve zenginliklerden pay alma;
böylelikle toplumun ayrıcalıklı ve seçkin bir üyesi haline gelme mücadelesi
vardır. Dolayısıyla yurttaşlık, ilk andan itibaren, bazı kurucu dışlama pratikleri
üzerinde yükselme zemini bulmuştur. Antik Yunan ve Roma’da sınıf ve cinsiyet
ayrımı üzerine kurulmuş olan yurttaşlık (Heater, 1996: 57), Hıristiyanlıkla
kaybolma noktasına gelmiştir.
Ortaçağ kent devletleri döneminde yurttaşlığın yeniden canlanışının
temelinde, hem ekonomik hem de siyasal yapıdaki dönüşümler bulunmaktadır.
Kent devletlerinin kurulması, artan ticaret sonucu, siyasetin ekonomik ve
toplumsal dönüşümlere uyumlu hale getirilmesi mücadelesini ortaya çıkarmıştır
(Oldfield; 1990: 50). Kent devleti içindeki yurttaşlık mücadelelerinin, bir
anlamda, kentin ekonomik olarak güç kazanmaya başlayan üyelerinin, siyasete
katılma, dolayısıyla kentin ayrıcalıklı üyesi olma mücadelesi olarak okunması
gerekmektedir (Bookchin, 1999: 150).
Mutlak monarşiler dönemi ise, yurttaşlığın klasik anlamının öldüğü,
bununla beraber devlet ve toplumun birbirinden ayrıldığı ve tebaanın devlet
karşısında hiçbir etkisinin kalmadığı, dolayısıyla yurttaşlığın modern
kullanımının nüvelerinin ortaya çıkmaya başladığı bir dönemdir (Leca, 1992:
19). Bu dönemden itibaren yurttaşlık, aristokrasinin ayrıcalıklarına karşı bir tez
olarak, yükselmekte olan yeni sınıfın yani burjuvazinin söylemlerinde yer
almıştır. Burjuvazinin gündeminde olan yurttaşlık, tam da burjuva sınıfının
çıkarları üzerine şekillenen, bir başka deyişle bir dizi kurucu dışlamayı, burjuva
sınıfının lehine gerçekleştiren bir pratik olmuştur (Özkazanç, 1998: 80-82).
Yurttaşlık olgusu, 1700’lerden itibaren, modern siyasetin katılım, temsil,
özyönetim, özdenetim kavramları ile harmanlanarak, modern öncesi çağlardaki
anlam ve içeriğinden farklı yeni bir içerik kazanmıştır. Bu da göstermektedir ki
Akademik Camiada Yurttaşlık Algısı ve Bilinci: (CÜ Öğretim Üyeleri Örneğinde)
-111-
modern yurttaşlık kavramı, modern siyaseti oluşturan temel kavramlarla iç içe
gelişmiş, hatta bu kavramlarla birlikte anlam kazanmıştır (Touraine, 2000: 31).
Bir başka deyişle modern demokrasilerin merkez kavramlarından biri olan
yurttaşlık, uluslaşma süreçleri, ulus devletlerin kuruluşu ve liberal
demokrasilerin gelişimi içinde anlam kazanmıştır (Barbalet, 1988: 43). Tüm bu
süreçlerin dünyanın farklı coğrafyalarında farklı gelişim çizgisi izlemesinin bir
sonucu olarak da, yurttaşlık farklı geleneklerden beslenmiştir (Kadıoğlu, 2004:
61) Bu bağlamda aktif ve pasif yurttaşlık anlayışlarının altını çizmek gerekir
(Heater, 1999: 4-7). Hakların toplumsal mücadeleyle kazanılmasına dayanan
aktif yurttaşlık anlayışı, devletin yukarıdan bahşettiği pasif yurttaşlıktan çok
farklıdır. Ayrıca, yurttaşlık anlayışlarında kamusal ve özel alanın yapısını
anlama konusunda da çok farklı kuramsal yaklaşımlardan söz edilebilir (Özbek,
2004: 19-29).
Günümüzde kapitalizmin uluslararası boyut kazanmasıyla, sermaye akışı,
ulus-devlet sınırlarının dışına çıkmış, ulus-devlet çözülme sürecine girmiştir