AFETLERDE SOSYAL İLETİŞİM: NE YAPMALI? Yrd. Doç. Sıdıka Yılmaz * *Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik
Jan 25, 2016
AFETLERDE SOSYAL İLETİŞİM: NE YAPMALI?
Yrd. Doç. Sıdıka Yılmaz*
*Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü
AFET BÖLGESİNİ ANLAMAK: HANGİ İLETİŞİM
AFET EYLEM PLANI: İNSANI ANLAMAKAfet Bölgesini Anlamak: Psikolojik Ortam
Afet Bölgesini Anlamak: Sosyal OrtamAfet Bölgesini Anlamak: Etik Sorumluluk
AFET EYLEM PLANI: İLETİŞİM UYGULAMALARI
Birinci Eylem Planı: Afet BölgesiAfet öncesi organizasyon ve planlama
Görev Dağılımı PlanıEğitim Planı
Lojistik Destek planlamasıAfet Öncesi Uygulamalar
İkinci Eylem Planı: Afet Dönemi
Afet BölgesiAfet Dışı
İletişim Planı
Üçüncü Eylem Planı: Afet SonrasıAfet Sonrası Düşüm Yoğunluklu Çalışmalar
Afet Döneminin Değerlendirilmesi
AFET EYLEM PLANI: İNSANI ANLAMAK
Olası afet durumu için öncelikle makro ve mikro düzeyde ulusal
ölçekte bir planlamanın ayrıntılı olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Makro plan konunun ulusal ölçekte planlanması ve politikaların
oluşturulmasını hedefler ve yapar; mikro plan ise oluşturulmuş plan ve
programların saptanmış politikalar çerçevesinde ayrıntılı eylem
planlarını kapsar.
Her iki planın da içeriği insanı anlamak üzerine kurulmalıdır. İyi bir
iletişim afet bölgesinin en önemli gereksinimlerindendir; oluşturulacak
planların iyi işleyebilmesi ve afet bölgesinden olabilecek en az hasarla
ayrılabilmek için çalışmaların insan odaklı gerçekleştirilmesi
gerekmektedir.
Afet Bölgesini Anlamak: Psikolojik Ortam
Güvensizlik: Afet durumunda insanlar güvensizlik psikolojisine girer. Hiç
kimsenin hiç kimseye güvenmediği ortamda ise insanları bencilleştirir ve panik
havasına sokar.
Şehir efsaneleri ve rivayetler: Belirsizlik ortamları sağlıklı bilgi edinilmeyi
engeller ve bu durumda çeşitli rivayet ve dedikodular kendilerine uygun zemin
bulur. Afet bölgeleri şehir efsaneleri, rivayet ve dedikodunun hızla yayıldığı bir
sosyal ortamdır.
Ölüm korkusu: Afet bölgelerindeki en önemli duygu halidir. Bir taraftan mevcut
kayıpların bulunmasına çalışılırken, aynı zaman da her an yeni kayıpların
olabileceği korkusu hakimdir.
Kaygı: Afet bölgelerinde ihtimali az olan şeyler hakkında bile kaygı duyulur.
İnsanların kaygı düzeylerinin yüksek olduğu bir psikolojik zemin oluşur.
Depresif Realizm/Kötüye Yorma: Afet ortamlarında iyiye yorma, kötümser
olmama gibi duygulara yer bulunmamaktadır. Yani insanların polyannacılık yapma
lüksü yoktur.
Depresif realizm afet bölgesindeki insanları anlayabilmek için bu anlamda önemli
bir kavram. Bu ortamda depresiflerin düşüncesi/eylemi daha gerçekçi olmaktadır.
En kötüye göre kendini hazırlamış olan kişi, olumsuz senaryoya göre davranır.
Afet bölgelerinde depresif kişiler daha gerçekçi davranırlar.
Afet bölgesi insanı depresiftir, o anlamda da kötü şartlara uyum göstermesi ve
geleceğe yönelik planlarda daha gerçekçi bir insanlık portresi çizer.
Duygusal Zeka:
Duygusal zeka kişinin kendisi ile ilgili farkındalığa işaret eder. Kişinin kendi
hallerini, kendi duygularını, kendi dürtülerini ve bunların başkalarını nasıl
etkilediğini anlama becerisidir.
Kişinin kendi kendisini düzenleyişini anlatır: Kişinin bir eylem yapmadan önce
düşünebilme, içindeki dürtüleri ve ruh hallerini kontrol edebilme becerisidir.
Maddi kazançlar ve statü elde etmenin ötesindeki şeyler için de çalışma becerisi ve
motivasyondur.
Başkalarının duygularını anlama; onların duygusal hallerine göre onlarla
ilgilenebilme becerisidir.
Toplumsal beceri, insanlarla olan ilişkileri yönetebilme, kişiler arası networkler
kurabilme toplumsal uyum sağlayabilmedir.
Afet Bölgesini Anlamak: Sosyal Ortam
Afetin oluşturduğu karmaşık kaotik ortamı değerlendirip, durumla mücadele
edebilmek için ihtiyacımız olan iki kavram bulunmaktadır ilki sosyal temsiller
diğeri ise enformatif etki. .
Sosyal Temsiller: Moscovi’cinin kavramıdır. Ona göre gerçeklik bireysel ve sosyal
olarak ayrı ayrı ele alınamaz. Sosyal temsiller, birbiriyle etkileşim içinde ve günlük
konuşmalar içerisinde bireyler ve gruplar tarafından üretilirler.
Sosyal temsiller insanların konuşma ve eylemleriyle zihinler arası olarak işler.
Sosyal temsiller bir şey hakkında bir grup tarafından paylaşılmış bilgiler, inançlar ve
kanaatler bütünüdür. Sosyal olarak oluşturulmuş bir bilgi biçimidir. Bu bilgi biçimi,
bizim günlük gerçekliğimizi düşünme ve yorumlama tarzıdır.
Yani sosyal temsiller, günlük yaşamın olaylarını, çevremizdeki verileri, orada
dolaşan enformasyonları, yakın veya uzağımızdaki kişileri kavrama tarzımızla ilgidir
ve bu anlamda, naif, spontane, bir bilgidir; bilim veya uzmanın düşüncesinden farklı
olarak ‘sağduyu bilgisi’dirler.
Sosyal olarak oluşturulmuş ve paylaşılmışlardır. Bu bilgi biçimi, kişisel
deneyimlerimizin yanı sıra gelenekten, eğitimden, medyadan ve sosyal
iletişimlerimizden gelen enformasyonlardır, bilgiler ve düşünce modellerinden
oluşur.
Sosyal temsiller, zihinsel olarak çevremize hakim olmayı, karşılaştığımız olayları,
fikirleri anlamayı ve açıklamayı, karşımıza çıkan soruları cevaplamayı sağlar. Bu
açıdan sosyal temsiller, pratik bilgi niteliğindedir. Çünkü olayları ve eylemleri
büyük bir harmanlamadan geçirerek, bizim üstünde hemfikir olduğumuz
gerçekliğimizin apaçık olmasını sağlar, gerçekliğimizin inşaasına katkıda bulunur.
Bu anlamda sosyal temsiller afet alanlarında önemli kavram haline gelmektedir: İlk
olarak zihinlerdeki afet temsilleri nelerdir, afet öncesi yapılacak çalışmalarda bu
temsiller belirlenebilmelidir. Çünkü sosyal temsiller ortak eylemde bulunmayı
mümkün kılar.
Bir sosyal hareketin ortaya konabilmesi için, bu hareketin toplumda ve medyada
anlaşılma tarzı çok önemlidir. Sosyal temsillerde sosyallik, iletişim ve bilgi birbirine
sıkıca bağlıdır. Sosyal temsiller aynı zamanda da sosyal çevrenin anlaşılabilmesi için
önemli veri sunduğu için afet bölgelerinde masajların alıcıya aktif ulaşabilmesi sosyal
temsillerin belirlenmesi ve kullanılması ile doğru orantılıdır.
Enformatif Etki:
Enformatif etki, bireylerin kendi görüşlerinin geçerliliğini sağlamak için diğerlerine
doğru yaklaşmalarını, yani diğerlerinin görüşlerini objektif gerçeklik kanıtı gibi
kabul etmeyi ifade eder. Konsensus ya da görüş birliği, bir grup normunun
oluşumuna herkesin gönüllü katılımının sonucudur: dış bir zorlamadan ziyade özgür
rıza ya da kabul ile meydana geldiğinden, herkes tarafından az çok benimsenir ve
içselleştirilir.
Sosyal psikologlara göre insanlar daha ziyade üç koşulda enformatif etkiye uyarlar:
a.Belirsizlik durumları: Afet bölgeleri belirsizliğin en yaygın olduğu ortamlardır.
b.Kriz durumları: Kriz durumunda insanlar düşünmek için yeterince zaman ve imkan
bulamadıkları için diğer kişilere bakarak hareket etme eğilimine girerler.
c.Diğerlerinin uzman olduğu durumlar: Uzmanlık, bireylerin uyma eğilimini
güçlendirir.
Enformatif etkiye uymayı arttıran bir başka etken ise görevin zorluğudur.
Afet Bölgesini Anlamak: Etik Sorumluluk
Afat bölgelerindeki psikolojik ve sosyolojik yapıdaki değişim ve bozulmalar
insanlar arasındaki iletişimi ve etik davranışları olumsuz etkilemektedir.
Afet bölgesi etik kavrayışı ve anlayışı Levinas ve Bauman’dan hareketle insan
sorumluluğu üzerine odaklanmalıdır.
Levinas’cı etik sorumluluğu hemen üstlenme, öncesinde bir düşünme süreci
geçirmeden, kim ona sesleniyor, ne isteyecek, hiç bunları düşünmeden hemen
çağrıya cevap vermek, hemen o sorumluluğu üstlenmek demektir.
Hiç bir düşünme sürecinden geçmeden, anında yapılması gerekeni yapmak.
Herkesin herkese ve her şeye karşı sorumluluğu şeklinde belirmektedir.
Yalnızca zulüm görmüş insan zulüm gören birinin yerine geçip onun yaşadığı acıyı, sıkıntıya empati gösterebilir. Onun ödediği bedeli ödemeye hazır olabilir; her an her şeyden sorumlu olarak vicdanı hiçbir zaman rahatlatmayan sonsuz bir sorumluluk anlayışı afet bölgelerinde gerekmektedir. Levinas, hayatta her şeye sahip, her şeye tahakküm eden ve başkalarını bir şekilde susturan, baskılayan, kendi çıkarları peşinde kendi özünü gerçekleştirmekten başka bir şey düşünmeyen özne figürünün yerine başka bir özne figürü koyması açısından çok önemli bir filozof. Bu bizim kendi deneyimimizi düşünmemize yardımcı oluyor, kendimizi yeniden konumlandırmamıza. Yani elimden geleni yaptım diyerek bir kenara çekilmek yerine her daim ortamın isterlerinden kendini sorumlu hisseden bir insanlık talep ediyor. Sonuçta Levinas diyalojik ilişkiden yola çıkarak, beraber ve konuşarak evrenseli birlikte kurabileceğimize inanmaya çağırıyor. He şeye benim anlam verdiğim bir dünyadan benim başkasından öğrendiğim bir dünyaya açıyor alanı ve başka bir etik kavrayışına insanlığı çağırıyor: O da diyaloğa önem veren ve bir diğerinin görüş ve düşüncelerini anlamaya yönelik bir etik duruş, kavrayıştır.
AFET EYLEM PLANI: İLETİŞİM UYGULAMALARI
Afet Eylem Planı üç aşamadan oluşmaktadır:
Birinci Eylem Planı afet öncesi gerçekleştirilecek organizasyon ve planlamadır.
İkinci Eylem Planı afet sürecinde yapılacak eylemlerin ayrıntılı planlamasından
oluşmaktadır.
Üçüncü Eylem Planı ise afet sonrası yapılacak düşük yoğunluklu çalışmaları ve
genel değerlendirmeleri kapsamaktadır.
Birinci Eylem Planı: Afet Öncesi Organizasyon ve Planlama
Yaşanmış deneyimler bize gösteriyor ki afet gibi büyük kriz ortamları insanların
düzenli ve aklıselimi hareket etmelerini engelliyor. Bunu en önemli nedenlerinden
birisi de duruma ilişkin hiçbir hazırlığın yapılmamış olması. Kuşkusuz her afet
insanların kaygı düzeylerini yükseltiyor, depresif bir psikolojinin hakim olduğu,
güvensizlik ve panik ortamı yaratıyor.
Bu ortamın en büyük sorunlarından birisi de insanların etik davranış sergilemelerini
engellemesi. Bencillik ve kendini kurtarma ön plana çıkıyor.
Afet ortamındaki kaotik ortamını asgari düzeye çekmek mümkün. Bunun için
yapılması gereken şeylerin başında afet öncesi hazırlıkların zorunluluğu gündeme
geliyor. Her hangi bir afet anında kamu kuruluşlarından başlayarak en alt birim aile
ve bireylerine kadar davranış setlerinin oluşturulması afet öncesi gerçekleştirilmesi
gereken bir projedir.
Sorumlulukların ayrıntılı dökümü yapılarak oluşturulacak afet planlaması
gerçekleştirilmelidir. Ardından gerekli eğitimlerin verilmesi ve belli aralıklarla afet
senaryolarının uygulamaları gerçekleştirilmelidir.
Bu anlamda ulusal afet politikaları uyarınca uygulamaya yönelik ayrıntılı plan ve programa ihtiyaç vardır. Bunun için: Herhangi bir afet durumunda yapılacakların ayrıntılı bilgisini oluşturmak;
Senaryo bazlı taktik planlar geliştirmek;
Olası tehditlerin neler olabileceğine ilişkin ayrıntılı dökümlerin yapılması;
Olası tehditlerin sonuçlarına yönelik ayrıntılı planların gerçekleştirilmesi;
Kriz masalarına yönelik ayrıntılı planlama (sağlık, konut, psikolojik destek, beslenme, dış yardımlar, medya ilişkileri, kayıplarla ilgili ayrıntılı kriz masaları oluşturmak)
İletişim şeması ve ayrıntılı bilgi haritasını gerçekleştirmek;
Medya ile ilişkilerinde sorumluların belirlenmesi;
Bilgi halkasının ayrıntılı planının yapılması;
Eylem haritasının ayrıntılandırılması;
Hangi kurumlardan destek alınacağı saptanmalı: Hastane, okul, kamu kuruluşları ve binalarda afet gruplarının oluşturulmasına ilişkin ayrıntılı planlama..
Görev Dağılımı PlanıSürecin sorunsuz işleyebilmesi için sorumluların belirlenmesi, görev akışının netleştirilmesi, uyulması gereken davranış setleri üzerine ortak bilginin oluşturulması; Bu bilginin medya dolayımı ile paylaşılması; Afet konusunun herkesin sorumluluğunu gerektirdiğinden hareketle bilginin çeşitli biçimlerde yaygın bir şekilde halkla paylaşılması için farklı medyaların kullanılması; sosyal medya, kitapçık broşür ve afişlerin oluşturulması. Eğitim PlanıAfet öncesi çalışmalarda yer alacak kadroya eğitimlerin verilmesi. Bu eğitimlerin her yıl tekrarlanması. İlkokul öğretmenlerinin bu eğitimlerde yer alması. İlkokuldan başlayarak öğrencilerin bu eğitimden yararlanmalarının sağlanması. afetle ilgili derslerin konulması. Afet anındaki davranış setlerinin küçüklükten başlayarak öğretilmesi ve bu konuda duyarlılık alanlarının açılması. Bu eğitimin apartman yönetimleri, muhtarlar bazında da gerçekleştirilmesi. Lojistik Destek PlanlamasıKızılay, askeriye, hastane, ekmek fırınları, telefon firmaları gibi kurumlardan alınacak lojistik desteğin planlanması.
Afet Öncesi Uygulamalar:
Olası bir afet durumuna hazırlık amaçlı uygulamaların gerçekleştirilmesi. Yukarıdaki
hazırlıklar bazında çeşitli senaryolar üzerinden hastane, okul, yaşlılar ve gençlere
yönelik yurtlar, apartman ve mahalle bazında uygulamaların gerçekleştirilmesi, belli
aralıklarla kurum ve kuruluşların bu konudaki bilgilerinin tazelenmesine yönelik
programların yapılması.
İkinci Eylem Planı: Afet Dönemi
Afet Bölgesi: Mevcut plan dahilinde çalışmaların başlatılması. Afet bölgesinde
oluşturulacak kriz masaları, medya ile haberleşme ağının kurulması, olaydan
kurtulan kitle ile olaya maruz kalmış ailelerle ilgili yapılacakların uygulanması,
çocuklar ve eğitim süreçleri ile ilgili daha önce gerçekleştirilmiş ayrıntılı
planlamaya uyularak görev dağılımının yapılması. Yaşlılar ve özürlülere ilişkin
afet öncesi planlamada yer alan programın uygulanması
Afet Dışı: Yardımların koordinasyonu ve afet bölgesine gönderilmesine ilişkin
daha önce kurgulanan planların gerçekleştirilmesi
İletişim planı:
Kim, kime, hangi kanaldan, hangi etkiyle, ne diyor? Bu klasik beş soru iletişim
sürecinde önemli. Sürecin iyi işleyebilmesi için haber kaynağının güvenilir olması
ve verdiği haberin gerçek olması gerekiyor. İletişimin çoklu ayakları var: Medya ile
ilişkiler, kriz masalarının kendi aralarında ve halkla kurulacak iletişim. Günümüzde
teknolojinin de gelişkinliği ile herkes muhabir olabiliyor. Kriz bölgelerinden bu
oluşumları engellemek mümkün değil. O nedenle kriz bölgesi dışında yer alanların
sağlıklı ve güvenilir haber kaynaklarından doğru bilgileri alması durumunda
potansiyel muhabirlerin çalışmaları da önemsenmeyecektir.
Haberlerin retoriği çok önemli, bu anlamda gazetelerin merkezlerinde krizle ilgili
masalar oluşturulması talep edilebilir. İletişim fakültelerinde kriz dönemindeki
habercilin incelikleri hususunda duyarlı olunması istenebilir. Daha önce vurgulandığı
üzere kriz dönemleri, afet bölgelerinde yaşam her bakımdan ters yüz olmuştur ve
insan psikolojisi önemlidir. İnsanların incitilmeden haber haline getirilmesi hususu
önemlidir ve reyting, tiraj kaygısı bu süreçte askıya alınmalıdır. Kişisel hikayelerin
egzajere edilmesi, öne çıkartılması, duygu sömürüsüne yönelik haberciliğin
işletilmesine izin verilmemesi gerekmektedir. Dolayısı ile Afet bölgesindeki iletişim
etik bir dikkati zorunlu kılmaktadır ve burada herkesin herkesten sorumlu olduğu bir
ortam olduğu hiçbir zaman akıldan çıkarılmayacak bir zeminin oluşturulması
gerekmektedir.
Üçüncü Eylem Planı: Afet Sonrası Çalışmalar
Afet Sonrası Düşük Yoğunluklu Çalışmalar: Afet bölgesindeki akut durum
azalsa da bazen çok uzun süren bir sürece giriliyor. O nedenle de afet sonrası
çalışmalara olan dikkat ve özenin azalmaması, oradaki yaraların sarılması
hususunda çalışmaların düşük yoğunluklu da olsa sürdürülebilmesi için planların
olması gerekmektedir. Eğitimden sağlığa, yaşam şartlarının iyileştirilmesine
yönelik eylem planları devam etmelidir. Medyanın ilgisi bu süreçte bölgeye
devamı sağlanmalı ve bilgi akışının devamı sağlanmalıdır.
Afet Döneminin Değerlendirilmesi:
Süreç tamamen bittikten sonra, genel değerlendirmelerin yapılması ve afet öncesi
planların gözden geçirilerek gerçekçi olmayan bölümlerin tartışılması; eleştirilerin
değerlendirilmesi, planların gerekiyorsa yeniden yapılandırılması. Bu çalışma bir
sirkülasyonu gerekli kılmaktadır, yani döngüsel bir çalışma planına ihtiyaç
bulunmaktadır. Bitti demeden, yeniden başa dönülen bir çalışmayı gerekli
kılmaktadır.
Afetin niteliği, şiddeti hangi bölgede ne zaman olacağına yönelik mutlak bir bilgi
olmadığı için, yapılacak her türlü hazırlık çalışması bir senaryo üzerinedir. Her
senaryo hayali bir hikaye üzerine kurulu olmaya mahkumdur. Ancak gerçeğe yakın
senaryolar kurmak da mümkündür. Önemli olan her hangi bir olay durumunda
sorumlu ve yetkililerin ve görev alan organizasyonun her aşamasında yer alacak
görevlilerin görevlerini en iyi şekilde yapacak halde donanıma sahip olmalarıdır.
Her aşamada yapılacakların ayrıntılı bilgisi bu bölgede çalışma yapacaklara küçük
inisiyatifler kullanma becerisi de sağlayacaktır. Güvenli bir organizasyon
görevlilerin inisiyatif ve sağduyularını da harekete geçirmesine olanak tanıyacaktır.
Afet Öncesi Uygulamalar:
Olası bir afet durumuna hazırlık amaçlı uygulamaların gerçekleştirilmesi.
Yukarıdaki hazırlıklar bazında çeşitli senaryolar üzerinden hastane, okul, yaşlılar
ve gençlere yönelik yurtlar, apartman ve mahalle bazında uygulamaların
gerçekleştirilmesi, belli aralıklarla kurum ve kuruluşların bu konudaki bilgilerinin
tazelenmesine yönelik programların yapılması.
Kaynakça
Bilgin, N. (2011) (ed.) Sosyal Psikoloji, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi
Yayınları, İzmir
Birinci, F, Dirik, G. (2010) “Depresif Realizm: Mutluluk ya da Nesnellik”, Türk
Psikiyatri Dergisi, 21(1): 60-67,
Golaman, D. (2005) Duygusal Zeka, (çev.) B.S. Yüksel, Varlık Yayınları: İstanbul
Levinas, E. () Sonsuza Tanıklık, (çev.) G. Çetinkaya, Metis: İstanbul