-
T.C. ULUDA.Ö ÜNIVERSITESI
ILAHIYAT FAKÜLTESI Sayı: 7, Cil!: ·r, 1998
/"ı. t'J e li ~tc 00
ABDULHAK HAMID'E AIT BIR BO LUK lVIEKTUP
Mefilil HJZLl
Murat YURTSEVER ..
Bu makalede bir araya getirilen/er, Abdiiihak Hamid'e ait
mektuplarm daha önce yaymlanmamış olanlandw. llemen tamamı, yakın
aile fertlerine yazılmış mevcıut olduğu bilinen, fakat yeri belli
olmayan bir mirasın tesbiti kadar önemlidir. Tesadüf eseri bulunan
bu mektup/arın, tarih edebiyat çalışmalarına önemli bir katkı
sağlayacağı beklenmektedir.
SUMMARY
Abdanihak Hamid
l'ıvt we with Abdulhak Ham id 's s ome have been unknown up to
now.
büyük yekün tutan bir mi.lsveddelerin, fotoğraflarının
eşyasmm, bizzat Haınid tarafından hediye edildiğini
belirtiyor1•
' h;m~.iJ IMmı D:il111işmeml, Tarilı! Hıı!dkatlew, (Tercomaıı
Tawih Vf; Kıııuırr Yııymlaıı) istanbul 1979, 1!,472.
193
-
Hamid'in vefatından üç yıl kadar sonra, devrin Bursa valisi
Refik Koraltan tarafından iki kez Bursa' da ağırlanan Danişmend,
büyük bir titizlikle muhafaza edileceğine dair teminat veren
Koraltan'ın ricası ile ve Bursa Halkevi Müzesi'nde teşhir edilmek
üzere l-Hlmid'in metrükesinden bir kısmını gönderiyor. Bu
emanetlerin içinde "merhfimun bir kalemiyle bir cam tüp içinde
mahfuz bir miktar saçmın, ciltli Sardanapal müsveddesinin, bir iki
fotoğrafının ve 20 küsur mektubunun" bulunduğunu da ayrıca ifade
ediyor.
1940 yılı başlarında, Danişmend'in de, '·'Bursa Halkevi'ndeki
özel bir camekan içinde teşhir edildiğini bizzat gördüm" dediği
Hamid'e ait emanetler, aradan 11 vıl geçtikten sonra ( 1951 'de),
bu Belediyesi tarafından k~rulan Fikret Aşiyanı 'ndeki ayn teşhir
edilmek üzere İstanbul valisi Celal İzgü tarafından Bursa
valiliğinden isteniyor. Ancak Bursa valiliği cevabi bir yazı ile
Hamid'e ait herhangi bir eşyanın bulunmadığını ve belirtilen tüm
emanetterin kaybolduğuım bildiriyor.
Danişmend, Hamid metrOkesinin maruz kaldığı tüm bu serencaını
anlattıktan sonra, esefle "bu iğrenç hırsızlığın Halkevleri'nin
lağvedilmesi sırasında işlenmiş olabileceği" ihtimaline yer ve
benzeri bir hırsızlığın, yine aynı şekilde Zonguldak Halkevi'ne
gönderdiği 1-Hlmid'e ait bazı eşyaların da başına geldiğini
ekliyor.
* * Celal Nuri, ilk Süleyman Nazif tarafından notlar ve
açıklamalarla yayınlanan mektuplarm intiş§.rından sonra (1916),
Hamid'in başkaları tarafından okurırnak üzere yazılmamış özel ve
mahrem mektuplarının yayınianmasını yersiz ve zaid bulur. Bu
mülahazadan sonra da Hamid'in mektuplarını, kıymet·-i edebiyesi
olan ve olmayanlar ile hususi mektuplan olmak üzere iki bö!Ume
ayırır. Halbuka Hamid'in mektuplarını derleyenler, hiçbir zaman
onun mahremiyetine akıllanna getirınemiş, sadece mektuplarının bir
araya getirilmesi yolunda başlatılan çalışmalara katkıda bulunmak
istemişlerdiL Kaldı ki, CeHlJ Nuri'nin, "hane halkına gönderdiği
selamları muhtev1 ve tasammdan uzak olarak değerlendirdiği öz~!
mektuplarm --Nr olması, yaşadıkları ve düşündüklerinin birer
zamanlardaki ruh hatini tercüme etmesi açısı.ndan- ayrıca Üstelik
Hamid, edebiyatırmzm ve toplum hayatımızın dönemde, sanatmm
tarzının batı gördüğümüz bir Türk Mektuplan konusu olmuştur.
Prof. Dr. İnci mektuplarının
Parlatır, Yusuf Mardin, Abdullah Tansel gibi isimlerin de
muhtelif çalışmalar
194
Fevzi ye bir çok
-
mektubu yazdıklarını belirtiyor. "Abdülhak Hamid'in Mektupları"
adıyla yayınladığı2 eserinin önsözünde, mektuplan toplama
konusundaki bütün gayretine rağmen "başka ellerde veya
kütüphanelerde daha başka mektupların da bulunma ihtimalinin her
zaman mevcut" olacağından söz ediyor ve "dilerim, elinde Hamid'in
mektupları bulunanlar onları yayınlarlar" diyerek kayıp birçok
mektubun neşrini beklediğini dile getiriyor. Aslında bu, çok daha
önce "Hamid'e ait ziyadan mastın ne kadar mektup kalmış olduğunu
bilemediğimiz gibi, rnekatih-i mevcüdenin ne vakit itmam-ı cem'i
kabil olacağı dahi meçhulümüzdür" sözleriyle Süleyman
Naziftarafından seslendiritmiş bir arzudur.
* * * Bursa Kültürpark içinde bulunan müzede, mahkeme
sicilieri
üzerinde yaptığımız çalışmalar sırasında ( 1987- l 991 ), sadece
yazımıza konu olanlardan ibaret ciltli bir albüm içinde tesadüfen
bulduğumuz Abdülhak Hamid'e ait 16 adet mektubun, büyük ölçüde
müsveddelerden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. Bu mektupların bir
bölümü Enginlin'ün adı geçen eserinde bulunmaktadır. İşte bu
makaleye konu olan ve daha önce herhangi bir yerde yayınlanmayan
Hamid'e ait 6 adet mektup, büyük bir ihtimalle Enginün'ün, İ.Hami
Danişmend tarafından klişeleri yayınlanan fakat okunamayacak' kadar
küçültülmüş olduğu için sadece işaret ederek geçtiği ve asıllarının
nerede olduğunu merak ettiği mektuplardır.
Bir kısmının otel isimleri taşıyan antetli kağıtlar üzerine
yazılmış olması, çok sayıda mütekerrir ifade ve karalamalara
rastlanması, işlerinin çokluğunu bahane ederek bir çoğunu kısa
kesrnek zorunda kaldığını belirtrmesi, bu mektupların genellikle
pusula ve tezkirelerden ibaret olduğunu göstermektedir. Bununla
birlikte, mektuplarm kıymetini, Hamid ile ilgili araştırma
yapanların takdirine bırakmak en iyisi olacaktır. Hiç değilse,
kaybolduğu bilinen ve adresi belli olmayan bir böllik mektubun
yerinin bilindiğini ve bu mektuplarm bundan böyle meçhul kalmadığım
duyurmuş olduk.
Söz konusu mektup olduğu için, bu kabil belgelerin
sadeleştirilmesi ya da günümüz Türkçesine aktanlmasının son derece
abes olduğu aşikardır. Erbabının türlü yönden ve istediği gibi
istifade edebilmesi için bu mektupları aynen yayınlamayı uygun
bulduk. Mektupların bir kısmı tarihsiz, bir kısmının da muhatabımn
açıkça belli olmaması sebebiyle, sıralamayı tarihi belli olanlardan
başlattık. Tarihsiz olan iki mektup da son kısma alınmıştır.
Ayrıca, çahşmamızm son bölümüne, mektup fotokopilerinin yanısıra,
bunla-rın yer aldığı albümde bulunan bazı resim ve kartvizitler de
eklenmiştir.
Hamid'in okunaklı bir elyazısı olmayışı, karalamalarm ve
mürekkep lekelerinin sık oluşu, gerektiği şekilde ve özenle
muhafaza edilemeyişi,
2 inci Enginon, Abdülhak Hiimid'in Mektupları, Dergah Yayınları,
1staııbu11995. 195
-
yıpranma ve rutubetten mütevellit solmalar, mektupların
okunmasını hayli zorlaştırmış ise de imkansız kılmamştır.
Titiz bir çalışmadan sonra ortaya çıkardığımız bu mektuplann,
Türk kültür ve edebiyat dünyasına mühim bir katkıda bulunacağı
kanaatindeyiz.
* * * Mektup no: 1
Vi:llidem, sebeb-i hayatını, velinimetim efendim hazretleri,
Süleyman Ağa'ya yazdırdığımz cevab-·nameyi kemal-i memnuniyetle
alıp okudum. Takdime-i acizaneıni kabul edişinize ve elhamdü1illahi
teiila afıyetde bulunuşunuza pek mahzlız ve ınesrur oldum. Sizi
Süleyman Ağa'yı tavsite mecbur edecek derecede beyterin
müHl.hazasız bulunuşlarına teessüf olunur. Kendileri vefasız değil
iseler de vefasız olsalar dahi bundan ilerisini yapamazlar idi
zannederim. Size Nili'nin rahatsız olduğunu yazmış idim. Hamd olsun
kesb-i afıyet etmektedir. Bilhassa arz-ı ihtin1mat ediyor. Hüseyin
dahi Allah'a çok şükürler olsun afiyeten gereği gibi terakkidedir.
Boynunun eğri duruşu da gitdikçe azalmaktadır. Resmini aldırmak
üzredir. I-Hlssaten ellerinizden, hususiyle sol elinizden öpüyor.
Meşgul oldut1mıı cihetle ziyade yazamayıp resm-i selamı ldibı
vechile lfa ve beka-i ömrü Mlyetinize dua ile iktitaederim efendim
hazretleri. fi 29 Mayıs sene 1307
Melffıf .. mektubun yengeme Isiilin i rica ederim.
Mektup no: 2
Mahdum ve köleleri Abdtilhak I-Himid
Her sene-i müteyemmenin mes'adet-i hululiyle idrak etdiğim eşvak
ve mefahirden birisi ve belki en büyüğü ma'raz-·ı tebrlk ve
tehniyyetde şerefi damen-büs-i cenab-ı meşihat-penahlden
mazhariyyet-i da'iyanem idi. Bir nebiyy-·i zi-şana neste'lzü billah
"inn! vehene'l-'azmü minn! ve'şte'ale'rre'sü şeyben" süretde
ızlıar-ı teellüm etdirmiş olan za'f-ı piriyi teşd!d eden birtakım
hastahklar bu sene o şeref-i hayat-baha ile bi'l-fı'il
meşmüliyetime mani' olduğıyçün o vicdaniyyeyi bu varak-pare-i
ubeydanemin duş-i tehassürüne tahml! suretiyle lfa etmt~k
cür'etinde bulunuyor. Hernan cenab-ı teceddüd-ferma--yı sin'in ve
a'sar-ı mihr-i mün!ri teza-yı b1-intiha-yı hilkatde müstekarr ve
müstem!ri havl-i arz-ı illernde dair kıldıkç:a neyyir-i icliil-i
veliyyü'n·-ni'am!lerini evc-.i ikbali ve mes'adetdcn
şa''şa'a-nis:'ir-·ı afak u aktar ve saye-i merahim-meşhihı-i abd-i
nevazilerini mefarık-ı asdika-yı da'iyana meflıar-nisar buyursun.
Amin. Baki katibe-i umfır ve ahvalde emr u ferman hazret-i
men-lehu'l·-emrindir. 26 Zilhicce 1329
196
-
no: 3
Şuhür ve teceddüd etdikçe da'iyan-ı muhlisln için bir veslle-i
mes'ude-i dua hasıl olmakda ve lfa-yı veeibe--i tehniyyetle
ubudiyyet-i kadime tecdld edilmekdedir. Bu kerre mes'adet-efza-yı
hulfıl olan sene-i ecdldenin hakk-ı saml-i veliyyü'n··ni'amilerinde
müteyemmen ve mes'ud ve saye-i iclal-i meşihat-penahilerinin fark-ı
tahr-i bendeganda (?) mahdfıd olması duasını an-sam'imi'l-kalb
tekrar ile arz-ı tehniyyet ve te'yi'd-i ihlas ve ubüdiyyet ederim.
Ol bfıbda ve her halde emr u ferman hazret-i men-lehu'l-emrinclir.
Muharrem 1324
(Bu son iki mektubun yer aldığı sayjamn altında, muhtemelen
sergi esnasında latin harfleriyle ve daktilo ile yazılan şu ibare
bulunmaktadır)
Mektupçu Süleyman Bey merhumun elyazısı ile yazılmış iki tebrik
mi.isveddesidir. 1319-1324 hicrl yıllannda Necip Aksop tarafından
hediye edilmiştir.
Mektup no: 4
Nur-i aynim Hemşlrem ve nur-i dldem Nazım'ım,
Küçükler geldi. Pek çok teşekküratımız var. İkimiz de memnun ve
mesrfır olduk. İnşaallah yavrucaklara iyi bakarlar. Hanum da
mukayyed olur. Bize geldiğiniz zaman - o zaman ne vakit gelecek
bilmem a- siz de görürsünüz. Pek göreceğimiz geldi. Bir gün o
tarafa gelip sizleri görmek arzusundayız. Resm-i selam ma'lüm.
Cümlenizi Allah'a emanet ederim ve teşekktitatımı tekrar eylerim.
Bebek 30 Haziran sene 1331
Mi.itehassiriniz A.Hamid
Herkesin tab'ı, ki vasıta-i kalemle fikrinden sünuh eder, alem-i
matbu' ata gelmesi namzed-i ragbet olmak içindir.
Hiçbir ehl-i kalem ki eserinin ımı'terif olduğu nekayısıyla
beraber mazhar-ı ve sitayiş olmasını ümid etmesin. Bir peder
semere-i vücfıdunun i:ilemde memdfıh ve olınasını ne kadar arzu
ederse bir müellif de tab' ı hakkında o kadar ümid-var-ı teveccüh
olmak tabi'idir.
Bu ımıkaddimat-ı eser-i ikizaneme fatiha-i ibtida sOretinde
yazmakdan men1m şu te'l1f-i naçlzin değersizliğini bildiğirole
beraber emr-i tab'da o vareste olmadığımı arz etmekdir ki bazı
müellefat-ı edebiyyede her nasılsa ihtiyiirı terc!h olunan
mahviyyet-i tevazu'-karaneleri elbette zannederim.
Bir de bu eserin suret-i müfıdede bulurımaması evvel-emirde
mukaddime-i asanm olmasıyla beraber kıllet-i muhakeme, fikdan-ı
kudret,
197
-
Icab-ı siım, ibtidi-yı tahsil gibi vücüdu her kelimesinde birkaç
kerre sabit olacak mevani'ası hadsiz olduğiçün hadd-i aslında o
kadar şiiyan-ı istihfaf olmaz i'tikaclmdayım.
Alem-i edebiyatcia bundan bir müddet sonra vücfıcl-yab-ı şuhüd
olmuş bir semere-i tablat olsa ihtimal ki hazret-i vatanın hak-i
pay-i ümmetine kadrince olsun arz-ı tekiiiif-i menfa'at ederneyecek
derecede bl-behre-i edeb ve ma'rifet olmaz idi.
Her ne kadar mikib-i tasdfk ise de mukaddimeye lüitime vermeden
evvel şurasını da arz edeyim ki bugün pey-der-pey neşr olunagelen
tiyatrolar bir kerre nazar-ı mütalaadan geçirildiği halde
içlerinden bazısının buna huccet noksan olduğu görüleceği gibi
bazısının da böyle bir tiyatro yazıp baselırmakcia me'a't-teessüf
feyz u hak verecek sCıretde bulunduğu tebeyyün eder.
Bu tiyatronun mündereciitı iitiyü '1-ism birkaç Asya! ı eşhiisın
gan1ib-i ser-güzeştinden ibaretdir. Vuku'atların mevkii Keşmir'de
bir kabiledir ki Timur''a müdari geçinmekle ma'rCıf Adil Behram
aşireti nılmına Asya·yı Vusta'daıı hicretle o nevah'ide hoş-nişin
olmuş bir aile-i saltanat meskCındur.
Mektup no: 6
Mihrünnisa Haııım'a,
Efendim Hemşirem,
(}eçende bir mektubunu almış idim. Darılmazsan bir şey
söyleyeceğim. O mektuba cevab yazdım mı yazınadım mı bilemiyorum.
Ben burada gitdikçe bunalıyorum. B iraderiniz beyefendi İçel' e
gitdik leri halde biz de Konak'ın ve Fulya'nm halini size
yazacağız. Biz de bir hafta benden, bir hafta Fatma Hanım
tarafından olmak üzre sana yazarız. Beyefendime olan mektublanmı da
Bekir'den alıp okursunuz. Ve bazı kere onunla iktifa edersiniz.
Gazete okuyor musun? Edebiyat edebsizliklerini görüyor musun? Fatma
Hanım'a yazdığın bir mektubda hatlada iki saat Fransızca dersi
aldığını yazıyorsun. Haftada iki saat ders almak için bir lira mı
vereceksiniz? Bizim hocamız Fatma Hanım'a ayda otuz kere geldiği
halde iki liraya veriyoruz. Hem iki saat ders elverir mi? Fransız
kızı olmak şart değil a. Beyoğlu'nda bu kadar rnuallimler var. Bir
liraya haftada iki gün gelirler. İş parada değil, senin istifade
etmendedir. Artık sizi pek göreceğimiz geldi. Ahmed Vefik Paşa'nın
mevki-·i iktidara gelmesiyle biraz ümide düştüm idi. Zavallı beş
günden ziyade duramadı. Allah vere başına bir kaza getirmeseler.
Bıraksalar da evinele otursa. Orada havalar nasıl? Soğukmuş
diyorlar. Biz burada hala ateş yakmadık. Zannederim ki soğuklar
birden bire gelecektir. Çoluk çocuk Allah'a şükürler olsun
afiyetdeyiz. Siz de cümleten afiyetde olasınız. Fatma Hanım belki
yarın sana mektub yazar. Çiinki.i yazacağım diyordu. Yazınazsa
selamlar ma'lum a. Baki uhuvvet.
198
-
EK E
I- MEKTUPLARLA İLGİLİ FOTOKOPiLER
Mektup no: 1
"~~ ~~ ("i:J,. ~~~ ;.,~dıJ/ 'fp#~~ fi:J M ,
1ı;\.,J.,...._, .W;., eb,. ,;;ı$ u . ..; 'J'!;•~ ( ,. ·' ~ .'
':·---- '
. ·ı . ··:_"_ .· ·_ - ' '. . ~
' i
i: ı i ı
·! '1
J -, ·1
. : .J.,
199
-
Mektup no: 2-3
200
' ,,
· .. 1 1 1
-
Meldup no: 4
_,.,· '•,·
'. :"'· . .: ""-
-
Mektup no: 5
' i!'' 1. i ,. i:
-
Mektup no: 6
, .. (. "'
;~, \: "·, ~' ~' . ~' . ,,
' .~
7' k ........ ..... ·~
' .... .........
203
-
VE YAKINLARINA vıı:
204
-
205
-
206
ABDOLHAK H..Ô.MIO
Istanbul Sayla-vı
.-\BDUfJHAl~ HAA:-llD
nı;~ı~Gırli: nıt CONS'J.'Al"'J.'l::--oı•i..ı·: