Top Banner
T.C KOCAELĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ YAPISAL DEĞĐŞĐM BAĞLAMINDA KENTLEŞME ve KOCAELĐ ĐMALAT SANAYĐĐNĐN NĐTELĐĞĐ (SWOT ANALĐZĐ) YÜKSEK LĐSANS TEZĐ FATMA TURGUT ANABĐLĐM DALI: ĐKTĐSAT PROGRAMI: ĐKTĐSADĐ GELĐŞME VE ULUSLAR ARASI ĐKTĐSAT KOCAELĐ – 2008
220

229471

Feb 17, 2015

Download

Documents

sertacari
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: 229471

T.C KOCAELĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

YAPISAL DEĞĐŞĐM BAĞLAMINDA KENTLEŞME ve KOCAELĐ ĐMALAT SANAYĐĐNĐN NĐTELĐĞĐ (SWOT ANALĐZĐ)

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

FATMA TURGUT

ANABĐLĐM DALI: ĐKTĐSAT PROGRAMI: ĐKTĐSADĐ GELĐŞME VE ULUSLAR ARASI ĐKTĐSAT

KOCAELĐ – 2008

Page 2: 229471

ii

T.C. KOCAELĐ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ

YAPISAL DEĞĐŞĐM BAĞLAMINDA KENTLEŞME ve KOCAELĐ ĐMALAT SANAYĐĐNĐN NĐTELĐĞĐ (SWOT ANALĐZĐ)

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ

FATMA TURGUT

ANABĐLĐM DALI: ĐKTĐSAT PROGRAMI: ĐKTĐSADĐ GELĐŞME VE ULUSLARARASI ĐKTĐSAT

DANIŞMAN: DOÇ. DR. YUSUF BAYRAKTUTAN

KOCAELĐ – 2008

Page 3: 229471

iii

Page 4: 229471

iv

ÖNSÖZ

Kalkınma sürecinde, üretim, dış ticaret ve istihdam içinde tarım sektörünün nisbi

payında azalma, sanayi ile hizmet sektörlerinin nisbi payında artışı niteleyen

‘‘yapısal dönüşüm’’, ülkeden ülkeye değişen bir süreci ifade etmektedir. Bu süreçte,

sanayileşme ve kentleşme karşılıklı etkileşim içinde olmakla birlikte, sanayileşmeden

önde giden ‘‘dengesiz’’ bir kentleşme ya da sanayileşme ile birlikte gelişen

‘‘dengeli’’ kentleşme formlarına rastlamak mümkündür. Bu çalışma, ekonomik yapı,

yapısal dönüşüm, kentleşme kavramlarına vurgu yaparak, Dünya ve Türkiye

deneyimi ışığında Kocaeli’deki kentleşme niteliği ile sanayi yapısını ortaya

koymaktadır.

Çalışma süresince değerli katkısı ve göstermiş olduğu sabrından ötürü, sayın

hocam Doç. Dr. Yusuf BAYRAKTUTAN’a teşekkür ederim. Maddi ve manevi

bütün yılgınlıklarımda bana destek olan annem Meryem TURGUT ve babam

Mehmet TURGUT’a; beni sürekli motive eden müstakbel eşim Alperen

KETHÜDAOĞLU’na sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Fatma TURGUT

Đzmit, Haziran 2008

Page 5: 229471

v

ĐÇĐNDEKĐLER ÖNSÖZ………………………………………………………………………………i

ĐÇĐNDEKĐLER…………………………………………………………………….. ii

ÖZET…………………………………………………………………………….....vii

ABSTARCT…………………………………………………………………...…..viii

KISALTMALAR………………………………………………………………… ix

TABLO VE ŞEKĐLLER ÇĐZELGESĐ……………………………………………………………………......xi

GĐRĐŞ……………………………………………………………………….............1

BĐRĐNCĐ BÖLÜM

YAPISAL DEĞĐŞĐM ve KENTLEŞME

1.1. Ekonomik Yapı……………………………………………………………….....5

1.1.1. Ekonomide Tarımın Yeri………………………………………………...8

1.1.2. Ekonomik Dönüşüm ve Sanayi Sektörü………………………………..10

1.1.3. Ekonomik Yapıda Hizmetler Sektörü…………………………………..11

1.2. Yapısal Değişim………………………………………………………………..12

1.3. Yapısal Değişimin Mekansal Yansıması……………………………………....17

1.3.1. Kent Kavramı……………………………………………………….......19

1.3.2. Kentlerin Oluşum Süreci……………………………………………….20

1.3.2.1. Alanda Yoğunlaşma…………………………………………....21

1.3.2.2. Ölçek Ekonomileri……………………………………………..22

1.3.2.3. Tarımda Verim Artışı…………………………………………..22

1.3.3. Kentleşme Süreci ve Etkenleri………………………………………....22

1.3.3.1. Kentsel Alanların Çekiciliği…………………………………...26

1.3.3.2. Kırsal Alanların Đticiliği……………………………………….27

1.3.3.3. Siyasi ve Đletici Faktörler……………………………………...28

1.3.4. Kentleşmenin Niteliği: Dengeli ve Dengesiz Kentleşme………….…...30

1.3.4.1. Dengeli ve Dengesiz Kentleşme Dinamikleri………………….31

1.3.4.2. Dengesiz Kentleşmenin Sosyo-Ekonomik Yansımaları………..32

1.3.4.2.1. Kalabalıklaşma Maliyeti……………………………..33

Page 6: 229471

vi

1.3.4.2.2. Kira ve Arsa Fiyatlarındaki Artış…………………....33

1.3.4.2.3. Konut Sorunu………………………………………...34

1.3.4.2.4. Yoksulluğun Mekansal Yoğunlaşması………………35

1.3.4.2.5. Maliyetlerin Artışı…………………………………...35

1.3.4.2.6. Altyapı Yetersizlikleri……………………………... 36

1.3.4.2.7. Diğer Sorunlar……………………………………... 36

1.3.4.3. Dengesiz Kentleşmenin Yol Açtığı Sorunlar…………………37

1.3.4.4. Kentleşmenin Olumlu Etkileri ve Sürdürülebilir Kentleşme.... 37

1.3.5. Toplanma Ekonomileri………………………………………………...39

1.3.5.1. Đşletmelerin Yer Seçiminde Etkili Olan Faktörler…………….39

1.3.5.1.1. Önsel-Gerisel Bağlantılar…………………………...40

1.3.5.1.2. Tamamlayıcılık Đlişkileri……………………………40

1.3.5.1.3. Bölgenin Talep Koşulları……………………………41

1.3.5.1.4. Kurumsal Altyapı……………………………………41

1.3.5.1.5. Ulaşım……………………………………………….42

1.3.5.1.6. Sektörel Yoğunlaşma………………………………..42

1.3.5.1.7. Kamu Politikaları……………………………………43

1.3.5.2. Yerelleşme Ekonomileri………………………………………..43

1.3.5.2.1. Ölçeğe Göre Yerelleşme Ekonomileri………………46

1.3.5.2.2. Yerelleşme Ekonomilerinin Sağladığı Dışsallıklar….48

1.3.5.3. Kentleşme Ekonomileri……………………………………….52

ĐKĐNCĐ BÖLÜM

YAPISAL DEĞĐŞĐMĐN KENTLEŞME SONUÇLARI: Dünya ve

Türkiye Deneyimi Işığında Kocaeli

2.1. Dünya Ekonomisinde Yapısal Dönüşüm ve Kentleşme……………………….55

2.1.1. Sektörel Yapı…………………………………………………………....57

2.1.2. Đstihdam………………………………………………………………....58

2.1.3. Dış Ticaret……………………………………………………………....59

2.1.4. Kentleşmede Dünya Deneyimi……………………………………….....61

Page 7: 229471

vii

2.1.4.1. Endüstri Toplumunun Oluşum Süreci ve Bu Sürece

Etki Eden Faktörler……………………………………………..62

2.1.4.2. Çeşitli Göstergelere Göre Avrupa’da Öne Çıkan Kentler……...69

2.1.4.3. Küreselleşmenin Kentleşme Dinamikleri………………………74

2.1.4.3.1. Metropolitan Kent…………………………………....75

2.1.4.3.2. Mega Kent…………………………………………....76

2.2. Türkiye Ekonomisinde Yapısal Dönüşüm ve Kentleşme……………………..78

2.2.1. Tarım, Sanayi ve Hizmet Sektörlerinin Gelişimi…………………….....78

2.2.2. Đstihdamın Sektörel Değişimi…………………………………………...82

2.2.3. Dış Ticarette Yapısal Dönüşüm………………………………………....85

2.2.4. Türkiye Ekonomisinde Yapısal Değişim ve Kentleşme Sonuçları……..88

2.2.4.1. Göç Olgusu…………………………………………………......89

2.2.4.2. Türkiye’de Hızlı Kentleşmenin Sonuçları……………………...92

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

KOCAELĐ ĐMALAT SANAYĐ PROFĐLĐ

3.1. Kocaeli Đli Ekonomik ve Sosyal Yapısı……………………………………....93

3.1.1. Nüfus…………………………………………………………………...94

3.1.2. Kişi Başına GSYĐH…………………………………………………….97

3.1.3. Đstihdam………………………………………………………………...97

3.1.4. Eğitim…………………………………………………………………..98

3.1.5. Sağlık…………………………………………………………………..99

3.1.6. Refah Göstergeleri…………………………………………………….100

3.1.7. Finans………………………………………………………………….102

3.1.8. Sektörel Yapı………………………………………………………….103

3.2. Kocaeli Đmalat Sanayi………………………………………………………..106

3.2.1. Üretim…………………………………………………………………108

3.2.1.1. Sektörel Bazda Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi………………109

3.2.1.1.1. Seçilmiş Teknik Göstergelere Göre

Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi……………………..112

3.2.1.1.2. Kocaeli Đmalat Sanayinde Kapasite

Page 8: 229471

viii

Kullanım Oranı……………………………………..116

3.2.1.1.2.1. Sektörlere Göre Kapasite

Kullanım Oranı…………………………...119

3.2.1.1.3. Đmalat Sanayinde Đç Satışlar………………………...120

3.2.1.1.4. Kocaeli Đmalat Sanayinin

Ülke Çapında Oluşturduğu Katma Değer………...…121

3.2.1.2. Türkiye’de Bölgesel Sanayileşme, Marmara Bölgesi

ve Kocaeli’nin Türkiye Đmalat Sanayindeki Yeri……………...123

3.2.1.2.1. Marmara Bölgesi’ndeki Kentlerin

Bölge Đmalat Sanayi’ndeki Yeri…………………......124

3.2.1.2.2. Marmara Bölgesi’ndeki Kentlerin

Türkiye Đmalat Sanayindeki Yeri……………………126

3.2.1.2.3. Kocaeli Đmalat Sanayinin Türkiye

Đmalat Sanayindeki Yeri…………………………….128

3.2.2. Đstihdam………………………………………………………………...133

3.2.2.1. Đstihdamın Cinsiyet, Eğitim ve Yaşa Göre Dağılımı………….135

3.2.2.2. Kocaeli Đmalat Sanayinde Đstihdamın Sektörel Dağılımı……..138

3.2.2.3. Kocaeli Đmalat Sanayinde Đstihdamın Ölçeğe Göre Dağılımı…143

3.2.3. Yatırım…………………………………………………………………145

3.2.4. Kocaeli Đmalat Sanayinde Rekabet…………………………………....151

3.3. Dış Ticaret……………………………………………………………………152

3.3.1. Kocaeli’de Dış Ticaretin Gelişimi…………………………………….155

3.3.2. Kocaeli’nin Türkiye Dış Ticaretindeki Yeri…………………………..159

3.3.2.1. Türkiye’nin Đlk 1000 Đhracatçı Firması Đçinde Kocaeli’de

Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili………………………..163

3.3.3. Kocaeli Đhracatının Performans Göstergeleri………………………….169

3.3.4. Kocaeli Đhracatının Teknolojik Sınıflandırması……………………….171

3.4. Kocaeli Đmalat Sanayi’nde Güçlü-Zayıf Yönler, Fırsat ve Tehditler………...175

SONUÇ……………………………………………………………………...........182

KAYNAKÇA………………………………………………………………….....189

Page 9: 229471

ix

ÖZET

“Yapısal Değişim Bağlamında Kentleşme ve Kocaeli Đmalat Sanayinin Niteliği

(SWOT Analizi)” başlığını taşıyan bu çalışma, Kocaeli’deki kentleşme süreci,

sanayileşme ve yapısal değişimi irdelemektedir. Zamanla niteliği değişen kent

olgusunu ve kentleşme sürecini, yapısal değişim, göç ve sanayileşmeye vurgu

yaparak yorumlamak uygun olacaktır. Bu tespitten hareketle dünya ve Türkiye’de

yapısal değişim ve özellikle de Kocaeli’nin kentleşme ve sanayileşme süreci,

kalkınma ve kent olgusu açısından değerlendirilmiş; Kocaeli’de imalat sanayi yapısı

ve ihracat performansı incelenmiştir.

Üç bölümden oluşan bu çalışmanın ilk bölümünde, ekonomik yapı, yapısal

değişim, kentleşme ve toplanma ekonomileri kavramsal ve kuramsal olarak

sunulmuş; ikinci bölümde, dünya ve Türkiye deneyiminin, bu kavramlar bağlamında

niteliği ve özellikleri tartışılmıştır. Üçüncü ve son bölümde, Kocaeli’nin imalat

sanayi yapısı ve ihracat potansiyeli ortaya konmuştur. Kocaeli’de sektörel

uzmanlaşma, katma değer, istihdam ve üretimin yapısı araştırılmış; ihracat yapısını

belirleyen iç ve dış faktörler SWOT analiziyle ele alınarak, imalat sanayi üretim ve

dış ticaret sorunları çeşitli yönlerden değerlendirilmiştir. Markalaşma, maliyet,

tanıtım ve teşvik, nitelikli emek ve finansman sorunu, Kocaeli’nin ihracat yapısına

ilişkin temel sorunlar olarak tespit edilmiş; bu sorunların aşılmasına yönelik

değerlendirmelerde bulunulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Ekonomik Yapı, Yapısal Dönüşüm, Kentleşme, Toplanma

Ekonomileri, Kocaeli Đmalat Sanayi.

Page 10: 229471

x

ABSTRACT

This study titled “Urbanization of Context That Structural Change and Quality

of Kocaeli Manufacturing Sector (SWOT Analysis)” analyses the processes of

urbanisation, industrialisation and structural change in Kocaeli. It will be appropriate

to interpret the changing composition of the city concept along time and the process

of urbanization with the emphasis on structural change, immigration and

induztrialization. Starting off from this perspective, this study explores structural

change in world and Turkey and especially in Kocaeli coupled with the process of

industrialisation and in relation to the economic development and the fact of the city;

export performance and manufacturing sector structure in Kocaeli are analysed.

This study consists of three parts. In the first part economic structure, structural

change, urbanization and agglomeration economies are presented within the

institutional and theoretical framework; in the second part, in the context of

composition and structures parameters, the experience of the world and Turkey are

discussed. In the third and last part, the manufacturing sector structure and export

potential of Kocaeli is introduced. In Kocaeli sectoral specialization, added value,

unemployment, structure of production are searched; The problems of

manufacturing sector’s production and foreign trade that based on the domestic and

external factors that determine the structure of exports are evaluated with SWOT

analysis. Brand problem, cost problem, advertising and substantiate problem, skilled

labor and financing problem turn out to be the basic problems regarding the structure

of Kocaeli exports; the ways to overcome these problems are discussed in the study.

Key Words: Economic Structure, Structural Change, Urbanization, Agglomeration

Economies, Manufacturing Sector of Kocaeli.

Page 11: 229471

xi

KISALTMALAR

AB : Avrupa Birliği

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

DPT : Devlet Planlama Teşkilatı

DT : Düşük Teknolojili Ürünler

EKD : Emeğe ve Doğal Kaynaklara Dayalı Teknolojiye Sahip Ürünler

GOSB : Gebze Organize Sanayi Bölgesi

GOÜ : Gelişmekte Olan Ülkeler

GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla

GSYĐH : Gayri Safi Yurt Đçi Hasıla

ICCA : International Congress & Convention Association

ĐTO : Đzmit Ticaret Odası

KKO : Kapasite Kullanım Oranı

KOBĐ : Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Đşletmeleri

KOSBAŞ : Kocaeli Serbest Bölge Anonim Şirketi

KOSGEB : Küçük ve Orta Ölçekli Sanayii Geliştirme ve Destekleme Đdaresi

Başkanlığı

KSO : Kocaeli Sanayi Odası

KSS : Küçük Sanayi Sitesi

OĐT : Orta ve Đleri Teknolojili Ürünler

OSB : Organize Sanayi Bölgesi

SB : Serbest Bölge

SSK : Sosyal Sigortalar Kurumu

SWOT : Strengths, Weaknesses, Opportunities, Threats

TĐM : Türkiye Đhracatçılar Meclisi

TOSB : Taşıt Araçları ve Yan Sanayi Organize Sanayi Bölgesi

TPAO : Türk Petrol Anonim Ortaklığı

TUĐK : Türkiye Đstatistik Kurumu

Page 12: 229471

xii

TABLO VE ŞEKĐLLER ÇĐZELGESĐ

Tablo- 1: Belli Başlı Ekonomilerde GSMH ve Değişimi (1980-2006)…………….55

Tablo- 2: Bazı Ülke Gruplarının Dünya GSMH’deki Payları (1980-2006, %)…….56

Tablo- 3: Dünya GSMH’nin Ülkeler Bazında Sektörel Dağılımı (1980-2004, %)...57

Tablo- 4: Đstihdamın Sektörel Dağılımı (1996-2006, %)…………………………...58

Tablo- 5: Ülkeler Bazında Đhracatın Dünya Đhracatı Đçindeki

Payları (1995-2005, %)…………………………………………………..60

Tablo- 6: Avrupa’da Nüfus…………………………………………………………62

Tablo- 7: Tarihsel Süreçte Uluslararası Finans Merkezi Olan

Đlk On Avrupa Kenti (1900-2000)………………………………………..69

Tablo- 8: Avrupa'daki Beş Ülkenin Küresel Ağ Bağlantıları Karşılaştırması……..70

Tablo- 9: Farklı Faktörler Açısından Kentler Sıralamaları……………….………..71

Tablo- 10: Avrupa Kentlerinde Đşletmelerin Yer Seçimi

Açısından Kentler Sıralaması…………………………………………...72

Tablo- 11: Uluslar Arası Toplantı ve Kongre Düzenleme Açısından

En Popüler Ülke ve Kentler……………………………………………..73

Tablo- 12: Avrupa Kentlerinin Tekno-Ekonomik Bağlantıları Açısından

Mekansal Sıralaması………………………………………………...…..73

Tablo- 13: Sınai Đşletmelerin Coğrafi Dağılımı…………………………………….79

Tablo- 14: Türkiye Ekonomisinde GSMH’nin Sektörel Dağılımı (1968-2005)……80

Tablo- 15: Yerleşim Yerleri ve Đller Arasında Göç Eden Nüfus Oranı……...……..81

Tablo- 16: Türkiye Ekonomisinde Đstihdamın Gelişimi (1994-2006)…………...…83

Tablo- 17: Türkiye’de Đstihdamın Sektörel Dağılımı (1990-2004)……………...…84

Tablo- 18: Đhracat ve Đthalatın Sektörel Dağılımı (1950-2006)………………...…..86

Tablo- 19: Yıllar Đtibariyle Türkiye’de Toplam Nüfus,

Kent-Kır Ayrımı (1927-2007)…………………………………………..88

Tablo- 20: Türkiye Kır-Kent Ayrımında Bölgesel Nüfus Değişimleri……………..91

Tablo- 21: Yıllar Đtibariyle Kocaeli Đlçe Merkezlerine Göre Nüfus

Sayımı Sonuçları (kişi)………………………………………………....94

Page 13: 229471

xiii

Tablo- 22: Yıllar Đtibariyle Yerleşim Birimlerine Göre Toplam Nüfus (kişi)……...95

Tablo- 23: Marmara Bölgesi'ndeki Đllerin 1995-2000 Dönemi

Net Göç Hızlarına Göre Sıralanışı………………………………………96

Tablo- 24: Kocaeli’de Kişi Başına GSYĐH ve Değişim Oranı……………………..97

Tablo- 25: Yıllar Đtibariyle Kocaeli’de Đş Başvurusu ve Đşe Yerleşme………….….97

Tablo- 26: Kocaeli, Marmara Bölgesi ve Türkiye Đstihdam Göstergeleri, 2000…...98

Tablo- 27: 2003-2007 Dönemi Kocaeli’de Eğitim………………………………....99

Tablo- 28: Kocaeli’de Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Personeli Sayısı………..100

Tablo- 29: Kocaeli’de Seçilmiş Demografik Göstergeler (2000-2006)…………...100

Tablo- 30: Kocaeli Seçilmiş Refah Göstergeleri (2000)…………………………..101

Tablo- 31: Kocaeli'de Vergi Tahakkuk ve Tahsilat Oranları

(2001-2006, Bin YTL)…………………………………………………102

Tablo- 32: Kocaeli Toplam Banka Kredisi ve Mevduatı (2003-2006)……………102

Tablo- 33. Kocaeli’de Đktisadi Faaliyet Kollarına Göre GSYĐH………………….103

Tablo- 34: Kocaeli Sanayi ve Tarım Göstergeleri (2000)…………………………104

Tablo- 35: Çeşitli Sanayi Sayım Yılları Đtibariyle

Kocaeli Sanayi Verileri (1927-2001)…………………………………..108

Tablo- 36: Kocaeli Đmalat Sanayinde Ağırlıklı Sektörler ve Sektörlerin

Gelişme Hızları: 1997- 2001 (Cari Fiyatlarla % Olarak)…………...…..110

Tablo- 37: Kocaeli Đmalat Sanayi Üretiminin Sektörel Dağılımı

(1997-2001, YTL)………………………...……………………………111

Tablo- 38: Seçilmiş Teknik Göstergeler Bakımından

Kocaeli Đmalat Sanayi (2001, %)……………………………...……….113

Tablo- 39: Kocaeli Đmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO)…………...…117

Tablo- 40: Kocaeli Đmalat Sanayinin Ülke Çapında Yarattığı Katma Değer

(YTL, Cari Fiyatlarla)……………………...…………………………...122

Tablo- 41: 1981 ve 2001 Sayım Sonuçlarına Göre

Türkiye'de Bölgesel Sanayileşme…………………………..………….123

Tablo- 42: Marmara Bölgesi’ndeki Kentlerin Bölge Đmalat Sanayindeki Yeri

(1981-2001)……………………………………...……………………...125

Tablo- 43: Marmara Bölgesi’ndeki Kentlerin Türkiye Đmalat Sanayindeki Payı…127

Page 14: 229471

xiv

Tablo- 44: Kocaeli Đmalat Sanayinin Türk Đmalat Sanayi Đçindeki Yeri-

Cari Fiyatlarla (YTL)……………………………...……………………129

Tablo- 45: Kocaeli Đmalat Sanayi Alt Sektörlerin Türkiye Đçindeki Payları

(1999- 2001)……………………………………...……………………..130

Tablo- 46: Kocaeli’de Đstihdamın Cinsiyete ve Yıllara Göre Dağılımı………..….137

Tablo- 47: Kocaeli’de Đstihdamın Ana Sektörler Đtibariyle Dağılımı……………..138

Tablo- 48: Kocaeli ve Türkiye’de Ekonomik Faaliyet Kollarına Göre

Đstihdam ve Yerel Birim Sayıları (2001)……………………..………..139

Tablo- 49: Kocaeli Ekonomik Faaliyet Birimi ve Ölçek Büyüklüğüne Göre

Đstihdamın Dağılımı (2001)…………………………..………………..144

Tablo- 50: Kocaeli'de Genel Đdare ve Mahalli Đdare Yatırımları (2000-2006)……146

Tablo- 51: Kocaeli 2006 Yılı Kamu Yatırımlarının Sektörlere Göre Dağılımı...…147

Tablo- 52: Kocaeli'de Sektörlere Göre Uluslar arası

Doğrudan Sermaye Girişleri (Dolar) ………………………..…………148

Tablo- 53: Kocaeli'de Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişleri (Dolar)……….....149

Tablo- 54: Kocaeli’deki Toplam Yatırımlar ve Ülke Sıralamasındaki Yeri

(2002-2006)………………………………………...…………………...150

Tablo- 55: Toplam ve Đmalat Sanayi Yatırımlarında Đllerin Payı ve Kocaeli

(2002-2006, Milyon YTL)………………………………………...........151

Tablo- 56: Kocaeli’nin Yıllar Đtibariyle Đthalat ve Đhracatı (1990-2006)……….....156

Tablo- 57: Kocaeli’de Đhracatın Sektörel Dağılımı (2001-2006)……...…………..158

Tablo- 58: Kocaeli’nin Yıllar Đtibariyle Dış Ticarette Payı (1999-2005)………....161

Tablo- 59: Türkiye ve Kocaeli’de Çalışan Başına Đhracat………………………...162

Tablo- 60: Türkiye’de Đlk 1000 Büyük Đhracatçı Firmada Kocaeli’de

Yerleşik Firmalar Sıralaması 2004-2005……………………..………...164

Tablo- 61: 2005 yılı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Đçinde

KSO’ya Kayıtlı 81 Büyük Sanayi Kuruluşunda

Đhracatın Sektörlere Göre Dağılımı……………………...…………….167

Tablo- 62: Kocaeli’de Đlk 100 Büyük Sanayi Kuruluşunda Sektörel

Gruplara Göre Đhracat Tutarları-2005…………………...……………..168

Tablo- 63: Kocaeli Dış Ticaret Performans Göstergeleri………………..………..169

Page 15: 229471

xv

Tablo- 64: Kocaeli’de Đhracatının Teknolojik Gruplara Göre Ayrıştırması…..…..172

Şekil- 1: Kocaeli’de Đhracatının Teknolojik Gruplara Göre Ayrıştırması……...…17

Page 16: 229471

GĐRĐŞ

Sosyo-ekonomik gelişmeler tarihi, teknik gelişmelerin katkısıyla, üretimin

nitelik ve niceliğine yansıyan sektörel dönüşümü ortaya koymaktadır. Ekonomik

yapı içinde tarım sektörünün yerini, sanayi ve hizmet sektörleri almıştır. Özellikle,

Sanayi Devrimi sonrası üretimde makine kullanımı yaygınlaşmış ve kitle üretimine

geçilmiş; tarım toplumları, sanayi toplumlarına dönüşmüştür. Sanayi devriminin bir

başka etkisi nüfus artışı konusunda olmuştur. Sanayileşme sayesinde tarım kesiminde

makineleşme yaygınlaşmış; aynı miktar toprak daha fazla insanı besleyebilir hale

gelmiş; bu şekilde tarım kesiminde açığa çıkan işgücü, kentlerde nüfus yığılmalarına

neden olmuştur. Ekonomik yapı içinde, tarım sektörünün üretim, istihdam ve dış

ticaretteki payında azalma ve sanayi ile hizmet sektörlerinin payında artışla

özdeşleşen yapısal değişim kavramı, ekonomik kalkınma olgusunu anlatmaktadır.

Kalkınma sürecinde gözlenen yapısal değişim, nüfusun mekandaki hareketini

etkileyerek, ekonomi ve mekan ilişkisini inceleyen ‘‘kent ekonomisi’’ kavramını

gündeme getirmiştir. Ekonomik faaliyetlerin, kentlerde yoğunlaşması Sanayi

Devrimi ile birlikte hızlanmıştır. Kent ekonomisi, 1950’li yıllardan itibaren gelişen

bir bilim dalıdır. Kent, bir yerleşim yeri olması nedeniyle insanların üretim ve

tüketimde bulundukları mekandır. Ekonomik faaliyetlerin, mekanla olan ilişkisini

incelemek, bu ilişkinin gelişimini, etkilerini ve sorunlarını ortaya koymak, kalkınma

sürecini anlayabilmek ve doğru yorumlayabilmek açısından önem taşımaktadır.

Kent, ekonomik faaliyetlerin gerçekleşmesi için gerekli olan mekanı, yerleşim yerini,

işgücünü, kaynakları, pazarı, kente özgü koşullarda sağlayarak, ekonomik faaliyeti

nicelik ve nitelik itibariyle etkileyerek, ekonominin gelişmesinde önemli rol

oynamaktadır. Kentleşme sürecinde oluşan dışsallıklar, yapısal dönüşümün hızını da

etkilemekte ve dolayısıyla ekonomik kalkınma için kentleşme süreci ve kentlerin

kendilerine özgü yerel unsurları, yol gösterici olmaktadır.

Sanayi kesiminin, çeşitli dışsallıklardan faydalanmak üzere üretim yeri olarak

kentleri seçmesi, nüfusun sanayi üretim alanlarına yakın bölgelerde yoğunlaşmasına

yol açmakta; bu yönüyle kentleşme ve sanayileşme süreçleri birbirine paralel işleyen

Page 17: 229471

2

bir sebep-sonuç ilişkisini ortaya koymaktadır. Kentleşme düzeyi ve kentleşmenin

niteliği ile sanayileşme, kalkınmanın belirleyicilerindendir.

Gelişmiş ülkeler, sanayileşme ile özdeşik ‘‘dengeli’’ bir kentleşme süreci

yaşarken, gelişmekte olan ülkelerde sanayileşmeden önde giden ‘‘dengesiz’’ bir

kentleşme süreci yaşanmaktadır. Gelişmiş ekonomilerde kentleşme süreci, nüfusun

tarımdan sanayi ve hizmet sektörüne, daha sonra tarım ve sanayiden hizmet

sektörüne kayarak gerçekleştiğinden bir denge unsuru içermektedir. Bu yönüyle,

dengeli bir kentleşme süreci, kalkınma ve yapısal değişim arasındaki etkileşimi

ortaya koymaktadır.

Bu çalışma, Kocaeli imalat sanayi yapısı ve ihracat performansını ortaya

koymayı amaçlamaktadır. Konu, kalkınma ve kent ekonomisi çerçevesinde,

sanayinin, kentleşmeyi belirleyici özelliği, kentleşme ekonomilerinin ortaya koyduğu

dışsallıklar ve yapısal değişime neden olan yerel unsurları kapsamaktadır.

Sanayileşme, şehirlerin yerel özellikleri ve kentteki dışsallık türlerinden etkilenerek,

dengeli bir kentleşmeye yol açabileceği gibi, konut, altyapı, çevre sorunları ve

yoksulluk ile özdeşik dengesiz bir kentleşmeyi de doğurabilmektedir. Kentleşme

niteliğinin doğru anlaşılması, dengesiz kentleşmenin gündeme getirdiği sorunlara

çözüm önerilerinin belirlenmesi bakımından kalkınma süreci ve sanayileşme için

önem arzeden kentsel dışsallıkların belirlenmesi önem taşımaktadır.

Kentleşmenin getirdiği sorunlara çözüm üretebilmek için, yapısal dönüşüm ve

kentleşme ilişkisi kavranmalı, kentlerin kalkınma sürecindeki merkezi önemi

vurgulanmalı ve dengesiz kentleşme sorunu, çeşitli yönleriyle ortaya konulmalıdır.

Böylece, kentte yaşayan insanların kentli olmaktan kaynaklanan sorunları en aza

indirilmiş; kentte yoğunlaşan üreticiler için pozitif dışsallıklar arttırılmış;

kalkınmanın olmazsa olmazı olan yapısal dönüşüm, üretim ve istihdam yönünden

desteklenmiş olur.

Yapısal dönüşüm ve kentleşme ilişkisine dayanan bu çalışma, ekonomik

kalkınmanın yerel ve bölgesel faktörlere olan bağımlılığından hareket etmektedir.

Kentlerin yerel niteliklerinin ve sağladıkları dışsallıkların belirleyici olduğu ve

sanayinin de ekonomik faaliyetler içinde önemli bir yer tuttuğu kabul edilmektedir.

Page 18: 229471

3

Sanayileşme ve yapısal dönüşüm, kentleşme ve ekonomik kalkınmayı etkileyen ve

belirleyen bir konumdadır. Buradan hareketle, ekonomik yapıda dönüşüm ve

kentleşme ilişkisinin teorik çerçevesi çizilmiştir. Çizilen bu teorik çerçeveye örnek

olarak, hızlı bir sanayileşme süreci yaşayan Kocaeli seçilmiştir. Çalışmanın bu kentte

yapılıyor olmasının ötesinde, Kocaeli ekonomisinde sanayi kesiminin ağırlıklı oluşu,

kişi başına gelir düzeyinin yüksek oluşu, kentleşme ve sanayileşmenin yol açtığı

sorunların mevcut olması gibi nedenler örnek seçilmesinde etkili olmuştur. Bunlara

ek olarak, Kocaeli ekonomik yapısı ve ihracat performansının, ülke ekonomisine

katkısını içeren derleyici nitelikte bir çalışmanın bulunmaması, literatürde görülen

bir eksikliktir. Buradan hareketle, teorik temelleri atılan yapısal dönüşüm ve

kentleşme sürecinin dünya ve Türkiye deneyiminden yola çıkarak, Kocaeli sanayi

dokusu ayrıntısıyla incelenmiş; ilin ekonomik potansiyeli ortaya konmuş, sanayinin

üretim ve dış ticaret alanında karşılaştığı sorunlar tespit edilip, bu sorunlara yönelik

çözüm önerileri hedeflenmiştir.

Kentleşme ve sanayileşme ilişkisi, kentleşme sürecinde yaşanılan sorunların

temeline inme açısından önemli olmaktadır. Bu anlamda, dünya ve Türkiye

deneyiminden hareketle, sanayi ağırlıklı bir ekonomiye sahip olan Kocaeli için

yapısal dönüşüm dinamiklerinin belirlenmesi, kentleşme niteliğinin anlaşılması,

dengesiz kentleşmenin yol açtığı sorunların irdelenmesi ve çözüm önerilerinin

sunulması, araştırmaya değerdir.

Araştırmada SWOT yöntemi kullanılmış ve Kocaeli sanayi üreticilerinden

rastgele seçilen bir örneklem üzerinde birebir görüşmeler yapılarak, imalat sanayinin

güçlü ve zayıf yönleri ile fırsat ve tehdit içeren unsurlar belirlenmiş; sorunların

çözümüne yönelik öneri ve değerlendirmelerde bulunulmuştur. Çalışmada, Kocaeli

için kent, kentleşme, sanayileşme, imalat sanayi, kentsel gelişme ilişkisi incelenmiş;

sanayileşme ve kentleşme arasındaki neden-sonuç ilişkisi, tümdengelim yöntemiyle

Kocaeli özelinde ortaya konmaya çalışılmıştır. Kocaeli’nin sanayi dokusu, Marmara

Bölgesi’ndeki diğer illerle bazı hususlarda kıyaslanmıştır. Aynı bölgede yer alan ve

ekonomik yapıdaki gelişimleri benzerlik gösteren kentlerin, birbiriyle kıyaslanması,

Kocaeli’nin sanayileşme ve kentleşmesindeki gelişimin daha rahat anlaşılmasını

sağlamaya yönelik olmuştur. Kocaeli ilinin sanayileşme performansı, rakamlarla

Page 19: 229471

4

ifade edilerek, aynı bölgede yer alan diğer kentlerle karşılaştırılmış; Kocaeli imalat

sanayinin Türkiye ve Marmara Bölgesi’ndeki ağırlığı ortaya konmuştur.

Kocaeli imalat sanayinin gelişimine ait, istihdam, üretim ve dış ticaret verileri,

yıllar itibariyle tablolar halinde sistematik olarak sunulmuş, benzer değişkenler

bakımından Türkiye ve Marmara Bölgesi’ndeki payı ortaya konmaya çalışılmıştır.

Aralarındaki bu karşılaştırma sonuçları yorumlanarak, sanayileşme ve kentleşmenin

yerel koşullardan ne şekilde etkilendiği ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Bu çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, ekonomik yapı,

kalkınma ve yapısal dönüşümün tanımları ile içeriğine yer verilmiş, kent kavramı,

kentleşme sürecine neden olan faktörler, dengeli ve dengesiz kentleşmenin niteliği,

dengesiz kentleşmenin yol açtığı sorunlar ile kentleşme sürecinde oluşan toplanma

ekonomileri, teorik bir çerçevede sunulmuştur.

Đkinci bölümde, yapısal dönüşümün mekandaki yansıması dünya ve Türkiye

uygulamaları bakımından değerlendirilmiştir. Dünya’da ve Türkiye’de kentleşme

sürecinin niteliği ortaya koymuş, ekonomik kalkınma, yapısal dönüşüm ve kentleşme

ilişkisi, tarihsel bir süreçte, üretim, istihdam, dış ticaret, nüfus verileri kullanılarak

incelenmiştir.

Üçüncü bölüm, uygulama bölümünü oluşturmaktadır. Bu bölümde, üretim,

katma değer, istihdam, kapasite kullanımı gibi değişkenler yardımıyla Kocaeli imalat

sanayi profili çizilmiş; Kocaeli imalat sanayinin Türkiye imalat sanayindeki payı

ortaya konmuş; imalat sanayi ihracat kompozisyonunda sektörlerin göreli ağırlıkları,

Kocaeli’den yapılan ihracatın ülke ekonomisine katkısı ile yıllar itibariyle Kocaeli

ihracat performans göstergelerindeki değişim incelenmiştir. Cumhuriyet dönemi

boyunca, ildeki imalat sanayinin gelişimi göz önüne alınarak, hızlı sanayileşmenin

nedenleri tespit edilmiş; sanayinin sorunları ile bu sorunların çözümüne yönelik bir

SWOT çalışması gerçekleştirilmiştir. Bu çalışma için, çeşitli sektörlerden 10 firma

yöneticisi ile sanayinin karşılaştığı sorunların tespitine yönelik birebir ve detaylı

görüşmeler yapılmış, ortaya çıkan sonuçlar değerlendirilmiştir. Böylece, hızlı

sanayileşmenin yol açtığı sorunlara, imalat sanayinin ihtiyaçları ve öncelikleri

doğrultusunda çözüm önerileri geliştirilmiştir.

Page 20: 229471

I. BÖLÜM: YAPISAL DEĞĐŞĐM ve KENTLEŞME

Bir kentin niteliği onu ortaya çıkaran ve geliştiren iktisadi koşullarla, ulusal,

bölgesel ve yerel dinamiklerle yakından ilintilidir. Kentsel gelişimi anlayabilmek için

önce yapı ve yapısal değişim, ekonomik yapılanma gibi olgular üzerinde durmakta

yarar görüyoruz.

1.1. Ekonomik Yapı

Ekonomik kalkınma bakımından yapı, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin

üretim, istihdam ve dış ticaretteki payını ifade etmektedir. Yapısal değişim ise, bu

paylarda zaman içinde gözlenen değişmeyi ifade eden bir kavramdır. Söz konusu

değişimin kalkınma olarak değerlendirilebilmesi için üretim, istihdam ve dış ticarette

tarım sektörünün nıspi payı azalırken, sanayi ve hizmet sektörlerinin nıspi payında

artışı yansıtan bir ekonomik performans gerekmektedir.1

Nüfusun sektörel dağılımı, tarımsal faaliyetlerde köklü değişimlere yol açarak,

sanayi ve hizmetlerde gelişmeye olanak vermekte; böylelikle iktisadi kalkınmanın bir

sonucu ve sürükleyicisi olmaktadır. Đktisadi kalkınma, özde iktisadi bir süreç olmakla

birlikte, birçok yönüyle bütün bir toplumsal yapıyla da sıkı sıkıya bağlılık içindedir.2

Bu durum, kalkınma ve yapısal değişim arasındaki etkileşime de işaret etmektedir.

Bu iki unsurun etkileşimi, basit bir çakışma veya rastlantı olmamakla birlikte, yapısal

değişme, kalkınma sürecinin merkezinde yer almaktadır.

Đktisadi kalkınma sürecinin başlangıcında, durgun bir geleneksel ekonomik

yapıdan, uzun vadeli, gelişmeye dönük, dinamik bir sürece geçiş söz konusudur.3

Ekonomide istihdam edilen işgücü artan oranda tarım sektörünü terk ederek imalat

1 Yusuf Bayraktutan, Đktisadi Kalkınma Ders Notu, Kocaeli, 2005, s. 7. 2 Jean Maillet, 18. Yüzyıldan Bugüne Đktisadi Olayların Evrimi, Remzi Kitabevi, (Çev.) Ertuğrul Tokdemir, Đstanbul, 1983, s. 95. 3 Maillet, a.g.e., s. 96.

Page 21: 229471

6

sanayi ve hizmet sektörüne geçmektedir. Sanayileşmeden kaynaklanan sektörler

arasındaki bu hareket yapısal değişimi doğurmaktadır.

Geleneksel topluma özgü bütün yapı ve kurumların yerini, artık iktisadi

kalkınma için kaçınılmaz olan, uygun bir ortamı oluşturacak yapılar almakta ve bu

süreç yapısal dönüşüme işaret etmektedir.

Đkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan gelişmeler, ulusal kalkınma sürecinde

iktisadi büyüme olgusunun tek başına yeterli olmadığını, bunun sosyal, kültürel,

çevresel ve mekansal boyutlarla dengelenmesi gerektiğini öne çıkarmıştır. Bu

yöndeki yaklaşımlar, kalkınma ve modernleşme literatürüne de yansıyarak, söz

konusu kavramların saydamlaştırmıştır.4

Kalkınmada temel amaç, üretim ve istihdam yapısını, tarımdan ziyade, sanayi ve

hizmetler sektörleri doğrultusunda dönüştürmek olunca, bu yaklaşıma uygun bir

şekilde ülke refahındaki değişimlerin temel göstergesi olarak “fert başına ulusal

gelir” kullanılmıştır. Ancak, 1960’lardan sonra meydana gelen gelişmeler bu

yaklaşımın yetersizliğini vurgularken, 1970’lerde kalkınma kavramının yeniden

tanımlanması ihtiyacı belirmiştir.5 Kalkınmayı, insani, sosyal, kültürel, çevresel ve

mekansal boyutlarıyla da tanımlama amacı taşıyan yeni yaklaşım, ekonomik büyüme

kavramı yanında; yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı ve bölgesel dengesizliklerin de

kalkınma tanımlarının içinde değerlendirilmesi gereğini vurgulamaktadır. Bu şekliyle

kalkınma, toplumun demografik niteliğini, ekonomik yapısını ve teknolojik

değişimini de dikkate alan, sanayileşme olgusunu ön plana çıkaran bir modernleşme

olgusuyla birlikte ele alınmaktadır.

Ekonomik yapı, talebin gelir esnekliğine bağlı olarak, kalkınma sürecinin ilk

safhalarında tarım ve tüketim malları sanayi ağırlıklıdır. Tarımın ve tüketim

mallarının ekonomik yapı içindeki payı azalırken, ara ve yatırım mallarının payı

artmakta; dış ticaretin ürün kompozisyonunda da değişimler gözlenmektedir. Dış

ticarette tarımsal ürünler ve işlenmemiş doğal kaynaklardan ibaret olan ihracat

4 Maillet, a.g.e., s. 98. 5 DPT, Đllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, Yayın No: 2671, Ankara: 2003, s. 6.

Page 22: 229471

7

ürünlerinden, gittikçe sınai ve mamul mallar lehine bir dönüşüm gerçekleşmektedir.

Tüm bunların yanında, kişi başına yüksek enerji tüketimi, kişi başına yüksek kalori

tüketimi, şehirleşme oranının artması, okur-yazar oranının yüksek oluşu, kişi başına

ar-ge harcamalarının milli gelirden aldığı pay gibi faktörler kalkınma sürecinin

bilinen diğer göstergeleridir.6

Büyüme, ‘‘milli gelirin yıllık artış hızı’’ nı temel bir gösterge olarak ele

almaktadır. Teorik yaklaşımlarda büyüme, sermaye birikimini tasvir eden bir

tasarruf-yatırım fonksiyonu ile üretim fonksiyonunda yer alan değişkenlerin zaman

içindeki değişimine dayalı olarak oluşturulan modeller içinde analiz edilmektedir.7

Geleneksel kalkınma teorisi savunucuları, gelişmekte olan ülkelerde, yüksek verimli

sektörler lehinde oluşacak endüstrileşme ve yapısal değişime vurgu yapmaktadırlar.8

Daha yüksek verimlilikte büyüme, ölçek büyümesine işaret ederken, yaparak

öğrenme ve yenilik kazançlarını da ortaya koyarak, üretimde yapısal bir dönüşüme

neden olmaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmada sürecinde önceliğin tarıma

verilmesi hususunda, tarımın ortaya koyduğu avantajlar öne çıkmaktadır.9 Verimli

topraklar, hammaddeler, ucuz enerji ve etkin bir işgücü ile donatılmış bir ülkede

tarım hızla gelişmektedir. Birincil sektör olan tarımdaki gelişme, sanayileşme için

uygun altyapıyı oluşturmaktadır. Sanayileşme sürecinde sanayi yatırımlarının

finansmanı bakımından tarımsal yapı önemli bir kaynaktır. Tarımsal ürünlerin ihraç

edilmesi, sermaye malları ve endüstri kesimi için gerekli olan hammaddelerin

ithalatının finansmanını sağlayan bir fon niteliğindedir ve kalkınma sürecinin önemli

bir unsuru olan altyapının oluşmasına da bu yönüyle katkı sağlamaktadır.

6 Hüsnü Erkan, Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, Türkiye Đş Bankası Yayınları, Đstanbul, 1998, s. 11. 7 Erkan, a.g.e., s. 14. 8 UNDP, World Economic and Social Survey 2006, Geneva, UN Department of Economic and Social Affairs, 2006, p. 29-53. 9 Mustafa Sungur Duran, ‘‘Kalkınma Stratejileri ve Teşvik Politikalarının Belirlenmesi’’, Hazine Dergisi, Sayı: 5, 1997, ss. 32.

Page 23: 229471

8

Altyapının belli bölgelerde oluşması, kalkınma ivmesini ekonominin bütününde

değil, yalnız belirli bölgelerde yoğunlaştırmakta ve diğer kesimler bu değişim

sürecinin dışında kalmaktadır.10 Bölgelerarası farklılaşmaların arttığı ve ikili bir

yapının ortaya çıktığı bu süreçte, ekonomik faaliyetler artarken, ekonomik

bütünleşme derecesi ortalama olarak aynı kalmaktadır.

Altyapının ekonominin bütününde yeterli düzeye gelmesi, bölgesel

farklılaşmaların azalması yönünde etki yapmakta ve iktisadi kalkınmayı

hızlandırmaktadır. Sektörler arasındaki tamamlayıcı ilişkilerin artması, kalkınma

sürecinin kendi kendini yenileyen ve besleyen dinamik bir aşamaya geçişini

sağlamaktadır.11 Böylece, yüksek gelir düzeyinde ekonomik bütünleşme de

gerçekleşmektedir. Uzun dönemli yapısal değişim ve dönüşüm sürecinin önemli bir

unsuru olan altyapı unsuru, her bölge ve ekonominin kalkınma seviyesine göre

planlandığı takdirde kalkınma süreci darboğaza girmeden, kesintisiz devamlılık

göstermektedir.

Ekonomik yapıyı oluşturan tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişimi ve bu

sektörlerde yaşanan dönüşümler kalkınma süreci için belirleyicidir. Bu sektörlerin

üretim ve istihdam bakımından gelişimlerini anlayabilmek, ekonomide gerçekleşen

yapısal dönüşümün seyri hakkında yol göstericidir.

1.1.1. Ekonomide Tarımın Yeri

Üretim biçimi ve yapıları bakımından dünya deneyimi, avcı- toplayıcılıktan

yerleşik tarıma, oradan sanayi ve hizmet toplumuna doğru bir dönüşümü

yansıtmaktadır. Avcı ve toplayıcı toplum, toprağı işlemeyi öğrendiğinde yerleşik

hayata geçmiş, tarım toplumu olma özelliği kazanmıştır. Tarım toplumunda üretim

faktörü olarak toprak ve emek önem kazanırken, insan artık geleneksel tarım

bilgisiyle topraktan elde ettiği üretimle yaşamını sürdürmüştür. Tarımda kullanılan

10 Erkan, a.g.e., s. 28. 11 Erkan, a.g.e., s. 30.

Page 24: 229471

9

tekniklerin gelişmesiyle verimlilik artmış, daha az emekle daha çok ürün elde

edilmiştir.

Gelişmekte olan ülkelerde kalkınma sürecinin ilk evrelerinde ekonominin en

önemli sektörü konumunda olan tarım sektörünün GSMH içindeki payı, tarımsal

ürünlere olan talebin fiyat elastikiyetinin düşük oluşu nedeniyle azalmaktadır. Öte

yandan, tarım dışı kesimlerde yeni malların üretiminin hızla artması, tarımda azalan

verimler yasasının geçerliliği ve faktör arz şartlarındaki değişmeler de tarım

kesiminin GSMH içindeki payını düşürmektedir. Bütün bu faktörler, tarım

kesiminden, sanayi kesimine bir işgücü kaymasına sebep olmakta; gerek tarım dışı

kesime kaynak yaratılması ve gerekse hammadde temini için tarım sektöründe ölçek

ekonomisi oluşturma ve verimi arttırma zorunluluğunu gündeme getirmektedir.

Tarımda verim artışına sebep olan faktörlerin başında, üretim teknolojisi

değişiminin sonucu olarak insan gücü yerine makine kullanımı gelmektedir. Zamanla

tarımda çalışan kişi sayısı azalmakta; belirli ürünlerde uzmanlaşılmakta ve modern

üretim teknikleri kullanılmaktadır.12 Bu da emek- yoğun teknolojiden, sermaye

yoğun teknolojiye geçişi anlatmaktadır. Tarımın yararlandığı teknik ve sosyal

altyapının iyileştirilmesi, verim artışına neden olmakta ve maliyetleri düşürmektedir.

Tarımda yaşanan verim artışı sonucu kırda çözülme ve beraberinde bir dönüşüm

yaşanmaktadır. Tarım sektörüne yeni teknolojilerin girmesi, ensantif tarım, işletme

ölçeğinin büyümesi, azgelişmiş ülkelerde görülen miras yoluyla toprakların

bölünmesi; bunun sonucu olarak fiilen ve hukuken bir nüfus fazlası ortaya çıkması

kırdan kente göç olayının sebepleri arasında sayılmaktadır.

Yüksek gelir beklentisi, göç edilen bölgelerin sunduğu sosyal ayrıcalıklar ve

tarımsal üretimden uzaklaşma, göç olgusunun itici güçleridir. Doğum oranları,

şehirlere nazaran köylerde daha yüksektir. Köy nüfusunun genel nüfusa oranındaki

sürekli artış, köylerde kullanılan her birim iş saatinin verimini ve tarım kesiminde

kişi başına çıktıyı azaltmakta; hayat standartlarının gittikçe düşmesine sebep

olmaktadır. Bunun yanı sıra, teknoloji ve zevklerde değişmenin etkisiyle, tarımda

belli bir gıda maddesi ya da hammadde elde etmek için daha az sayıda insana ihtiyaç 12 Hasan Ertürk, Kent Ekonomisi, Bursa: Ekin Yayınevi, 1995, s. 18.

Page 25: 229471

10

duyulmaktadır.13 Tarım ürünlerinin talep elastikiyetlerinin düşük olması, verimliliği

yeterince artmamış çiftçilerin ve tarım işçilerinin mali bir baskı altında olacaklarına

işaret etmekte; tarımsal alanda çalışanların bu olumsuzluklar nedeniyle sanayi

sektörüne transfer olmaları için de kuvvetli bir baskı unsuru oluşturmaktadır. Tarım

sektörü, büyük dalgalanmalara açık bir sektördür. Zirai gelirin gösterdiği

dalgalanma, diğer kesimlere nispetle daha şiddetlidir. Modern haberleşme imkanları

geliştikçe, dünyanın her tarafındaki insanlar modern toplumların konforu hakkında

bilgi sahibi olmaktadır. Artık, azgelişmiş ülkeler için, toprak reformu, sanayileşme

ve siyasi haklar bir gereklilik halini almaktadır. Bu gereklilikler ve milliyetçilik

duygusu, iktisadi refah arzusunun bir başka nedenini oluşturmakta ve tarımsal

kesimde bir çözülme gerçekleşmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerde tarım kesiminde % 2-3’e varan doğal nüfus artışı,

işgücü fazlasına neden olmaktadır. Gerek nüfus planlamasındaki eksiklik ve gerekse

kırsal halkın eğitim düzeyinin düşüklüğü, bu ülkelerin nüfus artış hızını kontrol

altına almalarını engellemektedir. Tarımda makine kullanımının artması ve

makinenin işgücünü ikame etmesi de tarımda işgücü fazlasını doğurmaktadır.14

Tarımdan kopan işgücü, endüstri kesiminde eğitilerek kalifiye işgücüne

dönüştürülmekte ve önemli bir emek arz baskısıyla karşılaşılmadan elastik bir emek

arzı sağlanmaktadır. Tarımsal gelirden elde edilen tasarruflardan ve zengin çiftçilerle

büyük arazi sahiplerinin yapmış olduğu yatırımlar da ekonomik kalkınmaya sermaye

yönünden katkı sağlamaktadır.

1.1.2. Ekonomik Dönüşüm ve Sanayi Sektörü

Sanayi Devrimi ile birlikte üretimde buhar gücünün kullanılması, ürünlerin

ulaşımı için demiryolu ve denizyolu ağının gelişmesi, imalat sanayinin çeşitli

kollarında el emeği yerine geçen makineler vb. yenilikleri gündeme getirmiş; bir

13 Paul Samuelson, Đktisat, (çev. Y. Demirgil), Altıncı Baskı, Ankara: ODTÜ Yayını, 1965, ss. 446-455; Đkinci Tarım Şurası Komisyon Raporu, ‘‘Tarımda Yapısal Değişme ve Gelişmeler’’, http://tarimsurasi.tarim.gov.tr/PDFLER/II.Komisyon.pdf Erişim: 31.10.2006, s. 3. 14 Đkinci Tarım Şurası Komisyon Raporu, ‘‘Tarımda Yapısal Değişme ve Gelişmeler’’, http://tarimsurasi.tarim.gov.tr/PDFLER/II.Komisyon.pdf Erişim: 31.10.2006, s. 5.

Page 26: 229471

11

yandan iş hayatına büyük kolaylıklar sağlarken, diğer yandan yeni iş alanlarının

doğmasına yol açmıştır. Sanayi Devrimi, beraberinde yeni bir toplumsal yaşam

düzenini de getirmiştir. Sanayi toplumu olarak adlandırılan bu toplumsal yaşam

biçiminde, insan emeği ile iş arasına makineler girmiş, büyük yerleşim yerleri ve

şehirleşme hızla artmıştır.

Sanayi Devrimi ile birlikte dünyada imalat sanayi çıktısı hızla artarken, bazı

ülkeler ön plana çıkmıştır. Sanayileşme süreci Đngiltere’de 18. yüzyılda başlamış;

buradan diğer Avrupa ülkelerine, ABD ve Japonya’ya; Güney Doğu Asya ve Latin

Amerika ülkelerine yayılmıştır.15 Sanayileşme sürecinin yayılımı oldukça uzun bir

süreci kapsamaktadır.

1980-2000 döneminde dünya sanayi katma değeri ve dünya sanayi üretiminin

değişimine bakıldığında; katma değerin, basit mallardan karmaşık teknolojili mallara

doğru bir kayma sergilediği gözlenmektedir.16 Bu dönemde, sanayide katma değeri

en yüksek ülke grubunu GOÜ oluşturmaktadır. Yüksek teknolojili ürünler GOÜ

üretiminde zaman içinde önemli paylara ulaşmaktadır. Yaşam kalitesini arttırmak ve

rekabet gücünü sürdürülebilir şekilde yükseltmek için üretim ve ihracat yapısının

orta ve ileri teknolojili ürünlere kaydırılması gerekmektedir.

1.1.3. Ekonomik Yapıda Hizmetler Sektörü

Sanayi devrimi ile birlikte imalat sanayi çıktısındaki artışlar, üretilen ürünlerin

dağıtımı ve bölüşümü konusunda ulaştırma, iletişim vb. sektörlerin gelişmesine

neden olmuştur. Hammadde ve nihai malların zamanında ve düşük maliyetle

taşınmasına izin veren ulaştırmadaki değişmeler, kitle üretiminin gelişmesi için bir

zorunluluktur. Üretim ve tüketim hacmindeki hızlı artış, bankalara ve finans

15 Paul Bairoch and Richard Kozul, ‘‘Globalization Myths: Some Historical Reflections on Integration, Industrialization and Growth in the World Economy’’, UNCTAD Discussion Papers, No: 113, 1996, p. 45-49. 16 Sanjaya Lall, ‘‘Turkish Performance in Exporting Manufactures: A Comparative Structural Analysis’’ , QEH Working Papers, No 47, 2000, p. 6.

Page 27: 229471

12

kurumlarına da ihtiyaç doğurmuştur. Hizmet ekonomisi sanayi sektöründeki

gelişmelere paralel şekilde gelişme göstermiştir.

Hizmet, mal olarak tasnif edilemeyen ekonomik işlemleri ifade etmektedir.

Hizmet üretiminde üretici taraf, halihazırda tüketiciye ait olan mallar ve bizzat

tüketici üzerinde işlem yapmaktadır. Hizmet kesimi, genelde elle tutulamaz ürünler

sağlayan organizasyonlar ve işletmelerden oluşmakta; mülkiyet, kar amacı gütme

veya gütmeme ve işgücü meşguliyetlerine bakılmamaktadır. Tüketici, bireysel

boyutta ve işletme düzeyinde bütün transfer ve mübadele sürecinin merkezi ve temel

unsurudur; üretim ve tüketim eşanlıdır, stoklanamazlık vardır.

1.2. Yapısal Değişim Yapısal değişimi meydana getirmeyen bir kalkınma süreci düşünülemez.

Ekonomide yapısal değişim, ekonominin fiziki, kurumsal ve sektörel yapısının, insan

kalite ve davranışlarının değiştirilmesini içermektedir. Söz konusu değişimler, üretim

tekniğini ve sonuçta iktisadi yapının örgüsünü etkilemektedir.17

Çalışan nüfusun zaman içindeki gelişimini açıklamada, nüfusun sektörlere göre

dağılımı önemli bir belirleyicidir.18 Đşgücünün gelişimi, ülkeden ülkeye ve bir

dönemden diğerine değişmekle birlikte, tarım kesiminin toplam istihdamdaki payı

zaman içinde gerilemekte ve buna bağlı olarak çalışan nüfus bir sektörden diğerine

geçerek kırsal kesim faaliyetlerinde azalmaya neden olmaktadır.

Ekonomide yaşanan dönüşüm, teknik ilerlemelerle yakından ilintilidir. Teknik

ilerlemeler her sektörde aynı olmadığı gibi, çeşitli ürün talepleri de farklılık

göstermektedir.19 Sınırlı ve etkin bir teknik ilerleme, tarım sektöründe üretim artışına

neden olurken, gıda maddeleri talep elastikiyetinin düşük oluşu, tarım ürünleri

tüketiminde sürekli artışı engellemektedir. Buna rağmen, tarımda çalışanların

sayısında bir düşme olmazsa, kısa zamanda ihtiyaçların ötesinde bir üretim fazlasıyla

17 Yusuf Bayraktutan, ‘‘Kalkınma ve Altyapı’’, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 47, Sayı: 3-4, 1992, s. 92. 18 Maillet, a.g.e., s. 93. 19 Maillet, a.g.e., s. 94.

Page 28: 229471

13

karşı karşıya kalınır. Bu sebeple, kitlelerin, gittikçe artan bir şekilde kırsal kesimden

ayrılması, ürün talebinde büyük artışların olduğu sanayi sektörüne ve sanayi

kesimine paralel şekilde gelişme göstererek, emeğe artan bir şekilde ihtiyaç duyulan

hizmetler kesimine kayması görülmektedir.

Sanayileşme ve kentleşme sürecinin birbirine paralel işlemesi, aynı zamanda

ticaret, ulaştırma, inşaat, bankacılık, kamu hizmetleri vb. birçok tarım dışı faaliyetin

ortaya çıkmasını ve gelişmesini zorunlu kılmakta ve bu şekilde hizmet sektörünün

ekonomideki payı gittikçe büyümektedir. Sanayi ve hizmet kesiminde ortaya çıkan

işgücü ihtiyacı, kırsal kesimden temin edilmektedir. Öte yandan, tarımdaki teknik

ilerleme ve ona bağlı verim artışı, toplam nüfus artışı ile birleşince, bu kesim gittikçe

artan bir şekilde nüfus ihraç etmektedir. Aksi takdirde, tarım kesimi çok geçmeden

bir işgücü fazlası sorunuyla karşı karşıya kalacak ve her dolayısıyla iktisadi kalkınma

sürecinde bir tıkanma baş gösterecektir. Böylece, teknik ilerlemenin, nüfusun

kesimler arası dağılımında önemli bir rol oynadığı ve uzun süre büyük bir işgücü

talebine yol açtığı görülmektedir.

Yapısal dönüşüm, nıspi bir üstünlük ve refahı hedefleyen; teknolojik gelişme,

verimlilik artışı, nitelikli emek, yaratıcı yenilik, üstün adaptasyon becerisi ve

sermaye birikimine dayalı olarak üretim, yatırım, istihdam nicelik ve niteliği

hususunda yapısal bir değişimi içeren, dinamik bir süreçtir.

Sanayi devrimi ve beraberinde yaşanan yapısal dönüşüm, insanlık tarihinin

geçirdiği önemli değişim ve dönüşüm süreçlerinden biridir. Sanayi Devrimi ile

ortaya çıkan yeni teknolojiler, yeni bir üretim ortamı ve yaşam biçimini ortaya

çıkarmıştır.20 Fabrikalara dayalı kitlevi üretimle karakterize olmuş sanayi

toplumlarında, kentleşme süreci ve kent yapısı değişime uğramıştır. Geleneksel tarım

toplumunun köylüleri, serflikten kurtularak, sanayi kesiminde istihdam edilirken,

toprak sahipleri olan aristokratlar yerine, sermaye sahibi olan burjuvazi, ön plana

çıkmaktadır. Toplumsal kurum ve yapılar değişirken, bunlara paralel olarak, değer,

norm ve davranış kalıpları da değişmiştir.

20 Erkan, a.g.e., s. 13.

Page 29: 229471

14

Sanayi toplumu, durağan olmamakla birlikte, içerdiği teknoloji ve ortaya çıkan

yenilenmelerle birlikte, kendi içinde sürekli gelişip, değişmektedir. Tarım sektörünün

payındaki azalmaya karşılık, sanayi sektörünün payı artarken, bu süreçte sanayinin

çeşitli dalları önem kazanmaktadır.21 Başlangıçta, temel mallar üreten sektörler olan

gıda ve tekstil gelişirken, daha sonra demir, çelik, kimya sanayi gibi ara ve yatırım

malları sanayileri gelişmiştir. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna dönüşümün hızla

gerçekleşmesinin nedeni, yeni teknolojilerin gelişme hızı ile insanların bu

teknolojilere uyum esnekliğinin yüksekliğidir.

Chenery, yapısal değişim veya dönüşümün fiziki ve beşeri sermaye birikimi,

talep, üretim, ticaret ve istihdam kompozisyonundaki kaymayı içerdiğini ve bunların

ekonomik dönüşümü oluşturduğunu vurgulayarak, dönüşüm süreci, kentleşme,

demografik dönüşüm ve gelir dağılımındaki dönüşüm gibi sosyo-ekonomik süreçleri

de incelemiştir.22

Yapısal değişim, teknolojik değişimin homojen olmayan etkisinden ve ölçek

ekonomilerinden kaynaklanmaktadır. Hızlı teknik değişim ve ölçek ekonomilerini

geliştiren sektörler, nispi fiyat düşüşü ve yüksek çıktıya ulaşmaktadır.23 Üretim

faktörlerinin düşük üretkenliğe sahip sektörlerden, yüksek üretkenliğe sahip

sektörlere yeniden dağılımı ile ortalama üretkenlik ve toplam üretim artmaktadır.

Đmalat sanayinde üretim kolları, yarattığı katma değere göre ve teknoloji kullanım

yoğunluğundaki artışa göre bir sınıflandırmaya tabi tutulmaktadır. Đmalat sanayinde

yapısal değişim, katma değeri düşük, kaynağa dayanan ve düşük teknoloji kullanan

mal üretiminden, katma değeri yüksek, bilime dayalı ve uzmanlaşılmış mal üretimine

doğru gerçekleşmektedir. Sanayi sektöründe imalat sanayi alt kolu, tüketim malı, ara

malı ve yatırım malı üretmektedir. Ekonomi talebin gelir esnekliğine bağlı olarak,

kalkınmanın ilk safhalarında tüketim malları sanayi ağırlıklı bir yapıya sahipken, bu

21 Erkan, a.g.e., s. 14. 22 Hollis Chenery, H. Myint, ‘‘Structural Change and Development Policy’’, Economica, New Series, Vol. 48, No. 191, 1981, pp. 320-321’den aktaran: Metin Berber, Đktisadi Büyüme ve Kalkınma, Derya Kitabevi Yayınları, Trabzon, 2006, ss. 6- 7. 23 Kılıçarslan ve Taymaz, a.g.e., ss. 20- 23.

Page 30: 229471

15

süreç ilerledikçe ekonomide üretilen tüketim mallarının payı azalmakta ve yatırım

mallarının payı artmaktadır.

Kalkınma sürecinde üretim tekniği, mallardan hizmetlere, iş niteliği teknik,

profesyonel, bilgi üretenler lehine, teknoloji yarı iletken mikroelektronik,

telekomünikasyon gibi bilgi toplayan ve ileten enstrümanlara kaymaktadır. Üretim

artışı ile bir dizi ekonomik değişken arasındaki sistematik ilişki, teknolojik

ilerlemenin tamamen tesadüfi seyreden bir süreç olmak yerine, piyasa güçlerince

yönlendirilen ve yapısal değişimleri yönlendiren bir süreç olduğunu

düşündürmektedir. Yapısal dönüşüm, bilimsel keşiflere uygun ortam hazırlayan

savaşlar, şoklar, düzenlemeler, temel teknik ilerlemelerin etkisiyle meydana

gelmektedir.24

Yapısal dönüşüm konusunda en iyi bilinen kuramlar, Lewis’in ‘‘Đki Sektör

Modeli’’ ve Hollis B. Chennery’nin ‘‘Kalkınma Paterni’’ adlı ampirik kuramıdır.

Chennery, gelişmekte olan bazı ülkelerin kalkınma dinamiklerini test etmiştir. 25

Yapısal değişimin, tarımdan sanayi üretimine kayma, fiziksel ve beşeri sermaye

birikimi, tüketici talebinde yiyecek maddesinden imalat sanayi ve hizmet

sektörlerinde üretilen mallara doğru kayma, aile ölçeğinin küçülmesi ve nüfus

artışının kalkınma sürecinde düşmesi ile gerçekleştiği gözlenmektedir.

Lewis, 1970’lerin başlarında azgelişmiş ekonomilerde geleneksel ve modern

kesim olarak adlandırdığı iki kesimden söz etmektedir.26 Geleneksel kesim, yüksek

nüfus artış hızına sahip, sıfır marjinal verimlilikte çalışan kesimi ifade etmekte ve

sanayi için gerekli olan sınırsız emek, geleneksel tarım kesiminden sağlanmaktadır.

Bu sektörden modern sanayi sektörüne bir emek transferi durumunda, tarımsal

üretim miktarında bir değişme görülmemektedir. Emek transferinin sürekli oluşuyla,

24 Yusuf Bayraktutan, ‘‘Bilgi, Đktisadi Gelişme Evreleri ve ‘Mal’dan ‘Sanal’a Paranın Evrimi’’, Türkiye Günlüğü Dergisi, Sayı 78, 2004, s. 50- 51, OECD, OECD Science, Technology and Industry: Outlook 2004, 2004, p. 10. 25 Micheal Todarro and Stephen Smith, Economic Development, England, Edinburgh Gate, 2003, p. 116- 120. 26 W. Arthur Lewis, ‘‘Sınırsız Emek Arzıyla Đktisadi Kalkınma’’, (Çev.) Metin Berk, Đktisadi Kalkınma Seçme Yazılar, Ankara: ODTÜ Yayını, 1966, ss. 95- 103.

Page 31: 229471

16

modern kesimde çıktı ve istihdam sürekli artmakta; bu durum modern sektördeki

sermaye birikimi ve yeni yatırımlarla hızlanmaktadır. Modern sektörün karları

arttıkça, artan kar bu yeni yatırımlara kanalize olmaktadır. Lewis, klasik geçim

kesiminde, emek arzında majinal verimliliğin sıfır olduğunu ve tarım reel ücretlerinin

marjinal değil, ortalama verimliliğe göre hesaplandığını varsaymaktadır. Bu

kesimdeki gelişim süreci ve sürdürülebilir büyüme, tarımdaki sınırsız emeğin

tümüyle yeni endüstriyel sektörlerde massedildiği durumda son bulmaktadır. Lewis,

modeline ek olarak, ülke ekonomik yapısındaki dönüşümün, fiziksel ve beşeri

sermaye birikimi gerektirdiğini ifade etmektedir. Bu yapısal dönüşüm, üretimde,

tüketimde ve tüketici talebinde dönüşümü, uluslararası ticaret ve kaynak

kullanımında dönüşümü, şehirleşmenin sosyo-ekonomik unsurlarının dönüşümünü,

büyümeyi ve ülke nüfus dağılımının dönüşümünü ifade etmektedir.

Lewis’in modelinde geleneksel kesimdeki bireyler, sanayi sektöründe minimum

reel ücreti belirleyen emeğin ortalama bir verimlilik düzeyinde çalışmaktadırlar.

Endüstrinin çıktı seviyesini belirleyen, modern sektörün teknolojisi ve minimum

ücret düzeyidir. Endüstriyel ürün fiyatları, tarım ürünü fiyatlarına göre daha

durağandır. Beşeri sermaye, teknolojiyi geliştirme sürecinde ve üretim

fonksiyonunun toplam faktör verimliliğinde artışa neden olmaktadır. Beşeri

yatırımlar, taşma etkileriyle, teknolojik dışsallıklar oluşturmakta; her bir firma

böylelikle ölçeğini arttırmaktadır.27 Teknolojik dinamizm, sanayileşmenin temelidir.

Sanayileşme kalkınmanın temel alt süreçlerinden biridir. Tarımdan çeşitli

sebeplerle kopan işgücü, sanayi kesiminde istihdam edilirken, sanayi alanları çeşitli

dışsallıkları barındıran bölgelerde seçilmekte; sanayi üretim alanlarının çevresinde

nüfus kümelenmeleri oluşmaktadır. Dolayısıyla kalkınma sürecinin itici bir unsuru

olan, nüfusun sektörler arasındaki hareketi, aynı zamanda yerleşim merkezlerinin ve

yoğunlaşma alanlarının da bölgeler arasında değişimini doğurmakta ve böylelikle

kentleşme ve sanayileşme süreçleri paralel bir şekilde işlemektedir. Kalkınma

sürecinin önemli bir belirleyicisi olan kentleşme olgusu ve yapısal değişimin

mekansal yansıması, takip eden kısımda ayrıntısıyla ele alınmıştır.

27 Charles Cooper, ‘‘Technological Change and Dual Economies’’, The United Nations University INTECH Discussion Paper Series, No: #9510, 1995, p. 8.

Page 32: 229471

17

1.3. Yapısal Değişimin Mekansal Yansıması

Ekonomik faaliyetlerin mekan analizlerinde, ülke ekonomisini oluşturan bölge

ve alt bölge birimleri, coğrafik bütünün parçaları olarak ortaya çıkmaktadır. Bölgeler,

ister gelişme, isterse farksızlık bölgeleri olsunlar, mekansal özelliklerine bağlı olarak

heterojen bir yapıya sahiptir. Her bir bölge, belli bir merkez veya birkaç merkez ile

bunların etrafındaki alt merkezler ve onların çevrelerinden oluşmaktadır. Bu nedenle

kalkınma sürecinin, bu tür bir mekan yapısı ve şehir hiyerarşisi içinde açıklanması

gerekmektedir.28 Şehir hiyerarşisi, nüfus ve ekonomik faaliyetlerin zaman, mekan

boyutundaki dağılım ve değişim süreçleri içinde oluşmaktadır. Bu dağılım ve

değişim süreçleri, alt ve üst yapı tarafından belirlenmektedir. Merkezi bir üretim

veya yerleşim yerinin konum ve büyüklüğü ile bunun etrafında oluşan piyasaların

büyüklüğü ve talep yapısı, karşılıklı etkileşim içinde bulunan bir bütündür.

Kırsal alanlardan kente göç, kırsal kesimin gerilemesine ve bu arada

şehirleşmenin çeşitli sorunlarının gündeme gelmesine yol açmakla birlikte, bütün bu

durum iktisadi kalkınmanın demografik alana yansımasını ifade etmektedir. Nüfusun

yer değiştirmesi, basit bir coğrafi olay gibi düşünülmemelidir. Ülkenin kalkınma

sürecinde, doğal olarak tarım kesiminde oluşturulan ekonomik kaynaklar kente,

kentsel kesimde oluşturulan farklı nitelik ve nicelikteki ekonomik kaynaklar da kırsal

kesime akmaktadır.29 Kırsal kesim, ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü kendi

üretimleriyle karşılarken, kentte yaşayanlar ihtiyaç duydukları maddeleri büyük

oranda dışarıdan sağlamak durumundadırlar. Bu durum, kırsal kesimdeki üretken

faaliyetler üzerinde kentlerin büyük bir talep baskısı yaratması sonucunu

doğurmaktadır. Buna karşılık, kırsal kesimden kente göç eden nüfus, kırsal kesime

özgü birtakım marjinal faaliyetleri terk ederek, kentsel alana özgü belirli üretim

dallarında yoğunlaşma olanağı bulmuş ve uzmanlaşma sonucunda, ülke

ekonomisiyle büyük ölçüde bütünleşmiştir.

28 Erkan, a.g.e., s. 35. 29 Maillet, a.g.e., s. 80; Kemal Kartal, Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye'de Kentlileşme, Dost Kitabevi, 1992, s. 34.

Page 33: 229471

18

Kentleşme, kalkınmanın bir unsuru olarak, onunla birlikte ve karşılıklı etkileşim

içinde gerçekleşmektedir. Kalkınma süreci boyunca, nüfusun ve tarım dışı ekonomik

faaliyetlerin toplandığı yerelleşme merkezleri olarak kentler var olagelmiştir. Ancak

Sanayi Devrimi, kentleşmeye yeni bir içerik ve boyut kazandırmıştır. Sanayi

tesislerinin kuruluş yeri olarak, şehirler ve yakın etki alanları tercih edilmiştir.30

Kentler, kurumsal altyapı ile nüfus, sanayi, ticaret ve hizmetlerin kümülatif olarak

birleşme ve yerelleşmesine yol açmıştır. Merkezi olarak ön plana çıkan kentler,

taşıma ve haberleşmenin yoğunlaştığı ve dolayısıyla, yeniliklerin yaratılıp yayıldığı

yerlerdir. Şehirde teknik ve organize yeniliklere dayalı uzmanlaşma ile sosyo-

kültürel değişim süreçleri yoğun olarak yaşanmaktadır.

Şehirler, yerelleşme merkezleri olarak göç almaktadırlar. Göç yoluyla nüfustaki

hızlı artış, yeni altyapı donatımlarının ve ekonomik faaliyetlerin oluşturulmasını

zorunlu duruma getirmiştir. Nüfus ve ekonomik faaliyetlerin şehirlerde toplanması,

alt ve üstyapı donatımlarının bir bütün olarak yoğunlaşmış olmasından

kaynaklanmaktadır. Şehir içi ve şehirlerarası altyapı donatımları, nüfus, mal, hizmet,

haberleşme ve taşıma akımlarının yön ve yoğunluğunu belirlemektedir. Yerelleşme

süreci, şehir büyüklüğü ve şehirsel hiyerarşi ile yakından ilgilidir.

Yatırımlar, kentleşmeye paralel ve kalkınma sürecinin içsel dinamiklerine bağlı

olarak ortaya çıkan bir alt süreçtir.31 Kentleşme, sanayileşme ve yerelleşme

ekonomilerinin durumu, yeni yatırım kararlarının alınmasını belirlemektedir.

Yatırımlar, kâra yönelik yatırımlar ile toplumsal yarara yönelik yatırımlardan

oluşurken, birindeki yetersizlik, diğerini sınırlandırdığı için, bu darboğazın

giderilmesi yönünde baskı yaratan bir karşılıklı etkileşime sahiptir. Zira bu iki

yatırım türü, birbiriyle sıkı tamamlayıcılık ilişkisine sahiptir. Yatırım türlerinin

birlikte gelişimi, aynı zamanda şehirleşme, sanayileşme ve yerelleşme

ekonomilerinin kümülatif bir süreç olarak gelişmesini sağlayan ana unsurlar

olmaktadır.

30 Erkan, a.g.e., ss. 61. 31 Erkan, a.g.e., ss. 62.

Page 34: 229471

19

1.3.1. Kent Kavramı

Genel bir tanımlamayla kent, farklı sosyal sınıflardan oluşan bir toplumun,

yapay çevreyi doğal çevreye egemen kıldığı bir ortamda yaşamlarını sürdürdükleri

bir yerleşme yeridir. Bu yerleşim yerleri, tarihin değişik dönemlerinde farklı sosyo

ekonomik işlevleri üstlendiğinden, kent kavramı da bu işlevsel değişime uygun

olarak her dönemde farklı bir içeriğe sahip olabilen dinamik bir nitelik

taşımaktadır.32 Bu dinamiklik kentin tanımında tam bir kavram birliğine

ulaşılmasında bazı güçlükler ortaya çıkarmaktadır.

Tarihsel gelişim içinde kentin kavramsal içeriğindeki değişmeler incelendiğinde,

ilk dönemde, uygarlık kavramının bu içeriğin belirlenmesinde etken olduğu

görülmektedir. Böylece kent, uygar insanların yaşadığı bir yerleşme birimi olarak

tanımlanmaktadır. Gelişen toplumlarda kır-kent arasında, yaşam biçimi, sosyo-

ekonomik yapı ve yasal düzenlemeler açısından farklılıklar azaldığından, kenti

kavramsal bir tanıma oturtma çabalarından ziyade, kentsel yaşamdaki işlevsel

değişmeler ve bu değişimden kaynaklanan sorunlar ele alınmaktadır.33

Kentin tanımlanmasında dikkati çeken ilk ölçüt nüfus büyüklüğüdür. Bu ölçüte

göre kent, nüfusu belli bir büyüklüğü aşan yerleşim birimleri şeklinde

tanımlanmaktadır. Yönetsel sınır ve yapı ölçütüne göre kent, belirli bir yönetsel sınır

içinde kalan ve bu sınır içinde özel bir yönetimsel yapıya sahip olan yerleşim

yerleridir.

Ekonomik etkinliğin niteliğine göre kent, ‘‘...pek az kimsenin tarımsal

uğraşlarda bulunduğu… yerleşme birimi’’ olarak tanımlanabilir.34 Bu tanımda, kır ve

kent arasındaki işlevsel farklılık ortaya konmaktadır. Đki kesim arasındaki işlevsel

farklılık, kır ve kentteki ekonomik etkinlik türlerinin kendilerine özgü

32 Fevzi Altuğ, Kent Ekonomisinin Đlkeleri, Bursa: Uludağ Ünv. Güçlendirme Vakfı Yayını, No: 34, 1989, s. 4. 33 Ertürk, a.g.e., s. 45-50. 34 Ruşen Keleş, Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, Yayın No: 474, 1980, s. 67-68.

Page 35: 229471

20

birleşimlerinden kaynaklanmaktadır. Kırda öne çıkan ekonomik etkinlik tarımsal

üretimken, kentte hakim olan unsurun sanayi üretimi olduğu dikkat çekmektedir.

Ayrıca, kentlerde sanayinin gelişmesine ve bu kesimin istemlerine paralel bir

biçimde toplama, dağıtma, maliye ve yönetsel işlevler de görülmektedir. Böylece

kentlerde sanayi üretiminin yanı sıra, tarımsal nitelikli olmayan ticaret ve hizmetlere

ilişkin etkinlikler de yer almaktadır.

Geniş anlamda kent; ‘‘… tarımsal olmayan üretimin yapıldığı ve daha da

önemlisi hem tarımsal hem de tarım dışı üretimin dağıtımının kontrol

fonksiyonlarının toplandığı, belirli teknolojik gelişme seviyelerine göre büyüklük,

heterojenlik ve bütünleşme düzeylerine varmış yerelleşme biçimleridir.’’35

Kentin varoluş nedenleri ve kent kavramının içeriği, kentleşme sürecindeki

işleyişin anlaşılmasını kolaylaştırmaktadır. Ekonomik yapıda, üretimde yaşanan

dönüşüm, mekanda da yaşanmakta ve kentler, yaşam alanları ve toplanma merkezleri

olarak ortaya çıkmaktadır. Bu noktada kentleşme sürecini doğru anlamak önem

taşımaktadır.

1.3.2. Kentlerin Oluşum Süreci

Yirminci yüzyılın en önemli sosyo-ekonomik olgularından biri olan kentler, tarih

boyunca çeşitli kültür ve uygarlıkların doğduğu, geliştiği ve yayıldığı merkezler

olmuşlardır. Kentlerin toplum yapılarını niteleyebilecek bir önem kazanması ve

farklı bir yaşam kültürü içermeye başlaması 17. ve 18. yüzyıllarda olmuştur. 19.

yüzyılda ise kentler, Sanayi Devriminin etkisi ile büyük sanayi merkezleri haline

gelmeye başlamışlardır. Bu gelişme 20. yüzyılda da hızla sürmüştür.

Kentlerin fiziki mekandaki tarihsel gelişimi incelendiğinde, yerleşmelerde ilk

aşamada ‘‘yaşamın sürdürülmesi’’ temel etken olarak rol oynarken, ortaçağda fiziki

mekanda surlar, şatolar, kaleler, kiliseler ve anıtlar biçiminde dini motiflerin ön plana

35 Mübeccel Kıray, Örgütleşemeyen Kent: Đzmir’de Đş Hayatının Yapısı ve Yerleşme Düzeni, Ankara: Siyasal Bilimler Derneği Yayını, 1972, s. 1

Page 36: 229471

21

çıktığı görülmektedir.36 Sanayi Devrimi ile birlikte, teknik gelişmelerin ortaya

çıkardığı oluşumlar, kentlerin fiziksel çevrelerinin değişiminde rol oynamışlardır.

Örneğin, buhar gücü ile çalışan trenler ile karayolu ulaşımı gelişirken, fabrikaların

kurulması ile işçiler ve işçi konutları ortaya çıkmıştır. Böylece kentler, ortaçağ

kentlerinin surları dışında, işçi mahalleleri ve fabrikalarla genişleyip büyümüştür.

Teknolojik gelişmeler ve beraberinde otomasyonun fiziksel mekana yansıması,

metropoller ve megakentler biçiminde olmuştur. Gelişen kentlerde otomasyonla

sanayi sektöründeki istihdamın yerini, ağırlıklı olarak hizmet kesiminde istihdam

almıştır.

Kenti tanımlamadan önce, kentin varoluş nedenlerini irdelemek konunun daha

iyi anlaşılmasına neden olacaktır. Kentlerin varoluş nedenlerini çok çeşitli faktörlere

bağlamak mümkündür. Bu faktörler ekonomik nitelikli olup, 3’e ayrılmaktadır.

1.3.2.1. Alanda Yoğunlaşma

Alanda yoğunlaşma, kentlerin her dönemde sahip olduğu, değişmeyen bir ortak

karakterdir. Bu özellik, ekonomik faaliyetler, bir toplum halinde yaşama, yeni bilgiyi

elde edebilme veya savunma amaçlı toplanma gibi birçok nedene bağlanarak

açıklanmaktadır. Kentin varoluşuna ilişkin açıklamalar incelendiğinde, bu

varoluştaki hakim nedenin ekonomik nitelikli olduğu görülmektedir. Kentlerin

varoluş ve gelişmesindeki ekonomik nitelikli ilk etken doğal kaynakların alanda

eşitsiz dağılımı ve ulaşım olanaklarındaki farklılıklardır. 37 Ülkeler düzeyinde geçerli

olan Karşılaştırmalı Üstünlükler Kuramı, bölgesel düzeyde de geçerlidir. Bu

anlamda, doğal kaynakların bölgelerarası eşitsiz dağılımı, bazı bölgelere

karşılaştırmalı üstünlükler sağlamaktadır. Ulaşım avantajına sahip olmak, kent için

önemli bir unsurdur. Çünkü ulaşım maliyetlerinin minimize edilmesi, elde edilen

kazançların artması anlamına gelmektedir. Bu nedenle de, uygun yerleşim yerleri,

deniz ve kara ulaşımına hakim noktalarda ve yük taşımacılığında avantaj sağlayan

36 Ertürk, a.g.e., s. 37. 37 Harry W. Richardson, Urban Economics, IIIinois: The Dryden Press, 1978, s. 6-8.

Page 37: 229471

22

yerlerde olmuştur. Ayrıca, benzer doğal kaynaklara sahip olsalar bile, ulaşım

olanaklarındaki farklılıklar kentlerin farklı düzeylerde gelişmesine yol açmaktadır.

1.3.2.2. Ölçek Ekonomileri

Ölçek ekonomilerinin varlığı, kentlerin varoluş ve gelişmesinde ikinci temel

ekonomik nitelikli etmendir. Ölçek ekonomileri, içsel ölçek, dışsal ölçek ve

kentleşme ekonomileri olarak üç farklı gruba ayrılabilmektedir.38 Đçsel ölçek

ekonomileri bir üretim tesisi veya firma açısından söz konusu olabilmektedir. Dışsal

ölçek ekonomileri ise, bir firmanın aynı sanayideki diğer firmaların etkinliğinden

sağladığı faydalardır. Kentleşme ekonomileri, bir firmanın belirli bir alanda bulunma

nedeniyle sağladığı tüm faydaları içermekte ve kentlerin varoluş ve gelişmesinde

doğrudan rol oynamaktadır.

1.3.2.3. Tarımda Verim Artışı

Kentlerin varoluş ve gelişmesinde ekonomik nitelikli etmenlerden bir diğeri,

tarımda ölçek ekonomilerinin veya verim arttırıcı koşulların varlığıdır. 39 Kent halkı,

kırsal kesimin yiyecek arzına bağımlıdır. Eğer bir ülkede tarım kesimi, sadece kendi

gereksinimlerini karşılayabilecek geçim düzeyde üretim yapıyorsa, kentlerin

gelişmesi gerçekleşemez. Kırsal kesimin kendine yetecek yeterlilik düzeyinde

üretimden daha yüksek arz seviyelerine ulaşabilmesi için, bu kesimde makinalaşma

ve verim arttırıcı düzenlemelere gereksinim bulunmaktadır.

1.3.3. Kentleşme Süreci ve Etkenleri

Kentleşme olgusunun başlangıcı, insanlığın ‘‘avcılık ve toplayıcılık’’ evresinden

‘‘yerleşik hayata’’ geçiş dönemine kadar uzanmaktadır. Bu bağlamda da kentlerin

38 Richardson, a.g.e, s. 8. 39 Richardson, a.g.e, s. 8.

Page 38: 229471

23

ortaya çıkışı uygarlıkların doğuşu ile özdeşleşmektedir.40 Nitekim uygarlık, organize

edilmiş bir toplumsal yaşam olarak tanımlandığında, bu yaşam biçimi yoğun olarak

kentlerde görülmektedir.

Kentleşme, günümüz toplumlarının başlıca özelliklerinden birini

oluşturmaktadır. Toplumların kentleşme oranları, kalkınmışlık düzeyinin önemli bir

göstergesi olarak kullanılmaktadır. Kentleşme ile sanayileşme birbiriyle yakından

ilişkili iki olgu olarak kabul görmektedir. Kentleşme, tarımsal gelişmeyle de

yakından ilişkilidir. Nitekim sanayi etkinliklerinin yoğunlaşması sonucu kentlerin

giderek büyümesi, tarımda verim artışının sağlanması ile olanaklı olmaktadır.

Kentleşme olgusunun temel özellikleri şunlardır: 41

i. Kentleşme sürecinde nüfus, belli bir alanda yoğunlaşmaktadır.

ii. Kentleşme, demografik bir değişim sürecini içermektedir.

iii. Kentleşme, ekonomik nitelikli bir olgudur.

iv. Kentleşme, insan davranış ve ilişkilerinde kendine özgü değişikliklere yol açan

bir süreçtir.

v. Kentleşme süreci, yönetimsel bir örgütlenmeyi de içermektedir.

Dar anlamda ele alındığında kentleşme, kent sayısının ve kentlerde yaşayan

nüfusun artışını içerir. Bu tanımlamayla kentleşme, sadece bir demografik olay

şeklinde görülmektedir. Bu yönüyle kentleşme, nüfus artışı veya kırsal kesimden

kentsel alanlara göç yoluyla gerçekleşir. Halbuki, kentleşme olgusu basit demografik

bir olay değildir. Geniş anlamda ele alındığında kentleşme, sanayileşme ve ekonomik

gelişmeye koşut olarak kent sayısının artması ve bugünkü kentlerin büyümesi

sonucunu doğuran toplum yapısında artan oranda örgütleşme, işbölümü ve

uzmanlaşma yaratan insan davranış ve ilişkilerinde kentlere özgü değişikliklere yol

40 Đhsan Sezal, Şehirleşme, Đstanbul: Alternatif Ünv. Ağaç Yayıncılık, 1992, s. 11-12; Zerrin Toprak Karaman, Kent Yönetimi ve Politikası, Đzmir: Anadolu Matbaacılık, 1995, ss. 1-6; Ruşen Keleş, Kentleşme Politikası, Ankara: Đmge Kitabevi, 1990, ss. 6-7. 41 Ertürk, a.g.e., s. 12-14.

Page 39: 229471

24

açan bir nüfus birikim sürecidir.42 Kentleşmenin bu geniş tanımından hareketle, bu

olgunun bazı temel özelliklerinin saptanması olanaklıdır. Öncelikle kentleşme bir

değişimi, bir süreci içeren devingen bir kavramdır. Kentleşmenin bu özelliği

kentleşme ile kentleşme düzeyi kavramlarının ayrı anlamlarda kullanılmasına yol

açmaktadır. Kentleşme düzeyi, bir ülke veya bölgede belirli bir anda, belirli bir

tanıma göre kent sayılan yerleşme yerlerinde yaşayan nüfusun toplam nüfusa

oranıdır. Kentleşme oranı, bu yönüyle durağan bir içerik taşımaktadır. Kentleşme ise,

belirli bir bölge veya ülkenin, belirli bir zaman diliminde kentleşme oranında

meydana gelen değişme olarak tanımlanabilir.

Kentleşme olgusunun içerdiği demografik dönüşüm süreci, kentsel alanlarda

doğum oranlarının ölüm oranlarından fazla olmasının yanı sıra, kırsal alanlardan

kentlere gerçekleşen göçlerle gerçekleşmektedir. Bu demografik hareketlenmede,

kırsal alandaki değişimin yanı sıra, kentsel alandaki gelişmenin etkisi de önem

taşımaktadır.

Ekonomide bir yandan kırsal kesimde verimlilik artışına paralel olarak tarımsal

yapı değişime uğrarken, diğer yandan kırsal kesimden kentsel kesime nüfus aktarımı

gerçekleşmektedir. Böylece istihdam içinde sanayi ve hizmetlerin payı artarken,

tarımın payı azalmaktadır. Bu gelişime paralel olarak da toplumlar, tarım

toplumundan, sanayi toplumuna doğru bir yapısal dönüşüm geçirmektedir.

Kentleşme, aynı zamanda toplumsal değişimi de içeren bir olgudur. Bu değişim

sürecinde bireyci ve akılcı tutumlar egemen hale gelmektedir. Böylece, kırsal

kesimden kente göçenlerde bir ‘‘kentlileşme’’ süreci başlamaktadır.

Kentlileşme, kentleşmenin toplumsal değişim boyutunu, yani kentleşme

sürecinde yer alan insanlardaki değişmeyi tanımlar. Kentlileşme süreci,

‘‘…kentleşme akımı sonucunda, toplumsal değişmenin insanların davranışlarında ve

ilişkilerinde, değer yargılarında, tinsel ve özdeksel yaşam biçimlerinde değişiklikler

42 Keleş, Kentleşme Politikası, a.g.e., s. 5.

Page 40: 229471

25

yaratma ...’’ olarak tanımlanabilmektedir.43 Kentleşme sürecinde kentlileşen insan,

ekonomik ve sosyal açıdan iki boyutta değişime uğramaktadır. Ekonomik açıdan

kentlileşme, kişinin geçimini tamamen kentte ve kente özgü işlerde sağlayacak

duruma gelmesiyle gerçekleşir. Sosyal açıdan kentlileşme ise, toplumsal ve manevi

değer yargılarını benimsemesi ile gerçekleşebilmektedir.

Kentleşme süreci, kırda çözülme ve kentte yoğunlaşma şeklinde gözlenen bir

akımı ifade etmektedir. Akım, bu çözülme ve yoğunlaşma olgularının özelliklerine

uygun ve bunlara bağımlı olarak kır ile kent arasında iki yönlü olarak

gerçekleşmektedir. Nitekim bu işleyiş biçimi, ilgili ülkedeki kentleşme sürecinin

belirleyicisi olmaktadır.

Kentteki yoğunlaşma olgusu, kentlerde oturan ve yığışım nitelikli bir nüfusun

varlığını ifade etmektedir. Kentleşme sürecinde, kırsal kesimden kopan nüfus

fazlasının kentsel kesime göç etmesinin yanı sıra, kentlerdeki yüksek nüfus artış

oranları da etkilidir. Kırsal kesimdeki nüfus fazlasının kentlere yönelişindeki temel

sebep, kentlerde yaratılan iş olanaklarıdır. Buna ek olarak, kentsel nüfusun

gereksinim duyacağı barınma, eğitim, sağlık, ulaşım vb. olanaklar nüfus fazlasının

kentlere akım hızını önemli ölçüde etkileyebilmektedir.

Kentleşme sürecinde, nüfus ve ekonomik kaynaklar kırdan kente akarken, farklı

nicelik ve nitelikte olmakla birlikte, kentten kırsal kesime de nüfus ve kaynak akımı

gerçekleşmektedir. Nitekim bu karşılıklı akım, içinde bilgi birikimi, kültürel değer ve

gereksinimleri de taşımaktadır.44 Tarım kesiminden, kentsel alanlardaki sanayi ve

hizmetler kesimlerine kaynak aktarılırken, tarımda oluşan değerler, tarım dışı

üretimin geliştirilmesinde kullanılmaktadır.

Tarımda yaşanan verim artışı, tarım kesiminde işgücü açığını gündeme

getirmektedir. Bu değişimle birlikte kırda çözülme olgusu başlamaktadır. Tarım

kesimine yeni teknolojilerin girmesi, ensantif tarım, işletme ölçeğinin büyümesi, az

43 Keleş, Kentbilim Terimleri Sözlüğü, a.g.e., s. 71. 44 Ertürk, a.g.e., ss. 18-19.

Page 41: 229471

26

gelişmiş ülkelerde görülen miras yoluyla toprakların küçülmesi, bölünmesi ve

böylece işletmelerin küçülmesi, bunun sonucu olarak da fiilen ya da hukuken bir

nüfus fazlası ortaya çıkmaktadır.45 Bu fazlalık, hızlı nüfus artışının da etkisiyle, kırda

çözülme ve kentte yoğunlaşmanın en somut nedenini oluşturmaktadır.

Đnsanlık tarihi boyunca yaşanan göçler, mekanda eşitsiz biçimde dağıtılmış

ekonomik fırsatlardan yararlanma isteğinin bir sonucu olabildiği gibi, ekolojik

dayatmalar ya da devlet gibi toplumsal bir otoritenin gündeme getirdiği sürgünler,

mecburi iskanlar ve savaşlar nedeniyle de ortaya çıkabilmektedir. Kentlere yönelik

göçler nedeniyle genel olarak kentlerin çevresinde ve merkezlerinde ayrı ayrı

yerleşim yerleri ortaya çıkmış ve çıkmaktadır.

Kentleşme süreci, kırda çözülme olayının bir sonucu olarak, kentte

yoğunlaşmayı ortaya çıkaran ve aynı zamanda kır ve kent arasında nüfus ve kaynak

aktarımlarına yol açan bir süreçtir. Nitekim bu süreç bir ülkenin ekonomik,

teknolojik, siyasal ve psiko-sosyolojik yapısından etkilenmektedir.

1.3.3.1. Kentsel Alanların Çekiciliği

Kentleşme sürecine yol açan ekonomik nedenler, itici etmenler ve çekici

etmenler olarak ikiye ayrılmaktadır.46 Đtici etmenler, köylü nüfusu yerleşim

yerlerinden iten, tarım kesiminin içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanan

nedenlerdir. Bunlara olumsuz göç nedenleri adı da verilmektedir. Ekonomik

nedenlerin bir diğer kısmı ise, köyünde beslenemeyen gelecek için güvence

bulamayan nüfusu, kent merkezlerine çeken nedenlerdir. Çekici etmenler, olumlu

göç nedenleri şeklinde de adlandırılmaktadır.

Kırsal ve kentsel yerleşim birimleri arasındaki fırsatların tartılması, sadece iş,

gelir ve ücret açısından yapılmayıp, aynı zamanda kentsel refah ve olanaklarını da

içermektedir. Özellikle kırsal bölgelerde temel seviyedeki okulların açılmasıyla

birlikte, kırda yaşayan genç kesim, eğitimini ilerletmek ve becerilerini geliştirmek

45 Ertürk, a.g.e., s. 18. 46 Ertürk, a.g.e., s. 19.

Page 42: 229471

27

için göçe karar verirken, bir diğer kesim de kırsal yaşam tarzının sunduğu

olanaklardan tatmin olmadıkları için göç etmektedir. Tüm bunlar kentleri çekici hale

getiren faktörlerdir.

Çekici etmenler, kırsal kesimde yeterli gelir elde edemeyen nüfusu kentlere

çeken nedenlerdir. Sanayileşmekte olan toplumlarda kentler, kırsal yerlere oranla

daha fazla iş imkanı ve gelir sağlamaktadır. Kentleşmenin, ekonomik nitelikli

üstünlükleri beş noktada toplamaktadır.47 Bunların başında “uzmanlaşma”

gelmektedir. Uzmanlaşma, hem üretim maliyetinde bir azalmaya, hem de gelirlerde

bir artışa yol açmaktadır. Uzmanlaşma, büyük çapta üretimi kolaylaştırarak, üretim

sürecinin bölünmesini olanaklı kılmakta, çok sayıda uzmana gereksinim

yaratmaktadır. Kentleşmenin, bu sürecin hızlanmasına yardım eden ikinci üstünlüğü,

kentlerin sunduğu “dışsal biriktirimler” dir. Dışsal biriktirimler kısaca, birbirinin

tamamlayıcısı olan, birbirinin ürettiği mal ve hizmetlere gereksinim duyan üretim

birimlerinin, aynı yerleşim yerini seçmeleri halinde sağladıkları ekonomik

yararlardır. Firmaların elde ettikleri bu yararlar, kentin büyüklüğü oranında

artmaktadır. Tamamlayıcılık ve uzmanlaşma birbirine yakından bağlıdırlar. Üçüncü

olarak, çeşitli ekonomik faaliyetlerin, belli bir merkezde yerelleşmesi sonucunda

sağladıkları “kentleşme biriktirimleri” mevcuttur. Ucuz ve kullanışlı bir ulaşım

sistemi, işyeri açmak için elverişli arsa ve arazi, çeşitli yardımcı hizmetler, araştırma

ve eğitim kolaylıkları, yedek hammadde stokları yapma olanağı, bu üstünlüklerden

bir kaçıdır. Kentleşme biriktirimleri, kent büyüdükçe, bir noktaya kadar artmaktadır.

Kentleşmenin bir diğer ekonomik nitelikli üstünlüğü, kentlerin yetenekli ve nitelikli

insan gücünün kolaylıkla bulunduğu yerler oluşudur.

1.3.3.2. Kırsal Alanların Đticiliği

Kentleşme sürecinde kırsal kesimi yerleşim yerlerinden iten sebepler arasında,

nüfus baskısı, toprak yetersizliği ve dağılımının adaletsiz oluşu, gizli işsizlik, eksik

istihdam, düşük verimlilik, tarımda makineleşme, tarımın mevsime bağlılığı, doğal

afetler ve eğitim ile artan hareketlilik, tarımsal politikalar, tarım arazisinin koşulları,

47 Ertürk, a.g.e., s. 22.

Page 43: 229471

28

iklim koşulları, erozyon gibi pek çok sebep sayılabilmektedir.48 Kırsal kesimden

kentlere bir nüfus hareketinin başlaması, tarımda ürün fazlasının elde edilmesine

bağlıdır. Bu ise tarımda daha çok sermaye, daha üstün teknoloji ve girişim gücü ile

üretimi gerektirmektedir. Gelir yetersizliği, mülkiyetin dengesiz dağılımı, toprakların

parçalanması, erozyon itici etmenleri güçlendiren faktörlerdir.

Kentlerde kişi başına gelir, tarım kesimindeki gelire oranla yüksektir. Sendikalar

gibi kentsel örgütler kentteki emeğin fiyatını, kırsal alanlara oranla yükseltmiştir.

Bankacılık hizmetleri ve girişim gücü yönünden de kentler üstünlük sunan yerlerdir.

Kentte yaşayan insanlar, daha geniş çalışma olanaklarının yanı sıra köylerde

bulmaları güç olan türlü mal ve hizmetlerden yararlanabilirler. Kentlerin sunduğu

bütün bu göreli ekonomik üstünlükler, kent büyüdükçe artar ve daha fazla sayıda

bireyi kırsal alanlardan kente doğru çeker. Böylelikle itme faktörünün göç üzerindeki

derin etkisi büyük oranda ortaya çıkmaktadır.

Ülkeler düzeyinde geçerli olan “karşılaştırmalı üstünlükler kuramı”nın, bölgesel

düzeyde de geçerli olduğu ve karşılaştırmalı ekonomik fırsatların, bölgeler arası göç

modellerinde yer alan hareket ettirici bir güçtür. Buna göre gelir ve issizlik olgusu,

göç kararında temel neden olmaktadır.

1.3.3.3. Siyasi ve Đletici Faktörler

Kentleşme sürecinde aktif rol oynayan etmenler arasında bir diğeri de iletici

etmenlerdir. Đletici etmenler kentleşme sürecinde diğer etmenlerin etkilerini artıran

yada azaltan bir işleve sahiptir. Đletici etmenler kapsamında kentlerin kır kent

arasındaki iletişimini sağlayan haberleşme ve ulaşım olanaklarındaki gelişmeler

sayılabilir. Köyden kente gelişi teşvik eden nedenler arasında sayılan ulaşım ve

haberleşme imkanlarının artması, kırsal nüfusun kent yaşamı konusunda bilgi sahibi

olmalarını sağlamakta ve gelecekle ilgili bir takım düşüncelerini gerçekleştirme

fırsatlarını kolaylaştırmaktadır. Buna bağlı olarak bugün kente göç edenler kent

yaşamına daha rahat uyum göstermektedirler. Bu bağlamda ulaşım ve haberleşmede

48 Ertürk, a.g.e., s. 19; Kemal Kartal, Kentleşme ve Đnsan, Ankara: TODAĐE Yayınları, No:175, 1978, s. 6-9; Altuğ, Kent Ekonomisinin Đlkeleri, a.g.e., s. 9-10.

Page 44: 229471

29

getirilen her yenilik, her ne kadar ayrı bir göç niteliği taşımıyor gibi görünse de iletici

etmenlerin işbirliğini artıran ve dolayısıyla kentleşme sürecini hızlandıran bir etkiye

sahip olmaktadır.49 Ulaşım sisteminin kentleşme sürecini değiştiren etkilerini, ev ve

iş yerlerinin taşınması, yaya ve bisiklet sürücülerine etkiler, konut, sanayi ve ticaret

sektörünü canlandırma, dağınık ve toplu arazi kullanım biçimleri başlıkları altında

toplayabiliriz.

Artan ürünün kolay ve ucuz taşınmasını sağlayan teknolojik gelişmeler,

kentleşmenin hızlanmasında önemli bir role sahiptir.50 17. yüzyılda buhar gücüyle

çalışan makinaların bulunması ve sanayide kullanılması, çeşitli üretim

etkinliklerinin, yönetim ve dağıtım etkinliklerinin belirli bir alanda toplanmasına yol

açmıştır. Elektrik enerjisi, sanayinin ve nüfusun belirli mekanlarda toplanmasını

sağlamanın yanı sıra, nüfusun kent merkezinden çevreye yayılmasında etkili

olmuştur.

Birçok ülkede yönetim yapısının özellikleri, çeşitli düzeylerde verilen siyasi

kararlar, hukuki yapı ve uluslararası ilişkiler, kentleşme üzerinde etkili olan

faktörlerdir. Kentleşmenin sosyo-psikolojik nedenleri, kır ve kent arasında var olan

yaşam düzeyi ve biçimindeki farklılıklar, kentler lehine bir üstünlük

oluşturmaktadır.51 Kentlerin sahip bulunduğu toplumsal, kültürel olanaklar ve

hizmetler kırsal kesime göre daha fazladır. Kentlerin sağladığı eğitim, sağlık vb.

olanaklar yanında geniş bir kümeye mensup olma duygusu, kentli olmanın gururu vb.

etkenler, kente göçü tetikleyen unsurlardır.

Hukuksal ve siyasal yapı da kentleşme sürecinde önemli bir etkiye sahiptir.

Örneğin toprak mülkiyeti ile ilişkili yasal önlemler kentleşmeyi olumlu yada

olumsuz yönlerden etkileyebilir. Eğer ülke, temel hakları sınırlayıcı bir siyasal

49 Aytül Kasapoğlu, “Karayollarının Teknoloji ve Çevre Etkileşimi”, Toplum ve Göç, DĐE Yayını, 1997, s.68. 50 Ertürk, a.g.e., s. 23. 51 Kartal, Kentleşme ve Đnsan, a.g.e., s. 9-10.

Page 45: 229471

30

rejimle yönetiliyorsa, kentleşme olumsuz olarak etkilenir. Kentleşme sürecinde, yer

değiştirme, yerleşme ve ticaret özgürlüklerini kısıtlayan yasalar da etkilidir.

Toprak mülkiyetini yöneten hukuksal ilkelerin durumu ve bunlarda görülen

değişmeler kentleşme sürecinde etkili olan bir diğer unsurdur. Sanayileşmeye öncelik

veren ekonomik ve toplumsal kalkınma planları ve toprak reformları kentleşmeyi

hızlandırmaktadır. Tarım topraklarının kimi bölgelerde sahiplerinin işletemeyecekleri

kadar çok geniş, kimi yerlerde ise verimli işletmeye el vermeyecek kadar küçük

parçalar halinde bölünmelere neden olan veraset sistemleri, kentleşme hızını olumlu

yada olumsuz etkilemektedir.

Kentin, kıra veya bir başka yerleşim biçimine göre sosyal, kültürel ve ekonomik

yönden daha iyi imkanlar sağlaması, hatta bölgesel iklim koşullarının cazibesi, bu

bağlamda da çekiciliği yada kırsal kesimin itici bulunması, iletici olarak düşünülen

ulaşım ve iletişim imkanlarının artması, kırsal nüfusun kent yaşamı konusunda bilgi

sahibi olması ve gelecekle ilgili bir takım düşüncelerini gerçekleştirme fırsatlarını

yasaklaması hükümet kararları ile biçimlendirilen statü değişiklikleri, yönetim

yapısının özellikleri, siyasi etkilenme, kentsel gelişmeyi teşvik eden veya caydıran

kentleşme olgusunu etkileyen başlıca faktörlerdir.

1.3.4. Kentleşmenin Niteliği: Dengeli ve Dengesiz Kentleşme

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki kentleşme süreçleri, farklı özellikler

içermektedir. Gelişmiş ülkeler, sanayileşme ile özdeşik bir kentleşme yaşarken,

gelişmekte olan ülkelerde sanayileşmeden önde giden bir kentleşme süreci

yaşanmaktadır. Birinci grup ülkelerde yaşanan ve sanayileşmeyi izleyen kentleşme

sürecine ‘‘dengeli kentleşme’’ denilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde yaşanan ve

sanayileşmeden önce görülen kentleşme sürecine ise ‘‘dengesiz kentleşme’’

denilmektedir.52 Bu tanım, sanayileşme olmaksızın kentin sadece nüfus olarak

büyümesi, yani demografik anlamda kentleşmesini ifade etmektedir. Kentleşme 52 Zeynel Dinler, Bölgesel Đktisat, 4. B., Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları, 1994, s. 150-151; Ertürk, Kent Ekonomisi, a.g.e., s. 24; Nusret Ekin, ‘‘Hızlı Kentleşmenin Sosyoekonomik Etkileri’’, Hızlı Şehirleşmenin Yarattığı Ekonomik ve Sosyal Sorunlar Semineri, Đstanbul: SĐSAV (10-11 Ocak 1986), s. 77.

Page 46: 229471

31

sürecinde denge kavramı, kırsal kesimdeki çözülme sonucu ‘‘fazla’’ duruma gelen

nüfusun, kentsel alanlardaki istihdam biçimlerini tanımlamaktadır. Gelişmiş

ekonomilerde kentleşme süreci, nüfusun tarımdan sanayi ve hizmet sektörüne, daha

sonra tarım ve sanayiden hizmet sektörüne kayarak gerçekleştiğinden bir denge

unsuru içermektedir.

1.3.4.1. Dengeli ve Dengesiz Kentleşme Dinamikleri

Dengeli ve dengesiz kentleşme süreçleri arasındaki demografik, ekonomik ve

toplumsal nitelikli temel farklılıklar şunlardır:53

i. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında nüfus artış hızı farklılıkları

bulunmaktadır. 20. yüzyılda yaşanan nüfus patlaması, gelişmekte olan

ülkelerde kentleşmenin belirleyicisi olmuştur. Tıptaki ilerlemeler

sonucunda Đkinci Dünya Savaşı sonrasında doğum oranları artış

göstermiştir. Ayrıca, kentlerde ölüm oranlarının köylere oranla düşük

olması, kentsel doğal nüfus artışının köylere oranla daha fazla olmasına

yol açmıştır.

ii. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin üretim, istihdam ve dış ticaret

kompozisyonundaki sektör payları farklılık göstermektedir. Dengeli

kentleşme sürecini yaşayan ülkelerde bu süreç, sanayide yaratılan

istihdam olanaklarının, tarımsal işgücü fazlasının büyük kentlerdeki

sanayi kesiminde istihdam edilmesi şeklinde gerçekleşmiştir. Değişen

ekonomik yapıyla birlikte, istihdamın büyük kısmı hizmetlerde

toplanmıştır. Bu ülkeler, böylece sanayileşme ile özdeş bir kentleşme

süreci yaşamışlardır. Oysa gelişmekte olan ülkelerin kentleşme süreçleri,

sanayileşmeye dayanmaktan çok, sanayileşmenin önünde gitmektedir.

iii. Dengeli ve dengesiz kentleşme arasında toplumsal nitelikli bir farklılık

mevcuttur. Kentleşme toplumun ekonomik ve sosyal yapı değişiminden

53 Ertürk, a.g.e., s. 24-26.

Page 47: 229471

32

kaynaklanmaktadır. Ancak kentleşme daha sonra toplumsal değişmeyi

etkileyen bir unsur haline gelmektedir. Kentlerde oluşan yenilikler kırsal

alana yayılmaktadır. Böylece kentler birer yenilik merkezi haline

gelmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ise, bu değişimin geçerli olmadığı

görülmektedir. Bu ülkelerde kentleşme toplumsal gelişmeyi etkileyen

bağımsız bir değişken olamamaktadır.

1.3.4.2. Dengesiz Kentleşmenin Sosyo-Ekonomik Yansımaları

Dengesiz kentleşme sürecinde, kentleşme bazı bölgelerde yoğun biçimde

yaşandığından, diğer bölgelerin kentleşme oranı düşük düzeyde kalmaktadır. Kent ve

kamu hizmetleri altyapısının yeterince geliştirilememesi, bu hizmetlere duyulan

gereksinimlerin karşılanmasında yetersizliklere yol açmaktadır. Özellikle, konut

gereksinmesinin yeterince karşılanmaması, bu süreci gecekondulaşma ile

özdeşleştirmektedir. Benzer biçimde, ulaşım altyapısındaki yetersizlikler, kent içi

ulaşımda dolmuş tipi ulaşımın yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Sanayide istihdam

edilemeyen işgücü, marjinal sektörlerde yoğunlaşmaktadır. Dengesiz kentleşme,

kalkınmayı destekleyici olmaktan uzaktır. Temel özellikleri sıralanan dengesiz

kentleşme, ekonomik yaşamdan toplumun kültür yaşamına değin birçok alanda

tıkanmalara, darboğazlara ve toplumsal sürtüşmelere yol açabilmektedir. Bu

sorunlar, ekonomik ve toplumsal sorunlar olarak iki ana grupta toplanabilir.

Dengesiz kentleşmenin yol açtığı ekonomik sorunlar, işsizlik ve marjinal

sektörlerde yığınlaşan istihdam, sektörlerarası dengesizlik, bölgelerarası dengesizlik,

altyapı hizmetlerinde tıkanma, gecekondulaşma şeklinde sayılabilmektedir. Dengesiz

kentleşmenin yol açtığı toplumsal sorunlar ise, çevrenin tahribatı, fiziksel plansızlık

ve yerleşim düzensizliği, gelir dağılımın adaletsiz oluşu, toplumsal sınıflaşmanın

artması ve kültürel değişim şeklinde sıralanmaktadır.54

54 Ertürk, a.g.e., s. 27.

Page 48: 229471

33

Kentleşme süreci, ekonomik kalkınma ve toplumsal gelişme, aralarında yakın

ilişkiler barındıran kavramlardır.55 Dengeli kalkınma sürecinde kentleşme,

sanayileşme ile koşut gerçekleşirken ekonomik kalkınmayı hızlandırıcı bir işlev

görmektedir. Kentleşme, toplumsal değişme ve gelişmenin bağımsız bir değişkenidir.

Dengesiz kentleşme sürecinde, kentleşmenin olumsuz etkilerinin ağır basması söz

konusu olabilmektedir. Böylece, dengesiz kentleşmenin gözlendiği ülkelerde

kentleşmeden kaynaklanan ekonomik, toplumsal, siyasal ve çevresel sorunlar oraya

çıkmaktadır. Takip eden kısımda hızlı kentleşmenin yol açtığı sosyo-ekonomik

sorunlara değinilmiştir.

1.3.4.2.1. Kalabalıklaşma Maliyeti

Kentlerdeki yoğun nüfusun sebep olduğu kalabalıklaşma maliyeti, ihmal

edilemez bir seviyededir.56 Örneğin kent içi ulaşımda milyonlarca insanın sürekli

olarak yer değiştirmesi, hem trafik sıkışıklığı nedeni ile zaman kaybına, hem de

akaryakıt israfına yol açmaktadır. Ayrıca yaşanan stres, verimliliğin düşmesine ve

dolayısıyla üretimde azalmaya neden olmaktadır.

1.3.4.2.2. Kira ve Arsa Fiyatlarındaki Artış

Her türlü kentsel işlev toprak üzerinde gerçekleştirilmektedir. Değişik kentsel

hizmetlerin yerine getirilmesinin gerekliliği toprak talebini artırır. En kıt kaynakların

başında gelen toprağın kullanımı, bu açıdan en önemli sorunların başında

gelmektedir. Toprağın kıt olması ve kullanımdaki seçenek bolluğu toprak değerinin

hızla yükselmesine neden olmaktadır. Toprağın tarımsal kullanımdan kentsel

kullanıma geçmesi, yani arsa olarak kullanılması, kentsel kullanım için toprak

üzerinde alt yapı yatırımlarının yapılması, yol, yeşil alan gibi kamusal hizmetlerin

sunulması arsa değerini artırmaktadır.

55 Kartal, Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye'de Kentlileşme, a.g.e., s. 37. 56 Ahmet Ulusoy ve Tarık Vural, ‘‘Kentleşmenin Sosyo Ekonomik Etkileri’’, Belediye Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 12, 2001, ss. 1-13.

Page 49: 229471

34

Ülkenin yapısal sorunları da toprak değer artışını körükleyen bir etki

yapmaktadır. Yapısal enflasyonun yüksekliği ve piyasanın istikrarsızlığı, paranın

satın alma gücüne olan güveni sarstığı için kişiler arsaya, dövize yatırım yaparak ya

da sermayeyi yurt dışına çıkararak değerlendirmektedirler. Arsanın gelir elde etmek

için alınması ve satılması eylemi spekülasyondur. Spekülasyonun kaynağı olan rant,

gerek spekülatörlerin kendi girişimleriyle, gerek kamunun aldığı kararlarla kentlerde

yaratılan en önemli gelir kaynağını oluşturmaktadır.

Kentlerdeki arsa spekülasyonunun nedeni olarak, kente göç edenler arasındaki

katmanlaşmanın ilk boyutunu gecekondu topraklarının değerlendirilmesi

oluşturmaktadır.57 Yoğun nüfusun sebep olduğu konut krizi kira fiyatlarını

arttırmakta, arsa spekülasyonlarını tetiklemektedir. Arsa spekülatörlerinin haksız

kazançları yeterince vergilendirilemediği için gelir dağılımı da bu anlamda olumsuz

yönde etkilenmektedir.

1.3.4.2.3. Konut Sorunu

Uzun bir sanayileşme sürecinde mekansal yapının değişmesine neden olan

göçlerin, kent mekanı üzerindeki en önemli etkisi kentlerin dağınık büyümesidir.58

Yoğun göçlerin doğurduğu konut talebi kentlerde “konut arzının yetersizliği”

sorununu ortaya çıkarmaktadır. Nüfusun hızla artmaya devam etmesi, konut talebini

arttırarak, arsa spekülasyonunu yaratmakta ve sınırlı olanaklara sahip çok sayıdaki

göçmeni kentin dış bölgelerine ya da düşük standartlı alanlara yerleşmeye

zorlamaktadır. Azgelişmiş ülkelerde bu durumun sonucu olarak kentsel hizmetlerden

yoksun durumdaki bölgelere itilen göçmenler, kendi emekleriyle izinsiz ve düşük

standartlı konutlar (gecekondu) inşa ederek kısa bir süre sonra kendi yaşam alanlarını

kurmakta; böylece göç olgusu, bir yandan kentin kontrolsüz biçimde yayılmasına

neden olurken, diğer yandan da kentteki mekansal ayrışmalar üzerinde de etkili

57 Mümtaz Peker; Ö. Engin; B. Balkız, “Kurumsal Değerlendirme”, Göç, Kentleşme Sorunları ve Yerel Siyaset, Đzmir: Saray Yayınları, 1997, s.5. 58 Sevinç Bahar Yenigül, ‘‘Göçün Kent Mekanı Üzerine Etkileri’’, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, Sayı: 18 (2), Ankara, 2005, ss. 273-288.

Page 50: 229471

35

olmaktadır. Kent estetiğinin bozulması, kentin turistik önemini yitirmesine neden

olmaktadır.

Đşsizliğin ve konut açığının yoğunlaştığı büyük kentler, plansız sanayileşmenin

ve kentleşmenin kaçınılmaz sonuçlarıdır.59 Bu durum, göçle birlikte kentlerde,

yoğun, sürekli ve hızlı şekilde bir sosyo-kültürel değişim süreci yaşanmasına yol

açmaktadır. Gecekondulaşma sorununun çözümünde teknik, idari ve mali önlemlerin

yanında, politikacıların kararlı tutumu gerekmektedir.

1.3.4.2.4. Yoksulluğun Mekansal Yoğunlaşması

Göç, kentteki mekansal ayrışmaları derinleştiren etkilerde bulunurken,

yoksulluğun mekansal olarak yoğunlaşmasına ve belli kesimlerin kentsel

hizmetlerden ve altyapıdan yoksun kalmasına neden olmaktadır.60 Çünkü kentte

göçmenlerin çoğunlukta olduğu bölgeler, kozmopolit ve devingen yapılarıyla kente

yeni göç edenleri çekmekte ve kent içinde belli mekanların göçmen mahalleleri

olarak belirmesine yol açarak yoksulluğun mekansal olarak yoğunlaşmasına etkide

bulunmaktadır.

1.3.4.2.5. Maliyetlerin Artışı

Kentlerin ölçüsüz ve aşırı bir şekilde büyümesinin bir diğer olumsuz etkisi,

artan maliyetler nedeniyle ekonomik ve mali açıdan ekonomiye ek yük getirmesidir.

Şöyle ki, belirli bir büyüklüğü aşan mahalli idarelerdeki iletişim güçlükleri, yoğun

bürokrasi ve politik baskılar sonucu artan personel sayısı, verimliliği düşürürken,

maliyetlerin giderek artmasına neden olmaktadır.

Kentli nüfusun üretken ve ulusal geliri artıran niteliğinin ağır basmadığı

durumlarda, kentte oturanlar pahalı su, elektrik, doğalgaz ve hizmet tükettiklerinden

59 Yücel Gürsel, Demokratikleşme Sürecinde Kent ve Đnsan, E Yayınları, Đstanbul, 1990, s.16. 60 Yenigül, a.g.e., s. 285.

Page 51: 229471

36

kentleşmenin kaynak maliyeti de ekonomik kalkınmayı sınırlayıcı ölçüde

artmaktadır.61

1.3.4.2.6. Altyapı Yetersizlikleri

Gelişmekte olan ülkelerde kentleşme kısa bir zaman dilimine sığdırıldığından,

kent, kentsel işlevlerinden soyutlanmış, aşırı nüfus yığılmalarının ortaya çıktığı bir

mekan haline gelmiştir. Bu durumda kentin, temel maddi özellikleri olan, yol,

kanalizasyon, su, gaz, elektrik, haberleşme gibi alt yapı hizmetleri yerine

getirilememektedir. Altyapı yetersizliklerinin başlıca nedeni kaynak yetersizliğidir.

Kentleşmeyle birlikte kent içi ulaşım önemli bir sorun haline gelmiştir. Özel

araçların artan trafik hacmi içinde önemli bir yer tutmaya başlaması, yalnızca trafiği

bozmakla kalmamakta, ulusal ekonomi açısından da büyük kayıplara yol açmaktadır.

Kente yeni yerleşen kırsal nüfus, birçok alanda hizmetlerin kendilerine

ulaşmasını beklemekte ve hizmetlerin karşılanmaması/ karşılanamaması durumunda

acil ihtiyaçlarını kendi yöntemleriyle gidermeye çalışmaktadır.62 Marjinal

hizmetlerdeki yerelleşmeler, okul ve kütüphane yetersizliği, toplumsal erozyonun

büyük kentlerdeki belirtileridir.

1.3.4.2.7. Diğer Sorunlar

Hızlı kentleşmeyle birlikte, temizlik hizmetlerinin düzenli yürütülememesi

durumunda kentlerde çöp sorunu yaşanmaktadır. Kültürel çevre yozlaşmakta ve

sosyal sorunlar ortaya çıkmaktadır. Yapılanma sürecinde yeşil alanlar ve verimli

tarım toprakları plansızca tahrip edildiğinden, doğal denge hızlı bir biçimde

bozulmaktadır. Kentleşme sürecinde su kaynakları azalmakta ve kirlenmektedir.

Kentleşme hızındaki artış, dünya üzerinde yaşanabilen yerlerin azalmasına neden

olmaktadır. 61 Đnan Özer, ‘‘Türkiye’de Kentleşme’’, Yeni Türkiye, Eylül-Aralık, Ankara, 1998, s. 23-43. 62 Đsmail Ceritli, ‘‘Şehirleşmeye Bağlı Çevre Sorunlarını Oluşturan Temel Kaynaklar’’, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 17, 1995, ss. 15-21.

Page 52: 229471

37

1.3.4.3. Dengesiz Kentleşmenin Yol Açtığı Sorunlar

Dengesiz kentleşme ve sanayileşme, kentsel çevre üzerinde de önemli tahribatlara

yol açmaktadır. Bu tahribatlar şunlardır:63

i. Doğal Yaşam Alanlarının Yerleşim Alanlarına Dönüşmesi: Plansız yürüyen bir

kentleşme süreci sonunda verimli tarım arazileri, yerleşim alanlarına dönüşmekte;

zaten kıt olan tarım arazilerinin israfı gündeme gelmektedir.

ii. Aşırı Doğal Kaynak Çıkarımı ve Tüketimi: Büyüyen şehirler genellikle yerel

alanlardan sağlanandan daha fazla kaynağa gereksinim duyarlar. Bu yüzden şehirler,

sadece kendi sahalarından değil, kendilerinden çok uzakta bulunan doğal kaynakları

da tüketmektedirler.

iii. Çevresel Etkiler: Kentleşme en çok atmosfer, litosfer ve hidrosfer üzerinde

olumsuz etkilere yol açmaktadır. Kentleşme, iklim, atmosfer, su kaynakları, topraklar

ve kır arazileri üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır.

1.3.4.4. Kentleşmenin Olumlu Etkileri ve Sürdürülebilir Kentleşme

Kentleşmenin neden olduğu sosyo-ekonomik ve çevresel sorunlara karşılık,

olumlu yansımaları da mevcuttur. Bunlar:

i. Daha Fazla Yaşam Alanı Sağlaması: Kentleşme dikey bir gelişmeyi ifade

etmektedir. Kentleşme sürecinde kentlerde görülen yüksek katlı binalar bunun tipik

örneğidir. Bu gelişme şekli sayesinde canlılara daha fazla yaşam alanı sağlanmış

olmaktadır.

ii. Enerji Etkinliğinin Yükselmesi: Kentleşme süreci, çeşitli açılardan enerjide

etkinliğin artmasına neden olmaktadır. Örneğin, toplu taşıma sonucu toplam benzin

tüketiminde tasarruf sağlanabilir. Özellikle kentleşme ile birlikte ortaya çıkan trafik

sorununun çözümünde, bireyler toplu taşımaya yönelmektir.

63 Ulusoy ve Vural, a.g.e., s. 6.

Page 53: 229471

38

iii. Etkili Katı Atık Yönetim Sistemleri: Kentlerde oluşturulan geri dönüşüm

merkezleri, çöpleri belirli bir alana yaymaktansa, geri kazanma yollarını araştırarak

ulusal kaynakların israfını önleyebilmektedir.

iv. Daha Đyi Sosyal Olanaklar: Eğitim seviyesinin yükselmesi, kentleşmenin önde

gelen faydaları arasındadır. Kentsel alanlarda doğum oranları, kırsal alanlardan daha

düşüktür. Bu ise, nüfus artışının neden olduğu çevresel bozulmaları azaltan bir

etmendir. Kentleşme, bireylere daha iyi sağlık hizmeti ve daha iyi bir sosyal yaşam

sağlamaktadır.

Kentleşme dengeli bir süreçte gerçekleştiği takdirde, olumlu sonuçları artacaktır.

Kentleşmede sürdürülebilirliği sağlamak için çevreye minimum zarar verici

gelişmeler teşvik edilmelidir. Sürdürülebilir bir kentleşme için aşağıdaki şartların

sağlanması gerekmektedir. Bunlar:64

i. Alan Tasarrufu Sağlayıcı Gelişme: Kentlerde artan nüfusun yol açtığı konut

ihtiyacı, dikey yapılanma ile çözülmelidir. Bunu sağlamak için müstakil bir tek

ailenin oturduğu konutlardan, birden fazla ailenin bir arada yaşadığı yüksek katlı

yapılanmalara önem verilmelidir. Dikey yapılanmada insanlara daha geniş yeşil alan

sağlanırken, enerji tüketiminde de etkinlik sağlanacaktır.

ii. Doğal Habitat Korunmalıdır: Çayırlar, bataklıklar ve ağaçlıklar sadece güzellik

kaynağı değillerdir. Doğal güzellikleri yanında birçok fonksiyonu yerine getirirler.

Örneğin, ağaçlıklar temiz hava deposudurlar.

iii. Kentleşme Planlı Olmalıdır: Kentleşme doğanın dengesini bozmamalıdır.

Örneğin, tarım için elverişli olan vadiler, kentleşme alanı olarak seçilmemelidir.

iv. Geniş Yeşil Alan Sağlanmalıdır: Kentlerde büyüyen ağaçlar çok çeşitli faydalar

sağlayabilirler. Ağaçlar, hava kirliliğini önlemekte, iklimi yumuşatmakta ve toprağı

sağlamlaştırmaktadır.

64 Ulusoy; Vural, a.g.e., s. 8.

Page 54: 229471

39

v. Su Kaynakları Korunmalıdır: Kentlerde su tüketimi, devlet sübvansiyonları ile

düşük tutulan su fiyatları nedeniyle yüksektir. Bunu önlemek için su fiyatları gerçek

maliyetlerini yansıtacak seviyeye yükseltilmeli, sübvansiyon uygulamasına son

verilmelidir.

vi. Motorlu Araç Kullanımı Teşvik Edilmemelidir: Motorlu araçlar, enerji

tüketimini ve hava kirliliğini arttırmaktadır. Yol veya otopark yapımında kullanılan

araziler, insanların yaşam alanlarının daralmasına, hatta bazı canlı türlerinin yok

olmasına bile yol açabilmektedir. Kentlerin yapılanmasında motorlu araçlara

bağımlılığı azaltıcı tedbirler alınmalıdır. Bu sayede enerjide tasarruf, hava

kirliliğinde azalma ve yaşam alanlarında artış sağlanabilir.

1.3.5. Toplanma Ekonomileri

Kentler, daha çok tarımsal olmayan üretimin yapıldığı, çevredeki üretimin

denetlendiği ve dağıtımının koordine edildiği; kentleşme sürecine paralel olarak,

kırsal kesimden kopan ‘‘fazla’’ nüfusun toplandığı yerleşim birimleridir. Kentteki

nüfusun büyüklük düzeyi, ülkelerin sosyo-ekonomik özelliklerinin yanı sıra,

kentleşme biçimlerine de bağlı bulunmaktadır.65 Göç alan bölgeler olarak kentlerde

nüfus ve üretim faaliyetlerinin yoğunlaşması sonucu çeşitli dışsallıklar ortaya

çıkmaktadır. Üretici birimler için kenti avantajlı kılan faktörler olarak, tamamlayıcı

firma bağlantıları, hammadde kaynaklarına erişim, kentsel altyapının yeterliliği,

kentsel ulaşım olanakları, kurumsal yapı ve sektörel yoğunlaşmalar

sayılabilmektedir. Bu faktörler, kentsel gelişimle yakından ilintilidir.

1.3.5.1. Đşletmelerin Yer Seçiminde Etkili Olan Faktörler

Bir ülkede kentleşme sürecinin şekillenmesinde, işletmelerin yer seçim kararları

önemli bir yer tutmaktadır. Bölgelerarası gelişmişlik farklarının ve çevresel

sorunların ortaya çıkmasında ve artışında, işletmelerin yer seçim kararları etkin bir

rol oynamaktadır.

65 Ekin, ‘‘Hızlı Kentleşmenin Sosyoekonomik Etkileri’’, a.g.e., s. 77.

Page 55: 229471

40

1.3.5.1.1. Önsel-Gerisel Bağlantılar

Yer seçiminde, işletmenin önsel ve gerisel bağlantılarının bulunduğu diğer

işletmelerin yerleşim yerleri önem kazanmaktadır. Aynı endüstri kolunda faaliyet

gösteren işletmelerin bir arada bulunması dışsal faydalar sağlamaktadır.66

Đşletmelerin yer seçim kararlarında, toplanma faydaları kadar, mamül ya da

hammaddenin taşıma maliyetlerinin azaltılması da önem kazanmaktadır. Belirli bir

bölgede, firmanın girdisini temin eden yada çıktısını kullanan çeşitli işletmelerin bir

arada bulunması, dışsal ekonomileri gündeme getirir ve işletmeler bu şekilde

toplanma eğilimi gösterirler. Böylece bu bölgelerde başlayan gelişme hızlanırken,

diğer bölgelerde bir duraklama görülebilmektedir.

1.3.5.1.2. Tamamlayıcılık Đlişkileri

Kentin kalkınma sürecinde, üretici birimler, tamamlayıcı işletmelerin bulunduğu

şehir kesiminde kuruluş yeri seçmektedir. Buna karşılık, hastane, dinlenme, eğlenme

ve imalata dönük ekonomik faaliyetler için şehir çekirdeğinden uzak bölgeler,

yerleşim yeri olarak seçilmektedir. Böylece, alt merkezlerin sunduğu mal ve hizmet

yapısında genel bir farklılaşma ortaya çıkmaktadır. Metropolitan şehirlerde,

çekirdeğe yakın alt merkezler yanında, coğrafi olarak uzak, sosyo-ekonomik olarak

ana şehrin etkisinde gelişen banliyö veya uydu şehirler oluşmaktadır.

Tamamlayıcılık ilişkileri, işletmeler ve sektörler arasında olmak üzere iki

boyutta incelenilir. Sektörler arasındaki yatay ilişkiler, benzer sektörlerde faaliyette

bulunan işletmeler arasındaki girdi alışverişini tanımlamaktayken, dikey ilişkiler ise

ana sektör ile buna bağlı sektörler arasındaki girdi akımını ifade etmektedir.67

Đşletmeler arasındaki yatay ilişkiler, aynı üretim aşamasındaki işbirliklerini ortaya

çıkarırken, dikey ilişkiler farklı üretim aşamalarındaki işletmeler arasındaki

işbirliğine karşılık gelmektedir. Yatay ilişkiler, daha çok altyapı oluşturma, ortak

66 Dinler, a.g.e., s. 51-83; Ümit Kıymalıoğlu, Damla Ayoğlu, ‘‘Türk Đmalat Sanayinde Yerelleşme Ekonomileri’’, Doğuş Üniversitesi Dergisi, 2006, s. 198- 209. 67 Necla Ayaş, ‘‘Bölgesel Rekabet Gücünün Geliştirilmesinde Verimliliğin Rolü’’, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 9, Muğla, 2002, s. 1-24.

Page 56: 229471

41

konularda eğitim olanakları yaratma, ortak bir kapasite havuzu yaratma gibi

çözümleri içermektedir. Dikey uzmanlaşma ise, her işletmenin belirli bir üretim

aşamasında yoğunlaşması ve teknolojinin izlenmesini kolaylaştırmaktadır. Dikey

üretim zinciri, firmalar arasında teknik ve tasarım konusunda danışma, dayanışma ve

işbirliği ilişkisini geliştirmektedir. Đşletmeler ve sektörler arasında etkin bir

işbirliğinin geliştirilmesi, rekabet gücünün sürdürülebilirliği açısından önemlidir.

Güçlü tamamlayıcılık ilişkileri, işletmeye girdi temininde, yeniliklerin

uygulanmasında, maliyetlerin düşürülmesinde, verimliliğin artmasında üstünlükler

sağlamaktadır. Bir işletmenin, herhangi bir üründe nitelik veya çeşitlilik açısından

yeniliğe gidebilmesi, tamamlayıcılık ilişkilerinden yararlanma derecesine bağlıdır.

1.3.5.1.3. Bölgenin Talep Koşulları

Dinamik rekabetçi etkiler yaratmada ve işletmelerin gelişmesinde süreklilik için,

üretim bölgesindeki talep koşullarının etkin bir biçimde değerlendirilmesi

gerekmektedir.68 Talep koşulları, işletmeleri ürün ve üretim süreçleri geliştirmede,

yeniliklerin uygulanmasında yönlendirici bir unsurdur. Seçici ve nitelikli bir talep

yapısına sahip bir bölgede faaliyette bulunan işletmeler, tüketicilerin talep ettiği

kalite ve standartları tutturabilmek için sürekli yenilenmek ve gelişmek zorundadır.

Bölgesel talep hacminin, rekabet gücü yaratmadaki üstünlüğü ölçek ekonomileri ile

yakından ilişkilidir. Geniş bölgesel talep, ölçek ekonomilerinin varlığı ve

genişletilebilme olanağı ile bağlantılı olarak üstünlük sağlayabilir. Büyük ilk kuruluş

maliyeti, pahalı teknoloji ve büyük miktarda ar-ge harcaması gerektiren yatırımlar

için talebin belli bir büyüklüğü aşması gerekmektedir.

1.3.5.1.4. Kurumsal Altyapı

Gerek özel, gerekse kamusal faaliyetlerin kuruluş yeri seçimleri, kurumsal

altyapı tarafından etkilenmektedir. Üreticiye yönelik olumlu dışsal ekonomilerin

yoğunlaştığı şehirler, olumlu yerelleşme ekonomileri yaratmaktadır.69 Bu özelliğe

68 Ayaş, a.g.e., s. 7. 69 J.R. Handler, Scale and Scope: The Dynamics of Industrial Capitalism, The Belknap Press of Harvard University, Cambridge, 1990, p. 26.

Page 57: 229471

42

sahip şehirler, yatay ve dikey açıdan tamamlayıcı sanayilerin kuruluş yeri olarak

seçilmektedir. Şehirlerin talep potansiyeli, alt ve üst yapı donatımlarını sürekli

değiştirmektedir. Ayrıca, kuruluş yeri seçiminde ‘‘tam bilgi’’ yetersizliği ve birtakım

belirsizlikler söz konusudur. Girişimciler, genellikle en çok bilgi ve en yoğun sosyal

ilişkilere sahip oldukları şehri kuruluş yeri olarak seçmektedir.

1.3.5.1.5. Ulaşım

Uzak pazar alanları için üretim yapan sanayi tesisleri, hem kendilerine

hammadde temin etmek, hem de ürettikleri malı pazarlamak için ulaşım kanalları

bulmak ve bununla birlikte üretimin tüketilmesi için pazar bağlantıları kurmak

zorundadır. Üretim birimleri, ulaşım bağlantıları gelişmiş kentleri tercih etmektedir.70

Özellikle toplu ulaşımda kentiçi ve dışı hızlı nakliye, düşük birim maliyet ile

gerçekleşeceği için rekabet avantajı sağlayacaktır. Ulaşım maliyetleri, işletmeler için

uluslararası rekabette üstünlük sağlayan bir maliyet bileşenidir.

Ulaşım, sadece mal ve hizmetin kente taşınmasını sağlamaz; aynı zamanda

insan gücünü de kente taşımaktadır. Đstihdam artışı, kentin gelişimini gösteren

önemli bir değişkendir.

1.3.5.1.6. Sektörel Yoğunlaşma

Kentlerde oluşan sektörel yoğunlaşmalar, firmalar arasında bilgi alış verişi

yoluyla dinamik dışsallıklara neden olmaktadır.71 Sektörel bilgi birikiminin yanında,

mal ve hizmet transferinin sağlanması açısından da sanayi kenti oluşumunun faydası

vardır. Özellikle, aynı pazara değişik firmaların gönderecekleri malların ortak ulaşım

araçlarını kullanma fırsatı vardır. Her firmanın ayrı ayrı mal göndermesi yerine, aynı

pazara gidecek mal ve hizmetin ortak ulaşım aracı ile nakliyesi yapılabilecektir. Bu

şekilde, ulaşımda ölçek ekonomilerinin oluşması ile ulaşım maliyetleri düşecektir.

70 Aydın Sarı, ‘‘Kent ve Bölgesel Gelişimde Ulaşımın Etkileri’’, Kentsel Ekonomik Araştırmalar Sempozyumu, Cilt: 2, 2004, ss. 185-191. 71 Celal Küçüker, Kentsel Büyüme Dinamikleri, Anadolu’da Hızla Sanayileşen Kentler: Denizli Örneği, Türkiye Ekonomi Kurumu, Ankara, 1998, s. 63.

Page 58: 229471

43

1.3.5.1.7. Kamu Politikaları

Kentin gelişmesinde ve işletmelerin yer seçimindeki bir diğer etken, kamu

politikalarıdır. Azgelişmiş ekonomiler, bazen yetersiz alt yapı yatırımları nedeniyle

üretken yatırımları gerektiği gibi arttıramazlar. Yetersiz altyapı yatırımları,

azgelişmiş ekonomilerde sanayileşme hızını ve bu ekonomilere yabancı sermaye

akımını büyük ölçüde engellemektedir.

Bir bölgenin üretim faktörlerini mal ve hizmete dönüştürmedeki verimliliğin

yükseltilmesi, uzun dönemli rekabet gücünün geliştirilmesi ve sürdürülmesinde

önemli bir unsurdur. Küresel rekabet ortamındaki bu verimlilik artışları, birim

işgücü, sermaye ve diğer girdiler başına üretilen çıktı değerini yükseltme yeteneği

olarak tanımlanmaktadır.72 Çıktı değerinin yükselmesi, ürünün fiziki miktarındaki

artış yanında, ürüne kazandırılan özellik ve kaliteye bağlıdır. Verimlilik düzeyindeki

gelişme, daha çok ve daha kaliteli üretim sağlayarak çıktının parasal değerini

yükseltmektedir. Gelişmiş üretim faktörlerinin verimliliğine bağlı olarak, üretim

faktörlerini daha da geliştirmeye yönelik özel ve sosyal sermaye yatırımları için

kaynak oluşmaktadır. Geliri yükselen birey, daha kaliteli ve daha fazla mal ve hizmet

talep etmektedir. Talep koşullarındaki gelişmenin verimlilik artışlarına yansıması,

tamamlayıcılık ilişkileri ile olmaktadır. Güçlü bir tamamlayıcılık ilişkisinin

kurulması, talepteki hızlı değişimin karşılanmasının temel yoludur. Bölgesel rekabet

gücü ve verimlilik artışının önemli bir belirleyicisi olarak, yerelleşme ekonomileri

dikkat çekmektedir.

1.3.5.2. Yerelleşme Ekonomileri

Bir şehirde toplanmış nüfus ve ekonomik faaliyetin yoğunluk derecesi, şehrin

kimliğini etkileyen altyapısal unsurların hacim ve yoğunluğunu da belirlemektedir.

Zaman içinde nüfus ve ekonomik faaliyetlerde ortaya çıkan değişmeler, ‘‘yerelleşme

ekonomileri’’ni gündeme getirmektedir. Azgelişmiş ülkelerde altyapı donatımındaki

yetersizlikler, göç ve hızlı nüfus artışının yarattığı şehirsel büyüme karşısında daha

72 Yung Joon Lee; Zang Hyoungso, Urbanization and Regional Productivity in Kroean Manufacturing, Urban Studies, 1998, s. 24.

Page 59: 229471

44

da yetersizleşmektedir.73 Büyük şehirlere yönelen düşük gelirli nüfus, ancak şehrin

maddi, kurumsal ve personel altyapı donatımından yoksun dış çevrelerinde

yerleşebilmektedir. Şehir merkezinden uzak dış bölgeler, yol, su, elektrik,

kanalizasyon ve sağlık donatımı, arazi kullanımına ilişkin düzenleme ve imar planları

açısından yetersizdir. Kentlere göç yolu ile gelen düşük gelirli kesim, şehirleşme

sürecinde oluşan sosyo-kültürel yapıya uzak kalarak, sosyal bütünleşmenin de

dışında kalmaktadır.

Belirli bir mekanda firmalar için dışsal, endüstri için içsel yararlar olması

durumunda, söz konusu olan yerelleşme ekonomileri, bir endüstrinin toplam

çıktısında oluşan artışın, firma maliyetlerini azaltması sonucunu yaratmaktadır.

Yerelleşme ekonomileri, aynı alana yerleşmiş firmaların oluşturduğu toplanma

ekonomileridir ve yerel endüstri düzeyinde ortaya çıkmaktadır. Aynı ürünü üreten

firmalar, birbirlerine yakın yerleşme eğilimindedir. Mekansal yakınlığın maliyet

azaltıcı dışsal etkisi, firmaları belirli bir alanda toplanmaya teşvik etmektedir.

Endüstri ölçeğinin artması ile ortaya çıkan uzmanlaşma kazançlarından

yararlanılması ve mekansal yakınlık, ekonomik faaliyetlerin koordinasyon maliyetini

azaltmaktadır.74 Ara girdi üretiminden elde edilen ölçek ekonomileri, nitelikli işgücü

temininden elde edilen dışsallıklar, bilgi dışsallıkları ve satın alınan uzmanlaşmış

hizmetlerden elde edilen dışsallıkların bütünü, yerelleşme ekonomilerini ortaya

çıkarmaktadır.75 Yerelleşme ekonomilerinin hakim olduğu, endüstriyel

uzmanlaşmanın sağlandığı kentler, yeni ve olgunlaşmamış endüstrilerde yer alan

firmalar tarafından tercih edilmektedir. Bu endüstriler için talep belirsizdir ve üretim

aşamaları için standardizasyon sağlanamamıştır. Firmalar, ürün ve üretim aşamaları

ile ilgili farklı ve yeni bilgileri kullanabilmek, diğer yerelleşme avantajlarından

yararlanabilmek için toplanmanın oluşturduğu uzmanlaşmış kentlere yerleşirler.

Endüstri olgunlaşıp ürün ve üretim aşamaları standart hale gelince, ölçek

ekonomilerinden yaralanabilirler. Bu şekilde gelişen endüstriler, daha düşük

maliyetle daha büyük ölçekli üretim yapabilecekleri coğrafi alanlara kaymaktadırlar.

73 Erkan, a.g.e., s. 43. 74 Ayaş, a.g.e., s. 9. 75 Arthur Sullivan, Urban Economics, 4.Ed, Irwin, McGraw-Hill., 2003, s. 41.

Page 60: 229471

45

Bu sonuçlar, kent uzmanlaşması ve ürün devresi hipotezi ile yakından ilgilidir. Yeni

endüstriler büyük ve çeşitlenmiş metropol alanlarda, olgunlaşmış endüstriler ise daha

küçük ölçekli kentlerde yerleşme eğilimindedirler.76

Kentlerin kalkınma sürecinde, nüfus ve ekonomik faaliyetlerin yoğunlaşması,

kuruluş ve yerleşim yeri kararlarına bağlı olarak oluşan şehir yapısının farklılaşması

ve ana ulaşım ve haberleşme ağı ile alt merkez ve kesimlerin ortak bağlantı noktası

olan şehir çekirdeği dışında, şehir içi alt merkezlerin oluşmasına neden olmaktadır.

Nüfus ve ekonomik faaliyetlerle birlikte şehrin sürekli büyümesi, daha geniş bir

mekana yayılması, şehir içi farklılaşma ve alt merkezlerin oluşmasını zorunlu

kılmaktadır. Böylece ‘‘çok merkezli’’ bir şehir yapısı ortaya çıkmaktadır. Bu yapı

içinde şehir çekirdeği, yine ana merkez olmaktadır. Yerelleşme ekonomileri ve

ulaşım açısından sahip olduğu avantajlar, yer seçiminde şehir çekirdeğine olan talebi

maksimumlaştırırken, ulaşım masrafları da böylelikle azalmaktadır. Bu durum, şehir

içi alt merkezlere göre çekirdeğin belli bir üstünlüğe sahip olmasına neden

olmaktadır. Fakat çekirdeğin sahip olduğu bu üstünlük mutlak değildir; şehrin

büyüme sürecinde belli sınırlar ortaya çıkmaktadır.77

Yerelleşme ekonomileri, bir yandan işletmelerin ürünlerine olan talebi arttırarak

üretim ölçeğinin büyümesine yol açarken, diğer yandan üretim maliyetini etkileyerek

firma ölçeği üzerinde etkili olmaktadır. Bu bağlamda toplanma ekonomileri, ölçek

ekonomileri ile yakından ilişkili hale gelmektedir.78 Burada dışsal ekonomilerden,

üretici, tüketici ve kamusal birimlere sağlanan olumlu ve olumsuz etkiler

anlaşılmaktadır.

76 V. Henderson and A. Kuncoro; M. Turner, ‘‘Industrial Development in Cities’’, Journal of Political Economy, Vol: 103, No: 5, 1995, pp. 1067-1190. 77 Erkan, a.g.e., s. 44; Kıymalıoğlu ve Ayoğlu, a.g.e., s. 198- 209. 78 Erkan, a.g.e., s. 45; Ertürk, a.g.e., s. 60.

Page 61: 229471

46

1.3.5.2.1. Ölçeğe Göre Yerelleşme Ekonomileri

Ölçeğe göre yerelleşme ekonomileri üç ana gruba ayrılmaktadır. Bunlar, içsel

ekonomiler, dışsal ekonomiler ve kentleşme ekonomileridir. Đçsel ekonomiler, bir

üretim biriminin üretim tesis ölçeğinde meydana gelen değişmelerle ortaya çıkan

etkilerdir. Firmalar uzun dönemde değişen piyasa koşullarına göre, üretim tesis

ölçeğinde gerekli değişiklikleri yapabilme olanağına sahiptirler. Üretim tesis

ölçeğindeki firmalarca gerçekleştirilen değişimler, üretime farklı oranlarda

yansımaktadır. Eğer üretim tesis ölçeğindeki artış oranı, getirideki artış oranından

küçük ise, ‘‘ölçeğe göre artan getiri’’, aksi durumda, ‘‘ölçeğe göre azalan getiri’’ hali

söz konusudur. Bir firmanın ölçeğe göre getiri durumu, o firmanın maliyet

koşullarını belirlemektedir. Ölçeğe göre artan getiri, ortalama maliyette azalmaya,

azalan getiri ortalama maliyette artışa, sabit getiri ise ortalama maliyetin aynı

kalmasına yol açmaktadır.

Đçsel ekonomiler, olumlu ve olumsuz içsel ekonomiler olmak üzere ikiye

ayrılmaktadır. Olumlu içsel ekonomiler, üretim maliyetinde azalmalara yol açarken,

olumsuz içsel ekonomiler üretim maliyetlerinde artışa yol açmaktadır.79 Olumlu içsel

ekonomiler, genellikle firma içinde işbölümü ve uzmanlaşma artışından ortaya

çıkmaktadır. Ancak firma ölçeğinin optimalden daha fazla büyümesi, yönetim

güçlükleri, vb. olumsuzluklara yol açmaktadır. Đçsel ekonomilerin kentlerin gelişmesi

ile doğrudan bir ilişkisi bulunmamakla birlikte, kentlerin yarattığı istihdam olanakları

noktasında bir ilişkiden söz edilebilmektedir.

Dışsal ekonomiler firmaların birbirleriyle olan ilişkilerinden ortaya çıkan

etkilerdir. Bu etkiler, endüstri ölçeğinin büyümesi nedeniyle olumlu olabileceği gibi,

olumsuz da olabilmektedir.80 Olumlu dışsal ekonomiler, firmanın üretim

maliyetlerinde azalmaya yol açarken, olumsuz dışsal ekonomiler üretim

maliyetlerinde artışa neden olmaktadır.

79 Ertürk, a.g.e., s. 61. 80 Kartal, Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye'de Kentlileşme, a.g.e., s. 35.

Page 62: 229471

47

Olumsuz dışsal ekonomiler, işletmelerin belirli bir alanda aşırı yoğunlaşması

sonucu, birbirlerine zarar vermeleriyle oluşabilmektedir. Ulaşım, haberleşme,

elektrik enerjisi, su, kanalizasyon vb. altyapı hizmetlerinin yetersizliği, olumsuz

dışsal ekonomilerin oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır.81 Kent bölgelerinde

aşırı yoğunlaşma, arazi fiyatlarında artış, ücret artışı, altyapı yetersizliği, trafik

tıkanıklığı gibi olumsuz dışsal ekonomilere neden olabilmektedir. Bu tür

ekonomilerin ortaya çıkışı kent bölgelerinin çekiciliğini azaltırken, kentleşme

ekonomilerinin sınırlarını belirlemektedir. Bir kent bölgesinde bu tür olumsuz

kentleşme ekonomilerinin ortaya çıkması, toplanmanın alt merkezlere yönelmesine

yol açmaktadır.

Olumlu dışsal ekonomiler, diğer firmaların etkinliklerinden ve kamusal

etkinlikten sağlanan dışsal ekonomiler olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Satın

alınan yarı mamülden sağlanan dışsal ekonomiler, kalifiye eleman sağlama

kolaylıkları, pazarlama avantajları diğer firmaların etkinliğinden sağlanan dışsal

ekonomileri ifade ederken, altyapı hizmetleri, vergi ve teşvik önlemleri kamusal

etkinliklerden sağlanan dışsal ekonomileri oluşturmaktadır.82 Firmalar arası

ilişkilerden kaynaklanan dışsal ekonomilerin tipik bir örneği, endüstrinin genişlemesi

nedeniyle bir firmanın, malın belirli bir parçasının üretiminde uzmanlaşmasında

görülmektedir.

Sulama, kanalizasyon, posta, telekomünikasyon, doğal gaz, elektrik, demiryolu,

denizyolu ve hava yolu taşımacılığından oluşan hizmetler ancak belirli bir ölçekten

sonra karlı üretime izin verdiği için, ölçek ekonomilerini oluşturan bu hizmetler,

üretici birimlere bırakıldığında yüksek maliyetli olacağı için, kamu kesimi bu görevi

üstlendiğinde kamusal etkinlikten sağlanan dışsal ekonomiler ortaya çıkmaktadır.

Olumlu üretim dışsallıkları, pozitif üretim dışsallığı yaratan üretim faaliyetleri ve

pozitif tüketim dışsallığı yaratan üretim faaliyetleri şeklinde sınıflandırılır.83 Bir

81 Ertürk, a.g.e., ss. 60-65. 82 George J. Stigler, ‘‘The Division of Labor Is Limited by the Extent of the Market’’, Journal of Political Economy, Vol: 59, 1951, pp. 185-193. 83 http://idari.cu.edu.tr/igunes/kamu/dissal6.htm, Erişim: 18.05.2008.

Page 63: 229471

48

üreticinin üretiminin diğer üreticinin üretim fonksiyonuna bağımsız değişken olarak

girmedi ve olumlu etki yaratması durumunda ortaya çıkan dışsallık, birinci gruba

girmektedir. Örneğin, bakır kablolar yerine yoğun olarak kullanılan fiber optik

kablolar, üretim üzerinde pozitif etki gösterirler.84 Fiber optik kablo teknolojisindeki

gelişmeler sonucu, telefon, televizyon ve bilgisayar teknolojisi alanında kaydedilen

gelişmeler olumlu üretim faaliyeti dışsallığı olarak ele alınmaktadır. Pozitif tüketim

dışsallığı yaratan üretim dışsallıkları ise, bir üreticinin üretiminin bir tüketicinin

tüketim fonksiyonuna bağımsız değişken olarak girmesi ve olumlu etki yaratması

durumunda ortaya çıkan dışsallık türüdür. Üretici firmaların yeni teknoloji

kullanarak üretim faaliyetlerinde bulunmaları, ürün fiyatlarının düşmesi buna örnek

olarak gösterilebilir.

1.3.5.2.2. Yerelleşme Ekonomilerinin Sağladığı Dışsallıklar

Sektörel uzmanlaşmanın sonucu olarak ortaya çıkan yerelleşme ekonomileri,

sektörün büyüklüğü ile ölçülmektedir. Sektörün büyüklüğüne ve uzmanlaşma

derecesine göre, dışsal fayda sağlayan yerelleşme ekonomileri, yerel ve uzman

işgücü piyasası, sektörel girdi havuzu ve benzer teknoloji kullanımı olmak üzere üç

kategoride ele alınabilir.85 Aynı sektörde faaliyette bulunan işletmelerin

kümelenmesi, sektöre yönelik bilgi, beceri ve deneyim kazanmış bir işgücü

havuzunun oluşumunu sağlamakta ve mesleki bilgi ve beceri gerektiren hizmetlere

daha kolay erişebilme olanağı vermektedir. Söz konusu sektör ve alt sektörlere yerel

ve sektörel uzmanlaşmış işgücü sağlayan işgücü havuzu, özellikle üretim birimleri

açısından çok önemlidir.

Yerel üretim havuzu, bölgedeki üretim birimlerinde yetişmiş işgücü ve diğer

bölgelerden göç eden işgücü olmak üzere iki kaynaktan beslenmektedir.86 Aynı

sektörde faaliyette bulunan işletmelerin bir kümede yoğunlaşması, söz konusu

84 Erkan, a.g.e., s. 87. 85 Lee; Zang, a.g.e., 24. 86 Tilman Altenburg, How to Promote Clusters: Policy Experiences From Latin America, World Development, Vol: 27, No: 9, 1999, p. 1967.

Page 64: 229471

49

sektörün ihtiyacına yönelik işgücü havuzunun oluşumunu hızlandırmaktadır. Yerel

işgücü, sektörün ihtiyacına yönelik yetenekler kazanırken, işletmeler ortak hizmet içi

eğitim programları, meslek kursları düzenleyerek işgücünü geliştirmektedir. Aynı

zamanda sektörel yoğunlaşmaya bağlı olarak, devletin işgücü yetiştirme olanağının

artmasıyla, sektörün ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip işgücü teşvik edilmektedir.

Yerel uzmanlaşmış işgücü, hem işletme sahipleri, hem de çalışanlar açısından bir

üstünlük oluşturmaktadır. Đşletmeler için sürekli ve istikrarlı bir işgücü piyasasının

oluşumu, sektörün talebine uygun nitelikli işgücü arama ve bulma süresini

kısaltmakta, kolaylaştırmakta ve bu konudaki işlem maliyetlerini düşürmektedir.

Đşletmeler yerel uzmanlaşmış işgücü havuzu sayesinde, talebin değişken olduğu

durumlarda daha esnek bir istihdam politikası izleme olanağı bulmaktadır.87 Sürekli

ve istikrarlı bir istihdam kaynağı olarak çalışanlara, niteliklerine en uygun işte

çalışma olanağı sağlanmaktadır. En uygun iş ve işgücünün karşılaşması, verimlilik

artışı, yenilikler, teknolojik gelişme ve teknoloji üretiminin temel kaynağını

oluşturmaktadır.

Sektöre özgü girdi ve hizmet üretiminde uzmanlaşmış üreticilerin sektör

kümelenmesinde yerleşmesine bağlı olarak oluşan sektörel girdi ve hizmet havuzu,

yerel uzmanlaşmış işgücü havuzundakine benzer dışsallıklar sağlamaktadır. Sektör

kümelenmeleri, tek bir işletme talebinin yetersiz kalacağı durumlarda talep

oluşturarak, girdi ve hizmet üreticilerinin bu kümelenmeye yerleşmesini teşvik

etmektedir. Girdi ve hizmet üreticilerinin, üretici işletmelere yakın olması şu

kolaylıkları sağlamaktadır:88

i. Yerel girdi üreticileri, hızlı dağıtımı sağlayarak üretimi çabuklaştırmaktadır.

Aynı zamanda girdi tesliminin yönetilmesinde artan kontrol, malların teslim

süresini kısaltarak gecikmeleri önlemektedir.

87 Chiristopher Wheeler, ‘‘Search, Sorting and Urban Agglomeration’’, Journal of Labor Economics, Chicago, 2001, p. 885. 88 Saman Kelegama, Impediments to Promoting Backward Linkages From The Garment Industry in Sri Lanka, World Development, Vol: 27, No: 8, 2000, p. 1451.

Page 65: 229471

50

ii. En etkin üretim maliyetleriyle girdi satın alan işletmeler, düşük maliyet-

yüksek kalite ile üretim yapma olanağına kavuşmaktadır.

iii. Üreticiye, girdileri kısmi olarak veya taksitle satın alma olanağı sağlayarak,

ödeme sorunlarına bağlı üretim gecikmelerini önlemektedir.

iv. Üreticilere girdi örneklerini seçme zaman ve fırsatı vermektedir.

Đşletmelerde üretimin çabuklaşması, gecikmelerin önlenmesi ve buna bağlı

olarak mal teslim hızının kısalmasıyla ilgili görünen sektörel girdi ve hizmet havuzu,

özellikle hazır giyim, ayakkabı gibi rekabet gücünün tanımlanmasında teslim hızının

önemli olduğu sektörlerde, tam zamanında üretime olanak sağlamaktadır. Sektör

kümelenmesinde girdi piyasasında rekabet koşullarının varlığına bağlı olarak, elde

edilen düşük maliyetli ve kaliteli girdi, bölgesel verimlilik düzeyini yükseltmektedir.

Belli bir bölgede faaliyette bulunan işletmelerin teknoloji düzeyinin birbirine

yakın olması ve benzer teknoloji kullanımı, ihtiyaç duyulan teknolojinin bu bölgeye

getirilmesi ve geliştirilmesi gibi iki yönlü dışsallık oluşturmaktadır.89 Đşletmelerin

toplam teknoloji talebi, belirli bir eşik talep oluşturarak, sektörün ihtiyacına yönelik

uzman teknolojilerin bölgeye getirilmesinde mutlak bir üstünlük sağlarken, teknoloji

geliştirme konusunda dinamik üstünlükler ortaya çıkmaktadır. Teknoloji geliştirme

konusunda işletmeler arasında işbirliği oluşmakta ve teknoloji aynı sektördeki

işletmeler arasında daha hızlı yayılmaktadır.

Yerelleşme ekonomilerine bağlı olarak ortaya çıkan yerel uzmanlaşmış işgücü

havuzu, sektörel girdi ve hizmet havuzu ile benzer teknoloji kullanımı, sektörde

yoğunlaşma yaşanan bölgede faaliyette bulunan işletmelerin verimliliğini arttırarak

bölgesel rekabet gücünü geliştirmektedir. Üretim işletmelerinde, sektörün talebine

uygun nitelikli işgücünün istihdam edilmesi, verimlilik artışlarına temel

oluşturmaktadır. Yeniliklerin uygulanması, teknoloji geliştirme ve uygulama

açısından aktif bir unsur olan işgücünün uzmanlaşması, verimliliği arttırarak rekabet

89 Dorothy Mc Cormick, African Enterprise Clusters and Industrialization: Theory and Reality, World Development, Vol: 27, No: 9, 1998, p. 1553.

Page 66: 229471

51

gücünü geliştirmektedir.90 Sektörel girdi ve hizmet havuzunun oluşumuna bağlı

olarak kolayca ve etkin maliyetle elde edilen ara girdi kullanımı, işletmelerin rekabet

gücünü kalite ve hız yönünden etkilemektedir. Benzer faaliyet grubundaki

hizmetlerin belli bir alanda yoğunlaşması, uzmanlaşmış hukuk büroları, bilgisayar

programcıları gibi belirli konularda uzman danışmanlık hizmetlerine erişimi

kolaylaştırmaktadır. Nüfus ve ekonomik etkinliklerin belirli bir alanda toplanması,

işletmeler için şu faydaları sağlamaktadır:91

i. Yerel piyasa büyümektedir.

ii. Ulaşım olanakları gelişmektedir.

iii. Tamamlayıcı sektörler oluşmaktadır.

iv. Emek piyasası büyümektedir.

v. Finansal ve ticari kuruluşlar ile yardımcı hizmetlerde artış görülmektedir.

vi. Bilgi iletişimi kolaylaşmaktadır.

vii. Sosyal ortam gelişmektedir.

viii. Yenilik ve buluşlar artmaktadır.

Đşletmelerin kuruluş yeri ile nüfusun yerleşim yeri seçimleri, ekonomik

kalkınmanın alt süreçlerinden olan yerelleşme ekonomileri ve dışsal ekonomilere

bağlı olarak belirlenmektedir. Nüfus ve ekonomik faaliyetin gittikçe artan ölçüde

yerelleşmesi, alt ve üstyapı donatımlarının artan ölçüde yoğunlaşmasına yol

açmaktadır. Sistem, kümülatif olarak işlemekte ve şehrin yerelleşme potansiyeli,

onun cazibe ve çekim gücünü belirlemektedir. Yerelleşme ekonomileri ancak belli

bir seviyeye ulaştıktan sonra çevreye yayılma sürecine girmektedir. Yayılma

sürecinde, şehir ve bölgeler arasındaki mal ve faktör akımları hızlanmaktadır.92

Mekanların gelişme dereceleri arasındaki fark büyükse, gelişmiş olanı yerelleşme,

diğeri ise boşalma bölgesi olmaktadır. Yani, mal ve faktörler geri olan bölgeden

gelişmiş olana akmaktadır. Ancak bütünleşme sürecinin hızlanmasından sonra,

90 Gary Lechot, Interactions Between Urban Systems and Locational Productive System: An Approach to Endogenous Regional Development in Terms of Innovative Millieu, European Planning Studies, 1998, p. 19. 91 Altuğ, Kent Ekonomisinin Đlkeleri, a.g.e., s. 50-51; Ertürk, a.g.e., s. 70. 92 Erkan, a.g.e., s. 59.

Page 67: 229471

52

çevreye yayılma etkisi devreye girmektedir. Bu arada, fiyatlardaki farklılık, faktör

hareketlerinin temel belirleyeni olmaktadır.

Kalkınma sürecinin ileri aşamalarında, sosyo-ekonomik anlamda bir yoğunlaşma

ortaya çıkmaktadır. Süreç içinde yerelleşme merkezinin şehir içi ve şehirlerarası

altyapı donatımı, darboğaz oluşturmayacak bir yoğunluğa ulaşmakta; şehirlerarası

uzmanlaşma ve farklılaşma artmaktadır. Yayılma ve bütünleşmenin belli ölçülerde

tamamlanması, yerelleşme merkezi içinde ekonomik faaliyetin etkinliğini

arttırmaktadır.93 Yayılma aşamasında dinamik unsur, teknik yenilikler ve organize

bilgi aktarımıdır. Bu nedenle, eğitim-öğretim kalitesi ile araştırma ve geliştirme

faaliyetlerinin önemi artmaktadır. Yoğunlaşma, yerelleşme ekonomilerine yeni bir

boyut kazandırmaktadır. Aynı sektörde üretim yapan işletmelerin belli bir bölgede

toplanması, yerelleşme ekonomilerini şeklinde ifade edilirken; farklı alanlarda

üretim yapan firmaların belirli bir bölgede toplanması, kentleşme ekonomileri

şeklinde adlandırılmaktadır. Takip eden kısımda, üretici birimlerin kentsel alanda

toplanması sonucu ortaya çıkan dışsallıkların bir türü olan kentleşme ekonomileri

anlatılacaktır.

1.3.5.3. Kentleşme Ekonomileri

Đşletmelere en güçlü toplanma avantajını yerelleşme ekonomileri sağlamakla

birlikte, bir diğer standart toplanma ekonomisi biçimi kentleşme ekonomisidir.94

Yerel ekonomi veya nüfus ölçeğine bağlı olarak meydana gelen kentleşme

ekonomileri, farklı sektörlerde faaliyette bulunan işletmelerin birbirlerine yakın

olmaktan sağladıkları dışsallıklar olarak tanımlanmaktadır.95 Kentleşme

ekonomilerinin sağladığı dışsal faydalar, işletme ve sektöre dışsal olup, bölgeye içsel

niteliktedir. Daha kalabalık ve daha geniş bir ekonomik çevrede faaliyette

bulunmanın dışsal faydalarını ifade eden ve yerel ekonomideki tüm işletmeleri içeren

93 Erkan, a.g.e., s. 60. 94 Richardson, a.g.e., s. 42; Ertürk, a.g.e., s. 60. 95 Mustafa Dinç; Haynes Kingsley, Regional Efficiency in the Manufacturing Sector: Integrated Shift-Share and Data Envelopment Analysis, Economic Development Quarterly, Thousands Oak, 1999, p. 104.

Page 68: 229471

53

kentleşme ekonomileri, yerelleşme ekonomilerine benzer bir yapıda ortaya

çıkmaktadır.

Tüm sektörlerde istihdam edilebilecek temel ve genel bilgi, beceri, deneyim ve

yeteneklere sahip işgücünün oluşturduğu ortak işgücü havuzu, bölgedeki işletmelere

kent ekonomisinin büyüklüğüne bağlı olarak dışsal faydalar sağlamaktadır. Bu

dışsallıklar, belirli bir sektör veya kesime özgü olmayıp, tüm sektör ve kesimler için

geçerlidir.96 Örneğin, reklamcılık, sigorta ve danışmanlık hizmeti veren işletme

faaliyetlerinden tüm sektörlerdeki işletmeler faydalanabilmektedir. Đşgücü

piyasalarında çeşitlilik ve işletmelerin bu piyasalara kolay erişimi, genel girdi ve

hizmet havuzu, kamusal altyapı hizmetlerinin daha kolay elde edilmesi, kentleşme

ekonomilerine örnek gösterilebilir.

Yerel ekonomik faaliyetler, içinde bulundukları kentin ekonomik yapısına göre

biçimlenmektedir. Gelişmiş bir kent ekonomisi, yerelleşme ekonomilerini

güçlendirirken, kentleşme ekonomilerinin kaynağı belirli alanda uzmanlaşmanın

sağladığı yerelleşme ekonomileri olabilir.97 Kentlerin belirli özellikleri ile tanınması,

araştırma ve eğitim faaliyetleri, sanayi ve kültürel faaliyetler gibi belirli etkinliklerin

merkezi olma özelliği, kentte kurulan ticari fuarlar, sergiler, teknoparklar yerel

ekonomilere pazarlama ve tanıtım açısından önemli dışsal faydalar sağlamaktadır.98

Aynı şekilde, güçlü bir yerel ekonomi çevresinde kurulan kent, yerelleşme

ekonomilerine bağlı olarak hızla gelişebilmektedir. Bu durumda, kent

büyüklüğünden çok, ulaşım olanakları, sektörel ağlar, işletme yoğunluğu ve belli

ürünlerde uzmanlaşma derecesi önem kazanmaktadır.

Görüldüğü gibi yerelleşme ve kentleşme ekonomileri arasında güçlü bir

etkileşim bulunmaktadır. Ancak, sektörlerin niteliğine göre verimlilik artışlarının

kaynağı, yerelleşme ve kentleşme ekonomilerinden biri olabilir. Genel teknoloji

96 Nahit Bingöl, Đllerde Ekonomik Büyüme, Đmalat Sanayinde Yerelleşme ve Dışsal Ekonomiler (1980-1995), DPT Uzmanlık Tezleri, Yayın No: 2570, 2001, s. 19. 97 Ronald Moomaw, ‘‘Agglomeration Economies: Are They Exaggerated by Industrial Aggregation?’’, Regional Science and Urban Economics, 1997, p. 131. 98 Lechot, a.g.e., s. 21.

Page 69: 229471

54

kullanımının egemen olduğu bölgelerde kentleşme ekonomilerine bağlı dışsallıklar

verimlilik artışlarının temelini oluştururken, ileri teknoloji, uzman ve yetenekli

işgücü ve daha yoğun bilgi kullanımının söz konusu olduğu kümelerde yerelleşme

ekonomileri verimlilik artışlarının kaynağını oluşturmaktadır.99 Kentte faaliyette

bulunan sektörlerin ürün yaşam eğrilerine göre durumu, rekabet gücü açısından

yerelleşme ve kentleşme ekonomilerinin önemini değiştirmektedir. Hazırlık

aşamasında, yerelleşme ekonomilerine bağlı olarak ileri derecede uzmanlaşmış

işgücünün ortaya çıkarttığı verimlilik artışları ile gelişen rekabet gücü, yerini

olgunlaşma döneminde maliyet üstünlüğüne dayalı rekabet gücüne bırakmaktadır.

Maliyet üstünlüğü, olgunlaşma döneminde kentleşme ekonomilerinin etkili olduğu

genel nitelikli işgücü kullanımına bağlı olarak verimliliği arttırmaktadır. Gerileme

döneminde üretimin genelleşmesine bağlı olarak, kentleşme ekonomilerinin önemi

azalırken, yeni bir ürün ve üretim yöntemi için uzmanlaşma faaliyetlerine bağlı

olarak yerelleşme ekonomileri tekrar önem kazanmaktadır. Kentleşme

ekonomilerinin işletmeler için sağladığı avantajlar şunlardır:

i. Toplanma ile büyük bir piyasa oluşmaktadır.

ii. Emek piyasası gelişmektedir.

iii. Ticari ve finans kurumları ile daha ucuz sermaye temin edilebilmektedir.

iv. Ulaşım kolaylaşmaktadır.

v. Muhasebe, danışmanlık ve reklam şirketleri gibi, uzmanlaşmış hizmet

birimlerinden yararlanabilme olanakları kolaylaşmaktadır.

vi. Boş zamanları değerlendirebilmek için, sosyal ve kültürel etkinliklerin sayısı

artmaktadır.

vii. Kamu hizmetlerinde ölçek ekonomileri ortaya çıkmaktadır.

viii. Enerji maliyetlerinde azalma görülmektedir.

99 Moomaw, a.g.e., p. 129.

Page 70: 229471

II. BÖLÜM: YAPISAL DEĞĐŞĐMĐN KENTLEŞME SONUÇLARI: Dünya ve Türkiye Deneyimi Işığında Kocaeli

Kentleşme süreci, ülkelerin yapısal özelliklerine ve kalkınma düzeylerine bağlı

olarak farklı şekillerde görülmektedir. Kalkınmanın belirleyicilerinden olan

kentleşme olgusunu daha iyi anlayabilmek için, dünyada ve Türkiye’de üretim,

istihdam ve dış ticaret alanında yaşanan yapısal dönüşüm irdelenmeli, kentleşmenin

dünya deneyimi ve Türkiye’de yaşanan kentleşmenin niteliği, bu değerlendirmeler

ışığında yorumlanmalıdır.

2.1. Dünya Ekonomisinde Yapısal Dönüşüm ve Kentleşme

Dünya mal ve hizmet üretimi, 1980’de 11,7 trilyon dolar iken, 2006’da 48

trilyon dolara yükselmiştir. Böylece 1990 yılında % 2,9 oranında büyüme kaydeden

dünya GSMH’si, 2006 yılında % 5,4 oranında artmıştır. 1990-2000 döneminde

dünya ekonomisinin ortalama büyüme hızı % 3,3 iken, 2000-2006 dönemi dünya

ekonomisi büyüme oranı yıllık ortalama % 4,1 olarak gerçekleşmiştir. Dünyadaki

mal ve hizmet üretimi, ağırlıklı olarak gelişmiş ülkeler tarafından yapılmaktadır.

Gelişmekte olan ülkeler, dünya mal ve hizmet üretiminin sadece yaklaşık % 25’ini

sağlamaktadır.

Tablo-1: Belli Başlı Ekonomilerde GSMH ve Değişimi (1980-2006)

1980 1990 2000 2006 Ülke

Grupları GSMH (Milyar Dolar)

GSMH Artışı

%

GSMH (Milyar Dolar)

GSMH Artışı

%

GSMH (Milyar Dolar)

GSMH Artışı %

GSMH (Milyar Dolar)

GSMH Artışı

%

Dünya 11.775 2,1 22.797 2,9 31.759 4,8 48.144 5,4

Gelişmiş Ülkeler

8.153 0,9 17.629 3,1 25.407 4 35.827 3,1

Gelişmekte Olan

Ülkeler 3.621 4 5.167 2,8 6.351 6 12.317 7,9

Yeni Sanayileşen

Asya Ülkeleri

146 3,7 542 7,4 1.094 7,9 1.565 5,3

Page 71: 229471

56

Kaynak: IMF, World Economic Outlook 2008, World Economic and Financial Surveys Publications, U.S.A., 2008, p. 240-245. Gelişmekte olan ülkeler, 1990-2000 döneminde yıllık ortalama % 3,07 büyüme

kaydederken, gelişmiş ülkeler % 4,48; 2000-2006 döneminde ise gelişmiş ülkeler,

yıllık ortalama % 2.9, gelişmekte olan ülkeler ise % 7.5 oranında büyümüştür. 2000-

2006 döneminde dünya ekonomisinin hızlı büyümesinde, gelişmekte olan ülkelerdeki

hızlı büyüme süreci etkilidir. En hızlı büyüyen gelişmekte olan ülkeler % 10.7 ile

Çin, % 9.2 ile Hindistan olurken, gelişmiş ülkelerde en hızlı büyüyen ülkeler % 4.1

ile Kanada, % 3.7 ile Đspanya ve % 3.2 ile ABD olmuştur.

1990 yılından sonra, Güney Doğu Asya, Kuzey Afrika ülkeleri ile Türkiye’nin

de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkeler, dünya ortalamasının üzerinde

büyümüştür. Asya bölgesinde özellikle Çin, gerçekleştirdiği hızlı ekonomik büyüme

ile dünya ticaret hacmini ve yönünü büyük oranda etkilemiştir. Güney Amerika

ülkelerinden Brezilya, Arjantin ve Meksika da benzer bir büyüme performansı

kaydetmiştir. Eski Doğu Bloğu ülkelerinden Polonya ve Macaristan ise AB’ye üyelik

müzakereleri ile ekonomik yapılarını iyileştirmişler ve hızlı büyüme oranına

ulaşmışlardır. 100

Tablo-2: Bazı Ülke Gruplarının Dünya GSMH’deki Payları (1980-2006, %)

1980 1990 2000 2006 Gelişmiş Ülkeler 69,2 77,3 80 74,4 G-7 Ülkeleri 56,3 62,9 66,1 58,6 Gelişmekte Olan Ülkeler 30,8 22,7 20 25,6 Yeni Sanayileşen Asya Ülkeleri 1,24 2,4 3,4 3,3

Kaynak: IMF, World Economic Outlook 2008, a.g.e., p. 240-245.

Gelişmekte olan ülkelerin kaydettiği güçlü büyüme, dünya GSMH’si içindeki

paylarının artmasına yol açmıştır. 1990 yılında gelişmiş ülkelerin global GSMH

içindeki payı % 77.3 iken, 2006 yılında bu pay % 74.4’e gerilemiştir. Buna karşılık

100 Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı Sektör Araştırmaları, Küreselleşme Sürecinde Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Sektörel Yapıdaki Dönüşüm Üzerine Bir Đnceleme, Ankara, 2007, s. 10.

Page 72: 229471

57

aynı dönemde, gelişmekte olan ülkelerin global GSMH içindeki payı, gelişmiş

ülkelere yönelik ticaretin olumlu etkisiyle % 22.7’den % 25,6’ya yükselmiştir.

2.1.1. Sektörel Yapı

Tarımın dünya GSMH’sindeki payı, 1980’lerde % 7 iken, 2004 yılında % 4’e

düşmüş; sanayinin payı % 38’den % 28’e gerilerken, hizmetlerin payı % 56’dan %

68’e yükselmiştir. Gelişmiş ülkelerde tarımın payı 2004 yılı ve sonrasında % 5’in

altında seyrederken, sanayinin payı % 20’lerde, hizmetlerin payı ise % 70’ler

düzeyindedir. Gelişmekte olan ülkelerde tarımın payı % 15 ila % 20 aralığında

seyrederken, hizmetlerin payı % 60’ların altına inmektedir. Az gelişmiş ülkelerde ise

tarımın payı % 20’lerin üzerine çıkarken, hizmetlerin payı % 50’lere inmektedir.

Dünya GSMH’si içinde sektör paylarının gelişimine bakıldığında, hizmet

sektörünün dünyada artan payı dikkat çekmektedir. Özellikle yapısal değişimin

sanayiden hizmetlere kaydığı gelişmiş ülkelerde bu eğilim daha belirgindir. Bu

durum ülke ekonomisinin gelişmişlik düzeyi arttıkça, hizmetler sektörünün payının

yükselmesi, buna karşılık tarımın ve sanayinin payının azalması ile açıklanmaktadır.

Bu doğrultuda imalat sanayinden hizmet sektörüne geçiş eğilimi, özellikle

sanayileşmesini tamamlamış, gelişmiş ülkelerde daha belirgin bir şekilde

görülmektedir.

Tablo-3: Dünya GSMH’nin Ülkeler Bazında Sektörel Dağılımı (1980-2004, %)

SEKTÖRLER

Tarım % Sanayi % Hizmet % Bölgeler

1980 1990 2004 1980 1990 2004 1980 1990 2004

Dünya 7 6 4 38 33 28 56 61 68

ABD 14 2 1 34 28 22 53 70 77 Euro Bölgesi 4 4 2 37 33 27 59 63 71

Japonya 4 3 1 42 39 31 54 58 68

Polonya … 8 3 … 50 33 … 42 64

Macaristan 19 15 3 47 39 31 34 46 66

Türkiye 26 18 13 22 30 22 51 52 65

Çin 30 27 13 49 42 46 21 31 41

Kore 15 9 4 40 42 41 45 50 56

Hindistan 38 31 21 26 28 27 36 42 54

Brezilya 11 8 10 44 39 38 45 53 52 Kaynak: The World Bank, World Development Indicators 2006, http://devdata.worldbank.org/wdi2006/contents/Section4.htm Erişim: 22.05.2008.

Page 73: 229471

58

2.1.2. Đstihdam

1990’lardan sonra dünya GSMH’sinde sektörel yapıda gözlenen değişimler,

global istihdam yapısını da etkilemiştir. Bazı geleneksel imalat sanayi ürünleri

ihracatında rekabet gücünün azalması, ekonomik kalkınma stratejilerinin hizmetler

sektörüne yönelmesine neden olmuştur. Bu doğrultuda 1990’lardan sonra

teknolojinin gelişimi ile birlikte toplam istihdam içinde tarım ve imalat sanayinin

payı gerilerken, hizmet sektörünün payı artmaya başlamıştır. 1996-2006 döneminde

küresel istihdam içerisinde hizmet sektörünün payı % 35,5’den % 40’a yükselmiş ve

% 43,1’den % 38,7’ye gerileyen tarımın küresel istihdamdan aldığı payı geçmiştir.

Sanayi sektörü istihdamı ise % 21,3 olarak gerçekleşmiş ve bu pay, 1996 yılına göre

değişim göstermemiştir.

Tablo-4: Đstihdamın Sektörel Dağılımı (1996-2006, %)

Tarım Sanayi Hizmet Bölgeler 1996 2006 1996 2006 1996 2006

Dünya 43,1 38,7 21,4 21,3 35,5 40 Gelişmiş Ülkeler ve AB 5,2 3,2 28,5 24,2 66,4 72,7 Gelişmekte Olan Ülkeler, Güney Doğu Asya ve Pasifik 51 47 16,4 17,8 32,7 35,2 Latin Amerika 23,2 18,8 20,3 19,8 56,5 61,4 Az Gelişmiş Ülkeler 29,7 29,7 21,7 22,9 48,6 47,4

Kaynak: http://www.ilo.org/public/english/employment/strat/download/getb07en.pdf Erişim: 22.05.2008.

Gelişmiş ülkelerde hizmet sektöründe çalışanların toplam istihdamdaki payı, %

70 düzeyindedir. Amerika’da çalışanların üçte ikisinden fazlası hizmet sektöründe

istihdam edilmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde bu oran, % 30 - % 60 arasındadır.

Diğer taraftan, tarımdan sanayiye geçiş yaşamasına karşın, sanayileşme sürecini

tamamlayamayan ve dünya nüfusunun % 60’ından fazlasının yaşadığı Doğu Asya,

Güney Asya ve Afrika’da istihdam, daha çok tarım ağırlıklı olmaya devam

etmektedir. 2006 yılı itibariyle tarım sektörü, dünyada toplam istihdamın % 40’ını

oluşturmaktadır. Sanayi sektörünün istihdamdaki payı, 1996-2006 döneminde, yeni

sanayileşen Güneydoğu Asya ve Pasifik ile az gelişmiş ülkelerde artmakla birlikte,

gelişmiş ülkelerde ve AB’de azalmıştır. Bu da istihdam fırsatları yaratması

Page 74: 229471

59

bakımından, sanayi sektörünün öneminin görece azaldığını göstermektedir.

Teknolojik gelişmeler ve üretim sürecinde bilginin artan önemi ile birlikte istihdam

niteliğinde meydana gelen değişimler, değişen teknolojiye ve üretim sistemlerine

adapte olamayan işgücünün işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmasına neden

olmaktadır.

2.1.3. Dış Ticaret

Dünya ekonomisinde zaman içindeki en büyük değişim, ülkeler bazında giderek

artan dışa açıklığın bir sonucu olarak, uluslararası ticaretteki artışta görülmektedir.

Gelişmiş ülkelerde GSYĐH içinde dış ticaretin payı, ciddi bir şekilde değişmemesine

karşın, gelişmekte olan ülkelerin GSYĐH’sinde dış ticaretin payı 1980’lerde % 30

civarındayken 2000’li yıllarda % 60 - % 70 aralığına yükselmiştir. 1990 yılında

Doğu Asya, Pasifik ve Latin Amerika gibi gelişmekte olan ülkelerin yoğun olduğu

bölgelerin, dünya ihracatındaki payı % 4 civarındayken, 2005 yılından sonra bu pay,

% 10 seviyesine yükselmiştir. Uluslararası ticaretin GSYĐH’deki payı, en çok

gelişmekte olan Asya ülkelerinde yükselmiştir. 2000 yılında Çin’de dış ticaretin

GSYĐH’deki payı % 44,4 iken 2005 yılında bu pay % 70,9’a yükselmiştir. Bir başka

doğu Asya ülkesi olan Kore’de dış ticaretin GSYĐH’deki payı, 2000 yılında % 65

iken 2005 yılında % 81,6 olmuştur. Güneydoğu Asya ülkelerinde özellikle

Tayland’daki dış ticaret artışı, daha da dikkat çekicidir. Aynı yıllar itibariyle

Tayland’da dış ticaretin GSYĐH’deki payı, % 130,4’den % 163,6’ya yükselmiştir.101

Đhracat açısından yaşanan gelişmeler incelendiğinde, 2000 yılından sonra

gelişmiş ülkelerin dünya ihracatındaki payının azaldığı, buna karşılık gelişmekte olan

ülkelerin payının arttığı görülmektedir. 2000 yılında ABD’nin dünya ihracatındaki

payı % 13,3 iken, 2005 yılında bu pay % 9,8’e ve aynı dönemde Japonya’nın payı %

6,9’dan % 5,5’e gerilemiştir. 2000 yılından sonra dünyanın üretim ve ihracat

merkezine dönüşen Çin’in dünya ihracatındaki payı, % 3,5’den % 6,5’e yükselirken,

Hindistan’ın payı % 0,7’den % 1,2’ye çıkmıştır. Tayland ve Kore gibi ülkeler,

mevcut ihracat yapılarını korumuşlardır.

101

http://www.wto.org/english/res_e/booksp_e/anrep_e/trade_profiles07_e.pdf Erişim: 22.05.2008.

Page 75: 229471

60

Tablo-5: Ülkeler Bazında Đhracatın Dünya Đhracatı Đçindeki Payları (1995-2005, %) Ülkeler 1995 2000 2005

ABD 12,3 13,3 9,8 Almanya 9,4 7,9 8,7 Fransa 6,1 5,1 4,5 Đngiltere 4,9 5,1 4,4

Gel

işm

Ülk

eler

Japonya 8,1 6,9 5,5 Çin 2,6 3,5 6,5 Hindistan 0,6 0,7 1,2 Tayland 1,1 1 1 Kore 2,3 2,5 2,6 Brezilya 0,8 0,8 1

Gel

işm

ekte

Ola

n Ü

lkel

er

Türkiye 0,6 0,6 0,8 Kaynak: http://www.wto.org/english/res_e/booksp_e/anrep_e/trade_profiles07_e.pdf Erişim: 22.05.2008.

1980 ve 1990’larda gelişmiş ülkelerin ihracat büyüme oranları, ithalat büyüme

oranlarını takip etmiş, ancak 2000 yılından sonra ithalat ile ihracat arasındaki fark

ABD ve Japonya’da açılmaya başlamıştır. Aynı dönemlerde ihracattaki gelişmeler

incelendiğinde, ABD’de ihracatın 1990’lı yıllardan sonra azalmaya başladığı, benzer

bir durumun Japonya’da da yaşandığı görülmüştür. Gelişmekte olan ülkelerde

1980’lerden sonraki dönemde mal ihracatının mal ithalatından hızlı büyüdüğü

gözlemlenirken, özellikle yeni gelişen Asya ülkelerinde yaşanan ihracat artışı dikkat

çekicidir.102

1980’ler sonrası gelişmekte olan ülkelerdeki dışa açılma süreçleri, ticaretin ve

sermaye hareketlerinin finansal liberalizasyon ile birlikte serbestleşmesine

dayanmıştır. Bu dönüşüm, bu ülkelerdeki büyüme dinamiklerini gittikçe artan bir

oranda “dışa bağımlı” hale getirmiştir. Đhracata dayalı büyüme stratejileri, gelişmekte

olan ülkeleri belirli sektörlerde uzmanlaşmaya iterken, düşük yatırım oranı ve düşük

teknolojiye sahip ülkeler en ucuza üretebildikleri ve rekabet edebildikleri mallarda

yoğunlaşmışlardır.

Zaman içinde gelişmekte olan ülkelerin basit ürün ihracatına olan

bağımlılıklarından kurtulup, teknolojik ürünleri ihraç etmeye başlamaları uluslararası

102 http://www.wto.org/english/res_e/booksp_e/anrep_e/trade_profiles07_e.pdf Erişim: 22.05.2008.

Page 76: 229471

61

ticarete katılım hızını ve içeriğini değiştirmiş ve böylece söz konusu ülkelerin

büyümelerini artırarak, sanayileşmiş ülkeleri yakalamalarını sağlamıştır. Bugün

gelişmekte olan ülkeler, dünya ticaretinin yaklaşık üçte birini gerçekleştirmekle

birlikte, 1980’lerden itibaren elektronik ve elektrikli ürünler gibi teknoloji yoğun

sanayi ürünlerinin ihracatını da gerçekleştirmektedirler.

2.1.4. Kentleşmede Dünya Deneyimi Đnsanoğlunun yerleşik hayata ilk geçişi ile birlikte medeniyetin başladığı kabul

edilmektedir. Önceleri küçük birimler halinde yaşayan insanlar, zamanla büyük

topluluklar meydana getirerek kentleri oluşturmuşlardır.103 Kentler ilk ortaya

çıktıkları tarihten itibaren büyük bir değişim geçirmişlerdir. Bu tarihsel gelişim

süreci içinde kentler, site, polis, komün ve kent devletleri gibi adlar alırken, kent

kavramı ile beraber uygarlık da büyük bir dönüşüm yaşamıştır.

Kentlerin ortaya çıkışı konusunda farklı görüşler vardır. Egemen görüş, şehir

uygarlığının Akdeniz-Ortadoğu havzasında, maden bilgisinin gelişmesi ve bazı

coğrafi, ekonomik ve kültürel şartların bir araya gelmesi ile doğduğu ve şehir

yönetimlerinin ilk örneklerinin bu bölgede görüldüğü şeklindedir.104 Özellikle

ilkçağların Mısır ve Mezopotamya bölgesinde kurulan şehirlerin idari-ekonomik

yapısı, uygarlık tarihinde en önemli aşama olarak görülmektedir.105 Sjöberg’e göre,

ilk kent yerleşimlerinin görüldüğü yerler Mezopotamya ve Meso-Amerika’da, önce

M.Ö. 3500-4000 yılları arası Mezopotamya’da, sonra Mısır’da ve sonra da Çin’de

ortaya çıkmıştır.106 Đlk kent yerleşimlerinin farklı bölgelerde ortaya çıkmasının

sebebi, elverişli kültür, ekonomi ve uygun çevre şartlarıdır.107

103 Yusuf Pustu, ‘‘Küreselleşme Sürecinde Kent, Antik Site’den Dünya Kentine’’, Sayıştay Dergisi, Sayı: 60, 2006, ss. 129-151. 104 Ayla Yörükan, Şehir Sosyolojisinin ve Đnsan Ekolojisinin Teorik Temelleri, Nobel Yayınları, Ankara, 2006, s. 33. 105 Đlber Ortaylı, Tanzimat’tan Cumhuriyete Yerel Yönetim Geleneği, Hil Yayınları, Đstanbul, 1985, s. 9. 106 Gioden Sjöberg, The Preindustrial City-Past And Present, The Free Press, New York, 1965, s. 24 -26. 107 Eyüp Đsbir, Şehirleşme ve Meseleleri, Ocak Yayınları, Ankara, 1986, s. 9.

Page 77: 229471

62

2.1.4.1. Endüstri Toplumunun Oluşum Süreci ve Bu Sürece Etki Eden Faktörler Nüfus artışı, iktisadi gelişme ve sanayileşmeye iki yönde etkilidir. Nüfustaki

artış, ucuz ve gerekli işgücünü sağlaması açısından sanayileşmeye olumlu yönde etki

eder. Buna karşın nüfus artışı, milli gelir artış hızından büyükse sanayileşmeye etkisi

olumsuz olur. Batı sanayileşme sürecinde, nüfus artış hızı oldukça yüksek

seyretmiştir. Bu bağlamda, sanayileşme ile nüfus artışı arasında pozitif korelasyon

olduğu söylenebilir.108 Avrupa’da sanayileşme süreçlerinin yaşandığı 19 ve 20.

yüzyıllar arasındaki nüfus tahminleri ve sayım sonuçları aşağıdaki gibidir.

Tablo-6: Avrupa’da Nüfus

Yıl

Avrupa

Nüfusu

Nüfus

Artışı %

1750 140.000.000 …

1800 188.000.000 36

1850 266.000.000 40

1900 401.000.000 50

1939 540.000.000 35

Kaynak: Herbert Heaton (Tarihsiz), Avrupa Đktisat Tarihi, Cilt II, (çev.) M. Ali Kılıçbay ve Osman Aydoğuş, Verso Yayıncılık, Ankara, s. 2.

Avrupa, 1939 yılında, 1750 yılına göre dört kat fazla nüfusa sahiptir. Bu nüfus

artışının nedenleri tıbbi ve ekonomiktir. Bölgede geçimlik imkanları, yiyecek, giyim,

barınak ve diğer ihtiyaç maddeleri cinsinden artış göstermiş ve insan ömrü nispeten

uzamıştır. Batı iktisadi kalkınma sürecinde, nüfusun yalnızca miktarı değil, yapısı da

değişmiştir. Nitekim, kent nüfusu, kır nüfusu aleyhine yükselmiştir. Fransız ihtilali

sonucu yapılan liberalist toprak reformu ve köylülerin kurtarılması kanunu, serfin

efendi ve toprağa bağımlılığını ortadan kaldırmıştır. Malikanelerden ayrılan serfler,

kentlere göç etmiştir. Nitekim, 19. yüzyılda sanayileşmiş kentler yaklaşık 6-10 kat

artmıştır.

108 Orhan Türkdoğan, Endüstri Sosyolojisi, Türkiye'nin Endüstrileşmesi: Dün - Bügün - Yarın, Töre Devlet Yayınevi, Ankara, 1981, s. 145.

Page 78: 229471

63

10 ve 12. yüzyıllarda Avrupa’da kentlerin doğuşu, Batı tarihinde ciddi bir

dönüşüm noktası oluşturmuştur. Bu dönemde hem pek çok yeni kent doğmuş, hem

de mevcutları büyümüştür. Kentlerde ki hareketlilik, buralara gezginci tüccar ve

serbest meslek sahiplerinin yerleşmesi ile başlamıştır.109 Orta Çağ'da kentlerin

gelişimi, pazarların ve ticari ilişkilerin gelişmesini sağlamıştır. Ticaretin gelişmesi

zenginliği; zenginlik, kent hayatını cazipleştirmiş; hayat şartlarının iyileşmesi ise,

kent nüfusunu artırmıştır.110

Kentler, genellikle demir ve kömür madenlerinin çıkarılıp işlendiği bölgelerde

yoğunlaşmıştır. Avrupa'da maden kuşağı alanlarından en önemli olanları Ruhr vadisi,

Saksonya ve Silezya'dır. Avrupa'da endüstrinin ağırlıkta olduğu bölgelerin, tarımsal

faaliyetin ağırlıkta olduğu bölgelerden en belirgin farkı, kentleşmedir. En erken

endüstrileşmiş ülkelerde, örneğin Belçika ve Đngiltere gibi ülkelerde, 1939 nüfusu ile

mil kâreye 700 kişi düşmektedir. 1920'de kentsel nüfus Almanya'da % 60'a, Đngiltere

ile Galler'de % 80'e ulaşmıştır. Tarımla uğraşan nüfus, toplam ücretli işçilerin üçte

birini veya dörtte biri oranına gerilemiş ve Đngiltere'de bu oran % 10’un altına

düşmüştü; buna karşılık maden ve imalât sektörlerinde çalışan nüfus toplam nüfusun

% 40’ına ulaşmaktaydı ve çok sayıda serbest meslek erbabı ve görevlisi vardı.111

Kentleşmenin etkisi kendisini her alanda göstermiştir. XII. yüzyıldan XVI. yüzyıla,

merkezi monarşilerin bütünüyle ortaya çıkmasına kadar geçen sürede, Avrupa kent

devletleri gelişmekte olan merkantilist ticaretin ana merkezleri olmuştur.

Kentlerin nitelik ve nicelik olarak çoğalması, aynı zamanda geleneksellik ve

feodal kültürün yerine, burjuva değerlerinin ikame sürecini başlatmış ve kentler,

kendine özgü değerler sistemi geliştirmişlerdir. Burjuvalar ekonomik, siyasal,

bilimsel ve dinsel alanda yepyeni gelişmelere imza atmışlardır.112 Sonuç olarak, yeni

109 Fernand Braudel, Maddi Medeniyet ve Kapitalizm, (Çev.) Mustafa Özel, Ağaç Yayınları, Đstanbul, 1991, s. 166-167. 110 Nathan Rosenberg ve L. E. Birdzell, Batı Nasıl Zengin Oldu, (Çev.) Erdal Güven, Form Yayınları, Đstanbul, 1992, s. 99-101. 111 Herbert Heaton (Tarihsiz), Avrupa Đktisat Tarihi, Cilt II, (Çev.) M. Ali Kılıçbay ve Osman Aydoğuş, Verso Yayıncılık, Ankara, s. 3; Türkdoğan, a.g.e., s. 145. 112 Braudel, a.g.e., s. 170.

Page 79: 229471

64

kentli sınıfının ortaya çıkmasıyla, yönetim tipinde, üretim ve bölüşüm ilişkilerinde,

toplumsal ilişkilerde, özetle ekonomik ve sosyal hayatın tüm yönlerinde ciddi

değişmeler gerçekleşmiş ve Endüstri Toplumu’nun temeli atılmıştır. Kentleşmenin

dünya deneyimini anlayabilmek için, endüstri toplumlarının oluşumunda etkili olan

faktörleri bilmek yol gösterici olacaktır.

i. Fransız Đhtilali

Fransız ihtilali sonrası malikane sisteminin çözülmesiyle "açık tarla" sisteminden

"çitleme" sistemine geçilmiştir. Bu süreçte, senyörlerin bir kısmı iflas edip şatolarına

çekilmiş (genelde Fransa’da), diğer kısmı ise (Hollanda ve Đngiltere'de) köylülerin

tarla, mera ve çayırlarını da ilave ettikleri rezerv topraklarının etrafını çitlerle

çevirerek yeni şartlara ayak uydurmuşlardı. Đkinci durumdaki senyörler, eski

konumlarının aksine piyasaya mal sağlayan birer girişimci olmuşlardır.113 Neticede,

senyörlerin bu dönüşümü iktisadi gelişme ve endüstrileşme sürecine önemli katkıda

bulunmuştur.

ii. Tarımda Teknoloji Kullanımında Artış

Tarımdaki değişmelerin bir diğer şekli, burjuvaların toprak satın almasıdır.

Ayrıca burjuvalar, bataklıkları kanallar açmak suretiyle kurutup yeni topraklar

açmışlardır. Elde ettikleri bu arazilerde, gerek besihaneler yaparak gerekse ticari

ürünlerde uzmanlaşarak tarımsal gelişmede de öncülük etmişlerdir. Daha önce

nadasa bırakılan toprakların rotasyon sistemleriyle bir taraftan verimliliği artırılmış,

diğer taraftan da ürün çeşidi geliştirilmiştir. 17. yüzyılın ikinci yarısında, bütün bu

teknikler Hollanda'dan Đngiltere'ye aktarılmıştır. Tarımdaki gelişmeler giderek,

bilimsel temele dayanmış, tarımda geleneksel sistem terk edilmiştir.114 Avrupa, XV.

yüzyılın sonlarında, teknoloji alanında klâsik dünyayı geride bırakmış ve kendi

medeniyetinin özel simgesi olan mekanik yaratıcılığını ortaya koymağa başlamıştır.

Batı'daki teknolojik gelişmenin özgün niteliği teknolojinin mekanik yönüne verilen

113 Rosenberg ve Birdzell, a.g.e., s. 103. 114 Braudel, a.g.e., s. 173.

Page 80: 229471

65

önemdir.115 Endüstriyel teknolojideki değişmeler, madencilik, metalurji ve tekstil

üretimini büyük ölçüde değiştirmiştir. Đmalâtın motoru olan kömür üretimi artıp ve

kok kömürünün kullanılması ile demir daha ucuz elde edilmeye başlanmıştır.

Mekanik teknolojide su gücü yerine buhar gücünden yararlanılması, hem üretim

maliyetlerini düşürmüş hem de üretimin miktarını ve özellikle de tekstil üretimini

arttırmıştır.116

iii. Sanayi Tesislerinin Kurulması

17. yüzyıl boyunca Hollanda endüstrileşmede öncü durumundadır. XVIII.

yüzyılda ise Đngiltere öne geçmiştir. Başta Đngiltere olmak üzere, Avrupa'nın hızla

endüstrileşmesine neden olan teknolojik yenilikler, tekstil, metalürji (madencilik-

maden işleme) ve makine endüstrisinde meydana gelmiştir.117 Đlk gerçek fabrika

1719'da kurulan bir ipek fabrikasıdır. Yine 1739 yılında yün fabrikası kurulmuştur.

Sonra, sistematik olarak gelişme gösteren çömlekçilik endüstrinde fabrikasyona

geçildi. Bu dalda yine su gücü kullanılmakta ve iş gücü, hammadde, işveren ve diğer

kaynaklar belli bir çatı altında toplanarak faaliyet gösterilmekteydi. Son olarak,

XVIII. yüzyılın başlarında kağıt üretiminde fabrikasyona gidilmiştir.118

iv. Ulaşım Alanındaki Gelişmeler

Batı Avrupa sanayileşme sürecinde, önce nehir taşımacılığı, sonra demiryolu

taşımacılığı ve en son olarak deniz taşımacılığı gelişmiştir. Kara ulaşımı maliyetli ve

riskli olduğu için, ulaşımda "nehirlerden" yararlanmak zorunlu hale gelmişti.

Ulaşıma elverişli nehir ve kıyılar, tüccarların daha kolay ve ekonomik şartlarda

hammadde temin etmelerini ve ürün pazarlamalarını mümkün kılmıştır. Nitekim,

115 Teyfik Güran, Đktisat Tarihi, Damla Ofset, Đstanbul, 1990, s. 57; Braudel, a.g.e., s. 112. 116 Feridun Ergin, "Endüstri Devrimi", Ak Đktisat Ansiklopedisi, Cilt II, Ak Yayınları, Đstanbul, 1973, s.496. 117 Erol Zeytinoğlu, Đktisat Tarihi, Süryay, Đstanbul, 1993, s. 148.

118 Max Weber, General Economic History, Hellman M. Palyi, (eds.) Frank H. Knight, Translato London: Collier Macmillian, London, 1961, s. 302-303.

Page 81: 229471

66

ulaşımdan en fazla istifade eden ülke Đngiltere’dir. Özellikle XVII. yüzyılda, ticaretin

uluslararası bir nitelik kazanmasıyla, su yolları daha büyük önem kazanmıştı. Bu

doğrultuda, nehirler ıslah edilmeğe, suni ırmaklar açılmaya ve nehirleri denizlere

birleştiren "kanallar" inşa edilmeye başlanmıştır. Bu faaliyetlerde Đngiltere başı

çekmiştir. Nitekim Đngiltere, XVIII. yüzyılın ikinci yarısında, mükemmel bir suni

ırmak şebekesine sahiptir. Nehir taşımacılığındaki bu gelişmeler, demiryolu ve

karayolu taşımacılığını da olumlu etkilemiştir.119

15. ve 16. yüzyıllarda keşfedilen yeni denizyolları ve yapılan büyük coğrafi

keşifler, dünyanın yoğun ticaret merkezlerini, Akdeniz'den Atlas Okyanusu'na;

Đngiltere, Portekiz ve Đspanya kıyılarına kaydırmıştır. Bu aynı zamanda Doğu'nun,

Batı'ya karşı ticaret üstünlüğünü kaybettiği bir dönemi de ifade etmektedir. Ancak,

deniz ulaşımı, buhar makinesinin gemilere tatbikiyle büyük bir aşama göstermiştir.

Buhar makinesinin gemilerde kullanılmasına kadar, deniz ulaşımı yelkenli gemilerle

yapılmaktaydı. XV. yüzyıla kadar gemiler, sadece kıyıları takip etmek suretiyle

limanlara ulaşmaktaydı. "Pusula" ve "sekstan" aletinin bulunmasıyla büyük denizlere

açılmak ve limanlara daha çabuk ulaşabilmek mümkün olmuştur.120 Bu durum deniz

ulaşımının önem kazanmasına neden olmuştur. Çünkü, gemilerle, hem karayolu ve

nehirlerle taşınan malların yüzlerce ve hatta binlerce fazlasını aynı zamanda ve çok

daha ucuza taşıyabilmek mümkün olmuş, hem de ulaşılmaz zannedilen yeni

topraklara ulaşılmıştır.

v. Buharlı Lokomotiflerin Kullanımı

Buharlı gemilerin uzun bir yola çıkabilmek için karşılaştıkları en önemli sorun,

yakıt amacıyla taşımak zorunda oldukları kömürün çok oluşuydu. Yakıt için taşınan

kömür, yük ve yolcu miktarını kısıtladığından veya başlıca yollar üzerinde kömür

depoları yapılmak zorunda kalındığından, navlunlar daima yüksek tutuluyordu.

Ancak 1897 yılında, kömür tüketimini % 60 oranında düşüren "compound

119 Zeytinoğlu, a.g.e., s. 141-143. 120 Sabri F. Ülgener, "Kapitalizmin Tarihi Gelişimi", Ak Đktisat Ansiklopedisi, Cilt 2, Đstanbul, 1973, s. 496.

Page 82: 229471

67

makinesi"nin bunmasıyla, deniz ulaştırmacılığı daha hızlı bir ivme kazanmıştır.121 Bu

şekilde, Avrupa'da uzun mesafeli ticaretten elde edilen kârlar ve merkantilist

politikalarla sağlanan kazançlarla büyük miktarda kapital biriktirilmiştir.122

Yeniçağda, ulaşım faaliyetleri içinde, en son ortaya çıkan faaliyet şekli, demiryolları

ulaşımındaki gelişmelerdir. Buharlı lokomotif, 19. yüzyılda, endüstrileşmenin yalnız

sembolü değil, aynı zamanda en önemli aracı konumundadır. Demiryollarından önce

yetersiz taşıma imkanları endüstrileşmenin ana engelini teşkil ediyordu.

vi. Sermaye Teşekkülü

Sermaye teşekkülü büyük oranda Amerikan altın ve gümüşlerinin Avrupa'ya

transferi yoluyla gerçekleşmiştir. Đspanya 1500-1600 yılları arasında Amerika’dan

büyük miktarda altın ve gümüş taşımıştır. Bu dönemde, Avrupa’daki para stokunun

sürekli genişlemesi, mal ve hizmetlere olan talebi arttırmıştır. Bunun sonucu ortaya

çıkan fiyat artışının iki genel sonucundan bahsedilebilir. Birincisi, para arzının

genişlemesi oranında ürün arzının artmamasıyla ortaya çıkan enflasyon, ülkelerin

nakdi akım-reel akım dengelerini bozmuştur. Đkincisi ise; işçi ücretlerinin malların

fiyat artışından düşük kalması sonucu ortaya çıkan farkın, işverenin hesabında

toplanmasıdır. Bekleneceği gibi bu süreç, sermaye artışını hızlandırmıştır. Sermaye

artışını sağlayan diğer bir faktör, genellikle Afrika ülkelerinde gerçekleştirilen köle

ticareti yoluyla olmuştur. Đlk dönemlerde, silah zoruyla gerçekleştirilen bu ticaret,

daha sonraları yerli işbirlikçiler yoluyla gerçekleştirilmiştir. 16-19. yy.’lar arasında

yaklaşık 150 milyon Afrika insanı köle ticaretine konu olmuştur. Bu yolla burjuvazi

kar sağlamıştır.123

Amerika'nın keşfinden sonra Batı'ya transfer edilen altın ve gümüşler ilk olarak

Đspanya'ya girmiş ve genellikle askeri amaçlarda kullanılmıştır. Đspanya’ya giren

değerli madene rağmen endüstrileşme ve kalkınma ortaya çıkmamıştır. Kıymetli

maden miktarındaki artış, modern sanayileşmenin oluşmasında tek başına belirleyici

121 Zeytinoğlu, a.g.e., s. 143-144. 122 Türkdoğan, a.g.e., s. 62. 123 Ülgener, a.g.e., s. 498.

Page 83: 229471

68

değil, tamamlayıcı bir unsurdur. Avrupa iktisat tarihi çerçevesinde, Sanayi

Toplumu’nun oluşumunu 10. yüzyıldan itibaren ticaret ve kentleşmedeki canlanmaya

kadar gitmektedir. Avrupa’daki durgunluk ve kısır döngü 15. yüzyılda yeni deniz

yollarının keşfiyle kırılmıştır.124 Bu dönem, aynı zamanda Doğu’nun Batı’ya karşı

üstünlüğünü kaybettiği bir dönemdir. Avrupa’da ibrenin olumluya dönmesinde,

uluslararası deniz taşımacılığı kadar nehir taşımacılığının da büyük etkisi olmuştur.

Avrupa’da, nehir ulaşımındaki gelişmeler, ticareti canlandırmıştır. Yeni ulaşım

kolaylıklarından yararlanılarak yapılan ticaret ve sömürgecilikle Avrupa’ya önemli

miktarda değerli maden gelmiştir. Değerli maden miktarındaki artışa bağlı olarak,

paranın kullanımı yaygınlaşmış, spekülasyon rasyonelleşerek borsa ve finans

piyasaları gelişmiştir. Đktisat tarihinde bu dönem “Mali Kapitalizm” olarak

adlandırılmıştır. Gelişen bu süreçte malikane sistemi çözülmüş, kentleşme ilerlemiş

ve burjuvanın toplumsal hayattaki ağırlığı artmıştır. Yine, bu dönemde ulus

devletlerin başlangıcı olan monarşiler güçlenmeye başlamıştır.

vii. Liberalizme Geçiş ve Endüstri Toplumunun Oluşması

Ticareti ön plana alan merkantilist politikalara tepki olarak “Fizyokrasi” ortaya

çıkmıştır. Fizyokrasi, Liberalizm’in ideolojik altyapısını hazırlamıştır. Malikane

sisteminin çözülüp serflerin malikane toprağını terk etmesinden sonra Senyörlerin bir

kısmı tarım girişimcisi olmuştur. Ayrıca, burjuvalar da tarımsal sektöre bu dönemde

el atmışlardır. Bütün bu gelişmeler sonucunda, tarımsal sektörde büyük yenilik ve

değişiklikler ortaya çıkmıştır. Neticede, tarımsal verimliliğin artmasıyla endüstriye

hem artı değer aktarılmış hem de alım gücü artmıştır. Teknolojik gelişmeler hem

taşımacılığın verimini hem de tarımın verimini artırmıştır. Demir ve kömürün

bulunmasıyla teknolojik gelişmelerde esaslı bir sıçrama gerçekleşmiştir. Bu iki

gelişme gerek deniz ve demiryolu taşımacılığında, gerekse mamul mal üretiminde

köklü değişmelere sebep olmuştur. Endüstriyel teknolojideki gelişmeler, endüstri

sektörünün ekonomide merkeze oturtmasına sebep olmuştur. Endüstri Devrimi de

yaklaşık bu dönemde gerçekleşmiştir. Đktisat tarihinde, bu aşama ideolojik açıdan

“Liberalizm”, iktisadi sistem bakımından “Endüstriyel Kapitalizm” olarak

124 Güran, a.g.e., s. 80.

Page 84: 229471

69

adlandırılmaktadır. Sonuç olarak, geleneksel toplumdan tamamen farklı yeni bir

toplum biçimi olarak Endüstri Toplumu ortaya çıkmıştır.

2.1.4.2. Çeşitli Göstergelere Göre Avrupa’da Öne Çıkan Kentler

Taylor tarafından 2001–2003 yılları arasında ağırlıklı olarak Avrupa kentleri

üzerinde yoğunlaşarak gerçekleştirilen çalışmada125; hizmet sektörü içinde yer alan

ve küresel düzeyde etkinlik gösteren firmaların merkezlerinin oluşturduğu ağ içinde

kentlerin göreceli yerleri belirlenmiştir. Muhasebe, finans ve bankacılık, sigortacılık,

reklamcılık, hukuk ve danışmanlık gibi sektörleri içerecek biçimde tanımlanan bu

genel hizmet sektörünün içinde yer alan finans ve bankacılık sektörü ayrıca

incelenmiştir. Çalışmaya ayrıca medya sektörü firmalarının oluşturduğu ağlar, sivil

toplum kuruluşları ağları ve bilimsel araştırma ağları da katılmış; bu alanlarda

etkinlik gösteren firma ve kuruluşların oluşturdukları ağlar içinde kentlerin göreceli

konumları incelenmiştir.

Taylor’a göre Avrupa’nın alfa kentleri olarak nitelendirilen Londra ve Paris’in

özellikle finans merkezi olma özelliği, 20.yy.ın başından beri hiç değişmemiştir.

Tablo-7’ye göre Đkinci Dünya Savaşı’na kadar olan süreçte Berlin ve Amsterdam’ın

finans merkezi olarak Avrupa’da ilk beş kent arasında yer aldığı, ama savaş

sonrasında bu özelliklerini kaybettikleri gözlemlenmektedir. 1980 sonrasında

sırasıyla, Hamburg, Zürich ve Madrid’in finans çevrelerince önem kazandıkları ve

Avrupa’daki ilk beş kent arasına girdikleri görülmektedir.

Tablo-7: Tarihsel Süreçte Uluslararası Finans Merkezi Olan Đlk On Avrupa Kenti (1900-2000)

Kent

1900

Kent

1920

Kent

1940

Kent

1960

Kent

1980

Kent

2000

Londra 1 Londra 2 Londra 1 Londra 1 Londra 1 Londra 1 Paris 3 Paris 3 Paris 3 Paris 3 Paris 3 Paris 5 Berlin 5 Berlin 4 Berlin 4 Frankfurt 4 Frankfurt 6 Frankfurt 9 Amsterdam 9 Amsterdam 5 Hamburg 6 Madrid 7 Amsterdam 10 Moskova 10 Milano 6 Zürich 9 Hamburg 8

125 P. Taylor, The European Metropolis 1920-2000, European Cities in the World City Network, , Erasmus University Rotterdam Publishing, Berlin, 2003, p. 13.

Page 85: 229471

70

Kaynak: P. Taylor, The European Metropolis 1920-2000, European Cities in the World City Network, , Erasmus University Rotterdam Publishing, Berlin, 2003, p. 7.

Küreselleşme ve kentleşme açısından, küresel ağ bağlantıları önemli bir

belirleyicidir.126 Avrupa ülkeleri arasında üst kademelerde yer alan beş ülke küresel

ağ bağlantıları açısından karşılaştırıldığında, özellikle Almanya’nın diğer ülkelere

oranla daha homojen bir yapı taşıdığı gözlemlenmektedir. Aynı sıralamada

Đngiltere’den sonra Đspanya’nın da benzer biçimde diğer ülkelere oranla avantajlı

konumda olduğu görülmektedir.

Tablo-8: Avrupa'daki Beş Ülkenin Küresel Ağ Bağlantıları Karşılaştırması

Đngiltere Fransa Đtalya Almanya Đspanya Kent Sıra Kent Sıra Kent Sıra Kent Sıra Kent Sıra Londra 1 Paris 4 Milano 8 Frankfurt 14 Madrid 11 Manchester 101 Lyon 93 Roma 53 Hamburg 48 Barselona 32 Birmingham 106 Marsilya 140 Torino 199 Münih 49 Bilbao 129 Bristol 135 Lille 172 Bologna 213 Duesseldorf 50 Valencia 132 Leeds 137 Bordeaux 183 Napoli 241 Berlin 51 Seville 201 Ort. 96 Ort. 118 Ort. 142 Ort. 42 Ort. 101

Kaynak: P. Taylor, The European Metropolis 1920-2000, European Cities in the World City Network, , Erasmus University Rotterdam Publishing, Berlin, 2003, p. 10. Küresel kademelenme açısından öne çıkan coğrafya olan Avrupa kentleri, hem

bölgesel hem de küresel ölçekte yoğun bir rekabet içerisindedirler. Bu kentlerden

Đstanbul ile aynı kademede yer alan Avrupa kentleri; Barselona, Berlin, Budapeşte,

Kopenhag, Hamburg ve Münih’tir. Healey & Baker şirketi tarafından 2002 yılında

açıklanan farklı faktörler açısından en iyi Avrupa kentleri sıralamasında dört gama

kentin (Münih, Berlin, Barselona, Kopenhag) Avrupa’da ilk 20 kent arasında yer

aldıkları Tablo-9’ten görülmektedir.

Londra, Paris ve Frankfurt, kalifiye işgücü bulundurma, pazara erişim ve dış

ulaşım bağlantıları göstergelerine göre 2002 yılında ilk üçü paylaşırken, takip eden

sıralama göstergelere göre değişmekle birlikte, bu özellikler bakımından dünya

sıralamasında Avrupa kentleri ilk 30’da yer almaktadır.

126 J. Borja and M. Castells, Local & Global Management of Cities in the Information Age, Earthscan, London, 1997, p. 38; P. Taylor, “European Cities in the World City Network”, The European Metropolis 1920-2000, Erasmus University Rotterdam Publishing, Berlin, 2003, p. 72.

Page 86: 229471

71

Tablo-9: Farklı Faktörler Açısından Kentler Sıralamaları

Kent Kalifiye Đşgücü

Pazara Erişim

Dış Ulaşım Bağlantıları

Londra 1 1 1 Paris 2 2 2 Frankfurt 3 3 3 Münih 4 9 6 Brüksel 5 4 5 Milano 6 6 8 Berlin 7 10 9 Amsterdam 8 5 4 Duesseldorf 9 7 11 Madrid 10 8 9 Machester 11 11 14 Stocholm 11 23 20 Barselona 14 14 11 Lyon 17 16 18 Helsinki 19 28 29 Kopenhag 22 20 14

Kaynak: Healey & Baker, European Cities Monitor 2002.

Küresel sistem ve dünya kenti kademelenmelerinde önemli bir ölçüt olan

uluslararası firmalar, kentleri üstün kılan etkenler açısından da önem taşımaktadır.

Đşletmelerin yer seçmesi açısından en iyi kentler sıralaması Tablo-10’dan

incelendiğinde, Đstanbul ile aynı kademede yer alan Barselona ve Berlin’in 1990

sonrasında önemli bir sıçrama yaşadığı görülebilmektedir. Diğer kentlerin

konumlarında önemli bir değişiklik gözlenememektedir.

ICCA’nın (2005) uluslararası toplantı ve kongre düzenleme açısından dünya

çapında en popüler ülke ve kentler sıralamasına göre, Đstanbul ile aynı grupta yer

alan gama kentlerden; Barselona, Berlin ve Budapeşte ilk on popüler kent arasında

yer almaktadır. Dünyada toplantı ve kongre düzenlemede başı çeken ülkeler ABD,

Almanya ve Đspanya iken, kongre düzenleme açısından en popüler olan kentler

Viyana, Singapur, Barselona ve Berlin’dir.

Page 87: 229471

72

Tablo-10: Avrupa Kentlerinde Đşletmelerin Yer Seçimi Açısından Kentler Sıralaması Yıllar Kent 1990 2001 2002 2005 Londra 1 1 1 1 Paris 2 2 2 2 Frankfurt 3 3 3 3 Brüksel 4 4 4 4 Amsterdam 5 5 5 6 Barselona 11 6 6 5 Madrid 17 8 7 7 Milano 9 11 8 11 Berlin 15 9 9 8 Zürich 7 7 10 10 Münih 12 10 11 9 Dublin … 14 12 12 Duesseldorf 6 17 14 16 Stocholm 19 15 14 17 Cenevre 8 12 15 18 Prag 23 22 16 13 Lizbon 16 16 17 14 Hamburg 14 18 18 19 Manchester 14 14 19 15 Lyon 18 20 20 21 Glascow 10 19 22 24 Roma … 25 22 25 Viyana 20 23 23 22 Kopenhag … 24 24 26 Budapeşte 22 22 25 23 Varşova 25 27 26 20 Helsinki … 26 27 28 Atina 22 29 28 29 Oslo … 28 29 30 Moskova 24 30 30 27

Kaynak: Healey and Baker European Cities Monitor 2006.

Page 88: 229471

73

Tablo-11: Uluslar Arası Toplantı ve Kongre Düzenleme Açısından En Popüler Ülke ve Kentler

Sıra Ülke

Uluslar arası Toplantı Toplamı Sıra Kent

Uluslar arası Toplantı Toplamı

1 ABD 376 1 Viyana 129 2 Almanya 320 2 Singapur 125 3 Đspanya 275 3 Barselona 116 4 Đngiltere 270 4 Berlin 100 5 Fransa 240 5 Hong Kong 95 6 Hollanda 197 6 Paris 91 7 Đtalya 196 7 Amsterdam 82 8 Avustralya 164 8 Seul 77 9 Avusturya 157 9 Budapeşte 77 10 Đsviçre 151 10 Stocholm 72

Kaynak: http://www.iccaworld.com/npps/story.cfm?ID=1577 Erişim: 22.05.2008.

Tablo-12’de Rutherford, Gillespie, Richardson tarafından belirlenen Avrupa

kentlerinin tekno-ekonomik bağlantı kapasiteleri incelendiğinde, Đstanbul ile aynı

basamakta yer alan kentlerden dört tanesinin (Barselona, Berlin, Kopenhag,

Hamburg) önemli bağlantı odakları olma sürecinde oldukları gözlenebilir. Barselona

küresel servis merkezleri içinde teknoloji bağlantılarına oranla ekonomik bağlantıları

öne çıkan kentler arasında yer alırken, Berlin, Kopenhag, Hamburg teknoloji odakları

grubu içinde yer almaktadırlar.

Tablo-12: Avrupa Kentlerinin Tekno-Ekonomik Bağlantıları Açısından Mekansal Sıralaması

Tekno-ekonomik küresel servis açısından Avrupa'nın ana hizmet merkezleri Londra, Paris, Amsterdam, Frankfurt

Tekno-ekonomik küresel servis açısından Avrupa'nın önemli hizmet merkezleri Brüksel, Zürich, Stocholm, Viyana Küresel Servis merkezleri (Teknoloji bağlantılarına oranla ekonomik bağlantıları öne çıkan kentler sıralamasına göre) Milano, Madrid, Prag, Dublin, Barselona Teknoloji odakları (ekonomik bağlantılarına oranla teknoloji bağlantıları öne çıkan kentler sıralamasına göre) Kopenhag, Hamburg, Desseldorf, Berlin

Kaynak: Rutherford, J.; Gillespie, A.; Richardson, R.; ‘‘The Territoriality of Pan-European Telecommunications Backbone Networks’’, Journal of Urban Technology, 2004, 11(3), p. 18.

Page 89: 229471

74

Küresel bağlantıların incelenmesinde bir diğer önemli ölçüt olan

havaalanlarındaki yolcu trafiği sıralamasına bakımından, Barselona, Kopenhag,

Đstanbul ve Berlin’in Avrupa’daki ilk 30 kent arasında yer almaktadır. Genel bir

değerlendirme yapıldığında, dünya kentleri sıralamasında Barselona, Berlin,

Budapeşte, Kopenhag, Hamburg ve Münih arasında Barselona ve Berlin kentlerinin,

1990 sonrasında yaşanan gelişmelerle birlikte avantajlı konuma geçmeye başladıkları

ve bir üst kademeye çıkma eğiliminde oldukları görülmektedir.127

2.1.4.3. Küreselleşmenin Kentleşme Dinamikleri

Dünyada yaşanan hızlı değişim ve dönüşüm sürecini tanımlayan küreselleşme

kavramına, her şeyi değiştirme ve dönüştürme gücü atfedilmektedir. Bu değişim

sürecinde kentler ön plana çıkmakta, ulus-devletler fonksiyonunu yitirmekte ve artık

kentler ekonomik düzende belirleyici olmaktadır. Bir başka deyişle kentler, tarihsel

misyonlarını sürdürmenin yanında, küreselleşme sürecinin ekonomik, siyasi ve

sosyo-kültürel boyutlarına yön veren temel aktörler konumuna gelmektedir.

Küreselleşme, ülkeler arasındaki fiziksel ve ekonomik sınırları

önemsizleştirmiştir. Bu şekilde, kentlerin dünya haritasındaki konumlarını belirleyen

ilişkiler hızla değişmiş, bazı kentler yükselirken bazıları da hızlı bir düşüş sürecine

girmiştir. Bu süreç kentlerin gelişimini belirleyen dinamikler açısından bir dizi

değişikliğe yol açmıştır.128 Uluslararası mal, hizmet ve sermaye hareketliliği

konusunda, uluslar arası sermayenin dünya çapında dolaşımına yön veren kentler ön

plana çıkmıştır. Kentler, üretim merkezi olma işlevinden çıkmış ve böylelikle sanayi,

kenti tanımlayan temel öğe olma niteliğini yitirmiştir. Artık kentleri tanımlayan

temel faktör, sundukları hizmet, iletişim, haberleşme, vb. olanaklardır. Diğer yandan

küreselleşme, kentler arası rekabeti hızlandırmış ve kentlerin yeni ekonomik, politik

ve kültürel rollerle donanması neticesinde dünya kenti kavramı gündeme gelmiştir.

127 C. Colomb, “Urban Marketing Policies and the Staging of ‘The New Berlin’: Shaping Perceptions of Urban Change”, RC21 Conference: Social Inequality, Redistributive Justice and the City: Session 5, ‘‘Urban Tourism and Urban Regimes’’, Australia, 2002, p. 325. 128 Oğuz Işık, ‘‘Kenti Düşünmek, Kent Üzerine Düşünmek’’, Toplum ve Bilim, Cilt: 14, Sayı: 3, 1999, s. 145.

Page 90: 229471

75

Dünya kenti kavramının gündeme gelmesiyle, 20. yüzyılın sonuna gelindiğinde

iki kent formu belirginleşmiştir. Bunlardan ilki, nüfus açısından muazzam bir

büyümeye ulaşan “mega-kent” kavramı ve ikincisi ise “küresel kent’’ kavramıdır.

2.1.4.3.1. Metropolitan Kent

Mega-kent, mevcut kentlerin nüfus olarak büyümesini ifade ettiğinden, yapısal

bir farklılaşmayı içermez. Buna karşılık, küresel kent, yapısal olarak farklılaşmış

kent olgusunu tanımlamaktadır. Küresel kent kavramının belirginleşmesinde

teknolojik devrim ve enformasyon alanındaki gelişmeler etkili olmuştur. 21. yüzyılın

başında, kentler için sermayenin akışı ve küresel ekonomide merkezileşmenin yerini,

enformasyon akışı almaktadır.

Kırsal üretimin toplandığı ve yeniden dağıtıldığı mekanlar olan “ortaçağ

kentleri”, Sanayi Devrimi ile önemli bir değişim yaşayarak, “sanayi kenti” olarak

adlandırılan yeni bir kent dinamiğini ortaya çıkarmıştır. Sanayi kentinin belirgin

özelliği, fiili üretimi gerçekleştiren örgütlü bir sanayi barındırmasıdır. Ancak, bütün

kentlerin sanayileşme sürecinden aynı düzeyde etkilenmemesi, sanayi kentinde farklı

kentsel süreçlerin işlemesine zemin oluşturmuştur. Bu farklılaşma, temelde

sanayileşmiş ülke kentleri ile sanayisi henüz gelişmemiş olan ülke kentleri arasında

belirgin bir hal almıştır. Ortaya çıkan kentsel yapı, gelişmiş ülkelerde daha çok

“metropoliten kent” şeklindeyken, gelişmekte olan ülkelerde ise “tek hakim kent”

şeklindedir. Örneğin, Güney Doğu Asya, Ortadoğu ve Latin Amerika’nın, bazı

bölgelerinde, köy-kasaba-şehir ilişkisi bozularak, “tek hakim kent” denilen kentsel

yapı doğmuştur. Latin Amerika’dan Güney Doğu Asya’ya, Ortadoğu’dan Kuzey

Afrika’ya kadar olan liman kentler çok fazla önem kazanırken, eskiden var olan

yerleşimlerin hiyerarşisi bozulmuştur. Sanayileşmiş ülkelere bağımlı şekilde buharlı

gemi ve demiryolu ulaşımı ile gıda maddesi ve sanayi hammaddesi ihracatının

yapıldığı ülkelerde, 19. ve 20. yüzyılın ilk yarısına kadar mekanlar arası etkileşimde

“tek hakim kent” türü belirleyici olmuştur. 129

129 Mübeccel Kıray, “Azgelişmiş Ülkelerde Metropolleşme Süreci”, Kentleşme Yazıları, Bağlam Yayınları, Đstanbul, 2003, s. 161.

Page 91: 229471

76

Metropoliten kentin temel özelliği, içe dönük bir büyümenin olduğu yerleşme

alanlarında gelişmesi ve çevresine doğru bir büyüme yaratmasıdır. Bu yönüyle

metropoliten kent, tek hakim kentten farklı bir yapı oluşturmaktadır. Tek hakim kent

hızla büyürken, diğer kentlerin küçülmesine yol açmakta; metropoliten kent ise,

büyürken kendisiyle birlikte diğer kentlerde de bir büyüme yaratmaktadır. Kıray’a

göre, azgelişmiş ülkelerde gerçek bir metropoliten alan oluşumu, yerleşmeler

arasında önce sanayi üretiminin, sonra üretim, kontrol ve idarenin farklılaşması ile

1965’lerden sonra belirgin bir hale gelmiştir. 130 Burada belirleyici unsur, imalat

sanayinin yerleşme biçimidir. En küçük imalat sanayi birimleri, teknoloji ve

ulaşımdaki gelişmelerle adım adım büyümekte ve her büyümede yeni bir yer seçerek,

şehrin içine sığmaz duruma gelmekte ve şehrin dışına taşmaktadır. Kırdan kopan

nüfusun tek hakim kente gelip yerleştikten sonra, çevredeki sanayi yerleşim yerlerine

taşınması ile kentin alt bölgeleri belirginleşmekte; metropoliten alanlar ortaya

çıkmaktadır.

2.1.4.3.2. Mega Kent

20. yüzyılda kentleşme sürecinin karakteristiği olarak ortaya çıkan mega-kentler,

küresel kentlerle benzer özelliklere sahip oldukları gibi, önemli farklılıkları da

barındırmaktadırlar. Mega-kent, nüfusu 10 milyon ve daha fazla olan kent, yada

nüfus yoğunluğu en az 2000 kişi/km2

olan yerleşim birimleri, mega-kent adını

almaktadır.131 Bir mega-kent, birinin diğeriyle bir noktada birleştiği veya tek

merkezde birleşen bir, iki veya daha fazla metropoliten alandan da oluşabilmektedir.

20. yüzyılın başlangıcında dünya nüfusunun yalnızca % 8’lik bir bölümü

kentlerde yaşamaktaydı. 1950’lerde, kentte yaşayan nüfusun dünya nüfusuna oranı %

30 düzeyine çıkmıştır.132 2005 itibariyle kentli nüfus, 3,2 milyar olmakla birlikte, bu

130 Kıray, “Azgelişmiş Ülkelerde Metropolleşme Süreci”, a.g.e., s. 157. 131 Wikipedia-megacitiy, Wikipedia the Free Encyclopedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Megacity#Largest_megacities, Erişim: 25.01.2008. 132 Jennifer Curtis, “Mega cities”, http://hsc.csu.edu.au/ , Erişim: 18.12.2007.

Page 92: 229471

77

değer dünya nüfusunun yaklaşık olarak % 49’una tekabül etmektedir. 2030 yılı için

BM’nin yaptığı dünya kentli nüfus payı tahmini % 61 düzeyindedir.133

Dünyanın büyük kentleri, yoğun olarak Asya ve Afrika’da bulunmuştur. Ancak

19. ve 20. yüzyıllarda kent toplumunun yükselmesiyle birlikte, Avrupa ve Kuzey

Amerika’da büyük kentler hakim duruma gelmiştir. 20. yüzyılın başlangıcında dünya

üzerinde 1 milyonu aşan bir nüfus barındıran yalnızca 11 kent varken, 2000 yılında

nüfusu 1 milyonu aşan kent sayısı 400 civarındadır.134 Dolayısıyla, 20. yüzyılda,

yalnızca nüfusun hızlı büyümesi değil, özellikle 1945’ten sonra gelişmekte olan

ülkelerde, kentlerin de hızlı büyümesidir. Ancak, 1975’ten sonra çok büyük kentler

ve mega-kentler yükselişe geçmiştir.

1950’de, mega-kent olarak yalnızca New York ve Tokyo bulunmaktadır. Aynı

tarihte nüfusu 5 milyonu aşan kentlerin sayısı ise 10’dur. 1975’te nüfusu 10 milyonu

aşan 4 kent içinde, Tokyo 26.6, New York 15.9, Şanghay 11.4 ve Mexico City 10.4

milyon nüfuslu kentlerdir.135

Kentlerdeki nüfus artışı, özellikle 1975’ten sonraki dönemde görülmüştür.

Bunun sonucunda, 2008’de dünya çapında mega-kentlerin sayısı 25’e yükselmiştir.

Bu kentlerin yalnızca üç tanesi (New York, Los Angeles ve Londra) Batı ülkelerinin

kentleridir. Ancak bu üç kentin nüfus artış oranları mega-kentlerin yıllık ortalama

nüfus artış oranı olan % 2,66’nın altındadır.

Diğer kentler ise, Asya, Afrika ve Latin

Amerika’nın, çoğunluğu gelişmekte olan bölgelerindeki kentlerdir. Mega-kentin

yıllık ortalama nüfus artış oranının % 2.66 düzeyinde olması, söz konusu kentlerde

hala yüksek bir nüfus artış oranının bulunduğunu göstermektedir. Mega-kentlerin en

fazla yoğunlaştığı bölge, Pasifik ve Güney Asya bölgeleridir. Örneğin, Asya

kıtasındaki 13 mega-kentin nüfus artış oranı % 3,35 düzeyindedir. 136

133 United Nations, Population Challenges and Development Goals, New York, 2005, s. 22. 134 Fu-chen Lo and Yue-man Yeung, Globalization and the World of Large Cities, Tokyo: United Nations University Press, 1998, p. 7. 135 Curtis, a.g.e. 136 Curtis, a.g.e.

Page 93: 229471

78

2.2. Türkiye Ekonomisinde Yapısal Dönüşüm ve Kentleşme

Milli gelir içerisinde tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinin paylarının tarihsel

olarak izlediği süreç, bir ülke ekonomisinin uzun vadede geçirdiği yapısal dönüşüme

ilişkin değerlendirmeyi mümkün kılmaktadır. Sanayileşme, beraberinde toplumsal

yapıdaki niteliksel gelişmeyi de doğuracağından, milli gelir içerisinde sanayinin

payının artması kalkınma düzeyinin bir göstergesi olarak görülmektedir. Sanayi

sektörünün ileri ve geriye doğru bağlantıları ve ekonomide yarattığı yayılma etkisi,

hizmet sektörü üretimini uyarmakta ve iktisadi kalkınmayı belirleyen temel dinamik

olmaktadır. Türkiye ekonomisinde tarihsel süreçte, hizmet ve sanayi sektörünün

GSYĐH’deki payı artmış, tarımın payı ise gerilemiştir. 1980 yılında Türkiye’de

tarımın GSYĐH’deki payı % 26, sanayinin % 20 ve hizmet sektörünün % 54 iken,

2005 yılında tarım sektörünün GSMH içindeki payının % 10’a gerilediği, sanayi ve

hizmet sektörlerinin paylarının ise % 25 ve % 64 olarak gerçekleştiği Tablo 8’den

izlenmektedir.

2.2.1. Tarım, Sanayi ve Hizmet Sektörlerinin Gelişimi

20. yüzyılı ilk çeyreğinde, Batı Anadolu da sınırlı da olsa sanayi üretimi

yapılmıştır. 1915 yılında yapılan sayımlara göre Batı Anadolu’da 8 şehirde yalnız

282 işyeri ve bunların da % 50’den fazlası Đstanbul’da bulunmaktadır.137 Bu

işletmelerin % 81’i özel sektöre, kalan % 19’u ise kamu sektörüne aitti. Devlete ait

olan işletmelerin tümü Đstanbul’dadır. Bu işletmelerin oluşturulmasında ekonomik

gelişmeyi başlatmak veya ticari amaç güdülmeyerek tamamen ordunun ve nadiren de

sarayın ihtiyaçlarını karşılamak hedefti. Đstanbul ve civarındaki bu şekildeki

işletmeler; Tophane ve çeşitli silah fabrikaları, Beykoz’da Tabakhane ve Kundura

Fabrikası, Hereke Dokuma Fabrikası ile fes, çini ve askeri tahniye fabrikaları 1912

yılında devlete ait fabrikalarda 5000’e yakın işçi çalışmaktaydı.138

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra en önemli konulardan birini, ülkenin zayıf

ekonomik ve sanayi yapısını kalkındırmak oluşturmaktaydı. Bu nedenle 17 Şubat - 4 137 Gündüz Ökçün, Osmanlı Sanayii, 1913-1915 Yılları Arasında Sanayii Đstatistiği, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, Yayın No: 299, Ankara, 1970, s. 20. 138 Zafer Toprak, Türkiye’de “Milli Đktisat” (1908-1918), Ankara, Yurt Yayınları, 1982, s. 191.

Page 94: 229471

79

Mart 1923 tarihleri arasında Đzmir’de “Birinci Đzmir Đktisat Kongresi” düzenlenerek

ülkenin acil ekonomik yapısına yön verilmeye çalışılmıştır. Bu kongreye siyaset ve

yönetim alanına ve çeşitli meslek gruplarına ait binin üzerinde kişi katılmıştır. Bu

kongrede ülke içindeki gelişmişlik farkı ve bölgeler arası dengesizlik konusu ele

alınmamıştır.139

Tablo-13: Sınai Đşletmelerin Coğrafi Dağılımı

Bölgeler 1927* % 1939** % Bölgeler 1927* % 1939** % Marmara Böl. 19.170 29,6 581 51 Akdeniz Bölgesi 4.294 7 79 7 Đstanbul 8.634 45 341 58,7 Adana 970 22,6 34 43 Ege Bölgesi 11.550 17,9 232 20 D. Anadolu Böl. 6.213 9,6 62 5 Đzmir 3.552 30,5 136 58,6 Erzurum 880 14,2 Orta Anadolu Bölgesi 10.220 16 83 8 G. D. Anadolu 5.325 8 34 3 Ankara 1.276 13 33 40 G. Antep 2.016 38 15 44 Karadeniz Böl. 7.947 12 73 6 Toplam 64.725 100 1.144 100 Trabzon 691 9 18 25

Kaynak: Necdet Serin, Türkiye’nin Sanayileşmesi, Ankara, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, 1963, s. 147. “*Rakamlar küçük işletmeleri kapsamaktadır. **Rakamlara yalnız Sanayi Teşvik Kanunu kapsamına giren büyük işletmeleri de kapsamaktadır.”

1934 yılında uygulamaya konan Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ile devlet,

sanayi yatırımlarını yaparken Tablo-13’ten de izleneceği gibi, bölge ayırt etmeyerek

her bölgede yatırım yapmıştır. Bu dönemde kamuya ait işletmelerin kuruluş yeri

kararında olumlu dışşal ekonomilerden yararlanabilmek amacıyla daha çok Đstanbul

ve Đzmir tercih edilmeyerek diğer bölgelerin geliştirilebilmesi nedeniyle Anadolu’ya

yayılma planları uygulanmıştı. Devlet işletmelerini özel sektör karşısında geri kalmış

bölgelerdeki yüksek maliyetli yatırımlar ile korumasız hale getirirken; bu karar daha

çok dengeli kalkınma için atılan bir adım niteliğini korumuştur.140 Bu tarihlerden

sonra Türkiye ekonomisinde 5 yıllık kalkınma planları uygulamaya konmuş ve

böylelikle sanayi kesiminin ekonomi içindeki etkinliğini de arttırmak hedeflenmiştir.

1968 yılında ekonominin en önemli unsuru olan tarım kesiminin toplam

üretimdeki payı, dalgalı bir seyir izlemekle birlikte genel bir azalma eğilimindedir.

139 A. Afetinan, Türkiye Đktisat Kongresi, Türk Tarih Kurumu YayınI, Dizi xvı, Ankara, 1982, s. 12 140 Korkut Boratav, Türkiye Đktisat Tarihi (1908-1985), Đstanbul, Gerçek Yayınevi, 1982, s. 253-254.

Page 95: 229471

80

Tarım kesiminin GSMH içindeki payında, 1968-2005 döneminde gözlenen azalmaya

karşılık, sanayi ve hizmet kesimlerinin toplam üretimdeki payı artma eğilimindedir.

Tablo-14: Türkiye Ekonomisinde GSMH’nin Sektörel Dağılımı (1968-2005)

GSMH'IN SEKTÖREL DAĞILIMI (Cari Fiyatlarla %) Yıllar Tarım Sanayi Hizmet 1968 40,1 17 42,9 1969 39,2 17,4 43,4 1970 37,3 17,2 45,5 1971 35,5 17,8 46,7 1972 32,5 18,5 49 1973 32,2 18,5 49,3 1974 34,3 17,7 48 1975 33,8 17,7 48,5 1976 31,2 18,9 49,9 1977 30,3 18,5 51,2 1978 30,8 18,3 50,9 1979 27,2 20,5 52,3 1980 26,1 19,3 54,6 1981 24,2 21,9 53,9 1982 22,4 22,8 54,8 1983 20,9 21,9 57,2 1984 21,2 21,1 57,7 1985 19,7 21,7 58,6 1986 19,5 25,5 55 1987 17,8 25,8 56,4 1988 17,3 27 55,7 1989 16,6 27,1 56,3 1990 17,5 25,5 57 1991 15,2 25,9 58,9 1992 15 25,6 59,4 1993 15,4 24,5 60,1 1994 15,5 26,4 58,1 1995 15,7 26,3 58 1996 16,9 25,2 57,9 1997 14,5 25,3 60,2 1998 17,5 17,9 64,6 1999 15,3 23,2 61,5 2000 14,1 23,3 62,6 2001 12,1 25,7 62,2 2002 11,6 25,2 63,2 2003 11,7 24,7 63,6 2004 11,2 24,9 63,9 2005 10,3 25,4 64,3

Kaynak: http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gosterge/tr/1950-06/esg.htm, Erişim: 01.01.2007.

Page 96: 229471

81

Tarım kesiminin GSMH içindeki payı 1968-1978 döneminde yıllık ortalama %

33 düzeyindeyken, bu oran sanayi kesiminde % 18 ve hizmet kesiminde ise yıllık

ortalama % 48’dir. 1979-1989 döneminde tarım sektörünün toplam üretimden aldığı

pay yıllık ortalama % 21’e gerilerken, sanayi kesiminde % 23’e ve hizmet kesiminde

% 55’e yükselmiştir. 1990-2000 döneminde toplam üretimde tarım sektörünün payı,

yıllık ortalama % 6 oranında azalırken, sanayi sektörünün GSMH içindeki payı % 2

ve hizmet sektörünün payı % 4 oranında artmıştır. Son olarak 2001-2005 döneminde

GSMH içinde sektörlerin oranı değerlendirildiğinde, yıllık ortalama % 63 payla başta

gelen hizmet sektörünü, % 25’lik payla sanayi sektörü ve % 11’lik payla tarım

sektörü izlemektedir.

Tablo-15: Yerleşim Yerleri ve Đller Arasında Göç Eden Nüfus Oranı

Yerleşim Yerleri Arasında Göç Eden Nüfus

Đller Arası Göç Eden Nüfus

Yerleşim Yerlerine Göre Göç Dönem

Sayı % Sayı % Şehirden Şehire %

Köyden Şehire %

Şehirden Köye %

Köyden Köye %

1975-1980 3 584 421 9,34 2 700 977 7,03 48,9 17,02 19,33 14,75 1980-1985 3 819 910 8,67 2 885 873 6,55 56,1 22,53 12,84 8,45 1985-1990 5 402 690 10,81 4 065 173 8,13 62,18 17,95 12,6 7,27 1995-2000 6 692263 11,02 4 788 193 7,88 57,8 17,46 20,06 4,68

Kaynak: http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/goc/14122004.html, Erişim: 21.03.2008.

Tablo-15 incelendiğinde, 1995-2000 döneminde her 100 kişiden 11’i yerleşim

yerleri arasında, 8’i ise iller arasında göç etmiştir. 1980-1985 döneminde göç eden

nüfus oranının, diğer dönemlere göre daha düşük düzeyde olduğu görülmektedir.

1995-2000 döneminde ise, bir önceki döneme göre, göç eden nüfusun oranında

önemli bir değişiklik gözlenmemektedir. Bununla birlikte, göç eden nüfus

büyüklüğü, son 20 yılda 1,5 kat artış göstermiştir. 1995-2000 döneminde yerleşim

yerlerine göre en önemli değişim, şehirden şehire olan göçlerde meydana gelmiştir.

1975 yılında Türkiye GSMH’si içinde % 33 paya sahip olan tarım sektörü,

köyden şehre göç eden nüfusun etkisiyle, 1985 yılında % 19’a gerilerken, sanayi

sektörünün GSMH içindeki payı, % 4 oranında artış göstermiştir. Şehirden şehire ve

köyden şehire yapılan göç ve daha çok sanayi üretim tesislerinin bulunduğu

bölgelere göçün gerçekleşmesi, 1975-1980 döneminde sanayinin GSMH içindeki

payında artışa sebep olmuştur. Tarım sektörünün GSMH içindeki payı, 1996 ve 1998

Page 97: 229471

82

yıllarındaki küçük artışlara karşılık, 1968 yılından 2005 yılına kadar sürekli olarak

düşme eğilimindedir. Bu düşüşte Türkiye’deki kentleşme oranındaki artış ve şehre

göç etkili olmuştur.

Bölgeler arası göç hareketinde, Đstanbul, Batı Marmara, Ege, Doğu Marmara ve

Batı Anadolu Bölgeleri net göç hızı pozitif olan göç alan bölgelerken, Orta Anadolu,

Batı Karadeniz, Doğu Karadeniz, Kuzeydoğu Anadolu, Ortadoğu Anadolu ve

Güneydoğu Anadolu Bölgeleri ise net göç hızı negatif olan, göç veren bölgelerdir. 141

Net göç hızına göre en fazla göç alan ilk üç il Tekirdağ, Muğla ve Antalya iken, en

fazla göç veren ilk üç il ise Ardahan, Bartın ve Sinop’tur.

2.2.2. Đstihdamın Sektörel Değişimi

Türkiye’de azgelişmiş bölgelerden iş olanaklarının daha geniş olduğu sanayi ve

ticaret merkezleri ve iklim koşullarının daha elverişli olduğu turizm merkezlerine

doğru yoğun bir gönüllü iç göç yaşanmaktadır. Gelişmiş ve gelişmemiş bölgeler

arasında, yaşam standardı bakımından görülen farklılıklar, göçü arttırmaktadır.

Türkiye’de nüfus hareketlerinde, bölgeler temel alındığında, sürekli göç veren ve

sürekli göç alan bölgeler ayrımı söz konusudur. Sürekli göç veren bölgeler, Doğu,

Güneydoğu ve Karadeniz Bölgeleri iken sürekli göç alan bölgeler, Đstanbul ve

Kocaeli gibi sanayi merkezlerini, Muğla ve Antalya gibi yumuşak iklimli kentleri

içine alan Akdeniz, Marmara ve Batı Anadolu Bölgeleri’dir.142 Yaşanılan bölgenin

doğal koşulları sel baskını, deprem, yerleşim yerinin baraj altında kalması ve terör

zorunlu göçe yol açabilmektedir.

1950’lerden itibaren bölgeler arası ve kırdan kente yönelik göçler, kent

nüfuslarını, özellikle de büyük kentlerin nüfus yapısını etkilemiştir.143 Đstihdam

yaratan endüstri ve hizmetler sektörünün geliştiği büyük kentlerde artan nüfus

141 http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/goc/14122004.html, Erişim: 21.03.2008. 142 DPT, Nüfus, Demografi Yapısı, Göç Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2001, s. 33.

143 Ercan Tatlıdil, “Türkiye’de Kentleşme ve Đşgücünün Değişen Nitelikleri”, Sosyoloji Dergisi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, No: 4, 1993, s. 59–72.

Page 98: 229471

83

sebebiyle, gecekondu alanları oluşmuştur. Bilgi ve teknolojideki hızlı gelişmelere

eğitim yoluyla ayak uyduramayan gecekondu alanlarındaki nüfus, kentsel işsizlik

oranlarının artmasına neden olmaktadır. “Kronik Đşsizlik” tehdidi altında kalan

kentler, makro düzeyde ekonomik kayıplara neden olurken, kişi başına düşen gelir

farklılaşmasına da etki etmektedir. Göç yoluyla hızlı nüfus artışına sahip olan

kentlerde, başta üç büyük kent olmak üzere Marmara ve Ege bölgesinde doğurganlık

oranları düşmektedir. Bununla birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan

nüfusun yüksek doğurganlık hızı, işgücü talebini karşılayamayan geleneksel üretim

ilişkileri, hem bölgede, hem de göç nedeniyle büyük kentlerin gecekondu alanlarında

işsizlik oranlarını arttırmaktadır.144

Tablo-16: Türkiye Ekonomisinde Đstihdamın Gelişimi (1994-2006)

YILLAR

Kurumsal Olmayan Sivil Nüfus (bin kişi)

Đşgücü (bin kişi)

Đstihdam (bin kişi)

15 yaş ve Üstü Kurumsal Olmayan

Sivil Nüfus

Đşgücüne Katılım Oranı

(%)

1994 60,417 21,176 19,4 38,815 54.6

1995 61,532 21,50 19,892 39,797 54.0

1996 62,667 21,803 20,386 40,791 53.5

1997 63,823 21,824 20,36 41,808 52.2

1998 65,001 22,339 20,872 42,821 52.3

1999 66,20 23,186 21,413 43,819 52.9

2000 67,421 22,031 20,579 44,765 49.2

2001 68,529 22,269 20,367 45,702 48.7

2002 69,626 23,818 21,354 48,041 49.6

2003 69,479 24,739 21,147 49,022 50.5

2004 71,789 25,265 22,875 49,944 50.6

2005 71,611 24,565 22,046 50,826 48,3

2006 72,606 24,776 22,33 51,668 48

Kaynak: www.nkg.die.gov.tr/goster.asp?aile=1, Erişim: 23.01.2008; TUĐK, Türkiye Đstatistik Yıllığı, Yayın No: 2779, Ankara, 2002, s. 47; T.C.Maliye Bakanlığı, Yıllık Ekonomik Rapor, Başbakanlık Basımevi, Ankara, 2004, s. 61; http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=25&ust_id=8, Erişim: 21.03.2008.

Çalışan işgücünün önemli bir bölümünü tarım sektöründe istihdam etmek

zorunda kalan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ticari tarıma geçememenin

sorunlarını yaşamaktadır. Tüketime yönelik geleneksel tarım işletmeleri özelliği

gösteren, çoğu küçük aile işletmesi niteliğine sahip tarım sektörü, Türkiye’nin

tarımda en iddiasız illerini bünyesinde barındırmaktadır. En alt gelir düzeyinde

bulunan ilk 20 il, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer almaktadır ve bu

144 Tatlıdil, a.g.e., s. 8.

Page 99: 229471

84

illerin Türkiye tarımsal katma değer toplamındaki payı % 7’dir.145 Ekonominin

tarıma dayandığı ve çalışan işgücünün yaklaşık % 32’sinin istihdam edildiği tarım

sektörü, özellikle gelişmekte olan ülkelerde görüldüğü gibi Türkiye’de de küçük aile

işletmeleri şeklindedir.

Türkiye’de kurumsal olmayan sivil nüfus, 1994 - 2005 yılları arasında genel bir

artış trendi içindedir. Bu dönemde 15 yaş üstü kurumsal olmayan sivil nüfusun artış

oranı, toplam istihdamdaki artış oranın üstündedir.

Tablo-17: Türkiye’de Đstihdamın Sektörel Dağılımı (1990-2004)

PAY (%)

Yıllar

Tarım

(Bin Kişi)

Sanayi (Bin Kişi)

Hizmetler (Bin Kişi)

Toplam

Tarım

Sanayi

Hizmet

Toplam

1990 8,691 3,736 6,111 18,538 46.9 20,2 33 100

1991 9,094 3,834 6,095 19,023 47.8 20,2 32 100

1992 8,526 4,114 6,446 19,086 44.7 21,6 33.7 100

1993 7,608 4,086 6,353 18,047 42.2 22,6 35.2 100

1994 8,45 4,392 6,558 19,4 43.6 22,6 33.8 100

1995 8,633 4,429 6,831 19,893 43.4 22,3 34.3 100

1996 8,735 4,667 6,984 20,386 42.8 22,9 34.3 100

1997 8,299 4,911 7,152 20,362 40.8 24,1 35.1 100

1998 8,461 4,928 7,483 20,872 40.5 23,6 35.9 100

1999 8,872 4,874 7,667 21,413 41.4 22,8 35.8 100

2000 7,103 5,051 8,425 20,579 34.5 24,5 40.9 100

2001 7,217 4,807 8,342 20,366 35.4 23,6 41 100

2002 7,458 3,954 9,942 21i354 34.9 18,5 46.6 100

2003 7,165 3,846 10,136 21,147 33.9 18,2 47.9 100

2004 7,484 4,616 10,775 22,875 32.7 20,1 47.2 100

Kaynak: http://www.hazine.gov.tr/stat/egosterge/III_5xls., Erişim: 23.08.2006; TOBB, Ekonomik Rapor 2003, 59.Genel Kurul, Ankara, 2004, s. 120.

Đşgücüne katılım oranı, 1997-2002 dönemi boyunca sürekli düşerken, 2002-2004

döneminde nispeten artış kaydetmiş ve 2005 yılında düşme eğilimine girmiştir.

Tablo-17’den istihdamın sektörel dağılımı incelendiğinde, 1990 ve 1991 yılında

tarım sektörü istihdam içindeki mutlak üstünlüğünü korurken, 1992-1999 döneminde

tarım kesiminin istihdam içinde payı sürekli olarak düşmüş, aynı dönemde sanayi ve

hizmet sektörlerinin toplam istihdamdan aldıkları pay yükselmiştir. 1999 yılında

tarım sektörü istihdamında göreceli bir artış görülmekle birlikte, takip eden yıllarda

145 TOBB, ‘‘Ekonomik Forum’’, TOBB Dergisi, 1997, Yıl: 4, Sayı: 4, s. 14-15.

Page 100: 229471

85

yeniden düşüş eğilimi görülmektedir. Sanayi sektörünün istihdam içindeki payı,

1990-2004 döneminde % 24,5 ve % 18,2 aralığında seyrederek ortalama % 21,8 gibi

bir düzeyde kalmıştır. Hizmet sektörünün istihdam içindeki payı ise, 2004 yılında

1990 yılındaki % 33’lük paya göre % 14’lük artış kaydetmiştir. Türkiye’de 2004

yılında GSMH’nin % 11’inin üretildiği tarım kesimi, sektörler arasında en küçük

paya sahipken, aynı yıl sektörlere göre çalışan işgücünün istihdamına bakıldığında,

toplam istihdamdan aldığı % 32,7’lik payla bu sektör, ikinci sırada yer almaktadır.

Bu oran, tarım sektöründeki gizli işsizliğe işaret etmektedir.

Tarım sektöründe çalışan işgücünün yıllar itibariyle düştüğü ve tarım

sektöründen kopan işgücünün, başta hizmetler sektörü olmak üzere sanayi sektörüne

kaydığı görülmektedir. Kırdan kente yönelik göçler, sektörler arası işgücü

transferinde önemli yer tutmaktadır.

2.2.3. Dış Ticarette Yapısal Dönüşüm

Ekonomik kalkınma sürecinde, göreli ağırlığı artan hizmet sektörünün, gelişen

teknolojiye paralel olarak, küreselleşmeyle birlikte, önemi artmıştır. Bu süreçte, daha

önceleri dış ticarette payı az olan sektörlerin payında yükselme veya yeni hizmet

sektörlerinin oluşması ile doğrudan yabancı yatırımlardan hizmet sektörünün aldığı

payda artış söz konusu olmaktadır. Gelişmiş ülkelerin hizmet sektörüne olan

yatırımlarını, özellikle eğitimli ve ucuz işgücünün bulunduğu gelişmekte olan

ülkelere kaydırması ve hizmet ihtiyacını bu ülkelerden karşılaması söz konusu

olmaktadır. Hizmet ihracatı, ağırlıklı olarak turizmden oluşan Türkiye ekonomisi

için, yeni ihracat imkanlarının ortaya çıkması önem taşımaktadır.

1980 sonrası dışa açık sanayileşme modeli çerçevesinde Türkiye ekonomisi, dış

ticaret yapısında önemli dönüşümler yaşanmıştır. Bu dönemde ihracat, ithalat ve

dolayısıyla dış ticaret hacmi hızlı biçimde artmıştır. 1980 yılında 2,9 milyar dolar

olan ihracat, yılda ortalama % 13,9 büyüyerek, 2006 yılında 85,5 milyar dolara, 7,9

milyar dolar olan ithalat ise yılda ortalama % 11,6 artarak 138,6 milyar dolara

ulaşmıştır. Böylece, 1980 yılında 10,9 milyar dolar olan dış ticaret hacmi, 2006

yılında 224 milyar dolara yükselmiştir. 1980 yılında yaklaşık 70 milyar dolarlık

GSMH’si olan Türkiye ekonomisi, bunun ancak % 4’ü kadar ihracat, % 11’i kadar

Page 101: 229471

86

ithalat yaparken; 2006 yılında GSMH’sini 400 milyar dolara, ihracat ve ithalat

paylarını da sırasıyla % 21 ve % 35’e yükseltmiştir.

Tablo-18: Đhracat ve Đthalatın Sektörel Dağılımı (1950-2006)

ĐHRACATÇI ANA SEKTÖRLER (%)

ĐTHALAT MAL GRUPLARI (%)

Yıllar Tarım Madencilik Sanayi Yatırım

Malı Hammadde Tüketim

Malı

Đhracat/ GSMH (%)

Kişi Başına Đhracat (Dolar)

Đhracat/ Đthalat

1950 92,9 5,6 1,4 46,0 33,4 20,6 7,1 13 0,92 1960 76,0 6,1 17,9 52,2 38,3 9,5 3,5 12 0,68 1970 74,9 6,6 18,4 47,1 47,9 5,0 4,3 17 0,62 1980 57,4 6,6 36,0 20,0 77,9 2,2 4,2 65 0,36 1983 32,8 3,3 63,9 14,4 84,4 1,2 9,2 120 0,62 1984 24,5 3,4 72,1 13,9 84,0 2,1 11,7 145 0,66 1985 21,6 3,1 75,3 16,1 79,8 4,1 11,7 158 0,70 1986 25,3 3,3 71,4 21,4 74,1 4,3 9,8 145 0,67 1987 18,2 2,7 79,1 17,1 78,0 4,9 11,6 194 0,71 1988 20,1 3,2 76,7 18,6 77,1 4,3 12,8 217 0,81 1989 17,3 3,5 78,9 16,1 79,2 4,7 10,7 212 0,73 1990 17,4 2,5 79,9 18,1 72,4 9,3 8,5 231 0,58 1991 19,0 2,1 78,6 20,4 71,5 7,5 8,9 237 0,64 1992 14,5 1,8 83,5 21,1 70,8 7,7 9,2 252 0,64 1993 14,9 1,5 83,4 25,0 65,9 8,6 8,4 258 0,52 1994 12,7 1,5 85,7 22,4 71,2 5,9 13,8 300 0,77 1995 9,9 1,8 88,2 22,7 70,2 6,8 12,6 351 0,60 1996 9,3 1,6 88,4 23,7 65,9 10,1 12,6 371 0,5 1997 9,0 1,5 88,8 22,9 66,1 10,4 13,5 412 0,54 1998 8,7 1,3 89,2 23,1 64,4 11,7 13,1 415 0,58 1999 7,7 1,4 90,1 21,5 66,0 11,9 14,2 401 0,65 2000 6,0 1,4 91,9 20,9 66,1 12,7 13,8 412 0,50 2001 6,3 1,1 92,0 16,8 73,2 9,2 21,7 458 0,75 2002 4,9 1,1 93,5 16,3 73,0 9,5 19,7 520 0,69 2003 4,5 1,0 93,9 16,3 71,7 11,3 19,8 672 0,68 2004 4,0 1,0 94,3 17,8 69,3 12,4 20,9 884 0,64 2005 4,5 1,1 93,7 17,4 70,1 12,0 20,3 1.020 0,62 2006 4,0 1,3 93,8 16,2 71,7 11,6 21,8 1.153 0,62

Kaynak: http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gosterge/tr/1950-06/esg.htm Erişim:01.01.2007.

Tarım sektörünün ihracat içindeki ağırlığı, 1950-2006 döneminde belirgin şekilde

azalırken, sanayi ürünleri ihracatı önem kazanmıştır. 1950 yılında tarım ürünleri

ihracatı, toplam ihracatın % 92 gibi büyük bir bölümünü oluştururken, 2006 yılında

ihracatın ancak % 4’lük bölümü tarım kesimi tarafından gerçekleştirilmiştir. Aynı

şekilde, 1950 yılında ihracatın % 1,4’ünü gerçekleştiren sanayi kesiminin dış

ticaretteki payı, 2006 yılında % 93’e ulaşmıştır. Bu değerler, 1950-2006 döneminde

Türkiye dış ticaretinde yaşanan dönüşümün bir göstergesi niteliğindedir.

Page 102: 229471

87

1950-2006 döneminde Türkiye’ye ithal edilen malların niteliğinde de bir

dönüşüm yaşanmıştır. 1950 yılında ithalatın % 46’sını yatırım malları oluştururken,

bunu hammadde ve tüketim malı ithalatı izlemektedir. 2006 yılında ithal edilen mal

grupları sıralaması, hammadde lehine değişmiştir. Đthalatın % 71’i 2006 yılında

hammaddelerden oluşurken, bunu yatırım ve tüketim malları izlemektedir. 1983 ve

1984 yıllarında hammadde ithalatı maksimum düzeye ulaşırken, aynı yıllarda

tüketim malı ithalatının toplam ithalattaki payı yıllık ortalama % 1,6 ile sınırlı kalmış

ve yatırım malı ithalatında da ciddi bir düşüş yaşanmıştır.

1980 yılında toplam ihracat, ağırlıklı olarak tarımsal kesimce yapılırken,

ihracatın sadece % 36’si imalat sanayi tarafından gerçekleştirilmiştir. 1980-2005

yılları arasında, imalat sanayi ihracatı, yılda ortalama % 18,1 artarak 80 milyar dolara

ulaşmıştır. Dolayısıyla ihracat artışının neredeyse tamamı, imalat sanayi kesimi

tarafından gerçekleştirilirken, 2005 yılında imalat sanayi ihracatı toplam ihracatın %

94’ünü oluşturmaktadır.146

1980 yılında imalat sanayi ithalatının toplam ithalat içerisindeki payı % 59 iken,

bu oran 2006 yılında % 79’a yükselmiştir. Bu dönemde, imalat sanayi ithalatı, yılda

ortalama % 12,9 artarak 2005 yılında 109,5 milyar dolara yükselmiştir. Dış ticaret

hacminin hızla arttığı bu süreçte öne çıkan bir diğer gösterge, ihracatın ithalatı

karşılama oranıdır. 1980 yılında % 36’ya gerileyen bu oran, 1989 yılında % 72’yi

aşmış ve bu tarihten itibaren azalmaya başlamıştır.147 Tablo-18’e göre, ara malı

ithalatının toplam ithalat içerisindeki payı, 1980 yılında % 78 iken, 2006 yılında bu

oran % 71’e gerilemiştir. Ara malı ithalatının çok yüksek oranda olması, bir ülke

sanayisinin ithalata bağımlı olması anlamına gelmektedir. Orta ve uzun vadede ara

ve yatırım malı üreten sektörlerin üretim hacminin artması ve ekonomide bir bütün

olarak ithalat gereksiniminin azalması, böylece yurtiçi tasarruf hacminin artarak

altyapı, ar-ge, sağlık ve eğitim gibi harcamaların finanse edilebilmesi söz konusu

olabilecektir.

146 Ali Eşiyok, ‘‘AB Sürecinde Türkiye’de Bölgesel Kalkınma Farklılıkları, Büyüme Kutupları, Sanayinin Mekansal Dağılımı ve Bölgesel Gelir’’, Ankara: Türkiye Kalkınma Bankası A. Ş. Yayını, GA- 05- 07- 20, Ekim 2005, s. 18-20. 147 Eşiyok, a.g.e., s. 21.

Page 103: 229471

88

2004 ve sonrasında ara malı ithalatının toplam ithalat içerisindeki payının

artmasında, sektörel değişimlerin etkisi bulunmaktadır. Söz konusu değişimler,

tekstil, hazır giyim, sebze meyve gibi geleneksel sektörlerin üretim ve özellikle

ihracat içinde göreli paylarının azalmaya başlaması, buna karşın sermaye yoğun

üretim yapılan yüksek, orta-yüksek teknoloji grubuna giren sektörlerin söz konusu

alanlarda kademeli olarak ön plana çıkması şeklinde kendini göstermektedir.148

Đthalat bağımlılığı yüksek olan orta ve yüksek teknolojili üretim sektörlerinde üretim

artış hızının geleneksel sektörlerin önüne geçmesi, ara malı ithalatının toplam

ithalattaki payını artırıcı etki yapmaktadır.

2.2.4. Türkiye Ekonomisinde Yapısal Değişim ve Kentleşme Sonuçları

Türkiye kırsal kesiminde nüfus, yüksek doğurganlık eğiliminden ötürü, hızlı bir

şekilde artmaktadır. Bu eğilim, 1927 ile 2007 arasında sayım yıllarına göre, kentsel

ve kırsal nüfus ile toplam nüfus içindeki kır-kent payını gösteren Tablo-19’dan

izlenmektedir.

Tablo-19: Yıllar Đtibariyle Türkiye’de Toplam Nüfus, Kent-Kır Ayrımı (1927-2007)

Yıllar Toplam Nüfus

Kentsel Nüfus (bin)

% Kırsal Nüfus (bin)

%

1927 13.448.270 3.306 24,2 10.342 75,8 1935 16.158.018 3.803 23,5 12.355 76,5 1940 17.820.950 4.346 24,4 13.475 75,6 1945 18.790.174 4.687 24 14.103 75,1 1950 20.947.188 5.244 25 15.703 75 1955 24.064.763 6.927 28,8 17.138 71,2 1960 27.754.820 8.860 31,9 18.895 68,1 1965 31.391.421 10.806 34,4 20.585 65,6 1970 35.605.176 13.691 38,5 21.914 61,5 1975 40.347.719 16.869 41,8 23.479 58,2 1980 44.736.957 19.645 43,9 25.092 56,1 1985 50.664.458 26.866 43 23.799 47 1990 56.473.035 33.326 59 23.147 41 2000 67.803.927 44.006 65 23.797 35 2007 70.586.256 49.747 70,5 20.838 29,5

Kaynak:http://report.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?adnks=&report=turkiye_il_koy_sehir.RDF&p_kod=1&desformat=html&ENVID=adnksEnv, Erişim: 11.04.2008.

Türkiye nüfusu azalan bir oranla artmakta ve kent nüfusunun toplam nüfus

içindeki payı hızla büyümektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında, kırsal nüfusun genel

148 Eşiyok, a.g.e., s. 24.

Page 104: 229471

89

nüfus içindeki payı yüksektir. 1927 yılında kentli nüfusun genel nüfus içindeki payı

% 24,2 iken, kır nüfusu için bu pay % 75,8’dir. Ancak zaman içinde kentli nüfus

artarak, 1980 yılında % 43,9’a ulaşmıştır. Đlerleyen yıllarda nüfustaki değişme kırsal

alanlar aleyhine olmuştur. 1990 yılında toplam nüfusun % 59’unu kentli kesim

oluştururken, 2007 yılında bu oranın % 70,5 olduğu görülmektedir. 1990-1995

döneminde düşüşe geçen kentleşme hızı, 1990-2000 döneminde yeniden

yükselmiştir.

Türkiye’de kent nüfusunda 1950’lerden sonra gözlenen hızlı artışın temel sebebi

göç olgusudur.149 Yani, kırsal alanda hızlı nüfus artışı ve bunun yanı sıra tarımsal

yapıda ortaya çıkan değişmeler, itici güçleri harekete geçirmiş ve kırsal nüfusun

tarımdan ayrılarak kentlere göçmesiyle hızlı bir kentleşme sürecine girilmiştir.150

Kent nüfusunun artış hızı, Türkiye nüfusunun artış hızından yüksek olduğu için

kentleşme oranı sürekli yükselmektedir.151

2.2.4.1. Göç Olgusu

1950’li yıllardan itibaren büyük oranda nüfus kitleleri, kentlere doğru göç

etmeye başlamıştır. Türkiye’deki kentleşmenin sanayileşmenin sonucu olmaktan çok,

demografik bir nitelik taşıyan göç olgusu kentsel alanlar üzerinde kırsallaştırma gibi

olumsuz bir etki yaratmaktadır. Türkiye kentlerinde yaşanan gecekondulaşma, konut

sıkıntısı, arazi spekülasyonu, çevre, kentlileşmeme, kentsel şiddet vb. sorunlar

artarak devam eden göçlerin belirgin sonuçlarıdır.

1950’li yıllardan başlayarak, kırdaki nüfus artışı, tarımda makineleşme ve belli

bölgelerde toprak sahipliği yapısında meydana gelen değişimlerle kırsal alanda

büyük bir kitlenin işsiz kalması ve yetersiz miktarda toprağa sahip duruma gelmesi

149 Nurgül Oktik, “Köyün Çekiciliği-Kentin Đticiliği”, Toplum ve Göç, DĐE ve Sosyoloji Derneği Yayınları, 1997, s. 81. 150 Sulhi Dönmezer, Toplumbilim, Beta Yayınları, Đstanbul, 1999, s. 75. 151 Rüstem Erkan, Kentleşme ve Sosyal Değişme, Bilimadamı Yayınları, Ankara, 2002, s. 109-110.

Page 105: 229471

90

sonucunda, bu alanlardan kentlere doğru hızlı ve yoğun bir göç olgusunu gündeme

getirmiştir.152

Türkiye’de iç göçler ve kentleşme olgusu bakımından iki eğilim mevcuttur.

Birincisi, liberal düşüncenin egemen olmaya çalıştığı, fakat kamunun öncülüğünün

sürdüğü 1950-1980 döneminde göçlerin varış noktasının hakim kentlere yöneldiği

kır-kent göçü tipidir. Đkincisi, kamunun üretimden vazgeçmesi, özelleşmesi ve

ekonominin uluslar arası nitelik kazanma sürecinde yaşanan kent-kent arası göçler ile

hakim kentlerin büyük kentlere dönüşmesinin yanı sıra, bölge çekim merkezlerinin

oluşma sürecidir.153 Kentten kente göçler, kırsal kesimde artan nüfustan kaynaklanan

geçim sıkıntısı, özellikle büyük kentlerdeki istihdam imkanları, kırsal ve kentsel

yaşama bölgeleri arasındaki sosyo-ekonomik farklılıklardan kaynaklanmaktadır.

Türkiye’de 1980’lerden itibaren nüfus dağılımı, kentler lehine değişmiş ve göç

olgusu, kentten kente de yaşanmaya başlamıştır. Türkiye’de içgöçlerin kent çekimli

bir yapıya dönüşmesinin nedenleri olarak şunlar sayılabilir:154

i. Eğitim örgütlenmesinin kentsel yerleşmelerde yaygınlaştırılması; kasaba, köy gibi

yerleşmelerdeki nüfusun eğitim talebinin artması; kentlerde eğitime ulaşmanın

kolaylaşması, ailenin eğitim harcamalarının azalması,

ii. Kamunun ekonomi politikaları ve yatırımı özendirici önlemleri nedeniyle köyle

birkaç büyük kent arasında engellerin oluşması ve aşamalı göçün başlaması,

iii. Türkiye’de göç veren bölgelerdeki kentsel yapıların kırsal özellik taşıması,

iv. 1960’lı yıllarda başlayan dış göçe katılanların, gelirlerini göç ettikleri bölgelere

transfer etmeleri, ancak zaman içinde, bunların hem tasarruflarını daha iyi

değerlendirmek, hem de çocuklarını daha iyi yetiştirmek için aşamalı göçe

katılmaları,

152 Oktik, a.g.e., s. 84. 153 Mümtaz Peker, “Türkiye’de Đçgöçün Değişen Yapısı”, 75 Yılda Köylerden Şehirlere, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Đstanbul, 1999, s. 295. 154 Hayati Doğanay, “Türkiye’de Đçgöçler Sorunu ve Başlıca Sonuçları”, T.C. Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu, Türkiye Aile Yıllığı, Ankara, 1991, s. 70.

Page 106: 229471

91

v. Az nüfuslu kentsel yerleşmelerdeki sermaye sahiplerinin, bir üst denetim

merkezindeki olanakları değerlendirme arzusu ile kent-kent göçüne katılmaları.

Bir taraftan kentsel nüfus doğal nüfus artışıyla artarken, diğer yandan da kırsal

kesimdeki hızlı doğal nüfus artışı göç yoluyla kentsel nüfusa baskı yapmaktadır.

Türkiye’de göçün büyük kentlere doğru olması, kentleşmenin bir özelliğidir.

Kentleşme yurt düzeyinde dengeli bir şekilde dağılmak yerine, büyük yerleşme

merkezlerine yönelmektedir. Yığılma, genellikle 100.000 ve daha fazla nüfusu olan

kentlere doğru olmaktadır.155 Göçün bu şekilde yığılmalara neden olması, bölgeler

arasında farklılıklara yol açmaktadır. Bölgelerarası farklılıklar, Türkiye’de

kentleşmenin belirgin bir özelliğidir. Bazı bölgeler arasında, hem büyük kentlerin

dağılışı, hem de genel olarak kentleşme durumu ve hızı bakımından görülen farklar

oldukça dikkat çekicidir.

Tablo-20: Türkiye Kır-Kent Ayrımında Bölgesel Nüfus Değişimleri

1990 Genel Nüfus Sayımı Sonuçları (bin kişi)

2000 Genel Nüfus Sayımı Sonuçları (bin kişi)

2007 Genel Nüfus Sayımı Sonuçları (bin kişi) Bölgeler

Toplam Şehir Kırsal Toplam Şehir Kırsal Toplam Şehir Kırsal

Marmara 13295 10350 2945 17351 13739 3611 20724 16773 3951

Ege 7594 4344 3250 8953 5517 3435 9299 6246 3052

Akdeniz 7026 4051 2974 8723 5239 3484 9024 5890 3134

Đç Anadolu 9913 6412 3500 11625 8046 3578 11327 8885 2442

Karadeniz 8136 3337 4799 8439 4143 4295 7462 4135 3327

D. Anadolu 5348 2285 3062 6147 3267 2879 5694 3168 2526

G. Doğu 5157 2873 2283 6604 4154 2449 7052 4647 2404

Toplam 56473 33656 22816 67844 44109 23735 70586 49747 20838

Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=3894&tb_id=1, Erişim: 11.04.2008; http://www.dpt.gov.tr/bgyu/bgr/dg/nufus.htm, Erişim: 11.04.2008.

Tablo-20’de görüldüğü gibi, nüfus artış hızı en fazla olan bölge Marmara

Bölgesi, en az olan bölge ise Karadeniz Bölgesi’dir. 1990-2000 döneminde

Türkiye’de yıllık nüfus artış hızı % 1,83 iken, Marmara Bölgesinde % 2,6’dır.

Marmara Bölgesi’nde doğurganlık oranının düşük oluşu, bu bölgenin diğer

bölgelerden yoğun olarak göç aldığını ortaya koymaktadır.156 Bölgesel farklılıklar,

155 Đsmail Kılınç, “Türkiye’de Kentleşmenin Özellikleri”, TODAĐE, Cilt: 26, Sayı: 2, 1993, s. 158. 156 Erkan, Kentleşme ve Sosyal Değişme, a.g.e., s. 112.

Page 107: 229471

92

ülkenin coğrafi yapısı, tarihi özellikleri, ekonomik ve sosyal farklılıklarının yanı sıra

iklim koşullarından kaynaklanmaktadır. Kamu hizmetleri ve yatırımları açısından,

Türkiye’de doğu ile batı arasındaki fark yüksektir. Böylece, büyük kentlere yönelen

göçün önemli bir nedeni olarak, bölgeler arasındaki kaynak, gelişme ve hizmet

dengesizlikleri gündeme gelmektedir.

Türkiye’de iç göçler, ekonomik yönden geri kalmış doğu bölgelerinden, gelişmiş

batı bölgeleri doğrultusunda gerçekleşmektedir.157 Türkiye’de bölgeler itibariyle

ekonomik kalkınma bakımından farklılıklar vardır. Ülkenin doğusunda geri kalmış

bölgeler, batısında ise gelişmiş bölgeler yer almaktadır.

2.2.4.2. Türkiye’de Hızlı Kentleşmenin Sonuçları

Đkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda, Türkiye hızlı bir kentleşme süreci

yaşamıştır. Hızlı nüfus artışı, sanayileşme hareketleri, tarımda makineleşme, işsizlik,

ekonomik ve sosyal alanlardaki gelişmeler, kentleşmeyi hızlandıran sebepler

arasında sayılmaktadır. Kentleşme sürecinde tarıma dayalı toplum yapısından çıkıp,

sanayi ve hizmet toplumu olabilme yolunda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu

gelişmelere karşılık, plansız sanayileşme ve kentleşme sonucu, sorunlar gündeme

gelmiştir.

1950’lerden itibaren, Türkiye’de kent yönetimleri, artan nüfusun, yol, su,

kanalizasyon, ulaşım, ısınma, çöp toplama, yeşil alan gibi acil ihtiyaçlarını

karşılamaya çalışırken, göçmenlerin kurdukları gecekondu alanlarındaki gelişmeleri

meşrulaştırma ve bu alanlara minimum altyapı sağlama sorunlarıyla karşı karşıya

kalmıştır.158 Göçmenlerin kent merkezi dışında yerleşerek kendine özgü bir kamusal

ortam yaratması, saçaklanma olarak da tanımlanan kent topraklarının kent hukuku

dışında üretilmesi sürecini de beraberinde getirmiştir.159 Kent çevresinde kaçak

157 Türk Tarih Vakfı, Türkiye’de Đç göç: Sorunsal Alanları ve Araştırma Yöntemleri, Bolu, 1998, s. 78. 158 Đlhan Tekeli, Belediyecilik Yazıları (1976-1991), IULA-EMME Yayını, Đstanbul, 1992, s. 133. 159 Mübeccel Kıray, Kentleşme Yazıları, Bağlam Yayıncılık, Đstanbul,1994, s. 160-164.

Page 108: 229471

93

yapıların toplanmasıyla, genellikle hazine arazileri üzerine kurdukları gecekondu

mahalleleri, 1980’lerin sonlarında göçmen belediyelikleri olarak tanımlanabilecek

büyük yerleşim birimlerine dönüşmüştür. Bu bağlamda, 1950 sonrasında Türkiye

gündemine girmeye başlayan ve 1990’lara gelindiğinde, artık ülkenin sosyal, hukuki,

siyasal ve ekonomik yapısını doğrudan etkileyebilecek ölçülere varan

gecekondulaşma, en önemli sorunlardan biri haline gelmiştir.160

Kentleşme ile ekonomik kalkınma arasında doğrudan bir ilişki vardır.

Sanayileşmiş ülkelerde sanayinin kentlerde yarattığı çekim, kırda serbest bıraktığı

işgücü ile dengedeyken, Türkiye gibi azgelişmiş ülkelerde kentin çekim gücüyle,

kırdan serbest bırakılan işgücü arasında ciddi bir dengesizlik olduğu görülmektedir.

Bu dengesizlik, kentleşmenin düzensiz ve sağlıksız biçimde gerçekleşmesinin de

temel nedenlerinden biridir.161 Türkiye’de kentleşme büyük kentlerin daha çok

büyümelerine neden olmaktadır.

160 Atakan Okutan, Türkiye’de Kentleşme ve Siyasal Yapı, Türk Demokrasi Vakfı, Ankara, 1995, s. 38. 161 Erol Demir, “Banliyöleşme ve Kent Đçi Göç: Ankara’nın Đki Toplu Konut Banliyösünün Karşılaştırılması”, Toplum ve Göç, DĐE Yayını, Ankara, 1997, s. 163.

Page 109: 229471

III. BÖLÜM: KOCAELĐ ĐMALAT SANAYĐ PROFĐLĐ

3.1. Kocaeli Đli Ekonomik ve Sosyal Yapısı

Kocaeli, Marmara Bölgesi’nin doğusunda, Đstanbul ve Sakarya illeri arasında,

Asya’yı Avrupa’ya bağlayan bir kavşak konumundadır. Kuzeyinde Karadeniz,

güneyinde ise Marmara Denizi bulunmaktadır. Yüzölçümü, 3.968 km2’dir.

Đl, sanayi sektöründen sonra önem arz eden hizmetler sektörü ve özellikle de

ticaret, ulaşım, haberleşme alanlarında büyük gelişme göstermiştir. Avrupa ve Orta

Doğu’ya yapılmakta olan kara ve demiryolu taşıyıcılığın yanı sıra, limanların

kullanımı da önemli boyutlara ulaşmıştır. Đstanbul’a 85 km. mesafede bulunan

Kocaeli’de, 5’i kamu limanı ve 35 özel iskele ile deniz ulaşım olanakları mevcuttur.

Uluslararası bir fuar merkezi, Kartepe kış turizmi, tracking, Đzmit Körfezi,

Sapanca Gölü, Karadeniz kıyılarında bulunan Kefken ve Kerpe ile Kocaeli, aynı

zamanda bir turizm kentidir. Av turizmi açısından çok elverişli bir konuma sahiptir.

Đl’de bulunan 34 adet stadyum, 3 spor salonu, 2 kapalı yüzme havuzu, 1 otomobil

pisti, 4 yelken- kürek parkuru ve 7 tenis kortu ile birçok spor aktivitesi bir arada

yapılabilmektedir.162 Yüzölçümü bakımından küçük olmasına rağmen, doğal plajları,

yaylaları, tarihi eserleriyle turizm bakımından oldukça gelişmiştir. Tiyatrolar,

sinemalar, kültür merkezleri, sanatçı toplulukları, basın, sanatsal ve kültürel

yayınlarla Kocaeli, çağdaş bir kenttir.

3.1.1. Nüfus

22 Ekim 2000 tarihinde yapılan 14. Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre,

Türkiye nüfusu 1990 yılına göre % 20,06 oranında artış göstererek 67 milyon 844

bin 903 kişiye ulaşırken, Kocaeli’nin genel nüfusu 1 milyon 206 bin 85 kişi olarak

tespit edilmiştir. 1990 yılına göre yıllık nüfus artış hızı % 2,7 olan Kocaeli’nin

yüzölçümü 3.625,29 km²’dir. Đlde nüfus yoğunluğu bakımından 1990 yılında, km²’ye

255 kişi düşerken, bu değer 2000 yılında 334 kişiye yükselmiştir.

162 http://www.kosano.org.tr/common/default.asp?id=63, Erişim: 01.10.2007.

Page 110: 229471

95

Tablo-21: Yıllar Đtibariyle Kocaeli Đlçe Merkezlerine Göre Nüfus Sayımı

Sonuçları (kişi)

Genel Nüfus Sayımı 1990 (*) 2000 (*) 2007 (**) Merkez 307.674 373.034 447.898 Gebze 257.076 421.932 521.291 Gölcük 111.408 107.615 131.992 Kandıra 49.975 52.418 47.322 Karamürsel 40.147 48.505 48.831 Körfez 84.492 105.295 123.289 Derince 69.483 97.283 117.303 TOPLAM 920.255 1.206.085 1.437.926

Kaynak:**http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitimapp/adnks.zul, *http://www.dpt.gov.tr/bgyu/bgr/dg/nufus.htm; Erişim: 10.02.2008. 1990-2000 döneminde şehir nüfusunun yıllık nüfus artışı % 0,25 olarak

gözlenmektedir. 2000 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre, merkez ilçe Đzmit’in yıllık

nüfus artış oranı ‰ 19,26’dır. Söz konusu dönemde yıllık nüfus artışının en yüksek

olduğu ilçe merkezi ‰ 49,53 ile Gebze’dir. Bu ilçe merkezini, yıllık nüfus artış hızı

‰ 33,64 olan Derince, ‰ 19,26 ile Đzmit ve ‰ 18,91 ile Karamürsel izlemektedir.

2000 genel nüfus sayımı ve 2007 adrese dayalı nüfus sayımı sonuçlarına göre,

2000-2007 dönemi boyunca Kocaeli nüfusu, toplamda % 19,22 oranında artmıştır.

Nüfusun en fazla oranda arttığı ilçe merkezleri, sırasıyla, % 23,54 ile Gebze, % 22,65

ile Gölcük, % 20,57 ile Derince, % 20,06 ile Đzmit ve % 17,08 ile Körfez’dir.

Kandıra nüfusu takip eden 7 yıllık dönem boyunca % 9,72 oranında azalmıştır.

Karamürsel nüfusu % 0,67’lik bir artışla durağan bir yapı sergilemektedir.

Tablo-22: Yıllar Đtibariyle Yerleşim Birimlerine Göre Toplam Nüfus (kişi)

(Kişi) (Yüzde) Yıllar Kesim

Kocaeli Marmara Bölgesi Türkiye Kocaeli

Marmara Bölgesi Türkiye

Toplam 920.255 13.295.878 56.473.035 100 100 100 Şehir 579.681 10.350.307 33.656.275 62,99 77,85 59,60

1990 Köy 340.574 2.945.571 22.816.760 37,01 22,15 40,40 Toplam 1.206.085 17.351.417 67.844.903 100 100 100 Şehir 722.905 13.739.470 44.109.336 59,94 79,18 65,01

2000 Köy 483.180 3.611.947 23.735.567 40,06 20,82 34,99 Toplam 1.437.926 20.724.950 70.586.256 100 100 100 Şehir 894.242 16.773.292 49.747.859 62,19 80,93 70,48

2007 Köy 543.684 3.951.658 20.838.397 37,81 19,07 29,52

Page 111: 229471

96

Kaynak:*http://www.dpt.gov.tr/bgyu/bgr/dg/nufus.htm; **http://report.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?adnks=&report=turkiye_il_koy_sehir.RDF&p_kod=1&desformat=html&ENVID=adnksEnv, Erişim: 10.02.2008.

1990 yılında Kocaeli toplam nüfusunun % 37’si köy ve bucaklarda yaşıyorken,

bu oran Marmara Bölgesi’nde % 22,15, Türkiye’de ise % 40,4 olarak

gerçekleşmiştir. 2000 yılında Kocaeli’deki toplam nüfusun % 40,6’sı bucak ve

köylerde yaşarken, Marmara Bölgesi’nde bu oran, bir önceki sayım sonuçlarına göre

% 1,34 ve benzer şekilde Türkiye’de % 5,2 oranında düşmüştür. 2007 yılında

Kocaeli’de köy ve bucaklarda yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranı % 37,81 ile 2000

yılına göre 2,25 puanlık düşüş kaydetmiştir. Aynı yılda Türkiye’de köy ve

bucaklarda yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranı 2000 yılına göre 5,46 puanlık bir

düşüş göstermiştir. Kocaeli’de köy ve bucaklarda yaşayanların toplam nüfusa oranı,

Türkiye’de benzer oranın üstündedir.

Kocaeli için şehirleşme oranı 1990 yılında % 63, 2000 yılında % 59,94 ve 2007

yılında % 62,19 olarak gerçekleşmiştir. 2000 yılında Kocaeli’de şehirleşme oranında

görülen düşüşün sebebi olarak, 1999 yılında yaşanan büyük Marmara Depremi

görülebilir. Marmara Bölgesi’nde 2000 ve 2007 yıllarında bir önceki döneme göre

şehirleşme oranı ortalama % 2 oranında artarken, Türkiye genelinde bu ortalama %

5’i bulmaktadır.

Marmara Bölgesi’ndeki illerin net göç miktarları, 1975 ve 2000 yılları arasında 4

dönemde incelenmiştir. 1985-1990 döneminde net göç hızı en yüksek il olan

Kocaeli’yi, Đstanbul ve Bursa izlemektedir. Ele alınan 3 dönem boyunca Kocaeli’nin

net göç hızı pozitif ve yüksek değerler sergilerken, 1995-2000 döneminde yaşanan

depremin etkisiyle net göç hızı sıfıra yaklaşmış ve Kocaeli’nin aldığı göç ile verdiği

göç miktarı birbirini dengelemiştir.

Tablo-23: Marmara Bölgesi'ndeki Đllerin 1995-2000 Dönemi Net Göç Hızlarına Göre Sıralanışı

1975-1980 1980-1985 1985-1990 1995-2000

Sıra No

2000 Yılı Daimi Đkametgah Net Göç

Net Göç Hızı ‰ Net Göç

Net Göç Hızı ‰ Net Göç

Net Göç Hızı ‰ Net Göç

Net Göç Hızı ‰

Page 112: 229471

97

1 Tekirdağ 4 849 16,5 3 438 10,3 17 907 46,7 51 335 96,8

4 Bilecik - 394 -3,0 1 095 7,9 3 009 19,6 10 105 57,9

5 Đstanbul 288653 73,4 297598 60,5 656677 107,6 407448 46,1

6 Bursa 58 720 61,0 47 434 41,1 83 641 61,6 85 325 45,1

9 Çanakkale - 1 408 -4,0 - 1 834 -4,9 - 2 042 -5,2 11 491 27,4

14 Kırklareli - 3 170 -13,4 - 2 252 -8,9 - 5 510 -20,7 5 270 18,0

18 Balıkesir - 6 020 -7,8 3 260 3,9 4 848 5,4 4 804 4,9

19 Yalova (1) * * * * * * 514 3,5

23 Kocaeli 53 640 112,9 41 287 67,0 83 262 108,2 211 0,2

36 Edirne - 2 783 -9,0 - 5 515 -16,5 - 7 493 -21,2 - 5 106 -14,0

43 Sakarya 4 315 9,1 7 082 13,2 6 353 10,5 -15898 -23,1

Kaynak:http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=163, Erişim: 10.02.2008.

DPT tarafından 1996 yılında, illerin sosyoekonomik gelişmişlik indeksi

sıralamasında Kocaeli; Đstanbul, Đzmir ve Ankara’dan sonra 4. sırada gelmektedir.

DPT tarafından 2003 yılında tekrarlanan çalışma sonuçları Kocaeli için, 1996

yılındaki sonuçlarla benzerlik göstermektedir.163 Aynı araştırmaya göre; Kocaeli,

Đstanbul, Đzmir, Ankara ve Bursa, birinci derecede gelişmiş iller grubuna dahil

olmaktadır. Kocaeli ve Bursa kendilerine özgü içsel özellikler taşımakla beraber,

Đstanbul metropolitan bölgesinin hinterlandında yer alarak Đstanbul’un sanayi

yayılma alanı özelliği taşımaktadırlar.

3.1.2. Kişi Başına GSYĐH Kocaeli’de 1990 yılında 6992 dolar olan kişi başına GSYĐH, 1990-2001

döneminde dalgalı bir seyir izlemekle birlikte mutlak olarak azalmıştır. Ele alınan

dönemde, kişi başına GSYĐH yıllık ortalama 7072 dolar seviyesindedir.

Tablo-24: Kocaeli’de Kişi Başına GSYĐH ve Değişim Oranı Yıllar 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 Değer (dolar) 6.992 6.951 7.274 7.947 5.924 7.349 7.096 7.882 7.501 6.236 7.556 6.165

Değişim % * -0,59 4,65 9,25 -25,4 24,0 -3,44 11,0 -4,83 -16,8 21,1 -18,4

Kaynak:http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?ulusalhesaplardb2=&report=i_tablo3_il.RDF&p_tur=3&p_f1=1&p_f2=5&p_il1=41&desformat=html&p_kod=9&ENVID=ulusalhesaplardb2Env, Erişim: 10.02.2008.

163 DPT, Đllerin Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, a.g.e., s. 63-65.

Page 113: 229471

98

3.1.3. Đstihdam

Türkiye Đş Kurumu Kocaeli Đl Müdürlüğü verilerine göre, 2001, 2005 ve 2006

yılları işe yerleşme oranının en fazla olduğu yıllardır. 2006 yılında iş başvurusu

yapanların % 19’u işe yerleşirken, bu yılda toplam iş başvuru adedinin, 2005 yılına

göre % 11 oranında düştüğü görülmektedir.

Tablo-25: Yıllar Đtibariyle Kocaeli’de Đş Başvurusu ve Đşe Yerleşme

Yıllar 2000 2001 2002 2003 2004 2005

Đşe Başvuran Sayısı 18077 18288 18493 24217 28.303 24.729Đşe Yerleştirilen Sayısı 2757 2252 1375 2479 4009 5369Đşe Yerleşme Oranı % 15,25 27,17 7,44 10,24 14,16 21,71Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 42; ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2005, Yayın No: 2005/7, Kocaeli, s. 12.

Kocaeli 2000 yılı toplam istihdamın % 52’sini ücretli kesim oluşturmaktadır.

Gerek Kocaeli’de, gerekse Marmara Bölgesi’nde bu pay, Türkiye’deki ücretli

çalışanların toplam istihdama oranından daha yüksektir. Đstihdam edilen nüfusta

kadınların % 25’i, erkeklerin ise % 67,3’ü ücretli olarak çalışmaktadır. Kadınların %

0,6’sı, erkeklerin % 2,9’u işveren pozisyonundadır. Đstihdam edilen kadın

nüfusunun % 68’i, erkeklerin sadece % 9’u ücretsiz aile işçisi olarak

çalışmaktadır.164 Kocaeli’de ücretli çalışan kadınların toplam istihdama oranı,

Marmara Bölgesi ve Türkiye’deki oranın altındadır.

Tablo-26: Kocaeli, Marmara Bölgesi ve Türkiye Đstihdam Göstergeleri, 2000

DEĞĐŞKEN Kocaeli Marmara Bölgesi Türkiye

Tarım Đş Kolunda Çalışanların Top. Đstihdama Oranı 39,04 25,33 48,38

Sanayi Đş Kolunda Çalışanların Top. Đstihdama Oranı 20,32 25,67 13,35

Ticaret Đş Kolunda Çalışanların Top. Đstihdama Oranı 9,21 14,28 9,67

Mali Kurumlar Đş Kolunda Çalş. Top. Đstihdama Oranı 2,71 5,39 3,11

Ücretli Çalışanların Toplam Đstihdama Oranı 52,84 62,23 43,52

Ücretli Çalışan Kadınların Toplam Đstihdama Oranı 8,53 14,68 8,81

ĐST

ĐHD

AM

(%

)

Đşverenlerin Toplam Đstihdama Oranı 2,16 4,29 2,61 Kaynak: DPT, Đllerin Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, Yayın No: 2671, Ankara: 2003, s. 202.

3.1.4. Eğitim

164 DPT, ‘‘Temel Ekonomik Göstergeler’’ www.dpt.gov.tr/bgyu Erişim: 03.02.2007.

Page 114: 229471

99

Kocaeli’de 2000 yılında % 92,04 olan okur yazar oranı, Türkiye ortalamasının

üstündedir. Aynı şekilde, okur yazar kadın nüfusun toplam kadın nüfusa oranı %

87,13 ile % 80,62 olan Türkiye ortalamasından yüksektir. Üniversite mezunlarının

22+ yaş nüfusa oranı % 7,60 ile % 8,42 olan Türkiye ortalamasının biraz altında

kalmaktadır. Đlkokullar okullaşma oranı % 109,36 ile % 98,01 olan Türkiye

ortalamasının epey üstündedir. Lise okullaşma oranı % 39,15 ile % 36,92 olan

Türkiye ortalamasının üstündedir. Asıl dikkat çeken nokta, mesleki ve teknik lise

okullaşma oranıdır. Bu oran % 33,84 ile % 20, 49 olan Türkiye ortalamasının çok

üstündedir.165 Bu gösterge, sanayisi gelişmiş bir il olan Kocaeli için, sanayide ihtiyaç

duyulan ara eleman ihtiyacının giderilmesinde önem teşkil etmektedir. Gelişen

sanayi, beraberinde mesleki alanda uzmanlaşmayı ve lise düzeyinde teknik eğitimin

gelişmesine sebebiyet vermektedir. Marmara Bölgesi ortalamasının da üstünde olan

mesleki ve teknik liseler okullaşma oranı, Kocaeli sanayisi için bir avantaj teşkil

etmektedir. Kocaeli’nin sanayi açısından gelişmesinin bir sonucu olarak bölgede

birçok teknik lise ve meslek lisesi mevcuttur.

Tablo-27: 2003-2007 Dönemi Kocaeli’de Eğitim

Dönem Öğrenci Sayısı 2003-2004 (*) 240010 2004-2005 (*) 258817 2005-2006 (**) 277817 2006-2007 (**) 284605 Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 20; ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2005, Yayın No: 2005/7, Kocaeli, s. 3. (*) Okul Öncesi Eğitim,

2004-2005 eğitim-öğretim yılında, her 585 öğrenciye bir okul ve her 23

öğrenciye bir öğretmen düşmektedir. 2005-2006 eğitim-öğretim yılında, öğrenci

sayısı bir önceki yıla göre % 2,45 oranında artarken, okullar genelinde 27 öğrenciye

bir öğretmen düşmüştür. Bu oran 2006-2007 eğitim-öğretim döneminde

değişmemiştir.

Kocaeli Üniversitesi’nde 2007 yılında, 10 fakülte, 5 yüksekokul, 1 devlet

konservatuarı, 18 meslek yüksek okulu ve 3 enstitü mevcuttur. Üniversite

bünyesinde 2005-2006 eğitim-öğretim yılında 45783 öğrenci öğretim görmüşken,

2007 Şubat ayında öğrenci sayısı 50325’e ulaşmıştır. 2007 itibariyle, Kocaeli

165 DPT, ‘‘Temel Ekonomik Göstergeler’’, a.g.e.

Page 115: 229471

100

Üniversitesi’nde, 168 profesör, 92 doçent, 448 yardımcı doçent, 294 öğretim

görevlisi, 168 okutman, 693 araştırma görevlisi, 24 uzman olmak üzere toplam 1887

akademik personel görev yapmaktadır.

3.1.5. Sağlık

Kocaeli’de 9 devlet hastanesi, 1 üniversite uygulama ve araştırma hastanesi, 9

özel hastane olmak üzere toplam 19 hastane ve 105 sağlık ocağı ile 3 verem savaş

dispanseri, 6 adet tek branşlı tıp merkezi, 8 adet tıp merkezi ve 24 adet özel

poliklinik bulunmaktadır.

Tablo-28: Kocaeli’de Sağlık Bakanlığı’na Bağlı Sağlık Personeli Sayısı Sağlık Personeli 2005 2006 Uzman Hekim 917 952 Asistan 273 276 Pratisyen Hekim 537 565 Diş Hekimi 307 325 Eczacı 359 374 Hemşire 1688 1982 Ebe 746 776 Sağlık Teknisyeni 872 974 Toplam 5699 6224 Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 33.

Kocaeli’de hastanede doğum oranında 2000 yılından 2006 yılına % 2,4 oranında

artış olduğu görülmektedir. Bebek ölüm oranı, 2000-2006 döneminde genel olarak

düşme eğilimi gösterirken, anne ölüm oranı 2000 yılındaki % 0,13 olan düzeyinden,

2006 yılında % 0,35’e yükselmiştir.

Tablo-29: Kocaeli’de Seçilmiş Demografik Göstergeler (2000-2006)

Yıllar Bebek Ölüm ‰ Anne Ölüm ‰ Kaba Ölüm ‰ Hastanede Doğum

Oranı % 2000 10,5 13,1 2,5 96,1 2001 10,5 34,7 2,5 96,9 2002 10 28 2,6 97,4 2003 9,7 34,2 2,5 97,8

Page 116: 229471

101

2004 8,5 10,9 3,2 97,7 2005 6,9 31,4 3,2 98,1 2006 8 35 3,4 98,4 Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 37.

3.1.6. Refah Göstergeleri

Refah göstergeleri incelendiğinde, on bin kişiye düşen özel otomobil sayısı

Türkiye ortalaması ile benzerlik gösterirken, fert başına elektrik tüketim miktarı

Marmara Bölgesi’nin 2, Türkiye’nin 4 katı bir değere sahiptir. 2000 yılından 2005

yılına kadar yeşil karta sahip kişi sayısı % 11 oranında azalırken, 2006 yılında % 17

oranında artmış ve 92.099 kişiye ulaşmıştır.166 Bu artış Kocaeli’de sosyal

hizmetlerde katedilen mesafenin bir göstergesi niteliğindedir.

Tablo-30: Kocaeli Seçilmiş Refah Göstergeleri (2000)

DEĞĐŞKEN Kocaeli

Marmara Bölgesi

Türkiye

Kırsal Nüfus Başına Tarımsal Kredi Miktarı (YTL) 16 102 138 Fert Başına Sınai, Ticari ve Turizm Kredileri Miktarı (YTL) 776 859 392

Fert Başına Belediye Giderleri (YTL) 157 121 82 Fert Başına Genel Bütçe Gelirleri (YTL) 3 358 1146 464 Fert Başına Gelir ve Kurumlar Vergisi Miktarı (YTL) 299 366 165 Fert Başına Kamu Yatırımları Miktarı (YTL) 503 277 248

MA

ST

ER

GE

LE

R

Fert Başına Teşvik Belgeli Yatırım Tutarı (YTL) 5 042 4772 2668 Onbin Kişiye Düşen Özel Otomobil Sayısı (Adet) 637 876 652 Onbin Kişiye Düşen Motorlu Kara Taşıtı Sayısı (Adet) 968 1234 1056 Fert Başına Elektrik Tüketim Miktarı (Mws) 4,65 2 1 Fert Başına Telefon Kontör Değeri (Adet) 2 261 3045 1852

RE

FA

H

Yeşil Karta Sahip Nüfus Oranı (%) 7,29 6 15 Kaynak: DPT, Đllerin Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, Yayın No: 2671, Ankara: 2003, s. 202.

166 ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 36.

Page 117: 229471

102

Kocaeli’de fert başına belediye giderleri, Marmara Bölgesi ve Türkiye’nin

üstündedir. Kocaeli için dikkat çekici bir diğer nokta, fert başına genel bütçe

gelirlerinin oldukça yüksek oluşudur. 2000 yılı verilerine göre fert başına kamu

yatırım miktarı Marmara Bölgesi ve Türkiye’dekinin iki katı kadardır. Fert başına

gelir açısından 1997’den beri ülke genelinde birinci sırada yer alan Kocaeli, Türkiye

ortalamasının yaklaşık iki buçuk katı kişi başı gelire sahiptir. Genel bütçe ve vergi

gelirlerine katkısı bakımından da Kocaeli % 17,41 ile Türkiye sıralamasında 2. sırada

yer almaktadır. Kocaeli’nin 2000 yılında toplam GSYĐH’dan aldığı pay % 4,55 iken,

Marmara Bölgesi’nin toplam GSYĐH içindeki payı, aynı yıl % 37,04’tür.

Tablo-31: Kocaeli'de Vergi Tahakkuk ve Tahsilat Oranları (2001-2006, Bin YTL)

Yıllar 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Tahakkuk 6.712.800 11.103.004 14.578.135 15.152.139 18.228.002 21.224.943 Tahsilat 6.495.870 10.828.820 14.261.523 14.820.082 17.863.092 20.491.980 Oran % 97 98 98 98 98 97 Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 45.

Kocaeli’de 2001-2006 dönemi vergi tahsilat oranı, yıllık ortalama % 98

düzeyinde gerçekleşmiştir. Türkiye’de 2006 yılı vergi gelirlerinin % 12,4’lük bölümü

Kocaeli ilinden karşılanmıştır.

3.1.7. Finans

Kocaeli’de 2000 yılında 129 banka şubesi mevcutken, 2007 yılında banka şubesi

sayısı 140’a çıkmıştır.167 Đl’de toplam mevduat, 2003-2006 döneminde genel olarak

yükselme eğilimi göstermektedir. Kredi kullanımında 2004 yılında % 76 oranında

artış görülmekle birlikte, 2006 yılında toplam banka kredileri nispeten gerilemiştir.

Tablo-32: Kocaeli Toplam Banka Kredisi ve Mevduatı (2003-2006)

Yıllar 2003 2004 2005 2006 Banka Kredisi (Milyar TL) 2525364 4452686 3648598 3278911 Toplam Mevduat (Milyar TL) 2673044 3471282 3934774 4044864

167 http://www.tbb.org.tr/net/subeler/Default.aspx, Erişim: 11.02.2008.

Page 118: 229471

103

Kaynak: www.tbb.org.tr/turkce/dergi/dergi54/cografiagilim.pdf, Erişim:11.02.2008; www.bankaciyiz.biz/modules.php?name=News&file=article&sid=3121, Erişim: 11.02.2008.

Kocaeli’nin Türkiye banka mevduatı içindeki payı 2000 yılında % 2,03 iken

Marmara Bölgesi için bu oran % 52,26 olarak görülmektedir. Kırsal nüfus başına

tarımsal kredi miktarı, Türkiye ve Marmara Bölgesi’ne göre düşük seviyelerde

kalmaktadır. Fert başına ticari, sınai krediler ve turizm kredileri miktarı ise, tarımsal

kredi kullanımının aksine, ülke ortalamasının bir hayli üstünde seyretmektedir.

3.1.8. Sektörel Yapı

Tablo-33’e göre, Kocaeli’de tarım sektörünün GSYĐH’deki payı, 1994 ve 1995

yıllarında % 2,6 iken, 1996 yılında % 3,5’a yükselmiştir. 1997 ve 1998 yıllarında, %

2,9 olan bu oran 1999 yılında yeniden artış göstermiştir. 2000 ve 2001 yıllarında

tarım kesiminin GSYĐH içindeki payı, yeniden azalmıştır.

Tablo-33: Kocaeli’de Đktisadi Faaliyet Kollarına Göre GSYĐH

Yıllar Sektörler Değer(Milyon TL) Sektör Payları % Gelişme Hızı % Tarım 5.168.020 2,7 89,10 Sanayi 107.067.937 56,4 113,70

1994

Hizmet 78.285.933 40,9 91,87 Tarım 10.053.785 2,6 94,50 Sanayi 227.692.958 59,2 112,70

1995

Hizmet 147.713.303 38,2 88,68 Tarım 23.752.233 3,5 136,30 Sanayi 391.038.532 58,3 71,70

1996

Hizmet 259.238.657 38,2 75,50 Tarım 37.847.974 2,7 59,30 Sanayi 825.164.928 59 111,00

1997

Hizmet 536.880.520 38,3 107,10 Tarım 75.113.149 3,2 98,50 Sanayi 1.332.381.078 57,1 61,50

1998

Hizmet 931.872.505 39,7 73,57 Tarım 113.194.019 3,5 50,70 Sanayi 1.755.401.240 53,8 31,70

1999

Hizmet 1.380.967.032 42,7 48,19 Tarım 186.023.967 3,3 64,30

2000

Sanayi 3.015.385.962 53,2 71,80

Page 119: 229471

104

Hizmet 2.452.134.110 43,5 77,57 Tarım 230.313.889 2,5 23,80 Sanayi 5.363.226.482 58,5 77,90

2001

Hizmet 3.592.896.668 39 46,52

Kaynak:http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?ulusalhesaplardb2=&report=i_tablo3_il.RDF&p_tur=3&p_f1=1&p_f2=5&p_il1=41&desformat=html&p_kod=9&ENVID=ulusalhesaplardb2Env, Erişim: 10.02.2008.

Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre, 2000 yılında kırsal nüfus başına

tarımsal üretim değeri Kocaeli’de 487 YTL iken bu oran Marmara Bölgesi’nde 1.187

YTL ve Türkiye’de 1.124 YTL’dir. Türkiye tarımsal üretim toplamından Kocaeli’nin

aldığı pay % 0,88 iken, Marmara Bölgesi Türkiye tarımsal madde üretiminin %

16,13’ünü gerçekleştirmiştir.168

Sanayi sektörünün GSYĐH içindeki göreli yüksekliği, bütün dönemler boyunca

yüksek seyretmiştir. 1994-1997 döneminde Kocaeli ekonomisinde sanayi sektörünün

payı ortalama % 58,2 iken, bu oran 1998 yılında % 57’ye gerilemiştir. 1999 ve 2000

yıllarında sanayi üretimi en alt seviyeye gerilerken, 2001 yılında bu sektörünün

GSYĐH içindeki payı % 58’e yükselerek, 1994-1997 dönemindeki değerine

ulaşmıştır.

1994 yılında GSYĐH içinde hizmet kesiminin payı, % 41 iken, 1995 yılında bu

pay % 2,7 oranında azalmış, 1995-1997 dönemi boyunca % 38 olarak

gerçekleşmiştir. 1998 yılında hizmetler sektörünün GSYĐH içindeki payı % 1,4

oranında artmış, 1999-2000 döneminde bu pay, artarak devam etmiş, buna karşılık

2001 yılında 4,5 puanlık bir düşüş yaşamıştır.

Tablo-34: Kocaeli Sanayi ve Tarım Göstergeleri (2000)

BĐRĐM DEĞĐŞKEN Kocaeli

Marmara Bölgesi

Türkiye

Adet Organize Sanayi Bölgesi Parsel Sayısı 285 3425 28726

Adet Küçük Sanayi Siteleri Đşyeri Sayısı 960 12708 81302

Adet Đmalat Sanayi Đşyeri Sayısı 523 5608 11118

Adet Đmalat Sanayi Yıllık Çalışanlar Ortalama Sayısı 61620 585679 1130488

Beygir Gücü

Đmalat Sanayi Kurulu Güç Kapasite Miktarı 1244 061 5466414 1347808

SA

NA

Kws Fert Başına Đmalat Sanayi Elektrik Tüketimi 3086 872 550

168 DPT, Đllerin Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, a.g.e., s. 202.

Page 120: 229471

105

Milyon TL Fert Başına Đmalat Sanayi Katma Değeri 2556 756 350

Milyon TL

Kırsal Nüfus Başına Tarımsal Üretim Değeri 487 1187 1124

TA

RIM

Yüzde Tarımsal Üretim Değerinin Türkiye Đçindeki Payı 0,88 16,13 100

Kaynak: DPT, Đllerin Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması Araştırması, Yayın No: 2671, Ankara: 2003, s. 202.

Türkiye’de bulunan organize sanayi bölgesi parsel toplamının % 12’si Marmara

Bölgesi’nde olmakla birlikte, Kocaeli’de bulunan organize sanayi bölgesi parsel

sayısı Marmara Bölgesi’ndeki toplamın % 8,3’ünü oluşturmaktadır. Đl’de yerleşik

organize sanayi bölgeleri, Gebze OSB, Taşıt Araçları OSB, Plastikçiler OSB,

Güzeller OSB, Kimyacılar OSB, Makinacılar OSB, IMES OSB, Dilovası OSB,

Kömürcüler OSB, Arslanbey OSB, Alikahya OSB ve Asım Kibar OSB’dir.169

Türkiye’de 2000 yılında mevcut Küçük Sanayi Siteleri işyeri toplamının % 15,6’sı

Marmara Bölgesi’nde iken, Kocaeli Küçük Sanayi Sitesi işyeri sayısı toplamının

Marmara Bölgesi’ndeki payı % 7,55’tir.

Tablo-34’e göre 2000 yılında Türkiye imalat sanayi yıllık çalışan ortalamasının

% 52’si Marmara Bölgesi’nde istihdam edilirken, % 5,4’ü Kocaeli’de çalışanlardan

oluşmaktadır. Türkiye imalat sanayi kurulu güç kapasitesi toplamının % 40,5’sini

Marmara Bölgesi oluştururken, % 9,2’si Kocaeli tarafından sağlanmaktadır. Đl’de fert

başına imalat sanayi elektrik tüketimi ve fert başına imalat sanayi katma değeri,

Marmara Bölgesi ve Türkiye’ye kıyasla oldukça yüksektir. Bölgede yer alan ve

altyapısı tamamlanmış GOSB, TOSB ve KOSBAŞ sanayi gelişimi açısından büyük

önem taşımaktadır. Sanayinin bölgesel dağılımında Gebze, Diliskelesi, Çayırova,

Đzmit doğu kesimi ve Körfez, yoğunlaşmanın görüldüğü bölgelerdir. Bu göstergelere

bakıldığında, Kocaeli için öne çıkan sanayileşme olgusunun önemi ve Türkiye’de

yaratılan katma değerin ülke ekonomisine görece katkısı bir kez daha

anlaşılmaktadır.

Kocaeli sanayi üretiminin % 30’unda, küresel ölçekte rekabet gücünü arttırıcı bir

faktör olan ileri teknoloji kullanılmaktadır.170 Kocaeli’de 100’ü aşkın yabancı

169 ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, a.g.e., s. 71. 170 http://www.kosano.org.tr/common/default.asp?id=64, Erişim: 09.04.2008.

Page 121: 229471

106

sermayeli kuruluş faaliyet göstermekle birlikte, yabancı kuruluşlar arasında ilk sırayı

Almanya almaktadır. Toyota, Hyundai, Honda, Chrysler, Isuzu, Ford gibi otomotiv

endüstrisinin önemli kuruluşları, toplam 400.000 üretim kapasitesi ile Kocaeli’de

üretim faaliyetlerini sürdürmektedir.171

Bölgede il çapında yaklaşık 45.000 ticarethane bulunmaktadır.172 Büyük

mağazacılık girişimleri ticari yapının bölgesel nitelik kazanmasına yol açmaktadır.

Outlet Center, Özdilek, Belsa Plaza, Carrefoursa, Migros, Dolphin ve Tansaş gibi

büyük tüketici merkezleri kentin ticaret yapısının gelişmesine katkı sağlamaktadır.

17 Ağustos 1999 tarihinde Kocaeli’de yaşanan deprem, yerleşim bölgelerinin

yanı sıra sanayi kuruluşlarına büyük ölçüde zarar vermiştir. Sanayi kuruluşlarının %

32’si (345 firma) deprem nedeni ile hasar görmüştür. 16 ağır hasarlı firmadan dolayı

yaklaşık 953 kişi iş kaybına uğramıştır. Deprem nedeni ile sanayide 1,5 milyar

dolarlık maddi kayıp meydana gelmiştir. Toplam üretim kaybı ise 2 milyar dolar

olmuştur. Deprem sırasında % 30’lara düşen kapasite kullanım oranları ilk altı aydan

sonra deprem öncesi durumuna ulaşmıştır.173

3.2. Kocaeli Đmalat Sanayi

Kocaeli ilinde sanayileşme hareketi, Đzmit’te varlığını sürdürmüş Latinler

dönemine kadar uzanmaktadır. Latinler döneminde Đzmit Tersanesi kurulmuş ve

Osmanlılar döneminde de deniz ticaretinin Kocaeli’de gelişmesine olanak

sağlanmıştır. 1843 yılında Hereke’de sarayların perde ve döşemelik ihtiyacını

karşılamak amacıyla bir fabrika işletmeye açılmıştır. Bu tesis, Sümerbank Yünlü

Sanayi Müessesesi olarak yakın zamana kadar varlığını sürdürmüştür. 1888 yılında

kurulan Đzmit Sancağı döneminde, orman ürünlerinin 200’ün üzerinde imalathanede

işlendiği bilinmektedir. Yine aynı dönemler, 7 büyük un fabrikasının Adapazarı ve

171 http://www.kosano.org.tr/common/default.asp?id=64, Erişim: 01.10.2007. 172 http://www.kosano.org.tr/common/default.asp?id=64, Erişim: 01.10.2007. 173 KSO, ‘‘Kocaeli’de Sanayi’’ http://www.kosano.org/sayfa.php?sayfa=60 Erişim: 03.04.2007.

Page 122: 229471

107

Đzmit’e hizmet verdiği görülmektedir. 1880 yılında faaliyette olan 30’a yakın ipek

atölyesi bölgede ipekçiliğin gelişmesini sağlamıştır.174

Kocaeli’de sanayinin gelişmesi sürecine katkı sağlayan iki sanayi kuruluşundan

birisi 1936’da işletmeye açılan Seka Kağıt Fabrikası, diğeri ise 1960 yılında

T.P.A.O. ve CALTEX tarafından ortaklaşa kurulan ve 1972 yılında tamamen

T.P.A.O.’nun malı olan ĐPRAŞ’tır. Türkiye planlı kalkınma döneminde başlayan ve

özellikle 1970’li yıllardan sonra yoğunluk kazanan sanayi yatırımlarıyla, Kocaeli en

hızlı gelişen sanayi bölgelerinden biri olmuştur. Ara malı ve yatırım malı üreten bir

yapıya sahip olan Kocaeli imalat sanayi, gerek imalat sanayi üretimi, gerekse

yaratılan katma değer açısından, 1970’li yılların sonundan itibaren Türkiye genelinde

önem sıralamasında Đstanbul ilinin ardından ikinci sırada yer almıştır.

2006 yılı sonu itibariyle Kocaeli Sanayi Odası’na kayıtlı olan 1567 sanayi

kuruluşunun 108’i yabancı sermayeli kuruluşlardan oluşmaktadır.175 Kocaeli imalat

sanayinde 2006 yılı sektörel dağılıma göre, firmaların 52’si gıda maddeleri, 31’i et-

tavukçuluk ve yem, 43’ü unlu ve şekerli gıdalar, 66’sı orman ürünleri ve mobilya,

49’u kağıt ürünleri ve basımı, 81’i ana kimya, 62’si ilaç ve diğer kimya, 48’i petrol

ve sınai gazlar, 45’i lastik ve plastik ürünleri, 111’i plastik eşya, 40’ı yapım işleri,

62’si yapım malzemeleri üretim planlama ve bakım, 94’ü taşa ve toprağa dayalı, 68’i

ana metal, 57’si metal eşya, 60 adedi çelik yapı malzemeleri, 60’i metal boru kazan

ve kaplar imali, 50’si diğer metal eşya, 39’u haddehaneler, 50’si özel endüstri

makine ve gereçleri bakım ve onarım, 50’si diğer makina yapım ve onarım, 112’si

taşıt araçları ve yan sanayi, 40’I elektrik makinaları, 46’sı kablo ve diğer elektrikli

alet yapımı, 48’i alüminyum profil doğrama ve imalatı ve 103’ü diğer sanayi

grubunda faaliyet göstermektedir.176 Kocaeli sanayi dokusunda taşıt araçları ve yan

sanayi, plastik eşya sanayi, taşa toprağa dayalı sanayi, ana kimya sanayi, metal ana

sanayi, ilaç ve kimya ürünleri sanayi, orman ve mobilya ürünleri sanayi firma sayısı

bakımından dikkat çekmektedir.

174 KSO, ‘‘Kocaeli’de Sanayi’’ http://www.kosano.org/sayfa.php?sayfa=60 Erişim: 03.04.2007. 175 KSO, Kocaeli Đli Ekonomik ve Sosyal Yapısı, a.g.e., ss. 11-14. 176 http://www.kosano.org.tr/common/default.asp?id=64 Erişim: 27.10.2007

Page 123: 229471

108

2006 yılı Kocaeli GSYĐH’sinin sektörel dağılımına bakıldığında, % 73,4

düzeyindeki sanayi sektörü payını, % 14 ile hizmetler, % 9,4 ile ticaret ve % 2,9 ile

tarım sektörü izlemektedir. Sanayi sektöründe faaliyetlerine devam eden firmaların

çoğunluğu, (% 56,6) üretim teknolojisi olarak ileri ve son teknoloji kullanmaktadır.

Öte yandan, üretim teknolojilerine sektörel açıdan bakıldığında, özellikle gıda, kağıt

ve basım, ilaç ve diğer kimyasal ürünler, petrol ve sinai gazlar, metal ana sanayi,

kablo elektrik ve diğer sanayi sektörlerinde yüksek oranda ileri ve son teknolojilerin

kullanıldığı görülmektedir. Ayrıca, bazı firmaların (% 4,8) birden fazla üretim

teknolojisini bir arada kullandıkları görülmektedir. 177 Türkiye imalat sanayi

içerisinde Kocaeli, Đstanbul’dan sonra ikinci sanayi metropolü olma özelliğini

1980’lerden beri korumaktadır.

Tablo-35’ten görüleceği gibi, Türkiye imalat sanayinde Kocaeli’de yerleşik

firma sayısı 1964 yılından itibaren sürekli bir artış trendi içindedir. Firma sayısına

paralel şekilde, istihdamın Türkiye imalat sanayi içindeki payı da 1927-2001 dönemi

boyunca sürekli olarak yükselmiştir. Türkiye imalat sanayinde yaratılan katma

değere katkısı bakımından Kocaeli’de yerleşik imalat sanayi firmalarının

performansı, 1981 yılındaki düşüş dışında, 1973-2001 döneminde artış göstermiş;

2001 yılında Türkiye’de üretilen katma değerin % 13,74’ü Kocaeli’nde

gerçekleştirilmiştir.

Tablo-35: Çeşitli Sanayi Sayım Yılları Đtibariyle Kocaeli Sanayi Verileri (1927-2001)

Yıllar Yerel Birim

Đşyeri Sayısı

% Đstihdam % Katma Değer

(TL) %

Kocaeli 1.215 1,90 3.821 1,50 … … 1927* Türkiye 65.245 100 256.855 100 … …

Kocaeli 21 0,70 8.907 2,90 … … 1964 Türkiye 3.004 100 302.350 100 … …

Kocaeli 111 1,92 28.577 4,56 7.025.538 12,13 1973 Türkiye 5.793 100 626.244 100 57.929.982 100

Kocaeli 248 2,60 48.537 5,90 8.929.259 11,60 1981 Türkiye 9.486 100 829.300 100 76.951.104 100

Kocaeli 343 3,20 47.974 4,60 26.452.655 13,00 1996 Türkiye 10.583 100 1.034.057 100 203.966.848 100

177 http://www.kosano.org.tr/common/default.asp?id=64 Erişim: 27.10.2007

Page 124: 229471

109

Kocaeli 561 4,96 61.058 5,59 5.613.929.282 13,74 2001 Türkiye 11.293 100 1.092.141 100 40.848.742.401 100

Kaynak: TUĐK, 1927 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara; TUĐK, 1964 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara; TUĐK, 1973 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara; TUĐK, 1981 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara; TUĐK, 1996 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara; TUĐK, 2001 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara. (1927 yılı verileri, sanayi ve ticaret işletmeleri şeklindedir.)

3.2.1. Üretim

Kocaeli imalat sanayi üretiminin Türkiye imalat sanayi içindeki payı 1996-2001

döneminde sırasıyla, % 12.25, % 12.56, % 12.25, % 11.08, % 11.72 ve % 12.74’tür.

2001 yılında Türkiye tüketim malı üretiminin % 2,82’si, aramalı üretiminin %

22,03’ü ve yatırım malı üretiminin % 10,23’ü Kocaeli imalat sanayi tarafından

üretilmiştir.178 Kocaeli imalat sanayi üretiminde, çeşitli sektörlerin ağırlıkları

ayrıntısıyla değerlendirilecektir.

3.2.1.1. Sektörel Bazda Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi

Kocaeli’nin 2001 yılında Türkiye imalat sanayindeki payı, alt sektörler

bağlamında incelendiğinde, % 27,30’luk payla birinci sırada gelen kimya sanayini, %

20,68 ile metal ana sanayi, % 19,95 ile metal eşya sanayi, % 12,34 ile taşıt araçları

sanayi, % 9,67’lik payla taşa ve toprağa dayalı sanayi ve % 8,64’lük payla elektrikli

cihaz sanayinin izlediği görülmektedir.179 Kocaeli imalat sanayinde 1997 yılında

ağırlıklı sektör konumunda olan kimya sanayinde üretim, 1997-2001 döneminde

düşük bir gelişme hızı göstermiş ve toplam üretim içindeki payı nisbeten düşmüştür.

Buna karşılık, metal eşya ve metal ana sanayi üretim payları, 1997-2001 döneminde

artış göstermiştir. Đzlenen dönemde üretimde en büyük daralma yaşayan sektör,

makine sanayi olmuştur. Taşa ve toprağa dayalı sanayi ve elektrikli cihaz sanayi,

üretim paylarını koruyan sektörler arasındadır. 2000 krizinden sektörel anlamda en

büyük darbeyi alan kesim makine sanayi olmuştur.

178 TUĐK, Yıllık Đmalat Sanayi Đstatistikleri 2001, s. 5-128.

179 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi, Kocaeli Sanayi Odası Yayını, 2001, ss. 7-8.

Page 125: 229471

110

DPT’nin ‘‘Đllerde Öne Çıkan Sanayi Sektörleri’’ başlıklı araştırmasına göre,

Kocaeli’nde, plastik ve kauçuk ürünleri imalatı, başka yerde sınıflandırılmamış

makine ve teçhizat imalatı, ana metal sanayi ve metalik olmayan diğer mineral

ürünlerinin imalatı öne çıkmaktadır.180 Plastik ve kauçuk ürünleri imalatı, özel sektör

işgücü verimliliği, il sanayi ve ticaret odalarının tercihleri, ihracat yoğunlaşma oranı,

tamamlanan teşvik ve sermaye yatırımları göstergelerinin her birinde öne çıkmıştır.

Bu sektörde verimlilik, Türkiye ortalamasının üstündedir.

Tablo-36: Kocaeli Đmalat Sanayinde Ağırlıklı Sektörler ve Sektörlerin Gelişme Hızları: 1997- 2001 (Cari Fiyatlarla % Olarak)

Sektör Payları

Gelişme Hızları

Sektörler 1997 1998 1999 2000 2001 1997 1998 1999 2000 2001

Kimya San. 62,33 55,48 54,33 56,01 60,58 117,16 48,16 30,2 77,44 97,4

Metal Eşya San. 4,28 4,54 5,44 5,18 4,00 83,7 76,74 59,2 63,89 41,1

Metal Ana San. 14,42 13,36 13,79 12,71 12,10 149,52 54,18 37,3 58,72 73,7

Taşıt Araçları San. ….. 6,49 6,52 8,97 5,55

…. …. 33,6 136,7 12,9

Makine San. 5,00 4,64 5,32 3,55 1,30 68,98 54,63 52,4 14,84 -33,2

Taşa Toprağa Dayalı San. 3,53 3,25 3,63 3,29 3,38 92,87 53,56 48,3 55,98 87,5

Elektrik Cihaz San. 2,88 4,16 3,56 3,29 3,46 147,58 140,9 13,7 59,29 92,0

Gıda San. 2,41 4,02 2,88 2,67 3,97 57,66 177,6 -10,5 59,42 171,

Dokuma- Deri San. 2,81 1,76 2,04 1,79 3,45 120,65 4,06 54,8 51 250

Kağıt, Kağıt Ürün. San. 1,55 1,53 1,38 1,60 1,24 109,68 64,2 20 99,91 41,5

Orman Ürün., Mobilya San. 0,80 0,78 1,11 0,94 0,97 88,08 61,97 88,9 46,18 88,0

TOPLAM 100 100 100 100 100 103,59 73,6 33 72,14 82,6

Kaynak: KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi, Kocaeli Sanayi Odası Yayını, 2001, ss. 7-8’ den düzenlenmiştir.

Otomotiv ana ve yan sanayi, Marmara Bölgesi’nde yoğunlaşan sektörlerdir. Bu

sektörde öne çıkan iller, Bursa, Đstanbul, Đzmir, Kocaeli, Ankara, Konya, Adana ve

Manisa şeklinde sıralanmaktadır. Ana üreticilerin teknik ve ekonomik desteği ile

kurulan ve gelişen otomotiv yan sanayi sektörü, ana sanayi ile yakın ilişkisi

180 DPT, ‘‘Đllerde Öne Çıkan Sanayi Sektörleri’’, http://www.dpt.gov.tr/bgyu/illerdesanayi/ Kocaeli.pdf ss. 329-331. Erişim: 18 Mart 2007.

Page 126: 229471

111

nedeniyle, ağırlıklı olarak Marmara bölgesinde üretim yapmaktadır.181 Yüksek

ihracat potansiyeli ve Türkiye’nin coğrafi avantajlarından dolayı, otomotiv sektörü

yabancı yatırımcıları çekmektedir. Otomotiv sanayinin bir alt kolu olan motorlu taşıt

araçları imalat sanayi, demir-çelik başta olmak üzere hafif metaller, plastik, lastik ve

cam sanayi gibi hammadde üreten sanayi ile doğrudan ilişki içindedir.

Kocaeli’de Hyundai, Honda, Toyota, Isuzu, Askam ve Ford Otosan’ın faaliyette

olması, lastik sanayi, kord bezi, çelikord, plastik-kauçuk sanayi ve boya

fabrikalarının bölgede bulunması ile Taşıt Araçları Yan Sanayi Organize Sanayi

Bölgesi’nin 2001 yılı sonu itibariyle faaliyette olması Kocaeli otomotiv sanayine

katkı sağlamaktadır.

Kocaeli’de bütün ana sektörlerin üretim değerleri, 1997-2001 döneminde mutlak

olarak artmıştır. Ana sektörlere ait üretimin yıllara göre dağılımı Tablo-37’de

sunulmaktadır. Kocaeli imalat sanayinde kimya sanayi (petrol-petrokimya dahil)

ağırlıklı sektör konumundadır.

Tablo-37: Kocaeli Đmalat Sanayi Üretiminin Sektörel Dağılımı (1997-2001, YTL)

SEKTÖRLER 1997 1998 1999 2000 2001 TÜKETĐM MALLARI

Gıda Sanayi 48.680.411 135.140.697 128.928.729 205.542.733 557.698.011

Dokuma, Deri 56.794.268 59.101.668 91.511.371 138.179.217 484.562.845 Ara Toplam 105.474.679 194.242.365 220.440.100 343.721.950 1.042.260.856

ARA MALLARI Orman Ürünleri Mobilya San. 16.262.134 26.339.530 49.749.580 72.722.865 136.777.775 Kağıt, Kağıt Ürünleri Sanayi 31.317.364 51.424.532 61.719.704 123.384.088 174.635.157

Kimya Sanayi 1.260.235.224 1.867.147.050 2.431.791.446 4.314.923.924 8.519.038.606 Taşa, Toprağa Dayalı Sanayi 71.269.262 109.442.369 162.348.703 253.232.430 474.991.714

Metal Ana San. 291.566.756 449.544.232 617.034.804 979.340.795 1.701.499.052 Ara Toplam 1.670.650.740 2.503.897.713 3.322.644.237 5.743.604.102 11.006.942.304

YATIRIM MALLARI

Metal Eşya 86.464.706 152.815.202 243.333.616 398.806.536 562.980.113

Makine Sanayi 101.000.925 156.178.008 238.040.936 273.367.728 182.649.814

181 Đsmet Engin Maybek, 2005 Yılı Taşıt Araçları ve Yan Sanayi Sektör Raporu, Bursa: Uludağ Đhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği Yayını, 2006, s. 4.

Page 127: 229471

112

Elektrik Alet ve Cihazları Sanayi 58.134.611 140.046.084 159.193.871 253.587.749 486.950.856

Taşıt Araçları S. …… 218.454.564 291.920.892 691.022.945 780.307.153

Ara Toplam 245.600.242 667.493.858 932.489.315 1.616.784.958 2.012.887.936

TOPLAM 2.021.725.661 3.365.633.936 4.475.573.652 7.704.111.010 14.062.091.096

Kaynak: KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi, Kocaeli Sanayi Odası Yayını, 2001, ss. 9-10’dan düzenlenmiştir.

Kocaeli imalat sanayinde 1997-2001 dönemi tüketim malları üretimi sürekli

olarak artmış ve 2001 yılında 1997 yılındaki üretim değerinin yaklaşık 10 katı bir

üretim düzeyine ulaşmıştır. Benzer şekilde, söz konusu dönemde imalat sanayi ara

malı üretimi, sürekli olarak artmıştır. Kocaeli imalat sanayi, 2001 yılında yatırım

malı üretimini bir önceki yıla göre 1,2 kat, 1997 yılına göre ise 8,2 kat arttırmıştır.

Bu üretim artışları, imalat sanayi toplam üretim tutarını 1997 yılındaki 2,02 milyar

YTL düzeyinden, 2001 yılında 14,06 milyar YTL düzeyine taşımıştır.

Sektörel olarak 1997-2001 dönemi değerlendirildiğinde, gıda sanayinde 1998

yılında gerçekleşen yüksek oranlı üretim artışına karşılık, 1999 yılında üretimde

azalma gerçekleşmiş, 2000 yılında yükselişe geçen toplam üretim miktarı, 2001

yılında 2 katına ulaşmıştır.

Dokuma ve deri sanayi üretimi 2001 yılında, bir önceki yıla göre 3,5 ve 1997

yılına göre ise 8,6 kat artmıştır. Orman ürünleri sanayinde 2001 yılında bir önceki

yıla göre üretim artış oranı % 88 iken, 1997 yılına göre üretim miktarı 8,5 kat artış

göstermiştir.

Kağıt ve kağıt ürünler, kimya, taşa ve toprağa dayalı sanayi ve metal ana sanayi

kollarında üretim, 1997-2001 dönemi boyunca sürekli olarak artmıştır. Đmalat sanayi

aramalı üretimi içinde kimya sanayinin payı, bütün dönem boyunca yüksektir.

Aramalı üretiminde ağırlıklı üretim yapılan sektör bakımından kimya sanayini, metal

ana sanayi izlemektedir.

Tablo-37’de görüldüğü gibi metal eşya, elektrikli cihaz, taşıt araçları ve makine

sanayi üretiminde 1997-2001 döneminde sürekli bir artış eğilimi vardır. Makine

sanayi kolunda 1997-2000 döneminde toplam imalat sanayi üretim artışı, yatırım

malı sınıfındaki diğer sektörlere göre sınırlı bir oranda seyretmiş ve 2001 yılında bu

sektörün üretim miktarında düşüş yaşanmıştır. Elektrikli alet ve cihaz sanayi kolunda

Page 128: 229471

113

üretim miktarı, 2001 yılında 1997 yılına göre 8,7 kat artmıştır. Kocaeli’de katma

değeri yüksek ve teknoloji-yoğun işkollarının ağırlıklı oluşu dikkati çekmektedir.

Đstanbul merkezli sanayinin yeni mekan taleplerine göre şekillenmiş olsa da, Kocaeli

‘‘sanayi kümelenme’’ alanı olarak ortaya çıkmaktadır.

3.2.1.1.1. Seçilmiş Teknik Göstergelere Göre Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi

Tablo-38 incelendiğinde, 2001 yılı için Kocaeli imalat sanayi kuruluşlarının,

Türkiye toplam çevirici güç kapasitesinin % 8,98’ini, yıl içerisinde sabit sermayeye

yapılan gayrisafi ilaveler toplamının %12,68’ini, girdinin % 12,16’sı, çıktının %

12,75’i ve toplam katma değerin % 13,74’ünü oluşturduğu görülmektedir.

Kocaeli’de imalat sanayi girdisinin, çıktıya oranı % 95’tir. Girdi-çıktı oranı kamu

kesiminde 1,03 iken, özel kesimde 0,97’dir. Kamu kesiminde yaratılan katma değer

özel kesimde yaratılan katma değerden fazladır.

Tablo-38: Seçilmiş Teknik Göstergeler Bakımından Kocaeli Đmalat Sanayi (2001, %)

YTL-(Oransal Olarak)

SEKTÖRLER (Rev. 2- Kocaeli)

Yılda Çalışılan Đşçi-Saat Toplamı

Yıl Sonunda Kurulu Olan

Toplam Çevirici Güç Kapasitesi

Sto

k D

eğiş

mes

i

Sabit Sermayeye Yıl Đçinde Yapılan Gayri Safi Đlaveler

Gir

di

Çık

Kat

ma

Değ

er

Toplam 5,51 8,98 9,40 12,68 12,16 12,75 13,74 Kamu 3,67 2,75 15,10 28,71 27,51 26,50 25,39

Kocaeli Đmalat Sanayi Özel 5,71 10,98 8,97 10,70 9,50 9,78 10,30

Toplam 2,77 3,12 2,42 0,58 2,67 2,87 3,21 Kamu 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

31 Özel 3,76 4,39 2,92 0,75 3,27 2,87 4,74 Toplam 0,87 1,83 4,34 12,61 2,12 2,27 2,56 Kamu 0,51 0,00 2,99 0,00 0,02 0,57 1,61

32 Özel 0,87 1,89 4,35 12,61 2,13 2,28 2,56 Toplam 7,80 8,34 20,27 1,45 19,03 19,64 20,87 Kamu 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

33 Özel 7,87 8,38 20,30 1,45 19,03 19,65 20,88 Toplam 8,53 7,59 5,87 1,77 4,97 54,82 6,41 Kamu 25,09 0,19 2,32 2,40 17,51 14,77 10,44

34 Özel 4,00 11,77 6,89 1,75 3,87 4,62 6,00 Toplam 17,11 23,25 25,23 37,15 24,76 27,30 31,33 Kamu 14,72 16,19 33,61 55,86 41,26 41,12 40,95

35 Özel 17,54 25,89 23,05 28,42 15,70 18,04 22,60 36 Toplam 8,70 7,34 8,74 10,68 10,36 9,67 8,98

Page 129: 229471

114

Kamu 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 Özel 8,87 7,39 8,89 10,69 10,50 9,78 9,07 Toplam 11,94 9,58 24,66 21,00 22,24 20,68 16,96 Kamu 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

37 Özel 17,22 23,81 24,77 22,92 26,07 25,86 25,22 Toplam 7,19 8,64 6,43 4,63 10,95 10,23 8,88 Kamu 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

38 Özel 7,64 9,25 6,64 4,90 11,20 10,45 9,18 Toplam 1,95 2,23 1,12 0,28 0,66 0,62 0,54 Kamu 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00

39 Özel 1,97 2,28 1,12 0,28 0,66 0,62 0,55

Kaynak: TUĐK, Yıllık Đmalat Sanayi Đstatistikleri 2001, ss. 125-165-167. (ISIC. Rev. 3, Rev. 2 şeklinde yeniden sınıflandırılmıştır.)

Yılda çalışılan işçi-saat toplamı göstergesi, işyerinde çalışılan gün sayısı, günlük

ortalama çalışma saati ve çalışanlar ortalamasının çarpılmasıyla elde edilmektedir.182

Buna göre, Kocaeli imalat sanayinde yılda çalışılan işçi-saat toplamı Türkiye imalat

sanayindekinin % 5,51’ine denk düşmektedir. 2001 yılında Kocaeli imalat sanayi

kamu kesiminde çalışılan işçi-saat toplamının Türkiye’deki payı, özel sektör payının

gerisinde kalmaktadır. Yılda çalışılan işçi-saat toplamından aldığı pay bakımından

kimya-kauçuk ve plastik ürünleri imalatı % 17,11’lik pay ile Kocaeli imalat

sanayinde başı çekmektedir. Bu sektörü, metal ana sanayi, kağıt-kağıt ürünleri ve

basım sanayi, orman ürünleri ve mobilya sanayi, metal eşya-makine-teçhizat ve

ulaşım araçları sanayi izlemektedir. Yılda çalışılan işçi-saat toplamından aldığı pay

bakımından Kocaeli’de kamu ve özel sektör ayrımı irdelendiğinde, orman ürünleri ve

mobilya sanayi, metal ana, metal eşya-makine-teçhizat ve ulaşım araçları sanayinde

üretimin tümüyle özel sektör tarafından; kağıt-kağıt ürünleri ve basım sanayi kolunda

üretimin nispeten büyük bölümünün kamu kesimince gerçekleştirildiği; kimya-

kauçuk ve plastik ürünleri sanayi kolunda ise Türkiye imalat sanayinde özel sektörde

çalışılan işçi-saat toplamının % 17,54’ünün Kocaeli’de yerleşik firmalarca

karşılanarak, Türkiye kamu kesiminde çalışılan işçi-saat toplamından alınan payı

geçtiği görülmektedir.

182http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?mthtmlcss&report=Metarp5.rdf&p_1=1791&p_harf=Y Erişim: 16.04.2008.

Page 130: 229471

115

Yıl sonunda kurulu bulunan toplam çevirici güç kapasite göstergesi, yıl sonunda

işyerlerinin sahip oldukları taşıt araçlarının motorları dışındaki kurucu güç kapasite

ve sayısına, elektrik motorlarının kapasite ve sayılarının ilavesini ifade etmektedir.183

Bu göstergeye göre, Kocaeli imalat sanayinde 2001 yılı sonunda kurulu bulunan

toplam çevirici güç kapasitesi, Türkiye imalat sanayinin çevirici güç kapasitesinin %

8,98’ini oluşturmaktadır. Türkiye özel kesim imalat sanayi kuruluşlarında yılsonunda

kurulu bulunan çevirici güç kapasitesinin % 10,98’i, Kocaeli’de yerleşik kuruluşlar

tarafından oluşturulmuştur.

Toplam çevirici güç kapasitesine yaptığı ilaveler bakımından, (35) kimya-

kauçuk ve plastik ürünleri sanayi, Türkiye imalat sanayi üretiminden aldığı %

23,25’lik pay ile Kocaeli imalat sanayi alt sektörlerinde başı çekmektedir. Bu

sektörü, (37) metal ana, (38) metal eşya-makine-teçhisat ve ulaşım araçları, (33)

orman ürünleri ve mobilya, (34) kağıt-kağıt ürünleri ve basım ve (36) taşa-toprağa

dayalı, (31) gıda-içki-tütün, (39) diğer sanayi ve (32) dokuma-giyim-deri sanayi

izlemektedir. Yıl sonunda kurulu bulunan çevirici güç kapasitesine yaptığı katkı

bakımından özel kesim nisbeten büyük paya sahiptir.

Stok değişmesi, yıl sonu hammadde, yardımcı madde ve mamul madde stok

değerinden, yıl başı hammadde, yardımcı madde ve mamul madde stok değerinin

çıkarılmasından elde edilen bir değişkendir.184 Türkiye 2001 yılı stok değişiminin %

9,4’ü Kocaeli imalat sanayi firmalarınca gerçekleştirilmiştir. Kocaeli’nin 2001 yılı

Türkiye stok değişimindeki payı sektörel olarak incelendiğinde, % 25,23 ile ilk

sırada gelen kimya sanayini, % 24,66’lık payla metal ana sanayi, % 20,27’lik pay ile

orman ürünleri ve mobilya sanayi izlemektedir. Sektörler içinde stok değişimine

katkısı en düşük olan sanayi kolu, gıda-içki ve tütün sanayidir.

Sabit sermayeye yıl içinde yapılan gayri safi ilaveler, işyerlerinin kendi personeli

tarafından yapılan sabit kıymetler ile ihale yoluyla yaptırılan sabit kıymetlerin yıl

183http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?mthtmlcss&report=Metarp5.rdf&p_1=1789&p_harf=Y Erişim: 16.04.2008. 184http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?mthtmlcss&report=Metarp5.rdf&p_1=1457&p_harf=S Erişim: 17.04.2008.

Page 131: 229471

116

içinde yapılan kısmı, büyük tamir ve bakım harcamaları ve sabit kıymetler için

yapılan etüt-proje-montaj giderleri dahil olmak üzere, işyeri tarafından kullanılan,

kullanış süresi bir yılı aşan ve sabit sermaye hesabına kaydedilen yeni ve kullanılmış

olarak yurt içinden satın alınan, ithal edilen makine, teçhizat, ulaştırma araçları ile

bina, arazi ıslahı, diğer inşaat, arsa ve arazi, demirbaş türünden büro malzemesi ve

döşeme satın alış değerleri ile yıl içinde yapılan sabit sermaye satış değerlerinin

farkını ifade etmektedir.185 Sabit sermayeye 2001 yılı içinde yapılan gayri safi

ilaveler bakımından Kocaeli, Türkiye’deki toplam ilavenin % 12,68’i bir paya

sahiptir. Kocaeli imalat sanayi kolları içinde, bu göstergeye göre Türkiye’ye yaptığı

katkı bakımından % 37,15’lik pay ile kimya sanayi başı çekmektedir. Bu sektörü

metal ana, dokuma-giyim-deri, taşa-toprağa dayalı sanayi, metal eşya-makine

teçhizat sanayi izlemektedir.

Kocaeli imalat sanayinde 2001 yılında yaratılan katma değer, Türkiye imalat

sanayinde söz konusu yıl üretilen katma değerin % 13,74’ünü karşılamıştır. Türkiye

katma değer üretimine katkısı bakımından Kocaeli’de yerleşik imalat sanayi kolları

içinde % 31,33’lük pay ile diğer değişkenlerde olduğu gibi kimya sanayi birinci

sırada yer almaktadır. Bu sektörü, orman ürünleri ve mobilya, metal ana sanayi, taşa-

toprağa dayalı sanayi, metal eşya-makine teçhizat sanayi, kağıt-kağıt ürünleri ve

basım sanayi, gıda-içki-tütün sanayi ve dokuma-giyim-deri sanayi izlemektedir.

3.2.1.1.2. Kocaeli Đmalat Sanayinde Kapasite Kullanım Oranı

Kocaeli’de yerleşik firmaların kapasite kullanımlarını değerlendirmek amacıyla

Kocaeli Sanayi Odası tarafından gerçekleştirilen anket sonuçlarına göre Tablo 26

oluşturulmuştur. 2005 yılı Ocak-Mart döneminde firmaların kapasite kullanım oranı

bir önceki çeyreğe göre % 7,3 oranında, 2004 yılı aynı dönemine göre ise % 1,8

oranında azalmıştır. KOBĐ’lerin kapasite kullanım oranı 2004 yılının aynı dönemine

göre % 9,4 oranında, bir önceki çeyreğe göre ise % 7 oranında azalırken, büyük

ölçekli firmalarda kapasite kullanım oranı 2004 yılının aynı dönemine göre % 4,3

185http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?mthtmlcss&report=Metarp5.rdf&p_1=1348&p_harf=S Erişim: 17.04.2008.

Page 132: 229471

117

oranında artmış ve bir önceki çeyreğe göre değişim % 3’lük azalma şeklinde

olmuştur.

Kocaeli imalat sanayi kuruluşlarının ortalama kapasite kullanım oranı, 2005 yılı

dördüncü çeyrek için % 64,71’dir. Bu oran büyük ölçekli firmalarda % 77,55,

KOBĐ’lerde ise % 61,70 olarak gerçekleşmiştir. 2005 yılı Ekim-Aralık döneminde,

bir önceki çeyreğe göre kapasite kullanımında % 10,58’lik, bir önceki yılın aynı

dönemine göre ise % 12,29’luk bir düşüş görülmektedir. Kapasite kullanım

oranındaki düşüşün nedenleri arasında, mevsime bağlı olarak satışlarda yaşanan

düşüşler, iç ve dış pazarda daralma, döviz kurlarındaki değişmeler ve hammadde

yetersizliği sıralanmaktadır.

Tablo-39: Kocaeli Đmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO)

YIL

Çey

rek

K

KO

(T

opla

m)

KO

yük

Ö

lçek

li

Las

tik

S

anay

i

Kağ

ıt S

anay

i P

last

ik

San

ayi

Met

al E

şya

S.

Gıd

a S

.

Ele

ktr

ik S

. T

aşıt

A

raçl

arı S

.

Mak

ine

S.

Met

al A

na

Taş

Top

rağa

D

ayal

ı S.

Kim

ya

San

ayi

Yap

ım Đ

şler

i P

etro

l Ü

rün

leri

1. 70,5 … … 88 … 73 70 83 63 81 73 71 80 70 … 70

2. 70 … … 85 … 61 69 65 55 67 63 87 68 70 … 76

3. 74,3 72,5 80,2 75 … 77 76 78 60 78 81 50 73 70 … 86

2004

4. 73,7 71 77,8 88 … 78 70 60 68 77 61 76 74 72 … 83

1. 68,7 64,8 75,5 86 … 72 67 67 72 75 67 87 57 62 … 65

2. 73,1 70,2 77,8 81 75,2 88 75 82 66 74 61 73 78 69 … 60

3. 72,3 70,7 77,6 90,6 100 90,5 68,2 77,8 69,3 72,5 76,2 100 64,2 61,1 100 64

2005

4. 64,7 61,7 77,5 66,6 43,3 50 72 57,5 81,6 62,7 69,1 72 90 52,8 100 62

1. 69,4 64,2 82,4 83,5 62,5 77,2 72 71,1 70,9 72,9 75 77 56,8 59,8 45 62

2. 70,2 66,8 80,0 75,6 62,5 70 75,4 70 58,7 70,1 67,4 86,6 90,8 54,4 80 59

3. 66,2 64,2 73,0 80 80 78,2 75,5 70,8 70,7 68,3 66,6 66,4 57,5 46,9 43 28

2006

4. 70,4 67,9 82,4 84 65 81 67 67 71 80 80 … 93 53 … 45

1. 73,8 71,1 85,1 83 55 76 77 72 78 79 67 71 79 68 … 95

2. 70,9 69,1 78 74 70 74 70 76 80 74 74 76 74 66 … 49

3. 73,2 70,8 80,8 89 75 90 75 68 74 84 74 58 84 63 … 80

2007

4. 73,1 72,3 79,3 84 68 71 77 85 71 76 63 61 76 61 … 65

Page 133: 229471

118

Kaynak: KSO, Kocaeli Đmalat Sanayinde 2007 Yılının Dördüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Ekim- Aralık, Yayın No: 2008-1, 2007, s. 3-4; KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Temmuz-Eylül, KSO Yayını, 2006, s. 2-5’den derlenmiştir. Kocaeli’de yerleşik sanayi kuruluşlarında 2006 yılı birinci çeyrek için ortalama

kapasite kullanım oranı % 69,42 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran büyük ölçekli

firmalarda % 82,46, KOBĐ’lerde ise % 64,26 seviyelerindedir. 2006 yılının Ocak-

Mart döneminde, bir önceki çeyreğe göre kapasite kullanımı % 7,2 oranında

artarken, bir önceki yılın aynı dönemine göre kapasite kullanımında bir değişiklik

olmamıştır.

2006 yılı üçüncü çeyrek dönemde Kocaeli imalat sanayi firmalarının bir önceki

çeyreğe göre kapasite kullanımı yaklaşık aynı oranında seyrederken, bir önceki yılın

aynı dönemine göre kapasite kullanımında 4 puanlık bir düşüş yaşanmıştır. 2006 yılı

üçüncü çeyrekte firmaların kapasite kullanım oranında bir önceki çeyreğe göre 5

puanlık bir düşüş, geçen yılın aynı dönemine göre ise 8 puanlık artış tespit edilmiştir .

Kocaeli imalat sanayinde kapasite kullanım oranı, 2004 yılı 3. çeyrek ve 2007

yılı 4. çeyrek dönemde en yüksek performansını yakalarken, 2002 yılında kapasite

kullanımı minimum düzeye gerilemiştir. Kapasite kullanım oranı her yıl 1. çeyrekten

4. çeyreğe doğru yükselme eğilimi göstermiştir. 2007 yılında Kocaeli’de yerleşik

firmaların kapasite kullanımı için belirgin bir artış gözlenmiştir.

Ölçeğe göre kapasite kullanımı incelendiğinde, büyük ölçekli firmaların

KOBĐ’lere nispeten daha yüksek kapasitede çalıştıkları dikkati çekmektedir.

KOBĐ’lerin ortalama kapasite kullanım oranı 2006 yılı için % 65 düzeyindeyken, bu

oran 2007 yılında 6 puan artış göstermiştir. Büyük ölçekli firmaların 2005 yılında

ortalama % 77 düzeyinde olan kapasite kullanımı, 2006 yılında yaklaşık 3 puan artış

göstermiş ve 2007 yılında yaklaşık bir puan daha artarak % 80,8’e ulaşmıştır. Büyük

ölçekli firmalar için kapasite kullanım oranının en yüksek olduğu çeyrek dönem,

2007 yılı birinci çeyreğidir.

2005 yılının birinci çeyreğinde, büyük işletmeler ve KOBĐ’lerde kapasite

kullanım oranı, bir önceki çeyreğe göre düşmüştür. Firmalar kapasitedeki azalmaya

sebep olarak; pazarlardaki daralma, finansal yetersizlikler ve girdi maliyetlerinin

Page 134: 229471

119

yükselmesini göstermiştir.186 2004 yılı 4. çeyrekte, hem büyük ölçekli sanayi

kuruluşlarında, hem KOBĐ’lerde kapasite kullanımı bir önceki çeyreğe göre

azalmıştır. Bu düşüş büyük ölçekli firmalarda daha belirgindir. Kapasite kullanım

oranında KOBĐ’ler ve büyük ölçekli sanayi kuruluşlarında gözlenen düşüş eğilimi,

2005 yılı ikinci çeyreğe kadar sürmüştür. 2005 yılı 2. ve 3. çeyrekte, KOBĐ’ler ve

büyük ölçekli sanayi kuruluşlarının kapasite kullanımındaki küçük oranlı artışlar,

2005 yılı dördüncü çeyrekte son bulmuş ve kapasite kullanımı düşüşe geçmiştir. Bir

önceki yılın aynı dönemine göre, KOBĐ ve büyük ölçekli firmaların kapasite

kullanımı hemen hemen aynı seviyelerde kalmıştır.

2005 yılı dördüncü çeyrekte Kocaeli ortalama kapasite kullanım oranı Türkiye

ortalamasına göre nispeten düşük olmasına rağmen, Kocaeli imalat sanayindeki

büyük ölçekli kuruluşların % 25’i, KOBĐ’lerin ise % 34’ü kapasite kullanımını

arttırmıştır.

Türkiye’de 2006 yılı Ocak ayında % 75,5 ve Şubat ayında % 77,3 olarak

gerçekleşen imalat sanayi kapasite kullanım oranı, Mart ayında % 80,8’e ulaşmıştır.

Kocaeli’deki ortalama kapasite kullanım oranı Türkiye ortalaması karşısında düşük

olmasına rağmen, büyük ölçekli kuruluşların % 31’i, KOBĐ’lerin ise % 35’i 2006 yılı

Mart ayı kapasitelerinde artışa gitmişlerdir.187

3.2.1.1.2.1. Sektörlere Göre Kapasite Kullanım Oranı

Kocaeli’de yerleşik firmaların 2005 yılı birinci çeyrekte firmaların üretim

kapasiteleri sektörel olarak incelendiğinde, özellikle metal ana, lastik, taşıt araçları ve

plastik eşya sanayinde kapasite kullanımının yüksek olduğu görülmektedir. Petrol ve

petrol ürünleri sektöründe söz konusu dönemde gözlenen kapasite düşüşü akaryakıt

186 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2005 Birinci Çeyreğindeki Gelişmeler Ocak-Mart, KSO Yayını, 2006, s. 4. 187 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Temmuz-Eylül, KSO Yayını, 2006, s. 4.

Page 135: 229471

120

ve türevlerini üreten büyük ölçekli firmalardan değil; sektördeki diğer petrol ve

türevlerini üreten firmalardan kaynaklanmaktadır.188

Özellikle, elektrik-elektronik cihaz ve taşa toprağa dayalı sanayide kapasite

kullanımında artış görülmektedir. 2006 birinci çeyrekte lastik, plastik, taşıt araçları

ve gıda sanayi kolunda firmaların kapasite kullanımında artış görülmektedir.

2006 yılı ikinci çeyrekte, taşa ve toprağa dayalı sanayi, metal ana ve yapım işleri

sanayinde kapasite kullanım oranı artmıştır. Taşa toprağa dayalı sanayi ve yapım

işleri sektörlerinde görülen yüksek artışın nedeni, yaz dönemine girilmesiyle beraber

inşaat sektöründe yaşanan gelişmelerdir.

2006 yılı üçüncü çeyrekte lastik, kâğıt ve orman, elektrikli cihaz sanayi

kollarında kapasite kullanımı artmıştır. Elektrikli cihaz sektöründe yaşanan kapasite

artışı, bakıma giren fabrikalardaki onarım faaliyetlerinin sonucudur. Lastik

sektöründe faaliyet gösteren firmalarda görülen kapasite artışının nedeni, kışa

hazırlık olarak üretilen kış lastiklerinin iç piyasaya arzıdır. 2006 yılı üçüncü

çeyreğinde firmaların % 26’sının, kapasite artışı ve yeni yatırımlar nedeniyle

istihdamlarını arttırdıkları görülmektedir. Firmaların % 15’inde rekabet şartlarının

bozuk oluşu, işgücü maliyetlerinin artması ve emeklilik, istihdamda düşüşe neden

olan faktörler olarak sayılmaktadır.

Kocaeli’de yerleşik imalat sanayi firmaların kapasite kullanımına etki eden

faktörler, mevsimsel tüketim özelliği, azalan satışlar, finansal yetersizlikler, kalifiye

işgücü bulmadaki yetersizlikler, girdi maliyetlerindeki artış, hammadde yetersizliği,

pazarlama sorunu, enerji ve teknoloji yetersizliği sorunu, değişken talep, tatillerden

dolayı gündeme gelen iş kayıpları, yaz dönemlerinde yıllık izinlerin kullanılması,

yine bu dönemlerde fabrikaların bakıma alınması, Uzak Doğu’dan gelen ithal mallar

şeklinde sıralanmaktadır.189 Kapasite kullanımında artış sebebi olarak, iç ve dış

piyasa talebindeki artış, yeni yatırımlar, yeni ürünler için altyapı oluşturulması,

188 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2005 Birinci Çeyreğindeki Gelişmeler Ocak-Mart, a.g.e., s. 7. 189 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Temmuz-Eylül, a.g.e., s. 3.

Page 136: 229471

121

fabrikalardaki bakım onarım faaliyetleri, yeni proje ve yeni makine yatırımları

sayılmaktadır.

3.2.1.1.3. Đmalat Sanayinde Đç Satışlar

Türkiye’de Đlk 1000 ihracatçı firma içinde yer alan Kocaeli firmalarının iç satış

tutarlarına 2004 yılı için oransal olarak bakıldığında, Türkiye iç satış toplamının %

30’u Kocaeli’de yerleşik imalat sanayi firmaları tarafından gerçekleştirilmektedir.

Firmaların % 30’luk dilim içindeki sektör payları, gıda üretimi için % 1, orman

ürünlerinde % 1, kimya ürünlerinde % 3, petrol ve sınai gazlar için % 21, lastik

üretiminde % 9, plastik eşya ürünleri için % 1, taş toprağa dayalı sanayi kolu için %

1, ana metal sanayi için % 5, metal eşya sanayinde % 2, otomotiv sanayinde % 30,

elektrik cihaz üretiminde % 4, bunların dışındaki üretim için ise % 1,2’dir. 190

2005 yılının ilk çeyreğinde Kocaeli imalat sanayi firmalarının % 26’sı iç

satışlarında artış gerçekleştirirken, 2005 yılının üçüncü çeyreğinde iç satışlarda artış

gösteren firma oranı % 28’e ulaşmıştır. 2006 yılı için firmaların % 37’si iç satış

tutarını arttırırken, 2006 yılının ikinci çeyreğinde imalat sanayi üretimi yapan her

100 firmanın 45’i iç satış toplamında artış gerçekleştirmiştir. 2006 yılında iç

satışlarında artış gösteren firmalar için artış nedenleri olarak; yatırımların artması,

mevsimsel yükselişler ve talepteki yükselme olarak sıralanmaktadır.191

3.2.1.1.4. Kocaeli Đmalat Sanayinin Ülke Çapında Oluşturduğu Katma Değer

1950’li yıllardan itibaren hızlanan özel sermaye birikimi ile sanayi

kuruluşlarının yer seçiminde karlılık ilkesi ön plana çıkmıştır. Bu bağlamda 1964

sanayi sayımına göre Marmara Bölgesi’nin sanayi kuruluşları için önemi giderek

belirginleşmiştir. 1973 yılı imalat sanayi sayımı sonuçlarına göre Kocaeli, iller

arasında karlılık bakımından 7. sıraya yükselmiş olmakla beraber, 1964 ve 1927

190 KSO, Türkiye’nin En Büyük Đlk 1000 Đhracatçı Firması Đçerisinde Kocaeli’de Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili – 2004, a.g.e., s. 12- 13. 191 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Temmuz-Eylül, a.g.e., s. 9- 10.

Page 137: 229471

122

sayımlarına göre tesis sayısı ve katma değer göstergesi bakımından nispeten yüksek

performans göstermiştir.192

Sektörel brüt katma değer verileri Tablo-40’tan takip edildiğinde, 1999 yılı için

öne çıkan sektörlerin kimya, metal eşya, metal ana, makine ve taşıt araçları sanayi

olduğu görülmektedir. 1999 yılında Türkiye’de üretilen brüt katma değere

Kocaeli’nin net katkısı % 12,73 seviyesindedir. 2001 yılında Türkiye brüt katma

değer üretimine Kocaeli’nin katkısı sektörel bazda değerlendirildiğinde, öne çıkan

sektörlerin sırasıyla kimya, metal eşya, metal ana, taşa ve toprağa dayalı sanayi ve

elektrikli cihaz sanayi olduğu görülmektedir.

Tablo-40: Kocaeli Đmalat Sanayinin Ülke Çapında Yarattığı Katma Değer (YTL, Cari Fiyatlarla)

1999 2001

SEKTÖRLER Kocaeli Türkiye % Kocaeli Türkiye %

Gıda Sanayi 59.344.125 2.638.291.012 2,25 234.591.753 4.842.151.899 4,84

Dokuma ve Deri Sanayi 24.666.218 2.503.211.428 9,9 184.983.209 7.225.272.861 2,56

Orman Ürün. ve Mob. S. 17.000.442 343.898.818 4,94 48.279.243 885.334.994 5,45

Kağıt ve Kağıt Ürn. San. 23.377.120 515.156.007 4,54 72.117.724 1.125.109.391 6,4

Kimya Sanayi 1.305.864.954 4.922.608.348 26,53 3.786.921.203 12.086.641.285 31,33

Taşa, Toprağa Day. San. 89.397.638 1.147.093.118 7,79 221.030.494 2.462.634.326 8,97

Metal Ana San. 159.521.132 849.526.427 18,78 412.038.961 2.265.655.476 18,18

Metal Eşya S. 113.857.414 535.156.454 21,28 226.221.802 1.114.135.435 20,3

Makine Sanayi 96.424.117 794.660.047 12,13 68.578.134 2.029.259.605 3,37

Elektrik Alet, Cihaz S. 64.030.833 822.252.361 7,79 195.617.023 2.263.117.828 8,64

Taşıt Araçları Sanayi 79.661.941 894.691.704 8,9 159.755.385 1.917.399.422 8,33

TOPLAM 2.033.145.934 15.966.545.724 12,73 5.610.134.931 38.216.712.522 14,6

Kaynak: TUĐK, Yıllık Đmalat Sanayi Đstatistikleri 2001, Ankara, s. 165’den oluşturulmuştur.

192 Ali Eşiyok, ‘‘Đller ve Bölgeler Düzeyinde Đmalat Sanayi ve Sektörel Yapı (1927-1996)’’ , Ankara: Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü, GA- 03- 06-10, 2003, s. 11.

Page 138: 229471

123

Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içerisinde Kocaeli’de yerleşik olan 81

firma tarafından yaratılan brüt katma değer, toplam brüt katma değerin % 30’unu

oluşturmaktadır. 2000-2005 döneminde Kocaeli’de yerleşik imalat sanayi

kuruluşlarının Türkiye’de üretilen brüt katma değer içindeki payı yıllar itibariyle

sırasıyla, % 31,4- % 35,3-% 42,6-% 37 ve % 13,5’tir. Kocaeli’de yerleşik imalat

sanayi kuruluşlarında yaratılan brüt katma değerdeki payı bakımından % 85,6’lık

katkısıyla kağıt-kağıt ürünleri ve basım sanayi başı çekmektedir. Bu sektörü

sırasıyla, metal eşya-makine ve mesleki aletler, otomotiv, lastik-petrol ürünleri ve

lastik sanayi, dokuma-giyim ve deri sanayi, metal ana sanayi, gıda- içki- tütün ile

orman ürünleri ve mobilya sanayi izlemektedir.

Kocaeli’de yerleşik 100 büyük sanayi kuruluşunda sektörel gruplara göre brüt

katma değer verileri incelendiğinde, 13.765,11 katrilyonla en büyük paya sahip olan

petro-kimya sanayini, 9.432,54 katrilyonla otomotiv sanayi izlerken; yaratılan katma

değer bakımından sektörler, lastik- plastik, metal ana, gıda, metal eşya, taş ve toprağa

dayalı sanayi, dokuma, elektik, orman ürünleri, kağıt sanayi ve madencilik sektörü

şeklinde sıralanmaktadır.

3.2.1.2. Türkiye’de Bölgesel Sanayileşme, Marmara Bölgesi ve Kocaeli’nin Türkiye Đmalat Sanayi’ndeki Yeri Tablo-41’de imalat sanayi sayım sonuçlarına göre bölgesel kalkınmaya ilişkin

ele alınan parametrelerdeki değişmelere yer verilmiştir. 2001 yılı sanayi sayımı

sonuçlarına göre Marmara Bölgesi’nin baskın karakteri tesis sayısı parametresine

göre göreli olarak gerilerken, yaratılan katma değer ve çalışanların ortalaması

parametresine göre göreli olarak artmıştır.

Tablo-41: 1981 ve 2001 Sayım Sonuçlarına Göre Türkiye'de Bölgesel Sanayileşme

1981

BÖLGELER Tesis Sayısı %

Çalışanlar Ortalaması %

Katma Değer (YTL) %

Tesis Başına Çalışan Sayısı

Marmara 5.492 57,90 398.654 48,07 39.821.801.300 52,20 72,6 Ege 1.410 14,86 115.559 13,93 11.215.789.600 14,70 82 Đç Anadolu 1.101 11,61 102.755 12,39 6.682.418.600 8,76 93,3 Karadeniz 644 6,79 89.287 10,77 7.476.635.200 9,80 138,6 Akdeniz 520 5,48 86.542 10,44 7.245.367.400 9,50 166,4 Güneydoğu 187 1,97 17.334 2,09 2.254.443.600 2,96 92,7

Page 139: 229471

124

D. Anadolu 132 1,39 19.169 2,31 1.589.896.800 2,08 145,2 Toplam 9.486 100 829.300 100 76.286.352.500 100 87,4

2001

BÖLGELER Tesis Sayısı %

Çalışanlar Ortalaması %

Katma Değer (YTL) %

Tesis Başına Çalışan Sayısı

Marmara 5.917 52,40 581.050 53,15 21.931.235.363 53,69 98,20 Ege 1.965 17,40 182.100 16,66 8.188.525.222 20,05 92,67 Đç Anadolu 1.658 14,68 150.953 13,81 4.140.194.655 10,14 91,05 Karadeniz 717 6,35 71.437 6,53 1.925.604.119 4,71 99,63 Akdeniz 657 5,82 71.058 6,50 2.893.683.863 7,08 108,16 Güneydoğu 135 1,20 18.593 1,70 407.489.765 1,00 137,73 D. Anadolu 309 2,74 26.085 2,39 992.081.957 2,43 84,42 Toplam 11.293 100 1.093.193 100 40.848.742.401 100 96,80

Kaynak: TUĐK, 1981 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara; TUĐK, 2001 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara.

Çalışanların ortalaması parametresine göre Marmara Bölgesi, 1981 yılında %

48’lik bir paya sahipken, 2001 yılı verilerine göre bu oran % 53,15’e yükselmiştir.

Tesis başına çalışan sayısı bakımından Marmara Bölgesi, 1981 ve 2001 yıllarında

Türkiye ortalamasının üstünde bir değere sahiptir.

Ege Bölgesi imalat sanayinin Türkiye ekonomisindeki payı, 1981 yılı verilerine

göre tesis sayısı, çalışanlar ortalaması ve katma değer parametrelerinin her biri için

artış göstermiştir. Bununla birlikte tesis başına ortalama çalışan sayısı bakımından

Ege Bölgesi, her iki dönemde de Türkiye ortalamasının altında kalmıştır.

2001 yılı verilerine göre Türkiye imalat sanayinde tesis sayısı bakımından 3.

sırayı Đç Anadolu Bölgesi almaktadır. Đç Anadolu Bölgesi 1981 yılı verilerine göre,

çalışanların % 12,39’unu istihdam ederken, 2001 yılında bu değer % 13,81’e

yükselmiştir. Tesis sayısı ve katma değer bakımından bu bölgenin ülke imalat

sanayisindeki payı artmıştır.

Karadeniz Bölgesi, 1981 sanayi sayımı sonuçlarına göre tesis sayısı bakımından

Türkiye’deki imalat sanayi kuruluşlarının % 6,79’unu oluştururken, 2001 yılında bu

pay % 6,35’e gerilemiştir. Çalışanlar ortalaması ve katma değer parametresinin

değişimi, tesis sayısı parametresiyle paralellik arz etmektedir. 1981 ve 2001 yılı

verilerine göre Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri, geri kalmış

bölgeler olarak dikkat çekmektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi 1981 sanayi sayım

Page 140: 229471

125

verilerine göre, Türkiye’deki toplam tesis sayısının % 1,97’lik bir paya sahip iken,

aradan 20 yıl geçmesine rağmen 2001 yılında bu pay % 1,2’ye gerilemiştir.

3.2.1.2.1. Marmara Bölgesi’ndeki Kentlerin Bölge Đmalat Sanayi’ndeki Yeri

Tablo-42’de Marmara Bölgesi için kentler düzeyinde ele alınan çeşitli

parametrelerin gelişimi görülmektedir. 1981 yılı itibariyle, Türkiye’de yerleşik

tesislerin % 57,9’u, işgücünün % 48,01’i ve katma değerin % 52,2’si Marmara

Bölgesi imalat sanayi payını ortaya koymaktadır.

2001 yılında, 1981 yılına göre tesis sayısı açısından Marmara Bölgesi’nin

Türkiye imalat sanayi içindeki payında azalma gözlenirken, bölgede yer alan

kentlerin bölge imalat sanayi içindeki payını gösteren Tablo-42 verilerine göre

Đstanbul’un baskın karakteri değişmiştir. 1981 yılında bölgedeki sanayi tesislerinin %

79,8’i Đstanbul’da bulunurken, 2001 yılında bu pay % 62,65’e gerilemiştir. Geçen 20

yıl içinde Đstanbul’un sanayi tesisleri için cazibesi görece azalmıştır.

Tablo-42: Marmara Bölgesi’ndeki Kentlerin Bölge Đmalat Sanayindeki Yeri (1981-2001)

1981

ĐLLER Tesis Sayısı

% Çalışanlar Ortalaması

% Katma Değer

(YTL) %

Tesis Başına Çalışan Sayısı

Balıkesir 125 2,3 40.454 2,6 871.924.500 2,2 83,6 Bilecik 32 0,6 3.914 1 385.338.300 1 122,3 Bursa 440 8 38.439 9,6 3.001.103.700 7,5 87,4 Çanakkale 35 0,6 5.116 1,3 385.338.300 1 146,2 Edirne 49 0,9 5.312 1,3 321.113.200 0,8 108,4 Đstanbul 4.384 79,8 259.919 65,2 23.073.453.700 57,9 59,3 Kırklareli 45 0,8 4.379 1,1 333.795.300 0,8 97,3 Kocaeli 248 4,5 48.537 12,2 8.929.259.900 22,4 195,7 Sakarya 70 1,3 9.447 2,4 1.240.913.200 3,1 135 Tekirdağ 64 1,2 13.137 3,3 1.279.561.400 3,2 205,3 Yalova 0 0 0 0 0 0 0 Toplam 5.492 100 398.654 100 39.821.801.300 100 72,6 TÜRKĐYE 9.486 … 829.300 … 76.286.352.500 … 87,4

2001

ĐLLER Tesis Sayısı

% Çalışanlar Ortalaması

% Katma Değer

(YTL) %

Tesis Başına Çalışan Sayısı

Balıkesir 104 1,76 13.343 2,30 473.909.204 2,16 128,30 Bilecik 59 1,00 9.771 1,68 338.417.982 1,54 165,61 Bursa 862 14,57 103.693 17,85 2.855.453.301 13,02 120,29

Page 141: 229471

126

Çanakkale 32 0,54 4.155 0,72 265.978.912 1,21 129,84 Edirne 49 0,83 4.124 0,71 122.491.289 0,56 84,16 Đstanbul 3.707 62,65 300.840 51,78 9.451.968.196 43,10 81,15 Kırklareli 79 1,34 16.153 2,78 570.704.192 2,60 204,47 Kocaeli 561 9,48 61.080 10,51 5.613.929.282 25,60 108,88 Sakarya 149 2,52 15.258 2,63 339.302.262 1,55 102,40 Tekirdağ 288 4,87 46.994 8,09 1.419.661.464 6,47 163,17 Yalova 27 0,46 5.639 0,97 479.419.279 2,19 208,85 Toplam 5.917 100 581.050 100 21.931.235.363 100 98,20 TÜRKĐYE 11.293 … 1.093.193 … 40 848 742 401 … 96,80

Kaynak: TUĐK, 1981 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara; TUĐK, 2001 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara.

Tesis sayısı açısından Kocaeli ve Bursa’nın bölge içindeki payında görece bir

artış izlenmektedir. 1981 yılında bölgede yer alan tesislerin % 8’i Bursa’da

bulunurken, bu pay 2001 yılında % 14,57’ye ulaşmıştır. Balıkesir, Çanakkale ve

Edirne’nin tesis sayısı 1981-2001 döneminde azalırken, tesis sayısında artış gözlenen

iller sırasıyla, Kocaeli, Tekirdağ, Sakarya, Kırklareli, Bilecik ve Yalova’dır.

Đşgücü parametresi bakımından Đstanbul’un bölge istihdamındaki payı, tesis

sayısına paralel şekilde düşmüştür. Đstanbul 1981 yılı itibariyle bölge istihdamının %

65,5’ini karşılarken, 2001 yılında kentin toplam istihdamdaki payı % 51,78’e

gerilemiştir. Türkiye imalat sanayi istihdamından aldığı pay bakımından düşüş

gözlenen kentler, Balıkesir, Çanakkale, Edirne ve Kocaeli’dir.

Katma değer açısından Marmara Bölgesi’ndeki kentlerin gelişme süreci

değerlendirildiğinde, 1981 yılına göre Đstanbul’un katma değer üretim payı % 14

oranında düşerken, Bursa’da yaratılan katma değer % 5,5, Kocaeli’de yaratılan

katma değer % 3,2 ve Yalova’da yaratılan katma değerin payı % 3,27 oranında

yükselmiştir. Balıkesir, Edirne ve Sakarya illerinin Türkiye imalat sanayi katma

değer üretimindeki payı 1981-2001 döneminde görece düşmüştür.

Tesis başına düşen çalışan sayısı göstergesine göre, 2001 yılında ölçek

büyüklüklerinin sanayileşmedeki artışla paralel arttığı görülmektedir. Örneğin, 1981

yılında bölgesel ölçek büyüklüğü 72 kişi iken, 2001 yılında bu değer 98 kişiye

yükselmiştir. Ölçek büyüklüğündeki artış, Türkiye ortalamasında da gözlenmektedir.

Page 142: 229471

127

1981 yılı itibariyle Türkiye’de tesis başına 87 kişi istihdam edilirken, 2001 yılında bu

değer 96’ya ulaşmıştır.

3.2.1.2.2. Marmara Bölgesi’ndeki Kentlerin Türkiye Đmalat Sanayindeki Yeri Tablo-43’te Marmara Bölgesi’nde yer alan kentlerin çeşitli parametrelere göre

Türkiye içindeki payı gösterilmiştir. Marmara Bölgesi’nin Türkiye sanayi tesisleri

içindeki payı 1981 yılında 5.492 tesis ile % 57,9 iken, 2001 sanayi sayımı

sonuçlarına göre 5.917 tesis ve % 52,4’e gerilemiştir. Bölge 1981 yılında Türkiye

katma değerinin % 52,14’ünü yaratırken, 2001 yılında toplam katma değer

üretiminde Marmara Bölgesi’nin payı % 53,59’a yükselmiştir. 1981-2001 döneminde

istihdam edilen personelin toplam çalışan sayısına oranı % 48,1’den, % 53,15’e

yükselmiştir.

Kentler düzeyinde 1981 ve 2001 yılları kıyaslandığında, Đstanbul’un 2001 yılı

itibariyle tesis sayısı, çalışanlar ortalaması ve yaratılan katma değer bakımından

bölge içindeki payında gerileme gözlenmektedir. Bu sonuç, Marmara Bölgesi’nde

sanayileşmenin Đstanbul dışındaki bölge kentlere yayıldığının bir göstergesidir.

Örneğin, 1981 yılında bölge katma değerinde % 7,5 paya sahip olan Bursa, 2001

yılında bölge katma değerinin % 13,02’sini üretir duruma gelmiştir. Aynı şekilde

istihdamdaki payı 2001 yılında 1981 yılına göre % 6,25’lik bir artış kaydetmiştir.

Tesis sayısında da göreli bir artış gerçekleşmiştir.

Tablo-43: Marmara Bölgesi’ndeki Kentlerin Türkiye Đmalat Sanayindeki Payı

1981 2001 ĐLLER

Tesis Sayısı

Çalışanlar Ort.

Katma Değer (YTL)

Tesis Başına Çalışan Sayısı

Tesis Sayısı

Çalışanlar Ort.

Katma Değer (YTL)

Tesis Başına Çalışan Sayısı

Balıkesir 1,3 1,3 1,1 95,7 0,92 1,22 1,16 128,30

Bilecik 0,3 0,5 0,5 139,9 0,52 0,89 0,83 165,61

Bursa 4,6 4,6 3,9 100 7,63 9,49 6,99 120,29

Çanakkale 0,4 0,6 0,5 167,3 0,28 0,38 0,65 129,84

Edirne 0,5 0,6 0,4 124 0,43 0,38 0,30 84,16

Đstanbul 46,2 31,3 30,2 67,8 32,83 27,52 23,14 81,15

Kırklareli 0,5 0,5 0,4 111,3 0,70 1,48 1,40 204,47

Kocaeli 2,6 5,9 11,7 223,9 4,97 5,59 13,74 108,88

Sakarya 0,7 1,1 1,6 154,5 1,32 1,40 0,83 102,40

Tekirdağ 0,7 1,6 1,7 234,9 2,55 4,30 3,48 163,17

Page 143: 229471

128

Yalova .. .. .. .. 0,24 0,52 1,17 208,85 Marmara B./Türkiye 57,9 48,1 52,2 83,1 52,40 53,15 53,69 98,20

TÜRKĐYE 100 100 100 100 100 100 100 100 Kaynak: TUĐK, 1981 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara; TUĐK, 2001 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara.

Bursa’nın gösterdiği gelişme, istihdam göstergesi dışında Kocaeli’de de

izlenmektedir. 1981 yılında bölge katma değerinde % 22,4 paya sahip olan Kocaeli,

2001 yılında bölge katma değer üretimine % 25,6 oranında katkı sağlamıştır. Tesis

sayısı bakımından 1981 yılında bölgedeki tesislerin % 4,5’u Kocaeli’de yerleşik

iken, bu pay 2001 yılında % 9,48’e yükselmiştir.

Bölgede yer alan kentlerin Türkiye imalat sanayindeki yeri itibariyle, Đstanbul’un

Türkiye imalat sanayi içindeki payı 2001 yılında, 1981 yılına göre % 13,37 oranında

azalmıştır. Benzer eğilim istihdam ve katma değer parametreleri için de geçerlidir.

Đstanbul’un Türkiye imalat sanayindeki göreli öneminin azalması, Türkiye ölçeğinde

sanayileşme sürecinde yaşanan gelişme ve Đstanbul sanayinin çevre illere

yayılmasının bir göstergesidir.

Kocaeli’nin 2001 yılında tesis sayısı parametresi bakımından Türkiye imalat

sanayindeki payı, 1981 yılındakinin iki katına yakın bir artış göstererek, Bursa tesis

sayısındaki artışın da üstünde bir performans sergilemiştir. Buna karşın 1981 yılında

Türkiye imalat sanayinde toplam işgücünün % 5,9’u Kocaeli’de istihdam edilirken,

2001 yılında bu pay % 5,59’a gerilemiştir. 2001 yılında 1981 yılına göre Kocaeli’nin

Türkiye toplam katma değer üretimine katkısı % 2,04 oranında artış göstermiştir.

Marmara Bölgesi’nin Türkiye imalat sanayindeki sektörel ağırlığına

bakıldığında, % 64,75 paya sahip olan metal eşya-makine sanayi ve % 63,67 paya

sahip olan dokuma, giyim eşyası ve deri sanayini sırasıyla kağıt ve kağıt ürünleri,

taşa ve toprağa dayalı sanayi, petro-kimya, gıda, tütün ve içki sanayi izlemektedir. 193 Marmara Bölgesi’nin Türkiye içerisindeki ağırlığı sadece iki sektörde; gıda, tütün

ve içki sektörü ve orman ürünleri ve mobilya sektöründe % 50’nin altında

193 Ali Eşiyok, ‘‘AB Sürecinde Türkiye’de Bölgesel Kalkınma Farklılıkları, Büyüme Kutupları, Sanayinin Mekansal Dağılımı ve Bölgesel Gelir’’, Ankara: Türkiye Kalkınma Bankası A. Ş. Yayını, GA- 05- 07- 20, Ekim 2005, s. 18-20-27.

Page 144: 229471

129

bulunmaktadır.194 Türkiye imalat sanayi bölgeler düzeyinde son derece eşitsiz

dağılmış olup, Marmara Bölgesi’nde bu anlamda bir yoğunlaşma yaşanmıştır.

3.2.1.2.3. Kocaeli Đmalat Sanayinin Türkiye Đmalat Sanayindeki Yeri

Türkiye imalat sanayi üretiminden Kocaeli’nin aldığı pay ve bulunduğu konumu

değerlendirmek üzere 2002 yılında Türkiye Đstatistik Kurumu tarafından yapılmış

olan ‘‘Genel Sanayi Đşyerleri Sayımı-Đller’’ adlı çalışma incelenmiştir. TUĐK mevcut

genel sanayi işyerleri sayımı çalışmalarından sonuncusunu 2002 yılında

gerçekleştirmiştir. 2008 yılı için bu veriler yetersiz olmakla beraber, Türkiye

Đstatistik Kurumu’nca yapılmış güncel ve kapsamlı yeni bir sanayi sayım sonucu

bulunmamaktadır.

Kocaeli imalat sanayi üretiminin Türkiye imalat sanayi üretiminden aldığı pay,

2000 yılı için % 11,7 iken, 2001 yılında Türkiye imalat sanayi üretiminin %

12,7’sini Kocaeli’de yerleşik sanayi kuruluşları gerçekleştirmiştir. 2000 yılında

Kocaeli’de çalışan başına düşen üretim miktarı 130.408 YTL iken, Türkiye’de bu

değer 58.328 YTL ile nispeten düşük bir düzeyde kalmaktadır.

Tablo-44: Kocaeli Đmalat Sanayinin Türk Đmalat Sanayi Đçindeki Yeri-Cari Fiyatlarla (YTL)

2000 2001 SEKTÖRLER Üretim Pay % Üretim Pay %

Gıda Sanayi 205.542.733 1,82 557.698.011 3,58

Dokuma ve Deri Sanayi 138.179.217 1,17 484.562.845 2,27

Orman Ürünleri ve Mobilya San. 72.722.865 4,45 136.777.775 5,63

Kağıt ve Kağıt Ürünleri San. 123.384.088 5,22 174.635.157 5,48

Kimya Sanayi 4.314.923.924 27,8 8.519.038.606 27,3

Taşa ve Toprağa Dayalı San. 253.232.430 7,92 474.991.714 9,67

Metal Ana San. 979.340.795 18,2 1.701.499.052 20,7

Metal Eşya Sanayi 398.806.536 21,9 562.980.113 20

Makine San. 273.367.728 8,58 182.649.814 3,73

Elektrik Alet, Cihaz Sanayi 253.587.749 7,31 486.950.856 8,64

194 Eşiyok, ‘‘Đller ve Bölgeler Düzeyinde Đmalat Sanayi ve Sektörel Yapı (1927- 1996)’’ , a.g.e., s. 11.

Page 145: 229471

130

Taşıt Araçları Sanayi 691.022.945 11,4 780.307.153 12,3

TOPLAM 7.704.111.010 11,7 14.062.091.096 12,7

Kaynak: TUĐK, Genel Sanayi ve Đşyerleri Sayımı 2002, Ankara, s. 44’den derlenmiştir.

2001 yılında Kocaeli’de çalışan başına düşen üretim miktarı 230.342 YTL iken

aynı yıl Türkiye için bu değer 100.970 YTL olarak gerçekleşmiştir. Bu değer Kocaeli

çalışan başına üretim miktarı ortalamasının yarısına tekabül etmektedir.

Tablo-45’te Kocaeli’de ekonomik faaliyet birimlerine göre çalışan sayısının

Türkiye’deki payı, Türkiye’de ücretlilere yapılan yıllık ödemelerde Kocaeli’nin payı,

Türkiye’de sabit sermayeye yıl içinde yapılan gayri safi ilavelere Kocaeli’nin katkısı,

sektörlere göre Türkiye imalat sanayi üretiminden Kocaeli’nin aldığı pay, Türkiye

imalat sanayi katma değer üretiminden Kocaeli’nin aldığı pay, ekonomik faaliyet

birimlerine göre elektrik tüketim payı bilgileri görülmektedir.

Kocaeli’de 2001 yılında faaliyet gösteren alt sektörler Türkiye imalat sanayinde

çalışan sayısı bakımından aldığı paya göre değerlendirildiğinde; kimya, metal eşya,

metal ana, kağıt- kağıt ürünleri sanayinin istihdam ettiği personel bakımından başı

çektiği görülmektedir. Bu sektörleri taşa toprağa dayalı sanayi, elektrikli alet cihaz,

taşıt araçları, makine sanayi, orman ürünleri-mobilya sanayi, gıda ve deri-dokuma

sanayi izlemektedir.

Tablo-45: Kocaeli Đmalat Sanayi Alt Sektörlerin Türkiye Đçindeki Payları (1999- 2001)

Gıda Sektörü Dokuma Sanayi Orman Mobilya San.

1999 2000 2001 1999 2000 2001 1999 2000 2001

Değerlendirilen Firma Sayısı 40 40 47 20 20 23 25 28 28

Çalışan Sayısının Payı 1,7 1,8 2,5 0,5 0,5 0,9 3,3 3,68 3,88

Ücretlilere Yıllık Ödeme Payı 2,1 2,2 3,85 1,7 1,3 2,2 4,69 5,1 4,8

Sabit Sermayeye Yıl Đçinde

Gayrisafi Đlave Payı

0,6 1,2 0,78 0,0 0,1 0,12 4,69 3,9 1,83

Üretimin Payı 1,64 1,82 3,58 1,24 1,17 2,27 5,21 4,45 5,63

Yaratılan Katma Değer Payı 2,25 2,56 4,84 0,99 1,4 2,56 4,94 3,32 5,45

Elektrik Tüketimindeki Payı 4,19 3,93 …… 1,12 1 …… 13,3 8,57 ……

Page 146: 229471

131

Kimya Sanayi Taşa, Toprağa D.S. Metal Ana Sanayi

1999 2000 2001 1999 2000 2001 1999 2000 2001

Değerlendirilen Firma Sayısı 131 132 143 34 33 43 57 51 56

Çalışan Sayısının Payı 16,9 16,1 16,7 4,99 5,24 8,06 12,21 10,9 11,7

Ücretlilere Yıllık Ödeme Payı 25,6 22,2 23,5 8,7 9,38 11 12,28 9,73 10,1

Sabit Sermayeye Yıl Đçinde

Yapılan Gayrisafi Đlaveler Payı 24,2 30,2 37,2 16,8 11,5 10,7 23 27,4 21

Üretimin Payı 26 27,8 27,3 7,55 7,92 9,66 18,57 18,1 20,7

Yaratılan Katma Değer Payı 26,5 27,2 31,3 7,79 7,87 8,97 18,78 20,2 18,2

Elektrik Tüketimin Payı 13,4 16,1 … 8,28 9,13 … 9,53 14,0 …

Makine Sanayi Elektrikli Cihaz S. Taşıt Araçları Sanayi

1999 2000 2001 1999 2000 2001 1999 2000 2001

Değerlendirilen Firma Sayısı 57 56 55 34 36 39 19 23 23

Çalışan Sayısının Payı 6,63 6,08 4,7 7,04 6,97 7,68 6,28 7,69 7,53

Ücretlilere Yıllık Ödeme Payı 11,1 8,23 3,5 7,79 6,84 8,6 6,34 9,13 9,69

Sabit Sermayeye Yıl Đçinde

Yapılan Gayrisafi Đlaveler Payı 3,47 6,44 … 5,34 6,58 9,11 11,75 5,9 2,16

Üretimin Payı 12,1 8,58 3,7 7,66 7,31 8,64 10,74 11,4 12,3

Yaratılan Katma Değer Payı 12,1 12,1 3,3 7,79 6,89 8,64 8,9 9,22 8,33

Elektrik Tüketimindeki Payı 6,91 7,24 …. 8,23 9,13 …. 7,21 9,79 ….

Kağıt Ürünleri S. Metal Eşya San.

1999 2000 2001 1999 2000 2001

Değerlendirilen Firma Sayısı 18 17 17 78 81 87

Çalışan Sayısının Payı 8,61 8,26 8,61 14,9 15 13,8

Ücretlilere Yıllık Ödeme Payı 11,2 10,7 10,9 22 23,6 22,5

Sabit Sermayeye Yıl Đçinde

Yapılan Gayrisafi Đlaveler Payı 1,33 1,28 1,77 17,8 27,4 24,9

Üretimin Payı 5,22 5,47 20 21,9 20

Yaratılan Katma Değer Payı 4,54 5,62 6,4 21,3 21 20,3

Elektrik Tüketimindeki Payı 11,0 10,4 ….. 28,9 38,3 ….

Kaynak: Türkiye Đstatistik Kurumu, Yıllık Đmalat Sanayi Đstatistikleri 2001, Ankara, s. 169’dan derlenmiştir. Türkiye imalat sanayinde ücretli çalışanlara yapılan yıllık ödeme miktarı

açısından Kocaeli’nin aldığı pay sektörel bazda değerlendirildiğinde, 2001 yılında

Page 147: 229471

132

sırasıyla kimya, metal eşya, taşa toprağa dayalı sanayi, kağıt ürünleri ve metal ana

sanayinin başı çektiği, buna karşılık taşıt araçları, elektrikli alet-cihaz, gıda, makine

ve deri dokuma sanayinin söz konusu gösterge bakımından nispeten düşük bir paya

sahip olduğu görülmektedir.

Kocaeli’nin Türkiye’de sabit sermayeye yıl içinde yapılan gayri safi ilavelerden

aldığı payın sektörel dağılımına bakıldığında, en çok paya sahip sektör kolları olarak

kimya, metal eşya, metal ana, taşa toprağa dayalı sanayi, elektrik aletleri ve cihaz

sanayi sıralanmaktadır. Sıralamada bu sektörlerin takip eden diğer alt sanayi kolları,

taşıt araçları, orman ürünleri ve mobilya, kağıt ve kağıt ürünleri, gıda ve dokuma-deri

sanayidir.

2001 yılında Türkiye imalat sanayi üretiminden Kocaeli’nin aldığı pay sektörler

olarak değerlendirildiğinde, başta gelen kimya sanayini, metal ana, metal eşya, taşıt

araçları ve taşa toprağa dayalı sanayinin izlediği görülmektedir. Nisbeten düşük

üretim payına sahip sektörler, elektrik cihaz, orman ürünleri ve mobilya, kağıt ve

kağıt ürünleri, makine, gıda ve dokuma-deri sanayidir.

2001 yılında Türkiye’de yaratılan katma değere katkısı bakımından Kocaeli’de

yerleşik kuruluşlar sektörel olarak değerlendirildiğinde, kimya, metal eşya, metal

ana, taşa toprağa dayalı, elektrik cihaz, taşıt araçları, kağıt ve kağıt ürünleri, orman

ürünleri ve mobilya, gıda, makine ve dokuma- deri sanayi şeklinde bir sıralama

görülmektedir.

Kocaeli imalat sanayinde 2000 yılında tüketilen elektriğin Türkiye’de tüketilen

elektriğe oranı sektörel olarak incelendiğinde, başta gelen metal eşya sanayini,

kimya, metal ana, kağıt ve kağıt ürünleri, taşıt araçları, elektrik cihaz, taşa toprağa

dayalı, orman ürünleri ve mobilya, makine, gıda sanayi ve son olarak dokuma-deri

sanayi izlemektedir. Genel olarak bütün alt sektörlerde sırasıyla metal ana, metal

eşya, taşıt araçları, kağıt-kağıt ürünleri ile kimya sanayinin ağırlığı gözlenmektedir.

Page 148: 229471

133

Ülke genelinde en büyükler kategorisinde yer alan birçok firma Kocaeli’de

yerleşik olarak faaliyetini sürdürmektedir.195 Tüpraş A.Ş., Ford Otomotiv, Aygaz,

Đpragaz, Habaş, Hyundai, Çayırova Boru, Beksa, Ergaz, Đzocam, Bizimgaz, Alarko

Carrier, Kale Oto Radyatör, Aksam Kamyon, Basf Türk Kimya, Dyo Sentetik Boya,

Camiş Elektrik, Güneygaz LPG, Pimaş Plastik, Çelik Halat, Ferro Döküm, Hayat

Kimya, Henkel Kimya, Kordsa, Yücel Boru, Bayer Türk Kimya, Đgsaş Gübre,

Teczan Galvanizli Boru, Kent Gıda, Kartonsan Karton Sanayi, Polisan Boya Sanayi

vs. kuruluşlar Türkiye ekonomisinde büyük öneme ve katma değere sahip olmakla

birlikte Kocaeli’de yerleşik kuruluşlardır.

Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu içinde ilk 10’da 3 adet Kocaeli firması;

ilk 50’de 14 adet; ilk 100’de 22 adet; ilk 200’de 49 adet Kocaeli firması; ilk 300’de

65 ve ilk 500’de 81 adet Kocaeli firması yer almaktadır.196 Bu kuruluşlar sektörel

gruplara göre ayrıldığında, gıda sektöründe 6, dokuma sektöründe 1, orman

ürünlerinde 23, kağıt sanayinde 12, petro- kimya sanayinde 41, taşa toprağa dayalı

sanayide 18, metal ana sanayide 16, metal eşya sanayinde 11, otomotiv sanayinde 21,

elektrik sanayinde ise 40 adet Kocaeli firması bulunmakta ve bu kuruluşlar

Türkiye’nin 500 büyük sanayi kuruluşu arasında görülmektedir.

Türkiye çapında en çok kar eden 50 kuruluşun 16 tanesi Kocaeli’de yerleşiktir.

Bu kuruluşların başında, Tüpraş A.Ş., Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., Petrol Ofisi A.Ş.,

Unilever Sanayi ve Ticaret Türk A.Ş., The Shell Compony of Turkey LTD., Trakya

Cam Sanayi A.Ş., Nuh Çimento Sanayi A.Ş., Aygaz A.Ş., Hyundaı Assan Otomotiv

Sanayi A.Ş., Brissa Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Yıldız

Entegre Ağaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Çolakoğlu Metalurji A.Ş., Ülker Gıda Sanayi

ve Ticaret A.Ş., BP Petrolleri A.Ş., Đpragaz A.Ş., Anadolu Isuzu Otomotiv Sanayi ve

Ticaret A.Ş. gelmektedir. En çok kişi çalıştıran ilk 50 kuruluş içerisinde yer alan

Kocaeli firmaları arasında, Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., Tüpraş A.Ş., Delphi

195 KSO, Kocaeli’de Yerleşik Đlk 100 Büyük Sanayi Kuruluşu, Kocaeli Sanayi Odası Yayınları, 2005, ss. 4- 7. 196 KSO, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Đçerisinde Kocaeli’de Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili - 2005, Kocaeli Sanayi Odası Yayınları, Yayın No: 2006, Arş: 07, 2006, ss. 5.

Page 149: 229471

134

Automotive Systems LTD., Trakya Cam Sanayi A.Ş., Eczacıbaşı Yapı Ger. Sanayi

ve Ticaret A.Ş. gelmektedir.

3.2.2. Đstihdam

1927 yılı sanayi sayım sonuçlarına göre kentler düzeyinde istihdam

sıralamasında ilk 10 kent, Đstanbul, Zonguldak, Balıkesir, Bursa, G. Antep, Kayseri,

Adana, Kütahya, Manisa ve Konya şeklinde sıralanmaktadır. Kocaeli 1927 yılında

istihdam göstergesi bakımından, toplam istihdamdan aldığı % 1,5’luk payla 18.

sırada yer almaktadır.197

1964 yılında, 1927 yılına göre tesis sayısı bakımından il sıralamasında 8 sıra

gerileyen Kocaeli, istihdam ettiği personel bakımından 7. sıraya yükselerek Türkiye

toplam işgücünün % 2,9’unu istihdam eder duruma gelmiştir. Đstihdam ettiği

personel bakımından 1964 yılında % 36,3’luk payla başı çeken Đstanbul’u Đzmir,

Ankara, Adana, Bursa ve Aydın izlemektedir.198

Kocaeli, tesis sayısını 1973 yılında 1964 yılına göre % 1,22 oranında arttırarak

iller sıralamasında 7. sıraya yükselirken, istihdam ettiği personel payını % 1,66

oranında arttırmış ve Türkiye istihdam sıralamasında 2 basamak yükselerek 5. sıraya

yerleşmiştir. Đstanbul 1973 yılında Türkiye’deki işgücü toplamının % 37,11’ini

istihdam ederek birinci sıradaki yerini korumuştur. Đstanbul’u söz konusu yılda

Đzmir, Ankara ve Adana izlemektedir.199

1981 yılında Türkiye imalat sanayindeki tesis toplamından % 2,6’lık pay alarak,

iller arasındaki sıralamada 2 basamak yükselen Kocaeli, Türkiye’deki toplam çalışan

sayısının % 5,9’unu istihdam ederek istihdam göstergesi bakımından 3. sıraya

yükselmiştir. 1981 yılında istihdam ettiği personel bakımından % 31,3 payla ilk

sırada gelen Đstanbul’u, % 8,9’luk pay ile Đzmir ve Kocaeli izlemektedir. Sırasıyla

197 TUĐK, 1927 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara. 198 TUĐK, 1964 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara. 199 TUĐK, 1973 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara.

Page 150: 229471

135

Ankara, Adana, Bursa, Zonguldak ve Hatay istihdam sıralamasında ilk üç ilden sonra

gelmektedir.200

1996 yılında tesis sayısı bakımından Kocaeli % 3,2’lik payla 6. sıraya gerilerken,

bu düşüşe paralel olarak toplam istihdamdan % 4,6’lık pay alarak iller sıralamasında

4. sıraya düşmüştür. Đstihdam göstergesi bakımından ilk sıralarda yer alan Đstanbul ve

Đzmir’den sonra 3. sırayı Bursa almıştır.201

2001 yılı Türkiye imalat sanayi tesis sayısı toplamından aldığı pay bakımından

% 32,83 ile Đstanbul birinci gelirken, bu ili % 7,63 ile Bursa, % 7,45 ile Ankara ve %

4,97 ile Kocaeli izlemektedir. Kocaeli tesis sayısı bakımından 1996 yılına göre il

sıralamasındaki yerini 2 basamak yükseltirken, istihdam göstergesi bakımından

sıralamadaki yerini korumuştur. Toplam istihdamdan aldığı pay bakımından iller

2001 yılında, Đstanbul, Bursa, Đzmir, Kocaeli, Ankara ve Tekirdağ şeklinde

sıralanmaktadır.202

Kocaeli Sanayi Odası tarafından Kocaeli’de yerleşik sanayi işletmelerine yönelik

yapılan anket sonuçlarına göre, firmalar 2005 yılının ilk çeyreğinde bir önceki

çeyreğe göre istihdamlarının % 28’ini, yeni teknoloji kullanımı, yeni yatırımlar, re-

organizasyon çalışmaları, organizasyonel yapılanma nedeniyle arttırmışlardır. 203

Firmaların % 13’ü emeklilik, kapasite düşüşü, iç ve dış pazarda talebin azalması,

rekabetin bozulması ve işgücü maliyetlerinin artması nedeniyle istihdamlarını

azaltmışlardır.

Kocaeli’de yerleşik sanayi işletmeleri için 2005-2006 döneminde toplam

istihdamda artışa neden olan faktörler, yeni yatırım, kapasite artışı ve siparişlerde

görülen artıştır. Ele alınan dönemde toplam istihdamda görülen azalmanın nedeni, iç

200 TUĐK, 1981 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara. 201 TUĐK, 1996 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara. 202 TUĐK, 2001 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara. 203 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2005 Birinci Çeyrek Gelişmeler Ocak-Mart, a.g.e., s. 7-8.

Page 151: 229471

136

ve dış pazarda daralan talep, olumsuz rekabet şartları, girdi maliyetlerindeki artış,

emeklilik, işgücü maliyetlerindeki artış olarak görülmektedir.204

Türkiye’de istihdam ettiği personel sayısı en yüksek ilk 50 kuruluş içerisinde yer

alan Kocaeli firmaları sırasıyla, Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., Tüpraş A.Ş., Delphi

Automotive Systems LTD., Trakya Cam Sanayi A.Ş., Eczacıbaşı Yapı Gereçleri

Sanayi ve Ticaret A.Ş.’dir.

3.2.2.1. Đstihdamın Cinsiyet, Eğitim ve Yaşa Göre Dağılımı

KOSGEB tarafından Kocaeli imalat sanayinde faaliyet gösteren KOBĐ’lere

yönelik yapılan araştırma sonuçlarına göre, çalışma kapsamındaki işletmelerin tepe

yöneticileri % 71,92’si aynı zamanda işletme sahibi ve % 23,21’i ise profesyonel

yönetici kullanmaktadır.205 Đşletme sahiplerinin çoğunluğu üniversite mezunlarından

oluşmaktadır. Akademik kariyer yapmış ve lise mezunu olan işletme sahiplerinin

sayısı da dikkate değer bir düzeydedir. Đşletme sahiplerinin % 46,12’si üniversite, %

25,71’i lise, % 13,47’si ilköğretim, % 11,02’si yüksek lisans, % 3,67’si doktora

mezunudur. Anket yapılan işletmelerin % 73,75’inin üniversite mezunu yönetici

çalıştırdığı saptanmış olup, akademik kariyer yapmış yöneticilerin oranı % 16,25

olarak tespit edilmiştir. Đşletme yöneticilerinin % 13,75’i yüksek lisans, % 2,5’i

doktora, % 8,75’i lise ve % 1,25’i ilköğretim mezunudur. Đşletme sahiplerinin yaşı

ile ilgili veriler incelendiğinde, yoğunlaşmanın 31-50 yaş grubunda; işletme tepe

yöneticilerinde yoğunlaşmanın ise 31-40 yaş grubunda olduğu görülmektedir.

Çalışan sayısı göstergesine göre, (1-9) işçi çalıştıran işletme sayısı, anket yapılan

işletmelerin % 34,94’ünü kapsamaktadır. Diğer işletmelerde sırasıyla (25-50)

çalıştıranların oranı % 23,80, (10-24) çalıştıranların oranı % 22,89 ve (51-150) işçi

çalıştıran işletmelerin oranı ise % 18’dir.206

204 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Temmuz-Eylül, a.g.e., s. 9-10. 205 KOSGEB, Kocaeli Đli Değerlendirme Raporu, Ankara, 2005, s. 10-35. 206 KOSGEB, Kocaeli Đli Değerlendirme Raporu, a.g.e., s. 28.

Page 152: 229471

137

Kocaeli imalat sanayi işletmelerinde çalışan toplam 11.109 kişinin % 37,84’ü

ilköğretim mezunlarından oluşmaktadır. Çalışanların % 21,77’si lise mezunu olup,

üniversite ve yüksekokul mezunlarının oranı düşüktür. Bu sonuçlar işletmelerin

beyaz yakalı personelden daha fazla sayıda mavi yakalı personel çalıştırdığını

göstermektedir. Ayrıca sanayide en önemli istihdam grubunu oluşturan endüstri

meslek lisesi mezunlarının oranı ise % 18,88 ile Türkiye değerinin üstündedir.207

2000 yılı TUĐK verilerine göre, Kocaeli’de istihdam edilen toplam nüfus içinde

kadınların % 25’i, erkeklerin ise % 67,3’ü ücretli olarak çalışmaktadır. Kadınların %

0,6’sı, erkeklerin ise % 2,9’u işveren pozisyonunda çalışırken, istihdam edilen kadın

nüfusun % 68’i, erkeklerin ise % 9’u ücretsiz aile işçisidir.208 Sektörel açıdan

cinsiyete göre istihdam ele alındığında, tarım sektöründe kadın istihdamının oldukça

fazla olduğu görülmektedir. Bunun önemli bir nedeni, kadınların tarımda ücretsiz

aile işçisi olarak kullanılmasının yaygın oluşudur. Erkek işgücü istihdamının ise

sanayi ve hizmet sektörlerinde yoğunlaştığı görülmektedir.

1985 yılında Kocaeli’de ücretli, maaşlı ve yevmiyeli kesimin toplam

istihdamından aldığı pay, 1980 yılına göre 3,2 puan gerilerken, 1990 yılına

gelindiğinde ücretli kesimin toplam istihdamdaki payı 4,7 puan artmış ve 2000

yılında bu pay % 4,5 oranında azalarak 1985 yılındaki değerine gerilemiştir. Đşveren

kesiminin toplam istihdamdaki payı, 1980, 1985 ve 1990 yıllarında ortalama olarak

% 1,1 düzeyinde seyrederken, 2000 yılında bu oran % 2,2 olarak gerçekleşmiştir.

Kendi hesabına çalışan kesimin toplam istihdamdaki payı, ele alınan 4 dönem

boyunca ortalama % 17 seviyesindedir. Ücretsiz aile işçisi ise oranı 4 dönem

boyunca diğer bütün kesimlerden yüksek seyretmiştir.

1980 yılında toplam istihdamın dörtte üçe yakınını ücretli ve maaşlı çalışan

erkek nüfus oluşturmaktadır. Bu rakam 1985’te 2,1 puan gerilerken, 1990 yılında

1985 yılına göre 6 puan artmış ve en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Erkek işveren

kesimin toplam istihdamdaki payı 1980, 1985 ve 1990 yıllarında ortalama % 1,4

207 KOSGEB, Kocaeli Đli Değerlendirme Raporu, a.g.e., s. 32. 208 TUĐK, 2000 Genel Nüfus Sayısı Kocaeli, 2002, s. 58.

Page 153: 229471

138

seviyesinde seyrederken, 2000 yılında bu oran iki katına çıkmıştır. Kendi hesabına

çalışan erkek istihdamının toplam istihdama oranı 4 dönem boyunca ortalama % 21

düzeyinde kalmıştır. Ücretsiz aile işçisinin toplam istihdamdaki payı 2000 yılında %

1,5 oranında gerilemiştir.

Tablo-46: Kocaeli’de Đstihdamın Cinsiyete ve Yıllara Göre Dağılımı Sayım yılı

Toplam istihdam

Ücretli maaşlı yevmiyeli

% Đşveren % Kendi hes. çalışan

% Ücretsiz aile işçisi

% Bilinmyn

1980 217.551 121.450 55.8 2.542 1,20 37.550 17.0 54.570 25,10 1.439 1985 263.513 138.508 52.6 2.693 1.0 45.069 17,10 77.233 29,30 10 1990 346.788 198.601 57.3 3.820 1,10 61.304 17,70 83.008 23,90 55 2000 502.950 265.763 52.8 10.842 2,20 81.336 16,20 145.000 28,80 9

Erkek 1980 164.754 108.295 65.7 2395 1,50 35.120 21,30 17.533 10,60 1411 1985 193.949 123.262 63.6 2537 1,30 41.917 21,60 26.223 13,50 10 1990 253.085 176.028 69.6 3598 1,40 49.393 19,50 24.013 9,50 53 2000 331.236 222.851 67.3 9770 2,90 69.858 21,10 58.749 8,50 8

Kadın 1980 52.797 13.155 24,90 147 0.3 2430 4,60 37.037 70.1 28 1990 69.564 15.246 21,90 156 0.2 3152 4,50 51.010 73.3 - 1995 69.564 15.246 21,90 156 0.2 3152 4,50 51.010 73.3 - 2000 93.703 22.573 24,10 222 0.2 11.911 12,70 58.995 63 2

Kaynak: TUĐK, 2000 Genel Nüfus Sayımı Kocaeli, 2002, s. 58.

1980 yılından itibaren, ücretli ve maaşlı çalışan kadınların toplam istihdama

oranı % 24,9 gibi düşük bir payda kalırken, 1985 ve 1990 yıllarında bu oran %

21,9’a gerilemiş ve 2000 yılında ise 1980 yılındaki seviyesine ulaşmıştır. Kadın

işverenin toplam istihdamdaki payı ortalama % 0,2 ile düşük bir düzeyde

seyretmiştir. Kendi hesabına çalışan kadın istihdamının toplam istihdama oranı 2000

yılında dikkate değer şekilde artmıştır. 1980, 1985 ve 1990 yıllarında ortalama % 4,5

düzeyinde seyreden bu kesim, 2000 yılında % 12,7’lik bir paya ulaşmıştır. Kadın

ücretsiz aile işçisi payı 4 dönem boyunca yüksektir; bu oran 2000 yılında % 63’e

gerilese de önem ve ağırlığını korumaktadır.

3.2.2.2. Kocaeli Đmalat Sanayinde Đstihdamın Sektörel Dağılımı

Kocaeli’de 1990 yılında toplam işgücünün % 32,7’si tarım, % 23,8’i sanayi, %

8,4’ü inşaat ve % 34,1’i ise hizmetler kesiminde istihdam edilmektedir. 2000 yılında

Page 154: 229471

139

tarım kesiminin istihdam içindeki payı 6,3 puan artarken, sanayi kesiminin payı 3,5

puan düşüş kaydetmiştir. Đnşaat kesiminin toplam istihdam içindeki payında değişme

gözlenmemiş ve hizmet kesiminin toplam istihdam içerisindeki payı 1,9 puan

düşerek % 32,2’e gerilemiştir.

Tablo-47: Kocaeli’de Đstihdamın Ana Sektörler Đtibariyle Dağılımı

Toplam Erkek Kadın 1990 2000 1990 2000 1990 2000 Toplam 346.788 502.950 253.085 331.236 93.703 171.714 Tarım (%) 32,7 39 18 21 72,2 73,8

Sanayi (%) 23,8 20,3 28,5 26,7 7,9 11,3 Đnşaat (%) 8,4 8,3 11,4 12,4 0,3 0,4 Hizmet (%) 34,1 32,2 40,8 39,7 15,8 17,8

Đyi tanımlanmamış (%) 1 0,1 1,3 0,1 0,4 0,1 Kaynak: TUĐK, 2000 Genel Nüfus Sayımı Kocaeli, 2002, s. 60.’dan oluşturulmuştur.

Sektörel açıdan cinsiyete göre istihdam ele alındığında, tarım sektöründe kadın

istihdamı oldukça fazla görülmektedir. Erkek işgücü istihdamı ise sanayi ve hizmet

sektörlerinde yoğunlaşmıştır.

Tablo-48: Kocaeli ve Türkiye’de Ekonomik Faaliyet Kollarına Göre Đstihdam ve Yerel Birim Sayıları (2001)

TR421

KOCAELĐ TR TÜRKĐYE ÇEŞĐTLĐ ORANLAR

EFĐS 1.1 Rev Yerel Birim Sayısı Đs

tihd

am

Yerel Birim Sayısı Đs

tihd

am

Kocaeli Yerel Birim Sayısı

Türkiye Payı %

Kocaeli Đstihdamı Türkiye Payı %

Kocaeli

Ortalama Çalışan Sayısı

Türkiye

Ortalama Çalışan Sayısı

15 (Gıda Ürünleri ve Đçecek Đmalatı) 545 6350 32724 281537 1,67 2,26 11,65 8,60 17 (Tekstil Ürünleri Đmalatı) 254 3327 23012 410118 1,10 0,81 13,10 17,82 18 (Giyim Eşyası Đmalatı ve kürkün Boyanması) 484 2321 34298 311105 1,41 0,75 4,80 9,07 19 (Deri Tabaklaması ve Sarraçlık) 13 47 7466 47961 0,17 0,10 3,62 6,42

20 (Ağaç ve Mantar 441 2469 29056 79959 1,52 3,09 5,60 2,75

Page 155: 229471

140

Ürünleri Đmalatı)

21 (Kağıt ve Kağıt Ürünleri Đmalatı) 35 5854 2123 35610 1,65 16,44 167,26 16,77

22 (Basım ve Yayın) 159 897 9435 45264 1,69 1,98 5,64 4,80 23 (Kok, Rafine Petrol Nükleer Yakıt Đmalatı) 11 ** 173 4116 6,36 … … 23,79 24 (Kimyasal Madde ve Ürün Đmalatı) 130 6271 4156 85578 3,13 7,33 48,24 20,59 25 (Plastik ve Kauçuk Ürün Đmalatı) 251 8322 9236 82857 2,72 10,04 33,16 8,97 26 (Metalik Olmayan Mineral Ürün Đmalatı) 291 4846 12311 132665 2,36 3,65 16,65 10,78

27 (Ana Metal Sanayi) 170 6111 5256 71406 3,23 8,56 35,95 13,59 28 (Fabrikasyon Metal Ürün Đmalatı) 726 8533 36118 140354 2,01 6,08 11,75 3,89 29 (Başka Yerde Sınıflandırılmamış Makine ve Teçhisat Đmalatı) 340 4791 19335 145949 1,76 3,28 14,09 7,55 30 (Büro Makinaları ve Bilgisayar Đmalatı) 22 232 417 2774 5,28 8,36 10,55 6,65 31 (Başka Yerde Sınıflandırılmamış Elektrikli Makine ve Cihaz Đmalatı) 103 2067 4397 39043 2,34 5,29 20,07 8,88 32 (Radyo Tv ve Cihaz Đmalatı) 11 ** 575 16080 1,91 … … 27,97 33 (Tıbbi Alet, Optik Alet Đmalatı) 29 107 2189 16357 1,32 0,65 3,69 7,47 34 (Motorlu Kara Taşıtları, Romörk Đmalatı) 110 9259 4065 83654 2,71 11,07 84,17 20,58 35 (Diğer Ulaşım Araçları Đmalatı) 16 822 942 18566 1,70 4,43 51,38 19,71 36 (Mobilya Đmalatı, Başka Yerde Sınıflandırılmamış Diğer Đmalat) 536 1646 35053 118406 1,53 1,39 3,07 3,38

37 (Geri Dönüşüm) 6 30 87 950 6,90 3,16 5,00 10,92

TOPLAM 4683 94210 272424 2170309 1,72 4,34 20,12 7,97

Kaynak: TUĐK, Genel Sanayi ve Đşyerleri Sayımı (Đller), 2002, Ankara, s. 165 ve 178’den oluşturulmuştur.

2002 yılında TUĐK tarafından yapılan Genel Sanayi ve Đşyerleri Sayımı’nda

ekonomik faaliyet kolları AB sınıflandırması olan EFĐS 1.1 Rev.’e göre kabul

edilmiştir. Türkiye’de bulunan 32.724 adet gıda imalatçısı firmanın 545 adedi

Kocaeli’de yerleşiktir.209 Kocaeli gıda sanayinde toplam istihdam, Türkiye gıda

imalatı sektöründeki toplam istihdamın % 2,25’ini oluşturmaktadır. Kocaeli’de gıda

imalatı firmalarının ortalama ölçek büyüklüğü 11,65 iken, Türkiye’de bu büyüklüğün

8,6 olduğu görülmektedir.

Tekstil ürünleri sektöründe Türkiye imalat sanayinde faaliyet gösteren 23.012

sanayi kuruluşunun 254 adedi (% 1,1’i) Kocaeli’de yerleşiktir. Kocaeli tekstil sanayi

209 TUĐK, Genel Sanayi ve Đşyerleri Sayımı (Đller), Ankara, 2002, s. 165- 178.

Page 156: 229471

141

istihdamı, Türkiye tekstil sektörü toplam istihdamının % 0,81’nden oluşmaktadır.

Kocaeli tekstil sektöründe ortalama çalışan sayısı 13,1 iken, bu rakam Türkiye için

17,82’dir. Kocaeli, tekstil sanayi işletme sayısı ve bu sektörde yaratılan toplam

istihdam bakımından, Türkiye toplam tekstil üretiminin nispeten küçük bir bölümünü

oluşturmaktadır.

Giyim eşyası imalatı sektöründe de tekstil ürünleri imalatı ile hemen hemen

benzer bir tablo gözlenmektedir. Kocaeli’de yerleşik giyim eşyası imalatı yerel birim

sayısı, Türkiye’deki toplam yerel birim sayısının % 1,41’ini oluşturmaktadır. Bu oran

Kocaeli’deki tekstil sektörü yerel birim sayısı için daha düşük bir seviyede

kalmaktadır.

Ağaç ve mantar ürünleri imalatı kesiminde Türkiye’de bulunan 29.056

kuruluşun 441 adedi (% 1,52’si) Kocaeli’de yerleşiktir. Đl’de bu sektörde istihdam

edilen işgücü toplamı, Türkiye’de istihdam edilen işgücünün % 3,09’unu

oluşturmaktadır. Sektörde ortalama çalışan sayısı Kocaeli’de 5,6 iken, Türkiye için

bu ortalama değer 2,75 ile sınırlı kalmaktadır. Çalışan ortalaması bakımından Đl,

Türkiye’nin 2 katı civarında personel istihdam etmektedir.

Türkiye’de kağıt ve kağıt ürünleri imalatı kesiminde faaliyet gösteren toplam

2.123 kuruluşun, 35 adedi (% 1,65’i) Kocaeli’de yerleşiktir. Bu sektörde

Türkiye’deki toplam işgücünün (35.610) % 16,44’ü Kocaeli’de istihdam

edilmektedir. Bu sektörde Kocaeli’de yerleşik işyerlerinin çalışan sayısı ortalaması

167,2 kişi ile Türkiye çalışan sayısı ortalamasının 10 katı bir değere sahiptir. Bu

tablo, Kocaeli’de faaliyet gösteren kuruluşların yoğunlukla büyük ölçekli sanayi

işletmeleri olduğunu göstermektedir.

Türkiye’de basım ve yayın sektöründe faaliyet gösteren toplam 9.435 kuruluşun,

159 adedi (% 1,69’u) Kocaeli’de yerleşik firmalardan oluşturmaktadır. Sektördeki

toplam işgücünün % 1,98’si, Kocaeli’de yerleşik firmalarda istihdam edilmektedir.

Đşyeri başına çalışan kişi ortalaması bakımından Kocaeli ve Türkiye benzer yapı

ortaya koymaktadır.

Kimya sanayinde ülke çapında faaliyet gösteren toplam 4.156 sanayi

kuruluşunun, 130 adedi (% 3,13’ü) Kocaeli’de yerleşiktir. Kocaeli kimya sanayinde,

Page 157: 229471

142

2001 yılı itibariyle sektördeki toplam işgücünün % 7,33’ü istihdam edilmektedir.

Kocaeli kimya sanayinde işyeri başına düşen çalışan kişi ortalaması, Türkiye’deki

ortalamanın 2,3 katıdır.

Plastik ve kauçuk ürünleri imalat sanayi alt kolunda faaliyet gösteren firmaların

% 2,72’si Kocaeli’de yerleşiktir. Türkiye’de bu sektördeki toplam işgücünün %

10,04’ü, Kocaeli’de istihdam edilmektedir. Kocaeli’de yerleşik firmalarda çalışan

kişi ortalaması 33,16 kişi ile Türkiye ortalamasının 3,6 katıdır.

Metalik olmayan mineral ürün imalatı sektöründe faaliyet gösteren bütün sanayi

işletmelerinin % 2,36’sı Kocaeli’de yerleşiktir. Sektördeki toplam işgücünün %

3,65’i, Kocaeli’de istihdam edilmektedir. Kocaeli metalik olmayan mineral ürün

sanayinde işyeri başına çalışan ortalaması Türkiye’deki ortalamanın 1,5 katıdır. Bu

sektörde de yine Kocaeli’nin gerek firma sayısı ve gerekse istihdam edilen işgücü

sayısı bakımından önemi dikkat çekmektedir.

Türkiye’de ana metal sektöründe faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarının %

3,23’ü Kocaeli’de yerleşiktir. Kocaeli’de istihdam edilen işgücü miktarı,

Türkiye’deki istihdamın % 8,56’sını oluşturmaktadır. Sektörde işyeri başına çalışan

kişi ortalaması bakımından Kocaeli 35,95 kişi ile, Türkiye’deki ortalamanın 2,6 katı

bir yapı sergilemektedir. Kocaeli, fabrikasyon metal ürün imalatında firma sayısı

bakımından Türkiye’nin % 2,01’ini oluştururken, sektörde istihdam edilen işgücü

bakımından toplam istihdamın % 6,08’ini karşılamaktadır. Đşletme başına çalışan kişi

ortalamasına göre Kocaeli 11,75 kişi ile Türkiye’deki bu ortalamanın 3 katı bir

değere sahiptir.

Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhizat imalatı kesiminde

Türkiye’deki 19.335 sanayi işletmesinin 340 adedi (% 1,76’sı) Kocaeli’de yerleşiktir.

Türkiye’de bu sektördeki toplam işgücünün % 3,28’i Kocaeli’de istihdam

edilmektedir. Đşyeri başına çalışan kişi ortalaması Kocaeli’de 14,09 kişi iken,

Türkiye’de bu değer 7,55 kişi ile sınırlı kalmaktadır.

Türkiye’de büro makinesi ve bilgisayar imal eden firmalar toplamının % 5,28’i

Kocaeli’de yerleşik olmakla birlikte, sektördeki toplam işgücünün % 8,36’sı Đl’de

istihdam edilmektedir. Đşyeri başına çalışan kişi ortalamasına bakıldığında,

Page 158: 229471

143

Türkiye’de 6,65 kişi olan bu değerin, Kocaeli’de 10,55 kişi ile nisbeten daha yüksek

olduğu görülmektedir.

Başka yerde sınıflandırılmamış elektrikli makine ve cihaz üreten kesimde

faaliyet gösteren imalat sanayi kuruluşlarının % 2,34’ü Kocaeli’de yerleşiktir.

Kocaeli’de sektörde faaliyet gösteren işyerleri için çalışan kişi ortalaması, Türkiye

ortalamasının 2,2 katıdır.

Motorlu taşıt araçları, romörk ve yarı romörk imal eden sektörde Türkiye’de

faaliyet gösteren firmaların % 2,71’i Kocaeli’de yerleşiktir. Kocaeli’de yerleşik

firmalar bu sektördeki toplam istihdamın % 11,07’ini karşılamaktadır. Kocaeli,

sektörde faaliyet gösteren işletme başına çalışan kişi ortalaması bakımından 84 kişi

gibi yüksek bir değer ifade ederken, Türkiye’de bu ortalama Kocaeli’nin dörtte

biriyle sınırlıdır.

Diğer ulaşım araçları imal eden sektörde Türkiye’deki toplam 942 kuruluşun 16

tanesi (% 1,7’i) Kocaeli’de yerleşiktir. Sektördeki toplam işgücünün % 4,43’ü

Kocaeli’de yerleşik firmalarca istihdam edilmektedir. Kocaeli’de bu sektörde faaliyet

gösteren işletmeler için çalışan kişi sayısı ortalaması 51,38 kişi iken, Türkiye’de bu

ortalama 19,71 kişidir.

Toplam bir değerlendirme yapılacak olursa, Türkiye imalat sanayinde 2001

yılında faaliyet gösteren sanayi kuruluşlarının % 1,72’si Kocaeli’de yerleşiktir.

Türkiye imalat sanayindeki toplam işgücünün % 4,34’ü Kocaeli’de yerleşik

firmalarca istihdam edilmektedir. Kocaeli imalat sanayinde işyeri başına çalışan kişi

sayısı ortalaması 20,12 kişi ile, Türkiye ortalamasının 2,5 katıdır.

3.2.2.3. Kocaeli Đmalat Sanayinde Đstihdamın Ölçeğe Göre Dağılımı

Tablo-49’a göre, 1-9 kişi aralığında işçi çalıştıran işletme sayısı bakımından

Kocaeli’de sektörler, fabrikasyon metal ürün imalatı, mobilya imalatı, gıda ürünleri,

giyim eşyası, ağaç ve mantar ürünleri imalatı, başka yerde sınıflandırılmamış makine

ve teçhizat, metalik olmayan mineral ürün, tekstil ürünleri, plastik ve kauçuk ürün

imalatı, basın ve yayım, metal ana sanayi ve başka yerde sınıflandırılmamış elektrikli

Page 159: 229471

144

cihaz imalatı şeklinde sıralanmaktadır.210 Kocaeli imalat sanayi kolunda faaliyetini

sürdüren firmalar içinde, 1-9 kişi çalıştıran sanayi kuruluşlarının ağırlıkta olduğu

gözlenmektedir.

Kocaeli’de 10-49 aralığında işçi çalıştıran işletme sayısı bakımından sektörler,

gıda, fabrikasyon metal ürün, plastik madde ve kauçuk ürün, ana metal sanayi,

kimyasal madde ve ürün, başka yerde sınıflandırılmamış makine ve teçhisat, metalik

olmayan mineral ürün, tekstil, giyim eşyası, ağaç ve mantar ürünleri imalatı şeklinde

sıralanmaktadırlar. Toplamda 620 adet kuruluşta 10-49 kişi aralığında personel

istihdam edilmektedir.

50-150 kişi aralığında personel istihdam eden Kocaeli’de yerleşik sektörler,

fabrikasyon metal ürün, plastik madde ve kauçuk ürün, motorlu kara taşıtları, romörk

ve yarı romörk, kimyasal madde ve ürün, başka yerde sınıflandırılmamış makine ve

teçhisat, metalik olmayan mineral ürün, başka yerde sınıflandırılmamış elektrikli

cihaz imalatı şeklinde sıralanmaktadır. Toplamda 149 adet kuruluşta 50-150 kişi

aralığında personel istihdam edilmektedir.

Kocaeli imalat sanayinde 151-250 kişi arasında personel istihdam eden 33 adet

sanayi kuruluşu bulunmaktadır. Bu sanayi kuruluşlarının sektörel dağılımı, motorlu

kara taşıtları, romörk ve yarı romörk imalatı, fabrikasyon metal ürün imalatı, ana

metal sanayi, metalik olmayan mineral ürün, kimyasal madde ve ürün, gıda, plastik

ve kauçuk ürün imalatı şeklindedir.

Tablo-49: Kocaeli Ekonomik Faaliyet Birimi ve Ölçek Büyüklüğüne Göre Đstihdamın Dağılımı (2001)

TR421 KOCAELĐ ĐSTĐHDAM BÜYÜKLÜK GRUPLARI

EFĐS 1.1 Rev TOPLAM 1 ve 9 10 ve 49 50 ve 150 151 ve 250 251 +

NACE Rev 1.1

Bir

im S

ayıs

ı

Đsti

hdam

Bir

im S

ayıs

ı

Đsti

hdam

Bir

im S

ayıs

ı

Đsti

hdam

Bir

im S

ayıs

ı

Đsti

hdam

Bir

im S

ayıs

ı

Đsti

hdam

Bir

im S

ayıs

ı

Đsti

hdam

15 (Gıda Ürünleri ve Đçecek Đmalatı) 545 6350 445 1760 88 1639 7 701 2 * 3 ** 17 (Tekstil Ürünleri Đmalatı) 254 3327 210 381 33 842 8 647 … … 3 1457

210 TUĐK, Genel Sanayi ve Đşyerleri Sayımı (Đller), a.g.e., s. 335- 365.

Page 160: 229471

145

18 (Giyim Eşyası Đmalatı ve kürkün Boyanması) 484 2321 442 729 33 693 7 ** 2 * …. ….. 19 (Deri Tabaklaması ve Sarraçlık) 13 47 12 ** 1 * … … …. … …. ….. 20 (Ağaç ve Mantar Ürünleri Đmalatı) 441 2469 406 945 29 605 4 ** … …. 2 * 21 (Kağıt ve Kağıt Ürünleri Đmalatı) 35 5854 19 64 11 269 2 * 1 * 2 *

22 (Basım ve Yayın) 159 897 144 344 12 189 2 * 1 * … … 23 (Kok, Rafine Petrol Nükleer Yakıt Đmalatı) 11 ** 3 8 4 110 2 * 1 * 1 * 24 (Kimyasal Madde ve Ürün Đmalatı) 130 6271 58 185 50 1285 13 1260 3 579 6 2962 25 (Plastik ve Kauçuk Ürün Đmalatı) 251 8322 177 581 52 1282 14 1371 2 * 6 ** 26 (Metalik Olmayan Mineral Ürün Đmalatı) 291 4846 230 578 43 1075 11 879 3 570 4 1744

27 (Ana Metal Sanayi) 170 6111 100 332 52 1311 8 716 4 819 6 2933 28 (Fabrikasyon Metal Ürün Đmalatı) 726 8533 604 1526 83 1904 29 2480 5 1008 5 1615 29 (Başka Yerde Sınıflandırılmamış Makine ve Teçhisat Đmalatı) 340 4791 271 764 49 1134 13 1019 2 606 4 1268 30 (Büro Makinaları ve Bilgisayar Đmalatı) 22 232 17 51 4 ** 1 * … … …. ….. 31 (Başka Yerde Sınıflandırılmamış Elektrikli Makine Đmalatı) 103 2067 73 202 17 537 11 ** 1 * 1 * 32 (Radyo Tv ve Cihaz Đmalatı) 11 ** 6 11 4 ** 1 * … … … ….

33 (Tıbbi Alet Đmalatı) 29 107 26 53 3 54 … …. ….. …. ….. ….

34 (Motorlu Kara Taşıtları, Romörk Đmalatı) 110 9259 56 188 24 661 14 1131 6 1201 10 6078 35 (Diğer Ulaşım Araçları Đmalatı) 16 822 10 16 5 ** … … … … 1 * 36 (Mobilya Đmalatı, Diğer Đmalat) 536 1646 512 1043 22 ** 2 * … … … ….

37 (Geri Dönüşüm) 6 30 5 ** 1 * … …. … ….. … ….

TOPLAM 4683 74302 3826 84063 620 97653 149 10204 33 4783 54 18057

Kaynak: TUĐK, Genel Sanayi ve Đşyerleri Sayımı (Đller), 2002, Ankara, s. 335-365’den oluşturulmuştur.

2001 yılında Kocaeli imalat sanayinde 250 ve üstü sayıda personel istihdam

eden toplam 54 adet sanayi kuruluşunun sektörel dağılımı, motorlu kara taşıtları,

romörk ve yarı romörk, kimyasal madde ve ürün, plastik ve kauçuk ürün, ana metal

sanayi, fabrikasyon metal ürün, metalik olmayan mineral ürün, başka yerde

sınıflandırılmamış makine ve teçhisat imalatı, gıda, tekstil, kağıt ve kağıt ürünleri

imalatı şeklindedir.

Kocaeli’de yerleşik bulunan 4.683 yerel birimin 3.826 adedi (% 81,6’sı) 1-9 kişi

aralığında personel istihdam etmektedir. Kocaeli imalat sanayi kuruluşlarının %

13,2’si 10-49 kişi aralığında personel istihdam ederken, % 3,2’si 50-149 aralığında

Page 161: 229471

146

personel istihdam etmektedir. 150-249 aralığında personel istihdam eden yerel birim

oranı, Kocaeli’de yerleşik toplam yerel birim sayısının sadece % 0,704’ünü

oluşturmaktadır. 250 ve üstü personel istihdam eden yerel birimlerin toplam yerel

birim sayısına oranı ise % 1,15’tir.

3.2.3. Yatırım

Kocaeli, 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’nin sanayileşme stratejisiyle birlikte

gelişen sanayi kenti olarak hızla yatırımların yöneldiği bir bölge olmuştur. Đl, en

büyük tüketim merkezlerine olan yakınlığı, gelişmiş bir ulaşım altyapısı, sahip

olduğu nitelikli işgücü, elektrik, su, yol gibi ana altyapı imkanlarıyla yatırımlar

konusunda dikkati çekmiştir.

Hızlı sanayileşme ve kentleşme sonucu çevre sorunları yaşayan Kocaeli, artık

Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) içerisinde yapılanmasını sürdürmektedir. Đl’de

tüzel kişilik kazanmış 12 adet ve faal olarak ta 7 adet OSB ve 2 adet Serbest Bölge

(Kocaeli Serbest Bölgesi ve TÜBĐTAK Serbest Bölgesi) bulunmaktadır. Bu OSB ve

SB’ler yeni yatırımcıları kabul edebilecek altyapı ve arsa olanaklarına sahiptir.

Kocaeli’de 2000-2006 dönemindeki yatırımlara ait proje sayısı, biten proje sayısı

ve yatırım tutarı bilgileri Tablo-50’de verilmiştir. Buna göre Kocaeli’de genel ve

mahalli idare yatırımları, 2000 yılından 2002 yılına geçen süreçte artarken, 2002

yılından sonra nispeten bir düşüşle birlikte dalgalı bir seyir izlemiştir. 2006 yılında

genel ve mahalli idare yatırım proje sayısı, 2000 yılına göre % 69 oranında artış

kaydetmiştir. Bu artışın büyük bir bölümü mahalli idare yatırım projelerinden

kaynaklanmaktadır.

2000 yılında genel idare ve mahalli idare yatırım projelerinin % 40’ı, 2001

yılında % 45’i, 2002’de % 42, 2003’te % 53, 2004’te % 48, 2005 yılında % 38 ve

2006 yılında % 43’ü gerçekleşebilmiştir. Yatırım projelerinin büyük ölçüde

tamamlandığı bir yıl olarak 2003 yılı dikkat çekmektedir. Buna karşın yatırım

projelerin en az kısmının gerçekleştiği yıl 2005 yılıdır.

Page 162: 229471

147

Tablo-50: Kocaeli'de Genel Đdare ve Mahalli Đdare Yatırımları (2000-2006)

PROJE SAYISI BĐTEN PROJE SAYISI YATIRIM TUTARI

(Milyon YTL) Yıllar

Toplam Genel Đdare

Mahalli Đdare Toplam

Genel Đdare

Mahalli Đdare Toplam

Genel Đdare

Mahalli Đdare

2000 882 555 277 360 251 109 119 110 9 2001 996 712 284 451 354 97 286 257 29 2002 1.005 669 336 432 341 91 344 295 49 2003 978 608 370 519 352 167 413 340 73 2004 1.027 667 360 496 339 157 330 304 26 2005 955 323 632 364 144 179 548 455 93 2006 1.496 129 1.367 647 25 622 552 153 399 Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 87.

Teşvik kapsamına alınmayan iller arasında Türkiye’de kişi başına düşen yatırım

tutarları 2005 yılı için sıralandığında, Kocaeli, istihdam edilen kişi başına düşen

yatırım tutarı bakımından Hatay ilinden sonra gelen ikinci ildir. Yatırım tutarı

Kocaeli’de kişi başına 231.643 YTL’dir. Teşvik kapsamına alınan illerde istihdam

edilen kişi başına düşen yatırım tutarı ortalaması 102.189 YTL olup, teşvik

kapsamına alınmayan illerde ise bu ortalama 138.498 YTL’dir.211 Görüldüğü gibi

teşvik edilmeyen illerde istihdam edilen kişi başına düşen yatırım tutarı, teşvik

kapsamındaki illerden % 35 daha fazladır. Ancak teşvik edilen illerdeki sanayinin

emek yoğun ağırlıklı olup olmaması ve bu illerdeki yatırımların henüz

tamamlanmaması da istihdam edilen kişi başına düşen yatırım tutarlarını etkileyen

önemli etkenler olarak gösterilebilir. Örneğin Kocaeli’de yatırımların teknoloji

yoğun olması da istihdam edilen kişi başına düşen yatırım tutarını arttırması

bakımından önemli bir neden olarak görülebilmektedir.

Tablo-51: Kocaeli 2006 Yılı Kamu Yatırımlarının Sektörlere Göre Dağılımı

Sektörler Toplam Proje Sayısı

2006 Yılı Yatırımı

(Bin YTL)

Toplam Harcama Miktarı

(Bin YTL)

Biten Proje Sayısı

Devam Eden Proje Sayısı

Nakdi Gerçekleşme

(%)

Tarım 42 12.070 10.270 11 31 85 Enerji 17 6.317 5.956 2 15 94 Ulaştırma 25 76.387 67.576 5 20 88 Eğitim 139 107.368 78.012 34 105 73 Sağlık 31 66.615 52.776 7 24 79 DKH 1242 863.123 337.949 588 654 39

211 KSO, Teşvik Yasalarındaki Son Değişikliklerin Yatırımlar ve Đstihdama Etkileri, Kocaeli Sanayi Odası Yayın No: 2005. Arş: 14. , s. 15- 25.

Page 163: 229471

148

Toplam 1496 1.131.780 552.539 647 849 49 Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 89.

Kocaeli’de 2006 yılı için en az yatırım projesi enerji alanında oluşturulmuştur.

Bu sektörü ulaştırma, sağlık ve tarım sektörü izlemiştir. Bu yılda toplam kamu

yatırımlarının % 43’ü tamamlanabilmiştir. 2006 yılında enerji yatırımlarının % 11’i,

ulaştırma yatırımlarının % 20’si, sağlık yatırımlarının % 22’si, eğitim yatırımlarının

% 24’ü ve tarım alanındaki yatırımların % 26’sı tamamlanmıştır.

Enerji yatırımlarının tamamlanan kısmı, yatırım proje tutarının % 94 gibi önemli

bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu durum büyük bütçeli yatırımların tamamlanmış

olması ya da enerji sektörünün yüksek maliyetli bir yatırım alanı olmasıyla

açıklanabilmektedir. Ulaştırma yatırımlarının tamamlanan % 20’lik kısmı, bu

sektördeki nakdi yatırım tutarının % 88 gibi bir oranına tekabül etmektedir. Sağlık

yatırımlarının tamamlanan % 22’lik kısmı, bu sektörde % 79’luk bir nakdi

gerçekleşmeye sebep olmuştur. Sağlık, tarım, ulaştırma, enerji ve eğitim

sektörlerinde gerçekleşen proje sayısının azlığına karşılık, nakdi gerçekleşme

oranlarının yüksek oluşu, ele alınan sektörlerdeki yatırım türlerinin maliyetli oluşu ve

önceliğin yüksek bütçeli yatırım projelerine verilmiş olmasıyla açıklanabilir.

2007 yılı yatırım programında Kocaeli’nin dahil olduğu yatırım projelerine

toplam 804 milyon YTL’lik ödenek ayrılmıştır. Bu ödeneğin tamamı Kocaeli

yatırımlarına ait olmayıp, yalnızca 117 milyon YTL’lik kısmı Kocaeli’ne aittir.

Yatırım programında, yatırım yeri Kocaeli olarak görünen ve çevre illeri de kapsayan

ortak yatırımların yer aldığı toplam rakam, Türkiye genelindeki yatırım projeleri

toplamına oranlandığında, Kocaeli’nin toplam yatırımların % 2,7’si gibi bir pay

aldığı ortaya çıkmaktadır. Ancak, direkt Kocaeli’yi ilgilendiren yatırımlar için benzer

hesaplama yapıldığında, Kocaeli’nin 2007 yılı yatırımlarından binde 4 gibi çok

düşük bir pay aldığı görülmektedir. 2007 yılında Kocaeli’ye ayrılan yatırım

ödeneklerinde bir önceki yıla göre % 53’lük bir düşüş göze çarpmaktadır. 212 Diğer

taraftan Kocaeli’nin 2006 yılı vergi gelirleri tahsilatı yaklaşık olarak 18 milyar YTL

ve Kocaeli’de vergi tahakkukunun tahsilat oranı % 97,1’dir. 2006 yılında Türkiye

212 ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, a.g.e., s. 86.

Page 164: 229471

149

toplam vergi gelirleri tahsilatının % 14,5’ini sağlayan Kocaeli ilinin, devlet bütçesine

sağladığı payın büyüklüğüne karşın, yatırımlardan aldığı payın azlığı genel bir eğilim

halinde süregelmektedir.

Tablo-52: Kocaeli'de Sektörlere Göre Uluslar arası Doğrudan Sermaye Girişleri (Dolar)

YILLAR Sektörler

2002 2003 2004 2005 2006 Đmalat Sanayi 24.411.865 283.357 15.435.600 151.998.331 118.099.714

Toptan ve Perakende Ticaret

50.000 1.065.970 2.682 1.969.623 4.786.920

Gayrimenkul Kiralama ve Đş Faal.

.. .. .. 36.777 ..

Đnşaat .. .. .. .. 500.000

Madencilik ve Taşocakçılığı

.. .. .. .. 1.254.488

Toplam 24.461.865 1.349.327 15.438.282 154.004.731 124.641.123

Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 89.

Kocaeli’ye yıllar itibariyle gerçekleşen doğrudan yabancı sermaye girişleri

Tablo-52’de görülmektedir. 2002 yılından itibaren her yıl imalat sanayi ve toptan-

perakende ticaret kolunda Kocaeli’ye yabancı sermaye girişi yaşanmıştır. 2003

yılında, imalat sanayi kolunda doğrudan yabancı sermaye girişinde keskin bir düşüş

yaşanmıştır. Buna karşılık imalat sanayi alanında doğrudan yabancı sermaye

girişinde en fazla oranda artış yaşanan yıl, 2005 yılıdır.

Toptan ve perakende ticaret kolunda doğrudan yabancı sermaye girişleri, 2004

yılında en düşük düzeyini görmüştür. Bu sektörde, sermaye girişinde bir önceki yıla

göre en fazla oranda artış yaşanan yıl 2005 yılıdır. Uluslar arası doğrudan yabancı

sermaye girişinde ağırlıklı olan sektör, imalat sanayidir. Kocaeli, madencilik ve

taşocakçılığı alanında da 2006 yılında doğrudan yabancı sermaye çekebilmiştir.

Toplam sermaye girişleri için bir değerlendirme yapıldığında, 2005 yılının Kocaeli

için yüksek oranda doğrudan yabancı sermaye girişinin yaşandığı bir yıl olduğu

dikkat çekmektedir. 2003 yılı ise doğrudan yabancı sermaye girişinde mutlak

anlamda düşüşün yaşandığı bir yıldır.

Tablo-53: Kocaeli'de Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişleri (Dolar)

Page 165: 229471

150

YILLAR ÜLKELER

2002 2003 2004 2005 2006

Almanya … 1.065.970 3.772.502 7.182.293 3.437.750 ABD .. … … 2.000.000 1.000.000 Belçika … … 6.149.000 4.145.920 1.061.491 BAE … … … 121.999.980 … Fransa … 217.283 … 660.766 15.334.183 Güney Kore Cum. … … … 200.000 2.476.815 Hollanda 893.970 66.074 … 238.986 … Japonya 15.638.150 … 5.094.000 17.000.000 … Lüksemburg … … … 36.777 2.792.565 Đngiltere … … … 423.129 96.342.797 Đspanya … … … … 552.590 Đsrail … … 240.140 … … Đst. Ahl. Serbest Bölgesi 6.000.000 … 182.640 91.500 … Đst. Deri Serbest Bölgesi … … … 25.379 … Đsveç 1.759.757 … … … … Đtalya … … … … 1.632.390 Rusya Federasyonu 50.000 … … … … Yunanistan 119.988 … … … … TOPLAM 24.461.865 1.349.327 15.438.282 154.004.731 124.641.123 Kaynak: ĐTO, Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, s. 89.

Doğrudan yabancı sermaye girişlerinin ülkelere göre dağılımı Tablo-53’ten takip

edildiğinde, Đl’e 2005 yılında Birleşik Arap Emirlikleri’nce yapılan 122 milyon

dolarlık yatırım dikkat çekmektedir. Bu yatırım tutarını 2006 yılında Đngiltere

tarafından gerçekleştirilen doğrudan yabancı sermaye girişi takip etmektedir.

Almanya 2003, 2004 ve 2005 yıllarında Đl’e artan bir oranda yatırım yapmakla

birlikte, 2006 yılında bu ülke tarafından Kocaeli’ye yapılan yatırım tutarında yarı

yarıya bir azalma gözlenmektedir. 2006 yılında Đngiltere, Güney Kore Cumhuriyeti,

Fransa ve Lüksemburg tarafından gerçekleştirilen doğrudan yabancı sermaye miktarı,

bir önceki yıla göre gözle görülür biçimde artış göstermiştir. Rusya Federasyonu ve

Yunanistan, nispeten düşük seviyede yatırım yapan ülkelerdir.

Tablo-54: Kocaeli’deki Toplam Yatırımlar ve Ülke Sıralamasındaki Yeri (2002-2006)

Yıllar Sıra Toplam Yatırım (Milyon YTL)

Đmalat Sanayi Yatırımı

(Milyon YTL)

Đl’in Đmalat Sanayi Yatırım Sırası

Đmalat Sanayi Yatırımlarının Đl Yatırımlarındaki

Payı %

2002 9 375 332 6 88,5

Page 166: 229471

151

2003 9 842 787 6 93,5

2004 6 875 576 5 65,8

2005 10 527 510 8 96,8

2006 (6 ay) 3 730 572 2 78,4

Kaynak: http://www.iaosb.com.tr/uploads/IZMIRRAPORU.doc, Erişim: 08.03.2008.

Türkiye’de iller bazında toplam yatırım tutarı sıralamasında Kocaeli, 2004

yılında bir önceki yıla göre 3 sıra yükselirken, 2005 yılında 4 sıra birden gerilemiştir.

2006 yılının ilk 6 ayında Kocaeli yatırımlar bakımından ülke genelinde 3. sıraya

yükselmiştir. Türkiye’de iller bazında imalat sanayi yatırımları sıralamasında Kocaeli

2002-2006 dönemi boyunca ilk 10’daki yerini korumuştur. 2004 ve 2006 yıllarında

Kocaeli imalat sanayinin yatırım performansı oldukça yüksektir. Đl’deki toplam

yatırımlar içinde imalat sanayi yatırımlarının, 2005 yılında en yüksek payı aldığı

görülmektedir.

Türkiye’de 2002-2006 yıllarında yapılan teşvikli yatırımlarda imalat sanayi

ağırlığını sürdürmüş ve yatırımların ortalama % 56’sı imalat sanayi kolunda

gerçekleşmiştir. Kocaeli, Türkiye’deki yatırım payı (% 3,2) bakımından nispeten geri

kalsa da il içinde imalat sanayinin yatırımlardaki payı itibariyle (% 82,9) Türkiye

ortalamasının çok üstünde bir performans göstermiştir. Đl içinde imalat sanayine

yapılan yatırımlar itibariyle Kocaeli, Gaziantep, K. Maraş ve Tekirdağ’dan sonra 4.

gelmektedir.

Türkiye’de 2002-2006 döneminde gerçekleşen toplam yatırımların % 54,4’ü ilk

10 il tarafından gerçekleştirilmiştir. Yine Türkiye’de ele alınan dönemdeki imalat

sanayi yatırımlarının % 61’i de ilk 10 ile aittir.

Tablo-55: Toplam ve Đmalat Sanayi Yatırımlarında Đllerin Payı ve Kocaeli (2002-2006, Milyon YTL)

Sıra Đller Toplam

Yatırımlar

Đmalat

Sanayi

Yatırımları

Đl’in Toplam

Yatırımlardaki

Payı (%)

Đmalat Sanayi

Yatırımlarındaki

Payı (%)

Đmalat

Sanayinin Đl

Yatırımındaki

Payı (%)

1 Đstanbul 25.802 13.863 24,7 23,7 53,7

2 Ankara 6.967 1.729 6,7 2,9 24,8

3 Antalya 6.604 637 6,3 1,1 9,6

Page 167: 229471

152

4 Gaziantep 4.747 4.364 4,5 7,5 91,9

5 Bursa 4.488 3.391 4,3 5,8 75,6

6 Đzmir 4.232 1.999 4 3,4 47,2

7 Tekirdağ 4.132 3.435 3,9 5,9 83,1

8 Kocaeli 3.349 2.777 3,2 4,8 82,9

9 K. Maraş 2.672 2.402 2,6 4,1 89,9

10 Manisa 1.773 1.165 1,7 2 65,7

Đlk 10 Đl 56.972 29.418 54,4 61,2 51,6

Türkiye 104.574 58.410 ……. …. 55,9

Kaynak: http://www.iaosb.com.tr/uploads/IZMIRRAPORU.doc, Erişim: 08.03.2008.

3.2.4. Kocaeli Đmalat Sanayinde Rekabet

Kocaeli Sanayi Odası üyelerini kapsayan bir araştırma şu bulguları ortaya

koymuştur:213 Kocaeli’de ithalatta standarda tabi ürün sayılarının indirilmesi

nedeniyle denetime tabi olmayan kalitesiz ürünler, rekabeti olumsuz etkilemektedir.

Nitelikli eleman açığı, eğitimli ve tecrübeli ara eleman bulunmaması, yatırım teşvik

sistemi, finansal sıkıntılar ve kur dengesizliği, enerji, hammadde ve işgücü

maliyetlerinin yüksek oluşu, teknolojik yapıyı sağlayamama nedeniyle rekabet

edememe, yurtdışı tanıtımın yeterli olmaması, Uzak Doğu’dan gelen mallar,

teknoloji ağırlıklı olmayan sektörlerdeki arz fazlası nedeniyle yaşanan rekabet, kayıt

dışı ekonomi, vadeli satışların vergilerinin tahsilattan önce ödenmesi, tahsilattaki

ödeme vadelerinin uzaması, tahsilatların zamanında yapılamaması, nakit sıkışıklığı,

ithalata bağımlılık ve fiyat artışlarının ithal malzemeyi temin zorlukları gibi faktörler,

rekabeti kısıtlayıcı faktörler olarak sayılabilmektedir.

Küresel koşullarda teknoloji ve bilgiye dayalı rekabet, ekonomileri

şekillendirmektedir. Yeni sektörler ortaya çıkarken mevcut olanlar derin bir

yenilenme sürecinden geçmekte; şirketler çok daha esnek organizasyon yapılarına

doğru kaymaktadır. Sanayiye yaklaşım değişmekte, yoğunlaşan rekabet çok daha

aktif politikalar gerektirmektedir. Bu değişimin etkisiyle şekillenen yeni sanayileşme

paradigması, küresel rekabette ayakta kalabilmek için esnekliği, hızlı yanıt verebilme

yeteneğini ve yeni teknolojileri kullanabilme becerisini gerektirmektedir. Değişen

213 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Birinci Çeyrek Gelişmeler Ocak- Mart, a.g.e., s. 12-13.

Page 168: 229471

153

koşullar altında sanayileşmede vurgu nicelikten niteliğe kayarken, beceri geliştirme,

kapasite oluşturmaktan daha önemli bir hale gelmektedir.

Devlet Planlama Teşkilatı’nın saptamasına göre,214 Kocaeli’de sektörel açıdan

rekabet gücüne en çok etki eden faktörler, hammadde maliyeti, pazarlama, enerji

maliyeti, ürün standartları, kambiyo finansman maliyeti ve teknoloji olarak tespit

edilmiştir. Rakipler ve mevcut kaynaklar dikkate alındığında, Türkiye’nin hem emek,

sermaye ve teknoloji yoğun sektörler, hem de sanayi ve hizmet sektörleri itibariyle

rekabet gücünün belirlenmesi, temel amaçları gerçekleştirmek üzere sektörler

bazında üretim ve yatırımı canlandıracak uygun politikaların da belirlenmesini

mümkün kılacaktır.

3.3. Dış Ticaret

Dış ticaret, üretimi arttırmak ve geliştirmek suretiyle rekabet gücü kazanılarak

dünya pazarlarından pay almak için gerçekleştirilmektedir. Dış ticaret sonucu ortaya

çıkacak teknolojik değişim, milli gelirin artış hızını etkilemektedir. Dış ticaret,

üretim faktörlerinin sektörler arası hareketini yeniden düzenleyerek etkinlik kazancı

sağlamaktadır. Yurt içi rekabeti arttırarak verimlilik artışına neden olurken, piyasa

hacmini arttırarak yerli üreticilerin ölçek ekonomilerinden yararlanmalarını

sağlamaktadır. Yurt içi ikamesi mümkün olmayan ara ve yatırım mallarının temin

edilmesini sağlamakta; böylelikle kapasite kullanım oranlarının artmasına ve verim

artışına neden olmaktadır. Dış ticaret ülkeler ve sektörler arası bilgi akışını

kolaylaştırarak teknolojik ilerlemeye katkıda bulunmaktadır.215

Kocaeli imalat sanayi ürün ihracatı, imalat sanayi üretimindeki artışa paralel bir

seyir izlemiştir. Kocaeli’de yaklaşık 450 sanayi kuruluşunun merkezlerinin başta

Đstanbul olmak üzere başka illerde olması ve TUĐK’in değerlendirmelerini merkezleri

214 DPT, ‘‘Sanayinin Gelişme Stratejileri ve Rekabet Gücünün Arttırılması Çalışma Grubu Raporu’’, 2004 Türkiye Đktisat Kongresi - Çalışma Grubu Raporları-2, Cilt No 12, 2004,s. 23-28. 215 ‘‘Dış Ticaret ve Kalkınma’’ http://www.ekodialog.com/kalkinma_ekonomisi/kalkinma_dis_ticaret.html, , Erişim: 21.05.2007.

Page 169: 229471

154

göz önüne alarak yapması nedeniyle, mevcut ihracat rakamlarının sağlıklı olmadığı

gözlenmiştir.

Kocaeli’deki sanayi kuruluşları esas alınarak Đhracatçı Birlikler nezdinde yapılan

araştırmalarda, Kocaeli’nin 2005 yılı toplam ihracat rakamının yaklaşık 8.874 milyon

dolar olduğu görülmektedir. Söz konusu tespite göre Kocaeli’nin Türkiye toplam

ihracatı içindeki payı % 12,3’tür.216

Kocaeli’de 2006 yılı sonu itibariyle faaliyet gösteren 1.567 sanayi işletmesinin

118’i yabancı sermayeli kuruluşlardan oluşmaktadır. Yabancı sermayeyi oluşturan

kuruluşlar arasında Alman firmaları başı çekmekte olup, büyük ölçekteki diğer

yabancı sermayeli kuruluşlar, Ford Otomotiv, Türk Pirelli, Goodyear, Hyundai, Frito

Lay, Honda vb.’dir. Bölgedeki firmaların çoğunluğu (% 56,6) üretim teknolojisi

olarak ileri ve son teknolojili üretim kullanırken, bazı firmaların (% 4,8) birden fazla

üretim teknolojisini bir arada kullandığı görülmektedir. Öte yandan, üretim

teknolojileri sektörel açıdan değerlendirildiğinde; özellikle, gıda, kağıt ve basım, ilaç

ve diğer kimyasal ürünler, petrol ve sinai gazlar, metal ana sanayi, kablo elektrik ve

diğer sanayi sektörlerinde yüksek oranda ileri ve son teknoloji kullanılmaktadır.217

Körfez Bölgesi, Türkiye’nin önemli sanayi komplekslerini bünyesinde

barındırmaktadır. Bu sebeple, 1980’lerden itibaren ağırlık verilen sanayileşme

politikaları açısından Kocaeli önem teşkil etmektedir. Nitekim, Türkiye çapında

yıllara yaygın yakalanan yüksek oranlı ihracat artışında Kocaeli ilinin katkısı büyük

olmuştur. 2002 yılı sonunda 505 ihracatçı firması ile ihracata 1,2 milyar dolar katkı

sağlayan Kocaeli, 2006 yılı sonunda 2002 yılına göre firma sayısında yüzde 50’lik

artışla 773 firmaya ulaşmış ve ihracat rakamlarında 2002 yılına göre yüzde 300’lük

artış sağlayarak ülke ekonomisine 4,9 milyar dolarlık katkıda bulunmuştur.218

Gebze Serbest Bölgesi’nde, teknoloji-yoğun üretim kapasitesinin artırılmasına

yönelik teknolojik yatırımlara ve ar-ge faaliyetlerine özel bir önem verilmektedir. Bu

216 http://www.kocaeli.gov.tr/ilhk/itih.php, Erişim: 15.04.2007. 217 KSO, Kocaeli Đli Ekonomik ve Sosyal Yapısı, a.g.e., s. 3. 218 KSO, Kocaeli Đli Ekonomik ve Sosyal Yapısı, a.g.e., s. 5.

Page 170: 229471

155

nedenle, ekonomide geleneksel mal üretiminden teknoloji yoğun mal üretimi ve

ihracatına dönüşümün ivme kazandığı son dönemde Gebze Serbest Bölgesinin önemi

giderek artmaktadır.

2006 yılında dış ticaret kompozisyonunda, sanayi ürünlerinin ağırlığı üretimdeki

artışa paralel şekilde artmıştır. Bu durum, Kocaeli’de ihracatın hem nicelik hem de

nitelik bakımından geliştiğinin bir kanıtıdır. Ekonomi geleneksel-emek yoğun

mamuller ihraç eden bir ekonomiden, teknoloji yoğun ürünler ihraç eden bir yenilik-

inovasyon ekonomisine dönüşmektedir. Nitekim, 2006 yılında teknoloji yoğun

üretim yapan ve uluslararası ticarette katma değeri yüksek olan taşıt araçları ve yan

sanayi, elektrik-elektronik, makine imalat ve kimya sanayi gibi sektörlerin ihracattaki

payları artmaya devam etmiştir.219

Kocaeli’de yerleşik KOBĐ’lerin % 53,71’i ihracat yapmaktadır. Sıklıkla ihracat

yapılan ülkeler içinde, Almanya, Rusya, Đran, Fransa ve Đngiltere ilk sırada yer

alırken, bu ülkeleri Bulgaristan, Đtalya, Azerbeycan, Đsrail ve Romanya izlemektedir.

Đhracat yapılmama nedeni olarak kaynak yetersizliği unsuru dikkat çekmektedir.

Kaynak yetersizliği, sermaye, teknoloji ve malzeme eksikliğini ifade etmektedir.

Đhracatın önündeki engeller, dış pazarı tanımama, iç pazarda tatmin, aracı işletme

bulamama, uygun fiyatta mal ve hizmet sunamama, yabancı dil eksikliği ve kaliteli

mal sunamama şeklinde sayılabilmektedir.220

2006 yılında Kocaeli’den ihracat yapan ilk 10 imalat sanayi kuruluşu, Türkiye

Petrol Rafineleri A.Ş., Areva T&D Enerji Endüstrisi A.Ş., Yıldızlı Fındık ve Tarım

Ürünleri Ltd., Autoliv Cankor Oto. Emniyet Sistemleri A.Ş., Kent Gıda Mad. Sanayi

ve Ticaret A.Ş., Honda Türkiye A.Ş., Sandoz Đlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Enpay

Endüstriyel Pazarlama ve Yatırım A.Ş., Teklas Kauçuk San. ve Ticaret A.Ş. ve Nuh

Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. şeklinde bir sıralama görülmektedir. Türkiye çapında

ihracatta bir rekorun kırıldığı 2007 Mart ayında bu sıralama Türkiye Petrol Rafineleri

A.Ş., Areva T&D Enerji Endüstrisi A.Ş., Honda Türkiye A.Ş., Autoliv Cankor Oto.

Emniyet Sistemleri A.Ş., Kent Gıda Mad. Sanayi ve Ticaret A.Ş., Enpay Endüstriyel

219 Harun Çelik, ‘‘Kürşat TÜZMEN: Sanayileşme Politikamızın Ağırlık Merkezinde Kocaeli Var’’, Kocaeli Büyükşehir Dergisi, Ocak- Şubat 2007, ss. 8-9. 220 KOSGEB, Kocaeli Đli Değerlendirme Raporu, a.g.e., s. 25.

Page 171: 229471

156

Pazarlama ve Yatırım A.Ş., Sandoz Đlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Teklas Kauçuk San.

ve Ticaret A.Ş., Nuh Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Crown Cork & Seal

Ambalaj A.Ş. şeklinde sıralanmaktadır.221

3.3.1. Kocaeli’de Dış Ticaretin Gelişimi

Tablo-56’da 1990-2006 dönemine ait Kocaeli ihracat ve ithalat verileri ile

bunlara ait indeks değerleri verilmiştir. Kocaeli’de dış ticaretin gelişimi Tablo-

56’dan incelendiğinde, 1994 ve 2001 kriz dönemlerinde bir daralma ve kriz

sonrasında görülen yüksek oranlı ihracat dikkati çekmektedir. 1990 yılında 4,5

milyar dolar düzeyinde olan dış ticaret hacmi, 2005 yılında 30 milyar dolar

seviyesine yükselmiş ve ülke ticaret hacminin % 16,5’ini karşılar duruma gelmiştir.

2005 ve 2006’da ithalatın yüksek seyretmesinde, ekonomik büyüme, imalat

sanayinde üretim artışı, kur gelişmeleri ve bunun yanı sıra petrol ve emtia

fiyatlarında yaşanan artışların etkisi görülmektedir.222 Tüm bu gelişmelere karşılık

takip edilen yıllarda, ihracatta da belirgin bir artış görülmektedir.

Tablo-56: Kocaeli’nin Yıllar Đtibariyle Đthalat ve Đhracatı (1990-2006)

YILLAR ĐTHALAT (USD) ĐHRACAT (USD) DIŞ TĐCARET HACMĐ (USD)

X*

M*

1990 3.725.663.000 829.086.000 4.554.749.000 100 100

1991 3.312.818.000 911.331.000 4.224.149.000 109,92 88,91

1992 3.414.966.000 879.371.000 4.293.337.000 106,06 91,66

1993 5.705.224.000 1.350.522.000 5.089.328.401 162,89 153,13

1994 3.389.759.035 1.040.479.615 4.430.238.650 125,49 90,98

1995 5.628.274.913 1.114.444.279 6.742.719.192 134,41 151,06

1996 6.531.272.265 1.155.496.729 7.686.768.994 139,36 175,30

221 Türkiye Đhracatçılar Meclisi, Mart 2007 Đhracat Rakamları Basın Toplantısı, 2 Nisan 2007, Gölcük, Kocaeli, s. 7.

222 Đhracat Genel Müdürlüğü, 2006 Yılı Ocak-Haziran Dönemi Đhracatının Genel ve Sektörel Değerlendirmesi, Ankara, 2006, s. 4.

Page 172: 229471

157

1997 7.408.544.808 1.289.311.818 8.697.856.626 155,51 198,85

1998 6.482.992.050 1.100.519.716 7.583.511.766 132,73 174,00

1999 5.576.168.466 918.004.612 6.494.173.078 110,72 149,66

2000 8.188.490.693 1.013.595.956 9.202.086.649 122,25 219,78

2001 6.375.000.000 1.570.000.000 7.945.000.000 189,36 171,11

2002 7.273.000.000 2.035.000.000 9.308.000.000 245,45 195,21

2003 11.125.600.053 2.671.095.927 13.796.695.980 322,17 298,62

2004 18.283.000.000 7.198.000.000 25.481.000.000 868,18 490,73

2005 22.110.000.000 8.874.000.000 30.984.000.000 1070,33 593,45

2006 (7 ay) 15.039.000.000 5.509.000.000 20.548.000.000 664,46 403,65

Kaynak: KSO, Kocaeli Đli Ekonomik ve Sosyal Yapısı, Kocaeli Sanayi Odası Yayını, 2005, s. 4. * Đndeksler 1990 yılı baz alınarak tarafımızdan oluşturulmuştur. (X: Đhracat Đndeks, M: Đthalat Đndeks)

2007 Mart ayında Türkiye genelinde en çok ihracat yapan ilk 10 il sıralamasında

Kocaeli toplam ihracatın % 4,71’ini karşılayarak dördüncü sırada yer almıştır.

Birinci il 4,173 milyar dolarla toplam ihracatın % 46,71’ini karşılayan Đstanbul,

ikinci toplam ihracatın % 9,12’sini karşılayan Bursa ve üçüncü sıradaki il toplam

ihracatın % 6,3’unu karşılayan Đzmir’dir. Kocaeli’yi Ankara, Sakarya, Manisa,

Gaziantep, Denizli ve Adana izlemektedir.223

2007 yılında Kocaeli’nden en çok ihracat yapılan ilk 10 ülke sırasıyla Almanya,

Đngiltere, Đtalya, Fransa, Đspanya, Rusya, Romanya, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri

ve Irak’tır. 2007 Mart ayında Kocaeli’nden ihracat yapılan ilk 10 ülke sırasıyla

Güney Afrika Cumhuriyetleri, Singapur, Đtalya, Fransa, Hırvatistan, Cebeli Tarık,

Almanya, Yunanistan, Macaristan ve Đspanya’dır.224

2007 yılında Kocaeli’nden yapılan ihracatın sektörel ayrımında, kimyevi

maddeler ve mamül sanayi başı çekerken, bu sektörü taşıt araçları ve yan sanayi,

elektrik-elektronik, demir çelik, demir ve demir dışı metal, hububat- bakliyat- yağlı

tohum ve mamül sanayi, çimento ve toprak ürünleri, makine ve aksamları, fındık ve

mamülleri, tekstil ve hammaddeleri sanayi izlemektedir.

223 Türkiye Đhracatçılar Meclisi, Mart 2007 Đhracat Rakamları Basın Toplantısı, a.g.e., s. 13-14. 224 Türkiye Đhracatçılar Meclisi, Mart 2007 Đhracat Rakamları Basın Toplantısı, a.g.e., s. 15.

Page 173: 229471

158

2007 Mart ayında Kocaeli’den yapılan ihracatta ilk 5 ürün sırasıyla 95 oktam

kurşunsuz benzin, fuel oil 6, fuel oil 5, fuel oiller- özel bir işleme tabi tutulacak

olanlar, motorin-sülfür oranı % 0,2’den büyük olanlar olarak şeklinde

sıralanmaktadır. 2007 Mart ayında Türkiye genelinde ihracatı yapılan ilk 5 ürün ise

sırasıyla, silindir hacmi 2500 cm3’ten küçük ve taşıma kapasitesi 5 tondan küçük

olan dizel/yarı dizel yeni taşıtlar, enine kesiti 10 mm ve 26 mm çentik aralığında olan

ve yiv vb. şekil bozukluğu olan yuvarlak çubuklar, tişörtler-fanilalar-atlet-kaşkor vb.

pamuk örme ürünler, silindir hacmi 1500 cm3’ten küçük olan dizel/yarı dizel yeni

binek otomobiller ve son olarak silindir hacmi 1000-1500 cm3 aralığında olan yeni

binek otomobilleridir.225

Türkiye Đhracatçı Birliği Meclisi veri tabanına göre 2000-2006 yılları arasında

Kocaeli ihracatında ağırlığa sahip ürün grupları; iç fındık ve işlenmiş fındık, şeker ve

şeker mamülleri, kakaolu mamüller, diğer gıda müstahzarları, kumaş, elyaf, iplik,

ağaç ve ağaç mamülleri, ağaç ve orman ürünü mobilyalar, sabun ve yıkama

müstahzarları, uçucu yağ ve kozmetikler, mineral maddeler, mineral yakıtlar,

muhtelif kimyasal maddeler, mineral yakıt-mineral yağ ve ürünleri, organik

kimyasallar, yapıştırıcı- tutkal ve enzimler, boya-vernik-mürekkep ve müstahzarları,

eczacılık ürünleri, yontulmaya elverişli mermer, diğer toprak ürünler, çimeno, cam

ve cam mamülleri, seramik mamüller, plastikler ve mamülleri, kauçuk- plastik ve

lastik işleme, kauçuk- kauçuk eşya, kağıt ve karton, inşaat ve madencilikte kullanılan

makineler, diğer makine aksam ve parçaları, gıda sanayi makine aksam ve parçaları,

makineler, hadde ve döküm makine ve kalıpları, yük kaldırma- taşıma ve istifleme

makinaları, tekstil ve konfeksiyon makine aksamları, reaktör ve kazanlar, takım

tezgahları, pompa ve kompresörler, türbin- turbojet ve turbo propeller, otomotiv ana

sanayi, otomotiv yan sanayi, diğer taşıt araçları, endüstriyel klima ve soğutma

cihazları, elektronik cihaz ve parçalar, elektrik ve enerji, diğer alet ve cihazlar, adi

metallerden diğer eşya, diğer hazır eşya, demir- çelik mamülleri, demir çelikten

mamül eşya, demir dışı metal üretimidir.

Tablo-57: Kocaeli’de Đhracatın Sektörel Dağılımı (2001-2006)

SEKTÖRLER (Rev. 2) ĐLDEN YAPILAN ĐHRACAT TUTARI (USD)

225 Türkiye Đhracatçılar Meclisi, Mart 2007 Đhracat Rakamları Basın Toplantısı, a.g.e., s. 16.

Page 174: 229471

159

2001 2002 2003 2004 2005 2006 Gıda-Đçki-Tütün Sanayi 36850819 30295222 62655208 121272669 170673442 231307812 Dokuma-Giyim-Deri Sanayi 31440934 43676997 58489019 75774363 119198090 28357172 Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayi 5990218 5645886 10247749 12802321 11355750 13367115 Kağıt-Kağıt Ürünleri ve Basım Samayi 74281971 79618105 131391976 209849353 301227282 273032099

Kimya Sanayi 430641813 725651798 946196547 1282027394 2229876595 3427725230 TaşaToprağa Dayalı Sanayi 44533288 62258022 72189246 82861250 125849603 99238564

Ana Metal Sanayi 623739043 947146030 1281169745 1784587349 2958180763 4073027991

Metal Eşya Sanayi 240648423 287405074 388436232 570185465 559242886 746248237

Diğer Đmalat Sanayi 237610 251989 523546 490311 866471 6377635

TOPLAM 1488364120 2181949120 2951299260 4139850430 6476470880 8898681850

ĐLDEN YAPILAN ĐHRACATIN SEKTÖREL AĞIRLIĞI %

SEKTÖRLER (Rev. 2) 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Gıda-Đçki-Tütün Sanayi 2,48 1,39 2,12 2,93 2,64 2,60 Dokuma-Giyim-Deri Sanayi 2,11 2,00 1,98 1,83 1,84 0,32 Orman Ürünleri ve Mobilya Sanayi 0,40 0,26 0,35 0,31 0,18 0,15 Kağıt-Kağıt Ürünleri ve Basım Samayi 4,99 3,65 4,45 5,07 4,65 3,07

Kimya Sanayi 28,93 33,26 32,06 30,97 34,43 38,52 TaşaToprağa Dayalı Sanayi 2,99 2,85 2,45 2,00 1,94 1,12

Ana Metal Sanayi 41,91 43,41 43,41 43,11 45,68 45,77

Metal Eşya Sanayi 16,17 13,17 13,16 13,77 8,63 8,39

Diğer Đmalat Sanayi 0,02 0,01 0,02 0,01 0,01 0,07

TOPLAM 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00 100,00

Kaynak: Đbrahim Özçelik ‘‘Türkiye Đhracatçılar Birliği Meclisi Veri Tabanı’’. * Bu rakamlar firma merkezlerini baz almaktadır. (Fasıllar bazındaki değerler, Rev. 2’ye göre tasniflenmiştir.)

Tablo-57’de Rev. 2’ye göre 2001-2006 dönemine ait ihracat verileri

görülmektedir. Kocaeli’den yapılan toplam ihracat tutarı izlenen dönemde sürekli bir

artış eğilimi göstermektedir. Đhracatın sektörel dağılımına bakıldığında, 2001 yılında

toplam ihracata katkısı bakımından önemli payı bulunan ilk üç sektör, ana metal,

kimya ve metal eşya sanayidir. 2002 yılında da benzer tablo izlenmekle birlikte ana

metal ve kimya sanayinde ihracat miktarındaki artışa karşılık, metal eşya sanayi

ihracat tutarı bir önceki yıla göre gerilemiştir. Kimya sanayi ihracatı tutarı, 2003 ve

2004 yıllarında yaşanan düşüşe karşılık 2006 yılı sonunda toplam ihracatın %

38,52’sine ulaşmıştır. Ana metal sanayi il toplam ihracatındaki payını 2003 ve 2004

yıllarında korumuş, takip eden yıllarda nispeten yüksek bir performans sergilemiştir.

Metal eşya sanayi, her yıl ilden yapılan toplam ihracat tutarının önemli bir payını

oluşturmakla birlikte, sektör ihracat rakamları 2001-2006 dönemi boyunca sürekli bir

Page 175: 229471

160

düşüş trendi içerisindedir. Taşa ve toprağa dayalı sanayi, orman ürünleri ve mobilya,

dokuma-giyim-deri sanayinde de metal eşya sanayine benzer şekilde söz konusu

dönem boyunca sürekli bir düşüş trendi hakimdir.

Kocaeli Sanayi Odası tarafından Kocaeli’de yerleşik imalat sanayi firmalarına

yönelik olarak yapılan anket sonuçlarına göre, ankete katılan firmalar kullandıkları

hammadde veya ara mallarının % 48,46’sını ithal etmektedirler.226 Özel sektörün

yüksek girdi maliyetleri, katı çalışma mevzuatı, ağır istihdam vergileri, bürokrasi,

2002-2005 dönemindeki düşük kur gibi çok ciddi dezavantajlara rağmen ihracat

artışına katkı sağlaması dikkat çekicidir.

3.3.2. Kocaeli’nin Türkiye Dış Ticaretindeki Yeri

2000-2004 döneminde Türkiye dış ticaretinde sektör payları, % 29 ile makine-

ulaşım araçları sektörü, % 10 ile kimya sanayi, % 9 maden-tarımsal hammadde-

demir dışı metaller sanayi, % 8 dokuma, % 7 gıda, % 7 yarı mamul, % 6 demir-çelik,

% 5 tüketim malı, % 10 yakıt sanayi ve % 9 ile hazır giyim sanayi şeklinde

sıralanmaktadır. Đthalatta 2000-2004 dönemindeki sektör payları ise, % 33 ile makine

ve ulaşım sektörü, % 17 ile yakıt sektörü, % 15 ile kimyasallar ve % 35 ile diğer

sektörlerdir.227

2004 yılında Türkiye toplam ihracat artışında öne çıkan sektörlerin kapasite

kullanım oranlarında artış gözlenmiştir. Diğer taraftan, tüketim malı ithalatının artışı

ile 2003 yılında ekonomideki canlanmanın beklenenin üstünde olması ve büyüyen

ihracata bağlı olarak ara malı ithalatının artması, toplam ithalattaki % 42,4

oranındaki artışta etkili olmuştur.228 Euro-dolar paritesinde, 2003 yılında euro lehine

yaşanan gelişmenin nominal etkisi ve 2004 yılının ilk dokuz aylık döneminde azalan

226 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Temmuz-Eylül, a.g.e., s. 4. 227 Mustafa Sönmez, ‘‘Türkiye Đhracatının Đthalata Bağımlılığı 2000-2004’’ www.econt.metu.edu.tr/ihracatin_ithal_bagimliligi.pdf, s. 23., Erişim: 10.05.2007. 228 M. Kemal Günay, ‘‘2003-2004 Yıllarında Türkiye’nin Dış Ticaretine Đlişkin Gelişmeler’’ , Dış Ticaret Müsteşarlığı Dergisi, Sayı 33, s. 108.

Page 176: 229471

161

faizlerle kolaylaşan kredi imkanlarına bağlı olarak artan tüketim talebi ithalatı artıran

unsurlardır.

2004 ithalat artışına en çok katkı yapan mal grupları, kazanlar, makineler ve

mekanik cihazlar, elektrikli makine ve cihazlar, demir-çelik ve ham petrol dahil

mineral yakıt ve yağlar olmuştur. Đhracata en büyük katkıyı kara taşıtları, bunların

aksam ve parçaları tarafından sağlamıştır. Đhracata katkı yapan diğer mal grupları,

demir-çelik, elektrikli makine ve cihazlar; kazanlar, makineler ve mekanik cihazlar

ihracatıdır. Bununla birlikte otomotiv sanayi, elektrikli makine ve cihazları sanayi,

demir çelik sanayi ve tekstil konfeksiyon sektörü toplam ihracattaki payı % 55’in

üzerinde gerçekleşmiştir.229 Benzer dönemlerde Türkiye’nin ithalat artışına sebep

olan mal gruplarının, Kocaeli’nin yoğunluklu ihraç ürünleriyle eşleştiği

görülmektedir. Kocaeli’de ihracat otomotiv ana ve yan sanayi, petro- kimya sanayi,

plastik sanayi, metal ana sanayi, elektrikli alet ve cihaz sanayide yoğunlaşmıştır.

Ülke genelinde ithal edilen bu mal grupları Đl’den yoğunlukla ihraç edilmektedir.

Kocaeli orta ve ileri teknoloji mal üretiminde uzmanlaşmış, katma değeri yüksek

mallar üretmektedir.

Kocaeli’nin Türkiye dış ticaretindeki payı Tablo-58’de verilmiştir.1999 ve 2000

yıllarında artan dış ticaret hacminin 2001 ve 2002 yıllarında krizin etkisiyle bir

miktar düştüğü ve bu yıldan sonra 2003 yılında yeniden yükselerek, 2004-2005

döneminde yine büyümenin etkisiyle % 16,5’lara ulaştığı görülmektedir. 2004 ve

2005 yıllarında Kocaeli ihracatının Türkiye ihracatındaki payı belirgin şekilde

artmıştır. Aynı yıllarda Kocaeli ithalatının Türkiye’deki payı görece düşük seviyede

kalmaktadır.

Tablo-58: Kocaeli’nin Yıllar Đtibariyle Dış Ticarette Payı (1999-2005) KOCAELĐNĐN YILLAR ĐTĐBARĐYLE DIŞ TĐCARETTEKĐ PAYI

Türkiye (USD) Kocaeli (USD) Payı

1999

Đthalat 40.686.746.417 5.576.168.466 13,71

229

Sönmez, ‘‘Türkiye Đhracatının Đthalata Bağımlılığı 2000-2004’’ , a.g.e., s. 25.

Page 177: 229471

162

Đhracat 26.587.224.962 918.004.612 3,45

Dış Ticaret Hacmi 67.273.971.379 6.494.173.078 9,65

2000

Đthalat 54.502.820.503 8.188.490.693 15,02

Đhracat 27.774.906.045 1.013.595.956 3,65

Dış Ticaret Hacmi 82.277.726.548 9.202.086.649 11,18

2001

Đthalat 41.399.000.000 6.375.000.000 15,39

Đhracat 31.334.000.000 1.570.000.000 5,01

Dış Ticaret Hacmi 72.733.000.000 7.945.000.000 10,92

2002

Đthalat 51.203.000.000 7.273.000.000 14,2

Đhracat 35.753.000.000 2.035.000.000 5,7

Dış Ticaret Hacmi 86.956.000.000 9.308.000.000 10,7

2003

Đthalat 63.017.000.000 11.125.600.053 17,6

Đhracat 47.253.000.000 2.671.095.927 5,6

Dış Ticaret Hacmi 110.270.000.000 13.796.695.980 12,5

2004

Đthalat 95.000.000.000 18.283.000.000 19,2

Đhracat 61.000.000.000 7.198.000.000 11,8

Dış Ticaret Hacmi 156.000.000.000 25.481.000.000 16,3

2005

Đthalat 115.974.000.000 22.110.000.000 19,1

Đhracat 72.184.000.000 8.874.000.000 12,3

Dış Ticaret Hacmi 188.158.000.000 30.984.000.000 16,5

Kaynak: http://www.kocaeli.gov.tr/ilhk/itih.php, Erişim: 15.04.2007.

Çalışan başına ihracat göstergesi bakımından Türkiye ve Kocaeli verileri Tablo

59’da sunulmuştur. Kocaeli imalat sanayinde çalışan başına ihracat ortalaması,

Türkiye ortalamasını 1997 yılında geçerken, 1998-2000 döneminde bu oran

Türkiye’dekinin gerisinde kalmıştır. Kocaeli oransal olarak Türkiye ihracatının

önemli bir kısmını karşıladığı için, ortalamanın altında kaldığı dönemlerdeki farkı

istihdam unsurunda aramak gerekmektedir.

Tablo-59: Türkiye ve Kocaeli’de Çalışan Başına Đhracat

Page 178: 229471

163

Kocaeli Türkiye

1997

Đhracat (USD) 1.305.490.956 26.261.071.786

Çalışan Sayısı (kişi) 52.248 1.125.310

Đhracat/Çalışan Sayısı (USD) 24.986 23,337

1998

Đhracat (USD) 1.100.519.716 26.973.951.738

Çalışan Sayısı (kişi) 63.289 1.188.944

Đhracat/Çalışan Sayısı (USD) 17.389 22.687

1999

Đhracat (USD) 918.004.612 26.587.224.962

Çalışan Sayısı (kişi) 58.873 1.110.439

Đhracat/Çalışan Sayısı (USD) 15.593 23.942

2000

Đhracat (USD) 1.013.595.956 27.774.906.045

Çalışan Sayısı (kişi) 59.077 1.127.269

Đhracat/Çalışan Sayısı (USD) 17.157 24.639

2001

Đhracat (USD) 1.570.411.880 31.334.216.356

Çalışan Sayısı (kişi) 61.080 1.093.193

Đhracat/Çalışan Sayısı (USD) 25.710 28.660

Kaynak: KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi, Kocaeli Sanayi Odası Yayını, 2001, s. 12.

3.3.2.1. Türkiye’nin Đlk 1000 Đhracatçı Firması Đçinde Kocaeli’de Yerleşik

Sanayi Kuruluşlarının Profili

Türkiye Đhracatçılar Meclisi (TĐM) tarafından hazırlanan “2005 Yılı Türkiye’nin

En Büyük Đlk 1000 Đhracatçı Firması” yayınına göre Kocaeli’de yerleşik firmaların

Türkiye 2005 ihracat tutarının (73.476.000.000 dolar) yaklaşık % 70’ini

(51.420.017.027 dolar) karşıladığı görülmektedir. 2004 yılında “En Büyük Đlk 1000

Page 179: 229471

164

Đhracatçı Firma” içinde Kocaeli’de yerleşik 65 firma yer alırken, 2005 yılında bu

rakam 62’ye düşmüştür.

En büyük 1000 ihracatçı firmanın 2004 ve 2005 ihracat rakamları sırasıyla,

49,03 ve 51,42 milyar dolardır. Bu firmaların içerisinde yer alan Kocaeli firmalarının

ihracat rakamlarıysa sırasıyla, 5,65 ve 7,35 milyon dolardır. Đlk 1000 ihracatçı firma

içinde yer alan Kocaeli firmalarının iç satış tutarları Türkiye’deki toplam iç satış

tutarının % 14,3’ünü oluşturmaktadır. 2005 yılında 1000 büyük ihracatçı firmanın

ihracat tutarı, bir önceki yıla göre % 4,8 oranında artarken, söz konusu yıl bu firmalar

içinde Kocaeli’de yerleşik bulunan imalat sanayi kuruluşlarının ihracat tutarı bir

önceki yıla göre % 30 oranında artış göstermiştir.230

Ford Otomotiv Sanayi ve Tic. A.Ş. 2004 ve 2005 yıllarında Türkiye’nin en

büyük 1000 ihracatçı firması içindeki sırasını korumuş ve 3. olarak üretimini

sürdürmüştür. Kocaeli’de yerleşik bulunan, Türkiye Petrol Rafineleri A.Ş., Hyundaı

Assan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş., Goodyear Lastikleri Türkiye A.Ş., Sarkuysan

Elektronik Bakır San. ve Tic. A.Ş., Petkim Petrokimya Holding A.Ş., Türk Pirelli

Lastikleri A.Ş., Kordsa Endüstriyel Đplik ve Kord Bezi San. ve Tic. A.Ş., Areva T&D

Enerji End. A.Ş., Kroman Çelik Sanayi A.Ş., Türk Henkel Kimya San. ve Tic. A.Ş.,

Akpa Alüminyum Plastik San. ve Tic. A.Ş., Aygaz A.Ş. Türkiye ihracat göstergesi

bakımından Türkiye’de başta gelen firmalardır. Dikkat edilirse bu firmalar, orta

teknoloji ürün ihraç eden, katma değeri yüksek üretim yapan firmalardır.

Tablo-60: Türkiye’de Đlk 1000 Büyük Đhracatçı Firmada Kocaeli’de Yerleşik Firmalar Sıralaması 2004-2005

FĐRMALAR

2004 Đlk 1000

Firmadaki Sıra

2005 Đlk 1000

Firmadaki Sıra

Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. 3 3

Türkiye Petrol Rafineleri A.Ş. 6 4

Hyundaı Assan Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. 36 37

Goodyear Lastikleri Türkiye A.Ş. 37 27

Sarkuysan Elektronik Bakır San. ve Tic. A.Ş. …. 32

230 KSO, Türkiye’nin En Büyük Đlk 1000 Đhracatçı Firması Đçerisinde Kocaeli’de Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili – 2004, Kocaeli Sanayi Odası Yayınları, Yayın No 2005 Arş.12, Kocaeli, 2005, s. 3-5.

Page 180: 229471

165

Petkim Petrokimya Holding A.Ş. 41 35

Türk Pirelli Lastikleri A.Ş. 42 36

Kordsa End. Đplik ve Kord Bezi San. ve Tic. A.Ş. …. 44

Areva T&D Enerji End. A.Ş. 49 48

Kroman Çelik Sanayi A.Ş. 54 535

Türk Henkel Kimya San. ve Tic. A.Ş. …. 585

Akpa Alüminyum Plastik San. ve Tic. A.Ş. …. 631

Aygaz A.Ş. 64 50

Brisa Bridgestone Sabancı San. ve Tic. A.Ş. 68 112

Sandoz Đlaç Sanayi A.Ş. …. 121

Đlsan Đlaç ve Hammaddeleri San. A.Ş. 81 ….

Yıldızlı Fındık ve Tarım Ürünleri…. …. 57

Federal Mogul Sapanca Segman ve Gömlek Üretim

Tesisleri A.Ş. 84 62

Delphi Automotive Systems Ltd. Şti. 87 ….

Autoliv Cankor Oto. Emniyet Sist. San. ve Tic. A.Ş. 91 96

Honda Türkiye A.Ş. 111 219

Hisar Çelik Döküm San. ve Tic. A.Ş. …. 223

Çelikord A.Ş. 131 174

Turcas Petrol A.Ş. 138 ….

Hayat Kimya San. A.Ş. 139 138

Sakosa Sabancı End. Đplik ve Kordbezi San. ve Tic.

A.Ş. 149 127

Teklas Kauçuk San. ve Tic. A.Ş. 161 146

Valeo Otomotiv Sistemleri End. A.Ş. …. 150

Bufer Elektrik San. A.Ş. …. 151

Kent Gıda Maddeleri San. ve Tic. A.Ş. …. 157

AL-co Alüminyum Bakır ve Maden San. ve Tic. A.Ş. 194 ….

Tezcan Galvanizli Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. …. 132

Anadolu Isuzu Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. …. 206

Teknik Malzeme Tic. Ve San. A.Ş. 219 227

Özdilek Alışveriş Merkezleri ve Tekstil San. A.Ş. 238 348

Enpay Endüstriyel Pazarlama ve Yatırım A.Ş. 250 165

Sedef Gemi Đnşaatı A.Ş. 257 ….

Debant Plastik Sanayi A.Ş. 258 ….

Arçelik LG Klima San. ve Tic. A.Ş. 326 ….

Nuh Çimento Sanayi A.Ş. 353 126

Đpragaz A.Ş. 442 ….

Page 181: 229471

166

Đzocam San. ve Tic. A.Ş. 473 448

Kastamonu Entegre Ağaç San. ve Tic. A.Ş. 481 358

Göktaş Yassı Hadde Mamulleri San. ve Tic. A.Ş. …. 375

Alper Fındık ve Gıda San. A.Ş. …. 415

Arfesan Arkan Fren Elemanları San. ve Tic. A.Ş. …. 420

Beksa Çelik Kord A.Ş. …. 424

Zf Sachs Süspansiyon Sistemleri San. ve Tic. A.Ş. 482 874

Süperlas Süperlastik Kauçuk ve Plastik San. A.Ş. 483 429

Cognis Kimya San. ve Tic. A.Ş. 490 480

S.E.P. Gıda San. ve Tic. A.Ş. 501 ….

Pulver Kimya San. ve Tic. A.Ş. 531 ….

Asmaş Ağır Sanayi Makinaları A.Ş. 543 ….

Mannesman Boru Endüstrisi T.A.Ş. 546 257

Yılyak Yakıt Pazarlama A.Ş. …. 279

Yıldız Entegre Ağaç San. A.Ş. …. 311

Sertan Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. …. 322

Kale Oto Radyatör San. ve Tic. A.Ş. 587 784

Kürüm Demir Oto Gıda Teks. Elektr. Petrol ve Dan.

San. Dış Tic. A.Ş. 588 795

Mustafa Nevzat Đlaç San. A.Ş. 608

Đnci Plastik ve Jüt San. A.Ş. 617 785

Trade Wool Dış Tic. Ltd. Şti. 638 720

Türk Philips Ticaret A.Ş. …. 771

Kanca El Aletleri Dövme Çelik ve Makine San. A.Ş. 640 347

Marshall Boya ve Vernik Sanayi A.Ş. 649 ….

Roma Plastik Đnşaat Malzemeleri A.Ş. 658 521

Pimaş Plastik Đnşaat Malzemeleri A.Ş. 664 ….

Aksoy Alüminyum San. ve Tic. A.Ş. 673 ….

Çelik Halat ve Tel San. A.Ş. 682 ….

Tayas Gıda San. ve Tic. A.Ş. 719 ….

Martaş- Marmara Tarımsal Ürünleri Değ. A.Ş. 730 ….

Altın Kablo Sanayi A.Ş. 735 911

Deva Holding A.Ş. …. 920

Demirsan Haddecilik San. ve Tic. A.Ş. …. 974

Işık Plastik Sanayi ve Dış Ticaret Pazarlama A.Ş. 748 ….

Bosal Mimaysan Metal Đşleme San. A.Ş. 760 ….

Silvan Sanayi A.Ş. 803 804

Tayaş Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. …. 831

Page 182: 229471

167

Santek Sanayi Tesisleri Đmalatı ve Tic. A.Ş. …. 860

Porland Porselen San. Tic. A.Ş. 804 ….

Akkardan Sanayi ve Ticaret A.Ş. 816 891

Lafarge Aslan Çimento A.Ş. 817 ….

Ugınox Sanayi ve Ticaret A.Ş. 828 ….

Turkuaz Kablo Tah. Tic. San. A.Ş. 837 ….

Kalibre Boru San. ve Tic. A.Ş. 870 648

Bemka Emaye Bobin Teli ve Kablo San. A.Ş. …. 690

Montel Mob.Tekstil Deri Turizm San. ve Tic. A.Ş. 959 ….

Al-san Alüminyum Sanayi A.Ş. 961 ….

Olmuksa Internaional Paper Sabancı Amb. San.A.Ş. 981 ….

Rotaliman Hizmetleri Sanayi A.Ş. 995 ….

TOPLAM FĐRMA SAYISI 65 62

Kaynak: KSO, Türkiye’nin En Büyük Đlk 1000 Đhracatçı Firması Đçerisinde Kocaeli’de Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili – 2004, Kocaeli Sanayi Odası Yayınları, Yayın No 2005 Arş.12, Kocaeli, 2005, s.5.

Türkiye çapında en çok kar eden 50 kuruluşun 16 tanesi Kocaeli’de yerleşiktir.

Bu kuruluşlar, Tüpraş A.Ş., Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., Petrol Ofisi A.Ş., Unilever

Sanayi ve Ticaret Türk A.Ş., The Shell Compony of Turkey LTD., Trakya Cam

Sanayi A.Ş., Nuh Çimento Sanayi A.Ş., Aygaz A.Ş., Hyundaı Assan Otomotiv

Sanayi A.Ş., Birssa Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Yıldız

Entegre Ağaç Sanayi ve Ticaret A.Ş., Çolakoğlu Metalurji A.Ş., Ülker Gıda Sanayi

ve Ticaret A.Ş., BP Petrolleri A.Ş., Đpragaz A.Ş., Anadolu Isuzu Otomotiv Sanayi ve

Ticaret A.Ş.’dir.231

En çok ihracat yapan ilk 50 kuruluş içerisinde Kocaeli’nde yerleşik firmalar ise

sırasıyla, Ford Otomotiv Sanayi A.Ş., Tüpraş A.Ş., Habaş Sınai ve Tıbbi Gaz Đst.

End. A.Ş., Çolakoğlu Metalurji A.Ş., Diler Demir Çelik A.Ş., Sarkuysan Elektrik ve

Bakım Sanayi ve Ticaret A.Ş., Goodyear Lastikleri Ticaret A.Ş., Areva T&D Enerji

Endüstrisi A.Ş., Türk Pireli Lastik Endüstrisi A.Ş., Aygaz A.Ş., Hyundaı Assan

Otomotiv Sanayi A.Ş., Kordsa A.Ş., Eczacıbaşı Yapı Ger. Sanayi ve Ticaret A.Ş.,

231 KSO, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Đçerisinde Kocaeli’nde Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili - 2005, a.g.e., s. 8-9.

Page 183: 229471

168

Borusan Mann. San. Ve Tic. A.Ş., Birssa Bridgestone Sabancı Lastik Sanayi ve

Ticaret A.Ş., Delphi Automotive Systems LTD.’dir.

Tablo-61: 2005 yılı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Đçinde KSO’ya Kayıtlı 81 Büyük Sanayi Kuruluşunda Đhracatın Sektörlere Göre Dağılımı SEKTÖRLER 500 Kuruluşta (%) 81 Kuruluşta (%)

Madencilik ve Taşocakçılığı 1 0

Gıda, Đçki, Tütün 7,5 0,3

Dokuma, Giyim, Deri ve Ayakkabı 10,9 1,9

Orman Ürünleri ve Mobilya 0,6 0,2

Kağıt, Kağıt Ürünleri ve Basım Sanayi 0,5 0,1

Kimya, Petrol Ürünleri Lastik ve Plastik San. 13,3 10,7

Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi 3,5 1,1

Metal Ana Sanayi 17,3 3,4

Metal Eşya Sanayi 17,7 1,2

Otomotiv Sanayi 26,9 7,6

Diğer Đmalat Sanayi 0,6 ….

Elektrik 0,1 0,7

TOPLAM 100 25,7

Kaynak: KSO, Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Đçerisinde Kocaeli’de Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili - 2005, Kocaeli Sanayi Odası Yayınları, Yayın No 2006 Arş. 07, Kocaeli, s. 9.

2005 yılında Türkiye’nin ilk 500 büyük sanayi kuruluşu arasına girerek üretimini

Kocaeli’de gerçekleştiren firmalar, 500 büyük firmanın yapmış olduğu toplam

ihracat tutarının % 25,7’i oranında ihracat yapmaktadır. Kocaeli’de yerleşik 81

büyük firmada ihracatının sektörel dağılımına bakıldığında sırasıyla, petro-kimya,

lastik ve plastik, otomotiv, metal ana sanayi, dokuma-giyim-ayakkabı ve deri sanayi

başta gelmektedir.

Kocaeli ihracat yapısı, orta teknoloji (otomotiv ürünleri, endüstriyel kimyasallar,

standart endüstri makineleri, basit elektrikli ve elektronik ürünler) ve kısmen ileri

teknoloji mallarda (karmaşık kimyasallar, ilaçlar, karmaşık elektronik makineler)

yoğunlaşmıştır.232 Tablo-62’de görüldüğü gibi, Kocaeli’nin ilk 100 büyük sanayi

232 Sanjaya Lall, ‘‘Turkish Performance in Exporting Manufactures: A Comparative Structural

Analysis’’, QEH Working Paper Series No: 47, 2000, p. 9.

Page 184: 229471

169

kuruluşunda sektörel gruplara göre ihracat tutarı bakımından ilk sırayı petro-kimya

sektörü almaktadır. Bu sektörü otomotiv, metal ana, lastik- plastik eşya, metal eşya

sanayi izlemektedir. Kocaeli ihracatının katma değeri yüksek, teknoloji içeren

sektörlerde yoğunlaştığı gözlenmektedir. Bu durum karşılaştırmalı üstünlüğün büyük

ölçüde belirleyicisi olmaktadır. Refah ve yaşam kalitesinde artış, katma değeri

yüksek ve sürdürülebilir üstünlük sağlayan yüksek teknolojiye dayalı ürünlerde

rekabetçi üstünlük elde edilmesi ve bu üstünlüğü muhafaza edecek yetenekler

geliştirilmesi ile mümkündür.

Tablo-62: Kocaeli’de Đlk 100 Büyük Sanayi Kuruluşunda Sektörel Gruplara Göre Đhracat Tutarları-2005

SEKTÖRLER Đhracat (Milyon Dolar)

Petro- Kimya Sanayi 1.427.842

Otomotiv Sanayi 1.364.843

Metal Ana Sanayi 700.001

Lastik- Plastik Eşya Sanayi 523.784

Metal Eşya Sanayi 357.784

Dokuma Sanayi 196.791

Gıda Sanayi 127.394

Taş ve Toprağa Dayalı Sanayi 101.862

Elektrikli Cihaz Sanayi 52.206

Kağıt Sanayi 35.326

Orman Ürünleri Sanayi 22.172

Madencilik Sanayi 247

Toplam 4.910.252 Kaynak: KSO, Kocaeli’de Yerleşik Đlk 100 Büyük Sanayi Kuruluşu, Kocaeli Sanayi Odası Yayınları, 2005.

3.3.3. Kocaeli Đhracatının Performans Göstergeleri

Dış ödemeler dengesinin gelişimine yönelik bilinen göstergeler Đhracat/GSMH

oranı ve ihracatın ithalatı karşılama oranı (X/M)’dir. Bu oran dış ödemeler

dengesinin gelişimini açıklamakla birlikte, ekonomik ilişkinin yönü, borçlanma

süreci ve ekonomik bağımlılığı göstermesi açısından da tatmin edici bir göstergedir.

Page 185: 229471

170

Tablo-63: Kocaeli Dış Ticaret Performans Göstergeleri

YILLAR Đhracat/Đthalat GSMH (USD) Đhracat/GSMH (X-M)/(X+M) 1990 0,222534 3.579.552.063 0,231617249 -0,63594657

1991 0,275092 3.704.909.627 0,245979279 -0,5685138

1992 0,257505 3.848.710.216 0,228484596 -0,59045087

1993 0,236717 4.553.416.503 0,296595315 -0,6171852

1994 0,306948 4.155.368.369 0,250394074 -0,53028281

1995 0,198008 4.445.633.595 0,25068289 -0,66943773

1996 0,176918 4.512.806.483 0,256048367 -0,69935438

1997 0,17403 5.132.684.676 0,251196382 -0,70353344

1998 0,169755 5.133.684.676 0,214372285 -0,70975987

1999 0,16463 4.643.996.071 0,197675579 -0,7172836

2000 0,123783 5.131.412.574 0,197527667 -0,77970302

2001 0,246275 4.946.503.929 0,317395887 -0,60478288

2002 0,279802 …………. …………. -0,56274173

2003 0,240086 …………. …………. -0,61279194

2004 0,393699 …………. …………. -0,43503002

2005 0,401357 …………. …………. -0,42718823

2006(7 ay) 0,366314 ………… ………… -0,4637921

Kaynak: TUĐK ‘‘Đller Bazında Gayri Safi Yurt Đçi Hasıla Kocaeli’’ http://www.tuik.gov.tr/ulusalhesapapp/UlusalHesap_Rapor.do, Erişim: 21.05.2007, KSO, Kocaeli Đli Ekonomik ve Sosyal Yapısı, Kocaeli Sanayi Odası Yayını, 2005, s. 5’ten yararlanılarak tarafımızca hesaplanmıştır.

Kocaeli’de 2004 yılında ihracat oranında öne çıkan sektörlerin kapasite kullanım

oranlarında önemli artışlar görülmektedir.233 Kocaeli’de tüketim malı ithalatında

yaşanan artış ile ekonomideki canlanmanın beklenenin üstünde olması, toplam

ithalattaki % 64 oranındaki artışta etkili olmuştur. Ayrıca, euro-dolar paritesinde,

2003 yılında euro lehine yaşanan gelişmenin nominal etkisi de Kocaeli ithalatındaki

bu ciddi artışta etkili olmuştur. 2004 yılında azalan faizler ve kolaylaşan kredi

imkanlarına bağlı olarak tüketim talebi artmış, bu da ithalat artışında etkili olmuştur.

1994 yılında yaşanan ekonomik krizin ardından Kocaeli’de ihracatın ithalatı

karşılama oranında göreceli bir düşüş yaşanmıştır. 1994-2000 döneminde ihracatın

233 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2005 Dördüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Ekim- Aralık, Kocaeli Sanayi Odası Yayınları, 2005, s. 2.

Page 186: 229471

171

ithalatı karşılama oranı düşük seyretmiş; 2000 yılı ve sonrasında bu performans

kriterinde belirgin bir iyileşme gözlenmiştir. Bu iyileşmeyi yüksek kurlarla

açıklamak mümkündür. Dönemde yüksek seyreden kurlar, ihracatı avantajlı hale

getirmiştir.

2001 krizi ile beraber azalan ithalata bağlı olarak artan ihracatın ithalatı

karşılama oranı, 2003 yılında 2002 yılına göre % 3,9 oranında azalarak % 24’e

gerilemiştir. 2004 yılında bu oran % 39,3’e ve 2005’te ise % 40,1’e yükselmiştir.

Đhracatın, Đl GSMH’ye oranı da X/M rasyosu gibi 1994 krizi sonrası bir miktar

düşmüş, sonraki yıllar aynı seviyede devam etmiş, 1999’a gelindiğinde % 3’lük bir

düşüş daha kaydederek, 2000 yılı sonrasında artan kurla beraber % 31 seviyesine

yükselmiştir.

Dış ticarette, oranı, her birim dış ticaret hacminin yarattığı

dengeyi göstermektedir. Bu oranın, eksiden artıya doğru hareketi yani değerinin

artışı, dış ticaret açısından olumlu bir göstergedir.234 Bu oran Kocaeli için

hesaplandığında her birim dış ticaret 1990 yılında -0,63’lük bir denge oluştururken,

2005 yılına gelindiğinde birim dış ticaretin oluşturduğu denge -0,42’dir. Dış ticaretin

ilde yarattığı katma değer takip eden dönemde ve özellikle genel ekonomide

büyümenin yaşandığı 2004 ve sonrası yıllarda oldukça yükselmiştir. Bu durum 2004

ve sonrasında emek ve kaynağa dayalı teknolojili mal ihracatındaki düşüşün, düşük-

orta ve ileri teknolojili mal ihracatına kaymasıyla da ilişkilendirilebilmektedir.

3.3.4. Kocaeli Đhracatının Teknolojik Sınıflandırması

Lall’a göre mallar, teknoloji kullanım yoğunluğuna göre bir sınıflandırmaya tabi

tutulmuştur.235 Buna göre teknolojik yapısı bakımından sanayi ürünleri dört ana

gruba ayrılır:

234 Günay, a.g.e. s. 105. 235 Lall, a.g.e., pp. 8-9.

Page 187: 229471

172

i. Emeğe ve Doğal Kaynaklara Dayalı Teknolojiye Sahip Ürünler (EKD): Gıda,

demir dışı metal, diğer temel ürünler, tekstil, giyim, ayakkabı, deri ve seyahat

ürünleri, ahşap ve kağıt ürünleri, boya ve matbaacılık ürünleri ve metalik olmayan

mineral ürünleri.

ii. Düşük Teknolojili Ürünler (DT): Demir ve çelik ürünleri, mamül metal

ürünleri, basit ulaşım ekipmanları, gemi ve botlar.

iii. Orta ve Đleri Teknolojili Ürünler (OĐT): Kauçuk ve lastik ürünleri, elektrikli

ve elektriksiz makineler, otomotiv, endüstriyel kimyasallar, ilaçlar, bilgisayar ve ofis

ekipmanları, iletişim ekipmanları, hava taşıtları ve bilimsel araçlar.

iv. Diğer Sanayi Ürünleri (D): Yukarıdaki yapılan sınıflandırmaların hiçbirine

girmeyen tüm sanayi ürünleri.

Türkiye’nin ihracat yapısında yüksek bir paya sahip olan tekstil, giyim ve demir-

çelik gibi kaynağa dayalı teknolojili ürünlerin dünya ihracatındaki payında bir

gerileme yaşanırken; dünya ihracatında payı en hızlı artan büro ve ofis malzemeleri

sektöründe Türkiye önemli bir başarı gösterememektedir. Türkiye otomotiv, diğer

taşıt araçları, yarı mamüller ve kimyasallar gibi sektörlerde başarı grafiğini nispeten

yüksek tutmuştur.236 Türkiye’nin düşük teknolojili ürün ihracatında önemli bir yeri

olan tekstil ve giyim ihracatı, Asya’daki üreticiler karşısında da rekabetçi bir

üstünlüğe sahip değildir. Kocaeli ihracat ürünlerinin 2000-2006 dönemi teknoloji

ayrıştırması Lall’ın teknoloji sınıflandırmasına göre yapıldığında, bulgular

Türkiye’nin ihraç kompozisyonundan farklılık sergilemektedir.

Türkiye’de 1996 yılında düşük teknoloji ve doğal kaynağa dayalı teknolojili

ürün ihracatının, toplam sanayi ihracatına oranı % 81’dir. Türkiye, 1985-2002

döneminde ileri teknoloji ihracatında, toplam sanayi ihracatının % 5’i kadar bir artış

göstererek durağan bir yapı sergilemiştir. Türkiye’de kaynaklara dayalı ve düşük

236 UNCTAD, Trade and Development Report: Capital Accumulation, Growth and Structural Change, New York: United Nations, 2003, s. 104.

Page 188: 229471

173

teknolojili ürünlerden orta ve ileri teknolojili ürünlere kayma yönünde bir durgunluk

söz konusudur.237

Tablo-64: Kocaeli’de Đhracatının Teknolojik Gruplara Göre Ayrıştırması

ĐHRAÇ MALLARININ TEKNOLOJĐ SINIFLANDIRMASI

YILLAR

Emek ve Kaynağa

Dayalı Teknolojili

Mallar

Düşük Teknolojili

Mallar

Orta ve Đleri

Teknolojili Mallar

2000 34,00 13,00 53

2001 48,00 13,59 38,41

2002 56,00 7,80 36,2

2003 58,00 8,44 33,56

2004 45,00 9,60 45,4

2005 49,00 10,68 40,19

2006 46,00 11,44 42,56

Kaynak: TĐM Veritabanı’dan tarafımızca hesaplanmıştır. Sınıflandırma için ‘‘Sanjaya Lall, ‘‘Turkish Performance in Exporting Manufactures: A Comparative Structural Analysis’’, QEH Working Paper Series No: 47, 2000, pp. 8-9.’’ dan faydalanılmıştır.

Kocaeli’nin TĐM veri tabanından fasıllara göre elde edilen ihracat bilgileri,

Lall’ın sanayi ürünleri için yapmış olduğu teknoloji sınıflandırmasına göre

ayrıştırılmış ve yukarıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. Sonuçlara göre; emeğe ve doğal

kaynaklara dayalı teknolojiye sahip ürün ihracatında Kocaeli, 2001 yılında % 16 gibi

büyük bir artış sergilemiştir. Türkiye’de yaşanan genel kriz ortamının akabinde 2002

ve 2003 yıllarında bu ürünlerin ihracatında az da olsa artış gözlenmektedir. 2004

yılında ekonomimizde yaşanan büyüme ve kurlarda oluşan kademeli düşüş

beraberinde ciddi miktarda ithalat artışı görülmüş, ithalatın büyük kısmı aramalı ve

sanayi girdisi alanında olmakla birlikte düşük teknolojili ve orta-ileri teknoloji mal

grubu ürünlerin üretiminde küçük artışlarla üretime yansımıştır.

Şekil-1: Kocaeli’de Đhracatının Teknolojik Gruplara Göre Ayrıştırması

237 Lall, a.g.e., s. 15.

Page 189: 229471

174

Kocaeli Đhracatı Teknoloji Ayrıştırması

0,00 10,00 20,00 30,00 40,00 50,00 60,00 70,00

2000

2001

2002

2003

2004

2005

2006

Yıl

lar

Teknoloji Payları

Emek ve Kaynağa Dayalı Teknolojili Mallar Düşük Teknolojili Mallar Orta ve Đleri Teknolojili Mallar

2004, 2005 ve 2006 yıllarında Kocaeli’de ithalat, TL’nin değerlenmesiyle

birlikte büyük artış göstermiştir. Đhracat artışı oransal olarak ithalatın gerisinde

kalmakla birlikte, yoğunlukla ihracatın izlenen dönemde düşük teknoloji, orta ve ileri

teknoloji mal gruplarına kaydığı; ekonomide 2003 yılından itibaren yaşanan büyüme

öncesinde daha baskın olan kaynağa dayalı mal ihracatının 2004 ve sonrasında

gerilediği gözlenmektedir. Kocaeli izlenen dönemde kurun verdiği ithalat etkisiyle

üretimi için gerekli olan ithal girdiyi karşılamaktadır. Kaynağa dayalı teknolojili mal

ihracatındaki düşüş, düşük teknoloji ve orta-ileri teknolojili mal gruplarına

kaydırılmıştır.

2004 ve 2005 yıllarında Kocaeli ihracatına en çok katkı yapan mal grupları,

kazan, makine ve mekanik cihazlar, elektrikli makine ve cihazlar, demir- çelik ve

ham petrol dahil mineral yakıt ve yağlar, otomobil ana ve yan sanayi ürünleridir.

Đhracatta katma değeri düşük sektör paylarında nispeten bir düşüş gözlenmektedir.

Page 190: 229471

175

Türkiye dış ticaretinde makine ve ulaşım araçları sektörü, en büyük ağırlığa

sahiptir. 2000-2005 döneminde dış ticaret hacminde, makine ve ulaşım araçları

sektörünün payı % 30’a ulaşırken, bu sektörün ithalattaki payı % 33’tür. Türkiye’de

en ithalatçı sektör makine ve ulaşım araçları sektörüyken, en ihracatçı sektör hazır

giyim sektörüdür.238 Kocaeli Sanayi Odası’nın yapmış olduğu anket çalışmasında;

Kocaeli’deki firmaların kullandıkları ara ve hammaddenin % 48,46’sını ithal ettikleri

görülmektedir.239 Genel olarak Türkiye üretim yapısı ithalata bağımlılığı yüksek bir

yapıdır, Kocaeli’de de üretimin ithal eğilimi yüksek olmakla birlikte orta ve ileri

teknoloji mal üretimine doğru bir gelişme gözlenmektedir.

3.4. Kocaeli Đmalat Sanayi’nde Güçlü-Zayıf Yönler, Fırsat ve Tehditler

Kocaeli imalat sanayinin güçlü, zayıf yönlerini, ve imalat sanayi için tehdit ve

fırsat niteliğindeki unsurları değerlendirebilmek için SWOT çalışmasına gidilmiştir.

Bu şekilde, sanayinin güçlü yönlerinin fırsatlar ile uyumlaştırılarak ve zayıf yönleri,

238 Mustafa Sönmez, Türkiye’nin Dış Ticaretinin Sektörel Analizi 2000-2004, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yayını, Đzmir, s. 15.

239 KSO, Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler Temmuz-Eylül, a.g.e., s. 2.

Page 191: 229471

176

tehditler doğrultusunda giderilerek, rekabet gücünü, katma değeri, verimliliği arttırıcı

yönde öneriler geliştirmek amaçlanmıştır. Bu kapsamda makine, gıda, metal eşya,

metal ana, otomotiv yan sanayi, plastik eşya, kimya, elektrikli alet ve cihaz sanayinin

firma yetkilileri ile birebir görüşmeler yapılmıştır. Makine sanayinde 3 firma, ve

diğer sanayi kollarından birer firma olmak üzere toplam 10 firma yetkilisi ile

görüşülmüş, firma yetkililerinin ağırlıklı olarak hemfikir oldukları hususlar

doğrultusunda, Kocaeli imalat sanayinin SWOT analizi yapılmıştır.

i. Güçlü Yönler

Kocaeli'de kişi başına düşen milli gelirin yüksek olması,

Kocaeli'nin bir sanayi bölgesi olması dolayısıyla sağladığı dışsallıklar,

Sanayi kuruluşlarının ekonomiye ve eğitime katkıda bulunmaktadır.

Sanayi şehri olmasına rağmen tarımla uğraşan çiftçi sayısının yüksektir.

Sanayi kuruluşları için faaliyette olan OSB’lerinin bulunması bir avantajdır.

Kocaeli vergi ödeme kapasitesi çok yüksektir.

Kocaeli, turizm-kültür merkezidir.

Yabancı sermaye için Kocaeli bir çekim merkezidir.

Kocaeli imalat sanayinde marka ve teknoloji üretme becerisi yüksektir.

Đl'de teknoloji geliştirme projeleri faaliyete başlamıştır.

Güçlü bir girişimci kültürü, sanayi üretiminde esnek ve dinamik bir yapı vardır.

Yüksek işgücü mobilitesi ile Kocaeli, bölgesinde güçlü bir ekonomidir.

Page 192: 229471

177

Kocaeli, bütün ulaşım üstünlüklerine sahip bir liman kentidir.

ii. Zayıf Yönler

Gelir dağılımının düzensiz olması: Sanayi kenti olması itibariyle istihdamda işçi

kesiminin ağırlıklı olarak yer alması,

Göç alan bir bölge olması nedeniyle, çarpık kentleşme ve gecekondulaşma,

sanayi atıklarının çevre kirliliği yaratması, sanayileşmede afet planlarının dikkate

alınmaması; sanayinin turizmi olumsuz etkilemesi,

Su kaynağı, enerji kaynağı ve toprakların yetersiz oluşu,

Kayıt dışılığın fazla olması ve OSB'ler dışında kontrolsüzce kurulan sanayi

işletmeleri,

Körfez gemi trafiğinin yoğun oluşu,

Kurumsal yönetim anlayışındaki zayıflık,

Ölçek yetersizlikleri,

Girdi ve nakliye maliyetlerinin yüksek olması ve düşük kar marjları,

Bozuk rekabet ortamı,

Tahsilât, finansman zorlukları ve nakit para sıkıntısı,

Kalifiye eleman eksikliği,

Arzın talepten fazla olması,

Kalitede uyumsuzluk, şeklinde sıralanmaktadır.

Page 193: 229471

178

iii. Fırsatlar

Kişi başına düşen gelir ortalamasının yüksek olması, çevre ile barışık sanayi

kuruluşlarının arttırılmasıyla, sanayileşmenin olumsuz etkilerini bertaraf

edilebilir olması,

Velilerin eğitilme potansiyelinin yüksek olması,

Sanayi kuruluşlarının eğitime katkısının artırılması, il bazında eğitim, öğretim ve

sağlık yatırımlarının artması,

Tarımsal sanayinin geliştirilebilecek olması,

AB ile uyumlu çalışma ve ekonomik istikrar,

AB’ye tam üyelik müzakerelerinin başlamasıyla birlikte artan yabancı yatırımlar,

Büyümeye bağlı olarak çevre ülkelere ihracatta yaşanan artışlar ve diğer ülkelerle

yapılan ticareti geliştirici anlaşmalar,

Đhracatta yeni pazar oluşturulması çabaları,

Sektör ihtiyaçlarının iyi tespit edilmesi,

Yatırım yapmak isteyen iç ve dış sermayeye teşviklerin sağlanması, şeklinde

sıralanmaktadır.

iv. Tehditler

Eğitimde fırsat eşitsizliğinin göçe neden olması,

Page 194: 229471

179

Planlı bir yapılaşma olmaması, görüntü ve çevre kirliliği oluşması; riskli

alanlarda sanayileşme nedeniyle olası bir afet sonrası Kocaeli'nin göreceği zarar,

nitelikli tarım alanlarının sanayiye ayrılması,

Yüksek oranlı yaşanan göçler ile sağlık, eğitim ve konut altyapısının yetersizliği,

Sıklıkla yaşanan elektrik kesintisi, enerji ihtiyacında dışa bağımlılık, enerji

kullanımının optimizasyonu sorunu ve önemli bir ara girdi olan petrol

ürünlerindeki aşırı fiyat artışları,

Kimyasal atık ve atık çamur sorununun, yeni atık dönüşüm tesislerine ihtiyaç

doğurması,

Çin ürünlerinin iç piyasayı tehdit etmesi,

Cari işlemler açığı, kamu borçları, yabancı yatırımların gelişmekte olan diğer

ülkeleri tercih etmesi, ekonomideki belirsizlikler ve ithalatın artması,

Ülke genelinde işsizlik oranı ve işgücü maliyetlerinin yüksek oluşu,

Yatırım indirimlerinin kaldırılması ve vergilerin yüksek oluşu,

Hammadde fiyatlarında istikrarsızlık ve hammadde temininde yaşanan zorluklar,

Döviz kurlarında yaşanan istikrarsızlıklar,

Yurtdışına nakliye ücretlerinde artış,

Teşvik ve desteklerin yetersiz oluşu, finansman temininde yaşanan zorluk,

Terör olayları,

TL’deki değerlenmenin ihracata olumsuz yansıması,

Page 195: 229471

180

Đç ve dış piyasalarda yaşanan durgunluk ve talep yetersizliği,

Yurtdışı pazarın dar olması,

AB üyelik sürecinin yavaş işlemesi,

Bürokratik engeller, gümrük işlemlerindeki prosedürler,

Dalgalı seyreden enflasyon oranları,

Güven ortamının yeterince tesis edilememiş olması, şeklinde sıralanmaktadır.

Kocaeli imalat sanayi için güçlü yönlerin başında, kişi başına yüksek GSMH,

sanayi kümelenme alanı olmanın yol açtığı dışsallıklar, OSB’lerin faaliyette olması

ile yüksek vergi ödeme kapasitesi gelmektedir. Bir kültür-turizm kenti olarak kentte

ulaşım altyapısı gelişmiştir. Yabancı sermaye için çekim merkezi olan ilde, teknoloji

geliştirme faaliyetlerine verilen önem neticesinde, marka ve teknoloji yaratma

becerisi yüksektir. Kentte, yüksek bir girişimci kültürü ve yüksek bir işgücü

mobilitesi vardır.

Kişi başına gelir düzeyinin yüksek oluşuna karşın, gelir dağılımının adaletsiz

oluşu, imalat sanayi üretimi için olumsuz bir durum olarak belirlenmiştir. Đl’in sanayi

kümelenme alanı olması ve büyük sanayi kuruluşlarının kentte yerleşik oluşu, çarpık

kentleşme, gecekondulaşma ve çevre kirliliğine yol açmaktadır. Su, enerji kaynakları

ve toprağın yetersiz kaldığı ilde dengesiz bir kentleşme süreci yaşanmaktadır.

Optimal olmayan bir ölçek büyüklüğünde, yüksek girdi maliyetleri ve düşük kar

marjı, tahsilat, finansman ve nakit sıkıntısı, imalat sanayi üretiminin zayıf bir yönünü

ortaya koymaktadır. Đmalat sanayi kesiminin, zayıf yön olarak niteledikleri unsurlar

içinde, kalifiye eleman yetersizliği, yetersiz talep ve kalite uyumsuzluğu, önem

sırasına göre en alt sıralarda yer almaktadır.

Page 196: 229471

181

Yüksek kişi başına gelir düzeyi, çarpık kentleşme ve çevresel sorunları ortadan

kaldırarak, dengeli bir kentleşme sürecinin işlemesi için değerlendirilmesi gereken

fırsatların başında yer almaktadır. Sanayi kuruluşlarının eğitime katkısındaki artış,

nitelikli eleman ihtiyacının giderilmesi konusunda bir fırsat olarak

değerlendirilmektedir. Sanayi kuruluşlarının yanı sıra üretimlerini sürdüren tarım

kesimi, tarımsal sanayinin gelişimi için fırsat niteliğindedir. Diğer ülkelerle yapılan

ticareti geliştirici anlaşmalar, Kocaeli imalat sanayinin dış ticaret potansiyelini

arttırıcı bir unsur olarak öne çıkmaktadır.

Gittikçe artan bir şekilde tarımsal arazinin sanayi tesislerine tahsis edilmesi,

plansız yapılaşma, doğal afetler ve çeşitli nedenlerle yaşanan göç, Kocaeli imalat

sanayi için tehdit niteliğinde değerlendirilen unsurların başında yer almaktadır. Bunu

çevre sorunları, genel ekonomik konjonktür, rekabet, hammadde, nakliye vb. maliyet

unsurlarının istikrarsız oluşu, terör, dünya piyasalarındaki duygunluk ve dövizdeki

istikrarsızlık, bürokratik engeller ve güven eksikliği izlemektedir.

Kocaeli’de önemle üzerinde durulması gereken konu, dengesiz kentleşme

sürecinin doğurduğu olumsuzlukların giderilmesidir. Kocaeli’de sanayi alanları ve

yerleşim birimleri iç içe geçmiştir. OSB’ler faaliyet gösterse de bütün sanayi

kuruluşları OSB’leri tercih etmemektedir. Sanayi kuruluşlarının, alanda plansız

şekilde yerleşimi, çevre ve alt yapı sorunlarına yol açmaktadır. Bu nedenle, oluşması

muhtemel dışsallıklar da gözetilerek, aynı sektörde faaliyet gösteren sanayi

kuruluşları için tahsis edilecek OSB’ler kurulmalı ve gerekli su, enerji, kanalizasyon

altyapısı oluşturulmalıdır. Yerleşim bölgeleri ve sanayi alanlarının ayrımı net bir

şekilde belirlendiği takdirde, dengesiz kentleşmenin yol açtığı sorunlar da zamanla

ortadan kalkacaktır.

Kocaeli’de emek mobilitesi, Đstanbul ve Bursa gibi önemli sanayi merkezlerine

yakınlığı nedeniyle yüksektir. Đmalat sanayinin gereksinim duyduğu nitelikli eleman

sorununun aşılması için, ara eleman yetiştiren teknik okullara ve meslek liselerine

ağırlık verilmelidir. Teknoloji üretme becerisi yüksek olan Kocaeli imalat sanayi’nin

rekabet edebilirliğini arttırmak için sanayi-üniversite işbirliği sağlanmalı, projeler

birbirini tamamlar nitelikte yönlendirilmelidir. Bu şekilde, ürün, marka ve teknoloji

Page 197: 229471

182

gelişiminde teori ve uygulama, paralel şekilde aşama kaydederek, ülke ekonomisine

daha fazla oranda katma değer sağlanacaktır.

Daha fazla oranda ve ileri teknolojili, katma değeri yüksek mal ihracatı, dış

ticaret için üzerinde durulması gereken bir husustur. Đhracat artışı için, öncelikle

firmaların teknoloji yatırımlarını arttırması, bu şekilde yurtdışı pazarlarda rekabet

payı elde edebilmesi gerekmektedir. Teknoloji yatırımları, maliyeti yüksek

yatırımlardır. Firmalar, yatırımlarını gerçekleştirirken finansman sorunuyla karşı

karşıya kalmaktadır. Finansman sorununun aşılması için, küçük ve orta ölçekli

işletmelere yönelik uzun vadeli ve düşük faizli işletme ve yatırım kredilerine ihtiyaç

vardır. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, kalite standardı oluşturma konusunda

yetersizdir. Dış pazarları yeteri ölçüde tanıyamayan küçük ve orta ölçekli sanayi

işletmeleri, ürünlerini, dış piyasalara, güven ve bilgi eksikliği, finansman kısıtı ya da

profesyonel pazarlama teknikleri bakımından yetersiz oluşları nedeniyle

sunamamaktadır. Kocaeli’de çok sayıda küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşu

faaliyet göstermektedir. Bu kuruluşlara özel üretim ve dış ticareti nicelik ve nitelik

bakımından geliştirici plan ve programlar oluşturulmalı, dış pazarları tanımaya

yönelik seminer ve kurslar ilgili kuruluşlar ya da üniversite tarafınca verilmelidir.

Finansman ve bilgi eksikliği giderildiği takdirde, bu kuruluşlar da dış pazarlarda

rekabet gücü elde edebilecek, kalite standardizasyonu sağlama yönündeki çabalarını

arttırmak zorunda kalacaklardır.

SONUÇ

Đnsanların yerleşik düzene geçmesiyle birlikte ilk kentler, oluşmaya başlamıştır.

Bir yerleşim yeri olarak kent, M.Ö. II. ve III. bin yıllara kadar uzanan bir geçmişe

Page 198: 229471

183

sahiptir. Günümüze kadar pek çok aşamadan geçen kentler, ilk olarak dini ve idari

merkezler olarak işlev görmüşlerdir. Tarımsal ürünün fazlalaşması ile kentler,

zamanla ticaret ve üretim merkezleri haline gelmiştir.

Kültürel ve yönetsel merkezler olarak oluşan, tarımsal ürünün fazlalaşmasıyla

ticaret merkezleri haline gelen kentler, Sanayi Devrimi ile yeni bir içerik ve boyut

kazandırmıştır. Sanayi tesislerinin kuruluş yeri olarak, kentler ve yakın etki alanları

tercih edilmiştir. Kentleşme, kırda çözülme olayının bir sonucu olarak, kentte

yoğunlaşmayı ortaya çıkaran, aynı zamanda kır ve kent arasında nüfus ve kaynak

aktarımlarına yol açan bir süreçtir.

Azgelişmiş ülkelerin yaşadığı kent ve kentleşme sorunlarının temelinde,

sanayileşemeden önde giden “kentleşme” yatmaktadır. Bu ülkelerde kentleşme,

sanayileşme ile birlikte gitmemekte, nüfus ve kent sayısı hızla artarken, sanayi

üretiminde ve istihdamında bunu karşılayacak bir artış ve gelişme olmamaktadır. Bu

nedenle, gelişmiş ve azgelişmiş ülkelerde kent kavramı ve kentleşme süreçleri, farklı

özellikler göstermektedir.

Sanayileşme ve kentleşme, birbiriyle çok yakından ilintilidir. Sanayileşme

sürecinde, üretici birimler, ulaşım, haberleşme, altyapı, tamamlayıcı ilişkiler, önsel-

gerisel firma bağlantıları, hammaddeye erişim vs. üstünlükleri barındıran bölgeleri

tercih etmektedir. Bu oluşum, belli üstünlüklere sahip coğrafi bölgelerde sanayi

kuruluşları bakımından ve bölgeye yoğunlaşan göçler dolayısıyla nüfus bakımdan bir

toplanma alanı oluşturmaktadır. Nüfusun kent bölgelerinde yoğunlaşması sonucu

ortaya çıkan eğitim, sağlık, konut ihtiyaçları, alt ve üst yapı yatırımlarının

hızlanmasına yol açmaktadır. Her bölgenin sahip olduğu özellikler farklılık

gösterdiğinden, kentleşme ve sanayileşme düzeyleri de farklılık sergilemektedir.

Karşılaştırmalı üstünlükler kuramı, kentsel düzeyde de işlemekte; böylelikle çeşitli

dışsallıklar barındıran kentler, nüfus ve ekonomik faaliyetlerin yoğunluk derecesi

bakımından ön plana çıkmaktadır. Farklı sektörlerde faaliyette bulunan işletmelerin

birbirlerine yakın olmaları sonucu, kentleşme ekonomileri ortaya çıkmaktadır.

Bölgesindeki diğer üretim merkezleri ile ticaret yapma imkanına sahip olan ve üretim

yelpazesini genişletip, girişimcinin önündeki engelleri kaldırabilen, tarihi ve kültürel

Page 199: 229471

184

mirasını koruyabilen kentler, küresel rekabet güçlerini ve ekonomik etkinliklerini

artırabilmektedir.

Kalkınma süreci ve dolayısıyla sanayi üretim ve ihracatının nicelik ve nitelik

bakımından gelişimi, genel ekonomik koşullar yanında yerel ve kentsel niteliklerden

etkilenmektedir. Bu noktadan hareketle, kentleşme ve sanayileşme süreci

bakımından öne çıkan kentlerin sanayi üretimi, ihracat potansiyeli ve sanayinin

karşılaştığı sorunların tespit edilmesi, sorunlara yönelik çözüm önerilerinin

geliştirilmesi önem kazanmaktadır.

Kocaeli, planlama dönemi içinde başlayan ve özellikle 1960-1975 döneminde

yoğunluk kazanan sanayi yatırımları ile, Türkiye’nin en hızlı gelişen sanayi

bölgelerinden biri olarak, yoğun şekilde göç almıştır. 1927 sanayi sayımı sonuçlarına

göre, Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının % 1.9’u, çalışanların % 1.5’i Kocaeli’de yer

almaktadır. Sanayinin gelişimi ile sektörel bakımdan, orman ve deniz ürünlerine

verilen ağırlık, petro-kimya, otomotiv, lastik ve kağıt alanlarına doğru kaymıştır.

TUĐK tarafından 2002 yılında gerçekleştirilen, mevcut son sanayi sayımına göre,

Türkiye’deki imalat sanayi işletmelerinin % 4,96’sı ve toplam istihdamın % 5,59’u

Kocaeli’de yerleşiktir. Kocaeli imalat sanayinde, kimya (petro-kimya dahil) sanayi

başta gelmekle birlikte bu sektörü, metal ana, metal eşya, taşıt araçları ve taşa-

toprağa dayalı sanayi takip etmektedir. Kocaeli imalat sanayinin Türkiye imalat

sanayindeki payı, firma sayısı ve istihdam edilen personel bakımından, sürekli olarak

yükselme eğilimindedir. 1981 yılında ülke çapında yaratılan katma değerin % 11,7’si

Kocaeli imalat sanayi tarafından oluşturulurken, bu oran 2001 yılında % 13,74’e

yükselmiştir. Đmalat sanayi üretiminin % 30’unda, küresel ölçekte rekabet gücünü

arttırıcı bir faktör olan ileri teknoloji kullanılmaktadır. Kocaeli imalat sanayinde

yaratılan katma değerin sektörel ayrımında, kimya, metal eşya, ana metal sanayi ile

taşa ve toprağa dayalı sanayi ön plana çıkmaktadır.

1999 yılında toplam ihracatın % 3,45’i ve toplam ithalatın % 13,71’i Kocaeli’de

gerçekleştirilirken, 2005 yılında ilin toplam ihracat içindeki payı % 12,3’e ve toplam

ithalat içindeki payı ise % 19,1’e yükselmiştir. En çok ihracat yapan ilk 1000 kuruluş

Page 200: 229471

185

içerisinde Kocaeli’nde yerleşik 65 firma yer almaktadır. Đmalat sanayi, geleneksel-

emek yoğun mamuller ihraç eden bir ekonomiden, teknoloji yoğun ürünler ihraç

eden bir yenilik-inovasyon ekonomisine dönüşmektedir. Nitekim, 2006 yılında

teknoloji yoğun üretim yapan ve uluslararası ticarette katma değeri yüksek olan taşıt

araçları ve yan sanayi, elektrik-elektronik, makine imalat ve kimya sanayi gibi

sektörlerin ihracat içindeki payları artmıştır. Kocaeli’den yapılan toplam ihracat,

2001-2006 döneminde sürekli bir artış eğilimindedir. Đhracatın sektörel dağılımında,

2001 yılında toplam ihracata katkısı bakımından önemli payı bulunan ilk üç sektör,

ana metal, kimya ve metal eşya sanayi iken, 2006 yılı için bu sıralama değişmemiştir.

Kocaeli ihracat yapısı, 2000-2006 döneminde orta teknoloji (otomotiv ürünleri,

endüstriyel kimyasallar, standart endüstri makineleri, basit elektrikli ve elektronik

ürünler) ve kısmen ileri teknoloji mallarda (karmaşık kimyasallar, ilaçlar, karmaşık

elektronik makineler) yoğunlaşmıştır. Aynı dönemde, kaynağa dayalı teknolojili mal

ihracatındaki düşüş, düşük teknoloji ve orta-ileri teknolojili mal gruplarına doğru

kaymıştır. 1990 yılında Kocaeli’de ihracatın ithalatı karşılama oranı % 22 iken, bu

oran 2005 yılında % 40’a yükselmiş; ihracatın, Đl GSMH’ye oranı ise ele alınan

dönemde % 8 oranında artmıştır.

Kocaeli, göçün yoğun olarak yaşandığı bir il olduğu için, çarpık kentleşme ve

gecekondulaşma yaygındır. Sanayi kuruluşları ve kent merkezleri, birbirine giderek

yaklaşmış, hatta bazı bölgelerde sanayi kuruluşları ve yerleşim birimleri iç içe

geçmiştir. Üretici birimlerin, Đl’de faaliyet gösteren OSB’ne yönlendirilmesi, dengeli

kentleşme gelişimine katkı sağlayarak, kayıt dışı faaliyet gösteren sanayi üreticilerini

kayıt altına alacak; bu şekilde, turizm kesimi, sanayi üretiminin olumsuz etkilerinden

kurtulacaktır. Üretimin OSB’lerde gerçekleştirilmesi, enerji, su kaynağı ve toprak

kullanımında tasarrufa neden olacaktır. Çarpık sanayileşmeden kurtulmak için, hem

ekonomik üretim, hem de çevreye uygun üretim açısından küçük ya da büyük ölçekli

her türlü yatırım, organize sanayi bölgesinde yapılmalıdır. Kentleşme, doğanın

dengesini bozmayacak şekilde biçimlenmelidir.

Yüksek kişi başına gelir düzeyi ve yüksek girişimci kültür dokusunun katkısıyla,

sanayi-üniversite işbirliğinin geliştirilmesi ile katma değeri yüksek, ileri teknolojili

üretim ağırlık kazanacaktır. Emek mobilitesinin Kocaeli ve hinterlandında yüksek

Page 201: 229471

186

oluşu dolayısıyla, Kocaeli’de nitelikli emek yetersiz kalabilmekte; bu durumda

ücretler hızlı bir şekilde yükselmektedir. Eğitim ve sağlık ödeneklerinin, göç

dolayısıyla hızla artan nüfus karşısında yetersiz kalması, ara elaman yetiştiren

okulların kapasitesini de etkilemektedir. Bu sebeplerle, sanayi kuruluşlarının

ihtiyacına cevap verebilecek yeterlilikte ara eleman eğitimi ve mesleki eğitime önem

verilmelidir.

Kocaeli, yabancı sermaye için bir cazibe merkezi olmakla birlikte, yabancı

sermayenin büyük bölümü ilde faaliyet gösteren kurulu sermayeyi satın almaktadır.

Yabancı sermaye için, katma değer ve istihdam sağlayan yeni yatırım projeleri,

çeşitli teşviklerle özendirilmelidir.

Yeni yatırımın yapılabilmesi için uzun vadeli kredi ihtiyacının karşılanması

gerekmektedir. Özellikle ihracata dönük olarak, çevre teknolojileri konusunda

makine ve ekipman imalatı yapan firmaların, yabancı müşterilerin beklentilerini

karşılayabilmeleri için kapasite artışına ve ilave yatırıma ihtiyacı vardır. Bu

firmaların rekabet edebilmeleri için maliyetini düşürüp, fiyatlarını daha makul

seviyelere çekmesi gerekmektedir. Orta ölçekli firmaların, uzun vadeli, düşük faizli

KOBĐ ve işletme kredisi desteğine ihtiyacı vardır.

.

Yaptığımız SWOT analizi sonuçlarına göre, ulaşım avantajı, liman kent konumu,

sanayi üretimindeki yüksek kapasite kullanımı ve marka-imaj yaratma becerisi,

Kocaeli imalat sanayinin sahip olduğu üstünlüklerdir. Đmalat sanayinde eksik bir yön

olarak nitelendirilen kalite uyumsuzluğu, sanayi-üniversite işbirliği ile

çözümlenebilir. Gümrük mevzuatının basitleştirilmesi, bürokratik engellerin

azaltılması, dış ticarette antidamping uygulamalarının kaldırılması, finansmana

erişimin kolaylaşması neticesinde Kocaeli, dış pazarlarda daha rekabetçi bir il

konumuna gelecektir. Đlave istihdam ve kapasite artışı ile Balkan Devletleri,

Ukrayna, Slovenya, Beyaz Rusya ile rekabet olanaklarını artırabilmek için enerji

teşviki ve vergi oranlarının düşürülmesi, hayati önem taşımaktadır. Bir taraftan

pazarlara girişte karşılaşılan engellerin tespiti ve bu engellerin ikili ve çok taraflı

temaslarla ortadan kaldırılmasına, diğer taraftan, ülkede üretilen ürünler ve

ihracatçıların yurtdışında tanıtımına yönelik olarak kamu - özel sektör ve sivil toplum

örgütleri arasında sistematik bir işbirliğinin oluşturulması gerekmektedir. Kent içi

ticari hayatın canlılığı ve işletmelerin ulusal/uluslararası düzeyde rekabet

Page 202: 229471

187

edebilirliğini desteklemeye yönelik projeler oluşturulmalıdır. Olumlu bir Türk malı

imajının tam olarak yerleştirilememiş olması, ülke ihracatında yeterli katma değerin

sağlanamaması sonucunu da gündeme getirmektedir. Bu çerçevede oluşturulan,

gerek sektörel çalışma ve tanıtım grupları, gerekse Turquality projesi gibi

çalışmaların etkinliğinin artırılması ve kapsamının genişletilmesi gereklidir.

Kocaeli, Đstanbul ve Bursa, Türkiye imalat sanayi üretiminde ön plana çıkan

illerdir ve sorunları benzerlik arz etmektedir. Bölge illerindeki kamu kurumları ve

sivil toplum örgütlerinden oluşan bir kurul tarafından, sanayi kesimi sorunlarına

yönelik oluşturulacak yapılanma ve kalkınma modelleri ortaya konulmalıdır.

Kocaeli’de katma değeri yüksek malların üretimi, ülke ekonomisine büyük katkı

sağlamaktadır. Katma değeri yüksek üretim grubunda artış sağlamak için,

üniversitelerde yapılan araştırmalar, konularına göre birbirini tamamlamaya

yönlendirilmelidir. Yapılan akademik araştırmalar, sanayicilere sunulmalı, araştırma

sonuçlarından sanayicinin de faydalanması sağlanmalı; böylece teorik birikimler

pratikte uygulama alanı bulmalıdır.

Kocaeli’de yer alan tüm yerleşim birimleri için imar planları çıkarılmalıdır.

Sanayi ve konut alanları ortaya konulmalı, bölge için bir sanayi haritası ve envanteri

oluşturulmalıdır. Sanayi kuruluşlarının bir araya getirilmesi ile bölgenin en önemli

sorunlarından biri olan çevre kirliliği kontrol altına alınmalı, temiz çevre bilinci ile

sanayileşme sürecine yön verilmelidir. ĐZAYDAŞ’ın kapasitesi sanayi kuruluşlarının

atıkları için yeterli gelmediğinden, kuruluşlar atık çamurları kendi tesislerinde

tutmak durumundadır. Özel sektörün işbirliği içinde hareket ederek, atık arıtma

tesisleri kurması gerekmektedir. Sanayi işletmeleri için atık sorunu çözümüne

yönelik, arıtma merkezleri kurulmalıdır. Ulaşım altyapısının iyileştirilmeli,

işletmelerin sektörel sanayi bölgelerinde yapılanmalarına olanak sağlanmalıdır.

Bölgede bulunan sanayi işletmelerinde altyapı ve yetişmiş eleman ihtiyacının

giderilmesi, altyapısal yetersizliklerin kamu yatırımlarıyla giderilmesi ya da ildeki

sanayi kuruluşlarınca ödenen vergilerin, daha fazla oranda bölge yatırımlarına

yönlendirilmesi ile sağlanacaktır. Yerel idarelerin yetkilerinin arttırılması ile kamu

kuruluşlarındaki israfın da önüne geçilecektir.

Page 203: 229471

188

Sanayi üretiminde dış pazarlarda rekabet gücünü arttırmak için, yönlendirici bir

planlamayla, uzun dönemli dinamik karşılaştırmalı üstünlükler dikkate alınmalı;

teknoloji politikasıyla bütünleşmiş bir sanayi politikası benimsenmelidir. Teşvikler

için sektörel tercihlerde geleneksel emek ve kaynak yoğun sektörlerden ziyade, bilim

temelli sanayiler ve farklılaştırılmış ürünler üreten sanayilere öncelik verilmelidir ki,

Kocaeli imalat sanayi bu dönüşümü 2000 yılından bu yana başarılı bir şekilde

gerçekleştirmektedir.

Tez hazırlanırken karşılaşılan zorlukların temelinde, kentleşme ekonomisine ait

yeterli kaynağın bulunmaması yer almaktadır. Kent ile ilgili çalışmalarının

çoğunluğunu sosyoloji ve kent planlaması, mimarlık alanındakiler oluşturmaktadır.

Sanayileşme ile ilgili kaynaklar, sanayiinin gelişimi ve kalkınmadaki rolü üzerinde

duran kaynaklardır. Bölgesel gelişme konusunda ise kentlerden daha geniş, belli

özelliklere sahip bir alanın gelişmesi konularını işlenmektedir. Bu alanlardaki

çalışmalar, birbirini tamamlar nitelikte taranmıştır. Böylece, çalışmanın birinci

bölümünü oluşturan teorik yaklaşım, ortaya konulmaya çalışılmıştır. Đkinci bölümde,

kentleşmede dünya deneyimi ve Türkiye’de yapısal dönüşüm- kentleşme ilişkisi

incelenmiştir.

Çalışmanın asıl eksik kalan ve zorlanılan bölümü son kısım, uygulama bölümü

olmuştur. Çünkü, teorik çerçeveyi oluşturmak için elde fazla kaynak olmasa da

Đngilizce temel kaynaklar ile bu giderilebilmektedir. Ancak, uygulama için gereken

verileri, resmi istatistik kurumu dışında temin etme olanağı bulunmamaktadır.

Türkiye’de kentlere ait ayrıntılı bilginin bulunduğu istatistiki veriler

bulunmamaktadır. Đstatistiki verilerin düzenli olarak eski yılları kapsamaması, tanım

ve içeriklerde yapılan değişiklikler, toplanan bilgilerin veriye dönüştürülmesinde

yavaş davranılması, karşılaşılan en genel olumsuzluklardır. Kocaeli imalat sanayi

yapısının analiz edilebilmesi için, TUĐK tarafından gerçekleştirilen, genel sanayi ve

işyerleri sayımlarından faydalanılmıştır. En son sanayi sayımı 2002 yılında

gerçekleştirildiğinden, Kocaeli imalat sanayinde üretim ve istihdama ilişkin güncel

veri sıkıntısı yaşanmıştır. Đmalat sanayide dış ticaret performansının değerlendirildiği

kısım için, ihracatçı birliği meclisinin veritabanı kullanılmış, fasıllar bazındaki

Page 204: 229471

189

ihracat verileri, Rev. 2’ye göre yeniden düzenlenmiştir. Kocaeli imalat sanayinin

yapısını ortaya koymaya yönelik SWOT çalışması gerçekleştirilmiş, firma

yöneticilerinden bilgi alma konusunda sıkıntı yaşanmıştır. Bir grup firma yöneticisi,

prensiplerini, diğer bir grup ise rekabet koşullarını gerekçe göstererek, bilgi vermek

ve çalışmaya katılmak konusunda oldukça çekimser davranmıştır.

Kocaeli örneği üzerinde incelenmeye çalışılan yapısal değişim - kentleşme

ilişkisi, kentlere ilişkin düzenli ve sağlıklı verilerin olmaması nedeniyle yeterince

açıklanamamış; yapısal değişimin kentleşme üzerindeki etkisi, istenildiği şekilde

ortaya konamamıştır. Bütün bu eksiklik ve zorluklara rağmen, bu tür çalışmaların

kent ekonomisini tanıtma anlamında önemli olduğuna inanılmaktadır. Bu anlamda,

ilerleyen süreçte, veri eksikliklerin giderilerek verimli ve doyurucu çalışmaların

yapılması, kentleşme ve sanayileşme ilişkisinin anlaşılması bakımından yerinde ve

faydalı olacaktır.

Page 205: 229471

190

KAYNAKÇA

ALGAN, Neşe; ILDIRAR, Mustafa. ‘‘Güçlü ve Büyük Türk Ekonomisi Đçin

Üretim ve Đstihdam Politikaları’’, TĐSK Đşveren Dergisi, (2003), ss. 51-57.

ALTENBURG, Tilman. How to Promote Clusters: Policy Experiences From

Latin America, World Development, Vol: 27, No: 9, (1999).

ALTUĞ, Fevzi. Kent Ekonomisinin Đlkeleri, Bursa: Uludağ Üniversitesi

Güçlendirme Vakfı Yayını, No: 34, (1989).

ARSLAN, Hanifi. Hizmet Ekonomisi, Đstanbul: Alfa Yayınevi, Yayın No: 459,

(1998).

AYAŞ, Necla. ‘‘Bölgesel Rekabet Gücünün Geliştirilmesinde Verimliliğin

Rolü’’, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 9, Muğla,

(2002), s. 1-24.

BAĐROCH, P.; KOZUL, R. ‘‘Globalization Myths: Same Historical Reflections

on Integration, Industrialization and Growth in the World Economy’’, UNCTAD

Discussion Papers, No: 113, (1996).

BAYRAKTUTAN, Yusuf. ‘‘Kalkınma ve Altyapı’’, Ankara Üniversitesi

Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt: 47, Sayı: 3-4, (1992), ss. 83-94.

BAYRAKTUTAN, Yusuf. Đktisadi Kalkınma Ders Notu, Kocaeli, (2005).

BAYRAKTUTAN, Yusuf. ‘‘Bilgi, Đktisadi Gelişme Evreleri ve ‘Mal’dan

‘Sanal’a Paranın Evrimi’’ , Türkiye Günlüğü Dergisi, Sayı: 78, (2004), ss. 49-57.

BERBER, Metin. Đktisadi Büyüme ve Kalkınma, Trabzon: Derya Kitabevi, 2.

Baskı, (2004).

Page 206: 229471

191

BĐNGÖL, Nahit. Đllerde Ekonomik Büyüme, Đmalat Sanayinde Yerleşme ve

Dışsal Ekonomiler (1980-1995), DPT Uzmanlık Tezleri, Yayın No: 2570, (2001).

BORATAV, Korkut. Türkiye Đktisat Tarihi (1908-1985), Đstanbul, Gerçek

Yayınevi, (1982).

BORJA, J.; CASTELLS, M. Local & Global Management of Cities in the

Information Age, Earthscan, London, (1997).

BRAUDEL, Fernand. Maddi Medeniyet ve Kapitalizm, (Çev.) Mustafa Özel,

Ağaç Yayınları, Đstanbul, (1991).

CERĐTLĐ, Đsmail. ‘‘Şehirleşmeye Bağlı Çevre Sorunlarını Oluşturan Temel

Kaynaklar’’, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı: 17, (1995),

ss. 15-21.

COLOMB, C. “Urban Marketing Policies and the Staging of ‘The New Berlin’:

Shaping Perceptions of Urban Change”, RC21 Conference: Social Inequality,

Redistributive Justice and the City: Session 5, ‘‘Urban Tourism and Urban

Regimes’’, Australia, (2002).

COOPER, Charles. ‘‘Technological Change and Dual Economies’’, The United

Nations University INTECH Dıscussion Paper Series, No: #9510, (1995).

ÇELĐK, Harun. ‘‘Kürşat TÜZMEN: Sanayileşme Politikamızın Ağırlık

Merkezinde Kocaeli Var’’, Kocaeli Büyükşehir Dergisi, Ocak- Şubat, (2007), ss. 8-

9.

DEMĐR, Erol. “Banliyöleşme ve Kent Đçi Göç: Ankara’nın Đki Toplu Konut

Banliyösünün Karşılaştırılması”, Toplum ve Göç, DĐE Yayını, Ankara, (1997), ss.

163-167.

Page 207: 229471

192

DĐNÇ, Mustafa; KINGSLEY, Haynes. Regional Efficiency in the

Manufacturing Sector: Integrated Shift-Share and Data Envelopment Analysis,

Economic Development Quarterly Thousands Oak, (1999).

DĐNLER, Zeynel. Bölgesel Đktisat, 4. B., Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları,

(1994).

DOĞANAY, Hayati. “Türkiye’de Đçgöçler Sorunu ve Başlıca Sonuçları”, T.C

Başbakanlık Aile Araştırmaları Kurumu, Türkiye Aile Yıllığı, Ankara, (1991).

DÖNMEZER, Sulhi. Toplumbilim, Beta Yayınları, Đstanbul, (1999).

DPT. Nüfus, Demografi Yapısı, Göç Özel Đhtisas Komisyonu Raporu,

Ankara, (2001).

DPT. Đllerin ve Bölgelerin Sosyo-Ekonomik Gelişmişlik Sıralaması

Araştırması, Yayın No: 2671, Ankara, (2003).

DPT. ‘‘Sanayinin Gelişme Stratejileri ve Rekabet Gücünün Arttırılması Çalışma

Grubu Raporu’’, 2004 Türkiye Đktisat Kongresi - Çalışma Grubu Raporları-2,

Cilt No 12, (2004).

DURAN, Mustafa Sungur. ‘‘Kalkınma Stratejileri ve Teşvik Politikalarının

Belirlenmesi’’, Hazine Dergisi, Sayı: 5, 1997, (1997), ss. 27-45.

EKĐN, Nusret. ‘‘Hızlı Kentleşmenin Sosyoekonomik Etkileri’’, Hızlı

Şehirleşmenin Yarattığı Ekonomik ve Sosyal Sorunlar Semineri, Đstanbul:

SĐSAV, (1986).

ERGĐN, Feridun. "Endüstri Devrimi", Ak Đktisat Ansiklopedisi, Cilt II, Ak

Yayınları, Đstanbul, (1973).

Page 208: 229471

193

ERKAN, Hüsnü. Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelişme, Ankara: Türkiye Đş

Bankası Yayınları, (1998).

ERKAN, Rüstem. Kentleşme ve Sosyal Değişme, Bilimadamı Yayınları,

Ankara, (2002).

ERTÜRK, Hasan. Kent Ekonomisi, Bursa: Ekin Yayınevi, (1995).

EŞĐYOK, Ali. Đller ve Bölgeler Düzeyinde Đmalat Sanayi ve Sektörel Yapı

(1927- 1996), Ankara: Türkiye Kalkınma Bankası A. Ş. Genel Müdürlüğü, Yayın

No: GA- 03-06-10, (2003).

EŞĐYOK, Ali. AB Sürecinde Türkiye’de Bölgesel Kalkınma Farklılıkları,

Büyüme Kutupları, Sanayinin Mekansal Dağılımı ve Bölgesel Gelir, Ankara:

Türkiye Kalkınma Bankası A. Ş. Genel Müdürlüğü, Yayın No: GA- 05- 07- 20,

(2005).

GÜNAY, M. Kemal. ‘‘2003-2004 Yıllarında Türkiye’nin Dış Ticaretine Đlişkin

Gelişmeler’’ , Dış Ticaret Müsteşarlığı Dergisi, Sayı 33, (2005), ss. 99-115.

GÜRAN, Teyfik. Đktisat Tarihi, Damla Ofset, Đstanbul, (1990).

GÜRSEL, Yücel. Demokratikleşme Sürecinde Kent ve Đnsan, E Yayınları,

Đstanbul, (1990).

HEALEY & BAKER, European Cities Monitor 2002.

HEALEY & BAKER, European Cities Monitor 2006.

HANDLER, J.R. Scale and Scope: The Dynamics of Industrial Capitalism,

The Belknap Press of Harvard University, Cambridge, (1990).

Page 209: 229471

194

HEATON, Herbert. Avrupa Đktisat Tarihi, Cilt II, (çev.) M. Ali Kılıçbay ve

Osman Aydoğuş, Verso Yayıncılık, Ankara, (Tarihsiz).

HENDERSON, V.; KUNCORO, A. and TURNER, M. ‘‘Industrial Development

in Cities’’, Journal of Political Economy, Vol: 103, No: 5, (1995), pp. 1067-1190.

IMF. World Economic Outlook 2008, World Economic and Financial Surveys

Publications, U.S.A., (2008).

IŞIK, Oğuz. ‘‘Kenti Düşünmek, Kent Üzerine Düşünmek’’, Toplum ve Bilim,

Cilt: 14, Sayı: 3, (1999), ss. 129-151.

Đhracat Genel Müdürlüğü. 2006 Yılı Ocak-Haziran Dönemi Đhracatının Genel

ve Sektörel Değerlendirmesi, Ankara, (2006).

ĐNAN, Afet. Türkiye Đktisat Kongresi, Türk Tarih Kurumu Yayını, Dizi xvi,

Ankara, (1982).

ĐSBĐR, Eyüp. Şehirleşme ve Meseleleri, Ocak Yayınları, Ankara, (1986).

ĐTO. Rakamlarla Kocaeli 2005, Yayın No: 2005/7, Kocaeli, (2006).

ĐTO. Rakamlarla Kocaeli 2006, Yayın No: 2007/7, Kocaeli, (2007).

KARTAL, Kemal. Kentleşme ve Đnsan, Ankara: TODAĐE Yayınları, No:175,

(1978).

KARTAL, Kemal. Ekonomik ve Sosyal Yönleriyle Türkiye'de Kentlileşme,

Dost Kitabevi, (1992).

KASAPOĞLU, Aytül. “Karayollarının Teknoloji ve Çevre Etkileşimi”, Toplum

ve Göç, DĐE Yayını, (1997).

Page 210: 229471

195

KELAGAMA, Saman. Impadiments to Promoting Backward Linkages From

The Garment Industry in Sri Lanka, World Development, Vol: 27, No: 8, (2000).

KELEŞ, Ruşen. Kentbilim Terimleri Sözlüğü, Ankara: Türk Dil Kurumu

Yayınları, Yayın No: 474, (1980).

KELEŞ, Ruşen. Kentleşme Politikası, Ankara: Đmge Kitabevi, (1990).

KIRAY, Mübeccel. Kentleşme Yazıları, Bağlam Yayıncılık, Đstanbul, (1994).

KIRAY, Mübeccel. Örgütleşemeyen Kent: Đzmir’de Đş Hayatının Yapısı ve

Yerleşme Düzeni, Ankara: Siyasal Bilimler Derneği Yayını, (1972).

KIRAY, Mübeccel. “Azgelişmiş Ülkelerde Metropolleşme Süreci”, Kentleşme

Yazıları, Bağlam Yayınları, Đstanbul, (2003), ss. 152-167.

KILINÇ, Đsmail. “Türkiye’de Kentleşmenin Özellikleri”, TODAĐE, Cilt: 26,

Sayı: 2, (1993), ss. 147-170.

KIYMALIOĞLU, Ümit; AYOĞLU, Damla. ‘‘Türk Đmalat Sanayinde

Yerelleşme Ekonomileri’’, Doğuş Üniversitesi Dergisi, (2006), ss. 198- 209.

KOSGEB Kocaeli Đli Değerlendirme Raporu, Ankara, (2005).

KSO. Kocaeli Đmalat Sanayi Üretimi, Kocaeli Sanayi Odası Yayını, (2001).

KSO. Kocaeli Đmalat Sanayi 2005 Birinci Çeyrek Gelişmeler Ocak- Mart,

Kocaeli, (2005).

KSO. Türkiye’nin En Büyük Đlk 1000 Đhracatçı Firması Đçerisinde

Kocaeli’de Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili-2004, KSO Yayını, Yayın No:

2005, Araştırma No: 12, Kocaeli, (2005).

Page 211: 229471

196

KSO. Teşvik Yasalarındaki Son Değişikliklerin Yatırımlar ve Đstihdama

Etkileri, KSO Yayını, Yayın No: 2005, Araştırma No: 14, Kocaeli, (2005).

KSO. Kocaeli’de Yerleşik Đlk 100 Büyük Sanayi Kuruluşu, Kocaeli, (2005).

KSO. Kocaeli Đmalat Sanayi 2005 Dördüncü Çeyreğindeki Gelişmeler

Ekim- Aralık, Kocaeli, (2005).

KSO. Kocaeli Đmalat Sanayi 2006 Üçüncü Çeyreğindeki Gelişmeler

Temmuz-Eylül, Kocaeli, (2006).

KSO. 2005 yılı Türkiye’nin Đlk 1000 Đhracatçı Firması Đçinde Kocaeli’de

Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili, Yayın No: 2006, Araştırma No: 9, Kocaeli,

(2006).

KSO. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Đçerisinde Kocaeli’de

Yerleşik Sanayi Kuruluşlarının Profili – 2005, KSO Yayını, Yayın No: 2006,

Araştırma No: 7, Kocaeli, (2006).

KSO. Kocaeli Đmalat Sanayinde 2007 Yılının Dördüncü Çeyreğindeki

Gelişmeler Ekim- Aralık, Yayın No: 2008-1, (2007).

KÜÇÜKER, Celal. Kentsel Büyüme Dinamikleri, Anadolu’da Hızla

Sanayileşen Kentler: Denizli Örneği, Türkiye Ekonomi Kurumu, Ankara, (1998).

LALL, Sanjaya. ‘‘Turkish Performance in Exporting Manufactures: A

Comparative Structural Analysis’’ , QEH Working Papers, No: 47, (2000).

LECHOT, Gary. Interactians Between Urban Systems and Locational

Productive System: An Approach to Endogenous Regional Development in

Terms of Innovative Millieu, European Planning Studies, (1998).

Page 212: 229471

197

LEE, Yung Joon; HYOUNGSO, Zang. Urbanization and Regional

Productivity in Kroean Manufacturing, Urban Studies, (1998).

LEWĐS, W. Arthur. ‘‘Sınırsız Emek Arzıyla Đktisadi Kalkınma’’, (çev. Metin

Berk), Đktisadi Kalkınma Seçme Yazılar, Ankara: ODTÜ Yayını, (1966).

LO, Fu-Chen; YEUNG, Yue-Man. Globalization and the World of Large

Cities, Tokyo: United Nations University Press, (1998).

MAILLET, Jean. 18. Yüzyıldan Bugüne Đktisadi Olayların Evrimi, Remzi

Kitabevi, (Çev.) Ertuğrul Tokdemir, Đstanbul, (1983).

MAYBEK, Đsmet Engin. 2005 Yılı Taşıt Araçları ve Yan Sanayi Sektör

Raporu, Bursa: Uludağ Đhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği, (2006).

MC CORMĐCK, Dorothy. African Enterprise Clusters and Industrialization:

Theary and Reality, World Development, Vol: 27, No: 9, (1998).

MOOMAW, Ronald. ‘‘Agglomeration Economies: Are They Exaggerated by

Industrial Aggregation?’’, Regional Science and Urban Economics, (1997), p. 127-

138.

NORTH, C. Douglass. Kurumlar, Kurumsal Değişim ve Ekonomik

Performans, (Çev.) Gül Çağalın Güven, Đstanbul: Sabancı Üniversitesi Yayınları,

Birinci Baskı, (2002).

OECD. OECD Science, Technology and Industry: Outlook 2004, (2004).

ÖKÇÜN, Gündüz. Osmanlı Sanayii, 1913-1915 Yılları Arasında Sanayii

Đstatistiği, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, Yayın No: 299, Ankara, (1970).

OKTĐK, Nurgül. “Köyün Çekiciliği-Kentin Đticiliği”, Toplum ve Göç, DĐE ve

Sosyoloji Derneği Yayınları, (1997).

Page 213: 229471

198

OKUTAN, Atakan. Türkiye’de Kentleşme ve Siyasal Yapı, Türk Demokrasi

Vakfı, Ankara, (1995).

ORTAYLI, Đlber. Tanzimat’tan Cumhuriyete Yerel Yönetim Geleneği, Hil

Yayınları, Đstanbul, (1985).

ÖZEN, Sevinç. Kentlileşme Sürecinde Ailede Kuşaklararası Đlişkiler, E. Ü.

Edebiyat Fakültesi Yayınları, No: 86, Đzmir, (1996).

ÖZER, Đnan. ‘‘Türkiye’de Kentleşme’’, Yeni Türkiye, Eylül-Aralık, Ankara,

(1998), ss. 23-43.

PARLAK, Zeki. ‘‘Sanayi Ötesi Toplum Teorilerinin Eleştirel Bir

Değerlendirmesi’’, KOÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2004/2, (2004), ss. 95-

123.

PEKER, Mümtaz; ENGĐN, Ö. ve BALKIZ, B. “Kurumsal Değerlendirme”, Göç,

Kentleşme Sorunları ve Yerel Siyaset, Đzmir: Saray Yayınları, (1997).

PEKER, Mümtaz. “Türkiye’de Đçgöçün Değişen Yapısı”, 75 Yılda Köylerden

Şehirlere, Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı, Đstanbul, (1999).

PUSTU, Yusuf. ‘‘Küreselleşme Sürecinde Kent, Antik Site’den Dünya

Kentine’’, Sayıştay Dergisi, Sayı: 60, (2006), ss. 129-151.

RICHARDSON, W. Harry. Urban Economics, IIIinois: The Dryden Press,

(1978).

ROSENBERG, Nathan; BĐRDZELL, L. E. Batı Nasıl Zengin Oldu, (Çev.)

Erdal Güven, Form Yayınları, Đstanbul, (1992).

Page 214: 229471

199

RUTHERFORD, J.; GILLESPIE, A.; RICHARDSON, R. ‘‘The Territoriality of

Pan-European Telecommunications Backbone Networks’’, Journal of Urban

Technology, 11(3), (2004), pp. 1-34.

SAMUELSON, P. Đktisat, (çev. Y. Demirgil), 6. Baskı, Ankara: Ortadoğu

Teknik Üniversitesi, (1965).

SARI, Aydın. ‘‘Kent ve Bölgesel Gelişimde Ulaşımın Etkileri’’, Kentsel

Ekonomik Araştırmalar Sempozyumu, Cilt: 2, (2004), ss. 185-191.

SASSEN, Saskia. ‘‘The Impact of the New Technologies and Globalization on

Cities’’, Lo & Yeung (eds.), in Globalization and the World of Large Cities, New

York: United Nations University Press, (1998).

SASSEN, Saskia. Introduction Locating Cities on Global Circuits, New

York: Routledge, (2002).

SAVAŞ, Vural. Kalkınma Ekonomisi, Beta Yayınları, Đstanbul, (1986).

SERĐN, Necdet. Türkiye’nin Sanayileşmesi, Ankara, Ankara Üniversitesi

Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayını, (1963).

SEZAL, Đhsan. Şehirleşme, Đstanbul: Alternatif Ünv. Ağaç Yayıncılık, (1992).

SJÖBERG, Gioden. The Preindustrial City-Past And Present, The Free Press,

New York, (1965).

SÖNMEZ, Mustafa. Türkiye’nin Dış Ticaretinin Sektörel Analizi 2000-2004,

Ege Bölgesi Sanayi Odası Yayını, Đzmir, (2005).

STIGLER, George J. ‘‘The Division of Labor Is Limited by the Extent of the

Market’’, Journal of Political Economy, Vol: 59, (1951), pp. 185-193.

SULLIVAN, Arthur. Urban Economics, 4.Ed, Irwin, McGraw-Hill, (2003).

Page 215: 229471

200

TATLIDĐL, Ercan. “Türkiye’de Kentleşme ve Đşgücünün Değişen Nitelikleri”,

Sosyoloji Dergisi, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayını, No: 4, (1993), ss. 59–

72.

TAYLOR, P. The European Metropolis 1920-2000, European Cities in the

World City Network, Erasmus University Rotterdam Publishing, Berlin, (2003).

T.C.Maliye Bakanlığı. Yıllık Ekonomik Rapor, Başbakanlık Basımevi, Ankara,

(2004).

TEKELĐ, Đlhan. Belediyecilik Yazıları (1976-1991), IULA-EMME Yayını,

Đstanbul, (1992).

TOBB. ‘‘Ekonomik Forum’’, TOBB Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 4, (1997), ss. 14-15.

TOBB. Ekonomik Rapor 2003, 59.Genel Kurul, Ankara, (2004).

TODARRO, M.; SMĐTH, S. Economic Development, Eight Edition, England,

Edinburgh Gate, (2003).

TOPRAK, Zafer. Türkiye’de “Milli Đktisat” (1908-1918), Ankara, Yurt

Yayınları, (1982).

TOPRAK, Zerrin. Kent Yönetimi ve Politikası, Đzmir: Anadolu Matbaacılık,

(1995).

TUĐK. 1927 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara, (1927).

TUĐK. 1964 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara, (1964).

TUĐK. 1973 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara, (1973).

TUĐK. 1981 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara, (1981).

Page 216: 229471

201

TUĐK, 1996 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara, (1996).

TUĐK. 2001 Đmalat Sanayi Đstatistikleri, Ankara, (2001).

TUĐK. 2000 Genel Nüfus Sayısı Kocaeli, (2002).

TUĐK. Genel Sanayi ve Đşyerleri Sayımı 2002 (Đller), (2002).

TUĐK. Türkiye Đstatistik Yıllığı, Yayın No: 2779, Ankara, (2002).

TÜRKDOĞAN, Orhan. Endüstri Sosyolojisi, Türkiye’nin Endüstrileşmesi:

Dün- Bugün- Yarın, Töre Yayınevi, Ankara, (1981).

Türk Tarih Vakfı. Türkiye’de Đçgöç: Sorunsal Alanları ve Araştırma

Yöntemleri, Bolu, (1998).

Türkiye Đhracatçılar Meclisi. Mart 2007 Đhracat Rakamları Basın Toplantısı,

Kocaeli, (2007).

Türkiye Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığı. Küreselleşme Sürecinde

Dünya ve Türkiye Ekonomisinde Sektörel Yapıdaki Dönüşüm Üzerine Bir

Đnceleme, Ankara, (2007).

ULUSOY, Ahmet; VURAL, Tarık. ‘‘Kentleşmenin Sosyo Ekonomik Etkileri’’,

Belediye Dergisi, Cilt: 7, Sayı: 12, (2001), ss. 1-13.

UNCTAD. Trade and Development Report: Capital Accumulation, Growth

and Structural Change, New York: United Nations, (2003).

UNDP. World Economic and Social Survey 2006 ‘‘Structural Change and

Economic Growth’’, United Nations Department of Economic and Social Affairs

(DESA) Publications, (2006), p. 29-53.

Page 217: 229471

202

United Nations. Population Challenges and Development Goals, New York,

(2005).

ÜLGENER, F. Sabri. "Kapitalizmin Tarihi Gelişimi", Ak Đktisat Ansiklopedisi,

Cilt 2, Đstanbul, (1973).

WEBER, Max. General Economic History, Hellman M. Palyi, (eds.) Frank H.

Knight, Translato London: Collier Macmillian, London, (1961).

WHEELER, Chiristopher. ‘‘Search, Sorting and Urban Agglomeration’’,

Journal of Labor Economics, Chicago, (2001), p. 879-899.

YÖRÜKAN, Ayla. Şehir Sosyolojisinin ve Đnsan Ekolojisinin Teorik

Temelleri, Nobel Yayınları, Ankara, (2006).

YENĐGÜL, Sevinç Bahar. ‘‘Göçün Kent Mekanı Üzerine Etkileri’’, Gazi

Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, Sayı: 18 (2), Ankara, (2005), ss. 273-288.

ZEYTĐNOĞLU, Erol. Đktisat Tarihi, Süryay, Đstanbul, (1993).

Đnternet Kaynakları http://tarimsurasi.tarim.gov.tr/PDFLER/II.Komisyon.pdf, Erişim: 31.10.2006. http://www.hazine.gov.tr/stat/egosterge/III_5xls, Erişim: 23.08.2006. http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gosterge/tr/1950-06/esg.htm, Erişim:01.01.2007. www.dpt.gov.tr/bgyu, Erişim: 03.02.2007.

http://www.kosano.org.tr/common/default.asp?id=63, Erişim: 01.10.2007. http://hsc.csu.edu.au/ , Erişim: 18.12.2007. http://www.kosano.org/sayfa.php?sayfa=60, Erişim: 03.04.2007. http://www.dpt.gov.tr/bgyu/illerdesanayi/ Kocaeli.pdf, Erişim: 18 Mart 2007.

Page 218: 229471

203

http://www.ekodialog.com/kalkinma_ekonomisi/kalkinma_dis_ticaret.html, Erişim: 21.05.2007. http://www.kocaeli.gov.tr/ilhk/itih.php, Erişim: 15.04.2007. www.econt.metu.edu.tr/ihracatin_ithal_bagimliligi.pdf, Erişim: 10.05.2007. http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gosterge/tr/1950-06/esg.htm, Erişim: 01.01.2007. http://ekutup.dpt.gov.tr/ekonomi/gosterge/tr/1950-06/esg.htm, Erişim:01.01.2007. http://www.kocaeli.gov.tr/ilhk/itih.php, Erişim: 15.04.2007. http://www.tuik.gov.tr/ulusalhesapapp/UlusalHesap_Rapor.do, Erişim: 21.05.2007. www.nkg.die.gov.tr/goster.asp?aile=1, Erişim: 23.01.2008 http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=25&ust_id=8, Erişim: 21.03.2008. http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/goc/14122004.html, Erişim: 21.03.2008. http://tuikapp.tuik.gov.tr/adnksdagitimapp/adnks.zul, Erişim: 10.02.2008. http://www.dpt.gov.tr/bgyu/bgr/dg/nufus.htm, Erişim: 10.02.2008. http://www.tuik.gov.tr/PreIstatistikTablo.do?istab_id=163, Erişim: 10.02.2008. http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?ulusalhesaplardb2=&report=i_tablo3_il.RDF&p_tur=3&p_f1=1&p_f2=5&p_il1=41&desformat=html&p_kod=9&ENVID=ulusalhesaplardb2Env, Erişim: 10.02.2008. http://www.tbb.org.tr/net/subeler/Default.aspx, Erişim: 11.02.2008. www.tbb.org.tr/turkce/dergi/dergi54/cografiagilim.pdf, Erişim:11.02.2008. www.bankaciyiz.biz/modules.php?name=News&file=article&sid=3121, Erişim: 11.02.2008. http://www.iaosb.com.tr/uploads/IZMIRRAPORU.doc, Erişim: 08.03.2008. http://www.kosano.org.tr/common/default.asp?id=64, Erişim: 09.04.2008. http://report.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?adnks=&report=turkiye_il_koy_sehir.RDF&p_kod=1&desformat=html&ENVID=adnksEnv, Erişim: 11.04.2008. http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=3894&tb_id=1, Erişim:11.04.2008. http://www.dpt.gov.tr/bgyu/bgr/dg/nufus.htm, Erişim: 11.04.2008.

Page 219: 229471

204

http://en.wikipedia.org/wiki/Megacity#Largest_megacities, Erişim: 25.01.2008. http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?mthtmlcss&report=Metarp5.rdf&p_1=1791&p_harf=Y, Erişim: 16.04.2008. http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?mthtmlcss&report=Metarp5.rdf&p_1=1789&p_harf=Y, Erişim: 16.04.2008. http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?mthtmlcss&report=Metarp5.rdf&p_1=1457&p_harf=S, Erişim: 17.04.2008. http://tuikrapor.tuik.gov.tr/reports/rwservlet?mthtmlcss&report=Metarp5.rdf&p_1=1348&p_harf=S, Erişim: 17.04.2008. http://devdata.worldbank.org/wdi2006/contents/Section4.htm, Erişim: 22.05.2008. http://www.ilo.org/public/english/employment/strat/download/getb07en.pdf, Erişim: 22.05.2008. http://www.wto.org/english/res_e/booksp_e/anrep_e/trade_profiles07_e.pdf, Erişim: 22.05.2008. http://www.iccaworld.com/npps/story.cfm?ID=1577,Erişim:22.05.2008.

Page 220: 229471

ÖZGEÇMĐŞ

1984 yılında Kocaeli/Đzmit’te doğdu. Đlk ve orta öğrenimini Đzmit’te

tamamladıktan sonra, 2004 yılında Trakya Üniversitesi Đktisat bölümünden mezun

oldu. 2005-2008 yılları arasında Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Đktisadi Gelişme ve Uluslararası Đktisat Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimini

tamamladı.

Fatma TURGUT