TEHLİKELER VE RİSKLER GENEL BİLGİLER Arazi kullanımı, hem doğal süreçlerden hem de yapay, yani insanın gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenir. Örneğin verimli bir ovadaki tarım kuraklıktan etkilenir. Zararlı atıkların uygun olmayan bir bölgeye bırakılmasının da arazi kullanımını olumsuz bir biçimde etkilediği bilinmektedir. Öte yandan, petrol kaynaklarının işletilmesi, doğal ekosistemlere zarar verebilir. Sonuç olarak, böyle durumlarda önce ekosistemler sonra da insan, doğal ve teknolojik tehlikelerden yada bu tehlikelerin yarattığı risklerden etkilenmektedir. Bu sunu Prof.Dr . Ali Yılmaz’dan alınmıştır
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
TEHLİKELER VE RİSKLER
GENEL BİLGİLER
Arazi kullanımı, hem doğal süreçlerden hem de yapay, yani
insanın gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkilenir. Örneğin
verimli bir ovadaki tarım kuraklıktan etkilenir. Zararlı atıkların
uygun olmayan bir bölgeye bırakılmasının da arazi
kullanımını olumsuz bir biçimde etkilediği bilinmektedir.
Öte yandan, petrol kaynaklarının işletilmesi, doğal
ekosistemlere zarar verebilir.
Sonuç olarak, böyle durumlarda önce ekosistemler sonra da
insan, doğal ve teknolojik tehlikelerden yada bu
tehlikelerin yarattığı risklerden etkilenmektedir.
Bu sunu Prof.Dr. Ali Yılmaz’dan alınmıştır
TEHLİKELERİN TANIMLANMASI
• Tehlike, insan ve teknoloji arasındaki yada insan
ve doğa arasındaki etkileşimler sonucu ortaya
çıkan zarar verme potansiyeli olarak kullanılır.
• Dolayısıyla tehlike insanın yada herhangi bir
varlığın güvenliğini tehdit eden bir durum
olarak tanımlanabilir.
Doğal ve teknolojik tehlikeler
• Doğal, tümüyle doğal ve insan tarafından
denetlenemeyenler,
• Karışık, niteliği doğal ancak insan
faaliyetlerinden etkilenenler,
• Teknolojik, insan faaliyetleri sonucu ortaya
çıkan tehlikeler.
• Tehlike yaratan olaylar
• Tehlikeli olaylar gelecekteki zararlarına göre tanımlanır. Oluşan zararlar,
tehlikelerin insanın dikkatini çektikleri evrede tanımlanabilirler. Tehlikeli olgular
tehlikeli olayların, örneğin volkanizmanın oluşumuyla ilgili hazırlık evresini temsil
eder. Süreç ile olay arasındaki fark açıktır. Süreç, tehlikeli olayın bir habercisi
olarak yorumlanabilir.
• Sonlanan olaylar
• Çoğu tehlikeler (deprem tehlikesi, çığ tehlikesi, taşkın tehlikesi ve yangın tehlikesi)
adını bizzat olaydan alır. Bu olaylar radyodan günlük olayları dinleyen,
televizyondan izleyen, gazete okuyan tüm insanların yakından bildiği olaylardır.
Tehlikelere ilişkin bilginin uygulanması
• 1. Aşama, tehlikeli olgular, süreçler ve sonlanan
olayların tanımlanması’ dır.
• 2. Aşamada her tehlikeli olayın halkı ve diğer
varlıkları nasıl etkilediğini ortaya konulmaktadır.
Bu aşama, genellikle ayrıntılı bir değerlendirmeyi
gerektirmekte ve “risk değerlendirmesi” olarak
tanımlanmaktadır.
• 3. Risk değerlendirmesini, tehlikenin
azaltılmasını temsil eden son bir aşama izler.
RİSK DEĞERLENDİRMESİ
• Günümüzde yapılan değerlendirmeler ve karşılaştırmalar ışığında,
risk denilince, 2 farklı faktörün gözetilmesi zorunludur. Birinci
faktör, tehlikeli olayın oluşumuna ilişkin olasılıktır. İkinci faktör
ise bu olay nedeniyle ortaya çıkan maddi zarardır.
• Sonuç olarak, risk, bir olayın meydana gelme olasılığının ve bu
olayın neden olduğu zarara ilişkin parasal değerin ürünü olarak
ifade edilmektedir.
• Risk yönetimi ise tehlike yaratan olguların tüm yönleriyle
incelenmesi ve bu olguların kişilere yada topluma verdiği
zararlardan dolayı, mali portresini ve sorumlulukların paylaşımını
belirleyen genel çerçevedir.
R = f.pc.C(v)
• Burada, R: risk,
• pc: olayın meydana gelme olasılığı ve
• C(v): olayın sonucunda meydana gelen
toplam maddi zararı temsil etmektedir
• f ise böyle bir eşitlikte öngörülen sabit bir
değerdir. (Rowe, 1977).
Risk analizinin nedeni
• Risk analizleri, risklerden ileri gelmesi olası zararları
karşılaştırıp, değerlendirmede yeni bir temel oluşturmak
üzere geliştirilmektedir.
• Bir bölgede iki veya daha fazla tehlikenin
tanımlanmasından sonra bu tehlikelerden hangisinin daha
büyük zarara yol açtığını belirlemek ve buna uygun
planlama yapmak risk analizinin temel nedenidir.
Sayısal arazi yetenek analizleri
• Çevre ve kaynakların yönetiminde, jeolojik
tehlikeleri ve bunlarla ilgili sınırlamalar hakkında
kapsamlı bilgiler derlenmiştir.
• Bu bilgiler risk analizlerinde kullanılabilir.
“Sayısal arazi yetenek analizleri” olarak
adlandırılan bir çalışmada riskler tanımlanmıştır.
Kaliforniya’da tehlikelerin dolar düzeyinde olası değerleri
TEHLİKELERE YÖNELİK DÜZENLEMELER
• Büyük bir meteor taşının etkisi büyük bir olaydır. Böyle olayların geçmişte oluştuğu ve tekrar oluşabileceği bilinmektedir.
• Bu olaylar, tasarlanmamış risk olarak adlandırılmaktadır.
• Ancak, yaşanmış bazı tehlikeler ve bunların yarattığı riskler gözetilerek bazı düzenlemeler, White ve Haas (1975) tarafından 3 aşamaya ayrılarak tanımlanmıştır:
• 1--İnsanın müdahalesi ile tehlikeli olayların nedenlerinin denetlenmesi.
• 2--Olaylara yönelik hasarların azaltılması.
• 3--Her hangi bir olay tarafından meydana gelen kayıpların dağıtılması ya da paylaşılması.
Harikan tehlikesine yönelik hazırlanmış olan düzenlemeler ve düzenleme aralığı
ARAZİ KULLANIMININ PLANLANMASI VE
KARAR VERME SÜRECİ
GENEL BİLGİLER Günümüzde çevre açısından en güç çalışmalardan biri de arazinin ve kaynakların en
uygun bir biçimde planlamasına karar vermektir.
Arazi kullanımına karar vermeden önce araziyi değerlendirmeye ilişkin güvenilir yöntemleri yasal bir çerçeve içinde geliştirmek gerekmektedir. Yani değerlendirme
yöntemleri ve yasal çerçeve arazi kullanımının iki önemli bileşenidir.
Arazi kullanım planlaması, yer seçimi, kırsal estetik ve çevresel etkiler çeşitli yöntemlerle irdelenir.
Yasal çerçeveye, Çevre Yasası ile bu yasaya ilişkin yönetmelikler, yani geniş anlamı ile Çevre Mevzuatı yön vermektedir. Yasal çerçeve, uygulamalı yerbilimlerinin bir
konusu değildir. Ancak her zaman, doğal çevreyi etkileyen yasal çerçeve ile uygulamalı yerbilimleri arasında bir köprü kurma gereksinimi vardır.
ALAN DEĞERLENDİRMESİ
• Arazi kullanım planlaması, yer seçimi, yapı ve çevresel etkilerin belirlenmesi gibi değerlendirmeler, çeşitli yöntemlerle yapılmaktadır.
• Arazi değerlendirmesinde jeoloji mühendisinin görevi, planlama, tasarım ve yapılaşmadan önce temel jeolojik bilgiyi sağlamaktır.
• Jeolojiye yönelik uygulamalar, projeden projeye ve sahadan sahaya farklılıklar sunar. Arazi kullanım planlanmasında jeolojik açıdan konuya özel alan değerlendirmesi yapılırken aşağıda sunulan temel unsurlar gözetilmelidir:
• 1. Birimlerin kayatürü özellikleri yayılımı ve stratigrafik diziliminin yanı sıra gereçlerin yada kaynakların, temel özellikleri, potansiyeli ve amaca yönelik olarak (örneğin deponi alanları için) kabul edilebilir ölçütler belirlenmelidir (Çevre Jeolojisi).
• 2. Yamaç duraylılığı ile ilgili bilgiler,
• 3. Olası yada diri faylar ve kırık sistemleri yani sismik duyarlılık,
• 4. Taşkın alanlarının yayılımı (Doğal Riskler),
• 5. Yeraltı suyunun derinliği ve akımına ilişkin özellikler (Hidrojeoloji),
• 6. Ana kayanın derinliği ve zeminin dayanımı ile ilgili bilgiler belirlenmelidir (Çevre Jeotekniği).
Planlama sırasında disiplinler arası ilişkiler
Arazi kullanımını etkileyen bazı jeolojik bilgiler
ARAZİ KULLANIM PLANLAMASI
• Arazi kullanımının çeşitli biçimleri vardır. Örneğin tarım, kentleşme, ulaşım ağları, kırsal alan olarak kullanım, doğal yaşam için barınakların yapılması, parklar ve diğer dinlenme alanları arazi kullanımının çeşitli biçimleridir.
• Son yıllarda kentlere yakın olan arazilere olan yoğun gereksinim, bu arazilerin sürekli bir amaçla kullanımından ziyade çok yönlü kullanım (multiple use) yada ardışık kullanım (sequential use) gibi kavramların doğmasına yol açmıştır.
• Çok yönlü kullanıma örnek olarak yüzeyde tarımın, yeraltında ise bir maden işletmesinin olduğu araziler gösterilebilir.
• Ardışık kullanım ise bir arazinin herhangi bir amaçla kullanımından sonra, yani faaliyet tamamlandıktan sonra başka bir amaçla kullanılmasıdır. Bir madenin yada sağlık tesisinin işlevi tamamlandıktan sonra, bu alan başka bir amaçla, örneğin bir park olarak düzenlenip kullanılabilir. Aynı şekilde ardışık arazi kullanım çerçevesinde, bir çöp alanı bir golf sahasına, bir kum ocağı bir araba parkı alanına dönüştürülebilir.
Arazi kullanım planlamasının aşamaları
• Sorunların tanımlanması, hedef ve amaçların
belirlenmesi,
• Verilerin toplanması ve yorumu,
• Arazi kullanım planlarının tasarımı,
• Gözden geçirme ve planların onaylanması,
• Planların uygulanması.
Arazi kullanım planlamasında bazı önemli tehlikeli doğal afetlere ilişkin süreçler ve doğal
afetlerin öz olarak tanımı Süreçler Doğal afetlerin tanımı
Deprem
Faylanma Yerkabuğunda gelişen büyük kırıklar boyunca komşu kayaların göreli olarak yer değiştirmesi
Yer sarsıntıları
Deprem nedeniyle oluşan yer sarsıntıları
Sıvılaşma Depremler nedeniyle toprağın kimi yerlerde çamur-sıvı haline gelme durumu
Yer kayması (heyelan) Toprak ya da kayaların belirgin biçimde yamaç aşağı devinimi
Sel ve taşkınlar Ani yağışlar, uzun süreli yağmurlar, tropikal fırtınalar ya da mevsimsel olarak gelişen buzulların erimesiyle suyun
akarsu yataklarını taşarak akması; suyun barajları aşması ya da barajların yıkılması; yeterli akaçlamanın olmaması nedeniyle suyun geri vurması ya da gölcükler oluşturması.
Deniz kenarındaki uçurumların gerilemesi
Aşınma ve yer kayması sonucu deniz kenarındaki uçurumların yıkılıp gerilemesi
Genişleyip yayılan topraklar
Su aldığında şişen ve kuruduğunda çekilip büzülen killi topraklar
Aşınma (erosion) ve çökelme
Toprak ve kayaları oluşturan gereçlerin yüzey sularıyla aşınarak taşınması ve bu gereçlerin taşkın ovalarında ya da deltalarda çökelmesi
Çökme Yerin gerilme rejiminin etkisinde kaldığı yerlerde alçalarak çökmesi; yeraltı suyu, petrol ve gazın çekilmesiyle
gevşek olan arazilerin göçmesi; doğal mağaralar ya da yeraltı kazılarından oluşan boşluklar nedeniyle meydana gelen çökmeler
Su tablasının yükselmesi Yeraltı su tablasının, fosseptik sistemleri, çeşitli yapıların temelleri ve özellikle deponi yerlerini de etkileyerek
yeryüzüne kadar yükselmesi
Tuzlu su baskınları Deniz suyunun kara içine doğru ilerlemesiyle tatlı su kaynaklarının kirlenmesi
Plaj gerilemesi Kıyılardaki çakıl ve kumların aşınıp taşınması nedeniyle plajların zarar görmesi
Kumulların göç etmesi Bitki örtüsünün yok olması, rüzgarın da etkisiyle kumulların kara içinde taşınarak göç etmesi
Arazi kullanım planı
• Arazi kullanım planı dört temel unsur
içermelidir:
• 1-Arazi kullanım konularını, amaç ve hedeflerini
içeren bir karar
• 2-Verilerin toplanması ve analizini içeren bir özet
• 3-Bir arazi sınıflama haritası
• 4-Yöreyi çevresel açıdan değerlendiren bir rapor.
Toprak incelemeleri ve arazi kullanım planlaması
• Topraklar, yerleşim, hafif sanayi, fosseptik sistemleri, yollar,
dinlenme yerleri, tarım ve ormancılık gibi arazi kullanımının gereksinimleri ışığında sınıflandırılabilir.
• Belli bir amaca yönelik arazi kullanımının belirlenmesine ışık tutan temel özellikler aşağıda sunulmuştur:
• yamaç eğimi,
• su içeriği,
• geçirgenlik,
• ana kayanın derinliği,
• aşınmaya (erosion) karşı duyarlılık,
• büzülme-şişme potansiyeli,
• gerilme (bina gibi bir yapıdan ileri gelen bir yüke dayanma yeteneğine) ve
• çürümeye karşı dayanma potansiyeli .
Arazi sınıflama sisteminin bir örneği a.Uygun -araziler, nüfus yoğunluğunun orta ve yüksek, gereksinim duyulan kamu hizmetlerine ilişkin arazi kullanımlarının uygun olabileceği yerler. a.Geçiş-arazileri, yerel kamu planlarının orta ve yüksek düzeyde gelişmeyle uyumlu olduğu ve geleceğe ilişkin on yıllık zaman diliminde gerçekleşecek büyümeye uygun temel kamu hizmetlerinin olabileceği yerler. a.Kamu-arazileri, şimdi ya da gelecekte kullanıma gereksinim duyulmayan ve geleceğe ilişkin on yıllık zaman diliminde yerleşim açısından düşük yoğunluklu gelişmeye açık yerler. a.Kırsal-araziler, tarım, ormancılık, madencilik, su kaynakları gibi doğal kaynak potansiyeline dayalı en üst düzeyde kullanımın olduğu yerler. a.Korunması gereken, duyarlı, tehlikeli ve diğer araziler, halk sağlığı, güvenlik ya da refah yönüyle ve sağlıklı doğal bir çevrenin korunması ve böyle bir ortamın sürdürülmesi için gereksinim duyulan yerler.
Toprak haritaları ve toprak sınıflarına ait bilgiler,
birlikte değerlendirilerek, binaların yapılabileceği uygun alanlar belirlenebilir.
• Toprak sınıfları standart olup, aşağıda gibi tanımlanırlar:
• Oldukça zayıf ve ince topraklar, planlı kullanımı etkileyen sınırlamaların göreceli olarak dışında kalan yada küçük sınırlamalara sahip topraklardır.
• Orta-topraklar, orta derecede sınırlamalara sahip, doğru planlama dikkatli tasarım ve iyi planlama ile normal olarak değerlendirilebilir topraklardır.
• Güçlü-topraklar, tarım dışı amaçla kullanım olanağı olmayan ve sert sınırlamalara sahip topraklardır. Doğru planlama, özenli tasarım ve yapılaşmada gerekli görülen önlemler mutlaka ortaya konulmalıdır. Bu topraklar, yalnızca tarımsal işlerde değerlendirilmelidir.
Çevre jeolojisi haritaları
• Çevre jeolojisi haritalamasının temel amacı planlamacılara yol göstermektir. Dolayısıyla, jeolojik bilgi ve kayaların yada zeminlerin mühendislik özellikleri, kolaylıkla anlaşılabilecek bir biçimde sunulmalıdır. Yani, çevre jeolojisi haritaları planlama için gerekli önemli bilgileri içermeli ve konu dışı verileri de özenle ayıklamalıdır.
• Uygulama yönüyle en iyi çevre jeolojisi haritaları, jeolojik, hidrojeolojik ve mühendislik özelliklerini birlikte sunan haritalardır.
• Arazinin jeolojik haritalaması, toprak haritalarında olduğu gibi, arazi kullanım biçimleri gözetilerek konuya özel hazırlanmalıdırlar. Temel amaç olası tüm arazi kullanımları için bir dizi haritanın üretilmesidir. Çevre Jeolojisi haritası, özü itibariyle jeolojik, hidrojeolojik ve mühendislik verilerini beraber, geniş bir kitlenin anlayabileceği düzeyde olmalıdır.
Çevre kaynağı birimi (ÇKB) kavramı
• Çevre jeolojisi haritalamasının diğer yararı, gelecekte önemli bir yer
tutan ÇKB kavramı çerçevesinde yapabileceği katkıdır.
• Çevrenin benzer fiziksel ve biyolojik özelliklere sahip bir bölümü, çevre kaynağı birimi (ÇKB) olarak adlandırılır. Her ÇKB, kayalar, topraklar, bitki örtüsü gibi yapısal bileşenler ve aşınma (erosion), yağış, toprak oluşumu ve doğal yaşamın verimliliği gibi doğal süreçler yönüyle benzer özellikler sunar.
• ÖRNEK : Colorado’da Morrison yöresi dolayında 10.4 km2’lik bir alanda gerçekleştirilen çalışmada, çevre kaynağı birimlerine ilişkin bir çerçeve ortaya konulmuştur:
• İlk birim, dağ ormanı ÇKB olup, çam ve köknar türü ormanların yer aldığı sırt ve derin vadilerden yapılı topoğrafyayı temsil etmektedir. Egemen ekolojik denetim, yükseklik ve yüzeylemelere bağlı olarak değişim gösteren nem rejimi çerçevesinde gerçekleşmektedir.
ÖRNEK DEVAM...
• İkinci birim, taşkın ovası ormanı ÇKB olup, kanal ve akarsu kenarlarında günümüzde de oluşumlarını sürdüren alüvyal çökellerden oluşmaktadır. Bu ÇKB, bol oranda su gereksinimi olan kavak-söğüt türü ağaçların egemen olduğu ormanları temsil etmektedir.
• Üçüncü birim, domuz sırtı korusu ve mera ÇKB olup, dik sarp yamaçlar ve hafif eğimli yamaçlara sahip eğim kazanmış çökel kaya birimlerinden yada kimi birikintilerden yapılı hafif eğimli yamaçlar yada çökmüş vadilerden oluşmaktadırlar. Sarp yamaçlar ve derin vadilerde çimenler, eğimli yamaçlarda ise ardıç türü ağaçlar egemendir.
• Dördüncü birim, Pleistosen yaşlı meralarından yapılı ÇKB olup, artık devam etmeyen önceki süreçlerde çökelmiş eski alüvyal ve birlikte çökelmiş karmaşık gereçlerden oluşmaktadır. Doğal bitki örtüsü çayır çimendir. Fakat, bu ÇKB’nin büyük bir bölümü tarım amaçlı olarak kullanılmaktadır.
ÖRNEK BLOK : Morrison yöresinin fizyografik diyagramı (Turner ve Coffman, 1973).
Çimento
Fabrikası
Havaalanı
Sivas Kenti
4 Eylül
Barajı
Toplu Konut
ve OSB
Çimento
Fabrikası
Karşıyaka ve Esenyurt
Mahalleleri
Cumhuriyet
Üniversitesi
Sivas
Kenti
2005 YILI
1973 YILI
SİVAS yöresi
1973 ve 2005 yılı
mozaik hava
fotoğrafı
görüntülerinden
elde edilen arazi
kullanım
sınıflarının alansal
dağılımı. Can
Bülent Karakuş
(2010)
ÖRNEK HARİTA : Morrison yöresinin çevre kaynağı birimleri (Turner ve Coffman, 1973).
Çimento
Fabrikası
Havaalanı
Sivas Kenti
4 Eylül
Barajı
Toplu Konut
ve OSB
Çimento
Fabrikası
Karşıyaka ve Esenyurt
Mahalleleri
Cumhuriyet
Üniversitesi
Sivas
Kenti
2005 YILI
1973 YILI
SİVAS yöresi
1973 ve 2005 yılı
mozaik hava
fotoğrafı
görüntülerinden
elde edilen arazi
kullanım
sınıflarının alansal
dağılımı. Can
Bülent Karakuş
(2010)
Can Bülent Karakuş (2010)
Can Bülent Karakuş (2010)
YER SEÇİMİ VE DEĞERLENDİRMENİN AMACI
• Yer seçimi, insan etkinliklerini gözeterek çevreyi fiziksel açıdan değerlendirme sürecidir. Bu, mühendislikte, çevre mimarisinde, planlamada, yer bilimlerinde, sosyal bilimlerde ve ekonomide uzmanlaşmış elemanlar tarafından birlikte gerçekleştirilen bir sorumluluktur.
• Böylece, çevrenin çok disiplinli bir çerçevede incelenmesi amaçlanmaktadır.
• Son yıllarda, fizyografik gereklilik olarak bilinen yer seçimi değerlendirmesinin felsefesi ortaya atıldı.
• Bu felsefenin temel amacı, doğayla uyum içinde tasarımdır. Yani, gelişi güzel bir tasarım yada plandan çok, doğanın sağladığı uyuma göre bir planın gerçekleştirilmesi amaçlanmalıdır.
Yer seçimi süreçleri
• Yer seçimi süreçlerine, tasarlanan bir etkinliğin amacı, gereksinimi, fiziksel sınırlamaları ve fiyatlara göre olası seçenekler irdelenip arazi kullanımı yönüyle en uygun olanına karar verilir.
• Jeolojik açıdan aşağıdaki aşamalara gereksinim duyulur:
• 1. Olası sorunlara dikkat ederek yer seçimi ile ilgili ön bilgilerin derlenmesi,
• 2. Jeolojik raporlar, topoğrafik haritalar, hava fotoğrafları, toprak haritaları, mühendislik raporları, su aramaları, iklim kayıtları gibi yöreye ilişkin bilinen verilerin toplanması,
• 3. Toprak, kaya ve su analizleri gibi, gereksinim duyulan yeni verilere ilişkin çalışmaların yapılması,
• 4. Tüm bilgilerin değerlendirilip, yer seçimine karar verilmesi.
YER SEÇİMİ VE DEĞERLENDİRMESİNİN
YÖNTEMLERİ
• Yer seçiminde kullanılan çeşitli yöntemler vardır.
• Özellikle barajlar, karayolları, kanallar, parklar ve dinlenme alanları gibi büyük mühendislik yapılarının yer seçiminde gözetilen kimi yöntemler geliştirilmiştir.
• Bu yöntemlerin ikisi sıkça kullanılmaktadır:
• Maliyet-fayda analizleri,
• Coğrafik gereklilik.
• Maliyetin olabildiğince düşürülebileceği fiziksel ve sosyal yararların olabildiğince en üst düzeye çıkarılabileceği seçenekler yeğlenmelidir.
Maliyet- fayda analizleri
• Değerlendirmede fayda ile maliyetin oranı gözetilir. Yani, belli bir zaman aralığı için toplam faydanın dolar olarak değeri, projenin toplam maliyetiyle karşılaştırılır. En uygun projeler, faydanın maliyete oranının birden büyük olduğu, yani faydanın daha yüksek olduğu projelerdir.
• Maliyet-fayda analizlerinde, güçlükler yaratan üç temel sorun vardır:
• 1- Hangi maliyetlerin ve yararların gözetileceği,
• 2- Gözetilen maliyetlerin ve yararların nasıl değerlendirileceği,
• 3- Maliyetlerin ve yararların çevresel değerlere nasıl yansıtılacağı.
•
• Maliyet-fayda analizleri üç tür projede başarıyla uygulanmıştır:
•
• 1. Su kaynakları projeleri, özellikle sulama sistemleri, hidroelektrik enerji sistemleri, sel ve taşkın denetimi ya da çok amaçlı diğer su kaynakları projeleri,
• 2. Ulaşım projeleri, başlıca karayolları, demir yolları, akarsu ve kanal projeleri,
• 3. Arazi-kullanım projeleri, özellikle kentsel planlama ve dinlenme amaçlı yerlerin seçimine ilişkin projeler.
Coğrafik gereklilik
• Coğrafik gerekliliğe dayalı olan bu yöntemde, doğaya uyumlu en iyi tasarımın yapılandırılmasına yönelik fiziksel, sosyal ve estetik veriler kullanılır.
• Yer seçimi, fiziksel, sosyal ve estetik değerleri içeren faktörlerin tanımlanmasını zorunlu kılmaktadır.
• Her faktör, açık gri ile koyu gri arasında değişen tonlarla ifade edilen üç yada fazla düzeye ayrılarak haritalanır.
• Koyu tonlar, faktörlerin olumsuz olduğu, açık tonlar ise faktörlerin olumlu olduğu durumları yansıtmaktadır.
• Bu yöntemle, en uygun yerler, en açık renkte olan yerler olarak görsel bir biçimde ortaya konulabilmektedir.
BAZI MÜHENDİSLİK PROJELERİNE İLİŞKİN
DEĞERLENDİRMELER
• Barajlar
• Planlama evresinde ayrıntılı jeolojik haritalama ve bazı temel testlerin
yapılmasını zorunludur. Bu çalışmalar, aşağıda belirtilen bir içeriğe
sahip olmalıdır:
• 1- Baraj yeri ve vadinin uygunluğuna ilişkin değerlendirme,
• 2- Özellikle barajın kurulacağı yerde, barajın duraylılığını etkileyeceği
gözetilerek kayalarda ve toprakta kırık zonları gibi olası sorunların
• 4- Barajın inşaatında kullanılan gereçlerin sağlanmasına yönelik
değerlendirme.
•
• Karayolları • Karayolu güzergah seçimi, topoğrafya, yamaçların duraylılığı, sel ve
taşkın riskleri ile temeli oluşturan kayaların dayanımlılığına ilişkin temel bilgileri içermelidir. Ayrıca, yol boyunca kullanılabilir gereçlerin yakın bir yerden sağlanıp sağlanamayacağı gözetilmelidir.
• Havaalanları • Havaalanlarının yer seçiminde topografyanın olabildiğince düz yada
hafif eğimli ve akaçlamanın kolay olabileceği bir yapıda olmasına dikkat edilmelidir. İkinci olarak, zeminin iri taneli ve taşıma kapasitesinin yüksek olmasına özen gösterilmelidir. Son olarak da kullanılacak inşaat gereçlerinin sağlanmasına ilişkin kolaylıklar olmalıdır.
• Tüneller • Tünellerin yapımında, ayrıntılı jeolojik bilginin yanı sıra, inşaat
yöntemlerinin seçimi gözetilir. Jeolojik bilgi, projenin ekonomik olup olmadığını belirlemede önemlidir.
• Hazırlanan jeolojik profil, yüzey ve yeraltı hakkında bilgi verici olmalı ve tünellerin bakımı sırasında gereksinim duyulacak tünel içi haritalama eksiksiz yapılmalıdır.
Yatay katmanlarda (a), eğimli katmanlarda (b) ve bir senklinalde (c) tünellerin konumu ve
sökülme ile olası yeraltı su sorunları ilişkileri (Keller, 1979).
Büyük binalar
• Büyük binaların yer seçiminde, zeminin geçirgenliği, dayanımlılığı ve diğer nitelikleri tanımlanır.
• Nükleer tesislerin temellerine ilişkin jeolojik araştırmalarda, kayaların yapısal özelliklerini de içeren ayrıntılı haritalama son derece önemlidir. Hatta küçük kırık sistemlerinin de diri (aktif) olup olmadığı özenle irdelenmelidir.
• Ayrıca, eski kırıkların boyu, genişliği, kırık düzlemleri boyunca yer alan kayaların günlenme derecesi gibi özellikleri, inşaat öncesinde olası mühendislik önlemlerini belirlemek amacıyla ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmelidir.
PEYZAJ ESTETİK: GÖRSEL KAYNAKLAR
• Bir bölgenin ekonomik gelişmesi yada yönetiminde sular,
ormanlar yada maden yatakları gibi doğal kaynakların
doğru bir biçimde değerlendirilmesi, belirleyicidir.
• Benzer değerlendirmeler, görsel kaynaklar için bazı
temel ölçütler oluşturularak yapılabilir. Ancak, bu
konuda belirlenen ölçütler henüz sınırlıdır.
• Estetik, yani güzel görünüm belirleyicidir. Bu tür yerlerin
biricik olma niteliği vardır. Böyle yerler, benzeri olmadığı
için korunması zorunlu olan bir yeri temsil etmelidir.
GÖRSEL KAYNAKLARIN TANIMLANMASINDA VE GÖRSEL DEĞERLERİ
BELİRLEMEDE İZLENEN AŞAMALAR VE ÖNGÖRÜLEN GÖSTERGELER GÖRSEL KAYNAKLAR
YARARLAR
gösteren
GEREKSİNİM
ÇEKİCİLİĞİ
yansıtan
TALEP
SEÇİLEN DEĞİŞKENLER
ÖLÇME
DERECELENDİRME
Analizin Yapılması
KİŞİYE GÖRE
DEĞİŞMEYEN
GÖSTERGELER
GÖRECELİ
GÖSTERGELER
Karar vermede yararlı
KAMUSAL ALANLARIN
TANIMLANMASI
• Görsel kaynakların değerlendirilmesinde kullanılan
genel felsefi çerçeve aşağıda sunulan ilkeleri
kapsamaktadır (Keller, 1979).
• Görsel kaynaklar, estetik görünüm esas alınarak değerlendirilebilir. Ancak, bazı
kaynakların kalitesi yerin konumuna göre değişmektedir. Dolayısıyla kaynağın
bulunduğu yer, yani topografik görünüm de önemlidir. Yapay değişim ise
kalitenin en olumsuz niteliğini temsil eder.
• Yerin biricik olma niteliği oldukça önemlidir.
• Estetiğin algılanması kişiden kişiye farklılık göstermekle beraber neyin estetik
olmadığına ilişkin kararlar daha evrenseldir.
• Görsel kaynakların değerlendirilmesine ilişkin tüm tercihler, özel olarak seçilmiş
bazı faktörler ışığında gözleme ve ölçmeye dayalı olarak yapılmaktadır.
• Yapılan değerlendirmeler, öznel olmakla beraber, ilgili faktörler, doğru bir şekilde
seçildiği sürece, olumlu bir sonuca ulaşılmaktadır. Ancak, görsel kaynakların
analizinde herkesin benimseyebileceği tümüyle nesnel bir yöntem yoktur.
• Görsel kaynakların günümüzde kullanılan yöntemleri irdelendiğinde, genel olarak üç grup faktörün tercih edildiği görülür.
• Birinci grup faktörler, arazi biçiminin tanımlanması ile ilgili olup, bunlar bölgenin özgün görünümüne ilişkin daha çok farklılığı yansıtan ve görsel kaliteyi arttıran unsurlardır.
• İkinci grup faktörler, bölgenin doğal tanımlanması ile ilgili olup (su, orman, çalılık, bataklık yada sulak alanlar gibi) doğal yüzeylerin tüm bölgedeki yüzdesi ve çeşitliliğini yansıtan ve görsel kaliteyi arttıran unsurlardır.
• Üçüncü grup faktörler ise bölgenin yapay tanımlanması ile ilgili olup, daha sonra insan tarafından inşa edilmiş yapay yüzeylerin bölgedeki yüzdesini yansıtan ve görsel kaliteyi azaltan unsurlardır.
• Sunulan bu modele göre görsel kalite indeksi (GKI) aşağıdaki eşitlikle tanımlanmaktadır:
• GKI = AT + DT – YT
• AT, arazi biçimi tanımlaması,
• DT, doğal tanımlama,
• YT, yapay tanımlama. Her grupta yer alan faktörlerin sayısı ve olası ağırlıklarının belirlenmesi, yukarıda da vurgulandığı gibi öznel bir konudur.
• İkinci uygulama ise, nadir kırsal bölgelerin tanımlanmasına
yönelik olarak yapılmıştır.
• Bu yöntemde, akarsu vadileri, kıyılar ve karayolu güzergahı için
oldukça yaygın olup, alanın fiziksel, biyolojik ve kullanım biçimleri
değerlendirilerek değişkenler ve daha sonra verilerin analiziyle
eşsizlik indisleri belirlenmektedir.
• Buna göre bir bölgenin diğerlerine göre hangi açıdan farklı olduğu
ortaya konulmaktadır. Bu noktaya kadar, tek öznel konu,
kullanılacak değişkenlerin seçimidir.
• Değerlendirmenin birinci aşaması değişkenlerin seçimi ikinci aşaması ise, yerin niçin özellikle en eşsiz bir yer olduğunu belirlemeyi gerektirmektedir.
• Akarsular olayında, görsel bir ırmak, gölcükler oluşturmadan derin ve genç vadilerin yanı sıra şelaleler oluşturarak akan, ancak kimi yerlerde değerlendirme amacıyla ulaşılabilir bir ırmak olarak tanımlanmaktadır.
• İdeal görsel bir ırmağın eşsizliğine ilişkin verileri, herhangi bir akarsuya ilişkin verilerle karşılaştırarak, söz konusu akarsuyun ne ölçüde görsel bir kaynak olduğuna karar verilebilir. Bu felsefe ile görsel akarsu indeksi oluşturup, derecelenme de yapılabilir.