Eğitim Sektörü Raporu · Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014 Orta gelir tuzağını aşmış ülkeler içerisinde Hong Kong, İrlanda, Japonya, Kore, Singapur, İspanya ve
Post on 30-Jan-2020
13 Views
Preview:
Transcript
Eğitim Sektörü Raporu
Dilara AY
TSKB Ekonomik Araştırmalar | ayd@tskb.com.tr
Haziran 2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim sektörünün analizi amacıyla hazırlanmış olan bu rapor, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.’nin uzman kadrosunca güvenilir olarak
kabul edilen kaynaklardan elde edilen verilerle hazırlanmıştır. Raporda yer alan görüşler ve öngörüler, rapor kapsamında belirtilen ve
kullanılan yöntemler ile sektör temsilcileriyle yapılan görüşmelerle üretilen sonuçları yansıtmakta olup bu verilerin tamlığı ve
doğruluğundan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.'nin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Raporda yer alan sonuçlar, görüşler,
düşünceler ve öngörüler, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. tarafından açık ya da gizli olarak bir garanti ve beklenti oluşturmaz. Diğer bir
ifadeyle; bu raporda yer alan tüm bilgi ve verileri kullanma ve uygulama sorumluluğu, doğrudan veya dolaylı olarak, bu rapora dayanarak
yatırım kararı veren ya da finansman sağlayan kişilere ait olup, elde edilen sonuçtan dolayı üçüncü kişilerin doğrudan ya da dolaylı olarak
uğradıkları zarardan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş. hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Bu döküman ileriye dönük tahminleri de kapsamaktadır. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş., bu tahminlere ulaşılamaması ya da Rapor’daki
bilgilerin tam ve doğru olmamasından sorumlu tutulamaz.
© 2014 Bu raporun tüm hakları saklıdır. Türkiye Sınai Kalkınma Bankası A.Ş.’nin izni olmadan raporun içeriği herhangi bir şekilde basılamaz,
çoğaltılamaz, fotokopi veya teksir edilemez, dağıtılamaz.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Yönetici Özeti
Eğitim, bir ülkenin “orta gelir tuzağı”ndan çıkışı için
gereken teknolojik ilerlemede kritik bir rol
oynamaktadır. Ülkemizin inovasyon ve bilgiye dayalı
yeni dünyada rekabet edebilmesi, yarattığı katma
değeri artırması, inovasyon ve Ar-Ge’ye dayalı bir
sanayi yapısına geçebilmesi ve bunların sonucunda
10.000 $ düzeyindeki kişi başına milli gelirini
artırabilmesi için bu dönüşümü sağlayacak nitelikli iş
gücüne ve genç nüfusa ihtiyacı vardır. Bu da ancak
eğitim alanına yapılacak, niceliğin yanında niteliği de
artırmaya yönelik, planlı ve uzun vadeli yatırımlar
neticesinde mümkün olabilecektir.
Tüm bunların ötesinde eğitim, temelinde bireyin bilgi düzeyini artıran ‘bireysel’ bir olgu olmasının
yanında, esasen tüm toplumu ele alan ‘sosyal’ bir olgudur. Bu özelliğiyle bireyin bulunduğu ülkenin
kalkınmasına olanak sağlamakta, merkezinde ‘insan’ bulunan kalkınmanın sağlanması ise
sürdürülebilir ekonomik büyümenin temel dinamiklerinden olan beşeri sermaye ile olmaktadır.1
Türkiye’deki eğitim sektörünün ele alındığı raporda, öncelikle ‘Türkiye dünyanın neresinde?’ sorusuna
cevap aranmış ve ülkelerin eğitim sistemlerinin çıktılarını ölçme amacıyla kullanılan PISA sonuçlarının
ışığında, Türkiye’nin yıllar itibarıyla gelişimi ele alınmıştır. Sonraki bölümlerde eğitimin tüm
kademelerinde istatistikler yardımıyla mevcut durum ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kamu da dahil
olmak üzere çeşitli kuruluşların eğitimle ilişkili konulardaki yaklaşımları özetlendikten sonra rapora
ilişkin genel bir değerlendirme yapılmıştır. Raporda öne çıkan bazı bulgular aşağıdaki şekilde
sıralanabilir:
Türkiye’nin kişi başına gelirine yakın düzeyde geliri olan ülkelerin vatandaşlarının ortalama eğitim
süresi 7,2 ile 11,7 yıl arasında seyrederken Türkiye’deki yetişkinlerin ortalama eğitim süresi
sadece 6,5 yıldır. Dolayısıyla, Türk insanı benzer zenginlikteki ülkelere kıyasla daha az eğitimlidir.
Ülkeler, eğitim düzeylerine göre sıralandığında ise; Türkiye’nin aynı ortalama eğitim düzeyindeki
ülkelere göre yaklaşık üç kat daha zengin olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu veriler, Türkiye’nin
eğitim düzeyine göre fazla zengin, zenginlik düzeyine göre ise oldukça düşük eğitimli olduğunu
göstermektedir.
Son yıllarda Asya Kaplanları’nın yüksek performansının dikkat çektiği PISA’da Türkiye 2012 yılı
itibarıyla 65 ülke içerisinde matematikte 44., okumada 41., fen alanında ise 43. sırada yer almıştır.
2003’ten bu yana her üç alanda da Türkiye’nin puanı artmasına rağmen katılımcı ülkeler
arasındaki sıralaması aynı kalmıştır.
1 “Eğitim ve Beşeri Sermayenin Kalkınma Üzerine Etkisi”, Arş. Gör. Murat Çolak, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
Kamu-İş İş Hukuku ve İktisat Dergisi, C:11, S:3/2010
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Soruların çeşitli zorluk derecelerine göre gruplandırıldığı ve en karmaşık soruları çözebilen
öğrencilerin 6. düzeyde yer aldığı PISA’da, Türkiye’deki öğrencilerin matematikte %68’inin, fen
alanında %62’sinin ve okumada %53’ünün 2. düzey ve altında becerilere sahip olduğu
görülmektedir. Türkiye için özellikle fen alanında dikkat çekici olan gösterge, anadolu ve fen
liselerinde okuyan öğrencilerin de sınava dahil olmasına rağmen, 2006 yılından beri 6. düzey
soruları doğru yanıtlayan öğrenci oranının %1’in altında olmasıdır.
PISA’da başarılı modeller incelendiğinde, bu ülkelerin okul öncesi eğitim ve öğretmen niteliğini
artırmaya yönelik alanlara yatırım yaptığı görülmektedir.
Ülkemizde 2013-14 öğretim döneminde toplam 28.532 ilkokul ve 17.019 ortaokul bulunmaktadır.
İlkokulların %4’ü özel ve %96’sı resmi; ortaokulların ise %6’sı özel, geriye kalanı resmi niteliktedir.
Ortaöğretimde 3.743 adet genel lisenin %27’si özel ve %73’ü resmi statüdedir. 7.211 adet mesleki
ve teknik lisenin ise %6’sı özel ve %94’ü resmidir. Yalnız 2013-14 döneminde 285’i sağlık alanına
yönelik olan 300 adet özel meslek lisesi kurulmuştur. Eğitimin yükseköğretim öncesi tüm
kademelerinde özel okul sayısı artış trendindedir.
Türkiye’de yükseköğretim öncesi eğitim alan 16,2 milyon öğrencinin yaklaşık %7’si okul öncesi
eğitim kurumlarında, %68’i ilköğretim, %11’i genel lise ve %14’ü de mesleki teknik liselerde
eğitim görmektedir.
Özel okullardaki öğrenci sayısı son yıllarda sürekli artmış ve özel okulların payı ilköğretimde %3,
ortaöğretimde %8 seviyesinde oluşurken mesleki teknik liselerde %2’ye yükselmiştir.
Farklı türlerdeki okulları puan sıralamasına göre sınıflandırdığımızda, anadolu ve fen liselerinin en
fazla tercih edilen okullar arasında olduğu görülmektedir. Mesleki ve teknik liselerde ise, sağlık
alanında yaşanan ara eleman ihtiyacının etkisiyle, ilk 10’da yer alan tüm okulların sağlık alanına
yönelik olması dikkat çekmektedir. Ancak bu artış önümüzdeki yıllarda mevzuat değişikliği
nedeniyle sınırlandırılacaktır.
Lise seviyesindeki özel öğretim kurumlarında, tercih yapan öğrencilerin başarı sırasına göre ilk
10’da yer alan okulların tamamı fen liselerinden oluşmaktadır. Hem resmi hem de özel okullarda
en fazla talep sayısal ağırlıklı öğretim yapan bu tür okullara olmaktadır.
Büyük bir kısmı İstanbul’da bulunan yabancı özel okullar kontenjanlarını son üç yılda ortalama %2
artırmıştır. Bir önceki yıla göre kontenjanını en fazla artıran okullar St. Georg Avusturya Lisesi ile
Notre Dame de Sion Fransız Lisesi iken, İtalyan Lisesi’nin kontenjanını azaltan tek okul olduğu
anlaşılmaktadır.
Ülke genelinde öğretmen başına ilköğretimde yaklaşık 19, liselerde 16 öğrenci düşerken özel
okullarda bu sayı ilköğretimde 9 ve lisede 7 öğrencidir.
Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının en fazla olduğu bölge ilköğretimde İstanbul’la benzer
seviyelerde olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi iken Karadeniz, bu oranın en düşük olduğu bölge
olarak öne çıkmaktadır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
2013-14 öğretim yılı itibarıyla okul başına düşen öğrenci sayısı ilkokul seviyesinde İstanbul’da 587
iken Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Ardahan gibi illerin dahil olduğu Kuzeydoğu Anadolu
Bölgesi’nde 88’dir.
MEB bütçesinin konsolide bütçeden aldığı pay 2014 yılı itibarıyla %12,76 seviyesinde olup son 15
yılın en yüksek düzeyindedir.
2013 itibarıyla toplam 536,3 milyon adet kitap basılmış ve ücretsiz dağıtılan ders kitabı adedi
(MEB) 206,2 milyon olarak gerçekleşmiştir. Bakanlığın 2011 yılında öğrencilere dağıttığı kitapların
%77’si özel sektör, geri kalanı Devlet Döner Sermaye İşletmesi tarafından üretilmiştir.
Bilişim teknolojilerinin hayatımızın her alanında daha çok yer aldığı yeni dünyada, eğitimde
öğretim sürecinin geleneksel metotlardan vazgeçilerek uzun vadede sanal ortamlara taşınması
sektörün geleceğe dair vizyonu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Eğitimde global ölçekteki yeni trendler mobil öğrenme, bulut bilişim (cloud computing), her yerde
her zaman öğrenmeyi ifade eden ‘ubiquitous learning’ (u-learning), eğitsel oyunlar, öğrencilerin
bireysel ihtiyaçlarına yönelik olarak ‘kişiselleştirilmiş öğrenme’, öğrenim mekanlarının yeniden
tanımlanması, öğretmenler tarafından üretilen açık ve online içerikler, öğrencilere yönelik
oluşturulan kişisel online portfolyoların değerlendirilmesi ve öğretmen rollerinin bilginin kaynağı
olmaktan ziyade öğrencilere birçok konuda rehberlik sağlayan öğretici/mentor niteliğinde olması
yönündeki değişimdir.
Türkiye’de 108’i devlet, 72’si vakıf olmak üzere toplam 180 üniversite ve 8 adet vakıf meslek
yüksekokulu bulunmaktadır. %76’sı İstanbul, İzmir ve Ankara’da yer alan vakıf üniversitelerinin
kontenjanları son on yılda 4 kata yakın artmıştır. Sadece 2011-2013 arası dönemde ise 7’si
İstanbul’da bulunan 19 adet vakıf üniversitesi kurulmuştur.
Son on yıllık dönemde üniversitelerin ortalama kontenjan doluluk oranlarının, devlet
üniversitelerinin lisans programlarında ortalama %97, vakıf üniversitelerinde ise %85 olduğu
görülmektedir.
Zorunlu eğitim süresinin 12 yıla yükseltilmesi ve okula başlama yaşının öne çekilmesi sonucunda
resmi örgün eğitim sisteminin 2014-2016 döneminde ihtiyaç duyacağı ek derslik sayısı
ilköğretimde 19 bin ve ortaöğretimde 48 bin olarak hesaplanmaktadır.
ERG2’nin hesaplamalarına göre okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde derslik başına
düşen öğrenci sayılarının hızla artmasının önüne geçebilmek için 2014-2016 döneminde her yıl
ortalama 26 bin yeni dersliğe ve ortalama 4,6 milyar TL’lik kaynağa ihtiyaç vardır. Ancak, MEB
2014 yılı için derslik yapımına yaklaşık 1,5 milyar TL ayırmaktadır. Bu hesaplamalara göre, MEB’in
derslik ve okul açığının giderilmesinde dershanelerin özel okula ve açık liseye dönüştürülmesi ve
özel okulların eğitim sistemindeki payının artırılması gibi uygulamalardan destek almayı planladığı
öne sürülebilir.
2 Eğitim Reformu Girişimi
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Orta gelir tuzağını aşmış ülkeler içerisinde Hong Kong, İrlanda, Japonya, Kore, Singapur, İspanya
ve Tayvan gibi eğitimde uluslararası bir gösterge olan PISA’da yüksek performans gösteren
ülkelerin bulunması, bunun tesadüf olmadığını düşündürmektedir. Türkiye’nin genç nüfusunu
kaliteli bir şekilde eğiterek diğer ülkelerin gençleriyle rekabete hazırlayabilmesi, hatta rekabet
halinde olduğu ülkelerin bir adım önüne geçebilmesi için nitelikli bir eğitim sistemi başlangıç
noktasıdır.
Önümüzdeki döneme bakıldığında, eğitimin gelişime açık alanları arasında, ilkokul ve ortaokul
kademeleri ile okula başlama yaşının erkene çekilmesiyle alanı daralan, ancak zorunlu hale
getirilirse önemli yatırım fırsatları sunacak okul öncesi eğitim yer almaktadır. Lise kademesinde,
anadolu ve fen liseleri ile rekabet halinde olan özel okullarda ise bu konuda marka olabilmiş ve
başarılı özel okullara talep devam edecektir.
Bir diğer gelişim vadeden alan ise eğitim yazılımcılığı, eğitimde e-içerik sağlamaya yönelik iş
alanları ve bilişim teknolojileri temelli her türlü eğitim araç ve gerecidir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
İçerik
Yönetici Özeti ..................................................................................................................................................... 3
İçerik ................................................................................................................................................................... 9
Dünyada Türkiye’yi Nasıl Konumlandırabiliriz? ................................................................................................ 15
Ülke Kıyaslaması : Türkiye, Güney Kore, Polonya, Malezya, Mısır ................................................................... 15
PISA : Eğitimde Neredeyiz? .............................................................................................................................. 23
Mevcut Durum ................................................................................................................................................. 29
İlk ve Orta Öğretim ........................................................................................................................................... 29
Okul Arzı ........................................................................................................................................................... 29
Okullaşma Oranları .......................................................................................................................................... 31
Öğrenci Sayıları ................................................................................................................................................ 32
Ortaöğretime Talep .......................................................................................................................................... 33
Öğretmen Sayıları ............................................................................................................................................ 38
Bölgesel Bazda Okul, Öğretmen ve Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı ......................................................... 39
Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi ........................................................................................................................... 41
Yükseköğretim.................................................................................................................................................. 46
Yükseköğretim Arzı ........................................................................................................................................... 46
Yükseköğretim Talebi ....................................................................................................................................... 50
Öğretim Elemanı Arzı ....................................................................................................................................... 55
YÖK Bütçesi ve Toplam Eğitim Bütçesi ............................................................................................................. 56
Yakın Dönemdeki Gelişmeler ............................................................................................................................ 57
Eğitimde Temel Politika ve Öncelikler .............................................................................................................. 59
1) TÜSİAD, TÖDER – Veriye Dayalı Eğitim Reformu Önerisi ........................................................... 59
2) ERG - Bütçeye İlişkin Görüşler, Ek Derslik ve Öğretmen İhtiyacı Hesaplamaları ........................ 60
3) TOBB Eğitim ve Yükseköğretim Meclisleri .................................................................................. 61
4) Kamuda Temel Yaklaşımlar ve Öncelikler ................................................................................... 63
Sonuç / Değerlendirme .................................................................................................................................... 69
SWOT Analizi .................................................................................................................................................... 73
Ekler ................................................................................................................................................................. 75
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Ek 1 : Kamuda Temel Politika Yaklaşımları ....................................................................................................... 75
1) MEB Stratejik Plan (2010-2014) ................................................................................................. 75
2) Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018) .......................................................................................... 81
3) 2014 Yılı Programı ...................................................................................................................... 83
4) Orta Vadeli Program (2013-2015) .............................................................................................. 86
5) Orta Vadeli Mali Plan (2013-2015) ............................................................................................. 87
6) 2014 Yılı Yatırım Programı .......................................................................................................... 87
7) 18. Milli Eğitim Şurası Kararları .................................................................................................. 88
Ek 2 : 2014-2015 Öğretim Döneminde Bazı Özel Okullarda Ücretler ............................................................... 90
Ek 3 : Bazı Özel Okulların Kontenjan, Yerleşen Öğrenci ile Tavan ve Taban Puanları....................................... 91
Tablo ve Şekil Listesi
Tablo 1 : Başlıca Ekonomik Veriler ........................................................................................................................ 16
Tablo 2 : Küresel Konumlandırma (Küresel Rekabet Raporu Sıralaması) .............................................................. 16
Tablo 3 : Başlıca İnsani Gelişme Endeksi (İGE) Verileri .......................................................................................... 17
Tablo 4 : İnovasyon ve Teknoloji (İGE) Verileri ...................................................................................................... 18
Tablo 5 : Türkiye’ye Yakın Gelir Düzeyine Sahip Ülkeler ve Eğitim Düzeyleri........................................................ 19
Tablo 6 : Türkiye’ye Yakın Ort. Eğitim Düzeyine Sahip Ülkeler ve Gelir Düzeyleri ................................................ 20
Tablo 7: Türkiye’den Düşük Ort. Eğitim Düzeyine Sahip, Gelir Düzeyleri Yüksek Ülkeler ..................................... 20
Tablo 8 : Kentleşme ve Eğitim Düzeyi ................................................................................................................... 21
Tablo 9 : Eğitim Harcamaları ................................................................................................................................. 22
Tablo 10 : Ülkelerin/Ekonomilerin PISA 2012 Performansları............................................................................... 24
Tablo 11 : PISA 2003-2012 Matematik Sıralamaları .............................................................................................. 26
Tablo 12 : PISA 2003-2012 Fen Sıralamaları .......................................................................................................... 26
Tablo 13 : PISA 2003-2012 Okuma Sıralamaları .................................................................................................... 27
Tablo 14: İlköğretim Okul Sayısı ............................................................................................................................ 29
Tablo 15: Genel Ortaöğretim Okul Sayısı .............................................................................................................. 30
Tablo 16: Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Okul Sayısı ........................................................................................... 30
Tablo 17: Okullaşma Oranları (Net) (%) ................................................................................................................ 31
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 18: Türkiye’de Öğrenci Sayıları (Bin Kişi) ..................................................................................................... 32
Tablo 19 : Anadolu ve Fen Liselerinde Puan Sıralamasına Göre İlk 10 Okul, 2012 ................................................ 33
Tablo 20 : Mesleki ve Teknik Liselerde Puan Sıralamasına Göre İlk 10 Okul, 2012 ............................................... 34
Tablo 21 : Özel Öğretim Kurumlarında Puan Sıralamasına Göre İlk 10 Okul, 2012 ............................................... 34
Tablo 22 : Yabancı Özel Okullar ............................................................................................................................. 35
Tablo 23: Öğretmen Sayıları .................................................................................................................................. 38
Tablo 24: MEB Bütçesi ........................................................................................................................................... 41
Tablo 25 : Üniversite Kontenjanlarının On Yıllık Gelişimi ...................................................................................... 46
Tablo 26: Vakıf Üniversiteleri ve Öğrenci Sayıları ................................................................................................. 47
Tablo 27: Vakıf Üniversitelerinin Akademik Performansı ..................................................................................... 49
Tablo 28: Vakıf Meslek Yüksekokulları .................................................................................................................. 49
Tablo 29 : Yükseköğretime Başvuran ve Yerleştirilen Aday Sayılarının Gelişimi ................................................... 50
Tablo 30 : Üniversite Kontenjanlarının Doluluk Oranları ...................................................................................... 51
Tablo 31: Toplam Öğrenci Sayısı ........................................................................................................................... 51
Tablo 32 : 2013 Merkezi Yerleştirme ile Öğrenci Alan Bazı Seçilmiş Yükseköğretim Lisans Programlarında Başarı
Sırasına Göre İlk 10 Üniversite .............................................................................................................................. 52
Tablo 33 : 2013 Hukuk ve Tıp Fakültelerinde Başarı Sırasına Göre İlk 10 Üniversite ............................................ 54
Tablo 34: Türkiye’de Öğretim Elemanı Sayıları ..................................................................................................... 55
Tablo 35: Üniversitelerdeki Öğretim Elemanlarının Ünvan Kademelerine Göre Dağılımı .................................... 55
Tablo 36: YÖK ve Eğitim Bütçesi ............................................................................................................................ 56
Tablo 37: Toplam Eğitim Bütçesinin Konsolide Bütçe ve GSYH’den Aldığı Payın Gelişimi .................................... 57
Tablo 38 : Temel Kamu Politika ve Yaklaşımları Özet Tablosu .............................................................................. 66
Tablo 39: Eğitimde Gelişmeler ve Hedefler ........................................................................................................... 81
Tablo 40: Yükseköğretimde Örgün Öğrenci, Öğretim Üyesi ve Elemanlarının Dağılımı, 2012-2013 Eğitim Öğretim
Dönemi .................................................................................................................................................................. 84
Tablo 41 : 2014 Yılı Programı, Eğitimde Seçilmiş Politika ve Tedbirler.................................................................. 85
Tablo 42: Sabit Sermaye Yatırımlarının Sektörel Dağılımı (1) (Cari Fiyatlarla, Yüzde Dağılım) ............................. 87
Tablo 43 : 2014-2015 Bazı Özel Okullarda Ücretler (TL)........................................................................................ 90
Tablo 44 : 2012 Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sistemi Yerleştirme Tavan Taban Puanları – Özel Okullar ........ 91
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Şekil 1 : İGE ve Alt Endekslerinde Türkiye’nin Puanları ......................................................................................... 17
Şekil 2 : Türkiye’de Okulların Bağlı Oldukları Yerleşim Birime Göre PISA Ortalamaları (2009 ve 2012)................ 28
Şekil 3: Bölgeler Bazında Okul Başına Düşen Öğrenci Sayısı ................................................................................. 39
Şekil 4: Bölgeler Bazında Öğretmen Başına Düşen Öğrenci Sayısı ........................................................................ 40
Şekil 5: Bölgeler Bazında Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı .............................................................................. 40
Kutu Listesi
Kutu 1 : Eğitimde Asya Örneği: Nasıl Başardılar? .................................................................................................. 28
Kutu 2 : Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim ........................................................................................................ 36
Kutu 3 : Eğitim Yayıncılığı ...................................................................................................................................... 42
Kutu 4 : Eğitimde Trendler : Sanal Eğitim ve Dijital Uygulamalar ......................................................................... 44
Kutu 5 : Kadının İş Gücüne Katılımı ....................................................................................................................... 64
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Dünyada Türkiye’yi Nasıl Konumlandırabiliriz?
Ülke Kıyaslaması : Türkiye, Güney Kore, Polonya, Malezya, Mısır
Türkiye’nin gerek “büyüme=cari açık” ikilemini,
gerek “Orta Gelir Tuzağı”nı aşabilmesi için,
ekonomik faaliyetlerini daha fazla katma değer
yaratacak biçimde geliştirme gereği olduğu
görülmektedir. Bunun için ülkenin inovasyon ve
Ar-Ge kapasitesini kendi teknolojisini geliştirecek
düzeyde artırması gerekmektedir. Ancak,
teknolojiye giden yolda bir “ara aşama” olarak
nitelendirilebilecek olan inovasyon ve Ar-Ge
faaliyetleri temellerini bilimden, bilim ise temelini
nitelikli eğitimden aldığından, kısa süre içerisinde geliştirilebilecek olgular değillerdir. Günümüzde
teknoloji alanında önde olan ülkelerin izlemiş olduğu yöntem, planlı ve uzun vadeli yatırımlar
neticesinde, vatandaşlarına nitelikli eğitim verecek altyapıları kurmak olmuştur. Dolayısıyla, bugün
ülkemizin yarattığı katma değeri artırıp artıramayacağının cevabını öncelikle ülkenin eğitim düzeyinde
aramak gerekmektedir.
Türkiye’nin eğitimde konumu
En son yayınlanan Küresel Rekabet Raporu’na3 göre ülkemiz küresel rekabette 148 ülke arasında 44.
sırada yer alıyor. Söz konusu düzey ülkemiz için fevkalade düşük. Nitekim, raporda Türkiye’nin bu
mertebede olmasını dünya ölçeğinde 16. sırada olan ekonomik büyüklüğüne ve 15. sırada bulunan
yüksek yurtiçi rekabet gücüne borçlu olduğu, yoksa 59. sırada olduğu temel eğitim ve sağlık, 65.
sırada olduğu yüksek eğitim, 130. sırada olduğu iş gücü piyasası verimliliği ve 58. sırada olduğu kamu
kurumlarının verimliliği ve şeffaflığı gibi faktörler nedeniyle daha düşük olabileceği vurgulanmakta ve
mevcut insan kaynağının desteklenmesi gereği tavsiye edilmektedir.
Türkiye’nin konumlandırmasının daha iyi anlaşılabilmesi için rapordaki 148 ülke içerisinden Polonya,
Kore, Malezya ve Mısır ile kıyaslanmasının anlamlı görünüyor. Çünkü 1980’li yıllarda birbirine yakın
kişi başına GSYH düzeyi olan Polonya, Kore ve Türkiye içerisinden günümüzde Polonya’nın kişi başına
GSYH düzeyi ülkemizden yaklaşık %20, Kore’ninki ise %120 daha fazladır. Diğer taraftan Mısır
ülkemizle benzer nüfus, coğrafya ve kültüre sahip olduğundan, dış ticaret hacmi milli gelirinin bir
buçuk katı olan ve Türkiye ile benzer kişi başına GSYH’ye sahip Malezya ise Güneydoğu Asya
ekonomilerinden Türkiye ile kıyaslanması en anlamlı olan ülkelerden olacağı için bu karşılaştırmaya
dahil edilmiştir. Türkiye, Polonya, Malezya, Mısır ve Güney Kore’nin başlıca ekonomik büyüklükleri ve
yüksek eğitim düzeyleri ile ilgili konumlandırmaları aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir:
3 The Global Competitiveness Report 2013-2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 1 : Başlıca Ekonomik Veriler
2012 Türkiye Polonya G.Kore Malezya Mısır
Nüfus (milyon kişi) 73,6 38,5 49,8 28,9 82,5
GSYH (milyar $) 794,5 487,7 1.155,9 303,5 256,7
Kişi başına GSYH ($) 10.609 12.538 23.113 10.304 3.112
Dünya GSYH ($) içerisindeki payı 1,35% 0,96% 1,94% 0,65% 0,60%
Kaynak: The Global Competitiveness Report 2013
Tablo 2 : Küresel Konumlandırma (Küresel Rekabet Raporu Sıralaması)
2012 Türkiye Polonya Kore Malezya Mısır
Pazar Büyüklüğü 16 20 12 26 29
Global Rekabet Gücü 44 42 25 24 118
İnovasyon 50 65 17 25 120
Temel İhtiyaçlar (Sağlık ve Temel Eğitim) 59 42 18 33 100
Yüksek Eğitim 65 37 19 46 118
- Orta Eğitime Katılım 89 48 47 105 102
- Yüksek Öğrenime Katılım 46 19 1 62 82
- Eğitim Sisteminin Kalitesi 91 87 64 19 145
- Matematik ve Fen Eğitiminin Kalitesi
101 69 20 27 145
- İşletme Okullarının Kalitesi 101 89 56 35 145
- Okullarda İnternet Erişimi 63 55 13 36 125
- Araştırma ve İşbaşı Eğitim İmkanları
70 33 31 20 103
- Çalışanlara Yönelik Eğitimler 65 75 51 11 138
Kaynak: The Global Competitiveness Report 2013
Ülkemizin eğitimde, ekonomik performansına göre son derece düşük olan küresel ölçekteki
konumunu, 2013 yılında yayınlanan diğer bir uluslararası rapor olan İnsani Gelişme Raporu4 ve
raporla birlikte yayınlanan ve 2012 verilerini baz alan İnsani Gelişme Endeksi (İGE)5 değerlerine
bakarak da görmek mümkün. Dünyanın 16. büyük ekonomisi olan ve 2023 yılında ilk 10’a girmeyi
hedefleyen Türkiye, İnsani Gelişme Endeksi sıralamasında kendisine 186 ülke arasında 90. sırada yer
bulmaktadır. Bu sıralama ile Türkiye, Avrupa ve Orta Asya bölgesinin görece düşük performansa sahip
ülkeleri arasındadır.
4 Human Development Report 2013, UNDP
5 Human Development Index (HDI) 2012, UNDP
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 3 : Başlıca İnsani Gelişme Endeksi (İGE) Verileri
2012 Türkiye Polonya G.Kore Malezya Mısır
İGE Sıralaması 90 39 12 64 112
Orta Öğrenim ve Üstü Eğitimli Nüfus (2010) 34,50% 80% 85,40% 69,40% 51,20%
15 Yaş Okuma – PISA Skoru (2012) 475 518 536 398 -
15 Yaş Matematik - PISA Skoru (2012) 448 518 554 421 -
15 Yaş Fen - PISA Skoru (2012) 463 526 538 420 -
Eğitim Memnuniyeti 54,30% 60,80% 50,50% 91,40% 42,60%
İlkokuldan Terk Oranı (2002-2011 dönemi) 8,20% 2,40% 1,20% 2,30% - Kaynak: Human Development Index (HDI) 2012, UNDP
Türkiye’nin sosyal göstergelerinin ekonomik göstergelerine kıyasla daha düşük olmasının cevabını
verebilmek için İGE’nin hesaplanma yöntemini incelemek gerekli. Endeks, temel olarak seçilmiş
ekonomik, sağlık ve eğitim değerleri kullanılarak yapılan hesaplamalara dayanmakta olup ekonomik
gösterge olarak gayri safi milli hasıla, sağlık göstergesi olarak ortalama yaşam süresi ve eğitim
göstergeleri olarak da yıl cinsinden ortalama ve beklenen eğitim sürelerini kullanmaktadır. Türkiye,
görece büyük ekonomisi ve 74 yıllık ortalama yaşam süresi ile aslında daha yüksek bir noktaya
yerleşebilecek iken, eğitim sürelerinin düşük olması, ülkeyi endekste daha aşağı bir noktaya çekiyor.
Diğer bir deyişle, insani gelişmişlik düzeyimizin ekonomik performansımıza kıyasla zayıf oluşu, aslında
ülkemizin eğitim ile ilgili sorunlarından kaynaklanmaktadır. 6
Şekil 1 : İGE ve Alt Endekslerinde Türkiye’nin Puanları
Kaynak: Human Development Index (HDI) 2012, UNDP
Uluslararası beyin göçü faktörü göz ardı edildiğinde, bir ülkenin inovasyon (Ar-Ge) ve teknolojideki
konumunun eğitimdeki performansının devamı veya yansıması olarak değerlendirilmesi mümkündür.
Nitekim, aşağıdaki tabloda yer alan ve ülkemizi Polonya, Güney Kore, Malezya ve Mısır ile
karşılaştıran veriler bu durumu teyit eder niteliktedir:
6 Özen, 2013 TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı)
0,722
0,855
0,608
0,726
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
İGE Sağlık Eğitim Gelir
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 4 : İnovasyon ve Teknoloji (İGE) Verileri
2012 Türkiye Polonya G.Kore Malezya Mısır
İGE Sıralaması 90 39 12 64 112
Ar-Ge Harcaması (GSYH içindeki payı) (2010) 0,80% 0,70% 3,40% 0,60% 0,20%
Araştırmacı Sayısı (milyon kişi başına)(2010) 803,9 1.597,50 4.946,90 364,60 420,40
Mühendislik Mezunu (toplamdaki payı)(2011) 20,90% 15,70% 31,50% 37,70% -
Patent Sayısı (milyon kişi başına)(2010) 9 78,5 1.428,80 76,70 4,00
Telif/İmtiyaz Ücreti (kişi başına $)(2011) - 7,1 86,8 9,5 1,6
Bilgisayar Kullanıcı Sayısı (yüz kişi başına)(2009) 6,4 16,9 57,6 22,7 4,1
İnternet Kullanıcı Sayısı (yüz kişi başına)(2010) 39,8 62,5 82,5 56,3 26,7
Sabit/Mobil Tel Kullanıcı Sayısı (yüz kişi başına)(2010) 107,2 143 162,3 135,3 99
Kaynak: Human Development Index (HDI) 2012, UNDP
Yukarıdaki tabloda trende uymadığı için en çok dikkat çeken veri, Türkiye’nin mühendislik mezunu
oranının Polonya’dan yüksek olmasıdır. Bu durum, eğitim altyapısına (niteliğe) gereken yatırımı
yapmadan ve ara aşamaları atlamak suretiyle (her ile bir üniversite açılması örneğinde olduğu gibi)
hızla sonuca ulaşmak kolaycılığına yönelindiğini düşündürmektedir. Diğer dikkat çeken bir husus ise
Ar-Ge harcamalarının GSYH içerisindeki oranıdır. Türkiye’nin toplam GSYH’sinin Polonya’dan daha
büyük olduğu hatırlandığında, yeterli olmamakla birlikte, ülkemizde aslında hatırı sayılır tutarda Ar-Ge
harcaması yapıldığı anlaşılıyor. Yapılan Ar-Ge harcamalarının istenen katma değer katkısını
sağlamamasının nedenlerinin de yine eğitim ve bilim altyapısının mevcut düzeyinde aranması gerekli.
KOBİ’ler ve Eğitim
SEECEL (South East European Centre For Entrepreneurial Learning – Güneydoğu Avrupa
Girişimcilik Eğitim Merkezi) tarafından iş dünyasında KOBİ’lerin eğitim ihtiyacına yönelik
olarak hazırlanan çalışmada Türkiye ile birlikte Arnavutluk, Bosna Hersek, Hırvatistan, Kosova,
Makedonya, Karadağ ve Sırbistan ile ilgili ilginç bulgulara yer verilmiştir. Türkiye ve Karadağ
dışındaki ülkelerde KOBİ’lerde çalışanların büyük çoğunluğu ortaöğretimi bitirmiş olmasına
rağmen Türkiye’deki örneklemden en büyük payı (%42,4) ilköğretim mezunları almaktadır.
Karadağ’da ise Türkiye’dekinden iyice ayrışan bir tablo ortaya çıkmakta ve örneklemin büyük
bölümünün (%37) lisans ve lisans üstü mezunu olduğu görülmektedir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim – Ekonomik Büyüme - Gelir İlişkisi
Ülkemizin sahip olduğu, İnsani Gelişme Endeksi (İGE) düzeyi ile ekonomik büyüklüğü veya ortalama
eğitim düzeyi ile kişi başına milli gelir düzeyi arasındaki dikkat çekici çelişkilerin nedenlerinin
anlaşılması, söz konusu ilişkilerin birbiriyle korelasyon içerisinde olduğu gelişmiş ülkelerin düzeyine
ulaşacak doğru politikalar geliştirilmesine yardımcı olacağı için önemlidir.
TEPAV7’dan Esen Çağlar’ın 2013 yılında kaleme aldığı makalesinden yola çıkarak, ülkelerin kişi başına
gelir düzeylerine göre sıralandığı ve ortalama eğitim sürelerinin de yer aldığı bir tablo yapıldığında
Türkiye’nin ortalama kişi başına eğitim süresinin düşüklüğü belirgin olarak göze çarpıyor. Türkiye’nin
içinde bulunduğu kişi başına gelirin (satın alma gücüne göre) 13 bin ile 15 bin $ bandında değiştiği
ülkelerde, vatandaşlarının eğitim süresi 7,2 ile 11,7 yıl arasında seyrederken Türkiye’deki yetişkinlerin
ortalama eğitim süresi sadece 6,5 yıldır. Dolayısıyla, Türk insanının benzer zenginlikteki ülkelere
kıyasla çok daha az eğitimli olduğu görülüyor.
Tablo 5 : Türkiye’ye Yakın Gelir Düzeyine Sahip Ülkeler ve Eğitim Düzeyleri
Sıralama (Gelire Göre) Ülke Kişi Başına Gelir ($)
(2012) Ort. Eğitim Yılı
(2010)
54 Letonya 14.724 11,5
55 Rusya Federasyonu 14.461 11,7
56 Antigua ve Barbuda 13.883 8,9
57 Libya 13.765 7,3
58 Türkiye 13.710 6,5
59 Malezya 13.676 9,5
60 Panama 13.519 9,4
61 Beyaz Rusya 13.385 11,5
62 Uruguay 13.333 8,5
63 Mauritus 13.300 7,2
Kaynak: Human Development Index (HDI) 2012, UNDP
Aynı ana tablodaki veriler kullanılarak, ancak bu sefer dünyadaki ülkeler, kişi başı gelirlerine göre
değil, eğitim düzeylerine göre sıralanarak bakıldığında ise daha farklı hususlar göze çarpıyor.
Bunlardan ilki Türkiye’nin dünyada ortalama eğitim düzeyi açısından 123. sırada yer alması. Kişi
başına gelir düzeyine göre olan sıralamadan ortalama eğitim düzeyi sıralamasına geçildiğinde Türkiye
66 ülke kadar aşağı iniyor. İkinci dikkat çeken husus ise yeni tabloda Türkiye’nin bulunduğu sıralama
düzeylerindeki ülkelerin çoğunun Afrika ülkeleri olması. Ortalama eğitim düzeyi Türkiye’ye yakın olan
bu ülkelerin kişi başı gelirleri, 1.350 $ ile 8.100 $ arasında değişmekte olup, kişi başına gelir
ortalamaları ise 4.350 $. Oysa Türkiye’nin kişi başı gelirinin 13.700 $ düzeyinde olduğu göz önüne
alındığında Türkiye’nin aynı ortalama eğitim düzeyindeki ülkelere kıyasla yaklaşık üç kat daha zengin
olduğu sonucuna rahatlıkla varılabilir.
7 Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 6 : Türkiye’ye Yakın Ort. Eğitim Düzeyine Sahip Ülkeler ve Gelir Düzeyleri
Sıralama (Eğitime Göre) Ülke Ort. Eğitim Yılı
(2010) Kişi Başına Gelir ($)
(2012)
118 Gana 7 1.684
119 Kenya 7 1.541
120 Vanuatu 6.7 3.960
121 Zambiya 6.7 1.358
122 Tayland 6.6 7.722
123 Türkiye 6.5 13.710
124 Tunus 6.5 8.103
125 Honduras 6.5 3.426
126 Mısır 6.4 5.401
127 Namibya 6.2 5.973
Kaynak: Human Development Index (HDI) 2012, UNDP
Birleşmiş Milletler’in 2013 yılı verilerine göre çıkan bu sonuçlar, Türkiye’nin eğitim düzeyine göre
fazla zengin, zenginlik düzeyine göre ise oldukça düşük eğitimli olduğunu göstermektedir. Yani eğitim
sahibi olmadan para sahibi olmayı başarabilmiş az sayıdaki ülkeden biri olduğumuz ortaya
çıkmaktadır. Aşağıdaki tabloda görüldüğü üzere, 186 ülke içerisinde Türkiye’den ortalama eğitim
düzeyi daha düşük olmasına rağmen daha zengin olan sadece üç ülke bulunmaktadır:
Tablo 7: Türkiye’den Düşük Ort. Eğitim Düzeyine Sahip, Gelir Düzeyleri Yüksek Ülkeler
Sıralama (Eğitime Göre) Ülke Ort. Eğitim Yılı
(2010) Kişi Başına Gelir ($)
(2012)
109 Katar 7,3 87.478
110 Libya 7,3 13.765
123 Türkiye 6,5 13.710
128 Kuveyt 6,1 52.793
138 Umman 5,5 24.092
140 Ekvator Ginesi 5,4 21.715
Kaynak: Human Development Index (HDI) 2012, UNDP
Tamamı petrol ve doğal gaz zengini olan bu ülkelerle kıyaslandığında, Türkiye’nin bunu nasıl
başardığı, insanını eğitmeden nasıl zenginleştirebildiği açıklanmaya muhtaç bir konu. TEPAV’dan Esen
Çağlar bu konuya aşağıdaki tablonun yardımı ile yanıt arıyor:
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 8 : Kentleşme ve Eğitim Düzeyi
Kentleşme Sıralaması (Nüfus > 10 milyon)
Ülke Kentleşme Oranı (%)
1960 Kentleşme Oranı (%)
2012 Eğitim Düzeyi (yıl)
1 G.Kore 27,7 83,2 11,6
2 S. Arabistan 31,3 82,3 7,8
3 Angola 10,4 59,1 4,7
4 Malezya 26,6 72,7 9,5
5 Cezayir 30,5 72,9 7,6
6 Türkiye 31,5 71,4 6,5
7 Brezilya 46,1 84,6 7,2
8 Kamerun 13,9 52,1 5,9
9 Endonezya 14,6 50,7 5,8
10 İran 33,7 69,1 7,8
Kaynak: World Development Indicators 2012, World Bank, TEPAV
Yukarıdaki tablo, nüfusu 10 milyonun üzerinde olan ve 1960-2012 arasındaki 52 yıllık dönemde
kentleşme oranını puan olarak en çok artırmış dünyanın ilk 10 ülkesini gösteriyor. Türkiye bu
göstergede 6. sırada yer almakta. Türkiye’nin kentlerinde 1960’da 9 milyon kişi, 1980’de 19 milyon
kişi yaşarken bugün 53 milyon kişi yaşıyor. Kentleşme oranımız 1960’daki %31,5 seviyesinden 2012’de
%71,4’e yükselmiş durumda. Hızlı kentleşen ülkelerin özellikleri ayrı bir inceleme konusu olduğundan,
bu aşamada söylenebilecek olan, Türkiye’den daha hızlı kentleşmiş ülkeler arasında, ekonomileri
büyük ölçüde yeraltı zenginliklerine dayanan Suudi Arabistan, Angola ve Cezayir hariç tutulduğunda,
geriye sadece iki ülkenin (Güney Kore ve Malezya) kalması. Bunlardan Güney Kore’nin ortalama
eğitim düzeyi 11,6 yıl ve ihracatı içinde ileri teknoloji ürünlerin payı %29. Malezya’nın ortalama eğitim
düzeyi ise 9,5 yıl ve ileri teknolojinin payı %45. Bu bilgilerden hareketle Türkiye’nin kaynaklarının
insana yatırım yapmak yerine kentleşmeye aktarılmış olduğu sonucuna ulaşılabilir.
Harcamalar esasına göre milli gelir hesaplarına ilişkin detaylı ve diğer ülkelerle karşılaştırılabilir
verilerin olmaması, ülkelerin milli gelirlerini nasıl kullanmayı tercih ettiklerine dair sağlıklı bilgiler
edinilmesini güçleştirmektedir. Bununla birlikte, eğitim konusunun insani gelişimle doğrudan ilgili bir
olgu olması, ülkeler ve başta UNDP olmak üzere birçok uluslar üstü kuruluş tarafından takip
edilmesine yol açmakta, bu durum da eğitim hakkında küresel ölçekte karşılaştırılabilir verilerin
teminini olanaklı kılmaktadır. Aşağıdaki tabloda ülkemizin toplam ve öğrenci başına eğitim
harcamaları yine Güney Kore, Polonya, Malezya ve Mısır ile karşılaştırmalı olarak verilmiştir:
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 9 : Eğitim Harcamaları
Ülke Öğrenci Başına Yıllık Eğitim
Harcaması ($) (SAGP) (2010)
Öğrenci Başına Yıllık Eğitim Harcaması (Kişi Başı GYSH'nin
İçindeki Payı) (2010) 2000 yılı 2010 yılı
İlköğretim Ortaöğretim İlköğretim Ortaöğretim (Kamu)
(GSYH payı) (Kamu)
(GSYH payı)
Kore 6.601 8.060 23,0% 28,0% v.y 5,0%
Polonya 5.937 5.483 30,0% 27,0% 5,0% 5,1%
Malezya v.y v.y v.y v.y 6,0% 5,8%
Mısır v.y v.y v.y v.y v.y 3,8%
Türkiye 1.860 2.470 12,0% 16,0% 2,6% 3,4%8
Kaynak: Human Development Index (HDI) 2012, UNDP, Education at a Glance 2013, OECD
Öğrenci başına eğitim harcamasında OECD ortalaması, satın alma gücü paritesine (SAGP) göre
ilköğretimde 7.974 $, ortaöğretim seviyesinde ise 9.014 $ iken AB 21 ortalamasında bu tutar daha da
yüksektir. Ülkemiz, öğrenci başına düşen eğitim harcamasında ve bunun GSYH içindeki payında tüm
OECD ülkeleri arasında sonuncu sırada yer alırken, Lüksemburg ilk ve ortaöğretimde 20.000 $ civarı
harcamayla ilk sırada bulunmaktadır.
Yapılan araştırma esnasında birçok bilimsel çalışma gözden geçirilmiş, özellikle eğitim düzeyinin
artırılmasının uzun vadede ekonomiye sağlayacağı katma değer üzerine yapılmış çalışmalar ile
kişilerin eğitimlerine harcayacakları bedeller ile bunun karşılığında gelecekte alabilecekleri ilave
getirileri ortaya koyan hatırı sayılır miktarda çalışmaya rastlanmıştır. Eğitimin ekonomiyle ilişkisi
konusunda Türkiye’de üniversiteler dışında özellikle TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği),
BETAM (Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi) ve TEPAV’ın kapsamlı
araştırmalar içinde olduğu görülmüştür.
Sonuç olarak, Türkiye’de temelinde eğitimin, onun üzerinde de bilimin olduğu bir ekosistem
yaratılması gerektiği anlaşılmaktadır. Yapılacak planlama ve önceliklendirme neticesinde temeli
atılması gereken böyle bir ekosistemin sürekli desteklenmesi halinde uzun vadede kendi teknoloji
açılımlarını yapacağı düşünülmektedir. Nitekim, gelişmiş ülkelerdeki örnekler böyledir. Türkiye’nin
eğitime daha fazla kaynak ayırması, nitelikli profilleri çekebilmek için mesleki olarak eğitimciliği cazip
hale getirmesi, başarılı örnekleri kamuoyuna duyurması ve kadınların iş gücüne katılımının teşvik
etmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
8 2010 yılı Türkiye verisi MEB istatistiklerinden alınmıştır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
PISA : Eğitimde Neredeyiz?
İlki 2000 yılında yapılan ve OECD tarafından her üç yılda bir
düzenlenen PISA (The Programme for International Student
Assessment – Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı),
ülkelerin eğitim sistemlerinin çıktılarını değerlendirmek ve
diğer ülkelerle karşılaştırmalarını sağlamak amacıyla
gerçekleştirilen bir performans değerlendirme testidir.
Günümüzde PISA, en güvenilir ve en kapsamlı bilgi ve beceri
ölçme-değerlendirme sistemlerinden birisi olarak kabul
edilmekte; bir ülkenin PISA’da gösterdiği performans o
ülkenin yakın ve orta vade ekonomik ve sosyal refah
potansiyeli hakkında güvenilir bir fikir vermekte ve PISA
sonuçları karar vericiler için ülkenin geleceğine dair erken bir
uyarı görevi görmektedir9. Türkiye’nin ilk olarak 2003 yılında
katıldığı PISA’ya 2012 yılı itibarıyla 34’ü OECD ülkesi olmak
üzere toplam 65 ülke/ekonomi katılmıştır. Burada özellikle
ülke-ekonomi ayrımı yapılmasının nedeni Çin’in ülke olarak katılmayıp Çin’e bağlı bulunan
ekonomilerin katılımasıdır.
PISA’nın, bir ülke veya ekonominin eğitim sisteminin çıktılarını ölçmek ve global ölçekte diğer
ülkelerle karşılaştırma olanağı sağlamasının yanında bir diğer faydası; ülkelerin eğitim politikalarını
gözden geçirmelerine, yenilemelerine, kısacası politika yapım süreçlerinde önemli bir gösterge olarak
dahil olması veya eğitim reformlarının etkisini ölçmede doğrudan katkı sağlamasıdır. Burada,
genellikle PISA’da başarılı ülkeler model olarak alınıp eğitim sistemleri incelenir ve başarı faktörleri
araştırılır. Kısacası PISA sonuçları, eğitimde önemli bir politika aracı olarak kullanılabilmektedir.
9 PISA 2012 Değerlendirmesi: “Türkiye İçin Veriye Dayalı Eğitim Reformu Önerileri”; TÜSİAD , TÖDER
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 10 : Ülkelerin/Ekonomilerin PISA 2012 Performansları
Matematik Okuma Becerisi Fen
Sıra Ülke/Ekonomi Ortalama Puan Ülke/Ekonomi Ortalama Puan Ülke/Ekonomi Ortalama Puan
OECD Ortalaması 494 OECD Ortalaması 496 OECD Ortalaması 501
1 Şangay-Çin 613 Şangay-Çin 570 Şangay-Çin 580
2 Singapur 573 Hong Kong-Çin 545 Hong Kong-Çin 555
3 Hong Kong-Çin 561 Singapur 542 Singapur 551
4 Tayvan 560 Japonya 538 Japonya 547
5 Kore 554 Kore 536 Finlandiya 545
6 Macao-Çin 538 Finlandiya 524 Estonya 541
7 Japonya 536 İrlanda 523 Kore 538
8 Lihtenştayn 535 Tayvan 523 Vietnam 528
9 İsviçre 531 Kanada 523 Polonya 526
10 Hollanda 523 Polonya 518 Kanada 525
11 Estonya 521 Estonya 516 Lihtenştayn 525
12 Finlandiya 519 Lihtenştayn 516 Almanya 524
13 Kanada 518 Yeni Zelanda 512 Tayvan 523
14 Polonya 518 Avustralya 512 Hollanda 522
15 Belçika 515 Hollanda 511 İrlanda 522
16 Almanya 514 Belçika 509 Avustralya 521
17 Vietnam 511 İsviçre 509 Macao-Çin 521
18 Avusturya 506 Macao-Çin 509 Yeni Zelanda 516
19 Avustralya 504 Vietnam 508 İsviçre 515
20 İrlanda 501 Almanya 508 Slovenya 514
21 Slovenya 501 Fransa 505 İngiltere 514
22 Danimarka 500 Norveç 504 Çek Cumhuriyeti 508
23 Yeni Zelanda 500 İngiltere 499 Avusturya 506
24 Çek Cumhuriyeti 499 ABD 498 Belçika 505
25 Fransa 495 Danimarka 496 Letonya 502
26 İngiltere 494 Çek Cumhuriyeti 493 Fransa 499
27 İzlanda 493 İtalya 490 Danimarka 498
28 Letonya 491 Avusturya 490 ABD 497
29 Lüksemburg 490 Letonya 489 İspanya 496
30 Norveç 489 Macaristan 488 Litvanya 496
31 Portekiz 487 İspanya 488 Norveç 495
32 İtalya 485 Lüksemburg 488 Macaristan 494
33 İspanya 484 Portekiz 488 İtalya 494
34 Rusya 482 İsrail 486 Hırvatistan 491
35 Slovakya 482 Hırvatistan 485 Lüksemburg 491
36 ABD 481 İsveç 483 Portekiz 489
37 Litvanya 479 İzlanda 483 Rusya 486
38 İsveç 478 Slovenya 481 İsveç 485
39 Macaristan 477 Litvanya 477 İzlanda 478
40 Hırvatistan 471 Yunanistan 477 Slovakya 471
41 İsrail 466 Türkiye 475 İsrail 470
42 Yunanistan 453 Rusya 475 Yunanistan 467
43 Sırbistan 449 Slovakya 463 Türkiye 463
44 Türkiye 448 Kıbrıs Rum Kesimi 449 BAE 448
45 Romanya 445 Sırbistan 446 Bulgaristan 446
46 Kıbrıs Rum Kesimi 440 BAE 442 Şili 445
47 Bulgaristan 439 Şili 441 Sırbistan 445
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
48 BAE 434 Tayland 441 Tayland 444
49 Kazakistan 432 Kosta Rika 441 Romanya 439
50 Tayland 427 Romanya 438 Kıbrıs Rum Kesimi 438
51 Şili 423 Bulgaristan 436 Kosta Rika 429
52 Malezya 421 Meksika 424 Kazakistan 425
53 Meksika 413 Karadağ 422 Malezya 420
54 Karadağ 410 Uruguay 411 Uruguay 416
55 Uruguay 409 Brezilya 410 Meksika 415
56 Kosta Rika 407 Tunus 404 Karadağ 410
57 Arnavutluk 394 Kolombiya 403 Ürdün 409
58 Brezilya 391 Ürdün 399 Arjantin 406
59 Arjantin 388 Malezya 398 Brezilya 405
60 Tunus 388 Endonezya 396 Kolombiya 399
61 Ürdün 386 Arjantin 396 Tunus 398
62 Kolombiya 376 Arnavutluk 394 Arnavutluk 397
63 Katar 376 Kazakistan 393 Katar 384
64 Endonezya 375 Katar 388 Endonezya 382
65 Peru 368 Peru 384 Peru 373
Kaynak: OECD
İstatistiksel olarak anlamlı biçimde OECD ortalamasının üzerinde olan ülke ve ekonomiler
İstatistiksel olarak OECD ortalamasından anlamlı bir farkı olmayan ülke ve ekonomiler
İstatistiksel olarak anlamlı biçimde OECD ortalamasının altında olan ülke ve ekonomiler
Türkiye PISA 2012’de matematik, okuma becerileri ve fen alanların hepsinde OECD ortalamasının
altında kalmıştır. Yukarıdaki tablodan OECD ülkeleri ayrıştırıldığında Türkiye, bu üç alanın her birinde
en son sıralarda yer almaktadır. Türkiye 2012 yılı itibarıyla 65 ülke içerisinde matematikte 44.,
okumada 41., fen alanında ise 43. sırada yer almıştır.
PISA’da sorular çeşitli zorluk derecelerine göre hazırlanmakta olup her alanda 7 adet yeterlilik düzeyi
bulunmaktadır. En karmaşık soruları çözebilen öğrenciler 6. düzeyde yer alırken en basit soruları dahi
yapamayan öğrenciler 1. düzeyin altında sınıflandırılmaktadır. Türkiye’de öğrencilerin matematikte
%67,5’i, fen alanında %61,7’si ve okumada %52,5’i 2. düzey ve altında becerilere sahiptir. OECD
ortalaması genellikle 2. ve 3. düzeylerde yoğunlaşırken, PISA’da başarılı örneklerden olan Şangay-
Çin’de özellikle matematikte öğrencilerin yarıdan fazlası 5. ve 6. düzeylerde konumlanmıştır. Türkiye
için özellikle fen alanında dikkat çeken gösterge, anadolu ve fen liselerinde okuyan öğrencilerin de
sınava dahil olmasına rağmen, 2006 yılından beri 6. düzey soruları doğru yanıtlayan öğrencilerin
oranının %1’in altında olmasıdır. Bu durumun, ülkemizde teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge’nin daha çok
konuşulur olduğu şu günlerde nedenlerinin araştırılması gereken çok önemli bir gösterge olduğu
düşünülmektedir.
Türkiye’nin programa dahil olduğu 2003 yılından 2012 yılına kadar gerçekleştirilen PISA’larda
matematik, fen ve okuma alanlarında ilk 3 ülke, Türkiye ve Türkiye’ye benzer performans gösteren
ülkeler ile katılan ülkeler içerisinde en kötü performans gösteren 3 ülke aşağıdaki tablolarda
gösterilmektedir. PISA’ya 2003 yılında 41, 2006 yılında 57 ve 2009 ile 2012 yıllarında 65 ülke/ekonomi
katılmıştır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 11 : PISA 2003-2012 Matematik Sıralamaları
2003 2006 2009 2012
Sıra Ülke Sıra Ülke Sıra Ülke Sıra Ülke
1 Finlandiya 1 Tayvan 1 Şangay-Çin 1 Şangay-Çin
2 G. Kore 2 Finlandiya 2 Singapur 2 Singapur
3 Kanada 3 Hong Kong-Çin 3 Hong Kong-Çin 3 Hong Kong-Çin
31 İtalya 39 Yunanistan 39 Yunanistan 39 Macaristan
32 Yunanistan 40 İsrail 40 Hırvatistan 40 Hırvatistan
33 Sırbistan-Karadağ 41 Sırbistan 41 Dubai (BAE) 41 İsrail
34 Uruguay 42 Uruguay 42 İsrail 42 Yunanistan
35 Türkiye 43 Türkiye 43 Türkiye 43 Türkiye
36 Tayland 44 Tayland 44 Sırbistan 44 Romanya
45 Romanya 45 Azerbaycan 45 Kıbrıs Rum Kesimi
46 Bulgaristan 46 Bulgaristan 46 Bulgaristan
47 Şili 47 Romanya 47 BAE
Son 3
Ülke
Brezilya
Tunus
Peru
Katar
Tunus
Katar
Panama
Endonezya
Endonezya
Kırgizistan
Kırgizistan
Peru
Matematik alanında ülkemizin başarı sıralaması 2006 yılından bu yana aynı kalmıştır. 2003 yılında
daha az sayıda ülkenin PISA’ya katıldığı düşünüldüğünde Türkiye’nin sondan 7. olduğu
anlaşılmaktadır. Bu alanda Türkiye’ye yakın performans gösteren ülkeler arasında Yunanistan, İsrail,
Bulgaristan, Şili, Sırbistan ve BAE yer almaktadır.
Tablo 12 : PISA 2003-2012 Fen Sıralamaları
2003 2006 2009 2012
Sıra Ülke Sıra Ülke Sıra Ülke Sıra Ülke
1 Finlandiya 1 Finlandiya 1 Şangay-Çin 1 Şangay-Çin
2 G. Kore 2 Hong Kong-Çin 2 Finlandiya 2 Hong Kong-Çin
3 Kanada 3 Kanada 3 Hong Kong-Çin 3 Singapur
31 Slovak Cum. 40 Şili 39 Rusya 39 İzlanda
32 Rusya 41 Sırbistan 40 Yunanistan 40 Slovak Cum.
33 Türkiye 42 Bulgaristan 41 Dubai (BAE) 41 İsrail
34 Uruguay 43 Uruguay 42 İsrail 42 Yunanistan
35 Tayland 44 Türkiye 43 Türkiye 43 Türkiye
45 Ürdün 44 Şili 44 BAE
46 Tayland 45 Sırbistan 45 Bulgaristan
47 Romanya 46 Bulgaristan 46 Şili
48 Karadağ 47 Romanya 47 Sırbistan
Son 3 Ülke
Meksika
Azerbaycan
Azerbaycan
Katar
Endonezya
Katar
Peru
Endonezya
Tunus
Kırgızistan
Kırgızistan
Peru
Fen alanında da matematiktekine benzer bir tablo ortaya çıkmakta ve yıllar itibarıyla Türkiye’nin
başarı sıralamasının aynı kaldığı görülmektedir. Fen alanında Türkiye’yle benzer sonuçlar elde eden
ülkeler ise Yunanistan, Rusya, Şili, Sırbistan, Slovakya Litvanya olarak öne çıkmaktadır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 13 : PISA 2003-2012 Okuma Sıralamaları
2003 2006 2009 2012
Sıra Ülke Sıra Ülke Sıra Ülke Sıra Ülke
1 Finlandiya 1 G. Kore 1 Şangay-Çin 1 Şangay-Çin
2 G. Kore 2 Finlandiya 2 G. Kore 2 Hong Kong-Çin
3 Kanada 3 Hong Kong-Çin 3 Finlandiya 3 Singapur
31 Yunanistan 33 İtalya 37 İsrail 37 İzlanda
32 Slovakya 34 Slovakya 38 Lüksemburg 38 Slovenya
33 Uruguay 35 İspanya 39 Avusturya 39 Litvanya
34 Rusya 36 Yunanistan 40 Litvanya 40 Yunanistan
35 Türkiye 37 Türkiye 41 Türkiye 41 Türkiye
36 Tayland 38 Şili 42 Dubai (BAE) 42 Rusya
37 Meksika 39 Rusya 43 Rusya 43 Slovakya
40 İsrail 44 Şili 44 Kıbrıs Rum Kesimi
41 Tayland 45 Sırbistan 45 Sırbistan
Son 3 Ülke
Sırbistan-Karadağ
Azerbaycan
Peru
Kazakistan
Tunus
Katar
Azerbaycan
Katar
Endonezya
Kırgızistan
Kırgızistan
Peru
Kaynak: OECD, TÜSİAD
Diğer iki alanda olduğu gibi, okuma becerisi alanında da Türkiye başarı sıralaması konusunda herhangi
bir iyileşme gösterememiştir. Bu alanda da Türkiye’nin benzer performans gösterdiği ülkeler arasında
Yunanistan, Rusya, Litvanya ve Slovakya gibi ülkeler yer almıştır. Burada dikkat çeken husus 2009
yılında PISA’ya katılan Şangay-Çin’in matematik, fen ve okuma alanlarının her birinde hemen ilk
sırada yerini almasıdır. PISA’da öğrencileri en iyi performansı gösteren ülkelerin Şangay-Çin, Hong
Kong-Çin, Singapur başta olmak üzere ağırlıklı olarak Uzakdoğu ülkeleri olması dikkat çeken önemli
bir göstergedir.
Betam (Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi) tarafından hazırlanan
ve PISA sonuçlarını değerlendiren araştırma notuna10 göre 2006-2012 döneminde bütün öğrenciler
içinde yüksek performanslı öğrencilerin payında artış, düşük performanslı öğrencilerin payında ise
azalma gözlenmekte olup ülkemizin 2003 yılından itibaren yüksek puan artışlarının daha çok köy
okullarındaki ve yoksul hanelerden gelen öğrencilerin başarısından kaynaklandığı saptanmıştır. Ayrıca
Türkiye’nin 2012’de ortalama puanını artırmasına rağmen OECD ülkeleri arasındaki sıralamasında bir
değişiklik olmaması, diğer bir ifadeyle puan artışlarına rağmen hala OECD ülkeleri arasında sondan
üçüncü olmamız özellikle vurgulanmıştır. Türkiye’de yüksek performanslı öğrencilerin toplamdaki
payının 2006’dan 2012’ye %2’den %4’e yükselmesine rağmen bu oran hala OECD ortalaması olan
%9,8’in oldukça altındadır. Düşük performanslı öğrencilerin payı ise aynı zaman aralığında %43,6’dan
%30’a gerilemiş, ancak OECD ortalamasının üzerinde kalmıştır. Betam’a göre gelecekteki iş gücünün
ana gövdesini oluşturacak olan orta dilimlerdeki öğrencilerin payı ise %54'ten %66'ya yükselerek
OECD ortalaması olan %70,6'yı neredeyse yakalamıştır. En çarpıcı olan bulgulardan biri ise yerleşim
birimleri itibarıyla Türkiye’deki PISA performansıdır. Köy okullarında ortalama PISA puanı büyük bir
sıçrama göstermiş ve köy ile kasabalar, büyük şehirlerin önüne geçmiştir.
10Eğitim Kalitesinde Yüksek Ama Yetersiz Artış, Betam
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Şekil 2 : Türkiye’de Okulların Bağlı Oldukları Yerleşim Birime Göre PISA Ortalamaları (2009 ve 2012)
Kaynak: OECD, Betam
Kutu 1 : Eğitimde Asya Örneği: Nasıl Başardılar?11
11PISA 2012 Değerlendirmesi: “Türkiye İçin Veriye Dayalı Eğitim Reformu Önerileri”, (TÜSİAD , TÖDER); Erken Çocukluk Eğitimi ve 4+4+4
Düzenlemesi, (AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı), ERG); OECD, 2012
353
434 460 470
452 481
465 471 449
464
300
400
500
Köy KüçükKasaba
Kasaba Şehir Büyük Şehir
PIS
A p
uan
ları
2009 2012
Asya ülkelerinin ortak noktası, PISA’da en üst düzeyde performans göstermelerinin yanında, ülke genelindeki öğrencilerin çoğunluğunda benzer ve üst seviyede başarı yakalayabilmeleridir. Eğitim alanındaki politika ve reformlarını rakamsal hedeflerden ziyade eğitimde niteliği artırmaya yönelik inşa etmiş ve başarılı olabilmişlerdir. Öğrencilerin başarısında, bulundukları coğrafyanın kültürü veya çeşitli sosyolojik faktörlerin de etkili olduğu elbette düşünülmelidir. Bununla birlikte, özellikle iki alana verilen önem göze çarpmaktadır: Öğretmen kalitesi ve okul öncesi eğitim. 2000'li yılların başından itibaren bu ülkelerde PISA sonuçları ve başarılı ülkelerin özellikleri ile ilgili konferanslar ve çalıştaylar düzenlenmeye başlamıştır. Bunların sonucunda öğretmen eğitimi ve kalitesininin kilit rol oynadığı ortaya çıkmıştır. Hong Kong-Çin, Şangay-Çin, Güney Kore ve Singapur gibi ülke ve ekonomiler eğitim politikalarında öğretmen kalitesini artırmaya yönelik uygulamalara odaklanmışlardır. Özellikle Şangay-Çin, Singapur ve Güney Kore öğretmenlerin performanslarıyla birlikte maaşlarını da artırmış ve başarılı öğrencilerin bu mesleği tercih etmesi gibi bir amaca yönelmiştir. Bu konuda Singapur’da öğretmen seçimi ve eğitimine yönelik politikalar uygulanmış, Güney Kore’de öğretmenliği özendirme amacıyla yüksek bütçeler harcanmış, Şangay ve Hong Kong’da ise öğretmen eğitimi ve öğretmenlerin iyi uygulamalarını paylaştıkları mekanizmalar geliştirilmiştir. Bir diğer öne çıkan alan ise PISA’da en üst sıralarda yer alan ülkelerin okul öncesi eğitime verdiği önemdir. Buna yönelik olarak Singapur’da devlet destekli okul öncesi eğitime erişimin %100’e ulaşmış olması, Güney Kore’de üç ve üç yaşın altındaki çocukların okul öncesi eğitim kurumlarına devam etme oranının OECD ortalamasının üzerinde olması ve ülkenin bu konudaki çalışmaları, Çin’de ise Eğitim Bakanlığı’nın 2020’ye kadar en az bir yıl okul öncesi eğitimini herkese ulaştırma ve iki yıllık okul öncesi eğitimini de neredeyse ülke tamamına yaygınlaştırma hedefi koymuş olması örnek olarak gösterilebilir. Okul öncesi eğitim sadece Asya ülkelerinde değil Avrupa ülkelerinde de büyük önem taşımaktadır. Zira Avrupa ülkeleri arasında Türkiye, okul öncesi eğitim ücretli olduğu halde ailelere herhangi bir desteğin sağlanmadığı tek ülkedir. Polonya ve Yunanistan’da ise okul öncesi eğitimin zorunlu kılınmasıyla okul öncesi eğitime katılım önemli oranda artmıştır. Uluslararası araştırmalar ise 15 yaş nüfusu içerisinde okul öncesi eğitim alanların almayanlara göre daha yüksek akademik başarı sergilediklerini ortaya koymaktadır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Mevcut Durum
İlk ve Orta Öğretim
Okul Arzı
Türkiye’de eğitim, ekonomik istikrar ve kalkınmaya
paralel olarak önem kazanmaktadır. 2012-2013 eğitim
yılı itibarıyla, 1997-1998 eğitim yılından beri uygulanan
sekiz yıllık kesintisiz eğitimden 4+4+4 kademeli eğitim
sistemine geçilmiş ve toplumun eğitim seviyesinin
yükseltilmesi hedeflenmiştir. Bu uygulamayla zorunlu
eğitim 8 yıldan 12 yıla çıkarılmış ve ilköğretim dört yıl
ilkokul, dört yıl ortaokul olmak üzere iki kademeye
ayrılmıştır. Ülkemizde 2013/’14 öğretim döneminde
toplam 28.532 ilkokul ve 17.019 ortaokul bulunmaktadır. Söz konusu dönemde ilkokulların %4’ü,
1.071 tanesi özel ve %96’sı, 27.461’i resmi statüde olup; ortaokulların ise %6’sına karşılık gelen 972
tanesi özel, geriye kalan 16.047 okul resmi niteliktedir. Genel trende bakıldığında ilköğretim okulu
sayısının 2003/’04 döneminde %3 artış gösterdikten sonra azalma eğilimine girdiği görülmektedir.
Tablo 14: İlköğretim Okul Sayısı
Öğretim yılı Toplam Resmi Özel
1999/'00 33.317 32.634 683
2000/'01 36.072 35.356 716
2001/'02 35.052 34.424 628
2002/'03 35.133 34.525 608
2003/'04 36.114 35.501 613
2004/'05 35.611 34.937 674
2005/'06 34.990 34.262 728
2006/'07 34.656 33.899 757
2007/'08 34.093 33.227 866
2008/'09 33.769 32.862 907
2009/'10 33.310 32.431 879
2010/'11 32.797 31.899 898
2011/'12 32.108 31.177 931
İlkokul Sayısı
2012/'13 29.169 28.177 992
2013/'14 28.532 27.461 1.071
Ortaokul Sayısı
2012/'13 16.987 16.083 904
2013/'14 17.019 16.047 972
Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı (MEB)
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
2013/’14 öğretim döneminde, ülkemizde 3.743 adet genel lise bulunmaktadır. Söz konusu dönemde
genel liselerin %27’si, 1.007 tanesi özel ve %73’ü, 2.736’sı resmi statüdedir. Genel liselerde özel okul
sayısında her yıl artış görülmesine karşın resmi okullarda özellikle son dönemde genel eğilim azalış
yönündedir.
Tablo 15: Genel Ortaöğretim Okul Sayısı
Öğretim yılı Toplam Resmi Özel
1999/'00 2.656 2.215 441
2000/'01 2.747 2.288 459
2001/'02 2.635 2.175 460
2002/'03 2.552 2.215 337
2003/'04 2.737 2.270 467
2004/'05 2.939 2.357 582
2005/'06 3.406 2.778 628
2006/'07 3.690 2.994 696
2007/'08 3.830 3.119 711
2008/'09 4.053 3.270 783
2009/'10 4.067 3.358 709
2010/'11 4.102 3.328 774
2011/'12 4.171 3.331 840
2012/'13 4.214 3.307 907
2013/'14 3.743 2.736 1.007
Kaynak: MEB
2013/’14 öğretim döneminde ülkemizde 7.211 adet mesleki ve teknik lise bulunmaktadır. Söz konusu
dönemde mesleki ve teknik liselerin %6’sı, 426’sı özel ve %94’ü, 6.785’i resmi statüdedir. Genel
liselerde olduğu gibi mesleki ve teknik liselerde de özel okullar büyüme seyrindedir. Yalnız 2013/’14
döneminde 300 adet özel meslek lisesi ülkemiz bünyesine eklenmiştir. Bu yüksek artışta sağlık meslek
liseleri etkili olmuş ve sadece 2013 yılında 285 adet Özel Anadolu Sağlık Meslek Lisesi açılmıştır.
Tablo 16: Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Okul Sayısı
Öğretim yılı Toplam Resmi Özel
1999/'00 3.344 3.322 22
2000/'01 3.544 3.519 25
2001/'02 3.732 3.710 22
2002/'03 3.660 3.649 11
2003/'04 4.204 4.190 14
2004/'05 3.877 3.858 19
2005/'06 4.029 4.007 22
2006/'07 4.244 4.223 21
2007/'08 4.450 4.429 21
2008/'09 4.622 4.595 27
2009/'10 4.846 4.824 22
2010/'11 5.179 5.155 24
2011/'12 5.501 5.456 45
2012/'13 6.204 6.078 126
2013/'14 7.211 6.785 426
Kaynak: MEB
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Okullaşma Oranları
Ülkemizde 2013/’14 öğretim döneminde ilkokul seviyesinde okullaşma oranı %99,57, ortaokulda
%94,52 ve ortaöğretimde %76,65 seviyesindedir. Okullaşma oranı yıllar itibarıyla artış seyrindedir.
Cinsiyete göre okullaşma oranları ilköğretim seviyesinde kız ve erkek öğrencilerde hemen hemen aynı
seviyedeyken, ortaöğretimde erkek öğrencilerle kız öğrenciler arasındaki fark yıldan yıla azalmakta
olup, son dönemde 1,2 puandır. Kız ve erkek öğrencilerin okullaşma oranlarının arasındaki farkın
azalmasında “Haydi kızlar okula”, “Kardelen” gibi kampanyaların da etkili olduğu düşünülmektedir.
2012/’13 öğretim döneminde yükseköğretimde okullaşma oranı %38,50’dir. Yükseköğretim
okullaşma oranının erkek ve kız öğrencilerde hemen hemen aynı olması dikkat çekmektedir.
Tablo 17: Okullaşma Oranları (Net) (%)
Öğretim yılı
İlköğretim Ortaöğretim Yükseköğretim
A B C A B C A B C
1997/'98 84,74 90,25 78,97 37,87 41,39 34,16 10,25 11,28 9,17
1998/'99 89,26 94,48 83,79 38,87 42,34 35,22 10,76 11,81 9,67
1999/'00 93,54 98,41 88,45 40,38 44,05 36,52 11,62 12,68 10,52
2000/'01 95,28 99,58 90,79 43,95 48,49 39,18 12,27 13,12 11,38
2001/'02 92,4 96,2 88,45 48,11 53,01 42,97 12,98 13,75 12,17
2002/'03 95,28 99,58 90,79 43,95 48,49 39,18 12,27 13,12 11,38
2003/'04 90,21 93,41 86,89 53,37 58,08 48,43 15,31 16,62 13,93
2004/'05 89,66 92,58 86,63 54,87 59,05 50,51 16,6 18,03 15,1
2005/'06 89,77 92,29 87,16 56,63 61,13 51,95 18,85 20,22 17,41
2006/'07 90,13 92,25 87,93 56,51 60,71 52,16 20,14 21,56 18,66
2007/'08 97,37 98,53 96,14 58,56 61,17 55,81 21,06 22,37 19,69
2008/'09 96,49 96,99 95,97 58,52 60,63 56,3 27,69 29,4 25,92
2009/'10 98,17 98,47 97,84 64,95 67,55 62,21 30,42 31,24 29,55
2010/'11 98,41 98,59 98,22 66,07 68,17 63,86 33,06 33,44 32,65
2011/'12 98,67 98,77 98,56 67,37 68,53 66,14 35,51 35,59 35,42
İkokul Ortaokul Ortaöğretim Yükseköğretim
A B C A B C - - - - - -
2012/'1312
98,86 98,81 98,92 93,09 93,19 92,98 70,06 70,77 69,31 38,5 38,4 38,61
2013/'14 99,57 99,53 99,61 94,52 94,57 94,47 76,65 77,22 76,05 - - -
A: Toplam B: Erkek C: Kadın Kaynak: MEB
12 18.08.1997 tarihli ve 4306 sayılı Kanun ile 1997/'98 öğretim yılından itibaren 8 yıllık kesintisiz, 30.03.2012 tarihli ve 6287 sayılı Kanun ile
2012/'13 öğretim yılından itibaren de 12 yıllık kademeli zorunlu eğitime geçilmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Öğrenci Sayıları
Türkiye’de yükseköğretim öncesi eğitim alan öğrenci sayısı 2013/’14 döneminde 16,2 milyon
seviyesinde olup 2003/’04 ve 2013/’14 arası dönemde yılda ortalama %2 artmıştır. 2006/’07
dönemine kadar artış trendinde olan yükseköğretim öncesi eğitim alan öğrenci sayısı 2006/’07-
2008/’09 dönemleri arasında benzer seviyesini korumuş ve bunu takip eden dönemlerde tekrar artış
göstermiştir. Ancak 2013/’14 döneminde genel ortaöğretim seviyesindeki öğrenci sayısındaki
azalmanın da etkisiyle toplam öğrenci sayısı %6 oranında azalmıştır. Türkiye genelindeki toplam
öğrencilerin yaklaşık %7’si okul öncesi eğitim kurumlarında, %68’i ilköğretim, %11’i genel lise ve
%14’ü de mesleki teknik liselerde eğitim görmektedir.
Tablo 18: Türkiye’de Öğrenci Sayıları (Bin Kişi)
Toplam Özel Okullar
Öğretim Yılı
Okul Öncesi
İlköğretim Genel
Ortaöğ. Mesleki T.
Ortaöğ. Toplam İlköğretim
Genel Ortaöğ.
Mesleki T. Ortaöğ.
2003/’04 345 10.480 1.964 1.050 13.839 161 69 1
2004/’05 435 10.565 1.937 1.102 14.039 172 70 1
2005/’06 550 10.674 2.076 1.183 14.483 189 76 1
2006/’07 641 10.847 2.142 1.244 14.874 213 86 1
2007/’08 702 10.871 1.980 1.265 14.818 226 93 1
2008/’09 805 10.710 2.272 1.565 15.352 240 111 1
2009/’10 981 10.917 2.421 1.819 16.138 252 117 2
2010/’11 1.116 10.981 2.676 2.072 16.845 267 128 2
2011/'12 1.170 10.979 2.666 2.090 16.905 287 134 4
Öğretim Yılı
Okul Öncesi
İlkokul Ortaokul Genel
Ortaöğ. Mesleki T.
Ortaöğ. Toplam İlkokul Ortaokul
Genel Ortaöğ.
Mesleki T. Ortaöğ.
2012/'13 1.078 5.594 5.567 2.726 2.270 17.235 167 164 139 18
2013/'14 1.059 5.575 5.478 1.805 2.308 16.226 184 182 143 54
Kaynak: MEB
Türkiye’de eğitim ağırlıkla kamu okullarında yapılmaktadır. Özel okullarda öğrenim gören öğrencilerin
sayısı son yıllarda sürekli artmış ve 2013/’14 döneminde özel okulların payı ilköğretimde %3,
ortaöğretimde %8 seviyesinde oluşurken mesleki teknik liselerde son dönemdeki hızlı artışla %2’ye
yükselmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Ortaöğretime Talep
Eğitim kurumlarına olan talebi ölçmek amacıyla farklı türlerdeki okulları puan sıralamasına göre
sınıflandırmak anlamlı olacaktır. Bu doğrultuda anadolu ve fen liseleri türünde en fazla tercih edilen
okullardan ilk ikisinin İstanbul’da bulunan anadolu liseleri, geri kalanın ise farklı şehirlerde bulunan
fen liseleri olması dikkat çekicidir. Mesleki ve teknik liselerde ise ilk 10’da yer alan tüm okulların sağlık
alanına yönelik olması diğer dikkat çekici göstergedir. Sağlık alanında yaşanan ara eleman ihtiyacının
etkisiyle son birkaç yılda önemli oranda talep artışının yaşandığı sağlık meslek liselerinde, Sağlık
Bakanlığı tarafından bu yıl itibarıyla bu okullara kayıt olan hemşirelere “hemşirelik” yerine “yardımcı
hemşirelik” ünvanı verilmesinin önünü açan ve hemşire, ebe ve teknisyen olmak isteyenlere lisans
zorunluluğu getiren düzenlemenin önümüzdeki yıllarda talepteki bu yüksek artışı sınırlandıracağı
düşünülmektedir. Özel öğretim kurumlarında ise ilk 10’da yer alan okulların tamamı fen liselerinden
oluşmaktadır. Hem resmi hem de özel okullarda ortaöğretim kademesinde en fazla talebin sayısal
ağırlıklı öğretim yapan bu tür okullara olduğu anlaşılmaktadır. Büyük çoğunluğunun İstanbul’da
bulunduğu yabancı özel okullar ise kontenjanlarını son üç yılda ortalama %2 artırmıştır. Burada bir
önceki yıla göre kontenjanını en fazla artıran okulların St. Georg Avusturya Lisesi ile Notre Dame de
Sion Fransız Lisesi olduğu, İtalyan Lisesi’nin ise kontenjanını azaltan tek okul olduğu anlaşılmaktadır.
Puan sıralamasında dikkat çeken nokta, tavan ve taban puanları arasındaki farktır. Kontenjan
doluluğu açısından değerlendirdiğimizde geçtiğimiz yıl en fazla farkın sırasıyla İzmir St. Joseph Fransız
Lisesi, Tarsus Amerikan Koleji ve St. Michel Fransız Lisesi’nde olduğu görülmektedir.
Yabancı okullar hariç diğer okul türleri beraber değerlendirildiğinde, tavan puanı en yüksek ilk 10
okulda 6 adet özel fen lisesi bulunmakta olup resmi okullarda 2 anadolu ve 2 fen lisesi yer almaktadır.
Puanı en düşük okullar arasında bazı özel okullar ile birlikte ağırlıklı olarak mesleki ve teknik liseler
bulunmaktadır. Bazı özel okulların yıllık ücretleri ve kontenjan ile taban-tavan puanlarına ilişkin
tablolar Ek 2 ve Ek 3’de bulunmaktadır.
Tablo 19 : Anadolu ve Fen Liselerinde Puan Sıralamasına Göre İlk 10 Okul, 2012
Bulunduğu İl Anadolu ve Fen Liseleri İlk 10
Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
1 İstanbul GS Üniversitesi Galatasaray Lisesi 100 100 496 507
2 İstanbul İstanbul Lisesi 180 180 495 500
3 Sakarya Sakarya Cevat Ayhan Fen Lisesi 104 104 484 500
4 Adana Adana Fen Lisesi 104 104 490 499
5 Ankara Ankara Fen Lisesi 104 104 494 499
6 Konya Konya-Meram Fen Lisesi 104 104 491 499
7 Bursa Nilüfer İMKB Fen Lisesi 104 104 487 499
8 İzmir İzmir Fen Lisesi 78 78 494 499
9 Aydın Aydın Fen Lisesi 52 52 492 498
10 Balıkesir Enerjisa Bandırma Fen Lisesi 104 104 477 498
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 20 : Mesleki ve Teknik Liselerde Puan Sıralamasına Göre İlk 10 Okul, 2012
Bulunduğu İl Mesleki ve Teknik Liseleri İlk 10
Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
1 Samsun Atatürk Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 72 72 420 477
2 Kütahya Tavşanlı Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 48 48 412 476
3 Balıkesir İvrindi Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 24 24 423 475
4 İzmir Yenişehir Dr.Osman Yaşar Anadolu Sağlık Meslek Lisesi
24 24 437 475
5 Mersin Tarsus Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 24 24 403 474
6 Kocaeli Gölcük Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 24 24 398 468
7 Eskişehir Atatürk Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 24 24 414 467
8 Elazığ Metin Koloğlu Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 24 24 426 466
9 Konya Atatürk Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 72 72 435 466
10 Isparta Eğirdir Anadolu Sağlık Meslek Lisesi 24 24 411 466
Tablo 21 : Özel Öğretim Kurumlarında Puan Sıralamasına Göre İlk 10 Okul, 2012
Bulunduğu İl Özel Okullarda İlk 10
Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
1 İstanbul Özel İstanbul Fatih Fen Lisesi 20 20 495 500
2 İstanbul Özel Kasımoğlu Coşkun Fen Lisesi 20 20 490 500
3 İstanbul Özel Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi 24 24 497 500
4 İzmir Özel Yamanlar Fen Lisesi 22 22 495 500
5 Elazığ Özel Yavuz Selim Mustafa Sabuncu Fen Lisesi 16 16 485 500
6 Konya Özel Merve Güventaş Fen Lisesi 22 22 491 499
7 Erzurum Özel Final Fen Lisesi 12 12 471 499
8 Adana Özel Adana Final Fen Lisesi 48 48 486 499
9 Ankara Özel Samanyolu Cemal Şaşmaz Fen Lisesi 18 18 491 499
10 İstanbul Özel Burç Safiye Sultan Fen Lisesi 24 24 487 499
Kaynak : MEB, 2012 Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sistemi - Yerleştirme Tavan Taban PuanlarıI Listesi
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 22 : Yabancı Özel Okullar
Bulunduğu İl Yabancı Okullarda İlk 10 2013
Kontenjan 2012
Kontenjan 2011
Kontenjan
2012-2013
Tavan Puan
2012-2013
Taban Puan
1 İstanbul Amerikan Robert Lisesi* 102 100 99 500.000 495.319
2 İstanbul Amerikan Robert Lisesi** 102 100 99 500.000 495.319
3 İstanbul Alman Lisesi 130 130 130 500.000 487.572
4 İstanbul Üsküdar Amerikan Lisesi* 84 84 84 500.000 490.276
5 İstanbul Üsküdar Amerikan Lisesi** 84 84 84 500.000 486.422
6 İzmir İzmir Amerikan Koleji 156 156 156 500.000 433.195
7 Mersin Tarsus Amerikan Koleji* 48 48 48 495.983 376.179
8 İstanbul St. Georg Avusturya Lisesi ve Ticaret Okulu (Lise Bölümü)
100 80 80 495.875 484.207
9 Mersin Tarsus Amerikan Koleji** 48 48 48 495.875 378.556
10 İzmir St. Joseph Fransız Lisesi 72 75 72 491.194 365.350
11 İstanbul St. Joseph Fransız Lisesi 198 192 176 490.362 477.692
12 İstanbul Notre Dame de Sion Fransız Lisesi
132 120 132 490.276 469.487
13 İstanbul St. Pulcherie Fransız Lisesi 96 92 86 487.177 444.960
14 İstanbul St. Michel Fransız Lisesi 105 100 100 484.914 378.700
15 İstanbul St. Georg Avusturya Lisesi ve Ticaret Okulu (Ticaret Bölümü)
20 20 20 483.225 468.181
16 İstanbul St. Benoit Fransız Lisesi 196 196 192 482.199 428.243
17 İstanbul İtalyan Lisesi 84 88 80 482.000 420.000
18 İstanbul Galileo Galilei İtalyan Lisesi 72 72 72 480.000 450.000
Kaynak: Özel Okullar Birliği
*Kız, **Erkek
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Kutu 2 : Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitim13
13 http://www.dunya.com/ozel-sektor-son-5-yilda-100-yeni-meslek-lisesi-yatirimi-yapti-221175h.htm; Meslek Eğitiminde Kalite İçin
İşbirliği: Mesleki ve Teknik Eğitimde Güncellenmiş Durum Analizi; ERG,Koç Holding Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi; Türkiye’de
Mesleki Eğitimi ve Teşvik Edici Faktörler, Sinan Musubeyli; OECD, 2009
Bundan 5 yıl önce 22 adet özel meslek lisesi bulunurken bugün, bünyesinde çoğunluğu sağlık
alanına yönelik olmakla birlikte 426 adet özel meslek lisesi barındıran Türkiye’nin hem sanayi,
hem de hizmet sektörlerindeki ara eleman ihtiyacını karşılamada bu tür okullar kritik bir role
sahiptir. Bu konu, kamunun eğitimle ilgili temel yaklaşım ve politikalarında da ele alınmakta
ve mesleki ve teknik eğitimin tüm ortaöğretim içindeki payının artırılacağı belirtilmektedir.
Son yıllarda özel sektör de bu tür okulların gelişimi açısından çeşitli projeler üretmektedir.
Bunlardan Koç Holding’in 2006 yılında başlattığı ve MEB ile iş birliği içinde yürüttüğü “Meslek
Lisesi Memleket Meselesi” projesine 264 meslek lisesi ve 8 bin meslek lisesi öğrencisi dahil
olmuştur. Proje kapsamında, şirketler ile onların alanlarında eğitim veren meslek liseleri
arasında eşleştirme sağlanarak istihdama ve işletmelerin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan
kaynağının yetiştirilmesine katkıda bulunulması amaçlanmış ve zaman içinde burs, müfredat,
laboratuvar, staj, kişisel ve mesleki gelişim ve istihdam desteği gibi bileşenleri ile “Okul-
İşletme Eşleştirme Modeli“ adını alan bu yapılanmada mesleki eğitim veren okullar ile
işletmeler arasındaki işbirliğini geliştirmek hedeflenmiştir. Tofaş’ın bu projeyle entegre olarak
yürüttüğü “Fiat Laboratuvarları-Fiat Teknik Eğitim” programı kapsamında ise 9 farklı ilde 11
adet Fiat Laboratuvarı kurulmuştur.
Her sektörün önemli problemlerinden olan ara eleman ihtiyacı nedeniyle organize sanayi
bölgeleri (OSB’ler) de, kendi içlerinde özel meslek liseleri kurmaya başlamıştır. OSB’lerde
kurulan meslek liselerine, meslek alanlarına göre değişmekle beraber, öğrenci başına bir
öğrencinin devlete maliyetinin 1,5 katına kadar teşvik verilmektedir. Dünya Gazetesi’nde yer
alan habere göre, 2013-2014 yılında makine teknolojisi, metal teknolojisi, elektrik-elektronik
teknolojisi alanlarına her biri için 5,5 milyon TL teşvik verilmiştir. Mart 2014 itibarıyla OSB
sınırları içerisinde 9 adet özel meslek lisesi bulunmaktadır.
Talep tarafında ise, toplumda meslek liselerinin diğer türdeki ortaöğretim kurumlarına
yerleşememiş öğrencilerin tercih ettiği bir kurum olma algısı hakimdir. Nitekim, ERG’nin
yaptığı bir çalışmada bu tezi destekleyici sonuçlara ulaşılmış, bireyin sosyoekonomik
durumunun hangi ortaöğretim okuluna gideceğini belirleyen bir faktör olduğu vurgulanmıştır.
Buna göre, sosyoekonomik olarak daha avantajlı çocuklar anadolu liselerine, çağ nüfusunun
çoğunluğu genel liselere ve en dezavantajlı çocuklar meslek liselerine devam etmektedirler.
Yine ERG’nin yer aldığı benzer bir çalışmada, meslek liselerine giden öğrencilerin çoğunlukla
yükseköğretime devam etmek istedikleri ve mesleki ve teknik ortaöğretim mezunlarının
%63’ünün bir yükseköğretim programıyla ilişkisi olduğu sonucuna ulaşılmış ve bunda
üniversite eğitiminin ekonomik getirisinin, hem genel, hem mesleki ve teknik ortaöğretime
göre daha yüksek olmasının da etkili olduğu belirtilmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Çalışabilir Nüfus (15-64 Yaş Grubu) Eğitim Düzeyi ve Ortalama Ücretleri (TL, 2008 Cari Fiyatlarıyla), 2008
Toplam Kadın Erkek
Eğitim düzeyi Saat Aylık Saat Aylık Saat Aylık
Okuryazar olmayanlar 2,34 441,08 2,25 371,1 2,40 497,12
Okuryazar olup bir okul bitirmemiş olanlar 2,44 493,32 2,27 433,55 2,52 519,63
İlkokul mezunları 3,25 663,27 2,66 476,25 3,35 694,64
İlköğretim mezunları 3,15 644,17 2,64 502,37 3,24 667,53
Genel lise mezunları 4,29 823,99 3,92 727,42 4,42 858,61
Mesleki veya teknik lise mezunları 4,40 839,9 4,13 736,63 4,47 867,40
Yükseöğretim mezunları 8,86 1.468,78 8,25 1.320,54 9,23 1.559,40 Kaynak: ERG, 2010. 2009 Hanehalkı İşgücü Anketleri
TOBB Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) tarafından yapılan çalışmaya
göre, mesleki ve teknik ortaöğretimin önemi konusundaki farkındalık düzeyinin düşüklüğü,
bu konuda yeterli kamu kaynağının aktarılmaması, mesleki rehberlik ve yönlendirmenin
yetersiz olması ve okullardaki teknik donanımların çağın gereksinimlerine uymaması mesleki
eğitimin zayıf yönlerini oluşturmakta ve bu konuda başarılı sistemler olarak Avusturya ve
Almanya dual mesleki eğitim modülleri örnek gösterilmektedir. Buna göre eğitimlerin
%70’inin firmalarda geri kalanının okullarda gerçekleştiği sistemde büyük firmalar kendi
mesleki eğitim okullarını kurmakta ve bu yolla hem kendilerine hem de müşteri ve
tedarikçilerine kalifiye eleman yetiştirmektedir. Bunun yanında mesleki eğitimle ilgili
düzenlemeler bölgelerde ağırlıklı sektörlere yönelik olmakta ve sistemde yer alan
öğretmenler her yıl farklı alanlarda eğitilmektedir.
Her ne kadar farklı sanayi yapıları ve ihtiyaçları doğrultusunda, ortaöğretim kademesinde
mesleki eğitime yaklaşım farklılık gösterse de ülkeler arasında lise öğrencilerinin program
türlerine göre dağılımına baktığımızda, OECD ortalaması %46 olan mesleki ortaöğretim
öğrencilerinin AB-19 ülkelerinde %53 ve Türkiye’de %36 olduğu görülmektedir. Bu oran
mesleki eğitimde başarılı ülkeler olarak nitelendirilen Almanya’da %57, Avusturya’da %77
iken Finlandiya’da %67 ve İtalya’da %60 mertebesindedir. Türk sanayisinin ihtiyaç duyduğu
nitelikteki mesleki eğitim ve iş gücünü sağlamada özel sektörün de katkı sağlaması yoluyla
olumlu gelişmeler olsa da bu konuda alınması gereken yol uzundur. Koç Holding ve ERG
işbirliğinde hazırlanan mesleki ve teknik eğitimde durum analizinin yapıldığı rapora göre ise,
mesleki ve teknik eğitimin etkinliliği, beklentileri karşılayacak sayıda ve kalitede mezun
verilmesi, teknoloji ve iş gücü piyasasındaki gelişmelerin sürekli ve düzenli olarak izlenmesi ve
sonuçların eğitim yatırımlarına ve programlarına aktarılması ile yakından ilişkilidir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Öğretmen Sayıları
Türkiye’de ilköğretim ve lise seviyesinde görev alan öğretmen sayısı 2013/’14 döneminde 848 bin
seviyesinde olup son 5 yılda ortalama %5 artmıştır. Öğretmen sayısında ortalama yıllık artış oranı
ilköğretimde %5, genel lisede %2 ve mesleki ve teknik liselerde %13 seviyesindedir. 2013/’14 dönemi
itibarıyla ilköğretim, genel lise ve mesleki teknik liselerde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı
benzer seviyelerde olup, ülke genelinde öğretmen başına ilköğretimde yaklaşık 19, ortaöğretimde 16
öğrenci düşerken, özel okullarda bu sayı ilköğretimde 9 ve lisede 7 öğrencidir.
Tablo 23: Öğretmen Sayıları
Toplam Özel Okullar
Öğretim Yılı İlköğretim Ortaöğ. Mesleki T.
Ortaöğ. Toplam İlköğretim Ortaöğ.
Mesleki T. Ortaöğ.
2003/’04 384.170 79.545 68.231 531.946 16.275 7.133 13
2004/’05 401.288 93.209 74.405 568.902 17.957 8.252 84
2005/’06 389.859 102.581 82.736 575.176 19.543 14.140 380
2006/’07 402.829 103.389 84.276 590.494 21.475 12.673 244
2007/’08 445.452 106.270 84.771 636.493 23.188 13.139 322
2008/’09 453.318 107.789 88.924 650.031 24.889 14. 716 309
2009/’10 485.677 111.896 94.966 692.539 27.631 16.112 317
2010/’11 503.328 118.378 104.327 726.033 29.424 16.905 324
2011/'12 515.852 122.716 113.098 751.666 31.691 19.386 689
İlkokul Ortaokul
İlkokul Ortaokul
2012/'13 282.043 269.759 119.393 135.502 806.697 20.546 18.926 20.197 2.181
2013/'14 288.444 280.804 117.353 161.288 847.889 21.273 21.459 21.568 7.472
Kaynak: MEB
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Bölgesel Bazda Okul, Öğretmen ve Derslik Başına Düşen Öğrenci Sayısı
Eğitimde hem nitelik hem de nicelik bakımından bölgesel farklılıkların mevcut olduğu Türkiye’de
2013/’14 öğretim yılı itibarıyla okul başına düşen öğrenci sayısı ilkokul seviyesinde İstanbul’da 587
iken Erzurum, Erzincan, Ağrı, Kars, Ardahan gibi illerin dahil olduğu Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde
88’dir. Genel lise düzeyinde ise ülke genelinde okul başına ortalama 506 öğrenci hesaplanırken,
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bu oran 733, İstanbul’da 548 ve Malatya, Elazığ, Tunceli, Van
Hakkari gibi illerin bulunduğu Orta Doğu Anadolu Bölgesi’nde 545’tir. Bu oranın en düşük olduğu
bölge okul başına 381 öğrenciyle Doğu Karadeniz’dir.
Şekil 3: Bölgeler Bazında Okul Başına Düşen Öğrenci Sayısı
Kaynak: MEB
Ülkemizde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı eğitimin tüm kademelerinde OECD ülke
ortalamalarına göre yüksektir. (OECD ülkeleri ortalamalasında ilköğretimde öğretmen başına 15,
ortaöğretimde ise 14 öğrenci düşmektedir.) Öğretmenlerin ülke geneline dağılımında da bölgeler
arası farklılıklar bulunmaktadır. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısının en fazla olduğu bölge
ilköğretimde İstanbul’la benzer seviyelerde olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi iken Karadeniz, bu
oranın en düşük olduğu bölge olarak öne çıkmaktadır. Genel ortaöğretim seviyesinde ilköğretime
benzer farklılıklar göze çarpmakta ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile İstanbul ülke ortalamasının
üzerinde bir tablo çizmektedir.
195
587
173 179 255
278 216
150 118
148 88
119 177
304
529
240 254 293
364 293
216 222 188
220 287
372
506 548
432 433 471
517 540
437 419 381
461
545
733
0
100
200
300
400
500
600
700
800ilkokul ortaokul genel ortaöğ.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Şekil 4: Bölgeler Bazında Öğretmen14
Başına Düşen Öğrenci Sayısı
Kaynak: MEB
Derslik başına düşen öğrenci sayısında yine İstanbul ile benzer seviyede yoğunluğa sahip olan
Güneydoğu Anadolu Bölgesi ön plana çıkarken; genel lise düzeyinde aradaki farkın açıldığı
görülmektedir. Türkiye genelinde mesleki ve teknik lise hariç olmak üzere lise düzeyinde derslik
başına ortalama 29 öğrenci düşerken, bu sayı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 42, İstanbul’da ve Orta
Doğu Anadolu Bölgesi’nde 33, Karadeniz Bölgesi’nde ise 25 civarıdır.
Şekil 5: Bölgeler Bazında Derslik15
Başına Düşen Öğrenci Sayısı
Kaynak: MEB
14 Toplam öğretmen sayısı, kadrolu öğretmenleri kapsar.
15 İlkokul ve ortaokullarda derslik başına düşen öğrenci sayısı hesaplanırken; genellikle aynı dersliği ilkokul ve ortaokul birlikte
kullandığından, ilkokul ve ortaokul birlikte değerlendirilmiştir.
19
24
16
16
18
17
18
17
15
16
21
22
25
18
23
16
15
17
17
18
15
15
14
19
21 25
20
31
15
16
18
19
19
17
15
15
19
20
27
Türkiye
İstanbul
Batı Marmara
Ege
Doğu Marmara
Batı Anadolu
Akdeniz
Orta Anadolu
Batı Karadeniz
Doğu Karadeniz
Kuzeydoğu Anadolu
Orta Doğu Anadolu
Güneydoğu Anadolu
genel ortaöğ. ortaokul ilkokul
29
39
22
24
28
28
29
22
21
20
25
31
39
29
33
25
25
25
28
30
27
25
24
27
33
42
Türkiye
İstanbul
Batı Marmara
Ege
Doğu Marmara
Batı Anadolu
Akdeniz
Orta Anadolu
Batı Karadeniz
Doğu Karadeniz
Kuzeydoğu Anadolu
Orta Doğu Anadolu
Güneydoğu Anadolu
genel ortaöğ. ilkokul + ortaokul
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesinin konsolide bütçeden aldığı pay 2014 yılı itibarıyla %12,76
seviyesinde ve son 15 yılın en yüksek düzeyindedir. Aynı şekilde MEB bütçesinin GSYH’den aldığı pay
2013 yılında %3,05 seviyelerinde gerçekleşmiş ve bu yıl %3,24 olarak hedeflenmiştir.
Tablo 24: MEB Bütçesi
(Bin TL) GSYH16
Konsolide/Merkezi Yönetim Bütçesi
17
MEB Bütçesi
MEB Bütçesi /GSYH
MEB Bütçesi
/Merkezi Yön.
Bütçesi
1997 29.393.262 6.361.685 510.064 1,74% 8,02%
1998 70.203.147 14.789.475 1.243.108 1,77% 8,41%
1999 104.595.916 27.266.600 2.131.808 2,04% 7,82%
2000 166.658.021 46.827.436 3.350.330 2,01% 7,15%
2001 240.224.083 48.519.490 4.046.306 1,68% 8,34%
2002 350.476.089 98.131.000 7.460.991 2,13% 7,60%
2003 454.780.659 147.230.170 10.179.997 2,24% 6,91%
2004 559.033.026 150.658.129 12.366.236 2,21% 8,21%
2005 648.931.712 156.088.875 14.835.422 2,29% 9,50%
2006 758.390.785 174.958.101 16.568.145 2,18% 9,47%
2007 843.178.421 204.988.546 21.355.634 2,53% 10,42%
2008 950.534.251 222.553.217 22.915.565 2,41% 10,30%
2009 952.558.579 262.217.866 27.446.778 2,88% 10,47%
2010 1.098.799.348 286.981.304 28.237.412 2,57% 9,84%
2011 1.297.713.210 312.572.607 34.112.163 2,63% 10,91%
2012 1.415.786.010 350.898.318 39.169.379 2,77% 11,16%
2013 1.559.160.000 404.045.669 47.496.379 3,05% 11,76%
2014 1.718.818.000 436.432.901 55.704.818 3,24% 12,76%
Kaynak: MEB
16 GSYH'nin gerçekleşmesi tahminidir. 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısından alınmıştır.
17 Bütçe Kanunlarından alınmıştır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Kutu 3 : Eğitim Yayıncılığı18
18 TOBB Türkiye Eğitim Meclisi Sektör Raporu, Şubat 2012
Esasen bir hizmet sektörü olan eğitimde, üretimi sektör bünyesinde yer alan yayıncılar ve
eğitim araç gereci üreten firmalar gerçekleştirmektedir. Eğitim yayını üreten firmalar,
yayınlarının öğretmenler tarafından kullanılabilmesi için Bakanlığın ilgili birimine onaylatmak
durumundadır. Böylelikle Bakanlık tarafından onaylanan kitaplar, her yıl yapılan ihaleye
girmekte ve en ucuz fiyat veren firmanın kitapları öğrencilere dağıtılma amacıyla satın
alınmaktadır. 2011 yılı itibarıyla Bakanlığın öğrencilere dağıttığı kitapların %77’si özel sektör,
geri kalanı Devlet Döner Sermaye İşletmesi tarafından üretilmiştir.
Her yıl 160 milyon adet civarı ders kitabının üretildiği sektörde, 2011 yılında bu üretimin 120
milyonu özel sektör 40 milyonu devlet tarafından gerçekleştirilmiştir. TOBB’un eğitim sektörü
raporuna göre, eğitim yayıncıları devletin kitap üretiminin oldukça maliyetli olduğu ve
devletin özel sektörün girmediği zorunlu alanlar dışında yayıncılıktan çekilmesi gerektiğini
düşünmektedir.
Ders Kitaplarında Devlet ve Özel Sektör Payları
Devlet Kitapları Özel Sektör
Alınan Kitap Yapılan Ödeme (TL)
Alınan Kitap Yapılan Ödeme (TL)
2003 İlköğretim 15.492.415 30.264.563 66.341.866 104.254.125
Ort.Fiyat 1,95 1,57
2006 İlköğretim 31.696.513 62.610.997 73.196.107 93.665.562
Ortaöğretim 27.037.776 67.770.194 10.377.213 18.307.671
Ort.Fiyat 2,22 1,34
2007 İlköğretim 68.648.379 90.096.083 53.421.634 61.291.416
Ortaöğretim 23.395.665 44.646.720 11.666.701 20.042.533
Ort.Fiyat 1,46 1,25
2008 Alınan Kitap 117.298.452 185.871.346 50.337.302 107.574.769
Ort.Fiyat 1,58 2,1
2009 Alınan Kitap 51.948.483 115.627.233
Ort.Fiyat 1,45 1,25
2010 Alınan Kitap 98.292.404 98.292.404
Ort.Fiyat 1,65 1,45
2011 Alınan Kitap 66.967.296 100.244.373
Ort.Fiyat 1,64 1,45 Kaynak: TOBB, MEB
Eğitim yayıncılığında özel sektör, düşük seviyedeki kitap fiyatlarını ve özel sektörce sağlanan
kitabın satış fiyatının 9 yıldır benzer düzeyde kalmasını sektördeki olumsuzluklar olarak
değerlendirmektedir.
Türkiye Yayıncılar Birliği verilerine göre, ülkemizde 1.732 adet yayınevi, yaklaşık 6.000 adet
kitabevi ve 150 civarı dağıtım şirketi bulunmaktadır. 2013 itibarıyla toplam (48 sayfa altı
eğitim amaçlı kitaplar hariç) 536,3 milyon adet kitap üretilmiş ve ücretsiz dağıtılan ders kitabı
adedi (MEB) 206,2 milyon olarak gerçekleşmiştir. 2008 yılında kişi başına düşen üretilen kitap
adedinin 4 olduğu Türkiye’de bu oran 2013 yılı itibarıyla 7,1’e yükselmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Kitap ve e-kitapta uygulanan KDV oranı %8 olup ortalama net kitap satış fiyatları okul
kitaplarında 1,2 $, kültür kitaplarında 5,5 $, akademik kitaplarda ise 8,2 $ olarak
hesaplanmıştır.
2013 Yıl Sonu Kitap Toptan Satışlar Pazarı
Segmentler Mevcut (Milyon $)
Pazar Payı (%)
Eğitim Yayınları 875 55,3
a. Ders kitapları 164
b. Yardımcı ders kitapları 161
c. Sınava hazırlık kitapları 550
Kültür Yayınları 560 35,4
Akademik Yayınlar 65 4,1
İthal Yayınlar 83 5,2
a. İngilizce Dil Öğretim Kitapları (ELT) 38
b. Diğer ithal kitaplar (akademik, kütüphane alımı vb.) 45
Toplam 1.583
2013 Yıl Sonu Türkiye Kitap Perakende Pazarı
Segmentler Mevcut (Milyon $)
Pazar Payı (%)
Eğitim Yayınları 1.179 50,9
a. Ders kitapları 164
b. Yardımcı ders kitapları 230
c. Sınava hazırlık kitapları 785
Kültür Yayınları 900 38,9
Akademik Yayınlar 85 3,7
İthal Yayınlar 150 6,5
a. İngilizce Dil Öğretim Kitapları (ELT) 75
b. Diğer ithal kitaplar (akademik, kütüphane alımı vb.) 75
Toplam 2.314 Kaynak: Türkiye Yayıncılar Birliği
TÜİK İstatistiklerine göre, 2013 yılında yayınlanan tüm alanlardaki materyallerin sayısı bir
önceki yıla göre %11 artarak 47.352 olmuştur. 2013 yılında yayıncılar tarafından 42.655 kitap,
1.981 elektronik kitap (DVD, VCD, CD), 2.299 elektronik kitap (web tabanlı), 13 adet kitap
kasedi, 21 harita ve 383 diğer materyal için ISBN alınmıştır. 2008’den bu yana %50 artan özel
sektör tarafından yayınlanan materyaller 2013 yılında bir önceki yıla göre %13 oranında
artmıştır. Geçtiğimiz yıl yayınlanan materyallerin %90’ı özel sektör, %8’i kamu ve eğitim
kurumları ve geri kalan kısmı sivil toplum kuruluşları tarafından yayımlanmıştır.
Tüm bu verilerde dikkat çeken husus, elektronik kitap yayınlarındaki artıştır. 2008 yılında
sadece 292 adet elektronik kitap (DVD, VCD, CD) yayınlanmışken bu rakam 5 yıl içinde 7 kata
yakın artarak 1.981’e çıkmıştır. Web tabanlı elektronik kitaplar içinse daha hızlı bir büyüme
söz konusu olmuş ve 2008 yılında yalnızca 107 adet yayınlanmışken, 2013 yılında bunun 21,5
katı, yani 2.299 adet web tabanlı elektronik kitap yayınlanmıştır. Tüm bunlar kamunun
mevcut projeleri ve dünyadaki genel yönelimle beraber düşünüldüğünde orta ve uzun
vadede eğitimde de dijital uygulamaların yaygınlaşacağına işaret emektedir. Nitekim 4.
Türkiye Yayıncılık Kurultayı’nda Milli Eğitim Bakanlığı‘nın dijital yayıncılığı destekleyici
düzenlemeler yapması, dijital ortama ilişkin yasal mevzuatın netleşmesi, özel yayınevlerinin
dijital eğitim yayıncılığı yapmasının özendirilmesi önerilmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Kutu 4 : Eğitimde Trendler : Sanal Eğitim ve Dijital Uygulamalar 19
19 “Yeni Teknolojiler Işığında Uzaktan Eğitimde Açıklık, Uzaktanlık ve Öğrenme”, İrfan Süral, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (2008);
http://blogs.worldbank.org/edutech/10-global-trends-in-ict-and-education; “Sanal Ortamda Eğitim ve Öğretimin Geleceği ve Olası
Sorunlar”, Murat Tuncer, Mehmet Taşpınar, Sosyal Bilimler Dergisi / Cilt: X, Sayı 1 (2008); PISA 2009 Results: “Students On Line Digital
Technologies and Performance”
Gelişen teknoloji ve değişen dünya düzeni ile birlikte bilgiye dayalı yeni sistem içerisinde eğitimde öğretim
sürecinin geleneksel metotlardan vazgeçilerek uzun vadede sanal ortamlara taşınması sektörün vizyonu
olarak karşımıza çıkmaktadır. Öğrenmenin zaman ve mekandan bağımsız hale geldiği açık ve uzaktan eğitim,
sektörde gelişime açık alanlardandır. Sanal eğitimde eğitim yazılımları ve öğretmenin niteliği ön plana
çıkmakta ve web tabanlı teknolojilerin gelişmesi ile beraber bireylerin kendi öğrenme ortamlarını
düzenleyebilmeleri, ihtiyaçları doğrultusunda kişiselleştirebilmeleri mümkün hale gelebilmektedir. Eğitim
kavramı günümüzde tüm dünyada “hayat boyu öğrenme” perspektifinden ele alınmakta ve teknolojik
olanaklar bu yaklaşıma büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Diğer taraftan eğitimde bu ve benzeri yöntemlerin
varlığı öğrencilere birçok seçenek sunmakta ve öğrenenlere dersin anlayamadıkları kısımları tekrar etme ya
da iyi bildikleri kısımları atlayabilme ve zamanlarını dersin dikkatlerini daha çok çeken bölümlerine ayırabilme
olanağı vermektedir.
Son yıllarda tüm dünyada hız kazanan eğitim kaynaklarının herkesin kullanımına açılmasına yönelik
çalışmalar, eğitimin tüm topluma açık olarak sunulmasının bir başlangıcı olarak düşünülebilir. Bu doğrultuda
Yale, Harvard ve MIT gibi dünyanın önde gelen üniversiteleri ders materyallerini ücretsiz olarak internet
üzerinden erişime sunmuştur. Bu kaynaklara iTunes U gibi mobil uygulamalarla da ulaşılabilmekte ve
böylelikle ‘her zaman her yerde öğrenme’ kavramı vücut bulmaktadır. Bunun dışında dünyada gitgide
yaygınlaşan Khan Academy gibi ücretsiz eğitim portalları da kullanıcı sayısını her geçen gün artırmaktadır.
Ayrıca Türkiye’de Khan Academy gibi eğitim portallarının içeriklerinin İngilizce’den sonra anadilde
yayımlanması ve MEB’in bunu destekliyor olması önemlidir. Bu kapsamda ülkemizde MEB’in Yenilik ve Eğitim
Teknolojileri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen ve online bir eğitim platformu olan EBA (Eğitim Bilişim
Ağı)’da çok sayıda dijital kaynak paylaşılmaktadır.
Dünya Bankası’nın “edutech” isimli eğitimde bilişim teknolojileri kullanımı konusunu ele alan blogunda yer
alan “10 Global Trends in ICT and Education” başlıklı yazıya göre bu alanda küresel ölçekteki 10 trend; mobil
öğrenme, bulut bilişim (cloud computing), her öğrenciye elektronik cihazın eğitim kurumu tarafından temin
edildiği ‘one to one computing’, her yerde her zaman öğrenmeyi ifade eden ‘ubiquitous learning’ (u-learning),
eğitsel oyunlar, öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına yönelik olarak ‘kişiselleştirilmiş öğrenme’, öğrenim
alanlarının geleneksel oturma düzeni de dahil olmak üzere yeniden tanımlanması, öğretmenler tarafından
üretilen açık ve online içerikler, öğrencilere yönelik oluşturulan kişisel online portfolyoların değerlendirilmesi
ve öğretmen rollerinin bilginin kaynağı olmaktan ziyade öğrencilere birçok konuda rehberlik sağlayan
öğretici/mentor niteliğinde olması yönündeki değişimidir.
Tüm bunlarda önce Türkiye’nin dijital okur yazarlıkta dünyanın neresinde olduğunu kavramak için PISA
sonuçlarından yola çıkmak anlamlı olmaktadır. 2009’da OECD ülkeleri içinde öğrencilerin %1’inden daha azı
hayatlarında hiç bilgisayar kullanmadığını belirtmiştir. Bu oran Yunanistan, Türkiye, Japonya ve İsrail’de %2-3
arasındadır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Evinde bilgisayarı olan öğrencilerin toplam öğrencilere oranı OECD ortalamasında %94 iken ülkemizde %61
olup Türkiye, Şili (%76) ve Meksika (%50) ile birlikte OECD ortalamasının altında kalan ülkelerden olmuştur.
Sosyo-ekonomik açıdan teknolojiye erişim değerlendirildiğinde, OECD ülkeleri içinde Türkiye, avantajlı ve
dezavantajlı öğrencilerin arasında evde internet erişimi açısından en fazla farkın olduğu ülkelerdendir. Bu
farkın en az olduğu ülkeler ise Hollanda, Norveç, Finlandiya ve Danimarka gibi ülkeler olmuştur. Aşağıdaki
grafik ise Türkiye’deki öğrencilerin bilgisayara erişimi konusundaki konumunu açıkça ortaya koymaktadır.
Ev ve Okulda Bilgisayar Kullanan Öğrencilerin Oranı (%)
Kaynak: OECD PISA 2009 veritabanı
Orta vadede eğitimin dijital materyallerle desteklenmesinde artış ve uzun vadede öğrenim işinin çoğunlukla
sanal ortama taşındığı bir dünya olası gözükmektedir. Bununla birlikte okullar, öğretim ve bilgiye erişimden
ziyade öğrencilere bu konuda yol gösterici, öğrencilerin farklı yönlerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine
yardımcı bir sosyal ortam; öğretmenler ise bu konuda rehberlik eden, eğitimde bu çağa uygun metotlar
geliştiren ve uygulayan kişiler olacak ve böylelikle eğitim sistemi tamamen öğrenci odaklı bir hal alacaktır.
Birkaç çalışmada öğrenci özelliklerinden kaynaklanan problemler (kültürel faklılıklar, ülkelerarası zaman
faklılıkları, öğrencinin eğitim altyapısı gibi), kurumsal problemler, mali boyut, öğretmen nitelikleri gibi
günümüzde online eğitimde karşılaşılan problem alanları ele alındıysa da zamanla bunları aşacak
mekanizmaların geliştirileceği ve eğitim yazılımcıları ile öğretim tasarımcılarının öğrenenlerin bireysel
farklılıklarını ve beklentilerini göz önünde bulundurarak etkili öğrenmeye yönelik öğrenme ortamları
tasarlayacakları düşünülmektedir.
Okulda ortalamanın üzerinde bilgisayar kullanımı Evde ortalamanın altında bilgisayar kullanımı
Okulda ortalamanın altında bilgisayar kullanımı Evde ortalamanın üzerinde bilgisayar kullanımı
Ev ve okulda ortalamanın üzerinde bilgisayar kullanımı
Ev ve okulda ortalamanın altında bilgisayar kullanımı
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Yükseköğretim
Yükseköğretim Arzı
Devlet üniversitelerinin talebi karşılayamaması
nedeniyle 1990’lı yılların ortalarından itibaren
vakıf üniversiteleri yaygın ölçüde kurulmaya
başlanmıştır. İlk vakıf üniversitesi, 1984 yılında
kurulan ve 1986-87’de eğitime başlayan Bilkent
Üniversitesi’dir. Bilkent Üniversitesi’ni, 1992
yılında kurulan Koç Üniversitesi ve 1993’de
kurulan Başkent Üniversitesi izlemiş ve vakıf
üniversitesi sayısı 1996’da 9’a, 2001’de 23’e
yükselmiştir. Sadece 2011 ve 2013 yılları arası
dönemde ise 3 devlet üniversitesi ile 7’si İstanbul’da bulunan 19 adet vakıf üniversitesi kurulmuştur.
Günümüzde Türkiye’de 108’i devlet, 72’si vakıf olmak üzere toplam 180 üniversite ve 8 adet vakıf
meslek yüksekokulu bulunmaktadır. Türkiye genelindeki vakıf üniversitelerinin %76’sı İstanbul, İzmir
ve Ankara’da yer alırken devlet üniversitelerinin %21’i bu üç büyük şehirde konumlanmıştır.
Yükseköğretim sisteminde son on yılda iki kat artan üniversite kontenjanlarının gelişimine
bakıldığında vakıf üniversitelerinin 2004 yılında 29.415 olan kontenjanının 2013’te 113.170’e
yükselmesi dikkat çekmektedir. 2004-2013 yılları arası dönemde devlet üniversiteleri kontenjanında
yaklaşık iki kat artış görülürken vakıf üniversitelerinde kontenjan dört kata yakın artmış ve 2013 yılı
itibarıyla örgün yükseköğretim kontenjanlarında vakıf üniversiteleri %14,5, devlet üniversiteleri ise
%83 oranında pay almıştır.
Tablo 25 : Üniversite Kontenjanlarının On Yıllık Gelişimi20
Devlet
Üniversiteleri Pay
Vakıf Üniversiteleri
Pay KKTC
Üniversiteleri Pay
Diğer Devletlerdeki Üniversiteler
Pay Toplam
2004 348.260 89% 29.415 7,5% 11.145 3% 2.932 0,7% 391.752
2005 352.750 89% 29.019 7,4% 9.781 2% 2.734 0,7% 394.284
2006 353.150 88% 35.271 8,8% 10.745 3% 2.989 0,7% 402.155
2007 361.342 87% 37.310 9,0% 12.542 3% 1.953 0,5% 413.147
2008 452.063 85% 59.632 11,3% 15.806 3% 1.943 0,4% 529.444
2009 524.788 85% 73.620 11,9% 16.450 3% 2.441 0,4% 617.299
2010 576.321 86% 76.242 11,3% 17.062 3% 2.179 0,3% 671.804
2011 560.344 85% 76.998 11,7% 16.395 2% 2.204 0,3% 655.941
2012 612.499 85% 91.119 12,6% 16.485 2% 1.822 0,3% 721.925
2013 649.746 83% 113.170 14,5% 16.708 2% 1.982 0,3% 781.606
Kaynak: ÖSYM
20 Lisans ve önlisans seviyesindeki kontenjanları içerir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
2012/’13 öğretim döneminde vakıf üniversitelerinde öğrenim gören öğrenci sayısı bir önceki yıla göre
%22 artarak 243 bin kişi seviyesine ulaşmıştır. Vakıf üniversiteleri bazında öğrenci sayılarının dağılımı
aşağıdaki tabloda görülmektedir.
Tablo 26: Vakıf Üniversiteleri ve Öğrenci Sayıları
Öğrenci Sayısı21
Adı Kuruluşu İli 2011-2012
2012-2013
1 Acıbadem Üniversitesi 2007 İstanbul 810 990
2 Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi 2011 Antalya - -
3 Anka Teknoloji Üniversitesi 2013 Ankara - -
4 Ankara Bilge Üniversitesi 2011 Ankara - -
5 Atılım Üniversitesi 1996 Ankara 4.521 4.965
6 Avrasya Üniversitesi 2010 Trabzon 218 818
7 Bahçeşehir Üniversitesi 1998 İstanbul 8.901 9.898
8 Başkent Üniversitesi 1994 Ankara 8.431 8.617
9 Beykent Üniversitesi 1997 İstanbul 12.647 14.768
10 Bezmialem Vakıf Üniversitesi 2010 İstanbul 388 710
11 Bilkent Üniversitesi 1984 Ankara 11.270 11.569
12 Biruni Üniversitesi 2014 İstanbul - -
13 Bursa Orhangazi Üniversitesi 2011 Bursa - 239
14 Canik Başarı Üniversitesi 2010 Samsun - 328
15 Çağ Üniversitesi 1997 Mersin 2.481 2.747
16 Çankaya Üniversitesi 1997 Ankara 3.759 4.291
17 Doğuş Üniversitesi 1997 İstanbul 4.278 4.670
18 Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi 2010 İstanbul 512 1300
19 Fatih Üniversitesi 1996 İstanbul 9.747 11.097
20 Gedik Üniversitesi 2011 İstanbul 899 1769
21 Gediz Üniversitesi 2008 İzmir 2.459 3.419
22 Haliç Üniversitesi 1998 İstanbul 5.783 6.100
23 Hasan Kalyoncu Üniversitesi 2008 Gaziantep 712 1324
24 Işık Üniversitesi 1996 İstanbul 3.108 3.339
25 İpek Üniversitesi 2011 Ankara - -
26 İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi 2010 İstanbul 241 349
27 İstanbul Arel Üniversitesi 2007 İstanbul 7.532 9.382
28 İstanbul Aydın Üniversitesi 2003 İstanbul 14.213 19.643
29 İstanbul Bilgi Üniversitesi 1994 İstanbul 9.083 10.003
30 İstanbul Bilim Üniversitesi 2006 İstanbul 1.952 2.372
31 İstanbul Esenyurt Üniversitesi 2013 İstanbul - -
32 İstanbul Gelişim Üniversitesi 2008 İstanbul 2.714 4.199
33 İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi 2011 İstanbul 540 1278
34 İstanbul Kültür Üniversitesi 1997 İstanbul 6.931 7.896
35 İstanbul Medipol Üniversitesi 2009 İstanbul 888 1630
36 İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi 2010 İstanbul 209 525
37 İstanbul Şehir Üniversitesi 2008 İstanbul 753 1344
38 İstanbul Ticaret Üniversitesi 2001 İstanbul 5.169 5.416
21 Önlisans ve lisans seviyesindeki öğrencileri ifade eder.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Öğrenci Sayısı
Adı Kuruluşu İli 2011-2012
2012-2013
39 İzmir Ekonomi Üniversitesi 2001 İzmir 6.215 6.214
40 İzmir Üniversitesi 2007 İzmir 2.269 3.263
41 Kadir Has Üniversitesi 1997 İstanbul 4.340 4.655
42 Kanuni Üniversitesi 2013 Adana - -
43 Karatay Üniversitesi 2010 Konya 652 1204
44 Koç Üniversitesi 1992 İstanbul 4.156 4.389
45 Konya Gıda Tarım Üniversitesi 2013 Konya - -
46 Maltepe Üniversitesi 1997 İstanbul 5.844 6.457
47 MEF Üniversitesi 2012 İstanbul - -
48 Melikşah Üniversitesi 2008 Kayseri 1.270 1.979
49 Mevlana Üniversitesi 2009 Konya 886 1639
50 Murat Hüdavendigar Üniversitesi 2012 İstanbul - -
51 Nişantaşı Üniversitesi 2012 İstanbul - 2455
52 Nuh Naci Yazgan Üniversitesi 2009 Kayseri 100 348
53 Okan Üniversitesi 1999 İstanbul 6.846 8.175
54 Özyeğin Üniversitesi 2007 İstanbul 1.551 2.699
55 Piri Reis Üniversitesi 2008 İstanbul 551 684
56 Sabancı Üniversitesi 1994 İstanbul 2.785 2.953
57 Sanko Üniversitesi 2013 Gaziantep - -
58 Selahattin Eyyubi Üniversitesi 2013 Diyarbakır - -
59 Süleyman Şah Üniversitesi 2010 İstanbul 294 714
60 Şifa Üniversitesi 2011 İzmir 246 524
61 TED Üniversitesi 2009 Ankara - 318
62 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi 2003 Ankara 3248 3633
63 Toros Üniversitesi 2009 Mersin 224 644
64 Turgut Özal Üniversitesi 2009 Ankara 830 1333
65 Türk Hava Kurumu Üniversitesi 2011 Ankara 215 968
66 Ufuk Üniversitesi 1999 Ankara 1.494 1.693
67 Uluslararası Antalya Üniversitesi 2012 Antalya - 350
68 Üsküdar Üniversitesi 2011 İstanbul - 601
69 Yaşar Üniversitesi 2001 İzmir 4.505 4.968
70 Yeditepe Üniversitesi 1996 İstanbul 15.531 16.903
71 Yeni Yüzyıl Üniversitesi 2009 İstanbul 1.803 2.571
72 Zirve Üniversitesi 2009 Gaziantep 2.338 3.607
Toplam 199.342 242.936
Kaynak: ÖSYM, Yükseköğretim Kurulu (YÖK)
Üniversitelerin temel başarı göstergelerinden biri olarak kabul edilen; yayın sayısı, kişi başına düşen
yayın sayısı, atıf sayısı, kişi başına düşen atıf sayısı, toplam bilimsel döküman sayısı, kişi başına düşen
toplam döküman sayısı, doktora öğrenci sayısı, doktora öğrenci oranı, kişi başına düşen öğrenci sayısı
gibi çeşitli kriterlere göre belirlenen akademik performans sıralaması aşağıdaki tabloda
görülmektedir. Sabancı, Bilkent ve Koç üniversitelerinin başı çektiği sıralamada Türkiye genelindeki ilk
20 üniversiteden 5’ini vakıf üniversiteleri oluşturmaktadır. Devlet üniversitelerinde ise Hacettepe
Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ege
Üniversitesi ilk 5 üniversiteyi oluşturmakta ve 732 - 809 puan aralığında yer almaktadır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 27: Vakıf Üniversitelerinin Akademik Performansı
Sıralama Üniversite Puan
Aralığı
1 Sabancı Üniversitesi 650 - 699
2 Bilkent Üniversitesi
3 Koç Üniversitesi 600 - 649
4 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
550 - 599 5 Fatih Üniversitesi
6 Başkent Üniversitesi
7 Doğuş Üniversitesi
8 Yeditepe Üniversitesi 500 - 549
9 Atılım Üniversitesi
10 Çankaya Üniversitesi 450 - 499
11 Özyeğin Üniversitesi 350 - 399
12 İstanbul Bilim Üniversitesi
300 - 349
13 İzmir Ekonomi Üniversitesi
14 Bahçeşehir Üniversitesi
15 Kadir Has Üniversitesi
16 MaltepeÜniversitesi
17 İstanbul Kültür Üniversitesi
250 - 299 18 Işık Üniversitesi
19 Ufuk Üniversitesi
20 İstanbul Ticaret Üniversitesi 200 - 249
21 Yaşar Üniversitesi
22 İstanbul Bilgi Üniversitesi
150 - 199 23 Haliç Üniversitesi
24 Okan Üniversitesi
25 Beykent Üniversitesi
100 - 149
26 Çağ Üniversitesi
27 İzmir Üniversitesi
28 İstanbul Aydın Üniversitesi
29 İstanbul Arel Üniversitesi
Kaynak: URAP (University Ranking by Academic Performance)
2013 yılı itibarıyla 8 adet vakıf meslek yüksekokulu bulunmakta olup ilerleyen zamanlarda artan
taleple doğru orantılı olarak vakıf meslek yüksekokul sayısının artacağı öngörülmektedir.
Tablo 28: Vakıf Meslek Yüksekokulları
1 Adıgüzel Meslek Yüksekokulu
2 Avrupa Meslek Yüksekokulu
3 Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu
4 Faruk Saraç Tasarım Meslek Yüksekokulu
5 İstanbul Kavram Meslek Yüksekokulu
6 İstanbul Şişli Meslek Yüksekokulu
7 Kapadokya Meslek Yüksekokulu
8 Plato Meslek Yüksekokulu
Kaynak: YÖK
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Yükseköğretim Talebi
Kalkınmanın temel gereksinimlerinden olan eğitimde, mevcut durumda uygulanan 4+4+4 kademeli
eğitim sistemine geçilmeden önce 1997-1998 eğitim yılından itibaren ilköğretimde sekiz yıllık
kesintisiz eğitim uygulanmış ve aynı yıllarda yükseköğretimde İstanbul başta olmak üzere çeşitli
fakülteleri bünyesinde bulunduran vakıf üniversiteleri kurulmaya başlanmıştır.
Yükseköğretim kurumlarına devam edebilmek için her yıl ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme
Merkezi) tarafından düzenlenen sınavda başarılı olunması ön koşuldur. Türkiye’de son 25 yılda
yükseköğretime talep çok hızla artmıştır. 1985-2005 yılları arasında talebin genelde %10’u
fakültelerin 4 yıllık lisans programları ile karşılanmakta olup açık öğretim ve ön lisans ile birlikte
toplam miktarsal talebin %30’u karşılanmaktadır. Vakıf ve devlet üniversite sayılarındaki artışla
birlikte 2013 yılı itibarıyla söz konusu oranlar sırasıyla %20 ve %46 seviyelerine yükselmiştir. 2013
yılında üniversite giriş sınavına başvuran 1,9 milyon adayın sadece %41’i ortaöğretim son sınıf
öğrencilerinden, geri kalan kısmı ise önceki yıllarda yerleşememiş, bir yükseköğretim programına
yerleşmiş ya da bir programdan mezun olmuş kişilerden oluşmaktadır.
Tablo 29 : Yükseköğretime Başvuran ve Yerleştirilen Aday Sayılarının Gelişimi
Yerleşen Yerleşme Oranı
Yıllar Başvuran Lisans Önlisans Açıköğretim Toplam Lisans Toplam
1985 480.633 67.915 28.515 59.635 156.065 14% 32%
1990 892.975 78.707 34.158 83.388 196.253 9% 22%
1995 1.265.103 139.744 76.606 167.624 383.974 11% 30%
2000 1.414.872 160.247 117.873 161.908 440.028 11% 31%
2005 1.851.618 198.509 180.221 229.264 607.994 11% 33%
2010 1.588.624 327.869 233.134 202.513 763.516 21% 48%
2013 1.924.550 385.795 286.622 205.367 877.784 20% 46%
Kaynak: ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi)
Son on yıllık dönemde üniversitelere olan talebi ölçmek amacıyla üniversitelerin kontenjan doluluk
oranları incelendiğinde, bu oranın devlet üniversitelerinin lisans programlarında ortalama %97, vakıf
üniversitelerinin lisans programlarında ise ortalama %85 olduğu görülmektedir. Burada dikkat çeken
husus, 2008 yılından itibaren başta vakıf üniversiteleri olmak üzere boş kalan kontenjanlardaki
artıştır. Yükseköğretim sisteminde halihazırda boş kontenjanlar bulunmasına rağmen son üç yılda
vakıf üniversiteleri kontenjanlarında ortalama %15 artış olmuştur. Bunda hem mevcut üniversitelerde
yeni açılan bölümlerin hem de son yıllarda yeni açılan yükseköğretim kurumlarının etkili olduğu
düşünülmektedir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 30 : Üniversite Kontenjanlarının Doluluk Oranları22
Devlet Üniversiteleri Vakıf Üniversiteleri
Kontenjan Yerleşen Boş Doluluk Oranı Kontenjan Yerleşen Boş Doluluk Oranı
2004 166.289 166.172 117 100% 18.891 18.706 185 99%
2005 168.227 168.182 45 100% 20.672 20.645 27 100%
2006 163.844 156.120 7.724 95% 24.045 16.111 7.934 67%
2007 167.010 166.410 600 100% 25.039 21.298 3.741 85%
2008 225.035 224.910 125 100% 32.080 30.929 1.151 96%
2009 259.914 253.184 6.730 97% 39.591 31.411 8.180 79%
2010 299.404 287.857 11.547 96% 44.179 35.104 9.075 79%
2011 310.877 296.363 14.514 95% 51.066 42.730 8.336 84%
2012 328.236 301.751 26.485 92% 60.975 49.396 11.579 81%
2013 338.127 323.205 14.922 96% 67.675 55.761 11.914 82%
Kaynak : ÖSYM
Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarında, 2012/’13 döneminde 1.633.948’i lisans (açıköğretim hariç)
olmak üzere toplamda 4.646.589 öğrenci bulunmaktadır.
Tablo 31: Toplam Öğrenci Sayısı
Öğretim Yılı Lisans Önlisans Açık
Öğretim23
Toplam
2000/'01 745.377 179.271 515.583 1.440.231
2001/'02 775.139 262.649 522.250 1.560.038
2002/'03 793.906 323.971 661.854 1.779.731
2003/'04 823.740 344.984 652.270 1.820.994
2004/'05 862.948 384.456 695.591 1.942.995
2005/'06 915.043 441.074 799.053 2.155.170
2006/'07 937.317 482.208 845.411 2.264.936
2007/'08 965.293 502.622 877.972 2.345.887
2008/'09 1.040.597 548.695 1.142.536 2.731.828
2009/'10 1.145.201 593.955 1.557.217 3.296.373
2010/'11 1.290.609 595.052 1.713.923 3.599.584
2011/'12 1.469.438 662.994 1.951.494 4.083.926
2012/'13 1.633.948 755.789 2.256.852 4.646.589
Kaynak: YÖK
Yıllar boyunca gelen aşırı talep, yükseköğretimde kapasite artışını gündeme getirmiş, büyük
maliyetlerden kaçınabilmek için açık öğretim ve ikinci öğretim uygulamaları getirilmiştir. Bu nedenle
öğrenci sayısında büyük artışlar sağlansa da kalite ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim,
22Lisans seviyesindeki kontenjanları ifade eder.
23 Lisans ve önlisans seviyelerini ifade eder.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
toplam öğrencilerin %49’u açık öğretim programlarında (ki bu oran gelişmiş ülkelere oranla çok
yüksektir), %14’ü (akşam eğitim veren) ikinci öğretim programlarında okumaktadır.
Üniversite bazında, farklı puan türlerindeki üç bölümde en fazla tercih edilen okullar arasında işletme
ve bilgisayar mühendisliği bölümünlerindeki ilk 10 üniversitenin yalnızca 3’ünün, tarih bölümünde ise
sadece 2 üniversitenin devlet üniversitesi olması dikkat çekicidir. Buradan, vakıf üniversitelerinin
daha nitelikli eğitim sunduğu algısı ve çeşitli burs olanakları sebebiyle başarılı öğrenciler tarafından
daha fazla tercih edildiği anlaşılmaktadır. Puan sıralamasına göre listenin alt kısımlarında kalan
programlar daha çok açık öğretim ile ikinci öğretim programları olmuştur. Bununla beraber bazı vakıf
üniversitelerinin ücretli, %25 burslu ya da %50 burslu programları da sıralamada sonlarda kalanlardan
olmuştur. Uzaktan eğitim ile ikinci öğretim hariç tutulduğunda bu üç farklı lisans programında
ülkemizde kontenjanı en fazla boş kalan yükseköğretim kurumları işletmede Nişantaşı Üniversitesi
(%50 burslu) (49), İstanbul Arel Üniversitesi (%50 burslu) (44), Trabzon Avrasya Üniversitesi (ücretli)
(41), İstanbul Gelişim Üniversitesi (%50 burslu) (39), İzmir Ekonomi Üniversitesi (ücretli) (34) ve
İstanbul Ticaret Üniversitesi (ücretli) (33) olarak öne çıkarken, bilgisayar mühendisliğinde Nişantaşı
Üniversitesi (%50 burslu) (53), Doğuş Üniversitesi (%50 burslu) (31), Haliç Üniversitesi (%50 burslu)
(30), İzmir Ekonomi Üniversitesi (%25 burslu) (29) ve Konya Mevlana Üniversitesi (%50 burslu) (28)
olmuştur. Tarihte ise nispeten daha düşük olan kontenjanların tamamına yakını dolmuştur.
Tablo 32 : 2013 Merkezi Yerleştirme ile Öğrenci Alan Bazı Seçilmiş Yükseköğretim Lisans Programlarında Başarı Sırasına Göre İlk 10 Üniversite
Genel Kontenjan
Bölümün Adı Kon. Yer.
Puan Türü
En Küçük Başarı Sırası*
En Büyük
“İşletme”de İlk 10
1 Boğaziçi Üniversitesi (İstanbul) İşletme (İngilizce) 113 113 TM-1 481,98171 1.660 534,84649
2 Koç Üniversitesi (İstanbul) İşletme (İngilizce) (Tam Burslu) 16 16 TM-1 479,63704 1.820 504,09586
3 İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi (Ankara)
İşletme (İngilizce) (Tam Burslu) 20 20 TM-1 469,46001 2.770 512,55069
4 Sabancı Üniversitesi (İstanbul) Yönetim Bilimleri Programları (İngilizce) (Tam Burslu)
15 15 TM-1 468,64118 2.870 491,10679
5 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (Ankara)
İşletme (Tam Burslu) 8 8 TM-1 463,48856 3.540 479,28415
6 Galatasaray Üniversitesi (İstanbul) İşletme 21 21 TM-1 462,64107 3.670 476,94186
7 Sabancı Üniversitesi (İstanbul) Yönetim Bilimleri Programları (İngilizce) (%50 Burslu)
5 5 TM-1 455,59528 4.840 467,03331
8 İstanbul Bilgi Üniversitesi İşletme (İngilizce) (UOLP-Liverpool Üniversitesi) (Tam Burslu)
3 3 TM-1 446,71604 6.760 454,41477
9 Orta Doğu Teknik Üniversitesi (Ankara) İşletme (İngilizce) 113 113 TM-1 435,64810 9.780 519,44134
10 Koç Üniversitesi (İstanbul) İşletme (İngilizce) (%50 Burslu) 16 16 TM-1 433,53156 10.500 465,24038
“Bilgisayar Mühendisliği”nde İlk 10
1 Koç Üniversitesi (İstanbul) Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) (Tam Burslu)
6 6 MF-4 526,93919 554 540,36640
2 Boğaziçi Üniversitesi (İstanbul) Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) 77 79 MF-4 510,82080 1.510 552,19582
3 İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi (Ankara)
Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) (Tam Burslu)
50 50 MF-4 494,26388 3.170 538,12211
4 Sabancı Üniversitesi (İstanbul) Mühendislik ve Doğa Bilimleri Programları (İngilizce) (Tam Burslu)
41 41 MF-4 493,52986 3.280 530,96333
5 Orta Doğu Teknik Üniversitesi (Ankara) Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) 108 108 MF-4 484,08690 4.800 555,37376
6 İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) 47 47 MF-4 481,74429 5.250 529,92299
7 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (Ankara)
Bilgisayar Mühendisliği (Tam Burslu) 10 10 MF-4 475,67593 6.480 517,98766
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
8 İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği 67 67 MF-4 468,58433 8.230 481,70785
9 İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi (Ankara)
Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) (%50 Burslu)
20 20 MF-4 463,25789 9.630 488,74820
10 Özyeğin Üniversitesi (İstanbul) Bilgisayar Mühendisliği (İngilizce) (Tam Burslu)
4 4 MF-4 462,94494 9.730 480,27169
“Tarih”te İlk 10
1 İstanbul Şehir Üniversitesi Tarih (İngilizce) (Tam Burslu) 5 5 TS-2 484,87952 549 520,38007
2 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (Ankara)
Tarih (Tam Burslu) 5 5 TS-2 479,50014 725 526,25607
3 Koç Üniversitesi (İstanbul) Tarih (İngilizce) (Tam Burslu) 8 8 TS-2 474,56529 919 518,44282
4 Boğaziçi Üniversitesi (İstanbul) Tarih (İngilizce) 52 52 TS-2 464,55877 1.470 519,42083
5 Fatih Üniversitesi (İstanbul) Tarih (İngilizce) (Tam Burslu) 4 4 TS-2 456,51425 2.000 472,96588
6 İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Tarih (Tam Burslu) 5 5 TS-2 449,37845 2.630 462,43880
7 İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih (İngilizce) (Tam Burslu) 4 4 TS-2 447,90062 2.770 453,96316
8 İpek Üniversitesi (Ankara) Tarih (İngilizce) (Tam Burslu) 5 5 TS-2 445,60001 3.050 529,50608
9 Orta Doğu Teknik Üniversitesi (Ankara) Tarih (İngilizce) 47 47 TS-2 441,03559 3.590 470,56292
10 Yeditepe Üniversitesi (İstanbul) Tarih (İngilizce) (Tam Burslu) 10 10 TS-2 434,91145 4.550 466,69427
Kaynak : ÖSYM
*Yükseköğretim programının en küçük puanına karşılık gelen 0,12 OBP'li (Ortaöğretim Başarı Sırası Puanı) yaklaşık başarı sırasıdır.
Tıp ve hukuk fakültelerinde ise benzer bir tablo ortaya çıkmakta ve başarı sırasına göre ilk 10
üniversite içerisinde vakıf üniversitelerinin burslu programlarının daha çok tercih edildiiği
anlaşılmaktadır. Burada da başarı sırasına göre listenin son sıralarında çoğunluğu İstanbul’da yer alan
vakıf üniversitelerinin ücretli programları yer almıştır. Hukukta İstanbul Üniversitesi gibi devlet
üniversitelerinin kontenjanlarının görece yüksek olmasından (820) en küçük ve en büyük puanlar
arası fark daha fazla olmakta ve en yüksek puanla giren öğrencinin puanı listedeki üniversitelerin
birkaçından fazla olmasına rağmen en düşük puanla giren öğrencinin puanı ilk 10’da yer alan
üniversitelerin gerisinde kalmaktadır. Bir diğer önemli nokta ise ülkemizde görece daha popüler olan
bu iki bölümde üniversitelerin, kontenjanlarının tamamını doldurmuş olmasıdır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 33 : 2013 Hukuk ve Tıp Fakültelerinde Başarı Sırasına Göre İlk 10 Üniversite
Genel Kontenjan
Bölümün Adı Kon. Yer.
Puan Türü
En Küçük Başarı Sırası*
En Büyük
“Hukuk”ta İlk 10
1 Galatasaray Üniversitesi (İstanbul) Hukuk Fakültesi 26 26 TM-2 524,63928 87 563,05048
2 Koç Üniversitesi (İstanbul) Hukuk Fakültesi (İngilizce) (Tam Burslu)
16 16 TM-2 517,29976 169 552,61433
3 İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi (Ankara)
Hukuk Fakültesi (İngilizce) (Tam Burslu)
20 20 TM-2 517,03750 175 535,75611
4 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (Ankara)
Hukuk Fakültesi (Tam Burslu) 10 10 TM-2 509,33344 325 547,66314
5 Fatih Üniversitesi (İstanbul) Hukuk Fakültesi (Tam Burslu) 12 12 TM-2 507,07011 367 524,65655
6 İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Tam Burslu) 10 10 TM-2 502,23427 502 519,08181
7 Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul) Hukuk Fakültesi (İngilizce) (Tam Burslu)
15 15 TM-2 497,91256 638 515,28467
8 Turgut Özal Üniversitesi (Ankara) Hukuk Fakültesi (Tam Burslu) 14 14 TM-2 493,15196 831 546,10757
9 İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi (Ankara)
Hukuk Fakültesi (İngilizce) (%50 Burslu)
20 20 TM-2 479,87305 1.620 514,24909
10 Uluslararası Antalya Üniversitesi Hukuk Fakültesi (Tam Burslu) 10 10 TM-2 477,44699 1.820 520,10309
“Tıp”ta İlk 10
1 Şifa Üniversitesi (İzmir) Tıp Fakültesi (Tam Burslu) 6 6 MF-3 540,46396 134 555,61707
2 Koç Üniversitesi (İstanbul) Tıp Fakültesi (İngilizce) (Tam Burslu)
15 15 MF-3 537,08031 202 561,81623
3 Şifa Üniversitesi (İzmir) Tıp Fakültesi (%50 Burslu) 6 6 MF-3 530,09690 440 540,23469
4 Turgut Özal Üniversitesi (Ankara) Tıp Fakültesi (Tam Burslu) 11 11 MF-3 528,97841 485 554,71713
5 Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul) Tıp Fakültesi (İngilizce) (Tam Burslu)
4 4 MF-3 526,64410 606 556,58600
6 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp (İngilizce) 77 77 MF-3 526,60898 608 572,23660
7 Hacettepe Üniversitesi (Ankara) Tıp (İngilizce) 185 186 MF-3 523,85664 759 558,30879
8 Fatih Üniversitesi (İstanbul) Tıp Fakültesi (Tam Burslu) 11 11 MF-3 523,29556 798 541,35548
9 TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (Ankara)
Tıp Fakültesi (Tam Burslu) 10 10 MF-3 521,54142 914 534,60783
10 Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul) Tıp Fakültesi (İngilizce) (%50 Burslu)
4 4 MF-3 520,28774 997 524,42322
Kaynak : ÖSYM
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Öğretim Elemanı Arzı
Ülkemizde öğretim elemanı arzı 2012/’13 dönemi itibarıyla 127.441 seviyesindedir. Son 10 dönemde
öğretim elemanı sayısı yıllık ortalama %6 artış göstermiştir. Ülkemizde öğretim üyesi başına 43,1
öğrenci düşmektedir. Son dönemde yükseköğretimde kontenjanların artması sonucu halihazırda
OECD ortalamasının üzerinde olan öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı daha da yükselmiştir.
Ülke genelinde 43,1 olan öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı İstanbul, İzmir ve Ankara ‘da 39,6
civarındadır.
Tablo 34: Türkiye’de Öğretim Elemanı Sayıları
Öğretim Yılı Öğretim Elemanı Sayısı24
1992/’93 38.483
1993/’94 42.475
1994/’95 44.086
1995/’96 50.269
1996/’97 53.805
1997/'98 56.401
1998/'99 60.129
1999/'00 65.204
2000/'01 67.880
2001/'02 70.012
2002/'03 74.134
2003/'04 77.065
2004/'05 79.555
2005/'06 82.250
2006/'07 86.522
2007/'08 96.105
2008/'09 97.923
2009/'10 102.682
2010/'11 108.462
2011/'12 115.798
2012/'13 127.441
Kaynak: ÖSYM
2012/’13 dönemi itibarıyla 127.441 öğretim elemanının %14’ü profesör, %8’i doçent, %21’i yardımcı
doçent, %15’i öğretim görevlisi ve geri kalanı diğer öğretim elemanlarından oluşmaktadır.
Tablo 35: Üniversitelerdeki Öğretim Elemanlarının Ünvan Kademelerine Göre Dağılımı
2012/'13
Profesör 17.585
Doçent 10.646
Yardımcı Doçent 26.948
Öğretim Görevlisi 18.868
Diğer Öğretim Elemanları 53.394
Toplam 127.441
Kaynak: ÖSYM
24 Sadece üniversitelerde görev alan öğretim elemanları dahil edilmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
YÖK Bütçesi ve Toplam Eğitim Bütçesi
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve üniversite toplam bütçesinin konsolide bütçeden aldığı pay 2014 yılı
itibarıyla %3,88, GSYH’den aldığı pay ise %0,99 seviyelerindedir.
Tablo 36: YÖK ve Eğitim Bütçesi
(Bin TL) GSYH Konsolide/Merkezi
Yönetim Bütçesi YÖK+Üniversite
Bütçeleri* YÖK+Üniv.
Bütçeleri/GSYH YÖK+Üniv.Bütçeleri/
Konsolide Bütçe
1997 29.393.262 6.361.685 196.700 0,67% 3,09%
1998 70.203.147 14.789.475 392.427 0,56% 2,65%
1999 104.595.916 27.266.600 676.900 0,65% 2,48%
2000 166.658.021 46.827.436 1.046.545 0,63% 2,23%
2001 240.224.083 48.519.490 1.364.911 0,57% 2,81%
2002 350.476.089 98.131.000 2.495.968 0,71% 2,54%
2003 454.780.659 147.230.170 3.408.608 0,75% 2,32%
2004 559.033.026 150.658.129 3.894.071 0,70% 2,58%
2005 648.931.712 156.088.875 5.218.467 0,80% 3,34%
2006 758.390.785 174.958.101 5.846.823 0,77% 3,34%
2007 843.178.421 204.988.546 6.586.692 0,78% 3,21%
2008 950.534.251 222.553.217 7.318.285 0,77% 3,29%
2009 952.558.579 262.217.866 8.772.719 0,92% 3,35%
2010 1.098.799.348 286.981.304 9.355.458 0,85% 3,26%
2011 1.297.713.210 312.572.607 11.503.927 0,89% 3,68%
2012 1.415.786.010 350.898.318 12.743.603 0,90% 3,63%
2013 1.559.160.000 404.045.669 15.227.761 0,98% 3,77%
2014 1.718.818.000 436.432.901 16.939.010 0,99% 3,88%
Kaynak: MEB
Ülkemizde son on yılda toplam eğitim ödeneklerinin genel bütçe içindeki payı %10,8 ile %16,6
arasında, GSYH payı ise %2,9 ile %4,2 arasında değişmiştir. Her ne kadar 1997’den bugüne toplam
eğitim ödeneklerinde bir artış gözlense de Türkiye, GSYH’den eğitime ayırdığı pay bakımından OECD
ülkeleri arasında her yıl son sıralarda yer almaktadır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 37: Toplam Eğitim Bütçesinin Konsolide Bütçe ve GSYH’den Aldığı Payın Gelişimi
(Bin TL) Toplam Eğitim Bütçesi Toplam Eğitim Bütçesinin
Konsolide/Merkezi Yönetim Bütçe Payı Toplam Eğitim
Bütçesinin GSYH Payı
1997 706.764 11,11% 2,40%
1998 1.635.535 11,06% 2,33%
1999 2.808.708 10,30% 2,69%
2000 4.396.875 9,39% 2,64%
2001 5.411.217 11,15% 2,25%
2002 9.956.959 10,15% 2,84%
2003 13.588.605 9,23% 2,99%
2004 16.260.307 10,79% 2,91%
2005 20.053.889 12,85% 3,09%
2006 22.414.968 12,81% 2,96%
2007 27.942.326 13,63% 3,31%
2008 30.233.850 13,58% 3,18%
2009 36.219.497 13,81% 3,80%
2010 37.592.870 13,10% 3,42%
2011 45.616.090 14,59% 3,52%
2012 51.912.982 14,79% 3,67%
2013 62.724.139 15,52% 4,02%
2014 72.643.828 16,64% 4,23%
Kaynak: MEB
Yakın Dönemdeki Gelişmeler
2012-2013 eğitim yılıyla birlikte, 1997-1998 eğitim yılından beri uygulanan sekiz yıllık
kesintisiz eğitimden 4+4+4 kademeli eğitim sistemine geçilmiştir. Bu uygulamayla zorunlu
eğitim 8 yıldan 12 yıla çıkarılmış ve ilköğretim dört yıl ilkokul, dört yıl ortaokul olmak üzere iki
kademeye ayrılmıştır.
2013 Ocak ayında Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yerini yeni bakan Nabi Avcı’ya devretmiş,
böylelikle 2002’den bu yana Milli Eğitim Bakanı 5. kez değiştirilmiştir.
Okula başlama yaşı 2012’de 66 aya çekilmiş, 60-66 ay arasındaki çocukların ise ilkokula
başlamaları velisinin yazılı isteğine bağlanmıştır. 66 aydan büyük çocukların ancak sağlık
raporu ile okula başlamasının bir yıl ertelenmesi açısından bu düzenlemenin kamuoyunda çok
tartışılmasıyla, 2013 eğitim ve öğretim yılının başında yeni bir düzenleme yapılmış ve 66-69
aylık çocukların okula başlamasının ertelenmesi için sağlık raporu uygulamasının kaldırılması
ve veli talebinin yeterli olması sağlanmıştır.
19 Haziran 2012 tarihli Yeni Teşvik Yasasına göre özel sektör tarafından gerçekleştirilecek
olan ilk, orta ve lise eğitim yatırımları öncelikli yatırımlar kapsamındadır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Dershanelerin kapatılmasına ilişkin yasa bu yıl onaylanmştır. Dershanelerin dönüşümü için
2015 Eylül’e kadar süre tanınmış, özel okula dönüşecek dershaneler için başta mekan tahsisi
konusunda olmak üzere farklı teşvik mekanizmaları gündeme gelmiştir.
2013’te ortaöğretime geçişte Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yerine her dönem altı dersten
merkezi sınavın yapılacağı ve TEOG (Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş) olarak bilinen yeni
sisteme geçilmiştir.
MEB’in kamu-özel ortaklığı modeliyle hayata geçirilmesi planlanan ‘Eğitim Kampüsleri’ projesi
kapsamında, Ocak 2014 itibarıyla 33 kampüsün mimari projesi tamamlanmıştır. Projenin özel
sektör kaynaklarıyla gerçekleştirilip 20 yıllık süre için kiralanması ve bu süre sonunda
kampüslerin kamuya devredilmesi planlanmaktadır. Projeyle beraber ortaöğretim
kademesinde eğitim şehir dışına taşınması hedeflenmekte ve nakledilen okulların binalarının
ilkokul ve ortaokul olarak kullanılması düşünülmektedir.
Yükseköğretim tarafında, 2012 yılından beri çalışmaları devam eden yeni yasaya ilişkin en son
taslak önerisi Ocak 2013’te yayınlanmıştır. Taslakta devlet ve vakıf üniversitelerinin yanı sıra
özel üniversitelerin kurulması, Türkiye’de yabancı yükseköğretim kurumu açılması gibi
yükseköğretimde özel sektörü ilgilendiren değişiklikler yer almaktadır. Ancak yaklaşık bir
yıldır taslakla ilgili somut bir gelişme olmamıştır.
2014 yılı eğitim bütçesinin %15,8 oranında artırılarak 72,6 milyar TL’ye, MEB yatırım
ödeneğnin %31 oranında artırılarak 5,2 milyar TL’ye ve konsolide bütçe yatırımlarında MEB
yatırımlarına ayrılan payın %10’dan %14’e çıkarılması planlanmaktadır. Ayrıca FATİH
Projesi’ne 2014 yılı bütçesinde 1,4 milyar TL ayrılmıştır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitimde Temel Politika ve Öncelikler
1) TÜSİAD, TÖDER – Veriye Dayalı Eğitim Reformu Önerisi25
TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği) ve
TÖDER (Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği)
tarafından hazırlanan ve 2014 Şubat ayında
yayınlanan raporda eğitimde reform önerileri PISA
sonuçları ışığında yapılmaktadır. Buna göre PISA
sonuçlarına ilişkin veriler ve ilgili veriye yönelik
politika önerileri sunulmuştur. Eğitim sistemimizin en
temel ihtiyacının, reform yapma yöntemini gözden
geçirmek olduğunun belirtildiği çalışmada, önemli
olanın sürekli reform yapmak değil yapılan reformları
sistemli bir şekilde veriye dayalı olarak geliştirip yine veriye dayalı olarak test etmek olduğu
vurgulanmıştır. Rapora göre veriye dayalı reformda önce geniş ve derin bir araştırmayla sistemde
varolan sorunlar tespit edilir (PISA'nın birincil işlevi); sonra bu sorunların çözümleri geniş bir tartışma
zemininde masaya yatırılır (PISA başarılı modelleri belirleyerek bu tartışmaya katkıda bulunur) ve
ardından bu tezler pilot uygulamalarla test edilir ve en son olarak da pilot testini geçen
uygulamalar ulusal sistemin tümüne reform olarak yayılır.
Çalışmada belirtildiği üzere, PISA bu süreçte yalnızca sistemdeki sorunları teşhis etme ve modelleri
belirleme görevi görmez, zira PISA sonuçlarının trend oluşturması avantajı kullanılarak, yapılan ulusal
reformların etkinliği uzun vadede trend analizi ile ortaya konur. Ayrıca veriye dayanmadan ve ölçme-
değerlendirme prensiplerinden uzak kalarak yapılan reformların da zaman zaman başarılı olabildiği
ancak bunun alınması gereksiz bir risk olduğu vurgulanmıştır. Aynı şekilde altı çizilen bir diğer nokta
da, PISA'da başarılı olan ülkelerde 1990'lı yıllardan itibaren başlayan reformların, hükümet
değişikliklerine rağmen istikrarlı ve tutarlı biçimde devam ettirilmiş olmasıdır. Bununla beraber
reformlarda süreklilik ve tutarlılığın, veriye dayalı reform yaklaşımının doğal bir sonucu olduğu
belirtilmiştir. Veriler ve politika önerilerinin sıralandığı bölümde, önerilerin bir sonuç bildirgesinden
ziyade veriye dayalı reformlar için bir diyalog başlangıcı olmasına işaret edilmiştir.
Başta Asya ülkeleri olmak üzere PISA’da başarılı modellerin ele alındığı bölümde dikkat çeken ortak
noktalar ise okul öncesi eğitime verilen önem, öğretmen kalitesine yatırım ile sonuç ve çıktı üzerine
uygulanan eğitim politikaları olmuştur.
25 PISA 2012 Değerlendirmesi: ”Türkiye İçin Veriye Dayalı Eğitim Reformu Önerileri”, Doç. Dr. Selçuk Şirin, Yrd. Doç. Dr. Sinem Vatanartıran
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
2) Eğitim Reformu Girişimi - Bütçeye İlişkin Görüşler, Ek Derslik ve Öğretmen
İhtiyacı Hesaplamaları
Sabancı Üniversitesi bünyesinde bulunan ve 2003 yılında “Herkes için kaliteli eğitim” vizyonuyla
kurulan ERG (Eğitim Reformu Girişimi), eğitim politikaları alanında faaliyet gösteren bir düşünce
kuruluşudur.
ERG’nin bütçeye ilişkin politika notlarına göre; zorunlu eğitim süresinin 12 yıla yükseltilmesi ve okula
başlama yaşının öne çekilmesi sonucunda resmi örgün eğitim sisteminin 2014-2016 döneminde
ihtiyaç duyacağı ek derslik sayısı ilköğretimde 19 bin ve ortaöğretimde 48 bin olarak
hesaplanmaktadır. MEB’in Stratejik Plan’ında okul öncesi eğitimde hedeflenen derslik sayısına
ulaşılabilmesi için ise okul öncesi eğitimde 9.507 yeni dersliğe ihtiyaç vardır. Yani okul öncesi,
ilköğretim ve ortaöğretim düzeylerinde derslik başına düşen öğrenci sayılarının hızla artmasının
önüne geçebilmek için 2014-2016 döneminde her yıl ortalama 26 bin yeni dersliğe ve ortalama 4,6
milyar TL’lik kaynağa ihtiyaç vardır. Ancak, MEB 2014 yılı için derslik yapımına yaklaşık 1,5 milyar TL
ayırmaktadır. Türkiye’de belediyeler ve hayırsever yurttaşlar okul ve derslik yapımına katkıda
bulunmaktadır. Ancak derslik alanında gereksinim ve MEB tarafından ayrılan kaynak arasındaki fark
MEB dışı kurum ve bireylerin katkılarıyla doldurulamayacak kadar büyüktür. Buna göre MEB’in derslik
ve okul açığının giderilmesinde dershanelerin özel okula ve açık liseye dönüştürülmesi ve özel
okulların eğitim sistemindeki payının artırılması uygulamalarından destek almayı planladığı öne
sürülebilir.
Türkiye’de öğrenci sayısındaki artış, derslikle birlikte öğretmen gereksinimini de ortaya çıkarmaktadır.
2014-2016 arasında ortaöğretimde 91 bin, ilköğretimde 9 bin ve okul öncesi eğitimde 17 bin ek
öğretmene gereksinim olacağı hesaplanmaktadır.
2014 yılında Türkiye’de kamu kaynaklarından eğitime ayrılan payın GSYH’ye oranı olan %4,57, OECD
ortalaması olan %5,5 ve UNESCO’nun kalkınmakta olan ülkelere önerdiği %6’nın altındadır. Türkiye’de
beşeri sermaye birikiminin desteklenmesi için kamu kaynaklarından eğitime ayrılan pay daha da
artırılmalı ve eğitim bütçesi daha bütüncül bir eğitim stratejisi çerçevesinde, saydamlık, katılımcılık ve
denetlenebilirlik ilkeleri gözetilerek oluşturulmalıdır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
3) TOBB Eğitim ve Yükseköğretim Meclisleri
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde eğitim sektörü iki meclis tarafından temsil
edilmekte olup bunlar, Türkiye Eğitim Meclisi ile Türkiye Yükseköğretim Meclisi’dir. TOBB Türkiye
Eğitim Meclisi tarafından hazırlanan ve 2012 yılının başında yayınlanan sektör raporunda eğitimde
özel sektör ele alınmış olup yatırımların ve sektörün önündeki engeller şu şekilde sıralanmıştır:
Özel öğretim kurumlarının en önemli problemlerinden biri yatırım yerine ilişkin arsa
bulunamamasıdır. Okul yapılması için hem çevrenin hem de yerin okul yapımına uygun
olması şarttır.
Mevcut yatırımların yarı kapasiteyle çalışmasının oluşturduğu engeller, yeni yatırımcıyı
caydırmaktadır.
Eğitim sektöründe en büyük gider kalemi, gelirin %50-60’ıyla personel giderleridir. Personel
giderlerinden başlayarak maliyetlerin düşürülmesi sektörün sürdürülebilirliği açısından
önemli rol oynamaktadır.
Mali yükler: Eğitimde gelir-gider dengesinin tam kurulamamış olması, mevcut yatırımlardaki
boş kapasite ile oluşmuş olumsuz hava yeni yatırımcıları caydırmakta, sektörün önünü
tıkamaktadır. Burada özellikle değinilen husus diğer ticari sektörlerle aynı vergi ve prim
ödemeleriyle muhatap olunmasıdır. İstihdamdaki yüklerin ağır olmasının altı özellikle
çizilmiştir.
Altyapı ve üstyapıya ilişkin ihtiyaçlarda ise kalkınmada öncelikli yörelerde yatırım yapmak
isteyenlere uygulanan ücretsiz arsa tahsis işleminin, eğitim yatırımları için hem hazineye hem
de belediyeye ait arazileri kapsayacak şekilde tüm yurt genelinde yaygınlaştırılması, özellikle
büyük kentlerde eğitim için arsa üretimine yönelik planlama yapılması ve okul arsaları ile ilgili
yatırım yeri tespitinde resmi kurum-özel kurum ayrımı yapılmaması önerilmektedir.
Karlılık oranlarıyla ilgili ise resmi kurumların yarattığı rekabetin de etkisiyle özellikle
ortaöğretim düzeyinde ve orta büyüklükte ya da küçük illerde öğrenci bulma zorluğu
vurgulanmıştır. Buna göre öğrenci bulma problemi nedeniyle yapılan indirim ve
promosyonlar karlılığı düşürmektedir. TOBB Eğitim Meclisi’ne göre bu ve yukarıdaki diğer
etkenlerin de etkisiyle özel öğretim kurum yatırımları karlı olmayan bir yatırım alanı olarak
değerlendirilmektedir.
Yeni pazarlara yönelik çeşitlenmeler başlığı altında zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla oluşacak
derslik açığını karşılamada özel sektörün yatırıma hazır olduğu ve okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim
kapsamına alınması halinde bu alana yatırımın cazip hale geleceği belirtilmiştir. Yeni pazar potansiyeli
olarak görülen bir diğer alan ise şirketlere özel üniversite açma izni verilmesi halinde bu alanda
hızlanacak yatırımlar olarak öne çıkmıştır.
Bu yıl yedincisi düzenenlenen Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’nda her bir sektöre ilişkin beş sorun ve
beş çözüm önerisi sunulmuştur. TOBB verilerine göre Türkiye’de kayıtlı çalışan her 100 kişiden 5,3’ü
ve yine ülkemizde faaliyet gösteren her 100 firmadan 1,7’si eğitim sektöründedir. Türkiye Eğitim
Meclisi tarafından sunulan beş sorun ile bazılarına yönelik çözüm önerileri aşağıda sunulmuştur.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
1. Mesleki eğitim veren kurslara ilişkin sorunlar
2. Milli Eğitim Bakanlığının yayın politikası
Çözüm önerisi: Yardımcı kitap kullanımı serbest bırakılmalı, yayıncılar teşvik edilerek
FATİH Projesine e-içerik hazırlamaya yönlendirilmeli, korsan yayınla mücadele
kapsamında yasal düzenlemeler yapılarak telif hakları korunmalıdır.
3. Dershanelerin dönüşümü için öngörülen düzenlemeler
Çözüm önerisi: Dönüşüm gönüllü olmalı, cazip alternatifler sunularak pilot
uygulamalarla isteğe bağlı olarak kendiliğinden geçiş sağlanmalı, teşvikler
uygulanabilir olmalı ve mevcut kurumları da kapsamalıdır.
4. Özel öğretim kurumlarının yatırım ve rekabet gücünün korunması için sürdürülebilir mali
politika ihtiyacı
Çözüm önerisi: Eğitimden vergi alınmamalı, yatırımlara KDV ve gümrük muafiyetleri
tanınmalı, özel okullardaki öğrenciye, devlete maliyeti kadar destek verilmeli, hazine
taşınmazlarının eğitime tahsisi, kiralanması, kullananlara devrinde kolaylaştırıcı
yönde düzenleme yapılmalıdır.
5. Özel eğitim ve rehabilitasyon eğitiminin program içeriği, süresi, maliyetler ve insan kaynağı
yetersizliği
Yükseköğretim kademesinde ise ilgili meclisin sunduğu sorunlar ve bazıları için çözüm önerileri;
1. Vakıf üniversiteleri tarafından öğrencilere verilen burslardan alınan KDV
2. Yurtdışından yeterli sayıda öğrenci temin edilememesi
3. Vakıf üniversitelerinde öğretim üyesi eksikliği
Çözüm önerisi: MEB ve YÖK burslarıyla yurtdışında doktora yapanların vakıf
üniversitelerinde de görev alabilmeleri için gerekli mevzuat çalışması yapılmalı, bu
kişilerin vakıf üniversitelerinde görevlendirilmeleri halinde tazminatlarında indirim
yapılmalı veya zorunlu hizmetin belirli süre ertelenmesine imkan verilmelidir.
4. Boş kalan öğrenci kontenjanları
Çözüm önerisi: Yeni bir üniversiteye yerleştirme modeli geliştirilmeli, yeni bir
mevzuat çalışması yapılarak, vakıf üniversitesinde okuyacak öğrencilere devlet bursu
olanağı tanınmalıdır.
5. Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 6. maddesinden
kaynaklı sorunlar (Anılan Kanun’un 6. maddesi yükseköğretim kurumunda bir buluş
gerçekleştiğinde yükseköğretim kurumu ve buluşu yapan arasındaki ilişkiyi tanımlamakta,
patent başvurularının nasıl değerlendirileceğine dair hükümler içermektedir. Madde
hükmünde buluşu yapan öğretim üyesinin kendisi veya üniversiteyle birlikte patent
başvurusunda bulunabileceği, kendisi başvurduğunda, yükseköğretim kurumunun belirli bir
süre patent başvurusu yapmaması durumunda bunun serbest buluş olarak kabul edileceği
ifade edilmektedir.)
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
4) Kamuda Temel Yaklaşımlar ve Öncelikler
Başta Milli Eğitim Bakanlığı 2010-2014 Stratejik Plan olmak üzere bu başlık altında başvurulan
kaynaklar Onuncu Kalkınma Planı, 2014 Yılı Programı, Orta Vadeli Program ve 18. Milli Eğitim Şurası
Kararları’dır. Kamunun eğitim politikalarına yönelik arayışında genellikle mevcut durumdaki
sorunlardan yola çıktığı söylenebilir. Burada dikkat çeken husus özellikle PISA’daki başarılarıyla eğitim
sistemleri model niteliğindeki ülkelerdeki iki kritik konuyla ilgili farkındalığın bu dökümanlarda da
kısmen sağlanmış olmasıdır. Bunlardan biri olan okul öncesi eğitimin, özellikle kısıtlı imkanları olan
hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek şekilde yaygınlaştırılması bu konuda öne çıkan bir unsur
olmasına rağmen altyapı eksiklikleri nedeniyle olduğu düşünülse de 1 yıllık okul öncesi eğitimin
zorunlu eğitim kapsamına alınması sadece Milli Eğitim Şurası’nda önerilmiştir. Ancak MEB’in okul
öncesi eğitimde hedeflenen okullaşma oranına ulaşmak için, bağımsız anaokulu ve ana sınıfı yapılacak
bölgelere yönelik ihtiyaç envanterleri ile okul öncesi eğitimde okullaşma oranının nispeten düşük
olduğu belde ve ilçelere bağımsız anaokulları yapımında öncelikli yaklaşımı bu konuda olumlu
gelişmelerdendir. Eğitimde temel başarı kriterlerinden olan öğretmen kalitesini artırmaya yönelik
politikalar ise yine her kaynakta değinilen bir konu olmuştur. Burada öne çıkan, öğretmenlerin hizmet
içi eğitimlerinde ve bunlara katılımda artış sağlama hedefi ile kişisel ve mesleki gelişimin
özendirilmesidir. Öğretmenlerin eğitiminde ise öğretmen yetiştiren fakülteler ile okullar arasındaki
etkileşimin artırılmasına yer verilmiştir. Ancak başarılı öğrencilerin bu mesleği seçmesini özendirecek
somut adımlardan bahsedilmemiştir.
Ülkemizde kalkınma konusunda olduğu gibi eğitimde de bölgesel farklılıklar önemli problemlerdendir.
Bu konuya daha çok, öğretmen eksikliğini giderme anlayışıyla yaklaşılmış ve tecrübeli öğretmenlerin
ihtiyaç duyulan bölgelerde daha uzun süre görev yapmalarını sağlayacak mekanizmalar önerilmiştir.
Bununla beraber eğitimde özellikle niceliksel anlamda bölgesel farklılıkları gidermek hemen hemen
her kaynakta hedeflenen bir konu olmuştur.
Ülkemizde eğitimde cinsiyet eşitsizliğini gidermeye ve kız öğrencilerin eğitime erişimini artırmaya
yönelik son yıllarda yürütülen çeşitli kampanyalar devam etmektedir. Bunların da etkisiyle
Türkiye’deki okullaşma oranlarındaki kadın-erkek farkı gittikçe azalmıştır. Eğitimin kademelerine göre
değerlendirildiğinde ilköğretim ve yükseköğretim seviyesinde aynı seviyelerde olan kadın-erkek
okullaşma oranları, ortaöğretim kademesinde de son birkaç yılda önemli oranda iyileşmiş ve aradaki
fark 1,2 puana düşmüştür. Ancak bu konuda eğitim ve emek piyasası arasında bir uyumsuzluk olduğu
açıktır. Çünkü özellikle eğitimin hemen her kademesinde benzer seviyede okullaşma oranına sahip
olan kadın-erkek, okul/üniversite sonrası istihdama katılımda ciddi farklılıklar göstermektedir. Nitelikli
iş gücüne olan ihtiyaçta eğitimli kadınların iş gücüne katılımı önemli bir role sahip olup, bunun
artırılmasına yönelik politika ve hedefler orta vadede büyük kazanımlar sağlayacaktır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Kutu 5 : Kadının İş Gücüne Katılımı26
26 TÜİK, İstatistiklerle Kadın, (2012); KEIG Türkiye’de Kadın Emeği ve İstihdamına Yönelik Politikalar, (2013); Betam Araştırma Notu 14/160,
(2014)
Ülke ekonomileri, potansiyellerine erişebilmek için ellerindeki kaynakları en verimli şekilde kullanma
ihtiyacında. Daha da önemlisi, her vatandaşına refah seviyesini yükseltebileceği bir ortam sağlamak
modern devletlerden beklenenler arasında.
Türkiye için kadın istihdamı eksikliğinin boyutları kadınların iş gücüne katılım oranlarının dünya
ortalamaları ile karşılaştırılmasıyla çarpıcı bir biçimde ortaya çıkmakta. Dünya Bankası’nın 2011
verilerini temel alarak yaptığı çalışmaya göre 15 yaş ve üzeri kadınların iş gücüne katılımında dünya
ortalaması %50 seviyesinde iken Türkiye %29 oranı ile 200’ün üzerindeki ülke arasında en düşük
kadın istihdamına sahip 20. ekonomidir.
Kadınların İş Gücüne Katılım Oranının En Düşük Olduğu Ülkeler (2011)
Kaynak: The World Bank, World Development Indicators, 2013
Türkiye’de kadınların çalışma yaşamına katılımlarının önünde birçok engel bulunuyor. Bunlar arasında ev işleri ve çocuk bakımının kadınlar tarafından üstlenilmesi en belirgin neden olarak öne çıkıyor. Türkiye’de yaklaşık 12 milyon kadının tüm zamanını herhangi bir ücret almadan ev işleri yaparak geçirdiği hesaplanıyor. Çalışma hayatına bakıldığında ise kadınların geçici ve sosyal güvencesiz çalışma koşullarında istihdam edildiği görülmekte. TÜİK’in 2012 yılı Hane Halkı İşgücü İstatistikleri’ne göre kadınlar en çok hizmetler sektörü, tarım sektörü ve sanayi sektöründe istihdam ediliyor. Hizmetler sektörünün kadın istihdamı içindeki payı %46, tarım sektörünün %40, sanayi sektörünün ise %14 seviyesinde iken erkek istihdamında hizmetler sektörünün %51 pay aldığı, ardından %22 ile sanayi, %19 ile tarım sektörlerinin izlediği görülmekte. Burada özellikle tarım sektöründeki yüksek kayıt dışılık sorunu nedeniyle toplam kayıt dışı istihdam oranları kadınlar için %51,7 erkekler için ise %31,4 seviyesinde bulunuyor. Kadın istihdamındaki artışın önündeki bir diğer engel ise düşük ücretler. Eğitim seviyesinden bağımsız olarak kadınların erkeklerden %10-%16 arasında daha düşük ücret ile çalışma imkanı bulması, işyerlerindeki kreş hizmetleri eksikliği ve yüksek çocuk bakımı ücretleri ile birleşince kadınların iş yaşantısının dışında kalması ya da kalmayı tercih etmesi şaşırtıcı görünmüyor.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim Durumuna Göre Cinsiyetler Arası Ücret Farkları
Eğitim Durumu Kadın Aleyhine Fark
İlkokul ve Altı 16,5%
İlköğretim 16,7%
Lise 10,1%
Meslek Lisesi 19,5%
Yüksekokul ve Üstü 16,1%
Kaynak: TÜİK, İstatistiklerle Kadın, (2012) Yukarıdaki tablo Türkiye’nin kadın istihdamında alması gereken uzun bir yol bulunduğuna dikkat çekse de 2000-2011 yılları verilerinin karşılaştırması kadınların çalışma hayatına katılımındaki artış trendini gösteriyor.
Türkiye’de ve Dünyada Kadın İş Gücü 2000-2011
Kaynak: The World Bank, World Development Indicators, 2013
BETAM’ın 2005-2012 dönemini kadın iş gücü piyasasını inceleyen araştırma notunda düşük eğitimli ve orta yaşlı kadınların çalışma hayatına katılımındaki artışa dikkat çekiliyor. Özellikle konaklama ve yiyecek hizmet faaliyetleri sektörlerindeki hızlı gelişimin düşük vasıflı iş gücü ihtiyacını artırdığı ve kadın istihdamını teşvik ettiği tespiti yapılırken, artan kadın istihdamının büyük bölümünün kayıtlı işlerden kaynaklı olması da diğer bir önemli bulgu olarak öne çıkıyor. Bu dönemde kadınların iş hayatına katılımlarının desteklenmesinin devlet politikası düzeyinde somutlaştırılma çabaları da önem kazanmış durumda. 2010 yılında yayınlanan “Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması” adlı Başbakanlık Genelgesi’nde “kadınların sosyo-ekonomik konumlarının güçlendirilmesi, toplumsal yaşamda kadın-erkek eşitliğinin sağlanması, sürdürülebilir ekonomik büyüme ve sosyal kalkınma amaçlarına ulaşılabilmesi için kadınların istihdamının artırılması ve eşit işe eşit ücret imkanının sağlanması” gibi hedefler gösterilmekte. Ancak KEIG’in iller bazındaki araştırması İŞKUR merkezli mesleki eğitimler ve KOSGEB girişimcilik desteği gibi mevcut durumda yararlanılan uygulamaların bu hedeflere ulaşmada yeterli olmadığına işaret ediyor. Mevcut politikalar ile 10. Kalkınma Planı’ndaki 2018 yılında kadınların iş gücüne katılım oranı hedefi olan %35’e ulaşabilmek imkansız olmasa da Türkiye’nin kadınların iş piyasasına katılımında dünya ortalamasına ulaşabilmesi için gerek kamu gerekse özel sektörde ücretli istihdam yaratacak ve ev dışında çocuk bakım seçenekleri sunacak politikalar geliştirmesi gerekli görünüyor.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Başta Stratejik Plan ve Onuncu Kalkınma Planı olmak üzere diğer kaynaklarda da yer alan ortak
hedeflerden biri ise mesleki ve teknik eğitime verilen önemdir. Burada özellikle mesleki okullarda ve
yükseköğretim seviyesinde iş dünyasıyla daha fazla işbirliği öne çıkan konulardan olmuştur. FATİH ve
onun alt projeleri gibi çalışmalarla eğitimin bilişim teknolojileriyle daha fazla entegrasyonu da
kamunun önem verdiği konulardandır.
Yükseköğretim ayağında ise kamu ve diğer toplumsal kesimlerin hemen hemen her kaynakta başta
YÖK olmak üzere yükseköğretim sisteminin yeniden yapılanmasına ve bu konudaki reform
arayışlarına yer verilmiştir. Kamunun bu söylemini çalışmaları hala devam eden yeni YÖK yasa taslağı
çerçevesinde ele almak gerekmektedir. Çalışmaları 2011’den beri devam eden yeni yasa kapsamında
hazırlanan taslak üzerine üniversiteler ile STK ve kamu kurumlarından görüşler alınmış ve çeşitli
çalıştaylar düzenlenmiş ancak bir yıla yakın bir süredir somut bir ilerleme olmamıştır. Bununla
beraber 2014’ün Mayıs ayında YÖK Başkanı yükseköğretim sistemiyle ilgili “Büyüme, Kalite,
Uluslararasılaşma: Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası” isimli bir rapor yayınlamıştır. Raporda
yükseköğretim sisteminin her bakımdan yeniden yapılandırılması ihtiyacının altı çizilmekte ve
önümüzdeki yıllarda politika geliştirilmesi gereken üç temel stratejik alana değinilmektedir. Bunlar
nicel büyümeden nitelikli büyümeye geçiş, akademik insan kaynağının geliştirilmesi ve
yükseköğretimin uluslararasılaşması olarak sıralanmakta ve bu çalışma alanlarının ortak paydasının
eğitim-öğretim, araştırma, topluma katkı ve yönetim süreçlerinde kalite odaklı bir yükseköğretim
sistemini inşa etmek olduğu vurgulanmaktadır.
Tablo 38 : Temel Kamu Politika ve Yaklaşımları Özet Tablosu
MEB
Stratejik Plan
Onuncu Kalkınma
Planı
2014 Yılı Programı
Orta Vadeli
Program
18. Milli
Eğitim Şurası
Stratejik Konular, Öne çıkanlar
1 Okul öncesi eğitimin yaygınlaşması x x x
x
2 Eğitimde bölgesel farklılıklar x x x x x
3 İlköğretime erişim x x x
x
4 Eğitimde esnek bir yapı x x x x x
5 İlköğretimde devamsızlık ve okul terklerinin azaltılması x x x
x
6 Eğitimde cinsiyet eşitsizliği, kızların eğitime erişimi x x x x x
7 Öğretmen niteliği x x x x x
8 Etkin yönlendirme ve rehberlik hizmeti x x x
x
9 Eğitmde teknoloji kullanımı x x x x x
10 Mesleki ve teknik eğitimi güçlendirmek x x x x x
11 YÖK'ün yeniden yapılanması x x x x
12 Yükseköğretim kurumlarının çeşitlendirilmesi x x x x
13 Üniversiteler arasındaki rekabetin artması, yükseköğretimde rekabetçi yapı
x x x x
14 Üniversite-Sanayi işbirliği x x x x
15 Özel öğretimin eğitim sistemi içindeki payının artması, özel sektörün finansal gücünden yararlanılması
x x x x x
Çözüm Önerileri, Politikalar
1 Okul ve derslik sayısında artış, toplumsal farkındalığı artırma x
1 İmkanları kısıtlı hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek şekilde yaygınlaşması
x x x
1 1 yıl okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması
x
2 Okullaşma oranları ve derslik başına düşen öğrenci sayısında bölgesel farklılıkları gidermek
x
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
MEB
Stratejik Plan
Onuncu Kalkınma
Planı
2014 Yılı Programı
Orta Vadeli
Program
18. Milli
Eğitim Şurası
2 Deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışmasının özendirilmesi, öğretmen dağılımında bölgesel dengesizliğin giderilmesine yönelik çalışmalar
x x
x
3,6 İlk ve orta öğretimde başta engelliler ve kız çocukları olmak üzere tüm çocukların okula erişiminin sağlanması
x x x
3 İkili eğitimden tekli eğitime geçiş, ikili eğitim uygulamalarının azaltılması
x x x
4 Yatay ve dikey geçişlere imkan veren, etkin bir rehberlik ve yönlendirme hizmetini içeren yapı
x x x x x
4 Sınav odaklı olmayan, bireysel farklılıkları gözeten bir dönüşüm programı
x x
5 Anında müdahale yöntemleri, telafi eğitim programları, x
5 Sınıf tekrarı ve terklerin azaltılması x x x x
6 Kız çocukların okullaştırılmasına yönelik kampanyalar x
7
Hizmet içi eğitime katılımda artış, konferans ve seminer katılımlarına teşvik, öğretmenler için kendi çalışmalarını paylaşabilecekleri sanal ortan yaratılması, yüksek lisans için teşvik
x
7 Öğretmen yetiştiren fakülteler ile okullar arasındaki etkileşimin güçlendirilmesi
x x x
x
7 Öğretmenlik mesleğinin daha cazip hale getirilmesi, kişisel ve mesleki gelişimi sürekli teşvik eden, kariyer gelişimi ve performansa dayanan bir yapı
x x x x
8 İlköğretim dördüncü sınıftan itibaren mesleki yönlendirme hizmetlerinin sunulması
x
x
8 Ortaöğretim ve yükseköğretime geçişte etkin rehberlik ve yönlendirme hizmetleri desteğiyle süreç odaklı bir değerlendirme yapısı
x x x
x
9 Okullarda bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısı geliştirilecek, öğrenci ve öğretmenlerin bu teknolojileri kullanma yetkinlikleri artırılacak
x x x x x
10 Özel kesimin mesleki eğitim sürecine katılımı, desteği x x x x
10 Toplumda mesleki eğitim farkındalığı oluşturmak x
11 YÖK'ün, Yükseköğretim Koordinasyon Kuruluna dönüştürülmesi için sistemin tamamı gözden geçirilmesi,en üst akademik organ olarak “Üniversiteler Arası Kurul”un yetkili olması
x
11 YÖK'ün standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılması
x x x x
12 Araştırma altyapısı yeterli olan üniversitelerin araştırmaya ve lisansüstü eğitime ağırlık vermeleri, diğer üniversitelerin ise daha çok ön lisans ve lisans eğitimine yoğunlaşmaları
x
13 Eğitimde özel kaynakların artması, vakıf üniversite sayısında artış için çalışmalar
x
13 Üniversitelerde performans esaslı bütçeleme anlayışına geçişin altyapısına hazırlık çalışmaları
x x
14 İşbirliğin gelişmesi, üniversitelerdeki insan gücü ve Ar-Ge altyapısının özel sektör, sanayi tarafından kullanılmasının desteklenmesi
x x x
15 Özel öğretim kurum oranını %5’ten %9’a çıkarmak,öğrenci sayısına göre özel öğretimin genel eğitim içindeki payını %3’ten %5’e çıkarmak
x
15 Özel sektörün eğitim alanında yatırım yapmasının teşvik edilmesi, özendirilmesi
x x x x x
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sonuç / Değerlendirme
Son yıllarda ekonomistlerin sıkça tartışır olduğu “orta gelir
tuzağı”ndan çıkış için daha çok sermaye yatırımından ziyade
Ar-Ge, eğitim ve kurumsal inovasyona dayalı teknolojik
ilerleme gerekmektedir. Hazırlayanların arasında Erinç
Yeldan’ın da bulunduğu ve “orta gelir tuzağı kavramı”nın ele
alındığı TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası
Konfederasyonu) “Orta Gelir Tuzağından Çıkış” adlı çalışmada
Türkiye’nin düşük büyüme sorunu esas olarak düşük katma
değerli ve düşük verimliliği olan faaliyetlere dayalı ürünlere
yoğunlaşmaktan kaynaklanan bir “ürün tuzağı” olarak
tanımlanmaktadır. Erinç Yeldan’ın “üretkenlik yorgunluğu”
olarak isimlendirdiği bu durum için önerisi kalkınmanın aynı
şeylerle daha yoğun üretildiği uzmanlaşma değil; henüz
üretilmemiş yeni şeylerin üretilmeye başlanması anlamını
taşıdığı ve ulusararası iş bölümünde daha yüksek katma
değerli mallar üretmeyi içeren bir modeldir. Nüfusun
yarısının 30 yaş altı ve önemli bir kısmının eğitim çağında olduğu Türkiye’de kişi başına düşen milli
gelirde sıçrama sağlamaya yönelik olarak tüm bunların yapılabilmesi ve ülkemizin küresel zeminde
rekabet gücünün artması için başlangıç noktası kaliteli bir eğitim ve bunun sonucunda eğitimli ve
nitelikli iş gücüdür. Nitekim, Dünya Bankası’nın 2012 yılı tahminlerine göre, 1960 yılında sayısı 101
olan orta gelirli ülkeden, 2008 yılında, 2005 yılı satın alma gücü paritesine göre kişi başına 17.000 $
seviyesini aşabilmiş, yani orta gelir tuzağından kurtulmuş 13 ülke içerisinde Hong Kong, İrlanda,
Japonya, Kore, Singapur, İspanya ve Tayvan gibi eğitimde uluslararası bir gösterge olan PISA’da
yüksek performans gösteren ülkelerin olması tesadüf değildir.
Türkiye’de son on yılda merkezi yönetim bütçesi içinde eğitime ayrılan pay önemli oranda artmıştır.
Ancak 2014 toplam eğitim bütçesinin GSYH’den aldığı pay olan %4,2, uluslararası hedef ve
göstergeler açısından değerlendirildiğinde OECD ortalaması olan %5,5 ile UNESCO’nun kalkınmakta
olan ekonomilere önerdiği %6’nın altındadır.27 Dolayısıyla, kendi iç dinamiklerimiz açısından son
yıllarda eğitim alanında bu türden gelişmeler olumlu olmakla birlikte, önemli olan global ölçekte
rekabet halinde olduğumuz ekonomilerin bir adım önüne geçebilmektir. Son on yıllık dönemde hem
ekonomik göstergelerde yaşanan iyileşme hem de eğitime ayrılan bütçedeki artışa rağmen ülkemiz
eğitimin çıktıklarını ölçen PISA gibi sistemlerde yerinde saymıştır. Türkiye’nin genç nüfusunu kaliteli
bir şekilde eğitmesi ve diğer ülkelerin gençleriyle rekabete hazırlayabilmesi için eğitim sistemimizde
nicelikten çok niteliği merkeze oturtan, iş piyasasının ihtiyacına yönelik eğitimli iş gücünü sunabilecek
ve eğitim-iş dünyaları arasındaki uyumsuzluğu giderebilecek, deneme-yanılma yöntemi ile sık politika
değişikliklerinden ziyade daha sistemli bir değerlendirme yönteminin kullanıldığı, uzun soluklu ve
sürdürülebilir bir reform şart gözükmektedir. Eğitimde reform arayışı esasen iş dünyasını temsil eden
çevreler ile MEB ve YÖK gibi kamu tarafıyla ilişkili kurumlarda mevcut olmasına karşın etkili bir sonuç 27 ERG
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
henüz alınamamıştır. Özellikle yükseköğretimin yeniden yapılanması konusu kamu kaynaklarında
sıkça dile getirilmekte ve akademik, idari ve mali açıdan daha özerk üniversite modeli çerçevesinde
global ölçekte rekabetçi bir sisteme ulaşılması hedeflenmektedir. YÖK’ün yeni yasaya ilişkin Ocak
2013’te yayınladığı en son taslak önerisinde devlet ve vakıf üniversitelerinin yanında özel
üniversiteler kurulması, ülkemizde yabancı yükseköğretim kurumu açılması gibi değişiklikler yer almış,
üniversiteler ile STK ve kamu kurumlarından taslakla ilgili görüşler alınmış, ancak sonrasında somut
bir gelişme olmamıştır. Yükseköğretim öncesi kademeler için ise yeni uygulanmaya başlanan 4+4+4
eğitim sisteminin çıktılarının değerlendirilmesi önümüzdeki yıllarda mümkün olacaktır. Diğer taraftan,
2014 Yılı Programı’nda da belirtildiği üzere, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması ve eğitime başlama
yaşının erkene çekilmesiyle başta ortaöğretim kademesinde olmak üzere okullaşan öğrenci sayısında
ve dolayısıyla derslik ihtiyacında artış olmuştur. Bunun yanında tüm kamu çevreleri ve iş dünyası
tarafından önemine sıkça değinilen mesleki ve teknik eğitime olan talebin artmasıyla bu kademedeki
derslik ihtiyacının da artacağı öngörülmektedir.
Son yıllarda eğitimde özel sektörün payını artırmak ve bu alanda özel sektörün finansal gücünden
faydalanmak, kamunun eğitimle ilgili hedeflerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Son on yıllık
gelişim incelendiğinde, özel sektörün okul sayısı bakımından payının ilköğretimde %1,7’den %4,5’e,
genel liselerde ise %17’den %27’ye çıktığı görülmektedir. Öğrenci sayısı bakımdan ise özel okulların
toplamdan aldığı payın ilköğretimde %1,5’ten %3,3’e, genel liselerde %3,5’ten %8’e yükseldiği
görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda sisteme dahil olacak olan dershanelerden özel okullara dönüşen
kurumlarla özel okul sayısı ve niteliği tartışılır olmakla beraber eğitimde özel okullaşma artacaktır.
Ancak, son dönemde gündemde sıkça yer alan mevcut özel okullar ile dönüşecek kurumlara yönelik
geliştirilecek teşvik mekanizmaları konusu henüz netleşmemiştir. Öğrencilerin özel okullara erişimini
kolaylaştıracak bir teşvik/destek sistemi özel okullara olan talebi artıracaktır.
Tüm bu değerlendirmeler ışığında, Türkiye’nin inovasyon ve bilgiye dayalı yeni dünyada rekabet
halinde olduğu ekonomileri yakalayabilmesi, hatta bir adım önüne geçebilmesi, yarattığı katma değeri
artırması, inovasyon ve Ar-Ge’ye dayalı bir sanayi yapısına geçebilmesi ve bunların sonucunda orta
gelir tuzağını aşıp bir üst sınıfa atlayabilmesi için bu dönüşümü sağlayacak nitelikli bir iş gücü ve genç
nüfusa ihtiyacı vardır. Bu da ancak eğitim alanına niceliğin yanında niteliği de artırmaya yönelik planlı
ve uzun vadeli yatırımlar neticesinde mümkün olacaktır.
Yatırımcıların kalkınmayla yakından ilişkili olan ve yukarıda sıralanan nedenlerle stratejik konumda
olan eğitim alanında yer almaları önemlidir. Önümüzdeki dönem eğitimin gelişime açık alanları
olarak; temel eğitimde önemini daha da artıracak ilkokul ve ortaokul kademeleri ile zorunlu olması
halinde önemli yatırım fırsatları sunacak okul öncesi eğitim ön plana çıkmaktadır. Zorunlu eğitimin 12
yıla çıkmasıyla önemi daha da artan lise kademesinde ise özel okullar, anadolu ve fen liseleri ile
öğrenci alımında rekabet halindedir. Başarılı öğrenciler ücretsiz olması nedeniyle bu tür okulları tercih
etmekte ve özel okullar hedeflediği öğrenci kitlesine ulaşmakta zorluk yaşayabilmektedir. Ancak, bu
konuda marka olabilmiş ve reputasyonu yüksek, başarılı özel okullara talep devam edecektir.
Eğitimde teknoloji kullanımının artmasıyla beraber yeni global eğilimler doğrultusunda bir diğer
gelişim vaadeden alan ise eğitim yazılımcılığı, eğitimde e-içerik sağlamaya yönelik iş alanları ve bilişim
teknolojileri temelli her türlü eğitim araç gerecidir (akıllı tahta, tablet vs). Yükseköğretim
kademesinde özel şirketlerin üniversite açmasının önünü açan taslak yasalaştığı takdirde bu alanda
yeni yatırım fırsatları doğacaktır. Mevcut durumun sürdüğü bir yapıda ise, son birkaç yılda kurulan
üniversitelerin kontenjan doluluğunda sıkıntı yaşadığı düşünüldüğünde, yükseköğretim öncesi
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
kademelerde olduğu gibi bilinirliği yüksek ve başarılı öğrenciler tarafından daha çok tercih edilen
kurumlara yönelim olması mantıklı gözükmektedir. Ancak eğitim sektörünün genelinde, yaklaşım ve
politika değişikliklerinin getirebileceği muhtemel riskler her zaman akılda bulundurulmalıdır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
SWOT Analizi
Sektörün Güçlü Tarafları
Türkiye’nin genç ve dinamik bir nüfus yapısına sahip olması
Gelişen teknoloji ve küreselleşen dünyada kalifiye iş gücüne olan talebin artması
Kamunun AB’ye üyelik sürecinde eğitim standartlarını yükseltme çalışmaları
Hükümetlerin eğitime her yıl daha fazla bütçe ayrılması
Özellikle kız öğrencilerin okula gönderilmesi yönündeki kampanyalar, teşvikler
Sektörün Zayıf Tarafları
Eğitimde ülke içindeki bölgesel farklılıklar ve bunun sebep olduğu fırsat eşitsizliği
Özel okullar ve devlet okulları arasındaki kalite farklılıkları
Özellikle gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında okullaşma oranının düşük seviyede olması
Kamu kaynaklarının özellikle yükseköğretimdeki talebi karşılamada yetersiz kalması
Sektördeki Fırsatlar
Okul öncesinin zorunlu eğitim kapsamına alınması dahilinde bu alanda oluşabilecek fırsatlar
AB’ye üyelik sürecinin sektörde yarattığı olumlu değişim trendinin önümüzdeki yıllarda
devam etmesi
Eğitim sektöründe özel eğitim kurumlarının büyüme potansiyeli
Dershanelerin özel okula dönüştürülmesiyle talebe göre yetersiz kalan okul sayısında artış
beklentisi
Özel okullara erişilebilirliğin çeşitli kamu destekleriyle kolaylaştırılması
FATİH Projesi gibi projelerle eğitimin geleneksel metotlar yerine teknolojik ve yenilikçi bir
şekilde uygulanmasının yaratacağı olumlu etkiler
Yurtdışındaki üniversitelerin kendi ülkelerinin mevzuatına tabi kalarak ülkemizde üniversite
açmalarının önünü açan yasa taslağı
Üniversite ve iş dünyasının işbirliği içinde olmasını sağlayacak yeni düzenlemelerin
uygulanması
Sektördeki Tehditler
Sektörde çok sık yapılan mevzuat değişikliklerin yarattığı adaptasyon ve güven sorunları
Kamu ve özel sektör arasındaki eğitimde kalite farklılıklarının kamudaki kaynak yetersizliği
nedeniyle giderek artması
Ekonominin daraldığı dönemlerde özel okullara olan talebin azalacak olması
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Ekler
Ek 1 : Kamuda Temel Politika Yaklaşımları
1) MEB Stratejik Plan (2010-2014)
2010-2014 arası dönemi kapsayan ve bu yılın sonlarında önümüzdeki dört yılı kapsayacak şekilde yenisi hazırlanacak olan MEB Stratejik Plan’ında, Bakanlığın halihazırda yürütmekte olduğu hizmetler ile stratejik planlamada öngörülebilecek yeni hizmetlere ilişkin stratejik alanlar, sorun odaklı yaklaşımla 10 tema başlığında gruplandırılmıştır. Bunlar Planda yer aldığı haliyle; Okul Öncesi Eğitim, İlköğretim, Ortaöğretim, Özel Öğretim, Özel Eğitim ve Rehberlik, Yükseköğretim, Hayat Boyu Öğrenme ve Bilgi Toplumu, Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi, Denetim ve Danışmanlık, Uluslararası İlişkiler ve AB’ye Uyum şeklinde sıralanabilir. Bunların dışında, eğitimde teknoloji kullanımının analiz edildiği bölümde MEB’in bilişim teknolojileri vizyonu; “Eğitim sistemini ileri teknolojilerle kaynaştırmak, yeniliklerle desteklemek, ölçüp değerlendirerek sürekli geliştirmek, bilişim teknolojilerini kullanarak öğrenci merkezli ve proje tabanlı eğitim sağlamak” olarak belirtilmektedir. Ayrıca eğitimde yeni teknolojilerin kullanılması ve yaygınlaştırılmasına yönelik olarak bütün okulların internet erişimine kavuşması, bilişim teknolojileri sınıflarının yaygınlaştırılması, bir bilgisayara düşen öğrenci sayısı göstergesinin hızla iyileştirilmesi, öğretmenlerin taşınır bilgisayar edinmeleri için sağlanan teşviklerin sürdürülmesi, bilgi çağında eğitim gereklerinin yerine getirilmesine yönelik kampanyaların yürütülmesi olumlu gelişmeler olarak değerlendirilmektedir. AB ülkeleri ve OECD ülkeleri arasında öğrenci başına düşen bilgisayarda alt sıralarda yer aldığımızı bilerek bunu düzeltmek için yürütülen çalışmaların devam edeceği de Planda vurgulanmış ve bilgi ve iletişim teknolojileri ile ilgili bazı MEB projeleri kısaca anlatılmıştır. Planda yukarıda sıralanan temaların her biri detaylandırılmış ve stratejik amaç ile hedefler ve temalara yönelik
politika ve stratejilere yer verilmiştir. Bazı konulara ilişkin öne çıkan noktalar şu şekilde özetlenebilir:
Okul Öncesi Eğitim:
Sorun alanları (stratejik konular); Okul öncesi eğitimin yaşamın bütün alanlarını etkilemesi, İlköğretime hazırlama işlevi, Yeteneğin keşfedilme dönemi, Elverişsiz çevreden gelen çocukların varlığı, Dil gelişimi için önemli dönem olması dolayısıyla Türkçenin doğru ve güzel konuşulması olarak tespit
edilmiştir. Hedefler
Okul öncesi eğitimde %33 olan net okullaşma oranını dezavantajlı çocukları gözeterek plan dönemi sonuna kadar %70’in üstüne çıkarmak,
Plan dönemi sonuna kadar okul öncesi eğitimde okullaşma oranı ile ilgili hedefleri yakalayabilmek için
ihtiyaç duyulan öğretmen sayısının tamamını karşılamak,
Plan dönemi sonuna kadar okul öncesi eğitimi çeşitlendirmek ve bu alanda toplumsal farkındalığı
artırmak.
Politika ve Stratejiler
48-72 aylık çağ nüfusunun okullaşması hedefine ulaşabilmek için 2014 yılı sonuna kadar resmi
anaokulu sayısını 2.402’ye (anaokullarında derslik sayısını 12.010’a) resmi ana sınıflarındaki sınıf sayısı
33.397 olmak üzere 45.407 dersliğe çıkarılacaktır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Okul öncesi eğitimde hedeflenen okullaşma oranına ulaşmak için, bağımsız anaokulu ve ana sınıfı yapılacak bölgelere, güncelliği güvenilir olan ihtiyaç envanterleri tutulup bu envanterler doğrultusunda karar verilecektir. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranının nispeten düşük olduğu belde ve ilçelere bağımsız anaokulları yapımında öncelik verilecektir. İhtiyacın karşılanamadığı durumlarda alternatif çözümler için yeni projeler üretilecek, gezici sınıflar gibi mevcut alternatif uygulamalar yaygınlaştırılacaktır.
Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması kapsamında, toplumsal farkındalık düzeyini yükseltmek için
geniş kapsamlı tanıtım faaliyetleri ve projeler yürütülecektir.
İlköğretim:
Sorun alanları; Türk eğitim sisteminin genel ve özel amaçlarına uygun iyi insan, iyi vatandaş yetiştirmek, Eğitime erişim, Çağdaş eğitim amaçları (öğrenci odaklı yaklaşımlar, kalite) olarak tespit edilmiştir.
Hedefler
İlköğretimde %98,20 olan net okullaşma oranını plan dönemi sonuna kadar %100’e çıkarmak, İlköğretimdeki okul terklerini 2014 yılı sonuna kadar ortadan kaldırmak, Türkiye genelinde bölgesel farklılıklar dikkate alınarak ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci
sayısını plan dönemi sonuna kadar 30’a düşürmek, (2013-2014 eğitim dönemi itibarıyla derslik başına 29 öğrenci düşmektedir. )
İlköğretim programlarında; öğrencilerde yerleşik bir demokrasi kültürünün oluşturulması, kendi kültürünü özümsemesi, milli manevi değerlere bağlı, evrensel değerleri benimseyen nesiller yetiştirilmesine yönelik etkinlikleri ve uygulamaları plan dönemi boyunca artırmak,
İlköğretimde taşımalı ilköğretim uygulamasının hizmet kalitesini artırmak, yatılı ilköğretim bölge okullarının kullanım kapasitesini 2014 yılı sonuna kadar %90’ın üzerine çıkarmak ve burs hizmetlerinden yararlanan öğrenci sayısını her yıl %5 oranında artırmak.
Politika ve Stratejiler İlköğretimde okullaşma oranının %100’e çıkarılması hedeflenmektedir. İlköğretimde ikili eğitimden tekli eğitime geçilecektir. Bu durumun önündeki en önemli engellerden biri
olan derslik ihtiyacı, plan dönemi içerisinde karşılanarak daha sonraki dönemlerde nicelik sorunu yerine nitelik sorununa ağırlık verilecektir.
E-Okul sisteminde devamsızlık ve okul terklerine ilişkin güncel bilgi sağlanarak anında müdahale edilecek ve telafi eğitim programları uygulanacaktır.
Kız çocuklarının okullaştırılmasına özel önem verilmeye devam edilecek, “Haydi Kızlar Okula Kampanyası” ve söz konusu kampanya altında Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa yürütülen çalışmalar kapsamında yapılan Şartlı Nakit Transferi uygulaması ile ailelere para yardımına devam edilecektir. Cinsiyet ayrımcılığı ve çocuk hakları konularında okul, ilçe ve il düzeyinde bilinçlendirme çalışmaları yürütülecektir.
Öğrencilerin ulusal veri tabanında belirtilen ikametgahlarına en yakın ilköğretim okuluna kaydedilmeleri esastır hükmünden hareketle “En İyi Okul, Evine En Yakın Okuldur” prensibi dahilinde e-kayıt uygulaması sistemiyle kayıt uygulamasına devam edilecektir.
İlköğretim okullarında rehber öğretmen sayılarının artırılması, atama yapılırken sadece 6.-7.-8. sınıf öğrenci mevcudu değil ana sınıfları da dahil olmak üzere tüm öğrenci mevcudu göz önüne alınarak kadro belirlenmesi için çalışmalar yapılacaktır.
Her öğretmenin en az beş yılda bir hizmet içi eğitim faaliyetine katılması sağlanacaktır. Öğretmenlerin alanları ile ilgili olarak düzenlenen konferans, kongre ve sempozyumlara katılmaları teşvik edilecektir. Merkezi düzeyde yapılan hizmet içi eğitim faaliyetlerine katılanların sayısı her yıl %2 artırılacaktır.
Öğretmenlerin kendi çalışmalarını sergileyebilecekleri ve diğer meslektaşları ile paylaşabilecekleri sanal ortamlar geliştirilecektir. Ayrıca açık öğretim programı uygulayan üniversiteler ile iş birliği yapılarak personelin alanlarında yüksek lisans derecesi alması teşvik edilecektir.
İlköğretim dördüncü sınıftan itibaren mesleki yönlendirme hizmetlerinin sunulmasına ve öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda ortaöğretimde bir alana/bölüme yerleştirilmesi sağlanacaktır.
İlköğretim Genel Müdürlüğü çalışanlarının eğitim ihtiyaçlarının tespiti için her yıl düzenli olarak araştırmalar yapılacaktır. Özellikle öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitim çalışmaları artırılacaktır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim yöntemlerindeki değişiklikler dikkate alınarak öğretmen yeterlilikleri sürekli olarak geliştirilecek, gereken yeterliliklerin kazandırılabilmesi için hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimde etkin yöntemler uygulanacaktır.
İlköğretim kurumlarında eğitimin her kademesinde bilgisayar destekli eğitim yaygınlaştırılacak ve
okulların 21. yüzyılın gereklerine uygun araç ve gereçlerle donatılması sağlanacaktır.
Ortaöğretim:
Ortaöğretim temasında stratejik amaç, cinsiyet ve bölgesel farklılıkları giderici bir biçimde okullaşma oranını AB düzeyine çıkarmak; öğrencileri esnek bir yapı içinde, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda, ortak bir genel kültür verilerek üst öğrenime ve geleceğe hazırlamak olarak belirtilmiştir.
Sorun alanları;
Sosyal ihtiyaçları karşılamak, Üst öğrenime hazırlamak, Ülkenin akademik yönden insan kaynaklarını yetiştirmek, Ortak bir genel kültür oluşturmak, Eğitime erişim bakımından cinsiyet ve bölgesel farklılıkları gidermek, Eğitimde AB düzeyine ulaşmak, Herkesin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda gelişmesini sağlamak, Kademeler arası geçiş kayıplarını en aza indirmek olarak tespit edilmiştir.
Hedefler
Plan dönemi sonuna kadar yatay ve dikey geçişlere imkan veren, etkin bir rehberlik ve yönlendirme hizmetini içeren esnek bir yapıya geçmek,
Ortaöğretimde eğitim-öğretim sürecinde ilişiği kesilen, okulu terk eden öğrencilerin diğer öğrencilere oranını 2014 sonuna kadar %5’in altına düşürmek ve sınıf geçme oranlarını artırmak,
2014 yılı sonuna kadar ortaöğretim okullaşma oranlarındaki bölgesel farklılıkları gidererek, brüt okullaşma oranını %90’ın üzerine çıkarmak, (2014 itibarıyla gerçekleşmiştir.)
Ortaöğretimde kızların eğitime erişimini daha da artırmak için kız-erkek brüt okullaşma oranları arasındaki %8,91 olan farkı 2014 yılı sonuna kadar %2’nin altına düşürmek, (Bu oran 2013-2014 dönemi itibarıyla 5,73’tür.)
Eğitimde kademeler arası geçişteki kayıpları en aza indirmek için ilköğretimden ortaöğretime geçişte %85 olan ülke oranını 2014 yılı sonuna kadar %95’in üzerine çıkarmak.
Politika ve Stratejiler Ortaöğretim sistemi, çocukların farklı alanlarda ders almasına imkan veren bir yapı ile zenginleştirilip
çok yönlü yetişmelerine ortam hazırlayacak hale getirilecektir. Ortaöğretime ve üniversiteye giriş sistemi; öğrencileri programlar hakkında yeterli düzeyde
bilgilendiren, etkin bir rehberlik ve yönlendirme sistemiyle ilgi ve yeteneklerini eğitim süresi boyunca çok yönlü bir süreçle değerlendiren, okul başarısına dayalı ve eğitim programlarıyla daha uyumlu ve okul dışı öğrenmeye ihtiyaç duymayacak bir yapıya kavuşturulacaktır.
Okul terklerinin ve ilişiği kesilenlerin sayısının azaltılması ile eğitim-öğretim tam olarak yapılacak ve öz güveni yüksek bireyler topluma kazandırılacaktır.
PISA ve TIMSS gibi uluslararası başarı çalışmaları ve ulusal değerlendirme çalışmalarının sonuçları referans değer olarak alınacaktır. Ayrıca ulusal ölçme ve değerlendirme araçları geliştirilerek eğitim sistemi sürekli olarak izlenecektir.
Ortaöğretim süresinin 4 yıla çıkarılmasından dolayı öğrenci sayısında meydana gelen yaklaşık 700 bin öğrencilik artış, derslik başına düşen öğrenci sayısını yükseltmiştir. Derslik başına düşen öğrenci sayısının tekrar 30’a yaklaştırılması için gerekli alt yapı ihtiyacı giderilecektir. (2013-2014 eğitim yılı itibarıyla derslik başına düşen öğrenci sayısı 29’dur.)
Bir dersliğe düşen öğrenci sayısını 30 olarak gerçekleştirmek, kendisine ait binası olmayan veya teknik olarak kullanılması sakıncalı olan okulların eğitim ortamını iyileştirmek, ikili öğretim yapan okulların normal eğitime geçmeleri için gereken yatırımlar yapılacaktır.
Yatılılık hizmetlerinin bir diğer önemli parçası ise özel öğrenci yurtlarıdır. Plan dönemi içerisinde gerekli teşvik düzenlemeleri yapılarak özel yatılılık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına çalışılacaktır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Ortaöğretim ve mesleki teknik eğitim kurumlarında aile, öğretmen ve öğrenciye sunulan psikolojik
danışma ve rehberlik hizmetlerine erişimi kolaylaştırmak için rehber öğretmen kadro sayısı
artırılacaktır.
Mesleki ve Teknik Ortaöğretim:
Stratejik amaç; küresel rekabette sektörlerin gücünü artırmak ve daha nitelikli insan gücünü yetiştirmek amacıyla; sektörle iş birliği gelişmiş, esnek ve modüler program çeşitliliğine sahip, teknolojik altyapısı güçlü ve daha çok talep edilen bir mesleki teknik eğitim yapısına ulaşmaktır.
Sorun alanları;
Ekonomik ihtiyaçları karşılamak, Küresel rekabet gücüne sahip beşeri sermaye oluşturmak, Mobilite kabiliyeti yüksek insan gücü yetiştirmek, Teknoloji yoğun eğitim altyapısı ile teknik ve mesleki eğitim hizmeti sunmak, Bilgi ekonomisinin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirmek olarak tespit edilmiştir.
Hedefler
Ortaöğretim içerisinde mesleki ve teknik eğitimin okullaşma oranını plan dönemi sonuna kadar en az %50’ye çıkarmak, (2013-2014 öğretim döneminde brüt okullaşma oranı %48’dir.)
Sektörlerle iş birliği içerisinde, ihtiyaç duyulan niteliklere sahip iş gücünü yetiştirmek ve mezunları istihdama hazırlamak,
Plan dönemi sonuna kadar mesleki eğitimde eğitim sonu sertifikalarının uluslararası akreditasyonunu (geçerlilik, denklik, eş değerlik) sağlamak,
Toplumda mesleki teknik eğitim farkındalığı oluşturarak mesleki ve teknik eğitimi daha fazla tercih edilir hale getirmek,
Mesleki eğitimde paydaşlarla işbirliği içinde il, bölgesel ve ulusal düzeyde iş gücü ihtiyaç planlaması yapmak.
Politika ve Stratejiler Odalar, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının mesleki teknik eğitimde daha fazla öncelik
almaları sağlanarak özel sektör tarafından verilen uygulamalı eğitimi teşvik etmeleri ve destek olmaları sağlanacaktır.
Özel sektörün işletmelerinde eğitim birimi kurması teşvik edilecektir. Özel sektör, meslek kuruluşları ile işçi ve işveren kuruluşlarının meslek eğitimi vermeleri özendirilecektir.
Gerek AB'nin meslek eğitimi programı olan “Leonardo da Vinci” Programı çerçevesinde gerekse diğer devam eden ve hazırlık çalışmaları yapılan projelerle, mesleki eğitimde uluslararası boyut ileriye götürülecektir.
Özel sektörün iş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan alanlarda iş gücü yetiştirmesi özendirilecektir. Eğitim verilebilmesi için gerekli olan bürokratik işlemler basitleştirilecek ve eğitim sonunda verilen sertifikaların iş gücü piyasasında geçerli olması sağlanacaktır.
Meslek kuruluşları ve vakıfların eğitim kapasitesi oluşturma çabaları desteklenecektir. Özellikle meslek kuruluşlarının ve işletmelerin kendi alanlarında nitelikli iş gücü yetiştirme ve geliştirme çalışmaları için yapacakları mesleki eğitime yönelik yatırımlar teşvik edilecektir.
Toplumda var olduğu düşünülen meslek liselerine karşı olumsuz bakış, okullarda verilen nitelikli eğitimin ve bu öğrencilerin işe girme kabiliyetlerinin tanıtımıyla olumlu hale getirilecek ve bu kapsamda mezunlar izlenerek sonuçları kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Mesleki ve teknik ortaöğretim okullarındaki arz kapasitesinin alanlara ve bölgelere göre dağılımında
insan gücü ihtiyaçlarına ilişkin projeksiyonlar esas alınacaktır.
Yükseköğretim:
Yükseköğretimde stratejik amaç; uluslararası bilim, teknik ve sanat birikiminden daha fazla yararlanarak ülkemizde bilim, teknoloji, sanat üretme ve kullanma düzeyini artırmak için yurtdışına daha fazla öğrenci göndermek, yükseköğretim kurumlarını ilgili tarafların katkılarıyla, ülke ekonomisinin ve sosyal yapısının ihtiyaç duyacağı alanlarda ihtisaslaştırarak bölgesel iş birlikleri aracılığıyla Türkiye’yi bilimsel çalışmaların merkezi yapmaktır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sorun alanları;
Uluslararası bilim, teknik ve sanat birikiminden daha fazla yararlanılması, Ülkenin bilimsel üretimde dışa bağımlılık oranının azaltılması olarak tespit edilmiştir.
Hedefler
Yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı olan öğretim elemanı ve kurumların ihtiyaç duyduğu uzman personeli karşılamak amacıyla yurtdışına lisansüstü öğrenim görmek için gönderilen öğrencilerin sayısını her yıl %10 oranında artırmak.
Politika ve Stratejiler
Üniversiteler tek merkezli yönetim anlayışından çıkarılarak küresel rekabete katılabilen, dünyaya açık ve Türk toplumunun beklentilerini karşılayan dinamik kurumlara dönüştürülecektir.
Yükseköğretim Kurulu standart belirleme, koordinasyon, uzun dönemli planlamadan ve denetimden sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacak ve kurumsal kapasite güçlendirilecektir. YÖK'ün, Yükseköğretim Koordinasyon Kuruluna dönüştürülmesi için sistemin tamamı gözden geçirilecek, gerekli yasal düzenlemeler yapılacaktır. Akademik konularda en üst akademik organ olarak “Üniversiteler Arası Kurul”un yetkili olması sağlanacaktır.
Sunduğu hizmetler itibarıyla halihazırda tek tip olan üniversitelerin mevcut beşeri, fiziki ve mali kaynakları dikkate alınıp farklılaşmaları sağlanacaktır. Araştırma altyapısı yeterli olan üniversitelerin araştırmaya ve lisansüstü eğitime ağırlık vermeleri, diğer üniversitelerin ise daha çok ön lisans ve lisans eğitimine yoğunlaşmaları sağlanacaktır.
Üniversitelerimizin dış dünya ile ilişkilerini geliştirmek ve öğretim elemanı açığını kapatmak amacıyla yurtdışında eğitim görmüş yerli ve yabancı akademisyenlerin Türkiye'ye gelmesi teşvik edilecektir.
Öğretim üyeleri ve araştırmacıların yurt çapında değişimine imkan veren esneklikte bir tercihe dayalı misafir öğretim üyeliği sistemi desteklenecek, bu sayede bilgi birikimi ve deneyimin paylaşılması sağlanacaktır.
Eğitimde özel kaynakların artırılması ve üniversiteler arası rekabetin yaygınlaştırılabilmesi amacıyla 45 olan vakıf üniversitesi sayısını artırmak üzere Bakanlık görev alanındaki çalışmalara hız verilecektir.
Üniversite-Sanayi iş birliğinin geliştirilmesi ve üniversitelerdeki insan gücü ve Ar-Ge altyapısının özel sektör tarafından kullanılması desteklenecektir.
Ülkemizin artan rekabet koşullarına uyum sağlayabilmesi, bilimsel çalışmaların merkezi olabilmesi ve ihtiyaç duyulan alan uzmanlarının yetiştirilmesi için bölgesel kalkınmayı esas alan ihtisas üniversitelerinin sayısının artırılmasını sağlamak üzere Bakanlıkça yapılması gereken teşvik ve düzenlemeler yapılacaktır.
Özel Öğretim:
Özel öğretim temasında stratejik amaç; “Devletin düzenleyici, denetleyici ve destekleyici rolüyle çağın bütün teknolojik ve fiziksel ortamlarını oluşturma esnekliğine sahip özel öğretim kurumlarında; toplumun değişen ve çeşitlenen eğitim taleplerinin karşılanması, eğitim sistemimizin daha da gelişmesi ve özel öğretimin eğitim sistemi içerisindeki payının artırılması için özel sektörün finansal gücünü eğitim yatırımlarına dönüştürmek.” olarak belirtilmiştir.
Sorun alanları;
Toplumun çeşitlenen ve değişen eğitim taleplerini karşılamak, Özel özel eğitimin gerekli oluşu, Yabancı dil eğitimi/öğretiminin eksikliği, Muhtelif kursların açılması, Özel sektörün finansal gücünü eğitim yatırımlarına aktarılması, Özel öğretimin genel eğitim içindeki payının artırılması, Özel öğretim olanaklarından daha çok vatandaşın yararlanmasının sağlanması olarak tespit edilmiştir.
Hedefler
Özel sektörün finansal gücünden faydalanmak üzere örgün özel öğretim kurum oranını %5,21’den plan dönemi sonuna kadar %9’a çıkarmak,
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Örgün eğitimdeki öğrenci sayısına göre özel öğretimin genel eğitim içindeki payını 2014 yılı sonuna kadar %2,76’dan %5’e çıkarmak,
Ortaöğretim ve yükseköğretime hazırlık dershanelerinden özel okula dönüştürülebileceklerin tespit edilerek 2014 yılı sonuna kadar %70’inin özel okula dönüştürülmesinin teşvikini sağlamak,
Özel özel eğitimden yararlanacak bireylerin yıllık en az %12’lik artışına cevap vermek üzere öğretmen, fiziki mekan ve kaynak ihtiyacını karşılayarak etkin bir denetim sistemi kurmak.
Politika ve Stratejiler Bakanlığın stratejileri arasında, özel sektörün eğitim alanında yatırım yapmasının teşvik edilmesi daha
çok vatandaşın özel öğretim kurumlarından yararlanmasını sağlamak ve özel öğretim kurumlarındaki eğitim, öğretim ve yönetim kalitesinin yükseltilmesi yer almaktadır.
Dünyadaki özel örgün eğitime yönelişteki artış ve devletin, dershaneleri özel okula dönüştürmeye yönelik politikalarından yararlanarak diğer kamu kuruluşlarıyla iş birliği içerisinde dershanelerin okula dönüşümüyle ilgili teşvikleri (arsa tahsisi, vergi muafiyeti vb.) içeren yeni mevzuat geliştirilecektir. Bakanlığın, dershanelerle ilgili ayrıntılı veriye ulaşma gücü kullanılarak, bağımsız binada faaliyet gösteren dershanelerin okula dönüştürülmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Mevzuat düzenlemesiyle okullara yönelik mevcut ve yeni teşviklerin dönüşüm tercihini yapacak dershaneler tarafından da kullanılmasına imkan sağlanacaktır. Mevcut mevzuatın dershanelerin okula dönüştürülmesine imkan sağlayacak biçimde geliştirilerek dershane personelinin dönüşümden olumsuz etkilenmemesi sağlanacaktır.
Ülkemizde son dönemde yapılan eğitim reformlarıyla; eğitim sisteminde bir üst öğretime geçişlerin sınavla olması, yükseköğretimin talebin sınırlı bir kısmını karşılaması ve mesleki eğitime olan talebin düşük olması tehditlerini azaltacak çalışmalara hız verildiğinden dershane kurucularının geleceğe dönük yatırım planlarının özel okullara yönlendirilmesi sağlanacaktır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
2) Onuncu Kalkınma Planı (2014-2018)
Planda eğitime, “Nitelikli İnsan, Güçlü Toplum” başlığı altında yer verilmiştir. Önce eğitimin durum analizi
yapılmış, sonraki bölümde amaç ve hedefler ile politikalar belirtilmiştir.
Mevcut durumun analiz edildiği bölümde; eğitimde fırsat eşitliğinin artırılması ve hizmet sunumunun
iyileştirilmesi amacıyla gerçekleşen bazı uygulamalar ile öğretmenlerin istihdamında ve hizmet içi eğitimlerinde
sağlanan artışlar, eğitime ayrılan kamu kaynağındaki artış, FATİH Projesi, 12 yıllık kademeli zorunlu eğitim
sistemi ve bu doğrultuda yenilenen müfredat gibi konulara değinilmiştir. Ayrıca eğitimin tüm kademelerinde
artış sağlanan okullaşma oranlarına dikkat çekilmiştir. Yükseköğretim tarafında ise, vakıf üniversitesi sayısı ve
kontenjanındaki önemli ölçüdeki artış vurgulanmış ancak yükseköğretim sisteminin merkeziyetçi yapısı, hizmet
sunumunda çeşitliliğin yeterince sağlanamaması ile eğitim ve araştırma kalitesine ilişkin sorunların
yükseköğretim sisteminin rekabet edebilirliğini, toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilme kapasitesini ve
üretkenliğini olumsuz yönde etkilemeye devam ettiğinin altı çizilmiştir. Nüfusun eğitim düzeyinin OECD ve AB
ortalamalarının altında kalmaya devam ettiği işaret edilmiş ve ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına
alınmasıyla bu göstergede artış öngörülmüştür. Diğer yandan, eğitim sisteminin iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını
karşılamada yetersiz kaldığı ve eğitimli genç bireylerin işsizlik oranlarında sağlanan düşüşün sınırlı düzeyde
gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu bölümde önemini koruyan bir diğer husus ise eğitimde kalitenin yükseltilmesi,
bölgeler ve okul türleri arasındaki başarı düzeyi farklılıklarının azaltılması ihtiyacı olarak öne çıkmıştır.
Tablo 39: Eğitimde Gelişmeler ve Hedefler
2006 2012 2013 2018
Derslik Başına Öğrenci Sayısı 30 ve Altı Olan İl Sayısı
İlköğretim 51 63 66 76
Ortaöğretim 57 55 57 66
Okul Öncesi (4-5 Yaş) Eğitimde Brüt Okullaşma Oranı (%) 24,0 44,0 47,0 70,0
Yükseköğretimde Brüt Okullaşma Oranı (%)1
Örgün 29,1 42,9 47,2 55,0
Toplam 46,0 81,6 87,0 94,0
Öğretim Üyesi Başına Öğrenci Sayısı 41,6 43,1 43,0 36,0
Yükseköğretimde Dünyadaki Uluslararası Öğrenci Havuzundan Alınan Pay (%) 0,54 0,64 0,76 1,50
Kaynak: Onuncu Kalkınma Planı
Planda eğitimle ilgili öne çıkan amaç ve hedefler ile politikalar aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Amaç ve Hedefler Düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, demokratik değerleri ve milli kültürü
özümsemiş, paylaşıma ve iletişime açık, sanat ve estetik duyguları güçlü, öz güven ve sorumluluk duygusu ile girişimcilik ve yenilikçilik özelliklerine sahip, bilim ve teknoloji kullanımına ve üretimine yatkın, bilgi toplumunun gerektirdiği temel bilgi ve becerilerle donanmış, üretken ve mutlu bireylerin yetişmesi eğitim sisteminin temel amacıdır.
Toplumun ve ekonominin ihtiyaçlarına duyarlı, paydaşlarıyla etkileşim içerisinde olan, ürettiği bilgiyi ürüne, teknolojiye ve hizmete dönüştüren, akademik, idari ve mali açıdan özerk üniversite modeli çerçevesinde küresel ölçekte rekabetçi bir yükseköğretim sistemine ulaşılması hedeflenmektedir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Politikalar Eğitim sisteminde, bireylerin kişilik ve kabiliyetlerini geliştiren, hayat boyu öğrenme yaklaşımı
çerçevesinde iş gücü piyasasıyla uyumunu güçlendiren, fırsat eşitliğine dayalı, kalite odaklı dönüşüm sürdürülecektir.
Okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçişlerin olduğu, öğrencilerin ruhsal ve fiziksel gelişimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelerin daha fazla yer aldığı, bilgi ve iletişim teknolojilerine entegre olmuş bir müfredatın bulunduğu, sınav odaklı olmayan, bireysel farklılıkları gözeten bir dönüşüm programı uygulanacaktır.
Öğrencilerin sosyal, zihinsel, duygusal ve fiziksel gelişimine katkı sağlayan okul öncesi eğitim, imkanları kısıtlı hane ve bölgelerin erişimini destekleyecek şekilde yaygınlaştırılacaktır.
İlk ve orta öğretimde başta engelliler ve kız çocukları olmak üzere tüm çocukların okula erişimi sağlanacak, sınıf tekrarı ve okul terki azaltılacaktır.
Yabancı dil eğitimine erken yaşlarda başlanacak, bireylerin en az bir yabancı dili iyi derecede öğrenmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.
Ortaöğretim ve yükseköğretime geçiş sistemi, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini dikkate alan etkin rehberlik ve yönlendirme hizmetleri desteğiyle, süreç odaklı bir değerlendirme yapısına kavuşturulacaktır.
Öğretmenlik mesleği daha cazip hale getirilecek; öğretmen yetiştiren fakülteler ile okullar arasındaki etkileşim güçlendirilecek; öğretmen yetiştirme ve geliştirme sistemi, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerini esas alan, kişisel ve mesleki gelişimi sürekli teşvik eden, kariyer gelişimi ve performansa dayanan bir yapıda düzenlenecektir.
Deneyimli öğretmenlerin dezavantajlı bölgelerde ve okullarda uzun süreli çalışması özendirilecektir. Kalabalık ve birleştirilmiş sınıf ile ikili eğitim uygulamaları azaltılacak, öğrenci pansiyonları
yaygınlaştırılacaktır. Eğitimde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim kurumu açması, özel kesim
ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden aktif katılımı özendirilecektir. Eğitim kurumlarında bilgi ve iletişim teknolojisi altyapısı geliştirilecek, öğrenci ve öğretmenlerin bu
teknolojileri kullanma yetkinlikleri artırılacaktır. FATİH Projesi tamamlanacak ve teknolojinin eğitime entegrasyonu konusunda nitel ve nicel göstergeler geliştirilerek etki değerlendirmesi yapılacaktır.
Ortaöğretim ve yükseköğretim düzeyindeki mesleki ve teknik eğitimde, program bütünlüğü temin edilecek ve nitelikli iş gücünün yetiştirilmesinde uygulamalı eğitime ağırlık verilecektir.
Yükseköğretim sistemi, hesap verebilirlik temelinde özerklik, performans odaklılık, ihtisaslaşma ve çeşitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı rekabetçi bir yapıya dönüştürülecektir.
Yükseköğretim Kurulu, standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır.
Yükseköğretim kurumlarının sanayi ile işbirliği içerisinde teknoloji üretimine önem veren, çıktı odaklı bir yapıya dönüştürülmesi teşvik edilecek ve girişimci faaliyetler ile gelir kaynakları çeşitlendirilecektir.
Yükseköğretim kurumları çeşitlendirilecek ve yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenciler ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecektir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
3) 2014 Yılı Programı
Kalkınma Planı esas alarak hazırlanan yıllık programda, öncelikle eğitimde mevcut durum değerlendirilmekte,
sonraki bölümlerde amaç ve hedefler ile politika ve tedbirler anlatılmaktadır.
Mevcut durumun detaylandırıldığı bölümde eğitim sisteminin temel sorun alanları olarak eğitime erişim ve
eğitimin kalitesi konuları belirtilmiştir. Erişimde, okullaşma oranları, bölgeler, cinsiyetler arası fırsat eşitsizlikler;
eğitimin kalitesi konusunda ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin
geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır. Eğitim ile istihdam
ilişkisinin güçlendirilmesine yönelik mekanizmaların etkinliğinin artırılmasının önem arz ettiği belirtilmiştir.
Eğitime erişim kapsamında, okul öncesi okullaşma oranları AB ortalamalarıyla karşılaştırılmakta ve bu konuda
farkındalığın artırılması ihtiyacına vurgu yapılmaktadır. Başta kızlar olmak üzere kırsal kesimdeki çocukların
eğitime erişimindeki sorunların okullaşma oranlarında istenilen düzeyde artışın önüne geçtiği ifade
edilmektedir.
Eğitimin kalitesine ilişkin sorunlarda ise eğitimin çıktılarını değerlendiren PISA gibi uluslararası araştırmalardaki
kısmi iyileşmeye işaret edilmiş ancak öğrenme ortamlarının niteliğinin eşitlik ve hakkaniyet çerçevesinde
artırılması, öğretmen yetiştirme ve geliştirme sisteminin yeniden yapılandırılması, izleme ve değerlendirme
faaliyetlerinde etkinlik sağlanması, müfredatın bilgi ve iletişim teknolojileriyle uyumunun sağlanması, derslik
başına düşen öğrenci sayısının azaltılması, ilköğretimde ikili eğitimden tam gün eğitime geçilmesi ihtiyacının
devam etttiği belirtilmiştir. Eğitimde kaliteyi olumsuz etkileyen bir diğer husus ise öğretmenlere yönelik hizmet
içi eğitimin süresi ve niteliğinin yetersizliği ve performanslarının yeterince değerlendirilmemesi olarak öne
çıkmaktadır.
İlköğretimde tam gün eğitime geçme yönündeki çalışmalara devam edilmesine rağmen, 2012-2013 öğretim
dönemi itibarıyla tam gün eğitimde okuyan öğrencilerin oranı %45 düzeyinde, ortaöğretimde ise bu oranın %72
seviyesinde olmasının altı çizilmektedir. Programda ayrıca, son 10 yılda, hayırseverlerin yapmış olduğu yaklaşık
35 bin derslik dahil olmak üzere 188 bin yeni dersliğe değinilmiş ve derslik başına düşen öğrenci sayısında
önemli düzeyde iyileşme sağlandığı belirtilmiştir. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılması ve eğitime başlama yaşının
erkene çekilmesiyle başta ortaöğretim kademesinde olmak üzere okullaşan öğrenci sayısında ve dolasıyla
derslik ihtiyacında artış yaşanmıştır. Bu kapsamda, eğitime ayrılan kamu kaynaklarının artırılması sonucunda
yıllık ortalama derslik yapımının iki kat artması beklenmektedir. Derslik ihtiyacında ülkemizdeki bölgesel
farklılıklara vurgu yapılmakta ve derslik başına düşen öğrenci sayısında özellikle göç alan büyük şehirler ile Doğu
ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu oranın yüksek olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca mesleki ve teknik
eğitime olan talebin artmasıyla bu kademedeki derslik ihtiyacının da artacağı öngörülmektedir.
Diğer dökümanlarda olduğu gibi burada da YÖK’ün yeniden yapılanması ihtiyacına değinilmektedir.
Yükseksöğretimin diğer önemli sorunları, kalite değerlendirme ve hesap verebilirlik sisteminin işlerlik
kazanamaması, üniversitelerin gelir yaratma kapasitelerinin düşük olması, öğretim üyesi başına düşen öğrenci
sayılarının yüksek olması ve fiziki altyapı yetersizlikleri olarak öne çıkmaktadır. Bir diğer önemli sorun ise
öğretim üye ve elemanlarının üniversiteler ve bölgeler arasında dengesiz dağılımı olarak belirtilmiş ve bu durum
aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 40: Yükseköğretimde Örgün Öğrenci, Öğretim Üyesi ve Elemanlarının Dağılımı, 2012-2013 Eğitim Öğretim Dönemi
Öğrenciler Öğretim Üyeleri Öğretim Elemanları
Sayı % Sayı % Sayı %
Ankara 202.348 8,4 8.693 15,5 19.016 14,6
İstanbul 388.696 16,1 11.707 20,8 24.328 18,6
İzmir 126.481 5,2 3.936 7,0 8.457 6,5
Üç İl Toplamı 717.525 29,7 24.336 43,3 51.801 39,6
Diğer İller 1.702.187 70,3 31.818 56,7 78.852 60,4
Genel Toplam 2.419.712 100 56.154 100 130.653 100
Kaynak: ÖSYM, Kalkınma Bakanlığı
Yükseköğretime görece geniş bir yerin ayrıldığı 2014 Yılı Programı’nda yeni kurulan üniversitelerle birlikte fiziki
ihtiyaçlardaki artışa işaret edilmiş ve yükseköğretim kurumlarında ilave kapalı alanlar yaratılması gereği ile
mevcut kapalı alanların daha etkin şekilde kullanılmasının önemli olduğu vurgulanmıştır. Uluslararasılaşmanın
yükseköğretimde önemli bir eğilim haline geldiği ve buna paralel olarak 2011’de dünyadaki toplam uluslararası
öğrenci sayısının yaklaşık 4,3 milyona ulaştığı ancak Türkiye’nin bu öğrencilerden aldığı payın %1’in altında
olduğu ifade edilmiştir. Bu amaca yönelik olarak hazırlanan Yabancı Öğrenci Strateji Belgesi’nin hayata
geçirilmesi beklenmektedir.
2011 yılı verilerine göre yetişkin nüfusta (25-64 yaş) ortaöğretim ve daha üst seviyede eğitim düzeyine sahip
olanların oranı Türkiye’de %32 iken bu oran OECD ortalamasında ise %75’dir. Programa göre, ortaöğretimin
zorunlu eğitim kapsamına alınması ve yükseköğretime erişimde sağlanan gelişmeler sonucunda nüfusun eğitim
düzeyinin artması öngörülmektedir.
Amaç ve hedeflerin yer aldığı bölüm, Onuncu Kalkınma Planıyla birebir örtüşmektedir. 2014 yılı sonuna kadar
gerçekleştirilecek politika ve tedbirlerin özetlendiği tabloda bazı seçilmiş maddeler aşağıda gösterilmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Tablo 41 : 2014 Yılı Programı, Eğitimde Seçilmiş Politika ve Tedbirler
Politika / Tedbir Süre Yapılacak İşlem ve Açıklama
Eğitimde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim kurumu açması, özel kesim ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine idari ve mali yönden aktif katılımı özendirilecektir. (Kalkınma Planı p.156)
Tedbir 1. Özel okulların eğitim hizmetleri sunumundaki payı artırılacaktır.
Aralık Sonu
Özel okullarda öğrenim gören öğrencilere devlet tarafından sağlanacak öğrenci başına eğitim-öğretim desteğinin çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalar yapılarak eğitimin yaygınlaştırılmasında merkezi idarenin yanı sıra mahalli idarelerin, gönüllü kuruluşların ve özel sektörün katkısı artırılacaktır.
Tedbir 2. Öğrenci başına eğitim öğretim desteğinin etki değerlendirmesi yapılacaktır.
Aralık Sonu
Organize sanayi bölgelerinde açılan mesleki ve teknik eğitim kurumlarında öğrenim gören öğrencilere devlet tarafından sağlanan eğitim öğretim desteğine ilişkin envanter çıkarılarak desteğin etki değerlendirmesi yapılacaktır.
Yükseköğretim sistemi, hesap verebilirlik temelinde özerklik, performans odaklılık, ihtisaslaşma ve çeşitlilik ilkeleri çerçevesinde kalite odaklı rekabetçi bir yapıya dönüştürülecektir. (Kalkınma Planı p.161)
Tedbir 1. Üniversite yönetimi, üniversitelerin idari ve mali özerkliğini sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır.
Aralık Sonu
Üniversite yönetimi, özerklik ve hesap verebilirlik temelinde yeniden örgütlendirilecek ve bu doğrultuda yeni bir Yükseköğretim Kanunu hazırlanacaktır.
Tedbir 2. Yükseköğretimin üst yönetimi standart belirleme, planlama ve koordinasyondan sorumlu olacak şekilde yeniden yapılandırılacaktır.
Aralık Sonu
Yükseköğretim Kurulu, yükseköğretim sisteminin planlanması ve üniversiteler arasında eşgüdümün sağlanmasından sorumlu, uzmanlığa dayalı karar alma süreçleriyle desteklenecek ve özel sektör temsilini de içerecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır.
Tedbir 3. Öğretim elemanı açığı yurt geneline dengeli dağılım gözetilerek azaltılacaktır.
Aralık Sonu
Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) etkin bir şekilde uygulanacaktır. Yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyesi açığının yarattığı olumsuzlukları gidermek amacıyla uzaktan eğitim imkanları da kullanılarak gelişmiş üniversitelerin öğretim elemanı ve altyapısından yararlanılacaktır. Öğretim görevlisi, okutman ve uzman sayısını artırmak suretiyle yeni üniversitelerdeki öğretim elemanı açığı azaltılacaktır. Kısmi zamanlı ders verme özendirilecektir. Araştırma görevlilerinin özlük hakları iyileştirilecek ve özellikle yeni kurulan üniversitelerde öğretim üyeliğini teşvik edici düzenlemeler yapılacaktır.
Yükseköğretim kurumları çeşitlendirilecek ve yükseköğretim sistemi uluslararası öğrenciler ve öğretim üyeleri için çekim merkezi haline getirilecektir. (Kalkınma Planı p.165)
Tedbir 4. Özel üniversitelerin kurulmasına imkan veren mevzuat düzenlemesi hazırlıklarına başlanacaktır.
Aralık Sonu
Özel üniversitelerin kurulmasına ve yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye’de faaliyet göstermelerine imkan tanıyan mevzuat düzenlemesi hazırlıkları başlatılacaktır.
Tedbir 5. Yükseköğretim Sistemi Uluslararasılaşma Strateji Belgesi hazırlanacaktır.
Aralık Sonu
Plan dönemi sonunda Türkiye’nin uluslararası öğrenci havuzundan aldığı payın %1,50’ye yükseltilmesi hedefinin hayata geçirilmesine yönelik yol haritası niteliği taşıyan, Yükseköğretim Sistemi Uluslararasılaşma Stratejisi hazırlanacaktır.
Tedbir 6. Yükseköğretimde öğrenci ve öğretim elemanı değişimi ve hareketliliğini artırmaya yönelik uluslararası programlar yaygınlaştırılacaktır.
Aralık Sonu
Yabancı öğrenci ve bilim insanlarının ülkemizdeki eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılımını artırmaya yönelik olarak mevcut değişim programlarının kapsamı genişletilecek ve yeni değişim programları tasarlanacaktır.
Yükseköğretim kurumlarının sanayi ile işbirliği içerisinde teknoloji üretimine önem veren, çıktı odaklı bir yapıya dönüştürülmesi teşvik edilecek ve girişimci faaliyetler ile gelir kaynakları çeşitlendirilecektir. (Kalkınma Planı p.164)
Tedbir 1. Üniversitelerin sanayi ile işbirliğinin artırılması hedefi doğrultusunda uzmanlaşma alanları tespit edilecektir.
Aralık Sonu
Üniversitelerin sahip oldukları araştırma altyapısı, öğretim üyesi profili ve bulundukları bölgedeki sanayi kuruluşlarının potansiyeli dikkate alınarak uzmanlaşma alanları tespit edilecektir. Bu bağlamda, akademik personel ve yatırım politikaları teşvik edici biçimde kullanılacaktır.
Kaynak: Kalkınma Bakanlığı
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
4) Orta Vadeli Program (2013-2015)
Programda “İstihdamın Artırılması” başlığı altında eğitimin iş gücü talebine duyarlılığının artırılması ve iş gücü
piyasasında talep edilen nitelik ve nicelikte insan gücünün yetiştirilmesi temel amaç olarak değerlendirilmiştir.
Bu çerçevede;
İş dünyasının talep ettiği nitelikteki iş gücünün yetiştirilmesi amacıyla eğitim sistemi ile iş gücü piyasası
arasındaki uyum; hayat boyu öğrenme perspektifinde girişimcilik kültürünün benimsenmesi ile temel
beceri ve yetkinliklerin kazandırılması yoluyla güçlendirilecektir.
Mesleki eğitimin payı ve kalitesi artırılacak, özel kesim ve meslek örgütlerinin mesleki eğitim sürecine
idari ve mali yönden aktif katılımının sağlanması için düzenlemeler yapılacaktır.
Ulusal Yeterlilik Çerçevesi oluşturularak eğitim ve öğretim programları ulusal meslek standartlarına
göre güncellenecek ve uyumlaştırılacaktır.
“Beşeri Gelişme ve Sosyal Dayanışmanın Güçlendirilmesi” başlığı altında ise eğitim sisteminin geliştirilmesi ilk
madde olarak ele alınmıştır. Orta Vadeli Programlar kalkınma planları esas alınarak hazırlandığından burada da
eğitim politikasının temel amacı Onuncu Kalkınma Planı’ndakiyle birebir örüşmektedir. Programda, eğitim
sisteminde 12 yıllık kademeli eğitim uygulamasına geçilmiş olması da dikkate alınarak kaliteyi yükselten bir
dönüşüm programı kapsamındaki uygulama ve hedefler aşağıdaki gibi sıralanmıştır.
Eğitimde kalite, rekabet, verimlilik ve fırsat eşitliğini artırmaya yönelik olarak okulları merkeze alan bir
örgütlenme ve bütçe sistemi çerçevesinde eğitim yönetimi yeniden yapılandırılacaktır.
Eğitimin her kademesinde alternatif finansman modelleri geliştirilecek, özel sektörün eğitim yatırımları
kalite odaklı bir anlayışla teşvik edilecektir.
Eğitimin tüm kademelerinde okullaşma oranları artırılacak, donanım ve fiziki altyapı geliştirilecek, bilgi
ve iletişim teknolojileri etkin bir şekilde kullanılacak, eğitime erişimde bölgeler ve cinsiyet itibarıyla
dengesizlikler azaltılacaktır.
Okul türlerinin azaltıldığı, programlar arası esnek geçişlerin olduğu ve öğrencilerin ruhsal ve fiziksel
gelişimleri ile becerilerini artırmaya yönelik sportif, sanatsal ve kültürel aktivitelerin daha fazla yer
aldığı, sınav odaklı olmayan bir müfredat dönüşüm programı uygulanacaktır.
Öğretmen yetiştirme ve geliştirme sistemi, öğretmen ve öğrenci yeterliliklerini esas alan bir
performans sistemini de içerecek şekilde yeniden yapılandırılacaktır.
Orta ve yükseköğretimde öğrenci ve öğretim elemanı değişimine ve hareketliliğine yönelik uluslararası
programlar artırılarak sürdürülecek ve bu programlara katılım yaygınlaştırılacaktır.
YÖK, üniversiteler arasında koordinasyon sağlayan, kalite standartlarını belirleyen ve denetleyen bir
kurum haline dönüştürülecektir. Üniversitelerin idari ve mali özerklikleri artırılarak yükseköğretim
sisteminin rekabetçi bir yapıya kavuşması sağlanacaktır.
Artan üniversite ve öğrenci sayısına bağlı olarak ortaya çıkan öğretim üyesi gereksinimi karşılanacaktır.
Bunların dışında Programda “Kamu Yatırım Politikası” başlığı altında; kamu yatırımlarında, KÖİ modeliyle
yürütülenler dahil, eğitim, sağlık, içme suyu ve kanalizasyon, bilim-teknoloji, bilişim, ulaştırma ve sulama
sektörlerine öncelik verileceği belirtilmiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
5) Orta Vadeli Mali Plan (2013-2015)
Planda bütçe giderlerine ilişkin temel politikaların değerlendirildiği bölümde, Plan döneminde, büyümeyi ve
istihdamı destekleyen harcamalar ile bölgesel gelişmişlik farklarını azaltan harcamalara daha fazla önem
verileceği ifade edilmiştir. Sağlık, eğitim ve sosyal nitelikli harcamalara öncelik verilmesi yoluyla toplumun
yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve beşeri sermayenin niteliğinin artırılmasına yönelik politikalar uygulanmaya
devam edileceği belirtilmiştir.
6) 2014 Yılı Yatırım Programı
2014 yılı kamu yatırımlarının sektörlere göre dağılımı ele alındığında, toplam 2.753 adet proje içerisinden
eğitimin 722 adet projeyle %26 oranında bir pay aldığı görülmektedir. Toplam proje tutarına göre ise 47,2
milyar TL ile %11 pay almaktadır. Kalkınma Bakanlığı verilerine göre 7,8 milyar TL tutarında devam eden proje,
1,5 milyar TL tutarında ise yeni proje bulunmaktadır. 2014 yılında kamu, toplam 47,5 milyar TL yatırımdan
eğitim için 9,5 milyar TL ayırmıştır.
Eğitim yatırımlarıyla ilgili bir diğer gösterge ise yıllık programda yer alan sabit sermaye yatırımlarının sektörel
dağılımında eğitimin aldığı pay ile bunda kamu ve özel sektörün katkılarıdır. Buna göre 2014’te toplam sabit
sermaye yatırımlarından %5 civarı pay alan eğitimde kamu %16 paya sahipken, özel kesim sabit sermaye
yatırımları için %2 seviyelerinde bir pay öngörülmüştür. Ayrıca 2014’te eğitim, kamu yatırımları içinde payında
en yüksek artış öngörülen sektörlerden olmuştur.
Tablo 42: Sabit Sermaye Yatırımlarının Sektörel Dağılımı (1) (Cari Fiyatlarla, Yüzde Dağılım)
2012 2013 (2) 2014 (3)
Kamu Özel Toplam Kamu Özel Toplam Kamu Özel Toplam
Tarım 10,7 3,6 5,1 9,5 3,5 4,9 10,4 3,4 4,9
Madencilik 2,2 1,7 1,8 2,3 1,9 2 2,7 1,9 2,1
İmalat 0,8 41,9 33,5 0,8 41,1 31,6 1,1 41,2 32,4
Enerji 6 4,3 4,7 5,2 4,8 4,9 4,9 4,7 4,7
Ulaştırma 38,1 18,1 22,2 37,9 18,1 22,8 30,4 18,5 21,1
Turizm 0,7 6,9 5,6 0,7 7,3 5,8 0,9 7 5,7
Konut 1,3 14,7 11,9 1,2 14,3 11,2 1,2 14,2 11,3
Eğitim 14,2 2,1 4,6 14,3 2,2 5,1 16,2 2,3 5,4
Sağlık 5,3 2,4 3 5,1 2,5 3,1 5,4 2,6 3,2
Diğer Hizmetler
20,8 4,2 7,7 23 4,2 8,7 26,9 4,1 9,1
Toplam 100 100 100 100 100 100 100 100 100
Kaynak: Kalkınma Bakanlığı
(1) Merkezi yönetim bütçesinde yatırım işçiliği dahildir.
(2) Gerçekleşme tahmini
(3) Program
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
7) 18. Milli Eğitim Şurası Kararları
Yönetmeliğe göre dört yılda bir toplanması esas olan ve ilki 1921 yıında düzenlenen Milli Eğitim Şurası, 2010
yılının Kasım ayında 18. kez düzenlenmiş ve burada eğitim sistemiyle ilgili Bakanlığa tavsiye niteliğinde ve çeşitli
konu başlıklarında toplam 163 adet karar alınmıştır. MEB’in politika yapma süreçlerinde resmi danışma organı
olma işlevini yürüten Şuranın kararları beş ana başlıkta toplanmış olup öne çıkanları aşağıda özetlenmiştir:
I. Öğretmenin yetiştirilmesi, istihdamı ve mesleki gelişimi
2023 Vizyonu esas alınarak MEB ve YÖK arasındaki koordinasyon geliştirilmeli, orta ve uzun vadede
öğretmen ihtiyacı planlanmalı ve ihtiyaç doğrultusunda öğretmen yetiştirilmelidir.
Hala birçok özel ilköğretim okulunda olduğu gibi resmi ilköğretim okullarında da 1, 2 ve 3. sınıflarda
uzmanlaşmış bir sınıf öğretmeni ile 4 ve 5. sınıflarda da branş öğretmenlerinin dersleri yürütmesi ve
2023 perspektifi çerçevesinde, temel eğitim birinci kademede her sınıf için sınıf öğretmenlerinin
branşlaşmaları sağlanmalıdır.
Öğretmen dağılımında, bölgeler ve köy-kent arasındaki dengesizlikleri gidermek amacıyla özendirici
çalışmalar yapılmalıdır.
Eğitimde niteliğin artırılması amacıyla özel okullar teşvik edilerek sayıları artırılmalı, teşvik kapsamında
çocuklarını özel okullara gönderen ailelere resmi okullardaki bir öğrenci maliyetinin yarısı kadar destek
verilmeli ve bu yolla devletin eğitim harcamaları azaltılmalıdır.
Öğretmen ve yöneticilerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi amacıyla ikramiye ve ek ders
ücretlerinin artırılması gibi uygulamalar gerçekleştirilmelidir.
II. Eğitim ortamları, kurum kültürü ve okul liderliği
Öğrencilerin, çalışmalarından örnekler saklayacağı, sonraki sınıflara taşıyacağı bir e-portfolyo sistemi
oluşturulmalı, okulda ve sınıfta çalışmalarını sergileyecekleri köşelere yer verilmeli; öğrenciler bu
konuda özendirilmelidir.
Okullarda uygulanan ders programları ile fiziki düzenlemeler “okulu yaşam alanı haline getirecek
biçim”de yeniden ele alınmalıdır.
Okullar yapılırken daha verimli kullanılabilmesi için kullanıcıların fikirleri mutlaka alınmalı; akademik,
sosyal ve kültürel alt yapısı olmayan binalar okul olarak açılmamalı, illerdeki her eğitim bölgesinde
bölge okullarının ortak kullanımına elverişli en az birer adet spor salonu, yüzme havuzu, tiyatro, gösteri
ve etkinlik salonu inşa edilmelidir.
Okul yöneticiliğine atamada kadın yöneticilerin sayısını artırmaya dönük teşvikler sağlanmalı; okulların
özellikleri dikkate alınarak müdür yardımcılığı ve rehber öğretmen atamalarında kadınlar için norm
kadro tahsis edilmeli, sınıf rehber öğretmenlerine rehberlik eğitimi sağlanmalıdır.
Okul yöneticilerinin, atanacakları bölge ve okullarla ilgili vizyoner liderlik özelliklerine sahip olmaları bir
ölçüt olarak değerlendirilmelidir.
III. İlköğretim ve ortaöğretimin güçlendirilmesi, ortaöğretime erişimin sağlanması
Zorunlu eğitim öğrencilerin yaş grupları ve bireysel farklılıkları göz önünde bulundurularak; 1 yıl okul
öncesi eğitim, 4 yıl temel eğitim, 4 yıl yönlendirme ve ortaöğretime hazırlık eğitimi ve 4 yıl ortaöğretim
olmak üzere öğrencilere farklı ortamlarda eğitim almaya fırsat verecek şekilde 13 yıl olarak
düzenlenmelidir.
İlköğretim ve ortaöğretimde orta vadede ikili öğretimden normal öğretime geçilmeli, öğle yemekleri
okulda verilmeli, birleştirilmiş sınıf uygulamaları sistematik bir değerlendirme yapılarak mümkün olan
en alt düzeye çekilmeli, okullarda sınıf mevcutları çağdaş ölçütlere göre (20-25) düzenlenmeli, 2023
Vizyonu’na uygun olarak özel öğretimde okullaşma oranının artırılması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Eğitim alanında faaliyet gösteren özel kurum ve kuruluşların istihdamdaki vergi ve primleri kalkınmada
öncelikli yörelere göre alınmalı, hizmet satın alma yoluyla özel okul kapasiteleri artırılmalı, arsa tahsisi
ile ilgili problem çözülmelidir.
Ortaöğretime geçişte öğrencilerin ilgi ve yetenekleri dikkate alınarak rehberlik ve yöneltme esas
alınmalı, SBS bir plan dahilinde sadece özelliği olan ortaöğretim kurumlarını kapsayacak şekilde
düzenlenmeli, diğer ortaöğretim kurumları ile yüksek öğretime öğrenci yerleştirmede okul başarısı ve
süreç değerlendirmeye yönelik yaklaşımlar esas alınmalıdır.
Örgün, yaygın ve açık öğretim sisteminde genel ortaöğretim ile mesleki ve teknik ortaöğretim
kurumları arasında bütün sınıflarda yatay ve dikey geçişlerin yapılmasına imkan sağlanmalıdır.
Öğrencilerin kitap taşıma yükünün azaltılması amacıyla; e-kitap, fasikül, kopartılabilir sayfalı kitap, her
kitaba MEB’in internet sayfasından ulaşılabilmesi vb. uygulamalar yapılmalıdır.
Ülkemizde bütün derslerin eğitimi Türkçe olmalı, bazı derslerin yabancı dille eğitiminden
vazgeçilmelidir.
IV. Spor, sanat beceri ve değerler eğitimi
Spor tesisleri; okulların birbirine yakınlığı göz önünde bulundurularak ortak kullanıma ve engelli
öğrencilerin faydalanmasına imkan verecek şekilde standartlara uygun, planlanmalı, mevcut tesisler
iyileştirilmeli ve özel sektör spor tesisi yapması konusunda teşvik edilmelidir.
V. Psikolojik danışma, rehberlik ve yönlendirme
Eğitim sistemimizde yönlendirme hizmetleri, okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm eğitim
kademelerinde etkin olarak yaygınlaştırılmalıdır.
Yönlendirme hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için öğrenciler ve ailelerine; yetenek, ilgi
ve mesleki doyum arasındaki ilişki konusunda farkındalık kazandırılmalı, ailelerin ve tüm öğretmenlerin
yöneltme sürecine aktif katılımları sağlanmalıdır.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Ek 2 : 2014-2015 Öğretim Döneminde Bazı Özel Okullarda Ücretler
Tablo 43 : 2014-2015 Bazı Özel Okullarda Ücretler (TL)28
Anaokul İlkokul Ortaokul Lise
1 Özel İstek Kolejleri 12.744-16.744 21.760-25.218 23.274-27.540 25.494-30.348
2 Doğa Koleji 5.850-20.250 8.250-26.250 9.000-24.000
3 Özel Başkent Okulları 5.800-6.600 7.500-8.470 9.100-10.285 9.200-12.600
4 Özel Akasya Koleji 9.200-11.500 15.200-19.000 13.280-16.600 15.200-19.000
5 Özel Doğan Koleji 13.200 16.000 17.250 21.500
6 İstanbul Ataşehir Özel Bilgidağı Koleji 9.000 13.000 -
7 TED Gaziantep Koleji 5.950 8.700-9.300 9.950 -
8 TED Ankara Koleji29
46.000 15.400 18.150 18.150
9 Ankara Özel Nesibe Aydın Okulları 21.550 16.600 17.100 19.000-22.100
10 ODTÜ Geliştirme Vakıf Özel Ülkem Koleji 6.600-6.900 - 9.500-9.950
11 Ankara Özel Beşfen Koleji 5.400 7.600 - -
12 Ankara Özel Öncü Koleji - 9.900-10.950 12.150 13.050
13 Ankara Özel Seviye Kolejleri 12.000-15.000
14 Adana Özel Ortadoğu Okulları 5.500-6.000 7.325 -
15 Türkiye Üstün Zekalılar ve Üstün Yetenekliler Eğitim, Kültür, Sağlık Vakfı Okulları
21.700 20.500 19.700 -
16 BÜMED Merak Eden Çocuk İlkokulu ve Anaokulu 25.380 28.890 - -
17 Robert Koleji Gündüzlü: 47.200 – Yatılı: 72.600
18 Üsküdar Amerikan Lisesi 43.267
19 İzmir Amerikan Koleji Yatılı: 55.165
20 Tarsus Amerikan Koleji Gündüzlü: 31.527 – Yatılı: 46.000
28 Adana Özel Ortadoğu Okulları, Türkiye Üstün Zekalılar ve Üstün Yetenekliler Eğitim, Kültür, Sağlık Vakfı Okulları, İstanbul Ataşehir Özel
Bilgidağı Koleji ve BÜMED Merak Eden Çocuk İlkokulu ve Anaokulu ile yabancı özel okullar dışındaki okullarda 1.350-3.750 TL arasında
değişen yemek ücretleri dahil değildir. Ayrıca yabancı özel okullarda peşin fiyatlar verilmiştir. Okulların çoğunda peşin indirimi, erken kayıt
iskontosu, kardeş indirimi, öğretmen indirimi gibi uygulamalar mevcuttur.
29 Mevcut durumdaki ücretlerdir. Önümüzdeki yıla ait ücretler henüz belirlenmemiştir.
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Ek 3 : Bazı Özel Okulların Kontenjan, Yerleşen Öğrenci ile Tavan ve Taban Puanları
Tablo 44 : 2012 Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sistemi Yerleştirme Tavan Taban Puanları – Özel Okullar
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
1 İSTANBUL ÖZEL İSTANBUL FATİH FEN LİSESİ 20 20 495 500
2 İSTANBUL ÖZEL KASIMOĞLU COŞKUN FEN LİSESİ 20 20 490 500
3 İSTANBUL ÖZEL BAHÇEŞEHİR FEN VE TEKNOLOJİ LİSESİ 24 24 497 500
4 İZMİR ÖZEL YAMANLAR FEN LİSESİ 22 22 495 500
5 ELAZIĞ ÖZEL YAVUZ SELİM MUSTAFA SABUNCU FEN LİSESİ 16 16 485 500
6 KONYA ÖZEL MERVE GÜVENTAŞ FEN LİSESİ 22 22 491 499
7 ERZURUM ÖZEL FİNAL FEN LİSESİ 12 12 471 499
8 ADANA ÖZEL ADANA FİNAL FEN LİSESİ 48 48 486 499
9 ANKARA ÖZEL SAMANYOLU CEMAL ŞAŞMAZ FEN LİSESİ 18 18 491 499
10 İSTANBUL ÖZEL BURÇ SAFİYE SULTAN FEN LİSESİ 24 24 487 499
11 BURSA ÖZEL TAN FEN LİSESİ 24 24 493 499
12 ADANA ÖZEL BURÇ ÖZGÖREN FEN LİSESİ 12 12 485 498
13 ANKARA ÖZEL SAMANYOLU FEN LİSESİ 20 20 495 498
14 İSTANBUL ÖZEL İSTANBUL ANAFEN FEN LİSESİ 20 20 486 498
15 KAYSERİ ÖZEL MUSTAFA YELKENOĞLU FEN LİSESİ 24 24 488 498
16 DENİZLİ ÖZEL SERVERGAZİ FEN LİSESİ 18 18 493 498
17 GAZİANTEP ÖZEL SUNGUROĞLU FEN LİSESİ 18 18 486 498
18 ERZURUM ÖZEL AZİZİYE FEN LİSESİ 20 20 490 498
19 KAHRAMANMARAŞ ÖZEL ALİ KENGER FEN LİSESİ 16 16 484 498
20 BURSA ÖZEL NİLÜFER FEN LİSESİ 12 12 492 497
21 BURSA ÖZEL RAFET KAHRAMAN FEN LİSESİ 15 15 492 497
22 İSTANBUL ÖZEL BEYLİKDÜZÜ FATİH FEN LİSESİ 18 18 492 497
23 İSTANBUL ÖZEL MALTEPE COŞKUN FEN LİSESİ 12 12 491 497
24 GAZİANTEP ÖZEL SANKO FEN VE TEKNOLOJİ LİSESİ 20 20 491 497
25 İSTANBUL ÖZEL BAŞAKŞEHİR BURÇ FEN LİSESİ 18 18 489 497
26 ANTALYA ÖZEL ANTALYA FEN LİSESİ 24 24 478 497
27 ANKARA ÖZEL ATLANTİK AHMET ULUSOY FEN LİSESİ 12 12 493 497
28 ANKARA ÖZEL ATLANTİK NEVİN GÖKÇEK FEN LİSESİ 12 12 490 497
29 MALATYA ÖZEL RAHİME BATU FEN LİSESİ 18 18 491 497
30 ŞANLIURFA ÖZEL ÇAĞLAYAN MURAT FEN LİSESİ 18 18 484 497
31 ADANA ÖZEL GÜNDOĞDU FEN LİSESİ 20 20 488 497
32 KONYA ÖZEL MERVE BÜYÜKKOYUNCU FEN LİSESİ 22 22 491 496
33 BALIKESİR ÖZEL BALIKESİR FIRAT FEN LİSESİ 16 16 487 496
34 ANKARA ÖZEL MURADİYE FEN LİSESİ 10 10 486 496
35 SİVAS ÖZEL SULTAN MURAT FEN LİSESİ 14 14 481 496
36 KAYSERİ ÖZEL KILIÇASLAN FEN LİSESİ 20 20 489 496
37 ADANA ÖZEL ADANA FEN LİSESİ 52 49 296 496
38 GAZİANTEP GAZİANTEP KOLEJİ VAKFI ÖZEL FEN LİSESİ 40 40 485 496
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
39 DÜZCE ÖZEL YUNUS GÜNER FEN LİSESİ 8 8 487 496
40 UŞAK ÖZEL ÜFTADE FEN LİSESİ 14 14 487 496
41 BURSA ÖZEL FİNAL FEN LİSESİ 24 24 483 496
42 SAMSUN ÖZEL FEZA FEN LİSESİ 16 16 488 496
43 SAMSUN ÖZEL FEZA BERK FEN LİSESİ 16 16 489 496
44 AFYONKARAHİSAR ÖZEL ZAFER FEN LİSESİ 15 15 488 496
45 TRABZON ÖZEL GÜLBAHAR HATUN FEN LİSESİ 10 10 489 496
46 DİYARBAKIR ÖZEL DİYARBAKIR FİNAL FEN LİSESİ 10 10 485 496
47 MANİSA ÖZEL ŞEHZADE MEHMET FEN LİSESİ 15 15 491 496
48 KOCAELİ ÖZEL ERKUL FEN LİSESİ 16 16 486 496
49 İSTANBUL ÖZEL TOPKAPI FETİH FEN LİSESİ 12 12 488 496
50 ANTALYA ÖZEL TOROS AKDENİZ FEN LİSESİ 10 10 490 496
51 KAHRAMANMARAŞ ÖZEL KAHRAMANKENT FEN LİSESİ 16 16 488 495
52 ANTALYA ÖZEL UFUK FEN LİSESİ 16 16 487 495
53 DİYARBAKIR ÖZEL YENİ ORTADOĞU FEN LİSESİ 12 12 489 495
54 ÇANAKKALE ÇANAKKALE ÖZEL ANADOLU LİSESİ 48 38 238 495
55 SAKARYA ÖZEL SAKARYA IŞIK FEN LİSESİ 15 15 490 495
56 İZMİR ÖZEL YAMANLAR MALHUN HATUN FEN LİSESİ 16 16 492 495
57 İSTANBUL ÖZEL SEVGİ ÇİÇEĞİ ANAFEN FEN LİSESİ 14 14 488 495
58 NEVŞEHİR ÖZEL ALTINYILDIZ FEN LİSESİ 78 78 398 495
59 HATAY ÖZEL NUREDDİN ZENGİ LEMAN NARİN FEN LİSESİ 14 14 480 495
60 ADANA ÖZEL BURÇ ÜÇGÜL FEN LİSESİ 12 12 486 495
61 OSMANİYE ÖZEL HACI HASAN DOĞRU FEN LİSESİ 16 16 487 495
62 AYDIN ÖZEL YESEVİ FEN LİSESİ 20 20 489 495
63 ANKARA ÖZEL ÇAĞRI FEN LİSESİ 24 24 463 495
64 KOCAELİ ÖZEL ÇIRAĞAN FEN LİSESİ 16 16 486 495
65 İSTANBUL ÖZEL KÜLTÜR 2000 FEN LİSESİ 20 20 461 495
66 İSTANBUL ÖZEL BİLFEN ÜSKÜDAR FEN LİSESİ 48 48 469 494
67 RİZE ÖZEL ŞAHİKA FEN LİSESİ 10 10 484 494
68 TRABZON ÖZEL ALPARSLAN FEN LİSESİ 16 16 479 494
69 ANKARA ÖZEL JALE TEZER FEN LİSESİ 5 5 485 494
70 KAHRAMANMARAŞ ÖZEL KİPAŞ FEN LİSESİ 72 40 203 494
71 KONYA ÖZEL ENDERUN FEN LİSESİ 26 26 444 494
72 AKSARAY ÖZEL SEMA FEN LİSESİ 15 15 483 494
73 DİYARBAKIR ÖZEL DİCLE FEN LİSESİ 10 10 488 494
74 İZMİR ÖZEL TÜRK FEN LİSESİ 26 26 479 494
75 KÜTAHYA ÖZEL KONURALP FEN LİSESİ 16 16 486 494
76 ESKİŞEHİR MAT-FKB ÖZEL GELİŞİM FEN LİSESİ 20 20 482 494
77 ESKİŞEHİR ÖZEL ATAYURT FEN LİSESİ 54 54 469 494
78 ZONGULDAK ÖZEL YILDIRIM FEN LİSESİ 8 8 486 494
79 ANKARA SINAV KOLEJİ ÖZEL ANKARA FEN LİSESİ 2 2 490 494
80 İZMİR ÖZEL FATİH FEN LİSESİ 36 36 446 494
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
81 İSTANBUL ÖZEL OKYANUS FEN VE PROJE LİSESİ 18 18 477 494
82 ŞANLIURFA ÖZEL ÇAĞLAYAN TEVHİDE HATUN FEN LİSESİ 16 16 483 493
83 VAN ÖZEL SERHAT FEN LİSESİ 12 12 487 493
84 İZMİR ÖZEL TAKEV FEN LİSESİ 24 24 476 493
85 İSTANBUL ÖZEL ASFA FEN LİSESİ 16 16 476 493
86 BATMAN ÖZEL MEHMET SIDDIK TEKİN FEN LİSESİ 7 7 478 493
87 KOCAELİ ÖZEL ERKUL TUNAGÜR FEN LİSESİ 8 8 490 493
88 ANKARA ÖZEL ÇAĞLAYAN FEN LİSESİ 16 16 471 493
89 MERSİN ÖZEL YILDIRIMHAN BURÇ FEN LİSESİ 14 14 486 493
90 İSTANBUL ÖZEL İSTİNYE UFUK FEN LİSESİ 16 14 294 493
91 İZMİR ÖZEL YAMANLAR BEDRİ ŞAŞAL FEN LİSESİ 12 12 489 493
92 İSTANBUL ÖZEL ÇINAR FEN LİSESİ 10 10 487 493
93 İSTANBUL T.V. ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ FEN LİSESİ 26 26 481 492
94 ANTALYA ÖZEL BAHÇEŞEHİR ALANYA FEN LİSESİ 22 22 457 492
95 İSTANBUL ÖZEL TARABYA UFUK FEN LİSESİ 16 16 298 492
96 BURSA ÖZEL TUNÇSİPER FEN LİSESİ 20 7 284 492
97 İSTANBUL FMV. ÖZEL ERENKÖY IŞIK FEN LİSESİ 24 24 478 492
98 ANKARA ÖZEL ARI FEN LİSESİ 52 52 398 492
99 İSTANBUL ÖZEL MÜRÜVVET EVYAP FEN LİSESİ 10 10 486 492
100 NİĞDE ÖZEL SUNGURBEY FEN LİSESİ 18 18 481 491
101 SAMSUN ÖZEL SAMSUN FİNAL FEN LİSESİ 22 6 278 491
102 ORDU ÖZEL ALTAŞ FEN LİSESİ 52 52 289 491
103 İZMİR ÖZEL İZMİR ÇAĞDAŞ EĞİTİM FEN LİSESİ 15 15 441 491
104 İSTANBUL ÖZEL SANCAKTEPE BİRİKİM FEN LİSESİ 20 18 276 491
105 İZMİR ÖZEL ROTA FEN LİSESİ 20 20 450 491
106 MERSİN ÖZEL YILDIRIMHAN FEN LİSESİ 16 16 482 490
107 ANKARA ÖZEL NENE HATUN FEN LİSESİ 20 20 482 490
108 İSTANBUL İSTEK ÖZEL BİLGE KAĞAN FEN LİSESİ 24 24 481 490
109 ANKARA ÖZEL SEVGİ FEN LİSESİ 10 10 479 490
110 ADANA ÖZEL ÇUKUROVA BİLFEN FEN LİSESİ 78 71 283 490
111 KAHRAMANMARAŞ ÖZEL BEYZA FEN LİSESİ 12 12 476 489
112 MARDİN ÖZEL MARDİN SAFİYE- BEŞİR ATAK FEN LİSESİ 11 11 483 489
113 İSTANBUL ÖZEL MAVİGÜN FEN LİSESİ 2 2 470 489
114 İSTANBUL İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT FEN LİSESİ 22 22 410 489
115 İSTANBUL ÖZEL KÜLTÜR FEN LİSESİ 54 54 433 489
116 İSTANBUL ÖZEL SULTAN FATİH FEN LİSESİ 2 2 482 489
117 GAZİANTEP ÖZEL ERDEM FEN LİSESİ 18 18 479 488
118 ANKARA ÖZEL EVRENSEL FEN LİSESİ 24 24 450 488
119 KAYSERİ ÖZEL HİSARCIKLIOĞLU FEN LİSESİ 48 48 310 486
120 GİRESUN ÖZEL YAVUZ FEN LİSESİ 26 26 267 486
121 İSTANBUL ÖZEL GAZİOSMANPAŞA ŞEFKAT FEN LİSESİ 20 20 470 486
122 KAYSERİ ÖZEL HUNAT HATUN FEN LİSESİ 26 16 358 486
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
123 İSTANBUL BÜYÜKÇEKMECE ÖZEL ÇINAR FEN LİSESİ 20 20 454 485
124 EDİRNE ÖZEL EDİRNE FEN LİSESİ 24 24 316 485
125 İZMİR MEV KOLEJİ ÖZEL GÜZELBAHÇE FEN LİSESİ 52 52 406 485
126 İZMİR İZMİR ÖZEL TEVFİK FİKRET FEN LİSESİ 24 24 442 485
127 ANKARA ÖZEL YÜCE FEN LİSESİ 24 24 335 484
128 EDİRNE ÖZEL EDİRNE BEYKENT FEN LİSESİ 24 10 283 483
129 İSTANBUL ÖZEL DOĞUŞ FEN LİSESİ 26 26 330 483
130 İSTANBUL ÖZEL MARMARA FEN LİSESİ 48 32 265 482
131 DİYARBAKIR ÖZEL EFLATUN FEN LİSESİ 10 10 467 482
132 ADANA BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖZEL BAŞKENT FEN LİSESİ 24 24 405 482
133 ANKARA GAZİ ÜNİVERSİTESİ VAKFI ÖZEL FEN LİSESİ 24 24 416 482
134 İSTANBUL İSTEK ÖZEL BELDE FEN LİSESİ 52 52 354 481
135 TUNCELİ ÖZEL MUNZUR FEN LİSESİ 8 8 444 481
136 ORDU ÖZEL ORDU FEN LİSESİ 24 24 289 480
137 MERSİN ÖZEL ÇAĞ FEN LİSESİ 24 24 326 479
138 NEVŞEHİR ÖZEL KARDELEN FEN LİSESİ 25 23 257 476
139 MERSİN ÖZEL TOROS FEN LİSESİ 96 96 295 475
140 İSTANBUL ÖZEL İSTANBUL FEN LİSESİ 44 44 372 474
141 ANKARA ÖZEL GÜRÇAĞ FEN LİSESİ 24 24 252 474
142 ADIYAMAN ÖZEL ADIYAMAN DORUK FEN LİSESİ 10 10 445 472
143 İSTANBUL ÖZEL EYÜBOĞLU FEN LİSESİ 24 24 453 472
144 İSTANBUL ÖZEL BÜYÜKÇEKMECE AKADEMİ FEN LİSESİ 52 5 383 471
145 ANKARA ÖZEL Pİ FEN LİSESİ 100 50 200 470
146 İSTANBUL ÖZEL BEYKENT FEN LİSESİ 24 24 364 467
147 ANKARA MEV KOLEJİ ÖZEL ANKARA FEN LİSESİ 24 24 267 441
148 İSTANBUL ÖZEL ÜMRANİYE GÖKKUŞAĞI FEN LİSESİ 24 15 236 434
149 BURSA ÖZEL ASİYE COŞKUN FEN LİSESİ 40 28 214 407
150 İSTANBUL ÖZEL 2023 TERCÜMAN FEN LİSESİ 22 7 245 401
151 ANKARA TED ANKARA KOLEJİ VAKFI ÖZEL LİSESİ 10 10 493 496
152 BURSA ÖZEL RAFET KAHRAMAN ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 15 15 481 496
153 İZMİR ÖZEL YAMANLAR ANADOLU LİSESİ 18 18 492 495
154 AYDIN ÖZEL FATİH SULTAN ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 8 8 482 495
155 İSTANBUL ÖZEL İSTANBUL FATİH ANADOLU LİSESİ 20 20 491 495
156 ANKARA ÖZEL ATLANTİK AHMET ULUSOY SOSYAL BİLİMLER LİSESİ 12 12 489 493
157 GAZİANTEP ÖZEL MUTAFOĞLU ANADOLU LİSESİ 16 16 476 493
158 ANTALYA ÖZEL MANAVGAT KOLEJİ 20 20 429 493
159 ANKARA ÖZEL ATLANTİK NEVİN GÖKÇEK SOSYAL BİLİMLER LİSESİ 14 14 488 493
160 DENİZLİ ÖZEL SERVERGAZİ UFUK ANADOLU LİSESİ 20 20 447 493
161 ANKARA ÖZEL NESİBE AYDIN ANADOLU LİSESİ 4 4 487 492
162 ANKARA GAZİ ÜNİVERSİTESİ VAKFI ÖZEL LİSESİ 48 48 362 492
163 BURSA ÖZEL NİLÜFER ANADOLU LİSESİ 12 12 485 492
164 ANKARA ÖZEL ASFA FERDA ANADOLU LİSESİ 75 24 222 491
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
165 İZMİR ÖZEL YAMANLAR MALHUN HATUN ANADOLU LİSESİ 16 16 489 491
166 İZMİR ÖZEL GÜZELBAHÇE YAMANLAR ANADOLU LİSESİ 16 16 484 491
167 GAZİANTEP ÖZEL SANKO KOLEJİ 60 60 439 491
168 İSTANBUL ÖZEL MALTEPE COŞKUN ANADOLU LİSESİ 14 14 476 491
169 BURSA ÖZEL TAN ANADOLU LİSESİ 48 48 390 491
170 İSTANBUL ÖZEL KASIMOĞLU COŞKUN ANADOLU LİSESİ 15 15 481 490
171 ANTALYA ÖZEL TOROS AKDENİZ ANADOLU LİSESİ 14 14 485 490
172 SAKARYA ÖZEL ZAİM IŞIK ANADOLU LİSESİ 12 12 408 490
173 İSTANBUL ÖZEL MALTEPE COŞKUN ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 20 20 471 490
174 SAKARYA ÖZEL SAKARYA IŞIK ANADOLU LİSESİ 12 12 455 489
175 KAYSERİ ÖZEL KILIÇASLAN ANADOLU LİSESİ 40 40 477 489
176 MANİSA ÖZEL GÜNDÜZALP RABİA HATUN ANADOLU LİSESİ 15 15 429 488
177 İZMİR ÖZEL YAMANLAR BEDRİ ŞAŞAL ANADOLU LİSESİ 18 18 484 488
178 KAHRAMANMARAŞ ÖZEL KAHRAMANKENT ANADOLU LİSESİ 10 10 476 488
179 DİYARBAKIR ÖZEL DİCLE ANADOLU LİSESİ 10 10 467 488
180 BURSA ÖZEL BURSA BAHÇEŞEHİR ANADOLU LİSESİ 72 35 254 488
181 MANİSA ÖZEL ŞEHZADE MEHMET ANADOLU LİSESİ 15 15 418 488
182 KAYSERİ ÖZEL MUSTAFA YELKENOĞLU ANADOLU LİSESİ 48 48 458 488
183 ADANA ÖZEL ADANA GÜNDOĞDU KOLEJİ 109 109 366 488
184 İSTANBUL ÖZEL BURÇ SAFİYE SULTAN ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 24 24 429 487
185 ANTALYA ÖZEL UFUK ANADOLU LİSESİ 80 72 269 487
186 ADANA ÖZEL ADANA FİNAL ANADOLU LİSESİ 96 96 434 486
187 İSTANBUL ÖZEL TOPKAPI FETİH ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 14 14 479 486
188 ANKARA ÖZEL MURADİYE SOSYAL BİLİMLER LİSESİ 10 10 478 486
189 BALIKESİR ÖZEL BALIKESİR FIRAT ANADOLU LİSESİ 120 44 204 486
190 MANİSA ÖZEL BİRLİK ANADOLU LİSESİ 20 20 461 485
191 ADANA ÖZEL BURÇ ÜÇGÜL ANADOLU LİSESİ 12 12 479 485
192 GAZİANTEP ÖZEL SUNGUROĞLU ANADOLU LİSESİ 16 16 479 485
193 GAZİANTEP GAZİANTEP KOLEJİ VAKFI ÖZEL ANADOLU LİSESİ 100 100 321 485
194 ADANA ÖZEL BURÇ ÖZGÖREN ANADOLU LİSESİ 12 12 472 485
195 DİYARBAKIR ÖZEL DİCLE LEYLA HANIM ANADOLU LİSESİ 12 12 471 484
196 BALIKESİR ÖZEL ÖZCAN ANADOLU LİSESİ 3 3 356 484
197 ANKARA ÖZEL JALE TEZER ANADOLU LİSESİ 6 6 469 483
198 AYDIN ÖZEL FATİH SULTAN LİSESİ 16 16 365 482
199 ANKARA ÖZEL ARI ANADOLU LİSESİ 72 72 320 481
200 UŞAK ÖZEL ÜFTADE ANADOLU LİSESİ 96 13 240 481
201 ANKARA SINAV KOLEJİ ÖZEL ANKARA ANADOLU LİSESİ 4 4 443 480
202 ANKARA ÖZEL NENE HATUN ANADOLU LİSESİ 20 20 436 480
203 DİYARBAKIR ÖZEL YENİ ORTADOĞU ANADOLU LİSESİ 20 20 468 480
204 ADANA ÖZEL ÇUKUROVA BİLFEN KOLEJİ 120 111 244 480
205 ANKARA ÖZEL ÇANKAYA ÇAĞLAYAN ANADOLU LİSESİ 19 19 437 479
206 ANKARA ÖZEL SEVGİ ANADOLU LİSESİ 15 15 407 479
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
207 İSTANBUL ÖZEL İKLİM KOLEJİ 2 2 473 478
208 ANKARA ÖZEL YENİMAHALLE ÇAĞLAYAN ANADOLU LİSESİ 20 20 449 478
209 ANKARA ÖZEL MURADİYE ANADOLU LİSESİ 15 15 424 477
210 İSTANBUL ÖZEL SULTAN FATİH KOLEJİ 2 2 398 477
211 GAZİANTEP ÖZEL ERDEM ANADOLU LİSESİ 18 18 465 477
212 KAYSERİ ÖZEL SAFA ALİ RIZA ÖZDERİCİ ANADOLU LİSESİ 100 18 225 477
213 DİYARBAKIR ÖZEL DİYARBAKIR FİNAL ANADOLU LİSESİ 10 10 451 476
214 SİVAS ÖZEL SULTAN MURAT ANADOLU LİSESİ 16 16 413 476
215 İSTANBUL ÖZEL ÜMRANİYE İRFAN ANADOLU LİSESİ 48 13 276 476
216 ANTALYA ÖZEL AKEV LİSESİ 50 50 312 476
217 ELAZIĞ ÖZEL ELAZIĞ YAVUZ SELİM KOLEJİ 24 24 323 475
218 GAZİANTEP ÖZEL İSLİM NİHAT ÖZYURT ANADOLU LİSESİ 8 8 327 474
219 YALOVA ÖZEL YALOVA BAHÇEŞEHİR ANADOLU LİSESİ 40 24 278 473
220 KONYA ÖZEL KONYA BAŞAK ANADOLU LİSESİ 96 25 200 473
221 İZMİR ÖZEL TÜRK KOLEJİ ANADOLU LİSESİ 96 84 275 472
222 İSTANBUL ÖZEL GAZİOSMANPAŞA ŞEFKAT KOLEJİ 24 24 382 472
223 KONYA ÖZEL DİLTAŞ ANADOLU LİSESİ 180 22 209 472
224 KARABÜK TED KARABÜK KOLEJİ VAKFI ÖZEL ANADOLU LİSESİ 48 7 263 472
225 ANKARA ÖZEL AKASYA SAMANYOLU ANADOLU LİSESİ 120 27 277 471
226 ANKARA ÖZEL CECELİ ANADOLU LİSESİ 50 7 222 470
227 İSTANBUL ÖZEL ERDİL ANADOLU LİSESİ 14 14 384 470
228 ANKARA ÖZEL YÜCE KOLEJİ 48 27 214 469
229 SAKARYA ÖZEL ADABİLİM ANADOLU LİSESİ 24 18 231 469
230 KÜTAHYA ÖZEL YAVUZ SELİM ANADOLU LİSESİ 24 5 331 469
231 ADANA ÖZEL ADANA ANADOLU LİSESİ 90 62 227 469
232 NEVŞEHİR ÖZEL ALTINYILDIZ ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 52 37 232 469
233 DİYARBAKIR ÖZEL EFLATUN ANADOLU LİSESİ 30 30 297 467
234 ANKARA ÖZEL BİLKENT LİSESİ 40 38 230 466
235 ERZURUM ÖZEL FİNAL ANADOLU LİSESİ 24 24 274 465
236 İSTANBUL ÖZEL BAŞARILI ANADOLU LİSESİ 70 17 204 465
237 ANKARA ÖZEL EVRENSEL KOLEJ 24 24 391 465
238 İSTANBUL ÖZEL PENDİK İKBAL ANADOLU LİSESİ 60 7 199 465
239 ANKARA ÖZEL ANKARA AZİZİYE ANADOLU LİSESİ 24 24 302 463
240 ANKARA BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖZEL AYŞEABLA FEN LİSESİ 20 20 346 463
241 İSTANBUL ÖZEL BAĞCILAR BİRİKİM KOLEJİ 54 12 233 463
242 ANTALYA TED ALANYA KOLEJİ ÖZEL LİSESİ 60 20 238 462
243 ANKARA ÖZEL ÇAĞRI ANADOLU LİSESİ 36 36 351 459
244 İZMİR ÖZEL ROTA ANADOLU LİSESİ 40 40 285 457
245 MANİSA ÖZEL GÜNDÜZALP ANADOLU LİSESİ 24 14 245 456
246 MERSİN TARSUS ÖZEL TOROS ANADOLU LİSESİ 48 16 229 455
247 MANİSA ÖZEL AKHİSAR KOLEJİ ANADOLU LİSESİ 40 10 264 454
248 İSTANBUL ÖZEL İHLAS KARMA ANADOLU LİSESİ 60 5 247 453
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
249 KÜTAHYA ÖZEL KONURALP ANADOLU LİSESİ 96 15 292 452
250 İSTANBUL ÖZEL ÇEKMEKÖY MODAFEN ANADOLU LİSESİ 20 7 213 452
251 SAKARYA ÖZEL DOĞA ANADOLU LİSESİ 48 30 203 451
252 ADANA BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖZEL BAŞKENT KOLEJİ 60 50 220 449
253 ANKARA ÖZEL BÜYÜK KOLEJ 12 4 263 447
254 İZMİR ÖZEL FATİH KOLEJİ 48 40 212 445
255 İZMİR TED ALİAĞA KOLEJİ VAKFI ÖZEL LİSESİ 48 15 257 443
256 KONYA ÖZEL ENDERUN ANADOLU LİSESİ 54 44 225 443
257 MERSİN SİLİFKE ÖZEL UĞUR ANADOLU LİSESİ 21 16 303 441
258 İSTANBUL ÖZEL MAVİGÜN ANADOLU LİSESİ 2 2 321 438
259 SAKARYA SAKARYA ÜNİVERSİTESİ VAKFI ÖZEL ANADOLU LİSESİ 15 15 342 437
260 ANKARA ÖZEL GÜRÇAĞ ANADOLU LİSESİ 60 60 242 435
261 KAHRAMANMARAŞ ÖZEL KİPAŞ ANADOLU LİSESİ 72 6 244 434
262 KAYSERİ ÖZEL HUNAT HATUN ANADOLU LİSESİ 28 17 217 433
263 İSTANBUL ÖZEL GÖKKUŞAĞI ANADOLU LİSESİ 78 36 198 433
264 BURSA ÖZEL TUNÇSİPER ANADOLU LİSESİ 60 22 229 431
265 MERSİN ÖZEL İÇEL KOLEJİ ANADOLU LİSESİ 72 19 240 431
266 İZMİR ÖZEL İZMİR ÇAĞDAŞ EĞİTİM ANADOLU LİSESİ 60 30 269 429
267 NEVŞEHİR ÖZEL KARDELEN ANADOLU LİSESİ 85 27 221 427
268 İSTANBUL İSTEK ÖZEL ATANUR OĞUZ ANADOLU LİSESİ 48 18 231 427
269 ANKARA BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ ÖZEL AYŞEABLA ANADOLU LİSESİ 30 30 318 426
270 TEKİRDAĞ ÖZEL TEKİRDAĞ AKA KOLEJİ 72 20 214 423
271 ANKARA ÖZEL Pİ ANADOLU LİSESİ 260 18 213 423
272 KAYSERİ ÖZEL HİSARCIKLIOĞLU ANADOLU LİSESİ 48 27 223 422
273 İSTANBUL ÖZEL BEYKENT SOSYAL BİLİMLER LİSESİ 24 18 220 421
274 EDİRNE ÖZEL EDİRNE ANADOLU LİSESİ 48 15 226 419
275 KOCAELİ ÖZEL KARŞIYAKA ANADOLU LİSESİ 90 17 239 415
276 YALOVA ÖZEL YALOVA ANADOLU LİSESİ 54 27 221 414
277 MERSİN MERSİN EĞİTİM VAKFI ÖZEL TOROS ANADOLU LİSESİ 96 30 245 412
278 İSTANBUL ÖZEL BAHÇEKÖY AÇI LİSESİ 50 5 219 408
279 GAZİANTEP ÖZEL ÇAĞDAŞ BİLGİ ANADOLU LİSESİ 20 20 300 407
280 MERSİN ÖZEL MERSİN DOĞA KOLEJİ 75 14 280 406
281 İSTANBUL ÖZEL SANCAKTEPE BİRİKİM ANADOLU LİSESİ 20 20 264 403
282 İSTANBUL ÖZEL AKA KOLEJİ 72 10 225 403
283 KONYA ÖZEL KONYA LOKMAN HEKİM ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 192 192 280 403
284 BALIKESİR ÖZEL KARESİ İSTİKLAL ANADOLU LİSESİ 63 11 200 402
285 KONYA ÖZEL LALE ANADOLU LİSESİ 72 4 311 402
286 İZMİR ÖZEL FATİH LİSESİ 72 27 217 400
287 MERSİN ÖZEL ÇAĞ KOLEJİ 56 10 225 399
288 BURSA ÖZEL İLKGÜNEŞ ANADOLU LİSESİ 30 20 237 397
289 NEVŞEHİR ÖZEL ALTINYILDIZ KOLEJİ 78 22 230 397
290 İSTANBUL ÖZEL GAZİOSMAN PAŞA ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 47 32 215 396
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
291 ANKARA ÖZEL AYKAN ANADOLU LİSESİ 10 5 306 395
292 İSTANBUL ÖZEL ERDEM ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 250 141 216 393
293 BURDUR ÖZEL ALPASLAN ALİ CAN ANADOLU LİSESİ 24 11 237 393
294 KAYSERİ ÖZEL REŞHA ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 283 143 206 390
295 ANKARA ÖZEL FATOŞABLA ANADOLU LİSESİ 25 9 254 390
296 BURSA ÖZEL MELİKE PINAR ANADOLU LİSESİ 50 12 202 390
297 ADANA ÖZEL ADANA REŞHA ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 218 175 201 387
298 İSTANBUL ÖZEL İBNİ SİNA ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 168 16 198 387
299 ANKARA TED POLATLI KOLEJİ VAKFI ÖZEL LİSESİ 24 9 251 386
300 ADIYAMAN ÖZEL ADIYAMAN DORUK KOLEJİ 15 11 247 386
301 İSTANBUL ÖZEL BÜYÜKÇEKMECE AKADEMİ ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 60 7 288 384
302 GİRESUN ÖZEL YAVUZ ANADOLU LİSESİ 40 8 306 382
303 ANTALYA ÖZEL AKDENİZ YÜKSELİŞ ANADOLU LİSESİ 60 4 320 379
304 TEKİRDAĞ ÖZEL TRAKYA KOLEJİ 48 25 211 378
305 İSTANBUL ÖZEL 2023 TERCÜMAN ANADOLU LİSESİ 48 10 206 378
306 İSTANBUL ÖZEL ÜMRANİYE GÖKKUŞAĞI ANADOLU LİSESİ 48 24 203 377
307 ŞANLIURFA ÖZEL ŞANLIURFA REŞHA ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 290 200 197 377
308 KOCAELİ ÖZEL KALE ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 90 78 207 376
309 İSTANBUL ÖZEL TERCİH ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 79 79 306 374
310 TRABZON ÖZEL TRABZON ATA ANADOLU LİSESİ 24 10 278 372
311 ANKARA ÖZEL ERKEN BAŞARI TASARIM LİSESİ 20 6 253 371
312 ANKARA ÖZEL ALTIN EĞİTİM ANADOLU LİSESİ 25 3 222 371
313 İSTANBUL ÖZEL BÜYÜKÇEKMECE ANADOLU MESLEK LİSESİ 185 11 232 370
314 DİYARBAKIR ÖZEL EFLATUN ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 48 39 200 370
315 KOCAELİ ÖZEL KERVAN ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 92 11 222 370
316 KONYA ÖZEL TÜRMAK ANADOLU LİSESİ 60 12 209 369
317 İSTANBUL ÖZEL ATAŞEHİR ADIGÜZEL BİLİŞİM TEKNİK LİSESİ 24 23 208 366
318 KAYSERİ ÖZEL HUNAT HATUN KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ 30 5 266 365
319 MUĞLA ÖZEL YÜCELEN ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 19 19 263 364
320 BURSA ÖZEL ASİYE COŞKUN ANADOLU LİSESİ 40 15 239 363
321 İSTANBUL ÖZEL ANAKENT KOLEJİ 100 16 259 363
322 ORDU ÖZEL ORDU ANADOLU LİSESİ 24 16 249 362
323 DİYARBAKIR ÖZEL DİYARBAKIR REŞHA ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 107 45 198 361
324 ANTALYA ÖZEL SANCAK ANADOLU LİSESİ 25 6 224 359
325 SAMSUN ÖZEL ŞAHİNOĞLU KOLEJİ 30 7 198 359
326 İSTANBUL ÖZEL DORA MALTEPE ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 96 11 197 358
327 KAYSERİ ÖZEL KILIÇASLAN ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ 20 8 220 357
328 ORDU ÖZEL ALTAŞ ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 128 17 252 356
329 ORDU ÖZEL ALTAŞ ANADOLU LİSESİ 60 5 198 355
330 BATMAN ÖZEL BASUT ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 100 39 226 354
331 AMASYA AMASYA ÖZEL BAŞKENT KUTLUBEY ANADOLU LİSESİ 52 2 327 353
332 KONYA ÖZEL KONYA ELMAS ANADOLU LİSESİ 60 8 229 351
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
Sıralama Bulunduğu İl Okul Kont Sayı
Yerleşen Kont Taban
Puan Kont Tavan
Puan
333 BATMAN ÖZEL BATMAN DOĞA ANADOLU LİSESİ 96 10 206 346
334 KIRKLARELİ ÖZEL KIRKLARELİ FEN BİLİMLERİ ANADOLU LİSESİ 32 1 345 345
335 SAMSUN ÖZEL SAMSUN FİNAL KOLEJİ 72 2 239 345
336 İSTANBUL ÖZEL AYDOS CEBİR ANADOLU LİSESİ 50 5 247 342
337 ANKARA ÖZEL AYDIN ANADOLU LİSESİ 40 8 227 338
338 BATMAN ÖZEL MEHMET SIDDIK TEKİN ANADOLU LİSESİ 15 10 230 334
339 ELAZIĞ ÖZEL ELAZIĞ DOĞA ANADOLU LİSESİ 48 7 234 332
340 İSTANBUL ÖZEL AVCILAR ANADOLU SAĞLIK MESLEK LİSESİ 56 30 197 331
341 ŞANLIURFA ÖZEL FIRAT ANADOLU LİSESİ 96 11 211 330
342 İSTANBUL ÖZEL ÇEKMEKÖY MODAFEN KOLEJİ 20 5 227 330
343 İSTANBUL ÖZEL TUREM ANADOLU OTELCİLİK VE TURİZM MESLEK LİSESİ 58 20 214 329
344 İSTANBUL ÖZEL AVRASYA ANADOLU LİSESİ 80 9 209 327
345 ANKARA ÖZEL BİLİM KOLEJİ ANADOLU LİSESİ 96 15 219 326
346 ANKARA ÖZEL TÜRK YURDU KOLEJİ 50 3 244 317
347 KONYA ÖZEL EKOL KOLEJİ ANADOLU LİSESİ 60 3 251 317
348 BATMAN ÖZEL BASUT ANADOLU LİSESİ 40 5 237 314
349 İSTANBUL ÖZEL ATABEK ANADOLU LİSESİ 90 12 244 313
350 İSTANBUL ÖZEL ELÇİ ANADOLU OTELCİLİK TURİZM MESLEK LİSESİ 360 14 224 306
351 ADIYAMAN ÖZEL MERKEZ ANADOLU LİSESİ 42 7 253 303
352 İSTANBUL ÖZEL ERYETİŞ REİS DENİZCİLİK MESLEK LİSESİ 52 14 228 301
353 TEKİRDAĞ ÖZEL ÇORLU DOĞA KOLEJİ 16 2 263 288
Kaynak: MEB 2012 Ortaöğretim Kurumlarına Geçiş Sistemi - Yerleştirme Tavan Taban Puanları Listesi (Özel Okullar)
Eğitim Sektörü Raporu | Haziran 2014
top related