Ece Ayhan - Çok Eski Adıyladır
Post on 03-Feb-2016
68 Views
Preview:
DESCRIPTION
Transcript
©Bu kirahm biiıiin haklan
ADAM ̂ A V IN C Il IK A.J^. nınclir.
Birinci Basını: l.ylül 1982
Kapak Düzeni: Sungu Çapan
182.03.023.286.130
ADAM YAYINCILIK VE MATÛAACILIK A.$ VALIKONAol CAD, AKKAVAK SOK. 4/3 İ5TANDUL TELEKS:23790 radörr
V.'O A ^ 1 '
AXLII
H ERO İLE AT
1. Sestos’da, zeytin ağaçlan altında, Boğaz’ı yüzerek ge-ı„^_^çen, gece renkli Wr A t’la sevişir Hero,
Sizin Topal, Akhilleus tavjastnın yıkıldığı N âraburnu’ ndan atlıyor denize; tu tturabilm iş midir A k b ^ ’ı? ^ o
Ab^ıdos’da, kızgın demirlerle dağlanm ış, hayırlarla kır-baçlanm ış^dereT â^gıya Ege Denizi’ne akar.
Dikizci rahip, H ero’yu Asya yakasına gönderir parm ağıyla, genç A t’ı da yanına Avrupa’ya almıştır.
“Ama argın sabahlar unutulm uş” dedi bir Ecebaba. “ Kız burada kalsın. T arih ler iki türün de aşklarını taşır . ”
>/\
I*’- ' 'û5
L o
IX \ U r . - v -
r o ,
■ W
; o ^ 7 '
XLI
MICHAEL KOHLHAAS
1. Padişah Gözlü Oğlum’u açtığım da sormuşum; ‘^ i c -hael Kohlhaas nasıl yazılıyor?”
2. en güzel dünyacası K antarlık’m bir şey konmamış.
!) ' f
rI/VVa ' (fj?
K i
\ - 0 Y ^
10
XL
GÖ RM ED İK !
1. Avcılar gazallan öldürür Anadolu balkanlarında. Gazal kaçar yaralanmışsa, avcı kovalar.
2. Çilli gazal bir tebeşire sığınsın sözgelimi ya da bir dün ya dergâhına. Avcı da dalar.
3. İki yeniyetme kara tahtayı siliyorlardır ya da çam aşırlarını çiteliyorlardır.
4. “ Buraya giren bir gazal gördünüz m ü?” der Şahmâ^r^^ dân.
5. Sınıfdaki ya da avludaki gazallar; tarihten 1971 yaz ayları Çengelköy’üne geliyoruz; “hayır” derler, “görm edik!”
11
XXXIX
SÜRÜM DEĞER - • ^
1. İşlenen iki incir çekişiyor. Buı^liralık kadınlar, >1iz paralık değil. Basmane İzmir’dedir.
2. K atarlarla döner sürüm değer Şişli Terakki’ye. N̂ lyon- luk kadınlar, yüz papellik değil.
■
XXXVIII
MADYTOS , ,1 ,4 ^ r | w V <
1. Asya’da karanlık karanlık karanlık bir topluluk. İnsan saati olarak bir Perşembe, Ekim.
2. Bir tuğla parçası kaydırıyor denizde bir Madytos.
13
XXXVII
KADINLAR Y AĞMURU
1. Bir oda kiralamıştır O rta Çağ’dan.Y er yatağında yatıyor.
2. Giriyor bir kumru içeri camdan çatlak. “Burada soyu/nabilir miyim?” der. /
3. Ve kadınlar yagmığa başlıyor eski keme.
14
XXXVI
MELÂHAT GEÇİLM EZ
1. Gazetelerde ak kara bir resmi otuz yıllık. Arkasındam ülki taksimatlı bir harita. Komiserin odasında ağırlanır- mış.
2. Ve im paratoriçeliğinde bir vesikalık. Tombalacı Ceylan renkli çekmiş. Delikleri balmumuyla örterler.
3. Gönderilen çelenklerde ‘Geçilmez’ yazılmıştı soyağacı.Küçük harflerle de ‘fuhşun anısına’.
4. Çanakkaleli M elâhat’m törenine polis bandosu da katılmıştır.
XXXV
CANKURTARAN
1. Düzlüğü Azize Sofya. Üç ayaklı bir ağaçta boynu kırıkbir adam; entari giyindirilmiştir.
2. C ankurtaranlı yavru kurtlar da geçiyorlar kepleri vetrampetleriyle ayazda.
16
XXXIV
SiV iL
1. İstanbul içinde vurmuşlar bir uzakyol kaptanını. A m a nasıl güzeldi
2. yeniyetmelerin denize girmeleri sivil. Aynalı, üç bayraklı kıçlar ve Dolmabahçe!
17
SÜSÜNE KAÇILMAMIŞ O ‘
—
1. Soğuk H aziran’lar kalabalıklar ölmüştü. Bir arkadaş arkalarından yürüyor.
2. Çelenkler ters çevrilir ve çiçekler, biraz çürük ama, lavanta lavanta kokmaya başlıyor.
3. Eski Mecidiyeköy’den gelenler şunu düşünmüş olabilirler. “ Bu kez süsüne kaçılmamış!”
XXXIII
V
18
’ w ' /
XXXII
0 . . . f W
Yazın. Bir dal yapayalnız kasabadan kcfye dönüyordur. Bir sürü boz ayıyla karşılaşır d a r bir geçitte.
Um arsız. Ü stündekileri başındakileri fora eder. Anadan doğma çırılçıplak.
Ayılar duraklarlar, hom urtuları kesilmiştir. O rm anlarında böyle bir aykırılık görmemişlerdir hiç.
19
^ , XXXI
BİR HAM AM ARANIYOR
1. Süleymaniye delileri, yunmuş yıkanmış olarak, gr^li gemilerle bir yan gece Ü sk ü d ar’a taşınmıştır.
2. Bir bam am aranıyor. Hanedandan NurbamL-Sultaj) ):i-van lellaklarca, zam anım ızın güllabicisi Hıyar Şelinıjcocakan natırlarca keseletilecektir. \
23
XXX
DEMİRBAŞ
■ C o ( b 2 ) (
1. ^D üsturlar arasında bir şiir kitabı. Konsolun önündetopluca resim çektirilecek olunursa adı okunmuyor.
2. Demirbaş, sıkı el yazması ve gizli koşuklu.
KÂRHANE
XXIX
1. Beyoğlu’na yazılacaklardır. Gaga burunlu bir çaça der: “ Siz sermayesiniz ayol!”
2. Susarlar götüoturu; Zürafa Sokağı, Galata.
3. Cıgarah bir ses der: “ Hiç bile, benim nüfus kâğıdım da ‘ağır işçi ekmek karnesi verildi’ duruyor.”
I
25
XXVIII
SİG A SİG A
1. Çengelköy Iskelesi’nden biniyorlar Kalender’e sabahın körü. Pazarları dışarda.
2. Em inönü’ne varıncaya dek alabora oluyor gemi siga si- ga. Çok Lazlar’ı, az R um lar’ı da dökmeden.
3. Ve ahşap kiracılar kente doğrulmıış olarak giriyor.
26
XXVII
KARARTM A
1. Kendi kendisinin önünde oturmaya m ahkûm Eyüplübin ana.
Karşılar Sütlüce ve Çıksalın. Lam balardaki gazyağlar bitmiş.
27
XXVI
DEVRİYE KAPISI
1. Dolu dolu bir kayığı koşturuyorlar tulum bacılar omuzlarında.
2. Devriye Kapısı’ndan Devriye Kapısı’na yine; Blakarnai.
28
DÖKÜLECEKLER!
Uç Doğu. Anadolu’yu anlatacaktır öğretm en. Haritayı
asar.
Bütün sınıf kcrkıımşiur; göller, ırm aklar dök ilecekler!
XXV
XXIV
KARDEŞÇE FUHUŞ
1. İki kardeş. Biri harem likte öbürü selamlıkta. Küs.
2. Hiç evlenmemişler. Yalnızca bayramların ilk günlerinde buluşurlar ve kardeşçe fuhuş.
3. Şimdi garsonlar H üsnütabiat’ta onları hangi m asaya ot artacaklar?
30
XXIII
EMELHAK!
1. Bir saraylı hanım eteğini sıyırır, pirinç bir m angala oturuyor ve kalkam az.
2. Bir yanlışlık da çakılabilir kütüklere, küçük ve yanar.
31
XX
CYelekli Tevfık ve arkadaştan, bir ada ararlar. Sıkılmışlardır Rumelihisarı’nın uzun gecelerinden.
Piri Reis’in uçsuz kara noktalanna, küçük ölçekli si^- lüklere, Beyoğlu atlaslanna bakarlar. '
Yatak odaları sabah güneşi görecek, salon limanı alacak, çalışma masaları da dağ görünümlü.
Ve bir melankolya çiçeği, saksıda; suyu düzenli verilecek, yeri değiştirilmeyecek.
Bir türlü bulunamaz ‘ada’, takvimsiz saatsiz.
Bir çiftliğe fit. Manisa’ya bir arkadaşlarını göndermişler... Hayır! Gerdanlık tarihleri yazıyor.
MELANKOLY A 0Ç EĞ 1
37
XIX
KÖR BİR ÇEŞME
1. Dervişler kendi deneyimlerinden konuşuyorlardı. Buğday! koruk! boncuk! ünleyen bir Beylik bir kapaklanm aya görsün. Sekiz şehzade, dokuz tahtı İznik’e kaçıran, dört düzm ece... vardık V. M ustafa’ya.
2. Ve kör bir çeşmenin içinde, zalim bir padişahın zam anında doğmadık d^yedir dövündüler dervişler.
//
38
XVII
BİR VERGİ KİTABI
1. Hiç çözülmemiş çözdürülmemiş bir odun sobası, yaz aylarında dahi.
2. Bir vergi kitabından korkulurmuş hem dışardan hemdışarlıklı.
40
XVI
ANKA
İmzasız bir yazı yayınlanır bir gün Babı^i’de. Boğazlar üzerine bir ankabakışı Çamlıca’dan.
Pembe Konağı bir yağmur alır, tüm iktidar ayaktadır. Kim yazmıştır?
Öğrenilir; ve herkes üç oh! çekerek oturur devlet koltuklarına.
“Ha, şu bizim şair Yahya mıymış? yerdeki” demiştir Talât Paşa.
41
XV
ÇARŞAFLI BiR ÖLÜM YATAĞI
1. Ihlam ur Köşkü ’ndeki toplantıya yatağıyla getirilmiştir, laz ım lık da. Hem etsin hem konuşsun.
2. Ağız kapışması olur bir ara. Hüdavendigâr livası, k()şk, m ülkler tehlikededir.
3. Lazımlıkta otururken kıpkırmızıdır padişah. Öfkeden mi ıkınm adan mı? bilinmiyor.
4. İşte burası anlaşılam am ıştır yazmanlarca. Tarih hcx:a* lan tanışır.
XIV
BÎR G EY İK RESMÎ
' J ,1. Resneli Niyazi geyiğine de getirmiştir Am asya’dan İstan b u l’a. Ağaçlık bir koru muşambası.
2. Geyik öndedir, o rta , dişi adı bilinmiyor, insan çıkacak deliğe bakıyor, yüzünün bir anlamı yok.
43
XIII
PES BEN DE CUMHURİYETÇİYİM
1. KcHiuşuluycM-du pıahallelerde iç ve dış, Enver îıknuş! ve 2 8 ^
2. Koşup gelmişlerdi kannaklı davulların dövüldüğü hoş Sancak’a.
44
XII
RİYAZİYE
Karagümrüğü’nde hekimler meşk edecektir. Hangi makamlar hangi alaturka hastalıklara gider?
2. Daha peşrev. Sokak kapısı tokmağı çalınır. Helası içerde konağın afili uşağı gelmiştir karşıki.
3. “Bizim paşa haber gönderdi, fazla gürültü etmesinler, ben riyaziye çalışıyorum.”
45
ros a.
NİGÂRİ BÖYLE YAZDI
Kara bir gülü koklatabilmiştir bir küçük nakış B arba-
Uykusuz sevgilisine “ Nigâri böyle yazdı” der diz üstü .
XI
Kesikbaş’lara baka İtalyanca konuşm uştur.
49
X
ORTAOYUNU
1. Erkek hastalar kadın, kadınlar erkek kıhğındadır; Mehmet Akif Paşa güplük’ünü yazarken şahnişinde.
2. Topluluğu bulm ak için başhekim e başvurunuz*^
n
50
IX
AH TANZİMAT! AH TANZİMAT!
1. Sarışın bir Bursa valisi, çekmiş kılıcını, vurur da vurur kuştüyü yastıklara; duvardan koparmıştır.
2. Ah Tanzimat! Ah Tanzimat! Düzyazıya dönüşmeye başlamış bir vergiyi Defterdar’a toplattıramıyormui ---------- f------------
I
51
VIII
KAPAKLI SAAT
1. Kellesi alınmak üzre Mermer Denizi’nden çağrılmış veaptesi atılm ış ad^m
yaşlıdır;“ gençtir yeşildir kıymayın!” ya da gençtir;“ etmeyin yaşlıdır m ısırdır!”
2. Halet Efendi çakmak gözlüdür. Akrebi düşmüşsaatinin kapağını açm ıştır.
Araya girenlere karşılığı;“bre her zaman orta yaşlı adamı nerden bulacağız!”
3. Kim diyebilecek Öküz Irmağı’nda ve dahi Ö tesi’nde/ kapaklı saat yoktu?
52
VII
D EN İZ KIYISINDA BÎR OTAĞ
1. Ordu bir sefere çıkıyor. Bilinmiyor nereye gittikleri. K ocalmış bir boğa çökmüş.
2. Ölümün üzerine b ir otağ çatar Osm anlılar.
3. Üç oğlu vardır; en küçüğü Cem, Beyazıt en sarı. H aberler salınır ta h t’a ulaşam ayana vay!
4. On iki gün ve gece kalır bir otağ, kök boya, Gebze.
5. “Fatih kokm adı m ı?” diyedir düşünürm üş sepici/^Ke- mal, Şehzade A daları’na karşı.
Q ^ [ \ l ^ ^ t* ^
j U r . ' -{-f, Lt L , ^ ^
t î tX^ V' ') (
m .-t M ! 1 İ ' ^ r j l ^ ı ' y i OjÇ>
V* ^ ̂ J^L y 'il İJ }Lf
53
IV
ŞİİR VE KADAVRA
1. parşömen kâğıtlar okunduğunda, kıvrıktırlar; şiirin ve
2. kadavranın içi açılm am ıştır, insan insanın hiç.
56
İKİ ALAY
III
1. Bir sadrazam ölmüş; faytonu yokuş aşağı Sirkeci’ye götürülüyor eller üzerinde. Kara bir gemiyle Eyüp Sultan’a gömülecektir. /
2. Yerine atanan bir istimbot da rıhtıma yanaşmış sarı şeritli a k . Yukarı hükümete iRtîdâra çıkıyor.
3. İki alay karşılaşır yolun ortasında. Bir gelgit. Ağır ve sert bakarlar b\xb\x\Qx\nt durmak eylemi.
57
II
OLAMAZ!
1. Üç Şubat. Saray’ın arkalarında bir yerlerde; daha Süleymaniye Camisi çıkılmamıştır; Sinan kalfalarıyla dolaşıyor- muş.
2. Ç ıraklar ölçüyorlar. Boğaziçi açık, Haliç koyu gözüküyor. E m inönü’nde yelkenler^ direklerine dolanmış takalar, çektiriler.
✓3. Sinan yalnız kalmak ister esmerliğiyle. K alfalar çekil
miş, çıraklar uzaklaşıyor. O rtada dört ve çatık kaş düşünülmektedir.
4. Saatler sonra b ir kapı aralanır deriden. Kavuğunu eğmiş, papuçlarını giyerek yürür alandan. M ekteb’i ve Darüşşi- fa’yı da tüm lem iştir.
5. ‘Ham m alân-ı p u şt’ Farsça bakıyor. Aylak bir/suhte o e/ seğirtiyor köşeden. Bir gerçekliğin nasıl paı^alandW T fb il-
meyenlere olamaz! /n
58
XLI1
H E R O İL E A T
I . Sestos’da, zeytin ağaçları altında, Bogaz’ı yüzerek ge-|çen, gece renkli bir A t’la sevişir Hero,
2. Sizin Topal, Akhilleus t a v l a nın yıkıldığı N âraburnu’ndan atlıyor denize; tutturabilm iş midir
A b ^ o ^ a, kızgın demirlerle dağlanmış, Lçlanm^~^3ereTaşağıya Ege Denizi’ne akar.
hayıtlarla kırbaçlanmış '
4. Dikizci rahip, Hero’yu Asya yakasına gönderir parm ağıyla, genç At’ı da yanına Avrupa’ya almıştır.
5. “ Ama argın sabahlar unutulm uş” dedi b ir Ecebaba. “ Kız burada kalsın. Tarihler iki türün de aşklarını taşır .”
top related