Top Banner
Mehmet Ali Alabora: “Umut lanettir; bize gereken sorumluluk” Enerji verimlili¤i dan›flman›n›z var m›? EKO Y E L B R V E Y A A M IQ OCAK 2010 SAYI:1 7 TL (KDV dahil) ISSN 1309-441-6 Temiz enerji vahas›: DESERTEC Yeflil yakal›lar geliyor 10 en iyi yeflil Start-up! ? K PENHAG ve sonrasi Yavafl kentler hareketi
124

ve sonrasi

Feb 04, 2017

Download

Documents

vuongthuy
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: ve sonrasi

Mehmet Ali Alabora:“Umut lanettir;

bize gerekensorumluluk”

Enerji verimlili¤idan›flman›n›z var m›?

EKOY E fi ‹ L B ‹ R ‹ fi V E Y A fi A M IQ

O C A K 2 0 1 0 S A Y I : 1 7

TL

(K

DV

da

hil

)

ISSN 1309-441-6

Temiz enerji vahas›: DESERTEC

Yeflil yakal›lar geliyor

10 en iyi yeflil Start-up!

?K PENHAGve sonrasi

Yavafl kentlerhareketi

Page 2: ve sonrasi
Page 3: ve sonrasi

2EKOIQ / OCAK 2010

Yak›n zamana kadar yan yana gelmesi biraz zor olansözcüklerdi: Ekoloji ve ekonomi. Nihayetinde ekonomi,kâr maksimizasyonu üzerine kurulu bir sistemdir. Do¤alkaynaklar da bugüne kadar, tükenmesi mümkün olma-yan, bu anlamda da özen gösterilmesi gerekmeyen ko-nular olarak de¤erlendiriliyordu.

Ama art›k ifller de¤iflti. Ekonomi bugün ço¤u kimse ta-raf›ndan, flora, fauna, toprak, su ve havan›n oluflturdu-¤u karmafl›k ekosistemin bir alt sistemi kabul ediliyor.

“Varolmayan bir dünyada, kalk›nman›n ne önemivar?” Herhalde as›l sorulmas› gereken soru bu. Ve EKOIQ bu soruya yan›t arayan, daha do¤rusu bu sürece,ifl hayat›m›zda ve gündelik yaflam›m›zda nas›l adapteolaca¤›m›z› arayan bir iletiflim arac›.

Bu noktada yeni bir ekolojik zekaya ihtiyac›m›z oldu-¤unu düflünüyoruz. Bugüne kadar, insanlar IQ’lar› ile biryere varmaya çal›flt›lar. T›rnak içinde kendince “Rasyo-nel” davrand›lar. Ama sadece ekonomi ve kâr merkezlibu bak›fl›n bizi getirdi¤i yer, pek de parlak say›lmaz.

‹nsan›n zekâs›, on binlerce y›l boyunca karfl›laflt›¤›risk ve tehlikelerle biçimlendi. Sözgelimi insanlar›nbüyük bir bölümü y›landan korkar. Ama 21. yüzy›ldakentte yaflayan bir insan›n bir y›lanla karfl›laflma olas›-l›¤› neredeyse s›f›rd›r. Daha genel bak›ld›¤›nda bu hiçrasyonel bir korku say›lmaz. ‹nsanlar olarak, çok dahariskli olan ama yavafl yavafl gelen, sinsi tehlikelerdenkorkmuyoruz çünkü korkular›m›z, hâlâ binlerce y›ll›kkültürel kodlar›m›z taraf›ndan yönlendiriliyor. Tam dabu noktada, yeni risklerimizi görmemizi sa¤layacak,onlara karfl› duruflumuzu oluflturacak yeni bir ekolojikbak›fl gerekiyor. Bu, Daniel Goleman’›n adland›rmas›y-la “Ekolojik Zeka”d›r. ‹nsan›n üretirken, tüketirken,e¤lenirken, tüm insani etkinliklerini gerçeklefltirir-ken, sürdürülebilir olmad›¤›n›n fark›na varmas› içingerekli bir ekolojik zeka.

Ve e¤er bu cendereden, umutsuz gidiflten bir ç›k›flvarsa, bu ancak böyle bir fark›ndal›kla mümkün olacak.EKOIQ, bu noktadan, bu tespitten yola ç›karak yay›n ha-yat›na bafll›yor.

Ama ifl dünyas›nda gerçekleflmesini umdu¤umuz böy-le bir dönüflüm için ekonomik bir rasyonel de gerekiyor.E¤er ekonomik olarak sürdürülebilir de¤ilse, bu dönü-

flümü gerçeklefltirmek mümkün olmayacak. Sadece etikbir durufl, dünyay› de¤ifltirmeye yetmiyor. Bugüne ka-dar bu zorland›, denendi ama etkisinin, dönüflüm gücü-nün ne kadar k›s›tl› oldu¤u ortaya ç›kt›.

Peki, ekolojik ve ekonomik sürdürülebilirlik kol kolagidebilir mi? Gerçekten esasl› bir soru. Ama dünyay› ta-kip edenler, bunun yan›t›n›n flimdiden “evet” oldu¤unugörüyorlar. As›l sorun bunun anlat›labilmesinde; “miflgibi” yap›lmadan, yeflile boyamadan, gerçek bir iç içe ge-çifl yaratabilmekte. Ekonomiyi, dünyam›z›n devasa eko-sisteminin bir parças› olarak görebilenler “aç” da kal-mayacak ve bunun da ötesinde, çocuklar›n›n, torunlar›-n›n veya bugün dünyan›n bir köflesinde açl›k, susuzlukçeken baflka çocuklar›n ›zd›rab›n› dindirmenin rahatl›-¤›n›, iç huzurunu, insan onurunu da hissedecek…

Düflük karbon ekonomisi, karbon sonras› ekonomi,eko-ekonomi, yeflil ekonomi… Nas›l adland›r›rsan›z ad-land›r›n, önümüzde yeni bir süreç var. Küresel ölçektebir dönüflüm gerçeklefliyor. Bu dönüflüme karfl› ayak di-remek yerine, sürece adapte olmak ve hatta forse etmekgerekiyor. H›zl› ve iyi uyum sa¤layanlar çok daha mutluve refah içinde olacaklar. Türkiye’nin bu süreçte birçokavantaj› var: ‹klim, genç nüfus, geliflme potansiyeli vemakine parklar›n›n görece yenili¤i…

Tüm bunlar, Türkiye’nin avantajlar›. Ama bunlar sa-dece olas›l›klar. Olas›l›klar› olanaklara dönüfltürüp dö-nüfltüremeyece¤imizi hep birlikte görece¤iz. EKOIQ,böyle bir dönüflümün parças›, bilgi ve referans merkeziolmak üzere yola ç›k›yor. Böyle bir dönüflüm, çok farkl›kesimlerden, farkl› bak›fl aç›lar›ndan kapsaml› ve yo¤unbir tart›flma ve çal›flman›n sonucunda elde edilebilecek.Zor ve çetrefilli bir yol. Hepimizin yolu aç›k olsun…

Bar›fl DO⁄RU

Mutlu bir evlilik mümkün mü?

Ekoloji ve ekonomi

Bafllarken

Page 4: ve sonrasi

12 Çölden gelen temiz enerji: DESERTECSahra Çölünden gelen temiz enerjinin, Avrupa’n›n enerji ihtiyac›n› karfl›lamas› mümkün mü?

16 Çevreyi kurtar; kendini de: Yeflil ‹flyerleriYöneticiler hem çevreyi kurtar›p hem de tasarruf edebilir mi? Araflt›rmac› Leigh Stringer bunun gayet mümkün oldu¤unu iddia ediyor.

19 En iyi 10 yeflil Start-upUzun ömürlü piller, endüstriyel origami, karbon filtreleri, külden tu¤lalar…

22 Mehmet Ali Alabora: “Umut Lanettir”“Bize as›l gereken sorumluluk” diyen Mehmet Ali Alabora ekliyor: “Dürüst olal›m: Do¤ay› de¤il kendimizi kurtarmaya çal›fl›yoruz.”

28 Londra ve Amsterdam’›n yeflil mucizeleri: BedZED ve GWL-Terrein‹ki küçük banliyö kenti çevre dostu bir yaflam›n nas›l olaca¤›n› cümle âleme göstermeyi biliyorlar.

31 Dosya: Kopenhag ve Sonras›?Kopenhag Meksika Zirvesine mi tafl›nd›? Fiyasko mu, mütevaz› bir bafllang›ç m›? AB politikalar› çöktü mü? Amerika “gerçekçi mi? Tuvalu, dünyan›n yeni çevre lideri mi? Obama hayal k›r›kl›¤› m› yaratt›?

52 fiirketler yeflil bilgileri nas›l toplayabilir?“Yeflilden Alt›na” kitab›n›n yazar› Andrew Winston, ucuz ve kolay yoldan yeflil bilgi edinmenin püf noktalar›n› anlat›yor.

54 Gün›fl›¤›, küresel ›s›nmaya karfl›!Danimarka orijinli Velux, do¤al ayd›nlatma ve gün›fl›¤›n›n, küresel ›s›nmay› önlemede çok ifle yarayaca¤›n› öne sürüyor.

58 Hibrid arabalar onun fikri: Amory Lovins“Do¤al kapitalizm” tezini ortaya atan isim olarak da bilinen Amory Lovins, negawatt devrimimin de mucitlerinden biri.

61 Evinizde ekolojik bir merkez var: MutfakBuzdolab›n›n alt bölmesindeki buzlar nas›l enerji tasarrufu sa¤lar? Etiketler nas›l okunur?

64 Henkel ve SürdürebilirlikEylül 2009 Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksinde yer alan Henkel’in Türkiye Baflkan› Erdem Koçak, “Bu bir halkla iliflkiler projesi de¤il” diyor.

BZD Yay›nc›l›k ve ‹letiflim ad›na sahibiZülfü Dicleli

Sorumlu Yaz› ‹flleri MüdürüZeynep [email protected]

Genel Yay›n YönetmeniBar›fl Do¤[email protected]

Art DirektörÖzlem Sarar D.

Dan›flma KuruluUral Aküzüm – TEDMER veAr› Hareketi Baflkan›Coflkun Aral - ‹Z TV Genel KoordinatörüBanu Aydo¤an – Koç Bilgi GrubuKurumsal ‹letiflim Koordinatörü, KoçHolding Çevre Grubu- Yeflil BilgiPlatformu YöneticisiBehçet Envarl› - Türkiye Biliflim Vakf›Genel SekreteriÇa¤la Balc› Erifl - Demirer HoldingKarbon Gelifltirme MüdürüCavit Vardarl›lar - MESS Entegre GeriKazan›m ve Enerji, Çevre Projesi GenelMüdürüÖnay Y›lmaz – Milliyet Gazetesi EditörüNecla Zarakol - Zarakol ‹letiflim YönetimKurulu Baflkan›

Katk›da bulunanlarBerna Karal, Özgür Çak›r, Nermin Uçar,Selim Talay, Mutlu Dinçer

Reklam MüdürüOnur Dilekç[email protected]

Yay›n AdresiBZD Yay›nc›l›k ve ‹letiflimAlemda¤ Caddesi, Yanyol Sokak, No: 5SBK ‹fl Merkezi, B Blok Kat: 3K›s›kl› – Üsküdar 34692 / ‹stanbulTel: (90) 216 – 412 72 13Faks: (90) 216 – 521 10 64

Bas›m Yeri:Tor Ofset San. Tic. Ltd. fiti.‹mam Çeflme Caddesi NO: 26/2Ayaza¤a/fiiflli-‹STANBUL Tel: (90) 212 -332 08 38 pbxFaks: (90) 212 -332 08 39

‹ki ayda bir yay›nlan›r.Yerel Süreli Yay›n

ISSN 1309-441-6

‹çindekiler12

22

28

54

61

Page 5: ve sonrasi

68 Son eko müteahhit: Brad PittEKOIQ yazarlar›ndan Edip Emil Öymen,Brad Pitt’in nas›l eko-müteahhit oldu¤unu vegünefli hapsetmenin yollar›n› yazd›.

70 Yavafl fiehirler Hareketi: CittaslowDünyada 120’nin üstünde kentin kat›ld›¤› Yavafl fiehirler Hareketinin ilkeleri ne? Peki, Seferihisar Cittaslow olmay› nas›l baflard›?

78 WWF-Türkiye’nin yeni baflkan› Tolga Bafltak: Destekçilerimizi art›raca¤›zDünyan›n en büyük çevre STK’lar›ndan biri olan WWF’nin Türkiye aya¤›n› oluflturan Do¤al Hayat› Koruma Vakf›, 2010’da hangi projelere h›z verecek?

82 Yeflil Yakal›lar dünyay› m› kurtaracak?Beyaz, mavi ve alt›n derken, son olarak Yeflil Yakal›lar sahneye ç›kt›.

88 2050 Y›l›: fiehirler çökecek mi? Yoksa çocuklar›m›z yeflil kentlerde mi yaflayacak? BM Dan›flmanlar›ndan Don Hinrichsen iki farkl› vizyonu ortaya koyuyor.

96 Faturalar yüzde 30 düflebilir! Hollanda orijinli enerji verimlili¤i firmalar›ndan Ekofys’nin Türkiye Müdürü Haluk Sayar, “San›ld›¤›n›n aksine, enerji verimlili¤i ›s› yal›t›m›ndan ibaret de¤ildir” diyor.

Do¤a kente nas›l geri döner?

Yeflil Çat›larlaEvinizin çat›s›n›n kiremitle de¤il, yemyeflil çimenlerle kapl› olabilece¤ini biliyor musunuz?

108 2009 Model Yeflil KonseptlerElektrik üreten sallanan sandalyeler, filtreli su mataralar›, el kol hareketleriyle flarj olan piller ve daha neler neler…

112 Kanatlar dönünce!Türkiye’nin ilk rüzgâr santrallerine imza atan DemirerHolding’in Baflkan› Önder Demirer, “Termik santralleri bedava verseler almam” diyor.

112 Bir taflla kaç kufl vurulur? Lokman Hekim Vakf›At›k k⤛t ve eski otomobil lastiklerinden sa¤lanan gelirlerle, imkân› olmayanlara sa¤l›k hizmeti veren Lokman Hekim Vakf›, sosyal sorumlulu¤un dönüfltürücü etkisini gösteriyor.

112 Sürdürülebilirli¤in finansman›: Eko-KrediHibrid araba m› alacaks›n›z? Evinizi mi yal›tacaks›n›z? Yoksa yenilenebilir enerjiye mi yat›r›m yapacaks›n›z? O halde fiekerbank’›n Eko- Kredi çal›flmas› ile tan›flman›n tam zaman›…

4 Yak›n Plan Coflkun Aral’›n objektifinden

8 Haberler So¤uk deve kervanlar› ve di¤erleri

76 Kültür Farmville ve “nowhereisland”

80 Kitap “Yeflilden Alt›na” ve “Our Choise”

Her say›da...

31?K PENHAGve sonrasi

100

Page 6: ve sonrasi

4 OCAK 2010 / EKOIQ

Yak›n Plan

Türkiye’nin en büyük gölü olarak bildi¤imiz Tuz Gölü, flu anda tuzrezervlerinin yaklafl›k yüzde 85’ini kaybetmifl durumda. fiekerpancar›üretimi için yeralt› sular›n›n limitsiz kullan›m›, onbinlerce y›ll›k budo¤a harikas›n› bir kum gölüne dönüfltürüyor. Bölgede yap›lantar›mda vahfli sulama yerine h›zla damla sulama gibi yöntemleregeçilmezse, Tuz Gölünden sadece eski tarih kitaplar›nda kalacak.Gölün Konya yak›nlar›nda, çatlam›fl topra¤›n üzerinde ba¤dafl kurup,göle son a¤›tlar›ndan birini yakan neyzenin görüntüsü, CoflkunOral’›n objektifinden yans›yor.

Neyzen’in son a¤›d›…

Page 7: ve sonrasi

5EKOIQ / OCAK 2010

Page 8: ve sonrasi

12 OCAK 2010 / EKOIQ

Teknoloji

DESERTEC

Sahra Çölü’nde bir enerji vahas›

Bundan k›rk y›l sonra da bu h›zla tüketirsek bir yerineüç dünyaya ihtiyac›m›z olacak. Ve üç tane dahadünyam›z olmad›¤›na göre bize en çok yenilenebilirenerji kaynaklar› gerekecek. Bu anlamda DesertecProjesi, k›rk y›l içinde gelece¤imizi kurtaracakprojelerden biri olabilir.

Yaz›: Balkan TALU

Page 9: ve sonrasi

13EKOIQ / OCAK 2010

nsano¤lunun sanayileflme ve buna ba¤l›geliflme maceras› iki as›rd›r devam edi-yor. ‹ki as›rd›r geçmifl kuflaklar›n en bü-

yük, en inan›lmaz hayallerini gerçeklefltir-dik. En ilkel zamanlardan en üst refah seviye-lerine ulaflt›k. Do¤al olarak, bir yandan da gi-derek daha fazla fl›mard›k. Dünyay› h›zla kir-letmeye devam etmemize ve bunun sonuçla-r›n› görmeye bafllam›fl olmam›za ra¤men, budaha fazlas›n› istememize engel olmad›, ol-mayacak. Dünya art›k bizim isteklerimizikarfl›layabilecek durumda de¤il. 2050 y›l›ndadünya nüfusunun 10 milyar› bulaca¤› düflü-nülüyor. Dünyadaki on milyar insan, 2050 y›-l›nda da bu h›zla tüketmeye devam ederse ih-tiyaçlar›m›z› karfl›lamak içi bir de¤il üç dün-yaya ihtiyac›m›z olacak.

2001 y›l›nda parçac›k fizi¤i kürsüsündenemekli olan Gerhard Knies tam da bu soruyacevap ar›yordu. Knies’›n en büyük endiflesi ge-zegeni tehdit eden enerji krizine hâlâ çözümbulunamam›fl olmas›yd›. CNN televizyonunaverdi¤i röportajda “Böylesi bir toplu intihar›örgütlemek ve bu organizasyona kat›lmak ke-limenin tam anlam›yla ç›lg›nl›k. Fosil yak›tla-r›n ve ekonomimizin yapt›¤› tam olarak da bu-dur. Bundan sonraki yaflant›m›z› böyle sürdü-remeyiz” diyordu.

Knies’in deyimiyle insano¤lu bu kadar ah-mak olamazd›. Knies, do¤an›n insanlara ne gibiseçenekler sundu¤unu araflt›rmaya koyuldu.Arad›¤› cevab› 2003 y›l›nda buldu. Çeflitli ülke-lerin kat›l›m›yla TREC (Trans Akdeniz Yenilene-bilir Enerji ‹flbirli¤i) bu felsefeyle kuruldu.

Page 10: ve sonrasi

14 OCAK 2010 / EKOIQ

Teknoloji

Desertec Projesi ilegünümüzün en büyük

sorunlar›ndan biri olan iklimde¤iflikli¤i sorununun da

önüne geçilmifl olacak çünküAvrupa, Ortado¤u ve Afrika

ülkelerinin fosil yak›tlara olanba¤›ml›l›¤› sona erecek.

CSP-Konsantre Günefl enerjisi

Fotovoltaikler

Rüzgar

2005 Dünya

EU - Avrupa Birli¤i-25 2005

MENA Ortado¤u ve Kuzey Afrika Ülkeleri 2005

Trans-CSP tüm EU ve MENA ülkeleri 2050

Elektrik üretimi içinCSP Kollektörleri

Hidroelektrik

Biokütle

Jeotermal

6 saatte bir y›ll›k elektrik TREC, Avrupa ve günefl kufla¤› ülke-

lerine, yine bu ülkelerin iflbirli¤i ile h›z-l› ve ekonomik biçimde temiz enerjisa¤lamak amac› ile faaliyet geçti. Al-man Havac›l›k Merkezi (DLR) taraf›n-dan yap›lan araflt›rma ise TREC’in yolgöstericisi oldu. DLR, tüm çöllerinbinde 3’ünden daha az›n› kullanarakgünefl santrallerinde üretilecek elek-tri¤in ve içme suyunun, Avrupa ve Or-tado¤u’nun mevcut talebini ve gele-cekteki talep art›fllar›n› karfl›layabile-ce¤ini ortaya ç›karm›flt›. Ayr›ca çöllereyerlefltirilecek günefl panelleri 6 saatiçinde bir kiflinin y›ll›k enerji ihtiyac›n›depolayabiliyordu.

TREC ve sürdürebilir ekonomi ala-n›nda öncü düflünce platformlar›nd›nbiri say›lan Roma Kulübü taraf›ndanoluflturulmufl olan Desertec Vakf› bubilgiden hareketle Sahra Çölü’ne gele-ce¤in teknolojisini kurmaya haz›rlan›-

yor. Desertec kelimesi desert (çöl) vetechnology (teknoloji) kelimelerininharmanlanmas›yla oluflturulmufl birisim. Desertec Projesi, 2050 y›l›ndanitibaren AB ülkeleri, Ortado¤u ve KuzeyAfrika’ya (EUMENA) enerji da¤›t›m›yapmaya haz›rlan›yor.

Akdeniz’den Avrupa’ya enerji ihrac›

Desertec Vakf› taraf›ndan haz›rla-nan, “Desertec Kavram›na Genel Bak›fl”bafll›kl› rapor flöyle diyor: “Öyle bir se-naryo hayal edin ki, Akdeniz’in güneyve do¤u sahillerinin ve Arap Yar›mada-s›n›n elveriflli bölgelerinde bulunan ül-keler yükselen enerji ihtiyaçlar›n›, rüz-gâr türbinleri ve hidroelektrik takviyeliolarak, günefl enerjisinden karfl›l›yor-lar. Bu arada ayn› ülkeler, bu enerjininbir k›sm›n› Avrupa’ya ihraç edebilecek-ler.” Özellikle Ortado¤u ve Afrika ülke-lerinde bu teknoloji kullan›larak ger-

Page 11: ve sonrasi

15EKOIQ / OCAK 2010

çeklefltirilecek desalinizasyon (denizsuyunun tuzunun ayr›flt›r›lmas›) saye-sinde içme suyu s›k›nt›s› da bertarafedilebilecek.

Desertec Projesi böylece bir tafllabirkaç kufl birden vurmay› hedefliyor.Çözülecek sorunlardan ilki Ortado¤uve Afrika’da büyük bir sorun olan sukaynaklar›na eriflim. Ayn› flekilde buproje, özellikle yoksul ülkelerin enerjiaç›klar›n› kapatabilmeleri aç›s›ndanda önemli bir f›rsat. Son olarak Deser-tec Projesi ile günümüzün en büyük so-runlar›ndan biri olan iklim de¤iflikli¤isorununun da önüne geçilmifl olacakçünkü Avrupa, Ortado¤u ve Afrika ül-kelerinin fosil yak›tlara olan ba¤›ml›l›-¤› sona erecek.

Desertec Sanayi ‹nisiyatifi, 12 ülke-nin kat›l›m›yla 13 Temmuz 2009’daMünih’te oluflturuldu. Bu oluflumdanbir y›l önce Fransa ve M›s›r’›n baflkanl›-¤›nda toplanan Akdeniz Birli¤i, 43 ülke-nin kat›l›m›yla Akdeniz Günefl Plan›’n›(MSP) imzalad›. Desertec Projesi kap-sam›nda Sahra Çölü’nde 17 bin kilomet-rekarelik bir alana günefl panelleri, rüz-gâr flehirleri ve jeotermal enerji tesisle-ri kurulacak. Çölden toplanan enerjiyüksek gerilim hatlar›yla Avrupa ve Af-rika ülkelerine tafl›nacak. 2050 y›l›ndaprojenin bitimiyle Avrupa’n›n enerji ih-tiyac›n›n yüzde 15’i yenilenebilir ener-jiyle karfl›lanacak. Projenin toplam ma-liyeti 400 milyar Euro olarak belirlendi.Dünya Bankas› projeye 5,5 milyar dolaryat›rd›. Giriflimin ortaklar› aras›ndaDeutsche Bank (Alman Merkez Banka-s›), Siemens, (teknolojik altyap›y› Sie-mens kuracak) Münich Re Sigorta veRWE gibi büyük enerji flirketleri var.

Mevcut teknoloji yeterli…DLR’de çal›flan bilim adamlar›ndan

Hans Müller Steinhagen, bu projeningerçeklefltirilebilmesi için yeni tekno-lojilere ihtiyaç olmad›¤›n› vurguluyor.Steinhagen, Spiegel dergisine verdi¤iröportajda Bat› Amerika, ‹spanya ve

Cezayir Fas ve Birleflik Arap Emirlikleri-nin uzun zamand›r günefl enerjisine yö-neldiklerini hat›rlat›yor. Günefl enerji-sinin niye yayg›nlaflmad›¤› soruluncaSteinhagen, bir dönem petrol fiyatla-r›n›n ciddi oranda ucuzlad›¤›n› ve bunaba¤l› olarak da günefl enerjisinin eskicazibesini bir süreli¤ine kaybetti¤inisavunuyor. Nitekim Desertec Projesiçok uzun zamand›r gündemde olmas›-na ra¤men, DLR’ye projenin fizibilitesi-ni ç›kartt›rd›ktan sonra “altyap› mas-raflar› çok pahal›” gerekçesiyle proje-den vazgeçiyor. Son durumda ise Proje-de en çok ‹talya ve ‹spanya’ya güvenili-yor. Ancak sonradan Almanya ÇevreBakanl›¤› da Projeye tam destek ver-meye bafllad›. Fransa’n›n son dönemdenükleer enerjiye yönelmesi ise soru ifla-retleri uyand›r›yor.

Projeye yönelik en çok dile getirilenelefltirilerden biri santrallerin kurula-ca¤› düflünülen ülkelerin siyasi olarakfazla istikrars›z olmalar›. Özellikle Fas,Tunus ve Cezayir gibi ülkelerin birden-bire Avrupa’ya yap›lan sevkiyat›n› kes-mesi söz konusu oldu¤unda bu 400 mil-yar Euro’luk bir projenin çöpe gitmesianlam›na gelebilir. Öte yandan Ürdün

Prensi Hasan’›n da belirtti¤i üzere De-sertec, özellikle k›rsal kesimde yaflayanyoksullar›n hayat standartlar›n› yük-seltip köyden kente göçün de önüne setkoyabilecek bir proje.

Desertec son derece ciddi bir proje.Bundan k›rk y›l sonra Avrupa’n›n, Orta-do¤u’nun ve Kuzey Afrika’n›n fosil ya-k›tlara ba¤›ml›l›ktan kurtulup enerjisi-ni yenilenebilir kaynaklardan temin et-mesi söz konusu. Ayn› bölgede yaflad›-¤›m›z ve sürekli enerji a盤›m›zdan sözetti¤imiz için bu Türkiye’yi de ilgilendi-ren bir proje. Bu Proje sayesinde özel-likle Ortado¤u ve Kuzey Afrika bölgesi-nin yaflam kalitesi yükselecek. Hemenerji aç›klar› temiz kaynaklarla kapa-nacak, hem de bölgede ileride savafllarasebebiyet vermesinden korkulan içmesuyu kaynaklar›na eriflimleri sa¤lana-bilecek. Fosil yak›tlara olan ba¤›ml›l›kazalaca¤› için küresel ›s›nmaya ba¤l› ik-lim de¤iflikli¤i sorununun da önüne ge-çilmifl olacak. Desertec Vakf› yönetici-leri bu projeyi belki de en çok bu yüzdenönemsiyor. Desertec, çöl s›ca¤›nda gö-rülen afakî ve pahal› bir serap de¤il.E¤er ciddiye al›n›rsa, belki de gelece¤i-mizi kurtaracak gerçek bir vaha… m

Parçac›k fizi¤i profesörü Gerhard Knies, Desertec Projesinin fikir babas› say›l›yor (üstte solda).Desertec’in destekçileri aras›nda 12 büyük flirket ve onlarca hükümet var...

Page 12: ve sonrasi

irbiri ard›nca “yeflil” politikabenimseyen flirketler bir dizicephede de¤er yaratt›lar. Özel-

likle piyasa de¤erlerini art›rma, üstdüzey yetenekleri ifle alma ve koru-ma, müflteri çekme, halkla iliflkilerinisa¤lamlaflt›rma, iflletme ve gayri-menkul maliyetlerini düflürme ve ve-rimlili¤i art›rma yeteneklerini büyükölçüde gelifltirdiler.

ARTAN P‹YASA DE⁄ER‹Son araflt›rmalar çevreci konulara

e¤ilen ve bunlar› ifl yapma yöntemle-riyle bütünlefltiren flirketlerin bunuyapmayanlara oranla performansla-r›n› art›rd›klar›n› gösteriyor. 2008’deThe Economist dergisinin Araflt›rmaBirimi, “‹yi ‹fl Ç›karmak: fiirketler ve

Sürdürülebilirlik Meselesi” adl› rapo-ru haz›rlarken 1254 üst düzey flirketyöneticisiyle görüflerek hisse senediperformans›n›n kurumsal sosyal so-rumluluk (KSS) performans›yla ba¤-lant›s›n› araflt›rd›. Bulgular kurumsalsürdürülebilirlik ve güçlü hisse sene-di fiyat› aras›nda flafl›rt›c› bir ba¤lan-t› oldu¤unu ortaya koydu. Araflt›rma-da son üç y›lda (2005-2007) en yük-sek hisse senedi fiyat art›fl› yaflayanflirketler sürdürülebilirlik meseleleri-ne daha fazla önem verirken en kötüperformans daha az önem vermekleba¤lant›l› görünüyordu. Do¤rudan birba¤lant› saptamak zor; ancak genel-de yüksek performansl› flirketler yö-netim kurulu seviyesinde sosyal veçevreci konulara daha fazla odakla-

n›rken düflük performansl› firmalar-da sürdürülebilirlik meseleleriyle il-gilenen hiç kimsenin olmamas› dahayüksek bir olas›l›kt›.

Görünüfle bak›l›rsa, hissedarlar ifl-lerini di¤er sosyal ve çevreci faktörle-re ba¤l› olarak daha genifl ve kapsam-l› bir aç›dan ele alan flirketlerle dahafazla ilgileniyorlar.

Ayr›ca bu meseleleri sadece pazar-lama broflürlerinde de¤il, yönetimkurulu toplant›lar›nda da tart›flankurulufllarla da daha fazla ilgileniyor-lar. Sprint’te gayrimenkul sürdürüle-bilirlik müdürü olan Alicia Martin’indedi¤i gibi, “‹ç ve d›fl müflterilerimizsosyal sorumluluk taahhüdü talepediyorlar; bu, flirketimiz için mutlakbir ihtiyaç.”

16 OCAK 2010 / EKOIQ

Kitapl›k

B

Yöneticiler için çevreyi kurtarma ve ayn› zamanda tasarruf etme k›lavuzu

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikas› (MESS) yay›nlad›¤› yenibir kitapla ülkemizde önemli bir bofllu¤u doldurdu: Yeflil ‹flyeri.Kitab›n yazar› Washington’da kurulu global bir mimarl›k fir-mas›n›n yönetim kurulu üyesi olan Leigh Stringer. Kendisi yefliltasar›m ve iflyeri davran›fl› konular›nda uzman ve Amerika, Av-rupa ve Ortado¤u’da çok çeflitli yeflil iflyeri ve tesis projesininplanlamas›nda çal›flm›fl birisi.

Yeflil ‹flyeri flu sorunun yan›t› ar›yor: Ekonomimizi tahrip et-meden çevreyi kurtarabilir miyiz? Bu soruyu genifl bir tart›flma-dan sonra olumlu yan›tlayan yazar, ard›ndan flu sorunun yan›-t›n› irdeliyor: Bir flirket sadece daha yeflil bir gelecek yaratmakiçin de¤il, ayn› zamanda kâr-zarar cetveline daha fazla “yeflil”eklemek için bireysel olarak ne tür önlemler alabilir?

Yeflil ‹flyeri’nde Leigh Stringer çok çeflitli sektörlerden yöneti-cilere ve çal›flanlara iflyerinde çevre dostu de¤ifliklikler yarat-mak için sa¤lam ifl gerekçeleri sunuyor. Sürdürülebilir çözümle-ri iflyerine uygulaman›n nas›l iflletme ve gayrimenkul maliyetle-

rini azaltaca¤›n›, üretkenli¤i büyütece-¤ini, müflterileri çekece¤ini, yetenekli çal›-flanlar› ifle alma ve tutmay› iyilefltirece¤ini ve flirketlerin piyasade¤erini ve kârl›l›¤› art›raca¤›n› gösteriyor. Ayr›ca yeflil iflyeri-nin halkla iliflkileri sa¤lamlaflt›raca¤›n›, firma itibar›n› art›ra-ca¤›n› ve rekabet üstünlü¤ünü gelifltirece¤ini de vurguluyor.

Kitab›n özünü, yazar›n deyifliyle, flu oluflturuyor: Kitap sadecegerçekleflmekte olan yeflil devrimin “ne” oldu¤unu de¤il, “nas›l”k›sm›n› da – flirketler ve örgütlerin bu yeni gerçeklikten etkin vekazançl› bir flekilde faydalanabilmek için neler yapmalar› ge-rekti¤ini – aç›kl›yor. Sadece en yeni yeflil yenilik gündemi de¤il,çal›flanlara, çevreye ve finansal sonuca fayda sa¤layan sürdürü-lebilir stratejileri ele al›yor.

Kitap flu soruyla sona eriyor: Gelecek geldi. Sorulmas› gere-ken soru, bunu kucaklayacak m›s›n›z, yoksa h›zla kaybolan ye-flilden yoksun bir geçmiflte debelenerek inatla ak›nt›ya karfl› m›yüzeceksiniz?

YEfi‹L ‹fiYER‹

Page 13: ve sonrasi

17EKOIQ / OCAK 2010

‹fiE ALMA VE TUTMADA ‹Y‹LEfiME ‹fle alma cephesinde “Milenyum”

nesliyle ilgili çok araflt›rma yap›ld›.1980 ve 2000 y›llar› aras›nda do¤an(ve ayr›ca Y Nesli olarak da adland›r›-lan) bu grup savafl sonras› do¤an ku-flak kadar kalabal›k ve yeni yeni iflgü-cüne kat›l›yor. Özgüvenli, iddial›, diji-tal konularda son derece bilgili ve ye-rel ve küresel anlamda kendi topluluk-lar›yla ilgili bir kuflak bu. Yak›n tarihteyap›lm›fl bir araflt›rma genç profesyo-nellerin neredeyse yar›s›n›n sa¤lamkurumsal sosyal sorumluluk politika-lar› olmayan iflverenleri reddetme ih-timalleri oldu¤unu gösteriyor.

Yeflil bir iflyerine sahip olmak yeniinsanlar› ifle alman›n ötesinde, eliniz-deki iyi insanlar› tutmak için de etkinbir strateji oldu¤unu kan›tl›yor. ‹nsanKaynaklar› Yönetim Derne¤ine göre,görüflülen insan kaynaklar› profesyo-nellerinin yüzde 61’i çal›flanlar›n›n ku-rulufllar›n›n yeflil sorumluluk progra-m›n›n bir sonucu olarak iflte kalmala-r›n›n daha muhtemel oldu¤unu söyle-diler.

TÜKET‹C‹LER ÖNEMSERKarbon Bildirim Projesi büyük ku-

rulufllar›n sera gaz› emisyonlar›n›aç›klamak için hissedarlar ve flirket-lerle birlikte çal›flan bir sivil toplumörgütüdür. Bu örgüt 2008’de dünya-n›n en büyük flirketlerinden 1550’si-nin emisyon verilerini yay›nlad›. Yan›tveren flirketlerden yüzde 82’si iklimde¤iflikli¤inin hem mevcut, hem deyeni ürün ve hizmetler için ticari f›r-satlar sunaca¤›n› söylüyordu. Piyasaf›rsat› özellikle iflgücündeki en gençkufla¤a fazlas›yla hitap etmesi aç›s›n-dan anlaml›d›r. 2006 Cone MilenyumKufla¤› Amaç Araflt›rmas› yaklafl›k1800 milenyum kufla¤› üyesiyle gö-rüfltü. Yüzde 69’u nereden al›flveriflyapaca¤›na karar verirken bir flirketinsosyal ve çevreci politikas›n› dikkateal›yor ve görüflülen 10 milenyum ku-fla¤› üyesinden neredeyse 9’u bir mar-kadan iyi bir amaca hizmet eden ikin-ci bir markaya geçmelerinin (fiyat› vekalitesi eflit olmak kayd›yla) muhte-mel ya da çok muhtemel oldu¤unu be-lirtiyordu.

Yeflil pazardan faydalanma iste¤i vebecerisi olan kurulufllar için muazzamf›rsatlar var. Trader Joe’s, Aveda, To-yota, Google, Zipcar, American Appa-rel ve IKEA milenyum nesline ulaflmakiçin özellikle yeflil de¤erleri kullananbirçok markadan sadece birkaç›. Bugenç tüketiciler çevre bilinci tafl›yor-lar ve gelirlerini yeflil nitelik tafl›yanflirketlere yönlendirmeye istekliler.

Örne¤in, Zipcar Kuzey Amerika ve‹ngiltere’de, 28 kentte 5500’den fazlaarac› bulunan bir araç kiralama hiz-metidir. Hizmetin üyeleri araçlar›n›nrezervasyonunu internet üzerindenyapt›r›yor ve araçlar›n› kendi mahal-lerinde teslim al›yorlar. Milenyum ku-fla¤› üyeleri özellikle Mini Cooper, Pri-us ve Scion gibi az yak›t tüketen oto-mobil modellerini tercih ediyorlar.Zipcar, araçlar›n›n her birinin 15-20özel arac›n trafikten uzak kalmas›n›sa¤lad›¤›n› ve hizmet alan üyelerininbu sayede yüzde 90’›n›n y›lda 9000 ki-lometre ya da daha az yol kat ederekkarbondioksit emisyonlar›n› önemliölçüde azaltt›klar›n› iddia ediyor. Buaraçlar›n milenyum kufla¤›na hitap et-mesinin nedeni, makul kiralama mali-yetleri, kiralama için zorunlu asgariyafl›n azalt›lm›fl olmas› ve bu yollaçevre için do¤ru bir fleyi yapt›klar›n›düflünmeleri.

DAHA ‹Y‹ HALKLA ‹L‹fiK‹LER‹maj parlatmak ve halkla iliflkileri

sa¤lamlaflt›rmak da birçok flirketinkurumsal mesajlar›na sosyal ve yeflilmeseleleri dahil etmesinin güçlü ne-denlerinden birini oluflturuyor. Örne-¤in, perakende devi Wal-Mart’› elealal›m. Dünyan›n en büyük flirketle-rinden biri olan Wal-Mart bir y›ldaAmerika Birleflik Devletleri’ndeki di-¤er tüm özel kullan›c›lardan daha faz-la elektrik tüketiyor. 2074 ma¤azas›-n›n her biri y›lda ortalama 1,5 milyonkilovat harc›yor ve bu da grup olarakNamibya’ya yetecek miktarda elek-

Yeflil ‹flyeri kitab›n›n yazar›Washington’dakurulu global birmimarl›k firmas›n›nyönetim kuruluüyesi olan LeighStringer.

Page 14: ve sonrasi

18 OCAK 2010 / EKOIQ

Kitapl›k

Yeflil iflyerleri genelolarak manzara ve do¤al›fl›k, ›s› konforu, kifliselortam kontrolü ve iyi bir

iç hava kalitesi gibi,çal›flanlar›n özellikle

de¤er verdikleri tutarl›özelliklere sahiptir. Buözellikler sadece daha

mutlu de¤il, daha üretkençal›flanlar yarat›r.

trik kulland›¤› anlam›na geliyor. 21.yüzy›la girerken, Wal-Mart’›n ma¤a-zalar›n›n üretti¤i at›k miktar›, t›pk›tart›flmal› iflçi politikalar› ve “dahadüflük fiyat için her fley mubaht›r” zih-niyeti gibi, daha s›k› bir sorgulamayaal›nd›.

2004’te Wal-Mart CEO’su Lee Scottöncü perakende gemisini savunmac›bir konumdan proaktif ve olumlu biryöne çevirmek için yenlikçi yollar ara-maya bafllad›. Scott, bir muhafazakârve Conservation International’›n or-tak kurucusu olan Peter Seligman’laanlaflt›. Dan›flmanlar ve Walton aile-sinden oluflan bir d›fl ekibin de yard›-m›yla, iki yönetici Wal-Mart’›n küreseletkisi üzerine y›l boyu sürecek biraraflt›rma bafllatt›lar. Wal-Mart tar›mticaretinden organik giyime her fleyiaraflt›rarak, bir yandan mallar› düflükmaliyetle sunma felsefesini korurkendi¤er yandan yeni yeflil stratejileriniuygulaman›n yollar›n› arad›. Zaman,sürekli yat›r›m ve artan bilgi sayesin-de, Wal-Mart sürdürülebilirlik giri-flimlerinde olgunlaflarak yüzde 100yenilenebilir enerji kullanma, s›f›rat›k yaratma ve kaynaklar› ve çevreyikoruyan ürünler satma hedeflerinedo¤ru ilerliyor. fiirketin halk›n gözün-deki imaj›n› iyilefltirme yönünde süre-gelen savafl›nda sürdürülebilirlik cep-hesindeki çal›flmalar› en güçlü silahla-r›ndan biri oldu.

DÜfiEN MAL‹YETLERGayrimenkul sektöründe piyasa ta-

lebi ve sürdürülebilir malzeme mali-yetlerinde yaflanan düflüfl yeflil binalartasarlama ve infla etmenin ilk finansaletkisini düflürdü. Davis Langdon’›n2007 tarihli bir araflt›rmas›na göre,yeflil binalar›n ortalama inflaat mali-yetleri ile yeflil olmayan binalar ara-s›nda önemli bir fark yok. Ayr›ca yeflilbir tesisin iflletme maliyetleri ve piya-sa avantajlar› de¤erini önemli ölçüdeart›r›yor. McGraw-Hill yeflil olarak ta-

n›mlanan binalar için tüm inflaat sek-töründe iflletme maliyetlerinde orta-lama yüzde 8-9 oran›nda bir düflüfl ön-görüyor.

‹lginç bir flekilde, yeflil tesisler sade-ce iflletme maliyetlerini düflürmeklekalm›yor, ayn› zamanda kirac›lar›nyeflil olmayan binalara oranla yeflil bi-nalar› tercih etmeleri daha muhtemeloldu¤u için, bina sahiplerinin gelirle-rini de art›r›yor. Yeflil binalarla ilgiliolarak bina de¤erlerinin yüzde 7,5,kullan›m›n yüzde 3,5, kiralar›n yüzde3 ve yat›r›m getirisinin yüzde 6,6 arta-ca¤› tahmin ediliyor. Bu art›fl yeflil bi-nalar› iflletmenin daha ucuz ve kirala-man›n daha kolay oldu¤u anlam›nageliyor ve bu da onlar› genel olarakdaha iyi bir yat›r›m haline getiriyor.Gayrimenkul flirketlerinin yöneticileribu gerçe¤i biliyor ve iflletme maliyet-lerini düflürmek için binalar›n› yeflil

binalara dönüfltürmenin yollar›n› bu-luyorlar.

Texas Instruments’›n (TI) sürdürü-lebilir geliflim müdürü Paul Westbro-ok Texas Instruments’›n yeflil binastratejilerini nas›l bafllatt›¤›n› anlat›-yor. “Ço¤u TI çal›flan› mühendislik e¤i-timi alm›flt›r ve düflünce yap›lar› man-t›¤a dayal›d›r; dolay›s›yla do¤al olarak‘at›k bir maliyettir’ derler. Sürdürüle-bilirlik destekçileri at›¤› azaltma ko-nusunu flirketin üst düzey liderli¤ineuzun vadeli bir maliyet tasarrufu stra-tejisi olarak sundular. fiirket perspek-tifinden bak›ld›¤›nda at›k maliyetininbir sorun oldu¤unu ve binalar›nda veüretim süreçlerinde at›k azal›rsa flir-ketin bir rekabet üstünlü¤ü elde ede-bilece¤ini kabul ettiler. TI daha azenerji ve suyla yar› iletkenler üretebi-lirse bu bilanço aç›s›ndan çok faydal›olabilirdi” diyen Westbrook özetle,“Bunu flirket aç›s›ndan çok anlaml› ol-du¤u için yap›yoruz ve ayr›ca gezegeniçin de faydal›” ifadesini kullan›yor.

ÜRETKENL‹K ARTIfiIYeflil iflyerleri genel olarak manzara

ve do¤al ›fl›k, ›s› konforu, kiflisel ortamkontrolü ve iyi bir iç hava kalitesi gibi,çal›flanlar›n özellikle de¤er verdikleritutarl› özelliklere sahiptir. Bu özellik-ler sadece daha mutlu de¤il, daha üret-ken çal›flanlar yarat›r. Örne¤in Ameri-ka Birleflik Devletleri’nde, 1997 gibi er-ken tarihli bir araflt›rma, devams›zl›kve hastal›klarda hava kalitesinin iyi-leflmesinin getirece¤i azalma sayesin-de ciddi üretkenlik art›fllar› elde edile-bilece¤ini öngörüyordu; solunum has-tal›¤› vakalar›ndaki azalma nedeniyle6-9 milyar dolar, ast›m alerjilerindekiazalma nedeniyle 1-4 milyar dolar vekiflinin iflyeri ya da konutuna ba¤l›olan ve “hasta bina sendromu” olarakadland›r›lan rahats›zl›klarla iliflkilisemptomlar›n azalmas› nedeniyle 10-20 milyar dolar aras›nda bir üretkenlikart›fl› öngörülüyordu. m

Page 15: ve sonrasi

19EKOIQ / OCAK 2010

En iyi 10yeflil Start-up

Derleyen: Pertev EGE

Tren yola koyuldu. ‹fl yapma biçimlerimizi alt üst edecekyeni ve yeflil teknoloji ile giriflimlerin takibi zor hale geldi.Her konuda h›zl› Amerikal›lar, bu konuda da iflbilirliklerinigösteriyorlar ve birbiri ard›na bombalar› patlat›yorlar.Hangileri hayata geçecek, hangileri tarihin geri dönüflümkutusunu (art›k çöp diye bir fley yok, biliyorsunuz!)boylayacak bilmiyoruz. Bildi¤imiz, gözlerini dörtaçmayanlar›n fazla flanslar›n›n olmad›¤›… ‹flte size Amerikanyeflil giriflimlerinin en iddial›lar› aras›nda küçük bir gezinti.

Giriflimcilik

Page 16: ve sonrasi

20 OCAK 2010 / EKOIQ

Giriflimcilik

Amerika’n›n enerjisine talipler:AltaRock Enerji

Kaliforniya merkezli AltaRockEnergy firmas›, fosil kaynakl› enerjiüretimine önemli bir alternatif say›lanGelifltirilmifl Jeotermal Sistemler üze-rine bir giriflim. AltaRock’›n iddias› bü-yük: Amerika’n›n tüm enerji arz›n›nyüzde 20’sini karfl›layabilecekleriniiddia ediyorlar. fiirket, 2008 y›l›nda,San Francisco’nun 70 mil kuzeyindekiGayzerlerde denemelere bafllam›fl.Güvenlik sorunlar› nedeniyle kesinti-lere u¤rayan proje, AltaRock’›n Goog-le.org, Vulcan Capital, Kleiner PerkinsCaufield & Byers ve Advanced Techno-logy Ventures’dan 26 milyon dolarl›kdestek sa¤lamas›yla tekrar h›z kazan-m›fl. Geçti¤imiz aylarda Birleflik Dev-letler Enerji Bakanl›¤›ndan sa¤lad›¤›25 milyon dolarl›k kaynak da iflin tuzubiberi olmufl. Bu rakam›n, bir jeoter-mal flirketinin Amerikan hükümetin-den bir kerede ald›¤› en büyük ba¤›floldu¤unu da belirtelim.

Enerji yönetimi deyince: Hara

Al Gore’un da destekçileri aras›ndaoldu¤u Hara giriflimi, flirketlerin gide-rek artan karbon emisyonlar›n› kon-trol alt›na alma ve düflürme istekleri-ne yönelik hizmet üreten yeni bir fir-ma. fiirketin bafl› çeken ürünü ise HaraÇevre ve Enerji Yönetimi (EEM) isimli

bir yaz›l›m ürünü. Bu yaz›l›m, bir orga-nizasyonun tüketti¤i, enerji, at›k, kar-bon ve fosil yak›tlar›n da dahil oldu¤utüm kaynaklar›n izini sürüyor. fiirke-tin en büyük müflterileri Coca Cola vePalo Alto flehri. fiirket, bu yaz›l›m›n,önümüzdeki üç y›l içinde toplam 2.2milyon dolarl›k bir tasarruf ve seragazlar›nda da yüzde 15’lik bir azalt›m›sa¤layaca¤›n› iddia ediyor. Bir kaç ayönce Hara, Kleiner Perkins Caufield &Byers, Jafco Ventures, ve Nth Powergibi yat›r›mc›lardan toplam 20 milyondolarl›k kaynak sa¤lad›¤›n› duyurdu.

Bol ödüllü bir yap› malzemesi: Integrity Block

Ticari bina ve konutlar›n, tüm kar-bon emisyonlar›n›n yüzde 40’›ndanfazlas›n›n sorumlusu oldu¤u kabul edi-liyor. Binalar›n yap›m›nda harcanankarbon sal›m› ise bu hesaba dahil de¤il.Tabii bir yandan da baflka bir geliflmeyaflan›yor: Yeflil bina pazar›n›n 2013 y›-l›na kadar 96-140 milyar dolar aral›¤›-na ulaflmas› bekleniyor. Ve birbirindenyarat›c› yeflil bina malzemeleri ard› ar-d›na geliyor. Bunlardan biri de Integ-rity Block ad› verilen yap› malzemesi.Özel bir toprak bilefli¤inden yap›lanürünün yüzde 50’si geri dönüfltürülebi-lir ve üretiminde yüzde 40 daha azenerji harcan›yor. 2008 y›l›nda üreti-mine bafllanmas›na karfl›n birçok ödülkazanm›fl: Green Log Home Ödülü;Green Dot Ödülü. Ayr›ca BuildingGre-en sitesi taraf›ndan da “En ‹yi 10 Ürün”listesine seçilmifl. Navitas Capital’dengeçti¤imiz y›l 2.7 milyon dolarl›k fi-nansman sa¤lamas› da IntegrityBlock’un baflar›s›n› gösteriyor.

Uzun ömürlü piller: ImaraLityum-iyon piller hala bir nifl mar-

ket olarak görülüyor olabilir ancak hib-rid araçlar›n önümüzdeki nesli piyasa-ya sürüldükçe bu alanda büyük bir pat-lama yaflanaca¤› aç›k. Kaliforniyamenfleli Imara flirketi, uzun ömürlü veyüksek enerji yayan lityum-iyon pillerkonusunda liderli¤i ele geçirmeyiumut ediyor. Imaran›n pilleri, en bü-yük rakibi olan A123 markas›n›n ürün-lerinden yüzde 20 daha güçlü ve yüzde60 daha yo¤un enerjiye sahip. Bu nite-likleri nedeniyle Nth Power ve BatteryVentures gibi yat›r›mc› firmalardanflimdiden 19 milyon dolar toplam›fl.2009 Eyül ay›nda Imara, elektrikli alet-ler, outdoor ekipmanlar› ve ulafl›m pa-zar› için her y›l 8 milyon pil üretebile-cek bir tesisin temellerini att›¤›n› du-yurdu.

Çocuk oyunca¤› de¤il: Endüstriyel Origami

Bahis konusu olan tabii ki bir çocukoyunu de¤il; San Francisco menfleli,baflar›l› bir yeflil ürün imalatç›s›: IO(Industrial Origami). Metalle yap›lankatlamalar sonucunda, ürünleri dahaverimli ve daha ucuz hale getirebilece-¤ini fark eden firmaya göre, normaldeyedi parçadan oluflan bir f›r›n› onlarsadece dört parça halinde üretebili-yorlar. Bu da israf› dolay›s›yla maliyetiazalt›yor. Tamamlanm›fl ürün yerine,

Page 17: ve sonrasi

fikri haklar›n› satmay› tercih eden IO,Whirlpool ve Eaton gibi büyük firma-larla yapt›¤› anlaflmalar neticesinde32 milyon dolarl›k bir finansman kay-na¤›na eriflmifl durumda.

Ak›ll› ve enerjik: Tendril

Giderek ad›n› daha s›k duydu¤umuz(hiç kuflkumuz olmas›n daha çok du-yaca¤›z) enerji yönetimi firmalar›n›nen çok açl›k çektikleri araçlar›n bafl›n-da ölçüm cihazlar› geliyor. Nedeni ba-sit: “Ölçemedi¤iniz bir fleyi yönete-mezsiniz.” ‹flte befl y›ll›k görece gençbir firma olan Tendril, enerji yönetimiyaz›l›m ve donan›m çözümleri için 40milyon dolarl›k bir finansman sa¤la-may› baflarm›fl. fiirketin ürünleri ara-s›nda, ak›ll› bir termostat, internet ta-banl› enerji portal›, ev içi enerji görün-tüleme cihaz›, ak›l› prizler ve enerjikullan›m›n› uzaktan izlemenizi vekontrol etmenizi sa¤layacak cep tele-fonlar› var. Yak›n bir zamanda Gene-ral Electric de, flebekelere ak›ll› ba¤-lant› sa¤layacak bir yaz›l›m gelifltir-mek için Tendril’le ortakl›k kurdu¤u-nu duyurdu. Dolay›s›yla yak›n zaman-da Tendril’in ad›n› daha çok duymayabafllamam›z flafl›rt›c› olmayacak.

Külden tu¤la: Calstar

Yeni yeni çiçek açmaya bafllayanyeflil bina malzemeleri piyasas›na id-dial› ve cesur girifllerden biri de Cals-

tar adl› bir firmadan geldi. Yanm›flkömürün bir yan ürünü olan ince külve kumdan imal ettikleri düflük kar-bondiksit sal›ml› tu¤lalar üreten fir-man›n ürünlerinin, çevre dostu bina-lar için önemli bir olanak oldu¤u ko-nufluluyor. Görüntüleri standartürünlerden farkl› de¤il; üstelik fiyat-lar› da yüksek say›lmaz. Ancak tekbir sorun var: Bu tu¤lalar›n ömrününne kadar oldu¤unu kimse bilmiyor.Calstar bu önemli sorunu çok yak›nbir zamanda çözece¤ini ve aç›klaya-ca¤›n› duyurdu. Newark’taki pilot ça-l›flma da bafllamak üzere. Her fley yo-lunda giderse, Calstar 2010 y›l›nda 12milyon çevre dostu tu¤la üretmiflolacak.

Akkordan sonras›: Oree

Akkor lambalar›n ça¤› neredeyseson bulmufl durumda. Yak›n bir za-manda marketlerde sadece c›val›CFL ve pahal› ama gösteriflli LEDlambalarla karfl›laflaca¤›z. ‹srailmenfleli, oldukça yeni bir firma olanOree ise, esnek ve kredi kart› büyük-lü¤ünde lambalarla LED piyasas›n›alt üst etmeye haz›rlan›yor. fiirketiniddias›na göre ürünleri LED lamba-lardan hem daha ucuz hem de dahaverimli. fiimdiden Silikon VadisiBankas›ndan, Genesis Partners veKreos Capital’in de aralar›nda oldu-¤u yat›r›mc›lardan 11 milyon dolarkaynak sa¤lamay› baflaran Oree’niniddias›n›n sonuçlar›n› hep berabergörece¤iz önümüzdeki y›llarda…Söylemedi demeyin.

Karbon tut oyunun bir numaras›:Calera

2007 y›l›nda kurulan bir genç firmaolan Calera’n›n iddias› büyük: Termiksantrallerden ç›kan karbondioksiti, iyikalite çimento malzemesine dönüfltüre-cek bir teknoloji gelifltirmekte oldukla-r›n› iddia ediyorlar. Bu flimdiye kadarvar olan en iyi karbon tutum tekni¤i ola-rak kabul edilebilir. Bir ton çimento üre-timi için yar›m ton karbondioksit tutu-mu. Tabii ki Calera, karbon tutumlu çi-mento üretimi üzerinde çal›flan tek flir-ket de¤il ancak onun belirgin bir avan-taj› var: Khosla Ventrues’dan 50 milyondolarl›k bir destek sa¤lam›fl durumda.Kaliforniya Ulafl›m yönetimi, Calera’n›nürününü test etme konusunda istekli ol-du¤unu çoktan ifade etti bile…

Ama bir filtre bunu yapabilir mi?SOMS Teknolojileri

fiu anda hiçbirimiz elektrikli araçkullanm›yoruz Ve daha bir süre de böy-le bir flans›m›z olmayacak gibi. AncakSOMS Teknolojinin yüksek verimliliklibenzin filtresiyle ciddi bir tasarruf sa¤-lamak mümkün. Evet hakl›s›n›z, bugördü¤ümüz en çevreci teknoloji gibidurmuyor ama 1970’lerden bu yanabenzin filtrelerine getirilmifl en verimliyenilik. MicroGreen isimli bu filtreninömrü 30 bin mil (standard ürünlerden10 kat daha uzun); yüzde 70’in üzerindebenzin tasarrufu yap›yor ve 2 mikronkadar küçüklükte parçac›klar› süzerekyüzde 5 yak›t verimlili¤i sa¤l›yor. fiuanda 900 bin dolarl›k bir kazanç sa¤la-yan SOMS’un ürünleri internet sitesin-den de temin edilebiliyor. m

21EKOIQ / OCAK 2010

Page 18: ve sonrasi

22 OCAK 2010 / EKOIQ

Söylefli

Page 19: ve sonrasi

23EKOIQ / OCAK 2010

Mehmet Ali Alabora:

“Umut lanettir; bize gerekense sorumluluk”Hayat gerçekten mucizelerle dolu. Ama gören vearayan gözler için. Toplumsal fliddetten kad›nhaklar›na, savafl karfl›tl›¤›ndan çevre sorunlar›nakadar hayat›n önümüze ç›kard›¤› tüm sorunlarakafa yoran isimlerden biri olan Mehmet Ali Alaboraile “tersine” bir röportaj yapmak için bir çöplükaramaya ç›kt›k. Karfl›m›za bambaflka resimler ç›kt›.‹stanbul’un hemen yan›bafl›nda olmas›na karfl›nçok “uzak” bir köy kahvesinde, dünya meseleleriüzerine konufltuk. Ve “insan merkezli bak›fl›n” bizikurtarmayaca¤›nda hep beraber karar k›ld›k…

Söylefli: Bar›fl DO⁄RU Foto¤raflar: Artür BÜYÜKTAfiÇIYAN

Page 20: ve sonrasi

24 OCAK 2010 / EKOIQ

eye niyet niye k›smet… Bu lafbütün gün boyunca dilimizdendüflmedi. Hayat gerçekten

sürprizlerle dolu ve bildiklerinizdenveya bilmediklerinizden o kadar daemin olmamak gerekiyor. Önce iyi ha-ber: Büyükflehir çal›fl›yor. Mehmet AliAlabora ile röportaj›, çevre sorunlar›nada dikkat çekmek ve biraz da “tersinebir ifl yapmak” için bir çöplükte yapma-y› planl›yoruz ama bu mümkün olmu-yor: Çünkü Belediye, eski Kemerbur-gaz çöplü¤ünü, gerçek bir modern tesi-se dönüfltürmüfl. Kat› at›k tesisisin ka-p›s›ndan girmek mümkün de¤il. Art›k“halka aç›k” bir çöplük bulmak imkân-s›z. Kap›daki görevliler, tesisin içindenç›kan yüksek gerilim hatlar›n› gösteri-yorlar: “Çöplerden elde edilen elektrikenerjisini kullan›yorsunuz evlerinizde”diyorlar. Mehmet Ali Alabora, 90’lar›nses getiren A Tak›m› (Savafl Ay tak›m›nbafl›yd›) haber program›n›n acar mu-habirlerinden biri olman›n da getirdi¤imerak duygusuyla, “daha ileriye gide-lim. Belki orada bir çöplük buluruz” di-yor. Bir t›k daha, bir t›k daha derken ‹s-tanbul’un Kuzey Ormanlar›n›n aras›n-daki tenha yollarda ilerleyip duruyo-ruz. “Ünlü” konu¤umuzun zaman›n›çok almayal›m, arabas›n› çamur içinekomayal›m diyoruz ama o bizden çokdaha istekli ve merakl›.

Sonunda karfl›m›za bir cennet par-ças› ç›k›yor: Bir gölet. ‹çinde onlarcatür su kuflu havalan›p duruyor. Yerleryemyeflil bir örtüyle kapl›. “Neye niyetneye k›smet…” Biz bir çöplük ar›yoruzve harika bir do¤a parças› buluyoruz.Yolda, dikenli tellerin üzerinde, haya-t›m›zda görüp görebilece¤imiz en bü-yük kartalla göz göze geliyoruz. Yüzü-müzde bir flaflk›nl›k... Gölet, büyük ih-timalle, insan müdahalesiyle oluflmufl.Çevrede, yüzeyleri ifl makineleriyle ka-z›nm›fl s›rtlar var. ‹nsan bozmufl bura-y› ama sonras›nda, çukur ya¤mur su-lar›yla dolmufl; ard›ndan kufllar ve bit-kiler gelmifl: Ve iflte do¤a kendisine ye-

ni bir hayat formu kazand›r›vermifl… Yola devam. Karfl›m›zda küçük bir

köy: Akp›nar. Biraz daha ilerleyince;sürpriz! H›rç›n dalgalar›yla Karadenizgöründü ama k›y› hallaç pamu¤u gibiat›lm›fl durumda. Kömür ve kum ç›ka-r›lan arazi alt üst olmufl: Devasa çu-kurlar; çamurdan geçilmeyen yollar;da¤ gibi kum tepeleri ve kömür y›¤›n-lar›…

Röportaj›m›z› ise köy kahvesindeyap›yoruz. Çaylar geliyor. Ayn› flaflk›n-l›kla, yine ayn› nida yükseliyor hepi-mizden: “Neye niyet, neye k›smet…”

Çok yak›n; çok uzak…“Kemerburgaz çöplü¤üne en son 13

y›l önce gazeteciyken gelmifltim” di-yor Mehmet Ali Alabora. “Haberciler,haber bulamad›klar›nda, ya acil servi-se giderler ya da çöplü¤e… O zamanherkesin elini kolunu sallaya sallayagirdi¤i bir yerdi.” Bugün görevliler d›-fl›nda girilmesi yasak, kat› at›klar›nelektrik enerjisine dönüfltürüldü¤ü biryer var ayn› mekânda.

‹stanbul’un belki de en ucunda, Ka-radeniz k›y›s›nda Akp›nar diye bir kö-yün varl›¤›ndan haberdar olmak hepi-

Söylefli

N

Page 21: ve sonrasi

25EKOIQ / OCAK 2010

mizi flafl›rt›yor. “Gerçekten çok ente-resan bir yer” diyor Alabora: “Denizinhemen k›y›s›nda ama denizle hiçbiriliflkisi yok. Çok ilkel yöntemlerle kö-mür ve kum ç›kart›l›yor.” Gerçektenhepimiz için ziyadesiyle ilginç bir yol-culuk yaflad›k. Yolda karfl›laflt›¤›m›zher yer insan müdahalesiyle de¤iflmifl,dönüflmüfl do¤a parçalar›. “‹stanbul’abu kadar yak›n, bu kadar tuhaf bir yeroldu¤unu k›rk y›l düflünsem akl›magelmezdi. Ama çok yak›n bir yerde, enlüks yerleflimlerin, rezidanslar›n bu-lundu¤u Kemerburgaz bulunuyor. Ha-yat gerçekten çeliflkilerle dolu” diyorAlabora.

Reflekslerimiz bize her fleyin ayn›flekilde kald›¤›n› söylüyor ama gördü-¤ümüz gibi bir sürü fley de olumlu veyaolumsuz anlamda de¤ifliyor dönüflü-yor. Alabora’ya kendisini çevreci de¤ilde daha çok “do¤ac›” olarak adland›r-mas›n›n nedenlerini soruyoruz. “BuDo¤a Derne¤indeki arkadafllar›m›nbana kazand›rd›¤› bir bak›fl aç›s› oldu.Çevreyi koruma fikri, her fleye ra¤mençok insan merkezli bir bak›fl. Ama çev-renin bizim korumam›za ihtiyac› yokki. O hayat›n› bir flekilde devam ettirir,ettiriyor. Ulaflmak istedi¤imiz koflul-lar asl›nda bizim, yani insan›n hayat›-n› devam ettirebilmesi için gerekliolan fleyler. Atmosferdeki oksijen ora-n› inan›lmaz seviyelerde düflse, bu do-¤ay› de¤il bizim yaflam koflullar›m›z›ortadan kald›r›r. Do¤ac› olmak ise, da-ha do¤ayla birlikte, bütünleflik yafla-may› gerektiren bir tutum, bir durufl.”Hemen ard›ndan sözü “DondurmamGaymak” filminin yönetmeni YükselAksu’nun geçti¤imiz sene Sar›keçili-ler’le ilgili haz›rlad›¤› belgesele getiri-yor: “Bildi¤iniz gibi göçer bir afliretolan Sar›keçililer, geçti¤imiz y›l sonkez göç yolculuklar›n› yapt›lar. Art›kyerleflik hale geliyorlar. Belgeselde,Sar›keçililer’den yafll› bir amcan›n, birkeçiyi anlat›fl›n› duyman›z laz›m. Uzunuzun anlat›yor. Orada fark ettim ki, bir

hayvandan bahsetmiyor o kifli. Sahipoldu¤u bir maldan de¤il, birlikte yafla-d›¤› bir canl›dan bahsetti¤ini çok iyianl›yorsunuz. Hayat› boyunca hiçbirzaman bir evin çat›s› alt›nda yaflama-d›¤› ve dolay›s›yla kendisini do¤an›nbir parças› olarak hissetti¤i için, onunkafas›nda insan ve hayvan iki ayr› ayr›fley olarak durmuyor.” Peki, flehir in-sanlar› olarak bizim böyle bir flans›m›zvar m›? “Tabii ki yaflad›¤›m›z hayatlar-dan bütünüyle vazgeçmemiz mümkünde¤il ama mümkün oldu¤u kadar, için-de yaflad›¤›m›z evrenle, do¤ayla uyumiçinde bir hayat sürebiliriz.”

Peki, çevrecilik böyle bir anlam tafl›-m›yor mu diye soruyoruz Alabora’ya.“Çevreci olmak, sanki ampulünüzüenerji tasarrufu yapanla de¤ifltirmek-le sa¤lanabilecek bir fley gibi görülü-yor. Oysa bu hiç de yeterli bir fley de¤il.‹nsanlar olarak, bütün bak›fl›m›z›, tü-ketim al›flkanl›klar›m›z› de¤ifltirme-miz gerekiyor.”

Hayat bir bütün…Peki, Mehmet Ali Alabora’daki bu

bak›fl›n kaynaklar› ne? Onu bu konula-ra dikkat etmeye iten ne olmufl? Aile-den mi geliyor? Yoksa baflka alanlar-daki politik duruflunun da bu tutumdapay› var m›? “Tabii ki” diyor Alabora,“Savafl karfl›t› olmak, do¤ayla daha bü-tünleflik yaflamakla alakal› de¤il mi?Art›k dünyada tek konuda fark›ndal›kya da duyarl›l›k olmas› mümkün de¤il.‹nsanlar bazen bana soruyorlar: Hangihareketlere daha yak›ns›n›z? Art›kböyle bir fley yok. Kad›n hareketi de,çevre hareketleri de, savafl karfl›t› ha-reketler de birbirleriyle ba¤lant›l› ça-l›flmalar. ‘Ben savafl karfl›t›y›m da buçevre meselelerinden pek hazzetmem’gibi bir tutum art›k olas› de¤il. Ya da‘kad›n hareketinden pek hofllanmamama çevreye karfl› çok duyarl›y›m’ di-yemezsiniz. Bunlar›n hepsi bir bütün.Hem de sadece gündelik hayat aç›s›n-dan de¤il, kavramsal bir bak›fl aç›s›n-dan da bu hareketlere tek tek bakma-n›z mümkün de¤il.” Bir de bu hareket-lerin birbirini dönüfltürmesi önemlide¤il mi? Alabora bu sorumuzu da netbir flekilde yan›tl›yor: “Do¤ayla bütün-leflik bir bak›fl aç›n›z yoksa, sözgelimiçal›flanlar›n haklar›n› da düflünmenizpek mümkün olmayabilir. Do¤ayla bü-tünleflik yaflamay› düflünmeyen birisi,kendisi için üretim yapan insanlar› ne-den düflünsün ki?”

Köy kahvesinde çaylar tazelenirkensohbet de sonunda gelip, ekolojininbütünsel bak›fl›n›n önemine dayan›-yor. Parça parça bak›fllar›n sorunu

“Do¤ayla bütünleflik birbak›fl aç›n›z yoksa,

sözgelimi çal›flanlar›nhaklar›n› da düflünmenizpek mümkün olmayabilir.

Do¤ayla bütünleflikyaflamay› düflünmeyen

birisi, kendisi için üretimyapan insanlar› neden

düflünsün ki?”

Page 22: ve sonrasi

26 OCAK 2010 / EKOIQ

çözmeye yeterli olamayaca¤›nda hem-fikiriz. “Çok basit bir örnek vereyim”diyor Alabora: “Ben bilim adam› veyauzman de¤ilim ama bu zavall› akkorlambalar›n, tüm kötülüklerin bafl so-rumlusu ilan edilmesini de anlayabil-mifl de¤ilim. Onlar›n yerine önerilentasarruflu ampullerin acaba hiç mi so-runu yok? Ya da tüm akkor lambalarbir anda yenileriyle de¤iflse tüm sorunbir anda çözülecek mi? Bunlar›n üre-tim süreçlerine bakmadan olur mu?”Çok tarafl› bakmak gerçekten önemli.Bize en çok gerekli olan uyan›k bir ba-k›fl; temkinli ve sorgulay›c› bir göz her-halde… “‹flte o lambalar› de¤ifltirmeyetak›l›p kalmak bence çevrecilik; bütünsüreçleri göz önüne al›p, do¤aylauyum içinde yaflaman›n yollar›n› ara-maksa, ‘do¤ac›l›k’, yani bize gerekliolan ekolojik düflünme biçimi” diyorMehmet Ali Alabora.

Kolay çözümler olmad›¤›nda anlafl›-yoruz. Çözüm ise herkesin kendi üre-tim ve tüketim al›flkanl›klar›n› sonunakadar sorgulamas›nda herhalde. ‹nsanmerkezli bir bak›fl aç›s›ndan, do¤amerkezli bir bak›fl aç›s›na geçmek: ‹flteas›l ihtiyaç. “Do¤a bizi bir anda haya-t›ndan p›t diye atabilir ve kendi yafla-m›n› kendi bildi¤i tarzda sürdürebilir.‹nsan›n haddine mi düflmüfl dünyay›kurtarmak; sen git, e¤er yapabiliyor-san kendi hayat›n› kurtar. Dürüst ol-mak laz›m: Biz do¤ay› falan de¤il, bu-gün kendimizi, çocuklar›m›z›, torunla-r›m›z› kurtarmaya çal›fl›yoruz. Dünyayaflam›na çeflitli flekillerde yaflamayadevam edebilir. Milyarlarca y›ld›r ol-du¤u gibi. Bizle veya bizsiz.”

Bu dünya, insan›n çevresinde dön-müyor. Bunun fark›na varmam›z ge-rekiyor. Ve sohbet “beden” ve “ak›l”ageliyor. Alabora: “Do¤adan kopmam›z,zihnimizin bedenimizle iliflkisininkopmas›na da neden oluyor asl›nda.Ne yaz›k ki her fleyi akl›m›zla hallede-bilece¤imizi san›yoruz ve bu süreçtebedenlerimize de yabanc›lafl›yoruz.”

Umut de¤il, sorumluluk!Sözü biraz daha somuta getiriyor ve

“Peki Kopenhag?” diyoruz: “Gerçek birhayalk›r›kl›¤›” diye söze giriyor Alabo-ra: “Hiçbir devletin gerçek kararlar veönlemler almak gibi bir niyeti yok çün-kü biz sadece ‘Ekonomiyle’ ilgileniyo-ruz. Durmadan büyümekten bahsedi-yoruz. Büyümek bugüne kadar hangisorunumuzu çözdü ki? Ama bu dünya-n›n bu flekilde devam edemeyece¤i ke-sin.” Peki, “Umut nerede?” diye soru-yoruz, umut laf›ndan pek de hazzet-medi¤ini bilerek: “Arkadafl›m MeltemAr›kan’›n son roman›n›n ad›, ‘UmutLanettir’di. Öyledir çünkü ümit ederekhiçbir fley yapamazs›n›z. Yapman›z ge-reken kendinizi de¤ifltirmekten baflkabir fley de¤ildir. Umut, sorumluk alma-y› gerektirmeyen bir fleydir. Halbukibizim art›k sorumluluk alma zaman›-m›z çoktan geldi.”

Sohbetin sonuna geldik. O günküyolculu¤umuzun bizi nas›l baflka birdünyaya götürdü¤ünü konuflurken,dünyan›n ne kadar flafl›rt›c› bir yer ol-du¤unu da konufluyoruz.

Ve yavafl yavafl dönüfl yoluna koyu-lurken, köy sakinleri bafllar›n› bir da-ha, bir daha çevirip bak›yorlar bize.‹stanbul’un hemen k›y›s›nda ama as-l›nda tamamen farkl› bir dünyada ya-flayan bu insanlar, yan›m›zda eski birtelevizyon dizisinin y›ld›z› “Memoli”yigörüyorlar. Ama asl›nda o baflka biri:Herkesi kendi sorumlulu¤unu almayaça¤›ran, bunu kendisi de can› gönül-den üstlenen, merakl›, sorgulay›c›Mehmet Ali Alabora. Onu “Memoli”de¤il de, insanlar, hayat ve dünya üze-rine kafa patlatan Mehmet Ali Alabo-ra olarak görseler, hayatlar›n› de¤ifl-tirmek için daha fazla u¤rafl›rlar m›acaba? m

Söylefli

“‹nsan›n haddine mi düflmüfl dünyay› kurtarmak; sen git,e¤er yapabiliyorsan kendi hayat›n› kurtar”

Page 23: ve sonrasi
Page 24: ve sonrasi

Her y›lmilyonlarcaturistin ziyaretetti¤i iki Avrupakenti; Londra veAmsterdam’daçevreci idealleriçin kurgulanm›flsemtlerbulunuyor.Londra’n›n SuttonsemtindeBedZED projesifosil enerjisitüketmeyerek‹ngiltere’de bir ilkigerçeklefltiriyor.Amsterdam’dakiGWL-Terreinsemti ise araçs›zyerleflimanlay›fl›n›nyayg›nlaflmas›naöncülük ediyor.

kolojik turizm deyince insan›n akl›nailkönce organik ürünler ve organikçiftliklerde geçirilen huzur dolu gün-

ler geliyor. Hormonsuz sebze ve meyvelerlehaz›rlanan aç›k büfelerle s›n›rl› oldu¤unu dü-flündü¤ümüz ekolojik turizmin farkl› boyut-lar›n› yaflamak için Londra ve Amsterdam as-l›nda iyi bir f›rsat olabilir.

Bu iki flehir, geliflmifl, sanayileflmifl büyükAvrupa kentleri olarak ilk baflta gözümüzükorkutsa da buralarda hayata geçirilmifl ya-flayan projeleri görmek insan› heyecanland›-r›yor. Londra’da Sutton semtinde gerçeklefl-tirilen BedZED projesi ve Amsterdam’daGWL-Terrein yerleflimleri büyük, geliflmifl vesanayileflmifl toplumlarda sürdürülebilirli¤inzor sa¤lanabilece¤ine dair negatif inan›fl ve

görüfllerin aksini söylüyor. Çünkü bu yerle-flimler tamamen çevreci, üstelik dünyadakiilk sürdürülebilir yerleflkelerden…

Fosil yak›tlar kullan›lm›yorBedZED (Beddington Zero Fossil Energy

Development) s›f›r karbon konusunda ‹ngi-lizlerin ilk ve en büyük projesi olarak kabulediliyor. Yaklafl›k 17 milyon avroya mal olanbu proje 2002’de tamamlanm›fl. Londra’n›ngüneyinde, merkeze 40 dakika uzakl›ktakiSutton banliyösünde kurulan BedZED, konutolarak kullan›lan 82 daireden olufluyor. 34adedi halen sat›flta olan dairelerin 10 tanesiasgari gelir sahibi iflçiler için ayr›lm›fl durum-da. Rezidans›n içinde yer alan 15 daire isemakul kabul edilebilecek bir ücrete kiralan›-

28 OCAK 2010 / EKOIQ

Yaflam

E

Londra ve Amsterdam’›n yeflil mucizeleri:

BedZED ve GWL-Terrein

Yaz›: Serra SÖNMEZ

Page 25: ve sonrasi

29EKOIQ / OCAK 2010

BedZED’deyap›lar ›s›y›stoklayan

malzemelerdenüretilmifl. Böylece

gün boyuncagünefl enerjisiniemen duvarlargece boyunca

s›cak kalabiliyor.

yor. 2002’den itibaren semte tafl›nmaya bafl-layan BedZED sakinleri flu an itibariyle 220kifliden olufluyor.

Ulafl›m hizmetlerinde harcanan enerjidenyüzde 50 ve di¤er ‹ngiliz evlerindeki evselenerji tüketimine oranla yüzde 60 tasarrufsa¤layan BedZED evlerinde yüzde 30 daha azsu tüketimi gerçeklefliyor. Ayr›ca ‹ngilte-re’deki di¤er evlerin ortalama gereksinimduydu¤u enerji miktar›n›n yaln›zca yüzde10’u BedZED evlerinin ›s›nmas› için yeterlioluyor.

Çevreci anlay›flla BioRegional Develop-ment Group taraf›ndan kurulan BedZEDsemti do¤al alanlarda biyolojik çeflitlili¤inkorunmas›n› desteklerken, konforlu ve mo-dern standartlara sahip bir yerleflimin çevre-ci olabilece¤ini kan›tl›yor.

BedZED plan›, fosil enerji tüketmeyen vekendi yenilenebilir enerjisini üretebilecekkapasitede bir semt kurma hayali ile çizilmifl.BedZED sakinlerinin, ihtiyaçlar›n› karfl›la-mak için kulland›¤› enerji yenilenebilir kay-naklardan elde edildi¤i için karbon sal›n›m›da s›f›r düzeyinde seyrediyor.

Yaln›zca elektrikli arabalar varBedZED’de yürüyüfl ve bisikletin yan› s›ra

toplu tafl›ma araçlar›ndan tren ve otobüsütercih etmek bu yerleflkedeki bafll›ca ulafl›myöntemlerini oluflturuyor. BedZED’de yaln›z-ca elektrikli arabalar›n kullan›m›na izin veri-liyor. Bu nedenle Sutton’un merkezinde,elektrikli araçlar›n flarj edilebilmesi için do-lum noktalar› bulunuyor. Londra’n›n ilk ara-bas›z semti olan BedZED’de kald›r›mlardabebek arabalar› ve engelliler için rahatl›klakullan›labilecek genifl alanlar oluflturulmufl.Yayalar›n geçifl üstünlü¤ünü sa¤lamak ve buhaklar›n› korumak amac›yla yollara yavaflla-t›c› engeller yerlefltirilmifl.

Günefl ›s›s›n› stoklay›p kullan›yorlarBedZED’de yap›lar ›s›y› stoklayan malze-

melerden üretilmifl. Böylece gün boyunca gü-nefl enerjisini emen duvarlar gece boyuncas›cak kalabiliyor. Ayr›ca binalar›n yüzü güneflenerjisinden maksimum fayda sa¤lanabil-mesi için güneye bak›yor. Yap›lar›n çat›lar›

tam 777 metrekare boyunca günefl enerjisinielektri¤e dönüfltüren termik panolarla kapl›.

BedZED yönetim merkezi, sürdürülebilirbir toplum yaratman›n mümkün oldu¤unuispatlamak için düzenli olarak rehber eflli-¤inde geziler ve sergiler düzenliyor. Ekolojikturizm kapsam›nda gerçekleflen bu uygula-malar yaln›zca gezi ve sergilerle s›n›rl› de¤il.Ayr›ca isteyen ziyaretçilere örnek dairelerdeseminerler de veriliyor. Bunun yan› s›ra BioRegional Development Group’a ait büro-larda sürdürülebilir kalk›nma hakk›nda e¤i-timler de veriliyor.

Amsterdam’›n araçs›z semti: GWL-Terrein GWL-Terrein yerleflimi Amsterdam flehri-

nin eski at›k su depolama sitesi üzerine1998’de infla edilmifl. Merkezin yaln›zca 3 ki-lometre uza¤›nda bulunan bu yerleflim 625lojmandan olufluyor. Semt sakinlerinin yal-

Page 26: ve sonrasi

30 OCAK 2010 / EKOIQ

Yaflam

Özellikle yabanc›turistlerin ilgisini

çeken GWL-Terrein

projesi,otomobilsiz

kentlerkonusunda tümdünyaya örnekteflkil ediyor.

n›zca yüzde 20’si özel bir araca sahip. Bu ora-n›n artmamas› için otoparklar s›n›rland›r›l-m›fl durumda. Bir araçl›k park alan›na sahipolmak için ortalama 10 y›l beklemek gereki-yor. Böylece oldukça cayd›r›c› bir yöntemlesemt sakinlerinin özel araç edinmelerininönüne geçilmifl oluyor. Üstelik özel araçs›zyaflaman›n mümkün oldu¤unu ispatlarcas›-na tramvay, otobüs ve tren gibi toplu tafl›maaraçlar› ulafl›mda tercih ediliyor.

Semt sakinleri de bu uygulamadan olduk-ça memnun. Bu nedenle özellikle yabanc› tu-ristlerin ilgisini çeken GWL-Terrein projesi,otomobilsiz kentler konusunda tüm dünyayaörnek teflkil ediyor. Amsterdam’da ekolojikturizm kapsam›nda bu semti görmek içinmerkezden yap›lacak k›sa bir yürüyüfl ya daotobüs veya tramvay gibi toplu tafl›ma araç-lar›n›n kullan›lmas› öneriliyor.

Araç kullan›m› s›n›rl› 1945’ten bu yana tarihi Amsterdam mer-

kezinin yerleflime özel semtlerinde araç kul-lan›lmas› s›n›rland›r›lm›fl. 1992’de yap›lanreferandumla flehirdeki trafi¤in azalt›lmas›karar› al›nm›fl ve bundan sonra GWL-Terre-in, araçs›z semt unvan›n› hak etmifl. fiu andaise, sadece befl araca sahip bir oto-paylafl›mflirketi gerekli hallerde semt sakinlerine özelaraç hizmeti sunuyor.

Bu semtte bulunan tüm binalar ‘merkezi›s› de¤iflim sistemi’ne sahip. Sistem, bina so-¤umaya bafllad›¤› an bu de¤iflimi fark ederekdevreye giriyor ve ›s›tma mekanizmas›n› ha-rekete geçiriyor. Böylelikle ›s›y› korumak içinsaatlerce enerji harcamak yerine yaln›zca ›s›düfltü¤ünde enerji harcan›yor. Yani daha azenerji ile ›s›narak karbon sal›m› en alt seviye-ye indiriliyor. Ayr›ca bütün binalar›n çat›s›en iyi ve en do¤al yal›t›m› sa¤lamak için çe-flitli bitki türleri ve sarmafl›klarla kaplanm›fl.Binalar›n pencereleri günefl ›fl›nlar›ndan fay-dalanarak do¤al flekilde ›s›nmay› sa¤layacakflekilde konumland›r›lm›fl.

Bu do¤al ›s›nma yöntemi sayesinde enaz›ndan gün boyunca ›s›nma için herhangibir enerji harcamak gerekmiyor. ‹nflaatlar-dan kalan at›klar baflka inflaatlar›n yap›m›n-da de¤erlendiriliyor. Ayr›ca sürdürülebilir bi-nalar›n d›fl›nda herhangi bir inflaat için a¤aç-lar›n kullan›m› kesinlikle engelleniyor.

Çocuklara, yafll›lara ve engellilere ayr›cal›kBirincil hedefi çocuklu aileler gibi çevreye

minimum zarar veren ve lojmana ihtiyaç du-yan kitleye yerleflim sunmak olan GWL-Ter-rein’de ya¤mur sular› tekrar kullan›m içinhasat ediliyor ve ar›t›l›yor.

Ayr›ca bu yerleflimdeki her binan›n yar›s›sosyal lojman olarak kullan›l›yor. Bunun d›-fl›nda bir bina tümüyle yafll› insanlara ayr›l-m›fl durumda. Üç adet binan›n girifl katlar›engelli kiflilerin bu yap›larda oturmas›na ola-nak sa¤lamak üzere kurgulanm›fl. Çevreciduyarl›l›¤›n yan›nda toplumsal duyarl›l›¤› dabesleyen bu proje gelece¤in yap›lar› için ör-nek teflkil ediyor. Kim bilir belki bir süre son-ra hepimiz böyle “uygar” semtlerde yaflar›z.Kim bilir! m

Page 27: ve sonrasi

31EKOIQ / OCAK 2010

?K PENHAGve sonrasi

Kopenhag Meksika Zirvesine mi tafl›nd›? Fiyasko mu, mütevaz› birbafllang›ç m›? AB politikalar› çöktü mü? Amerika “gerçekçi mi? Tuvalu,dünyan›n yeni çevre lideri mi? Çin’in tavr› nas›l? Obama hayal k›r›kl›¤› m›

yaratt›? Akademisyenler, politikac›lar, STK’lar ve iflveren örgütleri nedüflünüyor? Haluk Özdalga, Semra Cerit Mazlum, Uygar Özesmi, Tüsiad,

WWF-Türkiye, REC, Greenpeace sorular› yan›tl›yor ve yeni sorular soruyor:Dünyan›n gelece¤i kimin elinde?

Page 28: ve sonrasi

32 OCAK 2010 / EKOIQ

KKooppeennhhaagg’’llaa iillggiillii ggeenneell bbiirr ddee¤¤eerrlleenn--ddiirrmmeenniizzii aallaabbiilliirr mmiiyyiizz??Kopenhag’da yap›lan toplant›y› belkide öncelikle olanlar ve olmayanlar ola-rak ikiye ay›r›p de¤erlendirmek laz›m.Olmayan fley, büyük umutlarla bekle-nen anlaflman›n ortaya ç›kmamas›d›r.Ortada bir uzlafl› metni var: KopenhagMutabakat›. Ancak bu metin hem2007’den beri devam eden müzakere-lerin içeri¤inden çok uzakta duruyor,hem de iklim de¤iflikli¤i konusundaumutlar› baflka bahara b›rakan sonderece yetersiz hükümler içeriyor.

BBiirr aannllaaflflmmaa ssaa¤¤llaannaammaadd››¤¤››nnaa ggöörree bbuummeettnniinn ““mmuuttaabbaakkaatt”” oollaarraakk aaddllaanndd››--rr››llmmaass›› bbiirraazz ttuuhhaaff ddee¤¤iill mmii??Bu metni flu an itibariyle imzalayan birülke yok; bu metin ülkelerin kendileri-ni iliflkilendirebilmesi için imzaya aç›l-d› sadece. Herhangi bir ba¤lay›c›l›¤›olmad›¤› ve ayn› zamanda BM ‹klimDe¤iflikli¤i Müzakere süreçlerindenüretilmeyen bir metin oldu¤u içinUNFCCC (United Nations Framework

Convention on Climate Change) süre-cinin yan›nda ayr›ca duran bir karar veaz say›da ülkenin üzerinde görüflerekuzlaflabildi¤i bir metin. Dolay›s›yla fluanda hukuksal statüsü de belirsiz. Va-rolan iklim de¤iflikli¤i rejimiyle ba¤-lant›s›n›n nas›l kurulaca¤› da belli de-¤il. Herhalde Ocak ay›ndan itibarenAral›k ay›ndaki Meksika Zirvesine ka-darki süreçte bir aç›kl›k kazanacak.

fiimdiye kadar mevcut iki müzakerehatt› vard›: Biri “Kyoto Protokolü” ; di-¤eri ise zengin ülkelerin 2012 sonra-s›ndaki yükümlülüklerini görüflmeküzere devam eden müzakere süreçleri.Bir de sözleflme alt›nda devam edenuzun dönemli iflbirli¤ine dayal› “ortakeylem” ad› alt›nda yürüyen bir müza-kere süreci vard›. Bunlar›n Kopen-hag’da bir anlaflmaya dönüfltürülmesiumuluyordu ama dönüfltürülemediçünkü taraflar pozisyonlar›n› korudu-lar. Ülkeler 12 gün boyunca Kopen-hag’a gelirken bulunduklar› pozisyon-lardan geri veya ileri ad›m atmak ko-nusunda çok isteksiz davrand›lar. Fa-

kat Kopenhag’da al›nan kararlardanbir tanesi bu süreçlerin devam›na ilifl-kin: “Bir anlaflmaya varamad›k; bura-da sonland›ral›m” yerine “Meksika’dasonuçland›r›lmak üzere bu metinlerüstünde konuflmaya devam edelim”denmifl oldu. Dolay›s›yla Haziran’daBonn’da ve Aral›k ay›nda Meksika’dayap›lacak taraflar toplant›s›nda bu ikisürecin taslak metinleri görüflülmeyedevam edilecek.

YYaannii bbiirr aannllaammddaa KKooppeennhhaagg bbiittmmeeddiiddiiyyeebbiilliirriizz??Bali Yol Haritas› dedi¤imiz 2007’debafllayan süreç, Kopenhag’da sonuç-lanmas› beklenirken Meksika’ya, yanibir y›l sonras›na ertelenmifl oldu. Ko-penhag’da ç›kan, ba¤lay›c›l›¤› olma-

?K PENHAGve sonrasi

Semra Cerit Mazlum:

“Kopenhag, Meksika’ya tafl›nd›”Uluslararas› iklim rejimi müzakerelerini uzun y›lard›r en iyitakip eden isimlerden biri olan, Marmara ÜniversitesiUluslararas› ‹liflkiler Bölümü Ö¤retim Üyesi Semra CeritMazlum’la, Kopenhag’› ve olas› sonuçlar›n› konufltuk.Mazlum, ABD’nin “gerçekçili¤ine”, AB’nininisiyatifsizli¤ine, G77’deki çatla¤a, Ada devletleriittifak›n›n çözülmesine dair vurgular yap›yor veKopenhag’›n en iyi sonucunun, bütün ülkelerin iklimde¤iflikli¤i gerçe¤ini kabul etmeleri oldu¤unu ifade ediyor.

Page 29: ve sonrasi

33EKOIQ / OCAK 2010

yan ve hukuksal niteli¤i tart›flmal› birmetinle mevcut müzakere süreçleri-nin nas›l iliflkilendirilece¤i ayr› bir so-ru olarak duruyor karfl›m›zda. Kopen-hag’da böyle bir metin ç›kmas›n›nolumsuz bir yan› var: Ülkeler o metin-le yetinmek konusunda bir pozisyongelifltirebilir. Bu kayg› verici bir du-rum; Kopenhag metninde orta vadeli,2020’ye kadarki emisyon azalt›m he-defleriyle ilgili aç›k belirleme yok. 2dereceden fazla s›cakl›k artmamas›konusunda bir amaç ortaya konmufldurumda ama o nas›l yap›lacak aç›kde¤il. Böyle bir amaç konuldu¤undabunun yan güvencelerinin konulmas›gerekiyordu.

YYaann ggüüvveenncceelleerrllee nneelleerrii kkaasstteeddiiyyoorrssuu--nnuuzz??Atmosferdeki sera gaz› konsantras-yonlar›n›n stabilize edilmesi gerekendüzey olan 450 ppm’in, yüzde 51 olas›-l›kla 2 derecelik ›s› art›fl›nda kalmam›-z› sa¤layaca¤› söyleniyor. Ancak Ko-penhag Uzlafl›s›nda atmosferdekikonsantrasyonlarla ilgili hiçbir refe-rans yok. Ayn› zamanda sera gaz› sal›-n›mlar›n›n tepe noktas›na ulaflaca¤›bir süre öngörülmesi gerekiyordu, bu-nun 2012-2015 aras›nda bir tarih ol-mas› konusunda IPCC 4. De¤erlendir-me Raporunda bir uyar› var. Yani tepenoktas›na ulaflma sal›mlar›n›n tekrarazalmaya bafllayaca¤› y›la dair bir ön-görü yok. Kopenhag Uzlafl›s›n›n Ek1 veEk2 olmak üzere iki tane eki var.Ek1’de yer alan zengin ve geliflmifl ta-raf ülkeler, 2020’ye kadar kendi sal›mazalt›m hedeflerini ilan edecekler; ta-bii e¤er isterlerse. Ek2 ise, sözleflme-nin Ek1 d›fl›ndaki tüm ülkelerini yanioldukça genifl bir grubu kaps›yor veasl›nda bu ülkelerin ekonomik koflul-lar› birbirine benzemiyor. Ek2’de, buülkelerin mutlak sal›m azalt›m hedef-leri yerine emisyonlar›n› azalt›m ko-

nusunda hedefler belirtip eylemlergerçeklefltirmesi öngörülüyor. Yani2020 y›l›na kadar sal›mlar›n›n artma-mas› için neler yapacaklar› yaz›lacak;tabii yine, e¤er isterlerse. Bu geliflmiflve geliflmekte olan ülkelerin kendi ka-pasiteleri ve niyetleri çerçevesindeilan etti¤i rakamlarla 2 dereceyi geç-meyecek bir s›cakl›k art›fl› gibi iyi ni-yetli bir hedefin güvencede olmad›¤›n›ve gerçekleflemeyece¤ini görüyoruz.Bu anlamda bu metin son derece zay›f.Zaten bu metnin yap›s›na bak›ld›¤›n-da; sözleflme alt›nda devam eden mü-zakerelerde bugüne kadar ulafl›lm›fltaslak metinlerin bir özeti gibi.

PPeekkii,, flfliimmddii nnee oollaaccaakk??2010 y›l› sonuna kadar Kopenhag Uz-lafl›s›na hangi ülkelerin hangi eylemve finansal destek vaatleriyle kat›la-caklar›n› görmek için bekleyece¤iz.

Di¤er yandan da Kopenhag’da al›nanTaraflar Konferans› Kararlar› gere¤in-ce Bonn’da ve Meksika’da yap›lacakgörüflmelerin bu taslak metinlerde nekadar ilerleyece¤ini görece¤iz. YaniKopenhag’la birlikte iki ayr› beklentisüreci oluflturulmufl oldu. Bu iki süre-cin birbiriyle nas›l iliflkilendirilece¤ide ayr› bir merak konusu. Tabii yinebelirtti¤im gibi Kopenhag uzlafl›s›n›yeterli bulurlarsa bu çok endifle vericibir durum.

BBööyyllee bbiirr oollaass››ll››kk vvaarr mm››??Bu metni yazan ülkelerin kendi olufl-turduklar› metne ve kendi çabalar›naters düflmemek ve o süreci yads›ma-mak için bir ölçüde ba¤l› kalacaklar›n›söyleyebiliriz. Ama Çin ve Hindistangibi haz›rl›k sürecinde yer alan ülkelerbile Kopenhag sonras›nda hemen sü-reci sorgulamaya bafllad›lar. Çin me-sela, son akflam yap›lan oturumlardabunun ba¤lay›c› bir niteli¤e kavufltu-rulmamas› gerekti¤i do¤rultusundaaç›klamalarda bulundu.

TTüürrkkiiyyee’’nniinn bbuu ssüürreeççtteekkii ttuuttuummuunnuunnaass››ll ddee¤¤eerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz??Asl›nda Türkiye Kopenhag sürecine,uzun süredir sürdürdü¤ü pozisyondabir de¤ifliklik olmadan haz›rland›. Tür-kiye Ek1 ülkeleri aras›nda yer al›yor.Fakat Bali Eylem Plan› çerçevesindedevam eden müzakerelerde, Ek1 ülke-si olarak yükümlülük üstlenmek yeri-ne, kendi ekonomik koflullar›n› gerek-çe göstererek; geliflmekte olan ülkele-rin üstlenebilecekleri türde yükümlü-lükler almak konusunda niyetini be-lirtti. Bunlara NAMAs (Natioanally Ap-propriate Mitigation Actions) deniyor:Yani her ülkenin kendi ulusal koflulla-r›na göre sera gaz›n› azaltmaya dönükeylemler. Türkiye bu tür yükümlülük-ler alabilece¤i; bunun da gönüllük esa-s›na dayal› oldu¤unu öngören bir po-

“2 dereceden fazla s›cakl›kartmamas› konusunda bir

amaç ortaya konmufldurumda ama o nas›lyap›lacak aç›k de¤il”

Page 30: ve sonrasi

34 OCAK 2010 / EKOIQ

zisyondayd›. Çin, Hindistan, Brezilyave Meksika gibi ülkeler bu türden yü-kümlülükler al›yorlar fakat bu, Türki-ye’nin bulundu¤u yere denk düflmeyenbir yükümlülük. AB üyeli¤i sürecinde-ki bir ülke olarak Türkiye’nin Ek1 ülke-lerininki gibi yükümlülükler üstlen-mesi bekleniyor. Kopenhag’da da ayn›yönde çaba sarf etti. Sözleflme alt›ndayürütülen müzakereler kapsam›ndabir pozisyon belgesi sunuldu. Ve bubelge do¤rultusunda sonuca ba¤lana-mayan, Meksika’da görüflülmeye de-vam edilecek olan taslak metinlereözel koflullar› ba¤lam›nda, taraflarkonferans›yla tan›nm›fl ülkelerden bi-ri olarak girmifl oldu. Türkiye’nin yü-kümlülükleri konusunda nas›l bir so-nuç do¤uraca¤›n› da bekleyip görmeklaz›m. Çünkü bu taslak metinlerin giri-flinde bulunan bir aç›klama, yükümlü-lüklerin özüne inildi¤i bölümlerde bu-lunmuyor. De¤erlendirilmesi gerekenbaflka bir nokta da; Türkiye’nin Ko-penhag uzlafl›s› karfl›s›nda nas›l bir tu-tum sergileyece¤i. Buna da Ocak ay›içerisinde karar verilmesi gerekiyorçünkü 31 Ocak’a kadar ülkelerin uzlafl-maya hangi hedeflerle kat›laca¤›n› be-lirtmeleri gerekiyor. Bir EK1 ülkesiolarak Türkiye’nin buradan alaca¤›herhangi bir azaltma hedefini kaydet-tirmesi gerekecek. Ama belirtti¤imnedenlerle burada bir s›k›nt› olacak.

UUzzllaaflfl››llaammaayyaann bbiirr uuzzllaaflflmmaa mmeettnnii vvaarroorrttaaddaa.. BBuu,, vvaarr oollaann hheeggeemmoonnyyaann››nnssaarrss››llmmaass›› oollaarraakk ookkuunnaabbiilliirr mmii??Ad› uzlaflma ama uzlaflma sa¤layama-yan bir metin bu. Hem uluslararas› sü-reci de¤erlendirirken hem de Türki-ye’nin eklemlenmesi aç›s›ndan bakar-sak, zaten konuflmam›z gereken fley-lerden biri de ortaya ç›kan bu yeni ya-p›. Evet, varolan hegemonyan›n yerinebir yenisi geçecek ama bafl› kim çeke-cek? ‹klim rejiminin oluflumundan ya-

ni 90’lardan bu yana bak›ld›¤›nda -özellikle Amerika’n›n protokolü onay-lamayaca¤›n› söyledi¤i aflamadan son-ra- yöneticili¤i AB üstlenmifl gibi görü-nüyordu. ‹klim rejimi baflka rejimler-de oldu¤u gibi dura¤an de¤il, süreklievriliyor; anlaflma metinlerinde ya-zanlar› aç›klay›c› nitelikte yeni kural-lar oluflturuluyor. Bu kurallar›n olufl-mas›nda ve ayn› zamanda 2012 sonra-s›n›n görüflülmeye bafllamas›nda ABve geliflmekte olan ülkeler aras›ndakiuzlafl› bir flekilde etkili oluyordu. Ayn›zamanda bu durum, 90’lar›n siyasal veekonomik güç dengesinin bir manza-ras›n› da yans›t›yordu. Kopenhag’da bu denge sars›ld›. Hemyükümlülüklerin da¤›lmas›, hem de it-tifaklar aç›s›ndan derin bir sars›lmaoldu. fiimdiye kadar belirleyici olan it-tifaklar çözüldü. En baflta G77 ve Çingrubunda. Bunlar ço¤unlukla tek sesolarak konufluyorlard› ve oldukça dagüçlü bir aktör durumundayd›lar fa-kat Çin’in çok ön plana ç›kmas›, kendi-sini tek lider haline getiren tav›rlar ta-k›nmas›, Kopenhag sürecinde yaban-c›laflmaya sebep oldu. ‹çinde Hindis-

tan, Meksika ve Güney Afrika’n›n ol-du¤u dört ülkeden oluflan bir alt grupç›kt› ve bunun öncülü¤ünü de Çin ya-p›yor. Bu, Türkiye’nin kendi pozisyo-nunu belirlerken dikkate almas› gere-ken bir durum.

DDii¤¤eerr üüllkkeelleerriinn ttuuttuummllaarr››nn›› nnaass››ll ddee--¤¤eerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz??Bir baflka çözülme küçük ada devletle-ri içinde yafland›; onlar da en bafl›ndanbu yana çok belirleyici aktörlerden birtanesiydi, Kyoto sürecinin bafllat›lma-s›nda itici güç olmufllard›, ilk tasla¤›haz›rlam›fllard› ve hep tek ses olarakkonufluyorlard›. Fakat konferans ön-cesinde de, s›ras›nda da onlar aras›n-da çözülmeler oldu. Papua Yeni Ginegruptan farkl› konuflmaya bafllad›. Ör-ne¤in Tualu, Kopenhag’›n kahraman›oldu ama arkas›nda küçük ada devlet-lerinin deste¤ini göremedi. Kopenhaguzlaflmas› karfl›s›nda bu küçük adadevletleri farkl› aç›klamalar yapt›.

Afrika ülkeleri de özellikle Barcelo-na’da yapt›klar› ç›k›fllarla çok dikkatçekmifllerdi: fiimdiye kadar birliktehareket ediyorlard› ama Kopenhag’daonlar da farkl› tepkiler gösterdiler.

AB ve Türkiye Kopenhag’da pozis-yonlar›n› de¤ifltirmeyerek geri plandakalan ülkeler oldular. En dikkat çekicisonuçlardan birisi bu: AB h›zla de¤i-flen bu ortama ayak uyduramad›. Yenidengeler oluflurken inisiyatif alamad›.Kopenhag’a kadar ilan etti¤i hedeflerve vaat etti¤i finansal kaynaklar aç›-s›ndan en önde duruyordu. Fakat on-lar›n ötesine geçemedi ve yürüyen si-yasi süreç içerisinde kendine bir yerbulamad›. Çünkü AB’nin karar meka-nizmas› 27 ülkenin ortak bir pozisyongelifltirmesini gerektiriyor. Bu birazaktif olmas›n› engelleyici oldu. Ayn›zamanda AB’nin kendi içindeki uzlafl›sorunu; eski Do¤u Blo¤u ülkelerinindaha fazla emisyon azaltma yükü al-

?K PENHAGve sonrasi

Page 31: ve sonrasi

35EKOIQ / OCAK 2010

mak istememesi, yoksul ülkelere da-ha fazla finansman yard›m›nda bu-lunmak konusunda çok isteksiz dav-ranmalar› AB’nin pozisyonuna yans›-d›. Örne¤in uzlaflma metninin görü-flüldü¤ü kapal› toplant›larda AB tekbir birlik olarak bulunmuyordu. Baz›AB ülkeleri bulunuyordu; Fransa, ‹n-giltere gibi…

AAmmeerriikkaa iillee iillggiillii nnee ssööyylleeyyeebbiilliirrssiinniizz??SSiizzccee,, OObbaammaa ddöönneemmii iillee iillggiillii bbeekklleenn--ttiilleerr bbiirraazz ffaazzllaa mm››yydd››??Belki fazla iyimserdi ama baflkanl›kseçim kampanyas› s›ras›nda ve seçimsonras› aç›klamalara bak›ld›¤›ndaAmerika’n›n daha kendi ekonomik vetarihisel sorumlulu¤una uygun vaat-lerle gelmesi bekleniyordu fakat ülkeiçindeki yasama süreci bunu engelledi.Ama Amerika’n›n Obama ile iklim top-lant›lar›na ilk kez döndü¤ü Nisan2009’da görüldü ki; ABD “gerçekçi” ol-maya çal›fl›yor. Obama da her ne kadarseçim kampanyas›nda idealist dav-ransa da konferansta “gerçekçi” birtav›r sergiledi. Kopenhag’daki konufl-ma da onun bir yans›mas›yd›. Dinleye-ni hayal k›r›kl›¤›na u¤ratt›. Evrenselsorumluluklara, yap›lmas› gerekenle-

re, dair bir konuflma beklenirken, okendi ülkesinde yap›lanlar› ve yap›la-caklar› anlatmay› seçti.

KKiiflfliisseell oollaarraakk ddaa ccooflflkkuussuuzz oolldduu¤¤uunnaaddaaiirr yyoorruummllaarr yyaapp››lldd››.. AAccaabbaa üüllkkee iiççiiddeennggeelleerr aaçç››ss››nnddaann ççaarreessiizz oolldduu¤¤uu flfleekk--lliinnddee ddee yyoorruummllaannaabbiilliirr mmii??Bu büyük ihtimalle, Kopenhag’daki gi-diflat› ve Amerika’da arkas›nda b›rak-t›¤› yasama sürecinin bir sonucuydu.Gerçe¤e dönüflmeyecek umutlar ver-mekten kaç›nan bir tutumdayd›. An-cak mümkün olan›, yapabilece¤inisöylemeye çal›fl›yordu o konuflmayla.Kopenhag’›n çok tarafl› bir toplant› ol-mas› bekleniyordu; yani flu ana kadard›flar›da bulunan Amerika’n›n da yü-kümlülüklerle rejimin içine girece¤i;ayn› zamanda da iklimin ve dünyan›ngelece¤ini belirleyen bu uzlaflma içeri-sinde bütün taraflar›n kendi sorumlu-luklar› kapasitesinde kat›laca¤› ve birdayan›flma ikliminin hâkim olaca¤› birsonuç bekleniyordu. En büyük kazanc›çok tarafl›l›¤›n geri gelmesinin sa¤lan-mas› olabilirdi. Maalesef bunun yerinetek tarafl›l›¤›n, ülkelerin kendi pozis-yonlar›n›n egemen olmay› sürdürdü-¤ü, belki ikili belki çoklu süreçler bafl-

latm›fl oldu. Bu uzlaflman›n hayata ge-çirilmesi için daha baflka yeni kararlaral›nmas›, rehberler oluflturulmas› ge-rekiyor. Yani bu bir süre alacak ve busürede ülkeler görüflmeye devam ede-cek; Amerika ve Çin’in aras›nda dahaevvel olan gibi, buna benzer ikili gö-rüflmeler yap›lacak. ‹kili, üçlü, bölge-sel giriflimlerin yayg›nlaflaca¤› ve ül-kelerin bu türden ikili veya bölgesel ifl-birliklerine yönelece¤i tahmin edilebi-lir. Asl›nda devletler hiçbir fley yapma-ma karar› almad›lar. Ama yapacaklar›-n› kendi bildikleri gibi yapmak istedik-lerini ilan ettiler dünyaya. Bu da önü-müzdeki günlerde ülkelerin kendi ini-siyatifleri do¤rultusunda gelifltirdikle-ri politikalar, hedefler ve yeni süreçlerdo¤urabilir. En az›ndan sürecin ivme-sini kaybetmemek gibi bir yarar› ola-bilir; ülkeler aras› rekabet gibi bir so-nuç da do¤urabilir. Özellikle Çin, Ame-rika ve AB aç›s›ndan bak›ld›¤›ndauluslararas› rekabette pay sahibi ola-caklar› yeni bir piyasa gibi görülüyorbu süreç. Dolay›s›yla bu ülkelerin yeni-lenebilir enerji, yeni teknolojiler ko-nusunda bir yat›r›m ata¤› gerçeklefl-tirmeleri söz konusu olabilir.

KKooppeennhhaagg,, bbuu ssüürreeccii dduurrdduurraammaazz ddii--yyoorrssuunnuuzz……Durdurmaz çünkü bütün ülkeler iklimde¤iflikli¤i gerçe¤ini kabul etmifl oldu-lar. Herkes bu ihtiyac›n fark›nda dola-y›s›yla baflka yollarla yap›lacak bunlar;uluslararas› bir rejim ve anlaflma al-t›nda efl güdümlü yürüyemeyecek bel-ki ama ülkeler bu konudaki çabalar›n›sürdürecekler ve bir yönden de parakazanmaya ve öne geçmeye çal›flacak-lar. Umal›m ki bu tek tarafl›, ikili veyabölgesel giriflimler tamamen atomizeolmufl yeni bir iklim mücadele sistemide¤il eninde sonunda bütünleflen dahasistemik bir flekilde davranan bir iklimrejimine do¤ru evrilsin.

“Asl›nda devletler hiçbir fley yapmama karar› almad›lar. Ama yapacaklar›n› kendi bildikleri gibi yapmak

istediklerini ilan ettiler dünyaya”

Page 32: ve sonrasi

36 OCAK 2010 / EKOIQ

Geçti¤imiz hafta sonu gerçekleflenminimalist Kopenhag küresel iklimanlaflmas› bize büyük bir f›rsat sunu-yor. Eski aldat›c›, kof yaklafl›m ciddiölçüde yara ald› ve art›k ölmesi gereki-yor. fiimdi dünya için, dürüst ve etkilibir anlaflman›n gerektirdi¤i yola girmef›rsat› do¤mufl oldu.

Eski yaklafl›m›n alamet-i farikas›emisyon tavan-ticaret dalaveresi üs-tüne kuruluydu. Bu yaklafl›m telafilerve rüflvetlerle süslenmiflti. Mevzuba-his rüflvetler, güya karbon emisyonla-r›n› indirecekti ama ne kadar düflüflyafland›¤› flüphe götürür. Bu durumOrtaça¤da günahlar›n›n ba¤›fllanmas›için kiliseden endüljans sat›n alan da-laverecilerin haline benziyor.

Bugünün günahkârlar› olan gelifl-mifl ülkeler, kendi emisyonlar›n› telafiiçin geliflmekte olan ülkeleri sat›n al›p,iklim de¤iflimiyle uyumun onar›m pa-ras›n› temin ediyor. Öte yandan bu suspaylar› bir ifle yaram›yor. Tamam, y›l-da 100 milyar dolar gibi bir mebla¤ ba-z› geliflmekte olan ülke liderlerinin a¤-z›n› suland›rm›fl olabilir ama bu anlafl-malar› kabul ederek hem bizi, hem dekendi çocuklar›n› aldatm›fl oluyorlar.Ayr›ca 100 milyar dolarl›k bir sus pay›bile geçici. Havaya sald›¤› fosil karbonemisyon oran› dikkate al›narakABD’nin borcu y›ll›k 27 milyar dolar›bulabilir. Kongrenin bu paray› ç›kara-bilme ihtimali ise s›f›r. Belki y›l›n so-nunda ‹ngiltere 6, Almanya 7 milyardolar ç›karabilir ama Rusya’n›n 7 mil-yar dolar›n› kim tahsil edecek?

Elde edilen “telafiler”in birço¤u sah-

te. Fakat bu modern zamanlara ait en-düljans tezgâh›n› dile dolaman›n fazlaanlam› yok. Bilim dünyas›n›n aç›k ola-rak ortaya koydu¤u ve liderlerimizingörmezden geldi¤i gerçek flu: Fosil ya-k›t tüketimi sonucunda ortaya ç›kangerçek flu ki, karbondioksit iklim sis-temleri içinde bin y›l var kalabiliyor.Tek çözüm h›zla derhal temiz enerjidolu bir gelece¤e do¤ru yönelmek.

Buradaki zorluk, insan sa¤l›¤›na, ge-zegene ve çocuklar›m›z›n gelece¤ineolan maliyeti dikkate al›nmad›¤›nda,fosil yak›tlar›n hâlâ en ucuz enerji kay-na¤› olmas›d›r. Hukuki yapt›r›m olsunolmas›n, emisyon düflürme “hedefleri”fosil yak›tlar en ucuz kaynak oldu¤umüddetçe kelimenin tam anlam›yladeli saçmas›d›r. Kyoto Protokolü, fosilyak›t endüstrisini yüzüstü b›rakmayacesaret edemeyen hükümetlerimizinhilekârl›¤›n› yans›t›r. Burada, grafikle-rin de gösterdi¤i gibi, Kyoto’dan önceküresel emisyon yükseltme oran› y›l-l›k olarak yüzde 1,5’tu. 1997’de imzala-nan Kyoto’dan sonra bu oran yüzde 3’eç›kt›. O günden bu yana çok az say›dageliflmifl ülke fosil yak›t tüketiminiazaltt›. Bunun tek önemli etkisi, fosilyak›tlara yönelik cüzi talep düflüflüylefiyatlar›n da inmifl olmas›d›r. O yak›t-lar baflka yerlerde tüketildi ve ürünlergeliflmifl ülkelere geri nakledildi.

Fosil yak›tlar ucuz olmamal›Gezegenle ilgili Kyoto ve Kopen-

hag’da hayal edildi¤i gibi emisyon ta-van anlaflmalar›, de¤ersiz paçavralar-d›r. Fosil yak›tlar en ucuz enerji oldu¤u

müddetçe birileri bunu yakmaya de-vam edecektir. Bu gerçek, iklim prob-lemin çözümünü tan›mlayabilmemizeyard›m edecektir. Evet, insanlar hayattarzlar›n› de¤ifltirmek zorunda kala-cakt›r. Ülkeler iflbirli¤i yapmaya mec-bur olacaklar.

Nüfus gibi çetin sorunlar da dikkateal›nmal›. Yeni teknolojiler gelifltiril-meli. De¤iflim, ekonomik olarak etkinolmal›. ‹klim çözümü eninde sonundafosil yak›tlar›n fiyat›n› yükseltecektir.Bunu kabul etmeliyiz ama sonundakarbondan ar›nm›fl enerji de daha azpahal› olacakt›r. Bu hesaba fosil yak›t-lar›n toplumsal maliyeti de dahildir.

Adil bir uluslararas› yap› için sunu-lan çözümün dürüst bir omurgas› ol-mal›. Bize bizzat kayna¤›nda (kuyu ma-liyeti, madenler, liman girifl ücretleride dahil olmak üzere) pratik olarakyükselen fosil yak›t fiyatlar› gerekli.Do¤rudan ya da yar› do¤rudan mevzu-bahis harçlar, fosil yak›tlarla yap›lanbütün aktiviteleri etkileyecektir. Fosilyak›t kullanan flirketlerden toplan›lanharçlar kamuya da¤›t›lmal›d›r.

Bu harç pay› yaklafl›m›nda, karbonayak izi ortalamadan daha küçük olan-

?K PENHAGve sonrasi

James Hansen

Kopenhag bize iklim de¤iflikli¤i iledürüstçe yüzleflme f›rsat› sunuyor

Page 33: ve sonrasi

37EKOIQ / OCAK 2010

lar yükselen enerji fiyatlar›ndan dahafazla hisse alabilirler. Elektronik ola-rak bankalarda ya da banka kartlar›n-da biriken ayl›k paylar ekonomiyi decanland›racak ve insanlar›n karbonetkinliklerini servetleriyle yükseltme-ye zorlayacakt›r. Hükümetlerin tekyapmas› gereken toplanan hâs›latlar›,en fazla iki çocuklu ailelere yar›m his-se daha vererek, hissedar say›s›na böl-mek olacak.

Pazar en uygun teknolojiyi seçerBaz› ekonomistler, vergiler ekono-

miyi bo¤du¤u için kâr paylar› üzerin-den bordro vergi indirimi uygulamas›-n› tercih ediyorlar ama halk›n yar›s›emeklilik ya da gayr› iradi iflsiz olduk-lar›ndan bordro sahibi de¤iller. Bentoplanan karbon harçlar›n›n en az ya-r›s›n›n bordro kesintilerinde kullan›l-mas› gerekti¤ini düflünüyorum.

Emisyon-tavan yöntemi bu basitsistemin antitezidir. Emisyon tavan-ticaret yöntemi, içinde kamu pay› ol-mayan bir örtülü vergi sistemidir. Alt-yap› bedelini, büyük bankalar›n vespekülatörlerin kâr paylar›n› vatandaflöder. Tavan-ticaret yöntemi sadecegüçlü lobicilere sahip enerji flirketleri-ne ve seçilmifl endüstricilere kirliliksertifikalar›ndan elde edilecek gelirle-ri azar azar da¤›tmakla yükümlü hü-kümet yetkililerine yarayacakt›r.

Harç-hisse yöntemi ise kârdan ar›n-d›r›lm›flt›r ve vergilendirilmemifltir.

Halk karbon harç oranlar›ndaki art›fl›kendi hisse paylar› da artaca¤› için ka-bul edecektir. Ayr›ca bu yöntemle fosilkaynaklar›n fiyat› artarken hem kar-bon salmayan teknolojilerin, hem debu teknolojilere ödenen harçlar›nucuzlamas› gibi hedeflere de ulafl›labi-lecek. Pazar, kendine en uygun tekno-lojiyi seçecektir. Karbon fiyatlar›n›nartmas› iklim çözümü için gerekli amauluslararas› alanda adil bir çerçeve na-s›l oluflturulacak?

Buradaki en önemli koflul Çin veABD’nin tüm yönleriyle müzakereedilmifl göreli bir karbon harç oran›üzerinde uzlaflmalar›. Çin neden birkarbon harc› uygulamas›na raz› olsunderseniz, ABD’nin flu anda oldu¤u gibiÇin de fosil ba¤›ml›l›¤› vebas›n›n s›rt›-na y›k›lmas›n› istemiyor. Ayr›ca, iklim

de¤iflikli¤i sorunlar›ndan en kötü etki-lenecek ülkelerden biri de Çin. Düzen-li artan bir karbon harc›, Çin’in fosilba¤›ml›l›¤›ndan kurtulmas› için eko-nomik aç›dan en etkin yoldur.

Kopenhag tart›flmalar› Çin ve Ame-rika’n›n beraber çal›flabilece¤ini gös-terdi. Avrupa, Japonya ve di¤er gelifl-mifl ülkeler, ABD modeli benzer birstatüyü kabul edeceklerdir.

Herkese eflit da¤›t›lacak bir karbonharc›n› toplamay› kabul etmeyecek ül-kelere ise üretilen üründe kullan›lanfosil yak›tla eflde¤er bir ithalat vergisikesintisi uygulanabilir. Dünya TicaretÖrgütü’nün (DTÖ) zaten bu tür yü-kümlükleri sa¤layan düzenlemelerivard›r.

Adil olmak aç›s›ndan, bu uluslarara-s› rejimin nas›l ilerleyece¤i konusundaortak bir tutum saptanmas› gerekiyor.Geliflmekte olan ülkelerin yükümlük-leri buralara gönderilen yabanc› yar-d›mlar› güdük b›rakacakt›r. Bu fonla-r›n geliflmekte olan ülkelere dönüflümuhakkak sa¤lanmal› ama bu aradabu fonlar da¤›t›l›rken, örne¤in kad›nhaklar› ve nüfus kontrolü gibi en iyiuygulamalar da teflvik edilmelidir.

Bu kaynaklar›n da¤›t›m›nda adilolabilmek için de, iklim de¤iflikli¤ininyaratt›¤› etkiler dikkate al›nmak zo-runda. Bu ba¤lamda, ormans›zlaflma-n›n önüne geçme baflar›s›n› gösteren-ler ayr›ca ödüllendirilebilirler.

NASA'n›n Goddard Uzay Araflt›rmalar›Enstitüsü Baflkan› ve Columbia Üniver-sitesi Yer Bilimleri Enstitüsü ö¤retimüyesi Dr. James Hansen, iklim de¤iflik-li¤i konunda ABD Kongresini ilk uya-ran bilim adam›yd›. Bu makalede tart›-fl›lan fikirlerin geniflletilmifl versiyonu“Torunlar›m›n Bafl›ndaki Tufan” kita-b›nda ele al›n›yor.The Observer, 27 Aral›k 2009 PazarÇeviri: Balkan TALU

“Kopenhag tart›flmalar›Çin ve Amerika’n›n

beraber çal›flabilece¤inigösterdi.

Avrupa, Japonya ve di¤er geliflmifl ülkeler,ABD modeli benzer bir

statüyü kabuledeceklerdir”

Page 34: ve sonrasi

38 OCAK 2010 / EKOIQ

?K PENHAGve sonrasi

Hindistan: Baz›lar›na göre “tatminkar”,baz›lar›na göre “beklentilerin alt›nda”

Hindistan’›n da dahil oldu¤u son dakika görüflmelerindeküçük çapl› da olsa bir mutabakata var›ld›. Hindistan ÇevreBakan› Jairam Ramesh görüflmelerle ilgili “‹yi bir anlaflmave tatmin edici bir çözüm” yorumunda bulunurken, zirveyeyine Hindistan ad›na kat›lan parlamento üyesi Sitaram Yec-hury, sonuç olarak gelinen noktay› “Beklentilerin alt›nda”fleklinde de¤erlendirdi.

Hindistan medyas› ise zirveyi önemli bir bafllang›ç olarakgörmekle beraber, belirli konular üzerinde anlafl›ld›¤›na vezaman k›s›tlamalar›n›a dikkat çekti. Hindistan Times gaze-tesi yasal yapt›r›m› olan bir belge olmadan var›lan uzlaflma-n›n güçlü olamayaca¤›n› yazd›. The Mail Today gazetesi ise“hiçbir fley yapmamaktan daha iyi” de¤erlendirmesinde bu-lundu. Hindistan’da faaliyet gösteren Greenpeace ve di¤erçevre örgütleri ise Hindistan Hükümetinin Zirvede kendi so-rumluluklar›yla ilgili taahhütlerde bulunmamas›ndan mem-nuniyetsizliklerini aç›klad›lar.

Rusya: “ABD ve Çin uysun; biz de uyal›m”

Rusya Baflbakan› Dmitry Medvedev zirvenin sonuçlar›n›“hayli mütevaz›” olarak de¤erlendirdi. Baflbakan›n yard›m-c›lar› ise Zirveyi Birleflmifl Milletlerin bugüne kadar düzen-ledi¤i yüksek düzeydeki toplant›lar›n en baflar›s›z› olarakgördüklerini aç›klad›lar. Greenpeace-Rusya ise Zirveyi “re-zalet” ve “beyhude” sözleriyle tan›mlad›.

Rusya küresel ›s›nmayla ilgili çekincelere sahip olmaklaberaber yoksul ülkelere karbon emisyonlar›n› düflürmedekullanmalar› için 200 milyon ile birkaç milyar dolar aras›n-da bir yard›mda bulunma sözü verdi. Medvedev, baflta ABDve Çin’in de uymas› kofluluyla, Rusya’n›n 1990 rakamlar›ylak›yasland›¤›nda 2020’de karbon emisyonunu yüzde 25 dü-flürece¤i taahhüdünde bulundu.

Almanya: ‹klim flansölyesinin düflüflüAngela Merkel medyada “‹klim fiansölyesi” s›fat›yla taltif

ediliyor ancak Kopenhag’dan bu unvan›na pek de yak›flma-yacak ifllerle döndü ülkesine. Yefliller Partisi Baflkan› Claudi-a Roth, Merkel’in Zirvede en asgari önerilerde bulundu¤unuiddia etti. Roth’un elefltiri oklar›na hedef olan bir di¤er isimise ABD Baflkan› Barack Obama idi. “Zirve kötü bir Hollywo-od filmi gibiydi. Zirveye kat›l›p, masaya hiçbir fley koyma-

dan kalk›p gitmek ve sonra da elefltirmek hiçbir fley ifade et-mez” diyerek Obama’y› k›yas›ya elefltirdi. Almanya Çevre veDo¤ay› Koruma Vakf› Baflkan› Hubert Weiger ise tüm dün-yan›n zirvede hayal k›r›kl›¤› yaflad›¤›na dikkat çekti. Eski Al-man Çevre Bakan› ve SDP Genel Sekreteri Sigmar Gabriel dezirveyi bir felaket olarak nitelendirerek ekledi: “Zirvededevletlerin ve hükümetlerin kendi çocuklar›n›n ve torunla-r›n›n geleceklerini risk alt›na sokmalar› yüz k›zart›c›.”

Fransa: Paris’te do¤ru söyler; Kopenhag’da flaflar!

Fransa Cumhurbaflkan› Nicolas Sarkozy Zirveye kat›lma-dan önce, Kopenhag’da yap›lacak hatalar›n önemli sonuçlardo¤uraca¤› uyar›s›nda bulunmufltu. Sarkozy Zirve sonras›n-da yapt›¤› aç›klamada ise “olas› en iyi uzlaflma” aç›klama-s›nda bulundu. Ülkedeki çevreciler ve muhalefet partileriise ayn› görüflte de¤il. Fransa’n›n tan›nm›fl çevre eylemcile-rinden Nicolas Hulot “Çocuklar›m›z›n ve milyonlarca vatan-dafl›m›z›n gelece¤ini satm›fl olduk” aç›klamas›n› yapt›. Fran-s›z Yefliller Partisi lideri Djamila Sonzogni ise zirvedeki fi-yaskonun nedeni olarak sadece Çin ve ABD’yi elefltirmeninyanl›fl oldu¤unu Avrupa ülkelerinin de yetersiz liderlikleriyüzünden günaha ortak olduklar›n› belirtti.

Güney Afrika: “Siz önden buyurun”Kopenhag’da var›lan uzlaflmay› kabul etmeyen befl ülke-

den biri say›lan Güney Afrika’n›n Devlet Baflkan› Jacop Zuma,ülke olarak iklim de¤iflikli¤ini hayatlar›nda birebir yaflayanyerlerin bafl›nda olduklar›n› vurgulad›. Zuma geliflmifl ülkele-rin karbon emisyonlar›nda önemli bir kesintiye gitmeleri ge-rekti¤ini, yoksul ülkelerin emisyonlar›ndaki art›fla ise izinverilmesi gerekti¤inin alt›n› çizdi. Zaten bu tavr›, geliflmekteolan ülkelerin oluflturdu¤u G77 grubu da paylafl›yor.

Page 35: ve sonrasi

39EKOIQ / OCAK 2010

Sonunda Kopenhag Zirvesi, de¤il esas-l› bir de¤iflime ön ayak olmak, dünya li-derlerinin sorunun büyüklü¤ünün veaciliyetinin fark›nda oldu¤una dair birdelalet bile göstermemifl oldu. Fakatbu bizim için sürpriz mi? Zirve için ya-p›lan flaflal› haz›rl›klar›n hiçbiri bu top-lant›y› örgütleyenlerin ya da kat›l›mc›-lar›n, sürdürülemeyece¤i aç›k olan, bü-yümeyi tersine çevirmeye ya da rotas›-n› de¤ifltirmeye hevesli olduklar›n›göstermiyordu.

Meselenin özü, ‹klim De¤iflikli¤i so-rununun, ç›karlar› çat›flan ülkelerin so-runuymufl gibi tan›mlanmas›d›r. Bu sa-yede Zirve, iki büyük günahkâr olan Çinve ABD’nin kavgas› veya az say›daki ge-liflmifl ülke ve yeni ortaya ç›kan (Çin,Hindistan, Güney Afrika, Brezilya dört-lüsü) ülkeler, en iyi ihtimalle zengin veyoksul ülkeler aras›ndaki kavga olarakyorumland›.

Zengin ülkelerin geçmiflteki büyü-melerinin tarihsel miras›n›n, gelifl-mekte olan di¤er dünya ülkeleri üze-rinde etkileri büyük. Sorun sadece geç-mifl de de¤il. Kifli bafl› sera gaz› sal›moranlar›na bakt›¤›m›zda geliflmifl olanülkelerin oranlar›, Çin de dahil olmaküzere geliflmekte olan ülkelerin sal›moranlar›ndan katbekat fazlad›r.

Kuzeyli baz› yorumcular›n, baz› ül-keleri toplant›y› raydan ç›karmaklasuçlamas›, bu ülkelerde esas olarak sö-mürgeci yaklafl›m›n bir tezahürü ola-rak görülüyor.

Öte yandan bunu bir ülkeler savafl›olarak tan›mlad›¤›m›zda iflin özünü ka-ç›r›yoruz. Burada esas mesele sorunun

ifllemesi büyümeye ba¤l› bir ekonomiksistem olan kapitalizmle do¤rudan ba¤-lant›l› olmas›. Büyüme insanlara dahaiyi bir hayat sunup sunmasa da devametmelidir. Daha kaliteli bir yaflam için,üretmenin ve ürünün da¤›t›m› için yeniyollar bulmak ya da yaratmak yerinenüfuslar› düflen zengin ülkelerin Gayri-safi Yurtiçi Has›la (GSY‹H) verilerinedayal› büyümelerini sürdürmeleri ge-rekti¤ine dair varsay›m sorgulanm›yor.

Bu sorunlar›n gündeme bile al›nma-d›¤› Kopenhag Zirvesi’nde hasbelkaderbaflar›l› bir sonuç al›nsayd› ya da bir çe-flit ortak bildiri ortaya ç›ksayd› bile bugereken de¤iflimin yafland›¤›na dair biremare say›lamazd›. Öte yandan bu du-rum, sorunun ortadan kayboldu¤unude¤il her zamankinden daha da fazlaaciliyet kazand›¤›n› gösteriyor.

Baz› iyimserler sorunun bir tür ka-zan-kazan modeli bir anlaflmayla çözü-lebilece¤ini savunuyorlar. Yeni tekno-lojilerle beslenen “yeflil” ve “kaydileflti-rilmifl” üretimle, büyümenin çevreseletkisinin azalt›labilece¤ini savunuyor.

Di¤er taraftan böyle bir iyimserlik,üretim art›fl›n›n, enerji ve madde üre-tim miktar›ndaki ç›k›fl ile verimlilikteyükselmeyi bask›layaca¤›n› savunanJevons (W. S. Jevons 19. yy sonras› ya-flam›fl bir ekonomisttir) paradoksuylada s›n›rland›r›lm›fl oluyor.

Bu durum John Bellamy Foster’›n ye-ni kitab›nda aç›k bir flekilde anlat›l›yor.Foster, insan ve do¤a iflleyiflinin ak›lc›bir yeniden yap›land›r›lmas› için toplu-mun sadece iklim de¤iflimi için de¤ilbütün çevre problemlerinde de¤iflim

konusunda yönlendirilmesi gerekti¤i-ni savunuyor: “‹nsan› bekleyen en bü-yük tehlike do¤an›n s›n›rlamalar› de-¤il, kontrol d›fl› dengesiz bir toplumsalsistemdir. Daha aç›k bir tabirle esastehlike Amerikan emperyalizmidir.”

Peki emperyalizm buraya neredengiriyor: “Sermaye, üstesinden geline-mez bir halde biyosferin ekolojik bari-yerlerine hamle ediyor. Aynen daha daönce yapt›¤› gibi mekansal düzenlemeile co¤rafi yay›lma, sömürme yöntem-lerini kullan›yor. Ekolojik emperya-lizm, sistemin merkezinin sürdürüle-mez oranda büyümesi, çevrenin (peri-feri) her seferinde daha fazla ekolojikbozulmaya do¤ru gidifli flimdi de tümbiyosferi tehlikeye atan gezegen ölçek-li ekolojik çeliflkileri ortaya ç›kar›yor.”

Ekolojik dengesizliklerin artmas›merkez ve çevredeki insanlar›n ç›kar-lar›n›n ters düfltü¤ü anlam›na gelmi-yor. Tersine, hepimizin ç›kar› için ser-maye kârlar›n› art›rmaya dayal› büyü-me tak›nt›m›z yerine do¤a ve insanaras› iliflkileri düzenleyici, daha ak›lc›kurumlar oluflturmak için bir toplum-sal de¤iflim gerekiyor.

Sonuç olarak, çözüm için uygulana-bilecek bir kazan-kazan modeli mevcutama bu flu andaki ekonomik paradig-malarla de¤il. ‹yi haber flu ki daha insa-ni ve demokratik seçenekler çevreselaç›dan da daha fazla sürdürülebilir.

Jayati Ghosh, Hindistan, JawaharlalNehru Üniversitesi Ekonomi Bölümüö¤retim üyesi.Guardian, 21 Aral›k 2009

Jayati Ghosh

Ekolojik emperyalizmin ötesinde...‹klim de¤iflikli¤i üzerine dönen a¤›z dalafl› sadece zenginle fakirinçekiflmesini de¤il, beyhude ekonomik büyüme tak›nt›s›n› da yans›t›yor.

Page 36: ve sonrasi

40 OCAK 2010 / EKOIQ

2012 sonras› yeni iklim rejiminin çer-çevesinin belirlenmesi amac›yla Ko-penhag'da gerçeklefltirilen COP 15 ‹k-lim Zirvesindeki teknik müzakerelerve çal›flmalarda sera gaz› emisyonlar›-n›n azalt›m oranlar›, az geliflmifl ve ge-liflmekte olan ülkeler için yap›lacak"iklim yard›m›", ormanlar sorunu, ta-ahhütlerin takip edilmesi, pazar me-kanizmalar›, yasal çerçeve konular›n-da anlaflma zemini sa¤lanamad›.

TÜS‹AD Kopenhag ‹klim Zirvesiniflöyle de¤erlendirdi:

• Uzun süren toplant›lardan sonrakarara var›lamay›nca ABD önderli¤in-de Brezilya, Çin, Güney Afrika ve Hin-distan bir araya gelerek KopenhagMutabakat›n› aç›klad›.

• S›cakl›k art›fl›n›n 2050 y›l›na ka-dar 2 derece ile s›n›rland›r›lmas› ge-rekti¤inin alt›n› çizen Mutabakat, BM‹klim De¤iflikli¤i Sözleflmesinde EK1'de yer alan geliflmifl ülkelerin 2020y›l›na kadar alacaklar› indirim baz y›l›ve taahhüdünü ibraz etmelerini ön-görmektedir.

• Mutabakatta Ek 1 d›fl›nda yer alangeliflmekte olan ülkelere mali yard›msa¤lanarak temel senaryo (business-as-usual) emisyon art›fllar›ndan azal-t›m yapmalar› beklenmektedir. Buamaçla, geliflmifl ülkelerin geliflmekteolan ülkelerin adaptasyon çal›flmalar›için yeterli, öngörülebilir ve sürdürü-lebilir finansal kaynak, teknoloji vekapasite gelifltirme deste¤i sa¤lamas›hedeflenmektedir.

• 2010-2012 y›llar› aras›nda gelifl-mekte olan ülkelere 30 milyar dolarfon sa¤lanmas› hedeflenmektedir. Buçerçevede, k›sa vadede Avrupa Birli¤i

10,6 milyar dolar, Japonya 11 milyardolar ve ABD'nin 3,6 milyar dolar yar-d›m vaat etmektedir.

• Geliflmekte olan ülkelerin fleffafdenetleme mekanizmalar›n› kabul et-mesi flart› ile 2020 y›l›na kadar y›ll›k100 milyar dolar tutar›nda fon deste¤ialmalar› hedeflenmektedir.

• 2012 sonras› yeni iklim rejimi di-¤er ülkeler gibi Türkiye’yi de yak›ndanilgilendirmektedir. Türkiye BM ‹klimDe¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesinin EK1 ülkeler listesinde yer almaktad›r.

• Türkiye, müzakerelerde tüm gös-tergelere göre kendisinin geliflmekteolan ülke oldu¤unu belirtmifl ve Ek 1ülkeleri aras›ndaki geliflmifllik farkla-r›na dikkat çekmifltir.

• Müzakere metinlerinde Türki-ye'nin her ne kadar geliflmifl ülkelerlistesinde yer alsa da özel durumunuteyit eden ve 2001 y›l›nda Marakefl’teal›nan karara at›f bulunmas› önem ta-fl›maktad›r.

• Ba¤lay›c›l›¤› bulunmayan "Kopen-hag Mutabakat›" daha ziyade bir uzla-fl› metnidir. Ancak, Haziran 2010'daBonn'da yap›lacak ara toplant›y› taki-ben resmi ba¤lay›c›l›¤› olan bir anlafl-

maya en geç Aral›k 2010'da Meksi-ka'da gerçekleflecek COP 16 toplant›-s›nda var›lmas› hedeflenmektedir.

• Türkiye bu süreci iyi kullanarakgerekli envanter, veri, bilgi, strateji veeylem plan› çal›flmalar›n› tamamla-mal›d›r. Türkiye’nin, yeni oluflacak ik-lim rejiminde geliflmekte olan ülkeleresa¤lanmas› öngörülen teknoloji ve fi-nansman fonlar›ndan faydalanmas›rekabet gücünü korumas› ve düflükkarbonlu ekonomiye geçifli aç›s›ndanhayati önem tafl›maktad›r.

Kopenhag iklim zirvesi sonras›ndaTürkiye’nin Avrupa Birli¤i kat›l›m sü-reci çerçevesinde çevre fasl› müzake-reye aç›lm›flt›r. Birçok sektörü yataykesen çevre konusu vizyoner bir bak›flaç›s› ve entegre bir yaklafl›m ile eleal›nmal›d›r. Direktiflere yönelik top-lam maliyet, yat›r›m, detayl› uygula-ma planlar› ve uygulama süresini içe-ren bir etki analizi yap›lmal› ve müza-kere pozisyonu bu etki analizi ile des-teklenmelidir. Bu süreçte yükümlü¤üpaylaflacak olan özel sektörün, müza-kere ve uyum sürecinde aktif rol alma-s› ülke rekabet gücü aç›s›ndan hayatiönem tafl›maktad›r.

?K PENHAGve sonrasi

TÜS‹AD - Kopenhag ‹klim Zirvesi De¤erlendirmesi

“Anlaflma zemini sa¤lanamad›”

Page 37: ve sonrasi

41EKOIQ / OCAK 2010

‹ki y›ld›r süren iklim de¤iflikliyle mücade-le müzakereleri, Kopenhag’da yetersiz,iddias›z ve yasal ba¤lay›c›l›¤› bulunmayanbir metinde vücut buldu. Söz konusu me-tinde, finansal ak›fllar ve ABD mevzuat›d›fl›nda siyasi engellerin hiçbiri afl›lama-d›. AB müzakerelerde yüzde 20’lik emis-yon azalt›m taahhüdü ile kendilerindenbeklenen liderli¤i gösteremedi. Amerikayüzde 30 olmas› gereken emisyon azalt›mhedefini 1990 y›l› seviyelerine göre yüzde4 olarak belirledi. Bu taahhütlerle ortayaç›kan metin, küresel ›s›nman›n 3 derece-nin üzerinde sonuçlanaca¤›n› ve iklimkirleticisi geliflmifl ülkelerin tarihsel so-rumlulu¤unu yerine getirmekte baflar›l›olamad›¤›n› ortaya koyuyor.

fiubat ay›nda, geliflmifl ülkelerin aç›kla-yaca¤› emisyon azalt›m hedefleri bu süre-ci daha gerçekçi bir noktaya tafl›mak içinbir f›rsat olarak yorumlanabilir. WWF-Türkiye gezegenin gelece¤i için geliflmiflülkelerin emisyon azalt›m hedefleriniyüzde 40 olarak belirlemek zorunda ol-duklar›n› hat›rlat›yor. WWF-Türkiye;2010 Aral›k ay›nda Meksika’da gerçeklefl-tirilecek 16. Taraflar Toplant›s› öncesin-deki sürecin, metnin boflluklar›n›n doldu-rulmas›, detaylar konusunda uzlaflmayavar›lmas› aç›s›ndan son derece önemli ol-du¤unu belirtiyor.

WWF’nin KopenhagDe¤erlendirmesi

“Kopenhag küresel ›s›nmay› durduramad›”

HEDEFLENENLER:Hükümetlerin, yasal ba¤lay›c›l›¤› olan biranlaflmaya taraf olarak gezegeningelece¤ini garanti alt›na almalar›.

Küresel emisyonlar›n 2017 y›l›na kadarartmas›na ra¤men kritik 2°C seviyesininüzerine ç›kmamas› sa¤lanmal›d›r.

Geliflmifl ülkelerin küresel emisyonlar›n›2020 y›l›nda 1990 seviyesine göre yüzde40 azaltmay› taahhüt etmesigerekmektedir.

Geliflmekte olan ülkelerin emisyonseviyesini 2020 y›l›nda BAUsenaryosundan en az yüzde 30 azaltmakiçin faaliyete geçmesi gerekmektedir.

Orman tahribat›n›n 2050 y›l›na kadaryüzde 75 azalt›lmas› gerekmektedir.

Geliflmifl ülkeler kamusal finansman›ndany›ll›k 160 milyar dolarl›k fonu geliflmekteolan ülkelerin iklim de¤iflikli¤ine uyumuve iklim de¤iflikli¤iyle mücadelesi içinay›rmal›d›r.

AÇIKLAMA:‹klim Zirvesi yasal ba¤lay›c›l›¤› olan birsözleflmeyle sonlanmam›flt›r.

Sözleflmede; bilimsel otoritelerceemisyon art›fl›nda son y›l olarakbelirlenen 2017 y›l› yerine “en k›sazamanda ibaresi yer ald›.

Geliflmifl ülkeler toplu bir emisyonazalt›m hedefi taahhüt etmedi. Ulusaltaahhütlerin fiubat 2010’ daaç›klanmas› beklenmektedir.

Geliflmekte olan ülkelerin karbon yo¤unekonomiye oranla azalt›m taahhüdübulunmamaktad›r.

Orman tahribat›ndan kaynaklananemsiyonlarla ilgili mekanizmakurulmufltur ancak herhangi bir hedefreferans y›l› ya da finansmanbulunmamaktad›r.

30 milyar dolarl›k k›sa dönemlifinansman deklere edilmifl olupfinansman›n yeni kaynaklardan olupolmad›¤› flüphelidir. Uzun dönemde100milyar dolar deklere edilmifltir ancakfinansman›n kayna¤› oldukça belirsizdir.

WWF KOPENHAG KARNES‹

Page 38: ve sonrasi

42 OCAK 2010 / EKOIQ

KKooppeennhhaagg ZZiirrvveessii’’nniinn ggeenneell oollaarraakk nnaa--ss››ll ddee¤¤eerrlleennddiirriiyyoorrssuunnuuzz?? DDaa¤¤ ffaarree ddoo--¤¤uurrdduu ddeenniilleebbiilliirr mmii??Maalesef bu deyim yerinde. Kopen-hag’da yar›m kalm›fl, bitirilmemifl birmesele var çünkü. Ortaya son dakikaç›kan ve “Kopenhag Mutabakat›” ad›verilen metin, yasal ba¤lay›c›l›¤› bu-lunmayan ve daha çok ‘uzlafl›’ niteli¤itafl›yan yetersiz bir belge. Metinde se-ragaz› sal›m›nda k›s›tlama yap›lmas›gerekti¤i ifade ediliyor ama bu zateny›llard›r söyleniyor. Bilmek istedi¤imiz“Kim, ne zamana kadar, ne kadar indi-rim yapacak?” Zorunlu hedeflerin kon-mas› ve 1,5 santigrat derecenin afl›lma-mas› gerekiyor. Ayr›ca geliflmekte olanekonomiye sahip ülkelerin bu alandakiçabalar›n› yine kendileri taraf›ndangözlemlemesini ve gözlem sonuçlar›n›iki y›lda bir BM’ye iletmesini öngörü-yor. Burada da gözleyecek ve denetle-yecek bir organdan bahsedilmiyor.

HHüükküümmeettlleerriinn ttuuttuummllaarr›› kkoonnuussuunnddaannee ddüüflflüünnüüyyoorrssuunnuuzz?? Kopenhag Zirvesi büyük ülke liderleritaraf›ndan durumu kurtarmak içinat›lan bir ad›m oldu, gezegeni kurtar-mak için de¤il. Geliflmifl ülkeler ciddisal›m azalt›m hedefleri koymadan veyasal ba¤lay›c›l›¤› olmayan bir anlafl-ma ç›kmadan G77 ülkelerinin ad›m at-mamalar› anlafl›l›r bir fley. Anlaflma-n›n bafltan beri zay›f düflürülmesi içinbüyük çaba gösteren fosil yak›t lobisi-

?K PENHAGve sonrasi

Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi:

“Gezegenin beklemeye vakti kalmad›”Kopenhag’da iklim krizine dikkat çekmek için 13 gün boyunca “iklim adaleti orucu”tutan Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü Dr. Uygar Özesmi, “‹nsanlar vakitlerioldu¤unu düflünebilir ancak gezegenin beklemeye vakti kalmad›” uyar›s›nda bulunuyor.

Page 39: ve sonrasi

43EKOIQ / OCAK 2010

ne karfl› bu ülkelerin önemli bir k›sm›yeterince güçlü de¤il. Baz› ülkeler gö-rüflmelere müzakereci gönderecek pa-ray› zor buluyor; yetiflmifl insanlar›yok. Ülkemizde her ikisi var ama bizdede vizyon ve siyasi irade yok.

Bizde bafl›m›za gelecek felaketlerekarfl› siyasi irade gösterilemezken öteyanda, bir ilçemiz büyüklü¤ündeki Tu-valu herkesin parmakla gösterdi¤i, al-k›fllarla destekledi¤i bir ad›m att›. Hü-kümetlerin iklim sorununu çözen ve“yasal olarak ba¤lay›c›l›¤› olan” bir an-laflma yapmas› için canla baflla diren-di. Baflta petrol üreten ülkeler olmaküzere, karfl› ç›kan ve anlaflmay› saboteeden ülkelere karfl› Afrika ve GüneyAmerika k›tas›n›n pek çok ülkesini ya-n›na ald›. ‹klim sorununu çözen kal›c›ve yasal olarak ba¤lay›c› bir anlaflmaiçin direnen ülkelere karfl›, toplant›yakat›l›m›n› ask›ya alarak küçük bir adadevletinin dünyan›n kurtuluflu için ne-ler yapabildi¤ine hepimiz flahit olduk.Bundan sonra art›k bir y›l içerisindeTürkiye’nin de liderlik etmesi ve Mek-sika’da adil, bilimsel hedeflere dayal›,hukuken ba¤lay›c› bir antlaflma ç›k-mas› için di¤er ülkelerle beraber çal›fl-mas› gerekli.

ÇÇeevvrree hhaarreekkeettlleerrii,, SSTTKK’’llaarr››nn ppeerrffoorr--mmaannssllaarr›› nnaass››lldd››?? SSiivviill ttoopplluumm kkuurruulluuflfl--llaarr›› eelliinnddeenn ggeelleennii yyaapptt›› ddeenniilleebbiilliirr mmii??Kopenhag’da bütün çevre hareketifevkalade güzel haz›rlanm›fl ve birlikiçindeydi. Bunlar›n içinde herkesi biraraya getiren GCCA – ‹klim Eylemiiçin Küresel Kampanya ve zaman kal-mad›¤›n› ifade eden “Tck Tck Tck” pro-jesi belki de en önemlisiydi. Baflkanl›-¤›n› Greenpeace Uluslararas› Direktö-rü Kumi Naidoo’nun yapt›¤› bu olu-flum, Kopenhag’da adil, yüksek hedeflive hukuken ba¤lay›c› bir antlaflman›nç›kmas› için 15 milyon 250 bin imzatoplad›. Bu orta büyüklükteki bir ulus

devletin nüfusuna eflit. ‹skandinavyatarihinde görülmemifl bir kalabal›k,100 binin üzerinde insan Kopenhag’daBella Center’a kadar kilometrelerceyol yürüdü ve devlet baflkanlar›ndanayn› sonucu istedi. Sonuç al›namay›n-ca, 10 bin civar›nda gösterici ertesigün Bella Center’a girme teflebbüsün-de bulundu ve içerdeki STK’lar da on-lara kap›lar› açmak için içerden ilerle-di. Bella Center’dan daha ilginç ve ger-çek çözümlerin ele al›nd›¤› toplant›larSTK’lar›n düzenledi¤i Klimaforum’dadevam etti. Kopenhag ‹klim Zirvesi’neakredite 350’den fazla STK’dan gelen10 binin üzerinde temsilci vard›. Her-kes tek bir a¤›zdan “biz adil, yüksekhedefli ve hukuken ba¤lay›c› bir ant-laflma istiyoruz” diye ba¤›rd›. Ancaktoplant›n›n sonuna do¤ru UNFCCC ta-rihinde görülmemifl biçimde, STK’laryer kalmad›¤› gerekçesiyle kongremerkezine al›nmad› ve d›flland›. Ya sa-atlerce kuyrukta bekletildi ya da cop-land›, göz yaflart›c› bomba at›ld› veyakafeslere t›k›ld›. Halen dört Greenpea-ce eylemcisi haks›z yere hapiste tutu-luyor. Tek “suçlar›!” polisin güvenlikönlemlerini kolayl›kla afl›p Hilary Clin-ton’un önünden, Kraliçe’nin devletbaflkanlar› için verdi¤i yeme¤e Do¤aKrall›¤› Baflkan› ve efli olarak girmekve lider olmay› becerememifl politika-c›lara liderlik ça¤r›s› yapmak... Kopen-hag’da Bat› uygarl›¤› demokrasiyi pos-tallar›n alt›na ald› ve barbarl›¤›n› gös-terdi. Zirvenin sonunda söz alanG77’nin yani 130 geliflmekte olan ülke-

nin sözcüsü olan Sudanl› LumumbaDi-Aping, “Konulan 2 santigrat dere-celik hedef Afrika’ya bir intihar ant-laflmas› imzalatmakt›r; bir kaç ülkeninekonomisini korumak için bir f›r›naatma antlaflmas›d›r. Bu alt› milyon in-san› Avrupa’da f›r›nlara yollayan anla-y›fla dayal› bir çözümdür” dedi. STK’laryap›lmas› gereken her fleyi yapt›lar,art›k mücadele daha politik alana kay-mal› ve yöntemler hem yerelleflmeli,hem de çok daha zorlay›c› olmal›, çün-kü toplumun vicdan› art›k yap›lanlar›kald›ramaz hale geldi.

BBiirr ddee iikklliimm oorruuccuu yyaapp››lldd›› KKooppeenn--hhaagg’’ddaa……Ayn› vicdani sebeplerle bugün iklimde¤iflikli¤i nedeniyle ölen 300 bin in-san ve açl›k çeken milyonlarca insanadikkat çekmek için taraflar toplant›s›boyunca, 13 gün iklim orucu tuttum.Bu eylemde, 43 gün oruç tutan “iklimadaleti orucu” ile dayan›flma içindey-dim. ‹klim adaleti orucu konusundaBirleflmifl Milletler ‹klim De¤iflikli¤iÇerçeve Sözleflmesi Genel SekreteriYvo de Boer’un dedi¤i çok önemli: “Bu-nu yap›yor olmalar› muazzam bir top-lumsal gerginli¤in belirtisi. Bunu anl›-yor ve sayg› duyuyorum ama onlardansa¤l›klar›n› tehlikeye atmamalar›n›diliyorum.” fiu anda toplumsal gergin-lik daha da büyüyor ve büyümeye de-vam edecek, nereye varaca¤› bilinmez.Yvo de Boer “Art›k elimizde, üstündeçal›flaca¤›m›z ve eyleme geçirebilece-¤imiz bir paketimiz var. Fakat bununbir niyet mektubu oldu¤u, ne yap›lma-s› gerekti¤i ve tam hukuki s›n›rlar çiz-medi¤ini net olarak anlamam›z gerek.fiu anda önümüzdeki zorluk Kopen-hag’daki politik antlaflmay› gerçek, öl-çülebilir ve do¤rulanabilir hale getir-mek” diyor. Bu çabas›n› anl›yor ve say-g› duyuyoruz ve ondan kendi sa¤l›¤›n›oldu¤u kadar dünyan›n sa¤l›¤›n› da bu

Bizde bafl›m›za gelecekfelaketlere karfl› siyasi iradegösterilemezken öte yanda,bir ilçemiz büyüklü¤ündekiTuvalu herkesin parmakla

gösterdi¤i, alk›fllarladestekledi¤i bir ad›m att›.

Page 40: ve sonrasi

44 OCAK 2010 / EKOIQ

süreçte tehlikeye atmamas›n› diliyo-ruz.

HHeerrhhaallddee TTüürrkkiiyyee’’nniinn hhaazz››rrll››kkll›› oolldduu¤¤uussööyylleenneemmeezz.. BBuu kkoonnuuddaa nnee ddüüflflüünnüü--yyoorrssuunnuuzz??Türkiye ilk kez bu kadar genifl bir çevresivil toplum kat›l›m› yaflad›. Bali’ye sa-dece çevre STK’lar›ndan TEMA Vakf›’n›temsilen ben, Yeflim Erkan’la berabergitmiflken bu y›l en az 10 de¤iflik siviltoplum kuruluflu vard›. Bu sivil toplumkurulufllar› birlikte hareket etti ve hat-ta birlikte bas›n bülteni yay›nlad›lar,güçlü bir durufl sergilediler. Ancak Tür-kiye delegasyonu bu STK’larla do¤rudüzgün bir haz›rl›k yapmad›. Sürecedahil etmedi¤i gibi güçlü bir fikir teati-sinde de bulunmad›.

Cumhurbaflkan› Gül ise konuflma-s›nda, dünyadaki adaletsizli¤i ve ülke-mizin iklim de¤iflikli¤i sonucunda dü-flece¤i durumu dile getirmek ve insan-l›¤›n önündeki bu korkunç tehdidekarfl› Türkiye’nin yapacaklar›n› ortayakoyaca¤› yerde, ülkemizi aciz ve yar-d›m ça¤r›s› yapan bir ülke konumunaindirdi. Oysa iklim de¤iflikli¤inden enfazla etkilenecek ülkelerin bafl›nda ge-len Türkiye’nin, iklim de¤iflikli¤iylemücadele konusunda lider olmas› ge-rekir. ‹klim de¤iflikli¤i ile mücadele sa-nayimizi güçlendirir, enerji ba¤›ms›z-l›¤›m›z› sa¤lar, tar›m›m›z› sürdürüle-bilir k›lar ve iflsizlik sorunumuzu çöze-bilir. Bunun için hedefler konmas› vebu hedeflerin sektörel hedeflerle des-teklenmesi gerekir. Say›n Gül’ün he-def aç›klayamamas›n›n alt›nda, DevletPlanlama Teflkilat› baflta olmak üzerekimi bakanl›klar›n yeterli çal›flmay›yapmam›fl olmas› yat›yor. GreenpeaceAkdeniz’in Enerji (D)evrimi senaryo-sunda sadece enerji sektöründe yüzde25’lik bir indirim yapman›n mümkünoldu¤u gösteriliyor. Demek ki Türkiyekendi kapasitesiyle en az yüzde 30’luk

bir indirim yapabilir. Çevre Bakan›n›naç›klad›¤› yüzde 11’lik indirim GüneyAfrika veya Meksika’n›n rakamlar› ilekarfl›laflt›r›ld›¤›nda gülünç kal›yor. Sa-y›n Gül’ün söz etti¤i geliflmifllik hali-mize sahip di¤er ülkeler maalesef bizikulaç kulaç geride b›rakt›. Lider olmakapasitesine sahip bir konumdaykenTürkiye, sürüye yetiflmeye çal›flan vebir yandan sürekli yard›m isteyen ülkekonumuna düfltü.

Üstelik Cumhurbaflkan› konuflmas›-n›n ard›ndan gerçek müzakerelereObama, Merkel, Sarkozy, Brown ve di-¤er liderlerle kat›laca¤›na, BakanlarKurulu toplant›s›n› tercih edip Türki-ye’ye geri döndü. Zaten Cumhurbaflka-n›n›n de¤il Baflbakan›n gelmesi çokdaha yerinde olurdu. Bunu 6 ay boyun-ca söylememize ve onbinlerce imzatoplamam›za ra¤men dinletemedik.Türkiye iklim konusunda s›n›fta kald›ve ayn› zamanda hükümet sivil toplu-mu dinlememe konusunda da ayn›inad› sürdürüyor. Belki dinlese ve feyzalsa daha baflar›l› olabilecek!

Konferansa kat›lan Türk delegasyo-nu hiçbir sal›m azalt›m hedefi koyma-d› ve yanl›fl bir zafer izlenimi verdi.Türkiye kaybetti, dünya kaybetti. Za-

ten azalan prestijimiz bundan sonragüçlü hedefler ortaya koyamazsak iyi-ce batacak. Baflbakan Erdo¤an tekrarseçilmek istiyorsa, kendi halk›n›n ge-lece¤ine ne ölçüde önem verdi¤inigöstermeli ve iklim politikalar›n› ya-k›ndan izlemeye bafllamal›.

SSiizzccee KKooppeennhhaagg’’››nn hhiiçç oolluummlluu bbiirr ssoo--nnuuccuu yyookk mmuu?? Var tabii ki. Yukar›da da bahsetti¤imgibi haritada belki yerini bile göstere-meyece¤iniz bir küçük devlet ç›k›p ik-limini ve topraklar› üzerinde yaflayaninsanlar› için büyük bir cesaret örne¤igösterdi. Kopenhag’dan güçlü bir ik-lim adaleti hareketi do¤du. Çevre mü-cadelesinin bir hak mücadelesi oldu¤uve bütün sektörleri kesti¤i anlafl›ld›.Hareket ileride çok daha siyasallafla-cak flüphesiz. En büyük hayal k›r›kl›¤›tabii ki zirve sonucunda ç›kan maska-ra belgedir. Ak›llarda kalacak olan isek›rm›z› hal› üzerinde bütün dünya bafl-kanlar›n›n yüzüne Do¤a Krall›¤› Dev-let Baflkan› ve eflinin açt›¤› Greenpea-ce pankart›d›r: “Politikac›lar konuflur,liderler harekete geçer!”

BBuunnddaann ssoonnrraass›› iiççiinn nnee ddüüflflüünnüüyyoorrssuu--nnuuzz?? YYeennii bbiirr zziirrvvee mmii bbeekklliiyyoorr bbiizzlleerrii??Gelecek y›l›n sonuna kadar, üzerindeuzlafl›lan konulara yasal ba¤lay›c›l›kgetirilmesi gerekiyor. Adil, güçlü veyasal ba¤lay›c›l›¤› olan bir anlaflmaiçin umutlar Meksika’ya kald›, ancakKopenhag’da ortaya ç›kan iklim adale-ti hareketi güçlenerek büyüyecek.Çünkü bu Zirvede gördük ki çok dahafazla insan iklim de¤iflikli¤inin aciliye-tini kavram›fl durumda. Burada güçle-nen hak ve adalet duygular› Anka-ra’ya, Washington’a, Beyrut’a, Lon-dra’ya, Pekin’e, Tel Aviv’e, Sidney’e,Nairobi’ye, Rio’ya tafl›nacak. ‹nsanlarvakitleri oldu¤unu düflünebilir ancakgezegenin beklemeye vakti kalmad›.

?K PENHAGve sonrasi

Adil, güçlü ve yasalba¤lay›c›l›¤› olan bir anlaflmaiçin umutlar Meksika’ya kald›,

ancak Kopenhag’da ortayaç›kan iklim adaleti hareketi

güçlenerek büyüyecek.

Page 41: ve sonrasi

45EKOIQ / OCAK 2010

‹fl dünyas› ve Kopenhag‹ngiltere’de çal›flmalar›n› yürüten The Prince of Wales’sCorporate Leaders’ Group on Climate Change (Galler Pren-si’nin ‹klim De¤iflikli¤i Özel Sektör Liderler Grubu) taraf›n-dan 10 Aral›k 2009 tarihinde bir yan etkinlik gerçeklefltirdi.Yap›, enerji, finans, sigorta, bas›m-yay›n sektörü ve siviltoplumu temsil eden konuflmac›lar toplant›da, sürdürülebi-lir ve düflük karbonlu sürece geçiflte özel sektörün, tüketici-lerin al›flkanl›klar›n›n de¤ifltirilmesinden teknolojik inovas-yonun gerçeklefltirilmesine kadar genifl bir ölçekte etkisininolaca¤›n› vurgulad›lar. Konuflmac›lardan biri olan Skanskaflirketinin üst yönetiminden Noel Morrin, “iklim de¤iflikli¤i-ne karfl› mücadelede teknik bir engelin olmad›¤›n›, sadecepolitik isteksizlik oldu¤unu” vurgulayarak sorunu ve çözü-me haz›r olduklar›n› çok net ortaya koydu. The Prince of Wa-les’s Corporate Leaders’ Group on Climate Change taraf›n-dan Bali ve Poznan Bildirileri ile bafllayan sürecin devam›olarak haz›rlanan Kopenhag Bildirisi, 900’dan fazla özelsektör temsilcisi taraf›ndan imzaland›.

REC Türkiye ve TÜS‹AD iflbirli¤i ile özel sektöre yönelikolarak oluflturulan ‹klim Platformu da The Prince of Wales’sCorporate Leaders’ Group on Climate Change ile yeni bir or-takl›k gerçeklefltirdi. Bu ortakl›k kapsam›nda, düflük karbonekonomisine geçiflin h›zla yafland›¤› bu süreçte, Türk ve ya-banc› özel sektör temsilcilerinin daha yak›n bir iflbirli¤i içe-risinde çal›flmas› için yeni bir ad›m at›lm›fl oldu.

Kopenhag ‹fl Dünyas› Günü‹fl dünyas›n›n bir di¤er ad›m› ise “Copenhagen Business

Day- Kopenhag ‹fl Dünyas› Günü” etkinli¤inin düzenlenme-

siydi. Sürdürülebilir Kalk›nma ‹çin Dünya ‹fl Konseyinin(WBCSD) 11 Aral›k’ta organize etti¤i toplant›ya, 400’denfazla kat›l›mc›, 40 konuflmac› ve panelist kat›ld›.

‹fl dünyas›n›n bu iki örne¤i d›fl›nda, COP15 öncesi Çin’inkarbon sal›m›n› 2020’ye kadar yüzde 40-45 azaltma taah-hüdünü de anlamakta büyük fayda var. 15 Aral›k 2009 tari-hinde yan etkinlik olarak UNDP-Çin taraf›ndan düzenlenen“Düflük Karbon Toplumuna ve Ekonomisine geçiflte Çin’inad›mlar›” bafll›kl› toplant›da rekabet aç›s›ndan önemli tar-t›flmalar yürütüldü.

Toplant›da, 2020 için toplam karbon sal›m›n› 2005 y›l›nagöre yüzde 45 azaltacak olan Çin’in, 2050’ye kadar bu azalt›-m› yüzde 85’e ulaflt›raca¤› aç›kland›. Tart›flmalar›n enönemli sonucu, karbon azalt›m› sayesinde Çin endüstrisininrekabet gücünün artaca¤› yönündeydi. Düflük karbon paza-r›, ayn› zamanda daha az fosil yak›t ve sonucunda da düflükmaliyet anlam›na geliyor. Dünyan›n say›l› üretici güçlerin-den biri olan Çin’in, maliyetleri düflürme anlam›na gelenkarbon yo¤unlu¤u azalt›m›n›n ne kadar önemli bir rekabetarac› olarak kullanaca¤›n› önümüzdeki günlerde görece¤iz.

K›sac›s› Kopenhag Zirvesinde, özel sektörün, hem küreselvar olufl, hem de rekabette geride kalma riskine karfl› ad›matmaya bafllad›¤› çok net görüldü.

Page 42: ve sonrasi

46 OCAK 2010 / EKOIQ

Kopenhag Zirvesi’nin kurus›k› bir top-lant› oldu¤u iyice gün yüzüne ç›kt›. ‹n-giltere Baflbakan› Gordon Brown’›n is-tihzayla tan›mlad›¤› gibi “En hafif ta-birle kusurlu, en kötü ihtimalle kaotikbir zirveydi.” Öte yandan küresel biranlaflmaya var›lamamas› elektrik üre-ticilerinin hükümete “Karbon fiyatla-r›n› garanti alt›na al ya da iddial› yeflilhedeflerine veda et” ça¤r›s› yapmala-r›n› zorunlu k›ld›.

‹ngiltere’nin emisyonunu 2020 y›-l›nda yüzde 34, 2050 y›l›nda yüzde 80düflürebilmesi için elektrik üretimin-de bir temizli¤e gitmesi gerekti¤indenkimsenin flüphesi yok. Öte yandanekonomi, en iyimser tan›mla tekinsiz.

Üstelik çok da fazla temeli olmayanKopenhag’dan sonra üreticiler hükü-meti e¤er duruma müdahil olmazsakarbon tutma ve depolama teknoloji-lerinin (CCS) ya da nükleer teknoloji-nin inflas›n›n mümkün olmayaca¤› yo-lunda uyar›yorlar.

Sorunun özü karbon fiyatlar›. Off-shore rüzgar çiftlikleri, k›smi olarakpazardan para toplayarak büyük önödeme maliyetlerini dengelemekle so-rumlu “Yenilenebilir Yükümlülük Me-kanizmas›” taraf›ndan sübvanse edil-di. Dört aflamal› CCS santrallerininmüflteri faturalar›n›n yüzde 2’sininvergi mükellefleri taraf›ndan ödenme-si planlan›yor. Di¤er taraftan nükleerve kömür santrallerine uyarlanm›flolan CCS sistemlerinin gelece¤i, AB veAvrupa Ticaret Program›’na (ETS) sa-t›lmas› planlanan karbon sertifikala-r›ndan elde edilecek gelire ba¤l›.

Yeni nükleer tesisler göz dolduracakölçüde pahal›. Bir nükleer santralin

bedeli do¤algaz santrallerinin befl ka-t›; kurulum süresi de iki kat daha fazlavakit al›yor. CCS ise o kadar yeni birsistem ki onun üzerinden mukayeseyap›labilecek herhangi bir veri yok.Her iki durumda da yap›lacak ifl fazlameflakkatli oldu¤undan ticari olarakmant›kl› olan havlu atmak ve do¤algazsantrallerine geri dönmek olarak gö-züküyor.

Çarenin karbon al›flverifli olmas›bekleniyordu. AB ve ETS, elektrik üre-ticilerine giderek düflen karbon emis-yon s›n›rlar› koyarak, zaman içindekirli ve temiz kuflak aras›ndaki mali-yet a盤›n›n daralmas› gerekiyor. Ge-lin görün ki Kopenhag, küresel karbonpazar›n›n fiyat artt›rarak sorumlulu¤utekrar ‹ngiliz hükümetine devretmesiumutlar›n› yerle bir etti.

Alman Enerji devi E.ON firmas›n›n‹ngiltere Genel Müdürü Paul Golby:

“Her fleyi böyle oldu¤u gibi b›rakama-y›z. Düflük karbon teflkil eden üretimmodellerini anlaml› k›labilmek içinpazara yönelik de¤iflime ihtiyac›m›zvar” diyor.

‹ki temel problem var. Birincisi fiilifiyatlar. Karbon bu sene ton bafl›na 14sterlin gibi bir çizgiye tutunmay› ba-flard› ama elektrik üreticiler, nükleerenerji için gerekli ekonomik birikimisa¤layabilmenin yolunun, bu fiyat›n50 sterlini bulmas› oldu¤unu düflünü-yorlar. Uluslararas› Enerji Ajans› isedüflük karbonlu teknolojinin ekono-mik olmas› için bu fiyat›n 2020 y›l›nda30 sterlin, 2030 y›l›nda da 73 sterlinolmas› gerekti¤ini savunuyor.

‹kinci problem ise belirsizlik. Kar-bon fiyatlar›n›n flimdi yüksek olmas›gerekmiyor ama yat›r›mc›lar bu fiyat-lar›n en az›ndan gelecekte yüksek ol-mas› gerekti¤ini ifade ediyorlar. Gös-tergeler ise tam tersini gösteriyor. Ko-penhag sonras›nda karbon, son alt›ayl›k süreçteki en düflük de¤eri gördü.‹ngiltere’deki sonuçlar ise bin beter.

‹ngiltere 2020’de yüzde 34’lükemisyon azalt›m hedefiyle ipi ilk s›ra-da gö¤üslerken Avrupa, fiyat belirleyi-ci olan ve ‹ngiliz üreticilerin de ihtiyaçduydu¤u AB ve ETS ile uyumu bir yanab›rakarak, sadece yüzde 20’lik bir dü-flüfl hedefliyor. Avrupa, Kopenhag’danküresel bir anlaflma ç›karsa hedefiyüzde 30’a çekme vaadinde bulun-mufltu. Böylece aradaki makas da ka-panacakt› ama flu anda bu sözün hiçbirhükmü yok. Enerji flirketlerinden Cen-trica’n›n sözcülerinden biri, “AB veETS merkezde kalmaya devam etmeliama AB’nin k›sa dönemli fiyatlar› bi-

?K PENHAGve sonrasi

Sarah Arnott

Kopenhag ve düflük karbon fiyatlar› tehlikesi...

Kopenhag’›n ard›ndanortaya ç›kan kar›fl›kl›ktan

sonra, kabul edilebilirkarbon fiyatlar›na ihtiyaç

oldu¤u biliniyor ama bunanas›l ulafl›laca¤› konusunda

bir ipucu yok.

Page 43: ve sonrasi

47EKOIQ / OCAK 2010

zim hedeflerimizi yakalayana kadarülkedeki karbon fiyatlar›n› destekle-mek elzem görünüyor” diyor.

Karbon fiyatlar›n›n yüksek kalmas›için hükümetin kullanabilece¤i çeflitlimanivelalar var. ‹klim De¤iflikli¤i Ko-mitesi s›ralanan alternatifler aras›ndabir aç›k art›rma fiyat›n›n belirlenmesiya da karbon vergisi, sözleflmeleri kul-lanmak veya de¤iflik bir seçenek ola-rak asgari bir fiyat belirlemek de var.Bir k›s›m üretici taraf›ndan en çok ka-bul gören seçenek, yenilenebilir enerjisektöründe oldu¤u gibi, düflük karbonyükümlülü¤ü olmas›.

Böylesi bir düzenleme hem nükleerhem de CCS yat›r›mc›lar› için bir tefl-vik ifllevi görecektir. Elektrik üreticile-rinin de belli yüzdelerdeki enerjiyi dü-flük karbonlu kaynaklardan edinmesi-ni ya da temiz enerji üreticilerinin r›-zas›n› sat›n almas› zorunlulu¤unu ge-tirecektir.

Kopenhag’›n ard›ndan ortaya ç›kankar›fl›kl›ktan sonra, kabul edilebilirkarbon fiyatlar›na ihtiyaç oldu¤u bili-niyorken ve buna nas›l ulafl›laca¤› ko-nusunda bir ipucu yokken, hükümetpek bir ketum ama zaman tükeniyor.EDF’nin 2017’de bitirmeyi planlad›¤›yeni nükleer santral için yat›r›m kara-r›n›n 2011’de al›nmas› gerekiyor. So-nunda endüstri ile yap›lacak dikenlitart›flmalarda cevap bulunmas› gere-ken sorulardan biri de “Makul bir ka-zanc› tayin eden nedir?” olacak. Herhâlükarda hiçbir fley yapmamak art›kbir seçenek de¤il. Deloitte’in ortakla-r›ndan Alistair Scrimgeour hükümetinhangi aflamada iflin içine girece¤inekarar vermekten baflka seçene¤i ol-mad›¤›n› vurguluyor.

Sarah Arnott, The Independent Ekono-mi Muhabiri, 22 Aral›k 2009

Çeviri: Balkan TALU

Kopenhag Yolunda Küçük bir KronolojiHaziran 1992: Rio Dünya Zirvesi Çevrecilerin küresel ›s›nman›n potansiyel tehlikelerine dair y›llar süren lobiçal›flmalar› sonucu UNFCCC kuruldu. Birincil hedef sera gaz› emisyonununsabitlenerek s›cakl›k art›fl›n›n önlenmesi. Bugüne kadar toplamda 192 ülketaraf oldu. Aral›k 1997: Kyoto ProtokolüGeliflmifl uluslar 2012 itibariyle sera gaz› emisyonunu en az yüzde 5düflürmeyi kabul etti. Fakat ABD daha sonra eyleme geçmeyi reddetti. Çingibi geliflmekte olan ülkeler ise resmi yapt›r›ml› hiçbir hedef belirlemediler. 1998WWF (World Wild Fund for Nature) verilerine göre, 1988 y›l›, bin y›l›n en s›cakyüzy›l›n›n en s›cak y›l› oldu. ‹klim De¤iflikli¤i konusunda ilk yayg›n tereddütleroluflmaya bafllad›.2003Avrupa s›cak hava dalgas› 30 binden fazla insan›n ölümüne sebep oldu.Bilim adamlar› daha sonra bunun insana ba¤l› iklim de¤iflikli¤indenkaynaklanan ilk büyük hava olay› oldu¤unu iddia etti.2006‹ngiliz Hükümeti iklim de¤iflikli¤inin kontrol d›fl› ç›kmas› durumunda globalGSY‹H’n›n yüzde 20’lik zarara u¤rayaca¤›n› ama iklim de¤iflikli¤inindurdurulmas›n›n küresel GSY‹H’n›n sadece yüzde 1’ine mal olaca¤›n› aç›klad›.2007 BM Bilim Komitesi (IPCC) sözkonusu iklim de¤iflikli¤inin sebebinin yüzde 90oran›nda insanl›¤›n sera gaz› sal›mlar› oldu¤unu aç›klad›.Aral›k 2007 BaliBM Kyoto Protokolünden sonraki hedeflerini belirledi. Bali Yol Haritas›,2009’da Kopenhag’da ba¤lay›c› nihai bir anlaflma yap›lmak üzere, 2 y›ll›ksüreci bafllatt›. Üzerinde karara var›lmas› gereken sorunlar emisyonundüflürülmesi, fakir ülkelere iklim de¤iflikli¤ine adaptasyon için para yard›m›yap›lmas›, yeflil teknoloji paylafl›m› ve ormanlar›n gelece¤i olarak belirlendi.Kas›m 2008‹ngiltere 2050 y›l› itibariyle sera gaz› emisyonunu yüzde 80 oran›ndaazaltmay› taahhüt etti.Kas›m 2008Baflkan Obama iktidara gelince ABD’nin iklim de¤iflikli¤i müzakerelerinedaha yo¤un bir ilgi gösterece¤ine dair sinyaller verdi.2009Çin ABD’yi geçerek dünyan›n en çok sera gaz› sal›m› yapan ülkesi durumunageldi. Ancak kifli bafl›na karbon sal›m›nda ABD hala bir numarayd›.Kas›m 2009 Barselona UNFCCC müzakerelerinin son turunda yetkililer resmi ba¤lay›c›l›¤› olan biranlaflman›n y›lsonu itibariyle mümkün olamayaca¤›n› çünkü zengin ve fakirülkelerin, hedefler üzerinde bir anlaflmaya varmad›¤›n› belirtti.Aral›k 2009 KopenhagBelirsizlik ve kaos. Tarih devam ediyor. Gözler Haziran’daki Bonn veAral›k’taki Meksika Toplant›lar›na çevrildi. Ç›kmad›k candan…

Page 44: ve sonrasi

48 OCAK 2010 / EKOIQ

Dünyan›n büyük ilgiyle, Türkiye ka-muoyunun ise kar›fl›k yorumlarla izle-di¤i 7-19 Aral›k 2009 tarihleri aras›n-da toplanan Kopenhag ‹klim Konfe-rans›’nda ne oldu? Dünya ve Türkiyeaç›s›ndan hangi sonuçlar do¤du? Busorular› daha iyi yan›tlayabilmek içinöncelikle büyük foto¤raf› görmeliyiz.

Büyük resim nas›l?Sanayileflmeyle beraber atmosfere

sal›nan sera gazlar› (CO2 gibi) birikimiart›yor ve dünyan›n ›s›nmas›na, temeliklim dengelerinin de¤iflmesine nedenoluyor. Deniz seviyesinin yükselmesi,kurakl›k, taflk›nlar dâhil yarataca¤›ola¤an d›fl› etkiler nedeniyle, pek çokkifliye göre bu durum dünyan›n karfl›karfl›ya oldu¤u en büyük tehdit.

En itibarl› bilim insanlar›n›n yapt›¤›kapsaml› çal›flmalardan hareketle,üzerinde genifl siyasi mutabakat sa¤-lanan bir hedef flu: Dünyan›n ›s›nmas›sanayileflme öncesi döneme göre ençok 2 derece ile s›n›rl› tutulmal›. Buamaca ulaflmak için y›lda yaklafl›k 40milyar ton olan sera gaz› sal›mlar›,2050’de yar› yar›ya azalt›larak 20 mil-yar tona indirilmeli. Önümüzdeki y›l-larda bu hedefe ulafl›labilece¤i görü-lürse, emisyonlar daha da düflük sevi-yelere çekilerek ›s› art›fl› azami 1,5 de-recede tutulmal›. Öylelikle hem denizseviyesinden sadece bir iki metre yük-

seklikteki küçük ada devletlerinin ok-yanuslar taraf›ndan yutulmas› önle-nebilecek, hem de tüm k›y› fleritlerininkorunmas› dâhil dünyan›n karfl›lafla-ca¤› a¤›r sorunlar azalacak.

Görüfl birli¤i sa¤lanan bir baflka hu-sus flu: Hem bugün hem sanayileflmedöneminden beri atmosfere sald›klar›emisyonlar (tarihsel sorumluluk) ne-deniyle, iklim de¤iflikli¤i, geliflmifl ül-kelerin yaratt›¤› bir sorun. O nedenlebu ülkeler sera gaz› emisyonlar›n› h›z-la düflürmeli, ayn› zamanda daha dü-flük emisyon düzeylerinde sürdürüle-bilir kalk›nma için geliflmekte olan ül-kelere finansal destek, teknolojitransferi ve kurumsal kapasite yard›-m› yapmal›d›r.

Yukar›da özetlenen genel hedeflerve ilkeler konusunda geliflmifl ve gelifl-mekte ülkeleri kapsayan genifl bir mu-tabakat bulunuyor. Bununla beraber,bu mutabakatlar uygulamaya aktar›-l›rken de¤iflik bask›lar ve yüksek mali-yetler nedeniyle, konu çevre ve iklimde¤iflikli¤inin ötesinde büyük önemtafl›yan iki boyut daha kazan›yor.

Bunlardan ilki, küresel tehdidin vetarihsel sorumluluklar›n›n bask›s› al-t›ndaki geliflmifl ülkelerin öncülü¤ün-de, önümüzdeki y›llarda tan›k olaca¤›-m›z muazzam teknolojik yenilenme.Kyoto’yu imzalamam›fl olmas›na ra¤-men ABD ve di¤er ileri sanayileflmifl ül-

keler, yaklafl›k 40 y›l içinde emisyonla-r›n› yüzde 80-95 oran›nda indirecekle-rine dair en üst düzeyde aç›klamalaryapt›. Bu siyasi beyanlar›n arka plan›n-da, bilinen ve k›sa süre içinde elde edil-mesi beklenen teknolojik imkânlar›nböylesine iddial› bir hedefi mümkünk›laca¤›na dair güven var. Hatta baz›gözlemcilere göre, toplamda s›f›r veyas›f›ra yak›n sal›ma dayanan karbonsuzbir üretim ve yaflam tarz› yak›n gele-cekte mümkün olabilecek. Bu büyükhedef; özelikle enerji üretimi, enerjiverimlili¤i, ulaflt›rma ve çevre teknolo-jileriyle beraber yaflam tarzlar›ndamuazzam bir dönüflüm anlam›n› tafl›-yor. Örne¤in, yenilenebilir enerji tek-nolojileri Avrupa Birli¤i taraf›ndan II.Sanayi Devrimi olarak tan›mlan›yor.Bu büyük dönüflüme ayak uydurama-yan ülkelerin, de¤iflik flekillerde a¤›rbedel ödeyece¤i muhakkak.

‹kinci önemli boyut, iklim de¤iflikli-¤i müzakerelerinin giderek geliflmifl ve

?K PENHAGve sonrasi

TBMM Çevre Komisyonu Baflkan› Haluk Özdalga

Kopenhag’da ne oldu?Dünyan›n ›s›nmas› sanayileflme öncesi döneme göre ençok 2 derece ile s›n›rl› tutulmal›. Bu amaca ulaflmak içiny›lda yaklafl›k 40 milyar ton olan sera gaz› sal›mlar›,2050’de yar› yar›ya azalt›larak 20 milyar tona indirilmeli.

Page 45: ve sonrasi

49EKOIQ / OCAK 2010

geliflmekte olan ülkeler aras›ndakimücadelenin en önemli zemini duru-muna dönüflmesi. Yukar›da özetlenenmutabakat›n ayr›nt›lar›na girilince,karfl›t yaklafl›mlar› ortaya ç›kmayabafll›yor. Her iki taraf›n da hakl› oldu-¤u yönler var ve uzlaflma gerçektenkolay de¤il.

Geliflmifl ülkeler, mevcut küreselemisyonlar›n sadece üçte birinin ken-dilerinden, üçte ikisinin geliflmekteolan ülkelerden kaynakland›¤›n› ve buoran›n giderek azald›¤›n› vurguluyor.O nedenle kendileri ne kadar indirimyaparsa yaps›n, geliflmekte olan ülke-ler katk› yapmad›¤› sürece 20 milyarton hedefine ulaflman›n mümkün ola-mad›¤›na iflaret ediyorlar. Ayr›ca yar-d›mlar›n a¤›rl›kl› olarak kendi kon-trolleri alt›ndaki kurumlar arac›l›¤›ylayürütülmesini ve bu deste¤in fleffaf vedenetlenebilir sonuçlara ba¤l› olmas›-n› istiyorlar. Bu talepleri en aç›k dilleifade eden ülke ABD. Ayr›ca ABD vebaflka geliflmifl ülkeler, mevcut belge-lerin karmafl›k yap›s› nedeniyle ilerle-menin zorlaflt›¤›n›, yeni bir anlaflmametninin daha iyi olaca¤›n› ileri sürü-yor. Geliflmifl ülkelerin savundu¤u bugörüfllerde de¤iflen ölçülerde hakl›l›kpay› var.

Geliflmekte olan ülkelerin talebiAncak geliflmekte olan ülkelerin de

güçlü ahlaki ve siyasi temellere daya-nan hakl› talepleri bulunuyor. 2050’degeliflmifl ülkeler emisyonlar›n› s›f›raindirseler ve hedeflenen toplam 20milyar ton tamamen geliflmekte olanülkelere b›rak›lsa dahi, bu ülkelerdekifli bafl›na sadece 3,3 ton emisyon dü-flecek. Çünkü BM geliflmekte olan ül-kelerin toplam nüfusunu 2050’de 6milyar olarak tahmin ediyor. Bu hesa-ba göre, geliflmekte olan ülkelerin bu-günkü kifli bafl› emisyonlar›n› hemenhiç art›rmadan ayn› seviyede tutmas›gerekiyor. Ancak kalk›nma ihtiyaçlar›dikkate al›n›rsa bu mümkün de¤il. Ge-liflmifl ülkelerde bugün kifli bafl›naemisyon ortalama 12 ton civar›nda.

Sanayileflmifl ülkelerin tecrübesininde aç›kça gösterdi¤i gibi, geliflme vemodernleflme için önce olabildi¤incedüflük maliyetli bir enerji ve kaynaktüketimi gerekiyor. Refah›n düflükemisyon düzeyinde sürdürülebilmesi,ancak gerekli sermaye ve teknoloji bi-rikiminden sonra mümkün. Geliflmeyegeç bafllayan ülkelere atmosferde çokdaha az emisyon hacmi b›rak›lm›fl ol-mas› adaletsiz bir durum. Geliflmifl ül-keler, insanl›¤›n ortak zenginli¤i olan

atmosfer kaynaklar›n› hakça olmayanbir oranda tükettiler ve arkadan ge-lenlere yer b›rakmad›lar. 1850-2005aras›nda geliflmifl ülkelerden atmosfe-re sal›nan toplam karbon miktar› kiflibafl›na 940 ton. Geliflmekte olan ülke-ler için ayn› de¤er 220 ton civar›nda.Geliflmifl ülkeler atmosferde haklar›olan paylar›n› bugün bile adaletsiz birflekilde geniflletmeye devam ediyor.Bu de¤erlendirmeler sonunda gelifl-mekte olan ülkeler, geliflmifl ülkelerinh›zl› bir flekilde büyük emisyon indiri-mine gitmelerini, hatta negatif emis-yon de¤erlerini hedef almalar›n› talepediyor. “Tarihsel emisyon borçlar›”nedeniyle geliflmifl ülkelerin bugün sö-zü edilenden çok daha büyük ölçektekaynak transferi yapmas›n› istiyorlar.Çerçeve Sözleflme ve Kyoto’da ciddihukuki kazan›mlar elde etmifl bulunangeliflmekte olan ülkeler, bu metinle-rin, özellikle Kyoto’nun ‘delinmesine’fliddetle karfl›. Yard›mlar›n BM çat›s›alt›nda bir kurum taraf›ndan yönetil-mesini istiyorlar.

Sadece yukar›da verilen basit say›-lar bile dünyan›n nas›l çetin bir sorunkarfl›s›nda oldu¤unu gösteriyor. Gelifl-mifl ülkelerin muazzam bir kaynak ak-tar›m›n› kabul etmesi, geliflmekte olanülkelerin de emisyonlar›n› kontrol al-t›na almak üzere harekete geçmesi ge-rekiyor. Bugüne kadar geliflme yard›-m› konusunda hep bencil davrananzenginler bu kez farkl› hareket edecekmi? fiimdi kendilerini de tehdit edenbir sorunla karfl› karfl›yalar. O nedenleiklim de¤iflikli¤i tehdidi, geliflmifl-ge-

“‹klim de¤iflikli¤i tehdidi,geliflmifl-geliflmekte olanülkeler aras›nda bugüne

kadar görülmemifl ölçüdegüçlü bir iflbirli¤inin

önünü açabilir”

Page 46: ve sonrasi

50 OCAK 2010 / EKOIQ

liflmekte olan ülkeler aras›nda bugünekadar görülmemifl ölçüde güçlü bir ifl-birli¤inin önünü açabilir ve büyük birküresel adaletsizli¤in iyileflmesinekatk› yapabilir. Çünkü aksi durumdadünyay› kötü günler bekliyor.

Kopenhag’da ne oldu?Kopenhag öncesindeki aylarda

farkl› görüfller aras›nda yak›nlaflmasa¤lanamad›. Geliflmekte olan ülkelerhangi eylem planlar› çerçevesindeemisyonlar›n› kontrol alt›na alacakla-r›n› güçlü bir flekilde aç›klamad›. Me-sela Çin emisyon yo¤unlu¤unu (birimmilli gelir bafl›na emisyon) yüzde 40-45 azaltaca¤›n› beyan etti ama, bu he-defle ilgili daha ayr›nt›l› bilgiler ver-meyi ulusal egemenlik konusu oldu¤ugerekçesiyle reddetti. Geliflmifl ülkele-rin sa¤layaca¤› deste¤in nas›l kullan›-laca¤› konusunda görüfl birli¤i sa¤la-namad›. ABD özellikle yüksek emisyonsahibi geliflmekte olan ülkelerin katk›-lar›n›n sa¤lanmas›, Kyoto’dan farkl›yaklafl›mlar ve denetlenebilir eylemplanlar› konusunda ›srar›n› sürdürdü.

Konferans sonunda pek çok düzen-lemeyi ve ayr›nt›y› içeren kapsaml› biranlaflma metninin ortaya ç›kmas› bek-leniyordu. Müzakere kurallar›na göre194 ülkenin görüfl birli¤ine varmas›,anlaflma sa¤lanamayan az say›dakikonunun son iki gün biraraya gelecekdevlet ve hükümet baflkanlar› taraf›n-dan çözüme ba¤lanmas› gerekiyordu.Konferans boyunca görüfl farkl›l›klar›devam etti. Bir ara ABD, ‹ngiltere ve evsahibi Danimarka’n›n kapal› kap›lararkas›nda farkl› bir anlaflma metni ha-z›rlad›¤› söylentileri öylesine yay›ld›ki, konferans baflkan› DanimarkaEnerji ve ‹klim Bakan› Hedegaard bu-nu kürsüden aç›kça yalanlad› ve anlafl-man›n sadece genel kurulda görüflüle-rek ortaya ç›kacak bir metin olabilece-¤ini vurgulad›. Anlaflma tasla¤› son iki

güne gelindi¤inde bile çok say›da fark-l› öneriyi içeriyordu. O nedenle köfleliparantezler içine al›nm›fl pek çok al-ternatifli say›lar, kelimeler ve cümle-lerle doluydu. Bu kadar çok farkl› gö-rüflün üst düzey siyasiler taraf›ndanneticeye ba¤lanmas› mümkün de¤ildi.

Bitime iki gün kala çarflamba akfla-m› kapsaml› bir anlaflman›n ç›kmaya-ca¤› belli oldu. Ayn› gün Obama’n›nsözcüsü, Kopenhag’a gidecek baflka-n›n orada daha önce söylediklerindenfarkl› bir fley söylemeyece¤ini aç›kla-d›. Baflkan Obama Kopenhag konufl-mas›nda gerçekten yeni bir fley söyle-medi. Ama iddial› bir laf etti: “Ben bu-raya konuflmak için de¤il, hareketegeçmek (to act) için geldim.”

Son gün olan cuma akflam saatlerin-de, Obama’n›n sözünün gere¤ini yeri-ne getirdi¤i anlafl›ld›! Önce ilk taslak-lar› ortada dolaflmaya bafllayan iki bu-çuk sayfal›k bir metin, gece yar›s›ndansonra Kopenhag Uyumu (accord) ad›alt›nda Genel Kurul’a sunuldu. Dahasonra bu metnin ABD Baflkan› ve ÇinBaflbakan› aras›ndaki iki görüflme ne-ticesinde oluflturuldu¤u, ard›ndanBrezilya, Hindistan ve Güney Afri-

ka’n›n, daha sonra AB dâhil 28 civar›n-da ülkenin mutabakat›n›n al›nd›¤› or-taya ç›kt›. Kamuoyuna da yans›d›¤› gi-bi baz› ülkelerin çok sert elefltirileriaras›nda 31 saat süren müzakerelerde194 ülkenin görüfl birli¤i sa¤lanamad›-¤› için Kopenhag Uyumu sadece kaydageçirildi ve konferans son buldu.

‹ki buçuk sayfal›k metinBeklenen kapsaml› anlaflma yerine

iki buçuk sayfal›k bir metnin ortayaç›kmas› elbette büyük hayal k›r›kl›¤›yaratt›. Ancak yeni durumun olumlusonuçlar› da var. Her fleyden önceUyum belgesi çerçevesinde çok say›daülkenin sürece katk› yapaca¤›na dairpolitik taahhütte bulunmas› umut ve-rici bir geliflme. Uyum metninin baflmimar› ABD güçlü bir flekilde devreyegirdi. Bundan sonra müzakerelerinABD’nin öngördü¤ü do¤rultuya dahayak›n devam etmesi, sürecin h›zlan-mas› ve basitleflmesi beklenebilir.

‹flin liderli¤ini ABD-AB ortakl›¤› üst-lenecek. Kopenhag modeli herhalde birkereye mahsus bir uygulama olarakkalmayacak. Bundan sonra da önemlikararlarda ABD’nin mutabakat için ka-

?K PENHAGve sonrasi

“Beklenen kapsaml› anlaflma yerine iki buçuk sayfal›k birmetnin ortaya ç›kmas› elbette büyük hayal k›r›kl›¤› yaratt›”

Page 47: ve sonrasi

51EKOIQ / OCAK 2010

p›s›n› çalaca¤› ilk ülke Çin olacak. Ar-d›ndan muhtemelen ileri geliflmifl ül-keler d›fl›ndaki, Türkiye dahil yüksekemisyon sahibi 10-12 ülkeyle temasaranacak. 194 ülkeyle müzakerenin nekadar zor sonuç verdi¤i bir kez dahagörüldü. Bundan sonra daha az say›dafakat büyük emisyon sahibi ülkelerinbulundu¤u zeminlerde daha çok kara-r›n al›nmas› beklenebilir. Bizim de üyeoldu¤umuz G-20 bunlardan biri.

Kopenhag’›n bir baflka sonucu, düz-gün ve ciddi haz›rlanm›fl emisyonazalt›m eylem planlar›n› haz›rlamalar›için geliflmekte olan ülkelere dönükbeklenti ve taleplerin artmas› olabilir.Esasen finansal ve teknolojik destekisteyenlerin bunu yapmas› flart. Bütünbunlar küresel emisyonlarda hedefle-nen indirimlere ulafl›lmas› aç›s›ndanolumlu geliflmeler.

Türkiye’nin durumuUluslararas› iklim de¤iflikli¤i müza-

kerelerinde Türkiye’nin durumu ma-alesef hiç iç aç›c› de¤il. Türkiye son y›l-larda bölgesinde ve dünyada baflar›l›bir d›fl politika izliyor. Uluslararas› dip-lomaside sayg›n ve etkili bir konum ka-zand›. Ama iklim de¤iflikli¤i müzakere-lerinde durumu, d›fl siyasetteki baflar›l›genel görüntüsüyle uyum içinde de¤il.Hatta o sayg›n ve baflar›l› görüntüye za-rar veriyor. Bunu de¤ifltirmeliyiz.

Bu rahats›z edici durumun temelnedeni, ilk Çerçeve Sözleflme 1992’deRio’da oluflurken dosyas›na hâkim ol-mayan bürokratlar›m›z›n, k⤛t üze-rinde geliflmifl ülke görünme komplek-si nedeniyle, ›srarla Türkiye’yi gelifl-mifl ülkelerin yer ald›¤› Ek-I ve EK-IIadl› listelere sokmas› ve zaman›n siya-si sorumlular›n›n da aç›kça uyumas›.Daha sonra Türkiye’nin durumunungeliflmifl ülkelerden farkl› oldu¤u yö-nünde bir karar al›nm›fl olmas›na ra¤-men, hukuki durumumuz hâlâ tam

olarak belirgin de¤il.‹klim müzakereleri temelde gelifl-

mifl ve geliflmekte olan ülkeler aras›n-da yürüyor. Tüm hukuki metinler vesiyasi müzakereler bu iki kavram üze-rine kurulu. Emisyon indirim sorumlu-luklar›, haz›rlanmas› gereken dokü-manlar, iflbirli¤i mekanizmalar› dâhilgeliflmifl ve geliflmekte olan ülkelerintabi oldu¤u kurallar tamamen farkl›.

Bizim aç›m›zdan hofl olmayan du-rum flöyle bir müzakere format› ileözetlenebilir: 40+1+150. Müzakereleryaklafl›k 40 geliflmifl ülke ile 150 gelifl-mekte olan ülke aras›nda yap›l›yor.Türkiye iki arada bir derede kalm›fl du-rumda. Her iki büyük grup da Türki-ye’ye ters bak›yor: Zenginler sorumlu-luklar›m›z› yerine getirmiyoruz diye,geliflmekte olanlar kendi pastalar›n-dan pay almaya çal›fl›yoruz diye.

Ayar› iyi tutturulacak bir diplomatikdil kullanarak Türkiye’ye, hiç hak et-medi¤i bir flekilde ve dünyan›n en azgeliflmifl ülkelerinin yer ald›¤› bir ze-minde, yard›m peflinde koflan ülke gö-rüntüsü verilmemeli. Türkiye’nin üs-lubu, getirece¤i bütün sorumluluklarve sonuçlarla birlikte, hukuki statüsü-

nün aç›kl›¤a kavuflturulmas›n› hedef-leyecek flekilde olmal›. Bu noktadamesela Brezilya’n›n gelifltirdi¤i olumludiplomatik dil dikkate al›nabilir.

Kopenhag’da kapsaml› bir anlaflmayerine daha esnek yaklafl›mlara yolaçabilecek bir çerçevenin ortaya ç›k-mas› bizim için de olumlu sonuçlarayol açabilir. Çünkü yeni koflullardaTürkiye’nin durumundaki belirsizli¤igidermek daha kolay olabilir ve dahagüçlü bir katk› vermemizin önü aç›la-bilir. Türkiye hukuki durumunu ya ge-liflmekte olan ülkeler ya da yeni olufla-bilecek ‘ileri geliflmekte olan ülkeler’grubu içinde aç›kl›¤a kavuflturmal›.

Kurumsal kapasite artt›r›lmal›Bu konuda yapmam›z gerekenler

var. Öncelikle teknik ve hukuki belge-lerin iyi haz›rlanmas›, o arada milliazalt›m eylemleri (NAMA) dosyas›n›nhedeflerimize uygun ve yüksek kalite-de tamamlanarak sunulmas› gereki-yor. ‹kinci olarak, bu çal›flmalara para-lel üst düzey siyasi temaslar yürütmekflart.

En önemlisi, iklim de¤iflikli¤ine tah-sis etti¤imiz kurumsal kapasiteyi aci-len art›rmal›y›z. Kalk›nma, teknoloji,uluslararas› diplomasi gibi kritik bo-yutlara sahip iklim de¤iflikli¤i, önü-müzdeki on y›llar boyunca her geçeny›l giderek artan bir flekilde gündemdeyer almaya devam edecek. Mesela Bre-zilya, Hindistan ve Güney Afrika’n›nbir taraftan son y›llarda milli ç›karlar›do¤rultusunda önemli baflar›lar eldeetmesinin, di¤er taraftan Kopen-hag’da bütün dünyan›n takdirini top-layan bir performans göstermesininarkas›nda, iklim de¤iflikli¤i konusun-da oluflturduklar› güçlü kurumsal ka-pasite yat›yor.

*Taraf Gazetesinde 31 Aral›k 2009’dayay›nlanan yaz›dan al›nm›flt›r.

Page 48: ve sonrasi

52 OCAK 2010 / EKOIQ

Görüfl

Yeflil Bilgiyi Toplaman›nAraçlar› ve Püf Noktalar›

Yaz›: Andrew WINSTON*Çeviri: Pertev EGE

edarik zincirinizde gidip gelen ürünve hizmetlerin ayak izini sürmenin,yani yeflil bilginin (Green Data), flir-

ketiniz için ne kadar önemli bir de¤er yarat-t›¤›n› s›k s›k vurguluyorum. Her zaman söy-lendi¤i gibi, “ölçmedi¤iniz bir fleyi yönete-mezsiniz.” Sözkonusu bilginin say›s›z yarar›var: Bu sayede, giderlerinizi düflürebilir, riskiazaltabilir, müflterilerin çevre ve sosyal etkikonusundaki sorular›na yan›t verebilir veonlar›n ayakizlerini küçültmelerine yard›mc›olabilirsiniz.

Ancak bu bilgiyi nas›l toplayaca¤›n›z› sor-makta hakl›s›n›z. Hele ekonominin hâlâ tamdüzelmedi¤i, dolay›s›yla bütçelerin oldukçak›s›tl› oldu¤u bir dönemde. Dört dörtlük, de-tayl› bir Yaflam Döngüsü Analizi, hem çokmaliyetli hem de zaman al›c› görünebilir an-cak ne iyi ki baz› kestirme yöntemler mevcut.‹flte size, en k›s›tl› kaynaklarla ayakizinizhakk›nda bilgi edinebilmeniz için baz› yakla-fl›m ve k›lavuzlar.

T 1. Niceliksel analiz iyidir: Gerçekten de, de-tayl› bir say›sal analize dalmak yerine ürünveya hizmetleriniz hakk›nda daha stratejikbir bak›fl aç›s›yla ifle bafllaman›z çok daha iyiolacakt›r. Kaynak kullan›mlar›n›z hakk›ndah›zl› bir bak›fl aç›s› oluflturmak için öncelik-le tedarik zincirinizi masan›n üstüne yat›-r›n. Ard›ndan da, flirketinizin kap›s›ndaniçeri girenler ve bunlar›n üretimi için teda-rik sa¤lay›c›lar›n›z›n neler harcad›¤› (örne-¤in afl›r› su veya ifllenmifl enerji kullan›yor-lar m›?) gibi, temel çal›flma süreçlerinizdeüzerine hiç kafa yormad›¤›n›z sorular› ken-dinize yöneltin. Girdilerimizle ne üretiyo-ruz? Ne kadar enerji ve kaynak kullan›yo-ruz? Peki, müflterilerimiz ne kadar enerji vekaynak kullan›yor? Müflterilerimizin ifli bit-tikten sonra ürünlerimize ne oluyor?

En büyük risk ve f›rsatlar hakk›nda tamdo¤ru yan›tlar› veya en az›ndan bilgi boflluk-lar›n›n nerelerde oldu¤unu ve bunlar› nas›lgiderebilece¤inizi bulmaya çal›fl›n.

Page 49: ve sonrasi

53EKOIQ / OCAK 2010

*Kendisini, flirketlerin,çevresel stratejilerkullanarak büyümesineve toplumlar›, müflterileri,çal›flanlar› ve hissedarlar›için süre¤en de¤erleryaratmas›na yard›metmeye adayan AndrewWinston ayr›ca, çok satanGreen to Gold (YeflildenAlt›na) ve GreenRecovery kitaplar›n›nyazarlar›ndan da biridir.

2. Ortalama bir hesaplama da yeter. Farkl›departmanlardan gelen çevresel etkilerinizve enerji kullan›m›n›zla ilgili ortalama ra-kamlar, en anlaml› ve ihtiyaç duyulan indi-rimleri nerelerden yapabilece¤iniz konu-sunda size bir bilgi verebilir. Bu bilgiler ilkbaflta kolayca elde edilemeyebilir ancakbunlar› sa¤lamak kesinlikle çok maliyetli birçal›flma de¤ildir.3. Elinizdeki bilgileri kullan›n. Tam detayl›bir Yaflam Döngüsü Analizi (YDA), aç›k ko-nuflmak gerekirse iflah›n›z› kesebilir. Birürünün yarat›m ve kullan›m›ndaki her afla-may› takip etmek çok zordur. Neyse ki eli-nizdeki kaynaklar, bu bilgileri türetmenizeyard›mc› olacakt›r. Endüstriyel gruplar veakademisyenler, birçok ürünün YDA’s›n› za-ten ç›karm›fl durumda.

Zamandan tasarruf etmek için benzer ka-tegorilerden say›sal ç›karsamalar yapabilirve böylece en az›ndan en büyük sorunun ne-rede oldu¤unu anlayabilirsiniz. Örne¤in, çoksay›da süt ürünleri bileflenleri içeren g›daüretimi alan›nda çal›fl›yorsunuz diyelim. Sütürünleri endüstrisi, bir flifle sütün detayl›YDA analizlerini zaten yapm›flt›r. Böylesi birçal›flma, muhtemelen sizin karbon çevrimayakizinizi domine etmekte olan çiftlik hay-vanlar›n›n üretti¤i metan hakk›nda size bil-gi verebilir.

Bu konuda di¤er bir seçenek de kamusalverilerdir. ‹ngiltere için böylesi veriler mev-cut: www.eiolca.net sitesinden ekonomikgirdi-ç›kt›lar›n YDA’lar›na dair çok güvenilirolmayan bilgiler bulabilirsiniz. Bu bilgiler,size oldukça tahmini bir hesaplama olana¤›verecektir.

Ancak kendi veri taban›n›zda kaz› yapma-y› çok da arzulam›yorsan›z, baz› zeki giri-flimcilerin ellerinin alt›ndaki yaz›l›m ürünle-rine yerlefltirdikleri veri kaynaklar›n› ö¤-renmekten memnun olabilirsiniz.4. Size yard›mc› olacak araçlar aray›n. Bü-tün tedarik zincirinizi kapsayan etkileriniziö¤renmenize yard›mc› olabilecek zengin biryaz›l›m seçenekleri de mevcut. Örne¤in Eco-bilan’s TEAM ve GaBi Software gibi, art›kklasik hale gelmifl baz› YDA yaz›l›m ürünlerifirmalar› var. Ancak hem tahmin edebilece-

¤iniz “ola¤an flüpheli” konumundaki firma-lar›n, hem de yeni giriflimcilerin aralar›ndabulundu¤u, flirketlerin karbon ayakizleri ko-nusunda çal›flmalar yapan nifl oyuncular veürünler de oldu¤unu hat›rlatal›m: CarbonImpact (ismi daha önce Clear Standard’d›;flimdi SAP’›n bir parças›); Planet Metrics,SAS for Sustainability Management, Com-puter Associates eco-Software ve CarbonCounted.

Ve bunlara ek olarak, ayn› ifllevi yerine ge-tiren bir aç›k kaynak versiyonu da var:Earthster. Bu giriflimlerin ço¤uyla ya birlik-te çal›flt›m ya da demolar›n› inceledim. Hep-si de iyi araçlara ve uzmanl›¤a sahipler. An-cak belki baz›lar›n› fark etmemiflimdir. ‹fleyarda¤›n› düflündüklerinizi lütfen bana ha-ber verin.

Bu karbon modelleme araçlar›n›n d›fl›nda,de¤iflik yeflil bilgi izleme hizmetleri sunanbaflka flirketler de var: Enerji ölçümü için(bunlar evler için ama ifl hedefli verisyonla-r›ndan nre kadar farkl› olabilir ki!) Micro-soft’un sürdürülebilirlik gösterge paneli veGoogle’›n PowerMeter’i. Ve bir de, AngelPo-ints firmas›n›n (Saatchi S ile birlikte çal›fl›-yorlar) yeni bir ürününden söz edelim: Wal-Mart Kiflisel Sürdürebilirlik Projesi Progra-m›n› (Personal Sustainability Project Prog-ram) internetten eriflilebilecek bir yaz›l›mayerlefltirmifller. Bu sayede flirketler, çal›flan-lar›na, davran›fl de¤iflikliklerinin tüm so-nuçlar›n› gösterebiliyorlar.

Bütün bu kendi kendine yard›m yöntem-lerinin d›fl›nda, size bu konuda yol göstere-bilecek dan›flmanlar›n say›s› da giderek ar-t›yor. E¤er gerekli kaynaklara ulaflmak çokzorsa, belki benim yukar›da anlatt›klar›m›uygulayarak küçük ad›mlarla bafllamak zo-runda kalabilirsiniz ancak yapabiliyorsan›z,uzmanlarla çal›flmak, flirketinizin bilgi top-lama kapasitesinin çok daha derinlikli birresmini size sa¤layabilirler.

Sonuç olarak, ayakizinizi gündelik temel-de ve an›nda anlaman›z için gerekli içsel ye-tene¤i infla ederek, bilgilenme konusuna nekadar çok yat›r›m yaparsan›z, tahminlerini-zin çok ötesinde yollarla bunun karfl›l›¤›n›alacaks›n›z. En iyi veriyle kazan›rs›n›z. m

Page 50: ve sonrasi

54 OCAK 2010 / EKOIQ

VVeelluuxx oollaarraakk aassll››nnddaa oolldduukkççaa eenntteerree--ssaann bbiirr uuzzmmaannll››kk aallaann››nn››zz vvaarr:: ÇÇaatt››PPeenncceerreelleerrii.. Velux, 1941 y›l›nda kurulmufl bir firmave bafllang›çtan itibaren tek ürünü ça-t› penceresi. Bu da asl›nda enteresangeliyor birçok kifliye. Çat› penceresiylene kadar kar›n doyar? Ama asl›nda Av-rupa’da çat› pencereleri oldukça ihti-yaç duyulan bir malzeme. Özellikle‹kinci Dünya Savafl›ndan sonra y›k›lanevlerin yaflam alanlar›n› tekrar can-land›rmay› ön plana koyduklar› için, odönemlerde çat› aralar›n›n niye at›lkald›¤›n›, niye kullan›lmad›¤›n› sorgu-lam›fllar. Ve Velux’un kurucusu ve çat›pencerelerinin mucidi Villum KannRasmussen ilk çat› penceresini gelifl-tirmifl. Zaman içinde de dünya çap›ndabir ifl kolu haline gelmifl.

YY››kk››mmllaarr bbaazzeenn iinnssaann›› bbööyyllee yyaarraatt››cc››--ll››kkllaarraa yyöönnlleennddiirreebbiilliiyyoorr……Aynen öyle… Tabii çat› penceresi den-di¤i zaman konunun esas temelleri,gün ›fl›¤› ve do¤al havaland›rma hali-ne geliyor. Ve çat›ya aç›lan ahflap birpencereden bafllayan hikaye bugünkarbondioksit emisyonlar›n›n azalt›l-mas›na yönelik projelere kadar gel-mifl, dünya çap›nda 10 bin çal›flan›bulunan bir firmaya dönüflmüfl. Ve-

Kurumsal

Gün›fl›¤› ve do¤al ayd›nlatmaküresel ›s›nmaya karfl›Bir çat› penceresinin, dünya çap›nda 10 bin çal›flan› olan uluslararas› bir flirketinçal›flma alan› olaca¤›na insan›n inanas› gelmiyor. Ama sözkonusu Velux olunca ifllerde¤ifliyor. Ad› çat› pencereleri ile özdeflleflmifl, neredeyse jenerik hale gelmifl olanVelux Türkiye’nin Pazarlama Koordinatörü Banu Panço Ponce ile söyleflimizde, as›l iflingün ›fl›¤› ve do¤al ayd›nlatma konusunda odakland›¤›n› anl›yoruz. Bir penceredenküresel ›s›nmaya uzanmak nas›l mümkün olur diyorsan›z, kendi gündemini yaratan buflirketin çal›flmalar›na bir göz atman›zda fayda var.

Page 51: ve sonrasi

55EKOIQ / OCAK 2010

lux, Avrupa’da çok bilinen bir marka.Türkiye’de de mimarlar aras›nda dabiliniyor ama tabii ki konsept olarakçok yeni.

NNee kkaaddaarr zzaammaanndd››rr TTüürrkkiiyyee’’ddee??Biz bu sene yedinci senemizi bitirece-¤iz. Çok da yeni de¤il asl›nda eskidenberi buraday›z. 10 seneye yaklafl›yoruzneredeyse fakat dedi¤im gibi Türki-ye’de çat› aras›nda yaflam diye bir bilgiyok… Ya tavan aras› ya da villa tipi ev-lerde genelde ardiye olarak kullan›lanbir yer. Çok katl› yerlerde ise kazandairesi ya da bofl duran yerler…

AAssaannssöörr mmaakkiinnee ddaaiirreessii oollaarraakk kkuullllaa--nn››ll››yyoorr……Evet. Tabii bu yaklafl›m› de¤ifltirmek,bu fikri yayg›nlaflt›rmak için birtak›mçabalar›m›z ve giriflimlerimiz var. Ça-t›der ve Çedbik üyesiyiz. Asl›nda iflimi-zin ana ekseni günefl ›fl›¤› ve do¤al ay-d›nlatma. Dolay›s›yla çat› penceresi-nin yan› s›ra çat›dan ›fl›k almaya yöne-lik, günefl ›fl›¤›n› afla¤› katlara ileten“günefl tünelleri” dedi¤imiz bir siste-mimiz de var.

BBuu,, ççaatt›› ppeenncceerreessiinnddeenn aayyrr›› bbiirr flfleeyy mmii??Evet, ayr› bir fley. Çat›n›n alt›nda ya-flam varsa çat› penceresini her zamanöneriyoruz ama e¤er çat› alt›nda ya-

Velux Türkiye’nin Pazarlama KoordinatörüBanu Panço Ponce.

Page 52: ve sonrasi

56 OCAK 2010 / EKOIQ

flam yoksa fakat arada kalm›fl odalar-da günefl ›fl›¤›ndan faydalanmak isti-yorlarsa o zaman so¤uk çat› aras›ndanborularla günefl ›fl›¤›n› ›fl›k tüneliyleindirmemiz mümkün.

PPeekkii hheerrhhaannggii bbiirr ffiirrmmaa ççaatt›› ppeenncceerreessiiüürreetteemmeezz mmii?? Yapamaz. Yani u¤rafl›rsa tabii ki yaparama bu bizim için büyük bir uzmanl›kalan›. Bunun teknolojisi çözülmüfl ar-t›k. 65 y›l önceki ürünle bugünküler deayn› de¤il. Velux’un Ar-Ge’si durma-dan yeni malzemeler üretiyor. Di¤eryandan Velux de düfley pencere yapa-maz. Düfley pencereci bir insan da çat›penceresi yapamaz. Çünkü sistemlerve fabrikasyon tamamen farkl›d›r.

KKüürreesseell ››ss››nnmmaa ttaarrtt››flflmmaallaarr›› ddoollaayy››ss››yy--llaa ççaatt›› ppeenncceerreelleerriinniinn öönneemmii ddee aarrttmmaa--yyaa bbaaflflllaamm››flfl oollmmaall››……Asl›nda Velux’un bu konuda gündemyaratan firmalardan biri oldu¤unu ra-hatça söyleyebilirim.

KKeennddii ggüünnddeemmiinnii yyaarraattmm››flfl ddiiyyeebbiilliirriizz..Evet, kendi gündemini yaratm›fl fir-malardan biridir. Mesela biz bu konu-da yaklafl›k 10 senedir Ar-Ge çal›flmas›yap›yoruz. Belli bafll› firmalarla biraraya gelip demo evler, s›f›r karbondi-oksit sal›m›na sahip pasif evler, eko-evler üretiyoruz. Kendi enerjisini üre-tebilen, kendi kendini ›s›t›p so¤utabi-len, d›flar›dan herhangi bir enerjiye ih-tiyaç duymayan evleri, baflka firma-larla birlikte neredeyse 10 y›ld›r plan-l›yoruz.

ÖÖnnüümmüüzzddeekkii hheeddeefflleerriinniizz nnee??Bizim flu andaki hedefimiz ürünlerimi-zin tan›t›m›ndan ziyade, Türkiye’degün ›fl›¤› ve havaland›rmayla evleri vetüm yaflam alanlar›n› ne kadar de¤iflti-rebilece¤imizi, ne kadar hofl mekânla-ra dönüfltürebilece¤imizi mimarlara,mühendislere ve yat›r›mc›lara anlat-mak. As›l amac›m›z bu… m

Kurumsal

Page 53: ve sonrasi

57EKOIQ / OCAK 2010

1980’li y›llar› hat›rlar m›s›n›z? O za-manlar yeryüzünde iki siyasi sistem veiki Avrupa vard›. Her iki Avrupa’ya or-ta menzilli nükleer silahlar yerlefltir-meye bafllanm›flt›. Nükleer silahlar›nsistem fark› gözetmeksizin H›ristiyan-Müslüman, zengin-fakir, Do¤u Alman-Bat› Alman, iflçi-kapitalist ay›r›m› yap-madan herkesi imha edece¤i gerçe¤in-den yola ç›kan milyonlarca insan so-kaklara döküldü. Bu arada her iki tarafbirbirini suçluyor, bar›fl yanl›lar› daKopenhag sokaklar›ndaki çevrecilergibi, derece fark›yla da olsa, her ülke-de h›rpalan›yordu. Sonunda sa¤duyugalip geldi. Liderler, bar›fl taleplerinekulak vererek Washington Zirvesi’ndebir araya geldi. Orta menzilli nükleersilahlar›n geri çekilmesi ve imhas›için, karfl›l›kl› yerinde denetim gibikontrol mekanizmalar›n› da içeren sü-resiz anlaflma Aral›k 1987’de imzalan-d› ve uygulamaya konuldu. E¤er farkl› bir yaklafl›m benimsenme-mifl, “Herkes 3-3 indirsin” gibi eflitlik-çi bir yaklafl›m yerine, “s›f›r çözüm”formülü benimsenmemifl olsayd›, an-laflma söz konusu olamazd›. Buna gö-re, Avrupa k›tas›nda daha fazla nükle-er silah› olan SSCB (Rusya) daha fazlasilah indirimine gidecekti. Bu sa¤du-yulu çözüm sayesinde bütün dünya ra-hat bir nefes ald›. 7-18 Aral›k 2009 tarihlerinde Kopen-hag’da yap›lan Birleflmifl Milletler ‹k-lim De¤iflikli¤i Çerçeve Sözleflmesi 15.Taraflar Konferans› (ki ülkeler anlafla-bilmek için iki y›ldan beri görüflme ha-lindeydiler) herhangi bir ba¤lay›c› ka-rar al›namadan bitti. Zirveden, tuhafbir sonuç ç›kt›: Herkes iklim de¤iflikli-¤inin yol açaca¤› felaketlere karfl› ön-lem al›nmas› gerekti¤ini kabul ediyor-du; ama ço¤unluk çözüm için elini ta-fl›n alt›na koymaktan kaç›n›yordu. So-

nuçta, denetimleri de içeren ba¤lay›c›kararlar 2010 y›l›na b›rak›ld›.fiimdi karfl›m›zda kocaman soru ifla-retleri duruyor. Bugüne kadar dünyay›karbondioksite bo¤du¤u için kendi-sinden ciddi ad›mlar beklenen ABD2010’da karbon sal›m›n› azaltma kara-r› alacak m›? Ekonomisi ve yönetimipetrole ba¤›ml› Suudi Arabistan gibiülkeler veya dünya çap›nda faaliyetgösteren petrol flirketleri karar alma-ya karfl› lobi faaliyetleri yürütmektenvazgeçecekler mi? Geliflmifl ülkelerdaha fazla azaltmaya gidecekler mi?Çin, bu arada Türkiye ne yapacak? Ge-liflmekte olan ülkelere sürdürülebilirkalk›nma için ne gibi destekler sa¤la-nacak? BM bünyesinde küresel iklimfaaliyetlerinin denetlenebilece¤i birmerkez kurulabilecek mi? ‹stisnas›z,192 ülke bu denetimi kabul edecek mi?2009 ‹klim Zirvesi ile 1987’deki Was-hington zirvesi elbette ayn› fleyler de-¤il, en az›ndan kat›l›mc› say›s› bak›-m›ndan. Üstelik Kopenhag’a kat›lanülkeler sosyal ve ekonomik geliflmifllikdüzeyleri, fosil yak›tlarla olan iliflkile-ri, co¤rafi konumlar›, ekolojik sistem-leri gibi pek çok aç›dan çeflitlilik göste-riyor. Bu durumda tümü farkl› ç›karlarpeflinde koflan bu aktörlerin ortak birpaydada buluflmas› pek kolay gibi gö-rünmüyor. ‹ki y›l önceki su s›k›nt›lar›n› hat›rl›yormusunuz? Küresel ›s›nman›n bir sonu-cu olarak da yorumlanan ya¤mur k›tl›-

¤› sonucu barajlar›m›z h›zla boflalm›fl-t›. Her gün barajlar›n doluluk oranlar›-n› takip ediyorduk. Hal› ve araba y›ka-ma, bahçe sulama, difl f›rçalama, y›-kanma, bulafl›k/çamafl›r y›kama al›fl-kanl›klar›m›zda daha az su harcaya-cak flekilde de¤ifliklikler yapt›k. Bencildavrananlar da oldu, ama milyonlarcakiflinin su kullanma al›flkanl›klar›ndayapt›¤› bu de¤ifliklikler sayesinde birsonraki ya¤mur mevsimine kadar ku-ruyup gitmekten kurtulduk. Su s›k›nt›s›ndaki bu çok aktörlü tutumde¤iflikli¤i, herkesin bir fleyden vaz-geçti¤i durumlarda sonuç al›nabilece-¤ini gösteriyor. ‹klim krizi aç›s›ndanifade edersek, kimi ülkelerin hal› y›ka-maktan, kimilerinin de kocaman yüz-me havuzlar›n› doldurmaktan vazgeç-meleri pekâlâ mümkün olabilir. So-nuçta bu ülkelerin hepsi tehdit alt›n-daki bu gezegende yer al›yor ve yafla-nacak yeni bir dünya da keflfedilmiflde¤il. Asl›na bak›l›rsa, insanl›k tarihinde ar-t›k sadece iklim krizi de¤il, ekonomikkriz de ortak çabalarla çözülmeye çal›-fl›l›yor. Dünya kurallar›n› koydu¤u,müdahale etti¤i ve denetledi¤i küreseletkinliklere do¤ru yol al›yor. Uzun va-dede bilimsel teknolojik geliflme, eko-nomik altüstlükler ve benzer pek çokglobal sorun ülke liderlerini farkl› tu-tumlara, ortak paydalara ve denetimmekanizmalar›na zorlayacak. K›sa vadedeyse, ifl gene dünya vatan-dafl› olan biz farkl› ülkelerin yurttaflla-r›na düflüyor. Zaman, örgütlenmek,flebekeler kurmak, küresel ›s›nman›nyol açaca¤› felaketleri daha çok kifliyedaha anlafl›l›r ifadelerle göstermek,Bonn’dan Meksika’ya kadarki süreçteülkelerimizin karar alma mevkilerin-de bulunanlar›n tutumlar›n› etkile-mek için kollar› s›vamak zaman›.

Ayfle Bilge D‹CLEL‹Kollar› S›vama Zaman›

Page 54: ve sonrasi

mory Lovins, 1970 y›l›nda Oxford’daenerji hakk›nda doktora yapmak is-tedi¤inde “Enerji mi? Bizim böyle bir

kürsümüz yok” demifllerdi. Oxford’un 400y›ll›k tarihinde fakültedeki en genç ö¤retimüyesi olmufltu. Buna ra¤men bursunu iadeedip okulu yar›da b›rakt›. OPEC’in petrol am-bargosuna üç y›l vard›. O y›llarda kimseninakl›na enerji krizi diye bir fley gelmiyordu.Amory Lovins daha o y›llarda enerji verimli-¤inden ve yenilenebilir enerji kaynaklar›n-dan söz ediyordu.

Lovins 1973 y›l›nda petrol krizi patlad›¤›n-da on bin kelimelik bir makale yazd›. “EnergyStrategy: The Road Not Taken?” (Strateji: Tu-tulmam›fl Yol?) bafll›kl› makale nihayet 1976y›l›nda Foreign Affairs dergisinde yay›nland›.Makale, enerji politikalar›nda zor ve yumu-flak yollar› karfl›laflt›r›yordu. Zor yol, maliyetine olursa olsun, daha fazla fosil yak›t kayna-¤›n› garanti alt›na almaktan geçiyordu. Yu-muflak yol ise yeni, yenilenebilir enerji kay-naklar›n› araflt›rmakt›.

Enerji politikalar›nda gerekli yumuflak ge-çifl sa¤land›ktan sonra sadece çevre tahriba-t› engellenmeyecekti, “küresel siyasi stres”de azalacakt›. Nükleer silahlanma yar›fl› or-tadan kalkaca¤› için kimse “O’nun nükleer si-lah› var ben de istiyorum” diyemeyecekti, yada petrol, gaz rezervleri yüzünden savafl ç›k-mayacakt›. Üstelik bu yeni kaynaklar› idareetmek çok daha kolayd›.

Amory Lovins, enerji konusunda araflt›rmayap›lmas›na izin verilmeyince Pitzer Üniver-sitesinde sosyoloji, Loyola Üniversitesindehukuk okudu. Hayat›n›n 14 senesini ‹ngilte-re’de geçirdi. Lovins’in bir yazar olarak kari-yeri de ‹ngiltere’de bafllad›. 1971 y›l›nda dö-nemin Dünya Dostlar› Derne¤i Genel Baflkan›David Brower’›n da deste¤iyle Galler’de teh-like alt›nda olan Snowdonia Milli Park›’n› ifl-ledi¤i “Eryri, Özlem Da¤lar›” kitab›n› yazd›.On y›l boyunca “Dünya Dostlar› Derne¤i”nin‹ngiltere temsilcili¤ini yapt›. 1968’den 1981y›l›na kadar her yaz foto¤rafl› do¤a gezileridüzenledi. 1973 y›l›ndaki krizden sonra Lo-

Amory Lovins’in RockyDa¤lar›ndaki evi, ekolojikyaflam›n küçük birprototipi gibi...

58 OCAK 2010 / EKOIQ

Yeflil Guru

A

ORMANDAN GELEN SES

Amory Lovins

Yaz›: Balkan TALU

Hibrid arabalar›n mucidi ve do¤alkapitalizm tezinin mimar› olarak bilinenAmory Lovins kendini “Ormandangelen ses” olarak tan›ml›yor ama onunorman› daha zengin…

Page 55: ve sonrasi

önemli özelliklerinden biri giriflimci ruhunukorumas›na ra¤men kâr amac› gütmeyen bire¤itim kurumu olmas›. Günümüzde RDE’niny›ll›k geliri 13 milyon dolar› buluyor.

Bir matkap niye al›n›r?Amory Lovins’in en önemli uzmanl›k alan›

enerji verimlili¤iydi. Bu konuda yapt›¤› enönemli aç›l›m negawatt devrimi oldu. Elek-trikte kilowatt saat bafl›na daha fazla verimalan ve daha az enerji harcayan teknolojile-rin hakikate dönebilmesini esas olarak Lo-vins’e borçluyuz. Bugün giderek yay›lan veelektrik faturalar›m›z› ciddi oranda düflürenflüoresan ampuller gibi. Lovins negawattdevrimini flöyle anlat›yordu:

“‹nsanlar topak topak kara kömür ya davaril varil siyah yap›flkan istemiyorlar. Ban-yoya girdiklerinde s›cak su aks›n, keyif ya-parken so¤uk biralar›n› açabilsinler istiyor-lar. Konfor, hareket kabiliyeti ve ayd›nl›k is-tiyorlar. Nalbur dükkan›na öylesine, matkapistedi¤in için gitmezsin. Duvarda bir delik aç-man gerekiyordur. Onun için de matkaba ih-tiyac›n vard›r. Bu benzetmeden yola ç›karaksormam›z gereken soru flu: O deli¤i açmayagerçekten ihtiyac›m›z var m›?”

Lovins bu felsefesiyle çok say›da iflletme-nin paras›n› çarçur etmesini engelledi. 2001y›l›nda Texas Instruments’›n, 1000 çal›flan›olan bilgisayar çipi fabrikalar›n›n denizafl›r›bir bölgede kurulmas› gerekti¤i ortaya ç›kt›.Ancak baz› masraflar› da k›smak gerekiyor-

59EKOIQ / OCAK 2010

Yavafl yavafl hayat›m›zagirmeye bafllayan hibridarabalar›n mucidisay›lan Amory Lovins,“Do¤al Kapitalizm”tezinin de önde gelenisimlerinden biri...

vins’in enerji üzerine tezleri daha fazla ciddi-ye al›n›r oldu. 1978 y›l›nda Lovins alt› kitapsahibi 15 ülkede birden enerji iflleri konusun-da dan›flmanl›k yapan önemli bir bilim adam›ve lobiciydi. Art›k kendi e¤itim merkezinikurmas›n›n zaman› gelmiflti. 1982 y›l›nda ka-r›s›yla beraber Rocky Da¤lar› Enstitüsü’nü(RDE) kurmak için kollar› s›vad›.

Uygulanabilir umutAmory Lovins, o zamanki efli Hunter ile

RDE’yi kurmak için yola ç›kt›¤›nda ne istedi-¤ini çok iyi biliyordu. Lovins, RDE’nin misyo-nunu flöyle aç›kl›yordu:

“Amac›m›z kaynaklar› etkin ve geri dönüfl-türebilecek flekilde kullanarak dünyay› gü-venli, zengin ve hayat›n› sürdürebilir hale ge-tirmek. K›saca tasar›mlar›m›zla, içinde yok-sunluk, savafl ve y›k›m olmayan bir dünyaiçin servet ve birikim yaratmaya çal›fl›yoruz.Bunu yaparken de ‘uygulanabilir umut’ felse-fesinden hareket ediyoruz.”

Enstitünün uygulanabilir umut felsefesi-nin, varsay›msal umuttan fark›, dünyay› da-ha iyi bir yer yapma umudunu uygulanabilir,temeli olan hükümler, projeler haline getire-bilmek için can›n› difline takmas›. Projelerinuygulanabilir olmas›na büyük önem atfedenRDE’nin di¤er düflünce kurulufllar›ndan fark›ekiplerinin düflün-uygula prensibiyle hare-ket etmesi. Böylece yaflad›¤›m›z gezegeningüzel, huzurlu bir yer olabilece¤i ihtimali birham hayal olmaktan ç›k›yor. RDE’nin en

“Tasar›mlar›m›zla, içindeyoksunluk, savafl ve y›k›m

olmayan bir dünya içinservet ve birikim yaratmaya

çal›fl›yoruz. Bunu yaparken de‘uygulanabilir umut’

felsefesinden hareketediyoruz”

Page 56: ve sonrasi

60 OCAK 2010 / EKOIQ

Yeflil Guru

“‹fl dünyas›n›n hesabakatmad›¤› iki önemlisermaye kayna¤› ise insanve do¤ad›r” diyenLovins’in k›fl aylar›nda muzve ve ananas gibi tropikalmeyveler yetifltirdi¤i birseras› var.

du. Fabrikan›n do¤aya duyarl› yöneticileriAmory Lovins’ten yard›m istediler. Lovins,Rocky Mountain Enstitüsünden ekibiyle Te-xas Instruments’›n tesislerine gitti. Üç günsüren yo¤un toplant›lardan sonra Lovins’inekibi 15 maddelik bir öneri listesini uygula-maya koydu. Ortaya ç›kt› ki, fabrika kulland›-¤› suyun derecesini 54’e düflürmesi yeterliy-ken 40’a düflürmeye çal›fl›yordu. Bu da had-dinden fazla so¤utma kulesi kurulmas› de-mek oluyordu. Ayr›ca su borular› daha ucuzve küçük su pompalar›n›n kurulmas›na ola-nak sa¤layacak flekilde tekrar tasarland›. Lo-vins ve ekibi, Texas Instruments’› yaklafl›k150 milyon dolarl›k bir israftan kurtard›.

Lovins ve RDE’nin bilim dünyas›na en bü-yük katk›s› tabii ki hibrid arabalar oldu. Lo-vins’in ifle bafllamadan önce dikkat çekti¤inokta arabalar›n harcad›¤› yak›t›n yüzde95’inin yolda giderken de¤il arabay› çal›flt›-r›rken harcand›¤›yd›. RDE ekibinin görevi bu

kayb› önlemekti. Bu kay›p önlendikten sonraarabalar, di¤er alternatif enerji kaynaklar›y-la da çal›flabilecekti. Bu icad›n baflar›s›n›n ar-d›ndan Toyota, Chevrolet, Honda ve Ford gibibüyük markalar hibrid arabalar üretmeyebafllad›lar.

Sermaye asl›nda nedir?Hibrid otomobiller Lovins taraf›ndan orta-

ya at›lan do¤al kapitalizm tezinin en baflar›l›uygulamas›yd›. Do¤al kapitalizm tezi flu basitsorudan ortaya ç›k›yor: “Sermaye asl›nda ne-dir?” Lovins bu soruya flöyle cevap veriyor:“Geleneksel ifl dünyas› sadece iki tip sermayeile ilgileniyor: Para ve ürün. Bu ikisi fiziki vefinansal sermayedir. ‹fl dünyas›n›n hesabakatmad›¤› iki önemli sermaye kayna¤› ise in-san ve do¤ad›r. ‹nsan ve do¤a di¤er ikisindençok daha de¤erli ve hayati kaynaklard›r. Do-¤al kapitalizm bu dört kayna¤› birden dikka-te al›r. Böylece hem daha çok para kazanabi-lir, daha fazla ürün üretebilirsiniz. Üstelikçok daha e¤lencelidir.”

Do¤al kapitalizm tezini ortaya atan Lovins,aralar›nda Unilever, Mitsubishi, Chevron,Wal-Mart, (market zincirinin nakliyat bölü-münün yak›t verimlili¤ini ikiye katlayaraky›lda 300 milyon dolar tasarruf etmesini sa¤-lad›) Westinghouse, Xerox firmalar›n›n dabulundu¤u 500 flirkete dan›flmanl›k yapt›. 19eyalet, sekiz ülke gezdi. 29 kitab› var. 61 y›ll›kömründe 13 ödül kazand›. 1983 y›l›nda RightLivelihood Award (alternatif Nobel ödülüolarak bilinir), 1993 y›l›nda hibrid arabalar›tasarlad›¤› için 10 milyon dolar de¤erindekiNissan Ödülü’nü elde etti. 2008 y›l›nda USNews& World Report ve Harvard KennedyOkulu taraf›ndan Amerika’n›n en iyi 24 lide-rinden biri seçildi.

Lovins, kendi evinde de yumuflak yol meto-dunu uyguluyor. Is›nmak için herhangi birkalorifer sistemi kullanm›yor. Evindeki ›s›t-ma sistemi günefl enerjisiyle çal›fl›yor. K›flay›nda muz, ananas gibi çeflitli tropikal mey-veler yetifltirebildi¤i bir seras› var. Bugünkendini Jack London’un meflhur roman›nda-ki gibi “Ormandan Gelen Ses” olarak tan›t›-yor ve ekliyor: “Bu orman›n fark› daha zenginolmas›.” m

Page 57: ve sonrasi

61EKOIQ / OCAK 2010

EVDEK‹EKOLOJ‹KMERKEZ

MUTFAKBüyük çapl› veya siyasi etkinliklergerektirmeyen, ama küresel ›s›nmay› geridöndürmede çok etkin olabilecek bir ekolojikmerkez varsa, o da evlerimizdeki mutfakt›r.Yeme içme, yemek piflirme ve saklamafaaliyetlerimizde yapaca¤›m›z kimi de¤ifliklikler-özellikle küresel çapta gerçeklefltirildiklerinde-muazzam bir fark yaratma potansiyeli tafl›yor.‹flte bunlardan baz›lar›...Yaz›: Ayfle AKSU

‹pucu

Page 58: ve sonrasi

Etikete dikkat!Vazgeçilmez mutfak araçlar› f›-

r›n/ocak gibi piflirme, buzdolab› /derindondurucu gibi saklama aletleriyle bu-lafl›k makinelerinin enerji etiketinedikkat etmek son derece önemlidir.

Yeni bir buzdolab› 8-10 yafl›ndakile-re oranla çok daha az enerji tüketir.Elektrik ‹flleri Etüd ‹daresi Genel Mü-dürlü¤ünün belirtti¤ine göre, enerjiverimlili¤i etiketinde A s›n›f› yazan biralet almak, enerji tüketiminde yüzde45 tasarruf sa¤l›yor. Bu nedenle ‹dare,enerji verimlili¤i etiketinde A, B ve Cs›n›f› yazan aletlerin sat›n al›nmas› vekullan›lmas›n› öneriyor. Bunun yan›s›ra, her aletin ekolojik kullan›m›yla il-gili püf noktalar› vard›r. Örne¤in:

• Derin dondurucudan al›nan birkaçbuz parças› buzdolab›n›n alt bölme-sindeki bir kap içinde 3-4 gün bekleti-lirse, so¤utmaya destek olur ve enerjitasarrufu sa¤lan›r.

• Buzdolab›n›n arkas›nda bulunan›zgaral› çerçeve ile alt›nda ve arkas›n-da bulunan aç›ktaki toz tutabilecekbölümleri y›lda en az bir defa temiz-lenmelidir.

• Buzdolab›na konan s›v›lar›n ve su-lu yiyeceklerin üstü kapat›l›rsa, dolapiçindeki nem oran› artmaz ve buzdola-b› fazla çal›flmaz.

• Bulafl›k makinesi tamamen doldu-rulmal› ancak yerlefltirirken etrafta enaz 5 cm boflluk b›rak›lmal›d›r.

• Bulafl›k makinesi son durulamay›yapt›ktan sonra ya da kurutma afla-mas› bitmeden kontrol dü¤mesi kapa-t›l›rsa, bulafl›klar kendi kendine kurur,enerji tasarrufu sa¤lan›r.

Ekolojik al›flverifl ilkeleriEkolojik al›flverifl, ekolojik ürünler

almak ve çevreyi düflünerek al›flveriflyapmakt›r. Mutfa¤›n ekolojik bir mer-kez olabilmesi için yap›labileceklerinbaz›lar›:

• Kutuda, fliflede, pakette veya tene-kede, neyin içinde sat›l›yor olursa ol-sun, her ürünün mutlaka etiketi okun-mal›d›r. Eve al›nan her ürünün içindene oldu¤u bilinmelidir.

• Sadece ihtiyaç duyulanlar sat›nal›n›r ve al›flverifle ç›kmadan öncemutlaka bir liste yap›l›rsa, al›flveriflekolojik oldu¤u kadar ekonomik olur.

• Mümkün oldu¤u kadar yak›n bölgeve ülkede üretilmifl g›dalar tercih edil-melidir.

• Kullan›lan naylon torba ve ambalajmiktar›n› azaltmak, file veya çevredostu torbalar kullanmak petrol tüke-timini azaltacakt›r.

‹pucu

Piflirme Piflirme Vat veya btu* Piflirme CO2 Emisyonu (kg)Yöntemi Arac› saat Süresi

Buharda/Sote Elektrikli ocak 1500 vat 15 dakika 0,22

Buharda/Sote Gazl› ocak 800 btu 15 dakika 0,11

K›zartma Elektrikli f›r›n 3500 vat 25 dakika 0,85

K›zartma Gazl› f›r›n 25000 btu 25 dakika 0,55

Yavafl Piflirici Elektrikli 400 vat 4 saat 0,92

Mikrodalga Mikrodalga f›r›n 1000 vat 5 dakika 0,05

* btu: So¤utma kapasitesi birimi; 1 BTU = 0,293 vat

Mutfaklar için enerji ve karbon sal›m tablosu

62 OCAK 2010 / EKOIQ

Page 59: ve sonrasi

63EKOIQ / OCAK 2010

Tah›l, sebze ve meyve a¤›rl›kl›beslenme

Yetifltirilme yöntemleri, nas›l amba-lajland›klar› baz› farkl›l›klar olufltursada, hayvani g›da üretimi (et, süt ve yu-murta) sebze ve tah›l üretimine göre,daha fazla karbon sal›m›na nedenolur. Uzmanlar›n belirttiklerine göre,100 kalori verecek bir tah›l›n yetiflti-rilmesi s›ras›nda 11 gram karbondiok-sit atmosfere kar›fl›yor. 100 kalori ve-recek bir domatesin yetifltirilmesinde52 gram, yumurtan›n yetifltirilmesin-de 394 gram ve s›¤›r eti üretiminde ise1431 gram karbondioksit atmosferesal›n›yor.

Yiyeceklerin su ayak izi de dikkatister. Bu onlar›n yetifltirilmeleri ve ha-z›rlanmalar› s›ras›nda kirletilen veyabuharlaflan temiz su miktar›d›r. Bu ko-nuda da tah›l, sebze ve meyveler öneç›k›yor. 1 kalori verecek bir sebze veyayeflillik için 1 litre su gerekirken, 1 ka-lori verecek et için bunun sekiz kat›kadar, bir yumurta için 135 litre, bir di-lim ekmek için 40 litre ve bir dilimpeynir için 50 litre su gerekiyor.

Sonuç: Tah›l ve sebze yemek, insan-lar›n oldu¤u kadar gezegenin sa¤l›¤›bak›m›ndan da yararl›d›r.

Dana etinden bir hamburgerinüretiminin toplam ne kadar suya maloldu¤unu biliyor musunuz? Tam2400 litre su. Yani yuvarlak birhesapla dört kiflilik bir aile haftadabir hamburger yerse, y›lda 499.200litre su ayak izi b›rakm›fl olur.Bir çizburger ise 4,9 kg karbonsal›m›na neden oluyor. Dört kiflilik birailenin haftada bir kere çizburgeryedi¤ini varsayarsak, y›lda 1019.2 kgkarbon sal›m› ortaya ç›kar. Bu daortalama bir buzdolab›n›n y›ll›kkarbon sal›m›ndan (922 kg) dahafazlad›r.

Bir Hamburger = 2400 litre su

Piflirme s›ras›nda enerji tasarrufuHarika yemek tarifleri ifltah›m›z›

kabartsa da, bu yemekleri piflirirkenal›nacak küçük önlemler toplamda bü-yük bir fark oluflturur. Örne¤in:

• Piflirirken, tencere kapa¤›n› kapat-mak sayesinde gaz›n dörtte biri tasar-ruf edilir.

• Yemek piflti mi diye s›k s›k tencerekapa¤› aç›l›p bak›lmazsa, yüzde 6enerji tasarrufu sa¤lan›r.

• F›r›n›n›z›n kapa¤› s›k› s›k› kapan-mal›d›r. Yeteri kadar s›k› olup olmad›-¤›n› bir k⤛t parayla test edebilirsiniz.K⤛t para kapaktan geçebiliyorsa, f›-r›n kapa¤›n›z› tamir ettirmeniz yarar-l›d›r.

• Uzun süre piflirilmesi gereken seb-ze, baklagiller ve tah›llar için düdüklütencere tercih edildi¤inde, enerji tüketi-mini yaklafl›k yüzde 60 azaltabilirsiniz.

• Ocak üstünde su kaynatmak yeri-ne su ›s›t›c›lar›n› kullanmak daha faz-la enerji tasarruf ettirir. m

Page 60: ve sonrasi

64 OCAK 2010 / EKOIQ

HHeennkkeell’’iinn EEyyllüüll 22000099’’ddaa DDooww JJoonneessSSüürrddüürrüülleebbiilliirrlliikk DDüünnyyaa EEnnddeekkssiinniinnhh››zzll›› ttüükkeettiimm üürrüünnlleerrii ppaazzaarr›› bbööllüümmüünn--ddee bbiirr kkeerree ddaahhaa yyeerr aalldd››¤¤›› aaçç››kkllaanndd››..DDüünnyyaann››nn eenn bbüüyyüükk 22550000 flfliirrkkeettiinniinnssaaddeeccee yyüüzzddee 1100’’uunnuunn bbuu lliisstteeyyee ggiirree--bbiillddii¤¤ii ddiikkkkaattee aall››nndd››¤¤››nnddaa,, bbuu ççookköönneemmllii bbiirr kkoonnuumm.. HHeennkkeell 22000099 yy››ll››bbooyyuunnccaa bbiirrççookk kkuurruulluuflfl ttaarraaff››nnddaannppeekk ççookk kkeezz ““yyeeflfliill flfliirrkkeett”” oollaarraakk iillaanneeddiillddii.. ÜÜrrüünn ppaalleettii eekkoolloojjiikk aaçç››ddaann““tteehhddiitt”” ssaayy››llaann kkiimmyyaassaallllaarrddaann oolluu--flflaann bbiirr flfliirrkkeett aaçç››ss››nnddaann bbuu nnaass››ll mmüümm--kküünn oollaabbiilliiyyoorr?? Henkel vizyonunu “‹nsanlar›n Yafla-m›n› Daha ‹yi, Daha Kolay ve Daha Gü-zel K›lan Marka ve Teknolojiler ÜretenLider Firma” olarak belirlemifl ve buvizyonunu her gün, ürünleri, sundu¤uçözümleri ve kendi üretim süreçleriyle

Kurumsal

Eylül 2009’da Dow JonesSürdürülebilirlik DünyaEndeksinin h›zl› tüketimürünleri pazar› bölümündebir kere daha yer ald›¤›aç›klanan Henkel içininovasyon ve sürdürülebilirlikayr›lmaz bir ikili. fiirketin bukonudaki çal›flmalar›n› vefelsefesini Türk HenkelYürütme Kurulu Baflkan›Erdem Koçak’la konufltuk.

“Sürdürülebilirlik, ifl yap›fl biçimimizin en temel tafl›d›r”

Türk Henkel Yürütme Kurulu Baflkan› Erdem Koçak:

Röportaj: Ayfle AKSUFoto¤raflar: Volkan DO⁄AR

Page 61: ve sonrasi

“Henkel, Sürdürülebilirli¤i bir ‘Halkla ‹liflkiler’ projesi ya damoda ak›m› olarak de¤il, vizyonunu yaflama geçirebilmekiçin ifl yap›fl biçiminde olmas› gereken olmazsa olmaz bir

anlay›fl olarak görüyor”

65EKOIQ / OCAK 2010

yaflama geçirmeyi ilke edinmifl bir flir-kettir. Bu anlamda “Sürdürülebilirlik”,ifl yap›fl biçimimizin en temel tafl› du-rumundad›r.

Öte yandan tüm kimyasallar›n eko-lojik bir tehdit olarak alg›lanmas› ko-nusu talihsiz bir durumdur. Kimya sa-nayi, özelikle son 30 y›l içerisinde dü-zenleyici birçok inisiyatifi yaflama ge-çirerek, do¤ru noktalarda do¤ru kim-yasallar›n kullan›lmas›n› denetlemek-tedir. “Üçlü Sorumluluk” ve AvrupaBirli¤indeki REACH uygulamalar› bukonudaki örneklerden baz›lar›d›r.Unutmamal›y›z ki çevrenin daha iyikorumas› ve iyilefltirilmesi kimyan›nve çevre dostu kimyasallar›n sayesin-de gerçekleflecektir. Henkel’in çevredostu ürün ve müflterilerinin hizmeti-ne sundu¤u sistemleriyle bu anlamdaönemli bir görev üstleniyor. Nitekimçeflitli kurulufllar taraf›ndan verilenbu ödüller bu çabalar›m›z›n sonucu vearma¤an› oldu¤unu düflünüyoruz.

YYeeflfliill tteekknnoolloojjiikk yyaatt››rr››mmllaarr››nn cciiddddii bbiirr eekkmmaalliiyyeett oolldduu¤¤uunnuu hheeppiimmiizz bbiilliiyyoorruuzz..BBööyylleessii bbiirr kkrriizz ddöönneemmiinnddee ssüürrddüürrüüllee--bbiilliirrllii¤¤ee yyaatt››rr››mm yyaappmmaayyaa nneeddeenn bbuu kkaa--ddaarr öönneemm vveerriiyyoorrssuunnuuzz?? Henkel 133 y›ll›k bir flirket. Kurulu-flundan bu yana flu iki ilke ifl yap›fl biçi-mimize yön vermifltir; “Çözüm Odakl›ve Uzun Dönem Odakl› Olmak.” ‹flte buiki ilke, flu an flirketimizin DNA’lar›naifllemifl oldu¤unu her f›rsatta vurgula-d›¤›m›z sürdürülebilirlik ile fevkaladeuyum içerisindedir.

Var oluflumuzu gördü¤ümüz, tespitetti¤imiz sorunlara çözüm üretmekama uzun dönemli çözüm üretmek üze-rine yap›land›rm›fl bulunmaktay›z. K›sadönemde belki kârl› olabilecek yakla-fl›mlar ve giriflimler bizim flirket kültü-

rümüze çok uzak. Çünkü uzun dönem-de de¤er yaratmayan, çözüm yaratma-yan hiçbir giriflimin yine uzun dönemdebaflar›l› olamayaca¤›na inan›yoruz.

Daha 1972 y›l›nda, flirket kurucu-muzun torunu ve o dönemdekiCEO’muz Dr. Konrad Henkel, “‹nan›-yorum ki bir giriflimcinin yaln›zca kâ-r›n› art›rmaya ve flirket sa¤l›¤›naodakland›¤› zamanlar art›k geride kal-d›!” diyerek sürdürülebilirlili¤in vesosyal sorumluluk anlay›fl›n›n önemi-ne iflaret ediyordu.

Bu çerçevede bugünün koflullar› nekadar güç olursa olsun, Henkel uzundönemli hedeflerine ve konumlanma-s›na ayk›r› hiçbir eylem ve konumlan-mada bulunmamak konusunda karar-l›d›r. Zira Henkel olarak, Sürdürülebi-lirli¤i bir “Halkla ‹liflkiler” projesi yada moda ak›m› olarak de¤il, vizyonunuyaflama geçirebilmek için ifl yap›fl biçi-mimizde olmas› gereken olmazsa ol-maz bir anlay›fl olarak görüyoruz.

‹‹nnoovvaassyyoonn HHeennkkeell aaçç››ss››nnddaann bbüüyyüükköönneemm ttaaflfl››yyoorr.. YY››llll››kk ssaatt››flfl››nn››zz››nn ddöörrtttteebbiirriinniinn üüçç yy››ll iiççiinnddee ppiiyyaassaayyaa ssüürrüülleennyyeennii üürrüünnlleerrllee ggeerrççeekklleeflflttii¤¤iinnii,, bbuunnuuyyüüzzddee 3300’’aa çç››kkaarrmmaayy›› hheeddeefflleeddii¤¤iinniizziissööyyllüüyyoorrssuunnuuzz.. ‹‹nnoovvaassyyoonn iillee ssüürrddüürrüü--lleebbiilliirrlliikk bbaa¤¤››nn›› nnaass››ll kkuurruuyyoorrssuunnuuzz?? Kuruldu¤u günden bu yana Henkel,araflt›rma ve gelifltirmeye en çok yat›-r›m yapan flirketlerden biri. fiirketinilk inovatörü ise flirketin kurucusuFritz Henkel. Fritz Henkel, dünyadakiilk kendili¤inden etkili çamafl›r deter-jan›n› üretiyor ve bu etkili deterjan ilkdefa paketler içinde sat›l›yor.

Henkel’in kurumsal de¤erlerindenbir tanesi de “Yenilikçilik.” Bu ba¤lam-da Henkel, zaten geçmiflinde olan ino-vasyon kültürünü gelece¤e de tafl›mak

için 2006 y›l›nda inovasyon çal›flmala-r›n› bafllatt› ve 2006-2009’u “‹novas-yon Y›llar›” ilan etti. Henkel’in 130. y›-l›na gelen 2006 y›l›nda tüm dünyadakiçal›flanlar›ndan toplam 130.000 yenifikir üretmelerini istedi. Henkel, 2008y›l›ndan itibaren sat›fl gelirinin yüzde30’unu üç y›ldan genç ürünlerden eldeetmeyi hedefliyor.

‹novasyon ve sürdürülebilirlik Hen-kel için birbirinden ayr›lmaz parçalar.Çünkü gelifltirilen her yeni ürün, sür-dürülebilirlikle ilgili belirledi¤imiz beflodak alandan en az bir tanesine katk›-da bulunmak zorunda. Bu befl odakalan flöyle s›ralanabilir: Enerji ve ik-lim; su ve at›k su; sa¤l›k ve güvenlik;sosyal ilerleme; malzemeler ve at›k.

FFaaaalliiyyeettlleerriinniizz vvee üürrüünnlleerriinniizzii ççeevvrreessoorruunnllaarr›› aaçç››ss››nnddaann nnaass››ll ddee¤¤eerrlleennddiirrii--yyoorrssuunnuuzz?? 130 y›l› aflk›n süredir insana ve çevre-ye sayg›l›, üstün kaliteli markalar ya-rat›yoruz. Ürünlerimizi iyi koflullar al-t›nda, olabildi¤ince az su ve enerji kul-lanarak üretiyoruz. Kullan›ld›¤›nda,evlerdeki kaynak sarfiyat›n› en aza in-

Page 62: ve sonrasi

HHeennkkeell YYöönneettiimm KKuurruulluu BBaaflflkkaann›› KKaass--ppeerr RRoorrsstteedd flflööyyllee ddiiyyoorr:: ““HHeeddeeffiimmiizzHHeennkkeell’’ii eennddüüssttrriiyyeell mmüüflfltteerriilleerriimmiizz,,ppeerraakkeennddeecciilleerr vvee ttüükkeettiicciilleerr iiççiinn lliiddeerrppoozziissyyoonnddaa ssüürrddüürrüülleebbiilliirrlliikk oorrttaa¤¤››hhaalliinnee ggeettiirrmmeekkttiirr..”” BBuu hheeddeeffllee iillggiilliinnee ggiibbii ççaall››flflmmaallaarr yyaapp››yyoorrssuunnuuzz?? Henkel olarak amac›m›z, yeni bir ürü-nümüzle tüketicilere yaln›z mükem-mel performans sunmak de¤il, ayn›zamanda sürdürülebilir geliflime dekatk›da bulunmakt›r. Biz bu kombi-nasyona “Sürdürülebilirli¤e Dayal›Performans” ad›n› veriyoruz. Tüketici-lerin birer sürdürülebilirlik orta¤› ol-malar› için öncelikle bu konuda bil-gilenlemeleri gerekiyor. Ev bak›mürünlerimizin ambalajlar›nda yer alan“Henkel kalitesiyle” ibaresini de¤iflti-rerek ve “Kalite ve Sorumluluk” ibare-sini ekleyerek önemli bir taahhüttebulunuyoruz. Ürünlerimizi olabildi-¤ince az su ve enerji kullanarak uygunçal›flma flartlar› alt›nda üretti¤imizibelirttik. Böylece tüketicilerimizindikkatini “sorumluluk” boyutuna daçekmeyi hedefliyoruz. Ürün seçimindesürdürülebilirli¤i de bir ölçüt olarakgörmelerini istiyoruz. Ayr›ca müflteriiliflkileri program›m›z ile her iki tarafiçin de fayda sa¤layacak ortak projelerüzerinde çal›fl›yoruz. Kazand›rarak,kazanç sa¤lamaya çal›fl›yoruz.

SSüürrddüürrüülleebbiilliirr ÜÜrrüünnlleerr vvee TTeekknnoolloojjiilleerrbbaaflflll››¤¤›› aalltt››nnddaa bbiirr HHeennkkeell EEvvii vvaarr.. NNaass››llbbiirr eevv bbuu?? NNoorrmmaall eevvlleerrddeenn ffaarrkk›› nnee?? Henkel Evi, ortalama bir evdeki Henkelürünlerini ve kullan›m alanlar›n› göste-riyor. Bu evin di¤er evlerden fark›, için-deki ürünlerin her birinin sürdürülebi-lir geliflmeye katk›da bulunacak biçim-de üretilmesi. Henkel Evi’nde sürdürü-lebilir geliflme, markal› ürünlerde ham-maddelerin seçimiyle bafllar, üretim,da¤›t›m ve tüketici iletiflimini içerir,kullan›m evresini ve bertaraf etme hu-susunu da dikkate alarak, bütün de¤er-ler zincirini kuflat›r. m

66 OCAK 2010 / EKOIQ

diren ürünlerimiz yüksek performan-sa sahip ve çevre ile uyumludur. Sür-dürülebilirlikle ilgili olarak, biraz öncebelirtti¤imiz gibi befl odak alan belirle-dik ve her yeni ürünümüzün bu beflalandan en az birine katk›da buluna-ca¤›n› taahhüt ediyoruz.

2012 y›l›na kadar, enerjide yüzde 15ve suda yüzde 10 tasarruf etmeyiamaçl›yoruz. Bu çerçevede Türk Hen-kel’in Gebze’de bulunan üretim tesi-sinde hayata geçirilen Enerji Tasarru-fu Projesi, ilk kez 2007 Mart ay›ndauygulanmaya baflland›. Proje, HenkelGebze fabrikas›nda, hem ofis hem deüretimde çal›flanlar›n kat›l›m› ile ger-çeklefltirildi. Bu bilincin oluflturulma-s›, projenin sahiplenilmesinin sa¤lan-mas› ve bu sürecin/projenin tabanayay›lmas› hedeflenerek proje gruplar›ve ekipler oluflturuldu. Bir enerji koor-

dinatörü ve ona ba¤l› proje lideri atan-d›, e¤itimler verildi. Grup liderleri iledüzenli toplant›lar yap›ld› ve bu top-lant›larda yeni öneri ve projeler dilegetirildi. Böylece Gebze fabrikas›ndabulunan tüm çal›flanlar yarat›c› fikir-lerle ve kat›l›mlar›yla Henkel’in sür-dürülebilirli¤ine de katk›da bulundu.Bu proje hem Henkel’in sosyal sorum-lulu¤u ve sürdürülebilir geliflmeyeolan katk›s›, hem de yenilikçi fikirlerinhayata geçirilmesi aç›s›ndan önemlive örnek bir çal›flma oldu.

Üretim süreçlerinin yan› s›ra ürün-lerimiz de sürdürülebilirli¤e katk›dabulunuyor. Ürünlerimizi iyi çal›flmakoflullar› alt›nda, olabildi¤ince az su veenerji kullanarak üretiyoruz. Kullan›l-d›¤›nda evlerdeki sarfiyat› en aza indi-ren ürünlerimiz, yüksek performansasahip ve çevre ile uyumludur.

Kurumsal

l Persil Cold Aktif: Düflük çamafl›ry›kama s›cakl›¤› enerji tasarrufu sa¤l›yor.Kumafllar ve renklerin korunmas›n›sa¤lad›¤› gibi çevrenin de korunmas›nakatk›da bulunuyor. Çamafl›rlar›n 30derece s›cakl›kta mükemmel bir flekildey›kanabilmesi için Henkel Persil ColdAktif’i gelifltirdi. Henkel’in çamafl›rdeterjanlar› gelifltiricileri, daha az dozajlave düflük y›kama ›s›s›yla da yüksektemizleme performans›n› bir aradasunmak için çal›fl›yor. Örne¤in Persil,fosfat içermiyor, çevre taraf›ndan k›sasürede tolare ediliyor ve su do¤alkaynaklar›n› koruyor. Ayr›ca Persil veTursil Türkiye’nin ilk konsantrematikçamafl›r deterjanlar›d›r.l Pritt Stick: Dünyan›n ilk stickyap›flt›r›c›s› Pritt Stick yarat›ld›¤› 1969y›l›ndan bu yana solventiçermemektedir. 2000 y›l›nda PrittStick’in formülü flu andaa¤›rl›¤›n›n yüzde 90’›n›oluflturan yenilenebilirhammadde bazl› olarakde¤ifltirilmifltir.

l TecTalis teknolojisi ile sürdürülebilirmetal ön iflleme süreçleri: Henkel’inBonderite markas›, a¤›rl›kl› olarak beyazeflya ve otomotiv sektöründe metallerinkaplanmas› için gelifltirdi¤i TecTalisTeknolojisi sayesinde çevre korumayaönemli ölçüde katk›da bulunuluyor. Türk Otomotiv sektöründe metalkaplama ifllemi s›ras›nda 2,400,000 kgfosfat kimyasal› tüketiliyor. AncakTecTalis kullan›m› sayesinde fosfatçamuru oluflmuyor ve çamur imhaifllemine gerek kalm›yor.l Su ar›tma ve at›k su: TecTalisteknolojisinde a¤›r metaller içermeyen sukullan›l›yor ve bu sayede ar›tmaiflleminde yüzde 25 oran›nda azalmasa¤lan›yorl Enerji: TecTalis prosesinde kaplamabanyosunun ›s›t›lmas› söz konusu

olmad›¤› için ciddi ölçüdeenerji tasarrufu sa¤lan›yor.l At›k: TecTaliskullan›m›yla birlikteçevresel at›k neredeysetamamen yok oluyor.

Henkel’in çevreci ürün ve üretim süreçleri

Page 63: ve sonrasi

67EKOIQ / OCAK 2010

Çevrenin günlük söylemin ve siyasetinkonusu haline gelmesi 50 y›ll›k bir tari-he sahip. Dünyan›n uzaydan foto¤raf-lanmas› ile kafalarda yer eden simsi-yah uzay›n ortas›ndaki “güzel” ama“s›n›rl›” dünya imgesi, korunmas› zo-runlu bir alan olarak kavramsallaflt›r›l-d›. 1960’lardan itibaren, çevre sorunu-nun boyutlar› ve çevre korumas›n›nnas›l yap›lmas› gerekti¤i konular›ndafarkl› fikirler ortaya at›l›yor. Çevre ko-nusunda tüm toplumsal yap›lar› yeni-den tan›mlayacak ölçüde kapsaml› ön-lemler al›nmas› gerekti¤ini düflünenlerile, çok s›n›rl› tedbirlerle devam edile-bilece¤ini düflünenler aras›nda temelgörüfl farklar› bulunuyor. Çevre konu-sunun abart›ld›¤›n› düflünenler, k›ya-met senaryolar› üretenlerin öngörüle-rinin gerçekleflmedi¤ini iddia ediyor.Do¤al kaynaklar›n tükenmedi¤ini, ak-sine zamanla ucuzlad›klar›n›, ortalamainsan ömrünün uzad›¤›n›, çevre kirlen-mesine yol açan bir tak›m teknolojikgeliflmelerin ise eski kirlilikleri önledi-¤ini iddia ediyorlar. Otomobillerin so-kaklar› kirleten atlardan daha temizoldu¤unun düflünülmesi gibi.

Uzun dönemli trendler her ne kadarbu görüflü desteklese de, istatistikle-rin gözden kaç›rd›¤› önemli bir nokta“yer de¤ifltirme” konusu. Örne¤in, da-ha iyi çevre göstergelerine sahipgeliflmifl ülkeler, kirli endüstrile-rini çevre koruma standartlar›-n›n daha düflük oldu¤u ülkele-re gönderebiliyorlar. Çevrestandartlar›n›n düflük olma-s› nedeniyle elefltirilen ÇinHükümeti taraf›ndan haz›r-lanan bir rapora göre, en-düstrilerin yer de¤ifltirme-si kirleticilerin de yer de-¤ifltirmesi anlam›na geli-yor. Bu ba¤lamda ge-

liflmifl ülkelerin daha az çevre tehdidihissetmesi, Çin’in daha fazla çevretehdidine sahip olmas› demek.

Yer de¤ifltirmenin gözlemlendi¤i birbaflka alan ise yerel kirlili¤i önlemeyeçal›fl›rken, bir baflka yerde çevre tahri-bat›na neden olunabilmesi. Bu anlam-da en bilinen örneklerden birisi asitya¤murlar›. Asit ya¤murlar›, sanayi-leflmenin ilk dönemlerinde fabrika ba-calar›n›n k›sa olmas›ndan dolay› sade-ce yak›n bölgelerde gözlemleniyordu.Üretimin zamanla artmas› dolay›s›ylaartan bölgesel kirlili¤i azaltmak içinkullan›lan uzun bacalar sonucunda iseasit ya¤murlar› sanayi bölgesindenrüzgâra ba¤l› olarak yay›lan genifl çap-l› bir sorun haline geldi.

Yer de¤ifltirme, bazen çeflitli bölge-sel önleme çal›flmalar› s›ras›nda daoluflabiliyor. Örne¤in, su kirlili¤iniönlemeye çal›fl›rken kullan›lan tek-nikler zehirli çamur oluflumuna se-bep olabilir. Çamurlar gönderildikleriyakma alan› çevresinde hava kirlili¤i-ne sebebiyet verebilir. Veya çamurlardüzenli depolama alanlar›na gönde-rilmez de vahfli depolama yap›l›rsaya¤murla yer alt› suyuna kar›flabilirve tüm ekosistemi etkiler. Kat› at›k-

lar›n yak›lmas› ile oluflan zehirli gaz-lar ar›t›lmazsa hava kirlili¤i olufltu-rur. ‹çme suyu ar›t›m› s›ras›nda kul-lan›lan kimyasallar ar›t›lmad›¤› za-man da kirlilik oluflturur. Örneklerço¤alt›labilir ve hepsi de çevre koru-mas›n›n kapsaml› olarak ele al›nmas›ve tüm alanlara entegre edilmesi ihti-yac›n› ortaya koymaktad›r.

Acil strateji gerekiyor...Tüm bu gerçekler bir fleyler yap›l-

mas› gereklili¤i konusunda yeteri ka-dar ikna edici. Peki kim yapacak? Entemel sorulardan biri bu. Günümüzdedevletin rolü gittikçe küçülürken,çevre korumas›n›n sadece devlet ta-raf›ndan yap›lmas›, yap›labilmesi ola-naks›zlafl›yor. Karmafl›klaflan sosyalve ekonomik iliflkilerin tümünün dev-let taraf›ndan kontrol edilebilmesipek mümkün de¤il. Dolay›s›yla da or-tak gelece¤imiz ile ilgili tüm hissedar-lar olarak üzerimize düfleni yapmam›zgerekiyor. Birey, tüketici, yat›r›mc›,iflveren, iflçi, politikac›, uzman ve herkim olursak olal›m çevre perspektifi-ni gündelik hayat›m›za entegre etme-miz gerekli. Çevre korumas›n›n eko-nomik geliflme ile çeliflkili oldu¤unadair var olan yerleflik kan›lar günü-müzde yavafl yavafl sars›l›yor. Dolay›-s›yla geliflmifl ülkeler kadar geliflmek-te olan ülkelere de sorumluluk düflü-yor. Özellikle Türkiye aç›s›ndan bak›l-d›¤›nda, çevre politikas›n›n çokönemli oldu¤u Avrupa Birli¤i’ne üye-lik perspektifi bu sorumlulu¤un üstle-nilmesini daha da acil hale getiriyor.‹fle çevre konusunda bir strateji olufl-turmakla bafllamak ise en do¤rusu gi-bi görünüyor.

Marmara Üniversitesi, AB EnstitüsüDoktora Ö¤rencisi

Zeynep SEZG‹NPeki Kim Yapacak?

Page 64: ve sonrasi

68 OCAK 2010 / EKOIQ

New Orleans’ta A¤ustos 2005’te Kat-rina kas›rgas›nda yok olan bir semti,Brad Pitt’in öncülü¤üyle kurulan “Ta-mir Et/Düzelt Vakf›” (Make It RightFoundation) aya¤a kald›r›yor. Pitt,efli Angelina Jolie’nin de katk›s›yla 5milyon Dolar koyarak, vakf› 2007’dekurdu. Vak›ftaki “beyin”, mimariyeve mimarinin de yefliline merakl› olanPitt.

New Orleans’›n deniz seviyesininalt›ndaki bir bölgesinde tafl üstündetafl kalmad›¤› için buran›n tamamenterk edilmesi önerildi. Brad Pitt,“Benjamin Button’›n Tuhaf Öyküsü”filminin çekimi için kente geldi¤indedurumu yerinde gördü. Ve tam da bu-rada yepyeni bir semt yaratmaya ka-rar verdi.

150 ekolojik evHedef: Ekolojik ilkelere uygun 150

ev infla etmek. Bunlardan 50’si ortayaç›kt›. Gerisi gelecek. Paray› Vak›flaiflbirli¤i yapan baflka vak›flar ve yar-d›mseverler sa¤l›yor. Bu amaçla ku-rulan web sitesinde, semtte yap›la-cak evlerin içlerini “gezmek” müm-kün oldu. Kim, evin neresine ne kadarba¤›fl yapaca¤›n› bu “gezintiden” son-ra kararlaflt›rd›. Banyo, mutfak gibiyafl zeminlere, merdivenlere, odala-ra, ›s›tma so¤utmaya ve baflka her ye-re web sitesinden ba¤›fl yapt›lar.

Yenilikçilik aç›s›ndan bak›ld›¤›nda,yoktan var edilecek 150 ev, eskilerinesadece tek bir noktada benzeyecek:Eski evlerde, evin kap›s›n›n önündekiveranda, akflamlar› oturup sohbet et-mek, gelen geçeni seyretmek için ol-mazsa olmazd›. Bu, korunacak. Amayeni evlerde yenilikçi özellikler devar:n Bölge tekrar sele maruz kal›rsa di-ye evler yerden üç metre yüksekte

kaz›klar üzerine kuruluyor. n Her evde çat›ya ç›kmak için kolaykullan›lan merdiven olacak. Katri-na’da, sel sular›n›n evin içinde yük-selmesi yüzünden tavan aras›na ç›-kanlar, çat›ya ulaflamad›klar› için bo-¤ularak ölmüfltü.n Evlerin ›s›tma ve so¤utmas›nda ye-ralt› kaynaklar›, elektri¤i için güneflenerjisi kullan›lacak. Hedef: S›f›rEnerjili bir ev yaratmak. Evin, tüket-ti¤i kadar enerjiyi bizzat üretmesinisa¤lamak. n Her yer bol günefl alacak. S›cak ha-valarda serinlik de sa¤layacak mima-

ri çözümler sa¤lan›yor. n Mümkün olan her yerde her flekildedo¤ada çözünür ve geri dönüflümleelde edilmifl materyal kullan›l›yor. n Evler en fazla 150 bin Dolara malediliyor. Ev sahibi, bu paran›n yüzde85’ine kadar›n› afet sigortas›ndan ve-ya devlet yard›m›ndan sa¤layacak.Gerisini borçlanacak.

“Selde yüzen ev” tasarland›Evlerin projelerinde çizim yapan

“marka” mimarlardan biri de Pritz-ker ödüllü Amerikal› Thom Mayne.Mimar, “Sel flartlar›nda yüzecek birev” tasarlad›. Mimarl›k ö¤rencileri,bu evi Kaliforniya Üniversitesi’ninLos Angeles kampusunda yapt›lar.Ev, parçalar halinde kamyonla NewOrleans’a tafl›nd›. Ve orada yenidenbir araya getirildi.

Ev, sel sular› yükseldi¤inde, teme-linden dört metre yukar›ya kadar ç›-k›yor. Polistren’den taban› sayesindesuya son derece dayan›kl›. Sel geldi-¤inde, evin flehir flebekesinden elek-tri¤i kesilece¤i için, eve üç gün yete-cek pil düzene¤i de sa¤lanm›fl. BradPitt’in evleri, sele karfl› yerden yük-sekte infla edildi¤i halde, Thom May-ne’nin tasarlad›¤› ev, yerden sadecebir metre yüksekte. Çünkü sel gelirse,o da yükselecek.

150 evlik projede, aralar›nda Al-manya’dan Graft, Rotterdam’danMVRDV ve Tokyo’dan Shigeru Ban gi-bi yenilikçi isimler bulanan 14 Ameri-kal› ve yabanc› mimarl›k/müteahhit-lik flirketi rol al›yor.

Projeye eski baflkan Clinton’›n“Clinton Global Initiative” Vakf› dakatk›da bulunuyor. Brad Pitt’in med-yatik cazibesi, bu projenin gerçeklefl-mesi için gerekli itici gücü yaratm›flgibi…

Oralar

Son eko-müteahhit: Brad Pitt

Page 65: ve sonrasi

69EKOIQ / OCAK 2010

Colletta di Castelbianco, ‹talya’n›nFransa’ya yak›n Liguria bölgesinde,otoyola 6, denize 10 kilometre uzaktabir da¤ köyü. 900 y›ll›k mimarisine, ye-ralt›ndan 15 kilometre fiberoptik hatdöflendi. 2003’te web stili yaflama uy-du. Bunun haberi duyulunca köye ra¤-bet o kadar artt› ki, köy sakinleri, için-de yaflamaktansa, evlerini çok yüksekparalara kiraya verir hale geldiler. Fiya-t› 130-350 bin Euro aras›nda de¤iflenevlerin emlak durumlar›n› izlemek içinbir blog sitesi bile kuruldu. Evlerin ta-ban alanlar› dar. Ama içerisi ustaca ye-nilendi¤i için kullan›m alan› genifl.

Evlerde sürekli aç›k ve geniflbant in-ternet ba¤lant›s›, görüntülü telefon, vi-deo konferans, cep telefonu, kablolu te-levizyon, interaktif televizyon kullan›m›-na uygun telekom altyap›s› var. Ayr›ca“Telecaffe” adl› köy kahvesinde kablosuzinternet de bulunuyor. Köyün ‹nternetsistemini, kendi kalkan› koruyor üstelik.Baz istasyonlar› uygun yerlerde a¤açla-r›n aras›nda gizli. “Köyü restore edece-¤iz, ileri teknoloji getirece¤iz” diye eskimimariyi bozmam›fllar. Colletta bu haliy-le, dünyadaki di¤er web stili modern ya-flam adreslerinden farkl›. Çünkü buras›teknoloji güdümlü bir restorasyondangeçen ilk ortaça¤ köyü. Ama tamamenorganik bir köy. Herfleyi otantik...

Buras› 1887 depreminden sonra iyiceboflalm›fl. Gençler de 1970’lerde terk et-meye bafllam›fl. Son yafll›, 1980’de ölün-ce köy ›ss›z kalm›fl. 1991’de yörede dola-flan varl›kl› ayd›nlar keflfetmifl. 2 milyonDolara sat›n alm›fllar. 65 haneyi, mimari

özelliklerini koruyarak ama bütün ile-ri teknoloji altyap›s›n› kurarak onar-maya bafllam›fllar. ‹talyan telekomidaresi, iletiflim altyap›s›n› s›rf tan›t›molsun diye ucuza döflemifl. Colletta ol-mufl bir “borgo telematico”.

Köye yerleflen ayd›nlar, tamamenterk edilmifl zeytinlikleri yeniden can-land›rarak, köyün “ilk” zeytinya¤›n›2005’te üretmeyi baflard›lar.

Bu baflar› öyküsü, Bat› Anadolu’datek tük ayakta kalabilen eski Rumköylerini akla getiriyor. Yal›kavaks›rtlar›ndaki Sand›ma, Fethiye yak›-n›ndaki Kayaköy gibi göz önünde du-ranlardan öte, da¤ yamaçlar›nda gizlisakl› kalm›fl “turistik” nitelikli benzerharabelerden bir Colletta yarat›labil-se? S›cak ve günefl isteyen Kuzey Av-rupal›lar buralara gelip tele-çal›flmadüzeninde yaflasalar? Türkiye içinbundan daha ça¤dafl nas›l bir tan›t›mvesilesi olurdu?

Günefl ve rüzgâr enerjisiyle elektriküretecek fl›k bir sistem: Binan›n duvar›-na yaprak fleklinde tak›lan esnek zar-dan günefl panelleri. Esinti s›ras›ndaoynayacak flekilde ve hafiflikte.

Her fotovoltaik yapra¤›n alt›nda birelektrik jeneratörü. Malzeme titredi-¤inde, de¤iflen bas›nca göre kinetikenerjiyi elektrik enerjisine çeviriyor.Çeflitli renk ve parlakl›ktaki yapraklaryüzde 100 geriye dönüflümlü polietilen-den... Samuel ve Teresita Cochran kar-defllerin bu projesinin ad› ise bir hayliuzun: Sürdürülebilirlik Fikrine Dayal›Etkileflimli Teknoloji (Sustainably Min-ded Interactive Technology - SMIT).

Bir baflka öncül tasar›m: MichiganÜniversitesi profesörlerinden SheilaKennedy baflkanl›¤›ndaki “yarat›c›”

grubun ürünü Günefl Torbas›. Dört saatte flarj olan bir günefl paneli

bu. 2.5 saat süreyle 80 lumen parlakl›-¤›nda ayd›nl›k sa¤l›yor. Her paneli birampul gibi düflünürsek, alt› tanesiyle480 lumen ayd›nl›k yaratmak müm-kün. Portatif torba, ismi üstünde, ku-mafl bir korunak içinde. Bunun bir deGünefl Taburesi versiyonu var.

Bu inovatif ürünler 2009’da NewYork’ta Museum of Modern Art’ta sergi-lendi. Hay›r, sanat ürünü olduklar› içinde¤il. Ama esnek zihinlerden ne tür ileriteknolojik/biliflim ürünleri yarat›labile-ce¤inin örnekleri olduklar›ndan. “Tasa-r›m ve Esnek Zihin” sergisinin katalo-gunda ilk cümle fluydu: “Bu sergi, tasa-r›mla bilim ve inovasyon iliflkisini arafl-t›rmaktad›r. Tasar›mc›lar›n, teknoloji-

de ve bilimdeki devrimleri anlama vebunu, insanlar›n gündelik yaflamdakullanabilece¤i ürünlere dönüfltürmeyetene¤ini göstermektedir.”

12. yüzy›l köyü, 21. yüzy›la nas›l atlad›?

Günefli hapsetmenin yollar›

Edip Emil ÖYMEN

Page 66: ve sonrasi

70 OCAK 2010 / EKOIQ

Yaflam

Yavafl kentler hareketi“Her yere yetiflilir; hiçbir fleye geç kal›nmaz” diye yazm›flt› bir keresinde, Türk fliirininustalar›ndan Edip Cansever. Öyle mi bilinmez ama “h›z”›n sorgusuz sualsiz iyi bir fleyoldu¤unu da söylemek pek do¤ru olmaz herhalde. 1999 y›l›nda temelleri at›lan vebugün 120’den fazla üyeye kavuflan Cittaslow, Yavafl fiehirler Hareketi de bu noktadanhareket ederek eski hayat tarz›n›n olumlu yanlar›na vurgu yap›yor. Birli¤in son üyesi iseTürkiye’den: Seferihisar.

Yaz›: Berna KARAL

Page 67: ve sonrasi

71EKOIQ / OCAK 2010

nsanl›¤›n buhar gücüyle tetikle-nen h›z zaaf› artan bir ivmeyle bü-yüyerek 21. yüzy›l›n ilk on y›l›na

vard›. ‹nsanl›¤›n ad›mlar› her alandadurmadan h›zland›. Ama art›k kendiyaratt›¤›m›z h›za kendimiz yetiflemi-yoruz. Yaflam koflar ad›m ilerlerkentökezleme korkusu ve geri kalma en-diflesi gündelik hayat›m›za efllik edi-yor. Ve içimizde bir yerlerden yükse-len bir ses “Dur hele, bir soluklan” di-yor. Peki, bu sesi dinliyor muyuz? Evet,dinleyenler var dünyan›n dört bir ya-n›nda. Ve say›lar› hiç de az de¤il.

Art›k vitesi düflürmek gerekti¤ineinanan bir grup insan 1999 y›l›nda‹talya’da “Cittaslow” (Yavafl fiehir) ha-reketini bafllatt›. Kelime ‹talyancadaflehir anlam›na gelen ‘citta’ ve ‹ngiliz-cede yavafl anlam›na gelen ‘slow’ keli-melerinden olufluyor. Asl›nda bu hare-ketin kökleri bu tarihten 13 y›l önce-sinde ortaya ç›kan bir baflka giriflime,“Fast Food”a nazire yapan ismiyle“Slow Food” yani “Yavafl Yemek”e da-yan›yor.

Midemiz doluyor; ya ruhumuz?Günlerden bir gün Roma’daki mefl-

hur tarihi ‹spanyol Merdivenlerininhemen yan›na Mc Donald’s aç›l›nca‹talyan gazeteci ve aktivist Carlos Pet-rini’nin sabr› taflm›fl ve dünyay› saranfast food (h›zl› yemek) dalgas›na karfl›savaflmak için 1986’da bir eko-gastro-nomi grubu kurarak Yavafl Yemek Ha-reketini bafllatm›fl. Carlos Petrini’ninyay›nlad›¤› manifestodan bir parçaflöyle: “Hepimiz h›z›n esiri olduk vesinsi bir virüse yenildik; h›zl› yaflamal›flkanl›klar›m›z› bozuyor, evlerimiziistila ediyor ve bizi fast food yememiziçin zorluyor.” Özetle belirtmek gere-kirse; midemiz h›zla dolarken ruhu-muz yavafl yavafl boflal›yor. Petrini’ninsözleri tabii ki sadece McDonalds’akarfl› de¤il. O asl›nda insana nefes al-d›rmayan flöyle rahat ve keyifli bir ye-mek yedirtmeyen, lokmalar› bo¤az›na

dizen dünyaya isyan etmifl. Petrini’ninbafllatt›¤› yavafl yemek hareketi ad›-n›n aksine oldukça h›zl› bir biçimdeyay›lm›fl. Bugün 122 ülkeden 80 bininüzerinde kat›l›mc›s› var. ÜstelikMcDonalds’›n anavatan› olan KuzeyAmerika’da bu harekete ba¤l› 90’›nüzerinde küçük yerel grup var.

1999 y›l›nda ‹talya’daki Orvieto’dayap›lan toplant›da ayn› kafadaki 30kadar kentin belediyeleri bu hareketibir ad›m daha ilerleriye, kent yaflam›-n›n her alan›na tafl›maya karar ver-mifller. Positano, Chiavenna, Orvietove Bra kentlerinin belediyeleri bir bir-lik oluflturarak ifle bafllam›fllar. “Cit-taslow” ve “slowfood” hareketlerinintatl› hayat›n (la dolce vita) anavatan›‹talya’da do¤mas› pek flafl›rt›c› bir du-rum de¤il belki ama hareketin yay›lmah›z›na bak›l›nca anlafl›l›yor ki; dünya-n›n her yerinde h›zl› yaflamdan muz-

darip kentler yavafllamak için can at›-yormufl. ‹talya’da dört küçük kentinbelediyesiyle bafllayan hareket bugündünya çap›nda 18 ülkede 120’nin üze-rinde flehrin üyeli¤iyle gittikçe büyü-yor. Birli¤in logosu turuncu bir salyan-goz ve s›rt›nda tarihi ve modern bina-lardan oluflan bir figür tafl›yor. Bu sal-yangozu alabilmek ve özel ve kamusalalanda kullanma hakk›na sahip olmakise kolay bir ifl de¤il.

A¤›r a¤›r gitmek laz›m bu yolda Asl›nda “Cittaslow” hareketinin te-

melinde yatan felsefeyi anlamak bü-tün flehirlerin vizyonunu geniflletebi-lir. Bu felsefeye göre iyi yaflam, insan-lar›n kendi flehirlerinde kolay ve hoflbir hayat sürmelerini temel al›yor. Bu,flehri ziyarete gelenler için de geçerlitabii. Yavafl yaflamay› Latince bir deyiflolan “festina lente” yani “yavafl telafl”

Sokndal, Norveç’ten bir “yavaflflehir” (solda).

Yavafl Yemek Hareketinin lideriCarlos Petrini (altta solda).

Petrini’yi ç›ld›rtan tabela(altta sa¤da).

Page 68: ve sonrasi

72 OCAK 2010 / EKOIQ

özetliyor. Geçmiflin faydal› bilgileriniararken flimdiki zaman›n ve gelece¤inen iyi olanaklar›ndan da yararlanmakana ilke. Bu tav›r beraberinde teknolo-jik f›rsatlar›, iletiflim, ulafl›m, üretimve sat›fltaki modern olanaklar› da be-raberinde getiriyor. Yani yavafl bir fle-hirde yaflamak veya onu yönetmek,günün trendlerinin peflinden koflmakyerine kendine has s›radan bir yaflamflekli demek. Bu; daha az kâr getirenama kesinlikle daha insani, çevreselolarak daha do¤ru ve flimdiye ve gele-ce¤e daha duyarl› nesiller anlam›nageliyor. Proje zaten, gittikçe birörnek-leflen dünyam›zdaki flahs›na münha-s›r, küçük ve gerçek karelerin güzelli-¤ini kaybetmemeyi, onlar› gözetmeyiamaçl›yor.

‹flte, Birli¤e baflvurmak isteyecekkentlere sunulan “Cittaslow”’unmanifestosundan bir bölüm:

“Daha iyi bir yaflam için yavafllay›n:‹nsanlar›n hâlâ eski zamanlara ilgiduyduklar›, tiyatrolar›, meydanlar›,kafeleri, atölyeleri, lokantalar› ve ru-hani yerlere sahip; el de¤memifl man-zaralar›, etkileyici zanaatkârlar› olanve insanlar›n hâlâ mevsimlerin usulusul geçiflini, kendine has lezzetlerinive ola¤an geleneklerini fark edebildik-leri kentler ar›yoruz.”

Birlik ilk toplant›s›nda haz›rlanantüzü¤ünde küreselleflmeyi flöyle ta-n›ml›yor: “Küreselleflme büyük f›rsat-lar ve yay›lma vaat eden bir fenomenfakat bu esnada farkl›l›klar› ortadankald›rmaya ve tekil gerçekliklerinkendine has özelliklerini örtmeyemeylediyor. K›saca kimseye ait olma-yan ortalama bir model sunarken ka-ç›n›lmaz olarak vasatl›¤› besliyor. Fa-kat her fleye ra¤men alternatif çözüm-leri elde etmeye ve mükemmelli¤i bu-lup yaymaya meyilli yeni geliflen birtalep var. Bunu kalburüstü bir feno-men olarak de¤il daha ziyade kültürel,tam da bu sebeple yaflama dair evren-sel bir gerçek olarak görmek laz›m.”

Elveda homojen dünyan›n h›z fleridiKentteki yaflam kalitesini yükseltir-

ken kentin kendisini gözeterek farkl›geliflim yöntemleri uygulanmas› “ya-vafl flehir” fikrinin temelini oluflturu-yor. Bizim kentimiz de “yavafl” diyebil-mekse öyle kolay bir ifl de¤il. Birlik“Cittaslow” hareketine kat›labilecekkentleri kendi tayin ediyor. Bu amaçlagelifltirdi¤i ve üye olacak kentlerin uy-mas› ve anlamas› gereken bir manifes-tosu ve imzalanmas› gereken bir söz-leflmesi var.

Harekete kat›labilmek için tabii ki

sadece h›za karfl› olmak yetmiyor. Bir-lik kat›lmak isteyen kentlere haz›rla-d›¤› ayr›nt›l› tüzükle beraber bir desözleflme sunuyor ve bu sözleflme üye-lik isteyen kentlerin yerine getirmesigereken koflullar› içeren 55 maddedenolufluyor. Bu koflullar›n yerine getiril-mesinin özetle iki amac› var:

1. Cazip ve hofl bir hareket alan› veflehir yaflam› sa¤lamak; motorlu araçtrafi¤ini azaltmak, araba alarmlar›n›yasaklamak, yeni binalar infla etme-den eskilerini koruyup restore etmek.

2. Üye kentlerin yerel yemeklerinin,

Yaflam

Positano, Cittaslow birli¤inin kurucu üyelerinden ve ifli oldukça zor. Hem sakin yaflamfleklini, hem de Avrupa’n›n en be¤enilen sahil beldesi unvan›n› korumak zorunda (üstte).

Bizim kentimiz de“yavafl” diyebilmekseöyle kolay bir ifl de¤il.

Birlik “Cittaslow”hareketine kat›labilecek

kentleri kendi tayinediyor. Bu amaçla

gelifltirdi¤i ve üye olacakkentlerin uymas› ve

anlamas› gereken birmanifestosu ve

imzalanmas› gereken birsözleflmesi var.

Page 69: ve sonrasi

AvustralyaGoolwaKatoombaAvusturyaEnnsHartbergBelçikaChaudfontaineSillyKanadaCowichan BayDanimarkaSvendborgAlmanyaBad SchussenriedDeidesheimBüyük BritanyaAylshamDissHollandaMidden-Delfland‹talyaAcqualagnaBraYeni ZellandaMatakana (Rodney Bölgesi)NorveçEidskogPolonyaBisztynekReszelPortekizLagosSao Bras de AlportelGüney KoreHadongJangheung‹spanyaBegurLekeitioRubielos de Mora‹sveçFalkoeping‹sviçreMendrisioTürkiyeSeferihisarABDSonoma – California

Cittaslow Birli¤i’ne üye kentlerin baz›lar›

73EKOIQ / OCAK 2010

içeceklerinin, el sanatlar›n›n ve kentindokusunda yaflayan tatlar›n de¤erinia盤a ç›kar›p, yükseltmek ve korumak.

Günlük yaflamda kaliteyi yüksektutmak için herhalde ön koflullardanbiri de nüfus yo¤unlu¤udur. O yüzdenkentler için üyeli¤in ilk flart› 50 bindenaz nüfuslu olmak. Birli¤e kabul edilenkentlerde gerekli koflullar›n baz›lar›kentin kültürel miras› içinde hali ha-z›rda bulunurken yap›lmas› gerekendi¤er de¤ifliklikler için birli¤in tecrü-beli üye kentlerinde yap›lan uygula-malardan ilham almak mümkün. Ör-ne¤in geri dönüflüm, okul sonras› e¤i-tim projeleri ve turistleri gerçek biryerel deneyim yaflayabilmeleri için ge-rekli flekilde bilgilendirmek.

Ülke baflkentleri veya yerel hükü-metlerin yerleflik oldu¤u bölgeler de-¤il; yerli halk›n yaflam kalitesini yük-seltmeyi seçen küçük ve güçlü toplu-luklar “Cittaslow” olabiliyor, yani azve öz olmak temel flart diyebiliriz. Tamda bu noktada insan›n akl›na ister is-temez bu duruma g›pta edecek büyükflehirler geliyor. Büyük ve kalabal›k fle-hirlerin Birli¤e üye olmalar› mümkünolmayabilir ama bu, yavafl flehirlerinhikâyelerinden ilham almalar›na en-gel de¤il…

“Violino di Capra” m› dediniz?“Cittaslow” hareketi, çevresel ve

kentsel dokunun kalitesini art›rmayayönelik teknoloji kullan›m›na ek ola-rak kentlerin kendine has eflsiz tatla-r›n›n korunmas›n› da teflvik ediyor.Bunun için de yerel üreticilerle tüketi-ciler aras›nda diyalog kurulmas›nayard›mc› oluyor ve üretimde çevredostu ve do¤al yöntemleri destekliyor.Birlik yok olma tehlikesiyle karfl› kar-fl›ya olan yemeklere ekonomide yerkazand›rmak için lokantalar›n yerelpeynirleri kullanmalar›n› özendiriyor.Bu flekilde neredeyse 109 ürünün kay-bolmaktan kurtuldu¤u biliniyor.

Buna en güzel örneklerden biri iseilk üyelerden biri olan ‹talyadaki Chi-avenna kentinde üretilen “Violino diCapra.” Chiavenna, Como gölünün ku-zeyinde ‹talyan Alpleri’nin yüksek böl-gelerinde yerleflik; genelde kayak yap-maya giden turistlerin flöyle bir u¤ra-d›¤› küçük bir kent. Yani Positano gibituristlerin gözbebe¤i masmavi bir de-nizi veya Orvieto gibi çarp›c› bir tarihidokusu yok. Onun yavafl flehir statüsü-nü baflar›yla elde etme hikâyesininkahraman› tuzla piflmifl keçi baca¤›n-dan yap›lan jambon yani “Violino diCapra.” Yaklafl›k 60 y›l önce meflhur

Page 70: ve sonrasi

‹talya’da Positano’nunkuzeybat›s›ndaki Orvieto kentimahmur meydanlar› ve düzensizsokaklar› ile geçmiflindeki fliddetiyalanl›yor. 14. yüzy›lda kale kentegidilmesi imkâns›zm›fl çünkü kentinönde gelen iki büyük ailesi,Monaldschis ve Filippeschis,aras›nda süregelen bir kan davas›varm›fl. ‹talyan flair Dante bile ünlüeseri ‹lahi Komedya’n›n Arafbölümünde bu ailelerden bahsetmifl.Onlar› Shakespeare’in Romeo veJuliet’indeki kanl› b›çakl› Montecchive Capulet ailelerine benzetmifl.Aradan yüzy›llar geçti ve bu küçükkale kent art›k Roma ve Floransa’dangelen günübirlik ziyaretçilerin u¤rakyeri ve bir “yavafl flehir”. Bupopülerli¤inden ve statüsündendolay› bugün Orvieto’nun sürdürmesigereken yüksek standartlar› var.1290 y›l›nda yap›m›na bafllanankatedrali turistlerin en çok ziyaretettikleri yer ve gotik mimarinin‹talya’daki en güzel örneklerindenbiri. Orvieto volkanik bir tepeninüstünde yerleflik. Etraf› 16. yüzy›lda,ya¤mac›lar› püskürtmek için, inflaedilen kale duvarlar› ile çevrili. Bugün

ise ayn› kale duvarlar› turistik, yolcuotobüslerini ve di¤er motorlu araçlar›kentin d›fl›nda tutmaya yarayan bariyergörevi görüyor. Araçlar›n› kentind›fl›nda b›rakan ziyaretçiler Orvieto’nun eski flehrine duvarlara yap›lanasansörle ulafl›yor. Orvieto ziyaretçilereyol göstermek amac›yla üç renk kodlubir yürüyüfl yolu düzenlemifl vegelenler katedrali ziyaret ettikten sonrabiraz dolan›p kentten ayr›l›yorlar.Kentin “yavafl flehir” statüsüne enyarafl›r organizasyonu ise her seneekimde düzenlenen gastronomifestivali. Festival, ülkenin en verimlibölgesi olmas›yla meflhur Umbria’n›ndomuz eti, zeytinya¤› ve yermantar›gibi geleneksel lezzetlerinionurland›r›rken unutulmalar›n› daengelliyor.

Mahmur meydanlar kenti: ORVIETO

74 OCAK 2010 / EKOIQ

bir yiyecek olan Violino, keçi bacaklar›salamura edilip yak›n da¤lardaki do-¤al ma¤aralarda iki ay bekletilerek ya-p›l›yor. Fakat yerel halk›n hayat›na sü-permarket girdikten sonra zamanlaViolino’ya talep h›zla düflmüfl. Bir süresonra yerel halk› Violino’nun unutula-ca¤› korkusu sarm›fl çünkü ellerindeyaz›l› bir tarifi bile yokmufl. Baflka yer-lerde de o lezzet yakalanam›yormuflçünkü keçi etinin o pürüzsüz dokusu-nu koruyan gizli tarif kentin serin vekuru havas›nda sakl›ym›fl. 2000 y›l›n-da kentin Belediye Baflkan› Birliktenald›¤› destekle mutfakla ilgili uzmanbir araflt›rma ve kurtarma ekibi kur-mufl. Kalan birkaç üreticiyi bir arayatoplam›fl ve en iyi tarif yaz›l› hale geti-rilmifl. Daha sonra Violino’yla YavaflYemek Birli¤i’nin bir festivaline kat›l-m›fllar ve birden ülkenin her yan›ndantalepler ya¤maya bafllam›fl. Art›k Chi-avenna’ da yerel halka ifl olana¤› sa¤la-yan bir imalathane var ve Violino res-mi olarak koruma alt›nda.

Can Dündar’›n bir yaz›s›nda oku-mufltum; o da seyretti¤i bir filmdenaktarm›fl bu hikâyeyi san›r›m. Paylafl-man›n tam zaman›: Meksika'da ‹nkatap›naklar›na ç›kmak isteyen bir gruparkeolog, birkaç yerli rehberle yola ko-yuluyor. Tap›naklara giden uzun yolu,k›sa bir sürede yar›l›yorlar. Ancak bi-raz daha yol ald›ktan sonra, yerlilerkendi aralar›nda konuflup birden yereoturuyor ve beklemeye bafll›yorlar.Tabii Avrupal› arkeologlar buna bir an-lam veremiyorlar. Saatler sonra, yerli-ler kendi aralar›nda konuflup tekraryola koyuluyorlar. Arkeologlardan bi-ri, yafll› rehbere soruyor, “Niye yolunortas›na oturup saatlerce yok yerebekledik?” Yafll› rehberin cevab› flöy-le: “Çok k›sa sürede çok h›zl› yol ald›k,ruhlar›m›z bizden çok uzakta kald›.Oturup ruhlar›m›z›n bize yetiflmesinibekledik...” Ruhlar›m›z›n yetiflmesiiçin böyle kentlere gerçekten çok ihti-yac›m›z var… m

Yaflam

Page 71: ve sonrasi

75EKOIQ / OCAK 2010

““CCiittttaassllooww”” hhaarreekkeettiinnddeenn nnee zzaammaann vvee nnaass››llhhaabbeerrddaarr oolldduunnuuzz??Cittaslow hareketiyle Say›n Baflkan›m›z TunçSoyer internet arac›l›¤›yla yaklafl›k iki y›l ön-ce tan›flm›fl. Belediye baflkan› olarak seçildik-ten sonra dünyan›n en ça¤dafl projelerindenbiri olan Cittaslow projesini gerçeklefltirmekiçin çal›flmalara bafllad›. Bu amaçla çal›flt›¤›mbirim olan Strateji Gelifltirme Müdürlü¤ü ku-ruldu.

NNeeddeenn bbuu BBiirrllii¤¤ee üüyyee oollmmaakk iisstteeddiinniizz?? Küreselleflme, ulaflt›¤› yerlerde yerel özel-likleri tekdüzelefltirerek dejenere ütopyalarortaya ç›karm›flt›r. “Everywhere Communi-ties” olarak adland›r›lan “her yer toplumla-r›” k›sa zamanda ve h›zl› bir flekilde dünyadaoldu¤u gibi Türkiye’de de ortaya ç›km›flt›r.Her yer toplumlar› kendi kültürlerine ve ye-rel özelliklerine ve lezzetlerine yabanc›la-flan, içlerinde bulunduklar› co¤rafyadanba¤lar› kopmufl yerlerdir. Seferihisar küre-selleflmenin standartlaflt›rd›¤› bir di¤er kentolmak istemedi¤i için Cittaslow Birli¤ineüye olmufltur. Burada belki de en önemlinokta Seferihisar halk›n›n bu projeye sahipç›kmas›d›r. Yerel yönetimlerin en büyük so-runlar›ndan biri befl y›lda bir yap›lan yerelseçimler sonucu belediyelerin hedeflerinin,misyonunun ve vizyonunun de¤iflmesi vesüreklilik sa¤lanamamas›d›r. Cittaslow pro-jesine halk›n sahip ç›kmas› ve benimsemesiSeferihisar’›n Cittaslow’un kriterleri do¤rul-tusunda çevreye sayg›l›, yenilenebilir enerjikaynaklar›ndan faydalanan, yerel lezzetleri-ne ve de¤erlerine sahip ç›kan bir yolda iler-lemesini sa¤layacakt›r. Seferihisar Belediyesi olarak Uluslararas›Cittaslow Birli¤ine üye olarak bu yoldaki ça-balar›m›z›n k›sa vadeli politikalardan ba¤›m-s›z hale gelmesini planl›yoruz.

Seferihisar Strateji Gelifltirme Müdürü Bülent Köstem

“Biz zaten Cittaslow’mufluz”Türkiye’nin ilk Cittaslow unvan›n› Seferihisar eldeetti. Belediyenin Strateji Gelifltirme Müdürü BülentKöstem, ‹zmir’in bu küçük ilçesinin zaten uzunzamand›r bir Yavafl fiehir gibi yaflad›¤›n› söylüyor.Ama hiçbir projenin, halk›n deste¤i olmadanyaflamas›n›n mümkün olmad›¤›n› da ekliyor.

Page 72: ve sonrasi

76 OCAK 2010 / EKOIQ

ÜÜyyeelliikk bbaaflflvvuurruussuunnuu nnee zzaammaann yyaapptt››--nn››zz??Baflvuru için niyet mektubumuzu geçti-¤imiz Haziran ay›nda Cittaslow GenelMerkezine ilettik. Resmi baflvuru dos-yam›z› da 24 Kas›m 2009 tarihinde Cit-taslow Genel Merkezine verdik.

BBaaflflvvuurrmmaaddaann öönnccee bbiirr öönn hhaazz››rrll››kk yyaapp--tt››nn››zz mm››?? Bu konudaki ilk haz›rl›¤›m›z Sakin fie-hir kavram›n›n Seferihisar’a ve Seferi-hisar’›n Sakin fiehir kavram›na uygun-lu¤unu araflt›rmak oldu. Cittaslow fel-sefesini araflt›rmaya bafllad›k; bu ko-nudaki yabanc› ve yerli kaynaklardakimakalelerden faydaland›k. Araflt›rma-lar›m›z sonucunda Seferihisar’›n as-l›nda uzun y›llard›r bir Cittaslow gibiyaflad›¤›n› gördük. Cittaslow Birli¤ininSakin fiehir olmak isteyen kentleri de-¤erlendirmek için tespit etti¤i 59 kri-ter var. Bu kriterler çevre, altyap›,kentsel kalite için teknoji kullan›m›,yerel üretimi korumak, misafirperver-lik, fark›ndal›k ve Slow Food etkinlik-lerine destek olmak üzere yedi bafll›k-

ta toplan›yor. Bu kriterler do¤rultu-sunda Seferihisar’› de¤erlendirdik. Bude¤erlendirme sonucunda adayl›kbaflvurusu yol haritam›z› çizerek Cit-taslow projesini haz›rlad›k.

SSeeffeerriihhiissaarr hhaallkk›› bbuu hhaarreekkeettii nnaass››ll kkaarr--flfl››llaadd››??Seferihisar halk› Cittaslow hareketiniö¤rendikçe sevdi ve benimsedi. ‹lk bil-gilendirme toplant›s›ndan itibaren ka-t›l›m her toplant›da artt›. Bu toplant›-larda Cittaslow felsefesini, CittaslowBirli¤inin ne oldu¤unu, ne olmad›¤›n›,gerçeklefltirmemiz gereken kriterlerianlatt›k, mevcut kentlerden örneklerverdik. Kahve toplant›lar›nda Cittaslow’u an-latmaya bafllad›ktan sonra insanlar-dan inan›lmaz olumlu geri bildirimleralmaya bafllad›k. Örne¤in ana cadde-mizde bir düzenleme yapmak istiyo-ruz. Ana caddemiz flu andaki haliyleçanak antenler, çeflitli boylarda ve tip-te dükkan tabelalar›, direklerden sar-kan elektrik ve telefon kablolar›yla ifl-gal edilmifl durumda. Bu caddede bu-

lunan binalar› birbirleriyle uyumlurenklerde boyamay›, çanak antenlerimerkezi sistemle çat›larda toplamay›,dükkan tabelalar›n› birbiriyle uyumluve estetik hale getirmeyi, caddeyi in-sanlar›n sosyalleflmesine imkan sa¤la-yacak biçimde kent mobilyalar›ylateçhiz etmeyi ve yayalar›n caddedetrafik stresi olmadan dolaflabilmesiiçin trafi¤i azaltmay› içeren bir caddedüzenlemesi projesi haz›rlad›k. Kültürve Turizm Bakanl›¤› deste¤iyle ger-çeklefltirmeyi planlad›¤›m›z bu proje-de binalar›n boyanmas›, pencereleresöve yap›lmas›, balkonlar›n sardunya-larla süslenmesinin hedeflendi¤inihalka anlatt›k. Binalar›n boyanmas›n-da gönüllü olarak çal›flmak isteyenler,ilk kendi evinde bu de¤iflikliklerin ya-p›lmas›n› isteyenler oldu. Zaten Cit-taslow Projesi her aflamada halk›ndeste¤iyle yürütülebilecek bir projeoldu¤u için, halk taraf›ndan benim-senmedi¤i sürece gerçeklefltirilmesimümkün olmaz.

ÜÜyyeelliikktteenn ssoonnrraa hhaallkk››nn hhaayyaatt››nnddaa,,ggüünnllüükk yyaaflflaamm››nnddaa nneelleerr ddee¤¤iiflflttii?? Cittaslow Seferihisarl›lar›n hayat›nailk olarak Köy Pazar› ile girdi. Eski be-lediye binas›n› köylerimize tahsis et-tik. Her köy kendi odas›nda kendi elürünlerini satabiliyor. S›¤ac›k’ta bellisaatlerde trafi¤i yasaklad›k. Bu düzen-leme hem ziyaretçiler hem esnaflar ta-raf›ndan çok olumlu karfl›land›. Esnafve turizm sektöründe çal›flanlara yö-nelik üniversitelerin iflbirli¤iyle kalite-li a¤›rlama ve g›da güvenli¤i üzerinee¤itim programlar› düzenledik ve ka-t›l›mc›lara sertifika da¤›tt›k. KentKonseyi Kad›n Meclisi iflbirli¤iyle Se-ferihisarl› kad›nlara Seferihisar’›nkendine has yemeklerini yapt›rd›k vebu yemeklerin unutulmas›n› engelle-mek için nas›l yap›ld›klar›n› kay›t alt›-na ald›k. Seferihisarl›lar ve misafirle-rimiz bu lezzetleri yak›n zamanda tek-rar lokantalarda görebilecek.

Yaflam

“Araflt›rmalar›m›z sonucunda Seferihisar’›n asl›nda uzuny›llard›r bir Cittaslow gibi yaflad›¤›n› gördük”

Page 73: ve sonrasi

77EKOIQ / OCAK 2010

BBiirrllii¤¤ee üüyyeellii¤¤iinn ssiizzee ssaa¤¤llaayyaaccaa¤¤›› ffaayyddaa--llaarraa ddaaiirr bbeekklleennttiilleerriinniizz ggeerrççeekklleeflflttiimmii??En büyük beklentimiz gelece¤imizi ga-ranti alt›na almak oldu¤u için beklen-tilerimizin gerçekleflti¤ini söyleyebili-rim. Zaten Cittaslow’un bize getirece¤ien büyük fayda Seferihisarl›lar›n Cit-taslow sertifikas› sayesinde çevreyeduyarl›l›¤›n›n artmas›, tarihi yap›lar›-na, kendi kültürüne, lezzetlerine, es-naf›na ve yerel yemeklerine sahip ç›k-mas›.

BBiirrllii¤¤ee üüyyee kkeennttlleerriinn bbiirrbbiirrlleerriiyyllee ttuu--rriissttiikk,, kküüllttüürreell vveeyyaa eekkoonnoommiikk aaçç››ddaanneettkkiilleeflfliimmii vvaarr mm››?? Her Cittaslow sene içerisinde çeflitliulusal ve uluslararas› etkinlikler dü-

zenliyor ve bu etkinliklere di¤er Cit-taslowlar› davet ediyor. Birlik üyeleriaras›nda özellikle ulusal düzeyde bü-yük bir yard›mlaflma var. Birli¤in dü-zenledi¤i çeflitli uluslararas› etkinlik-lerin yan› s›ra ulusal boyutta birçokproje gerçeklefltiriliyor. Örne¤in 28Kas›m’daki Koordinasyon Komitesin-de bir Bilim Komitesi kurma karar›al›nd›. Bu komitede çeflitli ülkelerdenve disiplinlerden bilim insanlar› yer al-makta. Bilim Komitesi, Cittaslow fel-sefesini ve üyelerini güncel bilimselbilgilerle donatmak amac›yla faaliyet-lerde bulunuyor. Bu giriflim bütün Cit-taslowlar› etkileyecek bilimsel bir et-kileflim. Biz de ‹zmir’deki üniversite-lerle Cittaslow Bilim Komitesini bira-raya getirerek Cittaslow felsefesini ‹z-mir’de bilimsel bir temelde yaymak is-tiyoruz. Ayr›ca di¤er Cittaslowlar ile birliktekültürel etkileflimi artt›rmak için birfutbol turnuvas› düzenlemek için ça-l›flmalara bafllad›k.

““YYaavvaaflfl fifieehhiirr”” ssttaattüüssüünnüü eeddiinnddiikktteennssoonnrraa iiflfllleeyyeenn bbiirr kkoonnttrrooll mmeekkaanniizzmmaass››vvaarr mm››?? Cittaslow Birli¤i taraf›ndan her seneveya iki senede bir haberli ve habersizçeflitli de¤erlendirme ziyaretleri ger-çeklefltiriliyor. Bu ziyaretlerde kriter-leri ne oranda gerçeklefltirdi¤iniz, üyeolurken beyan etti¤iniz kriterlere hâlâsahip olup olmad›¤›n›z ve bir öncekiziyaretten sonra neler yapt›¤›n›z ince-leniyor. Sakin fiehir olduktan sonradüzenli olarak Cittaslow kriterleri aç›-s›ndan geliflme göstermek zorunlulu-¤u var.

GGeerreekkllii kkooflfluullllaarr››nn ssüürreekklliillii¤¤ii ssaa¤¤llaannaa--mmaazzssaa ““CCiittttaassllooww”” ssttaattüüssüü kkaayybbeeddiillee--bbiilliirr mmii?? Evet kaybedilebilir. Bir kent Cittaslowolduktan sonra kriterler üzerinden sü-rekli geliflme göstermek zorunda. Yani“Ben Cittaslow oldum bundan sonra

hiçbir fley yapmam” diye bir durumyok. Zaten Cittaslow felsefesi bir ken-tin, sakinleri ve ziyaretçileri için en iyiflekilde yaflanabilecek bir kent halinegelmesini öngörüyor. E¤er gerekli ko-flullar›n süreklili¤ini sa¤layamazsan›zCittaslow sertifikan›z› kaybediyorsu-nuz.

TTüürrkkiiyyee’’ddeenn hhaarreekkeettee kkaatt››llmmaakk iissttee--yyeenn bbaaflflkkaa bbeelleeddiiyyeelleerr vvaarr mm››?? SSiizzee bbuukkoonnuuddaa ffiikkiirr ddaann››flflmmaakk iisstteeyyeenn bbeelleeddii--yyeelleerr oolldduu mmuu??fiu ana dek baflta Yenipazar (Ayd›n),Kula (Manisa), Develi (Kayseri) olmaküzere birçok kentten bilgi ve yard›mtalebi ald›k. Bu taleplere en iyi flekildecevap vermeye ve Cittaslow olmak is-teyenlere yard›m etmeye çal›fl›yoruz.Türkiye’de farkl› co¤rafi özelliklere veyerel de¤erlere sahip Cittaslow olabi-lecek birçok kasaba ve kent bulun-maktad›r. ‹lk oldu¤umuz için Cittas-low olmak isteyen belediyelerin bafl-vurular›n› biz yönetmek durumunda-y›z.

SSeeffeerriihhiissaarr BBeelleeddiiyyeessii oollaarraakk bbuunnddaannssoonnrraass›› iiççiinn ppllaannllaarr››nn››zz nneelleerrddiirr??Öncelikle kendimizde eksik gördü¤ü-müz ve gerçeklefltirmek istedi¤imizbaz› kriterler var. Ana caddemizi, Kül-tür ve Turizm Bakanl›¤› deste¤iyle dü-zenlenmek ve iyilefltirmek istiyoruz.Ayn› zamanda karbon sal›n›m›n›azaltmak ve bisiklet kullan›m›n› art-t›rmak için haz›rlad›¤›m›z bir projevar. Sokak ayd›nlatmalar›nda güneflve rüzgâr enerjisi kullanmak istiyoruz;bu yönde de çal›flmalar›m›z devam et-mekte. Türkiye’nin ilk Cittaslow’uolan Seferihisar’› ziyaret etmek iste-yecek misafirlerimizi en iyi flekildea¤›rlamak için esnafa yönelik e¤itimprogramlar› düzenledik. Bunlar› çeflit-li formatlarda devam ettirmek istiyo-ruz. K›sacas› daha iyi bir Cittaslow ol-mak için yap›lacak her zaman çok fleyvar. m

“Cittaslow’un bize getirece¤ien büyük fayda

Seferihisarl›lar›n Cittaslowsertifikas› sayesinde çevreyeduyarl›l›¤›n›n artmas›, tarihiyap›lar›na, kendi kültürüne,

lezzetlerine, esnaf›na ve yerelyemeklerine sahip ç›kmas›”

Page 74: ve sonrasi

78 OCAK 2010 / EKOIQ

ÖÖnncceelliikkllee WWWWFF hhaakkkk››nnddaa bbiirraazz bbiillggii aallaabbiilliirr mmiiyyiizz?? WWF dünyan›n en köklü ve sayg›n do¤al hayat› koruma organi-zasyonlar›ndan bir tanesidir. 1961 y›l›nda kuruldu ve flu anda 40’›aflk›n ülkede ve 90’dan fazla ofiste, 5400 civar› çal›flan› var.1985’ten beri 12 bin projeye 1 milyar dolar›n üzerinde kaynak ak-tard›. Kendisi kâr amac› gütmeyen bir kurulufl. Sponsor ve des-tekçilerle yarat›lan kaynaklar projelere aktar›l›yor. 2008 y›l›nda450 milyon Euro civar› bir küresel gelir mevcut ve bunlar tama-m›yla projelere yönlendirilmifl. Ayr›ca dünya çap›nda 5 milyonunüzerinde destekçisi var; kampanya aktivisti olarak da 100 bin ki-fli WWF ile iliflkilenmifl durumda.

WWWWFF--TTüürrkkiiyyee’’ddee nnee zzaammaanndd››rr ffaaaalliiyyeettttee??1975 y›l›nda Do¤al Hayat› Koruma Derne¤i (DHKD) kuruluyor.Dernek ilk projesini de Uluslararas› WWF’nin katk›lar›yla yap›-yor: Kelaynak Projesi. Bu Proje, DHKD’nin ad›n› tüm Türkiye’yeduyuruyor. 1996’da Dernek Vakfa dönüflüyor ve Do¤al Hayat›

Söylefli

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Bafltak:

“2010’da destekçilerimiz artacak”

Dünyan›n çevrealan›ndaki en önemliorganizasyonlar›ndanbiri olan WWF’ninTürkiye kolunuoluflturan Do¤alHayat› Koruma Vakf› k›sa bir süreönce bir görev de¤iflikli¤inesahne oldu. 2009-2012 planlar›n›nhaz›r oldu¤unu ve aynen devamedeceklerini söyleyen Yeni GenelMüdür Tolga Bofltak, WWF’ninsürdürdü¤ü projelerle ilgili debilgi verdi EKOIQ okurlar›na.

Page 75: ve sonrasi

79EKOIQ / OCAK 2010

Koruma Vakf› kuruluyor. 2001’de deWWF’nin Türkiye aya¤›n› oluflturuyor;Do¤al Hayat› Koruma Vakf› ve WWF-Türkiye ad›yla an›lmaya bafllan›yor,

WWWWFF tteemmeell oollaarraakk nneeyyii aammaaççll››yyoorr??WWF’nin iki ana çal›flma unsuru var:Bunlardan biri, dünyada h›zla azalan,biyo çeflitlili¤in korunmas›. Di¤eri isekaynaklar›n sürdürülebilirli¤i, tüketi-min s›n›rlanmas› ve dünyan›n kaynak-lar›n›n gere¤inden fazla tüketilmeme-siyle tan›mlanabilecek bir alan.

TTüürrkkiiyyee’’ddeekkii pprroojjeelleerriinniizzddeenn bbiirraazzbbaahhsseeddeerr mmiissiinniizz??fiu an bir tek dünyam›z var ve onuns›n›rl› kaynaklar›n› uygun flekildekullanmam›z gerekiyor. E¤er dünya-daki herkes Türkiye’deki gibi yaflarsabize bir de¤il iki dünya yetmez. Tabiibunun daha kötü örnekleri de var: BirAvrupal› veya Kuzey Amerikal› gibiyaflarsak 5-6 dünyaya daha ihtiyac›-m›z oluyor. Türkiye asl›nda dünya or-talamas›nda flu anda; yani tüm dünyakaynaklar› haddinden fazla kullan›l›-yor ve böyle giderse 2030 y›l›na gel-di¤imizde bize iki dünya gerekecek.Öncelikli amac›m›z bunu durdurmak.San›lan›n aksine Türkiye’nin de do-¤al kaynaklar› s›n›rl› ve bu yüzdenTürkiye’nin do¤ayla uyumlu yaflayanve kaynaklar›n› bilinçli kullanan birülke olmas›n› hedefliyoruz. Do¤alçevrenin korundu¤u ve insanlar›n buçevreyle uyumlu yaflad›¤› bir gelecekkurmay› amaçl›yoruz.

PPeekkii,, ssttrraatteejjiilleerriinniizzii nnaass››ll oolluuflflttuurruuyyoorr--ssuunnuuzz??Biz stratejimizi üç temel bileflen üze-rinden oluflturuyoruz. Birincisi biyolo-jik çeflitlilik. Türleri korumaya çal›fl-mak onlar›n yaflad›klar› alanlar› da ko-rumak anlam›na geliyor. ‹kinci bilefleniklim de¤iflikli¤i ve üçüncü de bunaadaptasyon yani yaflam›m›zda de¤ifl-tirmemiz gerekenler. Bunlar›n hepsi

tabii ki birbirine ba¤l›. Bu ba¤lamdabirçok proje yürütüyoruz. Hükümet-lerle çal›fl›yoruz ve AB fonlar›ndan ya-rarlan›yoruz, özel sektörden sponsor-lar›m›z ve bireysel destekçilerimiz var.Konya Kapal› Havzas›nda, E¤irdir Gö-lünde, Bafa Gölünde, Küre Da¤lar›nda,F›rt›na Havzas›nda, Kafkasya ekolojikbölgesinde, Kafl, Ç›ral› ve Akyata-¤an’da önemli projelerimiz sürüyor.

BBuu aallaannllaarrddaa nnee ggiibbii ççaall››flflmmaallaarr yyaapp››--yyoorrssuunnuuzz??Çok çeflitli ve teknik çal›flmalar›m›zvar. Mesela damla sulama tekni¤ininTürkiye’deki çiftçilere tan›t›lmas› ve

teflvik edilmesi bu çal›flmalar›m›zdanbiri. Konya Kapal› Havzas›nda yürütü-len en önemli projelerden birisidir bu;buradaki çiftçilere bu tekni¤i tan›t›yo-ruz. Türkiye san›lan›n aksine su fakiribir ülke olmaya do¤ru gidiyor. Kullan›-labilir su kaynaklar› h›zla azal›yor; fluanda kifli bafl›na 1400 metreküp civa-r›nda su düflüyor ki bunun da 2030’akadar 1100 metreküpe düflece¤i tah-min ediliyor. Kifli bafl›na 1000 metre-küp düflmesi su fakiri anlam›na gelirve biz h›zla bu kategoriye do¤ru ilerli-yoruz. Türkiye’de su en çok tar›mda(yüzde 72) kullan›l›yor. Vahfli sulamayerine damla sulama ve ya¤murlamayapt›¤›n›zda suyun kullan›m› konu-sunda çok pozitif geliflmeler oluyor.

BBuu tteekknniikklleerrii tteeflflvviikk eeddeebbiillmmeekk iiççiinn nnee--lleerr yyaapp››yyoorrssuunnuuzz?? Ciddi teknik çal›flmalarla yönetimplanlar› haz›rl›yoruz. Bunun d›fl›ndaçiftçilere örnek proje alanlar›, tarla-

“Biz stratejimizi üç temelbileflen üzerinden

oluflturuyoruz. Birincisibiyolojik çeflitlilik. ‹kinci

bileflen iklim de¤iflikli¤i veüçüncü de buna

adaptasyon”

Page 76: ve sonrasi

80 OCAK 2010 / EKOIQ

lar seçiyoruz ve bu sulama teknikleri-ni oralarda gerçeklefltiriyoruz. Böyle-ce ne kadar su kullan›ld›¤›n›, ürünler-den ne kadar verim al›nd›¤›n›, bununkarlar›n› do¤rudan nas›l etkiledi¤ini,hatta gereken yerlerde hangi tür ürü-nün ekilmesi gerekti¤ini bile göstere-biliyoruz.

Konya Kapal› Havzas›’ndaki bu ça-l›flmalardan sonra, yüzde 50’si hibeolmak üzere destek ve kredi sa¤land›.Biz olaya bir bütün olarak yaklafl›yo-ruz. Sadece her fleye karfl›y›z demekleolmuyor, alternatif sistemi ekonomikaç›dan gerekli koflullarla getirmenizgerekiyor.

Bir baflka projemiz de E¤irdir Gölün-de sürdürülüyor. Türkiye’nin en büyüktatl› su kaynaklar›ndan biri olan bu gö-lü muhafaza etmeye çal›fl›yoruz. Bir gö-lü tamamen yok olmadan, oldu¤u du-rumda koruyup daha iyi hale getirmeyeçal›flmak Türkiye’de ilk defa yap›l›yor.Bunun gibi Küre Da¤lar›nda ve F›rt›naHavzas›nda da çal›flmalar›m›z var.

WWWWFF--TTüürrkkiiyyee MMüüddüürrllüü¤¤üü ggöörreevviinnii yyaa--kk››nn bbiirr ttaarriihhttee üüssttlleennddiinniizz.. KKuurruummuunnvvaarr oollaann ççiizzggiissiinnii aayynneenn ssüürrddüürreecceekkmmiissiinniizz yyookkssaa ssiizziinn kkeennddiinniizzee hhaass bbiirrddookkuunnuuflfluunnuuzz oollaaccaakk mm››??Biz stratejik planlar çerçevesinde çal›-fl›yoruz. 2009-2012 için planlar›m›zzaten haz›rd›. Bahsetti¤im ilke veprensiplerden ödün vermeden amaç-lar›m›z do¤rultusunda devam edece-¤iz, tabii detaylarda ufak farkl›l›klarolabilir. Yasal mekanizmalar› olufltu-ran, denetleyen ve prensipleri yerlefl-tiren kurumlar›n çok önemli oldu¤unudüflünüyoruz. Alttan ve üstten bu bas-k› geldi¤i zaman ortada kalan bugün-kü kufla¤›n da bundan etkilenece¤inidüflünüyoruz. E¤itim konusuna çokönem veriyoruz ve ön plana ç›kartma-ya çal›fl›yoruz. A¤aç yaflken e¤ilir dü-flüncesiyle çocuklar›m›z› önce e¤itme-liyiz ki ileride daha sorunsuz bir çevre-miz olsun.

ÇÇooccuukkllaarr iiççiinn nnee ggiibbii ççaall››flflmmaallaarr yyaapp››--yyoorrssuunnuuzz??fiu anda planlama aflamas›nday›z. On-lar›n bilinçlendirilmesi için e¤itici ki-taplar, broflürler haz›rl›yoruz ve e¤i-tim kurumlar›nda çeflitli aktiviteleri-miz var. fiimdilik bunlar› sponsorlar›-m›zla paylaflarak sa¤lamaya çal›fl›yo-ruz. Sponsorlar›m›z›n yan› s›ra üye sa-y›m›z› da artt›rarak destekçilerimiziartt›rmaya ve sesimizi duyurmaya ça-l›fl›yoruz.

TTüürrkkiiyyee’’ddee nnee kkaaddaarr ddeesstteekkççiinniizz vvee ççaa--ll››flflaann››nn››zz vvaarr??fiu anda 10 binin üzerinde destekçimizvar ama 2010’da bu say› artacak. Üyesay›m›z› artt›rmak da bizim için ayr›bir çal›flma, çünkü bilinirlik önemli.

Teknik çal›flmalar›m›z çok oldu¤u içintan›nmaya ihtiyac›m›z var. Dan›fl-manlar›m›z ve çal›flanlar›m›zla bera-ber toplamda yaklafl›k 30 kiflilik birekibiz. Bu say› projeler dahilinde arta-biliyor tabii.

DDüünnyyaaddaa ttaarrtt››flfl››llmmaayyaa vvee kkoonnuuflfluullmmaa--yyaa bbaaflflllaannaann ““yyeeflfliill yyaakkaall›› iiflfllleerr”” bbaa¤¤llaa--mm››nnddaa,, bbuu aallaannddaa yyeettiiflflmmiiflfl iinnssaann kkaayy--nnaa¤¤››nnaa iihhttiiyyaacc››nn››zz oolluuyyoorr mmuu??Elbette. Bizim projelerimiz çok kap-saml› oldu¤u için orman korumadansu konusuna veya iklim de¤iflikli¤i ileilgili de¤iflik alanlara kadar her türlüdonan›ma ve uzmana ihtiyac›m›z var.Özellikle çevre koruma ekibimiz butarz arkadafllardan olufluyor ve bu ih-tiyaç giderek art›yor. m

Söylefli

“fiu anda 10 binin üzerinde destekçimiz var ama 2010’dabu say› artacak. Üye say›m›z› artt›rmak da bizim için ayr›

bir çal›flma çünkü bilinirlik önemli”

Page 77: ve sonrasi

81EKOIQ / OCAK 2010

Kimi deyifller vard›r, kendi dilinde çokfley ifade eder, ama baflka bir dile çe-virmeye kalk›flt›¤›nda, bütün anlam›yok olur gider. Örne¤in, “Küresel ›s›n-ma”y› çok iyi ifade eden flu deyim gibi:“Dünyan›n çivisi ç›km›fl!” Öyle olma-sayd› anl› flanl› dünya liderleri, “hava-civa ifller” için 7 Aral›kta, k›fl-k›yametgünü Kopenhag’da toplan›r m›yd›?

Do¤adan yararlanarak gerçekleflti-rilen üretimle toplumsal varoluflunumümkün k›lan insan do¤aya muhtaç-t›r, ama do¤a asla insana muhtaç de-¤il. Yani aslolan ekonomi de¤il, aslolanekoloji! ‹flte insan›n unuttu¤u nokta !‹flte zurnan›n ses verdi¤i ve çivinin ye-rinden f›rlad›¤› nokta, bu nokta: Bi-yosferiyle bir bütün olarak yerküre-miz ›s›nd›kça ›s›n›yor; küresel iklimde¤ifliyor ve art›k günefl her sabah hepayn› do¤udan do¤muyor!

Dünya bir ulu ç›nar, yafl› üç milyar-dan fazla, oysa insan dedi¤in dünküçocuk. Bu çocu¤u “tabiat›n efendisi”sayan da, bu çocu¤un “yarat›lm›fllar›nen flereflisi” (eflref-i mahluk) oldu¤unainanan da, dümenine kurulduklar›ekonomi “alamet”inin üzerinde dolu-dizgin k›yamete kofluyorlar. Hem debile bile, hem de göz göre göre.

“Küresel ›s›nma” yoktur demeye di-li varan kimse kalmad› gibi. Bunun içineriyen buzullar›n gözlere sokulmas›m› gerekiyordu? Kimileri hala Dar-win’i tart›fla dursun, Darwin afl›ld› bi-le: Ekosistemimizde birlikte varoluflutemel almayan bir türlerin evrimindenart›k söz edilemez.

Küresel iklim de¤iflikli¤i bütün can-l›lar› göçe zorluyor; kurtlar›, kufllar›,a¤açlar›, bal›klar› ve insan›. Göç sade-ce dört co¤rafi yönde olmuyor. Örne-

¤in yeflil örtü her geçen gün daha yük-seklere s›¤›n›yor. Bal›klar daha derin-lere kaç›yor. Kufllar göç yollar›n› vek›fllaklar›n› de¤ifltiriyor. A¤açlar, ba-l›klar ve kufllar hiçbir fleyden anlam›-yorlar insan›n anlad›¤› kadar, ama on-lar hissediyorlar, insan›n asla hissede-medi¤i kadar. Onlar, yaklaflan tehlike-nin iflaret fiflekleri. Elbette sazdan an-layana…

Küresel iklim de¤iflikli¤inden kay-naklanan devasa sorunu, “bu da ge-çer” mütevekkilli¤iyle karfl›layama-y›z. Geçmez mi? Elbette geçer, hem deezer de geçer. Henüz hiçbir ülke, sa-vafl d›fl›nda s›n›rlar›n› zorlayan kitle-sel göçler yaflamad›. fiimdilik, kimi Af-rika ülkelerinde, ekolojik nedenlerleulusal s›n›rlar içinde kitlesel göç (“Ye-rinden Edilen ‹nsanlar” Internal Disp-lacement People-IDP) olgusu yaflan›-yor. Ama dikkat, tabiat ulusal s›n›r ta-n›m›yor!

Bu dünya kimsenin “babas›n›n ma-l›” de¤il. Yani bu Dünya, bu tabiat hiç-birimize miras de¤il. Çünkü mal ya damülk de¤il. Do¤am›z›n “tabiat”›na ay-k›r› bütün davran›fllar›m›zdan, t›pk›“dumans›z hava sahas›” gibi acilenvazgeçmemiz gerekiyor. En baflta in-san merkezli tahakkümcü anlay›fllar-dan, fosil yak›tlardan, pervas›z büyü-me arzusundan, tahripkâr kalk›nmatutsakl›¤›ndan kurtulmak gerekiyor.Üç maymunu oynaman›n âlemi yokey ademo¤lu, sen çizmeyi çoktan afl-t›n. Tahammülü kalmad› art›k tabia-t›n, bak nas›l da s›n›rlar› zorluyor!

Yeni derginizin, yeni köflesinden “Hepinize Merhaba!”. Söze bafllarkenverilirdi selam de¤il mi? Ama ben ma-zeretimi bafltan söyledim: “Bu dünya-n›n çivisi ç›km›fl”!

Araflt›rmac›, Yüksek Mimar

Talat ULUSOYSen Çizmeyi Çoktan Aflt›n!

Bu Dünya, bu tabiat hiçbirimize miras de¤il. Çünkü mal ya da mülk de¤il. Do¤am›z›n “tabiat”›na

ayk›r› bütün davran›fllar›m›zdan, t›pk› “dumans›z havasahas›” gibi acilen vazgeçmemiz gerekiyor.

Page 78: ve sonrasi

82 OCAK 2010 / EKOIQ

Araflt›rma

Dünyay› KurtaranÇal›flanlar:

YEfi‹L YAKALILAR

Page 79: ve sonrasi

83EKOIQ / OCAK 2010

zun y›llar boyunca çevre koru-man›n, geliflmifl çevre politika-lar›na sahip olman›n ekonomi-

ye ve yat›r›mlar›n çevresel kriterlerlede de¤erlendirilmesinin istihdamaolumsuz etkileri olaca¤› düflüncesis›kça ifllendi. Ekonomik ve siyasi çev-relerde yayg›nlaflan bu kan›, çevreniniktisat politikalar›na girmesini zorlafl-t›rd›. Çevre siyasetini marjinal bir ko-numda tuttu. Ekonomik ve ekolojikkrizi birlikte yaflad›¤›m›z bu dönemdeyeni geliflmeler bu düflünceyi geçersizk›ld›¤› gibi istihdam sorununa da çe-flitli yan›tlar gelifltirmeye bafllad›.Bunlardan biri de gelece¤in düflük kar-bon ekonomisi çal›flanlar›n›n ana göv-desini oluflturaca¤› tahmin edilen ye-flil yakal›lar.

UNEP/ILO/UTEC taraf›ndan haz›r-lanan “Green Jobs: Towards Susta-inable Work in a Low-Carbon World”raporunda “yeflil ifller” imalat, tar›m,hizmet ve Ar-Ge sektörlerinde insanl›-¤›n karfl› karfl›ya oldu¤u çevresel teh-ditleri gidermeyi amaçlayan iflleri ta-n›mlamak için kullan›l›yor. Bu sektör-lerde çal›flanlar da “yeflil yakal›lar”olarak tan›mlan›yor. Yeflil yakal›lar›nyo¤un oldu¤u sektörler aras›nda önce-likle yenilenebilir enerji (rüzgâr, gü-nefl, jeotermal, biyogaz), enerji verim-lili¤i, organik tar›m, yal›t›m sektörle-rini sayabiliriz. Çevre mühendisleri,

çevre dan›flmanlar›, ekolojik mimar-lar, çevre avukatlar›, çevre e¤itmenle-ri, çevre koruma ve ekoteknoloji ala-n›nda çal›flanlar bu kategoriye giriyor.Somut olarak rüzgar tribünlerini vegünefl panellerini projelendirenler,üretenler ve yerlefltirenler; binalar›nyal›t›m›n› yapanlar; ekolojik ürün üre-ticileri yeflil yakal› kabul ediliyor.

Son dönemde küresel iklim de¤iflik-li¤inin önüne geçilmesi için çevre tek-nolojilerinin geliflmesi ve fosil yak›tla-ra ba¤›ml› olmayan sektörlerde çal›-flanlar›n ön plana ç›kmas›yla birliktebaz› mavi ve beyaz yakal›lar, yeflil ya-kal› olarak adland›r›lmaya baflland›-lar. American Solar Energy Society’ninverilerine göre ABD’de 2006 y›l›ndayenilenebilir enerji ve enerji verimlili-¤i sektörlerinde 8,5 milyon kiflinin ça-l›flt›¤› tahmin ediliyor ve 2030 y›l›ndabu rakam›n 40 milyona ulaflabilece¤ivarsay›l›yor. Alman hükümetinin yap-t›¤› bir araflt›rmada 2006 y›l›nda yeni-lenebilir enerji endüstrisinde 245 binkiflinin istihdam edildi¤i belirtiliyor.Birleflmifl Milletler Çevre Program›ncayap›lan projeksiyonda bugünkü politi-kalar sürdürülürse Avrupa Birli¤i 15üye ülkesinde sadece yenilenebilirenerji sektöründe 2010 y›l›nda dolayl›ya da dolays›z 950 bin tam zamanl› iflyarat›labilecek. Yeflil ifllerin büyüme-sindeki en önemli etken, en az verimli-

Son dönemde küresel iklim de¤iflikli¤inin önünegeçilmesi için çevre teknolojilerinin geliflmesi ve fosilyak›tlara ba¤›ml› olmayan sektörlerde çal›flanlar›n önplana ç›kmas›yla birlikte baz› mavi ve beyaz yakal›lar,“yeflil yakal›” olarak adland›r›lmaya baflland›lar.Bahçeflehir Üniversitesi, BETAM Araflt›rma GörevlisiBar›fl Gencer Baykan’›n hesaplamalar›na göre,Türkiye’de yaklafl›k 50 bin yeflil yakal› bulunuyor. Amabu say›n›n h›zla artmas› bekleniyor.

Yaz›: Bar›fl Gençer BAYKAN*

U

Page 80: ve sonrasi

84 OCAK 2010 / EKOIQ

lik kadar önemli bir etken de iklim de-¤iflikli¤inin etkilerini azaltma ve de¤i-flen iklim koflullar›na uyumu sa¤lama-n›n yolunun ekonomiyi dönüfltürmek-ten geçti¤inin siyasi ve ekonomik ak-törler taraf›ndan kavranmaya baflla-m›fl olmas›.

Türkiye’de yeflil yakal›lar Türkiye’de yeflil yakal›lar›n toplam

say›s› henüz bilinmiyor. Avrupa Rüz-gâr Enerjisi Birli¤i verilerine göre Av-rupa Birli¤inde yeni kurulacak her birMW’l›k güç için 15 kifli istihdam edile-biliyor. Ülkemizde hâlihaz›rda ifllet-mede olan 433 MW gücünde rüzgârsantrali oldu¤u düflünülürse rüzgârendüstrisinde yaklafl›k 6 bin befl yüzkiflilik istihdam yarat›ld›¤› söylenebi-lir. Tabii bu rakam›n tamam›n›n sü-rekli ifl oldu¤unu varsayamay›z. Yeflilyakal›lar›n yenilenebilir enerji sektö-rünün ötesinde tar›mda da kendineçal›flma sahas› buldu¤unu göz önündebulundurmam›z gerekir. Örne¤in or-ganik tar›mda çal›flan 14 bin üreticivar; ekolojik pazarlarda, ekolojik üründa¤›t›m› ve sat›fl›nda al›flanlar› ekler-sek bu rakam daha da artacakt›r. Yal›-t›m sektöründe 15 bin kiflinin çal›flt›¤›tahmin ediliyor. Çevre MühendisleriOdas›na kay›tl› 6000 çevre mühendisivar ve yetkililere göre bir o kadar daOda’ya kay›tl› olmayan çevre mühen-disi var. Günefl enerjisi sektöründe2001 rakamlar›na göre 2 bin kifli istih-dam edilmifl. Kamu kurum ve kurulufl-lar›nda 2007 y›l› itibariyle çal›flan 8bin befl yüze yak›n yeflil yakal› da kiflide dahil edildi¤inde günümüzde Tür-kiye’de yaklafl›k 50 bin yeflil yakal›n›nçal›flt›¤›n› söyleyebiliriz.

Bununla beraber Türkiye’nin potan-siyelinin bu rakam›n çok üzerinde ol-du¤u tart›flma götürmez. Rüzgâr ener-jisi üzerinden devam edersek Elektrik‹flleri Etüt ‹daresi Genel Müdürlü¤ü-nün (E‹E) hesaplamalar›na göre Türki-ye’nin rüzgâr potansiyeli 48 000 MW

civar›nda. Enerji Bakanl›¤›’na göre ku-rulu güç 2020 y›l›na kadar 20 binMW’a ç›kar›lacak. Avrupa RüzgârEnerjisi Birli¤i’nin verdi¤i yukar›dakiorana göre rüzgâr enerjisi sektöründe2020’ye kadar 20 bin MW’a ulafl›l›rsa300 bin kiflilik istihdam sa¤lanm›flolacak. Bu sektörde özellikle rüzgârtribünlerinin yurtiçinde imal edilme-siyle daha fazla ifl alan› yarat›lacak.Ayr›ca E‹E’nin verilerine göre Türki-ye’de flu anda günefl enerjisi kapasite-sinden ancak binde 1 oran›nda yarar-lan›labiliyor. Bu alanda da önemli biristihdam yarat›lmas› ayr›ca mümkün.Ayn› flekilde yenilenebilir enerji en-düstrisinin di¤er alanlar›nda – jeoter-mal, hidroelektrik, biokütle - çal›flanve ileride çal›flabilecek yeflil yakal›la-r›n bir envanteri de ç›kar›labilir.

Kamuda çal›flan yeflil yakal›lar TÜ‹K’in 2002 y›l› Çevresel ‹stihdam

ve Harcamalar Envanteri’nde kamukurum ve kurulufllar›n›n çevresel fa-aliyet konular› flöyle s›ralan›yor: D›flOrtam havas›n› ve ‹klimi Koruma; ‹ç-me ve Kullanma Suyu, At›ksu Yöneti-

mi; At›k Yönetimi; Topra¤›n, Yeralt› veYüzey Sular›n›n Korunmas› ve ‹yileflti-rilmesi; Gürültü ve Vibrasyonun Azal-t›lmas›; Biyolojik Çeflitlili¤in ve Peyza-j›n Korunmas›; Radyasyona Karfl› Ko-ruma (d›fl güvenlik hariç); Enerji, Arafl-t›rma ve Gelifltirme ve di¤er çevre ko-ruma faaliyetleri.

Kamu kurum ve kurulufllar›nda2007 y›l›nda çevresel faaliyetlerde 8bin 485 personel istihdam edilmifl.Bunlar›n yüzde 78’i sadece çevresel fa-aliyetlerle ilgili ifllerde çal›fl›rken,yüzde 22’si di¤er faaliyetlerin yan› s›raçevresel faaliyetleri de yürütmüfl. Ka-mudaki yeflil yakal›lar›n yüzde 75’i er-kekken, yüzde 25’i kad›n; yüzde 62’siyüksekokul ve üzeri, yüzde 22’si lise vedengi okul mezunu. 2007’de kamudaçevre istihdam rakam› neredeyse 1997rakam›na eflit. 1997’den beri sürekliartan personel, 2005 y›l›nda 14 bin500 kifliye ulaflm›fl ama son y›llardaönemli oranda azalm›fl. Bu azal›fl 2005y›l›nda Köy Hizmetleri Genel Müdür-lü¤ü’nün ‹l Özel ‹dareleri’ne devrindenve 2007 y›l›nda Tar›m Bakanl›¤› ‹l Mü-dürlüklerinde çal›flanlar›n say›lmama-

Araflt›rma

E‹E’nin verilerine göre Türkiye’de flu anda günefl enerjisi kapasitesinden ancak binde 1 oran›nda

yararlan›labiliyor. Bu alanda da önemli bir istihdamyarat›lmas› ayr›ca mümkün.

Page 81: ve sonrasi

85EKOIQ / OCAK 2010

s›ndan kaynaklan›yor. Hükümet tara-f›ndan aç›klanan son istihdam paketiçerçevesinde 120 bin kiflinin, a¤açlan-d›rma, erozyon kontrolü çevre düzen-lemesi gibi ifllerde istihdam›n› hedef-leniyor. Bu kamuda geçici de olsa çev-resel istihdam› att›racakt›r.

UNEP’in “Yeflil ‹fller” raporuna göreküçük bir grup ülke yenilenebilir ener-jilerin yat›r›mlar›n›n, araflt›rma ve ge-lifltirmelerinin ve üretiminin büyükbir k›sm›n› elinde bulunduruyor. Al-manya, Japonya, Çin, Brezilya ve ABDyenilenebilir teknolojilerin geliflme-sinde önemli roller oynuyorlar ve buzamana kadar da yenilebilir enerjisektöründeki ifllerin büyük k›sm›n›yaratm›fl durumdalar.

Dünyada, tabloda gösterilen seçiliülkelerde rüzgâr enerjisi sektöründe300 bin kifliye istihdam sa¤land›¤› bil-diriliyor. Günefl enerjisinde (fotovol-taik+termal) büyük ço¤unlu¤u Çin’deolmak üzere yaklafl›k 800 bin kifli çal›-fl›yor. Yenilenebilir enerji sektöründeyaklafl›k 1,2 milyon kiflinin biokütlealan›nda çal›fl›yor ama bunun da çev-resel etkileri tart›flmal› olan biyoyak›talan›nda önde gelen dört ülkede (Bre-zilya, ABD, Almanya, Çin) yo¤unlaflt›¤›görülüyor. Türkiye’deki duruma bakt›-¤›m›zda elimizde henüz di¤er ülkelerlekarfl›laflt›racak veriler yok ve bu sek-törlerin geliflmelerinde al›nacak çokyol oldu¤unu görebiliyoruz.

Dünyada, geri dönüflüm, enerji ve-rimlili¤i, su sanitasyonu ve verimlili-¤i ile sürdürülebilir ulafl›m› içerençevresel ürünlerin ve hizmetlerintoplam hacmi bugün 1000 milyarEuro olarak hesaplan›rken bu raka-m›n 2020 y›l›nda 2200 milyar Euroyaulaflmas› bekleniyor. Avrupa Komis-yonu’nun tahminlerine göre AvrupaBirli¤i’nin eko-endüstrisi, y›ll›k 227milyar Euro hacmi ve Avrupa Birli-¤i’nin toplam GSMH’sinin yüzde2,2’si ile Avrupa’n›n en büyük sektör-lerinden bir tanesi durumunda. Bu

fiekil 1:Kamu sektöründe çevresel istihdam

Kaynak: TÜ‹K, Kamu Sektöründe Çevresel ‹stihdam ve Harcamalar

Tablo 1: Dünyada çeflitli ülkelerde Yenilenebilir Enerji sektöründe çal›flanlar

1997 1999 2000 2001 2002 2004 2005 2006 2007

Yenilenebilir Enerji Dünya Seçili ÜlkelerKayna¤›

Rüzgâr 300.000 Almanya 82100ABD 36800‹spanya 35000Çin 22000Danimarka 21000Hindistan 10000

Günefl fotovoltaik 170.000 Çin 55,000Almanya 35,000‹spanya 26,449ABD 15,700

Günefl termal 624.000 + Çin 600,000Almanya 13,300‹spanya 9,142ABD 1900

Biokütle 1.174.000 Brezilya 500,000ABD 312,000Çin 266,000Almanya 95,400‹spanya 10,349

Hidroelektrik 39.000 + Avrupa 20,000ABD 19,000

Jeotermal 25.000 ABD 21,000Almanya 4,200

Yenilenebilir, toplam 2.332.000

Kaynak: UNEP Green Jobs Report

2000

4000

6000

8000

10000

12000

14000

16000

Page 82: ve sonrasi

86 OCAK 2010 / EKOIQ

endüstri genifl bir flekilde tan›mlan-m›fl: Kirlilik kontrolü (ço¤unlukla ha-va kirlili¤i kontrolü, at›k yönetimi veçevre yönetimi) ve kaynak yönetimi(yenilenebilir enerji tesisleri ve su te-dariki) bafll›ca alanlar aras›nda. Ko-misyona göre eko-endüstri 3.4 mil-yon tam zamanl› istihdam yarat›yorki bu hem otomotiv hem de ilaç sana-yindeki istihdamdan daha fazla.

Bu geliflmelerin ›fl›nda son y›llardaçeflitli politika önerileri gelifltirildi veseçim kampanyalar›nda ifllenen birkonu haline geldi. ‹ngiltere’de faaliyetgösteren New Economics Foundation,ABD eski baflkanlar›ndan Roosevelt’in1930’lar›n ekonomik bunal›m›ndanç›kmak için önerdi¤i New Deal politi-kalar›n› dönüfltürüp iklim de¤iflikli¤i,iflsizlik ve finansal kriz ile bafla ç›kmakiçin New Green Deal (Yeni Yeflil Dü-zen) ad› alt›nda 100 ayda uygulanacakbir program önerdi. Hemen ard›ndan,Birleflmifl Milletler Çevre Program›(UNEP) “Global Green New Deal“ (Glo-bal Yeflil Yeni Düzen) raporunu aç›kla-d›. Raporun amaçlar› aras›nda dünyaekonomisini canland›rmak, istihdamyaratmak ve korumak; sürdürülebilirve kapsay›c› bir büyümeyi teflvik et-mek, “Milenyum Geliflim Hedeflerine”ulaflmak – özellikle 2015’e kadar afl›r›yoksullu¤u ortadan kald›rmak- ve kar-bona ba¤›ml›l›¤›n› ve ekosistemin bo-zulmas›n› engellemek yer al›yor. ABDBaflkan› Barrack Obama, seçim kam-panyas› s›ras›nda aç›klad›¤› “Amerikaiçin Yeni Enerji” plan› çerçevesindegelecek 10 y›l içinde 5 milyon “yeflil ya-kal›” istihdam yaratmak için 150 mil-yar dolarl›k yat›r›m yapaca¤›n› belirt-

miflti. Haziran 2009’da yap›lacak Av-rupa Parlamentosu seçimlerinde ‹ngi-liz Yeflil Partisi de bir milyon yeflil iflyarataca¤›n› vaat ediyor.

Ne yapmal›?Tan›mlamadaki zorluklar, özel sek-

törde yeflil yakal›lar›n istihdam›n› orta-ya koyabilecek standartlaflm›fl ve gün-cel veri yoklu¤u, Türkiye’deki yeflil is-tihdam›n boyutlar›n› tam anlam›yla iz-lememize olanak vermiyor. Bu alandafark›ndal›¤›n ve araflt›rmalar›n artmas›yeflil yakal›lar›n daha sa¤l›kl› ve detayl›bir incelemesini yapmam›za yard›mc›olacakt›r. Devlet, kurumlar aras› iflbirli-¤ini sa¤layarak, teflvikler ve düzenle-meler öngörerek yeflil yakal›lar›n önü-nü açabilir. Enerji, inflaat, tar›m ve ula-fl›m gibi yeflil ifllerin kolayl›kla geliflebi-lece¤i sektörlerde özel-kamu iflbirli¤i,düflük karbon ekonomisi yaratmadaönemli roller oynayabilir. Türkiye’nin,Avrupa Birli¤inin çevre müktesebat›nauyumu ve Kyoto Protokolü sonras›ndaortaya ç›kacak anlaflma çerçevesindedüflük karbon ekonomisi yaratmadateknoloji transferinden ve uluslararas›

yard›m mekanizmalar›ndan faydalan-man›n yollar›n› aranabilir.

Geliflmifl ülkelerin yeflil ifller yarat-malar›nda ve temiz enerji teknolojile-rini gelifltirmelerinde en önemli fak-törlerden biri Ar-Ge’ye verdikleriönemdir. Türkiye’de devlet ve özelsektör, çok düflük olan Ar-Ge harca-malar›n› artt›rmal› ve önceliklerini ge-liflen yeflil teknolojiler do¤rultusundagözden geçirmelidir. Ayr›ca meslekie¤itim düzenlemeleri gelecekte öne ç›-kabilecek çevresel sektörlerin ihtiyaç-lar›yla uyumlaflt›rmal›d›r. Yeflil iflleringereksinim duydu¤u teknolojilerin,politikalar›n ve düzenlemelerin yara-t›lmas›, hükümet, ifl dünyas› ve sendi-kalar›n etkin iflbirli¤inden geçiyor. Buistihdam› yaratacak sürdürülebilir birbüyümenin büyük bir ekonomik kriz-den ç›karken nas›l flekillenece¤i soru-su ise önümüzdeki günlerde tart›fl›la-cak konulardan biri olacakt›r. m

* Bahçeflehir Üniversitesi Ekonomik veSosyal Araflt›rmalar Merkezi BETAM,Araflt›rma Görevlisi, [email protected]

Araflt›rma

Geliflmifl ülkelerin yeflilifller yaratmalar›nda ve

temiz enerji teknolojilerinigelifltirmelerinde en önemlifaktörlerden biri Ar-Ge’ye

verdikleri önemdir.

Page 83: ve sonrasi
Page 84: ve sonrasi

88 OCAK 2010 / EKOIQ

Vizyon

Page 85: ve sonrasi

89EKOIQ / OCAK 2010

GELECE⁄‹N KENT‹:

‹K‹ ÖNGÖRÜ 2050’de dünyam›z›n nüfusu dokuz milyara ç›kacakve bunun üçte ikisi kentlerde yafl›yor olacak. Bugeliflmenin gelece¤in kentleri üzerinde yap›laflma,sosyal alanlar, e¤itim ve ekolojik ayak izi bak›m›ndanne gibi etkileri olacak? Bu sorular›n yan›tlar› büyükölçüde yak›n gelecekte al›nacak kararlara ba¤l›.

Yaz›: Don HINRICHSEN Çeviri: Ümit fiENSOY

NEDEN?Yüzy›l›n ortalar›nda yeryüzündeki insan say›s› dokuz milyar› aflacak -bunlar›n üçte ikisi dekentlerde yaflayacak. 2050’de yaln›z Afrika ve Asya’daki kent nüfusu dört milyara ulaflacak. ‹n-sano¤lu yeterli bir yaflam alan›, temel sa¤l›k ve sosyal hizmetlere sahip olabildi¤i onurlu bir ya-flam sürmek ister. Ve varl›¤›m›z› sürdürme irademiz, nüfus art›fl›n›n kaynaklarla olabildi¤incedengeli bir iliflki içinde gerçekleflmesini talep eder.

NE?Dünyan›n zengin ve yoksul kentlerini bekleyen gelecek, birbirinden son derece farkl›. Bu noktada, gö-zümüzün önüne 2050’ye kadar bütün nüfusuna yeterli yaflama alan›, sa¤l›kl› yaflam koflullar› ve eko-nomik yeterlilik sunarak, kaynaklar›n› kendine yetecek biçimde kullanabilen bir “ekokent” görüntü-sü geliyor. Buna karfl›l›k bir de, her birinde 15 milyon kiflinin gecekondularda yaflad›¤› güneyin megakentleri gibi bir “Gecekondu Kenti” görüntüsü canlan›yor gözümüzde. Bu insanlar›n ne yeterli gelirivar; ne de temiz içme suyu, ve en temel sa¤l›k hizmetlerinden yararlanabiliyorlar.

NASIL?Önümüzde iki senaryo duruyor ve bunlardan birincisini gerçeklefltirmek, ikincisini önlemek için ise baflvuru-lacak iki strateji var. Zengin kentlerde ayn› çevrede yaflay›p çal›flmak yaflam kalitesini art›r›r ve enerji gerek-sinimini azalt›r. Yoksul kentler için ise merkezi bir yaklafl›m gerekiyor: Herkese içme suyu ve elektrik sa¤la-mak, topra¤› kullanma hakk› vermek, yiyecek temini için topluma ait kent bahçeleri kurmak.

Sa¤l›k bütün kentlerde hem zenginler hem de yoksullar için, yaflam kalitesi aç›s›ndan devasa bir önem ta-fl›r. Bu yüzden her iki strateji için de, gün›fl›¤›n› ve temiz havay› iyi kullanan sa¤l›kl› binalar infla etmek kesin-likle flartt›r.

Page 86: ve sonrasi

90 OCAK 2010 / EKOIQ

u kuflat›lm›fl gezegendeki in-san nüfusunun gelecekteki bo-yutlar›, dolay›s›yla da geniflle-

yen kentsel alanlar›n yaflam kalitesi vekaderi büyük ölçüde önümüzdeki 20y›l içinde al›nacak ya da ertelenecekkararlara, de¤erlendirilecek ya da ka-ç›r›lacak f›rsatlara ba¤l› olacak. fiu an-da gittikçe t›rmanan k›rsal göç ile bir-likte, f›rsat ve daha iyi yaflam olanak-lar› arayan göçmen ve kaçaklar›n kentve kasabalara ak›n› sonucunda, kent-

lerin nüfusu görülmedik ölçülerde bü-yümüfl durumda.

2009 Temmuzunda 6,8 milyara ula-flan dünya nüfusuna her y›l 78 milyonkifli daha ekleniyor. ‹nsano¤lunun ta-rihinde ilk kez 2008’de kentlerde ya-flayan kesim dünya nüfusunun yar›s›-na ulaflt›; yüzy›l›n ortalar›na do¤ru buoran daha da yükselecek. fiu anda ol-du¤u gibi, bundan böyle insano¤lununkentli yan› hep a¤›r basacak.

Bu çalkant›l› yüzy›l›n ortalar›nda

yeryüzünün nüfusu (BM’in orta vade-deki öngörülerine göre) 9,1 milyar›nüzerine ç›kacak. O tarihte kentlerinnüfusu ise 2005 y›l›nda dünyada yafla-yan bütün insanlar›n say›s› kadar ola-cak: 6,4 milyar! Bu devasa say›n›n ezi-ci ço¤unlu¤u ise -5,3 milyar dolay›n-da- geliflmekte olan ülkelerin durma-dan geniflleyen kentlerinde yaflammücadelesi verecek. Geliflmifl ülkele-rin kentlerindeki toplam nüfus birmilyar›n biraz üzerinde seyredecek.

Vizyon

B

2010-2050 y›llar›nda dünya nüfusu:2050’de dünyam›z›n nüfusu 9,1milyar›n biraz üzerinde olacak.Kentlerin nüfusu ise 6,4 milyaraulaflarak, 2005 y›l›ndaki toplam dünyanüfusunun say›s›na eflit hale gelecek.

Kentli nüfus

2050 Y›l›nda kent nüfusu

K›rsal nüfus

2010

2050

Kuzey Amerika

%90

Latin Amerika

%89

Avrupa

%84

Asya

%67

Afrika

%62

Page 87: ve sonrasi

91EKOIQ / OCAK 2010

K›rk y›l içinde Afrika’n›n kentli nü-fusu 1,2 milyar› geçerken, Asya’n›n be-reketli kentlerindeki nüfus 3,5 milyaraulaflacak. Buna karfl›l›k Avrupa kentle-rinde yaflayanlar›n say›s› 557 milyon,Kuzey Amerika’da ise 400 milyon do-lay›nda olacak.

2050 y›l›nda kentsel bölgelerde ya-flayanlar›n oran› inan›lmaz boyutlaraulaflacak: Afrika’da yüzde 62, Asya’dayüzde 67, Avrupa’da yüzde 84, LatinAmerika’da yüzde 89 ve Kuzey Ameri-ka’da yüzde 90.

Nüfusu 10 milyonu geçen megakentlerin say›s› 2007’de 19 iken,2030’da 30’a, 2050’de ise 50’nin üzeri-ne ç›kacak. Bu kentlerin yar›s› Asya’daolacak ve Asya kentleri 2050 y›l›ndatüm dünya nüfusunun yar›s›ndan ço-¤unu bar›nd›racak. Yüzy›l›n ortalar›n-da Tokyo 40 milyon kitlesiyle dünya-n›n en büyük kent kümesi olmay› sür-dürecek (Tokyo-Yokohama bölgesi bu-gün tamamen kentleflmifl bulunuyor).

Kentlerin nüfusu büyüdükçe çevre-sindeki flehir d›fl› bölgelere do¤ru yay›-larak, orman ve tar›m alanlar›n› yutu-yor. 2050 y›l›nda karfl›laflaca¤›m›z so-nuçlar ak›llara durgunluk verecek bo-yutlarda olacak: Beijing ve Tianjin sü-rekli geniflleyen flehir kuflaklar› duru-munda, keza Rio de Janeiro ile SaoPaulo gibi devasa Brezilya kent bölge-leri de. Amerika Birleflik Devletle-ri’nde Do¤u Sahilleri Kent Koridoruflimdilerde bir yandan Boston’danNew York ve Philadelphia’ya do¤ru ge-nifllerken, güneyde yeni yap›laflan böl-geleriyle Baltimore ve Washington’ado¤ru ilerleyerek, toplam 70 milyon-luk bir nüfusu kucakl›yor.

Dünyadaki kentler 2050 y›l›nda na-s›l bir görünüm alacak? Önümüze ikisenaryo ç›k›yor: Birincisi, en az›ndangeliflmifl ülkelerde, halka göre plan-lanm›fl kentlerin yer ald›¤› mükemmelbir gelecek senaryosu. Bu gelece¤inkentleri enerjiyi koruyacak; ›s› veelektrik üretmek için yenilenebilir

kaynaklar kullanacaklar. Kaynaklar›verimli kullanarak flehirlerde bahçele-re ve birbirine ba¤lanan park ve yeflilalanlara yer b›rakacaklar. Tek tek herbireyin b›rakt›¤› ekolojik ve karbonayak izlerini en aza indirip, uygun fi-yatl› konutlar ve ucuz toplu ulafl›molanaklar› sa¤layacaklar.

‹kinci senaryoya göre ise, eski taseski hamam olacak. Bu bak›flla gelifl-mekte olan ülkelerde yaflamlar›n› zarzor sürdürebilen çaresizlik ve sefaletiçindeki milyonlarca insan›n yaflad›¤›varofllara y›¤›lma devam edecek vekent yönetimleri altyap› sorunlar›n›çözmekte ve bu kontrolsüz nüfusungereksinimlerine kaynak yetifltir-mekte aciz kalacak. Bu, insanlar› ac›-mas›z, gaddarca ve yoksunluklariçinde bir hayat›n bekledi¤i korkunçbir hata, k›yameti and›ran bir geleceköngörüsüdür.

2050 EKOKENT‹: ‹NSAN MERKEZL‹KENT YAfiAMI

‹kinci senaryo, hükümetleri bugün-den bafllayarak 2020’ye kadar önemlistratejik kararlar alma yükümlülü¤üy-le karfl› kafl›ya b›rakan tek bir kent ge-lece¤i hayalinin geçerli olabilece¤inigösteriyor. Önümüzde, afla¤›da s›rala-d›¤›m›z e¤ilimleri dikkate alarak,kentlerin geliflim yolunu seçmemiziçin bir f›rsat penceresi duruyor:

Geliflmifl ülkelerde kent nüfusu bü-yümeye devam etmekle birlikte, yüz-y›l›n ortalar›nda dura¤anlaflacak, hat-ta azalacak.

Kent nüfusunun gereksinimleri be-lediyelerin, kentlerin geliflimi için in-san merkezli bir yaklafl›m gelifltirmesi-ni zorunlu k›lacak. Bu yaklafl›m yenile-nebilir enerji kaynaklar›, çevreyi kir-letmeyen tafl›tlar, yeflil alanlar ve ba¤-lant› geçiflleri, kent merkezinde ucuzkonutlar, kamu tafl›ma sistemlerininiyilefltirilmesi ve bunun gibi bir yandanyaflam kalitesini yükseltirken, bir yan-dan da gezegenimizin kaynaklar›n›n

s›n›rl›l›¤›n› dikkate alarak insano¤lu-nun ayak izini azaltacak di¤er temelkamu hizmetlerine yönelmeyi içeriyor.

Avrupa toplumlar› Asya, Ortado¤uve eski Sovyetler Birli¤i’nden gelengöçmenlere gerekli becerileri kazand›-rarak, çok halkl› ve çok kültürlü bir ni-teli¤e bürünürken, bir yandan da busayede ço¤u Avrupa ülkesinde nüfusazalmas›n›n etkisi zay›flayacak.

Canl› topluluklar ve iflyerlerindenoluflan flehir içi merkezlerin geliflmesiy-le birlikte, kentler tek merkezli olmak-tan ç›k›p, çok merkezli hale gelecek.

Y›l 2050. Yer: Bat› Avrupa’da her-hangi bir yer. Do¤rusunu isterseniz,2050 Ekokenti’nin kaç flehri kapsaya-ca¤›n› kestirmek zor, ama birkaç isimverebiliriz: ‹sveç’te Malmö, Danimar-ka’da Kopenhag, Hollanda’da Amster-dam, Almanya’da Berlin, ‹spanya’daBarselona, Yunanistan’da Atina. Bukentlerin hepsi de öncelik tafl›yan se-çeneklere flimdiden yat›r›m yapt›lar:Kamu tafl›mac›l›¤›n› etkinlefltirdiler(hidrojenle veya elektrikle çal›flan oto-büsler gibi); yeralt› rayl› sistemlerinih›zland›rd›lar; uygun fiyatl› konutlarürettiler; yeflil alanlar› ve kent içinde-ki bahçeleri ço¤altt›lar; çat›lara güneflenerjili su ›s›tma sistemleri kurdularve daha birçok insan› merkez alan ye-nilik gerçeklefltirdiler.

‹klim de¤iflikli¤i Avrupa’daki yaz s›-cakl›klar›n› yükseltti, bu sorun flu an-da çözüm bekliyor. S›klaflan vahim ik-lim olaylar› ve deniz seviyesinin yük-selmesi baz› sahil kentlerini f›rt›na vedeniz kabarmalar›ndan korunmakamac›yla bariyerler dikmek zorundab›rakt›.

2050 Ekokenti’nin nüfusu 4 ila 5 mil-yon aras›nda dura¤an bir seyir izliyor.Son 40 y›lda do¤um oran› daha da düfl-tü¤ünden (kad›n bafl›na ortalama2,1’in alt›nda) Avrupa’daki kent nüfusuya oldu¤u yerde say›yor, ya da azal›yor.

Bugün Avrupa’da iyice yayg›n halegelen aile planlamas› ve üreme sa¤l›¤›

Page 88: ve sonrasi

92 OCAK 2010 / EKOIQ

merkezleri bu e¤ilimi güçlendirmifl.Özellikle gençler aras›nda istenmeyengebelik oran›n›n azalmas›, belediyenine¤itim, sa¤l›k ve di¤er zorunlu hizmet-lere ay›rd›¤› bütçeyi küçültmek gibifaydal› bir sonuç do¤urmufl.

Nüfusun azalmas› hem bir sorun,hem de f›rsat zemini olmufl: Sorun,emeklilerin genel nüfusa oran›n›nyüzde 20’nin üzerine ç›km›fl olmas›;f›rsat ise, belediyelerin halka flehiriçinde komflu semtleri birbirine ba¤la-yan yeflil koridorlar› kullanarak dolafl-ma olana¤› (bu fikir Singapur’dan al›n-m›flt›r) yaratmak için zaman ve alanbulmas›.

Sabit fiyatlarla uygun halk konutla-r›n›n infla edilmesi ço¤u insana iflleri-ne daha yak›n yerlerde oturma olana¤›vermifl. 2008-2011 dünya ekonomikkrizinin ard›ndan ç›kar›lan devlet des-tekli düflük faizli krediler bireylere veailelere makul fiyatlarla daire veya ko-nut sahibi olma olana¤› sa¤lam›fl.Skype üzerinden yeni yüksek h›zl› in-ternet ba¤lant›s›n›n birçok kifliye haf-tan›n bir veya birkaç günü evinde ça-l›flma f›rsat› yaratmas›, ifl saatlerinde-ki trafik yo¤unlu¤unu azaltan bir etkiyap›yor.

Ekokentin çat›lar›nda günefl panel-leriyle bezenmifl bahçeleri olan yeniyüksek apartmanlar›n yer ald›¤› blok-larda bitkilerin ve küçük a¤açlar›n ye-tifltirildi¤i merkezi atriumlar bulunu-yor. Bu yerleflimler hem çevre dostu,hem de insan merkezli yaflam alanlar›-d›r. Standard›n alt›nda kalan ömrünüdoldurmufl bloklar›n yerine kurulanbu komplekslerde kent hayat› canlan-m›fl ve insanlara canl›, hareketli bir or-tamda yaflama olana¤› sa¤lanm›fl. fie-hir tek merkezli olmaktan ç›k›p, çokmerkezli hale gelmifl.

Yeni çevre düzenlemeleri ve kentgeliflim planlar›n› tart›fl›p görüfl bildir-mek üzere semt komiteleri kurulmufl.Bu sayede gelece¤e dönük planlar›nyukardan afla¤›ya do¤ru de¤il, afla¤›-dan yukar›ya do¤ru yürütüldü¤ü, in-san dostu bir süreç ortaya ç›km›fl.

BUNU NASIL HAYATA GEÇ‹REB‹L‹R‹Z?Avrupa’daki gelece¤in kentinin ge-

rek mekânsal, gerekse ekonomik aç›-dan planl›, sürdürülebilir bir büyümeçizgisinde, insan merkezli ve çevre dos-tu bir kent olabilmesi için, bu vizyonuhayata geçirecek kararlar›n 2020’yekadar al›nmas› gerekiyor. Önümüzdekion y›l “Karar On Y›l›” olacak.

Japonya’da Kobe, Danimarka’da Ko-penhag ve Singapur gibi flehirler, flim-diden afla¤›daki önlemlerin uygulama-ya kondu¤u ileri düzeyde planl› bir sü-

Vizyon

K›rdan kente göçle kentlerdenk›rlara göçün karfl›laflt›r›lmas›.Özellikle yoksul ülkelerde her y›lk›rsal bölgelerde yaflayanmilyonlarca insan büyük kentlerinçevresindeki gecekondulara ak›nediyor. Buna karfl›l›k, sanayileflmiflülkelerde varl›kl› kent nüfusu ony›llardan beri ‘k›rlara do¤ru’ göçediyor. Bu e¤ilimi tersine çevirmeyönündeki tüm çabalara karfl›n,flimdiye kadar baflar›l› sonuç verenbir yöntem bulunamad›.

Page 89: ve sonrasi

93EKOIQ / OCAK 2010

rece girmifl durumdalar:n Kent merkezlerini daha ifllevsel ve

insan dostu bir hale getirmeye yo¤un-laflarak, kentlere y›¤›lman›n önünükesiyorlar.

n ‹nsanlar›n iflyerlerine daha yak›nyerlerde oturmalar›n› sa¤layarak, iflsaatlerindeki trafik yo¤unlu¤unu ha-fifletiyorlar.

n ‹fl saatlerinde tren, otobüs ve yeralt› rayl› sistemleri birbirine ba¤layanulafl›m a¤lar› kurarak kamu tafl›mac›-l›¤›n› etkinlefltiriyorlar.

n Parklar, semtleri birbirine ba¤la-yan yeflil geçitler ve kent bahçeleri gi-bi yeflil alanlar› ço¤alt›yorlar.

n Kent sakinlerini elektrikli ya dabiyogaz ve hidrojen gibi alternatif ya-k›tlarla çal›flan tafl›tlar› kullanmayaözendiriyorlar.

n Az enerji sarfiyat›, yeflil alanlar vegürültü emme gibi özelliklere sahipyeni konut ve ofis yap›m›n› vergi tefl-vikleri ya da do¤rudan sübvansiyon-larla destekliyorlar ve di¤er yenilikle-rin yan› s›ra, ofislerle konutlar› ayn›komplekslerde topluyorlar.

n Kent halk›n›n gelece¤e dönükplan ve projelere tepki vermesi ve yo-rum getirmesi için çeflitli yöntemlergelifltiriyorlar.

Bu gelece¤i gerçe¤e dönüfltürmekiçin gereken uzmanl›¤a ve her türlüaraca sahibiz, ancak bunun için, plan-lamay› insanlar›n gereksinimlerineuydurmak gerekti¤ini kabullenmek,istemek ve taahhüt etmek gerekiyor.

2050 GECEKONDU KENT‹: KIYAMETGÜNÜ YARIN

Bu senaryo, e¤er geri döndürülemezveya durdurulamazsa, gelece¤in kenti-ne dair bu kâbus öngörüsünü gerçe¤edönüfltürmesi kaç›n›lmaz olan bir dizigüncel e¤ilimi dayanak al›yor. Bu se-naryodaki e¤ilimler flöyle özetlenebilir:

n Gelecekte nüfus art›fl› en çok ge-liflmekte olan ülke kentlerinde yo¤un-laflacak.

n Nüfus art›fl h›z› o kadar yüksek ki,belediyelerin çok büyük bir ço¤unlu¤uyeni nüfus ak›n›n›n 盤 gibi artan ta-leplerini karfl›lamakta yetersiz kala-cak.

n Ak›lc› planlama mekanizmalar›-n›n bulunmay›fl› kontrolsüz yap›lafl-ma, kentlerin çevreye yay›lmas›, su vehava kirlili¤inin afl›r› ölçülere ulaflma-s›, gecekondular›n ve da¤›n›k yerle-flimlerin p›trak gibi ço¤almas› ve sos-yal hizmetlerin t›kanmas› gibi sonuç-lara yol açacak.

n Afl›r› kalabal›klaflma ve ifl olanak-lar›n›n yetersizli¤i nedeniyle, geçiminisa¤lamak için gereken beceri ve f›rsat-lardan yoksun, e¤itim düzeyi düflükyoksul insanlardan oluflan genifl birkesim ortaya ç›kacak; bunun sonucun-da suç oranlar› ve dinsel afl›r›l›k t›rma-nacak ve küresel terör destek bulacak.

n Artan nüfus yo¤unlu¤u ve vergigelirlerinin azalmas› sonucunda, flehirmerkezlerini yönetmek giderek zorla-flacak, sosyal ve ekonomik ayr›flmalarderinleflecek.

n Kad›nlar›n yaflad›klar› sosyal eflit-sizlik ve f›rsat dengesizli¤i nedeniyleerken evliliklerin -10-15 gibi çok gençyafltaki k›zlar yafll› erkeklerle evlendi-riliyorlar- artmas› nüfus art›fl oran›n›yükseltecek, ayn› zamanda seks trafi-¤i ve k›z kaç›rma olaylar› ço¤alacak.

En yüksek nüfus yo¤unlu¤u rekoru-nu elinde tutan Asya k›tas›ndaki 2050y›l›n›n Gecekondu Kenti (10 milyonuaflan nüfusuyla) yo¤unlu¤un en ileridüzeye vard›¤› ve en fazla say›da me-ga-kenti içinde bar›nd›ran flehirdir.

Gecekondu Kenti 30 milyona yak›nkifliyi bar›nd›ran bir sahil mega kenti-dir. 2010’dan itibaren yüzde 3’lük birart›flla hemen her kuflakta nüfusunuikiye katlam›flt›r. Küreselleflme ve k›r-sal alana yönelik yat›r›mlar›n durmas›sonucunda k›r ekonomisi ve tar›m›nçökmesiyle, daha iyi bir yaflam aray›fl›y-la kentlere ak›n eden göçmenler kentinyerleflik nüfusunu kat kat aflm›flt›r.

Bu efli görülmedik büyüme karfl›s›n-da belediyeler çaresizlik içindedir. Be-lediye hizmetleri her gün yeni 1000 ki-flinin aralar›na kat›ld›¤› halk›n sosyal,sa¤l›k ve altyap› gereksinimlerine birtürlü yetiflememektedir.

Gecekondu Kentinin üçte biri ilâ ya-r›s› gecekondularda ve varofl tipi da¤›-n›k yerleflim alanlar›nda yaflamakta-d›r. Bunlar›n say›s› 15-20 milyon ara-s›ndad›r. Bu gecekondular ço¤unluklaçeflme ve tuvaletleri ortak, çirkin görü-nüfllü, rutubetli, tek katl›, harap evler-dir. Alt› kiflilik bir aile bir göz odada ya-flar, daire tipi evleri ise ço¤unlukla üçaile paylafl›r. Bir çeflmeyi ortalama 200kifli kullan›r, dökme betonun ortas›n-daki bir delikten ibaret olan tuvaletle-rin ise sahra helâs›ndan bir fark› yok-tur. Kulland›klar› su ilaçlanmam›fl yü-zey sular›d›r ve yeme¤e kullanmak içinmutlaka en az 30 dakika kaynatmakgerekir; içme suyu ise gecekonduda ya-flayan birinin ortalama haftal›k kazan-c›n›n dört biri karfl›l›¤›nda sat›lan fliflesuyuyla sa¤lan›r. Tuvaletler o kadarsa¤l›ks›zd›r ki, ço¤unluk parklar› vedere kenarlar›n› tercih eder, bu yüzdende çevre kirlili¤i artar ve salg›n hasta-l›klar›n ard› arkas› kesilmez.

Da¤›n›k yerleflimlerin hali daha daiçler ac›s›d›r. Yamaçlara, kaygan ze-minli topraklara, batakl›k arazilere vesel yollar›n›n üzerine bir ç›rp›da kuru-luveren bu evler tahta art›klar›, çad›rbezi ve tenekelerle kapl› derme çatmafleylerdir; içme suyu veya bir sa¤l›k te-sisinin bulundu¤u yerlere ulafl›m ola-na¤› olmayan bu mekânlardaki hergöz odada toprak zemin üzerinde biraile yaflar. Yemeklerini, bulduklar› hertürlü yan›c› malzemeyi kullanarak, d›-flar›da piflirirler. Atefl yakmak için kul-land›klar› çevredeki fabrika art›klar›ve eski araba parçalar› yüksek orandaa¤›r metaller, partiküller, sülfür venitrojen dioksit içerdi¤inden, havay›ciddi ölçüde zehirler.

Hava ve su kirlili¤inden ötürü solu-

Page 90: ve sonrasi

94 OCAK 2010 / EKOIQ

num yollar› rahats›zl›klar›n›n yan› s›ra,mide-ba¤›rsak hastal›klar› ve parazitleroldukça yayg›n durumdad›r. Kirliliktenkaynaklanan hastal›klar gecekondusemtleri ile da¤›n›k yerleflimlerdeki in-sanlar›n üretici çal›flmaya ay›rabildi¤izaman› s›n›rlamaktad›r. Burada yafla-yanlar›n ço¤u sebze-meyve, kalem, ya¤,mobilet parçalar›, bisiklet zinciri gibigayri resmi a¤lar›yla ne bulurlarsa sata-rak geçimlerini kay›t d›fl› veya yar› kay›td›fl› yollardan sa¤lamaktad›r.

Yoksul ailelerin ço¤u okul masraflar›n›karfl›layamayacak durumda oldu¤undan,çocuklar›ndan yaln›zca bir ikisini, genel-likle de erkek çocuklar›n› okula gönderir-ler. K›z çocuklar› mümkün olan en erkenyaflta bir ek gelir karfl›l›¤›nda yafll› erkek-lere fiilen ev kölesi olarak sat›l›r, bir k›sm›da seks endüstrisine yem oluyor. 10-15yafllar›nda evlenen e¤itimsiz k›z çocukla-r›n›n fazla miktarda do¤um yapmalar› so-nucunda do¤um oranlar› da yükseliyor.

Ço¤u kent sakininin sa¤l›k hizmetle-rinden yararlanamamas› ve çok say›daçocu¤un e¤itim olanaklar›ndan yoksunkalmas›, istihdama elveriflli olmayan,huzursuz bir alt s›n›f üretiyor. Aile için-de ve sokakta sürekli fliddetle beslenenbu alt s›n›f›n çocuklar› fliddete e¤ilimli,gözü kara yetiflkinlere dönüflüyorlar.Suç oranlar› yükseliyor ve fliddet içerensuçlar yayg›nlafl›yor. Zengin ve orta s›n›failelerinin çocuklar›n› kaç›rarak fidyeistemek giderek büyüyen bir sektör hali-ne geliyor.

fiehir merkezlerindeki fliddet, hali vak-ti yerinde olan yurttafllar›n büyük bölü-münü flehrin d›fl bölgelerine kaçarak, si-lahl› özel güvenlikçilerin korudu¤u etraf›çevrili güvenlikli sitelerde yaflamaya yö-neltiyor. Bu geliflme tar›m alanlar›n›ndaha da azalmas›n› getiriyor. fiehir mer-kezinin epey d›fl›nda gerçekleflen bu ya-p›laflman›n getirdi¤i geniflleme, s›cak vekuru mevsimlerde yaflanan “›s› adas›” et-kisini daha da art›r›yor; çevresindekitopraklar› gittikçe daha büyük ölçüdeyutmas›yla sürekli daralan k›rsal bölge-

Vizyon

Nüfusu 10 milyonunüzerindeki kentler

NÜFUSYO⁄UNLU⁄UBAKIMINDANDÜNYANIN ENKALABALIKON KENT‹

2010

2050

AsyaDi¤er ülkeler

Del

hi

Mum

bai

Seu

l

Mos

kova

Bei

jing

Sao

Pau

lo

fian

ghay

‹sta

nbul

Mek

siko

City

Kar

açi

Page 91: ve sonrasi

95EKOIQ / OCAK 2010

lere oranla kentin s›cakl›k fark› 10 de-receyi buluyor.

‹klim de¤iflikli¤inin vurdu¤u, havakirlili¤i ve kirli yüzey sular›yla bo¤ul-mufl durumdaki haliyle sanayi amaçl›kullan›ma bile uygun olmayan Gece-kondu Kenti, sakinlerinden ço¤u içinkal›c› bir çevre ve sa¤l›k bata¤›na dö-nüflmektedir. Suç ve afl›r› uçlar için birbeslenme zemini, teröristler için bircennet, nüfusun yar›s› içinse gerçekbir cehennem haline gelmifltir. Ve sü-reç ayn› flekilde devam etmektedir!

BUNU NASIL ÖNLEYEB‹L‹R‹Z?K›yameti and›ran bu gelecekten sa-

k›nmak mümkün, ama ancak ülke,

eyalet ve kent yönetimlerinin flunlar›yapmas› kofluluyla:

n ‹kinci derecedeki kentlerde dahadengeli bir nüfus da¤›l›m›n› özendire-cek politikalar uygulamak; birinci de-recedeki büyük kentlerin üzerindekibask›y› hafifletmek.

n Da¤›n›k yerleflimlere üzerine ya-y›lm›fl bulunduklar› topraklar›n mül-kiyetini, ya da en az›ndan kullanmahakk›n› veren, yerel topluluklara ken-di arazilerini ›slah etme yetkisi tan›-ma, buralara akar su getirilmesi ve da-ha sa¤l›kl› tuvaletler infla edilmesi içingörüflmeler yapma, yat›r›mlar› çekmeve ihtiyaç duyulan sosyal hizmetlerigötürme gibi politika ve uygulamalar

gerçeklefltirmek.n Yerleflimcilere daha uygun konut-

lar üretme ve yat›r›m olana¤› sa¤laya-rak ve sa¤l›k ve e¤itim gibi hizmetleriiyilefltirecek fonlar tahsis etmek sure-tiyle gecekondu semtlerinin koflullar›-n› düzeltmek.

n Yoksullar için ulusal sa¤l›k sigor-tas› programlar› haz›rlamak.

n fiehirde bahçecili¤i teflvik edenplanlar gelifltirerek alanlar açmak,böylelikle yoksullara beslenme ve ge-lir kaynaklar› yaratmak.

n Özellikle elektrikli otobüs ve trenkullan›m›na geçerek, kamu tafl›mac›l›-¤›n› iyilefltirmek.

n Kentin hizmet ulaflt›r›lamayanbölgelerine elektrik götürmek.

n Yoksul semtlere propan gaz oca¤›,elektrikli ya da günefl sistemiyle çal›-flan ›s›t›c›lar veya havay› daha az kirle-ten benzer alternatifler sunarak, ye-mek piflirmek için biyolojik at›k, çöp,tahta ve benzeri maddeleri yakmalar›-na son vermek.

n Aileleri erkek çocuklar› kadar k›zçocuklar›n› da okutmaya teflvik etmek.

n Belediyelerin üstlendi¤i baz› ifllev-leri mümkün olan yerlerde hükümetd›fl› kurulufllara devretmek.

n Semt düzeyinde yerel sa¤l›k, özel-likle de ana-çocuk sa¤l›¤› hizmeti, çev-re yönetimi, at›k toplama ve benzeri(özellikle de sosyal ve hukuk) hizmet-leri sa¤lamak.

n Yoksul ailelerle, özellikle de ka-d›nlara çok h›zl› mikro-kredi temin et-mek üzere Grameen Bankas› tipindefinans kurulufllar› açmak. m

Don Hinrichsen ödüllü bir yazar ve 60kadar› geliflmekte olmak üzere dünya-daki 100’ün üzerinde ülkede görev yap-m›fl bir BM dan›flman›d›r. Ço¤unluklaçevre ve kalk›nma sorunlar›n› ele alanbefl kitab› vard›r. fiu anda Merkezi Lon-dra’da bulunan Savafl ve Bar›fl Haber-cilik Enstitüsünde K›demli GelifltirmeMüdürü olarak çal›fl›yor.

Page 92: ve sonrasi

96 OCAK 2010 / EKOIQ

Enerji

Yaklafl›k dört y›ld›r Türkiye’de faaliyet gösterenHollanda orijinli ECOFYS'nin Türkiye Genel

Müdürü Haluk Sayar, Türkiye sanayisinin,en az›ndan baz› sektörlerde enerji

verimlili¤inde çok da kötü durumdaolmad›¤›n› söylüyor. Bu flafl›rt›c›

sonucun, tesislerin yenili¤i ileba¤lant›l› oldu¤unu söyleyen Sayar,

Türkiye’deki iflletmelerin enerjiverimlili¤ine uyum sa¤lamakta

çok da zorlanmayaca¤›n›iddia ediyor.

Haluk Sayar:

“Enerji verimlili¤i sadece ›s› yal›t›m› de¤ildir”

Söylefli: Bar›fl DO⁄RUFoto¤raflar: Muhsin ERGÜN

Page 93: ve sonrasi

HHaalluukk BBeeyy,, eenneerrjjii vveerriimmlliillii¤¤ii ddaann››flfl--mmaannll››¤¤›› nneeddiirr?? BBiizzee ggeenneell bbiirr bbiillggii vvee--rreebbiilliirr mmiissiinniizz??Asl›nda biz sadece enerji verimlili¤idan›flmanl›¤› de¤il yenilenebilir enerjive enerji dan›flmanl›¤› da yap›yoruz.Zaten bunlar birbirine çok ba¤l› konu-lar. Sürdürülebilir enerji kavram›n›niçinde ikisi de var: Hem enerji verimli-li¤i, hem yenilenebilir enerji. Enerjiverimlili¤ini bir üçgen olarak düflüne-cek olursak üçgenin tepesi yani üçge-nin önemli bir k›sm› enerji verimlili¤i-ne denk geliyor. Üçgenin ikinci k›sm›,yenilenebilir enerji uygulamalar›nayönelik uygulamalar. Tüm bunlar uy-guland›ktan sonra geriye hâlâ enerjiihtiyac› kal›yorsa -bu bölümü üçgenintaban› ile gösteriyoruz- bunu mümkünolan en verimli ve temiz fosil yak›tlar-la karfl›lamaya çal›fl›yoruz.

YYaannii iillkk aadd››mm hheerr zzaammaann eenneerrjjii vveerriimm--lliillii¤¤ii.. ÖÖyyllee mmii??Evet, ilkönce enerji verimlili¤ini sa¤l›-yoruz. Birinci ad›m, kural olarak bu-dur. Çünkü “En ucuz enerji, tasarrufedilen enerjidir.”

PPeekkii,, ddüünnyyaaddaa nnee zzaammaannddaann bbeerrii eenneerr--jjii vveerriimmlliillii¤¤ii bbiirr iiflfl aallaann››?? Enerji verimlili¤i çal›flmalar› dünya-da da 1970’lerde, petrol kriziyle bafl-lad›. O zamana kadar her fley bildi¤i-niz gibi Amerikan filmlerindeki bü-yük arabalar ve enerjinin sonsuz kul-lan›m› üzerine kuruluydu. Ama petrolkriziyle birlikte petrol varil fiyatlar›tavan yap›nca, herkes bu enerji fiyat-lar›n› karfl›layamayaca¤›n› düflünüptasarruf fikri üzerine düflünmek zo-runda kald›.

YYaannii hheerr flfleeyy aassll››nnddaa bbiirr zzoorruunnlluulluukkttaannçç››kktt››..Evet, zorunluluktan ç›kt› ve ne oldu;arabalar küçülmeye bafllad›, insanla-r›n yaflam standartlar›nda belli de¤i-fliklikler oldu. Sonra petrol fiyatlar›

tekrar gerilemeye bafllad›. Yine bir ra-hatlama oldu ancak bundan sonrakienerji verimlili¤i ile ilgili daha ciddiuyan›fl hem petrol fiyatlar›ndan hemde çevresel endiflelerden kaynaklan-maya bafllad›.

YYaannii ddaahhaa eettiikk bbiirr ttuuttuummddaann kkaayynnaakkllaa--nnaann eennddiiflfleelleerr iikkiinnccii ddaallggaaddaa oorrttaayyaaçç››kktt››??Evet. Birinci dalga tamamen petrol fi-yatlar›yla ba¤lant›l›yd›. ‹kincisinde deasl›nda petrol fiyatlar›n›n yükselmesietkendi ama bununla beraber yükse-len baflka bir etken daha vard›: Bu da,fosil yak›tlar›n kullan›lmas›n›n sonu-cunda geri dönülemez noktaya gele-cek olan iklim hassasiyetiyle ilgiliydi.

Yani çevresel endifleler art›k enerji ve-rimlili¤ini tetikleyen bir noktada.

SSiizz uulluussllaarraarraass›› bbiirr ffiirrmmaann››nn tteemmssiillccii--ssiissiinniizz.. EECCOOFFYYSS’’iinn hhiikkââyyeessiinnddeenn bbiirraazzbbaahhsseeddeebbiilliirr mmiissiinniizz??ECOFYS, 1984 y›l›nda kurulmufl Hol-landa merkezli bir firma. Enerji dan›fl-manl›¤› yapmak üzere befl ö¤retimüyesi taraf›ndan üniversitede kuruldu.O yüzden akademik taraf› da a¤›r ba-san bir flirkettir. Çal›flanlar›n birço¤uyüksek lisans ve doktora sahibidir. fiir-ket zaman içinde sadece çal›flmalar›n›Almanya ve daha sonra Avrupa Birli-¤i’ne tafl›d›. Ve giderek AB’deki hükü-metlere ve Avrupa Konseyine dan›fl-manl›k veren bir pozisyona ulaflt›.

97EKOIQ / OCAK 2010

Page 94: ve sonrasi

98 OCAK 2010 / EKOIQ

SSaaddeeccee flfliirrkkeettlleerree ddee¤¤iill,, hhüükküümmeettlleerreeddee ddaann››flflmmaannll››kk hhiizzmmeettii vveerriiyyoorrssuunnuuzz..Evet. Zaten çal›flmalar›na ilkönce hü-kümetlere enerji politikalar› üretilme-siyle ilgili veriler haz›rlamakla bafllad›.Arkas›ndan her flirketin yeni yasal dü-zenlemelere adapte olmas› için dan›fl-manl›k sa¤lamaya bafllad›.

BBuu aannllaammddaa EECCOOFFYYSS hheemm mmiikkrroo hheemmmmaakkrroo ddüüzzeeyyddee ççaall››flfl››yyoorr……Kesinlikle. fiirketin Enerji Stratejilerid›fl›nda iki tane daha ayr› bölümü var:Binalarda enerji kullan›m› ve “Susta-inable power and fuel” dedi¤imiz; sür-dürülebilir güç ve yak›t. EKOFYS, bu üçayak üzerine oturuyor flu anda. Tabiistrateji çok önemli bir konu yani stra-teji, planlama ve politika olmadan bu-nun uygulamas› mümkün de¤il. Heleyenilenebilir enerji gibi ilk baflta birazteflvik ve deste¤e ihtiyaç olan sistem-lerde ve teknolojilerde ancak enerjipolitikas›ndan yola ç›k›larak hedefeulafl›labiliyor. Bu misyona halen de-vam ediyor ECOFYS, yani enerji strate-jileri konusunda hâlâ birçok resmi ku-ruluflun, devletin veya AB’nin, direktenerji verimlili¤i ve yenilenebilir ener-ji konusunda dan›flmanl›¤›n› devamettiriyor. Ama bunun yan›nda özelsektöre daha ufak stratejiler de haz›r-l›yor. Ayr›ca binalarda enerji verimlili-¤i ile ilgili çal›flmalar yap›yor.

PPeekkii,, EEKKOOFFYYSS nnee zzaammaannddaann bbeerrii TTüürrkkii--yyee’’ddee ffaaaalliiyyeettttee??2006 y›l›ndan beri faaliyette Türki-ye’de. Yani üç sene doldu, dördüncü se-neye do¤ru gidiyoruz.

TTüürrkkiiyyee’’ddee eenneerrjjii vveerriimmlliillii¤¤iinniinnöönneemmiinniinn aannllaaflfl››llaabbiillddii¤¤iinnii ddüü--flflüünnüüyyoorr mmuussuunnuuzz??Enerji verimlili¤i son bir ikisene içinde yükselen birde¤er oldu. Ama 4-5 se-ne öncesine kadar çokfazla üzerinde durulan

bir konu da de¤ildi Türkiye’de. Yasalolarak da böyleydi. Gerekli mevzuatdaha yeni düzenleniyor.

EEnneerrjjii VVeerriimmllii¤¤ii KKaannuunnuu 22000077’’ddee çç››kktt››ddee¤¤iill mmii??Evet ama daha bu Aral›k ay›nda uygu-lanmaya baflland›.

BBuu zzaammaannaa kkaaddaarr uuyygguullaammaayyaa kkoonnmmaa--mm››flfl mm››yydd››??Hay›r, yönetmeliklerin ve altyap›lar›nhaz›rlanmas› bir süreçtir. O da iki y›lsürdü ve 2009 Aral›k ay›nda yürürlü¤egirdi. Türkiye’nin bir geçifl dönemineihtiyac› var. Bu da bilinçlenmeyle pa-ralel gidiyor. Yani sadece yasal düzen-lemeler ve devletin fliflirmesiyle de ol-maz; halk›n da, kiflilerin de flirketlerin

de bunu istemesiyle olur. Yasalar böy-le ç›k›yor, tepeden inme olmuyor. O bi-linç son 3-4 senede çok h›zl› bir flekildeolufltu. Ama birçok insan enerji verim-lili¤inin hala ›s› yal›t›m›ndan ibaret ol-du¤unu düflünüyor.

AAmmaa bbuunnuunn ggeerrççeekk aannllaamm››nn›› kkaavvrraamm››flflöönnccüü ffiirrmmaallaarr ddaa vvaarr ddee¤¤iill mmii??Var, zaten genellememek gerekiyor. Is›yal›t›m› çok önemli bir konu enerji ve-rimlili¤inde, belki de en önemli konuama sadece ›s› yal›t›m› verimlilik anla-m›na gelmez. Ve bunu da art›k insanlaryavafl yavafl görmeye bafllayacakt›r di-ye düflünüyoruz. Tabii hangi teknoloji-lerin devreye girece¤inin ortaya ç›kma-s› laz›m. Bu teknolojilerin Türkiye’desat›fl›n› veya servisini kim sa¤layacak?Türkiye’de üretim yapan firmalar›n ol-mas› laz›m. Var ama fazla de¤il; dahahenüz kapasite oluflturuyorlar. Yanibirçok konuda eksikleri de var flirketle-rin. Bunu a¤›rl›kl› olarak yenilenebilirenerji anlam›nda söylüyorum. Enerjiverimlili¤i cihazlar›m›zda da mühen-dislik anlam›nda yine buna benzer baz›eksikliklerimiz var ama Türkiye’deözellikle imalat sektörü çok dinamik,hemen adapte edebiliyor her fleye ken-dini. O yüzden ben bunun çok da önem-li bir problem olaca¤›n› düflünmüyo-rum. Çok k›sa sürede adapte olunur.

KKaaçç ttaannee eenneerrjjii vveerriimmlliillii¤¤ii ddaann››flflmmaannll››--¤¤›› ffiirrmmaass›› vvaarr TTüürrkkiiyyee’’ddee?? Yasa ile birlikte yetki alanlar h›zla ar-

t›yor ama en son beflti san›r›m. Busay› az gibi görünebilir ama çok

fazla olmas›na da gerek yok as-l›nda.

NNeeddeenn??Yurtd›fl›na bakt›¤›n›z za-

man da enerji verimli-li¤i dan›flmanl›¤› fir-

malar›n›n çokfazla olmad›¤›n›görebilirsiniz.

Enerji

1 2

3Ener

jinin

ver

imli

kulla

n›m

›yla

ener

ji sa

rfiy

at›n

› düfl

ürK

alan enerji ihtiyac› için yenilenebilir

enerji kaynaklar›n› kullan

E¤er hâlâ ihtiyaç varsa, mümkün olan en temiz ve verimli

flekillerde fosil yak›t kullan

“Enerji verimlili¤ini bir üçgenolarak düflünecek olursak

üçgenin tepesi yani üçgeninönemli bir k›sm› enerji

verimlili¤ine denk geliyor”

Page 95: ve sonrasi

99EKOIQ / OCAK 2010

Bu çok güçlü firmalar›n yapabilece¤ibir çal›flma çünkü bir iflletmeye gitti¤i-nizde, sadece enerji verimlili¤i dan›fl-manl›¤› yapm›yorsunuz ayn› zamandatasarruf yap›labilecek noktalar› da be-lirliyorsunuz. Ve diyorsunuz ki: “Biz buyat›r›m› kendimiz yapar›z. Siz enerji fi-yatlar›n› ödemeye, hatta yüzde 5-10az›yla ödemeye devam edersiniz; yat›-r›m maliyetine girmezsiniz. Biz kendiparam›z› oradan ç›kar›r›z.” Ben bunungarantisini veriyorum ama bu, 2-3 mü-hendisin bir araya gelip de kurmufl ol-du¤u ufak firmalar›n kald›rabilece¤ibir fley de¤il. Baflkas› ad›na girilen birriskten bahsediyoruz. Bu tabii ki herflirketin yapabilece¤i bir fley de de¤il.Belki Türkiye’ye özgü yumuflatmalarbirtak›m farkl› yöntemler olabilir. Me-sela üçlü anlaflmalar olabilir: Uygula-may› yapan, finans sa¤layan, denetle-

yen ve iflletmenin kendisi. Bu tür esnekmodeller dünyada da mevcut.

BBiirraazz ttaahhmmiinnii bbiirr ssoorruu oollaaccaakk aammaa bbiirreenneerrjjii vveerriimmlliillii¤¤ii ddaann››flflmmaannll››kk flfliirrkkeettii,,bbiirr iiflfllleettmmeeyyee nnee kkaaddaarr eenneerrjjii ttaassaarrrruuffuussaa¤¤llaayyaabbiilliirr bbiirr çç››rrpp››ddaa??Elektrik ‹flleri Etüt ‹daresinin aç›kla-d›¤› resmi rakamlar, yüzde 30 tasar-ruf imkân› oldu¤unu söylüyor. Bu,resmi olarak aç›klanm›fl bir rakam.Tabii binalar›, endüstriyi ve enerjisantrallerini ayr› düflünmek laz›m;hepsi için farkl› rakamlar ç›kacakt›r.Sanayi de özel sektör oldu¤u içinenerji yo¤unlu¤umuz hiç fena de¤il.Mesela biz çimento gibi yo¤un enerjitüketen bir sektörün enerji ile ilgilibenchmark analizlerini yapt›k vedünyayla karfl›laflt›rd›k. Hiç fena birnoktada olmad›¤›m›z› gördük.

Ancak bu sonuçta, tesislerin yeni ol-mas›n›n da pay› büyük. Yoksa bugünkurulmufl olan bir tesis befl sene sonraat›l olabilir, on sene sonra çok dahaverimsiz olabilir. Bunu düflünmek la-z›m; ama Türkiye’de tesisler nispetenyeni kuruldu¤u için özel sektörün en-düstrideki enerji yo¤unlu¤u di¤er ül-kelerle karfl›laflt›r›ld›¤›nda çok da kötüde¤ildir.

fifiuu aannaa kkaaddaarr hhaannggii sseekkttöörrlleerrddee ççaall››flfl--mmaa vvee aarraaflfltt››rrmmaa yyaapptt››nn››zz??Çimento d›fl›nda seramikte bir çal›fl-ma yapt›k ve asl›nda bu sektörde dedurumun çok farkl› olmad›¤›n› sapta-d›k. Baz› seramik firmalar›nda ciddibir tüketim oldu¤unu görüyoruz. ‹flteoralarda enerji verimlili¤i yöntemleridevreye giriyor. Örne¤in at›k ›s› kaza-n› kullanmayan tesisler var. Hâlbukisadece ›s› üzerine bir sektörde at›k ›s›kazan› olmamas› çok mant›ks›z olur.Mesela demir çelik sektöründe özel-likle eski tesislerde iflletmeyle ilgilisorunlar pek göremezsiniz. Çünkübüyük yat›r›mlarla bir sistem kurulurve zaman içinde de bir mühendis ve-ya ustabafl› süregelen sistemde ufakhareketlerle iflletimi kolaylaflt›r›r vesorunsuz sürdürür. Ama enerji ve-rimlili¤i aç›s›ndan demir çelik sektö-rünün iyi bir konumda oldu¤u söyle-nemez çünkü teknolojileri yeni de¤il.Zaten teknoloji ne kadar eskiyse o ka-dar verimsizdir. m

“Elektrik ‹flleri Etüt‹daresinin aç›klad›¤›

resmi rakamlar, yüzde 30tasarruf imkân› oldu¤unusöylüyor. Bu resmi olarak

aç›klanm›fl bir rakam.Tabii binalar›, endüstriyive enerji santrallerini ayr›

düflünmek laz›m”

Page 96: ve sonrasi

Do¤a kente geri dönüyor…

Yeflil Çat›larYeni yal›t›m malzemeleri ve uygulamalar›na h›z veren teknolojikgeliflmelerle yeflil çat›lar 21. yüzy›l›n flafa¤›nda, art›k kent planlamas› vemimarinin baflat konular›ndan biri. Kente do¤ay› geri döndürmeyi kafayakoymufl uzmanlar yeni teknolojiler, standartlar ve uygulamalar peflinde.

100 OCAK 2010 / EKOIQ

Yeflil Çat›lar

DOSYA

Varflova Üniversitesi Kütüphanesi / Polonya

Kanyon Al›flverifl Merkezi / ‹stanbul

Page 97: ve sonrasi

101EKOIQ / OCAK 2010

anayi devrimiyle efl zamanl› geli-flen modernizm, ilkönce Bat› top-lumlar›n›, sonra da hemen tüm

uygarl›klar› geri dönülmez bir biçimdedönüfltürürken, en önemli simgesiolarak da kentleri yaratt›. Ço¤u zamaneskinin geleneksel kentlerindenönemli bir kopuflu iflaret eden bu yenimetropoller, bir yandan insan›n yara-t›c› eme¤inin, yeni esteti¤inin iflaret-leri olarak h›zla yükselirken, di¤eryandan da do¤ay› kentsel alan›n d›fl›-na ç›karmakta bir hayli h›zl› davrand›.

Kent neredeyse “do¤a”n›n karfl›t›olarak tan›mlan›yordu ve ne yaz›k kiuygarl›k ve do¤a ço¤u zaman bir iki-lem, bir dikotomi olarak alg›lan›yordu.

Asl›nda kentsel geliflmenin, modernkent planlamas›n›n en bafl›ndan itiba-ren böyle tan›mland›¤› söylenemez.Courbusier gibi öncü kent planc›lar›-n›n ve mimarlar›n›n tasar›mlar›na birgöz atmak bu sav› güçlü bir flekilde or-taya koymaya yeter de artar bile. An-cak özellikle 20. yüzy›l bir “Afl›r›l›klarÇa¤›” olarak, kent planlamas›na ve fle-hirlere de damgas›n› vurdu ve do¤a-dan ar›nd›r›lm›fl yerleflim alanlar› za-ferlerini ilan ettiler.

Asl›nda bu bir “Prius” zaferiydi. Ki-min kazand›¤›, ya da ne pahas›na ka-zand›¤› belli olmayan bir zafer… Zatenkazanan zaferini alelacele ilan eder-ken, çok de¤il, bir 50 y›l sonra gerçek-lefltirilenin hiç de insani bir anlay›fl vetutum olmad›¤›na dair güçlü elefltiri-ler yükselecekti. Kent insan›n›n fizik-sel ve ruhsal sorunlar›, Hasta BinaSendromlar›, toz ve küresel ›s›nmaderken, modern kentsel tasar›m vemimarinin getirdikleri ile götürdükle-ri de¤iflik çevreler taraf›ndan konuflul-maya bafllanm›flt› bile. Çevre dostumimari, yeflil mimari ve yeflil kentplanlamas› gibi farkl› alanlardan yük-selen bu elefltiriler, bir süre önce sor-gusuz sualsiz kabul edilen fikir veplanlara tekrar bakmay› yavafl yavaflzorunlu hale getiriyordu. Tabii bu yeni

yaklafl›mlar› dayatan da, adeta birdogma olarak kabul edilen modernlefl-me ve endüstriyalizmin sonucu olarakortaya ç›kan “Kriz” oldu. Küresel ›s›n-madan, asit ya¤murlar›na, sel felaket-lerinden kutuplar›n erimesine, canl›türlerinin say›s›n›n h›zla azalmas›n-dan, karbonmonoksit yüklü havalarave enerji krizine kadar de¤iflik ancakbirbirine s›k s›k›ya ba¤l› unsurlarlaifade edilen bu “Kriz”, her fleyin yenibafltan, yeni bir dünya görüflüyle eleal›nmas›n› neredeyse zorunlu hale ge-tirdi.

Neyse ki insanl›k önüne her zamançözebilece¤i sorunlar› koyar. Eylemle-rini, tutum ve davran›fllar›n›, o günekadar sorgulanmas› bile saçma görü-len geleneksel düflünme biçimlerini,k›sa bir zaman içinde tekrar ele almakda insan o¤lu ve k›z›n›n maharetlerin-den biridir. 20. yüzy›l›n sonunda baflla-yan ancak 21. yüzy›lda h›z kazanan busorgulama süreci, ifl hayat›ndan gün-delik yaflama, kulland›¤›m›z ürünler-den tüketim kal›plar›m›za, oturdu¤u-muz evlerden çocuk yetifltirme biçim-lerimize kadar yerleflik olan her fleyedokunmaya bafllad›. Bundan kentselmimarinin ve kent planlaman›n da na-sibini almamas› saçma olurdu. Ve öylede oldu. Modernizmin yaflayan özüolan, içsel sorgulama yeniden ifl bafl›n-dayd› ve ilk çabalar›ndan biri de, 20.yüzy›l›n bafl›ndan itibaren kap› d›flar›etti¤i “Do¤ay›” tekrar kentsel alanasokmak, insan› do¤ayla bar›flt›rman›nyollar›n› aramak oldu. Do¤a kente geridönüyordu ve epeydir unuttu¤umuzçat›lar da bundan azade de¤ildi. Çat›laryeflillenecek, yeni ve do¤a dostu bir ya-flama alan› olarak hayat›m›zdaki yerinialmaya bafllayacakt›…

K›sa bir tarihçe…Modern mimari ve kent planlamas›-

n›n en önemli isimlerinden Le Courbu-sier yeflil çat›lar deyince ilk isimlerdenbiri olarak kabul edilir ama yeflil çat›-

S

Four Seasons Otel / ‹stanbul

Varflova Üniversitesi Kütüphanesi / Polonya

Mesa Hastanesi / Ankara

Kent insan›n›n fiziksel veruhsal sorunlar›, Hasta

Bina Sendromlar›, toz veküresel ›s›nma derken,modern kentsel tasar›mve mimarinin getirdikleriile götürdükleri de¤iflik

çevreler taraf›ndankonuflulmaya

bafllanm›flt› bile.

Page 98: ve sonrasi

102 OCAK 2010 / EKOIQ

lar konusunda ondan önce de çeflitliçal›flmalar oldu¤unu belirtmek gere-kir. Geleneksel toprak izolasyonlu ve-ya çim çat›l› ‹skandinav köy evleri ha-ricinde, modern yap›larda ilk yeflil çat›uygulamas›n›n Carl Rabitz taraf›ndanBerlin’deki malikânesinde gerçeklefl-tirildi¤i kabul ediliyor. 1867 y›l›na ta-rihlenen bu öncü uygulama, Rabitz ta-raf›ndan “Volkanik malzemeden yap›-lan do¤al çat›” olarak nitelendiriliyor-du. A¤açlarla kapl› harikulade bir bah-çe olan Rabitz’in yeflil çat›s›, döneminBerlin’inde büyük bir gümbürtü ko-parm›flt›. Daha sonra bu uygulamay›deneyen ve gerçeklefltirenler olsa daLe Courbusier, yatay çat› uygulamas›-n› en güçlü biçimde savunan mimar ol-du. Yeflil çat› düzenlemesinin ilk siste-matik uygulay›c›s› ve teorisyeni olarak

kabul edilen Le Courbusier’in, 1927 y›-l›nda kaleme ald›¤› “Yeni mimarinin 5ilkesi” adl› 盤›r aç›c› sunumunun ikin-ci maddesi “çat› bahçeleri” idi. Bu ça-l›flmas›yla, “çat› bahçelerinin konutunen çok tercih edilen mekan›” ve “kent-lerin yeniden kazanaca¤› önemli gelifl-me alanlar›ndan biri olabilece¤ini”öne sürüyordu. Courbusier, güney ül-kelerindeki insanlar›n ço¤unun evleri-nin teraslar›nda zaman geçirdi¤ini,onlar› ancak ya¤murun durdurabildi-¤ini anlat›yordu. Ünlü mimar, s›cak ik-limdeki ülkeler için yatay çat›lar›nönemini vurgulamakla kalm›yor, bolkar alan daha so¤uk bölgeler için de eniyi yap›sal çözüm oldu¤unu dile getiri-yordu. “Yatay çat›lar›n yüzeylerininmerkez noktalar›nda ve evin içindemutlaka bir su olu¤unun olmas› gerek-ti¤ini, böylece suyun hiçbir flekildedonmayaca¤›n›” belirten Le Courbusi-er, evlerin oturum planlar›n›n tama-men de¤ifltirilebilece¤ini; salonlar›nüst katlara tafl›n›p, çat›n›n bir bahçealan› olarak kabul edilebilece¤ini vur-guluyordu.

Ancak yeflil çat›lar›n aflmas› gere-ken önemli bir sorunu vard›: ‹zolas-yon. Onlarca imar bu konuda de¤iflikteknik çözümler getirmeye çal›flt›. So-nunda, Erich Mendelsohn isimli birmimar, Berlin’deki Herpich & Söhneflirketinin ofis binalar›n›n tepesine in-fla etti¤i yeflil çat› zemini için özel birçözüm getirmeyi baflard›. Mendel-sohn, tüm çat› zemininin üzerine çiftkatl› bir asfalt katman ve onun üzerinidört santim kal›nl›¤›nda özel bir top-rak ile s›vayarak çat›n›n güçlendiril-mesini baflarm›flt›. Baflka bir çözümönerisi de, Viyana resmi bina görevli-lerinden akademisyen J. Hoffman’dangelecekti. Hoffman’a göre tüm zemineserilecek üç dört katl›k çat› keçesininüzerine s›k›flt›r›lm›fl çak›lla yap›lacakbir katman da bu görevi yerine getire-bilecekti. 15-20 sene hiçbir tamirataihtiyaç duyulmayaca¤›n› iddia ete¤i

Yeflil Çat›lar

DOSYA

Türkiye’nin uluslararas› LEED ÇevreDostu Bina sertifikasyonu sahibi ilkkamu binas› olma özeli¤ini tafl›yan, H.Avni ‹ncekara Fen Lisesi Yurt Binas›,‹ncekara Holding taraf›ndan birsosyal sorumluluk projesi olarakyapt›r›ld›. TAMFA Mühendisliktaraf›ndan tümüyle yeflil standartlarlainfla edilen binan›n çat›s›nda da yeflilçat› ve çat›ya entegre fotovoltaikpanel uygulamas› gerçeklefltirildi.Türkiye’de ilk defa uygulanan yeflil

Türkiye’nin ilk yeflil kamu binas›

çat› ve fotovoltaik panelentegrasyonu ise Onduline Avrasya taraf›ndan yap›ld›. Fotovoltaikpanellerde 2. Nesil olarakadland›r›lan yeni teknoloji Sharp ‹ncefilm paneller kullan›ld›. Toplam kurulugücü 13,5 kWp olan 150metrekarelik günefl panellerinin yurtbinas›n›n enerjisinin büyük bir k›sm›n›karfl›layabilece¤i hatta üretti¤i fazlaenerjiyi baflka binalara daaktarabilece¤i hesaplan›yor.

Carl Rabitz taraf›ndan Berlin’dekimalikânesinde gerçeklefltirilen ilk yeflil çat›uygulamas› (üstte).

LeCourbusier’inilk yeflil çat›eskizleri(solda).

Page 99: ve sonrasi

YA⁄MUR SUYUYa¤mur suyunu kullan›p, yeflil örtüyedönüfltürdü¤ünden, drenajyo¤unlu¤unu azalt›r. Böylece "at›k su"flebeke yükü hafifler. 20-40 cm aras›yo¤un bitkilendirilmifl bir çat› 10-15 cmyüksekli¤inde su tutma kapasitesinesahiptir. Genel olarak kente düflenya¤mur suyunun yüzde10-15'inin yeflilçat›larda tutulmas› mümkündür. 10 cmtoprak kal›nl›¤› kendi üzerine düflenya¤murun yüzde 50'sini, 20 cm toprakise yüzde 60'›n› tutabilmektedir. Buoran 50 cm toprak kal›nl›¤›nda yüzde90'a varmaktad›r.

HAVA K‹RL‹L‹⁄‹Hava kirlili¤ini, tozu azalt›r. 1 m2 çimalan 100 m2 yaprak yüzeyi yarat›r. Buda her metrekare bafl›na y›lda rüzgâraba¤l› olarak 200 gr ile 2 kg aras›nda toztutma olana¤› demektir. Yeflil örtüsüolan ve olmayan bölgeler aras›ndayap›lan ölçümlerde, yeflile sahipolmayanlarda bir litre havada 3 ila 7 kat›fazla toz partikülü bulunmufltur.

OKS‹JEN ÜRET‹M‹ ve BUHARGEÇ‹R‹M‹Hava kalitesini yükseltir, nefes almay›kolaylaflt›r›r. 25 m2 yaprak yüzeyiinsan›n bir saatte tüketti¤i kadar yani,27 gr oksijen üretir. Yaz aylar›nda, 1 m2

çim çat› 4 kiflinin oksijen ihtiyac›n›karfl›lar. Gece ve k›fl aylar›n›nortalamaya girmesi halinde 1,5 m2 çimalan›n bir y›lda, bir insan›n y›ll›k ihtiyac›kadar oksijen üretebilece¤ihesaplanabilir. Ayr›ca bu örtü buhargeçirimi özelli¤i ile yap›n›n da nefesalmas›n›, yap› içi nemin at›lmas›n›sa¤lar. Kapal› mekânlardaki bu özellik,insan ve yap› sa¤l›¤› aç›s›ndan sonderece önemlidir. Yaflam konforunubelirler. Is›n›n hissedilme efli¤ini olumluyönde etkiler.

‹ZOLASYON ve A⁄IRLIK0,45-0,60 aras›nda izolasyon de¤erinesahip topra¤a, yüzde 50 torf katarak vesu tutma özelli¤ini art›rmak için perlit ve

bor türevleri ile kar›flt›rarak, "kuru halde"tafl yününe eflde¤er ›s› izolasyonde¤erleri sa¤lanabilir. Böylece yüksekizolasyon de¤eri olan ve ›s› radyasyonuyapmayan yap›s› ile kentsel ›s› adas›etkisini azalt›r, çat› yüzeyinin ›s›s›n›düflürür, serin ortam yarat›r. Yap›ya ›s›giriflini yüzde 85, ›s› kayb›n› yüzde 70azaltt›¤› ölçülmüfltür. Dolay›s›yla ›s›tmave so¤utma giderlerini düflürür, kentselkonforu yükseltir. Yukar›daki kar›fl›m,toprak a¤›rl›¤›n›; 1 ton/m3'den 600kg/m3’e kadar düflürür. Bu da 10 cmtoprak örtüsü için 60 kg/m2 demektir.Bu kal›nl›kta topra¤›n an fazla 5 cmyüksekli¤inde su tutabildi¤i düflünülürsehesaba al›nmas› gereken toplam a¤›rl›ken fazla 60+50 = 110 kg/m2 olacakt›r.Genel anlamda çat›n›n su izolasyonuamac› için de, organik ba¤lay›c›l›, perlitesasl› ve ülkemizde imal edilebilen özelbir flap-s›va ile petrol türevimembranlara ihtiyaç duymadanmükemmel sonuçlar almakmümkündür. Bu malzeme buhargeçirmekte fakat ›s› ve suyugeçirmemektedir. Bu özelli¤i ile dedünyadaki ilklerdendir.

SES ‹ZOLASYONUYeflil çat› gürültüyü emerek azalt›r.Sessiz mekânlar sa¤lar. Alçak frekanslar›toprak, yüksek frekanslar› bitki örtüsübloke eder. 12 cm toprak kal›nl›¤›; 40db, 20 cm ise; 46 db izolasyonsa¤lamaktad›r. Normal konuflma sesini50 db ve gürültüden rahats›zl›k efli¤imizi60 db kabul edersek, 12 cm'lik yeflilçat›n›n 90-100 db olan kamyon ve trensesini bile gürültü efli¤imizin alt›nadüflürebildi¤ini görürüz.

ELEKTROMANYET‹K IfiINIMElektromanyetik radyasyonu so¤urur.10 cm toprak katman› olan yeflil çat›n›nelektromanyetik ›fl›n›m› yüzde 99'akadar azaltt›¤› ölçülmüfltür.

SERA GAZLARI ve A⁄IR METALLERSera gazlar›n› yok eder. Ya¤mur suyunahavadan kar›flan a¤›r metaller ve tuz,

Yeflil Çat›n›n Faydalar›toprak taraf›ndan tutulur. Kadmiyum,bak›r ve kurflunun yüzde 98, çinkonunyüzde16 oran›nda tutularak sudanar›nd›r›ld›¤› görülmüfltür.

GER‹ DÖNÜfiÜM ve DÜfiÜK ENERJ‹Geri dönüflümlü bir malzemedir. Eldeedilmesinde ve uygulamas›nda çokdüflük enerji kullan›l›r. Genellikle insangücü yeterlidir.

TOPRAK KAZANIMITemelde kaybedilen yaflamsal topra¤›geri kazan›r. Bir anlamda "Do¤ayaSayg›l› Mimarl›k" örne¤i oluflturur.Kentsel yeflil alanlar ve yeni canl›yaflam ortam› yarat›r. Biyolojik çeflitlili¤iartt›r›r. Yap› bünyesinde do¤a iletemas› sa¤lar, güvenli ve sa¤l›kl›ortamlar yarat›r.

ALAN ve V‹ZYON KAZANIMIGenifl çat› alanlar›n›n kullan›l›r halegetirilmesine ve peyzaj düzenlemelerineolanak sa¤lar. Tasar›m ve estetikzenginli¤i olarak sundu¤u yeniaç›l›mlara ilaveten, yeflil ile bütünleflmiflyeni mimari ifllevlere kap› açar.

YAPIYI KORUMA ve KOLLAMAYap›y› ultraviyole ›fl›nlar›ndan, çat›y› vetafl›y›c› kostrüksiyonu mekanikhasarlardan korur. Geleneksel çat›larda-20 ile +80 aras›ndaki genleflmearal›¤›na karfl›l›k 10 cm bir yeflil çat›günlük ve mevsimsel ›s› de¤ifliklikleriaral›¤›n› daralt›r. Yüzey ›s›s› 10 ila 30derece aras›nda kalarak büzülme vegenleflme stresi yaratmad›¤›ndanmalzeme yorgunlu¤u ve k›r›lganl›kyaratmaz. Çat› ve yap› ömrünü uzat›r,yenileme maliyetini ve iflletim giderlerinidüflürür.

YANGINBünyesinde hiçbir yan›c› malzemeyoktur. Is› ve alev geçirmez. Dolay›s› ileyang›n korunumunu en üst seviyeyeç›kart›r.

Yazan: Y. Mimar Çelik ERENGEZG‹N

103EKOIQ / OCAK 2010

Page 100: ve sonrasi

104 OCAK 2010 / EKOIQ

sistemde zeminle çat› kaplama malze-mesinin aras›na Cork Stone döflenme-sini tavsiye ediyordu.

Viyana kökenli bir baflka akademis-yen olan J. Frank ise yeflil çat›n›n taba-n›na kurflun bir katman yap›lmas›n›sal›k veriyordu. Bunun çok daha kal›c›olaca¤›n› iddia eden Frank, kurflun kat-man›n üzerine asfalt ve kum döflenme-sini öneriyor ve bunun zaten uzun za-mand›r uygulanan bir teknik oldu¤unuifade ediyordu. 1920’lere kadar bu tek-nikler gelifltirilerek daha s›k uygulan-maya devam etti. O dönemde birçok bi-naya uygulanan bu teknikle çat›lar›nüzerine, koca koca a¤açlar›n boy atabi-lece¤i iki metreye kadar derinlikte top-rak bir katman yerlefltirilebiliyordu.1970’lere kadar, yeflil teras ve çat›larinfla etmek isteyenlerin baflvurdu¤utemel ilkeler bu flekilde belirlenmiflti.

Hundertwasser evleri1980’lerde Viyana’da infla edilen

Hundertwasser evleri, yeflil çat›lardayeni bir köfle tafl›n› ifade ediyordu. ‹s-mi bir efsaneye dönüflen binalar›n ya-rat›c›s› Friedensreich Hundertwasserflöyle diyordu: “Do¤a, kar›n ve ya¤mu-run ya¤d›¤› her yerde kendini yenile-meli, ço¤altmal›d›r. K›fl›n nas›l her yerbeyazl›yorsa, yaz›n da her fley yefler-melidir. Bütün yatay alanlar do¤an›nbir parças›d›r; sokaklar ve çat›lar ye-flillenmeli, insanlar flehirlerde yenidenyeflilin kokusunu ci¤erlerine doldur-mal›d›r.” Ünü dünyay› dolaflan Hun-dertwasser evleriyle tan›nan buönemli mimar, sanatç› ve heykelt›rafl,2000 y›l›nda aram›zdan ayr›ld› amaPeter Pelikan ve Heinz Springmannisimli mimarlar onun projelerini ger-çeklefltirme flans› buldular. Onun fikirve çizimlerinden yola ç›karak yap›laniki bina, Essen’deki Grupapark’ta inflaedilen Ronald McDonald Children’sTrust House ve Green Cidatel Of Mag-deburg’dur.

Hundertwasser’in evleri ve yeflil ça-

Yeflil Çat›lar

DOSYA

Toronto yeflil çat›lar› zorunlu hale getirdiÇevre dostu projelerde oldukçaönemli rol oynayan ve pek çokçevre konferans›na da ev sahipli¤iyapan Toronto’da, 27 May›s2009’da ç›kar›lan yeni yasagere¤ince yeni infla edilecek bütünyap›larda yeflil çat› uygulamas›zorunlu hale getirildi. Yeni yasaldüzenlemeye göre, flehirde inflaedilecek bütün okullar›n, konutlar›n(6 kat ve daha fazlas› için),endüstriyel ve ticari yap›lar›nçat›lar›n›n yüzde 50’sinin yeflilolmas› gerekiyor. Toronto Belediye Baflkan› JoePantalone, bu yasan›n gereklili¤iniflöyle ifade ediyor: “Sürekli artaniklim de¤iflikli¤ine çözüm olarakönerilen projeler aras›nda yer alanyeflil çat› uygulamas›, iklimi korumakiçin çok önemli bir ad›md›r. Bununyan› s›ra, bu projenin zorunlu halegetirilmesiyle birlikte yeni iflolanaklar› da do¤acak. Bu sayedebir yandan do¤ay› korurken, biryandan da ülke ekonomisinekatk›da bulunmak art›k mümkün.”Toronto Belediyesi ayr›ca yasay›uygulanabilir k›lmak için, yeflil çat›yapan bina sahiplerine metrekarebafl›na befl dolar ödeyece¤ini deaç›klad›. Türkiye’nin kentleri de h›zla›s›n›rken, belediyelerimizin örnekalmas› gereken bir karar. Yasaldüzenlemeler ve ona ba¤l› olarakal›nacak teflvik kararlar›n›n,kentlerimizin çat›lar›n›n

yeflillenmesinde önemli bir ad›molaca¤› kesin…

Yeflil çat›lara bir teflvik de New York’tanYeni haz›rlanan bir yasaldüzenlemeyle New York’ta çat›lar›n›nen az yar›s›n› yeflil çat›ya dönüfltürenkat maliklerine 100 bin dolara kadarvergi teflviki sa¤lanacak. Uzmanlarbu vergi indiriminin yeflil yakal› iflleriçin önemli bir ekonomik uyar›c›olaca¤›n› belirtirken, kentin Do¤alKaynaklar› Savunma Komitesiavukatlar›ndan Larry Levine de, “YeflilÇat›lar›n, New York sakinlerinin 5milyon dolardan daha fazla bir enerjitasarrufu yapmalar›n›sa¤layabilece¤ini” vurguluyor. Levine,“Sera gaz› emisyonlar›n›n düflmesininyan› s›ra, kentin kanalizasyonsistemine sekte vuran afl›r› at›kak›fl›n›n da olumlu yöndeetkilenece¤ini” öne sürüyor. Levine’egöre bu sayede, New Yorkçevresindeki yüzülebilir alanlar daartacak; bu alanlarda insanlarbal›kç›l›k da yapabilecek. New York’taki bu vergi teflvikihakk›nda görüfllerini aç›klayanlardanbiri de Gaia Enstitüsü Yöneticisi Dr.Paul S. Mankiewicz. Mankiewicz’egöre, yeflil çat›lar›n faydalar› gayetkolay hesaplanabiliyor: “Her 10 bin fitkare yeflil çat›, her bir f›rt›na s›ras›nda6000 ila 12.000 galon suyu abzorbeedebiliyor. Bu miktarda su hiçbirflekilde kanalizasyona akmam›floluyor.”

Dünyan›n Tüm Yeflil Çat›lar›…

Page 101: ve sonrasi

Latince “beyazl›k” anlam›na gelen

Albedo, yüzeylerin yans›tma

oran›n gösteren bir ölçü birimi.

‹deal bir beyaz yüzeyin albedosu

1 olarak kabul edilir ve bu üzerine

düflen bütün ›fl›¤› geri yans›tt›¤›

anlam›na gelir. Ayn› flekilde ideal

bir siyah yüzeyin albedo de¤eri

de “0” olarak kabul edilir ve bu da

bütün ›fl›¤› emdi¤ini gösterir.

Spektroradyometre ad›nda bir

aletle ölçülen Albedo etkisinin,

küresel ›s›nma ile çok s›k› bir

iliflkisi var. Yap›lan ölçümlere göre,

dünyan›n ortalama albedosunun

0,3 oldu¤u ortaya konmufl. Bu da,

Dünyaya gelen günefl ›fl›nlar›n›n

yaklafl›k üçte birinin atmosfere

geri yans›d›¤›n› gösterir. Ancak en

yüksek albedo de¤erine sahip

Kuzey Kutbu’nun küresel ›s›nma

nedeniyle erimesi büyük bir geri

besleme yarat›yor ve dünyan›n

albedo de¤erini düflürüyor çünkü

Kuzey Kutbu’nun yerini alacak

olan okyanus, dünyan›n albedo

de¤eri en düflük zemini:

Yaklafl›k 0.07.

Albedo Etkisinin yeflil çat›larla

iliflkisine gelince… Koyu renkli

çat›larla kapl› kentlerin de,

dünyan›n albedo de¤erinin

düflmesinde büyük bir etkisi var.

Var olan çat›lar›m›z bir yandan

flehir s›cakl›¤›n› yükseltirken bir

yandan da atmosfere geri

gönderilen günefl ›fl›nlar›n›

azaltarak küresel ›s›nmay› art›r›yor.

fiu andaki konvansiyonel çat›lar

yerine yap›lacak Yeflil Çat›lar ise

bu etkinin azalt›lmas›na önemli bir

katk› sa¤layabilir. Yani yeflil çat›lar

sadece sizi de¤il, dünyay› da

serinletiyor.

Yeflil Çat›lar “AlbedoEtkisine” Karfl›!

105EKOIQ / OCAK 2010

t›lar›, üstün estetik düzeyleriyle bir-çok kimsenin gözlerini bu yöne çevir-mesini sa¤lad› ancak say›lar› parmak-la say›labilecek kadar az örnek vard›ve bu kentlere do¤an›n dönmesi içinhiç de yeterli de¤ildi. Estetik ama mar-jinal bu giriflimler, Avrupa’da 1970’le-rin ortas›nda bafllayan çal›flmalarla,1980’lerde h›z kazand› ve yeflil çat› ör-nekleri özellikle Almanya’da mantargibi ço¤almaya bafllad›. Alman Çat›Bahçeleri Birli¤i’nin 1989 y›l›nda Ba-den-Baden ve Stuttgart’ta gerçeklefl-tirdi¤i iki uluslararas› çat› bahçelerisempozyumu önemli köfle tafllar› ola-rak an›lmal›. O tarihten sonra, çat›bahçeleri art›k kent planlaman›nönemli konular› aras›nda yer tutmayabafllad›lar. Standartlar› ve ilkelerininyan› s›ra, teknik ve yasal sorunlar› daart›k ilgili uzmanlar›n bafl konular›aras›ndayd›…

Yeni yal›t›m malzemeleri ve uygula-malar›na h›z veren teknolojik geliflme-lerle yeflil çat›lar 21. yüzy›l›n flafa¤›n-da, art›k kent planlamas› ve mimari-nin baflat konular›ndan biri. Kente do-¤ay› geri döndürmeyi kafaya koymufluzmanlar yeni teknolojiler, standart-lar ve uygulamalar peflinde. Yeflil çat›-lar›n, giderek ›s›nan kentleri tekrarso¤utaca¤›, albedo etkisini k›rarak kü-resel ›s›nmaya sekte vuraca¤›, enerjitasarrufu sa¤layaca¤› art›k apaç›k birgerçek. Kentteki insanlara yeni ve çev-re dostu mekanlarla soluk ald›racakYeflil Çat›lar, Türkiye’de yavafl yavaflortaya ç›kmaya bafll›yor. fiimdilik sa-dece al›flverifl merkezi, iflyerleri gibibinalarda görsek de, yak›n zamandahepimiz çat› bahçelerimizde güneflin,rüzgâr›n ve tabii geceleri de y›ld›zlar›nkeyfini ç›kamaya haz›rlanabiliriz. Do-¤a, kente geri dönüyor…m

1980’lerde Viyana’da infla edilen Hundertwasser evleri,yeflil çat›larda yeni bir köfle tafl›n› ifade ediyordu.

Page 102: ve sonrasi

Küresel Is›nmaya Karfl› Yeflil Çat›lar

106 OCAK 2010 / EKOIQ

Yeflil Çat›lar

DOSYA

Son y›llar›n en büyük çevre sorunu olan küresel ›s›nmaya karfl›al›nan önlemlerden birinin de mevcut yeflil alanlar›n korunmas›veya yeni yeflil alanlar yarat›lmas› oldu¤unu biliyoruz. Buanlamda günümüzde yeflil çat›lar özellikle yo¤un yap›laflman›noldu¤u alanlarda kaybedilen yeflil alanlar›n mikro klimayayapt›¤› olumsuz etkileri tersine çevirmek veya dengelemek içinkalabal›k flehirlerde ekolojik bir öge olarak önem kazan›yor.Bunun yan› s›ra yeflil çat›lar›n ticari ve kamusal yap›larda prestijunsuru olarak tercih edildi¤ini görmekteyiz. Art›k Avrupa’dabirçok flehir yönetimi yerel yasalar›nda yeflil çat›lar› yeniyap›lar›n inflas› için mecbur k›l›yor, fonlarla da yat›r›mc›lar›destekliyor. Yeflil çat›lar özellikle Almanya’da konutlardakullan›larak, kullan›c›lara çat›lar›nda yeflille iç içe yaflamaalanlar› sunuyor. Türkiye’de ise henüz yasalarladesteklenmese de uygulamalar›n yavafl yavafl artt›¤›n›görüyoruz. Çat› kaplama ve yal›t›m› konusunda uzman kurulufl OndulineAvrasya A.fi, yeflil çat› alan›nda gerek üretim gerekseuygulama olarak Avrupa’n›n en yetkili ve köklü kurulufllar›ndanZinCo GmbH’nin Türkiye Temsilcisi olarak Ondugreen yeflilçat› sistemini her tip ve e¤imde çat›lar›n yeflillendirilmesindeideal bir çözüm olarak sunuyor.Onduline Avrasya’n›n Türkiye’de ilk olarak uygulamayabafllad›¤› yeflil çat› sistemi Sistem Ondugreen 2003’ten buyana Türkiye baflta olmak üzere komflu ülkelerde de giderekyayg›nlaflarak uygulanmaya devam ediyor. Özellikle ‹stanbulgibi yo¤un yerleflimin oldu¤u alanlarda, evlerin çat›lar›ndayeflilin içinde bir teras oluflturma fikri flehir yaflam›ndanbunalanlara oldukça cazip geliyor.

Ekolojik ve ekonomik avantajlarYeflil Çat›lar›n tarihine bakt›¤›m›zda, yap›lar›n topraklakaplanmas› fikri, ›s› ve yang›n korunumu, kamuflaj gibinedenlerle bina yap›m› kadar eski bir konu olmakla beraber, ilkolarak sistemli bir biçimde uygulan›fl› 20. yüzy›l›n bafl›nda LeCourbusier gibi baz› avangard mimarlar›n düz beton çat›döflemelerinin kullan›labilir alanlar oldu¤unu veyeflillendirilebildi¤ini keflfettiklerinde bafllam›flt›r. O dönemdenbugüne kadar yeflil çat› konusunda öncü mimar FriedensreichHundertwasser baflta olmak üzere birçok mimar taraf›nda yeflilçat›lar kullan›lageldi. Yeflil Çat›lar, Türkiye’de genellikle prestij amaçl› yap›lmaklaberaber, yap›ya getirdi¤i ekolojik ve ekonomik birçok avantajlargözard› edilmemelidir. Bu katk›lar k›saca flöyle özetlenebilir. 1. Yeflil çat› sistem seçimine göre çat›dan drene edilmesigereken su miktar›nda yüzde 90’a kadar tasarruf sa¤lanabilir.Böylece flehir flebekesine daha az yük binmifl olur. 2. Yeflil çat›lar ortamdaki toz partiküllerinin filtre edilmesineyard›mc› olur, özellikle hava kirlili¤inin ciddi sorun teflkil etti¤iflehirlerde çok iyi bir çözümdür. 3. Yeflillikle kaplanan çat› klasik çat›yla k›yaslan›nca yüksek ses

emici özelli¤e sahiptir. Dolay›s›yla hava liman› ve otoyol gibialanlarda avantaj sa¤lar.4. Bitkilerin nefes alma özelli¤i sayesinde oksijen oran›n›art›rarak çevresindeki hava kalitesini art›r›r.5. Çat› yüzey s›cakl›¤›n› k›fl›n s›cak yaz›n serin tuttu¤u içinistenmeyen ›s› kay›p ve kazançlar›n› engellerler. Çat›n›n ›s›yal›t›m kapasitesinde yüzde 50’ye varan art›fllar sa¤lanabilir.6. Su yal›t›m›n› afl›r› ›s› farklar›ndan, zararl› ultraviyole›fl›nlar›ndan koruyarak, çat› ömrünü art›r›r.7. Çak›l kapl› teras çat›lar›n yerine yeflillendirilmifl alanlarlakombine edilmifl yaflama alanlar› yaratarak, özellikle s›k›fl›kflehir yaflam›nda, bahçe fonksiyonu görürler.8. fiehirlerdeki yetersiz yeflil alanlar›n yaratt›¤› do¤al ortameksikli¤ini doldurarak mikroklimay› dengeler, do¤al çevreninyaflamas›n› destekler.Çat› bahçeleri iki ana yöntemle meydana getirilir. Bunlar;‹ntensif (yo¤un) ve ekstensif (seyrek) yeflillendirme. ‹ntensifyeflillendirme sistemi çim ve birçok a¤aç türününyetifltirilebilmesi için kullan›l›r. Çat›ya verdi¤i yük 300-400kg/m2’den bafllad›¤› için tafl›y›c› elemanlar›n tasar›m›aflamas›nda yeflil çat› uygulamas› mutlaka hesabakat›lmal›d›r. Ekstensif yeflillendirme ile hafif çat› bahçeleri eldeedilir. Kullan›lan özel malzeme ve yöntemlerle çat›ya gelenyük 100 kg/m2 civar›ndad›r. Bu geleneksel çat› kaplamamalzemelerinin (kiremit, çak›l vb.) çat›ya verdi¤i yükle hemenhemen ayn›d›r. ‹ki sistem aras›ndaki önemli farklardan biri de intensif sistemdedüzenli bak›m ve sulama gerekirken, ekstensif sistemde y›ldaen fazla bir veya iki defa bak›m yeterli olmaktad›r.Sistem seçiminde, seçilen bitkiler, çat›n›n kullan›m amac›,yap›lacak bölgenin iklimsel verileri ve çat›n›n yük tafl›makapasitesi gibi faktörler rol al›r.Tüm yeflil çat› uygulamalar›nda, yukar›dan afla¤›ya temelkatmanlar afla¤›daki gibidir.

Page 103: ve sonrasi

1. Bitkiler2. Bitki tafl›y›c› tabaka3. Filtre ve drenaj tabakas›4. Mekanik etkilere karfl› koruyucu ve nem tutucutabaka5. Su yal›t›m› + kök tutucu tabaka; baz› su yal›t›mürünlerinde köke karfl› dayan›m mevcuttur (FLLsertifikal› su yal›t›mlar›). Bu durumda kök tutucukatmana gerek bulunmamaktad›r 6. Çat› konstrüksiyonu.Çat› bahçeleri genellikle yüzde 2 ak›nt›ya sahip terasçat›lar üzerinde uygulanmaktad›r. Bununla birliktemaksimum yüzde 115 e¤ime kadar her türlü form vetipteki çat›lara da uygulanabilir. Özellikle rekreatif amaçl› kullan›lan çat› bahçelerinde,yeflillendirmeyle birlikte yürüme yollar› ve hatta tafl›tyollar›n›n da uygulamas› Ondugreen yeflil çat›sistemiyle mümkün olabilmektedir.

Güncel konu: FotovoltaiklerFosil kaynaklar›n tükenme tehlikesi ve küresel›s›nman›n dünyam›z üzerindeki etkisinin belirginbiçimde artmas› sebebiyle, dünya en önemli çözümalternatiflerinden biri olan temiz enerji kaynaklar›n›nkullan›m›na yönelmektedir. Bu nedenle, tükenmez birtemiz enerji kayna¤› olan güneflten elektrik elde etmeifli yani Fotovoltaik oldukça güncel bir konu halinialm›flt›r. Fotovoltaik paneller (PV), üzerindebulundurdu¤u yar› iletken hücreler sayesindegüneflten elektrik elde etme iflini gerçeklefltirir. Küçükve orta ölçekli uygulamalarda, PV’ler s›kl›kla yap›lardamimari bir öge olarak uygulanmaktad›r. Genellikle,yap›n›n günefle en çok maruz kalan eleman› olançat›larda bu uygulamay› yapmak en sa¤l›kl› ve verimlisonuçlar› verecektir.Panellerin çat› üstüne uygulanmalar›nda en büyükproblem genellikle yanl›fl montaj prensipleri nedeniylesu yal›t›m›n›n ya da çat› konstrüksiyonunun zarargörmesi olmaktad›r. Onduline Avrasya A.fi. Fotovoltaikpanellerin çat›da uygulanmas›nda, farkl› çat› kaplamamalzemeleri ve sistemleriyle uyumlu olarak detayçözümleri sunarak, uygulama esnas›nda çat›n›n zarargörme tehlikesini ortadan kald›rmaktad›r. Bu sistem çözümlerinden biri olan yeflil çat› sistemiOndugreen ile Fotovoltaik panellerin entegrasyonu damümkün olabilmektedir. Panellerin çat›yaba¤lanmas›nda çat›ya zarar vermemek için yeflil çat›sisteminin sundu¤u baz› özel olanaklardanfaydalan›lmaktad›r. Detayl› bilgi için: www.onduline.com.tr

Yaz›: Ayfle Miray Gemi, Y. Mimar, Onduline AvrasyaProje Departman›

EKOIQKorusunun

temelleri at›ld›

Her say› için 203 fidan...

Page 104: ve sonrasi

108 OCAK 2010 / EKOIQ

Tasar›m

2009 Model Yeflil Konseptler

Pencere güzeli: Sticker PhoneÇo¤u insan cep telefonunu daha iyi sinyal al-mas› için pencereye yak›n tutar. Yanko De-sign firmas›ndan tasar›mc› Liu Hsiang-Lingburadan yola ç›karak gerçekten e¤lenceli veak›ll› bir konsept tasar›m› haz›rlad›. Cep tele-fonunu günefl enerjisiyle flarj etmenin en ko-lay yolu; cama yap›flt›r›n ve bekleyin. Solarpiller yine karfl›m›zda ama bir iki sorunla bir-likte: Öncelikle solar piller cihaz› tam olarakflarj etmekten ziyade çal›flabilir duruma geti-riyor. Ayr›ca kimse telefonu, 5-10 dakika ko-nuflmaya yetecek kadar flarj olsun diye onubir-iki saat güneflin alt›nda b›rakmak iste-mez. Yine de bu fikrin yarat›c› oldu¤unu ka-bul etmek laz›m. Bu konsept telefon silikon-dan yap›ld›. Kolayca yay fleklinde bükülebili-yor, böylece bol günefl alan bir pencereye so-lar panellerin bulundu¤u taraf›ndan yap›flt›-r›larak flarj edebiliyor. Tabii odadan ç›karkenyan›n›za almay› unutmaman›z gerekiyor. Ha-li haz›rda kulland›¤›m›z flarj yöntemleri kadarverimli görünmese de bunun da zaman› gele-cektir.

Kafadan enerji: Q-SoundHerhangi eski moda bir ciha-za günefl pili ekleme e¤ilimih›zla büyüyor. fiimdi art›kmesele hem solar enerji kul-

lanan, hem de iyi görünen aletler yapmakta. Ve bunungüzel örneklerinden biri de Romanyal› Shepeleff Step-hen’a ait. Brasov, Transilvanya Üniversitesinde mühen-dislik ö¤rencisi olan bu genç tasar›mc›, günefl enerjisiy-le çal›flan bir bluetooth kulakl›¤› dizayn etmifl. Q-Soundad›n› verdi¤i tasar›m, günefl ›fl›¤›n› yakalayabilecek ka-dar genifl ve sesi d›flar› vermeyecek kadar büyük olmas›-na ra¤men görünüfl olarak da hiç de fena de¤il.

Yeflil teknoloji ve tasar›mlar›ndünyadaki en iyi takipçilerinden biriolan Treehugger web portal›, 2009y›l›n›n bu alandaki konsepttasar›mlar› aras›ndan enbe¤endiklerini belirledi. Henüz hepsifiilen piyasaya sunulmasa da, k›sabir zaman sonra raflarda karfl›m›zaç›kaca¤›n› umdu¤umuz bu ürünler,insan›n hayal gücünün nas›l h›zlayeflerdi¤inin gayet iyi göstergeleri…

Derleyen: Nisan ALTAY

Page 105: ve sonrasi

109EKOIQ / OCAK 2010

El kol hareketleriyle pilflarj edin: Roll ChargerÇinlilerin “baoding” ad›n›verdikleri egzersiz toplar›n-dan esinlenen Jiang Qianisimli Çinli bir tasar›mc› kine-tik flarj konsepti yaratarak el-lerinizi ve bileklerinizi çal›flt›-r›rken pillerinizi flarj edebile-ce¤iniz bir cihaz tasarlam›fl.Toplar› elinizin etraf›ndadöndürürken üretti¤iniz ki-netik enerji, cihaz›n içindekipilde toplan›yor. Asl›nda birpili flarj etmek için oldukçayavafl bir yöntem olsa gerekama önemli olan yenilenebi-lir enerji fikrini, akl›n›zdanbir an olsun ç›karmamak.

K⤛d› koy kutuyu al: Recycle OrigamiBu konsept cihaz geri dönüflüm kutusunda yenidenkullan›labilecek kutular üretiyor. Ka¤›t çöplerinizitoplay›p geri dönüflüm için göndermek yerine kendiiflinizi kendiniz hallediyorsunuz: Cihaz›n içine kulla-n›lm›fl k⤛tlar› dolduruyorsunuz o da size kullan›lm›flk⤛ttan yapt›¤› kutuyu ç›kar›p veriyor. Tasar›mc› Qi-anqian Tao’nun anlatt›¤›na göre k⤛tlar› üstteki bö-lümden dolduruyorsunuz içeride tutkalla kar›flan at›kk⤛tlar kutu olarak geri ç›k›yor. Büyük ihtimalle hiç-bir zaman gerçek bir ürüne dönüflemeyecek çünküenerji ve içinde kullan›lan materyal konusunda sorunolabilir. ‹çinde kullan›lan yap›flt›r›c› malzemenin de

pek çevre dostuoldu¤u söylene-mez. Ama kabuletmek laz›m; ken-di dönüflüm kutu-nuzu kendinizinyapmas› oldukçaparlak bir fikir.

Saat bafl› enerji: EA saatiEvimizde harcad›¤›m›zenerjiyi bir monitördentakip etmeye ne kadarmerakl›y›z bilemeyiz ama‹sveçli tasar›mc›lar Loove Broms, Karin Ehrnberger, Sa-ra llstedt Hjelm ve Erika Lundel, monitör fl›k bir saat gi-bi olursa insanlar›n ilgileneceklerini düflünmüfller. Busaat, harcanan enerjiyi ölçmeye yar›yor ve etraf›ndakialetlerden ald›¤› bilgiyi yüzeyine yans›t›yor. Böyleceharcad›¤›n›z enerjiyi dijital rakamlarla de¤il daha çarp›-c› bir flekilde takip edebilirsiniz. Gün içinde enerji sarfi-yat› artt›kça ekrandaki ›fl›¤›n dönüfl çap› büyüyor. Saat-lere göre harcad›¤›n›z enerjiyi görebiliyorsunuz. Gös-terge panelindeki ›fl›klar ayn› zamanda saati de gösteri-yor. Bu tasar›m özellikle çocu¤unuza enerji tüketiminiö¤retebilmeniz için oldukça e¤itsel bir cihaz. Ayr›ca evdekorasyonu için benzerlerine k›yasla oldukça hofl birtasar›m.

Sarma bilgisayar: RolltopKatlanabilir yap›s›yla kitap fleklindeki dizüstü bilgisayar-lar›n birkaç ad›m ötesine geçen bu yeni konsept OrkinDesign taraf›ndan tasarland›. OLED görüntü teknolojisi,çoklu dokunmatik ekran ve rulo yap›labilme özellikleriy-le ön plana ç›k›yor. Bilgisayar›n 13 inç ekran› gerekirsegrafik tabletine dönüflebiliyor ve bu haldeki 17 inç ekran›ana monitör olarak da kullan›labiliyor. Bunun d›fl›ndagüç kayna¤›ndan enteraktif kalemine kadar bir bilgisa-yar›n sahip olmas› gereken her fleye sahip bir cihaz. Sizelaz›m olan neredeyse bütün elektronik cihazlar›n bir ara-da topland›¤›n› düflünün. Rulo yap›p omzunuzda tafl›ya-bilece¤iniz bu bilgisayar› gelecekte s›kça görebiliriz.

Page 106: ve sonrasi

110 OCAK 2010 / EKOIQ

Tasar›m

Sallanarak ayd›nlan›n: Murakami Sandalyesi‹nsana oturdu¤u yerde huzur veren sallanan sandal-yeler hele de bu kadar minimalist ve yeflil bir tasa-r›mla bize sunulursa daha da keyifli olabilir. RochusJacob’un bu tasar›m› sadece bir lamba-sandalye bir-leflimi de¤il. Ayd›nlatma OLED ve sallanan sandal-yede oturan kiflinin sallanma hareketinden güç al›-yor. Sözü tasar›mc›ya b›rakal›m: “Do¤al aktivitelerimizi kullanarak enerji üretmekistiyordum. Sonuç olarak bu sallanan sandalyeylekullan›c›, elektri¤ini hofl bir yöntemle hem üretiyorhem de tüketiyor. Karmafla basitlikle örtülmüfl. Ge-lifltirilmifl nano-dinamo teknoloji sandalyenin k›-zaklar›na yerlefltirildi. Ayd›nlatmada, daha verimliolan, yeni gelifltirilen OLED kullan›l›yor. Ortaya sal-lanma hareketinden kendi elektri¤ini üretebilenokuma lambal› bir sallanan sandalye ç›kt›. Gün ›fl›¤›oldu¤u zamanlar enerji pil bölümünde depolan›-yor… Tüketimi büyük ölçeklerde azaltabilmek içintüketme eylemini daha fazlas›na sahip olma hissin-den ay›rt etmemiz laz›m.”

Yak›n temasflarj(t): Eos ceptelefonuBükülebilir bir ceptelefonu, üçe katla-n›yor. Nano ölçeklipiezoelektrik jenera-törleri ile insan›n hareketlerini kullan›p dönüfltürerek on-lar› pillerini flarj etmede kullan›yor. Bu bir rüya de¤il birkonsept cihaz. Konsepti yaratan Kyocera’dan SusanMcKinney flöyle diyor: “fiekil haf›zas› tufllar›n gerekti¤indeyüzeyden yükselerek farkl› biçimlere adaptasyonunu sa¤-l›yor. Normal telefon konuflmalar› için bir cüzdan boyutun-daki kompakt fleklinde kullan›labiliyor. Ve aç›ld›¤›nda ge-nifl bir ekran sunuyor. Ayg›t onunla olan fiziksel etkileflimi-mizden beslenerek kinetik enerjiyi içindeki nano ölçeklipiezoelektrik jeneratörleriyle elektrik enerjisine çeviriyor.Eos ile ne kadar çok etkileflimde bulunursak o kadar çokpil kullanmadan enerji elde eder.”

Bu, cep telefonunu elinden düflürmeyenler için bir katdaha fazla yenilenebilir enerji demek. fiirketin tasar›m eki-bi bu fikrin ne kadar›n›n gerçe¤e dönüflebilece¤i üzerineçal›flmaya bafllam›fl bile.

Filtreli su mataras›: 321 WaterSokaklarda, d›flar›da hareket halindeyken pet fli-fle kullanmam diyorsan›z, yan›n›zda a¤›r filtre ci-hazlar› tafl›madan su ar›tabilmek için sadece bir-kaç tasar›m var. Bunlardan biri, Gretha Oost, Pa-ul Charlwood & Andrew Howley taraf›ndan yap›l-d›. Suyu kolayca ar›tabilmeyi sa¤layan bu tasar›m gözde bir ürün olmaya aday. Kullan›m› ol-dukça kolay; yap›m›nda BPA (Bisphenol A) kullan›lmayan flifleyi musluk suyuyla dolduruyorve filtre presini yerlefltirip yavaflça afla¤›ya do¤ru itiyorsunuz. Bu gerçek bir ürüne dönüfltü-rülmüfl bir tasar›m. Buyrun, kendi suyunuzu kendiniz ar›t›n; flehirde dolan›rken plastik fli-flelerin hâkimiyetinden kurtulmak için hem pratik hem de e¤lenceli bir f›rsat.

Page 107: ve sonrasi
Page 108: ve sonrasi

Umudu Yeflertenler

Demirer Enerji’nin sahiplerinden ve ayn›zamanda EKOIQ Dan›flma Kurulu ÜyesiÖnder Demirer, tek bir soruyla bizioldu¤umuz yere çiviliyor: “Var olmayan birdünyada kalk›nman›n ya da geliflmenin neanlam› var?” Demirer, kendine bu soruyusormufl ve yola koyulmufl. Finansal,hukuksal, akl›n›za gelebilecek her türsoruna karfl›n Türkiye’nin ilk rüzgâr enerjisisantrallerini kurmufl. Bugün 11 santralinkanatlar› dönüyor ve Türkiye için temizenerji üretiyor. EKOIQ Kitapl›¤›’ndanyay›nlanan “Umudu Yeflertenler” kitab› içinyapt›¤›m›z söylefliden k›sa bir bölümüdergimizin okurlar›yla paylaflman›n anlaml›olaca¤›n› düflündük…

Kanatlar dönünce…

Söylefli: Bar›fl DO⁄RU

112 OCAK 2010 / EKOIQ

Page 109: ve sonrasi

113EKOIQ / OCAK 2010

TTüürrkkiiyyee’’nniinn eenn bbüüyyüükk rrüüzzggâârr eenneerrjjiissii ssaannttrraalllleerrii flfliirrkkee--ttiinniinn ssaahhiibbiissiinniizz.. NNaass››ll ggiirrddiinniizz rrüüzzggâârr eenneerrjjiissii iiflfliinnee??Tesadüfler büyük rol oynad›. Demirer Kablo olarakenerji sektöründe ve kablo iletim alan›nda çal›flan biraile flirketiydik. Yirmi küsur sene kablo sektöründeçal›flt›m, ama asl›nda iflletme fakültesi mezunuyum.1992 y›l›nda bir ›stakoz çiftli¤i kurmaya niyetlendim.Istakoz çiftli¤inin araflt›rmalar›n› yaparken tesadü-fen Kerim K›lavuz diye birisinin ›stakozla ilgili arafl-t›rma yapt›¤›n› tespit ettik. Kerim Bey Bozcaada’dayafl›yordu. Istakoz iflini araflt›rmaya 1992 y›l›nda, 26Nisan’da bafllam›flt›m. 8 May›s’ta Kerim Bey ‹stan-bul’a geldi; tan›flt›k. Daha sonra 22 May›s’ta biz Boz-caada’ya gittik.

ÇÇookk hh››zzll›› mm›› kkaarraarr vveerriirrssiinniizz bbööyyllee??Çok h›zl› karar veririm. Karar verdi¤imde de çok yo-¤un çal›fl›r›m. Bozcaada’ya gittikten sonra üç seneepey yo¤un bir flekilde çal›flt›m. Evde seksen bin ›sta-koz bebe¤i yetifltirdim. O kadar çok kitap okudum vearaflt›rma yapt›m ki anlatamam. John Boot ad›ndaAvustralyal› bir adamla yaz›flt›m; yirmi bir kitap yaz-m›fl ›stakoz üzerine. Yaz›flmalarda bana “Dr. Demirer”diye hitap ediyor. O kadar ilgilenince beni biyolojidoktoru zannetmifl. Ama bir bakt›m, bir ›stakoz 150sene yafl›yor. Yar›m kilo almas› befl sene sürüyor, birkilo almas› on sene al›yor yani yat›r›m süresi çokuzun. Ayr›ca çal›nma ve hastal›k riski var ve geri dö-nüflü çok yavafl. Sonuç olarak çiftlikte yetifltirmeninekonomik olmad›¤›na karar verdik. Ama bu vesileyleBozcaada’y› tan›m›fl olduk. Orada bir ev yapt›k. Aday›da çok sevdim; do¤ayla çok uyumlu bir yer, ama otu-rulacak gibi de¤il; korkunç bir de rüzgâr var. Burada

Page 110: ve sonrasi

114 OCAK 2010 / EKOIQ

ne yapay›m diye düflünürken akl›mabirden rüzgâr enerjisi geldi. 1996 y›l›y-d›. Hemen karar verdim ve bir günsonra Manisa ve Akhisar’›n datalar›n›ald›m. Nas›l hesaplan›r diye düflün-düm ve kendi kafama göre bir hesapyapt›m. 48 saatte bir fizibilite ç›kar-d›m.

KKeennddiinniizz mmii çç››kkaarrdd››nn››zz??Tamamen kendim ç›kard›m. “fiu rüz-gâr türbiniyle flu metre/saniyede flukadar enerji üretilir; bir tane powercurve de flunu üretir” diye bir hesapyapt›m. ‹flletmeci oldu¤um için hemenbir tane de nakit ak›fl› tablosu haz›rla-d›m. Enerji fiyatlar›n› ortalama 6 centüzerinden hesaplad›m. Yüzde 35 kapa-site faktörü koydum. Ve tesadüfen deBozcaada Santrali ayn› 6 cent sat›fl fi-yat› ve yüzde 38 kapasite faktörüyledört sene sonra hayata geçti.

TTaammaammeenn tteessaaddüüff mmüü bbuu??Tahmin etti¤im rakamlara göre bu ra-kam ç›k›yordu. Ondan sonra da “Bu iflehemen girelim” dedim. Bunlar›n hepside 4-5 gün içinde gerçekleflti.

ÇÇeevvrreenniizzddeekkiilleerr ““nnee yyaapp››yyoorrssuunn,, bbiirrddaakkiikkaa!!”” ddeemmeeddii mmii?? Hay›r. Istakoz araflt›rmas›n› babam dadesteklemiflti. Akl›ma gelen fleyleriçok h›zl› yap›yorum. Mesela hemenAmerika’dan uçakla ölçüm dire¤i sipa-rifl ettik.

ÖÖllççüümm ddiirree¤¤ii??Rüzgâr› ölçmek için. Uçakla, hemen 48saatte getirtdik ve ayn›s›n› Türkiye’dekopyalad›k. Ayn› zamanda bir sürüeleman al›p, Datça, Çeflme, Manisa,Akhisar ve Türkiye’nin bütün rüzgârl›bölgelerine gidip ölçüm yapmaya bafl-lad›k. Gece gündüz…

TTüürrkkiiyyee’’ddee oo zzaammaann bbiirr rrüüzzggâârr hhaarriittaass››yyookkttuu hheerrhhaallddee……Hiçbir veri yok. On metrelik meteoro-loji direkleri var sadece, ama onlarüretim olarak hiçbir fley ifade etmi-yorlar. Sa¤l›kl› bir rüzgâr ölçümü için50-60 metre yükseklikte direklere ih-tiyaç var. Afla¤›dan ölçtü¤ünüz zamanyan›l›rs›n›z, çünkü rüzgâr›n h›z› yü-zeysel etkilerden düfler.

Dolaflt›kça, araflt›rd›kça inan›lmazbir potansiyel oldu¤unu gördüm. Biryere gidiyorum, ölçüm yap›yorum: Onbinlerce megavat ç›k›yor. Kendi ken-dime “Bu hesap do¤ru olamaz” diyo-rum. “Bu kadar basit bir fley olsa her-kes yapar, niye yapmam›fllar” diye dü-flünüyorum. Hesaplamalar›mdan emi-nim, ama yine de birisinin teyit etmesi

laz›m. Ama teyit edebilecek birisi deyok. O zaman dünyada kurulu rüzgârenerjisi gücü 4000 megavatt›. Bugündünya 150 bin megavata ulaflt›. A¤abe-yimle düflündük ve bu gücü kim üret-miflse ona dan›flal›m dedik. HemenDanimarka ve Almanya’ya on günlükbir gezi yapt›k. Ne kadar rüzgâr enerji-si üreticisi varsa, Enercon, Vestas, Bo-nus (flimdi Siemens oldu), dünya tür-bin üreticilerinin yüzde 70’ini ziyaretettik. Hesaplamalar›m›z› gösterdik.Son derece do¤ru oldu¤unu hatta ken-dilerinden bile daha hassas yapt›¤›m›-z› söylediler. “Biz rüzgâr›n Weibull da-¤›l›mlar›n› yap›yoruz, sizse 8760 data-y› tek tek koymuflsunuz. Son derecedo¤ru bir hesap” dediler. Biz de ölçüm-ler bile bitmeden ifle girifltik. ‹lk sene

Umudu Yeflertenler

EKOIQ Kitapl›¤›’n›n ilk yay›n› olanUmudu Yeflertenler’de farkl› alan vebak›fl aç›lar›ndan 15 ekolojik sesiduyman›z mümkün...

Çeflme - Alaçat›

Manisa - Sayalar

Çanakkale - Gelibolu - Burgaz

Page 111: ve sonrasi

115EKOIQ / OCAK 2010

hemen üç türbinin sipariflini verdik Al-manya’ya. 97’de ilk rüzgâr türbini Tür-kiye’ye gelmiflti bile…

AAmmaa BBoozzccaaaaddaa’’yyaa ddee¤¤iill,, iillkk ÇÇeeflflmmee’’yyeemmii kkuurrdduunnuuzz??Evet.

NNeeddeenn??Çünkü Bozcaada S‹T Alan›yd›. ‹zinlerialmak çok daha zordu. Çeflme’de kur-mak çok daha pratik oldu. Bu türbinlerÇeflme’de yaklafl›k 12 senedir çal›fl›-yor. Sonra Bozcaada’ya kurmak için1998-99’da baflvurduk, ama bürokra-tik engeller nedeniyle ancak 2000’degerçeklefltirebildik yat›r›m›. Sonrabaflka bir sürü yer için, binlerce mega-vatl›k baflvuru yapt›k. Yap-ifllet-dev-ret projelerini imzalad›k 2000 y›l›nda.Ama sonra do¤algaz anlaflmalar› sebe-biyle ifller aksad›.

DDoo¤¤aallggaazz mm›› dduurrdduurrdduu bbuu iiflflii??Evet. 2000 y›l›nda Enerji Bakanl›¤›yla450 megavatl›k bir yap-ifllet-devretprojesi imzalad›k. 1999-2000 döne-minde Türkiye’de büyük bir enerji aç›-¤› söz konusuydu fakat Mesut Y›lmazhükümeti döneminde yap-ifllet mode-liyle do¤algazla üretilmek üzere ENKAve bir flirketle 4500 megavatl›k bir an-laflma imzalad›. Bunlar›n eflde¤eri ola-rak 30 milyar kilovat saat enerji arz›girdi Türkiye’ye. Türkiye’nin o zaman-ki enerji tüketimi 120 milyar kilo-vat/saatti; bugün bile 200 milyar kilo-vat/saat.

‹‹hhttiiyyaacc››nn ççookk üüzzeerriinnddee bbiirr mmiikkttaarrddaaaannllaaflflmmaa yyaapp››llmm››flfl oolldduu……Evet, 120 milyar kilovat saat tüketimvar. 8 ayda, 30 milyar kilovat saat yaniTürkiye ihtiyac›n›n yüzde 25’i kadar ekbir arz girdi. Türkiye’nin enerji talebiise yüzde 6-7 art›yor. Bir anda yüzde25-30 arz girince, Türkiye’nin befl seneihtiyac› kalmad› elektrik enerjisine.

Enerjiye ihtiyaç kalmad›¤› için bi-

zim rüzgâr santralleri yap›lamad›.Hidroelektrik santralleri kapat›ld›. Bizde bir fley yapamad›k. Biz bu arada,2002 y›l›nda Almanlarla da ortak birde kanat fabrikas› kurmufltuk.

KKaannaatt ffaabbrriikkaass››nn›› EEnneerrccoonn’’llaa mm›› kkuurr--dduunnuuzz??Evet dünyan›n en büyük üçüncü tür-bin üreticisi olan Enercon’la kanatfabrikas› kurduk. Yar› yar›ya ortakt›k,çünkü elimizde bir sürü proje vard›.Asl›nda devletle yap›lan anlaflmam›z,Uluslararas› Tahkim Maddesi içeriyor-du. Dolay›s›yla Türk hükümetini ‹sviç-

re’de mahkemeye versek epey paralarkazanabilecek durumdayd›k.

KKaannaattllaarr eellddee mmii kkaalldd››??Elde kald›. Kanatlar elde kal›nca baflla-d›k ihracat yapmaya. 26 ülkeye ihra-cat yapt›k. Japonya’dan ‹talya’ya ka-dar bütün Yunan Adalar›’na… fiu anda500 kifli çal›fl›yor o tesiste.

Büyük zarar ettik o zaman, çünküdevlete güvenerek bu yat›r›m› yapt›k.Devlet s›f›r al›m yap›nca, ihracata yö-neldik, ama ihracat pazar›n› hemenbulamad›k. O kadar h›zl› bulmam›zçok zordu. Birkaç sene zarar ettik. Al-manlar da flafl›rd› bu ifle.

BBuurraass›› TTüürrkkiiyyee ddeeddiinniizz…… Buras› Türkiye… Adamlar da anlay›flgösterdi. 2005 y›l›n›n sonunda Türki-ye’nin arz› bitti yani talep arz› yakalad›.Türkiye yine 150-160 milyar kilovat sa-atlik tüketime ulafl›nca, Türkiye’deenerji krizi tekrar bafl gösterdi. Bu ara-da petrol fiyatlar› da, 30 dolardan 120-130 dolarlara ç›kt›. Türkiye 1984 y›l›ndado¤algazla elektrik tüketiminde s›f›rnoktas›ndayd›; flu anda yüzde 52. fiu an-da toplam elektrik enerjimizin yüzde52’sini do¤algazdan elde ediyoruz. m

“Dünyan›n en büyük üçüncütürbin üreticisi olan

Enercon’la kanat fabrikas›kurduk”

Bozcaada

Page 112: ve sonrasi

116 OCAK 2010 / EKOIQ

Sivil Toplum

Page 113: ve sonrasi

117EKOIQ / OCAK 2010

B‹R TAfiLA B‹R SÜRÜ KUfi

Lokman Hekim Vakf›

Lokman Hekim Vakf› 1986’dan beri Gebze’ninBeylikba¤› Mahallesi’nde ihtiyac› olan insanlarabaflta sa¤l›k olmak üzere g›da, giysi ve e¤itimkonular›nda yard›m etmeye çal›fl›yor. Vak›fBaflkan› Dr. Ayhan Tokgöz’ün bireysel çabalar›yla1989 y›l›nda bafllayan at›k toplama ifli deorganizasyonun en önemli kaynaklar›ndan biri…

Söylefli: Berna KARALFoto¤raflar: Muhsin ERGÜN

Page 114: ve sonrasi

118 OCAK 2010 / EKOIQ

izin muhitinizde durum nedir bi-lemiyorum ama Gebze’deki Bey-likba¤› Mahallesine akil ve iyi in-

sanlar›n eli de¤mifl. ‹nsanl›k ad›nado¤ru ad›mlar› atabilmek için ilk önceen a¤›r ve engelleyici yükümüz olan fli-flik egomuzu, sonra da bütünsel görü-flümüzü engelleyen at gözlüklerini birkenara b›rakmak gerek. Lokman He-kim Sa¤l›k Vakf›n› iflte böyle insanlarkurmufl ve yaflat›yor.

Lokman Hekim Sa¤l›k Vakf›n› 1986Mart’›nda, iç hastal›klar› uzman›, Dr.Ayhan Tokgöz ve dört arkadafl› bera-ber kurmufllar. Dr. Ayhan Tokgöz Vak-f›n misyonunu flöyle aç›kl›yor: “Önce-likli olarak maddi gücü nispeten yeter-

siz olan insanlara mümkün olan en iyisa¤l›k hizmetini mümkün olan en dü-flük bedelle veya bedelsiz verebilmek.”

“Ben tek bafl›ma ne yapabilirim ki?”Hepimiz sosyal sorumluluklar tart›-

fl›l›rken flu cümleyi en az bir kere duy-mufluzdur: “Ben tek bafl›ma ne yapabi-lirim ki?” Lokman Hekim Sa¤l›k Vakf›-n›n at›k toplama ifline girmesinin se-bebi, Dr. Ayhan Tokgöz’ün böyle cüm-leler sarfetmek yerine harekete geçipne yapabilece¤ini bizzat deneyimle-mesi ve cesareti…

Tokgöz Türkiye’de geri dönüflümad›na sadece ara ara çöpleri kar›flt›raninsanlar› görüyormufl. Hikâyeyi ondan

dinleyelim: “Galatasaray Lisesindeokudum. Bizim okulda hiçbir geri dö-nüflüm çal›flmas› yoktu. 1971’de burslaABD’nin 10 bin nüfuslu küçük bir ka-sabas›na gittim; orada liseyi bitirdim.Bir ailenin yan›nda, ailenin bir ferdi gi-bi yafl›yordum. Her pazar, dergi, gaze-te, oluklu mukavva gibi k⤛t ürünlerher perflembe de pet flifle, cam flifle,naylon, plastik vb. ürünler evin önünekoyuluyor ve bir sivil toplum örgütübunlar› topluyordu. Tabii o zamanlaruzak yerlerde yap›lan bu tür çevrecigiriflimlerden haberdar olmak pekmümkün de¤ildi. ABD’ye gitti¤imdeyollar, evler, hastaneler ve altyap›n›nçok güzel oldu¤unu gördüm ve ülkede-

Sivil Toplum

S

Page 115: ve sonrasi

119EKOIQ / OCAK 2010

ki zenginlikten etkilendim. Bu durum-da bile, sürdürülebilir kalk›nma veekonomik de¤erleri korumak ad›naböyle fleyler yapmalar›na flafl›rd›m vebunun Türkiye’ de neden yap›lmad›¤›-n› merak ettim.”

Tokgöz ülkeye döner dönmez, 1973-1974 y›llar›nda iki y›l boyunca dil dök-müfl. Önce gençlik örgütleri olmaküzere birçok kifliyle görüflmüfl ama il-gilenmemifller ve o zaman projeyi rafakald›rmak zorunda kalm›fl. T›p fakül-tesine devam etmifl; ihtisas, mecburihizmet ve askerlik derken aradan 10y›l geçmifl. 1989’da bir gecekondudakurdu¤u poliklinikte insanlara hizmetederken tekrar geri dönüflüm projesi-ni ele alm›fl. Hem de nas›l: Haftada birgün, her çarflamba muayenelerine araverip s›rt›nda tafl›yarak baflta k⤛tolmak üzere kat› at›klar› toplamayabafllam›fl. Dostlar›n›, ifl arkadafllar›n›ve hastalar›n› konudan haberdar et-mifl. 1989 y›l›nda tek bafl›na, Ekimay›nda 230 kilo, Kas›m ay›nda 6oo ki-lo ve Aral›k ay›nda 1 ton malzeme top-lam›fl. Bir süre sonra kendisi de, ara-bas› da bu ifle yetmemeye bafllam›fl.fiahin marka arabas›n› Kartalla de¤ifl-tirmifl. Daha sonra dostlardan ba¤›flaraba alarak devam etmifl. Bu aradaiflin floförlük k›sm›n› da emekli bir ö¤-

retmen dostu üstlenmifl. Bir ekip olu-flup ifller düzene girince kendisi çekil-mifl. Tokgöz sonunda bu konudakiciddiyetini etraf›na göstermifl olma-n›n rahatl›¤›yla kendini tamamen po-liklini¤e vermifl.

Bu arada köprünün alt›ndan çok su-lar akm›fl. 2005 y›l›nda ambalaj ve am-balaj at›klar› yönetmeli¤i ç›kt›. Tok-göz’e göre bafllarda çok da Türkiye ko-flullar›na uygun olarak incelikli düflü-nülmemifl olan yönetmelikte zamanlabaz› de¤ifliklikler yap›lm›fl. Art›k buyönetmelik çerçevesinde Vak›f grubuiçerisinde lisansl› bir flirket ambalaj veambalaj at›klar›n› toplamaya devamediyor.

At›klar›n›zla okuyanlar var!Vakf›n flu andaki Baflkan Yard›mc›s›

Mukadder Do¤anay, organizasyona2004 y›l›nda kat›lm›fl. Daha önce Çele-bi fiirketler Grubunun ‹nsan Kaynak-lar› ve E¤itim Direktörlü¤ünü yapanDo¤anay, baflta Vakfa d›flar›dan des-tek oluyormufl. Düzenlenen konserler-deki sunumlar› haz›rl›yor, y›lbafl› kart-lar›n›n sat›fl›n› sa¤l›yormufl. “Emekliolduktan sonra biraz ara verdim,emeklilik oynamaya çal›flt›m ama be-ceremedim” diyor Do¤anay. Görevebafllad›ktan sonra ilk ifli, imkânlar› ye-tersiz hastalar›n evlerini dolafl›p onla-r› ve yaflam koflullar›n› tan›yarak yar-d›m için neler yapabileceklerini belir-lemek olmufl.

Do¤anay evleri gezmeye bafllay›ncabu iflin sadece sa¤l›k deste¤iyle yürü-yemeyece¤ini fark etmifl: “Çünkü ilac›-n› alamayacaksa veya katk› pay›n›ödeyemeyecekse o insanlar size mu-ayene olmaya da gelmiyor ve gelmedi-¤i için de burada özürlü kalan çok ço-cuk var. ‹statistiklere göre özürlülerinyüzde 14’ü do¤ufltan ve geri kalanlarise sonradan özürlü olan insanlar.”Do¤anay eski emniyet müdürlerindenbirinin incelemeleri sonucu ulaflt›¤›bilgiye göre, Gebze’nin Türkiye’de ifl-

Mukadder Do¤anay görevebafllad›ktan sonra ilk ifli,imkânlar› yetersiz olan

hastalar›n evlerini dolafl›ponlar› ve yaflam koflullar›n›tan›yarak yard›m için neler

yapabileceklerinibelirlemek olmufl.

Page 116: ve sonrasi

120 OCAK 2010 / EKOIQ

siz, suçlu ve özürlü rakamlar›n›n enyüksek oldu¤u ilçelerden oldu¤unubelirtiyor. Do¤anay sa¤l›k hizmetleri-nin yan›nda sosyal sorumluluk proje-lerinin de yürütülmesi gerekti¤ine ka-rar vermifl ve ifle g›da deste¤i ile baflla-m›fl çünkü baz› çocuklar süt bile içemi-yormufl.

2004 Eylül ay›nda, ortaokulu bitir-mifl ama imkâns›zl›klar sebebiyle e¤i-timlerine devam edemeyen yedi k›zö¤renci tespit etmifl. Do¤anay ve birdoktor arkadafl› birer maafllar›n› orta-ya koyarak bu k›z çocuklar›n›n e¤i-timine destek vermeye bafllam›fllar. Buk›z çocuklar› flu an üniversite okuyor.

Do¤anay sözlerinin aras›nda birnoktay› özellikle belirtiyor: “Biz direktpara alm›yoruz; planlad›¤›m›z yard›mprojesinin maliyetini ç›kar›yor ve buproje için gönüllü olan firmaya iletiyo-ruz. Yani biz Vak›f olarak sadece yap›-lan yard›mla bu yard›ma ihtiyac› olan›buluflturuyoruz.”

Vak›f senede 5-6 defa 400 kifliye g›-da deste¤i sa¤l›yor ama bu da yine ara-c›l›kla yap›l›yor. Yard›m yaparken bilene kadar detayl› düflünmek gerekti¤i-ni anlatmaya çal›flan Do¤anay biranekdot paylafl›yor: “Mukadder anneg›da paketlerine kuru fasulye koydur-ma lütfen’ dediler. Neden dedim. ‘Çokgeç pifliyor çok gaz yak›yor’ dediler. Okadar hassas hesaplarla yafl›yor bu in-sanlar iflte. O yüzden biz bu yard›m pa-

ketlerini haz›rlarken süt ve yumurtagibi kahvalt›l›klar›n a¤›rl›kl› olmas›nadikkat ediyoruz. Çünkü en pahal› mal-zemeler onlar.”

Vak›f kendi masraflar›n› ç›karabil-mek için geri kazan›m iflini ve d›flar›-dan gelen destekleri kullan›yor. Ayr›cayasal zorunlulu¤u olan firmalara, fab-rikalara ücret karfl›l›¤› verdikleri sa¤-l›k tarama hizmetleri, afl›lama, kur-duklar› merkezlerde verdikleri sertifi-kal› ilkyard›m e¤itimlerinden elde et-tikleri gelirler de Vakf›n giderlerinikarfl›lamak için kullan›l›yor. Y›lbaflla-r›nda gönüllü ressamlar›n çizdi¤i kart-postallar›n sat›fl› veya ara s›ra düzen-lenen yemekli organizasyonlar yineVakfa gelir kayna¤› oluyor.

Lokman Hekim Sa¤l›k Vakf›n›n slo-gan› “Bir taflla çok kufl kurtarmak.” Veonlar bu ifli bir taflla iki kufl vurmayaçal›flan insanlar›n dünyas›nda yapma-ya çal›fl›yorlar. At›k toplama ifliyle eldeedilenler: Enerji tasarrufu, ham mad-de tasarrufu, su tasarrufu, do¤al çev-renin korunmas›, döviz tasarrufu veen önemlisi Vak›f arac›l›¤›yla ihtiyac›olanlara sunulan yard›m hizmetleri.‹stanbul’un hemen yan›nda, Kocae-li’nin bir ilçesinin küçük bir mahalle-sinde birtak›m insanlar insanl›¤›n sür-dürülebilirli¤i için sevgiyle, inatla veduyarl› gönüllülerin destekleriyle, du-yars›z insanlar›n kösteklerine ra¤menayakta duruyor. m

Sivil Toplum

Lokman Hekim Sa¤l›k Vakf› 2004y›l›ndan beri lastik topluyor.Bafllang›çta da¤lardan tepelerden,k›y›da köflede kalm›fl lastikleritoplam›fllar. Art›k insanlar bildi¤i içinlastikler belli yerlerde toplan›yor veVakfa haber veriliyor. Vak›f lastik ifliiçin Akçansa Çimento Fabrikas› ileanlaflm›fl. Akçansa firmas›Bakanl›klardan ald›¤› izinlerlefabrikada ciddi bir yat›r›m yapm›fl.2004 y›l›ndan beri AkçansaÇimento fabrikas› toplanan at›klastikleri uygun koflullarda yakarakbertaraf ediyor ve öncesinde fuel oilkullanan fabrika art›k yak›lanlastiklerden elde edilen enerjiyikullan›yor. K›saca; Vakfa katk›,do¤aya katk›, enerji tasarrufu,istihdam, hepsi bir potada eriyor.Gebze ve ‹stanbul’da bafllanan lastiktoplama ifli de art›k kardefl firmaolan Lokman Hekim Geri Kazan›mfiirketi ile beraber tüm Türkiye’deyap›lacak. Adapazar›’nda kurulacakolan yeni tesiste lastikler geridönüfltürülerek son zamanlardaçocuk parklar›nda, çat›lardakullan›lmaya bafllanan, kauçuk hammaddeli malzemeler üretilecek.

“Sa¤l›¤a yararl›”lastikler!

Siz de Lokman Hekim Sa¤l›k Vakf›’n›n bu faydal› dönüflüm zincirinekat›lmak isterseniz; her türlü ba¤›fl vedestekleriniz için afla¤›daki iletiflimbilgilerini kullanabilirsiniz:

Lokman Hekim Sa¤l›k Vakf›Yetkili kifli: Mukadder Do¤anay Aytar Cad. Bafla Sok. No:16/1 34330Levent- ‹STANBULTel: 0 (212) 278 67 45 Fax: 0 (212) 278 70 62E-mail: [email protected]

Dönüflüm zincirinekat›lmak için…

Page 117: ve sonrasi
Page 118: ve sonrasi

122 OCAK 2010 / EKOIQ

Ekofinans

fiekerbank Genel Müdür Yard›mc›s› Abdurrahman Özci¤er

“Eko Kredi’nin kazanc› tüm Türkiye’nin”Tesisinizde vaya evinizde günefl enerjisi mi kullanmak istiyorsunuz? Rüzgar enerjisisantrali kurmaya m› niyetiniz var? Hibrid araba m› alacaks›n›z? Evinizi yal›t›m m›yapt›racaks›n›z? Deniz dalgas›ndan m› enerjinizi sa¤lamak istiyorsunuz? O zaman,fiekerbank’›n bir süre önce bafllatt›¤› Eko-Kredi çal›flmas›na göz atman›zda fayda var...

Röportaj: Bar›fl DO⁄RU Foto¤raflar: Volkan DO⁄AR

Page 119: ve sonrasi

123EKOIQ / OCAK 2010

MMiissyyoonnuunnuu ““AAnnaaddoolluu BBaannkkaacc››ll››¤¤››””oollaarraakk ttaarriiff eeddeenn bbiirr bbaannkkaass››nn››zz.. BBuuaannllaammddaa ““EEkkoo KKrreeddii”” ççaall››flflmmaass››yyllaaaarraass››nnddaa ddoo¤¤rruussaall bbiirr iilliiflflkkii oolldduu¤¤uunnuussööyylleeyyeebbiilliirr mmiiyyiizz?? ÇÇüünnkküü aannllaadd››¤¤››mmkkaaddaarr››yyllaa bbuu ççaall››flflmmaa,, bbiirraazz ddaahhaa aallttssoossyyooeekkoonnoommiikk kkeessiimmee yyöönneelliikk bbiirrkkrreeddii……Evet, böyle bir iliflkiden söz edebiliriz.Anadolu Bankac›l›¤›, gerçekten Ana-dolu’nun her noktas›nda bulunmak,bu vatandafllar›m›z›n bütün ihtiyaç-lar›n› karfl›lamak ve dolay›s›yla daTürkiye’nin kalk›nmas›na ve geliflme-sine dönük de bir tu¤la koymak anla-m›na geliyor bizim için. fiimdi bu çer-çevede belli sosyal sorumluluk proje-leri yap›labilir ama biz farkl› bir fley-ler yapmaya karar verdik. Hem Türki-ye’deki mevduattan, hem de yurtd›-fl›ndan sa¤lad›¤›m›z kaynaklar› öyledo¤ru bir finansman yönüne ak›tal›mki bundan hem vatandafllar›m›z, hemülkemiz, hem de dünya faydalans›nistedik. Hatta ilgili sektörler de bun-dan kazans›n dedik. Bu anlamdaenerji verimlili¤ini art›rmaya dönükher türlü projeyi desteklemeye kararverdik. Bu amaçla, finansman mali-yetlerini daha afla¤›ya çekmek ad›nasosyal sorumluluk bütçemizi de kul-land›k. Ayr›ca projemize, vatandaflla-r›n enerji verimlili¤i konusunda bi-linçlenmesini sa¤layacak bir tan›t›mkampanyas› da ekledik. Eko Krediad›ndan da belli olaca¤› üzere, enerji-yi ve eme¤i koruyor. Sonuç olarakenerjinizi bofla sarf ediyorsan›z, oenerjiyi sa¤lamak için gelirinizi, eme-¤inizi de bofla at›yorsunuz demektir.Bu çerçevede bir kredi çeflidi listesioluflturduk… Bunlardan birincisi bi-nalarda enerji verimlili¤ine dönükkrediler.

BBuu kkrreeddiilleerrii kkiimmlleerr aallaabbiilliiyyoorr??Bireyler, iflletmeler, sanayiciler veTürkiye’de ilk kez olmak üzere apart-man yönetimleri…

Bu çal›flmada ilk ifl, binadaki enerjikullan›m›n› verimli hale getirmektir.Bunun için yal›t›m kredisi imkân› su-nuyoruz. ‹kinci olarak bildi¤iniz gibi,günefl enerjisiyle binalar›m›z›, kulla-n›m suyumuzu ve kalorifer suyumuzu›s›tmam›z mümkün. Hatta yeni tek-nolojilerle günefl enerjisinden elek-trik bile sa¤layabiliyorsunuz binan›-za. Bunlar da kredimizin kapsam›n-da. Eko Kredinin bir baflka kullan›malan› da, kömürden do¤algaza geçiflprojeleridir.

YYaall››tt››mm dd››flfl››nnddaa ddaa eenneerrjjii vveerriimmlliillii¤¤iiggeerreekkiiyyoorr ssaann››rr››mm……Evet, binalarda inan›lmaz fazla ve ge-reksiz elektrik enerjisi kullan›yoruz.Kulland›¤›m›z ekipman› A s›n›f›nadöndürdü¤ümüzde yani daha az elek-trik tüketen cihazlarla de¤ifltirdi¤i-mizde enerji verimlili¤imiz art›yor.Bir baflka nokta da verimli ayd›nlat-ma sistemleri: Binalarda 100-150voltluk lambalar var, halbuki 8 watl›klambalarla ayn› ›fl›¤› sa¤layabiliyor-sunuz. Hatta günefl enerjisini depola-y›p geceleyin ›fl›k veren sitemler bilemevcut.

EEnneerrjjii vveerriimmlliillii¤¤ii kkoonnuussuunnddaa ggeerrççeekk--tteenn öönneemmllii tteekknnoolloojjiikk ggeelliiflflmmeelleerr ssöözz--kkoonnuussuu ddee¤¤iill mmii??Evet. Hem do¤algaza geçifl sonras›n-da kulland›¤›n›z petek sistemi hemde ›s›n›n odalar aras›nda paylafl›m›nailiflkin çok baflar›l› modeller gelifltiril-mifl durumda. Örne¤in siz bir oday›hiç kullanm›yorsunuz; ›s› pay ölçerleodadaki kalorifer pete¤ini ayarl›yor-sunuz ve mekân ›s›s› ayn› derecedesabitleniyor. Veya siz tatile giderken,size ait olan ›s› pay ölçeri k›st›¤›n›zdasizin eviniz boflu bofluna 25 derece›s›nm›yor.

YYaall››tt››mm››nn nnaass››ll bbiirr kkaazzaannçç ssaa¤¤llaadd››--¤¤››yyllaa iillggiillii bbiillggii vveerreebbiilliirr mmiissiinniizz??Binalarda ›s›nma için harcad›¤›m›z

“Türkiye’de toplam 17milyon bina oldu¤u

hesaplan›yor ve bunun16 milyonu yal›t›ms›zyap›lar. Bu binalar›n

tümü yal›t›ld›¤›nda eldeedilecek enerji

tasarrufunun 10 milyardolar oldu¤u tahmin

ediliyor. ”

Page 120: ve sonrasi

124 OCAK 2010 / EKOIQ

Ekofinans

fiekerbank, tüketicilere yönelik sunumlar›ndapopüler ve bilgilendirici bir içerik kullan›yor...

“fiimdi yo¤un olarak elektrik üretimi alan›nda neleryapabiliriz üzerine çal›fl›yoruz çünkü flu anda

ülkemizin elektrik üretiminin neredeyse tamam› fosilyak›tlardan sa¤lan›yor”

enerjinin yüzde 25’i çat›lardan, yüzde10’u pencerelerden, yüzde 15’i kap›-lardan, yüzde 35’i duvarlardan veyüzde 15’i de temelden ve tafl›y›c›lar-dan gidiyor. ‹flte bu ›s› yal›t›m›, elek-trik ve do¤algaz faturalar›ndan yüzde50’ye varan bir tasarruf sa¤l›yor.

Ayr›ca binam›z yal›t›lmad›¤› za-man, rutubetin etkisiyle binan›n öm-rü k›sal›yor ve depreme karfl› daya-n›kl›l›¤› da azal›yor. Tabii kredi aç›-s›ndan sözkonusu olan sadece ›s› ya-l›t›m› de¤il: Buna ses, su ve yang›n ya-l›t›m›n› da eklemeliyiz. Tüm bunlarinsan sa¤l›¤› aç›s›ndan da son dereceönemli uygulamalar.

TTüürrkkiiyyee’’ddee nnee kkaaddaarr yyaall››tt››mmss››zz bbiinnaaoolldduu¤¤uunnuu ttaahhmmiinn eeddiiyyoorrssuunnuuzz??Türkiye’de toplam 17 milyon bina ol-du¤u hesaplan›yor ve bunun 16 mil-yonu yal›t›ms›z yap›lar. Bu binalar›ntümü yal›t›ld›¤›nda elde edilecekenerji tasarrufunun y›ll›k 10 milyardolar oldu¤u tahmin ediliyor. Türki-ye’nin d›fl borcunun üçte biri; yani el-de etti¤iniz tasarrufla üç y›l içinde d›flborcumuzu bile ödeyebiliriz.

PPeekkii,, ssüürreeçç nnaass››ll iiflfllliiyyoorr?? DDiiyyeelliimm kkiiyyaall››tt››mm yyaapptt››rrmmaayyaa kkaarraarr vveerrddiikk……Yal›t›m alan›nda eko kredi ürünlerinisunmaya kara verince çok kapsaml›bir araflt›rma yapt›k. Do¤ru ve yayg›nbir etki yapmak için de ‹ZODER’le ya-ni Is› Su Ses ve Yang›n SanayicileriDerne¤iyle bir anlaflma imzalad›k.Türkiye’de ilk defa uygulanan bir mo-del diyebilirim. Her fley TS 825 teknikfiartnamesine ba¤l› olarak uygulan›-yor ve bütün bu sürecin denetimi

‹ZODER taraf›ndan yap›l›yor. ‹ZO-DER, projenin her aflamas›nda bulu-nuyor: ‹lkönce sözkonusu projeninteknik flartnamesini onayl›yor. Son-ras›nda ücretsiz olarak projenin kon-trolünü yap›yor yani yal›t›m s›ras›n-da uygulamay› denetliyor. Ayr›ca uy-gulay›c› ile müflteri aras›nda bir ihti-laf oldu¤unda bilirkifli arabulucu gö-revi üstleniyor. Tabii bize enformas-yon sa¤l›yor ve bunu vatandafllar›m›-za aktarmam›za yard›mc› oluyor.Kendilerine bu yard›mlar› için teflek-kür ediyoruz.

GGeerrççeekktteenn ççookk iiyyii bbiirr iiflflbbiirrllii¤¤ii oollmmuuflfl……Evet. Ayr›ca ‹ZODER bu çal›flma için,dernek üyeleri aras›ndan uzman biruygulay›c›lar listesi oluflturdu çünkübu yal›t›m malzemelerinin do¤ru uy-gulanmas› son derece önemli. Bu iflibelirli bir standartla yapman›z laz›m.Yal›t›m alan›nda çok fazla informel,merdivenalt› ifl yapan kifli var ama biz‹ZODER’in onaylamad›¤› hiçbir flart-nameye kredi vermiyoruz. Bu flekilde,yanl›fl malzeme ve uygulamalardantüketiciyi korumufl oluyoruz çünkübankalar olarak ay›pl› maldan biz so-rumluyuz.

BBaannkkaacc›› oollaarraakk bbuu kkoonnuullaarrddaa iinnaann››ll--mmaazz bbiirr bbiillggii ssaahhiibbii oollmmuuflflssuunnuuzz……Sadece ben de¤il, fiekerbank’›n 333çal›flan› bu konuda ‹ZODER taraf›n-dan e¤itildi. fiu anda ben de dahil ol-mak üzere hepimiz yal›t›m dan›flma-n›y›z. Bizim flubelerimize girdi¤inizzaman art›k, yal›t›m malzemelerinigörürsünüz. ‹nsanlar baflka bir hiz-met için flubelerimize geldiklerinde

Page 121: ve sonrasi

125EKOIQ / OCAK 2010

onlara yal›t›m konusunda bilgi veri-yoruz. Bu anlamda önemli bir bilinç-lendirme kampanyas› da gerçeklefl-tirmifl olduk.

fiimdi yo¤un olarak elektrik üreti-mi alan›nda neler yapabiliriz üzerineçal›fl›yoruz çünkü flu anda ülkemizinelektrik üretiminin neredeyse tama-m› fosil yak›tlardan sa¤lan›yor.

VVee bbuu yyüüzzddee 7755--8800’’lliikk ffoossiill yyaakk››tt››nn nnee--rreeddeeyyssee ttüümmüü iitthhaall eeddiilliiyyoorr.. Evet, tümü ithal ediliyor. Yak›n za-manda ç›kmas› beklenen yasayla bir-likte çat›n›zda günefl enerjisiyleüretti¤iniz elektri¤i sadece kendinizkullanmayacak, genel flebekeye ve-rerek satabileceksiniz bile. Ülkemizçok ciddi günefl alan bir bölgede vebundan mutlaka yararlanmam›z la-z›m.

K›sacas› fiekerbank olarak rüzgâr-dan günefle, jeotermal enerjiden, bi-yogaz ve biyokütle enerjilerine kadarher tür yenilenebilir enerji modelinedestek oluyor, kredi veriyoruz… Vebunun sonu yok: Üç taraf› denizlerleçevrili bu ülkede dalgalardan enerjiüretmeye karar verirseniz de yan›-

n›zday›z, enerji tasarrufunda önemlibir unsur olan hibrid motorlu bir oto-mobil almaya niyetlenirseniz de…Ayr›ca bu teknolojilere eklenecek nevarsa, biz onlar› da kredi kapsam›nadahil edece¤iz. Tabii tar›m alan›n› daunutmamak laz›m; verimlili¤i yük-seltecek, su kullan›m›n› etkinlefltire-cek her üretim modeline mesela“damla sulama”ya da kredilerimizisunuyoruz.

PPeekkii flfluu aannaa kkaaddaarr nnaass››ll ggiiddiiyyoorr EEkkoo--KKrreeddii ççaall››flflmmaass››?? BBeekklleeddii¤¤iinniizz iillggiiyyiiggöörrddüünnüüzz mmüü??Biz bu projeye Temmuz ay›nda baflla-d›k. Bugüne kadar yaklafl›k iki ay›m›zgeçti. Bu süre içerisinde 1,5 milyon li-ral›k kredi satt›k. Yaklafl›k 450 civa-r›nda müflterimizi, kat malikini kre-dilendirdik. fiu ana kadar otuz küsurtane projeye kredi vermifl bulunuyo-ruz.

YYaall››tt››mm dd››flfl››nnddaa dduurruumm nnaass››ll??Bankam›z, rüzgâr tribününden güneflenerjisi üretimine kadar bu projeyebafllad›¤›ndan bu yana 90 milyon li-ral›k kredi sa¤lad›. Bireyler, apart-

manlar, iflletmeler ve sanayiciler da-hil olmak üzere. Bir üretim koopera-tifinin elektri¤ini sa¤layacak rüzgârtribününden tutun, bir firman›n at›kyönetiminin finansman›na kadar bü-tün ifl kollar›nda bireysel ve ticarikredi kulland›rd›k. Bu iflin lansman›-n› yaparken, “50 milyonluk bir kredi-yi bafllayal›m ve görelim” diyorduk;flimdi 90 milyona ulaflt›k.

HHeeddeefflleerriinniizziinn üüssttüünnee ggeeççttiinniizz?? Elbette. Kas›m Aral›k ay›nda daha dayüksek bir tempoya ulaflaca¤›m›z›tahmin ediyoruz. Bizim üç befl y›ll›kplanlar›m›z içinde enerji verimlili¤içok önemli bir konu olacak.

BBuu ssiizziinn iiççiinn kk››ssaa vvaaddeellii bbiirr pprroojjee ggiibbiiggöözzüükkmmüüyyoorr.. YYaannii bbuu kkrreeddii ççaall››flflmmaass››kkoollaayy kkoollaayy bbiittmmeeyyeecceekk,, ööyyllee mmii??Bitmez çünkü Türkiye’nin enerji ihti-yac› bitmez. Bu noktada finansmanihtiyac› da had safhada. Biz bu nokta-da önemli bir oyuncu, kural koyucuve model olmak istiyoruz. Ve aç›kças›bir bankac› olarak öncülük yapmak-tan gurur duyuyoruz. Çünkü bu çal›fl-madan tüm Türkiye kazanacak. m

“K›sacas› fiekerbank olarakrüzgârdan günefle,

jeotermal enerjiden, biyogazve biyokütle enerjilerinekadar her tür yenilebilirenerji modeline destek

oluyor, kredi veriyoruz… Ve bunun sonu yok: Üç

taraf› denizlerle çevrili buülkede dalgalardan enerjiüretmeye karar verirseniz

de yan›n›zday›z, enerjitasarrufunda önemli bir

unsur olan hibrit motorlu birotomobil almaya

niyetlenirseniz de…”

Page 122: ve sonrasi

126 OCAK 2010 / EKOIQ

Hayvan yünü toplamak, meyve ve seb-ze yetifltirmek, a¤aç dikmek, ekim içinarsa almak, ürünü hasat etmek... Bu-gün bunlar yaln›zca köylerde, güneflinve ya¤murun alt›nda, çiftçiler ve köy-lüler taraf›ndan yap›l›r san›yorsan›z,hem büyük olas›l›kla popüler internetak›mlar›ndan bihabersiniz, hem de ya-n›l›yorsunuz. Ünü yedi düvele yay›lan,geçen haftalarda ülkemizde yasaklan-d›¤› için gündemin neredeyse bir nu-maral› tart›flma konusu haline gelenFarmville adl› oyun, tüm bu sayd›klar›-m› yapman›n asl›nda en teknolojik, enzahmetsiz ve en 'trendy' yolu.

Yaln›zca parmaklar› k›p›rdataraktar›m yapmay› mümkün k›lan Farm-ville'i Farmville yapan hiç kuflkusuzmilyonlarca tutkunu. Günümüzün enyayg›n sosyal paylafl›m a¤› Facebo-ok'ta yer alan yüzlerce e¤lence uygula-mas› aras›nda liderli¤i hâlâ aç›k arasürdüren oyun, bir süre önce Teleko-münikasyon ‹letiflim Baflkanl›¤› tara-f›ndan gerekçesizce yasaklan›nca, in-ternet üzerinden 盤 gibi büyüyen tep-kiler, takipçi kitlesinin yani 'teknolojikçiftçi'lerin say›s›n›n ne kadar yüksekoldu¤unu bir kez daha gözler önünesermiflti. Nitekim veriler, 2009 Hazi-

ran ay›nda oynanmaya bafllanan oyu-nun tüm dünyadaki kullan›c› say›s›n›nbugün 50 milyonu buldu¤unu gös-teriyor.

Sanal dünyada h›zla yay›lan oyunFarmVille'in Türkiye’de her yafltan vemeslekten tutkunu var. Tutkunlar›nen ünlüsü ise kuflkusuz Harry Potterçevirileriyle tan›nan yazar Sevin Ok-yay. Oyuna günde en az bir saatini ay›-ran Okyay, "Bir arkadafl›mla sohbetederken 'Kalkmam ve ürünlerimi top-lamam laz›m' dedi¤im zamanlar oldu.Günlük hayat›mda her fleyimi oyunagöre ayarlamaya bafllad›m. Hatta bir-kaç kez sabah sekizde kalk›p ekin top-lad›m. Dolay›s›yla bir dönem oyununba¤›ml›s› oldum" diyor.

Okyay'›n yeflili ve hayvanlar› çok sev-di¤i için günde en az bir saat bilgisayarbafl›na kilitlenmesi sizce de ça¤›m›z›ntats›z bir gerçe¤ine iflaret etmiyor mu?‹flte bu sorudan yola ç›karak internettek›sa bir tura ç›kt›¤›n›zda, yeni ve meta-lik-yeflil bir dünyan›n kap›s›n› aralad›-¤›n›z› fark ediyorsunuz. Özellikle EkfliSözlük'te kullan›c›lar gece yar›s› alarmkurup uyanarak ekinlerini toplad›klar›-n›, iflyerlerinde en yo¤un saatlerde bilesanal çiftliklerindeki a¤açlar› ve hay-

vanlar›yla ilgilendiklerini itiraf ediyor-lar. "Hepimizin tarlaya, ine¤e, yani do-¤aya ne kadar hasret oldu¤unu gösteri-yor bize" diyen bir forum kullan›c›s› isedurumu en yal›n flekliyle ortaya koyu-yor gibi. Yoksa hayat›nda tarlay› ancaktatil yolculuklar›nda ve belgesellerdegörmüfl bir insan kitlesinin bir andaazimli çiftçilere dönüflmeleri nas›l birtesadüf olabilir ki?

Bu arada oyuna karfl› muhalefeteden bir topluluk da yok de¤il. Yine Fa-cebook'ta 'Anti-Farmville' topluluklar›kuran bu insanlar›n bir k›sm› kullan›-c›lar›n rahats›z edici boyutlara varantalep ve davetlerinden rahats›z. Birk›sm› bilgisayar bafl›nda fazla zamangeçirilmesine zemin haz›rlad›¤› içinkarfl›. Kimileri ise Facebook’un kulla-n›c›lar›na oynad›¤› bir oyun olarak gö-rüyor Farmville'i. Kimisi ise müzikleri-nin çal›nt› oldu¤unu söylüyor ya daHarvest Moon, Big Farm Game ve FishGame gibi türdefl oyunlardan hiçbirfark›n›n olmad›¤›n›. Ne ki, iyi-kötütüm görüfller bir kenara kondu¤undageriye söylenecek yaln›zca bir gerçekkal›yor: Teknoloji ça¤›nda, çok say›dagencin tar›mdan anlad›¤›, Farmvil-le'den ö¤rendikleri.

Kültür

Bugünlerde sanal âlemdebir FarmVille ç›lg›nl›¤› alm›flyürümüfl durumda. Sosyalpaylafl›m a¤› Facebooküzerinde oynanan oyununmüptelalar› da var,muhalifleri de. Ama ortadakigerçek sonuç olarak birfleye parmak bas›yor:‹nsano¤lunun do¤a ile uyumiçinde yaflamaya ihtiyac›devam ediyor…

Metalik Yeflil Teknolojik Çiftçiler: FARMVILLE

Page 123: ve sonrasi

127EKOIQ / OCAK 2010

Bu ada küresel ›s›nmaya dikkat çekecek...‹ngiltere hükümeti 2012 LondraOlimpiyat Oyunlar› ile paralel olarakdüzenlenecek Kültür Olimpiyat› içinmaddi destek verece¤i 12 sanat proje-sini aç›klad›. Bunlar aras›nda yer alan“nowhereisisland” isimli enstelasyonprojesi son derece ilgi çekiyor.

Alex Hartley isimli bir sanatç›, Ku-zey Kutbu bölgesinde yer alan biradac›ktan ay›rd›¤› futbol sahas› bü-yüklü¤ündeki kayal›k yüzey parçala-r›n› önce ‹ngiltere’ye tafl›yacak. Sa-natç› daha sonra monte etti¤i parça-larla oluflturdu¤u aday› iklim de¤iflik-li¤ine ve küresel ›s›nmaya dikkat çek-mek amac›yla ‹ngiltere’nin güneybat›sahillerinde yüzdürecek.

Hartley, aday› kutuplarda 2004 y›-l›nda yap›lan bir keflif gezisi s›ras›ndaGrönland’›n do¤usunda fark etmifl.

Sanatç› daha önceleri buzda¤lar› yü-zünden görünmeyen ve hiçbir harita-da yer almayan adac›¤a ad›m atan ilkinsan oldu¤unu iddia ediyor. Adac›-¤›n ulus statüsünde kabul edilmesiiçin u¤raflaca¤›n› belirten sanatç›flimdiden 400 kiflinin vatandafl olmakiçin baflvurdu¤unu ve 2012’de bu ra-kam›n 34 bin vatandafla ulaflaca¤›n›kaydediyor.

Sanatç› projeyle, toprak mülkiyeti,iklim de¤iflikli¤i, ulusal kimlik vedünyan›n ya¤malanan do¤al kaynak-lar›na dikkat çekmeye çal›fl›yor.

Alex Hartley daha önceleri buzda¤lar›yüzünden görünmeyen ve hiçbir haritadayer almayan adac›¤a ad›m atan ilk insanoldu¤unu iddia ediyor.

Page 124: ve sonrasi

128 OCAK 2010 / EKOIQ

MediaCat, Mart 2008

Yeflilden Alt›na sa¤l›kl› bir çevre ile sa¤l›kl› bir ifldünyas› aras›ndaki iliflkiyi irdeleyen bir kitap. Yüzünüzerinde flirketten üç yüz kifliyle görüflülerek haz›rla-nan kitapta dünya devi flirketlerin çevre dostu enerjikaynaklar›na yönelerek ve çevreyi düflünerek tasarlan-m›fl ürünler üreterek nas›l kazanç sa¤lad›klar›n› anlat›-l›yor.

1996’dan kitab›n yay›mland›¤› 2006’ya kadar flirket-lerin çevre konular›nda ne-ler yapt›klar›n› incele-yen yazarlar Daniel C.Esty ve Andrew S.Winston, flu sonuca va-r›yorlar: Çevrecilik ve iflaras›ndaki iliflkiyi anla-yabilen flirketler, çevreüzerindeki etkilerini,ayak izlerini azalt›rken,kârlar›n› da ciddi orandaart›rabiliyor ve “ekoavantajlara” sahip ola-biliyor.

April Yay›nc›l›k, May›s 2009

Dünyan›n gelece¤inin vaha-meti ve ekolojik kâbuslarla il-gili Türkçede çok say›da arafl-t›rma, inceleme kitab› var. “El Ya-p›m› Dünya” ise bafl›m›za gelebilecek felaketlerin edebi biruyarlamas› olarak ç›k›yor karfl›m›za. Yazar James HowardKunstler roman›nda gelecekteki gerçekli¤imizi bize sunuyorve flu sorular› soruyor: Dünyam›z› nereye kadar zorlayabilir,daha ne kadar h›rpalayabiliriz? Çok say›da iç savafl ç›kmas›naneden olana kadar m›? Yoksa elektri¤in olmad›¤›, insanlar›ntemel g›da maddelerini arka bahçelerinde üretmek zorundakald›¤›, iletiflim, bas›n-yay›m, seri imalat olgular›n›n, hattatoplum halinde yaflama, yasa, e¤itim gibi temel kavramlar›nortadan kalkt›¤›, Sanayi Devrimi, hatta Rönesans öncesi za-manlara dönülene kadar m›?

James Howard Kunstler, El Yap›m› Dünya bafll›kl› roman›n-da dünyam›z›n [bu gidiflle] varaca¤› noktay› tarif ederken yu-kar›daki sorulara son derece çarp›c› yan›tlar veriyor; güçlükurgusu ve ak›c› kalemiyle okuyucuyu kitab›n kahramanla-r›ndan biri haline getiriyor.

Kitap

Ünlü Amerikal› çevreci ve politikac› Al Gore’un “Our Choice” (Bizim Se-çimimiz) isimli yeni kitab› 3 Kas›m 2009’da yay›mland›.

‹klim krizini çözmek için en etkin önlemleri renkli resimlerle destekle-yerek gösteren bir ekoloji rehberi niteli¤indeki bu kitap okuyucuya hemgünlük yaflam›nda yapabilece¤i çevre dostu de¤ifliklikleri, hem de birdünya yurttafl› olarak yapabileceklerini gösteriyor.

1993’den itibaren 8 y›l ABD Baflkan Yard›mc›l›¤› yapan Al Gore, 2007’deHükümetler Aras› ‹klim De¤iflikli¤i Paneli ile birlikte Nobel Bar›fl Ödülü-nün de sahibi olmufltu. Oldukça ilgi çekici bir çocuk versiyonu da olan ki-tab›n en k›sa sürede Türkçeye kazand›r›lmas› dile¤iyle…

Yeflilden Alt›na Dikkat! Gelecek Düflündü¤ümüzdenDaha Yak›n

Ak›ll› fiirketler Çevreci Stratejilerile Nas›l Avantaj Yarat›r? El Yap›m›

Dünya

Our Choice

Al Gore’dan iklim meselesi üzerine yeni bir kitap