Top Banner
Yeşil Kalem İşletme İçi Hilelerde İşbirliği: Güç Kavramı Kapsamında İşbirliğinin Oluşması ve Önlenmesi Çizgi Ötesi Sosyal Medyanın Gücü ile İtibar Yönetimi Daha Net Anlaşıldı Yakın Plan Alternatifbank A.Ş. İç Sistemler Birimleri Yıldız Holding İç Denetim Başkanlığı Parmak İzi Bilgi Teknolojileri Yönetişimi Perçin IIA 2013 Uluslararası Konferansı: “Tek Dünya, Tek Meslek, Tek Hedef” Yansıma Muhtar Kent’in Denetime Verdiği Önem Sosyal Medyada Olmak ya da Olmamak
41

Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

Feb 05, 2018

Download

Documents

ngobao
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

Yeşil Kalem İşletme İçi Hilelerde İşbirliği: Güç Kavramı Kapsamında İşbirliğinin Oluşması ve Önlenmesi

Çizgi ÖtesiSosyal Medyanın Gücü ile İtibar Yönetimi Daha Net Anlaşıldı

Yakın PlanAlternatifbank A.Ş. İç Sistemler Birimleri

Yıldız Holding İç Denetim Başkanlığı

Parmak İziBilgi Teknolojileri Yönetişimi

PerçinIIA 2013 Uluslararası Konferansı: “Tek Dünya, Tek Meslek, Tek Hedef”

YansımaMuhtar Kent’in Denetime Verdiği Önem

SosyalMedyada

Olmak ya daOlmamak

KONGRE PROGRAMI

TİDE; konu, konuşmacı ve oturum saatlerinde değişiklik yapma hakkını saklı tutar.Katılımcılar, katıldıkları her gün için 7 CPE kredisine hak kazanacaktır.

11 Kasım 2013, Pazartesi08:00-08:30 Kayıt

08:30-09:00 Açılış Konuşmaları - Fuji 1 Salonu

Özlem İĞDELİPINAR - CIA, CCSA, TİDE Yönetim Kurulu BaşkanıAysan SİNANLIOĞLU - Kurumsal Risk Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu BaşkanıRichard CHAMBERS - Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA) Başkanı - Video Açılış Mesajı

09:00-10:00 Paydaşlarımızın Beklentilerini Karşılamak - Fuji 1 SalonuGünther MEGGENEDER - ista International GmbH, İç Denetim Başkan Yardımcısı, IIA Eski Başkanı

10:00-10:30 Kahve Arası10:30-14:15 PARALEL OTURUMLAR

10:30-11:15 Risk Esaslı Denetim Planlaması ve Raporlaması - Fuji 1 SalonuHakan AYTEKİN - Ortak - Danışmanlık Bölümü, KPMG Türkiye

Reel Sektörde Alacak Riskinin Yönetimi - Fuji 2 SalonuKasım AKDENİZ - Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür, KKB

11:30-12:15

Suistimal Riski ve Analitik Yaklaşımlar - Fuji 1 SalonuGül SARAÇOĞLU - Direktör - Kurumsal Risk Hizmetleri, Deloitte TürkiyeAli TUNCEL - Kıdemli Müdür – Danışmanlık Hizmetleri, Deloitte Türkiye

Risk Yönetiminin Denetimi - Fuji 2 SalonuAndreas KALLIS- Satış Direktörü - Kurumsal Yönetim, Risk ve Uyum, Thomson Reuters

12:15-13:30 Öğle Yemeği

13:30-14:15Sosyal Medya Riski ve Denetimi - Fuji 1 SalonuDoğan TANRISEVEN - Direktör - Risk Danışmanlık Hizmetleri, EY Türkiye

Bilgi Sistemleri Uygulamalarında İç Denetim - Fuji 2 SalonuFüsun Patoğlu - Şirket Ortağı - Risk, Süreç ve Teknoloji Hizmetleri, PwC Türkiye

14:30-15:30 İç Denetimin Yarattığı Katma Değerin Ölçümü (Performans değerlendirmesi) - Fuji 1 SalonuEvren SEZER - Ortak - Kurumsal Risk Hizmetleri, Deloitte Türkiye

15:30-16:00 Kahve Arası

16:00-17:00 İç Denetim ve Risk Yönetiminin Sinerjisi ile Kurumsal Yönetimde Değer Yaratmak - Fuji 1 SalonuNorman D. MARKS - CPA, CRMA, OCEG, Risk Yönetimi Enstitüsü Onur Üyesi

17:00-17:30 Kapanış ve Plaket Töreni - Fuji 1 Salonu

12 Kasım 2013, Salı08:30-09:30 Kayıt ve Tanışma Kahvaltısı

Neuchatel Salonu Geneve Salonu09:30-10:00 Açılış Konuşması - Ali Kamil UZUN, TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Özlem İĞDELİPINAR - CIA, CCSA, TİDE Yönetim Kurulu Başkanı

10:00-13:001. Çalıştay - Norman D. MARKS - CPA, CRMA, OCEG, Risk Yönetimi Enstitüsü Onur Üyesi“İç Denetim ve Risk Yönetiminin Sinerjisi”

1. Çalıştay - Jean-Pierre Garitte, Bağımsız Yönetim Danışmanı“İç Denetimin Yarattığı Katma Değerin Ölçümü”

10:00-11:00 Sunum Sunum 11:00-11:30 Kahve Arası Kahve Arası11:30-12:30 İyi Uygulama Örnekleri İyi Uygulama Örnekleri12:30-13:00 Soru-Cevap Soru-Cevap 13:00-14:30 Öğle Yemeği Öğle Yemeği

14:30-17:302. Çalıştay - Jean-Pierre Garitte, Bağımsız Yönetim Danışmanı“İç Denetimin Yarattığı Katma Değerin Ölçümü”

1. Çalıştay - Norman D. MARKS - CPA, CRMA, OCEG, Risk Yönetimi Enstitüsü Onur Üyesi“İç Denetim ve Risk Yönetiminin Sinerjisi”

14:30-15:30 Sunum Sunum 15:30-16:00 Kahve Arası Kahve Arası16:00-17:00 İyi Uygulama Örnekleri İyi Uygulama Örnekleri17:00-17:30 Soru-Cevap Soru-Cevap

Kongre Sponsorları Faaliyet Sponsorları Basın Sponsoru

Ana Sponsor

Page 2: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

3İÇİNDEKİLER

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Merhaba

Geçtiğimiz günlerde Enstitümüzün 18. yaşını kutladık. Geçen 18 yıla baktığımızda, bir sivil toplum inisiyatifi olarak ne kadar büyük işlere imza attığımızı görmekteyiz. Bu yıl 17.’sini düzenleyeceğimiz uluslararası iç denetim kongremizle, iç denetim mesleğinin gelişimine katkıda bulunan kurumlara, akademisyenlere, iç denetçilere verdiğimiz Farkındalık Ödül-

lerimizle, TİDE Mesleki Gelişim Akademisiyle, üniversitelerde kurduğumuz Denetim Kulüpleriyle ve yine üniversitelerimizde düzenlediğimiz Akademik Forum’larla, genç üniversiteli arkadaşlarımız arasında düzenlediğimiz İç Denetime Genç Bakış yarışmamızla ve pek çok ilkle, hep bir adım önde olmaya çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. Bizlerin bir ideali vardı, Enstitümüzün kurumsal geli-şimini gelecek kuşaklara aktarmak ve onların da teslim edilen bayrağı aynı heyecan ve coşkuyla elden ele devam ettirmesiydi. Bugün 2.200’ü geçen üye sayımızla, bize bu haklı gururu yaşatan meslektaşlarımıza teşekkür ederiz.

Her şeyin çok hızla değiştiği, dönüştüğü bir çağdayız. Pek çok teknolojik gelişmeyi, takip etmekte dahi zorlandığımız anlar olabiliyor. İnsanlarla günlük iletişimimizin, alışkanlıklarımızın, konuşmaları-mızın hatta koşuşturmalarımızın değiştiği bu zamanda, sürekli ‘online’ olmayı tercih edenlerin ora-nı çok yüksek. Hayatımıza giren ‘sosyal medya’ araçlarıyla insanlar bir yandan fütursuzca özellerini paylaşırken diğer yandan sosyal medyanın mahremiyet alanlarına girmesi tartışılıyor. Bunun yanın-da pek çok kurum, sosyal medyada olmak için yatırımlar yapıyor. Hayatımızda bu kadar önemli yeri olan sosyal medya konusuna, dergimizin Aysberg sayfalarında yer verdik. Hayatın her alanındaki geleneksel yapıları ve iş yapış şekillerini etkileyen ve değiştiren sosyal medyanın fırsatlarını ve risklerini konunun uzmanlarıyla tartıştık. Uzmanlarla yapılan bu toplantının notlarından, herkesin faydalanmasını diliyoruz.

Aynı zamanda TİDE Yayınları arasından yeni bir kitabımız daha çıktı: Sosyal Medya - Kurumsal Yönetim ve Risk Rehberi. Bir sosyal medya ile bir iletişim uzmanının birlikte kaleme aldığı ve IIA tarafından yayımlanan bu kitabı, TİDE Akademik İlişkiler Komitesi Üyesi Tuğrul Bozbey çevirdi. Kitap, sosyal medyanın kurumlarda giderek öneminin arttığı günümüzde, tüm çalışanların ve yö-neticilerin ayrıntılı bilgi edineceği bir kaynak niteliğinde. Dergimiz Yakın Plan sayfalarında Tuğrul Bozbey ile yapılan röportajla, kitap hakkında daha fazla bilgi edinebilirsiniz.

12 yıldır yayın hayatına devam eden dergimizin bu sayısında, Garanti Bankası Yönetim Kurulu ve Denetim Komitesi Üyesi Dr. Cüneyt Sezgin ile yaptığımız röportajımız yer alıyor. İlk defa bu sayı-mızda bir meslektaşımızla iş ve mesleğimiz üzerine değil, hobisiyle ilgili bir sohbet gerçekleştirdik. Sayın Sezgin’in az bilinen bu uğraşını yine dergimizin Yakın Plan sayfalarında keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.

Bu yıl 11-12 Kasım 2013 tarihleri arasında 17. ‘sini düzenleyeceğimiz uluslararası kongremiz “Si-nerji” ana temasıyla gerçekleştirilecek. Ulusal ve uluslararası çeşitli meslek kuruluşu temsilcileri-nin ve yöneticilerinin konuşmacı olarak katıldığı kongreye hepinizi bekliyoruz.

Bir sonraki sayımızda görüşmek dileklerimizle,

Keyifli okumalar…

Yayın Kurulu

Page 3: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

4İÇİNDEKİLER

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

“Yaptıkları işin doğruluğuna inanan insanlarçalışmalarının denetlenmesinden, karşı fikirlerinortaya atılmasından ve tercihleri üzerindenmünakaşa yapmaktan zevk alırlar”

Mustafa Kemal Atatürk

Aysberg.......................................................6Sosyal Medyada Olmak ya da Olmamak

Çizgi Ötesi.................................................26Salim Kadıbeşegil Sosyal Medyanın Gücü ile İtibar Yönetimi Daha Net Anlaşıldı

Yeşil Kalem................................................28Çağla Akdemirİşletme İçi Hilelerde İşbirliği: Güç Kavramı Kapsamında İşbirliğinin Oluşması Ve Önlenmesi

Yakın Plan..................................................38Alternatifbank A.Ş. İç Sistemler Birimleri Yıldız Holding İç Denetim Başkanlığı Tuğrul Bozbey Sosyal Medya Konusunda Merak Ettiğiniz Her Konu Bu Kitapta… Cüneyt Sezgin Dr. Cüneyt Zengin “Hobiler İnsanı Zenginleştiriyor” Parmak İzi..................................................60Pelin PehlivanBilgi Teknolojileri Yönetişimi

Perçin........................................................65Menteş AlbayrakIIA 2013 Uluslararası Konferansı: “Tek Dünya, Tek Meslek, Tek Hedef”

Yansıma.....................................................68Menteş Albayrak Muhtar Kent’in Denetime Verdiği Önem Prof. Dr. Nuran Cömert MÖDAV 4. Muhasebe Düşünce Kampı’nın Ana Teması, Hesap Verebilirlik, Kurumsal Kültür ve Etik Oldu

Pano..........................................................72

Quiz..........................................................77

Summary...................................................78

Türkiye İç Denetim Enstitüsü Derneği

Adına İmtiyaz SahibiAli Kamil UZUN

Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 1. BlokNo: 6 K: 5 D: 10 Gayrettepe / İstanbul

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüGürdoğan YURTSEVER

Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 1. BlokNo: 6 K: 5 D: 10 Gayrettepe / İstanbul

Yayın DirektörüAli Kamil UZUN

Genel Yayın YönetmeniGürdoğan YURTSEVER

EditörlerErsin GÜNERALP, Ethem YENİGÜN

Seyfullah ATÇI, Umut ENGİN, Mustafa Tevfik KARTAL

Yayın KuruluCüneyt Sezgin, Beşir Özmen,

Bülent Bozdoğan, Özlem Aykaç İğdelipınar, Ali Kamil UzunGürdoğan Yurtsever, Doç. Dr. Serhat Yanık

Hakem KuruluProf. Dr. Nuran Cömert, Prof. Dr. Nejat Bozkurt

Prof. Dr. İdil Kaya, Prof. Dr. Mustafa AysanProf. Dr. Ömer Lalik, Prof. Dr. Melih Erdoğan

Prof. Dr. Seval Selimoğlu, Prof. Dr. Göksel Yücel, Doç. Dr. Serhat Yanık, Doç.Dr. Özgür Çatıkkaş

KATKIDA BULUNANLARAli Kamil Uzun, Atıf Ünaldı, Buhari Tekalan, Besim Çalışkan,

Beşir Özmen, Dr. Cüneyt Sezgin, Çağla Akdemir, Emre Şehsuvaroğlu, Ethem Yenigün, Günseli Özen Ocakoğlu, Gürdoğan Yurtsever, Kemal Semerciler, Menteş Albayrak, Prof. Dr. Nuran Cömert,

Osman Turan, Özgür Alaz, Pelin Pehlivan, Salim Kadıbeşegil, Seyfullah Atçı, Sinan Günal, Ulya Duran,

Tuğrul Bozbey, Tuğrul Sevim

REKLAM Sevilay ÇALIŞKAN

İLETİŞİM ADRESİ Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 1. Blok

No: 6 K: 5 D: 10 Gayrettepe / İstanbulTel: 0 212 212 55 25 Faks: 0 212 212 55 26E-posta: [email protected] / [email protected]

http://www.tide.org.tr

Yıllık Abone Bedeli: 60 TL KDV dahildir.İki Yıllık Abone Bedeli: 120 TL KDV dahildir.

YAPIMRota Yayın Yapım Tanıtım Ticaret Ltd. Şti.

Prof. N. Mazhar Ökten Sk. No:1 Rota Binası 34360 Şişli-İstanbul

Tel: 0 212 224 01 44 Faks: 0 212 233 72 43 E-Posta: [email protected]

http://www.rotaline.com

YAYIN TÜRÜYaygın Süreli Yayın

BASKI TARİHİKasım 2013

BASKI ve CİLTTOR Ofset San.ve Tic. Ltd. Şti.

Akçaburgaz Mh. 116. Sk. No:2 Esenyurt - İstanbul

Tel: (0212) 886 34 74 (Pbx)Faks: (0212) 886 34 80

E-Posta: [email protected]

Türkiye İç Denetim Enstitüsü Derneği tarafından üç ayda bir yayımlanır.

Yazıların fikri sorumluluğu yazarlarına aittir.

VİZYONMesleki yayıncılıkta küresel değer yaratmak

MİSYONKurumsal Yönetimin güvencesi iç denetim ile ilgili; pay ve menfaat sahipleri, mesleğin profesyonelleri

ve çözüm ortağı olarak hizmet gören kurum ve kuruluşlar için iletişim, paylaşım ve

referans kaynağı olmak.

(The Institute of Internal AuditorsChairman’s Special Recognition Award)

(The Institute of Internal Auditors Membership Competition)

(The Institute of Internal AuditorsPublication Contest Newsletter Category)

(The Institute of Internal Auditors International Mastering Advocacy Program Award)

C M Y CM MY CY CMY K

Page 4: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

6 7AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Ülkemizde kadın, erkek; genç, yaşlı, çocuk derken yaklaşık 26 milyon internet kullanıcısı olduğu belirtiliyor. Sürekli “online” olmayı tercih edenlerin oranı bu kadar yüksekken, şimdi de hayatımıza ‘Sosyal Medya’ girdi. Sosyal medya ile birçok konu daha görünür oldu. Bir yandan internetin mahremiyet alanımıza girip girmediği tartışılırken, diğer yandan pek çok kurumun sosyal medyada olmak için yatırımlar yaptığını görüyoruz. Sosyal medya, internet ve halkla ilişkileri bir araya getiren olgu olarak karşımıza çıkarken taşıdığı fırsatlar yanında çeşitli riskleri de barındırıyor. Bu yazıda, uzmanlarını bir araya getirip tartışmaya açtığımız konuyu, üç boyutuyla değerlendirdik. Bu işi bilen ve bu alanda hizmet veren kurumların uzmanlarıyla sosyal medyanın fırsatlarını ve risklerini; kanun koyucu olarak konunun kamu tarafında nasıl algılandığını ve ne gibi çalışmalar yaptığını ve son olarak reklam veren tarafında ve çalışanlara yönelik ne gibi yaptırımların olduğu konusunu tartıştık. Moderatörlüğünü Rota Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu’nun yaptığı toplantıya, TİDE Yönetici ve üyelerinin yanı sıra kurumlara dijital strateji konularında danışmanlık yapan Atıf Ünaldı, Özgür Alaz, Sinan Günal, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) yetkilileri Osman Turan ile Buhari Tekalan, Reklam Özdenetim Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı.

Sosyal MedyadaOlmak ya da Olmamak…

Günseli Özen OcakoğluRota Yayınları Genel Yayın Yönetmeni

Günseli Özen Ocakoğlu: Katılımınız ve top-lantımıza yapacağınız katkılar için teşekkür ederiz. Biz sizlere öncelikle Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE)’nü anlatmak isteriz. Bunu da TİDE’nin Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun yapacak.

Ali Kamil Uzun: Davetimizi kabul ettiğiniz için sizlere teşekkür ederim. Hepiniz hoş geldiniz. Biz TİDE’yi 1995 yılının 19 Eylül’ünde kurduk. Bir seneyi devriyemizi de sizinle kutlamış ola-cağız. Bugün sizlerle ‘Sosyal Medya’ konusunu tartışmak istedik. Bütün dünyayı etkileyen sos-yal medya konusu, mesleğimizin de ilgi odağı oldu. Bu konu bizim iş yapış süreçlerimizle, iti-barının güvencesinden sorumlu olduğumuz ku-rumların rol ve sorumlulukları açısından önem taşıyor. Sizlerle ele alacağımız bu konuya, der-gimizin Aysberg sayfalarında yer vereceğiz. Bu toplantı yardımıyla meslek ve iş dünyamızı da bu anlamda sizlerin katkılarıyla yönlendirmek istiyoruz.

Enstitümüz, 18 yıldır ülkemizde faaliyet göste-riyor. Hepinizin bildiği geleneksel teftiş yakla-şımını, biz 18 yıldır uluslararası yaklaşımla, iş hayatında çağdaş biçimde uygulanması için bir misyon üstlendik. Şu anda 400 kurumda, 2200 meslek mensubu üyemiz var. Asıl önemlisi, iç denetçilerin mesleğin uluslararası yetkinlik bel-gesi olan sertifikalı iç denetçi olması konusun-da 2000 yılından bu yana TİDE olarak bu mesle-ğin uluslararası sınavının ülkemizde yapılmasını sağlamakta ve bu konuda mesleğin profes-yonellerini eğitmekteyiz. Her yıl uluslararası kongreler düzenleyerek, konunun uzmanlarını bir araya getiriyoruz. Önümüzdeki 11-12 Kasım tarihinde de 17. Türkiye İç Denetim Kongremi-zi gerçekleştiriyor olacağız. İç Denetim dergi-mizin de 12 yıllık bir geçmişi bulunuyor. Yılda dört kez yayınlıyoruz ve her sayısında, gündem oluşturacak bir konuyu ele alıyoruz. Ayrıca sos-yal medya ile ilgili yakın bir tarihte bir kitap da yayınlamış olacağız. Katılımınız için şimdiden çok teşekkür ederiz.

Günseli Özen Ocakoğlu: Bugün sosyal med-yayı konuşacağız. Teknoloji birçok konuda de-ğişimlerin yaşanmasına neden oldu. Bunların

belki de en önemlilerinden biri iletişim kurul-masında yaşanan hızdır. Bununla birlikte, daha önce bilmediğimiz, “olmayan” bazı olguları tar-tışmaya başladık. Bunlar gündelik hayatımızda önemli olmaya başladı. Bu değişimler birçok kurum için yeni görevleri, sorumlulukları da be-raberinde getirdi. TİDE de bu değişim kapsa-mında, özellikle son dönemde sıkça tartışılan ve artık gündelik yaşamın vazgeçilmez bir olgu-su olan “Sosyal Medya” konusunda bir kitap çevirdi, çevirmeni Tuğrul Bozbey aramızda. Bu kitaptan başlayarak konunun gündeme gelmesi ve sınırları çok belli olmayan sosyal medyanın nasıl düzenlenmesi ya da nasıl olması gerektiği konusunda bir şeyler söyleme ihtiyacı doğdu. Sosyal medyayı manipüle edebiliyoruz, kendi fenomenlerimiz var. İyi söylemleri kendimize kötü söylenenleri rakiplerimize söylüyoruz. Bunun da denetimi yok ama zaman zaman kirli bilgi dediğimiz kaynağı belli olmayan bir takım bilgiler de sosyal medyada bırakın kurumları, toplumu hatta uluslararası ilişkileri etkileyecek duruma gelebiliyor.

Bugün konuyu üç boyutta konuşacağız. Birinci-si sektör yani dijital dünyayı bilen ve bu alanda hizmet veren kurumlar açısından sosyal medya nedir ve sosyal medyanın geleceği doğrultu-sunda yürüyorken neler yapılması gerekiyor? Kurallarının belirlenmesi ve insanlara ve kurum-lara zarar vermemesi açısından neler yapılaca-ğıyla ilgili sorularımız olacak. İkinci taraf reklam veren tarafı. Üçüncü tarafta da regülatör dedi-

Page 5: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

8 9AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

ğimiz düzenleyici taraf yer alıyor. Bilgi Tekno-lojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan yetkililer aramızda. Sosyal medya devlet tarafından bakıldığında nasıl gözüküyor, bu işin devlet tarafından nasıl düzenlendiği konusunda birikimlerini paylaşa-caklar. Sorularıma geçmeden önce kısaca siz-leri tanıyabilir miyiz?

Gürdoğan Yurtsever: TİDE Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısıyım. Aynı zaman-da Tekstilbank’ta İç Kontrol, Uyum ve Mevzu-at Başkanı olarak görev yapıyorum. TİDE’de yayıncılık süreçlerinden sorumluyum. Yayın Komitesi bünyesinde TİDE resmi internet site-sinin ve sosyal medya hesaplarının işletilmesi, İç Denetim Dergisi’nin, kitap ve bültenlerin ya-yımlanması konusunda çalışmalar yürütüyoruz.

Besim Çalışkan: TİDE’de Yayın Komitesi Baş-kan Yardımcısı olarak görev yapıyorum aynı zamanda sosyal medya çalışmalarını yürütü-yorum. TİDE Akademi bünyesinde Seminer Lideri olarak görev almamın yanı sıra aynı za-manda bağımsız olarak şirketlere iç denetim danışmanlığı hizmetleri veriyorum.

Beşir Özmen: TİDE üyesiyim. İnsan kaynakları konusunda danışmanlık yapıyorum aynı za-manda Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesiyim.

Atıf Ünaldı: IPTV Derneği (İnternet Temelli Te-levizyon Teknolojileri Derneği – IPTV-DER)’nin kurucusu ve Genel Başkanıyım aynı zamanda danışmanlık ve köşe yazarlığı yapıyorum.

Özgür Alaz: Çeşitli markalara dijital strateji konularında danışmanlık yapmaktayım. Nihai amacım, markaların yeni medya düzeninde daha etkin olmasını sağlayacak araçlar ve ser-visler geliştirmek.

Tuğrul Bozbey: Yaklaşık 10 yıldır denetim mesleğinde görev yapıyorum. 2006 yılından bu yana TİDE üyesiyim, Akademik İlişkiler Komitesi’nde aktif olarak çalışmalarım var aynı zamanda yayımlanacak sosyal medya kitabının da çevirmeniyim.

Av. Tuğrul Sevim: BTS & Partners (Business Technology Strategy & Law) Avukatlık Bürosu kurucu ortağıyım. Aynı zamanda İstanbul Bilgi Üniversitesinde de Öğretim Görevlisi olarak görev yapıyorum.

Osman Turan: Bilgi Teknolojileri ve İleti-şim Kurumu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda İletişim Uzmanı olarak görev yapıyorum. Yaklaşık altı yıldır internet regülas-yonuyla ilgili birimde çalışıyorum. Sosyal med-yanın yaygınlaşması ve farklı alanlarının olması sebebiyle, biz de bu alanda çalışmalar yürütü-

yoruz. Sosyal medya sınırsız sorumsuz bir alan mıdır, yoksa oto kontrolün olması mı gerekir sorusunun cevabını bu toplantıda bulur ve biz de payımıza düşeni alırız.

Buhari Tekalan: Bilgi teknolojileri ve İle-tişim Kurumu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nda Kurumsal İletişim Koordinatörü olarak görev yapıyorum.

Av. Ulya Duran: Reklam Özdenetim Kurulu (RÖK) Koordinatörü olarak görev yapıyorum. RÖK, 1994 yılından itibaren Türkiye’de faaliyet gösteren bir özdenetim platformudur. Reklam verenler, reklam ajansları ve medya üçlüsünün ortaklaşa bir taahhütte bulunarak oluşturmuş olduğu RÖK, reklamların ve pazarlama iletişimi faaliyetlerinin tüketicilere, topluma, doğru, ya-sal, dürüst ve etik bir şekilde sunulması konu-sunda çalışmalarına devam ediyor.

Sinan Günal: Project House’un kurucu ortak-larından biriyim. Project House, 1999 yılında kurulmuş dijital merkezli iletişim ajansıdır aynı zamanda Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Der-neği (DPİD)’nin de Yönetim Kurulu Üyesiyim.

Sosyal medya mı, sosyal ağ mı?

Günseli Özen Ocakoğlu: İlk sorumu Atıf, Özgür ve Sinan’a sormak istiyorum ama bu genel bir soru eklemek istedikleriniz olursa çok sevini-riz. Sosyal medya denilince ne anlamalıyız?

Sosyal medyanın fırsatları ve riskleri nelerdir? Buhari Tekalan: Sosyal medya mı sosyal ağ mı? Aynı şeyi mi ifade ediyor? Facebook, Twitter vs. sosyal ağ diye başladı sonra sosyal medyaya döndü. İnsanların bir ağ gibi birbir-leriyle iletişimi sağlayan bu dünyaya bir anda medya demeye başladık. Bu konuyu da ilave ederek soruyu genişletebilir miyiz?

Sinan Günal: İletişim çok ciddi bir biçimde değişiyor, tüketici de değişiyor. Dünyada her-kesin daha fazla haber alıp, vermesini kolaylaş-tıran bazı teknolojik gelişmeler oldu. Google’ın attığı bazı adımlarla, Facebook, Twitter gibi çeşitli ağlar hayatımıza girdi. İnsanların olduğu yerde bu ağlarda toplanan insanlar birbirleriyle iletişim kurarken bunların medya değeri keşfe-dildi. Medyanın Türkçe karşılığı iletişim ortamı, insanlar bir araya geldiği yerde bir ortam oluş-tu. Bu ortamı iletişim için de, reklam için de kullanabilirsiniz. Sosyal medya başlı başına ayrı bir olguymuş gibi yorumlanıyor. Bunun tam olarak doğru olmadığı kanaatindeyim. Sosyal medyayı ayrı bir olgu değil kurumsal iletişim şemsiyesi altında görüyor olmak lazım. Bir ku-rum kendi paydaşları, hedef kitlesi ne derse-niz bunlarla iletişim kurarken televizyonu, yüz yüze iletişimi kullanıyorsa, hangi kurallara uy-ması gerekiyorsa, sosyal medyayı kullanırken de benzer kurallarla yönetilmesini sağlamak gerek. Kurumsal iletişim şemsiyesi altına gör-düğünüz zaman her şey daha kolay çözülebilir hale geliyor. Bugün sizin herhangi bir iletişimde yapamayacağınız, televizyonlarda söyleyeme-

Buhari TekalanBTİK , TİB Kurumsal İletişim Koordinatörü

“Bugün sizin herhangi bir iletişimde yapamayacağınız, televizyonlarda söyleyemeyeceğiniz konular varsa bunu sosyal medyada da söyleyemezsiniz. Sosyal medyanın en büyük farkı daha fazla bireysel katılım olduğu için daha hızlı yayılan bir iletişim haline dönüşmüştür.”

Page 6: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

10 11AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

yeceğiniz konular varsa bunu sosyal medyada da söyleyemezsiniz. Sosyal medyanın en bü-yük farkı daha fazla bireysel katılım olduğu için daha hızlı yayılan bir iletişim haline dönüşmüş olmasıdır. Fırsatları ve riskleri belki burada. Fır-satların en önemlisi, birebir insanlara dokuna-bildiğiniz ilk yer. Burada insanların görüşlerini, düşüncelerini filtreleyen bir kurum, yayıncı yok. Bunu kurumsal risk olarak görebilirsin ama ben bunu fırsat olarak görmeyi tercih ediyorum. İç denetimde de risk kötü bir şey değil. Toplum-sal algıda risk olumsuz algılanıyor bunu negatif değil pozitif anlamda ele alıp, kurumun fayda-sına nasıl olacağını tartışıyor olmak lazım. İleti-şimin bazı kuralları var bu kurallara uyduğunuz takdirde, sosyal medya, gazete, televizyon fark etmiyor, ana kuralları değişmiyor.

Atıf Ünaldı: İşin daha detayını konuş-mak gerektiğini düşünüyorum. Ben Okan Üniversitesi’nde IPTV dersleri veriyorum. Bir-kaç ayda hem televizyon hem de internet tara-fında pek çok konunun değiştiği ve değişiklikle-rin anında dinamik olarak işlendiği bir alandan bahsediyoruz. Mesela; son sınıf öğrencilerinin okulu bitirmeleri bir yıl, iş bulmaları derken bir yıl da öyle geçti, o kişiye al bu IPTV işini götür demeniz bile nereden baksanız üç yıl sürüyor. Üç yıl içinde IPTV, nereye gider belli değil. Bu konuyla ilgili bir kitap yazdım, ilk yılında kitabın tamamının yenileneceği bir noktaya geldi, o ka-dar hızlı değişen bir yapı var. Dolayısıyla, dina-mik yapılarda insanlar bir şeyler üretirken bazı

noktalara dikkat etmeliler. Birincisi, bu işin fikri boyutu. Sosyal medya nedir, hangi boyuttadır, nereden başladı ve ne duruma geldik? 1990’lı yılların sonunda Bilgi Üniversitesi’ne Pulitzer ödüllü gazeteci Thomas Friedman geldi. Yaptığı ilginç konuşmasından 10 farklı yazı çıkarmıştım ve hala dikkat ediyorum, o zaman çizdiği vizyon hala devam ediyor. Ülkeler için çok net bir şey söylemişti; birbiriyle bağlantılı ülkelere doğru gidiyoruz. Ülkeler birbirine bağlı olmak zorunda-lar, bu bağlılık bağlantıda olmayan ülkeler için problem ve hatta hayatta kalma durumunda sı-kıntılar teşkil edecek noktalarda olabilir.

İkinci önemli kavramlardan biri, güç merkezi. Bu güç önceleri devletteydi artık kişiler güç-lenmeye, güçlenmiş kişilikler oluşmaya başladı ve bu kişilikler bütün sistemi değiştirme nok-tasına getirdi. Bu noktadan bakıldığında sosyal medya sisteme etki eden alanlardan biri oldu bence. Önümüzde bir eşik noktası var. Fizikte bir kavram oluştuğunda, o kavramın arkasından bir yüzyıl boyunca konular gelişir. Mesela İzafi-yet Teoremi çıktı, yüzyıl boyunca o İzafiyet Te-oremiyle teknolojiler, ürünler, bilimsel konular gelişti. Biz o eşiğe doğru gidiyoruz. Geldiğimiz noktada yeni nelerle karşılaşacağımızı bilmek kolay değil.

Neden network neden medya konusunda da ilginç bir tespitim var. Nedense bizler internet çıktı çıkalı, onu bir medya içine alma derdimiz oldu. 2000’li yıllarda internet medya mıdır diye konuşuyorduk. Sonra bakıldı ki, internetin için-de sosyal medya diye bir şey var, ona medya diyoruz şimdi. İnternet daha büyük bir plat-form. Sosyal medyada Twitter’a baktığınızda, neden 138 karakter çünkü SMS’e benzediği için. SMS’e modellenmiş bir şeyden bir medya çıkarmışız. 10 yıl önce konuştuğumuz kavram-larla 10 yıl sonra konuştuğumuz kavramlar bir-birinden çok farklılaşmaya başlayacak. İnternet o kadar hızlı gelişiyor ki bence bırakın iletişim sektörünü televizyon sektörü bile geleneksel kalıyor. Buna network mü, medya mı deriz o bakış açımıza bağlı. İnsanların bir araya gelme-si ve birbirine bağlanıp bir güç oluşturmasında, bir network var. Ama bir Twitter mesajı üze-rinden bir kampanyanın bir aksiyonun başla-

masından bahsediyorsak, burada bir medya var. İki farklı bakış açısı oluşturabiliriz. Bakış açılarından ziyade biz burada neler yapmalıyız konusuna bakmalıyız. Facebook’u, Instagram’ı hepsi birbirinden farklı bakış açıları farklı bilgiler gerektiren pek çok alana doğru giden bir nokta-dayız. Şu anda Twitter çok güçlü, Twitter üze-rindeki durumu konuşuyoruz ama belki beş ay sonra bu konuyu hiç konuşmuyor şu ana kadar bilmediğimiz yeni bir network anlayışı yeni bir paylaşım anlayışı üzerinden bambaşka bir ko-nuyu konuşuyor olacağız.

Kurumlar ve kişiler açısından bakıldığında du-rum nedir? Kurumlar bizde bu gücü kendi el-lerinde tutmaya çalışıyorlar. Ben kurumlara danışmanlık yapan biri olarak, açık söyleyeyim bir şey söylemekte çok zorlanıyorum. Televiz-yona çıkan kişilerin çoğu programının Twitter hesabı yerine kendi Twitter hesabını üzerinden iletişim kuruyor. Ona rağmen Ciner ve Doğan Grubu sosyal medyanın kullanımıyla ilgili kü-çük de olsa kurallar silsilesi oluşturmak ihtiyacı hissetti. Hatta birçok medya çalışanı, Twitter hesabında yazdıklarının kendilerini ilgilendirdi-ğini, ifade etmek durumunda kaldılar. Sonuç itibariyle insanların özgürlükleri, başkalarının özgürlüklerini tehdit edene kadar devam eder. Bana sorarsanız burada kişi denetiminin, kamu denetiminin, ülkelerin denetiminin, hatta başka güç denetiminin olduğu bir yapıya doğru gittiği-mizi düşünüyorum. Dijital taraftan bakıldığında istenen bu değil, daha özgürlükçü bir yapının olması isteniyor. Tırnak içinde söylüyorum, fikir özgürlüğünün olduğunun söylendiği bir ortam-dan bahsediliyor ama marka bile olsanız dene-timini yapıyorsunuz.

Özgür Alaz: Biz iletişimciler olarak buna sosyal medya demek isteriz. Benim yeğenim bunun sosyal medya olduğunu bilmiyor. Cep telefo-nuyla iletişim kuruyor, arkadaşlarıyla mesajla-şıyor. Nasıl ağzı, dili varsa bunu da öyle yeni bir duyu organı olarak görüyor. Baktığımızda insanların kendini ifade ettiği, günde 3-4 saat vakit geçirdiği, nefes aldığı, alışkanlık yaratan bir alandan söz ediyoruz. Eskiden Facebook’da bir şey paylaşmak, Twitter’da bir şey yazmak gibiydi şimdi durum biraz daha karmaşık.

Nike’ın ürettiği bir ayakkabının içerisinde bir çip bulunuyor. Bu çip günlük adımlarınızı, koşunu-zu kaydediyor ve yayınlıyor. Baktığınızda, bu ayakkabı da bir sosyal medya aracı. Kendimizi daha iyi tanımamızı sağlıyor, arkadaşlarımızla paylaşımımızı artırıyor ve sosyalleştiriyor. O ne-denle sosyal medya demek sadece Facebook, Twitter demekten çok daha derin. Tehlikeleri nelerdir derken bunu teknik olarak düşünebi-liriz. Burada farklı kanunlar, etik gibi durumlar söz konusu. Sosyal medyada ne yapıyoruz, o konuda bilgi vermek istiyorum. Birincisi, sos-yal medyada her yaptığınız şey kaydediliyor. Siz sosyal medyada bugün hava güzel dediniz, başbakana övgü dolu sözler yazdınız bunların hepsi kaydediliyor ve kolayca ulaşılıyor. İkin-cisi, evde yapılan her şey kaydediliyor. Ben size Gezi olaylarında atılan Twit’ler neler, nere-den yoğun olarak atılmış bunu söyleyebilirim. Üçüncüsü, sizin sosyal medyadaki davranış-larınıza göre sizin kim olduğunuzu bilebilirim. Diyebilirim ki, Özgür şu tarz filmlerden hoşlanı-yor, şu müziği dinliyor, şu tarz restoranlara gi-diyor. Bunları paylaşmakla sizin hakkınızda bilgi sahibi olabiliyorum. Bu bilgiyle ne yapacağınız size kalmış. Örneğin ünlüler şurada tatildeyim diye mesaj atıyor, birileri de evine girip, hırsızlık yapıyor. İnsanları etiketlemek için de bu bilgiyi kullanabilirsin yani ne yapacağın başka bir konu ama bu şimdi çok kolay yapılıyor.

Günseli Özen Ocakoğlu: Peki, risk nerede?Özgür Alaz: Burası bizim çok kontrol edeme-

Sinan GünalProject House Kurucu Ortağı

Atıf ÜnaldıIPTV Derneği Genel Başkanı

Page 7: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

12 13AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

diğimiz bir alan. Şeffaf olmayan her alan riski barındırıyor. Her şeyin çok çabuk ortaya çıktığı ve yayıldığı bir dünya burası. Türkiye’de bir ilaç firmasının çalışanı, benim firmam şu doktora rüşvet veriyor, işte belgesi bu diyebiliyor. Şef-faf olmayan her şey çok tehlikeli. Bunu size bir çalışanınız da yapabilir ve şirket itibarınızı yok edebilir.

“Yasak değil ama bir düzenleme mutlaka olmalı”

Günseli Özen Ocakoğlu: Sosyal medyanın ya da ağın, kurum açısından bir tanımı var mı? Kamu olarak sizler, sosyal medyaya na-sıl bakıyorsunuz?Osman Turan: Bizler kamu olarak, ifade öz-gürlüğü cephesinden bakıyoruz. Her zaman özgürlükçü anlayışımız var, yasakçı değil ama bir düzenlemenin de olması gerektiğini dü-şünüyoruz. Düzenleme dediğimizde, illa bir kanunla olması gerekmiyor, bu özdenetim de olabilir. Denetimin soğuk bir yüzü, yasakçı, bir tarafı var. Sosyal medya şeffaf ve denetimsiz görünse de, bunu tek başına kamunun tekeli-ne bıraktığınızda, özgürlük, şeffaflık olmuyor. Konu devlete bırakılmadan bir oto kontrolün olması gerekiyor.

Biz aynı zamanda sosyal medya kullanıcısıyız. Soruşturulması gizli olan konular, yasal çerçe-vede takibi yapılıyor aynı zamanda vatandaş-larımızdan gelen talepler oluyor. Onlar bazı

konularda yasaklar koymamızı isteyebiliyor. İnsanların durduğu pozisyona göre talepleri değişebiliyor. Biraz önce Özgür Bey’in verdiği örnekte ilaç firması çalışanının yaptığı beyan so-nucu, o firma bu mesajın engellenmesini talep ederek, mahkeme kararı çıkarıyor. İfade özgür-lüğü, eleştiri tamam ama hakaret söylemiyle başka bir kişinin hayatını kaybetmesine neden olan pek çok örnek dünyada da bulunuyor. O nedenle, paydaşları yan yana gelerek, konuşa-rak, odak noktaya yaklaşıp, yasaklayıcı olmadan nasıl düzenlemeler yapılması gerektiğini birlik-te konuşabiliriz. Kırmızı ışıkta durmalıyız çünkü durmazsak kazaya sebebiyet verebiliriz örne-ğinde olduğu gibi burada da bir düzenleme, öz-denetim ya da kişilerin kendi denetimi olabilir.

Sinan Günal: Sosyal medyayı sadece Face-book, Twitter olarak değerlendirmemek lazım. Bugün onlar var hayatımızda yarın ne olacağı-nı bilmiyoruz. Bundan 7-8 yıl önce mail vardı ve sosyalleşme aracımızdı. Bir örnek vermek istiyorum, geçtiğimiz yıllarda, gerçek olmayan bir içerikle gönderilen e-mail bir süt ürünleri ka-tegorisindeki bir markanın canını öyle bir yaktı ki… Bu e-mail, o kadar fazla dolaştı, sektörü yüzde 10’un üzerinde küçülten bir etkisi oldu. İletişimin tarihi radyo ile başlamış, radyo ken-di kurallarını belirlemiş. Televizyon geldiğinde radyonun kurallarını yakınsakmaya başlamış. Bir ara internet, televizyona rakip olacak mı diye tartışıyorduk. Bütün kanallar kendi kural-larını yaratıyor, bazıları değişiyor. O kuralları ya-ratırken, bunları hukuki kısıtlarla cendere altına

almaya çalışmak, başka büyük problemlerin oluşmasına sebep olabilir. Sizi takip edenler neyi yazdığınızı nelerden bahsettiğinizi biliyor. Kişiler bir müddet sonra kendi görüşlerine uygun olmayanları takip etmeyi de bırakıyor. Sosyal medyada yüz yüze gelinmediği için herhangi bir marka için hakaret derecesine varan beyanlarda da bulunuluyor. O markay-la yaşadığınız sorunla ilgili, marka tarafından anında, hızlı ve düzgün cevap verildiğinde bir bakıyorsunuz o kişi markanın en sadık kullanı-cısı olmuş. Bu alanda tepkilerinizi nasıl vere-ceğimizi çok iyi bilmiyoruz. Bu tepkileri kulla-nıcılar da, kurumlar da bilmiyor biraz deneysel olarak bir yöne doğru gidiyoruz. O noktada da özdenetimin nasıl olacağını konuşuyor olaca-ğız. O nedenle sınırlayıcı değil, bu alanı göz-lemlemek gerektiğini düşünüyorum.

Günseli Özen Ocakoğlu: Bu konuda Reklam Özdenetim Kurulu neler söylüyor?Av. Ulya Duran: Sosyal medya önemli bir mecra haline geldi, reklam verenler kendi ürünlerini, hizmetlerini pazarlamak amacıyla tanıtımlarını bu mecra aracılığıyla da yapıyorlar. Facebook’un 2007 yılında hayatımıza girme-siyle, burada kullanıcılar kendilerini ve kendi özel alanlarını ifşa etmeye, diğer kullanıcılarla paylaşmaya başladılar. Reklam verenler de de-

ğişen bu dünyada, tüketicilerin daha dominant ve kontrolün tüketicilerde olduğunu gördüler. Reklam verenler 2007 yılında bu alana girip, girmemeyi tartışırken, interaktif olan bu alan-da riskleri tanımlamaya çalışıyorlardı. Örneğin; ürünlerin altına olumlu ya da olumsuz yorum yapılabileceği ve bu durumun ne şekilde yöne-tilebileceği konuşuluyordu. Ben o dönemlerde bir firmanın hukuk müşaviri olarak bu konuda nasıl bir strateji izleyeceğimizi ve geleceğinin ne olacağını çok konuştuğumuzu biliyorum. Çünkü yeni bir alandı ve nereye gideceğini bil-miyorduk.

Kontrol altına alınamayacak bir alan gibi gö-zükmesine rağmen reklam veren için de aynı zamanda doğru yönetildiğinde tüketiciler ile ile-tişim kurabileceği önemli bir mecra. Hatta şu anda Facebook’da kendi hesaplarını açan bir-çok reklam veren firma bulunmakta. Bu süreci iyi yönetmek reklam veren için çok önemli. Bu noktaya gelen bir dünyada Reklam Özdenetim Kurulu (RÖK) ne yaptı? RÖK, Avrupa’daki özde-netim kurullarının temsil edildiği Avrupa Rek-lam Standartları Birliği’nin (European Adverti-sing Standards Alliance-EASA) 1996 tarihinden itibaren bir üyesi ve Yönetim Kurulunda da yer alıyor. EASA bünyesinde yer alarak, bu sayede Avrupa, Amerika ve Avustralya’daki gelişmele-

Osman TuranBTİK , TİB İletişim Uzmanı

“Sosyal medya şeffaf ve denetimsiz görünse de, bunu tek başına kamunun tekeline bıraktığınızda, özgürlük, şeffaflık olmuyor. Konu devlete bırakılmadan, otokontrolün sağlanması gerekiyor.”

Page 8: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

14 15AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

ri takip edebilmekteyiz. Geçmişten günümüze doğru baktığımızda 1994 yılından itibaren rek-lamları denetlemekteydik. 2006 yılı itibariyle, sadece reklam değil pazarlama iletişiminin de kapsamımıza dahil olması gerektiğini görerek, Esaslarımızda gerekli değişiklikleri yaptık. Rek-lam ve pazarlama iletişimi olarak bunu termino-lojiye yerleştirdik. Sonra önümüze, dijital dünya çıktı ve orada da pazarlama iletişiminin yapılıyor olmasıyla, dijital pazarlama iletişimi faaliyetleri-ni de kapsamımıza dahil ettik. Biz aynı zaman-da EASA üyesi olarak, dünyada ICC’nin de bir üyesiyiz. ICC kapsamında, Birleşmiş Uluslara-rası Reklam ve Pazarlama İletişimi Uygulama Esasları tüm dünyada yayımlanıyor ve şu anda Avrupa’da 25, dünyada 40’ın üzerinde ülke bu esasları uyguluyor. Biz de, yasal mevzuata uy-gun hale getirerek bu esasları uygulamaktayız. 2009 yılı itibariyle, dijital interaktif medya kul-lanılarak gerçekleştirilen reklam ve pazarlama iletişimi faaliyetlerini de kendi esaslarımıza da-hil eden İngiltere ve İrlanda’dan sonra üçüncü ülkeyiz. Türkiye’de, dijital interaktif medya kul-lanılarak gerçekleştirilen reklam ve pazarlama faaliyetlerinin özdenetim açısından ne şekilde değerlendirileceği ve bazı tanımlar esaslar bün-yesinde yer alıyor. Buna özel bir bölümümüz bulunmakta. Prensip olarak dünyadaki geliş-meleri takip etme anlayışındayız. Dünyadaki gelişmeler doğrultusunda ülkedeki dinamikleri de doğru okuyarak esaslarımızı oluşturmakta-yız. Biz ana eksenimize tüketicileri koyuyoruz. Tüketicilerin özellikle 2010 yılından itibaren

sosyal medyada etkinliğinin artmasıyla ve rek-lam verenlerin bu alanı mecra olarak görmeye başlamasıyla, 2012 yılında da esaslarımızda bu değişikliklerin yapılması ve özdenetim me-kanizmasıyla, şikayetlerin karşılanması kaçınıl-maz bir hal almıştı.

RÖK olarak, reklam verenlerden ve tüketiciler-den şikayetler alıyoruz. Dijital mecrada yer alan tanıtımlara yönelik şikayetler kapsamında yap-makta olduğumuz inceleme tamamıyla içerik denetimiyle ilgilidir. İnternet sitemizden tüke-ticiler şikayetlerini, e posta ya da faks yoluyla bildirebiliyorlar. RÖK, dijital mecrada ilk şikayeti 2010 yılında aldı. Dijital mecraya yönelik şika-yetler, toplam şikayetlerin 2010 yılında yüzde 12’sini, 2011 yılında yüzde 15’ini oluşturmuş, 2012 yılında da yüzde 23 oranına yükselmiş. Giderek artan bir şekilde bu mecrada yer alan reklam ve pazarlama iletişimi faaliyetlerine yönelik şikayet alıyoruz. Televizyondan sonra dijital medya ikinci sırada yer alıyor. Örneğin, 2012 yılında bir ilk yaşanmış ve Twitter üzerin-den yapılan bir reklama ilişkin şikayet almışız. Yine aynı yıl Facebook’ta yer alan reklama yö-nelik yapılan şikayetleri ele alıp, değerlendir-mişiz. Aynı şekilde bu alana yapılan yatırımlar günden güne artarak devam ediyor ve dijital medyaya reklam verenlerin bakış açısıyla baktı-ğımızda, reklam verenin giderek artan bir şekil-de ilgi gösterdiği bir alan ve geleneksel mecra olarak radyo, televizyon ve yazılı basını düşün-düğümüzde, gelecekte onlarla baş eder hale geleceğini öngörmekteyiz.

Şu anda RÖK, pazarlama iletişimi faaliyetlerini ve de reklamları içerik açısından denetlemek-te. Sosyal medyada kişisel verilerin korunması açısından baktığımızda, bu alanda geleneksel yaklaşım gösterilmesi ve korumanın dene-tim ile öngörülmesi düşünülebilir. Bu alanda özgürlük de olsun ama bir başkasına zarar vermeden. BTK yetkilisinin konuşmasında dediği gibi bir yerde özdenetimin olması ge-rekiyor. Özdenetim Esaslarımıza baktığımızda, Avrupa’da ICC kapsamında yapılan çalışmalar neticesinde belirlenen düzenlemeleri kapsa-mımıza aldık. SMS, e posta, Twitter, Face-book gibi sosyal ağlarla ilgili bazı özel düzen-

lemeler esaslarımızda bulunuyor. Orada bir kimlik maddemiz var ve şöyle; ‘dijital pazarla-ma faaliyeti bireysel olarak bir tüketicinin ad-resine gönderildiğinde, konu tanımlayıcısı ve içerik bu durumu açıkça göstermelidir. Konu tanımlayıcılar yanıltıcı olmamalıdır ve iletişim faaliyetinin ticari niteliğini gizlememelidir. Belirli bir kişi tarafından yapılan ürünün ticari niteliği ve pazarlamacılar tarafından oluşturu-lan değerlendirmeler açıkça belirtilmelidir. Bi-reysel tüketici veya bağımsız kurum kaynaklı olduğu izlenimini yaratmamalıdır.’ Buradan da şu noktaya geliyoruz; reklam verenin kimliği sorumluluğun tayini açısından çok önemli. Bir iletişimin kullanıcı kaynaklı bir içerikten mi yoksa reklam verenler tarafından mı yapıldığı ya da reklam verene ait olmadığı izlenimi ya-ratıp özünde reklam verenler tarafından yaratı-lan bir iletişim mi olduğu şu an Avrupa’da çok ciddi bir şekilde tartışılıyor.

Özgür Alaz: Türkiye’de şu an 12-13 milyon Twitter hesabı varsa, bunun 4-5 milyonu vi-rüstür. Virüs derken, kullanıcı, profilime kim bakmış gibi kendine gelen bir linki tıkladığında, artık onun adına e-posta gönderilebiliniyor. Ba-sitçe hesabına virüs gibi girip, onun adına he-sabını güncelleyebiliyor, takip edebiliyor yani sizin adınıza küfür edebilir, farklı mesaj atabilir, kalabalığı toplayabilir. Türkiye’de tahmini 3-4 milyon kişi bu şekilde. Diğer tarafta Türkiye pa-zarı, Avrupa’dan çok daha ileride. Bizim yaşadı-ğımız sorunları 2-3 yıl sonra onlar konuşmaya, tartışmaya başlayacak.

“Sosyal medya kurumsal iletişimin bir parçası olarak görülmeli”

Günseli Özen Ocakoğlu: Her gördüğümüz kişi gerçek kişi değil her yazılan da gerçek değil çok enterasan bir dünya bu. Peki, ku-rumlar sosyal medyayı nasıl kullanmalı? Sinan Günal: Sosyal medyayı kurumsal iletişi-min bir parçası olarak görüyoruz. İletişim planın-dan ayrı düşünülmemesi gerektiğini düşünüyo-rum. Burada göz ardı edilmemesi gereken konu değişen tüketici, bu tüketicinin de değişen bek-lentileridir. Çok hızlı ve karşılıklı iletişime değer veren yeni bir tüketici anlayışı mevcut. Tüketici herhangi bir markaya mesaj attığında, çok hızlı şekilde cevap almadıysa artık sizinle ilgilenmi-yor. Bugün bankalar 7/24 sosyal medya takibi istemek zorunda kalıyorlar. Burada ilk sorulması gereken, sosyal medyada ben ne yapmalıyım? Onun akabinde sosyal medyaya balıklama atla-maktansa dinleyip, gözlemlemekte fayda var. Siz sosyal medyada olsanız da olmasanız da orada sizin hakkınızda konuşuluyor. Sizin hak-kınızda kimler ne konuşuyor? Sizin hakkınızda konuşulanlardan en etkilileri kimler? Bunları an-lıyor olmak ve bunu iletişim problemi gibi ortaya koymak lazım. Dolayısıyla bu konu yan iş olarak yapılamaz. O alana da, bütün hedef oradaymış gibi davranmamak lazım.

Günseli Özen Ocakoğlu: Facebook, Twitter, Instangram gibi mecralardan hangisini ku-rumlar kullanmalı, bir kombinasyon mu ol-malı? Ne dersiniz? Özgür Alaz: Marka çerçevesinde bakacak olursak, kurumlar hepsinde olalım istiyorlar. Bu sonuçta kaynak ve kuruma uygunluk meselesi-dir. Mesela moda markasıysanız Pinsterest’te olmanız ve oraya ağırlık vermeniz gerekir. Tele-kom şirketiyseniz, müşterileri sürekli dinliyor-sanız, Twitter’da olmanız daha mantıklı. Bizim önerdiğimiz stratejimiz bir mecrada ana iletişi-mi yapmak, onu destekleyecek farklı mecraları kullanmak ama her tarafta da olmamak gere-kiyor.

Günseli Özen Ocakoğlu: Sosyal medyayla iş hedeflerine ulaşılabilinir mi?Atıf Ünaldı: Sosyal medya iş hedeflerinden

Özgür AlazDijital Strateji Uzmanı, Danışman

“Sosyal medyada kişisel verilerin korunması açısından baktığımızda, bu alanda geleneksel yaklaşım gösterilmesi ve korumanın denetim ile öngörülmesi düşünülebilir. Bu alanda özgürlük de olsun ama bir başkasına zarar vermeden.”

Page 9: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

16 17AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

uzaklaştırabilir de yakınlaştırabilir de. Ben Özgür gibi danışanlarıma şunu anlatmaya çalışıyorum. Dijital dünyanın içinde herkes ol-mak ve ciddi şekilde enerji harcamak istiyor. Türkiye’de herhangi bir firmaya hedef kitlesini sorduğunuzda; “hedef kitlemiz 19-25 yaş ama 25’in üstü ve 19’un altı da olabilir” diyor. Fır-satı kaybetmemek için tanımı geniş tutuyor. Özgür’ün üzerinde durduğu ve benim de çok sık dile getirdiğim konulardan biri, bir tane ana mecrayı belirleyip, onun da arkasına da diğerle-rini eklemek gerekiyor. Burası, hepsinde aynı oranda aynı güçte olmaya imkan veren bir alan değil. İkinci konu, reklam veren tarafında, sos-yal medya farklıymış gibi görünüyor. İnterneti tanımlamaya başladığımız 2000’li yılların başın-da hep şunu söylüyordum. “Bir köye bir tane fil gelmiş, fili de bir damın içine koymuşlar. Köyün ihtiyarları dama girmiş, ortam karanlık olduğu için herkes el yordamıyla fili tanımlamaya ça-lışmış. Herkes çıkınca hortuma dokunan baş-ka, bacağına dokunan başka bir şey anlatmış.” Sosyal medyaya reklam veren tarafından bakıl-dığında başka bir sosyal medyayla karşılıyoruz. Sosyal medyanın her bakış açısına göre deği-şen bir yapısı var.

Av. Ulya Duran: Sektörün de önemli olduğunu düşünüyorum. Bir hızlı tüketim ürünü pazarlan-mak isteniyorsa, sosyal medyada yer alması olağandır. Örneğin, bir trafo üretiyorsanız, fir-manın sosyal medyada interaktif bir şekilde yer almasına gerek olmayabilir. Firmalar ürün

ve hizmet yelpazelerine göre bu alandaki stra-tejilerini belirlemektedir.

Atıf Ünaldı: Dijital medya tarafında çok ciddi web siteleri oluşmuş durumda. Bu evrende konuşuluyorsanız, dijital dünyada da konuşu-lacaksınız. Konuşulmadığınızdan eminseniz, soyutlayarak bir dünya yaratıyorsanız, sosyal medyaya girmeye gerek yok.

Av. Ulya Duran: Eğer siz nihai tüketiciye ula-şan bir ürün ve hizmet pazarlamakta iseniz, sosyal medyayı tercih etmelisiniz. Müşteriye, tüketiciye ulaşmanın direkt yolunun olduğu bir alan ama nihai tüketiciye ulaşmayan bir ürün ve hizmetiniz varsa sosyal medya mecrası bu firmalar için öncelikli olmayabiliyor.

Beşir Özmen: 1994 yılında, Lynchburg College’dan metematikçi Prof. Dr. Thomas Ni-cely, Intel Pentium mikroişlemcisinin bir veya daha fazla modelinin bölme işlemlerinde, se-kizinci haneden sonra hata yaptığını ortaya ko-yuyor. Intel’e başvurusundan yanıt alamayınca mesajını internette duyuruyor. Intel art arda ha-talardan sonra hatayı kabul etti ve sonuçlarının düzeltilmesi için harekete geçti. Olayın yanlış ele alınması milyarlarca dolarlık zarara yol açtı. Intel CEO’su Andy Grove sorunun boyutunu, kendisini telefonla arayan sekreterinin, “Sayın Grove CNN International ofisinizde” demesiyle anladığını söyler. O zamana kadar üreticilere mal satan bir firma olduklarını düşündüklerini ancak bilgisayarların üzerine yapıştırttıkları, “Intel Insi-de” stickerlarıyla kendilerini bir tüketim ürününe dönüştürdüklerini fark ettiklerini ifade eder.

Sinan Günal: Globalleşen iletişim içinde şöy-le bir şey var. Makine parçası yapıyor olsanız da yaptığınız ilk şey bunu Google’da aratmak. Sosyal medyanın bu arama sonuçlarında da çok ilgisi var. Siz işletmeden işletmeye, iletişim müşteri kazanımı yapıyor olsanız bile, arama sonuçlarında yükselmek için sosyal medyada hedef kitlenize bir şey yapmanız gerekiyor.

Av. Ulya Duran: Günümüzde şirketlerin bir in-ternet sitesi var ve son yasal düzenlemeler ge-reğince bazı şirket bilgilerini internet siteleri ara-

cılığıyla yayınlamak zorundalar. Bu kuruluşların özellikle sosyal ağlarda hesap açarak daha çok interaktif olmaları tüketicilerle birebir iletişim kuracakları bir alan yaratmaları ve bu mecradaki duruşları her sektör için aynı karşılığı bulmaya-bilir.

Günseli Özen Ocakoğlu: Kurumlar, sosyal medya araçlarını kullanan çalışanlarla ya da temsilcilerle ne gibi protokoller yapmalı?Av. Tuğrul Sevim: Aslında yapması gerekir ama sadece protokolle bitecek değil. Bu daha çok yönetim süreci. Büyük şirketler, hızlı bir şe-kilde süreçlerinin içine almaya başladı. Mevcut durumda kurumsal iletişim ile hukuk depart-manı organize olup, bu süreçleri düzenliyor. Toplantının kapsamı açısından söylersem, iç denetimi bu süreçlerde çok az gördüm. Sizin açınızdan ciddi risk doğurabilecek bir durum. Neden? Süreç ve politikalar oluşturulduktan sonra ortaya çıkan sorunda reaksiyon göste-recek kişiler birim yöneticileri, yetkililer olmalı. Tanımlanan problemlerde bir üst aşamaya ge-çiliyorsa, kurumsal iletişime daha sonra başka bir problem başlıyorsa hukuk departmanına yönlendiriliyor. Kurumların sosyal medya alanı için politikalarını oluşturulup, bunları uygulama-sı önemli. Çalışanlarla daha çok hizmet sözleş-meleri ya da işçi sözleşmelerinin içerisine bu protokoller konulmaya başlandı. Aynı zamanda iş kurallarının içine ek yapılıyor. Danışman şir-

ketlerle yapılan sözleşmelerde, özellikle atıla-cak adımlarla ilgili politika ve yükümlülüklere yer veriliyor. Ancak denetim açısından sıkıntı şurada, burada oluşturulan politika ve prosedür varken bunların denetimiyle ilgili herhangi bir mekanizma kurulmuş değil. Kurumsal yapılar-da hukuk, talepler doğrultusunda cevap veril-mesi, incelenmesi şeklinde çalışıyor. Kurumsal iletişim de iletişimin temel stratejileri doğrultu-sunda hareket ediyor. Kurgulanmış bir sürecin sürekliliğini ve riskini hesaplanmasıyla ilgili bu iki yapının kendisinden gelen özellikleri yok, bil-gi ve tecrübeleri doğal olarak yok. Oluşturulan prosedürler halihazırda iç denetimde kullanılan prosedürlere ve uygulamalara çok benzer. Ya-pıların birbirlerinden tahminen habersiz çalış-ması nedeniyle, şu anda iç içe geçmiş değiller.

Günseli Özen Ocakoğlu: Yazılı kurallar, ka-nunlar var mı?Av. Tuğrul Sevim: Bir iç prosedür halinde oluş-turulanlar var, bir kısmını dışarıda yayınlıyorlar. İç prosedürlerin dışarıda yayınlananları yani so-rumlulukla ilgili beyanlarını daha çok sitelerinde sosyal medyalarında yer veriyorlar. Bunların ge-çerliliği çok tartışılır ama yapılan çalışmalar, illa hukuki metin şeklinde beklenmemeli. Hukuki metin şeklinde hazırlanan beyanların iletişim anlamında sonuçları da olabiliyor. Temelde uy-gulama eksiklikleri var, standardizasyon hala oluşturulmuş değil. Bunu denetçiler kadar ilgili

Ulya DuranReklam Özdenetim Kurulu Koordinatörü

Page 10: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

18 19AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

kurumlardaki kurumsal iletişim birimlerine ilet-mek bunların birlikte çalışmasını sağlamak lazım.

Günseli Özen Ocakoğlu: Çalışanlar sosyal medyayı kullanıyor bir tarafta kendilerini riske atarken diğer taraftan kurumlarını da riske atıyorlar bununla ilgili çalışmalarınız oldu mu? Özgür Alaz: Bir markayla çalışmaya başladığı-nızda önce ajansla bir sözleşme yapıyorsunuz. Örneğin diyor ki, sayfamda onay dışında bir şey paylaşıldığında bunun sorumlusu ajanstır çünkü yönetim sorumluluğu ajansta. Her pay-laşılan konudan onay alınacak deniliyor. Bir markayı yöneten ajans olarak, hangi şartlarda neyi, nasıl paylaşacağımız bir sözleşme dahi-linde yapılıyor. Bu konuda kendi içerimizde bir kontrol mekanizması da var. Biz kendi içimizde de sayfaların güvenlik seviyesini onaylama, iki defa onay verme, yöneticinin onayı gibi bizim tarafta yaptığımız otokontrol mekanizmaları bulunuyor. İkincisi, sosyal medya dokümanını marka hazırlıyor. İş yasasına ek olarak hazırla-nan sosyal medya dokümanını, -birçok marka-nın var- ajanslara imzalatıyorlar. Böylece siz bir şirket mesajını Twitter’da paylaştığınız zaman ya da müşteriyle münakaşaya girdiğiniz zaman şirketin sizi işten atma ve cezalandırması olabi-liyor. Üçüncüsü bir modülasyon politikası yazı-lıyor bu daha standart oluyor. Bir modülasyon programı dokümanı oluyor, bir de şirket içi ya-pılan bilgilendirmelere yer veriliyor. Bu genelde büyük bayi yapılandırılması olan şirketlerde çok

daha büyük sorun. Mesela müşteri bir şey ya-zıyor, bayi ona cevap veriyor. Bayi şirket adına sayfa açıyor, kimi iyi niyetli kimi kötü niyetli. Şirketin bu paydaşlarına yönelik bir doküman hazırlanıyor ve bayisine, ‘sen benim ismim olan bir sayfa açamazsın, müşteriyle konuşamazsın’ diyor. Ayrıca bayilerde çalışanlar için de ayrı bir dokümantasyon hazırlanıyor.

“Bilgi paylaşımıyla çalışan kurumunu zarara uğratabilir”

Günseli Özen Ocakoğlu: Mesela bir çalışan şirketi zor durumda bırakan bir Tweet attı. Bu durumda şirketle çalışan arasındaki ilişki ne oluyor, ne kadar bağlayıcı oluyor, çalışanın söylediği şirkete bir yaptırım getiriyor mu? Av. Tuğrul Sevim: Sıklıkla yaşanan sorunlar-dan bir tanesi çalışanın şirketi zarara uğratabile-cek farklı fiilleri olabilir. Mesela bilgi paylaşımı. Diğeri şirketin kurumsal itibarını etkileyecek olumsuz bir şey söyleyebilir. Bilgi paylaşımı için örnek vereyim. İçerde bir iş geliştiriliyordur ça-lışan bunu paylaşır. Çalışan bu durumda bilgiyi paylaşmamış olabilir ama ekipten biri şahane bir kampanya yapacağız diye mesaj atmış ola-bilir. Oysa kampanyanın gizli kalması lazım. Ra-kibin çıkmış bir ürünü hakkında, olumsuz ifade kullanıp, kendi ürünü hakkında olumlu yorum yapması durumunda ve bu kişilerin şirkette yetkili kişiler olması halinde karşı tarafta oluşan zararlardan dolayı tazmin ortaya çıkabiliyor.

Günseli Özen Ocakoğlu: Çalışanlara akıllı telefonlar ve tabletler veriliyor. Çalışanlar oradan girerek şirketin bütün verilerine da-tasına ulaşılıyor. Böyle zamanlarda bunun için bir yaptırım var mı? Av. Tuğrul Sevim: Bizde de hukukta tanımlan-mayan noktalar var. Sosyal medya tarafında bir problem oluştuğunda önce kurumsal iletişime daha sonra hukuka yönlendirilir. Tabiri caizse, ‘vurun, kırın, cezası neyse verin’ denilir. Neden bu şekilde çünkü kurumsal iletişimin yapabile-ceği fazla bir şey yok. Suçlunun yakalanması ve cezalandırılması üzerine bir yapı kuruluyor. Çoğunlukta yakalanan bu kişilere, yaptıkları fi-illerden dolayı ceza da verebilirsiniz. Bu süreç sizi çok daha kötü etkileyebilir. Bir şirketin ge-

nel müdürü olarak, sokakta yürüyen insanları şirketinizle ilgili söylediklerinden dolayı dava açamazsınız. Bana kalırsa olayı sosyal medya olarak ele almamak lazım. Teknoloji hayatı-mızı değiştirdi, paylaşım ve kendimizi ifade etme kültürü de değişti. En temel haklardan biri olan ifade özgürlüğü, mahremiyet konusu inanılmaz derecede değişti. Bunu yapan sos-yal medya araçları gibi görünse de bunu yapan teknoloji. Tamamen kavramların değiştiği bir yapı içerisindeyiz. Burada bir araç var, bunu reklam olarak da, bireysel iletişim aracı olarak da, suç işlemek için de kullanabilirsiniz. Bütün yapıyı aynı ilkelerle, aynı algılarla kavramaya ça-lışırsanız, yönetmeye, düzeltmeye çalışırsanız çok büyük bir hata yaparsınız. İnsanlardan kay-naklanan sorunların çıkabilmesini tek bir kurala bağlamak gerekiyor. Bence düzenleyici kurum-ların bu konularda düşünürken, bunların bütünü üzerinden değil aracın ne olduğu ve bunlardan çıkabilecek farklı farklı olgular olabileceğini an-lamaları lazım.

Bu arada bir kuruma zarar veren bir paylaşım konusunda, şirkette o konuda görevli olan kişi-den hemen bir önlem alması isteniyor. Sosyal medyada beklemek çok önemlidir. Çünkü bu bir yayın değil. Çoğu insan bunu bireysel ileti-şim olarak düşünüyor. Geçtiğimiz günlerde oy-nanan Galatasaray-Real Madrid maçındaydım. Ben tepkilerimi sözel olarak ifade ediyorken, bulunduğum ortamdaki en az 100 kişi Tweet atıyordu. Kamusal alanda 35 bin taraftarın bu-lunduğu yerde sarf edilen sözler, hiçbir şekilde bana dönmüyorken doğal olarak toplum benim bunu yapmamı çok doğal karşılarken, kanuna bakarsanız suçtur. Maçta özellikle beş kişi hak-

kında hiç hoş olmayan sözler sarf ettim. Suç mudur, suçtur ama savcığa götürülecek bir şey içinde değilim. Fakat diğer vatandaşlar için bu söz konusu değil çünkü atılan Twit’ler kayıt al-tına alınıyor. Bu algıyı eşitleyebilmeliyiz. Reak-siyonlar çoğu zaman çok daha kötü yönetiliyor. Telefonların içerisinde GPS olması sebebiyle farklı bir mahremiyet algısına, kendi özgürlük-lerimizi farklı kullanmaya başladık. İnsan temel haklarını çok kolay bırakmaz sadece toplumsal yapı içerisinde onları farklı kullanmaya başlar. Bunu düzenleme boyutuna indirgememiz şir-ket olarak iç kurallar, sözleşmeler özel hukuk hem de kamusal hukuk anlamında bunu algı-layabilmemiz biraz zaman alacak. Bu zaman alacak değişim içerisinde, buna sadece sosyal medya olarak değil, genel iletişim yapısının de-ğişiyor olarak bakmak önemli.

Günseli Özen Ocakoğlu: Gençlerin sosyal medyayı çok daha fazla kullandığı düşünü-lürse, okullar nasıl bir politika izlemeli? Bu konuda uzmanlar neler söyleyecek?Sinan Günal: Sosyal medyaya girdiğinizde, takip ediyorsunuz ve sizin tercihlerinize göre teklifler sunuluyor ama bunları paylaşmayı siz tercih ediyorsunuz. Bunu halka açık bir şekilde paylaşmayı tercih ediyorsanız, sosyal mecrada takip ediliyor hale geliyorsunuz. Facebook’un tartışılan gizlilik politikalarından biri buydu. Bü-tün arkadaşlarınız Twitter’da olduğu için bir tane de siz hesap açıyorsunuz. Belki çocuklar, genç-ler için de cezalandırma değil, bilinçlendirme tarafına gidiyor olmak lazım. Şirketlerin içindeki iç denetim konusuna, sosyal medya politikaları nasıl entegre edilir, gençlerin bu konuda bilinç-lendirilmesi aynı cevaba geliyor. Onları yasak-lamak ya da cezalandırmaktansa ya da o korku kültürüyle beslemektense, burada neye dikkat etmeleri konusunda, paylaşımların aileye, okula nasıl etkisi olacağı konusunda bilgilendirme ya-pılabilinir. Şirketten bahsediyorsak eğer payla-şımların çalışılan kuruma, iş arkadaşlarına, pay-daşlara nasıl etkisi olabileceği konularıyla ilgili politikalar üretilebilinir. Bu politikaların söylediği en önemli noktalar; gizlilik, şeffaflık, yaptığınız işin sorumluluğunu alıyor olmak, bireysellik, hukuka uygunluk. Bunun doğru bir şekilde anla-tılması hukuki düzenlemeler tartışılmadan önce

Tuğrul SevimBTS & Partners Avukatlık Bürosu Kurucu Ortağı

“En temel haklardan biri olan ifade özgürlüğü, mahremiyet konusu inanılmaz derecede değişti. Bunu yapan sosyal medya araçları gibi görünse de bunu yapan teknoloji.”

Page 11: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

20 21AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

gerekiyor diye düşünüyorum. Özdenetim de ister istemez buradan çıkıyor.

Beşir Özmen: Sinan beyin söylediği şey üzeri-ne, öğrencilerle de bağlantılı bir şey söylemek istiyorum. Bundan yaklaşık 20 yıl önce ilk defa duyduğum ‘Evrimsel Psikoloji’ üzerine bir ma-kale okudum. Makalenin özeti şu: İnsanları taş devrinden çıkarabilirsiniz ama insanın içindeki taş devrini çıkarmanız zor. Çünkü üç aşağı beş yukarı binlerce yıl önceki insanla şimdiki insan arasında temelde insan psikolojisi ve davranışı açısından bir fark olmadığını söylüyordu. Bana pek çok tarafı doğru gelmişti. Şöyle diyor, dedikodu üzerine uzunca bir bölüm vardı ve orada eskiden insanların konuşmazlarsa öldü-ğünü söylüyordu. Bir süredir sahilde yürüyüş yapıyorum, inanın sahilde fotoğraf çekmeyen tek kişi benim. Bütün yol boyunca insanlar fo-toğraf çekiyor ve paylaşıyor. 1994 yılında cep telefonu geldiğinde bunu bilmiyorduk. Çalışan-larla, öğrencileri, etkileri açısından yakın görü-yorum. Bir de öğrenciler için şöyle de bir tarafı var. Bugünün küçükleri yarının büyükleri bunu medya aracı olarak değil bir iletişim aracı ola-rak görüyor. Bebek Parkı’na gençler ellerinde cep telefonuyla geliyor o olmadan nasıl iletişim kuracaklarını bilmiyorlar. Biz bu temel konuda

gençleri eğitebilirsek, bunun iş dünyasına derin katkısı olacaktır.

“Güvenli internet konusunda 30 bin kişiye seminer verdik”

Günseli Özen Ocakoğlu: Burada, düzenleyi-ci taraf olarak konuya nasıl bakıyorsunuz? Nasıl düzenleme yapmak lazım?Osman Turan: Geçen yıl TİB olarak 30 bin kişi-ye güvenli internet konusunda seminer verdik. Bu daha çok öğrencilere, ebeveynlere, kurum-lara bazıları halka açık şekilde seminerler ger-çekleştirdik. Kanunun bize verdiği dayanaktan ziyade bilinçlendirmeye inanıyoruz. Bunun çö-zümü zaten bilinçlendirmedir. Kamunun soğuk bir yüzü var. Konuyu, kamudan biri anlattığında, ‘bunlar resmi ağızdan konuşuyorlar’ algısı çok yaygın. Bizler konunun, bağımsız bir kuruluş tarafından okullarda, kurumlarda, halka açık yerlerde anlatılmasını istiyoruz. Kaymakamlık-ların, valiliklerin düzenledikleri toplantılara katı-lıyoruz. Gençler, çocuklar interneti, teknolojiyi çok kullanıyor, internetin yararlarını biliyor ama bunun bir o kadar olmasa bile hissedilir dere-cede riskleri, alınması gereken tedbirler var. Teknoloji bağımlılığı denilen bir hastalık başladı. Artık İstanbul’da, Ankara’da teknoloji bağımlı-

lığı merkezleri açıldı. Gençler gerçek hayattan kopup, sanal hayatta vakit geçiriyor. Sosyal medya denilen internet tabanlı teknolojiyi kulla-nıyor, fırsat bulursa da yemeğini yiyor, suyunu içiyor. Düzenleme yönüne gelecek olursak, bir şekilde düzenlemenin olması gerektiğine ina-nıyoruz. Kamu kurumunun önüne sorun olarak gelmeden bunu sektör kendi içinde denetle-mesi veya düzenlemesi, iç denetimde bunu çözmesi gerekiyor. TİB olarak bilinçlendirmeye destek veriyor özel sektörün yapamadığı şeyi biz yapmaya çalışıyoruz.

Günseli Özen Ocakoğlu: Tuğrul Bozbey sos-yal medya üzerine bir kitap çevirdi. Muhte-melen sorduğumuz soruların yanıtları da bir şekilde kitapta verilmiş durumda. Konu-şulan konularla ilgili kitap neler söylüyor? Tuğrul Bozbey: Öncelikle tüm katılımcıla-ra katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Sosyal medyayı Türkiye’de değerlendirmek gerekirse, bütün katılımcıların değindiği tüm konulara kitapta genel olarak değiniliyor. Bu-rada konuşulanların bir özeti olan bu kitapta, sadece denetim değil sosyal medyanın yö-netilmesi, anlaşılması gibi konulara da deği-niliyor. Bu anlamda rehberlik yapan bir kitap. Sosyal medya yönetiminden, risklerin nasıl anlaşılacağına, bu risklerin nasıl önlenmesi gerektiğine kitapta değiniliyor. Bu anlamda Türkiye’ye uygun gibi gözüküyor. Reklam ve iletişim stratejilerine genel bir değerlendirme ve sosyal medyanın kendini ispat etmiş bir mecra olarak değerlendirilmesi gerektiği dü-şüncesiyle, çalıştığım kurumda sosyal med-ya denetimi görevini üstlendim ve denetim faaliyetinin çatısını oluşturan bu kitaptan çok yararlandım.

Düzenleme ve denetleme birbirine çok yakın kavramlar. Kitabın İngilizce orijinal adı Auditing

Beşir ÖzmenDarüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi

Page 12: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

22 23AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Social Media: A Governance and Risk Guide. Kitapta, sosyal medyanın kurumlar açısından nasıl ele alınması gerektiği üzerinde duruluyor.

Sosyal medya riskleri denilince, herkesin ba-kış açısına göre riskler değişebiliyor ve her-kes farklı bir risk görebiliyor. Her kişi medeni durumu, yaşı, sosyal statüsü gibi farklılıkları dolayısıyla farklı risklere maruz kalıyor. Benzer şekilde her tür kurum da kamu, özel ya da STK kendilerine özel risklere maruz kalıyor. Kitapta kurumların maruz kaldığı risklere odaklanılıyor. Bu risklerin nasıl önlenmesi gerektiği konu-sunda rehberlik ediyor. Sosyal medya nispe-ten yeni bir iletişim aracı olduğundan, kamu kurumları ve özel kurumlar halen bu aracı nasıl kullanmaları gerektiğini öğrenme aşamasında. Olgun bir mecra değil gelişmesini, evrimini sürdürüyor. Bu nedenle sürdürülebilir uyum sağlayarak öğrenmeye devam etmek gereki-yor.

Günseli Özen Ocakoğlu: Teknoloji bir ala-met mi, nereye gidiyor? Baktığınız alan içe-risinden sosyal medyanın geleceğini nasıl görüyorsunuz?Sinan Günal: Çok hızlı söyleyeyim burada bence kanalı veya mecrayı tartışmak değil de-ğişen hedef kitleyi değişen toplumu tartışmak lazım. Bunların konuşulmasında sosyal medya tetikleyici ama bir yandan da sonuç. Teknolo-jinin çıkışı, tüketicinin değişiminde yeni neslin evrilmesinde etkili oldu ama orayı nasıl kulla-

nacağımızı sonuç olarak değerlendirmek la-zım. İletişim tarafında yeni bir normale doğru gidiyoruz. Eski bildiğimiz iletişim kanallarının normlarıyla değerlendirmemek lazım. Burada yeni bir keşif olacak, bu keşfin yeşermesine fır-sat vermek lazım. Bilgisayar çıktığında, bunun yaygınlaşacağını düşünmüyorum diyen tekno-loji şirketlerinin CEO’larının yorumları var. Bu iletişim dünyası ve bunun içinde yarın başka şeyler olabilir. Bilinçlendirme çalışmaları üze-rinde durulmalı, kendi görüşlerini ifade etmeye meyilli bir toplum var. Pazarlama dünyasındaki kişilerin de işi bu olduğuna göre sosyal medya-yı çok da farklı değerlendirmemek gerektiğini düşünüyorum. Doğası, işleyişi, hızı, farklı, olan bu alanda, gizliliğe, şeffaflığa, saygıya önem vererek ve sorumluluğu üstlenerek, evrensel değerlere uymak gerekiyor.

Av. Ulya Duran: Özdenetim kurulunun bura-da çok önemli görevi olduğunu düşünüyoruz. Bilinçlendirme kampanyalarında aktif rol ala-biliriz. Özdenetim mekanizmasının karşılığının bu alanda da olması yönünde çalışmalarımız devam edecek. Özellikle Online Davranışsal Reklam (ODR) ile ilgili olarak esaslarımızda ayrı bir bölüm yer almakta ve ODR internet kulla-nıcılarının ilgilerine ve tercihlerine göre reklam sunma amacıyla söz konusu internet gezinme davranışlarını ilgi segmentler ile bağlantılandır-mak için kullanıcıların belirli bir cihazdan farklı bağlantısız internet sitelerinde gösterdikleri online davranışlara ilişkin bilgi toplama uygula-ması olarak tanımlanmaktadır. ODR hakkında süreçlerin tanımlanması ve bu süreçlerin işle-yişiyle ilgili daha fazla çalışmaların yapılması gerekiyor. Dünyada özdenetim kuruluşları tara-fından desteklenerek yürütülen mekanizmalar oluşturuluyor. Özellikle online davranışsal rek-lamcılık konusunda ilk defa Almanya’da 2012 yılının sonlarına doğru ve sonrasında İngiltere ve Fransa’da bu süreç başlatıldı. Dünyada yeni lansmanların yapılacağı bizim de bunları izleme aşamasında olduğumuz bir dönemdeyiz.

Buhari B. Tekalan: Hep trafikten örnek verildi. Trafik ışıklarından söz edildi. Biliyoruz ki en çok can kaybı trafikteki kurallara uymamaktan kay-naklanıyor. Emniyet kemeri nasıl kullanılıyorsa,

sosyal medyada, internette de biraz tedbir al-mak lazım. İnternet artık bizim için hava gibi su gibi oldu. Kullanırken de önlemler almak şart. Son kullanıcıya ulaşan bir kurum olmasanız da kriz anında kendinizi ifade ettiğiniz zamanlarda mutlaka bunu kullanmanız gerekiyor. Biz de bu-rada olmalıyız dedik çünkü sesimizi duyurama-dık. Başkasının diliyle her zaman aynı sonuçları alamıyorsunuz. Özdenetimi işin içine katarak, elimizden gelen desteği vererek daha iyi bir noktaya geleceğimizi düşünüyorum.

Osman Turan: Davetinizden dolayı çok teşek-kür ederim. Burada farklı yüzler tanıdık, TİDE üyeleriyle tanıştık. Buna vesile olduğunuz için teşekkür ederim. Kanunun ve mevzuatın ver-diği bazı yetkiler var bu yetkileri kullanırken belki mevzuat anlamında sorumluluğumuz olmayabilir ama kişilerin de bunu pervasızca kullanmaması gerekiyor. Bizim internet anla-mında kanunumuz 10-11 maddelik bir kitap-çık halinde yazılı ve bunu motamot bir şekilde uygulamak mümkün değil. Belki bir satırından pek çok faaliyet alanına yönelik iş ve işlemler yapılabiliniyor. Sektörün veya kullanıcıların du-rumuna ya da şartlara göre bunu yorumlayıp ona göre davranılıyor. Sabırlı olalım, süreç içerisinde kurallarla toplumun beklentileri bir noktaya gelecek. Yeter ki diyaloga açık olalım, sabit fikirli olmayalım, biz olumlu eleştiriye her zaman açığız.

Av. Tuğrul Sevim: Enstitü’nün konuya eğil-mesini ve yayınları arasından bir sosyal med-ya başlıklı bir kitap çıkarıyor olmasını önem-siyorum. Pratikte gördüğümüz iç denetimin işin içine biraz daha girmesi, kararın verilmesi yönetim açısından değil ama sürdürülebilirlik açısından çok önemli. Bu yayının ve bu tür eği-timlerin sizin iç denetçileri işin içine sokmanızın çok faydası olacaktır. Umarım, çalışmalarınızı bu yönde devam ettirirsiniz.

“Bazı kuzey ülkelerinde internet ve insan hakları anayasaya girdi”

Özgür Alaz: Aslında kuzey ülkelerine bakacak olursak, Norveç’te Estonya’da internet ve in-san hakları anayasaya girdi. Türkiye’de önemli

gelişmeler yaşanıyor. Baktığınızda, Fatih proje-siyle her çocuğa bir bilgisayar veriliyor. Kuzey-deki internet insan haklarının birkaç yıl içinde bizde de olmasını bekliyoruz. Özellikle Gezi olayları sonrası bilinçlenme ve sosyal medyada kendini ifade etme konusu ters yüz oldu. İn-sanların güven duyduğu konular, gruplaşması farklılaştı ve sosyal medyada organize oldular. Devlet tarafı bu konuyu daha fazla kontrol al-tına tutmaya başladı. Özellikle çevre konusu, sosyal medyada önemli hale geldi. Yeni sant-ral yapılmasına en büyük engellerden biri de sosyal medya. HES’lerin, nükleer santrallerin kurulmasına karşı olan sesler çok daha yüksek çıkmaya başladı. Düzenleme konusunda da bunlar konuşulmaya başlanacak, şimdilik spon-tane gidiyor.

Atıf Ünaldı: Konuştuğumuz konular evrensel konular. Burada algılanıyor başka yerde farklı al-gılanıyor söz konusu değil. İnternetin bir insan hakkı olup olmadığı konusu tartışılıyor, kuzey ülkeleri böyle görüyor ama farklı bakış açıları da var. Sanal alem diyerek o alanı sanallaştırdık ama hayatımız sanal bir parçası değil, siber bir parçası. Onu da yakında sanal gerçeklik ürünle-ri daha fazla çıkmaya başladığında nasıl bir hata yaptığımızı çok daha net göreceğiz.

Beşir Özmen: Sosyal ağ, medyaya dönüşünce ben kişisel olarak buradan çıktım. Kişisel görüş-me, stadyumdaki görüşmeye benzedi, oranın gürültüsü içinde ben mutsuz oldum. Gizlilikle ilgili de şunu söylemek istiyorum. Kim gizli kal-mak istiyor? Gizliliğe saygı duyuyorum, gizliliğe saygı duymasını isteyen büyük topluluklar gizli kalsın istemiyor. Ben bir lokantanın valesine, bu arabaları neden markalarına göre diziyorsun, diye sordum. Görevli, müşteri bunu istiyor, biz de arabaların fiyatına göre diziyoruz dedi.

Tuğrul BozbeyTİDE Akademik İlişkiler Komitesi Üyesi

“Özellikle çevre konusu sosyal medyada önemli hale geldi. Yeni santral yapılmasına en büyük engellerden biri de sosyal medya. HES’lerin, nükleer santrallerin kurulmasına karşı olan sesler çok daha yüksek çıkmaya başladı.”

Page 13: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

24 25AYSBERG AYSBERG

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Besim Çalışkan: İç denetçiler için son zaman-larda büyük önem verilen ‘Büyük Data’ konusu var. Sosyal medya konusunda çok büyük ve-riler yaratılan bir ortam. Gezi olayları sırasında milyonlarca Tweet atıldı. Çoğu kuruluş ‘Büyük Data’ ile bunu analiz etme yoluna gitti. Sosyal medyanın kişiye yönelik tüketici davranışları veya toplumsal davranışları ölçebilme konu-sunda büyük dataları işleyebilme gücünün olduğunu düşünüyorum. Geçmişteki bütün atılan sosyal medya mesajlarının ya da payla-şılan fotoğrafların ileriye dönük bazı modeller oluşturulmasında faydalı olacak ve çok önemli sonuçlar çıkartılacaktır.

Son dönemde, psikologların sosyal medyada olmayan kişilerin güvenilir kişiler olmadığına dair tespitlerini okudum. Özellikle Amerika’da insanlar sadece bu yüzden sosyal medyada bulunuyor. İnsanlar iş başvurusunda bulundu-ğunda sırf bu algıdan kurutulmak için sosyal medyayı kullanıyor. Çünkü psikologlar, bazı fi-kirlerini ortaya çıkarmadıklarını, sosyal olmadık-larını düşünüyorlar. Sosyal medyada insanlar, kendi yetkinlikleriyle ilgili paylaşımlarda buluna-rak, kendilerini ön plana çıkarıyorlar. Bu alanda paylaşılan amatör fotoğraflar ve videoların ilgi çekerken, profesyonel işlerin o kadar ilgi çek-mediğini de görüyoruz. Bu nedenle insanların samimiyet arayışı içinde olduğunu söyleyebi-liriz. Kurumlar açısından sosyal medyadaki en büyük risk, kendi şirketleriyle ilgili dataya ula-şamamak. Daha önce internet sitesi olan şir-

ketler, kendi ağlarını ziyaret edenlerin IP numa-ralarını, hangi konulara ilgi gösterdiklerini tespit edebiliyorlardı. Oysaki sosyal medyada bundan çok daha fazla bir bilgi kaynağı var. Bu daha geniş bilgi kaynağını kullanmamanın şirketler açısından büyük bir risk teşkil ettiğini düşü-nüyorum. Sosyal medyada denetimden önce iç kontrol yapısının oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Burada özellikle kişilere eğitim verilerek, sosyal medyayı nasıl kullanacakları, sosyal medyanın riskleri gibi eğitimlerin çok faydalı olacağını düşünüyorum.

Gürdoğan Yurtsever: Bizleri kırmayarak böyle bir toplantıya katılmayı kabul ettiğiniz ve değer-li görüşlerinizle aydınlattığınız için çok teşekkür ederim. Günseli Hanıma böyle bir toplantıda bizlerin sizlerle buluşmasına aracılık ettiği ve değerli moderatörlüğü için ayrıca teşekkürle-rimi belirtmek isterim. Toplantıda konuşulan konular derlenerek dergimizde yayınlanacak. Yaşamımızın içine çok hızlı bir şekilde giren ve bütün dünyanın henüz anlamaya çalıştığı sosyal medya ile ilgili görüşlerinizden ben çok faydalandım. Dergimiz okuyucularının da çok faydalanacağına inanıyorum.

Yapılan konuşmaları genel olarak değerlendir-diğimde; sosyal medya olgusunun öneminin giderek arttığını, sosyal medyanın hayatın her alanındaki geleneksel yapıları ve iş yapış şekil-lerini derinden etkilediğini, bu nedenle özellik-

le kurumlar açısından sosyal medyayı dikkate almadan yönetim stratejileri geliştirmenin ha-talı bir yaklaşım olacağını gördüm. Kurumlar sosyal medyada var olmamayı tercih edebilir-ler. Fakat bu tercih sosyal medyadan kaynakla-nabilecek riskleri yönetmeleri için yeterli olma-yacaktır. Sosyal medyada bir anda yayılan ve yönetilemeyen bir tepki, şirketleri hızla iflas ile karşı karşıya bırakabilir. Bu nedenle kurumların bu konuyu önemle ele almaları bir zorunluluk haline geldi de geçiyor diye düşünüyorum. Ku-rumların sosyal medyaya stratejik olarak bak-maları, politika geliştirmeleri, uygulamalarını politikalar ile uyumlu bir şekilde sürdürmeleri ve süreci denetlemeleri, sosyal medyadan kaynaklanan risklerin yönetilmesi açısından oldukça önemli. İşte bu noktada kurumların sosyal medyadan kaynaklanan risklerden na-sıl korunacaklarına dair önemli ipuçları içeren ve Enstitümüz yayınları arasından kısa bir süre sonra yayımlanacak olan “Sosyal Medya: Ku-rumsal Yönetim ve Risk Rehberi” adlı çeviri ki-tabın ülkemizdeki kurumlar için önemli bir reh-ber kaynak olacağına inanıyoruz. Kitabı dilimize kazandıran üyemiz Tuğrul Bozbey’e, editörlük ve yayına hazırlık çalışmalarında büyük emek veren tüm üyelerimize nezdinizde teşekkür et-mek isterim. Toplantıya katılımınız ve değerli görüşlerinizi bizlerle paylaştığınız için Enstitü-müz ve meslektaşlarım adına tekrar teşekkür ediyorum.

Ali Kamil Uzun: Değer yaratılan bir toplantı

Gürdoğan YurtseverTİDE Yönetim Kurulu Üyesi ve

İç Denetim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni

oldu. Hem sizler Enstitümüzü tanıdınız hem biz sizleri tanımış olduk. Gelecekte birlikte yapaca-ğımız önemli çalışmalar olduğunu; bu konuda rol ve sorumluluklarımızın olduğunu görüyo-rum. Geleceği birlikte tasarlama, işbirliği yarat-ma konusunda da güzel bir beraberlik gerçek-leştirdik. Gelecek sonsuz bir sınırsızlığa gidiyor. Bizim buradan her yaştan bireyler olarak önce-likle sosyal medyayı anlamamız, ikincisi bunu değer yaratacak şekilde kullanmamız ve bunun için de bir farkındalık yaratmamız gerekiyor. Başta Günseli Hanım olmak üzere zaman ayırıp katıldığınız ve değer kattığınız için sizlere çok teşekkür ederim.

Günseli Özen Ocakoğlu: Sosyal medya ha-yatımızın bir parçası ve giderek de daha bü-yük bir parçası olmaya aday, kaçmak müm-kün değil. Sürdürülebilir uyum, hayatımızın her alanında olduğu gibi dijital alanda da daya-tıyor. Görüyorum ki herkes baktığı yerden bu alanının iş dünyasına, bireye, yaşama katkısı olduğunu söylüyor. Herkesin hemfikir olduğu sistemin kendi içinde özdenetim mekanizma-larının oluşturulması gerekliliği. Herkesin çok fazla denetlenmeden bir noktaya gelmesi konusunda dileği var. Bilinçlendirmenin, eği-timin bu anlamda önemli olduğunu düşünü-yoruz. Masanın etrafındaki dostlarımızın da söylediği gibi iç denetimin de bu işin içinde olmasından memnuniyet duyuyoruz. Ben TİDE’nin öncü tavrını bilirim. Kendi adıma burada olmaktan, TİDE ile 12 yıldır çalışıyor olmaktan keyif aldığımı ve sizlerden çok şey öğrendiğimi ifade etmek isterim. Başkaları için çok keyifsiz ve ruhsuz olan bu iş benim için çok keyifli ve çok öğretici. Toplantıdan herkesin faydalanacağını umuyor, katılımcıla-ra teşekkür ediyorum.

Ali Kamil Uzun TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı

Besim ÇalışkanTİDE Yayın Komitesi Başkan Yardımcısı

“Kurumlar sosyal medyada var olmamayı tercih edebilirler. Fakat bu tercih sosyal medyadan kaynaklanacak riskleri yönetmeleri için yeterli olmayacaktır.”

Page 14: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

26 27ÇİZGİ ÖTESİ ÇİZGİ ÖTESİ

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Sosyal medya teknolojiyle birlikte önümüze ge-len iletişim ve ilişkilerin yönetilmesi platformu-dur. Aslında insanların düzenli topluluklar halin-de yaşamaya başladıkları ilk çağlardan bu yana hep böyle bir platform arayışı içinde olduğunu gözlemliyoruz. Eski Yunan’daki agoralar, eski Roma’daki elitlerin hamamları, Osmanlı kıraat-haneleri günümüzdeki sosyal medyanın işlevle-rini görmekteydi. İnsanoğlunun resmi olmayan iletişim açlığını gidermek amaçlı birer omurga idi bu ortamlar.

İnsan doğası gereği, “dedikodu” üretimine meraklıdır. Tutum ve davranışları, kanaatleri ve hatta kararları bile etkileme gücü olan “dedi-kodu” bu nedenle tarih boyunca var olmuştur. Dedikodu merkezli iletişimin etkili olabilmesi kaynağında “kimin” olduğu ile yakından ilgili ol-makla beraber içeriğindeki bilginin bir gündem oluşturma etkisi de göz ardı edilmemelidir.

Tarih boyunca insanlar bu gayri resmi bilginin etrafında yumak olmayı tercih etmişlerdir. Bu bilgiyi edinebilecekleri merkezler yaratmışlar-dır. Sistemin “mutlaka” bir parçası olmuşlar-dır!

Herkesin her türlü bilgiyi hiçbir resmi dayanağı olmaksızın taşıyabildiği bu ortamlar günümüz-de teknolojiyle kılık değiştirmiştir. Kiminin adı Facebook olmuş, kiminin Twitter veya Youtu-be. Taşıdıkları bilginin güvenilirliği her zaman tartışmalı olmasına karşın etkisinin çok yüksek olma olasılığı bu platformları küçümsememe-miz gerektiğini bize söylüyor.

Wikileaks ile tüm dünyanın gündeminin nasıl değiştiğini unutmamamız gerekir.

Aslı astarı olmayan ama etki alanı nedeniyle bir anda şirketlerin gündemini değiştirebile-

cek bilgilerin iş yönetimi açısından ciddi riskler barındırdığını günümüzde örnekleri ile görebil-mekteyiz.

“Düşmanlık ve nefret” duygularının gizlenmiş kimliklerle, birer saldırı silahına dönüşebildiği sosyal medya ortamında bir anda “savunma-sız” kalmak, bedeli çok ağır ödenebilecek so-nuçları da beraberinde getiriyor.

Sosyal medyayı etkin yönetmenin en etkin ilacı, “itibar yönetimidir!” Çünkü itibar yö-netimi sadece sosyal medyayı değil şirketin toplumun tüm kesimlere yayılmış olan sosyal ortaklarıyla, etkin ve iki yönlü iletişim ve ilişki yönetilmesini gerektirir.

İtibar da “değerler” üzerinden yönetilen bir kavramdır. Yani mantıksal olarak değerlendi-rildiğinde şirketimiz toplumun duyarlılıkları ve değerlerine saygılı politika ve süreçlerle işlerini yönetiyorsa, kararlarını bu çerçevede alıyorsa itibarını yönetiyor demektir. Bu yönetim anla-yışını sosyal medya ortamına da taşıyorsa o ortamı izleyen takipçileri ile de bunları payla-şıyordur.

Sosyal medya içindeki riskleri minimize et-menin en etkili yolu da, şirketin başta kanaat önderleri ve toplum gözünde bağımsız kimli-ğe sahip kuruluşlar ve bunların temsilcileri ile güvene dayalı ilişkilerini tesis etmiş olmasıdır. Çünkü bu kuruluşlar ve temsilcileri özellikle sosyal medyada kriz ortamlarında “güvenilir-likleri” nedeniyle “ikna” konusunda etkili ola-caklardır.

Sosyal medyada “var olmak” şirketler için yeterli değildir. Önemli olan bu alanı yönete-bilmektir. Bu nedenle günümüzde şirketlerde işleri sadece sosyal medyayı yönetmek amaçlı oluşturulmuş ekipler veya departmanlar bu-lunmaktadır. İşlevsel açıdan sosyal medya bir yandan şirketin gündemini aktif oyuncularına taşırken diğer yandan sosyal medyada konu-şulanlar, yazılanlar yani o ortamın gündemini şirkete yansıtır. Bu bilgi etkileşimi şirketi ve markalarını kendileri dışında oluşmuş bu gün-dem nedeniyle bir takım risklerden koruyabile-

ceği gibi, geri dönüşü itibar olabilecek kararlar almasını da sağlayabilir. Şirketlerin sosyal medya ortamında da etkili ve “itibarlı” olabilmelerinin ön şartı; açık sözlü, dürüst ve samimi olmalarıdır. Başka türlü “gü-ven inşâ” edilemez. Şirketler yeri geldiğinde “özür dilemesini” bilmeliler, hatalarını kabul etmeliler ve bunları da yüksek sözle söyleye-bilecek özgüvenleri olmalıdır.

Sosyal medyanın günümüzde yönetilmesi en zor görünen alanı sistemin entegre kullanıl-masıdır. Yani siz Facebook üzerinden bilgiyi yönettiğinizi düşünürken, bir anda Flicker’da veya Linkedin’de yönettiğinizi düşündüğünüz konu ile ilgili çıkan yorumlara nasıl yetişecek-siniz?

Bu nedenle sosyal medyanın “kuralsızlığı” içinde doğmuş “oto kontrol” sistemleri şim-dilik sonuç veriyor. Yani, yanlış bir bilginin ya-nına, sizin gıyabınızda bir başkası tarafından doğru bilgi iliştirilebiliyor. Ancak unutulmaması gereken husus, teknolojinin sunduğu bu or-tamlarda hiçbir bilgi “uzay boşluğunda” kay-bolmuyor. Yani “o bilgi” eğrisi ve doğrusu ile tarih boyunca varlığını sürdürebilecek.

İşte bu nedenle itibar yönetiminin gerekleri bir kez daha kazanacağımız paradan, elde edece-ğimiz pazar payından daha önemli hale gele-biliyor.

Salim Kadıbeşegilİtibar Yönetimi Danışmanı

Salim Kadıbeşegil

İtibar Yönetimi Daha Net Anlaşıldı!

Sosyal Medyanın Gücü ile

“Unutulmaması gereken husus, teknolojinin sunduğu bu ortamlarda hiçbir bilgi, “uzay boşluğunda” kaybolmuyor. Yani “o bilgi” eğrisi ve doğrusu ile tarih boyunca varlığını sürdürecektir.”

Page 15: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

28 29YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Giriş

Günümüzde yapılan hilelerin bir kısmı bireysel olarak, bir kısmı da birden fazla kişinin katılımıy-la işbirliği şeklinde gerçekleştirilmektedir. İki ya da daha fazla kişinin aralarında anlaşarak hileye dahil olmasını ifade eden işbirliği, doğası gereği önlenmesi ve ortaya çıkartılması daha zor bir durum olup, tek bir kişinin yaptığı hilelere göre işletmelere daha fazla zarar vermektedir. İşlet-melerde var olan kontroller, özellikle kilit çalı-şanların bu sürece dahil olmasıyla etkisiz hale gelebilmekte, bu durum da önleyici ve ortaya çıkartıcı kontrollerin aşılarak hilenin daha rahat bir şekilde meydana gelmesine neden olabil-mektedir. Bu nedenle bir işletmede işbirliğinin nasıl ve ne şekilde meydana gelebileceğinin öğrenilmesi; işbirliğinin önlenmesine yönelik kontrollerin tasarlanmasında ve işbirliğinin or-taya çıkartılmasında büyük önem taşımaktadır.

İşbirliğinin Boyutu ve İşletmelere Etkisiİşbirliği şeklinde gerçekleşen hileler farklı sek-törlerde görülebilmekte ve farklı şekillerde gerçekleşebilmektedir. İşbirliğinin oluşmasına etki eden pek çok unsur olsa da, iki tane un-sur daha ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki,

gittikçe karmaşıklaşan iş yapılarıdır. Karmaşık işlemlerde güvenilir çalışanlar daha ön planda yer almakta, bu kişiler çevreden soyutlanmış ve diğer bireylerden ayrı bir şekilde çalışmala-rını sürdürmektedir. Güvenilir çalışanlar çoğun-lukla kontrolsüz bırakıldıklarından, hilelerin bu kişiler tarafından gerçekleştirilmesi kaçınılmaz olmaktadır. İşbirliğinin artışına etki eden ikinci unsur ise alıcı ve satıcılar ile yakın ilişkilerin ku-rulması ve sözlü anlaşmaların özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde daha ön pla-na çıkmasıdır. Saydığımız bu iki unsurun hilede işbirliğini tam olarak ne kadar arttırdığı bilinme-se de, bu durumların işbirliğinin meydana gel-mesi için elverişli fırsatlar oluşturduğu açıktır.1

İşletme içi hilelere baktığımız zaman ise iş-birliği şeklinde gerçekleşen hilelerin, bireysel olarak gerçekleştirilen hilelerden daha fazla zarar veren bir boyutta olduğu görünmektedir. ACFE 2012 Hile Raporu’nda yer alan istatistik-lere göre birden fazla kişinin bir araya gelerek yaptıkları hilelerin, bireysel olarak yapılan hile-lerden daha az sıklıkta ancak daha fazla zarar vererek gerçekleştiği görülmektedir. 2008, 2010 ve 2012 yıllarına ait hilelerin bu kapsam-daki bilgileri aşağıdaki şekilde yer almaktadır.

Hilede işbirliğinin son yıllardaki seyri incelen-diğinde hem meydana gelme sıklığı hem de verdiği zarar bakımından bir azalma eğilimi içe-risinde olduğu görülmektedir. Özellikle hilenin ortalama zararına bakıldığında, 2012 yılında zararın 2008’de olan düzeyin yarısına kadar düştüğü görülmektedir. Bu düşüş olumlu bir gelişmedir ancak var olan durum bizi yanılt-mamalıdır. Bireysel olarak ve işbirliği yoluyla gerçekleştirilen hileleri karşılaştırdığımızda, iş-birliğinin son yıllarda yaşadığı düşüşe rağmen ne kadar tehlikeli ve zarar verici olduğu görül-mektedir.

İşbirliğinin işletmelere bu kadar yüksek oran-da zarar vermesi ise, hile riski yönetiminin her aşamasına doğrudan veya dolaylı etki etmesi yoluyla gerçekleşmektedir. Hilenin önlenmesi aşamasında; var olan işbirliği, hilenin önlen-mesi için oluşturulmuş işlem bazlı kontrollerin (spesifik kontroller) yetersiz kalmasına neden olmaktadır. İlgili kontroller bireysel olarak yapı-lan bir hileyi engelleyebilecek durumda iken, oluşturulan işbirliği bu kontrolleri etkisiz kılarak hilenin meydana gelmesine olanak tanımak-tadır. Örneğin, bir çalışanın sistemdeki erişim yetkisine, yapılan işbirliği ile bilgi işlem bölümü çalışanı tarafından müdahale edilmesi basit bir örnektir. Hilenin ortaya çıkartılması aşamasın-da ise, benzer şekilde ortaya çıkartıcı kontroller işbirliği nedeniyle işlevini yerine getirememek-tedir. Örneğin, muhasebe bölümünde öde-meleri yapan çalışan ile hesap doğrulamalarını yapan çalışanın işbirliği yapmasıyla doğrulama sonucundaki farklılıklar örtbas edilebilir. Benzer işbirliği işletme çalışanları ve denetçiler arasın-da da söz konusu olabilir. Denetim faaliyetini yerine getiren çeşitli kişilerle yapılan işbirlikleri, türü ne olursa olsun hilelerin ortaya çıkartılma-sını engelleyebilir. Başka bir tür ise, işletme içi çalışanların işbirliği yaparak denetçileri yanlış yönlendirmesidir. Denetçilere eksik bilgi ve belge verme, işbirlikçinin yalanını sürdürme gibi durumlar denetçilerin yapılan hileyi orta-ya çıkartmasını engelleyebilir. Hileye karşılık verme aşamasında ise işbirliği genellikle yapı-lan araştırmaları yanlış yönlendirme veya en-gel olma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Sürecin mahkemeye taşınması halinde, mahkemeye

kanıt olarak sunulabilecek kanıtları imha et-mek, işbirlikçiyi korumaya yönelik ifade veril-mesi, sahte görgü tanıklığı yapmak gibi işbirliği şekilleri meydana gelebilir.

İşbirliğinde Taraflar Hilede işbirliği çeşitli taraflar arasında meydana gelebilmekte, yapılan hilenin türüne ve ama-cına göre hileye dahil olan kişiler değişkenlik göstermektedir. İşletme içi hilelerde gerçekle-şebilecek işbirliğindeki taraflar dört temel grup olarak ele alınabilir. Bunlar; • Çalışanlar,• Satıcılar,• Müşterilerve• Diğer3.kişilerdir.

Çalışanlar; işletmede herhangi bir pozisyon-da görev alan kişileri ifade etmektedir. Bu çalışanlar genel müdür, üretim müdürü, satın alma müdürü gibi bir yönetici veya herhangi bir alanda faaliyet gösteren bölüm çalışanları olabileceği gibi güvenlik görevlisi, şoför veya işletmeye hizmet veren diğer kişiler de olabilir. Çalışanlar kendi aralarında işbirliği yapabilece-ği gibi, işletme dışı diğer kişilerle de işbirliğine girebilirler. Aynı işletmede çalışan birden fazla kişinin yapılan hileye dahil olmasını ifade eden çalışan-çalışan işbirliği, hemen hemen tüm hile türlerinde görülebilir. İşletmelere en zarar ve-ren türü, üst yönetimin bir araya gelerek finan-sal tablo hilesi yapma amacıyla oluşturdukları işbirliğidir.

Satıcılar; işletmeye mal veya hizmet satan gerçek veya tüzel kişilerdir. Bu kapsama ge-rek işletmeye mal satan, gerekse de bağımsız denetim, vergi denetimi, iç denetim veya da-nışmanlık hizmeti veren gerçek ve tüzel kişiler girmektedir. Satıcılar hileyi bireysel olarak ya-pabilecekleri gibi, işletme içi bir çalışan ile işbir-liğine girerek de yapabilirler.

Müşteriler; işletmenin sunduğu mal veya hiz-metleri satın alan gerçek veya tüzel kişilerdir. Müşteriler bireysel olarak hile yaparak işletme-yi zarara uğratabilecekleri gibi, işletme içi bir çalışan ile birlikte hareket ederek hileyi beraber de sürdürebilirler.

* Hakemli bir makaledir.1 W. Steve Albrecht, Chad O. Albrecht, Conan C. Albrecht, Mark F. Zimbelman, Fraud Examination, Fourth Edition, USA: South-Western, Cengage Learning, 2012.s.116.

İşletme İçi Hilelerde İşbirliği: Güç Kavramı Kapsamında

İşbirliğinin Oluşması ve Önlenmesi*

Şekil 1. Sıklık ve Zarar Bakımından Hilede İşbirliğiKaynak: ACFE, Report to the Nations on Occupational Fraud and Abuse 2012 Global Fraud Survey, s.

70

60

50

40

30

20

10

0

600000

500000

400000

300000

200000

100000

0

200820102012

200820102012

Bir Bir

%63.9

%36.1

%57.0

%43.0

$115

.000

$500

.000

$366

.000

$250

.000

$100

.000

$100

.000

%42.0

%58.0

Hile Yapan Kişi Sayısı Hile Yapan Kişi Sayısı

Ola

y Yü

zdel

eri

Ort

alam

a Za

rar

Hile Yapan Kişi Sayısı-Sıklık Hile Yapan Kişi Sayısı-Ortalama Zarar

İki veya daha fazla İki veya daha fazla

Çağla Akdemir

Page 16: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

30 31YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Diğer 3. Kişiler: İşletme çalışanı, satıcı ve müşteriler hariç hilekar ile işbirliğine girebi-lecek diğer kişilerdir. Bu kişiler rakip işletme çalışanları, hile yapan kişinin arkadaşları ve aile bireyleri gibi çok çeşitli kişiler olabilir.

Yukarıda saydığımız taraflar, işletmede yapı-lan bir hileye sürecin en başından veya belli bir süre sonrasında, doğrudan veya dolaylı bir şekilde taraf olabilmektedir. Yapılan bir hileye dahil olan kişiler, çoğunlukla tek bir ortak amaç-ta birleşmektedir. Bu amaç; yapılan hileden menfaat sağlamaktır. Bu menfaatler doğrudan maddi veya manevi kazanç şeklinde olabileceği gibi, cezalandırmaktan veya kötü duruma düş-mekten kurtulma şeklinde de olabilir. Meyda-na gelen işbirliği türlerine baktığımızda, farklı amaçları ve boyutları olduğu görülmektedir. Bazı durumlarda işbirlikçiler hilenin yapılmasın-da doğrudan pay sahibi olurken, bazı durumlar-da ise daha pasif bir rol oynamaktadır. Kişilerin hileye dahil olma düzeyleri ve bu kapsamdaki misyonları ile sağladığı menfaatler aşağıdaki gibi ifade edilebilir.

Hileyi Yapabilmek İçin İşbirliğiHilenin yapılabilmesi için birden fazla kişiye ihti-yaç duyulması sonucu gerçekleşen işbirliğidir. Bu işbirliği türünde kişiler beraber hareket et-mekte, genellikle tüm taraflar aktif olarak hile-ye katılmaktadır. İşbirliği; hilenin yapılabilmesi için zorunlu olup, taraflardan birisi katılmadığın-da ya da işbirliğini bozduğunda hile sürdürüle-memektedir. Örneğin bir çalışanın işlemi ger-çekleştirmesi, diğer çalışanın yapılan bu işlemi onaylaması gibi.

Çalışan-çalışan işbirliği kapsamında düşünül-düğünde, genellikle işletme içerisindeki kont-roller nedeniyle hilenin tek bir kişi tarafından yapılmasının mümkün olmadığı durumlarda işbirliğinin gerçekleştiği görülmektedir. Özel-likle görevlerin ayrılığı ilkesinin başarılı bir şe-kilde uygulandığı işletmelerde, kilit görevlerde yer alan iki veya daha fazla kişi hile yapmak için beraber hareket edebilir. Yapılan hilenin türüne göre olaya dahil olan kişilere belli görevler düş-mekte, çalışanlar bu görevlerini yerine getire-rek hileyi gerçekleştirmektedir.

Bu tür hileler iki şekilde meydana gelebilir:• Hile, en başından itibaren birden fazla kişi

tarafından gerçekleştirilebilir. Bu kapsam-da olaya dahil kişiler önceden anlaşır ve hileyi beraber yapmaya başlarlar.

• Başka bir olasılık da bireysel olarak başla-yan hileye, belli bir süre sonra başka kişi/kişilerin katılımının gerçekleşmesidir. Bazı durumlarda çalışan, hile yapabilmesi için elinde bulunan fırsatları kaybedebilir. Yeni bir yöneticinin işe girmesi, ek bir kontrol konması veya hilekarın daha fazla para kazanma hırsı, hileye yeni insan katılımına neden olabilir.

Çalışan-satıcı ve çalışan-müşteri işbirlikleri de benzer mantıkla sürdürülmektedir. Bu tür hilelerde genellikle satıcılar veya müşteriler doğrudan fayda sağlamaktadır. Örneğin satıcı, satın alma müdürü ile işbirliğine girerek işlet-meye şişirilmiş fiyattan veya düşük kaliteli mal satabilir. Benzer şekilde satıcı ile depo sorum-lusu işbirliği yapabilir. Satıcı tarafından eksik gönderilen mallar, depo sorumlusu tarafından tammış gibi teslim alınabilir. Böyle durumlarda satıcı gönderdiği faturada görünen tutar ile ger-çekten gönderdiği malların değeri arasındaki fark kadar kazanç sağlar. Çalışan ise satıcıdan rüşvet alarak yaptığı işbirliğinin karşılığını ala-bilir. Müşteri tarafında da hileler aynı şekilde işlemektedir. Müşteriye indirimli mal satmak ancak indirimsiz satmış gibi gösterilmesi veri-lebilecek örneklerden bir tanesidir. Müşteri ile anlaşarak yapılacak doğrulamalarda işletmede görülen bakiyenin bildirilmesi konusunda an-laşılabilir. Çalışan aynı zamanda, çalıştığı işlet-meden de yaptığı satış üzerinden prim alarak ek kazanç elde edebilir. Çalışanın ve satıcı/müşterinin sağlayacağı faydalar, yapılan hilenin türüne ve tarafların kendi aralarında yapacakları anlaşmaya göre değişkenlik göstermektedir.

Çalışan ile diğer 3. kişiler arasındaki işbirliğine bakıldığında ise, işletmeye ait özel ilgilerin dışa-rıya sızdırılması olasılığı karşımıza çıkmaktadır. Bu alandaki riskin özellikle birbirini tanıyan kişi-ler arasında artış gösterdiği söylenebilir. Çalışa-nın, rakip bir işletmede çalışan arkadaşı veya tanıdığı ile işbirliğine girerek önemli bilgilerin sızdırılması söz konusu olabilir. Çalışan, diğer

kişi ile aralarında yaptığı anlaşmaya göre mutla-ka bir menfaat sağlar.

Hileyi Sürdürebilmek İçin İşbirliği Hileyi sürdürebilmek için işbirliği, yapılan hile-nin başka bir kişi tarafından fark edilmesi so-nucu oluşan işbirliğidir. Yapılan hileler zaman zaman olaya dahil olmayan diğer kişiler tarafın-dan fark edilebilmektedir. Bu kişiler çalışanın yöneticileri, iş arkadaşları, işletmenin denet-çileri, satıcılar, müşteriler olabileceği gibi çalı-şanın arkadaşları veya aile bireyleri de olabil-mektedir. Bu durumda hileyi fark eden kişilerin karşısında bazı seçenekler belirmektedir. • Hile yapıldığını fark eden kişi gerekli yerle-

re ihbarda bulunarak hile yapıldığını bildi-rebilir. Bu kişiler yukarıda saydığımız kişi-lerin tamamı olabilir. Bu seçeneğin tercih edilmesi, hile yapıldığını fark eden kişinin hile karşısındaki ahlaki tutumu ile doğru-dan ilgilidir.

• Kişinin konumuna ve yapılan hilenin ni-teliğine göre hileyi fark eden kişi, çalışan ile işbirliğine girerek hileyi birlikte sürdür-meye başlayabilir. Bu durum genellikle hileyi fark eden kişinin hile üçgeninde yer alan unsurlara sahip olması veya hilekarın kazancına ortak olma isteği ile meydana gelmektedir. Hileyi fark eden işbirlikçinin hileye dahil olması iki şekilde olabilir:

- Asıl hilekarın işbirliğine yanaşmaması duru-munda, hilekarın hilenin ihbar edilmesiyle teh-dit edilmesi mümkündür. Bu tür durumlarda hilekar istemediği halde, hilenin ortaya çıkma-sını önlemek amacıyla işbirlikçiyi yanına kabul etmek durumunda kalabilir. - Bazı durumlarda ise çalışan, yeni işbirlikçinin kendisine faydalı olacağını ve yaptığı hileden bu şekilde daha fazla kazanç sağlayacağını dü-şünerek yeni işbirliğinden memnun olabilir.Bu seçenekler daha çok hilekarın karşısındaki insana ne kadar güvendiğine bağlıdır. Saydığı-mız işbirlikleri genellikle hilekarın iş arkadaşları, satıcı/müşteriler veya işletme denetçileri (özel-likle finansal tablo hilelerinde) arasında meyda-na gelmektedir.• Hile yapıldığını fark eden kişi sessiz kala-

rak herhangi bir faaliyette bulunmayabilir.

Günümüzde birçok kişi hile yapıldığını bir şekilde öğrenmekte ancak çeşitli neden-lerle sessiz kalmaktadır. Bu tür kişileri işbirlikçi olarak adlandırmamızın nedeni, kişilerin hileyi bizzat gerçekleştirmemesi veya hilekara doğrudan yardım etmeme-sine rağmen, sessiz kalarak hilenin ortaya çıkartılmasını engellemeleridir. Başka bir deyişle bu kişiler pasif kalarak hilenin sür-dürülebilmesinde önemli bir rol oynarlar. Buradaki bir diğer önemli nokta da sessiz kalan kişinin, yapılan hilenin ortaya çıkma-masından doğrudan veya dolaylı menfaat sağlaması ve bu menfaati kaybetmeyi göze alamamasıdır. Bu tür işbirliklerine bir-kaç örnek verebiliriz:

- Bir işletmede yönetici seviyesinde yapılan hi-leler, genellikle o yöneticinin altında çalışanlar tarafından bilinmektedir. Örneğin, bir muhase-be müdürü hile yapıyorsa yanında çalışanlar, bir depo müdürü hile yapıyorsa yanında çalışanlar eninde sonunda yapılan bu hileden haberdar olmaktadır. Ancak bu çalışanların birçoğu işle-rini kaybetme korkusu, ispiyoncu olarak anılma korkusu veya ihbarın bir işe yaramayacağı dü-şüncesi gibi nedenlerle sessiz kalabilmektedir. Bazı durumlarda bağımsız denetçiler, iç denet-çiler veya vergi denetçileri gibi taraflar yaptıkla-rı denetim sırasında işletmede hile yapıldığını ortaya çıkartabilirler. Özellikle finansal tablo hilelerinin yapıldığı durumlarda denetçilerin iki-lemde kalmaları söz konusu olabilmektedir. Bu alanda görülen bir davranış biçimi, denetçilerin/denetim şirketlerinin bir sonraki dönemde de-netim işinin kendilerine verilmeyeceği korku-suyla işbirliğine girmeleridir. - Bir çalışan hile yaptığında, bu hileden mutlaka bir fayda elde etmektedir. Bu fayda çoğu za-man para veya benzeri nitelikte olup çalışanın yaşam biçimini ve hayat standartlarını etkile-mektedir. Hile sonucu elde edilen gelir er ya da geç harcamaya dönüştürülmekte, kuşkusuz hilekarın eş ve çocukları veya annesi/babası gibi aile bireyleri de mali anlamda bu hileden etkilenmektedirler. Yeni ev, araba, pahalı eşya, mücevher alınması, lüks seyahatler gibi har-camalar yapmaları, hilekarların ortak davranış biçimlerinden birini oluşturmaktadır. Ancak

Page 17: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

32 33YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

aile bireyleri zaman içerisinde hilekarda oluşan davranış değişikliklerini fark edebilirler. Başka bir olasılık da, hilekarın yaptığı hilenin yükünü taşıyamayarak bir aile bireyine itirafta bulun-masıdır. Bu gibi durumlarda bazı aile bireyleri sessiz kalmayı tercih ederek, pasif anlamda bir işbirliği yapabilmektedir.

Yukarıda sıraladığımız örneklerden de görüle-ceği gibi, sessiz kalmak da yapılan hilelere doğ-rudan etki etmektedir. Kişiler hileye aktif olarak müdahalede bulunmasalar da, hilenin ortaya çıkartılma ihtimalini azaltmaktadırlar. Sessiz kalan işbirlikçi, bu hareketinin karşılığı olarak doğrudan ya da dolaylı bir şekilde menfaat sağ-lamaktadır.

Güç Kavramı Kapsamında İşbirliğine Dahil Olma SüreciHile üçgeni, hile teorisinde önemli yeri olan ve hilenin meydana gelme sürecini açıklayan bir yaklaşımdır. Baskı, fırsat ve haklı gösterme un-surlarından oluşan hile üçgeninin iyi bir şekil-de anlaşılmasıyla, bir kişinin hangi sebeplerle hile yaptığını anlamak mümkün olabilmektedir. Ancak hile üçgeni, hile sürecini tek bir hilekara odaklanarak ele almaktadır. Hile üçgeni, işbir-liği şeklinde gerçekleşen ve birden fazla kişi-nin dahil olduğu hile türlerinin meydana gelme sürecini tam olarak ve tek başına açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Hile üçgeninde yer alan unsurlar, hile yapanlarda ayrı ayrı görülebilse de, işbirliğinin oluşma sürecinin temelini oluş-turmamaktadır.

İşbirliği şeklinde meydana gelen hilelerde ince-lenmesi gereken en önemli noktalardan biri, il-gili kişilerin sürece nasıl ve neden dahil oldukla-rıdır. Bu süreci “güç“ tanımı çerçevesinde ele

almak, işbirliğini anlamaya yardımcı olacaktır. Max Weber, 1947 yılında gücü “bir kişinin, di-rence rağmen istediklerini yapabilmesi” olarak tanımlamıştır. Başka bir deyişle güç; kişinin di-rence rağmen karşı tarafı etkileyebilmesi ve is-tediklerini yaptırabilme yeteneğidir. 1959 yılın-da John French ve Bertram H. Raven, lideri ve hedefini etkileme ilişkisi arasındaki farklı yönle-ri ele alarak, gücü beş şekilde sınıflandırmıştır.2 Güç kavramı bu kapsamda aşağıdaki şekillerde meydana gelmektedir:3 1. A’nın B’ye fayda sağlama becerisi - Ödül-

lendirme Gücü (Reward Power)2. Eğer B, A’nın istediklerini yapmazsa A’nın

B’yi cezalandırabilme becerisi - Zorlayıcı Güç (Coercive Power)

3. A’nın ilgili konudaki bilgi ve uzmanlık düze-yi- Uzmanlık Gücü (Expertise Power)

4. A’nın B’nin davranışlarını belirleyebilme veya etkileyebilme hakkına sahip olması - Yasal Güç (Legitimate Power)

5. A’nın kişisel özellikleri ve bu özellikler kap-samında B’nin A’yı nasıl gördüğü - Benze-şim Gücü/Kişisel Güç (Referent Power)

6. Güç kavramlarının tanımları ve hilede iş-birliğinin oluşmasına etkileri şu şekildedir:4

Ödüllendirme Gücü: Hilekarın, bir başka kişiyi yapılacak hile sonunda bir kazanç sağlayacağı şeklinde ikna edebilme gücüdür. Hilekarın iş-birlikçiye sağlayacağı ödüller maddi veya ma-nevi nitelikte olabilir. Bu ödüller prim, komis-yon, ücret artışı ve benzeri ödemeler veya terfi ettirme, statü arttırma, daha iyi çalışma şartları sağlama şeklinde olabilir. Hilekar, işbirliği kur-mak istediği kişiye bu ödülleri vaat etmektedir. Ancak, bu durum işbirliği için yeterli değildir. İşbirliğinin gerçekleşebilmesi için B’nin kendi-sine vaat edilen ödüle sahip olma veya fayda

sağlama yönünde isteğinin bulunması gerekir. Eğer B kişisi kendisine sunulan bu ödül ya da faydalarla ilgilenmiyorsa, A’nın sahip olduğu ödüllendirme gücü bir anlam ifade etmemek-tedir.

Zorlayıcı Güç: Hilekarın, diğer kişiyi hilenin içerisinde yer almadığı takdirde cezalandırabil-me becerisine sahip olmasını ifade eder. Bu gücün merkezinde A’nın elinde bulundurduğu güç kadar, B’nin sahip olduğu korku duygusu bulunmaktadır. B kişisi işini kaybetmekten, herkesin içinde aşağılanmaktan, ihbarda bu-lunursa ispiyoncu olarak anılmaktan korkması gibi nedenlerle, zorlayıcı gücü kabullenebilir. Eğer B, kaybedecek bir şeyi olmadığını düşü-nüyorsa, karşılaşacağı cezaları göze alabiliyorsa ve kabul ediyorsa A kişisinin zorlayıcı gücü dev-re dışı kalmaktadır.

Uzmanlık Gücü: Hilekarın sahip olduğu bilgi ve uzmanlık sayesinde diğer kişileri etkileyebil-me gücünü ifade eder. Finansal tablo hileleri gibi işletmeye en fazla maddi zararı veren hile-lerin birçoğu, yapılma ve gizleme aşamasında yoğun bilgi ve beceri gerektirir. Uzmanlık gü-

cünün işbirliğinde etkili hale gelebilmesi, A’nın olduğu kadar B’nin de bilgi düzeyi ile yakından ilgilidir. B’nin ilgili konuda yeterli bilgiye sahip olmaması, hilenin yapılabilmesi için A’ya ihti-yaç duymasına neden olmaktadır. Olası işbir-likçinin kendisinde var olan bilgi eksikliği nede-niyle A’nın bilgisinden etkilenmesi, uzmanlık gücünün algılanmasını sağlamaktadır.

Yasal Güç: Bu güç kapsamında hilekar, hedef-lediği kişiyi onun üzerinde gerçekten bir güce sahip olduğuna ikna etmektedir. Yasal güce sahip kişi, başka bir kişinin davranış kalıplarını belirleme hakkını elinde tutar. Örneğin bir iş-letmede CEO veya diğer yöneticiler, ellerindeki yasal güç nedeniyle etik olmamasına rağmen çeşitli kararları alabilir ve bu kararların uygulan-masını sağlayabilirler. Hilekarlar, diğer kişileri otoritelerinin ve yetkilerinin yasal olduğu konu-sunda ikna ederler. Yasal gücün B tarafından algılanabilmesi, B’nin A’ya karşı duyduğu sada-kat düzeyi ile yakından ilgilidir. Yasal güç ile kar-şı karşıya kalan kişiler, genellikle güç sahibine karşı duyduğu sadakat düzeyi ile kendisinden yapılması istenen faaliyet ve ahlak düzeyleri arasında kalırlar. Bu durum B kişisinin ikilem-

2 Albrecht, Zimbelman, s.53.3 Albrecht, Zimbelman, s.534 Albrecht, Zimbelman, s.53-54.

Şekil 1. Güç TürleriKaynak: W. Steve Albrecht, Chad O Albrecht, Conan C Albrecht, Mark F Zimbelman, Fraud Examination, Fourth Edition, USA: South-

Western, Cengage Learning, 2012, s.53.

Güç

ÖdüllendirmeGücü

UzmanlıkGücü

BenzeşimGücü

YasalGüç

ZorlayıcıGüç

Page 18: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

34 35YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

de kalmasına neden olabilir. Yasal güç, özellik-le otoriter toplumlarda veya otoriter yönetim tarzının hakim olduğu işletmelerde, bir kişiyi hileye dahil edebilmek için çok güçlü bir araç olarak kullanılabilir.

Benzeşim Gücü: Hilekarın, olası işbirlikçi ile ilişki kurabilme yeteneğini ifade eder. Hilekarlar, diğer kişilerin kendisine güvenmesi ve işbirli-ğine girmesi için genellikle bu gücü kullanırlar. Karizmatik güç olarak da ifade edilebilen bu güç daha çok hilekarın kişisel özellikleri, tutum ve davranışları ile ilgilidir. A’nın kişisel özellikleri, B’nin A ile yakınlık kurma isteğine yol açıyorsa, benzeşim gücü söz konusu olmaktadır. Bir baş-ka deyişle, benzeşim gücü B’nin, A’ya ne kadar benzemek istediği ile ilişkilidir. Birçok kişi, güve-nilir bir arkadaşları tarafından ikna edilerek hile-ye katıldıklarında, yaptıklarının doğru olduğunu ve haklı olduklarını düşünmektedir.

Güç kavramı kapsamında hilekar ve olası işbirlik-çinin durumu aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir. Yukarıda kısaca anlatmaya çalıştığımız gibi,

hilede işbirliğinin oluşması tek taraflı değil ki-şilerin karşılıklı etkileşime girdiği bir süreçtir. Hilekar güçlerin tamamına sahip olsa da, eğer B kişisi bu güçleri algılamıyorsa işbirliği gerçek-leşmeyecektir. Dolayısıyla işbirliği sürecinde A’nın B’yi etkileyebilme gücü, B’nin bu güçlere karşı savunma düzeyi ile doğrudan ilgilidir. Ek olarak işbirliğinin meydana gelme sürecinde B, içinde bulunduğu duruma göre bazı güçleri di-ğerlerinden daha fazla algılayabilir ve işbirliğine dahil olma kararı vermesinde etkili olabilir. Ör-neğin, B, A’nın uzmanlık gücünü çok fazla algı-lamıyor olsa bile, işini kaybetmekten çok kork-tuğu için işbirliğine girebilir. Benzer şekilde, B işini kaybetmekten korksa bile hile sonucunda elde edeceği ödülün getirisinin daha fazla ola-cağını düşünüyorsa durumu kabullenecektir. Kısaca, B’nin A ile işbirliği yapabilmesi için her güç türünü aynı düzeyde algılaması gerekmez. Konu A ve B olarak iki kişi üzerinden açıklansa da bu kişiler örnek oluşturmakta, işbirliği kimi zaman iki, kimi zaman ise çok daha fazla kişi-ler arasında meydana gelmektedir. İşbirliği bir defa kurulduktan sonra, işbirliğine başka kişile-rin de dahil edilmesi mümkündür.

Yukarıdaki şekilde görüleceği gibi hilekar A ve B kişisi arasında işbirliği gerçekleştikten sonra, B kişisi A haline dönüşür. Kendisi asıl hilekar-dan nasıl etkilendiyse, o da başka kişileri bu şekilde etkileyerek hileye dahil edebilir. Bu şe-kilde işbirliği daha büyük ve yaygın bir hale ge-lebilir. (Örneğin, işletmenin satın alma müdürü ile satıcı arasındaki işbirliğine daha sonra depo müdürü de katılabilir. Başka bir örnek de tüm yönetim kurulu üyelerinin işbirliği yapmasıdır.)

Güç Kavramı Kapsamında İşbirliğinin Önlenmesi ve Ortaya Çıkartılmasıİşbirliği şeklinde gerçekleşen hileleri önleye-bilmek adına atılacak adımların çıkış noktası, çalışanların elinde bulunduracakları güce odak-lanmaktır. Çalışanların belli düzeylerde güce sahip olmaları son derece normaldir ancak bah-settiğimiz güç türlerinin bazı kişilerde aşırı yo-ğunlaşması hile riskini arttırmaktadır. Çalışan-ların sahip oldukları güçlerin bir kısmı, kişinin bireysel özelliklerinden kaynaklansa da, önemli bir kısmı da işletmenin yapısından ve yönetim tarzından kaynaklandığı açıktır. Güç düzeyi sı-fıra indirilemese de belli ölçülerde azaltılması mümkündür. Bazı durumlarda ise bu alanda meydana gelen şüpheli durumlar, olası hile-lerin ortaya çıkartılabilmesinde faydalı olabilir. İlgili durumlar aşağıda sıralanmıştır.

Ödüllendirme gücünü elinde tutan hilekarın işbirlikçiye sağlayabileceği faydalar çok çeşitli olabilmektedir. İşbirlikçiye sunulan statü arttır-ma veya daha iyi çalışma şartları sağlama gibi

göreceli olarak soyut ödüllere işletme yöneti-mi tarafından yapılabilecek çok fazla bir mü-dahale olmayabilir. Ancak prim, komisyon gibi ek ödemeler veya terfi gibi durumlar işletme politikaları ile doğrudan ilgilidir. Bu kapsamda, yöneticilerin keyfi bir şekilde çalışanlara fayda sağlama imkanı mümkün olduğunca sınırlandı-rılmalıdır. Prim, ücret artışı ve terfi gibi konula-rın çerçeveleri yazılı olarak belirlenmeli ve bu yönde oluşturulan prosedürler tüm çalışanlara uygulanmalıdır. Örneğin bu gibi ödüllerin per-formans değerlendirmesine bağlanması fay-dalı olabilir. (Ancak değerlendirmenin sadece çalışanın üstü tarafından yapılmamasına dik-kat edilmelidir.) İşbirliğini ortaya çıkartabilmek adına dikkat edilecek nokta ise, ödüllendirme gücünü kötü yönde kullanmaya çalışan bir ki-şinin varlığını aramaktır. Bir çalışan, yapacak-larına karşılık kendisine ödül vaat eden diğer çalışanlara karşı alarmda olmalıdır. Bu durum, hilekarın kişi üzerinde ödüllendirme gücünü kullanmaya çalıştığının bir göstergesi olabilir. Benzer şekilde, elinde diğer çalışanlara çeşitli şekillerde ödül sağlama gücü olan kişilere karşı işletme yönetimi ve denetçiler de tetikte olma-lı, anormal durumlar bir hile belirtisi olarak ele alınmalıdır.

Zorlayıcı güç de ödüllendirme gücü ile benzer yapıdadır. Burada da önemli olan bir çalışanın doğrudan ve keyfi olarak, bir başka çalışanı cezalandırabilme yetkisinin sınırlandırılmasıdır. Bu kapsamda çalışanın bölümünü veya çalıştığı yeri değiştirme, daha düşük kademede çalıştır-ma gibi kararlar tek bir kişi tarafından verilme-

Şekil 3. İşbirliğinin Oluşma SüreciKaynak: W. Steve Albrecht, Chad O Albrecht, Conan C Albrecht, Mark F Zimbelman, Fraud Examination, Fourth Edition, USA:

South-Western, Cengage Learning, 2012, s.54.

Şekil 4. İşbirliğine Katılımın Sağlanması Kaynak: W. Steve Albrecht, Chad O Albrecht, Conan C Albrecht, Mark F Zimbelman, Fraud Examination, Fourth Edition, USA:

South-Western, Cengage Learning, 2012, s.55.

Baskı

Hilekar(A)

Olası İşbirlikçi(B)

Algılanan ÖdüllendirmeGücü

Algılanan ÖdüllendirmeGücü

İşbirliği gerçekleştikten sonra Olasıİşbirlikçi (B), Hilekar (A) konumunagelir. A, B’yi nasıl etkilediyse, B’dediğer kişileri o şekilde etkilemeye

başlar ve hileye dahil eder.

Ödül ya da FaydaSağlama İsteği

Algılanan Zorlayıcı Güç Cezalandırılma Korkusu

Algılanan Uzmanlık Gücü Bilgi Eskikliği

Algılanan Yasal Güç Sadakat Düzeyi

Algılanan Benzeşim Gücü Yakınlık Kurma İsteği

HİLEKAR(A)

OLASI İŞBİRLİKÇİ(B)

Başarılıİşbirliği

Page 19: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

36 37YEŞİL KALEM YEŞİL KALEM

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

melidir. Bir disiplin yönetmeliğinin olması ve tüm çalışanlara yönelik uygulanması bu alanda faydalı bir adım olabilir. Hilekarın verebileceği işten yıldırma, kötü davranma, herkesin içinde küçük düşürme şeklindeki cezalar, ne yazık ki bir mekanizma ile doğrudan önlenemeyebilir. Ancak bu tür durumların varlığı olası hileleri or-taya çıkartma amaçlı olarak kullanılabilir. Hile-kar, işbirliğini sağlamadan önce kişinin gözünü korkutmak amacıyla zorlayıcı gücünü kullanma-ya çalışabilir. Bu tür durumlarda hem çalışanlar hem de işletme yönetimi ve denetçiler olası hile belirtilerine karşı alarmda olmalıdır.

Bir işletmede çalışan kişilerin hepsinin aynı dü-zeyde bilgi, beceri ve tecrübeye sahip olama-yacağı bir gerçektir. Bu nedenle işletmelerdeki bazı çalışanlar, diğerlerine göre daha fazla uz-manlık gücüne sahip olmaktadır. Hilede işbirli-ğini önleyebilmek için, kilit pozisyonlardaki ça-lışanların bilgi düzeyleri arasında aşırı farklılıklar oluşmamasına özen gösterilmelidir. Kurum içi eğitimler ve hile farkındalık eğitimleri bu aşa-mada faydalı olabilir. Bir çalışan, bir yönetici veya başka bir çalışan kendisinden anlayama-dığı bir işlemi yapmasını istediğinde, kendisi

üzerinde uzmanlık gücünün kullanıldığından şüphelenmelidir.

Yasal güç ise, özellikle otoriter bir yönetim şeklinin olduğu işletmelerde ön plana çıkmak-tadır. Bazı durumlarda sadakat duygusu, bazı durumlarda ise korku duygusu ile üstüne karşı gelememe yasal gücün kabullenilmesine ne-den olmaktadır. İşbirliğini önleyebilmek adına bu alanda yapılması gereken, mümkün oldu-ğunca katılımcı ve demokratik bir yönetim an-layışının işletmeye yerleştirilmesidir.

Benzeşim gücü diğer güç türleri ile beraber ele alındığında, önlenmesi fazla mümkün olmayan bir yapıdadır. Neticede benzeşim gücü tama-men kişiler arasındaki ilişkiye dayanmakta, işletme yönetiminin bu aşamada bir müdaha-lesi olamamaktadır. Benzeşim gücüne yönelik alınabilecek önlemler kısıtlı olsa da, aşağıdaki uygulamalar gücün oluşması önlemek veya or-taya çıkartmak için faydalı olabilir. (a) İşletme içerisinde akraba çalıştırmama uygulaması be-nimsenmelidir. Ek olarak akrabalık ilişkilerinin satıcı ve müşteri taraflarında da bulunmama-sına dikkat edilmelidir. (b) İşe yeni girecek bir

kişinin, işletmede çalışan yakın bir arkadaşının olup olmadığına bakılmalıdır. Bu durumda işe alım sürecinin dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerekmektedir. (c) Uzun süredir aynı ortamda çalışan kilit konumdaki kişiler gözlenmelidir. Unutulmamalıdır ki, işbirliği yapabilmek için tarafların mutlaka birbirine güvenmesi gerek-mektedir. Güven ise zamanla meydana gelen bir duygudur. Çok uzun süredir aynı ortamda beraber çalışan kişiler arasında işbirliğinin mey-dana gelme riskinin artış göstermesi mümkün-dür. Bu durum, çalışan-çalışan işbirlikleri için geçerli olup, benzer kontrol satıcı ve müşterile-re yönelik de uygulanabilir. Bu kapsamda (d) iş veya lokasyon bazlı rotasyonlar, sürekli olarak aynı kişiler ile iş ilişkisi içerisinde bulunulmasını engellemeye yönelik olarak uygulanabilir.

Güç kavramı, hilenin araştırılması aşamasında da olası işbirliklerini ortaya çıkarabilmek için kullanılabilir. İşletme yönetiminin veya denet-çilerin fark ettikleri hile belirtileri, güç kavramı kapsamında detaylı bir şekilde analiz edilmeli-dir. Hilenin araştırılması aşamasının, işbirliğin-den olumsuz etkilendiğini belirtmiştik. Olası sorgulamalarda işbirlikçilerin gerçekleri gizle-meleri, birbirini korumaları, dikkati başka yere çekmeye çalışmaları ve kanıtları ortadan kaldır-maları mümkündür. Bu nedenle şüphelenilen çalışanın güç ilişkisi içerisinde bulunabileceği kişilerin kimler olabileceği düşünülmelidir. Ör-neğin “A” kişisinden şüpheleniliyorsa aşağıda-ki sorular sorulabilir:• “A”nın elinde bulundurduğu yetkiler ne-

lerdir? Hangi kararları tek başına alabilir?• Bu yetkiler içerisinde başka çalışanları

ödüllendirme ve cezalandırabilme yetkile-ri var mı?

• Bu yetkilerden kimler hangi düzeyde et-kilenebilir? Bu kapsamda son zamanlarda ödüllendirilmiş veya cezalandırılmış çalı-şanlar kimler?

• “A” ile iş ilişkisi içerisinde bulunanların bil-gi düzeyi nedir? “A”nın etrafındaki en az bilgi düzeyine sahip, “A”nın en rahat ken-di tarafına çekebileceği çalışanlar kimler?

• “A”nın liderlik vasfı ne düzeyde? Etrafın-da istediklerini sorgulamadan yapacak ça-lışanlar kimler?

• “A” çalışanının iş ilişkisi içerisinde bulun-duğu müşteriler ve/veya satıcılar kimler?

• Bu satıcı veya müşterilerle ilgili işlemlerin trendinde bir anormallik var mı?

• “A” işletmede en çok kimlerle samimi? Arkadaşları kimler? Bu kişiler içerisinde çalıştığı bölüm veya yaptığı iş itibariyle kendisine fayda sağlayabilecek olanlar kimler?

Bu gibi soruların çoğaltılması ve olası işbirlikle-rini ortaya çıkartma amaçlı kullanılması müm-kündür. Önemli olan çok yönlü düşünebilmek ve işbirliğinin nasıl oluşabileceğini analiz et-mektir.

SonuçHile tek bir kişi tarafından yapıldığında bile başa çıkması zor bir süreç iken, birden fazla kişi be-raber hile yaptığında sürecin yönetilmesi daha da zorlaşmaktadır. Güç tabanlı bakış açısı, bize bir hilekarın diğer kişileri nasıl etkileyerek işbir-liğini gerçekleştirdiğini anlayabilmek adına ışık tutmaktadır. Güç kavramı ve işbirliği arasındaki ilişkinin çözümlenmesiyle, hilenin önlenmesi ve ortaya çıkartılması adına olumlu adımlar atı-labilmesi mümkün hale gelmektedir.

İşbirliğinin güç kavramı karşısında alınabilecek önlemlere baktığımızda, birçoğunun güçlü bir iç kontrol sistemine dayandığını görmekteyiz. Özellikle kontrol ortamının başarılı bir şekilde yapılandırılması, kişilerin ellerinde bulundura-cakları gücü belli ölçülerde azaltabilmektedir. Oluşturulan etkili yaygın kontrolle beraber, iş-birliğini ortaya çıkartmaya yönelik denetimlerin yapılması bu alandaki riski azaltmaya yönelik en etkili adımlardır.

KaynakçaACFE. Report to the Nations on Occupational Fraud and Abuse 2012 Global Fraud Survey.Albrecht,W. Steve, Chad O. Albrecht, Conan C. Albrecht, Mark F. Zimbelman. Fraud Exami-nation. Fourth Edition. USA: South-Western, Cengage Learning, 2012.

Çağla AkdemirMarmara Üniversitesi,

Muhasebe Finansman Doktora Öğrencisi

Page 20: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

38 39YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

“İç sistemler birimleri eşgüdüm içinde

çalışıyor”Alternatifbank A.Ş. (ABank) iç sistemler yapılanmasında Teftiş Kurulu, İç Kontrol, Risk Yönetimi ile Mevzuat ve Uyum Bölümleri faaliyet gösteriyor. Bankanın Denetim Komitesi Başkanı Kemal

Semerciler iç sistemler bölümlerinin faaliyetleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

ABank iç sistemler birimlerinin organizas-yonel yapısı, personel sayısı, idari ve fonk-siyonel olarak bağlı olduğu organ hakkında bilgi verebilir misiniz?Bankamızda Teftiş Kurulu, İç Kontrol, Risk Yö-netimi ve Mevzuat ve Uyum Bölümleri, idari ve fonksiyonel olarak icrai görevi bulunmayan Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan Denetim Komitesi aracılığıyla, Yönetim Kurulu’na bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Teftiş Kurulu 22, İç Kontrol 13, Risk Yönetimi 7, Mevzuat ve Uyum ise 5 personelden oluşuyor.

Denetim komitesi tarafından iç sistemler bi-rimleri arasındaki eşgüdüm nasıl sağlanıyor?Bir bütün olarak, bankada icra edilen tüm dene-tim, kontrol, uyum ve risk yönetimi faaliyetle-riyle, sonuçları, Denetim Komitesi’ne raporla-nıyor. Biz de iç sistemler bölüm yöneticilerinin katılımıyla periyodik toplantılar düzenliyor ve sonuçları değerlendiriyoruz. Denetim Komite-si Başkanı olarak fiilen bankada bulunuyorum, bu kapsamda iç sistemler birimlerinin kendi aralarındaki eşgüdümünü koordine etmenin yanı sıra bankanın diğer bölümleri ile eşgüdüm içinde çalışmalarına da katkı sağlamaya gayret ediyorum.

ABank Teftiş Kurulu ne zaman kuruldu? Ku-rulun temel görev ve sorumlulukları neler-dir?ABank Teftiş Kurulu, bankanın fiilen faaliye-te geçtiği, 1992 yılında kuruldu. Teftiş Kurulu

uluslararası standartlarda hizmet vererek, ban-kaya değer katıyor ve global bazda örnek bir iç denetim birimi olarak faaliyetlerine devam edi-yor. Kurul, bağımsızlık ve objektiflik prensipleri ışığında, yeterlilik ve azami mesleki özen ve dikkat ile yürüttüğü güvence ve danışmanlık faaliyetleriyle, bankanın risk yönetim, kontrol ve yönetişim süreçlerinin etkinliğini değerlen-diriyor, geliştirilmesine yönelik sistematik ve disiplinli bir yaklaşımda bulunarak bankanın hedeflerine ulaşmasında yardımcı rol oynuyor.

Banka bünyesinde ne tür denetimler ger-çekleştirilmektedir? Risk odaklı denetim ve bilgi teknolojisi denetimleri yapılmakta mı-dır? Bu tür uzmanlık isteyen iç denetim hiz-metleri için bünyenizde iç denetçi istihdam ediyor musunuz?Bankamızda iç denetim faaliyetleri “Bankacılık ve İştirakler Denetimi” ve “Bilgi Teknolojileri Denetimi” olmak üzere iki ana grupta toplanı-yor. Yıllık denetim planının hazırlanmasında risk odaklı bakış açısı benimsenmiş olup, uzun yıl-lardır oluşturulmuş kriterler doğrultusunda de-netim planı hazırlanıyor. Bunun yanında, Teftiş Kurulu bünyesinde bilgi sistemleri denetimin-de uzmanlaşmış bir ekip de yer alıyor. Mesleki standartlara göre denetim yapan bu ekibin üye-leri, uluslararası geçerliliği bulunan sertifikalara sahipler.

Banka iştirakleri olan şirketlerinizin kendi bünyelerinde ayrı birer iç denetim depart-manı bulunmakta mıdır? Teftiş Kurulu tara-fından iştirak denetimleri de yapılıyor mu?Bankamız iştiraklerinin tamamında ayrı bir iç denetim birimi bulunuyor. Bankamız Teftiş Ku-rulu yıllık denetim planı kapsamında, İç Kontrol Bölümü ise periyodik kontrol faaliyetleri kapsa-mında bu iştiraklerde denetim ve kontrol faali-yetleri gerçekleştiriyor.

“Bankamızda Risk Yönetim süreci Yönetim Kurulu ile başlıyor”

Bankanızda risk yönetimi ve iç kontrol faali-yetleri hakkında da bilgi verir misiniz?

Bankamızda risk yönetimi organizasyonu; bankanın karşılaşabileceği muhtemel riskle-rin banka genelinde etkin bir koordinasyonla merkezi olarak yönetilmesinden sorumlu. Risk yönetiminin temel amacı, iş kollarına taşıdıkları risklerle uyumlu sermaye tahsisi sağlamak ve riske göre sermaye getirisini en üst düzeye çıkartarak, yaratılan katma değeri arttırmak. Bankamız, kurumsal yapısını oluştururken, risk yönetimi açısından önemli yol göstericilerden biri olan Basel II Uzlaşısı ile çerçevesi çizilen risk yönetimi prensiplerine uyumu ilke olarak benimsedi.

Bankamız bünyesinde risk yönetimine ilişkin tüm strateji, politika ve süreçler, “Risk Yöne-timi Çerçevesi” başlığı altında tanımlandı. Ban-kanın maruz kaldığı risklerin etkin bir şekilde tanımlanması, ölçülmesi, izlenmesi ve yönetil-mesi faaliyetlerini içeren Risk Yönetimi süreci, bankamızda Yönetim Kurulu ile başlıyor. Riskin Erken Teşhisi ve Yönetimi Komitesi, Aktif Pa-sif Komitesi (ALCO), münferit risk komiteleri ve Risk Yönetimi Bölümü, risk yönetimi yapı-sının diğer önemli organlarıdır. Risk Yönetimi Bölümü, risklerin ilgili komitelerce onaylanmış modeller ve uygun görülen varsayım ve para-metreler çerçevesinde periyodik olarak takip edilmesi, ölçülmesi, bu kapsamda konulmuş limitlere uyumun izlenmesi ve risk türleri ba-zından taşınan/maruz kalınan risk seviyesinin, bankanın risk iştahı ve toleransı açısından de-ğerlendirilmesi ve raporlanmasından sorumlu.

Bankamız İç Kontrol Bölümü’nün temel işlevi,

“İç denetçinin yabancı dil bilmesi zorunlu”İstihdam edeceğiniz iç denetçiler için ne tür nitelikler arıyorsunuz?Öncelikle iç denetçilerin yeterli akademik bilgiye sahip olması açısından işletme, iktisat, bilgisayar mühen-disliği, yönetim bilişim sistemleri ve benzeri bölümlerden mezun olmalarını veya bu alanda yüksek lisans yapmış olmalarını bekliyoruz. Yabancı dil bilgisi zorunlu, yabancı ortaklı bir kurum olduğumuz dikkate alındığında bu daha da ön plana çıkıyor. Elbette mezun olunan okul tek başına yeterli değil, adaylar aynı zamanda müfettişliğe uygun kişiliğe sahip olmalı. Görevini layıkıyla yerine getirebilmesi için müfettişlerin dikkatli, titiz, sabırlı, soğukkanlı, adil, alçakgönüllü ve hem yazılı hem de sözlü olarak güçlü bir iletişim yete-neğine sahip olmalarını istiyoruz. Bunu da adaylarla yüz yüze görüşerek ve çeşitli kişilik testleri uygulayarak ölçüyoruz. Özetle, iç denetçilerin örnek bir çalışan görüntüsünde olmalarını arzuluyoruz. Zira müfettişler bulundukları her ortamda önce Teftiş Kurulunu, daha sonra da Denetim Komitesi ve Yönetim Kurulunu temsil

ediyor.

Kemal Semerciler

Page 21: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

40 41YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

iç kontrol sistemini, iç kontrol faaliyetlerini ve bunların nasıl icra edileceğini, bankanın ger-çekleştirdiği tüm faaliyetlerin niteliklerini de dikkate alarak ilgili birimlerin üst düzey yöneti-cileriyle birlikte tasarlamak ve bu kontrol faali-yetlerinin işleyişini izlemektir. Bu çerçevede İç Kontrol Bölümü, iç kontrol sisteminin tasarımı aşamasında, bankadaki işlem ve faaliyetlere ilişkin kontrollerin, öncelikle bunları uygula-maktan sorumlu personel, daha sonra görevli iç kontrol personeli tarafından kontrol edilmesi-ne yönelik yapıyı kuruyor ve işletiyor. Bunu ya-parken değişik bölüm ve çalışanların gerçekleş-tirdiği kontrol faaliyetlerinin koordinasyonuyla, bütünlüğünü sağlıyor ve banka faaliyetlerinin yasal mevzuata, iç mevzuata ve bankacılık etik kurallarına uyumunu sürekli olarak kontrol edi-yor. Bölüm, bankanın tüm şubelerinin, Genel Müdürlük bölümlerinin ve bankanın konsoli-dasyona tabii iştiraklerinin faaliyetlerini kapsa-yacak şekilde periyodik kontrol faaliyetlerini yıl boyunca gerçekleştiriyor.

Departmanınızda özel bir iç denetim yazılı-mı kullanıyor musunuz?Teftiş Kurulu’nda kullandığımız iç denetim ya-zılımını bugünlerde yeniliyoruz. Geçtiğimiz yılın başında bankamızın ana bankacılık sistemi tü-müyle değişti. Bu değişime paralel olarak, biz de ana bankacılık sistemimiz ile tam entegre çalışan bir iç denetim yazılımı kullanmanın Tef-tiş Kurulu’na önemli bir verimlilik sağlayacağını hesapladık ve bu doğrultuda Bilgi Sistemleri Grubumuz ile bir proje geliştirdik ve başlattık. Bu proje şu an sonuçlanmak üzere, 2013 yılının son çeyreğinden itibaren tamamen iç kaynak-larımızla, oluşturduğumuz bu yeni yazılım kul-lanılıyor olacak.

Meslekle ilgili gerek ulusal ve gerekse de uluslararası gelişme ve uygulamaları nasıl takip ediyorsunuz?Bildiğiniz gibi sektörde iç denetim uygulama-ları, BDDK tarafından yayınlanan kurallarla ve uluslararası normlarla şekilleniyor. Kendi iç prosedürlerimizin ve teftiş çalışmalarımızın iç denetimle ilgili yasa, yönetmelik ve diğer ilgili düzenlemelerle uyumlu şekilde sürdürülmesi için öncelikle mevzuata tam uyumu sağlıyoruz.

Ayrıca iç denetim konusunda bankamız uygula-maları dışındaki gelişmeleri de takip ediyor, ça-lışmalarımıza katkısı olacağını düşündüğümüz eğitim, toplantı ve seminerlere Teftiş Kurulu üyelerinin katılımını sağlıyoruz. Kurul bünyesin-de oluşturduğumuz kütüphanede mesleğimiz-le ilgili süreli yayınları üyelerimizin kullanımına sunuyoruz. Bunun yanı sıra TİDE ve IIA yayın-ları da bize yol gösteren önemli kaynaklar tabii.

“Müfettişlerimizi mesleki sertifika edinmeleri konusunda teşvik ediyoruz”

İç denetçilerin mesleki gelişimlerini sürdür-

meleri ve kendilerini geliştirmeleri için neler yapıyorsunuz?Teftiş Kurulu üyelerinin mesleki gelişimi, ban-kaya hem iç denetim faaliyetleriyle en yüksek katkıyı sağlamak açısından, hem de nitelikli yönetici kaynağı temin etmek açısından en önemli unsur. Biz de mesleki gelişimi sürekli kılmak için kurul üyelerine özel eğitim prog-ramları planlıyor ve uyguluyoruz. Bu eğitimlerle müfettişlerin hem denetimin icrasına yönelik bilgilerini hem de ana bankacılık işkolları, hazi-ne ürünleri, risk yönetimi ve kambiyo işlemleri gibi özellikli konulardaki yetkinliklerini artırıyo-ruz. Bununla birlikte müfettişlerimizi mesleki yetkinliği ifade eden sertifikaları edinmeleri

konusunda teşvik ediyor ve düzenlenen eği-timlere ve seminerlere katılımlarını sağlıyoruz. Ayrıca kurul üyelerinin yüksek lisans ve dokto-ra gibi akademik çalışmalarını da denetim faa-liyetleriyle uyumlu şekilde desteklemeye özen gösteriyoruz.

İç denetimin sertifikalı kişilerce yapılması-nın ne tür faydaları vardır? CIA veya benzeri sertifikalara sahip iç denetçileriniz var mı? Uluslararası geçerliliği bulunan sertifikala-rın alınması konusunda personelinize yöne-lik bir programınız bulunuyor mu? Kurumun amaçlarına ulaşmasında yeterli katkı-yı sağlayacak iç denetim hizmetinin ve bu hiz-

Alternatifbank A.Ş. Denetim Komitesi Başkanı Kemal Semerciler,Teftiş Kurulu Başkanı Mutlu Çalışkan ve Teftiş Kurulu Üyeleri

Page 22: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

42 43YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

meti verecek iç denetçilerin taşıması gereken asgari niteliklerin belirlenmesini önemli buluyo-ruz. Nitekim iç denetimin en büyük çatısı olan IIA, dünya genelinde iç denetim hizmetinin standartlarını belirlemiş, iç denetçileri bu stan-dartlara uygun çalışmaya davet etmiştir. IIA halen yürüttüğü eğitim ve sınavlar aracılığıyla, standartlara uygun yetkinlikte olan iç denetçi-leri çeşitli sertifikalarla belgelendiriyor. Teftiş Kurulumuzda da bu tür sertifikalara sahip iç de-netçilerin istihdamına önem vermekteyiz. Ban-kamız kurul üyelerimizi bu sertifikalara sahip olmaları yönünde destekleyerek, bu amaçla bir bütçe de ayırıyor. Hali hazırda kurul üyelerimiz arasında CIA, CFE, CRMA, SMMM, CCNA ve ITIL V3 CC unvanlarına sahip müfettişlerimiz bulunuyor. Tüm üyelerimizi bu tür yetkinlik ser-tifikalarına sahip olmaları için destelemekte ve ilgili eğitimlere katılımlarını sağlamaktayız.

ABank Teftiş Kurulu, düzenli olarak Kalite Güvence Değerlendirmesine tabi tutuluyor mu? Son olarak ne zaman bu tür bir değer-lendirme yapıldı. Süreçle ilgili bilgi verebilir misiniz?Teftiş Kurulumuz 2010 yılında bağımsız bir denetim kuruluşu tarafından kalite güvence değerlendirmesine tabi tutuldu. Bu çalışma so-nucunda Teftiş Kurulumuz çalışmalarının ulus-lararası standartlara uygun nitelikte sürdürüldü-ğü sonucuna ulaşıldı. Uluslararası iç denetim standartları doğrultusunda, 2010 yılından bu yana her yıl Kalite Güvence Değerlendirmesini içsel olarak tekrarlamakta ve sonuçlarını Ban-

kamız Yönetim Kurulu’na sunmaktayız. 2015 yılında bağımsız bir denetim kuruluşuna dışsal kalite güvence değerlendirmemizi tekrarlatıyor olacağız.

Bu değerlendirme çalışmalarının amacı, Teftiş Kurulu tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin Uluslararası İç Denetim Standartları ve Etik Kurallarına uyum derecesinin ortaya çıkarılması ve eksik olan hususlarla ilgili çözüm önerileri sunulmasıdır. Çalışma kapsamında iç denetim faaliyetiyle ilgili politika ve prosedürler, görev tanımları, denetim ve danışmanlık faaliyetle-rinin kapsamıyla, önerilen aksiyonların takibi konuları incelenmiş, Teftiş Kurulumuz uygula-maları ile Uluslararası İç Denetim Standartları arasındaki farklar analiz edilmiştir.

Türkiye’de iç denetim ile ilgili son yıllarda çok önemli düzenlemeler yapıldı. Yapılan bu düzenlemeler ve Türkiye’deki iç denetimin bulunduğu yer hakkında düşünceleriniz ne-lerdir?Ülkemizde iç denetimin en eski yer bulduğu kurumlar bankalardır. Yaşanan bankacılık sektö-rü kaynaklı finansal krizler sonrasında, sektörü regüle etme çabaları sırasında, bankalardaki iç denetim faaliyetinin taşıması gereken asgari unsurlar yasal düzenlemelerle de belirleniyor. Bankacılık dışındaki finansal kesimde de, za-man içinde kamu otoritesinin düzenleyici yak-laşımları doğrultusunda, iç denetim faaliyetleri yer bulmuş, böylelikle iç denetim finans sektö-rünün hemen tüm aktörleri için çok önemli bir

hale geliyor. Uzunca bir süre bankacılık sektö-rüyle, sınırlı kalan iç denetim hizmeti, holding yöneticileri ve büyük şirketler tarafından da talep ediliyor ve nihayet Türk Ticaret Kanu-nu’ndaki değişikliklerle kurumlara olan katkıla-rı da tartışmasız hale geliyor. Sağlıklı bir ticari düzenin güçlü şirketler olmaksızın kurulamaya-cağı düşüncesiyle hazırlanan Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun, iç denetimi kurumların vazgeçil-mez bir parçası olarak kabul ettiği söylenebilir. Öte yandan faaliyet hacimlerinin artması ve kar-maşık hale gelmesi, sorumlulukların dağılması, operasyonların çok geniş coğrafi alanlara yayıl-ması gibi sebepler de iç denetime olan talebin her geçen gün artmasına neden oluyor. Bu ba-kımdan iç denetimin önümüzdeki yıllarda özel sektör şirketleri açısından çok daha önemli hale gelmesinin kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz.

Bir noktayı da vurgulamak isterim. İç denetimin gelişmesi için Denetim Komitelerinin Yönetim Kurulları içerisindeki işlevinin açıkça belirtilme-si ve hissedarlar tarafından da desteklenmesi gerekiyor. Yasal düzenlemelerle zorunlu hale gelen Denetim Komiteleri üyelerinin de ba-ğımsız yönetim kurulu üyelerinden oluşması ve icradan tamamen bağımsız olarak faaliyet göstermesi, iç denetim faaliyetlerinin tarafsız, objektif yürütülmesine yardımcı olacaktır.

“Kurumlar Kalite Güvence Değerlendirmesine düzenli olarak tabii tutulmalı”

Ülkemizde finans sektöründe iç denetimin uluslararası standartlarda gelişimi için sizce neler yapılmalıdır?Bu konuda ilk ve belki de en önemli adım, ye-terli sayıda ve uygun nitelikte kaynak tahsisidir. Bu da kurumların faaliyetlerine uygun bir plan-lama ile mümkün. Müfettişler kurumun hali hazırdaki tüm faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olacak şekilde eğitilmeli ve bu eğitim sürek-li hale getirilerek değişen koşullar, yeni ürün ve hizmetler de iç denetim hizmetinin sunul-masında dikkate alınmalı. Ayrıca iç denetçiler, uluslararası düzeyde yetkinlik göstergesi olan sertifikaları edinmeleri konusunda da çalıştıkla-rı kurum tarafından teşvik edilmeli. Kurumların

iç denetim faaliyetlerinin düzenli olarak Kalite Güvence Değerlendirilmesine tabi tutulması-nın teşvik edilmesi de faydalı olacak.

Türkiye İç Denetim Enstitüsü ile ilgili dü-şünceleriniz, Enstitü’den talep ve beklenti-leriniz nelerdir?Türkiye İç Denetim Enstitüsü, mesleğin geli-şimi için uluslararası standartlar, sertifikasyon, eğitimler, seminerler, ulusal kongreler, toplan-tılar, kariyer gelişimi ve kariyer imkanları, ya-yıncılık ve danışmanlık gibi çok sayıda hizmeti bizlere sunmakta, iç denetçilerin çalışmalarına katma değer ve farkındalık sağlamakta, geliş-me fırsatları yaratmaktadır. Bu bağlamda, iç denetçilerin meslek örgütü olarak çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. 1995 yılındaki kuru-luşundan bu yana iç denetçiler için referans, güvence ve gurur kaynağı olan Enstitümüze, bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyor, mes-leğimize öncülük eden değerli uygulamalarının başarıyla devam etmesini diliyoruz.

İç Denetim Dergisi’ni takip ediyor musu-nuz? Dergi olarak bizden talep ve beklenti-leriniz nelerdir?İç denetim mesleğine ilişkin en önemli yer-li kaynaklardan biri olan, sektörü ve mesleği icra edenleri birbirine bağlayan İç Denetim Dergisi’ni beğenerek takip ediyoruz.

Meslek profesyonellerine bir mesajınız var mı?İç denetim mesleğinin giderek ön plana çıktı-ğını, önem ve bilinirliğinin arttığını görüyoruz. Dolayısıyla iç denetim hizmetine talep de her geçen gün artmakta. İç denetçi olarak görev almak isteyen meslek mensubu sayısında da buna paralel bir artış yaşanıyor. Bu nedenle işverenler nezdinde yetkinliğin bir göstergesi olarak meslek profesyonellerine uluslararası alanda geçerli sertifikalar edinmelerini tavsiye ediyoruz. Bunun yanı sıra, çok çalışmak, sabır ve gayret ile denetim yeteneklerini ve yet-kinliklerini zaman içinde arttırmak, önemli ile önemsizi birbirinden iyi ayırt etmek, mesleki gelişmeleri yakından takip etmek ve hepsinden önemlisi mesleği icra ederken etkin bir iletişim sergilemek başarıyı beraberinde getirecektir.

“Gelecekte teknoloji daha yoğun kullanılacak”İç denetimin gelecekteki konumu hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?İç denetim hizmetinin zaman içinde gelişerek geleneksel teftiş bakış açısından ayrışarak hata bulmak yerine hataların oluşmasını engelleyecek kontrollerin varlığını sorgulamaya ve böylece kurumun hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak suretiyle kurumdaki yerini vazgeçilmez kılmaya başladığını görüyoruz. Önceleri bir görev olarak kabul edilen bu işin, artık meslek olarak kabul görmesi de bu değişimin önemli bir parçası. İç denetimin büründüğü bu yeni rol, mesleki uzmanlaşmayı da kaçınılmaz bir ihtiyaç haline getirdi. Diğer yandan iç denetim faaliyeti kendini yenileyip geliştirirken, içinde bulunduğu çevrenin de değiştiğini göz ardı etmemek gerekir. Artan işlem adetleri ve karmaşık hale gelen faaliyetler, yaygınlaşan teknoloji kullanımı ve elektronik ticaret, iç denetimin bilgisayar destekli çalışmasını da zorunlu kılmakta. Gelecekte bu işin çok

daha yoğun bir teknoloji kullanımını gerektireceğini düşünüyoruz. Buna hazırlıklı olmak gerekir.

Page 23: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

44 45YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

“Denetim Başkanlığımız Gruba yönetici yetiştirme misyonunu sürdürüyor”

Yıldız Holding bünyesinde 28 yıldır faaliyet gösteren İç Denetim Başkanlığı, 2010 yılında yeniden bir yapılanma geçiriyor. Yıldız Holding İç Denetim Başkanı Emre Şehsuvaroğlu,

köklü bir denetim kültürüne sahip olduklarını belirterek, İç Denetim Başkanlığının, Gruba yönetici yetiştirdiğini de vurguluyor.

Yıldız Holding iç denetim biriminin organi-zasyonel yapısı, personel sayısı ve bağlı ol-duğu organ hakkında bilgi verebilir misiniz?Yıldız Holding İç Denetim Başkanlığı, Yıldız Hol-ding bünyesinde yaklaşık 28 yıldır faaliyet gös-teriyor. Toplam 21 çalışanıyla, 12,4 milyar lira (2012) ciroya sahip Grubumuza merkezi olarak denetim hizmeti sağlıyor ve doğrudan Hol-ding Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Murat Ülker’e bağlı olarak işlevlerini yerine getiriyor. Çok köklü bir denetim kültürü ve anlayışına sa-hip olan Başkanlığımız, 2010 yılı sonunda ciddi bir yeniden yapılanma geçirerek, bugün birçok değişik alanda farklı denetim türleri icra edebi-len bir yapıya kavuştu. Başkanlığımız denetim

faaliyetlerini icra etmenin yanı sıra geçmişten süregelen Gruba yönetici yetiştirme misyonu-nu da sürdürüyor.

Holding bünyesinde ne tür denetimler ger-çekleştiriliyor? Risk odaklı denetim ve bilgi teknolojisi denetimleri yapılmakta mıdır? Bu tür uzmanlık isteyen iç denetim hizmet-leri için bünyenizde iç denetçi istihdam edi-yor musunuz?Yıldız Holding Denetim Başkanlığı olarak, çok tecrübeli ve yetkin bir ekibimiz olduğunu söy-leyebilirim. İş denetimi olarak adlandırdığımız süreç denetimi, finansal denetim, uygunluk denetimi, performans denetimi, suistimal in-

celemeleri gibi denetimleri genelde finans mu-hasebe alanında uzman denetçiler tarafından gerçekleştiriliyor. IT sistem ve süreçlerinin de-netimini yapan ekibimiz de kendi alanında uz-manlaşmış, IT denetçilerinden oluşuyor. Baş-kanlığımız bünyesinde yapılan tüm çalışmalar risk odaklı olarak icra ediliyor. Özellikle sistem, süreç ve IT denetimlerinde planlamadan ra-porlamaya tüm süreçler, risk odaklı ele alınıp denetleniyor.

Departmanınızda özel bir iç denetim yazılı-mı kullanıyor musunuz?Yıldız Holding İç Denetim Ekibi ve Bilgi Sistem-leri Genel Müdürlüğümüzce geliştirdiğimiz ve bulgularımızı çalışma kağıtlarımızdan raporları-mıza en efektif ve hızlı yoldan taşımamızı sağla-yan “Raportör” adlı bir uygulama kullanıyoruz. Ayrıca çıkan her denetim raporu intranetimiz üzerinde “Bulgusayar” adını verdiğimiz ve yine tamamen Yıldız Holding olanaklarıyla ge-liştirilen sisteme yükleniyor ve gerek denetle-nen grup şirket yönetimi gerekse üst yönetim nezdinde takip edilebiliyor. Burada şirketler ta-rafından alınacağı söylenen aksiyonlar, termin tarihleri, bu bulguların giderilmesinden sorum-

lu kişi/departman ve bulguların son durumu yani hala açık olup olmadığı vs. de izlenebiliyor. Bunlara ilaveten departmanımızda kullanılan “Denetim Süreci Yönetimi” yazılımını, son altı aydır test ediyoruz.

“Mesleki olarak yetkin ve sertifikasyon tarafında zengin bir departmanız”

Meslekle ilgili gerek ulusal ve gerekse de uluslararası gelişme ve uygulamaları nasıl takip ediyorsunuz?Meslekle ilgili ulusal ve uluslararası gelişmeleri üye olduğumuz mesleki kuruluşların düzenledi-ği seminerler, toplantılar, kongreler vasıtasıyla takip etmeye çalışıyoruz. Ayrıca mesleki olarak yetkin ve sertifikasyon tarafında zengin bir de-partman olduğumuz için üye olunan mesleki örgütlerin yayımladıkları kitap, dergi gibi yayın-lara üyeyiz. Bu yayınlar, görev verdiğimiz bir denetçi tarafından yakından takip edilip, özet-leri, ortak alanda tüm denetçilerin ulaşabileceği şekilde güncelleniyor. Bunlara ek olarak her iki haftada bir Cuma günleri düzenlediğimiz bir koordinasyon toplantısı var. Burada denetim

“Yıldız Holding Liderlik Modeli’ne uygun adayları değerlendirmeye alıyoruz”İstihdam edeceğiniz iç denetçiler için ne tür nitelikler arıyorsunuz?İstihdam edeceğimiz kişilerin Yıldız Holding İnsan Kaynakları kriterlerine uyması ilk kriterimiz. Burada tecrü-besi ve yaşı ne olursa olsun “Yıldız Holding Liderlik Modeli”ne uygun veya uyma potansiyeli taşıyan adayları değerlendiriyoruz. Bu kriter de iki ana ayaktan oluşuyor, bireysel ve performans kriterler. Kişilik anlamındaki bireysel kriterler, özellikle biz denetçiler için büyük önem arz ediyor. Aramıza katacağımız takım arkadaş-larımızı iyi ahlaklı, dürüst, iletişim ve empati becerileri yüksek kişiler arasından mesleki ehliyete sahip veya sahip olmaya aday, yüksek performans odaklı kişiler arasından seçmeye gayret gösteriyoruz.

Tecrübeli ve yeni mezunlar için olmak üzere iki ayrı işe alım programımız mevcut. Yeni mezun işe alım-larında departmanımızda uzun süreli staj yapmış kişilere öncelik vermeye çalışıyoruz. Keza stajer olarak aldığımız kişilere, kesinlikle idari, yüzeysel işler yaptırmayıp, bilgi transferi sağlayacak detaylı olarak sahada uygulamalı eğitim veriyoruz. Dolayısıyla staj sürelerinin sonunda adaylar bizim için yeni üniversiteden mezun olmuş adaylara göre tecrübe ve bilgi birikimi açısından daha öncelikli oluyorlar.

Tecrübeli işe alımlarında departmanımızın mevcut eksikleri çerçevesinde, yetkinliklerimizi daha üst nok-talara taşıyacak, çok yönlü kişiler arıyoruz. Özellikle mesleki ehliyeti mesleki sertifikalandırılmış adaylara öncelik veriyoruz. SMMM, CIA, CISA vb. gibi mesleki sertifikalara bakıyoruz. Çok fazla yurt dışında mukim şirketimiz olduğundan, akıcı bir İngilizce de olmazsa olmazlarımızdan. Bunların haricinde adayların ERP uygulamalarına (özellikle SAP ve AS400) aşina olmaları da tercih nedeni olabiliyor.

Emre Şehsuvaroğlu

Page 24: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

46 47YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

mesleğinde, ilgili raporlama standartlarında veya en iyi uygulamalar açısından ortaya çıkan yenilikler tartışılıp, bilgi paylaşımı yapılıyor. Bu toplantıların haricinde yılda en az bir kez düzen-lediğimiz “Strateji Toplantısı” adını verdiğimiz yıllık planlama toplantımızda mesleki olarak ortaya çıkan önemli gelişme ve uygulamalar detaylı olarak ele alınıp, sunumlar vasıtasıyla farkındalık yaratılıyor.

İç denetçilerin mesleki gelişimlerini sürdür-meleri ve kendilerini geliştirmeleri için neler yapıyorsunuz?İç denetçilerimiz yani insan kaynağımız en çok önem verdiğimiz bir konu. İnsan kaynağımızın bilgi birikimini ve yetkinliklerini artırmak amaçlı, temelde iki farklı eğitim politikamız var. Bun-lardan ilki Holding genelinde yayımlanan bir katalog üzerinden istenilen hemen her konuda alınabilme imkanı olan eğitimlere, departman personelimizin eksikleri ve ihtiyaçlarımız doğ-rultusunda katılımını sağlamak. Bir diğeriyse,

departman olarak en çok eksikliğini hissettiği-miz konuları tespit ederek, söz konusu konu-larda dışarıda en iyi eğitimi veren kurumdan bu konularda eğitim tedarik etmek. Departma-nımız tarafından tespit edilen hususlarda aldı-ğımız eğitimler, genelde denetim mesleği ve yetkinlerimizin artırılmasına yönelik daha teknik eğitimler olarak da tanımlanabilir.

İç denetimin sertifikalı kişilerce yapılması-nın ne tür faydaları vardır? CIA veya benzeri sertifikalara sahip iç denetçileriniz var mı? Uluslararası geçerliliği bulunan sertifikala-rın alınması konusunda personelinize yöne-lik bir programınız bulunuyor mu? Sertifikalı denetçiler, sertifika sınavlarına ha-zırlanırken ister istemez en güncel ve en iyi uygulamaları görme, bilgilerini tazeleme ve kendilerini geliştirme şansı buluyor. Dolayı-sıyla bu kişiler yapılan denetimlerin şirketlere katkısı daha yüksek olabiliyor. Ancak sertifika, başlı başına denetim mesleği hakkında her şeyi

bildiğinizi göstermez, sadece sizin belli bir baz bilginiz olduğunu gösterir. Bunu bu şekilde ele alıp, sertifikayı tecrübe ile harmanlayıp yeni ge-lişmeleri ve uygulamaları yakından takip etmek ve özümsemek gerekiyor.

Bünyemizde yer alan denetçilerin 9’u SMMM, 8’i CRMA, 4’ü CISA, 2’si CIA belgelerine haiz-dir. Ben de dahil olmak üzere 20 denetçi ara-sından 10 kişi birden fazla sertifikaya sahip. Gerek yetkinlik gerek sertifikalı denetçi bakı-mından departmanımız bir bütün olarak ala-nında Türkiye’nin en önde gelen kadrolarından biri. Amacımız 2015 yılı sonuna kadar sertifika sahibi olmayan 6 denetçimizin tamamının en az bir sertifika sahibi olması. Bunun gerçekleş-mesi için her türlü eğitim ve eğitim materyali sağlanmakta ve çalışanlarımıza sponsor da olu-nuyor.

Türkiye’de iç denetim ile ilgili son yıllarda çok önemli düzenlemeler yapıldı. Yapılan bu

düzenlemeler ve Türkiye’deki iç denetimin bulunduğu yer hakkında düşünceleriniz ne-lerdir?

Türkiye’de iç denetimin halen gelişmekte olan bir olgu olduğunu öneminin her geçen gün daha da fazla anlaşılmaya başlandığını düşünü-yoruz. Yeni TTK’da da atıfta bulunulduğu gibi yönetim kurulu, şirketin faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmak ve işlemlerin seyrini izlemek için komite ve komisyonlar kurmasının yanı sıra bağımsız ve objektif bir güvenceye ihtiyaç duyacaktır. Bu konuda en etkin desteği, ana görevi bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve onlara değer katmak amacını güden bağımsız ve objektif bir güvence ve danışmanlık faaliyeti olan “İç Denetim” fonksiyonu vasıtasıyla ala-bileceği açıktır. Kurumların işleyiş, raporlama ve dolayısıyla karar alma süreçlerinin bir iç de-netim fonksiyonu ile güvence altına alınması, kurumsal sürdürülebilirlik açısından önem taşı-maktadır. Bu nedenle pay ve menfaat sahipleri-nin hak ve çıkarlarını korumak sorumluluğunda olan yönetim kurulları için güvence teşkil eden bir iç denetim fonksiyonu ihtiyaç olarak orta-ya çıkmaktadır. Keza, şirket hangi büyüklükte olursa olsun, şirkette, muhasebeden tamamen bağımsız, uzmanlardan oluşan, etkin bir iç de-netim örgütüne gereksinim olduğu, bir anonim şirketin denetiminin sadece bir bağımsız dış denetim kuruluşuna bırakılamayacağı kanun gerekçesinde vurgulanmaktadır.

“TİDE’nin öncü katkılarını takdir ediyoruz”

Ülkemizde reel sektörde iç denetimin ulus-

Yıldız Holding İç Denetim Ekibi

“Kurumların işleyiş, raporlama ve dolayısıyla karar alma süreçlerinin bir iç denetim fonksiyonu ile güvence altına alınması, kurumsal sürdürülebilirlik açısından önem taşımaktadır.”

Page 25: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

48 49YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

lararası standartlarda gelişimi için sizce ne-ler yapılmalıdır?Ülkemizde reel sektörde iç denetimin ulus-lararası standartlarda gelişimi için sektördeki şirketlerdeki iç denetim faaliyetleri ve yarattığı katma değerle alakalı farkındalık seviyesinin artırılması gerekiyor. Bu konuda meslek pro-fesyonellerinin yanı sıra meslek örgütümüz TİDE’nin de öncü katkılarını yakından takip ediyor ve takdirle karşılıyoruz. Burada tabiki iş sadece TİDE’ye değil bu mesleği icra eden herkese düşüyor ve herkesin uluslararası stan-dartlarda iç denetimin ne olduğu, denetlenen şirket ve süreçlerine ne gibi bir katma değe-rinin olduğunu denetlenen şirket yönetimine/çalışanlarına çok iyi aktarıyor olması gerekiyor.

Bu kapsamda Uluslararası İç Denetim Stan-dartlarına uyumu da çok önemsiyor ve des-tekliyorum. Biz Yıldız Holding İç Denetim ola-rak bu sene itibarıyla uluslararası bir denetim firması ile kalite güvence hizmeti alımı husu-sunda anlaştık ve bu sayede yaptığımız işin uluslararası standartlarla uyumu hususunda ne durumda olduğumuzu görüp, varsa eksik

çıkan yönlerimizi geliştirmeye odaklanacağız.

Türkiye İç Denetim Enstitüsü ile ilgili dü-şünceleriniz, Enstitü’den talep ve beklenti-leriniz nelerdir?TİDE hiç kuşkusuz iç denetim mesleğinin Türkiye’de gelişmesinde, iç denetim yapısı-nın şirketlerde öneminin anlaşılarak farkın-dalık seviyesinin artırılmasında öncü ve lider bir kurum olarak önce çıkıyor. Biz de Yıldız Holding İç Denetim Ekibi olarak mümkün olduğunca TİDE’nin faaliyetlerine iştirak et-meye çalışıyoruz. Ayrıca, TİDE Akademi’nin düzenlediği eğitimleri çok önemsiyoruz ve bunların içeriğinin ve çeşitliliğinin uluslararası standartların gelişimine paralel artarak devam etmesini istiyoruz.

İç Denetim Dergisi’ni takip ediyor musu-nuz? Dergi olarak bizden talep ve beklenti-leriniz nelerdir?İç Denetim Dergisi’ni en fazla TİDE üyesi olan kurumlardan birisi olarak çok yakından takip ediyoruz. İç Denetim Dergisi’nde de iç dene-tim mesleği ile ilgili en son gelişmelere, stan-dartlardaki değişikliklere ve yeni yaklaşımlara artarak yer verilmesini bekliyoruz.

Meslek profesyonellerine bir mesajınız var mı?Buradan meslek profesyonellerine mesleki ge-lişimin önemini bir kez daha hatırlatmak istiyo-rum. Denetçilerin gelişimine ve mesleki serti-fikasyonlar vasıtasıyla yetkinliklerinin artırımına çok önem vermeliyiz çünkü kişilerin mesleki gelişimi ve yetkinliklerinin artırılması aynı şekil-de yapmış oldukları denetim işinde yaratacak-ları katma değeri de maksimize edecektir.

“Gelecekte risk bazlı denetimin önemi artacak”İç denetimin gelecekteki konumu hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?İç denetim mesleğinde önümüzdeki dönemlerde risk bazlı denetimlerin öneminin hızla artarak denetim kay-nağı veriminin maksimize edilmesinin daha da önem kazanacağını düşünüyoruz. Özellikle bilgisayar destekli denetim tekniklerinin yaygınlaşarak, periyodik denetimlerden “continuous audit- sürekli denetim” konsepti-ne geçişin hızlanacağını ve denetim departmanlarında bu yetkinliğin ön plana çıkacağını öngörüyoruz.

Sosyal medya konusunda merak ettiğiniz her konu

bu kitapta… TİDE Yayınları arasından yeni bir kitap daha çıktı: Sosyal Medya - Kurumsal Yönetim ve Risk Rehberi. Bir sosyal medya ile denetim uzmanının kaleme aldığı ve Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA) tarafından yayımlanan bu kitabı TİDE Akademik İlişkiler Komitesi Üyesi Tuğrul Bozbey çevirdi. Kitap, sosyal medyanın kurumlarda giderek öneminin arttığı günümüzde, tüm yönetici ve çalışanların ayrıntılı bilgi edineceği bir kaynak niteliğinde… Kitabı dilimize çeviren Tuğrul Bozbey sorularımızı yanıtladı.

Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?Öncelikle Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün çok değerli üyelerinin katkıları ve özverili çalış-malarıyla yayına hazırladığımız, Sosyal Medya Kurumsal Yönetim ve Risk Rehberi çeviri ki-tabının sosyal medyanın risk ve fırsatlarının yönetilmesinde çalıştıkları kurumlara değer katmak isteyen bütün profesyonellere ve meslektaşlarımıza yararlı olmasını diliyorum. Kısaca kendimden bahsedecek olursam; Fatih Üniversitesi Ekonomi Bölümü lisans ve Selçuk Üniversitesi İşletme Bölümü yüksek lisans derecesine sahibim. İş hayatıma 2004 yılın-da Kuveyt Türk Katılım Bankası Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda müfettiş yardımcısı olarak başla-dım. 2009 yılına kadar Türkiye’nin çeşitli illerin-deki şubelerde teftiş görevlerinde bulundum. 2009 yılından bu yana ise yine Kuveyt Türk’te bilgi sistemleri müfettişi olarak çeşitli denetim görevleri üstlendim. Farklı kapsamlardaki tef-tiş görevleri için İngilizce standartlar ve kay-naklardan yararlanılması ve teftiş raporlarının çevirilerinin hazırlanması ihtiyaçları nedeniyle teftiş görevimin bir parçası olarak Türkçe’den İngilizce’ye ve İngilizce’den Türkçe’ye çeviri deneyimi edindim. CRMA sertifikası sahibiyim

ve Türkiye İç Denetim Enstitüsü Akademik İliş-kiler Komitesi üyesiyim.

Bu kitabın seçilmesine ve çevirisinin yapıl-masına nasıl karar verildi? Danışmanlık firmalarının son yıllarda gerçek-leştirdiği anket ve analizlerin sonuçlarından her ölçek ve sektörden kurumların sosyal medya fırsat ve risklerinin nasıl yönetilmesi gerektiği sorularına yanıt aranmakta olduğunu gözlemli-yoruz. Benzer şekilde çalıştığım kurum da bu yeni iletişim ortamının denetlenmesi görevini bana verdi. Öncelikle sosyal medyayı anlayarak risk ve fırsatlarını yönetmek için neler yapılma-sı gerektiği üzerine çeşitli kitap ve iyi uygulama örneklerinden araştırmalar yaptım. Araştırmala-rımda pek çok kaynaktan yararlı bilgiler edinmiş olmakla birlikte denetim çalışmasının ana çer-çevesini bu kitaptan yararlanarak oluşturdum.

“Yıldız Holding İç Denetim Ekibi olarak, mümkün olduğunca TİDE’nin faaliyetlerine iştirak etmeye çalışıyoruz. Ayrıca, TİDE Akademi’nin düzenlediği eğitimleri çok önemsiyoruz.”

Page 26: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

50 51YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Kitabı bir sosyal medya ile bir denetim uzma-nının bir araya gelerek yazmış olması, sosyal medyanın kurumsal yönetimi ve risklerinin en-gellenmesi için incelenmesi gereken alanların ayrıntılarıyla anlaşılmasını sağlıyor. Bu anlam-da, kurumların sosyal medyaya ilişkin aradığı yanıtları içeren kitabın ülkemizdeki kurumlar için önemli bir ihtiyacı karşılayacağı düşünüle-rek, Akademik İlişkiler Komitesi ve Yayın Ko-mitesi gündeminde yapılan değerlendirmeler neticesinde çeviri projesi gündeme alınarak, gerekli çalışmalara başlandı.

Çeviri ne kadar sürdü? Zorlandığınız alanlar oldu mu?Kitabın çevirisi düzenli ve yoğun bir çalışmayla yaklaşık üç ay sürdü. Çeviri sonrasında editör-ler profesyonel çevirmen Baki Enis Balakba-balar ve Kuveyt Türk Teftiş Kurulu’ndan mes-lektaşım Selman Ortaköy ile ekip halinde iki ay daha uygun gördüğümüz değişikliklerin ve düzeltmelerin yapılması için çalıştık. Genel an-lamda her çeviri çalışmasında karşılaşılabilecek çeşitli sorunlara ve zorluklara çözüm üretilme-si gerekti. Teknik bilgiler aktardığı düşünülen mesleki bir kitap gibi görünse de yazarların esprili ve samimi yazım tarzı; kullanılan deyim-ler ve söz oyunları; Amerikan tarih ve kültürü-ne özgü öğelerin varlığı gibi pek çok nedenle çevirinin eşdeğerliğini sağlamak için yoğun ça-lışmalar yapmak gerekti. Çeviri sürecinde hem anlamı hem de çevrilen metnin işlevinin aktarıl-ması, aynı zamanda da kitabın genelinde tutarlı bir anlatım sağlanabilmesi için editörlerle uzun toplantılar ve çalışmalar yaptık. En nihayetinde bu eserin karşılaştığımız zorluklara değdiğini düşünüyorum.

Kitabın içeriğinden de kısaca bahseder mi-siniz? Okuyucular kitapta neler bulacak?Kitap yedi bölümden ve faydalı bilgilerin yer aldığı eklerden oluşuyor. Çalıştıkları kurumda sosyal medya faaliyetlerinin, kurumsal yöne-timinde ve denetiminde sorumluluk üstlenen bütün yönetici ve çalışanların kapsamlı ve ay-rıntılı bilgiler edinebileceği bir kaynak olması hedefiyle kaleme alınmış.

Birinci bölümde sosyal medyayı ve getirdiği

risk ve fırsatları açıklayacak biçimde sosyal medya gelişiminin zaman sıralı incelemesi yer alıyor. Sosyal medya, getirdiği yeniliklere bağlı olarak, ana hatlarıyla “herkesin” artık bir yayım-cı olmasını sağlayan internet tabanlı yayımcılık teknolojileri şeklinde tanımlanarak, bu yeni ileti-şim ortamının getirdiği risk ve fırsatların anlaşıl-ması ve bunların uygun biçimde yönetilmesini sağlayacak yönetim, risk ve kontrol yapılarının oluşturulmasının önemi üzerinde duruluyor.

İkinci bölümde kurumsal sosyal medya strate-jisi ve bu stratejiye bağlı sosyal medya planları-nın oluşturulması üzerinde duruluyor. Gelirlerin artırılması, müşteri memnuniyeti ve sadakati-nin artırılması, en iyi niteliklere sahip insan kay-nağının edinilmesi ve elde tutulması, yeni ürün geliştirme çalışmaları ile marka farkındalığı ve algısının geliştirilmesi gibi başlıca iş hedefleri-nin sosyal medyadan yararlanılarak, gerçekleş-tirilmesine yönelik başarılı gerçek uygulamalar detaylandırılıyor.

Üçüncü bölümde sosyal medyadaki iletişimin takip edilmesi ve kurumlara olan etkilerinin ölçülmesi konularına değiniliyor. Sosyal med-

yanın takibi, temel ve gelişmiş sosyal medya takibi olarak iki aşamada inceleniyor ve eklerde sosyal medya takibinde yararlanılacak internet sitelerinin bir listesi de yer alıyor. Sosyal med-yanın kurumlar üzerindeki etkilerinin ölçülmesi için marka bilinirliği ve farkındalığı, müşteri hiz-metleri, insan kaynakları, yeni ürün geliştirme faaliyetleri ile satış ve pazarlama alanlarındaki ölçümlerde kullanılabilecek başarı ölçütlerine örnekler veriliyor.

Dördüncü bölümde kurumların iç ve dış pay-daşlarına yönelik sosyal medya politikalarının oluşturulması süreci, sosyal medya politikala-rında yer alması gereken hususlar, politikalara uyumluluğun sağlanması için yapılması gere-kenlere değiniliyor.

Beşinci bölümde sosyal medyayla ilgili strateji ve planlama riskleriyle, operasyonel faaliyetle-re ve iş süreçlerine ilişkin riskler ele alınıyor. Doğru stratejilerin belirlenememesi ve iş he-defleriyle hizalandırılamaması, sosyal medya faaliyetlerinin yönetilmesi için oluşturulan or-ganizasyonel yapının doğru konumlandırılama-ması, yeterli yetkinliğe sahip olmayan perso-nele sosyal medya faaliyetlerinde sorumluluk atanması, beklenmedik durum ve krizlere karşı hazırlıklı olunmaması ve benzeri riskler detay-landırılıyor.

Altıncı bölümde stratejik, taktiksel ve ope-rasyonel seviyelerde sosyal medya faali-yetlerinin yönetim ve gözetiminin sağlamak amacıyla gerekli organizasyonel yapıların kurulmasına değiniliyor. Üst düzey yönetim, ilgili tüm departmanlar ve tüm çalışanların sosyal medyaya ilişkin rol ve sorumlulukları-nın belirlenmesi; hedefler, görev tanımları ve başarı ölçütlerine ilişkin tanımlamaların yapıl-ması; tüm paydaşlar arası iletişim kanalları ve yöntemlerinin, olay yönetimi ve olayların yet-kililere bildirilmesi aşamalarının belirlenmesi konuları açıklanıyor.

Yedinci bölümde ise örnek bir sosyal medya denetim programına yer veriliyor. Örnek dene-tim programında şu ana başlıklar altında sınıf-landırılmış kontroller listeleniyor:

• Sosyal medya yönetişimi ve gözetimi• Sosyal medya stratejisi• Sosyal medya planı• Sosyal medya planının uygulanması• Başarı ölçütleri• Sosyal medya takibi• Eğitim• Sosyal medya politikası• Yasal uyum

İç denetçi olarak, şirketlerin sosyal medya-ya bakışı nasıl? Kurumlar sosyal medyayı nasıl kullanmalı?Birkaç yıl öncesine kadar şirketlerin paydaşla-rıyla iletişim kurmak için yeteri kadar uzun bir sürede tasarlanarak hazırlanmış ilan ve rek-lam çalışmaları yeterliydi. Herhangi bir kurum ya da olay hakkında televizyon, radyo ve yazılı basın dışında herhangi bir kanalda toplumsal gündem oluşturmak mümkün değildi. Sosyal medyanın ortaya çıkışıyla, kurumların iletişim kanalları üzerindeki mutlak hakimiyetinin son bulduğunu görüyoruz. Kurumlar, kontrolleri dışındaki bir ortamda her an kendileri hakkın-da konuşulması nedeniyle, eskisine göre artık daha hızlı ve hazırlıklı olmak zorunda. Daha önceleri sosyal medyada yer almayı net bir bi-çimde reddeden pek çok kurum bile artık ken-dilerince uygun gördükleri sosyal platformlarda aktif bir biçimde paylaşım yapmaya başlamış durumda. Tabii ki her kurum sosyal medya-nın her alanında faaliyette olamayacak. Bazı kurumlar için sosyal medyada yer almak, bu ortamdaki iletişim ve pazarlama imkanlarından yararlanmak hayati öneme sahipken, bazı ku-rumlar için yalnızca sosyal medyada kendileri hakkında konuşulanları takip etmek, gerektiği durumlarda aksiyon almak en doğru karar ola-cak. Böyle bir durumda, yani sosyal medyada herhangi bir faaliyette bulunmama kararının bile yönetim kademelerinde stratejik bir karar olarak alınması gerekiyor. Örneğin, orta ya da daha alt kademelerdeki departman ve birimle-rin, sosyal medyada iyi niyetli de olsa genel ku-rum stratejisiyle çelişecek faaliyetlerinin engel-lenmesi için gerekli önlemlerin alınmış olması gerekiyor. Özetle kurumlar, öncelikle sosyal medyanın görmezden gelinemeyeceği gerçe-ğini akılda tutarak, bu alanda ne kadar etkin ol-

Page 27: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

52 53YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

maları gerektiği konusunu değerlendirmelidir. Sonrasında ise sosyal medyaya ilişkin alınan stratejik kararların uygulanabilmesi için gerekli organizasyonel düzenlemeler ve kaynak aktarı-mı yapılmalıdır.

Şirketlerde sosyal medya denetimi konu-sunda neler söyleyeceksiniz? Riskleri engel-lemek için şirketler ne gibi tedbirler almalı? Sosyal medya, kurumlar açısından çok yeni bir faaliyet alanı olduğundan ve hatta pek çok ku-rum henüz herhangi bir sosyal medya girişimin-de bulunmamış olduğundan bu konudaki bir denetim faaliyeti güvenceden çok danışmanlık hizmetleri içerecektir. Sosyal medya faaliyetleri belirli bir birim ya da departmana devredilerek bu birim ya da departmanın tek başına bütün süreci yürütebileceği düşünülse de, bu yanlış bir varsayımdır. Kurumlarda sosyal medya faali-yetlerine ilişkin sorumluluk atanan birim ve çalı-şanlar, bu sorumluluklarını yerine getirmek için diğer pek çok departmanın ve üst yönetimin desteğine ihtiyaç duyacaklardır. Bilgi güvenliği

riskleri, sosyal medya hesaplarında doğru yet-kilendirme yapısı oluşturulması, yasal riskler ve benzeri pek çok konuda her bir departmanın sorumluluklarına dair iç denetimin tarafsız ve bağımsız tavsiyeleri şirketlerin alması gereken ilk ve başlıca tedbirler olarak değerlendirilme-lidir. Bu bakımdan, sosyal medya risklerinin engellenerek fırsatlarından yararlanılması için çalıştıkları kurumun stratejik ve operasyonel bütün süreçlerini, bütün departmanlarını ve ku-rumsal kültürünü yakından tanıyan iç denetim birimlerinin sunduğu tavsiyeler, bir kurumun sosyal medya faaliyetlerine ilişkin planlar ara-sında öncelikli değere sahip bir eylem planı ola-rak ele alınmalıdır.

Kurum çalışanlarının sosyal medya kısıtla-malarının sınırı ne olmalı? Çalışanların özel hayatı ile iş hayatı arasındaki sınırlar her zaman tartışma konusu olmuştur. 15 yıl öncesine kadar yalnızca sosyal hayat ile iş hayatı arasındaki sınırlar tartışma konusuy-ken 10 yıl öncesinde çalışanların iş başında

İnternette geçirdiği zamanın ve İnternet erişim yetkilerinin kontrol altında tutulması konusu da öncelikli tartışma maddeleri arasına katılmıştı. Bugün ise sosyal hayat ile İnternet teknolojile-rinin buluşması sonucunda daha karmaşık bir konu olan sosyal medya kısıtlamaları tartışıl-maktadır. Bu karmaşık konuya mobil teknolo-jiler ile sosyal medya erişiminin artık yer ve za-man sınırlarının kalkmış olması da eklendiğinde sınırlar ve kısıtlar üzerine alınacak kararların da fazlasıyla karmaşıklaştığı ortadadır.

Sosyal hayat ile iş hayatı arasındaki sınırlar, gizli kurum bilgilerinin korunması endişeleri, kurum itibarının korunması beklentileri ve iş gereği yerine getirilmesi gereken sorumluluklar sos-yal medyanın bu denli gelişmesinden önce de tartışma konusuyken, bugün kurumların bu konulardaki endişeleri daha da artmış durum-dadır. Sosyal ve özel hayat ile iş için yerine ge-tirilmesi gereken sorumluluklar birbirinin rakibi olarak görülse de, sosyal medya sayesinde çalışanların sosyal yetkinliklerinin kurumların

iş hedeflerinin başarılmasında eşsiz katkılar sağlayabileceği de git gide daha çok kabul gör-meye başlamıştır. Bu bakımdan, sosyal medya nedeniyle karşılaşılan bazı risklerin önlenme-sine odaklanarak, sosyal medyadan çalışanlar aracılığıyla sağlanabilecek faydaların da kaçırıl-masını önleyecek biçimde “çalışanlara yönelik sosyal medya politikası” oluşturulmalı, politika üzerine düzenli eğitimler verilmeli ve politikaya uyulmaması durumunda karşılaşılabilecek yap-tırımlar çalışanlara aktarılmalıdır. Bütün bunlara ek olarak, sosyal medya kısıtlamalarının aksine, sosyal medyada kurum hedeflerinin başarılma-sında katkıda bulunabilecek çalışanlara gerek-li eğitimler verilerek sosyal medyada kurum adına sosyal medya faaliyetlerinde yer alması teşvik edilebilir. Eklemek istedikleriniz var mı?Bu kitabı büyük bir keyifle çevirdim. Eşimin anlayışlı tutumları, Kuveyt Türk Teftiş Kuru-lu’ndaki yöneticilerimin hoşgörüleri, Türkiye İç Denetim Enstitüsü’nün çok değerli yö-neticilerinin teşvikleri ve Akademik İlişkiler Komitesi ve Yayın Komitesinin saygıdeğer üyelerinin katkıları sayesinde kitabın basımı mümkün oldu. Müfettişlik kariyerimizde mes-leki ve kişisel gelişimimizi her fırsatta teşvik eden Kuveyt Türk Teftiş Kurulu Başkanımız Bahattin Akça’ya destekleri için buradan te-şekkürlerimi sunarım. Yöneticilerim, üstatla-rım ve büyüklerimin desteği olmadan bu çeviri ortaya çıkamazdı. Başta, vizyonu ve yol gös-tericiliği ile bu çalışmanın önde gelen spon-sorları olan TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun, TİDE Yönetim Kurulu Başka-nı Özlem Aykaç İğdelipınar, TİDE Yönetim Kurulu Üyesi Gürdoğan Yurtsever ve Yayın Komitesi Başkanı Seyfullah Atçı olmak üze-re, TİDE Genel Müdürü Ertan Küçükyalçın’a, Türkçe Kaynak Geliştirme Çalışma Grubu so-rumlusu Alp Buluç’a, düzelti çalışmalarındaki özverili çalışmaları için değerli dostum Baki Enis Balakbabalar’a ve meslektaşım Selman Ortaköy’e teşekkür etme fırsatı bulduğum için ayrıca mutluyum. Kitabın sosyal medya-nın kurumsal yönetim ve denetimi alanında faydalı olması dileklerimle tüm meslektaşla-rıma saygılar sunarım.

Page 28: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

54 55YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Hobiler insanı zenginleştiriyor

Dr. Cüneyt Sezgin:

Garanti Bankası ve çeşitli iştiraklerinde Yönetim Kurulu ve Denetim Komitesi üyesi olarak görev yapan ve 25 yıllık bankacı olan Dr. Cüneyt Sezgin bitmeyen tutkusu koleksiyonlarını anlattı. Sezgin, denetim gibi zor bir mesleği icra eden

meslek mensuplarının, uzun soluklu iş yaşamlarında kendilerini rahatlatacak bir hobilerinin olmasını belirtirken aynı zamanda hobilerin insanı zenginleştirdiğinin

de altını çiziyor.

İnsanın kişisel yolculuğunu zenginleştirmesi, renklendirmesi için bir uğraşının, hobisinin olması gerektiğini belirtiyorsunuz. Sizi mut-lu eden bu hobilerinizden bahseder misiniz? Dünyaya gelmek bizim inisiyatifimizde olan bir şey değil ama onu olabildiğince dolu dolu yaşamak zenginleştirmek bizim elimizde. Bu konuda herkesin farklı tercihleri olabilir elbette. Çok eski yıllardan beri okumak, müzik, kültürel geziler, aktif taraftarlık benim hayatımı zengin-leştiren unsurlardan bazıları. Bunların yanında özellikle ayrı yazmak istediğim bir konu da ta-rihtir. Tarih (her dönemi ve her türü) benim için

çocukluğumdan beri ilginin de ötesinde geçen adeta tutku haline gelen bir konu olmuştur.Zaman içinde bazılarımız bu ilgilerini daha da derinleştiriyor, bu konularda daha tutkulu, daha derinlikli, daha sistematik bir yaklaşım sergili-yor. Benim de bu çerçevede aslında kaynağını çocukluğumda en sevdiğim iki vakit geçirme alanlarından biri olan ama sonrasında da yu-karıda anlattığım gibi ilgi alanlarımla örtüşen iki koleksiyonum var. Bunlar çizgi roman ve kurşun asker. Tabii bir de bunların yan ürünü olabilecek konular var. Örneğin çocukluğumun oyuncakları, gravürler, afişler ve posterler.

Neden özellikle “kurşun askerler”? Bunun iş dünyasındaki stratejik düşünme ile bir il-gisi olduğunu düşünüyor musunuz?Benim için bu neden söz konusu değil. Yanıtı çok daha basit aslında. Çocukken en çok sev-diğim oyuncaklar, oyuncak askerlerimdi. Örne-ğin arabalara o kadar düşkün değildim. Bir de bu sevgim özel ilgi alanım tarihle çok iyi örtüştüğünü düşünürsek, nede-ni ortaya çıkıyor aslında.

Koleksiyonculuğa nasıl ve ilk neyi alarak başladınız?Çocukluğumda çok sevmeme rağmen, çok çe-şitli nedenlerle elimde tek bir asker veya çizgi roman kalmamıştı. Koleksiyonculuğa önceden planlayarak baslamak gibi bir durum olmadı bende. Sadece sevdiğim objeleri hatırlattığı için 1996 yılında Londra’dan aldığım birkaç par-ça askerden sonra alıma devam ettim ve yıllar içinde bir düzene kavuşup, koleksiyona dönüş-tü kurşun asker hobim. Çizgi roman koleksiyo-numda da benzer bir durum söz konusu. Orada da 1999/2000 döneminde sahaflardan nostaljik nedenlerle aldığım birkaç parça örnek zaman içinde gelişti ve koleksiyona dönüştü.

“İnsan ne yapar ne eder, hobisine zaman bulur”

Yoğun iş temposunda hobilerinize zaman ve emeği nasıl ayırıyorsunuz?Benim bir inancım var. İnsanoğlunun enerjisi eğer bir şeye gerçekten sevgiyle, tutkuyla bağ-lıysa sınırsızdır. Bu iş hayatında da, sevdiğimiz insanlar söz konusu olduğunda da ve tabii ki hobilerimizden söz ettiğimizde de böyledir. İn-san ne yapar, eder zaman bulur. Hatta bunlar-dan ekstra enerji alıp, daha büyük güçlüklerin de üstesinden gelir. Her şeye hep aynı zamanı ayırmak mümkün değil elbette. Zaman zaman sorumluluklarınız (toplantılar, projeler, seyahat-ler) hobilerinizden fedakarlık gerektirebilir ama uzun vadede ve dip toplamda ayrılan süre pek değişmez. Örneğin, ben yoğun bir işgününün ardından gece çok uzun saatler çizgi roman envanter kayıtlarını, tasnifini yapmak için durup dinlenmeden çalıştığımı çok hatırlarım. Bu beni fiziksel olarak yorsa da zihinsel olarak tazeler.

Koleksiyonculuk pahalı bir hobi midir? Bul-duğunuz her objeyi alıyor musunuz? Yoksa belli özellikler mi arıyorsunuz?Bu, kişinin tercihleri ve hatta kişiliğiyle doğru-dan ilişkili bir şey. Elbette, iyi, nitelikli bir kolek-siyon çok ucuz değil ama sanıldığı kadar pahalı da değil. Önemli olan burada hırsınızın aklınızın, sağduyunuzun önüne geçmemesi. Öte yan-dan, birçok koleksiyoner, bunun için yapmasa da, bu koleksiyonların maddi değeri de vardır. Yani ileride eğer gerek duyarsanız bu koleksi-yonlarınızın maddi geri dönüş imkanı da vardır.

Kurşun askerleri ya da çizgi romanları İstanbul’da (ülkemizde) nerelerde buluyor-sunuz? Yurt dışında özellikle bu iş için gitti-ğiniz ülkeler var mı?Batılı örnekleriyle kıyaslanacak düzeyde olma-sa da çizgi romanın Türkiye’de bir ikinci piya-sası var. Türkiye’de İstanbul (Kadıköy) ağırlıklı. Bunun yanında internet son yıllarda gelişen bir

“İnsanoğlunun enerjisi eğer bir şeye gerçekten sevgiyle, tutkuyla bağlıysa sınırsızdır.”

Page 29: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

56 57YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

kaynak. Öte yandan benim koleksiyonunum yüzde 20’lik bölümü yabancı çizgi romanlardan oluşuyor. Onları da birçok kaynaktan temin edebiliyorum. Ama en severek yaptığım alışve-rişler kendimin seçerek, dokunarak, ayrıntıları hissederek yaptığım alışverişler. Kurşun asker-lerde de Türkiye’de kaynaklar var ama maa-lesef oldukça sınırlı. O nedenle daha çok yurt dışında alıyorum. Ama orada internet alışveri-şini neredeyse hiç tercih etmiyorum. İnternet, kurşun asker söz konusu olduğunda, sürprizle-re açık bir mecra.

Ayrıca boyasız kurşun askerleri de kendiniz boyuyorsunuz. Boyamayı neye göre yapı-yorsunuz? Günün birinde, kendi atölyenizi kurup el yapımı kurşun askerler yapmayı düşündünüz mü?Ben hobilerimi asla sadece biriktirme uğraşı ola-rak görmedim. Bunu da yapanlara saygı duyuyo-rum ama hobilerinizle ilgili olarak ne kadar yatay ve dikey entegrasyon yaratırsanız ondan o kadar daha fazla zevk alır, zenginleştirici etkisini o ka-dar daha çok hissedersiniz. Benim inancım bu. O nedenle de askerlerin bir bölümünü de ken-dim boyuyorum. Küçük de olsa bir şeyleri yarat-

mak, bir eser vücuda getirmek, kendinizden bir şeyler katabilmek olayla daha fazla bütünleşme-nizi sağlıyor. Boyamayı mutlaka dönemin bilinen tüm kaynaklarına bakarak, renk ve desenlerde gerçeğe bire bir uymaya özen göstererek ya-parım. Yani burada benim için yaratıcılığın sınırı dönemsel tarihsel gerçeklerdir.

Öte yandan tarihe olan tutkum, ister istemez çok çeşitli orduların, farklı dönemlerdeki giyim, kuşam ve donanımlarıyla ilgili uzmanlaşmaya itti. Tabii bu süreklilik arz etmesi gereken, her zaman ilerlemeye açık bir alan. Bununla ilgili ayrı bir arşivim var (bunlara koleksiyonlarımın yan ürünleri diyorum) ve ilginçtir bu tür kitapları ben kurşun asker koleksiyonuma başlamadan almaya başlamıştım. Yani gidişat belliymiş as-lında. Tüm bunlara rağmen boyamanın sanat-sal boyutunda iddialı değilim. O ayrı bir yete-nek. O nedenle benimki amatör bir çaba olarak kalmaya mahkum görünüyor.

Kurşun askerleri toplarken veya çizgi ro-manları okurken bir nevi bir tarih çalışması da yapıyorsunuz. Savaşlar, savaşlarda kul-lanılan silahlar, giyilen üniformalar, o döne-

min kahramanları vs. Bu konuda da zengin bir arşive ve bilgiye sahipsiniz. İlginçtir, Amerikan Bağımsızlık Savaşını anlatan ve Türkiye’de en çok okunan Teksas, Tommiks gibi kitapları İtalyanlar üretmiş, Amerikalılar de-ğil. 2. Dünya Savaşı bitip, yeni bir dünya kuru-lurken, ABD’ye hayranlık da had safhada. Tek-sas, Tommiks ABD tarihini anlatır ama bunları Amerikalılar bilmez. Onların kahramanları farklı. Sadece kahramanlarından bile bir ülkenin kültü-rünü öğrenebilirsiniz. ABD’li kahramanlar hep dünyayı kurtarır, Süpermen, Spidermen, Bat-man gibi doğaüstü güçlere sahipler. Avrupa’da böyle kahraman bulamazsınız. Avrupa’da uçan bir kahraman yok ama onlar da ölmezler.

İskoç, İrlandalı, İngiliz askerlerinden oluşan yani kraliçenin muhafızlarının üniformaları gö-rünüşte aynıdır ama onları ayırt eden düğme-lerinin sıralanışıdır. Bazıları iki düğme alt alta sıralanırken, bir diğeri çapraz diğeri de tek sıra gidiyor. Bilenler hemen bunu fark ediyor ve bunlar kraliçenin İskoç muhafızı diyebiliyorlar. Her şey bu kadar basit değil, bunun arka planı var, geleceği, geçmişi var, ilişkide olduğu baş-ka şeyler var. Özel ilgi alanı yaratmak, bir şeye

merak sarmak, onun derinliğine inmek size di-siplin de veriyor. Ayrıntılara verilen önem, gör-sellik, o alanda derinleşme gibi…

Çok sevdiğiniz bir arkadaşınıza, bir çocuk heyecanı ile koleksiyonlarınızı gösterdiğiniz oluyor mu?Koleksiyonlarım, hobilerim benim için kişisel bir yolculuktur. Ya da bir başka deyişle, hiç kim-se görmeseydi de aynı tutku ve zevkle koleksi-yonlarımı yapardım. Ama elbette paylaşıldıkça artan her türlü mutluluk, keyif gibi koleksiyon-larımı dostlarımla, meraklılarıyla paylaşmak da ayrı tür bir keyif verir bana. Başkalarının da bu tür alanlarda yaptıklarını öğrenmek beni heye-canlandırır.

İlk çizgi romanınızı ya da ilk aldığınız çizgi romanı hatırlıyor musunuz? Çizgi roman diğer kitaplar yanında benim en büyük eğlencelerimden birisiydi çocukluğum-da. Ancak, ilk okuduğum çizgi romanı hatırlamı-yorum. Ama bugün o döneme ait kitaplarından bazılarının sayfalarını karıştırdığımda, o kitabı ilk okuduğum ana ve mekana zihinsel bir dönüş (flashback) yaşayabiliyorum. Tanımlanması,

Page 30: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

58 59YAKIN PLAN YAKIN PLAN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

anlaşılması çok değişik bir duygu. İnsan beyni hala bizim için büyük bir bilinmezlik.

Çizgi roman konusunda ciddi bir kütüpha-neye de sahipsiniz. Bu kadar yayını nasıl tasniflediniz? Bu da benim için koleksiyonerliği zenginleş-tiren uğraşlardan bir tanesi. Yine çok eski yıllardan gelen arşivci, tasnifçi bir yanım var. Düzen, kayıt benim için her zaman çok önemli olmuştur. Yani yaptığım mesleğin bana kazan-dırdığı değil de, benim aslında mesleğime de yansıttığım bir kişilik özelliğim. O nedenle tüm yayınları düzgün bir şekilde sınıflar, zaman za-man fiziki sayım yapar ve güncellerim. Ayrıca, bu yayınlarla ilgi ayrıntılar (yayın evi, basım evi, yıl, yer, sanatçı vb.) ve ek kaynakçaları sürekli takip eder, kayıt altına alır ve güncellerim. Kı-saca söylemek gerekirse, objeleri almak ve sergilemek benim koleksiyonerlik maceramda sadece buzdağının ucudur.

Ülkemizde çizgi roman geleneği şimdiler-de pek yaygın olmasa da bir yayınevi kla-sik romanları çizgileştirmeye başladı. Genç Türk çizerleri takip ediyor musunuz? Yurt dı-şındaki çizerlerle ve çizgi roman kültürüyle

karşılaştırdığınızda aradaki farklar neler?Üzülerek söylemek gerekir ki, fark çok büyük. Yurt dışında bu iş bir endüstri. Ülkemizde ise çok küçük bir kitlenin ilgi alanı artık. Bunun da nedeni burada yetenek sorunu olmasından de-ğil, arz-talep meselesinden kaynaklanıyor. Türki-ye 1980’li yıllardan sonra çok ilginç bir değişim yaşadı. Çizgi roman satışları bir anda dip yaptı ve orada kaldı. Bunun tabii çok çeşitli nedenleri var ama bu başlı başına ayrı bir röportaj konusu. Aya ilk ayak basıldığı 20 Temmuz 1969 tarihli Milliyet gazetesinin ilk sayfası sadece bu tarihi olaya ayrılırken yalnız, ‘Suat Yalaz’ın kalemin-den, Karaoğlan’ın macerası başlıyor’, duyuru-su da ilk sayfada yer alıyor. O zaman böyle bir fenomen vardı ve o dönem çizgi romanları çocuklar değil büyükler de okuyordu. Dünyada pek çok ülkede de çizgi roman kültürü kalmadı. Sadece Japonya onların manga adını verdikleri kendilerine has kültürleri var. ABD, Fransa ve Belçika, onun dışındaki ülkelerde çizgi roman çok geriledi. Toplumun değişimi, TV’nin etkisi, çocukların çizgi roman okuması çok zor artık. TV’de pek çok çocuk kanalı var. Bilgisayarını açtığında oyunlarla alabildiğine bir görsellik bu-luyorken çizgi roman okuması çok zor.

Hobilere de iş titizliği gösterdiğinizi anlıyo-ruz. Bunun öneminden bahsedebilir misiniz?Yaptığım her işi (belki de biraz fazlasıyla) cid-diye alan bir yapım var. Aslına bakarsanız, en doğrusu budur diye bir iddiam da yok. Ama bu benim işte. O nedenle, haklısınız, hobilerimi de çok ciddiye alıyorum. Öyle olmasaydı, biraz pa-radoksal ama benim için bu kadar uzun süreli ve keyifli olmazdı.

“Ülkemizde hobi edinme konusunda eksiklik var”

Hobileriniz size neler kazandırdı? İş dünyası ile bu konuda paylaşmak istediğiniz mesajınız var mı? Bunu hiç düşünmedim aslında. Aslında bir şeyi çok severek yapıyorsanız, sorgulamaya da gerek olmadığını düşünüyorum. Çünkü o şey veya şeyler sizi mutlu ediyordur ve bunun his-setmek ve yaşamak yeterlidir. Ama sorunuz bir açıdan da çok önemli. Geriye dönüp bir analiz yaparsam, dediğim gibi hayatımı zenginleşti-

ren, renklendiren konular olarak görüyorum. Bunun sonucunda da daha önce dediğim gibi enerjinizi arttırma başka alanlara daha mutlu ve keyifli olarak enerji aktarma imkanını sağlıyor.

Ülkemizde maalesef hobi edinme ve yaşatma konusunda eksiklik var. Elbette sadece ko-leksiyonerlik değil, çok çeşitli alanlarda hobi edinilebilir. Ama bizde hobi kavramı da yanlış anlaşılıyor. Hobi, arada bir yapılan, zevk alınan şeyler değil. Kişiye göre değişse de devamlılığı olan, yaşamımızla iç içe geçmiş uğraşlar olmalı hobiler. Hobilerin toplumda yaygınlaşmaması-nın eksikliğini, toplum olarak daha kısır, daha az üreten, hayal gücünü daha az işleten, ilişki-lerini daha materyal konular üzerinden kuran, enerjisini başka alanlarda tam boşaltamadığı için birbirinin üzerine boşaltan, daha az huzurlu bir toplum olarak yaşıyoruz. Ben iş hayatımda erken dönemlerden bu yana üstlendiğim ağır sayılabilecek sorumlulukların dengeli bir şekil-de üstesinden gelebilmekte hobilerimin büyük faydasını gördüğüme inanıyor ve meslek ha-yatına tüm başlayacak meslektaşlarımıza hobi-ler edinmelerine ve bunlara belli bir disiplin ve tutkuyla zaman ve emek harcamalarını tavsiye ediyorum. Ayrıca, ileride iş hayatından uzakla-şıldığında birçok kişinin yaşamında doğduğunu gözlemlediğimiz büyük boşluğu doldurmak

için de hobilere, ileriye dönük bir kişisel yatı-rım gözüyle bakmak yanlış olmaz. ABD’de ya-pılan bir araştırma, iş yaşamını bırakmanın en büyük zorluğunun maddi nedenler olmadığını, sonrasında ne yapacağı konusunda kaygının yüksek olduğunu gösteriyor. İnsanlar hayatı-nı işle dolduruyor, iş hayatı bitince o boşluğu kolay kolay dolduramıyor. Hobiler, iş hayatın-da ve sonrasında uğraşınız oluyor. Denetçilik gibi ağır sorumluluk getiren, hep problemlerle uğraşan mesleğe mensubuz. Uzun soluklu bir iş yaşamında o stresi alıp, kendimizi rahatla-tacak şeylere ve zenginleştirmeye ihtiyaç var. Kendiniz için bir şey yaparsanız, o zaman ken-dinizi daha iyi hissedeceksiniz. İnsanın, bir dil öğrenmek, spor yapmak, bir enstrüman çal-mayı öğrenmek gibi sürekliliği ve sistematiği olan bir hobisi olmalı. Her şeye vaktimiz var, hobilere de mutlaka vakit ayırmak ve yaratmak gerekiyor.

Koleksiyonculuğa yeni başlayanlara neler tavsiye edersiniz? Öncelikle, koleksiyonculuğa uzun yıllar süre-cek bir uğraşı olarak bakılması ve koleksiyon-lar büyütülürken sakin, soğukkanlı ve bilinçi hareket edilmesini öneririm. Amaç, bir yere ulaşmak değil de yolculuğun kendisi olmalıdır. Sonuçtan değil, süreçten keyif alınmalıdır. Öte yandan, koleksiyonculuğa sadece biriktirme eylemi olarak bakılmamalı, bu konuyla ilgili yan uğraşlar da edinilmeli, dolayısıyla buradan alı-nacak zevkin, deyim yerindeyse, katlanması için çaba harcanmalıdır. Ayrıca, koleksiyonunu yaptığımız konularla ilgili kaynakları okumak, uzmanlarla konuşmak, derine inmek, hem al-dığımız zevki arttırır hem de daha bilinçli bir koleksiyoncu olmamıza yardım eder.

Page 31: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

60 61PARMAK İZİ PARMAK İZİ

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Bilgi Teknolojileri Yönetişimi

Bilgi Teknolojileri (BT) Yönetişimi, organizas-yonun hedeflerine ulaşmasını ve BT’nin orga-nizasyonun hedeflerine uyumlu çalışmasını sağlayan, kurumun üst yönetimi tarafından takip edilen kurumsal yönetişimin bir parça-sıdır. BT Yönetişimi, kurumların operasyonel bütçelerinde giderek artan teknoloji yatırımla-rının, iş birimlerinin öncelikleri çerçevesinde ve etkin bir şekilde yönetilmesini hedeflediğinden gün geçtikçe önem kazanmaya başlamış bir kavramdır. Deloitte firmasının 40’ı aşkın ülke-den 800 firmanın katıldığı Bilgi Teknolojiler - İş Dünyası Dengesi (IT - Business Balance) araş-tırmasının sonuçlarına gore, araştırmaya katılan Türkiye’deki firmaların % 80’i yönetim strate-jilerinin belirlenmesinde BT’nin düzenli olarak rol oynadığını belirtiyor. BT Yönetişimi, BT ile ilgili süreçlerde ve karar-larda sorumluluk ve onay mekanizmalarının ta-nımlanmasına yardımcı olarak, kurumun iş he-deflerini yakalayabilmesi ve BT yatırımlarından azami geri dönüş sağlamasını mümkün kılıyor. Etkin bir BT Yönetişimi sistemi, kuruma aşağı-da belirtilen katkıları sağlıyor:

Pelin Pehlivan

1. BT önceliklerinin iş önceliklerine uyumu,2. İş süreçlerine destek, 3. BT süreçlerinin daha etkin bir şekilde ta-

sarlanması,4. BT içerisinde gerçekleştirilen faaliyetlerde

ve harcamalarda şeffaflık, 5. BT kaynaklarının etkin yönetimi,6. BT süreçlerinin yasal mevzuata uyumu,

BT’ye ilişkin risklerin yönetimi.

BT Yönetişimi süreci, kurumun stratejik he-deflerinin temel alınarak BT hedeflerinin be-lirlenmesiyle başlıyor. Bu başlangıç, kurumun hedeflerine ulaşmasını sağlayacak BT hedefle-rinin BT faaliyetlerine dönüştürülmesi, perfor-mansının ölçümlenmesi ve hedeflerle ulaşılan sonucun karşılaştırılması şeklinde bir döngü olarak devam ediyor. Kurumun stratejisi ve amaçları değiştiğinde, buna bağlı olarak BT hedefleri de değişerek döngüye katılıyor. Bu işleyiş paydaşlar, kurumun misyon/vizyon ve itibarı, uyulması gereken yasa/düzenlemeler ve piyasanın dinamikleri gibi dış faktörlerden de etkileniyor (Şekil 1).

BT Yönetişiminin Odaklandığı Alanlar

COBIT dünyada kabul görmüş endüstri stan-dartlarına ve en iyi pratiklere dayanması, tüm BT fonksiyonlarını kapsaması ve iş gereksi-nimleri, kontrol ihtiyaçları ve teknik konular arasında bir köprü vazifesi görmesi nedeniyle, BT Yönetişimi alanında en yaygın kullanılan çerçevedir.

COBIT 4 metodolojisi BT Yönetişimi’ni beş te-mel alanda ele alıyor:• Stratejik Uyumluluk (Strategic Alignment), • Riskleri Yönetmek (Risk Management),• Kaynakları Yönetmek (Resource Manage-

ment), • Değer Sağlama (Value Delivery), • Performansı Yönetmek (Performance Ma-

nagement).

Bu beş alandan “Değer Sağlama” ve “Risk Yönetimi”, diğer üç alan olan “Stratejik Uyum-luluk”, “Kaynak Yönetimi” ve “Performans Yönetimi”nin iyi işletilmesi sonucunda ortaya çıkıyor. Şekil 2’de BT Yönetişimi’nin beş odak noktasının birbiri ile ilişkisi gösteriliyor.

1. Stratejik Uyumluluk BT stratejik uyumlanması, kurumun BT yatı-rımlarının stratejik hedeflere uyumlu hale ge-tirilerek, BT İş Birimi’nin kuruma değer sağla-

ması hedefleniyor. Bunun için, BT stratejisinin kurumun stratejisini destekler nitelikte olması ve BT operasyonlarının kurumun mevcut ve gelecekteki operasyonları ile uyumlu çalışması gerekiyor.

Stratejik Uyumluluk için:1. Kurum üst yönetiminin Bilgi Teknolojilerin-

den alınabilecek faydanın farkında olması,2. İş birimleri ve BT İş Birimi’nin, iş hedefle-

rine ulaşmada BT’nin nasıl katkı sağlayabi-leceği konusunda ortak bir anlayışa sahip olması. (Örneğin teknoloji sayesinde iş süreçlerinde verimlilik elde edilmesinin amaçlanması, teknoloji uygulamaları ile yeni ürün / hizmetler hazırlanarak müşteri kazanımı/karlılığın artacağı bilincinin olma-sı, yeni teknolojilerin kurumun uygulama-larında getirdiği fırsatların takip edilmesi gibi.)

3. BT Komitesi gibi bir komite kurularak, BT’nin kurum stratejileri doğrultusunda yönlendirilmesi, bu sayede BT ve iş birim-leri arasında karşılıklı bir güven ortamının oluşturulması, gerekiyor.

2. Değer Sağlama BT İş Birimi’nin kuruma değer sağlaması, za-manında ve belirlenen bütçe içerisinde kalarak, iş birimlerinin beklentilerini karşılayacak kalite-de hizmet üretmesi demek. Etkin bir BT değer

YönelimiBelirle

PerformansıÖlç

BTHedefleriyleKarşılaştır

BTFaaliyetlerini

Denetle

KurumunHedeflerini

Belirle

Şekil 1 – BT Yönetişimi Yaşam Döngüsü

Page 32: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

62 63PARMAK İZİ PARMAK İZİ

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

yönetiminin sağlanması için; 1. BT yatırımlarının iş süreçlerine beklenen

faydasının ve bu yatırımların gerçekleşti-rilebilmesi için gerekli kaynağın/maliyetin (örneğin gerekli insan kaynağı, donanım maliyeti, işletim maliyeti vb.) hesaplanmış olması,

2. BT yatırımlarının gerçekleşen faydalarının (örneğin yatırım geri dönüşü (ROI), iş sü-reçlerindeki verimlilik kazanımları, müşteri ihtiyaçlarına hızlı bir şekilde karşılık vere-bilmedeki gelişmeler gibi) aktif bir şekilde takip edilmesi,

3. Proje/portföy yönetimi süreçlerinin meto-dolojik bir yaklaşımla gerçekleştirilmesi,

4. İş birimlerinin kendi işlerine katkı bek-ledikleri BT yatırımlarında sahiplenici bir yaklaşım oluşturulması, iş birimlerinin BT yatırımlarının başarısı konusunda ortak sorumluluk alması (örneğin projelerin za-manında/ bütçe dahilinde bitmesi veya ta-lepte bekleyen projelerin gerektiğinde dış kaynak takviyesi ile eritilmesi gibi hedefle-rinin olması, işin beklenen faydayı sağlayıp sağlamadığının takibinden sorumlu olma-ları gibi),

5. BT İş Birimi’nin maliyet optimizasyonunu sağlaması (örneğin yatırım bütçesinin ta-

kibi, projelerin gerçekleşen maliyetlerinin belli aralıklarla takip edilmesi, dış kaynak personelinin gerçekleşen maliyetlerinin takibi, ihtiyaç fazlası bir yatırım maliyeti oluşturmamaya dönük düzenlemeler, vb.), gerekiyor.

3. Kaynak Yönetimi (Resource Management)Kaynak yönetimi, iş ihtiyaçları için kısıtlı BT kay-naklarının doğru kullanılmasını, gerektiğinde dış kaynakların kullanılarak kurumun hedefleri-ne zamanında ve uygun maliyetle ulaşmasını amaçlıyor. Etkin bir kaynak yönetimi için, BT kaynaklarının kullanımı ve dağılımının kurumun mevcut ve gelecekteki ihtiyaçlarıyla uyumlu olduğunun sürekli olarak gözden geçirilme-si ve uyumluluğun sağlanması gerekiyor. BT kaynakları denildiğinde, süreçler/uygulamalar, teknolojik altyapı, insan kaynağı/ bilgi birikimi gibi BT hizmetlerini etkileyen her türlü kaynak kapsanmakta. BT Kaynaklarının etkin yönetimi için gerekli başlıca pratikler aşağıda yer alıyor:

1. İnsan Kaynağı/Bilgi Birikimi:• Kısıtlı kaynağın kuruma değer katacak işle-

re yoğunlaştırılması, • BT İş Birimi’nde çalışan kilit durumdaki

personelin yetkinliğinin ve kurumda kal-masının desteklenmesi için eğitimlerin ve olanakların sağlanması,

• Gerektiğinde dış kaynak kullanımının sağ-lanması ve dış kaynağın etkin yönetilmesi,

2. Teknolojik Altyapı:• Kurumun mevcut ve gelecekteki ihtiyaç-

larına cevap veremeyen, eski sistemlerin/altyapıların yenilenmesi veya değiştirilme-si,

• Daha hızlı ve esnek ürün çıkarabilmeyi sağ-layacak hizmet odaklı bir yazılım geliştirme organizasyonu/altyapısının kurulması,

• Teknoloji yatırımlarının kurumun mevcut işleyişinde, iş süreçlerinin ihtiyaçlarının gerisinde kalmaması örneğin günlük iş-leyişte ihtiyaç duyulan PC/laptop gibi do-nanımların zamanında temin edilebilmesi, yeni geliştirilen projelerin ihtiyaç duyduğu sunucu vb. yatırımların zamanında temin edilebilmesi gibi.

3. Süreçler/Uygulamalar:• BT İş Birimi’nin sağladığı hizmetin kalite-

sinin geliştirilebilmesi ve iş süreçlerinin ve hedeflerinin desteklenmesi için uygun BT Yönetişim metodlarının (COBIT, ITIL gibi) kullanılması,

• BT İş Birimi tarafından verilen hizmetlerin yer aldığı Hizmet Kataloğu’nun oluşturul-ması, BT İş Birimi ve iş birimleri arasında SLA (Service Level Agreement)’lerin yapı-larak hizmet seviyelerinin belirlenmesi ve ölçümlenmesi,

• İş birimlerinin BT İş Birimi’nden aldığı hiz-metler için BT İş Birimi’nin bir kar merkezi gibi düşünülerek hizmet için bedel ödeme-si yapılması,

• BT süreçlerinin, iş hedeflerine ulaşmak için gerekli sistemlerin kurum içinde geliş-tirilmesi veya dışardan satın alınıp uyarlan-ması konusundaki kararın etkin bir şekilde verilebilmesine imkan sağlaması,

4. BT yatırım bütçesinin etkin yönetimi ve ta-kibi, gerekiyor.

4. Risk Yönetimi (Risk Management)

Risk Yönetimi;• Kurumun hedeflerine ulaşmasına engel

teşkil edebilecek BT’ye ilişkin risklerin ve etki alanlarının tanımlanması,

• Riskleri önleyici ve oluştuğu durumda et-kilerini azaltıcı önlemlerin alınması için risk yönetimi stratejilerinin oluşturulması ve bu

Şekil 2. BT Yönetişim alanlarının birbiri ile ilişkisi

Page 33: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

65PERÇİN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

64PARMAK İZİ

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

konulardaki sorumlulukların belirlenmesi, • BT varlıklarının korunması ve felaket du-

rumundan kurtarılması, konularını adres-lemekte.

Etkin bir risk yönetimi için;1) Kurumun BT riskleri ile ilgili yaklaşımının ve risk iştahının belirlenmiş ve Yönetim Kurulu ta-rafından onaylanmış olması. Örneğin,• Kurumun felaket durumunda yeniden hiz-

met verebilmeyi hedeflediği sürenin belirli olması,

• Belirli hizmetlerde aylık tahammül edile-bilir kesinti sürelerinin belirlenmiş olması-SLA’lerdeki süreler,

• İç denetim ve dış denetim bulgularının risk seviyesine göre hangi sürelerde ta-mamlanmasının beklendiğinin belirlenmiş olması,

• Teknoloji kaynaklı dolandırıcılıklarda müş-teri başına veya senelik olarak katlanılabilir maliyetler,

• Süregelen BT projelerinin tamamlanma zamanı ve bütçe aşımları konusunda alına-bilecek riskler gibi.

2) Mevcut BT Risk Yönetimi uygulamalarının, kurumun belirlediği risk seviyesini aşmaya-cak şekilde BT risklerini yönetebiliyor olması, örneğin yukarıda belirlenen risklerin takibini sağlayacak mekanizmaların kurulmuş olması,3) Risk Yönetimi sorumluluğunun organizas-yon içerisine dağıtılmış olması, iş birimleri ve BT’nin BT risklerini düzenli olarak gözden geçirmesi, örneğin periyodik raporlamalar ya-pılması, komiteler kurulması/komite gündem-lerinde görüşülmesi, 4) Paydaşlar için BT risklerinin şeffaflığının sağlanması, paydaşların kurumun risk pozis-yonu hakkında bilgi sahibi olması, gerekiyor.

5. Performans Yönetimi (Performance Management)BT yatırım ve hizmetlerinin kurumların ope-rasyon bütçelerinde giderek artan bir kalem haline gelmesi nedeniyle, bu yatırım ve hiz-metlerin kuruma ne ölçüde değer kattığının ölçümlenmesi ve BT’ye yapılan yatırımın so-nuçlarının değerlendirilmesi oldukça önemli.

Etkin bir BT Performans Yönetimi için;1) BT İş Birimi’nin hedeflerini gerçekleşti-rip gerçekleştirmediğinin izlenmesi (örneğin KPI’lar, SLA hedeflerinin takibi),2) BT İş Birimi’nin beklenen hedeflere ula-şamaması veya devam eden çalışmaların beklentiyi karşılamaması durumunda üst yö-netimin bilgilenmesi ve düzeltici tedbirlerin/aksiyonların zamanında alınmasının sağlan-ması,3) Yönetim Kuruluna BT hedefleri/ aktiviteleri ile ilgili raporlamalar yapılması,4) Ekip yöneticilerinin hedeflerine ulaşıp ulaş-madığını takip edebileceği raporlamaların ol-ması, gerekiyor.

Sonuç olarak, teknolojinin ilerlemesiyle be-raber, hemen hemen tüm kurumlarda, ku-rumların BT’ye bağımlılığı ve BT yatırımları giderek artıyor. Kurumların BT’ye bağımlılığı-nın artmasıyla birlikte, BT kaynaklı riskler ve BDDK, BTK gibi düzenleyici kurumların BT’ye yönelik regulasyonları da artıyor. BT Yönetişi-mi, kurumda yapılan BT yatırım ve faaliyetleri-nin, kurumun iş hedefleri ile uyumlu ve şeffaf olarak yapılmasını aynı zamanda BT’ye ilişkin risklerin de yönetilmesini sağladığından, BT’yi geleneksel destek iş birimi anlayışından çıkar-makta ve stratejik iş ortağı yaparak kuruma rekabet avantajı sağlamakta. BT Yönetişimi için, kurumda BT yönetişim kültürünün ge-liştirilmesi, organizasyon ve süreçlerin de BT Yönetişimini destekler şekilde yapılandırılması gerekiyor.

Kaynakça:1. COBIT 4.12. Board Briefing on IT Governance, 2nd Edi-

tion3. Deloitte, “Bilgi Teknolojileri - İş Dünyası

Dengesi 2011”, Araştırma Raporu, 23 Ma-yıs 2011.

Pelin Pehlivan, CISA, CRISC, CEHAvea İletişim Hizmetleri A.Ş.

İç Denetim DirektörlüğüIT İç Denetim Müdürü

IIA 2013 Uluslararası Konferansı:

“Tek Dünya, Tek Meslek, Tek Hedef”

Menteş Albayrak

Uluslararası İç Denetim Konferansı bu yıl ABD’nin Orlando şehrinde yapıldı. Bu yılki konferansa 110 ülkeden 2.000’den fazla meslektaş katıldı. 14-17 Temmuz 2013 tarihleri

arasında gerçekleşen konferansı takip eden, TİDE Yönetim Kurulu Üyemiz Menteş Albayrak, izlenimlerini dergimiz aracılığıyla paylaştı.

IIA Uluslararası İç Denetim Konferansı bu yıl, 14 – 17 Temmuz 2013 tarihleri arasında, Or-lando, Florida’da, 110 ülkeden 2.000’den fazla meslektaşın katılımıyla düzenlendi. Bugüne dek yapılan konferanslara bu kadar sayıda ülkeden meslektaşımız bir araya gelmemişti. Bu neden-le 2013 konferansı bu alanda rekor kırdı ve “en uluslararası konferans” olarak tarihe geçti.

“Tek Dünya, Tek Meslek, Tek Hedef” sloga-nı, iç denetimin güncel ve gelecekteki önemli

başlıklarının yer aldığı program kalitesi, sağlık-lı yaşam seçenekleri, network aktiviteleri ve sponsor (47 kurum) stantlarındaki faaliyetlerle, konferansın her boyutuna yansıdı.

Paralel seanslarda çok sayıda sunum ve oturu-mun gerçekleştiği konferansta, mesleğimizle ilgili birçok faydalı paylaşım yapıldı. Genel se-ansların konferansın ana hatlarını şekillendirdi-ği akışa ilişkin önemli başlıklar ise şu şekilde gerçekleşti.

Page 34: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

66 67PERÇİN PERÇİN

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Konferansı ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright açtıIIA’in 72. Uluslararası Konferansı, ABD eski Dı-şişleri Bakanı Madeleine Albright’ın konuşma-sıyla başladı. Madeleine Albright ABD’nin ilk kadın Dışişleri Bakanı olarak, kendi tarihsel rolü de dahil olmak üzere seçkin kariyeri boyunca hükümet, iş ve akademi dünyasında aldığı ya-şam deneyimlerini, katılımcılarla paylaştı. IIA Başkanı ve CEO’su Richard Chambers’ın dinle-yicilerin sorularını yönlendirdiği Albright konuş-masını, “Yolsuzluk toplumun kanseri ve bunun yayılmamasının güvencesi sizlersiniz” diyerek noktaladı ve kendisini dinleyen katılımcılara te-şekkür etti.

Entegre Raporlama: Geleceğin Dalgasıİlk gün öğleden sonraki genel oturumda Ulus-lararası Entegre Raporlama Konseyi (IIRC) CEO’su Paul Druckman, Entegre Raporlama Çerçevesi ve gelecek için anlamı hakkında ko-nuştu. Finansal raporlamanın, 40 yıl öncesinin aksine, bir şirketin performansının sadece yüz-de 19’unu yansıtabildiğini belirten Druckman, “Entegre raporlama artık zamanı gelmiş bir fi-kirdir” dedi. Tüm dünyadaki farklı raporlama re-jimlerinin de, aynı yönde giderek, uyumlu hale gelmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Druck-man, IIRC’nin yayınlanan taslak çerçeveye ge-len yanıtları gözden geçirdiğini ve final versiyon üzerinde çalışmaya başladığını bildirdi.

Fütürist Tom Peters konferansın ikinci gününü açtıKonferansın ikinci günü, “İşinizi Yeniden Ya-ratın - İş Hayatında Mükemmeli Yakalamak” kitabının yazarı ve en etkili iş düşünürlerinden biri olan Tom Peters’ın konuşmasıyla başladı. Peters, teknoloji tarafından yönlendirilen ge-leceğin işgücüne dair hikayeleriyle dinleyen-leri büyüledi. Tüm profesyonelleri rutinlerini kırarak etki alanlarını genişletmeleri için teşvik etti. “Kimlerle daha fazla ilişki içerinde isen ona benzersin” diyen Peters, “Garip insanlarla takı-lırsan sen daha garip olursun, sıkıcı insanlarla takılırsan sen daha sıkıcı olursun” mesajıyla konuşmasını noktaladı.

Kurumsal Yönetişimi güçlendirmek için IIA ve IFAC stratejik anlaşma imzaladıUluslararası Muhasebeciler Federasyonu (IFAC) ve IIA ortak hedefleri olan Kurumsal Yö-netişimi güçlendirme yolunda risk yönetimi ve iç kontrolleri geliştirmeye yönelik anlaşma im-zaladılar. 2012 -2013 IIA Küresel Yönetim Kuru-lu Başkanı Phil Tarling ve IFAC Başkanı Warren Allen’ın imza attığı mutabakat metni uyarınca, iki kuruluşun güçlü yönleri ve uzmanlıklarının katkısıyla, daha fazla bir koordinasyon, işbirliği ve bilgi paylaşımı öngörülüyor.

Bernie Madoff’tan ne öğrenebiliriz?Konferansın son gününde “Bernie Madoff:

Yalanların Büyücüsü” adlı çok satan kitabın ya-zarı Diana Henriques, ABD tarihinin en büyük dolandırıcılığı olarak kabul edilen, Madoff’un Küresel Ponzi Şeması hakkında konuştu. Neyin yanlış gittiği, şemanın işleyiş düzeniyle, tarihi hakkında konuşan Henriques, iç denetçilerin bu inanılmaz vaka çalışmasından önemli ders-ler alabileceğini belirtti. Henriques, “Geçmişte-ki, dolandırıcılık olaylarını öğrenmek, suiistimali algılama becerilerinizi geliştirir” diyerek sözle-rini noktaladı.

Teknoloji dünyayı nasıl değiştiriyor?Konferansın son genel oturumunda, Future Point of View Yöneticisi Scott Klososky, tek-nolojik ilerleme sürekliliği içerisinde bugün bulunduğumuz yeri, gelecek nesillerin nelerle uğraşacağını, giderek sanallaşan dünyaya ku-rumların nasıl uyum göstereceğini ve teknoloji ile iletişimi artan küresel bir toplum haline dö-nüştüğümüzü anlattı.

Klososky teknolojinin hızla değişerek mobil’den takılabilir’e, takılabilirden implant’e doğru gelişerek zihinlerimizi birleştirdiğini belirtti. Bazı durumlarda teknolojik yenilik hızının insanların bu değerli yeni araçlara uyum hızından daha fazla olduğunu sözleri-ne ekleyen Klososky, “Teknolojide ustalığı anlayamayan birçok şirket battı. Kitap devi Borders da teknolojinin kitaplara yapacağını

anlayamadığı için öldü” sözleriyle, teknoloji-ye hakim olmanın şirketlerin geleceğindeki önemini vurguladı.

Konferanstan TİDE ve Türkiye’deki meslektaşlarımız adına çıkan güzel bir mesajBirçok güzel anı, yeni tanışılan insanlar, öğ-renilen güncel mesleki bilgilerle sonuçlanan bu başarılı konferansın ardından, dört gözle 11-12 Kasım 2013 tarihlerinde “Sinerji – İç Denetim ve Risk Yönetiminin Sinerjisi ile Ku-rumsal Yönetimde Değer Yaratmak” ana te-masıyla İstanbul Swissotel The Bosphorus’ta gerçekleşecek olan, XVII. Türkiye İç Denetim Kongresi’ni beklemeye başladık. IIA’in küresel bazda yaptığı kongreye 110 ülkeden 2.000 ka-tılımcının iştirak etmesiyle TİDE kongrelerine sadece Türkiye’den yıllık yaklaşık 500 katılım-cının iştirak etmesi kıyaslandığında, TİDE’nin üyelerimizin katılımıyla, paylaşarak ne kadar büyümüş olduğu ve meslektaşlarımızın kişi-sel gelişimle mesleki dayanışmaya ne kadar önem verdikleri ortaya çıkıyor ve bizleri gurur-landırıyor. Bu yıl iki gün sürecek (ikinci gün çok güzel çalıştaylar olacak) olan kongremizde gö-rüşmek üzere…

Menteş AlbayrakTİDE Yönetim Kurulu Üyesi,

Anadolu Grubu Denetim Koordinatörü

Page 35: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

68 69YANSIMA YANSIMA

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

CEO Muhtar Kent, The Coca Cola Company finansal sonuçlarını tüm çalışanlarıyla paylaştığı toplantıda, Coca Cola İçecek’in hızlı büyüdüğünü belirterek, İç Denetim

Takımına, bu başarıdaki katkılarından dolayı teşekkür etti.

Menteş Albayrak

14 – 17 Temmuz tarihleri arasında Orlando, Florida’da düzenlenen Uluslararası İç Denetim Konferansı’na katılım için Amerika’ya gittiğimizde, çalıştığım Anadolu Grubu’nun halka açık şirketle-rinden Coca Cola İçecek’in % 20 hissedarı olan, The Coca Cola Company’nin İç Denetim Birimi ile bir araya gelerek tecrübe paylaşımı için iki günlük bir ziyaret planladık. Anadolu Grubu Denetim Baş-kanı Ahmet Bal ile Coca Coca İçecek İç Denetim Direktörü Gökhan İzmirli ve ekibinin de yer aldığı ziyaretçi grubu olarak, 17 Temmuz’da Orlanda’dan The Coca Cola Company’nin merkezinin bulundu-ğu Atlanta’ya uçtuk. Aynı akşam The Coca Cola Company’de iç denetimden sorumlu Başkan Yar-dımcısı Robin Moore ve ekibi, bizlere, Atlanta’nın favori restoranlarından biri olarak 20 yıldır hizmet veren South City Kitchen Midtown’da güzel bir tanışma yemeği organize ettiler. Şehir merkezin-de Crescent Caddesi üzerinde yer alan ve Güney mutfağında uzmanlaşarak, Güneye özgü ev sıcak-lığıyla, Atlanta’nın enerjisini birleştiren restoran-da hep birlikte çok keyifli bir yemek yedik. Erte-si sabah erkenden toplantılarımızı yapmak üzere Coca Cola genel merkezi olan ve The Coca Cola Company’e ev sahipliği yapan kampüse doğru hareket ettik. Atlanta Midtown’da bulunan bu

kampüs, bünyesinde 1979 yılında inşa edilen ve Atlanta’nın simgelerinden bir haline gelen 29 katlı Coca Cola One Plaza’yı da barındırıyor. Kampüse giriş yaparak toplantılarımıza başladık. Toplantıla-ra Coca Cola Company’nin iştiraklerinden olan ve Kuzey Amerika’da Coca Cola şişeleme operasyon-larını yürüten Coca Cola Refreshments İç Kontrol Başkan Yardımcısı Lara O’Hara’nın da katılımı pay-laşımı zenginleştirerek verimi artırdı. Toplantılar sürerken The Coca Cola Company CEO’su Muhtar Kent’in her çeyrekte finansal sonuçları Yönetim Kurulu toplantısı ardından, Atlanta Coca Cola Pla-zadaki büyük konferans salonu olan Town Hall’de, tüm çalışanlarla paylaştığını ve bu gelenekselle-şen aktivitenin tesadüfen o güne denk geldiğini öğrendik. Bizleri de davet ettiler. Birlikte olduğu-muz Anadolu Grubu Denetim Başkanı Ahmet Bal, yıllar önce Anadolu Grubu’nun ilk yurt dışı Coca Cola yatırımlarını yapan ve yöneten Efes Invest’in CFO’luk ve ardından Genel Müdürlük pozisyonla-rında bulunmuştu. Muhtar Kent’te aynı dönemler-de ilk olarak Anadolu Grubu’nda Yönetim Kurulu üyeliği ardından İçecek Grubu Başkanlığı görevleri-ni yürütmekte olduğundan yakından tanışıyorlardı. Konuşmanın yapılacağı Town Hall’e biraz erken gittik. Dışarıda kapıların açılmasını bekleyen birçok

insan vardı. Biz davetli olduğumuzdan, misafirper-verlik gösterdiler ve bizleri bekletmeden içeriye aldılar. Sonradan öğrendik ki, bu konuşmaya tüm çalışanlar çok önem verdiğinden ve çoğunlukla o devasa salonda herkese yetecek kadar yer kalma-dığından, daha erken gelip, kapıda beklerlermiş. Yerimize geçtik. Ardından kapılar açıldı ve gerçek-ten salonun hınca hınç doluşuna kendimiz de şahit olduk. Bir süre sonra The Coca Cola Company İcra Kurulu Üyeleri olan üst yöneticiler gelerek salonun önlerinde yer alan koltuklarına oturdular. Ahmet Bozer’inde Avrupa, Pasifik ve Avrasya ve Afrika operasyonlarından sorumlu ve Coca Cola Interna-tional Başkanı ve Company İcra Başkan Yardımcı-sı olarak bu yöneticiler arasında olması, iki açıdan göğsümüzü kabarttı. İlk olarak bir Türk yöneticinin başarısından gurur duyduk. İkinci olarak ise Ah-met Bozer’in The Coca Cola Company’de kariye-rine 1990 yılında Finansal Kontrol Müdürü olarak başlaması ve öncesinde Coopers & Lybrand’da çeşitli denetim ve danışmanlık rollerinde bulun-ması. Denetim ve kontrol geçmişli bir yöneticinin en üst tepeye olan kariyer yolculuğu, bizlere de il-ham ve motivasyon oldu. Aynı zamanda The Coca Cola Company’nin denetim ve kontrol fonksiyon-larında yetişen insan kaynağına verdiği değer, mesleki açıdan bizleri memnun etti. Umarız tüm şirketlerde bu yaklaşımın geliştiğini ve yerleştiğini meslek camiası olarak elbirliği ile verdiğimiz emek ve çabalarımızla göreceğiz. Ardından Muhtar Kent ve The Coca Cola Company CFO’su Gary Fayard salona girdi. Konuşmaya başlamadan Ahmet Bal ile kısa bir sohbet yapan Muhtar Kent, bu vesileyle

İç Denetim ekibinin de salonda bulunduğunu öğ-renmiş oldu ve ardından konuşmaya ve sonuçları paylaşmaya başladı. Sonuçları paylaşırken en hızlı büyüyen ülkeleri belirtti ve bunlar içerisinde Coca Cola İçecek’in de operasyonları vardı. Ardından bizleri hem şaşırtan fakat aynı zamanda gurur ve-ren bir şey yaptı. Coca Cola İçecek’in İç Denetim Ekibi’nin de, orada bulunduğunu belirtti ve hepi-mizi ayağa kaldırarak salona takdim etti. Ardından salondan kocaman bir alkış koptu. Muhtar Kent, denetim işinin çok çalışma ve özveri gerektiğini ayrıca ilave etti.

Dünya devi olan bir şirketin CEO’su Muhtar Kent, Türk kimliği ile daima göğsümüzü kabartıyor. Yap-tığı bu takdim ile iç denetim ve iç denetimin ope-rasyonlara kattığı değeri tanıması ve tanıtması, meslek mensupları olarak ayrıca bizleri gururlan-dırdı ve motive etti. Ayrıca kimsenin bulunduğu yere tesadüfen gelmediğini ve sırtında büyük bir tecrübe ve birikim taşıyarak yüksek yerlerde var olmanın mümkün olabildiğini bir kez daha hatır-ladık. İç Denetim ve katma değerinin The Coca Cola Company ve CEO’su Muhtar Kent örneğin-de olduğu gibi tüm şirketler ve paydaşlar tarafın-dan bilindiği ve takdir edildiği günlere, meslek grubu olarak elbirliği ile çok çalışarak, ulaşmak dileğiyle…

Menteş Albayrak TİDE Yönetim Kurulu Üyesi,

Anadolu Grubu Denetim Koordinatörü

Muhtar Kent’inDenetime Verdiği Önem

Soldan sağa: Robin Moore, Jülide Ateş, Erhan Anlar, Mustafa Tan, Menteş Albayrak, Muhtar Kent, Ahmet Bal, Aykut Gümüşlüoğlu, Gökhan İzmirli, Ahmet Bozer, Gary Fayard, Aamir Chaudry

Page 36: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

70 71YANSIMA YANSIMA

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

MÖDAV 4. Muhasebe Düşünce Kampı’nın Ana Teması,

Hesap Verebilirlik, Kurumsal Kültür ve Etik Oldu

Hesap verebilirlik, kurumsal kültür ve etik ana temalı 4. Muhasebe Düşünce Kampı, 28 Ağustos - 1 Eylül tarihleri arasında Beyşehir’de gerçekleştirildi. Dört gün süren toplantının

özeti, Prof. Dr. Nuran Cömert tarafından, konuklara kapanış bildirisi olarak sunuldu.

Prof. Dr. Nuran Cömert

Hesap verebilirlik, kurumsal kültür ve etik ana temalı 4. Muhasebe Düşünce Kampı’nı, Selçuk Üniversitesi Ali Akkanat Turizm Fakültesi işbir-liğiyle, 28 Ağustos - 1 Eylül 2013 tarihleri ara-sında cennet bir vatan köşesi olan Beyşehir’de gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sade görünü-şünün altında sessiz ve muazzam zenginlikler barındıran bu nadide bölgemizde, yarım gün yoğun bilimsel etkinlikler gerçekleştirirken, ka-lan yarım günde Anamas yaylalarından Beyşe-hir gölüne uzandık. Fakültenin turist rehberliği bölüm başkanı çok değerli öğretim üyesi Yard. Doç Dr. Mustafa Arslan’ın rehberliğinde, eski çağlardan günümüze dek gelen uygarlığın he-nüz el değmemiş izlerini sürdük. 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Dünya Barış Günü’ne denk gelen bu etkinliğimizin ilk günü Anamas Otel’de yenen öğle yemeğini takiben kültür gezisiyle başladı. Eflatunpınar ve Sonsuz Şükranköyü ziyaretinden sonra Beyşehir gölünün etrafında

uzun bir tur attık. Ne yazık ki, kampa öğleden sonra gelenler gezinin bu kısmını kaçırdılar. 29 Ağustos günü toplantımız İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Doç. Dr. Ali Alagöz’ün su-nuş ve MÖDAV Başkanı Prof. Dr. Münir Şakrak ile Prof. Dr. Ganite Kurt’un açılış konuşmalarıy-la başladı. Açılış oturumunda Beyşehir Beledi-ye Başkanı İzzet Taşçı, Konya SMMMO Başka-nı İsmail Turan, Beyşehir Kaymakamı Muzaffer Başıbüyük de birer konuşma yaparak, bölgeleri hakkında bilgi verdiler ve MÖDAV başkanına Beyşehir’in güzelliklerini anlatan armağanlar sundular.

İlk günün ikinci oturumunda, Uludağ Üniversite-si Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Poroy, ‘Sosyal Sorumluluk Raporlarının Önemi’nden bahse-derken, özellikle finansal olmayan raporlamanın önemi ve gerekliliğini vurguladı. Aynı oturumda, ‘Hilenin Önlenmesinde Kurumsal Kültür’ konu-

lu sunum yapan Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özbirecikli, düşünce dünyamızda yeni açılımlar yapmamızı sağladı. Bu oturumun ana tema konuşmacısı; Yönetim ve Organizasyon Anabilim Dalı Öğre-tim Üyesi ve aynı zamanda Selçuk Üniversite-si İ.İ.B.F.’nin Dekanı Prof. Dr. Adem Öğüt’tü. Öğüt, bu oturumun bütün konuşmacılarını din-ledikten sonra kurumsal kültür ve yönetimi ko-nusunda çok değerli bilgilerini bizimle paylaştı.

Etkinliğimizin ikinci gününde gerçekleşen otu-rumda ana tema konuşmacımız olan İ.Ü. İşlet-me Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Göksel Yücel, ‘Hesap Verebilirlik ve Etik’ olgusunu bil-gi ve deneyimleriyle birleştiren konuşmasıyla, ufkumuzu açtı. Günün ikinci oturumunda Erci-yes Üniversitesi İ.İ.B.F. Öğretim Üyesi Şaban Uzay, ‘Bağımsızlık, Denetim, İç Denetim ve Etik’ ilişkilerini, yorumlarıyla bize açıkladı. Aynı oturumda Yalova Üniversitesi İ.İ.B.F. Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Tansel Çetin, ülkemizdeki yeni düzenlemeleri takiben, ‘Hata ve Hilelerin Meslek Mensuplarınca Algılanması’ üzerine yapılmış bir araştırmalarının sonuçlarını bizler-le paylaştı. Böylece yurt dışındaki örneklerine benzer şekilde yeni araştırmalar için gelişti-rilebilecek bir eşiği bizlere açıklamış oldu. Bu oturumun ana tema konuşmacısı bir felsefe profesörüydü. Ancak kendileri diğer alan dışı öğretim üyesi konuşmacımız gibi en son ko-nuşmayı tercih etti. Sakarya Üniversitesi Eği-tim Fakültesi Öğretim Üyesi, değer, din, insan felsefeleri ve tasavvuf alanlarında uzman Prof. Dr. Rahmi Karakuş, ‘Etik ve Ahlak’ kavramlarını irdeleyen konuşmasıyla düşünce dünyamızı bir başka boyuta taşıdı.

31 Ağustos Cumartesi günü birinci oturumun konuşmacısı İDO AŞ’nin CEO’su ve aynı za-manda Bilkent Holding Mali İşler ve Denetim Koordinatörü (CFO) Önder Sezgi bir üst düzey yönetici gözüyle kurumsal kültür ve değerlerin gerçek hayattaki uygulamalarını çarpıcı örnek-lerle bize sundu. Örgütsel iklimin işletmeye ve işletmenin çalışanlarına etkilerini daha iyi an-lamamıza katkı sağladı. Kampın son oturumu-nun konuşmacısı Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu ve Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun, ‘İç

Denetçilik, Akademik Dünyadan Beklenti-ler’ konulu konuşmasında Türkiye İç denetim Enstitüsü’nün faaliyetlerini ve akademik dünya ile ilişkilerini açıkladı. Görsel araçlarla zenginleş-tirdiği konuşmasında meslek dünyasıyla akade-mik dünyanın nasıl işbirliği yapabileceğini, TİDE kapsamında yürütülen proje ve uygulamaları bizlerle paylaştı. Özellikle MÖDAV işbirliği ile gerçekleştirilen TİDE Akademik Forumları-nın akademisyenlere ve TİDE Gelecek Okulu (GO)’nun öğrencilere ne gibi fırsatlar sunduğu-nu bu ilgi çekici oturumda öğrenmiş olduk.

Kamptan her açıdan zenginleşerek, keyifle ay-rıldık. Selçuk Üniversitesi’nin Anamas Konuk Evi beş yıldızlı otelleri aratmadı. Lezzetli ye-mekleri ve güler yüzlü yönetici ve çalışanları her türlü övgüye değiyor. Zamanı iyi kullanmak adına yemekleri otelde yedik ama Anamas dağlarındaki gözleme partisi anılarımızın en unutulmazlarından biri oldu. Organizasyonun teknik kısmının bütün ağırlığını değerli öğretim üyesi arkadaşlarımız Prof. Dr. Ganite Kurt ve Doç. Dr. Ali Alagöz üstlendiler. Yerel konuklar dışında değişik tarihlerde giriş çıkış yapan yak-laşık 40 katılımcının sağlıklı ve mutlu şekilde kamptan ayrılmasını sağladılar.

Bu vesileyle başta Doç. Dr. Ali Alagöz olmak üzere Selçuk Üniversitesi’nin değerli yöneti-cileri ve öğretim üyelerine, Beyşehir Belediye Başkanına, Beyşehir Kaymakamına, Konya SMMMO Başkanına ve MÖDAV Muhasebe Düşünce Kampımızın Organizasyon Yürütme Kurulu üyeleri ile bildiri sunan ve katılan öğretim üyeleri ve refakatçilerine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Prof. Dr. Süleyman Yükçü, kampımıza katılamadılar. Sevgili dedelerini kaybettiler. Ho-camıza ve değerli ailesine başsağlığı, merhuma Tanrıdan rahmet diliyoruz. Anamas Otel’in lobi-sindeki Mustafa Kocakafalı’nın fotoğraf sergisi, Beyşehir’i anlık karelerle bize anlatırken, gezile-rimizin önemli ipuçlarını verdi. Bu etkinlikte yü-rütme kurulunda görev alan Yard. Doç Dr. Barış Yıldız usta fotoğrafçıları aratmayan çekimleriyle anılarımızı belgelendirdi.

Prof. Dr. Nuran CömertMarmara Üniversitesi Öğretim Üyesi

Page 37: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

72 73PANO PANO

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

TİDE Sertifikasyon Komitesi üyeleri Özge Aş-çıoğlu ve Mustafa Sönmez, yeni üç aşama-lı CIA sınavı için hazırlanan soruların Türkçe çevirilerinin gözden geçirilmesi amacıyla, IIA Global tarafından 7-12 Eylül 2013 tarihleri ara-sında IIA Global’in Florida/Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Merkez Ofisi’ne davet edildi-ler. Üyelerin ziyaretleri sırasında IIA Başkanı Richard F. Chambers, Başkan Yardımcısı Cyndi G. Plamondon ve Sertifikasyon Direktörü Lisa Hirtzinger başta olmak üzere yetkili kişilerle görüşme, kendilerine TİDE hakkında bilgi ver-me, sertifikasyon konusundaki gelişmeleri pay-laşma ve TİDE tarafından kendilerine sunulan talepleri iletme fırsatını buldular.IIA Başkanı Richard F. Chambers ve Başkan Yardımcısı Cyndi Plamondon (Vice President- Professional Certifications) ile Richard F. Chambers’ın ofi-

sinde yapılan görüşmede, kendilerine TİDE’nin faaliyetleri, Türkiye’de iç denetim mesleğinin gösterdiği gelişmeler ve iç denetim mesleğinin gelmiş olduğu nokta hakkında bilgi verildi. Ric-hard F. Chambers, Türkiye’nin ve TİDE’nin ken-dileri için çok önemli olduğunu vurgulayarak, gelişmelerden son derece mutlu olduklarını belirtti. Cyndi Plamondon, CRMA sertifikasın-da TİDE’nin şu anda dünyada dördüncü sırada olduğunu ekledi ve Türkiye’de sertifikasyona olan ilgiden son derece memnun olduklarını bir kez daha vurguladı.

IIA Başkan ve yöneticileri, CIA sınav soruları-nın Türkçeye çevrilmesi konusunda göstermiş oldukları katkılardan dolayı, TİDE Sertifikasyon Komitesine ve Komite üyeleri Özge Aşçıoğlu ve Mustafa Sönmez’e teşekkürlerini ilettiler.

Sertifikasyon Komitesi Üyelerimiz IIA Merkezinde

MÖDAV Muhasebe DüşünceKampına Katıldık

TİDE-AİK Üyeleri Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde

Türkiye İç Denetim Enstitüsü Akademik İlişkiler Komitesi (TİDE-AİK) üyeleri, Marmara Üniversi-tesi İşletme Fakültesi Dekanı Ercan Gegez’i ve Dekan Yardımcısı Gülpınar Kelemci’yi ziyaret etti.

15 Temmuz 2013 tarihinde, AİK adına Prof. Dr. Nuran Cömert, Dr. Engin Ergüden, Yaman

Çakıroğlu, Alp Buluç ve Murathan Bayrı’nın gerçekleştirdiği ziyarette, IIA’in Akademik Ge-lişim Programı (AGEP) hakkında bilgi verildi. Görüşmede, üniversitenin değişim progra-mı kapsamında işbirliği yaptığı Georgia State Üniversitesi’nin de AGEP’e katıldığı bilgisi pay-laşıldı ve AGEP’in Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde uygulanabilirliği değerlendirildi.

MÖDAV (Muhasebe Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfı) tarafından “Hesap Verebi-lirlik, Kurumsal Kültür ve Etik” ana temasıyla dördüncüsü düzenlenen Muhasebe Düşünce Kampı’na, TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı ve Akademik İlişkiler Komitesi Başkanı Ali Kamil Uzun ile AİK Genel Sekreteri ve Denetleme Kurulu Başkanı Murathan Bayrı, Enstitümüzü temsilen katıldılar.

Konya Beyşehir’de düzenlenen ve Konya Selçuk Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptı-ğı Muhasebe Düşünce Kampı’nda; çeşitli üniversitelerden akademisyenler tarafından finansal olmayan raporlama, hile, kurumsal kültür, hesap verebilirlik ve etik, bağımsız denetim, etiğe felsefi bakış konularında su-numlar yapıldı.

Muhasebe Düşünce Kampı’nın üçüncü günün-de, TİDE Akademik İlişkiler Komitesi Başkanı Ali Kamil Uzun, “Mesleki Akademik Gelişim Üzerine Durum Tespiti ve Beklentiler” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Enstitümüzün hizmet ve faaliyetleriyle birlikte TİDE - Akademik İliş-kiler Komitesi’nin çalışmaları hakkında bilgiler sunan Uzun, mesleki akademik gelişimle ilgili durum tespiti ve beklentilerin yanı sıra TİDE – MÖDAV ile birlikte işbirliği öngörülen proje ve çalışma konuları hakkında da görüş ve önerileri paylaştı.

Etkinlik sırasında katılımcılarla, Enstitümüzün kurumsal tarih kitabıyla, İç Denetim dergimiz, mesleki akademik yayınlarımızı olan Akademik Forum kitaplarımız ve TİDE tanıtım dosyamız paylaşıldı. Kurumsal Tanıtım filmimiz gösterildi.

Page 38: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

74 75PANO PANO

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Yolsuzlukla Mücadele Projesi Kapsamında Gerçekleştirilen Çalıştaya Katıldık

Akademik Forum 2014 Galatasaray Üniversitesi’nde Gerçekleştirilecek

Avrupa Birliği – Avrupa Konseyi Ortak Projesi olarak uygulamaya konulan, Türkiye adına Baş-bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından kat-kıda bulunulan, çeşitli Bakanlık ve üst kurulların denetim birimlerinin katılımıyla çalışmalarına devam eden “Türkiye’de Yolsuzlukla Mücade-le Politika ve Uygulamalarının Koordinasyonu-nun Güçlendirilmesi” konulu proje çerçevesin-de, 18 – 19 Eylül 2013 tarihlerinde, Ankara’da “Raporlama Standartları Çalıştayı” düzenlendi. Bu projede, Türkiye’deki kamusal denetim bi-rimlerinin raporlama faaliyetlerinde birliktelik sağlanması ve asgari müşterekte ortak raporla-ma standartlarının, uluslararası raporlama stan-dartları ve iyi uygulama örnekleri de göz önüne alınarak belirlenmesi hedeflendi.

Söz konusu çalıştaya, davet üzerine TİDE’yi temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Ramazan Ma-can katıldı. Çalıştayın açılışında söz alan Rama-zan Macan, TİDE’nin eğitim, yayın, konferans,

Türkiye İç Denetim Enstitüsü, iş dünyasının akademik dünyayla bağını güçlendirmek, kar-şılıklı işbirliğinin kapsamını ve yönünü tayin etmek amacıyla, 2010 yılından bu yana Akade-mik Forum düzenliyor. 2014 yılında üçüncüsü gerçekleşecek Foruma, Galatasaray Üniversi-tesi ev sahipliği yapıyor.

‘Mesleki Mükemmelliğin Akademik Geleceği: Araştırma, Eğitim, Kariyer’ temasıyla gerçekle-şecek Forum, 9 Mayıs 2014 tarihinde Galata-saray Üniversitesi’nin Ortaköy Kampüsü’nde yapılacak. Galatasaray Üniversitesi ve Muhase-be Öğretim Üyeleri Bilim ve Dayanışma Vakfı (MÖDAV)’nın desteğiyle düzenlenecek Forum, iş dünyasını, akademisyenleri ve meslek men-suplarını buluşturmaya devam ediyor.

sertifikasyon çalışmalarının yanı sıra iç denetim mesleğinin ve uluslararası iç denetim standart-larının ülkemizde yaygınlaştırılması amacıyla yapılan çalışmalar hakkında bilgi sundu.

Çalıştay katılımcılarından Avrupa Konseyi Danış-manı Edmond Dunga, Uluslararası Raporlama Standartları ve İyi Uygulama Örnekleri konulu sunumunu yaptı. Proje çerçevesinde oluştu-rulan çalışma komitesinin raporu sunularak tartışmaya açıldı. Yapılan görüşmelerde, söz konusu projenin devamı olarak bundan sonra düzenlenecek konferans, toplantı ve seminer-lerde de, Uluslararası Denetim ve Raporlama Standartları’nı içselleştiren, özgün bir şekilde uygulayan ve yaygınlaştırılması için faaliyetlerde bulunan, bu yönüyle de Türkiye’deki kamu de-netim birimlerinin çalışma yöntemlerinin ulus-lararası standartlarla uyumunda örnek olarak kabul edilebilecek niteliğe sahip olan TİDE’nin temsil edilmesinin faydalı olacağı belirtildi.

T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel’i Ziyaret Ettik

Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun uygulama süreci-ne katkı sağlamak, kanunun kurumsal yönetim, risk yönetimi, iç kontrol ve iç denetime ilişkin düzenlemeleri ve etkilerini değerlendirmek amacıyla, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel ziyaret edildi. TİDE Mesleki Düzenlemeler Komitesi tarafın-dan 20 Ağustos 2013 tarihinde gerçekleşen zi-yarette, aynı zamanda komite tarafından hazır-lanan “Anonim Şirketlerde Kurumsal Yönetim ve Denetim Uygulamaları Hakkında Görüş ve Öneriler” raporu da takdim edildi, konuya iliş-kin görüş ve öneriler sunuldu.

Gerçekleştirilen ziyarete, Enstitü Başkanı Öz-lem İğdelipınar ile birlikte TİDE Mesleki Düzen-lemeler Komitesi üyeleri; Ali Kamil Uzun, Ra-mazan Macan, İlker Açıkalın ve Serhat Yıldırım katıldılar. Ziyaret sırasında, Enstitü’nün faali-yetleri hakkında bilgi verilerek, hazırlanan rapor görüşüldü. Rapor konusuyla ilgili uluslararası

düzenlemeler ve iyi uygulama örnekleri hakkın-da inceleme çalışmalarının sonuçları paylaşıldı. Müsteşar Yardımcısı İsmail Yücel, Enstitü faali-yetleri ve yeni TTK ile ilgili çalışmaları nedeniyle memnuniyetini ifade etti. Yeni kanunla iş haya-tı ve şirketler için kurumsal yönetimin önemi ve iç denetimin işlevinin önem kazandığını be-lirten Yücel, TİDE’nin mesleki uzmanlıkla ilgili düzenleme ve uygulama sürecine katkı sunma-sını ve işbirliği için beklentilerini de paylaştı.

Page 39: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

76PANO

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

Kurumsal Risk Yönetimi Derneği Tarafından Reel Sektörde Risk

Raporlama Semineri DüzenlendiKurumsal Risk Yönetimi Derneği (KRYD), 2009 yılında özellikle reel sektörde risk yönetimi ko-nusunda faaliyet gösteren tüm profesyonelleri aynı çatı altında toplamak, mesleki işbirliğini ve bilinirliği arttırmak, kurumların kurumsal yapılarını ve performanslarını güçlendirmek ve sürdürülebi-lir kılmak vizyonuyla kuruluşunu gerçekleştiriyor. Firmalar bulundukları sektör ve icra ettikleri faa-liyet alanı nedeniyle farklı risklere maruz kalıyor. Aynı risklerin de firmaları etkileme derecesi, baş-ka bir ifadeyle, firma özelindeki önem derecesi de birbirinden farklı olabiliyor. Risk yönetiminin, Türkiye’de gelişmeye devam eden bir konu ol-ması vesilesiyle, KRYD’ye bu alanda oldukça iş düşüyor. Riskler, farklı firmalarda farklı olgunluk seviyelerinde yönetiliyor. Söz konusu farklı ol-gunluk seviyesine sahip bu alanı olabildiğince ge-liştirmeyi amaç edinen KRYD, 2013 yılına ait bu konudaki ilk icraatını hayata geçirdi. 24 Temmuz 2013 tarihinde, İstanbul’da, “Reel Sektörde Risk Raporlama Semineri” gerçekleştirildi. İstanbul’un yanı sıra İzmir ve çevre illerdeki firma profesyo-nellerinin de katıldığı seminere ilgi yoğun oldu.

KRYD Başkanı Aysan Sinanlıoğlu, açılış konuş-masında yasal düzenlemelerin risk yönetimi ve kurumsal yönetişim konularında itici bir kuvvet olduğunu belirterek, kural koyucular olmasa da, dünya ve Türkiye’deki makro ekonomik ve diğer gelişmelerden tüm şirket ve bireylerin etkilendiğini bahsetti. Sinanlıoğlu, risk husu-sunda sürekliliği olan araştırma, ölçme, değer-lendirme ve raporlama süreçlerinin getireceği

farkındalığın önemini ve karar verme noktaları-na entegre edilmesinin yaratacağı katma değe-ri vurguladı. Sadece şirketlerin değil, tedarikçi-lerin, iş ortaklarının, müşterilerin de bu süreçte farklı seviyelerde etkilendiklerini hatırlattı.

Neden Risk Raporlama Semineri? Düzenlenen seminerde, TAV Holding Risk Yö-netim Müdürü Esin Rodoplu Kablan, Ak Ener-ji Risk Yönetim Müdürü Hülya Keskintaş Sarı ve Brisa Risk Yönetim Uzmanı İpek Rakunt bağlı oldukları firmalarının risk yönetimine ba-kışı hakkında sunum yaptılar. Şirket bünye-lerindeki risk aktiviteleri, bunların sonucunda yapılan periyodik raporlar ve diğer ‘ad hoc’ faaliyetler üzerinde durulan ve tartışılan diğer konular arasında yer aldı. TAV Holding’in, dün-yanın farklı ülkelerinde faaliyette bulunması, Brisa’nın lastik imalatı yapan bir firma olması ve Ak Enerji’nin kendine has riskleri olan ve ona göre yönetilmesi gereken bir sektörde yer alması, seminerin daha da renkli geçmesini sağladı. İş kaybı (business interruption) riskinin şirketlerde nasıl farklı gerçekleşebileceği gibi çarpıcı örnekler konuşuldu. Katılımcıların soru ve yorumları ile interaktif bir halde seyir eden seminer, Başkan Sinanlıoğlu’nun bu mesleği seçenlerin, araştırma ve değerlendirme odak-larının yanında danışarak da büyük mesafeler alabileceğini belirtti ve KRYD olarak katılımcı ve paylaşımcı bir yaklaşımla meslektaşları daha sık bir araya getirip deneyim ve farklı kurguların aktarılmaya devam edileceğini bildirdi.

77QUIZ

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

CPE QuizAşağıda yer alan 2 soruyu “İşletme İçi Hilelerde İşbirliği: Güç Kavramı Kapsamında İşbirliğinin Oluşması ve Önlenmesi” isimli makaleye göre cevaplandırınız.

1. Hilelerde işbirliğinin boyutu ve işletmelere etkisi açısından aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?

a) İşbirliği şeklinde gerçekleşen hileler farklı şekillerde gerçekleşebilmektedir.

b) İşbirliği şeklinde gerçekleşen hileler bireysel olarak yapılan hilelerden daha fazla görülür.

c) İşbirliği şeklinde yapılan hileler işletmelere bireysel hilelerden daha fazla zarar verir.

d) İşbirliği şeklinde yapılan hileler son yıllarda azalma eğilimindedir.

e) Hilelerde yapılan işbirliği, hilelerin önlen-mesi için oluşturulmuş işlem bazlı kontrollerin (spesifik kontrollerin) yetersiz kalmasına neden olmaktadır.

2. Hilede güç sınıflandırılmasında aşağıdakilerden hangisi bulunmaz?

a) Sistematik güç

b) Ödüllendirme gücü

c. Zorlayıcı güç

d) Yasal güç

e) Benzeşim gücü

3. “Sosyal medyanın gücü ile itibar yönetimi daha net anlaşıldı!” adlı yazıya göre; şirketlerin sosyal medya ortamında da etkili ve “itibarlı” olabil-melerinin ön şartı; açık sözlü, dürüst ve samimi olmalarıdır.

a) Doğru

b) Yanlış

4. “Bilgi Teknolojileri Yönetişimi” adlı makaleye göre aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?

a) COBIT 4 metodolojisi BT Yönetişimi’ni beş temel alanda ele alıyor.

b) Bilgi Teknolojileri (BT) Yönetişimi, kurumsal yönetişimin bir parçasıdır.

c) BT Yönetişimi için, kurumda BT yönetişim kültürünün geliştirilmesi, organizasyon ve süreçlerin de BT Yönetişimi’ni destekler şekilde yapılandırılması gerekiyor.

d) BT İş Birimi’nin kuruma değer sağlaması, zamanında ve belirlenen bütçe içerisinde kalarak, iş birimlerinin beklentilerini karşılayacak

kalitede hizmet üretmesi demektir.

e) Hepsi

5. “Hobiler insanı zenginleştiriyor” adlı yazıya göre koleksiyonlar büyütülürken bilinçli ama hızlı hareket etmek gerekir. Süreçten değil, sonuçtan keyif alınmalıdır.

a) Doğru

b) Yanlış

6-“Sosyal Medyada Olmak ya da Olmamak” adlı yazıya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

a) Sosyal medya kurumsal iletişimin bir parçası olarak görülmeli.

b) Sosyal medyada özgürlükler olmalı, fakat bu özgürlük başkasına zarar vermemeli.

c) Sosyal medya alanında devletin bilinçlendir-me rolü ön planda olmalı.

d) Sosyal medyada özdenetim mekanizmasına gerek bulunmamaktadır.

e) Kurumlar sosyal medyayı dikkate alarak stratejilerini belirlemeli.

7. “Sosyal Medyada Olmak ya da Olmamak” adlı yazıya göre çok hızlı ve karşılıklı iletişime değer veren yeni bir tüketici anlayışı mevcuttur.

a) Doğru

b) Yanlış

8. “Sosyal medya konusunda merak ettiğiniz her konu bu kitapta...” adlı yazıya göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?

a) Sosyal medyanın ortaya çıkışıyla, kurumların iletişim kanalları üzerindeki mutlak hakimiyeti son buldu.

b) Kurumlar, kontrolleri dışındaki bir ortamda her an kendileri hakkında konuşulması nede-niyle, eskisine göre artık daha hızlı ve hazırlıklı olmak zorunda.

c) Daha önceleri sosyal medyada yer almayı reddeden pek çok kurum artık kendilerince uygun gördükleri sosyal platformlarda aktif bir biçimde paylaşım yapmaya başlamış durumda.

d) Sosyal medya nedeniyle karşılaşılan bazı risklerin önlenmesi amacıyla çalışanlara yönelik sosyal medya politikası oluşturulmalı ve politika üzerine eğitimler verilmeli.

e) Sosyal medya faaliyetleri belirli bir birim ya da departmana devredilerek yürütülmeli.

Bu uygulamayla sertifika sahibi denetçiler, 1 yıl için 12 krediyi aşmamak kaydıyla CPE kredisi kazanma şansına sahip olacaklardır. Bu çerçevede, derginin her sayısında verilen soruların en az %75’ini doğru cevaplandıranlar 3 CPE kredisine hak kazanacaklardır. Soruların yanıtlarını isminiz, e-mail adresiniz ve üyelik numaranızla birlikte

[email protected] adresine ya da 0212 212 55 26 numaralı faksa gönderebilirsiniz.

Page 40: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

78SUMMARY

İÇ D

ENET

İM /

YA

Z -

SO

NB

AH

AR

201

3

English SummaryDear Our Readers;

There are various impact and explanation of “So-cial Media” in the business world as well as in our social life. Thus, one of our main subjects of the new edition of the magazine is social media. The “Aysberg” section subject is social media. There was a roundtable meeting on social me-dia. The expert from different background and industries, from public entities, private institution and NGO’s discuss the role, power, and impact of social media for our magazine. Be believe that the article has valuable comment for institution.Social media was subjected to be discussing in “Yakın Plan” section too. One of the TİDE translation book, namely “The Social Media: The Guide for Corporate Governance and Risk Ma-nagement.” There is interview of translator on section.

There are three more articles in “Yakın Plan” sec-tion. All of them are interviews. One of them is interview with The President of The Audit Com-mittee of A Bank; another is with The President of Yıldız Holding’s Internal Audit. The both intervi-

ewers discuss the policy of internal auditing, how internal audit works in their institution, and the role of audit in their institution.

The last interview is with Dr. Cüneyt Sezgin, who is The Member of the Board and also The Mem-ber of The Audit Committee of Garanti Bank. The interview is the first article with one of our colle-ague about his hobbies not about the profession.

There are article on IT Governance in “Parmak İzi” section. Another article of the section is observation from IIA International Conference: “One World, One Profession, One Destination”. “Yeşil Kalem” section topic is Employee Coope-ration of Fraud. The author discuss “power” as a tool of employee cooperation of fraud, how it starts and how it can be prevent.

We wish you an enjoyable reading our magazi-ne and we are looking forward to your valuable comments.

The Editorial Board of Magazine

Yeşil Kalem

Denetim Formasyon ve

Tecrübe Gerektiren Bir İştir

Yapısal Özellikleri,

Hukuki Çerçeve ve

İstatistiki Boyutlarıyla

Suistimal

Mühür

Destek Hizmetlerinden

Kaynaklanan Risklerin

Yönetimi

Parmak İzi

Muhasebe Denetiminde

Kullanılan İstatistik

i

Örnekleme Yöntemleri ve

Bir Uygulama

Yakın Plan

Türkiye İç Denetim

Enstitüsü’nün Yeni Yönetim

Organları Göreve Başladı

Yansıma

İç Denetim Farkındalık

Ödülleri’nde Beş Kategoride

15 Ödül Verildi

Akademik Forum 2012

Denetim Mesleğinin

Gelişimi ve Beklentiler

PROGRAM07:30-09:00

KAYIT

09:00-09:15AÇILIŞ KONUŞMALARI Özlem İĞDELİPINAR - TİDE BaşkanıH. Abdullah KAYA, İç Denetim Koordinasyon Kurulu Üyesi, Maliye Bakanlığı Emlak Genel Müdürü 09:15-10:00 I. ANA OTURUM - Perception is RealityDeanna SULLIVAN, Principal - Sullivan Solutions

10:00-11:00II. ANA OTURUM - Yeni TTK ve SPK Kurumsal Yönetim İlkeleri Çerçevesinde Denetim KomiteleriOturum Başkanı: Sedat ERATALAR - Denetim Komitesi Başkanı- Borusan Holding

Ahmet DÖRDÜNCÜ, YK Üyesi - International Papers

Bülent BOZDOĞAN, Denetim Bölüm Başkanı - H. Ö. Sabancı Holding İmdat ERSOY, Kurul Üyesi - Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Fikret SEBİLCİOĞLU, Partner - Cerebra Bağımsız Denetim ve SMMM A.Ş.11:00:-11:30

KAHVE ARASI11:30-12:30PARALEL OTURUM

Yeni Kaynaklar, Teknikler - TAKSİM BALO SALONU

Araçlar ve İyi Uygulamalar - BALO SALONU A

11:30-12:00 İç Denetim'in Geleceği Arzu PİŞKİNOĞLU, Partner - Ernst & Young, Türkiye

Ticari Hayatta Şeffaflık Kasım AKDENİZ, Genel Müdür - Kredi Kayıt Bürosu

12:00-12:30

Denetim Faaliyetlerinin Dönüşümünde İç Denetçinin Liderlik Rolüne İlişkin Bir Uygulama Modeli Ozan Nazım GÜNAL, Yönetim Kurulu Bşk.Yrd.- KARDE- Kurumsal Araştırma Risk Danışmanlık ve Eğitim A.Ş.

Dış Denetimin Yürütülmesi ve Yönetilmesinde Beklenen Değişim-“Denetim Yönetim Sistemi Projesi”Erkan KURTULUŞ, Yönetim Kurulu Başkanı Futurecom Bilişim Hizmetleri ve Danışmanlık A.Ş.Ahmet TOPKAYA, Sayıştay Başdenetçisi - T.C. Sayıştay Başkanlığı12:30-13:30YEMEK ARASI III. ANA OTURUM - DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE İLETİŞİM13:30-14:30 Dönüştüren Dialoglar, İhtiyaçların Dili, Metin REYNA - İletişim Tasarımcısı14:30-15:15 Dönüşümde İletişim, Ceyhun ŞAHİN - DecaSoft CEO15:15-15:45KAHVE ARASI

15:45-16:30 Meslekte Mükemmelliğin Küresel Paydaşı Olmak, "Dönüşümün Yol Haritası ve Başarı Faktörleri" - Ali Kamil UZUN, TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı16:30-18:00 CIA ÖDÜL TÖRENİ ve KAPANIŞ KONUŞMASI

Yönetim Kurulu veİç Denetim İçin

Doğru İstihdam, Uygun Aday ve Katma Değer Yaratmak

Yeşil KalemAmerikan Kamu Muhasebecileri Örgütünün Açıklık Projesinin Bağımsız Denetim Uygulamalarına Etkisi

Bir Hile Belirtisi Olarak Davranış Değişiklikleri

MühürXBRL ve Denetim’dekiYeri ve Önemi

Parmak İziBT Yönetimine Yeni BakışAçısı COBIT® 5

Ataçİç Denetim’in Yarını Bugündedir

YansımaECIIA Genel Kurulu

Yakın PlanBorusan Holding İç Denetim Müdürlüğü

Çizgi ÖtesiYaşamda “İz” ya da “İs” Bırakmak Meselesi

Page 41: Sosyal Medyada - tide.org.tr · PDF fileSosyal medya, internet ve halkla ... Kurulu’ndan Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı Av. Tuğrul Sevim katıldı. Sosyal Medyada Olmak

KONGRE PROGRAMI

TİDE; konu, konuşmacı ve oturum saatlerinde değişiklik yapma hakkını saklı tutar.Katılımcılar, katıldıkları her gün için 7 CPE kredisine hak kazanacaktır.

11 Kasım 2013, Pazartesi08:00-08:30 Kayıt

08:30-09:00 Açılış Konuşmaları - Fuji 1 Salonu

Özlem İĞDELİPINAR - CIA, CCSA, TİDE Yönetim Kurulu BaşkanıAysan SİNANLIOĞLU - Kurumsal Risk Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu BaşkanıRichard CHAMBERS - Uluslararası İç Denetçiler Enstitüsü (IIA) Başkanı - Video Açılış Mesajı

09:00-10:00 Paydaşlarımızın Beklentilerini Karşılamak - Fuji 1 SalonuGünther MEGGENEDER - ista International GmbH, İç Denetim Başkan Yardımcısı, IIA Eski Başkanı

10:00-10:30 Kahve Arası10:30-14:15 PARALEL OTURUMLAR

10:30-11:15 Risk Esaslı Denetim Planlaması ve Raporlaması - Fuji 1 SalonuHakan AYTEKİN - Ortak - Danışmanlık Bölümü, KPMG Türkiye

Reel Sektörde Alacak Riskinin Yönetimi - Fuji 2 SalonuKasım AKDENİZ - Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdür, KKB

11:30-12:15

Suistimal Riski ve Analitik Yaklaşımlar - Fuji 1 SalonuGül SARAÇOĞLU - Direktör - Kurumsal Risk Hizmetleri, Deloitte TürkiyeAli TUNCEL - Kıdemli Müdür – Danışmanlık Hizmetleri, Deloitte Türkiye

Risk Yönetiminin Denetimi - Fuji 2 SalonuAndreas KALLIS- Satış Direktörü - Kurumsal Yönetim, Risk ve Uyum, Thomson Reuters

12:15-13:30 Öğle Yemeği

13:30-14:15Sosyal Medya Riski ve Denetimi - Fuji 1 SalonuDoğan TANRISEVEN - Direktör - Risk Danışmanlık Hizmetleri, EY Türkiye

Bilgi Sistemleri Uygulamalarında İç Denetim - Fuji 2 SalonuFüsun Patoğlu - Şirket Ortağı - Risk, Süreç ve Teknoloji Hizmetleri, PwC Türkiye

14:30-15:30 İç Denetimin Yarattığı Katma Değerin Ölçümü (Performans değerlendirmesi) - Fuji 1 SalonuEvren SEZER - Ortak - Kurumsal Risk Hizmetleri, Deloitte Türkiye

15:30-16:00 Kahve Arası

16:00-17:00 İç Denetim ve Risk Yönetiminin Sinerjisi ile Kurumsal Yönetimde Değer Yaratmak - Fuji 1 SalonuNorman D. MARKS - CPA, CRMA, OCEG, Risk Yönetimi Enstitüsü Onur Üyesi

17:00-17:30 Kapanış ve Plaket Töreni - Fuji 1 Salonu

12 Kasım 2013, Salı08:30-09:30 Kayıt ve Tanışma Kahvaltısı

Neuchatel Salonu Geneve Salonu09:30-10:00 Açılış Konuşması - Ali Kamil UZUN, TİDE Kurucu ve Onursal Başkanı Özlem İĞDELİPINAR - CIA, CCSA, TİDE Yönetim Kurulu Başkanı

10:00-13:001. Çalıştay - Norman D. MARKS - CPA, CRMA, OCEG, Risk Yönetimi Enstitüsü Onur Üyesi“İç Denetim ve Risk Yönetiminin Sinerjisi”

1. Çalıştay - Jean-Pierre Garitte, Bağımsız Yönetim Danışmanı“İç Denetimin Yarattığı Katma Değerin Ölçümü”

10:00-11:00 Sunum Sunum 11:00-11:30 Kahve Arası Kahve Arası11:30-12:30 İyi Uygulama Örnekleri İyi Uygulama Örnekleri12:30-13:00 Soru-Cevap Soru-Cevap 13:00-14:30 Öğle Yemeği Öğle Yemeği

14:30-17:302. Çalıştay - Jean-Pierre Garitte, Bağımsız Yönetim Danışmanı“İç Denetimin Yarattığı Katma Değerin Ölçümü”

1. Çalıştay - Norman D. MARKS - CPA, CRMA, OCEG, Risk Yönetimi Enstitüsü Onur Üyesi“İç Denetim ve Risk Yönetiminin Sinerjisi”

14:30-15:30 Sunum Sunum 15:30-16:00 Kahve Arası Kahve Arası16:00-17:00 İyi Uygulama Örnekleri İyi Uygulama Örnekleri17:00-17:30 Soru-Cevap Soru-Cevap

Kongre Sponsorları Faaliyet Sponsorları Basın Sponsoru

Ana Sponsor