Top Banner
48

Poetika E- Dergi Sayı 3

Mar 09, 2016

Download

Documents

Poetika

Poetika E- Dergi Sayı 3
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 1 ~

Page 2: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 2 ~

Page 3: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 3 ~

Ölüm Bile Yakışıyor Sana Jessica

( Veda Şiiri )

Page 4: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 4 ~

Muhteşem bir ölüm hazırlamalıyım sana Jessica,

Öldüğüne sen bile inanmamalısın.

Ama korkuyorum Jessica,

Seni öldürmeye korkuyorum,

Ellerim gitmiyor bu satırları yazmaya.

Ama senin duyguların öldürmeye yetiyor benim duygularımı.

Nasıl başlamıştı bizim hikâyemiz

Galiba senin o kapıdan girişinle başlamıştı.

Gelip oturmuş karşıma

Gözlerimi alamamıştım senden o gün.

Öyle güzeldin ki, bir şey yapmana gerek yoktu kendini sevdirmen

için.

Bende boş bulunup sevmiştim seni

Zaten hep öyle olmaz mı?

İnsan sevgiye boş bulunduğu anda yakalanmaz mı?

Yakalamıştı beni bir kere saçların.

Tüm bedenimi sarmıştı gözlerin.

Doğrusu bende hiç şikâyet etmemiştim bu durumdan.

Güzel oluyordu böyle,

Her gün birini düşünerek uyumak,

Ve birini düşünerek uyanmak.

Page 5: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 5 ~

Bazen içim içime sığmıyor,

Seni göremediğim günü, günden saymıyordum.

Boşuna düşüyordu günler takvim yapraklarından.

Boşuna doğuyordu güneş

Boşuna çıkıyordu ay dede.

Öyle bir şeydin ki sen benim için, ulaşılmazımdın.

Biliyordum beni sevmeyeceğini,

Zaten kim sever şiir yazan adamı.

Kim sever seni benim sevdiğim gibi,

Kim bakabilir, benim sana baktığım gibi

Kim geceleri düşünebilir seni benim düşündüğüm gibi,

Kimse ne benim gibi sevebilir seni, nede düşünebilir.

Az sever çok sever ama kimse benim gibi sevemez seni.

Sevmek gerçekten kimi zaman rezilce korkulu oluyor,

Reddedileceğini bilsen bile, sevdiğini söylemek de öyle oluyor,

Biraz korku oluyor dudaklarının arasında biraz umut,

O yetiyor zaten sevdiğini söylemen için.

Page 6: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 6 ~

Ve insanı reddedilmek üzmüyor da, sonrası üzüyor be Jessica,

Öyle bir boşluğa düşüyor ki insan,

Issız bir adada yanına alacağı üç şeyin

Üçünü de kaybetmiş gibi oluyor, sen, ben ve biz.

Ben hiç şüphe etmedim seni sevdiğimden,

Sen hiç şüphe ettin mi benim seni sevdiğimden,

Nasıl edeceksin, hiç beni sevme fırsatı bile vermedin ki kendine.

N’olur öyle bakma bana Jessica

Ben seni senden çok sevdim,

Ben kendimden artırıp seni sevdim.

Ben hiç aşkı yatakta düşünmedim,

Zaten aşk denilen kutsal, yatakta değil kalpte güzel be Jessica.

İnsan kutsalına nasıl ihanet edebilir,

Edemez, en azından etmemeli, etmemeli.

Page 7: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 7 ~

Bak gözlerim dolmaya başladı Jessica,

Alışkınlar aslında buna

Her akşam, köşelerinde sessiz sessiz ağlıyorlar.

İnan vücudum nefret ediyor benden, seni bu kadar sevdiğim için,

İnsan bir fırsat vermez mi kendine, sevilmek için.

Her neyse Jessica, sen ne beni sevdin ne kendini.

Şimdi çekil kenara, üstüne şiirim son mısraları sıçramasın,

Biliyorsun, seni edebiyat tutuyor.

Güzel günlerimiz oldu ama jessica

Üç gün beni mutlu ettin, o kadarlık mutluluğu helal et bana.

Aylardan Eylül oldu Jessica

Biraz hastayım, birazda umutsuz.

İnsanlar bir sıcak, bir soğuk davranıyor.

Biraz ısınıyor duygularım biraz üşüyor,

Bizi hep bu insanlar mahvetti zaten Jessica.

Page 8: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 8 ~

Son bir isteğim olacak tanrıdan.

Hani birini sevmeyi çok istiyorsun ya Jessica,

Birine ilk görüşte aşık olmak istiyorsun.

Olur da birine aşık olursan benim gibi sev, benim gibi aşık ol.

Benim gibi geçsin günlerin,

Belki anlarsın beni o zaman.

Elveda Jessica

Elveda sevdiğim güzel kadın

Elveda en büyük yalanım

Elveda şiirlerimin en güzel karakteri

Elveda…

Ufuk Silik

|Giden sen değilsin ki Jessica giden benim geleceğim |

Page 9: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 9 ~

SEN O ADAM

Page 10: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 10 ~

Sen o adam…

Evet, sen;

Senin dudaklarında saklıydı yas!

Bir hüzün tadı hâkimdi inceden…

Hüzün bulaştırmıştın bana dudaklarında kaybolurken…

.

Sanki

Sana yaklaşmak; ümitsizlik çukuruna kendini usulca bırakmakla eş

değerdi.

Veyahut

Sana yaklaşmak tüm günahları kabullenmekti.

Ve ben yaklaşmıştım sana; sen benden uzaklaşırken…

Ben sevmiştim seni!

Sen kendi enkazında gömülürken…

Bir mum yakmıştım ardından

Tanrı’ya geri dönmen için yalvarırken…

Ve

Ben geri dönmeni beklerdim…

Sen Azrail'le sevişirken...

Ebru Yenicevardarlı

Page 11: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 11 ~

Varlığın Yokluğum

Page 12: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 12 ~

Gözlerim kapanırken

Sessizliğim, sensizliğin lanetiydi.

Sol kanadı zayıf olan bir takımdık biz;

ne kadar direnirsek direnelim, uzatmalarda golü yiyen.

Ben;

İstenmeyen adam.

Sen!

İstenilen, delicesine.

Çağırsan tutardım nefesimi,

Yanında harcardım son birkaç tanesini.

Adına harcardım, aşkına harcardım,

Boşa harcardım.

Özgür yaşadığımı sanırdım ya ben,

Sana tutsak ölüyorum şimdi.

Page 13: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 13 ~

Sen!

İşçi kalbimdeki burjuva,

Neden yoksun?

Sen!

Aşkla gülen,

Maktulüne iyi bak.

Sen!

Şimdi içimde bir halk hikâyesi;

Dilden dile dolaştıkça, benliğini kaybeden.

Ne kapıları çarpmaların,

Ne yalanların,

Ne hepsine inanmalarım var.

Şimdi var olan tek şey, yokluğum.

Oğuzcan Yüce

Page 14: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 14 ~

Kin

Page 15: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 15 ~

Karamsarlığa boğulan kelimelerim etrafa saçılırken,

Yasak bahçeme girildi.

Sana dair dizeler açıldı fütursuzca.

Acınası bir hayattan,

Gülünesi bir ömür çıkaramadı dudaklarım.

Aklıma vuran hayallerin,

Yüreğimi hatırlamanın cezasıyla öldürüldü.

Yerlerde sürünen gururum;

Herkese dimdik durdu da,

Sadece senin uğruna ayaklar altına serildi.

Hayallerim umuda manzaralı uçurumlardan intihar etti.

Adına büyüttüğüm o küçücük umutlarım,

Yargısız infazlarda adaletsizliklere mahkum oldu,

Beraat edemedi kan revan kalbim.

Page 16: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 16 ~

Yok bunun ötesi !

Ölüm kokulu bakışlarında,

Kalbim ve ben ayrılığa sıfır,

İhanet dolu manzarasıyla.

O sarsılmaz gidişine attığın her adım için,

Teşekkürler sunuyorum bir avuç gözyaşımla beraber sana..

Çünkü;

Böylesi daha iyi diyordu giderken sevgililer.

Teslim ederken terkedişlerini bahanelere,

Daha güzel olacak böylesi demiştin sende,

İhanetlerin içinden çaldığın yalanlara kılıf hazırlar gibi.

Teşekkürlerimi gönderiyorum sana,

Çünkü gittin sen..

Ve ben,

S

U

S

T

U

M

...

Page 17: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 17 ~

Çok iyi gidişlerin vardı senin,

Heveslerimi kursağımdan sökerek,

Azmettirerek beynime ölümünü.

Büyülü düşlerimi ayaklar altına düşürerek..

Şimdi seni gömmek mi zordur kalbime,

Yoksa yıpranmış çıplak bedenimi mi ?

Son nefesimi veresiye alırken ben,

Gururumu hapsediyorum korkularımla...

Bu dünyada bütün yağmurlarım ,

Kirlenmiş kalbini yıkamaya yağar,

Tutunamasa da sana , çürütür yüreğini.

Islatır..

Kin'imi alır..

Cemre Bükrük

Page 18: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 18 ~

SONSUZLEM

Page 19: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 19 ~

Bir karga olmak istemezdim mesela,

Daha yirmi yıl olmamış şu taş taş üstüne durmayan yere geleli,

Bıkmışız üstlenmediğimiz sorumluluklardan,

Yaşamadığımız mutsuzluklardan.

Bir de yüz elli sene yaşayıp ne yapacaksın?

Hüzün tutmaz kanatların arasından süzülürken güneş,

Birbirinin kanında boğulan insanlara mı bakacaksın,

Yoksa kendini bu altın tozu kaplı umarsızlığın dibine dibine mi

vuracaksın?

Hislerini bir bir yolarken nefesi kokan bir rüzgâr,

Öyle durup yaşayacak mısın bu yüz elli kez ağırlaştırılmış haksız

müebbeti?

Hiç sanmam...

Page 20: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 20 ~

Bir tırtıl olmayı da istemezdim mesela,

Şöyle bakınca bir aynaya,

Tanımalı derim bu tırnak izlerini yüzündeki, yosma kavgalardan

kalma,

Öyle girip kalınca üç beş ay bir kozada,

Geçer mi hiç bu vücuttan hayat batıkları?

Hem diyorum neyi bekliyorsun kendini kapattığın o salak yerde,

İtiraf et, koruyabilir misin kendini içerde,

Beyninde dönüp duran şeytan aklına gelmez düşüncelerden de?

Seni o çirkin halinle kimse de beğenmedi zaten,

Şimdi seksi kanatları olan naif bir tırtılsın artık yalnızca,

Ve seni o halinle sevmeyenlerin, şimdi hak etmeye vakti de

olmayacak hem,

Geri sayım başladı, bulabilecek misin masallardaki aşkını?

Hiç sanmam...

Page 21: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 21 ~

Bir arı da olmayı istemezdim mesela.

Yalanlamıyorum hayat felsefesi güzel,

Boktan kargaşaları bir kenara atmalar,

Bir o çiçekle bir bu çiçekle yatıp kalkmalar,

En has nektarlarla kafa bulmalar.

Peki bir bak kendine,

Neden senden kaçıyor şimdi de insanlar?

Üstelik sen verirken onlara bu dünyanın balını kaymağını.

Sen sadece sevmek istemiştin,

Bir kızın elini tutmak istemiştin,

Küçük bir refleks, belki bir hata,

Duydunuz sanırım kızın 'gong' niteliğindeki çığlığını,

Sana iğneni her deliğe sokma demiştim,

Artık yaşayabilecek misin onsuz bu hayatı?

Hiç sanmam...

Page 22: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 22 ~

Çirkin ördek yavrusu olmakta fayda var,

At şu kafandaki aptal kese kâğıdını,

Maskesi düşmeyecek marjinalliğin cazibesini takın gözlerine,

Kim ne derse desin,

Paytak ayaklarınla da doludizgin koşabilirsin.

Hem ne olmuş siyah kahkalara bulanmışsa yüzün?

Siyah leke göstermez, yani hep güçlüsün.

Aldırış etme akşam pazarında ucuzlamış bu imalı bakışları,

Onlar sona kalmış ve çürümüş yürüyen birkaç kafatası.

Sen de hep utangaçsın, hep karamsar,

Sersem önüne dünyanın en güzel kelimelerini kırmızı bir halı gibi,

İnanacak mısın sanki bu yazdıklarıma?

Hiç sanmam...

Tuğçe Dilan Satar

Page 23: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 23 ~

Paslı Duygular

Page 24: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 24 ~

Mahvolmuş haldeyim şuan.

Kalbim eski,

Düşüncelerim çürümüş.

Hayallerimi yakalamaya çalışmaktan yorgunum.

Eski anılar

Ah o eski anılar, yoruyor zihnimi.

Beni bu hale getirenlerin, hepsi mutlu.

Geleceğim şüpheli, geçmişim malum.

Zararı yok, hepsine tecrübe deyip geçiyorum.

Ama her gün sömürüyor takvim yapraklarımı, acılar.

Korkuyorum biliyor musun?

Eskisi gibi değilim, olmakta istemiyorum zaten.

Page 25: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 25 ~

İzinsiz gösteri yapıyorsun şuan kalbimde

Bir devrimin ayak sesleri gibi geliyor bu gösteriler bana.

Kendime bile söyleyemiyorum seni sevdiğimi.

Korkuyorum çünkü bir gün gözlerinde asılı kalırım diye.

Gözlerine bakıp,

Kalbimde hiç gösterime girmemiş, filmleri izleye bilir miyim?

Sesini, duygularıma kaydedip, her gün dinleye bilir miyim?

Ellerini tutup, seni seviyorum diye bilir miyim?

Ufuk Silik

Page 26: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 26 ~

Bir Kıyamet Gecesi

Page 27: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 27 ~

Ve o kadının dudaklarında tükenmişti aşk

Hüzünlü bir gece de son kadehini yudumlarken;

‘ – Sevmeyeceksin.’ Diye fısıldadı kendine

Boş duvarlara yansıyordu;

Gelecek sandığı geçmişi…

Her ‘an’ hatırlatıyordu kendini

Her ‘iz’ yıpratıyordu hayalleri…

‘- Yalnızca bir şans daha…’ diyerek

avutuyordu yaralarını…

Oysa şans kaybedenlerin hakkı değildi.

Ah kadın;

Bilmezdi.

‘ – Bir daha olmayacak.’ denildiğinde;

Melek çoktan zirvedeki çana erişmişti.

Miladı kıyamete çevrilen bir ruhtu artık

Mumlar sönmüştü

Ve karanlığa hapsedilmişti.

‘’ Aşktan yoksun bırakılmış,

Araf da tutsak olmuş bir ruh asla sevemezdi.’’

Ebru Yenicevardarlı

Page 28: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 28 ~

Duman

Page 29: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 29 ~

Bir İstanbul sabahı saat beş suları,

Gözlerim uykusuzluktan şişmiş kalkıyorum Haydarpaşa'dan.

Ellerim titriyor gazeteleri üstümden çekerken,

Trenden inenleri izliyorum, onlarda beni.

Şarap şişelerinin olduğu tarafa çeviriyorum kafamı,

gülüyorum.

Hepsinin dibine vurmuş hayallerim.

Büfeden aldığım kibriti arıyorum, ceplerimi yokluyorum,

Bir sigara yakıyorum, seninle birlikte yanıyoruz.

Fotoğrafların yerlerde, mektuplarında öyle.

Anlaşılan gece fena dağıtmışım.

Hakkımdır,

dağıttıklarından sonra neyi toparlayabildim?

Kalkıyorum yavaştan, dışarı çıkıyorum.

Köşede tezgahını hazırlayan simitçiye soruyorum

Boğaz'a diyorum nasıl gidilir?

Taksi çağırıyor bana, biniyorum.

İndiğimde aklıma geliyor sana geldiğim.

Ceketimin iç cebinden telefonumu çıkarıyorum,

Fotoğrafına bakıyorum.

Küfürler yağdırıyorum, sonra öpüyorum.

Adını haykırıyorum martılara

ve bırakıyorum kendimi.

Düşene kadar 2. kez nasıl öleceğimi merak ediyorum,

gülüyorum..

Oğuzcan Yüce

Page 30: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 30 ~

Darbenin İzleri

Page 31: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 31 ~

Sevmediğin kırılgan apoletlerim. Evet, onlardan

vazgeçmiştim. Ruhumdan geriye kalan ne varsa çıkarmaya

çalıştıklarımla. Geçmiş pusu gibi bakıyordu yaşananların

ardından, ben dudaklarımın hazin kurumuşluğunda,

uçurumdan denize bıraktım senin o eylül gülümseyişlerini.

Sonra, sana ait ne varsa kopardım attım. Kuşkusuz kolay

olmadı bu, ne yana fırlatsam yine bırakmadı peşimi.

Kursağımdan çıkartmaya cesaret edemediğim kelimelerim,

karanlık gecelere adanırdı. Sen ışıklara veda ettiğin anda

ben ölümsüzlüğün olmayışına inat yazardım. Kimse

bilmezdi. Beni en iyi tarif eden, odamın loş ışığında dağılıp

giden sigara dumanıydı şüphesiz. Çarpışan harflerimin

sesleri, gıcırdayan koltuk birbirine karışır kulakları irtica

ederdi...

Page 32: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 32 ~

Bu sıralar mevsim ayrı bir şık. Efkarlı göz kapaklarımla,

nemli odamdan, kirli penceremden simsiyah gözlerimle

sonsuzluğa bakarken, hiç bir ideolojik yaptırım yetmiyor bu

mevsimin yetimliğini sana bulayarak anlatmaya .

Tahammülsüz damlalarla akıtıyorum sözcüklerini kollarının

arasından, alnına ansızın bahşedilmiş çizgilerle ben , kahpe

bir anarşiye doğru süzülüyorum ..

Kalbimin ağrısına iyi gelen, aşırı dozda sana ihtiyacım

varken, sen düğmesi kırılmış, ilmekle buğulanmış; kırılmış

garip dönüşlere adanmaktan uzak ölümlere bahşehiyorsun

kendini.Biraz daha fazla tarifini yapsam, bozguna uğrar

kalan ümit zerreleri.

Ben geleceğin olmak isterken, aynı zamanda geçmişinde

nadide bir iz olmak istedim. Yakandan tutup yukarı çekmek

istedim. Canını acıtmaya niyetim yoktu. İleride defter arası

kurutulmuş bir çiçek kalmak istemedim.

Sokak suçlarına ortak oldum artık. Artık uçabiliyorum. Evet,

evet kısık sesle söyledim biliyorum anlamadın,

Aslında sen anlamımdın.

Cemre Bükrük / Darbenin İzleri

Page 33: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 33 ~

İŞSİZLERE VE GİDECEKLERE

Page 34: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 34 ~

Gideceksen şimdi git,

Gece lambasını da söndür ama.

Üfle ki, senden pay düşsün ciğerime.

Yok;

Beş para etmez diyorlar benimkine, ondan.

Bir yıldızı daha mı çıkardı işten gökyüzü?

Bu kaçıncı alacaklı isyan?

Lütfen git,

Ama dur, bekle önce biraz.

Son kez seksin güneş saçının telinden.

Yüreğim burkulur, ağlayamam şimdi.

Dağların eteklerinde dikkatli yürü.

Herkes boynu bükük bir başak gibi,

Olgun değil.

Page 35: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 35 ~

Kapı açık,

İlk kez âşık olacak bir kızın kalbine girdiğin gibi gir.

Usul, sessiz, emin adımlarla.

Yok, olmaz.

Bir çiçek daha mı çıkarıldı işten?

Bu nasıl ağlayan bir buz dağı artık bilmem.

Dünyayı acısında boğarcasına.

Neyin özgürlüğünden bahsediyorsun?

Git diyorum yalnızca.

Okyanusa atsam da, sen;

Bir cam şişesindeki parşömensin.

En fazla grevdeki bir işçi kadar özgür olabilirsin.

Page 36: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 36 ~

Yok, yok, buna da inanacak değilim.

Bir makine de mi çıkarıldı işten?

Bu nasıl yalnız bir fabrika böyle?

Boşluk dolar mı koca bir göbekle?

Hangi boğaz sonsuzluğa açıldı?

Burası hangi tokluğun Afrika’sı?

Beyaz bile utandı sizden,

Beyaz halı evlere girmek istemiyor,

Sokakta yatan çocukları gördükçe.

Beyaz un ekmek olmaktan bıktı,

Açlıktan ölenleri gördükçe.

Hiçbir kedi nankörlüğü hak etmedi, sizler varken.

Yok, beyaz oğlan, uzak dur buradan.

Burası birlikte ve yalnız yürüyenlerin şeridi.

Page 37: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 37 ~

Rahatlayacaksa için,

Deniz kıyısına git.

Sahilde ayak izi bırakırsın belki.

“Bende varım.” Dersin;

Hiç olmamış gibi.

Nasıl yani?

Bir deniz kabuğu da mı çıkarıldı işten?

Bu hangi alçak deniz?

Gökyüzü bile daha merhametli.

Tam da şimdi git,

Lamba söndü,

Güneş güzeldi,

Deniz mavi,

Gökyüzü merhametli.

Tuğçe Dilan Satar

Page 38: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 38 ~

Hayallerin Peşinde

Page 39: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 39 ~

Günler birbirini kovalıyor. Sanrılarda öyle. Bitmek bilmeyen sanrılar. Her gün

Zeynep ve Kızımız' ı görmek beni mutlu ediyordu aslında ama bu Marian' ın pek

hoşuna gitmiyordu.Yine sanrılar sırasında kavga ettik. Çok şiddetli. Sonra

çantasını aldı aldı çıktı gitti evden. Yine ağladım. Hem de çok. Ağlarken yanıma

Zeynep geldi. Bunların hepsi bitebilir, yanımıza gelebilirsin diyerek beni

umutlandırdı. Bu bilinçaltımın bir oyunumuydu yoksa gerçekmiydi bunları ayırt

etmek zordu. İlaçlarımı uzun süredir almıyordum. Sonra bir hışımla evden

çıktım. Gözlerim hala yaşlı ve şişti. Marian'ı aradım. telefonu kapalıydı. Sürekli

takıldığı bir bar vardı. Onun orada olduğunu tahmin ediyordum. Daha önceleri

de kavga etmiştik, yine kaçıp buraya gelmişti. Buraya hiç beraber gelmedik.

Gittim yine orada oturmuş viski içiyordu. Ona uzak bir masaya oturdum ve bira

söyledim. Uzaktan izliyordum onu. Aradan bir saat geçmeden içeri uzun boylu,

atletik vücutlu bir erkek geldi ve yanına oturdu. Öpüştüler. Sonra o da viski aldı,

yudumlamaya başladı. Onlar bir bardak içene kadar ben 4 bardak bira

içiyordum sinirden. Bunu kabullenmem zordu. Aslında bu bana müstehaktı. Ben

Zeynep'i unutup nasıl başka biriyle evlenebilirdim. Hem de bu kadar ani bir

kararla. Bir yandan kendime kızıyor, bir yandan Marian' a değişik sıfatlar

yakıştırıyordum. 2 saat kadar daha oturup kalktılar. Tabi bende arkalarından.

2007 model bir BMW ye bindiler. Güzel, bakımlı bir arabaydı. Bende

arkalarından taksiye bindim, takip ettim. Bir otelin önünde durdular. Uzun

boylu dallama indi arabadan ve Marian'ın kapısını açtı. El ele otele girerlerken

fotoğraflarını çektim. Sonra tekrar taksiye binip eve gittim. Yatağa gittim

uzandım. Uyumak imkansızlaşmıştı artık. Marian o uzun boylu dallamayla zevk

çığlıklarıyla otel duvarlarını inletirken, ben evde hıçkırıklarla evin duvarlarını

inletiyordum. Ağlarken uyuyakalmışım...Aradan 3 gün geçmişti ve o 3 günlük

süre zarfında Marian'ın yüzüne bile bakmadım. 3. günün akşamı Marian çekti

beni kenara "Neler oluyor" dedi. Cevap vermedim. Cebimden resimleri çıkarıp

yüzüne fırlattım. Konuşamadı.Bir süre bekledikten sonra sessizli delercesine

savurdu kelimeleri. "Her şeye en baştan başlayarak düzeltebiliriz." Kabul ettim.

Hala bir şeylerin düzelebileceğine inanıyordum. Zeynep' le hayalimiz olan

Page 40: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 40 ~

Karavan ile Antalya seyahatini anlattım ona. Severek kabul etti. Telefon ve

bilgisayarlarımızı evde bırakacak, sadece birbirimize vakit ayıracaktık.

Yola çıkmadan önce de ilaçlarımı satın alacak, tekrar normal yaşamıma dönmek

için hazırlanacaktım. Çok güzel düşüncelerdi bunlar. Biriktirdiğim parayla orta

halli bir karavan aldım. Çok güzeldi. Tam hayalimdeki gibi. Tüm eşyaları

hazırladık. Sonraki sabah yola çıkacaktık. Gece çok güzel bir rüya gördüm.

Kızımız zamanın yavaşlığına aldırmadan büyümüş, üniversiteden mezun

olacaktı. Yarın akşam. Benimle konuştu ilk defa. Babacığım mezuniyetime

gelirmisin dedi. Peşine Zeynep seni "Orada" bekliyorum dedi. Ağlayarak

uyandım. Uyandığımda Marian son hazırlıklarını yapıyordu. Kızımın isteğini

gerçekleştirmeliydim. Acaba Zeynep' in dediği yer neresiydi. Bir süre bunun

üzerine düşündük. Yola çıkana kadar. Sonunda buldum. Artık bu iş bitecekti.

Üzerime Zeynep ile beraber aldığımız beyaz t-shirt ü giydim. Yola çıktık. Antalya

civarlarına geldiğimizde sanrılarım başlamıştı.Yanımda oturan Marian' ın

yanında uzun boylu dallama vardı. Sinirlendim. Aklıma ihanet gecesi geldi. Kim

bilir o gece haricinde kaç kez birlikte olmuşlardı. Resmen ayakta uyuyordum.

Derken Antalya'ya girdik. Bu viraj. Burayı hatırlıyorum, Zeynep'in kendini attığı

yer. Evet tam zamanıydı. Arabayı aşağıya sürecektim. Ben Zeynep' in yanına

gidecek, Marian' da cehennemin dibini boylayacaktı. Harikulade bir ölüm planı.

300 metre kala yavaşladım. Bir sigara yaktım. Çok derin bir nefes çektim ve gaza

bastım. Araba ile asfalt arasında artık bağ kalmamış, havada süzülüyorduk.

Sağıma baktım. Marian' ın yüzünde dehşet bir korku vardı. Onu hiç böyle

görmemiştim. Denizin yüzeyine baktım. Parlaktı, hemde çok. Denizin

derinliklerinde Zeynep ve kızım vardı. Çok net görüyordum onları. Kavuşmamıza

az kalmıştı, hasret bitiyordu.

"Az sonra bedenim parçalanacak sevgilim. Kalbim sana emanet, ona iyi bak."

Son

Cemre Bükrük

Page 41: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 41 ~

Kayıkçı

Page 42: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 42 ~

Başıboş bir kayıkçıyım acımasız sonu görünmeyen denizlerde. Her

gün onlarca kişinin iskeleden atlamasına şahit oluyorum. Sorduğun

zamanda arkadaşlarına aşıktı cevabını alıyorum. Aşk artık intihar

meselesi mi oldu. O zaman gerçek aşk nedir? Sevdiğini parası için

sevmek midir aşk? Ya da, bak seni sevdiğim için koluma jiletle

ismimi yazdım demek midir aşk? Sevdiğini, aşkım dediğin birini

denizin kenarındaki taşların, kayalıkların arasına sokup becermek

midir aşk? Bence bunlar zorbalıktır aşka tecavüz etmektir. Benim

aşk dediğim şey bu değildir. Gerçek aşk sevdiğin için hayatta

kalmaktır. Onun için mücadele etmek, ondan vaz geçmemektir.

Sevdiğin zaman tam sevmektir. Sevdiğinin ismini koluna değil

kalbine kazımaktır aşk. Sevdiğini parası için sevmek değildir aşk.

Sevdiğin için aşk sarhoşu olmaktır. Sevdiğini sözcüklerle anlatmaktır

aşk. İşte yine biri daha çıktı iskeleye bakalım bunun hikâyesi ne.

Ufuk Silik/ Kısa hikâye

Page 43: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 43 ~

Page 44: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 44 ~

Page 45: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 45 ~

Page 46: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 46 ~

Page 47: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 47 ~

Page 48: Poetika E- Dergi Sayı 3

~ 48 ~