Top Banner
Sayı:4 Çanakkale Kültür Sanat ve Magazin Dergisi Kadınlar ve Spor Hakkında Çanakkale Eğlence Hayatı İndian Simge Yankı” ile Balkonlarınız için Çocuk Yaşamında Doğru Sanılan Mercek Altında Burçları Şişkinlik ve Hazımsızlığa Karşı 7 Tüyo muhteşem öneriler İlk 1000 Gün 10 Yanlış Phantaso’da Moda Dekorasyon Kültür Sanat Sağlık AKUT Gönüllüsü Doğa sporlarıyla ilgilenenler için harika bir röportaj Ahmet Çakır anlatıyor
100

Phantaso Dergi Sayı 4

Aug 02, 2016

Download

Documents

Phantaso Dergi

Çanakkale'nin Şahsına Münhasır Yaşam, Kültür ve Aktüalite Dergisi Phantaso'nun 4.sayısını hemen şimdi okuyabilirsiniz.
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Phantaso Dergi Sayı 4

Sayı:4

Çanakkale Kültür Sanat ve Magazin Dergisi

Kadınlar ve Spor Hakkında Çanakkale Eğlence Hayatı

İndian

Simge “Yankı” ile

Balkonlarınız için

Çocuk Yaşamında

Doğru Sanılan Mercek Altında

Burçları

Şişkinlik ve Hazımsızlığa Karşı

7 Tüyo

muhteşem öneriler

İlk 1000 Gün

10 Yanlış

Phantaso’da

ModaDekorasyon

Kültür SanatSağlık

AKUT Gönüllüsü

Doğa sporlarıyla ilgilenenler için

harika bir röportaj

Ahmet Çakır anlatıyor

Page 2: Phantaso Dergi Sayı 4

Aydemirler Yatırım olarak ‘’ Doğru Yatırım Uzmanlık İster ‘’

sloganı ile çıktığımız yolun aydınlık olması, tüm iş ortaklarımıza kazanç sağlanması, yatırımcılara ise kurumsal kimliğimizle

güven vermemiz gibi birçok nedenle tek tercih olma konumumuzu korumaktayız.

Ismetpasa Mah. Inönü Cad. Saadet Apt. 159/6 Çanakkale 0286 212 97 97 - 0286 212 97 [email protected]

Page 3: Phantaso Dergi Sayı 4

Değerli Okurlarımız,

Hepinize yeniden merhaba…

Phantaso ekibi olarak ilk sayımızdan bu yana dergimizi hazırlarken, bir yandan Çanakkale’nin tarihi, turistik ve sosyal değerini dışarıya aktarmaya çalışırken bir yandan da Çanakkaleliler için heyecan verici olabilecek konu ve konukları ağırlayarak kentimizin değerini ortaya koymaya çalıştık. Yeni sayımızda da bu hedefimize odaklanarak dolu dolu bir içerik hazırladık.

Baharın kendini gösterdiği ve yazın ufak ufak geliyorum dediği bugünlerde biz de mevsimin güzelliğine yaraşır bir sayı ile sizlerin karşısındayız.

Yeni sayımız kapağında, Türk pop müziğinin en iyi çıkış yapan seslerinden biri olan Simge Sağın’ı ağırlıyor. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz özel röportajımızla siz de Simge’yi yakından tanıyacaksınız. Sanatın her dalını destekleyen Phantaso’da ayrıca, Ahmet Karayün ile konuştuk. Yeni yazarların serüvenlerine ışık tutacak çok önemli bilgileri bizlerle paylaşan Ahmet Karayün’ü siz de çok seveceksiniz.

Baharın tadını balkonlarınıza taşımak için muhteşem öneriler, havaların ısınmasıyla birlikte hafta sonu programlarında yerini almaya başlayan doğa sporlarıyla ilgili hayat kurtaracak bilgilerin yer aldığı AKUT gönüllüsü Ahmet Çakır röportajı ve Volkan-Gökhan Kademlioğlu’nun anlattığı, özellikle kadınları yakından ilgilendirecek spor yaparken dikkat edilmesi gerekenlerin yazıldığı haberimiz ile yine dopdolu bir içerik hazırladık.

Birbirinden özel sayfaları ve kentimizin, tarihi ve turistik değerlerini gözler önüne seren yazılarıyla Phantaso’nun bu yeni sayısıyla umarım sizler de çok mutlu olursunuz!

Sevgilerimle,

Editördenİmtiyaz Sahibi

Naci AYDEMİR

Genel Yayın Yönetmeni Serda Kranda Kapucuoğlu

Dergi EditörleriRahmi Aydemir

Hande Akkaya Ceyhun

Yazı İşleri Sedef Aslan

Görsel Sanat Yönetmeni ve

Grafik TasarımAtakan Palaz

Magazin Muhabiri

Samet Cem

Katkıda BulunanlarAhmet Uslu

Aslı Arslanhanİrfan Özdemir

Kazanova Orhan SayınSavaş Vural

Uzm. Psk. Gani EserNil Şahin Gürhan

Ahmet Çakır

Yayın TürüAylık, Yerel, Süreli Yayın

Yıl 1, Sayı 4

Abonelik ve Reklam

Tel: (0286) 212 97 97 Fax: (0286) 212 97 87

[email protected]

Baskı: Fikir Fabrikası

İletişim

İsmetpaşa Mah. İnönü Cad. Saadet Apt. No: 159/6 Çanakkale

Tel: 0286 212 97 97 Fax: 0286 212 97 87 Mail: [email protected]

Değerli Okuyucularımız Kazanova’ya Sorularınız İçin

[email protected] Adresinden Bize Katılın!

Phantaso’da yayınlanan bütün yazıların telif hakkı ve sorumluluğu

yazarlara aittir.

Rahmi Aydemir

Page 4: Phantaso Dergi Sayı 4

2 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

32

38

42

32 • “Ben bayramımı istiyorum!”

34 • Tarihleriyle Çanakkale Savaşları

36 • 10 Paraya Mektup…

28 • Çocuklarımızın Bayramı Kutlu Olsun

20 • Balkonda Bahar Enerjisi

24 • Fibromiyalji

26 • Çanakkale Haberler

38 • Ahmet Karayün ile Edebiyat ve Roman Üzerine

47 • New Balance Bozcaada da , Mayıs Ayına Hareket Katacak

42 • Başarılı ve Mutlu Evliliğin Sırrı: Denge

48 • Simge Her Yerde Yankılanıyor

44 • Çocuk Yaşamında İlk 1000 Günün Önemi

içindekiler

Page 5: Phantaso Dergi Sayı 4

phantaso.com.tr 3

48 70

68

54 • Kazanova 82 • Mehmet Efendi’nin Çilehane’si

56 • Magazin 84 • Çanakkale İçinde Bir Aynalı Çarşı

64 • İndian Burçlar 86 • Şişkinlik Ve Hazımsızlığa Karşı 7 Tüyo

68 • Mucizevi Yaz Meyveleri 88 • Kosova’da Bir Şehitlik

78 • Kadınlar Ve Spor Hakkında Doğru Sanılan 10 Yanlış

70 • Doğa Sporlarında Öncelik: Sağlık ve Güvenlik

80 • Gardıroptan sesler geliyor

76 • Phantaso Mutfak

Page 6: Phantaso Dergi Sayı 4

en yeniler

Bebeğini daha anne karnındayken koruyup kollayan anneler, onların odaları için de en iyisini ve en güze-lini tercih etmek istiyor. Bebeği için en iyisini isteyen aileler için tasarımlarını her geçen gün geliştirmeye devam eden Çilek, miniklerin güvenliği ve rahatı için tüm detayları düşünüyor.

Çilek patentli “teleskopik yöntemli asansör sistemi”

Kullanıcıdan gelen talepler doğrultusunda ürünle-rini geliştirmeye önem veren Çilek, uzun yıllardır, “klasik asansör” korkuluklu karyola arayan müşteri-lerine AB standartlarına uymaması ve tehlike teşkil etmesi sebebiyle olumsuz yanıt vermek zorunda ka-lıyordu. Çilek tasarım ekibi, gelen talepler üzerine, yaptığı araştırmalar ve çalışmalar sonucunda ‘teles-kopik yöntemle asansör’ sistemini geliştirerek, bu projenin patentini aldı. Böylelikle, Çilek bebek kar-yolalarında, AB standartlarına uygun, tehlike teşkil etmeyen asansörlü korkuluk sistemi devri başladı.

Olive Farm Bahçelerinden toplanan organik meyvelerden, doğal fermantasyon yöntemi ile üretilen, organik sertifikalı sirkeler sofralarınızın vazgeçilmezi olacak. Organik Portakal Sirkesi ve Organik Nar Sirkesinin en önemli özelliği, %100 portakal suyu ve %100 nar suyundan üretiliyor olmasıdır. Sert ve ekşi olması ortak özelliğidir. Organik Porta-kal Sirkesi; üretimi tamamlandıktan sonra, portakal kabukla-rı ile demlendirilir. Bu işlem, kabuklardaki aromanın sirkeye geçmesini ve daha çok lezzet katmasını sağlar. Organik Nar Sirkesi; nar meyvelerine özgü, mayhoşluğa sahiptir. Organik Sirkelerin tadı, dinlenme sırasında, olgunlaşır ve yumuşar. Olive Farm’ın yaşayan sirkelerini; sade olarak kullanılabilece-ğiniz gibi, salata soslarında küçük miktarda bal ya da pekmez ile yumuşatıp (tatlandırıp) kullanabilir, marine soslarınıza farklı bir lezzet katabilirsiniz.

Çilek Bebek Karyolalarında Bir İlki Gerçekleştiriyor

Yeni Organik Portakal ve Organik Nar Sirkesi

4 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 7: Phantaso Dergi Sayı 4

Vestel ankastre fırınlarla mutfağınızda lezzet ve kolaylık bir arada. Vestel’in animasyonlu tft ekrana sahip ankastre fırınları, hem do-kunmatik hem de düğmeden kontrollü ara yüzü ile en lezzetli ye-mekleri hazırlamanız için saati ve zamanı sizin için ayarlıyor. Mut-faklarında teknolojiyi daha nostaljik bir görünümle tercih edenler ise “Rustik” seri ankastre fırınlarla sofralarına lezzet katıyor.

Vestel ankastre fırınlarla mutfağınızda lezzet ve kolaylık bir arada. Ves-tel’in animasyonlu tft ekrana sahip ankastre fırınları, hem dokunmatik hem de düğmeden kontrollü ara yüzü ile en lezzetli yemekleri hazırla-manız için saati ve zamanı sizin için ayarlıyor. Mutfaklarında teknolojiyi daha nostaljik bir görünümle tercih edenler ise “Rustik” seri ankastre fı-rınlarla sofralarına lezzet katıyo

Mutfaklarda Vestel ileAnkastre Şıklığı!

Fontignac Ürünleri Arçelik MağazalarındaMichelin Yıldızlı Şeflerin Tercihi

Arçelik, sağlıklı ve lezzetli yemekler için kaliteli ürünler üreten Fontignac markalı ürünleri mağazalarında tüke-ticilerle buluşturacak. Türkiye’de Ar-çelik tarafından satışa sunulacak olan Fontignac’ın ürün gamında döküm demir, dövme alüminyum ve paslan-maz çelik pişirme kaplarının yanı sıra çeşitli mutfak aksesuarları ve bıçakla-rı yer alıyor.

Lezzetli ve sağlıklı yemekler pişirmek is-teyenlerin tercihi olan Fontignac, Türki-ye pazarına Arçelik mağazalarıyla giriyor. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de profesyonel mutfak şefle-rinin yanı sıra evlerde kullanım için de şık ve kullanışlı bir seçenek olan Fontig-nac’ın ürün portföyünde döküm demir, dövme alüminyum ve paslanmaz çelik pişirme kaplarının yanı sıra çeşitli mutfak aksesuarları ve bıçakları bulunuyor.

phantaso.com.tr 5

Page 8: Phantaso Dergi Sayı 4

moda

Moda akımlarına karşı stil sahibi duruşuyla farklılaşan ve rafine şıklık anlayışı ile özel günleri daha da özel kılan Cacharel; stil sa-hibi erkeğin vazgeçilmez partneri smokinler ile de sezona dam-gasını vuruyor.

Cacharel’in bu sezon smokine bakış anlayışı da çok daha rahat, çok daha alternatif. Kusursuz görüntüyü takıntı haline getirmeden, erke-ği kendi kişiliği ile özgün kılıyor. Saten garnürlü klasik sivri yaka, tek düğmeli ceket, dar paça smokin centilmen bir kavalye için parlak-mat kontrastından güç alan modern bir yorum. Önü pliseli smokin göm-leğinin mineli düğmeleri inceliği detaylara taşıyor. Cacharel’in bu sezona özel tasarladığı bir form olan ayakkabılar ise mokasen ve ev ayakkabısı olarak anılan slipper’lar arasında. Açma deri, kenarları sa-ten biyeli bu tasarım, bir smokin için en klas eküri.

Celebration Erkek Koleksiyonu:Kutlanmaya Değer Bir Stil…

Gündüzden Geceye Değil

Smokinlerin tamamlayıcısı rugan kösele ve oxfordlar, yaz seremonilerinde vazgeçilmezler arasındaki yerini alacak.

Celebration’ın hit parçası ise yaza damga vuracak trend olan slipper’lar. Kadife ve deri slipper-

lar kapitone desenli mostralar ile ön plana çıkıyor.

Pırıltılı parçalar, günlük giyimin altın çağını yaşadığı bu sezonda; Cou-ture hassasiyetinde tasarlanmış hazır giyim parçaları olarak gardrop-larda yerini alıyor.

Gündüzden geceye değil, geceden gündüze uyarlanabilen parçaların hü-kümdar olduğu stil GLAM CHIC, T.A.G.G. İlkbahar Yaz 2016 Koleksiyo-nunda hayat buluyor. Eskiden beri gelen, parlak renklerin sadece gece giyil-mesi klişesine göndermede bulunan tasarımlar, cesur kadınların hikayesini yazıyor. Bu maksimalist yaklaşım sıradan bir günü özelleştirmekle kalmayıp, iddialı bir görünümle T.A.G.G. kadının adımlarını daha da güçlendiriyor. Pı-rıltılı parçalar, günlük giyimin altın çağını yaşadığı bu sezonda gardroplarda couture ciddiyetinde hazır giyim parçaları olarak yerini alıyor.

Geceden Gündüze: Glam Chıc

Vazgeçilmez Partner: Smokin

6 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 9: Phantaso Dergi Sayı 4

Aldo Erkek KoleksiyonundaForm Ön Planda

Modern çizgilerin atletik detaylarla bir araya gelerek form bulduğu ALDO Form koleksiyonu, net, minimalist ve modern bir duruş ser-giliyor. İnovatif tasarımın geleneksel spor ayakkabıya abartısız yakla-şımını yansıtan bu koleksiyon, içinde yaşadığımız hareketli dünyayı biraz olsun sadeleştirmeyi hedefliyor. Net çizgilerin arılığı, lastik tabanların enerji verimliliği ve abartısız kontürler, sadece stil değil aynı zamanda heykelsi şıklığı da sunuyor.

DESA,2016 Erkek İlkbahar Yaz Koleksiyonu’nda klasik ayakkabılardan, günlük ve spor modellere geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. DESA’nın bu sezon erkek koleksi-yonunda yer alan günlük ayakkabılar, tarz sahibi beylere modern ve rahat bir görü-

nümün yanında fark yaratan bir tarz sunuyor.

DESA, bu sezon erkek günlük ayakkabı koleksiyonunda detayların gücünü vurguluyor.

Desa’dan Tarz Sahibi Beylere Şık Adımlar

Carıta’dan Yaşlanma Karşıtı Bakım Hazinesi CARITA kozmetikteki son gelişmelerden esinlenerek, PROGRESSIF ANTI

AGE GLOBAL 3 ORS serisini yarattı.

Serinin içeriğinde bulunan aktif içerikler, bir yaşlanma karşıtı ba-kım hazinesi sunuyor. 3 altın kompleksi(Mineral Altın, Biyolojik Altın, Bitkisel Altın) içeren formülü ile kırışıklıkların görünümünü

azaltmaya ve cildin yeniden gençlik ışıltısını açığa çıkarmaya yardımcı olur.

Kırışıklık görünümü azalır, cilt tonu eşitlenir, cilt anında bir “lifting” etkisi ile daha sıkı görü-nür. Cilde rahatlık ve konfor kazandıran ürün, cildin yeniden gençlik ışıltısını açığa çıkarması-na yardımcı olur.

phantaso.com.tr 7

Page 10: Phantaso Dergi Sayı 4

moda

Baharın ışıltısını ve yeni sezon trendlerini yansıtan elbiseler, etekler, çantalar, ayakkabı-lar ve aksesuarlarınızı seçmeden önce Amerika’daki alternatiflere mutlaka bakmalı-sınız. Amerikadaniste.com aracılığıyla satın alacağınız dünyaca ünlü markalarının

ilkbahar-yaz koleksiyonlarından ürünlerle farkınızı ortaya koyacaksınız.

Dünyaca ünlü markaların baharın sımsıcak renklerini yansıtan yepye-ni koleksiyonları düşündüğünüz kadar uzağınızda değil. Sezonun en trend parçalarına sahip olmak, herkesten önce siz giymek istiyorsa-nız ABD’deki alternatiflere mutlaka göz atmalısınız. Amerika’nın

dünyaca ünlü markalarının ilkbahar koleksiyonlarını internet sitelerindenAmerikadaniste.com aracılığıyla kolayca satın

alabilirsiniz. Gardırobunuza ekleyeceğiniz bu yepyeni ve trendy parçalar Amerikadaniste.com aracılığıyla birkaç günde kapınıza kadar ulaşacak.

Celebration Kadın Koleksiyonu:Tılsımlı Bir Kutlama

Colin’s Erkekleri Bu Yaz

Feminen dokunuşlarla gümüş çağı başlatan Celebration Kolek-siyonu; sahip olduğu sade ve tılsımlı havasını, eşsiz bir şıklığa dönüştürmek isteyen kadınların vazgeçilmezi olacak.

Gümüş, antrasit ve bakır renklerinin hâkim olduğu Celeb-ration modelleri renkli ve basic tonlardaki tüm kıya-

fetlerle rahatlıkla kombinlenebiliyor.Celebration çanta koleksiyonunda yer alan meta-lik mini clutch’lar ise Celebration ayakkabılarıyla uyum

içinde kullanılacak şekilde tasarlandı.

Colin’s İlkbahar – Yaz 2016 Basic erkek koleksiyonuyla bu sezon erkekler şıklıkla rahatlığı bir arada bulacak. Yazın temsilcisi olan

sarılar, neon tonları, turuncular ve mint yeşilinin bol çalışıldığı yeni koleksiyon, yazın rahatlığını yansıtırken, enerjik ve şehirli stilinden de ödün vermiyor.

%100 pamuklu ve keten kumaşlar kullanılarak yaratılan yeni gömlek koleksiyonu geniş renk yelpazesiyle serin yaz akşamlarının kurtarıcısı oluyor. Şehir yaşamının şık ve stil sahibi erkeğini giydirmeyi amaçla-yan Colin’s bu sezonda ceketleriyle dikkat çekiyor

Hem Tarz Hem Rahat!

Gardırobunuz Bahara Hazır mı?

8 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 11: Phantaso Dergi Sayı 4

Aldo’da Renkler Çiçek Açtı

Forever New’den Baharda İndirim Sürprizi

İlkbaharın mutluluk habercisi renkli ve neşeli çiçeklerden ilham alan ALDO koleksiyonu,cesur

ve renkli lazer kesim süetler ve dijital desenleriyle ba-harı karşılamak için bir çok neden sunuyor. Klasikle-rin yeniden yorumlandığı feminen düz, topuklu veya spor ayakkabılar, sezonun iddialı silüetlerini oluşturu-

yor. Koleksiyonda yer alan çiçekler, çiz-gili ve farklı desenlerle kombinlene-

rek kullanıldığında süs çiçeğinden çok daha fazlası olduklarını hemen

hissettiriyorlar!

Avustralyalı giyim markası Forever New, ilkbahar-yaz koleksiyonunda net yüzde 50 indi-rim avantajıyla moda tutkunlarını bekliyor.

Dünyada modaya yön veren Paris, Londra, Milano ve New York’tan ilham alarak, tasa-rımlarını feminen güzellikle birleştiren Avustralyalı giyim markası Forever New, şıklık ve rahatlığı ön planda tuttuğu ilkbahar-yaz koleksiyonunu net yüzde 50 indirim avantajıyla modaseverlerle buluşturuyor.

Tarzı ile fark yaratmak isteyen kadınların bir numaralı tercihi Forever New’in ilkba-har-yaz koleksiyonunda ince trikolardan kalem eteklere, straplez midi elbiselerden floral desenli tulumlara, yüksek yaka kazaklardan kürklü kabanlara ve pelerinlere kadar pek çok seçenek bulunuyor. Porselen, siyah, lacivert, gri renklerinin hüküm sürdüğü koleksiyon-da birbirinden güzel parçalar, net yüzde 50 indirim fırsatıyla stil sahibi kadınları bekliyor.

4Fellas, yepyeni ve renkli ürünleri ile yaza merhaba diyor

Her sezon olduğu gibi yeni sezonda da şık, eğlenceli ve sofis-tike ürünleriyle dikkat çeken 4Fellas, yeni koleksiyonunda er-keklerin favori renkleri olan bordo, siyah, mavi ve yeşili kullanıyor. Makrome bilekliklerin ağırlıklı olarak yer aldığı koleksiyonda ‘4 serisi’ ön plana çıkıyor. Markanın sembolü haline gelen 4 rakamı ürünlerde yerini alıyor, makrome ve doğal taşlı bilekliklerin zarif görüntüsüne oyuncu bir hava katıyor.

Yaza Özel Renkli ve Zamansız Parçalar!4Fellas’tan

phantaso.com.tr 9

Page 12: Phantaso Dergi Sayı 4

Bu bahar “Arte” mi alırsınız yoksa “Coral” mı?

Bahar geliyor, tomurcuklar çiçeklenmeye, mekânlar yeni-lenmeye başladı… Siz de rengârenk içinizi açacak objelerle mekânınıza baharı getirmek istiyorsanız Sırça’nın “Arte” ve “Coral” koleksiyonları tam size göre… Sırça’nın tüm kolek-siyonları için www.sirca.com.tr adresini ziyaret edebilirsi-niz.

Baharı MüjdeleyenRengârenk Tasarımlar Sırça’da

dekorasyon

L’unica, distribütör olarak bu yıl ilk kez Türkiye’ye getirdiği dünya-ca ünlü Belçikalı bahçe mobilyası markası Oasiq’in ödüllü Sandur Koleksiyonu ile konforu en sade ve en zarif haliyle sunuyor. İnce paslanmaz çelik gövde, el örgüsü ip dokuma ve rahat minderleriyle tüm dikkatleri üzerine toplayan Sandur Koleksiyonu, dış mekân-lara zarafet katıyor.

L’unica çatısı altındaki Belçikalı bahçe mobilyaları markası Oasiq, her bir detayı özenle tasarlanan ve doğadan ilham alınan renklerle harmanlanan Sandur Koleksiyonu ile bahçe mobilyalarına sade bir bakış açısı getiriyor. Her parçasına kaliteli işçiliğin damga vur-duğu Sandur Koleksiyonu, el örgüsü ipli dokuması, ince paslan-maz çelik gövdesi ve yumuşak minderleri ile özel bir oturma kon-foru vadediyor

Sandur koleksiyonu ilerakipsiz zarafet

10 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 13: Phantaso Dergi Sayı 4

Bahçe ve balkonlarınız için aradığınız tüm ürünler en avantajlı fiyatlarla Koçtaş’ta sizleri bekliyor. Koçtaş’ta bulunan her zevke uygun bahçe mobilyaları, rengârenk çiçekler, çeşit çeşit saksılar ve onlarca seçenekteki bahçe aletleri baharı bahçe ve balkonla-rınıza getiriyor.

Havaların ısınmasıyla birlikte bahçe ve balkonlarını güzelleş-tirmek isteyenler, Koçtaş’ta bulunan bol çeşitli ürünlerle bahar aylarının tadını çıkaracak. Bahçe oturma setlerinden, yemek masalarına, kömürlü mangallardan çim biçme makinelerine, bahçe aletlerinden rengârenk saksılara kadar çeşit çeşit bahçe ürünleri Koçtaş’ta cazip fiyat avantajıyla satışa sunuluyor.

Koçtaş ile bahçe ve balkonlarınıza

bahar geliyor

Köklerimizden hayat bulan Anadolu renklerini keşfetmeye hazır mısınız? Alaçatı’dan Mardin’e, Bozcaada’dan Kapadok-ya’ya, Filli Boya topraklarımızın hazinelerini renk yolculuğu-na dönüştürüyor. Farklı kültürlerden ilham alan yepyeni Stil Sahibi Evler koleksiyonu ile Filli Boya, geleneklerin sıcaklığı-nı renkle buluşturarak evlere taşıyor.

Yaşanmışlıkları, tarihi yolculuğu ve taşa renk veren nüansları Stil Sahibi Evler koleksiyonu ile harmanlayan Filli Boya, her biri kendi hikâyesini yaratan renkleri evlere taşıyor. Rum ez-gileri ile maviye ve beyaza bürünen Alaçatı, kırmızının kahve tonlarının renk cümbüşüne döndüğü Bozcaada, her köşesin-de binlerce yıla dayalı medeniyetin kokusunu gizleyen Kapa-dokya, mavinin ve beyazın buluştuğu, cennet tasviri Bodrum, ahşabın beyazla hayat bulduğu Safranbolu ve taşın soğuklu-ğunu baharat kokusu ile canlandıran Mardin renkleri taş ör-güsünden koparak evlerimizde hayat buluyor.

Alaçatı’dan Mardin’e Renklerin Yolculuğu Filli Boya’da

phantaso.com.tr 11

Page 14: Phantaso Dergi Sayı 4

Banyo tasarımında en çok ihtiyaç duyu-lan eksikleri karşılamak amacıyla, Duravit mükemmel bir bütün oluşturmak üzere seramik etajerli lavaboyu, lavabo altı do-lap ünitesinin yüzeyi ile birleştirerek tam anlamıyla çığır açan yenilikçi bir yöntem geliştirdi. Tamamıyla yeni olan bu görü-nümle yıkama alanı bir tasarım harikasına dönüşüyor.

Duravit ile mükemmel banyolar

dekorasyon

Crate and Barrel’ın el yapımı görünümü verilmiş kobalt ma-visi Baltic serisi ürünleri ile yaz sofralarınız canlanıyor. El yapımı görünümü verilmiş Baltic serisi ürünler, derin deniz mavisi dalgalarıyla şık bir çömlek ürünü. Tek başına bir sof-ra dekoruna imza atabileceği gibi, başka yemek takımlarıyla da birlikte kullanılabilen Baltic serisi ile masalarınıza canlılık katabilirsiniz.

Sofralarda göz alıcı bir renk: kobalt mavisi

12 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 15: Phantaso Dergi Sayı 4

Lüks mobilya markaları arasından dünyanın en ünlü mobilya markası olma özelliğiyle ayrılan ‘’Natuz-zi’’ Fatih Kıral Mobilya ev sahipliğinde Türkiye’de. Mobilyada kendini kanıtlamış önemli tasarımcıların hazırladığı ‘’Natuzzi İtalia’’ koleksiyonu Fatih Kıral öncülüğünde görücüye çıkıyor. Farklı modelleri ile dikkatleri üzerine çeken koleksiyonda, yaşama ve de-korasyona dair tüm detaylar yer alıyor.

Natuzzi’de UyumMobilya ile insan arasındaki uyumdan esinlenerek ha-zırlanan yeni koleksiyon, önemli tasarımcıların imza-sını taşıyor. Maurizio Manzoni & Roberto Tapinassi by stüdyo Memo, Victor Vasiley, Claudio Bellini, Ma-uro Lipparini, Bernhardt & Vella gibi isimlerden olu-şan tasarım ekibi doğal deri kumaşın yanısıra, konfor-da şaşırtıcı sonuçlar sunan yenilikçi malzemeleri, en yeni kaplamalarla geliştiriyor

Dünya Mobilya Devi‘’Natuzzi’’ Türkiye’de

Eve ait özgün sesleri 2016 ev serisinde tasarımlarına yansıtan Koleksiyon, geleneksel Venedik evlerinden ilham alarak tasarlanan Altana kanepe ile yaşam alanla-rına özgün bir Akdeniz havası getiriyor.

Koleksiyon’un geniş renk skalasının vücut bulduğu Altana kanepeler…

2016 yeni ev serisi için geliştirilen ve İtalyan tasarım ofisi Studio Kairos imzasını taşıyan Altana, adını ge-leneksel Venedik evlerinin teraslarından alıyor. Altana Kanepe; üçlü, ikili, tekli veya uzun formlarda uyum sağ-layarak kullanım rahatlığını da beraberinde getiriyor. Zengin modüler parçaları sayesinde farklı ihtiyaçları karşılayabilecek kombinasyonlara da imkân sağlıyor.

Venedik EsintileriTaşıyan Bir Kanepe: Altana

phantaso.com.tr 13

Page 16: Phantaso Dergi Sayı 4

haberler

Güncellenen Yandex.Haritalar mobil internet kotasından ta-sarruf etmek isteyenlere yeni imkanlar sunuyor. İndirilebilir haritaların cihazlarda kapladığı alanı azaltan Yandex, internet bağlantısı olmadan da adres veya mekan aramasını mümkün kıldı. Yandex.Haritalar yeni güncelleme ile ayrıca kullanıcıla-ra BiTaksi üzerinden taksi çağırdıklarında taksinin ne kadar süre içinde geleceğini ve ücretin yaklaşık ne kadar olabilece-ğini gösteriyor.

İndirilebilir Haritaların Kapladığı Alan Azaltıldı

Yandex, kullanıcıların mobil internet kotalarını korumak için getirdiği indirilebilir haritalar özelliğinde çok faydalı yenilik-ler yaptı. Yeni güncelleme sonrasında haritaların cihazlarda kapladığı alan önemli ölçüde azaltıldı. Örneğin 1,9 GB boyu-tunda olan İstanbul haritası, yeni güncelleme sonrasında 182 MB’a indirildi. Bu sayede kullanıcılar taşınabilir cihazlarında internet kotalarının yanı sıra kapasiteden de tasarruf edebile-cekler.

Kurumsallaşma sürecinde Ankara Sıhhiye – Strazburg caddesindeki altı derslikten oluşan ilk şubesiyle 1993 yılında eğitim vermeye başlayan Açı Eğitim Kurumları, şu an 70’e yakın ilde 100’ün üzerinde şubesiyle binlerce öğrenciyi sı-navlara hazırlıyor. 2016 yılında tüm şehirlere yayılmak isteyen Açı Eğitim Kurumları sektörün içinden geçtiği zor şartlar göz önüne alınarak eğitim girişimcilerini destekleyici franchising avantajları sunuyor. Bu doğrultuda Açı, potansiyel iş ortaklarından Franchise giriş bedeli almayacak, açılacak kurumun il, ilçe, okul ve kurs merkezi özelliklerini göz önünde bulundurarak sadece teminat senetleri ve reklam katkı payı talep edecek.

Açı Eğitim Kurumları, 23 yıllık profesyonel eğitim anlayışı ile 2016’da ortaokul, lise, kolej, etüt merkezleri ve özel eğitim kursları için ülke genelinde franchise verecek. Dershanelerin özel eğitim kursları ve etüt eğitim merkezlerine dönüşme-leri ile birlikte bu yılın ilk 3 ayında da 30 kurum, Açı Eğitim Kurumları’nın çatısı altında faaliyete başladı. Kuruma gelen talepler bu sayının daha da artacağını gösteriyor.

Alanında uzman öğretmenler ile öğrencileri YGS, LYS, TEOG’a hazırlayan aynı zamanda ortaokul, lise ve kolejlerinde eğitim veren Açı Eğitim Kurumları, bu yıl da tüm Türkiye’de büyümeye devam edecek. Eğitim ihtiyacının sürekli var olacağı düşünüldüğünde yapılan yatırımın 3-5 yıl içinde maliyetini çıkarması, eğitim alanını yatırımcılar için cazip kı-lıyor.

Yandex.Haritalar’a Son Dönemin En Kapsamlı Güncellemesi

Açı Eğitim KurumlarıFranchise Verecek

14 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 17: Phantaso Dergi Sayı 4

Kipa Çanakkale Alışveriş Merkezi’nde yaza kadar tüm haftasonları atölyeler, etkinlikler ve şenlikler-le dolu dolu geçecek. Müşterilerini baharı eğlence dolu geçirmeye çağıran Kipa, her haftasonu farklı bir etkinlikle 7’den 70’e kadar tüm müşterilere eğ-lence vadediyor.Kipa Çanakkale AVM, Haziran ayına kadar her haf-tasonu birbirinden renkli etkinliklerle ziyaretçileri-ni karşılıyor.

Haziran’a kadar Çanakkale Kipa Alışveriş Mer-kezi’nde her haftasonu eğlenceli etkinlikler ger-çekleştirilecek. Çocuklar Kipa Çocuk Şenliği’nde eğlencenin tadını çıkarırken aileleri de kabartma resim atölyesinden, kutu süsleme atölyesine, yu-murta boyama atölyesine kadar pek çok farklı ho-biyi deneyimleme şansına sahip olacak.

Çanakkale Kipa AVM’dehaftasonu dolu dolu

Çocuklar, İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nde

‘Uyandırma Servisi: Günaydın’ konseptiyle düzenlenen 4. İstanbul Çocuk ve Gençlik Sanat Bienali’nde çocuklara görsel, stratejik ve kinetik bir şekilde matematiksel düşüncelerini ortaya çıkarmaya ve oluşturmaya yönelik Lego ile eğitsel bir matematik etkinliği gerçek-leştirildi. Herkesin ilk çocukluk oyuncaklarından biri olan Lego, matematik, fen ve teknoloji derslerine yönelik robotik setleri ve programlanabi-len oyuncakları ile artık çocukların eğitiminde de yer alıyor. İstanbul Çocuk Bienali’nde okulların yoğun bir katılımı ile gerçekleştirilen Da Vinci Learning ve Lego ile Matematik Atölyesi’nde çocuklar, te-mel fen ve teknoloji kavramlarını öğrenerek mühendislik gibi branş-ların temelini erken yaşlarda atma ve anlama fırsatı yakaladılar.

6-12 yaş arası çocuklara yönelik Da Vinci Learning ve Lego ile Ma-tematik Atölyesi, matematikte problem çözme, akıcılık, anlama ve akıl yürütme becerilerinin gelişimine odaklanıyor. Öğrencilerin ilgi-sini çekecek şekilde; yılanlar, kelebek, tavuklar, aslan kral gibi konu başlıkları ile tasarlanan aktivitelerin her biri; 2 temaya bölünerek, her tema içerisinde toplama, çarpma, bölme ve simetri gibi 4 ma-tematik becerisi ile ilgili çeşitli kazanımlara yönelik sorular içeriyor.

Da Vinci Learning ve Lego ile Matematik Öğrendiler!

phantaso.com.tr 15

Page 18: Phantaso Dergi Sayı 4

ajanda

Türk pop müziğinin sevilen isim-lerinden Simge, canlı performan-sıyla 27 Mayıs’ta Çanakkalelilerle buluşuyor. Konserin olduğu gece eğlencede ayrıca Final Parti, konser öncesi alt gruplar ve DJ performans da yer alıyor. Etkinlikte kapı açılışı-nın 18.00’de gerçekleşecek.

Modern zamanların ozanı Hüsnü Arkan sevilen şarkılarıyla 25 Mayıs’ta Çanakkale’de. Edebiyata dayanan güçlü şarkı sözleri ve yorumculuğuyla öne çıkan Hüsnü Arkan’ın sahnesine Birsen Te-zer de konuk oluyor. İkili dillere dolanan “Hoş Geldin” ve “Öyle Bir Rüya” düetlerinin yanı sıra başka sürprizler de hazırlıyor.

Biga Belediyesi kapsamında gerçekleştirilen Gençlik Festivali bu yıl Demet Akalın’ı ağırlıyor.

Demet Akalın 29 Mayıs 2016’da Çanakkale Biga Bele-diyesi gençlik festivali kapsamında sahnede!

Hüsnü Arkan Hayal Kahvesi Çanakkale’de

Konuk: Birsen Tezer

Simge ÇanakkaleLydia Park’ta

Akalın Biga’ya Geliyor!

16 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 19: Phantaso Dergi Sayı 4

Kendine has sesi, sevilen şarkılarıyla tanınan Aydil-ge 21 Mayıs Cumartesi saat 18.00’de Troypark’ta dinleyicileriyle buluşuyor.

Troypark Bahar Konserleri 22 Mayıs Sarpedon, 5 Haziran Atlantis Acoustic Band ve 29 Mayıs Can Gök performanslarıyla sürecek.

BIFED 2016’ya başvuru süresi uzatıldı

Aydilge, Troypark Bahar Koserleri ile Çanakkale’de

12-16 Ekim 2016 tarihleri arasında 3. kez adalılar ve belgesel meraklılarıyla buluşacak Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali BIFED, geride bıraktığı iki yılın başvuru sayısını şimdiden aşmış durumda. Baş-vuruların gelmeye devam etmesi, Asya ve Güney Amerika ülkelerinden gelen talep üzerine festival yönetimi, başvuruları iki hafta daha uzatma kararı aldı ve 31 Mayıs’a kadar gelecek başvuruları değerlendirmeye devam edecek.

Tüm dünyadan ekolojiyi (doğa, toplum, iş ve işçi sağlığı, göç, soylulaştırma, kültür, tarım, yerel haklar, to-hum…) konu alan seçkin filmlere yer veren ve şu ana kadar 200 filmin başvuru yaptığı festival için zorlu ön seçim Midilli’de yapılacak. Bozcaada üzerindeki inşaat baskısı, Midilli üzerindeki mülteci baskısı, insani ve ekolojik sorunların süreklilik kazanması gibi alışık olmadığımızı tahayyül ettiğimiz bir durumu çağrıştırıyor. Hâlbuki durum hiç böyle değil, insanlığın “oh” dediği anlar tarih boyunca hep güzel, serin bir meltem gibi kısa ömürlü olmuş ve yerini hep sorunlu süreçlere bırakmıştır. Bugün de öyle, dayanışmanın önemi çok daha bü-yük, bütün ideolojilerden arındırılmış, içinde çok fazla sevgi ve çok fazla empati barındıran bir dayanışmadan söz ediyoruz. BIFED’de 3. yılında bunu anlatıyor ve ulaştırmaya çalışıyor, başvuruları bu dayanışma ruhuyla beklemeye devam ediyor.

Festivalin ayrıntılarına www.bifed.org adresinden ulaşılabiliyor.

phantaso.com.tr 17

Page 20: Phantaso Dergi Sayı 4

/kralitsa

/@tezcann

/@tezcann

#çanakkale

18 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 21: Phantaso Dergi Sayı 4

İnstagramda paylaştığınız fotoğraflarınızın gelecek sayımızda yer almasını istiyorsanız, fotoğraflarınıza #phantaso hastagi eklemeniz yeterli...

/byz3426

/rotasızkuzkun

/@tezcann

/@tezcann

phantaso.com.tr 19

Page 22: Phantaso Dergi Sayı 4

Balkonda baharın enerjisiylekendinizi tazelemeye

ne dersiniz?

Anadolu’da ‘şifalı’ kabul edilen bahar yağ-murlarının toprağa düşmesiyle birlikte patla-mayan tomurcuk, açılmayan çiçek neredeyse kalmadı. Soğuk kış günleri boyunca kapalı duran balkon kapılarınızı ardına kadar açma vakti geldi.

Balkonunuz bahara hazır değil mi? Mimar Funda Varlık ile İç Mimar Oya Çavdar, bahçe-li olmayan evlerde de baharın en güzel şekilde yaşanabileceğini hazırladıkları çeşitli bahar balkonu dekorasyon fikirleri ile kanıtlıyorlar.

Balkon dizaynının herhangi başka bir odanın dizaynı kadar önemli olduğunu belirten Varlık ve Çavdar; çiçekler, bitkiler ve diğer tamamla-yıcı malzemelerle bezenen bir balkonun stres-li günlerde rahatlamanıza ve ruh halinizin iyi-leşmesine yardımcı olacağını hatırlatıyor.

İşte balkonunuzu güzel havalarda keyif içinde kullanmanızı sağlayacak ipuçları :

Duvarlardan BaşlayınBalkonunuzu dekore ederken ilk odak nokta-nız duvarlar olmalı. Balkon duvarlarınızı boş ve sıkıcı bırakmayın.

Duvarlarınızda bir tercih cesur renkler ola-bilir. Birbirini tamamlayan renkler kullanın. Mavi ile turuncuyu ya da yeşil ile kırmızıyı kullanmaktan korkmayın.

Daha yumuşak tonların insanı iseniz duvarları pastel tonlarla renklendi-rebilirsiniz. Açık toprak tonlarla boyalı veya tuğla dokulu bir duvar, daha koyu ve keskin renkli mobilyalarınızla uygun bir kontrast yaratır.

Yeşilin her tonunu barındıran bitkileri turkuaz, yeşilimsi mavi (teal) ve denizin suyu anlamına gelen aquamarin ile tamamlarsanız ahşap mobil-yalarınızla birlikte doğanın tüm unsurlarını balkonunuza taşıyacaktır.

Modern bir apartmanda yaşıyorsanız duvardaki griler ve beyazı limon küfü yeşili ile ahenk içinde eşleştirebilirsiniz.

permakültür

Bahar çoktan geldi, balkonunuzu bu mevsim için hazırladınız mı? Henüz hazırlamadıysanız, bu ha-beri okumalısınız...

Mimar Funda Varlık

20 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 23: Phantaso Dergi Sayı 4

tarda oksijen de sağlar.

Bahar Müjdecileri: Nergis, Lale, Sümbül...En kolay bahar dekoru, saksı ve vazo içinde çiçeklerdir. Dekor için renkli saksılar, kak-tüsler ve favori çiçeklerinizi kullanın. Nergis, lale, sümbül gibi soğanlı bahar müjdecilerini atlamayın. Eğer çok alanınız yoksa bunları asabilir veya balkon parmaklıklarına takabi-lirsiniz. Asılı bitkiler, küçük bir masa ve bir-kaç sandalye önünde güzel bir kombinasyon oluşturur. Duvarlarınızı ayna, çerçeve gibi çeşitli aksesuarlar asmak için kullanırken çi-çekleriniz için saksı alanı olarak da kullana-bilirsiniz.

Duvarlarınıza ve çerçevelerinize uygun özel raflar yaparken kaktüsleriniz için de bu raf-larda alan yaratmayı unutmayın.

Dairenizin balkonundaki bitkiler kadar ra-hatlatıcı bir şey yoktur. Eğer gerçekten isti-yorsanız balkonunuzda ağaç bile yetiştirebi-lirsiniz.

Dilerseniz balkonunuzu tamamen beyaza boyayıp sadeliğe ve taze-liğe vurgu yapabilirsiniz.

Mobilyalarınızın rengini de yeni boyadığınız duvar rengine uygun olarak değiştirebilirsiniz.

Sprey Boya Ve Duvar ResimleriDuvarlarınıza sprey boya ile bazı denemeler uygulayabilirsiniz. Ba-sit bir kat sprey boya balkonunuzun bütün havasını değiştirebilir. Renkler alanınızı daha geniş ve atmosferi daha temiz gösterebilir.

Hobi marketlerden alabileceğiniz stencil şablonlarla veya internet-te duvar resimleri konusunda uzmanlaşmış web sayfalarından ya-rarlanarak duvarlarınızda resim ve desen denemeleri yapabilirsiniz.

Gerçek Bir Bahar Bahçesi YaratabilirsinizBitkiler bütün dizaynın en önemli unsurlarıdır. Yeşili olmayan bal-kon olmaz. Her balkonda olması gereken ilk şey bitkilerdir.

Balkonunuzu küçük bir bahçeye dönüştürün. Hatta kendi bota-nik bahçenizi oluşturun. Bir dizi saksı bitkisi, ahşap sandalyeler ve bambu duvarlarla bunu yapabilirsiniz. Görüntüyü tamamlamak için değişik tropikal bitkiler, çiçekler ve kaktüsler kullanabilirsiniz.Eğer farklı bir görüntü yaratmak istiyorsanız değişik saksı bitkileri koymanız buna yardımcı olacaktır. Bu tür yeşil bitkiler büyük mik-

phantaso.com.tr 21

Page 24: Phantaso Dergi Sayı 4

Minder, Halı, Kilim, Çim ve ,Renkli Çakıl TaşlarıBalkon dekorunuzu basit ve ferah tutun. Sadelik gü-zelliktir.

Mobilyalarınızla, saksılarınızla uyumlu yaygılar, renkli battaniyeler, sandıklar ve hatta perdeler seçin.

Antika objeler veya uzun süredir kullanmadığınız ama severek sakladığınız bazı eski eşyalarınız da bal-konunuzda hayat bulabilir.

Balkonunuza sıcaklık katmak, evinizin içindeki ha-vayı dışarı taşımak için hasır kilimler, renkli minder-ler ve yastıklar, armut koltuklar iyi bir seçim olacak-

tır. Rahatça uzanmak için etrafa saçılmış büyük yastık-lar, mum ışığının sıcaklığında davetkar bir ortam yaratacaktır.

Çakıl taşlarından bir yığın yapın veya renkli taşlar-la çeşitli desenler oluşturarak yaratıcılığınızı ortaya çıkarın.

Balkonunuzda çime bile yer verebilirsiniz. Etrafı ahşap ya da çakıl taşları ile çevrili bir miktar çimen yumuşacık bir görüntü yaratacak çılgın bir fikir ola-bilir.

Ahşap Daima GüzeldirTamamen doğal ahşap temalar daima güzel gözü-

kür. Bir sedir ve ahşap sandalyeler balkonunuzun atmosferini değiştirir. Duvarları ve yerleri tamamen ahşap ile kaplayarak da rustik bir etki yaratabilirsiniz. Balkonunuzu en iyi şekilde kullanmak için basit fakat çok amaçlı mobilyalar kullanın. Örneğin hem sehpa hem masa ola-rak kullanılabilen iki amaçlı mobilya seçmek yer kazanmanıza yarar. Balkonunuz sadece daha geniş olmaz aynı zamanda daha yaratıcı bir görünüme sahip olur. Bir çok açılır kapanır mobil-ya, divan veya masa seçeneği bulabilirsiniz.

Balkonda Rustik Bir HavaBalkonunuza işlenmemiş malzemelerle daha doğal bir görün-tü de verebilirsiniz. Bunu otantik ahşap çitler ve şirin saksılar koyarak yapabilirsiniz. Dekorunuzu rahat bir kollu sandalye ve ortada bir kilimle tamamlayabilirsiniz.

22 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 25: Phantaso Dergi Sayı 4

Bambu ve Su Bambu doku sadece estetik görünüşü için değil, etrafı serin tuttuğu için de tercih se-bebidir. Diplerine yassı beyaz çakıl taşları ve başka bitkiler ekleyerek balkonunuzda hafif bir rüzgar esintisi hissine sahip olabilirsiniz.

Taş, ahşap, bambu gibi öğelerle süslenen bronz, demir gibi malzemelerle yapılan mini şelaleli veya fıskiyeli bir çeşme dekorunuza serinlik katacak, oluşan küçük su sesi çok dinlendirici olacaktır.

Balkonda Hamak KeyfiBahçe hamakları balkonlarda da kullanılabi-lir. Balkonunuza sahil havası vermek isterse-niz mobilyalarınıza uygun renkli bir hamak veya küçük boyutlarda bir şezlong koyabilir-siniz.Tavandan sarkan yeşillikler altında güzel bir siestaya ne dersiniz?

Balkonda SanatSanat eserleri bitkilerin arasında çok güzel durur. Örneğin Buda heykeli, yoga sevenler için favori bir seçimdir. İç Mimar Çavdar’ın pleksi üstüne kuşlar çalışması şık bir balkon aksesuarına örnek oluşturabilir.

Balkonda Kitap VaktiKitapseverler için balkon mükemmel bir yer-dir. Duvarınıza kalın kitap rafları yerleştirip temanıza uygun renklerde boyatabilirsiniz. Kitaplar sürekli olarak balkonda yer alama-yacağından diğer kullanacağınız aksesuarla-rın arasında ara ara yerini alabilir.

Rüzgar ÇanıHoş aksesuarlarla balkonunuzu bitirin. Rüz-gar çanları balkonunuz için vazgeçilmez ak-sesuarlardır. Tercihinize göre cam, seramik, ahşap veya metalden yapılmış bir kaç rüzgar çanı asabilirsiniz. Dekorunuza uyacak deği-şik tarzlarda çok çeşitli el yapımı çanlar bu-labilirsiniz.

Özenli ve detaylara dikkat edilerek yapılmış bir balkon dekorasyonu size bir bahçede ol-duğunuz hissini verecektir. Artık balkonunu-zun ambiyansının ve bitkilerden gelen temiz taze havanın tadını çıkarabilirsiniz.

Lambalar, Kokulu Mumlar, Romantik Akşam YemeğiBalkonda doğru aydınlatma da göz ardı edilmemeli. Duvarlarda asılı fenerler, yerde gömülü ışık kaynakları veya ayaklı köşe aydınlatmaları kullanabilirsiniz.

Sadece aydınlatma amaçlı değil yaratılmak istenen ambiyansın birer çe-kici parçası olarak küçük bir rafın üzerine dekoratif mumlar koyabilir-siniz. Loş, dinlendirici bir ortam için alevi hava akımından koruyacak kavanozlara koyacağınız bir kaç kokulu mum hemen romantik bir ortam yaratacaktır.

İç Mimar Oya Çavdar

phantaso.com.tr 23

Page 26: Phantaso Dergi Sayı 4

Fibromiyalji

sağlık

Dr. Savaş VURAL [email protected]

Merhaba; Bu ay, dünyada yaygın olarak görülen ve yaşam kalite-sini oldukça olumsuz etkileyen, çoğu zaman başka has-talıklarla karıştırılan Fibromiyalji hastalığı hakkında toplumda farkındalık oluşturmak adına, bu hastaların çaresiz olmadığını, devamlı ağrı ile yaşamak zorun-da olmadıklarını, aktif bir hayat sürdürebileceklerini hatırlatmak için, Türkiye genelinde çeşitli toplantılar yapılmaktadır. 12 Mayıs’ın Fibromiyalji günü olması nedeniyle ben de bu ay bu hastalıktan bahsetmek is-tedim.

Fibromiyalji Sendromu Nedir? Fibromiyalji sendromu (FMS); kasları, ligamanları, kirişleri etkileyen, “miyalji” diye de tanımlanabilen, yaygın kas ağrıları ve vücudun birçok bölgesinde aşı-

rı hassasiyetle seyreden kronik bir ağrı sendromudur. İsmi, “fibro-fibröz doku, bağ dokusu”, “myo-kas” ve “algia-ağrı” keli-melerinin birleşmesinden meydana gelmiştir.

Hastalar neden yakınır?Kronik yaygın ağrı yakınmaları, sabah yorgun kalkmak, gün içinde bir is e konsantre olmada zorluk, ellerde ayaklarda ka-rıncalanma, yanma, üşüme, ağrılı adet görme, bazen huzursuz bacak sendromu, kuru göz sendromu gibi birçok yakınma, has-taların sıkça anlattıkları yakınmalardır. Sikayetleri kısaca özetleyecek olursak;

Agrı:Vücudun her tarafındadır. Sıklıkla boyun ve omuzlardan başlar, sırta, kollara göğüs duvarına bacaklara yayılır. Ağrı dolaşan bir

24 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 27: Phantaso Dergi Sayı 4

Psikolojik yakınmalar:Depresyon ve anksiyete sıklıgı yaklasık %30-50 oranında artmıstır. Ayrıca;

-Kollarda bacaklarda karıncalanma, uyusukluk, yanma hissi tanımlanır. Bu his devamlı veya ara ara olabilir, dolasıcı karakter gösterebilir. -Migren ve gerilim tipi bas agrısı eslik edebilir. -Yukarıdaki yakınmaların yanı sıra bagırsak fonksi-yonlarında degisim, çarpıntı, idrar yaparken yanma ve huzursuz bacak sendromu gibi birçok farklı ya-kınmalarda hastalar tarafından tanımlanmaktadır.

Şimdi böyle anlatınca tabi hemen herkes “evet ben-de Fibromiyalji var” diyebilir. Özellikle internetten ve google’dan sonra böyle kendimizin doktoru ol-duk biraz ve online tanı koyma çok moda. Madem meraklıyız işte aşağıdaki testi değerlendi-rin ve sonuç şüpheli çıkarsa bir Fizik Tedavi Uzma-nına başvurun…Herkesin 12 Mayıs Fibromiyalji günü kutlu olsun.

ağrı olabilir. Bazen kaslarda tutukluk, yanma veya sıkısma hissi gibi farklı s ekillerde de hissedilebilir. Bir kısım agrı devamlı olabilir ve anksiyete, stres, uykusuzluk, yorgunluk, soguk veya rutubet agrıları arttırır. Agrı ile beraber gün içinde giderek azalan, bazen gün boyu devam eden sabah tutuklugu görülür. Hasta eklemlerini sis olarak hissedebilir ancak agrılı tarafta eklemlerde s isme veya kızarma gö-rülmez. Ag rı nedeniyle o eklemin hareketi kısıtlanabilir. Dinlenme ile agrı azalabilir.

Yorgunluk, dinlendirmeyen uyku: Gece uykusundan, uyku süresinden bagımsız olarak yorgun kalkılır. Sabah hastalar uyandıklarında kendilerini “dövülmüs ” veya “savas-mıs” gibi hissettiklerini söylerler. Bu yakınma fibromiyalji sendromu olan hastaların %90’ından fazlasında vardır. Ayrıca, uykuya dalmakta zorluk, gece boyunca sık sık uyanma görülebilir. Fibromiyalji Send-romu olan hastalarda, uyku apnesi ve huzursuz bacak görülme sıklıgı da artmıs tır. Bu hastalarda “kronik yorgunluk sendromu” olarak ta-nımlanan, is yapmayı engelleyecek kadar s iddetli yorgunlukla seyre-den bir dig er sendromda daha sıktır.

Bilissel dalgalanmalar:Dikkati toplamada, ise konsantre olmakta zorlanılır. “Fibro-fog” ola-rak da tanımlanan bu durum, siste yürümeye benzetilir. Olayları, bir sis perdesi arkasından görmek gibidir.

Asagıdaki kriterlerden herhangibirini karsılayan hastaların Fibromiyalji sendromu olma olasılıgı yuksektir.

1. Yakınmalar ve agrı yerlesimleri en az 3 (uc) aydır devam etmektedir. 2. Agrı yerlesim skorundan 17 veya daha yuksek puan alanlar.3. Semptom etki anketi toplam puanı 21 veya daha yuksek olanlar.

1.Ağrı2. Enerji3.Tutukluk4.Uyku5.Depresyon6.Hafıza sorunları7.Endişe8.Dokunmaya duyarlılık9. Denge Probleri10.Yüksek seslere, parlak ışıklara ve soğuğa duyarlılık

Ağrı yokBol enerjiTutukluk yokDinlenmiş uyanmaDepresyon yokHafıza iyiEndişe yokDuyarlılık yokDenge problemi yokDuyarlılık yok

1-1-1-1-1-1-1-1-1-1-

10-10-10-10-10-10-10-10-10-10-

Dayanılmaz ağrıHiç enerji yokŞiddetli tutuklukÇok yorgun uyanmaÇok depresifHafıza çok kötüÇok endişeliÇok duyarlıDenge çok bozukAşırı duyarlılık

BoyunÇene sağ yanıÇene sol yanıSırt orta hatGöğsün ön kısmıBel orta hatSırt sağ yanı

Sırt sol yanıBel sağ yanıBel sol yanıSağ omuzSol omuzSağ kolSol kol

Sağ el bileğiSol el BileğiSağ elSol eSağ kalçaSol kalçaSağ üst bacak

Sol üst bacakSağ dizSol dizSağ ayak bileğiSol ayak bileğiSağ ayakSol ayak

A. Agrı yerlesim envanteri: Asag ıdaki her 28 bolge icin, son yedi gun icinde devamlı agrı hissettiginiz bolgeleri isaretleyiniz. (Top-lamda kaç bolgeyi isaretlediginizi sayın.)

B. On maddelik Semptom Etki Anketi: Asagıdaki her 10 soru icin, son yedi gu n boyunca her sikayetinizin siddetini en iyi gosteren kutucugu isaretleyi-niz.

(Semptom etki anketinin hesaplanması: Tum sorulara verdiginiz puanı toplayın ve ikiye bolun.)

phantaso.com.tr 25

Page 28: Phantaso Dergi Sayı 4

haberler

Çanakkale Belediyesinin beş yıldır “Kaz Dağlarına Sahip Çıkmaya Gidiyoruz” sloganıyla düzenlediği ve kentlilerin hem Kaz Dağları-nın eşsiz güzelliklerini hem de bölgedeki altın arama faaliyetlerinin sonuçlarını birebir gözlemleyebildikleri Kaz Dağları Gezilerinin altıncısı 7 Mayıs 2016 tarihinde başlıyor.

Dünyadaki sayılı oksijen kaynaklarından biri olan Kaz Dağları, ba-rındırdığı endemik bitki örtüsü ve su kaynaklarıyla yeryüzü cenne-ti olarak adlandırılıyor. Çanakkale ili sınırlarında bulunan bu eşsiz bölgeyi tüm kentlilerin görebilmesi için beş yıldır devam eden Kaz Dağları gezileri, bu yıl da Mayıs ayı itibariyle başlayacak.

7 Mayıs 2016 Cumartesi günü başlayacak geziler, Cumartesi ve Pa-zar olmak üzere haftanın iki günü düzenlenecek. 7 Mayıs-29 Mayıs 2016 tarihleri arasında ilk etabı gerçekleşecek olan geziler, Ramazan Ayından sonra 16 Temmuz tarihi itibariyle yeniden başlayarak, 28 Ağustos 2016 Pazar günü sona erecek.

Kentliler, Kaz Dağları Gezilerine Çanakkale Belediyesi Ana Hizmet Binası önünden araçlarla başlayarak, ilk molalarını Bayramiç Evciler Köyünde verecek. Profesyonel rehber eşliğinde düzenlenen gezi bo-yunca doğa yürüyüşleri gerçekleştirilecek ve kentliler böylelikle Kaz Dağlarının eşsiz güzelliklerini birebir görme fırsatı bulacak.

Nitelikli plajlara verilen ve 2015 yılında Barış Kordonunun almaya hak kazandığı Mavi Bayrak Ödülünün sürdürülebilir olması için hazırlıklar ve çalışmalar devam ediyor.

Uluslararası Çevre Ödülü Mavi Bayrak için, her yıl yenilenmesi gereken başvuru 2016 yılı için de yapı-lırken, Barış Kordonunda da Mavi Bayrak kriterlerine yönelik sezon hazırlıkları devam ediyor.Mavi Bayrağın asılı kaldığı 15 Haziran-31 Ağustos tarihleri öncesinde yüzme suyu kalitesi, çevre yöne-timi, çevre eğitimi ve bilgilendirme, can güvenliği ve hizmetler gibi kriterlerin bu yıl da sağlanması adına yürütülen çalışmalar kapsamında son olarak engelli kentlilerimizin Barış Kordonundan denize girebilme-sini sağlayan rampanın yenilenmesi sağlanırken, alana soyunma kabinleri de yerleştirildi.

Kaz dağlarınasahip çıkmaya gidiyoruz!

Denizde mavi bayrak

güvenilirliği

26 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 29: Phantaso Dergi Sayı 4

“Anavatan - Homeland, Heimat, االألأمم, االلووططنن , Patria...” başlığıyla 24 Eylül - 6 Kasım 2016 tarihleri arasında düzenleniyor.

Yerelde örgütlenen sivil bir inisiyatif olan CABININ tarafından hayata geçirilen Uluslararası Çanakkale Bienali, dünya gerçekliğinin ve gündeminin, Çanakkale kentinin özgün bağlamıyla kesişim alanlarına yoğunlaşan bir perspektifle ya-pılandırılıyor. 24 Eylül - 6 Kasım 2016’da gerçekleştirilecek 5. Çanakkale Bienali, “göç” olgusunu “Anavatan” kavramı üzerinden çağdaş sanat bağlamında ele almayı; bu gündem etrafında yerel ve küresel ortamlarda sürmekte olan düşünsel ve yaratıcı süreçlere katkı sunmayı amaçlıyor.

5. Uluslararası Çanakkale Bienali, ilhamını Çekoslovakya asıllı felsefeci, yazar ve gazeteci Vilem Flusser’in (1920-1991) göçmenlik ve mültecilik üzerine düşüncelerinden alıyor.

5. Uluslararası Çanakkale Bienali, “Anavatan ebedi bir değer değil, daha çok özgül bir teknolojinin işlevidir; yine de onu yitiren acı çeker. Çünkü o anavatana, çoğu gizli olan ve bilinç düzeyine çıkamayan birçok bağ ile bağlıyızdır. Bu bağlar koptuğunda ya da koparıldığında, birey bunu büyük bir acıyla, adeta en derindeki varlığının cerrahi bir müdahaleye uğraması gibi deneyimler” diyen ve kendisi de bir 2.Dünya Savaşı mültecisi olan Çekoslovakya asıllı felsefeci, yazar ve gazeteci Vilem Flusser’in (1920-1991) göçmenlik ve mültecilik üzerine düşüncelerinden ilham alıyor.

Modernist paradigmanın “anavatan” tahayyülünün günümüzdeki etkilerinin, Post-modern yersiz-yurtsuzlaşma olgu-su, güncel siyasal-ekonomik sorunların yarattığı küresel göçler, mültecilik ve sürgünler ile bizzat zorlanan ulus-devlet sınırları gibi çeşitli yönleriyle ele alınacağı bienalin 5. edisyonunda, Türkiye, Orta Doğu ve Avrupa’dan 30’un üzerinde sanatçının yeni yapıtlarına yer veriliyor ve Çanakkale şehir merkezi, Korfmann Kütüphanesi, Ermeni Kilisesi, Mahal Sanat Merkezi, Güzel Sanatlar Kent Galerisi, Seramik Müzesi ve Arkeoloji Müzesi dâhil olmak üzere, kentin önde gelen mekânları kullanılıyor.

5. Uluslararası Çanakkale Bienali, “göç” olgusunu “Anavatan” kavramı üzerinden, uluslararası sanatçıların öngörü, sezgi ve yaratıcılıklarını yansıtan üretimlerinden hareketle, göçmen/mültecinin içine girdiği toplum tarafından değiştirildiği, ama aynı zamanda kendisini konuk eden bu yeni topluma da farklı bir öngörü ve yaratıcılık aşıladığı önermesini tartış-maya açarak, görsel sanatın evrensel dili aracılığıyla günümüzdeki küresel göçler ve ilticalar ile yüzleşmemiz, sürmekte olan bu sorunsal karşısında sivil duruş ve sorumluluğumuzu değerlendirmemiz için yetkin bir görsel bilgi, düşünce ve deneyim sunmayı amaçlıyor.

5. UluslararasıÇanakkale Bienali

phantaso.com.tr 27

Page 30: Phantaso Dergi Sayı 4

Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu millete en bü-yük armağanıdır bu önemli tarih. Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılış günü olan bu gün Türkiye başta olmak üzere pek çok başka ülkede “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak kutlanır.

Çanakkale Belediyesinin kentli çocuklar için hazırladığı 23 Nisan etkinlikleri Halk Bahçesi ve kordonda gerçek-leştirildi. Etkinlikten en güzel fotoğraflar sizlerle…

yerel

Çocuklarımızın Bayramı Kutlu Olsun

28 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 31: Phantaso Dergi Sayı 4

phantaso.com.tr 29

Page 32: Phantaso Dergi Sayı 4

30 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 33: Phantaso Dergi Sayı 4

“Küçük Hanımlar Küçük Beyler”Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız.

Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz.Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek,

Ona göre çalışınız.Sizlerden çok şeyler bekliyoruz!

M. Kemal ATATÜRK

phantaso.com.tr 31

Page 34: Phantaso Dergi Sayı 4

“Ben bayramımı istiyorum!”Orhan Sayın

köşe

[email protected]

32 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 35: Phantaso Dergi Sayı 4

Nisan ayının en güzel günüdür 23 Nisan. Yaşınız kaç olursa olsun o gün bütün Dünya çocukları ba-har mevsimi gibi eğlenirken bir anda siz de unutur-sunuz yaşınızı yaşadıklarınızı. Birkaç saatliğine de olsa sıyrılırsınız hayatın hengâmesinden, koşuştur-masından. Bir anda kendinizi bir çocuğun gülüm-semesine kondurursunuz. İşte o zaman anlarsınız bayramın ne demek olduğunu. Ben kendi adıma Atatürk’e bu yüzden teşekkür ediyorum. Bu kadar ince düşünebildiği için. 93 yıl önce düşünüp bana bugünkü gülümsemelerimi hediye ettiği için. Bü-tün küçük kardeşlerime egemenliğin kutlanması gereken bir şey olduğunu hatırlattığı için. Bir bay-ram ilan edip onu sadece kendi ülkesinin çocukla-rına değil, bütün dünya çocuklarına armağan ede-cek kadar büyük kalpli olduğu için. Ne denilebilir ki daha fazla dudaklarımızdan sadece bir teşekkür çıkıyor ezilircesine, çocuklara masumiyet timsali çocuklara bir bayram değil de karmaşık bir dünya emanet ettiğimiz için ezilircesine…

Yakın zamanda çıkan 23 Nisan kutlamaları iptal edildi haberlerinden sonra internette küçük bir kardeşimizin yazısına denk geldim. Serzenişinde o kadar haklı ki, göremediklerimizi o kadar güzel göstermiş ki bize yazısının küçük bir bölümünü si-zinle paylaşmak isterim.

“Sizlere sesleniyorum büyüklerim: Atamın arma-ğan ettiği bu bayramı böyle mi kutlamalıyız?

-Hayır, ben bunu kabul etmiyorum! Bize hediye edilen bir bayram ve ben bayramımı istiyorum!

Onu doya doya yaşamak istiyorum Ben egemenlik istiyorum… Siz veremiyorsanız işte size küçük bir kalpten sesleniş; biz çocuklara yaşayamadığımız çocukluğumuzu yaşatın! Bizlere konuşma, tartış-ma imkânı sağlayın! Siz büyüklerimiz bu sorunları aştığınız zaman emin olun biz çocuklar Ulu Ön-der Atatürk’ün emaneti ve en büyük gurur olan bu bayramı en güzel şekli ile yaşayıp, yaşatacağız... Yaşamın tüm imkânsızlıklarına rağmen, zorluklara rağmen Atam sana minnet borçluyuz!” (Alıntı)

Bu küçük kalbin sözlerinin üzerine söylenecek başka söz kaldı mı? Her şeyi vicdanımıza bırakıyo-rum…

Bu bayramın tüm dünya çocuklarını mutlu etme-si ve ilk pamuk şekerini alan çocuğun gülümse-mesini tüm dünya çocuklarının yüzünde görmek dileğiyle…

Yaşlı adam, bir konfeksiyon mağazasına ait vitrine uzun uzun baktıktan sonra, ilerideki yeşillikte oynayan çocukların en zayıfına dönerek; “Kü-çük!” diye seslendi. “Bana biraz yardımcı olur musun?”

Çocuk, hafta sonlarında yaptıkları misket oyununu ilk defa kazanmış ol-masına rağmen arkadaşlarını bırakıp geldi. Yedi sekiz yaşlarındaydı ve üze-rindeki elbiseler, tek kelimeyle dökülüyordu.

Yaşlı adam, çocuğun saçlarını okşadıktan sonra; “Vitrindeki elbiseyi giy-meni istemiştim.” dedi. “Bakalım üzerine uyacak mı?”

Çocuk, bu teklifi ilk önce şaka sandı. Ama adam son derece ciddiydi. Onunla birlikte mağazaya girerken, ilk önce rüyada olup olmadığını, daha sonra da şimdiye kadar yeni bir elbise giyip giymediğini düşündü. Genellikle ailedeki büyük çocuğa alınan veya komşular tarafından ve-rilen giyecekler, elbiselerin ona dar gelmesiyle birlikte ortanca kardeşe kalır, birkaç sene sonra da dizleri aşınmış veya delinmiş vaziyette kendi-sine yamanırdı. Ama her zaman hasta dedikleri babasının ne kadar zor para kazandığını bildiğinden bu işe bir kere bile itiraz etmemişti. Şim-di ise, ilk defa yeni bir elbisesi olacaktı. Üstelik de bayrama üç gün kala...

Çocuk, yaşlı adamın gösterdiği elbiseleri giydiğinde, büyümüş olduğu-nu ilk defa fark etti. Çizgili kadifeden yapılmış pantolon, bacaklarının ne kadar uzun olduğunu ortaya koyarken, yeni ceketi de omuzlarını iyice geniş göstermişti. Fakat hepsinin üzerine giydiği kaban bir başkaydı ve artık üşümeyecekti. Çocuk, biraz önce kazandığı misketleri onun cebi-ne bıraktığında, iyice keyiflendi. İrili ufaklı misketler, gayet derin olan ceplerin bir köşesinde kalmıştı. Demek ki her bir cep, en az elli misket alabilirdi. Yaşlı adam, çocuğu sağa sola döndürdükten sonra, elbise-lerin paketlenmesini istedi ve iş tamamlandığında, tezgâhtara döne-rek; “Elbiseleri torunuma alıyorum.” dedi. “Kendisine sürpriz yapaca-ğım için onları bu çocuğun üzerinde denedim. İkisinin de boyu aynı...”

Çocuk, bir anda beyninden vurulmuşa döndü ve ne diyeceğini bileme-di. Ama artık büyüdüğüne göre, bir şey belli etmemeliydi. Aynaya son bir defa baktıktan sonra, üzerindekileri yavaşça çıkartarak bir kenara fırlattığı eskileri giydi. Adam, elbiselerin torununa uyacağından emin-di. Yaptığı hizmet için çocuğa bir çiklet parası vermek istediğinde, onu yanında göremedi. Haylaz velet, belli ki bu işten sıkılmıştı. Çocuk, arka-daşlarının yanına döndüğünde, bir kenara çekilerek onları seyretmeye koyuldu. Bütün ısrarlara rağmen oyuna katılmıyordu. Arkadaşları; “Ni-çin oynamıyorsun?” diye sordular. “En güzel misketleri sen kazanmıştın.” Çocuk, inci gibi yaşlar süzülen gözlerini arkadaşlarından kaçırmaya çalı-şırken; “Misketlerim, bu elbiselere yakışmayacak kadar güzeldi.” dedi. “Bu yüzden onları, bayramlık kabanımın cebine sakladım.”

Hepiniz ne kadar kızdınız değil mi o yaşlı adama… İçinizden kalpsiz adam nasıl kullanmış çocuğu, nasıl oynamış duygularıyla dediniz değil mi? İşte ufacık bir hikâyeyle bile ne kadar masum olduğunu anladık bir çocuğun.

Bu hassasiyeti bir ülke kurmaya çalışırken gösteren biri daha vardı. Bu ma-sumiyeti dünyanın bütün pisliklerinden uzakta tutmaya çalışan biri… Bir cumhuriyet kurarken, egemenlik sembolü meclisi açarken, o günü bir ço-cuğa hediye edecek kalpte ve düşüncede biri kim olabilirdi ki?

phantaso.com.tr 33

Page 36: Phantaso Dergi Sayı 4

Boğazı sadece donanmayla geçemeyeceklerini anladıktan sonra donanma destekli bir amfi çıkarması planlanır. ‘Yenilmez Armada’ adını verdikleri Çelikten Kale geçememenin hıncını taşıyordur damarlarında.

Ana çıkarma noktası olarak Seddülbahir seçilir ve 29. İngiliz Tümeni bu bölgenin çıkarmasına ayrılır. İkinci derece de Anzak Koyu seçilir ve Anzak Kolordusu çıkarma için ayrılır. Ana çıkarma noktasını kolaylaş-tırmak ve Türk askerlerini bu bölgelerden uzak tutmak için Anadolu yakasındaki Kumkale ve Orhaniye ile Rumeli yakasındaki Bolayır böl-gesine de gösteri çıkarması düzenlenir.

Seddülbahir kıyı bölgesinden 26. Alay 3. Tabur sorumludur. Tarihler 25 Nisan’ı göstermektedir. River Clyde ve Albiom gemileriyle yaklaşık 3.000 asker çıkarma yapacaktır. 06.30 kadar 4650 civarında top mer-misi atılır ve çıkarma başlar. Ertuğrul tabyasında bulunan Yahya Ça-vuş ve takımı çıkarma esnasında yoğun bir şekilde atışa başlar. Kanlı geçen çarpışma sonucunda düşman askerleri mevcudunun yarısından

tarih

Tarihleriyle Çanakkale Savaşları25 Nisan 1915- 18 Mayıs 1915 Arası

34 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 37: Phantaso Dergi Sayı 4

sine harekete geçirir. İşte bu savaşın gidişatını baştan değiştirecek olan bir olaydır. Mustafa Kemal askerlerine Kocaçimen’e gelmeden önce dinlenmeleri için zaman verir, kendisi ise subay-ları ile Conkbayırı’na hareket eder. Bu arada 261 rakımlı tepenin yakınlarında cephane eksikli-ğinden dolayı geriye çekilen eratla karşılaşır ve onlarla o tarihi konuşmasını yapar.

Akabinde dinlenen 57. Alay askerlerini çağırtıp hemen bir taarruzla düşmanı geriye püskürtür. Bu olayla Mustafa Kemal Çanakkale cephesin-de tarihe ilk imzasını atar.

Diğer bir çıkarma noktası olarak Anadolu ya-kası seçilmiştir. Bu çıkarma Anadolu yakasında bulunan Türk askerlerini asıl çıkarma noktala-rından uzak tutmak içindir. Sabah 10.30 civar-larında Orhaniye ve Kumkale çevresine Fransız birlikleri çıkarma yapacaktır. Burada geçen kan-lı muharebeler 27 Nisan gece saat 02.00 de geri çekilmeyle son bulur.

Yarımadaya yapılan çıkarmanın hedefi olan Al-çıtepe’yi ele geçirmek için 28 Nisan’da düşman askeri taarruza geçer. Fazla bir başarı elde edile-mez. Bu taarruz tarihe I. Kitre Muharebesi ola-rak geçecektir. Yine hedefe ulaşmak için ikinci bir taarruz düşünülür. Gün olarak 6 Mayıs se-çilir. 3 gün süren muharebeler sonucunda yine hedefe ulaşılamaz ve II. Kitre muharebeleri de 8 Mayıs’ta sona erer.

13 Mayıs gecesi Yüzbaşı Ahmet Saffet komu-tasındaki Muaveneti Milliye torpidobotu gece saat 01.15’te Morto Koyu çevresinde dolaşan ve Kirte Bölgesindeki siperlerimize yoğun top atışı yapan 13.000 tonluk Goliat zırhlısını üç torpido atışı ile batırır.

fazlasını kaybeder. Tekke Koyu’na yapılan çıkarma esnasında düşman askerlerinin Ertuğrul’a yönelmesi sonucu, Yahya Çavuş ve askerleri iki tarafın arasında kalma tehlikesinden dolayı Harap Kale’ye çekilir. Ertuğrul Koyu’na çıkarma tamamlanır. Fakat bu onlara pahalıya mal olur. Diğer çıkarma koyları ise Morto Koyu, Tekke Koyu, İkiz Koyu ve Pınariçi dir.

Aynı tarihte Anzak Koyu’na ise Anzak Kolordusu çıkacaktır. Bu böl-gede 27. Alay’ın 4. Bölüğü bulunmaktadır. Çıkarma saat 06.30’da baş-lar. İlk hamlede 1.500 Anzak askeri karaya ayak basar ve Hain Tepe’de bulunan bir takım askerimizle karşılaşır. Burada gerçekleşen şiddetli çarpışmanın ardından 1 saat kadar sonra takımımız ağır zayiat vererek geriye çekilir.

Bu arada 27. Alay’ın 1. ve 3. Taburları da Eceabat’tan yola çıkmıştır. 07.30’dan sonra bu taburlar da yetişir ve muharebeye katılır.

Çıkarma başladıktan sonra olayın ciddiyeti fark edilerek ve Bigalı Kö-yü’nde ihtiyatta olan Yarbay Mustafa Kemal’den bir tabur asker istene-cektir. Mustafa Kemal bir tabur askerin bu düşman gücüne yetmeye-ceğini düşünerek, ordu komutanından da kesin bir haber gelmeyince kendi inisiyatifini kullanarak 57. Alay’ın tamamını Kocaçimen bölge-

phantaso.com.tr 35

Page 38: Phantaso Dergi Sayı 4

tarih

Tarihçi-Yazar Ahmet USLU [email protected]

10 Paraya Mektup…

57. Alayın çay saati

Yusuf oğlu, Uşak 1892 doğumlu, Banaz- Şaban köyünden Molla- Eğitmen Halil İyidilli’nin anlattıklarını aktarıyorum.

Yıl 1915...

Gelibolu yarımadasındaki savaş hatlarında siper-ler içindeyiz. Birliğimiz 800 mevcutlu bir piyade alayıdır. Erat içinde okur- yazar olanı binde bir olduğu söyleniyor. İsteyen erler için zarfı kâğıdı benden sılaya 10 para karşılığında mektuplar ya-zarak harçlığımı çıkarıyorum.

Saatler sonra akşam olmuş, gökyüzü ta-mamen kara bulutlarla kaplanmış, yeni başla-yan hafif bir çisenti ile ortalığı zifiri bir karanlık basmıştı. Göz gözü görmüyordu. Gece yarısı bir

emir duyuldu. “Asker! Süngü tak. Hücum, ileri!” istihkâmlarda balık is-tifi sıkışmış askerle hepimiz birden dağlarda yankılanan “Allah! Allah!” nidalarıyla hücuma geçtik. Karşı atışlardaki silahların namlularından çıkan ışık ve alevlere bakılırsa düşman hatları ile aramızdaki mesafe 100- 150 arşın kadar olmalıydı. Daha 8-10 adım ancak ilerlemiştim ki tekrar bir emir duydum. “Asker! Geriye dön! Siperlerinize!” diyordu. Ne oldu ise işte o andan itibaren oldu. Geriye dönemezdim. Zira geriye dönüş benim için, kendi bedenimi, zifiri karanlıkta siperlerdeki askerlerimi-zin benden yana dönük çığ gibi duran fakat göremediğim süngülerinin üzerine atarak, bile bile intihar ve mutlak bir ölüm demekti. İleriye de gidemezdim. Çünkü zaten geriye dön emri verilmiş aynı anda düşman ateşi de şiddetini tarif edilemez derecede attırmıştı. Hemen kendimi ol-

36 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 39: Phantaso Dergi Sayı 4

dığımı da öğrendim. Aklım başıma gelince bir şey daha öğrendim öğrendiğim en acı gerçek...

O gece orada, Çanakkale Savaşları ateş hatla-rında beraber savaşa gittiğimiz 800 kişilik ala-yımızdan ben ve diğer yaralılar da dâhil olmak üzere yalnız sekiz Türk askerinin hayatta kala-bilmiş olmasıydı…

duğum yere atıp toprağa sarılarak gelen kurşunlardan korumaya çalış-tım. Düşman silahlarının çıkardığı ses, taraka, ateş ve alevler biraz önce fasılalı ve teker teker ayırt edilebildiği halde şimdi sayılamaz, sonu gel-mez bir gök gürültüsüne dönüşmüş; ateşler, kıvılcımlar bir orman yan-gınındaki alevler gibi her taraftan minareler boyu göklere yükseliyor, yer yerinden oynuyor, kıyametler kopuyordu. Dur durak bilmeden biteviye devam eden sayısız ve sonsuz şimşekler, gök gürültüleri gibi patlayan si-lah sesleri kulakları yırtarken, mermiler, şarapneller, bombalar vızlıyor; keskin ıslıklar çalarak havada uçuşuyor; barut, duman, is kokusu insanı boğuyor; taş, toz, toprak, çalı, çırpı, canlı cansız ne varsa her şey yerde ve havada şiddetle birbirine karışarak gökyüzüne fırlayıp geriye yağıyor, göz açtırmıyordu.

Artık dimağım durmuş, duyu organlarım dumura uğramış, aklım çalış-maz olmuştu. Bu cehennemi çatışmanın ne kadar devam ettiğini anlaya-bilecek durumda değildim. Mutlak bir ölüm kapanına düşmenin sıkıntı ve ıstırabını yaşıyordum. Olduğum yerde cansız gibi yatarak kıpırdama-dan iki tarafın da ateş kestiği zamana kadar bekledim. Şafak söküp orta-lık hafif aydınlandıkça çevremdeki varlıkları seçmeye başladım. Çatışma durmuş; silah sesleri kesilmiş, yaprak dahi kıpırdamaz olmuş, ortalığı tam bir ölüm sessizliği sarmıştı. Başımı yavaşça kaldırıp etrafa bakın-dım. Her yer yan yana, üst üste yığılan şehitlerin toza toprağa karışmış mübarek vücutları ile kaplıydı. Şehitlerin vücutlarından toprak yüzeyi görünmez olmuştu. Öylesine ki, bu vücutlar kendiliğinden doğal bir si-per oluşturmuş, birçok yerimden yaralanmama rağmen beni ölümden kurtarıp hayatta kalmamı sağlamıştı. Bu sırada şehitler arasında elinde bastonla dolaşan gölge gibi bir sıhhiye erini hayal meyal fark edebildim. Elimi azıcık kaldırarak zorlukla seslenip onu çağırdım. Sıhhiye sesimi duyunca yanıma geldi. Beni omzuna aldı. Siperlerin gerisindeki tepenin üstüne kadar çıkardı. Geride, tepenin yamacında bekleyen bir at arabası ile diğer sıhhiye erlerini gösterdi. Elime verdiği bastona dayanarak oraya kadar gidip gidemeyeceğimi sordu. Gidebileceğimi söyleyince vedala-şıp ayrıldık. O, başka yaralılara yardım etmek için şehitlerle kaplı savaş alanına, ben de gerideki arabaya doğru yürüdük. Arabaya hayli yaklaştı-ğım halde yanına kadar varamadım. Ağrılar, acılar, kanlar içinde halsiz, dermansız ve bitkindim. Arabanın yanındaki sıhhiye erleri fark etmiş olacaklar ki hemen yanıma kadar gelerek sedye ile beni arabaya kadar taşıdılar. Orada kendimi kaybetmişim.

Gözlerimi tekrar açtığımda şaşkınlık ve merakla çevreme bakındım. Nereye, nasıl ve ne zaman geldiğimi bilmiyorum ama burası bir cennet olsa gerekti. Çok lüks bir yer. Modern bir otel sanki. Etrafımdaki kar-yolalarda yatanlar, kıpırdayanlar, inleyenler vardı. Her yer bembeyaz ve tertemiz. Aydınlık. Rahat. Ferah. Sanki yeni gelinlikler giyinmiş, beyaz-lar içindeki huriler kadar güzel, genç, sarışın kızlar yatanlarla ilgileniyor, bizlere hizmet ediyor ve etrafta dolaşıyorlar. Bu dil buranın değil derce-sine birbirleriyle bir şeyler konuşuyorlar. Dikkatle dinliyorum ama hiç-bir şey anlayamıyorum. O kibarlık o incelik, o bembeyaz ciltlerindeki narinliklerine bakılırsa şüphesiz bu kızlar hayatta hiç çalışmamış, hiç tarlaya, bağa, bahçeye çıkmamış; tenleri hiç güneş görmemişti. Çalış-salardı, tarlaya, bahçeye, güneşe çıksalardı, renkleri elbette bizim köy-deki kızlarınki gibi birazcık olsun koyulaşır, esmerleşir, kararırdı diye düşündüm.

Ne bileyim ben onların, İstanbul Alman Hastanesi’nde yaralı Türk askerlerini tedaviye çalışan Alman hemşireler olduğunu. Ama öğren-dim. Sonra öğrendim. Sonra çok şey öğrendim. 12 yerimden yaralan-

Hilal-İ Ahmer Kartıdır

Molla Halil

phantaso.com.tr 37

Page 40: Phantaso Dergi Sayı 4

Edebiyatı, yazmayı,

hikâye anlatmayıseviyorum...

röportaj

“Dünyayı savaş meydanına çeviren

yaratıklar biziz. Hepimize yetecek kadar toprak,

yiyecek, giyecek ve oksijen varken; doymak bilmeyen, hep daha fazlasını isteyen

bir yapımız var. Ben de kitaplarımda insanı

felakete sürükleyenin insan olduğunu anlatmaya

çalışıyorum.”

38 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 41: Phantaso Dergi Sayı 4

derinlemesine anlayıp, okuyucularıma anlat-maya gayret ediyorum. Çünkü insanı anla-madan hiçbir şeyi anlayamazsınız. En büyük korku insanın kendisidir mesela. Dünyayı savaş meydanına çeviren yaratıklar biziz. He-pimize yetecek kadar toprak, yiyecek, giyecek ve oksijen varken; doymak bilmeyen, hep daha fazlasını isteyen bir yapımız var. Ben de kitaplarımda insanı felakete sürükleyenin in-san olduğunu anlatmaya çalışıyorum. İnsanı, insanlığın gerekleri konusunda ne kadar ay-dınlatabilirsek; dünya da savaşlardan o kadar uzaklaşacaktır.

Okuyucularımın hangi duyguları hissetmesi hususunda yazdıklarıma bakarak şunu söy-leyebilirim; sanırım kaybetme duygusunu yaşamalarını istiyorum. Çünkü insan kaybet-meden hiçbir şeyin kadrini bilmiyor. Acı tecrü-beler yaşamadan yola gelmiyor insan. Ben de romanlarımda bu duyguyu yaşatmaya çalışıyo-rum okurlarıma. Kendilerini karakterin yerine koyarlarsa empati kurabileceklerini düşünüyo-rum. Nitekim Dokuz romanımda, kitabı oku-yan evli çiftler arasında eşine mesaj atma, onu sevdiğini söyleme ve eve gidip karısını ya da kocasını kucaklama isteği uyandırmayı başar-dığımı düşünüyorum. Geri dönüşler bu yönde oldu. Ne mutlu bana değil mi?

Romanlarınızda yaşantınızdan veya tanık olduğunuz yaşamlardan örnek var mı yok-sa tamamen hayal gücüne mi dayanıyor?

Elbette tanık olduğum yaşamlardan izler ta-şıyor fakat bu izler duygu manasında. Yaşadı-ğım, gördüğüm olaylar bende duygusal etki-ler yaratıyor ve bunlar yazdıklarıma yansıyor. Olaylar bakımından ise yazdıklarımın tamamı kurmaca oluyor. Mesela Çakal Kayası romanı-mı gerçek yaşanmış bir hikâyeden esinlenerek kaleme aldım. Tabii yine kurmaca bir kitap. İçinde her ne kadar gerçek yerler, gerçek ka-rakterler ve gerçekten yaşanmış olaylar olsa da büyük oranda kurgudan oluşuyor. Gazetecilik mesleğinden olsa gerek, gerçek olayları olduğu gibi yazmak hoşuma gitmiyor. Haber vermek gibi geliyor bana. O nedenle biyografi yazmayı düşünmüyorum. Her kitabımda yeni bir dün-ya yeni bir karakter oluşturmazsam benim için yazmanın büyüsü kalmıyor.

Gizli Miras, Dokuz ve Çakal Kayası adlı romanların yazarı ve aynı zamanda Hür Bakış Gazetesi ve Büyük Türkiye Dergisi’nin yöneti-cisi olan Ahmet Karayün, özellikle genç yazarlara ve yazmaya yeni başlayanlara yepyeni bir bakış açısı yaratacak olan yazma serüvenini Phantaso’ya anlattı.

Karayün “Refah seviyemiz yükseldikçe okuma seviyemizin de arta-cağına inanıyorum” diyor, belki de haksız sayılmaz…

Ahmet Karayün’ü tanıyabilir miyiz?

Ordu’nun Aybastı ilçesinde, dünyaya gelmişim... Annem öyle söylü-yor. (Gülüyor.) İlkokul birinci sınıfı hayal meyal hatırladığıma göre memleketimde okuduktan hemen sonra Tekirdağ Çerkezköy’e, orada üçüncü sınıfı bitirdikten hemen sonraysa İstanbul Büyükçek-mece’ye geldik ve hala burada yaşıyorum. 15 yaşında başlayan ça-lışma hayatım gün geçtikçe temposu artarak devam ediyor... Resmi çalışma süresine bakılırsa beş yıl sonra emekliyim ama yaşam şart-ları pek öyle demiyor. Velhasıl kelam gazete dağıtımı ile başlayan iş hayatım montaj, dizgi, fotoğraf çekimi, habercilik, köşe yazarlığı, grafik tasarım olmak üzere gazetecilik mesleğinin birçok alanında çalışmakla geçti. Bir dönem tiyatro oyunculuğu yaptım. Şimdilerde ise Büyükçekmece’de Fikir Fabrikası adlı dijital baskı merkezimizin yöneticiliğini yürütüyorum. Fabrikamızı babam ve dört kardeşimle birlikte her geçen gün büyütüyoruz. Aynı zamanda 1998 yılından bu yana Yerel Gazetemiz Hürbakış haftalık olarak yayın hayatını sürdürüyor. 2016 yılında yayın hayatına başlayan Büyük Türkiye Dergisi’nin Yazı İşleri Müdürlüğünü yapıyorum. Gizli Miras, Dokuz ve Çakal Kayası adlı üç romanım var. Evliyim. Bir kız ve iki erkek evlada sahibim.

Roman yazmaya nasıl başladınız? Bu sizin için bir tutku muy-du? Yazma yeteneğiniz olduğunu nasıl fark ettiniz?

Kafamda dönüp duran hikâyeler vardı. Beni yazmaya iten şeyi tam olarak anımsamıyorum. Bu biraz da dünyaya bakış açısı ve kendini ifade etme biçimiyle ilgili olsa gerek. Her insan haberleri seyreder mesela fakat ben o olayların öncesini, sonrasını düşünürüm. Yaşadı-ğım hemen her olay bende bir hikâye uyandırır. Neden yazıyorum? Neden roman? Sanırım hayata karşı kendimi ifade biçimim bu. Yazmadığım vakitlerde birikiyorum. İçim doluyor. Ne zamanki bir eserim meydana çıkıyor işte o zaman biraz iyi hissediyorum, biraz da zihnim boşalıyor; tabii bu boşluğu bir başka hikâye işgale hazır oluyor. Edebiyatı, yazmayı, hikâye anlatmayı seviyorum kısacası bu.

Kitaplarınızda vurguladığınız ana tema nedir? Okuyucularını-zın hangi duyguyu hissedip birebir yaşamasını istersiniz?

Kitaplarımda vurguladığım ana tema insan psikolojisi. Ademoğ-lunun doğası, dünyası, zihninin karmaşık sokakları dolanmakla bitmiyor. Çözmek zor. Elimden geldiği kadar olayları, karakterleri

phantaso.com.tr 39

Page 42: Phantaso Dergi Sayı 4

Türkiye’yi dünya ülkelerine göre sıralamaya alırsak okuma oranı en düşük ülkelerden biri… Okuma oranını iyileştirmek adına neler yapıla-bilir? Neden okumayı seven bir millet değiliz?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2015 verilerine göre bir yılda elli bin kitap yayınlanmış. Bu saatte altı kitaba denk geliyor. Buradan şöyle bir çıkarım yapabiliriz; ya çok okuyoruz, ya da çok yazıyoruz. Ya da Türkçesi şu; seyirci değil, yönetmen olmayı seven bir milletiz. Tez canlılığımızdan olsa gerek ki-tap okuma oranımızın azlığı. Video seyretmek daha kolay geliyor birçoğuna. Tabii bir sorunu tek bir nedene dayandıramayız. Kitap okumak bize sevdi-rilmedi mesela; ne ailemiz ne de öğretmenlerimiz tarafından. Tabii savaştan çıkan genç cumhuriyet yıllarının getirdiği sefalet uzun zaman sürdü. İn-sanlar bir lokma ekmek peşinde gece gündüz çalı-şırken, kitap okumak akıllarına bile gelmedi. Refah seviyemiz yükseldikçe okuma seviyemizin de arta-cağına inanıyorum.

Kitaplarınızı ne kadar sürede yazıyorsunuz? Ya-zarken belli başlı kurallarınız var mı? Varsa bun-lar neler?

Kitaplarımın ortalama yazım süresi iki yılı buluyor. Yazarken illa kahvem olacak ya da karşımda deniz manzarası bulunacak gibi şartlarım yok. Benim için asıl mesele yazmak üzere bilgisayarımın başına otu-rabilmek oluyor. Yoğun bir çalışma hayatım var ve akşamları vakit bulabildikçe yazıyorum. Malumu-nuz yazarak yaşanmıyor memleketimizde. Kapalı, puslu havalar içimdeki yazma istediğini gün yüzüne çıkarıyor... Aynı şekilde yağmur beni bu noktada çok etkiliyor. Doğayı seviyorum. Yazdığım odanın camından gökyüzünü ve ağaçları görmek beni mo-tive ediyor. Yazarken müzik de dinlerim. Son kitabı-mı yazarken Farid Farjad’ı sık dinlediğimi fark ettim fakat bu dönem dönem değişebiliyor.

Hangi tarz kitapları okuyorsunuz? İdolünüz, kendini-ze yakın hissettiğiniz yazarlar kimler?

Roman olmak kaydıyla hemen her türü okuyorum. Yazar yelpazemi geniş tutmayı seviyorum. En ünlü, en bilindik yazarları da okuyorum ama hiç duymadığımız isimlere de şans veriyorum. Yazarlar içinde idol olarak gördüğüm, dü-şündüğüm bir isim yok. Fakat beğendiğim yazarlar der-seniz birkaç isimden bahsedeyim. Sabahattin Ali, Peyami Safa, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cengiz Aytmatov, Knut Hamsun, Robert Walser, Sir Arthur Conan Doyle gibi isimleri sıralayabilirim.

Şuan sektöre baktığımız zaman genç yazarların atağa geçtiğini görüyoruz. Yazmaya çalışıyorlar, kitaplarını yayınlatıyorlar. Yayınevlerinin yazar seçme konusun-da titiz davrandıklarını düşünüyor musunuz?

Gençlerimizin yazması harika bir durum. Ben de genç yaşta yazmaya başladım. Bütün büyük yazarlar da bir za-manlar gençti. İnsan anne karnından usta yazar, duayen yazar olarak doğmuyor. Yazdıkça yazar olunuyor. Bu nok-tada genç kalemleri çok önemsiyorum. Yayınevleri seçici

40 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 43: Phantaso Dergi Sayı 4

durum benim kendimi geliştirmeme de vesile oluyor. Romanlarımı bir gün ken-dim sinema filmine uyarlamayı düşünü-yorum. Tabii yazarken de bu doğrultuda sahneler kurduğum oluyor. Filmleri çok seviyorum ve kendim bir film yönetme-den ölmek istemiyorum. Romanlarımı okuyan çoğu insanın “Keşke filmi çekil-se, harika olur!” demeleri tesadüf olmasa gerek. En son Çakal Kayası romanım için yine film hatta dizi olabileceği yönünde yorumlar aldım. Bakalım zaman ne gös-terecek?

Phantaso’ya vermiş olduğunu röportaj için teşekkür ederiz. Son olarak dergi-miz adına neler söylemek istersiniz?

Asıl ben bu güzel söyleşi için teşekkür ederim. Derginizi ilk sayısından itibaren takip ediyorum. Gerçekten takip ediyo-rum tabii, iltifat olsun diye söylemiyo-rum. Gerek ekibinizdeki güzel insanlar, gerek içerik ve baskınızdaki kalite çok iyi. Aynı zamanda bir dergi yayınladığım için bu yönleri değerlendirmekte bir beis gör-müyorum. Yayın hayatınızdaki başarıları-nızın katlanarak devam etmesini diliyo-rum. Tüm Phantaso okurlarına sevgiler.

davranıyor evet. Piyasanın büyükleri diye tabir ettiğimiz yayı-nevleri gelen dosyalar konusunda seçici davranıyorlar. Yüzlerce dosya gidiyor ve tabii arada haksızlık edilen eserler de çıkabi-liyor. Bir yayınevinde kitabını yayınlatmak gerçekten zor. Fa-kat yüz, iki yüz sene evveli gibi kötü değil yazarların durumu. Teknolojinin getirmiş olduğu bir kolaylık söz konusu. Bloglar, e-kitaplar, sosyal medya mecraları genç yazarların isminin du-yulabilmesine olanak sağlıyor. Zaten çok sevilenler, takipçisi hatı-rı sayılır seviyelere gelenler için de yayınevleri kapılarını aralıyor. Bir de basım maliyetini yazarın kendisi karşılamak koşuluyla kitap yayınlayan yayınevleri var. Gördüğüm kadarıyla da insanların bü-yük çoğunluğu bu yöntemi kullanıyor. Bu yazarlar açısından çok iyi bir durum olabiliyorken, okurlar açısından kötü olabiliyor çün-kü edebi değeri olsa da olmasa da her şeyi yayınlayabiliyorsunuz.

Sizce bir romanın başarılı olabilmesi için çok fazla okunması gerekiyor mu? Genel olarak baktığımızda dünya klasiklerine giren bazı romanlar yayınladıkları ilk zamanlar önemsenmi-yor ve ya yazarları öldükten sonra değerleniyor. Bu duruma olan bakış açınız nasıl?

Elbette bir romanın başarısını, edebi değerini çok satırlığıyla ölçe-meyiz. Mesela furya dönemleri var. Bazı dönemler tasavvuf, Mev-lana, bazı dönemler aşk, aforizma gibi konular öne çıkıyor ve bir kapakla çok satanlara girebiliyor bazı kitaplar.

Bir yazarın öldükten sonra çok satması ne tuhaf değil mi? Ya ya-şadığı dönemin çok ilerisinde olduğu için insanlar onu anlamıyor ya da çağın edebiyat, sanat anlayışı ile kan uyuşmazlığı yaşanıyor. Ben de kitaplarımın geniş kitlelerce okunmasını arzu ederim el-bette lakin daha çok okuyan insanların etkilenmesi ve duygularını depreştirmesi beni mutlu eder.

Genç yazarlara tavsiyeleriniz neler?

Çok okusun, çok yazsın, çok düşünsün ve çok gezsinler. Yazdık-ça yazar olmaya başlıyor insan. Bir de farklı bir bakış açısı kazan-maya çalışsınlar. Örnek verecek olursak; “Ben bu duyguyu daha iyi nasıl dökerim kelimelere?” diye düşünsünler. Sizin aklınıza ilk gelen, başka onlarca insanın da aklına gelmiştir çünkü. Kelimeler sevmek, onlarla hemhal olmak ve hep ‘daha iyi nasıl yazarım’ın pe-şinde olmak gerek. Üslup çok önemli ve iyi bir üslubu yakalamak için belki de mezara kadar koşmak lazım.

Gelecekte gerçekleştireceğiniz projeleriniz neler? Yeni bir roman yazıyor musunuz ve ya yazacak mısınız? İleri ki dö-nemlerde romanınızı dizi, film gibi projelerde görmek ister misiniz?

Dördüncü romanımı yazıyorum şu sıralar ve farklı bir anlatım dili kullanıyorum. Her romanımda bir fark yaratmayı seviyorum. Bu

phantaso.com.tr 41

Page 44: Phantaso Dergi Sayı 4

başarılı ve mutlu evliliğin sırrı:

dengeGünümüzde yürütülmesi son derece zorla-şan ve toplumumuzun temel taşı olan aile kavramı ve evlilik kişinin hayatındaki en önemli olgudur.

Evliliği ayakta tutan ve geliştiren şey dengedir. Evlilik-ler zamanla dengeyi bulan, uyum sağlayan organizma-lardır. Nasıl ki bir birey kendi içinde uyumu sağlayama-dığı, sözleri, eylemleri ve inançları farklı frekanslarda olduğu zaman sosyal kabul görmüyorsa, evliliklerde de uyumsuzluk kötü sonun habercisidir.

Denge sağlanamıyor, uyum gerçekleşemiyorsa da evli-lik devam edebilir ama nedeni artık sevgi değil, zorun-luluklardır. Çocuklar, bir tarafın ekonomik özgürlüğü-nün olmaması, düzenin değişmesinden korkmak gibi nedenlerle sürdürülen çok sayıda evlilik var toplumu-muzda maalesef.

Denge derken; zamanla eşlerin farklı rolleri üstlenerek bütünleşmelerini, biri duygularıyla hareket ederken diğerinin mantığını kullanmasını, iş bölümü yapmala-rını, karşılıklı sorumluluk almalarını ve eşit olmalarını kast ediyorum.

Evlilikte En Kritik Eşik: 1.Yıl

Evliliğin birinci yılı zor bir dönemdir. Bu süreçte den-ge sağlamak çok kolay değildir ama kritik eşik aşıldı-ğında taşlar yerine oturmaya başlar. Uyum sağlandık-tan sonra yaşam kolaylaşır, evli olmanın, birlikte daha

Yazar: Uzm. Psk. Gani Eser

köşe

42 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 45: Phantaso Dergi Sayı 4

Çocuk Faktörü Evliliği Nasıl Etkiler?

Ebeveynin bakış açısına, tutumuna göre olumlu ya da olumsuz yönde etkiler. Bir tarafın isteme-diği çocuk daha anne karnındayken bunu duyar ve hisseder. Sorumluluk eşlerden birine yükle-nirse hayat kalitesi düşeceğinden çocuğuna da eşine yeterli ilgiyi gösteremeyecektir. Kendisini istemeyen anne ya da baba ile büyüyen çocuk hayat boyu güven sorunu yaşayacaktır.

Kötü giden bir evliliği toparlayabilmek için son çare olarak dünyaya getirilen çocuklar bazen boşanmayı engellese de içinde sevgi olmayan, şiddetin, huzursuzluğun baskın olduğu ailelerde büyümenin travmasını yaşarlar.

Eşlerin kritik eşik olan ilk yılı tamamlamadan çocuk sahibi olmayı düşünmemelerini tavsi-ye ediyorum. Anne baba olmak çok büyük bir sorumluluk. Çevreden gelen baskılara boyun eğmemeli, çocuğun sorumluluğunu üstlenebi-leceklerinden emin olduklarında, her ikisi de bunu istediğinde karar vermeleri en doğrusu.

Bir Evliliğin Olumsuz Yöne Doğru Gittiğini Fark Eden Eşler Ne Yapmalı?

Tekdüzelik, sadakatsizlik, sorumlulukların adil dağılmaması ve sair evliliğin yanlış bir yöne git-tiğinin belirtisi olabilir. Çiftler iletişim kurarak olumsuzluğun nedenlerini ve neler yapabilecek-lerini konuşabilecekleri bir ortam yaratmalı.

Sorunu karşısındakinden önce kendisinde ara-ma olgunluğuna sahip olunabilirse, ilişkiye ob-jektif bakılabilirse ve çözüm odaklı yaklaşım tu-tumu benimsenirse kriz atlatılabilir. Konuşmak, yargılamamak, empati kurmak, sevgi ile yaklaş-mak evliliğin devamını sağlayabilir.

Bir taraf sürekli ayrılmaktan, gitmekten bahse-diyorsa muhtemelen diğerini kaybetme korkusu yaşamıyordur. Az da olsa kaybetme korkusu iliş-kilerin can simidi olabilir. Neyi kaybedeceğini net olarak görebilen, fark edebilen durumu dolayısıyla evliliği kurtarabilmek için ge-rekli motivasyonu bulabilecektir.

güçlü ve sevgi dolu olmanın tadına varılır. Sorumluluklar pay-laşıldıkça ve empati kuruldukça birlikte daha güçlü olduklarını fark eden eşler tek başlarınayken yapamadıklarını birlikte başar-manın hazzını tadar ve yaşam kalitelerini yükseltmek için daha kolay motive olurlar.

İlişkilerde En Çok Hangi Hataları Yapıyoruz?

Öncelikle iletişim kurmayı bilmiyoruz. Ben merkezli yakla-şıyoruz olaylara. İlişki öncesi bireysel yaşamımızdaki alış-kanlıklarımızı değiştirmek istemiyoruz. Esnek değiliz. Biz olmayı bu yüzden başaramıyoruz. Olduğumuz gibi davran-makta ya da partnerimizi olduğu gibi kabul etmekte zorlanıyo-ruz. Başkalarıyla kıyaslıyoruz veya kıyaslanıyoruz. Kırıldığımız zaman derdimizi anlatmak yerine sessiz kalmayı tercih ediyo-ruz. Önceki ilişkilerimizin izlerini silmekte ihmalkâr davranı-yoruz. Birbirimizin çevresine saygı göstermeyi beceremiyo-ruz. Duygusal şantaja başvuruyoruz.

Empati kurabilsek; partnerimizin de ilişki için fedakarlık yap-tığını, eski alışkanlıklarını terk ettiğini görebilsek hatamızı fark edebiliriz belki. Hep kendi penceremizden bakmaya alıştığımız için “ biz” olmakta zorlanıyoruz.

Hata yapan partnerimizin özür dilemesini bekliyoruz boşuna. Uzun sessizlikler, kaprisler gittikçe birbirimizden uzaklaşmamı-za neden oluyor. Oysa onu affettiğimizi hissettirecek bir sözle yaklaşmayı denesek belki o anda sona erecek kırgınlığımız. İncir çekirdeğini doldurmayacak sebeplerden bitiveren evliliklerin sayısı hiç az değil.

Bir Evliliğin Olumsuz Yöne Doğru Gittiğini Gösteren Sinyaller Nelerdir?

Eşinizin gözünün içine bakmadığınızı ya da onun gözlerini siz-den kaçırdığını fark ediyorsanız alarm çalmaya başlamıştır. Bu yazıyı okuyan evli bireyler bir an durup düşünsünler; en son ne zaman eşlerinin gözünün içine sevgiyle baktıklarını hatırlamaya çalışıp dürüstçe yanıtlasınlar. Sonuç pek iç açıcı olmayabilir.

Modern yaşamın hızına ayak uydurabilmek için koşturmaktan, trafikte zaman kaybetmekten, çocukların sorumluluklarını ye-rine getirmekten yorulup birbirimize sadece alışkanlıklarımız nedeniyle mekanik ilişkiler çerçevesinde yaklaşıyor olabiliriz.

Eşinin saçını kestirdiğini fark etmeyen, günlerce birbirinin yü-züne bakmayan evli çiftler var. Kötüye gidişin sinyalleri her yer-de var ama görmek isterseniz görebilirsiniz.

phantaso.com.tr 43

Page 46: Phantaso Dergi Sayı 4

çocuk yaşamındailk 1000 günün

Hamileliğin ilk gününden bebeğin 2 yaşına kadar olan dönemine ilk 1000 gün denildiğini belirten Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. İlknur Kılıç; bu dönemde çocuğun hatta erişkinin sağlığını etkileyen bazı durumları engellemek ve azaltmak için sorularımızı cevaplıyor.

önemi

röportaj

44 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 47: Phantaso Dergi Sayı 4

nenin desteklenmesi, sütünün yeteceğine inandırılması ve stresten uzaklaştırılması sütün artması için çok önemlidir.

Anneler bazen kendilerini yetersiz his-sedebilir, bu durumda onlara nasıl des-tek olunmalı?

Annelerin bu dönemdeki en büyük endi-şesi “bebeğime iyi bakabiliyor muyum” dur. Evet, bu dönemde muayeneye götür-dükleri doktorun bebeğin kilo alımının iyi, anne sütünün yeterli, bebeğin fizik incele-mesinin normal olduğunu söylemesi an-neyi rahatlatacaktır. Annenin çok yorgun olduğu bu süreçte, annenin rahatlatılması ve dinlendirilmesi de çok önemlidir. Özel-likle kolik ağrıları olan bebeklerin anneleri kendini çok mutsuz hissedebilir. Bebeğin sürekli ağlaması annede yetersizlik ve çare-sizlik duygusu oluşturabilir. Bu ağlamadan annenin sorumlu olmadığı, bebek 3-4 aylık olunca ağlamanın azalacağı, bebeğin sağlı-ğının normal olduğu anneye anlatılmalı ve anneye kısa süreyle bile olsa bebeğin sesini duymayacağı bir ortamda dinlenmesi, yü-rüyüş yapması veya arkadaşları ile birlikte olma şansı verilmelidir. Annenin gerginli-ğinin azalmasının bebeğin huzursuzluğunu azalttığı gösterilmiştir.

Özellikle ilk üç ayda bebek hızla büyü-yor, değişiyor. Bu süreçte bebeklerde yaşanan değişiklikler neler?

Bebek 1 aylıkken yüzümüze bakmaya baş-lar, 2 aylıkken karşısındaki konuşunca yü-zünü fark eder ve güler, yatarken gözleri veya başı ile nesneleri izler, 2-3 aylıkken başını sağa ve sola eşit olarak çevirir, agula-ma sesleri çıkarır, seslere tepki verir, kol ve bacaklarını sağ-sol farkı olmadan eşit hare-ket ettirir, yüzüstü yatarken başını yerden kaldırır.Bu süreçte anne babalara önerilerim; bebe-ğinizle konuşun, mimikler yapın, bebeğini-zi dışarıda gezdirirken yüzü dışarıya dönük olsun, bebeğinizi uzun süre ağlatmayın, güven ve sevgi ortamını hissettirin.

Çoğu zaman planlı olsa da eve gelen küçük misafir anne ve babanın hayatını değiştiriyor. Bu süreçte aile neler yaşıyor?

Bebek eve geldikten sonra anne babanın alışkın olduğu yaşama şekli tamamen değişiyor. Artık bebek odaklı bir yaşama şekli var. Bir yandan bebeğin bakımını sağlamak, diğer yandan be-bekte gördükleri bulguların normal olup olmadığını anlamak gerekiyor. Ayrıca bu dönemde anneye ve babaya karışan çok kişi oluyor. Anne baba okuduklarına mı, internete mi, yoksa büyük-lerine mi inansın, şaşırıp kalıyor. Bebeğin arka arkaya hapşırma-sı bile ailede paniğe neden olup “bebeğim hasta mı oldu ?”diye doktora gelmelerine neden olabiliyor. Bu dönemde annenlerin ve babaların bebekleri için neyin doğru olduğu konusunda bil-gilendirilmeleri bu süreci kolay, huzurlu ve mutlu geçirmelerini sağlıyor. Bu amaçla 6 Nisan’da gerçekleştirdiğimiz “Bebek Kon-feransı”nda bu dönemde annelerin bizlere sıklıkla sordukları soruları ve cevapları paylaştık. Amacımız anne adaylarını kar-şılaşacakları sorunlar konusunda bilgilendirmek ve bebeklerini kucaklarına aldıklarında daha az gergin bir süreç geçirmelerini sağlamak.

Anne ve babanın bebeğe alışma süreci de farklı. Ebeveynler nasıl hissediyorlar?

Anneler, gebelik sürecinde bebeği hissettikleri için bağlanma gebelikte başlıyor. Babanın bağlanması için doğumdan sonra be-beği görmesi, kucağına alması gerekiyor. Anne, bebek bakımını baba ile paylaştığında baba için bağlanma kolaylaşıyor. Eğer anne bebeğin bakımını tek başına üstlenir, babayı olayın dışında bırakırsa babada bebeğe bağlanma gecikebilir hatta baba kendisini dışlanmış hissedebilir. Bebek sahibi olmak ciddi bir sorumluluk. Sorumluluk duyguları yüksek, idealist anne baba-larda bazen bu durum çok strese neden olabiliyor. Gerginlikten o dönemin keyfini yaşayamıyorlar. Bu dönemde onlara her şeyin yolunda olduğunu, bebeklerine iyi baktıklarını söyleyen bir dok-tora gereksinim duyulabiliyor.

Genelde aile büyükleri anneye baskı yapar, en çok da ‘sütün yetmiyor’ denir. Bir anne bu eleştiriye nasıl yanıt vermeli?

Bebekler ilk 5 günde doğum ağırlıklarının %5-10’unu kaybede-bilirler ama sonrasında kilo alarak en geç 10. Günde doğum ki-lolarını yakalamaları gerekir. Bebeklerin beklenen kilo alımı bu dönemde günde 25-30g dır. Bebeğin ağlaması aç olması anla-mına gelmez. Ağlamasının bir çok nedeni olabilir; bezinin kir-lenmesi, ortamın sıcak veya soğuk olması, çok giydirilmesi, gaz ağrısı, kucak istemesi gibi.. Bebek iyi kilo alıyorsa aç değildir ve mama arayışına girilmemelidir. Çok nadir durumlar dışında an-nelerin sütü bebeklerinin beslenmesine yeter. Bu dönemde an-

phantaso.com.tr 45

Page 48: Phantaso Dergi Sayı 4

Çalışan anneler bebeklerini evde bırakmak zo-runda kalıyor ve çoğu bunun için kendini suçlu hissediyor. Annelere neler tavsiye edersiniz?

Öncelikle iyi bir bakıcının bulunması aileyi rahat-latacaktır. Bakıcının önemle aranan özelliği bebeği sevmesi, sevecen olmasıdır. Bebeğin mutlu olma-sı, gülmesi bize işlerin yolunda gittiğine dair ipu-cudur. Bebeğin bakımını sağlayan kimse, bu anne de olabilir, bebeği sürekli televizyon karşısına ko-yup bebekle ilgilenmezse bebekte bir süre sonra iletişim sorunu oluşabilir. Çalışan annelerin eve döndüklerinde bebekleri ile “kaliteli zaman” ge-çirmeleri çok önemlidir. Anne çalışma hayatında üretken ve mutlu ise, bu durum bebeğe de yansı-yacak o da mutlu olacaktır.

Anne, bakıcı ya da bir aile büyüğüyle büyüyen bebekler arasında fark var mı?

Bu tamamen bakan kişiye bağlıdır diyebiliriz. Anne ile zaman geçirme bebekleri çok mutlu eden bir süreç ancak zamanın nasıl geçirildiği de çok önemli. Çalışan bir annenin bebeği, anne eve geldiğinde bebekle kaliteli zaman geçiriyorsa çok mutlu olabiliyor. Aile büyüklerinin bebeğe bakması aile ve bebek için çok büyük bir şans. Ancak verilen sevgi di-siplinize etme döneminde sınırı aşıp her şeye izin vermeye dönüşebiliyor. Büyükler ile anne babanın sınırları farklı olursa çocukların davranışlarında karmaşa yaşanıyor. İyi bir bakıcının da avantajları var; anne bakıcıya isteklerini, bebek için yapma-sı gerekenleri daha rahat söyleyebiliyor. Günlük hayatta “bebeğim bakıcıdan daha iyi yiyor” diyen birçok anne ile karşılaşıyorum. Çünkü bebekleri daha iyi disiplinize ediyorlar..

Hazır gıdaya geçiş sürecinde nelere dikkat edilmeli?

Ek gıdalara başlanırken gıdaların günlük hazırlan-ması, bebeğe bekletilmeden verilmesi çok önemli. Bebeğe ek gıdalar sunulurken bebek zorlanmama-lı, istediği kadar yedirilmeli. Ek gıda verilirken be-bek aç olmalı, ek gıdayı denemeye heveslenmeli. Yeni bir ek gıda denenecekse o gün başka yeni bir gıda denenmemeli. Bebeklerin bazen bir gıdaya alışmaları için 20-25 kez denenmesi gerekebiliyor.

Ek gıdalara geçme bebek için keyifli bir süreç olmalı. Bebeğin ağzına zorla yiyecek verilmeye çalışılmamalı. Zorla ek gıda verilmesi bebeğin kaşığa tepki göstermesine neden oluyor ve bebeği beslemek çok zorlaşıyor.

Bebekle kaliteli zaman nasıl geçirilir?

“Kaliteli zaman” kavramı anne ve çocuğun arasındaki ilişkiyi besleyen, birlikte olmaktan keyif aldıkları zaman dilimidir. Süreden çok içerik önemlidir. Anne isterse sabahtan akşama kadar bebekle aynı ortamda bulunsun, eğer bebekle duygu-sal bir paylaşım yapmıyorsa sağlıklı bir ilişkiden bahsetmek mümkün değildir. Çalışan anneler hem çalışıp hem de eve gelince çocukla ilgilenip kaliteli zaman geçirebilirler. Bazı an-neler de çalışmaz, evde çocuğuyla birliktedir ama ilişkilerine duygusal bir yatırımı yoktur. Burada önemli olan o ilişkide var olması gereken anlayış, annenin rehberliği ve koşulsuz sevgisinin olup olmadığıdır. Bebekle kaliteli zaman geçirmek bebeğin özgüvenini artırır, hayattan keyif almasını sağlar. Çocuk sevildiğini hissettikçe kendini değerli hisseder.

Çocuk yaşamında ilk 1000 günün önemi nedir?

Hamileliğin ilk gününden bebeğin 2 yaşına kadar olan döne-mine ilk 1000 gün diyoruz. İlk 1000 günde bebekler hiçbir dönemde olmadığı kadar hızlı büyür ve zihinsel kapasitele-rinin önemli bir kısmına ulaşır. Hayatın ilk 1000 gününde, uzun dönemde çocuğun hatta erişkinin sağlığını etkileyen bazı durumları engellemek veya azaltmak mümkündür.Bu dönemde gebelik ve doğum sonrası bebeğin beslenmesi, be-beğin fiziksel, ruhsal, zihinsel ve motor gelişimi çok önemli.

Çocuk Hastalıkları ve Neonatoloji Uzmanı Prof. Dr. İlknur Kılıç

46 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 49: Phantaso Dergi Sayı 4

new balanceBozcaada da mayıs ayına

hareket katacak

New Balance, Bozcaada Yarı Mara-tonu ve 10K Koşusu için, bu yıl 14 Mayıs’ta yine binlerce sporseverle buluşacak. Hareketten ilham alan New Balance, festival havasında yaşanan Bozcaada Koşusu ile ba-harın gelişini kutlayacak.

‘Game Changer!’ mottosuyla 2016 yazına giren, hareket katalizatörü New Balance; Türkiye’de 6 yıl önce başladığı koşu organizasyonlarına hızla devam ediyor. 6 yılda dev bir festival havasına dönüşen ve baharın gelişinin müjdeleyicisi olan New Balance Bozcaada Yarı Maratonu ve 10K Koşusu, bu yıl 14 Mayıs’ta düzenlenecek. Sayı-ları binleri bulan profesyonel ve amatör sporcu, New Balance’dan aldığı ilhamla Bozcaada’nın doğayla bütünleşen atmosferinde koşacak.

New Balance Bozcaada Koşusu, yarı maraton ve 10 kilometre olmak üzere 2 kategoride gerçek-leştirilecek. Bahara gülümseyen Bozcaada, tu-rizm sezonunu da New Balance Koşusu ile aça-cak. Aileleri ve arkadaşları ile koşuya katılmak

için gelen binlerce kişi, kilometreleri aşıp, zorlu parkuru tamamlarken, meydanda kurulan New Balance logolu çardaklar altındaki dinlenme alanlarında aileler ve seyirciler, devam eden müzik aktivitesi ile eğlen-celi bir gün geçirecek. Yaz sezonundan bile daha hareketli bir hafta sonu yaşayacak olan Bozcaada’da, 14 Mayıs Cumartesi günü koşuyu tamam-layıp, sonrasında adanın lezzetlerinin tadına bakmak da mümkün olabi-lecek. Bozcaada Koşusu için kayıtlar www.newbalancerun.com sitesin-den yapılabiliyor. Kayıtlar, 10 Mayıs tarihine kadar devam edecek. New Balance mağazalarından performans ayakkabısı alan tüm sporseverler ise koşuya ücretsiz kayıt yaptırabilecek.

Adım Adım İşbirliğiyle Bozcaada Koşusu Daha Da Anlamlı!New Balance, bu yıl ilk kez, ana sponsoru olduğu Adım Adım platfor-mu ile Bozcaada’da işbirliği yapacak. Türkiye’yi 2007 yılında “yardım-severlik koşusu” kavramıyla tanıştıran Adım Adım platformuyla yapılan işbirliği kapsamında; dijital kaynak yaratma platformu olan ipk.adi-madim.org, ilk kez İstanbul Maratonu ve Runatolia dışındaki bir yarış için kullanıma açılacak. Bozcaada’da koşacak sporseverler platformu kullanarak; sivil toplum kuruluşlarının projeleri arasından, kendilerini heyecanlandıran ve destek vermek için adına koşmak istedikleri projeyi seçebilecek, amaçlarını açıklayan bir kampanya yaratabilecek. Platform-da; gönüllüler, kampanyaları adına seçtikleri dernek veya vakıflara yapı-lan bağışların miktarını ve sayısını anlık olarak takip edebilecek. Adım Adım platformu sayesinde, Bozcaada’dan STK’lara büyük bir destek toplanması planlanıyor.

güncel

phantaso.com.tr 47

Page 50: Phantaso Dergi Sayı 4

röportaj

48 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 51: Phantaso Dergi Sayı 4

Simge yepyeni şarkısı ileher yerde “yankı’’lanıyor

Geçtiğimiz Haziran ayında çıkardığı Miş Miş şarkısı ile büyük ses getiren ve klibi 100 milyona yakın izlenen Simge, ‘’Yankı’’ isimli yepyeni çalışması ile yeniden sevenleriyle buluştu. Tüm yaz boyunca listelerde 1 numarada yer alan, Altın Kelebek ve daha bir çok prestijli ödüle layık görülen başarılı sanatçı, uzun zamandır Ozan Bayraşa ile üzerinde birlikte çalıştıkları ‘Yankı’ ile yine çok iddialı bir çıkış yaptı.

phantaso.com.tr 49

Page 52: Phantaso Dergi Sayı 4

Sezen Aksu, Deniz Erten ve Ersay Üner gibi birbirinden önemli müzisyenler ile birlikte güzel bir ekip çalışması sonucunda ortaya çıkan Yankı’nın klibinde kullanılan Vertigo efekti ve düşme sahneleri de izleyicileri ol-dukça ilgi çekici karelere tanık ediyor. Yö-netmenliğini Ergin Turunç’un ve sanat yö-netmenliğini Bora Batur’un üstlendiği klip, sürrealizm akımının etkilerinden yararlanıla-rak, Türkiye’de alışılagelmişin dışında

Önümüzdeki günlerde Çanakkale’de de bir konser verecek olan Simge’yle müzikal yol-culuğunu konuştuk.

Serdar Ortaç ve Gülşen gibi önemli mü-zisyenlerin vokalistliğini yapmışsınız. Başarılı solistlerin genellikle böyle bir geçmiş kariyeri oluyor. Size neler kattı bu dönem?

Pek çok isime vokalistlik yaptım, doğru fakat albüm çalışmalarımda kendi kanatlarım ile uçmayı tercih ettim. Kimseden bir şey iste-medim. Her şeyi kendi gücümle, kendi eki-bimle yapıp, kendi başarımı kendim yaşamak istedim. Şu an da yaptığım şeyin çok doğru olduğunu görüyorum. Destek ile de bir yer-lere gelinebilirdi ama ben bunu tercih etme-dim.

Baktığımız zaman müzikal geçmişinizde karşılaşmanız gereken herkesle bir şekil-de yollarınız kesişmiş. Sezen Aksu şarkısı olan Miş Miş Miş ile tabiri caizse dillere düştünüz. Böyle bir destek herkese nasip olmaz. Bütün bunlar bir kariyer planı için-de mi gerçekleşti ya da ne kadarı şanstı?

Çok şanslıyım ki, ilk albümümden itibaren işinde en iyiler diyebileceğimiz isimlerle çalışma şansı buldum. Daha sonraki sing-le›larımda ise Ozan Bayraşa aranjörlüğünde Alper Narman ve Onurr›un Bip Bip adlı şar-kısını söyledim ve ardından Riff Cohen›in Dans Mon Quartier isimli cover›ını yaptım.. Bu cover›ın sözleri ise Sibel Algan’a ait. Yankı şarkımızın bestesi bana ve Ozan Bayraşa’ya, köprüsü Alper Narman’a sözleri de Deniz Erten ve Sezen Aksu’ya ait. Hepsi için söyle-yebileceğim tek şey işlerinde birer yıldız ol-

Yurt içi ve yurt dışı konser turuna hız kesmeden devam eden Simge, yaz dönemine yine bomba gibi bir şarkı ile giriş yapacak!

50 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 53: Phantaso Dergi Sayı 4

maları. Bütün bu isimler ile çalıştığım için ne kadar gurur duysam az.

Yankı muhteşem bir şarkı. Kısa sürede 14 milyon kişi tarafından izlendi. Bize biraz hikâyesini anlatır mısınız?

Şarkıyı, Ozan Bayraşa ile beraber besteledik. İlerleyen süreçte Ersay Üner gitarıyla bize da-hil oldu. Devamındaysa Sezen Aksu ve Deniz Erten birlikte sözlerini yazdı. Şarkı kolektif bir çalışmanın ürünü. Yankı benim için çok daha doğru bir hareket oldu.

Sektöre yeni giren, genç bir müzisyen ol-mak nasıldı? Zorlandınız mı?

İlk başlarda tabi ki bende herkes gibi zorlan-dım. Fakat sabırlı olmak bu işin en önemli noktası. Diğer önemli bir konu ise doğru ekip.

Peki, yıllarca arkada durup sonra kendi dinleyicinizle buluşmak nasıl bir his oldu?

Çok güzel bir histi radyolarda kendi beste-lediğim şarkıyı duymak şahane bir duyguy-muş:)

Sizin kendi sözleriniz ve besteleriniz de var. Kendi şarkılarını söyleyen müzisyen-lerin, özel bir dinleyici kitlesi yarattığını düşünüyorum. Sadece kendi şarkılarınız-dan oluşan bir albüm yapmayı düşünüyor musunuz?

Tabii ki benim yapmak istediğim ve kendi müzikalitemi ortaya koymak istediğim bir şey ve ilerleyen zamanlarda kendi besteleri-min de olduğu bir albüm yapmayı düşünüyo-rum.

Siz kimleri dinliyorsunuz? Bir editör ola-rak ben ne yazık ki kitap ya da dergi okur-ken bazen çok zorlanıyorum, okumak ile incelemek birbirine karışıyor. Siz de mes-leğinizin bu tür handikaplarını yaşıyor musunuz? Yoksa kapılıp gidebiliyor mu-sunuz?

Hayran olduğum sanatçılar genelde bestele-

phantaso.com.tr 51

Page 54: Phantaso Dergi Sayı 4

rini yapıp, sözlerini yazabilen ve aynı zamanda şar-kılarını kendileri okuyabilen sanatçılar. Herkes gibi bende Sezen Aksu hayranıyım. Onu beğeniyorum ve örnek alıyorum kendime. Elbette handikapları var ama kendimi güncellemek ve hislerime güve-nerek kendimi koordine ediyorum.

Aileniz sizi destekledi mi? Nasıl karşılıyorlar müzik yaşamınızı?

Rahmetli babamda müzisyendi ve bana ‘’Kızım kaliteli müzik yapacaksan bu işin okuluna gitmen gerekli’’ diyerek her zaman benim arkamda oldular. Bu konuda çok şanslıydım.

Güzel ve başarılı kadınlar söz konusu olduğun-da genellikle güzellikleri başarılarının önüne geçer, siz de çok güzel bir kadınsınız ve müziği-nizi konuşturmayı başardınız. Bunun için özel bir tutum benimsediniz mi?

Kararlı olmak ve çok çalışmayla alakalı bu durum.

Sosyal medya bir yandan bütün iletişim kolay-lıklarıyla gerçek bir kamuoyu yoklama platfor-mu ama diğer yandan da çok acımazsız. Olum-suz eleştiriler ya da zalimce yargılamalar ile karşılaştınız mı? Neler hissettiriyor size bütün bunlar?

Sosyal medyayı takip ediyorum. Gelen tüm yo-rumları okumaya çalışıyorum. Yapılan düzeyli eleş-tiriler insanı geliştiren şeylerdir.

Müzik yolcuğunuz gençlere, amatörlere hangi sözlerle ilham vermeli sizce? Onlara ne söyle-mek istersiniz?

Bu yolda ilerlemek isteyen arkadaşlara bu işin eği-timini almaları ve bu iş ile ilgili sürekli üretmeleri gerektiğini söyleyebilirim. Şarkı yazmaları, beste-lemeleri ve çok çalışmaları gerektiğini düşünüyo-rum. Doğru ekibi kurmaları gerekiyor. Son olarak da sabırlı olmaları gerekli diyorum.

Çanakkale’ye hiç geldiniz mi? Geldiyseniz neler kaldı aklınızda? Yemeklerimiz, doğamız, tarihi zenginliğimiz hakkında neler söylersiniz?

Çanakkale’nin temiz havası, içten insanları ve do-ğasına hayran kaldım.

52 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 55: Phantaso Dergi Sayı 4

Simge Sağın Kimdir?

Simge 08.08.1981 yılında İstanbul Şişli’de dünyaya geldi. Müzisyen bir babanın kızı oluşu hayatının her anında müzikle iç içe büyümesine sebep oldu. 12 yaşında gi-tar çalmaya ve besteler yapmaya başladı. İçindeki müzik sevgisini hiç kaybetmeyen Simge müzikle ilgili çalışmalarının İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümünü kazanarak devam ettirdi. Okulda Alaattin Yavaşça, Selahad-din İçli gibi pek çok değerli müzisyenle ça-lışma şansı buldu. Öğrencilik sürecinde po-püler müzik camiasında çalışmaya başlayan Simge, ilk profesyonel deneyimini Zey-nep Dizdar orkestrasında kazandı. Daha sonrasında Gülşen’e 4, Yaşar’a 2 ve Serdar Ortaç’a 2 sene sahnede vokalist olarak eş-lik etti. Sahne deneyimleri dışında pek çok jingle ve dizi müziği çalışmasını seslendir-di. “Annem” dizisi için Kıraç ile yaptığı düet ve Süper Fm’in jeneriği bunlardan bazıları. Geçtiğimiz yıllarda “Yeni Çıktı” adlı albü-müyle müzik piyasasına ilk solo albümü ile giriş yapan Simge, Şimdi ise prodüktörlü-ğünü kendi üstlendiği yeni single çalışması ‘Bip Bip’ ile aramızda!

phantaso.com.tr 53

Page 56: Phantaso Dergi Sayı 4

Kazanovaşamaktayız. Ve bunlar öylesine arttı ki anlamsız yere çok sert tartışmalara girmekteyiz. Bu sebeptendir ki bu şekilde giderse bu sürdürülebilir bir ilişki olmaktan çıkacak. En kısa sürede buna bir önlem almak zorunda-yım. Şimdi sorunu kısaca detaya girip özetlersek; bir-çoğumuzun bildiği üzere maalesef şu an içinde bulun-duğumuz çağ birçok sahteliği ve balon ilişkileri içinde barındırıyor. Artık birçok insanın sevgiye, aşka, dürüst-lüğe ve ahlaki değerlere saygısı olmadan sadece kendi zevkini ve tatminini düşünerek bencilce hareket ettiği hepimizin malumu… Ve ben kendimi, sevdiğim insanı

Merhaba Kazanova;

Öncelikle Phantaso’nun, özellikle 2. sayısıyla birlikte, ilgi çekici kaliteli bir dergi olma yolunda ilerlediğini söylemeden geçeme-yeceğim. Çanakkale’ye de böyle bir dergi yakışır bence. Tebrikler, başarılarınızın devamını dilerim.Soruma ve sorunuma gelecek olursak; 9 aylık düzeyli bir birlik-teliğim var. Kız arkadaşımı seviyorum ve değer veriyorum. Onun da bu şekilde olduğunu hissediyor ve görüyorum. Ancak içinde bulunduğumuz çağın getirdiği sıkıntılar ve kendi eski kafa diye tabir ettiğimiz kişiliğim dolayısıyla bir takım güven sorunları ya-

Değerli okuyucularımız Kazanova’ya sorularınız için [email protected] e-mail adresinden bize katılın...

köşe

54 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 57: Phantaso Dergi Sayı 4

ve ilişkimizi bu tip insan ve çevrelerden olabildiğince uzak tutmak çabasındayım; buna iş, sosyal ve kültürel çevreler de dâhil. Çünkü birçok insan artık karşıdaki ki-şinin durumunu öğrenmeden saygısızca birçok değişik teklifte bulunabiliyorlar ve asıl niyetlerini anlamak ma-alesef mümkün olmuyor. Ancak bunlardan tamamen kaçmanın da mümkün olmadığını biliyorum. Elimden geldiğince uzak durmaya çalışırken de sevdiğim insanın özgürlüğüne, hayatına ve kendisine bazı kısıtlamalar getirmek zorunda kalıyorum ki hiç hoş bir şey değil. Ve bu durum da ilişkimize bazı yaralar açmaya başla-dı. Geçmişte de bir takım masum yalanlarını(aman ta-dımız bozulmasın deyip gizlenen şeyler) yakaladığım için kendisine karşı “acaba nerde nasıl davranacağını tam olarak biliyor mu” sorusunu kendime yöneltme-mi sağladı. Anlayacağın Kazanova durumum bir hayli karışık ve sıkıntılı… Hemen hemen her günüm endişe tartışma ve sıkıntı içinde geçiyor. Senin bu duruma na-sıl bir yaklaşımın olur? Görüşlerin benim için çok de-ğerli… Şimdiden çok teşekkürler…Rumuz: Optimist karınca

Merhaba Optimist;Öncelikle ilgin ve alakan için çok teşekkür ederim. Üçüncü sayıyı daha çok beğeneceğinizi düşünüyo-rum…Kendini çok güzel ifade etmişsin. Problemin nereden kaynaklandığını biliyor olman işini kolaylaştıracak-tır. Dış etkenler hayatımızın her alanında yer bulacak. Maalesef günümüzde ilişkiler de her şeyde olduğu gibi sahteliği barındırıyor… Fakat başkalarının yaptığı yan-lışları kız arkadaşına mal etmen çok yersiz ve sıkıcı bir hal alır. İlişkimizde pembe yalanlar da oldu demişsin… Olması da çok normal… Onu sıkıştırdıkça kızmaman adına sana yalanlar söyler; bir takım şeyleri senden giz-ler, problemin büyümesini istemez. Başkalarının yap-tığı hataları kendi üstüne alınır ve seninle paylaşamaz. Böylelikle de problemler silsilesi uzar gider… O yüz-den zaten sevginizden de eminsen birbirinize güvenip sırt sırta vermelisiniz… Maalesef ki günümüzde her gün kadın cinayeti, taciz ve tecavüz olaylarının arttığı bir toplum haline geldik. Kız arkadaşının üzerinde baskı kurarak bu tarz şeylerden korumaya çalışıyorsun. Seni anlıyorum… Ama lütfen önce saygı, sevgi ve karşılıklı güveni sağlamlaştırmanız gerekiyor. Güven duygusunu zayıflatan en önemli etken açık iletişimin olmamasıdır. Birbirinizle açık açık konuşun dinleyin.Toplumdaki bu laçkalaşmış durumu hepimiz bireysel-leştirerek çözebiliriz… Bu tarz duygular biz küçükken ya da ergen iken ailemiz ve toplum tarafından bize yük-leniyor. Acaba beni terk eder mi? O çocukla çok uzun mu bakıştı! Konuşurken kız arkadaşımın gözlerine bakıyor! İş arkadaşı tırnak içinde akrabaları ile akşam yemeği yiyecekler! Benim telefonumu geç açtın ne olu-

yor? Gibi durumlar hem bizim hem de karşımızdaki insanın ha-yatını çıkmaza sokar… Onu kontrol etmektense önce kendi duy-gularımızı ve endişelerimizi kontrol altına alalım. Göreceksiniz ki hayat daha güzel ve eğlenceli bir hal alacak.Sevgi ve aşk ile kalın...

Selam Kazanova;Aşk her şeyi affeder mi?Beni terk edip gideli tam iki yıl oldu… Şimdi uzun bir mail atmış; hiç unutmamış, geri dönmek istiyormuş… Affet beni diyor! Aşk her şeyi affeder mi? Onu affetmeli miyim Kazanova?Rumuz: Sevdiceğim Yaş: 26

Merhaba Sevdiceğim;Aşk her şeyi affetmez aslında… Zaman affeder; gözünden yaşlar dökülür, canınız acır sonra zaman işin içine girer ve aşk her şeyi affetmiş olur… Fakat yürek burkulur, acısı dinse de izi kalır. Âşık olan insan bahanelerin arkasına sığınmaz. Âşık iken terk edip gitmek imkânsızdır… Tüm dünyayı karşına alırsın, Roma’yı bile yakarsın da onu ne kadar çok sevdiğini iki yıl sonra mı anlarsın? Bence o bulamamış senin gibisini. Yanlış insanlarla karşılaşmış. Şimdi de ah sevdiceğim demiş! Sevmiyorum aşkın arkasına sak-lanmış korkak ve garantici insanları. Yokluğu bitirir adamı, var oluşu da yıkar böylelerini… Tabi her şeyden önemlisi senin duy-guların senin ne hissettiğin… Aşk her şeyi affetmez de sen onu affeder misin bilmem…Sevgi ile kal…

İyi günler Kazanova;

41 yaşında kendinden emin oldukça da tahsilli ve tanınmış bi-riyim… Günümüzde bayanlara güvenim ve inancım kalmadı. Sanırım hepsi paramın ve şöhretin peşinde… Biri evine tadilat yapmamı isterken; öbürü telefon faturasını ödettirme derdinde! Aradığım kişiyi, aşkı nasıl bulabilirim? Saf ve temiz aşkı... Rumuz: Hard men Yaş:41

Merhaba Hard men; Günümüzde bayanlara güvenin kalmadığını söylüyorsun ama sor bakalım kadınların erkeklere güveni var mı? Öncelikle bu gidişatı erkeklerin ortaya çıkardığını düşünüyorum. Sen üzerine alınma ama hem parayla hava atıyorsunuz hem parada gözü olmayan bayan arıyorsunuz! Bir de saf ve temiz aşkı nerde aradığın çok önemli tabi… İmkânlar doğrultusunda ev tadilatına girme ama telefon faturası ödene bilir(!) Şaka bir tarafa senin gibi düşünen ve aynı dertten mustarip olan o kadar çok insan var ki… Ben de-rim ki; kendi kültür seviyende, en az senin kadar ya da kendi ayak-ları üzerinde durabilecek, işi gücü olan maddi özgürlüğünü eline almış, kendi yaşına yakın biri ile daha çok mutlu olursun. Eminim seni sen olduğun için sevecek senden başka gözü maddesel hiçbir şey görmeyecek milyonlarca insan vardır. Sen de elmanın diğer yarısını bulursun umarım…Aşk ile kal…

phantaso.com.tr 55

Page 58: Phantaso Dergi Sayı 4

Çanakkale gecelerinin vazgeçilmez mekânlarından biri olan Lo-dos Bar kentimizin güzel kızlarını ağırladı. Üniversite gençliğinin yoğun ilgisi ile karşılaşan Lodos gece boyunca gençleri Dj’in can-lı performansı ile eğlendirdi. İşte o renkli geceden objektiflerimi-ze yansıyan kareler...

Damla-Ezgi

Asena Subaşı-Gizem Çeltik

Çağlayan Düzgün-Merve Kibar

Esra Öztürk-Gamze Yılmaz

Ezgi-Beyza-Damla-Çağla

Can Demir-Büşra Yavuz-Büşra Özdemir

magazin

Lodos’u bu kez güzeller bastı

56 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 59: Phantaso Dergi Sayı 4

Nilgün Adan,Derya Kaplan ve arkadaşı

Hakan Korhan-Asena Subaşı-Gizem Çeltik

Fisun Ada-Ceyda Köklü

Gizem ÇeltikGözde Bağdatlı

Fatma Ulutaş-Zehra Özen

phantaso.com.tr 57

Page 60: Phantaso Dergi Sayı 4

Geçtiğimiz günlerde eğlence sektörünün en hızlı yerlerin-den biri olan By Joker Bar’da tanınmış sanatçılardan olan ve gençlerin sevgilisi haline gelen, sesi duruşu karizması ile sık sık gündemden düşmeyen Cem Adrian sahne aldı. İşte sa-natçının gecenin ilerleyen saatlerine kadar albümünden ve dinleyicilerin istek parçalarından oluşan şarkılardan verdiği konserden, siz değerli okurlarımız için seçtiğimiz kareler…

magazin

By Joker Bar

58 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 61: Phantaso Dergi Sayı 4

Alparaslan Çelik,Özgür Kar-akaş (1)

Cem Adrian

phantaso.com.tr 59

Page 62: Phantaso Dergi Sayı 4

Limon Cafe Bar Kayserili Ahmet Paşa Caddesi üzerinde yer alan terası ve canlı müziği ile gönülleri mest eden mekânlar arasında yer alıyor. Kentimizin eğlence hayatının yaşandığı mekânlar arasında tercih edi-len; kokteylleri ile birçok damak tadına hitap eden Limon Cafe Bar’dan en güzel kareler sizlerle…

Limon Cafe’deeğlence hiç bitmiyor!

Irmak Badem-Hasan Hanköylü

Ceyda, Çetin

Mustafa Kutlu-İbrahim Akdağ

Damla Uyar-Yiğit Öztürk

Ezgi Boz-Özge Çelik

Esra Kahraman-Turaç Öksüz

Fatma,Özlem, Çiğdem Kanber, Gül

magazin

60 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 63: Phantaso Dergi Sayı 4

Kordon tarafında bulunan, boğaz manzarası ile insan-ların dikkatini çeken bir yer olmasının yanı sıra güler yüzlü hizmeti ile kalitesinden ödün vermeyen mekân olan Barcode Cafe Bar’ı siz değerli okurlarımız için zi-yaret ettik...

BARCODE Geceleri Firdevs Duman-Burcu KarpuzoğluNildan Güneşhan

Tufan Bozkurt

Ceyda, Çetin

Gökçe Tufan, Derya Bozkurt

Pınar, Bahar, Selin Tursun

İzlem Ergen, Selda Bozkurt, Tuğçe Ayyıldız

Gökhan-Noyan Ergen

phantaso.com.tr 61

Page 64: Phantaso Dergi Sayı 4

magazin

Kavala Restaurant yaz aylarında kordonun hafif esintisi eşliğin-de içkilerinizi yudumlarken bir yandan da güzel fasıl arşivi olan bir yer. Kentimiz insanlarının arasında popülerliğini koruduğu kulaklarımıza gelen bilgiler arasında yer alıyor…

Çanakkale'nin "Kavala"sında geceler bir başka güzel

Jose-Pilno

Edu, Anna

Jimlen, Paula

Juan-Anna

Olcay Genç- Şenay Erdin

Olcay Genç

62 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 65: Phantaso Dergi Sayı 4

Barlar sokağında bulunan mekânlar arasında yer alan Fi-lika Bar’da canlı müzik ile gençler eğlenmeye doyamadı. Boğaz manzarası ile eğlenceyi bir araya getiren Filika Bar’dan kareler...

Cankurtaran Bir Mekan Bartu Şeyhületibba-Esma SeyyarSevilay Sevil

Gençler canlı müzik ile geç saatlere

akdar eğlendi.

Merve Fidan-Merve Kazancı

İzlem Ergen, Selda Bozkurt, Tuğçe Ayyıldız

Burak Karaca-Ebru Nislihan CanSerbay Yıldırır

Ümmühan Can-İpek Cangür

phantaso.com.tr 63

Page 66: Phantaso Dergi Sayı 4

Yabankazı • 22 Aralık-20 Ocak “ Yardımsever!” Değerli Taşı: KuvarsRengi: Beyaz

Sevgili Yabankazları, motivasyonunuzun dağınık olduğu bu ay işinize odaklanmakta zorluk çekebilirsiniz. Ödemelerinizi planlamalı ve zama-nında yapmalısınız. Geride bıraktığımız aylarda destek ve takdir görme-diğinizi düşünüyordunuz. Nisan ayı içerisinde gösterdiğiniz çabaların karşılığını hem bu ay hem de gelecek aylarda fazlasıyla alacaksınız. Aşk ha-yatlarında sorun olan yabankazları, aşk hayatlarını gözden geçirmeliler. Ani kararlar ve bitişler yaşanılabilir. Sağlığınızın iyi olduğu bu ay kemikleriniz has-saslaşabilir. Eklem ağrılarına dikkat. Düzenli beslenme ve sporla kendinizi daha dinç hissedeceksiniz.

Susamuru • 21 Ocak-22 Şubat “ Sevimli! “

Değerli Taşı: TurkuazRengi:Turkuaz

Sevgili Susamurları, bu aralar akılcı olmalısınız. Bu dönemde sizi ileriye taşı-yacak gelirinizi yükseltecek fırsatlarla karşılaşacaksınız. Temkinli olursanız bu fırsatlar sizden yana olacak. Ancak bıkmadan usanmadan çalışmaya de-vam etmelisiniz. Hırsınız sayesinde kariyer basamaklarını hızla çıkacaksı-nız. Aşk hayatınızda ise dikkatli olmanız gerekiyor. Dost sandığınız birinin

size olan ilgisini öğrenebilirsiniz. Süregelen ilişkinizde ufak tefek sorunların gündeme gelmesi olası. Alttan almalı ve fevri davranmamalısınız. Gerek aşk

gerek iş hayatınız üzerinizde stres ve negatif enerji oluşturacak. Daha çok açık havaya çıkarak, toprağa basarak üzerinizdeki enerjiyi atabilirsiniz. Doktorunu-

zun önerilerine muhakkak uymalısınız.

Puma •23 şubat-20 mart“ Kıvrak! “Değerli Taşı: FiruzeRengi: Yeşil

Sevgili Pumalar, bu ay sizi mutlu edecek gelişmeler ardı ardına yaşanacak. Kariyer hayatınız sizin için oldukça önemli bir hal alıyor. Girişken olacak-sınız. Cesur davranışlarınız sizi ileriye taşıyacakken geri de çekebilir. Dik-katli olmalısınız. Doğru planlama ve hedeflerle hayatınızın çok daha iyiye gittiğini göreceksiniz. Sosyal hayatınızda aktif olacaksınız. Aşk hayatınıza biraz fazla yoğunlaşmanız gerekebilir. Karmaşık duygular karmaşık aşk hayatı demektir her zaman. Devam ettirmek zorunluluğunda hissettiğiniz bir ilişkiniz varsa mutlaka bitirin. Uyku probleminiz sağlığınızı olumsuz etkileyebilir.

indian burçları

64 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 67: Phantaso Dergi Sayı 4

Aladoğan • 21 Mart-20 Nisan“ Büyüleyici! “

Değerli Taşı: OpalinRengi: Sarı

Sevgili Aladoğanlar, fazlasıyla şaşıracağınız bir aya giriyorsunuz. Bu ay içerisinde yeni anlaşmalar yapabilirsiniz. Performansınızın artacak ol-ması ön plana çıkmanızı sağlayacak. Planınızı hayata geçirinceye kadar bundan kimseye söz etmeyin. Aşk hayatınızda eskiye yönelebilirsiniz.

Önceden kapandığını sandığınız aşk hayatınız yeniden gündeme gelebi-lir. Duygusal açıdan zarar görebilirsiniz. Dikkatli olmanız da fayda var. Sü-

regelen birliktelikleri olan çiftlerin aşklarını tazeleyecekleri romantik günler yakında. Sağlığınızda bir problem gözükmüyor. Sadece iskelet sisteminizi zorla-

maktan kaçınmalısınız.

Geyik • 22 Mayıs-21 Haziran“ Çekici! ‘’

Değerli Taşı: AkikRengi: Beyaz

Sevgili Geyikler, yapacağınız çalışmalarda daha istekli olacaksınız. Bu sizin özgür olmanızı sağlayacak. Ayın genelinde olumlu gelişmeler görü-nüyor. Artık beklememeli ve harekete geçmelisiniz. Maddi durumlarda avantaj sizden yana olacak. Bazılarınız gösterdikleri başarılardan dolayı

ikramiye alabilir. Başarıya ulaşmak için çok çaba harcayacak ve sonunda çabalarınızın karşılığını alacaksınız. Uzun zamandır beklediğiniz aşk karşı-

nıza çıkabilir. İlişkisi olan geyikler ise dikkat etmeliler. Üçüncü kişiler yüzün-den sorunlar yaşanabilir. Sağlığınız iyiye gidiyor. Uykunuza ve beslenmenize

dikkat ederek kontrolü elinizde tutabilirsiniz.

Kunduz • 21 Nisan-21 Mayıs“ Dengeli! “Değerli Taşı: KrisokolRengi: Mavi

Sevgili Kunduzlar, iş hayatınız hareketlenecek, hedeflerinize daha hızlı ula-şacaksınız. Hayatınıza yeni girecek kişiler ile doğru planlamalar sayesinde yeni projeler içerisine girebilir ve iş yapabilirsiniz. Kazancınızı arttırabilece-ğiniz fırsatlar sizi bekliyor. Sosyal hayatınızda uzun zamandır görüşmediği-niz arkadaşlarınızla ortak aktivitelere katılabilirsiniz. Aşk hayatınızda olduk-ça renkli bir döneme giriyorsunuz. Heyecanlı günler ruhsal durumunuza ilaç gibi gelecek. Geçirdiğiniz her andan büyük keyif duyacaksınız. Değişen hava şartları sağlığınızı ufak çapta sıkıntıya sokabilir. Önleminizi almalısınız.

phantaso.com.tr 65

Page 68: Phantaso Dergi Sayı 4

Ağaçkakan • 22 Haziran-22 Temmuz“ Sevgi! “Değerli Taşı: Kırmızı AkikRengi: Pembe

Sevgili Ağaçkakanlar, maddi anlamda bir ferahlama dönemine giriyorsu-nuz. İş potansiyeliniz artacak. Nisan ayı içerisinde sizi üzen durumlarla karşılaşabilirsiniz. Sakin olup fevri hareket etmemenizi öneririm. Ken-dinizi iyi hissetmediğiniz zaman iş ortamında üstlerinizde tartışmaktan kaçının. Sürekli aynı şeylerin peşinde olmak sizi yoruyor. Değişimi kabul etmelisiniz. Bu ay içerisinde yeni heyecanlar yaşayabilirsiniz. Kalbinizi kime ait olduğunu hala bulamadıysanız bu ay sizinle sıcak temaslarda bulunan insan-lara bir göz atın derim. Devam eden birlikteliği olanları güzel zamanlar bekliyor. Bu ay spora başlayabilir ve üzerinizdeki tüm yorgunluğunu ve stresi atabilirsiniz.

Mersin Balığı • 23 Temmuz-23 Ağustos“ Sevilen! “

Değerli Taşı: Gröna DemirRengi: Kırmızı

Sevgili Mersin Balıkları, bu ay bütün topluluklarda bir yıldız gibi parlaya-caksınız. Bu ayın en şanslı burcu sizsiniz. Hırsınız ve isteğiniz sizi başarıya ulaştıracak. Üstlerinizin gözüne girmeniz terfi anlamında da sizi mutlu ede-cek. Yatırım yapmak istiyorsanız ayrıntıları biraz daha gözden geçirmenizde

fayda var. Aşk hayatınızda durağan bir döneme giriyorsunuz. Yeni yakınlaş-malar içerisinde olabilirsiniz. Sosyal hayatınızdan keyif almak için uğraşma-

lısınız. Arkadaşlıklarınızın duygusallığa dönüşmesine izin vermezseniz aşk hayatınızda rahat bir ay geçirebilirsiniz. Karın bölgesinde yaşayacağınız ağrılar

tadınızı bozabilir. Bir doktora görünürseniz iyi olabilir.

Boz Ayı • 24 Ağustos-23 Eylül‘’Çözümlemeci’’Değerli Taşı: AmetistRengi: Erguvan

Sevgili Bozayılar, sürekli yükselme arzusu içerisinde olacaksınız. Hırsınız yükselmenize yardımcı olacak lakin üstlerinize duyduğunuz kıskançlık ya-şanırsa üzülen taraf siz olabilirsiniz. İş hayatınızda geleceğinizi düşünerek daha sağlam adımlar atmalısınız. Her işte sağladığınız başarı yeteneğinizden kaynaklanıyor. Sorumluluklarınıza odaklanın. Önemli iş fırsatları ile karşıla-şacaksınız. Aldığınız teklifler kafanızın karışmasına neden olabilir. Bu ay ön planda olacaksınız ve bu da yeni ilişkilere yelken açabileceğinizi gösteriyor. Son-lanan ilişkiniz sizi üzmüş. İlişki konusunda yüzünüzün güleceği günler yakında. Doğru giden aşk hayatınızda sorun yaşamak istemiyorsanız daha dikkatli davran-manız gerekebilir. Tansiyon sıkıntısı yaşayabilirsiniz. Yağlı ve tuzlu yiyeceklerden uzak durun. Devam eden rahatsızlığınız konusunda yüzünüz gülecek.

indian burçları

66 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 69: Phantaso Dergi Sayı 4

Karga • 24 Eylül-23 Ekim“ Kararlı! “

Değerli Taşı: JasperRengi: Kahverengi

Sevgili Kargalar, iş değişikliği yapmak istiyor olabilirsiniz. Ama bu ay ya-pacağınız atılımlar hem sizi hem de şirketinizi üst seviyelere çıkaracak. Biraz daha sabırlı olmalısınız. Performansınıza bağlı olarak kazancınızın da artacağı bir döneme giriyorsunuz. Göz önünde olacağınız bir ortama

gireceksiniz. Tüm dikkatler üzerinizde olacak. Yapmanız gereken tek şey çalışmalarınıza ve geleceğinize odaklanmak. Aşk hayatınız bir hayli ilginç

gibi gözüküyor. İstediğiniz kişiyle yakınlaşabilmeniz çevrenizin kalabalık ol-masını sağlıyor. Ciddi ilişkilerde güven vermediğiniz gibi güven de duymuyor-

sunuz. Yeni biri ile tanışabilir ve tüm çekiciliğinizi onun üzerinde kullanabilirsiniz. Zihinsel olarak rahatlamanızı sağlayacak aktivitelere katılabilirsiniz.

Baykuş • 23 Kasım-21 Aralık“ Güç! “

Mineral: ObsidiyenRengi: Siyah

Sevgili Baykuşlar, iş hayatınızda davranışlarınız ile ön plana çıkacaksı-nız. Kafanızı boşaltmalı ve sorularınızdan kurtularak iş hayatınıza odak-lanmalısınız. Maddi açıdan rahatlığa kavuşmanız için manevi açıdan kendinizi rahatlatmanız gerekiyor. Eğer dikkatli olursanız kazancınızı

arttıracak imzalar atabilirsiniz. Yarıda kalan işlerinizi tamamlamalısınız. Yoksa ileride başınızı fazlasıyla ağrıtabilir. Aşk hayatınızda en şanslı burçlar

arasındasınız. Sizin için kaçamaklar heyecanlı gelebilir. Süregelen ilişkinizi zedeleyecek ortamlarda bulunmaktan kaçının. Sağlığınız genel olarak iyi gö-

züküyor. Ayak sisteminde yaşayacağınız sorunlar için doktora görünmelisiniz.

Yılan • 24 Ekim-22 Kasım“ Duyarlı! “ Değerli Taşı: BakırRengi: Turuncu

Sevgili Yılanlar, önceden başlattığınız işlerinizin sonucu alacağınız bir aya giriyorsunuz. Hedeflerinize ulaşma konusunda sıkıntı yaşamayacaksınız. Sürekli kendinizi geliştireceksiniz. Aradığınız maddi desteği bulabilirsiniz. Karşınıza çıkacak kapıları değerlendirmelisiniz. Harcamalarınızı kısıtlar-sanız maddi açıdan zorluk çekmezsiniz. Kariyer yaşantınızın uzun vadede olmasını istiyorsanız daha çok çalışmalısınız. Sizi hayal kırıklığına uğratan olayları atlatmaya başlıyorsunuz. Aşk hayatınız hareketleniyor hazır olmalısı-nız. Aşk hayatınızın iyi olmasını istiyorsanız aceleci davranışlar sergilemekten vazgeçin. Bu ay kilo almaya yatkın olacaksınız. Yediklerinize dikkat etmenizi öneririz.

phantaso.com.tr 67

Page 70: Phantaso Dergi Sayı 4

mucizevi yazmeyveleri

sağlık

Yazı: Nil Şahin Gürhan

Dut: 100 gramında 8.1 oranında karbonhidrat, 1.3 gram protein, 1.5 gram lif içeren dutun içerisinde 260 mg oranında potasyum bulunur ve yaklaşık 44 kaloridir. Protein içeriği diğer meyvelere kıyasla daha fazla olan dut yaz meyvelerini vazgeçilmezlerindendir. Kırmızı ve karadutun ağız içerisindeki yaralara fayda sağladığı bi-linmektedir. Lifli bir meyve olması sayesinde sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelir. Aynı zamanda dutun yapısında bulunan flavonoidler kalp sağlığının korun-masında da fayda sağlar.

İncir: 100 gramında 19.8 gram karbonhidrat, 0.75 gram protein, 2.9 gram lif içeren incirin 100 gramı yaklaşık 75 kaloridir. Enerji yoğunluğu diğer meyveler göre daha yüksektir. Lifli yapısı sayesinde sindirim sistemi prob-lemi yaşayan bireyler için oldukça ideal bir meyvedir. Karbonhidrat içeriğinin yüksek olması sebebiyle özel-likle diyabet hastalarının çok dikkatli tüketmesi gerekir. Yüksek oranda antioksidan içermesiyle yaşlanmaya kar-şı meydan okumakla kalmaz, kalsiyum içeriği sayesinde çocuklar ve hamileler için oldukça önemli bir meyvedir.

Kayısı: 100 gramının içerisinde 11.12 gram karbonhidrat, 1.4 gram protein, 2 gram kadar lif bulunan kayısı yaz meyvelerinin vazgeçil-mezlerindendir. 100 gramı yaklaşık olarak 48 kalori olan kayısı 3-4 adet tüketildiğinde 1 porsiyon meyve yerine geçer. A ve C vitamini açısından zengin olmasıyla birlikte potasyum, demir ve magnez-yum açısından da oldukça zengin bir meyvedir. Bileşiminden dola-yı kabızlığa meydan okuyucu bir özelliğe sahip olmasının yanı sıra akciğer ve mide kanserine karşı koruyucu etkisi olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır. Potasyum içeriği sayesinde tansiyonun düzenlenmesinde önemlidir. Gelişme çağındaki çocukların zihinsel gelişimleri için oldukça faydalı bir meyvedir.

Kiraz: 100 gramı 65 kalori, 22.9 gram karbonhidrat, 1 gram kadar protein içeren kiraz 2.1 gram kadar lif içeriği sayesinde kabızlık problemi yaşayan bireylerin kurtarıcısı olur. Tansiyonun düzenlen-mesinde oldukça etkilidir üstelik idrar söktürücü işlev görür. Vücut-taki ödemin atılmasına destek sağlarken kalp ve damar hastalıklarına karşı koruyucu etkisi vardır. İçeriğindeki melatonin etken maddesi sayesinde vücudu gevşetip rahat bir uyku düzenine geçiş sağlar. Ürik asit ve ürat kristallerinin vücuttan atılmasına destek sağlar. İçeriğin-deki betakaroten sayesinde kanserden koruyucu etkisi vardır.

Yaz mevsimine gireceğimiz şu zamanlarda yaz meyveleri de tezgâhlardaki yerini almaya başladı. Mevsiminde tüketilen meyvelerin vücudumuza ve ruhsal durumumuza birçok fayda sağladığı ve bilinçli tüketildiği takdirde kilo kontrolünü de katkı sağlandığı biliniyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Nil Şahin Gürhan, tatlı ihtiyacının asil elemanlarının meyveler olduğuna dikkat çekerek, en çok tüketilen yaz meyvelerinin faydalarını ve kalorilerini açıkladı.

68 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 71: Phantaso Dergi Sayı 4

üzüm güçlü bir antioksidan kaynağıdır. Karbon-hidrat içeriği zengin olması sebebiyle özellikle di-yabetik bireylerin çok dikkatli tüketmesi gereken üzümün içeriğindeki resveratrol sayesinde kanse-re karşı vücudu koruyucu etki sağlar. Bunun yanı sıra quarcetin içermesi ile dolaşım ve sindirim sis-temine destek sağlar, bireylerdeki kabızlık prob-lemlerini önleyici etki gösterir. Kötü kolesterol dediğimiz LDL’nin vücudumuzda oksidasyona uğramasını önleyici etkisi vardır.

Çilek: 100 gramında yaklaşık 5.5 gram kadar kar-bonhidrat, 0.8 gram protein ve 2 gram kadar lif içermektedir. C vitamini açısından oldukça zen-gin bir meyve olan çilek bağışıklık sistemimizin güçlü olmasına fayda sağlar. Lif içeriği ve sulu bir meyve olması sayesinde kabızlığı giderici etkisi mevcuttur. Potasyum içeriğinin yüksek olması sayesinde tansiyonumuzun dengelenmesine de fayda sağlar.

Armut: 1 orta boyu 1 porsiyon meyveye eş olan armut 100 gramında 12.4 gram karbonhidrat, 2.9 gram lif bulundurur. Zengin lif içeriği sayesinde kabuklarıyla birlikte tüketildiğinde sindirim sis-temine faydası oldukça fazladır ve uzun süre tok-luk sağlar. Kan basıncının dengelenmesinde de rol oynar. Bireylerde osteoporoz görülme riskini düşürdüğü araştırmalarla ispatlanmıştır. Folik asit içeriğinin zengin olması sayesinde hamilelik dö-neminde tüketilmesi oldukça faydalıdır.

Karpuz: %95 oranında su içeren ve 100 gramı yaklaşık 30 kalori olan yaz meyvelerinin vazgeçilmezi karpuz 7.5 gram karbonhidrat, 0.6 gram protein, 0.4 gram lif içeriğine sahiptir. Kalorisinin büyük bir bölümü kar-bonhidrattan geldiği için kan şekerinin kontrolünü bozmaması açısından, tüketirken yanında peynir gibi bir protein kaynağı ile tercih etmeliyiz. Karpuz serinletici etkisi sayesinde menopoz dönemindeki kadınların ve hamilelerin kurtarıcısıdır. Su oranı yüksek, lif içeriği az olduğu sindirimi oldukça kolaydır. Böbreklerin aktif bir şekilde çalışmasına destek sağlar. İçeriğindeki likopen sayesinde kanserin oluşumunu ve gelişimini önleyici etkisi vardır.

Kavun: 100 gramı yaklaşık 28 kalori olan kavun da karpuz gibi sulu olan yaz meyvelerindendir. 6.8 gram kadar karbonhidrat, 1 gram kadar protein içeriğine sahiptir. Ayrıca C vitamini açısından da zengin bir meyvedir. Su oranı yüksek bir meyvedir. Folik asit, potasyum içeriği oldukça zengin bir meyvedir. Böbreklerdeki toksik maddelerin temizlenmesinde aktif rol oy-nar. Bunun yanı sıra kalp sağlığının korunmasına yardımcıdır. İçeriğindeki beta karoten sayesinde antioksidan özellik gösterir. Tadının tatlı olmasıyla ve serinletici etkisi sayesinde yazın tercih edilen sağlık içeren meyvelerin-dendir.

Şeftali: Yapısında 9.54 gram karbonhidrat, 0.9 gram kadar protein ve 1.5 gram kadar lif içeriği bulunan şeftalinin 1 porsiyonu yaklaşık orta boy bü-yüklüğündedir ve 47 kalori civarındadır. Lif içeriği zengin bir meyve olan şeftaliyi kabuğu ile birlikte tüketmek çok daha sağlıklıdır. Sıcak yaz gün-lerinde tansiyonun dengelenmesi için oldukça ideal bir meyvedir. Aynı zamanda C vitamini açısından da zengin bir meyve olan şeftali bağışıklık sistemimizin güçlenmesi için de oldukça faydalı bir meyvedir. Görme du-yumuzun gelişmesinde ve vücudumuzun savunma mekanizmasının geli-şiminde aktif rol oynar.

Üzüm: Yaklaşık 100 gram kadar olan bir salkımındaki karbonhidrat mik-tarı 18.1 gram olan 0.7 gram kadar protein ve 0.9 gram kadar lif bulunan

Üzüm (100gr): 69 kaloriŞeftali (100gr): 40 kaloriKiraz (100gr): 63 kaloriArmut (100gr): 52 kaloriKayısı (100gr): 48 kaloriÇilek (100gr): 40 kaloriKavun (100gr): 28 kaloriKarpuz (100gr): 30 kalori

Besle

nme v

e Diy

et U

zman

ı Nil

Şahi

n G

ürha

n

phantaso.com.tr 69

Page 72: Phantaso Dergi Sayı 4

“Doğa sporları için öncelikli olarak

iyi bir hazırlık yapmalı”

Havaların ısınmasıyla birlikte doğa sporlarına yönelim ve doğa aktivi-teleri de artmaya başladı. AKUT, her yıl bu sporlarla ilgilenen ya da doğaya çıkıp yaralanan, kaybolan kazazedeleri kurtarmak için önem-li operasyonlara imza atan bir ara-ma-kurtarma takımı. Aynı zamanda bünyesindeki AKUT Spor Kulübü ile çok sayıda sporcu yetiştiren bir kurum.

Biz de sizler için hem arama-kurtarma gönüllüsü hem de doğa sporları konusunda birçok tecrübesi olan AKUT Gönüllüsü Ahmet Çakır ile bir söyleşi gerçekleştirdik.

Ahmet Bey, öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?İsmim Ahmet Çakır. 39 yaşındayım, sigortacıyım. 2009 yılından beri Doğa Sporları ile ilgileniyorum. PADI AOW dalıcıyım. Yine 2009 yı-lından beri AKUT Arama Kurtarma Derneği gönüllüsüyüm. AKUT’ta hem Tasarım Birimi hem de AKUT Spor Kulübü bünyesindeki Dağcılık Kulübü çalışmalarında aktif olarak görev almaktayım. AKUT’ta Arama-Kurtarma ve Doğa Sporları ile ilgili ne gibi eğitimler aldınız?Arama kurtarma ile ilgili, ağırlıklı olarak doğada arama kurtarmaya yö-

röportaj

70 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 73: Phantaso Dergi Sayı 4

suz spor gelmekte… Hem bizlerin spora yön-lendirilmesi hem de sporun desteklenmesi için 2009 yılında kurulmuş olan AKUT Spor Ku-lübümüz 9 branşta profesyonel sporcu yetiştir-mektedir. Bu branşlar; Dağcılık, Motor Sporları, Kar Sporları (Kayak ve Snowboard), Gelenek-sel Türk Okçuluğu, Atletizm, Bisiklet, Kıtesurf, Satranç ve Paralimpik Yelken olup tamamı, bün-yesinde ulusal ve uluslararası alanda önemi de-receler elde etmiş sporcular barındırmaktadır. Yine AKUT gönüllülerinin büyük çoğunluğu bireysel olarak çeşitli sporlarla uğraşmaktadır. Örneğin Yönetim Kurulumuzdaki 7 kişiden 3’ü millî sporcudur. İçimizde pek çok profesyonel sporcu olduğu gibi amatör olarak da spor ile ilgi-lenen gruplarımız var. Örneğin AKUT İstanbul ekibindeki gönüllülerimizin her cuma akşamı futbol, her salı akşamı voleybol maçı olur. Bu-rada herkes amatördür ve kimse kimseden ola-ğanüstü bir performans beklemez çünkü amaç derece elde etmek değil, spor yapmaktır.

Ülkemizde doğa sporlarına olan ilgi son 15-20 yılda ciddi bir artış göstermiş du-rumda. Bu artışı neye bağlıyorsunuz? Sa-lon, stadyum sporlarına olan ilgi azaldı mı?Doğa sporlarına yönelim 1990’lı yıllarda ivme kazandı. Tabii bunun pek çok nedeni var. Üni-versitelerde doğa sporları ile ilgili öğrenci ku-lüplerinin çoğalması, iletişim kaynaklarının gelişmesi, internetin hayatımıza girmesi, Genel Başkanımız Ali Nasuh Mahruki’nin Dağcılık alanında uluslararası başarılar elde etmesi ve bu alanda yazdığı kitaplar, gençlerin yurt dı-şına çıkma imkânlarının artması, nüfus artışı ile birlikte şehir hayatından bir iki günlüğü-ne de olsa uzaklaşma ihtiyacı ve benzer pek çok etken bu artışa sebep olarak gösterilebilir. Zaten bildiğiniz gibi Türkler yüzyıllardır doğa ile iç içe yaşamış bir toplumdur. Doğayı seven bir milletiz. Hayatın doğal akışı içinde insanlar doğaya geri dönme arzusu hissetti. İyi de oldu… Salon ve stadyum sporlarına değinecek olursak, bu ilginin azaldığını düşünmüyorum hatta tam aksi ilgi artıyor denebilir. Hatta ülkemizde her sene yeni salonlar, spor kompleksleri yapılması-na karşın “Doğa Sporları” için ideal olan alanlar yazık ki yok ediliyor. Daha kısıtlı alanlarda, daha çok sporcu görüyoruz.

nelik olan Sar-tech 3, İlk Yardım, Kentsel (Enkaz) Arama Kurtarma, Harita ve Pusula Kullanımı, Navigasyon, İp Teknikleri, Kanyon Teknik Kurtarma; Doğa Sporları ile ilgili ise Kış Kampçılığı, Dağcılık, Kaya Tır-manışı, Sel Kurtarma ve Rafting eğitimleri aldım. AKUT Dağcılık Ku-lübü ile Kaçkar ve Erciyes Dağlarında tırmanış faaliyetlerine katıldım. AKUT İstanbul, AKUT Eskişehir ve AKUT Bozüyük ekipleriyle bera-ber Harmankaya Kanyonu geçişini tamamladım. AKUT, arama-kurtarma temelinde yapılanan bir kurum. Spor ile olan direkt ya da dolaylı ilgisi nedir?Evet, AKUT’un öncelikli misyonu dağ ve doğa kazaları ile afetlerde ara-ma-kurtarma çalışması yapmaktır. Ancak AKUT, gönüllülerine bu mis-yon doğrultusunda eğitimler verirken gönüllülerin fiziki kapasitelerini artıracak yöntemler de geliştirir. Bu yöntemlerin en başında hiç kuşku-

“Doğayı seven bir milletiz. Hayatın doğal akışı içinde

insanlar doğaya geri dönme arzusu hissetti.

İyi de oldu… “

phantaso.com.tr 71

Page 74: Phantaso Dergi Sayı 4

Doğa sporlarıyla ilgilenmeye karar veren fakat bu konuda deneyimi olmayan biri nasıl bir baş-langıç yapmalıdır?Öncelikle şunu kabul etmeliyiz ki doğa sporlarının ta-mamı riskli sporlardır. Her ne kadar gruplarla birlikte hareket etseniz de açık arazide kendi başınızın çaresine bakabilecek durumda olmalısınız. Bunun için en azın-dan temel ilk yardım ve navigasyon bilgisi almış olma-nız ve fiziksel kondisyonunuzun yeterli olması gerekir. Bu şartları temin ettikten sonra branşta karar kılmak ve o branşa özgü eğitimler alıp tecrübeler edinmek ge-rekir. Doğa sporları dediğimizde karşımıza geniş bir yelpaze çıkıyor. Yüksek İrtifa Dağcılığı, Doğa Yürüyüşü, Mağa-racılık, Kaya Tırmanışı, Rafting, Scuba Dalışı, Yamaç Paraşütü, Kampçılık bunlardan sadece birkaçı. Her spor branşı için kendine özgü tecrübe ve ekipman ge-rekiyor. Bu noktada da hem vakit hem para harcamanız kaçınılmaz oluyor. İlk defa doğaya çıkacak olanlar genellikle heyecanlı oluyor ve kendilerine uygun ve gerekli olan-olmayan birçok malzeme satın alıyorlar. Örnek vermek gerekir-se; dağcılığa başlayıp binlerce liralık ekipman alan bazı arkadaşlarım, ilk kamplarında -15 derecede, çadırda bir gece kaldıktan sonra bu sporun kendilerine uygun olmadığını anladılar. Öncelikli tavsiyem malzeme ve ekipman almadan evvel, o branş ile ilgili kulüp, dernek veya gruplara katılıp fikir edinmeleri. Bilhassa bünye-sinde faaliyete uygun rehber bulunduran yapılanma-ları tercih etmelerinde fayda var. Bu sayede minimum maliyetle kendilerine uygun branşı keşfedebilir ve o konuya yoğunlaşarak daha az zaman ve para harcamış olurlar.

Doğa Sporlarında En Önemli Öncelik: Sağlık ve Güvenlik

Doğa sporlarının genelinde yanınızda bulun-ması gereken standart malzeme ve ekipmanlar nelerdir?Her branşın malzemesinin birbirinden farklı olduğu-nu belirtmekte fayda var. En basitinden, günübirlik bir doğa yürüyüşünden bahsedecek olursam; yanınızda olması gereken malzemeler en az 25 litre hacimli ve su geçirmez bir sırt çantası, trekking ayakkabısı, ilk yar-dım çantası, yağmurluk, pusula, kafa lambası, yedek kı-yafet, düdük, baton, su ve yiyecek içecektir. Ortalama model ve markaları tercih ederseniz böyle bir çantayı

72 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 75: Phantaso Dergi Sayı 4

deceğim yerde hava durumu nasıl olacak? Gideceğim yerin arazi yapısı nasıldır? Faali-yet boyunca hangi malzeme ve ekipmanlara ihtiyaç duyacağım? Acil bir durumda ne ya-pacağım?” gibi soruların cevabı hazır olmalı. İklim tipi, faaliyet türü ve arazi yapısına uy-gun malzeme ekipman temininden sonra yola çıkmaya hazır olduğumuzu söyleyebilirim. Bir faaliyetin ön planlamasındaki en önemli noktalardan biri de o faaliyet hakkında biri-lerini bilgilendirmektir. Yani nereye gidece-ğimiz, faaliyet içeriğimizin ne olduğunu ve ne kadar süre sonra geri döneceğimiz gibi bilgile-ri yakınlarımızla paylaşmamız gerekmektedir. Ancak bu şekilde başımıza bir şey gelmesi du-rumunda, yardım talep edemeyecek durumda olsak dahi bir arama ekibi için gerekli olacak başlangıç noktasını belirtmiş oluruz.

Doğru Planlama ile Olumsuzların Önlemini Alın

Doğada başımıza gelen en temel sorun nedir? Doğada başımıza gelen en temel sorunlar ek-sik ya da yanlış malzeme nedeniyle yaşanabi-lecek kaza ya da yaralanmalardır. Bu nedenle

250 liraya çok rahatlıkla hazırlayabilirsiniz. Bu hazırlığı son güne bı-rakmamak çok önemlidir. Faaliyet türüne göre gerekli olacak ihtiyaç listesini bir yere asıp her seferinde o liste üzerinden çantanızı yeni-den hazırlamanız son derece faydalı olacaktır. Yine imkânınız varsa olası aksilikler için yanınızda yedek yiyecek, içecek ve yedek kıyafet bulundurmanızı tavsiye ederim. Faaliyetin zaman ve kapsamı arttıkça bu malzeme listesi de çoğalır. Çadır, uyku tulumu, mat, kask, emniyet kemeri, tozluk, krampon, buz kazması, termos, içlik, teknik ceket, yedek pil, radyo, telsiz, GPS, ocak, mutfak malzemeleri gibi, liste uzar gider.

Günümüz teknolojisinde harita okuyan akıllı cihazlar, GPS cihazları vb. ne gibi ekipmanlar var. Bu ekipmanlar ile ilgili bilgi aktarır mısınız? Kullanmayı biliyorsak ve doğru haritalar yüklü ise GPS ve harita oku-yabilen akıllı cep telefonları bize doğada büyük kolaylık ve zaman tasar-rufu sağlayacaktır. Harita ve pusula, zaman kaybetmeden hedefimize ulaşmamıza, gerektiğinde bulunduğumuz koordinatları başkalarına iletmemize olanak sağlar. Ancak bu cihazların batarya süresi sınırlıdır. Yine cep telefonları hassas cihazlardır ve soğuk hava ile bölgesel şart-lardan çabuk etkilenir. Bu cihazları taşısak bile harita ve pusula kullan-mayı öğrenmemiz ve yanımızda bulundurmamız son derece önemli. GPS cihazı uydudan yerinizi belirleyen bir cihazdır. Dolayısıyla bu cihazın çalışabilmesi için telefonunuzun çekmesine gerek yoktur çünkü cihaz baz istasyonu şartı aramaz. Bu tür malzemeler doğa sporları veya avcılık malzemeleri satan firmalardan temin edilebilir. Birçok şirketin internetten satışı da bulunuyor. GPS cihazının fiyatı pusulaya göre yüksek fakat işlevi çok daha fazladır. 500 lira ile 3.000 lira arasında değişen fiyatlara satılmaktadır. Doğa yürüyüşleri, tır-manış, dağcılık, mağaracılık vb. sporlarla çok ilgilenen kişilerin GPS cihazı edinmeleri çok işlerine yarayacaktır. Bu cihaz sayesinde sade-ce nerede olduğunuzu tespit etmek değil aynı zamanda gittiğiniz ro-taları işaretlemek, kaydetmek ve daha sonra aynı rotayı tekrar takip etmek gibi birçok işlevi de gerçekleştirebilirsiniz.Pusula ise çok daha cüzi rakamlara satılmakta. 20 liradan başlar, özelliklerine göre 500 liraya kadar satılan modelleri bulunur. Yine son derece kullanışlı bir malzemedir. Kullanım esnasında gittiğiniz yönü kontrol etmenizde ve gerekiyorsa mesafe veya süreyi ölçerek notlar almanızda, dönüş yolunuzu bulmanızda faydalı olacaktır.

Doğa sporları için nasıl bir hazırlık yapılmalı?En başta ne kadar tecrübeli olduğumuza ve faaliyetin ne boyutta olduğuna bakıp her türlü hazırlığımızı en ince detayına kadar he-saplamamız gerekir. Bir doğa sporu kazası en tecrübesiz bireyden en profesyonel sporcuya kadar herkesin başına gelebilir. Bu kaza risklerini minimize ettikten sonra başlangıç yapmalıyız. Bu başlan-gıcın ilk etabı ön hazırlık safasıdır. Bu noktada bir plan oluşturulma-lı. Planlamanın ilk aşamasında, faaliyet boyunca ihtiyacımız olacak bilgileri toplamamız son derece önemli. “Nereye gideceğim? Nasıl gideceğim? Kimlerle gideceğim? Faaliyetim ne kadar sürecek? Gi-

phantaso.com.tr 73

Page 76: Phantaso Dergi Sayı 4

Kaybolmaya gelirsek, insanlar neden kaybolur?Ülkemizde turistler ve yeni başlayanlar için birçok patika ve rota işaretlenmiştir. Buna rağmen, rotayı önceden araştırmadan, pusu-la, GPS gibi yön belirleyen cihazlar taşımadan ve kulaktan dolma bilgilerle doğaya gidersek kaybolma riskimizi artırırız. Kötü hava koşulları, birden bastıran sis, yorgunluk, dalgınlık, stres ve benzer nedenler de kaybolmaya zemin hazırlayabilir.

Kaybolmamak için neler yapılmalı?İlk önce doğru planlama yapmalıyız. Gideceğimiz yer ile ilgili her türlü bilgiyi internetten öğrenebiliriz. Rota üzerindeki belli başlı işa-retleri öğrenip bunları takip ederek ilerlememiz gerekir. Gittiğimiz rotayı sonra geri döneceksek sık sık geriye bakmalı ve manzarayı görsel hafızamıza kaydetmeliyiz. Yine gideceğimiz rotayı ve dönece-ğimiz tahmini zamanı bir tanıdığımıza önceden bildirmiş olmamız gerekir.Belirli bir rotada işaretleri takip ederken kaybolduysak, son geçtiği-miz işarete geri dönüp tekrar doğru rotaya girebiliriz. Böyle bir ihti-mal yoksa ve şayet yakınımızda bir tepe-yükseklik varsa çıkıp etrafı

malzeme seçimi son derece önemli. Yanı sıra en çok karşılaşılan durum kaybolmak. Bu iki sorunu, yanımızdaki arkadaşlardan birinin ya da birkaçı-nın fiziki ya da ruhsal yetersizliği, planlama hata-ları nedeniyle karşılaşılan aksilikler vs. izler. Bazı bölgelerde yaban hayvanları da bulunuyor ancak hayvanlar ses ve kokumuzu, biz onları görmeden daha önce alıp bizden uzak durdukları için büyük sorunlar yaşanmıyor. Böyle durumlarda yani vah-şi bir hayvanla karşılaşacak olursak sakince yönü-müzü değiştirmemiz uygun olacaktır. Gittiğimiz bölgenin hayvanın doğal yaşam alanı yani evi ol-duğunu, orada onun bizden rahatsız olmasının bi-zim ondan rahatsız olmamızdan daha normal bir durum olduğunu doğaya çıkmadan evvel kabul-lenmiş olmalıyız. Karşımızda bizim varlığımızdan hoşlanmayan ya da tedirgin olan bir hayvan varken kaçmamız, koşmamız, bağırmamız ya da üstüne gitmemiz hayvanı ürkütüp savunmaya geçmesine sebep olabilir.

74 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 77: Phantaso Dergi Sayı 4

işaret vermelisiniz gibi basit ama hayat kurtaracak detaylar son derece önemlidir. Doğada meydana gelecek acil bir durum-da, yaralanmada neler yapmalıyız?Öncelikle doğaya çıkacak her bireyin ilk yardım eğitimi almış olması son derece gerekli ve önemli. Şayet kendimiz ilk yardım müdahalesi bilmiyor-sak veya kendimize müdahale edemeyecek du-rumdaysak yanımızdaki ilk yardım bilen birileri duruma müdahale etmeli; yok ise yine yetkililere haber verilip yardım istenmelidir. Jandarma için 156, Polis için 155, AFAD için 122, sağlık ekibi için 112 aranmalı. Telefonla yardım isteyeceğimiz durumlarda, gruptaki en sakin kişi kısa ve öz ko-nuşarak durumu ve yerini bildirmelidir. Gruptaki diğer telefon numaraları konuşma evvelinde lis-telenerek yetkililere seri bir biçimde iletilmelidir. Listenin başındaki telefon açık tutulurken diğer telefonlar kapalı tutularak daha uzun süre iletişim olanağı sağlanabilir. Böyle durumlarda unutmamalıyız ki yaralı kişiyi hareket ettirmek çok daha büyük ve kalıcı bir ha-sara neden olabilir. İlk yardım bilgisine sahip olma-dan yapacağımız bir müdahale, her ne kadar iyi ni-yetli olsa dahi bizi adli ve vicdani açıdan çok büyük bir sıkıntıya sokabilir. AKUT’un yetişkinler için doğa sporlarına yönlendiren eğitim kampları vb. aktivitele-ri var mı?AKUT Dağcılık Kulübü Dağcılık, Doğa Yürüşleri ve Kaya Tırmanışı branşlarında eğitim ve kamp dü-zenler. Kulüp, eğitim almak isteyen herkese açıktır. Eğitim dönemlerinde teorik eğitimlerin yanı sıra uygulamalı eğitim kampları da yapılmaktadır. Yine AKUT’un millî sporculardan ve uzman eğit-menlerden oluşan kadrosu ile 7’den 70’e her yaş grubundan bireye 15-20 kişilik gruplar dahilinde, dört mevsime uygun doğa kampları düzenlediğini hatırlatmak isterim. Bunun için AKUT Doğada Ya-şam sayfasını inceleyebilir, AKUT’un iletişim bilgi-lerinden bizlere her zaman ulaşabilirsiniz.

Verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederiz…Ben teşekkür ederim, afetsiz ve kazasız günler dilerim.

görmeye çalışabiliriz. Doğa ile ilgili el kitapları böyle bir durumda su kay-naklarının takip edilmesini, mutlaka bir yerleşim yerine ulaşacağını tavsi-ye eder. Yalnız bu kaynakları takip edeyim derken, bu durum bizi bazen ekipmansız geçemeyeceğimiz bir yere, kanyona götürebilir. Burada ken-dimizi daha riskli bir duruma sokabiliriz. Yanımızda GPS benzeri cihaz olmadığını, yönümüzü belirleyemediğimizi, cep telefonumuzun şarjının bittiğini düşünürsek yapmamız gereken en makul davranış oturup bek-lemektir. Orada olduğunuzu bilen kişiler, olması gereken zamanda geri dönmediğinizi fark edince durumu mutlaka yetkililere bildirecektir. Ülke-mizde gerek kamu kurumları gerekse STK’lar bu alanda çok başarılılar ve her kaybı büyük bir disiplinle aramaktalar. Emniyet güçleri, JAK, AFAD, AKUT gibi kurumlardan en az biri mutlaka sizi aramaya gelecektir. Sizin bu sürede yapmanız gereken şey ise korunaklı bir alanda, fazla enerji har-camadan, yiyecek ve içeceklerinizi idareli kullanarak beklemek olmalıdır. Tamamen kaybolmuş durumdayken ilerlemeye devam etmek enerjinizi ve kısıtlı malzemenizi daha fazla tükettirir. Ayrıca sizi aramaya yola çıkan ekiplerinin ters yönüne gidiyor ve onların işini zorlaştırıyor da olabilirsiniz. Ortamda kar varsa kar mağarası yapmalısınız, yanınızda ateş kaynağı varsa yangına sebebiyet vermeyecek şekilde, kuru çalılardan yakarak ekiplere

phantaso.com.tr 75

Page 78: Phantaso Dergi Sayı 4

mutfağı

Ahtapot SalataMalzemeler:

• 750 gr ahtapot• Yarım soğan• Yarım limon• 3–4 dal maydanoz• 4–5 dal maydanoz• 3–4 yaprak defne• 3–4 dal dereotu• 1 adet havuç• 1 yemek kaşığı şeker• 3–4 diş sarımsak• Yarım çay bardağı sirke• 2 yemek kaşığı zeytinyağı• 2 lt su

Hazırlanışı:

Ahtapot bütün halde tenceredeki suyun içine konulduktan sonra, ikiye bölünmüş soğan ve yarım limon ile 3–4 dal

maydanoz, defneyaprakları, sirke, sarımsak ve şeker ile kısık ateşte 1,5 saat pişirilir. Sürenin bitimin-

de, ahtapot süzgeç yardımıyla sudan çıkartıla-rak soğuk suyun altına tutulur. Ahtapot soğu-duğunda üst kabuğu ve kafa kısmı çıkartılarak temizlenir. Kuşbaşı dilimlenen ahtapot, ince kıyılmış dereotu ile harmanlanarak servis taba-

ğına alınır. Üzerine zeytinyağı gezdirilir. Yarım limon, 4–5 dal maydanoz ve dilimlenmiş havuç

ile servis edilir.

76 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 79: Phantaso Dergi Sayı 4

MALZEMELER:

• 1 adet iskorpit,• 1 adet havuç• 1 adet domates• 1 çay bardağı un• 2 diş sarımsak yarım soğan, yarım limon• 3–4 dal maydanoz• 3 defneyaprağı,• 3–4 dal dereotu• 1 çay kaşığı karabiber• 1 çay kaşığı toz biber• 1 çay kaşığı pul biber• 2 çay kaşığı tuz• Yarım çay bardağı zeytinyağı• 1 lt su

HAZIRLANIŞI:

İskorpit temizlenerek, derisi ve kılçıkları alındıktan sonra suya konulur. Sarımsaklar bütün halinde, soğan ve

limon ikişer parçaya bölünerek defneyaprağı ve maydanoz katılarak, 15 dakika süreyle orta

ateşte pişirilir. Sürenin sonunda balık süzgeç yardımıyla alınarak, soğumaya bırakılır. Haş-lama suyundaki diğer malzemeler süzülerek, posaları atılır. Zeytinyağı bir tencereye konu-lur kızdığında rendelenmiş havuç, toz biber,

karabiber, dereotu, pul biber ve un eklenerek 3–4 dakika süreyle kavrulur. Daha sonra rende-

lenmiş domates ile birlikte, 1–2 dakika daha pişi-rilir. Haşlamada kullanılan balık suyundan 2 su bardağı

su, malzemelere eklenir. Kaynama başladığında, içine balık parçaları ve tuz eklenip, birkaç dakika sonra ateşten alınarak servis edilir.

İskorpit Çorbası

phantaso.com.tr 77

Page 80: Phantaso Dergi Sayı 4

kadınlar ve spor hakkında doğru sanılan

10 yanlışsağlık

Beslenme ve egzersizin önemini göz ardı ederek, eksik ve hatalı bilgiler ışı-ğında fit kalmak isteyen kadınlar sağlıklı yaşamdan uzaklaşmaya başlıyor. Şehir efsanesine dönüşmüş bilgileri uygu-lamaya taşıyanlar, arzu ettikleri forma veya kiloya ulaşamıyorlar.

İş ve eğitim amacıyla Amerika’ya yerleşen Volkan ve Gökhan Kademlioğlu kardeşler, fast food yiyeceklerin dayanılmaz çekiciliği ile hızlıca kilo almaya başladılar. Bu gidişe bir dur deyip önce kendilerini bambaşka ki-şilere dönüştürdüler ardından Amerika’nın alanındaki en saygın kurumları ACE ve NESTA’dan personal trai-ning ve sağlıklı beslenme alanlarında eğitim alıp binler-ce kişinin hayatlarını değiştirmesine yardımcı oldular.

Türkiye’de gıda seçimleri ve fitness hareketleri ile ilgili sağlıklı bilgilere ulaşmanın zorluğunu fark eden Ka-demlioğlu kardeşler, kurdukları Genç ve Fit kanalında hem kadın hem de erkekler için evde veya yaşamın içe-risinde rahatlıkla uygulanabilecek spor hareketlerini ve beslenme bilgilerini paylaşıyorlar.

MACFit bloğunda egzersiz, beslenme ve motivasyon konuları hakkında yazılar yazan, YouNow Canlı Ya-yın Platformu’nda her Pazar 21:00 saatinde soruları cevaplayan Genç ve Fit, kadınlar için diyet, egzersiz ile ilgili bilgileri paylaşıyor. Sağlıklı yaşamı hedefleyen ka-dınların karşılaştığı gerçek sanılan 10 efsanenin doğru-larını aktarıyor.

1- Kadınlar fazla ağırlık kaldırıp kendini zorlarsa erkek gibi görünürler.

Kadınlarda, kasların büyümesine neden olan testoste-

78 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 81: Phantaso Dergi Sayı 4

ron hormonu erkeklerin ancak 20’de 1’i kadar salgılanır, bu nedenle iri-leşmeleri oldukça güçtür. Belirgin hatlara sahip olmak isteyen kadınlar ağırlık çalışarak kemik yoğunluğunu arttırıp, fiziksel olarak güçlenebilir-ken aynı zamanda sıkı bir görüntüye de ulaşmış olurlar.

2- Sıkılaşmak için pilates ve yoga yapmak yeterlidir.

Sıkılaşmak ve vücudu şekillendirmek için pilates ve yoga ağırlık çalış-maya alternatif değildir. Vücuda şekil vermek, kasların güçlendirilmesi, dolayısıyla ağırlık çalışmaları ile mümkündür. Pilates ve yoga esnekliği artırma ve core bölgesini güçlendirmenin yanında mental rahatlama sağlar, sakatlanmaları önlemeye yardımcı olur.

3-Yağlı yiyecekler yağlanmaya yol açar.

Alınan kalorilerin yakılan kalorilerden fazla olması kilo almanın ana ne-denidir. Sadece yağlı yiyecekleri keserek yağlanma durdurulamaz. Kalo-ri, karbonhidrat, protein ve yağlardan gelir. Birçok kişide yağlanmanın sebebi sanılanın aksine yağlardan değil alınan karbonhidrat miktarının fazlalığından kaynaklanır.

4- Doğal şekerler, yapay olanlara göre daha sağlıklıdır.

Doğal ya da yapay şekerin kilo vermeye çalışan insanlar üzerinde bir far-kı yoktur. Sağlık probleminden kaçınmak ve kilo problemi yaşamamak için çok şeker tüketiminden uzak durmaya dikkat edilmelidir. Buna her türlü hamur işi de dahildir.

5- Bölgesel zayıflama için hedeflenen bölgenin çalıştırılması yeter-lidir.

Sadece fazlalık görülen bölgeye yönelik yapılan egzersiz ile istenildiği gibi yağ yakılamaz. Hangi bölgede en çok yağ toplandığı ve en kolay ne-reden verildiği genetiktir. Yağ yakımı için en doğru yöntem, belirli bir miktar kalori açığı oluşturarak, düzenli egzersiz ile tüm vücuttaki yağ depolarını azaltmak gerekir.

6- Pasif egzersiz ile daha etkili, kolay ve kısa sürede çok daha iyi so-nuç alınıyor.

İnsan vücudu ortama ve duruma adapte olabilen bir mekanizmadır. Vü-cudun alışkanlıkların vazgeçmesi ve şekillenmesi için ağırlık ve kardiyo gibi yüksek uyarıcılara ihtiyacı vardır. Egzersiz ne kadar kolay olursa fay-

Volkan ve Gökhan Kademlioğlu

dası da o kadar az olacak demektir. Terlemeden forma girilemez.

7- Ağırlık çalışmadan kemik ve kas kütlesi koru-nabilir.

Günlük aktivite sabit tutulsa bile her 10 yılda kas kütlesinin %5’i kaybedilir. Yaş ilerledikçe kas liflerinin yerini kolajen doku doldurmaya başladığında, hareket kabiliyeti azalacaktır. Geri dönülmeyen bir yola girmeden önce amaç koru-mak olsa bile ağırlık çalışması yaparak kas lifleri canlı tutulmalıdır.

8- Kilo vermek için aç kalmak gerekir.

Diyet yaparken aç kalmak, sağlıksız bir şekilde verilen kiloların kısa sürede geri alınacağı anla-mına gelmektedir. Amaç, sürdürülebilir sağlıklı beslenme alışkanlıkları oluşturmak olmalıdır. Bu sağlandığında kilo kontrolü kolaylıkla ger-çekleşecektir.

9- Egzersiz yapmak için ideal saat var mıdır?

Egzersiz yapmak için ideal saat, düzenli olarak yapabildiğin saattir. Enerji ve motivasyonun yüksek olduğu saatlerde yapılan egzersiz, kişinin kendini daha fazla zorlayabilmesini ve en fazla fayda sağlamasını sağlayacaktır. Günlük hayata hangi saat uygunsa o saatte egzersiz yapılabilir. Önemli olan egzersizin enerjinin yüksek olduğu saatte düzenli olarak yapılabilmesidir.

10- Egzersiz yapılarak yağ kasa dönüştürüle-bilir.

Yağlar ve kaslar vücutta farklı dokulardır ve bir-birlerine dönüşemezler. Egzersize başlandığında yağlar yakılmaya başlanır ve kaslar inşa edilir. Eş zamanlı olması nedeniyle hep bu yanılgıya dü-şülmüştür.

phantaso.com.tr 79

Page 82: Phantaso Dergi Sayı 4

Sonunda güneş bizlere yüzünü gösteriyor diye sevinir-ken bulutlar kısa süreliğine güneşi gölgeye çekse de yaz; “Ben geliyorum, hazır olun!” diye bağırıyor bu günlerde.

Biliyorum siz de gardıroptan sesler duymaya başladınız. İçinizi «Bugün şort giysem mi acaba?» sorusu gıdıkla-maya başladıysa o sese hemen kapılmayın ama arayı da çok açmamakta faydası var. Çanakkale havasına da pek güven olmaz diyenlerdenseniz yanınıza ince bir şeyler al-mayı ihmal etmeyin. Sıcaklar gelir geçer havalar serinler önemli olan her şeye rağmen anı yaşamak. Yaza güzel bir merhaba demek için daha ne bekliyorsunuz?

Gardıroptansesler geliyor

Buse Konya

Birce Bircan

Burak Yetimoğlu

Samet Bilir

magazin

80 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 83: Phantaso Dergi Sayı 4

Elif Özdemir

Saliha Beceren

Gamze Ülger

Şafak Yazıcı

phantaso.com.tr 81

Page 84: Phantaso Dergi Sayı 4

Mehmet Efendi’ninÇilehane’si

yerel

Gelibolu’da Feneraltı mevkiisinde bulunan Çilehane, kaya içinde oluş-turulmuş bir oyuktur.

Küçük bir odadan ibaret olan oyuk, Yazıcıoğlu Mehmet Efendi’nin ma-kamı olarak sayılır. Oyuğun kimler tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte hangi yıla ait olduğuna da kesin bilgilerce yazılı değildir. Oda-nın içinde abdest almak için bir ib-rik ve seccade bulunuyor. Yazıcızade Mehmet Efendi’nin zaman zaman in-zivaya çekildiği ve ibadet ettiği için çilehane adını alıyor. Mehmet Efen-di ünlü eseri Muhammediyeyi 7 yıl (1442-1449) süre içinde bu çilehane de yazdığı söyleniyor.

“Meğer günlerde bir gün emr-i takdir

Oturmuştum Gelibolu’da sırra

Elimi çekmiş idim cümle haktan

Dilimde zikr idi kalbimde zikra”

dizleri ile Çilehane de inzivaya çekil-diğini kaydediyor.

82 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 85: Phantaso Dergi Sayı 4

phantaso.com.tr 83

Page 86: Phantaso Dergi Sayı 4

Çanakkale içinde bir aynalı çarşı

yerel

Çanakkale Sultanisi öğrencisi olan Sey-fullah, İstanbul’da yaşayan annesine yazdığı bir mektupta (29 Eylül 1914) Çanakkale sokaklarından toplu askerle-rin geçtiğini ve “Çanakkale içinde aynalı çarşı, ana ben gidiyom düşmana karşı,” şarkısını hep bir ağızdan söylediklerini kaleme almıştır.

Çanakkale Savaşının öncesinde doğan bu türkü; Arnavut, Makedonya, Bosna-Her-sek, Kerkük ve Gagavuz Türklerine kadar her milletin ağzından dinleniliyor.

Aynalı Çarşı Çanakkale’ye gelen herke-sin ilk ziyaret etmek istedikleri mekânla-rın başında yer alıyor. Günümüze kadar ulaşan orijinal kapısı ve kitabesiyle tarihi yaşatıyor. Kırmızı taştan yapılan kemerli kapısı, üstünde yer alan kitabe ile çarşı hakkında bilgi veren en önemli kanıttır. Osmanlıca, İbranice ve Fransızca olmak üzere üç dilde yazılmıştır.

Osmanlıca yazılan kitabede günümüz Türkçesi ile şunlar yazılıdır:

«Adaletliliği ile tanınan Sultan Gazi İkin-ci Abdülhamid efendimiz hazretlerinin lütuf ve sahip çıkmalarıyla kendine bağlı Musevi uyruğundan İlyo Halyo kullarının çabalarıyla yaptırılmış ve gönülde yer tutan çarşıdır. Yıl Hicri Muharrem 1307 (Kasım Aralık 1889)”.

2007 yılında restore edilen çarşı, Çanak-kale’ye özgü hediyelik eşyalar bulunan dükkânlarla çevrilidir. Turistlerin uğrak yeri olan Aynalı Çarşı turizm açısından zenginliği ile kente ayrı bir değer katar.

84 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 87: Phantaso Dergi Sayı 4

‘’Çanakkale içinde aynalı çarşıAna ben gidiyom düşmana karşı, off, gençliğim eyvah!Çanakkale içinde bir uzun selviKimimiz nişanlı, kimimiz evli, off, gençliğim eyvah!Çanakkale içinde bir kırık testiAnalar babalar ümidi kesti, off, gençliğim eyvah!Çanakkale üstünü duman bürüdüOn üçüncü fırka harbe yürüdü, off, gençliğim eyvah!Çanakkale elinde toplar kurulduVay bizim uşaklar orda vuruldu, off, gençliğim eyvah!Çanakkale köprüsü dardır geçilmezAl kan olmuş suları bir tas içilmez, off, gençliğim eyvah!Çanakkale›den çıktım yan basa basaCiğerlerim çürüdü kan kusa kusa, off, gençliğim eyvah!Çanakkale›den çıktım başım selametAnafarta’ya varmadan koptu kıyamet, off, gençliğim eyvah!Çanakkale içinde vurdular beniÖlmeden mezara koydular beni, off, gençliğim eyvah!Çanakkale içinde sıra söğütlerAltında yatıyor aslan yiğitler, off, gençliğim eyvah!”

Aynalı Çarşı adını Aynalı Çarşı türküsünden alır.

phantaso.com.tr 85

Page 88: Phantaso Dergi Sayı 4

Katılım Bankacılığı

ekonomi

Kuveyt Türk Çanakkale Şube Müdürü İrfan Özdemir [email protected]

Türkiye’nin faizsiz bankacılıkla tanış-ması 1980’lerde olmuştur. Dünyada-ki ilk uygulamaları ise 1960’lı yıllara kadar uzanıyor. Bu süreçte katılım bankacılığı konvansiyonel bankalar karşısında uzun süre fazla bir gelişme imkânı bulamamıştı. Ancak son bir-kaç yıldır faizsiz bankacılık ciddi bir sıçrama sağlamış gözüküyor. Artan bir ivme ile büyüyen bu tür bankacılık dünyanın dört köşesinde de ciddi bir ilgi görüyor.

Bu hızlı büyümenin en önemli etkisi, dünya çapında yeni istih-dam oluşturuyor olması. Hem genç, hem de deneyimli banka-cıların sektöre yöneldiği görülmektedir. Geleneksel bankalar ve bankacılık kesimini denetleyen kurumlar arasında da faizsiz ban-kacılığa ilgi büyük, zira HSBC, Citibank ve BNP gibi geleneksel bankacılığın devleri dahi faizsiz bankacılığa özel bir önem veri-yor. Bunların bir kısmı ya faizsiz bankacılık işlemlerine yönelik özel birimler kuruyor ya da faizsiz bankacılık prensiplerine uygun çeşitli hizmet ve enstrümanları pazarlıyorlar. Bu tip uygulamala-rın genel kabul görmesi için uluslararası düzlemde onanması şart. Uluslararası onama ise ancak uluslararası standartların oluşması ile mümkün. Bugün dünyanın önemli bir kısmının kabul ettiği prensipler var. Faizsiz bankacılığın uygulamalarının nasıl muha-sebeleşmesi, risklerin, kârların nasıl dağıtılması gerektiği ve şef-faflık gibi ilkeler büyük ölçüde kitaplaştırılmış durumda. Genel

86 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 89: Phantaso Dergi Sayı 4

Katılım Bankası’nı kurmuştur. Türkiye’de katılım bankacılığının diğer bankalara oran ile pastadaki payı %5-6’ larda olup, devlet tarafından kurulan katılım bankalarıyla da bu payın büyüyeceği düşüncesindeyim.

Faizsiz bankacılığın son yıllardaki yükseli-şinin birkaç sebebi var. Yaşanan veya yaşan-mış ekonomik krizlerde katılım bankacılı-ğının önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Katılım bankacılığı ekonomiyi, reel sektörü bir başka deyiş ile ticareti finanse ettiği için kullandırılan finansman desteğinin hep bir karşılığı bulunmaktadır.

kabul gören bu standartlar sayesinde faizsiz bankacılık artık genel bankacılığın görmezden gelemeyeceği, bu sebeple dikkate almak durumunda kaldığı bir noktaya ulaşmış durumda. İşte son yıllarda faizsiz bankacılığın gelişmesine önayak olan en önemli adım da bu standartların tesis edilmeye başlanması ol-muştur.

Bugün Katolik dünyasının ruhani lideri Papa bile Avrupa’daki ekonomik bunalımın giderilmesi için katılım bankacılığını işaret ediyor. Türkiye’de katılım bankacılığına duyulan ilgi günden güne art-maktadır. Devlet de katılım bankacılığı alanında ciddi adımlar at-mış ve Mayıs 2015‘te Ziraat Katılım Bankası, Şubat 2016 da Vakıf

phantaso.com.tr 87

Page 90: Phantaso Dergi Sayı 4

güncel

Kosova’da Bir Şehitlik

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 101’inci yıldönümü nede-niyle açılışı gerçekleştirilen anıtın Türkiye Cumhuriyeti dışında dünyada ilk defa Kosova’da Çanakkale Şehitler Anıtı’nın olduğu ifade edildi. 9 metre uzunluğunda olan anıt Mamuşa’nın merkezinde yer alıyor… Resmi kayıtla-ra göre, Çanakkale Savaşı’nda çok sayıda Kosovalı Türk, Arnavut ve Boşnak askerin savaşa katılarak şehit düştü-ğü biliniyor. Açılış törenine AKP Tokat Milletvekili ve Kosova Dostluk Grubu Başkanı Zeyid Aslan, Keçiören

Belediye Başkanı Mustafa Ak, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Hayrettin Güngör, Türkiye Cumhuriyeti Kosova Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç, Kosova Türk Temsil Heyeti Başkanı Kurmay Albay Saim Bağcı, Çanakkale’yi temsilen Tarihçi Ahmet Uslu ve çok sayıda milletvekili ile sivil toplum kuruluş temsilcisi katıldı. Tören, Çanak-kale Şehitleri için saygı duruşunun ardından iki ülke milli marşlarının okunmasıyla başladı ve şehitler için dualarla devam etti.

“Çanakkale Şehitleri Anıtı” ve “Kardeş Keçiören Parkı” açılışı töreninde hazır bulunan davetlileri selamlayan Mamuşa Belediye Başkanı Arif Bütüç, “101 sene sonra da biz varız ve var olmaya devam edeceğiz. Biz o görkem-

li çınarın çocukları, torunları olarak var olduk ve var olmaya devam edeceğiz.” dedi. Anıt çerçevesinde açılan parka dökmek üzere Çanak-kale’den getirilen toprağın verilmesiyle duygulanan Mamuşa Belediye Başkanı Arif Bütüç, “Bu toprakta güller bitecek” diyerek konuşmasını şehitlere adanmış bir şiirin dörtlüğüyle tamamladı.

Araştırmacı-tarihçi Ahmet Uslu, Çanakkale Savaşı’nın öneminden ve tarihinden önemli bilgiler verdi.

Törene katılan Türkiye-Kosova Parlamentolar Dostluk Grubu Baş-kanı AKP Tokat Milletvekili Zeyid Aslan, Mamuşa’yı Tokat ile kıyas-layarak kendini evinde gibi hissettiğini ifade etti. Anadolu toprakları dışında ilk Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın açıldığına dikkati çeken As-lan, bu anıtın sadece betondan ve kumdan ibaret olmadığını içinde bir ruhun, tarihin ve çok büyük mesajların yattığını vurguladı.

Türkiye’nin Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç da Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın Kosova ile Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlaması temennisinde bulundu. Törende öğrenciler tarafından ha-zırlanan “Kınalı Hasan” tiyatro oyunu ve şiirler, katılımcıların gözyaş-larına neden oldu. Programın son bölümünde halk dansları gösterisi ise coşkuyla karşılandı.

Çanakkale Şehitler Anıtı Türkiye Cumhuriyeti dışında dünyada ilk defa Kosova’da açıldı. Tür-kiye Cumhuriyeti Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın desteğiyle Kosova’nın tek Türk belediyesi olan ve Türk soydaşların yaşadı-ğı Mamuşa’da “Çanakkale Şehitler Anıtı’nın” açılışı gerçekleşti…

88 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 91: Phantaso Dergi Sayı 4

güncel

Çanakkale’nin Hamsisi SardalyaÇanakkale’nin zengin sularında yetişen sardalya balığı, sardalya veya sardalya (Sardina pilchar-dus), tadı ve besleyici özelliği ile bilinen bir balık türü. Çanakkale’de çokça bulunan ve tüketilen ba-lık, omega 3 bakımından bir hayli zengin. Bölgede en fazla bulunan balıklardan olan sardalya, yöresel yemeklerin de parçası olmuş halde. Sardalya ız-gara, sardalya kroket, sardalya tuzlama, sardalya pilaki, sardalya salatası, sardalya dolması ve asma yaprağında sardalya bunların arasında sayılabilir. İç piyasada hayli rağbet gören bu nadide balık çeşi-dini Çanakkaleli balıkçılardan dinledik;

Sedat Bakçaoğlu: “Denizlerde balıklarımız fazla yakalandığı için yeterince büyütmemiz zor oluyor.

Zamanında tutulması balıkların büyümeleri için çok önemli bir husus. Ağa takılan balıklar küçük ve çevre kirliliğinden dolayı kendisini besleye-miyor. Sardalyaler zaten çok ince ve zayıf bir balık türü olduğu için çabuk kırılabiliyorlar. Sardalya balığının doğru koşullarda yakalanmasını istiyo-ruz. Çanakkale ile anılan sardalya balığını Yunanistan’a gönderiyoruz.”

Refik Varol: “Balık avı için yasaklar yetersiz geliyor. Gün geçtikçe yanlış avlanmalar yüzünden sardalya balığını tüketiyorlar. Çok yanlış zamanlar-da avcılık yapıyorlar. Buradan Yunanistan’a gönderiyoruz balıklarımızı. Haziran ve Ekim arası tüketilmesi daha doğru olur.”

Numan Mutay: “Sardalya balığının sezonu Haziran ayında başlayarak Eylül’ün sonuna kadar devam ediyor. Izgarası ve tavası çok güzel oluyor. Günlük tutulabilen bir balık olduğu için çok fazla ihracatı olmuyor ne ya-zık ki.”

sardalya balığıdenizden gelen güzellik:

phantaso.com.tr 89

Page 92: Phantaso Dergi Sayı 4

şişkinlik ve hazımsızlığa karşı

7 tüyo

sağlık

90 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 93: Phantaso Dergi Sayı 4

5-Yemekte konuşmaktan ve asitli içecek tüketmekten vazgeçinKonuşarak yemek ve yemekte asitli içecek tüketmek daha fazla hava yutmanıza sebep olacağından ötürü kendinizi daha sis hisset-menize ve karnınızın şişmesine neden olur. Sohbeti yemek sonrasına kaydırın ve asitli içeceklerden vazgeçin.

6-Sakız çiğnemeyinAmerican College of Gastroenterology’nin açıklamasına göre sakız daha fazla hava yut-manıza sebep olarak karın sisliği yaratıyor. Nefesinizi tazelemek istediğinizde nane ve karanfili deneyin.

7-RahatlayınStres vücutta bazı hormonların sentezini de-ğiştirerek daha sık kabız olmanıza yol açar. Aynı zamanda stresle birlikte artan kortizol ile vücudunuz alarm durumuna geçer. Şiş-kinlik hissinden kurtulmak için her gün en az 20 dakika gerçekten rahatladığınız bir aktivite ile uğraşmanız gerektiği uzmanların ortak görüsü.

Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri’nin ya-şam kalitesini yükselten tavsiyeleri paylaşmak için oluşturduğu “İyi Yaşa” platformunda sağlıklı yaşam konusunda önerilerde bulunan Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber, 7 kolay tüyo ile düz bir karına sahip olmanın yollarını anlatıyor. Bunun için kısa süreli bir çabadan fazlası, zaman ve emek harcamak gerektiğini belirten Şeber, “mükemmel bir karına sahip olmanın yolu sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizden geçse de kimi zaman bunlar için gerekli vakit kalmayabiliyor. O ne zamandır beklediğiniz arkadaş düğününde istedi-ğiniz elbiseye sığmak istiyorsanız veya sunumunuzun olduğu o iş toplantısında pantolonunuzun kat kat dur-masını istemiyorsanız ufak birkaç tüyo ile günü kurta-rabilirsiniz” dedi.

İşte düz bir karına sahip olmak için uygulayabileceğiniz 7 kolay tüyo:

1-Duruşunuzu değiştirinGün içerisinde genelde boyun ve sırt kaslarımıza yüklenerek duruyoruz. Karın kaslarımız nerede ise hiç çalışmıyor. Dengeli ve dik bir duruş karın kaslarınızı kullanmanızı sağlayacağı için karnınızı daha düz gösterecektir. Gün içerisinde karın kaslarınızı hafif gergin tutmayı alışkanlık haline getirdiğinizde sadece bo-yun fıtığı riskiniz azalmaz, düzgün bir beden posturü yakalaya-rak, daha düz görünen bir karına sahip olursunuz.

2-Su içinDüzenli su tüketimi sindirimin tam olarak yapılmasını ve vücut-ta kan dolaşımının düzenli olmasını sağlar. Bu da şiş karnınızın ve ödemli bir vücudunuzun olmasını engeller. Günde 1,5-2 litre düzenli su tüketmeye özen gösterin.

3-Kabızlıkla mücadele edinTuvalete yeteri kadar vakit ayırmamak, düzensiz su tüketimi, ha-reketsizlik kabızlığın en büyük nedenleridir. Yapılan araştırma-larda stresin kadınlarda daha fazla kabızlığa yol açtığını göster-miştir. Mümkün olduğu kadar sakin kalmaya çalışın ve tuvalette zaman geçirin. Kabızlık probleminiz hâlâ çözülmüyorsa probi-yotik yoğurt ve kefirden destek alın.

4-Lokmanızın farkında olunYavaş yemek hem sindirimi kolaylaştırarak midenizin şişmesine ve kan şekerinizin hızlı yükselmesine mâni olur hem de daha ko-lay bir şekilde ve daha az bir besin ile doymanızı sağlar. Bir lok-mayı en az 10 kez çiğneyerek tüketirseniz yılda 3-4 kiloyu fark etmeden verebilirsiniz.

Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber

phantaso.com.tr 91

Page 94: Phantaso Dergi Sayı 4

vizyon

HeidiYönetmen: Alain GsponerOyuncular: Anuk Steffen, Bruno Ganz, Isabelle Ottmann Tür: Aile, Macera

8 yaşında İsviçreli yetim bir kız çocuğu olan Heidi’yi teyzesi, dağ evinde yaşayan dedesine bırakır. Daha sonra teyzesi Heidi’yi Almanya, Frankfurt’ta varlıklı Sesemann ailesinin evlerinde ya-şaması için dedesinden ayırır. Heidi, Sesemann ailesinin yanında korunaklı bir şekilde ve tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşayan Clara’ya refakatçilik yapar. Her zaman için dedesini ve dağ evin-deki yaşantısını özleyen Heidi mutsuzluğuna rağmen her durumun olabileceğin en iyisi olmasını sağlar. Clara ve Heidi’nin farklı hayatlar yaşamalarına rağmen biliyoruz ki, arkadaşlıklar dünyada birçok şeyi değiş-tirebilir.

Bekâr Yaşam KılavuzuYönetmen: Christian Ditter

Oyuncular: Dakota Johnson, Rebel Wilson, Leslie Mann Tür: Komedi

New York şehri Alice, Robin, Lucy, Meg, Tom ve David gibi bin-lerce yalnız ve kalbi kırık bekâr insan ile dolu. Herkes kendisine

doğru eşi ya da aşk dolu bir ilişkiyi arıyor; pek çoğu ise orta karar bir birlikteliğe bile razı! Baştan çıkartıcı mesajlaşmalar ve tek gece-

lik ilişkilerin ortasında tüm bu bekâr insanların, bekârlığı ve yalnızlığı yönetmesini öğrenmeleri gerekiyor!

Ölüm TreniYönetmen: Michael PetroniOyuncular: Adrien Brody, Sam Neill, Robin McLeavy Tür: Gerilim

Psikolog Peter (Adrien Brody), trajik bir kazada küçük kızını kaybetmiştir. Acı ve suçluluk duygusu ile baş etmeye çalışan Pe-ter, hastalarında karanlık duygular ve tuhaflıklar fark etmeye başlar. Parçaları birleştirince hastalarının 20 sene önce aynı gün ölmüş olan insanların hayaletleri olduğunu fark eder. Bu korkunç gerçek, Peter’i geçmişte saklı kalmış sırları çözmek üzere sürprizlerle dolu bir yolculuğa sürükleyecektir.

92 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 95: Phantaso Dergi Sayı 4

Kurdun Uyanışı Yönetmen: Jean-Jacques Annaud

Oyuncular: Feng Shaofeng, Shawn Dou, Ankhnyam Ragchaa

Tür: Macera, Dram

1967 yılında Beijing’ten gelen Chen isimli genç bir öğrenci, Mo-ğolistan’da yaşayan bir grup sürü çobanıyla yaşaması ve onları eğitmesi için gönderilir. Bu yolculuk, şehir yaşamından sıyrılıp doğayla baş başa kalacağı ve hayatı ilk kez doğanın kurallarına

birebir şahit olarak yaşayacağı benzersiz bir deneyim olur. Özgür-lük, sorumluluk, korku gibi kavramların gerçek anlamlarıyla tanışır

ve bu geleneksel kabile yaşamında vahşi kurtlar ile insanlar arasında gelişmekte olan şaşırtıcı ilişkiye tanık olur. Ancak tam da bu dönemde

bir sorun patlak verir: Bir hükümet görevlisi bölgedeki kurtları yok etmek amacıyla bölgeye gelmiştir...

SuçluYönetmen: Ariel Vromen

Oyuncular: Kevin Costner, Gary Oldman, Tommy Lee Jones Tür: Bilimkurgu, Gerilim

Görevden alınmış bir CIA ajanının hatıraları ve yetenekleri, neler yapabileceği kestirilemeyen ve tehlikeli bir adamın zihnine aktarı-

lır... Yönetmenliğini Ariel Vromen’in üstlendiği filmin oyuncu kad-rosunda Ryan Reynolds, Gal Gadot ve Alice Eve yer alıyor.

Başımın BelasıYönetmen: Sean MewshawOyuncular: Rebecca Hall, Jason Sudeikis, Dianna Agron Tür: Komedi, Romantik

Hannah, ünlü ve sevilen bir müzisyen olan eşini kaybetmiştir. Aynı zamanda onun biyografik kitabını yazmakta olan Hannah bir şekilde hayatına devam etmek ister. New York’lu bir yazar olan Andrew ile tanışınca Hannah’ın hem kaleme aldığı biyografi hem de hayatı değişecektir...

phantaso.com.tr 93

Page 96: Phantaso Dergi Sayı 4

kitap

Suç ve Ceza • Fyodor Mihailoviç DostoyevskiBir yanda budala, anlamsız, önemsiz, hastalıklı, herkese yarardan çok zararı dokunan, niçin yaşadığını kendi de bilmeyen, yarın nasıl olsa ölecek bir koca-karı; öte yanda yardım görmedikleri için boş yere sıkıntı çeken körpe güçler. Kocakarıyı öldür, parasını al, sonra bu parayı tüm insanlığın yararına harca. Bir hayırlı ölüme karşı binlerce yaşam. Kocakarıyı öldürdükten sonra para-ya el sürmeden ruhundaki iç çelişkilerle savaş. Ben kocakarıyı değil kendimi öldürdüm, noktasına geliş. Sonunda iyi yürekli, uysal Sonyanın etkisiyle iç rahatı ve gönül ferahlığına kavuşma. Suç ve Ceza, Raskolnikovun kişiliğinde hasta insan ruhunu tüm ayrıntılarıyla gözlerimizin önüne seren, iç çatışma-larıyla bizi derinden etkileyecek bir yapıt. Dostoyevski’nin başyapıtlarından biri, belki de birincisi.

Ana • Maksim Gorkiİşçi mahallesinde sıradan bir gün daha başlıyordu. Fabrikanın düdüğü her sabah olduğu gibi yine mahallenin dumanlı havasını keskin bir çığlıkla yala-dı. Kasları ritmini bulamamış, gözlerinden uyku akan yüzler, küçük karanlık evlerden sokağa yayılmaya başladılar... İşçi ve köylülerin Çarlık rejimine kar-şı yürüttükleri mücadelenin öyküsü. Maksim Gorki’nin en önemli eseri olan Ana’da Çarlık Rusya’sında uyanmaya başlayan sosyal hareketliliğin ilk tohum-ları anlatılır.

Katre-i Matem • İskender Palaİskender Pala, Katre-i Matem’de usta kalemiyle lalelere bezediği İstanbul’da kavuşup doyulamayan, kavuşulamayıp yakan aşkların elemli ve Osmanlı hal-lerini de tüm ıstırap ve coşkularıyla anlatıyor. Sevdiğini, aşklarının ilk gece-sinde kaybeden Şahin’in macerasını anlatan roman, bu kaybın ardındaki es-rarı çözmek için külhanlara, tomruklara, lalezarlara ve hatta Osmanlı sarayına kadar gidiyor. İşte bu yolculuk, okuru hiç ummadığı yerlerde hiç ummadığı maceralarla karşılaştırıyor. Cinayetlerin gölgesiyle giderek gizemli bir hal alan olaylar Lale Devrine nihayet veren Patrona Halil İsyanının yakıcı siyasal çalkantılarıyla birlikte çözülmeye başlıyor.

94 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 97: Phantaso Dergi Sayı 4

Yabancı • Albert CamusAlbert Camus’nün en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en çok satan kitaplar arasında yer alan “Yabancı” aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir varlığın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi “Meursault” bir simge kahra-man değildir, adı olmayan bir “Yabancı”dır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını ya-kalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camus’yle buluşanların hiçbiri, onunla karşılaşınca hayal kırıklığına uğramamıştır. “Mutluluk, bir yerde ve her yerde hiç-bir şey beklemeden dünyayı, insanları sevmektir,” der Camus. Giderek daha çok sevilen bir yazar olması, onun bu sevgisinin yansımasından başka bir şey değildir.

Pandora • Anne RiceKarakter Augustus Romasında doğmuş soylu bir kadındır, sonraları Pan-dora Mitini kendisiyle adlandıracak ve sürprizlerle dolu kutusunu aça-caktır. Yeni bir kan emme ihtiyacından sonra oturduğu modern Paris ka-felerinden birinde, kendi tarihini baştan yazmaya karar verir ve deri kapaklı antika bir defterin boş beyaz sayfalarını hemen doldurmaya başlar... Öyküsel zekânın zenginliği ve zamanın detaylarını anlatan muhteşem bir eser.

Acımak • Reşat Nuri Güntekin“…Niçin daha önce gelmediğini, babasının ‘Zehra, Zehra’ diye öldüğünü söyler. Eve vardıklarında babasının başında birkaç kadın vardır. Babası-nı görmek istemez. Kendisine babasının eşyalarının bulunduğu sandığın anahtarı verilir. Aslında bunu hiç istemez fakat sandığı açar, içinde bir gün-lük vardır. Günlüğü okumaya başlar. Babasının ilk memuriyet yıllarını, an-nesiyle evlenmesini, anneannesinin davranışlarını okur. Zehra daha önce bildiği şeylerin hepsini tam tersi olduğunu öğrenir. Aslında bu olaylarda bütün suçlunun annesi ve anneannesi olduğunu anlar. Bundan sonra içinde bir acıma duygusu oluşur. Hemen gidip babasının ayağını öper. Birkaç gün sonra okuluna tekrar döner ve artık Zehra’nın hiçbir eksiği kalmamıştır. Acı-mayı öğrenmiştir…”

phantaso.com.tr 95

Page 98: Phantaso Dergi Sayı 4

güncel

Hayko Cepkin’in müzikal yolculuğundaki mücadelesi

‘Ben insan değil miyim?’

Türk müzik sektöründe farklılığını ortaya koyan, ezberlenmiş yolları takip etmeyen, kendi duruşu ile yoluna devam eden Hayko Cepkin, ‘Beni Büyüten Şarkılar Vol.1’ albü-münün ikinci video klibini tamamladı.

İddiamızdır! “Hayko Cepkin Türkiye müzik piyasasında rock tabanlı Türkçe müzik yapan ve kendi ayakları üzerinde dimdik durup geniş kitle-lere yayılan tek rock projesidir.”

bu klipte!

96 Çanakkale Kültür Sanat Magazin Dergisi • Sayı: 4

Page 99: Phantaso Dergi Sayı 4
Page 100: Phantaso Dergi Sayı 4

“Dinamik ve özel ekip anlayışımızla geleceği şekillendiriyor, sürdürülebilir bir

dünya için çalışıyoruz...”

Endüstriyel müteahhitlikte kaynak ve hizmet çeşitliliğinin yanısıra, alt işveren modelindeki uygulamaları değiştirerek

yenilikçi ve gelişime açık, değer yaratan yönetim politikasıyla; çimento sektörü başta olmak üzere diğer

sanayi kuruluşlarının geleceğe güvenle bakmasını sağlıyoruz

Aydemirler A.Ş. yılların birikimi ve tecrübesiyle çimento fabrikalarının kurulumu ve müteahhitligi, fabrikaların

ihtiyacı olan entegre sistemlerinin oluşturulması, makina/ekipman tedariki ve aksamlarının bakımı,

revizyon, imalat ve montaj işleri faaliyetlerini; “Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği” yasa ve yönetmelikleri doğrultusunda

büyük bir titizlikle devam ettirmektedir.

E-5 Karayolu Üzeri Fatih Mah. Asos Sit. No: 4/19 Büyükçekmece / İstanbulTel: 0 212 883 38 89 - Fax: 0 212 882 11 26 - [email protected]

www.aydemirlermakina.com.tr