Top Banner

Click here to load reader

84

Mart Nisan Sayısı 2014

Mar 17, 2016

Download

Documents

EnergyWorld

enerjinin yıldızı yenilenebilir yatırımlarla parlıyor
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 2: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 3: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 4: Mart Nisan Sayısı 2014

2 Mart-Nisan 2014

İÇİNDEKİLER

ABB : www.abb.com.tr

ANDRITZ HYDRO : www.andritz.com

BERDAN CİVATA : www.berdancivata.com

BRONSWERK : www.bronswerk.com

EIF 2014 : www.enerjikongresi.com

ELEX FUARI : www.elexfuari.com

ENİSOLAR : www.enisolar.com

GGSOFT : www.paparwork.com.tr

GLOBAL WIND SERVICE : www.globalwindservice.com

HAREKET PROJE : www.hareket.com.tr

HİLKAR : www.hilkar.com

HPCC3 TURKEY : www.hppc3turkey.com

IRENEC 2014 : www.irenec2014.com

İLTEKNO : www.iltekno.com

KETMAK : www.ketmak.com

LOGITRANS : www.logitrans.com.tr

LÖSEV : www.losev.org.tr

MARKİS AJANS : www.markisajans.com

MÜGESAN : www.mugesan.com

NORDEX : www.nordex-online.com

PLATINUM® : www.platinum-nes.com.tr

RENSEF FUARI : www.rensef.org

RES ANATOLIA : www.res-anotolia.com

SANCAK ENERJİ : www.sancakgroup.com

SIEMENS : www.siemens.com

TEKNORAY SOLAR : www.teknoraysolar.com.tr

TEMI DATA : www.temidata.com

YEŞİL İŞ KONFERANSI : www.yesiliskonferansı.com

ZORLU ELEKTRİK : www.zorlu.com

Reklam İndeks20Zorlu Enerji

karbon emisyonunda ilklere imza atıyor

28Çinli HPCC-3

Türkiye’de liderliğe oynuyor

32Enerji santralleri kurulumunda

başarının adı: İltekno

34Siemens buhar türbinleriyle

atıl ısınız size kazanç sağlayacak

42Andritz Hydro’dan

hidroelektrikte ihtiyaca göre çözümler

44Nordex’in yerli kanatları

yola çıkıyor

50Sancak Enerji güneş enerjisi

yatırımlarına start veriyor

52Enisolar ilk 3’ü hede&iyor

56Güneş enerjisi sektörünün

en etkin oyuncusuTekno Ray Solar

60GWS global tecrübesiyle

RES yatırımcılarının yanında

62Mühendislik çözümlerinde

30 yıllık tecrübe: Mügesan

66Rüzgar enerjisi büyümek için

‘Hareket’e geçiyor

74PaperWork enerji şirketlerinde

verimliliği ve kazancı artırıyor

Elektrik üretiminindörtte biri HES’lerden 36

Akif Özkaldı

Yenilenebilir enerji yılda 12 milyar TL tasarruf yaratıyor 46

Taner Yıldız

78Karbon salınımıyla mücadele İstanbul’da masaya yatırıldı

Page 5: Mart Nisan Sayısı 2014

Daha yüksek performansın sırrı

sadeleştirilmiş tasarımdadır.

Page 6: Mart Nisan Sayısı 2014

4 Mart-Nisan 2014

Editörden

ENERGYWORLD Dergisi olarak 5 yıldır aralıksız olarak yaptığımız yayınla enerji sektörünün sesi oluyoruz. Yaptığımız haberlerle sektördeki son gelişmeleri, gerçekleştirilen yatırımları, güncel

sorunları, bilimsel makaleleri tüm okurlarımızla buluşturuyoruz. Abonelerimizin dışında katıldığımız fuarlarla da dergimizin dağıtımını gerçekleştirerek daha geniş bir kitleye ulaşıyoruz.

Sadece dergimizle değil, internet ortamında yayında olan web sitemizle de enerji sektörünün yanındayız. Sitemizi kısa bir süre önce her anlamda yeniledik. Hem içeriği hem de görünüşüyle sektöre yakışır bir site oluşturduk. Yenilenebilir enerjiden madene, doğal gazdan nükleere kadar sektördeki her alana ayrı ayrı başlık açarak web sitemizde yer verdik.

Ayrıca dergimizin içeriğine de buradan ulaşmak mümkün. Yenilen sitemiz aynı zamanda sektörün dünü, bugünü ve geleceğine ışık tutan arşiv niteliği taşıyacak. İlgililer daha önceki sayılarımızda yayınladığımız haber, röportaj, dosya ve makalelere bir tıkla ulaşabilecek. Web sitemiz twitter, fecbook gibi sosyal medyadan da yaptığımız paylaşımlarla takip edilebiliyor. Sektöre dair en güncel gelişmeleri 7/24 energyworld.com.tr adresinden takip edebileceksiniz…

Mart-Nisan sayımızı 24-26 Nisan tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek ICCI 2014-20. Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar ve Konferansı’na özel hazırladık. Yenilenebilir enerji alanında son güncel gelişmeleri sayfalarımıza taşırken, aynı zamanda enerji şirketlerinin bu alana dair yaptıkları yatırımlar ve sundukları hizmetlere de yer verdik. Zevkle okumanız dileğiyle.

Enerjiniz bol olsun…

YENİ WEB SİTEMİZ YAYINDA

Ayşe Dökenel

Yayın Sahibi ve Genel Yayın YönetmeniAyşe Dökenel

[email protected]

Haber MüdürüNihal Yetişyiğit

[email protected]

Dijital Pazarlama ve Medya KoordinatörüCansu Aktaş

[email protected]

Art DirektörTaylan Arık

[email protected]

Reklam Satış KoordinatörüBilgen Durmaz

[email protected]+90 212 225 32 02

Abone SorumlusuKevser Evren

[email protected]

Web Yazılım ve TasarımMarkis Ajans

+90 216 414 37 [email protected]

Yayın İdare MerkezENERGYWORLD DERGİSİ

Atakent Mah. 3. Etap Kamelya Sk. A-14 Blok 26/37 Halkalı-Küçükçekmece-İstanbul

Tel: +90 212 225 32 02

Basım YeriÖzgün Ofset

Yeşilce Mah. Aytekin Sokak No:22Otosanayi-Seyrantepe-İstanbul

Tel: 0212 280 00 09

2 ayda bir yayınlanır.Yerel Süreli YayınDergide yayınlanan yazı ve fotoğra%ar izin almaksızın

kısmen veya tümüyle kullanılamaz. Yazıların mesuliyeti adı geçen yazarlarına aittir.

Genel Yayın Yö[email protected]

ENERJİ ve ÇEVRE DERGİSİ

Page 7: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 8: Mart Nisan Sayısı 2014

6 Mart-Nisan 2014

Türkiye toplamda 61.000 MW üzerinde kurulu güce

sahip. 2023’te kurulu gücünü 100 bin MW seviyesine

çıkarmayı hede?iyor. Bunun da %30’luk kısmını

yenilenebilir enerjiden karşılamayı planlıyor. Yenilenebilir enerji

içinde rüzgarın payı ise %20. Şu anda toplam enerji üretimi

içinde rüzgarın payı %4,5 civarında.

Geçmiş yıllarda senelik 400-500 MW arasındaki kurulu

gücümüz 2013 yılında ilk defa 646 MW düzeyine ulaştı. İnşaa

halindeki RES’ler 980 MW’ı buldu. 2013 yılında Avrupa’daki

sekiz ülkeden daha fazla rüzgar enerjisi üreten ülke olduk.

Mevzuatlardaki eksiklikleri tamamladık.

On yıl önce 20 MW olan toplam kurulu gücümüz yıllar

içerisinde özellikle son 5 yılda hızla büyüyerek 2012 yılı sonunda

2.312 MW’a, 2013 yılı sonunda 2.958 MW’a çıktı.

Orta vadede yani 2023 yılında kurulu gücümüzün 20.000 MW

düzeyine çıkarılmasını hede?iyoruz. Buna paralel olarak rüzgar

sanayisinin de gelişeceğini öngörüyoruz. Bu da önümüzdeki

süreçte yeni istihdam olanakları demek. Uzun vadede ise

rüzgarda edindiğimiz bu tecrübeyi ve teknolojik gelişmeleri

Uzak Doğu ve Afrika pazarı başta olmak üzere, diğer ülkelere

pazarlamayı hede?iyoruz.

Yerli katkı payı uygulaması konuşulmaya başladığından bu

yana yerli ekipman üreticileri oluşmaya başladı. 7 tane kule, 3

tane kanat üreticimiz var. Yerli katkıya göre türbini oluşturan

parçaları Türkiye’de ürettiğinizde, 7.3 $/cent’lik 10 yıllık garanti

alım fiyatına ek olarak, kulede 5 yıl boyunca 0.6 $/cent, kanatta

ise 0.8 $/cent ek ödeme alıyorsunuz. Sanayinin gelişimi ve rüzgar

sektöründeki yatırımların hız kazanması için güzel bir uygulama

olduğunu düşünüyoruz.

Bu konuda yatırımcıların dikkatini çekebilmek amacıyla TÜREB

olarak birçok etkinlik düzenliyor, yurtdışı fuar ve kongrelerde

stand açıp yatırımcılara Türkiye’deki rüzgar fırsatlarını anlatmaya

çalışıyoruz. Mesela Mart ayı içinde Barcelona’daki EWEA

Kongresi’ne katıldık. 130 metrekarelik standımızda ükemizdeki

yatırım fırsatlarını Bakan yardımcımız Sayın H.Murat Mercan

ile anlatmaya çalıştık. GWEC, EWEA ve TÜREB olarak 2015

yılı mart sonunda, Kıtalararası Rüzgar Enerjisi Kongresi’ni

İstanbul’da düzenleyeceğiz. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelecek

yatırımcıları ve sektör temsilcilerini ağırlayıp ülkemizin rüzgar

potansiyelini tanıtacağız. Bu yıl 3’üncüsünü düzenleyeceğimiz

15 Haziran Dünya Rüzgar Günü için yaptığımız fotoğraf ve

resim yarışmamızı Türkiye geneline taşıyoruz. Eylül ayında

rüzgar enerjisindeki finansmana yönelik bir çalıştay planımız

var. Bunun yanında Rüzgar Enerjisi Eğitim Merkezi ile ilgili

çalışmalarımız devam ediyor. Sektördeki çalışanlara yönelik

düzenlenecek eğitimlerimizin yanı sıra rüzgar sektöründe

çalışmayı planlayan kişilere yönelik de eğitimler hazırlayacağız.

Ardından Kasım ayında TÜREK kongremizi yapacağız. Ulusal

Rüzgar Enerjisi Birliği Network’ü için yine Kasım ayında özel

bir yemekte yabancı sektör temsilcileri ile bir araya geleceğiz.

Kısacası sektörün gelişmesi ve ülkemizdeki yatırımların

büyümesi için çabalıyoruz.

Bizdeki bu gelişmelerin yanında dünyaya baktığımızda orada

da ciddi bir ilerleme görüyoruz. Dünyadaki toplam rüzgar

enerjisi kurulu gücü 2013 sonu itibariyle, 318.137 MW’a ulaşmış

durumda. Bunun 91.424 MW’ı, yani %28’i Çin’e ait. İkinci sırada

61.091 MW ile %19,2’lik payıyla Amerika, üçüncü sırada 34.250

MW ile %10,8 lik payıyla Almanya var. Onu 22.959 MW ile

İspanya, 20.150 MW ile Hindistan izliyor.

Hindistan’ın ulaştığı kurulu güç, bizim 2023 yılı hedefimiz. Bizim

toplam kurulu gücümüzün yarısından fazlasını Almanya sadece

rüzgar enerjisi ile yapmış durumda. Bu tabloya baktığımızda ne

kadar çok çalışmamız gerektiğini daha iyi anlıyoruz.

Rüzgarı destekleyenlerin her geçen gün çoğalması dileklerimle…

Enerji Mimarı

RÜZGARI ARKAMIZA ALDIK

İLERLEMEYE DEVAM EDİYORUZ

Mustafa Serdar Ataseven TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı [email protected]

Page 9: Mart Nisan Sayısı 2014

Enerji verimliliği %25 artırılabilir mi?

Avrupa’nın en büyük alüminyum tesisi ABB otomasyon çözümlerinin

yardımıyla enerji verimliliğini %25 artırırken üretkenliğini de geliștiriyor.

Daha iyi performans ve kaynak tasarrufunu hedefleyen araștırma ve

geliștirme faaliyetlerimizle sürekli olarak para ve enerji tasarrufu

sağlıyor ve çevreyi koruyoruz. www.abb.com/energyefficiency Elbette.

Page 10: Mart Nisan Sayısı 2014

8 Mart-Nisan 2014

Enerji Analizi

YENİLENEBİLİR ENERJİ YATIRIMINDAKÜRESEL TRENDLER 2014 RAPORU VE TÜRKİYE İÇİN ÇIKARIMLAR

M. Efe Biresselioğluİzmir Ekonomi Üniversitesi Sürdürülebilir Enerji Anabilim Dalı [email protected]

Dünya ve Türkiye enerji gündeminde yerini hiç kaybetmeyen küresel ısınma ve iklim değişikliği konularındaki duyarlılığın özellikle son yıllarda artmasıyla birlikte,

yenilenebilir enerji alanındaki çabalar da hız kesmeden devam etmektedir. Bu çabaların odağındaki yatırım dinamikleri ve yatırımcı davranışlarını mercek altına alan Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), Bloomberg ve Frankfurt-School işbirliği ile Nisan ayı başında “Yenilenebilir Enerji Yatırımında Küresel Trendler 2014” raporunu kamuoyu ile paylaşmıştır. Raporun temel bulguları, 2013 yılı toplamında yenilenebilir enerji sistemlerine küresel çapta yapılan yatırım miktarlarında bir önceki yıla kıyasla %14’lük bir düşüşe işaret etmekle birlikte; bu durumun başlıca nedenleri olarak, özellikle fotovoltaik güneş sistemlerinde yaşanan teknolojik gelişmelerin maliyetlerde yol açtığı azalış ile birçok ülkede gözlemlenen ve özellikle fosil yakıtlara dair politika belirsizliklerinin altı çizilmektedir.

Yenilenebilir enerji kaynağı bazında yapılan yatırımlara baktığımızda ilgili rapor verilerine göre, %28 ile biyokütle ve çöpten enerji üretim sistemlerinin düşüşten en çok payı aldığı görülmektedir. Son dokuz yılın en düşük oranına sahip olarak %26’lık düşüş ile 5 milyar ABD Doları’na gerileyen biyoyakıt yatırımlarını, %20 ile güneş enerjisi ve %16 ile 50 MW kapasitenin altındaki hidroelektrik santral (HES) projesi yatırımları takip etmektedir. Bahsi geçen diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile karşılaştırıldığında düşme eğilimine en çok direnç gösteren kaynak ise %1 oranındaki düşüş ile 80 milyar ABD Doları’na gerileyen rüzgar enerjisi yatırımları olmuştur. Tüm yenilenebilir kaynaklar arasında yatırım trendi artış yönlü olan tek kaynağın ise, jeotermal enerji olduğu da raporda değinilen bilgiler arasındadır. 2013 yılı sonunda yatırımlarını %38 artıran jeotermal enerji, toplamda 2.5 milyar ABD Doları seviyelerinde bir yatırım hacmine ulaşmıştır. Yatırım trendlerindeki aşağı yönlü harekete rağmen, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimi küresel güç üretimi portföyündeki payını, 2012 yılındaki %7.8’lik seviyeden 2013 yılı sonunda %8.5 seviyesine taşımıştır.

Kaynak ülke bazında 2013 yılı yatırım rakamlarını değerlendirdiğimizde ise, Çin’in bir ilk olarak yenilenebilir enerjide tüm Avrupa’dan daha çok yatırım yaptığını söylemek mümkün olmaktadır. %44’lük düşüş ile 48 milyar ABD Doları’na gerileyen Avrupa ülkelerinde gerçekleşen yatırımlara karşılık,

Çin %6’lık düşüş oranına rağmen 56 milyar ABD Doları ile lider konumda bulunmaktadır. %10’luk bir düşüş ile ABD’de gerçekleşen yenilenebilir enerji yatırımları 36 milyar ABD Doları seviyelerine gerilerken, Hindistan’ın %15 (6 milyar ABD Doları) ve Brezilya’nın 2005 yılından bu yana tecrübe edilen en büyük düşüş olan %54 (3 milyar ABD Doları) ile yatırımlarını azalttığı da vurgu yapılan diğer noktalar arasındadır. 2013 yılı içerisinde Ar-Ge faaliyetleri haricinde yenilenebilir enerji piyasalarında gerçekleşen yatırımların %80 gibi bir oranla ivme kazandığı tek ülkenin ise, Japonya olduğu göze çarpan bir diğer detay olarak karşımıza çıkmaktadır.

Son olarak da raporda belirtilen yatırım türlerinde yaşanan gelişmelere bakıldığında, yenilenebilir enerji ^rmalarından kaynaklı kamu piyasalarında yaşanan özsermaye artışının (public market equity) dikkat çektiğini söyleyebiliriz. %201’lik bu artış 2010’dan beri piyasaların şahit olduğu en yüksek oran olmakla birlikte, toplam piyasa değerinin de mevcut durumda 11 milyar ABD Doları seviyelerine tırmanmasını sağlamıştır.

Geçtiğimiz 10 yılda yaşanan ekonomik büyüme ve yüksek şehirleşme hızına paralel olarak Türkiye, dünyada enerji piyasaları en hızlı büyüyen ülkeler arasındaki yerini almıştır. Yenilenebilir enerji kaynakları bakımından da coğra^ olarak bir avantaja ve yüksek potansiyele sahip olan ülkemiz, birçok etmenin katkısıyla enerji piyasalarını derinleştirerek cazip bir yatırım merkezi haline dönüşmektedir. Öncelikli olarak belirlenen 2023 yılı politika hede?eri doğrultusunda 120 milyar ADB Doları olması beklenen yatırımlar içerisinde, uygun tarife garantileri ile desteklenen teşvik ve sübvansiyonlar ile yenilenebilir enerji türlerinin ulusal şebeke içindeki payının artması beklenmektedir. TEİAŞ verilerine göre, 2013 yıl sonu itibariyle brüt elektrik üretimini % 25 civarında yenilenebilir enerji kaynaklarından (hidroelektrik dahil) sağlayan ülkemizin, özellikle mevzuatta yapılan değişiklikler ile lisanssız elektrik üretimi alanında kapasite artırımı yoluna gitmeyi tercih ettiği bilinmektedir. Birleşmiş Milletler Çevre Programı Raporu kapsamında, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke gruplarındaki yatırımlar arasında yapılan yıllık karşılaştırma hesaplamalarında dışarıda bırakılan üç ülkeden biri olan Türkiye’de yenilenebilir enerji yatırımı alanında atılan bu adımların, 2004 yılından bu yana ülke grupları arasında küresel yeni yatırım rakamları bazında yıldan yıla kapanan makasın yakın gelecekte biraz daha yakınlaşmasında hiç kuşkusuz katkılar sağlaması beklentiler dahilinde olacaktır.

Page 11: Mart Nisan Sayısı 2014

DELTA

GENERATION:

%31’E KADAR DAHA FAZLA

ENERJI ÜRETIMI

Türbin teknolojisinde 27 yılı aşkın tecrübe ile multi-MW segmentinde 2100’ün üzerinde türbin kurulumu yapan Nordex, gelişmiş teknolojisini dördüncü nesil türbin platformu Delta Generation ile güçlendiriyor. N117/3000 ve N100/3300, daha uzun kanat tasarımı ve artan generatör kapasitesi ile IEC-2 ve IEC-1 sahalarında %31’e kadar daha fazla enerji üretecek.

Güvenilir Nordex teknolojisinde değişimin adı: Delta Generation.

www.nordex-online.com/delta-generation

. . .

Page 12: Mart Nisan Sayısı 2014

10 Mart-Nisan 2014

Dipnot

Dünyadaki nüfus artışı, sanayileşme ve artan ticaret olanakları ile doğal kaynaklara ve enerjiye olan talep her geçen gün artmaktadır. Artan talebi

karşılamakta yenilenebilir enerji kaynakları oldukça önemli bir hale gelmiştir. Yenilenebilir enerji yatırımları, önümüzdeki dönemlerde en hızlı ve parlak sektör olma yolunda ilerlemektedir.

Dünyada 2013 yılında yenilenebilir enerji sistemlerine yapılan yatırım miktarı 2012 yılına göre %15 oranında azalmıştır. Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın 2014 raporundaki verilerine göre 2013 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarından güneş enerjisi yatırımları %20, biyoyakıt sistemlerinde %26, rüzgara yönelik yatırımlar %1 oranında azalmıştır. 2013 yılında hidroelektrik santral projeleri yatırımları azalmış, jeotermal enerji yatırımları ise kayda değer oranda artmıştır. 2013 yılı değerlerine bakıldığında yenilenebilir enerjinin dünyanın toplam enerji üretimi üzerindeki oranı %7,8’den %8,5’e çıkmıştır. 2013 yılı içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarına en fazla yatırımı Çin yapmıştır.

AB, 2020 yılına kadar toplam enerji üretiminin %20’sini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamayı hede?emektedir. Avrupa’da rüzgar ve güneş enerjisi yatırımları fosil kaynaklı yakıtlarla rekabet edebilecek seviyelere ulaşmıştır. Bu nedenle yenilenebilir enerji reformu kapsamında güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi yatırımlarında sübvansiyonlara son verilmesi planlanmaktadır.

Almanya önümüzdeki yıllardaki elektrik fiyatlarının dengesiz artmasını engellemek amacıyla yenilenebilir enerji kanununda gerekli düzenlemelerin yapılmasını içeren yasa tasarısını onaylamıştır. Bu yasa tasarısı ile yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımların planlanabilmesi dolayısıyla enerji fiyatlarının kontrol altına alınması amaçlanmaktadır.

Yenilenebilir enerjiler karbon emisyonunun azalması, petrol ve doğal gaza bağımlılığının azalması açısından ülkemiz içinde oldukça önemlidir.

Türkiye yenilenebilir enerjide oldukça büyük bir potansiyele sahiptir. Türkiye’de 2013 yılında devreye giren enerji yatırımlarının yaklaşık %50’si yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlardır. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan

yatırımlar sayesinde aynı miktarda enerjiyi üretmek için doğal gaz ithalatında azalma meydana gelmiştir.

Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarından maksimum ölçüde yararlanması şarttır. Çünkü Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin ekonomik büyüme hızı, her geçen gün artan enerji talebi ve rekabetçi piyasa koşulları enerji yatırımları açısından oldukça cazip olmaktadır.

Türkiye özellikle Avrupa ile ekonomik işbirliğine gereken önemi vermeli, yenilenebilir enerji yatırımlarında hem yerli hem de yabancı yatırımcıların karşılıklı fayda sağlayacağı olanaklar tespit edilmelidir. Türkiye ile Fransa arasında enerji işbirliği anlaşması imzalanmıştır. Başta enerji verimliliği olmak üzere yenilenebilir enerji konusunda önemli adımlar atılacaktır. Fransa özellikle yenilenebilir enerji konusunda oldukça önemli bir mesafe katetmiştir. Türkiye’nin de yenilenebilir enerji konusunda farklı projelere imza atarak kurulu gücünü arttırması gerekmektedir.

Enerjinin verimli bir şekilde kullanılması enerji arzının sürekliliği oldukça önemlidir. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve sürekli artan enerji talebini karşılamak için yerli kaynakları ve yenilenebilir enerji kaynaklarını yerinde kullanmamız gerekmektedir. Türkiye enerji piyasası dünyanın en hızlı gelişen piyasalarından biridir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yenilenebilir enerji yatırımları ile ilgili uzun vadeli strateji planları yapması gerekmektedir. Türkiye yenilenebilir enerji sektöründe kalifiye elaman konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Bunun için acilen gerekli düzenlemeler yapılarak bu boşluk kapatılmalıdır.

Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda enerji sektöründeki hede?erine ulaşabilmesi için yatırımlarına hız vermesi gerekmektedir. Bunun için de mevcut mevzuatlar ve izin aşamasındaki prosedürlerin yatırımcıları teşvik edecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak yatırımların payını arttırmak kadar enerjinin verimli kullanılması da son derece önemlidir. Enerji verimliliği konusunda üniversiteler ile birlikte ortak çalışmalar yapılarak toplum bu konuda bilinçlendirilmelidir. Özellikle geri dönüşüm konusuna ağırlık verilmeli, yenilenebilir enerjide geri dönüşümün oldukça önemli olduğu unutulmamalıdır.

İbrahim DaymazMetCap Enerji Yatırımları Direktörü[email protected]

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI VE DÜNYA ENERJİ DENGESİ

Page 13: Mart Nisan Sayısı 2014

Sürdürülebilir bir

gelecek için enerji

RES Anatolia

T +90 212 240 6161

[email protected]

www.res-anatolia.com

Page 14: Mart Nisan Sayısı 2014

12 Mart-Nisan 2014

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun 2005 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından

onararak kanunlaşmıştır. Kanunun amacı; yenilenebilir

enerji kaynaklarının elektrik enerjisi üretimi amaçlı

kullanımının yaygınlaştırılması, bu kaynakların güvenilir,

ekonomik ve kaliteli biçimde ekonomiye kazandırılması,

kaynak çeşitliliğinin artırılması, sera gazı emisyonlarının

azaltılması, atıkların değerlendirilmesi, çevrenin

korunması ve bu amaçların gerçekleştirilmesinde ihtiyaç

duyulan imalat sektörünün geliştirilmesidir.

Bu Kanuna ve Yeni Elektrik Piyasası Kanunu’na

dayanılarak çıkarılan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının

Belgelendirilmesi ve Desteklenmesine İlişkin Yönetmelik

1 Ekim 2013 Günü Resmi Gazete’de yayımlanarak

yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğin amacı; yenilenebilir enerji kaynaklarına

dayalı elektrik enerjisi üretimini teşvik etmektir.

Yönetmelik, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı

elektrik enerjisi üretiminin teşvik edilmesi amacıyla;

üretim lisansı sahibi tüzel kişilere yenilenebilir enerji

kaynaklarına dayalı üretim tesisleri için “Yenilenebilir

Enerji Kaynak Belgesi” verilmesi ile “Yenilenebilir Enerji

Kaynakları Destekleme Mekanizması”nın kuruluşu ve

işleyişini düzenlemek amacıyla kamu tüzel kişilerinin

görev ve yetkileri ile ilgili gerçek ve tüzel kişilerin hak ve

sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır.

Yönetmelik’te yenilenebilir enerji kaynakları belirtilmiştir.

Hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal, biyokütle, biyokütleden

elde edilen gaz (çöp gazı dâhil), dalga, akıntı enerjisi ve

gel-git gibi fosil olmayan enerji kaynakları Yönetmelik

kapsamında yenilenebilir enerji kaynağı olarak kabul

edilmiştir.

YEKDEM, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim faaliyeti gösteren üretim lisansı sahibi tüzel kişilerin faydalanabileceği fiyatlar, süreler ve bunlara yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasları içeren destekleme mekanizması olarak tanımlanmıştır. Yönetmelik kapsamındaki yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim lisansı sahibi tüzel kişiler, lisans bazında, bir sonraki takvim yılında YEKDEM’e kayıt olmak istemeleri halinde 31 Ekim tarihine kadar başvuru yapmalıdır. YEKDEM başvurusu yapan tüzel kişilerden bir sonraki takvim yılında YEKDEM’den yararlanabilecek olanları içeren nihai liste 30 Kasım tarihine kadar sonuçlandırılacaktır.

Yine Yönetmelik kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı olup 18 Mayıs 2005 tarihinden 31 Aralık 2015 tarihine kadar kısmen veya tamamen işletmeye girmiş veya girecek olan üretim tesislerine ilişkin üretim lisansı sahibi tüzel kişiler, lisansına derç edilen ilk kurulu gücün tamamının işletmeye giriş tarihinden itibaren 10 yıl süreyle YEKDEM’den yararlanabilecektir. Ayrıca anılan tüzel kişilerin, ilk kurulu gücün tamamı işletmeye girmeden YEKDEM’e katılması halinde, YEKDEM’e ilk katıldığı tarihten itibaren 10 yıl süreyle YEKDEM’den yararlanabilecektir.Üretim lisansı sahibi her bir YEKDEM katılımcısı saatlik üretim tahminlerini her bir gün için, önceki gün saat 09:00 itibariyle MYTM tarafından belirlenecek şekle uygun olarak MYTM’ye bildirecektir. Ayrıca, muafiyetli üretim miktarı için YEKDEM katılımcısı olan görevli tedarik şirketleri kendi görev bölgesi içindeki OSB’lerde yer alan yenilenebilir enerji kaynaklarından Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliği kapsamında üretim yapan tesisler de dahil, muafiyetli üretim miktarına ilişkin saatlik tahminlerini her bir gün için, önceki gün saat 09:00 itibariyle MYTM tarafından belirlenecek şekle uygun olarak MYTM’ye bildirecektir.

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ BELGELENDİRİLMESİ VE DESTEKLENMESİ

Enerji Hukuku

Av. Nurgül ÇAKIRLegal Hukuk Bü[email protected]

Page 15: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 16: Mart Nisan Sayısı 2014

14 Mart-Nisan 2014

Gündem

Enerji sektöründeki tartışma gündeminin temelini oluşturan enerji güvenliği kaygılarının odağında yer alan; fosil kaynaklar ve yürütülen faaliyetlerden kaynaklanan

sera gazı emisyonlarının yaşamı tehdit eder boyutlara ulaşması, enerji kaynaklarının üretimi ve tüketiminden kaynaklı çevresel etkiler ile fosil yakıtlar, kullanılabilir su kaynakları gibi dünyadaki doğal enerji kaynaklarının hızla tükenmesi riskleri, küresel ısınma ve iklim değişikliği konularında gerek bireysel gerekse toplumsal ölçekte duyarlılık ve farkındalığın artmasına sebep olmuştur. Söz konusu risk ve kaygıların paralelinde, alternatif, çevreci ve temiz olarak nitelendirilebilecek enerji kaynakları olan yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgi de günden güne artmakta. Hükümetler yerli ve yenilenebilir olan güneş, rüzgar, biyoyakıt gibi kaynaklara enerji politikaları çerçevesinde daha fazla yer ayırarak, hem enerji güvenliği boyutunda kaynak çeşitlendirmesi yoluyla dışa bağımlılık oranlarını düşürmekte, hem de yenilenebilir enerji alanında gerçekleşen yatırımlar sayesinde ülke ekonomilerinde yeni istihdam alanları yaratmaktadır.

2005 yılından bu yana, 21. yüzyıldaki yenilenebilirenerjiye geçiş ivmesinin hızlanması gayesiyle uluslararası liderlik misyonuyla hareket eden ve küresel yenilenebilir enerji alanında bir politika ağı olan REN21 tarafından yayınlanan Renewables 2013 (Yenilenebilirler 2013) raporu verilerini incelediğimizde, 2012 yılı sonu itibariyle küresel yenilenebilir enerji yatırımlarındaki kapasitenin 244 milyar ABD Dolar olarak gerçekleştiğini görmekteyiz. Aynı raporda, hidro güç hariç ve dahil güç kapasiteleri ise sırasıyla, 480 ve 1.470 GWh olarak belirtilmektedir. Yeni kapasite yatırımlarını ülke bazında incelediğimizde ise lider konumda bulunan Çin’i, ABD ve Almanya’nın takip ettiği görülmektedir. Yenilenebilir enerji kaynağı bazında ise; hidro güç ile güneş enerjisinin su ısıtma amaçlı kullanımında Çin; rüzgar, biyodizel ile etanolde ABD ve solar PV’de Almanya’nın sıralamada başı çeken ülkeler olduğunu söylemek mümkündür.

Aynı kategori sıralamasında Türkiye, hidro güç ile güneş enerjisinin su ısıtma amaçlı kullanımında Çin’in ardından ikinci sırada yer almaktadır. Artan yatırımlar neticesinde, 2012 yılı itibariyle gerçekleşen toplam kapasite rakamları, hidro güç hariç yenilenebilir enerji bazında Çin, ABD ve Almanya

sıralamasını değiştirmemiş ancak hidro güç dahil sıralamada Almanya’nın yerini Brezilya’nın almasına sebep olmuştur. Yine hidro gücün hariç tutulduğu kişi başı yenilenebilir enerji kapasitelerine baktığımızda, birinci sırada bulanan Almanya’yı, İsveç, İspanya, İtalya ve Kanada’nın takip ettiği görülmektedir.

REN 21 projeksiyonlarında küresel nihai enerji tüketimi içerisinde yaklaşık %20 paya sahip olduğu belirtilen yenilenebilir enerji kaynakları arasında, ortalama yıllık kapasite büyüme oranlarını değerlendirdiğimizde karşımıza çıkan tablodan, konsantre solar termal gücün %61 ile 2012 yılında, solar PV’nin ise %60’lık oran ile 2007-2012 yıllarını kapsayan beş yıllık dönemde diğer yenilenebilir enerji kaynaklarına kıyasla daha fazla yıllık yatırım hacmine sahip olduğu sonucunu çıkarmak mümkündür.

İlgili rapor rakamlarına istinaden, 2012 yılı sonu itibariyle yenilenebilir enerji piyasalarında teknoloji bazında tahmini istihdam rakamlarını değerlendirdiğimizde, biyoyakıt ve solar PV küresel çapta istihdam artışına katkı koyan iki önemli yenilenebilir teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Farklı ülkelerde yarattıkları iş gücü hacmi bazında da ele alınan teknolojilerin, büyük çoğunlukla Çin ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerindeki istihdam kapasite oranlarına yukarı yönlü ivme kazandırdığı görülmektedir. Dikkat çekici bir diğer nokta ise, Almanya, İspanya ve AB ülkeleri gibi gelişmiş ülkeler istisnasız tüm farklı teknolojiler kapsamında istihdam olanağı yaratırken; Çin’in jeotermal ve hidro güç alanında hiç potansiyel yaratmadığı, gelişmekte olan bir diğer ülke olan Brezilya’da ise biyoyakıt ve rüzgar enerjisi hariç hiçbir farklı yenilenebilir teknolojide iş imkanı sağlanmadığı gerçeğidir.

Gelişmekte olan Türkiye’nin enerji ekonomisine de bu çerçeveden baktığımızda, mevcut durumda dışa bağımlı ve fosil yakıt güdümlü olarak gelişim gösteren enerji piyasalarında, özellikle son on yılda küresel kaygı ve çabaların paralelinde yenilenebilir enerji kaynakları da önem kazanarak, elektrik üretimi ve enerji tüketimi içerisindeki paylarının artırılması çabalarına hız verilmiştir. Bu durumun doğal neticesinde de, hidro güç, rüzgar ve güneş başta olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılacak türlü yatırımların, yakın gelecekte ülkemizin istihdam rakamlarına da artış yönlü olarak yansıması mümkün görünmektedir.

YENİLENEBİLİR ENERJİ SEKTÖRÜNÜN İSTİHDAMA KATKISI

Evrim ÖzyorulmazAraştırma Görevlisi ve Doktora Adayı

İzmir Ekonomi Üniversitesi

[email protected]

Page 17: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 18: Mart Nisan Sayısı 2014

16 Mart-Nisan 2014

KISA KISA

16 Mart-Nisan 2014

KISA KISAKI

Tekirdağ Balabanlı RES’in ilk fazı işletmeye alındı

»»Borusan EnBW Enerji’nin, 2009 yılında işletmeye alınan Bandırma RES’ten sonra ilk rüzgar yatırımı olan Tekirdağ’daki 50 MW gücündeki Balabanlı RES’in ilk fazı devreye girdi. İlk fazın geçici kabulü Bakanlık yetkililerinin de katılımıyla 4 Nisan 2014 tarihi itibariyle tamamlandı. Tesis aynı gün gece yarısından itibaren enerji satışına başladı. Yıllık yaklaşık 153.000 MWh üretim yapacak olan Balabanlı RES 50 bin hanenin yıllık elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak ve yılda 90 bin ton karbondioksit salınımını önleyecek. Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Mehmet Acarla ilk fazın işletmeye alınması nedeniyle yaptığı açıklamalarda şunları belirtti: “Çalışmalarımız öngördüğümüz gibi devam ediyor. Birinci fazın işletmeye alınmasıyla ülkemizin elektrik üretimine ve karbon salınımının azaltılmasına önemli bir katkı yapmış olduk. Balabanlı RES’in ikinci fazının Mayıs ayı ortasında, tümünün ise 2014 yılının ilk yarısında işletmeye alınmasını hede?iyoruz. Böylece tesisi planlanan tarihten iki ay önce işletmeye almış olacağız. Başarılı çalışmaları için bütün ekip arkadaşlarımı kutlarım. Rüzgâr enerjisinde kısa vadede 455 MW; uzun vadede ise 1500 MW’ın üstünde bir rüzgar kurulu gücüne ulaşma hede^mize doğru güçlü adımlarla ilerliyoruz.”

EWE AG’den dev satın alma

»»Türkiye’de, EWE Turkey Holding çatısı altında Bursagaz, Kayserigaz, Enervis ve EWE Enerji şirketleri ile faaliyet gösteren Alman enerji devi EWE AG, gücüne güç kattı. Leipzig merkezli doğalgaz ticaret ve iletim şirketi olan VNG’nin yüzde 48 hissesine sahip olan EWE AG, şirketin yüzde 16’lık hissesini daha satın aldı. EWE AG, son satın almayla VNG’nin çoğunluk hissedarı konumunda geldi. VNG’nin hissedarlarından biri olan Wintershall şirketinin arama ve üretim sektörüne odaklanmak amacıyla satışa çıkardığı VNG hisselerinin EWE’ye devri gerekli onayların tamamlanmasının ardından gerçekleşecek. Wintershall ve EWE, satışın kesinleştirilmesi için VNG Genel Kurulu’nda gerekli oy çoğunluğuna sahip durumda.Satın almaya ilişkin konuşan EWE AG CEO’su Dr. Werner Brinker, EWE AG’nin doğalgaz dağıtım ve depolama alanında yaklaşık 80 yıllık uzmanlığını VNG şirketinin uzmanlığı ile daha da ileriye götüreceklerini dile getirerek, “Almanya’da VNG şirketinin de çoğunluk hisselerinin alınmış olması, faaliyet gösterdiğimiz ülke ve alanlarda teknoloji transferi konusundaki çalışmalarımıza daha da güç katacaktır” dedi.

Erensan İtalya MCE Fuarı’na enerji verimliliği yüksek ürünleriyle çıkarma yaptı

»»Katıldıkları MCE Fuarı sonrası değerlendirmelerde bulunan Erensan Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Eren, dünyanın çevreye duyarlı, enerji verimliliği ve tüketimde tasarruf sağlayan ürünlere odaklandığını söyledi. Bunu MCE Fuarı’nda yakından gördüklerini vurgulayan Eren şunları aktardı: “Enerji verimliliği sağlayan ürünlerin ön plana çıktığı ve yoğun talep gördüğü İtalya MCE Fuarı, yüzde yüz yerli üretimle enerji verimliliği sağlayan ürün gamına sahip olan Erensan açısından oldukça verimli geçti. İki yılda bir İtalya’nın Milano şehrinde düzenlenen MCE Fuarı, ısıtma, soğutma, iklimlendirme ve yenilenebilir enerji sektörlerinin dünyadaki liderlerini biraraya getirmesi açısından oldukça önemli. Başta Türkiye, Polonya ve Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere 58 farklı ülkeden 900 ^rma fuara katılım gösterdi. Erensan olarak biz de TR C Gaz Yakıtlı Üç Geçişli Yoğuşmalı Kazan, HDR İki Geçişli Buhar Kazanı, EUROMAX C Üç Geçişli Sıcak Su Kazanı ürünlerimizle düzenli olarak katıldığımız fuar dünyasındaki uluslararası düzeyde önemli bir yere sahip olan MCE Fuarı’nda yoğun ilgi gördük. Fuar da tanışmış olduğumuz ve yapmış olduğumuz görüşmeler sonucu Torino da bulunan MASSIMINO HOSPITAL ile buhar kazanları konusunda anlasma sağladık. Ayrıca sadece Avrupa’dan değil bir çok farklı ülkeden profesyonel ziyaretçinin ilgi gösterdiği MCE Fuarı’nda Erensan olarak farklı ülkelerle de çözüm ortaklığı anlaşmaları yaptık.”

Türk enerji şirketlerine Bosna’da yatırım fırsatı doğdu

»»Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Bosna Hersek Federasyonu Enerji, Sanayi ve Maden Bakanı Erdal Trhulj Ankara’da bir araya geldi. Bakan Yıldız, görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, iki ülke arasında enerjiyle alakalı gelişmeleri enine boyuna değerlendirdiklerini söyledi. Bosna Hersek’in elektrik piyasasının serbestleşmesine yönelik çalışmaları olduğunu hatırlatan Bakan Yıldız, bu konularda Türkiye’nin yapabileceği katkıları konuştuklarını belirtti. Bosna Hersek Federasyonu Enerji, Sanayi ve Maden Bakanı Erdal Trhulj da özellikle sektörün serbestleşmesinde Türkiye’nin deneyimlerinden yararlanmayı amaçladıkları söyledi. Enerji üretim kaynaklarını özel sektöre açacaklarını belirten Trhulj, Haziran ayında HES’lerin yapımı için ihaleye çıkacaklarını, Türk şirketlerinin de bu ihalelere katılabileceğini kaydetti.

Page 19: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 20: Mart Nisan Sayısı 2014

18 Mart-Nisan 2014

KISA KISA

18 Mart-Nisan 2014

KISA KISAKI

Enerjisa Kavşak Bendi HES’i devreye aldı

»»Enerjisa, 186 MW kurulu güce sahip Kavşak Bendi Hidroelektrik Santrali’ni devreye alarak toplam kurulu gücünü 2.560 MW’a çıkardı. 2013 yılında ilk ünitesi devreye alınan Kavşak Bendi HES, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın kabulü ile tam kapasite üretime başladı. Enerjisa CEO’su Yetik K. Mert konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin elektrik enerjisi ihtiyacını çevreye duyarlı ve yenilikçi teknolojiler ile karşılamak üzere çıktığımız bu yolda yenilenebilir enerji kaynaklarını üretim portföyümüze katmaya devam ediyoruz. Kavşak Bendi Hidroelektrik Santrali’ni tam kapasite devreye alarak toplam kurulu gücümüzü 2 bin 560 MW’a çıkardık” dedi. Enerjisa COO’su Holger Kreetz ise şunları aktardı: “Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasına büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda, 2013 yılında yaklaşık 600 MW kurulu güce sahip 7 hidroelektrik santralini devreye aldık. Portföyümüzdeki yenilenebilir enerjinin payını arttırmak üzere çalışmalarımıza devam ederek Kavşak Bendi HES’i tam kapasite ile devreye aldık ve böylece yenilenebilir enerjinin üretim portföyümüzdeki payı yaklaşık %50’yeulaşmış oldu.”

General Electric, Türkiye’deki enerji portföyünü satıyor

»»ABD’li enerji devi General Electric (GE), Türkiye’deki enerji portföyünü satma kararı aldı. 2007 yılında Gama Enerji’nin yüzde 50 hissesini alan GE, şimdi bu payları Gama Enerji’ye geri satmak için Rekabet Kurulu’na başvurdu. Rekabet Kurulu’ndan yapılan duyuruya göre GE Energy Financial Services (EFS), Gama Enerji ve Gama Enerji İş Geliştirme şirketlerinde sahip olduğu yüzde 50’lik payı Gama Holding’e satmak için görüşmelere başladı. GE ile Gama Holding arasındaki ortaklık 2007 yılında gerçekleşmişti. İkili enerji alanında birçok önemli projeye imza atarken, en önemli yatırımları inşaatı halen devam eden Kırıkkale Doğalgaz Kombine Çevrim Santrali oldu. 840 megavatlık santralin 2016 yılında işletmeye açılması bekleniyor. İkilinin yurtdışında da diğer ^rmalarla ortak olarak inşasını yaptığı bir çok hidroelektrik ve rüzgar santrali bulunuyor. Gama Enerji’nin yatırım ve varlık portföyü 4 milyar dolar seviyesinde bulunurken, kurulu gücü 2 bin megavat seviyesinde. GE, 1948 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet gösteriyor. 1948 yılında Koç Grubu ile gerçekleştirilen ilk önemli yatırım olan ampul fabrikasının kurulmasıyla başlayan GE’nin Türkiye’deki varlığı, şu anda, havacılık, enerji, aydınlatma, sağlık, ulaştırma ve Ar-Ge alanlarında önemli ilişkiler ve ortaklıkları kapsıyor. Öte yandan Türkiye’de mevcut tüm uçakların yüzde 60’ını GE motorları taşıyor.

İki Alman ;rması Türkiye’nin rüzgarı için konsorsiyum kurdu

»»Yenilenebilir elektrik üretiminde Çin, ABD ve Alman ^rmaları arasında Türkiye pazarını hedef alan yoğun rekabet, ^rmaları konsorsiyum kurma yoluna itiyor. Son olarak dünyanın en büyük yenilenebilir enerji şirketlerinden Alman STEAG ve PNE Wind, Türkiye’de ortak çalışmak için yeni bir şirket kurdu. Alman enerji devi Evonik’in şirketi STEAG ile PNE Wind’in rüzgardan elektrik üretimini amaçlayan işbirliğinde hedef oldukça yüksek. İki ^rmanın yüzde 50 hisseyle kurduğu ortaklığın amacı 700 MW’lık kapasiteyle hizmet vermek. Bu da mevcut pazarın toplam kapasitesinin 4’te 1’ine denk geliyor. Ortaklığı değerlendiren STEAG Başkanı Joachim Rumsadt, “Türkiye’de 30 yıllık bir geçmişimiz var. Burada edindiğimiz tecrübelerimizi kullanarak, hızla büyüyen enerji piyasasında ortak bir sinerji oluşturacağız” dedi.

MeteoGroup Türkiye’de o;s açtı

»»Avrupa, Güneydoğu Asya ve ABD’de 150’si meteorolojist olmak üzere 400 çalışanı ile global çapta hava tahmini ve danışmanlık hizmetleri veren MeteoGroup, Ankara’da o^s açtı. Türkiye enerji pazarında yer alan ^rmalara uzun yıllardır hizmet verdiklerini belirten MeteoGroup İş Geliştirme Müdürü Serdal Tunç, Ankara’da açtıkları o^sleriyle çalışma alanlarını daha da genişleteceklerini söyledi. Enerji piyasasındaki işletmeler için, kamu hizmeti sağlayıcılarından, bu alanda ticaret yapanlara ve distribütörlere kadar, güvenilir hava tahminin son derece önemli olduğuna dikkat çeken Tunç, şunları aktardı: “Türkiye’nin hızla büyüyen ekonomisiyle birlikte Avrupa’nın Ortadoğu ve Asya’ya acılan kapısı konumunda olmasından dolayı MeteoGroup faaliyet alanını Ankara’daki şubesi ile genişleterek faaliyetlerine başlamıştır. MeteoGroup hava tahminindeki uzmanlığına ek olarak, hava öngörü model verileri, bunlarla ilgili model değişiklikleri, kıyaslamaları, kaymaları ve güvenirlilik derecesi ile ilgili önemli bilgileri de sağlamaktadır. Özellikle Türkiye’de hızla gelişen yenilenebilir enerji sektörüne MeteoGroup tutarlı ve kârlılığı optimize eden çalışmaları ile katkıda bulunacaktır.”

Page 21: Mart Nisan Sayısı 2014

ENİSOLAR

Page 22: Mart Nisan Sayısı 2014

20 Mart-Nisan 2014

HABER

Zorlu Enerji Grup, 2010 yılında Karbon Saydamlık Projesi’ne Türkiye’den katılan tek enerji

şirketi oldu. 2011 yılında da proje kapsamında ilk kez verilen “Karbon Saydamlık Liderliği Ödülü”nü almaya hak kazanan grup, 2012 yılında saydamlık skoruyla Karbon Saydamları Liderleri sıralamasında ilk beş arasında yer aldı. Yine 2012 yılında faaliyetleri sonucu oluşan karbon ayak izi karşılığında Türkiye’nin dört bir yanında yeni ormanlık ve yutak alanlar oluşturmaya karar veren grup, bu karar doğrultusunda; katıldığı fuar, toplantı gibi kurumsal organizasyonlarda karbon ayak izimizi detaylı bir şekilde hesaplayarak karşılık gelen ağaç sayısının üzerinde ^dan dikimi gerçekleştirdi. Geçen yıl ise grup şirketlerinden Zorlu Doğal Elektrik, Karbon Saydamlık Projesi platformunu

kullanarak iklim değişikliği stratejilerini açıklayan şirketler arasında yapılan performans derecelendirmesinde, en yüksek ikinci grup olan B grubunda yer alarak, “Türkiye’nin İklim Performans Liderleri Ödülü” nü almaya hak kazandı. Zorlu Enerji ise, Borsa İstanbul-100 (BIST 100)’e dahil olan ve raporlama yapan 4 enerji şirketinden en yüksek performans skorunu alan şirket oldu.

PROJELERİMİZE GELECEKTE DE DEVAM EDECEĞİZ

Şimdiye kadar yaptıkları önemli çalışmalarla sektörde birçok ilke imza attıklarını dile getiren Zorlu Enerji Grup Genel Müdürü Sinan Ak, “Enerji verimliliği ve karbon emisyonunun azaltılmasına yönelik önemli çalışmalarımızla sektörümüzde öncü ve örnek olmaya çalışıyoruz. Grup kuruluşlarımızın emisyon değerlerini ölçerek, Türkiye’nin karbon ayak izini hesaplayan ilk enerji şirketi olduk. Türkiye’deki ilk karbon emisyon projesini de Gökçedağ Rüzgar Santralimizle gerçekleştirdik ve EcoSecuritiesGroup ile 2008 yılının Ocak ayında Karbon Emisyon Satış Sözleşmesi imzaladık. 2009 yılından bu yana da karbon ayak izimizi izliyoruz” dedi. “Daha yaşanabilir bir dünya yaratmak ve yeşil büyümeye katkı sağlamak için enerji sektörüne

örnek teşkil eden projeler yaratmaya devam edeceğiz” diyen Ak, bu anlamda çevre dostu ve yeşil büyümeye katkı sağlayan bir kuruluş olduklarını belirtti.“Zorlu Enerji Grubu olarak, hem bugünü hem de gelecek nesilleri düşünüyoruz. Düşük karbonlu ekonomiye geçişte karşı karşıya olunan risk ve fırsatları, geleceğe yönelik stratejilere dönüştürebilmek için çalışmalar yürütüyor, geleceğe yönelik, son derece önem taşıyan stratejiler geliştiriyoruz” diyen Ak, gelecek nesiller için büyük tehdit oluşturan karbon salımına karşın etkin çalışma içinde olduklarını kaydetti. Çevreyi koruma noktasında tüm ülkelerin çeşitli sorumlulukları olduğunu ve düşük maliyetli sera gazı azaltım sistemlerin kullanılması gerektiğini vurgulayan Sinan Ak, “Daha yaşanabilir bir dünya için ortak sorumluluklarımızın farkında olarak, enerji sektöründe örnek olacak projelerimize bugün olduğu gibi gelecekte de devam edeceğiz” dedi.

Sinan Ak, iklim değişikliğine karşı verdikleri mücadele ve gerçekleştirmiş oldukları öncü projelerle bu yıl 3-5 Nisan tarihlerinde İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen İstanbul Karbon Zirvesi’ne sponsor olarak, önemli katkılar sağladıklarını sözlerine ekledi.

ZORLU ENERJİ KARBON EMİSYONUNDA İLKLERE İMZA ATIYOR

Karbon ayak izlerini takip eden Zorlu Enerji Grup, buna

karşılık gelen sayının üzerinde (dan dikimi yaparak yeşil

büyümeye katkı sağlıyor. Karbon emisyonunda ilklere imza

attıklarını belirten Zorlu Enerji Genel Müdürü Sinan Ak,

“Düşük karbonlu ekonomiye geçişte karşı karşıya olunan risk

ve fırsatları, geleceğe yönelik stratejilere dönüştürebilmek için

çalışmalar yürütüyoruz” dedi.

Page 23: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 24: Mart Nisan Sayısı 2014

22 Mart-Nisan 2014

ABB Tip 2 30 70

20 40

5 20

Tablo 1

Tip 2 70 40 20 15 10 5 2 1

70 1 3 20 50 150 400 2500 9000

40 1 5 20 40 200 1000 3000

20 1 2 20 150 1000

Tablo 2

Bir örnekle açıklayacak olursak: Bir binanın yıldırım yakalama alanın (Am) 1km² olduğunu varsayalım, ve binanın bulunduğu bölgenin km²’ye düşen yıllık yıldırım yoğunluğu (Ng) 4 olsun. Bu bölgedeki beklenen maksimum yıldırım darbesinin 20kA olduğunu kabul edelim. Bu özel durumda teorik olarak Imax değeri 20kA ve In değeri 5kA olan tip 2 parafudurun ömür öngörüsü:

Maks.darbe akımı 20

(1*4) Am (km2)*Ng

PARAFUDURLARDA

UZUN ÖMÜR

Alper Çelebi // ABB Alçak Gerilim Ürünleri DIN Rayı Ürünleri Ürün Müdürü

Parafudurlar için nominal deşarj akımı değeri In, elektriksel dayanıklılığının da bir ölçütüdür. Yazımızda “parafudurlarda uzun ömür” konusunu nedenleri ile birlikte inceleyeceğiz. Hepimiz biliyoruz ki; parafudurlar, kartuş sigortalar gibi bir defa kesme yaptığı zaman değiştirilmesi gereken ya da hata düzeltildiğinde çok defa yeniden kapatılabilen otomatik sigortalar gibi koruma elemanları değildir. Bu teknik değerlendirmenin amacı parafudurun performansına bağlı olarak ömrünün öngörüsünü yapabilecek pratik ipuçları sunmaktır. IEC 61643-1 standardı parafudurların test metodlarını tari?emektedir. Tip 1 ve Tip 2 parafudurlar sınıf-I testinde 8/20 dalgasındaki maksimum değere sahip (Iimp değerine karşılık gelen) 15 darbeye ve sınıf-II testi için de In nominal akım değerine dayanmalıdır. Daha sonra, Tip 1 için Iimp değerine kadar ulaşan akım darbelerinde ilave testler yapılmaktadır. Parafudurun ömrü için bu bilgi ne ifade etmektedir.

= 5 yıl=

In= 5kA değerine sahip tip 2 parafudurun, regülasyonlara tamamen uygun olmasına rağmen, bağlı olduğu binanın ömrüne kıyasla

oldukça kısa bir kullanım ömrü olduğu açıktır. Koruduğu ekipmanın değerine kıyasla en uygun In değerine sahip parafudurun 15-20kA olduğunu hesaplayabiliriz.Şimdi başta sorduğumuz soruyu cevaplayabilecek bilgiye sahibiz. Binaya ömrü boyunca etkileyecek deşarj akımlarının 5 kA olduğunu öngörelim.In 5kA ve Imax 20kA değerlerine sahip tip 2 parafudurun dayanması gereken ortalama deşarj sayısı Tablo-2’de mavi kolonda gösterilmiştir. Koruduğu ekipmanın değerine kıyasla en uygun In değerine sahip parafudurun15-20kA olduğunu hesaplayabiliriz. In değeri 20 kA olan (Imax=40kA) standart bir tip 2 parafudur, ortalama 200 yıldırıma dayanabilmekte, bu süre de parafudurun bağlı bulunduğu tesisatın ömründen çok daha uzundur.

TERİMLER SÖZLÜĞÜAnlık aşırı gerilim: Bir binanın yakınına düşen atmosferik deşarj sonucu olan gerilimSınıf II testi: IEC 61643-11 standardında kullanılan ve nominal deşarj akımına (In) göre yapılan test metodudur.Nominal deşarj akımı In: Sınıf II testinde kullanılan akım değeridir. 8/20µs dalgasına sahip parafudurların tepe akım değeridir. Sınıf I testinde parafudurların önkoşullandırılmasında kullanılır.8/20µs dalgası: Anlık aşırı gerilimi simüle etmek için kullanılan akım darbesi. Akımın tepe değerine ulaşma zamanı 8µs ve yarısına inme zamanı 20µs’dir.Ng (Yıldırım Yoğunluğu): Türkiye Orajlı Gün Haritası’na göre hesaplanabilecek Ng ≈ yıldırımlı gün sayısı (yıllık) x 0,1.

Page 25: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 26: Mart Nisan Sayısı 2014

24 Mart-Nisan 2014

HABER

ÇALIK ENERJİ’YE AMERİKA’DANEN İYİ GLOBAL PROJE ÖDÜLÜ

FIRAT BÖLGESİ ELEKTRİĞE KAVUŞTU

Çalık Holding, Irak’ın Kerbela Al-Khairat Bölgesi’nde

bulunan 1250 MW kapasiteli elektrik santrali Irak

elektriğinin beşte birini karşılıyor. Santral, ülkenin en büyük enerji

santralı konumunda. Çalık Enerji Wtarafından iki yılda tamamlanan santral, Irak’ın yeniden inşasında en önemli

altyapı projelerinden biri olarak gösteriliyor. Santral ile tüm

Fırat Bölgesi elektriğe kavuşmuş oldu. Kurulan santralle Irak’ın

Kerbela, Babil, Necef ve Kazimiye bölgelerinde toplam 5 milyon

kişiye, 24 saat kesintisiz elektrik veriliyor. Santral, Ekim ayından bu yana tam kapasite çalışıyor.

Santralde enerjiyi üreten 10 adet GE 9E modeli

türbin yer alıyor.

Çalık Enerji, Irak’ın Kerbela Bölgesi’nde gerçekleştirdiği Al-Khairat Elektrik Santralı projesi

ile önemli bir ödüle layık görüldü. Şirket, dünyanın en büyük mühendislik ve müteahhitlik ödülü olarak kabul edilen “Best Global Project” ödülünü kazandı. Çalık Enerji Genel Müdürü Doç. Dr. Osman Saim Dinç, “Irak elektriğinin beşte birini karşılayan santral, ülkenin en büyüklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Irak’ın yeniden inşasında en önemli altyapı projelerinden biri olarak gösteriliyor. Bu ödül Türk mühendisliğinin ve müteahhitliğinin dünyada geldiği yerin çok önemli göstergesi” dedi.

ÖDÜL NEW YORK’TA VERİLECEK

Her yıl dünyanın en büyük 225 taahhüt şirketlerini belirleyip açıklayan Amerika merkezli McGraw-Hill Grubu bünyesinde bulunan Engeneering News Record Dergisi’nin geleneksel olarak verdiği ödül bu yıl Çalık Enerji’nin oldu. Mühendislik ve müteahhitliğin dünyadaki ‘Oscar’ı niteliğindeki ödüle Çalık Enerji, Irak’ın Kerbela Şehri’nde gerçekleştirdiği ve ülkenin en büyük enerji santrali olan 1250 MW lık Al-Khairat Elektrik Santrali projesi ile layık görüldü. Kredi derecelendirme kuruluşu Standart and Poors’in (S&P) de grup şirketleri içinde

yer aldığı McGraw-Hill Grubu’nun mühendislik sektöründeki en saygın yayın kuruluşu olarak kabul edilen ENR Magazine (Engeniring News Record) Dergisi’nin Jüri Kurulu, “Endüstriyel Tesis” kategorisinde 1250 MW’lıkAl-Khairat Elektrik Santrali projesiniyılın en iyi projesi seçti. Bu kategoride Amerikan taahhütlük şirketi Bechtel’in Suudi Arabistan’da gerçekleştirdiği döküm fabrikası ise ikincilik ödülüolarak değerlendirilen “Award of Merit” ödülü kazandı.

Çalık Enerji, ENR’ın dünyanın en büyük taahhüt ve mühendislik şirketi sıralamasında 15 yıl üst üste 1 numarada yerini korumayı başarmış olan ve halen dünyanın en büyüğü sıralamasında zirvedeki yerini koruyan Amerikan Bechtel şirketini geride bırakarak bu ödüle uzanmış oldu. Bu anlamlı ödül Çalık Enerji’ye 13-15 Mayıs tarihleri arasında New York’ta düzenlenecek ENR Global Summit kapsamında düzenlenecek ‘Gala Gecesi’nde verilecek. ENR Jüri Heyeti’nin belirlediği kriterler çerçevesinde günler süren hassas değerlendirmeler sonrasında ödül kazananlar ENR Dergisi Editörü Scott Blair imzasıyla açıklanarak ilan edildi. ENR Jüri Kurulu; endüstriyel tesis kategorisinin yanısıra köprü/tünel, kültürel projeler, hükümet binaları, yeşil

renovasyon projeleri, konut projeleri, sulama ve geri dönüşüm kazanım projeleri, karma o^s/konut/residance projeleri gibi kategorilerde de bu yıl kazananları açıkladı.

Çalık Enerji, Irak’ın Kerbela Bölgesi’nde gerçekleştirdiği Al-Khairat Elektrik Santralı projesi ile dünya mühendisliğinin ve müteahhitliğinin Oscar’ı olarak kabul edilen ‘Best Global Project’ ödülünü kazandı. 1250 MW

kapasiteye sahip olan Al-Khairat Elektrik Santralı, Irak elektriğinin beşte birini karşılıyor.

Page 27: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 28: Mart Nisan Sayısı 2014

26 Mart-Nisan 2014

HABER

26 Mart-Nisan 2014

HABER

Bugün Türkiye’de

RÜZGAR ENERJİ SANTRALLERİNE ve ÇELİK YAPILARA CE Belgeli ve Patentli, Bağlantı Elemanları ile

HİZMET VEREN ÖNCÜ BİR KURULUŞ VAR Berdan Cıvata A.Ş / Tarsus

10.9 - 12.9 Kalitelerde ; DIN 6914-6915 HV Cıvatalar, Somunlar

EN ISO 14399-3 HR Cıvatalar, Somunlar EN ISO 14399-4 HV Cıvatalar, Somunlar EN ISO 14399-10 HRC Cıvatalar, Somunlar (TCB-Tork Kontrollü Cıvatalar)

SEKTÖRDE FARKLI YANLARIMIZ » Teknik Yeterlilik yanında insan ve çevre sağlığının gözetildiğini ifade eden CE ve TucsaMARK Belgelerine sahip Türkiye’deki ilk cıvata-somun üreticisi,» M42 çapa kadar cıvatalarda Sürtünme Katsayısı (K değeri) tespiti yapabilen en büyük test cihazı,» Sıfıraltı (-150°C’ye kadar) düşük sıcaklıklarda Çentik Darbe Testi imkanı,» Kopma yükü 350 tona kadar olan cıvatalara Çekme Testi imkanı (M64-10.9 veya M100-4.6 kalite cıvatalar)» Tüm Cihazları her yıl kalibre edilen sektörün en zengin test laboratuvarlarından birisine sahip,» EN ISO 17025’e göre Türkak’tan Akreditasyon Belgesi almış sektörün ilk ve halen tek laboratuvarı,» Sektörümüzde Basınçlı Kaplarla ilgili AD 2000 W Belgesini almış ilk Bağlantı Elemanları üreticisi,» Hidrojen Kırılganlığı Riski Sıfır, Çinko Lamelli ve Sıcak Daldırma Galvanizli kaplamalar (TPE’den Patent’li)

Bu farklar Berdan’ı aşağıdaki önemli projelerde ve ;rmalarda çözüm ortağı yapmaktadır.» Anamur’dan Kıbrıs’a denizin 250 m. altından 80 km boyda 1,6 m. çaplı Su Boruları Bağlantı Saplamaları,» Avrupa’nın en uzun 2’nci Köprüsü İZMİT Körfez Geçiş Köprüsü 10,1m. boy, M 110 çaplı Ankerajları,» Yeni nesil (segment) tipli RES Kuleleri için ön yüklemeli TCB Cıvatalarının Türkiye’de ilk üreticisi» THY, Sabiha Gökçen ve Yeşilköy Bakım Onarım Hangarları ve Kargo Binaları Ankerajları ve Cıvataları,» Kayseri Abdullah Gül Üniversitesi tüm Çelik Konstrüksiyon (10.9 kalite) Cıvata ve Somunları,» Alstom, Nordex, Vestas ve benzeri RES Üreticilerinin onaylı tedarikçisi,» IHI, Enka, Çalık, Çimtaş, Gama, STFA, Tekfen, Astaldi, Yapı Merkezi, ve benzeri ^rmaların çözüm ortağı.

Hidrojen Kırılganlığı Riski Sıfır 10.9 Kalite Daldırma Galvanizli 14399-10 HRC ve 14399 - 4 HV Cıvatalar

Page 29: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 30: Mart Nisan Sayısı 2014

28 Mart-Nisan 2014

HABER

1962 yılında kurulan HPCC-3, Çin devletinin 66 şirket, 18 proje enstitüsü ve 160.000 kişilik teknik

personeli ile enerji devi olan CEEC’nin en deneyimli termik santral şirketi konumunda. Bugüne kadar Çin’deki yerli termik santral projelerinin %50’sinden fazlasını, Çin’in yurtdışında gerçekleştirdiği projelerin de %95’ini gerçekleştiren HPCC-3, 2003 yılında girdiği Türkiye pazarında da imza attığı projelerle adından söz ettiriyor. Eti Soda’nın 2x10 MW ve İÇDAŞ’ın 1x135 MW termik santral projeleriyle Türkiye enerji piyasasına giren şirket, 10 yılda 8 termik santral projesini bitirdi. 2013’te teslim ettiği 600 MW kurulu gücündeki Bekirli Termik Santrali Projesi “Enerji Oscar Ödülü”ne layık görülen şirket, yeni üstlendiği projelerle artık Türkiyeli bir şirket haline gelmeyi hede?iyor.

TERMİKTE ÇİN’İN BİR NUMARALI DEVLET ŞİRKETİ

HPCC-3’ün Çin’de aynı zamanda kendi alanında proje ve teknoloji geliştirme şirketi olduğunu belirten ^rma yetkilileri, ‘’Bu nedenle Çin’deki ilk 50 MW, ilk 100, ilk 200, ilk 600, ilk süper kritik, ilk ultra süper kritik ve ilk 1000 MW projeleri hep şirketimizce geliştirilmiştir. Daha sonra Çin’de ve Çin dışında bu projeler uygulanarak termik santral yapımlarında büyük gelişmeler kaydedilmiştir’’ diyorlar. Bugüne kadar 30.000 MW üzerinde yüzlerce termik santral inşasına imza atan HPCC-3; AAA kredi notu, AAA+2 uluslararası performans notu ve AAAA performans notu ile Çin’de “Çelik Ordu” unvanını elinde bulunduruyor. dışında Rusya, Ermenistan, Sudan,

Eti Soda’nın 2x10 MW ve İÇDAŞ’ın 1x135 MW termik santraller projeleriyle Türkiye enerji piyasasına giren Çinli HPCC-3,10 yılda 8 termik santrali projesine imza attı.

2013’te bitirdiği 600 MW kurulu gücündeki Bekirli Termik Santrali Projesi ‘Enerji Oscar Ödülü’ne layık görülen şirket, yeni üstlendiği projelerle artık Türkiyeli

bir şirket haline gelmeyi hede+iyor.

CEEC’nin Termik Santral Şirketi HPCC-3’ün Genel Müdür ve Parti Komitesi

Genel Sekreteri Guo Jiangbin

10 yılda 8 termik santral projesine imza atan

Çinli HPCC-3 Türkiye’de liderliğe oynuyor

Page 31: Mart Nisan Sayısı 2014

HABER

www.energyworld.com.tr 29

HPCC-3 Genel Koordinatörü Ali Işık Narler: ‘‘CEEC’nin gücü, HPCC-3’ün tecrübesi ile enerji projelerinde Türkiye’nin itici

güçlerinden biri olacağız.’’

Endonezya ve Belarus’ta da uluslararasıprojeleri başarı ile bitiren şirket,Türkiye’deki projelerine paralel olarakRusya’da da 2x600 MW’lık 2. büyükprojesine başlamış bulunuyor.Kurduğu tüm termik santrallarda teknikeğitim ve santralları işletecek kadrolarıneğitimini üstlendiği gibi 12 ay veya dahauzun süre kurulan santralların işletmesinide üstlenen HPCC-3, Türkiye’de kurduğu termik santrallarda Çin’in bu konuda kullandığı en yüksek teknolojiyi kullanıyor.

2014’TE İKİ SÜPER SANTRALTESLİM EDECEK

Türkiye’de İÇDAŞ’ın üç adet 135 MW’lıksantralinden sonra, yine İÇDAŞ’ın 600MW süper kritik santralini işletmeyealan HPCC-3, bu yıl içinde de İÇDAŞ’ın600 MW 2. süper kritik santrali ile350 MW’lık Aliağa Termik Santraliniişletmeye alacak. Aliağa TermikSantrali’nin Nisan ayı sonunda işletmeye

alınacağını belirten CEEC’nin TermikSantral Şirketi HPCC-3’ün Genel Müdür ve Parti Komitesi Genel Sekreteri Guo Jiangbin, Türkiye’nin ilk ultra süper kritik santraline de yakındabaşlayacaklarını belirtti. Guo Jiangbin,şunları aktardı: ‘’HPCC-3 şu andaaynı anda 8 ayrı bölge veya ülkede600 ile 1000 MW’lık termik santralabaşlayıp, bitirebilecek teknik altyapı,teknik personel ve ^nansman gücünesahiptir. HPCC-3 Çin Enerji Bakanlığıtarafından Türkiye, Balkanlar, RusyaFederasyonu ve Türki Cumhuriyetler’deyetkilendirilmiştir. 2013 yılı başındaTürkiye’de EPC yetkisi alan şirketimizproje, ekipman ve montaj dışında işletme garantisi, teknik personel eğitimi ve santrallerin anlaşma yapılan süreleriçinde işletmesi dahil hizmet vermektedir.Hızlı ve dinamik iş modelleri, kısa sürede kaliteli hizmeti iş ve işçi güvenliğine verdiğimiz önemle Türkiye’nin bu konudaki gerekliliklerine kaliteli ve kalıcı çözümler üreteceğiz.’’

BEKİRLİ TERMİK SANTRALİ’NE OSCAR ÖDÜLÜ

HPCC-3 Türkiye’nin 2013’te bitirdiği 600 MW kurulu gücündeki Bekirli Termik Santrali Projesi “Enerji Oscar Ödülü”ne layık görüldü. Bekirli Termik Santrali’ne “Enerji Oscar Ödülü” kazandıran dünyanın gelişmiş

ülkelerince 5 yıldır kullanılan SWFG sistemi oldu. Kükürt arıtma sistemi olarak bilinen SWFG, 300 milyon dolar yatırım ile Bekirli Termik Santrali’ne kuruldu. Dünyada ancak birkaç santralde bulunan bu sistem, çevrenin korunması için son teknoloji olarak değerlendiriliyor. Benzer termik santraller ise kükürt arıtma

sisteminde kireç kullanıyor.

Page 32: Mart Nisan Sayısı 2014

30 Mart-Nisan 2014

HABER

KAZASIZ 10 YIL VE2 OSCAR ÖDÜLÜ

İş kalitesinin yanı sıra iş ve işçigüvenliğinin şirketlerindeki ilk öncelikolduğunu belirten HPCC-3 TürkiyeKoordinatörü Ali Narler ise, yüksek işdisiplini ve santral projelerindeki derintecrübeleri sayesinde Türkiye’de 1000-2000 arasında değişen teknik personel ileçalışmalarına karşın bugüne kadar bir tekcan kaybı yaşamadıklarını söyledi. Narler

sözlerini şöyle sürdürdü: “Kullandığımızyüksek teknoloji sayesinde şu anda ABstandartlarında tanımlanan değerlerinçok altında değerlerle çalıştığımız içinson 2 projemiz enerji bakanlığımızca‘Enerji Oscarları’ ile ödüllendirildi.www.hpccturkey.com web sitemiziincelediğinizde uluslararası başarı veödüllerimizi inceleyebilirsiniz. Türkiye’determik santral projeleri gerçekleştirmekisteyen değerli yatırımcılarımızavereceğimiz en önemli mesaj şudur:

Çin enerji sektörü devasa bir yapıdır.Bu alanda hizmet veren birçok kuruluşvar. Termik santral projelerinde önceTürkiye’de kurulan santralleri, ardındanÇin’de kurulan santraller incelenmeli vehatta ilgili Çin resmi makamlarındanda bu konuda görüş alınmalıdır. Çünkügeç bitirilen bir projenin zararı ilebaşarısız gerçekleştirilen bir projeninyol açtığı zararın haddi hesabı olmadığıgibi sonradan bu zararların tela^si demümkün olmayabiliyor.’

Kurduğu tüm termik

santrallarda teknik eğitim

ve santralları işletecek

kadroların eğitimini

üstlendiği gibi 12 ay

veya daha uzun süre kurulan

santralların işletmesini de

üstlenen HPCC-3, Türkiye’de

kurduğu termik santrallarda

Çin’in bu konuda kullandığı

en yüksek teknolojiyi

kullanıyor.

Page 33: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 34: Mart Nisan Sayısı 2014

32 Mart-Nisan 2014

HABER

20 yılı aşkın süredir enerji sektöründe faaliyet yürüten İltekno A.Ş., MWM GmbH şirketi ile gaz motorlu, MAN

Diesel&Turbo SE şirketi ile gaz/dizel motorlu, kojenerasyon ve trijenerasyon santralleri konusunda anahtar teslim çözümler sunuyor. İltekno A.Ş. Proje Yöneticisi Çiğdem Güzel Bayraktar, bugüne kadar tekstil, gıda, seramik, metal, alçı, plastik gibi farklı sektörlerdeki çok sayıda endüstriyel tesisin yanı sıra otel, hastane, havaalanı, toplu konut ve üniversite gibi sosyal tesislerde de enerji santrali kurulumu gerçekleştirdiklerini belirtiyor. İmza attığı önemli projeler ve yükselen satış gra^ğiyle İltekno’nun sektöründe lider olmayı başardığının altını çizen Bayraktar, “Bugüne kadar toplam kapasitesi 1400 MW’ı aşan 130’un üzerinde enerji santrali projesinde yer aldık. Bu projelerin 100 tanesi anahtar teslim (EPC) şeklinde gerçekleşmiştir” diyor. İltekno’nun Türkiye’deki referansları dışında Irak ve Mısır’da da küçük ve orta ölçekte toplam kapasitesi 350 MW’ın üzerinde dizel/gaz motorlu enerji santralleri gerçekleştirdiğini vurgulayan Bayraktar, 0-5 MW kapasiteleri arasında yüksek bir pazar payına sahip olan İltekno, 2014 yılında başarılı satış gra^ğini koruyup, pazar payını 2013’e göre arttırmayı ve Türkiye enerji piyasasına tecrübesi ile katkı sağlamayı hede?emektedir.Uzun vadede ise Türkiye ve Ortadoğu’daki pazarımızı genişletme ve başta Afrika olmak üzere tüm ülkelerde enerji santralleri kurmak ve işletmek arzusundayız” diye konuşuyor.

İltekno olarak kojenerasyon ve trijenerasyon enerji santrallerine ne tür hizmetler ve çözümler sunuyorsunuz?

İltekno ana faaliyet konusu olarak; MWM GmbH ile gaz motorlu ve MAN Diesel&Turbo SE ile gaz/dizel motorlu anahtar teslimi kojenerasyon/trijenerasyon santralleri kurmaktadır. MAN B&W Diesel AG ile ağır yakıt ve çi� yakıt (HFO/Doğal Gaz) yakan dizel motorlu güç üretimi ve kojenerasyon tesislerinde 4 zamanlı dizel motorlarda birkaç MW’tan modül başına 20 MW güç sağlayabilmektedir. MWM GmbH 4300 kW’a kadar güçlerdeki gelişmiş ve ileri teknoloji ürün kapsamıyla dünyanın en büyük gaz motoru üreticilerinden biridir. İltekno A.Ş., 10 yılı aşkın süredir MWM gaz motorlarının Türkiye’deki tek satış distribütörüdür.

ÇÖP GAZI VE BİYOGAZA DAYALI SİSTEMLER KURUYOR

Bugüne kadar imza attığınız önemli projelerden söz eder misiniz?

İltekno 2000’li yılların ortalarında doğal gaza dayalı enerji projelerine ilaveten çöp

gazı ve biyogaz gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı sistemlerin kurulumunda da piyasada aktif olarak yer almaya başlamıştır. Mevcut durumda toplam 33 adet MWM marka gaz motoru Türkiye’nin farklı noktalarındaki çöp sahası ve biyogaz tesislerinde faaliyet göstermektedir. Kayseri Çöp Depolama Sahası (Şekil 1), Malatya Çöp Depolama Sahası, Samsun Çöp Depolama Sahası, Uşak Çöp Depolama Sahası, Amasya Çöp Depolama Sahası, Modern Enerji Çorlu Biyogaz Tesisleri, Adana Seyhan Atıksu Arıtma Biyogaz Tesisi, 2013 ve 2014 yılı güncel projelerimiz arasındadır.

İltekno olarak sektörünüzde nasıl fark yaratıyorsunuz?

20 yılı aşkın süredir kojenerasyon sektöründe faaliyet gösteren İltekno, müşterilerine projelendirme, satış, kurulum ve servis-bakım hizmetlerini sunmaktadır. Böylece yatırımcılar projenin satış aşamasından servisaşaması dahil olmak üzere, tüm süreçte İltekno ile irtibat halinde olup avantaj sağlamaktadır. Uzun yılların verdiği tecrübe ve anahtar teslimi proje

Enerji santralleri kurulumunda başarının adı: İLTEKNO

Anahtar teslim çözümler kojenerasyon ve trijenerasyon santralleri kuran İltekno A.Ş., müşterilerinin rekabetçiliğine ve sürdürülebilir büyümelerine

katkı sunuyor. Bugüne kadar 100 tanesi anahtar teslim olmak üzere, 130’un üzerinde enerji santrali projesine imza attıklarını belirten İltekno A.Ş. Proje Yöneticisi Çiğdem Güzel Bayraktar, “Uzun vadede Türkiye ve

Ortadoğu’daki pazarımızı genişletmeyi ve başta Afrika olmak üzere, tüm ülkelerde enerji santralleri kurmayı ve işletmeyi hede/iyoruz” diyor.

Şekil 1: Kayseri Çöp Depolama Sahası

Çiğdem Güzel Bayraktar

Page 35: Mart Nisan Sayısı 2014

HABER

www.energyworld.com.tr 33

bitirme kabiliyetiyle İltekno, bugüne kadar tekstil, gıda, seramik, metal, alçı, plastik gibi farklı sektörlerdeki çok sayıda endüstriyel tesisin yanı sıra otel, hastane, havaalanı, toplu konut ve üniversite gibi sosyal tesislerde de enerji santrali kurmuştur. Böylece İltekno hemen her sektörde kojenerasyon ve trijenerasyon uygulama tecrübesine sahiptir. Bu bilgi birikimi ve uzman mühendis kadrosuyla her projede değişen yerleşim, mevcut elektrik, ısıtma ve/veya soğutma sistemi entegrasyonları gibi deneyim isteyen proseslere çok rahat çözüm üretebilmektedir.

BELİRSİZLİK AŞILDI YATIRIMLAR HIZLANDI

Elektrik Piyasası Kanunu ile otoprodüktörler ve otoprodüktör grupları tanımı kojenerasyonla sınırlandırıldı. Bu uygulama sektörü nasıl etkiledi?

Eski uygulamada mevzuat yatırımcılara; “Otoprodüktör Lisansı” ve “Üretici Lisansı” olmak üzere iki alternatif sunuyordu. Önceliği kendi ihtiyacı olan elektrik ve ısıyı üretmek, ilaveten fazla elektrik üretimi varsa her yıl belirlenen oranda satmak olan yatırımcılar “Otoprodüktör Lisansı” alma yolunu seçerken, asıl amacı elektrik satışı olan yatırımcılar ise “Üretici Lisansı” alıp ürettikleri elektriğin tümünü satma

hakkına sahip oluyordu. Güncel mevzuat ile artık tek lisans tipi bulunmaktadır. Kendi ihtiyacı için kojenerasyon tesisi kurmak isteyen ve tesis verimliliği bakanlıkça belirlenen orana uygun olan ^rmalar lisans almadan üretim faaliyeti gösterebilme hakkına sahiptir. Ürettiği elektriğin tamamını veya bir kısmını satmak isteyen yatırımcıların ise “Üretici Lisansı” alması zorunludur. Aslında kojenerasyon yatırımcılarının, projeden kazançları değerlendirildiğinde yeni uygulamayla tasarru?arını etkileyen bir değişiklik olmamıştır. Kanunun yayınlanmasının ardından kanuna bağlı yönetmeliklerin uzun sürede yayınlanması bir belirsizliğe yol açmıştır. Sektörde yatırım anlamında bazı gecikmeler olsa da projeler tekrar hızlanmaya başlamıştır.

Kojenerasyon ve trijenerasyon sistemlerinin özellikle de tasarruf alanındaki öneminden bahseder misiniz? Bu alanda yatırım yapmak isteyen şirketlere önerileriniz neler?

Ülkemizdeki en önemli enerji girdisi olarak görülen doğal gazın, Şekil 2’de verildiği gibi, kombine çevrim santrallerinde %50-55’ler mertebesinde bir verimle elektrik enerjisi elde edilmesi yerine, kojenerasyon tesisleriyle %80-95’ler civarında faydalı ve direk imalatta kullanılabilir ekonomik bir ürüne çevrilmesi ile ciddi ölçüde doğal gaz

tasarrufu sağlanmaktadır. Sanayileşmenin sürekli ve kaliteli enerji isteği, elektrik ve ısı enerjisine olan talebi hızla artırmakta, bu durum yatırımcıları kendi enerjilerini üretmeye zorlamaktadır. Temiz, ucuz ve güvenilir enerji temini sağladığı için gelecek yerinde enerji üretimdir. Bu kapsamda, Dünyada “Bölgesel Enerji Modeli”ne geçilmektedir. Kojenerasyon sistemleri önemli bir alternatif olarak tüm dünyada öne çıkmaktadır. Çünkü yüksek enerji verimine sahip olan kojenerasyon sistemleri ile enerji tüketildiği yerde üretildiğinden, iletim ve dağıtım hatlarında oluşan kayıplar ortadan kalkar, şebekeden etkilenmeden, kesintisiz ve kaliteli bir elektrik arzı işletmede kullanıma sunulur.

Bu sistemler ile elektrik üretilirken, sistemin atık ısısından faydalanılarak ısıtma ve soğutma yan ürün olarak elde edilmektedir. Böylece ısıtma ve soğutma maliyetleri önemli ölçüde düşürmektedir. Isıtma ve soğutma ihtiyacı olan endüstriyel tesislerin yanında havaalanları, üniversiteler, konutlar, alışveriş merkezleri, oteller ve hastaneler gibi sosyal yaşam alanlarında kojenerasyon ve mikro-kojenerasyon sistemlerinin yaygınlaştırılması, desteklenmesi, enerji maliyetlerinin düşürülmesinde, kaynakların verimli kullanılmasında ve enerji verimliliğinin sağlanmasında önemlidir.

Türkiye’de 2008 yılından itibaren kojenerasyon ve trijenerasyon yatırımlarının her yıl artarak büyümeye devam ettiğini belirten İltekno A.Ş. Proje Yöneticisi Çiğdem Güzel Bayraktar, şunları

aktarıyor: “2013 yılının Mart ayında yayınlanan Elektrik Piyasası Kanunu ve buna bağlı olarak Kasım ayında revize edilen Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği ile birlikte enerji piyasasında bir belirsizlik oluşmuştur. Mevcut başvurular

uzun süre askıda kalmış ve yeni yatırımcılar ise başvurularını bekletmiştir. Elektrik piyasası mevzuatındaki değişiklik ve Mart ayında tamamlanan yerel seçimler sebebiyle enerji piyasasında oluşan belirsizlik ortamı sona ermiş ve sektör hareketlenmeye başlamıştır. Önümüzdeki yıllarda da yatırımların artacağını,

kojenerasyona aşina olan endüstriyel tesislerin yanı sıra hastane otel, üniversite, toplu konut gibi alanlarda da

yaygınlaşacağını düşünüyoruz.”

HASTANE, OTEL, ÜNİVERSİTE TOPLU KONUTLARDA YAYGINLAŞIYOR

Şekil 2: Kojenerasyon Santralleri ile Kombine Enerji Santrallerinin Karşılaştırması

Page 36: Mart Nisan Sayısı 2014

34 Mart-Nisan 2014

HABER

Kökeni 17.yüzyıl ortalarına uzanan ancak modern anlamda 19.yüzyıl sonlarında ilk kez kullanılan buhar türbini teknolojileri, günümüze kadar önemli

bir gelişme kaydetmiş (ki ilk üretilen buhar türbinin 7,5 kW kapasiteye sahip olduğu düşünülürse nasıl bir aşama kaydedildiği açıkça görülmektedir) ve enerji üretimi anlamında tüm dünyada özellikle endüstriyel tesislerde ve geleneksel (termik) elektrik santrallerinde sıkça kullanılan bir yöntem olmuştur.Uzun yıllardır enerji sektöründe faaliyetlerini başarı ile sürdüren Siemens, buhar türbini teknolojisine verdiği önem sonucunda sektörü yönlendiren, liderlik eden ve sunduğu geniş yelpazedeki çözümlerini, servis desteği ile birleştirerek Türkiye’de ve tüm dünyada yatırımcısına kazandıran bir şirket konumundadır.

SIEMENS BUHAR TÜRBİNLERİYLEATIL ISINIZ SİZE KAZANÇ SAĞLAYACAK

Siemens buhar türbinleri, atıl ısının olduğu her yerde söz konusu ısıdan yararlanmak suretiyle üretilen buharı maksimum seviyede elektriğe dönüştürüyor.

Resim 1- SST-400 Model Buhar Türbini

Siemens’in 45 kW kapasite ile başlayan ve 1900 MW kapasiteye uzanan geniş bir yelpazede buhar türbini çözümleri ile bugüne kadar özellikle kömürden elektrik üretimi ve doğal gazdan elektrik üretimi projelerinde yatırımcılara proje başlangıcından itibaren destek olmuş ve bu çözümlerini Türkiye’nin birçok noktasına başarı ile götürmüştür. Bunun dışında demir-çelik, maden, kağıt, tekstil, çimento ve gıda gibi proseslerinde buhar ihtiyacı olan veya atık ısı üreten birçok

Şekil-1 Buhar Türbini Ürün Grubu ( MW kapasite aralıkları)

Page 37: Mart Nisan Sayısı 2014

HABER

www.energyworld.com.tr 35

sektörde Siemens buhar türbinlerini sıkça görmek mümkündür. Siemens buhar türbinleri; atıl ısının olduğu her yerde söz konusu ısıdan yararlanmak sureti ile üretilen buharı maksimum seviyede elektriğe dönüştürerek yatırımcının enerji maliyetlerini düşürmekte ve ülke politikaları açısından büyük öneme sahip enerji verimliliği konusuna da hizmet etmektedir. Atık Isı Geri Dönüşüm ( WHR ) başlığı altında verilen bu hizmette; proje başlangıcından baştan itibaren yatırımcıya destek olunarak hem elektriğin üretimi hem de prosesin gerekli buhar ihtiyacı göz önünde bulundurularak en optimum çözüm müşterilere sunulmaktadır.

Şekil 4 - Jeotermalden (Buhar Türbini Yardımı ile) Elektrik Üretimi - Şematik Gösterim

Şekil 5 - Çöpten ( Buhar Türbini Yardımı ile ) Elektrik Üretimi - şematik gösterim

Şekil -2 Güneş Enerjisinden (Buhar Türbini Yardımı ile) Elektrik Üretimi - Şematik Gösterim

Tek kademeli ve çok kademeli olmak üzere farklı model ve büyüklüklerde üretilen Siemens buhar türbinleri, her bir proje özelinde, o projenin buhar ve proses koşullarına uygun olarak tasarlanmakta ve müşteriye özel sunulmaktadır. Ekipman sağlamlığı, uzun ömrü, yüksek verimlilik ve düşük yatırım maliyeti gibi faydalarının yanı sıra kısa sürede teslimat, değişken yüklerde aynı performansla çalışabilme, hızlı devreye girme ve düşük bakım maliyeti gibi özellikleri ile tüm dünyada yatırımcılar tarafından güvenle tercih edilen bir konuma sahiptir.

Pazarı göz önünde bulunduracak olursak, elektrik üretiminde geleneksel yöntemler olarak kabul edilen termal yakıtlı enerji üretim tesislerin haricinde, son dönemde sektörün daha yeni ve alternatif yakıtlara da yönelmiş olduğunu görüyoruz. Biokütle tesisleri, jeotermal tesisler, çöpten elektrik üreten tesisler ve güneşten elektrik üretim tesisleri karşımıza çıkan başlıca örneklerdir.

Temel anlamda yenilenebilir yerli enerji kaynakları başlığı altında toplayabileceğimiz bu tesislerin, ülkemiz enerji politikaları içerisinde önemli bir yere sahip olması veprojelere bir takım teşviklerin uygulanması dışında konumuz açısından ortak özelliği ise yakıtın, yakıcı ( ısıtıcı ) vasıtası ile yakılması ( ısıtılması ) ve sonrasında buhar üretici yardımı ile buhar üretiminin sağlanması, oluşan buharın buhar türbininde değerlendirilerek elektrik üretiminin gerçekleşmesiolarak görülmektedir.

Şekil 3 - Biyokütleden (Buhar Türbini Yardımı ile) Elektrik Üretimi-Şematik Gösterim

Kontrollü ara çekiş(ler) alınarak proses ihtiyacını karşılamaya yönelik tam kondensli dizayn edilebildikleri gibi daha çok endüstriyel tesislerde karşılayabileceğimiz karşı basınçlı olarak da dizayn edilebilmektedir. Son dönemde performans arttırıcı yöntem olarak Reheat Sistemli Siemens buhar türbinleri bu tip projelerde uygulanabilmektedir. Bu tip uygulamalarda ara çekişten alınan buhar, reheater döngüsü sayesinde tekrar ısıtılmak suretiyle türbine verilebilmekte ve çıkış gücü yüksek daha verimli sistemler elde edilebilmektedir.

Page 38: Mart Nisan Sayısı 2014

36 Mart-Nisan 2014

ELEKTRİK ÜRETİMİNİN DÖRTTE BİRİ HES’LERDEN

2013’te 240 milyar kilovatsaat düzeyinde

gerçekleşen elektrik üretiminin %25’lik bölümünün hidroelektrik

enerji santrallerinden karşılandığını belirten Devlet Su

İşleri Genel Müdürü Akif Özkaldı, “Hede7miz 2023 yılına kadar

216 milyar kWh olarak hesaplanan teknik hidroelektrik potansiyelimizin çevresel, teknik,

ekonomik ve sosyal olarak yapılabilir kısmının (165 milyar

kWh) tamamının özel sektör iş birliğiyle ülke ekonomisine

kazandırılmak” dedi.

2013 yılında 240 milyar kWh olarak gerçekleşen tüketime hidroelektrik santrallerin katkısı yaklaşık %25 düzeyinde gerçekleşmiştir. Ülkemizde bugün için %29 düzeyinde olan yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretimine katkısı çok önemlidir. Şöyle ki, elektrik ihtiyacımızın %71’ini karşılayan ve öz kaynaklarımız olmayıp dışarıya bağımlı olduğumuz doğal gaz, linyit, kömür, fueloil vs. gibi fosil kaynakların temini için ödenen paraların ekonomimiz üzerindeki etkisi çok ciddi boyutlardadır. 2013 yılı ülkemiz toplam ithalatının %22,2’sine karşılık gelen 56 milyar dolar düzeyindeki enerji hammadde ithalatımız, 65 milyar dolar olarak (TÜİK verileri) gerçekleşen cari açığımızın yaklaşık %86’sını oluşturmaktadır. Elektrik talebimizin 2023’de bugünküne göre iki kat artması beklenmektedir. Öngörülen talep artışını karşılayabilmek için her yıl 8 milyar dolar tutarında enerji yatırımı yapılması gerekmektedir.Türkiye olarak enerjiye 2020 yılına kadar yaklaşık 40 bin MW’lık bir yatırım yapmak, üretim maliyetlerini düşürmek ve enerji arzında dışa bağımlılığımızı azaltabilmek için toplam enerji üretimi içerisinde yerli enerji kaynaklarının payını artırmak ve maliyetleri düşürmek için yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretimini geliştirmek mecburiyetindeyiz. Yenilenebilir enerji kaynakları içerisinde bugün için en

avantajlı olan hidroelektrik santrallerini bir an evvel gerçekleştirmemiz bu açıdan büyük önem taşımaktadır.

HİDROELEKTRİK POTANSİYELİMİZ165 MİLYAR KWH

Türkiye’nin hidroelektrik potansiyeli nedir?

Türkiye hidroelektrik (teknik) potansiyeli dünya potansiyeli içinde %1.5, Avrupa potansiyeli içinde de %17.6 paya sahiptir (Rusya’dan sonra en büyük 2. potansiyel). Ülkemizin teknik ve ekonomik potansiyeli ise 165 milyar kWh’dir. Ülkemizin su kaynakları açısından zengin olmadığı bilinen bir gerçektir. Dünyanın yarı-kurak bir bölgesinde bulunan Türkiye’de yağış, zamana ve bölgelere göre farklılık göstermekte. Örneğin Kızılırmak’ta toplam ortalama yıllık akımın %65’i yılın 3 ayında geçmektedir. Ülkemizdeki 25 havzanın birkaçı haricindeki havzalarda su kaynakları genel olarak sulama suyu ve içme suyu temininde kullanılmaktadır. Doğu Karadeniz ve Çoruh havzalarında ise bu türden su kullanımları, arazi ve iklim yapısı sebebiyle çok düşük seviyelerdedir. 25 havza içerisinde önemli büyüklüğe sahip havzalara bakıldığında örneğin; Konya Kapalı, Meriç-Ergene, Gediz, Küçük, Büyük Menderes ve Kuzey Marmara havzalarında HES’ler için çok elverişli olmadığı bilinmektedir. Kamu

Enerji üretimi içinde hidroelektrik yatırımların önemi nedir?

Enerjinin yerinde, zamanında ve makul ^yatlarla temin edilmesi kalkınma için vazgeçilmezdir. Bununla birlikte enerji ekonomik, sosyal ve çevresel yönleri bulunan aynı anda pek çok sektörle bağlantılı bir konudur. Hidroelektrik santrallerin öncelikli olmasını gerekli kılan nedenlerin başında ekonomik nedenler gelmektedir. Ülkemizin ^ili elektrik enerji tüketimi 2013 yılında 240 milyar kWh olarak gerçekleşmiş olup bu tüketimin %29’luk bölümü yenilenebilir enerji kaynaklarıyla, %71’i ise termik enerji kaynaklarıyla (kömür, akaryakıt, doğal gaz) ile karşılanmıştır.

Akif Özkaldı

Page 39: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 40: Mart Nisan Sayısı 2014

38 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

tarafından yapılan HES yatırımlarının kurulu güç bakımından neredeyse yarısı Aşağı Fırat Projesi kapsamındaki 5 barajdan (Keban, Karakaya, Atatürk, Birecik ve Karkamış barajları toplam kurulu güç 6 bin 360 MW, enerji üretimi ise 25 bin 690 GWh/yıl’dır.) oluşmaktadır.

Doğu Karadeniz Havzası ise diğer havzalarla karşılaştırıldığında aylara göre çok düzenli bir akım rejimine sahip olması, topoğra^k açıdan derelerin 60-80 km gibi bir mesafede olması ve 1500-2000 metre düşüye sahip olması sebebiyle nehir tipi olarak tabir edilen küçük ve orta ölçekli HES’lerin yapımına çok elverişlidir.

Türkiye’nin hidroelektrik potansiyelinin ne kadarı yatırıma dönüştürüldü?

Teknik ve ekonomik potansiyelimizin gelişimi şu şekildedir: İşletmede 22 bin 804 MW (%48.5), inşa halinde ve planlanan 24 bin 720 MW (%51.5), kurulu güç DSİ 4 bin 607 MW ve özel sektör 20 bin 113 MW. 2013 yılı sonu itibari ile 63 adet DSİ, 319 adet ise özel sektör tarafından inşa edilen hidroelektrik santral işletmeye alınmıştır. İnşaat, planlama ve proje aşamasında ise 190 adet DSİ, 931 adet özel sektör tesisi bulunmaktadır. Hede^miz Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız 2023 yılına kadar 216 milyar kWh olarak hesaplanan teknik hidroelektrik potansiyelimizin çevresel, teknik, ekonomik ve sosyal olarak yapılabilir kısmının (165 milyar kWh) tamamının özel sektör iş birliğiyle ülke ekonomisine kazandırılmasıdır.

HES SAYISI 458’E YÜKSELDİ

DSİ ve özel sektör tarafından hayata geçirilen hidroelektrik projeleri nelerdir?

2013 sonu itibariyle ülkemizde aktif olan hidroelektrik santrallerin sayısı 458’dir. 22.804 MW kurulu güce sahip olan bu hidroelektrik santraller yıllık 80.060 GWh üretim kapasitesine sahiptirler. 458 HES’in 63 tanesi DSİ tarafından işletmeye alınmıştır. Bu 63 tesisin yıllık enerji üretim kapasitesi 43 bin 120 GWh/yıl’dır. Buradan da anlaşılacağı üzere DSİ kurulu kapasiteleri yüksek, yıllık üretimleri fazla olan HES’leri inşa etmektedir. 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında özel sektör tarafından inşaatına devam edilen hidroelektrik santrallerin sayısı 2013 sonu itibari ile 159 adettir. Ayrıca devlet yatırım bütçesi çerçevesinde DSİ Genel Müdürlüğünce inşaatı yapılmakta olan HES projelerinin sayısı da 6’dır. DSİ tarafından bölgesel projeler (GAP Enerji Projeleri, Çoruh Havzası Projeleri) kapsamında önemli hidroelektrik santraller inşa edilmiş olup halihazırda devam eden önemli tesisler de bulunmaktadır.

DSİ tarafından yakın zamanda önemli HES projeleri devreye alında. Bu projeler hakkında bilgi verir misiniz?

Devreye aldığımız projelerden birisi Deriner Barajı’dır. Sahip olduğu 249 metre gövde yüksekliği ile çi� eğrilikli beton kemer barajlar arasında Türkiye’nin en yüksek, dünyanın 6. yüksek barajı olan Deriner Barajı ve HES, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Çoruh Nehri üzerinde inşa edilmiştir. Çoruh Havzası Projesi kapsamında inşa edilen Deriner Barajı, ülkemizde üretilen hidroelektrik enerjinin %6’sını tek başına karşılamaktadır. 2012 yılı içinde enerji üretimine başlayan Deriner 1 milyar 400 milyon dolara mal olmuştur. Barajda 1 milyar 970 milyon m3 su depolanabilmektedir. Deriner Barajı ve HES, 3.10.2013 tarihi

itibariyle bütün üniteleriyle işletilmek üzere EÜAŞ’a devredilmiştir. Her biri 167 MW kurulu güce sahip dört üniteden oluşan ve yıllık 2 milyar 118 milyon kilovat saat hidroelektrik enerji üretim kapasitesine sahip olan santral yaklaşık 750 bin kişinin yıllık elektrik ihtiyacını karşılayabilmektedir. Üretilecek enerji Türkiye’de üretilen enerjinin %1,1’ine ve Çoruh Havzası’ndaki projelerde üretilecek toplam enerjinin ise %14’üne tekabül etmektedir. Deriner ürettiği enerjinin karşılığında milli bütçeye tek başına yıllık 550 milyon TL katkıda bulunmaktadır. Ayrıca mansabında bulunan Borçka ve Muratlı Barajlarına regüle edilmiş su sağlayarak bu barajların yıllık üretimine 25 milyon TL’lik ilave katkıda bulunmaktadır. Böylece Deriner Barajı’nın toplamda yıllık faydası 575 milyon TL’ye ulaşmaktadır. DSİ tarafından geliştirilen Çoruh Havzası Projesi kapsamında Deriner Barajı ve HES’in yanı sıra Muratlı 85. Yıl Milli Egemenlik Barajı ve HES (Muratlı Barajı ve HES) ile Borçka Barajı ve HES de hizmete alınmıştır. Çoruh Havzası Projesi bütün üniteleriyle tamamlandığında ülkemiz enerji ihtiyacının yaklaşık %7’sini karşılayacaktır. Bir diğer projemiz ise Ermenek Barajı. Çi� eğrilikli asimetrik ince kemer beton gövde olarak inşa edilen Ermenek Barajı temelden 218 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek barajlarındandır. Türkiye’nin en yüksek 2. barajı olma özelliğinin yanında, yüzey alanı sını?andırmasında da Türkiye’nin 2’nci büyük barajı olma vasfını kazanan Ermenek Barajı, enerji temin maksadı ile inşa edilmiştir. Baraj 309 MW kurulu gücü ile yıllık 1 milyar 187 milyon kilovat saat enerji üretim kapasitesine sahiptir. Ermenek Barajı aynı zamanda mansabında bulunan Gezende Barajı’nın regülasyonunu da yaparak

Kaynak Kurulu Kapasite (MW) Hidrolik 22.804 (%35.6)

Termik 37.886 (%59.3

Rüzgar 2.759 (%4.3)

Jeotermal 310 (%0,48)

Atık, Biogaz 167 (%0,32)

Toplam 63.926

Kaynaklarına Göre Elektrik Enerjisi Kurulu Kapasitesi

Page 41: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 42: Mart Nisan Sayısı 2014

40 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Gezende Barajı’ndaki enerji üretimini de arttırmaktadır. Ülkemizin enerji üretimine büyük katkı sağlayan Ermenek Barajı ve HES Avrupa’nın en yüksek 6., dünyanın ise 21. barajı olma özelliğini de taşımaktadır.

Yine bir diğer projemiz olan ve silindirle sıkıştırılmış beton gövde tipinde inşa edilen Çine Adnan Menderes Barajı ise bu özelliğiyle Avrupa’nın en yüksek barajı unvanını kazanmıştır. Baraj hem sulama hem enerji hem de taşkın koruma özellikleriyle de ön plana çıkmaktadır. Çine Adnan Menderes Barajı ve HES üç ayrı sektörde ülkemize hizmet etmektedir. 136 metre yüksekliği bulunan Çine Barajı ve HES; 22.358 hektar alanı sulamaktadır. 9.100 hektar araziyi taşkınlardan korurken yıllık 118 milyon kilovat saat enerji üretimi gerçekleştirme kapasitesine sahiptir.

Devreye alınan bir diğer projemiz ise Akköprü Barajı’dır. Dalaman çayı üzerinde bulunan barajda depolanacak 384 milyon m3 su ile 141.920 dekar arazinin sulanması ve 118,6 MW kurulu gücündeki santral ile yıllık 343 milyon kilovat saat enerji üretilmesi hede?enmektedir.

DSİ’NİN GÜNDEMİNDEÜÇ DEV PROJE VAR

Gündeminizdeki yeni projeler neler?

Gerçekleştireceğimiz projelerden birisi Ilısu Barajı’dır. Tamamlandığında dolgu hacmi bakımından Türkiye’nin ikinci büyük, kurulu güç bakımından dördüncü büyük ve Dicle Nehri üzerindeki en büyük Baraj ve HES’i olacak Ilısu’da ^ziki gerçekleşme %66 seviyesine ulaşmıştır.

İnşaat çalışmaları kapsamında 2014’te gövde inşaatının, 2015’te ise hidroelektrik kısmın tamamlanması ve projenin hizmete alınması planlanmaktadır. Kurulu gücü 1200 MW olan Ilısu Barajı ve HES’in yıllık ortalama enerji üretim kapasitesi 4,12 milyar kilovat saat olacaktır. Baraj sadece elektrik enerjisi üretiminden milli ekonomiye yıllık 825 milyon TL katkı sağlayacaktır.Bir diğer projemiz ise Silvan Barajı’dır. GAP kapsamında Atatürk Barajı’ndan sonra en büyük sulama barajı olma özelliğini taşıyan Silvan Barajı tamamlandığında üreteceği enerji ile de bölgeye ve ülkemize büyük fayda sağlayacaktır. Silvan Barajı ve HES başlangıçta tamamen enerji üretimi maksadına hizmet edecektir. Daha sonra Silvan ovalarının gelişimine paralel olarak enerji üretiminde kullanılan su peyderpey sulamaya verilmeye başlanacaktır. Ovaların tam olarak sulamaya elverişli hale getirilmesini takiben barajda depolanan su büyük ölçüde sulamaya verilerek 245 000 hektar alanın sulanması sağlanacaktır. Üçüncü projemiz ise Yusufeli Barajı’dır. Çoruh Havzası üzerinde inşa edilecek en büyük baraj olacak Yusufeli Barajı ve HES aynı zamanda çi� eğrilikli beton kemer kategorisinde dünyanın 3. yüksek barajı olacaktır. Yüksekliği talvegden 220, temelden 270 metre olan barajın toplam depolama hacmi ise yaklaşık 2.2 milyar m3’tür. Kurulu gücü 540 MW olan santralle yıllık 1,817 milyar kWh hidroelektrik enerji üretilecektir. Bu enerji üretimi 750 bin kişinin elektrik enerjisi ihtiyacını karşılayacak seviyede bulunmaktadır. Yusufeli Barajı’nın inşaatında kullanılacak malzeme ile 150 m2 büyüklüğünde 45.000 konutun inşası yapılabilmektedir.

HES yatırımlarında özel sektörün payı nedir?

Ülkemizin kullanılmayan hidroelektrik potansiyelini daha kısa bir sürede devreye sokabilmesi için kamu yatırımları yanında özel sektörün çalışmalarına da ihtiyaç bulunmaktadır. Bu noktadan hareketle 2003 yılında 4628 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Çerçevesinde Yürürlüğe giren Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği (SKHA) uygulamaya konulmuştur. Yönetmeliğin yayımlanmasıyla özel sektörün kamu tarafından geliştirilmiş ve yapımı planlanan birçok enerji amacı bulunan tesis projelerini yapması yanında özel sektöre bizzat HES projesi geliştirme imkanı doğmuştur. 2013 sonu itibari ile özel sektör tarafından işletmeye alınan hidroelektrik santral sayısı 319’dür. 8 bin 185 kurulu güç kapasitesi bulunan santrallerin yıllık üretim miktarı 28 bin 503 GWh/yıl’dır. 2013 yılında 2 bin 58 MW kurulu gücünde 79 adet HES işletmeye alınmıştır. Kabulü yapılan 79 adet HES’in yatırım bedeli 3 milyar dolardır.

2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013Toplam elektrik enerjisi üretimi 151.3 161 174 191 198,50 194 210 228,4 239 240

Hidroelektrik enerji üretimi 47.6 42 44 35,8 33,2 35,96 51,52 52,08 55 59.2

HES’lerin toplam enerji üretimi % 32 % 27 %25 % 19 % 17 %19 %25 %23 %24 %25 içindeki payı

Hidroelektrik Enerji Üretiminin Yıllara Göre Toplam Enerji Üretimi İçindeki Payı

*HES’lerin enerji üretimleri barajların doluluk oranlarıyla alakalı olduğundan kurak periyotlar da enerji üretimindeki payları düşebilmektedir.

2013 sonu itibari ile özel sektör tarafından

işletmeye alınan hidroelektrik santral sayısı 319’dür. 8 bin 185 kurulu güç kapasitesi

bulunan santrallerin yıllık üretim miktarı 28 bin

503 GWh/yıl’dır. 2013’te 2 bin 58 MW kurulu gücünde 79 adet HES işletmeye

alınmıştır. Kabulü yapılan 79 adet HES’in yatırım bedeli

3 milyar dolardır.

Page 43: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 44: Mart Nisan Sayısı 2014

42 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Hidroelektrik santraller için hidromekanik ve elektromekanik ekipman tedariği konusunda dünyada lider şirketler arasında yer alan Andritz

Hydro, türbin üretiminde 170, elektrik ekipmanları konusunda ise 120 yılı aşkın tecrübesi, dünya çapında 24 binden fazla çalışanı, 4,6 milyar Euro’nun üzerindeki cirosu ile enerji yatırımcılarına anahtar teslim çözümler sunmaya devam ediyor. 1 MW’den 800 MW’ye kadar uzanan ürün yelpazesi bulunan şirket, HES projelerinde kullanılmak üzere türbin, jeneratör, giriş vanası, kontrol, koruma, otomasyon, cebri boru ve kapaklar da dahil birçok ekipmanın üretimini gerçekleştiriyor.

Türkiye’de tedarik ettiği 15.000 MW’lık türbin gücüyle hidrolik kurulu gücün %70’ini karşılayan Andritz Hydro, gelişen ihtiyaçları, son teknolojik ürünlerle karşılamak için araştırma geliştirme çalışmalarına ağırlık veriyor. Bu bağlamda 2011 yılında çok küçük ölçekli hidroelektrik santrallere ve özellikle lisanssız üretimine dönük artan talebin karşılanması için hali hazırda test edilmiş mevcut profillerini baz alarak 0,1- 5 MW aralığında güçler için “Mini Compact” adıyla standartlaştırılmış ürünlerini piyasaya sunan şirket, dayanıklı ve güvenilir tasarıma dayalı standart ekipmanlarıyla, yüksek performans, rekabetçi fiyat ve kısa teslim süreleriyle yatırımın yatırımcılara kısa sürede geri dönüşünü sağlayabilmesini hede?iyor. Ürünlerinde parça sayısı azlığıyla yatırım, kurulum, devreye alma, işletme ve bakım masra?arını en aza indiren şirket, kanıtlanmış çözümleriyle de riskleri azaltarak optimum çözümler sunuyor.

MİNİ HYDRO UYGULAMA ARALIKLARI

Pelton: 20 - 5000 kW

Hn < 800 m

Francis: 20 - 3000 kW

Hn < 150 m

Kaplan: 20 - 1500 kW

Hn < 26 m

MİNİ HYDRO KAPLAN TÜRBİNLERİ

*Sulama kanalları, içme suyu, kanallar, kanalizasyon arıtma tesisi gibi tüm yapılar için uygunluk

*Tek ya da çi� regülasyonlu

*En az 3 en çok 6 bıçaklı

*600 mm’den 3100 mm’ye standart çap

MİNİ HYDRO PELTON TÜRBİNLERİ

*Yatay Mil – 1-3 jet, 8 tip nozul, 20 tip muhafaza

*20 çeşit çark profiliyle kombine edilmiş, 6 çeşit salyangoz ve distributor tipi

*300 mm’den 1200 mm’ye standart çap

ANDRITZ HYDRO’DAN HİDROELEKTRİKTE İHTİYACA GÖRE ÇÖZÜMLER

Türkiye’de tedarik ettiği 15.000 MW’lık türbin gücüyle hidrolik kurulu gücün %70’ini karşılayan Andritz Hydro, 1 MW’den 800 MW’e kadar uzanan ürün yelpazesiyle HES

yatırımcılarının her türlü ihtiyacına cevap veriyor. Şirket, ayrıca “Mini Compact” adındaki türbin modelleriyle lisanssız HES üretim projelerine de ekonomik çözümler sunuyor.

Page 45: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 43

SULAMA VE ARITMA TESİSLERİ İÇİN ARŞIMET

Andritz Hydro, 500 kW’a kadar, %92’ye kadar verimlilikle çalışan “Arşimet” (burgu tipi) türbinleri ile başta sulama ve arıtma tesislerinde kullanılmak üzere çözümler sunuyor. Dünyada 15 yıldır, 200’den fazla santralde çalışan “Arşimet” türbinlerinin öne çıkan özellikleri; bağımsız alanlarda enterkonnekte şebekeye bağlı olmadan çalışabilmesi, minimal inşaat gerekliliği, çevre dostu olması, balık geçişleri için en uygun çözüm olması olarak sayılabilir.

MİNİ HYDRO FRANCIS TÜRBİNLERİ

*Yatay ve dikey mil

*20 çeşit çark profiliyle kombine edilmiş, 6 çeşit

salyangoz ve distibutor tipi

*300 mm’den 1200 mm’ye standart çap

Büyük tesisler için optimize

Maksimum verim

www.platinum-nes.com

Page 46: Mart Nisan Sayısı 2014

44 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Türkiye, Alman türbin üreticisi Nordex’in en başarılı ve aktif olduğu pazarların başında geliyor. Türkiye’deki türbin pazarında ilk üç içinde yer alan şirket, hem

gerçekleştirdiği yatırımlar hem de pazara sunduğu yeni türbinlerle rüzgar yatırımcıların en güçlü iş ortaklarından biri konumunda bulunuyor. Türkiye rüzgar pazarında bugün itibariyle 750 MW kurulu güce ulaştıklarını belirten Nordex Enerji A.Ş. Genel Müdürü İbrahim Özarslan, “2007 yılında Türkiye’ye ilk adımımızı attığımızdan beri türbin üreticileri arasında ilk üçteki yerimizi koruyoruz. Bu ilk üç üreticinin pazar payı olarak ciddi bir dominasyonu var. Nordex lider olduğu pazarlarda yerini hep korumuştur. Biz de 80 kişiye ulaşan ve Türkçe konuşan ekibimizle, İstanbul ve İzmir’deki organizasyonlarımızda yatırımcılara en yakın hizmeti veriyoruz. Her sahaya tahsis ettiğimiz servis teknisyenleri ile uzak servis noktalarından gelmektense, her türlü acil duruma ivedilikle sahada müdahale edebilecek bir ekip oluşturduk. Bunun dışında, Türkiye’de çok geniş bir yedek parça stoğumuz var. Bütün bunlar yatırımcıların Nordex’e olan güvenini sağlamlaştırıyor. Biz de buna karşılık verebilmek için var gücümüzle çalışıyoruz” diyor.

ÜÇ PROJEDE YENİ TÜRBİNLER KULLANILACAK

İbrahim Özarslan, Türkiye rüzgar enerjisi piyasasındaki başarılı çıkışlarını yeni projelerle sürdürmeye devam ettiklerini söylüyor. Yılsonunda imzaladıkları projelerle 2013’ü çok güzel kapattıklarını vurgulayan Özarslan, bu projelerde ürün portföylerine yeni kattıkları türbinlerin kullanacaklarını söylüyor. Özarslan, 2014’ün yaz ve sonbahar aylarında kurulumlarını gerçekleştirecekleri projelere ilişkin şu bilgileri veriyor: “Özellikle Almanya’da rağbet gören ve düşük rüzgarlı sahalar için en verimli enerji üretimini sağlayan türbinimiz N117/2400’ü Türkiye’de de kuracak olmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu türbinimiz Denizlili bir yatırımcı olan Akça Enerji’nin İzmir’de bulunan Aliağa RES projesinde kullanılacak. Bir diğer sevindirici gelişme ise henüz 2013 yılının başında lansmanı yapılan Delta Generation ailesi türbinlerimiz N100/3300 ve N117/3000’in de Türkiye’den ilk siparişlerini almış olması. N100/3000 türbini, 2010 yılında yapılan Boreas’a ait Edirne’deki Enez RES projesinin 6.6 MW’lık genişletme projesinde kullanılacakken, N117/3000 türbini ise ABK Çeşme’ye ait ABK Çeşme RES projesinde kullanılacak.”

İZMİR’DE YERLİ KANAT ÜRETİMİ BAŞLADI

İbrahim Özarslan, rüzgar yatırımcılarını emre amadelik oranı çok yüksek olan türbinlerin yanı sıra artık yerli kanat üretimiyle de desteklemeye başladıklarını söylüyor. Özarslan, İzmir’de başladıkları yerli kanat üretimine ilişkin ise şunları aktarıyor: “Bildiğiniz gibi yatırımcılar Yerli İmalat Yönetmeliği’ne göre yerli kanat kullanan bir türbin üreticisinden türbin almaları durumunda, işletmenin ilk 5 senesi boyunca ürettikleri kWh

NORDEX’İN YERLİ KANATLARI YOLA ÇIKIYOR

Türkiye’de, verimliliği yüksek

türbinleri ve sunduğu hizmetlerle

rüzgar yatırımcısının en güvenilir

iş ortaklarından biri haline gelen

Nordex, yerli kanat üretimi ve yeni

türbinlerinin kullanılacağı 3 büyük

projeyle 2014’e çok güçlü başladı.

“Kalitenin ve hizmetin devamlılığını

sağlamak birincil hede(miz” diyen

Nordex Enerji A.Ş. Genel Müdürü

İbrahim Özarslan, atacakları yeni

adımlarla Türkiye rüzgar enerjisi

sektörünü desteklemeye devam

edeceklerini söylüyor.

İbrahim Özarslan

Page 47: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 45

YENİLENEBİLİR ENERJİ

başına 0.8$cent ek katkı payı alabiliyorlar. Dolayısıyla, yatırımcıların ^nansal tablolarına eklenen bu katkı oldukça cezbedici. Biz de Nordex olarak Türkiye’de böyle bir yatırımın ^zibilitesini uzun yıllardır yürütüyorduk. Geçtiğimiz sene içinde Amerikalı TPI Composites ile yaptığımız anlaşma ile NR58.5 kanatlarının Türkiye’deki üretiminin yolunu açmış olduk. N117/2400 ve N117/3000 türbinlerimize ait 58.5 metrelik dev kanatlar artık İzmir’de üretiliyor. Böylece bu türbinleri yatırımları için uygun gören lisans sahipleri yerli katkıdan yararlanmış oluyor. Kuleleri ve ankraj kafeslerini de Türkiye’den tedarik edebildiğimiz göz önünde bulundurulursa bu, rüzgar yatırımcılarının ^nansal tablolarına oldukça olumlu olarak yansıyor. İlk üretilen kanat setleri tamamlandı ve Avusturya’daki bir Nordex projesinde kullanılmak üzere yola çıkmaya hazırlanıyor. Ürettiğimiz yerli kanatlar Türkiye’de ise ilk olarak Çeşme’de bulunan ABK Çeşme projesinde kullanılacak.”

HER YIL 200 MW’LIK KAPASİTE HEDEFLİYOR

Türkiye’de 2013’te toplam 499 MW gücünde RES’in işletmeye alındığını söyleyen Özarslan, “Böylece 10 yıl içinde işletmeye alınan yenilenebilir enerji santralleriyle beraber 12 milyar dolarlık bir doğal gaz ithalatının önüne geçildi. Bu da, Türkiye ekonomisine yapılmış en büyük katkılardan biridir. Yenilenebilir enerjinin bu bağlamda enerji sektöründeki payının artarak devam etmesini diliyoruz” diyor. Özarslan, bu hede?er korunduğu sürece Nordex olarak Türkiye rüzgar enerjisi sektörüne tam destek vermeye devam edeceklerinin altını çiziyor. Kanat fabrikası yatırımında olduğu gibi yatırımcıları teşvik edecek adımlar atmayı sürdüreceklerini vurgulayan Özarslan, “Türkiye’nin birbirinden farklı coğrafyalarında yüksek emre amadelik oranları ve yüksek kapasite farktörleri ile çalışan 300 adet türbinimiz bulunuyor. Bu kalitenin ve hizmetin devamlılığını sağlamak birincil hede^miz. Ayrıca Nordex olarak her yıl 200 MW’lık bir kapasiteyi işletmeye almayı hede?iyoruz” diyor.

2 MAYIS YATIRIMCILARI ZORLUYOR

Rüzgar enerjisi sektöründe yatırımcılar yeni “Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği” doğrultusunda 2 Mayıs tarihine kitlendi. Kanundaki değişikliğin gelecek dönemdeki yatırımları nasıl etkileyeceğini değerlendiren İbrahim Özarslan şunları aktarıyor: “Elbette ki, yatırımcılara verilmiş mühletler ciddi yatırımcıların yatırımlarını bir an önce gerçekleştirmesini sağlamak adına sektöre ivme kazandıracaktır. Bu doğrultuda düşünülerek hazırlanan yeni yönetmelik doğrultusunda 2 Mayıs 2013 tarihine kadar lisans için inşaat izinlerini almış projeler devam edecekken, izin alamayan projelerin lisanslarını kaybetmesi durumu söz konusu olmuştur. Bu da genel olarak, yatırımcılar tarafında bir stres yarattı. Herkes başvurularını ve bürokratik süreçleri tamamlamaya çalışıyor. Ancak seçim telaşı sebebiyle, yatırımcılar ilgili mercilerde muhattap bulamamaktan yakındılar. 2015 için de yapılacak müracaatların orman izinleri sebebiyle zora girdiğini biliyoruz. Yatırımcılar ölçüm direklerini dikemedikleri için 2015 yılındaki müracaatları gecikiyor. Bu da, 2015 yılında dağıtılacak lisansların beklenenin altında seyredecek olmasına işaret ediyor. Bu durumun da en kısa zamanda çözülmesini umuyoruz.”

2013 yılında pazara yeni ürünler sunduklarını hatırlatan İbrahim Özarslan, bu türbinlere

ilişkin şunları aktarıyor: “Delta Generation türbinlerimiz

hep ön sıraya koyduğumuz türbin özelliklerini tek bir

platformda topladığımız bir türbin serisi oldu. Sırasıyla, 2013 Şubat ayında IEC1 ve

IEC2 sahalar için lansmanını yaptığımız N100/3300 ve

N117/3000 türbinlerimiz Avrupa ve Türkiye’de büyük rağbet

gördü. Delta Generation ailesinin merakla beklenen üyesi, düşük rüzgarlı sahalar için geliştirilen

N131/3000’ü ise 2013’ün Kasım ayında pazara sunduk. Delte Generation türbinleri,

sınıfındaki diğer türbinlere kıyasla daha uzun rotor kanatlarıyla daha yüksek verim sağlıyor.

Ayrıca 3MW ve üstü generatör kapasiteleri ile yerleşim alanı

dar olan projelerde de avantaj sağlıyor.”

DELTA GENERATION TÜRBİNLERİ

YÜKSEK VERİMLİLİK SAĞLIYOR

Page 48: Mart Nisan Sayısı 2014

46 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin neresinde hangi biyokütle kaynağından ne kadar elektrik ne kadar biyoyakıt

üretme potansiyeli olduğunu ortaya koyan Türkiye Biyokütle Enerjisi Potansiyel Atlası (BEPA) tanıtım toplantısı Ankara’da yapıldı. Atlas’ın tanıtım toplantısında konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ABD, Çin gibi gelişmiş ülkelerin biyokütle enerjisine yoğun ilgi gösterdiğini belirtti. Türkiye’de biyokütle kaynaklı üretilen elektriğin Karabük'ün yıllık tüketimine denk geldiğini söyleyen Bakan Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu anda Türkiye'de biyokütle ile alakalı 237 MW kurulu güç bulunuyor. 157 milyon tonluk hayvansal atık, 142 milyon ton da bitkisel atık, 30 milyon ton civarında da çöplerimiz var. Çöpten elektrik elde etmek, bizim çevreye olan borcumuzun da bir kısmını ödediğimiz anlamına geliyor. Bütün çöpleri enerjiye döndürdüğümüzde, çevreye karşı çok büyük kazanım elde etmiş olacağız. Hede^miz Ankara, Adana ve Eskişehir'in bütün elektriğini bu tip enerji kaynaklarından elde etmek."

BİYOKÜTLEDE 1500 MW’LIK GÜÇ DEVREYE ALINACAK

Ankara'daki çöplerden toplamda 30 MW’lık bir enerji üretimi yapıldığını kaydeden Bakan Yıldız, "Diğer illerimizde de birer ikişer devreye giriyor. Bununla alakalı, 2023 yılına kadar 1500 MW civarında bir gücü devreye almamız, ülke için enerji tasarrufu, çevreyle ilgili büyük bir temizlik olacağını düşünüyorum. Bunların her biri bizim için miktardan daha ziyade, yerli kaynak olması hasebiyle iyi olacak" dedi. Ülkenin tüm kaynaklarının etkin bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini vurgulayan Yıldız, bu kapsamda son 10 yıldır devreye aldıkları yenilenebilir enerji kaynakları sayesinde

doğal gaz ithalatında yıllık 12 milyar liralık tasarruf yapıldığını söyledi. Bakan Yıldız, söz konusu enerji kaynaklarıyla önümüzdeki 49 yıl içinde 600 milyar liralık doğal gaz ithalatının önüne geçileceğini sözlerine ekledi.

ATLAS İLE ENERJİ POTANSİYELİ ORTAYA ÇIKACAK

Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf Yazar da BEPA hakkında bilgi verirken, atlas ile hem ülke genelinde hem de il ve ilçe bazında biyokütle enerjisi potansiyelinin görülebildiğini ifade etti. Yazar, 2 atlas çalışmalarının daha olduğunu belirterek, “Bunları da yılsonu itibariyle hizmete sunabileceğimizi düşünüyoruz. Bu çalışmalarımız tamamlanınca bütün yenilenebilir enerji dallarında potansiyel atlaslarımız hazır olacak” dedi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız :

Son 10 yıldır devreye aldıkları yenilebilir enerji kaynakları sayesinde doğal gaz ithalatında yıllık 12 milyar liralık tasarruf yapıldığını belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar

Bakanı Taner Yıldız, 2023’e kadar biyokütle kaynaklı 1500 MW’lık gücün devreye girmesini hede/erini söyledi.

YENİLENEBİLİR ENERJİ YILDA 12 MİLYAR TL

TASARRUF YARATIYOR

Page 49: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 47

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Deloitte raporuna göre yüzyıllardır ısıtmada kullanılan biyokütle, yeni teknolojiler sayesinde elektrik ve sıvı yakıt üretiminde de kullanılmaya başlanıyor. 2012 yılına kıyasla 2013’te %49 büyüyen biyokütleden üretilen enerjinin, önümüzdeki yıllarda daha da artması bekleniyor.

Türkiye’de profesyonel hizmetler alanında 28’nci yılını dolduran Deloitte Türkiye, “Biyokütlenin

Altın Çağı” adlı raporunu yayınladı. Raporda, yenilenebilir enerji kaynağı olarak biyokütlenin elektrik üretim amaçlı kullanımı, mevzuat ve sektörün gelişimi çerçevesinde inceleniyor. Dünyada 2012 itibariyle toplamda 352 Terawattsaat’e (TwH) yakın elektrik üretimi gerçekleştiren 77 Gigawatt’ın (GW) üzerinde biyokütleye dayalı elektrik enerjisi üretimi kurulu kapasitesinin bulunduğunu belirten raporda, biyokütlenin altın çağının başlamakta olduğu belirtiliyor. Diğer yandan, Uluslararası Enerji Ajansı tahminlerine göre biyokütleye dayalı elektrik enerjisi üretimi kurulu gücünün 2017 yılında 119 GW’a ulaşacağı tahmin ediliyor.

Her türlü organik, bitkisel yağ, tarımsal hasat atıkları ile tarım ve orman ürünlerinin işlenmesi sonrasında ortaya çıkan yan ürünlerden elde edilen biyokütle enerjisi, Türkiye’de de hızla gelişmeye devam ediyor. Türkiye’de dikkate değer bir biyokütle potansiyeli olduğunun vurgulandığı rapora göre, sadece elektrik %22 büyüyerek 237 MW’a

ulaştığı belirtiliyor. Ağırlıklı olarak birkaç MW düzeyinde kurulu güçte olan biyokütleye dayalı elektrik antralleri için bu değişim, sayıca oldukça hızlı bir gelişimi ifade ediyor. Bu hızlı gelişimin başlıca nedeni olarak ise, biyokütleye dayalı elektrik üretimine verilen teşvikler gösteriliyor.Raporda, Türkiye’de lisanslı biyokütle santrallerinde ilk sırayı çöpten biyogaz üreten santrallerin aldığı da belirtiliyor. Lisanslı toplam 23 çöp gazı tesisi bulunduğu ve lisanslı kapasitenin 2013 yılı sonu itibariyle 173 MW’a ulaştığı belirtilen raporda, işletmedeki kapasitenin de 131,17 MW olduğuna ve bu rakamın ülkenin çöp potansiyeli ile kıyaslandığında oldukça düşük kaldığı da belirtiliyor.

YATIRIM İÇİN CAZİP HALE GELİYOR

Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Lideri Uygar Yörük konuya ilişkin olarak görüşlerini şu şekilde dile getirdi: “Biyokütleden elektrik enerjisi üreten tesisler teker teker ele alındığında kurulu gücü nispeten düşük tesisler. Bu küçük santraller için en önemli kritik başarı faktörü düzenli yakıt tedariğinin güvence altına alınması. Bu yatırımlar yenilenebilir enerji kaynakları içinde en yüksek sabit ^yatlı alım garantisi

seviyesi olan 13,3 Dolar cent/kWh ile desteklenirken, santralde yurtiçi ekipman kullanımı olması durumunda ‘yerli katkı ilavesi’ adı altındaki ilave teşvikle bu fiyat, 18,1 Dolar cent/kWh’a dek ulaşıyor. Geçtiğimiz yıl yerli katkı ilavesi içermeyen destekleme fiyatı bile gerçekleşen ortalama piyasa fiyatının çok üzerindeydi. Bu santraller diğer yenilenebilir kaynaklardan farklı olarak yakıt tedariği olduğu müddetçe yüksek bir kapasite faktörü ile çalışabilen santrallerdir. Dolayısıyla bu yönleri ile diğer teknolojilerle kıyaslandığında yatırımcı için daha cazip hale geldiği gözleniyor.”

Biyokütle santrallerinin teknolojisine göre atıklarının da tarım, endüstri gibi farklı kullanım alanları olduğunu ve ticari değerinin yüksek olabildiğini belirten Uygar Yörük, biyokütle yatırımcılarının gerek kül gibi yan ürünler, gerekse karbon sertifikaları olmak üzere elektrik satış gelirine ek gelirler temin etme imkânlarını bulunduğunu da ifade etti. Deloitte Türkiye Enerji ve Doğal Kaynaklar Müdürlerinden Aysun Özen Tacer ise Türkiye’de önemli bir biyokütle potansiyeli olduğunu belirterek şöyle devam etti: “2012 yılı rakamlarıyla baktığımızda Türkiye’nin birincil enerji arzının %17’sine tekabül eden bir biyokütle potansiyelimiz var. Bazı teknolojik ve lojistik kısıtlamalar nedeniyle bu potansiyelin tamamı hayata geçemeyecek olsa da, petrol ve doğalgazdaki dışa bağımlılığımız düşünülünce oldukça önemli bir yerli potansiyel söz konusu. Ayrıca 2020 yılına kadar Türkiye’nin bir milyon hektar bozunuma uğramış orman alanının enerji ürünlerinin yetiştirilmesi için kullanılabileceği ve hektar başına 5 tonluk verim alınabileceği öngörülüyor. Bu da tarımsal kaynaklara ilave olarak 2.000 bin Ton Eşdeğer Petrollük (TEP) bir enerji kaynağı anlamına geliyor. Bu rakam, birincil enerji arzının içinde (yine 2012 rakamlarıyla) %1,65’lık bir paya denk düşüyor.”

BİYOKÜTLE ALTIN ÇAĞINA GİRİYOR

Uygar Yörük

Page 50: Mart Nisan Sayısı 2014

48 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Petkim, SOCAR Türkiye’nin “Petkim-Value Site 2023” vizyonu doğrultusunda “Ra^neri –

Petrokimya-Enerji-Lojistik Entegrasyonu” kapsamında gerçekleştireceği Petkim Rüzgar Enerjisi Santrali yatırımı için Alstom ile anahtar teslimi bir anlaşma imzaladı. Petkim Aliağa’da düzenlenen imza törenine SOCAR Türkiye ile Alstom Türkiye’nin üst düzey yöneticileri katılırken imzaları SOCAR Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Petkim Yönetim Kurulu Başkanı Vagif Aliyev, SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz, Alstom Power Rüzgar İşkolu Proje Direktörü Laurent Verdier ve Alstom Türkiye Ülke Başkanı Adil Tekin attı.

55 MİLYON EUROLUK YATIRIM

Cumhuriyet’in 100’üncü yılında “Petkim Value-Site” vizyonu çerçevesinde ‘Türkiye’nin Enerjisi’ olmayı hede?eyen SOCAR Türkiye’nin, Petkim Yarımadası’ndaki yatırımlarını birer birer hayata geçireceğini dile getiren SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz şunları aktardı: “Enerji üretimimizi çeşitlendirecek Petkim RES, uzun vadeli yatırım planlarımız sonucunda oluşturmak istediğimiz entegre değer zincirinin önemli bir halkasını temsil ediyor. SOCAR Türkiye olarak başta Petkim olmak üzere tüm faaliyet alanlarımızda ve gelecek yatırımlarımızda

yenilenebilir enerjinin önemine inanıyor, bu inancımızın bir yansıması olarak da Petkim Yarımadası’nda Petkim RES yatırımına imza atıyoruz. Ülkemizin enerji stratejisinin en başında gelen yenilenebilir enerjiye destek konusunda SOCAR Türkiye olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz. Yaklaşık 55 milyon euro yatırım bedeliyle ilk fazı 27 MW ve ikinci fazı da 24 MW olacak olan Petkim RES, Petkim Yarımadası’ndaki enerji ihtiyacımıza yapacağı katkıdan öte hem bölgenin temiz enerjiye olan ihtiyacına hem de Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesine katkıda bulunacak. Yatırım kapsamında en önemli adımlardan biri olan tedarikçi konusunu alanında profesyonel bir bakış açısına sahip Alstom ile çözümlemiş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. SOCAR Türkiye olarak Alstom’a rüzgar enerjisi alanındaki bilgi ve deneyimlerini Petkim RES’e yansıtacak olmalarından ötürü teşekkür ediyoruz.”

Alstom Türkiye Ülke Başkanı Adil Tekin projeyle ilgili olarak: “Petkim Rüzgar Santrali için kullanacağımız Alstom ECO100 platformunda yer alan ECO110 türbinleri, sahanın rüzgar hızı ile mükemmel bir uyum sağlıyor, bu uyum sayesinde santralden maksimum verimi alabileceğiz. Petkim gibi Türkiye’nin en önemli petrokimya tesisine bu rüzgar

türbinlerimizle enerji vereceğimiz için gurur duyuyoruz” dedi.

İLK FAZDA 27 MWİKİNCİ FAZDA 24 MW

Santral için her biri 3 MW gücünde Alstom ECO110[1] türbinleri kullanılacak. İki fazda anahtar teslimi olarak inşa edilecek santral için dokuz adet türbin aracılığı ile 27 MW (9 x 3 MW), ikinci fazında ise sekiz adet türbin aracılığı ile 24 MW (8 x 3 MW) güç elde edilecek. Santral tamamlandığında yaklaşık 200 GWh enerji üretebilecek.

Anahtar teslimi RES Projesi olarak inşa edilecek olan santralin tüm inşaat, tedarik ve mühendislik çalışmalarını yürütecek olan Alstom, ayrıca santrale 15 yıl boyunca servis ve bakım hizmeti de sunacak. Alstom daha önce Petkim Aliağa Kojenerasyon Santrali için buhar türbini temin etmişti.

Alstom ECO100 kara tipi rüzgar türbini

platformu; ECO122, ECO110 ve ECO100

rüzgar türbinlerinden oluşuyor. ECO122,

122 metre rotor çapı ile düşük ve orta

rüzgarlı bölgelerde, ECO110, 110 metrelik

rotor çapı ile orta rüzgarlı bölgelerde,

ECO100 ise 100 metrelik rotoru ile yüksek hızlı

rüzgar hızlarından elde edilen enerji

verimini azami düzeye çıkarıyor.

Petkim Rüzgar Enerjisi Santrali’ni Alstom inşa edecekPetkim, yaklaşık 55 milyon euro anahtar teslim kontrat bedeliyle Rüzgar Elektrik Santrali kurmak için Alstom’la anlaştı. Toplam kurulu gücü 51 MW olacak ve ilk fazı tamamlandığında Petkim’in elektrik üretim

kapasitesini %12 artıracak Petkim RES’in ilk fazı 2015 yılında tamamlanacak.

Page 51: Mart Nisan Sayısı 2014

Antalya Cam Piramit

2. Yenilenebilir Enerji Sistemleri ve

2nd

30 nd

Bu Fuarda Enerji Var !There Is Energy In This Exhibition!

Bu fuar 5174 sayılı kanun gereğince Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) izni ile düzenlenmektedir.

Turizm ve tarım yatırımcıları Antalya’da yenilenebilir enerji sistemleri ve enerji verimliliği

sektörleri ile bulușuyor. Antalya’da turizm tesislerinin enerji verimliliği adına çalıșmalara

ihtiyaçları var. Turizm tesislerinde artan elektrik maliyetleri, üretilen alternatif enerjilere ulașma

konusunda yatırımcıları arayıșa sürüklüyor. Özellikle güneș enerjisi gündemde. Antalya’nın güneș enerjisi alanında Avrupa bașkenti olma

iddiası öne sürülüyor. Seracılık Sektöründen her yıl çıkan milyonlarca ton organik bitki

atığı ve turizm tesislerinden artan yiyeceklerin olușturduğu “biyoatık, biyogaz enerjiye nasıl

dönüșür” arayıșları da gündemde...

Bu sebeple turizmin ve tarımın bașkenti Antalya, enerji sektörünü verimli ve keyifli bir fuarda bulușmaya

davet ediyor.

Page 52: Mart Nisan Sayısı 2014

50 Mart-Nisan 2014

Sağlık, inşaat, gayrimenkul geliştirme, tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren

Sancak Group iştiraklerinden Sancak Enerji, enerjide yenilenebilir enerji yatırımlarıyla büyümeye devam ediyor. İzmir Urla RES (15 MW), Afyonkarahisar Eber RES (36 MW), İstanbul Çatalca Yamaçtepe RES (30 MW) ve Kayseri Yahyalı RES (52,5 MW) ile toplam 133,5 MW’lık rüzgar enerjisi lisansı alarak enerji sektörüne giriş yapan Sancak Enerji Hizmetleri A.Ş., bu projelerini hızla ilerletirken, güneş enerjisi alanında da büyümesini sürdürüyor.

Konya’da 1’er MW gücündeki 10 adet güneş enerjisi santralinin

yatırımlarına başlayan Sancak Enerji, lisanssız üretim ile ilgili olarak arazi ve idari süreçleri tamamlayarak EPC anlaşmalarını imzaladı. Yerel bazda bütün izinlerini alarak, ilk etapta 1,176 MWp GES yatırımını 2014 yılının 3. çeyreğinde tamamlamayı hede?eyen şirket, devamında diğer kısımlarını da periyodik aralıklarla işletmeye almayı planlıyor. Şirket bu projelerin yanı sıra, GES yatırımları çerçevesinde Siirt’te de arazi edinme çalışmaları yürütüyor.

LİSANSLI ALANDA ÜÇ PROJEYE TALİP

Güneş enerjisi yatırımlarında rotasını lisanslı projelere de çeviren Sancak Enerji, GES yatırımları için ilk kez

açıklanan toplamda 600 MW kapasite için başvuran 8-9 bin MW yatırımcı arasında yer almayı planlıyor. 2014 yılı Haziran ayında yapılması planlanan yarışma için toplamda 25 MW’lık lisans başvurusu olan 3 projeyi satın almak için çalışma yürüten Sancak Enerji, yarışma öncesinde bu satın almayı sonuçlandırarak güneş enerjisi piyasasından pay almayı hede?iyor. Şirket ileride açıklanacak GES kapasiteleri için de proje geliştirme çalışması yürütüyor.

Yeni RES ve GES projeleri geliştirmek için çalışmalarına hız veren Sancak Enerji, hidroelektrik başta olmak üzere, termik enerjiyle de ilgileniyor ve bu yönde araştırmalarını sürdürüyor.

Toplam 133,5 MW rüzgar enerjisi

lisanslarıyla enerji sektöründe yerini

alan Sancak Enerji, portföyünü güneş

enerjisi yatırımıyla genişletiyor.

RES 15 MWRES 36 MW

RES 52,5 MW

KONYA GES 10 MW

RES 30 MW

SANCAK ENERJİ GÜNEŞ ENERJİSİ YATIRIMLARINA START VERİYOR

Page 53: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 54: Mart Nisan Sayısı 2014

52 Mart-Nisan 2014

2006 yılında proje ve danışmanlık firması olarak ticari hayatına başlayan ve kurulduktan bir

yıl sonra Türkiye’nin en önemli projelerinden her biri 30kWp kurulu güce sahip iki adet şebeke bağlantılı güneş enerjisi (PV) ) projesinin elektrik ve mekanik projelerinin hazırlanması, tedarik taahhüt ve anahtar teslim montajlarını tamamlayarak Türkiye temiz enerji sektöründe bir ilke imza atan Enisolar, yeni projelerle büyümeye devam ediyor. Bugün Türkiye’de rüzgar ve güneş yatırımlarına ölçüm ve enerji üretim analizleri konusunda hizmet sunan en uzman şirketlerden biri haline gelen Enisolar’ın Kurucu Ortağı Enis Fakıoğlu, sundukları hizmetler ve geleceğe dönük hede?erine ilişkin sorularımızı yanıtladı.

Enisolar, alternatif enerji pazarına nasıl adım attı?

2006 yılında mikro ölçekli rüzgar ve güneş enerji sistemleri kurmak ve bu yönde büyümek hayaliyle firmayı kurduk. Kısa süre içinde on-grid yani şebekeye bağlı güneş enerjisi sistemlerinin ve büyük ölçekli rüzgar yatırımlarının çok daha geniş bir sektör olduğunu görerek bu alanlarda faaliyet gösterme kararı aldık. 2007 yılında Tesco-Kipa’nın global karbon salınımı azaltımı sözü çerçevesinde Türkiye’de alışveriş merkezlerine kurdurduğu fotovoltaik sistemlerle doğru yolda olduğumuzu gördük.

GÜNEŞTE 1 kW’DAN 1 MW’A KADAR HİZMET

Rüzgar ve güneş enerjisi sektörüne ne tür hizmetler ve çözümler sunuyor?

Rüzgar ve güneş yatırımlarına ölçüm ve enerji üretim analizleri konusunda hizmet sunan Türkiye’deki en uzman firmalardan birisiyiz. Yatırımcılar için proje geliştirmek istedikleri alanın hem enerji üretim verimliliği açısından hem de birçok farklı kritere göre uygunluğu konusunda büyük kazançlar sağlayabilecek raporlama çalışmaları yapıyoruz. Ayrıca uzun

süredir beklemekte olduğumuz ve şu an hem mevzuatlar hem de ticari koşullar açısından iş yapmaya uygun hale gelen fotovoltaik sistem kurulumları konusunda bir kaç kW’dan bir kaç MW’a kadar hizmet veriyoruz.

Enisolar rekabetin her geçen gün arttığı bu pazarda nasıl bir fark yaratıyor?

Biz yaptığımız işi severek, isteyerekve attığımız her adımın sonuçlarının müşterilerimize bazı maddi yansımaları olacağı bilinci ile yapıyoruz. Bizim için anlık kazançlardan ziyade sürekli ve güvenilir bir gelir önemli şirketimizi ayakta tutmak ve tüm ekibimize daha iyi koşullar sağlayabilmek için, bu da güvenilir müşterilerle uzun soluklu projelerde çalışmakla mümkün oluyor. Biz bir müşteriden bir projeden çok para kazanmak niyetinde hiç olmadık. Her zaman bir proje ile bir müşterinin kapısından içeri girip sonrasında neler yapabiliriz diye baktık. Bu da bizim ölçeğimizde mühendislik firmalarından belli hizmetler alan yatırımcı firmalar için önemli bir şey. Çünkü iş yaparken karşılıklı olarak ^rmalar birbirini tanıyor ve frekanslar uyarsa ve uyum içinde iş yapılıyor olursa, yatırımcı firmalar yeni ihtiyaçlar için yeni firmalar aramak yerine hali hazırda birlikte çalışmakta olduğu firmayı bu ihtiyaçlara adapte edip

Sunduğu danışmanlık, mühendislik, projelendirme ve taahhüt hizmetleriyle rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarına değer katan Enisolar, müşteri portföyünü yeni projelerle büyütmeyi sürdürüyor. Alternatif enerji çözümleri konusunda gerekli teknik bilgiye, saha tecrübesine, yerel iş yapabilme gücüne ve dinamik bir kadroya sahip

olduklarını belirten Enisolar Enerji Kurucu Ortağı Enis Fakıoğlu, “Orta ve uzun vadedeli hedefimiz sektörde ilk 3’ün içinde yer almak” dedi.

ENİSOLARdeğer katan alternatif enerji çözümleriyle İLK 3’Ü HEDEFLİYOR

Enis Fakıoğlu

Page 55: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 53

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Türkiye’de son 20 yılda güneş enerjisi pazarının yaklaşık 10-20 MW arası bir kurulu güce ulaştığını belirten Enis Fakıoğlu

şunları aktardı: “Bu da, yaklaşık şu ana kadar bu işe 50 ila 100 milyon euro para yatırıldığını gösteriyor.

Kötü senaryoya göre, 2014 yılında 100 MW, sonrasında ise katlanarak

büyüyecek bir lisanssız elektrik üretim pazarı ile 2016 ve sonrasına yayılacak

600 MW’lık lisanslı kurulumlarla önümüzdeki 3-4 yılın toplamı 1000

MW’ı bulacak gibi görünüyor. Bu da, yaklaşık 1 milyar euroluk bir

pazar büyüklüğü demek.”

bu hizmetleri de aynı firmadan almayı seçiyor. Hizmet sektöründe, özellikle de mühendislik hizmeti veren firmaların büyümesinin kilit noktası bu.

AYNI ANDA 5-6 PROJENİN MONTAJINI YAPTIK

2013 yılında gerçekleştirdiğiniz önemli projelerden söz eder misiniz? Şimdi hangi projenin çözümünü üstleniyorsunuz?

2013 yılı yeni bir rüzgar lisans başvurusu maratonuna hazırlıkla geçti. Bizim açımızdan ise yaklaşık 150 tane rüzgar ölçüm sistemi kurulumu gerçekleştirerek tüm Türkiye’de ciddi bir saha faaliyeti çalışması gerektirdi. Kısa sayılabilecek bir süre içinde Türkiye’nin hemen hemen her yerinde aynı anda 5-6 farklı yerde montaj faaliyeti sürdürmek bizim açımızdan çok önemli bir proje yönetimi ve mühendisliği ile iş güvenliği sınavıydı. Ekipler kötü hava koşullarına ve aksaklıklara rağmen çok iyi adapte oldu ve çok özverili çalıştılar, tuttuğumuz tüm sözleri zamanında yerine getirdik, bu süreçte de çok şey öğrendik. 2013 yılı 2014 ve sonrasında yapacağımız fotovoltaik kurulumlarla ilgili çok iyi bir proje ve risk yönetimi staj dönemi oldu. Şu an Tire Organize Sanayi Bölgesi’nin

İzmir Kalkınma Ajansı Destekli 500 kWp güneş enerjisi santralinin inşaatını yapıyoruz, devamında 1 MW’lık iki projemiz daha var.

Enisolar alternatif enerji çözümleri pazarında orta ve uzun vadede nasıl bir büyüme hede%iyor?

Orta ve uzun vadedeli hede^miz bulunduğumuz sektörde ilk 3’ün içinde yer almak. Sektörün kurallarının yeni yazıldığı, dinamiklerinin yeni yeni şekillendiği bir dönemdeyiz.

Bu, sektöre yeni girecek oyuncular için bir tehdit olmakla birlikte büyük fırsatlar barındırıyor. Yerel iş yapabilirliğimiz ve tecrübemiz, teknik bilgimiz ve saha tecrübemizle önümüzdeki bir kaç yıl içinde güneş enerjisi sektöründe ciddi bir pazar payı alacağımıza inanıyorum.

TECRÜBE ÇOK ÖNEMLİ

Alternatif enerji çözümlerinin püf noktaları neler? Enerji yatırımcıları hizmet aldığı (rmaları seçerken nelere dikkat etmeli?

Bu konuda potansiyel yatırımcının en önemli püf noktası tecrübedir diyebilirim. Herkesin bildiği veya Google’da kısa bir

araştırmayla öğrenilebilecek konuları sadece kendisi biliyor tutumuyla anlatan bir ^rma yatırımcının iş sürecinde çözüm ortağından çok sorun ortağı olarak karşısına çıkacaktır. Yatırımcının her bir enerji sistemiyle ilgili sonsuz teknik bilgiye sahip olması beklenemez, bu nedenle de yatırımcı birlikte çalışacağı ve hizmet alacağı ^rmayı kendi hakim olmadığı konularda sınava tabi tutarak seçmemelidir. Yatırımcı, ^rmanın ticari yeteneklerini referanslarıyla araştırmak suretiyle seçme sürecine girdiğinde, referanslardan gelecek geri bildirimler ^rmanın teknik bilgi ve kapasitesiyle ilgili de ciddi bir görüş kazanmasını sağlayacaktır.

Sektörde yaşanan sorunlar ve çözüm önerilerini aktarır mısınız?

Sektörün en büyük problemi yıllardır mevzuatın olmamasıydı. Ancak geldiğimiz noktada dağıtım şirketleri özelleştirmelerinden dolayı kısmi yavaşlık haricinde mevzuat eksikliği kalmadı diyebilirim. Mevzuatların yorumlanması ve uygulamadaki soru işaretleriyle ilgili sorunlar mutlaka var, ancak bunlar da hem özel sektör hem de gerek kamu kuruluşları gerekse dağıtım şirketlerinin daha çok proje kabulü yapmasıyla tecrübe kazanarak aşılabilecek sorunlar.

GÜNEŞ 1 MİLYAR EUROLUK

BİR PAZAR YARATACAK

Page 56: Mart Nisan Sayısı 2014

54 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Kesintisiz güç kaynakları konusunda geliştirdiği ürünler ve sunduğu satış sonrası hizmetlerle

Türkiye’nin enerji merkezi haline gelen İnform Elektronik, güneş enerjisi alanında da sektörde liderlik iddiasına sağlam adımlarla yürüyor. İnform Elektronik, güneş enerjisi ile elektrik üretim projeleri konusunda şebekeye bağlı veya şebekeden bağımsız tesisler için ekipman tedarik edip, anahtar teslim kurulumlar gerçekleştiriyor.

Türkiye’de güneş panelleri ile elektrik enerjisi üretiminin henüz başlangıç aşamasında olduğu döneminde TOKİ ve SOLARKENT projesine imza atan, çeşitli telekomünikasyon ^rmaları için kurulumlar gerçekleştirerek bu alandaki başarısını kanıtlayan şirket, bugüne kadar 3 MW’ın üzerinde kurulum gerçekleştirdi. Güneş enerjisi piyasasında şimdiye kadar yapılan kurulumların

%50’sine imza atan İnform Elektronik, sözleşmesi yapılan 1,5 MW’lık proje ve sözleşme aşamasında olan 6 MW’lık projesi ile portföyünü daha da güçlendirmeyi hede?iyor. Solar sistemler konusunda Türkiye ve dünyada 800’e yakın noktada partnerlerine anahtar teslim hizmet sunan İnform Elektronik, gerçekleştirdiği projeler için 2 yıl sistem, 5-10 yıl ekipman garantisi vererek, sağladığı hizmete olan güvenini sergiliyor.

TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE HİZMET VERİYOR

1980 yılında kurulan İnform Elektronik, bugün kesintisiz güç kaynakları alanında geliştirdiği ürünler ile sektöründe takip eden değil, takip edilen bir ^rma konumunda bulunuyor. 2010 yılında Fransız menşeili Legrand Grup bünyesine katılan şirket İstanbul’da 27

bin 500 metrekare kapalı alana sahip fabrikalarında üretim gerçekleştiriyor. Türkiye çapında 2’si kendisine ait toplam 21 bölge ve servis noktası ve 1250’yi aşkın bayisi ile faaliyet gösteren İnform Elektronik, Türkiye’nin neresinde olursa olsun partnerlerine en hızlı, verimli ve bire bir hizmet sağlayabilecek sayılı ^rmaların başında geliyor. Ayrıca dünya çapında 100’e varan distribütörü vasıtasıyla faaliyet gösteren İnform Elektronik, 85 ülkeye ihracat yapıyor.

Şirketin ürün yelpazesi içinde; güç kaynakları başta olmak üzere, GSM ve telekomünikasyon sektöründe kullanılan özel enerji sistemleri, doğrultucular, 19” Rack kabinleri, otomatik ve statik voltaj regülatörleri, alçak gerilim panoları, IT Hastane sistemleri, aktif harmonik ^ltre, transformatörler, elektronik kartlar, enerji tasarruf sistemleri ve yenilenebilir enerji sistemleri bulunuyor.

Solar enerji sistemleri için hem ekipman tedarik eden hem de anahtar teslim kurulumlar gerçekleştiren İnform Elektronik, imza attığı projelerle sektördeki liderlik iddiasını güçlendiriyor.

Güneş enerjisi piyasasında, şimdiye kadar yapılan kurulumların %50’sini gerçekleştiren şirket, gerçekleştirdiği anahtar teslim projeler için 2 yıl sistem, 5-10 yıl ekipman garantisi veriyor.

İNFORM ELEKTRONİKgüneş enerjisinde de

liderlik hede/iyor

Page 57: Mart Nisan Sayısı 2014

%100 YENİLENEBİLİR ENERJİYE GEÇİŞ

TEK ÇÖZÜM

4. ULUSLARARASI %100 YENİLENEBİLİR

ENERJİ KONFERANSI

IRENEC 2014

www.irenec2014.com

www.eurosolar.org.tr

IRENEC 2014Konferansında sizi de aramızda görmekten çok mutlu olacağız.

26

-28

HA

ZİR

AN

201

4T

ÜR

YE

Page 58: Mart Nisan Sayısı 2014

56 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

Yenilenebilir ve sınırsız enerji kaynağı güneşi, kurduğu santrallerle tüm işletmeler için karlı bir yatırıma dönüştüren Tekno Ray Solar; toplamda 2,5 MW’lık 4 farklı Güneş Enerjisi Santrali’ni devreye aldı. 23 MW’lık zemine monte ve çatı üzeri Güneş Enerjisi Santrali projesinin sözleşmesini tamamladıklarını belirten Tekno Ray Solar Satış ve Pazarlama Müdürü Mehmet Özenbaş, toplamda 35 MW’lık projeyi 2014 yılı sonuna kadar bitirmeyi hede%ediklerini söyledi.

1986 yılından bu yana inşaat makinaları ve altyapı inşaat malzemeleri, atık su arıtma tesisleri

alanlarında dünyanın önde gelen şirketleri ile iş ortaklığı yapan Tekno Şirketler Grubu, 2011 yılında kurulan Tekno Ray Solar Enerji Sistemleri A.Ş. ile girdiği güneş enerji sektöründe de hızlı büyüyor. Tekno Ray Solar, güneş enerjisi sektöründe yatırımcı kimliğinin yanı sıra, anahtar teslimi mühendislik çözümleri sunuyor. Tekno Ray Solar Satış ve Pazarlama Müdürü Mehmet Özenbaş, ENERGYWORLD’ün sorularını yanıtladı.

Tekno Ray Solar hakkında bilgi verir misiniz?

Kurulduğu 1986 yılından bu yana faaliyet gösterdiği tüm sektörlerde liderliği elinden bırakmayan Tekno Şirketler Grubu, sektöründe dünya lideri ve 130 yılı aşkın geçmişi olan İtalya’nın

köklü Maccaferri Grubu’nun güneş enerjisi konusunda kendisini kanıtlamış olan şirketlerinden Enerray S.P.A. ile birlikte 2011 yılında Tekno Ray Solar Enerji Sistemleri A.Ş.’yi kurdu. Enerji sistemleri tasarımı, tedariği ve kurulumu konusunda Avrupa’da sektöründe lider konumda olan grup, bugüne kadarki 1,2 GW üzeri enerji portföyü ve Tekno Ray Solar olarak da Türkiye’de oluşturduğu referansları ile sektörün en önemli oyuncusudur.

ANAHTAR TESLİMÇÖZÜMLER SUNUYOR

Tekno Ray Solar sunduğu hizmetlerle dünya ve Türkiye’de nasıl bir kurulu güce ulaştı?

Tekno Ray Solar olarak, güneş enerjisi alanında 2 farklı şapkamız olduğunu belirtmek isterim. Birincisi kendi adımıza yaptığımız yatırımlarımızdır.

İkincisi ise müşterilerimiz için sunmakta olduğumuz EPC (Mühendislik, Tedarik, İnşaat ) hizmetlerimizdir. Tekno Ray Solar, sunmuş olduğu anahtar teslimi projelerde, ilk oluşum ve izinlerinin alınma aşamasından, tesisin elektrik sistemine bağlantısını yapmak suretiyle en son devreye alınma işlemlerine kadar tüm süreci üstlenmektedir.

Yapmış olduğumuz anlaşmalar doğrultusunda, 2014 yılı için toplamda 23 MW’lık zemine monte ve çatı üzeri Güneş Enerjisi Santrali projesini devreye almayı planlamaktayız. Hali hazırdaki toplam 23 MW’lık projemizin yanı sıra 2014 yılı içerisinde 12 MW’lık yeni sözleşmlere de imza atmayı öngörüyoruz.

Sunduğunuz hizmetlerle müşterilerinize ne tür avantajlar sağlıyorsunuz?

Tekno Ray Solar olarak, projelerin izinlerinin alınmasından, satın alma,

Page 59: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 57

YENİLENEBİLİR ENERJİ

teşvik ve gümrükleme işlemlerine, en verimli tasarımın yapılmasından, statik hesaplamalarına kadar projenin her sürecini üstleniyoruz. Bunun yanı sıra tüm projelerimizde elektrik şebekesine bağlantı hizmetlerini de sağlıyoruz. Gerek yatırımcılara, gerekse işletme sahiplerine büyük avantajlar sunarak, Türkiye’nin her noktasında hizmet verebilen deneyimli kadromuz ile satış sonrası hizmet desteğini de sağlıyor, tüm projelerimizde en kapsamlı sistem garantisinin altına da imza atıyoruz.

DÖRT GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİNİ DEVREYE ALDI

Tekno Ray Solar ilk çatı üzeri güneş enerjisi santralini Kahramanmaraş’ta devreye aldı. Bu projenin ayrıntılarından söz eder misiniz? Kahramanmaraş dışında devreye aldığınız projelerden söz eder misiniz?

Kahramanmaraş – Karacasu’daki 500 kWp kapasiteli ilk çatı üzeri güneş enerji santralini Aralık ayı itibariyle devreye aldık. Bu projemizde, toplamda 4000 m2’lik alana kurulan ve 500 kWp kapasiteli çatı üzeri güneş enerji santrali ile müşterimiz elektriğinin tamamını güneş enerjisi sistemi üzerinden

sağlamakta ve fazlasını da dağıtım şirketine satmaktadır.Müşterimiz kurmuş olduğu bu Güneş Enerjisi Santrali sayesinde yıllık ortalama 300 ton CO2 salınımını engellemiş

olacak ve 1200 ağacın hayatta kalmasını sağlayacak. Daha da çarpıcı bir örnek vermek gerekirse bu tesisin bir senelik elektrik üretimi ile engellediği CO2 salınımı miktarı, motorlu bir aracın dünya çevresinde 42 kere dolaşmasıyla ortaya çıkan zehirli gaza denk gelmektedir.

Tekno Ray Solar bugün itibariyle, zemine monte ve çatı üzeri olmak üzere toplamda 2,5 MW’lık 4 farklı Güneş Enerjisi Santrali’ni devreye aldı. İstanbul, Kahramanmaraş, Isparta ve Adıyaman’da bulunan bu santraller bölgeleri açısından da “ilk” olma özelliğini taşıyor.

Tekno Ray Solar olarak, güneş enerjisi sektörüne ilişkin hede%eriniz neler?

Günümüzde 600 MW olarak belirlenmiş ve daha sonrasında kapasitesinin 3.000 MW’lara kadar yükselmesini öngördüğümüz lisanslı projeler için yatırımcıların işbirliği yapacakları şirketlerden istediği (A+) ^nansal yapı,

teknik altyapı, referans, iş güvenliği ve kalite standartları konusunda şirketimiz Türkiye’nin en önde gelen lider kuruluşudur.

EN BÜYÜK SORUN LİSANS İHALELERİ

Sektörde yaşanan sorunlara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Tekno Ray Solar Satış ve Pazarlama Müdürü Mehmet Özenbaş, “Sektörümüzün önünde merakla cevap bekleyen sorulardan en önemlisi, lisans ihaleleri olarak gözükmektedir. 2013 yılı sonunda bitirilmesi beklenen lisans ihalelerinin, geçtiğimiz yıl içindeki regülasyon değişiklikleri sebebiyle 2014 yılına ertelenmesi ve süreç belirsizliğinin korunması, lisanslı ve lisanssız yatırımcıların karar süreçlerinde etkili olmaktadır. 2014 yılının lisans ihaleleri açısından, kısa vadede bir çözüm yılı olacağına inanıyoruz.”

Page 60: Mart Nisan Sayısı 2014

58 Mart-Nisan 2014

YENİLENEBİLİR ENERJİ

’dan güneş panelleri için yüksek verimli inverterler

Yüksek verimli ve farklı güçlerdeki PV inverterleriyle dünya

çapında güneş sektörünün önemli oyuncularından birisi olan

PLATINUM®, 10 yıl ürün garantisi veriyor. PLATINUM®

inverterler, %98.6 oranında tepe verimliliği ve maksimum

tasarım esnekliği ile dikkat çekiyor.

Fotovoltaik, cihaz üretimi ve akılı ev sistemleri olmak üzere, üç farklı alana odaklanan Alman Diehl Controls, uluslararası pazarda yüksek kalitede ve verimliliği yüksek

ürünler geliştirmek için çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor. PLATINUM® inverterler, Diehl Controls tarafından Wangen im Allgäu’da üretiliyor. PLATINUM®, 2004 yılından itibaren geliştirmeye başladığı yüksek verimli ve farklı güçlerdeki PV inverterler ile dünya çapında güneş sektörünün önemli oyuncularından birisi konumunda bulunuyor. Gerçekleştirdiği yenilikler ve sunduğu hizmetlerle “string inverterler” konusunda aranan bir şirket haline gelen PLATINUM®, ürettiği inverterler için verdiği 10 yıl garantiyle de kalitesini ortaya koyuyor. Şirket, 2 ile 22 kW arasında güce sahip inverter seçenekleri sunuyor. Ürettiği ürünlerle çok sayıda “A+” kalite ödülüne layık görülen PLATINUM® inverterler, %98.6 oranında tepe verimliliği ve maksimum tasarım esnekliği ile dikkat çekiyor.

HER TÜRLÜ DOĞA OLAYI KARŞINDA DAYANIKLI

Piyasada en düşük sese sahip ürün olan R3 inverterler, özellikle konut uygulamaları için ideal bir seçenek konumunda.

PLATINUM® inverterler, en üst düzeyde koruma standardı (IP66) sayesinde daha zor ortamlarda kurulum için de tercih sebebi. Basınçlı alüminyum kaplama ve entegre konveksiyonlu soğutma özelliği olan bu inverterler, aşırı sağlam tasarımlarıyla yüksek sıcaklıklar, kum fırtınaları ve şiddetli yağmura dayanabiliyor. PLATINUM®, invertelerin yanı sıra geniş bir ürün yelpazesine sahip olan özel enerji depolama sistemleri ve akıllı takip sistemleriyle de müşterilerine maksimum verimliliği elde etmeleri için tasarlanmış çeşitli çözümler de sunuyor. PLATINUM®, lityum teknolojisine ilave olarak yüksek ölçüde verimlilik sağlayan kurşun asit pil teknolojisinden de yararlanıyor. Ürün portföyünde yer alan FuelSave sistemi PLATINUM® inverterler ve dizel jeneratörler arasında etkileşim sağlıyor. Sunduğu hizmetlerde şe�a?ığı ön planda tutan şirket, üstün teknolojiye sahip ürünler geliştirmek için çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

Wangen im Allgäuda bulunan PLATINUM® merkezi

Page 61: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 62: Mart Nisan Sayısı 2014

60 Mart-Nisan 2014

2008’de Danimarka’da kurulan Global Wind Service, kuruluşundan bir yıl sonra girdiği Türkiye pazarında rüzgar enerjisi sektörüne kurulum, servis ve bakım

alanlarında kesintisiz hizmet sunuyor. Uluslararası alandaki güçlü tecrübeleriyle rüzgar enerjisi alanına yönelik montaj, bakım ve servis hizmetlerine global bir bakış açısı getirdiklerini belirten Global Wind Service Turkey Proje Müdür Yardımcısı Irmak Devay, bu bakış açısının kazançlarını ise şöyle sıralıyor: Yurtiçi ve yurtdışındaki rüzgar enerjisi yatırımcılarının sorunlarına yapıcı bir şekilde yaklaşmak, onshore ve o�shore rüzgar türbinleri konusundaki çalışmaları geliştirmek, kalitenin ve iş güvenliğinin ön planda tutulduğu projelerle yenilenebilir enerjinin insanlara sağladığı katkıyı desteklemek.

Türkiye’de son beş yılda hizmet sunduğunuz rüzgar enerjisi projeleriyle nasıl bir kurulu güce ulaştınız?

Global Wind Service Turkey olarak 2009’dan bu yana gerek yurtiçi gerekse yurtdışı yüksek kapasiteli birçok enerji santraline hizmet sunduk.. Örneğin Balıkesir Bares’te 142,5 MW’lık kurulu gücün bakımını üstlendik. Verdiğimiz montaj hizmetiyle Dinar’da toplam 115 MW’lık kurulu gücün oluşmasında katkıda bulunduk. Bu santraller aynı zamanda Türkiye’nin en büyük RES projeleri arasında yer alıyor. Ezine’de 22,5 MW, Bergama’da 15 MW, Aliağa’da 10 MW kurulu güce sahip santraller de hizmet verdiğimiz projelerden yalnızca birkaçı.Bununla birlikte yurtdışında özellikle Romanya Cogelac’ta toplamda 180 MW kurulu gücündeki türbinlerin kurulumunu da biz yaptık. Yurtdışında hizmet verdiğimiz projelerle tecrübemizi daha da artırdık. Keza çalışanlarımız uluslararası alanda kendilerini gösterebilecek kapasiteye sahipler. Şu an çalışanlarımız İngiltere ve İsveç’te de faaliyet göstermekteler.

2014 YILINA HIZLI BAŞLADIK

Bugün itibariyle hangi projelere hizmet sunuyorsunuz? Gündeminizdeki yeni projeler neler?

2014 yılı başlarken bizler Afyonkarahisar Dinar’daki 2,3 MW’lık Siemens türbinlerinin montajını bitirmek üzereydik. 2012 Ekim’inde başlayan bu projelerle Dinar’da toplam 115 MW’lık kurulu gücün sağlanması bizim için de oldukça iyi bir süreçte ilerledi. Sadece kurulum değil, diğer alanlarda da çalışmaya, çalıştıkça gelişmeye ve büyümeye devam ediyoruz. Balıkesir BARES’te bulunan 52 adet GE 2,75 MW’lık türbinlerin yıllık bakımını halen sürdürüyoruz. 2014’e hızlı başladık. Ocak ayında Çanakkale Sares RES’te gerçekleştirdiğimiz kanat yatağı değişimleri, Mersin, Hatay ve Osmaniye’nin de aralarında bulunduğu illerdeki destek hizmetlerimiz ile Nisan’a ulaştık.Şu anda ise Tekirdağ Balabanlı’da Siemens türbinlerinin kurulumu için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bundan sonra da yurtiçinde ve yurtdışında kurulum, bakım, servis, güçlendirme, ana parça değişimi ve devreye alma hizmetlerimizi kalite ve emniyetten ödün vermeksizin sürdüreceğiz.

Türkiye’de hem rüzgar enerjisi yatırımları hem de alternatif enerji çözümleri her yıl katlanarak büyüyor. Global Wind Service’nin büyüyen alternatif enerji çözüm pazarında orta ve uzun vadeli hede%eri neler?

Türkiye’de rüzgar enerjisine yapılan yeni yatırımlar, yenilenebilir enerjinin elde edilmesi ve doğayı korumak adına oldukça sevindirici gelişmeler. Bizler, yeni türbinlerin kurulumunu yaptıkça bu gelişmelere katkı sağladığımız için mutluluk duyuyoruz. Yatırımları tetikleyecek olan unsurlardan biri de

GLOBAL WIND SERVICE GLOBAL TECRÜBESİYLE

RES YATIRIMCILARININ YANINDA Global çaptaki deneyimiyle rüzgar enerjisi

sektörüne kurulum, servis ve bakım

alanlarında anahtar teslim çözümleri sunan

Global Wind Service, kalite, çevre, sağlık ve

emniyet olmak üzere, 4 temel ilke üzerine

oturttuğu çalışma tarzıyla yatırımcılar için

“kaliteli hizmet” alımı problemini ortadan

kaldırmayı hede%iyor.

Page 63: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 61

YENİLENEBİLİR ENERJİ

KURULUM SAHA KAPASİTESİ NİTELİKDinar III RES 16 X Siemens 2,3 MW Kurulum

Dinar II RES 12 X Siemens 2,3 MW Kurulum

Dinar I RES 22 X Siemens 2,3 MW Kurulum

Gökçedağ RES 54 X GE 2,5 MW Kurulum

Bergama I RES 6 X GE 2,5 MW Kurulum

Sares RES 9 X GE 2,5 MW Kurulum

Vutcani 12 X Vestas 1.8MW Kurulum

Cogelace 70 X GE 2.75 MW Kurulum

SÜPERVİZÖRLÜK Bares 52 X GE 2,75 MW -Kurulum için

süpervizörlük

-Elektrik tamamlama

işleri

SERVİS & BAKIM Gökçedağ RES 54 X GE 2,5 MW Servis & Bakım

Bares 52 X GE 2,75 MW Bakım

Ziyaret RES 23 X GE 2,5 MW Servis & Bakım

Bergama I&II RES 14 X GE 2,5 MW Servis & Bakım

Sares RES 9X GE 2,5 MW Servis & Bakım

Karadağ RES 4 X GE 2,5 MW Servis & Bakım

ANA PARÇA DEĞİŞİMLERİ

Gökçedağ RES 54 X GE 2,5 MW Gearbox Değişimi

Transformer Değişimi

Blade Bearing Değişimi

Güçlendirme

Ziyaret RES 23 X GE 2,5 MW Transformer Değişimi

Blade Bearing Değişimi

Güçlendirme

Sares RES 9X GE 2,5 MW Transformer Değişimi

Blade Bearing Değişimi

GÜÇLENDİRME

Gökçedağ RES 54 X GE 2,5 MW Update from

2,5MW to 2,75MW

GMCB,Power cable crack

Ziyaret RES 23 X GE 2,5 MW GMCB,Power cable crack

yatırımcı ^rmaların sorunlarını iyi analiz edebilmek. Biz GWS olarak yatırımcı ^rmaların sorunlarını anlamaya çalışıyor ve bu yönde iyileştirmeler yapmak için adımlar atıyoruz. Rüzgar türbinlerinin olması gerektiği gibi, güvenle ve en yüksek verimle çalışmasını veya güvenle devreye alınmasını bir an önce sağlamak için gerekli altyapıya sahibiz. Bu altyapı tecrübemizle güzel bir bina inşa ettiğimizi düşünüyoruz. Tabii gelişen teknoloji ve faaliyete giren yeni tip türbinlerle birlikte biz de gelişiyor, geliştikçe öğreniyor ve tecrübemizi artırıyoruz.

VERİLER GELECEK İÇİN GÜÇLÜ BİR TABLO ORTAYA KOYUYOR

Türkiye’nin rüzgar enerjisi alanındaki potansiyeli nedir? Bu potansiyel tam anlamıyla harekete geçirildiğinde nasıl bir elektrik kurulu gücüne ulaşılacağını düşünüyorsunuz?

TÜREB raporlarına göre, ülkemizde 2013 yıl sonu itibariyle işletmede olan 2 bin 958 MW kurulu güce sahip 61 adet rüzgar santrali, inşa halinde olan 980 MW kurulu güce sahip 35 adet rüzgar santrali ve EPDK tarafından lisans verilmiş 9 bin 676 MW’ı aşan kurulu güçte 265 adet rüzgar enerji santrali projesi bulunmakta. Bu veriler ışığında gelecek için güçlü bir tablonun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Yatırımcıların daha fazla teşvik edilmesi, yatırım yapılan bölgelerde halkın rüzgar santralleri konusunda bilinçlenmesi, doğaya uygun enerji üretme güdüsünün ön planda olması halinde daha sağlıklı bir yapı ortaya çıkacaktır.

Sektörde yaşanan sorunlardan ve çözüm önerilerinizden söz eder misiniz?

Türkiye’de rüzgar enerjisi sektöründe en büyük sorunlardan birisi, kurulum için orman ve inşaat izinleriyle ilgili yaşanan sıkıntılar. Geçen seneki kurulu gücün daha fazla olması beklenirken performansın düşük kalma sebeplerinden biri de bu söz konusu izinlerdi. Bu sıkıntıların aşılması lazım. Herkesi memnun edecek ve doğa için en faydalı sonuçlar doğuracak yolların uygun bir şekilde bir araya gelinerek bulunacağına inanıyoruz. ICCI enerji sektörü için en önemli buluşma noktalarından biri. Bu tarz buluşmaların artması ve sektöre hizmet veren ^rmalar olarak daha çok bir araya gelme isteği duyduğumuzu söyleyebiliriz. Yenilenebilir enerjinin önemini vurgulamaktan vazgeçmediği için ENERGYWORLD dergisi çalışanlarına teşekkür ederiz. Umuyoruz ki, gelecek nesillere sağlıklı bir enerji bırakmak için atılan adımlar ve bu adımlardan elde edilen verim artar. Biz bu sürecin kalitesini korumak adına her zaman hizmete hazır olacağız.

HEM HIZLI HEM DE KALİTELİ HİZMET Yatırımcı 7rmaların yaşadığı veya yaşayabileceği sıkıntıları ortadan

kaldırmanın öncelikli hedeLeri olduğunu belirten Global Wind Service Turkey Proje Müdür Yardımcısı Irmak Devay, şunları aktarıyor:

“Projelere mümkün olduğunca hızlı hizmet veriyor ama asla kaliteden ödün vermiyoruz. Bunun için geniş eleman ağımızla beraber nöbetleşe bir

çalışma yapıyoruz. Yatırımcı 7rmaların, kurumsallaşmış ve tecrübesini ispat etmiş 7rmalardan hizmet almaya dikkat etmesi gerekir. Biz, ISO 9001, ISO 14001 ve OHSAS 18001 belgelerimizle kalitemize

güveniyoruz. Ayrıca türbin üreticilerinin verdiği uygun eğitimleri almış olan çalışanlarımızın gerek yurtiçi gerekse yurtdışındaki projelerde yer

alması da kalitemizin göstergesidir.”

REFERANSLAR

Page 64: Mart Nisan Sayısı 2014

62 Mart-Nisan 2014

30 yılı aşkın tecrübesiyle denizcilikten enerjiye, gıdadan kağıda kadar birçok sektöre planlı bakım, emergency servis, onarım, bakım ve yedek parça hizmetleri

sunan Mügesan Mühendislik, ayrıca yük testi hizmetleri ile temsilciliğini yürüttüğü LEMAG, Chris Marine ve IOP Marine, Chock Design, Water Weights ve IMES, �ordon ve Belzona gibi ^rmaların ürün satışını ve uygulamalarını gerçekleştiriyor. Şirketin müşteri portföyünde; denizcilik, şeker, enerji, maden, petrol, doğal gaz ve kağıt sektörleri ile tüm gemi inşa, tamir, onarım, bakım tersaneleri, Türk- yabancı armatörler, hidroelektrik santral ve termik santraller, ra^neriler, kimya tesisleri ve üreticileri bulunuyor. 2006 yılından beri SOLAS/ Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi gereği yerli ve yabancı gemilere bakım hizmeti veren Mügesan, başta Avrupalı lifeboat ve david winch üreticiler olmak üzere dünya çapında 41 markanın yetki belgesine sahip dünyanın en büyük SOLAS servis istasyonu konumunda bulunuyor. Tuzla’da bulunan yerleşik atölyesinde ve o^sinde 9 satış mühendisi ve 8 teknisyen olmak üzere toplam 22 çalışanıyla hizmet veren Mügesan’ın, önemli iş alanlarından birini enerji oluşturuyor.Doğal gaz ve ağır yakıtlarla (HFO) çalışan dizel jeneratörlere planlı bakım, emergency servis, onarım ve yedek parça hizmeti veren Mügesan, aynı zamanda Belzona ürünleri ile erozyon, korozyon ve kavitasyona uğramış hidroelektrik santrallerde şa� tamiri, yatak tamiri, aşınmış yönlendirici yatak tamiri ve korunması, salyangoz içi kaplamalar, türbin çarkları ve kanatları ile sabit kanatların kaplanması, pompa içi ve elemanlarının kaplanması, asidik ortamın oluştuğu baca gazı aşınmalarına karşı kaplama, konveyör bantlarda tamir, ra^neri ve kimyasal tesislerde kullanılan basınçlı- basınçsız kaplarda asidik ve bazik ortama dayanıklı kaplama çözümleri sunuyor. �ordon ürünleri ile çevreci ve su soğutmalı yatak ürettikleri için pompa yatakları, hidroelektrik santral ana yatakları ve yönlendirici kanat (Wicket

gate) yataklarının satış, montaj ve servisini gerçekleştiren Mügesan, mevcut yağ soğutmalı yatakları da çevreci çalışmalar doğrultusunda su soğutmalı yatak haline çevrilebiliyor. Şirket önümüzdeki süreçte, hidroelektrik santrallerin aşınmış olan salyangoz, hareketli ve sabit yönlendirici kanatları, rotorların tamiri; erozyon, korozyon ve kavitasyona karşı korunması, performanslarının geliştirilmesi, basınçlı ve basınçsız depo/ tankların aşınmaya karşı koruma amaçlı Belzona ile kaplanması alanında sunduğu hizmetlerde müşteri yelpazesini daha da büyütmeyi hede?iyor.

GERÇEKLEŞTİRDİĞİ ÖNEMLİ PROJELER

MTU 1193 ana makine motor bloklarının plazma sprey kaplama yöntemiyle molibden kaplanması,

su mahallerinin plazma sprey kaplama yöntemiyle molibden kaplanması,

tesisi Booster fan iç gövde fan kanat ünitesinin ve kanalın tamamının Belzona ile kaplanması, Gölcük tersanesi 8 adet yakıt separatörü temini,

makine şanzıman, şa� ve pervane temini,

bracket yatak temini,

temini,

subab yuva işleme tezgahı temini,

jeneratör ve kontrol tabloları temini,

odası, basınç gösterge cihazları satışı ve satış sonrası hizmet vermekte.

bakımları esnasında kullanılan taşınabilir sit taşlama, valf taşlama,

yüzey düzeltme, liner honlama ve enjektör test aparatları üretmektedir.

Mügesan da atölyesinde bulunan donanımla ayrıca servis hizmeti

vermektedir.

2500 tona kadar dinamometre ve yük hücreleri üretmektedir.

Mügesan da bu balon ve dinamometrelerle vinç testleri yapmaktadır.

üretmektedir. Bu yatakların en önemli özelliği, su soğutmalı olmalarıdır.

Bu sayede ‘green technology’yi destekler ve çevre

dostudur.

Erozyon, korozyon ve kavitasyona karşı hangi malzeme olursa olsun

tamirini yapar, aşınmaya karşı koruma ve verim artışı sağlamaktadır.

MÜGESAN’IN TEMSİLCİLİĞİNİ YÜRÜTTÜĞÜ FİRMALAR

Mühendislik çözümlerinde

30 yıllık tecrübe

MUGESAN

Page 65: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 63

EKİPMAN TAMİRİ İÇİN MODERN POLİMER MATERYAL ÇÖZÜM SEÇENEKLERİ

Mügesan Mühendislik, ekipman tamiri için modern polimer materyal çözüm seçenekleri sunuyor. Polimer teknolojisinin sürekli gelişimi, özel kaplamaların üretilmesine olanak sağlamıştır. Bu kaplamalar, üretim santrallerinde bulunan hidroelektrik ekipman ve pompalarda, erozyon, korozyon ve kavitasyona karşı çok iyi derecede dayanım sağlamakta. Ayrıca, polimerik materyaller verimliliği ve işleyiş sürelerini arttırmaktadır. Son yıllarda enerjinin sürekli temin edilmesini sağlamak için hidroelektrikte değerlerin korunması önem kazanmıştır. Gereksiz su ihtiyacı ve kuraklık sebebiyle, düşük su seviyeleri, yüksek pro^l hidroelektrik terminallerinde azalan üretimle sonuçlanmakta. Orada sorunun büyük olmasının basınç farklılığındaki düşüşle sonuçlanması türbin çarklarında kavitasyon hasarının artmasına ve üretim seviyelerinde %20 düşüşe yol açmakta. Çalışma süresinin en üst seviyede olması, türbin verimliliğinin sağlanması ve optimum üretimin başarılı olmasının anahtarıdır. Buna rağmen, herhangi bir düzgün akış ekipmanıyla erozyon ve korozyonun etkisi azaltılmış olur. Şayet kontrol edilmezse, erozyon hızları – özellikle de kavitasyon hasarı- şiddetli metal kayıplarına sebep olarak katlanarak artar. Şa�ların ve yatakların onarım işleri için çalışmanın uzun süreli durdurulmasının gerekmesi, türbin çarklarının dengesinin bozulması ve titreşimiyle sonuçlanmakta. Yüzey pürüzsüzlüğünün kaybolması da türbülanslı akışın artmasına ve üretim hızlarının düşmesine sebep olmakta.

YENİ NESİL ONARIMEPOKSİ KAPLAMALAR

Modern polimer tamir sistemleri, geleneksel tamir materyallerine üstün alternatif bir çözüm önerir. Bu materyaller, hasarlı bölgeleri doldurmak ve yüzey geri kazanımı için kullanılan epoksi dolgu ve kaplama malzemesidir (Şekil 1) veya kaplama ürünü olarak hasara karşı uzun süreli koruma sağlar.

Gelişmiş polimer kaplamaları, korozyon hücresini kapatıp metalleri izole ederek korozyonu tamamıyla durdurur.

Şekil 1. Kavitasyondan hasar görmüş kanatların yüzey geri kazanımı

Polimer kaplamaları altmış yıldan fazla zamandır hidroelektrik üretim ekipmanları, denizde ve karada petrol ve yağ sistemleri, pompalar, atık su arıtma sistemleri gibi birçok farklı alanda kullanılmaktadır. Bu kullanım koşullarında, örneklerle kanıtlanmış çalışma sürelerine sahiptir. Çözgensiz epoksi teknolojisi sayesinde bu ürünlerin kullanımı kapalı alanlarda bile güvenlidir.

Seramik ve alüminyum oksit gibi özelleşmiş dolgu malzemeleri, epoksi kaplamalarda aşınma direncine karşı konulmasında etkindirler. Epoksi kaplamalar, metal substratla birlikte kompozit birleşik oluşturarak sürekli koruma avantajları sağlar.

UYGULAMA AVANTAJLARI

Uygulamadan önce, tamir edilecek yüzeyde ayrıntılı yüzey temizliği yapılmalıdır. Bu durum, genellikle bölgesel kum püskürtme işlemiyle sağlanır. Böylece, yüzey temizlenmiş ve pürüzlenmiş olur. Polimer, ana metalle sıkı bağ oluşturur.

Belzona gibi polimerik tamir ve kaplama kompositleri iki parçalı ürünler olarak temin edilir. Bileşenler, uygulamadan önce spatula ile, kaselerde veya daha büyük projeler için kanatlı karıştırıcılarda karıştırılır. Bu karıştırma, ürüne son şeklini almasına sebep olan kimyasal reaksiyonu başlatır.

Uygulama, genellikle epoksi bazlı yenileme kompozitleri için mala

kullanarak veya kaplama bazlı epoksiler için fırça kullanarak yapılır. Birçok ürün, geniş yüzeylerde hızlı tamir sürelerine olanak vermek için havasız püskürtülerek uygulanabilir. Sonrasında ürün, kullanılmaya başlamadan önce belli bir süre boyunca kürlenmeyi bırakılır.

2. Türbinlerde ve pompalarda olduğu gibi Belzona 1341 (Supermetalglide)’in çarka uygulanması, yüzey sürtünmesini azaltarak akışkan ekipmanında çalışma verimliliğini arttırır

3. Kaplama uygulamasından sonra, çark yerine takılmıştır ve yeniden çalışmaya hazırdır

Modern epoksi polimer materyalleri soğuk kürlenmeli olduğundan, geleneksel tamir tekniklerinde gerekli olan ısıl işlemi ortadan kaldırır. Böylece, aşağıdaki şu sorunlar önlenmiş olur: Isıl işlem sonucu oluşan gerilmelerden kaynaklanan bozulma, özel uygulama bilgisi ve özel ekipman gerekliliği, kaynakların soğumasına izin veren uzun tamir süreleri, kaynak kaplamasının işlenmesi, işlemleri ile alakalı sağlık ve güvenlik tehlikeleri, özel kaynak elektrodu ve parça değiştirme maliyeti, kaynağın sebep olduğu ısıdan etkilenmiş bölgelere giriş, uzun bakım süreleri.Koruma kaplamaları olarak epoksi kompozitlerin kullanılması, polimer kaplamasının farklı renkli katmanların aşınmış alanlarında daha çabuk tanınması sayesinde ileride baz metal

YENİLENEBİLİR ENERJİ

www.energyworld.com.tr 63

Page 66: Mart Nisan Sayısı 2014

64 Mart-Nisan 2014

aşınımının daha kolay tesbitine yol açar. Halihazırda kaplamaların tamiri dosdoğru bir prosestir; parça onarımı uygulanmadan önce yüzey el aletleri kullanılarak hazırlanabilir.

Hidroelektrik üretim ve pompalardaki uygulamalar için, özellikle verimliliği arttırmak ve kavitasyonu düşürmek amacıyla pek çok polimer kaplama Belzona’ya özel olarak geliştirilmiştir.

VERİMLİLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ

Mevcut ekipman verimliliğinin arttırılması, işletmelerinin cihazdan en iyi şekilde faydalanmalarını sağlar. Varlık performansını arttırmadaki en efektif metodlardan biri akışa karşı oluşan sürtünmeyi azaltmak amacıyla yapılan bir kaplamadır. Belzona 1341 (Supermetalglide) su ile düşük elektron çekimi olan epoksi bir kaplamadır (Hidrofobik malzeme). Uygulandıktan sonra ekstra pürüzsüz bir yüzey oluşturur, akıştaki türbülansı azaltır. Bu sayede hidrolik verim artışı sağlanır.Leeds üniversitesi yüzey denetleme çalışmasının sonucuna göre Belzona 1341 (Supermetalglide) parlatılmış paslanmaz çelikten 15 kat daha pürüzsüz bir yüzeye sahiptir.

4. Leed Üniversitesi çalışmasına göre, Belzona 1341 cilalanmış paslanmaz çelikten çok daha pürüzsüzdür

İçindeki seramik esaslı malzemeler sayesinde ekipmanın korozyon dayanımı artar ve ekipmana daha uzun

servis periyodlarında koruma sağlar. Ulusal Mühendislik Laboratuvarı tarafından Birleşik Krallık’ta yapılan test, yeni bir pompaya BELZONA 1341 (Supermetalglide) uygulayarak %6 verim artışı olduğunu gösterdi. Bu tepe verim noktasında, güç tüketiminde azalma çalışma noktasında 5.1 kW ölçülmüştür. Yılda 5000 saat çalışma döngüsü olduğunu varsayarsak, güç tasarrufu yılda 25.500 kWh olacaktır.

Benzer verimlilik kazanımları hidroelektrik ekipmanlarından beklenebilir. Mevcut servisteki ekipmanlarda verimdeki artış yeni ekipmana göre daha yüksek olacaktır. Yüzeyde aşırı bozulma ve verim kaybı meydana gelmiş ekipmanlar orijinalinden daha iyi performans değerlerine yükseltilebilir. City of Fayetteville tarafından tamir edilen yüzeyi ağır bozulmuş pompalarda %17 verim artışı kaydedilmiştir.

KAVİTASYON DAYANIMI

Modern epoksi polimer malzeme, soğuk-sertleşen olduğu için, geleneksel onarım teknikleri için gerekli olan sıcak çalışma için olan gereği ortadan kaldırır. Bu gibi sorunları önler: Sıvı akış ekipmanındaki basınç değişikliği alanlarında meydana gelen kavitasyon hidroelektrik ekipmanlarında karşılaşılan aşınmanın en çok zarar verdiği ve zor biçimlerinden biridir. Metalik yüzeye gelen buhar kabarcıklarının içe doğru patlaması sonucu güçlü mikro- jetler oluşur. Mikro- jetler yüzeye çarpar ve burada erozyon meydana gelir (Şekil 5)

5. Kum püskürtme işlemini takiben Francis türbini çarkının ilk hali ve kavitasyon kaynaklı oyuk hasarı

Sert malzemeler ve özel alaşımlar kavitasyon bölgelerinde genel uygulanan yöntemlerdir. Fakat bu uygulamalar genelde çok pahalıdır ve sürekli aşınma altında başarısız olur. Kavitasyonun etkilerine dayanım için Belzona özel olarak 2141 ACR Elastomeri üretmiştir. Çi� komponentli elastomerik polimer fırça veya spatula ile uygulanabilen bir kaplamadır.

Belzona 2141 ACR Elastomer uzun süren araştırma ve geliştirmeler sonucunda kavitasyon bölgelerindeki anahtar durumlara çözüm olması için geliştirilmiştir. Olağanüstü tutunma kuvveti, sıcaklığa dayanım ve mikro- jetlerden gelen çok yüksek çarpışma basıncına dayanma kabiliyeti gereksinimleri Belzona tarafından tam olarak karşılanmıştır ( Şekil 6,7 ).

6. Türbin çarkı, Belzona 2141 ACR Elastomer uygulamasından sonra kullanılmaya başlamıştır

7. 36 ay süren aralıksız çalışmadan sonra Belzona 2141 ACR Elastomer’de hiçbir hasar bulunamadı ve türbin aynı şekilde çalışmaya devam etti

UYGULAMA ALANLARI

Türbinler, sabit kanatlar, yönlendirme kanatları ve türbin şa�larıdır. Uzun çalışma sürelerinde mükemmel performans sağlar.

YENİLENEBİLİR ENERJİ

64 Mart-Nisan 2014

Page 67: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 68: Mart Nisan Sayısı 2014

PROJE LOJİSTİĞİ

66 Mart-Nisan 2014

PR

Rüzgar enerjisi yatırımcılarına anahtar teslim hizmetler

sunan Hareket, gerçekleştirdiği imkansız denen başarılı

projelerle büyümesini sürdürüyor. Bugüne kadar toplam 45

proje için 1561 MW’lık kurulum gerçekleştirdiklerini belirten

Hareket Proje Taşımacılığı Genel Müdürü Engin Kuzucu, aynı

anda 7 ayrı RES’e şantiyeye taşıma, vinç ve montaj hizmeti

sunabildiklerini söylüyor.

1957 yılında kurulan Hareket, proje taşımacılığı, ağır taşımacılık, ağır yük kaldırma ve montaj hizmetleri, vinç kiralama, rüzgar santralleri taşıma ve montajı alanlarında Türkiye’nin yanı sıra Türkmenistan,

Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Ukrayna, Rusya, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, İran, Katar, Suriye, Libya, Suudi Arabistan, Ürdün ve Yemen’de önemli projelerde yerli ve yabancı şirketlere hizmetler veriyor. RES yatırımcılarına, enerji santralleri ünitelerinin (nacelle, hub, kule ve kanatlar) gemiden tahliyesi, proje sahasına taşınması, proje sahasında stoklanması, vinç ile montajı ve elektrik-mekanik montajı konularında çözüm ortağı olan şirket, aynı anda 7 ayrı RES’e şantiyeye taşıma, vinç ve montaj hizmeti konusunda çözüm sunabiliyor. Türkiye’de enerji lojistiği pazarının yaklaşık 150 milyon euro/yıl gibi bir büyüklüğe ulaştığını belirten Hareket Proje Taşımacılığı Genel Müdürü Engin Kuzucu, “Hareket konusunda Türkiye’nin ve bölgemizin en önde gelen şirketlerinden birisidir. Şu ana kadar Türkiye’de gerçekleştirilen rüzgar enerji yatırımlarının yaklaşık %45’i şirketimiz tarafından taşınmış ve montajı yapılmıştır” diyor. Bugüne kadar toplam 45 proje için 1561 MW’lık kurulum gerçekleştirdiklerini belirten Kuzucu, gerçekleştirdikleri yatırımları, sundukları hizmetleri ve geleceğe dönük hede?erini ENERGYWORLD’e anlattı.

4 YILDA 50 MİLYON EURO YATIRIM YAPTI

Hareket son yıllarda önemli yatırımlara imza attı. Bu kapsamda gerçekleştirdiğiniz yatırımlar hakkında bilgi verir misiniz? Bu yatırımlarla nasıl bir altyapıya ve araç (losuna ulaştınız?

Şirket olarak 55 metreye kadar uzatılabilen 25 uzatmalı lowbed treyler, 200’ü aşan sayıda hidrolik dingil modüler treyler, 61 çekici, 25 ila 750 ton olmak üzere,16 adet paletli vinç, kapasiteli 3 adedi daralan paletli vinç 65 adet mobil vinçten oluşan güçlü araç parkımız ve konusunda uzman çalışanlarımızla hizmet sunduğumuz şirketlerin yurtiçinde ve dışında her türlü taşıma, kaldırma ve montaj ihtiyacına cevap verebiliyoruz. Vinç sektöründe ise ağırlıklı olarak; petrokimya tesisleri, endüstriyel tesis montajları ve rüzgar santrallerinin kurulumunda hizmet sunuyoruz.

Rüzgar enerjisi büyümek için HAREKET’e GEÇİYOR

Engin Kuzucu

Page 69: Mart Nisan Sayısı 2014

PROJE LOJİSTİĞİ

www.energyworld.com.tr 67

Son dört yılda rüzgar enerji türbin komponentlerinin taşımalarına uygun olarak imal edilmiş 55 metreye kadar uzatılabilen dorseler, türbin sahalarında türbinler arası yürümeye uygun olarak imal edilmiş daralan paletli vinçler de dahil olmak üzere, büyük çaplı yatırımlar yaptık. Gerçekleştirdiğimiz yatırımlar 2010’da 17 milyon euro, 2011’de 4 milyon euro ve 2012’de 11 milyon euro, 2013’te 15 milyon euro olmak üzere, son 4 yılda toplam 50 milyon euroya ulaştı. Bu yatırımlar ile şirketimizin 2010 yılı başında 180 olan çalışan sayısı 2013 yılı ortası itibariyle 310’a ulaştı. Şu anda aynı anda 7 rüzgar enerji santrali şantiyesine taşıma, vinç ve montajı hizmeti verebilecek kapasiteye sahibiz. Bu yatırımlarımızın arasında bulunan Türkiye’nin ilk kendinden tahrikli 58 dingil modüler treylerini geçtiğimiz yılın Ocak ayında araç parkımıza kattık. Büyük yükleri çekici olmadan kendinden tahrikli dingilleri ile taşıyabilen ve manevra kabiliyeti çok yüksek olan bu araçlar, konvansiyonel hidrolik dorselere göre çok daha iyi ve birçok manevra moduna sahip. 7 adet 6 dingil THP/SL-E ve 4 adet 4 dingil THP/SLE’den oluşan bu dorselerin toplam taşıma kapasitesi 2900 ton olup dingil başına 50 ton istiap haddine sahip. Elimizde mevcut olan Goldhofer marka 52 dingil THP/SL dorseler ile kombine olabilen bu araçlarla, tek parçada taşınabilecek yük miktarını 4900 tona yükselttik.

Özellikle ra^nerilerde büyük yüklerin taşınması, petrol sahalarında petrol platformlarının taşınmasında ve tersanelerde gemilerin bir tara�an bir tarafa nakliyesinde kullanılan bu dorseler ile Türkiye’deki büyük yatırımlara destek vermeye devam edeceğiz. Tüm faaliyetlerimizi ISO 9001:2008 Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001:2007 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemleri serti^kaları ile sunuyoruz.

Geçen yıl imza attığınız önemli projelerden söz eder misiniz? Bugün itibariyle hangi projelerin lojistiğini üstleniyorsunuz?

2012 yılında Hyundai Engineering için zorlu bir lokasyon olan Türkmenistan’da gerçekleştirilen, toplamda 2808 tonluk yükün 1250 km boyunca tek konvoyda taşınma projemiz ile sektörün Oscar’ı sayılan ESTA Mükemmelliyet Ödülü’nü aldık. Türkmenistan, Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Ukrayna, Rusya, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, İran, Katar, Suriye, Libya, Suudi Arabistan, Ürdün ve Yemen’de önemli projelerde yerli ve yabancı şirketlere hizmetler verdik ve vermeye devam ediyoruz.

Yurtiçinde de pek çok önemli projeye imza attık. Mayıs 2013’te Erzin Doğalgaz Çevrim Santrali’nde gerçekleştirdiğimiz 1 adet 236 tonluk buhar türbini jeneratörünü 13 metre yükseğe vinçsiz çıkartarak montajını gerçekleştirdik. İzmit TÜPRAŞ Fuel Oil Dönüşüm Ünitesi Projesi için 918 ton ağırlığıyla bugüne

kadar Türkiye’ye ithal edilmiş tek parçada en ağır yük olan dev reaktörün taşınma işlemini yaptık. 2010’da başlayan ve 29 Ekim 2013’te açılışı gerçekleştirilen Marmaray Projesi kapsamında toplam 440 komple vagonu taşıdık ve ray üstüne indirerek teslimini gerçekleştirdik. Şu anda Türkiye’nin en büyük otoyol projesi olan İzmit Körfez Geçişi projesinde çalışıyoruz. Ayrıca yurtiçi ve dışında rüzgar enerji santrallerinin taşıma ve montaj işlerine de devam ediyoruz.

600 TONLUK AUTOCLAVE TAŞIMASI

Bu süreçte gerçekleştirdiğiniz farklı operasyonlar oldu mu? Detaylarını aktarır mısınız?

Bu anlamdaki projelerimizden birisi 600 ton ağırlığa ve 32.45 x 7 x 7.05 metre ebatlara sahip olan Autoclave’i İzmir Petkim Limanı’ndan teslim alıp çetin şartlar altında 65 günlük taşıma gerçekleştirerek Gördes’te 1500 metre rakımda bulunan şantiyeye taşınmasıydı. Gemi vinçleri vasıtasıyla 22 dingil ve 3 ^le Goldhofer marka PST/SL-E model SPMT üzerine yüklenen Autoclave, toplamda 11 köprü by-pass’ı, 2 üst geçit sökümü ve yeniden montajı, 250 adet kablo ve elektrik kablosunun kaldırılması, 16 adet tra^k lambasının sökümü ve yeniden montajı, toplamda 1.7 kilometrelik yolun genişletilmesi gibi ciddi çalışmalar yapılarak, toplamda 180 kilometre olan Petkim-Şakran-Bergama-Soma-Akhisar-Gördes güzergahı üzerinden nakledip ve şantiye içerisindeki destekler üzerine başarıyla indirdik.

Page 70: Mart Nisan Sayısı 2014

PROJE LOJİSTİĞİ

68 Mart-Nisan 2014

PR

2 adet 6 dingil 4 ^le (side by side) kon^gürasyonuyla SPMT’yi montaja uygun hale getirdik. Gerekli hesaplamaların yapılmasının ardından yeniden kon^güre edilen SPMT üzerine alınan yükü, 6 saat süren çalışmanın ardından temel üzerine monte edip, müşteriye teslim ettik. Bu taşımamız uluslararası alanda düzenlenen ESTA 2014 Mükemmeliyet Ödülleri’nin SPMT kategorisinin aday listesinde yer alıyor.

Sunduğunuz hizmetlerle enerji yatırımcılarına ne tür avantajlar sunuyorsunuz?

Rüzgar enerjisi yatırımcılarına anahtar teslim hizmet sunuyoruz. Rüzgar enerjisi türbinlerinin tüm komponentlerini limanlara yanaşan gemilerde veya imal yerlerinde teslim alıp, bunların gemilerden boşaltılmasını gerçekleştiriyor, özel taşıma dorseleri ile proje sahasına taşıyor, burada stokluyor ve daha sonra rüzgar türbinleri montajları için özel olarak üretilmiş daralan paletli vinçler ile türbin komponentlerini yerlerine yerleştiriyor ve özel montaj ekibi ile türbinlerin mekanik ve elektrik bağlantısını yapmak suretiyle devreye alınmaya hazır halde müşterilerimize teslim ediyoruz. Rüzgar enerjisi santralleri türbinlerinin tüm parçaları çok büyüktür. Biz bu kapsamda

45 metreden 55 metreye çıkan türbin kanatlarının taşıma işlemleri için yeni kanat dorselerini araç parkımıza kattık. 80 ton üzerinde ağırlığa sahip olan nacellerin taşınması için özel uzatılabilir dorseler kullanılması ve özel emniyet tedbirlerinin alınması gerekiyor. Taşıma için bu komponentlerin taşınmasına uygun dorseleri kullanmamız ve tecrübemiz müşterilerimize sağladığımız en önemli avantajlardır.Rüzgar enerjisi santrallerine sunduğumuz bu hizmetlerin yanı sıra doğal gaz, fuel oil, termik ve hidroelektrik santralleri için de 500 ton ağırlığa kadar türbinler, motorlar, generatörler ve trafoların taşımalarını yapıyor ve bu yükleri temeller üzerine yerleştirerek müşterilerimize teslim ediyoruz.

İŞİNİZİ UZMAN ELLERE TESLİM EDİN!

Enerji yatırımcıları hizmet aldığı (rmaları seçerken nelere dikkat etmeli?

Sektörümüz büyük çaplı yatırımlara hizmet üretmektedir. Yaptığımız işin belirli standartlarda ve emniyetli olarak yapılması birinci önceliktir. Bu konuda hizmet verecek şirketlerin bilgi ve tecrübe birikimi ile belirli kalite standartlarına sahip olması, işlerin emniyetli, çevre

ve işçi sağlığına duyarlı ve verimli yürütülmesi önemlidir. Bu konularda yapılacak hatalar gerek yatırımcılar, gerekse ulusal ekonomimiz için büyük kayıplara neden olabilmektedir. Bu nedenle yatırımcıların işlerini uzman ellere teslim etmelerini öneriyorum. Rüzgar enerjisi santralleri yatırımları, rüzgar santrallerinin parçalarının uzun ve ağır olmaları nedeniyle uzatmalı dorselerin kullanımını yaygınlaştırmıştır. Bugün için türbin kanatları 55 metre uzunluğa sahip olabilmekte bu uzunluğa ulaşabilen dorselerin kullanılmasını gerekli kılmaktadır. Diğer tara�an rüzgar enerjisi santrali montajlarında yeni nesil daralan paletli vinçlerin kullanımı vinçlerin kuleler arasında çabuk yer değiştirmesini sağladığından, montaj sürelerinin daha kısa sürelerde tamamlanmasına önemli katkılarda bulunmuştur.

Diğer bir önemli konu ise rüzgar enerjisi yatırımcılarının genel olarak taşıma ve montaj ile ilgili tüm servisleri tek bir şirketten talep etme eğilimi göstermeleridir. Bu durum bizim elektrik ve mekanik montaj ekibi oluşturmamıza vesile olmuştur. Şu anda şirketimiz rüzgar enerji santrallerinin taşıma ve montajını elektrik ve mekanik montajı da dahil anahtar teslim hizmet olarak sunmaktadır.

Türkiye ekonomisinin son 10 yıl içinde istikrarlı bir büyüme sağladığını ve bunun küçük daralmalara rağmen önümüzdeki süreçte de devam edeceğini belirten Hareket Proje Taşımacılığı Genel Müdürü Engin Kuzucu, şunları aktarıyor: “Büyüme olmasa da enerji ihtiyacı ekonomik büyüme ile daha da ivmelenerek artmakta. Giderek artan bu ihtiyacın karşılanması için yatırımların da kesintiye uğratılmadan devam ettirilmesi gerekiyor. Bugün Türkiye’de nükleer enerji santralleri, termik santraller, hidroelektrik santraller, doğal gaz, fuel oil santralleri ve rüzgar santralleri yapılıyor. Bu yatırımlar büyük ve hacimli parçalardan oluşmakta. Bu parçaların taşınmaları ve yerlerine yerleştirilmeleri ise çok özel bir uzmanlık ve çok yüksek kapasitelerde ekipman parkları gerektiriyor. Biz bu konuda her yıl artarak devam eden talebi karşılamak için hem ekipman parkımızı sürekli olarak yeni yatırımlarımız ile geliştiriyoruz hem de ekibimizi sürekli olarak eğitimlere tabi tutuyoruz. Rüzgar enerjisinde 2020’de toplam kurulu gücün 20 bin MW’a ulaşacağı tahmin ediliyor. Bugün tamamlanmış yatırımlar 3 bin MW civarındadır. Bu hesaba göre önümüzdeki 6 yılda yaklaşık 17 bin MW yatırımın tamamlanması gerekiyor. 17 bin MW rüzgar santrali için taşınması ve montajı gereken rüzgar kulesi lojistik sektörünün de büyümesini sağlayacaktır. Bunun için taşımacılık ve montaj sektörlerinde ciddi yatırımların yapılması gerekiyor. Türkiye’de bugün enerji lojistiği yaklaşık 150 milyon euro/yıl bir büyüklüğe ulaşmıştır. Önümüzdeki 5 yılda rüzgar enerjisi yatırımlarının enerji lojistiği sektöründe toplam 500 milyon euroluk bir hacim oluşturmasını bekliyoruz.”

SEKTÖR, RÜZGARLA 500 MİLYON EURO BÜYÜYECEK

Page 71: Mart Nisan Sayısı 2014

www.logitrans.com.tr

Organizasyon EKO MMI Fuarc›l›k Ltd. fiti.

Transport Lojistik Fuar›

19-21 Kas›m 2014‹stanbul

BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GERE⁄‹NCE TOBB (TÜRK‹YE ODALAR VE BORSALAR B‹RL‹⁄‹) ‹ZN‹ ‹LE DÜZENLENMEKTED‹R.

Uluslararası ‹htisas Fuarı

FUARCILIK T‹C. LTD. fiT‹.

Page 72: Mart Nisan Sayısı 2014

70 Mart-Nisan 2014

MAKALE MA

Proses optimizasyonu atık enerjisinde en iyi enerji verimliliği çözümleri

Process optimisation; top energy e^ciency solutions in waste energy

Amsterdam’daki (Hollanda) Afval Energie Bedrijf (AEB) neredeyse bir asırdır atıkları işlemektedir. Firma maksimum çevresel verimliliği amaçlamaktadır, öyle ki atık sadece atık olarak kalmamakta enerjiye ve temel materyallere dönüştürülmektedir. Atık yakılarak açığa çıkan enerji elektrik üretmek için kullanılmaktadır, bu sırada serbest kalan enerjiden geriye kalanlar ise faydalı bir ısı kaynağı olmaktadır. Mümkün olduğu kadar çok değerli materyal ise kül kalıntılarından elde edilmektedir.

_e Afval Energie Bedrijf (AEB) in Amsterdam (Netherlands) has been processing waste for almost a century. _e company aims for maximum environmental e^ciency, in the sense that waste does not simply remain waste, but is converted into energy and basic materials. _e waste is incinerated and the energy released is used to generate electricity, while the remainder of the energy released becomes usable heat. As many valuable materials as possible are reclaimed from the ash residue.

Varolan yanma enerjisinden elektrik üretebilmek için buhar kazanı, buhar türbini (jeneratöre bağlı) kondensatör ve besleme su pompasından oluşan bilindik döngü kullanılmaktadır. Aynı zamanda şu da yaygın bilinmektedir ki türbine giren basınç ve sıcaklık ne kadar yüksekse ve/veya türbinden çıkan basınç ve sıcaklık ne kadar düşükse yakıtın elektriğe dönüşme verimliliği o kadar yüksektir. Bir buhar türbininde sadece buharın basıncı düşmez, aynı zamanda sıcaklık da düşmekte ve ıslak buhar yaratmaktadır; buharın içinde giderek fazlalaşan yoğuşmalar. Eğer buharın içindeki bu su miktarı çok yüksek bir seviyeye gelirse türbine zarar verir. Sonuç olarak buhardaki yoğuşma ulaşılabilir çıkış basıncını ve böylelikle de büyük ölçüde mil gücünü belirlemektedir.

Türbine giren buhar süper ısıtılmış buhar (kuru buhar) olduğunda yoğuşmanın başlama anı gecikir ve türbinin çıkışındaki buhar basıncı düşürülebilir. Sonuç daha yüksek mil gücüdür. Tasarımın amacı türbin çıkışındaki basıncın atılan buharın nem oranı tarafından değil genellikle dış ortamdaki hava veya soğutma suyu olan kondensatör soğutma ortamının sıcaklığı tarafından belirlenmesidir.

To produce electricity from the available combustion energy, the well-known cycle of steam boiler, steam turbine (connected to the generator), condenser and feed water pump is used. It is also commonly known that the higher the pressure and temperature of the steam supplied to the turbine and/or the lower the pressure and temperature of the steam leaving the turbine, the higher the conversion eUciency is of fuel into electricity. In a steam turbine not only the pressure of the steam decreases, , the temperature also drops increasingly, creating ‘wet’ steam; an increasing amount of condensate forms in the steam. If the water content in the steam becomes too high, it will damage the turbine. As a result, the condensate in the steam ultimately determines the achievable

When the steam entering the turbine is superheated steam (dry steam), the moment that condensate formation starts is delayed, and the steam pressure at the outlet of the turbine may be reduced.

moisture content of the exhaust steam determines the pressure at the turbine outlet, but the temperature of the condenser cooling medium, usually the outside air or cooling water.

Resim 1: Atık Enerjisi Firması Amsterdam (24-02-2014) // Waste Energy Company Amsterdam

Yazarlar: Johan van der Kamp & Hans van Essen

Page 73: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 71

MAKALE

AEB’de yeterli miktarda soğutma suyu bulunmaktadır, böylece prensipte türbin çıkışında çok yüksek bir vakuma ulaşılabilmektedir. Ama sonrasında da kazan buharının aşırı kızdırılması gerekmektedir. Ancak var olan bir sürü pahalı materyal başta çok çabuk aşınacağı için kazanın yanıcı gazlarındaki bu bir çok aşındırıcı bileşen bu sıcaklığı sınırlamaktadır.

Bu sınırlı dönüştürme oranı döngüsünün üstesinden gelmek için AEB, aşamalar arasında buharı tekrardan ısıtan iki aşamalı bir türbini tercih etmektedir. Kısmen süper ısıtılmış buhar, buhar türbininin ilk (yüksek basınç) evresinden geçerek tahmini olarak yoğuşmanın başlayacağı yere gider. Burada türbinde buharın çıkması için bir bağlantı oluşturulmuştur. Bu buhar daha sonra bir ara ısıtıcı da aşırı kızdırılarak süper ısıtılmış buhar olarak buhar türbininin ikinci (alçak basınç) evresine giriş yapar. İşte bu ikinci evrede çok yüksek bir vakuma erişilebilir. Ara ısıtmalı bir iki aşamalı türbin kullanımı sistemin verimliliğini %30’dan daha fazla arttırmaktadır bu da aynı miktarda yakıttan %30’un üzerinde fazladan elektrik elde edilmesi demektir.

deep vacuum could be achieved at the outlet of the turbine. But then extreme superheating of the boiler steam would be required. However, the many corrosive constituents in the boiler’s combustion gases limit this temperature, since the already very expensive materials would corrode too quickly.

To break this circle of limited conversion rate, AEB opted for a two-stage turbine, with reheating the steam between the two

7rst (high-pressure) stage of the steam turbine, up to a location where, approximately, condensation would start. Here, a connection has been created in the turbine housing for the steam

and will enter the second (low-pressure) stage of the steam turbine as superheated steam. A very deep vacuum can now be achieved in this second stage. Using a two-stage turbine with reheating increases the eUciency of the system by more than 30%, which means additional electricity production of over 30% from the same amount of fuel!

Ara Isıtıcı /

Kazandan (1) gelen yüksek basınçlı buharın basınç değeri 130 bar’dır. Bu da 330˚C’lik bir buharlaşma sıcaklığı demektir. Türbinin yüksek basınçlı evresine (2) doğru akan buhar 100˚C’den fazla bir ısıyla kızdırılmaktadır. Bu yüksek basınçlı evreden sonra buharın basınç değeri 14 bar’dır ki bu da 190˚C’den fazla bir sıcaklığa karşılık gelmektedir. Buhar öncelikle ayırıcılara doğru akar. Burada türbinde oluşan tüm su damlacıkları toplanır ve tahliye edilir. Sonrasında kuru buhar sıcaklığın ortalama 130˚C daha ısıtılarak 190˚C’den 320˚C’ye kadar çıkarıldığı süper ısıtıcıya doğru gider (Resim 2’de pozisyon 6). Yüksek basınçlı buharın bir kısmı ısıtıcı araç olarak kullanılır. Süper ısıtılmış düşük basınçlı buhar kırmızı borulardan geçerek türbinin alçak basınçlı evresine doğru ilerler (4). Ayırıcılara ve ara ısıtıcılara ek olarak her bir ara ısıtıcı

Lowing to the high-pressure stage (2) of the turbine is superheated

a pressure of 14 bars, at the corresponding temperature of more

water droplets formed in the turbine are collected and discharged.

through the red pipes to the low-pressure stage of the turbine (4). In addition to the separator and the reheater, both reheater units consist of a condensate vessel for the high-pressure condensate

Resim 2: Proses genel görünüş // Process overview

Proses optimizasyonu

Page 74: Mart Nisan Sayısı 2014

72 Mart-Nisan 2014

MAKALE MA

yüksek basınçlı yoğuşma sularının toplanması için yoğuşma tankı içermektedir. Bu tanklar birimleri kontrol etmek için gereklidir. Türbinden gelen düşük basınçlı buhar kondensatörde (5) sıkıştırılır. Türbinin yüksek basınçlı evresiyle düşük basınçlı evresi mekanik enerjilerini burada elektrik enerjisine dönüştürülecekleri jeneratöre (3) aktarırlar.

Ara ısıtıcı birimler düzgün çalışmalarından emin olunması ve yüksek verimli tesisat açısından o kadar önemlidirler ki AEB tesisatları doğrudan kendi satın almıştır. Bronswerk ara ısıtıcılar için talebi aldığında ayırıcılar, yoğuşma tankları ve bağlantı borularını içeren tüm birimleri tedarik etmeyi teklif etmiştir. Ayırıcıların düzenli işleyebilmesi ara ısıtıcıların düzenli işleyebilmesi açısından önemlidir. Garanti şartlarını iki ayrı tedarikçiye birden dağıtmayı engellemek için herşeyin tek bir elden yürütülmesi daha akıllıca bir adımdı. AEB Bronwerk’e tüm tesisatların tedariği için fırsat vermiştir.

Bronwerk Isı Transfer tarafından yapılan teklif şaşırtıcı metodların bir arada kullanımı sonucunda kompakt ve dayanıklı bir üniteyi ortaya çıkarmıştır. Bronswerk tarafından yeni geliştirilen yüksek basınçlı kompakt ana bağlantı yüksek basınçlı buhar için temin edildi. Düşük basınçlı buharın kondensatördeki yüksek akış oranlarında oluşan titreşimleri engellemek için çerçeve içi tüpsüz tasarım kullanılırken, düşük lamelli tüpler düşük basınçlı buhara iyi bir ısı iletimi sağlamaktadır.

Pazarda lider olmayı amaçlayan bir ^rma olarak pazara arada sırada çığır açıcı bir gelişme sunmak gereklidir. Burada adı geçen yüksek basınçlı kompakt ana bağlantı Bronswerk’e özgü bir gelişmedir. Bu aynı zamanda en belirgin ayrıntılardaki disiplini bilmek açısından esastır. Bu var olan ve yeni çıkan teknolojilerin birleştirerek doğru bir biçimde kullanmayı mümkün kılar. Bu proje aynı zamanda Bronswerk’ün bu hususlar konusunda uzmanlaştığını göstermektedir.

AEB ara ısıtıcı tasarımından o kadar memnun kalmıştır ki Bronwerk boşaltma kondensatörünü ödüllendirmiştir. Nihayetinde AEB artık eşsiz bir yüksek verimliliğe sahip atık yakıcısına kavuşmuştur.

low pressure steam from the turbine is condensed in the condenser

stage transfer their mechanical energy to the generator (3), where it is converted into electrical energy.

highly-eUcient installation, that AEB decided to purchase the installations themselves directly. When Bronswerk received the request for the reheaters, it proposed supplying the complete units, including separator, condensate vessel and the connecting piping.

operation of the reheater . To prevent having the warranty spread over two suppliers, it was wise to keep everything in one hand. AEB gave Bronswerk the opportunity to supply the complete installations.

combination of techniques that together result in a compact and

been developed by Bronswerk, was provided for the high-pressure steam. To avoid vibrations due to high Low rates of the low-pressure steam in the condenser , a ‘no-tubes-in-windows’ type was used, while low-7nned tubes provide good heat transfer to the low-pressure steam.

For a company aspiring to be a market leader, it is necessary to introduce a breakthrough development to the market every now

just such a Bronswerk development. It is also essential to know the

that Bronswerk also masters these aspects.

AEB was so pleased with the design of the reheater unit that it also awarded Bronswerk the dump condenser. Ultimately, AEB now has an incinerator with uniquely high eUciency.

Page 75: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 76: Mart Nisan Sayısı 2014

74 Mart-Nisan 2014

HABER

Kurulduğu 1998 yılında itibaren, sadece doküman arşiv ve yönetim konusuna odaklanan GGSo�,

Türk yazılım mühendisleri tarafından tasarlanan ve geliştirilen PaperWork© ürün ailesi ile şirketleri doküman yöne-timi ve arşiv sistemi yükünden kurtarıyor. PaperWork® sahip olduğu gelişmiş yazılım teknolojisinin getirdiği düşük işletim maliyet avantajı sayesinde, arşiv ve doküman yönetim çözümümüzün, her ölçekteki ^rmalar tarafından uygu-lanabilir olmasını sağlıyor. GGSo� Satış Direktörü Tolga Eşiz, PaperWork© ürün ailesi ile enerji şirketlerine sundukları avantajları anlattı.

TEK BİR ÇÖZÜM İLE SÜREÇ VE DOKÜMANYÖNETİMİ

GGSOFT’un en önemli uygulamaların-dan biri olan PaperWork© hakkında bilgi verir misiniz?

PaperWork© , iş akışlarınızı ve doküman-larınızı arşivleyip yönettiğiniz bir uygulamadır. Tek bir çözüm ile hem süreçlerinizi hem de dokümanlarınızı yönetebilirsiniz. PaperWork© ürün ailesi tamamıyla Türk yazılım mühendisleri tarafından tasarlanmış ve geliştirilmiştir. 2000 yılından beri pazarda olan tescilli paket ürünümüz, geçen zaman içerisinde yüksek kalite standartları ile kendisi-ni ispatlamıştır. Doküman yönetim ve arşiv sistemleri, çeşitli formatlardaki elektronik dokümanların arşivlenme-

sini ve yönetilmesini sağlar. Yönetilen dokümanlar, MS O�ce dokümanları, text dokümanları, çizimler, ses ve video dokümanları gibi formatlarda olabilir. Yaratılan bu dokümanlar, PaperWork© ile arşivlenir, yetkisiz kişilerin erişimin-den korunur, revizyon takibi yapılır ve arandığında kolaylıkla bulunması sağlanır. Doküman ve elektronik form-lar, süreçleriniz içerisinde önceden tanımlanmış akışlara göre, PaperWork© WorkFlow sunucusu ile şirket içerisinde onay adımlarından geçerek dolaşabil-ir. İş akışlarınız yönetilir ve raporlanır. PaperWork© sahip olduğu gelişmiş yazılım teknolojisinin getirdiği düşük işletim maliyet avantajı sayesinde, arşiv ve doküman yönetim çözümünün, her ölçekteki ^rmalar tarafından uygulanabil-ir olmasını sağlamıştır.

PaperWork© ürün ailesi enerji (rma-larına ne tür avantajlar sağlıyor?

PaperWork gelişmiş entegrasyon yapısı ile enerji ^rmalarının kullandığı SAP, Oracle vb. gibi her türlü uygulama ile rahatlıkla entegre olarak çalışmaktadır. İşin doğası gereği enerji ^rmaları süreçlerinde çok fazla doküman kullanmaktadır. Paper-Work©, belgelerin yaşam döngülerini ve üzerinde yapılan işlemleri takip etme-ktedir. Aynı zamanda gelişmiş güven-lik altyapısı ile belgelere sadece yetkili kullanıcıların ulaşması sağlanmaktadır. Özellikle abone dosyalarının elektronik ortama aktarıldıktan sonra yetkilere göre kullanıcılarla paylaşılması ve enerji ^rma-larının kullandığı uygulamaların içerisin-den doğrudan belgelere ulaşım oldukça önemli olmaktadır. İş süreçlerinin de

PaperWork© üzerinde tasarlanmasıyla müşteri şikayetleri, enerji açma kapama işlemleri gibi her türlü süreç, belge arşivi ile birlikte yönetilebilmektedir. Paper-Work© iş akışı uygulaması, esnek süreç tasarım aracı ile enerji şirketlerinin EPDK veya rekabetten dolayı değişen koşullara göre sahada iş süreçlerini hızlıca değiştir-melerine olanak sağlamaktadır.

AYDEM’İN TERCİHİ PAPERWORK© OLDU

Gerçekleştirdiğiniz önemli projelerden birkaç örnek verir misiniz?

AYDEM Elektrik Dağıtım projesinin ilk fazında; abonelerin veya abone olmak isteyen tüzel-gerçek kişilerle ilgili tüm işlemlerin yapıldığı, Denizli, Muğla, Aydın il müdürlüklerinde ve ilçelerde bulunan iletişim merkezlerinde konumlanmış Müşteri Hizmetleri Müdürlüğünde PaperWork© devreye alınmıştır. Müşterilerin dilekçe vermeleri ile başlayan gelen evrak, enerji açma kesme talepleri, enerji müsaadesi talepleri, borç sorgulama bilgileri, kaçak ihbar, kısmi ödemeler, kaçak itiraz, mükerrer ödemeler, ölçü devresi tadilat talepleri, sayaç değişim ve kontrol talepleri, serbest tüketici belgesi, sözleşme iptalleri, tek hat şema talepleri, yanlış tesisata yapılan öde-meler gibi tüm süreçleri PaperWork© İş Akış modülü üzerinde yürütülmektedir. Süreçlerde oluşan belgeler ve bilgiler de PaperWork© Doküman Yönetim Sistemi aracılığıyla tüm il müdürlükleri ve ilçele-rden de yetkiler dahilinde kolayca görüntülenebilirken, raporlaması, üst

enerji şirketlerinde verimliliği ve kazancı artırıyor

GGSo; Satış Direktörü Tolga Eşiz, hem süreç hem de doküman yönetimine

imkan sağlayan PaperWork© ürün ailesinin, değişen koşullara göre iş

süreçlerini hızlıca değiştirme, müşteri hizmet kalitesini artırma ve

yüksek performans sağladığını söylüyor.

Tolga Eşiz

Page 77: Mart Nisan Sayısı 2014

HABER

www.energyworld.com.tr 75

seviye güvenlik özellikleri, istenildiği anda dokümanlara en hızlı şekilde ulaşılabilme-si, Active Directory entegrasyonu gibi özellikleri açısından kullanıcılara büyük kolaylıklar sağlanmaktadır. Belgeler iş akışı üzerinde elektronik ortamda onay işlemlerinden çok hızlı geçtiği için, ^ziksel belgelerin ulaşımında kaybedilen uzun zamanlar tamamen ortadan kalkar. Tüm süreçler ölçülebilir hale gelir. Elektronik imza entegrasyonu ile de EPDK ile yapılan tüm yazışmalar sitem üzerinde takip edilmektedir.

Gündeminizde özellikle de enerji sek-törüne yönelik sunmayı düşündüğünüz yeni ürünler ve çözümler var mı?

Yeni geliştirdiğimiz e-faturaların arşivlen-mesi çözümü ile gelen elektronik faturalar PaperWork© tarafından otomatik olarak arşivlenmektedir. Fatura üzerindeki bilgil-er veri girişi yapılmadan sistem tarafından alınarak indekslenmektedir. Aynı zaman-da kullanıcılar fatura üzerindeki bilgile-rden arama yaparak ilgili kayıtlara hızlıca ulaşabilmektedir. Aynı zamanda

gelen e-faturalar istenirse otomatik olarak PaperWork© üzerinde onay-iş akışına sokulabilir. Bu da faturaların işlenme ve ERP sistemine giriş sürecini önemli ölçüde kısaltmaktadır.

YANLIŞ UYGULAMA SEÇİMİVERİMLİLİĞİ DÜŞÜRÜR

Doküman arşiv yönetiminin enerji şirketleri için önemi nedir? Bu anlamda hizmet almak isteyen (rmalara tavsiyel-eriniz neler?

» İş akışı ile tüm süreçleriniz elektronik ortamda takip edilir. İşlemlerin raporlanması, kimin ne kadar iş yaptığını anında tespit etmenizi sağlar.» Gelen iş yükü çalışanlar arasında iş yükü durumuna göre dağıtılır. Böylece sistem otomatik olarak gelen işleri aynı işi yapanlar arasında eşit olarak dağıtır.» Belgelere ve bilgiye hızlı ve kolay erişim sağlar.» Her türlü uygulama ile entegrasyon sağlar.» Yanlış dosyalamaların azalmasını sağlar.» Arşivleme sistemi ile tasarruf (yer, dosya, klasör, kağıt, mürekkep, iş gücü) sağlar.» Dokümanların eskime ve yıpranmasının engellenmesini sağlar.

» Aynı dokümanın çoklu kullanımı ortadan kalkar.» İşler arasında koordinasyonun düzenlenmesini sağlar.» Bilginin kontrolünü sağlar.» Bilginin güvenliğini sağlar.» Verimlilik artışı getirir.» Müşteri hizmetlerinde, hizmet kalitesinin artmasını sağlar.» Kurumsal altyapının geliştirilmesini sağlar.» İş akışlarınızın daha iyi kontrol edilmesini sağlar.» Bilgi yönetim ve paylaşım maliyetlerinin azalmasını sağlar.» Daha başarılı proje yönetimi sağlar.» Türkiye koşullarına en uygun ürün ve hizmeti sağlar.» Gelecekte oluşacak ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek, esnek yapıya sahiptir.

PAPERWORK©’ÜN SAĞLADIĞI KAZANÇLAR

Kullanılacak olan sistem hem iş akışını hem de doküman yönetimini kapsa-malıdır. Arşiv için ve iş akışı için ayrı ayrı sistemler alınması işletim için doğru değildir. Hizmet alınan ^rmanın geçmişi çok önemlidir. Her türlü uygulamayı yazan ^rmalardan ve farklı alanlarda faa-liyet gösteren ^rmalardan uzak durulması gerekmektedir. Enerji ^rmalarında yatırım kalemleri çok yüksek olduğu için iş akışı ve doküman yönetimi yatırımları mali-yet olarak çok düşük kaldığı için ^rma tarafından çok önemsenmemektedir. Bu da yanlış çözüm seçimlerine neden ol-maktadır. Yanlış uygulama seçiminin size kaybettireceği en büyük maliyet çalışan-ların verimliliklerindeki düşüş olacaktır. Ucuz ürünlerin maliyeti çok daha fazla olacaktır. Hizmet alınan ^rma için refer-ans kontrolü mutlaka yapılmalıdır. Süreç analizi için uygulamayı almadan önce mutlaka bütçe ayırıp ön analiz yaptırılması gereklidir.

Page 78: Mart Nisan Sayısı 2014

76 Mart-Nisan 2014

HABER

Enerya Genel Müdürü Aslan Uzun, düzenlediği basın sohbet yemeğinde Enerya’nın hede?erini

açıkladı. Uzun, “2003 yılından bu yana doğal gaz sektöründe Energaz adı altında sürdürdüğümüz faaliyetlerimizi artık enerjide çok daha fazla büyüyerek ve yeni alanlara girerek sürdürüyoruz. Tüm enerji dünyasına yayılımımızı Enerya markası altında birleştirdik” dedi. Uzun, 2003 yılında kurulan ve doğalgaz dağıtım lisanslarına sahip Energaz’ın bünyesinde, Antalya, Konya, Karaman, Konya Ereğlisi, Erzincan, Denizli, Aydın, Aksaray, Çorum, Niğde

ve Nevşehir illerinin doğalgaz dağıtım şirketlerinin bulunduğunu söyleyen Uzun şunları aktardı: “Türkiye’nin 2. en yaygın doğalgaz dağıtım şirketi olarak 11 şehirde, bugüne kadar 430 milyon TL’lik yatırım ile 6500 km’lik dağıtım ağı kurduk. 2013 yılsonu itibarıyla bulunduğumuz illerde nüfusun ortalama %85’ine hizmet götürerek 710 bin aboneye ve 1,3 milyar TL’lik ciroya ulaştık. Firmamız artık doğal gaz dağıtımında bulunduğu tüm illerde faaliyetlerine Enerya markası ile devam edecek. Enerya enerji sektöründeki faaliyetlerini daha da geniş alanda büyüyerek sürdürecek” dedi.

RÜZGAR VE GÜNEŞ ENERJİSİNE YATIRIM YAPACAK

Doğal gaz dağıtımında, 2014 yılı altyapı ve diğer çalışmalar için 70 milyon TL ayırdıklarını belirten Uzun, “Doğalgaz yatırımlarımız her yıl devam edecek. 2014 sonuna kadar 100 bin yeni aboneye ulaşmayı ve 2,6 milyar metreküp gaz satışı gerçekleştirmeyi hede?iyoruz” dedi.

Enerya ile doğal gazın yanı sıra, elektrik ticaretine de girmeyi planladıklarını açıklayan Uzun, “Dağıtım çalışmalarımızın yanı sıra elektrik üretiminde de yer alacağız. Elektrik üretiminde öncelikli yatırım alanımız yenilenebilir enerji projeleri olacak. Enerya markamız altında ‘daha temiz, daha akılcı ve daha kolay’ felsefesi ile hizmet kalitemizi iyileştirerek daha müşteri odaklı bir şirket olacağız“ diye konuştu.

Yenilenebilir enerjide rüzgar ve güneşe yatırım yapacaklarını belirten Aslan

Uzun şunları aktardı: “Rüzgar enerjisinde başladığımız çalışmaları hızlandıracağız. 2015-2016 yılında operasyona geçecek, toplam kapasitesi 168 MW olan Havza ve Evrencik’teki yeni rüzgar enerjisi projelerimize 300 milyon TL ayırdık. Rüzgar enerjisinin yanı sıra, güneş enerjinde de lisanslı ve lisanssız anahtar teslim projeler hayata geçirmek üzere çalışmalar yapıyoruz. Öncelikle güneş enerjisinde lisans alan ^rmaların projelerinde ortak yatırımcı olacağız. Türkiye’nin güneş enerji potansiyeli halen lisans bekleyen 600 MW’ın çok üzerindedir, güneş enerji yatırım maliyetleri ciddi oranda azalmıştır, dolayısıyla bu büyüyen yenilenebilir enerji alanında Enerya önemli bir yatırımcı olarak yerini alacaktır.” Uzun ayrıca Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde güneş enerjisi projelerine ilişkin ihalelerde iddialı olduklarını ve bu yatırımlara büyük önem verdiklerini de sözlerine ekledi.

2018’E KADAR 3 MİLYAR TLCİRO HEDEFLİYOR

Uzun, hede?erini şöyle özetledi: “Enerya olarak özellikle yenilenebilir enerji üretiminde Türkiye ve MENA Bölgesi’nin en çok bilinen markalarından biri olmayı hede?iyoruz. Türkiye’de enerji dağıtımında ise ilk 3 oyuncudan biri olmak üzere yola çıkıyoruz. Elektrik ve doğalgaz ticaretinin yüzde 5’ini yöneteceğiz. Elektrik ticaretinde satacağımız elektriğin yüzde 30’unu yenilenebilir kaynaklardan, yüzde 70’ini de gaz ticareti yaptığımız termik kaynaklardan tedarik edeceğiz. 2018 yılsonuna kadar yıllık 3 milyar TL ciro seviyesine ulaşmayı hede?iyoruz.”

doğal gaz, elektrik veyenilenebilir enerjideBÜYÜYECEK

Türkiye’de enerjide faaliyet gösterdiği alanlarda en büyük 3 oyuncudan biri olmak üzere yola çıkan Enerya, 600 milyon TL yatırımla, sektörde iddialı bir büyüme hede&iyor. Enerya Genel Müdürü Aslan

Uzun, önümüzdeki süreçte, doğal gazın yanı sıra, yenilenebilir enerjide rüzgar ve güneşe yatırım yapacaklarını ve elektrik ticaretine gireceklerini söyledi.

Page 79: Mart Nisan Sayısı 2014

www.energyworld.com.tr 77

Page 80: Mart Nisan Sayısı 2014

78 Mart-Nisan 2014

HABER

KARBON SALINIMIYLA MÜCADELE İSTANBUL’DA MASAYA YATIRILDI

Bu yıl ilk kez Türkiye’de düzenlenen İstanbul Karbon Zirvesi’nde iklim değişikliğine yol açan sera gazlarıyla mücadele konusu masaya yatırıldı. Zirvede tüm ülkelerin karbon yönetimi konusunda

gerekli yapılandırmaları hızlandırmaları gerektiğine dikkat çekildi. Türkiye’nin iklimle mücadelede etkin rol oynadığını söyleyen Orman ve Su İşler Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İbrahim Çi4çi,

“Ormanlarımız 2012 yılında 61 milyon ton karbondioksit eşdeğeri tuttu” dedi.

Türkiye için bir ilk olma özelliği taşıyan İstanbul Karbon Zirvesi, 3-5 Nisan tarihleri arasında

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Her yıl tekrarlanması planlanan ve dünyanın dört bir tarafından sanayici, akademisyen ve bürokratlardan oluşan yaklaşık 600 kişi zirveye katıldı. Zirvede iklim değişikliği ve etkilerine dikkat çekilirken, küresel karbon piyasalarının yerel yansımaları, emisyon ticaretinin ve temiz teknolojileri, enerji politikaları, enerji arz güvenliği ve sorumlu işletme, düşük karbonlu ekonomiye geçiş, enerji verimliliğinde gelişmekte olan ülkeler perspekti^, dünyadaki domestik emisyon ticaret sistemleri ve Türkiye ile karbon piyasalarında ^yatlandırma temaları uzman uluslararası isimler tarafından masaya yatırıldı. Zirve Başkanı Doç. Dr. Etem Karakaya, 3 gün süren zirvenin araştırmacılar, karar vericiler ve yatırımcılar için önemli bir fırsat olacağını belirtti. İki önemli kıtayı birleştiren İstanbul’da gerçekleştirilen zirvenin her yıl tekrarlanmasının planlandığını belirten Karakaya, “İnanıyorum ki

karbon yönetimiyle ilgili önemli adımların atılacağı bu zirve, her yıl daha da güçlenerek sektöre katkı sağlayacak” dedi. İstanbul Karbon Zirvesi Gençlik Komisyonu kurulduğu bilgisini de veren Karakaya, iklim değişikliğini göz önünde bulundurarak araştırmalar yapacak genç araştırmacılar olmasının son derece mutluluk verici olduğunu kaydetti. Zirveye yaptığı ev sahipliğinden dolayı İstanbul Teknik Üniversitesi ve Rektör Mehmet Karaca iledesteklerinden ötürü Denizli Çimento, Akçansa, Coca Cola, Zorlu Enerji Grup ve Bloomberg başta olmak üzere tüm zirve sponsorlarına da teşekkürlerini sunan Etem Karakaya, İstanbul Karbon Zirvesi’nde önemli adımlar atılacağını belirtti.

ELEKTRİKLİ RİNGLER HİZMETE GİRİYOR

İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Mehmet Karaca ise, “Hede^miz sadece sloganlarla yaratılan ‘yeşil kampüs’ değil, ciddi anlamda karbondan arınmış bir kampüs oluşturmak. Bu anlamda çeşitli girişimlerde bulunarak önemli

adımlar atıyoruz” dedi. İstanbulTeknik Üniversitesi’nin “ilk”lerin üniversitesi olduğunu vurgulayan Karaca, düsturlarının “yeşil kampüs” olduğunu belirterek, “Şu an kampüslerde kullanılmak üzere elektrikli araç dizaynına başladık. Önümüzdeki aylarda ise, elektrikle çalışan ringler hizmete girecek. Bu Türkiye’de bir ilk olacak” diye konuştu.

21 YILDA 16 MİLYON TON FARK

Orman ve Su İşler Bakanlığı MüsteşarYardımcısı İbrahim Çi�çi de, en önemli küresel sorunlardan birinin iklim değişikliği olduğunu kaydetti. FAO verilerine göre dünyada her yıl 5 milyon 300 bin hektar ormanın çeşitli nedenlerle yok olduğunu ifade eden Çi�çi, şunları söyledi: “Bu tüm dünyanın işbirliği yapması gereken bir konu. Biz ülkemiz orman alanlarını koruma, bozuk orman alanlarını iyileştirme konusunda önemli çalışmalar yapıyoruz. Şu an orman alanımız 21.7 milyon hektar oldu. 2008 -2012 yılları arasında ağaçlandırma seferberliği kapsamında 2 milyon 429 bin hektar sahada ağaçlandırma çalışması yapıldı. 1990 yılında yaklaşık 45 milyon ton karbon tutan ormanlarımız 2012 yılında 61 milyon ton karbondioksit eşdeğeri tuttu ve iklimle mücadelede etkin rol oynadı.”

REKABET İÇİN YEŞİL ENERJİ GEREKİR

İSO Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ata Ceylan, iklim değişikliği sorununa tüm ülkelerin çözüm araması gerektiğini ifade ederek, düşük karbon salınımı için

Page 81: Mart Nisan Sayısı 2014

HABER

www.energyworld.com.tr 79

güçlü politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Enerji ihtiyacını karşılamada halen kömür, petrol ve gazın %80 gibi önemli payı olduğunu vurgulayan Ceylan, “Fosil yakıtların gelecekte de ana yakıt kaynağı olması öngörülüyor. İSO olarak 2013-2016 yılları arasında yerli ve yenilebilir enerji payının artırılması konusunda çalışmalarımız var” dedi.

Ceylan, sanayinin rekabet gücünü kaybetmemesi için yenilenebilir enerji yatırımlarının büyük önem taşıdığını ifade ederek şunları aktardı: “Sanayinin rekabet gücünü kaybetmemesi adına bu süreçte yenilenebilir enerjinin ekonomik desteklerle desteklenmesi ülkemiz açısından büyük kazanç sağlayacaktır. Enerji ihtiyacımızı sürdürülebilir ve çevreyle dost şekilde karşılamamız gerekiyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının artırılması ve aynı zamanda üretim ve tüketim alışkanlıklarında topyekün değişime gitmemiz gerekmektedir. İSO da bu konuda her türlü desteği vermeye hazırdır.”

ÜLKELERİN ÖNCELLİĞİ EMİSYON AZALTIMI

Alman Çevre Bakanlığı’nı temsilen zirveye katılan Angelika Smuda, karbon emisyonunu azaltan kuruluşların önceki yıllara göre büyük artış gösterdiğini kaydetti. Smuda, ^yatlarda gözlenen artışa rağmen, çoğu kuruluşun karbon emisyonunu azaltmayı öncelikli hedef haline getirdiğini belirterek, “2005

yılından itibaren bu anlamda bir artış gözlemleniyor. Özellikle 2008 yılı ve sonrasında karbon emisyonunu azaltan kuruluşların sayısında oldukça büyük bir artış var. Artık emisyon azaltımı ülkelerin öncelikli hede?eri arasında” diye konuştu.Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nden zirveye katılan Bekir Turan da elektrik enerjisi piyasasında lisans zorunluluğu olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de elektrik enerjisinin üretimi, dağıtımı, satışı hatta ithalat ve ihracatı gibi durumlarda lisans zorunluluğu bulunuyor. Bazı eksiklerden dolayı lisans yükümlülüğünü yerine getiremeyen işletmeler için, önlisans uygulamasını yürütüyoruz” dedi.Önlisans uygulamasında inşaat öncesi yapılması gereken yükümlülüklerin anlatıldığını dile getiren Turan, bu yükümlülükleri tamamlayanların, işletme aşamasına geçebildiklerini ifade etti. Türkiye’de enerjiye olan talebin oldukça fazla olduğunu belirten Turan, “Her geçen gün enerjiye olan talep artıyor. Bu yoğun talebi karşılayabilmek için oldukça fazla yatırıma ihtiyaç var” dedi.

ENERJİYE TALEPSÜREKLİ ARTIYOR

Garanti Bankası Proje Satınalım Finansmanı Yöneticisi Ahmet Tohma ise, enerjiyle ilgili sunulan projelerde sıkça karşılaşılan teknik eksikliklere değindi. Özellikle rüzgar projelerinde ölçüm eksiklikleriyle karşılaştıklarını vurgulayan Tohma, enerji üretimlerinin doğaya karşı hesaplandığının altını çizerek, “Genellikle ölçüm eksiklikleri gibi teknik sorunlar

yaşıyoruz. Ancak eski yıllara göre karşılaştırma yaptığımızda bu sorunların yavaş yavaş azaldığını görüyoruz. Umuyorum ki, gelecek yıllarda bu sorunlar tamamen ortadan kalacak” dedi.Yaşanan bazı sorunların, piyasada projeyi gerçekleştirecek olan yatırımcıların konuyla ilgili yatırımcılar olmamasından kaynaklandığını kaydeden Tohma, Türkiye’de bu anlamda ^nansman ihtiyacı doğduğunu belirterek, şunları söyledi: “Garanti Bankası olarak çevre dostu projeleri ^nanse ediyoruz. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisi yatırımlarını çevre dostu oldukları için çok seviyoruz. Gerekli mevzuatlar tamamlandığında Türkiye’de bu projelerin rahatlıkla ^nanse edilebileceğini düşünüyoruz.”

SERA GAZI EMİSYONUNDAHEDEF 2030

Zirvede konuşmacı olarak yer alan OECD İklim Değişikliği Başkanı Anthony Cox, karbon azaltım sistemlerinden biri olan ürün karbon etiketlemesi konusundaki yetersizliklerin altını çizdi. Teknolojinin hızla ilerlediğini, dolayısıyla var olan kararlarımızı bu değişimi göz önünde bulundurarak yeniden değerlendirmemiz gerektiğini söyleyen Cox, çevreyi daha az kirleten yakıtlara, düşük vergiler uygulanması gerektiğini belirtti. Cox, “Türkiye’de enerji vergileri genellikle ulaşım sektöründen alınıyor. Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verilerine göre OECD ülkeleri arasında benzindeki tüketim vergisinde yüksek sıralarda bulunuyor” dedi.

Page 82: Mart Nisan Sayısı 2014

80 Mart-Nisan 2014

HABER

HEDEF YÜZDE 40 DAHA AZ SERA GAZI

Avrupa Komisyonu Politika Düzenleyicisi Dimitrios Zevgolis, 2015’te imzalanacak anlaşmaya dikkati çekerek, “2015

anlaşmasıyla birlikte karbon emisyonlarında önemli bir azalma sağlanacak. Ekonomik aktörler bu süreçte aktif rol almalı. Avrupa

Birliği’nin karbonla ilgili gelecekte uygulamayı planladığı politikaları dikkate alarak mevcut politikalarımızı sorgulamalıyız ve bu doğrultuda çözümler üretmeliyiz” dedi. İklim değişikliğiyle

mücadelede yeni hedeLer belirlediklerini belirten Zevgolis, amaçlarının Avrupa Birliği ülkelerindeki mevcut sera gazı

salımının 2030 yılına kadar, 1990 yılındaki seviyenin yüzde 40 altına indirilmesi olduğunu kaydetti.

olduğunu dile getiren Ivanyi, yeni anlaşmanın girişimciler ve yatırımcıları motive etmesi gerektiğinin altını çizerek, çok geç olmadan herkesin harekete geçmesi gerektiğini belirtti. Karbon emisyonunun azaltılması konusunda azimli olmak gerektiğini dile getiren Edinburg Üniversitesi Karbon Yönetimi Başkanı Francisco Ascui ise, bu anlamda ülkelerin politikalarının istikrar ve şe�a?ık doğrultusunda ilerlemesi gerektiğini kaydetti. Ascui, “Karbon emisyonuyla savaşırken uluslararası düzeyde belirtilen standartları kullanmalıyız” dedi.

ZARAR DEĞİL FAYDA GETİRECEK

Dünya Bankası’ndan Ayşe Yasemin Örücü ise ülkelerin Dünya Bankası ile birlikte bazı hede?er doğrultusunda çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, şunları söyledi: “Karbon Piyasasına Hazırlık (PMR) 30 ülkeden oluşuyor. Emisyon azaltımıyla sonuçlanacak yapılandırmalara destek vermek çalışmalarımız arasında. Bu anlamda ülkelere mali destek sağlıyoruz. Ülkeler

arasında karbon emisyonu konusunda teknik tartışmaların başlaması gerekiyor. Bu tartışmalar deneyim niteliğinde olmalı.” Örücü, tüm ülkelerin karbon yönetimi konusunda sorunlar yaşadığını ve bu nedenle gerek yapısal gerekse mevzuat anlamında gerekli yapılandırmaların hızlandırılması gerektiğini kaydetti.Ülkelerin mevcut politikalarının incelenmesi gerektiğini, emisyonların baz seviyelerinin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Örücü, “Yapılan bu çalışmalar ülkelerin yararına olacak. Zarar değil fayda getirecek” dedi. Karbon emisyonunun gelecek nesiller için büyük bir tehdit haline gelmesi sebebiyle ülkelerin emisyon ticaretine yöneldiklerinibelirten Örücü, Çin’in bu konuda diğer ülkelerden bir adım önde olduğunu vurgulayarak, “Bu konuda Çin ulusal bir ticaret emisyon merkezi kurmayı planlıyor. 6 ülkede plato uygulama gerçekleştiriliyor. Çin plato uygulamalarına 2012 yılında başladı. Ancak bu uygulama tam anlamıyla 2016 yılında başlayacak” dedi.

FELAKETLERDEN HERKES SORUMLU OLACAK

İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Uzmanı Zsuzsanna Ivanyi da, iklim değişikliği ile mücadelede 2015’te Paris’te gerçekleştirilecek 21. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Tara?ar Konferansı’nda karara bağlanacak yeni küresel iklim anlaşmasının ekonomik büyümeye katkı sağlayacağını belirtti. Dünyada artan nüfus oranıyla birlikte, enerji ve doğal kaynaklara olan ihtiyacın giderek arttığını belirten Ivanyi, imzalanacak yeni anlaşmanın tüm dünya ülkelerini kapsamı altına alması gerektiğini belirterek, “Doğal kaynakların sınırlı olması ve mevcut nüfusun artmasıyla beraber bu kaynaklara her zamankinden daha çok ihtiyaç duyulması, küresel bir sorunu beraberinde getiriyor. 2015’te imzalanacak anlaşmayla üzerimize düşen sorumlulukları yeniden gözden geçirmeliyiz” dedi.Birey olarak herkesin gelecekte yaşanabilecek felaketlerden sorumlu

Page 83: Mart Nisan Sayısı 2014
Page 84: Mart Nisan Sayısı 2014

bronswerk.com

For us to be able to continue living on

our planet “Earth”, considerate use of

our resources is essential. Bronswerk

therefore strives for sustainable

energy-efficient solutions. These

solutions involve the most sustainable

use of energy and material possible.

Because every kilogram of material

saved, means less harm to the planet,

less energy in its production and

therefore reduced CO2 emission. We

achieve this by actively innovating

and through intensive research

programs. The Whizz-Wheel® fan is

the break-through development and

ultimate connection between costs,

materials, noise and energy.

Reduced energy consumption (up to 50%)

Reduced plot space (up to 30%)

4-6 dB(A) reduced noise

ROI time: 2 to 3 years

Smaller installations; less material,

weight and costs.

With the Whizz-Wheel®:

High Efficiency CoolingMore Power, less Energy

Date: 24-26 April 2014Venue: Istanbul Expo Center, Hall 9-10-11Booth: A 1072

014

Bronswerk is present at the ICCI 2014 in Istanbul.®