ANKARA ÜNİVERSİTESİ DİL - TARİH VE COĞRAFYA FAKÜLTESİ SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ ÇİN OPERASI Sultan KELEŞ Haziran 2010
ANKARA ÜN İVERSİTESİ DİL - TAR İH VE COĞRAFYA FAKÜLTES İ
SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ
ÇİN OPERASI
Sultan KELEŞ
Haziran 2010
2
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER _______________________________________________ 02
01 - ESKİ TİYATROLAR ______________________________________ 03
02 - PEKİN OPERASI’NIN TAR İHÇESİ _________________________ 05
03 - PEKİN OPERASI’ IN KARAKTERLER İ _____________________ 08
04 - PEKİN OPERASI’NIN YÜZ T İPLERİ________________________ 10
05 - PEKİN OPERASI’NDA SAHNE ve OYUN_____________________ 15
06 - PEKİN OPERASI’NDA MÜZ İK _____________________________ 19
07 - PEKİN OPERASI’NDA KOSTÜM ___________________________ 20
08 - KLASİK OYUNLAR_______________________________________ 22
09 - ÇİNDEKİ YEREL OPERALAR______________________________ 24
9.1 - Huang Mei Operası_____________________________________ 24
9.2 - Yu (Henan) Operası_____________________________________ 25
9.3 - Kun (Kunshan) Operası__________________________________26
10 – MODERN PEKİN OPERALARI_____________________________ 27
11 - PEKİN OPERASI OYUNCULARI ve OKULLARI______________ 29
12 - BATILILARIN GÖZÜYLE PEK İN OPERASI__________________30
SONUÇ_______________________________________________________31
KAYNAKÇA__________________________________________________31
3
1- ESKİ TİYATROLAR
Çin’in tiyatro bakımından kökeni oldukça karanlıktır. Öykü anlatıcıların ve
dinsel gösterilerin tiyatronun oluşumunda büyük rolü vardır.
Eskiden, Pekin’i ziyaret eden kişiler Pekin Operası’nı görmeyi günümüze
göre çok daha fazla isterlerdi. Biz ‘Opera izleyelim’ derken, Pekinliler ‘Opera
dinleyelim’ demeyi tercih ederler. Bu operada görsellik ikinci plandadır. Bu yüzden
sahnede dekor oldukça sadedir.
Çin operası, Song Hanedanlığı döneminde ortaya çıktı. Yuan Hanedanlığı
döneminde ise gelişti. Yuanler döneminde Kuzey ve Güney olmak üzere iki okul
vardı. Güney okulu Ming Hanedanlığı döneminde büyük başarı kazandı. Qing
Hanedanlığı döneminde opera, çeşitli yerel üsluplara bölünürken, ürünlerde bir
yozlaşma görüldü. Bunun nedeni ise tiyatronun soylulara özgü bir hale gelmesiydi.
Pekin Operası’nı sergileyen eski tiyatrolara, opera, tiyatro salonu Xìyuánzi adı
verilir. Oldukça basit görünüme sahip olan bu tiyatrolarda sahne karedir. Sahnenin
çevresi izleyiciler için hazırlanmış koltuklara sahiptir. Qing Hanedanlığı döneminde
bu tiyatro salonlarına, Türkçede ‘çay bahçesi’ anlamına gelen isimle tabir edilirdi. O
zamanlar, izleyiciler bu tür yerlere opera izlemek için değil, çay içmek için
giderlerdi. Opera izlemek sadece tesadüfi bir şeydi. Asıl amaç çay içmekti. Ayrıca bu
operalar gün içerisinde 10 -12 saat sürebiliyordu.
Zamanla Xìyuánzi olarak bilinmeye başlanan bu tiyatrolar 1911-1949
yıllarında Tayvan’da tanınmaya başlandı ve Batıda gösterime sunuldu. Gelenkesel
mimari özellikler bakımından Batı tiyatrolarına göre küçük olan bu tiyatro
izleyicilerle buluştuğunda ilgiyle karşılanan bir gösteridir.
19. yy’da Pekin Operası ün kazanmaya başladığında, Pekin’deki
Xìyuánzi’larda artış başladı ve ticari ilişkileri fazla olunan birçok şehirde
gösterilmeye başlandı. Böylelikle ilgi gördü ve beğenildi.
Eski tip tiyatrolarda sahne büyük değildi. Sahnenin tabanı tahtayla döşenmiş,
tahtanın üzeri de halı ile kaplanmıştır. Bunun amacı oyunda aktör gösterimi
sergilerken düşüp bir yerine zarar vermesini önlemek içindir. Sahne arkasında ise
asılı perdeler bulunmaktadır. Bu perdelerde çiçek, kuş gibi bir çok şekiller vardır.
Bazen ise sahnede sergilenecek oyuna göre perdenin üzeri süslenirdi. Böylelikle bu
4
süslerden izleyici ne tarz bir oyunun sergileneceğini bilebilirdi. Yer ise önceleri
sadece topraktandı, ama zamanla tuğla ve çimento ile sağlam bir zemine kavuştu.
Eski zamanlarda izleyiciler birbirine dönük bir şekilde masalarda otururlardı. Bu,
yemek ve sohbet için oldukça uygundu fakat bu oturma şekli oyunu izlemek için hiç
uygun değildi. Bu alışılagelmişlik 1914 yılında değişti, masalar kaldırıldı, izleyici
sahneye paralel bir şekilde oturmaya başladı. Kolaylık olsun diye de sandalye
arkalarına kişilerin çaylarını koylamaları için yerler yapıldı. O zamanlarda, tiyatroda
bay ve bayanlar ayrı ayrı yerlerde oturup oyunu izlerlerdi. 1931 yılında ise bay ve
bayanlar birlikte oturup izlemeye başladılar. Güvenlik açısından da tiyatro sahibi bir
takım askerler kiralayıp onlara zarf içinde para vererek, askerleri tiyatroda onlar için
ayrılmış yerlere oturturdu.
Pekin Operası’nın Qianmen Kulesiyle çok yakın ilşkisi vardır. Pekin
Operası’nın ilk yıllarında Qianmen Kulesi eğlencenin, ticaretin, kültürel aktivitelerin
merkeziydi. Pekin Operası’nın burda doğup gelişmesi çok doğaldı. Sadece Pekin
Operası’nn eski tiyatroları ve aktörleri değil, aynı zamanda Pekin Operası hayranları
da bu yerde yaşamaktadır. 50 yıldan fazla zaman önce Qianmen Kulesi Pekin
Operası’nın bazı 600 ünlü artistine ev sahipliği yapmıştır. Bu ünlü artistler
yeteneklerini farklı farklı uzmanlardan öğrenmişleridir.
Günümüz Çin Tiyatrosundan bahsedecek olursak, büyük ölçüde simgelere
başvurarak ezgi, dans, akrobasi ve sözsüz oyun sanatlarını birleştiren ve seyirciye
Doğu tiyatrosuna özgü göstermesi nitelikleriyle yönlenen tiyatrodur. Şiirli
konuşmalar ve simgelerden oluşan bir dekoru vardır. Oyuncular rolü yaşayıp
canlandırmazlar, onu yansıtırlar. Seyirci rolün ne olduğu ile değil, nasıl oynadığı ile
ilgilenir. Çin tiyatrosu eksiksiz bir gösteri olmasıyla dikkat çeker. Olay örgüleri
şaşılacak kadar yalındır ve seyircinin zekâsından çok duyarlılığını etkilemeye
yönelir. Bu tiyatroda giysilerin çok zengin olmasına rağmen, sahnede hemen hemen
hiç dekor yoktur ve oyuncunun bir hareketi, bütün bir durumu dile getirmeye yeter.
Sovyet yönetmen Meyer Hold, Epik tiyatro kuramcısı Brecht, ünlü Çinli oyuncu Mei
Fan yoluyla Çin tiyatrosundan etkilenmişlerdir.
5
2. PEKİN OPERASI’NIN TAR İHÇESİ
Avrupa Operası’ndaki şiir, müzik ve tiyatronun kesiştiği sanat doruğuna ek
olarak, cambazlığın, dövüş sanatlarının, maskelerin ve özel giysilerin de zengin ve
ince bir birleşim oluşturduğu bir sanat türüdür. Çin yemekleri, Çin tıbbı, Çin
yazısıyla beraber Çin deyince akla gelen ün salmış dört önemli öğelerden biridir.
Opera birçok insanı görkemiyle, zarafeti ile kaçınılmaz bir şekilde etkiler. Çin’de
300’den fazla yerel opera vardır. Pekin Operası ilk olarak Pekin’de ortaya çıkmıştır.
Sokaklarda, parklarda Pekin Operası sergileyen birini görmek oldukça mümkündür.
200 yıldan fazla zaman önce Doğu Çin’de ortaya çıkan Pekin Operası, Hanedanlıklar
döneminde sık sık gösteriliyordu.
“Doğu’nun operası” olarak adlandırılan Pekin Operası Çin kültürünün temel
unsurlarından biridir. Pekin’de oluştuğu için “Pekin Operası” adı verildi. 18.
yüzyılda Çin’in güneyinde popüler hale gelmiş ve başta Hui Operası olmak üzere
birkaç eski yerel operaların temelinde gelişmiş olan Pekin Operası, 200 yılı aşkın bir
geçmişe sahiptir. 1790 yılında ilk Hui Operası topluluğu, imparatorun doğum günü
dolayısıyla düzenlenen törene katılmak için Pekin’e çağrıldı. Daha sonra başka Hui
Opera toplulukları da Pekin’e geldiler.
6
Pekin Operası’nın tarihine dönüp baktığımızda oldukça karanlık dönemler
görmek mümkündür. Zaman zaman oyunlar birkaç çeşitle ve oyuncular ise sadece
birkaç kişiyle sınırlı kalmıştır. 1770 yılında İmparator Qián Lóng döneminde ise
kadın oyunculara sahne yasağı gelmiştir. Kadınların sahnede görünmeye başlaması
1870’li yılları bulmuştur. Daha sonra kadınlar erkek rollerini oynamaya ve erkek
oyuncu ile eşit olmaya başlamıştır. Böylelikle operada kadın grupları kurulmaya
başlanmış ve birçok kadın bu sanata ilgi duyup bu gruplara katılmaya başlamıştır.
1884’lü yıllarda Pekin Operası’nın patronu haline gelmeye başlayan İmparatoriçe
Cíxī , operaya kısıtlamalar getirmiştir. Komünist rejimin hüküm sürdüğü dönemde
yine sıkıntılar çeken Pekin Operası dönem dönem yasaklansa da tekrar eski
görkemine kavuşmuştur.
19. yüzyılın sonu ile 20. yüzyılın başı arasındaki dönemde Pekin bölgesinde
birbirlerinden öğrenerek yan yana gelişen çeşitli yöresel opera topluluklarının
oluşturduğu Pekin Operası, sanat açısından hızla olgunlaşarak zengin program ve
sahne usulleriyle Çin’in en büyük operası haline geldi. Pekin Operası, zengin
repertuara, kalabalık sanatçı grubuna, çok sayıda gösteri topluluğuna ve geniş
izleyici tabakasına sahiptir. Çok yönlü bir gösteri sanatı olan Pekin Operası, şarkı,
diyalog, hareket, dövüş ve dans gibi usullerin bir araya getirilmesiyle ortaya çıkan
tam bir sanattır. Belli gösteri yöntemleriyle olaylar anlatılır ve kişilikler i şlenir. Pekin
Operası’nda Sheng (erkek), Dan (kadın), Jing (erkek), ve Chou (erkek ve kadın)
olmak üzere 4 önemli rol vardır. Bundan başka yan roller de bulunmaktadır. Masklar
Pekin Operası’nın kendisine has bir sanatıdır. Sadakat ya da hainlik, güzellik ya da
çirkinlik, iyilik veya kötülük, saygınlık veya alçaklık gibi karakterlerin özellikleri,
masklarla, yani çeşitli renklerde boyalanmış yüz tipleriyle sergilenir. Örneğin,
kırmızı renk, kişinin sadakatini sembolleştirir, mor renk yiğitlik ve metanetini
simgeler, siyah, şahsın doğru dürüstlük ve bağlılığını temsil eder, beyaz renk
karakterin kurnaz ve sinsi tabiatını belirtir, mavi renk cesaret ve erkekliğin
simgesidir, sarı renk zalimliği ve insafsızlığı ortaya koyar, altın ve gümüş renkleri ise
çoğu zaman Tanrı, Buda, şeytan ve cini sembolize ederek insana hayali bir his verir.
18. yüzyılın sonu, genel olarak Pekin Operası’nın birinci gelişme doruğu sayılıyor. O
zamanlarda Pekin Operası’nın gösterileri yalnız halk arasında değil, imparatorluk
saraylarında da yaygındı. İmparatorluk aileleri ve asilzadeler Çin Operası’nı çok
7
beğeniyorlardı. Saraydaki iyi maddi şartlar, Pekin Operası gösterisi için gerekli
kostüm, mask, makyaj ve sahne dekoru gibi konularda büyük olanaklar sağladı.
Saraydaki ve halk arasındaki tiyatro oyunlarının karşılıklı etkisiyle Pekin Operası
tarihte eşi görülmemiş bir şekilde gelişti. 1920’li ve 1940’lı yıllar arasında, Pekin
Operası’nın gelişmesinin 2. doruğu yaşandı. Bu dönemde çok sayıda Pekin Operası
Okulu açılması, buna bir işaretidir. Bu okullar arasında Mei ( Méi Lánfāng (1894-
1961)), Shang (Shāng Xiǎoyún (1900-1976)), Cheng (Cheng Nianqiu (1904-1958))
ve Xun (Xún Huìshēng (1900-1968)) olmak üzere dört ünlü okul vardı. Her okulun
çok sayıdaki sanatçısı Shanghai ve Pekin gibi büyük şehirlerin sahnelerinde faaliyet
gösteriyorlardı. Mei Lanfang, dünyaca bilinen bir Pekin Operası sanatçısıydı. 8
yaşında opera öğrenmeye başlayan Mei Lanfang, 11 yaşındayken sahneye çıktı. Mei,
50 yılı aşkın sahne hayatında Pekin Operası’nda Dan (kadın rolü) adlı karakteri
oynayarak şarkı, diyalog, dans, müzik, kostüm ve makyaj konularındaki yaratıcılığı
ile kendisine has bir sanat üslûbu oluşturdu. Çin Pekin Operası Sanat Topluluğu,
1919’da Mei Lanfang, başkanlığında Japonya turnesine çıkarak, Pekin Operası
sanatını ilk defa yurtdışına taşıdı. Başında Mei Lanfang’ın bulunduğu grup 1930
yılında çıktığı ABD turnesinde büyük başarı sağladı. 1934’te Avrupa’dan davet alan
Mei Lanfang bu turne sırasında Avrupa’daki opera çevrelerinden büyük ilgi gördü.
Böylece dünya ülkeleri Pekin Operası’na Çin’deki tiyatro okullarından biri gözüyle
bakmaya başladılar.
1920’li yıllarda operanın bir başka isimlerinden olan Chang Qiu, birçok
orijinal eserlere imza atmıştır. Çin ve Japonya’nın savaş zamanlarında operaya
sırtını dönen Chang Qiu, Pekin’ de bir çiftçi olarak çalışmayı tercih etmiştir. Savaş
sonrasında Çin’in geleneksel Opera Akademisine başkan yardımcısı olarak
atanmıştır.
20.yüzyılın bir başka önemli ismi olan Xun Huisheng, operada ün kazanmış
önemli kişilerden biridir. Daha çok neşeli ve gizemli karaktere sahip Huadan rolü ile
bilinmektedir.
Operanın bir başka dev isimlerinden biri olan Shang Xiaoyun, şarkı
söylemesinin yanı sıra, dansları ve akrobatik yetenekleriyle ünlüdür. Aynı zamanda
Rong Chun Opera Okulu’nun kurucusudur.
8
Pekin Operası deyince akla gelen bu dört üstat, operada kadın oyuncu
rollerini büyük başarıyla yapmış ve isimlerini opera camiasına altın harflerle
kazımışlarıdır.
Méi Lánfāng - Chéng Yànqiū - Xún Huìshēng - Shāng Xiǎoyún
Çin’in dışa açılmasıyla birlikte, Pekin Operası yeni gelişmeler kaydetti.
Geleneksel Çin sanatlarının özü olarak değerlendirilen Pekin Operası, Çin
hükümetinden büyük yardım ve destek gördü. Günümüzde, Pekin’deki Chang An
Tiyatro Salonu’nda sürekli Pekin Operası’nın repertuarları icra ediliyor. Her yıl
düzenlenen Uluslararası Pekin Operası Amatör Sanatçılar Yarışması, dünyanın her
yerinden gelen Pekin Operası meraklılarının ilgisini çekiyor. Pekin Operası, ayrıca
Çin’in yabancı ülkeler ile arasında önemli bir kültürel alışveriş programı haline
geldi.
3. PEKİN OPERASI’ IN KARAKTERLER İ
Pekin Operası’nda Sheng (erkek), Dan (kadın), Jing (erkek), ve Chou’yu
(erkek ve kadın) olmak dört temel karakter kategorisi vardır. Her karakter daha
ayrıntılı alt kategorilere ayrılabilir.
Sheng, yani Lao Sheng, (imparator, kral, vezir gibi olumlu, ergin orta yaşlı
erkek karakter) ve Xiao Sheng (genç erkek karakter) diye ikiye ayrılır.
Dan, Qing Yi ( asil ailelerden gelen orta yaşlı sessiz ve narin bayan karakter),
Wu Dan (dövüşçü kadın karakter) ve Hua Dan (genç kız ya da toplumun alt
tabakalarında yaşayan kız karakteri) Dao Ma Dan (silah kuşanıp ata binmede usta
kadın ), Lao Dan ( yaşlı kadın karakteri ) olarak bilinir.
9
Jing, “Hua Lian” (boyalı yüzlü) adlı kişilik, tabiat özellikleri birbirlerinden
farklı olan erkek karakterleri temsil eder.
Lao Sheng kategorisindeki Mo, yaş bakımından daha büyük, sersem kafalı ve
toplumun alt tabakasında yaşayan yaşlıları simgeler. Burnuna beyaz boya sürülen
Xiao Hualian, Jing karakterindeki Da Hualian ve Er Hualian ile birlikte “Üç
Hualian” diye adlandırılıyor. Lao Sheng ( yaşlı adam karakteri ), Xiao sheng ( genş
adam karakteri ), Wu Sheng (savaşçı adam karakteri ), Wen Sheng (şarkıcı adam
karakteri ) olarak bilinir.
Chou (Xiao Hualian), çoğu zaman toplumun alt tabakasında yaşayanları ve
halk arasındaki güldürücü kişilikler kapsıyor. Pekin Operası’nın boyalı yüzlerinin ilk
karakteridir. Seyirciye verdiği güzel etki bakımından bu karakterin etkisi oldukça
büyüktür.
Lao Sheng Xiao Sheng Lao Dan
10
Qing Yi Wu Jing Wen Chou
4. PEKİN OPERASI’NIN YÜZ T İPLERİ
Pekin Operası’nı ilk kez izleyen yabancı turistler, önce operadaki oyuncuların
yüzlerinin neden kırmızı, beyaz, siyah, sarı veya yeşil renktir diye düşünür ve
bunların maske olup olmadığını merak eder.
Pekin Operası’nda makyaj maskelerden farklıdır. Pek çok kişi oyun
öncesinde sahne arkasına gidip oyuncuların makyajını ve kostümünü incelemek,
makyajın nasıl yapıldığını bilmek ister.
Çin tiyatrosunda yüz makyajı büyük bir üne sahiptir. Bu makyajın yüzlerce
çeşidi olup, bunlarında yüzlerce anlamı vardır. Önceden birçok yüz sadece siyaha,
beyaza ve kırmızıya boyanırdı. Oyunlardaki artış sebebiyle opera oyuncuları daha
11
çok renk kullanıp, daha çok yüz şekli ortaya çıkardılar. Bazı klasik eserlerden
etkilenip buradaki karakterleri makyajla resmettiler.
Yüzlere boyanan renkler “Liǎnpǔ olarak adlandırılmaktadır. Oyuncunun
karakteri nasıl bir makyaj gerektiriyorsa öyle bir yöntem uygulanır. En ünlü makyaj
tipleri Jing ve Chou’dur. Değişik roller için farklı makyaj tipleri ve boyama sanatı
vardır. Makyajlar genellikle fırçaya gerek olmadan elle yapılır. Bazı tiplemeler için
de renkler yağ ile karıştırılıp yüze sürülür.
Bu makyajların renkleri, karakterlerin kişiliklerini ve yazgılarını gözler önüne
serer. Bu makyajın, biçim, renk ve çeşit bakımından belli kuralları vardır. Opera
severler, bir rolün yüz makyajına bakarak kişinin kahraman ya da kötü adam mı, zeki
ya da aptal mı, sevilen ya da nefret edilen bir insan mı olduğunu anlayabilir. Çin’in
tüm opera maskeleri arasında özel bir yer tutan Pekin Operası’ndaki yüz tipleri,
“sembolik” ve “abartılı” nitelikleriyle kendilerini belli eder. Pekin Operası’ndaki yüz
tipleri, rolün karakterini abartılı ve çarpık motiflerle yansıtır.
Operada yüz makyajlarında bilgi sahibi olmak seyircinin olay örgüsünü
anlamasına yardımcı olur. Yüzü kırmızı renkle boyanmış karakter hak, adalet,
doğruluk, dürüstlük, sadakat, bağlılık ve fedakârlık gibi olumlulukları ifade eder.
12
Yüzü siyaha boyanmış olanı cesaret, yüreklilik, kuvvet, kahramanlık, meydan
okuma, sertlik, gayretlilik ve dinçlik özellikleri ifade eder.
Yüzü sarı ve beyaza boyanmışlar gasp, zorbalık, baskı, kurnazlık, şeytanlık,
hilecilik, vurgunculuk ve dolandırıcılık özellikleri ifade eder.
Yüzleri mavi ve yeşil renklerdeki karakterler dikkatsizlik, ilgisizlik,
kayıtsızlık, ihmalkârlık, düşüncesizlik, sabırsızlık, acelecilik, acemilik, kabalık,
edepsizlik, gözü peklik gibi özellikleri ifade eder.
13
Altın ve gümüş renkli yüz tipleri ise gizem, esrarengizlik, anlaşılmazlık ile
Tanrı, put, ilahi varlık, ruh, canavar ve şeytanı gibi özellikleri ifade eder.
14
Ayrıca bu makyaj tipleri oyunculuk kapsamını genişletir. Örneğin, Jinshan
Temple adlı oyunda karides ve yengeçlerden oluşan orduyla kötü karaterin savaşı
anlatılır. Bu oyunda oyuncuların yüzleri karides ve akrep gibi boyanır.
Yıllar sana makyajın nasıl yapılacağı ve seyirciye hangi farklı yüz örnekleri
sunulacağı konusunda kurallar oluşturuldu. Bu makyaj tarzları Çin tarihindeki bazı
figürleri ortaya çıkardı. Örneğin, Han Hanedanlığı’nın imparatoru Cao Cao ve Ming
Hanedanlığı’nın imparatoru Yang Song, beyaz yüzleriyle hain ve kurnaz olduklarını
gösterirler; Üç Krallık döneminin lideri Guan Yu kırmızı yüzüyle sadık biri olduğunu
gösterir. Bir başka önemli isim de Baozheng siyah yüzüyle sert ve yürekli biri
oldugunu gösterir.
Guān yǔ Cáo cāo Bāo zhěng
15
4.1. Bazı yüz tipleri ve isimleri :
Sūn wù kōng Shā wù jìng Niú mó wáng Hè tóng
Maymun kral Ejderha İnek Kralı Turna Kuşu
Xiāo tiān quǎn Yùtù Lù tóng
Köpek Tavşan Geyik
Bugün, Pekin Operası’ndaki yüz tipleri bir sahne makyajı olmanın ötesinde,
tek başına bir sanat eseri olarak özel bir değere sahiptir. Pekin Operası’ndaki yüz
tipleri, renkleri ve motifleri başka sanatlar için de bir ilham kaynağıdır.
5. PEKİN OPERASI’NDA SAHNE ve OYUN
Eskiden sahnenin üç etrafı seyircilerin izleyebileceği alanlardan oluşuyordu.
Dekor olarak oldukça sadeydi. Sahnede oyuncuların girip çıkabileceği bölmeli
perdeler bulunmaktaydı. 1908’den sonra Shanghai’da modern tiyatrolar ve “Shouji”
adlı eski tarz sahne perdeleri ortaya çıkmıştır.
16
Bu perdeler saten ve kumaştan oluşup, işlemeli ve oldukça zarif bir görünüme
sahiptir. Bu perdeler sanki birer levha gibiydi. Çünkü yaklaşık her ünlü aktörün
kendine ait perdesi vardı. Örneğin Mei Lanfang’ın mor çiçekli, tavus kuşu resimli,
yaşlı karakterli rolleri canlandırmada usta olan Ma Lianliang’ın da Han Hanedanlığı
dönemi at ve at arabası desenli perdeleri vardı. Perde bakımından Pekin Operası’nı,
Batı Operası ile karşılaştırırsak şu farkı görürüz: Pekin Operası’nda perdenin inmesi
ve sonra yeni bölümün başlaması biçiminde bir akış yoktur; olaylar birbirini perdesiz
olarak izler.
Sahnede dekor yok denecek kadar azdır. Genellikle iki sandalye ve bir masa
bulunmaktaydı. Bu hayali dekor kimi zaman saray veya bir oda, kimi zaman restoran
veya çalışma masası olurdu. Ama dekorun nerde ve nasıl duruşunun hep farklı farklı
anlamları vardır. Örneğin, sandalye masanın önündeyse sahnede günlük bir ev
yaşamı canladırılmaktadır.
17
Başka bir ilgi çekici nokta ise sahnede ayrı ayrı kalınlıkta minderler
bulunmaktadır. Bunu sebebi Pekin Operası’nda farklı karakterlerin farklı kalınlıkta
ayakkabılar giymesidir. Örneğin Sheng ve Jing karakterleri kalınlığı 20 cm’yi bulan
ayakkabılar, Dan ve Chou karakteri ise kalınlığı 1 - 2 cm’yi bulan ayakkabılar
giymektedirler. Oyunda değişik oturma pozisyonları olduğu için oturma bakımından
zorluk yaşanamaması adına böyle farklı kalınlıkta minderler bulunmaktadır.
Operada genelde, kadın kişilikleri de erkekler oynamıştır çünkü operanın
çıktığı zamanlarda, kadınların yaşamın birçok alanında olduğu gibi sanatta da etkin
olmasına izin verilmiyor; kadınlarla erkeklerin aynı sahnede oynaması hoş
karşılanmıyordu. Dolayısıyla, kadın kişilikleri oynayan erkek oyuncular, kadın sesini
taklit ediyorlardı.
Oyunda akrobatik hareketlerle hayali sahnelerle hayali oyunlar
canlanmaktadır. Bunu başarılı bit şekilde canlandırması için de vücut dili çok iyi
kullanmalıdır. Operadaki savaşçı figürler çok net anlatılabilir. Güncel olaylar da
gayet doğal bir biçimde sergilenebilir. Oyuncular boş bir sahnede olsa bile, seyirciye
sanki eşyalar varmış gibi hissettiriler. Pekin Operası performansı Çin’in boyama
sanatına çok benzer. Hareketler günlük yaşamımızdan alınıp farklı modellere
sokulur. Örneğin, sahnede at olmamasına rağmen, oyuncu at varmış gibi ve ata binip
kırbaçlıyormuş gibi oyununu sergiler. Shíyùzhuó adlı oyunda genç bi kız kumaş
ayakkabının tabanının dikmektedir. Ayakkabı tabanı gerçektir ama elinde iğne
yoktur, iğne ve dikme işlemi tamamen hayal ürünüdür. Bir başka örnek verecek
olursak, yemek davetinde ev sahibi masaları hazırlattırır. Garson şarap ve bardakları
getirir. Sonra birbiri ardına içmeye başlar. Ama seyirci ne şarap görür ne bardak.
Tamamen olayı hayali bir şekilde sergilerler. Yine başka bir oyunda genç bi kız
sabah kalkar, kapıyı açar, tavukları dışarı salar. Operada böyle çok sayıda bedensel
simgeselleştirme örneği bulunmaktadır. Yüz maskeleri ve özel giysiler de, üzerinde
çok çalışılan, yoğun bir emeğin ürünü olan simgeselleştirme araçlarıdır. Özel
giysiler, yüz maskeleri ve sözsüz beden hareketleriyle verilip sahne oldukça yalın
tutulur.
18
Oyunda, oyuncular muhteşem performansıyla izleyiciye gece vakti olduğunu
bile anlamalarını sağlarlar. Böyle sahneleri sergilemek oldukça güçtür. Pekin
Operası’nın büyüsü de burda yatmaktadır.
Pekin Operası sahne eşyaları bakımından gösterşli değildir. Kılıç, mumluk,
fener, kürek, kağıt, mürekkep, mektup, fırça gibi gereçler operada kullanılan bazı
eşyalardandır. Bir çok bayrağın yanısıra oyunda sergilenen silahlar genellikle gerçek
değildir.
Kurgu düzeyinde ise, Pekin Operası’nda kişilikler, kendilerini gösterinin
başında tanıtırlar ve izler; kitlenin belleğini zorlayacağı düşünülen yerlerde bilgi
yinelemeleri vardır. Diğer bir deyişle, kimin kim olduğunu anlamak, Batı
Operası’nda olduğu gibi, gösterinin sonuna ve okura bırakılmaz.
Pekin Operası Çin’in kültürüyle tarihiyle, gelenekleriyle alakalıdır. Operayı
ilk kez izleyen seyirciler olayları ve dili anlamada zorluk çekebilirler. Operayı
anlamak için seyircilerin öncelikle Çin kültürüne ve tarihine hakim olması gerekir.
19
6. PEKİN OPERASI’NDA MÜZ İK
Bir Pekin Operası topluluğu geleneksel ve melodik vurmalı çalgılardan
oluşur. Batı’nın aksine, şarkılar bir besteci tarafından oluşturulmaz. Sözler sadece tek
bir tonda yazılır.
Vurmalı çalgıların özel bir yeri vardır. Vurmalı ezgiler, sahnede bulunan
kişiliklere göre değişmektedir. Her kişilik için ayrı bir müzik biçemi vardır. Batı
Operası’ndan farklı olarak, öyküyü müzik düzeyinde aktarmaya çalışan genel
müzikler yerine, müzik Pekin Operası’nda kişiliklerin sunulma aracı olarak
kullanılır.
Pekin Operası müziğinde iki temel özlellik vardır. Xīpí ve Erhuáng... Bir
cümle sadece 6 - 7 kelimeden oluşur. Xipi yaşam doludur, hızlı, mutluluk hissi veren
eğlenceli müziktir. Erhuang ise derin ve ağırdır. Genellikle kötü bir olayı ve
üzüntüyü ifade eder. Ayrıca oyunda rollere göre farklı tonlar ve melodiler uygulanır.
Orkestra genelde sahnenin yanındadır. Batı Operası’nda olduğu gibi bu
kişiler çok fazla resmi giyinmezler.
Operada orkestra iki bölüme ayrılır. Wénchǎn ve Jīnghú ‘dur. Wenchang’ın
görevi şarkıya eşlik etmektir. Jinghu ise enstrümanlardan oluşan topluluktur. Her
ünlü bir opera sanatçısının kendine ait bir jinghu’su vardır.
Operada bir başka bölüm ise Wǔchǎng adlı bölümdür. Bu bölümün görevi ise
oyunda dansa, dövüşe ve akrobatik hareketlere eşlik etmektir. Bu grup sahneye ve
oyuna uyan müzikler üretir.
20
Bǎn Bó Dà luó
Tahta Zil Gonk
Jīnghú Gǔ Yuèqín
İki yaylı çalgı Davul Ay şeklinde dört yaylı çalgı
Operaya alışkın olmayan kişiler bu çalgıların çok yüksek sesli ve kulak
tırmalayıcı olduğunu düşünürler. Şarkı söyleyen kişilerin bazen ne demek
istemediğini anlamayabilirler. Çünkü operada genellikle ses çok yüksek ve incedir.
Opera performansı şarkı söyleme ile oldukça ilişkilidir. Operada seyirci
genelde oyuncunu performansına, kostümüne ve makyajına dikkat eder, fakat
orkestranın ritmi oyunun başarılı olmasında çok etkilidir. Geleneksel opera teorisine
göre bir oyunun başarısında müzik ve ritim %70 etkili olabiliyorken, sahnede
performans ve şarkı söyleme %30 etkilidir.
7. PEKİN OPERASI’NDA KOSTÜM
Pekin Operası’nda kostüm oldukça gösterişlidir. Her role göre kostümler
farklıdır. Oyun olduğu zaman hazırlanıp sahneye çıkmak çok fazla zaman alır. Bir
kişinin kendi başına hazırlanması güçtür. Ayrıca bu kostümlerin bazıları da oldukça
ağırdır. Batı’ya göre giyilen kıyafetler çok farklıdır. Batı’da operayı sergileyecek
olan kişi genellikle klasik kıyafet giymeyi tercih eder. Pekin Operası’nda ise
bambaşkadır. Kullanılan araç ve gereçler de çeşitlidir.
21
Birçok yönden türlerinden çok farklı Pekin Operası’nın kostümü de bir hayli
ilgi çekici özelliğe sahiptir. Kostümler normal hayatta giyilemeyecek tarzdadır.
Geçmişe dönüp baktığımızda Pekin Operası’nın hiçbir şeyden etkilenmeyip, karanlık
dönemlerinde yılmayıp tekrar sevenlerine dönmesi ve bu günlerde bile hala
beğeniyle izlenmesi gurur verici tablodur.
22
8. KLASİK OYUNLAR
Uzun yıllardan beri geleneksel Çin tiyatrosu şarkı söyleme ve dans etme
temalarından oluşmaktadır. Bu oyunlar halkın günlük yaşamını ele almaktadır. Fakat
sahnede çok fazla akrobatik hareketler görmek mümkün değildir. Pekin Operası’nın
Wǔxì ile bağlantısı çok fazladır. Pekin Operasında savaş ve siyasal oyunların
sergilenmesi Wǔxì’nin popülerliğinden kaynaklanmaktadır.
Wǔxì, geleneksel Çin askeri sanatının uyumlu hareketler eşliğinde dans ile
birleşmesidir. Buna savaş dansı da denilebilir. Bu dansı sergileyen aktörlere Wǔshēn
denmektedir. Aktörler genelde erkek olup savaş konularını ele alan danslar sergiler.
Eski sahnelerde Pekin Operası iki çeşide ayrılırdı. Bunlar Wénxì ve Wǔxì ‘dir.
Bu ayrım sadece oyunla alakalı değildir aynı zamanda performans ile de alakalıdır.
Operadaki bu 4 ana karakterde bu iki ayrıma göre şekillenir.
Pekin Operası yerel operaların birçok konusunu işlemektedir. Kimi oyunlarda
tarihi olayları sergilerken kimisinde ise efsaneleri, romanları ve ünlü hikâyeleri konu
edinmiştir. Ama en çok tercih edilen konu ise tarihi konulu oyunlardır. Bu oyunlarda
genellikle geçmişin bir dönemi ele alınmaz, daha çok geçmişten günümüze bir takım
olayları film şeridi gibi gözler önüne serer. Günümüz Pekin Operası’nın konu alanı
pek geniş değildir, genellikle günlük hayatta görebileceğimiz tarzda konular
işlenmektedir.
23
Aşkın, Pekin Operası’nda yeri pek önemli ve geniş değildir. Oyunda aşk
olabilir örneğin savaş temalı bir oyunda aşkı görebiliriz, birebir sadece aşkı anlatan
oyunlar pek sergilenmemektedir. Pekin Operasında gerçek olup olmadığı belli
olmayan geçmişe ait savaş, fakirlik, zenginlik… gibi konuları barındıran binlerce
konu vardır.
Pekin Operası bir sanattır. Çok geniş repertuarlara rağmen, operada katı
kurallar yoktur. İzleyicinin oyunu çok anlaması beklenmez, gidip görmesi, dinlemesi
ve o havayı soluması yeterlidir.
Pekin Operası izleyicileri genellikle Zhézixì ’yi izlemişlerdir. Zhézixì ise
izleyicilerin izlemekten bıkmayacağı operanın en parlak olduğu dönemlerdeki
oyunlar anlamına gelmektedir. İzleyici bu oyunları izlerken, oyuncuların
performansını karşılaştırma şansına sahiptir. Örneğin bir oyunu birçok oyuncu
sergileyebiliyor, böylelikle opera hayranları da bu oyunları defalarca izleyebiliyor.
Sonuç olarak izleyici hangi oyuncunun daha iyi olduğunu, kim rolünü diğerlerine
göre daha ustalıkla oynadığını buradan çıkarabiliyor.
Geleneksel Pekin Operası 1300’ ü aşan oyuna sahiptir ve 1950 yılından sonra
100 yeni opera yazılmıştır. Savaş, tarih ve dövüş sanatlarını konusunda barındıran
Pekin Operası kostümleri ile muhteşem görkeme sahiptir.
Her bir opera sanat okulunda geçmişten günümüze ait opera türlerini,
konularını görmek mümkündür. Operanın eski hayranları herhangi bir sergilenen
24
oyunu gördüklerinde hangi oyuncunun nerede, ne zaman oyunu sergilediği rahatlıkla
söyleyebilir.
9. ÇİNDEKİ YEREL OPERALAR
9.1. Huang Mei Operası
“Huang Mei” veya “Cai Cha” (Çay Toplama) piyesleri olarak da adlandırılan
Huang Mei Operası, 18.yüzyılın sonunda Anhui, Hubei ve Jiangxi olmak üzere üç
eyaletin sınır bölegelerinde çok rağbet görülen bir tür küçük halk tiyatro oyunudur.
Çin’in Anhui eyaletinin doğusundak, Huaining ilçesinin merkezi Anqin bölgesinde
şarkı ya da sözlerinin yerel halk şivesiyle söyelenen ve yerel folklor sanatıyla
birleşerek gelişen Huai piyesi ve Huia operası, bugünkü Huang Mei Operası’nın
kaynağıdır. 19 yüzyılın ortasında, Qing Yang ve Hui sahne oyunlarından etkilenen
Huang Mei Operası bugünkü hale gelerek halk tarafından beğenildi. İlk yıllarda
şarkılı dans özellkiklerini taşıyan ve halkın yaşamını konu edinen Huang Mei
Operası’nın belli bir formülü yoktur. Huang Mei Operalarından bazılarında, örneğin,
“Dong Yong ve Peri Kızı Qi Xian” adlı oyunun “Veda” perdesindeki dövüş, vuruş,
takla ve güreş gidi hareket sahneleri “Qing Yang ve Hui” operalarından
uyarlanmıştır. O zamanki Huang Mei Operası oyuncularının tamamına yakını, köylü
ve el işleri sanatçılarıydı. Kullanılan kostüm, zil, davul gibi malzemeler opera
gösterilerinin yapıldığı yerlerde halktan geçici olarak toplanır ve gösteriden sonra
geri verilirdi. Bu dönemki Huang Mei Operası esas itibarıyla bir nevi emekçilerinin
edebiyat ve sanat şekliydi.
25
9.2. Yu (Henan) Operası
“Henan Bangzi” diye bilinen operanın resmi adı Çin Halk Cumhuriyeti’nin
kurulmasından sonra Yu (Henan) Operası olarak değiştirildi. Çin’in Henan, Hebei,
Shandong, Shanxi, Hubei, Ningxia, Qinghai ve Xinjiang da dahil ondan fazla
eyaletinde yaygın olan Yu Operası, Çin’in en çok sevilen operalarından biridir. Ming
Hanedanı’nın sonları ile Qing Hanedanı’nın ilk dönemi arasında Henan eyaletinin
Kaifeng, Shangqiu, Luoyang ve Luohe olmak üzere 4 bölgesinde dört usulde
gelişmiş Yu Operası esas itibarıyla Yu Dong (Henan’ın doğusu) okulu ve Yu Xi
(Henan’ın batısı) diye iki ana okula ayrılır. Yu Operası’nda genelde Banhu (yaylı, iki
telli ve ince sesli bir nevi saz), Erhu (yaylı, iki kıllı, biraz daha kalın sesli bir çalgı), 3
kirişli saz, Pipa (ut), flüt, Sheng (çok bambu borularından yapma flüt) ve zurna gibi
geleneksel Çin müzik çalgıları kullanılıyor. Yu Operası, nefis müzik, heyecanlı,
coşkulu ve duygulu söz ve şarkılarıyla büyüleyici bir sanat gücüne sahiptir. Halkın
sade ve gerçek hayatını yansıtan Yu Operası popülerdir ve halk arasında çok tutulur.
Son derece çekişmeli entrikalarla dolu toplum yaşamındaki önemli konu ve olayların
sergilendiği ve serbest bir anlatım üslûbuyla oynanan Yu Operası’nın müzik ve
sözleri uyum ve ahenk içinde düzenlenir ve oyunlardaki karakterler olduğu gibi
ortaya koyulur. 1927 yılından önce Yu Operası’nda kadın oyuncu yoktu. Kadın
oyuncu ortaya çıktıktan sonra, Yu Operası’nda Chang Xiangyü, Chen Suzhen, Ma
Jinfeng, Yan Lipin ve Cui Lantian dâhil olmak üzere 5 üslûp gelişti. Birbirlerinden
farklı olan 5 performans üslûbundan Chang üslûbu, heyecanlı, denetsizdir; Chen
üslûbu taze ve neşelidir; Ma üslûbu enerjik ve berraktır; Yan üslûbu ince, nazik ve
Cui üslûbu ise ağır ve zımnî duyguludur.
Yu Operası, 1000’den fazla geleneksel piyesten oluşan bir repertuara sahiptir.
Bu piyeslerin çoğu, “Çin Efsanevi Tarihi”, “Üç Krallık Tarihi”, “Wagang Köylü
Ayaklanması”, Dürüst Yargıcı Baogong”, “Yurtsever Yang Ailesi”, “Yurtsever Yue
Fei Ailesi” gibi tarihi hikayelerden ve romanlardan uyarlanmıştır. Bir kısmı da
evlilik, aşk, ve ahlak kuralları ile ilgilidir.
26
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra Yu Operası’nda yeni gelişmeler
kaydedildi. “Chaoyang Deresi”, “Delikanlı Xiao Erhe evleniyor”, “Köyde Şenlik
Günü” (Halk şenleniyor, at kişniyor), “Belâlı Amcanın Aşkı”, “Kocaya
Sınav”(Shifu), “Meyve Kızardı” gibi çok sayıdaki günlük ve çağdaş yaşamı yansıtan
modern operalar ve yeni derlenmiş tarihi operalar yaratıldı.
9.3. Kun (Kunshan) Operası
Kun (Kunshan) Operası, tarihi gelişme sürecinde Kunshan Piyesi ve Kunshan
Melodisi diye de adlandırılırdı.
Kun Operası, Çin tarihindeki Ming Hanedanı’ndan Qing Hanedanı’na kadar
(M.S.1570 - 1800) süren 230 yıllık bir dönem içinde gelişmiştir. Kun Operası’nın
altın çağını yaşadığı bu dönemde yeni tiyatro yapıtlarının ardı arkası kesilmedi,
performans sanatı gitgide olgunlaştı ve karakterler de gittikçe çoğaldı. Opera’nın
gösteri şeklinde büyük değişiklikler oldu. Uzun senaryolardan bazı mükemmel
parçalar daha da özleştirilerek ve zenginleştirilerek teker teker bağımsız kısa operalar
halinde sahneye koyuluyordu. Bu kısa parçalar, zenginleştirilmi ş içerik, nefis gösteri
ve zengin sanat tarzıyla, uzun ve ağır asıl senaryonun tekrarlarından ve can
sıkıcılığından kurtularak Kun Operası’na yenilik ve canlılık getirdi. Başta Sheng
(erkek), Dan (kadın), Jing (erkek), Chou (erkek, kadın) olmak üzere esas karakterler
oluşturuldu. Bu kısa nefis operalara halk çok sıcak bakıyordu.
Zengin bir repertuara sahip olan Kun Operası’nın senaryoları, zarif ve nefis bir
dil ve yüksek edebi değere sahiptir. Okurlar yalnız senaryonun sözlerini okumaktan
bile zevk alır. Kun Operası’ndaki sözlerin çoğu tam kural ve düzene göre yazılmış
ahenkli enfes şiirlerdir. Ming ve Qing hanedanları dönemlerinde en çok beğenilen, en
çok tiyatro yazarı ve eserlerine sahip olan Kun Operası, şarkı, dans, konuşma,
diyalog ve hareketi bir araya toplayan geniş kapsamlı bir sanat türüdür. Çin
tiyatrosundaki edebiyat, müzik, dans ve güzel sanatlar, sanatçı figürleri, gösteri
üslûbü ve ona eşlik eden bando düzeni hep Kun Operası’nın gelişimiyle paralel
olarak olgunlaştı.
27
Kun Operası’nın gelişimi, Çin tiyatrosunun gelişimini temsil eder. Kun Operası,
tarihte Beijing Operası, Chuan (Sichuan) Operası, Xiang (Hunan) Operası, Shaoxing
Operası ve Huangmei Operası gibi birçok operanın oluşumu ve gelişimini doğrudan
etkilemiştir. Bu nedenle, Kun Operası Çin’de “tiyatro oyunlarının atası” olarak
tanımlanıyor.
10. MODERN PEKİN OPERALARI
Geçmişten beri Pekin Opera’sı ülkenin kültürüyle ilişkilidir. Pekin
Operası’nın repertuarını ülkenin eski hanedanlıklarından almıştır. Böylelikle Pekin
Operası oyuncularını bu oyunları defalarca oynayarak becerilerini geliştirirler. Sözde
“modern oyunlar” 20.yy başlarında görülmüştür. Bu operalar Qing Hanedanlığı ve
Çin Halk Cumhuriyeti dönemlerini anlatır. Mei Lanfang küçük yaşlarda birçok yeni
oyunuyla bu camiada ün yapmaya başlamıştır.
Kültür devrimi sıralarında (1966-1976) Mao Zedong’un eşi Jiang Qing birçok
sanatta olduğu gibi Pekin Operası’na da kısıtlama getirmiş, operayı o dönem sadece
sekiz oyunla sınırlı bırakmıştır. Bu dönem opera okullarında da birçok yasağı
getirince, birçok opera oyuncusu bu sanatı terk etmek zorunda kalmıştır. On yıllık bu
döneme direnen sanatseverler, eserlerinde kültür devrimi sıkıntılarını işlemiş ve
kültür devriminden sonra bir çok yeni ürün ortaya çıkarmıştır.
Devrim Pekin Operası’nı geleneksel operadan farklı kılmıştır. Temalar politik
düşünceleri içerir; oyuncuların hareketleri günlük yaşamla daha bağlantılıdır; makyaj
daha sadedir; kostüm ve sahne dekoru ise gerçekler daha bağlantılıdır. Yine bu
dönemde Batı müziği ile tanışılmıştır. 1978 yıllarında kültür devrimi bittikten iki yıl
sonra, operanın yeni yüzünü kabullenmek oldukça güç olmuştur.
28
Taking Tiger Mountain by Strategy, Devrim dönemi oyunlarından
Çin, günümüzde devrim oyunları hakkında karışık duygular içindedir. Bazı
kişiler üzüntülerini hatırlattığı için o dönemin oyunlarına şiddetle karşı çıkarlar,
bazıları ise o dönemi unutmamak gerektiğini çünkü o sıkıntılarla büyüdüklerini ifade
ederler.
Bugün ise geçmişin büyüsüyle ve tarihin kokusuyla Pekin Operası’nı
izlemek, Çinlilerin ifadesiyle dinlemek izleyene ayrı bir tat verir. Birçok ünlü oyuncu
o dönemki oyunlarda oynamıştır. Operada şarkı söylemek oyunun içeriğinden daha
önemlidir. Bu da o dönemki oyunların neden hala çok sevildiğini açıklar.
Günümüzde birçok yeni oyun yazılmasına rağmen hiçbirisi geçmişteki oyunlar kadar
etkileyici olmamış, onlar kadar da ün kazanmamıştır.
29
11. PEKİN OPERASI OYUNCULARI ve OKULLARI
Pekin Operası okulları geçmişte donanımlı okullara sahip değildi. Geçmiş
yıllarda önüne birçok engel çıkan bu sanatın bu denli gelişme göstermesi çok büyük
bir başarıdır. Ama önceki yüzyılda bu durum değişti ve ünlü oyunculardan oluşan
deneyimli eğitmen kadrosuyla kaliteli okullar açıldı.
Peking Opera School 1955- Táiběi
Operada hiç bir sanatçı yıllarını bu sanata vermeden kolay ün sahibi olmasını
beklemez. Bu sanata gönül vermek için öncelikler yetenekli bir kişi olmak şart,
yoksa kolay öğrenebilecek bir sanat türü değildir.
Pekin Operası evde kitap başında öğrenilebilecek bir sanat değildir. Opera
okullarını gidip öğrenilebilir. Bu bağlamda Batı Operası’ndan farklıdır. Pekin
30
Operası okullarının en çarpıcı özelliği yüz yüze, usta çırak ilişkisi şeklinde,
kitaplardan uzak ve öğrencilerin yeteneklerine göre eğitim verir.
Pekin Operası’na bağımlı nesiller ve aileler vardır. Tan ailesinin yedi kuşağı
yani 40 ’dan fazla bireyi, Xiao Changhua ailesinin beş kuşağı da, soytarı rolünde usta
olan 18 kişisi bu sanata emek vermiştir. Genellikle bu ailelerin ilk kuşağı bu sanatla
ilgilendiği için diğer kuşakların da bu yolda ilerlemesini etkilemiştir.
12. BATILILARIN GÖZÜYLE PEK İN OPERASI
Batılılar için anlaması zor ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Bu operayı,
anlamak için ilk önce bu sanata gönül vermek gerekir. Pekin operasının makyajı,
kostümü, kitapları, albümleri, videoları hep ilgi çekmiştir. Çin Operası, Batı
Operası’yla neredeyse tamamen farklıdır. Seslendirenlerin çığlıksı tarzı sesi, çan
tokmağının sesi, davulun ve zilin gürültülü sesi Batılıların kulağına garip
gelmektedir. Fakat kostümleri, yüz ifadelerinin çeşitlili ği, aktörlerin göz ifadeleri ve
31
savaşçı hareketleri Batılıların ilgisini daha çok çekmektedir. Tiyatroda, Batı sitilinde
sahne yumuşak ve rahat koltuklarda izlenir, Çin sitilinde ise masalarda ve
sandalyelerde izlenir. Bu geleneksel oturma tarzı operada klasik tat almamızı sağlar.
Batılılar operaya giderken resmi ve şık giyimi tercih ederken, Çinliler gayet rahat
şekilde içinde günlük kıyafetlerle gitmeyi tercih ederler.
SONUÇ
Hazırladığım bu ödevde Pekin Operasının tüm özellikleriyle geçmişten
günümüze geliş sürecini, batı operasından farklı olan özelliklerini inceledim.
Operada anlatılan hikâyeleri ele alarak izleyiciye ne mesajlar vermek istediğini ele
aldım.
Tarihi 1700’lü yıllara giden Pekin Operası, Çin tarihinin karanlık günlerine
rağmen günümüze kadar geleneklerini koruyup, ilginç kostümüyle, yüz tipiyle,
makyajıyla, sahne dekoru ve müziğiyle turistler de dâhil birçok kişinin ilgisini hala
çekmektedir.
Ödevimde incelediğim Pekin Operası, Çin kültürüne ilgili olanlara ve
anlamaya çalışanlara, bu zevkli ve faydalı bilgiyi kolayca öğrenme olanağı
vermektedir.
KAYNAKÇA
Xu, Chengbei, “Peking Opera - Pekin Operası”, (Wú zhōu chuánbò chūbǎn shè ), Pekin, 2003 Alexandra B. Bonds “Beijing Opera Costumes: The Visual Communication of Character and Culture”, University of Hawai'i Press, Hawai, 2008
http://www.paulnoll.com/China/index.html http://en.wikipedia.org/wiki/Chinese_opera http://www.chinahighlights.com/travelguide/beijing-opera/ http://turkish.cri.cn/chinaabc/ http://en.wikipedia.org/wiki/Beijing_opera http://www.chinahighlights.com/travelguide/beijing-opera/