Top Banner
Far Elektrik DÜNYAYı AYDıNLATıYOR… Başkan FazlI kIlIç; Esnaf Toplumun Aynasıdır Başkan Demircan öğrencilerle çok mutlu Kısa süre önce kurulan Far Elektrik, sürekli eğitim, yaşam boyu öğrenme, iş ahlakı, dürüstlük, yeter- lilik, yenilikçilik ve girişimcilik ilkelerinin karşılığı- nı fazlasıyla alıyor. Far Elektrik, 1999 yılında dört kardeşin girişimiyle Okmeydanı’nda küçük bir atöl- yede elektrik malzemeleri üretimine başladı. Kısa süre içerisinde kendini sürekli geliştirip... Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, Kağıt- hane Birleşik Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın geleneksel olarak düzenlediği kahvaltıda es- nafla buluştu. Hasbahçe’de ki Kırkahvesi’nde gerçekleşen kahvaltıya Kâğıthane Kayma- kamı Ahmet Akın Varıcıer, Birleşik Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Ömer Osmanoğlu... Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan okul buluşmalarında Hasköy ilköğretim okulu öğren- cileri ile bir araya geldi. Hasköy İlköğretim Okulu’nda sevgiyle karşılanan Demircan’a Beyoğlu Belediyesi meclis üyeleri ve birim müdürleri de eşlik etti. Ço- cuklarla sevgi dolu bir iletişim içinde olan Demircan, gittiği okullarda yoğun ilgiyle karşılaşıyor. 20 06 02 DEVAMI DEVAMI DEVAMI Haberin Yeni Adresi Sayı: 9 Boğaziçi Gündem Gazetesi Kurucusu ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlhan Çabukol, genç ve başarılı avukat Hamza Şahin ile Şiş- li’deki bürosunda konuştu. İstanbul’da faaliyet gösteren Bartın’ın Ulus İlçesi, Kumluca Belde- si, (BAR-KUM-DER) Derneği, Beyoğ- lu Şubesi Aşure Programı düzenle- yerek üyeleriyle buluştu. 32 yıllık tecrübeyi modern tek- noloji ile birleştiren “Hasbal Kilit Anahtar” farklı meslek dallarıyla İstanbulluların hizmetinde. Başarılı olmak için sevdiğiniz işi yapın Bartınlılar (Bar-KUM-der) aşure gününde Buluştu 32 Yıllık tecrüBe, “HasBal Kilit anaHtar” 12 DEVAMI 16 DEVAMI Örnektepe’nin sertifiKalı anneleri 07 DEVAMI Beyoğlu Belediyesi’nin kişisel gelişime yöne- lik projelerinden biri olan “Annelik Okulu” ilk mezunlarını verdi. 11 DEVAMI Boğaziçi Gündem kurucusu ve sorumlu yazı işleri müdürü İlhan Ça- bukol, TV5 İş Vizyon programına konuk oldu. Çabukol, yerel medya yayıncılığının zorluklarını anlattı. BEYOĞLU’NU KİM KURDU? DEVAMI 24 DEVAMI 14 Boğazİçİ Gündem TV 5’e KonuK oldu İlhan ÇABUKOL Bu gurur hepimizin [email protected] 03 Hüseyin Şenel ODACI [email protected] 05 Hangi insan hakları? Serkan AKSARI Mücadele ruhu var mı bizde 13 [email protected]
24

Boğaziçi Gündem Gazetesi

Feb 06, 2016

Download

Documents

Ilhan Cabukol

İstanbul ve İlçeleri haber gazetesi
Welcome message from author
This document is posted to help you gain knowledge. Please leave a comment to let me know what you think about it! Share it to your friends and learn new things together.
Transcript
Page 1: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Far ElektrikDünyayı ayDınlatıyor…

Başkan FazlI kIlIç;Esnaf Toplumun Aynasıdır

Başkan Demircanöğrencilerle çok mutlu

Kısa süre önce kurulan Far Elektrik, sürekli eğitim, yaşam boyu öğrenme, iş ahlakı, dürüstlük, yeter-lilik, yenilikçilik ve girişimcilik ilkelerinin karşılığı-nı fazlasıyla alıyor. Far Elektrik, 1999 yılında dört kardeşin girişimiyle Okmeydanı’nda küçük bir atöl-yede elektrik malzemeleri üretimine başladı. Kısa süre içerisinde kendini sürekli geliştirip...

Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, Kağıt-hane Birleşik Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın geleneksel olarak düzenlediği kahvaltıda es-nafla buluştu. Hasbahçe’de ki Kırkahvesi’nde gerçekleşen kahvaltıya Kâğıthane Kayma-kamı Ahmet Akın Varıcıer, Birleşik Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Ömer Osmanoğlu...

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan okul buluşmalarında Hasköy ilköğretim okulu öğren-cileri ile bir araya geldi. Hasköy İlköğretim Okulu’nda sevgiyle karşılanan Demircan’a Beyoğlu Belediyesi meclis üyeleri ve birim müdürleri de eşlik etti. Ço-cuklarla sevgi dolu bir iletişim içinde olan Demircan, gittiği okullarda yoğun ilgiyle karşılaşıyor.

20 06 02D

EVAM

I

DEV

AMI

DEV

AMI

Haberin Yeni Adresi Sayı: 9

Boğaziçi Gündem Gazetesi Kurucusu ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlhan Çabukol, genç ve başarılı avukat Hamza Şahin ile Şiş-li’deki bürosunda konuştu.

İstanbul’da faaliyet gösteren Bartın’ın Ulus İlçesi, Kumluca Belde-si, (BAR-KUM-DER) Derneği, Beyoğ-lu Şubesi Aşure Programı düzenle-yerek üyeleriyle buluştu.

32 yıllık tecrübeyi modern tek-noloji ile birleştiren “Hasbal Kilit Anahtar” farklı meslek dallarıyla İstanbulluların hizmetinde.

Başarılı olmak içinsevdiğiniz işi yapın

Bartınlılar (Bar-KUM-der) aşure gününde Buluştu

32 Yıllık tecrüBe,“HasBal Kilit anaHtar”

12DEVAMI

16DEVAMI

Örnektepe’nin sertifiKalı anneleri

07DEVAMI

Beyoğlu Belediyesi’nin kişisel gelişime yöne-lik projelerinden biri olan “Annelik Okulu” ilk mezunlarını verdi.

11DEVAMI

Boğaziçi Gündem kurucusu ve sorumlu yazı işleri müdürü İlhan Ça-bukol, TV5 İş Vizyon programına konuk oldu. Çabukol, yerel medya yayıncılığının zorluklarını anlattı.

BEYOĞLU’NU KİM KURDU?

DEV

AMI

24

DEV

AMI

14

Boğazİçİ GündemTV 5’e KonuK oldu

İlhanÇABUKOL

Bu gururhepimizin

[email protected]

03

Hüseyin Şenel [email protected]

05

Hangi insanhakları?

Serkan AKSARI

Mücadeleruhu var mı bizde

13

[email protected]

Page 2: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Beyoğlu Belediye Baş-kanı Ahmet Misbah Demircan “Okul Buluş-maları Programı” kap-samında ziyaret ettiği Cemal Artüz İlköğre-tim Okulu’nun Beyoğlu Belediyesi’nce yenile-nen bahçesini, basket sahasını ve kütüphane-sini çocuklarla birlikte açtı.

Beyoğlu Belediye Baş-kanı Ahmet Misbah De-mircan okul buluşma-larında Hasköy ilköğ-retim okulu öğrencileri ile bir araya geldi.

demİRCan’dan oKullaRa deSTeK

BaşKan demİRCanöğRenCİleRle çoK muTlu

İlhan Çabukol / boğaziÇi Gündem

Sekiz yıldır okulların açılmasıyla birlikte ilçe-deki okulları ziyaret eden, ihtiyaçları yerinde dinleyen ve çözüm üreten Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan 2012-2013 yılı eğitim-öğretim dönenimdeki okul buluş-malarına devam ediyor. Bu buluşmalarda okul yönetimi, öğretmenler, veliler ve öğ-rencilerle bir araya gelen Başkan Demircan bu sefer Cemal Artüz İlköğretim Okulu’nu ziyaret etti.

Yenilenen Birimleri Çocuklarla Açtı

Okul Müdürü Sultan Gelmez tarafından kar-şılanan Demircan öğrencilerle okulun bahçe-sinde buluştu. Okullarını ziyaret eden beledi-ye başkanlarını sevgi tezahüratlarıyla karşı-layan öğrenciler Demircan’a olan sevgilerini onu kucaklayarak ve fotoğraf çektirerek gös-terdiler. Demircan, Beyoğlu Belediyesi’nin desteğiyle düzenlenen okul bahçesi ve bas-ket sahası ile okula kazandırılan kütüphane

odasının açılışını öğ-rencilerle birlikte yaptı. Bu buluşma sırasında bir öğrencinin kendisi-ne verdiği kara kalem portresi Demircan’ı oldukça duygulandır-dı. Çocuklarla sohbet eden, onların sevgisine tek tek ilgilenerek kar-şılık veren Demircan, öğrencilerin isteklerini de not aldı.

Okul Yönetimiyle Bir Arada

Ders zilinin çalmasıyla öğrenciler sınıflarına giderken, Demircan, okul yönetimi, öğretmenler ve velilerle biraraya geldi. Okulun kütüphane odasında kitaplar arasında gerçekleşen buluş-maya Beyoğlu Belediyesi birim müdürleri de katıldı. Toplantıda, okulun ihtiyaçları ve çözümleri-ni konuşuldu. Okul mevcudiyetinin 1600 olduğunu, ancak, bu rakamın 2012-2013 yılı eğitim-öğretim döneminde misafir ettikleri Muallim Cevdet İlköğretim Okulu öğrencileriyle 3 bin 200’e çıktığını be-lirten Okul Müdüresi Sultan Gelmez, “Oku-lumuza ve eğitime her türlü desteği veren Sayın Başkanımıza sonsuz şükranlarımı sunu-yorum” dedi.

Demircan: Okullarımızdan Desteği Asla Çek-meyeceğiz

Öğretmenlerin ve ve-lilerin isteklerini dik-katle dinleyen De-mircan, sekiz yıldır ilçedeki okulların daha kaliteli eği-tim verebilmesi için çalıştıklarını söyledi.

Bugüne kadar ilçe-deki okulların yöne-

timleriyle el ele vererek sorunları çözdüklerini ifade

eden Demircan, “Beyoğlu Belediye-si olarak ilçedeki yavrularımızı kendi çocuk-larımız olarak görüyor, onları geleceğe en iyi şekilde hazırlamak için çalışıyoruz. Hizmetle-rimizde sekiz yıldır hep önceliğimiz çocuklar olmuştur. Göreve geldiğimizden beri ilçede-ki okullara desteğimizi sürdürüyoruz. Okul-larımızdan bu desteği asla çekmeyeceğiz” diye konuştu.

İlhan Çabukol / boğaziÇi Gündem

Hasköy İlköğretim Okulu’nda sevgiyle karşılanan Demircan’a Beyoğlu Belediyesi meclis üyeleri ve birim müdürleri de eşlik etti. Çocuklarla sevgi dolu bir iletişim içinde olan Demircan, gittiği okul-larda yoğun ilgiyle karşılaşıyor. Demircan gittiği her okulda olduğu gibi burada da öğrencilerle yakından ilgilenerek sorunları dinledi. Ziyaret sırasında tüm sorunlarını ve isteklerini paylaşan öğrenciler Demircan ile fotoğraf çekilmeyi de ihmal etmedi.

2

Page 3: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İlhan Çabukol / boğaziÇi Gündem

Gazetemiz köşe yazarlarından Şeyda Koç’un Sultanbeyli Kız Meslek Lisesinde gerçekleştirilen imza ve söyleşi gününü Boğazçi Gündem Gazetesi’nden İlhan Ça-bukol takip etti.

Okul içinde tertip edilen programa okul ida-recileri, öğretmenler ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdiler. Gençlerle doyurucu bir edebiyat muhabbeti yapan yazar arkadaşımız Şeyda Hanım’ın yeni kitapları ‘Yalnız Balıklar’ ve ‘Devşirme’ sadece öğrenciler açısından değil okulun değerli öğretmenleri tarafından da büyük ilgi gördü.

Biz de bu sevgi gününde Şeyda Koç Hanım’a okul müdürü Yakup Eroğlu tarafından veri-len plaketini fotoğraflarken, sevgi selini de sizler için sayfamıza taşıdık.

Söyleşi sonrasından Sultanbeyli Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nden edebiyat öğretmeni Emre Özcan Boğaziçi Gündem Gazetesi’ne şu açıklamaları yaptı.

“Değerli yazar ve şairimiz Şeyda Koç Hanımefendi’ye bugün okulumuza yaptığı ziyaretten ötürü çok teşekkür ediyorum. Öğrencilerimizin ufkunda açtığı yeni dün-yalar umarım edebiyatımız açısından yeni şair ve yazarların ortaya çıkmasına vesile olur. Derslerde anlattığımız, üzerinde kafa yorduğumuz eserlerin sahibi ile öğrencile-rimizin buluşması bende tarifi imkansız bir çoşku oluşturdu ve öğrencilerime bakışı-mı değiştirdi. Onlar artık benim gözümde geleceğin yazar ve şairleridir. Şeyda Koç’ a bize yaşattığı güzel duygulardan dolayı minnettarım.”

Bu gurur hepimizin

[email protected]

İlhançaBUkOl

Boğaziçi Gündem Genel Koordinatörü

Hollanda’da yaşayan değerli yazarımız Şeyda Koç, 17-18 Kasım tarihleri arasında gerçekleş-tirilen Uluslararası 31. Tüyap Fuarı’na katılmak üzere geldiği İstanbul’da fuar öncesinde oku-yucularıyla buluştu.

‘akIl hastanelerİ’ tarİh OlacakSağlık Bakanı Akdağ, yeni yılla birlikte ağır ruh sağlığı problemi olan hastaların teda-vi edileceği toplum temelli ruh sağlığı merkezlerinin sayısının artırılacağını açıkladı.

Değerli okuyucularımız,Hüseyin Şenel Odacı’nın Genel Yayın Yönetmenliği’nde, Sezai Çimen’in Haber Müdürlüğü’nde, Doğukan Gezer’in Haber Koordinatörlüğü’nde yayın hayatını sürdüren Bo-ğaziçi Gündem Gazetesi’nin son günlerde yaşadığı birkaç mutluluğu sizlerle paylaşmak istiyorum.Boğaziçi Gündem Gazetesi olarak yayın hayatına başla-dığımız günden itibaren, henüz bir yılımızı doldurmadan, sizlerden aldığımız destek ve güvenle, kendimizi sürekli yenileyerek İstanbul gibi bir metropolde belli bir noktaya geldiğimizi gururla ifade etmek istiyorum. Bu noktaya gel-memizin tek nedeni her gün görsel medyada www.boga-zicigundem.com internet haber sayfamızı ziyaret eden ve Boğaziçi Gündem Gazetesi’ne sahip çıkan değerli okurla-rımızdır. Biz Boğaziçi Gündem Haber Ailesi olarak bunun farkındayız ve sizlere son derece müteşekkiriz.09.12.2012 tarihinde, iş dünyasının kendini serbestçe ifade etme imkânı bulduğu, ekranların tek “Reel Sektör Prog-ramı”, TV5’de her Pazar Saat 11.00’da canlı olarak yayım-lanan, Zennur Karslı ile “İş Vizyon” Programı’na konuk olduk. Programda gazetemizin kuruluş sürecini anlatma ve Boğaziçi Gündem’i TV5 izleyicilerine tanıtma fırsatını bulduk. Programın yayınlanmasında emeği geçen herkese, TV5 Kanal yönetimine, bizi programına davet eden Zennur Karslı Bey’e, huzurunuzda teşekkür ediyorum.Değerli okuyucularımız, bu programda yaşadığım bir diğer mutluluğu da sizlerle paylaşmak istiyorum. Kendisini tele-vizyon ekranlarında hayranlıkla izlediğim, haberdar oldu-ğum bütün programlarını heyecanla takip ettiğim, yazıları ile Boğaziçi Gündem’e destek veren Fikri Akyüz ile ilk defa aynı masa etrafında, yan yana canlı bir programa konuk oldum. Bu benim için tarifi mümkün olmayan bir mutluluk.Boğaziçi Gündem’in başarısında büyük pay sahibi olan, yazılarını sadece gazetemizde okuyabileceğiniz değerli yazarlarımız Prof. Dr. Bünyami Ünal, Prof. Dr. Ersan Odacı, Doç. Dr. Sinan Canan, Gazeteci-yazar Fikri Akyüz, Şeyda Koç, Hicran Çelikyay, Hüseyin Şenel Odacı, Sezai Çimen, Avukat Harun Muş, Alim Yavuz, Eyüp Güzel, Fatih Aydın, Doğukan Gezer, bizlere desteğiniz için sizlere sonsuz te-şekkürler.Haber ve teknik ekibimiz ve diğer arkadaşlarımız, “Gaze-temizin Mizampajını yapan Grafik ve Tasarımcımız Yusuf Güler, Aytaç Engin, Mehmet Koçak, Furkan Onur Ulusoy, Göksu Selin Odacı, Mevlana Demirel, Mustafa Bayındır, Hande Kurt, Zeynep Hilal Çakın, İbrahim Kılıçarslan ve Av. Hakan Özbay, sizler başarımızın görünmez kahramanlarısı-nız.” Sizlere de teşekkürler.Son söz olarak sizlere şunu ifade etmek istiyorum. Sabırla, yayın politikasından taviz vermeden, çok zorlu şartlarda yayınını devam ettirdiğimiz Boğaziçi Gündem Gazetesi ve internet haber sitemiz sizler takdir ettikçe yoluna devam edecektir. Siz yeter demedikçe biz yolumuza devam ede-ceğiz. Bu vesileyle 2013 yılında yeni atılımlarla karşınızda olacağımız müjdesini de burada verirken yeni yılın sizlere sağlık ve mutluluk getirmesini diler, selam ve saygılarımı sunarım.

YazarIMIz şeYDa kOç’UnİMza GÜnÜ

Yeni yılda ruh sağlığı hizmetle-

riyle ilgili yenilikler ola-cağını açıklayan Akdağ, ‘’Hastaların depo hasta-nelere götürüldüğü mo-delden toplum temelli ruh sağlığı modeli ‘ne geçiyo-ruz’’ dedi.

Şu anda 50’den fazla top-lum temelli ruh sağlığı merkezinin bulunduğunu bu sayının 200’ün üzeri-ne çıkarılacağını belirten Akdağ, şöyle devam etti; ‘’Bütün şehirlerimizde

ruh sağlığı problemi olan hastalarımızı toplum için-de tedavi edebileceğimiz, ailesiyle ya da toplumla irtibatını daha yakın tutup rehabilitasyonunu sağla-yabileceğimiz bir modele geçiyoruz. Bu hastaneleri 2-3 yıl içerisinde dönüştür-müş olacağız. Yani yüzler-ce kişinin bir arada toplan-dığı hastanelerden kişinin daha çok kendi ortamında tedavi gördüğü bir mode-le geçiyoruz”dedi.

Boğaziçi Gündem Gazetesi İmtiyaz Sahibiİlhan çaBUkOlGSM: 0532 411 70 04

----------------------------------------------Genel Yayın Yönetmeni: hüseyin şenel ODacI

Sorumlu Yazı işleri müdürü: İlhan çaBUkOlHaber Müdürü: sezayi çİMen

Haber koordinatörü: Doğukan GezerKültür ve Sanat Danışmanı: hande kurtreklam müdürü : İbrahim kIlIçaslan

-------------------------------------------------Hukuk Danışmanı: Av. Hakan ÖZBAY

Grafik ve Tasarım: Yusuf Güler

Baskı Yeri: Ada Matbaası Tel: 0.212 567 12 42------------------------------------------------

Adres: Akınsal Sanayi Sitesi C Blok No: 5 İSTANBULTel: +90 ( 0212 ) 481 89 16 - Faks : 481 91 13

Web: www.bogazicigundem.com - E-mail:[email protected]

Sayı: 9 Tarih: 26 Aralık 2012 - Yerel-Aylık ve Süreli Yayın

3

Page 4: Boğaziçi Gündem Gazetesi

4

Page 5: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Merkez nüfusu 13 bin civarında olmasına rağmen, Giresun ilinin Şebinkarahisar ilçesi meslek yüksek okullarında 3600 üniversite öğrencisi eğitim görüyor. Kelkit Vadisi’nin şirin ilçesi Şebinkarahi-sar Türkiye genelinde nüfusuna oranla en yüksek üniversite öğrencisi sayısına sahip ilçelerden bir tanesi konumunda. Öğrencilerin Şebinkarahisar’ı tercih etmelerindeki en önemli etkenlerin başında, Şebinkarahisarlı idarecilerin, Şebinkarahisarlı vatan-daşların ve sivil toplum örgütlerinin ilçede öğrenim gören üniversite öğrencilerine sahip çıkmaları ve destek olmaları geliyor.

Şebinkarahisarlı idareciler ve sivil toplum örgütleri’nden üniversite öğrencilerine tam destek…

Şebinkarahisar Belediyesi ve Kaymakamlığı Giresun Üniversitesi’ne bağlı Şebinkarahisar Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Yerleşkesi-ne yaptıkları hizmetlerin yanı sıra, İstanbul’da faaliyet gösteren Şebinkarahisar Sivil Toplum Örgütleri de tüm imkânlarını öğrenciler için seferber ediyorlar. Her yıl yüksekokul öğren-cilerini İstanbul’a davet ederek çeşitli etkinlik-lerde bir araya getiren Şebinkarahisarlılar, bu sene de aynı geleneği devam ettirdiler. Yükse-kokul öğretim görevlileri Banu Yılmaz ve Leyla Kaya eşliğinde yüksekokul’un 47 moda tasarım öğ-rencisinden oluşan grup çeşitli mesleki etkinliklere katılmak için İstanbul’da faaliyet gösteren Şebinka-rahisar Sivil Toplum Örgütleri’nin misafiri oldular.

Üniversiteli gençler Şebinkarahisarlıların tarihi mekânında ağırlandı…

Yıllar önce İstanbul Aksaray’da, İstanbul’da eğitim

gören Şebinkarahisarlı öğrencilerin kalması için yurt olarak inşa edilen, şu anda yerli ve yaban-cı turistlerin konakladığı tarihi mekânda ağırlanan Şebinkarahisar’da eğitim gören üniversiteliler, dü-zenlenen programda doyasıya eğlendiler. Progra-ma Şebinkarahisarlılar Yardımlaşma Derneği Baş-kanı Yücel Kısa, Vakıf Başkanı Avni İşcan, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mehmet Hasbal ve Salih Kaçır katılırken gecenin sürpriz konuğu ise Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aygün Attar oldu. Programı organize eden Şebinkarahisarlılar Yar-dımlaşma Derneği Başkanı Yücel Kısa öğrencilere bulundukları mekân hakkında bilgiler vererek Şe-binkarahisarlıların eğitime ne kadar önem verdiğini yıllar öncesinden kanıtladığını belirtti. Programda

Vakıf Başkanı Avni İşcan, Mehmet Hasbal ve Salih Kaçır’da birer selamlama konuşması yaptılar.

Rektör Attar: Şebinkarahisar’da okumak bir ay-rıcalıktır…

Şebinkarahisar’da okumanın bir ayrıcalık oldu-ğunu ve Dünya’ya mal olmuş birçok ünlü ismin yetiştiği Şebinkarahisar’ın bir kültür merkezi olduğunu ifade

eden Prof. Dr. Aygün Attar ise özetle şunları söyledi. “Bunun kanıtı olarak, uzun yıllar evvel yapılan bu yurt binası, şu anda Şebinkarahisar’a yapı-lan eğitim binaları ile Türkiye’de hiçbir yerde olmayan eğitim sevdası, Şebinkarahisar’ı cazibe merkezi haline getiriyor. Buranın kıymetini bilin, Şebinkarahisarlıların gösterdiği misafirperverlik için ayrıca Şebinkarahisarlı-lara teşekkür ediyorum” dedi.

Hangi insan hakları?

Boğaziçi Gündem Genel Yayın Yönetmeni

[email protected]

hüseyin şenel ODacI

Üniversiteliler iÇin Cennet MeKÂn şeBinKaraHisar

Tarihte çıkarılan isyanları, yapılan işgalleri, devrimleri, dünya savaşlarını ve haçlı seferlerini okuduğumuzda bu olayların gerçek amaçlarının neler olduğunu ilk bakışta görmek mümkün ol-maz. Ama geçmişten günümüze, aslında amaç-ları hiçbir zaman değişmemiş, sadece uygulama yöntemleri farklı olan bu olayların nedenlerini doğru anlamaya başlayıp son yüzyıl içerisin-de yaşanan olayları bir bütün olarak ele alın-dığında, sadece insan hakları bahane edilerek dünyanın yeniden şekillendirildiğini görmemek mümkün değil.

Günümüz dünyasında artık savaş teknik ve taktiklerinin değiştiğini görüyoruz. Amaçlarına ulaşmak için yeni yöntemleri deneyen son yüz-yılın egemen ülkeleri, hedeflerindeki ülkelerde hâkim olmak için farklı yöntemler kullanmaya başladılar. Egemen ülkeler; kurdukları ya da destekledikleri örgütler ile amaçlarına ulaşma-ya, hedef ülkelerde istikrarın bozulmasını ve iç huzursuzlukların çıkmasını sağlayarak bu ülke-lere müdahale etmeyi gerektiren “kendilerine göre” haklı sebepleri de oluşturabiliyorlar.

Ben ise tüm bunların geçmişten bugüne, tarih boyunca devam eden olayların çoğunun esas nedeninin din eksenli olduğunu ve dinler arası mücadelenin hala devam ettiğini düşü-nüyorum. Günümüzde yaşananlar ile geçmişte haçlı ordularının yaptıkları arasında amaç ola-rak aslında bir fark yok. Yöntemler farklı olsa da amaçları aynı. Eskiden orduları ile gelip bir ülkeyi işgal ediyorlardı. Şimdi ise “Diktatörlüğü yıkacağız, sözde adaleti ve insan haklarını ge-tireceğiz” denilerek ülkeler işgal edilebiliyor. Pakistan, Irak, Mısır, Lübnan, Libya örneklerin-de olduğu gibi işgal edilen ülkelerde yıllardır istikrarın sağlanamadığını, şiddet olaylarının bir türlü bitmediğini, huzurun, adaletin ve can gü-venliğinin olmadığını görüyoruz.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise bu ülkelerin Müslüman ülkeler olma-sıdır. Örneğin, yıllardır Filistin topraklarını işgal eden İsrail’e kadınları ve çocukları katlettiği hal-de her nedense herhangi bir yaptırım söz konu-su olmuyor. İsrail için sadece “Savunma hakla-rını kullanıyorlar” açıklaması yapılırken, burada insan haklarından hiç söz edilemiyor.

Dünün haçlı ordusunda olduğu gibi, bu gü-nün Birleşmiş Milletler Örgütü’nün dünya ülke-leri üzerinde gerçekten insani kararlar aldığını düşünmek açıkçası bana zor geliyor. Avrupa ve Amerika’nın kriterlerine göre kurulmuş olan bu birliğin, bir gün ülkemiz için de yaptırım ka-rarları alabileceğini düşünmeden edemiyorum. Nükleer gücün sadece kendilerinde olmasını uygun bulan ülkeler, elinde nükleer güç bulun-durmak isteyen diğer ülkelere yönelik yaptırım kararı alabiliyor, ama sizde neden nükleer güç var diye kimse onlara soramıyor.

Birleşmiş Milletler, dünya barışını sağlamak yerine güçlü ülkeleri rahatlatan görüntüsü ve uygulamaları ile Ortadoğu’yu yeniden şekillen-dirmeye çalışmaktadır. Başka ülkelerin yaptı-rımlarını uygulamak zorunda kalan Müslüman ülkeler ise vakit kaybetmeden ülkelerinde oy-nanan oyunların gerçek amacını anlamaları ge-rekiyor. Dayatma insan haklarının aksine, Hz. Muhammed Mustafa’nın (sav) veda hutbesinde olduğu gibi, tüm insanlığa huzur getirecek in-san haklarını tatbik etmeleri gerektiğini düşü-nüyorum.

Giresun’un Şebinkarahisar İlçesi, ilçede bulunan meslek yüksek okullarının eği-tim kalitesi, barınma sorununun olmayışı, sunduğu sosyal ve kültürel imkânlarla

üniversite öğrencilerinin en fazla tercih ettiği ilçelerden biri haline geldi.

5

Page 6: Boğaziçi Gündem Gazetesi

boğaziÇi Gündem

Hasbahçe’de ki Kırkahvesi’nde gerçekleşen kahvaltıya Kâğıthane Kaymakamı Ahmet Akın Varıcı-er, Birleşik Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Ömer Osmanoğ-lu, İstanbul Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (İSTESOB) Başkan Vekili İsmail Taşkın, Sivil Toplum Platformu Başkanı Musa Can, Kâğıthane Emniyet Müdürü Ma-hir Yavaş, İlçe Milli Eğitim Müdü-rü Nail Bölükbaşı, İlçe Halk Eğitim

Müdürü Muzaffer Kartal ve Kağıt-hane esnafı da katıldı.Bu tür buluşmalarda Kâğıthane esnafı ve yöneticilerini bir ara-ya getirmek istediklerini belir-ten Kâğıthane Birleşik Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Ömer Osmanoğlu, “ Kağıthane esnafı-mızı ve değerli yöneticilerimizi bir araya getirdiğimiz bu geleneksel toplantının gerçekleşmesinden büyük mutluluk duydum. Sohbet havasında geçen bu programda

esnafımız hem kendilerini ifade ediyor hem de ilçemizin değerli yöneticileriyle çeşitli konular hak-kında istişare ediyorlar.” dedi.Bir yöneticinin yaptığı hizmetleri sürdürebilmek ve vatandaşa ulaş-mak açısından bu tür programla-

rın önemine dikkat çeken Başkan Kılıç, “Bizler hem yönetici hem de siyasetçi olarak esnaflarımızla sivil toplum kuruluşlarımızla bir araya gelmeyi önemsiyoruz. Tüm gayretlerimiz; Kağıthane’ye daha iyi hizmet edebilmek, vatandaş-larımıza daha güzel işler götür-mektir. Esnaf toplumumuzun ay-nasıdır. Bu bakımdan esnafımızla diyalog geliştirmek önemlidir. Bu güzel ortamın hazırlanmasında emeği geçen ve değerli zaman-larını ayırıp da gelen herkese te-şekkür ediyorum” diye konuştu.Vatandaşla buluşmanın Kağıthane’ye yapılacak olan hiz-metler adına gerekli olduğunu ifade eden Kağıthane Kaymakamı Ahmet Akın Varıcıer ise “Başka-nımızla birlikte sürekli esnafımızla buluşuyoruz. Kamu yöneticileri-nin esnaflarla bir araya gelmesi, yapılan hizmetler için önemlidir. Bu konuda büyük özveri gösteren başkanımıza da teşekkür ediyo-rum.” dedi.

Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç, Kağıthane Birleşik Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın geleneksel olarak düzenlediği kahvaltıda esnafla buluştu.

esnaF tOplUMUn aYnasIDIr

kağIthane’De enGellİÖğrencİlere Bİsİklet

Sanayi Mahallesinde bulunan Yağmur Çocuklar Özel Eğitim Okulu öğrencilerine bisiklet hediye edildi.

Kağıthane Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğünün organize ettiği plastik mavi kapak toplama kampanyası çerçevesinde, Sanayi Ma-

hallesinde bulunan Yağmur Çocuklar Özel Eğitim Okulu öğrencilerinin top-ladığı bin yüz kilo mavi plastik kapak karşılığında, çekilişle on öğrenciye bi-siklet hediye edildi.

Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç’ın yaptığı çekilişle on öğrencinin bisiklet sahibi olduğu programa öğ-renciler yoğun ilgi gösterdi. Başkan Kılıç; engelli çocukların sevincine or-tak olmanın, onları sevindirirken çev-reye de katkı sağlamanın önemine değinerek “Hem engelli çocuklarımızı

sevindirmek hem de çevre koruma bilincini artır-mak için yaptığımız bu kampanyanın çok güzel

neticelerini almanın mutluluğunu yaşıyoruz. Top-lanan plastik kapaklar başka engelli vatandaşla-rımıza tekerlekli sandalye olarak geri dönerken, çevrenin korunmasına da büyük katkı sağlamak-tadır. Aynı zamanda bu güzel kampanyaya katkı-da bulunan çocuklarımızı da bisiklet hediyesiyle mutlu etmiş olduk. Bu tür kampanyalar sosyal alanda yaygınlaşmaya devam edecek, böylelikle hem çevre koruma bilinci tüm halkımız arasında yayılmış olacak hem de engelli vatandaşlarımız için tekerlekli sandalye imkanı sağlanmış olacak. Bu güzel kampanyaya katkıda bulunan ve sürdü-ren herkese teşekkür ediyorum” dedi.

6

Page 7: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İLHAN ÇABUKOL/BOĞAZIÇI GÜNDEM

“Hasbal Kilit Anahtar” Erol Hasbal’ın, tamamen bir tesa-

düf eseri İstanbul’a gelmesiyle kuru-luyor. Anahtarcılık ve Çilingir sektö-ründe, Anahtar, Kapı, Kasa, işlerinde deneyim ve bilgiyle uzmanlaşmış kad-roları Beyoğlu Mebusan yokuşunda 32 yıldır müşterilerine güvenle hizmet veriyor. Erol Hasbal 32 yıl önce teme-lini attığı “Hasbal Kilit Anahtar” fir-masının dünü ve bu gün geldiği nok-tayı Boğaziçi Gündem Gaze-tesi Kurucusu İlhan Çabukol’a değerlendiriyor.

Geçmişi yıllar öncesine daya-nan “Hasbal Kilit Anahtar”ın kurucusu Erol Hasbal’ı yıllar sonra yine tezgah başında anahtar yaparken bulduk. Bu uzun ve yıllara meydan okuyan başarı hikayesini araştırdık.

İşte Erol Hasbal’ın İstanbul’a ge-lişi ve “Hasbal Kilit Anahtar” fir-masının başarısı.

Erol Hasbal İstanbul’a geliş hikayesini şu şekilde anlatı-

yor. Şebinkarahisar Alişar Köyü Kes-tane (Çaylak) mahallesinden Dur-sun Hasbal’ın oğluyum. 1956 yılında Dünya’ya gelmişim. Tamamen bir tesadüf eseri 1973 yılında İstanbul’a geldim. Dedem köyde rahatsızlanın-ca, tedavi olmak için İstanbul’a gele-cekti. Beni de yanına yardımcı olayım diye aldı. Ama sonra dedem getirdiği-ne bin pişman olmuş. Keşke getirme-seydim demiş o zaman, “İstanbul’u bir kere gördü ya daha da köye dönmez”

demiş. Dedemin dediği oluyor tabi ben o zaman geldikten sonra köye dönmedim ve burada çalışmaya baş-ladım.

Erol Hasbal, Perşembe pazarında hemşerisi olan o zamanın anahtarcısı Sali Paşa’nın yanında altı ay çalışıyor. Anahtarcılık işini orada öğreniyor ve daha sonra Mebusan Caddesinde Hasbal Kilit Anahtar firmasını kuruyor. 10 yıl sadece el işçiliği ile kapı, kasa ve araba anahtarı yapıyor. Daha sonra

gelişen teknoloji ile birlik-te, içine sinmese de oto-matik makinalarda anahtar üretmeye devam ediyor. İşe başladığı dönemler-de ünlü isimlerin mekanı olan Mebusan yokuşu, Erol Hasbal’ın da müşteri profilini zenginleştirmiş. Kısa zamanda Başta Ay-sel Gürel olmak üzere, bir çok ünlü isimlerin bölgede güveneceği tek anahtarcı olmuş.

20 yıl Anahtarcılık işini ba-şarılı bir şekilde yapan Erol

Hasbal, yine kendisi gibi başarılı bir müteşebbis olan oğlu Doğan Hasbal’a bu işin püf noktalarını öğreterek işleri devrediyor.

Erol Hasbal firma olarak şuan ki gel-dikleri durumdan çok mutlu olduğu-nu ifade ederek, başarının doğruluk, dürüst ve güvenden kaynaklandığını söylüyor. Müşteri memnuniyetini her şeyin üstünde tuttuklarını belirten Hasbal sözlerini şu şekilde tamamlı-yor. “2000 yılında işleri oğluma Doğan’a devrettim. Ben yaz aylarında 3 ay mem-lekete gidiyorum ve kalan zamanlarda ara sıra gelip buralarda oyalanıyorum. Tabi oğlum Doğan işleri çok geliştirdi. Çağın gerektirdiği modern teknoloji ile enerjisini birleştirerek, kısa zaman içeri-sinde işleri büyüttü. Anahtarcılığın yanı sıra Hasbal Sigorta ve Hasbal Teknik adı altında, Anahtar, Su Tesisatı, Elektrik, Boya, Yapı Dekorasyon, Seramik ve Al-çıpan gibi bir çok işi profesyonel bir ekip kurarak İstanbul’un geneline hizmet et-meye başladı.”

32 yıllık tecrÜBe,32 yıllık tecrÜBe,“HAsBAl kilit AnAHtAr”“HAsBAl kilit AnAHtAr”“HAsBAl kilit AnAHtAr”32 yıllık tecrÜBe,“HAsBAl kilit AnAHtAr”32 yıllık tecrÜBe,32 yıllık tecrÜBe,“HAsBAl kilit AnAHtAr”32 yıllık tecrÜBe,32 yıllık tecrÜBe,“HAsBAl kilit AnAHtAr”32 yıllık tecrÜBe,“HAsBAl kilit AnAHtAr”

32 yıllık tecrübeyi modern teknoloji ile birleştiren “Hasbal Kilit Anahtar” farklı meslek dallarıyla İstan-

bulluların hizmetinde.

7

Page 8: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Birkaç gün önceden Boğaziçi Gündem Yazı İşleri Müdürü İlhan Çabukol ile sözleştik.İlhan İstanbul’dan, ben Trabzon’dan aynı gün Ankara’ya gideceğiz.Sabah Ankara Esenboğa Havaalanı’nda bu-luşacağız.Birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne git-mek, bazı vekillerle görüşmek üzere.---Sözleştiğimiz gibi de buluştuk.İlhan benden bir saat önce havaalanına gel-miş, beni bekliyordu.Selamlaştık, kucaklaştık.Dışarı çıktığımızda Ankara, güneşli bir hava-da bile soğuk yüzünü bizden saklamıyordu.

Bizi karşılayan arkadaşımızla havaalanından ayrılırkenİlhan’ın uykusuz hali dikkatimi çekti.İlhan, abi uçağa yetişmek için sabah dörtte yola çıktım, bir iki saat ancak uyudum” dedi.---Ankara’ya doğru yol alırken, İlhan arkada uyukluyordu.Bende uzun süredir gelmediğim Ankara’yı inceliyordum.Daha önce bu yoldan geçerken gözüme ta-kılan gecekondular artık yıkılmış,Yerlerine modern yaşam alanları inşa edilmiş.Gerçekten çok da güzel olmuş.Ama yol ilerledikçe Ankara’nın yoğun trafi-ğinden kurtulmak da mümkün olmadı.Gideceğimiz 20 dakikalık yere 45 dakikada gidebildik.---Ben bir doçentlik sınav jürisinde yer aldığım için,Boğaziçi Gündem yazarlarından Prof. Dr. Bünyami Ünal ise eşinin doçentlik sınavı ne-deniyle Ankara’daydı.Havaalanından ayrıldıktan sonra Bünyami hocayı aradım.İlhan ile buluştuğumu, birlikte Meclis’e gi-deceğimizi söyledim.Hoca “beni de alın, hayatımda hiç Meclis’e gitmedim” dedi.Aracımızı hocanın kaldığı Başkent Öğret-men Evi’ne çevirdik.Hocayı aldık, birlikte Meclis’in yolunu tuttuk.---Türkiye’nin kaderinin çizildiği, insanların ip-ten alındığı,Vekil olarak içeri girmek için birçok insanın dünyalarını vereceği

Türkiye Büyük Millet Meclisi,Kapısına geldiğimizde tüm haşmetiyle, kalın duvarlarıyla, yoğun güvenlik önlemleriyle,Müşteri bekleyen taksicileriyle, dertlerine derman arayan vatandaşlar ve ağaçlarından dökülen sonbahar yapraklarıyla bizi karşıladı.---İki aşamalı güvenlik taramasından geçtikten sonraBen, Bünyami Hoca ve İlhan, vekil odalarına doğru yöneldik.İçimizde en tecrübeli olan İlhan,Daha önce birkaç kez meclise gelmiş.Görüşeceğimiz vekillerden birinin danışma-nını aradı.Vekilin odasına nasıl ulaşacağımızı öğrendi.Biz Vekil’in odasına doğru giderken,Ben ve Bünyami Hoca, sağımıza solumuza bakarak etrafı inceliyor,Hangi binanın ne amaç için kullanıldığını tahmin etmeye çalışıyorduk.---Vekil’in odasına gittiğimizde henüz odasın-da olmadığını öğrendik.Ama sekreteri bizi odaya aldı, çaylarımızı söyledi.Oda, yaklaşık on metrekare bir yer.Odaya bir masa, masanın karşısına bir adet ikili koltuk, bir sandalye, kapının arkasına ve karşısına birer kütüphane konmuş.Bünyami hoca bana döndü ve espriyi patlattı.“Gardaş bizim odalar bunlardan çok iyi, mil-letvekili olup da ne yapacağız.”Daha sonra tüm vekillerin odalarının aşağı yukarı aynı büyüklükte olduğunu ve aynı şe-kilde teşrif edildiğini öğrendik.---Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni ziyaretimizde

birçok vekille görüştük.Başta Meclis’in çalışma düzeni, milletvekil-lerinin yetkileri, gündemle ilişkili konular olmak üzere, daha birçok konuda fikir alış-verişinde bulunduk.Şunu özetle söylemek gerekirse,Ankara gündemi oldukça yoğun ve bulanık,Siyasetin üzerini sanki yoğun bir sis kaplamış.Suriye, dokunulmazlıklar, Irak ve daha bir-çok konu siyasetin başköşesindeGündemdeki konularla ilgili olarak milletve-killerinin kafası da karışıkÖrneğin dokunulmazlıklar konusunda, Baş-bakan Erdoğan’ın çıkışını doğru bulmayan-lar var.Samimiyetimize güvenerek bunu bize his-settirdiler ya da söylediler.Ama grup kararının dışına çıkmayacaklarını da ifade ettiler.---Meclisten ayrıldıktan sonra,Boğaziçi Gündem Yazarlarından Fikri Akyüz ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim Çiftçi ile buluştuk.Yaklaşık bir saatlik sohbetimizden sonra Fik-ri Akyüz ve Bünyami hoca bizden ayrıldılar.Akşam, Boğaziçi Gündem’in bir diğer yazarı Doç. Dr. Sinan Canan’la buluştuk, sohbet ettik.Artık vakit geç oldu ve ayrılma zamanı geldi.İlhan’ın İstanbul’a dönmesi gerekiyor, uçak saati de oldukça yaklaştı.Halil İbrahim, İlhan’ı havaalanına götürür-ken, Sinan’da beni otele bıraktı.Gece bir ara otelin penceresinden dışarı baktım.Ankara sokaklarını yağmur ıslatırken, üzeri-ni de artık sis kaplamış.Tıpkı Ankara siyasetinin üzerinde olduğu gibi

Ankara’nın Aralık 2012 fotoğrafı

Ersan ODACIProf. Dr.

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Boğaziçi Köprüsü ve FSM Köprüsü’nde oluşan yoğun

trafiği rahatlatmak için, TV5 İş Vizyon programının yapımcısı ve sunucusu Zennur Karslı tarafında çözüm ve öne-riler getiriliyor.

Köprü gişeleri semt sapaklarının çıkışla-rına konulmalı…

Boğazlardaki trafik sorununa nefes aldıracak projeyi tamamen kendi be-cerisi ile çizerek projelendiren Karslı, çözüm yollarını anlattığı her platform-da dinleyenlerden destek aldığını be-lirterek Boğaziçi Gündem Gazetesi’ne konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı. “Özellikle Boğaziçi köprüsünde gişeler

(turnike) köprü çıkışında olduğundan hem köprü üzerinde yoğun trafik hem de yoğun ağırlık oluşmaktadır. Oysaki gişeler kaldırılıp her semte giden sapak-ların çıkışlarına bu gişelerin konulmasıy-la trafik büyük ölçüde nefes alacak ve rahatlayacaktır. Aynı zamanda Türkiye ekonomisine yoğunluktan kaynakla-nan, trafikte boşu boşuna yakıt tüketimi-ne ve zaman harcamasına olumlu yönde katkı sağlayacaktır.” dedi.

Ulaştırma Bakanlığı ve İstanbul Büyük-şehir Belediyesi’ne çağrı…

Karslı, Kasım ayından itibaren projeyi İş Vizyon programında canlı yayında sürekli gündeme getirdiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti. “Programı-ma katılan herkes ile bu projeyi payla-şıyorum. Katılımcıların %100’ü bu proje hayata geçerse köprüdeki sıkışan trafik büyük ölçüde rahatlayacaktır fikrinde birleşiyor.” diye konuştu. Ulaştırma Bakanlığı ve İstanbul Büyükşehir Be-lediye Başkanlığı’na çağrıda bulunan Karslı, projenin mutlaka yetkililer tara-fından incelenerek, mantıklı görülmesi halinde hayata geçirilmesini arzu etti-ğini belirtti.

İlhan Çabukol boğaziÇi Gündem

Giresun, Trabzon, Ordu, Samsun, Rize, Art-vin Tokat illerinin ve ilçe-lerinin buluştuğu Karade-niz Günleri’nde yöresel ürünler de stantlardaki yerini aldı. Her bölgenin farklı lezzetlerinin sunuldu-ğu stantlarda Şebinkarahisar ürünleri de boy gösterdi. Saraçoğulları Şebinka-rahisar Pestil Köme’nin sergilediği ürünler katı-lımcıların ilgi odağı oldu ve ürünler kısa sürede tü-kendi.

Saraçoğulları, modern tesis-lerde, el değmeden üretilen Şebinkarahisar yöresinin dünyaca ünlü cevizini, karadut’unu pekmez’ini, sade ve fındıklı-cevizli dut pestilini, dut pekmezini, sade ve pikola kömesini, pestil tatlısını, fındık ezme-

sini, kuşburnunu, erik ve fırın kurusunu, balını, fındığını,

küp peynirini ve daha birçok çeşit ürününü Karadeniz Günlerinde tüketiciyle buluşturdu.

Ürünlerden tatmak is-teyen ziyaretçilere bol

bol ikramda da bulunan firma sahibi Taşkın Fe-

ner Şebinkarahisar ürün-lerine gösterilen ilgiden çok memnun olduğunu söyledi. Saraçoğulla-rı Pestil Köme Firması olarak hemen hemen düzenlenen bütün fuar

ve etkinliklere katıldıkla-rını belirten Taşkın Fener,

Karadeniz Günlerinin ken-dileri için çok iyi geçtiğini belirtti. Fener, Şebin-karahisar ürünlerinin nereye giderse gitsin birçok insan tarafından tanındığını ve tercih

edildiğini ifade etti.

İstanbulluların vazgeçilmez çilesi haline gelen Boğaz Köprü-lerindeki trafik sorununa TV5 İş Vizyon programı yapımcısı ve sunucusu Zennur Karslı’dan çözüm önerisi geldi.

İstanbul Feshane’de düzenlenen Karadeniz Günleri’nde Şe-binkarahisar ürünleri ilgi odağı oldu.

[email protected]

Zennur karslı’dan köprü trafiğine çözüm önerisi

kArADeniZ GÜnleri’nDeŞebinkarahisar ürünleri’ne yoğun ilgi

8

Page 9: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Tarihi Yarımada Sultanahmet’te yerli ve ya-bancı t1989’da Yerel Seçim çalışmaları sırasında Erdoğan’ı ilk kez gördüğünü ifade eden Akyüz, Refah Partisi’nin o zaman Beyoğlu’nu kazanama-yacağını düşündüğünü fakat sonuçları görünce ol-dukça şaşırdığını ifade etti.

O zaman Beyoğlu Belediye Başkan adayıydı…

İstanbul Kasımpaşa Sosyal Tesisleri’nde Boğazi-çi Gündem ekibiyle bir araya gelen Fikri Akyüz, 1989 Yerel Seçimleri sırasında yaşadığı bir anısını da haber ekibimize şu şekilde anlattı. “O gün, Şiş-hane yokuşunda bir yakınım ile sinemaya gidiyorduk. Hemen yanımızdan Refah Partisi bayrakları asılı bir konvoy geçti. Araçlarda ‘Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Recep Tayyip Erdoğan’ yazılı afişleri gördüm. O ana dek bu ismi hiç duymamıştım. Ben de yakını-ma “Ya Salih, Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Recep Tayyip Erdoğan ne kadar şanssız bir adam. Refah Partisi’nden Beyoğlu’nda Belediye Başkan adayı ol-muş. Beyoğlu sadece Okmeydanı, Kasımpaşa, Sütlüce ve Hasköy değil, bu ideolojiye tamamen zıt kesimler de bu sınırlar içinde yaşıyor.”

Akyüz, seçim sonuçlarına baktığında ise şaşkına döndüğünü söylüyor ve devam ediyor; “Seçim sonuçlarına baktım ve Beyoğlu’nda Refah Partisi’nin kazandığını gördüm. Ama seçimi kazanmasına rağ-men sandıktan pusulalar kaçırılmış ve ne yazık ki Erdoğan’ın kaybettiğine dair karar alınmıştı. Dola-yısıyla ben orada o yorumu yaparken çok yanılmış-tım. O gün bana Refah Partisi yüzde kaç oy alır diye sorsalardı, % 4–5 derdim. Erdoğan’ı hiç tanımadığım için “Kasımpaşalı” faktörünü de düşünememiştim.”

Farklı ideolojilere rağmen 18 yıldır Beyoğlu’nda aynı gelenek…

Beyoğlu’nda AK Parti’nin başarısını da değerlendi-ren Akyüz, güzel adımlar atıldığını söylüyor ve ek-liyor; “Bugün bakıldığında Beyoğlu, 18 yıldır bu gele-nekten gelen kişiler tarafından yönetiliyor. Böylesine

farklı ideolojileri barındıran bir yerde yıllardır seçim kazanılabiliniyor. Beyoğlu’nun bir avantajı daha var. O da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın, Eski Be-yoğlu Belediye Başkanı olması. 1989’da Beyoğlu’ndan gösterilen adayın ne kadar şanssız bir adam olduğu-nu söylemiştim. Şimdiyse ne kadar şanslı ki Dünya çapında bilinen bir Başbakan’ın ve Büyükşehir Beledi-ye Başkanı’nın çıktığı yerden aday oluyor diyorum.”

Ahmet Misbah Demircan hakkında attığı Tweet…

Son olarak Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Mis-bah Demircan için attığı bir Tweet’ten bahseden Akyüz, içerik olarak doğru olan Tweet’in genel-leme yapılarak yanlış yorumlandığını ve bundan dolayı üzgün olduğunu belirtirken şu ifadeleri kullandı. “Beyoğlu çok zor bir yer. Bir tarafta İs-tiklal Caddesi, diğer tarafta Cihangir. Bir tarafta Galata, bir tarafta Sütlüce, Hasköy, Okmeydanı ve Tarlabaşı. Sosyolojik yapısı bu kadar zıt olan grupların oluşturduğu bir yer. Böyle bir yerde Be-lediye Başkanlığı yapmanın çok zor olduğunu dü-şünüyorum. Bu faktörlere rağmen Ahmet Misbah Beyin iki dönem üst üste seçimi kazanması bir ba-şarıdır. Yeri gelmişken şunu da hatırlatayım, Sa-yın Başkanla özel bir samimiyetimiz yok ama bir Tweet atmıştım. O Tweet içerik olarak doğruydu fakat genelleme yapmak gibi bir hataya mal oldu. Başkan’ın yanlış anladığını zannediyorum. Sanki daimi olarak bunu yapıyormuş gibi bir anlam çı-kıyordu. O yüzden orada ben bir kul hakkına ria-yetsizlik yaptığımı düşünüyorum.”

Gazeteci- Yazar Fikri Akyüz: BAŞBAKAN ERDOĞAN’I İLKKEZ 23 YIL ÖNCE GÖRDÜM

Boğaziçi Gündem okuyucularının yazılarını ilgiyle takip ettiği ve yeni yazılarını sabırsızlıkla bekledikleri Gazeteci- Yazar Fikri Akyüz, Baş-bakan Erdoğan’ı ilk gördüğü zamanı anlattı.

9

Page 10: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

İstanbul’un kalbinde çürük, kul-lanışsız ve estetik niteliklerini

kaybetmiş Tarlabaşı’na tarihi dokusunu bozmadan gerçek değerini yeniden ka-zandıracak olan Beyoğlu Belediyesi Tar-labaşı Yenileme Projesi 7 yıldır sağlam adımlarla ilerliyor.

Önemli bir kentsel dönüşüm hamlesi olan ve şehrin merkezini yeniden yaşanılacak bir alan haline getirecek proje, bölgede yaşayan kiracıları, mülk sahiplerini mağ-dur etmeden hayata geçen örnek bir proje olarak öne çıkıyor. 2005 yılında ilk adımla-rı atılan proje sürecinde, proje alanı içinde olan mahalle halkıyla tek tek konuşularak kiracılarla ve mülk sahipleriyle anlaşmalar yapıldı. Herkesin hakkı korunarak yapılan görüşmeler neticesinde, yoksulluğun, ça-resizliğin ortasındaki Tarlabaşı’nda mülk sahiplerine projedeki hakları teslim edilin-ceye kadar kira desteği anlaşması yapıldı.

Başkan Demircan: Kiracılar Mağdur Edilmedi

Proje alanı içindeki kiracı olarak oturan vatandaşlar kendi kaderlerine terk edil-mek yerine, Beyoğlu Belediyesi tarafından

mağdur edilmeyerek ev sahibi olmaları sağlandı. Demircan, Tarlabaşı Yenileme Projesi’ni hayata geçirirken herkesin hak-kını koruduklarını belirterek, “Kayabaşı’na taşınan kiracılarımızın memnuniyeti bizim için gurur verici. Tarlabaşı’ndaki yoksulluğu, çaresizliği, depresyonu, korkuyu, karanlığı tüm ayrıntılarıyla biliyorum. Şehrin merke-zini yaşanılacak bir alan olarak imar eder-ken, mülk sahiplerini ve kiracıları mağdur etmedik. Kiracılara TOKİ’den çekilişsiz kurasız daire verdik. Küçük bir peşinatla kira öder gibi taksitlerini ödüyorlar. Hepsi Kayabaşı’nda ev sahibi oldu. Tek derdimiz insanımıza bir faydamız dokunsun. Amacı-mız, evlatlarımıza, milletimize daha anlamlı yaşam alanları, içindekilerin gülümsediği yuvalar sunmak “dedi

20 Bin Metrekarelik Proje

Tarlabaşı Yenileme Projesi tamamlandı-ğında Tarlabaşı’ndaki binaların dış görü-nümü korunarak yüzde 52’si konut, yüzde 12’si ticaret, yüzde 17’si turizm ve yüzde 14’ü ofisten oluşan yeni ve geleceğe umut-la bakan bir Tarlabaşı ortaya çıkacak. Şeh-rin kalbi Beyoğlu’nun çehresini değiştire-cek proje, 20.000 metrekare alanda, 210’u tescilli sivil mimarlık örneği olan ve her an çökme tehlikesi olan 278 bina ile bu binaların arasındaki sokakların ve tüm alt-yapının yenilenmesini kapsıyor.

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Türkiye’nin dört bir yanında faaliyete geçirilen toplu açılış-

larda, İstanbul, Aydın, Artvin, Diyarbakır, Sinop, Malatya ve Antalya’ya video kon-ferans yöntemiyle kurulan canlı bağlantı-larla yapıldı. Melen Projesi’nin Cumhuri-yet Tarihi’ndeki en büyük su temin projesi olduğunu vurgulayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu proje sayesinde İs-tanbulluların 2071 yılına kadar su sıkıntısı yaşamayacağı müjdesini verdi. Sözleri-ne “90’lı yılların başında İstanbul’un en büyük sorunu susuzluktu. İstanbul’a su-suz kent ismi verilmişti. Biz göreve gelir gelmez, 180 km uzaklıktaki Istrancadan su getirmek suretiyle, İstanbulluların su hasretine son verdik. Melen Projesi’yle İstanbul’un 2071 yılına kadarki su sorunu-nu çözdük” dedi.

Melen Projesi’nin İstanbul’un sigortası olduğunu belirten Çevre ve Orman Ba-kanı Veysel Eroğlu, çalışmaların sadece İstanbul ile sınırlı olmadığını belirterek

“Türkiye’de su sorunu yaşayan her böl-geye su götürüyoruz. Şehir ve ilçeleri kapsayan 58 adet yerleşim bölgesine bu yıl içinde su götürdük ve götürmeye de devam edeceğiz” dedi.

Yapılan yatırımlarla İstanbul’un su sıkın-tısını çözdüklerini müjdeleyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Top-baş, “2071 yılı İstanbul ve Türkiye için hayırlı olsun” dedi.

Açılışı yapılan eserler arasında; 26 baraj, 2 gölet, 30 sulama tesisi, 26 özel sektör HES projesi, 9 içme suyu projesi, 4 taşkın koruma tesisinin yanı sıra şehir ormanları, bal ormanları, orman içi dinlenme yerleri, yangın havuzları ve göletleri, orman yol-ları, otomatik meteorolojik gözlem istas-yonları (OMGİ), deniz OMGİ’leri, milli park projeleri, milli ağaçlandırma seferberliği, Anadolu Su Havzaları Rehabilitasyon Pro-jesi, ‘Okullar Hayat Olsun Projesi’, yol ke-narı ağaçlandırmaları, Uluslararası Antalya Yangın Eğitim Merkezi ve 2 adet meteoro-lojik radar bulunuyor.

tarlabaşı’nda kiracılar bile ev sahibi oldu

melen çayı’nın suyu istanbulla Buluştu

10

Page 11: Boğaziçi Gündem Gazetesi

boğaziÇi Gündem

Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzma-nı Serap Buharalı tarafından Ör-nektepe Semt Konağı’nda bir ay süren “Annelik Okulu” eğitimleri sona erdi.

Seminer programı her hafta fark-lı bir başlık altında gerçekleşti. “Nitelikli İnsan–Nitelikli Anne” başlığıyla başlayan seminerlerde sırasıyla, “Anneliğin Formülü”, “Evladınıza Baktığınız Göz Hangi-si”, “Geleceğe Adını Yazdıracak Evlatlar Yetiştirmek” konuları ko-nuşuldu.

Örnektepe’li 50 anne sertifikalı anne oldu...

Oldukça verimli geçen seminer-lere Örnektepeli hanımlar yoğun ilgi gösterdi. Bir ay süren prog-ramlara, evli-çocuk sahibi ve anne adayı hanımlar katıldı.

Başarıyla tamamlanan semi-nerler sonunda sertifika almaya hak kazananlar için Örnektepe Semt Konağı’nda tören düzen-

lendi. Anneler sertifikalarını, Be-yoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın eşi Ferda Demircan’ın elinden aldılar.

Beyoğlu Belediyesi Kültür ve Eğitim Müdürü Deniz Özlem Doğan’ın da hazır bulunduğu programda konuşan Bayan De-mircan, anneliğin evrensel oldu-ğunu belirterek, “Dünyanın her yerindeki anneler çocuklarını en iyi nasıl yetiştireceğinin kaygısını yaşar. Anne olarak bunun kaygı-sını sizlerde yaşıyorsunuz. Bu ba-

kımdan, semt konaklarımızda eği-tim seminerleri başlattık. “Anne-lik Okulu” bunlardan biri. Sizlerin bu programa katılımınızdan da görüyorum ki; seminerler olduk-ça verimli geçmiş, çocuklarınızla ilişkinizde size rehber olmuş. Bu seminerlerde güzel bir birliktelik oluşmuş ve duygusal bağ kurul-muş. Anneler aldıkları seminer-lerle kaygılarına cevap bulmuş. Annelik Okulu, farklı uzmanlarla ve yeni konularla her ay farklı semt konaklarında devam edecek ” dedi.

Beyoğlu Belediyesi’nin kişisel gelişime yönelik projelerinden biri olan “Annelik Okulu” ilk me-zunlarını verdi. Örnekte-pe Semt Konağı’nda bir ay süren seminerlere ka-tılan 50 anne sertifikasını aldı.

Gıda TopTanCılaRının modeRn TeSİS SoRunu çözülüyoR

boğaziÇi Gündem

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, merkezi Rami’de bulunan İstanbul Gıda Toptancı Tüccarları Derneği’ni (İGTOD) ziyaret ederek toptan-cı esnafıyla buluştu. Buluşmada AK Parti Genel Merkez Teşki-lat Başkan Yardımcısı Mahmut Göksu, Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu, da yer aldı.

İstanbul Gıda Toptancı Tüc-carları Derneği (İGTOD) Baş-kanı Mustafa Karlı’dan Rami esnafının sorunlarını dinle-yen Başkan Kadir Topbaş, kendisinin bir esnaf çocuğu oldğunu esnafın sıkıntısını çok iyi bildiğini belirterek, İstanbul ve Türkiye için gıda toptancılarının önemine dikkat çekti.

İstanbul’daki eksiklikleri ve yanlışlıkları gidermek için gece gündüz çalıştıklarını ifade eden Kadir Topbaş, şeh-rin gelişmesiyle Rami Toptancı-lar Sitesi’nin şehrin içinde kal-dığına dikkat çekerek, ulaşım ve altyapı sistemleri iyi düzen-lenmiş buradan bir daha kal-

dırmayacak şekilde esnafın tüm ihtiyaçlarını karşılayacak uygun, modern bir tesis kurulması için. Çevre ve Şehircilik Bakanımız Erdoğan Bayraktar ile görüştü-ğünü belirterek “Başakşehir’de

İ G T O D için düşünülen yeni tesisin TOKİ tarafından ya-pılacağını ve bütün esnafın bu projede yer almasını istedikleri-ni” açıkladı.

Başkan Topbaş, İGTOD’ın kul-

landığı Tarihi Rami Kışlası’nın restore edilerek uluslararası bir merkez haline dönüştürülece-ğini ve ileride buradan Piyer Loti’ye bir teleferik projesinin de olduğunu söyledi.

ÖRNEKtEpE’NİN sERtİfİKaLı aNNELERİ

11

Page 12: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İlhan Çabukol / boğaziÇi Gündem

Boğaziçi Gündem Gazetesi Kurucusu ve So-rumlu Yazı İşleri Müdürü İlhan Çabukol, genç ve başarılı avukat Hamza Şahin ile Şişli’deki bürosunda konuştu. Şahin, İstanbul Baro se-çimleri, ülkemizdeki hukuk sürecinin işleyişi, yeni Anayasa çalışmaları, ülke gündeminden düşmeyen davalar hakkındaki düşüncelerini ve daha birçok bilinmeyeni Boğaziçi Gün-dem Gazetesi’ne anlattı. İlhan Çabukol’un Avu - kat Hamza Şahin ile gerçekleş-

tirdiği röportajı siz değerli okurlarımıza aşağıda su-nuyoruz.

Kasımpaşa doğumlu Avu-kat Hamza Şahin…

Hamza Şahin: Aslen An-talya Aksekili olmama

rağmen doğma bü-yüme Kasımpaşa-

lıyım. İlk ve orta ö ğ r e n i m i m i Kasımpaşa’da

b i t i r d i m . Spora çok m e r a k l ı -yım. Li-seler ara-sı güreş

t u r n u v a -larında İstan-

bul birinciliğim bulunmakta. Öğ-rencilik yıllarım-da dönemin Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Genç-lik Dergisi’nin Beyoğlu’nda ku-rucu yönetim ku-rulu üyeliğini yap-tım.

Boğaziçi Gündem: Avukat olmaya na-sıl karar verdiniz?

Hamza Şahin: Ço-cukluğumdan beri haksızlığa gele-meyen bir yapım vardı. Savcı olmak

her zaman öncelik-lerimin arasındaydı. Hukuk fakültesini

kazandığımda çok mutlu oldum.

Üniversiteyi bitirdiğim-

de aklımda

sadece savcılık vardı, lakin o ara hâkim ve savcılık sınavları takvimi belli değildi. Bu ne-denle avukatlık stajıma başladım ve bir hu-kuk bürosunda işe girdim. Mesleğin içine iyi-ce girince avukatlığın memurluğa göre daha kazançlı ve serbest mesleğin bana daha yat-kın olduğu kanısına vardım.

Hukuk düzeni bulunmayan bir toplum düşün-mek imkânsızdır…

Boğaziçi Gündem: Hukukun sizin hayatınızdaki yeri nedir?

Hamza Şahin: Hukuk, insanlık olduğu sürece hayatın her yerinde her aşamasın-da var ve var olmaya devam edecek. Bil-diğiniz gibi insan-ların oluşturduğu toplum, mutlaka bir düzene dayan-malıdır ve şüp-hesiz bu düzenin temelini de hukuk kuralları oluşturur. Hukuk düzeni bulun-mayan bir toplum dü-şünmek imkânsızdır. Bi-rey olarak, toplumsal düzen ve daha kolay yaşanılır bir çevre için hukukun üstünlüğüne inanıp, yaşa-maya ve yaşatmaya çalışıyoruz.

Boğaziçi Gündem: Genç bir avukat olarak ba-şarılı bir isim olduğunuzu biliyorum. Geleceğe yönelik hedefleriniz nelerdir?

Hamza Şahin: Sorunuz ile ilgili çok güzel bir

söz var “Bir ömür boyu mutlu olmak istiyor-sanız, sevdiğiniz işi yapın.” İnsanların başa-rısının altında aslında sevdikleri işleri yapma-ları yatıyor. Önce seveceksin ki sonra başarı için çabalayasın. Ben sevdiğim işi yapıyo-rum. Ve toplum düzenini sağlayan hukuki kuralların yaşatılmasında rol almak beni çok mutlu ediyor. Almanya ve Rusya ile partner ofislerimiz bulunmakta. Partner olduğumuz hukuk büroları ülkelerinde çok iyi ve bu partnerlerimizle olduğu gibi on ayrı ülke de hukuk büroları ile yeni anlaşmalar yapmayı

hedefliyorum.

Anayasamız darbe anayasa-sı imajından kurtulama-

dı…

Boğaziçi Gündem: İstanbul Baro seçi-minde kıyasıya bir yarış oldu. Siz bu seçimi nasıl değer-lendiriyorsunuz?

Hamza Şahin: Baro seçimleri çok önem

arz etmektedir. Ya-nılmıyorsam 28 bin

884 avukat seçimlerde oy kullandı. Sizin de bahsettiği-

niz gibi yarış içerisinde bir seçim oldu. Ama emin olun ki bu yarış rekabeti

ortaya çıkarıyor. Ve dolayısı ile rekabet ba-şarıyı ve daha iyi hizmetlerin ortaya çıkarıl-masına vesile oluyor.

Boğaziçi Gündem: Ülkemizde hukuk süreci siz-ce nasıl işliyor?

BAŞArılı olmAk içinsevDiğiniZ iŞi yApın

AvukAtHAmZAŞAHin:

Sadece Türkiye’de değil uluslara-

rası alanda takip ettiği dava-larla kısa sürede hatırı sayılır bir

üne kavuşan Avukat Hamza Şahin, Almanya ve Rusya ile partner ofis-lere sahip. Avukat Şahin on ayrı ülke de hukuk büroları ile yeni

anlaşmalar yapma aşama-sında.

12

Page 13: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Hamza Şahin: Hükümet, yargı paketleri ile uzun yargılama sürelerini hızlandırıp kısalt-mak için çabalasa da yerleşmiş bir düzen var. Ön inceleme duruşmalarında eksikler giderilse dahi karar veren çıkmıyor. Örneğin ben bir iş mahkemesi kararını temyiz ettim, 2 sene oldu hala arşivde gözüküyor.

Boğaziçi Gündem: Şu anda çalışmaları devam eden yeni anayasa hakkında siz ne düşünüyor-sunuz?

Hamza Şahin: 1982 Anayasası, kabul edildiği günden itibaren darbe anayasası imajından kurtulamadığı için halk tarafından hiçbir za-man benimsenmemiştir. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri ve top-lumun birçok kesimleri tarafından eleştirilmiştir. Süreç içerisinde yapılan değişikliklere rağ-men üzerindeki askeri vesayet gölgesinden kurtulamamış. Yeni anayasa ihtiyacı 12 Haziran 2011 mil-letvekili genel se-çimlerinden önce gündeme gelmiş toplumda oluşan büyük ilgi ve bek-lenti ile Meclis Baş-kanlığı tarafından so-mut bir adım atılmış ve çalışmalar yapılmış, halen de yapılmaktadır. Bu çalış-maların sonunda beklenen ideal Anayasa için tüm gereksinimler göz önüne alınır ve kendimizi içerisinde bulabiliriz

Türkiye normalleşiyor mu? Üstünlerin huku-ku yerini, hukukun üstünlüğü ne mi bırakı-yor? Bekleyelim görelim…

Boğaziçi Gündem: Ülke gündemini sürekli meş-gul eden davalar hakkında neler söylemek is-tersiniz?

Hamza Şahin: Gündem çok sanıklı davalardan geçilmiyor. Ergenekon, Balyoz, KCK, Şike, Pankart gibi çok sanıklı ve sanıkların toplum tarafından beklenmedik kişilerden (üstünler-den) oluşmuş olması, gündemde sürekli kal-malarını sağlıyor. Tabi yargılamalar sürerken bir şey söylemeyi bir hukukçu olarak doğru bulmuyorum. Lakin işte bu sırada akıllara bazı sorular geliyor. Bu gerçek mi? gerçek-se bunca yıldır biz bu ülkenin neresindey-

dik? Türkiye normalleşiyor ve üstünlerin

hukuku yerini, hukukun üstün-

lüğüne mi bırakı-yor? Bekleyelim gö-

relim.

Boğaziçi Gündem: Yoğun iş tem-ponuz arasında siyasetle de ilgilisiniz. Siyasi ça-lışmalarınız nasıl gidiyor?

Hamza Şahin: Küçük yaşlarda siyasetle tanış-tım. Ülkem için bir şey yapanlardan olabilme aşkı her zaman içimde duruyordu. AK Parti kurulduğunda Saadet Partisi’nde siyaset ya-pıyordum. AK Parti’de gençlik kolları, seçim işleri, teşkilat başkanlığı gibi birçok görevde

bulundum. İl Başkan Vekilimiz Haydar Ali Yıldız beyin listesin-de ana kademede siyaset yapmaya de-vam ettim. Partim adına 2 dönem Be-yoğlu Kaymakamlığı İnsan Hakları Komis-yon Üyeliği yaptım. Yine Beyoğlu Em-niyet ve Adliye Ko-misyonları Başkanlığı yaptım. Ve mesleği-miz icabı her seçim-de avukatlar komis-yonunda fiili olarak görev yapmaktayım.

Boğaziçi Gündem: Sayın Şahin, yoğun tem-ponuz arasında bize vakit ayırdığınız ve soru-larımıza verdiğiniz samimi cevaplar için size çok teşekkür ediyorum.

Hamza Şahin: Bende sizlere teşekkür ediyor, hukukun üstün olduğu bir toplumda birlikte yaşamak dileklerimle, çalışmalarınızda başa-rılar diliyorum.

Öğrencilik yılların-

dan beri hukuk bürolarında çalışmaya başlayan Avukat Hamza

Şahin, şu anda serbest avukatlık yapıyor. Avukat Şahin’in başarılı bir avukat olmanın

yanında, siyasete olan ilgisi de dikkat çeki-yor. Milli Gençlik Vakfı, Saadet Partisi ve AK Parti’nin değişik kademelerinde birçok görev ve sorumluluk yüklenen Şahin, kısa sürede

mesleğinde yakaladığı başarısının altında-ki sırrı “bir ömür boyu mutlu ve başa-

rılı olmak istiyorsanız, sevdiğiniz işi yapın” diyerek özetli-

yor.

Mücadele ruhu var mı bizde

[email protected]

serkan aksarI

Bu ilk yazımdan herkese merhaba.

Bundan sonra düzenli olarak yazılarımı Boğa-ziçi Gündem gazetesinde okuyabileceksiniz, Boğaziçi Gündem ailesi arasına katılmak be-nim için gurur verici.

Sizlere yazılarıma ulaşmama vesile olduğu için başta genel yayın yönetmenimiz İlhan Çabu-kol bey’e ve tüm Boğaziçi Gündem ekibine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Ben bu ilk yazımda Suriye konusunu kısa da olsa farklı bir yönden ele almak istiyorum ge-çen gün Bağcılar Belediyesinin düzenlediği 10 -17 Aralık İnsan Hakları Haftası münasebetiyle bir panel organize edilmişti ve program sunu-cusu olarak katılmak nasip oldu.

Panele İHH yönetim kurulu üyesi Av. Gülden SÖNMEZ, MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Av. Cüneyt SARIYAŞAR, Şair -Yazar Ahmet MERCAN bey katıldı ve gecikmelide olsa pa-nelin son bölümüne katılan gazeteci Adem ÖZKÖSE (Hatırlayamayanlar için söyleyeyim hani Suriye’de kameraman Hamit COŞKUN ile alıkonulan gazeteci kardeşimiz) katıldılar. Konu panelin de adından anlaşılacağı gibi insan hakları konusu anlatıldı ve dünyada yaşanan mazlum halklardan bahsedildi küçük de olsa çözüm yollarından bahsedildi. Paneli izlenebilir kılan ise son anda da gelse gazeteci Adem ÖZKÖSE’nin Suriye izlenimiydi ve yak-laşık 70 gün kaldığı Suriye hapishaneleriydi ve Baas güçlerinin muhaliflere yaptığı işkence-lerdi ve tabi ki yılmayan bir halkın diğer Arap Baharı dediğimiz ülkelerde Tunus, Libya, Mısır gibi vazgeçmeme çabasıydı.

Peki bu mücadelenin ve bu ruhun arkasında yatan neden ne idi. Neden bu insanlar Esad’ın gitmesi için bu kadar çabayı göze almışlardı. Bence asıl bilinmesi gereken bu idi. Ben bu serzenişin arkasında ki nedeni mücadele ruhu olarak görüyorum. Eğer insan hayatta müca-dele ruhunu kaybederse bana göre her şeyini kaybeder ve kaybetmeye muhtaç hale gelir. Her türlü başarının ilk şartı mücadele gücü-dür. Mücadele gücünden yoksun olan kimse-ler küçücük zorluklar karşısında sarsılıp ümit-sizliğe düşmeye her daim mahkum olurlar.

Zaten Hayatın gayesi, baştanbaşa çalışma, gayret ve mücadele etmek değil midir. Çalış-mak için güce, gayret için ümide ihtiyaç yok mudur.

Hayatın zor yollarından geçmeye kalkanlar, ya yolda kalırlar ya da diğerlerinin gölgesinde dururlar. Ya da hiç yola çıkamazlar, ümitsiz-lerdir. Dolayısıyla önemli olan yola kararlılıkla çıkmak ve yolu başarıyla bitirebilmektir.

Tekrar soruyorum mücadele ruhu var mı biz-de; eğer varsa korkmayın...

Yolumuz açık olsun...

13

Page 14: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Osmanlı İmparatorluğu’nun ku-rumsallaşmasını sağlayan, şe-hircilik ve kültür alanında bir-çok eseri hayata geçiren ve Beyoğlu’nun temellerini atan Sultan II. Beyazıt Han ölümünün 500’üncü yılında sempozyumla ve bir dizi etkinlikle anıldı.

Sultan II. Beyazıt tarafından kuru-lan, önce Enderun, sonra Sultanî ve sonra lise olarak Türkiye’nin kültürel mirasının ve değişim içerisindeki sürekliliğinin sim-gesi olan Galatasaray Lisesi’nde gerçekleşen açılışa, Beyoğlu Kaymakamı Osman Ekşi, Beyoğ-lu Belediye Başkanı Ahmet Mis-bah Demircan, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Doç. Dr. Haluk Dursun, Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem Tolga, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. Yalçın Karayağız, AK Parti Beyoğlu İlçe Başkanı Rüstem Dindarol, ilçe protokolü ve çok sayıda tarihçi ve akademisyen katıldı.

Başkan Demircan: Beyoğlu’nu Ayakta Tutan Sütunlar Sultan II. Beyazıt’a ait

Açılışta konuşan Beyoğlu Be-lediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu’nu besleyen bütün damarların kaynağında, Sultan II. Beyazıt Han olduğunu söyledi. “Beyoğlu’nu ayakta tu-tan sütunların Sultan II. Beyazıt Han’a ait olduğunu belirten De-mircan, “Beyoğlu’nu geleceğe taşıyacak güç bu sütunlarda sak-lı. Bu nedenle, Sempozyumun alt başlığını “Beyoğlu’nu Kuran sultan Beyazıt-ı Veli Han” olarak belirle-dik.” dedi.

Rektörler “Sempozyum Vefa Bor-cudur” Dedi

Galatasaray Üniversitesi Rek-törü Prof.Dr. Ethem Tolga, II. Beyazıt Han’ın Osmanlı İmparatorluğu’nun kurumlaş-masının baş mimarı olduğunu belirterek şunları söyledi; “II. Beyazıt Han şehirleşme, beledi-yecilik, yeni donanmanın kurul-ması, vakıfların ve Galatasaray

Enderunu’nun kurulması gibi önemli konularda öncülük yap-mıştır. 500. ölüm yıldönümün-de II. Beyazıt’ı anmak tüm Türk Milleti’nin olduğu kadar Gala-tasaraylıların da vefa borcudur. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. Yalçın Karayağız ise II. Beyazıt Han’ın hayatına ve dönemine kısa bir yolculuk yaptırdığı konuşmasın-da, “ II. Beyazıt mecbur olmadık-ça savaştan uzak kalmaya dikkat etmiş, ülke yönetimine verdiği önem nedeniyle de çoğunlukla İstanbul’da kalmayı tercih etmiş-tir. Bu önemli padişahın sempoz-yumunu düzenlemek bizim için onurdur” dedi.

Sultan’ın Eserleri ve Kostümlerin-den Oluşan Sergi Galatasaray’da Açıldı

Sultan II. Beyazıt Han’ı daha ya-kından tanımamıza olanak sağ-layan sempozyum kapsamında iki önemli sergiden biri olan “II. Beyazıt Dönemi Mimari ve Ya-şam Fotoğraf ve Kostüm Sergisi” İstiklal caddesi üzerinde Gala-tasaray Lisesi karşısındaki Ga-latasaray Üniversitesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde açıldı. Tunç Bilge’nin II. Beyazıt dönemi eser-lerini fotoğrafladığı sergi sultan tarafından yürütülen bir kentleş-me ve bayındırlık projesini göz-ler önüne seriyor.

Beyoğlu’nuKuran

Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Galatasaray Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Topkapı Sarayı Müzesi ve Kültür Kenti Vakfı işbirli-ğiyle “Beyoğlu’nu Kuran Sultan II. Beyazıt Han Sempozyumu” yapıldı.

SulTan ıı. BeyazıT-ı Velİ Han Beyoğlu’nda Anıldı

Doç. Dr. Haluk DURSUN

Prof. Dr. Ethem TOLGA

Prof. Dr. Yalçın KARAYAĞIZ

Beyoğlu Kaymakamı Osman EKŞİ

14

Page 15: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Beyoğlu’nun kurucusu Sultan 2. Beyazıt Han’ın vefatının 500’üncü yılında Be-yoğlu Belediyesi, sempozyum düzenledi. Sempozyum kapsamında Galatasaray

Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Topkapı Sarayı Müzesi’nde konferanslar, sergiler ve söyleşiler gerçekleş-tirildi. Programların ardından Beyoğlu Belediye Başkanı Ah-met Misbah Demircan ile asırlar önceki Beyoğlu’nu konuştuk.

Beyoğlu’nun tarihi derinliğini ilk ne zaman fark ettiniz?

Belediye Başkanı olduğum gün, bir Kasımpaşalı olarak güncel olaylardan farklı olarak tarihi konularda yapacaklarım hak-kında bir yol haritası çizdim. Beyoğlu tarihi ile yüzleştiğim ilk olayı unutamam. Bir gün İspan-ya temsilcisi görüşmeye geldi. Görüşmemizde bize şöyle dedi; “Burada Santana Kilisesi’nin

arkasında eskiden İspanyol Kilisesi olarak çalı-şan bir kültür merkezi vardı. Buranın mülkiyeti ile ilgili problem yaşıyoruz. Burası malik vakfı olarak görülüyor ama aslında burası bizim hükü-metimizin.” Ben de kendilerine ellerinde belge olup olmadığını sordum. Sultan 2. Beyazıt Han zamanında bize burası tahsis edilmiş. Divandan çıkmış olan belgemiz var deyince birden garip bir duyguya kapılarak tarihin koridorlarında do-laşmaya başladım. Bu yüzleşme açıkçası beni heyecanlandırdı. Niye size tahsis etmiş dediğim-

de ise “Sultan Beyazıt Han, Avrupa’daki hacılar buradan gelip geçerken İstanbul’a uğrasınlar ve ibadetlerini yapsınlar diye vermiş” dedi.

Adım Adım Beyoğlu’nun kurulumu nasıl olmuş?

Beyoğlu’ndan söz edilirken bize anlatılan Beyoğlu isminin Ve-nedik elçisinin oğluna ait bir evden aldığından bahse-diliyordu. Fakat Beyoğlu tarihine baktığımızda üç safhadan geçtiğini görüyoruz. Birisi şim-di Kuledibi’nin olduğu 1450 yılına gittiğimizde ise Konstantine denilen bölge. Beyoğlu denil-diğinde Pera, o gün-lerde Kuledibi ile birkaç sokaktan oluşuyor. Daha burayı şehir yapan ve burada kurumların kurulmasının zemi-nini hazırlayan bir süreç var. O sürece baktığımızda ve bugüne gelinmesinde ilk yapının Sultan Beyazıt Han’ın bu bölgeye gel-mesi ile saray mektebinin buraya kurulması kararı ile oluştuğudur. Kuledibi’nden sonra Beyoğlu’nun kuruluşunun ilk binalarından birisi Galatasaray Lisesi binasıdır. İkincisi ise Ga-lat Mevlevihanesi’dir.

“Beyoğlu” kelimesinde Sultan 2. Beyazıt Han’ın yeri nedir?

Beyoğlu’ndan bahsederken bütün dinlerin ve kültürlerin buluştuğu bir yer diyoruz. Bu bölge-

den bahsederken bir anlamı ve tarihi olduğunu unutmamak lazım. Bu sürecin 2. Beyazıt Han’a dayandığını görüyoruz. Bu bizi neden ilgilendi-riyor? Bizim belediye olarak en önemli vazifele-

rimizden birisi planlama yapmaktır. Koca bir şehrin planlamasını yaparken de

şehrin kuruluş felsefesini ve ka-rakterini unutmamak gerekir.

Beyoğlu’ndan bahsederken Cenevizliler dönemine giderek Kuledibi’ni ve Galata Kulesi’ni es ge-çemeyiz. Beyoğlu’nun sembolü de Galata Kulesi’dir. Daha sonraki dönemlerde şehri geliş-tiren ve karakterini oluş-

turan dönem olan Sultan İkinci Beyazıt Han’dır. O

dönemde eğitime destek vererek buraları inşa etmemiş,

Galata Mevlevihanesi’ni kurma-mış ve farklı mezheplere Sina-gog, Kilise yapma fırsatı verilme-miş olsaydı bugün farklı dinlerin bir arada yaşamasından bahsedi-

yor olmazdık. Sultan İkinci Beyazıt Han’ın neredeyse her taşın altından çıkmasına rağmen hiç bahsedilmediğini gördük ve bu sem-pozyumu gerçekleştirdik. Bizler İstanbul’dan, Beyoğlu’ndan bahsederken Sultan İkinci Beyazıt Han’dan bahsetmemiz gerektiğini anladık. Bu nedenle Sultan’a hakkettiği değeri verebilmek için bu duyguyla bir araya geldik. Burada Sultan İkinci Beyazıt Han’ı ölümünün 500.yıl dönümün-de bir kez daha anmış oluyoruz.

demircan,Beyoğlu’nun

Tarihi Koridorlarını

anlattı

Beyoğlu Belediye Baş-kanı Ahmet Misbah De-mircan “Sultan İkinci Be-yazıt Han’ın neredeyse Beyoğlu’nda her taşın altından çıkmasına rağ-men hiç bahsedilmedi-

ğini gördük ve bu sempozyumu gerçekleştirdik.”

Sergi Topkapı Sarayı Kutsal Emanet-ler Dairesi Has Oda’da açıldı. 28 Ocak

2013’e kadar sürecek sergide Topkapı Sara-yı Müzesi’nin zengin koleksiyonu içerisindeki Sultan II. Beyazıt Han’ın özel eşyaları, dönemin önemli sanat eserleri ile Topkapı Sarayı envan-terine kayıtlı eserler yer alıyor. Okçuluğa büyük merakı ve kabiliyeti olan Sultan II. Beyazıt`a ait yay ve kılıçlar, Sultan II. Beyazıt’ın entarisi ve Şehzade Korkut’un tören kaftanı sergide yer alıyor. Yine, Sultan II. Beyazıt’ın altınla çekil-miş tuğrası, şehirciliğe verdiği önemi gösteren beratı, o döneme ait minyatürlerin yer aldığı kitaplar, ünlü hattatlardan Şeyh Hamdullah ta-rafından yazılan Kur’an-ı Kerim serginin önem-li eserlerinden birkaçı. Topkapı Sarayı Müzesi Hazine Bölümü`nde korunan Osmanlı Kabe Kilit ve Anahtar grubunun örneklerinden Kabe kilidi de sergide görülebilir. Sergi, Sultan II. Beyazıt Han’ın Topkapı Sarayı’nda tahta ilk çıkan padi-şah olmasıyla da önem kazanıyor.

Topkapı Sarayı’nda İlk Tahta çıkan padişah Sergisi açıldıTopkapı

Sarayı’nda tahta ilk çıkan padişah

Sultan II. Beyazıt’ın 500’ncü ölüm yıldönümünde Beyoğlu Belediyesi’nin ev sahipliğinde

önemli bir sergi açıldı. “Beyoğlu’nu Kuran Sultan II. Beyazıt Han Sempozyumu” kapsamında açılan sergide,

padişahın özel eşyaları sergilendi.

15

Page 16: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Halıcıoğlu kültür merkezinde düzenlenen programa, AK Parti Beyoğlu İlçe Başkanı

Rüstem Dindarol ve Yönetim Kurulu Üyelerinin tama-mı, AK Partin Beyoğlu Belediye Meclis Üyeleri, AK Parti Kağıthane İlçe Başkan Yardımcısı Mehmet Yıl-maz, Almanya’da faaliyet gösteren Türk Dernekleri Federasyon Başkanı Bahri Akalın, Halıcıoğlu mahal-le muhtarı Bahri Sivri, Sancaktepe Bartınlılar Dernek Başkanı Hasan Çelik ve çok sayıda dernek üyesi ka-tıldı.

Aşure program Kur-an’ı Kerim tilavetiyle başlayıp du-alar eşliğinde devam etti. Cengiz Bayraktar hocanın okuduğu güzel kasidelerin ardından, İbrahim Şimşek hoca, Aşure ile ilgili sohbet yaparak katılımcıları bil-gilendirdi.

Günün anlamına dair AK Parti Beyoğlu İlçe Başkanı Rüstem Dindarol bir konuşma yaptı. Dindarol, Aşure ayının önemi ile ilgili konuştu. Beyoğlu’nda yapılan çalışmalar hakkında katılımcılara bilgiler veren Din-darol STK’lara verdikleri önemin altını çizerek, bu tür dernek lokallerini sürekli ziyaret ederek hemşerileri bir araya getirip birlik ve beraberliği daha üst sevilere

taşınması gerektiğini belirtti.

Protokol konuşmalarının ardından tamamen Bartın’ın yöresel yemeklerinin sunulduğu Aşure gönünde katı-lımcılar birbirleriyle hasret gidererek sohbet etti.

BAR-KUM-DER Başkanı Mehmet Bulut, Boğaziçi Gün-dem Gazetesine yaptığı açıklamada, Beyoğlu İlçe Başkanı Rüstem Dindarol ve Yönetim Kurulu Üyeleri, bugüne kadar bütün programlarımıza katılıp bizleri hiç yalnız bırakmadı. Dernek yönetimim adına ken-dilerine ve Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür edi-yorum dedi.

Başkan Bulut sözlerine şöyle devam etti. “Bizler der-nek olarak her zaman bu tür programları dernek üyele-rimizin katkılarıyla yapmaya çalışıyoruz. Birlikte hareket etmeyi felsefe edinmiş bir STK olarak, “insanı yaşat ki devlet yaşasın” mantığına önem veriyoruz .Bu güzel ve önemli günleri layıkıyla farklı bir şekilde yaşayıp geri-den gelen neslimize aktarmaya ve idrak etmenin gay-reti içindeyiz.” dedi.

Sözlerine bir Hadis-i şerifle devam eden Başkan Meh-met Bulut, “Herkim aşure gününde ailesine ve ev halkına yakınlarına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak’ta senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder” diyor. İşte bizler bu düşünceyle hareketle böyle mane-vi değeri çok yüksek günleri, bütün dernek üyelerimiz ile birlikte geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz

İstanbul’da faaliyet gösteren Bartın’ın Ulus İlçesi, Kumluca Beldesi, (BAR-KUM-DER) Derneği, Beyoğlu Şubesi Aşure Programı düzenleyerek üyeleriyle buluştu.

BaRtıNLıLaR (BaR-KUM-DER) aşURE güNüNDE BULUştU

ADecell elektronik AçılıŞınA yoğun ilGi

İlhan Çabukol/Boğaziçi Gündem

Yoğun katılımın olduğu açılışa, AK Par-ti Beyoğlu İlçe Başkanı Rüstem Dindarol, Beyoğ-lu Belediye Başkan Yardımcısı Özcan Tokel, Eyüp İlçe Emniyet Müdürü Kenan Şaban Süzgün, Fersaf Dernek Başkan Yardımcısı Keramettin Özaydın, Beyoğlu Belediyesi Meclis Üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.

Açılışa yoğun ilgi...

Açılış kurdelesini AK Parti Beyoğlu İlçe Başkanı Rüs-tem Dindarol, Belediye Başkan Yardımcısı Özcan Tokel, Eyüp İlçe Emniyet Müdürü Kenan Şaban Süz-gün ve Fersah Dernek Başkan Yardımcısı Keramettin Özaydın birlikte kestiler.

AK Parti Beyoğlu İlçe Başkanı Rüstem Dindarol açılış son-rası kısa bir konuşma yaptı. Beyoğlu’nda bu tür işletme-lerin çoğalmasından oldukça memnun olduğunu belirten Dindarol, işletme sahibi Adem Süzgün’e hayırlı olsun di-yerek bol ve bereketli kazançlar temennisinde bulundu.

Bol çeşit, uygun fiyat...

Karaköy Elektronikçiler çarşısı, İskele Çıkışı No: 10 adresinde hizmete giren Adecell Elektronik, geniş ürün çeşidinin yanı sıra özellikle bilgisayar satış ve tamiri, her çeşit cep telefonu satışı, tamiri ve aksesu-arları ile piyasa şartlarının altında fiyatlarıyla dikkat-leri çekiyor.

..ve 2012 KAÇAR!Bir yılı daha uğurlamanın hüznü var içimizde; bu hüzün çocukluğumuzdaki ‘hoşçakal eski yıl, hoş geldin yeni yıl’ resmindeki burukluk gibi değil. Bu hüzün gelecek yüzyıl için siyasi kültürel ekolojik , elektronik ve insanı birçok tör-pülenmemiş kavramların ve olayların başladığı yıl olduğun-dan dolayıdır.

Çok olumlu bir sene geçirdiğimizi bir dünya insanı olarak söylemek mümkün değil. Ancak Türkiye’nin iç mekanizma-larının temiz eller operasyonunun süregiden kısmı bakı-mından ümit verici.

Birçok kişi başbakanın dikta psikolojisi ile yaptırımlarda bu-lunduğundan bahsediyor. Bizim gibi hisleri açısından do-kunmatik bir toplumda bunun bu çağda özellikle mümkün olmadığını düşünenlerdenim. Belki fazla iyimserim. Radikal tedbirler özellikle siyaseti temsil eden kişi ve bakanların çoğunluğunun eğitim eksikliği olduğu halde meclis binasını da doldurduğunu düşünürsek maalesef böyle yaptırımlara sayın Tayyip Bey’i mecbur bırakmış olabilir.

Ancak ben hala kendi coğrafi sınırları içinde TC hükümeti-nin özgür siyaset yapabileceği günlerin olacağına ve ger-çekten eğitimli insanlar tarafından kurumlarımızın ülkemi-zin gün gelip yönetileceğine dair de ümitvarım.

Özgür düşünce yönetimi anlamda henüz netleşmesekte bu yıl önemli adımlar atıldı. Dikkat çekmek istediğim asıl konu şu ki sosyal medyada ki azınlıkların çıkar gözeten say-falarını ve haberlerini duyarlı insanımızın önemsememesi gerekir. Haberin ya da sloganın temelindeki asıl mesajı gö-rürken görüntüdeki şişirme manşete itibar etmemesi ge-rekir. Türkiye Cumhuriyeti ve Askeriyesi ülkenin menfaati dışındaki çıkarlara hizmet eden ve dini istismar edebilecek kişilerden temizlendikçe, daha iyiye gitme olasılığımız artı-yor. Önemli olan da budur!

Sosyal ve sanatsal aktivitelerde gençlerimiz daha çok yer almalı sesini duyurmalı. Partilerin gençlik çatıları altında seslerini yükseltmeli. Toplum bilinci gençlerimizde yaygın-laştırılmalı buna en büyük katkıyı sağlayacaklar muhakkak ebeveyn ve öğretmenlerdir.

Dünya genelinde memnun değilim çünkü bahar rüzgarı sert esti ve büyük yeni dünya düzeninin neler getireceği ise kendini henüz sergilemiş değil.

Yeni Yıl Ne Getirir ?

Öncelikle insani yönlerim barış özleminde bir anne olarak, çocuklarım ve hepimizin çocukları için nükleer savaşın ya da soğuk savaşların olmayacağı bir dünya adımların atılacağı bir yıl olmasını diliyorum.

Vatandaş olarak ; ülkem adına eğitimin her sahada yükse-leceği evlerde TV saati olduğu kadar ailelerin salonlarında çocuklarıyla kitap okuma saatinin de olacağı ve bu düşün-cenin başlayabileceği bir yıl diliyorum.

Bir yazar olarak ; elbette daha güzel kitaplar yazabilmeyi diliyorum. Daha çok genç okuyucuya ve kitapseverlerimi-ze ulaşabilmek adına..

Yılbaşı gecesinde çam ağacım olmaması benim bu dua ve temennilerime engel değil.

Ağacın altındaki hediyeleri açmıyorum ama açanlara da güzel ve sağlıklı bir yıl diliyorum. Hindi pişirmiyorum ama ailece bir masada yenilecek yemeğin şükrünü yeni yılda da bize yaşatması için Allah’a dua ediyorum.

Yılbaşı akşamınızı da yaşamınız nasılsa seyrediyorsa, ona göre düzenleyin ve olumlu düşüncelerle eşikten geçin.

Günah gün ve saatlerin kovalamasından değil . Günah seccadedeki desen de değil kıblenin yönünün yanlış olma olasılığındadır..aslolan günah beynimizin kıvrımlarındaki hücrelerde dolaşır.

Son olarak Boğaziçi Gündem ailesine 2012 yılında katıl-maktan mutluyum. Özellikle bu aileyi seçme sebebim ta-rafsız yayın yapmasıyla alakalıdır. Yazarlarına herhangi bir kota koymaması ve yazarlarını geniş fikir yelpazesine sahip kişilerden seçmiş olmasıdır. Boğaziçi Gündem ailesi olarak daha iyiye kulaç attığımızın sebeplerinden ilki sahibi İlhan Çabukol Bey’in özveri ve çalışmasıdır.

Yeni yılınız kutlu olsun. Yeni yolunuz aydınlık olsun!

Şeyda KOÇ

www.seydakoc.com

16

Page 17: Boğaziçi Gündem Gazetesi

TaKSİCİ eSnaFımıza HeR zaman SaHİp çıKaCağız

boğaziÇi Gündem

Beyoğlu Belediyesi’nin ilçedeki sokakları ye-nileme çalışmaları devam ediyor. Kış aylarının gelmesine rağmen ara verilmeyen çalışmalarda hava şartları müsaade ettiği sürece bozulan so-kaklar baskı beton tekniğiyle yenilenerek halkın

hizmetine sunuluyor. Beyoğlu’nun sokakları-na ömür katan, 30 yıl dayanabilen baskı beton tekniğiyle son olarak Firuzağa mahallesindeki Kadirler Yokuşu yenilendi. Yokuşta, Arnavut desenli baskı kullanıldı. Antik etki tozu yüzeyde bırakılarak, betona eski ve kullanılmış görüntü-sü veren bu uygulama aynı zamanda Kadirler Yokuşu’na geçmişteki Beyoğlu’nun Arnavut taşı sokakları nostaljisi yaşatıyor.

Kasatura Sokak ve Tahtaki Yokuşu Yenilenecek

Her sokağında tarih barındıran, her taşında kül-tür yatan Beyoğlu’nun baskı beton uygulama-sıyla yenilenen sokakları zamanla oluşabilecek çökmelerden de etkilenmiyor. Kültür ve sanatın merkezi olan Beyoğlu’nu, tarihine uygun ve da-yanıklı sokaklara kavuşturan Beyoğlu Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri, Firuzağa mahalle-sinin Kasatura Sokağı ile Tahtaki yokuşunu hava şartlarının düzelmesiyle yıllara meydan okuyan baskı beton tekniğiyle yenileyecek.

Beyoğlu’nun eski mahallele-rinden Firuzağa’daki Kadirler Yokuşu başta olmak üzere bütün mahallelerde yol ye-nileme çalışmaları devam

ediyor. Birçok mahallede so-kaklara yapılan Arnavut taşı

deseni baskısı geçmişin izleri-ni günümüze taşıyor

Kağıthane Belediye Başkanı Fazlı Kılıç taksi durakları zi-yaretine devam ediyor. Her zaman esnafın yanında olan Başkan Kılıç; Kağıthane’de-ki bütün Taksi duraklarını, Kağıthane Otomobilciler ve Şoförler Esnaf Odası Başka-nı Akın Atlı ile beraber gez-

meye devam ediyor.

Dünya’ da kalite ve standartların mucidi bir milletiz. Gerçek anlamda, kurumsal olarak ürün ve hizmetlere dair ilk kalite düzenle-mesi ve standardizasyonun Osmanlı Padişa-hı Sultan ll. Beyazid Han tarafından yapıldığı yazıyor tarih kitaplarında.Her nedense çağdaş birçok uygulama gibi, “kalite standardizasyonunun da” tarafımız-ca tekrar benimsenmesi; Çağdaş ve muasır medeniyet! olan batıda bir tur attıktan son-ra ancak mümkün olabilmiştir.Ancak mucit bir millet olarak yerimizde saymamız elbette beklenemezdi. Yeni yeni icatlara yelken açmak genlerimizde mevcut-tu netekim. Biz de standartı daha da geliştir-dik(!) . Çifte standartı hatta çoklu standartı getirdik çağdaş memlekete..Ülkenin siyasetini, bürokrasisini, ideolojisini, yargısını, medyasını; bu çoklu standartlara dayandırdık, rahatladık..Onlarca yıldır bunu titizlikle uyguladık.Darbe mi olmuş?Elbette bütün darbeler standart olarak kötü olamazdıKimin, kime yaptığına baktık..Bizim tosuncuklar yaptıysa buna darbe denemezdi elbette olsa olsa devrim olur, bay-ram olur kutlanırdı..Demokrasi, hak, özgürlük, eşitlik,Herkese standart olarak uygulanabilir miydi?Hak eden var etmeyen var, eğitimlisi var ca-hili var, aydınlık yüzler var kara Fatmalar(!) var, modern ilerici var çağdışı gerici var, Öteki var beriki var efendim çoklu standart şart..Söz misal yargı;Kanunlar herkese eşit uygulanabilir mi?-Bazısı hakkında iddianame düzenlendiyse kesin suçludur..Devletin koskoca savcısı elinde doğru dü-rüst delil olmadan dava açacak hali yok ya, onca yıl okumuş, devletin kademelerinde görev almış işini bilmeyecek mi?-Bazısı hakkında kesinleşmiş karar bile olsa suçsuzdur, yıllardır tanırız, yakın dostumuz, ahbabımız-dır, devlete bunca sene hizmet etmiştir suç işleyecek hali yok ya efendim.Hele tutuklama hele tutuklama;-Bazısına 10 yıl bile azdır bazısı bir saat alıkonulmamalıdır efendim, her şeyin de bi standartı var şeyini çıkarmamak lazım..

Medyayı ele alalım;Tek bir standartla yürütülecek mecra mıdır Allah aşkına?Dünya görüşüne göre bir uygulama gerek, -hakkında yolsuzluk iddiası olan çağdaş va-tansever kamu görevlimiz fidan gibi adam-dır, yapmaz o. Kim bilir kimlerin kuyruğuna bastı da üstüne gidiyorlar. Aslan gibi göre-vinin başında, kimse ona rüşvetçi diyemez, yıpratamazsınız..Hem elinizde kesinleşmiş mahkeme kararı mı var? Karar kesinleşinceye dek herkes masumdur, Kesinleşse de bu işte mutlaka bir iş vardır..Diğer yandan;-Hele şu bademe bak, hem yemiş her haltı bir de utanmadan masumum diyor, Ateş olmayan yerden duman çıkmaz demiş-ler, yalan mı iddialar haa yalan mı? Masumum diyorsan yargı orda, yemezler efendi, git aklan da gel, teslim et kendini devletin bağımsız yargısına ve şefkatli kolla-rına, aklan da gel..aklann..aklannn..

Git Yargıdan AklanGel Bağrıma Yaslan

Av. Harun MUŞ[email protected]

BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa BEYOĞLU’NDa sOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİsOKaKLaR YENİLENDİ

İLHAN ÇABUKOL/BOĞAZIÇI GÜHDEM

Taksi durakları ziyareti programı çerçevesinde Emniyet evleri Tak-si Durağı esnaflarıyla kahvaltıda buluşan, Başkan Kılıç, esnafların büyük ilgisiyle karşılandı. Emni-yet evleri Taksi Durağı ziyaretin-de Başkan Kılıç’ı, Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Çakır, Kağıtha-ne Otomobilciler ve Şoförler Es-naf Odası Başkanı Akın Atlı, Em-niyet Evleri Mahalle muhtarı Zeki Uzun, Kağıthane Birleşik Esnaf odaları Başkanı Ömer Osmanoğ-lu ve Emniyet Evleri Taksi Durağı esnafları karşıladılar.

Başkan Kılıç’la kahvaltıda bulu-şan Emniyet Evleri Taksi durağı esnafları, meslekle ilgili sıkıntıla-rını anlatıp, sohbet ettiler. Baş-kan Kılıç, “Taksici kardeşlerimiz

bizimle meslektaşlardır. Bizler nasıl kamuya hizmet ediyorsak, taksici kardeşlerimizde öyleler. Bizler her fırsatta bütün esnaf-larımızla, vatandaşlarımızla bir araya geliyoruz. Bilhassa taksici esnaflarımızla buluşmak, onları dinlemek bizim için önemlidir. Var olan sıkıntıları beraber aşıp, gelişen Kağıthane’yle birlikte taksici esnaflarımızın da sorun-larının üstesinden geleceğimize inanıyorum. Bütün esnaflarımıza olduğu gibi taksici kardeşlerimi-ze de her zaman sahip çıkaca-ğız.” dedi.

Emniyet Evleri taksi Durağı Esnaf-ları Başkan Kılıç’ın yaptığı ziyaret-ten ötürü memnuniyetlerini dile getirirlerken, ziyaretin sonunda Başkan Kılıç’a bir teşekkür belge-si takdim ettiler.

17

Page 18: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Bahrİ akalIn;çağIMIzIn hastalIğI İnternet

İlhan Çabukol / boğaziÇi Gündem

Boğaziçi Gündem Gazetesi her sa-yısında olduğu gibi bu sayısında da

sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları-na yer vermeye devam ediyor. Bu sa-yımızın misafiri Almanya’da yaşayan vatandaşlarımızın örgütlü gücü Türk Dernekler Birliği Platform’u Başkanı Bahri Akalın.

Almanya da yaşayan vatandaşları-mızın sorunlarını yakından bilen ve onlarla sürekli diyalog halinde çalış-malarına devam eden Başkan Akalın, Türkiye’de de eğitim ve bilgilendirme çalışmalarına katılıyor. Almanya’da Bağımlılık Danışmanı Sertifikası’na sa-hip Akalın, Türkiye’de birçok il ve il-çede bağımlılık hakkında seminerlere katılarak aileleri ve gençleri bilinçlen-dirmeye çalışıyor.

Bahri Akalın ile yaptığımız ve ailelerin mutlaka sonuna kadar okumalarını tavsiye ettiğimiz bu söyleşiyi siz de-ğerli okurlarımız ile paylaşıyoruz.

Boğaziçi Gündem: Dernekçiliği nasıl de-ğerlendiriyorsunuz. Yurtdışında dernek-çilik ne kadar önemli?

Bahri Akalın: Türkiye’de insanın başı sıkıştığında köyde muhtardan, belde

belediye başkanından, ilçede kay-makamdan, ilde il valisine varıncaya kadar kapısını çalabileceği bir sürü insan, kurum ve kuruluş var. Ama Almanya’da insanlarımızın müracaat edeceği ilk ve tek adres derneklerdir. Onun için Almanya’da ve diğer ya-bancı ülkelerde derneklerimiz önem-lidir. Bizde yöresel derneklerimizi ve güçlerimizi bir araya getirip iletişim-lerimizi hızlandırarak Türk Dernekler Birliği Platformu’nu kurduk. Arkadaş-larımızın gayretleriyle ve destekleriyle bu hizmet 3 yıldır yürüyor.

Boğaziçi Gündem: Almanya’da faaliyet gösteren, Türk Dernekler Birliği olarak en çok hangi konular üzerinde çalışma-lar yapıyorsunuz?

Bahri Akalın: Bizim her şeyimiz gençlik adına. Çünkü biz 50 yıldır ülkemize

geri döneceğiz diye Türkiye ağırlıklı hazırlık yapmışız. Maalesef 50 yılımızı doldurduğumuz halde geri döneme-mişiz ve artık Almanya’da her şehirde Müslüman Mezarlığı var. Görünen o ki artık orada kalıcıyız. Daha önce bura-ya geliyorduk Almancı, oraya gidiyor-duk yabancı. İki kimlik arasında kalı-yorduk. Birinci kuşak vefat etti, ikinci kuşak ağırlıklı olarak Türkiye’de yaşı-yor, üçüncü kuşak biraz Almanya’da. Fakat üçüncü kuşakla dördüncü kuşak arasında gerçekten önemli problem-lerimiz var.

Boğaziçi Gündem: Nedir bu problemler?

Bahri Akalın: Özellikle dördüncü kuşak orada doğmuş. Ana okulundan tutun liseye kadar, üniversiteye kadar, Al-manlarla beraber aynı kültürü, aynı sokağı paylaşmış. İşe gittikleri için anne ve babanın Almancası yeterli ol-mamış. O konularda gençlikle belli sı-kıntılarımız var. Ama buna rağmen se-vindirici taraflarımızda var. Toplumun her kesiminde, siyasetten futbola, hukuktan öğretmenliğe, her kesimde insanımız, iş adamlarımız artık yetişti. İnsanlarımız oradaki işçi kabuğundan sıyrıldı ve bu konuda kendini topluma hazırladı.

Boğaziçi Gündem: Biraz faali-yetlerinizden bahseder misiniz? Bahri Akalın: Almanya’da bizim der-nek olarak aktivitelerimiz çeşitlilik gösteriyor. Örneğin hapishanelere gidiyoruz. Sadece gençlik adına de-ğil genel olarak. Gençlik adına yap-mış olduğumuz dışarıda suça bulaş-mamış, 16 yaşından 20 yaşına kadar gençlerimizi alıp hapishanelere ibret gezileri yaptırıyoruz. Evde annesinin; oğlum yatağını yap! dediğinde böyle mırın kırın eden çocuk, hapishanede bir mahkûmun yaşamıyla ilgili 24 ile 48 saat arası bir seminer aldığında iş değişiyor. Hapishanenin bir film ol-madığını, televizyonda seyrettiği ha-pishane hayatı olmadığını orada ger-çekleri gördüğünde caydırıcı etkisini fark ediyor. Yatağını kendisinin yapa-cağını, yapması gereken bulaşığıydı,

paspasıydı bunları görünce ar-kadaş çevresine dikkat etmesi gerektiğini, oraya düşenlerin hangi zayıf noktalardan girip düştüğünü bunları anlatıyoruz, gençlik adına bunu yapıyoruz.

Boğaziçi Gündem: Bu çalışma-ların yanında gençleri sosyal alanlara çekmek için faali-yetleriniz var mı?

Bahri Akalın: Kesinlikle var. Erkek ço-cuklarımızın spor, güreş, tekvando, karate gibi güç hobisi var. Kız çocuk-larımızın %80’ninin hobisi folklor. Bu-nun için ne yaptık? Mesela bu sene 3. Folklor Türk Halk Müziği Festivali düzenledik. 228 çocuğumuza madal-ya dağıttık. Bunları tabi birinci, ikinci olarak vermedik. Motive olsun diye hepsine verdik. Yine bu sene 4. ayda yedi ülkenin folklor ekibiyle beraber yaptığımız etkinlikte gençlerimizin hepsine motive amaçlı madalya dağıt-tık. Bunlar bizim internet sayfamızda görsel olarak var. Gençlik adına yap-mış olduğumuz üçüncü bir çalışmada, Avrupa’da internet bağımlılık olarak, hastalık olarak kabul edilmiştir. İşte bende bunun için Türkiye’deyim. Bu-rada deminde bahsettiğim gibi der-neklerin davetleri var. Zonguldak’ta uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili Alkol Derneği’nde bir konferansım ola-cak. Türkiye’ye davetli geldim. Ken-dim Almanya sertifikalı Bağımlılık Danışmanıyım. Tabi burada görüş-melerimizde şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Türkiye’de Güvenilir İnternet diye bir ağ var. Bunu insanlar biliyor ama bizim anlattığımız o değil. Bir çocuğun ya da birinin yanlışlıkla bir sayfaya girmesi değil. Bizim bahset-tiğimiz bir çocuğun 15-16 saat inter-netin başında kalması, bağımlılıktır. İnternette izledikleri program veya oradaki birebir oynadıkları oyunlarda küçük yaşta öldürmeler var. Burada çocuğun toplumdan kopması söz ko-nusu. Çocuğun topluma adapte ol-ması veya bunları konuştuktan sonra neler yapılabilir bunlar hakkında bi-linçlendiriyoruz.

Boğaziçi Gündem: İnternet bağımlılı-ğını azaltmak için aileler nasıl bir yol izlemeli? Sizce aileler bu mücadelenin neresinde?

Bahri Akalın: Şu bir gerçektir ki ço-cuğu ilk internetle tanıştıran ailedir. Bunu aileleri suçlamak için söylemi-yorum, bunun altını çizelim. Kendisi televizyonda bir programa, bir diziye bakarken, çocuğun kendisini rahatsız etmemesi için internette oyun açan ilk önce ailedir. Bu çocuk bu oyunu izler, oyuna aşina olur ama televizyonda-ki diziler her hafta yenisi geldiği için çocuğa oyun temini aileden başlar.

Ama internetten indirir, ama parayla satın alır. Burada ne yapacağız? Örnek olma modelimizi kendimiz geliştirece-ğiz. Mesela içki, uyuşturucu bağımlı-lıkları kişinin maddi gücüne göre de-vam eder. Parası varsa alır ve kullanır. Ama internette bu yok, internet zaten evde var. Yani çocuğun bunu alabilir miyim alamaz mıyım diye bir sıkıntısı yok. Bunun için ne yapabiliriz? Bunlar uzun mesele ama kısa yoldan şöyle diyelim. Çocuğun okul öğretmeniyle irtibat kurulup, çocuk hakkında bilgi alın. Çocuğun eli, beyni, fikri neye yatkın olabilir? Müzik olabilir, spor olabilir. Buna göre çocuğun hobisini bulup ona yönlendirilmeli.

Boğaziçi Gündem: Almanya’da bu nasıl yapılıyor?

Bahri Akalın: Tabi bu anlattıklarım Almanya’da çocukların isteklerinin yoğunluğuna göre, spor veya farklı bir alanda okul aile birlikleriyle, hangi birim ilgileniyorsa bunlara göre hobi-ler hazırlanır. Yani çocuğu internetten çekince bir alternatif sunmamız lazım. Çünkü çocuğa yasak koymak, çocuğu hırslandırır. Bunları azaltma yönüne gideceğiz.

Boğaziçi Gündem: Bunlar neler olabilir?

Bahri Akalın: En önemlisi ailenin ço-cuğun sosyal faaliyetlerini sıklaştıra-cak olmasıdır. Mutlaka kendi hemşeri dernekleri faaliyetleri olması şart de-ğil. Topluma faydalı olan kim tarafın-dan yapılırsa yapılsın her türlü faaliyet dikkate alınarak değerlendirilmeli ve faaliyetlere mümkün mertebe ailenin çocuklarıyla beraber gitmesi lazım. Buradaki esas sıkıntı ailede başlıyor. Aile ilk etapta çocuk sokakta tanıma-dığı insanlarla birlikte olmasın diye internet başından kalkmamasına mü-saade ediyor. Ama çocuk internet or-tamında kimlerle tanıştığını bilmiyor. Anne baba da çocuk evimde diye seviniyor. Ama çocuğun Hasan diye görüştüğü kişi Mehmet diye bir başka birisi çıkabiliyor.

Boğaziçi Gündem: Sayın Akalın, bize vakit ayırdığınız için size çok teşekkür ediyoruz.

Bahri Akalın: Bende sizlere teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar di-liyorum.

Bartın Dernekler Federasyonu’nun gerçekleştirdiği Aşure Günü’nde görüştüğümüz, Almanya Türk Dernekler Birliği Platform Başkanı Bahri Akalın internet bağımlılığı hak-

kında Boğaziçi Gündem Gazetesi’ne önemli açıklamalarda bulundu.

18

Page 19: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Bir yaşının bütün güzelliğini yaşamakta olan Boğaziçi Gündem’in değerli ailesine sevgi ve saygı ifadeleriyle başlayalım meramımızı anlatmaya. Bahaneler arkasına saklanarak ya-zılarını geciktiren, tembel bir ferdi olsam da, (İlhan bey, nasıl olsa Maya’lara göre kıyamet kopacak, yazmaya ne gerek var diye düşün-düğüm için yazmadım. Ama şu saat itibariyle kopmadığına göre yazmaya devam) böyle güzel bir ailenin içinde bulunmak mutluluk verici. Bu dinamiklik ve ataklıkta giderse, daha nice yaşlarını birlikte göreceğimiz Boğa-ziçi Gündem’in çatısı altında bu mutlulukları yıllar boyunca ifade ederiz inşallah.

Başarının mutluluğunu sözle ifade etmek biz kenardakiler için kolay tabi. İşin mutfağında olan sihirbazlara; hem gazetenin hem de sitenin bu hale gelmesinde esas emek sahibi olan İlhan ÇABUKOL ve Şenel ODACI Beyle-re sormak lazım verdikleri emekleri. Bütün kısıtlı imkanlara rağmen, ücreti az –hatta yok- emeği çok olan böyle bir işe imza attıkları ve azimle bu hizmete devam ettikleri için, okur-lar olarak kendilerine teşekkür ediyoruz.

Ekim, Kasım, Aralık derken; hepimizin diline sakız olan Maya takvimini de geride bıraktık. Dünyanın gündemi ve coğrafyası, her gün duyduğumuz kan, gözyaşı ve acı dolu haber-lerle o kadar kirlendi ki, onları konuşmamak için bu maya kıyameti saçmalığını konuşmayı tercih ettik. Ama işte zaman o yalanı da eli-mizden kolayca aldı. Şimdi gerçeği görmek istemeyen gözlerimize yeni yalanlar lazım.

Cemil MERİÇ, “düşünmek; mutlu azınlık ile sömürülenler arasında sıkışıp kalanların işidir” der. O zaman bize düşen yalanlardan uyanıp, “düşünen” insan sayısını çoğaltmak. O zaman sömürülen sayısında bir azalma olur. Kimbilir belki mutlu azınlık grubu da, sömürü üzerine kurdukları mutluluklarını sorgulamaya başlarlar.

Ayak seslerini duyduğumuz 2013 yılı bu umut için bir milat olabilir mi? Temennimiz olsun. 2013 yılı dünyada kan ve gözyaşının son bulduğu, ülke coğrafyalarının haritalarının ve kaderlerinin insan kanından mürekkeplerle, insan derisi üzerine çizilmeyen bir yıl olsun. Sırf inançları yüzünden küçücük çocukların üzerine bombaların düşmediği bir yıl olsun. Yaşadığı coğrafyanın kaderidir diye bir deri bir kemik kalmış çocuklar, açlıktan susuzluk-tan ölmesin. “Ben hakkım” diyen dar kafalı dini hiziplerin, güç cephesinde bir metre daha geniş yer alacağım diye birbirlerini ezdikleri bir yıl olmasın.

Mevlana’nın dediği gibi: “Düne ait ne varsa (bütün kötülükler) hepsi dünde kaldı cancağı-zım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” Uma-rım barışa ve güzelliğe ait yeni nağmeler duya-bileceğimiz bir yıl olur 2013. Bilmiyorum müflis bankalar gibi umut denilen ilaca çok fazla mı kredi verdim bilmiyorum. Dünyanın bu çirkin-liğinde pay sahibi olanlardan bazıları benim yazımı okuyup saflığıma ve temennilerime kıs kıs gülebilir. Ama ben yine de bu umudu yeşil ve canlı tutmaya devam edeceğim.

Hadi hep beraber KAFKA’nın temennisine düet yapıp gerçekleşmesini sağlayalım:

“Sevgili Milena, insanlığın yürümesini dört gözle bekliyorum.”

Sağlık, mutluluk, barış dolu seneler efendim.

2013’ten beklentiler

Alim YAVUZ

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Beyoğlu Gençlik Merkezi’nde AK Parti Beyoğ-lu İlçe Teşkilatı tarafından düzenlenen “Mehmet Akif Ersoy’u Anma ve Anlamak” konulu programa vatandaş-lar yoğun ilgi gösterdi. Se-zai Çimen’in sunduğu prog-ram, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başla-dı, Kur’an-ı Kerim tilaveti ile devam etti.

AK Parti Beyoğlu İlçe Başkanı Rüstem Dindarol programda yaptığı konuşmada, Akif’in tam bir düşünce adamı ve gençlere yön vermeye çalışan bir mütefekkir olduğunu söy-ledi. Dindarol sözlerine şöyle devam etti. “Kendisi büyük ıstıraplar çekmiş. Ama ne hazindir ki bu ülkeye İstiklal Marşı’nı kazandıran Mehmet Akif Ersoy, 1936 yılında vefat ettiğinde o dönemin devlet yetkililerinden hiç kimse ce-nazesine katılmamış. Böyle bir düşünce adamı ne yazık ki garip gelmiş, garip gitmiş. Fakat garip yaşamıyor. Sizler, bizler onun hatırasını yaşama-ya ve yaşatmaya devam edi-yoruz.”

İTO Kadınlar Çeşmesi 6-C sını-fı öğrencisi Melisa Çağdaş’ın sahnede yürekten okuduğu İstiklal Marşı katılımcılar ta-

rafından gözyaşları içinde dinlendi. AK Parti İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Şerif Sezgin Melisa’ya çiçek vere-rek başarılar diledi.

Programın son bölümünde Marmara Üniversitesi Türk İslam Edebiyatı Anabilim Dalı

Başkanı Prof. Dr. Mustafa Uzun, “Akif’in hayatını kitap-lara bile sığdıramıyoruz. Akif, hem bir aydın, hem bir vatan-perver, hem bir aktivist, hem

siyasetçi hem de iyi bir Müslü-man” diyerek şöyle konuştu. “Mehmet Akif Ersoy, milletin istiklali tehlikedeyken, ne ya-pılması gerekiyorsa onu yaptı. Ama Mehmet Akif milletin is-tiklalinden ziyade milletimizin her şeyi için, her şeyi yaptı. Yani kapsam bu kadar ge-niş. Fakiri için ne düşündüyse onu söyledi ve kendi haya-tında yaptı. Zengini için aynı şeyi yaptı. Âlimi için benzeri-ni yaptı, cahili için benzerini yaptı. Biz ne yapabiliriz ve ne yapıyoruz. İnsan sevgisi diye kıyametler koparılıyor. İşte size insanı seven bir ideal insan örneği. Akif’i böyle bir toplantıda dinle-

yerek anlamak çok zor. Çün-kü bizim pek çok büyüğümüz gibi müstesna bir insan. Önce Akif’i okuyalım, anlayalım sonra bu toplantılarda eksik-likleri giderelim.”

mehmet Akif ersoy Beyoğlu’nda anıldı

Mehmet Akif Ersoy vefatının 76. yıl dönümünde Beyoğlu’nda anıldı.

19

Page 20: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Kısa süre önce kurulan Far Elektrik, sürekli eğitim, yaşam boyu öğrenme, iş ahlakı, dürüstlük, yeterlilik, yenilikçilik ve girişimcilik ilkelerinin karşılığını fazlasıyla alıyor.

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Beş altı çeşit ürünle üretime başlayan Far Elektrik, başta grup prizler, elekt-rik aksesuarları, aydınlatma armatür-leri ve sigorta kutuları olmak üzere 150’nin üzerinde ürünle yurt içi ve yurt dışında 25’e yakın ülkeye ihracat yapa-rak gelişen Türk ekonomisinin sektör-de öncü firması oldu. Bu gün Ümrani-ye’deki modern tesisinde profesyonel kadrolar ile üretime devam eden Far Elektrik, sürekli eğitim ve yaşam boyu öğrenme, iş ahlakı ve dürüstlük, yeter-lilik, yenilikçilik ve girişimcilik, müşteri odaklılık, çevreye duyarlılık, uyum ve farkındalık gibi altı temel ilkelerinden hiç taviz vermedi.

Kısa sürede bu başarının mimarı olan Far Elektrik Teknolojileri yönetim Ku-rulu Başkanı Zihni Gülep’i Boğaziçi Gündem Gazetesi olarak Ümrani-ye’deki çalışma ofisinde ziyaret ettik. 2013 yılında yeni yatırımların müjdesi-ni de veren Sayın Gülep’e Far Elektri-ğin dünü bugünü ve yarınını sorduk.

Kısa sürede gelen önemli başarı…

Boğaziçi Gündem: Far elektrik nasıl ku-ruldu bize anlatır mısınız?

Zihni Gülep: Far elektrik olarak, 1999 yılında dört kardeş bir araya gel-dik ve çok küçük bir şirket olarak Okmeydanı’nda bir atölyede üretime başladık. İşlerimiz artmaya başladığın-da 1966 yılında kurulmuş olan Far Bakalit firmasını devraldık. Bu isimle birlikte piyasada olan rekabet gücümüzü artırarak şirketimize yeni bir ivme ka-zandırdık.

Boğaziçi Gündem: Gördüğümüz kadarı ile çok çeşit ürününüz var. İhracat yapıyor musunuz?

Zihni Gülep: İlk günlerle bu günü mukayese bile edeme-yiz. Çünkü ilk başladığımızda ancak 5-6 çeşit ürün imala-

tı yapabiliyorduk. Bu gün yüz ellinin üzerinde ürün çeşidine sahibiz. Bu gün otuz beş ülkeye ihracat yapan bir şirket olan Far elektrik, ihracata önem verirken, Ar-ge çalışmalarında önem-li yatırımlar yapıyor. Yaptığı ürünlerin kalitesini artırmak için ürünlerini ken-disi tasarlıyor kalıplarını kendi bünye-mizde yapıyoruz. Böylece gerek yurt-dışında gerekse yurtiçinde bir adım daha önde olma gayreti içindeyiz.

Enerji tasarrufunun adı: FAR-LED…

Boğaziçi Gündem: Şu an kaç çalışanınız var? Kaç metrekarelik alanda hizmet veriyorsunuz?

Zihni Gülep: Dört kişilik küçük bir atöl-yeden yetmiş beş kişilik personeli ile 3500 metre kare alan içerisinde üre-tim yapıyoruz. Far elektrik 2013 yılında önemli yatırımlar yapacak. Bizler ülke-mizi seviyoruz ve yatırım yapma konu-sunda hassasiyetlerimiz var. Öncelikle enerji konusunda ve tasarruf konusun-da dört yıllık araştırma ve çalışmamızın ürünü enerji tasarrufuna önemli katkı sağlayacak olan ürünlerimizi piyasaya FAR-LED olarak çıkaracağız. Yeni fab-rika binası ve ürün çeşitlerimizi geliş-tirme konusunda da yatırımlarımız de-vam edecek. Yurtiçi ve her ay düzen-lediğimiz yurtdışı tanıtım fuarlarımızı artırarak devam ettireceğiz.

Boğaziçi Gündem: FAR-LED hakkında biraz daha bilgi verir misiniz?

Zihni Gülep: Evet biraz öncede söy-ledim. Şu an bizim sektörde iş biraz daha tasarruf ve enerjiye dönüyor. Kısmet olursa 2013-14 yılında da yeni bir fabrika kurma düşüncemiz var. Biz-de FAR-LED adında ikinci bir firmayı kurduk. FAR-LED firmamızda özellikle Kamu Kurumlarına ve Karayollarına sokak armatörü ve projektör üretimi yapacak. Üzerinde çalıştığımız ürünler

şu anki mevcut aydınlatma lambalar-dan %60 daha tasarruflu olacak. Bu-nun çalışmaları yapıldı. Şu an ürün-ler TSE’ne gönderildi. Kısmet olursa 2013’de hızlı bir şekilde bu işe start vereceğiz ve daha çok yatırımlarımız bu alanda olacak.

Ortadoğu ve Orta Asya ülkeleri için üründe Made in Turkey yazması yeter-li…

Boğaziçi Gündem: ilk ihracatınız ne za-man başladı. İhracat girdileri sizi hangi yönde etkiledi. Yabancıların Türk malla-rına bakış açısı size göre nasıl?

Zihni Gülep: 2005 yılında ilk Romanya Fuarı’na katılarak yurtdışı deneyimimiz oldu. İhracata 2007 yılında başladık. 2008 yılında Türkiye’de yaşadığımız krizi yaptığımız ihracat sayesinde, yurtiçinde çok büyük kayıplarımızın olmasına rağmen atlattık. Yurt dışında özellikle Ortadoğu ve Orta Asya ülke-leri ürünlerin üzerinde Made in Turkey yazmasını yeterli görüyorlar. Ancak daha önce Laleli piyasasında işin ehli olmayanlar tarafından özellikle tekstil-de yapılan hataların etkisi hala Rusya ve Ukrayna bölgesinde devam ediyor. Bu ülkeler Türk ürünlerine mesafeli ol-salar da yavaş yavaş bu düzeliyor.

Boğaziçi Gündem: Türk Ticaret Kanu-nu’ndaki değişiklikler sizi nasıl etkiledi?

Zihni Gülep: Yapılan değişikler aslında ilk bakışta olumlu oldu. Ancak yeni çek kanunu ile ilgili olan düzenlemeyi maalesef art niyetli olan iş adamları, dürüst iş adamlarını zor durumda bı-rakacak şekilde kullanıyorlar. Ceza-sı olmadığından karşılıksız çeklerin oranları arttı. Karşılığında bir yaptırım olmadığından özellikle yurt içi tahsi-latlarımızda çok büyük açıklarımız ve sıkıntılar olmaya başladı. Bu sıkıntının bir an önce yeni bir düzenleme yapıla-

rak düzeltilmesini bekli-yoruz.

Boğaziçi Gündem: Sayın Gülep, bize vakit ayır-dığınız ve sorularımıza verdiğiniz samimi ce-vaplar için size çok te-şekkür ediyoruz.

Zihni Gülep: Bende bu-ralara kadar geldiğiniz için sizlere teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.

Kısa süre önce kurulan Far

Elektrik, sürekli eğitim, yaşam boyu öğrenme, iş ahlakı, dü-

rüstlük, yeterli-lik, yenilikçilik ve girişimcilik

ilkelerinin karşı-lığını fazlasıyla

alıyor.

FAr

ele

ktr

ikD

ünya

yı A

ydın

latı

yor…

20

Page 21: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Her yaşta insanın gidebileceği, profesyonel hocala-rın gözetiminde modern spor aletleriyle donatılan, “Pilates Mika” Sarıyer’de hizmete açıldı.

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Büyükdere Mahallesi Piyasa Caddesi üzerinde son derece

modern görüntüsüyle hizmete giren Füsun ve Akif Serkan çiftine ait Pi-lates Mika’nın açılışına ilgi yo-ğun oldu.

Açılışa, Sarıyer Kaymakamı Ömer Karaman, Sarıyer Be-lediye Başkanı Şükrü Genç, Şebinkarahisarlılar Yardım-laşma Dernek Başkanı Yücel Kısa, Şebinkarahisar Vakıf Baş-kanı Avni İşcan ve çok sayıda davetli katıldı.

Pilates, Joseph Pilates tarafından kas-ları güçlendirmek, esnekliği arttırmak ve vücudun genel sağlığını iyileştirmek

amacıyla geliştirilmiş bir egzersiz siste-midir diyen işletme sahibi Akif Serkan Tetik, Boğaziçi Gündem Gazetesi’ne şu açıklamalarda bulundu. “Egzersizler

minder üzerinde ya da özel olarak dizayn edilmiş aletlerle yapılı-

yor. Pilates sistemi vücudun her bölümünü çalıştırmaya yönelik farklı aktivitelere uy-gun egzersizler içerir. 20.yüz-yılın başlarında ortaya çıkan

pilates, kendi döneminin ileri-sinde bir sistemdi ve 21. yüzyılın

modern insanları tarafından büyük ilgi gördü” dedi.

Pilates egzersizlerinin temel amacının zihin-beden bütünlüğünü sağlamak olduğunu ve verimli bir çalışma için her egzersizde nefese ve hareketlerin

doğru yapılmasına odaklandığını ifade eden Tetik, “Pilates vücudun merkezini güçlendirip, denge ve koordinasyonu arttırarak stresi azaltmaktadır. Egzersiz-ler güvenli ve kontrollü yapıldığından her yaş seviyesine uygundur. Pilates vü-cudumuzu daha iyi tanımamızı sağlar ve faydalarını günlük hayatımızda da hisse-deriz. Pilates günümüzde fitness kulüp-lerinde, özel stüdyolarda, rehabilitasyon merkezlerinde ve hastanelerde çeşitli rahatsızlıkları olan insanlardan profes-

yonel sporculara kadar herkesin sağlığını iyileştirmek için kullanılmaktadır. Pilates, katılımcıların günden güne artmasıyla insanların ihtiyaçları doğrultusunda hare-ket kabiliyetlerini kolaylaştırmaya devam etmektedir” diye konuştu.

Açılışını Sarıyer Kaymakamı Ömer Ka-raman ve Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç’in yaptığı “Plates Mika” Sarıyerliler başta olmak üzere bütün İstanbulluların gözde yerlerinden birisi olacak gibi görünüyor.

sArıyer’De sAğlıklı yAŞAmınyeni ADresi pilAtes mikA

21

Page 22: Boğaziçi Gündem Gazetesi

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

İlginin yoğun olduğu progra-ma, Beyoğlu İlçe Teşkilatı Başkanı Rüstem Dindarol ve Yönetim Kurulu Üye-leri, İl Yönetim Kurulu Üyesi Aysun Çeliker, Beyoğlu Belediye Baş-kan Yardımcısı Özcan Tokel, Kadın Kolları Başkanı Yaprak Arıman, Gençlik Kolları Başkanı Mustafa Tezgel ve Belediye Meclis Üyeleri ile birlikte çok sayıda partili katıldı.

Cihangir Firuzağa Camii önünden başlayan ziyaret sokak boyu devam etti. Hiçbir ayrım yapılma-dan sırasıyla tüm işyer-lerine gidilerek esnafa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını ileten Başkan Dindarol, aldığı olumlu tepkileri karşısında oldukça memnun kaldı. Bir vatandaşın daveti üzerine ayakkabı mağazası açılışı-na katılan Dindarol, işletme sahiplerine hayırlı olsun temennilerini iletti. Üç saat süren ziyaretler sırasında yüzlerce karanfil Cihangir sakinlerine dağıtıldı. Program sonrasında kısa süre önce annesini kaybeden Siirtliler Derneği Başkanı’na taziye ziyareti de yapıldı.

“Bir kez daha gördük ki gitmediğiniz yer sizin değil, sıkmadığımız el bizim el değil, çalmadığı-mız kapı bizim kapımız değil…”

Program sonrası Cihangir zi-yaretini Boğaziçi Gündem

Gazetesine değerlendiren Beyoğlu AK Parti İlçe Baş-kanı Rüstem Dindarol

şunları söyledi. “Bu gün teşkilatımın her kademe-

sindeki yol arkadaşlarımız

ile birlikte, yoğun bir katılımla, Cihangir böl-gesinde daha önce planladığımız hem esnaf, hem de seçmen ziyaretlerini gerçekleştirdik. Bu ziyaretlerin ne kadar önemli olduğuna bugün burada bir kez daha şahit olduk. Ge-rek esnafımızdan gördüğümüz ilgi, alaka, teveccüh, gerekse arkadaşlarımızın çat kapı ziyaretlerinde vatandaşlarımızdan gördükleri ilgi, hepimiz için bir kez daha moral kaynağı oldu. Bu gün Cihangir’de teşkilatımla be-raber daha çok motive olduk. Bu gün bir kez daha gördük ki gitmediğiniz yer sizin değil, sıkmadığımız el bizim el değil, çal-madığımız kapı bizim kapımız değil. Bu bizim her zaman bildiğimiz şey ama bunu

bu gün bir kez daha gördük.”

AK Parti’nin Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi, Beyoğlu’nun da her yerinde olduğunun altını çizen Başkan Dindarol “gerek hükümeti-mizin çalışmaları, gerek Büyükşehir Belediye-mizin çalışmaları, gerekse İlçe Belediyemizin yapmış olduğu hizmetler karşısında vatandaş-larımızın kesinlikle bir memnuniyeti var” diye konuştu.

Bİz Beyoğlu’nunher yerİndeyİzdİ

nda

rol;

22

Page 23: Boğaziçi Gündem Gazetesi

Alucra Vakıf Başkanı Sinan Karaveli ve Alucra Yöresel Kalkınma Derneği Başkanı Ahmet Te-koğlu, İstanbul Milletvekili Ahmet Baha Öğütken’i Fatihte bulunan çalışma ofisinde ziyaret etti.

İlhan Çabukol/boğaziÇi Gündem

Boğaziçi Gündem Yazarla-rımızdan Prof. Dr. Bünyami Ünal ve Prof. Dr. Ersan Odacı, Doç. Dr. Sinan Canan ve Yargıtay Cumhuriyet Sav-cısı Halil İbrahim Çiftçi TBMM’nde bir dizi ziyaret gerçekleştirdiler. Zi-yarette Boğaziçi Gündem Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İlhan Çabukol’da hazır bulundu.

Yazarlarımız Prof. Dr. Bün-yami Ünal ve Prof. Dr. Er-san Odacı, AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Ca-nikli, AK Parti İstanbul Milletvekilleri Ünal Kaçır, Ahmet Baha Öğütken, Feyzullah Kıyıklık, Sevim Savaşer, Hakan Şükür, Gi-resun Milletvekili Mehmet Geldi ve Düzce Milletvekili Osman Çakır ile görüştüler.

Milletvekilleri ile makamlarında ve meclis kulisinde gerçekleştirilen gö-rüşmelerde yazarlarımız ülke gün-demine ait fikirlerini ve düşünceleri-ni milletvekilleri ile paylaştılar.

Ziyaretten oldukça mutlu ve mem-nun oldukları görülen milletvekilleri yazarlarımıza ve gazetemize olduk-ça ilgi gösterdiler.

Bünyami Ünal: İlk kez TBMM’ne gel-dim, ilk kez bir vekille yüz yüze konuş-tum…

Prof. Dr. Bünyami Ünal, ziyaret son-rasında gazetemize yaptığı açıkla-mada hayatında bir çok kez yurtdı-

şına çıktığını ama ilk kez TBMM’ne geldiğini ifade ederek şunları söy-ledi. “ABD, İngiltere, Suudi Arabistan başta olmak üzere birçok kez yurtdı-şına çıktım. Uzun ve kısa süreli ola-rak oralarda bulundum. Ama ilk kez TBMM’nin kapısından içeri girdim. Daha ilginç olanı belki size garip gele-bilir ama ilk kez bir milletvekili ile yüz yüze tanışma ve sohbet etme imkânı buldum. Özellikle Ahmet Baha Öğüt-ken ile meclisin çalışma düzeni ve ülke gündemine ait sohbetimiz benim için çok önemli idi.”

Ersan Odacı: Vekillerin çalışma ortamı ülkemize yakışmıyor…

Prof. Dr. Ersan Odacı ise uzun yıllar sonra ilk kez meclise geldiğini ifade

ederek şunları söyledi. “Meclisimiz-de milletvekillerinin çalışma ortamı çok yetersiz. Vekiller neredeyse on metrekarelik bir mekânda hizmet ver-meye, ülkenin problemlerine çözüm üretmeye çalışıyorlar. Benim üniversi-tedeki kendi odam bile vekillerin oda-sından çok daha geniş ve konforlu. Milletvekillerine bir an önce çok daha rahat bir çalışma ortamı sağlanmalı.” diye konuştu

İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyık-lık ile kendi çalışma ofisinde gerçek-leştirilen görüşmede ise Prof. Dr. Ersan Odacı, Doç. Dr. Sinan Canan ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim Çiftçi yer aldı. Yazarlarımı-zı kendi ofisinde akşam yemeğinde ağırlayan Milletvekili Kıyıklık, Bağcı-lar Belediye Başkanlığı döneminde yaşadığı tecrübelerini yazarlarımızla paylaştı.

www.bogazicigundem.com

İlhan Çabukol / boğaziÇi Gündem

Samimi bir ortamda geçen ziyarete, Alucra Vakıf Başkanı Sinan Karaveli, Vakıf Yönetim Kurulu Üyele-ri Ömer Metin Yurt, İlhami Konukçu, Alparslan Karamanoğlu ve ünlü iş adamı, Alucra Yöresel Kalkınma Der-neği Başkanı Ahmet Tekoğlu katıldı.

Alucra ve Şebinkarahisar’ın sorunları-nın daha çok ön plana çıktığı tanışma topalntısında memleket meseleleri konuşuldu. Yeni seçilen Vakıf Başkanı Sinan Karaveli hemşeri milletvekili Ahmet Baha Öğütken’e kendini ve yönetim kurulu üyelerini tanıtarak, Vakıf çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

Alucra Yöresel Kalkınma Dernek Başkanı Ahmet Tekoğlu ise Son günlerde bölge basınında da sıkça yer alan, İstanbul/Tuzla’da kuruluş çalışmaları sü-ren “İstanbul Anadolu Yakası Hal ve Lojistik Merkez” projesi kapsamında yer alan ATÜ (Anadolu Hal ve Lojistik Teknoloji Üniversitesi)’ne bağlı pilot proje A-YKF (Alucra Yöresel Kalkınma Fakültesi) hakkında Ahmet Baha Öğütken’e önemli bilgiler verdi. TOKİ ile ortak yürütülen projenin bitme aşamasına gel-diğini belirten Ahmet Tekoğlu, Alucra’da heyecan yaratan bu projenin memleketin kalkınmasına ve göç sorununu büyük olasılıkla ortadan kaldırarak

yöre insanına büyük istihdam sağlayacağını belirt-ti. Öğütken’i daha detaylı bir sunum için Tuzla’da bulunan tanıtım ofisine davet eden Tekoğlu, bu konuda kendisinden son aşamaya gelen bürokratik süreç için destek istedi.

Ziyaretten oldukça memnun olan Milletvekili Öğütken, İstanbul Milletvekili olmalarına rağmen memleketleri için ellerin ne geliyorsa yaptıklarını söyledi. Her zaman yardıma ihtiyaç duyulduğunda kendisin arayabileceklerini belirten Öğütken, pro-jeyi kesinlikle desteklenmesi gerektiğini belirtti. Bu Projeyle Tarihi İpek Yolunun da canlanabileceğini belirten Öğütken, iyibir fizibilite çalışması yapılma-sı gerektiğini belirtti.

YAZARLARIMIZ MECLİS’TE

Kamusal Alan Neresi?

[email protected]

Doğukan Gezer

Kamusal alana deyince ilk akla gelen imge, bir üniversite veya devlet kurumu oluyor. Kamusal alan eşittir devlet alanı olarak al-gılanıyor. Bu algılamanın hatalı olduğunu ise; Jürgen Habermas’ın “Kamusal Alanın Yapısal Dönüşümü: Burjuva Toplumunun Bir Kategorisi Üzerine Araştırmalar” adlı kita-bında anlıyoruz. Habermas kamusal alanı, “Özel şahısların, kendilerini ilgilendiren ortak bir mesele etrafında akıl yürüttükleri, rasyonel bir tartışma içine girdikleri ve bu tartışmanın neticesinde o mesele hakkında ortak kanaati, kamuoyunu oluşturdukları araç, süreç ve mekanların tanımladığı hayat alanı” olarak tanımlıyor. Kitapta yer alan; “Kamusal alan, modern toplum kuramlarında, toplumun ortak yara-rını belirlemeye ve gerçekleştirmeye yöne-lik düşünce, söylem ve eylemlerin üretildiği ve geliştirildiği ortak toplumsal etkinlik ala-nına işaret etmek için kullanılan kavramdır” görüşü ile günümüz devlet kurumlarını kar-şılaştırınca kamusal alanın devlet kurumuna eşit olduğu görüşü bir kez daha çürüyor. Çünkü kamusal alan, insanların kendilerini ve fikirlerini özgürce ifade edebildikleri bir yer olarak tanımlanırken devlet kurumla-rında bu özgürlüğün kesinlikle söz konusu olmadığını görüyoruz. Eşit Haklar ile Yeniden Kamusal Alan

Habermas’a göre siyasi baskı ortamlarından dolayı kamusal alan değer kaybediyor. Ka-musal alanın yeniden canlandırılması konu-sunda iyimser olduğunu ifade eden Haber-mas şu şekilde devam ediyor; “Ulus-devleti etnik ve kültürel benzerlikler temelinde aşmakta olan politik toplumun, eşit haklar ve yükümlülüklü yurttaşların yasal koruma donatılı olması halinde, yeni dönemdeki ge-leceği için ümitlidir. Demokrasinin bu değiş-kenlikli kuramı öyle bir toplum gerektirir ki birlikte politik istem belirleyebilsin ve bunu yasama sistemi düzeyinde uygulayabilsin. Bu politik sistem eylemci bir kamusal alan gerektirir, burada ortak çıkar sorunları ve siyasi konular tartışılabilir ve kamuoyunun gücü karar verme sürecini etkileyebilir.” Erdoğan: “Dolmabahçe kamusal alan değil” Özellikle son yıllarda türban sorunu ile gündeme gelen kamusal alan tartışmaları, çeşitli yönlerden de ele alınıyor. Emine Erdoğan’ı, NATO yemeğine davet etmeyen CumhurbaşkanıAhmet Necdet Sezer’i Başbakan “Dolma-bahçe kamusal alan değil” diyerek eleştir-mişti. Buradan da ortaya çıkan bir başka sonuç, kamusal alanın somut bir alan olma-dığı fikirsel bir oluşum olduğudur.

aLUCRaLıLaRDaN aHMEt BaHa aLUCRaLıLaRDaN aHMEt BaHa ÖĞütKEN’E NEZaKEt ZİYaREtİÖĞütKEN’E NEZaKEt ZİYaREtİ

23

Page 24: Boğaziçi Gündem Gazetesi

doğukan Gezer/boğaziÇi Gündem

5 yıldır TV 5’de Zennur Karslı tarafından ya-pımcılığı ve sunuculuğu yapılan İş Vizyon, Boğaziçi Gündem’i ağırladı. Prog-rama Çabukol’un yanı sıra Bo-ğaziçi Gündem yazarı Fikri Akyüz, Türkiye Esnaf Ga-zetesi Kurucusu Nusret Kafasıbüyük ve İstanbul Taksiciler Esnaf Odala-rı Başkanı Yahya Uğur katıldı.

Yerel Medyacılıkta Sıkıntı Büyük

Boğaziçi Gündem’in kuru-luş aşamasını anlatan Sorum-lu Yazı İşleri Müdürü Çabukol, yayıncılık sürecinde karşılaşılan sıkıntılar hakkında; “Yerel gazetelerde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri ekonomik sıkıntılar. İş

adamları artık dikkat çekmeye odak-lı yaygın gazetelere reklam vermeye yöneliyor. Bu da bizi sıkıntıya sokuyor.

Ama her şeye rağmen çizgimizden ayrılmadan yayıncılığımıza de-

vam ediyoruz” dedi.

Hazırlık aşamalarında da büyük zorluklar yaşadığının altını çi-zen Çabukol, “Ga-zeteyi okuyucuya içerik olara dolu ve nitelikli bir şekilde

sunmak zorundayız. Bu yüzden çok uzun

mesailer yapıyoruz” dedi. Ça-bukol, objektif gazetecilik anlayışı

üzerine; “Haber yapım aşamasında ta-mamen dürüst olmak gerekiyor. Yaygın ba-sında olmayan samimiyet de yerel medyada oluşuyor. Haber kaynağı ile dürüstlük üzerine

kurulan yakın ilişkiler de haberin doğruluğunu güçlendiriyor” ifadesini kullandı.

Şantajcı Gazetecilik Üzerine

Ulusal ve görsel basının aranan yüzü gazete-ci- yazar Fikri Akyüz, yayın hayatına başlama hikâyesini anlattı. Bazı yerel medya kuruluş-larının belediyelere karşı şantaj yaptığını ve maddi çıkar güttüğünü söyleyen Akyüz, bu tür bir gazetecilik anlayışının kesinlikle doğru olmadığını vurguladı.

‘Esnaf odaları önemli’

Türkiye Esnaf Gazetesi Kurucusu Nusret Ka-fasıbüyük, yeni yılda önemli adımlar ataca-ğını belirterek “Bizim varlığımız esnafımızın varlığının teminatı olmalıdır. Esnafın sorunları-nı göstermeye ve çözüm yolları aramaya çalışı-yoruz.” dedi.

Korsan Taşımacılığa Son

Programda yerel medyanın yanı sıra taksicili mesleği de konuşuldu. Program konuğu İs-tanbul Taksiciler Esnaf Odaları Başkanı Yah-ya Uğur, taksicilik mesleğinin zorlukları ve sıkıntıları hakkında konuşan Uğur, bu sıkın-tıların kısa sürede tamamen biteceğinin sö-zünü verdi. Korsan taşımacılık konusuna da değinen Uğur, katı yasal düzenlemeler gele-ceğini ve resmi olmayan araçların tamamen kaldırılacağını belirtti.

Boğazİçİ Gündem TV 5’e KonuK oldu

Boğaziçi Gün-

dem kurucusu ve so-rumlu yazı işleri müdürü

İlhan Çabukol, TV5 İş Vizyon programına konuk oldu. Çabukol, yerel medya ya-

yıncılığının zorluklarını anlattı.