Biradambirbebek Dergi Mart Sayısı

Bir adam ve bebek arasındaki her şey

BiradamBirbebekMart 2011 Yıl:1 Sayı:6

Röportaj

Ajans 41?29! KurucusuAlemşah Öztürk ile ikizlerini konuştuk.

İş yerinde hamile olduğunu açıklamak

Okul öncesi eğitim kurumu nasıl seçilmeli?

Derya AkkayaZaman Söz Dinler

Taze Babalara İpuçları

Bez değiştirme, biberon yıkama, market alışverişi vs.

*SAĞLIK *MODA *EĞLENCE *ALIŞVERIŞ *BESLENME

Kişisel Marka Olmak Ailede BaşlarMurat Esenli

İmtiyaz SahibiTurcreative adına Cesur Doruk

Genel Yayın YönetmeniCesur Doruk

Editörİrem Gürel Doruk

TasarımTurcreative

Kapak Fotoğrafİrem Doruk

Reklam ve PazarlamaCesur Doruk

[email protected]

Katkıda BulunanlarMurat Esenli, Derya Akkaya, İrem Gürel Doruk

Dağıtımbiradambirbebek.com / issue.com

İletiş[email protected]

sevgiyle

Merhaba,

Mart sayısı ile tekrar beraberiz. FLL Turnuvasındaki jüri görevim nedeni ile yoğun 2 hafta geçirdim bu sebeple mart sayısı da gecikti öncelikle onun için özür dilerim.

Bu sayıda 41? 29! kurucusu Alemşah Öztürk ile ikizlerini konuştuk, taze babalara ufak ipuçları, işyerinde hamile olduğunu söyleme konularımız arasında.

Ayın konusunda Murat Esenli aileden başlayan kişisel markalaşma süreci ile ilgili bizi bilgilendirdi.

Yaşam koçumuz Derya Akkaya her zaman ki gibi yine bizlerle.

Kristal Küp Bebeğime Mektup Yarışmasında süreç devam ediyor. Sonuçlar ve kazanan mektup bir sonraki ay dergimizde.

Her türlü soru ve görüşünüz için bir de mail adresi verelim [email protected]

Cesur d.

editorden-

Kısaca Bu Sayıdakiler

RöportajAjans 41?29! KurucusuAlemşah Öztürk ile ikizlerini konuştuk.

Patron Hamileyim !!!

Mart Derya AkkayaZaman Söz Dinler

Faydalı BilgilerTaze babalara Tüyolar

Ayın KonusuMurat Esenli:Kişisel Marka Olmak Aileden Başlar

California’da bir kum-salda doğduktan kısa bir süre sonra den-ize ulaşmaya çalışan deniz kaplumbağası Sammy’nin maceraları 3D DVD’de

Sosyal Sorumluluk

BiradamBirbebek

Derginin tüm geçmiş sayılarınawww.biradambirbebek.com adresinden

ulaşabilirsiniz.

Yarışma Duyurusu

Kristal Küp“Bebeğime Mektup”

Yarışması

Oylama Süreci Devam ediyor

Detaylar biradambirbebek.com’da

Konumuz bu şarkı sözü ile pek ilgili değil aslında. Ama başlangıç noktamız aynı. Nasıl anlatacağım sorusu ile başlayan bir süreç.Anne olduğunuzu öğrendiniz,

Genel

peki işyerinizde bunu nasıl açıklayacaksınız? Hele ki işyerinizde zaten kadın olmaktan kaynaklanan bir ayrımcılık yaşıyorsanız bu durumu anlatmak bazıları için çok zor olabilir.

Duymuşsunuzdur, bazı iş görüşmelerinde kadınlara, evli değil ise kısa dönemde evlen-meyi düşünüp düşünmediği, evli ise de ne zaman çocuk sahibi olmayı düşündüğü gibi negatif ayrımcılık içeren sorular soran insanlar olabiliyor. İşe girmenin çok zor olduğu bir dönemde işe girmek için can atan bir kişi bu sorulara ne kadar açık cevap verebilir ki. Hadi işe girdiniz diyelim, bu tür bir sınavdan geçtiyseniz, sizin için dünyanın en güzel haberi olan bu durumu patronunuza nasıl söyleyebilirsiniz?

Madalyonun diğer tarafında ise gerçekten insan gibi insanlarla çalışılan kurumlar var. Günün neredeyse uyanık kalınan tüm zamanını birlikte geçirdiğiniz iş arkadaşlarınızın ve patronunuzun sizi aile gibi gördükleri keyifli iş ortamları. İşte o zaman bu sevinci koşa koşa onlarla da paylaşmak için can atarsınız.

Nerden başlasam, nasıl anlatsam...

hamileyim

9biradambirbebek

Elbette bu güzel haber dokto-runuzun tavsiyesi ve ailelerin ama nazar değer endişesi ile 4. aya kadar pek öyle herkesle de paylaşılmaz. Eğer yöneticiniz anlayışlı ve güvenilir bir kişi ise ona hemen söyler ve önümüzde-ki 9 ay ve sonrası için plan-lama yaparsınız. Ondan sonra da herkese gururla ve keyifle açıklayacağınız günün gelmesini beklersiniz.

İşyerinde hamileliğinizi açıklamanın sosyal boyutunun yanısıra bir de yasal hak-lar mevzusu var. Hamileyken çalışma süresi, nöbete kalmak, mesai, doğum izni, çalışma ortamının koşulları gibi konularda herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için ge-rekli bildirimlerin vaktinde yapılmasında fayda olduğunu da unutmamak gerekir.

Kısaca hatırlatmak gerekirse;

Doğum öncesinde ve sonrasında 8’er hafta süre ile ücretli izin

Çoğul gebelikte doğum öncesi izninin 10 hafta süre ile kullandırılması,

Hekim tarafından sakıncalı görülmemesi ve kadın sigortalının talep etmesi halinde doğum öncesi iznini 3 haftaya kadar kullandırılarak, kullanmadığı doğum öncesi izin sürelerini doğum sonrası iznine ilave ederek kullandırılması

Sağlık durumlarının gerektirmesi halinde hekim raporu ile doğum öncesi ve sonrası izin sürelerinin uzatılması

Hamilelik süresince periyodik kontrol için ücretli izin verilmesi

Kadın işçinin isteği halinde doğum sonrası izninin bittiği tarihten itibaren 6 aya kadar ücretsiz izin verilmesi

10biradambirbebek

Hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde ücretlerinden herhangi bir kesinti yapılmaksızın daha hafif işlerde çalıştırılması

Çocuğunun bir yaşını doldurmasına kadar kendisinin istediği bölüntüde ve saatlerde kullanmak üzere günde bir buçuk saat süreyle süt izni verilmesi gibi imkanlar kadınların gebelik ve doğum sonrası haklarındandır.

11biradambirbebek

Röportaj

Alemşah sen de benim gibi prematüre bebek babasısın hem de iki tane. Anlatır mısın biraz neler yaşandı, neler hisset-tin erken doğum belli olduğu zaman ve doğumda?

Genelde sakin bir insan olduğumdan çok panik olmadım. Doktorumuz çok iyi olduğu için, bebeklerin gayet iyi durumda olduğunu ve kontrol altında tutulmalarının gerekeceğini önceden söylemişti. İşin doğrusu, premature doğduklarını bize hissettirmedi bile, herşeyi yavaş yavaş söyledi, biz de cehaletten bir rahatlık içinde girdik ilk günlere :)

Sektörün öncü ajanslarından 41? 29! ‘in kurucusu Alemşah Öztürk ile ikizleri ve babalık üzerine konuştuk

Hastanede ne kadar kaldınız doğum sonrası?

14 gün kaldık. O süreç nasıldı?

Oldukça zordu, her 3 saatte bir hastaneye süt götürüyorduk, bebekleri ilk günlerde kucağımıza almamıza bile izin yoktu, sadece uzaktan bakabiliyorduk, her tarafta kablolar vardı, öyle yatıyorlardı … Zordu yani.

Evde ilk zamanlar zor geçmiştir tabi, bir gece hemşiresi arayışın bile olmuş galiba?

Evet, Amerika'da gece hemşiresi konsepti olduğunu biliyorum ama burada olup olmadığını bilmiyordum, araştırdım ama bulamadım. Kayınvalide desteği ile geçir-dik bu zor süreci

12biradambirbebek

Röportaj

Eşim hep der olayın asıl kahramanlarını atlamayın diye. Eşin nasıldı, en çok zor-lanan o tabi ki?

Gülşah tüm süreç boyunca çok dira-yetli davrandı, çocukların yanından hiç ayrılmadı, açıkcası üzülmeye ya da stres olmaya bile vaktimiz yoktu, çünkü sürekli birşeye koşturuyorduk.

Çocukların hastanede olduğu süreçte, çok zorlandık duygusal olarak, sonrasında da bizimkiler biraz haylaz olduklarından ve premature oldukları için ilk 1 yıl özellikle ekstra bakım gerektirdiğinden her an daha dikkatli, daha titiz, daha pozitif olmaya çalışmak oldukça yorucu oldu.

Eskiler derlerdi ya “7 aylık mısın sen” diye, prematüre bebeklerde dünyaya erken gelmenin verdiği bir acelecilik var. Hızlı büyüyor ve acayip hareketli oluyorlar. Sizde durum nasıl?

Aynen öyle! Ben de 7.5 aylık doğmuşum, durum ortada ;) İkizlerden oğlan olan (Selim) gayet hareketli ve yerinde duramıyor. Kızımız Naz ise adı gibi Nazlı ve daha tembel. Zaman içinde yetişeceğini düşünüyorum.

Seninle araları nasıl şimdi? Neler yapıyorsunuz evde beraber?Kızım bana aşık! Oğlum anneye, maalesef! Onunla aramız biraz gelgitli, kafasına göre takılıyor delikanlı. Naz ile aramız süper, beni görünce çıldırıyor, sarılışıyoruz, öpüşüyoruz, oynuyoruz. Onlarla oyun oynuyorum, yaramazlık yapıyorum tamtabiriyle!

13biradambirbebek

Var mı eşinle aldığınız kurallar ya da takıntılar? Yok şu aya kadar TV yok, şu sa-atte yatılsın, aman organik beslensin vs..? Bizim Çin takıntımız vardı mesela puset İtalyan olsun yok biberonlar İngiliz falan:)

Valla yüzlerce şey okuyunca bazı konu-larda refleksler oluşuyor. TV konusun-da ilk yıl seyrettirmedik, ama açıkken takılıyorlar diye bazen ellemiyoruz. Or-ganik beslenme konusunda tam gaz gidiyoruz, herşey evde üretiliyor ;) Bir iki marka konusunda takıntı oldu tabii; Aptamil, FisherPrice, GAP şeklinde;)

Teknolojiyle araları nasıl? Nazlı 21 aylık benim elimden telefonu alıp AngryBirds açmamı istiyor bazen.Valla Selim ilk oyuncak laptopunu 7 aylıkken aldı, ama kesmedi illa gerçek Macbook isti-yor. İkisi de iPad'le ve iPhone'la oynamayı çok seviyorlar. Geleceğimiz belli!

İşin gereği sosyal medya alanında çok yer alıyorsun, dolayısı ile zaman za-man bebişler de buralara giriyor. Bazen rahatsız oluyor musun ya da bu resmi veya şunu yazdık binlerce insan gördü şimdi nazar değer mi endişesi?

Olmaz mı? Her seferinde de değdi biliyor musun? Önce koyup sonra kaldırır oldum ama arasıra dayanamayıp paylaşıyorum valla!

41?29! nasıl gidiyor? 2011 beklentilerin neler? Hatta daha uzuuun düşünelim, bu ajans ileride çocuklarıma kalacak diyor musun?

Valla ajans çocuklarıma kalsın çok isterim, ama Türkiye güven vermiyor bana bu konularda. 41? 29! gayet iyi gidiyor, ama daha yapılacak çok iş var, daha istediğimiz ve hakettiğimiz bütçelere gelmedi iş, sabrediyoruz!

Röportaj

14biradambirbebek

Sosyal Sorumluluk

İnsan doğduğunda bir yolculuğa başlar, yani sonu olan bir yolculuğa. Asıl başlangıç noktası daha aileye sıra gelmeden anne rahmi. İlk dünya o sıvı dolu dünyadır bebek için. Ruh vü-cut ile orada birleşir, genetik kodlarından ka-rakter desenlerine varana kadar burada ortaya çıkan bir format, bir kalıp, bir şablon vardır artık. Anne, baba, aile, huzur, karmaşa, gürültü, stres vs. birçok etkeni hissetmeye başlarız. En güzel kıvamda yaratılan varlık, hiç kimseyle birebir örtüşmeyecek farklı özelliklerle dünya denilen ortama geçiverir. Ve “marka” denilen, yani eski dilde “alamet-i farika” olarak adlandırılan en farklı özelliklerimizi ortaya koyma çabamız daha bu aşamadan başlıyor. Bir yandan kazanıyoruz bir yandan da sergilemeye başlıyoruz.

“7 çok geç” diye bir slogan vardı hatırlarsanız. Beş yaşına kadar birçok kalıp çocuğun zihnine, kalbine ömür boyu değiştirilemeyecek şekilde yerleşir diyorlar. Düşünceler, davranışlar, anlamlar, kurgular vs. Bir danışmandan aslında bu sınırın 2 yaş olduğunu duydum ve ürktüm. Düşünebiliyor musunuz bir çocuk iki yaşına ka-dar ne öğrenebilir, ne öğretebiliriz ki! Böyle düşünmeyin sakın. Anne, baba, yakın çevre ve olan biten her şeyi sünger gibi çekiyor, fotoğraflarını çekerek slayt şeklinde depoluyor. Sonra da tüm bunları arşivden çıkararak olumlu ya da olumsuz anlamda kullanmaya başlıyor. Roller, modeller, kaygılar, korkular, sebep sonuç ilişkileri, hayaller, tutkular şekillenmeye başlıyor. Ve benliğini keşfeden çocuk artık o dür-bünden hayata bakmaya başlıyor. Her şeyi kendi rengine boyamaya çalışıyor, hep kendinden bir şeyler katmaya çalışıyor. İletişim becerileri, ilişki yöntemleri, tarzlar, tavırlar, hayata karşı duruş netleşmeye başlıyor.

Kişisel marka olmak ailede başlar

Ayın Konusu

16biradambirbebek

Kişisel marka olmak bunun neresinde diyebilirsiniz. Geçenlerde incelediğim bir sunumun konusu şöyle idi. “Arketiplerin kişisel markalaşmaya etkisi” Biliyoruz ki arketip denilen şey geçmişten gelen alışkanlıklar, bir çeşit genetik hafıza transferi olarak adlandırılan imgelerin ölene kadar “stereotype” şeklinde zihnimizde dönmesi. Tüm bunları ele aldığımızda kişisel markalaşmanın ilk adımı olan “kendini tanımak” mad-desini daha iyi anlayabiliriz sanırım. Kişilik ve karakter özelliklerimiz, güçlü ve zayıf yanlarımız, davranış model-lerimiz, doğuştan gelen ya da sonradan kazandığımız kabiliyetlerimiz.

İş hayatına başlayana kadar, okulu da içine alarak hayatımızın belki 25 yılı aslında özel hayat çerçevesinde geçiyor. Yani aile ve yakın çevre içerisinde. Kariyer yaşamını besleyen bu temel oluyor. Kişisel markalaşmayı daha çok iş yaşamında başarı olarak ele alsak dahi yine bu temel üzerine bir değer binası inşa ediliyor. Çocuk-luktan gelen bazı alışkanlıklar önümüzü tıkıyor. Kişisel marka lokomotifi diyerek ele aldığımız konulardan bazıları geleceği tasarlamak, sosyal duruş, iç disiplin ve se-bat, istikrar gibi konular. Bu maddeleri va-gon olarak ele alırsak bunları yönetmenin ne kadar güçlü bir irade gerektirdiği ortada.

Anne babanın çocuğa verebildiği değerlilik ve yeterlilik duyguları ne ölçüde ise, ya da çocuk bunu nasıl algıladı ise o ölçüde insan kendini ortaya koyabiliyor, ifade edebiliyor, güzel sonuçlar alabiliyor.

Çocukluğundaki travmaların, kızgınlıkların, gerçekleşmeyen hayal-lerin öcünü almaya çalışan birçok insan tanıdım. Bu cümleye hemen hepimiz dahiliz aslında. Her insan çocukluğunu yaşar diye boşuna söylememişler.

Çekirdek hükmünde olan çocukluk, dalları ve meyveleri ile hayatını doldu-ruyor. Bu dünyanın da öteki dünya için bir çekirdek anlamına geldiği bir ger-çek.

Ayın Konusu

17biradambirbebek

Ayın Konusu

Bu derginin adı “bir adam bir bebek” ama bir de “anne” var doğal olarak. Hem de yeri ve önemi hiçbir şekilde doldurulamayacak bir varlık “anne”. Aile içerisindeki her türlü iletişim ve ilişki tarzı çocuğun sosyal zekâsına yön veriyor. Kişisel marka yolunda ise en işe yarayan öğe “soysal” dünyada doğru konumlanabilmek.

Doğuştan gelen kişilik özellikleri ve genetik kodları kabullenmek gerekiyor ama çocuğa ısrarla doğru model olmak onun geleceğini belirliyor. Yıllar sonra edini-len kalıpları değiştirmek çok zor, belki de mümkün değil. Baskı ve korkular altında sindirilen çocuklar değil kendini ve isteklerini rahatça ifade edebilen, iletişime açık, sosyal dünyadan beslenen ve onu besleyen, özgüveni olabildiğince sağlam çocuklar yetiştirmeyi hedeflemek gerekiyor. Bizim gibi olmalarını değil kendileri gibi olmalarını sağlamak gerekiyor. Onlara gerçekten zaman ayırmak, ilgi göstermek, sevgiyi trans-fer edebilmek çocuk için en değerli besin kaynağı.

Kişisel marka olmak uzun bir süreç gerektiriyor. Bu süreçte yol almak için ise iyi bir kondisyon gerekiyor. Bu performansı gösterebilmek de çocuklukta yapılan egzer-sizlerin çokluğuna bağlı.

En güzel egzersiz ise hayatta nasıl bir duruş sergilememiz gerektiği ile ilgili olandır. Bu duruş da kişisel marka farklılığını ortaya koymak demek aslında. Bize nimet olarak verilen çocuklarımıza bir cevher gözüyle bakabilmek ve en güzel şeklini alabilmesi için onlara azami faydalı olabilmemiz dileği ile.

Saygılarımla.Murat Esenli

Taze babalara ufak ipuçlarıİpuçları

Bez Değiştirme;Bunu detaylı olarak ileriki geçen sayıda anlattık, hazırlık aşamasında el altında bulundurmak gerekenler; Islak mendil, kağıt havlu, bez, krem.

Biberon temizliği;

Biberonla beslenmede temizlik ve özellikle ilk 6 ay sterilizasyon çok önemli. Biberon temizliğinde küçük, yünlü ya da pamuklu bir bez ve beyaz sabun kullanmak en ideali. Beyaz sabun ile köpürttüğünüz beziniz ile biberonun her parçasını iyice yıkayın. Biberon içindeki ve ucundaki mama veya süt kalıntılarını fırçalayın. Biberon ucunu bir biberon ucu fırçası ile veya ucuna tuz doldurduktan sonra parmağınız ile ovalayarak temizleyebilirsiniz. Bol su ile duruladıktan sonra sterilizasyon makinesine koyabilirsiniz. Makineniz yok ise su dolu bir tencerede 25-30 dakika kaynatarak da malzemeleri sterilize edebilirsiniz.

Alışveriş;

Liste yapmadan alışverişe çıkmayın, ufak tefek bir sürü ıvır zıvır olabiliyor. Bez alışverişi önemli, ucuz bulunca stok yapmak isteyebilirsiniz, başta çok hızlı kilo alıp büyüdüklerinden dikkatli hesaplayın ki ufak bezler hatıra olarak elinizde kalmasın.

Dokunun;

Ten teması çok önemli, bebeğinizi mümkün olduğunca çok kucağınıza alın, doku-nun ve sevin. Bu aranızda kuvvetli bağ oluşmasına yardım eder.

Dışarı çıkarken;

Bebeğinizle başbaşa dışarı çıkacak iseniz çantanızı kontrol edin. Yedek biberon, mama, alt değiştirmek için gerekli ekipman, yedek emzik ve ıslak temizleme mendili olmazsa olmazlardan.

DVD

DVD

SAMMY’NİN MACERALARI ŞİMDİ DE DİLEYENE ÜÇ BOYUTLU!

California’da bir kumsalda doğduktan kısa bir süre sonra denize ulaşmaya çalışan deniz kaplumbağası Sammy, yumurtadan yeni çıkmış Shelly adlı şirin bir yavru kaplumbağayla karşılaşır. Ancak hayatının aşkını bulmasıyla kaybetmesi bir olur. Tüm kaplumbağaların doğdukları kumsala geri dönmeden önce yaptıkları okyanus geçişleriyle dolu destansı yolculukta, Sammy, Shelly ile tekrar karşılaşma umuduyla her tehlikeyi atlatır.

En iyi dostu olan Ray ile, insanların gezegene nasıl zarar verdiklerini yakından görür. Ancak, yine başka insanlar tarafından kurtarılır. Pi-ranalar ile savaşır, bir balık kartalından kaçar ve esrarengiz, gizli bir geçit arar. Ve bir gün, sayısız maceralardan ve kıl payı kurtuluşlardan sonra, Sammy Shelly’i bulur. O da onu hiç unutmamıştır…

Yönetmen: Ben StassenFiyatı: 18,90 TLKaynak:vesaire.com

Zaman söz dinler

Koçluk yaklaşımında denge bir şeyin yarısıdır diye ifade edilmez. Bu nedenle kendi-nize, sevdiklerine zaman ayırma konusunda yaşanan aksilikler için, yarı yarıya çözüm-ler yerine an’da olmayı başararak yaşamımıza kalite ve değer katabiliriz. Öncelikle sadeleşmek ve gereksizlerden kurtulmak ile mümkün.Nasıl mı?Bir alıştırma ile yeni bir alışkanlık edinebilirsiniz.Uygulayın, zaman çok önemli ziyan olmasın

Günlük etkinliklerinizi ivedilik ile öncelik dengesini yansıtan bir şekilde değerlendirirseniz, yaşamınızın yönetimini kolaylaştırabilirsiniz.Aşağıdaki etkinlik kategorilerinden her birine ayırdığınız vaktin yüzde oranına ilişkin bir çetele tutun. 1.kategori: Acil öncelikler (Kriz ve zamana duyarlı işler.)2.kategori: Acil olmayan öncelikler (Planlama, yaratıcı düşünme, eğitim ve kendini yenileme)3.kategori: Acil düşük öncelikli etkinlikler (Telefon konuşması, toplantı, rapor vb.)4.kategori: Acil olmayan , düşük öncelikli etkinlikler (Düşünmeden televizyon seyret-mek ve genel boş işler.)

Pek çoğumuz, 1,3 ve bazen 4 numaralı kategorilerdeki etkinliklere çok zaman harcayıp, 2 numaraya yeterince vakit ayırmayız.3 ile 4 ‘ü asgariye indirip, 1 ile 2’yi dengeleyerek perspektifimizi g e n i ş l e t e b i l i r i z .

Hayat yaşamaya değer…Kendinize önem verin.Derya AkkayaYaşam Koçu

Yaşam Koçu

Yasal bıdı bıdılar

Dergi içeriği sadece bilgilendirme amaçlı olup hiç bir şekilde tıbbi öneride bulunma amacı taşımaz.

Derginin okuyucuları riski tamamen kendilerine ait olmak üzere dergi ve içeriğine erişmeyi kabul ederler. Derginin yazılması ve yayınlanmasında görev alan ve üçüncü kişiler erişimden ve/veya dergideki bilgilere güvenmelerinden kaynaklanan herhangi bir zarar ve/veya kayıptan sorumlu tutulamazlar.

Dergi, diğer web sitelerine linkler ve köprüler içermektedir. Biradambirbebek, söz konusu sitelerinin içeriklerinden ve bu sitelerden dolayı kaynaklanan herhangi maddi ve manevi zarar ve kayıplardan sorumlu tutulamaz.

İçerikteki yazı ve resimlerin izin alınmadan, izin alındıktan sonrada kaynak gösterilmeden yayınlanması yasaktır.

Demedi demeyin

Yasal